Barışa Giden Yol

advertisement
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Yakın Tarihimizden Alınacak Çok Ders Var
Mehmet Arslan bizi unuttu mu diye düşünürken yakın tarih bilgilerimizi
tazeleyecek uzunca bir yazıyla yeniden ortaya çıktı. 10 Kasım için
hazırladığı yazıyı işlerin yoğunluğu nedeniyle ancak bugüne yetiştirebilmiş.
Tarihimizi elbette unutmayacağız. Yeni şeyler öğrenmek ya da
öğrendiklerimizi geliştirmek için büyük bir emekle hazırlanan bu yazıları
severek okuyacağınızı umuyoruz.
9 GÜN 9 AY, TEK BAŞINA
GİRDİK BİR YAŞINA
Yazan: Mehmet Arslan 28 Temmuz 1914 ‘de başlayan ve 4 yıl süren birinci paylaşım savaşı İttifak
ve İtilaf Devletleri arasında geçti.
Almanların başı çektikleri İttifak (bağlaşık) devletlerin yanında yer alan ve 3
0 Ekim
1918'de
1 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
imzalanan
Mondros Mütarekesi
ile savaştan çekilen Osmanlı, Fransa’nın banliyösünde 10 Ağustos 1920
tarihinde imzaladığı
Sevr Antlaşması
ile topraklarını ve
egemenliğini emperyalistlere bıraktı.
Avrupa Devletleri 1919’da; Kendi aralarında sınırlarını çizmiş, sömürgelerini
paylaşmış ve barışı sağlamışlardı.
Avrupalı taraflar için savaş bitmişti; ama Türkler, bir 4 yıl daha kan revan,
ateş denizinde yanacaklar, ihaneti, cehaleti ve felaketi yaşayacaklar.
Yıl 1919. Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa KEMAL ve yaver Cevat Abbas
GÜLER kırık dökük bir motorla İstanbul boğazı sularında demirleyen işgal
kuvvetlerinin çelik tarlasını andıran zırhlılarının arasından geçerken Cevat
ABBAS’ın içindeki hüznü fark eden Gazi; “Geldikleri gibi giderler.” der.
Emperyalist blok’un amacı; Anadolu, Trakya, Musul-Kerkük, İstanbul,
Çanakkale ve boğazları halledecekler, Türkleri Asya’nın içlerine sürecekler.
Bu işi de kışkırttıkları; Batıda Yunanlılar, Doğuda Ermeniler, Kürtler,
Kuzeyde Pontus çeteleri, İstanbul dada Halifenin sığınağı İngiliz işgal
kuvvetleri ve hain işbirlikçilerle kotarmayı düşünecekler.
2 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
1922’de İzmir’den İngiliz zırhlısıyla Anayurdunu terk eden Aydın doğumlu
Yunan yazar
Dido Sotiriyu 1962’de yazdığı “Benden Selam Söyle
Anadolu’ya”
kitabında
ne diyordu?
Okuyalım:
“Ve sen Kör Mehmet'in damadı! Hele sen! Niye öyle tiksi­nerek
bakıyorsun yüzüme? ’Öldürdüm evet seni, ne olmuş! Ve işle ağlıyorum.
Sen de öldürdün! Kardeşler, dostlar, hemşeriler! Koskoca bir kuşak,
durup dururken katletti kendini! Anayurduma selam söyle benden Kör
Mehmet'in damadı! Benden Selam Söyle Anadolu'ya! Toprağını kanla
suladık diye bize garezlenmesin! Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellatların
Allah bin helasını versin!”
Son 150 yıldır savaşan ve Çanakkale’den başka esaslı başarısı olmayan
Anadolu’nun, Trakya’nın çocukları herkesten daha iyi bilirdi savaşın çirkin
yüzünü. Ama para, kibir ve hırs bürümüştü emperyalistlerin gözünü. Adeta
yalvardılar 4 yıl boyunca; Biz bu savaşı kazanacağız, gençler ölmesin,
çocuklarda yaşayabilsinler, yüzyıllardır birlikte yaşadık, lokmamızı bölüştük,
birlikte ağladık, beraber coştuk, bırakın da aralarında anlaşabilsinler dediler
ama azmıştı karşıdakiler Nuh dediler Peygamber demediler, Anadolu’yu
parçaladılar, böldüler, dağıtıp lokma lokma yediler.
15 Mayıs 1919 'da İzmir’i Yunan ’a işgal ettirdiler,
Anadolu ve Trakya’ya 4 yıl saldırdılar, kan emdirdiler.
3 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Kemal’in askerleri saldırmadan,
Tamı tamına 4 yıl barışı beklediler.
