tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü uluslararası ilişkiler

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI
TURİZM – DIŞ POLİTİKA İLİŞKİSİ; TÜRKİYE ÖRNEĞİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN
Kayhan Taner ÖZEN
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN
Ankara 2013
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI
TURİZM – DIŞ POLİTİKA İLİŞKİSİ; TÜRKİYE ÖRNEĞİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN
Kayhan Taner ÖZEN
TEZ DANIŞMANI
Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN
Ankara 2013
ÖNSÖZ
Uluslararası politika
disiplininin,
akademik çalışmalarda,
turizm
olgusunu yeterince ele alınmadığı görülmektedir. Turizm faaliyetlerine
genelde ekonomik yönünden bakılmış, devletlerin ise daha çok turizm yatırım
politikaları ele alınmıştır. Devletlerin dış politikalarına etkisi açısından uluslar
arası turizm realitesi yeterince ele alınıp değerlendirilmemiştir. Daha çok
uluslar arası turizm faaliyetleri sonucu artan insani ilişkiler nedeniyle Dünya
barışına yapacağı katkılar dillendirilmiştir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm
Örgütü Genel Sekreteri Sn. Taleb Rıfai de BM DTÖ Kent Turizmi Küresel
Zirvesinde 15 Kasım 2012 tarihinde yaptığı konuşmada uluslar arası turizmin
Dünya barışına yaptığı katkıya önemle değinmiştir. Uluslar arası turizm - dış
politika ilişkileri bağlamında ele alınan araştırmalarda ise daha çok bir
diplomasi aracı olarak uluslar arası turizm ele alınmıştır. Fakat turizm
sektörünün ya da faaliyetlerinin ülkelerin dış politikalarına etkisi yeterince ele
alınmamıştır. Halbuki, Dünya’da her yıl bir milyar insanın şu ya da bu sebeple
farklı ülkelere seyahatler yapması uluslar arası ilişkiler ve uluslar arası
politika tarafından göz ardı edilemeyecek bir olaydır. Nitekim uluslar arası
ilişkiler bireylerin uluslar arası alanda ortaya çıkan faaliyetleri sonucunda
vücut bulmuş bir disiplindir.
Uluslararası turizme uluslararası politika tarafından bakış ise “turizm
bir ülkenin uluslararası arenada tanıtımı için etkili bir yoldur“,”her turist
gönüllü bir elçidir”, “turizm ulusları birbirine iyi tanıtarak yakınlaştırır ve
Dünya’ya barışına katkı sağlar”, “turizm farklı kültürleri kaynaştırarak ayrımcı
politikaları ortadan kaldırır”, gibi sloganlardan öteye pek fazla gitmemiştir.
Uluslararası turizmin ve onun aktörlerinin gücü uluslararası politika tarafından
ele alınıp yeterince değerlendirilmemiştir.
Bu tezde öncelikle uluslararası bir aktivite olarak turizm ele alınmıştır.
Dünya’nın en geniş istihdam sağlayan sektörünün uluslararası boyutları
ortaya konularak tezin uluslararası politika ile bağlantısı belirtilmiştir. Daha
sonra uluslar arası turizmin ülkelerin dış politikalarına etkileri ele alınmıştır.
ii
Ülkelerin
dış
politikalarına
etki
eden
uluslararası
turizmin
aktörleri
tanımlanmaya çalışılarak son bölümde Türkiye’nin dış politikasına uluslar
arası turizmin etkileri irdelenerek sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır.
Tezin konusunun belirlenmesinde, çerçevesinin çizilmesinde ve
kuramının ortaya çıkarılarak hazırlanmasında yaptığı çalışmalarından dolayı
tez danışmanım Doç. Dr. Mehmet ŞAHİN’e teşekkür etmek isterim.
Türkiye’de turizm eğitimi konusunda yaklaşık yirmi yıldır faaliyette olan
Bilkent Üniversitesi Kütüphanesi tezin hazırlanmasında gereken kaynakların
önemli bir kısmını sağlamıştır. Fakat benim fakülte yıllarında tanıştığım, 1988
yılında da çalışmaya başladığım, 1956 yılında kurulan ve halen 1989 yılında
birleştiği Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. olarak faaliyetini sürdüren ve turizm
sektörüne finansman desteği veren T.C. Turizm Bankası A.Ş. (TURBAN)’nin
bana verdiği turizm kültürü ile bu tezin hazırlanması fikrini ortaya çıkarmıştır.
Ülkemizde turizm adına ne varsa içinde emeği olan ve ülkemize tarif
edilemeyecek katkılar sağlayan, ama artık meslek hayatımı sürdürdüğüm
Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. olarak yaşayan TURBAN’a teşekkür ederim.
Ankara,2012
Kayhan Taner ÖZEN
iii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ............................................................................................................i
İÇİNDEKİLER ................................................................................................iii
GRAFİKLER LİSTESİ ....................................................................................v
GİRİŞ ..............................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM
1.1. ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM ............................. 8
1.1.1. Tarihçe ............................................................................................. 8
1.2. ULUSLARARASI TURİZMİN BUGÜNÜ ................................................ 11
1.3. ULUSLARARASI TURİZMİN GELECEĞİ ............................................. 22
1.3.1. Ücretli Tatil Hakkının Yaygınlaşması ............................................. 26
1.3.2. Kişi Başına Turizme Ayrılan Harcamaların Artması ....................... 29
1.3.3. Ulaştırma Alanındaki Gelişmeler .................................................... 32
1.3.4. İletişim Alanındaki Gelişmeler ........................................................ 33
1.3.5. Yeni Destinasyonlar ....................................................................... 35
1.3.6. Mevzuatta Sağlanan Birlik ............................................................. 35
1.3.7. Kentleşme ...................................................................................... 36
1.3.8. Terörizm......................................................................................... 37
İKİNCİ BÖLÜM
ULUSLARARASI TURİZMİN ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINA
ETKİLERİ
2.1. ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER KONUSU OLARAK TURİZM ................ 39
2.2. DIŞ POLİTİKA FAKTÖRÜ OLARAK ULUSLARARASI TURİZM ......... 40
2.3. ULUSLARARASI SİSTEMİ YAPILANDIRAN BİR OLGU OLARAK
ULUSLARARASI TURİZM .................................................................... 45
2.4. ULUSLAR ARASI TURİZM MEVZUATINDA STANDARTLAŞMA ....... 46
iv
2.5. DEVLETLERİN DIŞ İŞLERİNİ YÖNETEN KURUMLARIN
ULUSLARARASI TURİZMİN İHTİYAÇLARINA GÖRE
YAPILANMASI ...................................................................................... 48
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINI YÖNLENDİREN TURİZM
AKTÖRLERİ
3.1. YEREL AKTÖRLER; OTEL SAHİPLERİ, ACENTALAR,
SENDİKALAR ....................................................................................... 51
3.2. ULUSLAR ARASI AKTÖRLER; TOPTANCI ACENTALAR,
ZİNCİR OTEL YATIRIMCILARI, UÇAK ŞİRKETLERİ .......................... 55
3.3. HÜKÜMETLER ...................................................................................... 57
3.4.DÜNYA TURİZM ÖRGÜTÜ .................................................................... 58
3.4.1.Dünya Turizm Örgütünün Hedefleri ................................................ 59
3.4.2. Örgütün Tarihçesi .......................................................................... 60
3.4.3. Dünya Turizm Örgütü’nün Yapısı ................................................... 61
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞ POLİTİKASINA TURİZMİN ETKİLERİ
4.1. RUSYA FEDERASYONU-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ .................................. 70
4.2. İRAN – TÜRKİYE İLİŞKİLERİ ............................................................... 80
4.3. TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ ................................................................... 84
4.4. TÜRKİYE – İSRAİL İLİŞKİLERİ ............................................................ 97
SONUÇ .......................................................................................................102
KAYNAKÇA ...............................................................................................113
ÖZET ..........................................................................................................122
ABSTRACT ................................................................................................123
v
GRAFİKLER LİSTESİ
Grafik 1: Dünya’da Uluslararası Turist Sayıları ............................................ 12
Grafik 2: Dünya’da Uluslararası Turizm Gelirleri .......................................... 13
Grafik 3: Dünya’da Turizm Geliri İlk On Ülke ............................................... 15
Grafik 4: Dünya’da Gelen Yabancı Turist Sayısında İlk 10 Ülke .................. 18
Grafik 5: Ziyaretin Amacına Göre Uluslararası Turizm ................................. 20
Grafik 6: Uluslararası Turizmde Ulaştırma Vasıtaları ................................... 21
Grafik 7:Yıllara Göre Dünya’da Uluslararası Turist Sayısı ........................... 24
Grafik 8: Uluslararası Turizmin Gelişim Tahmini .......................................... 25
Grafik 9: Dünya’da Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Öngörüsü. .......... 26
Grafik 10 : Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi. ................... 27
Grafik 11: Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi. .................... 28
Grafik 12: Almanya’da Hane Geliri ve Harcamalarının Gelişimi. .................. 30
Grafik 13 : Almanya’da Yurtiçi, Yurtdışı Tatil Tercihleri. ............................... 31
Grafik 14: Türkiye’de Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Yılı
Öngörüsü. .................................................................................. 66
Grafik 15: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Gelen Turist Sayısında
Beklenen Gelişme Öngörüsü. .................................................... 67
Grafik 16: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Turizm Gelirleri Öngörüsü............ 69
Grafik 17 : Rusya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayıları ................................ 75
Grafik 18 : 2011 Yılı Türkiye’ye Gelen Turistlerin Dağılımı .......................... 76
Grafik 19 : İran’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ...................................... 82
Grafik 20 : Avrupa Birliğinden Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ...................... 89
Grafik 21 : Almanya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı .............................. 91
Grafik 22 : İngiltere’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ............................... 93
Grafik 23 : Fransa’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı ................................. 95
Grafik 24 : İsrail’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı .................................. 100
Grafik 25: Uluslar Arası Turizm Harcaması Sıralamasında İlk On Ülke ..... 108
Grafik 26: Uluslar Arası Turizm Harcaması Yüksek Olan On Ülkenin
Nüfus – Kişi Başı Uluslar Arası Turizm Harcaması
Karşılaştırması. ........................................................................ 109
Grafik 27: Kişi Başı Ortalama Turizm Geliri ............................................... 112
GİRİŞ
Ekonomilere uluslararası turizm kadar ucuza katma değer katan,
istihdam sağlayan, döviz getiren çok az sektör vardır. Turizm Dünya’nın en
büyük endüstrisi olarak görülmektedir.1 Bütün turizm hizmetleri ve ürünleri bir
ihracattır ve ülke içinde tüketildiği için bu ürünlerin nakliyeye ve dağıtım ağına
ihtiyacı yoktur. Ayrıca uluslararası turizm döviz sağlar ve satın alma gücünü
bütün ülkeye, bireylerine yayar. Sağladığı sosyal fayda bakımından turizm
Dünyanın en önemli ekonomik aktivitesi olmuştur.2
Turizm ve uluslar arası turizm nedir? Turizm aktivitesi, bir bireyin, bir
amaç uğruna yaşadığı, ikamet ettiği bölgeden konaklamayı da içerecek
şekilde uzun bir süreliğine ayrılarak seyahat edip ikamet ettiği yere
dönmesidir. Eğer bu seyahat ülkeler arasında yapılıyor ise bu bir uluslararası
turizm aktivitesidir. Kelime anlamı olarak turlamak, gezmekten gelen turizm
aktivitesi üç öğeden oluşmaktadır. Bunlar amaç, yolculuk ve konaklamadır.
Uluslararası turizm ülke içine ve ülke dışına kendi vatandaşlarının yaptığı
faaliyeti de kapsar.3
İnsanlar bir amaç uğruna bulundukları bölgeden uzaklara seyahat
ederler. Bu amaç kimi zaman bir iş yapmak, kimi zaman dini bir ziyaret
yapmak ya da istediği bir yeri görmektir. Günümüz dünyasında, televizyon,
internet gibi etkin iletişim araçları sayesinde, bilginin paylaşımının artması ile
geniş kitleler turizm aktivitesine katılır olmuşlardır. Ayrıca insanların seyahat
amaçlarında da çeşitlilikler olmuştur. Bir Rus vatandaşı ailenin Alanya’da bir
otelde konaklayarak tatil yapmak için Sibirya’daki evinden ayrılıp önce sekiz
saat Moskova’ya uçması, oradan da Antalya’ya uçması bir uluslararası turizm
faaliyeti olarak normal bir durumdur. Bu aileye Alanya’da tatil yapma kararını
aldıran karmaşık bir süreçtir ve iki ya da daha fazla ülkeye bağlı aktörler bu
süreçte etkin olmaktadır. Burada Türkiye’nin coğrafyasının farklılığı ve
1
Colin M. Hall,Tourism and Politics: policy, power, and place,Wiley, Canberra, 1994, s. 1.
François Vellas and Lionel Becherel, International Tourism: An Economic Perspective, Mac
Millan Business, 1995, London, s. xxıı.
3
Vellas ve Becherel, a.g.e., s. 1-5.
2
2
cazibesi çekim yaratmakta, Rusya’nın vatandaşı bu cazip yerde bir süre
yaşamak istemekte, belki üçüncü bir ülkenin seyahat acentesi ve havayolu
şirketi bu faaliyeti organize edip taşımaktadır.
Turizm ve uluslararası turizm için bir yolculuk gereklidir. Mesafeler
uzun olduğu için bu yolculuk çoğu zaman hava yoluyla olmaktadır. Hava
yoluyla ya da deniz, demir, kara yoluyla milyonları taşımak pahalı yatırımları
gerektiren ve yine çok aktörlü karmaşık bir süreçtir. İki farklı ülke arasında
insanlar taşınacak ve belki bu işi de üçüncü bir ülkenin hava, kara, deniz ya
da demiryolu taşıma şirketleri yapacaktır.
Bir seyahatin turizm aktivitesi olmasının temel taşı bir gecelemeyi
içermesidir Konaklama; seyahat eden insanın vazgeçilmez ihtiyacıdır. Tarih
boyunca çadır kamplarından, hanlara, kervansaraylara, otellere değin çeşitli
değişimler geçirse de turizm aktivitesinin en önemli aşamasıdır. Turizm
hizmetinden gelir sağlayan ülkeler bu uğurda milyarlarca dolar yatırım
yapmaktadırlar. Amaç; kendi ülkesinden, özellikle de başka ülkelerden gelen
turistlerin konaklamasını sağlayıp gelir elde etmektir. Örneğin Türkiye son 20
yılda uluslararası turizmin hizmetine sokmak için yaklaşık 1.000.000 yatak
inşa etmiş ve altyapı hariç 30 milyar dolar yatırım yapmıştır.4
2011 yılında Dünyada 980 milyondan fazla kişi uluslararası turizm
aktivitesine katılmıştır. Bu aktivitenin yarattığı turizm geliri 2010 yılında 919
Milyar US dolar olmuştur.5 Yani 980 milyon insan herhangi bir turizm
aktivitesi amacıyla ülkesinden ayrılmıştır. Dünyanın herhangi bir bölgesinde
herhangi bir ülkeye turistik amaçlarla gitmek mümkündür ve çok kolaydır.
Devletler turizmin gelişmesine paralel olarak bu aktiviteyi kolaylaştıracak
düzenlemeler yapmakta ve yasalarını uluslararası kabul görmüş normlara
uygun hale getirmeye çalışmaktadırlar.
4
Turizm Raporu (Erişim)
http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH= 242656& DOSYAISIM=
sonturizmraporu.DOC 21.02.2010 s., 2.
5
UNWTO World Tourism Barometer, Cilt 8, Sayı 1, Ocak 2010, (Erişim)
http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/barometer/UNWTO_Barom10_1_en.pdf, 25 Eylül 2010 s., 1.
3
Uluslararası turizm yarın nasıl olacaktır. Bunu anlamanın en
kolay yolu ulaşımda yaşanan bir gelişmeye göz atmaktan geçecektir. Airbus
firması yeni bir uçağını hizmete sokmuştur. A380. Bu uçak tamamı ekonomi
sınıfı olarak düzenlendiğinde (A380-900 modeli) 960 kişi taşıyabilmektedir ve
kişi başı uçuş maliyetlerini %20 oranında belki de daha fazla düşürmesi
beklenmektedir.6 Böylece uluslararası turizmin en önemli ayağı olan
ulaştırma daha da kolaylaşacak, ucuzlayacak ve uluslararası turizm daha
fazla kişiye hitap edecektir.
Büyüyen
sektörle
birlikte
bu
sektörün
aktörleri
olan
otel
yatırımcılarının, seyahat acentesi işletmecilerinin ve ulaşım şirketlerinin ülke
ekonomilerindeki yeri güçlenecek ve ulusal/uluslararası politikalara etkileri
daha da artacaktır.
Türkiye’de de istihdama çok büyük katkı sağlayan turizm sektörü
(özellikle uluslararası turizm), 20 yıldır istikrarlı bir şekilde büyümektedir.
Üstelik
Türkiye
turizm
sektöründe
potansiyellerini
tam
olarak
değerlendirememektedir. Kültür turizmi konusunda Türkiye, coğrafyası ve
tarihiyle, henüz açılmamış bir hazine sandığı gibidir. Avrupa ve Asya
kıtalarını birbirine bağlayan muazzam bir köprü olan Anadolu kültürü ile
Avrupa ülkelerini binlerce yıldır etkilemiştir.7 İki büyük Dünya İmparatorluğuna
ev sahipliği yapmış İstanbul uluslar arası turizm için sonsuz bir kültürel
değerler kaynağıdır. Sadece tarihi yapıları ya da eserleri ile değil değişik
kültürlerden, halklardan, dinlerden, sosyal yapılardan gelen nüfusu ile
İstanbul onlarca yıl uluslararası turizmin odağı olacak bir şehirdir. İstanbul
yılda 50 milyon turisti çekebileceğini düşünmek abartılı bir öngörü değildir.
Nitekim şehre bugün iki havaalanı hizmet vermektedir ve üçüncüsü de
planlanmaktadır. Diğer Anadolu şehirleri, Mardin, Urfa, Ankara, Konya,
Trabzon ve Kapadokya Bölgesi iyi bir pazarlama ile milyonlarca turisti
Türkiye’ye çekecek potansiyeldedirler.
6
Airbus A380, (Erişim) http://en.wikipedia.org/wiki/Airbus_A380#Improved_A380-800, 25 Eylül
2010, s., 3.
7
Yüce, Nilgün, Tourismus und Kulturelle Spurensuche, Ergon Verlag,Würzburg, 1995, s.17.
4
Türkiye bu açıdan bakıldığında uluslar arası turizmde gitmesi gereken
yolun ancak üçte birini gitmiştir. Ülkemizin her bölgesinin yerel yöneticileri ve
halkı kendi turizm potansiyellerini keşfetme ve bu potansiyelden ekonomik
yarar sağlama çabalarına girmişlerdir. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde, Şanlıurfa’da yeni kazılan Göbeklitepe ören yerinde Dünya’nın en
eski tapınağı olduğu tahmin edilen bir yapının ortaya çıkarıldığının
anlaşılması üzerine, bu antik kent buluntuları bölge idarecileri tarafından
turistik önemleri ile değerlendirilmektedir.8 Yeni ortaya çıkarılan bu antik
yerleşim birimi Gaziantep’te yer alan Zeugma kenti ile kıyaslanmakta ve
arkeolojik olarak daha önemli olduğu için Zeugma’dan fazla turistin bölgeye
gelmesi beklenmektedir. İl idarecileri de bu gelişmeden uluslararası turizm
yoluyla bölgesel kalkınma için bir fırsat beklenmektedirler. Bu örnekten de
görüleceği üzere turizm ve turizmin getirileri toplumun ve kamu yönetiminin
bütün seviyelerinde anlaşılmış ve kabul görmüş durumdadır.
Türkiye’deki mevcut turizm faaliyetlerinin kapasitesinin en az üç katı
gelişme potansiyeli taşıyan turizm sektörü hükümetlerin politikalarına da yön
vermektedir. Yatırım politikaları, teşvik politikaları, güvenlik politikaları, ulaşım
politikaları turizm sektörünün ihtiyaçlarını ön planda tutmaktadır. Örneğin
turistik tesislere düzenlenebilecek bir terörist saldırı büyük bir korku
kaynağıdır. Kimse sektörün zarar görmesini istememektedir. Dolayısıyla
güvenlik
politikaları
ve
yatırımlarında
turistik
bölgelere
özel
önem
verilmektedir. Ulaşım politikaları turizm sektöründeki gelişmeleri öngörerek
planlanmaktadır. Örneğin Antalya bölgesine ulaşan yol ağlarının iyileştirilmesi
öncelikle ele alınmaktadır. Antalya’nın enerji ihtiyacı öncelikle karşılanmaya
çalışılmaktadır. Yeni yatırımlara verilen teşvikler içinde turizm yatırımları
öncelikli yerini korumaktadır.9 Turizm yatırım alanlarının planlanması, altyapı
yatırımlarının gerçekleştirilmesi, özel sektörün turizm yatırımlarına arazi
tahsisi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından planlanmakta ve hayata
geçirilmektedir. Geçmişte uygulanan teşvik tedbirlerine göre azalsa da
8
Göbeklitepe, (Erişim), http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6beklitepe 10 Nisan 2012.
T.C. Ekonomi Bakanlığı, Yeni Teşvik Sistemi, Yatırımlarda Devlet Yardımları, (Erişim):
http://www.ekonomi.gov.tr/upload/459D1E1B-AD17-FF9AA40AC03569331A85/6_Nisan_Sunum_son.pdf s. 38-39. 10 Nisan 2012
9
5
mevcut teşvik uygulamaları hala turizm yatırımlarını özel sektör için cazip
kılmaktadır. Mevcut teşvikler yatırımın yeri ve bölgesine göre değişmekle
birlikte, vergi istisnaları, yatırım yeri tahsisleri, sigorta pirimi destekleri gibi
destekleri kapsamaktadır.
Ülkelerin ekonomileri ve sosyal yaşamları için bu kadar önemli olan bir
sektörün hükümetlerin dış politikalarını etkilememeleri beklenemez. Uluslar
arası turizm, özellikle ekonomik olarak uluslararası turizme bağlı ülkeler için,
dış politikada belirleyici bir faktördür. Savaşların, çatışmaların ya da
gerginliğin olduğu bölgelerde uluslararası turizm yapmak mümkün değildir.
Hükümetler potansiyel uluslararası ihtilaflardan turizm sektörünü korumak
için kaçınmalıdırlar. Hükümetler kendilerine turist gönderen ülkelerle ikili
ilişkilerini iyi tutmak durumundadırlar. Turizm sektörüne katkı sağlayacak
uluslararası organizasyonlara, örgütlere, anlaşmalara, yasal düzenlemelere
ya da diğer yapılanmalara katılmak ve desteklemek turizm yatırımcısı ülkeler
için hayati önem taşımaktadır. Nitekim Birleşmiş Milletler Dünya Turizm
Örgütü’nde Birleşmiş Milletlere üye hemen her ülke temsil edilmektedir.
Turizm sektörünün beklentileri de
Türkiye’nin dış politikasının
şekillendirilmesinde önem arz etmektedir. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği
mücadelesi turizm sektörü için de önem taşımaktadır. Avrupa Birliği
içerisindeki uluslararası turizm faaliyetlerinin daha kolay ve yoğun olduğu
ortadadır. Türkiye’nin uluslararası turizmdeki rakibi ülkeler olan İspanya,
Fransa, Yunanistan ve İtalya’nın birlik üyesi olmakla sağladığı avantajlar Türk
turizm yatırımcısı tarafından da takip edilmektedir ve turizm sektörü Avrupa
Birliğine üyeliği hararetle desteklemektedir.
Öte yandan Rusya ile Türkiye’nin dış politika ilişkilerinde turizm temel
taşlardan biridir. Yılda 3,5 milyon Rus turisti ağırlayan Türkiye için Rusya
vazgeçilmez bir pazardır. Ekonomik getirisine bakıldığında turizm sektörünün
beklentileri Rusya ile Türkiye arasındaki diğer dış politika öğelerinden daha
önemlidir. Rusya’nın Çeçenistan sorunu ve politikaları Türkiye tarafından
daha soğukkanlılıkla algılanmaktadır. Türkiye bu konudaki gelişmelere
müdahil olmamaya özen göstermektedir.
6
İran Türkiye ilişkileri son yıllarda yakınlaşmaktadır. Bu gelişmede
turizmin payını göz ardı etmek mümkün değildir. 1,9 milyon İranlı turist sektör
için vazgeçilmezdir. Üstelik İran’dan Türkiye’ye yönelik turizm talebi son yıldır
sürekli artmaktadır. İran’ın turizm pazarı Türk turizm sektörüne çeşitlilik ve
rekabet gücü getirmesi bakımından özellikle önemlidir. İran’dan gelen turist
sektörün pazarlama gücünü artırmakla birlikte, yüksek sezon dışında düşük
sezonlara da yayıldığı için marjinal getirisi daha da yüksek olmaktadır. Üstelik
İranlı turistlerin kişi başı harcama potansiyellerinin de yüksek seyrettiği sektör
tarafından iyi izlenilmektedir.
Son yıllarda Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler (İsrail’in Gazze
politikaları) ülkelerin dış politikalarında da etkilerini göstermiş, İsrail ile
Türkiye ilişkilerine de olumsuz yansımalarda bulunmuştur. İsrail ile ilişkilerin
gerilmesinin sonuçlarını ilk önce turizm sektörü test etmiş ve İsrail’den
ülkemize yönelik olan turizm aktivitesindeki düşüş ile test edilmiştir. Nitekim
yaşanan gerilim sonucu İsrail’den Türkiye’ye gelen turist sayısı 2009 yılında
birden bire önemli ölçüde düşmüştür. Doğal olarak turizm sektörünün
temsilcisi olan aktörler (turizm birlikleri, dernekleri) gerilimin giderilmesi için
bir çalışma yapılmasını hükümetten istemişlerdir ve bu talepleri de basında
geniş yer almıştır.
Türk-Suriye İlişkilerinde yaşanan iniş çıkışlar da turizm sektörü uluslar
arası politika ilişkileri için iyi bir örnektir. Türkiye’nin Suriye ile olan
yakınlaşma süreci ve Türkiye’nin Suriye ile karşılıklı olarak vizeleri kaldırma
politikası sonucu Suriye’den Türkiye’ye gelen Turist sayısında bir patlama
olmuş ve 900 bin turist / yıl rakamına ulaşılmıştır. 10 Bu aktiviteden Türkiye’nin
Suriye’ye komşu olan bölgeleri önemli ekonomik kazanımlar sağlamışlardır.
Antakya ve Gaziantep’teki oteller yüksek doluluklara ulaşmışlar ve yeni otel
yatırımları
gerçekleştirilmeye
başlanmıştır.
Hatta
Mersin
İli
bile
bu
gelişmeden kazanç elde etmiş, Suriye’den yapılan alışveriş turları kent
ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır. Fakat Suriye’de yaşanan iç
10
Oktan, Özden Zeynep, Türkiye Suriye İlişkilerinde Ekim Krizinden Ortak Kader Anlayışına
Geçiş Sürecinin Bir Analizi, Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil,
Nobel Yayınları, 2010, s. 431-451.
7
karışıklıklar ve iki ülkenin dış politikalarındaki çatışmalar sonucunda Türk
turizmi olumsuz etkilenmiştir. Daha önce kazanç sağlayan illerin yöneticileri
şimdi mağdur olduklarını beyan etmeye başlamışlardır. Yeni yatırımlar risk
altına girmiştir.
Savaş, çatışma gibi ortamlar turizm sektörünün en
istemeyeceği gelişmelerdir. Sosyal bir harcama olan turizm harcaması
hemen hane halklarının gündeminden kalkacaktır.
Sonuç olarak bu tezde incelenecek olan uluslararası turizmin dış
politikadaki etkileri ve özellikle Türkiye’nin dış politikalarına etkileri olacaktır.
İç turizm de elbette kendi dinamikleri içinde hükümetlerin politikasına önemli
ölçüde etki eder, ama bu alan konumuz dışı olacaktır.
BİRİNCİ BÖLÜM
ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM
1.1. ULUSLARARASI BİR AKTİVİTE OLARAK TURİZM
1.1.1. Tarihçe
Günümüzde Dünyamız asıl olarak ulus devletlerin oluşturduğu bir
sistem üzerine yapılanmıştır. Bireyler bir ulus devletin kendi içinde
oluşturduğu kurallara dayalı bir düzen içinde yaşamlarını sürdürmektedirler.
Bireyin vatandaşı olduğu ülkenin devletinin belirlediği sınırlar dışına çıkması
ya da başka bir ülkenin sınırları içine girmesi birtakım izinlere ve
düzenlemelere tabidir. Devletlerin kendi vatandaşlarına verdikleri pasaport
belgesi ve yine devletlerin ülkelerine giriş için diğer devlet vatandaşlarına
verdiği ülkeye giriş vizesi uluslar arasında seyahatin, turizmin temel
düzenlemeleridir.
Uluslararası seyahat eden bireyin güvencesi olan pasaport belgesi 19.
yüzyılın insanlığa sunduğu bir gelişmedir.11 Bir devletlerarası seyahat izin
belgesi olan pasaport belgesinin çok eskilere uzanan bir tarihi olmasına
rağmen esas olarak 19. yüzyıldan önce insanlar (genellikle gemiciler ve
ticaret erbabı) devletlerarası seyahatlerini serbestçe yapabiliyorlardı. Yeter ki
seyahate engel olacak savaş, doğal afetler ve salgın hastalıklar gibi bir
durum olmasın. 12
İnsanlık tarihindeki ilk turizm aktiviteleri ticaret amacıyla yapılan
seyahatlerdi. Geçmişi insanlık tarihi ile paralel olan tüccarların bu aktivitesi
beraberinde kurumsal yapıları da getirmiştir. Limanlar, depolar, hanlar,
restoranlar,
11
agoralar
ticaret
amaçlı
seyahatlerin
olduğu
Pasaport, (Erişim), http://en.wikipedia.org/wiki/Passport#History, 25 Eylül 2010. s.,1.
Pasaport, Britannica Ansiklopedisi (Erişim)
http://www.britannica.com/EBchecked/topic/445907/passport 14 Şubat 2010
12
bölgelerde
9
yapılanmışlardır. Elbette yerel otoriteler uluslararası tüccarlar için birtakım
ayrıcalıklar oluşturmuşlar ve ticaret faaliyetini korumak ve geliştirmek için
özel güvenlik önlemleri almışlardır. Örneğin Roma devleti inşa ettiği taş
döşeli yolların yanı sıra güvenlik için belli bölgelere karakollar inşa etmiştir.
Ülkemiz tarihinden bir örnek vermek gerekirse,
ulaşım
yollarındaki
kervansaraylarda bir kervanın iki gün konaklaması ücretsiz idi ve
kervansaray işletmecisi kervanın su, hayvanların yemi gibi temel ihtiyaçları
karşılaması beklenir idi.13
İnsanlık tarihi kadar eski olan bir diğer uluslar arası turizm faaliyeti de
din turizmidir. İnsanlığın gelişimine paralel olarak inançlar ve dinler de
kurumsallaşmıştır. Kurumsallaşmayla birlikte büyük tapınaklar inşa edilmiş ve
bu tapınakların bulundukları yerler inananları için bir çekim alanlarına
dönmüştür. İnananlar yılın belli dönemlerinde ya da yıl boyunca sürekli olarak
tapınaklara gelmiş, konaklamış ve ibadetlerini yerine getirmişlerdir. Bu
aktivite günümüzde de sürekli artan turist (hacı) sayısı ile devam etmektedir.
Milyonlarca Müslüman Dünya’nın her yerinden yola çıkarak Mekke ve
Medine’yi ziyaret etmektedir.14 Yine milyonlarca Hıristiyan Vatikan, Kudüs,
Efes ve İstanbul gibi dinen kutsal kabul edilen yerlere kitlesel seyahatler
gerçekleştirmektedirler. Budistler Ganj nehrine, Japonlar Şinto tapınaklarına
kitleler halinde seyahat etmekte, konaklamaktadırlar. Doğal olarak bu kutsal
bölgelerde gelen turistlerin konaklayacağı yapılar, ihtiyaçlarını giderecekleri
çarşı, hastane gibi kurumlar ortaya çıkmıştır. Diğer ülkelerden gelen bu
hacılar faaliyetlerini düzenlemek için mevcut otoritelerce bir takım kurallar
koyulmuştur. Örneğin Suudi Arabistan yönetimi hacı sayısını kısıtlamış ve
her Müslüman ülkeye nüfusuyla orantılı bir kontenjan tanımıştır. Ve bu
uygulama taraf ülkelerce de kabul görmüştür.
Bugün uluslararası turizm dediğimiz aktivitenin ortaya çıkışı ise
Avrupa’da demiryolu ağının gelişmesi ile olmuştur. Ülkeler arası demiryolu
13
Kervansaray (Erişim) http://nedir.antoloji.com/kervansaray/ 15 Nisan 2010, s., 1.
Seeboth, Andrea, Sanfter Tourismus in der Türkei,Peter Lang Europeaischer Verlag der
Wissenschaften, Frankfurt am Main, 1995, s.20.
14
10
bağlantılarının kurulması ve daha sonra bağlantılı hat sayısının artması ile
ülkeler arasında seyahatler kolaylaşmıştır. Kitleler bir ülkeden diğerine
zahmetsiz, güvenilir bir yolculuk olanağına kavuşmuşlardır. Nitekim bu
gelişme 19. yüzyılda pasaport belgesi gibi uluslararası geçerliliği olan ve bir
hukuk doğuran belgeyi ortaya çıkarmıştır. Paris-İstanbul arası düzenlenen bir
tren seferi olan Orient Ekspres bu dönemin uluslararası turizm faaliyetine
güzel bir örnektir.15
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ile duraksayan uluslararası turizm
faaliyetleri, İkinci Dünya Savaşından sonra oluşan yeni düzende gerçek
anlamda patlama yapmıştır. Sanayileşmenin getirdiği refah artışı turizm
talebinin artışında belirleyici etken olmuştur.
16
Savaş sonrası zenginleşen
Amerikan orta sınıfı ve hava taşımacılığında devrim denenebilecek
gelişmelerden sonra ülkeler ve kıtalar arası turizm faaliyetleri patlama
yapmıştır. Efsanevi dört jet motorlu Boeing 707 yolcu uçağının hizmete
girmesi Atlantik uçuşlarını güvenli ve geniş kitleler için ulaşılabilir hale
getirmiştir.17 Bu gelişmeyle birlikte Amerikan halkı büyük savaşta kurtardığı
eski kıtayı görmeye akın etmiştir. Büyük başkentler (Paris, Roma, Londra)
Amerikan turist akınına uğramış ve bağlı olarak da otel yatırımları artmıştır.
Uluslararası turizm faaliyetleri sadece Amerikalı turistlerle sınırlı
kalmamış, savaş sonrası istikrarın sağlanması ve toplumsal refahın
yükselmesi ile Kuzey Avrupalı turistlerin de Akdeniz havzasına yönelik
talepleri patlama yapmıştır. Akdeniz sahillerinin küçük kasabaları, adaları
önemli birer turizm merkezi olmuşlardır.
Petrol üreten ülkelerdeki refahın artması da turizm merkezlerine yeni
pazarlar yaratmış ve turizm yatırımları çığ gibi büyümüşlerdir. Bazı ülkelerin
(İspanya, İtalya, Yunanistan, İngiltere, Fransa) ekonomilerinin temel gelir
kaynağı turizm olmuştur.
15
Şark Ekspresi, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eark_Ekspresi, 16 Nisan 2010, s., 1.
Seeboth, age, s.16.
17
Ticari Uçaklar Boeing 707, (Erişim) http://www.boeing.com/commercial/707family/index.html 26
Eylül 2010 s., 1.
16
11
Havacılık sektöründeki gelişmeler uluslararası turizm sektörüne birçok
yeni destinasyon kazandırmıştır. Daha önceleri ulaşılması bile macera kabul
edilen bazı ülkeler (Tayland, Madagaskar, Bahama, Mısır, Endonezya vs.)
kendilerini uluslararası turizmin bir aktörü olarak bulmuşlardır.
Günümüzde uluslararası turizm her ülkeyi ve hemen her bölgeyi
kapsamına almıştır. Hatta uzay yolculuğu bile sektörün faaliyet alanı
içindedir.
Turistlerin
ilgisini
çekebilecek,
onları
turizm
aktivitesine
yönlendirebilecek hemen her konuda turizm faaliyetleri düzenlenmektedir.
Sporun her dalı, sanat, doğa, sosyal olaylar, hatta insanlığın en büyük
düşmanı savaşın bizzat kendisi bile uluslararası turizm için faaliyet
konusudur. Savaşın içinde olan Irak’a turlar düzenlenebilmektedir.
1.2. ULUSLARARASI TURİZMİN BUGÜNÜ
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre, bugün
Dünya’da yaklaşık bir milyar kişinin uluslararası turizm aktivitesine katıldığı
ve Dünya’daki uluslararası turizm gelirinin de yaklaşık 950 milyar USD
civarında
olduğu
hesaplanmaktadır.
Dünya
gelirinin
%5.5’i
sektöründen üretilmektedir.18
18
Kirstges, Torsten, Sanfter Tourismus, R. Oldenbourg Verlag, München, 1995, s.5.
turizm
12
Grafik 1: Dünya’da Uluslararası Turist Sayıları19
YILLAR
1990
1995
2000
2005
2008
2009
2010
2011
19
Turizm Raporu, a.g.m., s., 2.
ULUSLAR ARASI TURİST SAYISI
436.000.000
536.000.000
684.000.000
803.000.000
922.000.000
880.000.000
939.000.000
990.000.000
13
Grafik 2: Dünya’da Uluslararası Turizm Gelirleri2021
YILLAR
1990
1995
2000
2005
2008
2009
2010
2011
ULUSLAR ARASI TURİZM GELİRLERİ
MİLYAR $
270
410
482
803
944
951
927
1.030
Turizm Dünya’da hayati öneme sahip anahtar bir sektördür. BM Dünya
Turizm Örgütü’nün aşağıdaki verilerden de ne kadar önemli olduğu
anlaşılmaktadır.22
 2008 yılında dünyada uluslar arası turist gelişleri, 2007 yılına göre %2
artarak 922 milyona ulaşmıştır. Bu rakam Dünya’da yaşanan global
20
Turizm Raporu, a.g.m., s.,2.
World Tourism Organization, Tourism Highlights 2012 Edition (erişim)
http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/docpdf/unwtohighlights12enhr_1.pdf 23.11.2012
s.6.
22
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Raporu (Erişim)
http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH= 242656& DOSYAISIM=
sonturizmraporu.DOC 21.02.2010 s., 1.
21
14
finansal kriz nedeniyle 2009 yılında %4,5 azalarak 880 milyon yıllık
turist sayısına düşmüştür. 2010 yılında ise 939 milyon turiste ve
nihayet 2011 yılında ise bir önceki yıla göre %5,4 artarak 990 milyon
turiste ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü 2012 yılı
Dünya uluslar arası turizminde %4 büyüme öngörmektedir. Nitekim
Ağustos 2012 rakamları bu öngörüyü destekler düzeyde çıkmıştır. 13
Aralık 2012 tarihinde 1milyarıncı uluslar arası turist herhangi bir
destinasyona varacaktır.23

