arapça-iii - Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Akademik

advertisement
T.C. ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ YAYINI NO: 2076
AÇIKÖ⁄RET‹M FAKÜLTES‹ YAYINI NO: 1110
Anadolu Üniversitesi
‹lâhiyat Önlisans Program›
ARAPÇA-III
Editör
Prof.Dr. Ahmet Turan ARSLAN
Yazarlar
Prof.Dr. Ahmet Turan ARSLAN (Ünite 5, 6, 8)
Prof.Dr. Tacettin UZUN (Ünite 1, 2)
Prof.Dr. Ali BULUT (Ünite 3, 4, 7)
Prof.Dr. Halil ‹brahim KAÇAR (Ünite 9, 10)
ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Ö¤retim” tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r.
‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t
veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Copyright © 2010 by Anadolu University
All rights reserved
No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted
in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without
permission in writing from the University.
Genel Akademik Koordinatörler
Prof.Dr. ‹brahim Hatibo¤lu (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)
Prof.Dr. Ali Erbafl (Sakarya Üniversitesi)
Program Koordinatörü
Prof.Dr. Cemil Ulukan
Uzaktan Ö¤retim Tasar›m Birimi
Genel Koordinatör
Prof.Dr. Levend K›l›ç
Genel Koordinatör Yard›mc›s›
Ö¤retim Tasar›mc›s›
Doç.Dr. Müjgan Bozkaya
Ö¤retim Tasar›mc›s› Yard›mc›lar›
Arfl.Gör.Dr. Mehmet F›rat
Arfl.Gör. Nur Özer Canarslan
Grafik Tasar›m Yönetmenleri
Prof. Tevfik Fikret Uçar
Ö¤r.Gör. Cemalettin Y›ld›z
Ölçme De¤erlendirme Sorumlusu
Ö¤r.Gör. Fatma fiennur Arslan
Kitap Koordinasyon Birimi
Doç.Dr. Feyyaz Bodur
Uzm. Nermin Özgür
Kapak Düzeni
Prof. Tevfik Fikret Uçar
Dizgi
Aç›kö¤retim Fakültesi Dizgi Ekibi
Arapça-III
ISBN
978-975-06-0759-2
6. Bask›
Bu kitap ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ Web-Ofset Tesislerinde 48.000 adet bas›lm›flt›r.
ESK‹fiEH‹R, Mart 2014
İÇİNDEKİLER
Ünite 1: Mezîd Fiiller/ ‫ْﻤ ِﺰﻳ َﺪة‬
ُ ‫ْﻌ‬
َ ‫ ……………………………………… اﻷَﻓـ‬2
َ ‫ﺎل اﻟ‬
ْ ُ‫ ………………………………………… أَﻧْـ َﻮاع‬34
Ünite 2: Haber Türleri/ ‫اﳋََﱪ‬
ِ
Ünite 3: İsm-i Mevsûl/ ‫ﻮل‬
ُ ‫ﺻ‬
ُ ‫ …………………………………… اﻻ ْﺳ ُﻢ اﻟ َْﻤ ْﻮ‬64
Ünite 4: İlletli Fiiller ve Çekimi/ َ‫ﺼ ِﺮﻳ ُﻔﻬﺎ‬
ُ ‫ْﻌ‬
ْ َ‫ﺎل اﻟ ُْﻤ ْﻌﺘَـﻠﱠﺔُ َوﺗ‬
َ ‫ …………………… اﻷَﻓـ‬92
ِ ‫………………………………………… ﻧَﺎﺋِﺐ اﻟْ َﻔ‬126
Ünite 5: Nâibü’l-Fâil/ ‫ﺎﻋ ِﻞ‬
ُ
ِ ِ‫ﻮل ﻓ‬
Ünite 6: el-Mef‘ûlü Fîh: Zaman ve Mekân Zarfları/ ‫ﻴﻪ‬
ُ ُ‫………… اﻟْ َﻤ ْﻔﻌ‬150
Ünite 7: el-Mef‘ûlü’l-Mutlak/ ‫ْﻤﻄْﻠَ ُﻖ‬
ُ ُ‫اﻟ َْﻤ ْﻔﻌ‬
ُ ‫ﻮل اﻟ‬
……………………………178
Ünite 8: el-Mef‘ûlü Leh/ ُ‫ﻮل ﻟَﻪ‬
ُ ُ‫……………………………………… اﻟ َْﻤ ْﻔﻌ‬202
Ünite 9:
Atıf ve Edatları/ ُ‫ْﻒ َو ُﺣ ُﺮوﻓُﻪ‬
ُ ‫اﻟﻌﻄ‬
َ
…………………………………224
Ünite 10: Hâl ve Türleri/ ُ‫ﺎل َوأَﻧْـ َﻮاﻋُﻪ‬
ُ َ‫……………………………………… اﳊ‬246
iii
iv
ÖNSÖZ
Çağdaş insanın iletişim ihtiyaçları artık yalnızca anadille karşılanamamakta,
bir ya da daha fazla yabancı dilin öğrenilmesine, günümüzde kaçınılmaz bir
zorunluluk gözüyle bakılmaktadır. Ülkemizde yabancı dil öğretimi uzun
zamandan beri orta ve yüksek eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak ele
alınmış, böylece hiç değilse “okumuş” kişilerin bu değerli bildirişim aracına
sahip olmaları tavsiye edilmiştir.
Ülkemizde öğretilmesi kararlaştırılan yabancı dillerden birisi de Arapça’dır.
Bu karar çok yerindedir. Çünkü Arapça çok uzun bir tarihî geçmişe sahip
oluşunun yanında, Emevî, Abbasî, Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin
yaşadığı çok geniş bir coğrafi alana yayılmış, oralarda yaşayan ve bu
coğrafyaya komşu bölgelerdeki insanların dînî, edebî, tarihî ve çeşitli
yönlerden kültürel hayatlarını güçlü bir şekilde ilgilendirmiş bir dildir. Bu
uluslararası özelliğini Arapça günümüzde de devam ettirmektedir. Nitekim
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, UNESCO, Afrika Birliği, İslam
Konferansı Örgütü gibi uluslararası kuruluşlarda çalışma dili olarak kabul
edilen önemli dillerden birisi de Arapça’dır. Bu önemi dolayısıyla bir asra
yakın zamandan beri Arapça, uluslararası yayın kuruluşlarında yerini almış
bulunmaktadır. Son olarak TRT de Arapça yayın yapan bir televizyon kanalı
kurmuştur. İşte bütün bunlar gösteriyor ki, Arapça dînî, edebî ve kültürel
bakımından tarihte oynadığı rol yanında günümüzde de dünyanın pek çok
ülkesinde ekonomik, ticarî ve hatta politik alanlarda insanların dikkatini
çeken ve yaşayan bir dil olma özelliğini korumaktadır.
Arapça’nın ülkemiz için önemi ise daha büyüktür. Şöyle ki coğrafî yakınlığı
dolayısıyla ülkemizin Arap ülkeleri ile uzun bir geçmişe sahip olan komşuluk
ilişkisi söz konusudur. Bununla beraber İslam Dîni’nin temel kitabı Kur’ân-ı
Kerîm’in ve onun bir tür yorumu diyebileceğimiz hadislerin dilinin Arapça
olması, ayrıca bu iki temel kaynağın açıklanması ve yorumlanması uğrunda
oluşturulan İslâmî ilimler alanında ortaya konulmuş bulunan ölümsüz
eserlerin bu dille yazılmış olması da bir diğer önemli unsurdur. Öte yandan
ülkemiz kültürü için çok sayıda dînî, edebî, tarihî alanlarda Arapça yazılmış
bir çok esere de sahip bulunmaktayız. Bütün bunların yanında son yıllarda
ekonomik zorunlulukların sonucu olarak vatandaşlarımız Arap ülkeleriyle
iletişim kurma ihtiyacı duymaktadırlar.
İnsanımız için öneminden kısaca bahsettiğimiz Arapça, Anadolu Üniversitesi
Açıköğretim Fakültesi İlahiyat Önlisans Programında da haklı olarak yerini
almıştır. Elinizdeki bu kitap Arapça III dersi konularını içermektedir. Her
ünitenin amaçları ve dersin daha kolay ve sağlam bir şeklide öğrenilmesi için
v
yapılan önerilerden sonra bir “okuma parçası” verilmiştir. Okuma parçasının
ardından parçanın anlaşılması için çeşitli alıştırmalar konulmuştur. Sonra
ünitede işlenen dilbilgisi konusu, basit bir anlatımla ve harekeli örnekleriyle
birlikte anlamları da yazılmıştır. Örnek cümlelerin doğru bir şekilde
anlaşılmasını sağlamak için anlamları da yanlarına yazılmıştır. Üniteyle ilgili
çeşitli alıştırmalarla birlikte konunun bir özeti verilmiştir. Bu seviyede
anlamına ihtiyaç duyulabileceğini düşündüğümüz kelime ve deyimler
alfabetik olarak dizilmiştir.
‘Sıra Sizde’ ve ‘Kendimizi Sınayalım’
bölümlerinin yanıt anahtarları da kolaylık sağlamak amacıyla dersin sonuna
konulmuştur.
Şimdi bu kitapta yazılanları en iyi bir şekilde öğrenebilmek için nasıl
çalışalım? İşte şu aşağıda sıraladıklarımızı uyguladığınız takdirde bu
amacınızın gerçekleşmiş olacağını göreceksiniz.

Önce Arapça’yı öğrenebileceğinize kendinizi
“Öğrenemem” korkusunu kalbinizden atınız.

Arapça’yı öğrenmeye gönülden ve samimiyetle karar veriniz.

Okuma parçalarını dikkatli bir şekilde okuyunuz.

Anlamlarını bilemediğiniz kelime ve deyimleri ünitedeki ilgili
yerinden bulmaya çalışınız. Yine de bilemediğiniz kelime olursa
herhangi bir Arapça sözlükten faydalanınız.

Dilbilgisi kısmında anlatılanları ve örnek cümleleri kavrayınız.

Verilen alıştırmaları istendiği şekilde yapınız.

Alıştırmalar için sizin verdiğiniz karşılıkları yanıt anahtarındakilerle
kontrol ediniz. Yanlışlarınız varsa konuyu tekrarlayarak
noksanlarınızı tamamlayınız.

Türkçe’den Arapça’ya çevirileri yapınız. Siz de benzer cümleleri
kurarak çevirmeye çalışınız.

Ders çalışırken yanınızda Arapça bir sözlük bulundurmayı alışkanlık
haline getiriniz. Bu çok önemlidir, çünkü Arapça metinler şu kitabın
iki kapağı arasındakilerden ibaret değildir. Arapça metinleri
anlamanız için en başta gelen kelime ve gramer bilginizin yanında
Arapça-Türkçe veya Arapça-Arapça sözlüklerdir.

Arapça radyo, Tv ve internet yayınlarını takip ediniz.

Bir dili dolayısıyla Arapçayı öğrenmenin en iyi yolu AZ DA OLSA
SÜREKLİ bir şekilde çalışmaktır.
inandırınız.
Bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilir ve
Arapça öğrenmek isteyen herkese üstün başarılar dilerim.
Prof. Dr. Ahmet Turan ARSLAN (Editör)
vi
1 Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Mezîd fiili tanıyabilecek,
•
Sülâsînin mezîdi rubâî, humâsî ve südâsî fiillerle kalıplarını ayırt
edebilecek,
•
Rubâî mücerred, rubâînin mezîdi humâsî ve südâsî fiillerle onların
kalıplarını tanıyabilecek,
•
Arapçada kalıplar vasıtasıyla yeni cümleler kurabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Mezîd fiil
•
Sülâsî
•
Rubâî
•
Sülâsînin mezîdi rubâî, humâsî ve südâsî
•
Rubâî mucerred, rubâînin mezîdi humâsî ve südâsî
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Sarf Kitabı’ndan Sahîh fiil
çekimleri konusuna baş vurunuz.
•
Arapça-Türkçe bir sözlükten ‫ج‬
َ ‫ َﺧ َﺮ‬ve ‫ﺐ‬
َ َ‫ َﻛﺘ‬gibi bazı fiillerin türevlerini
gözden geçiriniz. Okuyacağınız metinlerde çok ihtiyaç duyacağınız için
sözlük kullanmaya alışınız.
2 Mezîd Fiiller
ُ ‫اﻷَﻓْـ َﻌ‬
ُ‫ﺎل اﻟ َْﻤ ِﺰﻳ َﺪة‬
GİRİŞ
Bitişken dillerde bir kelimeden değişik mânâlar elde etmek için, değişik
eklerden istifade edilir. Mesela, bitişken dillerden olan Türkçemiz’deki
“YAZ” kökünden değişik mânâlar elde etmek için bu kökün sonuna,
aşağıdaki listede görülen ekler getirilir:
Yaz-ı
:Yazı
Yaz-ıcı
:Yazıcı
Yaz-an
:Yazan
Yaz-ar
:Yazar
Yaz-ılan
:Yazılan
Yaz-mak
:Yazmak
Yaz-dır-mak
:Yazdırmak
Yaz-dır-ıl-mak
:Yazdırılmak
Yaz-ım
:Yazım
Yaz-ış
:Yazış
Görüldüğü gibi, ortak kökten yeni mânâlar elde etmek için kökün sonuna
getirilen değişik eklerden istifade edilmiştir. Arapça gibi bükülgen dillerde
ise, değişik mânâlar elde etmek için isim ve fiillere şamil olmak üzere, ekler
ilave etmek yerine, kelimeler değişik kalıplara nakledilir. İşte bu, mücerret
birer kök olan (‫ )ﻓﻌﻞ‬ile (‫ )ﻓﻌﻠﻞ‬köklerine bazı harfler ilave etmek ya da kök
harflerindeki bazı harfleri tekrarlamak suretiyle yapılır. Bu şekilde elde
edilen fiillere mezîd yani ilaveli fiiller denir.
Arapça kelimeler ve fiil çekimleriyle ilgili daha ayrıntılı örnekler için
http://www.onlinearabic.net adresine başvurabilirsiniz.
3 ‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫ِ‬
‫ﺴﺒَﺎ َق؟‬
‫ﺐ اﻟ ﱢ‬
‫َﻣ ْﻦ ﻳَﻜْﺴ ُ‬
‫ﺟﻠَﺲ اﻷَرﻧَﺐ ﻣﻊ ﺻ ِﺪﻳ َﻘﺘِ ِﻪ اﻟ ﱡ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺼﺔَ ِﺳﺒ ِ‬
‫ﺎق اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ‬
‫ﻒ َﺳﺒَـ َﻘ ْﺘﻪُ اﻟ ﱡ‬
‫ﺐ َﻣ َﻊ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔ ِﺎة‪ ،‬وَﻛ ْﻴ َ‬
‫َ َ ْ ُ ََ َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة ﻳَـ ْﻘ َﺮآن ﻗ ﱠ َ‬
‫ِِ ﱠﻤﺘِﻬﺎ وﻧَ َﺸ ِ‬
‫ﺎﻃ َﻬﺎ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﻆ ﺟﺪﱢي اﻷَرﻧَ ِ ِ‬
‫ﺶ ِ‬
‫ﻚ اﻟ ﱡ ِ‬
‫ِ‬
‫وﺧ َﺪاعٌ‪َ ،‬ﻛﺎ َن َﻋﻠَﻰ ﺟﺪﱠﺗِ ِ‬
‫ﺎم‪ ،‬ﻻَ أَ ْن‬
‫ﻗَ َ‬
‫ﺐ‪َ :‬ﻫ َﺬا ِﻏ ﱞ‬
‫ﺐ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻧَ َ‬
‫ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة أَ ْن ﺗُﻮﻗ َ َ‬
‫َ‬
‫ﺎل اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫ع َﺟﺪﺗُﻚ َﺟﺪﱢي‪.‬‬
‫ﺻﺔَ وﺗَ ْﺴﺘَﻤ ﱠﺮ ﰲ اﻟ َْﻤﺴﲑ‪ ،‬ﻻَ أ َ‬
‫َرﺿﻰ أ ْن َﲣْ َﺪ َ‬
‫ﺗَـ ْﻨﺘَﻬ َﺰ اﻟْ ُﻔ ْﺮ َ‬
‫ط ِ‬
‫ﺿ ِﺤ َﻜ ِ‬
‫ﺲ ِﻏ ًّ‬
‫وﳘﱠﺔٌ َﻋﺎﻟِﻴَﺔٌ‪.‬‬
‫ﺸﺎ‪ ،‬ﺑَ ْﻞ ﻧَ َﺸﺎ ٌ‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ َوﻗَﺎﻟ ْ‬
‫َ‬
‫َﺖ‪َ :‬ﻫ َﺬا ﻟ َْﻴ َ‬
‫ِِ‬
‫ﺎل‪َ :‬ﻫ َﻜ َﺬا َداﺋِﻤﺎً أَﻧْ ِ‬
‫ﱴ َوإِ ْن َﻛﺎﻧُﻮا َﻋﻠَﻰ َﺧﻄٍَﺄ‪.‬‬
‫ﺐ وﻗَ َ‬
‫َﺟ َﺪ ِاد ِك َﺣ ﱠ‬
‫ﲔ َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫ﺖ‪ ،‬ﺗُ َﺪاﻓﻌ َ‬
‫ﺲ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫َﻋﺒَ َ‬
‫ِ‬
‫ﱠث َﻋﻦ أَﺟ َﺪ ِادي‪ ،‬وﻫ َﺬا ِﻣﻦ ﺣ ﱢﻘﻲ‪َ ،‬ﻛﻤﺎ أَﻧﱠ َ ِ‬
‫ﻗَﺎﻟ ِ‬
‫َﺟ َﺪ ِاد َك‪.‬‬
‫َﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﻚ ﺗَـ ْﻔﺘَﺨ ُﺮ ﺑِﺄ ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ‪ :‬أَ ْﺷﻌُ ُﺮ ﺑِﺎﻟْ َﻔ ْﺨ ِﺮ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ أ ََﲢَﺪ ُ ْ ْ‬
‫ََ ْ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﰒُﱠ ﻗَﺎﻟ ِ‬
‫ﻚ أَ ْن ﻧَـﺘَ َﺴﺎﺑَ َﻖ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟ َْﻤ ﱠﺮَة‪ ،‬ﻟِﻨَـ َﺮى َﻣ ْﻦ‬
‫َﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ‪َ ..‬ﻣﺎ َرأْﻳُ َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻫ َﻲ ﺗَـ ْﺒﺘَﺴ ُﻢ‪َ :‬ﺣ َﺴﻨﺎً‪َ ..‬ﺣ َﺴﻨﺎً‪ ..‬ﻳَﺎ َ‬
‫َﺳﻴَ ْﺴﺒِ ُﻖ أَ ﱠوﻻً‪.‬‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺴﺒ ِ‬
‫ْﻚ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎق‪.‬‬
‫ﻗَ َ‬
‫ﺐ‪َ :‬ﻫﻴﱠﺎ‪َ ..‬ﻫﻴﱠﺎ‪َ ..‬وﻟْﺘَ ُﻜ ْﻦ ﺗِﻠ َ‬
‫ﺸ َﺠﺮةُ اﻟﺒَﻌﻴَ َﺪةُ ﻫ َﻲ َﺎﻳَﺔَ اﻟ ﱢ َ‬
‫ﺎل اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻗَﺎﻟ ِ‬
‫ﱢﻳﻚ‪ ،‬ﺳﻴ ُﻜﻮ ُن ِ‬
‫اﻻﻧْ ِﻄﻼَ ُق‪ِ ،‬ﻣ ْﻦ َﻫ ِﺬ ِﻩ‬
‫ﺻﺒﺎﺣﺎً َو ِﻋ ْﻨ َﺪ ﻃُﻠُ ِ‬
‫َﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ‪ :‬إِذَ ْن ﻏَﺪاً َ‬
‫ﻴﺢ اﻟﺪ ُ َ َ‬
‫ﻮع اﻟْ َﻔ ْﺠ ِﺮ‪ ،‬ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻳَﺼ ُ‬
‫اﻟﻨﱡـ ْﻘﻄَ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺴﺒَﺎ َق ﻏَﺪاً‪.‬‬
‫ﻗَ َ‬
‫ﺎم ُﻫﻨَﺎ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟﻨﱡـ ْﻘﻄَ ِﺔ َﻛ ْﻲ ﻧَـ ْﺒ َﺪأَ اﻟ ﱢ‬
‫ﺐ‪ :‬إِ َذ ْن َﺳﻨَـﻨَ ُ‬
‫ﺎل اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫و ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟْﻤﺴ ِﺎء أَ ْد َﺧﻠَ ِ‬
‫ﻴﻖ‪َ ،‬ﻛﻲ ﺗَـﺘَﺄَﻫﱠﺐ ﻟِ ِﺴﺒ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ رأْﺳ َﻬﺎ ِﰲ ﻗَـﻮﻗَـﻌﺘِ َﻬﺎ‪ ،‬وﻏَﻄﱠ ْ ِ ٍ ِ‬
‫ﺎق ﻳَـ ْﻮِم ﻏَ ٍﺪ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ْ َ‬
‫َ َ‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫ﺖ ﰲ ﻧَـ ْﻮم َﻋﻤ ٍ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر ِ‬
‫ﺐ‪ ،‬ﻓَ َﺨ َ‬
‫ﺎﻋﺔُ‬
‫ﲔ َﺳ َ‬
‫ﺎم َوَِﲢ َ‬
‫ﺎف أَ ْن ﻳَـﻨَ َ‬
‫ض َ‬
‫وﺣ َﺎو َل اﻟﻨـ ْﱠﻮَم‪ ،‬وﻟَﻜﻨﱢﻪُ ﺗَ َﺬ ﱠﻛ َﺮ َﺟﺪﱠﻩُ اﻷ َْرﻧَ َ‬
‫ا ْﺳﺘَـ ْﻠ َﻘﻰ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺴﺒَﺎ َق َﻛ َﻤﺎ َﺧ ِﺴ َﺮﻩُ َﺟﺪﱡﻩُ اﻷَ ﱠو ُل‪.‬‬
‫اﻻﻧْ ِﻄﻼَ ِق‪ ،‬وﳜَْ َﺴ َﺮ اﻟ ﱢ‬
‫ِ‬
‫ﺐ َﻋ ْﻴـ َِﲏ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺸ ْﻤ ِ‬
‫وﻗَـ ْﺒ َﻞ ﻃُﻠُﻮِع اﻟ ﱠ‬
‫ﺲ ﺑَِﻘﻠِ ٍ‬
‫وﻣﺎ أَ ْن‬
‫ﻴﻞ أ َ‬
‫ﺎس ﺑِِﺈ ْ‬
‫ﺐ ﻳَﻄ ُْﺮ ُد اﻟﻨـ َ‬
‫َﺧ َﺬ اﻟﻨـ َ‬
‫ﺻ َﺮا ٍر‪َ ،‬‬
‫ﺐ‪ ،‬واﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ﺎس ﻳُ َﺪاﻋ ُ‬
‫ﱡﻌ َ‬
‫ﱡﻌ ُ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺸ ْﻤﺲ َﺣ ﱠ ﱠ‬
‫ﺐ ِﰲ ُﺳﺒَﺎت َﻋﻤ ٍ‬
‫ﻴﻖ‪.‬‬
‫ﱴ ﻏَﻂ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ﻃَﻠَ َﻌﺖ اﻟ ﱠ ُ‬
‫ﺻﺎح اﻟﺪ ُ ِ‬
‫ﱠﻬﺎ ِر‪.‬‬
‫ﱢﻳﻚ ُﻣ ْﻌﻠﻨﺎً ﺑَ ْﺪأَ اﻟﻨـ َ‬
‫َ َ‬
‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘﻈَ ِ‬
‫ﺐ ﻓَـﻮ َﺟ َﺪﺗْﻪُ ﻳَـﻐُ ﱡ‬
‫ﻂ ِﰲ اﻟﻨـ ْﱠﻮِم‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺖ َﻋ ْﻴـﻨَـ ْﻴـ َﻬﺎ‪ ،‬وﻧَﻈََﺮ ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻓَـ َﺮَﻛ ْ‬
‫ت إِ َﱃ اﻷ َْرﻧَ ِ َ‬
‫ﺻﺎﺣ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ ﺗُﻮﻗِﻈُﻪُ ُدو َن َﺟ ْﺪ َوى‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫َ َ‬
‫وﻫﺎ ُﻫﻮ اﻟﺪ ُ ِ‬
‫ﺴﺒﺎ َق ِﻋ ْﻨ َﺪ ِ‬
‫ﺗَ َﺬ ﱠﻛﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼ ْﻮﺗِِﻪ اﻟ َْﻌ ِﺎﱄ‪،‬‬
‫ﺻﻴَ ِ‬
‫ت اﻟ ﱡ‬
‫ﻴﺢ ﺑِ َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ اﻟ َْﻮ ْﻋ َﺪ ﺑِﺄَ ْن ﻳَـ ْﺒ َﺪآ اﻟ ﱢ َ‬
‫ﱢﻳﻚ ﻳَﺼ ُ‬
‫ﺎح اﻟﺪﱢﻳﻚ‪َ َ ،‬‬
‫َ‬
‫واﻷَرﻧَﺐ ﻻَ ﻳﺴﺘَـﻴ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔ ِﺎة‪.‬‬
‫ﻧ‬
‫ذ‬
‫ﺲ‬
‫َﻴ‬
‫ﻟ‬
‫و‬
‫ﻪ‬
‫ﺒ‬
‫ـ‬
‫ﻧ‬
‫ذ‬
‫ا‬
‫ﺬ‬
‫وﻫ‬
‫‪،‬‬
‫ﻆ‬
‫ﻘ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ﺐ اﻟ ﱡ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ُ‬
‫ْ ُ َْ‬
‫َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ ِِ ٍ ِ ٍ ِ‬
‫ﺑ َﺪأ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ‪ ،‬ﻓَـﺘَ ِﺰﻳ ُﺪ ِﻣ ْﻦ ُﺳ ْﺮ َﻋﺘِ َﻬﺎ‪.‬‬
‫َت اﻟ ﱡ‬
‫َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ ﺑﺎﻟ َْﻤﺴ ِﲑ ﱠﻤﺔ َﻋﺎﻟﻴَﺔ‪ ،‬وﻫ َﻲ ﺗَـﺘَ َﺬ ﱠﻛ ُﺮ َﺟ ﱠﺪﺗَـ َﻬﺎ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ َﺳﺒَـ َﻘﺖ اﻷ َْرﻧَ َ‬
‫ﺸﻤﺲ َﻛﺒِ َﺪ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ت ﺗَـﺮِﻣﻲ ﺑِﺄ ِ‬
‫ِ‬
‫َﺷﻌﱠﺘِ َﻬﺎ اﻟﺪﱠاﻓِﺌَ ِﺔ َو ْﺟﻪَ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ‬
‫ﺐ اﻟﻨﱠﺎﺋِ ِﻢ‪ ،‬وﻓَ ْﺠﺄَ ًة اِ ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ َ‬
‫ﺴ َﻤﺎء‪ ،‬وأ َ‬
‫َﺧ َﺬ ْ ْ‬
‫ﻆ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ﺗَـ َﻮ ﱠﺳﻄَﺖ اﻟ ﱠ ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة ﻓَـﻠَ ْﻢ َِﳚ ْﺪ َﻫﺎ‪.‬‬
‫ب اﻟ ﱡ‬
‫وﻧَﻈََﺮ َ‬
‫ﺻ ْﻮ َ‬
‫ِ‬
‫ﺖ اﻟْﻤ َﻔﺎﺟﺄَةُ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺻ َﻞ اﻟ ﱠ‬
‫ﻴﻤﺔُ‪.‬‬
‫وﻫﻨَ َ‬
‫ﺐ ﻳَـ ْﻌ ُﺪو َﺣ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮَة اﻟ ُْﻤﺘﱠـ َﻔ َﻖ َﻋﻠَْﻴـ َﻬﺎ‪ُ ،‬‬
‫ﺎك َﻛﺎﻧَ ُ َ َ‬
‫ﱴ َو َ‬
‫اﻟﻌﻈ َ‬
‫اﻧْﻄَﻠَ َﻖ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺴﻠَﺤ َﻔﺎ َة ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼﺎ ِرِﻩ‪.‬‬
‫ﻓَـ َﻘ ْﺪ َرأَى اﻟ ﱡ ْ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮة ﲤَْ َﺴ ُﺢ ﻋ ْﺮﻗَـ َﻬﺎ وﻫ َﻲ َﺳﻌﻴ َﺪةٌ ﺑِﺎﻧْﺘ َ‬
‫‪4 ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻚ ُدو َن ﺟ ْﺪوى‪ ،‬ﻓَﻼَ ﺗُـﻠ ِْﻘﻲ ﺑِﺎﻟﻠﱠﻮِم َﻋﻠَ ﱠﻲ‪ ،‬وﻏَﺪاً ﺳﻴﺤ ِﻜﻲ أَﺣ َﻔ ِ‬
‫ﺿ ِﺤ َﻜ ِ‬
‫ﺎدي‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻗَﺎﻟ ْ‬
‫ْﺖ إِﻳ َﻘﺎﻇَ َ‬
‫َ‬
‫َﺖ‪َ :‬ﺣ َﺎوﻟ ُ‬
‫ْ‬
‫ََ ْ‬
‫ْ‬
‫َ َ‬
‫ﺴﺒ ِ‬
‫ﺎق ﺑِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺎء اﷲُ ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪.‬‬
‫ﺷ‬
‫ن‬
‫إ‬
‫ﺮ‬
‫ﺨ‬
‫ﻔ‬
‫اﻟ‬
‫ا‬
‫ﺬ‬
‫ﻫ‬
‫ﻦ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﱢ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َﻋ ْ‬
‫َ‬
‫ﺴﺒَﺎ َق َﻛ َﻤﺎ َﺧ ِﺴ َﺮﻩُ َﺟﺪﱡﻩُ اﻷَ ﱠو ُل‪.‬‬
‫ﺐ َﺣ ﱠﱴ ْ‬
‫اﲪَﱠﺮ أَﻧْـ ُﻔﻪُ‪ ،‬ﻷَﻧﱠﻪُ َﺧ ِﺴ َﺮ اﻟ ﱢ‬
‫ﺑَ َﻜﻰ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ِ‬
‫ب َﺣﻈﱠﻪُ اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻌﺜـ َﱢﺮ‪.‬‬
‫ﺐ ُﻣﻐَﺎﺿﺒﺎً ﻳَـ ْﻨ ُﺪ ُ‬
‫و َذ َﻫ َ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.‬‬
‫ﻴﻒ ﺑ َﺪأ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ ﺑِﺎﻟ َْﻤ ِﺴ ِﲑ؟‬
‫َت اﻟ ﱡ‬
‫‪َ .1‬ﻛ َ َ‬
‫ِ‬
‫اﲪَﱠﺮ أﻧْـ ُﻔﻪُ؟‬
‫ﺐ َﺣ ﱠﱴ ْ‬
‫‪ .2‬ﻟ َﻤﺎ َذا ﺑَ َﻜﻰ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫‪ .3‬ﻣ َﱴ أَ ْد َﺧﻠَ ِ‬
‫ْﺳ َﻬﺎ ِﰲ ﻗَـ ْﻮﻗَـ َﻌﺘِ َﻬﺎ؟‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ َرأ َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ َﻋ ْﻴـ َِﲏ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪َ .4‬ﻣ َﱴ أ َ‬
‫َﺧ َﺬ اﻟﻨـ َ‬
‫ﺎس ﻳُ َﺪاﻋ ُ‬
‫ﱡﻌ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢﻳﻚ؟‬
‫ﻴﺢ اﻟﺪ ُ‬
‫‪ .5‬ﻟ َﻤﺎ َذا ﻳَﺼ ُ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ ﺑِﺎﻟْ َﻔ ْﺨ ِﺮ؟‬
‫‪َ .6‬ﻣ َﱴ ﺗَ ْﺸﻌُ ُﺮ اﻟ ﱡ‬
‫ِ‬
‫‪َ .7‬ﻋ ﱠﻤﻦ َﻛﺎﻧَ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ ﺗُ َﺪاﻓ ُﻊ َداﺋِ ًﻤﺎ؟‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ْ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪َ .8‬ﻣﺎ َذا ﻻَ ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫ﺿﻰ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫‪ِ .9‬ﻣﻦ أَﻳْﻦ ﺳﻴ ُﻜﻮ ُن ِ‬
‫اﻻﻧْ ِﻄﻼَ ُق؟‬
‫ْ َ ََ‬
‫ﺴﺒَﺎ َق؟‬
‫ﺐ اﻟ ﱢ‬
‫‪َ .10‬ﻣ ْﻦ َﻛ َﺴ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimeler mâzî ise, muzâri ve‬‬
‫‪mastarlarını; muzâri ise, mâzî ve mastarlarını belirtiniz.‬‬
‫ﻆ ﺟﺪﱢي اﻷَرﻧَ ِ ِ‬
‫ﻚ اﻟ ﱡ ِ‬
‫ِ‬
‫‪َ .1‬ﻛﺎ َن َﻋﻠَﻰ ﺟﺪﱠﺗِ ِ‬
‫ﺎم‪.‬‬
‫ﺐ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻧَ َ‬
‫ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة أَ ْن ﺗُﻮﻗ َ َ‬
‫َ‬
‫ﺿ ِﺤ َﻜ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻚ ُدو َن َﺟ ْﺪ َوى‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻗَﺎﻟ ْ‬
‫ْﺖ إﻳ َﻘﺎﻇَ َ‬
‫‪َ .2‬‬
‫َﺖ‪َ :‬ﺣ َﺎوﻟ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة ﻓَـﻠَ ْﻢ َِﳚ ْﺪ َﻫﺎ‪.‬‬
‫‪ .3‬وﻓَ ْﺠﺄَ ًة ا ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ َ‬
‫ب اﻟ ﱡ‬
‫ﺐ وﻧَﻈََﺮ َ‬
‫ﺻ ْﻮ َ‬
‫ﻆ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ﺴﺒﺎ َق ِﻋ ْﻨ َﺪ ِ‬
‫‪ .4‬ﺗَ َﺬ ﱠﻛﺮ ِ‬
‫ﺎح اﻟﺪ ِ‬
‫ﱢﻳﻚ‪.‬‬
‫ﺻﻴَ ِ‬
‫ت اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ اﻟ َْﻮ ْﻋ َﺪ ﺑِﺄَ ْن ﻳَـ ْﺒ َﺪآ اﻟ ﱢ َ‬
‫َ‬
‫ﻂ اﻷَرﻧَﺐ ِﰲ ﺳﺒ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﺎت َﻋ ِﻤ ٍ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫ﻴﻖ‪.‬‬
‫ﻏ‬
‫ﱴ‬
‫ﺣ‬
‫ﺲ‬
‫ﻤ‬
‫ﺸ‬
‫اﻟ‬
‫ﺖ‬
‫ﻌ‬
‫ﻠ‬
‫ﻃ‬
‫ن‬
‫أ‬
‫ْ ُ َ ﱠ َ‬
‫وﻣﺎ ْ ََ َ‬
‫ْ ُ َُ‬
‫‪َ .5‬‬
‫ﻚ أَ ْن ﻧَـﺘَ َﺴﺎﺑَ َﻖ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟ َْﻤ ﱠﺮَة‪ ،‬ﻟِﻨَـ َﺮى َﻣ ْﻦ َﺳﻴَ ْﺴﺒِ ُﻖ أَ ﱠوﻻً‪.‬‬
‫‪َ .6‬ﻣﺎ َرأْﻳُ َ‬
‫ِِ‬
‫ﺎل‪َ :‬ﻫ َﻜ َﺬا َداﺋِﻤﺎً أَﻧْ ِ‬
‫ﱴ َوإِ ْن َﻛﺎﻧُﻮا َﻋﻠَﻰ‪.‬‬
‫‪ .7‬وﻗَ َ‬
‫َﺟ َﺪ ِاد ِك َﺣ ﱠ‬
‫ﲔ َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫ﺖ‪ ،‬ﺗُ َﺪاﻓﻌ َ‬
‫ِ‬
‫‪ .8‬ﻗَﺎﻟ ِ‬
‫َﺟ َﺪ ِادي‪.‬‬
‫َﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ‪ :‬أَ ْﺷﻌُ ُﺮ ﺑِﺎﻟْ َﻔ ْﺨ ِﺮ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ أ ََﲢَﺪ ُ‬
‫ﱠث َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫‪ .9‬وﻫ َﺬا ِﻣﻦ ﺣ ﱢﻘﻲ‪َ ،‬ﻛﻤﺎ أَﻧﱠ َ ِ‬
‫َﺟ َﺪ ِاد َك‪.‬‬
‫ﻚ ﺗَـ ْﻔﺘَﺨ ُﺮ ﺑِﺄ ْ‬
‫ََ ْ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ .10‬ﰒُﱠ ﻗَﺎﻟ ِ‬
‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ‬
‫َﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻫ َﻲ ﺗَـ ْﺒﺘَﺴ ُﻢ‪َ :‬ﺣ َﺴﻨﺎً‪َ ..‬ﺣ َﺴﻨﺎً‪ ..‬ﻳَﺎ َ‬
‫‪5 ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez‬‬
‫‪arasındaki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫)ﻧﺸﺎﻫﺪ ‪ -‬رﻗَ َﺪ – َزْﻫﻮ – اﳊﺎرة – اﺳﺘﻌﺪ – َزﻟﱠﺔ – َﳚ ِﺮي – ﺗَـﻐُﺶ – ﺻ ِ‬
‫ﺲ ﺑـ(‬
‫ﺎﺣﺒَﺔ – أ ُِﺣ ﱡ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫‪ .1‬ﺟﻠَﺲ اﻷَرﻧَﺐ ﻣﻊ ﺻ ِﺪﻳ َﻘﺘِ ِﻪ اﻟ ﱡ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺼﺔَ ِﺳﺒ ِ‬
‫ﺎق اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔ ِﺎة‪.‬‬
‫ﺐ َﻣ َﻊ اﻟ ﱡ‬
‫َ َ ْ ُ ََ َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة ﻳَـ ْﻘ َﺮآن ﻗ ﱠ َ‬
‫ﻆ ﺟﺪﱢي اﻷَرﻧَ ِ ِ‬
‫ﻚ اﻟ ﱡ ِ‬
‫ِ‬
‫‪َ .2‬ﻛﺎ َن َﻋﻠَﻰ ﺟﺪﱠﺗِ ِ‬
‫ﺎم‪.‬‬
‫ﺐ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻧَ َ‬
‫ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة أَ ْن ﺗُﻮﻗ َ َ‬
‫َ‬
‫‪ .3‬أَﻧْ ِ ِ ِ‬
‫ﱴ َوإِ ْن َﻛﺎﻧُﻮا َﻋﻠَﻰ َﺧﻄٍَﺄ‪.‬‬
‫َﺟ َﺪ ِاد ِك َﺣ ﱠ‬
‫ﲔ َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫ﺖ ﺗُ َﺪاﻓﻌ َ‬
‫ِ‬
‫ﺻ َﻞ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮَة اﻟ ُْﻤﺘﱠـ َﻔ َﻖ َﻋﻠَْﻴـ َﻬﺎ‪.‬‬
‫ﺐ ﻳَـ ْﻌ ُﺪو َﺣ ﱠ‬
‫ﱴ َو َ‬
‫‪ .4‬اﻧْﻄَﻠَ َﻖ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ع ﺟ ﱠﺪﺗُ ِ‬
‫ﻚ َﺟﺪﱢي‪.‬‬
‫‪ .5‬ﻻَ أ َ‬
‫َرﺿﻰ أَ ْن َﲣْ َﺪ َ َ‬
‫َﺟ َﺪ ِادي‪.‬‬
‫‪ .6‬أَ ْﺷﻌُ ُﺮ ﺑِﺎﻟْ َﻔ ْﺨ ِﺮ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ أ ََﲢَﺪ ُ‬
‫ﱠث َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫ت ﺗَـﺮِﻣﻲ ﺑِﺄ ِ‬
‫َﺷﻌﱠﺘِ َﻬﺎ اﻟﺪﱠاﻓِﺌَ ِﺔ َو ْﺟﻪَ اﻷَ ْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ اﻟﻨﱠﺎﺋِ ِﻢ‪.‬‬
‫‪ .7‬وأ َ‬
‫َﺧ َﺬ ْ ْ‬
‫ﻚ أَ ْن ﻧَـﺘَ َﺴﺎﺑَ َﻖ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟ َْﻤ ﱠﺮَة‪ ،‬ﻟِﻨَـ َﺮى َﻣ ْﻦ َﺳﻴَ ْﺴﺒِ ُﻖ أَ ﱠوﻻً‪.‬‬
‫‪َ .8‬ﻣﺎ َرأْﻳُ َ‬
‫‪ .9‬وﻏَﻄﱠ ْ ِ ٍ ِ‬
‫ﻴﻖ‪َ ،‬ﻛﻲ ﺗَـﺘَﺄَﻫﱠﺐ ﻟِ ِﺴﺒ ِ‬
‫ﺎق ﻳَـ ْﻮِم ﻏَ ٍﺪ‪.‬‬
‫َ َ‬
‫ﺖ ﰲ ﻧَـ ْﻮم َﻋﻤ ٍ ْ‬
‫‪ .10‬وﻏَﺪاً ﺳﻴﺤ ِﻜﻲ أَﺣ َﻔ ِ‬
‫ﺎدي َﻋ ْﻦ َﻫ َﺬا اﻟ ﱢ ِ ِ‬
‫ﺎء اﷲُ ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪.‬‬
‫ْ‬
‫ََ ْ‬
‫ﺴﺒَﺎق ﺑ َﻔ ْﺨ ٍﺮ إِ ْن َﺷ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili mâzî fiilleri, muzârileriyle‬‬
‫‪değiştirerek kurunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫ض َ‬
‫وﺣ َﺎو َل اﻟﻨـ ْﱠﻮَم‪ ،‬وﻟَﻜﻨﱢﻪُ ﺗَ َﺬ ﱠﻛ َﺮ َﺟﺪﱠﻩُ اﻷ َْرﻧَ َ‬
‫‪ .1‬ا ْﺳﺘَـ ْﻠ َﻘﻰ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ﺿ ِﺤ َﻜ ِ‬
‫ﻚ ُدو َن َﺟ ْﺪ َوى‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻗَﺎﻟ ْ‬
‫ْﺖ إِﻳ َﻘﺎﻇَ َ‬
‫‪َ .2‬‬
‫َﺖ‪َ :‬ﺣ َﺎوﻟ ُ‬
‫‪ .3‬اِ ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘﻈَ ِ‬
‫ت إِ َﱃ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺖ َﻋ ْﻴـﻨَـ ْﻴـ َﻬﺎ‪ ،‬وﻧَﻈََﺮ ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻓَـ َﺮَﻛ ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔ ِﺎة‪.‬‬
‫ﺻ ِﺪﻳ َﻘﺘِ ِﻪ اﻟ ﱡ‬
‫ﺐ َﻣ َﻊ َ‬
‫ﺲ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫‪َ .4‬ﺟﻠَ َ‬
‫‪ .5‬و ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟْﻤﺴ ِﺎء أَ ْد َﺧﻠَ ِ‬
‫ﺖ ِﰲ ﻧَـ ْﻮٍم َﻋ ِﻤ ٍ‬
‫ﻴﻖ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ْﺳ َﻬﺎ ِﰲ ﻗَـ ْﻮﻗَـ َﻌﺘِ َﻬﺎ‪ ،‬وﻏَﻄﱠ ْ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ َرأ َ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫ﺻ َﻞ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮَة اﻟ ُْﻤﺘﱠـ َﻔ َﻖ َﻋﻠَْﻴـ َﻬﺎ‪.‬‬
‫‪َ .6‬و َ‬
‫ﻒ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫‪ْ .7‬‬
‫اﲪَﱠﺮ أَﻧْ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫‪ .8‬اﻧْﻄَﻠَ َﻖ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ﺎل‪َ :‬ﻫ َﻜ َﺬا َداﺋِﻤﺎً أَﻧْ ِ‬
‫ﺖ‪.‬‬
‫ﺐ وﻗَ َ‬
‫ﺲ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫‪َ .9‬ﻋﺒَ َ‬
‫ِ‬
‫ﺴﺒَﺎ َق‬
‫ﺐ اﻟ ﱢ‬
‫‪َ .10‬ﺧﺴ َﺮ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez‬‬
‫‪arasındaki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫ﺖ – أَِﻣﻦ – َﺷ ِﻘﻲ – ﺑِ َﺪاﻳﺔ – اﻟﺒﺎ ِردة – ِ‬
‫اﻵﺧﺮ – َﻋ ُﺪ ّو(‬
‫ﺺ – اﳋَﺎﻓِﺾ – ﺑَ َﻜ ْ‬
‫َ َ‬
‫َ‬
‫)اﻟ َﻘ ِﺮﻳﺒَﺔ – ﻧَـ َﻘ َ‬
‫َ‬
‫ّ‬
‫‪6 ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺿ ِﺤ َﻜ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫‪َ .1‬‬
‫‪ .2‬ﻓَـﺘَ ِﺰﻳ ُﺪ ِﻣ ْﻦ ُﺳ ْﺮ َﻋﺘِ َﻬﺎ‪.‬‬
‫وﻫﺎ ُﻫﻮ اﻟﺪ ُ ِ‬
‫ﺼ ْﻮﺗِِﻪ اﻟ َْﻌ ِﺎﱄ‪.‬‬
‫ﻴﺢ ﺑِ َ‬
‫ﱢﻳﻚ ﻳَﺼ ُ‬
‫‪َ َ .3‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ .4‬ﰒُﱠ ﻗَﺎﻟ ِ‬
‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ‪.‬‬
‫َﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ وﻫ َﻲ ﺗَـ ْﺒﺘَﺴ ُﻢ‪َ :‬ﺣ َﺴﻨﺎً‪َ ..‬ﺣ َﺴﻨﺎً‪ ..‬ﻳَﺎ َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫‪ .5‬وﻟَﻜﻨﱢﻪُ ﺗَ َﺬ ﱠﻛ َﺮ َﺟﺪﱠﻩُ اﻷ َْرﻧَ َ‬
‫ت ﺗَـﺮِﻣﻲ ﺑِﺄ ِ‬
‫َﺷﻌﱠﺘِ َﻬﺎ اﻟﺪﱠاﻓِﺌَ ِﺔ َو ْﺟﻪَ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ اﻟﻨﱠﺎﺋِ ِﻢ‪.‬‬
‫‪ .6‬وأ َ‬
‫َﺧ َﺬ ْ ْ‬
‫ﺎﻋﺔُ ِ‬
‫ﺴﺒَﺎ َق َﻛ َﻤﺎ َﺧ ِﺴ َﺮﻩُ َﺟﺪﱡﻩُ اﻷَ ﱠو ُل‪.‬‬
‫‪ .7‬ﻓَ َﺨ َ‬
‫اﻻﻧْ ِﻄﻼَ ِق‪ ،‬وﳜَْ َﺴ َﺮ اﻟ ﱢ‬
‫ﲔ َﺳ َ‬
‫ﺎم َوَِﲢ َ‬
‫ﺎف أَ ْن ﻳَـﻨَ َ‬
‫ﺸﺠﺮِة ﲤَْ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼﺎ ِرِﻩ‪.‬‬
‫‪ .8‬ﻓَـ َﻘ ْﺪ َرأَى اﻟ ﱡ‬
‫ﺴ ُﺢ ﻋ ْﺮﻗَـ َﻬﺎ وﻫ َﻲ َﺳﻌﻴ َﺪةٌ ﺑِﺎﻧْﺘ َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎ َة ﻋ ْﻨ َﺪ اﻟ ﱠ َ َ َ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺴﺒ ِ‬
‫ْﻚ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎق‪.‬‬
‫‪َ .9‬وﻟْﺘَ ُﻜ ْﻦ ﺗِﻠ َ‬
‫ﺸ َﺠﺮةُ اﻟﺒَﻌﻴَ َﺪةُ ﻫ َﻲ َﺎﻳَﺔَ اﻟ ﱢ َ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit‬‬
‫‪ediniz.‬‬
‫ﺴﺒَﺎ َق ﻏَﺪاً‪.‬‬
‫ﺎم ُﻫﻨَﺎ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟﻨﱡـ ْﻘﻄَ ِﺔ َﻛ ْﻲ ﻧَـ ْﺒ َﺪأَ اﻟ ﱢ‬
‫‪ .1‬إِ َذ ْن َﺳﻨَـﻨَ ُ‬
‫‪ .2‬و ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟْﻤﺴ ِﺎء أَ ْد َﺧﻠَ ِ‬
‫ْﺳ َﻬﺎ ِﰲ ﻗَـ ْﻮﻗَـ َﻌﺘِ َﻬﺎ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎةُ َرأ َ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫‪ .3‬ﺟﻠَﺲ اﻷَرﻧَﺐ ﻣﻊ ﺻ ِﺪﻳ َﻘﺘِ ِﻪ اﻟ ﱡ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺼﺔَ ِﺳﺒ ِ‬
‫ﺎق اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔ ِﺎة‪.‬‬
‫ﺐ َﻣ َﻊ اﻟ ﱡ‬
‫َ َ ْ ُ ََ َ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة ﻳَـ ْﻘ َﺮآن ﻗ ﱠ َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر ِ‬
‫ض‪.‬‬
‫‪ .4‬ا ْﺳﺘَـ ْﻠ َﻘﻰ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢﻳﻚ‪ ،‬ﺳﻴ ُﻜﻮ ُن ِ‬
‫اﻻﻧْ ِﻄﻼَ ُق‪ِ ،‬ﻣ ْﻦ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟﻨﱡـ ْﻘﻄَ ِﺔ‪.‬‬
‫ﻴﺢ اﻟﺪ ُ َ َ‬
‫‪ .5‬ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻳَﺼ ُ‬
‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔ ِﺎة‪.‬‬
‫ﺐ اﻟ ﱡ‬
‫‪َ .6‬‬
‫ﺲ َذﻧْ َ‬
‫وﻫ َﺬا َذﻧْـﺒُﻪُ وﻟ َْﻴ َ‬
‫‪ .7‬ﺗَـﻮ ﱠﺳﻄَ ِ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴ َﻤ ِﺎء‪.‬‬
‫ﺲ َﻛﺒِ َﺪ اﻟ ﱠ‬
‫َ‬
‫ﺸ ْﻤ ُ‬
‫اﲪَﱠﺮ أَﻧْـ ُﻔﻪُ‪.‬‬
‫ﺐ َﺣ ﱠﱴ ْ‬
‫‪ .8‬ﺑَ َﻜﻰ اﻷ َْرﻧَ ُ‬
‫‪ .9‬ﺻﺎح اﻟﺪ ُ ِ‬
‫ﱠﻬﺎ ِر‪.‬‬
‫ﱢﻳﻚ ُﻣ ْﻌﻠﻨﺎً ﺑَ ْﺪأَ اﻟﻨـ َ‬
‫َ َ‬
‫ت ﺗَـﺮِﻣﻲ ﺑِﺄ ِ‬
‫َﺷﻌﱠﺘِ َﻬﺎ اﻟﺪﱠاﻓِﺌَ ِﺔ َو ْﺟﻪَ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ اﻟﻨﱠﺎﺋِ ِﻢ‪.‬‬
‫‪ .10‬وأ َ‬
‫َﺧ َﺬ ْ ْ‬
‫‪7. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit‬‬
‫‪ediniz.‬‬
‫ِِ‬
‫ﱴ َوإِ ْن َﻛﺎﻧُﻮا َﻋﻠَﻰ َﺧﻄٍَﺄ‪.‬‬
‫َﺟ َﺪ ِاد ِك َﺣ ﱠ‬
‫ﲔ َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫‪ .1‬ﺗُ َﺪاﻓﻌ َ‬
‫ت ﺗَـﺮِﻣﻲ ﺑِﺄ ِ‬
‫َﺷ ﱠﻌﺘِ َﻬﺎ اﻟﺪﱠاﻓِﺌَ ِﺔ َو ْﺟﻪَ اﻷ َْرﻧَ ِ‬
‫ﺐ اﻟﻨﱠﺎﺋِ ِﻢ‪.‬‬
‫‪ .2‬وأ َ‬
‫َﺧ َﺬ ْ ْ‬
‫‪ .3‬وﻏَﺪاً ﺳﻴﺤ ِﻜﻲ أَﺣ َﻔ ِ‬
‫ﺎدي َﻋ ْﻦ َﻫ َﺬا اﻟ ﱢ ِ ِ‬
‫ﺎء اﷲُ ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪.‬‬
‫ْ‬
‫ََ ْ‬
‫ﺴﺒَﺎق ﺑ َﻔ ْﺨ ٍﺮ إِ ْن َﺷ َ‬
‫‪7 ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
DİL BİLGİSİ
MEZİD FİİLLER
Mezîd Fiilin Tarifi ve Babları
Fiiller en az üç harflidir. Başka bir deyişle fiil kalıpları en az üç harflidir.
Bunlara sülâsî (üç harfli) fiiller denilir. Kök harflerinin sayısı dört olan fiiller
de vardır. Bunlara da rubâî (dört harfli) fiiller denilir. Bu harflere ilave
edilerek elde edilen kalıpların mânâları, harf sayısının artmasına göre
değişmektedir. Mezîd bablar, üç harfli fiillere bazen bir, bazen iki, bazen de
üç harf; dört harfli fiillere de bazen bir, bazen iki harf ilave edilerek elde
edilir.