Dört yılın sonunda Gazi Afyon’da,
26 Ağustos 1922 saat 04.30 da,
“İlk Hedefiniz Akdeniz İleri” komutu verip,
9 Eylül 1922 'de düşmanı İzmir’de denize döktüler.
İngiliz ve Amerikan zırhlılarıyla kaçan,
Ermeniler, İzmir’i,
Yunalılar, Afyon’dan İzmir’e kadar her yeri,
4 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Yakıp’da gittiler.
Türkler bu savaş’a Büyük TAARRUZ,
Yunanlılar Büyük FELAKET adını verdiler.
Kocatepe’de GAZİ; 15 gün sonra İzmir’deyiz demiş, Paşalar hatırlatırlar; 14
gün.
Gazi; Karşımızdakiler beni yanılttılar.
“Tarihini Bilmeyen Bir Millet Geleceğini Kuramaz” Hocaların Hocası
Halil İNALCIK
14.1
1.2009
Gazi, savaşta ve barışta hep okudu. Gençlik yılları hariç tamı tamına 3.997
kitap. Tarihini de biliyordu milletinin
geleceğini de
kurgulamıştı. Anadolu tamamdı.
İstanbul, Boğazlar, Trakya işgal altında kalmıştı; Musul
İngiliz, Antakya Fransız
kucağında... Kuvacı’lar
işgalcilere; Bakın sizi istemeden dövdük gelin artık barışalım 1922 Ekim’de
yada Kasım’da.
3 Ekim 1922 Mudanya saat 15.00
5 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
İsmet PAŞA ekibiyle Mütareke binasında.
Türklerin karşısında İngiliz, Fransız ve İtalyan generaller var.
İsmet PAŞA toplantı başkanlığına konar. Asıl taraf olan Yunan delegesi
General MAZARAKİS ile ünlü Albay SARIYANİS toplantıya katılmayarak
MUDANYA açıklarında şilepte bekler. İsmet PAŞA “kendileri bilir” der ve “
dublörlerin yerine asıl rol sahipleri “
ni oturtur. Karşı grubun başkanı İstanbul İşgal Kuvvetlerinin Komutanı ve
Halife VAHDETTİN’i Kabataş İskelesinden MALTA’ya kaçıran İngiliz General
HARRİNGTON’dur. Görüşülecek konu;
Trakya’nın Yunan işgalinden arındırılması, rehineler, esirlerin değişimi ve
ATEŞKES. İsmet PAŞA’nın oturum başkanlığı İngiliz Harrington’u gerer. O,
klasik İngiliz yöntemiyle bir-iki günde bitecek görüşmeyi uzatıp ipe un serer.
Turgut ÖZAKMAN “Cumhuriyet” sayfa 47’de
“İngiliz'in bir hakkı, bekletmeden, yozlaştırmadan, sulandırmadan,
zorluk çıkarmadan, haracını almadan verdiği görülmemiştir.”d
er.
Görüşmeler uzarda uzar, İsmet Paşa zorda kaldıkça; Gazi komut verdi, ordu
cephede silah elde bekler der, rest çeker ve
11 Ekim 1922 saat 06.00'da üçlü çete imzayı atar, İstanbul’a Halifenin
yanına çeker gider. Mudanya Ateşkes Anlaşmasına göre Doğu Trakya’dan
işgal kuvvetleri çekilerek 30 gün içinde Türklere devredilecektir.
2. Bölüm:
6 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Pamuk devrim.
OSMANOĞULLARI’nın çağdaşı tüm hanedanlıklar, krallıklar çağlarını
tamamladıkları için yıkılıp gittiler. Osmanoğulları hanedanlığı hariç
neredeyse tümü idam sehpalarında yada hapisanelerde hayatlarını
kaybederek bedel ödediler. Denilebilir ki, Milliciler Birinci Meclis’te aldıkları
kararlarla Pamuk Devrim yaptılar. Dünyanın yıkılan diğer Hanedanlık
kalanları kendi ülkelerinin üzerinden iyi yada kötülükleriyle ellerini
çekmediler. Osmanoğulları kalanları ise genellikle Cumhuriyet’e sıcak
batılar, Atatürk ve Silah arkadaşları hakkında kötü söz etmediler.
Birinci Meclis 308 numaralı kararname ile 1 Kasım 1922 'de Padişahlığı
kaldırır. Haberi duyan
Halife Padişah VAHDETTİN’i
bir telaştır alır
ve;
16 Kasım 1922 iSTANBUL
İşgal Kuvvetleri Komutanı Harrington’a emir subayı; Saraydan Mızıka
Komutanı Yarbay Zeki
Bey’in geldiğini söyler, "acilmiş" der. Zeki Bey
elindeki
gi
zli
mektubu
HARRİNGTON’un önüne koyar, o da okur
ve İngiliz arşivine yollar.
