TÜRKiYE DiYANET VAKFI YAYlNLARI 1593 ULUSLARARASI PROF. MUHAMMED B. TAVİT ET-TANCİ SEMPOZYUMU 13-14 Ekim 2011 HAZlRLAYAN: PROF. DR. SÖNMEZ KUTLU ANKARA 2015 '{)luslararası Prof. Muhammed b: Tavit et-Tand Sempozyumu 13- 14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE MUHAMMED B. TAVİT ET-TAN~İ'NİN KELAMİ GÖRÜŞLERİ Prof. Dr. Ahme t AKBULUT Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ı 97 ı- 1972 Öğretim Yılında, İ1ahiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisi olarak, bir öğretim yılı boyunca Prof. Dr. Muhammed et-Tand'den Mezhepler Tarihi dersini aldım. Onun derslerde Peygamber sonrası ilk halife seçimi ve Beni Saide olayı üzerinde çok durduğunu hatırlı­ yorum. O zamanki öğrenci değerlendirmesi ile Hocanın Beni Saide olayırun dışında bir şey bilmediğini bile düşündüm. Onbeş yıl sonra doktora tezimi ilgilendirdiğirıden, ben de Beni Saide Hadisesini inceledim. Tand Hocanın bu hadise üzerinde niçin pu kadar fazla durduğunun farlana vardım. Bu olayın, Müslüman siyasi tarihinde ve dini düşüncenin oluşmasında bir kınlma noktası olduğunu gördüm. Dolayısıyla Rahmetli Hocaının konuya özel önem vermesinin sebebini anladım. Muhanimed et-Tand Hocadan ders almış bir öğ­ renci olarak kendimi şanslı sayıyorum. Kelamcılar, insanların imanlarını değil, bilgilerini yani görüşlerini Önemli olan tartışmayı bilgi zemininde yaı;ımaktır. Kur'an'ın da bize önerisi budur. ı İ1me dayalı mücadele uzlaşma, imana dayalı mücadele ise çatışma doğurur. Bir imanın yanlışını başka· bir iman ortaya koyamaz. Kelam alimi, kelam kitaplarını okuyarak öncekilerin görüşlerini nakledenlere değil, kelam yöntemlerini kullanarak, sorunları irdeleyerılere denir. Bu nedenle kelamcı geçmişten ders çıkarır ve geleceği sağlam temeller üzerine inşa etmeye çalışır. Kısaca kelamcı gücünü imanından değil, ilminden alır. Doğrusu Kelam İlıninin ilkeleri, diğer İslam İlimle­ rinin yörüngelerini de belirlemektedir: .Bu anlayışla, merhum Hocam Muhammed et-Tanci'nin, kelam konularına ilişkin görüşlerini değerlendirmek durumundadırlar. değerlendirmeye çalışacağım. ı ı 7 . İsra, 36. 260 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tanci Sempozyuınu 13-14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE Din ve İnsan et-Tanci'ye göre insan aklının, vicdanının ve iradesinin aradığı dinde buluı:.2 İnsanoğlunun arnellerinin hedefi hayır, hak ve güzelliği gerçekleştirmektir. Dinin esas amacı bunlardır.3 Doğrusu, din insandan yaratılışındaki kuwetlerden herhangi birini iptal etmesini istememiş ve "bir iş için yaratılmış olan bir kuwetini, o işi yapamayacak hale getirmesini de talep etmemiştir."4 "Dinin mantı­ ğında insanın, bir yönünün diğer yönlerini bastırıp sindirmesine 'hüniyet' denilemez."5 Çünkü dinde özgürlük, insanın "aklının hür oluşu, cisminirı ve ruhunun hür oluşudur."6 şeyi "Dini ve dünyevi vazife" ayrımınakatılan et-Tancf7, bu tutumu ile dinin dünya ile değil de ahiretle ilgili olduğunu benimsemiş olmaktadır. Dini ve dünyevi ayrımı geleneksel bir yarılışlıktır. Bu dinin dünyadan kovulması anlamına gelir ki, Kur'an'ın geliş gerekçesini ortadan kaldınr. Kaldı ki ahirette din yoktur. Diğer yandan şu tespit de Hocaımza aittir. "Müslüman, dünyası için de çalışırken, ahireti için de çalışırkendinin veeibelerini yerine getirmiş" olmaktadır. s Bu algıya göre dünya ile ahiret biri diğerinin seçeneği durumuna gelir. Dünyada Yüce Allah'ın kendisinden beklediği görevi yerine getiren kimse, ahirette ödüllendirilecektir. Geleneğimizde bu gerçek, gözden kaçınlınıştır. Müslümanların her işi dünya işidir. Dünyadaki işlerini doğru yapıp-yapmadığından ahirette hesaba çekilecektir. Doğrusu Ahiret hayatı, dünya hayatının devamıdır. İnsan dünya hayatını terk ede- 2 3 4 5 6 7 8 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", e-Makalat Mezhep Araştırmalan Dergisi, C.4, S. ı, 2011, s. 28. et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", s. 29. et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler'', s. 29. et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", s. 30 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", s. 30 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", e-Makalat Mezhep Araştırmalan Dergisi, C.4, S. ı, 20ı ı, s. ı39; "Kelam İlmi", e- Makalat Mezhep Araştırmalan Dergisi, C.4, S. ı, 20ıı, s. 206-207 ve 2ı0 et-Tanci, Kelam İlmi, s. 206 Muhammed b. Tavit et-Tanci'nin Kelami · Prof. Dr. Ahmet AKBUÜJT Görüşleri • 261 rek ahiret hayatını kazaiıamaz. Bir kelamcının bu yanlışlığın farkı­ na varmaması önemli bir eksikliktir. Daha doğrusu bu konuda da Hocamızın geleneğin peşine takıldığını görüyoruz. Din konusunda Muhammed et-Tanci'nin şu önemli tespitleri de "Din insanı olduğu gibi kabul eder."9 Şüphesiz bu din İslam Dinidir. İslam'ın emirleri insanın cismiyle ilgili değildir. "Kur'an'da mevcut olan emir ve nehiyler insanın fiiliyle ilgilidir." 1o "Hakikat dininistediği hedeftir. Demek ki dinsel metinlerde iki özellik bulunmaktadır. ı- İbarelerin amaçladığı hedef, 2- Bu hedefe varmak için kullamlan lafız ve kelimeler. "Dinleri anlamak için önce hedefi tespit etmek lazımdır. Bu bulunmazsa bir şey anlaşılamaz." 11 bulunmaktadır. et-Tanci'ye göre "İslam akidesinin büyük temel prensipleri şun­ lardır ı- Allah'a iman 2- Peygambe:r:lere iman 3 - Ahiret gününe iman."