Osmanlı İmparatorluğu yükselme dönemi

advertisement
Osmanlı İmparatorluğu yükselme dönemi
Osmanlı İmparatorluğu Yükselme Dönemi ya da Olgunluk Dönemi (29 Mayıs 1453 - 11/12 Eylül 1683) Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş döneminden sonra geldiği kabul edilen dönem. İstanbul'un Fethi ile başladığı
kabul edilen bu olgunluk döneminin genellikle II. Viyana Kuşatması'na kadar devam ettiği kabul edilir. Katip
Çelebi, imparatorluğun bu döneminin 1593'te Celalilerin ortaya çıkmasına kadar sürdüğünü belirtirken, Naima
1683'teki Viyana bozgununu bu dönemin bitişi ve yeni
bir dönemin başlangıcı olarak ilan eder. Naima'nın İbn-i
Haldun'un tarih anlayışına göre yapmış olduğu bölümlendirme sonraki dönem Osmanlı tarihçileri tarafından da
benimsenmiştir.[1][2]
İmparatorluk bu dönemde tüm kuzey Afrikaya yayılmış,
Doğu Avrupa'nın önemli kısmını kontrol altına alarak,
Viyana kapılarına dayanmıştır. Doğuda ise yeniden ortaya çıkan Safevi Devleti ile savaşmıştır. Bu dönemi imparatorluğun duraklama dönemi izler.
1
1.1
Yayılma ve doruk noktası (1453–
1566)
II. Mehmed (1451-1481)
Fatih Sultan Mehmet
meye başladı.[3]
İstanbul'un 1453'teki fethinden sonra tüm Yunanistan
birkaç yıl içinde kontrol altına alındı. Rodos, Girit ve
Kıbrıs gibi önemli adalar bunun dışındaydı. Rodos’ta
Hospitalier şövalyeleri 16. yüzyılına başına değin tutunabildiler. Kıbrıs 16. yüzyıla kadar, Girit ise 17. yüzyıla
kadar Venediklilerin kontrolünde kaldı. Trabzon da 1461
yılında düşünce bağımsız hiçbir Rum devleti kalmamış
oldu. Kısa süre içinde Tuna'nın güneyindeki Slav devletler de ortadan kaldırıldı. Son direniş İskender Bey adı verilen Georges Castriota'nın birkaç yıl sürdürmeyi başarabildiği Arnavutluk'taki direniş oldu. Böylece imparatorluğun Avrupa yakasında hiçbir çatlak kalmadı.[3]
II. Mehmet, yeniçeri ordusunu aşama aşama yeniden düzenledi. Ordunu silahlarını yeniledi, sayısını artırdı ve
merkezi kontrolünü güçlendirdi. İstanbul'un fethinden
sonra dikkatini Anadolu'ya yöneltti. II. Mehmet'ten 50 yıl
önce Sultan I. Bayezid Anadolu'yu önemli ölçüde politik
bir birlik haline getirmeyi başarmıştı ancak, 1402'deki
Ankara Savaşı'ndan sonra bu birlik yeniden dağılmıştı.
Bu yüzden Türklerin kontrolündeki diğer Anadolu beylikleri ile Rum Trabzon İmparatorluğu'nu topraklarına
katmak ve Kırım Hanlığı ile ittifak yapmayı amaçladı.
Bu hedefinde başarılı oldu ve Anadolu'daki diğer beylikler üzerinde Osmanlı kontrolünü sağladı.
Osmanlılar, Adriyatik kıyılarında, Venedik dalmaçyası
sınırlarında görülmeye başladılar ve 1480 yılından itibaren bir Osmanlı gücünün Otranto'ya ayak bastığı görülür. Ancak Orta Avrupa'daki Osmanlı ilerleyişi bir dizi
yerel sorunla karşılaştı. Osmanlı'nın bu sorunlarla başetme yolu yerel özerklikler tanımaktı, ancak devletin gücü
yerel idareyi doğrudan üstlenebilecek noktaya geldiğinde
Slav prensliklerinin özerklikleri derhal ortadan kaldırılıyordu. Giderek Karadeniz de bir Osmanlı gölüne dönül-
İmparatorluğun Asya cephesindeki sorunlar Avrupa cephesinden daha derindi. Gerçi Anadolu'daki hiçbir beylik
Osmanlı ile boy ölçüşebilecek güçte değildi ama dinsel
ve etnik duyguların öne çıktığı başka sorunlar vardı. İran,
Azerbaycan ve Ermenistan'da politik bir güç haline gelen
Akkoyunlular bir sorun oldu. Asya Türkmenleri, kendilerinden uzakta Balkan sınırlarında doğmuş Osmanlı'ya nazaran kendilerini Akkoyunlulara daha yakın hissediyorlardı. Ayrıca Türkmen oymakların hemen hepsi Şii olma1
2
1
sının da rolü önemliydi.[4] Fatih, Akkoyunluların hükümdarı Uzun Hasan'ı Otlukbeli savaşında bozguna uğrattı.