Neymiş bakalım, biz de okuyalım:
7 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
"İstanbul İşgal Orduları Başkomutanı General Harrington Cenaplarına,
İstanbul'da hayatımı tehlikede gördüğümden İngiltere let-i fahimanesine iltica
(sığınır) ve biran evvel İstanbul'a hail-i ahara naklimi (başka yere
götürülmemi)
talep
eder im. 16 Kasım 1922
Müslümanların Halifesi
Mehmet Vahideddin “ (1- Sy 152)
17 Kasım 1922 İstanbul Kabataş İskelesi.
Vahdettin 10 yaşındaki oğlu ERTUĞRUL, Başmabeyinci Ömer Yaver
PAŞA, özel doktoru Reşat PAŞA, Hademe ve Mızıka Komutanı Yarbay
ZEKİ,
Seccadecib
aşı İbrahim BEY,
Esvapçıbaşı Küçük İbrahim BEY, Tütüncübaşı Şükrü BEY,
Berberbaşı Mahmut BEY,
2. Muhasip Mazhar AĞA,
3. Musahip Hayrettin AĞA (10 kişi)
HARRİNGTON
tarafından Kabataş iskelesinde İngiliz MALAYA
zırhlısına bindirilerek MALTA adasına yollanır . Kaderin cilvesine bak,
VAHDETTİN
8 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
işgalcilerle işbirliği yaparak 2 yıl önce MALTA’ya sürgüne gönderilen
TÜRKLER’in
kader arkadaşı olur. Sonra Hicaz’a geçer, dayanamaz
İtalya San REMO’ya gelir ve 15.05.1926 da ölür. Tabutu’na
esnaf
alacak haczi koyar, Osmanlı Hanedanı arasında para toplanır
ve Fenerbahçe nin ilk başkanı
damadı Şehzade FARUK
Şam’a
götürür
ULUCAMİ’nin avlusuna gömer. Şimdi orda yatar.
Hainler, İşbirlikçiler, Mandacılar Kaçan Kaçana Tepe Başında İngiliz
Elçiliği Önüne Sıra Yarışında.
“İngiliz Muhipleri (severleri) Derneğinin kurucusu, İngiliz ajanı bir ara Adalet
Nazırlığı Müsteşarı olan Sait MOLLA İstanbul’dan ilk kaçan haindir.
Romanya'dan sonra Mısır'a geçer. İkinci kaçan millicilerin öldürülmesinin din
gereği olduğu hakkında fetva veren Şeyhülislam Dürrizade ABDULLAH haini
olduğunu sanıyorum Hicaz'a gider.” (Sy.350)
İşgalci İngiliz Elçiliği o tarihte İstanbul-Tepebaşı’ndadır. Okuyalım;
“TEPEBAŞI’ndaki İngiliz Elçiliğinin bahçe kapısının ön bavullu, torbalı,
çantalı, sarıklı, fesli yüzden fazla Osmanlı toplanmıştı. Birbirleriyle itişerek,
kakışarak, panik halinde, içeri ye, kapıdaki görevliler de düzeni korumaya,
9 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
sığınmacıların birer içeri girmesini sağlamaya çalışıyorlardı.
Bir İngiliz askeri içeri girmek için açıkgözlük eden iriyarı sarıklının göğsüne
dipçik vurdu. Sarıklı yere düştü ve derin bir yal kırıklığı ile baktı. Asker
İngilizlere olan hizmetlerini bilse halde böyle davranmazdı. Göğsünü tutarak
kalktı, uslu uslu sıraya girdi.
Kavaslar bahçeye girenleri sıraya diziyor, bir kâtip isimle bir deftere
kaydediyordu.
Aralarında eski ŞEYHÜLİSLAM, işbirlikçi Mustafa SABRİ, Nazırlar, 'Yunan
ordusunun başarısı için dua edilmesini isteyen eski Adliye Nazırı Ali Rüştü
EFENDİ, okul kitaplarında Türk sözcüğünün kullanılmasını yasaklayan
Maarif Nazırı Fahrettin BEY, Sevr'i imzalayan Filozof Rıza TEVFİK, her
karanlık işte parmağı bulunan Ayan'dan (Senatör) Vasfi HOCA
ile Ayan'dan Konyalı Zeynel
Abidin EFENDİ, İngilizci Hürriyet ve İtilaf Partisi Başkanı Sadık BEY, bu
partinin bütün yöneticileri, İzmir'i Yunanlılara teslim eden Kolordu
Komutanı Ali Nadir PAŞA, eski İstanbul Emniyet Müdürü Arnavut TAHSİN,
Refik Halit KARAY, Refi Cevat ULUNAY, Mevlanzade RIFAT gibi yazarlar
vardı.” (S.134-135)
Peki peki hepsini anladıkta, haremini/na mahremini arkada bırakmak, hangi
ahlaka sığar.