2008 yılında tüm dünyadaki uluslar arası turizm gelirleri 2007 yılına
göre %1,7 büyüme göstermiş ve 944 milyar dolar olmuştur. Fakat
küresel finansal kriz Dünya 2009 uluslar arası turizm gelirlerini %9,75
azaltarak 851 milyar dolara geriletmiştir. 2010 yılında Dünya turizmi
yaralarını sarmış ve 927 Milyar dolarlık bir gelire ulaşmıştır. 2011
yılında turizm gelirleri artan turist sayısına bağlı olarak artış göstererek
1.030 Milyar $’a ulaşmıştır. Bir trilyon Amerikan Doları sınırını aşan
uluslararası turizm gelirleri Dünya ekonomisi için ve sektörden pay
alan devletler için çok önemlidir. Üstelik 2012 yılı Dünya uluslar arası
turizm gelirlerinin de gelen turist sayısındaki artışa paralel olarak %4
civarında artarak 1.070 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.24
23
UNWTO, World Tourism Baramoter, Volume 10, November 2012, (Erişim)
http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/pdf/unwto_barom12_06_nov_excerpt.pdf
23.11.2012 , s. 4.
24
UNWTO, a.g.m. , s.1.
15
Grafik 3: Dünya’da Turizm Geliri İlk On Ülke2526
ÜLKELER
ABD
İSPANYA
FRANSA
İTALYA
ÇİN
ALMANYA
İNGİLTERE
AVUSTRALYA
MAKAU
HONG KONG
TÜRKİYE
2010
103.5
52.5
46.6
45.8
38.8
34.7
32.4
29.8
27.8
22.2
20.8
2011
116.3
59.9
53.8
48.5
43
38.8
35.9
31.4
27.7
23
Uluslar arası turizm sektörü 2008 sonunda ortaya çıkan küresel finans
krizinden etkilenmiştir. Fakat 2009 yılında düşen uluslar arası turizm talebinin
yarattığı yaralar hemen takip eden yıllarda sarılmaya başlanmıştır. 2010
yılında rekor yılı olan 2008 yılı rakamlarının üzerinde bir uluslar arası turist
sayısına ulaşılmıştır (939 milyon turist). Artış 2011 yılında da sürerek 990
25
26
Turizm Raporu, a.g.m. , s.,2.
World Tourism Organization, a.g.m. , s.6,7.
16
milyon uluslar arası turiste ulaşılmış ve 2012 yılının Aralık ayında uluslar
arası turist sayısının bir milyar kişiyi geçeceği ortaya çıkmıştır.
Bugünkü uluslar arası turizm faaliyetleri içinde Türkiye’nin yeri grafik 3
ve 4 de görüldüğü gibi 31,4 milyon turist ile Türkiye Dünya’da en çok turist
çeken 7. ülke ve 23 milyar US dolar gelirle en çok turizm geliri elde eden 11.
ülke konumundadır. Gerçi T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
yaptığı bir açıklamada Türkiye’nin gerçek turizm gelirlerinin açıklanan resmi
rakamların 5 milyar dolar üstünde olduğunu belirtmiştir. 27 (Turizm sektöründe
25 yıldır çalışan bu tezin yazarına göre ise; Türkiye’nin uluslararası turizm
faaliyetlerinden elde ettiği gerçek gelir rakamı 35-37 milyar dolar arasındadır.
Bu öngörü diğer ülkelerin elde ettiği turist sayısı-turizm geliri rakamlarıyla da
örtüşmektedir.)
2011 yılında hedeflerini tutturan Türk turizm sektörü 2010 yılına göre
yüzde 10 büyüyerek, 31,5 milyon turist ve 23 milyar dolarlık geliri yakaladı.
Turizm sektörünün temsilcileri, Avrupa’daki kriz nedeniyle zor geçmesi
beklenen 2012’de ise, 32 milyon turisti ve 27 milyar doları yakalamayı, turist
sayısında dünya 5’incisi olmayı hedeflerine koydular. 2012 yılında turizm
sektörü Avrupa ülkeleri, İran ve Suriyeli turistlerin açığının Uzakdoğu, Çin ve
Hindistan gibi ülkelerden kapatılması planlanıyor. Türkiye, turizmde dünyada
örnek alınan bir konuma gelirken, turist sayısında Dünya 6’ncısı, gelirde de
11’inci sıraya çıkmıştır. Yatak kapasitesi ve otel sayısında da ciddi artışlar
yaşanmıştır. Türkiye’de turizm işletme belgeli yatak sayısı 680.323‘e
yükselmiş, oda sayısı 299 bin olmuştur. 4 ve 5 yıldızlı otellerin sayısı ise
969’a ulaşmıştır.28
Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) Genel
Sekreteri Musa Alioğlu Türk turizminin önemli bir ayağı olan hava
27
Bakan Günay Açıkladı: İşte Türkiye’nin Gerçek Turizm Gelirleri. (Erişim)
http://www.getob.org/?p=3387 23.11.2012
28
Milliyet, 27 Aralık 2012, 30 Milyon Turist ve 25 Milyar Dolara Ulaştık Dünya’da ilk Beş Göründü,
(Erişim), http://ekonomi.milliyet.com.tr/30-milyon-turist-ve-25-milyar-dolara-ulastik-dunyada-ilk-5gorundu/ekonomi/ekonomidetay/27.12.2011/1480918/default.htm
17
taşımacılığında
Türkiye’nin
durumunu
şöyle
özetlemiştir.
“Türk
sivil
havacılığının büyümesinde en büyük etken turist sayısının artmasıdır.
Gelinen nokta sevindiricidir. 10 yılda sektörde bölgenin lideri olduk. Markalar
yarattık. Bugün 100’e yakın ülkenin 150’ye yakın noktasına direk uçuşlarla
ulaşan havayolu şirketlerimiz var. Sektörün ciro büyüklüğü 18 milyar dolar.
Bunun yarısından fazlası THY’ye, gerisi özel sektör şirketlerimize ait. 2011’i
100 milyon yolcuyla kapatıyoruz. THY, 32 bin koltuğa sahip. Bizim 31 bin
koltuğumuz var” .29
29
Milliyet, 27 aralık 2012., agm., s., 2.
18
Grafik 4: Dünya’da Gelen Yabancı Turist Sayısında İlk 10 Ülke3031
ÜLKELER
FRANSA
ABD
ÇİN
İSPANYA
İTALYA
TÜRKİYE
İNGİLTERE
ALMANYA
MALEZYA
MEKSİKA
2010
76,8
59,7
55,7
52,7
43,6
28,6
28,1
26,9
24,6
22,4
2011
79,5
62,3
57,6
56,7
46,1
31,4
29,2
28,4
24,7
23,4
Dünya’da ve Türkiye’de turizm verilerine Birleşmiş Milletler Dünya
Turizm Örgütü’nün verileri ile bakarsak:
Grafik 1 ve 2’de 1990-2011 yılları arasındaki uluslararası turist
gelişlerini ve uluslararası turizm gelirini göstermektedir. Uluslararası turist
30
31
Turizm Raporu, a.g.m. , s.,2.
World Tourism Organization, a.g.m. , s.7.
19
gelişlerinde ve uluslararası turizm gelirinde yıllara göre ciddi artışlar ve yukarı
yönlü bir trend gözlenmektedir. Her ne kadar 2009 yılında global finansal kriz
nedeniyle uluslararası turist sayısı ve uluslararası turizm gelirleri düştü ise de
2010 yılında ve takip eden 2011 yılında uluslar arası turist sayısı artmıştır. .
Birleşmiş Milletler Uluslararası Turizm Örgütü 2012 yılı için turist uluslararası
sayısında %3-4 artış beklemektedir.32
Uluslararası turizm gelirleri Dünya’daki ihracatın %6’sına tekabül
etmektedir.33
Görüldüğü gibi uluslararası turist gelişleri yıllara göre artmaktadır.
Fakat uluslararası turizm faaliyeti sezonsal değişimler gösteren bir ekonomi
yaratmaktadır. Altıncı ve dokuzuncu aylar arası uluslararası turizm
faaliyetlerinin yoğun olduğu, yüksek sezon olarak adlandırılan dönemdir.
Uluslararası turizmin bu aylarda yoğunlaşmasının nedeni en çok turist
gönderen ülkeler olan Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın kuzey yarı
kürede olmasıdır. Turistler kısa mesafedeki turistik destinasyonları tercih
ettikleri için bu bölgelerde yaşayan insanların tatile olan talepleri yaz
aylarında yoğunlaşmaktadır.
Turizm sektörü bu yapıyı kırıp uluslararası turizmi on iki aya yaymaya
çalışmaktadır. Böylece sektörün verimi artacak, istihdam da 12 aya
yayılacaktır. Güney yarı kürede yer alan destinasyonlardaki uluslararası
turizm talebi artışı Dünya genelinden yüksektir. Bu gelişmede turizm
sektörünün
çabaları
sonucu
olmaktadır.
Fakat
yine
de
turizm
destinasyonlarının turizm pazarlarına coğrafi uzaklıkları önemli bir engel
oluşturmaktadır.
32
UNWTO, International Tourism: Recovery Confirmed, but Growth Remains Uneven 29 Haziran
2010 (Erişim), http://www.unwto.org/media/news/en/press_det.php?id=6561&idioma=E, 25 Eylül
2010 s., 1.
33
UNWTO Tourism and the World Economy, (Erişim) http://www.unwto.org/facts/eng/economy.htm
25 Eylül 2010 s., 1.
20
Grafik 5: Ziyaretin Amacına Göre Uluslararası Turizm34
ZİYARET AMACINA GÖRE GELEN TURİST ORANI %
7%
27%
51%
15%
TATİL TURİZMİ
İŞ TURİZMİ
SAĞLIK, DİNİ VE DİĞER
BELİRLENEMEYEN
TATİL,
SAĞLIK, DİNİ
İŞ,
NİTELİĞİ
EĞLENCE
VE DİĞER
PROFESYONEL
TESBİT
TURİZMİ
TURİZM
AMAÇLI
EDİLEMEYEN
TURİZM
%51
%27
%15
%7
Grafik 5’de 2009 yılında uluslararası turizmde ziyaretlerin/gelişlerin
amacı gösterilmiştir. Ziyaret amaçları içerisindeki en büyük pay %51 ile tatil,
eğlencedir. Bu oranı %27 ile arkadaşları ziyaret, sağlık, dini ve diğer amaçlar
izlemekte, %15 ile iş amaçlı ziyaretler yer almaktadır. Bu rakamlar içerisinde
ziyaret amacı bilinmeyen %7’lik bir kesim bulunmaktadır.
Uluslararası
turizmin
ana
motorunun
eğlence
tatil
olduğu
görülmektedir. Dünya’da yaşanan son finansal krizden turizm sektöründe en
34
UNWTO Tourism Highlights 2010 Baskısı, (Erişim)
http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/highlights/UNWTO_Highlights10_en_HR.pdf, 25 Eylül 2010, s.,
3.
21
çok etkilenen alan iş turizmi alanı olmuştur. Öte yandan tatil turizmi krizden
fazla etkilenmemiştir. Aileler bütçelerinden tatil için pay ayırmaya devam
etmektedirler. Belki ailelerin yönelimi daha ucuz destinasyonlara olmaktadır
ama tatil talebi devam etmektedir. Masraflarını şirketlerin karşıladığı iş turizmi
ise son finansal krizden olumsuz etkilenmiştir. Şirketler finansal krizle birlikte
masraflarını kısma yoluna gitmişler, böylece iş turizmi de yavaşlamıştır.
Grafik 6: Uluslararası Turizmde Ulaştırma Vasıtaları35
ULAŞIM ARAÇLARINA GÖRE GELEN TURİST ORANI %
3%
39%
53%
5%
HAVA YOLU
HAVA YOLU
%53
DENİZ YOLU
DENİZ YOLU
%5
KARA YOLU
DEMİR YOLU
KARA YOLU
%39
DEMİR YOLU
%3
Grafik 6’da 2009 yılında uluslararası turizmde ziyaretlerin/gelişlerin
kullanılan araca göre oranları gösterilmiştir. Ziyaretlerde kullanılan araçlar
içerisinde en büyük pay %47 ile havayolu araçlarıdır. Bu oranı %42 ile
karayolu araçları izlemekte, %7 deniz yolu araçları ve %4 tren yolu araçları
tercih edilmektedir.
35
UNWTO, a.g.m., s.,3.
22
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan turizm raporunda da
net bir şekilde anlatıldığı gibi ulaştırma teknolojisi ve altyapısındaki
gelişmelere bağlı olarak uluslar arası turist sayısı gün geçtikçe artmaktadır. 36
Ekonomik ve sosyal yönden sadece turizm sektörüne bağımlı ülkeler
olduğu gibi, turizmin etkilediği yan sektörler bakımından yine bu sektöre
bağımlı birçok ülke vardır. Yine birçok ülke turizm sektöründe yer edinerek
vatandaşları için ekonomik fayda sağlamak arayışındadır. Turizm sektörüne
yönelik ülkeler ulusal politikalar belirlemekte ve bu uğurda önemli yatırımlar
yapmakta, yönetimlerinde, hukuklarında turizm sektörünün beklentilerine
yönelik düzenlemeler yapmaktadırlar.
1.3. ULUSLARARASI TURİZMİN GELECEĞİ
Uluslararası turizm karmaşık bir sistem olup doğrudan ya da dolaylı
yoldan ekonominin birçok alanıyla etkileşim halindedir.37 Uluslararası turizm
son altmış yıldır Dünya ekonomisinin en hızlı büyüyen iş kolu olmuştur.
Özellikle haberleşme teknolojilerindeki hızlı ve güvenilir gelişme ile ulaştırma
sektöründeki baş döndürücü teknolojik gelişmelerin sağladığı hız, konfor ve
göreceli olarak ucuzlayan fiyatlar uluslar arası turizm sektörünü Dünya
ekonomisinden
hızlı
büyütmüştür.
Ayrıca
uluslararası
seyahatlerin
kurumsallaşarak belli bir sistematiğe kavuşması her geçen gün daha geniş
kitlelerin uluslararası turizm faaliyetlerine katılmalarına olanak vermiştir.
Uluslararası turizmdeki gelişmeyi sağlayan belli başlı etmenler sadece
ulaştırma ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ile sınırlı değildir. Sosyal
alanda sağlanan gelişmeler de uluslararası turizmin büyümesine katkı
sağlamaktadır. Özellikle ekonomi alanındaki gelişmeler, globalleşme ve
uluslar
arası
etkilemektedir.
36
37
aktivitelerin
İktisadi
artması
trendler
turizmdeki
turizme
talebine
gelişmeyi
olan
doğrudan
trendleri
Turizm Raporu, a.g.m., s.,3.
Mund, Jörn W., Einführung in den Tourismus, R. Oldenbourg Verlag, München, Wien, 1998,
s419.
de
23
etkilemektedir.38 Gelişen teknolojiler, kent yaşamı, ulusal ve dini tatiller
insanların turizme ayırabilecekleri boş zamanlarını artırmaktadır. Ücretli tatil
hakkının yaygınlaşması ve kişi başına düşen gelirin Dünya genelinde
yükselmesi insanları tatil yapmaya olanaklı kılmaktadır. Ülkelerin ekonomik
gelişmeleriyle birlikte tatil lüks olmaktan çıkıp, temel ihtiyaç halini almaktadır.
38
Schmied, Martin, Buchert, Matthias, Hochfeld, Christian, Schmitt, Beate, Umwelt und Tourismus,
Daten, Fakten, Perspektiven, Erich Schmidt Verlag, Berlin, 2002, s.57.
24
Grafik 7:Yıllara Göre Dünya’da Uluslararası Turist Sayısı39
YILLAR
ULUSLARARASI TURİST SAYISI
1990
436.000.000
1995
536.000.000
2000
684.000.000
2005
803.000.000
2008
922.000.000
2009
880.000.000
2010
939.000.000
2011
980.000.000
Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere 1990 yılından buyana
uluslararası turizm sektörü sürekli büyümüştür. 2009 yılında yaşanan
gerileme büyüme yönündeki genel trendi etkilemeyecektir. Nitekim 2010
yılında ve 2011 yılında büyüyen sektör tarihi zirvesinde yer almaktadır.
UNWTO’nun 2012 yılı beklentisi %4-5 arasında büyümedir.
39
UNWTO, Tourism Highlights, a.g.m., s.,4.
25
Grafik 8’de görülen 2010 yılı rakamına sektör beklenmeyen bir küresel
mali kriz nedeniyle iki yıl geç ulaşacaktır. Fakat 2020 yılı öngörüsünde yer
alan 1.561 milyon uluslar arası turist rakamına Dünya daha erken
ulaşabilecektir. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Grafik
9’da yer alan öngörüleri daha iyimserdir.
Grafik 8: Uluslararası Turizmin Gelişim Tahmini40
1800
10
1600
1400
7.5
1200
1000
5
800
600
2.5
400
200
0
0
1995
2010
ULUSLARARASI TURİST SAYISI
YILLIK BÜYÜME (%)
2020
YILLIK BÜYÜME ORANI (%)
YILLAR
ULUSLARARASI
TURİST SAYISI
40
4,1
1995
565.400.000
4,1
2010
1.006.400.000
4,1
2020
1.561.100.000
UNWTO
Tourism
Highlights,
Edition
2008,
(http://www.unwto.org/facts/eng/vision.htm ,09/04/2010 s., 2.
Madrid,
2008,
(Erişim)
26
Bugün yaklaşık bir milyar kişinin katıldığı bir sektör iken on yıllık bir
gelecekte artan bir ivme ile 1.5 Milyar kişiye ulaşması beklenmektedir.
Yukarıdaki tabloya göre 21. yüzyılın en büyük endüstrisi turizm
olacaktır. Hali hazırda en çok istihdam sağlayan sektör olan turizm ekonomik
ölçek olarak da en büyük sektör olabilecektir. Bu gelişmeyi sağlayacak
faktörler ise ana başlıklar olarak şunlardır.
Grafik 9: Dünya’da Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Öngörüsü.41
YILLAR
1980
1990
2000
2010
2023
TURİST SAYISI (Milyon Kişi)
286
436
687
1000
1750
TURİZM GELİRİ (Milyar Amerikan
Doları)
105
264
473
1000
2200
1.3.1. Ücretli Tatil Hakkının Yaygınlaşması
Toplumların sosyal alanda sağladıkları gelişmelerin sonucu olarak
günümüzde hemen her ülkede ücretli yıllık izin kavramı kabul görmüş
41
Çetinel, Esin, Turizmci Yaşadı, Bankalar Kredi Musluklarını Açtı, Para Dergisi, 23 Mart 2012,
http://www.patronlardunyasi.com/haber/Turizmci-yasadi-Bankalar-kredi-musluklarini-acti/123631
27
durumdadır.42 Sanayi toplumlarındaki bireylerin endüstrileşmenin sonucu
olarak kazandıkları bu sosyal hak beraberinde seyahat etme talebini de
getirmiştir.
Grafik 10 : Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi.43
YILLAR
1900
1910
1918
1940
1950
1960
1970
1980
1990
YILLIK TATİL HAKKI
0
5
7
10
12
16
21
27
31
Grafik 9’da da görüleceği üzere Dünya’nın en fazla uluslararası turist
gönderen ülkesi olan Almanya’da çalışanlar 1900 yılında sıfır gün olan tatil
haklarını 90 yılda 31 güne çıkarmışlardır.
42
43
Mundt, age, s.40.
Mundt, age, s.41.
28
Grafik 11: Almanya’da Çalışanların Yıllık Tatil Hakkı Gelişimi.44
YILLAR
1900
1910
1918
1940
1950
1960
1970
1980
1990
HAFTALIK İŞ SAATİ DEĞİŞİMİ
60
56
52
50
47
43
41
40
38
Grafik 10 ise aynı dönemde çalışanların çalışma saatlerindeki değişimi
göstermektedir. Almanya’da çalışanlar çalışma saatlerini geri çekerken yıllık
tatil haklarını artırmaktadırlar. Bu gelişme de artan turizm talebi olarak uluslar
arası turizme etki etmektedir.
Bunun yanında sosyal güvenlik kavramı ile birlikte gelen gelişmelerle
çalışanların emeklilik yılları güvence altına alınmıştır. Dünya’nın gayrı safi
hasılasının artışı ile emeklilik ve ücretli tatil kavramları birleşince uluslararası
turizm büyüme yolunda bir ivme yakalamıştır. Ayrıca dini, milli bayramların
getirdiği çalışma tatilleri de uluslararası turizme olan talebi artırmaktadır.
44
Mundt, age, s.41.
29
Sosyal alandaki bu olumlu gelişmeler uluslararası turizmin gelecekte
büyümesinin en önemli dayanağı olmaktadır.
1.3.2. Kişi Başına Turizme Ayrılan Harcamaların Artması
Turist gönderen ülkelerdeki refahın yükselmesi uluslararası turizmin
büyümesindeki en önemli etmendir. Gelişmiş ekonomilerde tatil vazgeçilmez
bir ihtiyaç olarak algılanmaktadır.45 Her geçen yıl hane halkları gelirlerinden
daha büyük bir bölümü turistik faaliyetleri için harcamaktadırlar. Ayrıca sosyal
kurumlar da (emeklilik kurumları, özel emeklilik fonları) üyelerine gelirlerinin
yanı sıra sağlık, rehabilitasyon gibi yan haklar sağlayarak turizme destek
olmaktadırlar. Gelişmekte olan ülkelerin de GSYH büyümektedir ve bu
ülkelerden de uluslar arası turizme katılım artmaktadır. Turizme olan talep
ülkelerin gayrı safi milli hasılalarına paralel olarak değil, daha hızlı
artmaktadır.
45
Mundt, age, s.42.
30
Grafik 12: Almanya’da Hane Geliri ve Harcamalarının Gelişimi.46
YILLAR
1963
1969
1973
1978
1983
1988
1993
BÜRÜT GELİR
(DM)
1023
1614
2506
3416
4174
4591
6034
HARCANABİLİR GELİR
(DM)
907
1476
2182
2868
3474
3797
5014
SOSYAL
HARCAMALARA
AYRILAN PAY
45,50%
50,90%
55,90%
57%
57,30%
57,80%
60,20%
Grafik 12’de gördüğümüz gibi Almanya’da hane halkının geliri düzenli
olarak artmıştır. Fakat tatil harcaması dahil insanların serbestçe harcadıkları
sosyal harcamalara ayrılan pay oransal olarak daha fazla artmıştır. Bu
rakamlar Almanların artan uluslararası tatil taleplerini açıklamaktadır.
46
Mundt, age, s.42.
31
Grafik 13 : Almanya’da Yurtiçi, Yurtdışı Tatil Tercihleri.47
YILLAR
1954
1960
1964
1970
1975
1980
1985
1990
1994
1995
1996
YURTDIŞI %
15
30
42
54
58
62
66
60
65
66
72
YURTİÇİ
%
85
70
58
46
42
38
34
40
35
34
28
Grafik 13’de görüldüğü üzere Alman halkının refahının yükselmesi ve
artan tatil haklarına paralel olarak tatil talebi yurtiçi tatillerden yurtdışı tatillere
doğru değişmiştir.
47
Mundt, age, s.51.
32
1.3.3. Ulaştırma Alanındaki Gelişmeler
Turizmin temel üç unsuru olan; turizm etkinliğinin amacı (kültür,
eğlence, iş vs.), konaklama, ulaştırma içinde turizmin gelişimini etkileyen en
önemli unsur ulaştırmadır. Nitekim uluslararası turizm de ulaştırma
teknolojilerindeki
gelişmelere
paralel
olarak
büyümüştür.
Uçak
teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte kitlesel hava taşımacılığının devreye
girmesi turizm sektörüne en büyük sıçramayı yaptırmıştır. Gemilerle ve
trenlerle günler süren uzun mesafeli yolculuklar saatler içinde yapılabilir hale
gelmiştir. Uçaklar seyahat süresini kısalttığı gibi seyahat maliyetlerini de
azaltmıştır.
Günümüzde uluslararası turizmde ulaştırma alanında yaşanan en
önemli gelişme ise ucuz uçuş imkanlarıdır. Son on yıldır yaygınlaşan ucuz
havayolu şirketleri bireysel turizme önemli katkı sağlamışlardır. Örneğin bu
tür şirketlerin sağladığı fiyatlarla İstanbul – Londra arası bir uçuşu 28 Euro
gibi hemen herkes için ulaşılabilir bir fiyattan satın almak mümkündür. 48
Ayrıca yeni uçakların hava yolu şirketleri için daha düşük maliyetli
olmaları, havaalanları arasındaki rekabet gibi faktörlerde uçuşları ucuzlatarak
uluslararası turizme katkı sağlamaktadır. Havacılık sektöründe beklenen
devrim gibi bir gelişme de ekonomi sınıfında 800 yolcu taşıyabilen Airbus
A380 uçaklarının sayısının artması olacaktır. Bugün hava yolu şirketlerinde
daha çok prestij uçağı olarak uçan A380’ler, üretim sayısının artması(Boeing
üretimi geniş gövdeli uçakları da bu gelişmeye katabiliriz) ile ekonomik turizm
rotalarına da uçmaya başlayacak ve uluslararası turizmde bir patlamaya yol
açacaktır. Yeni nesil bu ekonomik uçakların iki haftalık bir tatil paketini %1015 ucuzlatması beklenmektedir. Böylece daha alt gelir grubundaki, geniş
kitlelerin de uluslararası turizm faaliyetlerine katılabilmeleri olanaklı olacaktır.
Uzay turizmi alanında da bir çok firma ciddi arayış ve yatırım
içindedirler.
48
Ulaştırma
teknolojilerindeki
Easy Jet Plc. (Erişim) www.easyjet.com, 25/02/2010.
gelişmeler
daha
fazla
yolcu
33
taşıyabilen, güvenilir uzay araçlarını olanaklı kılarsa bugün sınırlı sayıda
kişinin
katıldığı
uzay
turizminin
önümüzdeki
yıllarda
kitle
turizmine
dönüştüğünü görmek turizm sektörünü yakından tanıyanlar için sürpriz
olmayacaktır.
1.3.4. İletişim Alanındaki Gelişmeler
Turizmin üç ayağından biri olan, insanları seyahat etmeye iten, gezinin
amacıdır. İnsanların düşüncelerinde turistik bir faaliyet fikrinin oluşmasını bilgi
sağlar. Gereken bu bilgi de çoğu zaman kitle iletişim araçları ile sağlanır.
Günümüzün kitle iletişim araçları olan radyo, televizyon, yazılı basın, sinema
ve internetin toplumlar üzerindeki etkisi her geçen gün daha da artmaktadır.
Kitle iletişim araçları teknolojik bakımdan sürekli gelişerek etkilerini
artırmaktadırlar ve Dünya’nın her tarafında üretilen bilgiyi insanlara üstelik de
görsel olarak taşımaktadırlar. Üretilen bilginin yanı sıra tarihi yapıları, doğal
güzellikleri, sosyal ve kültürel etkinlikleri, spor etkinliklerini Dünya’nın her
köşesinden bireylere ulaşmaktadırlar. Bu gelişme uluslararası turizme olan
mevcut talebi daha da artırmaktadır. Örneğin geniş izleyici kitlesine ulaşan
Dünya Futbol Şampiyonası uluslararası turizmi etkilemektedir. Turnuvanın
olduğu ülkeye seyahatler artmaktadır. Fakat evinde maç izlemek isteyen
insanlar da turizm faaliyetlerini erteleyebilmektedirler. Çok beğeni toplayan
bir Hollywood filmine konu olan egzotik plajlar, bir anda uluslararası turizmin
gözbebeği olabilmektedirler. Örneğin Karayip Korsanları filmi Bahama
Adaları turizmine olan talebi artırmıştır.
Burada yeni gelişen ve insanların hayatında bir anda önemli bir yer
tutan internete ayrıca değinmek gerekir. Kullanıcısının her geçen gün arttığı
internet pratik bir bilgi depolama aracı olması ve inter aktif bir mekanizma
olması yönüyle de diğer kitle iletişim araçlarından ayrılmaktadır.
İnternet sistemi ile her birey bilgi tüketicisi olmanın yanı sıra bilgi
üreticisi de olmuştur. Bugün her internet kullanıcısı kendi kişisel ağıyla
34
yüzlerce, binlerce kişiye ulaşabilmekte ve ürettiği bilgiyi ağında yer alan
kişilerle paylaşabilmektedir. Yaptığı bir seyahati canlı olarak ya da
görüntülerle diğer insanlarla paylaşabilmektedir. İnternet kullanıcıları kendi
saklama alanlarında depoladıkları bilgiye istedikleri zaman ulaşabildikleri gibi,
arama motorları sayesinde hemen her bilgi saniyeler içinde alternatifleri ile
önlerine gelmektedir. Yapılan turizm reklamları hedeflerine internet sayesinde
daha etkin ulaşmaktadır.
İnternet özellikle turizm alanında çok daha etkili olmuştur. Uluslararası
bir seyahatin bütün aşamalarını internet aracılığıyla satın almak mümkün
olmuştur. Üstelik bu seyahati gideceğiniz yeri görerek, diğer alternatiflerle
karşılaştırarak satın alabilirsiniz. Örneğin Berlin’den Antalya’ya tatile gelmek
isteyen bir turist seyahat acentesi vasıtasıyla planladığı tatili bir paket olarak
satın alabileceği gibi, aynı tatili isterse internet yoluyla kendisi oturduğu
yerden satın alabilir. Uçak biletini, havaalanına bağlantı biletlerini, otelini,
katılacağı turların ya da konserlerin biletlerini, hamamda masaj seansını,
satın alabilir. Üstelik konaklayacağı oteli, otelin odalarını, restoranları ve
menülerini görerek, istediği hizmetleri seçerek bu alışverişi bir turist kendisi
bilgisayarının başında yapabilir.
Kredi kartlarını ve cep telefonunu da burada iletişim teknolojilerinin
uluslararası turizme bir desteği olarak ele almak gerekecektir. Uluslararası
kullanımları neredeyse sorunsuz olan bu iki bireysel araç uluslararası
turistlerin harcama ve iletişim ihtiyaçlarını mükemmel biçimde çözerek onların
bulundukları ülkeden başka ülkelere seyahatlerini teşvik etmektedir. Özellikle
cep telefonu seyahatte olan kişinin ev ortamından kopmadan tatil
yapabilmesini sağlamaktadır ve bireyin seyahatinin önündeki kısıtlayıcı birçok
engeli de ortadan kaldırmaktadır.
Turizmin önündeki bütün engeller teknoloji sayesinde bertaraf
edilmektedir. Bu önemli gelişme önümüzdeki yıllarda bireysel seyahatlerde
patlamaya yol açabilecektir.
35
1.3.5. Yeni Destinasyonlar
Devletlerin turizm sektörünü ülkelerinin ekonomileri için hayati önemde
görmeleri sonucunda birçok ülke turizm altyapısına yatırım yapmaya
başlamış ve yeni destinasyonlar ortaya çıkmıştır. Dubai bu gelişmeye güzel
bir örnektir. Küçük bir balıkçı kasabası, yapılan milyarlarca dolarlık yatırım ve
turizme yönelik düzenlemeler ile milyonlarca turisti çeken bir turizm
merkezine dönüşmüştür. Dünün savaş yorgunu Kamboçya ve Vietnam birer
turizm ülkesi olma yönünde ilerlemektedirler.
Turizm pazarına yeni giren bu ülkeler ve yeni destinasyonlar uluslar
arası turizmin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Her arz yeni bir talep
doğurur. Örneğin Mısır Kızıldeniz kıyısındaki Sharm El-Sheikh kasabasını
yaptığı yatırımlarla dalış turizmini konu alarak bir destinasyona dönüştürmüş,
böylece mevcut klasik kültür turizmi arzı olan Piramitlerin yanına uluslararası
turizm için yeni bir alan eklemiştir.
İran’da
uluslararası
turizmden
pay
almayı
planlamış,
Basra
Körfezi’ndeki Kish Adalarını turizme açmayı planlamıştır. Fakat kendi iç
dinamikleri bu gelişmeye olanak tanımamıştır.
1.3.6. Mevzuatta Sağlanan Birlik
Uluslararası turizmin önündeki en önemli kısıtlayıcı engellerden biri
olan her ülkenin uyguladığı seyahat kısıtlamalarının farklılığı ve formalitelerin
çokluğu sorunu gün geçtikçe asgariye indirilmektedir. Bu konuda turizm
dünyasından gelen baskılar hükümetleri sorunları çözme konusunda adım
atmaya itmektedir. Sonuç olarak uluslararası seyahatin bürokrasisi bütün
dünya ülkeleri için gün geçtikçe daha standart ve anlaşılır olmaktadır.
Örneğin birçok Avrupa Birliği üyesi ülkenin ortak uyguladığı Shengen Vizesi
için bir standart getirilmiştir. Böylece daha anlaşılır bir vize politikası
uygulanabilecektir. Türkiye Rusya ile karşılıklı vize uygulamasını kaldırmıştır.
36
Uluslararası seyahat belgesi olan pasaportlarda ortak bir standart getirme
çabası uluslararası alanda sürmektedir. 1999 yılında 180 ülkenin imzalaması
ile alınan kararla, biometrik pasaport olarak adlandırılan, sahteciliği önlemeye
yönelik pasaport uygulamasına 2010 yılına kadar bütün üye devletlerin
geçmesi planlanmıştır. Dünya Turizm Örgütü de bu alanda çalışmalarını
sürdürerek uluslararası turizmin gelişmesinin önündeki engelleri kaldırma
yolunda çalışmalarını sürdürmektedir.
1.3.7. Kentleşme
Günümüzde Dünya nüfusunun %50’si kentlerde yaşamaktadır.
Kentleşme ya da kentlerde yaşayan nüfusun genel nüfusa oranı sürekli
artmaktadır.
Teknolojideki gelişmeler ve
gelişmekte
olan ülkelerdeki
sanayileşme, Dünya gayrı safi milli hasılasının artışı, beraberinde küresel
kentleşmeyi getirmektedir. Dünya genelinde nüfusu 10 milyonu aşan şehirleri
saymak artık neredeyse mümkün değildir. Türkiye’de de benzer gelişme son
30 yılda yoğun bir şekilde yaşanmıştır. Kentlerin nüfusunun genel nüfusa
oranı %30’dan %70’e gelmiştir. Türkiye’ye turist gönderen ülkeler içinde %60
paya sahip olan Avrupa Birliği içinde bu oran %90’lara ulaşmaktadır.
Kentleşmiş nüfus, tarımla uğraşmayan, tarım ürünleri bakımından
tüketici ve genel olarak da doğal yaşamdan uzaklaşmış nüfustur. Nüfusun bu
bölümü turizm sektörünün asıl pazarıdır. Kentin yoğun, insan doğasına aykırı
yaşamı kentli nüfusu doğal ya da farklı ortamlarda tatil yapmaya
yönlendirmektedir. Kentler, kent insanı için tatil yapmayı önemli bir ihtiyaç
haline getirmektedir. Kentli nüfusun artışı uluslararası turizminde büyümesi
demektir.
Türkiye turizminin de içinde yer aldığı Akdeniz Havzasına olan uluslar
arası turizm talebi genellikle 50. paralelin üzerinde yer alan soğuk iklimli
ülkelerin vatandaşlarının sıcak Akdeniz kıyılarına tatile gelmesi şeklinde
cereyan etmektedir. Fakat turist talebindeki genel yönelim doğayla iç içe
37
olmak şeklindedir ve alternatif turizm türlerine olan talep artmaktadır. Örneğin
bir köyde, kasabada kalarak yerel insanlarla kaynaşmayı olanaklı kılan tatil
türleri gibi organizasyonlar ya da organik gıdaların üretildiği bir çiftlikte tatil
yapmak gibi alternatifler talep görmektedir.
Uluslararası turistlerin doğayı arzulamaları ve aramaları turizmden
para kazanan ülkelerin turizm sektörlerinin geleceği için doğalarını koruma
bilincini geliştirmiştir. Kentleşmenin (turizm yatırımları dolayısıyla yaşanan
kentleşme buna dahil) tahrip ettiği doğal çevreyi, turizm ekonomik nedenlerle
korumaktadır.
1.3.8. Terörizm
Uluslararası turizmin bütün Dünya’da teşvik edilmesine ve turizme
uygun altyapılar inşa edilmesine rağmen terörizm uluslar arası turizmi hedef
almaktan çekinmemektedir. Özellikle hava taşımacılığının terörizm tarafından
hedef alınması terörün uluslararası arenada yaygınlaşması ile birlikte
başlamıştır. Uluslararası ve ulusal kamuoyunda yarattığı etkinin büyüklüğü
dolayısıyla uçaklar terörizme sıkça konu olmuşlardır. Bu durum da uluslar
arası turizmi olumsuz yönde etkilemektedir.49
Terörizmin artması doğal olarak anti terör uygulamalarını gündeme
getirmiş ve uluslararası turizmin ana taşıyıcısı olan havacılık sektöründe
birçok düzenleme ve kısıtlamaya gidilmiştir. Havaalanı yönetimleri uçuş
güvenliğini
artırmak
için
gelişmiş
arama,
tarama
yöntemleri
uygulamaktadırlar. Bu uygulamalar yolcuların uçuştan önce hava alanına
daha erken gelmelerini gerektirmekte, uçuşlarda yolcunun yanına alabileceği
materyalleri kısıtlamakta, sonuç olarak yolculuğu olması gerekenden daha
külfetli ve uzun hale getirmektedir. Bütün bu gelişmeler bir takım zorluklar
ortaya çıkarsa da uluslararası uçuşları engellememektedir. Turistler için
49
Audrey Kurth Cronin, Globalization and International Terrorism, International Security, Winter
2002/03, Vol. 27, No. 3, s. 30-58
38
yolculuk daha sıkıntılı olmakta, turizm organizatörleri için de maliyet ya da
külfet artırıcı olmaktadır.
İçi yolcu dolu uçakları kaçırarak Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD)
New York şehrindeki iki gökdelene çarpmak şeklinde gerçekleştirilen 11 Eylül
2001 terörizm saldırıları teröre karşı alınan önlemlerin sıkılaştırılması
sonucunu doğurmuştur. Yolcu uçaklarına karşı yapılan saldırılar sonucunda
yolcuların hava ulaşım güvenliğine olan şüphelerinden dolayı ABD’nde ve
Avrupa’da uçuşlar azalmış ve havayolu şirketleri mali sıkıntıya girmiştir.
Uluslararası turizm faaliyetinin gerçekleşmesindeki en önemli unsur istenilen
destinasyona en hızlı şekilde ulaşımı sağlayan havayolu taşımacılığıdır.
Uluslararası turizm de hava ulaşımında yaşanan bu olumsuz gelişmeden
etkilenmiştir. ABD ve diğer terörizme hedef olan ülkeler vize uygulamalarını
sıkılaştırmışlar
ve
turistleri
seyahatten
vazgeçirebilecek
uygulamaları
yürürlüğe koymuşlardır. Uluslararası terörizm turizmin önündeki en önemli
engellerden birisidir.
Yukarıda belirtildiği gibi uluslararası turizm önümüzdeki yıllarda
büyüme yönünde birçok fırsatının bulunduğunu göstermektedir. Nitekim
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün istatistik çalışmaları da
önümüzdeki yüzyılın uluslararası turizm sektörünün yüzyılı olacağını
göstermektedir.
İKİNCİ BÖLÜM
ULUSLARARASI TURİZMİN ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINA
ETKİLERİ
20. Yüzyılın ikinci yarısında gelişen ulaştırma teknolojileri ve uçakların
kitle taşımacılığına başlaması ile hızla büyüyen uluslararası turizm aktivitesi
uluslararası bir toplum yaratmıştır.50 Böylece uluslar arası ilişkiler için yeni bir
alan oluşmuştur. Ortaya çıkan uluslar arası toplum da uluslararası ilişkilerin
oluşmasında etkin rol oynamaktadır. Bu alan üç yönü ile incelenebilir;
uluslararası
turizmin
uluslararası
yapısı,
devletler
arasında
karşılıklı
ekonomik ve sosyal bağımlılığı artırdığı için dış politika yönü ve turizm
sektörünün beklentileri nedeniyle uluslararası sistemin ortak bir yapıya doğru
gitmesi. Ayrıca uluslar arası turizmin ihtiyaçları doğrusunda mevzuat
oluşmakta ve uluslararası standartlaşma olmaktadır. Devletlerin dışişleri
örgütleri
de
uluslararası
turizmin
getirdiği
yeni
koşullara
göre
yapılanmaktadır.
2.1. ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER KONUSU OLARAK TURİZM
Artan uluslararası yapısı nedeniyle turizm uluslararası ilişkiler
alanından ayrılamaz.51 Turizm ticari bir aktivite olmaktan çok dış politikanın
bir alanıdır ve global turizm altyapısı uluslararası ilişkilerin önemli bir
parçasını oluşturur. Yabancı bir ziyaretçiyi ülkeye kabul etmek ve ülkenin
sınırları içinde seyahatine yardımcı olmak politik bir eylemdir.
Uluslararası turizm esas itibariyle bir devletin uyruğundaki vatandaşın
ülkesinin sınırlarını terk ederek başka bir ülkenin sınırları içinde geçici olarak
yaşaması, ticari ya da kültürel aktivitede bulunmasıdır. Belli bir süreyi (birçok
devlet turistik amaçlı kalış süresinin genellikle 3 aydan fazla olmaması
50
51
Goldstein, S., Joshua, Pevehouse, C., Jon, International Relations, Longman, Boston, 2007, s.378.
Hall, a.g.e., s. 59.
40
gerektiğinde karar kılmıştır. Bazı ülkeler bu süreyi 6 ay olarak uygular ama
genel eğilim 3 aydır ve fazlası için oturma belgesi, tezkeresi düzenlenir.)
kapsayan bu seyahat basit anlamda iki devleti (turisti kabul eden devlet ve
turistin vatandaşlık bağıyla bağlı olduğu devlet) ilgilendirmektedir.
Ancak uluslararası turizm sektörünün karmaşık yapısı uluslararası
ilişkilerin bir konusu olma yönünü daha belirgin olarak ortaya çıkarmaktadır.
Basit modelde uluslararası turist kendi devletinin uyruğundadır ve başka bir
ülkeyi ziyaret etmektedir. Fakat yolculuk yaptığı havayolu şirketi hukuken
üçüncü bir devletin uhdesinde olabilmektedir. Bir diğer realite ise uluslararası
turist bu seyahati dördüncü bir devletin seyahat acentesinden satın almış
olabileceğidir. Seyahat gemileri ile yapılan uluslar arası turizm faaliyetinde ise
deniz hukuku devreye girmekte, birden çok ülke ziyaret edilmekte, onlarca
farklı ülkeden gelen turist birlikte tatil yapmakta ve yine onlarca değişik
ülkenin vatandaşı bu gemilerde çalışmaktadır.
Uluslararası turizm faaliyeti esnasında ortaya çıkabilecek sorunlar ise
uluslararası hukukun ve bağlı disiplinlerin konusu olacaktır. Her yıl yaklaşık
bir milyar insanın uluslararası turizm faaliyetine katıldığını düşünecek olursak
uluslararası ilişkiler alanı için turizm faaliyetinin önemini daha iyi anlayabiliriz.
2.2. DIŞ POLİTİKA FAKTÖRÜ OLARAK ULUSLARARASI TURİZM
Devletlerarasında
turist
akımı
karşılıklı
ekonomik
bağımlılığı
güçlendirebilir. Aynı zamanda uluslararası turizm, uluslararası uyumu
artıracak ve barış için bir güç olacak mekanizma olarak da görülebilir.
Uluslararası turizmden pay almak için ülkenin uluslararası ilişkilerinde
barış hakim olmalıdır. Değişik ülkelerden kaynaklanan, düşmanlık, tehlike,
savaş tehdidi gibi olguların bulunmaması gereklidir. 52 İstikrarlı bir uluslararası
52
Ning Wang, Tourism and Modernity, Zhongshan University China, Amsterdam, 2000, s. 144.
41
politika turizm sektörü gibi uzun vadeli planlama ve yatırımı gerektiren
sektörler için gereklidir.
Turist gönderen ülkelerle iyi ilişkiler kurmak, karşılıklı anlaşmalarla
birtakım imtiyazlar sağlamak gereklidir. Örneğin İngiltere Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarının ülkeye girişlerinde vize uygulamaya başlamış ve Türkiye de
bu uygulamaya İngiliz vatandaşlarına vize uygulayarak karşılık vermiştir.
Fakat İngiltere’nin vize politikasına benzer bir vize uygulamasının Türk
turizmine zarar vereceğinin anlaşılması üzerine Türkiye tarafından uygulanan
politikada değişikliğe gidilmiştir. Turizm sektörünü korumak için vize
uygulaması İngiltere lehine değiştirilmiş ve sınırda tahsil edilen 10 İngiliz
Sterlini karşılığında ülkeye girişe izin vermek şeklinde uygulanmaya
başlanmıştır. Türkiye’nin uyguladığı vize İngiliz vatandaşları için bir kısıtlama
içermemektedir. Halbuki İngiltere’nin Türk vatandaşlarına uyguladığı vize
ülkeye girecek vatandaşları seçmeye yöneliktir. Avrupa Birliği Türk
vatandaşlarına yönelik vize uygulamasını sürdürmektedir. Fakat Türkiye
Avrupa Birliği üyesi ülkelerden vize istememektedir (Yunanistan gibi birkaç
istisna devlet hariç. Türkiye Başbakanı Recep Tayyib Erdoğan’ın Temmuz
2010’da Yunanistan’a yaptığı gezide varılan anlaşma ile Türk vatandaşlarının
sahip olduğu yeşil pasaportlara vize kaldırılmış ayrıca Türk vatandaşlarının
Yunanistan’a yapacağı iki günü aşmayacak gezilerde vize istenmemesi
karara bağlanmıştır).
Öte yandan uluslararası turizmin politik avantajları da çok büyüktür.53
1980 Olimpiyat Oyunları için Sovyetler Birliği’nin yapmış olduğu yatırımlar ve
hazırlıklar bu organizasyonun getireceği ekonomik katkıdan kat be kat fazla
idi. Üstelik bu gerçek daha önce olimpiyat düzenleyen şehirlerin yatırımlarının
karşılığını almak konusunda başa baş noktasına bile gelemedikleri bilindiği
halde bu harcamalar yapılmıştır. Olimpiyatları düzenlemenin ev sahibi ülkeye
getireceği uluslararası prestij, uluslararası politika için daha önemli olmuştur.
Bir ülkenin uluslararası arenaya teknolojisini ve gücünü göstermek için
53
Linda K. Richter, Politics and Political Science,Annals of Tourism Research, 1983 vol. 10. s. 325.
42
olimpiyatlardan daha iyi bir fırsat olamazdı. Geçmiş olimpiyat oyunlarında da
2008 olimpiyat oyunlarında da Çin Halk Cumhuriyeti bu kozunu iyi bir fırsat
olarak kullanmıştır.
Aynı sebeple Amerika Birleşik Devletleri de uluslararası turizmi
Sovyetler Birliğine karşı pir politik silah olarak kullanmanın yollarını aramıştır.
Moskova Olimpiyatlarını boykot kararını Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı
işgaline tepki olarak aldırarak, Sovyetler Birliği’nin uluslararası arenada
saygınlığını ve prestijini yıkmaya çalışmıştır. Amerika Birleşik Devletleri yine
birçok fırsatta turizmi bir silah olarak kullanmıştır. Çin ve Küba’ya karşı olan
politik muhalefeti nedeniyle bu ülkelere yönelik turizm talebini seyahati
yasaklayarak yıllarca engellemiştir.54
Kapitalist ülkeler rejimlerinin gücünü göstermek için lüks turizmi teşvik
etmişlerdir. Turizm pazarının önemli bir kısmı kapitalist Batı devletlerinden
oluşmaktadır. Bu ülkeler kendi ülkelerindeki uluslararası organizasyonları
sadece ekonomik değerleri için değil ülkelerine gelen yabancı heyetleri
sistemleriyle etkilemek için de kullanmışlardır.55 Sosyalist ya da komünist
rejimler ise ülkelerine yönelik turizm hareketini gelen turistlere özgür
basınlarını ve sivil hareketleri göstermek için değil sağladıkları ekonomik
gelişme ve düzeni anlatmak için kullanmışlardır.
İsrail ise ülkesine yönelik turizmi, göçmen kazanmak için bir politik
araç olarak görmüştür. 1970’li yıllarda ülkeye gelen turistlerin %10’unun
göçmen olarak kalmasını sağlamıştır. Özellikle alt gelir grubundaki gençlere
yönelik organizasyonlarla bu hedefe ulaşmıştır. Ayrıca savaşlarla bunalan
halkına da gelen turistlerin ilgisi ile bir moral kaynağı yaratmaya çalışmıştır.
Ayrıca Arapların İsrail’e karşı boykotunu göz ardı eden ilk sektör de turizm
sektörü olmuştur.56
54
Richter, a.g.m., s. 326.
Richter, a.g.m., s. 326.
56
Richter, a.g.m., s. 326.
55
43
Birleşik Arap Emirlikleri’nin yedi emirliğinden biri olan Dubai Emirliği
ülkesinin geleceğini turizm ve ticarette görmüş bir emirliktir. Petrol
zenginliğinden yoksun olduğu için turizm sektöründe ve uluslararası ticarette
büyümek isteyen Dubai Emirliği bütün kaynaklarını altyapı yatırımlarına
ayırmış ve Dubai kasabasını uluslararası bir turizm destinasyonu ile ticaret
merkezine dönüştürmüştür. Dubai sadece alt yapı yatırımları yapmamış,
ülkenin hukukunu da hedeflerine göre revize etmeyi bilmiştir. Liberal bir
ekonomi ve hukuk sistemi kuran Dubai (Bahreyn ile birlikte) tutucu Arap
coğrafyasının Batı’ya açılan yüzü olmuştur.
Radikal yönetimlerle yönetilen komşu Arap devletlerinden Dubai
Emirliği’ni ayıran en önemli unsur uluslararası kabul görmüş, komşularına
göre yüksek standartlarda olan hukuk sistemidir. Kurdukları liberal ekonomik
ve sosyal yapı ile Dubai Emirliği bütün Dünya’dan özellikle de sermaye
zengini Batı ülkelerinden yatırım alabilmektedir. Her yıl milyonlarca uluslar
arası turist Dubai’yi ziyaret etmekte, yabancılar gayrı menkul yatırımı
yapabilmekte ve uluslararası şirketler bölge ofisleri için bu liberal ülkeyi tercih
etmektedirler.
Dubai Emirliği’nin bu başarısı dini referans alan tutucu yönetimlere
sahip bölge devletlerinin de ilgisini çekmiştir. Suudi Arabistan Krallığı Dubai
benzeri bir şehir kurarak, burada daha liberal bir yönetim uygulamayı ve
halkının üzerindeki baskıyı biraz olsun hafifletmeyi planlayabilmektedir. Öte
yandan tutucu İran Hürmüz Boğazı yakınlarındaki Kish Adasını liberal bir
turizm bölgesi yapmayı planlamış fakat hayata geçirememiştir. Dubai örneği
bölgenin halklarının ilgisini çekmiş ve yaşattığı örnek ile bölgeye model
olarak daha da radikal yönetimlerin iktidarlara gelmesini engellemiştir. Komşu
devletlerden, özellikle Suudi Arabistan’dan, milyonlarca insan Dubai’yi ziyaret
etmekte,
kendi
ülkesinde
yaşayamadığı
bazı
özgürlükleri
burada
yaşamaktadırlar.
Fakat mümkün olduğunca liberal olan hukuk sistemine rağmen 2009
yılı sonunda yaşanan bir olay uluslararası turizm standartları için nelerin
44
yapılması gerektiğine dair bir örnek olmuştur. Dubai’de tatil yapan bir İngiliz
çift bir restoranda öpüştükleri için şikayet edilirler ve mevcut kanuna göre bir
ay hapis cezası ile karşı karşıya kalırlar. İngiliz çift için son derece doğal olan
bir davranış şekli, Dubai Emirliği yasalarına göre suç teşkil etmektedir. Bu
olay Dubai turizmini ve yönetimini sıkıntıya sokmuştur. Dubai’de yaşanan
2010 yılı başlarındaki mali kriz ile bu olay birleşince Dubai Emirlik yönetiminin
ve turizm yönetiminin hiç istemedikleri bir durum ortaya çıkmıştır.
Hükümetler zaman zaman turizmi uluslar arasında bir köprü olarak da
görmüşlerdir. Örneğin İsrail ve Mısır Camp David anlaşmasına olan
toplumsal
tepkilerin
politik
olarak
kabulünü
sağlamak
için
turizm
anlaşmalarını kullanmışlardır. Sina bölgesindeki turistik tesislerin İsrail
vatandaşlarınca kullanılması sağlanarak, İsrail’in Sina Yarımadası’ndan
çekilmesine karşı toplumsal muhalefet ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. 57
Turizm, Güney Doğu Asya
Uluslar Birliği(ASEAN), UNESCO,
Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği (RCD) gibi uluslararası işbirliği ittifaklarının da
başarıya ulaşması için en önemli araçlardan biri olarak görülmüştür. ASEAN
turizm için bir sürekli komite oluşturmuş ve üye ülkeler arasında ASEAN
pasaportu oluşturmaya, bölgesel turizm gelişimi planları oluşturmaya ve
bölge içinde para değişimini kolaylaştırmaya yönelik çabalara girişmiştir.
Hala uluslararası organizasyonlar turizm ile ilgili yapılar oluşturmaya
çalışmaktadırlar. Bunlardan üçü; Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü (UNWTO),
Asya Pasifik Seyahat Birliği (Pasific Asia Travel Association, www.pata.org
PATA)58 ve Karayipler Turizm Örgütü’dür (Caribbean Tourism Organization,
CTO)59.
Merkezi Tayland Bangkok’ta bulunan PATA üyeleri arasında ilişkileri
kurmaya ve güçlendirmeye çalışmaktadır. Bölge turizmi ile ilgili araştırmalar
57
Richter, a.g.m., s. 327.
PATA (Erişim) www.pata.org, 24 Nisan 2010
59
CTO (Erişim) http://www.onecaribbean.org/ 24 Nisan 2010
58
45
yapmakta ve yayınlamaktadır. Sürdürülebilir turizm yatırımlarını ortaya
çıkarmakta ve yatırımları teşvik etmektedir.
Merkezi Barbados Bridgetown’da bulunan CTO, bölgesindeki turizm
potansiyellerini turizm pazarı olan ABD ve Avrupa ülkelerine tanıtmayı hedef
edinmiş bir örgüttür. CTO’nun 32 üyesi bulunmaktadır.
2.3. ULUSLARARASI SİSTEMİ YAPILANDIRAN BİR OLGU OLARAK
ULUSLARARASI TURİZM
Eğer bir devlet uluslararası turizmden pay alarak ekonomisine,
dolayısıyla vatandaşlarının yaşam standardına katkı yapmak istiyorsa,
turistlerin ülkesine gelmesi için gereken düzenlemeleri yapmak ve ortamı
sağlamak durumundadır.