ı2 "İslam'ın tevhid akidesi Müslümanı doğrudan doğruya Allah ile karşı karşıya getirir. Mü'min ile Rabbi arasında aracı ve şefaatellere hiçbir yer bırakmaz."l3 Bunlar da önemli ve yerinde tespitlerdir. et-Tanci'ye göre "Dini deliller kitap, sünnet ve icma'dan ibarettir."l4 Kıyası haklı olarak dini delil olarak görmeyen Hocamızın, sünnet ve icma'ı, özellikle icma'ı dini delil olarak saymasını anlamak oldukça zordur. et-Tanci'ye göre, " ... dinin emirleri ve mükellefiyetleri, sadece insanın aklıni muhatap almıştır." 1 S Ona göre Kur'an'ın çok önem verdiği ilmin dayandığı alet de akıldır. ı6 "İslamın teşriinde sorumluluk et-Tanci, "İslam'da Hilafet", e-Mak.alat Mezhep Araştırmalan Dergisi, C.4, S. 1, 2011, s. 444 10 et-Tanci, "lslam'da Hilafet", s. 445 11 et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 447 12 et-Tanci, "Kelam İl.mi", s. 229 13 et-Tanci, "Kelam İl.mi", s. 230 14 et-Tanci, "Kelam İl.mi", s. 255 15 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Haklanda Düşünceler", s. 27 ı6 et-Tanci,1slam Mezhepleri Haklanda Düşünceler", s. 28 9 262 • Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tand Sempozyumu 13-14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE ferdidir"ı7 ve "Dinin muhatabı insandır."l8 Bunlar çok önemli ve yerinde tespitlerdir. Zaten "Akıl olmayınca din yoktur."l9 Allah insa- . nı "yeryüzünde halife olarak" seçmiştir.2o Ancak insanın Allah'ın halifesi olduğu iddiası Kur'an'a aykırıdır. Allah'ın halifesi kavramı, Allah'ın vekili anlamına gelir. Halbuki hiçbir varlık Allah'ın vekili olamaz. Allah, tüm varlığın vekilidir.2ı İman v e ilim et-Tand'ye göre insanı İslam'a sokan ya da İslam'dan çıkaran üç temel ilke vardır. 1- Allah.'a iman 2- Peygamberlere iman 3- Ahirete iman. Bunların red ve kabulünün dışındaki konularda farklı düşünmek insanı dinden çıkarmaz.22 Bu "üç ana temele inanan herkes ve her fuka İslam dairesinin içindedir."23 Söz konusu üç esası kabul eden de "Fıkayı Naciye"dendir. Doğrusu bu Kur'an ilkeleri ile örtüşen bir tespittir. Zaten hocamız, Al-i İmran 103. ayetini "Kur'an-ı Kerim'e aykırı hareket etmeyin, onun istikametinde olun"24 olarak yorumlamaktadır. Muhammed et-Tand, Müslümanların farklı görüşlere ayrılmala­ Kur'an'dan kaynaklanan sebepleri olduğunu belirterek, bunlan, "d.inin kendi bünyesinden çıkan amiller'' olarak tanımlamakta ve bu konuda şu sıralamayı yapmaktadır. nnın 1. Düşünce özgürlüğü, 2. Kur'an'ı 17 et-Tanci, "İslam okuyup anlama sorumluluğu Hukuku", s. 297 Hilafet", s. 442 ıs et-Tanci, "İslam'da 19 et-Tanci, "İslam'da 20 et-Tanci, "İslam Hukuku", e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, C.4, 2011, s. 295 Hilafet" s. 442 s: 1, 6. En'aİn, 102; ı ı. Hud, 12; 39. Zümer, 62. ~.; ~.;;. öS ~ ~j ~ı:;.öS ::;ıv,. ~1; 22 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, C.4, S. ı, 2011 s. 117; "İslam Mezhepleri Tarihi" s. 164; "Kelam İlmi", s. 229 ve 241 2 3 et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 466 24 et-Tanci, "İslam'da Hilafeti", s. 467; ·i)_:fo 'Jj ı;;:? ~~ ~ i~lj 21 Muhammed b. Tavit et-Tand'nin Kelarni Prof. Dr. Ahmet AKBULUT Görüşleri • 263 3. Kur'an'ın üshibu (Muh.kem-Müteşabih)25 Bunlan~an anlıyor:uz ki, farklı görüşlerin olması Müslümanlar 26 içu;_ bir zenginliktir. Kur'an'ın Müslümana yasak ettiği ise tefrikadır, fı.rkalaşmadır, gruplaşmadır.2 7Aslında gelenekçi olmayı, selefin . izinden gitmeyi Kur'an yasaklamıştır. Görüş farklılığı bireyler arasında, fı.rk~aşma ise topluluk!~ arasında olmaktadır. et-Tanci'ye göre "İslam Dini şu üç esasa dayanır: Tevhid, nübüvvet ve ahiret." Bunları inkar eden Müslüman olamaz.28 Hocamızın bu esaslara ameli de ekleyerek, dörde çıkarmasını ve ameli de imandan saymasını29 anlamakta zorlanmaktayız. O~a göre, "İman; kalp ile inanmak, lisan ile i.krar etmek ve erkan ile amel etmektir."3o imanın yerinin kalp olduğunu ve imanın kalben onaylamak olduğunu belirten Hocamız, kalb kavramının içeriğine ilişkin bir değer­ lendirmede bulunmamıştır. 3 ı Bu da önemli bir eksiklik olarak görülınelidir: "İslam'ın tarifi ameli mezhepleri doğurmuştur imanın tarifi ise itikadi mezhepleri meydana32 çıkarmıştır." İtikad alanında Kur'an'dan başkasının delil olamayacağı konusunda Ehl-i Sünnet ile Mu'tezilenin ittifak ettiklerini belirten Muhammed Tanci'n.in,33 Kelam alanında kendisinin sık sık hadise başvurmasını açıklamak zor olsa gerektir. et-Tand'ye göre Kelam ilmi Ehl'-i Sünnet'in dışında 25 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Tarihi Müfredatı", e-Makalat Mezhep Araştinnalan Dergisi, C.4, S. ı, 20ll, s. 486 26 39. Zümer, 18 27 3. Al-i İmaran, 103 ve 105; 6. En'aın, 159; 30. Rum, 32 28 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. ll 7 29 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. ll 7. Taneiye göre bu dört rükne Şia'run İmamiyye kolu beşincisini ilave etmiş ve imamete ("Mezhepler ·T arihi", s. ll7) 30 et-Tanci, "MezheplerTarihi", s. 117 31 et-Tanci, "Kelam İlmi", 223-227 32 et-Tanci, "İslam'da Hilafet" s. 443 33 et-Tanci, "Kelaın İlmi", 251 inanınayı eklemiştir. 264 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tanci Sempozyumu 13- 14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE doğmuş ve başlangıçta Ehl-i Sünnet bu ilmi hoş karşılamamış ve bidat saymıştır.34 et-Tanci'ye göre, "Kaza ve Kader" alemin nizamıdır."3S Kader konusunda Hz. Peygari:ıberin tutumunu değerlendiren et-Tanci, bu konudaki rivayetlerin tutarWığını tartışmamıştır.36 Hocamızın şu vurgusu da önemlidir. Kaderiye" başlangıç noktası kader meselesi olan müstakil bir İnezheptir"37 ve Mu'tezileden daha eskidir. Kaderiye ile Mu'tezile farklı mezheplerdir.38 Muhammed et-Tanci'ye göre, "Din ve ilim, insanın hayatında yolu bulmak için başvurduğu iki esaslı rehberini teşkil etmiş­ tir."39 Yani ilmin rehberliği insan için yeterli değildir. Çünkü "ilmin faaliyet sahası dardır."40 Hocaımza göre "Nasslar ilinıle çatışan bir durum arz ediyorsa; ayet ve hadisler te'vil edilir. Bu çok eski zamanlardan beri böyledir. Yani esas olan aklın nasslarla çatışmama­ sı ve aklın delilleri kat'ıyyet derecesinde ise nasların te'vil edilmesi gerekir." 