Sülâsînin Mezîdi Rubâî Fiiller
Üç harfli olan fiillere bir harf ilave edilerek üç fiil kalıbı elde edilir. Bu
kalıplar: ‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬fiilinin başına bir hemze ilave etmekle ‫ْﻌ َﻞ‬
َ ‫أَﻓـ‬, ortasına orta harfinin
cinsinden bir harf ilave etmekle ‫ﻓَـﻌﱠ َﻞ‬, baş harfiyle orta harfi arasına elif ilave
etmek suretiyle de ‫ﻞ‬
َ َ‫ ﻓ‬kalıpları elde edilmektedir.
َ ‫ﺎﻋ‬
Bu fiiller muzâri ve masdarlarıyla birlikte bir kalıp oluştururlar. Sülâsînin
mezîdi (ilavelisi) olarak meydana gelen rubâî fiillerin (dört harfli) kalıpları
veya babları şunlardır:
ٌ ‫إِﻓـ َْﻌ‬-‫ﻳُـ ْﻔ ِﻌ ُﻞ‬-‫ْﻌ َﻞ‬
1. ‫ﺎل‬
َ ‫ أَﻓـ‬babı
Okuma parçasında geçen ‫ﻆ‬
ُ ِ‫ ﺗُﻮﻗ‬fiili bu babtandır. Mâzîsi ‫ﻆ‬
َ ‫ أَﻳْـ َﻘ‬, muzârii ‫ﻆ‬
ُ ِ‫ﻳُﻮﻗ‬
ِ
, masdarı da ‫ إِﻳ َﻘﺎظ‬dır. ‫ﻆ‬
َ ‫ أَﻳْـ َﻘ‬nın sülâsîsi ‫ﻆ‬
َ ‫ ﻳَﻘ‬idi ve “uyanık ve dikkatli oldu”
anlamındaydı. Mâzîsinin başına bir hemze ilave edilerek ‫ﻆ‬
َ ‫ أَﻳْـ َﻘ‬oldu. Bu arada
anlamı “uyandırdı” oldu. Bu fiilin hangi babtan olduğu söylenirken kısaca
ٌ ‫ْﻌ‬
ٌ ‫ْﻌ‬
‫ﺎل‬
ْ َ‫ أَ ْد َﺧﻠ‬fiili de ‫ﺎل‬
َ ‫ إِﻓـ‬babındandır denilir. Yine okuma parçasında geçen ‫ﺖ‬
َ ‫إِﻓـ‬
ِ
ِ
babındandır. Mâzî, muzâri ve masdarıyla söylersek, ‫إ ْد َﺧﺎل‬-‫ﻞ‬
ُ ‫ﻳُ ْﺪﺧ‬-‫ أَ ْد َﺧ َﻞ‬olur.
‫ْﻌﺎل‬
َ ‫ إِﻓـ‬babından gelen fiillerin emrinde baştaki hemze, fethalı olur. Mesela,
(ikram etti) fiilinin emri ‫( أَ ْﻛ ِﺮ ْم‬ikram et) dir.
‫أَ ْﻛ َﺮَم‬
Özelliği (Binâsı)
‫ْﻌﺎل‬
َ ‫ إِﻓـ‬babına aktarılan bir fiil genellikle şu yeni mânâlardan birini
kazanır.
8 1. Müteaddîlik (Geçişlilik)
Fiil, aslında lâzım (geçişsiz) ise ‫ْﻌﺎل‬
َ ‫ إِﻓـ‬babına nakledilmekle, bir mef‘ûle
müteaddî olur. Yani bir mef‘ûlun bih sarih (Harf-i cersiz mef‘ûl) alır. Örnek:
‫ﺧ َﺮ َج َْﳏ ُﻤﻮ ٌد‬.
َ Mahmut çıktı.
‫أَ ْﺧ َﺮ َج َْﳏ ُﻤﻮ ٌد اﻟ َﻘﻠَ َﻢ ِﻣ ْﻦ َﺟ ْﻴﺒِ ِﻪ‬. Mahmut kalemi cebinden çıkardı.
Eğer fiil bir mef’ûle müteaddî ise, ‫ْﻌﺎل‬
َ ‫ إِﻓـ‬babına nakledilmekle iki mef’ûle
müteaddî olur. Örnek:
ِ
‫س‬
ْ ‫ﻓَ ِﻬ َﻢ َﺧﺎﻟ ٌﺪ اﻟﺪ‬. Halid dersi anladı.
َ ‫ﱠر‬
ِ ِ
‫س‬
َ ‫أَﻓـ‬. Halid Ali’ye dersi anlattı.
ْ ‫ْﻬ َﻢ َﺧﺎﻟ ٌﺪ َﻋﻠﻴًّﺎ اﻟﺪ‬
َ ‫ﱠر‬
Eğer fiil iki mef’ûle müteaddî ise, ‫ْﻌﺎل‬
َ ‫ إِﻓـ‬babına nakledilmekle üç mef’ûle
müteaddî olur. Örnek:
ِ َ Salih’in itaatkar olduğunu bildim.
ِ ‫ﺖﺻ‬
‫ﺎﳊًﺎ ُﻣ ِﻄ ًﻴﻌﺎ‬
َ ُ ‫ﻋﻠ ْﻤ‬.
ِ ‫ﺖ ُﳏَ ﱠﻤ ًﺪا ﺻ‬
‫ﺎﳊًﺎ ُﻣ ِﻄ ًﻴﻌﺎ‬
ُ ‫أ ْﻋﻠَ ْﻤ‬. Muhammed’e Salih’in itaatkar olduğunu bildirdim.
َ
2. Duhûl: Bir zaman veya yere girme anlamı ifade edebilir.
‫ﺻﺒَ َﺢ َﺣ َﺴ ٌﻦ‬
ْ َ‫أ‬. Hasan sabahladı.
‫ﲔ‬
ٌْ ‫أَ ْﻋ َﺮ َق ُﺣ َﺴ‬. Hüseyin Irak’a girdi.
3. Sayrûret: Bir halden başka bir hale geçmeyi ifade eder:
‫أ َْﲦ ََﺮ اﻟﺒُ ْﺴﺘَﺎ ُن‬. Bahçe meyve verdi.
ِ ِ
‫ﻴﻞ‬
ُ ‫أَﻓْـ َﻘ َﺮ إ ْﲰَﺎﻋ‬. İsmail fakirleşti.
4. Haynûnet: Zamanı gelmek anlamını ifade edebilir. Örnek:
ُ‫ﺼ َﺪ اﻟﺰْﱠرع‬
ْ ‫أ‬. Ekin biçme zamanı geldi.
َ ‫َﺣ‬
5. Bazen sülâsisi ile aynı mânâyı ifade edebilir. Örnek:
‫ َﺷ َﻜ َﻞ اﻷ َْﻣ ُﺮ‬. İş karıştı.
‫أ ْﺷ َﻜ َﻞ اﻷ َْﻣ ُﺮ‬. İş karıştı.
2. ‫ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬-‫ﻳُـ َﻔ ﱢﻌ ُﻞ‬-‫ ﻓَـ ﱠﻌ َﻞ‬babı:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin aynı yani orta harfi tekrarlanmak, başka bir ifadeyle şeddelenmek
suretiyle bu bab elde edilmiştir.
ِ
Bu kalıba şu örneği verebiliriz: ‫ﻴﻢ‬
ٌ ‫ﺗَﻌﻠ‬-‫ﻳُـ َﻌﻠﱢ ُﻢ‬-‫ َﻋﻠﱠ َﻢ‬öğretmek.
9 Özelliği (Binâsı)
‫ ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬babına aktarılan bir fiil genellikle şu yeni mânâlardan birini kazanır.
1. Müteaddîlik (Geçişlilik)
Fiil aslında lâzım (geçişsiz) ise ‫ ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬babına nakledilmekle, bir mef’ûle
müteaddî olur. Örnek:
‫ﻓَ ِﺮ َح َزﻳْ ٌﺪ‬. Zeyd sevindi.
‫ﻓَـ ﱠﺮ َح َزﻳْ ٌﺪ َﻋﻠِﻴًّﺎ‬. Zeyd Ali’yi sevindirdi.
Fiil aslında bir mef’ûle müteaddî ise, ‫ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬
mef’ûle müteaddî olur. Örnek:
babına nakledilmekle iki
َ‫ﻓَ ِﻬ َﻢ َﺧﺎﻟِ ٌﺪ اﻟ َْﻤ ْﺴﺄَﻟَﺔ‬. Halid problemi anladı.
َ‫ﱠﻢ َﺧﺎﻟِ ٌﺪ َﻋﻠِﻴًّﺎ اﻟ َْﻤ ْﺴﺄَﻟَﺔ‬
َ ‫ﻓَـﻬ‬. Halid Ali’ye problemi anlattı.
2. Teksîr (Çokluk, abartı) bildirir. Bu çokluk bazen fiilin çokça meydana
geldiğini bazen de o fiilin fâilinin çok olduğunu ifade eder.
Örnek:
‫ﺎب‬
ُ ‫ﻏَﻠَ ْﻘ‬. Kapıyı kapattım.
َ َ‫ﺖ اﻟﺒ‬
‫ﺎب‬
ُ ‫ﻏَﻠﱠ ْﻘ‬. Çok kapı kapattım.
َ َ‫ﺖ اﻟﺒ‬
3. Çok az olarak, sülâsî mücerredi ile aynı mânâyı ifade edebilir. Örnek:
‫ﲬَ َﻦ اﻟ ﱠ‬.Bir
şeyi tahmin etti.
َ
َ‫ﺸ ْﻲء‬
‫ﲬﱠ َﻦ اﻟ ﱠ‬.Bir
şeyi tahmin etti.
َ
َ‫ﺸ ْﻲء‬
ِ
3- ‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫ ُﻣ َﻔ‬-‫ﻳُـ َﻔﺎﻋ ُﻞ‬-‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ َ‫ ﻓ‬babı:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin “fâ”sı yani birinci harfiyle ikinci harf i arasına bir elif ilave
edilmek suretiyle bu bab elde edilir.
ِ
ِِ
ِِ
Okuma parçasında geçen ‫ﲔ‬
ُ ‫ َﺣ َﺎوﻟ‬fiilleri bu babtandır. ‫ﲔ‬
َ ‫ﺗُ َﺪاﻓﻌ‬, ‫ﺐ‬
َ ‫ﺗُ َﺪاﻓﻌ‬
ُ ‫ ﻳُ َﺪاﻋ‬ve ‫ْﺖ‬
ِ
kalıp olarak şöyledir: ٌ‫ ُﻣ َﺪاﻓَـ َﻌﺔ‬-‫ﻳُ َﺪاﻓ ُﻊ‬-‫ َداﻓَ َﻊ‬.
ٌ ‫ﻓِ َﻌ‬, diğeri ‫ ﻓِ َﻴﻌﺎل‬dir. Mesela, ‫ﻗَﺎﺗَ َﻞ‬
‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫ ُﻣ َﻔ‬babının iki masdarı daha vardır: Birisi ‫ﺎل‬
ِ
ِ
ِ
ِ
‫ ﻳُـ َﻘﺎﺗ ُﻞ ُﻣ َﻘﺎﺗَـﻠَﺔ ﻗﺘَﺎل ﻗﻴﺘَﺎل‬. (Savaşmak) ‫ ﻓ َﻴﻌﺎل‬kalıbında mastar gelmesi sadece bu fiile
mahsustur.
ِ
ِ
‫ﺐ‬
َ ‫ ُﻣ َﺪ‬-‫ﺐ‬
َ ‫َد‬
ُ ‫ ﻳُ َﺪاﻋ‬kalıp olarak şöyledir: ٌ‫اﻋﺒَﺔ‬
ُ ‫ﻳُ َﺪاﻋ‬-‫ﺐ‬
َ ‫اﻋ‬
10
‫ْﺖ‬
ُ ‫ َﺣ َﺎوﻟ‬kalıp olarak şöyledir: ٌ‫ ُﳏَ َﺎوﻟَﺔ‬-‫ ُﳛَﺎ ِو ُل‬-‫َﺣ َﺎو َل‬
Özelliği (Binâsı)
Bu baba nakledilen bir fiil şu mânâlardan birini kazanabilir.
1. Müşâreket (işteşlik): Bir fiilin birden çok özne tarafından karşılıklı,
ortaklaşa yapıldığını belirttiği çatıya müşareket yani işteşlik denir. Örnek:
‫ب َزﻳْ ٌﺪ َﻋ ْﻤ ًﺮا‬
َ . Zeyd Amr’ı dövdü.
َ ‫ﺿ َﺮ‬
‫ب َزﻳْ ٌﺪ َﻋ ْﻤ ًﺮا‬
َ . Zeyd Amr’la dövüştü.
َ ‫ﺿ َﺎر‬
2. Müteaddîlik (Geçişlilik ifâde etmesi):
Örnek:
‫ﻳﺾ‬
ُ ‫ َﻋ َﻔﺎ اﻟ َْﻤ ِﺮ‬Hasta iyileşti.
‫ﻳﺾ‬
َ ‫ َﻋ َﺎﰱ اﷲُ اﻟ َْﻤ ِﺮ‬. Allah hastaya şifa verdi.
3. Nadiren sülâsî mücerredi ile aynı mânâyı ifade edebilir:
Örnek:
‫ َﺟ َﺎز اﻟ َْﻤ َﻜﺎ َن‬. Bir yeri geçti.
‫ َﺟ َﺎوَز اﻟ َْﻤ َﻜﺎ َن‬. Bir yeri geçti.
Aşağıdaki fiillerin bablarını belirtiniz.
:‫أ َْر َﺳ َﻞ‬
ِ
:‫ﺐ‬
ُ ‫ُﳜَﺎﻃ‬
:‫ﱠد‬
َ ‫َﻋﺪ‬
:‫ﻳُـﻨَـ ﱢﺰ ُل‬
:‫ﻗَﺎﺑَ َﻞ‬
:‫ﻳُ ْﺴﻠِ ُﻢ‬
Sülâsînin Mezîdi Humâsî Fiiller
Sülâsî fiillere iki harf ilave edilerek harf sayıları beşe çıkan fiil kalıpları
beştir. Bunlar:
ٌ ‫ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ِﻌ ُﻞ اِﻧْ ِﻔ َﻌ‬-‫ اِﻧْـ َﻔ َﻌ َﻞ‬babı:
1. ‫ﺎل‬
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına kesreli bir hemze ve sakin bir nun ilavesiyle bu bab
elde edilir.
11
Okuma parçasında geçen ‫ اِﻧْﻄَﻠَ َﻖ‬fiili bu babtandır. Muzâri ve masdarıyla
birlikte şöyle denilir: ‫ اِﻧْ ِﻄﻼَ ٌق‬-‫ ﻳَـ ْﻨﻄَﻠِ ُﻖ‬-‫اِﻧْﻄَﻠَ َﻖ‬.
Bu bab mutavaat (dönüşlülük) için kullanılır. Mutavaat, öznenin cümlede
geçen eylemden nesne gibi etkilendiği fiil çatısıdır. Örnek:
‫ﺎج‬
َ ‫ َﻛ َﺴ َﺮ اﻟﺰ‬. O camı kırdı.
َ ‫ﱡﺟ‬
‫ﺎج‬
َ ‫اﻧ َﻜ َﺴ َﺮ اﻟﺰ‬. Cam kırıldı.
ُ ‫ﱡﺟ‬
ٌ ‫ اِﻓْﺘِ َﻌ‬-‫ﻳَـ ْﻔﺘَ ِﻌ ُﻞ‬-‫ اِﻓْـﺘَـ َﻌ َﻞ‬babı:
2. ‫ﺎل‬
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına kesreli bir hemze ve fâsıyla aynı arasına bir tâ
ilavesiyle bu bab elde edilir.
Okuma parçasında geçen ‫ﺗَـ ْﻨﺘَ ِﻬ ُﺰ‬, ‫ﺗَـ ْﻔﺘَ ِﺨ ُﺮ‬, ‫ ﺗَـ ْﺒﺘَ ِﺴ ُﻢ‬fiilleri bu babtandır. Mâzî ve
masdarlarıyla birlikte şöyle deriz:
‫اِﻧْﺘِ َﻬﺎ ٌز‬-‫ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﻬ ُﺰ‬-‫اِﻧْـﺘَـ َﻬ َﺰ‬
ِ
ِِ ِ
‫ﺎر‬
ٌ ‫اﻓْﺘ َﺨ‬-‫ﻳَـ ْﻔﺘَﺨ ُﺮ‬-‫اﻓـْﺘَ َﺨ َﺮ‬
ِ ِ
ِ
‫ﺎم‬
ٌ ‫اﺑْﺘِ َﺴ‬-‫ﻳَـ ْﺒﺘَﺴ ُﻢ‬-‫اﺑْـﺘَ َﺴ َﻢ‬
Özelliği (Binâsı)
‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬
babına nakledilen bir fiil şu anlamlardan birini kazanabilir:
1. Mutavaat:
Örnek:
‫ﺎﺟﺘَ َﻤﻌُﻮا‬
َ Öğrencileri topladım, onlar da toplandılar.
ُ ‫ﲨَ ْﻌ‬.
ْ َ‫ب ﻓ‬
َ َ‫ﺖ اﻟﻄﱡﻼ‬
2. Çalışıp çabalama:
Örnek:
‫ﺐ َﻋﻠِ ﱞﻲ‬
َ ‫ َﻛ َﺴ‬. Ali kazandı.
ِ
‫ﺐ َﻋﻠِ ﱞﻲ‬
َ ‫ا ْﻛﺘَ َﺴ‬. Ali kazanmaya çalıştı.
3. Müşareket (işteşlik):
Örnek:
ِ ِ
‫ﻴﻢ‬
َ ‫ َﺳﺒَ َﻖ ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ إﺑْـ َﺮاﻫ‬. Muhammed İbrahim’i geçti.
ِ
ِ ِ
‫ﻴﻢ‬
َ ‫ا ْﺳﺘَﺒَ َﻖ ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ إﺑْـ َﺮاﻫ‬. Muhammed İbrahim’le yarıştı.
4. Edinmek: Bir kimsenin bir şeye sahip olduğuınu ifade eder.
Örnek:
‫اِ ْﺧﺘَﺘَ َﻢ َﻋﻠِ ﱞﻲ‬. Ali yüzük edindi /taktı.
12
ِ
3. ‫اِﻓ ِْﻌﻼَ ٌل‬-‫ﻞ‬
‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱡ‬-‫ْﻌ ﱠﻞ‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına bir hemze ilavesi ve lâmın tekrarıyla bu bab elde
edilir.
Okuma parçasında geçen ‫اﲪَﱠﺮ‬
ْ ◌ِ fiili bu babtandır.
ِْ ِ‫ا‬-‫ َْﳛﻤ ﱡﺮ‬-‫ اِ ْﲪَﱠﺮ‬. Kızardı, Kıpkırmızı oldu
‫ﲪ َﺮ ٌار‬
َ
Özelliği (Binâsı)
Bu bab, renk ve özürlerin abartılı anlatımı için kullanılır. Örnek:
ِ
ِ ‫ﺻ َﻔ ﱠﺮ‬
‫ت اﻷ َْوَرا ُق‬
ْ ‫ ا‬Yapraklar sapsarı oldu /sarardı.
4. ‫ﻞ‬
ٌ ‫ﺗَـ َﻔﻌﱡ‬-‫ﻳَـﺘَـ َﻔﻌﱠ ُﻞ‬-‫ َ◌ﺗ َﻔﻌﱠ َﻞ‬babı:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına bir tâ ilavesi ve aynın tekrarıyla bu bab elde
edilmiştir.
Okuma parçasında geçen ‫ﱠث‬
ُ ‫أ ََﲢَﺪ‬, ‫ﺐ‬
َ ‫ﺗَـﺘَﺄَ ﱠﻫ‬, ‫ﺗَ َﺬ ﱠﻛ َﺮ‬, ‫ ﺗَـ َﻮ ﱠﺳﻄَﺖ‬fiilleri bu babtandır.
‫ﱡث‬
ٌ ‫ َﲢَﺪ‬-‫ﱠث‬
ُ ‫ﻳَـﺘَ َﺤﺪ‬-‫ﱠث‬
َ ‫ َﲢَﺪ‬. Konuştu.
‫ﱡﺐ‬
ٌ ‫ﺗَﺄَﻫ‬-‫ﱠﺐ‬
ُ ‫ﻳَـﺘَﺄَﻫ‬-‫ﱠﺐ‬
َ ‫ﺗَﺄَﻫ‬. Hazırlandı.
‫ﻂ‬
ٌ ‫ﺗَـ َﻮ ﱡﺳ‬-‫ﻂ‬
ُ ‫ﻳَـﺘَـ َﻮ ﱠﺳ‬-‫ﻂ‬
َ ‫ﺗَـ َﻮ ﱠﺳ‬. Ortaya geldi/ortada oldu.
‫ ﺗَـ َﻔﻌﱡﻞ‬Bâbının Özelliği (Binâsı)
Bu baba nakledilen fiiller aşağıdaki mânâları kazanır:
1. ‫ ﺗﻔﻌﻴﻞ‬babının mutavaatı:
Örnek:‫ﺴ َﺮ‬
‫ﺴ ْﺮﺗُﻪُ ﻓَـﺘَ َﻜ ﱠ‬
‫( َﻛ ﱠ‬Onu kırdım, o da kırıldı).
2. Tekellüf (Güçlükle elde etme):
Örnek:
‫ﺖ‬
ُ ‫ ﺗَ َﺸ ﱠﺠ ْﻌ‬Cesaret kazandım.
3. Azar azar yapmak:
Örnek:
‫ﺎء‬
َ Suyu yudum yudum içtim.
ُ ‫ﲡَﱠﺮ ْﻋ‬.
َ ‫ﺖ اﻟ َْﻤ‬
4. Edinme:
Örnek:
‫ت ا ْﳊَ َﺠ َﺮ‬
ُ ‫ﺗَـ َﻮ ﱠﺳ ْﺪ‬. Taşı yastık edindim.
13
5. ‫ﻞ‬
َ ‫ﻳَـﺘَـ َﻔ‬-‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ ‫ ﺗَـ َﻔ‬babı:
ٌ ُ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋ‬-‫ﺎﻋ ُﻞ‬
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına bir tâ, fâ ile ayn arasına bir elif ilavesiyle bu bab elde
edilir.
Okuma parçasında geçen ‫ﺴﺎﺑَ َﻖ‬
َ َ‫ ﻧَـﺘ‬fiili bu babtandır.
‫ﺗَ َﺴﺎﺑُ ٌﻖ‬-‫ﻳَـﺘَ َﺴﺎﺑَ ُﻖ‬-‫ ﺗَ َﺴﺎﺑَ َﻖ‬.
Özelliği (Binâsı)
‫ ﺗَـ َﻔﺎﻋُ ٌﻞ‬babına nakledilen fiiller şu mânâları kazanır:
1. Müşareket:
Örnek:
‫وﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ‬
ُ ‫ﺎﺻ َﺮ َﻋﻠِ ﱞﻲ‬
َ َ‫ﺗَـﻨ‬. Ali’yle Muhammed yardımlaştılar.
2. Olmayanı Var Göstermek:
Örnek:
‫ ﲤََ َﺎوﺗْـﻨَﺎ‬Ölü numarası yaptık.
3 .‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫ ُﻣ َﻔ‬babının mutavaatı:
Örnek:
‫ﺎﻋ َﺪ‬
َ َ‫ﺎﻋ ْﺪﺗُﻪَ ﻓَـﺘَﺒ‬
َ َ‫ﺑ‬. Onu uzaklaştırdım, o da uzaklaştı.
Aşağıdaki bablardan hangilerinin mutâvaat ifade ettiğini belirtiniz.
‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬: ‫ﺗَـ َﻔﻌﱡﻞ‬: ‫اِﻓ ِْﻌﻼَل‬: ‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬: ‫اِﻧْ ِﻔ َﻌﺎل‬: Sülâsînin Mezîdi Südâsî Fiiller
Sülâsîye üç harf ilave edilerek elde edilen dört bab vardır:
ٌ ‫اِ ْﺳﺘِ ْﻔ َﻌ‬-‫ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻔ ِﻌ ُﻞ‬-‫ اِ ْﺳﺘَـ ْﻔ َﻌ َﻞ‬babı:
1. ‫ﺎل‬
ِ
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına hemze, sîn ve tâ (‫ﺖ‬
َ ‫ )ا ْﺳ‬ilave edilmek suretiyle bu bab
elde edilmiştir.
14
Okuma parçasında geçen ‫ﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ‬
َ ‫ اِ ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ‬fiilleri bu babtandır.
ْ َ‫ ﺗ‬ve ‫ﻆ‬
‫اِ ْﺳﺘِ ْﻤ َﺮ ٌار‬-‫ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ‬-‫اِ ْﺳﺘَ َﻤ ﱠﺮ‬. : devam etti
‫ظ‬
ٌ ‫اِ ْﺳﺘِﻴ َﻘﺎ‬-‫ﻆ‬
ُ ‫ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ‬-‫ﻆ‬
َ ‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ‬.: uyandı
Özelliği (Binâsı)
Bu baba nakledilen fiiller, genellikle şu mânâları ifade ederler:
1. Taleb (İstemek):
Örnek:
ِ
ُ ‫ ا ْﺳﺘَـﻐْ َﻔ ْﺮ‬Allah’tan bağışlanma istedim.
َ‫ت اﷲ‬
2. Bir halden bir hale dönme:
Örnek:
ِ
‫ﲔ‬
ُ ‫ ا ْﺳﺘَ ْﺤ َﺠ َﺮ اﻟﻄﱢ‬Çamur taşlaştı.
3. Bir şeyde fiilin aslının sıfat olarak bulunduğuna inanmak:
Örnek:
ِ
‫ﺖ أ َْﻣ َﺮ َك‬
ُ ‫ا ْﺳﺘَ ْﺤ َﺴ ْﻨ‬. İşinin güzel olduğuna inandım/beğendim.
ِ
ٌ ‫اِﻓ ِْﻌ َﻴﻌ‬-‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ْﻮ ِﻋ ُﻞ‬-‫ْﻌ ْﻮ َﻋ َﻞ‬
2. ‫ﺎل‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına bir hemze, aynıyla (ikinci harfiyle) lâmı (üçüncü
harfi) arasına bir vav ve ayın cinsinden bir harf ilave edilmek suretiyle bu bab
elde edilir.
ِ
ِ ِ
ٌ‫( ا ْﺣﻠَ ْﻮَﱃ َْﳛﻠَ ْﻮِﱃ ا ْﺣﻠﻴﻼَء‬tatlı olmak, tatlı bulmak) bu babın örneğidir.
Bu bab, mânâya mübalağa (abartma) kazandırmak içindir.
ِ
ٌ ‫ اِﻓ ِْﻌ ﱠﻮ‬-‫ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱢﻮ ُل‬-‫ْﻌ ﱠﻮ َل‬
3. ‫ال‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına bir hemze, aynıyla lâmı arasına şeddeli bir vav
ilavesiyle bu bab elde edilir.
ٌ‫ اِ ْﺟﻠِ ﱠﻮاذ‬-ُ‫ َْﳚﻠَ ﱢﻮذ‬-‫( اِ ْﺟﻠَ ﱠﻮ َذ‬hızlı yürümek) fiili bu baba örnektir.
ٌ ‫ اِﻓ ِْﻌ ﱠﻮ‬babı da mübalağa için kullanılır.
‫ال‬
ِ
‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱡ‬-‫ﺎل‬
‫ْﻌ ﱠ‬
4. ‫اِﻓ ِْﻌﻴﻼَ ٌل‬-‫ﺎل‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬nin baş tarafına bir hemze, aynıyla lâmı arasına bir elif ilavesi ve
lâmın tekrarıyla elde edilir.
15
ِ
ِ
‫ﺻ ِﻔ َﲑ ٌار‬
ْ َ‫ﻳ‬-‫ﺻ َﻔﺎ ﱠر‬
ْ ‫ا‬-‫ﺼ َﻔﺎ ﱡر‬
ْ ‫( ا‬sapsarı olmak) fiili bu baba örnektir.
Bu bab da, renk ve özürlerin mübalağalı anlatımı için kullanılır.
Sülâsînin mezîdi südâsî fiillerden hangisi renk ve özürlerin mübalağalı
anlatımı için kullanılır?
Rubâî Mucerred Fiiller
Arapçada asıl (kök) harfleri dört olan fiillere rubâî mücerred (ilâvesiz dörtlü)
fiiller denilir.
Rubâî mücerredin bir babı vardır. O da:
‫ ﻓَـ ْﻌﻠَﻠَﺔٌ َوﻓِ ْﻌﻼَ ٌل‬-‫ ﻳُـ َﻔ ْﻌﻠِ ُﻞ‬-‫ ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬babıdır.
ٌ‫ِج – َد ْﺣ َﺮ َﺟﺔ‬
ُ ‫ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ‬- ‫( َد ْﺣ َﺮ َج‬yuvarlamak), rubâî mücerrede örnektir.
Bu bab gelen fiillerin çoğu müteaddî, bazıları da lâzımdır. Örnek:
ِ
‫ﺐ اﻟ ُﻜ َﺮَة‬
ُ ‫ َد ْﺣ َﺮ َج اﻟﻼﱠﻋ‬. Oyuncu topu yuvarladı.
‫اﻟﻠﱠْﻴ ُﻞ‬
‫ﺲ‬
َ ‫ َﻋ ْﺴ َﻌ‬Gece karanlığı bastı.
Rubâînin Mezîdi Humâsî Fiiller
Aslı dört hafli olan Rubâî fiillere (‫ )ت‬eklenerek elde edilen mezîdi humâsî bir
babtır. Bu:
‫ ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُ ٌﻞ‬-‫ ﻳَـﺘَـ َﻔ ْﻌﻠَ ُﻞ‬-‫ ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠَ َﻞ‬babıdır.
‫ ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬nin baş tarafına bir tâ ilavesiyle bu bab elde edilir.
‫ج‬
ٌ ‫ﺗَ َﺪ ْﺣ ُﺮ‬-‫ج‬
ُ ‫ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣ َﺮ‬-‫( ﺗَ َﺪ ْﺣ َﺮ َج‬yuvarlanmak) fiili bu baba örnektir. Bunun rubâîsi,
‫( َد ْﺣ َﺮ َج‬yuvarladı) fiilidir.
Bu bab, mutavaat (dönüşlülük) içindir. Örnek:
‫ﺖ اﳊَ َﺠ َﺮ ﻓَـﺘَـ َﺰ ْﺣ َﺰ َح‬
ُ ‫ َز ْﺣ َﺰ ْﺣ‬Taşı kımıldattım, o da kımıldadı.
Rubâînin Mezîdi Südâsî Fiiller
Rubâînin mezîdi sudâsînin iki babı vardır.
ِ
ِ
1. ‫اِﻓ ِْﻌ ْﻨﻼَ ٌل‬-‫ﻞ‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
ُ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ْﻨﻠ‬-‫ْﻌ ْﻨـﻠَ َﻞ‬
‫ ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬nin baş tarafına bir hemze, aynıyla birinci lâmı arasına bir nun ilave
edilmek suretiyle bu bab elde edilir.
16
ِ
ِ
‫ﺎم‬
ٌ َ‫ا ْﺣ ِﺮْﳒ‬-‫ َْﳛ َﺮِْﳒ ُﻢ‬-‫( ا ْﺣ َﺮْﳒَ َﻢ‬toplanmak) fiili bu baba örnektir. Bunun rubâîsi, ‫َﺣ ْﺮ َﺟ َﻢ‬
(topladı) fiilidir.
‫ اِﻓ ِْﻌ ْﻨﻼَ ٌل‬babı, mutavaat (dönüşlülük) için kullanılır.
ِ
2. ‫اِﻓ ِْﻌﻼﱠ ٌل‬-‫ﻞ‬
‫ﻳَـ ْﻔ َﻌﻠِ ﱡ‬-‫ْﻌﻠَ ﱠﻞ‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
‫ ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬nin baş tarafına bir hemze ile ikinci lam cinsinden bir harf ilave
edilerek bu bab elde edilir.
‫اِﻃ ِْﻤ ْﺌـﻨَﺎ ٌن‬-‫ﻳَﻄ َْﻤﺌِ ﱡﻦ‬-‫( اِﻃ َْﻤﺄَ ﱠن‬yatışmak) fiili buna örnektir. Bunun rubâîsi ‫ﻃَ ْﻤﺄَ َن‬
(yatıştırdı) fiilidir.
‫ اِﻓ ِْﻌﻼﱠ ٌل‬babı, mutavaat (dönüşlülük) ifade eder.
Bablar hakkında daha fazla bilgi almak için Hulusi Kılıç’ın “Arapça Dilbilgisi
Sarf” ve Hüseyin Elmalı’nın “Temrinli ve İ’rablı Arapça Sarf” adlı kitaplarına
başvurunuz.
Aşağıdaki fiillerin bablarını belirtiniz.
:‫ َﻫ ْﺮَو َل‬.1
:‫ع‬
َ ‫ ﺗَـ َﺮ ْﻋ َﺮ‬.2
:‫ﺾ‬
ْ ََ‫ ﲤ‬.3
َ ‫ﻀ َﻤ‬
:‫ ﻓَـ ْﺮﻗَ َﻊ‬.4
:‫ اِﻓـ َْﺮﻧْـ َﻘ َﻊ‬.5
:‫ ﺑَ ْﺴ َﻤ َﻞ‬.6
‫ اِ ْﴰَﺄَ ﱠز‬.7
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde mezîd fiilleri belirtiniz.
ِ َ‫ﺳ ﱢﺠﻠُﻮا َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟْﻤﻼَﺣﻈ‬
.‫ﺎت ِﰲ َدﻓَﺎﺗِ ِﺮُﻛ ْﻢ‬
َ ُ
َ
.‫ﺗَـﻠَ ْﻌﺜَ َﻢ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ ِﰲ َﻛﻼَِﻣ ِﻪ‬
‫اِﻧْـ َﻬ َﺰَم ﻓَ ِﺮﻳ ُﻘﻨَﺎ ِﰲ اﻟ ﱠ‬
.‫ﺸ ْﻮ ِط اﻷَ ﱠو ِل‬
.ُ‫ﺖ َﻋ ْﻴـﻨَﺎﻩ‬
ْ َ‫ح" وا ْﻏ َﺮْوَرﻗ‬
َ " ‫ﺗَﺄَﺛﱠـ َﺮ‬
ٌ َ‫ﺻﻼ‬
.‫ﺼ ْﺤ َﺮ ِاء ﻓَﺎ ْﻏﺒَـ ﱠﺮ ا ْﳉَﱡﻮ‬
‫ﻳﺢ اﻟ ﱠ‬
ْ ‫َﻫﺒﱠ‬
ُ ‫ﺖ ِر‬
.‫َﺳ ْﻴﻄََﺮ ا ْﳊَ َﻜ ُﻢ ِﲝَ ْﺰٍم َﻋﻠَﻰ َﺳ ِْﲑ اﻟ ُْﻤﺒَ َﺎر ِاة‬
ِ ِ
.‫ﺴﺎﺑِ َﻌ ِﺔ‬
‫ﺎر اﻟ َْﻤ َﺤﻄﱠﺔَ ِﰲ ﲤََ ِﺎم اﻟ ﱠ‬
ُ َ‫ﻳُـﻐَﺎد ُر اﻟﻘﻄ‬
ِ
ِ
.‫ﺎء‬
َ ‫أ ََر‬
َ َ‫ ﻓَﺄ َْر َﺳ َﻞ اﻷَﻧْﺒﻴ‬،‫ي اﻟﺒَ َﺸ َﺮ‬
َ ‫اد اﷲُ أَ ْن ﻳَـ ْﻬﺪ‬
17
‫ﱠﺤ ِﻮ َﺣ ﱠﱴ اﻵ َن؟‬
ْ ‫َﻣﺎ َذا ﺗَـ َﻌﻠﱠ ْﻤﺘُ ْﻢ ِﰲ اﻟﻨ‬
‫ِ‬
‫ﻀﺎء اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎدي‪.‬‬
‫ا ْﺟﺘَ َﻤ َﻊ أَ ْﻋ َ ُ‬
‫ﻛِ ْﺪﻧَﺎ ﻧَـﺘ ِﱠﻔﻖ‪ِ ،‬ﻋ ْﻨ َﺪﻣﺎ ﺗَ َﺪﺧ ِ‬
‫اءﻧَﺎ‪.‬‬
‫ُ‬
‫ﺼٌ‬
‫ﱠﻞ "ﻋ َ‬
‫َ‬
‫ﺎم"‪ ،‬ﻓَـﺒَـﻠْﺒَ َﻞ َ‬
‫آر َ‬
‫َ‬
‫ﺴﻴﱠﺎر ِ‬
‫ات‪.‬‬
‫ﺑِﻼَ ُدﻧَﺎ ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻮِر ُد ﺑَـ ْﻌ َ‬
‫ﺾ اﻟ ﱠ َ‬
‫ِ ِِ‬
‫ﺎء َﻣ ًﻌﺎ‪.‬‬
‫ﻳُﺼ ﱡﺮ َواﻟﺪي َﻋﻠَﻰ أَ ْن ﻧَـﺘَـﻨَ َﺎو َل َ‬
‫اﻟﻌ َﺸ َ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫اِ ْﺣ َﺪ ْو َدﺑَ ْ‬
‫ﻮر ا ْﳊَ ﱠﻤﺎﻟ َ‬
‫ﺖ ﻇُ ُﻬ ُ‬
‫ﻮﻫ ُﻬ ْﻢ‪.‬‬
‫اِﺑْـﻴَﺎﺿ ْ‬
‫ﱠﺖ ُو ُﺟ ُ‬
‫اِ ْﻋﻠَ ﱠﻮ َط اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻟﺒَ ِﻌ َﲑ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde mâzî fiilleri muzâriye çeviriniz‬‬
‫ﺼِ ِ ِ‬
‫اء‪.‬‬
‫أَ ْﻋﻄَْﻴ ُ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ ﱠ‬
‫ﱯ اﻟ َﻔﻘ َﲑ ﺣ َﺬ ً‬
‫ﻫ ِﻞ اﻧْـﺰﻋﺠ َ ِ‬
‫اﺣ ِﱵ؟‬
‫َ ََ ْ‬
‫ﺖ ﻣ ْﻦ َ‬
‫ﺻ َﺮ َ‬
‫ي؟‬
‫ض اﻟ َْﻌ ْﺴ َﻜ ِﺮ ﱠ‬
‫َﻫ ْﻞ َﺷ َ‬
‫ﺎﻫ ْﺪ ُﰎُ اﻟ َْﻌ ْﺮ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻮر‪.‬‬
‫ﺎت ا ْﳊَ ﱠ‬
‫ﺎﺟ ُ‬
‫ﱠﺟ َ‬
‫اﻟْﺘَـ َﻘﻄَﺖ اﻟﺪ َ‬
‫ﺐ اﻟ َْﻤ ْﻨﺜُ َ‬
‫اﻻ ْﻣﺘِﺤ ِ‬
‫ُﺳﺘَﺎذُ ِﲟَﻮ ِﻋ ِﺪ ِ‬
‫ﺎن؟‬
‫َﻫ ْﻞ أَ ْﻋﻠَ َﻤﻨَﺎ اﻷ ْ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ﺎﻋ ٍﺔ‪.‬‬
‫س َﻋ ُﺪ ﱠوﻩُ ﺑِ َﺸ َﺠ َ‬
‫ﺻ َﺎر َ‬
‫َ‬
‫ع اﻟ َﻔﺎ ِر ُ‬
‫ِ‬
‫س ﻟَﻪُ اﻟ ﱠ‬
‫ﻮد َرﻓِ ِﻴﻘ ِﻪ‪.‬‬
‫ﺲ ﻧُـ ُﻘ َ‬
‫َو ْﺳ َﻮ َ‬
‫ﺸ ْﻴﻄَﺎ ُن أَ ْن ﳜَْﺘَﻠ َ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻋ ِﺔ اﻟ ﱠﺮاﺑِ َﻌ ِﺔ‪.‬‬
‫ف اﻟْﻌُ ﱠﻤ ُ‬
‫ﺼ َﺮ َ‬
‫ﺎل ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴَ‬
‫اﻧْ َ‬
‫ﺗَـ َﺰﻟ َْﺰﻟ ِ‬
‫ت أَﺑْﻨِﻴَﺔٌ َﻛﺜِ َﲑةٌ‪.‬‬
‫ض َواﻧْـ َﻬ َﺎر ْ‬
‫َﺖ اﻷ َْر ُ‬
‫ِ‬
‫ﺖ ﺟ ﱠﺪِﰐ إِ َﱃ ِ‬
‫ﺻ ﱠﺤ ِﺔ َﺟﺪﱢي‪.‬‬
‫اﻃ َْﻤﺄَﻧﱠ ْ َ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde muzâri fiilleri mâzîye çeviriniz.‬‬
‫ﺼ ْﻴ ِﻔﻴﱠ ِﺔ‪.‬‬
‫ﻧُ َﺴﺎﻓِ ُﺮ إِ َﱃ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ ِﰲ اﻟﻌُﻄْﻠَ ِﺔ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎت ﻧَ ِ‬
‫ﺎﺟﻲ" ﲤَْﺜِﻴﻠِﻴﱠ ٍ‬
‫ﳜُْﺮِج "ﻧَ ِ‬
‫ﺎﺟ َﺤﺔً‪.‬‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ﺎر اﻟ َﻜ ْﻬ َﺮﺑَﺎﺋِ ﱡﻲ‪.‬‬
‫ﻳَـ ْﻨـ َﻘﻄ ُﻊ اﻟﺘﱠـﻴﱠ ُ‬
‫ﺎء‪.‬‬
‫َْﳛ َﻤ ﱡﺮ َو ْﺟ ُﻬ َﻬﺎ َﺣﻴَ ً‬
‫ﺎل اﻷ َْﻣ ِﻦ اﻟ ُْﻤ ْﺠ ِﺮَم‪.‬‬
‫ﻳَـ ْﻌﺘَ ِﻘ ُﻞ ِر َﺟ ُ‬
‫ِ‬
‫ورةُ اﻟﻐَﺎ ِز‪.‬‬
‫ﺎر َ‬
‫ﺗَـ ْﻨـ َﻔﺠ ُﺮ ﻗَ ُ‬
‫ﺾ اﻟ ﱢﺮﻳ ِ‬
‫ْﺞ‪.‬‬
‫ﲔ َﻋﻠَﻰ اﻟﺜﱠـﻠ ِ‬
‫ﺎﺿﻴﱢ َ‬
‫ﻳَـﺘَـ َﺰ ﱠﰿُ ﺑَـ ْﻌ ُ َ‬
‫ﻮف‪.‬‬
‫ﺐ أَ ْن أُ ْﻛ ِﺮَم اﻟﻀﱡﻴُ َ‬
‫أ ُِﺣ ﱡ‬
‫‪18‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ُﳛَ ﱢﺪﺛُـﻨَﺎ ِﲟَﺎ َﺟ َﺮى ﻟَﻪُ‪.‬‬
‫ﻳﺢ ﻗَﻠِﻴﻼً‪.‬‬
‫أْ‬
‫َﺳ َِﱰ ُ‬
‫‪4. Aşağıdaki parçada mezîd masdarların bablarını belirtiniz.‬‬
‫ﻗِﻴﻞ ﻷَ ْﻋﺮ ِ ﱟ ِ‬
‫ب‪ِ ،‬‬
‫ﱡﺐ اﻟ َﻜ ِﺬ ِ‬
‫وﲡَﻨ ِ‬
‫ﺎل‪ :‬ﺑِﺎﻟﺪﱢﻳ ِﻦ واﻟ َﻜ َﺮِم‪ ،‬واﻟ ﱠ‬
‫واﻻ ِْﴰ ْﺌـ َﺰا ِز ِﻣ ْﻨﻪُ‪،‬‬
‫ﺎﻋ ِﺔ‪َ ،‬‬
‫ﻮد اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﻓِﻴ ُﻜ ْﻢ؟ ﻗَ َ‬
‫ﺸ َﺠ َ‬
‫ﺴ ُ‬
‫َ َ‬
‫اﰊ‪ :‬ﰈَ ﻳَ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠﺎس‪ ،‬ﺑِﺎﺣِﱰ ِام ِ‬
‫ِِ ِ‬
‫واﻻ ْﺳﺘِ‬
‫اﻟﻜﺒﺎ ِر ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫آراﺋِ ِﻬ ْﻢ واﻟﺘﱠ َﺸ ُﺎوِر َﻣ َﻌ ُﻬ ْﻢ‬
‫ﱃ‬
‫إ‬
‫ﺎع‬
‫ﻤ‬
‫ﻨ‬
‫اﻟ‬
‫ﱃ‬
‫إ‬
‫ب‬
‫ﺮ‬
‫ﻘ‬
‫ـ‬
‫ﺘ‬
‫واﻟ‬
‫‪،‬‬
‫ﻮء‬
‫ﺴ‬
‫اﻟ‬
‫ﺎء‬
‫ﺴ‬
‫ﻠ‬
‫ﺟ‬
‫ﻦ‬
‫ﻋ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫َﱡ‬
‫ﱡ‬
‫َ‬
‫َْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫واﻻﺑْﺘ َﻌﺎد َ ْ ُ َ‬
‫واﻻﺳﺘِ َﻔ ِ ِ‬
‫ِ ِ ِ ِ‬
‫ْﻒ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫واﻟﻌﻄ ِ‬
‫ﺎﺟ ِﺔ‪.‬‬
‫ِْ َ‬
‫ﺎدة ﻣ ْﻦ َﲡَﺎ ِرِ ْﻢ‪َ ،‬‬
‫ﺼﻐ ِﲑ‪ ،‬واﻻ ْﻋﺘﻨَﺎء ﺑِﺬي ا ْﳊَ َ‬
‫‪5. Aşağıdakilerde boşluğu iki örnekten yararlanarak doldurup sonra‬‬
‫‪okuyunuz.‬‬
‫أﺣ َﺴ َﻦ‪ُْ :‬ﳛ ِﺴ ُﻦ‪ ،‬إِ ْﺣ َﺴﺎ ٌن ‪.‬‬
‫َﻣﺜَﻼً ﻧَـ ُﻘ ُ‬
‫ﻮل‪ْ :‬‬
‫ٌ‬
‫إﺳﺪال‬
‫أﺳ َﺪ َل‪ :‬ﻳُ ْﺴ ِﺪ ُل‪،‬‬
‫وﻧَـ ُﻘ ُ‬
‫ﻮل‪ْ :‬‬
‫أ ْﻛ َﺮَم‪.............. :‬‬
‫أ ْﻛ َﻤ َﻞ‪.............. :‬‬
‫أﺳﻠَ َﻢ‪.............. :‬‬
‫ْ‬
‫أ ْذ َﻋ َﻦ‪.............. :‬‬
‫ف‪.............. :‬‬
‫ْأر َد َ‬
‫ﺪم‪.............. :‬‬
‫أَﻗْ َ‬
‫أﺳ َﻌ َﺪ‪.............. :‬‬
‫ْ‬
‫أَ ْﻣ َﻌ َﻦ‪.............. :‬‬
‫ﻒ‪............ :‬‬
‫أَ ْل ْ◌ﻃَ َ‬
‫أَﻧْ َﺬ َر‪.............. :‬‬
‫أﺧﺮ َج‪.............. :‬‬
‫َ‬
‫أﻧْـ َﻌ َﻢ‪............ :‬‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde humâsî fiillerle mastarların altını çiziniz.‬‬
‫اِﺣﺘﺴﺐ اﻟْﻤﺠ ِ‬
‫ﺎﻫ ُﺪ ﻟِ ِ‬
‫ﻠﻪ اِ ْﺣﺘِ َﺴﺎﺑًﺎ‪.‬‬
‫َْ َ َ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ﻮد اﻷَ ْﻋ َﺪ ِاء اِ َِْﺰاﻣﺎً‪.‬‬
‫اﻧْـ َﻬ َﺰَم ُﺟﻨُ ُ‬
‫ﺼﻤ ِ‬
‫ﺎد َل ْ‬
‫ﺎدﻻً َﺷ ِﺪﻳ ًﺪا‪.‬‬
‫َﲡَ َ‬
‫ﺎن َﲡَ ُ‬
‫اﳋَ ْ َ‬
‫اِﻧْـ َﻬ َﻤ َﺮ اﻟْ َﻤﻄَُﺮ اِ ِْ َﻤ ًﺎرا‪.‬‬
‫ﻂ اﻟﺜﱠـ ْﻠﺞ ِﰲ اﻟْﻤﻨ ِ‬
‫ﺎﻃ ِﻖ اﻟْ ُﻤ ْﺮﺗَِﻔ َﻌ ِﺔ ﺗَ َﺴﺎﻗُﻄﺎً‪.‬‬
‫ﺗَ َﺴﺎﻗَ َ‬
‫ََ‬
‫ُ‬
‫‪19‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪7. Aşağıdaki südâsî fiillerin masdarlarını yazınız.‬‬
‫ﻳَ ْﺴﺘَـﻐْ ِﻔ ُﺮ‪...........:‬‬
‫اِ ْﺳﺘَ َﺠ َﺎر‪..........:‬‬
‫ﺿ َﻤ َﺤ ﱠﻞ‪.........:‬‬
‫اِ ْ‬
‫اِ ْﺳﺘَـ َﻘ ﱠﻞ‪..........:‬‬
‫اِ ْﺳﺘَ ْﺤ َﺴ َﻦ‪........:‬‬
‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻔ َﻬ َﻢ‪........:‬‬
‫اِﻗْ َﺸ َﻌ ﱠﺮ‪........:‬‬
‫‪8. Aşağıdaki mâzî fiillerin muzâri ve mastarlarını yazınız.‬‬
‫َﺳ َﺎﻣ َﺢ‪...........:‬‬
‫ﺗَـ ْﺮ َﺟ َﻢ‪..........:‬‬
‫ﺐ‪.........:‬‬
‫َرﺗﱠ َ‬
‫ﺎﻋ َﺪ‪..........:‬‬
‫َﺳ َ‬
