Untitled - M.Zeki AKTAŞ

advertisement
SÖZÜN ÖZÜ
Rahman ve Rahim olan Alemlerin Rabbına Hamdolsun.
Kainatın Efendisi Hz. Muhammed (sav) salat ve selam olsun.
Allah (cc) selamı bereketi ve rahmeti rızasına uygun olarak
çalışanların üzerine olsun.
“Bu sayfalar bir düğün davetiyesinden alınmıştır.
Siz dostlarımla paylaşmak istiyorum.”
Bu cep kitapçığı hem bir cemiyete davet hem de hayra sebep olma
gayesiyle hazırlanmıştır. Bu gün cemiyetlerimizin nasıl
Yapıldığı herkesin malumudur.Cemiyetlerimizdeki bir çok yanlışın
düzeltilmesi için toplumda herkese düşen görevler vardır.
Toplum olarak hepimiz yapmamız gerekeni yapmadığımız,
yapmamamız gerekeni yaptığımız taktirde kendimizi
çetin geçecek hesap gününe hazırlamalıyız.
Hiç kimse görevden kaçamaz.
Gücümüz nispetinde görevimiz var ve gücümüz
nispetinde hesaba çekileceğiz.
Allah (cc) hepimize rızasına uygun ameller yapmamızı nasip etsin.
Allah (cc) emanet olunuz.
M. Zeki AKTAŞ
1993
Not : Torunlarının yetişmesi için 90 yaşında hasta yatağında
hiçbir fedakarlıktan çekinmeyen dedem
Mustafa AKTAŞ ( Topal Hoca ) nın ruhuna hediye ediyorum.
Mevla rahmet eyleye...
BABA VE ANNE OLARAK ÇOCUKLARIMIZA KARŞI VAZİFELERİMİZ
Şüphesiz ki her çoban güttüğü şeylerden sorulacaktır. O kadar ki her ana, baba
çoluk çocuğundan sorumlu tutulacaktır.
ÇOCUĞUN DOĞUMUNDA YAPILACAK İŞLER
1-Doğum yapan anneye geçmiş olsun demeli ve onu tebrik etmeliyiz.
2-Doğan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okumalıyız.
3-Doğumdan sonra çocuğun ağzına tatlı bir madde dokundurmalıyız.
4-Doğumun yedinci gününde çocuğun saçı kesilerek ağırlığınca gümüş fakirlere
dağıtılmalıdır.
5-Yine doğumun yedinci gününe kadar çocuğa güzel bir ad verilerek ismi konulur.
6-Çocuğun yedinci gününde akika kurbanı kesilmelidir.
7-. Çocuğu künyelendirmek de sünnettir. (Ramoğlu Ahmet gibi)
ÇOCUĞU OLANA GEÇMİŞ OLSUN DEMEK VE ONU TEBRİK ETMEK
1-Bu vazifeyi yapmamız müstehaptır.
2-Bu davranışımız dostluğu kuvvetlendirir ve ilgiyi arttırır.
3-Müslümanlar arasındaki birliği, dirliği, sevgiyi ve muhabbeti kuvvetlendirir.
4-Allah (cc), samimi tebrik ve duayı kabul eder,bereketini arttırır.
5-Bu şekildeki davranışımız toplumdaki sosyal yapıyı güçlendirir.
ÇOCUĞUN SAĞ KULAĞINA EZAN, SOL KULAĞINA KAMET OKUMAK
1-Dünyaya gözünü açan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunmasını
anlamasa bile ilk ses olarak İslam şeriatını telkin sayılır. Bu işlem kendisine yapılan
çocuğa “Ümmü sıbyan”zarar vermez.(*)
2-Diğer faydası da şeytanın ezan ve kametle ilgili sözleri duyup kaçmasına sebep
3-İslam fıtratı üzerine doğan çocuğa İslam şeriatı tebliğ edilmiş olur.
4-Çocuğun doğumunu sabırsızlıkla bekleyen şeytana fırsat verilmemiş olur.
(*) Ümmü sıbyan : Çocuktan ayrılmayan cin
ÇOCUĞUN AĞZINA TATLI BİR MADDE SÜRMEK (Tahnik)(**)
1-Çocuğun ağzına tatlı bir madde dokundurmak müstehaptır.
2-Çocuğun ağız ve çene bölgesini hareketlendirerek annesinin memesini daha
kolaytutması ve emmesini sağlar.
3- Ayrıca çocuğun ruh yapısında olumlu tesirleri vardır.
(**)Bunu hurma ile yapmak evladır. Eğer bu bulunamazsa, bal ile yapılmalıdır.
AKİKA KURBANI KESMEK
1-Akika kurbanı kesilmesi sünnettir.
2-Akika kurbanı kesmek akrabayı, komşuyu ve fakiri bir araya getirip kaynaştırır. Birlik
ve beraberliği kuvvetlendirir.
3-Çocuğu Allah (cc)’a yaklaştıran bir kurbandır.
4-Çocuğu musibet ve afetlere karşı koruma anlamında bir sadakadır.
5-Çocuğun anne ve babasına şefaatçi olması için onun rehinlikten kurtarma vasıtasıdır.
6-Bir müminin hayatının başladığını kutlamaya, müjdelemeye yönelik davranıştır.
ÇOCUĞUN SAÇININ KESİLMESİ
1-Yedinci günü çocuğun saçının kesilmesi müstehaptır.