4 1 Görülüyor ki Muhammed et-Tanci'nin asıl sorunu nassın içeriğinin tespitinde bulunmaktadır. Zaten bu, Sünni .kelam sisteminin genel bir sorunudur. doğru "Kur'an'ın esası ve gayesi hidayettir. İnsanları selamete götürmektir"42 tespitinde bulunan et-Tanci, "Kur'an, tam bir salahiyetle ilmi bize bırakmıştır-"43 demektedir. Ona göre Kur'an ilim öğretmez, "ilim öğrenmeyi bize farz kılm.ıştır." 44 Hocamız, Müslümanların ilim konusunu yarılış anladıklarından yakınmaktadır. ilim için Kur'an'ı 34 et-Tanci, "Kelam İlmi", 252 3S et-Tanci, "İslam Hukuku", s. 296 36 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 134 3 7 et-T~ci, "Mezhepler Tarihi", s. 138 38 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 138 39 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", s. 28 40 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Haklanda Düşünceler", s. 28 41 et-Tanci, '1slam'da Hilafet", s. 449 "İslam'da Hilafet", s. 449 42 et-Tanci, 43 44 et-Tanci, '1slam'da Hilafet", s. 451 et-Tanct, "İslam'da Hilafet", s. 454 Muhammed b. Tavit et-Tand'nin Kelami Prof. Dr. Ahmet AKBULUT Görüşleri • 265 değil, aklı kullanmak gerektiğini vurgulamaktaclır. Tanci, ilmi olma- da olamayacağını belirtmektedir.45 Yani o, Müslüman olmak önemli değil, Müslüman kalmak önemlidir. Bunun yolu da bilinçli Müslüman olmaktan geçer. Bilmeyenin imanında hayır yoktur, demektedir. yanın, imanının Diğer yandan, şu değerlendirme de Tand'ye aittir. "İlim; yapına­ ya vesile olabileceği gibi yıkmaya da alet olabilir. Bu nedenle iman ve akide ilmin ınuralabı olmalıclır.46 Hocaınızın burada çelişkiye düştüğünü görmekteyiz. Bir kelamcının imanı yalnız iman olduğu için yüceltınesini ve kü.frün de bir iman çeşidi olduğunu 47 gözden kaçırınasım doğru bulmuyoruz. Doğru olan, ilmin imanı kontrol etınesid.ir. İlınin denetiminde olmayan imanın yapamayacağı saçına­ lık yoktur. İmanın, aklı askıya alınası Kur'an açısından da benimsenebilecek bir paradoks değildir. Zaten çelişkinin her çeşidi Kur'an'a yabancıdır. Kaldı ki et-Tanci'nin ilmin denetimini imana veren yaklaşunı, kelamcıların çok önem verdiği "tahkiki iman" kavramını da anlaınsızlaştırınaktaclır. Vahiy ve Peygamber Vahiy, Kelam ilminin konusudur. Çünkü metafizik bir konudur. Vahyin imkanını, gerçekleşme biçimini kelam yöntemi ile irdelemek gerekir. Geleneğimizde Kelam alimlerinin vahiy konusuna gerekli . ilgiyi gösteiınediklerini görüyoruz. Diğer kelam alimlerinde olduğu gibi Muhammed et-Tanci Hocaınızın da vahiy konusunda görüşleri tutarsızlıklar barındırmaktadır. Kur'an'da doğrudan vahiy kavramı ile ilgili 76 ayet bulunmaktadır. Öyle anlaşılıyor ki vahiy konusu muhkem sınıfına girmektedir. Müslüman alimlerin vahiy konusunda da çelişik düşünmelerinin nedeni, konuyla ilgili olarak Kur'an'a bakmak yerine geleneğin peşi- · 4 5 Fığlalı, Prof. Dr. Ethem Ruhi, 60 25 Aralık 2009. Ankara 46 et-Tanci, "Kelam İlıni", 220. 47 2. Bakara, 93; 3. Al-i 1180-1185. İmran, Yılın Tanıklan Duayenlerimiz, Ili. Oturum, · 139; Bkz. Harndi Yazır, Hak Dini Kuran Dili, 2/ 266 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tanci Sempozyuınu 13-14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE ne takılmış olmalarıdır. Halbuki Müslümanların elinde Kur'an'dan daha sağlam bir belge de yoktur. İbn Haldun'un ifadesi ile Kur'an'da "delil ile medlül ve taruk ile dava bir arada toplanmış bulunmaktadır."48 Yani Kur'an'ın, Kur'anlığuun belgesi bizzat _kendisidir. et-Tanci Hocamız da geleneğin peşine takıldığından "Peygamberlerin Allah'tan aldığı vahiylerin daha başka şekillerinin de"49 olduğunu kabul etmektedir. Müslüman geleneğinin uykuda da peygamberlere vahiy · geldiği görüşüne, et-Tanci Hocamız Kur'an'ın vahyir).in uykuda gelmediğini belirterek, lasmi itirazda bulunmuştur. 50 Bir kelamcıdan beklenen ise, vahiy kavramını sorgulayarak, vahyin çok önemli ve ciddi bir olay olduğunu belirtmesi, Peygamberlerin rüyalarının vahiy olamayacağını vurgulaması idi. sı et-Tanci'ye göre Allah'ın mesajlarının toplamı olan "bu kitaplar insanlara vahiy yoluyla ulaştınlınıştır."52 Doğrusu Peygamberlere ilahi mesajları vahiy meleği Cibril getirmiştir.. "S3 Kur'an'ın vahiy yoluyla Hz. Muhammed'e geldiğini belirten etTanci, Kur'an vahyinin Hz. Muhammed ve daha sonra Müslümanlarca nasıl korunduğu konusuna da değinmektedir. Hz. Peygamber'in inen Kur'an ayetlerinin kaydedilmesine ve ezberlenmesine çok özen göstermesine karşın, Peygamber'in döneminde bir kitap olarak Kur'an'ın tedvin edilmemesinin açıklanmaya muhtaç bir konu olduğunu anımsatan et-Tanci, bu duruma gerekçe olarak da "~eygamber, Allah'ın yeni göndereceği veya değiştireceği hükümler olması ihtimalinden ötürü Kur'an'ın bir yerde ve muayyen bir suret- 48 İbn Haldün, Mukaddi.me, 1/227. et-Tanci, "Vahiy Çeşitleri", e-Makalat Mezhep Ara.şttnnalan Dergisi, C.4, S. 1, 20ll,s.387 so et-Tanci, :'V'ahiy Çeşitleri", s. 387. 49 Akbulut, KeZamda Vahiy, İslam ve Hınstiyanlıkta Vahiy, Stuttgart, 2011. s. 144- 165. 