‫َﻫ ْﺮَو َل‪........:‬‬
‫ﻒ‪........:‬‬
‫َﺟ ﱠﻔ َ‬
‫آﺧ َﺬ‪..........:‬‬
‫َ‬
‫ﺐ‪...........:‬‬
‫َﺧﺎﻃَ َ‬
‫ﺻ ﱠﻮَر‪..........:‬‬
‫َ‬
‫ﺾ‪.........:‬‬
‫َﻣ ْ‬
‫ﻀ َﻤ َ‬
‫َﻋﺎ َﰿَ‪..........:‬‬
‫ﺴ َﺮ‪........:‬‬
‫َﻛ ﱠ‬
‫ﺶ‪........:‬‬
‫ﻧَﺎﻗَ َ‬
‫ﻗَـ ْﻬ َﻘﻪَ‪..........:‬‬
‫‪9. Aşağıdaki masdarların mâzî ve muzârilerini yazınız.‬‬
‫اِﺑْﺘِ َﻌﺎد‪..................:‬‬
‫اِﺑْﺘِﻼَع‪.................:‬‬
‫اِﺑْﺘِ َﺴﺎم‪.................:‬‬
‫إِﺑْ َﺪاء‪..................:‬‬
‫ﺼﺎر‪................:‬‬
‫إِﺑْ َ‬
‫إِﺗـﱢﺒَﺎع‪.................:‬‬
‫إِ ﱢﲣَﺎذ‪................:‬‬
‫ﺎد َرة‪...............:‬‬
‫ُﻣﺒَ َ‬
‫ُﻣﺒَ َﺎرَﻛﺔ‪..............:‬‬
‫ﺗَﺄ ِْﺟﻴﻞ‪.............:‬‬
‫ﺗَﺄَﺧﱡﺮ‪............. :‬‬
‫ﺗَـ ْﺮ َﲨَﺔ‪............:‬‬
‫ﺎﻫﺮ‪.............:‬‬
‫ﺗَﻈَ ُ‬
‫ِﺟ َﻬﺎد‪.............:‬‬
‫ُﳏَ َﺎوﻟَﺔ‪...........:‬‬
‫َﲣِْﻔﻴﻒ‪..........:‬‬
‫اِﻃﱢﻼَع‪..........:‬‬
‫ُﻣ َﺮاﻗَـﺒَﺔ‪...........:‬‬
‫‪20‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫اِ ْﺳﺘِ ْﺤ َﺴﺎن‪................:‬‬
‫ﺎﻋﺔ‪..........:‬‬
‫إِﻃَ َ‬
‫اِ ْﺷﺘِ َﺪاد‪..................:‬‬
‫اِ ْﺳﺘِ ْﺤ َﻘﺎق‪................:‬‬
‫اِ ْﺷﺘِ َﻬﺎر‪.................:‬‬
‫ﺻﻐَﺎء‪.................:‬‬
‫إِ ْ‬
‫ﺿﺎﻓَﺔ‪.................:‬‬
‫إِ َ‬
‫إِﻃ َْﻌﺎم‪.................:‬‬
‫‪10. Aşağıdakilerden hangisi sülâsînin mezîdi rubâî; hangisi rubâî‬‬
‫?‪mücerreddir‬‬
‫َﺣ ْﺸ َﺮ َج‪:‬‬
‫أَﻧْـ َﻘ َﺬ‪:‬‬
‫َﺣ ْﺮ َﺟ َﻢ‪:‬‬
‫ﺑَﺎﻳَ َﻊ‪:‬‬
‫ﻀ َﺮَم‪:‬‬
‫َﺧ ْ‬
‫أ َْوَر َق‪:‬‬
‫َد ْرﺑَ َﺦ‪:‬‬
‫ﱠم‪:‬‬
‫ﻗَﺪ َ‬
‫ﻟ َْﻌﺜَ َﻢ‪:‬‬
‫ﺑَـ ْﻌﺜَـ َﺮ‪:‬‬
‫ْرَم‪:‬‬
‫َﻫﺬ َ‬
‫أ َْﲦ ََﺮ‪:‬‬
‫َﺟ ﱠﻮ َل‪:‬‬
‫ﺎﺟ َﺮ‪:‬‬
‫َﻫ َ‬
‫َﻣ ْﻴ َﻤ َﻦ‪:‬‬
‫أَﻇْﻠَ َﻢ‪:‬‬
‫ﻏَﻠﱠ َﻖ‪:‬‬
‫أ َْو َﻋﻰ‬
‫َﻛ ْﺮ َد َح‪:‬‬
‫ْرَم‪:‬‬
‫َﻫﺬ َ‬
‫‪11. Aşağıdaki fiillerin rubâî mücerredlerini belirtiniz:‬‬
‫ﺗَ َﺪ ْﺣ َﺮ َج‪:‬‬
‫ﺗَـﺒَـ ْﻌﺜَـ َﺮ‪:‬‬
‫اِﻃ َْﻤﺄَ ﱠن‪:‬‬
‫ِ‬
‫ﺲ‪:‬‬
‫اﻗـ َ‬
‫ْﻌ ْﻨ َﺴ َ‬
‫اِ ْﴰَﺄَ ﱠز‪:‬‬
‫اِﻗْ َﺸ َﻌ ﱠﺮ‪:‬‬
‫اِ ْﺣ َﺮْﳒَ َﻢ‪:‬‬
‫اِ ْﴰََﻌ ﱠﻞ‪:‬‬
‫ﺗَ َﺴ ْﻴﻄََﺮ‪:‬‬
‫ﺗَ َﺪ ْﻏ َﻔ َﻖ‪:‬‬
‫‪12.Aşağıdaki parçada mezîd fiillerin bablarını belirtiniz.‬‬
‫ٍ‬
‫ِِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﺴﺎ ِﻣ َﻦ اﻟﻄﱠَﺮاﺑِ ِ‬
‫ﺎم‪ .‬وﻟَ ﱠﻤﺎ‬
‫ﺲ ﺑِﺎ ْﳉُ ِ‬
‫َﺣ ﱠ‬
‫ﻮع ﻓﻨَـ َﺰ َل وﺗَـﻐَﺪﱠى وﻧَ َ‬
‫ﻴﺶ‪ِ .‬وﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ أ َ‬
‫َﻛﺎ َن َﺳﺎﺋ ُﻖ َﺳﻴﱠ َﺎرة ِﰲ ا ْﳍ ْﻨﺪ َْﳛﻤ ُﻞ ﻛ ً‬
‫ﺴﻴﱠﺎرةِ ﻓَـﻮﺟ َﺪ ِ‬
‫ﺿ ِﺤ َﻜ ِ‬
‫اﻟﻜﻴﺲ ﻓَﺎ ِرﻏًﺎ َِ‬
‫ﻆ َرأَى ﻃَ ْﺮﺑُﻮ ًﺷﺎ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر ِ‬
‫ﺎت‬
‫ع إِ َﱃ َﺳﻄ ِ‬
‫اﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ َ‬
‫وﲰ َﻊ َ‬
‫َﺳ َﺮ َ‬
‫ﺐ وأ ْ‬
‫ْ‬
‫ْﺢ اﻟ ﱠ َ َ َ‬
‫ض ﻓَـﺘَـ َﻌ ﱠﺠ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫ﺼ َﺎر‬
‫ﻓ‬
‫‪.‬‬
‫ن‬
‫ﺎ‬
‫ﺴ‬
‫ﻧ‬
‫ﻹ‬
‫ا‬
‫د‬
‫◌‬
‫ﻞ‬
‫ﻘ‬
‫ـ‬
‫ﺗ‬
‫ود‬
‫ﺮ‬
‫ﻘ‬
‫اﻟ‬
‫ن‬
‫أ‬
‫ف‬
‫ﺮ‬
‫ﻌ‬
‫ـ‬
‫ﻳ‬
‫ن‬
‫ﺎ‬
‫ﻛ‬
‫و‬
‫‪.‬‬
‫ﺑ‬
‫ﺮ‬
‫ﻃ‬
‫ﺎ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﻨ‬
‫ﻣ‬
‫ﻞ‬
‫ﻛ‬
‫ْس‬
‫أ‬
‫ر‬
‫ﻰ‬
‫ﻠ‬
‫ﻋ‬
‫ﺪ‬
‫ﺟ‬
‫و‬
‫ﺎ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﻴ‬
‫ﻟ‬
‫إ‬
‫ﺖ‬
‫ﻔ‬
‫ـ‬
‫ﺘ‬
‫ْ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﺎ‬
‫ﻤ‬
‫ﻟ‬
‫و‬
‫ﺎ‬
‫ﻮﺷ‬
‫‪.‬‬
‫ود‬
‫ﺮ‬
‫ﻘ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﱟ ْ َ ُْ ً‬
‫َْ‬
‫َ‬
‫َ َ َْ َ ََ َ َ‬
‫اﻟ ُ‬
‫ُ َ ُ ﱢّ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ض‪ ،‬ﻓَـﺮﻓَـﻌ ِ‬
‫ﺖ‬
‫ﺺ وﻳَـ ْﻘ ِﻔ ُﺰ‪ ،‬واﻟ ُﻘ ُﺮ ُ‬
‫ﺼ ﱢﻔ ُﻖ و ﻳُ َ‬
‫ﻳُ َ‬
‫ود ﺗُـ َﻘﻠﱢ ُﺪﻩُ ﻓَ ِﺮ َﺣﺔً‪ .‬وأَﺧ ًﲑا َرﻓَ َﻊ ﻃَ ْﺮﺑُﻮ َﺷﻪُ وأَﻟ َﻘﺎﻩُ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر ِ َ َ‬
‫ﺼ ﱢﻔ ُﺮ وﻳَـ ْﺮﻗُ ُ‬
‫‪21‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻒ أَ ﱠن اﻟ ﱠ‬
‫ﻴﺶ وأَﻟْ َﻘ ْﺘـ َﻬﺎ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر ِ‬
‫ﺺ إِ َذا ﻓَ ﱠﻜ َﺮ ﲤََ ﱠ‬
‫ﻚ ّ◌ َن أَ ْن‬
‫ﺼ َﺮ َ‬
‫ف‪ .‬اُﻧْﻈُُﺮوا! َﻛ ْﻴ َ‬
‫اﻟ ُﻘ ُﺮ ُ‬
‫ض ﻓَ َﺠ َﻤ َﻌ َﻬﺎ واﻧْ َ‬
‫ود اﻟﻄﱠَﺮاﺑِ َ‬
‫ﺸ ْﺨ َ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﺼﺎﺋ ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫ﺐ َﻋﻠَﻰ اﻟ َْﻤ َ‬
‫ﻳَـﺘَـﻐَﻠ َ‬
‫‪13. Aşağıdaki metinde geçen mezîd fiilleri ve bablarını belirtiniz.‬‬
‫اﳌﻌﺠﺰة اﳋﺎﻟﺪة‬
‫ِ‬
‫اَﻟْ ُﻘﺮآ ُن اﻟْ َﻜ ِﺮﱘُ‪ :‬اَﻟْ ُﻘﺮآ ُن ُﻣ ْﻌ ِﺠ َﺰةُ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ِ‬
‫ﻮل َ ﱠ‬
‫ّﻢ أَﻧْـ َﺰﻟَﻪُ اﷲُ ُﺳ ْﺒ َﺤﺎﻧَﻪُ َوﺗَـ َﻌ َﺎﱃ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ ُﻣﻨَ ﱠﺠ ًﻤﺎ ) ُﻣ َﻔ ﱠﺮﻗًﺎ(‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ﺻﻠﻰ اﷲُ َﻋﻠَْﻴﻪ َو َﺳﻠ َ‬
‫ِ‬
‫ث‪ .‬وا ْﳊِﻜْﻤﺔُ ِﻣﻦ َذﻟِ‬
‫ﺣﺴﺐ ا ْﳊﻮ ِاد ِ‬
‫ْﺐ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ِ‬
‫ﻚ‪ ،‬ﺗَـﺜْﺒِ‬
‫ﺻﻠﱠﻰ اﷲُ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ َو َﺳﻠّﻢ ‪َ ،‬وﻗُـﻠُ ِ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪،‬‬
‫ﻮل‬
‫ﻠ‬
‫ـ‬
‫ﻗ‬
‫ﻴﺖ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﻮب اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ِﻤ َ‬
‫َ‬
‫َ َ ْ‬
‫َ َ َ ََ‬
‫َ‬
‫ﺎل اﻟﱠ ِﺬﻳﻦ َﻛ َﻔﺮوا ﻟَﻮﻻَ ﻧُـ ﱢﺰ َل ﻋﻠَﻴ ِﻪ اﻟْ ُﻘﺮآ ُن ﲨُْﻠَﺔً و ِ‬
‫ﺖ‬
‫ﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪َ " :‬وﻗَ َ‬
‫َوﻟِﻴَ ُﻜﻮ َن ِﺣ ْﻔﻈُﻪُ َﺳ ْﻬﻼً َﻋﻠَْﻴ ِﻬ ْﻢ‪ .‬ﻗَ َ‬
‫اﺣ َﺪ ًة َﻛ َﺬﻟِ َ‬
‫ﻚ ﻟِﻨُﺜَﺒﱢ َ‬
‫َ ُ ْ‬
‫َْ ْ‬
‫َ‬
‫اد َك َوَرﺗﱠـﻠْﻨَﺎﻩُ ﺗَـ ْﺮﺗِﻴﻼً"‪.‬‬
‫ﺑِ ِﻪ ﻓُـ َﺆ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ ﻟِﻠ ﱠﺮ ُﺳ ِ‬
‫ﻮل َ ﱠ‬
‫وج اﻟ َْﻤ ِﺎء ِﻣ ْﻦ ﺑَـ ْ ِ‬
‫َﺻﺎﺑِ ِﻌ ِﻪ‪.‬‬
‫ّﻢ ُﻣ ْﻌ ِﺠ َﺰ ٌ‬
‫ َﻛﺎﻧَ ْ‬‫ﲔأ َ‬
‫ات أُ ْﺧ َﺮى‪َ ،‬وﻣ ْﻨـ َﻬﺎ اﻧْﺸ َﻘﺎ ُق اﻟْ َﻘ َﻤ ِﺮ‪َ ،‬و ُﺧ ُﺮ ُ‬
‫ﺻﻠﻰ اﷲُ َﻋﻠَْﻴﻪ َو َﺳﻠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺻﺎﻟ ٍﺢ‬
‫ﻮﺳﻰ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ اﻟ ﱠ‬
‫ﺖ ﻟﻠ ﱡﺮ ُﺳ ِﻞ َﻋﻠَْﻴ ِﻬ ِﻢ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴﻼَ ُم ﻗَـ ْﺒـﻠَﻪُ ُﻣ ْﻌ ِﺠ َﺰ ٌ‬
‫َﻛ َﻤﺎ َﻛﺎﻧَ ْ‬
‫ات‪َ ،‬ﻛﺎﻟ َْﻌ َ‬
‫ﺴﻼَ ُم‪َ ،‬واﻟﻨﱠﺎﻗَﺔ ُﻣ ْﻌﺠ َﺰة َ‬
‫ﺼﺎ‪ُ ،‬ﻣ ْﻌﺠ َﺰة ُﻣ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ات ﺑ َﺬ َﻫ ِ‬
‫ﺎرَﻫﺎ ﻟﻠْﻌ ْﺒـ َﺮة‪ .‬أَ ﱠﻣﺎ ُﻣ ْﻌﺠ َﺰةُ‬
‫َﻋﻠَْﻴ ِﻪ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎب َﻣ ْﻦ ﻇَ َﻬ َﺮ ْ‬
‫ت ﻓﻴ ِﻬ ْﻢ‪َ ،‬وﺑَﻘﻴَ ْ‬
‫ﺴﻼَ ُم‪َ ،‬وﻗَ ْﺪ َذ َﻫﺒَ ْ‬
‫ْﻚ اﻟ ُْﻤ ْﻌﺠ َﺰ ُ‬
‫ﺖ ﺗﻠ َ‬
‫ﺖ أَ ْﺧﺒَ ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ِ‬
‫ﻮل َ ﱠ‬
‫ّﻢ ْ‬
‫ﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪" :‬إِﻧﱠﺎ َْﳓ ُﻦ‬
‫اﳋَﺎﻟِ َﺪةُ‪ ،‬ﻓَ ِﻬ َﻲ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن اﻟْ َﻜ ِﺮﱘُ‪َ ،‬و ِﻫ َﻲ ﺑَﺎﻗِﻴَﺔٌ إِ َﱃ ﻳَـ ْﻮِم اﻟ ِْﻘﻴَ َﺎﻣ ِﺔ‪ .‬ﻗَ َ‬
‫ﺻﻠﻰ اﷲُ َﻋﻠَْﻴﻪ َو َﺳﻠ َ‬
‫ِ‬
‫ﱢ ِ‬
‫ﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪" :‬ﻗُ ْﻞ‬
‫ﺲ َوا ْﳉِ ﱠﻦ ﻟِﻴَﺄْﺗُﻮا ِﲟِﺜْﻠِ ِﻪ‪ ،‬ﻓَـﻠَ ْﻢ ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻄﻴﻌُﻮا‪ .‬ﻗَ َ‬
‫ﻧ ﱠﺰﻟْﻨَﺎ اﻟﺬ ْﻛ َﺮ َوإﻧﱠﺎ ﻟَﻪُ َﳊَﺎﻓﻈُﻮ َن" َوﻗَ ْﺪ َﲢَﺪﱠى اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن اﻟْﻺﻧْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟَﺌِ ِﻦ ْ ِ ِ‬
‫ﻀ ُﻬ ْﻢ ﻟﺒَـ ْﻌ ٍ‬
‫ﺾ ﻇَ ِﻬ ًﲑا"‪.‬‬
‫ْﺗﻮا ِﲟِﺜْ ِﻞ َﻫ َﺬا اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ِن ﻻَ ﻳَﺄْﺗُﻮ َن ِﲟِﺜْﻠ ِﻪ َوﻟ َْﻮ َﻛﺎ َن ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫ﻧﺲ َوا ْﳉ ﱡﻦ َﻋﻠَﻰ أَن ﻳَﺄ ُ‬
‫اﺟﺘَ َﻤ َﻌﺖ اﻹ ُ‬
‫ِ ِ ِِ‬
‫ِِ ِ ِ‬
‫ﺎك أُﻣﻮرا َﻛﺜِﲑًة ﺗَ ُﺪ ﱡل َﻋﻠَﻰ إِ ْﻋﺠﺎ ِز اﻟْ ُﻘﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫آن‪.‬‬
‫ إِ ْﻋ َﺠ ُ‬‫َ‬
‫ْ‬
‫ﺎز اﻟْ ُﻘ ْﺮآن‪ :‬اَﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن ُﻣ ْﻌﺠ ٌﺰ ﺑﺄُ ْﺳﻠُﻮﺑﻪ َوأَﻟْ َﻔﺎﻇﻪ َوَﻣ َﻌﺎﻧﻴﻪ‪َ ،‬ﻛ َﻤﺎ أَ ﱠن ُﻫﻨَ َ ُ ً َ‬
‫ِ‬
‫وُﻛﻠﱠﻤﺎ ﺗَـ َﻘﺪ ِ‬
‫ﺻ َﻮٌر َﺟ ِﺪﻳ َﺪةٌ ﺗُـ َﺆﻳﱢ ُﺪ َﻫ َﺬا ِْ‬
‫ﺎء‬
‫ْﻢ‪ ،‬ﻇَ َﻬ َﺮ ْ‬
‫اﻹ ْﻋ َﺠ َﺎز‪َ .‬وﻣ ْﻦ أ ََﻫ ﱢﻢ ُ‬
‫ت ُ‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫ﺻ َﻮِر َﻫ َﺬا ا ِﻹ ْﻋ َﺠﺎ ِز‪ :‬أَ ﱠن اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن َﺟ َ‬
‫ﱠم اﻟْﻌﻠ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑِ َﻜﺜِ ٍﲑ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱠﺎس ﻣ ْﻦ‬
‫ﻨ‬
‫اﻟ‬
‫ﺎ‬
‫ْﻬ‬
‫ـ‬
‫ﻓ‬
‫ﺮ‬
‫ﻌ‬
‫ـ‬
‫ﻳ‬
‫ﱂ‬
‫ﱵ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ف‬
‫ر‬
‫ﺎ‬
‫ﻌ‬
‫ْﻤ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫و‬
‫ﻮم‬
‫ﻠ‬
‫ْﻌ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻦ‬
‫ﻣ‬
‫ا‬
‫ﲑ‬
‫ﺒ‬
‫ﻛ‬
‫ا‬
‫ر‬
‫ﺪ‬
‫ﻗ‬
‫ﻞ‬
‫ﴰ‬
‫ﺎ‬
‫ﻤ‬
‫ﻛ‬
‫‪،‬‬
‫ﻢ‬
‫ﻬ‬
‫ﺼ‬
‫ﺼ‬
‫ﻗ‬
‫و‬
‫ﺔ‬
‫ﻘ‬
‫ﺑ‬
‫ﺎ‬
‫ﺴ‬
‫اﻟ‬
‫ﻢ‬
‫ُﻣ‬
‫اﻷ‬
‫ر‬
‫ﺎ‬
‫ﺒ‬
‫ﺧ‬
‫أ‬
‫ﻦ‬
‫ﻣ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ْ َْ َ‬
‫َ َ ْ َ َ ً ً ْ ُ َ ََ‬
‫َ‬
‫ْ َ‬
‫ُ‬
‫ﱠﺎس و ِﻋﺒﺎدا ِِﻢ‪ ،‬وﺣﻴﺎﺗَـﻬﻢ ا ِﻹﺟﺘِﻤ ِ‬
‫ﺎﻋﻴﱠﺔَ‪ ،‬واﻟ ﱢ ِ‬
‫اﻻﻗْﺘِﺼ ِ‬
‫ﺼﻠِﺢ َﻋ َﻘﺎﺋِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎدﻳﱠﺔَ‪.‬‬
‫ﻨ‬
‫اﻟ‬
‫ﺪ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﺎء‬
‫ﻳ‬
‫ﺎ‬
‫ﲟ‬
‫ن‬
‫آ‬
‫ﺮ‬
‫ﻘ‬
‫ْ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ُ‬
‫ﺴﻴَﺎﺳﻴﱠﺔَ‪َ ،‬و ِ َ‬
‫ﻗَـ ْﺒ ُﻞ‪َ ،‬ﻛ َﻤﺎ َﺟ َ ْ‬
‫ُ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ َ ْ َ ََ ُ‬
‫ﻚ اﻟ َِ‬
‫ﺎب ﺗِْﺒـﻴَﺎﻧًﺎ ﻟ ُﻜ ﱢﻞ َﺷ ْﻲ ٍء"‪.‬‬
‫ﺘ‬
‫ْﻜ‬
‫ﻴ‬
‫ﻠ‬
‫ﻋ‬
‫ﻗَ َ‬
‫ﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪َ " :‬وﻧَـ ﱠﺰﻟْﻨَﺎ َ َْ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﻮل ﺻﻠﱠﻰ اﷲ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ وﺳﻠ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﺎل‬
‫ﺴﻼَ ُم‪ .‬ﻗَ َ‬
‫ ﻧُـ ُﺰ ُ‬‫ﻳﻞ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ اﻟ ﱠ‬
‫ول اﻟْ ُﻘ ْﺮآن‪ :‬ﻧَـ َﺰ َل اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن ُﻣﻨَ ﱠﺠ ًﻤﺎ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ِ َ‬
‫ُ‬
‫ََ َ‬
‫ّﻢ ﺑ َﻮاﺳﻄَﺔ ﺟ ِْﱪ َ‬
‫ِ‬
‫ﻚ ﻟِﺘَ ُﻜﻮ َن ِﻣﻦ اﻟْﻤ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻨﺬ ِرﻳﻦ ﺑِﻠِﺴ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن َﻋ َﺮِ ﱟﰊ ُﻣﺒِ ٍ‬
‫ﲔ"‪.‬‬
‫ﺒ‬
‫ﻠ‬
‫ـ‬
‫ﻗ‬
‫ﻰ‬
‫ﻠ‬
‫ﻋ‬
‫ﲔ‬
‫َﻣ‬
‫ﻷ‬
‫ا‬
‫وح‬
‫ﺮ‬
‫اﻟ‬
‫ﻪ‬
‫ﺑ‬
‫ل‬
‫ﺰ‬
‫ـ‬
‫ﻧ‬
‫"‬
‫ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪َ َ َ :‬‬
‫ُ ََ َ ْ َ‬
‫ﱡ ُ‬
‫َ ُ َ َ‬
‫ اَﻟْ ُﻘﺮآ ُن اﻟْﻤ ﱢﻜ ﱡﻲ واﻟْ ُﻘﺮآ ُن اﻟْﻤ َﺪِﱐﱡ‪ِ :‬ﻣﻦ اﻟْ ُﻘﺮ ِ‬‫آن َﻣﺎ ُﻫ َﻮ َﻣ ﱢﻜ ﱞﻲ‪َ ،‬وِﻣ ْﻨﻪُ َﻣﺎ ُﻫ َﻮ َﻣ َﺪِﱐﱞ‪َ .‬واﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن اﻟ َْﻤ ﱢﻜ ﱡﻲ ُﻫ َﻮ َﻣﺎ ﻧَـ َﺰ َل‬
‫َ ْ‬
‫َ َ ْ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِج َﻣ ﱠﻜﺔَ‪ .‬أَ ﱠﻣﺎ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن اﻟ َْﻤ َﺪِﱐﱡ‪ ،‬ﻓَـ ُﻬ َﻮ َﻣﺎ ﻧَـ َﺰ َل ﺑَـ ْﻌ َﺪ ا ْﳍِ ْﺠ َﺮِة‪َ ،‬وإِ ْن َﻛﺎ َن‬
‫ﻗَـ ْﺒ َﻞ ا ْﳍ ْﺠ َﺮة إِ َﱃ اﻟ َْﻤﺪﻳﻨَﺔ‪َ ،‬وإِ ْن َﻛﺎ َن ﻧُـ ُﺰوﻟُﻪُ َﺧﺎر َ‬
‫ِ‬
‫ﺴﻮر اﻟْﻤ ﱢﻜﻴﱠﺔُ ﻗَ ِ‬
‫اﺧﻞ ﻣ ﱠﻜﺔَ‪ .‬وﻗَ ْﺪ ﺟ ِ‬
‫ﺼ َﲑًة ِﰲ اﻟْﻐَﺎﻟِ ِ‬
‫ﺐ‪ِ ،‬ﳑﱠﺎ َﺟ َﻌ َﻞ ِﺣ ْﻔﻈَ َﻬﺎ َﺳ ْﻬﻼً‪ .‬ﺗَـﻨَ َﺎو َل اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن اﻟ َْﻤ ﱢﻜ ﱡﻲ‬
‫ﺎءت اﻟ ﱡ َ ُ َ‬
‫ﻧُـ ُﺰوﻟُﻪُ َد َ َ َ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺺ اﻷَﻧْﺒِﻴ ِﺎء واﻟ ﱡﺮﺳ ِﻞ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺿ َ ٍ ِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺼ ِ‬
‫ﲔ‬
‫َﻣ ْﻮ ُ‬
‫ﺴﺎﺑِﻘ َ‬
‫ﻮﻋﺎت َﻋﺪﻳ َﺪ ًة‪ ،‬ﻣﺜْ َﻞ‪ :‬ﺗَـ ْﻮﺣﻴﺪ اﷲ‪َ ،‬واﻟ ﱠﺪ ْﻋ َﻮة إِ َﱃ ا ِﻹ ْﺳﻼَِم‪َ ،‬وﻳَـ ْﻮم اﻟْﻘﻴَ َﺎﻣﺔ‪َ ،‬وﻗَ َ‬
‫َ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ َﻋﻠَْﻴﻬﻢ اﻟ ﱠ‬‫ﺎء ْ‬
‫ﻼم ‪َ -‬وﻏَ ْﲑ َذﻟ َ‬
‫ت ُﺳ َﻮُرﻩُ‬
‫ﺴ ُ‬
‫ﻚ‪َ .‬وﻳَـ ْﺒـﻠُ ُﻎ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن اﻟ َْﻤﻜ ﱡﻲ َْﳓ َﻮ ﺛُـﻠُﺜَ ِﻲ اﻟْ ُﻘ ْﺮآن‪ .‬أَ ﱠﻣﺎ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن اﻟ َْﻤ َﺪﱐﱡ‪ ،‬ﻓَ َﺠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻚ‪.‬‬
‫ﻟ‬
‫ذ‬
‫ﲑ‬
‫ﻏ‬
‫و‬
‫ﺎد‬
‫ﻬ‬
‫ﳉ‬
‫ا‬
‫و‬
‫ﻮق‬
‫ﻘ‬
‫ﳊ‬
‫ا‬
‫و‬
‫ود‬
‫ﺪ‬
‫ﳊ‬
‫ا‬
‫و‬
‫ﺾ‬
‫اﺋ‬
‫ﺮ‬
‫ﻔ‬
‫ْ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫‪:‬‬
‫ﻞ‬
‫ﺜ‬
‫ﻣ‬
‫ة‬
‫ﺪ‬
‫ﻳ‬
‫ﺪ‬
‫ﺟ‬
‫ﺎت‬
‫ﻮﻋ‬
‫ﺿ‬
‫ﻮ‬
‫ﻣ‬
‫ل‬
‫ﺎو‬
‫ﻨ‬
‫ـ‬
‫ﺗ‬
‫ﺪ‬
‫ﻗ‬
‫و‬
‫‪،‬‬
‫ﺐ‬
‫ﺎﻟ‬
‫ﻐ‬
‫ْ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﰲ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫َوآﻳَﺎﺗُﻪُ ﻃَ ِﻮﻳﻠَﺔً‬
‫َ‬
‫َ ُ ُ َ ُُ َ َ َ َ ْ َ َ‬
‫َ َ ْ ََ َ َ َ ْ ُ َ َ َ ً ْ َ َ َ‬
‫‪14. Aşağıda yazılı olan fiillerle istenilen cümleleri kurunuz.‬‬
‫‪) Baba çocuğunu arabadan indirdi.‬أَﻧْـ َﺰ َل(‬
‫‪) Anne çocuğu uyuttu.‬ﻧَـ ﱠﻮَم(‬
‫‪) Konferansa katıldım.‬اِ ْﺷﺘَـ َﺮ َك(‬
‫‪) Düşman bozguna uğradı.‬اِﻧْـ َﻬ َﺰَم(‬
‫ﺢ(‬
‫‪َ ) Ali Muhammed'le tokalaşıyor.‬‬
‫ﺻﺎﻓَ َ‬
‫‪22‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
(‫ﺸ َﺮ‬
َ َ‫ )اِﻧْـﺘ‬Haber mahallede yayıldı.
(‫ﺎد َم‬
َ‫ﺼ‬
َ َ‫ )ﺗ‬Trenle otobüs çarpıştı.
(‫ ) ﺗَـﻐَﻴﱠـ َﺮ‬Etin tadı değişti.
(‫ )اِ ْﺳﺘَ ْﺨ َﺪ َم‬Çay içmek için bardakları kullanırız.
15. ‫ أَ ْﻛ َﺮَم‬fiilinin emri (emr-i hazırı) şöyle çekilir:
‫أَ ْﻛ ِﺮْم – أَ ْﻛ ِﺮَﻣﺎ – أَ ْﻛ ِﺮُﻣﻮا‬
‫ أَ ْﻛ ِﺮْﻣ َﻦ‬- ‫أَ ْﻛ ِﺮِﻣﻲ – أَ ْﻛ ِﺮَﻣﺎ‬
‫ أَ ْﻛ َﺮَم‬fiilini örnek alarak ‫َﺣ َﺴ َﻦ‬
ْ ‫ أ‬fiilinin emrini çekiniz.
16. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
Senin beni saat beşte uyandırmanı istiyorum.
Emine kendi görüşlerini savunuyor.
Dedelerinden bahseder misin?
Çocuk uyandı.
Sözünü hatırlıyor musun?
Halid Salihle mektuplaştı.
İki boksör yumruklaşıyor.
Top sahada yuvarlanıyor.
Rüzgâr yaprakları dağıtıyor.
Memur raporu teslim alıyor.
Bu kitabı tercüme edeceğim.
Hastayı sakinleştirdim.
Uçakta birisiyle tanıştım.
Kitapları kapatın.
Devletler niye savaşırlar?
Kelimeler ve Deyimler
‫اِﺑْـﺘَ َﺴ َﻢ ﻳَـ ْﺒﺘَ ِﺴ ُﻢ اِﺑْﺘِ َﺴﺎم‬
ِ ‫ض ﻳـﺒـﻴﺎ ﱡ‬
ِ
Ağarmak ‫ﻀﺎض‬
َ ‫ض اﺑْﻴِﻴ‬
َ ْ َ ‫اﺑْـﻴَﺎ ﱠ‬
Gülümsemek
23
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ اِ ْﺣﺘِ َﺴﺎب‬
‫ﺐ َْﳛﺘَﺴ ُ‬
‫ا ْﺣﺘَ َﺴ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪Kamburlaşmak‬‬
‫ب اِ ْﺣ ِﺪﻳ َﺪاب‬
‫ب َْﳛ َﺪ ْود ُ‬
‫ا ْﺣ َﺪ ْو َد َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺲ اِ ْﺧﺘِﻼَس ‪Çalmak, aşırmak‬‬
‫ﺲ ﳜَْﺘَﻠ ُ‬
‫ا ْﺧﺘَـﻠَ َ‬
‫ِ‬
‫ﲑا ‪Son olarak, sonunda‬‬
‫أَﺧ ً‬
‫أ ْذﻋﻦ ﻳﺬ ِ‬
‫‪İtaat etmek, uymak‬‬
‫ْﻋ ُﻦ إِ ْذ َﻋﺎن‬
‫ََ ُ‬
‫أ َْر َﺳ َﻞ ﻳُـ ْﺮ ِﺳ ُﻞ إِ ْر َﺳﺎل‬
‫‪Göndermek‬‬
‫اﻷ َْرﻧَﺐ‬
‫‪Tavşan‬‬
‫ِ‬
‫ﺴﺘَـﻠ ِْﻘﻲ اِ ْﺳﺘِ ْﻠ َﻘﺎء ‪Yatmak, uzanmak‬‬
‫ا ْﺳﺘَـ ْﻠ َﻘﻰ ﻳَ ْ‬
‫ِ‬
‫ﺴﺘَ ِﻤ ﱡﺮ اِ ْﺳﺘِ ْﻤ َﺮار ‪Devam etmek‬‬
‫ا ْﺳﺘَ َﻤ ﱠﺮ ﻳَ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﲑاد ‪İthal etmek‬‬
‫ا ْﺳﺘَـ ْﻮَر َد ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻮِر ُد ا ْﺳﺘ َ‬
‫‪Uyanmak‬‬
‫ﻆ اِ ْﺳﺘِﻴ َﻘﺎظ‬
‫ﻆ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ ُ‬
‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ َ‬
‫أَﺻﺮ ﻳ ِ‬
‫ﺻ َﺮار ‪Israr etmek‬‬
‫ﺼ ﱡﺮ إِ ْ‬
‫َّ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺌ ﱡﻦ اﻃْﻤ ْﺌـﻨَﺎن ‪Yatışmak, huzur bulmak, sevinmek‬‬
‫اﻃ َْﻤﺄَ ﱠن ﻳَﻄ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻞ اِ ْﻋﺘِ َﻘﺎل ‪Tutuklamak, göz altına almak‬‬
‫ا ْﻋﺘَـ َﻘ َﻞ ﻳَـ ْﻌﺘَﻘ ُ‬
‫ط اِ ْﻋﻠِ ﱠﻮاط ‪Binmek‬‬
‫اِ ْﻋﻠَ ﱠﻮ َط ﻳَـ ْﻌﻠَ ﱢﻮ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱪار‬
‫‪Tozlanmak‬‬
‫ا ْﻏﺒَـ ﱠﺮ ﻳَـﻐْﺒَـ ﱡﺮ ا ْﻏِ َ‬
‫‪Sevabını Allah'tan ummak‬‬
‫ا ْﻏ َﺮْوَر َق ﻳَـﻐْ َﺮْوِر ُق اِ ْﻏ ِﺮ َﻳﺮاق ‪Göz yaşlarına boğulmak‬‬
‫اِﻓـْﺘَ َﺨ َﺮ ﻳَـ ْﻔﺘَ ِﺨ ُﺮ اِﻓْﺘِ َﺨﺎر‬
‫ﻂ اِﻟْﺘِ َﻘﺎط ‪Gagası ile almak, toplamak‬‬
‫ﻂ ﻳَـﻠْﺘَ ِﻘ ُ‬
‫اِﻟْﺘَـ َﻘ َ‬
‫أَﻟْ َﻘﻰ ﻳُـﻠ ِْﻘﻲ إِﻟْ َﻘﺎء ﺑِﺎﻟﻠﱠ ْﻮم ‪Azarlamak, kınamak, sitem etmek‬‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫‪Fırsatı değerlendirmek‬‬
‫ﺻﺔَ‬
‫اﻧْـﺘَـ َﻬ َﺰ ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﻬ ُﺰ اﻧْﺘ َﻬﺎز اﻟ ُﻔ ْﺮ َ‬
‫ِ‬
‫ﺞ اِﻧْ ِﺰ َﻋﺎج ‪Rahatsız olmak‬‬
‫اﻧْـ َﺰ َﻋ َﺞ ﻳَـ ْﻨـ َﺰﻋ ُ‬
‫ِ‬
‫ف اِﻧْ ِ‬
‫‪Ayrılmak, gitmek‬‬
‫ﺼ َﺮاف‬
‫ﺼ ِﺮ ُ‬
‫ﺼ َﺮ َ‬
‫ف ﻳَـ ْﻨ َ‬
‫اﻧْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ ِِ‬
‫ﺠﺎر ‪Patlamak‬‬
‫اﻧْـ َﻔ َﺠ َﺮ ﻳَـ ْﻨـ َﻔﺠ ُﺮ اﻧْﻔ َ‬
‫ِ‬
‫ﺎر اِ ِْﻴَﺎر‬
‫‪Yıkılmak‬‬
‫اﻧْـ َﻬ َﺎر ﻳَـ ْﻨـ َﻬ ُ‬
‫‪Yenilmek, bozguna uğramak‬‬
‫اِﻧْـ َﻬ َﺰَم ﻳَـ ْﻨـ َﻬ ِﺰُم اِ َِْﺰام‬
‫ﻆﻳ ِ‬
‫ﻆ إِﻳ َﻘﺎظ‬
‫‪Uyandırmak‬‬
‫ﻮﻗ ُ‬
‫أَﻳْـ َﻘ َ ُ‬
‫ﺑَـﻠْﺒَ َﻞ ﻳُـﺒَـ ْﻠﺒِ ُﻞ ﺑَـ ْﻠﺒَـﻠَﺔ‬
‫‪Bozmak, karıştırmak‬‬
‫‪Övünmek, gurur duymak‬‬
‫ﺗَﺄَﺛﱠـ َﺮ ﻳَـﺘَﺄَﺛﱠـ ُﺮ ﺗَﺄَﺛﱡﺮ‬
‫ﱠﺐ ﺗَﺄَﻫﱡﺐ‬
‫ﱠﺐ ﻳَـﺘَﺄَﻫ ُ‬
‫ﺗَﺄَﻫ َ‬
‫‪Etkilenmek‬‬
‫‪Hazırlanmak‬‬
‫ث َﲢَﺪﱡث َﻋ ْﻦ‬
‫ﱠث ﻳَـﺘَ َﺤ ّﺪ ُ‬
‫َﲢَﺪ َ‬
‫ﱠﻞ ﺗَ َﺪﺧﱡﻞ ‪Karışmak‬‬
‫ﱠﻞ ﻳَـﺘَ َﺪﺧ ُ‬
‫ﺗَ َﺪﺧ َ‬
‫‪Bahsetmek‬‬
‫‪24‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
Hatırlamak
Karda kayak yaptı
Sarsılmak, deprem olmak
Yarışmak
Kar yağdı
Üstünlük sağlamak, hakim olmak, yenmek
Kekelemek, duraklamak
Yapabilmek, başarmak
Yemek
Elektrik akımı
Dede, ata
Toplamak
‫ﺗَ َﺬ ﱠﻛ َﺮ ﻳَـﺘَ َﺬ ﱠﻛ ُﺮ ﺗَ َﺬ ﱡﻛﺮ‬
‫ْﺞ‬
ِ ‫ﺗَـ َﺰ ﱠﰿَ َﻋﻠَﻰ اﻟﺜﱠـﻠ‬
‫ﺗَـ َﺰﻟ َْﺰ َل ﻳَـﺘَـ َﺰﻟ َْﺰ ُل ﺗَـ َﺰﻟ ُْﺰل‬
‫ﺗَ َﺴﺎﺑَ َﻖ ﻳَـﺘَ َﺴﺎﺑَ ُﻖ ﺗَ َﺴﺎﺑُﻖ‬
‫ْﺞ‬
َ َ‫ﺗَ َﺴﺎﻗ‬
ُ ‫ﻂ اﻟﺜﱠـﻠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﺐ ﺗَـﻐَﻠﱡﺐ‬
ُ ‫ﺐ ﻳَـﺘَـﻐَﻠ‬
َ ‫ﺗَـﻐَﻠ‬
‫ﺗَـﻠَ ْﻌﺜَ َﻢ ﻳَـﺘَـﻠَ ْﻌﺜَ ُﻢ ﺗَـﻠَ ْﻌﺜُﻢ‬
‫ﲤََ ﱠ‬
‫ﻚ ّ◌ َن ﻳَـﺘَ َﻤ ﱠﻜ ُﻦ ﲤََ ﱡﻜﻦ‬
‫ﺗَـﻨَ َﺎو َل ﻳَـﺘَـﻨَ َﺎو ُل ﺗَـﻨَ ُﺎول‬
‫ﺎر اﻟ َﻜ ْﻬ َﺮﺑَﺎﺋِ ﱡﻲ‬
ُ ‫اﻟﺘﱠـﻴﱠ‬
‫أﺟ َﺪاد‬
ْ َ(‫َﺟ ّﺪ )ج‬
‫َﲨَ َﻊ َْﳚ َﻤ ُﻊ ﲨَْﻊ‬
Açlık ‫اﳉُﻮع‬
(vakit) gelmek, yaklaşmak
…e çalışmak, denemek
‫ﲔ َﺣ ْﻴـﻨُﻮﻧَﺔ‬
ُ ‫َﺣﺎ َن َِﳛ‬
‫َﺣ َﺎو َل ُﳛَﺎ ِو ُل ُﳏَ َﺎوﻟَﺔ‬
Şans ‫ﻆ‬
ّ ‫َﺣ‬
Kaybetmek
‫َﺧ ِﺴ َﺮ ﳜَْ َﺴ ُﺮ ُﺧ ْﺴ َﺮان‬
Rakip, düşman ‫ﺼﻢ‬
ْ ‫َﺧ‬
ِ
Eğlenmek, oynamak ‫اﻋﺒَﺔ‬
َ ‫ﺐ ُﻣ َﺪ‬
َ ‫َد‬
ُ ‫ﺐ ﻳُ َﺪاﻋ‬
َ ‫اﻋ‬
Savunmak
‫َداﻓَ َﻊ ﻳُ َﺪاﻓِ ُﻊ ُﻣ َﺪاﻓَـ َﻌﺔ ِدﻓَﺎع َﻋ ْﻦ‬
Nafile, faydasız ‫ُدو َن َﺟ ْﺪ َوى‬
‫آراء‬
َ (‫َرأْى )ج‬
Güvenlik güçleri ‫ﺎل اﻷ َْﻣ ِﻦ‬
ُ ‫ِر َﺟ‬
Görüş
Razı olmak, kabul etmek
Kaldırmak
Oynamak, dansetmek
ِ‫ر‬
‫ﺿﻰ‬
ً ‫ﺿﻰ ِر‬
َ ‫ﺿ َﻲ ﻳَـ ْﺮ‬
َ
‫َرﻓَ َﻊ ﻳَـ ْﺮﻓَ ُﻊ َرﻓْﻊ‬
‫ﺺ َرﻗْﺺ‬
ُ ُ‫ﺺ ﻳَـ ْﺮﻗ‬
َ َ‫َرﻗ‬
‫ﺎدة‬
َ َ‫اد ﻳَ ِﺰﻳ ُﺪ ِزﻳ‬
َ ‫َز‬
Şoför, sürücü ‫َﺳﺎﺋِ ُﻖ‬
Üstün olmak, lider olmak
‫ﺎدة‬
َ َ‫ﻮد ِﺳﻴ‬
ُ ‫ﺴ‬
َ ‫َﺳ‬
ُ َ‫ﺎد ﻳ‬
Artırmak
Uyku ‫ُﺳﺒَﺎت‬
Geçmek, önüne geçmek
‫َﺳﺒَ َﻖ ﻳَ ْﺴﺒِ ُﻖ َﺳ ْﺒﻖ‬
Kaydetmek ‫ﺴ ِﺠﻴﻞ‬
ْ َ‫َﺳ ﱠﺠﻞ ﻳُ َﺴ ﱢﺠ ُﻞ ﺗ‬
25
Yüzey, çatı, arabının üstü ‫َﺳﻄْﺢ‬
Kaplumbağa ‫ﺴﻠَ ْﺤ َﻔﺎة‬
‫اﻟ ﱡ‬
‫َﺳ ْﻴﻄََﺮ ﻳُ َﺴ ْﻴ ِﻄ ُﺮ َﺳ ْﻴﻄَﺮة‬
ِ ‫ﺼﻴﺢ‬
ِ ‫ﺻ‬
(Horoz için) Ötmek ‫ﺻﻴَﺎح‬
ُ َ‫ﺎح ﻳ‬
َ َ
Yere yıkmak, güreşmek ‫ﺎر َﻋﺔ‬
َ ‫ﺻ َﺎر‬
َ ‫ﺼﺎرِعُ ُﻣ‬
َ ُ‫ع ﻳ‬
َ
َ‫ﺼ‬
Hakim olmak, kontrol altına almak
…e doğru ‫ب‬
َ
َ ‫ﺻ ْﻮ‬
Fes ‫ط َ◌ َراﺑِﻴﺶ‬
َ (‫ﻃَ ْﺮﺑُﻮش )ج‬
Kovmak
Sırt
Suratını asmak
Koşmak
Düşman
‫ﻃََﺮ َد ﻳَﻄ ُْﺮ ُد ﻃَ ْﺮد‬
‫ﻇَ ْﻬﺮ )ج( ﻇُ ُﻬﻮر‬
ِ
‫ﺲ‬
ٌ ‫ﺲ َﻋ ْﺒ‬
ُ ‫ﺲ ﻳَـ ْﻌﺒ‬
َ َ‫َﻋﺒ‬
‫َﻋ َﺪا ﻳَـ ْﻌ ُﺪو َﻋ ْﺪ ٌو‬
‫َﻋ ُﺪ ّو )ج( أَ ْﻋ َﺪاء‬
Gösteri, tören
Tanımak, bilmek
‫اﻟ َْﻌ ْﺮض‬
‫ف ِﻋ ْﺮﻓَﺎن‬
ُ ‫ف ﻳَـ ْﻌ ِﺮ‬
َ ‫َﻋ َﺮ‬
Akşam yemeği‫ﺸﺎء‬
َ ‫اﻟﻌ‬
َ
Üye
‫ﻀﺎء‬
ْ ُ‫ﻋ‬
َ ‫ﻀﻮ )ج( أَ ْﻋ‬
Acımak, şefkat etmek ‫اﻟﻌﻄْﻒ ﻋﻠﻰ‬
َ
ِ َ‫ﺎدر ﻳـﻐ‬
‫ﺎد َرة‬
َ َ‫ﺎد ُر ُﻣﻐ‬
ُ َ َ َ‫ﻏ‬
ِ
Hile, aldatma ‫ﺶ‬
ّ ‫ﻏ‬
Terketmek, ayrılmak
Dalmak
‫ﻂ ﻳَـﻐُ ﱡ‬
‫ﻏَ ﱠ‬
‫ﻂ‬
ّ َ‫ﻂ ﻏ‬
Boş ‫ﻓَﺎرِغ‬
Sevinçli, neşeli ‫ِح‬
ٌ ‫ﻓَﺮ‬
Ovalamak
‫ﻓَـ َﺮ َك ﻳَـ ْﻔ ُﺮ ُك ﻓَـ ْﺮك‬
Gaz şişesi (tüpü) ‫ورةُ اﻟﻐَﺎ ِز‬
َ ‫ﺎر‬
ُ َ‫ﻗ‬
‫ﻗِ ْﺮد )ج( ﻗُـ ُﺮود‬
Zıplamak, atlamak
‫ﻗَـ َﻔ َﺰ ﻳَـ ْﻘ ِﻔ ُﺰ ﻗَـ ْﻔﺰ‬
‫اﻟ َﻘ ْﻮﻗَـ َﻌﺔ‬
(Kaplumbağa için) Kabuk
ِ
Kazanmak ‫ﺴﺐ‬
ْ ‫ﺐ َﻛ‬
ُ ‫ﺐ ﻳَﻜْﺴ‬
َ ‫َﻛ َﺴ‬
Torba, çuval ‫ﻛِﻴﺲ‬
Maymun
İyi gitmeyen
‫اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻌﺜﱢﺮ‬
Üzerinde anlaşmaya varılan ‫ْﻤﺘﱠـ َﻔ ُﻖ َﻋﻠَﻴﻪ‬
ُ ‫اﻟ‬
Yüksek ‫ُﻣ ْﺮﺗَِﻔﻊ‬
26
Ovalamak, dokundurmak
‫َﻣ َﺴ َﺢ ﳝَْ َﺴ ُﺢ َﻣ ْﺴﺢ‬
Yürüyüş ‫اﳌَ ِﺴﲑ‬
Yağmur ‫اﳌَﻄَﺮ‬
Duyuran, ilan eden ‫ُﻣ ْﻌﻠِﻦ‬
Kızgın, bozuşan
Sürpriz
ِ َ‫ﻣﻐ‬
‫ﺎﺿﺐ‬
ُ
‫ﺎﺟﺄَة‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ َﻔ‬
Notlar ‫ْﻤﻼَ َﺣﻈَﺎت‬
ُ ‫اﻟ‬
Bölge, yöre
ِ ‫ِﻣ ْﻨﻄََﻘﺔ )ج( ﻣﻨ‬
‫ﺎﻃﻖ‬
ََ
ِ ‫اﻟﻨ‬
Klüp ‫ﱠﺎدي‬
Uyuklama
Esmek
‫ﱡﻌﺎس‬
َ ‫اﻟﻨـ‬
‫ﺐ ُﻫﺒُﻮب‬
‫ﺐ ﻳَـ ُﻬ ﱡ‬
‫َﻫ ﱠ‬
Gayret ‫ِﳘﱠﺔ‬
Hindistan ‫ا ْﳍِْﻨﺪ‬
Fısıldamak, vesvese vermek ‫س َو ْﺳ َﻮ َﺳﺔ‬
ُ ‫س ﻳُـ َﻮ ْﺳ ِﻮ‬
َ ‫َو ْﺳ َﻮ‬
Özet
Mezîd fiili tanıyabilmek
Fiiller en az üç harflidir. Başka bir deyişle fiil kalıpları en az üç harflidir.
Bunlara sülâsî fiiller denilir. Kök harflerinin sayısı dört olan fiiller de vardır.
Bunlara da rubâî fiiller denilir. Bu harflere ilave edilerek elde edilen
kalıpların mânâları, harf sayısının artmasına göre değişmektedir. Mezîd
bablar, üç harfli fiillere bazen bir, bazen iki, bazen de üç harf; dört harfli
fiillere de bazen bir, bazen iki harf ilave edilerek elde edilir.
Sulâsînin mezîdi rubâînin kalıplarını ayırt edebilmek
Üç harfli fiillere bir harf ilave edilerek üç fiil kalıbı elde edilir. Bu kalıplar:
‫ ﻓَـ َﻌ َﻞ‬fiilinin başına bir hemze ilave etmekle ‫ْﻌ َﻞ‬
َ ‫أَﻓـ‬, ortasına orta harfinin
cinsinden bir harf ilave etmekle ‫ﻓَـﻌﱠ َﻞ‬, baş harfiyle orta harfi arasına elif ilave
etmek suretiyle de ‫ﻞ‬
َ َ‫ ﻓ‬kalıpları elde edilmektedir.
َ ‫ﺎﻋ‬
Bu fiiller muzâri ve masdarlarıyla birlikte bir kalıp oluştururlar. Sulâsînin
mezîdi rubâî fiillerin kalıpları veya babları şunlardır:
ِ
ٌ ‫ْﻌ‬
1. ‫ﺎل‬
َ ‫إِﻓـ‬-‫ﻳُـ ْﻔﻌ ُﻞ‬-‫ْﻌ َﻞ‬
َ ‫ أَﻓـ‬babı:
Örnek: -‫إﻳ َﻘﺎظ‬- ‫ﻆ‬
ُ ِ‫ﻆ ﻳُﻮﻗ‬
َ ‫ – أَﻳْـ َﻘ‬Uyandırdı.
Genellikle, bu baba aktarılan bir fiil geçişsizse geçişli hale gelir;
geçişliyse iki mef’ûle geçişli hale gelir.
27
2. ‫ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬-‫ﻞ‬
ُ ‫ﻳُـ َﻔ ﱢﻌ‬-‫ ﻓَـ ﱠﻌ َﻞ‬babı:
ِ
Örnek: (‫ﻴﻢ‬
ٌ ‫ﺗَﻌﻠ‬-‫ﻳُـ َﻌﻠﱢ ُﻢ‬-‫ َﻋﻠﱠ َﻢ‬öğretmek.
‫ ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬babı da, üç harfli fiilleri geçişli yapmak için kullanılır.
ِ
3. ‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫ ُﻣ َﻔ‬-‫ﻳُـ َﻔﺎﻋ ُﻞ‬-‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ َ‫ ﻓ‬babı:
Örnek: ٌ‫ ُﻣ َﺪاﻓَـ َﻌﺔ‬-‫ﻳُ َﺪاﻓِ ُﻊ‬-‫ َداﻓَ َﻊ‬Savunmak
Bu babtan gelen fiiller müşâreket (işteşlik) ifade ederler.
Sülâsînin mezîdi humâsî fiillerle kalıplarını ayırt edebilmek
Sulâsî fiillere iki harf ilave edilerek harf sayıları beşe çıkan fiil kalıpları
beştir. Bunlar:
ٌ ‫ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ِﻌ ُﻞ اِﻧْ ِﻔ َﻌ‬-‫ اِﻧْـ َﻔ َﻌ َﻞ‬babı:
1. ‫ﺎل‬
Örnek: ‫ اِﻧْ ِﻄﻼَ ٌق‬-‫ ﻳَـ ْﻨﻄَﻠِ ُﻖ‬-‫ اِﻧْﻄَﻠَ َﻖ‬Hareket etmek
Bu bab mutavaat (dönüşlülük) için kullanılır.
ٌ ‫ اِﻓْﺘِ َﻌ‬-‫ﻳَـ ْﻔﺘَ ِﻌ ُﻞ‬-‫ اِﻓْـﺘَـ َﻌ َﻞ‬babı:
2. ‫ﺎل‬
ِ ِ
ِ
Örnek: ‫ﺎم‬
ٌ ‫اﺑْﺘِ َﺴ‬-‫ﻳَـ ْﺒﺘَﺴ ُﻢ‬-‫ اﺑْـﺘَ َﺴ َﻢ‬Gülümsemek.
ٌ ‫ اِﻓْﺘِ َﻌ‬babı gibi mutavaat için kullanılır.
Bu bab da, ‫ﺎل‬
ِ
3. ‫اِﻓ ِْﻌﻼَ ٌل‬-‫ﻞ‬
‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱡ‬-‫ْﻌ ﱠﻞ‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
ِ
ِِ
Örnek: ‫ار‬
ٌ ‫ا ْﲪ َﺮ‬-‫ َْﳛ َﻤ ﱡﺮ‬-‫ ا ْﲪَﱠﺮ‬Kızarmak.
Bu bab, renk ve özürlerin mübalağalı anlatımı için kullanılır.
4. ‫ﺗَـ َﻔﻌﱡﻞ‬-‫ﻞ‬
ُ ‫ﻳَـﺘَـ َﻔﻌﱠ‬-‫ ﺗ َﻔﻌﱠ َﻞ‬babı:
Örnek: ‫ﱡث‬
ٌ ‫ َﲢَﺪ‬-‫ﱠث‬
ُ ‫ﻳَـﺘَ َﺤﺪ‬-‫ﱠث‬
َ ‫ َﲢَﺪ‬Konuşmak, anlatmak.
Bu bab da genellikle alındığı babın fiillerini dönüşlü yapmak için
kullanılır.