2-Çocuğun saç köklerinin kuvvetlenmesini sağlar.
3-Baştaki gözeneklerin açılması temin edilerek derinin rahat nefes alması sağlanır.
4-Saçın kesilmesi görme, koku alma ve işitme gibi yeteneklerinin hassasiyetinin arttırır.
5-Kesilen saçın ağırlığınca fakirlere gümüş veya karşılığı para dağıtmak sosyal
yardımlaşma ve dayanışmayı sağlar.
6-Toplumun birlik ve beraberliğinin tesisine yardım eder.
ÇOCUĞA GÜZEL BİR AD KOYMAK
1-Çocuğa güzel bir ad koymak, çocuğun anne, baba üzerindeki üç hakkından biridir.
2-Güzel ad, çocuğun kalbini, ruhunu ve milli şuurunu geliştirir.
3-Güzel ad, çocuğun toplumsal şahsiyetini geliştirir ve toplum içinde saygınlık kazandırır.
4-Güzel ad ile çağırılan çocuğun bu durum hoşuna gider. Çocukta şefkat ve merhamet
duygusunu geliştirir.
5-Çocuğun edep, haya ve terbiyesinin gelişmesine yardımcı olur.
6-Çocuk Allah (cc) katında da aynı güzel isimle çağrılacaktır.
ÇOCUĞUN SÜNNET EDİLMESİ VE HİKMETLERİ
1-Sünnet olmak her ne kadar diğer sünnetler arasında anılıyorsa da alimlerimizin
birçoğuna göre vaciptir.
2-Sünnet fıtratın başıdır. İnsanın doğuştan buna ihtiyacı vardır.
3-Sünnet olmak dinin, dindarlığın gereği, İslam’ın şiarı şeriatın unvanıdır.
4-Müslüman çocuk sünnetle, kâfirden ayırt edilerek belirlenir.
5-Sünnet olmak erkek çocuklara vacip olduğundan, ergenlik çağından önce yapılmazise
günaha düşülmüş olur. Bir bakıma haram işlenmiş olur.
6-Sünnet sebebiyle çocuğun sağlığı korunmuş olur. Sünnet sayesinde birçok tehlikeli ve
bulaşıcı hastalıklardan yakasını kurtarır.
7-Sünnet Allah (cc)’a kulluğun ikrarı, hükümlerine boyun eğmenin belirtisidir.
8-Sünnetin doğumun ilk haftasından sonra yapılmasının daha uygun
olduğubelirtilmektedir.
9-Sünnet, temizliği celbe der, nezaketi sağlar. İnsana bir süs verir, fiziksel
yapıyıgüzelleştirir, şehveti dengede tutar.
10-Erken sünnet olan çocuklarda altını ıslatma olayları daha az görülür.
11-Ergenlik yaşına giren çocuğun daha çok ihtilam olmasını önler.
12-Sünnetin tarihçesi hakkında ileride bilgi verilecektir.
ÇOCUKLARIN SAPITMALARI VE BUNUN ÇARELERİ
(din,ahlak ve terbiye dışına çıkmaları)
1-Bazı evlerin üzerine çöken fakirlik
Fakirlik çocuğun ahlakını bozan hususlardan biridir. İslam adil hükümleriyle, fakirlikle
savaşmanın koruyucu esaslarını koymuş, şerefli bir hayat hakkını her insan için
kabullenip belirlemiştir.
İslam kanunları, her ferdin askeri ölçüde mesken, yiyecek ve giyecek ihtiyacını
güvence altına almıştır. İslam’ın mali ibadetleri bu tür hususları çözmek için farz, vacip,
sünnet, müstehap şeklinde uygulanmaktadır.
2-Anne, baba arasındaki geçimsizlik, tartışma ve kavgalar
Çocuğun ahlaken bozulmasının sebeplerinden biride şudur ki ; İslam’ın öngördüğü
şekilde örnek bir aile oluşturulmaz ise, oluşturulacak ailenin temelleri çürük atılacak
olursa kavgalı geçimsiz bir aile meydana gelir. Haliyle bu durum çocuğu etkileyecektir.
kavgalı geçimsiz bir aile meydana gelir. Haliyle bu durum çocuğu etkileyecektir.
3-Boşanma ve beraberinde getirdiği fakirlik
Boşanmış bir kadının ihtiyaçlarını gidermede zorlanması doğaldır. İhtiyaçlarının
temini için çalışan anne çocuğuna yeterince zaman ayıramaz. Bu durum çocuğun iyi
yetişmesine engel olur. İslam’ın emri gereği iddetini dolduran her dul kadın salih bir
Beyle evlenmelidir. Çünkü ; “ yarın kıyamet kopacaksa bugün nikahlanınız ”
buyurulmaktadır.Dolayısıyla hem eşler, hem de çocuklar koruma altına alınmış olurlar.
4-Boş vakitler
Çocuklar henüz yedi yaşına girmeden ister kendi evinde, ister bir eğitimcinin evinde,
istersen cami hocasını nezaretinde İslam’ın emir ve yasakları öğretilmeye başlanılmalıdır. Yetişkin bir insan oluncaya kadar çocuğun ihtiyacı olan oyun, bilgi, beceri, ilim ve
sporla ilgili bir program dahilinde boş vakit bırakmadan meşgul edilmesi gerekir. Bu şekil
şekilde meşgul edilmeyen çocuklar kendilerini meşgul edecek başka şeyler bulacak ve
ahlaken bozulup gideceklerdir.