Vahdettin’in biri Türk (Nevzat Hanım) dört eşi vardır. Vahdettin Harrington’a 10 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
“her şey için teşekkür” ettikten sonra “Eşlerimi size emanet ediyorum
General”
deyip
MALTA’ya doğru yol alır, eşlerini İstanbul’da bırakır. ( Sy.155, 350)
Tütününü yakıp, anılarını yazacak Tütüncübaşı ŞÜKRÜ’yü,
Donunu giydirecek Esvapçıbaşı Küçük İBRAHİM’i,
Kulak-Burun kıllarını yolacak Berberbaşı Mahmut BEY’i,
Sazende Hademe Mızıka Komutanı Yarbay ZEKİ’yi,
Yanına al, vazgeçilmez tut,
Ayağını yıkayacak İbrikçibaşı’nı unut,
Hanımları elin gavurunun eline at,
11 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Anlamadım ben bunu ey Şahbaba, NEMRUT.
Kaçısı, Millicilerin İstanbul sorumlusu Refet PAŞA’ya duyururlar. O da “..İyi
oldu; kaçtı, bizi bir yükten kurtardı” der geçer.
Anadolu’ya saldıranlar, hainler, işbirlikçiler teker teker tarihin çöplüğüne
giderler.
Yunanlılar, “Büyük FELAKET”in sorumluları Başbakan Dimitri GUNARİS,
General Yorgo Hatzanestis
/HACİANESTİ ve
altı bakanı
Stratigos, Protopapadakis, Baltacis, Teotokis, Gudas
ve
Stratos'
u
28 Kasım 1922’de açılan mezarların başında kurşuna dizer ve
cesetler çukurlara düşer.
İngiliz Başbakanı Türk düşmanı büyük emperyalist Lloyd GEORGEU,
savaşçı Çöl Tilkisi ÇÖRÇİL
ilk seçimde ka
ybederler, iktidar dışı kalırlar.
Deli Nurettin PAŞA gazeteci Ali (Artin/İngiliz) KEMAL’i İstanbul’da berber
koltuğunda traştayken
paketletip İzmit’te,
Irz ve Türk düşmanı katliamcı Rum Papaz HRİSOSTOMOS’u
12 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
İzmir’de halka linç ettirir. Mustafa KEMAL ve İsmet PAŞA’dan zılgıt yer.
Sakarya savaşında esir düşen Yunan Başkomutanı TRİKOPOLİS’i; Gazi
fırtına dininceye kadar Yunanlılara vermez, hayatını kurtarır. O da her yıl
Cumhuriyet’in kuruluş yıldönümlerinde Türk Büyükelçiliğini ziyaret eder,
anılarını yazar, dünyamızdan göçer.
VENİZELOS, Atatürk’ü Nobel Barış ödülüne aday gösterir.
3. Bölüm
Lozan 20 Kasım 1922 iSVİÇRE
“Ayının 40 Türküsü varmış, Kırkını da Ahlat üzerinden yaparmış.”
İngilizlerin bildik dalavereleriyle bir hafta gecikmeyle 20 Kasım 1922’de LOZ
AN Barış görüşmeleri başladı,
13 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
24 Temmuz 1923’de bitti, 246+7 gün
. Dolu dolu 7 ay 7 dakika,
doldur boşalt 9 ay.
Avrupa,
Balkanlar,
Ve hatta Amerikalılar,
Bulgaristan,
Ve de Yunanlılar.
72 Kısım tekmili birden,
Karşıdalar.
Arada Rusya’da var.
14 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Çanakkale’nin,
Sakarya’nın,
Ateş çocukları,
Tek başınalar.
Mudanya’da söz,
İşgal Kuvvetleri Komutanı General HARRİNGTON’da,
Lozanda’ysa
Diplomasi canavarı İngiliz Lord CURZON’da.
Kimler yokki Arena da,
Çörçil, Çiçerin, Mussolini, Venizelos,
15 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Osmanlıyı yüzyıllarca Kapitülasyonla soyan Fransız,
Allah çarpar, bir dost Ruslar,
Bizimkiler tek başına ve yalnızlar.
