KUR'AN~A GÖRE DÜNYA DIŞINDA HAYAT Yrd. Doç. Dr. Bahattin DARTMA U zun zamandır ilim dünyasının gündemini oluştutmayı sürdüren "dünya dışmda hayatın olup olmadığı" konusunda çeşitli araştırma ve ıncele­ meler yapılmış, farklı görüşler ileri sürülmüştür. Henüz pozitif ilim, bu tür bir hayatın varlığı veya yokluğu konusunda herhangi bir kesin sonuca varmış değildir. Bir canlının yaşayabilmesi için gerekli ortam ve şartları göz önünde bulundurarak araştırmacılarm bir kısmı, dünya dışmda hayatm olabileceğine ihtimal vermezken, bir kısmı bunu imkan dahilinde görmekte, ba'zıları da mevcut verileri yeterli görmeyip konuya temkinli yaklaşmak­ tadır. Dünya dışında herhangi bir olup olmadığı mes'elesi, hakikaten bir çok yönden üzerinde durulmaya, inceleme ve araştırma yapılmaya değer ilginç bir konudur. Bunun idrakinde olan ilim adamları, böyle bir hayatın varlığını ilmi usüllerle kesin olarak ispatlayıncaya kadar, uzun bir süre daha ciddi ma'nada çalışma­ larını sürdürecekleri anlaşılmaktadır. Bu çalışmalarm semeresi olarak son günlerde dünya dışında canlı hayatının varlığına dair elde edilen oldukça önemli bulgular, kamu oyunda hayranlıkla karşılanmış ve büyük bir heyecan hayatın uyandırmıştır. Üzerinde yaşadığımız dünyanın, bütünüyle kılinat içinde muhtemelen bir toz zerresi kadar olduğu söylenmektedir.1 Durum böyle olunca, tabii olarak insanın aklına, dünyadan başka, bu kadar büyük olan ve gittikce de 1 Tuna Taşkın, Uzay ve Dünya, İstanbul 1991, s. 50; Ayrıca bkz. Şimşek, Ümit: Samanyolu, s. 7, İstanbull983. genişleyen kainattaki diğer gök cisimlerinin varlık sebebi nedir? Yüce Allah bu kadar geniş olan kainatı, sadece küçük bir gök cismi üzerinde yaşayan biz insanlar için mi yaratmıştır? Kainat, böyle bir oluşum için çokça geniş değil midir? gibi sorular takılmaktadır. Halbuki Allah Te ala, hiç bir şeyi boşuna yaratmaz ve hiç bir işi de boş yere yapmaz. O, noksan sıfatıar­ dan ve abesle iştigalden beridir. İşte bütün bu ve benzeri soruların cevabı, dünya dışındaki diğer gök cisimlerinde herhangi bir tür hayatın olup olmadığının araştırılarak kesin bir sonuca vanlmasıyla verilebilecektir. Biz bu küçük çaplı, mütevazi etüdümüzde, konuya ilişkin yapılan deney ve gözleme dayalı inceleme ve araştırmaları ehline bırakarak, mes'eleyi Kur'an-ı Kerim açısından incelemeye çalışacağız. . Hz. Peygamber bir hadisinde, "'nsanları hidayete getirmek için her peygambere bir mu'cizenin, bu meyıln­ da kendisine de mu'cize olarak Kur'an-ı Kerim'in verildiğini'' 3 haber vermektedir. kitapların, eşsizliklerini, indikleri toplumların en fazla rağbet ettikleri alanlarda inmekle göstermeleri yolundaki geleneğe uygun olarak Kur'an-ı Kerim de, o devir muhatablarının son derece ilgi duyduğu edebiyat sahasındanazil olmuştur. Üstelik, edebiyatın zirvede olduğu bir dönemde inmesine rağn:ıen, bu zirveyi de aşarak eşsizliğini hemen herkese, ister istemez kabıli ettirmiştir. . Bütün insanlığın hidayeti için gönderilen Kur'an-ı Kerim, edebi açıdan mu'ciz olduğu gibi, ihtiva ettiği ilimler bakımından da mu'cizdir. · 2 nam 2 3 -41- Zariyat, 