5-Kötü arkadaşlar
Kişi yakın dostunun arkadaşının dini üzeredir. Artık sizden biriniz kiminle dostluk
kuruyorsa ona dikkat etsin. (Zuhruf suresi Ayet: : 67) İşte anne ve babalar çocuklarının
arkadaşlarına dikkat etmeli ve titiz bir arkadaş seçimi yapmalıdırlar.
6-Anne ve babanın çocuğa kötü muamele yapması
Her anne ve baba çocuklarına karşı nasıl davranacaklarını çocuklarına karşı
vazifelerini öğrenmesi farzdır. Kitabımız Kuran-ı Kerim ve alimlerimiz bunları
açıklamaktadır. Anne ve babalar kendilerini eğitmeden çocuklarını eğitemezler.
Dolayısıyla vazifelerini bilmeyen ve bilmediklerini öğrenmeyen aileler çocuklarına kötü
muamele yaparlar.
7-Çocuğun polisiye ve cinsel ilişki ile ilgili kitapları okumak, filmleri seyretmek
Çocuklarımızın inançlarına zarar verecek polisiye ve cinsel ilişkilerin gösterildiği
sinema ve televizyon filmlerini seyrettirmemeliyiz. Bu konuları işleyen roman ve diğer
ideolojik kitapları çocuklarımıza okutmamalıyız.Çocuk filmlerde gördüğü ve kitaplarda
okuduğu zararlı hususları tatbik etmeye kalkarsa hem kendisine, hem ailesine, hem de
topluma zarar verir.
8-Toplumda işsizlik ve işsizliğin yaygınlaşması
Bir baba hem ailesini, hem de çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmek ister. Babanın
çalışacağı bir işi yoksa bir süre sonra bu aile bölünmeye ve parçalanmaya gidecektir.
İşsizlik yüzünden parçalanan ailelerin çocukları da ahlaken çökme noktasına gelir.
9-Anne ve babanın ilgisizliği
Anne ve babalar birer çobandır.Koruyup güttüğü evlatlarından mesuldür.Anne ve
babalar kendi zevk, sefa ve işlerine bakmaktan çocuklarıyla yererince ilgilenemezlerse
bir gün çocuklarını manen, madden ve ahlaken kaybederler. Bunun farkına bile
varmazlar. Farkına vardıklarında ise iş işten geçmiş olur. Her anne ve baba kendilerine
bıraktığı zaman kadar çocuklarına da zaman ayırmak zorundadır.
10-Çocuğun yetim kalması
Çocuğun küçük yaşta annesiz ve babasız kalması da onun eksik yetişmesine sebep
Olur. İslam’ın yetimlerle ilgili bir çok sözü vardır. Yetimleri topluma faydalı kişiler olarak
yetiştirilmesinin görevi devlete ve millete düşmektedir. Bu görev kesinlikle ihmal.
edilmemelidir.
VAZİFELERİMİZ
1-İman terbiyesi
5-Fikri terbiye
2-Ahlak terbiyesi
6-Nefsi terbiye
3-Beden terbiyesi
7-Sosyal terbiye
4-Akıl terbiyesi
8-Cinsel terbiye
İMAN TERBİYESİ
1-İlk olarak La ilahe illallah sözüyle başlanır.
2-İkincisi olarak helal ve haram hükümlerini öğreterek devam edilir.
3-Çocuk yedi yaşına basınca ibadete başlatılır.
4-Peygamberimizi, dost ve yakınlarını sevmesi ile Kur’an-ı Kerimi okuması öğretilir.
5-İmanın ve İslam’ın şartları öğretilir ve tatbik ettirilir.Çocuğa verilmiş bulunan bu imanın muhafazası
için:
6-Çocuk, yabancı okullara gönderilmemelidir.
7-Çocuk, küfrün ilkelerini telkin edenlere gönderilmemelidir ve teslim edilmemelidir.
8-Çocuğa, küfür, sapıklık ve maddecilik aşılayan dergi, gazete, kitap vs. yayınlar alınmamalıdır.
9-Çocuğu çok serbest bırakarak kötü arkadaşlar bulmasına imkan verilmemelidir.
10-Çocuğa helal lokma yedirilmelidir.
11-Çocuğun iman terbiyesini öncelikle anne, baba yapmalıdır. Bu yetersiz geliyorsa imanlı ve inançlı
bir eğitimciye verilmelidir. Buna da imkan yoksa en yakın cami
hocasından istifade edilmelidir. İmanın gelişmesi için:
12-On-on beş yaş arası Kur’an-ı Kerim’in öğrenilmesi, İslam ilmihali ve akaidin öğretilmesi ve İslam
tarihinin okutulması gerekir.
13-On beş-yirmi yaş arası Her Müslüman dininin görevlisidir. Bu görevi eksiksiz yapabilecek bilgileri
öğrenmesi gerekir.
14-Yirmi yaştan yukarısı İslam’ın siyasi,ekonomik,sosyal yönleri öğrenilmelidir.
AHLAK TERBİYESİ
Çocuklarımızın İslam ahlakıyla yetişmesi için şu hususların bilinmesinde faydalar
vardır.
1-Yalan söylemek
İslam yalanı münafıklık alameti saymıştır. Çocukları yalandan uzak tutmak vaciptir.
Şakada olsa yalanın söylenmemesi gerektiği ifade edilmiştir.