5. ‫ﻞ‬
َ ‫ﻳَـﺘَـ َﻔ‬-‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ ‫ ﺗَـ َﻔ‬babı:
ٌ ُ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋ‬-‫ﺎﻋ ُﻞ‬
Örnek: ‫ﺴﺎﺑُ ٌﻖ‬
َ َ‫ﺗ‬-‫ﻳَـﺘَ َﺴﺎﺑَ ُﻖ‬-‫ ﺗَ َﺴﺎﺑَ َﻖ‬Yarışmak
‫ ﺗَـ َﻔﺎﻋُ ٌﻞ‬babı genellikle müşâreket (işdeşlik) için kullanılan bablardandır. Bu
babdan gelen fiiller, olmayan bir şeyi göstermek için de kullanılır. ‫ت‬
َ ‫ ﲤََ َﺎو‬fiili,
“ölüymüş gibi davrandı” anlamına gelir.
Sülâsînin mezîdi südâsî fiillerle kalıplarını ayırt edebilmek
Sulâsîye üç harf ilave edilerek elde edilen dört bab vardır:
28
ٌ ‫اِ ْﺳﺘِ ْﻔ َﻌ‬-‫ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻔ ِﻌ ُﻞ‬-‫ اِ ْﺳﺘَـ ْﻔ َﻌ َﻞ‬babı:
1. ‫ﺎل‬
Örnek: ‫ظ‬
ٌ ‫اِ ْﺳﺘِﻴ َﻘﺎ‬-‫ﻆ‬
ُ ‫ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ‬-‫ﻆ‬
َ ‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ‬Uyanmak.
Bu bab genellikle istek ifade eder. ‫ ﻏَ َﻔ َﺮ‬bağışladı, anlamındadır. ‫ اِ ْﺳﺘَـﻐْ َﻔ َﺮ‬ise,
bağış istedi anlamına gelir.
ِ
ٌ ‫اِﻓ ِْﻌ َﻴﻌ‬-‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ْﻮ ِﻋ ُﻞ‬-‫ْﻌ ْﻮ َﻋ َﻞ‬
2. ‫ﺎل‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
Örnek: ٌ‫ اِ ْﺣﻠَ ْﻮَﱃ َْﳛﻠَ ْﻮِﱃ اِ ْﺣﻠِﻴﻼَء‬Tatlı olmak, tatlı bulmak.
Bu bab, genellikle, mânâya mübalağa (abartma) kazandırmak içindir.
ِ
ٌ ‫ اِﻓ ِْﻌ ﱠﻮ‬-‫ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱢﻮ ُل‬-‫ْﻌ ﱠﻮ َل‬
3. ‫ال‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
Örnek: ٌ‫ اِ ْﺟﻠِ ﱠﻮاذ‬-ُ‫ َْﳚﻠَ ﱢﻮذ‬-‫ اِ ْﺟﻠَ ﱠﻮ َذ‬hızlı yürümek.
ٌ ‫ اِﻓ ِْﻌ ﱠﻮ‬babı da mübalağa için kullanılır.
‫ال‬
ِ
‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱡ‬-‫ﺎل‬
‫ْﻌ ﱠ‬
4. ‫اِﻓ ِْﻌﻴﻼَ ٌل‬-‫ﺎل‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
ِ
ِ ِ‫ا‬-‫ﺼ َﻔﺎ ﱡر‬
Örnek: ‫ﲑا ٌر‬
ْ َ‫ﻳ‬-‫ﺻ َﻔﺎ ﱠر‬
ْ
ْ ‫ ا‬sapsarı olmak.
َ ‫ﺻﻔ‬
Bu bab da, renk ve özürlerin mübalağalı anlatımı için kullanılır.
Rubâî mücerredi tanıyabilmek
Arapçada dört tane kök harfi olan fiillere, rubâî mucerred fiiller denilir.
Rubâî mucerredin bir babı vardır. O da:
ِ
1. ‫ ﻓَـ ْﻌﻠَﻠَﺔٌ َوﻓِ ْﻌﻼَ ٌل‬-‫ﻞ‬
ُ ‫ ﻳُـ َﻔ ْﻌﻠ‬-‫ ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬babıdır.
Örnek: ٌ‫ِج – َد ْﺣ َﺮ َﺟﺔ‬
ُ ‫ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ‬- ‫ َد ْﺣ َﺮ َج‬Yuvarlamak.
Rubâînin mezîdi fiillerle onların kalıplarını tanıyabilmek
Rubâînin mezîdi humâsî bir babtır. Bu:
1. ‫ﻞ‬
ٌ ُ‫ ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠ‬-‫ ﻳَـﺘَـ َﻔ ْﻌﻠَ ُﻞ‬-‫ ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠَ َﻞ‬babıdır.
Örnek: ‫ج‬
ٌ ‫ﺗَ َﺪ ْﺣ ُﺮ‬-‫ج‬
ُ ‫ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣ َﺮ‬-‫ ﺗَ َﺪ ْﺣ َﺮ َج‬Yuvarlanmak
Bu bab, mutavaat (dönüşlülük) içindir.
Rubâînin mezîdi südâsî fiillerle onların kalıplarını tanıyabilmek
Rubâînin mezîdi sudâsînin iki babı vardır.
ِ
ِ
1. ‫اِﻓ ِْﻌ ْﻨﻼَ ٌل‬-‫ﻞ‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
ُ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ْﻨﻠ‬-‫ْﻌ ْﻨـﻠَ َﻞ‬
ِ
ِ
Örnek: ‫ﺎم‬
ٌ َ‫ا ْﺣ ِﺮْﳒ‬-‫ َْﳛ َﺮِْﳒ ُﻢ‬-‫ ا ْﺣ َﺮْﳒَ َﻢ‬Toplanmak.
29
‫ اِﻓ ِْﻌ ْﻨﻼَ ٌل‬babı, mutavaat (dönüşlülük) için kullanılır.
ِ
2. ‫اِﻓ ِْﻌﻼﱠ ٌل‬-‫ﻞ‬
‫ﻳَـ ْﻔ َﻌﻠِ ﱡ‬-‫ْﻌﻠَ ﱠﻞ‬
َ ‫ اﻓـ‬babı:
ِ ‫اِﻃ‬-‫ﻳﻄْﻤﺌِ ﱡﻦ‬-‫ اِﻃْﻤﺄَ ﱠن‬Yatışmak.
Örnek: ‫ْﻤ ْﺌـﻨَﺎ ٌن‬
َ َ َ
‫ اِﻓ ِْﻌﻼﱠ ٌل‬babı, mutavaat (dönüşlülük) ifade eder.
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde rubâî mucerred fiil vardır?
ِ
ِ ‫ﻴﺐ" ُﻛﺘُﺒَﻪُ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر‬
a..‫ض‬
ٌ ‫ ﻳُـﺒَـ ْﻌﺜ ُﺮ " َِﳒ‬ b. ‫اﺟﺘَﻪُ ا ْﳉَ ِﺪﻳ َﺪ َة؟‬
َ ُ‫ َﻫ ْﻞ ﻳُـ ْﺮﻛِﺒ‬ َ ‫ﻚ " َرْﻣ ِﺰي" َد ﱠر‬
ِ ‫أَد‬
c. !‫ﻚ‬
َ َ‫ﱢب اﺑْـﻨ‬
d. ‫أَ َﱂْ ﺗُ ْﺪ ِر ْك َﻣ ْﻌ َﲎ ا ْﳉُ ْﻤﻠَ ِﺔ؟‬
ِ ‫أَﻧَﺎ أُﺑِْﻘﻲ ُﻛ ﱠﻞ َﺷﻲ ٍء ِﰲ ﻣﻮ‬
e. .‫ﺿ ِﻌ ِﻪ‬
َْ
ْ
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sulâsînin mezîdi rubâî fiil yoktur?
a. !‫ﻚ َﺳﻼَ َﻣﻨَﺎ‬
َ َ‫أَﺑْﻠِ ْﻎ أ َْﻫﻠ‬
ِ َ‫ﺎل ِﰲ اﻟﺒﺴﺘ‬
ِ ‫ت أَ ْﺷ َﺠﺎر اﻟْﺒُـﺮﺗُـ َﻘ‬
b. .‫ﺎن‬
ْ ‫أ َْﲦ ََﺮ‬
ْ ُ
ُْ
ِ ‫أُ ِرﻳ ُﺪ ﻟِﻠﻨ‬
ْ ‫ﱠﺎس‬
c. .‫اﳋَْﻴـ َﺮ‬
ِ ‫ﻣﱴ ُﳛَﺎﻛِﻢ اﻟ َﻘ‬
d. ‫ﱠﻬ َﻢ؟‬
َ ‫ﺎﺿﻲ اﻟ ُْﻤﺘـ‬
ََ
ُ
ِ ‫ﱡﺧ‬
e. .‫ﺎن‬
ُ ‫ﻳَ ْﺴ َﻮ ﱡد َﺳ ْﻘ‬
َ ‫ﻒ اﻟ ُﻔ ْﺮ ِن ِﻣ َﻦ اﻟﺪ‬
3. Aşağıdakilerden hangisi ‫ اِﻧْ ِﻔ َﻌﺎل‬babındandır?
a. ‫ﺸ َﺮ‬
َ َ‫اِﻧْـﺘ‬
ِ
b. ‫ح‬
َ ‫اﻧْـﺘَـ َﺰ‬
c. ‫ﺸ َﻖ‬
َ َ‫ اِﻧْـﺘ‬ ِ
d. ‫ﺴ َﺮ‬
َ ‫ اﻧْ َﻜ‬ ِ
e. ‫ﺐ‬
َ ‫ اﻧْـﺘَ َﺴ‬ 4. Aşağıdaki bablardan hangisi mutavaat (dönüşlülük) için kullanılmaz?
ٌ ‫اِﻓْﺘِ َﻌ‬
a. ‫ﺎل‬
b. ‫اِﻓ ِْﻌﻼﱠ ٌل‬
c. ‫ﻞ‬
ٌ ُ‫ ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠ‬ 30
d. ‫ اِﻓ ِْﻌ ْﻨﻼَ ٌل‬ e. ‫اِﻓ ِْﻌﻴﻼَ ٌل‬
‫ْﻌﺎل‬
َ ‫إِﻓـ‬
5. Aşağıdaki
yanlıştır?
babında olan muzâri fiillerden hangisinin harekesi
a. ‫ِج‬
ُ ‫ﳜَْﺮ‬
ِ
b. ‫ﻞ‬
ُ ‫ﻳُ ْﺪﺧ‬
c. ‫ﺴﻨِ ُﺪ‬
ْ ُ‫ ﻳ‬ d. ُ‫ ﻳُ ْﻜ ِﺮم‬ e. ‫ﺴ ِﻤ ُﻊ‬
ْ ُ‫ﻳ‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. a
ِ
ِ ‫ﻴﺐ" ُﻛﺘُﺒَﻪُ َﻋﻠَﻰ اﻷ َْر‬
‫ض‬
ٌ ‫ﻳُـﺒَـ ْﻌﺜ ُﺮ " َِﳒ‬
2. e
ِ ‫ﱡﺧ‬
‫ﺎن‬
ُ ‫ﻳَ ْﺴ َﻮ ﱡد َﺳ ْﻘ‬
َ ‫ﻒ اﻟ ُﻔ ْﺮ ِن ِﻣ َﻦ اﻟﺪ‬
3. d
‫اِﻧْ َﻜ َﺴ َﺮ‬
4. e
‫اِﻓ ِْﻌﻴﻼَ ٌل‬
5. a
‫ِج‬
ُ ‫ﳜَْﺮ‬
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
‫ْﻌﺎل‬
َ ‫إِﻓـ‬ ‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫ُﻣ َﻔ‬
‫ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬
‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬: Mutavaat ifade eder. ‫ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ‬: Mutavaat ifade eder. 31
:‫أ َْر َﺳ َﻞ‬
ِ
:‫ﺐ‬
ُ ‫ُﳜَﺎﻃ‬
:‫ﱠد‬
َ ‫َﻋﺪ‬
‫ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬
:‫ﻳُـﻨَـ ﱢﺰ ُل‬
‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫ُﻣ َﻔ‬
:‫ﻗَﺎﺑَ َﻞ‬
‫ْﻌﺎل‬
َ ‫إِﻓـ‬
Sıra Sizde 2
:‫ﻳُ ْﺴﻠِ ُﻢ‬
‫اِﻓ ِْﻌﻼَل‬: Mutavaat ifade etmez. ‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬: Mutavaat ifade eder. ‫اِﻧْ ِﻔ َﻌﺎل‬: Mutavaat ifade eder.
Sıra Sizde 3
Sülâsînin mezîdi südâsî fiillerden ‫اِﻓ ِْﻌﻼَل‬ renk ve özürlerin mübalağalı anlatımı
için kullanılır?
Sıra Sizde 4
‫ ﻓَـ ْﻌﻠَﻠَﺔ‬:‫َﻫ ْﺮَو َل‬
‫ ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُﻞ‬:‫ع‬
َ ‫ﺗَـ َﺮ ْﻋ َﺮ‬
‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُﻞ‬:‫ﺾ‬
ْ ََ‫ﲤ‬
َ ‫ﻀ َﻤ‬
‫ ﻓَـ ْﻌﻠَﻠَﺔ‬:‫ﻓَـ ْﺮﻗَ َﻊ‬
‫ اِﻓ ِْﻌ ْﻨﻼَل‬:‫اِﻓـ َْﺮﻧْـ َﻘ َﻊ‬
‫ ﻓَـ ْﻌﻠَﻠَﺔ‬:‫ﺑَ ْﺴ َﻤ َﻞ‬
‫ اِﻓ ِْﻌﻼﱠل‬:‫اِ ْﴰَﺄَ ﱠز‬
Yararlanılan Kaynaklar
Galâyînî, M (1982) Câmi’u’d-durûsi’l-arabiyye, Beyrut.
Sezer, İ. Hakkı ve diğerleri (2009) Sarf Bilgisi, Konya.
Kılıç Hulusi (2005) Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.
Hüseyin Elmalı (2009) Temrinli ve İ’rablı Arapça Sarf, İzmir.
32
33
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
İsim cümlesinin yapısını ifade edebilecek,
•
İsim cümlesinin öğelerini belirleyebilecek,
•
İsim cümlesinin öğelerinden olan haberi belirleyebilecek,
•
Haberin türlerini tanımlayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
İsim cümlesi
•
Haber
•
Fiil cümlesi
•
Şibh-i cümle
•
Zarf
•
Harf-i cerle mecrûru
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Cümle çeşitleri konusuna başvurunuz.
•
İsim cümlesinin öğeleri konusunu inceleyiniz.
•
Harf-i cerler ve zarfları tanıyınız.
34
Haber Türleri
ْ ُ‫أَﻧْـ َﻮاع‬
‫اﳋََِﱪ‬
GİRİŞ
Maksadımızı tam olarak anlatan söz dizilerine cümle diyoruz. Kelimelerin
cümledeki görevlerine cümlenin öğeleri denir. Bir cümlede en az iki öğe
bulunur.
Cümlede yapılan işi, oluşu ya da eylemi bildiren kelimeye yüklem denir.
Yüklem cümlenin temel öğelerinden biridir. Genellikle cümlenin sonunda
bulunur. "Annen sofrayı kurmaya hazırlandı" cümlesinde "hazırlandı",
yüklemdir.
Yüklemin bildirdiği işi, hareketi yapan ya da bir oluş içinde bulunan
varlığa özne denir.
Cümleler, kendini oluşturan sözcüklerin anlamlarına, cümlede
bulundukları yerlere, türlerine göre değişik özellikler gösterir. İşte bu
özelliklere göre cümleler değişik gruplar hâlinde incelenir. Türkçede
cümleler yüklemlerine göre de incelenir. Buna “yükleminin türüne göre” de
denilebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan
sözcüklerin türüne bakılır.
Yüklem durumunda bulunan söz, çekimlenmiş bir fiilse, cümle fiil
cümlesidir. “Soğuk günler artık geride kaldı” cümlesinde “kaldı” yüklemdir.
Bu yüklem “kalmak” fiilinin bilinen geçmiş zamanda çekimlenmesiyle
oluştuğundan, cümle, yüklemine göre fiil cümlesi olur.
Yüklem çekimli bir fiil değilse, ister isimden ister edattan isterse
fiilimsiden oluşsun isim cümlesi sayılır. “Bu roman, yazarın okuduğum ilk
kitabıydı” cümlesinde yüklem, “kitabıydı” sözü üzerine kuruludur ve “kitap”
ismi “idi” ekfiilini alarak yüklem olmuştur.
Arapçada da iki tür cümle vardır: İsim cümlesi ve fiil cümlesi.
İsim cümlesinde, söze kendisiyle başlanan kelimeye mübteda (ُ‫ )اﳌُْﺒﺘَ َﺪأ‬denir.
Mübteda, isim cümlesinin öznesidir. Özneyi niteleyen, öznenin durumunu
haber veren kelimeye haber (‫ )اﳋَﺒَـ ُﺮ‬denir. Haber, isim cümlesinin yüklemidir.
35
‫‪Bu ünitemizde, Arapça isim cümlesinin yüklemi olan haber türlerinden‬‬
‫‪bahsedileceğinden, cümle yapısı hakkında bu bilgilerin verilmesi uygun‬‬
‫‪görülmüştür.‬‬
‫‪Arapça kelimeler ve fiil çekimleriyle ilgili daha ayrıntılı örnekler için‬‬
‫‪http://www.onlinearabic.net adresine başvurabilirsiniz.‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫اﻟﻌ ِﺎﻣ ُﻞ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﺼ ﱢﺪعٌ‪ ،‬ﻣﺘَﺤ ِﺎﻣﻞ َﻋﻠَﻰ أَ ْﻋ ِﻤ َﺪ ٍة َﺧ َﺸﺒِﻴﱠ ٍﺔ‪ ،‬ﺗُﺴﻨِ ُﺪﻩُ َﺧ ْﺸﻴﺔَ ِ‬
‫اﻻ ِْﻴَﺎ ِر‬
‫ﺖ ﺗُـ َﺮ ِ ﱞ‬
‫ِﰲ َﺣ َﺎرﺗﻨَﺎ ﺑَـ ْﻴ ٌ‬
‫وﺳ ْﻘ ُﻔﻪُ ُﻣﺘَ َ‬
‫َ‬
‫اﰊ‪ُ ،‬ﺟ ْﺪ َراﻧُﻪُ ُﻣﺘَـ َﻬﺪ َ‬
‫ﱢﻣﺔٌ‪َ ،‬‬
‫ْ‬
‫ُ َ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺋﻖ ﻣﻦ اﻟﻨﱠﺎﻳـﻠُ ِ‬
‫ﻮن اﻟ ﱠ‬
‫ﺎﺟ َﻬﺎ‬
‫اﻟﻌﺎﻟﻴَﺔُ اﻟ ﱠ‬
‫ﺼ ِﻐ َﲑةُ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻏُﻄﱢﻴَ ْ‬
‫ﺖ ﺑَِﺮﻗَﺎ َ َ ْ‬
‫اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻮﻗﱠ ِﻊ ﺑَـ َْ‬
‫ﲔ َﳊْﻈَﺔ َوأُ ْﺧ َﺮى‪ .‬أَ ﱠﻣﺎ ﻧَـ َﻮاﻓ ُﺬﻩُ َ‬
‫ﺸ ﱠﻔﺎف‪ ،‬ﻷَ ﱠن ُز َﺟ َ‬
‫ﺴ ٌﺮ‪.‬‬
‫ُﳏَﻄﱠ ٌﻢ َو َﺧ َﺸﺒَـ َﻬﺎ ُﻣﺘَ َﻜ ﱢ‬
‫ﻴﺪ ﻣﻊ أُﺳﺮﺗِِﻪ اﻟْﻤ َﻜ ﱠﻮﻧَِﺔ ِﻣﻦ َزوﺟ ٍﺔ ﻃَﻴﱢﺒ ٍﺔ‪ِ ،‬‬
‫ٍِ‬
‫ﻳﺴ ُﻜﻦ ﻫ َﺬا اﻟﺒـﻴ َ ِ ِ‬
‫وﻃ ْﻔﻠَ ْ ِ‬
‫ﺸﻮ َن ِﻋﻴ َﺸ َﺔ‬
‫ﺻ ِﻐ َﲑﻳْ ِﻦ‪ ،‬ﻳَ ِﻌﻴ ُ‬
‫َ ْ ُ َ َْ‬
‫ﲔ َ‬
‫ْ َْ َ‬
‫ﺖ َﻋﺎﻣ ٌﻞ ﻓَﻘﲑٌ ﻳُ ْﺪ َﻋﻰ أَﺑَﺎ َﺳﻌ َ َ ْ َ ُ‬
‫اﻟ َﻜ َﻔ ِ‬
‫ﺎف ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ ﺑِﻴَـ ْﻮٍم‪.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﺪ رﺟﻞ ِﰲ ِ‬
‫ٍِ‬
‫َﲰَﺮ اﻟﻠﱠﻮ ِن‪ ،‬ﻟَﻪُ َﺷﺎ ِرﺑ ِ‬
‫ﻳﺾ اﻟ َْﻤ ْﻨ ِﻜﺒَـ ْ ِ‬
‫ﺎن‬
‫ﲔ ﻗَ ِﻮ ﱡ‬
‫اﻟﻌ ْﻘﺪ اﻟ ﱠﺮاﺑِ ِﻊ ﻣ َﻦ اﻟﻌُ ْﻤ ِﺮ‪َ ،‬ﻣ ْﺮﺑُﻮعُ اﻟ َﻘ َﺎﻣﺔ َﻋ ِﺮ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ي اﻟ ﱠﺰﻧْ َﺪﻳْ ِﻦ‪ ،‬أ ْ ُ ْ‬
‫وأَﺑُﻮ َﺳﻌ َ ُ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َﻛﺜِﻴ َﻔ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وغ َﴰْ ِ‬
‫ﺲ‬
‫ج ﻣ ْﻦ ﺑَـ ْﻴﺘﻪ َﻣ َﻊ ﺑُـ ُﺰ ِ‬
‫وﻋ ْﻴـﻨَﺎن َﺳ ْﻮ َد َاوان َواﺳ َﻌﺘَﺎن‪ ،‬وﺑَ ْﺴ َﻤﺔُ ر ً‬
‫ﺎن ُﻣﺘَـ َﻬ ﱢﺪﻻَن‪َ ،‬‬
‫ﺿﻰ ﻻَ ﺗُـ َﻔﺎر ُق َو ْﺟ َﻬﻪُ‪ ،‬ﳜَْ ُﺮ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎح‪ ،‬ﺣﺎﻣﻼً َﻋﻠَﻰ ﻇَ ْﻬ ِﺮﻩ ﻛِﻴﺴﺎ َْﳛ ِﻮي ﻋُ ﱠﺪ َة َﻋﻤﻠ ِﻪ‪ ،‬وﻳـﻠْﺒ ِ‬
‫ﺖ‬
‫اﻟ ﱠ‬
‫ﻴﺺ َرَﻣﺎ ِد ﱞ‬
‫ي‪ ،‬وﻣ ْﻌﻄًَﻔﺎ ﺑَﺎﻫ َ‬
‫ﺲ ﺳ ْﺮَواﻻً أ ْ‬
‫َﺳ َﻮ َد ﻓَـ ْﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤ ٌ‬
‫ﺼﺒَ ِ َ‬
‫َ‬
‫ً‬
‫ََ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﲔ اﻟْﻤ َﺨﺎ ِز ِن اﻟ َﻜﺒِﲑِة‪ ،‬وﻳـﻨَـ ﱢﻔ ُﺬ ﻃَﻠَﺒﺎتِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﻮق‪َ ،‬ﺣ ْﻴ ُ‬
‫َ‬
‫َ ُ‬
‫ﺚ ﻳَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ َﲪﱠﺎﻻً‪ ،‬ﻳَـ ْﻨﺘَﻘ ُﻞ ﺑَـ َْ َ‬
‫اﻟﻠ ْﻮن‪ُ ،‬ﻣ ْﻬ َِﱰ َ‬
‫يء اﻷَ ْﻛ َﻤﺎم‪ ،‬وﻳَـﺘَـ َﻮ ﱠﺟﻪُ إ َﱃ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎدﻣﺔَ ﻣﻦ اﻟ ُﻘﺮى‪ ،‬ﻣ َﻘﺎﺑِﻞ أَﺟ ٍﺮ َزﻫ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻞ أَو ﺗَـ ْﻔ ِﺮﻳ ٍﻎ ﻟﺴﻴﱠﺎر ِ‬
‫ِ‬
‫أْ ِ‬
‫ات اﻟ ﱠ‬
‫ﻴﺪ‬
‫ﺸ ْﺤ ِﻦ اﻟﱠِﱵ َﲢْ ِﻤ ُﻞ اﳋَ َ‬
‫ﻀ َﺎر واﻟ َﻔﺎﻛ َﻬﺔَ اﻟ َﻘ َ َ َ ُ َ ْ‬
‫َﺻ َﺤﺎ َﺎ ﻣ ْﻦ َﲢْﻤ ٍ ْ‬
‫َ َ‬
‫ﺎﺿﺎﻩُ‪.‬‬
‫ﻳَـﺘَـ َﻘ َ‬
‫وﻳـﻌﻤﻞ أَﺑﻮ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﱠﻬﺎ ِر‪ُ ،‬دو َن َﻛﻠَ ٍﻞ وﻻَ ﻣﻠَ ٍﻞ‪ ،‬ﻓَ َﻜﻢ ِﻣﻦ اﻟْﻤ ﱠﺮ ِ‬
‫ﻂ َو ِاﻗ ًﻔﺎ‪ ،‬أ َْو ُﻣ ْﺴﻨِ ًﺪا‬
‫ﻴﺪ ﻃََﻮ َ‬
‫ات ﺗَـﻨَ َﺎو َل ﻃَ َﻌ َﺎﻣﻪُ اﻟﺒَ ِﺴﻴ َ‬
‫ال اﻟﻨـ َ‬
‫َ‬
‫ََْ ُ ُ َ‬
‫ْ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻀ َﻊ أَﺑُﻮ َﺳﻌﻴﺪ أ ََد َوات َﻋ َﻤﻠﻪ ﰲ اﻟﻜ ِ‬
‫ﻴﺲ‪ ،‬وﻳَ ْﺸ َِﱰي ﻟ ََﻮازَم اﻟﺒَـ ْﻴﺖ ﻣ ْﻦ‬
‫‪،‬‬
‫ﺎن‬
‫ﻛ‬
‫د‬
‫ر‬
‫ا‬
‫ﻇَ ْﻬ َﺮﻩُ إِ َﱃ ِﺟ َﺪ‬
‫ُ‬
‫وﻣﺎ إ ْن َﳛُ ﱡﻞ اﻟﻈﻼَ ُم َﺣ ﱠﱴ ﻳَ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫اب‪ ،‬وﻗَ ْﺪ ﻳـ ْﺒﺘَﺎعُ ﻗَ ِﻤﻴﺼﺎ وﺑِْﻨﻄَﺎﻻً ﻻﺑْﻨِ ِﻪ‪ ،‬أَو ﺛَـﻮﺑﺎ ﻻﺑْـﻨَﺘِ ِﻪ ﻣﻦ ﻓَـﻮ ِق َﻋﺮﺑ ِ‬
‫ﻃَ َﻌ ٍﺎم و َﺷﺮ ٍ‬
‫ﺎت اﻟ َْﻤﻼَﺑِ ِ‬
‫ﺲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَـ ْﻌ َﻤﻠَ ِﺔ‪.‬‬
‫ً‬
‫ْ ْ ََ‬
‫ْ ًْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ٍ ِ ٍ ِ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺼ ِﻐﲑ ِ‬
‫ان‪،‬‬
‫ﲔ ﻳَـ ْﺮِﺟ ُﻊ إِ َﱃ ﺑَـ ْﻴﺘِﻪ ُﻣ ْﺘـ َﻌﺒًﺎ‪ ،‬ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻘﺒِﻠُﻪُ َزْو ُﺟﻪُ ﺑِﺎﺑْﺘِ َﺴ َﺎﻣﺔ ﻟَﻄﻴ َﻔﺔ‪ ،‬وَﻛﻠ َﻤﺔ ُﺣﻠ َْﻮة‪ ،‬وﻳَـ ْﺮُﻛ ُ‬
‫وﺣ َ‬
‫ﺾ َْﳓ َﻮﻩُ ﻃ ْﻔﻼَﻩُ اﻟ ﱠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻓَـﻴـ َﻘﺒﱢـﻠُﻬﻤﺎ ﻓَ ِﺮﺣﺎ‪ ،‬ﰒُﱠ ﳜُْﺮِج َﳍﻤﺎ ﻣﻦ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻊ اﻟﻄﱠ َﻌ َ ِ‬
‫اﻟﻜ ِ‬
‫ﻳﻦ اﷲَ َﻋﻠَﻰ‬
‫َﺣ َ‬
‫ﻴﺲ َﻣﺎ أ ْ‬
‫ُ َُ ً‬
‫ﻀ َﺮ ﻣ ْﻦ ﻃَ َﻌ ٍﺎم‪ ،‬ﻓَـﻴَﺘَـﻨَ َﺎو ُل ا ْﳉَﻤ ُ‬
‫ﺴ ُﺮوٍر َﺷﺎﻛ ِﺮ َ‬
‫ُ َُ َ‬
‫ﺎم ﺑ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ﲔ ِﲟَﺎ ﻗَ َﺴ َﻢ َﳍُ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ِرْز ٍق‪.‬‬
‫ﻧِ َﻌ ِﻤﻪ‪ ،‬ﻗَﺎﻧِﻌ َ‬
‫ﻀﻲ ﻣﻊ أُﺳﺮﺗِِﻪ ﺳ ْﻬﺮًة ﻟ ِ‬
‫ٍِ‬
‫ال اﻟﻴـﻮِم‪ ،‬وﻳـ ْﻘ ِ‬
‫ﺎح َﻋ َﻤﻠَﻪُ ِ ِﲜ ﱟﺪ‬
‫َﻄﻴ َﻔﺔً‪ ،‬ﻟِﻴُـ َﻌﺎ ِو َد ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫ﺼﺒَ ِ‬
‫ﺎءﻩُ ﻃََﻮ َ َ ْ َ‬
‫وﻳَـ ْﻨ َﺴﻰ أَﺑُﻮ َﺳﻌﻴﺪ ﺗَـ َﻌﺒَﻪُ و َﺷ َﻘ َ‬
‫َ َ َْ َ َ‬
‫وﻧَ َﺸ ٍ‬
‫ﺎط‪.‬‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺸﻲء ِ ﱠ ِ‬
‫ﻀﻞ اﻟﻌ ِﺎﻣﻞ! اَﻟﱠ ِﺬي ﻳ ِ‬
‫ﻚ ِ◌ ﱡد‬
‫َﻣﺎ أ َْرَو َ‬
‫ع َ‬
‫ﻴﻤﺘَﻪُ ا ْﳊَﻘﻴﻘﻴﱠﺔَ‪َ ،‬‬
‫َ‬
‫اﻟﻮﺣﻴ ُﺪ اﻟﺬي ﻳُـ ْﻌﻄﻲ ﻟ ِﻺﻧْ َﺴﺎن ﻗ َ‬
‫اﻟﻌ َﻤ َﻞ! ﻷَﻧﱠﻪُ اﻟ ﱠ ْ ُ َ‬
‫وﻣﺎ أَﻓْ َ َ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وﺻ َﺪ َق َر ُﺳﻮﻟُﻨَﺎ اﻟ َﻜ ِﺮﱘُ ﺻﻠﻰ اﷲ‬
‫ُﺳ َﺮﺗﻪ‪ ،‬ﻳَﻜْﻔ َﻴﻬﺎ َﻣ ُﺆﻧَـﺘَـ َﻬﺎ‪ ،‬وﳝَْﻨَـﻌُ َﻬﺎ ﻣ َﻦ اﻟ ﱡ‬
‫ﺐ ﻣ ْﻦ أ ْ‬
‫َﺟ ِﻞ أ ْ‬
‫ﺴ َﺆال‪ ،‬ﻓَـﺘَ ْﺤﻴَﺎ َﻛ ِﺮﳝَﺔً َﻋ ِﺰ َﻳﺰًة‪َ ،‬‬
‫وﻳَـ ْﺘـ َﻌ ُ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ِ‬
‫ﺎل‪" :‬اﻟﻌﺎﺋِ ُﺪ َﻋﻠَﻰ أَ ْﻫﻠِ ِﻪ ووﻟَ ِﺪ ِﻩ َﻛﺎﻟْﻤﺠ ِ‬
‫ﺎﻫ ِﺪ اﻟْ ُﻤ َﺮاﺑِ ِﻂ ِﰲ َﺳﺒِ ِ‬
‫ﻴﻞ اﻟﻠ ِّﻪ"‪.‬‬
‫ﻗ‬
‫ﲔ‬
‫ﺣ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َُ‬
‫َ‬
‫‪ ‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları cevaplayınız.‬‬
‫ﻒ ﺟ ْﺪرا ُن اﻟﺒـ ْﻴ ِ‬
‫ﺖ؟‬
‫‪َ .1‬ﻛ ْﻴ َ ُ َ َ‬
‫ﺖ؟‬
‫‪ .2‬ﻣﻦ ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ َﻫ َﺬا اﻟﺒَـ ْﻴ َ‬
‫‪36‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ِ .3‬ﳑﱠﻦ ﺗَـﺘَ َﻜ ﱠﻮ ُن أُﺳﺮةُ أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َْ‬
‫‪َ .4‬ﻛﻢ ﻋُﻤﺮ أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫َ‬
‫ْ ُْ‬
‫ﻒ َﻋﻴـﻨَﺎ أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫‪َ .5‬ﻛ ْﻴ َ ْ‬
‫َ‬
‫ﻒ ﻗَﺎﻣﺔُ أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫‪َ .6‬ﻛ ْﻴ َ َ‬
‫َ‬
‫ﻒ ﻣ ْﻨ ِﻜﺒﺎ أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫‪َ .7‬ﻛ ْﻴ َ َ َ‬
‫َ‬
‫ﻒ َزﻧْ َﺪا أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫‪َ .8‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫َ‬
‫ﻒ ﻟَﻮ ُن أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫َ‬
‫‪َ .9‬ﻛ ْﻴ َ ْ‬
‫ﻒ َﺷﺎ ِرﺑﺎ أَِﰊ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ؟‬
‫َ‬
‫‪َ .10‬ﻛ ْﻴ َ َ‬
‫‪ .11‬ﻣﱴ ﳜَْﺮج أَﺑﻮ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ ِﻣ ْﻦ ﺑَـ ْﻴﺘِ ِﻪ؟‬
‫ََ ُ ُ ُ َ‬
‫‪ .12‬ﻣﺎ َذا َْﳛ ِﻤﻞ أَﺑﻮ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ َﻋﻠَﻰ ﻇَ ْﻬ ِﺮِﻩ؟‬
‫َ‬
‫ُ ُ َ‬
‫ﻒ ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻘﺒِﻠُﻪُ َزْو ُﺟﻪُ؟‬
‫‪َ .13‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫ﺾ َْﳓ َﻮﻩُ؟‬
‫‪َ .14‬ﻣ ْﻦ ﻳَـ ْﺮُﻛ ُ‬
‫ي َﻋ َﻤ ٍﻞ أ َْرَوعُ؟‬
‫‪ .15‬أ ﱡ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez‬‬
‫‪arasındaki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻮد – َﻣﻠْﺒَﺲ(‬
‫ﻴﻢ – َﻋﺎﺋِﻠَﺔ – أَ َﻛ َﻞ – ﻗَ ّﺪ – َﻣ ْﻨ ِﺰل – ُﻣ ْﻌ ِﺴﺮ – َﺷﺒَﺎﺑِﻴﻚ – ﺣﻴﻄَﺎن – ﻳَ ْﺸ َِﱰي – َﻣ ْﺘ َﺠﺮ – َْﳚ ِﺮي – ﻳَـﻌُ ُ‬
‫)ﻳُﻘ ُ‬
‫ِ‬
‫ﱢﻣﺔٌ‪.‬‬
‫ﺖ ﺗُـ َﺮ ِ ﱞ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َﺣ َﺎرﺗﻨَﺎ ﺑَـ ْﻴ ٌ‬
‫اﰊ‪ُ ،‬ﺟ ْﺪ َراﻧُﻪُ ُﻣﺘَـ َﻬﺪ َ‬
‫ﺼ ِﻐﲑةُ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻏُﻄﱢﻴ ْ ِ‬
‫ﺸ ﱠﻔ ِ‬
‫‪ ..2‬أَ ﱠﻣﺎ ﻧَـﻮاﻓِ ُﺬﻩ ِ‬
‫ﺋﻖ ِﻣﻦ اﻟﻨﱠﺎﻳـﻠُ ِ‬
‫ﻮن اﻟ ﱠ‬
‫ﺎف‪.‬‬
‫ﺖ ﺑَِﺮﻗَﺎ َ َ ْ‬
‫َ ُ َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌﺎﻟﻴَﺔُ اﻟ ﱠ َ‬
‫ﺖ َﻋ ِﺎﻣ ٌﻞ ﻓَِﻘﲑٌ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ َﻫ َﺬا اﻟﺒَـ ْﻴ َ‬
‫ﻴﺪ ﻣﻊ أُﺳﺮﺗِِﻪ اﻟْﻤ َﻜ ﱠﻮﻧَِﺔ ِﻣﻦ َزوﺟ ٍﺔ ﻃَﻴﱢﺒ ٍﺔ‪ِ ،‬‬
‫ٍِ‬
‫وﻃ ْﻔﻠَ ْ ِ‬
‫ﺻ ِﻐ َﲑﻳْ ِﻦ‪.‬‬
‫ﲔ َ‬
‫ْ َْ َ‬
‫‪ .4‬ﻳُ ْﺪ َﻋﻰ أَﺑَﺎ َﺳﻌ َ َ ْ َ ُ‬
‫ٍِ‬
‫اﻟﻌ ْﻘ ِﺪ اﻟ ﱠﺮاﺑِ ِﻊ ِﻣ َﻦ اﻟﻌُ ْﻤ ِﺮ‪َ ،‬ﻣ ْﺮﺑُﻮعُ اﻟ َﻘ َﺎﻣ ِﺔ‪.‬‬
‫‪ .5‬وأَﺑُﻮ َﺳﻌﻴﺪ َر ُﺟ ٌﻞ ِﰲ َ‬
‫‪ .6‬وﻳـﻠْﺒﺲ ِﺳﺮواﻻً أَﺳﻮ َد ﻓَـﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤﻴﺺ رﻣ ِ‬
‫ي‪.‬‬
‫ﺎد ﱞ‬
‫ٌ ََ‬
‫َ َ ُ َْ َْ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻂ واﻗِ ًﻔﺎ‪ ،‬أَو ﻣﺴﻨِ ًﺪا ﻇَ ْﻬﺮﻩُ إِ َﱃ ِﺟ َﺪا ِر ُد ﱠﻛ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ْ ُْ‬
‫‪ .7‬ﻓَ َﻜ ْﻢ ﻣ َﻦ اﻟ َْﻤ ﱠﺮات ﺗَـﻨَ َﺎو َل ﻃَ َﻌ َﺎﻣﻪُ اﻟﺒَﺴﻴ َ َ‬
‫َ‬
‫ﻴﺼﺎ وﺑِْﻨﻄَﺎﻻً ﻻﺑْﻨِ ِﻪ‪ ،‬أ َْو ﺛَـ ْﻮﺑًﺎ ﻻﺑْـﻨَﺘِ ِﻪ‪.‬‬
‫‪ .8‬وﻗَ ْﺪ ﻳَـ ْﺒﺘَﺎعُ ﻗَ ِﻤ ً‬
‫ِ‬
‫وﺣﲔ ﻳـﺮِﺟﻊ إِ َﱃ ﺑـﻴﺘِ ِﻪ ﻣ ْﺘـﻌﺒﺎ‪ ،‬ﺗَﺴﺘـ ْﻘﺒِﻠُﻪ َزوﺟﻪ ﺑِﺎﺑﺘِﺴﺎﻣ ٍﺔ ﻟ ِ‬
‫َﻄﻴ َﻔ ٍﺔ‪.‬‬
‫‪َ َ ْ ُ ُ ْ ُ َ ْ ً َ ُ ْ َ ُ ْ َ َ .9‬‬
‫ِ‬
‫ﺼ ِﻐﲑ ِ‬
‫ان‪.‬‬
‫‪ .10‬وﻳَـ ْﺮُﻛ ُ‬
‫ﺾ َْﳓ َﻮﻩُ ﻃ ْﻔﻼَﻩُ اﻟ ﱠ َ‬
‫‪37‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez‬‬
‫‪arasındaki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻊ(‬
‫ﺿﻴﱢـ َﻘﺘَﺎن – ﺑَـ ْﻴ َ‬
‫ﱠﻬﺎر‪َ -‬ﻣ ْﻞء – ﲤَُ ُ‬
‫ﻮت – ُﻣ ﱠﺮة – ﻳَـ ْﺮﺗَ ِﺪي – َ‬
‫) َﻛﺎﻓ ِﺮﻳﻦ – َﺣ ِﺰﻳﻨًﺎ – ﻳَـﺘَ َﺬ ﱠﻛ ُﺮ – اﻟﻨـ َ‬
‫ﻀ َﺎوان – ﻗَﻠﻴﻞ‪ -‬ﻳَﺒِ ُ‬
‫‪ .1‬ﻓَـﻴُـ َﻘﺒﱢـﻠُ ُﻬ َﻤﺎ ﻓَ ِﺮ ًﺣﺎ‪.‬‬
‫ٍِ‬
‫ال اﻟﻴَـ ْﻮِم‪.‬‬
‫ﺎءﻩُ ﻃََﻮ َ‬
