İSLAM`DA ÇOCUK TERBİYESİ Muhterem Müslümanlar! Milletlerin

advertisement
İSLAM'DA ÇOCUK TERBİYESİ
Muhterem Müslümanlar!
Milletlerin geleceği, yetiştirmekte oldukları
nesillere bağlıdır. Nesilleri maddeten ve ruhen
sağlam olan milletler payidar olurlar, ayakta
kalırlar. Bu bakımdan yüce dinimiz nesillerimizi ve
evlatlarımızı iyi yetiştirmemiz konusunda önemle
durmuş, anne babalara bu konuda sorumluluklar
yüklemiştir.
Cenab-ı Hakk'ın biz kullarına bahşettiği en büyük
nimetlerden biri de evlat nimetidir. Bu nimetin
kadrini bilip, iyi değerlendirmemiz gerekir. Bu da
iki yolla olur.
Birincisi, bizlere dünya hayatının meyvesi olan
evlat ihsanında bulunduğu için yaradanımıza
şükretmek. İkincisi de, onları İslam'ın emrettiği
şekilde büyütmek ve terbiye etmektir. Bu konuda
gerek Kuran-ı Kerim'in, gerekse Peygamber
Efendimizin pek çok emir ve tavsiyeleri vardır. Şu
ayeti kerimede Allah teala çocuklarımızı himaye ve
korumamız için bezlere şöyle emretmektedir. "Ey
iman edenler! Gerek kendilerinizi gerek ailelerinizi
ve çocuklarınızı, yakıtı taşlar ve insanlar olan
cehennem ateşinden koruyunuz." Bu ayeti
kerimenin indirilişinden sonra Hz. Ömer,
Peygamber (s.a.s.)'e şöyle sordu:
"Ey Allah'ın Resûlü! Biz kendi nefislerimizi, Allah
ve
Resûlünün
emirlerine
itaat
ederek,
yasaklarından kaçınarak koruyabiliriz, fakat
eşlerimizi ve çocuklarımızı cehennem ateşinden
nasıl koruyabiliriz?
Efendimiz şu cevabı verdiler: "Allah'ın size
emrettiklerini siz de onlara emredersiniz, Allah'ın
size yasakladıklarını siz de onlara yasaklarsınız. Bu
tutumunuz onları koruma olur."
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadislerinde şöyle
buyuruyorlar; "Çocuklarınıza hoş muamelede
bulunun ve onları güzel terbiye edin." Bir başka
hadislerinde ise, "Hiçbir baba, çocuğuna güzel
terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz."
buyururlar.
Değerli Müminler!
Bu ayeti kerime ve hadisi şeriflerde her anne-baba, çocuklarını iyi terbiye etmekle emrolunuyor.
Bu vazifelerin ihmali yaşanılan toplum için büyük
zararlar doğurur. Bu vazifelerin ihmalinden
doğacak zarar, sadece çocuk ve ebeveynin üzerinde
kalmayıp, hem ailesine hem de içinde yaşadığı
topluma olur. Küçük yaşta çocukları terbiye etmez,
ihmal edersek, büyüdükleri zaman isyan
ettiklerinde, şikayete hakkımız olamaz.
Hz. Ömer halife iken, biri geldi, oğlu da yanında
idi. Halife'ye şöyle dedi: Benim şu oğlum bana
isyan ediyor. Hz. Ömer, o adamın oğluna: Allah'tan
korkmuyor musun? Babana niçin isyan ediyorsun?
Diye darıldı. Baba ve annenin evlatları üzerindeki
haklarını sayıp anlattı. Bunun üzerine o genç sordu:
"Ey Müminlerin emiri! Evladın babası üzerinde
hakkı yok mudur?" Hz. Ömer: Vardır, buyurdu ve
şöyle saydı: "Baba evlenirken iyi ve ahlaklı bir
kadınla evlenecek, evladı dünyaya gelince ona
güzel isim koyacak, onun terbiye ve eğitimini
ihmal etmeyecek." O genç, Hz. Ömer'e şu cevabı
verdi: "Yemin ederim ki babam asalete değer
vermemiş, benim annem olan kadını dörtyüz
dirheme satın alıp evlenmiş, bana güzel bir isim
koymamış; bana Allah'ın kitabından bir ayet bile
öğretmemiştir." Bunun üzerine Hz. Ömer: "Oğlum
bana isyan ediyor dersin, halbuki sen onun
isyanından önce, kendin ona isyan etmişsin"
diyerek babasını uyarmıştır.
Öyle ise muhterem babalar! Ciğerparemiz
evlatlarımızı, İslam'ın emrettiği şekilde terbiye edip
yetiştirelim, onların kalbine Allah, Peygamber ve
vatan sevgisini yerleştirelim, büyüklere saygıyı,
küçüklere sevgiyi öğretelim, zamanında onları
ibadetlere alıştıralım. Peygamberimizin şu hadisini
de evlerimize gidince hatırlatalım: "Evinde
çocuğunun terbiyesi ile meşgul olan müslüman
kadın, cennette benimle beraberdir."
Hutbemi konu ile ilgili bir ayetin meali ile
bitiriyorum: "Mallarınız ve evlatlarınız sizin için
fitne (deneme) dir. (Allah onlarla sizi imtihan
etmektedir) büyük
mükafat
ise Allah'ın
yanındadır."
Download