52 et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 446. 51 53 et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 446. Muhammed b. Tavit et-Tanci'nin Kelami Prof. Dr. Ahmet AKBULUT Görüşleri • 267 te toplanmasım emretmemiş olmasım göstermektedir."S4 Doğrusu bu da geleneğin idCıiasıdır. Tutarlı da değildir. Müslüman geleneği "Vahiy Katipleri" olgusunu bile dikkate almamıştır. Şu değerlendir­ me de Muhammedet-Tand'ye aittir; "Kur'an nazil olunca bütünü ile yazılmış ve bu yazma işi vefat-ınebi'ye kadar devam etmiştir. Böylece İslam'ın ilahi kitabı Resulullahın vefatında tam olarak Müslümanların elinde mevcuttu. "SS Benim de katıldığım Hocamızın bu yorumu, yukandaki yorumu ile çelişmekteclli. Zaten geleneği temel alan aJ..i.m.lerin görüşlerinin çelişmemesi mümkün değildir. Muhammed et-Tand'nin, Kelam İlmi ile ilgili ders notlarında vahiy konusuna yer vermiş olması oldukça önemlidir.S6 Klasik kelam, bu konuyu Tefsir ve Hadis alanianna bırakmıştı. et-Tand'ye göre, "dini manasında vahiy, peygamberlerin, insanlara tebliğ etmekle memur olduğu şeriat ve talimatı Allah'tan almasıdır."S7 Ayrıca o, "kanaatimizce Peygamber Efendimizin uykusunda gördüğü rü'yalar vahyin ilk mertebesi olmuştur."ss demektedir. Bir kelamcımn vahiy gibi çok ciddi bir işi, rüyaya indirgemesini anlamak oldukça zordur. Doğrusu Hocamız vahiy konusunda geleneğin ve hadislerin yaklaşımını öne çıkannış ve fakat Kur'an'ın belirlemelerini ihmal etmiştir. Tand'ye göre, "İslam'da peygamber'in vazifesi, müjdelemek ve uyarmaktan ibarettir. Peygamber bundan öte beşeriyete ne fayda ne de zarar getirebilir."S9 Yani peygamberlik görevi bundan ibarettir. "Muhammed s.a.v ile nübüvvetin sona ermesi demekbeşer aklının önündeki kapıyı açmak, bütün vasıta ve manileri kaldırmak demektir."6o Halbuki Müslüman geleneği aklı mahkum etmiştir. S4 et-Tanci, "Vahiy Çeşitleri", s. 391. ss et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 99. S6 et-Tanci, "Kelam İlmi", s. 287. S7 et-Tanci, "Kelam tlıni", s. 287. ss et-Tanci, "Kelam İlmi", s. 289-290. et-Tanci, "Belagat-ı Kur'aniyye", e-Makalat Mezhep Araştinnalan Dergisi, C.4, s. ı, 2011, s. 326. 60 et-Tanci, Belagat-ı Kur'aniyye, s. 327. S9 268 • Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tanci Sempozyumu 13-14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE et-Tarıci'ye göre, peygamberin görevi, risaleti hem bildirmek hem de açıklamaktır.6ı et-Tarıci Hocanın geleneğin peşine takılarak "beyarı" kavramına yanlış anlam verdiğini görüyoruz. Doğnısu açıkla­ ma peygamberi bir göı:ev değil, ilmi bir görevdir. Kur'an'ın ilme özel vurgu yapması da bu gerçeği ortaya koyar. Aslında peygamberin görevi oları ve Kur'an'da ortaya konarı "beyan" ise gizliliğin karşıtı beyandır. Yani ilahi mesajı herkese duyurn;ı.adır, gizlememedir. Kı­ saca peygamberin, kişiye özgü, adrese teslim bildirimde bulurıama­ yacağı anlamını içerir. "Allah ile kullan arasında bir elçi oları Peygamber ancak İslam'ı tebliğ ile vazifelidir. Onurı. vasıta oluşu sadece ta'lim mevzuurıda­ dır."62"İslam Dini kul ile Allah arasında hiçbir vasıta kabul etmez."63 Her insarı,Tann'ya giden yolurı yolcusudur. İnsanların bazılan yol, bazılan da yolcu değildir. · · Hz. Peygamber'in başta Hz. Ali olmak üzere sahabeden bazılarına gizli bilgi öğretip- öğretinediğini sorgulayan et-Tanci Hoca, bir kelamcı duyarlılığı ile burıurı mümkün olup-olmadığını tartışmakta­ dı.r-64 Aslında her konuda yapılması gereken de budur. Bu önemli bir ilkedir. Allah'ın Elçisinin, bazı insanlardan bir şeyler gizlernesinin elçilik görevi ile çeliştiğille dikkat çeken Muhammed et-Tanci, "bu vahyi gizleme ve yüklendiği emanete hiyanettir. Halbuki o, hiyarıetten de vahyi gizlemekten de münezzehtir"65 demektedir. Doğrusu peygamberden gizli bilgi geldiğini ileri sürenler, peygamberin emanete ihanet ettiğini kabul etmiş olmaktadırlar. Bu iddia sahipleri, söylediklerirıin farkında bile değiller. Ayrıca Tanci, Huzeyfe'nin sahip olduğu özel bilginin ise dinle ilgili olmadığını, yönetimle ilgili olduğunu vurgulamaktadır.66 Bu ayrıntı da oldukça önemlidir. 61 et-Tanci, "İslamiyet", e-Makalat Mezhep Araştımıalan Dergisi., C.4, S. ı, 2011, s. 370. 62 et-Tanci, ."Mezhepler Tarihi", s. 98. 63 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 98. 64 65 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s.l13. et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 114. 66 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. ll 5. Muhammed b. Tavit et-Taiıci'nin Kelarni Prof. Dr. Ahmet AKBULUT Görüşleri • 269 Peygamber Allah ile kulu arasında bir vasıta değildir. O, Allah'ın mesajlarını kullarına bildiren bir memurdur.67 Tand'ye göre "Hz. Peygamber'irı 'beşer' olduğu hususu Kur'an'ın ehemıniyetle üzerinde durduğu ve defalarca beyan ettiği bir mevzu olmuştur. "68Kur'an'a göre vahiy almasının dışında peygamberin diğer irısanlardan bir farkı yoktur.69 Doğrusu Sünni kelamcılar, bu gerçeği ihmal etmiş­ lerdir. Her dinin temeli peygamberliktir. Peygamber ve peygamberlik konusundaki yanlış algılar, tüm sistemi etkilemektedir. Müslümanların peygamber algısının Kur'ani çizgiye çekilmesi önem arz etmektedir. Doğrusu peygamber, ne dinin sahibi ne de parçasıdır. O, Allah'ın elçisi ve dinin tebliğcisidir.10 et-Tanci'ye göre Kur'an ayetleri "Peygamberin uhdesirıde bulunan tebliğ ve ilan vazifesinin hakikatini açık bir şekilde ifade etmektedir."71 Öyle anlaşılıyor ki peygamberin beyan etme görevini, daha önce belirtilen görüşünün aksirıe et-Tanci Hoca da gizlemenin karşıtı olan ilan olarak anlamaktadır. Bu da önemli ve doğru bir tespittir. Kur'an ve Hadis et-Tanci'ye göre Kur'an'ı okuyup anlama emri de mezheplerin doğuş sebeplerinden biridir. Doğrusu ihtilaf da kötü bir şey değildir. İnsana verilen düşünme özgürlüğünün bir sonucudur.12 O'na göre . Ku'ran aYrıntııarla ilgilenmez. 