Ancak tarikatların ve sufilerin büyük saygınlığa sahip olduğu bu halklar arasında bir süre sonra, Erdebil'de doğan
yeni bir Şii hanedanı kolan Safevi devleti kurulacaktı.[4]
Oral Sander'e göre II. Mehmet döneminin siyasi tarih açısından en önemli özelliği “milletler sistemi"nin
geliştirilmesidir.[5] İstanbul'un fethinden sonra Avrupa'daki baskılardan kaçan çok sayıda Yahudi bir müslüman devletin hükümranlığı altına sığındı. Ayrıca hıristiyan ve diğer dinlerden topluluklar kendi dinsel önderlerinin yönetimi altında merkezi otoriteye karşı bir tür
özerklik elde etmişlerdi. Kendi yasalarını ve yaşam biçimlerini koruyan “milletler” olarak varlıklarını sürdürebildiler. Diğer “milletler"den olanlar belki fethedilmiş
bir halk olarak birinci sınıf yurttaş sayılmasalar da, varolan sınırlamalara rağmen benliklerini sürdürme ve barış içinde yaşama hakkına sahiptiler. Zamanla müslümanların fazla itibar etmediği ticaret alanına da el atarak zenginliklerini artırdılar. Böyle bir yönetim anlayışı, o dönem Avrupa’sındaki diğer çok-uluslu devletlerde
görülmemektedir.[5]
1.2
II. Bayezid (1481-1512)
II. Bayezid, babasının aksine barışsever eğilimli idi. Buna karşın Avrupa diplomasisinin manevralarına girmek
zorunda kalmıştır. II. Bayezid yeni haçlı seferlerini engelleyebilmek için babasının başlattığı deniz gücü kurma
çabasını devam ettirdi. Bunun sonunda İtalya'daki şehir
devletleri birbirlerine karşı koz olarak Osmanlı'nın desteğini sağlamaya çalışacaklardır. Venedikle girilen deniz
savaşlarında Akdeniz'deki Venedik deniz üstünlüğü sona
erdirildi. Artık Osmanlı denizcileri Batı Akdeniz'de de
seferlere girişeceklerdir.[5]
Anadoluda Türk birliği sağlandı. Devletin Doğu Anadolu
yüksek bölgesini de içerecek biçimde genişlemesi doğudan gelebilecek (Timur saldırısı gibi) bir saldırıya karşı
ülkenin savunmasını kolaylaştırıyordu.[6]
Çaldıran seferinden hemen sonra gündeme gelen Mısır
seferi ve burada Memlukların yönetimine son verilmesi
ile Sultan Selim halifeliğin Osmanlı sülalesine geçmesini
sağlamış oldu. Kutsal emanetlerin İstanbul'a getirilmesi,
Mekke, Medine gibi kutsal kentlerin ve Hicaz haç yolunun denetimi de artık Osmanlı imparatorluğu tarafından
yapılır oldu. Böylece Osmanlı, artık tüm İslam dünyasının koruyucusu olduğunu göstermişti.[6]
1.4 Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566)
Kanunî Sultân Süleyman, Yavuz döneminde duraklayan Batı’ya karşı gazâ siyâsetini yeniden yürürlüğe koydu. Belgrad’ın zaptı (1521) Orta Avrupa’da; Rodos’un
zaptı (1522) ise Akdeniz’deki etkinlikleri için Osmanlı
Devleti’ne elverişli bir konum kazandırdı. Macar ordusunu Mohaç’ta yok eden (1526) Kanunî Sultân Süleyman, Macaristan’ın başkenti Buda’ya (Budin) girdi
ve Macaristan'ı Zapolya'nın krallığında himâyesine aldı. Mohaç Savaşı (Meydan Muharebesi) tarihin en kısa
süren şavaşıdır. Bu, Osmanlı Devleti’ni Macaristan egemenliği için Habsburglar’la karşı karşıya getirdi. Kanuni,
Zapolya’yı korumak için 1529’da Viyana’nın kuşatılmasıyla sonuçlanan seferi, 1532'de de Alman Seferi'ni yaptı. 1541’de ise Osmanlı egemenliğindeki Macaristan topraklarını bir Osmanlı eyaleti (Budin Eyaleti) yaparak ilhâk etti; ölen Zapolya’nın oğluna, kendisine bağlı olması
koşuluyla Erdel Prensliği’ni verdi. 1543’teki Macaristan
seferi sırasında ise Estergon Kalesi’ni zapt etti. 1534 de
piri reis himayesindeki cezayir Osmanlılara geçti. 1551
de Trablusgarb'ı Turgut Reis komutasındaki donanma ile
aldı.