51147. Buhfui, Fezillu'I-Kur'an, 3. KUR'AN MESAJ! İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAY1: 8 Bilindiği gibi -RasUlullah (s.a.v.) son peygamber ve kendisine pek çok yönden mu'cize olarak verilen Kur'lill-ı Kerim de son ilıllii kitaptır. Artık bundan sonra bir daha yeni bir peygamber ve ilıllii bir kitap gelmeyeceğine göre bundan haliyle Kur'lill-ı Kerim'in, hemen her asırda insanları hidayete getirmek için, onların yoğun bir şekilde ilgi alanlarını oluşturan sahalardaki üstünlüğünü göstermesi gereği akla gelmektedir. Bu münasebetle o dönemde muhatabların en fazla ilgi ve alaka gösterdikleri edebi sahadaki eşsizliğini gösteren Kur'an-ı Kerim'den, tabii olarak günümüz dünyasında da son derece rağbet edilen ilmi alandaki eşsizliğini göstermesi beklenebilir. İşte bu düşünceden hareketle şimdi Kur'an'a göre dünya dışında herhangi bir hayatın olup olmadığı konusunu incelemeye çalışalım. Kur'lill-ı Kerim'de astronomi ile ilgili bir çok ayet vardır. Biz bunlardan, dünya dışmda hayatın olduğuna işaret eden bir kaç ayeti, Kur'an-ı Kerim'deki sıralarına göre ele alarak bir sonuca varmaya çalışacağız. t.::,ı, ~~ ~~ J~\~\ ~ ~ ~ ~) ~ ~~~')ıl J~j_;J~ ~~ Jl,.)' J "Göklerde ve yerde bulunanlar onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez Allah'a secde ederler. ' 14 Bu ayette konumuz açısından üzerinde durulması gereken bir kaç nokta vardır.<;;.> ism-i mevsülü, akıl sahipleri için kullanılan bir ism-i mevsüldür. Bundan da her şeyden önce zikredilen ayette Allah'a secde edenlerin akıl sahibi oldukları anlaşılmaktadır. İlk etapta buradaki <;;. >in işaret ettiği akıl sahiplerinin, melek, cin ve insanlar da, 4 Ra'd, 13/15. olduğu zannedilebilir. Ancak, özellikle <~~ > terkibini incelerken de izah edileceği gibi <;;. > in ihtiva ettiği akıl sahipleri, melek ve cinlerden başka olan akıl sahipleridir. .Ayette hal olarak bulunan "'< l..)" >= istemeyerek" kelimesi meleklerin, <:;. > in şemsiyesi altına girmelerine müsaade etmemektedir. Zira melekler, Allah'ın emirlerini, en ufak bir kibir ve i'tirazları olmadan, huşü ile lfa ederler.6 Diğer mükelleflerden ise kibirli, asi ve i'tirazı olanlar bulunabilmektedir. Vakı'ada da durum böyledir. Buna göre(;;.) ism-i mevsülü meleklere şamil değildir. O halde şimdilik geriye Allah'a secde eden bu akıl sahiplerinden cinler ve insanlar kalmaktadır. 7 <~~ >tamlamasında, "saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde meydana gelen karanlık bölge" anlamındaki "gölge" 8 <J~) kelimesine muzafun ileyh olan<~> zamiri <;;.>e aittir. Buna göre de <:;.) den, melekler ve cinler değil, Allah'a secde eden akıl sahibi başka varlıkların kastedildikleri anlaşılmak­ tadır. Çünkü melekler, insan rUhu gibi9 latif ve nürdan yaratılmış, 10 mad5 Derviş Muhyiddin, İ'rabu'l-Kur'iini'l-Kerim ve Beyanuhu, 5/107, Humus, 1988. Ra'd, 13/13; Nahl, 16/49-50; Talalı:, 65/6. Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. Cebeci, Lütfullah, Kur'an-ı Kerim'e Göre Melekler, s. 20 vdd., Konya, 1989. 7 İçinde yine ( l..)") kelimesinin zikredildiği Al-i !mrii.n süresinin 83. ayetinde de aynı durum sözkonusudur. 