73 "Müslüman, kitabı yani Kuran'ı doğrudan doğruya okuyup anlayabilir. Diğer dirllerde olduğu gibi 67 et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 443. 68 et-Tanci, "Kelam İlmi", 284 Krş.,285. 69 18. Kebf, 110; 41. Fussilet, 6; Krş.,6. En'am, 91; 14. İbrahim, 10-11; 21. Enbiya, 3; 36. Yasin, 15; 64. Tegabun, 6. 70 3. Al-i lmran, 20; S. Maide, 92, 99; 13. Ra'd, 40; 16. Nahl, 35 ve 82; 24. Nur, 71 72 73 54;29.Ankebut, 18;42.Şura,48; 64.Tegabun, 12. et-Tanci, "Kelam İlmi", s. 274. et-Tanci, et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 461. s. 369. "İslamiyet", 270 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tanci Sempozyumu 13- 14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE ruhhanlık ve kahinlik yoktur."74 Kısaca "Her Müslüman ... Kuran'ı bizzat okuyup anlamakla mükelleftir". 75 Hocamız bu konuda geleneği aşmış ve önemli bir tespitte bulunmuştur. "İslam akidesinin kaynağı Kuran'dır. Bu akidenin hakikatini ve rükünlerini öğrenmek için Müslümanlar ona müracaat ederler. Kur'an, bir talim ve hidayet kitabıdır".76 Kur'an, lafzıyla korunmuş bir kitaptır.77 Gerçek o ki, Müslüman geleneği, Kuran'ın anlaşılması önünde önemli bir engeldir. Doğrusu, sebebini anlamakta zorlandığınuz bir "Kur'an korkusu" bu geleneğin içine sinmiştir. et-Tanci'ye göre Kur'an-ı Kerim'de hem Kaderiyye'ye hem Cebriyye'ye hak verdirecek pek çok ayet vardır.78 Onun bu Kur'an algısına katılmak mümkün değildir. Kur'an bir bütünün adıdır. Müslümarıın, ayetlerin bir kısmını, diğer bir kısmına aykırı olarak anlamaması gerekir.79 Doğrusu Müslümanlar zihinlerdeki çelişkile­ rini Kur'an'a dayandırmışlardır. Merhum Hocamızcia da bu yaklaşım bulunmaktadır. Yani çelişki görülende değil, görenlerin zihinlerindedir Muhammed et-Tanci'ye göre "Kur'an ve Hadis Allah tarafından vahyedilmiş"so olduğundan, Kur'an'da ve Hadiste tenakuz bulunma ihtimali yoktur. Diğer yandan karşıt görüşlere hak verdirecek pek çok ayetin Kur'an'da bulunduğu iddiası da ona aittir. Doğrusu Müslüman geleneği Hadisi Kur'an'ın yarıında alternatif bir delil olarak kullarımış ve Kı.ır'an'ı delillerden biri durumuna düşürmüştür. et-Tanci, Kur'an'da neshin olduğunu ileri sürmekte ve bu konuda örnekler vennektedir.sı O'na göre, "Kuran-ı Kerim'de ve Hadisi 74 76 et-Tanci:, "Mezhepler Tarihi", s. 100. et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 100. et-Tanci, "Kelam llmi", s.246 ve 249. 17 et-Tanci, "Kelam llmi", s. 249. 7 et-Tanc:i, "İslam Mezhepleri Tarihi", s . l82. 7S 8 79 4. Nisa, 82. 80 81 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Haklanda Düşünceler", s.49. et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", s.55-59. Muhammed b. Tavit et-Tand'nin Kelami Prof. Dr. Ahmet AKBULUT Görüşleri • 271 şerif'te ekseriyetle nasih mensuh bir arada bulunur". 82 Çelişkinin veya zıtlığın olmadığı yerde nesh de olamaz. Müslüman bir alimin özellikle bir kelam aJimin.in Kuran'da nesh olduğunu ileri sürnıesini anlamak mümkün değildir. Aynca o, bu ironik düşüncesine bir yenisini eklemekte ve şöyle demektedir: "Dikkat etmemiz gereken husus burada neshedenin Kuran, neshedilenin ise sünnet olduğu­ dur."83 Farklı kaynaklann birbirini neshetmesi savı da tutarlı olmamasına karşın, onun sünnetin de vahiy olduğu yolundaki yaklaşımının zo~u bir sonucudur. Muhammed et-Tanci'ye göre Kur'an'da Allah'ın şefaat için izin vereceği kimselerin şefaat edebileceğini belirten ayetler olduğu gibi şefaatin olmayacağını bildiren ayetler de vardır. "Bu duruma göre şefaati kabul eden de Kuran-ı Kemn'de bir delil bulabilir, kabul etmeyen de". 84 Onun bu yargısına da katılmak mümkün değildir. Kuran'ın her ayeti bir bütünün parçasıdır. Bütünün parçalarının birbirine karşıt olmasını mantık kuralları ile uzlaştınnak mümkün değildir. et-Tanci'ye göre Mutezile Allah'ın adil olmasını, Sünniler ise Alkadir olmasını öne çıkarmışlardır. 8 5 O, kendisinin İslamiyet'i, Kur'an ve sünnetin açıkladığı biçimde, Allah'ın elçisinin ve arkadaş­ larının anladığı cizgide ele aldığını belirterek, "Kur'an'ın İslamiyet'in başlıca kitabı" olduğunu bildirmektedir.86 Muhammed et-Tanci'nin müteşabih . ayetler konusundaki yorum yasağına katılması ve bu .yasağın gerekçesi olarak Kuran'ın tamamlanmamasını göstermesi8 7 de doğru bir yaklaşım olarak gözükmemektedir. Halbuki Kur'an, müteşabihler konusunda yorum yapanları değil, kötü niyetli yolah'ın 82et- Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", s. 53; "Vahiy Çeşitleri", s. 391. 83 et-Tanci, "İslam Me.z hepleri Hakkında Düşünceler", 84 et-Tanci, "Mezhepleri Tarihi", s. ısı. 85 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Tarihi", s.l83-184. "İslamiyet", s. 369. 86 et-Tanci, 87 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 101. s. 60. 