kur`an~a göre dünya dışında

advertisement
KUR'AN~A GÖRE DÜNYA DIŞINDA
HAYAT
Yrd. Doç. Dr. Bahattin DARTMA
U zun zamandır ilim dünyasının
gündemini oluştutmayı sürdüren
"dünya dışmda hayatın olup olmadığı"
konusunda çeşitli araştırma ve ıncele­
meler yapılmış, farklı görüşler ileri
sürülmüştür. Henüz pozitif ilim, bu tür
bir hayatın varlığı veya yokluğu konusunda herhangi bir kesin sonuca
varmış değildir.
Bir canlının yaşayabilmesi için
gerekli ortam ve şartları göz önünde
bulundurarak araştırmacılarm bir
kısmı, dünya dışmda hayatm olabileceğine ihtimal vermezken, bir kısmı
bunu imkan dahilinde görmekte,
ba'zıları da mevcut verileri yeterli
görmeyip konuya temkinli yaklaşmak­
tadır.
Dünya dışında herhangi bir
olup olmadığı mes'elesi,
hakikaten bir çok yönden üzerinde durulmaya, inceleme ve araştırma
yapılmaya değer ilginç bir konudur. Bunun idrakinde olan ilim adamları, böyle
bir hayatın varlığını ilmi usüllerle kesin olarak ispatlayıncaya kadar, uzun
bir süre daha ciddi ma'nada çalışma­
larını sürdürecekleri anlaşılmaktadır.
Bu çalışmalarm semeresi olarak son
günlerde dünya dışında canlı hayatının
varlığına dair elde edilen oldukça önemli bulgular, kamu oyunda hayranlıkla
karşılanmış ve büyük bir heyecan
hayatın
uyandırmıştır.
Üzerinde yaşadığımız dünyanın,
bütünüyle kılinat içinde muhtemelen
bir toz zerresi kadar olduğu söylenmektedir.1 Durum böyle olunca, tabii olarak insanın aklına, dünyadan başka,
bu kadar büyük olan ve gittikce de
1
Tuna Taşkın, Uzay ve Dünya, İstanbul
1991, s. 50; Ayrıca bkz. Şimşek, Ümit:
Samanyolu, s. 7, İstanbull983.
genişleyen kainattaki
diğer gök
cisimlerinin varlık sebebi nedir? Yüce
Allah bu kadar geniş olan kainatı, sadece küçük bir gök cismi üzerinde
yaşayan
biz insanlar için mi
yaratmıştır? Kainat, böyle bir oluşum
için çokça geniş değil midir? gibi sorular
takılmaktadır. Halbuki Allah Te ala, hiç
bir şeyi boşuna yaratmaz ve hiç bir işi
de boş yere yapmaz. O, noksan sıfatıar­
dan ve abesle iştigalden beridir.
İşte bütün bu ve benzeri soruların
cevabı, dünya dışındaki diğer gök cisimlerinde herhangi bir tür hayatın olup
olmadığının araştırılarak kesin bir sonuca vanlmasıyla verilebilecektir.
Biz bu küçük çaplı, mütevazi
etüdümüzde, konuya ilişkin yapılan
deney ve gözleme dayalı inceleme ve
araştırmaları
ehline bırakarak,
mes'eleyi Kur'an-ı Kerim açısından incelemeye çalışacağız.
. Hz. Peygamber bir hadisinde,
"'nsanları hidayete getirmek için her
peygambere bir mu'cizenin, bu meyıln­
da kendisine de mu'cize olarak Kur'an-ı
Kerim'in verildiğini'' 3 haber vermektedir.
kitapların, eşsizliklerini, indikleri toplumların en fazla rağbet ettikleri alanlarda inmekle göstermeleri
yolundaki geleneğe uygun olarak
Kur'an-ı Kerim de, o devir muhatablarının son derece ilgi duyduğu edebiyat
sahasındanazil olmuştur. Üstelik, edebiyatın zirvede olduğu bir dönemde inmesine rağn:ıen, bu zirveyi de aşarak
eşsizliğini hemen herkese, ister istemez
kabıli ettirmiştir.