8 Meydan Larousse, 5/275, İstanbul 1971; Ayrıca bkz. Türk Ansiklopedisi, 28/8, Ankara 1970. 9 Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, 1/305, İstanbul, ts. 10 Müslim, Zühd, 60; Ahmed b. Hanbel, 6/153, 168. 6 -42- ~·ANA GöRE DÜNYA DIŞINDAHAYAT de ötesi 11 gözle görülmeyen12 varlıklar 13 olup, gölgeleri bulunmamaktadır. 14 Cinler de ateşten yaratılmış, latif, 5 şeffaf yapılı/ maddi olmayan cevherden oluşmuş, 16 gözle görülmeyen17 ruharn mahlüklardır. 18 Dolayı­ sıyla melekler gibi bunların da gölgeleri bulunmamaktadır. Halbuki burada secde eden bu akıllı varlıkların gölgelerinin olduğu ve bu gölgelerin de secde ettiklerinden bahsedilmektedir. O halde buradaki <:;) den maksat melekler ve cinler değil, akıl sahibi başka varlıklardır. Netice olarak bu ayet bize, dünya meleklerden ve cinlerden baş­ ka, akıl sahibi canlı varlıkların bulunduğunu tedru ettirmektedir. Burada dikkati çeken önemli bir husus daha vardır. Gölge sözkonusu olduğuna göre, demek ki orada bir ışık kaynağı ve bu gölgeyi ilidas eden saydam olmayan bir madde veya cisim vardır. Şeffaf olmayan bir madde ışık kaynağına yaklaştıkça gölgesi büyür, kaynaktan uzaklaştıkça da gölge küçülür. Eğer ışık kaynağı -mesela Güneş gibi- çok büyük, gölgeyi meydana getiren madde de -insan gibi- küçük olursa; bu madde ışık kaynağına çok az bir dışında ll 12 13 14 15 16 17 18 Yazır, Hamdi, Hak Dini Kılavuz, Ahmed Saim, Kur'an Dili, ll305; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (TDVİA), (Cin maddesi), 8/9, İstanbul1993. Ateş, Süleyman, İnsan ve İnsanüstü RUh, Melek, Cin, İnsan, s. 21, İstanbul1985. Meleklerin mahiyetleri hakkında daha geniş bilgi için bkz. Cebeci, Melekler, s. 14 vdd. Hicr, 15/27; Rahınan, 55/15; Müslim, Zühd, 60; Ahmed b. Hanbel, 6/153. Ateş, Süleyman, Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri, 10/96, İstanbul 1989; Kılavuz, TDVİA, (Cin maddesi), 8/8, 9. Kılavuz, TDVİA, (Cin maddesi), 8/ 9. D.B. McDONALD, İ.A., (Cin maddesi), 3/192, İstanbul 1993; Ateş, Süleyman, İnsan ve İnsanüstü, s. 35 vdd. Yazır, Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, 3/2030. mesafe yaklaşınca gölgesi ortadan kaybolur. Saydam olmayan bu küçük maddenin bütün yönlerinden yansıyan ışınlar, gölgeye, o maddenin arkasına doğru bir huni şeklini aldırarak belli bir noktadan i'tibaren son verirler. Öyle ise büyük ve güçlü ışık kaynakları karşısında küçük cisimlerin gölgelerinin oluşması için onların, gölgeleri oluşacak şekilde herhangi bir zemine yakın olmaları gerekir. O halde incelemeye çalıştığımız bu ayetten, secde edenlerin, yer çekimi veya başka sebeblerle gölgeleri oluşa­ cak şekilde bir zemin üzerinde bulundukları ve orada secde ettikleri anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber, iç:i,nde secdenin de yer aldığı "Beni nasıl namaz kılar görüyorsanız öylece namaz kılınız" 19 hadisini irad eder ve yeryüzünün kendisine mescid kılındığı­ m20 haber verirken, meleklerin secde ettikleri yerler ve seedelerinin keyfiyyeti hakkında kaynaklarda herhangi bir ma'lümat yoktur. İşte bu şekilde