‫‪ .2‬وﻳَـ ْﻨ َﺴﻰ أَﺑُﻮ َﺳﻌﻴﺪ ﺗَـ َﻌﺒَﻪُ و َﺷ َﻘ َ‬
‫ِ ِ‬
‫اﺳﻌﺘَ ِ‬
‫ﺎن ﻣﺘَـ َﻬ ﱢﺪﻻَ ِن‪ِ َ ،‬‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫وﻋ ْﻴـﻨَﺎن َﺳ ْﻮ َد َاوان َو َ‬
‫‪ .3‬ﻟَﻪُ َﺷﺎ ِرﺑَﺎن َﻛﺜﻴ َﻔ ُ‬
‫ات َﻋﻤﻠِ ِﻪ ِﰲ ِ‬
‫ٍِ‬
‫ﻴﺪ أ ََدو ِ‬
‫اﻟﻜ ِ‬
‫ﻴﺲ‪.‬‬
‫وﻣﺎ إِ ْن َﳛُ ﱡﻞ اﻟﻈﱠﻼَ ُم َﺣ ﱠﱴ ﻳَ َ‬
‫‪َ .4‬‬
‫َ‬
‫ﻀ َﻊ أَﺑُﻮ َﺳﻌ َ‬
‫ﻴﻞ أَو ﺗَـ ْﻔ ِﺮﻳ ٍﻎ ﻟِﺴﻴﱠﺎر ِ‬
‫‪ .5‬وﻳـﻨَـ ﱢﻔ ُﺬ ﻃَﻠَﺒ ِ‬
‫ﺎت أ ْ ِ ِ ِ‬
‫ات اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ ْﺤ ِﻦ‪.‬‬
‫َﺻ َﺤﺎ َﺎ ﻣ ْﻦ َﲢْﻤ ٍ ْ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ َ‬
‫‪ .6‬ﻓَـﺘَ ْﺤﻴَﺎ َﻛ ِﺮﳝَﺔً َﻋ ِﺰ َﻳﺰًة‪.‬‬
‫‪ .7‬ﻳـﻠْﺒﺲ ِﺳﺮواﻻً أَﺳﻮ َد ﻓَـﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤﻴﺺ رﻣ ِ‬
‫ي‪.‬‬
‫ﺎد ﱞ‬
‫ٌ ََ‬
‫َ َ ُ َْ َْ ْ‬
‫‪ .8‬ﻳ ْﺸ َِﱰي ﻟَﻮا ِزم اﻟﺒـ ْﻴ ِ‬
‫ﺖ ِﻣ ْﻦ ﻃَ َﻌ ٍﺎم و َﺷﺮ ٍ‬
‫اب‪.‬‬
‫َ َ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫‪ .9‬ﺗَﺴﺘـ ْﻘﺒِﻠُﻪ َزوﺟﻪ ﺑِﺎﺑﺘِﺴﺎﻣ ٍﺔ ﻟ ِ‬
‫َﻄﻴ َﻔ ٍﺔ‪ ،‬وَﻛﻠِ َﻤ ٍﺔ ُﺣﻠ َْﻮٍة‪.‬‬
‫َْ ُ ْ ُ ُ ْ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻊ اﻟﻄﱠ َﻌ َ ِ‬
‫ﻳﻦ اﷲَ َﻋﻠَﻰ ﻧِ َﻌ ِﻤ ِﻪ‪.‬‬
‫‪ .10‬ﻓَـﻴَﺘَـﻨَ َﺎو ُل ا ْﳉَﻤ ُ‬
‫ﺴ ُﺮوٍر َﺷﺎﻛ ِﺮ َ‬
‫ﺎم ﺑ ُ‬
‫‪4. Aşağıdakilerin hangi tür cümle olduklarını ve temel öğelerini‬‬
‫‪belirtiniz.‬‬
‫ِ‬
‫اﰊ‪.‬‬
‫ﺖ ﺗُـ َﺮ ِ ﱞ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َﺣ َﺎرﺗﻨَﺎ ﺑَـ ْﻴ ٌ‬
‫‪ .2‬ﻳـﻌﻤﻞ أَﺑﻮ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﱠﻬﺎ ِر‪ُ ،‬دو َن َﻛﻠَ ٍﻞ وﻻَ َﻣﻠَ ٍﻞ‪.‬‬
‫ﻴﺪ ﻃََﻮ َ‬
‫ال اﻟﻨـ َ‬
‫ََْ ُ ُ َ‬
‫ﺎح َﻋﻤﻠَﻪ ِ ِﲜ ﱟﺪ وﻧَ َﺸ ٍ‬
‫ﻀﻲ ﻣﻊ أُﺳﺮﺗِِﻪ ﺳ ْﻬﺮًة ﻟ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎط‪.‬‬
‫َﻄﻴ َﻔﺔً‪ ،‬ﻟِﻴُـ َﻌﺎ ِو َد ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫ﺼﺒَ ِ َ ُ‬
‫‪ .3‬ﻳَـ ْﻘ َ َ ْ َ َ َ‬
‫‪ .4‬ﰒُﱠ ﳜُْﺮِج َﳍﻤﺎ ِﻣﻦ ِ‬
‫اﻟﻜ ِ‬
‫ﻀ َﺮ ِﻣ ْﻦ ﻃَ َﻌ ٍﺎم‪.‬‬
‫َﺣ َ‬
‫ﻴﺲ َﻣﺎ أ ْ‬
‫ُ َُ َ‬
‫ﺼ ِﻐﲑةُ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻏُﻄﱢﻴ ْ ِ‬
‫ﺸ ﱠﻔ ِ‬
‫‪ .5‬أَ ﱠﻣﺎ ﻧَـﻮاﻓِ ُﺬﻩ ِ‬
‫ﺋﻖ ِﻣﻦ اﻟﻨﱠﺎﻳـﻠُ ِ‬
‫ﻮن اﻟ ﱠ‬
‫ﺎف‪.‬‬
‫ﺖ ﺑَِﺮﻗَﺎ َ َ ْ‬
‫َ ُ َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌﺎﻟﻴَﺔُ اﻟ ﱠ َ‬
‫ﻚ ِ◌ ﱡد وﻳـ ْﺘـﻌﺐ ِﻣﻦ أَﺟ ِﻞ أُﺳﺮﺗِِﻪ‪ ،‬ﻳﻜ ِ‬
‫‪ .6‬اَﻟﱠ ِﺬي ﻳ ِ‬
‫ﺴ َﺆ ِال‪.‬‬
‫ْﻔ َﻴﻬﺎ َﻣ ُﺆﻧَـﺘَـ َﻬﺎ‪ ،‬وﳝَْﻨَـﻌُ َﻬﺎ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱡ‬
‫َ َ ُ ْ ْ َْ َ‬
‫َ‬
‫ﱢﻣﺔٌ‪.‬‬
‫‪ُ .7‬ﺟ ْﺪ َراﻧُﻪُ ُﻣﺘَـ َﻬﺪ َ‬
‫ﺼ ﱢﺪعٌ‪.‬‬
‫وﺳ ْﻘ ُﻔﻪُ ُﻣﺘَ َ‬
‫‪َ .8‬‬
‫‪ .9‬ﻓَـﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤﻴﺺ رﻣ ِ‬
‫ي‪.‬‬
‫ﺎد ﱞ‬
‫ٌ ََ‬
‫ْ‬
‫ﺎن َﻛﺜِﻴ َﻔ ِ‬
‫‪ .10‬ﻟَﻪُ َﺷﺎ ِرﺑ ِ‬
‫ﺎن ُﻣﺘَـ َﻬ ﱢﺪﻻَ ِن‪.‬‬
‫َ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit‬‬
‫‪ediniz.‬‬
‫ِ‬
‫اﰊ‪.‬‬
‫ﺖ ﺗُـ َﺮ ِ ﱞ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َﺣ َﺎرﺗﻨَﺎ ﺑَـ ْﻴ ٌ‬
‫ﻴﺪ ﻣﻊ أُﺳﺮﺗِِﻪ اﻟْﻤ َﻜ ﱠﻮﻧَِﺔ ِﻣﻦ َزوﺟ ٍﺔ ﻃَﻴﱢﺒ ٍﺔ‪ِ ،‬‬
‫ٍِ‬
‫‪ .2‬ﻳﺴ ُﻜﻦ ﻫ َﺬا اﻟﺒـﻴ َ ِ ِ‬
‫وﻃ ْﻔﻠَ ْ ِ‬
‫ﺻ ِﻐ َﲑﻳْ ِﻦ‪.‬‬
‫َ ْ ُ َ َْ‬
‫ﲔ َ‬
‫ْ َْ َ‬
‫ﺖ َﻋﺎﻣ ٌﻞ ﻓَﻘﲑٌ ﻳُ ْﺪ َﻋﻰ أَﺑَﺎ َﺳﻌ َ َ ْ َ ُ‬
‫‪38‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ٍِ‬
‫اﻟﻌ ْﻘ ِﺪ اﻟ ﱠﺮاﺑِ ِﻊ ِﻣ َﻦ اﻟﻌُ ْﻤ ِﺮ‪.‬‬
‫‪ .3‬وأَﺑُﻮ َﺳﻌﻴﺪ َر ُﺟ ٌﻞ ِﰲ َ‬
‫ﺼﺒ ِ ِ‬
‫ِِ‬
‫وغ َﴰْ ِ‬
‫ﻴﺴﺎ َْﳛ ِﻮي ﻋُ ﱠﺪ َة َﻋ َﻤﻠِ ِﻪ‪.‬‬
‫ج ِﻣ ْﻦ ﺑَـ ْﻴﺘِ ِﻪ َﻣ َﻊ ﺑُـ ُﺰ ِ‬
‫ﺲ اﻟ ﱠ َ‬
‫‪ .4‬ﳜَْ ُﺮ ُ‬
‫ﺎح‪َ ،‬ﺣﺎﻣﻼً َﻋﻠَﻰ ﻇَ ْﻬ ِﺮﻩ ﻛ ً‬
‫ِ‬
‫َﺪ ِﻩ َﻛﺎﻟْﻤﺠ ِ‬
‫ﺎل‪" :‬اﻟﻌﺎﺋِ ُﺪ َﻋﻠَﻰ أَ ْﻫﻠِ ِﻪ ووﻟ ِ‬
‫ﺎﻫ ِﺪ اﻟ ُْﻤ َﺮاﺑِ ِﻂ ِﰲ َﺳﺒِ ِ‬
‫ﻴﻞ اﻟﻠّﻪ"‪.‬‬
‫وﺻ َﺪ َق َر ُﺳﻮﻟُﻨَﺎ اﻟ َﻜ ِﺮﱘُ ﺣ َ‬
‫ﲔ ﻗَ َ َ‬
‫‪َ .5‬‬
‫َُ‬
‫َ‬
‫ي‪ ،‬وِﻣﻌﻄًَﻔﺎ ﺑ ِ‬
‫‪ .6‬ﻳـﻠْﺒ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ اﻟﻠﱠ ْﻮ ِن‪.‬‬
‫ﺎﻫ َ‬
‫ﺲ ﺳ ْﺮَواﻻً أ ْ‬
‫َﺳ َﻮ َد ﻓَـ ْﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤ ٌ‬
‫ﻴﺺ َرَﻣﺎد ﱞ ْ َ‬
‫ََ ُ‬
‫ﺸﻮ َن ِﻋﻴ َﺸﺔَ اﻟ َﻜ َﻔ ِ‬
‫ﺎف ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ ﺑِﻴَـ ْﻮٍم‪.‬‬
‫‪ .7‬ﻳَ ِﻌﻴ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻊ اﻟﻄﱠ َﻌ َ ِ‬
‫ﲔ ِﲟَﺎ ﻗَ َﺴ َﻢ َﳍُ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ِرْز ٍق‪.‬‬
‫ﻳﻦ اﷲَ َﻋﻠَﻰ ﻧِ َﻌ ِﻤﻪ‪ ،‬ﻗَﺎﻧِﻌ َ‬
‫‪ .8‬ﻓَـﻴَﺘَـﻨَ َﺎو ُل ا ْﳉَﻤ ُ‬
‫ﺴ ُﺮوٍر َﺷﺎﻛ ِﺮ َ‬
‫ﺎم ﺑ ُ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit‬‬
‫‪ediniz.‬‬
‫ﻀﺎر واﻟ َﻔﺎﻛِﻬﺔَ اﻟ َﻘ ِ‬
‫ﻴﻞ أَو ﺗَـ ْﻔ ِﺮﻳ ٍﻎ ﻟِﺴﻴﱠﺎر ِ‬
‫‪ .1‬وﻳـﻨَـ ﱢﻔ ُﺬ ﻃَﻠَﺒ ِ‬
‫ﱠ ِ‬
‫ﺎت أ ْ ِ ِ ِ‬
‫ات اﻟ ﱠ‬
‫ﺎد َﻣﺔَ ِﻣ َﻦ‬
‫َ‬
‫َﺻ َﺤﺎ َﺎ ﻣ ْﻦ َﲢْﻤ ٍ ْ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﺸ ْﺤ ِﻦ اﻟ ِﱵ َﲢْﻤ ُﻞ اﳋَ َ َ‬
‫َ َ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﺎﺿﺎﻩُ‪.‬‬
‫َﺟﺮ َزﻫﻴﺪ ﻳَـﺘَـ َﻘ َ‬
‫اﻟ ُﻘ َﺮى‪ُ ،‬ﻣ َﻘﺎﺑِ َﻞ أ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻊ اﻟﻄﱠ َﻌ َ ِ‬
‫ﲔ ِﲟَﺎ ﻗَ َﺴ َﻢ َﳍُ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ِرْز ٍق‪.‬‬
‫ﻳﻦ اﷲَ َﻋﻠَﻰ ﻧِ َﻌ ِﻤﻪ‪ ،‬ﻗَﺎﻧِﻌ َ‬
‫‪ .2‬ﻓَـﻴَﺘَـﻨَ َﺎو ُل ا ْﳉَﻤ ُ‬
‫ﺴ ُﺮوٍر َﺷﺎﻛ ِﺮ َ‬
‫ﺎم ﺑ ُ‬
‫ﺼ ِﻐﲑةُ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻏُﻄﱢﻴ ْ ِ‬
‫ﺸ ﱠﻔ ِ‬
‫‪ .3‬أَ ﱠﻣﺎ ﻧَـﻮاﻓِ ُﺬﻩ ِ‬
‫ﺋﻖ ِﻣﻦ اﻟﻨﱠﺎﻳـﻠُ ِ‬
‫ﻮن اﻟ ﱠ‬
‫ﺎف‪.‬‬
‫ﺖ ﺑَِﺮﻗَﺎ َ َ ْ‬
‫َ ُ َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌﺎﻟﻴَﺔُ اﻟ ﱠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ ِِ‬
‫ٍِ‬
‫ﻴﺲ‪ ،‬وﻳ ْﺸ َِﱰي ﻟَﻮا ِزم اﻟﺒـ ْﻴ ِ‬
‫ﺖ ِﻣ ْﻦ ﻃَ َﻌ ٍﺎم و َﺷﺮ ٍ‬
‫اب‪.‬‬
‫وﻣﺎ إِ ْن َﳛُ ﱡﻞ اﻟﻈﱠﻼَ ُم َﺣ ﱠﱴ ﻳَ َ‬
‫َ َ َ‬
‫‪َ .4‬‬
‫ﻀ َﻊ أَﺑُﻮ َﺳﻌﻴﺪ أ ََد َوات َﻋ َﻤﻠﻪ ِﰲ اﻟﻜ ِ َ‬
‫َ‬
‫‪ .5‬وﻗَ ْﺪ ﻳـ ْﺒﺘَﺎعُ ﻗَ ِﻤﻴﺼﺎ وﺑِْﻨﻄَﺎﻻً ﻻﺑْﻨِ ِﻪ‪ ،‬أَو ﺛَـﻮﺑﺎ ﻻﺑْـﻨَﺘِ ِﻪ ِﻣﻦ ﻓَـﻮ ِق َﻋﺮﺑ ِ‬
‫ﺎت اﻟ َْﻤﻼَﺑِ ِ‬
‫ﺲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَـ ْﻌ َﻤﻠَ ِﺔ‪.‬‬
‫ً‬
‫ْ ْ ََ‬
‫ْ ًْ‬
‫َ‬
‫‪ .6‬وﺳ ْﻘ ُﻔﻪُ ﻣﺘَﺼ ﱢﺪعٌ‪ ،‬ﻣﺘَﺤ ِﺎﻣﻞ َﻋﻠَﻰ أَ ْﻋ ِﻤ َﺪ ٍة َﺧ َﺸﺒِﻴﱠ ٍﺔ‪ ،‬ﺗُﺴﻨِ ُﺪﻩُ َﺧ ْﺸﻴﺔَ ِ ِ‬
‫ﲔ َﳊْﻈَ ٍﺔ َوأُ ْﺧ َﺮى‪.‬‬
‫اﻻ ْ ﻴَﺎ ِر اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻮﻗﱠ ِﻊ ﺑَـ َْ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ ُ َ ُ َ ٌ‬
‫‪7. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili fiillerin mâzî ise muzâriini,‬‬
‫‪muzâri ise mâzîsini belirtiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﺼ ﱢﺪعٌ‪ُ ،‬ﻣﺘَ َﺤ ِﺎﻣ ٌﻞ َﻋﻠَﻰ أَ ْﻋ ِﻤ َﺪ ٍة َﺧ َﺸﺒِﻴﱠ ٍﺔ‪،‬‬
‫ﺖ ﺗُـ َﺮ ِ ﱞ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َﺣ َﺎرﺗﻨَﺎ ﺑَـ ْﻴ ٌ‬
‫وﺳ ْﻘ ُﻔﻪُ ُﻣﺘَ َ‬
‫اﰊ‪ُ ،‬ﺟ ْﺪ َراﻧُﻪُ ُﻣﺘَـ َﻬﺪ َ‬
‫ﱢﻣﺔٌ‪َ ،‬‬
‫ﺗُﺴﻨِ ُﺪﻩُ َﺧ ْﺸﻴﺔَ ِ ِ‬
‫ﲔ َﳊْﻈَ ٍﺔ َوأُ ْﺧ َﺮى‪.‬‬
‫اﻻ ْ ﻴَﺎ ِر اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻮﻗﱠ ِﻊ ﺑَـ َْ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ﺼ ِﻐﲑةُ ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻏُﻄﱢﻴ ْ ِ‬
‫ﻮن اﻟ ﱠ ِ‬
‫‪ .2‬أَ ﱠﻣﺎ ﻧَـﻮاﻓِ ُﺬﻩ ِ‬
‫ﺋﻖ ِﻣﻦ اﻟﻨﱠﺎﻳـﻠُ ِ‬
‫ﺎﺟ َﻬﺎ ُﳏَﻄﱠ ٌﻢ‬
‫ﺖ ﺑَِﺮﻗَﺎ َ َ ْ‬
‫َ ُ َ‬
‫ﺸ ﱠﻔﺎف‪ ،‬ﻷَ ﱠن ُز َﺟ َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌﺎﻟﻴَﺔُ اﻟ ﱠ َ‬
‫ﺴ ٌﺮ‪.‬‬
‫َو َﺧ َﺸﺒَـ َﻬﺎ ُﻣﺘَ َﻜ ﱢ‬
‫ﻴﺪ ﻣﻊ أُﺳﺮﺗِِﻪ اﻟْﻤ َﻜ ﱠﻮﻧَِﺔ ِﻣﻦ َزوﺟ ٍﺔ ﻃَﻴﱢﺒ ٍﺔ‪ِ ،‬‬
‫ٍِ‬
‫‪ .3‬ﻳﺴ ُﻜﻦ ﻫ َﺬا اﻟﺒـﻴ َ ِ ِ‬
‫وﻃ ْﻔﻠَ ْ ِ‬
‫ﺸﻮ َن‬
‫ﺻ ِﻐ َﲑﻳْ ِﻦ‪ ،‬ﻳَ ِﻌﻴ ُ‬
‫َ ْ ُ َ َْ‬
‫ﲔ َ‬
‫ْ َْ َ‬
‫ﺖ َﻋﺎﻣ ٌﻞ ﻓَﻘﲑٌ ﻳُ ْﺪ َﻋﻰ أَﺑَﺎ َﺳﻌ َ َ ْ َ ُ‬
‫ِﻋﻴ َﺸﺔَ‬
‫اﻟ َﻜ َﻔ ِ‬
‫ﺎف ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ ﺑِﻴَـ ْﻮٍم‪.‬‬
‫ِ ِ‬
‫اﺳﻌﺘَ ِ‬
‫ﺎن ﻣﺘَـ َﻬ ﱢﺪﻻَ ِن‪ِ َ ،‬‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ج ِﻣ ْﻦ ﺑَـ ْﻴﺘِ ِﻪ َﻣ َﻊ‬
‫ﺎن‪ ،‬وﺑَ ْﺴ َﻤﺔُ ِر ً‬
‫وﻋ ْﻴـﻨَﺎن َﺳ ْﻮ َد َاوان َو َ‬
‫‪ .4‬ﻟَﻪُ َﺷﺎ ِرﺑَﺎن َﻛﺜﻴ َﻔ ُ‬
‫ﺿﻰ ﻻَ ﺗُـ َﻔﺎ ِر ُق َو ْﺟ َﻬﻪُ‪ ،‬ﳜَْ ُﺮ ُ‬
‫ﺎح‪ ،‬ﺣ ِﺎﻣﻼً َﻋﻠَﻰ ﻇَ ْﻬ ِﺮِﻩ ﻛِﻴﺴﺎ َْﳛ ِﻮي ﻋُ ﱠﺪ َة َﻋﻤﻠِ ِﻪ‪ ،‬وﻳـﻠْﺒﺲ ِﺳﺮواﻻً أَﺳﻮ َد ﻓَـﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤﻴﺺ رﻣ ِ‬
‫وغ َﴰْ ِ‬
‫ي‪،‬‬
‫ﺲ اﻟ ﱠ‬
‫ﺑُـ ُﺰ ِ‬
‫ﺎد ﱞ‬
‫ﺼﺒَ ِ َ‬
‫ٌ ََ‬
‫َ َ َ ُ َْ َْ ْ‬
‫ً‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ اﻟﻠﱠﻮ ِن‪ ،‬ﻣ ْﻬ َِﱰيء اﻷَ ْﻛﻤ ِﺎم‪ ،‬وﻳـﺘَـﻮ ﱠﺟﻪُ إِ َﱃ اﻟﺴ ِ‬
‫ﲔ اﻟ َْﻤ َﺨﺎ ِز ِن اﻟ َﻜﺒِ َﲑِة‪.‬‬
‫ﻮق‪َ ،‬ﺣ ْﻴ ُ‬
‫ﺚ ﻳَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ َﲪﱠﺎﻻً‪ ،‬ﻳَـ ْﻨﺘَﻘ ُﻞ ﺑَـ َْ‬
‫وﻣ ْﻌﻄًَﻔﺎ ﺑَﺎﻫ َ ْ ُ َ َ َ َ‬
‫ُ‬
‫‪ .5‬وﻳـﻌﻤﻞ أَﺑﻮ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﱠﻬﺎ ِر‪ُ ،‬دو َن َﻛﻠَ ٍﻞ وﻻَ ﻣﻠَ ٍﻞ‪ ،‬ﻓَ َﻜﻢ ِﻣﻦ اﻟْﻤ ﱠﺮ ِ‬
‫ﻂ َواﻗِ ًﻔﺎ‪ ،‬أ َْو‬
‫ﻴﺪ ﻃََﻮ َ‬
‫ات ﺗَـﻨَ َﺎو َل ﻃَ َﻌ َﺎﻣﻪُ اﻟﺒَ ِﺴﻴ َ‬
‫ال اﻟﻨـ َ‬
‫َ‬
‫ََْ ُ ُ َ‬
‫ْ َ َ‬
‫‪39‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻣﺴﻨِ ًﺪا ﻇَ ْﻬﺮﻩُ إِ َﱃ ِﺟ َﺪا ِر ُد ﱠﻛ ٍ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ُْ‬
‫َ‬
‫ﻀﺎر واﻟ َﻔﺎﻛِﻬﺔَ اﻟ َﻘ ِ‬
‫ﻴﻞ أَو ﺗَـ ْﻔ ِﺮﻳ ٍﻎ ﻟِﺴﻴﱠﺎر ِ‬
‫‪ .6‬وﻳـﻨَـ ﱢﻔ ُﺬ ﻃَﻠَﺒ ِ‬
‫ﱠ ِ‬
‫ﺎت أ ْ ِ ِ ِ‬
‫ات اﻟ ﱠ‬
‫ﺎد َﻣﺔَ ِﻣ َﻦ‬
‫َ‬
‫َﺻ َﺤﺎ َﺎ ﻣ ْﻦ َﲢْﻤ ٍ ْ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﺸ ْﺤ ِﻦ اﻟ ِﱵ َﲢْﻤ ُﻞ اﳋَ َ َ‬
‫َ َ‬
‫اﻟ ُﻘﺮى‪ ،‬ﻣ َﻘﺎﺑِﻞ أَﺟ ٍﺮ َزِﻫ ٍ‬
‫ﺎﺿﺎﻩُ‪.‬‬
‫ﻴﺪ ﻳَـﺘَـ َﻘ َ‬
‫َ ُ َ ْ‬
‫ات َﻋﻤ ِﻠ ِﻪ ِﰲ ِ‬
‫ٍِ‬
‫ﻴﺪ أ ََدو ِ‬
‫اﻟﻜ ِ‬
‫ﻴﺲ‪.‬‬
‫وﻣﺎ إِ ْن َﳛُ ﱡﻞ اﻟﻈﱠﻼَ ُم َﺣ ﱠﱴ ﻳَ َ‬
‫‪َ .7‬‬
‫َ‬
‫ﻀ َﻊ أَﺑُﻮ َﺳﻌ َ‬
‫‪ .8‬وﻗَ ْﺪ ﻳـ ْﺒﺘَﺎعُ ﻗَ ِﻤﻴﺼﺎ وﺑِْﻨﻄَﺎﻻً ﻻﺑْﻨِ ِﻪ‪ ،‬أَو ﺛَـﻮﺑﺎ ﻻﺑْـﻨَﺘِ ِﻪ ِﻣﻦ ﻓَـﻮ ِق َﻋﺮﺑ ِ‬
‫ﺎت اﻟ َْﻤﻼَﺑِ ِ‬
‫ﺲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَـ ْﻌ َﻤﻠَ ِﺔ‪.‬‬
‫ً‬
‫ْ ْ ََ‬
‫ْ ًْ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ ِ ٍ ِ ٍ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺼ ِﻐﲑ ِ‬
‫ان‪،‬‬
‫ﲔ ﻳَـ ْﺮِﺟ ُﻊ إِ َﱃ ﺑَـ ْﻴﺘِﻪ ُﻣ ْﺘـ َﻌﺒًﺎ‪ ،‬ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻘﺒِﻠُﻪُ َزْو ُﺟﻪُ ﺑِﺎﺑْﺘِ َﺴ َﺎﻣﺔ ﻟَﻄﻴ َﻔﺔ‪ ،‬وَﻛﻠ َﻤﺔ ُﺣﻠ َْﻮة‪ ،‬وﻳَـ ْﺮُﻛ ُ‬
‫‪ .9‬وﺣ َ‬
‫ﺾ َْﳓ َﻮﻩُ ﻃ ْﻔﻼَﻩُ اﻟ ﱠ َ‬
‫ﻴﺲ ﻣﺎ أَﺣ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻊ اﻟﻄﱠ َﻌ َ ِ‬
‫ﻳﻦ اﷲَ َﻋﻠَﻰ‬
‫ِج َﳍَُﻤﺎ ﻣ َﻦ اﻟﻜ ِ َ ْ‬
‫ﻀ َﺮ ﻣ ْﻦ ﻃَ َﻌ ٍﺎم‪ ،‬ﻓَـﻴَﺘَـﻨَ َﺎو ُل ا ْﳉَﻤ ُ‬
‫ﻓَـﻴُـ َﻘﺒﱢـﻠُ ُﻬ َﻤﺎ ﻓَ ِﺮ ًﺣﺎ‪ ،‬ﰒُﱠ ﳜُْﺮ ُ‬
‫ﺴ ُﺮوٍر َﺷﺎﻛ ِﺮ َ‬
‫ﺎم ﺑ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ﲔ ِﲟَﺎ ﻗَ َﺴ َﻢ َﳍُ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ِرْز ٍق‪.‬‬
‫ﻧِ َﻌ ِﻤﻪ‪ ،‬ﻗَﺎﻧِﻌ َ‬
‫ﻴﺪ ﺗـﻌﺒﻪ وﺷ َﻘﺎءﻩ ﻃَﻮ َ ِ‬
‫ﻀﻲ ﻣﻊ أُﺳﺮﺗِِﻪ ﺳ ْﻬﺮًة ﻟ ِ‬
‫ٍِ‬
‫ِ‬
‫ﺎح َﻋ َﻤﻠَﻪُ ِ ِﲜ ﱟﺪ‬
‫َﻄﻴ َﻔﺔً‪ ،‬ﻟِﻴُـ َﻌﺎ ِو َد ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫ﺼﺒَ ِ‬
‫‪ .10‬وﻳَـ ْﻨ َﺴﻰ أَﺑُﻮ َﺳﻌ َ َ َ ُ َ َ ُ َ‬
‫ال اﻟﻴَـ ْﻮم‪ ،‬وﻳَـ ْﻘ َ َ ْ َ َ َ‬
‫وﻧَ َﺸ ٍ‬
‫ﺎط‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﺸﻲء ِ ﱠ ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻀﻞ اﻟﻌ ِﺎﻣﻞ! اَﻟﱠ ِﺬي ﻳ ِ‬
‫ﻚ ِ◌ ﱡد‬
‫َﻣﺎ أ َْرَو َ‬
‫ع َ‬
‫ﻴﻤﺘَﻪُ ا ْﳊَﻘﻴﻘﻴﱠﺔَ‪َ ،‬‬
‫َ‬
‫اﻟﻮﺣﻴ ُﺪ اﻟﺬي ﻳُـ ْﻌﻄﻲ ﻟ ِﻺﻧْ َﺴﺎن ﻗ َ‬
‫اﻟﻌ َﻤ َﻞ! ﻷَﻧﱠﻪُ اﻟ ﱠ ْ ُ َ‬
‫وﻣﺎ أَﻓْ َ َ َ َ‬
‫وﻳـ ْﺘـﻌ ِ‬
‫ﺻ َﺪ َق َر ُﺳﻮﻟُﻨَﺎ اﻟ َﻜ ِﺮﱘُ ﺻﻠﻰ اﷲ‬
‫ُﺳ َﺮﺗِِﻪ ﻳَ ْﻜ ِﻔﻴ َﻬﺎ َﻣ ُﺆﻧَـﺘَـ َﻬﺎ‪ ،‬وﳝَْﻨَـﻌُ َﻬﺎ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱡ‬
‫ﺐ ﻣ ْﻦ أ ْ‬
‫َﺟ ِﻞ أ ْ‬
‫ﺴ َﺆ ِال‪ ،‬ﻓَـﺘَ ْﺤﻴَﺎ َﻛ ِﺮﳝَﺔً َﻋ ِﺰ َﻳﺰًة‪ ،‬و َ‬
‫ََ ُ‬
‫ِ‬
‫َﺪ ِﻩ َﻛﺎﻟْﻤﺠ ِ‬
‫ﺎل‪" :‬اﻟﻌﺎﺋِ ُﺪ َﻋﻠَﻰ أ َْﻫﻠِ ِﻪ ووﻟ ِ‬
‫ﺎﻫ ِﺪ اﻟ ُْﻤ َﺮاﺑِ ِﻂ ِﰲ َﺳﺒِ ِ‬
‫ﻴﻞ اﻟﻠ ِّﻪ"‪.‬‬
‫ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ ﺣ َ‬
‫ﲔ ﻗَ َ َ‬
‫َُ‬
‫َ‬
‫‪DİL BİLGİSİ‬‬
‫‪HABER TÜRLERİ‬‬
‫‪) denir.‬اﳌُْﺒﺘَ َﺪأُ( ‪İsim cümlesinde, söze kendisiyle başlanan kelimeye mübteda‬‬
‫‪Mübteda, isim cümlesinin öznesidir. Özneyi niteleyen, öznenin durumunu‬‬
‫‪) denir. Haber, isim cümlesinin yüklemidir.‬اﳋَﺒَـ ُﺮ( ‪haber veren kelimeye haber‬‬
‫ِ‬
‫ﻮح‬
‫ﺎب َﻣ ْﻔﺘُ ٌ‬
‫‪ Kitap açıktır.‬اﻟﻜﺘَ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻮح‬
‫ﺎب َﻣ ْﻔﺘُ ٌ‬
‫ﺎب ‪ cümlesinde,‬اﻟﻜﺘَ ُ‬
‫‪), kapının ne‬اﳌُْﺒﺘَ َﺪأُ( ‪ kelimesi mübteda‬اﻟﻜﺘَ ُ‬
‫ﻮح ‪durumda olduğunu bildiren‬‬
‫‪)'dir.‬اﳋَﺒَـ ُﺮ( ‪َ kelimesi ise haber‬ﻣ ْﻔﺘُ ٌ‬
‫‪Haber, Müfred Olabilir‬‬
‫‪Haber, müfred olabilir. Burada müfredden kastedilen, cümle veya şibh-i‬‬
‫ﱢﻣﺔٌ ‪cümle olmamasıdır. Mesela, ‬‬
‫‪ ‬ﺟ ْﺪ َراﻧُﻪُ ُﻣﺘَـ َﻬﺪ َ‬
‫‪ُ mübteda, ‬ﺟ ْﺪ َرا ُن ‪ُ bir isim cümlesidir. ‬‬
‫‪ise‬‬
‫‪haberdir.‬‬
‫‪Bu‬‬
‫‪tür‬‬
‫‪habere‬‬
‫‪müfred‬‬
‫ﱢﻣﺔٌ‪haber denilir. ‬‬
‫ﺪ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﺘ‬
‫‪ ‬ﻣ‬
‫ﱢﻣﺔٌ‬
‫‪ ‬ﻣﺘَـ َﻬﺪ َ‬
‫‪ُ ne cümledir, ne‬‬
‫َُ َ َ‬
‫ﱢ‬
‫ﺼ ﱢﺪعٌ ‪de şibh-i cümledir. ‬‬
‫ﺘ‬
‫ﻣ‬
‫ﻪ‬
‫ﻔ‬
‫ﻘ‬
‫‪ ‬ﺳ‬
‫‪cümlesinde‬‬
‫‪ ‬‬
‫ع‬
‫ﺪ‬
‫ﺼ‬
‫ﺘ‬
‫‪ ‬ﻣ‬
‫‪haberdir.‬‬
‫‪Birinci‬‬
‫‪cümle için‬‬
‫ْ‬
‫ُ‬
‫َُ َ ٌ‬
‫َ ُ َُ َ‬
‫‪söylenenler bunun için de geçerlidir.‬‬
‫‪ müfred haberdir.‬رﺟﻞ ‪ mübteda,‬أَﺑﻮ ‪ cümlesinde de,‬أَﺑﻮ ﺳ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ َر ُﺟ ٌﻞ‬
‫ُ َ‬
‫ُ‬
‫َُ ٌ‬
‫‪40‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
Haber(ism-i fail ve ism-i mef’ul gibi) sıfat mânâlı kelimelerden olursa, mübteda
ile haber arasında müzekkerlik, müenneslik; müfred, tesniye ve cemi olma
yönlerinden uyum vardır.
‫ﻮب‬
ٌ ُ‫ اﳌُ ْﺠﺘَ ِﻬ ُﺪ َْﳏﺒ‬Çalışkan (erkek) sevilir.
ٌ‫ اﻟْ ُﻤ ْﺠﺘَ ِﻬ َﺪةُ َْﳏﺒُﻮﺑَﺔ‬Çalışkan (bayan) sevilir.
ِ ‫ان َْﳏﺒﻮﺑ‬
ِ
‫ﺎن‬
َ ُ ‫ اﻟْ ُﻤ ْﺠﺘَ ِﻬ َﺪ‬İki çalışkan (erkek) sevilir.
ِ َ‫ﺎن َْﳏﺒﻮﺑـﺘ‬
ِ
‫ﺎن‬
َ ُ َ‫ اﻟْ ُﻤ ْﺠﺘَ ِﻬ َﺪﺗ‬İki çalışkan (bayan) sevilir.
‫ اﻟْ ُﻤ ْﺠﺘَ ِﻬ ُﺪو َن َْﳏﺒُﻮﺑُﻮ َن‬Çalışkan (erkekler) sevilirler.
‫ﺎت‬
ٌ َ‫ات َْﳏﺒُﻮﺑ‬
ُ ‫ اﻟْ ُﻤ ْﺠﺘَ ِﻬ َﺪ‬Çalışkan (bayanlar) sevilirler.
Ancak mübteda, gayr-i âkıl (insanın dışında) bir ismin çoğulu olursa,
haber genellikle müfred müennes olarak gelir.
ٌ‫ﺐ ُﻣﻔﻴ َﺪة‬
ُ ُ‫ اﻟ ُﻜﺘ‬Kitaplar faydalıdır.
Haber, sıfat mânâlı bir kelime değilse, o zaman uyum aranmaz.
ِ ‫ا ْﳉﻤﻠَﺔُ ﻧَـﻮ َﻋ‬
◌ِ ‫ﺎن‬
ُْ
ْ
(Cümle iki çeşittir). Bu cümlede mübteda müennes ve
müfreddir. Haber ise müzekker ve tesniyedir. Haber, sıfat mânâlı bir kelime
olmadığı için, belirtilen hususlarda mübtedaya uymamıştır.
Aşağıdaki âyetlerde geçen müfred haberleri belirtiniz:
ِ
.‫ﲔ‬
ْ َ‫اﻟﻠّﻪُ ذُو ﻓ‬
َ ِ‫ﻀ ٍﻞ َﻋﻠَﻰ اﻟ ُْﻤ ْﺆﻣﻨ‬
.ُ‫َﺣ ﱡﻖ أَن َﲣْ َﺸ ْﻮﻩ‬
َ ‫اﻟﻠّﻪُ أ‬
ِ ِ
ِِ ِ
ِ
.‫ﻳﻦ‬
َ ‫أَ ْﻋﻠَ ُﻢ َﻣ ْﻦ ﻳَﻀ ﱡﻞ َﻋﻦ َﺳﺒﻴﻠﻪ َو ُﻫ َﻮ أَ ْﻋﻠَ ُﻢ ﺑﺎﻟ ُْﻤ ْﻬﺘَﺪ‬ ‫ُﻫ َﻮ‬
ِ ٌ ‫ﺻﺮا‬
ِ
.‫ﻴﻢ‬
ٌ ‫ط ُﻣ ْﺴﺘَﻘ‬
َ ‫َﻫ َﺬا‬
.ٌ‫ْﻚ أُﱠﻣﺔ‬
َ ‫ﺗِﻠ‬
ِ ِ ‫ﻳﻨ َﻔﻊ اﻟ ﱠ‬ ‫ﻫ َﺬا ﻳـﻮم‬
ِ ‫ﲔ‬
.‫ﺻ ْﺪﻗُـ ُﻬ ْﻢ‬
َ ‫ﺼﺎدﻗ‬
ُ َ ُ َْ َ
.‫ﺎت‬
ٌ ‫ﻮﻣ‬
َ ُ‫ا ْﳊَ ﱡﺞ أَ ْﺷ ُﻬ ٌﺮ َﻣ ْﻌﻠ‬
ِ ‫إِ َﳍ ُﻜﻢ إِﻟَﻪٌ و‬
.‫اﺣ ٌﺪ‬
َ ْ ُ
ِ ‫و‬
ِ
.‫اﻵﺧ َﺮةُ َﺧ ْﻴـ ٌﺮ ﻟ َﻤ ِﻦ اﺗﱠـ َﻘﻰ‬
َ
Haber, Cümle Olabilir
A. İsim Cümlesi
B. Fiil Cümlesi
İsim cümlesinin ikinci öğesi olan haber, cümle olabilir. Bilindiği üzere,
Arapçada iki çeşit cümle vardır. a. İsim cümlesi b. fiil cümlesi.
41
Haberi, isim cümlesi olan cümleye örnek: ‫ َﺧﺎﻟِ ٌﺪ ﺛَـ ْﻮﺑُﻪُ َﺟ ِﺪﻳ ٌﺪ‬Halid'in elbisesi
ِ
yenidir. ‫ ﺛَـ ْﻮﺑُﻪُ َﺟ ِﺪﻳ ٌﺪ‬bir isim cümlesidir. ‫ﺛﻮب‬
ُ mübteda, ‫ َﺟﺪﻳ ٌﺪ‬ise haberdir. Bu cümle
ِ
bir bütün olarak, ‫ َﺧﺎﻟ ٌﺪ‬mübtedasının haberidir. Ancak böyle olabilmesinin bir
şartı vardır: Haber olan cümlede mübtedaya giden bir zamir bulunur. Bu
cümlede o zamir, ‫ ﻫـ‬dür. Bu zamire, haberi mübtedaya bağladığı için râbıt
(‫ ) َراﺑِﻂ‬denilir.
ِ
Haberi fiil cümlesi olan cümleye örnek: ‫ﺐ‬
َ ‫َﺧ‬
ُ ‫ أ‬Kardeşin ödevi
َ ‫ﺐ اﻟ َْﻮاﺟ‬
ُ ُ‫ﻮك ﻳَﻜْﺘ‬
yazıyor.
ِ
Bu cümlede ‫ﺐ‬
َ ‫ﺐ اﻟ َْﻮاﺟ‬
ُ ُ‫ ﻳَﻜْﺘ‬müstetir faili ‫ ﻫﻮ‬ile birlikte fiil cümlesi olarak,
mübteda olan ‫َﺧﻮ‬
ُ ‫ أ‬nun haberidir. Dikkat edilecek olursa, ‫َﺧﻮ‬
ُ ‫ أ‬mübtedadır, fail
değildir. Fail asla fiilden önce gelmez. Mustetir ‫ ﻫﻮ‬aynı zamanda râbıttır.
Aşağıdaki ayetlerde haber olan cümleleri belirtiniz.
ِ ‫ﲔ ِﻣﻦ ُد‬
ِ‫ﱠﺎس ﱠ‬
ِ ْ ‫ َوأُﱢﻣﻲ إِﻟَ َـﻬ‬ ‫اﲣ ُﺬ ِوﱐ‬
ِ ‫ﻠﺖ ﻟِﻠﻨ‬
.‫ون اﻟﻠ ِّﻪ‬
َ ُ‫ﺖ ﻗ‬
َ ْ‫أَأَﻧ‬
َ
ِ
.‫ﲔ‬
‫َواﻟﻠّﻪُ ُِﳛ ﱡ‬
َ ِ‫ﺐ اﻟ ُْﻤ ْﺤﺴﻨ‬
.‫ﻀﺔً ِﻣ َﻦ اﻟﻠ ِّﻪ‬
َ ‫ﻧَـ ْﻔﻌﺎً ﻓَ ِﺮﻳ‬ ‫ب ﻟَ ُﻜ ْﻢ‬
ُ ‫آﺑَﺂ ُؤُﻛ ْﻢ َوأَﺑْـﻨَﺎ ُؤُﻛ ْﻢ ﻻَ ﺗَ ْﺪ ُرو َن أَﻳﱡـ ُﻬ ْﻢ أَﻗـ َْﺮ‬
.‫َوأَ ْﻛﺜَـ ُﺮُﻫ ْﻢ ﻻَ ﻳَـ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َن‬
ِ
ِ ‫ات ﻳـﺮ‬
ِ ْ َ‫َﲔ َﻛ ِﺎﻣﻠ‬
ِ ْ ‫ َﺣ ْﻮﻟ‬ ‫ﺿ ْﻌ َﻦ أ َْوﻻَ َد ُﻫ ﱠﻦ‬
.‫ﲔ‬
ْ ُ ُ ‫َواﻟ َْﻮاﻟ َﺪ‬
ٍ ‫ﻀ ُﻬ ْﻢ َﻋﻠَﻰ ﺑَـ ْﻌ‬
‫ْﻚ اﻟ ﱡﺮ ُﺳ ُﻞ ﻓَ ﱠ‬
.‫ﺾ‬
َ ‫ﻀﻠْﻨَﺎ ﺑَـ ْﻌ‬
َ ‫ﺗِﻠ‬
.‫ﺎﻫ ْﻢ‬
ُ ‫َْﳓ ُﻦ ﻧَـ ْﺮُزﻗُ ُﻜ ْﻢ َوإِﻳﱠ‬
ِ ‫ ِﻣﻨ ُﻜﻢ ﻳـ ْﺆِﻣﻦ ﺑِﺎﻟﻠ ِّﻪ واﻟْﻴـﻮِم‬ ‫ﻆ ﺑِ ِﻪ ﻣﻦ َﻛﺎ َن‬
.‫اﻵﺧﺮ‬
َ ِ‫َذﻟ‬
َ ُ‫ﻚ ﻳ‬
َ ُ ‫ﻮﻋ‬
َْ َ
ُ ُْ
.‫ﺑِﺄَﻧ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ﱠﻦ ﺛَﻼَﺛَﺔَ ﻗُـ ُﺮَوٍء‬ ‫ﺼ َﻦ‬
ُ ‫َواﻟ ُْﻤﻄَﻠﱠ َﻘ‬
ْ ‫ﺎت ﻳَـﺘَـ َﺮﺑﱠ‬
.ُ‫َواﻟ َْﻤ ْﻮﺗَﻰ ﻳَـ ْﺒـ َﻌﺜُـ ُﻬ ُﻢ اﻟﻠّﻪ‬
ِ ‫وأَ ْﻋﻴـﻨـﻬﻢ ﺗَِﻔ‬
.‫ﱠﻣ ِﻊ َﺣ َﺰﻧًﺎ أَﻻﱠ َِﳚ ُﺪوا َﻣﺎ ﻳُ ِﻨﻔ ُﻘﻮ َن‬
ْ ‫ﻴﺾ ﻣ َﻦ اﻟﺪ‬
ُ
ْ ُ ُُ َ
‫ﱠ‬
.‫ج ﻧَـﺒَﺎﺗُﻪُ ﺑِِﺈ ْذ ِن َرﺑﱢِﻪ‬
ُ ‫ﺐ ﳜَْ ُﺮ‬
ُ ‫اﻟْﺒَـﻠَ ُﺪ اﻟﻄﻴﱢ‬
Haber, Şibh-i Cümle Olabilir
A. Zarftan Oluşan Şibh-i Cümle
B. Harf-İ Cerle Mecrûrundan Oluşan Şibh-i Cümle
İsim cümlesinde haber, şibh-i cümle olabilir. Şibh-i cümle, ya zarftan, ya da
harf-i cerle mecrurundan meydana gelir.
42
Haberi, zarftan oluşan şibh-i cümle olan isim cümlesine örnek:
‫ﻀ َﺪ ِة‬
َ ‫ﺎر ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ِْﻤ ْﻨ‬
ُ ‫( اﻷَ ْزَﻫ‬Çiçekler masanın üzerindedir). Bu cümlede ‫ﻓَـ ْﻮ َق‬, şibh-i
cümle olarak haberdir.
Haberi, harf-i cerle mecrurundan oluşan şibh-i cümle olan isim cümlesine
örnek:
‫( َﻫﻼَ ُك اﻟ َْﻤ ْﺮِء ِﰲ اﻟْﻌُ ْﺠﺐ‬Kişinin helaki kendini beğenmededir). Bu cümlede ‫ِﰲ‬
‫اﻟْﻌُ ْﺠﺐ‬, şibh-i cümle olarak haberdir.
Şibh-i cümlelerdeki zarf ve harf-i cerler, mahzûf (hazfedilmiş/atılmış) bir
müteallaka bağlıdırlar. Aslında haber olan, şibh-i cümleler değil, mahzuf olan
bu müteallaklardır. Örnek olarak verdiğimiz cümleler, bu durumda,
ِ‫ﻀ َﺪة‬
ِ ‫ َﻫﻼَ ُك اﻟ َْﻤ ْﺮِء ) َﻛﺎﺋِ ٌﻦ( ِﰲ اﻟْﻌُ ْﺠ‬takdirindedir.
َ ‫ﺎر ) َﻛﺎﺋِﻨَﺔٌ( ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ِْﻤ ْﻨ‬
ُ ‫ اﻷَ ْزَﻫ‬ve ‫ﺐ‬
ِ ‫(ﻟَﻪُ َﺷﺎ ِرﺑ‬bıyıklı),
Okuma parçasında geçen ‫ﺎن‬
َ
‫ﻴﺺ‬
ٌ ‫( ﻓَـ ْﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤ‬üstünde bir gömlek olan)
ِ ‫َﺪ ِﻩ َﻛﺎﻟْﻤﺠ‬
ِ ‫ اﻟﻌﺎﺋِ ُﺪ َﻋﻠَﻰ أ َْﻫﻠِ ِﻪ ووﻟ‬cümleleri de, şibh-i cümle olan
ِ ِ‫ﺎﻫ ِﺪ اﻟ ُْﻤ َﺮاﺑِ ِﻂ ِﰲ َﺳﺒ‬
‫ﻴﻞ اﻟﻠ ِّﻪ‬
َ
َُ
َ
ِ ‫ ﻟَﻪُ َﺷﺎ ِرﺑ‬ve ‫ ﻓَـﻮﻗَﻪُ ﻗَ ِﻤﻴﺺ‬cümlelerinde başka bir kural
habere örnektir. Ancak ‫ﺎن‬
ٌ
َ
ْ
sebebiyle haber önce, mübteda sonra gelmiştir. Bu kural şöyledir: Mübteda
nekre, haber de harf-i cerle mecrurundan veya zarftan meydana gelen şibh-i
cümle olursa, haberin öne geçmesi, mübtedanın da sonra gelmesi gerekir.
Haber cümle ve şibh-i cümle olduğunda, mahallen merfu olur.
Haber türleri hakkında daha fazla bilgi almak için adlı İsmail Hakkı Sezer ve
diğerlerinin “Anlatımlı Arapça” kitabına başvurunuz.
Aşağıdaki âyetlerde şibh-i cümle olan haberleri belirtiniz.