Ülkeye girişleri kolaylaştırmalı (vize gibi uygulamalarda esnek olmalı)

Ülkesindeki güvenliği uluslararası standartlara taşımalı,

Hukuk
sistemini,
uluslararası
kabul
görmüş
normlara
göre
yapılandırmalı,

Turist gönderen ülkelerle (pazar ülkeler) iyi ilişkiler kurmalı,

Uluslararası ve ülke içi çatışmalardan uzak durmalı,

Uluslararası politikada istikrarlı olmalı,

Uluslararası sisteme entegre olmuş istikrarlı bir ekonomik yapı
kurmalıdır.
Uluslar arası turistlere yönelik her ülkenin farklı bir politikası vardır.
Genelde turistlerin kalış sürelerini düzenleyen bu uygulamalar turistin geldiği
ülke ile ev sahibi ülke arasındaki ilişkilere göre de değişmektedir. Örnek
vermek gerekirse, Kanada 54 üye ülkeden oluşan İngiliz Uluslar Topluluğu
(Commonwealth)60
60
ülkelerinden
ve
ABD’den
pasaport
İngiliz Uluslar Topluluğu (Erişim) http://www.thecommonwealth.org/ 15 Eylül 2010
ve
vize
46
istememektedir, fakat diğer ülkelerden istemektedir.61
62
Endonezya, Doğu
Timor sorunu olmasına rağmen turizmi ve ticareti geliştirmek için birçok ülke
ile vize uygulamalarını hafifletmiştir.63 Güney Kore Çin’den gelen turist
sayısını artırmak için 1997 yılında vize uygulamasını basitleştirmiştir.
Turist pazarını oluşturan (turist gönderen) ülkeler gelişmiş hukuk
sistemine sahip ülkelerdir. Bu ülkelerin hukuk normları aşağı yukarı benzer
kuralları içermektedir. Uluslararası turisti kabul etmeyi bekleyen ülkelerin
hukuk normları da turist gönderen ülkelerin kurallarına yakın olmalıdır. Alkol
tüketiminin yasak olduğu bir ülkede uluslararası turizm zor olacaktır.
2.4. ULUSLAR ARASI TURİZM MEVZUATINDA STANDARTLAŞMA
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) yayınladığı
Uluslararası Turizm Ahlak Bildirgesi (Global Code of Ethics for Tourism)64 ile
uluslararası turizm için uyulması gereken kuralları ortaya koymuştur.
Birleşmiş Milletler Örgütü’nün bu organının kararları bütün üye ülkeler
tarafından kabul görmektedir. Ayrıca Uluslararası Hava Taşımacılık Birliğinin
(International Air Transport Association, IATA) hava yolu taşımacılığı ile ilgili
ürettiği mevzuat, Avrupa Birliği’nin ürettiği mevzuat, Dünya ülkeleri tarafından
kabul görmekte ve uygulamaya koyulmaktadır. Böylece uluslararası turizmin
ihtiyaçlarına göre oluşan mevzuat uluslararası bir uyumu gerektirmektedir.
Sektörün ihtiyaçlarının gerektirdiği standartlaşma Dünya’da mevzuatlarda bir
uyumu
beraberinde
getirmektedir.
Böylece
turizm
operasyonları
kolaylaşmakta, beraberinde de sektörde verimlilik artışı yaratmaktadır.
Turizm sektöründe faaliyet gösteren bir ülke değişik milletlerden
uluslararası turistleri ağırladığı gibi, değişik milletlerden turizm çalışanlarına
61
Richter, a.g.m., s.324.
D. J. Timothy, Tourism and Political Boundaries, Routledge, London, NY, 2001, s. 116.
63
Timothy, a.g.e., s.116.
64
Uluslararası Turizm Ahlak Bildirgesi, (Erişim)
http://www.unep.org/bpsp/Tourism/WTO%20Code%20of%20Conduct.pdf 15 Eylül 2010
62
47
da çalışma izni vermek durumunda kalmaktadır. Örneğin İngiliz şirketi
Sunsail Limited (firma daha çok yelkenli tekne kiralama ve yelken sporu
ağırlıklı tatil hizmeti vermektedir.) yabancı çalışanlarına Türkiye’de çalışma
izni almakta zorlandığı için bir takım faaliyetlerini Avrupa Birliği üyesi
Yunanistan’ın adalarına kaydırma kararı almıştır.
Ülkenin ekonomik yapısının da turizm sektörünün dinamiklerine cevap
verir olması gereklidir. Para politikalarının liberal olması, enflasyonun kabul
edilebilir düzeyde olması, kur politikalarının yabancı yatırımcılar açısından
tehdit oluşturmaması gereklidir. Uluslararası turizmden pay almak isteyen bir
ülke yabancı yatırımcıya da kapılarını açmalıdır. Sabit yatırım tutarının çok
yüksek olduğu turizm projelerinde yabancı yatırımcıları çekmek birçok
ülkenin önceliğidir.
Turizm sektöründe faaliyet gösteren çok uluslu şirketler de uluslar
arası organizasyonlardır. Örneğin bir Türk seyahat acentası olan Pegas A.Ş.
daha çok Rusya’dan Türkiye’ye turist getirme işinde faaliyet göstermektedir.
Fakat
bu
şirketin Rusya’dan
Avrupa’ya,
Avrupa
Birliği ülkelerinden
Türkiye’ye, Rusya’dan Mısır’a, Avrupa’dan Mısır’a operasyonları vardır.
Faaliyette bulunduğu ülkelerden çalışanları vardır ve bu çalışanları her
faaliyette bulunduğu ülkede istihdam etmek istemektedir. Türk muhasebe
elemanlarını Rusya ve Mısır’da çalıştırmakta, Rus rehberleri Türkiye ve
Mısır’da görevlendirmekte, Londra ofisinde yine Türk yönetici istihdam etmek
istemektedir. Uluslararası turizm sektörünün yapısını anlatan bu örnekteki
firma için uluslararası mevzuat birliğinin sağlanması hayati önem arz
etmektedir.
Otel, havayolu şirketleri, seyahat acenteleri, ve kredi sağlayan
kurumlardan oluşan bu şirketler milyarlarca dolarlık sektörde trendleri ve
fiyatları belirlemektedirler.65 Çok uluslu şirketlerin turizm hizmeti veren
ülkelerle ilişkileri bu ülkeler açısından önem arz etmektedir. Çok uluslu
şirketlerin finansal varlıkları faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki varlıklarından
65
Richter, a.g.m., s.327.
48
daha önemlidir. Bazı durumlarda çok uluslu turizm şirketlerinin sermayeleri
ve borç alma güçleri ilişkide bulundukları ülkelerden daha fazladır. Turizm
pazarından pay alan devletler turizm sektörünün dev şirketleri ile
uyuşmazlıklardan kaçınmak durumundadırlar. Uluslararası turizmin özel
sektör tarafında olan ve birbirinden farklı kurumsal yapılarda olup geniş bir
yelpazeye yayılan bu aktörlerinin yasaları ve yönetmelikleri hazırlama yetkisi
olan organlardan sektörün verimli çalışması için beklentileri olmaktadır.
Turizm sektörünün beklentileri de ülkelerin ekonomi yönetimlerince ve
hükümetlerce dikkate alınmaktadır. Ayrıca turizm sektörünün yatırımcılarının
oluşturdukları birlikler turizm ile ilgili uluslararası platformlarda da temsil
edilmektedir. Örneğin Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel
Kurulu’nda turizm sektörü yatırımcıları temsil edilmektedirler. Böylece uluslar
arası turizm mevzuatının oluşmasında etkin rol oynamaktadırlar.
2.5.
DEVLETLERİN
DIŞ
İŞLERİNİ
YÖNETEN
KURUMLARIN
ULUSLARARASI TURİZMİN İHTİYAÇLARINA GÖRE YAPILANMASI
Günümüzde
uluslararası
turizmden
pay
alan
devletler
turizm
sektörlerinin ihtiyaçlarının tespiti, yatırımlarının planlanması, denetimi,
tanıtımının yapılması gibi konularda daha etkin olabilmek için turizm sektörü
ile doğrudan ilgilenen bakanlıklar kurmuşlardır. Turizm bakanlıklarının yerel
örgütlerinin yanında (genellikle dış misyonların içinde) yurtdışı örgütlenmeleri
de vardır. Bu örgütlenme ülkelerinin turizm potansiyellerini tanıtmanın yanı
sıra sektörü büyütecek yatırımlara aracılık etme fonksiyonları da vardır.
Türkiye de bu durumdan istisna değildir. İlk kez 1963 yılında ülkemizde bir
turizm bakanlığı oluşturulmuştur. Bugün kültür bakanlığı ile birleşen T.C.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yurtiçinde planlama, denetim gibi fonksiyonlarının
yanı sıra yurt dışında da turizm müşavirlikleri vasıtasıyla ülke turizmini
geliştirmek için çabalarını sürdürmektedir. Yurtdışında düzenlenen turizm
fuarlarına Türkiye’den özel sektörün katılımı Kültür ve Turizm Bakanlığı
49
vasıtasıyla organize edilmekte, çeşitli yayınlarla ve reklam kampanyaları ile
Türk turizmi mevcut ve potansiyel pazarlara tanıtılmaya çalışılmaktadır.
Esas itibarıyla devletlerin dış politikalarını yöneten kurumların başında
dışişleri bakanlıkları gelir. Türkiye’nin Dışİşleri Bakanlığı da bünyesinde
oluşturduğu Yurt Dışı Tanıtım ve Kültür İşleri Genel Müdürlüğü vasıtası ile
Türk turizm sektörünün ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmaktadır. Fakat
Türkiye’de çok hızlı gelişen turizm sektörüne paralel olarak kamu
bürokrasisinde turizm sektörünün ülkenin dış politikalarından beklentilerini
işleyerek somut politikalara dönüştürüp sorunlarını çözeceği bir yapı henüz
oluşturulamamıştır. Bu konuda fikir altyapısı oluşan ve ortaya çıkması
muhtemel olan en somut öneri Başbakanlık bünyesinde bir Kamu Diplomasisi
Kurumu oluşturulmasıdır. Bu kurum kamunun dış politika taleplerini formüle
ederek dış politika uygulayıcı kurumlara gerçekleştirilmeleri için ulaştıracak
bir kurum olacaktır. Örneğin Rusya’dan gelen turist sayılarında bir düşüş ya
da yeterli artış olmaması durumu ortaya çıkarsa Kamu Diplomasisi Kurumu
sorunun tarafları ile çalışıp bir formül üretecek ve ortaya çıkarılan yol
haritasının görevli kurumlardan icrasını isteyebilecektir. Kamu Diplomasisi
Kurumunda Dışişleri Bakanlığının yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanlığı, Basın
Yayın Genel Müdürlüğü, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Türk Havayolları
A.Ş., Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı gibi
konuyla ilgili kurumlar temsil edilmelidir. Ayrıca özel sektör ve sivil toplum
örgütleri de eşit ağırlıkla kurumda temsil edilmelidirler. Örneğin Türkiye
Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB), Akdeniz Turistik Otelciler Birliği
(AKTOB), Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) gibi turizm sektörünün etkin
kuruluşları oluşturulacak yapı içerisinde yer almalıdırlar.
Özel sektörün temsilcilerinin de içinde yer alacağı yeni kurum sektörün
ihtiyaçlarına uygun kısa ve uzun vadeli hedefleri belirleyerek gerekli
stratejileri oluşturacaktır. Böylece turizm sektörüne yararlı olacak adımların
atılmasını sağlayacak politikalar oluşturulacak ve bu politikaların etkin bir
şekilde
uygulanması sağlanacaktır.
Yeni kurum
vasıtasıyla
turizm
50
sektöründe ortaya çıkabilecek sorunlar daha erken tespit edilebilecek,
sektörü ilgilendiren yeni yatırım ya da pazarlama fırsatları daha çabuk
değerlendirilebilecektir. Kamu ve özel sektör temsilcileri ile oluşacak modern
bir
kurum
Türk
sağlayabilecektir.
dış
politikasına
ve
ekonomisine
değerli
katkılar
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ÜLKELERİN DIŞ POLİTİKALARINI YÖNLENDİREN TURİZM AKTÖRLERİ
3.1. YEREL AKTÖRLER; OTEL SAHİPLERİ, ACENTALAR, SENDİKALAR
Bir ülkenin turizm politikasının oluşması karışık olgudur. Toplumun
sosyal yapısı, ülke ekonomisinin yapısı turizm politikasının oluşturulmasın da
göz önünde bulundurulması gereken ana konulardır.66
Genç ve eğitim düzeyi düşük bir nüfusa sahip ülkede yüksek istihdam
sağlayan ve yüksek eğitimli iş gücü gerektirmeyen turizm sektörü sosyal yapı
için ideal bir yatırım alanıdır. Öte yandan toplumun, korunması planlanan,
geleneksel değerleri varsa uluslararası turizm mevcut değerleri erozyona
uğratacaktır.
Ülke ekonomisinin gelişmişlik düzeyi katma değeri yüksek teknolojik
malları üretemeyecek yapıdaysa, kısa vadede hizmet sektörüne yönelmek
(turizm) ekonominin rekabetçi yönü için daha uygun olacaktır. Ülke
ekonomisinin dış ticaret açığı varsa uluslararası turizme yatırım yapmak
ithalattan kaynaklanan açığı ikame edecektir. Bölgesel kalkınma için turizm
potansiyelini kullanmak keza etkin bir yöntem olarak kendini kanıtlamıştır.
Örnek vermek gerekirse, tarım dışında üretimi olmayan Antalya turizm
sektörüne yapılan yatırımlar sayesinde kısa sürede Dünya turizminden tek
başına %2 pay alan bir ekonomik kaynağa dönüşmüştür.
Turizm politikaları makro ekonomik verilere ve sosyal yapıya uygun
kararlarla belirlenmektedir. Fakat sektörün ana dinamiklerine bakarsak turizm
sektöründe kimlerin ülkelerin iç ve dış politikalarına etki edebileceğini
görebiliriz.
66
Hall, a.g.e. s.58.
52
Turizm olgusunun üç önemli ayağı vardır. Birincisi turizmin konusu,
amacıdır. İnsanların bir gezi amacıyla ülkelerini bir süreliğine terk etmeleri
için bir amaçlarının olması gerekir. Bu amaçlar, tatil, iş, ticaret, spor aktivitesi,
sanat organizasyonu, haç, eğitim v.s. olabilir. Turizm sektörü amaca göre
turizm aktivitesini sınıflandırır. Tatil turizmi, iş turizmi, inanç turizmi, kültür
turizmi, sağlık turizmi, yat turizmi, spor turizmi (örneğin golf sporu), kış
sporları turizmi, gençlik turizmi, üçüncü yaş turizmi vs.
İkincisi ulaşımdır. Seyahat etmenin birinci koşulu ulaşımdır. Özellikle
uluslar arası turizmde mesafeler uzayacağı için ululaştırma daha da
önemlidir. Hava yolu şirketleri en önemli konumdadırlar. Günümüz hava
taşıma şirketleri yüzlerce uçaklık filolarla ve binlerle sayılan personelle
çalışmaktadırlar. Türkiye’nin en önemli hava taşıma şirketi olan THY yılda
yaklaşık 20 milyon yolcu taşımaktadır. Kara taşımacıları sektörün diğer
önemli kısmını oluşturur.
Üçüncüsü ise konaklama ayağıdır. Oteller en büyük yatırım kalemidir.
Beş yıldızlı bir otelde bir yatağı inşa etmenin maliyeti 75.000 TL
civarındadır.67 Bin yataklı beş yıldızlı bir otelin inşaat maliyeti (arsa değeri
hariç) yaklaşık 95.000.000 TL civarındadır. Uluslararası bir zincir olan
Intercontinental Group Plc’nin 1.280.000 yatağı vardır ve 100 milyar USD
tutarında (otel arsaları ile birlikte) bir yatırımı temsil etmektedir.68 Bu
yatırımların korunması sadece otel sahiplerini değil ülkelerin politikalarını da
ilgilendirmektedir. Otel sahiplerinin kurdukları birlikler hem yerel, hem uluslar
arası alanda güçlü birer baskı grubudurlar. Örneğin Intercontinental Group
sekiz adet zincir otel markası ile 100’ün üzerinde ülkede faaliyet
göstermektedir. Bu firmanın yatırım yapması ev sahibi ülke için bir prestij
kaynağıdır ve ülkeye güveni gösterir. Turizme yatırım yapan ülkeler uluslar
arası zincir markaları ülkelerine çekebilmek için mümkün olan bütün
kolaylıkları göstermektedirler.
67
68
Yatak Başı Maliyetler (Erişim) www.kalkinma.com.tr 15 Eylül 2010
Intercontinental Group Plc (Erişim) http://www.ihgplc.com/ 10 Nisan 2010
53
Türkiye’de turizm sektörüne hizmet veren 1 milyon yatak vardır. Arsa
değeri ile bu yatırım 100 milyar TL’yi bulmaktadır. Ayrıca sektöre yapılan
marina, hava alanı, yat, uçak, alışveriş merkezi gibi diğer yatırımlar da önemli
rakamlar tutmaktadır. Alt yapı yatırımları da turizm yatırımları ile birlikte
artmaktadır. Öte yandan İlgili bakanlığın 2023 yılı hedefi ise 1,500.000
yatağa ulaşmaktır.69
Tatil gemileri, yat filoları da önemli yatırımlarla inşa edilmektedir.
Seyahat acenteleri da sektörün olmazsa olmazıdır. Ama yatırım tutarları
düşüktür, lobi güçleri yüksektir. Reklamlar genellikle acenteler tarafından
organize edilir ve
acentelerin bu yetenekleri onlara istedikleri gibi
kampanyalar düzenleme ve halkla ilişkiler organizasyonu yeteneği verir. 1991
Körfez Savaşı sonrası Türkiye’deki seyahat acenteleri hükümete yaptıkları
etki sonucu devlet bütçesinden destek amaçlı çok düşük faizli krediler
almışlardır.70
Havaalanı işletmeciliği de kayda değer ekonomik ölçeği ifade eder
duruma gelmiştir. Antalya Uluslararası Havaalanının işletmesi 15 yıllık bir
süre için 3 milyar dolar karşılığında özelleştirilmiştir. Kamu maliyesi için bu
rakam önemli bir kaynaktır.
Bu yatırımları temsil eden sektörün temsilcilerinin oluşturduğu birlikler
önemli birer lobi grubudurlar. Akdeniz Otelciler Birliği (AKTOB), Turistik
Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB), Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) bu
kuruluşların belli başlılarıdır. Sektörün önde gelen sivil toplum kuruluşları
Türkiye’nin dış politikalarında sektörün ihtiyaçlarını gözeten uygulamalar
yapması için hükümetlere etki etmektedirler. Örneğin ülkeye daha fazla turist
çekmek için vize uygulamalarının kaldırılması ya da basitleştirilmesi
istenmektedir. Nitekim Türkiye özellikle son bir yıldır komşu devletlerle başta
olmak üzere karşılıklı vizeleri kaldırmak için protokoller imzalamaktadır. Bu
kapsamda Suriye, Ürdün Rusya Federasyonu ile vizeler karşılıklı olarak
69
Çetinel, agm, s.2.
Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.,
www.kalkinma.com.tr, 25 Eylül 2010
70
2001,
2002,
2003
Faaliyet
Raporları,
(Erişim)
54
kaldırılmıştır. Azerbaycan ile ise görüşmeler sürdürülmektedir. 71 Avrupa
Birliği üyesi devletlerin de Türkiye’ye uyguladığı vizelerin kaldırılması için de
bir çaba vardır.72 Türkiye Rusya vatandaşlarına Avrupa Birliği üyesi İspanya,
Fransa, İtalya ve Yunanistan’dan daha kolay vize verdiği için en fazla turisti
ağırlayan ülkedir.73 Vizelerin karşılıklı kaldırılması ile Rusya’dan Türkiye’ye
gelen turist sayısının artması beklenmektedir.
İran yönetimi Türkiye’ye yönelik turizm talebindeki artışı, 2007 yılında
Türk basınında çıkan İranlı turistler hakkındaki olumsuz magazin haberleri
üzerine, Antalya’ya uçuşları yasaklayarak engellemek istemiştir. Özellikle
TÜRSAB’ın Türk hükümeti nezdindeki girişimleri sonucu Dışişleri Bakanlığı
devreye girmiş ve uçuşlar Antalya’ya yakın havaalanı olan Isparta’ya
yönlendirilmiştir. Daha sonra Türk basını uyarılmış ve İran ile ikili ilişkilerin
daha iyi seviyelere gelmesi sonucu İran’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı
ikiye katlanmıştır.
Turizm aktivitesinde kilit kurum olan seyahat acenteleri da sektörün
önemli aktörüdürler. Binlerce kişiyi istihdam etmektedirler. Otel yatırımları ile
uluslararası turisti acenteler bir araya getirmektedirler. Rusya’nın bir
şehrinden bir turisti alıp önce Moskova’ya, oradan Antalya’ya, Antalya’dan
gideceği otele kadar götürmek ve tatil süresince çıkabilecek sorunlarla
ilgilenmek seyahat acentelerinin işi ve organizasyonudur. Tatil ürününü satan
kurum acenteler olduğu için müşteriye doğrudan temas halindedirler. Tatil
eğilimlerini belirledikleri için sektörde etkileri çok fazladır. Öte yandan ortaya
çıkabilecek bir olumsuzluktan da en çok acenteler etkilenirler. Bir uluslar
arası sorun, çatışma, terörizm acentelerin hiç iş yapamamaları demektir ve
yüklendikleri riskler çok yüksek olduğu için ekonomik olarak büyük yaralar
71
Türkiye ile vizesi kalkan 56 ülke (Erişim) http://www.moralhaber.net/ekonomi/turkiye-ile-vizesikalkan-56-ulke/ 25 Eylül 2010
72
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (Erişim) http://www.mfa.gov.tr/turk-vatandaslarinin-tabioldugu-vize-uygulamalari.tr.mfa 25 Eylül 2010
73
Olga Shoyunchap, Rusya Türkiye Turizm Ekonomisi İlişkileri, Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008, s. 90.
55
alabilmektedirler. Dolayısıyla dış politika uygulayıcılarını çok dikkatle
izlemektedirler.
Sendikalar da devletlerin politikalarını belirlemede önemli birer
aktördürler. Turizm Dünya’nın en büyük istihdam sağlayan sektörüdür. Beş
yıldızlı otellerde 2 yatağa bir çalışan düşmektedir. Türkiye’de yaklaşık 350 bin
kişinin doğrudan otellerde istihdam edildiği hesaplanmaktadır. Alt sektörlerle
beraber bu rakam 1 milyon çalışanın üzerine çıkmaktadır. Özellikle genç
nüfusun işsizliği Türkiye’de önemli bir sorundur ve turizm gençleri istihdam
etmektedir. Gençlerimizin eğitim düzeyi de düşüktür ve yine turizm sektörü
burada kilit rol üstelenmektedir. Turizm sektörü için gereken iş gücünü
eğitmek göreceli olarak kolay ve ucuzdur. Bu noktalarda sendikalar da turizm
sektörünün
desteklenmesini,
hükümetlerden
beklemektedirler.
önündeki
engellerin
Turizm
sektöründe
kaldırılmasını
yabancı
işçi
çalıştırılmaması için baskı yapmaktadırlar ve bu durum turizm yatırımcıları ile
sendikaları karşı karşıya getirmektedir.
Hükümet baskı karşısında kaçak
yabancı işçilere karşı önlem almak zorunda kalmaktadır.
Özellikle
animasyon ve acentelerde yabancıları çalıştırmak isteyen turizm firmaları da
serbesti için baskı yapmaktadırlar.
3.2. ULUSLAR ARASI AKTÖRLER; TOPTANCI ACENTALAR, ZİNCİR
OTEL YATIRIMCILARI, UÇAK ŞİRKETLERİ
Toptancı acenteler dediğimiz firmalar turizm pazarı olan ülkelerde
organize ettikleri tur paketlerini satan firmalardır. Örneğin Alman seyahat
acentesi ve otel işletmecisi firması TUI AG her yıl hizmet verdiği 30 milyon
için turist gönderdiği ülkelerde otel+uçak+transferleri kapsayan bir tatil paketi
hazırlamaktadır
ve
hazırladığı
ürünü
faaliyet
gösterdiği
ülkelerde
pazarlamaktadır.74 Pazar ülkedeki bir müşteriye tatil ülkesinde bir tatil, spor
aktivitesi ya da iş gezisi satılmaktadır. Bu şirketler tatil trendlerini belirledikleri
74
TUI AG (Erişim) http://www.tui-group.com/en 25 Eylül 2010
56
gibi pazarlanacak bir destinasyonu da ön plana çıkarmaktadırlar. Dolayısıyla
turist kabul eden ülkeler bu acentelerle sıkı işbirliği içinde olmalıdırlar ve
olmaktadırlar da. Unutulmamalı ki, bir destinasyonda sorun çıkması
durumunda toptancı acenteler müşterilerini başka bir ülkeye, destinasyona
yönlendirebilmektedirler.
Uluslararası zincir oteller, yatırım yaptıkları ülkelere kazandırdıkları
ekonomik
değerin
dışında
bir
de
prestij
kazandırmaktadırlar.(Hilton,
Intercontinental, Holiday Inn, Merit, Four Season vs.)
Bu otelleri yatırım
yaptıkları destinasyonlar turist tarafından olumlu algılanmaktadırlar. Kalıcı
talebi
olan
bu
firmalar
bulundukları
destinasyonun
kazancını
da
artırmaktadırlar. Dolayısı ile bu otellerin, ülkelerine çekilmesi turizm ülkeleri
için çok önemlidir.
Uluslararası prestij sahibi hava yolu şirketlerinin bir destinasyona
tarifeli seferler düzenlemesi (Örneğin British Airways’in Antalya’ya tarifeli
seferler ile uçması), o destinasyonda konaklama fiyatlarının istikrarlı olmasını
sağlamaktadır. Tarifeli uçuşların çok olması havaalanlarına sağladığı
ekonomik katkının yanında destinasyonun güvenirlik algısını da artırmaktadır.
Örneğin Antalya Uluslararası Havaalanı Dış Hatlar Terminali işletmecisi ICF
Airports (Fraport AG ve IC İçtaş Holding Konsorsiyumu) firması işlettikleri
havaalanına uluslararası uçan havayolu şirketlerinin tarifeli seferlerini
çekebilmek için uluslararası kampanya yürütmektedir.75 Artan uluslararası
uçuşlar ve turizm talebi ile ikincil konut satışları, ticaret faaliyetleri gibi
turizmin yan sektörlerinde de önemli kazanımlar sağlanmaktadır. Öte yandan
hava yolu şirketlerinin yatırımları da önemli meblağları bulmaktadır.
Dolayısıyla hava yolu şirketleri ile istikrarlı ilişki turizm ülkelerinin politikaları
için önem arz etmektedir.
75
Hürriyet Gazetesi Ekonomi Haberleri (Erişim)
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15862259.asp?gid=254 25 Eylül 2010
57
3.3. HÜKÜMETLER
Turizm sektörünün ülkelerin ekonomilerine sağladığı sayısız katkıların
görülmesi üzerine, turizm potansiyeli olan ya da bu sektörden pay almak
isteyen devletlerin hükümetleri turizm politikalarını yönetecek devlet içinde
münhasır yapılanmalara gitmişlerdir. Bugün birçok ülkenin kabinesinde
turizm politikalarını yönlendirmek ve yönetmek için turizm bakanlıkları vardır.
Bu bakanlıkların örgütlenmesi de ülkelerin turizm sektörlerinin büyüklüklerine
paralel olarak geniş ya da dar olabilmektedir. Türkiye da 1963 yılında ilk kez
münhasır olarak bir Turizm Bakanlığı oluşturmuştur.
Turizm bakanlıklarının yetkileri ve faaliyetleri planlama ile sınırlı
olabileceği gibi, doğrudan yatırım politikalarına etki eden icracı bakanlıklar da
vardır. Örneğin Türkiye’de Turizm Bakanlığı icracı bir bakanlık olmuştur.
Türkiye’de turizm sektörünün gelişmesi için gerekli altyapıyı oluşturmak ve
yatırımları yapmak için 1956 yılında T.C. Turizm Bankası (TURBAN)
kurulmuştur. 1957 yılında faaliyete geçen Banka Türk turizm sektörünün
oluşmasında ve gelişmesinde önemli görevler üstlenmiştir. Sektörün
yatırımlarını finanse etmenin yanında, Banka, bizzat kendisi, sektöre örnek
olması amacıyla, turizm yatırımları yapmış ve işletmiştir. Bugün, Türkiye’deki
modern turizm altyapısının planlanması ve inşası, turizm sektörünün gelişme
dönemi olan 1980’li yıllarda, Turizm Bakanlığı ve bağlı kuruluşu olan T.C.
Turizm Bankası tarafından gerçekleştirilmiştir. T.C. Turizm Bankası 1989
yılında Türkiye Kalkınma Bankası ile birleşmiş ve Bakanlıktan ayrılarak
Başbakanlığa bağlanmıştır. Fakat Bankanın turizm yatırımlarına desteği
devam etmiştir. Sektöre devlet tarafından sağlanan teşviklerin dağıtılması
yine Banka aracılığıyla sürdürülmüştür. Bugün de T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı turizm sektörüne doğrudan katkısını:

Yeni turizm bölgelerini planlamak ve mevcut turizm gelişme planlarını
uygulamak,
58

Özel sektörün turizm yatırımlarına yatırım ve işletme belgeleri
düzenleyerek lisans vermek,

Bakanlıktan belgeli mevcut tesisleri denetlemek,

Turizm bölgelerinin altyapı inşaatlarına kaynak aktarmak,

Ülkenin turizm sektörü için uluslar arası alanda tanıtım yapmak,

Turizm
fuarlarına
ülkeden
katılımları
teşvik
ederek
sektörün
pazarlamasına yardımcı olmak,

Rehberlik kurumunu düzenlemek ve devamını sağlamak,

Özel sektörün turizm sektörüne yatırımları için arazi tahsisleri yapmak,
gibi ana başlıklarda toplayabiliriz.
Devletlerin turizm sektörüne verdikleri önem ile birlikte hükümetlerin
politikalarına turizm bakanlıklarının etkisi artmaktadır. Turizm sektörünün
beklentileri öncelik kazanmakta, bu alanda yapılacak yatırımlara ya da
uygulamalara özel önem verilmektedir.
3.4. DÜNYA TURİZM ÖRGÜTÜ
Birleşmiş Milletlerin bir organı olan Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)
İspanya’nın Başkenti Madrid’de yer almaktadır ve turizm ile ilgili sorunlarla
ilgilenmektedir. Dünya Turizm Örgütü, Dünya turizminin önündeki engelleri
kaldırarak,
uluslararası
turizmin
gelişmesine
katkıda
bulunmak
için
uluslararası faaliyetlerini sürdürmektedir.76
Uluslararası turizmin istatistiklerini hazırlamak kurumun başlıca
görevlerinden biridir.
UNWTO,
Dünya’daki
birçok
ülkenin
özel
sektörünün
turizm
kurumlarının temsilciliğini yapmaktadır ve topladığı verilerle yaptığı yayınlar
global turizmin trendleri ile büyüme kapasiteleri ile ilgili karşılaştırmalar
76
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (Erişim)
http://en.wikipedia.org/wiki/World_Tourism_Organization 25 Eylül 2010 s. 1-4.
59
yapma olanağını sağlamaktadır. Örgütün resmi dilleri Arapça, Fransızca,
İngilizce, İspanyolca ve Rusçadır. 77
3.4.1. Dünya Turizm Örgütünün Hedefleri
Dünya Turizm Örgütü uluslararası erişilebilir, sürdürülebilir, topluma ve
çevreye duyarlı turizm faaliyetlerinin geliştirilmesini teşvik etmek için önemli
bir rol oynar. Bu faaliyetlerini sürdürürken gelişmekte olan ülkelerin turizm
sektöründeki gelişmelerden faydalanmasına özel önem göstermektedir.
Örgüt, turizm için uluslararası kabul görmüş mesleki kuralların
uygulanmasını teşvik etmektedir. Bu faaliyetleri sürdürürken;

Turizm faaliyetlerinden kaynaklanan çevreye ve topluma karşı olumsuz
etkileri en aza indirmeye çalışmaktadır.

Turizm destinasyonlarına ve turizm sektörüne pozitif katkı sağlayacak
olan
ekonomik
ve
kültürel
etkileri
en
üst
düzeye
çıkartmayı
hedeflemektedir.