272 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit .et-Tanci Sempozyumu 13-14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE rumculan kınamaktaclır.ss Hocamızın bu farkı gözden kaçırınası ilginçtir. Ancak müteşabihler konusunda yorum yasağını benimseyenlerin daha sonra "Selefiye ekolü" olarak varlıklarını sürdürdüklerine haklı olarak dikkat çekmektedir.89 Müteşabihler konusunda yorum yapılabileceğirı{ kabul edenlere ise "Halefiyye" dendiğini belirtmektedir.90 O, Halefiyye'nin akliyyun olduğunu bildirerek, "Onların Kur'an aniaşılmak için gelmiştir'' yolundaki ilkelerine katılmak­ taclır.91 Doğrusu et-Tanci Hocanın da belirttiği gibi, müteşabihleri anlamak için muhkernleri esas almak gerekir.92 Al-i İmran Suresi'nin 7. ayetindeki yasak nesne ile ilgili değil, özne ile ilgilidir. Selefi yaklaşım, bu ayınını gözden kaçırmıştır. "Kur'an-ı Kerim bir hakemdir'',93 "Kur'an'ın gayesi davetine "Kur'an'ı okumak ve anlamak insana emrolurunuştur"95 görüşünde olan et-Tanci, "Eğer Kur'an'dan bir hüküm çıkarmak istersek, onu başından sonuna kadar okumarnız lazımclır"96 demektedir. Hocarnızın bu yaklaşımının da çok isabetli olduğu görülmektedir. uyulmasıd.ır',9 4 Hz. Muhammed, bir elçi olarak Kur'an'ı her nesle getirdi. Bu nedenle her nesil, Kur'an'dan hareket etmek durumurıdadır. Halbuki Müslüman gelenek, bir önceki neslin kaldığı yerden devam etmeyi önceledi. Nesiller arası rekabet olması gerekirken, bir önceki neslin bir sonrakini yönlendirdiği bir yapı ortaya çıktı. Kısaca selefin rehberliği temel alındı. Kur'an'ın rehberliği ise buharlaştı. Bugün de Kur'an konusunda geleneğin ürettiklerini öğrenmeye çalıştığımız­ dan, doğrudan Kur'an'ı öğrenmeye zaman da bulamıyoruz. 88 3. Al-i lmran, 7. 89 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 101. 90 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 101. 9ı et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 101. 92 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 103. 93 et-TancY, ."İslam'da Hilafet", s. 457. 94 et-Tanci, "Kelam İlmi", s. 216. 95 et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 458. 96 et-Tanci, "lslam'da Hilafet", s. 457. ' Muhammed b. Tavit et-Tanci'nin Kelami Prof. Dr. Ahmet AKBULU:T Gözüşleri • 273 Muhammed et-Tanci'ye göre, insaniann Kur'ani mesajdan sorumlu olmalan, onu anlamalan gerektiğini de içermektedir. "Çünkü teklifin şartı hem davetin ulaşması hem de anlaşılmasıdır". 97 Bu çok önemli bir değerlenclirmedir. Müslüman geleneğinin önemse. mediği başkalanna Kur'ani mesajı doğru bir şekilde aniatma sorumluluğu vurgulanmaktadır. Kendisine Kur'an'ın mesajı ve Hz. Peygamber'in imajı yanlış ulaşan kimse de, kendisine hiç mesaj ulaşmamış insan gibidir. Yani mükellef değildir.98 Bu da dini doğru anlamanın ve doğru anlatmanın sorumluluğunu vurgulayan önemli bir tespittir. İslam ümmeti, Kur'an'ın anlaşılması ve doğru bir şekil­ de başkalanna anlatılması için gerekli uzmanlan yetiştirecek bir kurum henüz kuramamıştır. Müslüman olarak böyle bir sorumluluğun farkında bile değildir. et-Tanci'ye göre, mucizeler Allah'ın fiilidir99 ve Hz. Muhammed'in de hissi mucizeleri vardır. "Ayın yarılması" da bunlardan biridir.ıoo Hz. Peygamber'in hissi mucizesi olduğu iddiası Kur'an'a aykırı olduğu gibi, Ay'ın yanlması kavramının da hissi mucize ile bir ilgisi yoktur.101 Muhammed et-Tanci'nin, "Hiçbir hadisi Peygamberin yüzde yüz söylediği iddia edilemez."102 tespiti de çok önemlidir. Bu durumda her hadiste bir zannilik vardır. Hocamız zanni olanın delil olamayacağını sorgulamak bir yana, onlan dinin kaynağı kabul etmiştir. Kısaca et-Tand, Kur'an ve Sünnetidinin iki kaynağı olarak görmek·tedir. l03 Do.ğrusu Kur'an ve Sünneti aynı kefeye koymak, Müslüman geleneğinin çok önemli bir sapmasıdır. 97 et-Tanci, "Kelam İlmi", s . 277. 98 et- Tanci~ "Kelam !Imi", s . 278 . 99 et-Tanci, "Muhammed Rasulullah", e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, C.4, S. 1, 2011, s. 379. 100 et-Tanci, "Belagat-ı Kur'aniyye", e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, C.4, S. 1,201l, s.328. ıo1 Bkz., Kamer, I; İslamoğlu, Hayat Kitabı Kur'an, 1061. 102 et-Tanci, "İslam'da Hilafet",s. 470. 103 et-Tanci, "Belagat-ı Kur'aniyye," s. 316. 274 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tanci Sempozyuınu 13-14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE et-Tand'ye göre Sünnet, Kur'an'dan sonra gelen ikinci kaynakMahiyetleri aynı olmayan şeylerin aynı düzlemde ele alınması her şeyden önce bir yanlışlıktır. Çünkü Kur'an teorik, Sünnet ise elçinin pratiği<il!. Bunların birinci ve ikinci kaynak olarak ele alın­ ması, uygulamanın esas olan teoriyi ortadan kaldırması ve kendine uygun bir teorinirı kurulması sonucunu doğurmuştur. Bu yanlışlığı et-Tanci Hoca'nın da ·sürdürdüğü.nü görüyoruz. tır.l04 et-Tanci'ye göre, Alıkam-ı Şer'iyye; 1- İtikadiyye 2- Ameliye 3 Kalbiye olarak üçe ayrılmakta olup, Alıkam-ı Şer'iyyenin kaynaklan da dörttür. Kitap, Sünnet, lema, Kıyas.1os Hocamızın kaynak konusunda da tamamen gelenekçi olduğu görülmektedir. Çünkü ona göre, İslam, "Muharnmed'in getirdiği Kur'an ve hadislerin Allah tarafından gönderilen vahiyler olduğuna ... iman etmektir."l06 Hadislerin de vahiy olduğunu benimsemek, Müslüman geleneğinin en büyük yanlışlanndan biridir. Peygamberin beşerden seçilmesinin gerekçesini ortadan kaldırmıştır. Kaldı ki bu iddia sahipleri, Yüce Allah'ın mesajlarını niçin ikici vahiy biçiminde gönderdiğini tutarlı bir biçimde açıklamalan da mümkün değildir. Muharnmde et-Tanci'nin hadis algısının hadisin de Kur'an gibi vahiy olduğu ilkesine dayandığı anlaşılmaktadır. One göre, "Kur'an ye hadis, İslamiyet'in hükümlerinin yegane kaynaklandır."107 "Altı - kitap Hz. Peygamber'in hadislerini, alirolerin sözleriyle ve görüşle­ riyle ka.rıştırmadan rivayet etrnişlerdir."