4H ıı meyil i fetva veremez`

advertisement
VİM; 30 MART 1989
_
imsak; 5.18__ ___ Güneş: 6.45
öğle; 13.13__
İkindi: 16.45
Akşam: 19.33
Yatsı: 19,54
İslam araştırmacısı İsm et ZekiEyuboğlu, “Şeytan’ın ayak izlerini” inceliyor
4H ıı m eyil i fetva verem ez’
NECATİ G Ü N G Ö R ___
EYUBOĞLU’INDAN DEĞERLENDİRMELER
Hint kökenli İngiliz yurttaşı
Salman Rüşdü’nün romanı dola­
yısıyla Batı ile İran arasındaki ger­
ginlik sürerken, araştırmacı İsmet
Zeki Eyuboğlu, “ Şeytan Ayetle­
ri” tartışmasına yeni bir yapıtla
katılıyor. İslam dini, İslam mez­
hepleri, İslam tarikatları ve İslam
felsefesi konularında yayımlanmış
çeşitli kitaplarıyla ve bu alanda­
ki uzmanlığıyla taranan Eyuboglu, “Şeytan Ayetleri” Söylencesi
adını verdiği kitabında, tartışma­
lara tarihsel olguların ışığında,
önyargısız katılmak istediğini be­
lirtiyor... İslam dünyasında bazı
tepkilere neden olan Salman Rüşdii’nün romanıyla kendi yapıtı
arasında doğrudan bir ilişki bu­
lunmadığım da özellikle vurgulu­
yor Eyuboğlu.
Aşağıda, “Şeytan Ayetleri”
Söylencesi adlı kitabı dolayısıyla
yazar İsmet Zeki Eyuboğlu ile
yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz:
— “ Şeytan Ayetleri” adlı ro­
manın bunca tepkiler yarattığı ya­
zan hakkında ölüm fermanının
çıkarıldığı; bu fermanı çıkaran
İran’la Batı ülkeleri arasında ciddi
gerginliklerin yaşandığı; ülkemiz­
de de söz konusu kitap ile yazarı
hakkında olumsuz tavırların ser­
gilendiği bir ortamda, böyle bir
kitap yazmayı neden gereksindi­
niz?
EYUBOĞLU — Kitabımın,
Salman Rüşdü’nün kitabı ve yak­
laşımıyla hiçbir ilgisi yok. Söz ko­
nusu kitabı okumadım bile. Ko­
nusu ne? Onu da bilmiyorum...
Benim açıklığa kavuşturmak iste­
diğim şu: LIygarlık tarihi boyun­
ca, iyinin savaştığı bir “ kötü”
kavramı var. Bu kavrama, dinler,
kendi inanç ölçülerine göre, Türkçede
‘şeytan’
diye
Salman Rüşdü olayına İslam hukuku
açısından bakılınca durum şudur: Yapıtı
incelenmemiş, okunmamış. Yazar şeriat
ilkelerince bile yargılanmamış. Bu durumda
fetvanın hukuki temeli yoktur.
Humeyni inancı Şiiliğin kökünde Zerdüşt
inancının izleri vardır. İran’da doğan Zerdüşt
dini Ahriman adı altında şeytanı kişileştirmiş,
Ahuramazda denilen Tanrı karşısında dirençli
bir güç olarak nesnelleştirmiştir.
Bugün İran’da günde üç kez namaz kılınması
Zerdüşt inancında olanların güneşe göre
günde üç kez tapınmasının izlerini taşır.
Zerdüşt rahiplerinin üçgen biçimindeki
başörtüsü ile İran’dan gelen üçgen türban
arasındaki benzerlik rastlantı mıdır?
Y avuz’dan IV. Murad’a değin Osmanlı
yönetimi İran’la savaşırken Sünni şeriatı
Şiiliği “amel-i şeytan’’ (şeytan işi) diye niteler.
karşılanan- bir ad veriyorlar. Ve
bu adın çevresinde, toplumlar,
kendi anlayışlarına göre bir söy­
lence oluşturuyorlar. Bu söylen­
ce nedir? Nereden kaynaklanıyor?
Tek tanrıcı dinlerle bağlantısı ne?
Zerdüşt dini__________
Çok tanrıcı dinlerde “ şeytan”
kavramı “ iyi” ile savaş içinde
gösterilir. Şeytan, iyileri kötülü­
ğe sürükleyen, uçuruma götüren,
tutarsızlıklara boğan bir güç ola­
rak görülür. Ancak bu şeytanı da
yine Tanrı’nın yarattığı bilinir.