de ayette secde edenlerin meleklerin ve cinlerin dışında baş­ ka akıl sahibi varlıklar olduğu anlaşıla­ bilir. yapılış şeklinin ~~<:li~ G) ~~~~ ~ G ~ ~_) ~ ~0J'_p <:/ ~) ~~\ )}~\~ ~ "Göklerde ve yerde bulunan canlıların ve meleklerin hepsi Allah'a secde ederler; onlar aslii büyüklük taslamazlar. ,,ı 1 Ayette geçen ve esasen akıl taşımayan varlıklar için kullafulan <C.) ism-i mevsülü, <''~) fij]jnjn failidir. Burada olduğu gibi ba'zı durumlarda akıl sahibi olanlan da içine almaktadır. 19 Buhari, Ahad, 1. 20 Buhiiri, Teyemmüm, Mesacid, 3, 4, 5. 21 Nalıl, 16/49. -43- ı, Salat, 56; Müslim, KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, HAZİRAN 98, SAYI: 8 22 <.~ı; 0:- > ise <c.> yı beyan etmektedir . <~ı;> kelimesi, ''temyiz gücü ve aklı olsun veya olmasın, 23 yeryüzünde tabi'! haliyle yürüyen canlı" 24 anlamına gelmektedir.25 Kaynaklarda, melek ve cinlerin mahiyetleri hakkında bir takım cüz'i bilgiler verilirken, Kur'an-ı Kerim'de26 ve hadislerde 27 meleklerin kanatlarının bulunduğundan, değişik şekil­ lere28 ve hatta insan şekline girdiklerinden29 söz edilmekte, günlük hayatta da bu nevi i'tikadların hakim olduğu görülmekte, ancak bunların -hilkaten daimi olarak- ayak veya başka az~arla 22 Zemahşeri, Camilah Malımüd b. Ömer, elKeşşaf an Hakaiki't-Tenzil ve 'Uyfuıi'l· Ekavii fi VücUhi't-Te'vil, 3/150 (Tahkik: Muhammed Mursi Amir) Mısır ts. 23 el-Ezheri, Ebü Mansur Muhammed b. Ahmed, Tehzibu'l-Lüğa, 24/77 (Tahkik: Ya'küb Abdu'n-Nebi, Muhammed Ali enNeccar), Kahire 1964; ez-Zebidi, es-Seyyid Muhammed Murtaza el-Hüseyni, Tacu'lAriis min Cevahiri'l-Kamiis, 2/292 (Tahkik: Ali Hilali), 1966. 24 el-Halil b. Ahmed, Ebu Abdirrahman, Kitabu'l-'Ayn, 8/12 (Tahkik: Mehdi elMahzümi, İbrahim es-Samarriii), Beyriıt 1988; el-Ezheri, Tehzibu'l-Lüğa:, 24/75; erRağıb el-İsbehiini,yel-Hüseyn b. Muhammed, ~1-Müfredat fi ~aribi'l-Kur'an, s. 237, Istanbul 1986; Ibn Menzür, Ebu'I-Fazi Cemaluddin Muhammed, Lisanu'l-Arab, 1/369, Beyrut ts.; Asım Efendi, Kamüs Tercemesi, 11235,. İstanbul 1305; Behced Abdulvahid, el-I'rabu'l-Mufassal liKitabillahi'l-Mürettel, 10/399, Ürdün 1993. (~ı;) kelimesinin, 25 Kur'an-ı Kerim'de insanları da içne alan canlı anlamında kullanıldığı bir kaç ayet şunlardır: Enfal, 8/22; Hud, 1116, 56; N ahi, 16/61; Niir, 24/35; Fatır, 35/45. 26 Fatır, 35/1. 27 Buhiiri, Bed'u'l-Halk, 7, Tefsir, 53, Tevhid, 32, Cenaiz,~ 3, 34, Cihad, 20, Meğazi, 26; Müslim, lman, 280-282, Fiten, 11, Fezailu's-Sahabe, 129. 28 D.B. McDONALD; İ.A., 3/192, istanbul 1993· Ateş, Süleyman, İnsan ve İnsanüstü, s. vdd. 29 Buhari, Bed'u'l-Vahy, 1, 2, Fezailu'lKur'an, 2; Müslim, Fezail, 87. 26 bir zemin üzerinde yürürlüklerine dair herhangi bir rivayet ya da ma'hlmat bulunmamaktadır. Bu nedenle <~ı;) kelimesi, melekleri ve cinleri ayetin şümU.lünden çıkarmaktadır. Ayrıca <~~l), (Lo) ya atıftır (atf-ı nesak). Bu tür atıfta ma'tUf <~~~ >ile ma'tı1fun aleyh <c.