2-Hırsızlık yapmak
Çocukların kalbine Allah (cc)’ın her an ve her yerde kullarını görüp gözettiğini
Yerleştirmeliyiz. Allah (cc)’ın hırsızlar için koyduğu cezaları ve kul haklarının
affedilmeyeceğini güzelce anlatmalıyız.
3-Başkasını sövüp, saymak
Bu yanlış hareketin iki sebebi vardır.
Birincisi kötü örnek olmaktır. Anne ve babalar terbiye ve edep dışı sözleri
çocuklarının yanında sarf etmeleri ile onlara kötü örnek olmaktadırlar. Anne ve babaların
bu durumda önce kendilerini düzeltmeleri gerekir.
İkincisi kötü arkadaş edinmektir. Anne ve babaların çocuklarına iyi örnek olmalarının
Yanında, kötü kişilerle olmamayı da öğretmeleri gerekir. Bir halk sözümüz vardır.
“ Söyle arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu ” derler.
4-Mahrem yerlerini göstermek
Haya imandandır. Mahrem yerlerini göstererek insan hayasızlığını ortaya
çıkarmamalıdır. Çocuklarımıza hayayı öğreterek imanlarını korumalıyız.
5-Emanete hıyanette bulunmak
Çocuklarımız bizlere çok kıymetli birer emanettir. Bizler bugün bu emanetlere
sahip çıktığımız sürece emanete hıyanet etmemiş oluruz. Çocuklarımıza da aynı
şekilde kendilerine verilen emanetleri korumaları konusunda gereken eğitimi vermeliyiz
6-Sözünde durmak
Atalarımız “söz namustur” diyerek söz vermenin önemini belirtmişlerdir. Bizde söz
vermenin beraberinde getireceği yapılması mecburi vazifeleri çocuklarımıza en güzel
bir biçimde öğretmeliyiz.
Zaten insan ilk sözü Allah (cc)’a vermiştir. İşte esas hatırlanılması, üzerinde
durulması ve unutulmaması gereken bu sözdür.
7-Kin tuttuğunda dinin sınırlarını aşmak
Aramızda ihtilafa düştüğümüz konularda meselenin çözümünü Kur’an da, sünnette,
içtihat ve icma da aramalıyız. Aksi davranışımız bizi imandan çıkarır. Bu durumu çok net
bir şekilde çocuklarımıza anlatmalıyız.
“Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” diyen peygamberimiz, ahlak
eğitiminin önemini ortaya koymuştur.
BEDEN TERBİYESİ
Beden terbiyesi ile ilgili vazifeler Allah (cc) tarafından bize vacip kılınmıştır. Bu
konudaki görevlerimiz şunlardır.
1-Ailenin ve çocukların nafakasını helal yollardan temin etmek.
2-Yiyecek, içecek, giyecek ve uyku hususunda ailemizin ve çocuklarımızın sağlık
şartlarını temin etmeliyiz.
3-Bulaşıcı hastalıklardan korumalıyız.
4-Hastalanmaları halinde doktora ve hastaneye götürerek ilaçlarla tedavi
etmeliyiz.
5-İslam da zarar verme ve zarara, zarar ile karşılık vermek yoktur. Bu hususu
ailemize ve çocuklarımıza öğretmeliyiz.
6-Çocuğa binicilik, atıcılık ve yüzmeyi öğretmeliyiz.
7-Çocuğa ölçülü geçinmeyi ve yaşamayı öğretmeliyiz.
8-Çocuğu hayatın iyi ve kötü günlerine ciddi bir şekilde hazırlamalıyız.
9-Sigara içmekten çocukları men etmeliyiz. Sigaranın sağlığımızı bozduğunu,
kazancımızı götürdüğünü öğretmeliyiz.
10-Uyuşturucu madde kullanmasını engellemeliyiz. İnsanın aklını ve bedenini tahrip
ettiğini anlatmalıyız.
11-Alkol kullanmanın zararlarını ilmi ve dini yönleriyle anlatarak yavrularımızı bu
tehlikeden korumalıyız.
12-Her türlü zinadan kendimizi, ailemizi ve çocuklarımızı korumalıyız. Bunun
bedensel, toplumsal ve sağlığımız üzerindeki zararlarını ilmi ve dini yönleriyle
açıklamalıyız.
AKIL TERBİYESİ
Akıl terbiyesi için şu hususları yerine getirilmesi gerekir.
1-İyi bir eğitim ve öğretim vermek.
2-Düşünceyi geliştirip, anlayışlı kılmak.
3-Akıl sağlığını korumak.
Her ferdin ihtiyaç nispetinde okuyup eğitim ve öğrenim yapması farzdır. Her çocuğun
düşünme ve anlayış kapasitesi geliştirilmeli, olaylar Allah (cc) nuruyla bakması,
düşünerek, anlayarak karar vermesi sağlanmalıdır. Çocuklarımızın akıl nimetini tahrip
edecek bütün olumsuz şartları el birliği ile ortadan kaldırmalıyız.
FİKRİ TERBİYE
1-İslam’ın din ve devlet nizamı olduğunun öğretilmesi gerekir.
2-Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in hayatımızın her anının kapladığının öğretilmesi
lazımdır.
3-İslam büyüklerinin örnek hayatları anlatılarak tanıtılmaları gerekmektedir.
4-İslam’a davet hususunda savunma ve saldırı şartlarının öğretilmesi lazımdır.