Birici savaşı bitirdiler 4 yıl önce,
Dört yıl daha saldırdılar,
Anadolu’yu, Trakya’yı işgal ettiler 4 yıl boyunca,
İlk kez, 26 Ağustos 1922’de,
Saat 04.30’da,
Büyük Taarruz’la,
16 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Saldırı sırası bizde,
Fahrettin ALTAY Paşa’nın yıldırım süvarileri,
9 Eylül 1922’de İzmir’de.
Sonuç;
Komşu’da “Büyük Felaket”
“Büyük Taarruz“ bizde.
Suç?
Ne Anadolu’da, ne de komşu’da,
Aç gözlü İngiliz’de, Fransız’da, İtalyan’da,
Bayram var Anadolu’da,
17 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Matem Ege’de komşu’da.
Dört yıl dil döktük,
Savaşmayalım yazıktır insanlara, gençlerimize dedik,
Esasen biz bu savaşta,
Avrupa Emperyalizmini yendik.
O yokluk, yoksunluk’ta,
Dolu dolu 7 ay,
Doldur boşalt 9 Ay direndik,
Emperyalistleri önümüze kattık,
18 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Mazlum Milletleri ardımıza taktık,
Misak-ı Milli’yi imza altına aldık,
Sevr’i yırtıp attık,
Lozan’da.
İsmet PAŞA;
“Nasılsın, sıhhatinden, neşenden bize kuvvet ver şanlı Gazi.
Görüştüğümüz zaman saçlarımı bembeyaz,
Yaşımı on sene ileri bulacaksın.”
Diye yazacaktı mektubunda.
Gün oldu; "Biz 72 siz iki bile değilsiniz, üstelik yoksul, aç-susuz,
19 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
parasız-pulsuz cahil-cühela, çulsuzsunuz"
diye
arsızlaştılar, kaşıdılar. Osmanlının 100 yıllık ne kadar sorunu varsa masaya
taşıdılar. Azınlıklar-Patrikhane, Tazminatlar-Eski Eserler-Anıtlar,
İmtiyazlar-Boğazlar, Ermeniler-Pontus’lar, Esirler-Rehineler,
Hainler-İşbirlikçiler, Musul-Kerkük-Petroller, Adalar-Kapitülasyonlar, Osmanlı
Borçları-Hainlerin suçları, Nüfus Mübadelesi, siyasi-iktisadi,
ekonomik-stratejik ne varsa masaya koydular. Hatta öyle ileri gittiler ki
ANADOLU’yu
işgal masraflarını bile bizden istediler utanmadılar.
20 Kasım 1922 Lozan ilk gün. Aralarında anlaştıkları gibi CURZON
başkanlığa oturdu, görüşmelerin adını
“ Doğu Sorunu”
koydu. Bizimkiler itiraz ettiler,
“Lozan Antlaşması”
olsun dediler, öylede oldu. Baktılar, bu heyet Osmanlı gibi ezik-büzük,
süklüm-püklüm değildir, dik başlı efe duruşlu uzaylımıdır nedir. Akşam
oldu, Gazi’ye telgrafla bilgi verdiler, taktik aldılar. Ertesi gün CURZON’un
konuşmalarından (Akdeniz’deki tek telgraf hattı İngiliz’lerindi) Telgraf
çözümlerinin çalındığını anladılar. Bundan böyle kritik noktalardaki iletişimde
zor da olsa özel ulak kullandılar.
Artık Mustafa KEMAL’in çocukluk aşkı Manastır’lı Makedon Güzeli Eleni
KRİNTTE
hatıra defterinin sayfalarında kalır. 191
3’de Sofya’da Askeri Ateşe iken sevdiği Savunma Bakanı General Stilyan
KOVAÇEV’in kızı Dimitrina KOVAÇEVA’yı bırakarak bir Türk kızıyla
evleneceğini
belli eden aşk
şiirini, bu günlerde anı defterine not alır. Dostları, Pierre LOTİ, Fransız
Gazeteci Madam GANLİS, Bulgar General Kleman BOYACİYEF, Avusturyalı
Bayan Leopoldine KÖNİG ve Çanakkale Savaşından eski arkadaşı Alman
20 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
General Edvard de BOURBON ile mektuplaşır.
4 Aralık 1922. Arazi, Boğazlar ve Azınlıklar sorunu konuşulmaya başlandı.
Bu güne kadar hiçbir ilerleme yok. Adamlar yukardan bakıyorlar tok.