> i'rab dışında tamamen birbirlerinden farklıdırlar. Bu durumda da (Lo) dan maksat melekler değil, yerde ve gökde bulunan başka canlı varlıklardır. Bir de edebi açıdan üstünlüklerinden dolayı <L.) nın şümU.lüne dahil olan diğer varilkiardan ayrı (has) olarak tekrar zikredilmiş olabilir (ıtnab). Bu da yerde ve gökte meleklerle beraber Allah'a secde eden başka canlı varlıkların bulunabileceğine del~et edebilir. ~~_;.1 :CJS" ~ ~)1)~ "... Her bir göğe kendi işini bildirmiştir... ,,o Bu ayet, biraz sonra incelemeye çalışacağımız, arz ve semanın teaddüdüne3ı işaret eden Talak süresinin 12. ayeti ile birlikte müt~aa edildiğinde daha sağlıklı anlaşılacaktır. <JS') kelimesi, nekre bir kelimeye muzaf olunca ''her" ma'nası ifade eder. Buna göre <:L...:.. Jk) her bir gök" ma'nasına gelir. Halbuki, kainat bir tek semadan ibarettir. Bütün gök cisimlerini iliata ederek içinde bulunduran sema bir bütün olup bölümlere ayrılmış değil­ dir. Öyle ise "her bir gök" ta'blrinden maksat nedir? Talak süresinin 12. ayeti uyarınca arz ve semanın teaddüdü söz konusu olduğuna göre, niezkür tamlama, ''kainatta bulunan her bir arzı çevreleyen her bir sema" anlamına gelebilir. Böylece <:L...:.. Jk > iradesinin, 30 Fussilet, 41112. 31 Teaddüd: Birden fazla olmak. -44- ~·ANA GÖRE DÜNYA DIŞINDA HAYAT başka dünyaların da bulunduğuna işaret ettiği söylenebilir. Öte yandan ayette, (.;.:,ı) kelimesi kullanılarak ''her bir göğe kendi işinin bildirildiği"nden bahsedildiğille göre bu da, tabi'i olarak, dünyamızdan başka ba'zı gök cisimlerinde de hayatın olduğuna delalet edebilir. Kimbilir, belki onlar için de mahiyetini henüz idrılk edemediğimiz herhangi bir tür vahiy söz konusu olabilir. mektedir. 34 Mücahid (v. 1031721) <_..;ı:,> yi, "melekler ve insanlar" diye tefsir 35 . ederken, Ibn Kesir (v.774/1372), mezk.Ur kelimenin melek, cin, insan ve diğer canlılara şamil olduğunu söylemektedir.3s Ba'zı müfessirler de ayetin zahirine göre yerde ve göklerde canlıların bulunduğunu tam bir sarahatle beyan etmektedirler .37 ~C:. j </'~ \'1 j ~~~~ Jli- ~4T0:- j ~ ~~:~~'Yi~ 3•..:;ı;..:.~~ L>_.uı :Jıı, J,.,. /._;;. J.5- o o.,. .,...,..,.}.,. ~'-~~~~~~.Y'J "" ... ... .; .k~.,.o ~b.:,r~ -:: , ... ... A.." "\..}"""'! 32 33 Şilra, 42129. Zemahşeri, Keşşii.f, 5/213; Fahreddin erRazi, Muhayımed b. Ömer b. el-Hüseyn, Mefatihu'l-Gayb, 27/171, III. Baskı, Beyrut ts.; en-Nisabı1ri, Nizameddin el-Hasan b. Muhammed b. Huseyn el-Kummi, Garii.ibu'l-Kur'an ve Rağii.ibu'l-Furkan, 25/33, I. Baskı, (Tahkik: İbrahim Atve Arz), 1969; Ebu's-Su'ı1d, Muhammed b. Muhammed el-İmadi, İrşadu'l·Akli's-Selim ila Mezaya'l-Kur'Ani'l-Kerim, 8/32, Beyrut ts. J? ~ ~ ::.;:-. J-5:; J,L.-1 '~ ;Jıı ~t J~-.J -Li "Gökleri ve yeri ve bunların içine yaydığı canlıları yarat-Inası da O'nun ayetlerindendir. O, dilediği zaman onları toplamaya da kadirdir. ,..,z <.._;,:, 0:- >• <~ c.:,> deki <c.