.
Bütün insanlığın hidayeti için gönderilen Kur'an-ı Kerim, edebi açıdan
mu'ciz olduğu gibi, ihtiva ettiği ilimler
bakımından da mu'cizdir.
·
2
nam
2
3
-41-
Zariyat, 51147.
Buhfui, Fezillu'I-Kur'an, 3.
KUR'AN MESAJ! İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAY1: 8
Bilindiği gibi -RasUlullah (s.a.v.)
son peygamber ve kendisine pek çok
yönden mu'cize olarak verilen Kur'lill-ı
Kerim de son ilıllii kitaptır. Artık bundan sonra bir daha yeni bir peygamber
ve ilıllii bir kitap gelmeyeceğine göre
bundan haliyle Kur'lill-ı Kerim'in, hemen her asırda insanları hidayete getirmek için, onların yoğun bir şekilde
ilgi alanlarını oluşturan sahalardaki
üstünlüğünü göstermesi gereği akla
gelmektedir. Bu münasebetle o dönemde muhatabların en fazla ilgi ve alaka
gösterdikleri edebi sahadaki eşsizliğini
gösteren Kur'an-ı Kerim'den, tabii olarak günümüz dünyasında da son derece
rağbet edilen ilmi alandaki eşsizliğini
göstermesi beklenebilir.
İşte bu düşünceden hareketle şimdi
Kur'an'a göre dünya dışında herhangi
bir hayatın olup olmadığı konusunu incelemeye çalışalım.
Kur'lill-ı Kerim'de astronomi ile ilgili bir çok ayet vardır. Biz bunlardan,
dünya dışmda hayatın olduğuna işaret
eden bir kaç ayeti, Kur'an-ı Kerim'deki
sıralarına göre ele alarak bir sonuca
varmaya çalışacağız.
t.::,ı, ~~ ~~ J~\~\ ~ ~ ~ ~) ~
~~~')ıl J~j_;J~ ~~ Jl,.)' J
"Göklerde ve yerde bulunanlar
onların gölgeleri de sabah
akşam ister istemez Allah'a secde
ederler. ' 14
Bu ayette konumuz açısından üzerinde durulması gereken bir kaç nokta
vardır.<;;.> ism-i mevsülü, akıl sahipleri
için kullanılan bir ism-i mevsüldür.
Bundan da her şeyden önce zikredilen ayette Allah'a secde edenlerin akıl
sahibi oldukları anlaşılmaktadır. İlk
etapta buradaki <;;. >in işaret ettiği akıl
sahiplerinin, melek, cin ve insanlar
da,
4
Ra'd, 13/15.
olduğu
zannedilebilir. Ancak, özellikle
<~~ > terkibini incelerken de izah edileceği gibi <;;. > in ihtiva ettiği akıl sahipleri, melek ve cinlerden başka olan
akıl sahipleridir.
.Ayette hal olarak bulunan "'< l..)" >=
istemeyerek" kelimesi meleklerin, <:;. >
in şemsiyesi altına girmelerine
müsaade etmemektedir. Zira melekler,
Allah'ın emirlerini, en ufak bir kibir
ve i'tirazları olmadan, huşü ile lfa ederler.6 Diğer mükelleflerden ise kibirli,
asi ve i'tirazı olanlar bulunabilmektedir. Vakı'ada da durum böyledir. Buna
göre(;;.) ism-i mevsülü meleklere şamil
değildir. O halde şimdilik geriye Allah'a
secde eden bu akıl sahiplerinden cinler
ve insanlar kalmaktadır. 7
<~~ >tamlamasında, "saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde meydana
gelen karanlık bölge" anlamındaki
"gölge" 8 <J~) kelimesine muzafun ileyh olan<~> zamiri <;;.>e aittir. Buna
göre de <:;.) den, melekler ve cinler değil,
Allah'a secde eden akıl sahibi başka
varlıkların kastedildikleri anlaşılmak­
tadır. Çünkü melekler, insan rUhu gibi9 latif ve nürdan yaratılmış, 10 mad5
Derviş
Muhyiddin,
İ'rabu'l-Kur'iini'l-Kerim ve Beyanuhu,
5/107, Humus, 1988.