II. Bayezid, imparatorluğun ticari ve ekonomik ilişkilerinin gelişmesini teşvik etmiş ve İtalyan kent devletleriyle
karlı ticari ilişkilere girmiştir. 15. yüzyılın sonundan baş- 1.5
layarak, İspanya'dan sürülen Yahudiler'i Osmanlı topraklarına kabul etmiştir.[5]
1.3
Yavuz Sultan Selim (1512-1520)
Babası II. Bayezid'in tahtına oldukça sorunlu şekilde,
hatta bir tür darbe ile oturan I. Selim önce kardeşleri
Şehzade Ahmet ve Şehzade Korkut tehditlerinden kurtuldu ve sonra yeniden yükselen Safevi devleti tehdidini bertaraf etmeye girişti. Şah İsmail'in üzerine yürüyerek onu 1514'te Çaldıran'da bozguna uğrattı ve sonra Tebriz’e kadar ilerledi. Dönüşünde Dulkadiroğulları
Beyliği ile Turnadağ Muharebesi yapıldı(1515). Bunu gören Ramazanoğulları Beyliği savaşmadan teslim oldu ve
YAYILMA VE DORUK NOKTASI (1453–1566)
II. Selim (1566-1574)
II. Selim,tahta çıktığında ilk seferini Yemen'e yaptı.
Yavuz Sultan Selim döneminde alınamayan Yemen onun
döneminde alındı (1568). Yemen'den sonra Cenevizlilerden Sakız Adası alınarak boğazların güvenliği sağlanmış oldu. Döneminde sadece tek bir veziriazam atamıştır. Bu veziriazam Sokullu Mehmed Paşa idi. II. Selim, yönetimi kızı Esmehan Sultan'ın kocası olan Sokullu
Mehmed Paşa'ya bırakarak çok isabetli bir karar vermiştir. Osmanlı Devleti, II. Selim döneminde de gücünü
korumuştur. Sakız Adası'ndan sonra Tunus, Endonezya,
Astrahan, Kıbrıs gibi toprakları da imparatorluğa katmıştır. İnebahtı Deniz Savaşı'nda ise Osmanlı ordusu büyük bir yenilgiye uğratılmıştır. Kanuni]] döneminde DonVolga nehirleri arasında bir kanal açılmış ancak kesin
3
bir sonuca ulaşılamamıştır. II. Selim döneminde Sokullu
Mehmed Paşa sayesinde bu nehirler arasında bir kanal
açılarak boğazların güvenliği sağlanmıştır. Süveyş Kanal
Projesi de diğer bir kanal projesidir.
1.5.1
Güney Azerbaycan seferi
2 İsyanlar ve yeniden canlanma
(1566–1683)
Kanuni'den sonra tahta geçen padişahların çoğu devlet işlerine fazla bir ilgi göstermemişlerdir. Devlet işleri bu dönemde Sokullu (görev süresi 1565-1579) ve Köprülüler
(görev süreleri 1656-1683) gibi yetenekli sadrazamların
eline geçmiş ve zayıf padişahlar ve güçlü sadrazamlar
dönemi başlamıştır.[7] Bu dönemde tahta gelen birçok
sultan zaten çocuk yaşta idi. I. Ahmet (1604-1617) ve
II. Osman (1618-1621) iktidara geldiklerinde 14 yaşında
idiler; IV. Murat (1623-1640) 12, IV. Mehmed (16481687) ise 7 yaşındaydı. Bu durumda naiplik devreye giriyor ve kadınların büyük rol oynadığı bu durum bir dizi
karışıklığa yol açıyordu. Bu sultanların kadınlara ve içkiye düşkünlükleri de dikkat çeker boyutta idi. Örneğin III.