> yı beyan etmektedir. <~> zamiri de<:-=-''~'> ve <)'~)li> ye rac'i:dir. Yukarıda izah edildiği gibi ayette geçen (~ı:.) kelimesi, cinleri ve melekleri ayetin kapsamından çıkar­ makta, yerde ve gökte bunların dışında başka canlı varlıkların da bulunabileceğille işaret etmektedir. Bir kısım müfessirler, Allah Teala'nın göklerde de, yerde yürüyen insanlar gibi canlılar yaratmasının mümkün olduğunu, 33 Kasımi (v. 1332/1914) bunlar arasında akıl sahiplerinin bile bulunabileceğini ifade et- ~ ;Jıı ~t ı~~~::; _;cyı ''Allah yedi kat göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. (Allah 'ın) buyruğu bunlar arasında iner ki, böylece Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah 'ın bilgice her şeyi kuşatmış bulunduğunu bilesiniz. ,,>s Bu ayet hakkında alimler konumuz açısından kayda değer görüş ve fikirler serdetmişlerdir. Katade (v. l l 7/735), "Allah'ın semalarından her bir semada ve yerlerinden her bir yerinde yaratıklar vardır." görüşündedir. 34 39 Ba'zı el-Kasımi, Muhammed Cemaluddin, Tefsiru'l-Kasımi (el-Müsemma Mehasinu't- Te'vil), (Tahkik: Muhammed Fuad Abdülbaki), 14/5245. 35 Kurtubi, Ebu Abdiilah Muhammed b. Ahmed el-Ensarı, el-Cfuni' li-Ahkami'l-Kur'an, 16/29 Beyrut 1985; el-Aıı1si, Ebu'l-Fazl Şihabuddin es-Seyyid Muhammed, Riihu'l· Me'ani, 25/39, Beyrut ts. (Dar-u İhyai't­ Türasi'l-Arabi). 36 İbn Kesir, Ebu'l-Fida, İsmail İmamu'd-Dm b. Ömer, Tefsiru'l-Kur'Ani'l-Azim, 7/194 (Tahkik: Muhammed İbrahim el-Benna, Muhammed Ahmed Aşı1r, Abdiliaziz Ganim), İstanbul1985. 37 el-Aıusi, Riihu'l-Me'Ani, 25/39-40; Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, 6/4242-4243. 38 Talii.k, 65/12. 39 Semerkandi, Ebu'l-Leys Nasr b. Muhammed b. Ahmed, Bahru'l-'Ulı1m, 3/337 (Tahkik: eş­ Şeyh Ali Muhammed Muavvaz, eş-Şeyh Adil Ahmed Abdü'l-Mevcı1d, Zekeriyya Abdü'l- • 45. KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAYI: 8 alimler tarafından da bu tür açıklama­ lar yapılmıştır. 40 Elınalılı Harndi Y azır da tefslrinde müfessirlerin ekseriyetinin, "yedi sema olduğu gibi, yedi de arz vardır. Ve her birinin arasında arz-u sema arasındaki gibi mesafe ve her arzda Allah'ın malı­ lükatından sükkan vardır." göruşünde olduklarını belirttikten sonra şöyle devam eder : "Bizim anlayabileceğimize göre bunun zahirde seyyarelerden her biri kendi semaı dahilinde bir arz gibidir. Ve onlarda da Allah'ın bir takım malılükatı vardır demek olur ki, insan da var mı yok mu Allah bilir. ,4ı Devamında da: "Muhaddislerin sahlh olarak kabul ve rivayet ettikleri hadisler de vardır.42 Bunlar bu ayetin işaretiyle birleşince arzın teaddüdünü kabul etmek esahh43olur" 44 diyerek, dünyadan başka diğer ba'zı gök cisimlerinde de canlı hayatının bulunduğu yolundaki fikrini apaçık ortaya koymuştur. Yine bu ayetin tefstriyle ilgili olarak Beyhakİ (v. 458/1066), İbn Abbas (v. 68/687)'ın -ona isnadının sahlh 45 olduğunu ifadeyle - şu sözünü nakle- 40 41 42 43 44 45 Mecid), Beyrut 1993; Beğavi, Ebıl Muhammed el-Hüseyn b. Mes'ud el-Fera', Me'aJ.imu't-Tenzi!, 4/361; Fahreddin erRazi Mefatihu'l-Gayb, 30/40; el-Alusi, Rii.hu'l-Me'am, 28/145. Mesela bkz. İbn Kesir, Tefsirul-Kur'an, 8/183; Şevkani, Muhammed b. Ali Muhammed, Fethu'l-Kadir, 5/247-248, Beyrut, Daru'l-Ma'rife. Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, 7/5078. Dünyadan başka gök cisimlerinde canlı hayatının bulunduğuna dair delil olarak zikredilen hadislerden ba'zıları için bkz. Tirmizi, Tefsir, 69; Ebu Davud, Sünnet, 18; İbn Mace, Mukaddime, 13, Kurtubi, Ahkamu'l-Kur'an, 1/259-260, 18/175; İbn Kesir, Tefsiru'l-Kur'an, 8/182-183; el-Alusi, Rii.hu'l-Me'am, 28/143, 144; Aclılni, İsmail b. Muhammed, Keşfu'l-Hafa, 1/114-115, Beyrut H. 1351. Esahh: Daha doğru. Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, 7/5080. Beyhaki bu sözün İbn Abbas'a olan isnadınm sahih olduğunu söylemektedir. Ancak bu der: J ~ ~ r.)' J ~ ~ ı.i'} J5 ~~)e::---" ıı ~ J ~~.r.~ ~l_r.~ J c.P CY J {-.)TS ((~ "Yedi arz vardır. Her arzda, sizin peygamberiniz gibi bir peygamber, A.dem gibi bir A.dem, Nuh gibi bir Nuh, İbrahım gibi bir İbrahım ve !sa gibi bir lsa vardır"46 İbn Abbas(v. 68/687)'a ait olduğu söylenen bu söze göre de, dünyadan baş­ ka diğer gök cisimlerinde akıl sahibi canlıların bulunduğu anlaşılmaktadır. Konumuzia ilgili olarak Hz. Peygamber (s.a.v.)'in şu hallisi de oldukça önemlidir: ~~..~~ J ~ıjwı ~t J ~)(. J 1iıı ~l)) 0)'-a):.:..;,Jı J:>. j ~~ ~ ;;r":·n J:>. ""O; O ~ ~ .... J _., (t.r->Jıvuır ~ "Allah, melekleri, göklerin ve yerlerin halkı, hatta yuvqlarındaki karıncalar ve balıklar, insanlara hayır öğreten kişiye dua ederler. ,,.ı? <.;:..ı:,c...:...ıı :_ı:,.ı) terklbinin, <ci:.ı)(. )Ye atfedildiği düşünülürse (atf-ı nesak) 48 bu takdirde hallisten, göklerde meleklerin dışında dua eden başka varlıkların bulunduğu anlamı çıkar. Çünkü bu çeşit atıfta, ma'tüf ile ma'tüfun aleyh i'rab dışında birbirlerinden farklıdırlar. Yani "melekler" başka, dua eden "göklerin ehli" başka varlıklardır. Bir de halliste önce <~)(..) zikredilıniş, sonra da .;:..ıjUı :_ı:,. ı) ifadesi yer görüşte olmayan alimler de vardır. 46 Kurtubi, Ahkamu'l-Kur'an, 1/260; İbn Kesir, Tefsiru'l-Kur'an, 8/183; Aclılni, Keşfu'l-Hafa, 1/113; el-Alılsi, Riihu'lMe'am, 28/183. 47 Tirmizi, İlim, 19. 48 Nahl suresinin 16/49. no'lu ayeti incelenirken yapılan nahvi izil.hlar, burada da aynen geçerlidir. -46- KUR'ANA GÖRE DÜNYA DIŞINDA HAYAT almıştır. <~ı:,uı ~ı) tamlaması, edebi açıdan <d::.ı~) (has)dan sonra funm olarak tekrar rikredilmiş olabilir (ıtnab). 49 Bu kaideye göre <~~) önce has olarak, sonra da başka varlıklarla birlikte funm olan <~ı:,uı~ı) içinde zikredilmiştir. Bu takdirde de göklerde meleklerden başka dua eden başka varlıklarm olabileceği anlamı çıkabilir. Buraya kadar zikredilen delil, serdedilen görüş ve yapılan açıklamalardan anlaşıldığına göre, bu dünyadan başka diğer ba'zı gök cisimlerinde de canlı hayatının olabileceği yüksek bir ihtimru olarak görünmektedir. Esasen, incelemeye çalıştığımız ayetlerin asıl amacı, Allah'ın mutlak hakimiyetini ve kudretini ortaya koymaktır. Ancak ayetler, tali derecede dünya dışında hayatın varlığına da işaret etmektedirler. Allah Terua'nın, ''Allah daha bilmediğiniz nice şeyleri yaratmaktadır',so sözü de bu :fikrimizi te'yid etmektedir. N etice i'tibariyle deney ve gözleme dayalı ciddi inceleme ve araştırmalar sonucunda böyle bir hayatın ortaya çıkması halinde, Kur'an-ı Kerim'in ilmi bir mu'cizesi daha gerçekleşmiş olacaktır. 49 Nahl süresının 16/49. no'lu ayeti incelenirken yapılan nahvi izalılar, burada da aynen geçerlidir. 50 Nahl, 16/8. -47-