ِ ‫اﻟﻠّﻪُ َﻣ َﻊ اﻟ ﱠ‬
.‫ﻳﻦ‬
َ ‫ﺼﺎﺑ ِﺮ‬
ِ ‫ِﻣﻦ اﻟﻨﱠﺒِﻴﱢﲔ واﻟ ﱢ‬ ‫ﻚ ﻣﻊ اﻟﱠ ِﺬﻳﻦ أَﻧْـﻌﻢ اﻟﻠّﻪُ َﻋﻠَﻴ ِﻬﻢ‬
ِ
‫ﲔ َواﻟ ﱡ‬
.‫ﲔ‬
‫ﺸ َﻬ َﺪ ِاء َواﻟ ﱠ‬
َ ِِ‫ﺼﺎﳊ‬
َ ‫ﺼﺪﱢﻳﻘ‬
ََ
َ ْ
َ َ َ َ َ َ ‫أُوﻟَـﺌ‬
ِ‫ﱠ‬
.‫اﺗﱠـ َﻘﻮاْ ﻓَـ ْﻮﻗَـ ُﻬ ْﻢ ﻳَـ ْﻮَم اﻟ ِْﻘﻴَ َﺎﻣ ِﺔ‬ ‫ﻳﻦ‬
َ ‫اﻟ ﺬ‬
.‫َﺳ َﻔ َﻞ ِﻣﻨ ُﻜ ْﻢ‬
ْ ‫أ‬ ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟ ﱠﺮْﻛ‬
.‫ﻓَ ِﻬ َﻲ َﻛﺎ ْﳊِ َﺠ َﺎرِة أ َْو أَ َﺷ ﱡﺪ ﻗَ ْﺴ َﻮًة‬
.‫َﻧﺖ ﻓِﻴ ِﻬ ْﻢ‬
َ ‫أ‬
.‫ﺸ َﺮَﻛﺂﺋِﻨَﺎ‬
ُ ِ‫َﻫـ َﺬا ﻟ‬
ِ ‫ﺎل ﻟِﻠ ِّﻪ واﻟ ﱠﺮ ُﺳ‬
.‫ﻮل‬
َ ُ ‫اﻷَﻧْـ َﻔ‬
43
‫ﻚ‬
‫ا ْﳊَ ﱡﻖ‪ِ ‬ﻣﻦ َرﺑﱢ َ‬
‫واﻟْﻌﺎﻗِﺒﺔُ ﻟِﻠ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫ْﻤﺘﱠﻘ َ‬
‫َ َ َ ُ‬
‫أَﻧﺘُﻢ ﺑِﺎﻟْﻌُ ْﺪ َوِة اﻟ ﱡﺪﻧْـﻴَﺎ‪.‬‬
‫ﻀ ُﻞ ِﻣ َﻦ اﻟﻠ ِّﻪ‪.‬‬
‫ﻚ اﻟْ َﻔ ْ‬
‫َذﻟِ َ‬
‫‪ALIŞTIRMALAR‬‬
‫‪1. Aşağıdaki parçada haberleri belirtiniz.‬‬
‫ﻒ َﺧ ِ ِ‬
‫وﺻ ِﺪﻳ ٌﻖ وِﰲﱞ‪ ُ ،‬ﱠِ‬
‫ﻴﻚ ﺑِﺎﻟﻄﱠﺒِ ِ‬
‫ت‪،‬‬
‫ﻴﺐ إِ ْن َﻣ ِﺮ ْ‬
‫اَ ْﳍَﺎﺗِ ُ‬
‫ﱠواءُ إِ ْن َﺷ َﻜ ْﻮ َ‬
‫ﺖ‪ ،‬ﺗُ َﻜﻠﱢ ُﻤﻪُ ﻓَـﻴَﺄْﺗِ َ‬
‫ﺿَ‬
‫ﺎد ٌم أَﻣ ٌ‬
‫ﻴﺐ‪ُ ،‬‬
‫وﻫ َﻮ اﻟﺪ َ‬
‫ﲔ‪َ َ ,‬‬
‫وﻫ َﻮ اﻟﻄﺒ ُ‬
‫ُﲣَﺒﱢـﺮﻩ ﻓَـﻴ ِﺠﻴﺌ َ ِ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻮﻻَ َد َة‪ ،‬واﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻼَ ُم إِ ْن‬
‫ﺸ ْﺮ ِﻃ ﱡﻲ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻳَـ ْﻘﺘَ ِﺤ ُﻢ اﻟﻠﱢ ﱡ‬
‫وﻫ َﻮ اﻟْﺒَـ ْﺮ ُد واﻟ ﱠ‬
‫ُُ َ ُ‬
‫ﺺ‪ُ ،‬‬
‫ﻚ ﺑﺎﻟ ﱠﺪ َواء‪ ،‬واﻟ َﻘﺎﺑﻠَﺔُ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﺗُـ َﻔﺎﺟ ُﺊ َ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻖ‪ ،‬ﻓَـ ُﻬ َﻮ إِ ْﺳ َﻌ ٌ ِ‬
‫ﺖ ِﰲ ﺿ ٍ‬
‫ﺲ‪.‬‬
‫ﺖ ِﰲ َو ْﺣ َﺪة‪ ،‬واﻟ ُْﻤ َﺴﻠﱢﻲ إِ ْن ُﻛ ْﻨ َ‬
‫ﻴﺲ إِ ْن ُﻛ ْﻨ َ‬
‫ﺐ َﺣ ِﺮﻳ ٌﻖ‪ُ ،‬‬
‫ﻧَﺸ َ‬
‫ﺎف وإ ْﳒَﺎ ٌد وﺗَ ْﺴﻠﻴَﺔٌ وأُﻧْ ٌ‬
‫وﻫ َﻮ اﻷَﻧ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ﲔ‪ ،‬وﺻ ِﺪﻳ ٌﻖ وِﰲﱞ‪ ،‬وﻟ ِ‬
‫َﻜﻨﱠﻪُ َﺧ ِ‬
‫ﻒ اﻟﻠﱠْﻴ ِﻞ‪،‬‬
‫وﺻ ِﺪﻳ ٌﻖ َْﳎﻨُﻮ ٌن ﻳُ ْﺪ ِﺧ ُﻞ اﻟﻐَﻠِﻴ َ‬
‫ﺎد ٌم أ ْ‬
‫ﺼ َ‬
‫ﻆ إِ َﱃ ﻏُ ْﺮﻓَ ِﺔ ﻧَـ ْﻮِﻣ َ‬
‫ﻚ ﻧِ ْ‬
‫َﲪَ ُﻖ‪َ ،‬‬
‫ُﻫ َﻮ َﺧﺎد ٌم أَﻣ ٌ َ‬
‫َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻚ ﻟِﻴـ ْﺰ ِﻋﺠ َ ِ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﻚ ﺑِ َﻜﻼَِﻣ ِﻪ اﻟ َﻔﺎرِِغ‪.‬‬
‫ﻚ‪ ،‬ﻟِﻴَ ْﺸﻐَﻠَ َ‬
‫ﺎﻋﺔَ َﻋ َﻤﻠِ َ‬
‫ﻴﻞ إِ َﱃ َﻣﻜْﺘَﺒِ َ‬
‫ﻚ َﺳ َ‬
‫ﻓَـﻴُﻮﻗﻈُ َ ُ َ‬
‫ﻚ ﲝَﺪﻳﺜﻪ اﻟﺒَﺎ ِرد‪ ،‬وﻳُ ْﺪﺧ ُﻞ اﻟﺜﱠﻘ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki parçayı okuyup sonra altı çizili olan mübtedanın haberini‬‬
‫‪belirtip türünü söyleyiniz.‬‬
‫اَﻟﻨﱠﻈَﺎﻓَﺔُ أَﻗـْﻮى ِﺳﻼَ ٍح ﻳـ ْﻘﺘُﻞ اﻟْﻤﺮض‪ .‬وﻳﻘﺎل‪" :‬اَﻟْ ِﻮﻗَﺎﻳﺔُ َﺧﻴـﺮ ِﻣﻦ اﻟ ِْﻌﻼَ ِج" أَي أَﻧﱠـﻨَﺎ ﻧَـﺘَـﻮﻗﱠﻰ اﻷَﻣﺮاض ﺑِﻮ ِ‬
‫اﺳﻄَ ِﺔ‬
‫َ ُ ََ َ‬
‫ْ‬
‫َ ٌْ َ‬
‫َْ َ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻨﱠﻈَﺎﻓَ ِﺔ َﺧﻴـﺮ ِﻣﻦ أَ ْن ﳕَْﺮض ﰒُﱠ ﻧُـﻌﺎﻟِ‬
‫ﺲ‪ ،‬واﳌَﺴ َﻜ ِﻦ‪ِ ،‬وﰲ ِ‬
‫ض‪ .‬اَﻟﻨﱠﻈَﺎﻓَﺔُ ﺗَ ُﻜﻮ ُن ِﰲ ا ْﳉِﺴ ِﻢ ُﻛﻠﱢ ِﻪ‪ ،‬واﳌَﻼَﺑِ‬
‫اﻟﻔ َﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫اش‪،‬‬
‫ﺮ‬
‫ْﻤ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﺞ‬
‫َ َ َ َ ََ َ‬
‫ٌْ ْ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫ِوﰲ اﻟﻄﱠ َﻌِﺎم واﻟ ﱠ‬
‫ُوﱃ وﻫ َﻲ ﻧﻈﺎﻓﺔ اﻟﻠﺴﺎن‪،‬‬
‫َﻦ ﻣ َﻦ اﻟﻨﱠﻈَﺎﻓَﺔ اﻷ َ‬
‫وﻫﻨَ َ‬
‫ّ◌ َ◌رﻳﻖ‪ُ .‬‬
‫ﺸ َﺮاب َو َﺣ ﱠﱴ ﰲ اﻟﻂ ّ‬
‫ﺎك ﻧَﻈَﺎﻓَﺔٌ أُ ْﺧ َﺮى أَﲦ ُ‬
‫ﺎل اﻟ َﻘﺒِ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻮ ِﺳ َﺦ‪ ،‬واﻷَ ْﻋ َﻤ َ‬
‫ات ﺗُـ َﻮ ﱢﺳ ُﺦ ﲰُْ َﻌﺔَ‬
‫ور ٌ‬
‫أي ﻧَﻈَﺎﻓَﺔُ اﻟ َﻜﻼَِم‪ ،‬وَﻛ َﺬﻟِ َ‬
‫َ‬
‫ﻴﺤﺔَ ﻫ َﻲ ﻗَﺎ َذ َ‬
‫ﻚ ﻧَﻈَﺎﻓَﺔُ اﻷَ ْﻋ َﻤﺎل‪ ،‬ﻷَ ﱠن اﻟ َﻜﻼَ َم َ‬
‫ﺻِ‬
‫وﲢَﱢﻘ ُﺮﻩُ‪.‬‬
‫ﺎﺣﺒِ َﻬﺎ ُ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﲨﻴﻼً ُِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻒ ﻳ ُﻜﻮ ُن ﻣ ْﻨﻈُﺮﻩُ َِ‬
‫واﻟ ﱠ‬
‫ﻴﻊ‪ ،‬واﻟ ﱠ‬
‫ﻴﺤﺎ وﻳَﻜ َْﺮُﻫﻪُ‬
‫ﺺ اﻟ َﻘﺬ ُر ﻳَ ُﻜﻮ ُن َﻣ ْﻨﻈَُﺮﻩُ ﻗَﺒِ ً‬
‫وﳛﺒﱡﻪُ اﳉَﻤ ُ‬
‫ﺺ اﻟﻨﱠﻈ ُ َ‬
‫ﺸ ْﺨ ُ‬
‫ﺸ ْﺨ ُ‬
‫َ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ي َْﳛﻤﻴﻨَﺎ ﻣ ْﻦ ُﻛ ﱢﻞ أَ ًذى‪ ،‬أَذَى ا ْﳉ ْﺴ ِﻢ وأَ َذى اﻟﻨﱠـ ْﻔ ِ‬
‫ﺲ‪.‬‬
‫ﻮر ﻗَ ِﻮ ﱞ‬
‫ﻴﻊ‪ .‬ﻓَـ َﻌﻠَْﻴـﻨَﺎ أَ ْن ﻧَـ ْﻬﺘَ ﱠﻢ ﺑ ُﻜ ﱢﻞ أَ ْﺷ َﻜﺎل اﻟﻨﱠﻈَﺎﻓَﺔ ﻷَﻧﱠـ َﻬﺎ ُﺳ ٌ‬
‫اﳉَﻤ ُ‬
‫‪ ‬‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde haberin türünü belirtiniz.‬‬
‫س ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟ ُْﻤ ِﺪﻳ ِﺮ‪.‬‬
‫‪ .1‬اَﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر ُ‬
‫ﱡ‬
‫ْﺐ‪.‬‬
‫‪ .2‬اَﻟﻨﱢـﻴﱠﺔُ َﳏَﻠ َﻬﺎ اﻟ َﻘﻠ ُ‬
‫ﻮر‪.‬‬
‫‪ .3‬اَﷲُ ﻏَ ُﻔ ٌ‬
‫ﱢﻳﻦ ﻳُ ْﺴ ٌﺮ‪.‬‬
‫‪ .4‬اﻟﺪ ُ‬
‫ﺖ أَﻗْ َﺪ ِام اﻷُﱠﻣ َﻬ ِ‬
‫ﺎت‪.‬‬
‫‪ .5‬اﳉَﻨﱠﺔُ َﲢْ َ‬
‫ﺐ اﻟﻄﱢ ِ‬
‫ﻴﺐ‪.‬‬
‫‪ .6‬اَﻟ ِْﻤ ْﺴ ُ‬
‫ﻚ أَﻃْﻴَ ُ‬
‫‪44‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺴﻼَ ُم َﻋﻠَْﻴ ُﻜ ْﻢ‪.‬‬
‫‪ .7‬اﻟ ﱠ‬
‫ُوﱃ‪.‬‬
‫ﺼ ْﺪ َﻣ ِﺔ اﻷ َ‬
‫ﺼ ْﺒـ ُﺮ ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟ ﱠ‬
‫‪ .8‬اﻟ ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻢ‪.‬‬
‫ْﻢ َﺷﺄْﻧُﻪُ َﻋﻈ ٌ‬
‫‪ .9‬اﻟﻌﻠ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻢ‪.‬‬
‫‪ .10‬ا ْﳉَ ْﻬ ُﻞ َوﻗـْﻌُﻪُ َوﺧ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﺻ ْﻮﺗُـ َﻬﺎ ُﻣ ْﺮﺗَِﻔ ٌﻊ‪.‬‬
‫‪ 11‬اﻟﻄﱠﺎﺋ َﺮةُ َ‬
‫ِ‬
‫ﺖ‪.‬‬
‫ﺎم اﻟْﺒَـ ْﻴ َ‬
‫‪ .12‬اﳊَﺪﻳ َﻘﺔُ أ ََﻣ َ‬
‫ﺎل ﻃَﻌﻤﻪَ ﻟ ِ‬
‫َﺬﻳ ٌﺬ‪.‬‬
‫‪ .13‬اﻟﺒُـ ْﺮﺗُـ َﻘ ُ ْ ُ‬
‫‪َ .14‬ﺳﻴﱠ َﺎرﺗُـﻨَﺎ ُﳏَ ﱢﺮُﻛ َﻬﺎ َﺟ ِﺪﻳ ٌﺪ‪.‬‬
‫‪ .15‬اﳉ ِﺮﻳ َﺪةُ أَ ْﺧﺒﺎرَﻫﺎ ﺻ ِ‬
‫ﺎدﻗَﺔٌ‪.‬‬
‫َُ َ‬
‫َ‬
‫ﺎﻋﺔُ ْاﻣﺘَﻸ ْ ِ‬
‫ﻳﻦ‪.‬‬
‫‪ .16‬اﻟ َﻘ َ‬
‫َت ﺑﺎﻟ َْﻤ ْﺪﻋُ ﱢﻮ َ‬
‫ح ﻳَـ ْﺰَرعُ اﻟ َﻘ ْﻤ َﺢ‪.‬‬
‫‪ .17‬اﻟ َﻔﻼﱠ ُ‬
‫‪ِ .18‬‬
‫ﺎدةُ ِﰲ اﻟﻄﱠﺎﺑِ ِﻖ اﻷَ ﱠو ِل‪.‬‬
‫اﻟﻌﻴَ َ‬
‫ﻮرةُ ِﰲ ا ْﳊَِﻘﻴﺒَ ِﺔ‪.‬‬
‫‪ .19‬اﻟ َﻔﺎﺗُ َ‬
‫ِ‬
‫ﺻ ِﺪﻳ َﻘﻪُ‪.‬‬
‫‪ .20‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺼ ِﺪ ُ‬
‫ﻳﻖ ﻳُ َﺴﺎﻋ ُﺪ َ‬
‫‪4. Aşağıdakilerden her ismi haber yapınız‬‬
‫ﺎن‪ ،‬ﻣﻐْﻠَ َﻘﺘَ ِ‬
‫ﻣ ْﻔﺘُ ِ‬
‫ﲨﻴﻠَﺔ‪ ،‬ﻧَ ِ‬
‫ﺎن‪َِ ،‬‬
‫ﻒ‪ ،‬أَﻳْ َﻦ‪َ ،‬ﻣﺎ‪َ ،‬ﻣ ْﻦ‪َ ،‬ﻣ َﱴ‪ِ ،‬ﻋ ْﻨ َﺪ‪ ،‬ﻓَـ ْﻮ َق‪.‬‬
‫ﺎﺟ ُﺤﻮ َن‪َ ،‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫ﻮﺣﺘَ ُ‬
‫َ َ‬
‫‪ ‬‬
‫‪5. İki örnekte olduğu gibi, gerekli değişiklikleri yaparak müfred haberi‬‬
‫‪cümle habere çeviriniz.‬‬
‫وﺳ ِﻪ ‪ ---‬اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ َْﳚﺘَ ِﻬ ُﺪ ِﰲ ُدر ِ‬
‫اﻟْ ِﻤﺜَﺎﻻَ ِن‪ :‬اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ ُْﳎﺘَ ِﻬ ٌﺪ ِﰲ ُدر ِ‬
‫وﺳ ِﻪ‪.‬‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ﺸﺠﺮةُ َﻛﺜِﲑةُ اﻷَ ْﻏﺼ ِ‬
‫ﺎن ‪ -----‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺼﺎﻧُـ َﻬﺎ َﻛﺜِ َﲑةٌ‪.‬‬
‫ﺸ َﺠ َﺮةُ أَ ْﻏ َ‬
‫َ‬
‫اﻟ ﱠ َ َ َ‬
‫‪ . 1‬اﻷ ِ‬
‫َﻃﺒﱠﺎءُ ُﻣﺘَـ َﻮ ﱢﺟ ُﻬﻮ َن إِ َﱃ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ‪.‬‬
‫ﻮد َﻋﺎﺋِ ُﺪو َن ِﻣ ْﻦ أ َْر ِ‬
‫ض اﻟ َْﻤ ْﻌ َﺮَﻛ ِﺔ‪.‬‬
‫‪ .2‬اَ ْﳉُﻨُ ُ‬
‫‪ .3‬اﻟﺒُ َﺤ ْﻴـ َﺮةُ َﻋﺬْﺑَﺔُ اﻟ َْﻤ ِﺎء‪.‬‬
‫‪ .4‬اﻟْﻤ ْﺆِﻣﻦ ﻣﺘَـﻮﱢﻛﻞ َﻋﻠَﻰ ِ‬
‫اﷲ‪.‬‬
‫ُ َُُ ٌ‬
‫‪ .5‬اﻟﺜـﱠﻮ ِ‬
‫ﻴﺺ اﻟﺜ َﱠﻤ ِﻦ‪.‬‬
‫ْ ُ‬
‫ب َرﺧ ُ‬
‫ﺼﺎﻟ َِﺔ‪.‬‬
‫ﺴﺎﺋِ ُﺤﻮ َن ُﻣ ْﻨﺘَ ِﻈ ُﺮو َن ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫‪ .6‬اﻟ ﱠ‬
‫‪ُ .7‬ﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ ﻗَ ِ‬
‫ﺎد ٌم اﻟﻴَـ ْﻮَم ِﻣ َﻦ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ‪.‬‬
‫‪45‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .8‬ﺣﺴ ٌْ ِ‬
‫ﻮع إِ َﱃ اﻷ ُْر ُد ِن‪.‬‬
‫ُﺳﺒُ ٍ‬
‫ﲔ ُﻣ َﺴﺎﻓ ٌﺮ ﺑَـ ْﻌ َﺪ أ ْ‬
‫َُ‬
‫ﺼ ْﻴ ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫‪ .9‬ا ْﳊََﺮ َارةُ َﺷ ِﺪﻳ َﺪةٌ ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫ِ‬
‫‪ .10‬اَﻟ ُْﻤ َ ﱡ‬
‫ﺴﻮ َن ِﰲ اﻟ َْﻤ ْﺴ ِﺠ ِﺪ‪.‬‬
‫ﺼﻠﻮ َن َﺟﺎﻟ ُ‬
‫‪ ‬‬
‫‪6. Misalde olduğu gibi, gerekli değişikliği yaparak cümle haberi müfred‬‬
‫‪habere çeviriniz.‬‬
‫ﺴﺎﺋِ ُﻖ ُﻣ ْﺴ ِﺮعٌ ِﰲ َﺳ ِْﲑِﻩ‬
‫اﳌِﺜَ ُ‬
‫ﺴﺎﺋِ ُﻖ ﻳُ ْﺴﺮِعُ ِﰲ َﺳ ِْﲑِﻩ ‪ ----‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺎل‪ :‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺸِ‬
‫ﻒ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎﻃ ِﺊ‪.‬‬
‫‪ .1‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺴ ِﻔﻴﻨَﺔُ ﺗَِﻘ ُ‬
‫ْﻫﺒُﻮ َن إِ َﱃ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ‪.‬‬
‫ب ﻳَﺬ َ‬
‫‪ .2‬اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ‬
‫‪ .3‬اﻟ ُﻔ ْﻨ ُﺪ ُق ﻳُ ِﻄ ﱡﻞ َﻋﻠَﻰ اﻟﺒَ ْﺤ ِﺮ‪.‬‬
‫ﺎد ِة‪.‬‬
‫ﺎدةُ ﺗَـ ْﻨﺒَ ُﻊ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ‬
‫‪ .4‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺴ َﻌ َ‬
‫ﺴ َﻌ َ‬
‫ِ‬
‫ﺼ ُﺪ ُق َداﺋِ ًﻤﺎ‪.‬‬
‫‪ .5‬اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ُﻢ ﻳَ ْ‬
‫‪ .6‬اﻟ ﱡ‬
‫ﺸﺒﱠﺎ ُن ﻳَ ْﺴﺒَ ُﺤﻮ َن ِﰲ اﻟ َْﻤ ْﺴﺒَ ِﺢ‪.‬‬
‫ﺎت ﻳَـ ْﻨ َﺠ ْﺤ َﻦ‪.‬‬
‫‪ .7‬اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻮﻣﻮ َن‪.‬‬
‫‪ .8‬اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ُﻤﻮ َن ﻳَ ُ‬
‫ﺼُ‬
‫‪ِ .9‬‬
‫ج ُﻣﺒَ ﱢﻜ ًﺮا‪.‬‬
‫َ‬
‫اﻟﻌﺎﻣ ُﻞ ﳜَْ ُﺮ ُ‬
‫ِ‬
‫ورﻧَﺎ‪.‬‬
‫‪َ .10‬ﺳﻌﻴ ٌﺪ ﻳَـ ُﺰ ُ‬
‫‪7. İki örnekte olduğu gibi, aşağıdaki sorulara parantez arasındakilerden‬‬
‫‪yararlanarak, haber, cümle veya şibh-i cümle olacak şekilde isim‬‬
‫‪cümleleriyle cevap veriniz.‬‬
‫اﻟ ِْﻤﺜَﺎﻻَ ِن‪ :‬أَﻳْ َﻦ ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ؟‬
‫)ِﰲ اﻟﺪﱠا ِر(‬
‫ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ ِﰲ اﻟﺪﱠا ِر‪.‬‬
‫ِ‬
‫س؟‬
‫أَﻳْ َﻦ ﻳَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ ُ‬
‫ِ‬
‫س ﻳَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ ِﰲ َﺷ ِﺮَﻛ ٍﺔ‪.‬‬
‫اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ ُ‬
‫ﱠِ‬
‫ﺐ؟‬
‫س اﻟﻄﺎﻟ ُ‬
‫‪ .1‬أَﻳْ َﻦ ﻳَ ْﺪ ُر ُ‬
‫‪ .2‬أَﻳْ َﻦ اﻟ َﻘﻠَ ُﻢ؟‬
‫اد؟‬
‫‪َ .3‬ﻣﺎ َرأْﻳُ َ‬
‫ﻚ ِﰲ ﺑَـﻐْ َﺪ َ‬
‫ض؟‬
‫ح اﻷ َْر َ‬
‫‪َ .4‬ﻣ َﱴ ﻳَـ ْﺰَرعُ اﻟ َﻔﻼﱠ ُ‬
‫‪ .5‬أَﻳْ َﻦ اﻟ ُﻜ ْﺮ ِﺳ ﱡﻲ؟‬
‫) َﺷ ِﺮَﻛﺔ (‬
‫) َﺟ ِﺎﻣ َﻌﺔُ اﻷ ُْر ُد ِن(‬
‫)ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ َْﻤﻜْﺘَ ِ‬
‫ﺐ(‬
‫) َﺷ َﻮا ِرﻋُ َﻬﺎ ﻧَ ِﻈﻴ َﻔﺔٌ(‬
‫اﳋَ ِﺮ ِ‬
‫ﺼ ِﻞ ْ‬
‫ﻳﻒ(‬
‫)ِﰲ ﻓَ ْ‬
‫ْﻒ اﻟ َْﻤﻜْﺘَ ِ‬
‫ﺐ(‬
‫) َﺧﻠ َ‬
‫‪46‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻚ ِﰲ اﻟ ﱠﺬ َﻫ ِ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪َ .6‬ﻣﺎ َرأْﻳُ َ‬
‫‪ .7‬أَﻳْ َﻦ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮو َن؟‬
‫) ِﺳ ْﻌ ُﺮﻩُ ُﻣ ْﺮﺗَِﻔ ٌﻊ(‬
‫)ِﰲ اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر(‬
‫ب إِ َﱃ ﺑِﻼَ ِد ِﻫ ْﻢ؟‬
‫‪َ .8‬ﻣ َﱴ ﻳَـﻌُ ُ‬
‫ﻮد اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ‬
‫)ِﰲ اﻟﻌُﻄْﻠَ ِﺔ(‬
‫ﱠﺢ اﻷَ ْزَﻫﺎ ُر؟‬
‫‪َ .9‬ﻣ َﱴ ﺗَـﺘَـ َﻔﺘ ُ‬
‫)ِﰲ اﻟ ﱠﺮﺑِﻴ ِﻊ(‬
‫ﺼ ِﺪﻳ َﻘ ِ‬
‫ﺎن؟‬
‫‪ .10‬أَﻳْ َﻦ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴﻴﻨَ َﻤﺎ(‬
‫) ِﰲ اﻟ ﱢ‬
‫‪ ‬‬
‫‪8. A grubundaki her Mübteda için, B grubundan uygun haberi seçip‬‬
‫‪sonra her cümledeki haberin türünü belirtiniz.‬‬
‫‪A‬‬
‫‪B‬‬
‫ﻳﺾ‬
‫اﻟ َْﻤ ِﺮ ُ‬
‫َﺣ ِﺪ‬
‫ﻳَـ ْﻮ ُم اﻷ َ‬
‫ﺎج‬
‫ا ْﳊُ ﱠﺠ ُ‬
‫اﻟ َﻜ ْﻬ َﺮﺑَﺎءُ‬
‫ﺎج‬
‫اﻟﺪ َ‬
‫ﱠﺟ ُ‬
‫اﻟﻌُﻄْﻠَﺔُ‬
‫اﻟْﻤ َ ِ‬
‫ﻴﺢ‬
‫ﺼﺎ ﺑ ُ‬
‫َ‬
‫ﺎﻋﺔُ‬
‫اﻟ ﱠ‬
‫ﺴَ‬
‫اﳊَ ِﺪﻳ َﻘﺔُ‬
‫اﳊَﺎﻓِﻠَﺔُ‬
‫اﻟ َﻘ ِ‬
‫ﺼﻴ َﺪةُ‬
‫َﳊﻤﻪُ ﻟ ِ‬
‫َﺬﻳ ٌﺬ‬
‫ُْ‬
‫َﺣﺎﻟَﺘُﻪُ ُﻣﻄ َْﻤﺌِﻨﱠﺔٌ‬
‫ﻳَﻄُﻮﻓُﻮ َن ﺑِﺎﻟْ َﻜ ْﻌﺒَ ِﺔ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼ ِﺮ اﳊ ِﺪ ِ‬
‫ﻳﺚ‬
‫ﻣ ْﻦ ﳐُْﺘَـ َﺮ َﻋﺎت َ‬
‫اﻟﻌ ْ َ‬
‫َد ِﻗﻴ َﻘﺔٌ‬
‫ﺗُﻨِﲑُ اﻟﻐُ ْﺮﻓَﺔَ‬
‫ﺐ إِ َﱃ َو َﺳ ِﻂ اﻟْ َﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ‬
‫ﺗَﺬ َ‬
‫ْﻫ ُ‬
‫ﺐ‬
‫ﻓَـ ْﻬ ُﻤ َﻬﺎ َ‬
‫ﺻ ْﻌ ٌ‬
‫ْﻒ اﻟﺒـ ْﻴ ِ‬
‫ﺖ‬
‫َﺧﻠ َ َ‬
‫‪ ‬‬
‫‪9. Aşağıdaki metinlerde geçen isim cümlelerini tespit edip haberlerini ve‬‬
‫‪türlerini belirleyiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﺿﺮورةٌ ﻟِ ُﻜ ﱢﻞ اﻟْ َﻜﺎﺋِﻨَ ِ‬
‫ﻂ ﺗَـ ْﻠﺘَ ﱡ‬
‫ﻮر ﺗَـﻨَﺎمُ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻳَﺄِْﰐ اﻟﻠﱠْﻴ ُﻞ‪َ .‬واﻟﻨـ ْﱠﻮ ُم‬
‫ﺎت ا ْﳊَﻴﱠ ِﺔ‪ ،‬ﻓَﺎﻟْ ِﻘﻄَ ُ‬
‫ﻒ َﻛﺎﻟْ ُﻜ َﺮة َوﺗَـﻨَ ُ‬
‫ﺎم‪َ ،‬واﻟﻄﱡﻴُ ُ‬
‫ اﻟﻨﱠـ ْﻮ ُم َ ُ َ‬‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟِ ِﻺﻧْﺴ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎج إﻟ َْﻴﻪ‪ .‬ﻗَ َ‬
‫ﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪" :‬اَﷲُ ﻻَ‬
‫ﺎن َ‬
‫ورةٌ َﺣﻴَﺎﺗﻴﱠﺔٌ‪َ .‬وﻗَ ْﺪ ﻧَـ َﻔﻰ اﷲُ ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ َﻋ ْﻦ ﻧَـ ْﻔﺴﻪ ﺻ َﻔﺔَ اﻟﻨـ ْﱠﻮم‪ ،‬ﻓَـ ُﻬ َﻮ ﻻَ َْﳛﺘَ ُ‬
‫ﺿ ُﺮ َ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫ْﺧ ُﺬﻩُ ِﺳﻨَﺔٌ َوﻻَ ﻧَـ ْﻮٌم"‪.‬‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻲ‬
‫ﺄ‬
‫ﺗ‬
‫ﻻ‬
‫ﻮم‬
‫ﻴ‬
‫ﻘ‬
‫ْ‬
‫ﳊ‬
‫ا‬
‫ﻮ‬
‫ﻫ‬
‫ﻻ‬
‫ْ‬
‫ﱡ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُ َُ‬
‫إﻟَﻪَ إ ُ َ َ ﱡ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻋ ِ‬
‫ﺎت ﻧَـ ْﻮِﻣ ِﻬ ْﻢ‪،‬‬
‫ﺾ َﺳ َ‬
‫ﺐ ﻟَﻪُ َﻛﺜِ ًﲑا ﻣ َﻦ اﻷَ ْﺧﻄَﺎ ِر‪َ ،‬ﺣ ﱠﱴ إ ﱠن َﻛﺜِ ًﲑا ﳑﱠ ْﻦ ﺗَـ ْﻨ َﺨﻔ ُ‬
‫ ﺣ ْﺮَﻣﺎ ُن ا ْﳉَ َﺴﺪ ﻣ َﻦ اﻟﻨـ ْﱠﻮم ﻗَ ْﺪ ﻳُ َﺴﺒﱢ ُ‬‫ﱠﺎﲡﲔ ِﻣﻦ وﺗِﲑِة ا ْﳊﻴ ِﺎة اﻟْﻌ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠﻌ ِ‬
‫ﺑِ َﺴﺒَ ِ‬
‫ي َﺷ ْﻲ ٍء َﻣ ْﻬ َﻤﺎ‬
‫ﻳﺢ ﻟِﻠﱠْﻴـﻠَ ِﺔ ُﻣ َﻘﺎﺑِ َﻞ أ ﱢ‬
‫ﺐ اﻟﺘـ ْ‬
‫ﱠﻮﺗﱡ ِﺮ اﻟﻨ ِ َ ْ َ َ ََ َ‬
‫ﺼ ِﺮﻳﱠﺔ‪ ،‬ﻳَـﺘَ َﻤﻨـ ْﱠﻮ َن اﻟﻨـ ْﱠﻮَم اﻟ ُْﻤ ِﺮ َ‬
‫ﺐ َواﻟﺘـ َ‬
‫ﺸ ْﺨﺺ ﻳـ ْﻨ َﺨ ِﻔﺾ ُﻛ ﱡﻞ ﻧَ َﺸ ٍ‬
‫َﻛﺎ َن اﻷَﻣﺮ‪ .‬ﻓَﺎﻟﻨـﱠﻮم ﻳـﻌ ِﻄﻲ ﻟِﻠْﺠﺴ ِﺪ ﻓُـﺮﺻﺔً ﻟِﻠﱠ ﱠﺮ ِ‬
‫ﱠﻌ ِ ِ‬
‫ﺎط‪،‬‬
‫اﺣﺔ ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻟﺘـ ْ‬
‫ْ ُ ُْ‬
‫ُ‬
‫ﺐ‪ ،‬ﻓَﻌ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻳَـﻨَ ُ‬
‫ََ ْ َ‬
‫َ‬
‫ﺎم اﻟ ﱠ ُ َ‬
‫ُْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺲ ﺑ ِﻄﻴﺌَﺔً‪ .‬وِﻣﻦ أَ ْﻛﺜَ ِﺮ وﻇَﺎﺋِ ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ﱡ‬
‫ِ‬
‫ﻒ اﻟﻨـ ْﱠﻮِم أَﳘَﱢﻴﱠ ٍﺔ‪ ،‬أَ ﱠن‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻗ‬
‫د‬
‫ﺔ‬
‫ﻋ‬
‫ﺮ‬
‫ﺳ‬
‫ﲑ‬
‫ﺼ‬
‫ﺗ‬
‫و‬
‫‪،‬‬
‫ت‬
‫ﻼ‬
‫ﻀ‬
‫ْﻌ‬
‫ا‬
‫ﺎت‬
‫ﻔ‬
‫ـ‬
‫ﻨ‬
‫ـ‬
‫ﺘ‬
‫اﻟ‬
‫و‬
‫ْﺐ‬
‫ﻠ‬
‫ﻘ‬
‫ْ‬
‫ﻟ‬
‫ﱠ‬
‫َوﺗَ ْﺴﺘَـ ْﺮﺧﻲ َ َ َ ُ َ َ ُ ُ ْ َ ُ َ‬
‫َ َ َ‬
‫َ ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﱠﻌ ِ‬
‫ْﺖ اﻟْﻴَـ َﻘﻈَ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺐ اﻟﱠ ِﺬي َﺣ َﺪ َ‬
‫ث ﻟَﻪُ َوﻗ َ‬
‫ﺼِ ﱠ‬
‫ﱯ ﻳَـﻌُ ُ‬
‫ﻮد ﻟَﻪُ ﻧَ َﺸﺎﻃُﻪُ ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻟﺘـ ْ‬
‫ا ْﳉ َﻬ َﺎز اﻟ َْﻌ َ‬
‫‪47‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ َواﻟﻨﱠﺎﺋِ ُﻢ ﻳَـ ْﻔ ِﻘ ُﺪ ِﰲ اﻟْﻐَﺎﻟِ ِ‬‫ﺿ ٍﻊ ﻻَ ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪﻩُ ﻟِﻨَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ‪َ ،‬وﻗَ ْﺪ ﻳَـﺘَ َﻜﻠﱠ ُﻢ ﺑِ َﺸ ْﻲ ٍء ﻻَ‬
‫ادﺗِِﻪ‪ ،‬ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻳَ ُﻜﻮ ُن ِﰲ َو ْ‬
‫ﺐ اﻟﺘﱠ َﺤ ﱡﻜ َﻢ ِﰲ إِ َر َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ وﻣﺎ ﻻَ ُِﳛ ﱡ ِ‬
‫اﻻﺳﺘِﻴ َﻘ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎظ‪،‬‬
‫ﺐ‪َ ،‬وﻟ َﺬا ﻓَـ َﻘ ْﺪ َﺟﺎءَ اﻷَ ْﻣ ُﺮ ﺑِﻐَ ْﺴ ِﻞ اﻟْﻴَﺪ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ِ ْ‬
‫ﻮرﻩُ‪َ ،‬وﻗَ ْﺪ ﻳَـ َﺮى ﻣ َﻦ اﻷَ ْﺣﻼَِم َﻣﺎ ُﳛ ﱡ َ َ‬
‫ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪ ﻇُ ُﻬ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َﺣ ُﺪ ُﻛ ْﻢ ﻣ ْﻦ ﻧَـ ْﻮﻣﻪ ﻓَﻼَ ﻳُ ْﺪﺧ ْﻞ ﻳَ َﺪﻩُ ِﰲ ا ِﻹﻧَﺎء َﺣ ﱠﱴ ﻳَـ ْﻐﺴﻠَ َﻬﺎ ﺛَﻼَﺛًﺎ‪،‬‬
‫َﻛ َﻤﺎ ﻗَ َ‬
‫اﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ َ‬
‫ﺻﻠﱠﻰ اﷲُ َﻋﻠَْﻴﻪ َو َﺳﻠﱠ َﻢ‪" :‬إِ َذا ْ‬
‫ﺎل َ‬
‫ﻆأَ‬
‫ﺖ ﻳ ُﺪﻩ"‪ ،‬وِﳍ َﺬا ﻓَﺎﻟﻨـﱠﻮم ﻧَ ِﺎﻗﺾ ﻟِﻠْﻮﺿ ِ‬
‫ﺎل‬
‫ﻮء‪َ .‬ﺣ ًّﻘﺎ إِ ﱠن اﻟﻨـ ْﱠﻮَم ﻧَـ ْﻮعٌ ِﻣ َﻦ اﻟ َْﻮﻓَ ِﺎة‪َ ،‬ﻛ َﻤﺎ ﻗَ َ‬
‫ُْ ٌ ُ ُ‬
‫َﺣ َﺪ ُﻛ ْﻢ ﻻَ ﻳَ ْﺪ ِري أَﻳْ َﻦ ﺑَﺎﺗَ ْ َ ُ َ َ‬
‫ﻓَِﺈ ﱠن أ َ‬
‫ﲪ َﺪ اﷲ ﺗَـﻌ َﺎﱃ َﻋﻠَﻰ ا ْﳊﻴ ِﺎة ِﻣﻦ ﺟ ِﺪ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﻆ ا ِﻹﻧْﺴﺎ ُن‪َِ ،‬‬
‫ﻳﺪ‪َ ،‬ﻛ َﻤﺎ‬
‫اﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ َ‬
‫ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪َ " :‬و ُﻫ َﻮ اﻟﱠﺬي ﻳَـﺘَـ َﻮﻓﱠﺎ ُﻛ ْﻢ ﺑِﺎﻟﻠﱠْﻴ ِﻞ"‪َ .‬وإِ َذا ْ‬
‫َ َ‬
‫ََ ْ َ‬
‫َ‬
‫ﻮل ﺻﻠﱠﻰ اﷲ َﻋﻠَﻴ ِﻪ وﺳﻠﱠﻢ‪" :‬اَ ْﳊﻤ ُﺪ ِ ِ‬
‫ﻮر"‪.‬‬
‫َﺣﻴَﺎﻧَﺎ ﺑَـ ْﻌ َﺪ أ ََﻣﺎﺗَـﻨَﺎ َوإِﻟ َْﻴ ِﻪ اﻟﻨﱡ ُ‬
‫ﷲ اﻟﱠﺬي أ ْ‬
‫أ َْر َﺷ َﺪ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ُ َ‬
‫ُ ْ َ َ َ َْ‬
‫ﺸُ‬
‫‪10. Aşağıdaki cümlelerin türlerini ve temel öğelerini (isim cümlesinde‬‬
‫‪mübteda ve haberi; fiil cümlesinde de fiille faili) belirtiniz.‬‬
‫ﺿﺮورةٌ ﻟِ ُﻜ ﱢﻞ اﻟْ َﻜﺎﺋِﻨَ ِ‬
‫ﺎت ا ْﳊَﻴﱠ ِﺔ‪.‬‬
‫‪ .1‬اﻟﻨـ ْﱠﻮ ُم َ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ﻂ ﺗَـﻠْﺘَ ﱡ‬
‫ﺎم‪.‬‬
‫‪ .2‬اﻟ ِْﻘﻄَ ُ‬
‫ﻒ َﻛﺎﻟْ ُﻜ َﺮة َوﺗَـﻨَ ُ‬
‫ﺎم ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻳَﺄِْﰐ اﻟﻠﱠْﻴ ُﻞ‪.‬‬
‫ﻮر ﺗَـﻨَ ُ‬
‫‪ .3‬اﻟﻄﱡﻴُ ُ‬
‫‪ .4‬ﻗَ ْﺪ ﻧَـ َﻔﻰ اﷲ ﺗَـﻌ َﺎﱃ َﻋﻦ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ ِ‬
‫ﺻ َﻔﺔَ اﻟﻨـ ْﱠﻮِم‪.‬‬
‫ُ َ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ ﻟَﻪُ َﻛﺜِ ًﲑا ِﻣ َﻦ اﻷَ ْﺧﻄَﺎ ِر‪.‬‬
‫‪ .5‬ﺣ ْﺮَﻣﺎ ُن ا ْﳉَ َﺴﺪ ﻣ َﻦ اﻟﻨـ ْﱠﻮم ﻗَ ْﺪ ﻳُ َﺴﺒﱢ ُ‬
‫‪ .6‬اﻟﻨـﱠﻮم ﻳـﻌ ِﻄﻲ ﻟِﻠْﺠﺴ ِﺪ ﻓُـﺮﺻﺔً ﻟِﻠﱠ ﱠﺮ ِ‬
‫ﱠﻌ ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫اﺣﺔ ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻟﺘـ ْ‬
‫ْ ُ ُْ‬
‫ََ ْ َ‬
‫َ‬
‫‪ .7‬اَ ْﳊﻤ ُﺪ ِ ِ‬
‫ﻮر‪.‬‬
‫َﺣﻴَﺎﻧَﺎ ﺑَـ ْﻌ َﺪ أ ََﻣﺎﺗَـﻨَﺎ َوإِﻟ َْﻴ ِﻪ اﻟﻨﱡ ُ‬
‫ﷲ اﻟﱠﺬي أ ْ‬
‫َْ‬
‫ﺸُ‬
‫‪ .8‬اﻟﻨـﱠﻮم ﻧَﺎﻗِﺾ ﻟِﻠْﻮﺿ ِ‬
‫ﻮء‪.‬‬
‫ُْ ٌ ُ ُ‬
‫ﺿ ٍﻊ ﻻَ ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪﻩُ ﻟِﻨَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻗَ ْﺪ ﻳَ ُﻜﻮ ُن ِﰲ َو ْ‬
‫ﻆ ا ِﻹﻧْﺴﺎ ُن‪َِ ،‬‬
‫ﲪ َﺪ اﷲَ ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ َﻋﻠَﻰ ا ْﳊَﻴَ ِﺎة ِﻣ ْﻦ َﺟ ِﺪﻳﺪ‪.‬‬
‫‪ .10‬إِ َذا ْ‬
‫اﺳﺘَـ ْﻴـ َﻘ َ َ‬
‫‪11. Aşağıda, haberi isim cümlesi olan cümleleri, örnekte olduğu şekilde,‬‬
‫‪yeniden kurunuz.‬‬
‫‪Örnek:‬‬
‫َﺣ َﺮ َارةُ ا ْﳉَﱢﻮ َﺷ ِﺪﻳ َﺪةٌ‬
‫‪ .1‬ﻓُـ ُﺮوعُ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮِة ﻃَ ِﻮﻳﻠَﺔٌ ‪ ‬‬
‫‪َ .2‬زاﺋِﺮو اﻟْﻤ ْﺘﺤ ِ‬
‫ﻒ َﻛﺜِﲑُو َن‪ ‬‬
‫ُ ُ َ‬
‫ا ْﳉَﱡﻮ َﺣ َﺮ َارﺗُﻪُ َﺷ ِﺪﻳ َﺪةٌ‪.‬‬
‫‪---- ‬‬
‫‪ ---- ‬‬
‫ِ ِ‬
‫ﻴﻞ ‪ ‬‬
‫ﺻ ْﻮ ُ‬
‫‪َ .3‬‬
‫ت اﻟ ُْﻤ َﺆذﱢن َﲨ ٌ‬
‫‪ .4‬ﻋُ ْﻨـ َﻮا ُن اﻟ ﱠ‬
‫وف‪ ‬‬
‫ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ َﻣ ْﻌ ُﺮ ٌ‬
‫‪ .5‬أَ ْﺧﺒﺎر ا ْﳉ ِﺮﻳ َﺪ ِة ﺻ ِ‬
‫ﺎدﻗَﺔٌ ‪ ‬‬
‫َ‬
‫َُ َ‬
‫‪ ---- ‬‬
‫‪َ .6‬ﺣﺎﻟَﺔُ اﻟ َْﻤ ِﺮ ِ‬
‫ﻳﺾ َﺳﻴﱢﺌَﺔٌ ‪ ‬‬
‫‪ ----‬‬
‫ﺴﻴﱠ َﺎرِة َﺟ ِﺪﻳ ٌﺪ ‪ ‬‬
‫‪ُ .7‬ﳏَ ﱢﺮ ُك اﻟ ﱠ‬
‫‪ ---‬‬‫‪ ---- ‬‬
‫‪ ---‬‬‫‪48‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪َ .8‬راﺋِ َﺤﺔُ اﻟﺰْﱠﻫ َﺮِة ﻃَﻴﱢﺒَﺔٌ ‪ ‬‬
‫‪ .9‬ﻓَـ َﻮاﺋِ ُﺪ اﻟ َْﻤ ِﺎء َﻛﺜِ َﲑةٌ‬
‫‪ ----‬‬
‫اب اﻟ َْﻤ َﺤ ﱢﻞ ُﻣﻐْﻠَ َﻘﺔٌ‬
‫‪ .10‬أَﺑْـ َﻮ ُ‬
‫‪ ---- ‬‬
‫‪ .11‬أَﺳﺌِﻠَﺔُ اﻷ ِ‬
‫ﺻ ْﻌﺒَﺔٌ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ُﺳﺘَﺎذ َ‬
‫ﺎت ِ‬
‫اﻟﻜﺘَ ِ‬
‫ﺎب ُﻣﺘَـﻨَـ ﱢﻮ َﻋﺔٌ‬
‫ﻮﻋ ُ‬
‫‪َ .12‬ﻣ ْﻮ ُ‬
‫ﺿ َ‬
‫ب اﻟﻄﱠﺒِ ِ‬
‫ﻴﺐ َﻛﺜِ َﲑةٌ‬
‫‪َ .13‬ﲡَﺎ ِر ُ‬
‫‪ .14‬ﲦََﻦ ِ‬
‫اﻟﻜﺘَﺎﺑَـ ْ ِ‬
‫ﲔ ُﻣ ْﻌﺘَ ِﺪ ٌل‪ ‬‬
‫ُ‬
‫ﻳﺚ ‪ ‬‬
‫‪ .15‬ﳐُْﺘَﺒَـ ُﺮ ُﻛﻠﱢﻴﱠﺘِﻨَﺎ َﺣ ِﺪ ٌ‬
‫‪ ----‬‬
‫‪ ---- ‬‬
‫‪ ---‬‬‫‪ ---- ‬‬
‫‪ ---‬‬‫‪ ----‬‬
‫‪12.Aşağıdaki fiil cümlelerini örnekte olduğu gibi, haberi fiil cümlesi olan‬‬
‫‪isim cümlelerine çeviriniz.‬‬
‫‪Örnek:‬‬
‫ِ‬
‫ﺖ ﺟ ِﺪ ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﻳﺪ ‪ ‬‬
‫ﺎرﻧَﺎ إِ َﱃ ﺑَـ ْﻴ َ‬
‫اﻧْـﺘَـ َﻘ َﻞ َﺟ ُ‬
‫ﺟ ِ‬
‫ﺖﺟ ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﺪﻳﺪ ‪ ‬‬
‫ﺎرﻧَﺎ اﻧْـﺘَـ َﻘ َﻞ‪ ‬إِ َﱃ ﺑَـ ْﻴ َ‬
‫َُ‬
‫اﻻ ْﻣﺘِﺤﺎﻧَ ِ‬
‫‪ .1‬أَ ْﻋﻠَﻦ اﻷَﺳﺎﺗِ َﺬةُ ﻧَـﺘَﺎﺋِﺞ ِ‬
‫ﺎت‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫َ‬
‫‪----‬‬
‫اﳋَ ِ‬
‫‪ .2‬ﻧَﻈﱠَﻔ ِ‬
‫ﺖ ْ‬
‫ﺎد َﻣﺔُ اﻟﻐُ ْﺮﻓَﺔَ َﺟﻴﱢ ًﺪا‬
‫‪----‬‬
‫ِ‬
‫ﻴﻢ ا ْﳉَ ِﺎﻣ َﻌﺔُ َﻣﻜْﺘَﺒَﺔً َﺟ ِﺪﻳ َﺪةً‬
‫‪ .3‬ﺗُﻘ ُ‬
‫‪----‬‬
‫ﺎدر ِ‬
‫ت ا ْﳊَﺎﻓِﻠَﺔُ اﻟْﻤ ْﻮﻗِ َ ِ‬
‫ﺴ ْﺮ َﻋ ٍﺔ‬
‫َ‬
‫‪ .4‬ﻏَ َ َ‬
‫ﻒﺑُ‬
‫‪----‬‬
‫‪ .5‬ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﻮ ُن َﻣ ْﻨ ِﺰﻟُﻨَﺎ ِﻣ ْﻦ ﻃَﺎﺑَِﻘ ْ ِ‬
‫ﲔ‬
‫‪----‬‬
‫‪ .6‬ﻳـﺘَـﻨَـﺰﱠﻩُ اﻟﻮﻟَ َﺪ ِ‬
‫ان ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﺎت َﺣ ْﻮ َل اﻟ َﻜ ْﻌﺒَ ِﺔ‬
‫‪ .7‬ﺗَﻄُ ُ‬
‫ﻮف اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ َﻤ ُ‬
‫‪ .8‬أَﺟﺎﺑ ْ ِ‬
‫َﺳﺌِﻠَ ِﺔ‬
‫ﺖ َﺧﺎﻟ َﺪةُ َﻋ ِﻦ اﻷ ْ‬
‫ََ‬
‫ﺼِ‬
‫ﺴ ْﺠ ِﻦ‬
‫‪ .9‬ﻓَـ ﱠﺮ اﻟﻠﱢ ﱠ‬
‫ﺎن ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ‬
‫‪---‬‬‫‪---‬‬‫‪---‬‬‫‪ ---- ‬‬
‫ﺎم ِﰲ اﻟﺜﱠﻼَ َﺟ ِﺔ‬
‫ﺿ َﻌ ْ‬
‫‪َ .10‬و َ‬
‫ﺖ أُ ْﺧ ِﱵ اﻟﻄﱠ َﻌ َ‬
‫ِ‬
‫ﺴﻴَﺎرةُ َ ِ‬
‫ﻳﻦ‬
‫‪َ .11‬‬
‫ﺻ َﺪ َﻣﺖ اﻟ ﱠ َ‬
‫اﻟﻌﺎﺑ ِﺮ َ‬
‫ﺸﺠ ِ‬
‫‪َ .12‬ﲡْﻠِﺲ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒﺘَ ِ‬
‫ﺮة‬
‫ﺎن َﲢْ َ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫‪ .13‬أَ ْﺷﺮﻗَ ِ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫ﺲ‬
‫َ‬
‫ﺸ ْﻤ ُ‬
‫‪ .14‬أَ ْدر َك اﻟْﻤﺴﺎﻓِﺮ ِ‬
‫اﻟﻘﻄَ َﺎر‬
‫َ َُ ُ‬
‫ِ‬
‫اء ا ْﳊَ ﱢﻖ‬
‫‪َ .15‬رﻓَ َﻊ اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ ُﻤﻮ َن ﻟ َﻮ َ‬
‫‪ ---‬‬‫‪---‬‬‫‪---‬‬‫‪---‬‬‫‪---‬‬‫‪---‬‬‫‪49‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
13. Aşağıdaki isim cümlelerini Arapçaya çeviriniz.
1. Okulda bir kütüphane vardır.
2. Benim bir problemim var.
3. Apartmanın kapıları kapalıdır.
4. İşçi fabrikada çalışıyor.
5. Tiyatro severler çoktur.
6. Bahçelerin havası hoştur.
7. Otelin odaları temizdir.
8. Ormanda yaşayan bir fil var.
9. Dostların en iyisi, kitaptır.
10. Türkiye’nin başşehri Ankara’dır.
11. Su, insan, hayvan ve bitki için zorunludur.
12. Muhammed, tartışmayı seven gayretli bir çiftçidir.
13. İstanbul'un tarihte özel bir yeri vardır.
14. Yeşil renk, renklerin en iyisi ve en tatlısıdır.
Kelimeler ve Deyimler
ِ
‫ﺎع ﻳَـ ْﺒﺘَﺎعُ اِﺑْﺘِﻴَﺎع‬
َ َ‫اﺑْـﺘ‬
‫اﺑْﺘِ َﺴ َﺎﻣﺔ‬
Gülümsemek
Satın almak
Getirmek
‫أَﺗَﻰ ﻳَ ِﺄﰐ إِﺗْـﻴَﺎن ﺑِـ‬
Daha değerli
‫أ َْﲦَﻦ‬
Ücret ‫َﺟﺮ‬
ْ‫أ‬
Hazırlamak, getirmek
ِ ‫ﻀﺮ ُْﳛ‬
‫ﻀﺎر‬
َ ‫ﻀ ُﺮ إِ ْﺣ‬
ْ‫أ‬
َ َ ‫َﺣ‬
Ahmak ‫َﲪَ ُﻖ‬
ْ‫أ‬
Çıkarmak
‫ِج إِ ْﺧ َﺮاج‬
ُ ‫أَ ْﺧ َﺮ َج ﳜُْﺮ‬
‫آﺧﺮ‬
َ ‫أُ ْﺧ َﺮى ﻣﺆﻧﺚ‬
‫أَ ْد َﺧ َﻞ ﻳُ ْﺪ ِﺧ ُﻞ إِ ْد َﺧﺎل‬
İçeri almak
‫اﻟﻌ َﻤﻞ‬
İş aletleri
ُ ‫أ ََد َو‬
َ ‫ات‬
Savaş alanı ‫ْﻤ ْﻌ َﺮَﻛ ِﺔ‬
ُ ‫أ َْر‬
َ ‫ض اﻟ‬
‫أَ ْز َﻋ َﺞ ﻳُـ ْﺰ ِﻋ ُﺞ إِ ْز َﻋﺎج‬
Rahatsız etmek
ِ
ِ
Karşılamak ‫ﻞ اِ ْﺳﺘِ ْﻘﺒَﺎل‬
ُ ‫ا ْﺳﺘَـ ْﻘﺒَ َﻞ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻘﺒ‬
Hızlı gitmek, koşmak
‫ع ﻳُ ْﺴﺮِعُ إِ ْﺳ َﺮاع‬
َ ‫َﺳ َﺮ‬
ْ‫أ‬
Başka
50
İlk yardım‫إِ ْﺳ َﻌﺎف‬
Esmer renkli ‫َﲰَ ُﺮ اﻟﻠﱠ ْﻮ ِن‬
ْ‫أ‬
‫َﺳﻨَ َﺪ ﻳُ ْﺴﻨِ ُﺪ إِ ْﺳﻨَﺎد‬
ْ‫أ‬
…bakmak, nazır olmak ‫ﻞ إِﻃْﻼَل ﻋﻠﻰ‬
‫أَﻃَ ﱠﻞ ﻳُ ِﻄ ﱡ‬
En iyi ‫أَﻃْﻴَﺐ‬
Vermek
‫أ ْﻋﻄَﻰ ﻳُـ ْﻌ ِﻄﻲ إِ ْﻋﻄَﺎء‬
ِ
ِِ ِ
Dalmak, içeri girmek ‫ﺤﺎم‬
َ ‫اﻗـْﺘَ َﺤ َﻢ ﻳَـ ْﻘﺘَﺤ ُﻢ اﻗْﺘ‬
Desteklemek
En güçlü ‫ْﻮى‬
َ ‫أَﻗـ‬
Telefon ‫ﻒ‬
ُ ِ‫اَ ْﳍَﺎﺗ‬
‫اِ ْﻣﺘَﻸَ ﳝَْﺘَﻠِ ُﺊ اِ ْﻣﺘِﻼَء‬
ِ
Aydınlatmak ‫ﺎرة‬
َ َ‫أَﻧَ َﺎر ﻳُﻨﲑُ إِﻧ‬
Gezmek, dolaşmak
‫اِﻧْـﺘَـ َﻘ َﻞ ﻳَـ ْﻨﺘَ ِﻘ ُﻞ اِﻧْﺘِ َﻘﺎل‬
Dolmak
Yardım etmek ‫إِ ْﳒَﺎ ٌد‬
Samimiyet göstermek ‫ﺲ‬
ٌ ْ‫أُﻧ‬
Yıkılmak, çökmek
Önem vermek, ilgi göstermek
Birinci
ِ
‫ﺎر اِ ِْﻴَﺎر‬
ُ ‫اﻧْـ َﻬﺎَر ﻳَـ ْﻨـ َﻬ‬
Dost ‫اﻷَﻧِﻴﺲ‬
‫اِ ْﻫﺘَ ﱠﻢ ﻳَـ ْﻬﺘَ ﱡﻢ اِ ْﻫﺘِ َﻤﺎم‬
‫ُوﱃ ﻣﺆﻧﺚ اﻷَ ﱠول‬
َ ‫اﻷ‬
Soğuk (sıfat olarak) ‫اﻟﺒَﺎ ِرد‬
ِ‫ﺑ‬
Soluk renkli ‫ﺖ اﻟﻠﱠ ْﻮ ِن‬
ُ ‫ﺎﻫ‬
َ
ٍ ‫ِ ِﲜ ﱟﺪ وﻧَ َﺸ‬
Ciddiyet ve gayretle ‫ﺎط‬
Göl
‫اﻟﺒُ َﺤ ْﻴـ َﺮة‬
Soğuk ‫اﻟْﺒَـ ْﺮ ُد‬
ِ
Sevinç ve neşeyle ‫ﺴ ُﺮوٍر‬
ُ‫ﺑ‬
Gülümseme ٌ‫ﺴ َﻤﺔ‬
ْ َ‫ﺑ‬
Basit, mütevazı
‫اﻟﺒَ ِﺴﻴﻂ‬
Pantalon ‫ﺑِْﻨﻄَﺎل‬
ِ ‫ﺑِﻮ‬
... Vasıtasıyla ... ‫اﺳﻄَ ِﺔ‬
َ
ٍ
‫ﲔ َﳊْﻈَﺔ َوأُ ْﺧ َﺮى‬
Sürekli, az sonra
َْ ‫ﺑَـ‬
Yükleme ‫َﲢْ ِﻤﻴﻞ‬
Topraktan ‫اﰊ‬
‫ﺗُـ َﺮ ِ ﱞ‬
Eğlendirmek, teselli etmek ٌ‫ﺴﻠِﻴَﺔ‬
ْ َ‫ﺗ‬
Yorgunluk ‫ﺗَـ َﻌﺐ‬
51
Açılmak
‫ﱠﺢ ﺗَـ َﻔﺘﱡﺢ‬
ُ ‫ﱠﺢ ﻳَـﺘَـ َﻔﺘ‬
َ ‫ﺗَـ َﻔﺘ‬
Boşaltma ‫ﺗَـ ْﻔ ِﺮﻳﻎ‬
Almak
Yemek
Yönelmek, gitmek
Korunmak
‫ﺎﺿﻰ‬
َ ‫ﺎﺿﻰ ﻳَـﺘَـ َﻘ‬
َ ‫ﺗَـ َﻘ‬
‫ﺗَـﻨَ َﺎو َل ﻳَـﺘَـﻨَ َﺎو ُل ﺗَـﻨَ ُﺎول‬
‫ﺗَـ َﻮ ﱠﺟﻪَ ﻳَـﺘَـ َﻮ ﱠﺟﻪُ ﺗَـ َﻮ ﱡﺟﻪ‬
‫ﺗَـ َﻮﻗﱠﻰ ﻳَـﺘَـ َﻮﻗﱠﻰ ﺗَـ َﻮ ﱟق‬
Ağır ‫اﻟﺜ ِﱠﻘﻴﻞ‬
Fiyat, değer ‫اﻟﺜَ َﻤﻦ‬
Yeni ‫َﺟ ِﺪﻳﺪ‬
Gazete ‫اﳉَ ِﺮﻳ َﺪة‬
ِ
Beden ‫ﺴﻢ‬
ْ ‫اﳉ‬
ِ
Herkes ‫ﻴﻊ‬
ُ ‫ا ْﳉَﻤ‬
Asker
‫ُﺟ ْﻨﺪ )ج( ُﺟﻨُﻮد‬
Mahalle ‫ﺎرة‬
َ ‫َﺣ‬
Otobüs ‫اﳊَﺎﻓِﻠَﺔ‬
Hal, durum ‫َﺣﺎﻟَﺔ‬
Taşıyan, yüklenen ‫َﺣ ِﺎﻣﻞ‬
Yangın ‫َﺣ ِﺮﻳ ٌﻖ‬
Alçaltmak, düşürmek
Gelmek, (karanlık) çökmek
‫َﺣ ﱠﻘ َﺮ ُﳛَ ﱢﻘ ُﺮ َﲢْ ِﻘﲑ‬
‫َﺣ ﱠﻞ َﳛُ ﱡﻞ ُﺣﻠُﻮل‬
Tatlı ‫ُﺣﻠْﻮ‬
‫َﲪَﻰ َْﳛ ِﻤﻲ ِﲪَﺎﻳَﺔ‬
İhtiva etmek, içermek
‫َﺣ َﻮى َْﳛ ِﻮي َﺣ َﻮاﻳَﺔ‬
ِ
...‫ﲔ‬
…dığı zaman
َ‫ﺣ‬
Yaşamak
‫َﺣﻴِ َﻲ َْﳛﻴَﺎ َﺣﻴَﺎة‬
ِ ‫َﺧ‬
Hizmetçi ‫ﺎد ٌم‬
‫َﺧﺒﱠـ َﺮ ُﳜَﺒﱢـ ُﺮ َﲣْﺒِﲑ‬
Haber vermek
Korumak
Ağaçtan, ahşap ‫ﺸﺒِﻴﱠﺔ‬
َ ‫َﺧ‬
Korkmak, endişe etmek ‫ﺸﻴَﺔ‬
ْ ‫َﺧ‬
Sebze ‫ﻀﺎر‬
َ َ‫اﳋ‬
Dakik, hassas ‫َدﻗِﻴﻖ‬
İlaç ‫ﱠواء‬
َ ‫اﻟﺪ‬
52
Bıkıp usanmadan
‫ُدو َن َﻛﻠَ ٍﻞ وﻻَ َﻣﻠَ ٍﻞ‬
Altın ‫اﻟ َﺬ َﻫﺐ‬
İlkbahar ‫اﻟﺮﺑِﻴﻊ‬
َ
Ucuz ‫َرِﺧﻴﺺ‬
İnce levha
Koşmak
Ziyaret etmek
ِ
‫ﺋﻖ‬
َ ‫َرﻗِﻴ َﻘﺔ )ج( َرﻗَﺎ‬
‫ﺾ َرْﻛﺾ‬
ُ ‫ﺾ ﻳَـ ْﺮُﻛ‬
َ ‫َرَﻛ‬
ِ
Gri ‫ي‬
ّ ‫َرَﻣﺎد‬
‫ور ِزﻳَ َﺎرة‬
ُ ‫َز َار ﻳَـ ُﺰ‬
‫ع ﻳَـ ْﺰَرعُ َزْرع‬
َ ‫َزَر‬
Önemsiz, az ‫َزِﻫﻴﺪ‬
Turist ‫اﻟﺴﺎﺋِﺢ‬
َ
ِ
Şoför, sürücü ‫اﻟﺴﺎﺋﻖ‬
َ
ِ
Yardım etmek ‫ﺎﻋ َﺪة‬
َ ‫ﺎﻋ َﺪ ﻳُ َﺴﺎﻋ ُﺪ ُﻣ َﺴ‬
َ ‫َﺳ‬
ِ
Yüzmek
‫ﺎﺣﺔ‬
َ َ‫َﺳﺒَ َﺢ ﻳَ ْﺴﺒَ ُﺢ ﺳﺒ‬
Pantalon ‫ِﺳ ْﺮَوال‬
Fiyat ‫ِﺳ ْﻌﺮ‬
Gemi
‫اﻟﺴ ِﻔﻴﻨَﺔ‬
َ
‫َﺳ ْﻘﻒ )ج( ُﺳ ُﻘﻮف‬
Çatı, tavan
Ekin ekmek
Oturmak, ikamet etmek
‫َﺳ َﻜ َﻦ ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ َﺳ َﻜﻦ‬
Nam, saygınlık ‫ﲰُْ َﻌﺔ‬
ِ ‫ﺳ ْﻬﺮةٌ ﻟ‬
Güzel/hoş bir gece ٌ‫َﻄﻴ َﻔﺔ‬
َ َ
‫ﺸ ْﺤ ِﻦ‬
ّ ‫ات اﻟ‬
ُ ‫َﺳﻴﱠ َﺎر‬
ِ ‫َﺷﺎ ِرﺑ‬
Bıyıklar ‫ﺎن‬
َ
‫َﺷﺎرِع )ج( َﺷ َﻮارِع‬
Cadde
ِ ‫اﻟ َﺸ‬
‫ﺎﻃﺊ‬
Sahil, kıyı
Yük arabaları
Önem ‫َﺷﺄْن‬
Şiddetli, çok, fazla ‫َﺷ ِﺪﻳﺪ‬
İçecek ‫َﺷ َﺮاب‬
‫اﻟ ﱡ‬
‫ﺸ ْﺮ ِﻃ ﱡﻲ‬
Şirket ‫َﺷ ِﺮَﻛﺔ‬
Polis
Meşgul etmek
‫َﺷﻐَ َﻞ ﻳَ ْﺸﻐَ ُﻞ ُﺷ ْﻐﻞ‬
Zahmet, sıkıntı ‫َﺷ َﻘﺎء‬
53
‫َﺷ َﻜﺎ ﻳَ ْﺸ ُﻜﻮ ِﺷ َﻜﺎﻳَﺔ‬
Şekil
‫َﺷﻜْﻞ )ج( أَ ْﺷ َﻜﺎل‬
ِ
İşveren, patron, dost ‫ﺤﺎب‬
ْ ‫ﺻﺎﺣﺐ )ج( أ‬
َ
َ ‫َﺻ‬
ِ
Doğru ‫ﺻﺎدق‬
َ
Şikayet etmek, acı çekmek
Salon ‫اﻟﺼﺎﻟَﺔ‬
َ
Doğru olmak
İlk darbe
ِ ‫ﺼ ُﺪ ُق‬
‫ﺻ ْﺪق‬
ْ َ‫ﺻ َﺪ َق ﻳ‬
َ
‫ُوﱃ‬
َ ‫ﺼ ْﺪ َﻣﺔُ اﻷ‬
‫اﻟ ﱠ‬
Zor ‫ﺻ ْﻌﺐ‬
َ
ِ
Sıkıntı ‫ﺿﻴﻖ‬
Apartman katı ‫اﻟﻄَﺎﺑِﻖ‬
Tavaf etmek, dolaşmak
‫ﻮف ﻃََﻮاف‬
ُ ُ‫ﺎف ﻳَﻄ‬
َ َ‫ﻃ‬
Tad ‫ﻃَ ْﻌﻢ‬
‫ﻃَﻠَﺐ )ج( ﻃَﻠَﺒَﺎت‬
Gün boyu ‫ﱠﻬﺎ ِر‬
َ ‫ﻃََﻮ‬
َ ‫ال اﻟﻨـ‬
ِ
Gün boyu ‫ال اﻟﻴَـ ْﻮم‬
َ ‫ﻃََﻮ‬
Koku ‫اﻟﻄﱢﻴﺐ‬
İstek, sipariş
Karanlık ‫اﻟﻈﱠﻼَ ُم‬
Sırt ‫ﻇَ ْﻬﺮ‬
(Dönen (para kazanarak dönen ‫اﻟﻌﺎﺋِ ُﺪ‬
َ
ِ
Yaşamak
‫ﻴﺶ َﻋ ْﻴﺶ‬
ُ ‫ﺎش ﻳَﻌ‬
َ ‫َﻋ‬
Yeniden başladı ‫ﺎو َد‬
َ ‫َﻋ‬
Takım ‫ﻋُﺪﱠة‬
Tatlı ‫َﻋﺬْب‬
ِ ْ ‫ﻳﺾ اﻟ َْﻤ ْﻨ ِﻜﺒَـ‬
‫ﲔ‬
ُ ‫َﻋ ِﺮ‬
‫ﻳﺚ‬
Modern çağ
ُ ‫ﺼ ُﺮ اﳊَ ِﺪ‬
ْ ‫اﻟﻌ‬
َ
Onlu sayılar ‫اﻟﻌ ْﻘﺪ‬
َ
ِ
Tedavi etmek ‫اﻟﻌﻼَج‬
Geniş omuzlu
Bizim …mız gerekir ...‫َﻋﻠَْﻴـﻨَﺎ أَ ْن‬
‫َﻋ ُﻤﻮد )ج( أَ ْﻋ ِﻤ َﺪة‬
ِ
Muayenehane ‫ﺎدة‬
َ َ‫اﻟﻌﻴ‬
Yatak odası ‫ﻏُ ْﺮﻓَﺔُ اﻟﻨَـ ْﻮِم‬
Direk
Dal
54
‫ﺼﺎن‬
ْ ُ‫ﻏ‬
َ ‫ﺼﻦ )ج( أَ ْﻏ‬
‫ﻏَﻄﱠﻲ ﻳُـﻐَﻄﱢﻲ ﺗَـﻐْ ِﻄﻴَﺔ‬
Kaba olan ‫اﻟﻐَﻠِﻴﻆ‬
ِ
‫ﺎﺟﺄَة‬
Ansızın gelmek
َ ‫ﺎﺟﺄَ ﻳُـ َﻔﺎﺟ ُﺊ ُﻣ َﻔ‬
َ َ‫ﻓ‬
Boş ‫اﻟ َﻔﺎرِغ‬
Ayrılmak
‫ﻓَ َﺎر َق ﻳُـ َﻔﺎ ِر ُق ﻓِ َﺮاق‬
Neşeli, sevinçli ‫ﻓَﺮِح‬
Örtmek
ْ ‫ﺼ ُﻞ‬
Sonbahar mevsimi‫اﳋَ ِﺮﻳﻒ‬
ْ َ‫ﻓ‬
Ebe ُ‫اﻟ َﻘﺎﺑِﻠَﺔ‬
ِ َ‫ﻗ‬
Gelen ‫ﺎدم‬
Pislik ‫ورة‬
َ ُ‫ﻗَﺎذ‬
Salon ‫ﺎﻋﺔ‬
َ ‫اﻟ َﻘ‬
Kanaat eden, razı olan ‫ﻗَﺎﻧِﻊ‬
Öpmek
‫ﻗَـﺒﱠ َﻞ ﻳُـ َﻘﺒﱢ ُﻞ ﺗَـ ْﻘﺒِﻴﻞ‬
Çirkin, kötü ‫اﻟ َﻘﺒِﻴﺢ‬
Kirli, pis ‫اﻟ َﻘ ِﺬر‬
‫ﻗَ َﺴ َﻢ ﻳَـ ْﻘ ِﺴ ُﻢ ﻗَ ْﺴﻢ‬
ِ ‫ﻀﻰ ﻳـ ْﻘ‬
Geçirmek (zamanı) ‫ﻀﺎء‬
َ َ‫ﻀﻲ ﻗ‬
َ َ َ‫ﻗ‬
Buğday ‫اﻟ َﻘ ْﻤﺢ‬
Ayırmak, pay vermek
Kolları güçlü ‫ي اﻟ ﱠﺰﻧْ َﺪﻳْ ِﻦ‬
‫ﻗَ ِﻮ ﱡ‬
Güçlü ‫ي‬
ّ ‫ﻗَ ِﻮ‬
Sık, gür ‫َﻛﺜِﻴﻒ‬
ِ ‫َﻛ ﱠﺪ ﻳ‬
‫ﻚ ِ◌ ﱡد َﻛ ّﺪ‬
َ
Sandalye
‫اﻟ ُﻜ ْﺮ ِﺳ ّﻲ‬
‫َﻛ ِﺮَﻩ ﻳَﻜ َْﺮﻩُ َﻛ َﺮ َاﻫﺔ‬
Sevmemek, istememek
‫َﻛﻠﱠ َﻢ ﻳُ َﻜﻠﱢ ُﻢ ﺗَﻜْﻠِﻴﻢ‬
Konuşmak
Elbisede) yen)
‫َﻛ ّﻢ )ج( أَ ْﻛ َﻤ ِﺎم‬
Çok sıkı çalışmak
‫اﻟ َﻜ ْﻬ َﺮﺑَﺎء‬
Torba, çuval ‫ﻛِﻴﺲ‬
Elektrik
Et
‫َﳊْﻢ‬
Hırsız ‫ﺺ‬
‫اﻟﻠﱢ ﱡ‬
ِ ‫ﻟَﻮا ِزم اﻟﺒـ ْﻴ‬
Ev ihtiyaçları ‫ﺖ‬
َ ُ َ
Yiyecek, erzak ‫َﻣ ُﺆﻧَﺔ‬
55
Ne kadar harika!