5-İslam’ın sonsuza kadar yaşayacağının öğretilmesi gerekir.
6-İslam’dan yoksun her millet ve her ferdin hakir düşüp,izzet ve şerefini
Kaybedeceğinin öğretilmesi lazımdır.
7-İslam düşmanlarının hile ve tuzaklarının daima var olacağının bildirilmesi gerekir.
NEFSİ TERBİYE
En son terbiyelerden biri nefis terbiyesidir. Nefis terbiyesi büyük cihattır.
1-Utangaçlıktan kurtarmalı, korkudan arındırmalıyız.
2-Çalıştığında başara bileceğini anlatmalı, kendisini noksan görmesini önlemeliyiz.
3-Paylaşmasını öğretmeli, kıskançlığını gidermeliyiz.
4-Sabrı aşılamalı, öfkesini yenmesini öğretmeliyiz.
5-Şükrü ve hoş görüyü yerleştirmeliyiz. Elde edilen nefis terbiyesinin faydalı
olabilmesi için yapılması gereken hususlar.
6-Sükunet, sebat, edebi ve medeni cesaret geliştirilmelidir.
7-Kahramanlık ve sürekli çalışma alışkanlığı kazandırılmalıdır.
8-Gerekeni idrak etmeyi ve olgunluk göstermeyi öğretmeliyiz.
9-Her zaman başkalarının tercih ve sevgi duygularını aşılamalıyız.
10-Yumuşak huyluluk, hoşgörü, sakinlik duyguları geliştirilmelidir.
SOSYAL TERBİYE
Sosyal terbiye için öğrenilmesi gereken haklar şunlardır.
1-Ana-baba hakları
2-Hısım-akraba hakları
3-Öğretmen-hoca hakları
4-Komşu hakları
5-Arkadaş hakları
6-Büyüklerin hakları
Bu hakları öğrenerek yetiştirilen bir çocuğun sosyal yönü ve terbiyesi çok kuvvetli
olacaktır.
CİNSEL TERBİYE
Anne ve babalar şu sıraya bağlı kalarak çocuklarına cinsel terbiye vermelidirler.
1-Yedi-on yaş arası çocuklar
İzin isteme, çevresindeki insana, hayvana nasıl davranacağı, çevresine nasıl zarar
vermemesi gerektiğini ve çevresini hangi gözle ve nasıl bakması gerektiği öğretilmelidir.
2-On- on dört yaş arası çocuklar
Bu çocuklar devamlı meşgul edilerek cinsel tesirlerden uzak tutulmalıdır. İlgileri
daima başka konulara çekilmelidir.
3-On dört-on altı yaş arası çocuklar
Evlenmeye aday demektir. Ona cinsel ilişkiler hakkında bilgiler verilmelidir. Ayrıca bu
ilişkilerin adabı yeterince öğretilir.
4-On altı yaş sonrası çocuklar
Evlenmeye meni imkan bulunamıyorsa, namuslu ve iffetli yaşamanın yolları ve adabı
öğretilmelidir.
5-Çocuğa her yaş dönemi ile ilgili cinsel bilgileri en belirli şekli ile öğretmek
boynumuzun borcudur.
ÇOCUKLARIMIZI NASIL TERBİYE EDECEĞİZ
1-Önderlik ve rehberlik yaparak terbiye etmeliyiz.
2-Güzel adet ve gelenekleri uygulayarak terbiyesine çalışmalıyız.
3-Güzel öğütlerde bulunarak terbiye etmeliyiz.
4-İyi düşünüp, dikkat göstererek terbiyesini sağlamalıyız.
5-Cezalandırmak sureti ile terbiye etmek.
DEVLETİN BEŞ ASRİ GÖREVİ
1-Dini korumak
Dinsiz bir toplum ve dinsiz bir devlet olamaz. Devletler kendini meydana getiren
toplumun dinini korumak ve kollamak zorundadırlar. Can güvenliği olmayan yerde
anarşi ve terör vardır.
2-Canı korumak
Devletler kendini meydana getiren toplumu canını korumakla hükümlüdürler. Can
güvenliği olmayan yerde anarşi ve terör vardır.
3-İffet ve namusu korumak
Toplumun izzeti, şerefi, namusu korunmuyorsa devlet parçalanmaya ve yıkılmaya
mahkumdur.
4-Aklı korumak
Devletlerin devamı için akıllı, şuurlu bir toplum yetiştirilmesi zaruridir. Toplumun aklını
ifsat edecek her türlü tehlikeye karşı gereken tedbirleri devletin alması gerekiyor.
5-Malı korumak
Toplumun bin bir güçlükle kazandığı malları devlet tarafından korunmazsa devlete
olan güven sarsılır. Buda devletin zayıflamasına neden olur.
TERBİYEDE TEMEL KAİDELER
1-Din ve ahlaka, milli ve manevi değerlere bağlılık.
2-Her türlü kötülükten sakındırmak.
3-Güzel ahlak üzere yetiştirmek.
4-Takva sahibi yapmak.
5-İlim ehli olarak yetiştirmek.
6-Yumuşak huylu, hoşgörülü, sabırlı olmaya alıştırmak.
7-Sorumluluğu düşünüp, idrak etmesini sağlamak.
ÇOCUĞUN YÜRÜYECEĞİ AÇIK YOL
1-İbadete bağlamak.
2-Kur’an-ı Kerim’e bağlamak.