Sektörün yüksek hasılat sağlamasına olanak veren düzenlemeleri
yapmayı üye ülkelere garanti etmektedir.
Dünya Turizm Örgütü, fakirliği azaltmak ve sürdürülebilir kalkınmayı
genişletmek amacıyla ortaya çıkan Birleşmiş Milletler Milenyum Kalkınma
Hedefleri taahhütnamesine katılmıştır.
Örgüt daha çok uluslar arası turizme standart getirme çabaları
içindedir. Böylece turizmi geliştirip Dünya’yı insanlık için daha yaşanır bir yer
haline getirme ve Dünya barışını güçlendirme çabaları içindedir.78
77
78
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25 Eylül 2010 s.1.
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/why/en/why.php?op=1 25 Eylül 2010, s.,1.
60
3.4.2. Örgütün Tarihçesi
Dünya Turizm örgütü’nün orijini 1925 yılında Lahey’de toplanan
Uluslararası Resmi Turist Seyahat Birlikleri Kongresi’ne (International
Congress of Official Tourist Traffic Associations, ICOTT) kadar gitmektedir.
Turizm Araştırmaları Yıllıklarında (Annals of Tourism Research) ise Birleşmiş
Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün oluşumunun Resmi Turist Tanıtım
Örgütleri Uluslararası Birliği (International Union of Official Tourist Publicity
Organizations, IUOTPO) kaynaklı olduğu belirtilmektedir. İkinci Dünya
Savaşından sonra uluslar arası turizmin büyümeye başlaması ile IUOTPO
kendini yeniden yapılandırmış ve Resmi Seyahat Örgütleri Uluslar Arası
Birliği (International Union of Official Travel Organizations, IUOTO) adını
almıştır. Teknik ve hükümetler dışı bir örgüt olan IUOTO yerel turizm
örgütlerinin,
endüstri
ve
tüketici
gruplarının
bir
kombinasyonundan
yaratılmıştır. Bu örgütün tek hedefi genel olarak turizmi teşvik etmekle sınırlı
kalmamış,
turizmi uluslar arası ticaretin bir kolu olarak ele almış ve
kalkınmakta olan ülkeler için ekonomik kalkınmanın bir stratejisi olarak
değerlendirmiştir.79
1960’ların sonlarına doğru IUOTO uluslararası seviyede rolünü
artırmak için bir değişime gitmesi gerektiğini anlamıştır. 1967 senesinde
Tokyo’da düzenlenen 20. kongresinde diğer uluslararası örgütlerle birlikte
çalışacak hükümetler arası bir yapının oluşturulması gerektiğini belirten bir
deklarasyon yayınlamıştır. Burada özellikle Birleşmiş Milletler Örgütü
bünyesinde bir yapılanma olmasının yararlı olacağı belirtilerek bir adres
gösterilmiştir. Daha sonra IUOTO ile Birleşmiş Milletler arasında yakın bağlar
oluşturulmuştur. 24. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 2529 sayılı önerge
ilen bu durum Genel Kurula getirilmiştir.
1970 yılında, IUOTO Genel Kurulu Dünya Turizm Örgütünün
kurulması için (IUOTO’nun statüsünde) bir oylama yapmış ve kabul edilen
79
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/his/en/his.php?op=5 25 Eylül 2010 s.,1.
61
öneriyi Birleşmiş Milletlerin 51 kurucu üyesinin onaylaması ile 1 Kasım 1974
tarihinde Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü faaliyete geçmiştir. 2003
yılındaki 15. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ise Dünya Turizm Örgütü
(WTO) Genel Konseyi ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün
Birleşmiş Milletler Örgütünün uzmanlaşmış bir kolu olmasına karar verdiler.
Bu işbirliğinin en önemli sonucu ise WTO’nun pozisyonunun güçlenmesinin
yanı sıra; turizm, insan toplumunun diğer ana faaliyetleri ile birlikte eşit
seviyede kabul edilmesidir.
2010 yılı itibariyle WTO’nun üye sayısı 154 ülkeye ulaşmıştır. Özel
sektörü,
eğitim kurumlarını, turizm birliklerini(derneklerini) ve yerel turizm
otoritelerini temsil eden, 7 kıtada 390 iştirakçi üyesi olmuştur. Örgüt turizm
ile ilgili yayınları ve araştırmaları desteklemektedir.80
3.4.3. Dünya Turizm Örgütü’nün Yapısı
Genel Kurul, örgütün en üstte yer alan organıdır. Mutat olarak iki yılda
bir toplanır. Delegeleri tam ve ortak üyeler ve İş Konseyinin temsilcilerinden
oluşmaktadır. Kıdemli turizm yetkilileri ile özel sektörün en üst seviyedeki
yöneticilerinin bir araya geldiği Dünya’daki en önemli buluşmadır.
Bölgesel Komisyonlar, 1975 yılında Genel Kurula bağlı organ olarak
kurulmuşlardır. Sayısı 6 olan bölgesel komisyonlar yılda bir kez toplanır. Üye
ülkelerin diğer üye ülkelerle ilişkilerini sürdürmelerini sağlar ve Genel Kurulun
toplantıları arasında kalan zamanda üyelerin sekretarya ile olan ilişkilerini
sürdürmelerine olanak verdiği gibi, üyelerin tekliflerini alır, sorunlarına ya da
şikayetlerine aracılık ederek çözüm yollarını açar. Her komisyon üyeleri
arasından iki yıllığına bir başkan ve başkan yardımcısı seçer. Başkan ve
başkan yardımcısının görev süresi Genel Kurul Toplantısının bitişiyle başlar
ve diğer Genel Kurul toplantısının sonuna kadardır.
80
UNWTO, (erişim) http://www.unwto.org/afiliados/index.php?op=2&subop=2 25 Eylül 2010 s.,1.
62
İcra Kurulu, İcra Kurulu’nun görevi Genel Sekreter’e danışarak Genel
Kurulun tavsiyelerinin ve kendi kararlarının uygulanması için gerekli bütün
önlemleri almaktır. Faaliyetlerini akabinde Genel Kurula rapor eder. İcra
Kurulu yılda en az iki defa toplanır. İcra Kurulu genel Kurul Tarafından
seçilen tam üyelerden oluşur. Genel Kurul her beş tam üyeye bir üye
düşecek şekilde oranlayarak seçim yapar ve adil ve eşit coğrafik dağılım
olacak şekilde, genel Kurulun yayınladığı Yöntem Kurallarına göre seçim
yapar. Seçilmiş İcra Kurulu üyelerin görev süresi dört yıldır ve kurul üyelerinin
yarısı iki yıl ara ile yapılan seçimlerle yenilenir. Birleşmiş Milletler Dünya
Turizm Örgütünün ev sahibi olan İspanya İcra Kurulunun sürekli üyesidir.
Komisyonlar, Dünya Turizm Etiği Komisyonu, Program Komisyonu,
Bütçe ve Finansman Komisyonu, Pazar ve Rekabetçilik Komisyonu, Turizm
İzleme
ve
İstatistik
Komisyonu,
Turizmin
Sürdürülebilir
Gelişmesini
Hesaplama Komisyonu, Yoksulluğu Azaltma Komisyonu, Bağlı Kuruluş
Üyelerinin Başvurularını Değerlendirme Komisyonu’ndan oluşmaktadır.
Sekretarya, Sekretarya Genel sekreter liderliğinde (şu anda Ürdün
kökenli Taleb Rifai tarafından) yönetilmektedir ve Dünya Turizm örgütü’nün
Madrid Genel Merkezindeki 110 tam zamanlı personeli kontrol etmektedir.
Genel Sekterin yardımcılığını ise Genel sekreter Yardımcısı yürütmektedir.
Bürokratların görevi Dünya Turizm Örgütü’nün iş programını uygulamak ve
üyelerin talepleri doğrultusunda hizmet üretmektir. Ortak üyeler Madrid genel
merkezindeki
tam
zamanlı
direktörler
tarafından
desteklenmektedir.
Sekretaryanın Japonya, Osaka’da giderleri Japonya Hükümeti tarafından
karşılanan bir Asya Pasifik bölge destek ofisi bulunmaktadır.81
81
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25 Eylül 2010 s.,1.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DIŞ POLİTİKASINA TURİZMİN ETKİLERİ
Türk turizminin tarihi 20. Yüzyılın başlarına kadar gider.82 Anadolu
özellikle İstanbul Batı’nın seçkin insanları için her zaman ilgi çekici, seyahat
etmeye değer bir yer olmuştur. Günümüz Avrupalı turisti hala Türkiye’ye
yaptığı seyahatlerde 20. Yüzyıl başı Anadolu’sunun kültürel varlıklarını
görmeyi ummaktadır. Bir ülke hakkında ilk oluşan imaj kamuoyunda yıllar
geçse bile kalıcı olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti uluslararası turizmin ülke ekonomisi ve
kalkınması için önemini ise uluslararası turizmin hızla büyümeye başladığı
1950’li yıllarda keşfetmiştir. 1950’li yıllar, kitlesel havayolu taşımacılığının
henüz başladığı yıllardır. Yolcu taşımacılığında Atlantik Okyanusunu
sorunsuz geçebilecek menzile, ekonomik değere ve güvenilirliğe sahip
uçaklar yeni geliştirilmektedir.83 (Hava yolu taşımacılığında çığır açan dört
motorlu, uzun menzilli, değişik sınıflarda 141 yolcu taşıyabilen Boeing 707
uçağı 1959 yılında hava yolu şirketlerinin hizmetine girmiştir). 84 Bu yıllarda
uluslararası turizmin rotası Amerika Birleşik Devletleri’nden Avrupa’ya
doğrudur. Belli başlı turistik destinasyonlar Londra, Paris ve Roma’dır.
İkinci Dünya Savaşı sonrası henüz toparlanıp refaha kavuşamayan
Kuzey Avrupa’dan Akdeniz sahillerine olan bugünkü klasik tatil turizmi henüz
kitlesel anlamda başlamamıştır. İspanya turizm sahnesinde yoktur ve
bugünün Dünya turizm lideri Fransa ancak Paris’e gelen turistlerle temsil
edilmektedir.85 Bu ortamda Türkiye’de hükümette olan Demokrat Partinin
Adnan Menderes Başkanlığındaki kabinesi 1956 yılında turizm sektörünün
82
Seeboth, A., age, s.19.
Ticari Uçaklar Boeing 707, (Erişim) http://www.boeing.com/commercial/707family/index.html 26
Eylül 2010 s., 1.
84
Boeing 707 (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Boeing_707 26 Eylül 2010 s., 1.
85
Tourism as an agent of change: A Spanish basque case, Annals of Tourism Research Cilt 3, Sayı 3,
Ocak-Şubat1976, s., 128-142
83
64
kurulup kalkındırılması için T.C. Turizm Bankası’nı kurmuştur. O yıllarda
Türkiye’de uluslararası turizm yaptırmak bir yana turizm bölgelerine ulaşan
yeterli yol ağı bile yoktur. Bugünün Bodrum’u sürgün cezalarının infaz edildiği
yerdir ve Dünya tatil turizminin %2’sini gerçekleştiren Antalya için o yıllarda
Toros Dağlarını aşıp ulaşmak pek de mümkün değildir. “Yol ver Bana Çubuk
Beli Geçeyim” türküsünde yer alan Çubuk Beli geçidi ulaşımda yarattığı
zorluğu ile hala anlamını yitirmemiştir.
Günümüzde yılda 16 milyon turist ağırlayan Antalya İl’inin hala ulusal
ağa demiryolu bağlantısı, otoyol bağlantısı yoktur. Uluslararası turizmin
ihtiyaçlarına uygun bir limanı, liman terminali de yoktur. Antalya’nın
dolmuştan başka şehir içi taşıma ağı (yeni yapılan tramvay hattı verimsiz
olmuştur), yeterli kanalizasyonu, pis su arıtması, enerjisi altyapısı vs yoktur.
Fakat bütün bu olumsuz koşullara rağmen 1950’li yıllarda uluslararası
turizm sektörünün geliştirilmesi devlet politikası olarak benimsenmiştir. Ne
yazık ki 1960 yılında yapılan askeri darbeden sonra turizm sektörü devlet
bütçesinden yatırımlar için gerekli olan desteği yeterince görememiştir. 1963
yılında kabinede ilk Turizm Bakanlığı oluşturulsa da mali anlamda sektör
ciddi bir yatırım almamıştır. Burada ekonomi yönetiminin dışa kapalı tavrı da
önemli olmuştur.
1980’li yılların ortalarına kadar ciddi yatırımların yapılmadığı sektör,
1982 yılında çıkartılan Turizmi Teşvik Kanunu (2634 sayılı Kanun, TCRG
16/03/1982 tarih-17635 sayı)86 sayesinde yatırım almaya başlamıştır. Bu
kanunun
zamanda
çıkartılmasında
siyasi
rakibi)
özellikle
Türkiye’nin
olan
Yunanistan’ın
coğrafi
komşusu
seksenlerin
(aynı
başında
gerçekleştirdiği turizm hamlesinin de etkisi olmuştur. Seksenlerin başında
Türkiye’ye yıllık 4 milyon uluslararası turist gelmektedir ve bu rakam iç
86
Turizmi Teşvik Kanunu, (Erişim)
http://www.kultur.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFB76CB4844D2199DB807
5770BBA7873E8, 25 Eylül 2010 s.,1.
65
turizmin %60 ‘ına karşılık gelmektedir.87 Yapılan yatırımlarla Türkiye son 25
yılda Dünya turizm liginde ilk on içine yerleştirmiştir.
Ekonomi alanında yakalanan bu başarı, geçen zaman içinde,
uluslararası turizm sektörünün ülke ekonomisinin gündeminde sürekli yer
almasını sağlamıştır. Örneğin 2001 yılında GSMH’nın %6.9’u turizmden
sağlanmış, 2002 yılında ihracat içinde turizm gelirlerinin oranı %33.9
olmuştur.88 Sektörün ülke ekonomisindeki öneminin beraberinde dış
politikaya da etkileri artmaya başlamıştır. Özellikle son on yılda Türkiye’nin
komşularıyla ve ülkeye turist gönderen ülkelerle olan ilişkilerinde turizm
sektörünün önemine vurgu yapılır olmuştur. Turizm sektörünü etkileyecek dış
politik kararlar ya da gelişmeler kamuoyu ve basın tarafından dikkatli ve
önemle ele alınır olmuştur.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sivil turizm örgütlerinin yaptığı
değerlendirmeler sonucu ortaya çıkan öngörüler, Cumhuriyetin 100. Kuruluş
yıldönümü olan 2023 yılında Türkiye’ye 71,5 milyon uluslar arası turistin
geleceği yönündedir. Grafik 14 1980 yılından 2023 yılına kadar turizmin ve
turizm gelirlerinin gelişimini göstermektedir. 2023 yılında beklenen turizm
geliri 85 milyar Amerikan Doları olarak öngörülmektedir.
87
Seeboth, A., age, s.19.
Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirleri ve Turizm Giderlerinin İthalat Giderleri Oranı (1964-2008)
Kültür ve Turizm Bakanlığı İstatistikler (Erişim) www.kultur.gov.tr 15 Nisan 2010
88
66
Grafik 14: Türkiye’de Turist Sayısı ve Turizm Gelirleri 2023 Yılı Öngörüsü.89
YILLAR
1980
1990
2000
2010
2023
89
Çetinel, agm., s.2.
TURİST SAYISI (Milyon Kişi)
1,3
5,4
10,4
28,6
71,5
TURİZM GELİRİ Milyar Amerikan
Doları)
0,3
3,2
7,6
21
85
67
Grafik 15: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Gelen Turist Sayısında Beklenen Gelişme
Öngörüsü.90
YILLAR
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
2022
2023
DIŞ TURİST SAYISI (Bin Kişi)
31.456
31.811
34.674
37.448
40.444
43.680
47.174
50.948
54.514
58.330
62.414
66.783
71.457
Grafik 15’de yer alan Türkiye’ye önümüzdeki 12 yıl boyunca
gelmesi beklenen turist sayısı ortalama yıllık %7’lik bir artış beklentisi
üzerinden hesaplanmıştır. Bu artış hızı iddialı bir rakam gibi görünse de
gerçekleşebilecek olan büyüme belki de daha fazla olacaktır. Artan turizm
talebini karşılamak için gerekli olan turizm yatırımları için finansman kaynağı
bulmak artık eskisi kadar zor değildir. Yatırımların zamanında yapılabilmesi
90
Çetinel, agm., s.2.
68
sektörün arz tarafını güçlendirecek ve talebin büyümesinin önünde engel
kalmayacaktır.
Çetinel’in makalesinden de görüleceği üzere artık birçok banka turizm
sektörü yatırımlarına finansman sağlamak için yarışır durumdadırlar. 91
Halbuki 1980’li ve 1990’lı yıllarda turizm sektörüne sadece iki kamu bankası
finansman sağlıyordu. Bunlardan biri ve en önemlisi misyonu turizm
sektörünü geliştirmek olan ve bu amaçla kurulan T.C. Turizm Bankası
A.Ş.’dir. (1989 Yılında Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ile birleşmiştir).92 T.C.
Turizm Bankası A.Ş. doğrudan T.C. Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet
göstermiştir. T. Vakıflar Bankası A.O.’da kısmen turizm yatırımlarına
finansman sağlamıştır. Türkiye’de faaliyet gösteren diğer bankalar ise
belirtilen dönemde prensip olarak turizm sektörünü karsız bulup finansman
desteği sağlamamışlardır.
91
92
Çetinel, agm., s.1.
Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., (Erişim) www.kalkinma.com.tr
69
Grafik 16: Türkiye’nin 2023 Yılına Kadar Turizm Gelirleri Öngörüsü.93
YILLAR
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
2018
2019
2020
2021
2022
2023
DIŞ TURİZM GELİRİ
(Milyon Amerikan
Doları)
23.020
26.015
28.617
31.764
35.258
39.137
43.442
48.220
54.007
60.488
67.746
75.876
84.981
İÇ TURİZM GELİRİ
(Milyon Amerikan
Doları)
5.913
6.504
7.154
7.941
8.815
9.784
10.860
12.055
13.502
15.122
16.937
18.969
21.245
TOPLAM
28.933
32.519
35.771
39.705
44.073
48.921
54.302
60.276
67.509
75.610
84.683
94.845
106.226
Grafik 16 Türkiye Ekonomisinin 2023 yılına kadar turizm sektöründen
elde edeceği gelir beklentisini göstermektedir. Cumhuriyetin ilan edilişinin
100. Yılında turizm sektörünün yöneticileri 85 milyar Amerikan Doları uluslar
arası turizm geliri ve 21 milyar Amerikan Doları iç turizm geliri
hedeflemektedirler. Toplam turizm geliri beklentisi ise 106 milyar Amerikan
93
Çetinel, agm., s.2.
70
Doları olarak açıklanmıştır. Bu rakam turizm sektörünün Türk halkı için ne
kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Ülkeyi ve turizm sektörünü
yönetenler için de 106 milyar Amerikan Doları kaynağın (Büyük kısmı
ihracattır ve net döviz girişi sağlamaktadır) önemi büyüktür.
4.1. RUSYA FEDERASYONU-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Tarihsel olarak iki komşu olan Türkiye ile Rusya Federasyonu
arasında
yüzyıllardır
süren
ilişkiler
döneminde
(diplomatik
ilişkilerin
başlangıcı Rus Çarlığı’nın Osmanlı Devleti Başkenti İstanbul’a ilk olarak
büyükelçi atadığı 1497 yılı olarak kabul edilir) çeşitli inişler ve çıkışlar
yaşanmıştır. Dönemlerinin iki güçlü devleti olan Osmanlı imparatorluğu ve
Rus Çarlığı arasında süre gelen doğal mücadele Birinci Dünya Savaşı ile her
iki devlet için de sona ermiş yerlerini genç devletlere bırakmışlardır. Tarihten
miras kalan iki devletin mücadele refleksi yeni devletlerin kurulması ile
hemen ortadan kalkmamıştır. Tarihi olarak yeni kurulan Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliği (SSCB) Türkiye tarafından bir tehdit unsursu olarak
algılanmıştır.94 SSCB ve Türkiye Kafkaslara etki etme konularında da her
zaman
rakip
olmuşlardır.
Soğuk
savaş
dönemi
bu
karşıt
duruşu
güçlendirmiştir. Stalin’in 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Boğazlarda kontrolü ele
geçirme çabaları ve Kars ile Ardahan üzerinde hak iddia etmesi Türkiye’yi
Atatürk’ün oluşturduğu tarafsızlık politikalarını değiştirmeye itmiş ve NATO
üyeliğini istemesine yol açmıştır. Rus Çarlığı - Osmanlı savaşları ve XX.
yüzyılın Soğuk Savaş dönemi, iki ülke arasındaki ilişkileri sınırlayan en
önemli faktörlerdendir. Türkiye’nin Ulusal Kurtuluş savaşı döneminde
yaşanan Türkiye-SSCB dostluğu ancak Sovyetler Birliği’nin dağılmasından
sonra yeniden inşa edilebilmiştir. Dağılan SSCB’nin tarihsel mirasını devralan
Rusya Federasyonu ile özellikle son 15 yıl içinde artan ekonomik ve ticari
konulardaki işbirliği ile iyi ilişkiler başlamıştır.
94
F.Stephen Larrabee ve Ian Q. Lesser, Turkish Foreign Policy in an Age of Uncertainity, RAND,
National Security research Division, Santa Monica, 2003., s., 112.
71
Her ne kadar bu yeni dönem iki ülke dış politikaları için özellikle
Kafkasya ve Orta Asya bölgelerinde çıkar çatışmalarına yol açsa da (bu
bölgelerde Rusya’nın güçlü, tarihi ilgisi vardır), iki ülkenin ekonomik ilişkileri
ve karşılıklı birbirine bağımlılıkları ilişkilerinde öncelik olmuştur. Son 10 yılda
Türkiye’nin Rusya Federasyonu ile ekonomik ilişkileri önemli oranda
artmıştır.95 Rusya Türkiye’nin ikinci büyük ekonomik ortağıdır ve en büyük
doğal gaz sağlayıcı ülkesidir. Ekonomik alandaki bu gelişmeler dış politika
arenasında da değişikliklere yol açmıştır. Türkiye Çeçenistan politikalarında,
Rusya da Türkiye’nin Kürt sorunlarında büyüyen ekonomik ilişkilere helal
getirmeyecek politikalar izlemişlerdir.96
Türkiye Rusya ilişkilerine tarihsel olarak baktığımızda ise; Atatürk
dönemi diye tanımlayabileceğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin
atıldığı, TBMM’nin açılmasından üç gün sonra, 26 Nisan 1920’de
Mustafa Kemal,
SSCB
hükümetine
bir
mektup
göndererek
yardım
istemiştir. Emperyalistlere karşı işbirliği öneren ve Türk halkının Ulusal
Kurtuluş mücadelesi için savaş malzemesi ve maddi yardım talebinde
bulunan bu mektuba, SSCB dış işlerinden sorumlu Halk Komiseri Çiçerin’den
2 Haziran 1920’de olumlu yanıt gelmiştir. Bu yanıtın akabinde gerçekleşen
karşılıklı ziyaretlerin sonucunda, 16 Mart 1921’de taraflar arasında Moskova
Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması imzalanmıştır. Ulusal Kurtuluş savaşının
kazanılmasının önemli etkenlerinden biri olarak kabul edilen bu anlaşma aynı
zamanda Sovyet Rusya ile yeni Türkiye arasındaki ilk diplomatik anlaşmadır.
Kurtuluş savaşının ilk mali yardımını gönderen Sovyetler, 11 milyon altın
ruble, 100 bin lira değerinde altın külçe ve önemli miktarda silah yardımını
Ankara Hükümetine yapmışlardır.97
95
Bozkurt, Giray Soynur, Türkiye Rusya İlişkileri;Tarihi Rekabetten Çok Boyutlu İşbirliğine,
Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010,
s.699-725.
96
Larrabee ve Lesser, a.g.e., s., 113.
97
Türkiye-Rusya İlişkileri, (Erişim) http://www.rusya.ru/tur/index/turkiye_rusya_iliskileri, 17 Şubat
2010, s.1-4.
72
İki genç devlet arasındaki ilişkilerin iyi olduğu bu dönem Atatürk’ün
sağlığının bozulması ve 1938 yılında ölümü sonrasında, İkinci Dünya
Savaşı öncesinde Türkiye’nin dış politikasında değişimler yaşanması ile
fazla sürmeden sona erdi. Türkiye’nin savaşın başlamasından üç gün sonra,
25 Haziran 1941’de tarafsızlığını ilan etmesine rağmen SSCB Ankara’yı
savaşta düşmanı olan Almanya’ya yardım etmekle suçladı. Sovyetler Birliği
1945 yılında SSCB ile Türkiye arasında 1925’de imzalanmış olan Dostluk
Anlaşması’nı geçersiz ilan ederek Montreux Antlaşması’nın değiştirilmesini
isteyerek Boğazlarda hak iddia etti. Bunun yanı sıra SSCB yönetiminin, Kars
ve Ardahan üzerindeki Türkiye’den toprak talepleri oldu. Boğazlar’da üs
kurma hakkı ve toprak talepleri iki ülke arasındaki ilişkileri sona erdirmiştir.98
Sovyetlerin
Türkiye’ye
yönelik
bu
baskıları
sonraki
yıllarda
Türkiye’nin dış politikasına etki etmiş ve Batı Bloku’na yönelmesine yol
açmıştır. Türkiye’nin ABD
ile
ilişkilerini geliştirmesi, 1948’de Marshall
yardımını alması ve 1952’de NATO’ya üye olması bu gelişmenin sonucudur
ve iki komşu ülke arasındaki ilişkilerdeki mesafe büyümüştür.99
Bu yeni dönemde SSCB’nin Türk ekonomisine teknoloji yatırımları
yaparak Türkiye’yi geri kazanma çabalarının olduğunu görmekteyiz. Nitekim
1964 yılından sonra siyasi ilişkilerde izlenen iyileşme ekonomik alana da
yansımış ve 25 Mart 1967 yılında iki ülke arasında Ekonomik, Teknik İşbirliği
Anlaşması imzalanmıştır Anlaşma ile şu tesislerin kurulması sağlanmıştır:
İskenderun Demir Çelik Tesisleri, Seydişehir Alüminyum Fabrikası, Aliağa
Petrol Rafinerisi, Bandırma Asit Sülfürik Fabrikası, Artvin Levha Fabrikası.
Söz konusu tesisler ülkemizin önemli ağır sanayi tesisleri içerisinde yer
almaktadır.100
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin dağılması ile Rusya
Federasyonu kurulmuş ve SSCB mirasını devralmıştır. İki ülke arasındaki
ekonomi alanındaki gelenekselleşmiş işbirliği yapısını artık serbest piyasa
98
Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4.
Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4.
100
Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4.
99
73
ekonomisi belirlemeye başlamıştır.101 Bu dönemde ilişkilerde belirleyici
faktörler ticaret, doğal gaz ve turizm olmuştur. 15 Aralık 1997’de Başbakan
Çernomirdin’in
Türkiye’yi ziyareti
imzalanmış, 1999
Kasımında
sırasında
Başbakan
Mavi
Ecevit’in
Akım
Anlaşması
yaptığı
Moskova
ziyaretine mukabil, Rusya Başbakanı Kasyanov 2000 Ekiminde Türkiye’yi
ziyaret ederek “stratejik ortaklık” taleplerini dile getirmişlerdir. 2001
Kasımında iki ülke dışişleri bakanları “Avrasya işbirliği Eylem Planı” adlı
anlaşmayı imzalamışlardır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, 1991'de 1.5 milyar dolar civarında olan karşılıklı ticaret
hacminin 2005'te 15 milyar dolara çıktığını, önümüzdeki yıllarda ise 25 milyar
dolara çıkacağına inandığını belirtmiştir.102
Rusya Federasyonu’nun son yıllarda en fazla önem verdiği dış
projelerden biri Mavi Akım’dır. Deniz altındaki uzunluğu 360 km olan
dünyanın en derin (2,1 km derinde) gaz boru hattı, Karadeniz’in altına
başarıyla döşenmiştir. İki ülkeyi arada sorun yaratabilecek başka ülkeler
olmaksızın birbirine bağlayan Mavi Akım, Rusya’nın başka pazarlara
açılması bakımından da önem taşımaktadır. Son yıllarda Türkiye doğalgaz
ihtiyacının aşağı yukarı üçte ikisini Rusya’dan karşılamaktadır. Rusya’nın
toplam gaz ihracatının yüzde 7’sini gerçekleştirdiği Türkiye, Almanya ve
İtalya’dan sonra Gazprom’un en büyük üçüncü müşterisidir.103
Rusya Federasyonu ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler genellikle
aşağıdaki alanlarda tezahür etmektedir.
Müteahhitlik
hizmetleri
daha
çok
Türk
firmalarının
Rusya
Federasyonu’ndaki müteahhitlik hizmetlerini kapsamaktadır. İnşaat kalitesi,
süresi ve maliyetiyle pazarda söz sahibi olan Türk müteahhitleri, Rusya’da
Türk imajının güçlenmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.
101
Tellal, Erel, Rusya İlişkileri, Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne, Olgular, Belgeler,
Yorumlar, Cilt II 1980-2000, İletişim yayınları, 2010, s.540-551.
102
Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4.
103
Gazprom, (Erişim) http://www.gazprom.com/about/today/ 25 Eylül 2010
74
Rusya Federasyonu’nun içinde bulunduğu ekonomik şartların etkisi ile
dış ticarette ortaya çıkan bir ekonomik ilişki şekli de “bavul ticareti”dir. Bavul
ticareti, basit şekliyle, Rus vatandaşlarınca tüketim mallarının yurtdışından
satın alınmasını, yolcu beraberinde ülkeye getirilmesini ve satılmasını
içermektedir. 1998 Ağustos ayındaki ekonomik kriz ve Rus makamlarının
gümrük vergisi kayıplarını önleme amacıyla bu ticareti kontrol altına alma
yönündeki uygulamaları sonucunda son yıllarda bavul ticaretinin hacmi
önemli ölçüde azalmıştır.
Rusya pazarını daha ciddi olarak değerlendiren ve pazarda uzun
vadede kalıcı olmaya kararlı Türk firmalarının yapmış olduğu yatırımlar
giderek artmaktadır. Bu yatırımlar inşaat, turizm, tekstil, bankacılık ve
ticaret alanlarında yoğunlaşmaktadır.104
104
İmanov, Vügar, Türk Rus İlişkilerinde Yakınlaşma Dönemleri, Türkiye’nin Değişen Dış
Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s. 725-741.
75
105
Grafik 17 : Rusya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayıları
105
YILLAR
TURİST SAYILARI (KİŞİ)
2002
947.000
2003
1.281.000
2004
1.605.000
2005
1.864.000
2006
1.853.000
2007
2.465.000
2008
2.879.000
2009
2.695.000
2010
3.107.000
2011
3.468.000
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, (Erişim)
http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF2B81939FD5B60A
FAFFDE13C621852F44, 25 Eylül 2010 s., 1.
76
Grafik 18 : 2011 Yılı Türkiye’ye Gelen Turistlerin Dağılımı
ÜLKELER
106
106
TURİST SAYILARI
% ORANI
ALMANYA
4.826.315
15,34
RUSYA FED.
3.468.214
11,03
İNGİLTERE
2.582.054
8,21
İRAN
1.879.304
5,97
BULGARİSTAN
1.491.561
4,74
HOLLANDA
1.222.823
3,89
GÜRCİSTAN
1.152.661
3,66
FRANSA
1.140.459
3,63
SURİYE
974.054
3,10
İTALYA
757.143
2,41
DİĞER
11.961.488
38,03
TOPLAM
31.456.076
100,00
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1.
77
Turizm faaliyetleri Türkiye Rusya ilişkilerinde son yıllardaki en etkili
konulardan biri olmuştur. Rusya yurttaşlarının yurtdışı tatil destinasyonları
arasında birinci sırada Türkiye gelmektedir. 2009’da Rusya’dan Türkiye’ye
gelen turist sayısı 2.695.000, 2010’da 3.107.000, 2011’de ise 3.468.000 kişi
olmuştur.
2011’de Türkiye’ye gelen toplam 31.456.076 yabancı turist arasında
Almanlar geleneksel olarak ilk sıradayken (4,8 milyon kişi) Rusya
Federasyonu vatandaşları 3.5 milyon kişi ile ikinci sıradadırlar. Fakat Grafik
17’e baktığımızda 2010 yılında Rusya Federasyonu’ndan gelen turist
sayısının bir önceki yıla göre %15 arttığını görmekteyiz. Bu artış 2011 yılında
%12 olarak gerçekleşmiştir.
Grafik 18’de göreceğimiz gibi 2011 yılında
Türkiye’ye gelen turistin %11’i Rusya Federasyonu vatandaşıdır. Bu yüksek
artışın bir sebebi de iki ülke arasında karşılıklı olarak kaldırılan vize
uygulamalarıdır.
Rus Banko Ajansı’na göre107, Rusların tüm dünya çapındaki tatil
tercihlerine bakıldığında, 2003 yazında Türkiye’nin pazar payı yüzde 27,2 ile
rekor bir orana ulaşmıştır. Türkiye’den sonra gelen Mısır’ın payı yüzde
8,2, İspanya’nınki yüzde 7,7 olmuştur. Türkiye’nin Rusya’dan sağladığı turizm
geliri yaklaşık olarak 2 milyar dolar seviyesinde tahmin edilmektedir.
Rusya Federal İstatistik Merkezi Rosstat’ın 2005 yılına ilişkin turizm
verilerine göre, yurt dışına turizm amaçlı olarak 6 milyon 784 bin Rusya
Federasyonu vatandaşının 1 milyon 562 bin 600’ü Türkiye’yi ziyaret etmiş,
Türkiye Rus turistlerin en çok tercih ettikleri ülke sıralamasında birinci
olmuştur. Halihazırda Türkiye, Mısır ve İspanya Rusya Federasyonu
vatandaşlarının tatil amacıyla en çok tercih ettikleri destinasyonlardır.
Son 15-20 yılda gelişen ticari ilişkiler, “bavul turizmi”, Antalya’ya Rus
turist akını (Antalya, Rusların geleneksel tatil beldesi olan Soçi’nin yerine
“Rus
107
tatil
beldesi”
olarak
adlandırılmaya başlanmıştır) ve benzeri
Banko Tur Seyahat Acentası, (Erişim) http://www.bankotur.com.tr/ 25 Eylül 2010
78
gelişmeler, yüzyıllardır komşu olan iki ülke
halklarının
yakınlaşması
bakımından siyasi-diplomatik ilişkilerin beceremediğini gerçekleştirmiştir.
Artık Ruslar için Türkiye, Türkler için Rusya “Kaf Dağı’nın ardında” karanlık
ve
bilinemez yerler
değildir.
Elbette iki ülke
insanlarının
geçmişin
önyargılarından arınarak her zaman birbirlerini kolayca anladığını söylemek
zordur. Ama artık halklar birbirini 80’lerin, hatta 90’ların ortalarına göre daha
iyi tanımaktadır. 2004’ten başlayarak yalnızca yüksek öğrenimde değil,
ilköğretim okulları ve liselerde de Rusça resmi yabancı dil olarak
okutulmaktadır.
Ayrıca sosyalist devrim sonrasında ülkesinden kaçan yaklaşık 200 bin
Beyaz Rus’un Türkiye’ye geldiği, bir bölümün Türkiye’ye yerleşerek başta
İstanbul
olmak
üzere
bulundukları
yerlerin
kültürel
hayatını
zenginleştirdikleri, bunların bazılarının ve eserlerinin bugün de varlıklarını
sürdürdüğü de unutulmamalıdır.
Türkiye’nin yeni iş kapısı Rusya olmuştur. Son yıllarda Rusya,
Almanya ve Suudi Arabistan ile birlikte en çok Türk işçisinin gittiği
ülkelerdendir. Rusya’ya yılda 10 bin civarında Türk işçisi gitmektedir.
İki ülke arasındaki ilişkilere kalıcı şekli veren ekonomik ilişkiler ise
turizm ve Türkiye’nin enerji ihtiyacıdır. Bavul turizmi, müteahhitlik gibi iş
kolları ekonomik konjonktürdeki değişimden etkilenmiş ve hacmi 2009 yılı
itibarı ile düşmüştür. Fakat uluslar arası turizmdeki faaliyet uluslar arası
2008-2009 ekonomik krizine rağmen beklentilerin üzerinde gerçekleştirmiştir.
2008 yılında Rusya Federasyonu’ndan Türkiye’ye gelen turist sayısı bir
önceki yıla göre %18 artmıştır. 2009 yılında krizin etkisi ile Rusya
Federasyonu’ndan gelen turist sayısı %6 azalmıştır. Fakat yine de Türkiye’ye
turist gönderen ülkeler arasında Almanya’dan sonra Rusya Federasyonu 2.
sıradadır.
Birçok Rus firması Türk turizmine yatırım yapmıştır ve yapmaktadır.
Türk turizm sektöründe istihdam edilen Rusya Federasyonu vatandaşının
79
sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Antalya Rus vatandaşlarına hizmet veren bir
turizm koleji açılmış ve eğitim vermektedir. Türk firmalarının da Rusya
Federasyonu’nda turizm yatırımları vardır.
Rusya
ve
Türkiye
halklarının
son
dönemde
birbirini
tanıma
yolunda önemli yol kat etmesine karşın, geçmişin şablonlarıyla mücadele
etmek gerektiği açıktır. Bunun yolu daha fazla ticaret, turizm, kültürel ve
insani ilişkidir. Siyasi bağların geliştirilmesidir. Karşılıklı çıkarların gözetilmesi
ve uzun vadeli yaklaşım ilkelerine, ilişkilerin her aşamasında özen
gösterilebilmesidir. Türkiye için yıllık iki milyar dolarlık ihracat anlamına gelen
turizm geliri de iki devlet arasındaki ilişkilerde gözetilmesi gereken bir
realitedir. 108
Nitekim Türkiye dış politikası da bu realitenin farkındadır. Rusya ile
olan ikili ilişkilerinde ekonomik boyutu göz önüne almaktadır ve Rusya’nın
Çeçenistan politikalarına, Gürcistan politikalarına turizmin bu boyuta
gelmediği 1990’lı yıllardaki kadar eleştirel yaklaşmamaktadır. 109 İki ülke
arasında vizelerin karşılıklı kaldırılması ilişkilerin diğer boyutudur. Özellikle
Türkiye’nin NATO müttefiklerinin uyguladığı vize politikalarının Türk halkı için
işkenceye dönüştüğü düşünülürse Rusya Türkiye yakınlaşmasının anlamı
daha iyi anlaşılır. 110
Turist başına düşen gelirin ortalama 700 $ olduğu Türkiye’de Rusya
Federasyonu’ndan gelen yaklaşık 3.5 milyon turistin getireceği 2.5 milyar $