Ra'd, 13/13; Nahl, 16/49-50; Talalı:, 65/6.
Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. Cebeci,
Lütfullah, Kur'an-ı Kerim'e Göre
Melekler, s. 20 vdd., Konya, 1989.
7 İçinde yine ( l..)") kelimesinin zikredildiği
Al-i !mrii.n süresinin 83. ayetinde de aynı
durum sözkonusudur.
8 Meydan Larousse, 5/275, İstanbul 1971;
Ayrıca bkz. Türk Ansiklopedisi, 28/8,
Ankara 1970.
9 Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, 1/305,
İstanbul, ts.
10 Müslim, Zühd, 60; Ahmed b. Hanbel, 6/153,
168.
6
-42-
~·ANA GöRE DÜNYA DIŞINDAHAYAT
de ötesi 11 gözle görülmeyen12 varlıklar
13
olup, gölgeleri bulunmamaktadır.
14
Cinler de ateşten yaratılmış, latif,
5
şeffaf yapılı/
maddi olmayan
cevherden oluşmuş, 16 gözle görülmeyen17 ruharn mahlüklardır. 18 Dolayı­
sıyla melekler gibi bunların da gölgeleri
bulunmamaktadır. Halbuki burada
secde eden bu akıllı varlıkların gölgelerinin olduğu ve bu gölgelerin de secde
ettiklerinden bahsedilmektedir. O halde buradaki <:;) den maksat melekler
ve cinler değil, akıl sahibi başka
varlıklardır.
Netice olarak bu ayet bize, dünya
meleklerden ve cinlerden baş­
ka, akıl sahibi canlı varlıkların bulunduğunu tedru ettirmektedir.
Burada dikkati çeken önemli bir
husus daha vardır. Gölge sözkonusu
olduğuna göre, demek ki orada bir ışık
kaynağı ve bu gölgeyi ilidas eden saydam olmayan bir madde veya cisim
vardır. Şeffaf olmayan bir madde ışık
kaynağına yaklaştıkça gölgesi büyür,
kaynaktan uzaklaştıkça da gölge küçülür. Eğer ışık kaynağı -mesela Güneş
gibi- çok büyük, gölgeyi meydana getiren madde de -insan gibi- küçük olursa; bu madde ışık kaynağına çok az bir
dışında
ll
12
13
14
15
16
17
18
Yazır, Hamdi, Hak Dini
Kılavuz, Ahmed Saim,
Kur'an Dili, ll305;
Türkiye Diyanet
Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), (Cin
maddesi), 8/9, İstanbul1993.
Ateş, Süleyman, İnsan ve İnsanüstü RUh,
Melek, Cin, İnsan, s. 21, İstanbul1985.
Meleklerin mahiyetleri hakkında daha geniş
bilgi için bkz. Cebeci, Melekler, s. 14 vdd.
Hicr, 15/27; Rahınan, 55/15; Müslim, Zühd,
60; Ahmed b. Hanbel, 6/153.
Ateş, Süleyman, Yüce Kur'an'ın Çağdaş
Tefsiri, 10/96, İstanbul 1989; Kılavuz,
TDVİA, (Cin maddesi), 8/8, 9.
Kılavuz, TDVİA, (Cin maddesi), 8/ 9.
D.B. McDONALD, İ.A., (Cin maddesi), 3/192,
İstanbul 1993; Ateş, Süleyman, İnsan ve
İnsanüstü, s. 35 vdd.
Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili,
3/2030.
mesafe yaklaşınca gölgesi ortadan kaybolur. Saydam olmayan bu küçük maddenin bütün yönlerinden yansıyan
ışınlar, gölgeye, o maddenin arkasına
doğru bir huni şeklini aldırarak belli
bir noktadan i'tibaren son verirler. Öyle
ise büyük ve güçlü ışık kaynakları
karşısında küçük cisimlerin gölgelerinin oluşması için onların, gölgeleri
oluşacak şekilde herhangi bir zemine
yakın olmaları gerekir.