Murad 102 kez baba oldu ve sonra da sara hastalığına tutuldu. I. İbrahim cinsel saplantılar içindeydi ve düpedüz
deliydi, sonunda da boğularak öldürüldü.[8] Bu sultanlar,
çoğu kez yeteneksizdiler. Saraydan çıkmıyor, hiçbir işe
el sürmüyorlar, bizzat adalet dağıtmıyorlar, ne vezirlerini
ne diğer yöneticileri denetlemiyorlardı. Kanuni'den sonra
sadece III. Mehmet ve II. Osman birer sefere çıktı. İçlerinde ordunun başına geçen ve savaş adamı niteliğini hakeden sadece IV. Murat idi. Yeniçeriler de artık sultanlara saygı duymaz oldular ve ilk kez bir sultanı II. Osman'ı
tahttan indirip öldürerek, yerine bir zavallıyı, I. Mustafa'yı tahta geçirdiler.[9]
Kanuni döneminde önemli mücadele alanlarından biri de Azerbaycan oldu. Yavuz Sultan Selim zamanında
Azerbaycan’a karşı kazanılan Çaldıran zaferine, Osmanlı ordularının Tebriz’e kadar ilerlemesine ve tüm Doğu Anadolu’nun Osmanlı egemenliğine geçmesine karşın Sefeviler ile kesin bir barış antlaşması imzalanmamıştı. Gerek Sefeviler, gerekse Osmanlı İmparatorluğu,
birbirlerine kuşku ile bakıyorlardı. Güney Azerbaycan,
Anadolu’yu ele geçirme planlarından vazgeçmediği gibi,
Osmanlılar da Hint Okyanusu’na kuzeyden açılan iki körfezden biri olan Basra Körfezi'ne açılan Irak topraklarını ele geçirme emelleri besliyorlardı. Bu arada iki devlet arasında sınır olayları da eksik değildi; bir takım sınır
görevlileri durmadan taraf değiştirmekteydiler. Bütün bu
olaylar bir araya gelince 1533'te Sadrazam İbrahim Paşa, Sefevi seferiyle görevlendirildi, arkasından da padişah Safevi seferine çıktı (1534). "Irakeyn Seferi“denilen
bu seferin en önemli ve kalıcı etkisi Bağdat dahil olmak üzere Irak topraklarının Osmanlılar’ın eline geçmesi oldu (1535). Böylece Hint Okyanusu'na açılan önemli
körfezlerin ikisi de Osmanlılar'ın eline geçmiş oldu. Güney Azerbaycan savaşları 1555’teki Amasya Antlaşma3
sı ile sona erdi; antlaşma sonucu Azerbaycan ile merkezi
Tebriz, bir kısım Doğu Anadolu toprakları Osmanlılar'ın
3.1
eline geçti. Bu barış 1576 yılına kadar sürdü.
Kaynakça
Genel
• Tanilli, Server (1986), Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
II. Cilt, Ortaçağ, Cem Yayınevi
1.5.2
Hint Deniz Seferleri (1538-1669)
• Tanilli, Server (1987), Yüzyılların Gerçeği ve Mirası
III. Cilt, 16. ve 17. yüzyıllar, Cem Yayınevi
Akdeniz'de Osmanlılar'la Hıristiyan Akdeniz devletle• Sander, Oral (1989), Siyasi Tarih, İlkçağlardan
ri arasında her iki taraf için de yıpratıcı deniz sa1918'e, İmge Yayınevi
vaşları yapılırken, Osmanlı Devleti, 1538'den başlayarak Hint Okyanusu’nda Portekizliler ile mücadeleye girişti. Osmanlı Devleti’nin Hint Okyanusu için müca- 3.2 Özel
delesi 1669’a kadar sürdü. Bu süre içinde birkaç kez
Hindistan’a, bir kez de Sumatra Adası’na donanma [1] Osmanlı Tarihinde Dönemler, Prof. Dr. Halil İnalcık, Erişim: 26 Şubat 2013
gönderildi; Yemen, Habeşistan ve bazı Afrika ülkeleri Osmanlı Devleti’ne katıldı. Hint Okyanusu'nda Por- [2] Osmanlı Tarihinde Dönemler, Ferhan Kırlıdökmetekizlilere karşı bazı deniz başarıları elde edildi ise de,
Mollaoğlu, Erişim: 26 Şubat 2013
Osmanlılar Hint Okyanusu’nda kesin bir üstünlük sağlayamadılar. Osmanlılar’ın Hint Okyanusu’ndaki başarısız- [3] Tanilli 1986, s. 562
lığı daha sonra hem Osmanlı Devleti hem de tüm doğu [4] Tanilli 1986, s. 564
ulusları için son derece olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Osmanlı donanması nın okyanus şartlarına uygun olma- [5] Sander 1989, s. 34
ması, Hint deniz seferlerine gereken önemin verilmemesi
[6] Sander 1989, s. 35
ayrıca Gucerat hükümdarlarının Osmanlılar'a yardım etmemesi başarısızlığın diğer nedenlerindendir.