Bütün varlık türleri yaratılmış sa­
yıldığına göre şeytanın da bunla­
rın arasında yer alması, ister is­
temez şu soruyu gündeme getiri­
yor: “ Şeytanın varlığı gerekli miy­
di? Şeytan, hangi gereksinmenin
ürünüdür?
Konuya böyle bir anlayışla yak­
laşılırsa, iyi’nin değerlendirmesin­
de şeytan’m karşıt bir ölçüt oldu­
ğu kanısına varılır. Toplundan in­
celediğimizde, onların sayısınca
“şeytan” tanımı olduğunu görü­
rüz. Bir toplumun tanımı ötekine
uymuyor. Nitekim günümüzde
şeytana “Abtavus” adı altında ta­
pan Yezidilik diye bir inanç var­
dır. Bu inanç, 8. yüzyıldan beri
Kuzey Suriye ve Güneydoğu Ana­
dolu yörelerinde yaşatılıyor... Ben
bu çalışmamda, “ şeytan” konu­
sunun, 1Ö 7. yüzyıldan beri var­
lığını sürdürdüğünü göstermeyi
amaçladım, özellikle, İran’da do­
ğan Zerdüşt dini, Ahriman adı al­
tında şeytanı kişileştirmiş; Ahura­
İsmet Zeki Eyuboğlu
mazda denilen tann karşısında di­
rençli bir güç olarak nesnelleştir­
miştir. Ahriman, (şeytan), karan­
lığın egemenidir. Aydınlığın kay­
nağı olan güneşi sevmez. Bu ne­
denle, güneşe karşı sürekli savaş
içindedir.
— Bunun, bugünkü Humeyni’nin
inançsa) tutumuyla bir ilgisi var
mı?
Şeytan işi____________
EYUBOĞLU — Humeyni, 7.
yüzyılda Ali ile Muaviye arasın­
daki gerginlikten kaynaklanan,
sonradan ‘yan tutucu’ ya da
‘yandaş’ anlamına gelen Şia (Şii­
lik) akımının öncüsüdür; daha
doğrusu günümüzdeki başkam­
dir. Şiilik, inanç yapısı gereği,
Sünniliğe aykırı düştüğünden ge­
çersiz sayılmıştır.
Malikilik, Hambelilik, Hanefi­
lik, Şafılik gibi dört mezhebin dı­
şında “ sapkın” bir kuruluş sayıl­
mış... Nitekim, Yavuz’dan IV.
Murad’a değin Osmanlı yönetimi,
yüz yıl boyunca aralıklarla, Şii
İran’la savaşmıştır. Sünni şeriatı,
Şiiliği, “ amel-i şeytani” (şeytan
işi) diye niteler. Kaynak isterseniz:
“ Fetvayi Ebussuud Efendi” yi
gösterebilirim. Üniversite Kütüp­
hanesi. Yazma eser. Şiilik iyi in­
celenirse, Zerdüşt inançlarından
da etkiler taşıdığı görülür.
— Nasıl bir etkilenme? Örnek
verebilir misiniz?
EYUBOĞLU — Sözgelişi, Zer­
düşt inançlarına göre gün doğar­
ken güneşin dorukta olduğu öğ­
leyin, bir de güneş batarken ol­
mak üzere Ahuramazda’ya gün­
de üç kez tapılır. Bugün İran’da
günde üç kez namaz kılınması il­
ginç bir benzerliktir. Zerdüşt ra­
hibeleri, günde üç kez tapınmanın
simgesi olarak başlarına üçgen bi­
çiminde bir örtü örterler. İran’­
dan gelen türbanın da üçgen bi­
çimli olması bir rastlantı mıdır?
— Bizde bazı din görevlileri,
Humeyni’nin, Salman RUşdü’yle
ilgili fetvasını savundular. Bura­
da bir çelişki doğuyor. Şii liderin
fetvasını, Sünni din adamları sa­
vunuyor çünkü. Buna ne diyorsu­
nuz?
EYUBOĞLU — Önce şunu be­
lirteyim: İslam hukukuna, yani fıkıha göre fetva yargıya dayanır.
Yargılanmayan bir kişi hakkında
fetva verilemez. Verilse bile böy­
le bir fetva yürürlüğe konulamaz.
Buna, “ hükm-î batıl” denilir.
Salman Rüşdü olayına, İslam hu­
kuku açısından bakıldığında şöyle
bir durum ortaya çıkar: Yapıtı in­
celenmemiş, okunmamış, içerdi­
ği konunun İslamla ilgisi saptan­
mamış.