O halde incelemeye çalıştığımız bu
ayetten, secde edenlerin, yer çekimi
veya başka sebeblerle gölgeleri oluşa­
cak şekilde bir zemin üzerinde bulundukları ve orada secde ettikleri anlaşılmaktadır.
Hz. Peygamber, iç:i,nde secdenin
de yer aldığı "Beni nasıl
namaz kılar görüyorsanız öylece namaz
kılınız" 19 hadisini irad eder ve yeryüzünün kendisine mescid kılındığı­
m20 haber verirken, meleklerin secde
ettikleri yerler ve seedelerinin keyfiyyeti hakkında kaynaklarda herhangi
bir ma'lümat yoktur.
İşte bu şekilde de ayette secde edenlerin meleklerin ve cinlerin dışında baş­
ka akıl sahibi varlıklar olduğu anlaşıla­
bilir.
yapılış şeklinin
~~<:li~ G) ~~~~ ~ G ~ ~_) ~
~0J'_p <:/ ~) ~~\ )}~\~ ~
"Göklerde ve yerde bulunan
canlıların ve meleklerin hepsi Allah'a secde ederler; onlar aslii
büyüklük taslamazlar. ,,ı 1
Ayette geçen ve esasen akıl
taşımayan varlıklar için kullafulan <C.)
ism-i mevsülü, <''~) fij]jnjn failidir.
Burada olduğu gibi ba'zı durumlarda
akıl sahibi olanlan da içine almaktadır.
19 Buhari, Ahad, 1.
20 Buhiiri, Teyemmüm,
Mesacid, 3, 4, 5.
21 Nalıl, 16/49.
-43-
ı,
Salat, 56; Müslim,
KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, HAZİRAN 98, SAYI: 8
22
<.~ı; 0:- > ise <c.> yı beyan etmektedir .
<~ı;> kelimesi, ''temyiz gücü ve aklı
olsun veya olmasın, 23 yeryüzünde tabi'!
haliyle yürüyen canlı" 24 anlamına
gelmektedir.25
Kaynaklarda, melek ve cinlerin
mahiyetleri hakkında bir takım cüz'i
bilgiler verilirken, Kur'an-ı Kerim'de26
ve hadislerde 27 meleklerin kanatlarının bulunduğundan, değişik şekil­
lere28 ve hatta insan şekline girdiklerinden29 söz edilmekte, günlük hayatta
da bu nevi i'tikadların hakim olduğu
görülmekte, ancak bunların -hilkaten
daimi olarak- ayak veya başka az~arla
22 Zemahşeri, Camilah Malımüd b. Ömer, elKeşşaf an Hakaiki't-Tenzil ve 'Uyfuıi'l·
Ekavii fi VücUhi't-Te'vil, 3/150 (Tahkik:
Muhammed Mursi Amir) Mısır ts.
23 el-Ezheri, Ebü Mansur Muhammed b.
Ahmed, Tehzibu'l-Lüğa, 24/77 (Tahkik:
Ya'küb Abdu'n-Nebi, Muhammed Ali enNeccar), Kahire 1964; ez-Zebidi, es-Seyyid
Muhammed Murtaza el-Hüseyni, Tacu'lAriis min Cevahiri'l-Kamiis, 2/292
(Tahkik: Ali Hilali), 1966.
24 el-Halil b. Ahmed, Ebu Abdirrahman,
Kitabu'l-'Ayn, 8/12 (Tahkik: Mehdi elMahzümi, İbrahim es-Samarriii), Beyriıt
1988; el-Ezheri, Tehzibu'l-Lüğa:, 24/75; erRağıb el-İsbehiini,yel-Hüseyn b. Muhammed,
~1-Müfredat fi ~aribi'l-Kur'an, s. 237,
Istanbul 1986; Ibn Menzür, Ebu'I-Fazi
Cemaluddin Muhammed, Lisanu'l-Arab,
1/369, Beyrut ts.; Asım Efendi, Kamüs
Tercemesi, 11235,. İstanbul 1305; Behced
Abdulvahid, el-I'rabu'l-Mufassal liKitabillahi'l-Mürettel, 10/399, Ürdün
1993.