!‫ع‬
َ ‫َﻣﺎ أ َْرَو‬
Ne kadar iyi! !‫ﻀ َﻞ‬
َ ْ‫َﻣﺎ أَﻓ‬
‫َﻣﺎ َرأْﻳُﻚ؟‬
‫ُﻣﺘَ َﺤ ِﺎﻣ ٌﻞ‬
Duran, yükselen
Yarık, çatlak‫ﺼﺪﱢع‬
َ َ‫ُﻣﺘ‬
Görüşün nedir? Ne dersin?
Yorgun ‫ُﻣ ْﺘـ َﻌﺐ‬
Kırık, parçalanmış‫ﺴﺮ‬
‫ُﻣﺘَ َﻜ ﱢ‬
Sarkık ‫ُﻣﺘَـ َﻬﺪﱢل‬
Yıkık ‫ُﻣﺘَـ َﻬﺪﱢم‬
Yönelen, yönelik, giden ‫ُﻣﺘَـ َﻮ ﱢﺟﻪ‬
Muhtemel, olası
‫اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻮﻗﱠﻊ‬
Dayanıp güvenen, tevekkül eden ‫ُﻣﺘَـ َﻮﱢﻛﻞ‬
Motor ‫ُﳏَ ﱢﺮك‬
Kırık ‫ُﳏَﻄﱠﻢ‬
İcat ‫ﳐُْﺘَـ َﺮع‬
Ambar, depo
‫ﳐََْﺰن )ج( َﳐَﺎ ِزن‬
Davetli ‫اﳌَ ْﺪﻋُ ّﻮ‬
Sınırda nöbet tutan asker
‫اﻟ ُْﻤ َﺮاﺑِﻂ‬
Orta boylu ‫ﺎﻣ ِﺔ‬
َ ‫َﻣ ْﺮﺑُﻮعُ اﻟ َﻘ‬
Yüksek ‫ُﻣ ْﺮﺗَِﻔﻊ‬
Hastalık
‫َﻣ َﺮض )ج( أ َْﻣ َﺮاض‬
‫ض َﻣ َﺮض‬
ُ ‫ض ﳝََْﺮ‬
َ ‫َﻣ ِﺮ‬
ِ ‫ﻣﺴ‬
Yolcu ‫ﺎﻓﺮ‬
َُ
Yüzme havuzu ‫ﺴﺒَﺢ‬
ْ َ‫اﳌ‬
Hasta olmak
Hastane ‫ﺸ َﻔﻰ‬
ْ َ‫اﳌُ ْﺴﺘ‬
Kullanılan
‫ُﻣ ْﺴﺘَـ ْﻌ َﻤﻞ‬
Hızlı giden, koşan ‫ﺴﺮِع‬
ْ ‫ُﻣ‬
‫اﻟ ُْﻤ َﺴﻠﱢﻲ‬
Dayamış, dayayan ‫ﺴﻨِﺪ‬
ْ ‫ُﻣ‬
ِ
Lamba ‫ﺼﺎﺑِﻴﺢ‬
ْ ‫ﻣ‬
َ ‫ﺼﺒَﺎح )ج( َﻣ‬
Rahatlatıcı, teselli edici
Namaz kılan ‫ﺼﻠﱢﻲ‬
َ ُ‫اﳌ‬
Rahat ‫ْﻤﺌِ ّﻦ‬
َ ‫ُﻣﻄ‬
56
Güneş doğarken
ِ ْ‫وغ َﴰ‬
‫ﺎح‬
‫ﺲ اﻟ ﱠ‬
ِ َ‫ﺼﺒ‬
ِ ‫َﻣ َﻊ ﺑُـ ُﺰ‬
Kapalı ‫ُﻣﻐْﻠَﻖ‬
… karşılığında
...‫ُﻣ َﻘﺎﺑِ َﻞ‬
Büro, yazıhane (okulda) sıra‫اﳌَﻜْﺘَﺐ‬
Oluşmuş, meydana gelmiş ‫ُﻣ َﻜ ﱠﻮن‬
ِ
… için ...‫َﺟ ِﻞ‬
ْ ‫ﻣ ْﻦ أ‬
Bekleyen ‫ُﻣ ْﻨﺘَ ِﻈﺮ‬
Engel olmak ‫َﻣﻨَ َﻊ ﳝَْﻨَ ُﻊ َﻣ ْﻨﻊ‬
Eski, yıpranmış
Doğmak, çıkmak
‫ُﻣ ْﻬ َِﱰيء‬
‫ﻧَـﺒَ َﻊ ﻳَـ ْﻨﺒَ ُﻊ ﻧُـﺒُﻮع‬
…e doğru ...‫َْﳓ َﻮ‬
ِ
‫ﺸﻮب‬
ُ ُ‫ﺐ ﻧ‬
ُ ‫ﺐ ﻳَـ ْﻨ َﺸ‬
َ ‫ﻧَﺸ‬
Gece yarısı ‫ﻒ اﻟﻠﱠْﻴ ِﻞ‬
َ ‫ﺼ‬
ْ ِ‫ﻧ‬
Temiz ‫ﻧَ ِﻈﻴﻒ‬
(Yangın) çıkmak
Yapmak, yerine getirmek
‫ﻧَـ ﱠﻔ َﺬ ﻳُـﻨَـ ﱢﻔ ُﺬ ﺗَـ ْﻨ ِﻔﻴﺬ‬
Ruh, gönül ‫اﻟﻨَـ ْﻔﺲ‬
…bile
...‫َو َﺣ ﱠﱴ‬
Tek/yalnız olmak ‫َو ْﺣ َﺪة‬
Tek, biricik ‫اﻟﻮ ِﺣﻴ ُﺪ‬
َ
Kötü, tehlikeli ‫َو ِﺧﻴﻢ‬
‫َو ﱠﺳ َﺦ ﻳُـ َﻮ ﱢﺳ ُﺦ ﺗَـ ْﻮ ِﺳﻴﺦ‬
Kirli, pis ‫اﻟﻮ ِﺳﺦ‬
َ
Şehrin merkezi ‫ﻂ اﳌَ ِﺪﻳﻨَﺔ‬
ُ ‫َو َﺳ‬
Kirletmmek, pisletmek
Koymak
‫ﺿﻊ‬
ْ ‫ﻀ َﻊ َو‬
َ َ‫ﺿﻊَ ﻳ‬
َ ‫َو‬
Vefalı
‫َوِﰲﱞ‬
Hastalıktan korunma ‫اﻟ ِﻮﻗَﺎﻳَﺔ‬
Etki ‫َوﻗْﻊ‬
Durmak
‫ﻒ ُوﻗُﻮف‬
ُ ‫ﻒ ﻳَِﻘ‬
َ َ‫َوﻗ‬
Doğum ‫اﻟﻮﻻَ َد َة‬
َ
Çağrılıyor (…adlı) ‫ﻳُ ْﺪ َﻋﻰ‬
Kolaylık ‫ﺴﺮ‬
ْ ُ‫ﻳ‬
ِ ‫ﺸﻮ َن ِﻋﻴ َﺸﺔَ اﻟ َﻜ َﻔ‬
Kıt kanaat geçiniyorlar ‫ﺎف‬
ُ ‫ﻳَ ِﻌﻴ‬
57
Özet
İsim cümlesinin öğelerinden olan haberi ifade edebilmek
Arapçada isim cümlesinin ikinci öğesi olan haber, müfred olabilir. Burada
müfredden kastedilen, cümle veya şibh-i cümle olmamasıdır. Mesela, ُ‫ُﺟ ْﺪ َراﻧُﻪ‬
ٌ‫ﱢﻣﺔ‬
َ ‫ ُﻣﺘَـ َﻬﺪ‬ise haberdir. Bu tür habere
َ ‫ ُﻣﺘَـ َﻬﺪ‬bir isim cümlesidir. ‫ ُﺟ ْﺪ َرا ُن‬mübteda, ٌ‫ﱢﻣﺔ‬
müfred haber denilir. ٌ‫ﱢﻣﺔ‬
‫ﺪ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﺘ‬
‫ﻣ‬
ne
cümledir,
ne
de
şibh-i cümledir.
َ َ َُ
Haberin türlerini tanımlayabilmek
Haber, Cümle Olabilir: A. İsim Cümlesi B. Fiil Cümlesi.
İsim cümlesinin ikinci öğesi olan haber, cümle olabilir. Bilindiği üzere,
Arapçada iki çeşit cümle vardır. a. İsim cümlesi b. fiil cümlesi.
Haberi, isim cümlesi olan cümleye örnek: ‫( َﺧﺎﻟِ ٌﺪ ﺛَـ ْﻮﺑُﻪُ َﺟ ِﺪﻳ ٌﺪ‬Halid'in elbisesi
ِ
yenidir). ‫ ﺛَـ ْﻮﺑُﻪُ َﺟ ِﺪﻳ ٌﺪ‬cümlesi bir isim cümlesidir. ‫ﺛﻮب‬
ُ mübteda, ‫ َﺟﺪﻳ ٌﺪ‬ise haberdir.
Bu cümle bir bütün olarak, ‫ َﺧﺎﻟِ ٌﺪ‬mübtedasının haberidir. Ancak böyle
olabilmesinin bir şartı vardır: Haber olan cümlede mübtedaya giden bir zamir
bulunur. Bu cümlede o zamir, ‫ ﻫـ‬dür. Bu zamire, haberi Mübtedaya bağladığı
için râbıt (‫ ) َراﺑِﻂ‬denilir.
ِ
Haberi, fiil cümlesi olan cümleye örnek: ‫ﺐ‬
َ ‫َﺧ‬
ُ ‫( أ‬Kardeşin ödevi
َ ‫ﺐ اﻟ َْﻮاﺟ‬
ُ ُ‫ﻮك ﻳَﻜْﺘ‬
yazıyor).
ِ
Bu cümlede ‫ﺐ‬
َ ‫ﺐ اﻟ َْﻮاﺟ‬
ُ ُ‫ ﻳَﻜْﺘ‬müstetir faili ‫ ﻫﻮ‬ile birlikte fiil cümlesi olarak,
mübteda olan ‫َﺧﻮ‬
‫أ‬
nun
haberidir. Dikkat edilirsi, ‫َﺧﻮ‬
ُ
ُ ‫ أ‬mübtedadır, fail değildir.
Fail asla fiilden önce gelmez. Müstetir ‫ ﻫﻮ‬aynı zamanda râbıttır.
Haber, Şibh-i Cümle Olabilir.
A. Zarftan Oluşan Şibh-i Cümle
B. Harf-i Cerle Mecrûrundan Oluşan Şibh-i Cümle
İsim cümlesinde haber, şibh-i cümle olabilir. Şibh-i cümle, ya zarftan, ya
da harf-i cerle mecrurundan meydana gelir.
Haberi, zarftan oluşan şibh-i cümle olan isim cümlesine örnek:
‫ﻀ َﺪ ِة‬
َ ‫ﺎر ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ِْﻤ ْﻨ‬
ُ ‫( اﻷَ ْزَﻫ‬Çiçekler masanın üzerindedir). Bu cümlede ‫ﻓﻮق‬, şibh-i
cümle olarak haberdir.
Haberi, harf-i cerle mecrurundan oluşan şibh-i cümle olan isim cümlesine
örnek:
‫( َﻫﻼَ ُك اﻟ َْﻤ ْﺮِء ِﰲ اﻟْﻌُ ْﺠﺐ‬Kişinin helaki kendini beğenmededir). Bu cümlede ‫ِﰲ اﻟْﻌُ ْﺠﺐ‬,
şibh-i cümle olarak haberdir.
58
‫‪Kendimizi Sınayalım‬‬
‫?‪1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde haber, isim cümlesi değildir‬‬
‫اَﻟْﻤﺴﻠِﻤﻮ َن َﻛﺄَﺳﻨَ ِ‬
‫ﺸ ِﻂ‪a. .‬‬
‫ﺎن اﻟْ ُﻤ ْ‬
‫ْ‬
‫ُْ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺎرَﻫﺎ ﻳَﺎﻧِ َﻌﺔٌ‪b. .‬‬
‫اَﻟﻨﱠ ْﺨﻠَﺔُ ﲦَ ُ‬
‫ِ‬
‫ﲑةٌ‪c. .‬‬
‫اَﻟْ َﻤ ْﺪ َر َﺳﺔُ ﻓُ ُ‬
‫ﺼﻮُﳍَﺎ َﻛﺜ َ‬
‫َﻋ ْﺒ ُﺪ ِ‬
‫اﷲ أَﺑُﻮﻩُ َﻛ ِﺮﱘٌ‪d. .‬‬
‫ب‪e. .‬‬
‫ﻴﻞ َﻣﺎ ُؤﻩُ َﻋ ْﺬ ٌ‬
‫اَﻟﻨﱢ ُ‬
‫‪ ‬‬
‫?‪2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde haber, fiil cümlesi değildir‬‬
‫ﺎء‪a. .‬‬
‫اﻷُﱠﻣ َﻬ ُ‬
‫ﺎت ﻳُـ َﺮﺑﱢ َ‬
‫ﲔ اﻷَﺑْـﻨَ َ‬
‫ث ﻳُـ ْﺆِذى ا ْﳊَﻴَﺎ َة‪b. .‬‬
‫اﻟﺘﱠـﻠَ ﱡﻮ ُ‬
‫ﻮد ﳜَْ ُﺪ ُﻣﻮ َن اﻟْ َﻮﻃَ َﻦ‪c. .‬‬
‫ا ْﳉُﻨُ ُ‬
‫ﺎدوا إِ َﱃ ﺑَـﻠَ ِﺪ ِﻫ ْﻢ‪d. .‬‬
‫اَﻟْ ُﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮو َن َﻋ ُ‬
‫ﻮر ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ﱠ‬
‫ﺠ َﺮِة‪e. .‬‬
‫اﻟﻌُ ْ‬
‫ﺸَ‬
‫ﺼ ُﻔ ُ‬
‫?‪3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde haber, şibh cümle değildir‬‬
‫اَﻟْﺒُ ْﺴﺘَﺎ ُن ﺑِ ُﻘ ْﺮ ِ‬
‫ب اﻟﻨﱠـ ْﻬ ِﺮ‪a. .‬‬
‫َﺣ ِﺎﻣ ٌﺪ ِﰲ اﻟ ﱠﺪا ِر‪b. .‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫ﺠ َﺮِة‪c. .‬‬
‫ح َﲢْ َ‬
‫ﺸَ‬
‫اﻟ َﻔﻼﱠ ُ‬
‫ﱠِ‬
‫ﺐ اﻟْ ِﻌ ْﻠ َﻢ‪d. .‬‬
‫ﺐ ُِﳛ ﱡ‬
‫اﻟﻄﺎﻟ ُ‬
‫ﺼﻮم ِﻣﻦ أَرَﻛ ِ‬
‫ﺎن ا ِﻹ ْﺳﻼَِم‪e. .‬‬
‫اﻟ ﱠ ْ ُ ْ ْ‬
‫?‪4. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde haber, müfred değildir‬‬
‫ان ﻣ َﻬ ﱠﺬﺑ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن ‪a.‬‬
‫اﻟﻮﻟَ َﺪ ُ َ‬
‫َ‬
‫اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﺎد اﻟ ﱢﺪﻳ ِﻦ ‪b.‬‬
‫ﺼﻼَةُ ﻋ َﻤ ُ‬
‫َْﳒﻼَء ﺗُـ َﺆ ﱢدي و ِ‬
‫اﺟﺒَـ َﻬﺎ ‪c.‬‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﺎر ُﻣﺜْ ِﻤ َﺮةٌ ‪d.‬‬
‫اﻷَ ْﺷ َﺠ ُ‬
‫اﻟْﻤ ِﺪﻳﺮو َن ﺣ ِ‬
‫ﺎﺿ ُﺮو َن ‪e.‬‬
‫ُ ُ َ‬
‫‪ ‬‬
‫?‪5. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin haberinde eksiklik vardır‬‬
‫اﳊَ ِﺪﻳ َﻘﺔُ ُﺳﻮرَﻫﺎ َﻋ ٍ‬
‫ﺎل ‪a.‬‬
‫ُ‬
‫ﱡ ِ‬
‫ﻴﻞ ‪b.‬‬
‫ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ َﺧﻂ َﲨ ٌ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﲑةٌ ‪c.‬‬
‫اﻟ َﻘﺎﻫ َﺮةُ َﻣﺂذﻧُـ َﻬﺎ َﻛﺜ َ‬
‫اﻟﺪار ﺣﺪﻳﻘﺘُﻬﺎ واﺳﻌﺔٌ ‪d.‬‬
‫ُ‬
‫َِ‬
‫ﲰﲑٌ َﻛﻼَ ُﻣﻪُ ﳑُْﺘِ ٌﻊ ‪e.‬‬
‫‪59‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı‬‬
‫اَﻟْﻤﺴﻠِﻤﻮ َن َﻛﺄَﺳﻨَ ِ‬
‫ﺎن اﻟْ ُﻤ ْﺸ ِﻂ‬
‫ْ‬
‫ُْ ُ‬
‫‪1. a‬‬
‫ﻮر ﻓَـ ْﻮ َق اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮِة‬
‫اﻟﻌُ ْ‬
‫ﺼ ُﻔ ُ‬
‫‪2. e‬‬
‫ﱠِ‬
‫ﺐ اﻟْ ِﻌ ْﻠ َﻢ‬
‫ﺐ ُِﳛ ﱡ‬
‫‪.‬اﻟﻄﺎﻟ ُ‬
‫‪3. d‬‬
‫َْﳒﻼَء ﺗُـ َﺆ ﱢدي و ِ‬
‫اﺟﺒَـ َﻬﺎ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫‪4. c‬‬
‫ﱡ ِ‬
‫ﻴﻞ‬
‫ُﳏَ ﱠﻤ ٌﺪ َﺧﻂ َﲨ ٌ‬
‫‪5. b‬‬
‫‪Sıra Sizde Yanıt Anahtarı‬‬
‫‪Sıra Sizde 1‬‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫اﻟﻠّﻪُ ذُو ﻓَ ْ‬
‫ﻀ ٍﻞ َﻋﻠَﻰ اﻟ ُْﻤ ْﺆﻣﻨِ َ‬
‫‪ haberdir.‬ذُو‬
‫َﺣ ﱡﻖ‬
‫اﻟﻠّﻪُ أ َ‬
‫َﺣ ﱡﻖ أَن َﲣْ َﺸ ْﻮﻩُ‪ haberdir. .‬أ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ ِِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻦ‪ kelimeleri haberdir.‬أَ ْﻋﻠَ ُﻢ‬
‫ُﻫ َﻮ أَ ْﻋﻠَ ُﻢ َﻣ ْﻦ ﻳَﻀ ﱡﻞ َﻋﻦ َﺳﺒﻴﻠﻪ َو ُﻫ َﻮ أَ ْﻋﻠَ ُﻢ ﺑﺎﻟ ُْﻤ ْﻬﺘَﺪ َ‬
‫ط ﻣﺴﺘَ ِﻘﻴﻢ‪ِ haberdir .‬‬
‫ِ‬
‫ط‬
‫ﺻ َﺮا ٌ‬
‫َﻫ َﺬا ﺻ َﺮا ٌ ُ ْ ٌ‬
‫ْﻚ أُﱠﻣﺔٌ‪ haberdir .‬أُﱠﻣﺔٌ‬
‫ﺗِﻠ َ‬
‫ﻫ َﺬا ﻳـﻮم‪ ‬ﻳﻨ َﻔﻊ اﻟ ﱠ ِ ِ‬
‫ﲔ ِ‬
‫ﺻ ْﺪﻗُـ ُﻬ ْﻢ‪ haberdir .‬ﻳَـ ْﻮ ُم‬
‫ﺼﺎدﻗ َ‬
‫َ َْ ُ َ ُ‬
‫ﺎت‪ haberdir .‬أَ ْﺷ ُﻬ ٌﺮ‬
‫ﻮﻣ ٌ‬
‫ا ْﳊَ ﱡﺞ أَ ْﺷ ُﻬ ٌﺮ َﻣ ْﻌﻠُ َ‬
‫إِ َﳍ ُﻜﻢ إِﻟَﻪٌ و ِ‬
‫اﺣ ٌﺪ‪ haberdir .‬إِﻟَﻪٌ‬
‫ُ ْ َ‬
‫و ِ‬
‫اﻵﺧ َﺮةُ َﺧ ْﻴـ ٌﺮ ﻟِ َﻤ ِﻦ اﺗﱠـ َﻘﻰ‪َ haberdir.‬ﺧ ْﻴـ ٌﺮ ‪ ‬‬
‫َ‬
‫‪Sıra Sizde 2‬‬
‫ﲔ ِﻣﻦ ُد ِ‬
‫ﱠﺎس ﱠِ‬
‫اﲣ ُﺬ ِوﱐ‪َ ‬وأُﱢﻣﻲ إِﻟَ َـﻬ ْ ِ‬
‫ﻠﺖ ﻟِﻠﻨ ِ‬
‫ﻠﺖ‬
‫ون اﻟﻠ ِّﻪ‪ ile başlayan cümle haberdir..‬ﻗُ َ‬
‫ﺖ ﻗُ َ‬
‫أَأَﻧْ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ‪ ‬‬
‫َواﻟﻠّﻪُ ُِﳛ ﱡ‬
‫ﲔ‪ُِ ile başlayan cümle haberdir..‬ﳛ ﱡ‬
‫ﺐ اﻟ ُْﻤ ْﺤﺴﻨِ َ‬
‫ﻀﺔً ِﻣ َﻦ اﻟﻠ ِّﻪ‪ .‬‬
‫ب ﻟَ ُﻜ ْﻢ‪ ‬ﻧَـ ْﻔﻌﺎً ﻓَ ِﺮﻳ َ‬
‫آﺑَﺂ ُؤُﻛ ْﻢ َوأَﺑْـﻨَﺎ ُؤُﻛ ْﻢ ﻻَ ﺗَ ْﺪ ُرو َن أَﻳﱡـ ُﻬ ْﻢ أَﻗـ َْﺮ ُ‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir.‬ﻻَ ﺗَ ْﺪ ُرو َن‬
‫َوأَ ْﻛﺜَـ ُﺮُﻫ ْﻢ ﻻَ ﻳَـ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َن‪ .‬‬
‫‪ cümlesi haberdir.‬ﻻَ ﻳَـ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َن‬
‫ِ‬
‫ات ﻳـﺮ ِ‬
‫َﲔ َﻛ ِﺎﻣﻠَ ْ ِ‬
‫ﺿ ْﻌ َﻦ أ َْوﻻَ َد ُﻫ ﱠﻦ‪َ ‬ﺣ ْﻮﻟ ْ ِ‬
‫ﲔ‪ .‬‬
‫َواﻟ َْﻮاﻟ َﺪ ُ ُ ْ‬
‫‪60‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ fiiliyle başlayan cümle haberdir.‬ﻳـﺮ ِ‬
‫ﺿ ْﻌ َﻦ‬
‫ُْ‬
‫ﻀ ُﻬ ْﻢ َﻋﻠَﻰ ﺑَـ ْﻌ ٍ‬
‫ْﻚ اﻟ ﱡﺮ ُﺳ ُﻞ ﻓَ ﱠ‬
‫ﺾ‪ .‬‬
‫ﻀﻠْﻨَﺎ ﺑَـ ْﻌ َ‬
‫ﺗِﻠ َ‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir.‬ﻓَ ﱠ‬
‫ﻀﻠْﻨَﺎ‬
‫ﺎﻫ ْﻢ‪ .‬‬
‫َْﳓ ُﻦ ﻧَـ ْﺮُزﻗُ ُﻜ ْﻢ َوإِﻳﱠ ُ‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir.‬ﻧَـ ْﺮُزﻗُ ُﻜ ْﻢ‬
‫ﻆ ﺑِ ِﻪ ﻣﻦ َﻛﺎ َن‪ِ ‬ﻣﻨ ُﻜﻢ ﻳـ ْﺆِﻣﻦ ﺑِﺎﻟﻠ ِّﻪ واﻟْﻴـﻮِم ِ‬
‫اﻵﺧﺮ‪ .‬‬
‫َذﻟِ َ‬
‫ﻚ ﻳُ َ‬
‫ﻮﻋ ُ َ‬
‫َ َْ‬
‫ُْ ُ‬
‫ﻆ‬
‫ﻮﻋ ُ‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir.‬ﻳُ َ‬
‫ﺼ َﻦ‪ ‬ﺑِﺄَﻧ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ﱠﻦ ﺛَﻼَﺛَﺔَ ﻗُـ ُﺮَوٍء‪ .‬‬
‫َواﻟ ُْﻤﻄَﻠﱠ َﻘ ُ‬
‫ﺎت ﻳَـﺘَـ َﺮﺑﱠ ْ‬
‫ﺼ َﻦ‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir.‬ﻳَـﺘَـ َﺮﺑﱠ ْ‬
‫َواﻟ َْﻤ ْﻮﺗَﻰ ﻳَـ ْﺒـ َﻌﺜُـ ُﻬ ُﻢ اﻟﻠّﻪُ‪ .‬‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir.‬ﻳَـ ْﺒـ َﻌﺜُـ ُﻬ ُﻢ‬
‫وأَ ْﻋﻴـﻨـﻬﻢ ﺗَِﻔ ِ‬
‫ﱠﻣ ِﻊ َﺣ َﺰﻧًﺎ أَﻻﱠ َِﳚ ُﺪوا َﻣﺎ ﻳُ ِﻨﻔ ُﻘﻮ َن‪ .‬‬
‫ﻴﺾ ﻣ َﻦ اﻟﺪ ْ‬
‫ُ‬
‫َ ُُ ُ ْ‬
‫ِ‬
‫ﻴﺾ‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir.‬ﺗَﻔ ُ‬
‫ﱠ‬
‫ج ﻧَـﺒَﺎﺗُﻪُ ﺑِِﺈ ْذ ِن َرﺑﱢِﻪ‪ .‬‬
‫ﺐ ﳜَْ ُﺮ ُ‬
‫اﻟْﺒَـﻠَ ُﺪ اﻟﻄﻴﱢ ُ‬
‫ج‬
‫‪ ile başlayan cümle haberdir. ‬ﳜَْ ُﺮ ُ‬
‫‪Sıra Sizde 3‬‬
‫اﻟﻠّﻪُ َﻣ َﻊ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﻳﻦ‪ .‬‬
‫ﺼﺎﺑ ِﺮ َ‬
‫‪َ zarf, şibh-i cümle olarak haberdir.‬ﻣ َﻊ‬
‫ﻚ ﻣﻊ اﻟﱠ ِﺬﻳﻦ أَﻧْـﻌﻢ اﻟﻠّﻪُ َﻋﻠَﻴ ِﻬﻢ‪ِ ‬ﻣﻦ اﻟﻨﱠﺒِﻴﱢﲔ واﻟ ﱢ ِ‬
‫ِ‬
‫ﲔ َواﻟ ﱡ‬
‫ﺸ َﻬ َﺪ ِاء‬
‫ﺼﺪﱢﻳﻘ َ‬
‫ََ‬
‫ْ َ‬
‫أُوﻟَـﺌ َ َ َ َ َ َ‬
‫ِِ‬
‫ﲔ‪ .‬‬
‫َواﻟ ﱠ‬
‫ﺼﺎﳊ َ‬
‫‪ َ zarf, şibh-i cümle olarak haberdir.‬ﻣ َﻊ‬
‫ﱠِ‬
‫ﻳﻦ‪ ‬اﺗﱠـ َﻘﻮاْ ﻓَـ ْﻮﻗَـ ُﻬ ْﻢ ﻳَـ ْﻮَم اﻟ ِْﻘﻴَ َﺎﻣ ِﺔ‪ .‬‬
‫اﻟ ﺬ َ‬
‫‪ zarf, şibh-i cümle olarak haberdir.‬ﻓَـ ْﻮ َق‬
‫َﺳ َﻔ َﻞ ِﻣﻨ ُﻜ ْﻢ‪ .‬‬
‫ﺐ‪ ‬أ ْ‬
‫اﻟ ﱠﺮْﻛ ُ‬
‫َﺳ َﻔ َﻞ‬
‫‪ zarf, şibh-i cümle olarak haberdir.‬أ ْ‬
‫ﻓَ ِﻬ َﻲ َﻛﺎ ْﳊِ َﺠ َﺎرِة أ َْو أَ َﺷ ﱡﺪ ﻗَ ْﺴ َﻮًة‪ .‬‬
‫‪61‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ َﻛﺎ ْﳊِ َﺠ َﺎرِة‬ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle
olarak haberdir.
.‫َﻧﺖ ﻓِﻴ ِﻬ ْﻢ‬
َ ‫أ‬
‫ﻓِﻴ ِﻬ ْﻢ‬ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle olarak
haberdir.
.‫ﺸ َﺮَﻛﺂﺋِﻨَﺎ‬
ُ ِ‫َﻫـ َﺬا ﻟ‬
‫ﺸ َﺮَﻛﺂﺋِﻨَﺎ‬
ُ ِ‫ﻟ‬ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle
olarak haberdir.
ِ ‫ﺎل ﻟِﻠ ِّﻪ واﻟ ﱠﺮ ُﺳ‬
.‫ﻮل‬
َ ُ ‫اﻷَﻧْـ َﻔ‬
‫ﻟِﻠ ِّﻪ‬ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle olarak
haberdir.
.‫ﻚ‬
َ ‫ ِﻣﻦ َرﺑﱢ‬ ‫ا ْﳊَ ﱡﻖ‬
‫ﻚ‬
َ ‫ ِﻣﻦ َرﺑﱢ‬ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle
olarak haberdir. ِ ‫واﻟْﻌﺎﻗِﺒﺔُ ﻟِﻠ‬
.‫ﲔ‬
َ ‫ْﻤﺘﱠﻘ‬
ُ َ َ َ
ِ ‫ﻟِﻠ‬ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle
‫ﲔ‬
َ ‫ْﻤﺘﱠﻘ‬
ُ
olarak haberdir.
.‫أَﻧﺘُﻢ ﺑِﺎﻟْﻌُ ْﺪ َوِة اﻟ ﱡﺪﻧْـﻴَﺎ‬
‫ﺑِﺎﻟْﻌُ ْﺪ َوِة‬ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle
olarak haberdir.
.‫ﻀ ُﻞ ِﻣ َﻦ اﻟﻠ ِّﻪ‬
ْ ‫ﻚ اﻟْ َﻔ‬
َ ِ‫َذﻟ‬
‫ﻣ َﻦ اﻟﻠ ِّﻪ‬ ِ harf-i cer mecrûruyla birlikte şibn-i cümle
olarak haberdir.
Yararlanılan Kaynaklar
el-Galâyînî, M (1982) Câmi’u’d-durûsi’l-arabiyye, Beyrut.
Sezer, İsmail Hakkı ve diğerleri (2009) Anlatımlı Arapça, Konya.
62
63
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
İsm-i mevsûlleri mânâlarına göre gruplandırabilecek,
•
Sıla cümlesini ve çeşitlerini tanıyabilecek,
•
Âid zamirini belirleyebilecek,
•
İsm-i mevsûllerde mebni – mu‘rab ayırımını yapabilecek,
•
İsm-i mevsûllerin cümlenin hangi ögesi olduğunu belirleyebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
İsm-i mevsûl
•
Sıla cümlesi
•
Âid zamiri
•
Hâs ism-i mevsûl
•
Müşterek ism-i mevsûl
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Metin içerisinde geçen mânâsını bilmediğiniz kelimeler için ArapçaTürkçe sözlüğe başvurunuz.
•
İlahiyat Önlisans Programı Arapça 1 kitabından Cinsiyet Yönünden
İsimler ve Sayı Yönünden İsimler ünitelerini tekrar gözden geçiriniz.
•
Mehmet Maksudoğlu’nun Arapça Dilbilgisi adlı kitabından İsm-i Mevsûl
konusunu okuyunuz.
64
İsm-i Mevsûl
ِ
‫ﻮل‬
‫ﻮ‬
‫ْﻤ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻢ‬
‫ﺳ‬
‫اﻻ‬
ُ ‫ﺻ‬
ُ َْ ُ ْ
GİRİŞ
İsm-i mevsûl, peşinden gelen cümleyi öncesindeki cümle ya da kelimeye
bağlayan lafızdır. Türkçedeki karşılığı ise ilgi zamiridir. Tek başına bir
anlam ifade etmeyen ism-i mevsûl, ancak kendisinden sonra bulunan ve sıla
cümlesi adı verilen cümleyle birlikte bir mânâ kazanmaktadır. Ayrıca bu sıla
cümlesinde ism-i mevsûle uygun olarak gelen ve âid zamiri adı verilen bir
ِ ‫" اﻷﺳﺘﺎذُ اﻟﱠ ِﺬي أ‬Sevdiğim hoca" ifadesinde ‫اﻟﱠ ِﺬي‬
zamir bulunmaktadır. Meselâ ُ‫ُﺣﺒﱡﻪ‬
َْ
ِ
lafzı ism-i mevsûl, ُ‫ أُﺣﺒﱡﻪ‬sıla cümlesi ve ‫ﺐ‬
‫ أ ُِﺣ ﱡ‬fiiline bitişmiş olan ُ‫ ـﻪ‬zamiri de âid
zamiridir.
Türkçede bu ism-i mevsûl+sıla cümlesi+âid zamiri toplamının karşılığı
ise ortaç terimidir. Bazı kaynaklarda sıfat-fiil terimiyle de ifade edilen
ortaçlar, fiil kök veya gövdelerinden yapım ekleriyle türetilmiş sıfatlardır:
“Tanı” kökünden “tanıdık” denmesi gibi. Bunlar “-en, -ecek, -esi, -dık, -miş,
-r, mez” ekleriyle türetilirler. Ortaçlar, ismi nitelemesi yönünden sıfat; özne,
nesne ve tümleç alması yönünden de fiil sayılan (fiilimsi) kelimelerdir.
Meselâ kitap okuyan çocuk ifadesinde ortaç olan okuyan lafzı, fiil gibi nesne
olarak kitap, özne olarak da çocuk kelimesini alırken, diğer taraftan sıfat
olarak da çocuk kelimesini nitelemiştir.
Bu örnekte de görüldüğü gibi Türkçede ortaç, Arapçadaki karşılığının
aksine tek bir kelimeden oluşur. Ayrıca Türkçede ortaç, nitelediği isimden
önce gelirken Arapçada ise ism-i mevsûl ve sılası dâima nitelediği isimden
sonra gelir. Bunun yanında Türkçedeki bütün ortaçlar değil de bunların bir
kısmı ism-i mevsûl ve sıla cümlesinin karşılığıdır. Bu nedenle ism-i mevsûl
ve sıla cümlesi Türkçeye genellikle ortaçlarla tercüme edilir. Ancak
ortaçların her zaman ism-i mevsûl ve sıla ile birlikte Arapçaya tercüme
edilmesi mümkün değildir. Meselâ yukarıdaki örnek "Sevdiğim bir hoca"
şeklinde ifade edilse, bunun Arapça karşılığı ism-i mevsûl ve sıla cümlesiyle
ِ ‫ "أُﺳﺘﺎذٌ أ‬şeklinde
değil, nekra bir isim ve peşinden gelen sıfat cümlesiyle "ُ‫ُﺣﺒﱡﻪ‬
َْ
ِ
ِ
olur. Yine “Oturan bir öğrenci” dense bunun Arapça karşılığı da "‫ﺲ‬
ٌ ‫"ﻃَﺎﻟ‬
ٌ ‫ﺐ َﺟﺎﻟ‬
şeklinde sıfat tamlamasıyla elde edilir.
İsm-i mevsûllerin Türkçedeki ortaçlarla olan ortak ve farklı yönleriyle ilgili
olarak http://www.doguedebiyati.com/nusha/07/008isler.doc internet adresinden Emrullah İşler'e ait "Arapça ve Türkçede Ortaçlar – Karşıtsal Çözümleme
–" isimli makaleye başvurabilirsiniz.
65
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫ُﺳ َﺮِﰐ‬
‫أْ‬
‫َﺧﺎﻟِ ٌﺪ ﺗِﻠ ِْﻤﻴ ٌﺬ ﺑِﺎﳌَ ْﺪر ِ‬
‫ُﺳ َﺮﺗِﻪ‪ ،‬ﻓﻘﺎل‪:‬‬
‫ﺳﺔ اﻻﺑْﺘِ َﺪاﺋﻴﱠ ِﺔ‪ .‬ﻃَﻠَﺐ اﻷﺳﺘﺎذُ ِﻣ ْﻦ َﺧﺎﻟِ ٍﺪ أ ْن ﻳَـﺘَﺤﺪ َ‬
‫ﱠث َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻟﻜﻨـ ِ‬
‫أُﺳﺮِﰐ ِ‬
‫اﻟﺒﻴﺖ‬
‫َﺟﻠِﻨَﺎ‪ ،‬وأ ُّﻣﻲ ِﻫ َﻲ اﻟﱠِﱵ ﺗَـ ْﺮ َﻋﻰ‬
‫َ‬
‫ﱠﻬﺎ َﺳﻌﻴ َﺪةٌ‪ .‬ﻓَﺄَِﰊ ُﻫﻮ اﻟﱠﺬي ﻳَـ ْﺘـ َﻌﺐ ﻣﻦ أ ْ‬
‫اﻟﻌ َﺪد َو َ‬
‫ﺻﻐﲑةُ َ‬
‫َْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱵ‬
‫اﺣﺘﻨَﺎ‪ .‬وأ َ‬
‫ﱠرس‪َ .‬ﻛ َﻤﺎ أ ّن أُ ْﺧ َﱠ‬
‫اي اﻟ َﻜﺒ َﲑان َﺣ َﺴ ٌﻦ َو ُﺣ َﺴ ٌْ‬
‫ﲔ ُﳘﺎ اﻟﻠ َﺬان ﻳُ َﺴﺎﻋ َﺪاﻧ ِﲏ ﰲ ﻓَـ ْﻬﻢ اﻟﺪ ْ‬
‫وﺗَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ َﻋﻠَﻰ َر َ‬
‫َﺧ َﻮ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻦ‬
‫َﺧﺪﳚَﺔَ َو َﻋﺎﺋﺸﺔَ ﳘﺎ اﻟﻠﺘَﺎن ﺗَـ ْﻨ ُ‬
‫ﺼ َﺮان أُﱢﻣﻲ ِﰲ إ ْﻋ َﺪاد اﻟﻄ َﻌﺎم وﺗَـ ْﻨﻈﻴﻒ اﻟْﺒَـ ْﻴﺖ‪ .‬وﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ ﲜ َﻮا ِرﻧَﺎ أَ ْﻋ َﻤﺎﻣﻲ اﻟﺬ َ‬
‫ِ‬
‫ُِﳛﺒﱡﻮﻧَـﻨَﺎ َﻛﺜِﲑا‪ ،‬و ِ‬
‫ﻀﺮ َن إِ َﱃ ﻣ ْﻨ ِﺰﻟِﻨَﺎ ِﰲ اْﻷَ ْﻋﻴ ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺎد اﻟﺪﱢﻳﻨِﻴﱠ ِﺔ‪َ .‬و َﻫ َﺬا‬
‫ﻟﻜ ﱠﻦ َﻋ ﱠﻤ ِﺎﰐ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫وﺧﺎﻻَِﰐ اﻟﻼﱠِﰐ ﻳُﻘ ْﻤ َﻦ ِﰲ ُﻣ ُﺪن أُ ْﺧ َﺮى َْﳛ ُ ْ‬
‫ً َ‬
‫اْ ِﻻﺟﺘِﻤﺎع ِ‬
‫ﺐ ﺑـﲔ أَﻓـْﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫ُﺳ َﺮﺗِﻨَﺎ‪.‬‬
‫أ‬
‫اد‬
‫ﳊ‬
‫ا‬
‫ﺪ‬
‫ﻳ‬
‫ﺰ‬
‫ﻳ‬
‫ﻲ‬
‫ْ‬
‫اﻟﻌﺎﺋِﻠ ﱡ َ ُ ُ ﱠ َ َْ َ ْ‬
‫ْ َ ُ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫وﳍﺬا ﺗَ ِﻌﻴﺶ ﰲ ﺳﻌ ٍ‬
‫ﻀﻠِﻪ وَﻛﺮِﻣ ِﻪ‪ِ .‬‬
‫ِ‬
‫ح أْ ِ‬
‫ﺎدة ﺗَﺎ ﱠﻣ ٍﺔ‬
‫ََ‬
‫ُ‬
‫َوﺗَـ ْﻔ َﺮ ُ‬
‫ُﺳ َﺮِﰐ ﲟَ ْﻦ ﻳَﺄِْﰐ ﻟ ِﺰﻳَ َﺎر ﺎ‪ ،‬وﺗَ ْﺸ ُﻜ ُﺮ اﷲَ ﲟَﺎ َرَزﻗَـ َﻬﺎ ﻣ ْﻦ ﻓَ ْ َ َ‬
‫واﳊﻤ ُﺪ ِ‬
‫ﷲ‪.‬‬
‫اﳌﻴﺴﺮة ج ‪ 2‬ص ‪(43‬‬
‫) ّ‬
‫ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ ‪ :‬اﻟﻘﻮاﻋﺪ اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ ّ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫س َﺧﺎﻟِ ٌﺪ؟‬
‫‪ .1‬أَﻳْ َﻦ ﻳَ ْﺪ ُر ُ‬
‫ُﺳﺘَﺎذُ ِﻣ ْﻨﻪُ؟‬
‫ﺐ اْﻷ ْ‬
‫‪َ .2‬ﻣﺎ َذا ﻃَﻠَ َ‬
‫‪ .3‬ﻫﻞ َﲢَﺪ َ ِ‬
‫ُﺳ َﺮﺗِِﻪ؟‬
‫ﱠث َﺧﺎﻟ ٌﺪ َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫َْ‬
‫ُﺳ َﺮةُ َﺧﺎﻟِ ٍﺪ َﻛﺒِ َﲑةُ اﻟ َْﻌ َﺪ ِد؟‬
‫‪ .4‬أَ أ ْ‬
‫‪ .5‬ﻣ ِﻦ اﻟﱠ ِﺬي ﻳـ ْﺘـﻌ ِ‬
‫ُﺳ َﺮِة؟‬
‫ﺐ ﻣ ْﻦ أ ْ‬
‫َﺟ ِﻞ اْﻷ ْ‬
‫َ‬
‫ََ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ﱠر ِ‬
‫س؟‬
‫‪َ .6‬ﻣ ْﻦ ﻳُ َﺴﺎﻋ ُﺪ َﺧﺎﻟ ًﺪا ِﰲ ﻓَـ ْﻬ ِﻢ اﻟْﺪ ْ‬
‫ِ‬
‫ُﺳ َﺮِة؟‬
‫‪َ .7‬ﻣﺎ َذا ﺗَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ َﺧﺪﳚَﺔُ َو َﻋﺎﺋِ َﺸﺔُ ِﰲ اﻷ ْ‬
‫ٍِ‬
‫ُﺳ َﺮِة؟‬
‫‪َ .8‬ﻣﺎ ُﻣ ِﻬ ﱠﻤﺔُ أُ ﱢم َﺧﺎﻟﺪ ِﰲ اْﻷ ْ‬
‫ﺎم َﺧﺎﻟِ ٍﺪ؟‬
‫‪ .9‬أَﻳْ َﻦ ﻳَﺴ ُﻜ ُﻦ أَ ْﻋ َﻤ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎد ٍة ﺗَﺎ ﱠﻣ ٍﺔ؟‬
‫ُﺳ َﺮﺗُﻪُ ِﰲ َﺳ َﻌ َ‬
‫ﻴﺶ أ ْ‬
‫‪ .10‬ﻟ َﻤﺎ َذا ﺗَﻌ ُ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez‬‬
‫‪içindeki kelimeler arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫اد‪ ،‬ﻳـ ْﻨ ِ‬
‫ﺎت(‬
‫ﺎد‪َ ،‬ﻋ ﱠﻤ ٌ‬
‫)ﺗَـ ْﻘ َﺪ ُم‪ ،‬أَ ْﻋ َ‬
‫ﻴﻢ‪ ،‬ﺗَ ْﺴ َﻌ ُﺪ‪ ،‬ﻳَـﺘَ َﻜﻠﱠ ُﻢ‪َ ،‬ﻋ َ‬
‫ﻀﺎء‪ ،‬أ ََر َ َ ُ‬
‫ﺼ َﺮان‪ ،‬أَﻗْﺴﺎم‪ ،‬ﻳُﻘ ُ‬
‫ُﺳ َﺮﺗِِﻪ‪.‬‬
‫ُﺳﺘَﺎذُ ِﻣ ْﻦ َﺧﺎﻟِ ٍﺪ أَ ْن ﻳَـﺘَ َﺤﺪ َ‬
‫ﺐ اْﻷ ْ‬
‫ﱠث َﻋ ْﻦ أ ْ‬
‫‪ .1‬ﻃَﻠَ َ‬
‫‪66‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ِ ِ
ِ ‫ﱠر‬
.‫س‬
ٌْ ‫ َﺣ َﺴ ٌﻦ َو ُﺣ َﺴ‬.2
ْ ‫ﲔ ﻳُ َﺴﺎﻋ َﺪان َﺧﺎﻟ ًﺪا ِﰲ ﻓَـ ْﻬ ِﻢ اﻟﺪ‬
.‫ﻀ ُﺮ إِ َﱃ َﻣ ْﻨ ِﺰﻟِﻨَﺎ َﻋ ﱠﻤ ِﺎﰐ َو َﺧﺎﻻَِﰐ‬
ُ ْ‫ َﲢ‬.3
ِ
.‫ُﺳ َﺮِة‬
‫ ﺗَ ِﺰﻳ ُﺪ ِزﻳَ َﺎرةُ َﻋ ﱠﻤ ِﺎﰐ َو َﺧﺎﻻَِﰐ ا ْﳊُ ﱠ‬.4
ْ ‫ﲔ أَﻓـ َْﺮاد اْﻷ‬
َْ ‫ﺐ ﺑَـ‬
ِ‫ِ ﱠ‬
ِِ
.‫ﻳﻦ ُِﳛﺒﱡﻮ َن أَِﰊ َﻛﺜِ ًﲑا‬
َ ‫ ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ ﲜ َﻮا ِرﻧَﺎ أَ ْﻋ َﻤﺎﻣﻲ اﻟﺬ‬.5
.‫ات أَِﰊ ﻳُِﻘ ْﻤ َﻦ ِﰲ ُﻣ ُﺪ ٍن أُ ْﺧ َﺮى‬
ُ ‫َﺧ َﻮ‬
َ ‫ أ‬.6
.‫ُﺳ َﺮِﰐ ِﲟَ ْﻦ ﻳَﺄِْﰐ ﻟِ ِﺰﻳَ َﺎرِ ﺎ‬
ْ‫حأ‬
ُ ‫ ﺗَـ ْﻔ َﺮ‬.7
3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez
içindeki kelimeler arasından seçiniz.