[7] Sander 1989, s. 85
4
[8] Tanilli 1987, s. 452
[9] Tanilli 1987, s. 453
3
KAYNAKÇA
5
4
Metin ve görüntü kaynakları, yazarlar ve lisans
4.1
Metin
• Osmanlı İmparatorluğu yükselme dönemi Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu_
y%C3%BCkselme_d%C3%B6nemi?oldid=17416101 Katkıda bulunanlar: Alperen, Dbl2010bot, Denisutku, Ugur Basak, İncelemeelemani, Mustafacoskun, OsmanliTarihi, Kafkasmurat, Metal Militia, Mukaddime, Renegade~trwiki, Erdemsenol, Vikiyazar, Khutuck, Kibele,
Krkzn, AndyMcKandless, Mach, Çağatay, Düşünenadam, Eldarion, TXiKiBoT, Berfu, Gökhan, Levent, LostMyMind, Bora, Hasanbay,
Sakhalinio, SieBot, Vikiçizer, AlleborgoBot, Homonihilis, Yabancı, Serhatb55, Takabeg, Melihsen, Piyade13, Myrat, Mavilalan, Théoden,
Muro Bot, Superyetkin, Ptbotgourou, Sadrettin, Merube 89, Txrazy, Reality006, Mirochi, LaaknorBot, Khutuck Bot, CnkALTDS, Xqbot,
Noone, Rapsar, Cekli829, Türk Süvarisi, Bermanya, Supermæn, Parrhesiazesthai, EmausBot, ZéroBot, YBot, Vitruvian, MerlIwBot, SeyitA, Furkan12, VikipediBilgini, Nebra, TheOttomans2012, Peykbot, Aguzer, Caglarctr, Addbot, Emre12345, Ebrudilmen, Götüboklubeyza,
Bilgin 27, Pro bilgi, Ayrıntılı Bilgi, Diyapazon, Kuzeyli Adam, Okanfan, Veyhan, Kelpom, Kingbjelica, Nuribuyuksar ve Anonim: 224
4.2
Resimler
• Dosya:Flag_of_the_Ottoman_Empire.svg Kaynak: https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/3/35/Flag_of_the_Ottoman_
Empire.svg Lisans: Public domain Katkıda bulunanlar:
http://www.vicmart.com/ext/en/exrw/item=1416 - Ottoman medal from 1850 Özgün yazarı: <a href ='//commons.wikimedia.org/
wiki/User:Dsmurat' title ='User:Dsmurat'>DsMurat</a><a href ='//commons.wikimedia.org/wiki/User_talk:Dsmurat' title ='User
talk:Dsmurat'>talk </a>
• Dosya:Gentile_Bellini_003.jpg Kaynak: https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c6/Gentile_Bellini_003.jpg Lisans: Public
domain Katkıda bulunanlar: The Yorck Project: 10.000 Meisterwerke der Malerei. DVD-ROM, 2002. ISBN 3936122202. Distributed by
DIRECTMEDIA Publishing GmbH. Özgün yazarı: Gentile Bellini
• Dosya:Osmanli-nisani.svg Kaynak: https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/2/2b/Osmanli-nisani.svg Lisans: Public domain
Katkıda bulunanlar: Yükleyenin kendi çalışması Özgün yazarı: Juris Tiltins
• Dosya:TurkishEmblem.svg Kaynak: https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/60/TurkishEmblem.svg Lisans: Public domain
Katkıda bulunanlar: Yükleyenin kendi çalışması Özgün yazarı: Kaygtr
• Dosya:Wiki_letter_w.svg Kaynak: https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6c/Wiki_letter_w.svg Lisans: CC BY-SA 3.0
Katkıda bulunanlar: Yükleyenin kendi çalışması; Wikimedia Foundation Özgün yazarı: SVG Jarkko Piiroinen; rights, design and origin
Wikimedia Foundation
4.3
İçerik lisans
• Creative Commons Attribution-Share Alike 3.0
Download