3-Allah’ın evlerine bağlamak.
4-Çocuğun ilgisini Allah’ı anmaya çekmek.
5-Nafile ibadetle donatıp, aralarında irtibat sağlamak.
6-İlahi murakabeye bağlamak.
7-Fikri irtibatını sağlamak.
8-Sosyal irtibatını sağlamak.
9-Geçmişiyle irtibatını sağlamak.
10-Bedeni ve ruhi eğitimini sağlamak.
ANNE VE BABANIN YAPMASI GEREKENLER
1-Çocuğu şerefli bir kazanca teşvik etmek.
2-Çocuğun doğuştan taşıdığı yetenekleri göz önünde bulundurmak.
3-Çocuğun oynayıp eğlenmesine imkan tanımak.
4-Ev, camii ve okul arasındaki irtibatı iyi sağlamak.
5-Anne, baba ve öğretmen ile çocuk arsındaki manevi bağı kuvvetlendirmek.
6-Gece ve gündüz terbiye üzerinde durmak.
7-Faydalı kültürel vasıtalar hazırlamak.
8-Çocuğu düzenli kitap okumaya teşvik etmek.
9-Çocuğa İslam’ın sorumluluklarını öğretmek.
10-Çocuğun kalp ve kafasına cihat ruhunu aşılamak.
ÇOCUKLARIMIZ, HALKIMIZ VE VATANIMIZ ÜZERİNDEKİ
DIŞ GÜÇLERİN PLAN VE PROĞRAMLARI
Komünistlerin plan ve tuzakları
1-Halkı Müslüman ülkelerle iyi ilişkiler kurup, onları sosyalizme çekerek İslamiyetten
yavaş yavaş uzaklaştırmak.
2-Din adamlarını ve dindar idarecileri küçük düşürmek, ülkenin geri kalmasına
bunların sebep olduğunu anlatmak.
3-Bütün okullarda sosyalizmi ders haline getirmek.
4-İslam’a ve Müslümanlara gizlice saldırarak, halktan İslam düşmanı olduklarını
gizlemek.
5-Müslüman ülkeler arasındaki dini irtibatı tamamıyla kesmek.
6-Müslüman halkın kalbindeki dini inancı yıkmak için kültür bombardımanına tutmak.
( gazete, dergi, roman, sinema, televizyon vs. )
7-Toplumun inancını, itikadını, maneviyatını zayıflatmak ve İslam’ı yıkmak için İslam’ı
kullanmaktan çekinmemek.
8-Her ülkede önde gelen mevkii ve makamlara fikirlerini benimsemiş adamları getirerek sosyalizmin
yerleşmesini kolaylaştırmak.
HAÇLILARIN PLAN VE TUZAKLARI
1-Bu Kur’an Müslümanların elinde bulundukça Müslüman ülkeler üzerinde
hükümranlık kuramayacaklarını söylüyorlar.
2-Bize gereken Kur’an-ı ustaca kullanmaktır. Arap dinini ve Kur’an-ı Müslümanların
kalbinden söküp atmalıyız demektedirler.
3-Müslümanlar arasındaki İslam’ı düşünceyi ve Allah’a olan bağlılıkları yok etmeye
karar vermişler.
4-Müslümanları tarihi ahlaklarına, milli değerlerine bağlılıktan uzaklaştırmaya
çalışıyorlar.
5-Topluma cinsel ve şehevi duygular aşılayıp, mallarını ve zamanlarını bu yolda
harcatmaya çalışıyorlar.
6-Müslümanları dininden koparıp, maneviyatını yıkarak Hıristiyanlaştırmak için
ellerinden geleni yapıyorlar.
7-Müslüman ülkelere batı kültürü aşılayarak okullar açıyorlar.
8-Müslüman ülkelerle, Müslüman fertlerin arasını açarak, birliği bozacak
faaliyetlerde bulunuyorlar.
9-Müslüman ülkelerin bölük pörçük, parça parça kalması ve birleşmemesi için
ellerinden geleni yapıyorlar.
10-Ne pahasına olursa olsun Filistin de bir Yahudi devleti kurarak Müslümanları bir
birine düşürmeye çalışıyorlar.
11-Müslüman kadınların ahlaklarını bozuyorlar.
12-Müslümanların çocuklarını kendi açtığımız okullarda yetiştirerek toplumu
temelinden yıkarak hedefimize daha kolay varırız diye kin ve nefretle çalışıyorlar.
YAHUDİ VE MASONLARIN PLAN VE TUZAKLARI
1-Bunların amacı, yeryüzündeki bütün milletleri parçalayıp bölmek, bir kısmını bir
kısmıyla aldatmak, aralarında fitne çıkarıp birbiriyle onları savaştırmaktır.
2-Milletlerin inançlarını yok etmek, ahlak ve anlayışlarını bozmak, kurulu düzenlerini
yıkmaktır.
3-Milletleri yıkmak amacıyla mason dernekleri kurmaktır.(rotary, lions, bilderberk vs.)
4-Kendi sapık fikirlerini işleyerek Allah inancını yıkmak, yerine dünya dini dedikleri
dinsizliği yerleştirmektir.
5-Şehvi ve nefsani duyguların tatmini için her şeyin mübah olduğunu topluma
aşılamaktır.
6-İnsanın atasının maymun olduğunu dile getiren Darvin teorisini hakikatmiş gibi
göstermektedir.