ıos et-Tanci'nin Hadis külliyatının, özellikle altı hadis kitabının mevsuki.yetine güvendiği anlaşılmaktadır. Hocamız, hadis konusundaki görüşlerini şöyle sürdürmektedir: "Biz Müslümanlar Kur'an ve Hadisin mukaddes olduğuna inanıyoruz. Çünkü Kur'an-ı Kerim Allah ketarnıdır ve Hz. Mu- 104 et-Tanci, "İslamiyet", s. 370. 105 et-Tanci, "Kelam Ders Mü.fredatı", e-Makalat Mezhep Araştırmalan Dergisi, C.4, S. 1, 2011, s. 497. 106 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Haklanda Düşünceler", s. 35, 49. 107 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Haklanda Düşünceler", s. 46. 108 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Haklanda Düşünceler", s. 49. Muhammed b. Tavit et-Tanci'nin Kelami Prof. Dr. Ahmet AKBULUT Görüşleri • 275 bammed de nebidir, resuldür ve masumdur." 109 Bu durumda Allah'ın kelamını insanlara ileten elçinin, Kur'an'ın yanına hadis diye ikincil bir kaynak eklemesi, ya da Müslüman nesillerin böyle bir ölçü ortaya çıkarmalan elçilik görevi ile bağdaşır mı? Bu ikinci kaynak yaklaşımı, Kur'an'ın önerisine de uzak düşmektedir.ll 0 Ma'sum olanın, ma'sum olmayanlara örnek olabilmesinin imkaru bile tartı­ şılmaıruştır. Doğrusu bu, henüz açıklığa kavuşturulamamış çok önemli bir sorundu.r:--····-- --- --~ - - · Hz. Peygamber'in hadislerinin de vahiy olduğunu ileri süren etTand, "Resulullahın dine taalluk eden sözlerinin Allah tarafından bir vahiy olduğuna inanıyoruz. Kur'an'da, o kendi heva ve arzusundan söylemez. Onun her söylediği Allah'tan gelen bir vahiydir, buyrulur."111 Necm Suresinin 3. ve 4. ayetlerini Hocamızın böyle anlamasına şaşırmamak mümkün değildir. Doğrusu hadislerin de vahiy olduğu iddiası bir alimin tutarsızlığınırı apaçık kanıtıdır. Muhammed et-Tand, ''Peygamberden geldiği sabit olan hiçbir sözü, fiili ve takriri reddedemeyiz. Çünkü o, hatadan korunmuştur. Bütün sözleri doğrudur, doğru manalan vardır. Binaenaleyh hangi şekilde olursa olsun onu kabul etmeye mecburuz" 112 demektedir. Onun bu değerlendirmesi gelenekle uyumludur. Ancak Kur'an'ın ilkeleri ve Kelam i.l.nllpip .Y.önt~mLile çelişmektedir . Peygamberin beşer oluşunun, örnek oluşunun teolojik bir gerekçesi kalmadığı gibi bizza~ geleneğin içinde yer alan zaman zaman sahabenin Peygamberin uygulamalarını eleştirip, değiştirmesinin de tarihi bir temeli kalmamaktadır. Doğrusu Klasik Sünni Kelam, Kur'ani temelleri korumaya gereken özeni göstermemiştir. Peygamberlerin ismeti olsa olsa Allah'tan aldıklarını olduğu gibi insanlara tebliğ ve beyan etmekle sınırlıdır. 109 et-Tanci, ııo 3. Al-i ııı "İslam'da İmran, Hilafet", 448. 103; 17. lsra, 9; 6. En'am, 38; 16. Nahl, 89. et-Tanci, "Kelam tlmi", s. 250. 112 et-Tanci, "Kelam tlmi", s. 272. 276 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavit et-Tanci Sempozyumu 13 -14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE Siyaset ve Mezhepler Her bir mezhep bir biçimde Kur'an ve hadise bağlanmıştır. Yani siyaset, şeriat ve ak:idede benimsediği görüşleri Kur'an ve Hadise dayandırmıştır.ıt3 Do.ğrusu Müslüman geleneğirıde fırkalar, hakikat aramaktan ve ortaya koymaktan ziyade, diğer fırkalara karşı çık­ mak ve onların görüşlerini çürütme derdirıe düşmüşlerdir. 114 Bu durum mezheplerin birbirlerine iftira atmalarma da sebep olmuş­ tur. Hocamız, bu iftira konusunda Ebu'!- Hasan el-Eş'arl'nin yakınmalarına değinmektedir. 11 5 Ayrıca o, Mezhepler Tarihi kaynaklannın "iti.mad ve tasvib hissiyle değil, tenkid zihniyeti ile"tı6 okunması gerektiğirıe dikkat çekmektedir. Aslında bu, Kur'an'ın dışında­ ki tüm kaynaklar için geçerli olması gereken bir ilkedir. Mezhepler konusunda Hocamızın şu tespiti oldukça önemlidir. Gruplar kendi görüşlerini savunmak için, "Kur'an'a ve hadise yöneldiler ve onların delillerini araştırmaya başladılar. Her grup kendi mezhebine uyan ayet ve hadisleri alıyor, uymayanları da te'vil ediyordu."ll7 Muhammed et-Tanci, Haricilerin belki tek doğrusu olan hadisi dini delil kabul etmemelerini eleştirmekte ve "Mu'tezile de, hadisin dini delil kabul edilmemesi konusunda Havaricin tesirinde kalmış­ tır"118, yargısında bulunmaktadır. Görülüyor ki hadis konusunda diğer Müslüman al.imlerin çoğunluğu gibi Hocamız da yanlış bir yaklaşım sergilemektedir. Bu ikinci zihniyet günümüzde de devam etmektedir. Hadis konusundaki benzer tutumlarından dolayı Mu'tezile ile Havaricarasında ilişki kuran et-Tanci, "Eskiden beri Müslümanlar, Mu'tezile ile Havaricarasında tefekkür. balrunından alaka ve müna113 et-Tanci,"Şehristani'nin Kitabu'l-Milel ve'n-Nihali" e-Makalat M. Araştırmalan Dergisi, CA, S. 1, 2011, s . 335. 114 et-Tanci, "Şebristani", s. 336; "Abü Mansür Al-Maturidi", ilahiyat Fakültesi Dergisi,.C.IV, Sayı: I-II, Ankara 1955, s.l-3. 115 et-Tan~i, "Şehristani", s. 337. 116et- Tanci, "İslam Mezhepleri Tarihi Müfredatı", s. 487, "Kelam Dersleri Müfredatı", s. 501. 117 et-Tanci, "MezheplerTarihi", s.122. ııa et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s.l30. MUhammed b. Tavit et-Tand'nin Kelami Görüşleri Prof. Dr. Ahmet AKBULUT • 277 demektedir. Hocamızın bu tespitini doğru bulmuyonız. Çünkü doğru gücünü kendinden alır, söyleyenden değil. Özneye göre değerlendirme yapmak, niyet okumak, iman ölçmek, Müslüman geleneğinin önemli yanlışlanndan biridir. Bir kelamcı ise değerlendirmesini özneye göre değil, nesneye göre yapmak zorundadır. Çünkü öznellik imanı öne çıkarır, nesnellik ise ilmi öne sebet hissetmişlerdir''ll9. çıkarır. i'tizal siyasi idi." 120 islamı anlama ve akide konusunda farklı olmaktan kaynaklanmıyordu. 