(~ı;) kelimesinin,
25 Kur'an-ı Kerim'de
insanları da içne alan canlı anlamında
kullanıldığı bir kaç ayet şunlardır: Enfal,
8/22; Hud, 1116, 56; N ahi, 16/61; Niir, 24/35;
Fatır, 35/45.
26 Fatır, 35/1.
27 Buhiiri, Bed'u'l-Halk, 7, Tefsir, 53, Tevhid,
32, Cenaiz,~ 3, 34, Cihad, 20, Meğazi, 26;
Müslim, lman, 280-282, Fiten, 11,
Fezailu's-Sahabe, 129.
28 D.B. McDONALD; İ.A., 3/192, istanbul 1993·
Ateş, Süleyman, İnsan ve İnsanüstü, s.
vdd.
29 Buhari, Bed'u'l-Vahy, 1, 2, Fezailu'lKur'an, 2; Müslim, Fezail, 87.
26
bir zemin üzerinde yürürlüklerine dair
herhangi bir rivayet ya da ma'hlmat
bulunmamaktadır. Bu nedenle <~ı;) kelimesi, melekleri ve cinleri ayetin
şümU.lünden çıkarmaktadır.
Ayrıca <~~l), (Lo)
ya atıftır (atf-ı
nesak). Bu tür atıfta ma'tUf <~~~ >ile
ma'tı1fun aleyh <c.> i'rab dışında tamamen birbirlerinden farklıdırlar. Bu durumda da (Lo) dan maksat melekler
değil, yerde ve gökde bulunan başka
canlı varlıklardır.
Bir de edebi açıdan üstünlüklerinden dolayı <L.) nın şümU.lüne dahil olan
diğer varilkiardan ayrı (has) olarak
tekrar zikredilmiş olabilir (ıtnab). Bu
da yerde ve gökte meleklerle beraber
Allah'a secde eden başka canlı varlıkların bulunabileceğine del~et edebilir.
~~_;.1 :CJS" ~ ~)1)~
"... Her bir göğe kendi işini
bildirmiştir... ,,o
Bu ayet, biraz sonra incelemeye
çalışacağımız, arz ve semanın teaddüdüne3ı işaret eden Talak süresinin
12. ayeti ile birlikte müt~aa edildiğinde
daha sağlıklı anlaşılacaktır.
<JS') kelimesi, nekre bir kelimeye
muzaf olunca ''her" ma'nası ifade eder.
Buna göre <:L...:.. Jk) her bir gök"
ma'nasına gelir. Halbuki, kainat bir tek
semadan ibarettir. Bütün gök cisimlerini iliata ederek içinde bulunduran sema
bir bütün olup bölümlere ayrılmış değil­
dir. Öyle ise "her bir gök" ta'blrinden
maksat nedir? Talak süresinin 12. ayeti
uyarınca arz ve semanın teaddüdü söz
konusu olduğuna göre, niezkür tamlama, ''kainatta bulunan her bir arzı
çevreleyen her bir sema" anlamına
gelebilir. Böylece <:L...:.. Jk > iradesinin,
30 Fussilet, 41112.
31 Teaddüd: Birden fazla olmak.
-44-
~·ANA GÖRE DÜNYA DIŞINDA HAYAT
başka dünyaların
da bulunduğuna
işaret ettiği söylenebilir.