Birkaç gün sonra CURZON ve ABD Temsilci Mr.CHİLD İsmet PAŞA’yı
ziyaret ettiler, viski içtiler ve emperyalistler aşağıdaki tehditleri savurdular.
Lord CURZON;
“…En nihayet şu kanaata vardık ki ne derseniz hepsini cebimize atıyoruz.
Memleketiniz haraptır. İmar etmeyecek misiniz? Bunun için paraya
ihtiyacınız olacaktır. Parayı nereden bulacaksınız? Para bugün dünyada bir
bende var, birde yanımdakinde. Unutmayın, ne reddederseniz hepsi
cebimdedir. Nereden para bulacaksınız? Fransızlardan mı? Para kimsede
yok. Ancak biz verebiliriz.
Memnun olmazsak
kimden para alacaksınız? Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız? İhtiyaç
sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman
bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz."
İsmet Paşa bu dehşet verici sözleri hiçbir zaman unutmayacak ve gece
raporuna “ Ya bizi yıkacaklar, eski usulde değişik bir SEVR Anlaşması
yapacaklar, ya biz onları yıkacağız, her uygar ve bağımsız millet gibi bir
barış yapacağız.”
Notunu düşecekti. (S.200-201)
2, 5 ay sonra 31 Ocak 1923’de Türk Heyeti’nin önüne 150 sayfa, 160 madde
ve 9 ekten oluşan bir proje koydular ve biz aramızda anlaştık, işgal
masraflarından da vazgeçtik, imzalayın iş bitsin dediler. Türk Heyeti
21 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
incelemek için 7 gün süre istedi, bunu duyan CURZON postasını koydu; bu
akşam dönüyorum Londra’ya. Dillerinden düşürmedikleri Avrupa
Standartları; Hak-Adalet-Eşitlik, İnsan Hakları’nı hatırlattık 4 güne razı ettik.
Bizimkiler okudular, karara vardılar; SEVR’i aynen kopyalamışlar.
4 Şubat 1923. Heyetimiz 26 maddeye itirazını bildirdi, Lord CURZON
çıldırdı. İsmet PAŞA sazı eline aldı ve
“Londra’da
niçin barış yapmadan geldiniz diyecekler. Ne yanıt vereceksin.”
Curzon da Paşa’ya
“Sen ne diyeceksin?”
diye sorar ve
”Bir tek cümle söyleyeceğim; Lord Curzon barış yapmayı istemedi”
deyince
CURZON çıldırır ve Uşi otelinin lobisinde kudurmuş ağzı köpürmüş
“Antlaşmayı imzalaması için elimden geleni yaptım. Fakat İsmet her sözüme
şu iki bayat ve adi kelimeyle cevap verdi: "Bağımsızlık" ve "Milli Hakimiyet".
Ve bunlar yüzünden andlaşmayı imzalamadı”
diye avaz avaz bağırır
Böylece CURZON
Londra’ya, Türk Heyeti Ankara’ya yol alır.
Şimdi Mudanya ATEŞKES Antlaşmasının ATEŞİ kesip kesmediğini herkes merak eder. Kemal’in askerleriyle Harrington’un işgal orduları
alarm durumunda tetikte emir bekler. Teftişler, manevralar artarak devam
eder. Zaten GAZİ görüşmelerin ta başından beri ANADOLU’yu karış karış
Tam Bağımsız Türkiye diye gezmektedir, gezer.
5 Şubat 1923. Başkomutan Mustafa KEMAL, Süvari Kolordu Komutanı
22 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Fahrettin Altay PAŞA’YI Akhisar’da ziyaret eder ve göğsü kabarır, asker
hazır der.
7 Şubat 1923. İzmir Limanı yabancı gemilerden boşaltıldı ve mayınlanarak
giriş çıkışlar yasaklandı. Bunu duyan Fransızlar posta koydu; Mayınları
sökeriz . Fevzi PAŞA anında karşıladı : Bu hal savaş nedenidir ATEŞ ederiz.
Silahlar çatıldı, savaş tütsüleri yakıldı. Bu kez karşımızda Çanakkale’de
olduğu gibi Anzak-Hint-Arap-Afrikalı-Az Miktarda İngiliz karmasından oluşan
çoğu sömürge çocukları değil, arayanı soranı olan kıymetli, canı baldan tatlı
İngiliz – Fransız-İtalyan Anaların çocukları var. Yunanlılar çoktan Atina’yı
boyladılar, Trakya’da Meriç
kıyılarında varlar. Zaten İngiliz’in asıl
derdi;
Musul-Kerkük Petroller,
orasını’da Birleşmiş Milletler’e havale ederler, olur-biter.