Batıl ve küfür _______
Yazar, şeriat ilkelerince bile
yargılanmamış. Bu durumda fet­
va olmaz; çünkü fetvanın huku­
ki temeli yok. Yine İslam huku­
kuna göre fetva, o yönetim altın­
daki uyruklar için geçerli olabilir.
Bir yönetim, başka bir .yönetim
altında yaşayan kimse hakkında
fetva veremez. Bunun dışında,
evet ilginç olan; Sünni mezhebi­
nin sapkınlık olarak nitelediği Şii
mezhebinden bir imamın fetvası­
nı, Sünni yetkili savunuyor. O
yetkili, söz konusu fetvayı, İslam
hukukunun hangi ilkelerine daya­
narak geçerli sayabiliyor acaba?
Sözgelişi İslam dinine göre Muse­
vilik neyse Şiilik de odur. ikisi de
yapı olarak İslama aykırı görül­
müştür. Kudüs’te hahambaşının
verdiği bir fetvayı, Müslüman bir
müftünün uygulama yetkisi ney­
se; Şii liderin fetvasının durumu
da odur. Fıkı ha göre batıl, delil
sayılmaz. Batılın uygulanması,
onun benimsenmesi demektir ki,
o da “ küfür” dür.
— Konuya bir de laik toplum
açısından bakarsak?
EYUBOĞLU — Bugün imam
hatip okullarında fıkıh okutulu­
yor. Fıkıhın, Suudi Arabistan dı­
şında uygulama alanı yoktur yer­
yüzünde. Laik toplumda, dine da­
yalı hukuk olan fıkıhın yeri hiç
yok... Oysa, fıkıh bugün yürür­
lükteymiş gibi okutuluyor o okul­
larda. Bir anlamda, laik hukuk
düzeninin karşısına din hukuku
çıkarılıyor. Çatışma da burdan
kaynaklanıyor.
Laikliğe aykırı________
Ülkemizde dinle ilgili bütün uy­
gulamalar şeriata dayandırılmak
isteniyor. Bu da öğretim düzeni­
nin bölünmesine yol açıyor. Bizdeki Humeyni yanlıları, bilme­
den, Şii hukukunu Sünni hukuku
yerine koyarak açıkçası “ hakika­
ti” , “ batıl” ile pekiştirerek laik­
liğe karşı çıkıyor.
Burada neyin tutulduğu, neyin
savunulduğu birbirine karışıyor
işte! Bugün laikliğe karşı çıkarı­
lan olaylar derinlemesine incelen­
diğinde ortaya çıkan üzücü du­
rum şudur: Gerek türbanlı öğren­
ciler, gerekse onların yanında yer
alan yurttaşlarımız ne Kuran’ı
okumuşlar ne T an n ’mn Kuran'da buyurduklarını anlamışlar ne
de Kuran’la gelen inancın ne ol­
duğunu biliyorlar...
Tanrı, Kuran’da der ki; “ Biz
bu kitabı size okuyasınız, anlayasınız, buyruklarımıza, yasakları­
mıza göre davranasınız diye gön­
derdik.” Bu anlamı taşıyan bir­
çok bölüm vardır. İmdi bu yolla­
ra dökülenler, İran kökenli türba­
na sarılanlar, Şii fetvalarına da­
yananlar arasında Kuran’ı oku­
yup anlayan kaç kişi vardır?...
Yine Kuran’a göre Tanrı;
“ Sen, Arap olduğun için biz bu
kitabı Arapça indirdik. Yeryüzün­
de kendi diliyle seslenmediğimiz
bir topluluk yoktur. Biz her top­
luluğa kendi diliyle seslenen bir
görevli gönderdik.” demektedir.
Bundan anlaşıldığına göre, Kuran
başka dillere çevrilerek Tann buy­
ruklarını öğrenmek amacıyla oku­
nabilir. “ Şeytan Ayetleri” Söy­
lencesi adlı çalışmamda üzerinde
durduğum konulardan biri de bu.
Ben bu çalışmayı, şeytanı, din ör­
tüsü altında bilmeden savunanlar
için değil, ne olup ne olmadığını
anlamak isteyenler için yazdım.
Şeytanın ne olduğunu daha kısa
yoldan öğrenmek isteyenler; Yezidilik’in "Mushaf-ı Res” ile
“ Kitab-ı Cilve” adlı kitaplarını
okusunlar derim.
Taha Toras Arşivi
Download