7-Tahrip etmek istedikleri milletin bütün basın yayın organlarını, sinema, televizyon,
Radyo…vs. ele geçirmektedirler.
8-Yıkmak istedikleri devletin bütün üniversitelerindeki kürsüleri ele geçirmeye
çalışmaktadırlar.
9-Milletlerin bağımsız düşünme kabiliyetleri yıkılacak, keşiş ve icatların tamamının
Yahudiler tarafından yapıldığı ortaya atılacaktır.
10-Görünüşte dindarlara ve mabetlere yardımda bulunup, kapalı kapılar ardından
yıkılmaları için azami gayreti göstermektedirler.
11-Dünyada dinin tesirini kırmak, diğer milletlere karşı bu savaşı sürdürebilmek için
dini devletten ayırıp mason idarecileri iş başına getirmeye çalışmaktadırlar.
12-Görüldüğü gibi Yahudi ve masonlar kendileri dışında bütün dünyaya
düşmandırlar.
13-Maddi çıkarlarını korumak için her yolu mubah sayarlar.
EMPERYALİSTLERİN PLAN VE TUZAKLARI
1-Bir bardak içki ve bir dansözün Müslümanlara yapacağı tesiri tank ve topların
yapması mümkün değildir. Bu nedenle Müslümanları madde ve şehvet denizinde
boğmaya çalışıyorlar.
2-Eğitim, öğretim yerlerinden bazılarını küfür merkezi haline getirmeye çalışıyorlar.
3-Özel toplantılarda kustukları küfür zehirini, ektikleri fitne ve fesat tohumlarını
yayıyorlar.
4-Zeki ve çalışkan çocuklar daha okulunu bitirmeden bazı mevkii ve makamları teklif
ederek onları kendi tuzaklarına düşürüyorlar.
5-Çocukların kafa ve kalplerini batı kültürüyle dolduruyor.
6-Doğulu bilim ve fikir adamları hakkında halkı şüpheye düşürüyorlar.
7-İnsanların Allah’ın varlığı hakkında şüpheye düşürüyorlar.
8-Çocukların sahip oldukları İslam’ı prensipler hakkında şüphe uyandırıyorlar.
9-İslam’ın kadını eve hapsettiğini öne sürerek kafaları karıştırıyorlar.
10-Her şeyi mubah sayarak insanları günaha davet ediyorlar.
TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE SÜNNET
İsminden de anlaşılacağı gibi erkek çocukları sünnet ettirilmesi İslam’ın bir şiarı ve
bir sembolüdür.
İslam’ i olan bu sünnetin ne zaman başladığı konusunda yeterli bilgi ve kaynağa
sahip değilim. Ancak İbni Hacer’ in Fethül Bari adlı eserinin onuncu cildinin 281.
sayfasında vahiy gereği seksen yaşında Hz. İbrahim (as) sünnet olduğu yazılmaktadır.
Ayrıca Sahih-i Buhari Tecrit-i Sarih tercümesinin dokuzuncu cildinin 111.sayfasında
peygamberimizin “İbrahim (as)seksen yaşında olduğu halde Kaddum köyünde sünnet
oldu” buyurduğu yazılıdır. Diğer taraftan bu hüküm gereği İsrail oğulları bu emre uyarak
sünnet oluyordu.
Ancak ahlak peygamberi, Kainatın Efendi’sinin dünyaya teşriflerinde sünnetli olarak
geldiğini hepimiz biliyoruz. Sünnet olmak çok eski tarihlere dayanmaktadır.
Her şeyin tersyüz edildiği günümüzde İslam’ i kurallar dahilinde bu adetin-sünnetin
yapılması mümine ayrı bir değer kazandıracaktır. Çünkü Peygamberimiz “Ümmetimin
fesadı zamanında kim benim sünnetime sımsıkı sarılırsa ona yüz şehit sevabı verilir”
buyurmaktadır. Yine Peygamberimiz “Beş şey fıtrattan (eskiden kalma) sünnettendir;
Hitan (sünnet olmak),kasık tıraşı olmak, bıyığı kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk altını
temizlemek” buyurmaktadır. Bu hadisi şerif işin ehemmiyetini ortaya koymaktadır.
Günümüzde Müslüman ile kafiri birbirinden ayıran özelliklerden bir tanesi de sünnet olup
olmadığıdır. Savaş meydanlarında öldürülenler arasında sünnet olmuş bir kimseye
rastlanırsa Müslüman muamelesi yapılır. Cenaze namazı kılınır. Müslüman mezarlığına
defnedilir.
Evlatlarımızın bu tür cismani ve fiziki sağlığına önem verdiğimiz gibi, kalbi ve ruhi
sağlığı içinde titremeli, çocuğumuzun dünya ve ahiret saadetini kazanması için elden
gelen gayreti göstermeliyiz. Anne ve babalar çocuğun bedenine ne giydireceği ile
ilgilendiği gibi, çocuğun aklına ve kalbine ne yerleştireceğinin hesabını da iyi yapmalıdır.
Bu gün sünnet olmanın gerekliliği tıbbende sabittir.
Çocuğun yedinci gününden yedi yaşına kadar sünnet ettirilmesi müstehap olup, yedi
yaşından buluğ çağına kadar sünnet ettirilmesi vaciptir.
Bugün sünnet cemiyetlerinde Müslümanlar bazı hatalar yapmaktadırlar. Bu sebeple
bizlerde aynı hatalara düşmeyelim. Genelde yapılan hatalar şunlardır.