Diplomasi canavarı Lord CURZON bunları sezdi ve İsmet PAŞA’ya tüyoyu
verdi.
16 Şubat 1923 Bükreş Tren İstasyonu. İngiliz Elçiliği görevlisi İsmet
PAŞA’ya Lord CURZON’un
“Barış
İstek ve Ümidi”
mesajını getirir, mesaj çete reisinden gelmektedir, bizimkiler ümitlenir.
17 Şubat 1923:
İzmir İktisat Kongresi. Temsilci 1.300, Katılım 3 binden fazla. Kuva-yı
Milliyeci Ayşe ÇAVUŞ ürünleriyle gelmiş, Kurtuluş Savaşı Kahramanı Kara
FATMA çiftçiler grubunda yerini almış, kürsüde Mustafa KEMAL;
23 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
“ Bütün Cihan bilsinki bu millet tam bağımsızlığının sağlanmadığını
görmedikçe, yürümeye başladığı yolda durmayacaktır.”
Aynı gün GAZİ Uşak’a gelir. İstasyon halkla hıncahınç dolar. Uşak Müftüsü
Büyük Kuva-Yı Milliyeci Ahmet HULUSİ hoş geldin der, güzel bir konuşma
yapar, halk GAZİ’yi kucaklar, gözyaşı dökerek coşar.
İstanbul Müttefik (İşgal) Yüksek Komiserleri önerileriyle İsmet PAŞA’ya
gelerek görüşelim derler, PAŞA’da Hükümetimizle görüşmeden bir şey
yapamam der ve çay ikram eder.
24 Ocak 1923; İlk kez bir Türk, Mustafa Kemal ATATÜRK “TIME “dergisini
n kapağını süsler.
M.M. (Milli Müdafaa) Grubu, İstanbul’da yeraltı çalışmalarını hızlandırır,
casusluk yaparak gerekli bilgileri toplar, bir yandan da Anadolu’ya silah,
cephane ve adam kaçırır, hainlerin izini sürer.
Türk Gençliği İşgal Kuvvetleri’nin askerlerini köşe-bucak her gördüğü yerde
taşlar-tekme-tokat sopa atar, sokak aralarından kaçar. İstanbul sokakları
artık elini-kolunu sallayarak dolaşılacak, Türk Zabitlerinin aşağılanarak
hırpalanacak “köpeksiz köy“ değildir, işgalcilere zehirdir.
17.02.1923 Eskişehir. M.KEMAL, İsmet ve Fevzi PAŞA’lar; İsmet PAŞA
olanı biteni anlatır. Lord CURZON’un mesajı okunur. Çözüm İngiltere’nin
24 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
elindedir, Türk önerisi hazırlanmak üzere ANKARA’ya Meclise gidilir.
27.02.1923 TBMM toplandı, İsmet PAŞA Meclis’e bilgi sundu. İsmet PAŞA,
Dr. Rıza NUR, Hasan SAKA ile danışman ve uzmanlar son sürat Türk
Tasarısı’nı hazırlıyorlar.
01.03.1923 TBMM Gizli oturumla toplandı, Hazırlanan Türk Tasarısı anlatıldı
tartışıldı.
02.03.1923 Mecliste Lozan görüşmeleri tekrar başladı
04.03.1923 İzmir İktisat Kongresi son günü.
06.03.1923 Türk Tasarısı, 128 imza ile Meclis’in onayına sunuldu; "Katılım
190, evet 170, 20 hayır" la kabul edildi.
08.03.1923 Dr. Adnan ADIVAR; 15 sayfalık nota ve 100 sayfadan oluşan
Türk Tasarısı’nı İstanbul’da İngiliz-Fransız ve İtalyan Yüksek Komiserlerine
teslim etti.
23.03.1923 AFYON. Kemal'in askerleri akşam güneşinin ışıltısında süngüleri
parlayarak Büyük Taaruz'un başladığı AFYON'a girdi. Halk’ta büyük coşku
ve duygu seli. Yunanlı esir subaylar, bir evin penceresinden hayranlıkla
25 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
kendilerini yenen 1, 74 boyunda yakışıklı Mustafa KEMAL’i seyrediyordu.
24.03.1923 Kütahya. GAZİ Halka; "Şimdi sıra sizde. Milletimizin üzerine
bir karanlık gibi çökmüş olan cehaleti yeniniz, kahrediniz. bir daha
başını kaldıramasın."
dedi.