Öte yandan ayette, (.;.:,ı) kelimesi
kullanılarak ''her bir göğe kendi işinin
bildirildiği"nden bahsedildiğille göre bu
da, tabi'i olarak, dünyamızdan başka
ba'zı gök cisimlerinde de hayatın
olduğuna delalet edebilir. Kimbilir, belki onlar için de mahiyetini henüz idrılk
edemediğimiz herhangi bir tür vahiy
söz konusu olabilir.
mektedir. 34
Mücahid (v. 1031721) <_..;ı:,> yi, "melekler ve insanlar" diye tefsir
35 .
ederken, Ibn Kesir (v.774/1372), mezk.Ur kelimenin melek, cin, insan ve diğer
canlılara şamil olduğunu söylemektedir.3s
Ba'zı müfessirler de ayetin zahirine
göre yerde ve göklerde canlıların bulunduğunu tam bir sarahatle beyan etmektedirler .37
~C:. j </'~ \'1 j ~~~~ Jli- ~4T0:- j ~
~~:~~'Yi~ 3•..:;ı;..:.~~ L>_.uı :Jıı,
J,.,.
/._;;. J.5-
o
o.,.
.,...,..,.}.,.
~'-~~~~~~.Y'J
""
... ...
.;
.k~.,.o
~b.:,r~
-::
,
...
...
A.."
"\..}"""'!
32
33
Şilra,
42129.
Zemahşeri, Keşşii.f,
5/213; Fahreddin erRazi, Muhayımed b. Ömer b. el-Hüseyn,
Mefatihu'l-Gayb, 27/171, III. Baskı, Beyrut
ts.; en-Nisabı1ri, Nizameddin el-Hasan b.
Muhammed b. Huseyn el-Kummi,
Garii.ibu'l-Kur'an ve Rağii.ibu'l-Furkan,
25/33, I. Baskı, (Tahkik: İbrahim Atve Arz),
1969; Ebu's-Su'ı1d, Muhammed b.
Muhammed el-İmadi, İrşadu'l·Akli's-Selim
ila Mezaya'l-Kur'Ani'l-Kerim, 8/32, Beyrut
ts.
J?
~ ~ ::.;:-. J-5:; J,L.-1 '~ ;Jıı ~t J~-.J
-Li
"Gökleri ve yeri ve bunların
içine yaydığı canlıları yarat-Inası
da O'nun ayetlerindendir. O, dilediği zaman onları toplamaya da
kadirdir. ,..,z
<.._;,:, 0:- >• <~ c.:,> deki <c.> yı beyan
etmektedir. <~> zamiri de<:-=-''~'> ve
<)'~)li> ye rac'i:dir. Yukarıda izah edildiği
gibi ayette geçen (~ı:.) kelimesi, cinleri
ve melekleri ayetin kapsamından çıkar­
makta, yerde ve gökte bunların dışında
başka canlı varlıkların da bulunabileceğille işaret etmektedir.
Bir kısım müfessirler, Allah
Teala'nın göklerde de, yerde yürüyen
insanlar gibi canlılar yaratmasının
mümkün olduğunu, 33 Kasımi (v.
1332/1914) bunlar arasında akıl sahiplerinin bile bulunabileceğini ifade et-
~ ;Jıı ~t ı~~~::; _;cyı
''Allah yedi kat göğü ve yerden
bir o kadarını yaratandır. (Allah 'ın) buyruğu bunlar arasında
iner ki, böylece Allah'ın her şeye
kadir olduğunu ve Allah 'ın bilgice
her şeyi kuşatmış bulunduğunu
bilesiniz. ,,>s
Bu ayet hakkında alimler konumuz
açısından kayda değer görüş ve fikirler
serdetmişlerdir. Katade (v. l l 7/735),
"Allah'ın semalarından her bir semada
ve yerlerinden her bir yerinde yaratıklar vardır." görüşündedir.
34
39
Ba'zı
el-Kasımi,
Muhammed Cemaluddin,
Tefsiru'l-Kasımi (el-Müsemma Mehasinu't-
Te'vil), (Tahkik: Muhammed Fuad
Abdülbaki), 14/5245.
35 Kurtubi, Ebu Abdiilah Muhammed b. Ahmed
el-Ensarı, el-Cfuni' li-Ahkami'l-Kur'an,
16/29 Beyrut 1985; el-Aıı1si, Ebu'l-Fazl
Şihabuddin es-Seyyid Muhammed, Riihu'l·
Me'ani, 25/39, Beyrut ts. (Dar-u İhyai't­
Türasi'l-Arabi).