gelir önemlidir.
108
Türkiye-Rusya İlişkileri, a.g.m., s.1-4.
Oktay, Hasan, Gürcistan Krizi (2008), Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar
Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.308.
110
Nazım Cafersoy, Türkiye –Rusya İlişkileri ve Separatizm Faktörü, Uluslararası İlişkiler ve Stratejik
Analizler Merkezi, 13 Şubat 2006, (Erişim) http://www.turksam.org/tr/a787.html 25 Eylül 2010
109
80
4.2. İRAN – TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun Ortadoğu’daki en büyük rakibi İran Şahlığı
olmuştur. İran Şahının unvanı Şehinşah (Şahların Şahı), Osmanlı Sultanının
ise Padişah (Büyük Şah)’dır. Her iki hükümdara da Zil-ullah (Allahın gölgesi)
denmektedir. İki hanedanın çekişmesindeki temel nedenlerden biri Şii, Sünni
zıtlaşması diğeri ise hanedanların çıkarlarının çatışmasıydı.
111
İran’da 1779’dan buyana ülkenin kuzey doğusunda yaşayan Türk
kökenli bir aşiret olan Kaçar Şahları hüküm sürüyordu. Kaçarlar dahil İran’ın
nüfusunun büyük çoğunluğu Türkçe konuşuyordu. 1800’lü yılların başından
itibaren İran güç kaybetmeye başladı. (1828 Türkmençay Anlaşması ile
Ruslar Türkmenistan’ı aldılar).
Yeni dönem, çağın güçlü devletleri Rus
Çarlığı ile İngiltere’nin İran toprakları üzerinde hakim olma mücadelesi ile
geçti. Bu hakim güçler ve müttefikleri arasında cereyan eden 1. Dünya
Savaşı sonucunda Rus Çarlığı yıkıldı. Ruslar İran’dan geri çekildi.
İngiltere’nin de aynı savaştan galip fakat güçsüz çıkması ile yeni savaşları
sürdürmeye kamuoyunun isteksiz olması İran için kendi kaderini eline alması
sonucunu doğurdu. Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu yıllarda İran da
yeniden yapılanma sürecine girmişti. Kendi kaderini kısmen eline alan İran’da
(her ne kadar Rusya ve İngiltere’nin etkileri sürüyorsa da) 1920 yılında Rıza
Han darbe yapıp iktidarı ele aldı ve 23 Aralık 1925 yılında da meclis
tarafından Şah ilan edilerek Kaçar Hanedanı dönemine son verdi.
Atatürk’ün kurtuluş savaşı mücadelesine destek veren İran 1921
yılında Ankara’ya elçi göndermiştir. Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında
izlenen Atatürk’ün dostluk ve barışı ön plana alan politikaları sonucunda İran
ile de iyi ilişkiler kurulmaya özen gösterilmiştir. 22 Nisan 1926’da iki ülke
arasında güvenlik ve dostluk anlaşması imzalanmıştır. Bu çabaların karşılığı
İran tarafından alınmış ve Rıza Şah 10 Haziran – 6 Temmuz 1934 arasında
111
Aydin
Can,
Atatürk
Dönemi
Türk
İran
İlişkileri,
(Erişim)
/http://turkoloji.cukurova.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/aydin_can_ataturk_donemi_turk_iran_iliskil
eri.pdf 20 Şubat 2010
81
Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Bu ziyaretten çok etkilenen Şah Türkiye’dekine
benzer devrimleri ülkesinde de gerçekleştirme arzusuna girmiştir. Nitekim
düzelen ilişkilerin sonucunda bölge ülkeleri olan İran, Irak, Türkiye ve
Afganistan arasında bir güvenlik örgütü olan Sadabat Paktı 8 Temmuz 1937
tarihinde İran’ın başkenti Tahran’da imzalanan bir anlaşma ile yürürlüğe
girmiştir.
İkici Dünya Savaşının başlaması ile 1941 yılında Rusya ve İngiltere
İran’ı işgal etmiş, Rıza Şah tahttan çekilince yerine Muhammet Rıza Şah
geçmiştir. Türkiye İran ilişkileri de bozulma sürecine girmiştir. Ardından
İran’da yapılan darbeler ve Şah Rıza Pehlevi’nin iktidarı gelmiştir. Bu
dönemde ilişkiler bir normalleşme göstermiştir. 1955 yılında Bağdat Paktı
doğmuştur. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İran, Pakistan ve Türkiye’nin
taraf olduğu bu anlaşma (CENTO, Central Treaty Organization) dönemin
ürünüdür. 1979 yılında Şahın devrilerek Humeyni’nin iktidarı ele alması
dönemi gelmiştir ki iki ülke arasındaki ilişkiler yine durma noktasına
gelmiştir.112
İran’da yaşanan devrimden sonra başlayan İran-Irak savaşı on yıl
sürmüş ve İran ve Irak için yıkım olmuştur. Bu dönemde İran’dan yaklaşık
olarak 5 milyon İran vatandaşının Türkiye üzerinden Batı’ya göç ettiği
belirtilmiştir. İran ile Türkiye arasında devrimden sonra ilişkiler donuk olsa da
ciddi bir itilaf görülmemiştir.
112
Akdevelioğlu, Atay, Kürkçüoğlu, Ömer, Ortadoğu İlişkileri, Türk Dış Politikası, Kurtuluş
Savaşından Bugüne, Olgular, Belgeler, Yorumlar, Cilt II 1980-2000, İletişim yayınları, 2010, s.551586.
82
Grafik 19 : İran’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı113
YILLAR
TURİST SAYILARI (KİŞİ)
2002
432.000
2003
497.000
2004
629.000
2005
957.000
2006
866.000
2007
1.058.000
2008
1.135.000
2009
1.383.000
2010
1.885.000
2011
1.879.000
Irak ile süren savaşın sona ermesiyle İran’da refah yükselmeye
başlamış, bunun sonucunda da İran’dan Türkiye’ye giren turist sayısı daha
113
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1.
83
önce yıllık ortalama 200-250 bin iken bu dönemde yıllık ortalama 350 bin
kişiye ulaşmıştır. İran’dan gelen turist sayısı 2002 yılında 432 bine yükselmiş
ve petrol fiyatlarındaki yükselişin İran’a getirdiği refaha paralel olarak hızlı bir
artış ile 2011 yılında 1.879 bin kişiye ulaşmıştır.
2007 yılında Antalya’ya 800 binin üzerinde İranlı turist gelmiş ve bu
durum Türk basınında (özellikle magazin basınında İranlıların ülkelerinde
yaşayamayacakları serbestlikte eğlendiklerine dair haberler çıkmıştır) geniş
yer alınca İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmadinejad İran’dan Antalya’ya
doğrudan uçuşları durdurmuştur. Bu durum Türk turizm yatırımcılarının ve
seyahat acentelerinin tepkisini çekmiştir. Nitekim Türk Dışişleri Bakanlığı’nın
İran ile yaptığı görüşmeler sonucunda ara bir formül bulunmuş, iptal edilen
uçuşlar Antalya’ya yakın fakat mazbut bir bölgenin havalimanı olan Isparta
Süleyman
Demirel
Havalimanına
otobüslerle
Antalya’ya
taşınmıştır.
yönlendirilmiştir.
Turistler
Türk basınının
da
bu
buradan
konularda
düşüncesizce haberler yapmaması için kampanyalar yürütülmüş ve İran’dan
gelen turist sayısı artmaya devam etmiştir. 2009 yılında İran’dan Türkiye’ye
gelen turist sayısı %22 artarak 1.383 bin kişiye ulaşmıştır. Bu rakam Türk
ekonomisine yaklaşık bir milyar US dolarlık bir gelir sağlamıştır. Grafik 10’da
baktığımızda 2010 yılında Türkiye’ye gelen İranlı turist sayısının rekor bir
artış göstererek (%36) 1.885.000 Turiste ulaştığını görürüz. Bu rakam Türk
turizminin İranlı turistlerden sağlayacağı gelirin de yaklaşık olarak %40
artacağı anlamına gelmektedir.
Türkiye – İran ilişkileri de turizmdeki artışa paralel olarak iyileşmiştir.
Türkiye’nin komşuları ile sorunsuz bir ortam yaratma çabaları ve ticareti
artırarak ekonomisini geliştirme çabaları bu gelişmeye neden olmuştur. Öte
yandan İran’ın Batı ülkeleri ile yaşadığı sorunlar ve nükleer faaliyetleri
Türkiye ile karşılıklı ilişkilerde potansiyel tehdit unsuru olarak yer almaktadır.
Fakat Türkiye İran ile ilişkilerini sıcak tutmak için elinden gelen çabayı
göstermektedir. Dışişleri Bakanlarının karşılıklı, Başbakan Recep Tayip
Erdoğan’ın ziyaretleri Türk tarafının İran ile ilişkilere verdiği önemi
84
göstermektedir. Türkiye’nin İran’dan doğalgaz ve petrol ithalatı, İran’ın
Türkiye’ye turist gönderen ülkeler arasında 5. sırada olması bu ilişkilerde
belirleyici öğelerdir.
Türkiye’de İran için batı ile arasında bir köprü vazifesini görmesi
açısından önem arz etmektedir. Nitekim Türkiye İran için birçok kez
arabulucu rolünü üstlenmiştir.
4.3. TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin neredeyse 40 yıllık bir geçmişi vardır.
Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkileri 31 Temmuz 1959'da Türkiye'nin Avrupa
Ekonomik Topluluğu'na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar. AET Bakanlar
Konseyi'nin başvuruyu kabul etmesi sonrasında 12 Eylül 1963 tarihinde
Ankara Anlaşması imzalanmıştır. Ankara Anlaşması ortaklık yaratan bir
anlaşmadır. 114
Ankara Anlaşmasını 1970 yılında imzalanan Katma Protokol izlemiştir.
Türkiye'nin, sonradan Topluluk üyesi olan birçok ülkeden daha önce Topluluk
ile ilişkilerini başlatmış olan bu iki önemli belge, o tarihlerden sonra ve 17
Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi Sonuç Bildirgesi sonrasında halen devam
etmekte olan süreçte Türkiye-AB ilişkilerinin hukuki dayanaklarındandır.
Türkiye
Cumhuriyetinin
kurulmasından
bu
yana,
hatta
daha
öncesinden beri, batılılaşma ile modernleşmenin eş tutulması, özellikle ikinci
Dünya Savaşından sonra Avrupa kıtasında veya onu merkez alarak kurulan
siyasi ve güvenlik oluşumlarının tümüne katılmaya ülkemizi yöneltmiştir. Bu
suretle Türkiye, Avrupa Konseyi, OECD ve NATO'ya girmiştir.
Tam üyelik başvurumuza o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik
Topluluğu tarafından verilen cevapta, Türkiye'nin kalkınma düzeyinin tam
114
Ankara Anlaşması, (Erişim) http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=4&l=1, 22 Şubat 2010
85
üyeliğin gereklerini yerine getirmeye yeterli olmadığı bildirilmiş ve tam üyelik
koşulları gerçekleşinceye kadar geçerli olacak bir ortaklık anlaşması
imzalanması önerilmişti. Söz konusu anlaşma 12 Eylül 1963 tarihinde
Ankara'da imzalanmıştır. Ankara Anlaşması uyarınca kurulan Türkiye-AB
ortaklık ilişkisinin nihai hedefi Türkiye'nin Topluluğa tam üyeliğidir. Anlaşma,
hazırlık dönemi, geçiş dönemi ve nihai dönem olarak üç devre öngörmüştür.
Geçiş döneminin sonunda ise gümrük birliğinin tamamlanması planlanmıştır.
Anlaşmada öngörülen Hazırlık döneminin sona ermesiyle birlikte, 13 Kasım
1970 tarihinde imzalanan ve 1973 yılında yürürlüğe giren Katma Protokolde
geçiş
döneminin
hükümleri
ve
tarafların
üstleneceği
yükümlülükler
belirlenmiştir.
Ancak gerek Ankara Anlaşması gerek Katma Protokol öngörüldüğü
şekilde uygulanamamıştır. Bunun sorumluluğunu Türkiye ile Topluluk
arasında paylaştırmak gerekir. Ülkemiz 1970'li yıllarda içinde bulunduğu
ekonomik krizler ve bazı siyasi tercihlerle Katma Protokol'den kaynaklanan
yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmıştır. O tarihlerde yaygın olan
kanaat, AET ile ilişkinin bir çeşit sömürü düzeni kurmakta olduğu, pazarımızı
Topluluk ürünlerine açmanın sanayileşmemizi ve kalkınmamızı baltalayacağı,
dolayısıyla koruma duvarlarının muhafaza edilmesi gerektiği yolundaydı.
Türkiye kendi yükümlülüklerini yerine getirmemeye ve Toplulukla ilişkilere
soğuk bakmaya başlayınca, Topluluk da kendi yükümlülüklerini aksatmaya
ve ortaklık ilişkisinin geliştirilmesi istikametinde çaba harcamaktan kaçınmaya
başlamıştır.
Başlangıçta sadece ekonomik olan sorunlar, 12 Eylül döneminde ve
Yunanistan'ın 1980'de Topluluğa tam üye olmasıyla siyasi boyutlar da
kazanmaya başlamıştır. Topluluk-Türkiye ilişkileri dondurulmuş ve mali
işbirliğine son verilmiştir. Katma Protokolün ise sadece ticari hükümleri
işlemeye devam etmiş, diğer bütün hükümleri atıl kalmıştır.
1983 yılında Türkiye'de sivil idarenin yeniden kurulması ve 1984
yılından itibaren ülkemizin ithal ikamesi politikalarını hızla terk ederek dışa
86
açılma sürecini başlatması ilişkilerimizi yeniden canlandırmıştır. Türkiye bir
taraftan 14 Nisan 1987'de AB'ne tam üyelik müracaatında bulunmuş, diğer
taraftan ertelenmiş bulunan gümrük vergileri uyum ve indirim takvimini 1988
yılından itibaren hızlandırılmış bir şekilde yeniden yürürlüğe koymuştur.
5 Mart 1995 tarihinde yapılan Ortaklık Konseyi toplantısında alınan
karar uyarınca Türkiye ile AB arasındaki gümrük birliği 1 Ocak 1996 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. 115
Fakat 12-13 Aralık 1997 tarihindeki Lüksemburg Zirvesi’nde Türkiye’ye
beklediği adaylık statüsünün verilmemesi krize sebep olmuştur. Türkiye bu
duruma sert tavır göstermiş ve Avrupa Birliği ile ilişkilerin geleceğini masaya
yatırmıştır.116
Avrupa Birliği 1993 Kopenhag Zirve Toplantısında aldığı kararlar
uyarınca eski Varşova Paktı ülkeleri olan Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerini
kapsayan bir genişleme süreci başlatmıştır. İlk dalgada Kopenhag kriterleri
dediğimiz kriterlere - demokrasi, insan hakları, ekonomik gelişme, Topluluk
müktesebatını benimseme- en fazla uyum gösterebilme yeteneğine sahip
olduğu değerlendirilen, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovenya ve
Estonya, söz konusu kriterlere göre daha geri bir durumda bulunan ikinci
dalgada ise Slovak Cumhuriyeti, Litvanya, Letonya, Bulgaristan ve Romanya
yer almıştır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de daha önce alınan bir kararla söz
konusu genişlemenin içine dahil edilmiştir. Türkiye ise genişlemenin
kapsamına alınmamıştır.
12-13 Aralık 1997 tarihlerinde Lüksemburg'da yapılan Avrupa Birliği
Zirvesinde kabul edilen Sonuç Bildirisinin en önemli bölümü genişleme
konusuna ayrılmıştır. Lüksemburg Zirvesi sonrasında varılmış bulunan
115
European Commission, EU-Turkey Relation (Erişim) http://ec.europa.eu/enlargement/candidatecountries/turkey/eu_turkey_relations_en.htm 25 Eylül 2010
116
Alkan, M. Nail, Lüksemburg Zirvesi Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der.
Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.251.
87
noktaya bakıldığında Türkiye açısından önemi Türkiye'nin tam üyeliğe
ehliyeti bir kez daha teyit edilmiştir.
Türkiye’de 1999 yılında yaşanan İzmit depreminin ardından AB
ülkelerinden gelen münferit ve Komisyon aracılığıyla yapılan yardımlar,
ayrıca Yunanistan'ın davranışı, Türkiye-AB ilişkilerinin de yumuşamasına yol
açmıştır.
Türkiye, 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yapılan AB Devlet
ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde oybirliği ile Avrupa Birliği'ne aday ülke
olarak kabul ve ilan edilmiş, diğer aday ülkelerle eşit konumda olacağı açık
ve kesin bir dille ifade edilmiştir. Helsinki Zirvesi kararlarına göre, Türkiye,
diğer aday ülkeler gibi bir Katılım Öncesi Stratejisinden yararlanacaktır. Zirve
Sonuç Bildirisi ayrıca, önceki AB Konseyi kararları çerçevesinde bir katılım
ortaklığı hazırlanmasını öngörmektedir. 117
Türkiye'nin AB'ne adaylığının hukuki zeminini oluşturan Katılım
Ortaklığı Belgesi ve Çerçeve Yönetmeliğin 2001 yılı başlarında AB
Konseyince
onaylanmasının
ardından
ülkemiz
AB
Müktesebatının
Üstlenilmesine ilişkin Ulusal Programı 26 Mart 2001 tarihinde Komisyona
göndermiştir. AB ile ilişkilerimiz bu tarihten itibaren söz konusu belgelerde
kayıtlı önceliklerimiz kapsamında şekillenmeye başlamıştır.
3 Ekim 2005’de Lüksemburg'da alınan kararla AB, Türkiye ile tam
üyelik müzakerelerini başlatmıştır. 20 Ekim 2005 Üyelik müzakerelerinin ilk
aşamasını
oluşturan
"Tarama
Süreci",
bilim
ve
araştırma
alanında
düzenlenen "Tanıtıcı Tarama" toplantısı ile başlamış ve tüm fasıllardaki
tarama toplantıları 13 Ekim 2006 tarihinde tamamlanmıştır. 9 Kasım 2005
tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve AB'ye üyelik için
belirlenmiş kriterler ışığı altında kaydedilen Türkiye'nin Katılım Yönünde
İlerlemesine
İlişkin,
Komisyon
görüşlerini
içeren
"İlerleme
Raporu"
yayımlanmıştır.
117
EU-Turkey
Relations,
(Erişim)
relations/article-129678 25 Eylül 2010
http://www.euractiv.com/en/enlargement/eu-turkey-
88
Avrupa Birliği ile Türkiye’nin katılım müzakereleri halen devam
etmektedir. Fakat Türk tarafının katılım sürecinin işlemesinde yeterince istekli
olmadığı kanaati hakimdir.
Türkiye’nin politik olarak yönü hep Batıya dönük olmuştur. Bu eğilim
sadece devletin ve devleti yöneten siyasi bürokratik elitin tercihi değildir. Türk
halkı da geleceğini Batı demokrasileri ile özdeşleştirmiştir. Bugün başta
Almanya olmak üzere Avrupa Birliği üyesi devletlerin sınırları içerisinde 5
milyondan fazla vatandaşımız yaşamaktadır. Ekonomik nedenlerle Avrupa
Birliği içerisinde yaşayan beş milyon vatandaşımız Avrupa kültürünü ve
değerlerini 40 yıldır ülkemize taşımaktadırlar. Onlar sayesinde Avrupa’nın
demokrasi, hukuk, yönetim anlayışı toplumun çok çeşitli kademeleri
tarafından öğrenilip beğenilmektedir. Hatta Avrupa yaşam tarzı toplumumuz
tarafından kabul görmektedir. Vatandaşlarımızın yabancılarla yaptıkları yüz
binlerce evlilik de kültürel kaynaşmaya katkı sağlamaktadır. Avrupa Birliğinin
değerleri orada yaşayan vatandaşlarımız tarafından Karadeniz’in ücra
köylerinden,
İç
Anadolu’nun
bozkırlarına,
Doğu
Anadolu’nun
kapalı
toplumlarına kadar bu şekilde ulaşmaktadır. Konya çölünde yer alan Kulu
ilçemizde İsviçre mimarisiyle yapılmış evler görmek bu şekilde mümkün
olabilmiştir.
Avrupa Birliği sınırları içerisinde yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’nin
kültürel değerlerini de Avrupa’ya taşımışlardır. Bugün Avrupa Birliği’nin en
büyük üyeleri olan Almanya’da, Fransa’da ve İngiltere’de Türkiye hakkında
öyle ya da böyle fikir sahibi olmayan vatandaşları yok gibidir. Yılda 4.5 milyon
alman vatandaşı, 2,5 milyon da İngiliz vatandaşı ülkemizi turistik nedenlerle
ziyaret etmektedir. 2011 yılında 17 milyon Avrupa Birliği vatandaşı ülkemizi
ziyaret etmiştir. Bu ziyaretçilerin ülkemiz hakkında bir fikri oluşmuştur.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne entegrasyonu sürecinde Avrupa kamuoyunun
önemli etkisi olacaktır.
89
Grafik 20 : Avrupa Birliğinden Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı118
YILLAR
TURİST SAYILARI (BİN KİŞİ)
2002
8.213
2003
8.216
2004
10.248
2005
11.889
2006
11.745
2007
14.819
2008
15.126
2009
15.826
2010
15.625
2011
16.992
Avrupa
Birliği’nden
ülkemize
gelen
17
milyon
ziyaretçi
Türk
ekonomisine yıllık 12 Milyar US doların üzerinde bir katkı sağlamaktadır.
Görüldüğü üzere Türk turizmi Avrupa Birliği ülkelerinden gelen turiste
118
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1.
90
bağımlıdır. 2011 yılında ülkemize gelen 31,5 milyon uluslar arası turistin
%54’ü Avrupa Birliği üyelerinden gelmektedir.
Avrupa’dan gelen uluslar arası turistin bir diğer özelliği ise istikrarlı
olmasıdır. Türkiye’nin Güney Batı sahilleri Akdeniz çanağında; doğal
güzellikleri, tarihi değerleri ve eşsiz iklimi ile rakipsizdir.(Güneşli gün sayısı
bakımından Ancak Tunus ve İspanyol adaları Antalya bölgesine rakip olabilir,
onlarında kapasiteleri sınırlıdır). Ayrıca yeni yapılan turizm tesisleri modern
ve geniş servis olanaklarına sahiptir. Türkiye turizm sektöründen beklediğini
alabilmek için pazar ülkeler olan Almanya, İngiltere, Fransa ve Hollanda ile
ilişkilerini iyi tutmak durumundadır. Türkiye turizm sektörüne yapacağı ek
yatırımlarla 2023 yılında 71,4 milyon turist ve 85 milyar US dolar yıllık gelir
hedeflemektedir.119 Ortaya konulan bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için
gerekli olan turizm pazarları yine Türk turizminin klasik pazarı olan Almanya,
İngiltere, Rusya, Hollanda ve Fransa olacaktır.
119
Turizm Yatırımcıları Derneği, 2023 Yılına Doğru Türkiye Turizminde
Yatırım Hamlesi Raporu, Sabah Gazetesi, 12.08.2009.
91
Grafik 21 : Almanya’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı120
120
YILLAR
TURİST SAYILARI (KİŞİ)
2002
3.482.000
2003
3.332.000
2004
3.984.000
2005
4.244.000
2006
3.762.000
2007
4.150.000
2008
4.416.000
2009
4.488.000
2010
4.385.000
2011
4.826.000
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1.
92
Tablodan da görüleceği üzere son 10 yıldır Almanya’dan Türkiye’ye
gelen turist sayısı sürekli artış göstermektedir. Gelecek beklenen uluslar
arası turizm alanındaki Türkiye’nin büyüme planları için Almanya en büyük
potansiyeldir. Türkiye’ye yerleşen, özellikle emeklilik çağındaki, Alman
vatandaşlarının sayısı da turizmdeki gelişmeye paralel olarak artmaktadır.
93
Grafik 22 : İngiltere’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı121
121
YILLAR
TURİST SAYILARI (KİŞİ)
2002
1.038.000
2003
1.091.000
2004
1.388.000
2005
1.758.000
2006
1.679.000
2007
1.916.000
2008
2.170.000
2009
2.426.000
2010
2.674.000
2011
2.582.000
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1.
94
Almanya için geçerli olan benzer durum İngiltere için de geçerlidir. Son
on yılda İngiltere’den gelen turist sayısı üçe katlanmıştır. Almanya’dan farklı
olarak İngiltere daha hızlı büyüyen ve büyüyecek olan bir pazardır. İngiliz
para birimi Sterlin’in, Euro’ya karşı son krizde yüzde otuzdan fazla değer
kaybetmesi, İngiliz uluslar arası turistin ana destinasyonu olan İspanya ve
Portekiz’i İngilizler için pahalı hale getirmiştir. Yeni destinasyon arayışındaki
İngiliz turist için Akdeniz Çanağında en cazip turizm merkezleri Türkiye’nin
turizm merkezleri olacaktır. Türkiye’nin İngiliz vatandaşlarına uyguladığı
vizenin kaldırılması bu gelişmeyi teşvik edici bir unsur olabilir. (Vize sınırda
ücret tahsilatı şeklinde yapılmaktadır).
95
Grafik 23 : Fransa’dan Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı122
122
YILLAR
TURİST SAYILARI (KİŞİ)
2002
523.000
2003
471.000
2004
549.000
2005
701.000
2006
658.000
2007
768.000
2008
885.000
2009
933.000
2010
928.000
2011
1.140.000
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1.
96
Fransa’dan Türkiye’ye gelen uluslar arası turist sayısının son beş yılda
artması kayda değerdir. Fransa’nın 82 milyon yıllık uluslar arası turist çekimi
ile Dünya birincisi olması gerçeğinin yanı sıra Türk – Fransız ilişkilerinin iyi
olmadığı bir dönemde olduğumuz gerçeği de vardır. Fransız Cumhurbaşkanı
Nicholas Sarkozy Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olduğunu sürekli
ifade etmektedir. Fransa’nın Akdeniz Çanağında Türkiye’nin rakibi bir turizm
destinasyonu olmasına rağmen Fransız vatandaşlarının Türkiye’ye artan
turizm ilgisi ise uluslar arası turizmin devletlerin dış politikalarını takip
etmediğini, dış politikaları yönlendirir bir etken olduğunu gösterir niteliktedir.
Benzer bir değerlendirmeyi Almanya’nın dış politikası için de
yapabiliriz. Dört milyon Türk vatandaşı Almanya’da yaşamaktadır ve her yıl
4.5 milyon Alman vatandaşı uluslar arası turist olarak Türkiye’yi seçmektedir.
Üstelik bu sayı giderek de artmaktadır. Birbirine bu kadar kaynaşan iki
toplumun politikacılarından toplumların beklentilerine göre siyaset yapmaları
beklenirken Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Türkiye’nin Avrupa Birliği
üyeliğine karşı çıkması anlaşılmazdır. Üstelik Avrupa Birliğine üye olmuş ve
birliğin normlarına entegrasyon sağlamış bir Türkiye Alman vatandaşları için
daha da yaşanır ve tercih edilebilir bir yer olacaktır.
Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyeliği ile 50. paralelin üzerinde kalan
Avrupa Birliği üyesi devletlerden Türkiye’ye yerleşecek olan insanların önemli
ölçüde artması beklenmektedir. İspanya’dakine benzer bir gelişmenin
Türkiye’de de yaşanması ve orta yaş ve üstü İngiliz, Hollanda, Almanya
vatandaşlarının
konut
satın
alarak
Türkiye’ye
yerleşmesi
mümkün
gözükmektedir. Türk ekonomisi için önemli bir kaynak olabilecek bu
gelişmenin Türk dış politikası tarafından da ele alınacağı kuşkusuzdur. Türk
turizminin Türkiye’nin Avrupa Birliğine üyeliği ile büyümesi beklenmektedir.
97
4.4. TÜRKİYE – İSRAİL İLİŞKİLERİ
İsrail 60 yıl önce kurulduğunda Orta Doğu bölgesinin birçok yeni
çatışmalara sahne olacağı ortada idi.123 Filistin topraklarında oluşturulan bu
suni devlet kendisine hayat alanı bulabilmek ve kurumsallaşabilmek için
elbette çevresini taciz edecekti. Nitekim 1949’dan buyana Ortadoğu bölgesi
huzur bulmamış ve İsrail’den kaynaklanan sayısız trajedilere sahne olmuştur.
Üstelik bu devletin kurulması sadece bulunduğu coğrafyayı değil, bütün
insanlığı etkilemiştir. Çatışmalar, terörizm, katliamlar, ırkçılık, devlet terörizmi
gibi olgular hep İsrail ve komşuları için anılır olmuştur.124
İsrail devleti kuruluşundan 9 ay sonra 1949 yılında Türkiye
Cumhuriyeti tarafından tanınmıştır. 1945 yılında savaşın bitimi ile Türkiye’den
büyük bir kitlesel Yahudi göçü Filistin bölgesine -dolayısı ile İsrail’e- olmuştur.
Türkiye’nin İsrail devletini tanıması sonraki yıllarda Türkiye’nin Arap
milliyetçilerinin tepkisi çekmesine neden olmuştur. İsrail ile Türkiye ilişkileri
başta Mısır olmak üzere, Arap milliyetçilerinin baskısına maruz kalmış ve
1956 Süveyş krizi sonrasında ikili ilişkileri müsteşar düzeyine indirmek
zorunda kalmış ve bu durum 1990’lı yılların başlarına kadar sürmüştür.1990
başından itibaren de ilişkiler tekrar büyükelçilik düzeyine çıkarılmıştır.
Türkiye 1960 ve 1970’li yıllarda Arap milliyetçiğinin hedefi olurken, diğer
taraftan İslam dünyasına İsrail’in bir siyasal gerçeklik olduğunu anlatmaya
çalışmıştır. Dolayısıyla, İsrail ile iyi ilişkiler Türk Devletinin dış politikasının
temel taşlarından biri olmuştur. Bugün Türkiye’den göç eden Yahudiler İsrail
de hala Türkiye kültürünü korumaya çalışmaktadırlar. 1990’larda Başbakan
Tansu Çiller’in İsrail ziyareti bu açıdan çok büyük bir olaya dönüşmüş ve
Türk-İsrail ilişkileri çok önemli bir ivme yakalamıştır.125
1980’li yıllardan itibaren Türkiye–İsrail ilişkileri daha çok askeri alanda
önemli bir gelişme gösterdi. PKK terörünün başlaması ile birlikte, Türkiye
123
Hüseyin Bağcı, İsrail’in 60. yılında Türk İsrail İlişkileri, 2008, (Erişim)
http://www.stratejikboyut.com/yazi/israilin-60.-yilinda-turk-israil-iliskileri-384.html 20 Şubat 2010
124
Bağcı, a.g.m., s.1-5
125
Bağcı, a.g.m., s.1-5
98
İsrail'den “sınır ötesi terör hareketleri ile mücadele konusunda” fikir alış-verişi
ve teknoloji alımında bulunmaya başlamıştır.1992 yılında Yahudilerin
İspanya’dan göçe zorlanmalarının 500. yılında İstanbul’da bir Vakıf kurulmuş,
Türkiye’de ve tüm dünyada bu konunun önemine değinilmiş ve Yahudileri
kabul eden Osmanlı İmparatorluğu ve Türk milleti çeşitli vesilelerle Yahudiler
tarafından övgü ile anılmıştır. Öte yandan Türkiye’nin dış politikasında İsrail
ve İsrail lobisi önemli bir unsurdur olagelmiştir. Özellikle Türkiye’nin önüne
çıkartılan Ermeni iddiaları karşısında İsrail Türkiye’yi desteklemiştir. İsrail’in
ABD yönetimi ve dış politikası üzerinde çok büyük bir etkisinin olduğu bir çok
olay ile kanıtlanmıştır. Tabii Türkiye’nin Rum/Ermeni lobisine karşı en büyük
desteği de İsrail lobisinden gördüğü açıktır. Eğer bugüne kadar Sözde
Ermeni Soykırımı kararı Amerikan Senatosundan geçmedi ise bunda İsrail
lobisinin büyük payı vardır. Türkiye’de genel olarak devlet politikaları
anlamında bir İsrail karşıtlığı söz konusu değildir. Fakat son 25 yıldır tüm
dünyada hızla gelişen İslami hareketlerin bir ürünü olarak Türkiye’de de bir
İsrail karşıtı bir hareket ve kesim oluşmaya başlamıştır. 126
2000 ‘li yılların başına kadar Türk-İsrail ittifakı Ortadoğu’da en önemli
unsur olmuştur.127 Bölgedeki ilişkiler de bu ittifak çerçevesinde şekillenmiştir.
Hatta Türkiye İsrail ile Suriye arasında arabuluculuğa soyunmuştur. Fakat
Gazze Şeridindeki Filistin yerleşkesine yönelik İsrail operasyonunun sivil halk
üzerinde yarattığı baskı ve kayıplar Türkiye ile İsrail ilişkilerinin gerilmesine
yol açmıştır. 29 Ocak 2009 Davos ekonomik forumundaki bir konferansta
Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Şimon
Perez arasında yaşanan gerilim ve akabinde konunun basın tarafından
yoğun olarak gündeme getirilmesi iki ülke ilişkilerinin soğumasına yol
açmıştır.128
126
Bağcı, a.g.m., s.1-5
Inbar, Efraim, Türk İsrail İlişkilerinde Stratejik Unsur, Der. Barry Rubin, Kemal Kirişci,
Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 2002, s.181-199.
128
Çakmak, Haydar, One Minute Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar
Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.318.
127
99
Akabinde ortaya çıkan (12 Ocak 2010) “Alçak Koltuk Krizi” iki ülke
arasındaki ilişkilerin bozulmasında kalıcı etki bırakmıştır. Türkiye’nin Tel Aviv
Büyükelçisi ve İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon arasında
gerçekleşen bir görüşmede diplomatik nezaket ve kuralların dışına çıkılması
sonucu gerçekleşen diplomatik kriz basının ve iki ülke hükümetlerinin de
tavrıyla iki ülke ilişkilerine Davos Krizi sonrası olumsuz ortamı pekiştirici bir
etki bırakmıştır.129
“Mavi Marmara Krizi” ise Türkiye İsrail ilişkilerinin büyük ve
unutulmayacak bir yara almasına yol açmıştır. 31 Mayıs 2010 tarihinde
Türkiye’den Gazze’ye yardım malzemeleri götüren Türk bayraklı Mavi
Marmara gemisine İsrail Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan operasyonda 9
Türk vatandaşı hayatını kaybetmiştir. Yaşanan olayın etkisi, ölümlere yol
açması nedeniyle, ikili ilişkilerde diğer krizlerden daha büyük ve derin
olmuştur.130
Nitekim bu gelişme hemen etkisini göstermiş ve 2009 yılında İsrail’den
Türkiye’ye gelen turist sayısı %44 oranında düşerek 558 bin turistten, 312
bin turist rakamına gelmiştir. Halbuki İsrail’den gelen turist sayısı 2004
yılından buyana sürekli artarak 299 bin turistten, 558 bin turiste ulaşmıştı.
Azalan 246 bin turist Türk ekonomisinin yaklaşık 170 Milyon US dolar kaybı
demektir.
129
Karabulu,t Bilal, Alçak Koltuk Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar
Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.376.
130
Aktaş, Hayati, Güntay, Vahit, Mavi Marmara Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 1924-2012,
Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012, s.384.
100
Grafik 24 : İsrail’den Türkiye’ye Gelen Turist Sayısı131
131
YILLAR
TURİST SAYILARI (KİŞİ)
2002
270.000
2003
321.000
2004
299.000
2005
394.000
2006
363.000
2007
511.000
2008
558.000
2009
312.000
2010
110.000
2011
312.000
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1
101
İsrail’den gelen turist sayısının bir siyasi olay nedeniyle düşmesi,
uluslar arası turizmin bir dış politika aracı olarak kullanılmasına örnektir. İsrail
Türkiye siyasi ilişkilerinin bozulması İsrail halkının tatil talebini, tercihini ne
kadar etkilemiştir? Burada düşen talebin nedeni İsrail Hükümetinin ya da
kamuoyuna etki eden aktörlerin Türkiye’ye giden turist sayısını azaltalım
kampanyasının etkili olmasıdır.
Kitle turizminde tatilcilerin tercihlerini büyük oranda belirleyen tatil
paketini satan seyahat acentelerinin kampanyaları ve yönlendirmeleridir. Tatil
turizmini talep eden turistler için fiyat, olanaklar, tanıtım, ek avantajlar tercihte
büyük önem arz etmektedir. Bu durumda acenteler düzenleyecekleri
kampanyalar ile turistleri yönlendirebilmektedirler. İsrail’den Türkiye’ye olan
tatil talebinin arkasında yatan gelişme budur. İş, eğitim, kültür turizmi
amacıyla seyahat eden turizm talebi fazla esnek değildir ve günlük siyasetten
fazla etkilenmez. İsrail’den Türkiye’ye yönelik 200-300 bin kişilik bir turist
talebi sürekli olacaktır. Fakat iki ülke arasındaki turizmi büyütmek ikili ilişkileri
iyileştirmekle mümkün olacak görülmektedir.
SONUÇ
Dünya turizmi büyümektedir. Uluslararası turizm faaliyetleri de benzer
bir şekilde büyümektedir. 2009 yılında 880 milyon kişinin uluslararası turizm
faaliyetinde bulunmak amacıyla ülkesini terk ettiği UNWTO tarafından tespit
edilmiştir. Önümüzdeki yıllarda uluslararası turizmdeki büyümenin artarak
(ortalama
yıllık
%4-5
büyüme
öngörülmektedir)
devam
etmesi
beklenmektedir. Her ne kadar uluslar arası turisti sağlayan ana pazarlar olan
Avrupa ve Kuzey Amerika’da (özellikle Amerika Birleşik Devletleri) bir
ekonomik kriz yaşansa da uluslararası turizmin orta ve uzun vadede
büyümeye devam edeceği öngörülmektedir. Bu beklentinin arkasındaki en
önemli faktörler ise:

Ulaşım teknolojilerindeki gelişme ve artan yatırımlar. Uluslar arası
turistin en çok kullandığı ulaşım aracı uçaktır. Uçaklar hızları ile uzak
mesafeleri yakın kılmışlardır. Yeni üretilen uçaklar daha ekonomik
olmalarının yanında kapasiteleri de artmıştır. Airbus firmasının üretimi
A380
uçağı
ekonomi
sınıfı
versiyonunda
960
yolcu
taşıma
kapasitesine sahiptir. (1000 yolcu büyük bir oteli dolduracak turist
demektir.) Bu uçağın turist taşımada sağlayacağı ekonomi ortadadır.
Nitekim 10 yıl öncesine göre karşılaştırılamayacak sayıda ucuz uçuş
sağlayan havayolu şirketi faaliyet göstermektedir. Geleneksel olarak
kitle turizmi carter uçak seferleri ile taşınmaktadır. Bu yöntem tarifeli
seferlere göre ekonomi sağlamaktadır. Şimdi ucuz havayolu şirketleri
neredeyse carter fiyatına uluslararası ve ulusal tarifeli seferler
düzenlemektedirler. Bu gelişme bireysel tatil arayan uluslar arası
turistlerin sayısını artırmaktadır. Bugün 28 Euro ödeyerek İstanbul’dan
Londra’ya tarifeli seferde bir bilet almak mümkündür. Ki bu rakam
geniş kitlelerin rahatça ödeyebileceği bir değere karşılık gelmektedir.
Uçuşların
ucuzlaması
daha
önce
tarifeli
seferlerin
olmadığı
destinasyonlara seferler düzenlenmesini sağlamaktadır. Ucuzlayan
uçuşlar daha önce uluslararası turizme katılmayan kitleleri de bu
103
faaliyet içine almaktadır. Bu gelişme krizin etkisini azalttığı gibi turizm
sektörüne yeni fırsatlar sunmaktadır. 630.000 odası ile Dünyanın en
büyük otel zinciri olan Intercontinental Hotels Group PLC’nin132 2009
yılı zararlarını minimize eden gelişme tatil turizmine katılanların
otellerdeki karlılıkları artırarak iş turizmine yönelik otellerdeki yaklaşık
%35’lik düşüşü minimize etmesidir. Ulaşım alanındaki tek gelişme
havayolunda değildir. Özellikle demiryollarına yapılan yatırımlar
İspanya, Fransa, İtalya gibi destinasyonlara çok büyük katkılar
sağlamıştır. 700 km’ye kadar olan mesafelerde trenler uçaklardan
daha avantajlıdır. Budapeşte 30 milyon kişi/yıl üzerinde uluslararası
turisti çekebilmektedir. Bu aktiviteyi sağlayan da mevcut demiryolu
altyapısıdır. Seyahat gemileri de konforları, teknolojileri, sağladıkları
lüks
ile
son
yılların
gözde
uluslar
arası
turizm
aktivitelerini
sağlamaktadırlar ve sürekli büyümektedirler. Yeni yapılan oto yollar ve
eskisine oranla daha güvenilir kara ulaşım araçları da uluslararası
turizmin önündeki ulaşım engellerini asgariye indirmektedir.

İletişim alanındaki gelişmeler de uluslararası turizmin gelişmesine
katkı sağlamaktadır. İletişim günümüzün çok yönlü insanı için
vazgeçilmezdir. İletişim teknolojilerindeki hızlı ve kaliteli, güvenilir
gelişmeler insanların uluslar arası seyahat planlarının önündeki
engelleri kaldırmaktadır. Bugün cep telefonları ve internet Dünya’nın
hemen her yerinden ulaşılabilir birer iletişim araçlarıdır ve turistlerin
seyahatte iken sosyal ve iş çevreleri ile iletişimlerini koparmamalarını
sağlamaktadır.

Standartlaşmış uluslar arası turizm bürokrasisi de uluslar arası turizm
aktivitesini kolaylaştırmaktadır. Her ne kadar vize gibi uluslar arası
seyahati engelleyici uygulamalar varsa da vize dahil bir çok uygulama
seyahatleri uluslar arası anlaşılır normlara kavuşturmaktadır. Bugün
her devletin vatandaşı pasaport, vize, seyahat ve sağlık sigortası,
132
Intercontinental Hotels Group Plc. (Erişim) http://www.ihgplc.com/index.asp?pageid=7 25 Eylül
2010
104
kanuni hakları, havaalanı yönetimi gibi uygulamalar hakkında bilgi
sahibidir ve ne yapacağını az çok bilir.