1-İslam’ın emrettiği mahremiyete dikkat edilmemektedir.
2-Cemiyet öncesi aşını israf yapılmaktadır. İsraf ise haramdır.
3-Cemiyet anında yemekte israf yapılmaktadır.
4-Cemiyet sahibi ve davetlilerdeki giyim kuşam israfı dikkati çekmektedir.
5-Sünnet olacak yavruya takılan takılarda yarış yapılarak israf yapılmaktadır.
6-Cemiyete davet edilip edilmeme konusunda hatalar yapılmaktadır. Zenginlerin
çağırılıp fakirlerin çağırılmaması gibi.
7-Gece dansöz ve içki alemi tapılırken, gündüz gecenin günahını affettirmek için
mevlit okutturulması.
8-Akşam çengiler önünde kadınlı erkekli oynanırken, gündüz davul, zurna önünde
aynı oyunun devam ettirilmesi.
9-Mevlit, Kur’an okunması ve vaaz verilmesi sırasında gerek dinleyicilerin ve
gerekse icra edenlerin yaptıkları hatalar.
10-İslam dışı olan, yalnız yörenin adeti olarak yapılan hatalar olarak başlıklar halinde
belirtmek mümkündür.
Bir sünnet cemiyeti yapılırken şu hususlara dikkat etmek lazımdır.
1-Müslüman bu işi yaparken ibadet şuuru içinde bulunmalıdır.
2-Allah (cc) rızasını gözetmelidir.
3-Dinimizin diğer ibadetleri ile bu ibadetin arasında fark olmadığını bildirmeliyiz.
4-Dinimizin yasak ettiği bakışma, kadın erkek tokalaşmasına, çalgı ve içki gibi
haramların işlenmesine fırsat verilmemelidir.
5-İyi veya kötü her neyse, sebep olan işleyen gibidir,kaidesini hiçbir zaman akıldan
çıkarmamalıdır.
6-Cemiyet öncesi ve sonrasında israftan kaçınılması gerekir.
7-Cemiyet yapılırken bir yemek verilmesi uygundur.ancak bu yemekte israfa
kaçmamak lazımdır.dinimiz lüks ve israfı yasaklamıştır.
8-Evin fertlerini cemiyet münasebeti ile tepeden tırnağa giydirmek, evin eşyalarını bu
vesileyle yenilemek, sünnet yatağı hazırlamak israftan başka bir şey değildir.
9-Bütün bunları yapayım derken bir sürü borç ve külfetin altına girmenin hiçbir anlamı yoktur.
10-Aynı zamanda bunlar riya (gösteriş) olduğu için bu açıdan da haramlılığı vardır.
11-Özellikle verilen yemeğin amacına, niyetine bakmak lazımdır. Peygamberimiz
(sav) “Zenginlerin davet edilip, fakirlerin çağırılmadığı düğün yemeği yemekleri en
kötüsüdür” buyurmaktadır.
12-Cemiyet sahibine getirilen hediye ve yavruya takılan takılar yarış haline
sokulmamalıdır.
13-Çocuğun sünnet ettirilmesi anne ve babaya ait dini bir vazife olduğu için cemiyete
davet edilmeyen Müslümanların şeran darılmaya hakları yoktur.
14-Günümüzde insanların değeri cemiyetteki davetli sayısına göre ölçülmektedir. Bu
ise tamamen yanlıştır.
Birde cemiyet evlerinde okunan mevlidi şerifler var ki; burada kaş yapayım derken
göz çıkarılmaktadır. Hayırlı bir i yapayım derken başka büyük günahlara kapı
aralanmaktadır. Mevlit öncesi ve mevlit sonrası çalgı çalınıp içki içilmesi, kadınlı erkekli
aynı ortamda bulunmak, tokalaşmak, İslam dışı eğlenceler tertip edilmesiyle İslam
la,Kur’an la dalga geçilmekte, Allah (cc) kandırılmaya (haşa) çalışılmaktadır. Bu şekildeki
davranışların İslam la uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Bugün İslam aleminin sıkıntılarının temelinde toplumun İslam dışı davranışları
yatmaktadır. Kime yar olacağımızı bilemeyişimizdir.
Mevlit, Aşırlar ve Vaz-ü nasihatle ulaşılmak istenen asıl maksat cemiyet sebebiyle bir
araya gelmiş bulunan Müslümanların kafa ve gönüllerine İslam’ i şuur aşılamak olmalıdır.
Cemiyet sahipleri fikir ve düşüncelerini, bu maksatların gerçekleşmesi yolunda
yoğunlaştırmalıdır. Organizeyi de Allah (cc) rızası için ve topluma faydalı olabilmek için
yapmalıdır.
Çocuk terbiyesinde anne, babalar perhizli insan gibi olmalı terbiyede ölçüye çok riayet etmelidir.
Ölçüyü kaçıran bunalıma ve hastalığa sebep olurlar.
“Sebep olan işleyen gibidir.”
“Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır.”
Büyük mükafat ise Allah (cc)’ın katındadır. ( Tegabün : 15 )
Not : Tetkik Edenler – Salih DÜLGER / Arif ŞAFAK – Meslek Dersleri Öğretmenleri
Kaynak Eser – İslam da Aile Eğitimi – Dr. Abdullah Nasih ULVAN
Çeviri – Celal Yıldırım ( 2 Cilt )
Download