121 Bu siyasi tutum, Hz. Ebu Bekir'in seçimi ile başlamıştır. 1 22 "Kelami ve felsefi Mu'tezile mezhebinin teşekkülü ancak Hicıi 2. asnn başlanndan­ dır."l23 Doğrusu "İslam Mezhepleri, İslami esaslara muhtelif zaviyelerden bakmaktan doğmuştur."l24 et-Tanci'ye göre, "Üç ana temele inanan herkes ve her fırka İslam dairesinin içindedir."l25 Bu üç esası kabul eden de "fırka-yı Naciye"dendir. Bu, Kur'an ilkeleri ile örtüşen bir tespittir. O, Al-i İmran 103. ayetini de şöyle anlamaktadır.: "Kur'an-ı Kerim'e aylan hareket etmeyin, onun istikametinde olun demektir."126 Başlangıçta "tarafsızlık veya Muhammed et-Tanci'ye göre, Ehl-i Sünnet, Kaderiye, Cebriye, Havaric ve Mu'tezile gibi mezhepler teşekkül ettikten sonra, bu mezheplere mensup alimler, kendi mezheplerinin prensip ve usullerini, Kur'an ayetlerinin manalarmı tahkik ve tayin etmekte hakem olacak bire.r esas kabul etmişlerdir. Değişik fırkalar Kur'an'ı hakem ·tayin edecek yerde, iş tersine dönmüş kendi mezheplerinin ilkeleri hakem olmuştur.127 Hocamızın bu tespiti çok önemlidir. Bu sorun, 119 et-Tanci, "MezheplerTarihi", s.l31. 120 et-Tand, "Mezhepler Tarihi", s.ı40. ı21 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. ı40 . 122 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. ı 4 ı. 123 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. ı 4 ı. 124 et-Tanci, "İslam'da 125 et-Tanci, "İslam'da 126 et-Tanci, 127 Hilafet", s. 443. Hilafet", s. 466. "İslam'da Hilafet", s. 467. et-Tanci, "Kelam İlmi", s. 248. 278 •Uluslararası Prof. Muhammed b. Tavif et-Tanci Sempozyumu 13-14 Ekim 2011 ANKARA/TÜRKİYE Müslü.manlarca henüz çözülememiştir. Kısaca, mezhepler Kur'an'ı anlama biçimleri olmaktan çıkmış, Kur'an'ın anlaşılınasını engelleyen yapılara dönüşmüşlerdir.ı2a et-Tanci'ye göre ~Hilafet hakkında Hz. Peygamberden yazılı veya sözlü hiçbir şey intikal etmedi." 129 imarnet meselesinin dinin aslın­ dan kaynaklanmayan siyasi bir mesele olduğunu belirten et-Tanci, "Ebu Bekir, Hz. Peygamber'den sonra halifedir diyen Sünni, Ali diyenler ise Şia'dır." 13 0 demektedir. Böylece itikadi mezheplerin oluşumunda siyasi duruşun etkinliğine dikkat çelonektedir. Kaza ve Kader konusunun, olaylarda kendi sorumluluklarını yüklenmek istemeyen sl.yasilerin bir sığınağı olduğunu131 belirten et-Tanci, Hz. Peygamber'in kader konusunda konuşulmasını yasakladığı yolundaki rivayetlere katılmaktadır. 1 32 Doğrusu bu konuda da Muhammed et-Tanci Hoca'nın geleneğin peşine takıldığı görülmektedir. et-Tanci'ye göre Müslümanların yaşamlarını etkilemiş dört konu bulunmaktadır. 1-Bilgi ve öğrenme 2-İlahi Sıfatlar meselesi meselesi 3-Kaza ve Kader Meselesi 4-İmamet Meselesi Muhammed et-Tanci, bu dört meseleden biri hakkında görüşü olanın Mezhepler Tarihçileri tarafından, mezhep sahibi olarak görüldüklerini belirtir. 133 et-Tanci, dini iş-dünyevi iş ayrımına başvurur. 134 "İslam Devleti" kavramını kullanmaktadır.ı3s Bu kullanımlar geleneksel yanlışlık- 128 et-Tanci, "Kelam İlıni", s. 249. 129 et-Tanci, "İslam'da Hilafet", s. 468. 130 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s.I56. 131 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s.l81. 132 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 180. 133 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Tarihi", s.l56. Muhammed b. Tavit et-Tand'nin Kelanü Prof. Dr. Ahmet AKBULUT Görüşleri • 279 !ardır. Devlet tüzel kişidir. Bu kişilik dinin muhatabı değildir. Devletin kafirinden Müslümanından söz etmek önemli bir yanlışlıktır. Siyasetin, Müslüman kültüıünün oluşmasında ve gelişmesinde önemli işlevi olduğunu belirten et-Tanci, Kur'an ayetlerinin konularına göre tasnif edilmesinde yani akaide mi fı.kha mı ait olduğunun tespitinde "siyasi mülahazaların büyük rolü" olduğunu belirtmiş­ tir."136 Gerçek o ki, Müslümanlıkta siyaset Peygamberin vefatı ile dine el koymuş ve dinsel düşüncenin biçimlenmesinde en etirili güç olmuştur. Bugün de dini düşünceyi siyaset belirlemektedir. Yani siyaset dinin tekelinde değil, din siyasetin tekelindedir. İslam'ı siyasetin güctümünden kurtaracak bir zihniyet değişikliği henüz ufukta gözükmemektedir. et-Tanci'ye göre, Hz. Peygamber, devletin başına geçecek kimseyi tayin etmeden vefat etmiştir.1 37 Ancak et-Tanci bunun gerekçesini açıklamakta yetersizdir.ı3s Hocamızın "siyasi ve dini görüşler" aynm.ım139 ise doğru bulınaktayız. Dinin alanı ile siyasetin alanı farklı­ dır. Alanlan farklı olan yapıların çatışmalan söz konusu değildir. Müslüman dünyada din-siyaset çatışmasının temelinde ise, bu alanların birbirine karışmış olması yatmaktadır. Prof. Dr. Muhammed et-Tanci, "İslam düşünce tarihi konuların­ da önemli kaynak niteliğindeki metirıler ve makaleler yayınlayan"140 büyük bir ilim adamıdır. Müslümanların geleneksel sorunlarını irdelemiş, ge~eneğin tutarsızlıklarından bazılarını sorgulamış bir kelamcıdır. Hocaını saygı ve sevgi ile anıyor, Yüce Allah'ın ondan razı olmasını diliyorum. 134 et-Tanci, "Belagat-ı Kuraniyye", s. 324; "Kelam Dersleri Müfredatı", s. 499. 135 et-Tanci, "İslam Mezhepleri Hakkında Düşünceler", s. 35. I36 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 104. 137 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 105-110. 138 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 105. 139 et-Tanci, "Mezhepler Tarihi", s. 142. 140 Jüri Raporu, Tand Dosyası, e-Makalat Mezhep Araştırmalan Dergisi, C.4, S. ı, 2011, s. 516.