36 İbn Kesir, Ebu'l-Fida, İsmail İmamu'd-Dm
b. Ömer, Tefsiru'l-Kur'Ani'l-Azim, 7/194
(Tahkik: Muhammed İbrahim el-Benna,
Muhammed Ahmed Aşı1r, Abdiliaziz Ganim),
İstanbul1985.
37 el-Aıusi, Riihu'l-Me'Ani, 25/39-40; Yazır,
Hak Dini Kur'an Dili, 6/4242-4243.
38 Talii.k, 65/12.
39 Semerkandi, Ebu'l-Leys Nasr b. Muhammed
b. Ahmed, Bahru'l-'Ulı1m, 3/337 (Tahkik: eş­
Şeyh Ali Muhammed Muavvaz, eş-Şeyh Adil
Ahmed Abdü'l-Mevcı1d, Zekeriyya Abdü'l-
• 45.
KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAYI: 8
alimler tarafından da bu tür açıklama­
lar yapılmıştır. 40
Elınalılı Harndi Y azır da tefslrinde
müfessirlerin ekseriyetinin, "yedi sema
olduğu gibi, yedi de arz vardır. Ve her
birinin arasında arz-u sema arasındaki
gibi mesafe ve her arzda Allah'ın malı­
lükatından sükkan vardır." göruşünde
olduklarını belirttikten sonra şöyle
devam eder : "Bizim anlayabileceğimize
göre bunun zahirde seyyarelerden her
biri kendi semaı dahilinde bir arz
gibidir. Ve onlarda da Allah'ın bir takım
malılükatı vardır demek olur ki, insan
da var mı yok mu Allah bilir. ,4ı
Devamında da: "Muhaddislerin sahlh
olarak kabul ve rivayet ettikleri
hadisler de vardır.42 Bunlar bu ayetin
işaretiyle birleşince arzın teaddüdünü
kabul etmek esahh43olur" 44 diyerek,
dünyadan başka diğer ba'zı gök cisimlerinde de canlı hayatının bulunduğu
yolundaki fikrini apaçık ortaya koymuştur.
Yine bu ayetin tefstriyle ilgili olarak Beyhakİ (v. 458/1066), İbn Abbas
(v. 68/687)'ın -ona isnadının sahlh
45
olduğunu ifadeyle - şu sözünü nakle-
40
41
42
43
44
45
Mecid), Beyrut 1993; Beğavi, Ebıl
Muhammed el-Hüseyn b. Mes'ud el-Fera',
Me'aJ.imu't-Tenzi!, 4/361; Fahreddin erRazi Mefatihu'l-Gayb, 30/40; el-Alusi,
Rii.hu'l-Me'am, 28/145.
Mesela bkz. İbn Kesir, Tefsirul-Kur'an,
8/183; Şevkani, Muhammed b. Ali
Muhammed, Fethu'l-Kadir, 5/247-248,
Beyrut, Daru'l-Ma'rife.
Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, 7/5078.
Dünyadan başka gök cisimlerinde canlı
hayatının bulunduğuna dair delil olarak
zikredilen hadislerden ba'zıları için bkz.
Tirmizi, Tefsir, 69; Ebu Davud, Sünnet, 18;
İbn Mace, Mukaddime, 13, Kurtubi,
Ahkamu'l-Kur'an, 1/259-260, 18/175; İbn
Kesir, Tefsiru'l-Kur'an, 8/182-183; el-Alusi,
Rii.hu'l-Me'am, 28/143, 144; Aclılni, İsmail
b. Muhammed, Keşfu'l-Hafa, 1/114-115,
Beyrut H. 1351.
Esahh: Daha doğru.
Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, 7/5080.