27.03.1923 Saltanat yanlısı, Atatürk’ün bir numaralı karşıtı Milletvekili Ali
ŞÜKRÜ kaybolur. Meclis’in 2. Gurup üyelerinden Ziya Hurşit, Sakarya
Savaşı’nın kazanılması ile azılı Mustafa Kemal muhalifi olmuş, I.Meclis’in
ortasında bulunan tahtaya Mustafa Kemal’i kast ederek,
“Bir
millet putunu kendi yapar, kendi tapar”
yazısını yazmıştı .
02.03.1923 Ali ŞÜKRÜ’nün öldürülmesini Saltanatçılar, Atatürkçü Topal
OSMAN’a atarlar. Giresun Uşağı, Kara Zıpkalıların Komutanı Yiğit Topal
Osman AĞA papazın bağında sarılır, teslim ol çağrısına ateşle karşılık verir
ve ilk kurşunda bir er alnından vurulur, Topal OSMAN öldürülür. Saltanatçılar
bununla da yetinmezler, alemi ibret için ayaklarından meydana asalım
derler, bunu duyan GAZİ; "BİR İNSAN İKİ KERE ÖLDÜRÜLMEZ" der
köpürür, yiğidine üzülür.
Bulgaristan ve Çorlu üzerinden bölgeye sızan akıncılar ve silahlı köylüler
tetikte bekler.
14 Mayıs 1923 . VENİZELOS İsmet PAŞA’yı ziyaret eder; Yunanlıların
Emperyalistler tarafında n kullanıldığını ima eder, bu ziyaret Türk ve Yunan
Heyetlerinin barış ümidini besler .
26 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
Müttefikler, görüşmelerin 23 Nisan 1923’de Lozan’da başlayacağını
ANKARA’ya bildirir ve görüşmeler başlar
.
Lord CURZON masa da yoktur, yerine çırağı Fransız "General PELLE"
oturur.
Görüşmeler sürerken Rusya Delegesi VOROVOVSKİ otel odasında
öldürülür.
29 Haziran 1923, Saat 15.00; İşgal Kuvvetleri Komutanı General
HARRİNGTON’un girişimiyle, TAKSİM’de İşgal Kuvvetleri
Karması-Fenerbahçe maçı var. FENER, İşgalcileri Zeki Rıza SPOREL’in
FÜZE gibi
golleriyle 2-1 yener. Ortalık toz duman,
TÜRKLER bağırır-çağırır tepinirler, işgalciler boynu bükük süklüm-püklüm
kedi gibi
sinerler.
16/17 Temmuz gecesi İsmet PAŞA ANKARA’ya; Güzel bir sonuçla
Antlaşmayı imzalayacaklarını bildir, ANKARA kutlama yapacağına suskun
kalır.
18 Temmuz 1923’de İsmet PAŞA, GAZİ’ye kırgın bir telgraf çeker, niye
cevap yok der.
27 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
19.07.1923 GAZİ cevap verir; "18 Temmuz tarihli telgrafınızı aldım. Hiç
kimsede tereddüt yoktur. Kazandığınız başarıyı en sıcak ve içten
duygularımızla kutlamak için antlaşmanın imza edildiğinin bildirilmesini
bekliyoruz kardeşim."
der.
Veee…24 Temmuz 1923 Salı Günü Lozan saat 15,09. Dolu dolu 7 ay 7
dakika, doldur boşalt 9 ay süren görüşmeler biter. Sağ tarafta İngiliz,
Fransız, İtalyan, Japon, Yunan, Romen, Belçika, Portekiz, Sol tarafta Türk
Delegeleri, ABD Gözlemcisi, ikinci sırada Bulgar Delegeleri eşliğinde
GAZİ’nin İsmet PAŞA’ya hediye ettiği Altın Dolma kalemle 7 dakikada barış
antlaşması imzalanır.
Antlaşma Türkiye'de saat 17.00'de 101 pare top atışıyla kutlanır.
Anadolu yoksuldur, cahildir, nüfusu 11 milyondur. Okur-yazar oranı
erkeklerde %7 kadınlarda binde birdir. Ama başlarındaki Mustafa
KEMAL’in gezegenimizde saygın, üstün, onurlu bir yeri vardır. Barış
sağlanmış, şimdi silkinip kalkınma cehalet ve yoksulluktan kurtulma
zamanıdır.
Noktayı Koyalım; En Vahşi Hayvan, İki Ayaklı İNSAN.
Yararlanılan Kaynaklar
28 / 29
Barışa Giden Yol
Çarşamba, 18 Kasım 2009 09:37
1) Turgut ÖZAKMAN-Cumhuriyet /Türk Mucizesi
2) Dido Sotiriyu -Benden Selam Söyle Anadolu’ya
3) Cevat Abbas GÜLER-Cepheden Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl
29 / 29
Download