Hukuk normlarının evrenselleşerek hemen her ülkenin hukuki
anlayışının
benzeşme
yolunda
olması
da
uluslararası
turistin
karşılaşacağı kaosu azalttığı için seyahatler daha güvenli olmaktadır.
Uluslar arası turisti yabancı ülkelerde koruyacak birçok uygulama
getirilmiştir. Turist alan ülkeler de uluslararası kabul görmeyecek
hukuki sistemlerini ve normlarını değiştirme yoluna gitmektedirler.
Elçilikler ve konsolosluklar da uluslararası turiste gereken desteği
verecek şekilde örgütlenmektedirler. Örneğin Rusya Federasyonu
uluslar arası turizmdeki hızlı gelişmeye paralel olarak vatandaşlarına
daha iyi hizmet vermek için Antalya’ya bir konsolosluk açma ihtiyacını
hissetmiştir.
Turizm sektörü Dünya’da en geniş istihdam sağlayan ve işsizlik
sorununa en iyi çözüm getiren sektördür. Hizmetler ana sektörünün altında
bir faaliyet olan turizm sektörü, geniş istihdam sağlamasının yanında eğitim
düzeyi düşük insan gücünü istihdam edebildiği için istihdam başına yatırım
oranı en düşük olan sektörlerdendir. Özellikle genç işsiz oranı yüksek olan
ekonomiler için çok önemlidir. Ayrıca uluslararası turizm ülkeye ihracat gibi
döviz girişi sağlamaktadır. Üstelik bir ürünü ihraç ederken gereken
pazarlama, dağıtım, depolama, garanti ve nakliye gibi karmaşık, riskli
süreçleri
gerektirmeden
kendi
ülkenizde
ihracatı
yapma
olanağını
vermektedir.
Türkiye’de işsizlik oranı yüksek, eğitim düzeyi düşük ve genç işsizlerin
oranı yüksektir. Ekonominin de gelişmek için sürekli yatırıma ve dış girdileri
sağlamak için dövize ihtiyacı vardır. Dolayısıyla uluslar arası turizm sektörü
Türkiye’nin ekonomik sorunlarına mükemmel bir ilaç olarak gözükmektedir.
Nitekim 1980’li yıllarda başlayan ekonominin liberalleşmesi sürecinde
hükümetler bu realiteyi görmüşler ve 1984 yılında Türkiye Büyük Millet
Meclisinden Turizmi Teşvik Kanunu çıkartarak turizm sektörünü teşvik
etmişlerdir. Hazineye ve Ormana ait olan turizm yatırımlarına uygun araziler
105
T.C. Turizm Bakanlığı tarafından planlanarak özel sektöre turizm yatırımları
yapmak üzere tahsis edilmiştir. Ayrıca yatırımlara Kaynak Kullanımını Teşvik
Kanunu kapsamında karşılıksız nakit teşvikler verilmiştir. Turizm yatırımları
gümrük vergisinden ve kurumlar vergisinden istisna tutulmuşlardır. Ayrıca
ithal yerine yerli makine teçhizat kullanan yatırımcılara teşvik primi
ödenmiştir. Bütün bu yatırımları cazip hale getiren teşviklerin yanı sıra
finansman sıkıntısında olan yatırımcıları desteklemek için T.C. Turizm
Bankası Hazine garantisi altında Japon piyasasına EUROBOND ihraç ederek
sağladığı 10 Milyar Japon Yeni tutarındaki fonu kredi olarak özel sektöre
kullandırmıştır. Türkiye bütün bu desteklerin yanında turizm sektörüne
eleman yetiştirmek için eğitim yatırımları yapmış, hava alanlarını inşa etmiş,
turizm bölgelerindeki ulaşım altyapısına ve diğer altyapı projelerine
finansman sağlamıştır. Böylece 1984 yılında 2.117.094 olan yabancı turist
sayısı 2009 yılında 27.077.144 rakamına ulaşmıştır.
Turizmi
Teşvik
Kanununun
çıkartıldığı
1984
yılından
buyana
Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yapısı büyük değişime uğramıştır. Özellikle
turizm bölgeleri olan Antalya, İstanbul, Muğla, Aydın illeri büyük değişim ve
gelişme göstermişlerdir.
turizm
sektöründeki
Bu illerin nüfusları artmış, ekonomiye katkıları
gelişme
öncesiyle
kıyaslanamayacak
seviyelere
gelmiştir. Türkiye’de turizm sektörünün yarattığı istihdamın (doğrudan ve
dolaylı istihdam) bir milyonun üzerinde olduğu bilinmektedir. 2002 yılında
turizm sektörünün GSMH içindeki payı 11.900.900.000 USD gelirle %5.2
iken, 2009 yılında 21.950.800.000 USD gelirle %3 olduğu hesaplanmaktadır.
Yalnız bu rakamlar turizm sektörüne doğrudan ya da dolaylı hizmet veren,
imalat yapan bazı sektörleri kapsamamaktadır. Ayrıca döviz kurlarındaki
düşüş içerde üretilen GSMH’yı döviz bazında yüksek göstermektedir. 133
Örneğin Antalya Uluslararası Havalimanı özel sektöre 15 yıllık kiralama
bedeli olarak 3 Milyar $ karşılığında devredilmiştir. Bu rakam turizm
sektörünün milli ekonomiye sağladığı görünmeyen katkılara bir örnektir. Öte
133
Kültür Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, (Erişim)
www.kulturturizm.gov.tr/turizm/istatistikler 21 Şubat 2010
106
yandan Türkiye Cumhuriyeti devletinin “Kaynak Kullanımını Destekleme
Fonu” adı altında turizm sektörüne yapılan yatırımları desteklemek amacıyla
özel sektör yatırımlarının finansmanına vermiş olduğu karşılıksız prim desteği
toplam tutarı 743 Milyon dolardan ibarettir.
Türk turizm
sektörü yatırımcıları
içeride
sağladığı kaynaklarla
güçlendikten sonra yurt dışına da yatırım yapar hale gelmişlerdir. Bugün
ülkemizin turizm gruplarının Rusya, Hırvatistan, Türkmenistan, Kazakistan,
Mısır, Bulgaristan gibi turizmin yeni geliştiği ülkelerde önemli otel yatırımları
vardır. Ayrıca sektörün sağladığı gelişmeye paralel olarak Türk yatırımcılar
daha önce faaliyette bulunmadıkları ya da bulunamadıkları uluslararası
turizmin diğer konularında da faaliyete geçmişlerdir. Bugün Türk firmaları
havayolu taşımacılığı, seyahat acentesi işletmeciliği gibi turizmin bilgi, beceri
ve sermaye gerektiren alanlarında faaliyet göstermektedirler. Pegas Tur A.Ş.
Rusya Federasyonu’ndan Türkiye’ye en fazla turist getiren acente olmanın
yanında Rusya’dan başka turizm destinasyonlarına da turist götürmektedir.
Kayı Tur A.Ş. Sky Havayolları ile ülkemize turist taşımakla kalmayıp, örneğin;
talep doğrultusunda Avrupa’dan Mısır’a da yolcu taşımaktadır. Turizm
sektörüne imalat sağlayan birçok firmamız bölge ülkelerine ihracat
yapmaktadırlar. Özellikle otel malzemeleri ve gıda alanında Türk firmalarının
başarıları ve ülke ekonomisine katkıları artarak sürmektedir.
Türk sivil havacılığının geldiği nokta 20 yıl önce düşünülemeyecek bir
noktadadır. Türkiye 10 yılda sektörde bölgesinin lideri olmuştur. Kendi
markaları vardır. Bugün 100’e yakın ülkenin 150’ye yakın noktasına direk
uçuşlarla ulaşan Türk havayolu şirketleri mevcuttur. Sektörün ciro büyüklüğü
18 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır. Bunun yarısından fazlası THY’ye,
gerisi özel sektör şirketlerine aittir. 2011’i 100 milyon yolcu taşıması ile
kapatan sektör 31 bin koltuğa sahiptir. THY ile toplam koltuk sayısı 63 bin
olmaktadır.
107
Sonuç olarak Türkiye 2009 yılı itibarı ile turizm sektöründe hizmete
soktuğu bir milyon yatağa yaklaşık 30 Milyar US doları yatırım yapmıştır. 134
Yaklaşık 10
Milyar
dolar da marinalara,
Golf
tesislerine, uçaklara
harcanmıştır. Türkiye’nin hedefi ise 2023 yılında 25 Milyar US dolarlık yeni
yatırım yaparak 71.4 Milyon uluslar arası turiste ve 85 Milyar US dolar turizm
gelirine ulaşmaktır.
Bütün bunlar kalkınmakta olan bir ülke için ciddi yatırımlar ve
korunması gereken çıkarlardır. Türk devletinin ve halkının çıkarları turizm
sektörünün desteklenmesini ve korunmasını gerektirmektedir.
134
Sabah Gazetesi, Ekonomi Haberleri 12 Ağustos 2009
108
Grafik 25: Uluslar Arası Turizm Harcaması Sıralamasında İlk On Ülke135
ÜLKELER
ALMANYA
ABD
ÇİN
İNGİLTERE
FRANSA
KANADA
JAPONYA
İTALYA
RUSYA FED.
AVUSTRALYA
2009
81,2
74,1
43,8
50,1
38,5
24,2
25,1
27,9
20,9
17,6
2010
77,7
75,5
54,9
48,6
39,4
29,5
27,9
27,1
26,5
22,5
Türkiye Grafik 25’de yer alan uluslar arası turizm harcaması yüksek
olan ilk 10 ülke ile dış ilişkilerini iyi tutmak zorundadır. En fazla uluslar arası
turizm harcaması yapan ülke olan Almanya Türkiye’ye de en fazla turist
gönderen ülkedir. Bu listeden Rusya Federasyonu 2. En fazla turist gönderen
ülkedir ve sonra İngiltere gelmektedir.
Almanya ve İngiltere Türkiye’nin Nato müttefikidirler. Ama Rusya
Federasyonu Nato’nun kuruluş sebebidir.
135
UNWTO Tourism Highlights, 2011 Edition, (Erişim)
http://mkt.unwto.org/sites/all/files/docpdf/unwtohighlights11enhr_1.pdf s.10.
109
Grafik 26: Uluslar Arası Turizm Harcaması Yüksek Olan On Ülkenin Nüfus – Kişi
Başı Uluslar Arası Turizm Harcaması Karşılaştırması.136
ÜLKELER
ALMANYA
ABD
ÇİN
İNGİLTERE
FRANSA
KANADA
JAPONYA
İTALYA
RUSYA FED.
AVUSTRALYA
NÜFUS (Milyon Kişi)
82
310
1341
62
63
34
127
60
140
22
KİŞİBAŞI ULUSLAR ARASI
TURİZM HARCAMASI (Amerikan
Doları)
952
244
41
780
625
866
219
449
189
1.014
Yine Grafik 26’da görüleceği üzere Almanlar kişi başına en yüksek
uluslar arası turizm harcamasını yapan 2. ülkedir (952 Amerikan Doları).
İngiltere ise 4. sırada gelmektedir (780 Amerikan Doları). Avustralya ise
birinci sıradadır (1.014 Amerikan Doları). Bu ülkeler Türkiye’nin turizm
pazarının büyük kısmını karşılamaktadırlar. Dolayısı ile stratejik önemleri
daha da artmaktadır. Çünkü yerlerine konabilecek yeni bir turizm pazarı
bulmak mümkün görünmemektedir. Türk Dış Politikasının Grafik 26’da yer
alan ülkelerle stratejik işbirliğini güçlendirmesi kendi çıkarınadır.
136
UNWTO Tourism Highlights, 2011 Edition, agm, s.10.
110
Türkiye’de turizm sektörünün desteklenmesi ve korunması bir devlet
politikasıdır ve Türk halkı da bu realiteyi benimsemiştir. Turizm sektörüne
sekte vuracak her türlü girişim kamuoyundan tepki çekmektedir. Örneğin
çevreye zarar veren baraj, termik santral, nükleer santral gibi girişimler
toplumdan şiddetli tepki almaktadır. Hasankeyf, Çoruh Irmağı havzası
konularındaki toplumun duyarlılıkları iyi birer örnektir. Öte yandan turizmi
geliştireceğine
inanılan faaliyetler şartsız destek görmektedir.
Kültür
varlıklarının korunmasına ve yenilenmesine yönelik yatırımlar kamuoyundan
şartsız ve geniş bir destek görmektedir. Akdamar Kilisesinin onarımı, antik
şehirlerin korunması ve restorasyonu gibi işler komu oyu tarafından bırakınız
desteklenmeyi, çok önemli olarak kabul edilmektedir. Belediyeler turistler için
çekim alanı olabilmek için yatırımlar yapmaktadırlar. Valilikler illerini turizm
sektörüne tanıtmak için kampanyalar düzenleyip etkin tanıtım faaliyetlerinde
bulunmaktadırlar.
Türkiye ülkeye gelen turistlere kolaylık sağlamak için vize politikaları
uygulamaktadır. Avrupa Birliği üyeleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından
vize isterken, Türkiye bu ülkelerden vize istememektedir. (İngiltere’den vize
istenmektedir, fakat sınırda bir ücret tahsil edilmek suretiyle bu işlem
yapılmaktadır. Bu uygulamanın nedeni ise İngiltere’nin Türk diplomatlardan
ve yeşil, gri pasaport taşıyan kamu görevlilerinden de vize istemesidir)
Örneğin Rusya Federasyonu vatandaşları ülkemize Avrupa Birliği üyesi
turizm destinasyonu olan ülkelerden daha kolay vize alabilmektedirler. 2009
yılında komşumuz olan birçok ülke ile vizeler karşılıklı kaldırılmıştır.
Bu
uygulamanın sonucu turist girişlerinde hemen görülmüş; örneğin 2009 yılında
karşılıklı vizelerin kalkmasıyla yılın son aylarında Suriye’den gelen turistlerin
sayısı artmış ve 2008 yılına göre toplam turist sayısı %25 artmıştır. 2010
yılının ilk 8 ayında Suriye’den gelen turist sayısı %107 artmıştır. Bu artışın
asıl sebebi de iki ülke arasındaki vize uygulamasının karşılıklı olarak
kaldırılmasıdır. Suriye’ye komşu iller olan Gaziantep ve Hatay’da otel doluluk
111
oranları yükselmiştir.137
Ekonominin
liberalleşmesi
ile
Türjkiye’nin
ekonomisinin dış dinamiklere bağımlılığı artmıştır. Türk dış politikasının
ekonominin ihtiyaçlarına yönelik bir dış politika izlemesi de kaçınılmaz
olmuştur. Türkiye’nin komşuları ile sıfır ihtilaf politikası da bu realitenin
tezahürüdür. Enerji için bağımlı olduğunuz Rusya ve İran ile nasıl iyi ilişkiler
kurmanız gerekiyor ise, turizm geliri elde ettiğiniz aynı Rusya ve İran ile iyi
ilişkiler kurmanız da gerekliliktir. Nitekim Türk İsrail ilişkilerinin 2009 yılında
bozulması ile bu ülkeden gelen turist sayısı 2008 yılındaki 558.183 turistten
311.582 turiste düşmüştür. %45’lik bu düşüş turizm örgütleri tarafından
eleştirilmiş ve basında geniş yer bulmuştur. Burada ortaya çıkan 247.000
turist kaybı başka kaynaklardan gelen turistlerle telafi edilebilir ama
Rusya’dan gelen 3 milyon turist ile İngiltere’den gelen 2.5 milyon turist Türk
turizmi
tarafından
kolayca
yerine
yeni
bir
kaynak
konulamayacak
büyüklüktedir ve Türk turizmi ile ekonomisine büyük zararlar verebilecek
boyuttadır.
137
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1.
112
Grafik 27: Kişi Başı Ortalama Turizm Geliri138
YILLAR
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
TURİST BAŞINA TURİZM GELİRİ
748
782
810
784
752
728
679
709
664
575
637
Grafik 17’nin de gösterdiği gibi Türkiye’ye gelen turist başına elde
edilen yaklaşık 700 $ gelir Türk Dış Politikasını yöneten otoritelerce ihmal
edilemeyecek bir unsurdur. Türkiye Cumhuriyeti politika yapıcıları Türkiye’nin
refahı için uluslararası turizm dinamiklerini göz önüne almalıdırlar ve
almaktadırlar da.
138
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm İstatistikleri, a.g.m. , s.,1
113
KAYNAKÇA
“Tourism as an agent of change: A Spanish basque case”, Annals of
Tourism Research Cilt 3, Sayı 3, Ocak-Şubat1976, s., 128-142, 27
Aralık 2012
Airbus
(Erişim)
A380,
http://en.wikipedia.org/wiki/Airbus_A380#Improved_A380-800,
25
Eylül 2010
AKDEVELİOĞLU, Atay, Kürkçüoğlu, Ömer, Ortadoğu İlişkileri, Türk Dış
Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne, Olgular, Belgeler, Yorumlar,
Cilt II 1980-2000, İletişim yayınları, 2010, s.551-586.
AKTAŞ, Hayati, Güntay, Vahit, Mavi Marmara Krizi, Türk Dış Politikasında
41 Kriz 1924-2012, Der. Haydar
Çakmak,
Kripto Yayım, Ankara,
2012
ALKAN, M. Nail, Lüksemburg Zirvesi Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz
1924-2012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012.
ANDAÇ, Faruk, Turizm Hukuku: Türk Turizm Politikası İle İlgili
Uluslararası Anlaşmalar ve Turizmi Teşvik Tedbirleri, Ankara,
2000
Ankara Anlaşması, (Erişim) http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=4&l=1, 22
Şubat 2010.
BAĞCI, Hüseyin, İsrail’in 60. yılında Türk İsrail İlişkileri, 2008, (Erişim)
Bakan Günay Açıkladı: İşte Türkiye’nin Gerçek Turizm Gelirleri. (Erişim)
http://www.getob.org/?p=3387 23.11.2012
Banko Tur Seyahat Acentesi, (Erişim) http://www.bankotur.com.tr/ 25 Eylül
2010.
114
Birleşmiş
Milletler
Dünya
Turizm
Örgütü
http://en.wikipedia.org/wiki/World_Tourism_Organization,
(Erişim)
25
Eylül
2010
Boeing 707 (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/Boeing_707, 26 Eylül 2010.
BOZKURT, Giray Soynur, Türkiye Rusya İlişkileri; Tarihi Rekabetten Çok
Boyutlu İşbirliğine, Türkiyenin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt
Yenigün, Ertan Efegil, Nobel Yayınları, 2010, s.699-725.
Britannica, http://www.britannica.com/EBchecked/topic/445907/passport
BURNS, Peter M., NOVELLİ, Marina, Tourism and Politics: Global
Frameworks and Local Realities, Elsevier, Amsterdam,2007, 409 s.
CAFERSOY, Nazım, Türkiye –Rusya İlişkileri ve Separatizm Faktörü,
Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi, 13 Şubat 2006,
(Erişim) http://www.turksam.org/tr/a787.html 25 Eylül 2010
CAN,
Aydın,
Atatürk
Dönemi
Türk
İran
İlişkileri,
http://turkoloji.cukurova.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/aydin_can_atatu
rk_donemi_turk_iran_iliskileri.pdf 20 Şubat 2010.
CHİP, S.,”Tourism and the Third World” Third World Quarterly, cilt 2, sayı 2
Nisan 1980 s. 283-294.
CHURCH, Andrew And Coles, Tim, Edit., Tourism, Power and Space,
Routledge, London and New York, 2007
CRONİN, Audrey Kurth, Globalization and International Terrorism,
International Security, Winter 2002/03, Vol. 27, No. 3, Pages 30-58
CTO (Erişim) http://www.onecaribbean.org/ 24 Nisan 2010
ÇAKMAK, Haydar, One Minute Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 19242012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012
115
ÇETİNEL, Esin, Turizmci Yaşadı, Bankalar Kredi Musluklarını Açtı, Para
Dergisi,
DE KADT, E. “Tourism: Passport to Development?” Third World Quarterly,
cilt 3, sayı 2, Nisan 1981,s.340-343.
DİN, Kadir H, Islam and Tourism; Patterns, İssues, and Options, Annals
of Tourism Research, Volume 16, Issue 4,1989, p542-563
Easy Jet Plc. (Erişim) www.easyjet.com, 25/02/2010.
ENDY, Christopher, Cold War Holidays, , The University of North Carolina
Pres,Chapel Hill and London,2004,286s.
European
Commission,
EU-Turkey
Relation
(Erişim)
http://ec.europa.eu/enlargement/candidatecountries/turkey/eu_turkey_relations_en.htm 25 Eylül 2010
EU-Turkey Relations, (Erişim)
http://www.euractiv.com/en/enlargement/eu-
turkey-relations/article-129678 25 Eylül 2010
Gazprom, (Erişim) http://www.gazprom.com/about/today/ 25 Eylül 2010.
Gee, Chuck Y., Edit., International Tourism: A Global Perspective, World
Tourism Organization, Madrid, 1997
GOLDSTEİN, S., Joshua, PEVEHOUSE, C., Jon, International Relations,
Longman, Boston, 2007.
Göbeklitepe,
(Erişim),
http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6beklitepe
10
Nisan 2012.
HALL, Colin M.,Tourism and Politics: policy, power, and place,Wiley,
Canberra, 1994.
116
HARRİSON, D., ”Learning from the Old South by the New South? The Case
of Tourism”, Third World Quarterly, Cilt 15 sayı 4 Aralık 1994, s. 707721.
http://www.stratejikboyut.com/yazi/israilin-60.-yilinda-turk-israil-iliskileri384.html 20 Şubat 2010
Hürriyet
Gazetesi
Ekonomi
Haberleri
(Erişim)
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15862259.asp?gid=254 25 Eylül
2010
INBAR, Efraim, Türk İsrail İlişkilerinde Stratejik Unsur, Der. Barry Rubin,
Kemal Kirişci, Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası, Boğaziçi
Üniversitesi Yayınları, 2002.
Intercontinental Group Plc (Erişim) http://www.ihgplc.com/ 10 Nisan 2010
İMANOV, Vügar,
Türk Rus İlişkilerinde Yakınlaşma Dönemleri,
Türkiye’nin Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil,
Nobel Yayınları, 2010, s. 725-741.
İngiliz Uluslar Topluluğu (Erişim) http://www.thecommonwealth.org/ 15 Eylül
2010
KARABULUT, Bilal, Alçak Koltuk Krizi, Türk Dış Politikasında 41 Kriz 19242012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012
Kervansaray (Erişim) http://nedir.antoloji.com/kervansaray/ 15 Nisan 2010,
KİM, Vang-Kwan, CROMPTON, John L, “Role of Tourism in Unifying the two
Korea, Annals of Tourism Research”, Volume 17, Issue 3, 1990, p.
353-366
KİRSTGES, Torsten, Sanfter Tourismus, R. Oldenbourg Verlag, München,
1995.
117
Kültür
ve
Turizm
Bakanlığı,
Turizm
İstatistikleri,
(Erişim)
http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F88
92433CFF2B81939FD5B60AFAFFDE13C621852F44, 25 Eylül 2010.
Kültür
ve
Turizm
Bakanlığı,
Turizm
Raporu
(Erişim)http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELG
EANAH= 242656& DOSYAISIM= sonturizmraporu.DOC 21.02.2010
LARRABEE, F.S. ve LESSER, I.Q., Turkish Foreign Policy in an Age of
Uncertainity, RAND, National Security research Division, Santa
Monica, 2003.
MCINTOSH, Robert W, ve diğerleri, Tourism; Principles, Practices,
Philopsophies, John Wiley &Sons, New York,1995.
MCVAUGHTON, Darlene, “The “Host” as Uninvited “Guest”: Hospitality,
Violence and Tourism”, Annals of Tourism Research, cilt 33, sayı 3,
Temmuz 2006, s. 645-665.
Milliyet, 27 Aralık 2012, 30 Milyon Turist ve 25 Milyar Dolara Ulaştık
Dünya’da ilk Beş Göründü, (Erişim), http://ekonomi.milliyet.com.tr/30milyon-turist-ve-25-milyar-dolara-ulastik-dunyada-ilk-5gorundu/ekonomi/ekonomidetay/27.12.2011/1480918/default.htm
MUND, Jörn W., Einführung in den Tourismus,R. Oldenbourg Verlag,
München, Wien, 1998.
OKTAN, Özden Zeynep,
Türkiye Suriye İlişkilerinde Ekim Krizinden
Ortak Kader Anlayışına Geçiş Sürecinin Bir Analizi, Türkiye’nin
Değişen Dış Politikası, Der. Cüneyt Yenigün, Ertan Efegil, Nobel
Yayınları, 2010, s. 431-451.
OKTAY, Hasan, Gürcistan Krizi (2008), Türk Dış Politikasında 41 Kriz 19242012, Der. Haydar Çakmak, Kripto Yayım, Ankara, 2012.
118
ORFİLA-SİNTES,
F.,
Rafel
Crespí-Cladera
ve
Ester
Martínez-Ros,
Department of Business Economics, Universitat de les Illes Balears,
Palma
de
Mallorca
Universidad
Carlos
III,
Spain
(Erişim)
http://www.sciencedirect.com/science?_ob=ArticleURL&_udi=B6V9R4H5MM932&_user=128860&_coverDate=12%2F31%2F2005&_rdoc=1&_fmt=ful
l&_orig=search&_cdi=5905&_sort=d&_docanchor=&view=c&_searchS
trId=1167839667&_rerunOrigin=google&_acct=C000010638&_version
=1&_urlVersion=0&_userid=128860&md5=5b29f098eebc8c08a55254
e916a2707c#SECX3 23 Eylül 2005.
Pasaport, (Erişim), http://en.wikipedia.org/wiki/Passport#History, 25 Eylül 2010.
Pasaport,
Britannica
Ansiklopedisi
(Erişim)
http://www.britannica.com/EBchecked/topic/445907/passport 14 Şubat
2010
PATA (Erişim) www.pata.org, 24 Nisan 2010
RİCHTER, Linda K,”Tourism Politics and Political Science”,Annals of
Tourism Research,vol. 10.pp. 313-335,1983
SCHMİED, Martin, BUCHERT, Matthias, HOCHFELD, Christian, SCHMİTT,
Beate, Umwelt und Tourismus, Daten, Fakten, Perspektiven, Erich
Schmidt Verlag, Berlin, 2002
SEEBOTH, Andrea, Sanfter Tourismus in der Türkei,Peter Lang
Europeaischer Verlag der Wissenschaften, Frankfurt am Main, 1995.
SHOYUNCHAP, Olga, Rusya Türkiye Turizm Ekonomisi İlişkileri, Yüksek
Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul,
2008
Şark Ekspresi, (Erişim) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eark_Ekspresi, 16
Nisan 2010
119
TELLAL, Erel, Rusya İlişkileri, Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından
Bugüne, Olgular, Belgeler, Yorumlar, Cilt II 1980-2000, İletişim
yayınları, 2010, s.540-551
Ticari
Uçaklar
Boeing
707,
(Erişim)
http://www.boeing.com/commercial/707family/index.html 26 Eylül 2010
TİMOTHY,
D.J.,
Tourism
and
Political
Boundaries,
Routledge,
London,NY,2001.
TUI AG (Erişim) http://www.tui-group.com/en 25 Eylül 2010
Turizm Gelirlerinin İhracat Gelirleri ve Turizm Giderlerinin İthalat Giderleri
Oranı (1964-2008) Kültür ve Turizm Bakanlığı İstatistikler (Erişim)
www.kultur.gov.tr 15 Nisan 2010.
Turizm
Raporu
(Erişim)
http://www.kulturturizm.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH
= 242656& DOSYAISIM= sonturizmraporu.DOC 21.02.2010
Turizmi
Teşvik
Kanunu,
(Erişim)
http://www.kultur.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433
CFFB76CB4844D2199DB8075770BBA7873E8, 25 Eylül 2010
Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı, Yeni Teşvik Sistemi, Yatırımlarda
Devlet
Yardımları,
(Erişim):
http://www.ekonomi.gov.tr/upload/459D1E1B-AD17-FF9AA40AC03569331A85/6_Nisan_Sunum_son.pdf
s. 38-39. 10 Nisan
2012
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı (Erişim) http://www.mfa.gov.tr/turkvatandaslarinin-tabi-oldugu-vize-uygulamalari.tr.mfa 25 Eylül 2010
120
Türkiye
ile
vizesi
kalkan
56
ülke
(Erişim)
http://www.moralhaber.net/ekonomi/turkiye-ile-vizesi-kalkan-56-ulke/
25 Eylül 2010
Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş., 2001, 2002, 2003 Faaliyet Raporları,
(Erişim) www.kalkinma.com.tr, 25 Eylül 2010
Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.,(Erişim) www.kalkinma.com.tr
Türkiye-Rusya
İlişkileri,
(Erişim)
http://www.rusya.ru/tur/index/turkiye_rusya_iliskileri, 17 Şubat 2010
Uluslararası
Turizm
Ahlak
Bildirgesi,
(Erişim)
http://www.unep.org/bpsp/Tourism/WTO%20Code%20of%20Conduct.
pdf 15 Eylül 2010
UNWTO
Tourism
and
the
World
Economy,
http://www.unwto.org/facts/eng/economy.htm 25 Eylül 2010
(Erişim)
UNWTO
Tourism
Highlights
2010
Baskısı,
(Erişim)
http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/highlights/UNWTO_Highlights10_e
n_HR.pdf, 25 Eylül 2010
UNWTO
Tourism
Highlights,
2011
Edition,
(Erişim)
http://mkt.unwto.org/sites/all/files/docpdf/unwtohighlights11enhr_1.pdf
04 Nisan 2012
UNWTO Tourism Highlights, Edition 2008, Madrid, 2008,
(http://www.unwto.org/facts/eng/vision.htm ,09 Nisan 2010
(Erişim)
UNWTO World Tourism Barometer, Cilt 8, Sayı 1, Ocak 2010, (Erişim)
http://www.unwto.org/facts/eng/pdf/barometer/UNWTO_Barom10_1_e
n.pdf, 25 Eylül 2010
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/why/en/why.php?op=1 25
Eylül 2010.
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/his/en/his.php?op=5 25
Eylül 2010.
121
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25
Eylül 2010
UNWTO, (Erişim) http://www.unwto.org/aboutwto/how/en/how.php?op=4 25
Eylül 2010.
UNWTO, (erişim) http://www.unwto.org/afiliados/index.php?op=2&subop=2
25 Eylül 2010.
UNWTO,
(http://en.wikipedia.org/wiki/World_Tourism_Organization
(30.03.2010)
UNWTO, International Tourism: Recovery Confirmed, but Growth Remains
Uneven
29
Haziran
2010
(Erişim),
http://www.unwto.org/media/news/en/press_det.php?id=6561&idioma
=E, 25 Eylül 2010
UNWTO, World Tourism Baramoter, Cilt 10, Kasım 2012, (Erişim)
http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/pdf/unwto_barom12_
06_nov_excerpt.pdf 23 Kasım 2012
VELLAS, F. and BECHEREL, L., International Tourism: An Economic
Perspective, Mac Millan Business, London, 1995.
WAGNER, Grace, Holiday Inn at 50, Lodging Hospitality Aug2002, Vol. 58
Issue 11, 21
WANG, Ning, Tourism and Modernity, Zhongshan University China,
Amsterdam, 2000.
World Tourism Organization, Tourism Highlights 2012 Edition (erişim)
http://dtxtq4w60xqpw.cloudfront.net/sites/all/files/docpdf/unwtohighligh
ts12enhr_1.pdf 23 Kasım 2012.
Yatak Başı Maliyetler (Erişim) www.kalkinma.com.tr 15 Eylül 2010
YÜCE, Nilgün, Tourismus und Kulturelle Spurensuche, Ergon Verlag,
Würzburg, 1995.
122
ÖZET
ÖZEN, Kayhan Taner. Turizm – Dış Politika İlişkisi; Türkiye Örneği,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2013.
Turizm faaliyeti, birçok uluslar arası öğeyi içinde barındıran, uluslar
arası bir aktivitedir. Herhangi bir turistik amaçla (eğlence, spor, eğitim,sağlık,
ticaret) yapılan uluslar arası seyahat uluslar arası turizmin konusudur.
Dünya’da her yıl yaklaşık olarak bir milyar insan uluslar arası turizm
faaliyetine katılmaktadır. Uluslar arası turizm faaliyetinin yıllık geliri de 919
milyar Amerikan Doları olarak hesaplanmaktadır. Yarattığı gelirin haricinde
turizm Dünya’nın en büyük istihdam sağlayıcı sektörüdür. Ayrıca uluslar arası
turizmden pay alan ülkelere kendi topraklarında ihracat yaparak döviz geliri
olanağı sağlamaktadır. Turizm yatırımlarının ülkelerin kendi girdileri ile
yapılabilmesi ve az eğitilmiş iş gücü kullanması da başka bir yararıdır. Bütün
bu ekonomik ve sosyal avantajları gören ve kendi vatanın da uluslar arası
turizm potansiyeli olduğunu düşünen devletler sektöre girmek ya da daha da
büyümek istemektedirler. Turizm politikalarını bir devlet politikası haline
getirip yatırım yapmaktadırlar. Bu devletlerin uluslar arası ilişkileri de turizm
politikalarının beklentilerine göre şekillenmektedir. Uluslar arası turizmin
vatanlarında gelişmesi için devletler gerekli düzenlemeleri yapmakta, kendi
turizm sektörüne turist sağlayan ülkelerle iyi ilişkiler kurma yoluna
gitmektedirler. Türkiye’de bu realiteden istisna değildir. 31 milyondan fazla
uluslar arası turist ağırlayan ülke sektörünün geleceği için Türk Dış Politikası
ülkeye turist gönderen Avrupa Birliği, Rusya, İran gibi ülkelerle iyi ilişkiler
içinde olmaya ve ülkesinde uluslar arası turisti hoşnut etmeyecek olayların
olmamasını sağlamaya çalışmaktadır. Turizm sektörünün lobi grupları da
kendi çıkarları doğrultusunda devletin iç ve dış politikalarını yönlendirmeye
çalışmaktadırlar.
Anahtar Sözcükler:
1. Uluslar arası turizm
2.
3.
4.
5.
Dış politika
Turist sayısı
Turizm geliri
İstihdam
123
ABSTRACT
Özen, KayhanTaner. Tourism – Foreign Policy Relation; Example of
Turkey, Masters Degree Thesis, Ankara, 2013.
Tourism activity is an international event which covers many
international factor inside. Any international travel with a tourism reason
(sport, entertainment, education, health, business) is a topic of international
tourism. Every year approximately a billion people join international tourism
activity in the World. Annual revenue of the international tourism activity is
919 billion US dollars. Besides its revenue produced tourism is the largest
employment creating sector in the World. It also provides the opportunity of
exchange revenue by exporting the services its on land to the countries in
tourism business. Another benefit of tourism investments is countries use
their local input and needed only less educated workforce. The states who
think that their countries have tourism potential want to enter or enlarge in the
sector because of economic and social advantages of international tourism.
They accept their tourism politics as a state politics and make investments.
International relations of these states shaped accordingly their tourism
policy’s aspect. States try to establish friendly international relations with
tourist providing countries. Turkey is not an exception of those countries.
Turkey hosts more than 31 million international tourist annually and Turkish
foreign policy care to establish friendly relations with those countries send
tourist to Turkey; European Union, Russia, and Iran. Lobby groups of tourism
sector struggle to shape the states foreign and domestic policies parallel to
their expectations.
Key words:
1. International tourism
2. Foreign policy
3. Number of tourist
4. Tourism revenue
5. Employment
Download