Beyhaki bu sözün İbn Abbas'a olan isnadınm
sahih olduğunu söylemektedir. Ancak bu
der:
J
~
~
r.)' J ~ ~ ı.i'} J5 ~~)e::---" ıı
~ J ~~.r.~ ~l_r.~ J c.P CY J {-.)TS
((~
"Yedi arz vardır. Her arzda, sizin
peygamberiniz gibi bir peygamber,
A.dem gibi bir A.dem, Nuh gibi bir Nuh,
İbrahım gibi bir İbrahım ve !sa gibi
bir lsa vardır"46
İbn Abbas(v. 68/687)'a ait olduğu
söylenen bu söze göre de, dünyadan baş­
ka diğer gök cisimlerinde akıl sahibi
canlıların bulunduğu anlaşılmaktadır.
Konumuzia ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.v.)'in şu hallisi de oldukça
önemlidir:
~~..~~ J ~ıjwı ~t J ~)(. J 1iıı ~l))
0)'-a):.:..;,Jı
J:>. j ~~ ~ ;;r":·n J:>.
""O;
O
~
~ ....
J
_.,
(t.r->Jıvuır ~
"Allah, melekleri, göklerin ve yerlerin halkı, hatta yuvqlarındaki
karıncalar ve balıklar, insanlara hayır
öğreten kişiye dua ederler. ,,.ı?
<.;:..ı:,c...:...ıı :_ı:,.ı) terklbinin, <ci:.ı)(. )Ye atfedildiği düşünülürse (atf-ı nesak) 48 bu
takdirde hallisten, göklerde meleklerin
dışında dua eden başka varlıkların bulunduğu anlamı çıkar. Çünkü bu çeşit
atıfta, ma'tüf ile ma'tüfun aleyh i'rab
dışında birbirlerinden farklıdırlar. Yani "melekler" başka, dua eden "göklerin
ehli" başka varlıklardır.
Bir de halliste önce <~)(..) zikredilıniş, sonra da .;:..ıjUı :_ı:,. ı) ifadesi yer
görüşte olmayan alimler de vardır.
46 Kurtubi, Ahkamu'l-Kur'an, 1/260; İbn
Kesir, Tefsiru'l-Kur'an, 8/183; Aclılni,
Keşfu'l-Hafa, 1/113; el-Alılsi, Riihu'lMe'am, 28/183.
47 Tirmizi, İlim, 19.
48 Nahl suresinin 16/49. no'lu ayeti
incelenirken yapılan nahvi izil.hlar, burada
da aynen geçerlidir.
-46-
KUR'ANA GÖRE DÜNYA DIŞINDA HAYAT
almıştır.
<~ı:,uı ~ı)
tamlaması,
edebi
açıdan <d::.ı~) (has)dan sonra funm olarak tekrar rikredilmiş olabilir (ıtnab). 49
Bu kaideye göre <~~) önce has olarak,
sonra da başka varlıklarla birlikte funm
olan <~ı:,uı~ı) içinde zikredilmiştir.
Bu takdirde de göklerde meleklerden
başka dua eden başka varlıklarm olabileceği anlamı çıkabilir.
Buraya kadar zikredilen delil, serdedilen görüş ve yapılan açıklamalardan
anlaşıldığına göre, bu dünyadan başka
diğer ba'zı gök cisimlerinde de canlı
hayatının olabileceği yüksek bir ihtimru
olarak görünmektedir. Esasen, incelemeye çalıştığımız ayetlerin asıl amacı,
Allah'ın mutlak hakimiyetini ve kudretini ortaya koymaktır. Ancak ayetler,
tali derecede dünya dışında hayatın
varlığına da işaret etmektedirler. Allah
Terua'nın, ''Allah daha bilmediğiniz
nice şeyleri yaratmaktadır',so sözü
de bu :fikrimizi te'yid etmektedir. N etice
i'tibariyle deney ve gözleme dayalı ciddi
inceleme ve araştırmalar sonucunda
böyle bir hayatın ortaya çıkması
halinde, Kur'an-ı Kerim'in ilmi bir
mu'cizesi daha gerçekleşmiş olacaktır.
49 Nahl süresının 16/49. no'lu ayeti
incelenirken yapılan nahvi izalılar, burada
da aynen geçerlidir.
50 Nahl, 16/8.
-47-
Download