ِ ِ ‫ ﻳﺴ َِﱰ‬،ُ‫ ﺗَ َﺪع‬،‫ﻮت‬
ِ
َِ ،‫ ﻳﻜْﺮُﻫﻮ َن‬،‫ﺎن‬
(ٌ‫ﻴﺴﺔ‬
ُ َُ‫ ﲤ‬،‫ ﺗَ ْﻜ ُﻔ ُﺮ‬،‫ ﺗَـ ْﺘـ ُﺮ ُك‬،ٌ‫ﲨﻴﻠَﺔ‬
ُ َْ
َ َ َ‫)ﺗُـﻠَ ﱢﻮﺛ‬
َ ‫ ﺗَﻌ‬،‫ َﻛﺒ َﲑة‬،‫ﻳﺢ‬
.‫ﺻ ِﻐ َﲑةُ اﻟ َْﻌ َﺪ ِد‬
ْ ‫ أ‬.1
َ ‫ُﺳ َﺮِﰐ‬
ِ ِ
ِ ‫ أُﺳﺮِﰐ‬.2
.ٌ‫ﱠﻬﺎ َﺳ ِﻌﻴ َﺪة‬
َ ‫ﺻﻐ َﲑةُ اﻟ َْﻌ َﺪد ﻟﻜﻨـ‬
َ َْ
ِ‫ِ ﱠ‬
ِِ
.‫ﻳﻦ ُِﳛﺒﱡﻮ َن أَِﰊ َﻛﺜِ ًﲑا‬
َ ‫ ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ ﲜ َﻮا ِرﻧَﺎ أَ ْﻋ َﻤﺎﻣﻲ اﻟﺬ‬.3
ِ ‫ َﺧ ِﺪﳚﺔُ و َﻋﺎﺋِ َﺸﺔُ ﺗُـﻨَﻈﱢَﻔ‬.4
.‫ﺖ‬
َ ‫ﺎن اﻟْﺒَـ ْﻴ‬
َ َ
ِ ‫ أَِﰊ ﻳـ ْﺘـﻌ‬.5
.‫َﺟﻠِﻨَﺎ‬
ْ ‫ﺐ ﻣ ْﻦ أ‬
ُ ََ
.‫ﻀﻠِ ِﻪ‬
ْ َ‫ُﺳ َﺮِﰐ ِﲟَﺎ َرَزﻗَـ َﻬﺎ اﷲُ ِﻣ ْﻦ ﻓ‬
ْ ‫ ﺗَ ْﺸ ُﻜ ُﺮ أ‬.6
ِ
.‫ﺎد ٍة ﺗَﺎ ﱠﻣ ٍﺔ‬
َ ‫ُﺳ َﺮِﰐ ِﰲ َﺳ َﻌ‬
ْ ‫ﻴﺶ أ‬
ُ ‫ ﺗَﻌ‬.7
DİL BİLGİSİ
İSM-İ MEVSÛL
İsm-i mevsûl, tek başına bir anlamı olmayan, ancak kendisinden sonra gelen
cümleyle birlikte bir mânâ ifade eden marife isimdir. İsm-i mevsûl genelde
marife bir isimden sonra onun sıfatı olarak gelir. Ancak cümlenin bir ögesi
olarak mübteda, haber, fâil, mef'ûl vb. bir konumda da gelebilir.
İsm-i mevsûller hâs ve müşterek olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Hâs İsm-i Mevsûl
Müzekker ve müennesi, tekil ve çoğulu için ayrı ayrı lafzı bulunan ism-i
mevsûle hâs ism-i mevsûl denir. Bunlara özel ism-i mevsûller de
denebilir. Bunlar, cümlenin bir ögesi olarak gelebildikleri gibi, cümledeki
marife bir ögenin sıfatı olarak da gelebilirler. Bu durumda ism-i mevsûl,
öncesindeki isme, hem müzekkerlik – müenneslik hem de sayı bakımından
uyar.
67
Çoğul
İkil
Tekil
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬
‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(Mebnî)
(Mu‘rab)
(Mebnî)
ِ‫ﱠ‬
‫ﻳﻦ‬
َ ‫اَﻟﺬ‬
ِ ‫اَﻟﻠﱠ َﺬ‬
‫ اَﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ‬/ ‫ان‬
‫اَﻟﱠ ِﺬي‬
‫ اَﻟﻼﱠﺋِﻲ‬،‫ اَﻟﻠﱠ َﻮ ِاﰐ‬،‫اَﻟﻼﱠِﰐ‬
ِ َ‫اَﻟﻠﱠﺘ‬
ِ ْ ‫ اَﻟﻠﱠﺘَـ‬/ ‫ﺎن‬
‫ﲔ‬
‫اَﻟﱠِﱵ‬
Müzekker
‫اﳌﺬ ﱠﻛﺮ‬
Müennes
‫اﳌﺆﻧﱠﺚ‬
‫ اَﻟﱠ ِﺬي‬:Bu ism-i mevsûl tekil müzekker isim için kullanılır.
ِ ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِ ﱠ‬
‫ﺐ إﱃ اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒَ ِﺔ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬.
َ ‫ﺐ اﻟﺬي َذ َﻫ‬
َ
Kütüphaneye giden öğrenciyi gördüm.
ِ ‫رأَﻳ ُ ﱠ‬
Aslında burada iki ayrı cümle bulunmaktadır. Birincisi ‫ﺐ‬
َْ
َ ‫ﺖ اﻟﻄﺎﻟ‬
ِ‫ﱠ‬
“Öğrenciyi gördüm”, ikincisi ise ‫ْﻤﻜْﺘَﺒَ ِﺔ‬
َ ‫ﺐ إﱃ اﻟ‬
َ ‫ﺐ َذ َﻫ‬
ُ ‫“ اﻟﻄﺎﻟ‬Öğrenci kütüphaneye
gitti” cümlesidir. İsm-i mevsûl bu cümleleri birbirine bağlamış ve kendisi
‫ اﻟﻄﺎﻟﺐ‬kelimesinin sıfatı olmuştur. Mef’ûl olan ‫ اﻟﻄﺎﻟﺐ‬kelimesinin harekesi
üstün olmasına rağmen, onun sıfatı olan ‫ اﻟﱠ ِﺬي‬ism-i mevsûlünün harekesinde
bir değişiklik olmamıştır. Çünkü mebnîdir. Ref, nasb ya da cer hâlinde harf
veya harekesinde herhangi bir değişiklik olmaz. Oysa normalde sıfatların
murab olduğunda öncesindeki isme hareke yönünden uyması gerekir.
ِ ‫ اَﻟﻠﱠ َﺬ‬:Bu ism-i mevsûl, tesniye (ikil) müzekker isim için kullanılır. Bunların
‫ان‬
i‘râbı diğer ikil kelimeler gibidir, yani mebnî değil, murabdırlar. Ref hâli
ِ ‫ اﻟﻠﱠ َﺬ‬şeklinde elifle, nasb ve cer hâli ise ‫ اﻟﻠﱠ َﺬﻳ ِﻦ‬şeklinde yâ iledir.
‫ان‬
ْ
ِ ‫ﺎن اﻟﻠﱠ َﺬ‬
ِ ‫ﺎد اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒ‬
‫ان َذ َﻫﺒَﺎ إِ َﱃ اﻟْ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ‬
َ َ ‫ َﻋ‬. Fakülteye giden iki öğrenci döndü.
ِ ‫ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒ‬kelimesinin sıfatı olarak
Bu cümlede ism-i mevsûl fâil olan ‫ﺎن‬
َ
gelmiştir. Fâil ref konumunda olduğu için, ism-i mevsûl de onun sıfatı olarak
ِ ‫ اﻟﻠﱠ َﺬ‬şeklinde elif (‫ )ا‬ile ref konumunda gelmiştir.
‫ان‬
ِ ْ ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَـ‬
‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ َذ َﻫﺒَﺎ إِ َﱃ اﻟْ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Fakülteye giden iki öğrenciyi gördüm.
ِ ْ ‫ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَـ‬kelimesinin sıfatı olarak
Bu cümlede ise ism-i mevsûl mef’ûl olan ‫ﲔ‬
gelmiştir. Mef‘ûl nasb konumunda olduğu için, ism-i mevsûl de onun sıfatı
olarak ‫ اﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ‬şeklinde nasb konumunda gelmiştir.
ِ ْ ‫ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَـ‬
‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ َذ َﻫﺒَﺎ إِ َﱃ اﻟْ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ‬
ُ ‫ َﺳﻠﱠ ْﻤ‬. Fakülteye giden iki öğrenciye selam verdim.
68
ِ ْ ‫اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَـ‬
Bu cümlede ise ism-i mevsûl ‫ َﻋﻠَﻰ‬harfi cerri ile mecrûr olan ‫ﲔ‬
kelimesinin sıfatı olarak gelmiştir. İsm-i mevsûl de onun sıfatı olarak ‫اﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ‬
şeklinde cer konumunda gelmiştir.
ِ‫ﱠ‬
ِ‫ﱠ‬
‫ﻳﻦ‬
َ ‫اَﻟﺬ‬: Bu ism-i mevsûl ise çoğul müzekker isim için kullanılır. ‫ﻳﻦ‬
َ ‫ اﻟﺬ‬de
mebnîdir Cümlede hangi konumda bulunursa bulunsun harf veya harekesinde
herhangi bir değişiklik olmaz.
ِ ‫ﺖ اﻟﻄﱡﻼﱠ ﱠ‬
‫ﻳﻦ َذ َﻫﺒُﻮا‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Giden öğrencileri gördüm
َ
َ ‫ب اﻟ ﺬ‬
‫ اَﻟﱠِﱵ‬:Bu ism-i mevsûl tekil müennes isim için kullanılır ve mebnîdir.
‫ﺖ‬
ْ َ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَﺔَ اﻟﱠِﱵ َذ َﻫﺒ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Giden (kız) öğrenciyi gördüm.
ِ َ‫ اَﻟﻠﱠﺘ‬:Bu ism-i mevsûl ikil müennes isim için kullanılır. İ‘rab yönünden
‫ﺎن‬
ِ ‫ اﻟﻠﱠ َﺬ‬ism-i mevsûlü gibidir.
aynen ‫ان‬
ِ َ‫ﺎن اﻟﻠﱠﺘ‬
ِ َ‫ت اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒﺘ‬
ِ ‫ﺎد‬
‫ﺎن َذ َﻫﺒَﺘَﺎ‬
َ ‫ َﻋ‬. Giden iki (kız) öğrenci döndü.
َ
ِ ْ ‫ﲔ اﻟﻠﱠﺘَـ‬
ِ ْ ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَﺘَـ‬
‫ﲔ َذ َﻫﺒَﺘَﺎ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Giden iki (kız) öğrenciyi gördüm.
ِ ْ ‫ﲔ اﻟﻠﱠﺘَـ‬
ِ ْ ‫ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَﺘَـ‬
‫ﲔ َذ َﻫﺒَﺘَﺎ إِ َﱃ اﻟْ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ‬
ُ ‫ َﺳﻠﱠ ْﻤ‬. Fakülteye giden iki (kız) öğrenciye selam
verdim.
‫اَﻟﻼﱠِﰐ‬: Bu ism-i mevsûl ise çoğul müennes isim için kullanılır ve mebnîdir.
ِ ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒ‬
‫ﱭ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Giden (kız) öğrencileri gördüm.
َْ ‫ﺎت اﻟﻼﱠِﰐ َذ َﻫ‬
َ
Hâs İsm-i Mevsûlün Cümlenin Bir Ögesi Olması:
Yukarıda da ifade edildiği gibi hâs ism-i mevsûller mübtedâ, haber, fâil,
mef'ûl vb. bir şekilde cümlenin bir ögesi olarak da gelebilirler.
Mübteda oluşu:
َ َ‫اَﻟﱠ ِﺬي ﻧ‬. Ödülü kazanan Kerim’dir.
ٌ‫ﺎل ا ْﳉَﺎﺋَِﺰَة َﻛ ِﺮﱘ‬
Bu bir isim cümlesidir. İsm-i mevsûl mübtedâ, ٌ‫ َﻛ ِﺮﱘ‬lafzı da haberidir. ‫ﺎل‬
َ َ‫ﻧ‬
‫ ا ْﳉَﺎﺋَِﺰَة‬kısmı ise ism-i mevsûlün sıla cümlesidir.
Haber Oluşu
‫ﺖ‬
َ ‫أُﱢﻣﻲ ِﻫ َﻲ اﻟﱠِﱵ ﺗَـ ْﺮ َﻋﻰ اﻟْﺒَـ ْﻴ‬. Evle ilgilenen annemdir.
Burada ise ‫ أُﱢﻣﻲ‬lafzı mübtedâ, ism-i mevsûl ise haberidir. ‫ ِﻫ َﻲ‬ise fasıl
zamiri, ‫ﺖ‬
َ ‫ ﺗَـ ْﺮ َﻋﻰ اﻟْﺒَـ ْﻴ‬kısmı ise sıla cümlesidir.
69
Fâil Oluşu
ِ ‫وﺻﻞ اﻟﱠ ِﺬي َﳒَﺢ ِﰲ اْ ِﻻ ْﻣﺘِﺤ‬. Sınavda başarılı olan geldi.
‫ﺎن‬
َ
َ
ََ َ
Bu cümlede ise ism-i mevsûl ‫ﺻ َﻞ‬
َ ‫ َو‬fiilinin fâilidir.
Mef’ûl Oluşu
ِ ‫رأَﻳ ُ ﱠ‬. Kongreye katılanları gördüm.
‫ﻳﻦ ﻳَ ْﺸ َِﱰُﻛﻮ َن ِﰲ اﻟ ُْﻤ ْﺆﲤََ ِﺮ‬
َْ
َ ‫ﺖ اﻟ ﺬ‬
Burada ise ism-i mevsûl ‫ﺖ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬fiilinin mef’ûlüdür.
Cümledeki bir Ögenin Sıfatı Olması
Yukarıda da belirtildiği gibi hâs ism-i mevsûller cümlenin ögelerinin sıfatı
olarak da gelebilirler. Bu durumda niteledikleri isme sayı ve müzekkerlikmüenneslik bakımından uyarlar.
Mübtedanın Sıfatı
ِ ‫اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ اﻟﱠ ِﺬي َﳒَﺢ ِﰲ اْ ِﻻ ْﻣﺘِﺤ‬.
‫ﺎن َﺣ َﺴ ٌﻦ‬
َ
َ
ُ
Sınavda başarılı olan öğrenci Hasan'dır.
Haberin Sıfatı
ِ ‫ َﻫ َﺬا ُﻫﻮ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ اﻟﱠ ِﺬي َﳒَﺢ ِﰲ اْ ِﻻ ْﻣﺘِﺤ‬.
‫ﺎن‬
َ
َ
ُ
َ
Bu, sınavda başarılı olan öğrencidir.
Fâilin Sıfatı
ِ ‫وﺻﻞ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ اﻟﱠ ِﺬي َﳒَﺢ ِﰲ اْ ِﻻ ْﻣﺘِﺤ‬.
‫ﺎن‬
َ
َ
ُ
ََ َ
Sınavda başarılı olan öğrenci geldi.
Mef'ûlün Sıfatı
ِ ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ اﻟﱠ ِﺬي َﳒَﺢ ِﰲ اْ ِﻻ ْﻣﺘِﺤ‬
‫ﺎن‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬.
َ
َ
َ
Sınavda başarılı olan öğrenciyi gördüm.
İkil (müsennâ) olanlar hariç bütün ism-i mevsûller mebnîdir. İkil olanlar ise
mu‘rabdır. Verilen örneklerde de görüldüğü üzere, diğer ikil lafızlarda olduğu
ِ َ‫ان – اﻟﻠﱠﺘ‬
ِ ‫ اَﻟﻠﱠ َﺬ‬, nasb ve cer hâli ise yâ iledir ‫اَﻟﻠﱠ َﺬﻳ ِﻦ‬
gibi bunların da ref hâli elif’le ‫ﺎن‬
ْ
ِ‫ – اﻟﻠﱠﺘَـ ْﲔ‬. Ayrıca ikillerle müennes çoğul için kullanılan ism-i mevsûller çift
lâm’la yazılırken, diğerleri tek lâm’la yazılır.
(
)
70
)
(
Yukarıda verilen örnek cümleler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerdeki ism-i
mevsûllerin ikil ve çoğul hâllerini, gerekli değişiklikleri yaparak yazınız
ُ ْ‫رأَﻳ‬.
َ‫ﺖ اﻟﻄﱢْﻔ َﻞ اﻟﱠ ِﺬي ﻳَـ ْﻘ َﺮأُ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن اﻟْ َﻜ ِﺮﱘ‬
َ Kur’ân-ı Kerîm okuyan (erkek) çocuğu gördüm
‫ﺻ ِﺪﻳ َﻘﺘَـ َﻬﺎ‬
َ ‫ﺖ اﻟْﺒِْﻨ‬
ُ ْ‫رأَﻳ‬.
ُ ‫ﺖ اﻟﱠِﱵ ﺗَـ ْﻨ‬
َ ‫ﺼ ُﺮ‬
َ Arkadaşına yardım eden kızı gördüm
2. Müşterek İsm-i Mevsûl
Müzekker ve müennesi, tekil ve çoğulu için ayrı ayrı lafzı bulunmayıp hepsi
için ortak kullanılan ism-i mevsûle müşterek ism-i mevsûl denir. Bunlara
genel ya da ortak ism-i mevsûller de denebilir. Bunların başlıcaları iki
tanedir: ‫ َﻣ ْﻦ‬ve ‫ َﻣﺎ‬. Her ikisi de mebnîdir yani ref‘, nasb ve cer durumlarında
şekilleri, yapıları değişmez. Müşterek ism-i mevsûller, hâs olanlardan farklı
olarak sadece cümlenin bir ögesi olarak gelebilirler.
‫ َﻣ ْﻦ‬:
Bu ism-i mevsûl akıllılar için kullanılır. Mebnî olduğu için ref, nasb ya da
cer konumu aynıdır.
Ref konumu:
َ ‫ﺎء َﻣ ْﻦ َﺣ ِﻔ‬
َ‫ﻆ اﻟﻘﺮآ َن اﻟﻜﺮﱘ‬
َ Kur’ân-ı Kerim’i ezberleyen geldi.
َ ‫ﺟ‬.
Burada ism-i mevsûl ‫ﺎء‬
َ ‫ َﺟ‬fiilinin fâili olarak ref konumunda gelmiştir.
Nasb konumu:
َ ‫ﺖ َﻣ ْﻦ َﺣ ِﻔ‬
ُ ْ‫رأَﻳ‬.
َ‫ﻆ اﻟﻘﺮآ َن اﻟﻜﺮﱘ‬
َ Kur’ân-ı Kerim’i ezberleyeni gördüm.
Burada ise ism-i mevsûl ‫ﺖ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬fiilinin mef’ûlü olarak nasb konumunda
gelmiştir.
Cer konumu:
َ ‫ت ِﲟَ ْﻦ َﺣ ِﻔ‬
ُ ‫ﻣ َﺮْر‬.
َ‫ﻆ اﻟﻘﺮآ َن اﻟﻜﺮﱘ‬
َ Kur’ân-ı Kerim’i ezberleyene uğradım.
Burada ise ism-i mevsûlün başında ‫ ﺑِـ‬harfi cerri gelmiştir. Harfi cerler
normalde murab bir ismin başına geldiğinde son harekesini esre yapmaktadır.
Ancak ‫ َﻣ ْﻦ‬ism-i mevsûlü mebnî olduğu için, harfi cerden dolayı son
harekesinde herhangi bir değişiklik meydana gelmemiştir.
Aşağıdaki cümlelerde ise ism-i mevsûl ref konumunda tekil-çoğul,
müennes-müzekker için ortak olarak kullanılmıştır.
َ Allah’a kulluk eden kurtuldu (Erkek).
َ‫ﳒَﺎ َﻣ ْﻦ َﻋﺒَ َﺪ اﷲ‬.
َ‫ َﳒَﺎ َﻣ ْﻦ َﻋﺒَ َﺪوا اﷲ‬. Allah’a kulluk edenler kurtuldu (Erkek).
71
ْ ‫ﺖ َﻣ ْﻦ َﻋﺒَ َﺪ‬
ْ َ‫ َﳒ‬. Allah’a kulluk eden kurtuldu (Bayan).
َ‫ت اﷲ‬
ْ َ‫ َﳒ‬. Allah’a kulluk edenler kurtuldu (Bayan).
َ‫ﺖ َﻣ ْﻦ َﻋﺒَ ْﺪ َن اﷲ‬
‫ َﻣﺎ‬:
Bu ism-i mevsûl ise akılsızlar için kullanılır ve bu da mebnîdir
ُ ‫ﻳَـ ُﻘ‬. Adam yapmadığını söylüyor.
ُ‫ﻮل اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َﻣﺎ ﻻَ ﻳَـ ْﻔ َﻌﻠُﻪ‬
ُ‫ﺎﻫ َﺪﻩ‬
َ ‫ﺣ َﻜﻰ َْﳏ ُﻤﻮ ٌد َﻣﺎ َﺷ‬.
َ Mahmut gördüğünü anlattı.
Cümlenin Bir Ögesi Olması
Mübteda Oluşu
‫اب‬
‫ﻣﺎ ﻗُـﻠْﺘُﻪُ ُﻫ َﻮ اﻟ ﱠ‬.
ُ ‫ﺼ َﻮ‬
َ Söylediğim doğrudur.
Burada ism-i mevsûl mübtedâ olarak ref konumunda gelmiştir. ‫اب‬
‫اﻟ ﱠ‬
ُ ‫ﺼ َﻮ‬
lafzı da haberidir.
Haber Oluşu
‫اﳌُ ْﺴﻠِ ُﻢ َﻣ ْﻦ َﺳﻠِ َﻢ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن ِﻣ ْﻦ ﻟِ َﺴﺎﻧِِﻪ َوﻳَ ِﺪ ِﻩ‬.
Müslüman diğer Müslümanların dilinden ve elinden güvende olduğu
kimsedir.
Burada ise ‫ﺴﻠِ ُﻢ‬
ْ ُ‫ اﳌ‬lafzı mübtedâ, ism-i mevsûl de onun haberidir.
Fâil Oluşu
‫ﺼ َﻞ َﻋﻠَﻰ ا ْﳉَﺎﺋَِﺰِة‬
َ ‫ﱠم َﻣ ْﻦ َﺣ‬
َ ‫ﺗَـ َﻘﺪ‬. Ödülü kazanan öne çıktı.
Mef‘ûl Oluşu
‫ﺼ َﺮِﱐ‬
ُ ‫ َﺷ َﻜ ْﺮ‬. Bana yardım edene teşekkür ettim.
َ َ‫ت َﻣ ْﻦ ﻧ‬
İsm-i mevsûllerin cümlenin bir ögesi ya da sıfat olarak kullanılmasıyla ilgili
örnekler için İ. Güler - H. Günday - Ş. Şahin'in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi)
kitabına bakınız.
Müşterek ism-i mevsûllerden ‫ َﻣ ْﻦ‬akıllılar, ‫ َﻣﺎ‬da akılsızlar ve cansız varlıkları
belirtmek için kullanılırken, hâs ism-i mevsûllerin tekil ve ikilleri hem akıllılar
hem de akılsızlar için ortak kullanılır.
72
ِ ُ ‫ﻗَـﺮأ‬. Satın aldığım kitabı okudum.
‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﺘُـ َﻬﺎ‬
َ َ‫ْت اﻟْﻜﺘ‬
َ
ِ ‫ْت اﻟ‬
ِ ْ ‫ْﻜﺘَﺎﺑَـ‬
‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﺘُـ ُﻬ َﻤﺎ‬
ُ ‫ﻗَـ َﺮأ‬. Satın aldığım iki kitabı okudum.
ِِ ‫اﳊ َﺪاﺋِ ُﻖ اﻟﱠِﱵ رأَﻳْـﺘُـ َﻬﺎ‬. Gördüğüm bahçeler güzeldir.
ٌ‫ﲨﻴﻠَﺔ‬
َ
َ
ِ َ‫ﲨﻴﻠَﺘ‬
ِ
ِ ِ
ِِ ‫ﺎن رأَﻳْـﺘُـ ُﻬﻤﺎ‬
‫ﺎن‬
َ َ َ‫اﳊَﺪﻳ َﻘﺘَﺎن اﻟﻠﱠﺘ‬. Gördüğüm iki bahçe güzeldir.
ِ‫ﱠ‬
ُ‫ﺐ اﻟﱠ ِﺬي أَ ْﻋ ِﺮﻓُﻪ‬
َ ‫ َو‬. Tanıdığım öğrenci geldi.
ُ ‫ﺻ َﻞ اﻟﻄﺎﻟ‬
ِ ‫ﺎن اﻟﻠﱠ َﺬ‬
ِ ‫وﺻﻞ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒ‬. Tanıdığım iki öğrenci geldi.
‫ان أَ ْﻋ ِﺮﻓُـ ُﻬ َﻤﺎ‬
َ ََ َ
ِ َ‫وﺻﻠ‬. Tanıdığım (kız) öğrenci geldi.
‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَﺔُ اﻟﱠِﱵ أَ ْﻋ ِﺮﻓُـ َﻬﺎ‬
َ َ
ِ َ‫ﺎن اﻟﻠﱠﺘ‬
ِ َ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒﺘ‬
ِ َ‫وﺻﻠ‬. Tanıdığım iki (kız) öğrenci geldi.
‫ﺎن أَ ْﻋ ِﺮﻓُـ ُﻬ َﻤﺎ‬
َ َ
َ
Yukarıda geçen cümlelerde, hâs ism-i mevsûl ilk dördünde akılsızlar için,
son dördünde ise akıllılar için kullanılmıştır.
3. Sıla Cümlesi
İsm-i mevsûlden sonra gelen cümleye sıla cümlesi denir. Sıla cümlesi ism-i
mevsûlün ayrılmaz bir parçasıdır ve dâima ism-i mevsûlden sonra yer alır.
Sıla cümlesiz kullanılan ism-i mevsûl herhangi bir mânâ ifade etmemektedir.
ِ ‫”ﺟ ﱠ‬Dersi
Meselâ ‫ﺎء اﻟﱠ ِﺬي‬
ْ ‫ﺐ اﻟﺪ‬
َ ‫ َﺟ‬dense bu ifade noksandır, bunu ‫س‬
َ َ‫ﺎء اﻟﺬي َﻛﺘ‬
ََ
َ ‫ﱠر‬
yazan geldi.” şeklinde tamamladığımızda mânâ da tamam olmaktadır.
Sıla cümlesi de isim cümlesi, fiil cümlesi ve şibhi cümle olarak üç şekilde
gelebilir.
Fiil Cümlesi
ُ‫ﺐ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻟﱠ ِﺬي َرأَﻳْـﺘُﻪ‬
َ ‫ َذ َﻫ‬. Gördüğüm adam gitti.
İsim Cümlesi
ِ
ِ
ٌ‫ﺎء اﻟ َْﻮﻟَ ُﺪ اﻟﱠﺬي أَﺑُﻮﻩُ َﻋﺎﱂ‬
َ Babası âlim olan çocuk geldi.
َ ‫ﺟ‬.
Şibhi Cümle
‫ْﺖ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي ِﻋ ْﻨ َﺪ َك‬
‫ﺸ ﱠ‬
ُ ‫ﻋ َﺮﻓ‬.
َ Yanındaki genci tanıdım.
Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerdeki sıla cümlesini
ve türünü tespit ediniz.
ِ َ‫ﻮز اﻟﱠِﱵ ﺗَـ ْﻌﻤﻞ ِﰲ اﻟْﺒﺴﺘ‬
‫ﺎن‬
ُ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ت اﻟ َْﻤ ْﺮأَ َة اﻟ َْﻌ ُﺠ‬
َ َ‫ﻧ‬.
ُْ َُ
Bahçede çalışan yaşlı kadına yardım ettim.
‫ﻳﻖ اﻟﱠ ِﺬي ِﰲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ‬
‫ت اﻟ ﱠ‬
ُ ‫زْر‬.
ُ Hastanedeki arkadaşı ziyaret ettim.
َ ‫ﺼ ِﺪ‬
‫ﺐ اْ ِﻹﻧْ َﺴﺎ َن اﻟﱠ ِﺬي ُﺧﻠُ ُﻘﻪُ َﺣ َﺴ ٌﻦ‬
‫أ ُِﺣ ﱡ‬. Güzel ahlâklı insanı severim.
73
Sıla cümleleri ism-i mevsûlleriyle birlikte Türkçe'ye genelde -en, -ecek, -miş, diği ekleri alarak çevirilir. Bu yönüyle Türkçedeki bazı ortaçlara
benzemektedirler.
‫اَﻟﱠ ِﺬي َرأَﻳْـﺘُﻪُ َﻋﻠِ ﱞﻲ‬. Gördüğüm Ali'dir.
ِ ُ ‫ﻗَـﺮأ‬. Bana verdiğin kitabı okudum
‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي أَ ْﻋﻄَْﻴﺘَِﲏ‬
َ َ‫ْت اﻟْﻜﺘ‬
َ
ِ ‫ت‬
‫ﺎﻋ َﺪﺗِْﲏ‬
ُ ‫ َﺷ َﻜ ْﺮ‬. Bana yardım eden kız çocuğuna teşekkür ettim.
َ ‫اﻟﻄ ْﻔﻠَﺔَ اﻟﱠِﱵ َﺳ‬
4. Âid Zamiri
Sıla cümlesinde bulunup onu ism-i mevsûle bağlayan zamire âid zamiri
denir. Bu zamir, ism-i mevsûle uygun olarak, gizli ya da açık bir şekilde
gelebilir. Fiillerin çekiminde yer alan merfû muttasıl zamirlerle müstetir
olanlar da âid zamiri olarak gelmektedir.
‫اﲰُﻪُ َﻋﻠِ ﱞﻲ‬
ْ ‫ُﺳﺘَﺎذُ اﻟﱠ ِﺬي‬
َ ‫ﺣ‬.
ْ ‫ﻀ َﺮ اْﻷ‬
َ İsmi Ali olan hoca geldi.
ِ ُ ‫ﻗَـﺮأ‬. Gönderdiğin kitabı okudum.
ُ‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي أ َْر َﺳﻠْﺘَﻪ‬
َ َ‫ْت اﻟْﻜﺘ‬
َ
ِ ِ‫وﺻﻞ اﻟﻄﱠﺎﻟ‬.
‫ﻮز‬
َ ‫ﺼ َﺮ اﻟ َْﻤ ْﺮأَ َة اﻟ َْﻌ ُﺠ‬
َ َ‫ﺐ اﻟﱠﺬي ﻧ‬
ُ
ََ َ
Yaşlı kadına yardım eden öğrenci geldi.
ِ
ِ ِ
‫ﻮز‬
َ ‫ﺼ َﺮا اﻟ َْﻤ ْﺮأَ َة اﻟ َْﻌ ُﺠ‬
َ َ‫ﺻ َﻞ اﻟﻄﱠﺎﻟﺒَﺎن اﻟﻠﱠ َﺬان ﻧ‬
َ ‫و‬.
َ
Yaşlı kadına yardım eden iki öğrenci geldi.
ِ ‫وﺻﻞ اﻟﻄﱡﻼﱠ ﱠ‬.
‫ﻮز‬
َ ‫ﺼ ُﺮوا اﻟ َْﻤ ْﺮأَ َة اﻟ َْﻌ ُﺠ‬
َ َ‫ﻳﻦ ﻧ‬
ُ
َ ‫ب اﻟ ﺬ‬
ََ َ
Yaşlı kadına yardım eden öğrenciler geldiler.
ِ ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒﺔُ اﻟﱠِﱵ ﻧَﺼﺮ‬
ِ َ‫وﺻﻠ‬.
‫ﻮز‬
َ ‫ت اﻟ َْﻤ ْﺮأَ َة اﻟ َْﻌ ُﺠ‬
َ َ
َ
ََ
Yaşlı kadına yardım eden (kız) öğrenci geldi.
ِ َ‫وﺻﻠ‬.
‫ﻮز‬
ُ َ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒ‬
َ ‫ﺼ ْﺮ َن اﻟ َْﻤ ْﺮأَ َة اﻟ َْﻌ ُﺠ‬
َ َ‫ﺎت ااﻟﻼﱠِﰐ ﻧ‬
َ َ
Yaşlı kadına yardım eden (kız) öğrenciler geldi.
Yukarıdaki cümlelerden birincisinde âid zamiri, altı çizili olan ُ‫اﲰُﻪ‬
ْ
kelimesinde muzâfun ileyh olan ‫ ـﻪ‬zamiridir. İsm-i mevsûl, müzekker ve tekil
olduğu için zamir de ona uygun olarak gelmiştir.
İkinci cümlede ُ‫ أ َْر َﺳﻠْﺘَﻪ‬fiilinin mef'ûlü olarak ona bitişmiş olan ‫ـﻪ‬
zamiridir.
âid
Geri kalan cümlelerde ise âid zamiri, üçüncü cümlede, ‫ﺼ َﺮ‬
َ َ‫ ﻧ‬fiilinin gizli
(müstetir) fâili olan ‫ ُﻫ َﻮ‬zamiri, dördüncüde merfû muttasıl zamir olan tensiye
(ikil) elifi (‫)ا‬, beşincide cemi vâvı (‫)و‬, altıncıda gizli ‫ ِﻫ َﻲ‬zamiri ve yedincide
de nûn-u nisve (cem-i müennes) (‫ )ن‬dir.
74
Merfû muttasıl zamirler hakkında ayrıntılı bilgi için AÖF İlahiyat Önlisans
Programı Arapça II kitabından "Zamirler" ünitesine bakınız.
Yukarıda verilen örnek cümleler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen
âid zamirlerini tespit ediniz.
ِ ُ ‫وﺟ ْﺪ‬. Aradığım kitabı buldum.
ُ‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي ﻃَﻠَْﺒﺘُﻪ‬
َ َ‫ت اﻟْﻜﺘ‬
ََ
ِ ‫ﻻﻣﺘِﺤ‬
ِ ‫ﻓَ ِﺮﺣ‬. İmtihanda başarılı olan öğrenci sevindi.
‫ﺎن‬
ْ ‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَﺔُ اﻟﱠِﱵ َﳒَ َﺤ‬
َ ْ ْ‫ﺖ ِﰲ ا‬
َ
İsm-i mevsûle dair örnekler için http://www.onlinearabic.net
www.schoolarabia.net adreslerine başvurabilirsiniz.
ve
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlede geçen ism-i mevsûlü parantez içinde verilenlerle
değiştirerek cümleyi buna göre yeniden yazınız.
.َ‫س اﻟﱠ ِﺬي َﻋﻠﱠ َﻤﻨَﺎ اﻟﻠﱡﻐَﺔَ اﻟ َْﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔ‬
َ ‫َﺟ‬
ُ ‫ﺎء اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر‬
ِ ‫ )اﻟﻠﱠ َﺬ‬.1
............................... (‫ان‬
ِ‫ﱠ‬
............................... (‫ﻳﻦ‬
َ ‫ )اﻟﺬ‬.2
.................................(‫ )اﻟﱠِﱵ‬.3
ِ َ‫ )اﻟﻠﱠﺘ‬.4
............................... (‫ﺎن‬
.............................. (‫ )اﻟﻼﱠِﰐ‬.5
2. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları hâs ism-i mevsûllerle doldurunuz.
ِ ‫ﺴ‬
.‫ﻮق‬
‫ﺐ إِ َﱃ اﻟ ﱡ‬
َ ‫ َذ َﻫ‬....... ‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ‬
َ ‫ َر َﺟ َﻊ‬.1
ِ َ‫ وﺻﻠ‬.2
.‫ﺐ ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‬
ُ ‫ﺖ اﻟْﺒِْﻨ‬
َ َ
ُ ‫ ﺗَـﻠ َْﻌ‬...... ‫ﺖ‬
ِ ‫ﻀﺮ اﻟْ َﻔﺘَـﻴ‬
.‫ﺸ ْﻌ ِﺮ‬
ّ ‫ َﳒَ َﺤﺎ ِﰲ َﻣ َﺴﺎﺑ َﻘ ِﺔ اﻟ‬...... ‫ﺎن‬
َ َ َ ‫ َﺣ‬.3
ْ ‫ْﻦ‬
.‫اﳋَْﻴـ َﺮ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬.4
َ ‫ ﻓَـ َﻌﻠ‬...... َ‫ﱢﺴﺎء‬
َ ‫ﺖ اﻟﻨ‬
ِ ‫ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟْﻌُ ﱠﻤ‬
.‫ ﻳَـ ْﻌ َﻤﻠُﻮ َن ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‬...... ‫ﺎل‬
ُ ‫ َﺳﻠﱠ ْﻤ‬.5
.‫ﺖ َﻋﻠَﻰ َزِﻣﻴﻼََِﺎ‬
ْ َ‫ ﺗَـ َﻔ ﱠﻮﻗ‬...... ُ‫ْﻚ ِﻫ َﻲ اﻟْ َﻔﺘَﺎة‬
َ ‫ ﺗِﻠ‬.6
ِ ‫ت اﻟﻄﱠﺒِﻴﺒ‬
.‫ َﻋﺎ َﳉْ َﻦ أُﱢﻣﻲ‬...... ‫ﺎت‬
ُ ‫ َﺷ َﻜ ْﺮ‬.7
َ
ِ ‫ ﺗُـﻨَﻈﱢﻤ‬....... ‫ﺎن‬
ِ َ‫ﺎن ُﳘَﺎ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒﺘ‬
ِ َ‫ َﻫﺎﺗ‬.8
.َ‫ﺎن اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَﺔ‬
َ
َ
ِ ‫ْت اﻟ‬
ِ ْ ‫ْﻜﺘَﺎﺑَـ‬
.‫ ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﺘُـ ُﻬ َﻤﺎ‬...... ‫ﲔ‬
ُ ‫ ﻗَـ َﺮأ‬.9
ِ َ‫ﺖ اﻟﻄﱢْﻔﻠَﺘ‬
ِ ‫ ﺑ َﻜ‬.10
.‫ ﻓَـ َﻘ َﺪﺗَﺎ ﻟ ُْﻌﺒَﺘَـ ُﻬ َﻤﺎ‬...... ‫ﺎن‬
َ
75
‫‪َ ism-i mevsûlüyle‬ﻣﺎ ‪َ veya‬ﻣ ْﻦ ‪3. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları‬‬
‫‪doldurunuz.‬‬
‫‪ .1‬ﻓَ َﺎز ‪ .....‬اﺟﺘَـﻬ َﺪ ِﰲ ُدر ِ‬
‫وﺳ ِﻪ‪.‬‬
‫ْ َ‬
‫ُ‬
‫ْﻌ ُﻞ ‪ .....‬ﺗَـ ْﻔ َﻌﻠُﻪُ‪.‬‬
‫‪ .2‬أَﻓـ َ‬
‫ْت ‪َ ......‬ﻛﺘَْﺒﺘَﻪُ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻗَـ َﺮأ ُ‬
‫ﺻ َﻞ ‪ .....‬أَ ْﻋ ِﺮﻓُﻪُ‪.‬‬
‫‪َ .4‬و َ‬
‫ﺼ َﺮِﱐ‪.‬‬
‫‪َ .5‬ﺷ َﻜ ْﺮ ُ‬
‫ت ‪ .....‬ﻧَ َ‬
‫‪َ .6‬ﺳ ﱠﺮِﱐ ‪ .....‬ﻓَـ َﻌﻠْﺘُ ُﻤﻮﻩُ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﺲ ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‪.‬‬
‫‪َ .7‬رأَﻳْ ُ‬
‫ﺖ ‪َْ ......‬ﳚﻠ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫اﷲ ﺑ ٍ‬
‫ﺎق‪.‬‬
‫‪ ......8‬ﻋ ْﻨ َﺪ ُﻛ ْﻢ ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﺪ َو‪ ....‬ﻋ ْﻨ َﺪ َ‬
‫ُﺣ ِ‬
‫َﻚ ‪ .....‬ﺗُ ِﺮﻳ ُﺪﻩُ‪.‬‬
‫ﻀ ُﺮ ﻟ َ‬
‫‪َ .9‬ﺳﺄ ْ‬
‫‪َ .10‬ﺧ ْﻴـ ُﺮ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ﱠﺎس ‪ .....‬ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﻊ اﻟﻨ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde geçen ism-i mevsûllerin cümledeki görevini,‬‬
‫‪örnekteki gibi, tespit ediniz.‬‬
‫ِ‬
‫اﳋَْﻴـﺮ‪ِ .‬‬
‫ﲔ اﻟﻠﱠﺘَـ ْ ِ‬
‫ت اﻟ َْﻤ ْﺮأَﺗَـ ْ ِ‬
‫ﺻ َﻔﺔٌ ﻟِﻠ َْﻤ ْﻔﻌُﻮل‪.‬‬
‫ﺎﻫ ْﺪ ُ‬
‫اﳌﺜﺎل ‪َ :‬ﺷ َ‬
‫ﲔ ﺗَـ ْﻔ َﻌﻼَن ْ َ‬
‫ِ‬
‫س اﻟﱠ ِﺬي ﺑَـ َﲎ اﻟ ِْﻌ َﻤ َﺎرَة إِ َﱃ ﺑِﻼَ ِدﻩ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﺳﺎﻓَـ َﺮ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ ُ‬
‫ﱠِ‬
‫اﺟﺘَـ َﻬ ُﺪوا‪.‬‬
‫ﻳﻦ ْ‬
‫‪ .2‬أَﻓْـﻠَ َﺢ اﻟﺬ َ‬
‫‪.............‬‬
‫‪.............‬‬
‫ﺖ اﻟﱠِﱵ ﺣ ِﻔﻈَ ِ‬
‫ﺖ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن اﻟ َﻜ ِﺮﱘَ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟﺒِْﻨ َ‬
‫‪َ .3‬رأَﻳْ ُ‬
‫َ‬
‫‪.............‬‬
‫ﺎء َﻣ ْﻦ ﺑِْﻨﺘُﻪُ ُﻣ َﻬ ﱠﺬﺑَﺔٌ‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﺟ َ‬
‫‪.............‬‬
‫‪ .5‬ﻧُ ْﻜ ِﺮُم َﻣ ْﻦ ِﻋ ْﻨ َﺪﻧَﺎ‪.‬‬
‫‪ .6‬اﻟﱠ ِﺬي َﻋﻠﱠ َﻤ ِﲏ ُﻫ َﻮ َر ُﺟ ٌﻞ َﻛ ِﺮﱘٌ‪.‬‬
‫ﺐ أُﱢﻣﻲ اﻟﱠِﱵ َرﺑﱠـ ْﺘ ِﲏ‪.‬‬
‫‪ .7‬أ ُِﺣ ﱡ‬
‫‪.............‬‬
‫‪.............‬‬
‫‪.............‬‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde geçen sıla cümlelerinin altını çizip, türünü‬‬
‫‪belirtiniz.‬‬
‫ﺖ ﳌُﺴﻠِ ِﻤ ﱠ ِ‬
‫ﻳﻦ ﻳَﻄُﻮﻓُﻮ َن َﺣ ْﻮ َل اﻟْ َﻜ ْﻌﺒَ ِﺔ‪.‬‬
‫‪َ .1‬رأَﻳْ ُ ْ َ‬
‫ﲔ اﻟﺬ َ‬
‫ﺎد ِ‬
‫ﲔ اﻟْﻌُﻄْﻠَﺔَ ِﰲ اﻟْ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ‪.‬‬
‫ﺎت اﻟﻼﱠِﰐ ﻗَ َ‬
‫ت اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَ ُ‬
‫‪َ .2‬ﻋ َ‬
‫ﻀ َْ‬
‫ِ‬
‫ﺖ إِ َﱃ ﺗَـ ْﻐ ِﺮ ِ‬
‫ﻳﺪ اﻟْﺒُـﻠْﺒُ ِﻞ اﻟﱠ ِﺬي َﻋﻠَﻰ اﻟ َْﻮْر َد ِة‪.‬‬
‫‪ .3‬ا ْﺳﺘَ َﻤ ْﻌ ُ‬
‫‪76‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .4‬ﺑ َﻜ ِ‬
‫ﺼ َﻔﺎ َواﻟ َْﻤ ْﺮَوِة‪.‬‬
‫ﲔ اﻟ ﱠ‬
‫ﺖ اﻟ َﻔﺘَﺎةُ اﻟﱠِﱵ َﺳ َﻌ ْ‬
‫ﺖ ﺑَـ َْ‬
‫َ‬
‫ﺖ اﻟْ َﻔﺘَﺎ َة اﻟﱠِﱵ ُﺧﻠُ ُﻘ َﻬﺎ َﺣ َﺴ ٌﻦ‪.‬‬
‫‪َ .5‬ﺧﻄَْﺒ ُ‬
‫‪ .6‬إِ ﱠن اﷲَ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ َﻣﺎ ﻳُ ِﺮﻳ ُﺪ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ْﻦ َﻋﻠَﻰ ﲨَْ ِﻌﻴﱠ ِﺔ ْ‬
‫اﳋَ ِْﲑ‪.‬‬
‫ﱢﺴﺎءُ اﻟﻼﱠِﰐ ﻳُ ْﺸ ِﺮﻓ َ‬
‫‪َ .7‬ﻫ ُﺆﻻَء ُﻫ ﱠﻦ اﻟﻨ َ‬
‫ﺎزوا ِﰲ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﺑَـ َﻘ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺎء َﻣ ْﻦ ﻓَ ُ‬
‫‪َ .8‬ﺟ َ‬
‫ﻳﺾ اﻟﱠ ِﺬي ِﰲ ﺑَـ ْﻴﺘِ ِﻪ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻋُ ْﺪ ُ‬
‫ت اﻟ َْﻤ ِﺮ َ‬
‫ِ‬
‫ﺎﺿ َﺮِة‪.‬‬
‫َﱠﺎر إِ َﱃ اﻟ ُْﻤ َﺤ َ‬
‫‪ .10‬أ َْر َﺳﻠ ُ‬
‫ْﺖ اﻟْ َﻔ َﱴ اﻟﱠﺬي أَﺑُﻮﻩُ ﳒ ٌ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde parantez içinde verilen fiilleri ism-i mevsûle‬‬
‫‪uygun bir şekilde yazınız.‬‬
‫ﺖ َﻋﻠﻰ اﳌَُﺪ ﱢرﺳﲔ اﻟﺬﻳﻦ )ﺧﺮج( ﻣﻦ اﳌﺪرﺳﺔ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﺳﻠَ ْﻤ ُ‬
‫ﺎن اﻟﻠﱠ َﺬ ِ‬
‫‪ .2‬اِﺳﺘَـﺮاح اﻟ َﻔﻼﱠﺣ ِ‬
‫ان ) َﻋ ِﻤ َﻞ( ﰲ اﳊَْﻘﻞ‪.‬‬
‫َ‬
‫ْ َ َ‬
‫ﺖ اﻟﻔﺘَ ِ‬
‫ﻴﺎت اﻟﻼﱠِﰐ )ﻳﺬﻫﺐ( إﱃ اﳌَ ْﻜﺘَﺒﺔ‪.‬‬
‫‪ .3‬رأَﻳْ ُ‬
‫‪َ .4‬ﺳﻠﱠ َﻤﺖ اﳌﺪ ﱢرﺳﺔُ ﻋﻠﻰ اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ اﻟﱵ )دﺧﻞ( اﳌﺴﺠ َﺪ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﻀ َﺮ اﻟ ﱡ‬
‫ﻳﻦ )ﻳﺒﺤﺚ( ﻋﻦ َﻋ َﻤ ٍﻞ‪.‬‬
‫‪َ .5‬ﺣ َ‬
‫ﺸﺒﱠﺎ ُن اﻟﺬ َ‬
‫ان )ﳚﻠﺲ( ﲢﺖ اﻟﺸﺠﺮة ﻣ ْﺘـﻌﺒ ِ‬
‫ان اﻟﻠﱠ َﺬ ِ‬
‫‪ .6‬اﻟﻨﱠ ﱠﺠﺎر ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ُ ََ‬
‫َ‬
‫أﺗﲔ اﻟﻠﱠ ْ ِ‬
‫‪َ .7‬ﺷ َﻜ ْﺮﻧَﺎ اﳌﺮ ْ ِ‬
‫اﻟﻄﻌﺎم‪.‬‬
‫ﺘﲔ )ﻃَﺒَﺦ(‬
‫َ‬
‫ﻮف اﻟﺬﻳﻦ )وﺻﻞ( إﱃ اﻟ ُﻔ ْﻨ ُﺪ ِق‪.‬‬
‫ﺎم اﻟﻀﱡﻴُ ُ‬
‫‪ .8‬ﻧَ َ‬
‫ﺎن اﻟﻠﱠﺘَ ِ‬
‫‪ .9‬اﻟﺒِْﻨﺘَ ِ‬
‫ﻳﻨﺐ وﻋﺎﺋﺸﺔ‪.‬‬
‫ﺎن )أﻛﻞ(‬
‫َ‬
‫اﻟﻄﻌﺎم ﳘﺎ ز ُ‬
‫ت اﻟﻄﺒﻴﺐ اﻟﺬي )ﻓﺤﺺ( أ ِ‬
‫َﺧﻲ‪.‬‬
‫‪َ .10‬ﺷ َﻜ ْﺮ ُ‬
‫َ‬
‫‪7. Aşağıdaki cümlelerdeki âid zamirlerini tespit edip, açık olanların‬‬
‫‪altını çiziniz.‬‬
‫ﺼﺔَ اﻟﱠِﱵ ﻗَـ َﺮأْﺗَـ َﻬﺎ‪.‬‬
‫ْت اﻟ ِْﻘ ﱠ‬
‫َﺧﺬ ُ‬
‫‪ .1‬أ َ‬
‫ﺐ اﻟْ َﻮﻟَ ُﺪ اﻟﱠ ِﺬي أَ ْﻛ َﺮْﻣﺘُﻪُ‪.‬‬
‫‪َ .2‬ذ َﻫ َ‬
‫َﺧ َﺬ ِ‬
‫ت ا ْﳉَﺎﺋَِﺰَة‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ َﻤﺔَ اﻟﱠِﱵ أ َ‬
‫‪َ .3‬رأَﻳْ ُ‬
‫ﺼﺎ َن اﻟﱠِﱵ ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﺘُـ َﻬﺎ‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﻛ َﻮﻳْ ُ‬
‫ﺖ اﻟْ ُﻘ ْﻤ َ‬
‫ﺐ اﻟﻨ ﱠ ِ‬
‫ﻳﻦ ﻳَ ْﺴ َﻌ ْﻮ َن ِﰲ ْ‬
‫اﳋَ ِْﲑ‪.‬‬
‫‪ .5‬أ ُِﺣ ﱡ‬
‫ﱠﺎس اﻟﺬ َ‬
‫َ‬
‫ﺖ اﻟﱠِﱵ ﺗُﺴ ِ‬
‫ﺎﻋ ُﺪ َﻫﺎ ِﰲ اﻟْﺒـ ْﻴ ِ‬
‫ﺖ‪.‬‬
‫‪ُِ .6‬ﲢ ﱡ‬
‫ﺐ اْﻷُ ﱡم اﻟْﺒِْﻨ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫‪77‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪َ .7‬ﻫ َﺬا ُﻫ َﻮ اﻟ ﱠ‬
‫ف َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺸ ﱡ‬
‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي ﻳُ ْﺸ ِﺮ ُ‬
‫ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱠﺒِ ِ ِ‬
‫ﺼ ِﲏ‪.‬‬
‫‪َ .8‬ﺳﻠﱠ ْﻤ ُ‬
‫ﻴﺐ اﻟﱠﺬي ﻓَ َﺤ َ‬
‫ت َﺳ ِﺮ َﻳﻌﺔٌ‪.‬‬
‫‪ .9‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺴﻴﱠ َﺎرةُ اﻟﱠِﱵ َﻣ ﱠﺮ ْ‬
‫‪ .10‬وﺻﻞ اﻟ ﱢﺮﺟ ُ ﱠ ِ‬
‫ﻳﻦ أَ ْﻛ َﺮُﻣ ِﻮﱐ‪.‬‬
‫َ ََ َ‬
‫ﺎل اﻟﺬ َ‬
‫‪8. Aşağıda parantez içinde verilen kelimelerin tamamını kullanarak‬‬
‫‪anlamlı birer cümle oluşturunuz.‬‬
‫‪) .1‬اﳌﺪﻳﺮ‪ ،‬ﺷ َﻜ َﺮ‪ ،‬ﰲ‪ ،‬اﻟﺬﻳﻦ‪ ،‬اﻟﻄﻼﱠب‪ ،‬اﻻﻣﺘﺤﺎن‪ ،‬ﳒﺤﻮا(‬
‫‪....................................................................‬‬
‫‪) .2‬إﺑﺮاﻫﻴﻢ‪ ،‬اﻟﺼﻮاب‪ ،‬ﻳَـ ُﻘﻮﻟُﻪ‪ ،‬ﻣﺎ‪ ،‬ﻫﻮ(‬
‫‪..............................................‬‬
‫‪َ ) .3‬ﻣ ْﻦ‪ ،‬أَ ْﻋ ِﺮف‪ ،‬اﻟﺘﻘﺮﻳﺮ‪َ ،‬ﻛﺘَﺐ‪ ،‬ﻫﺬا(‬
‫‪.............................................‬‬
‫اﻟﺴﺎﺋﻘﲔ‪َ ،‬ﺧﺎﻟَﻔﺎ‪ ،‬اﻟﻠﺬﻳْﻦ‪َ ،‬ﻋﺎﻗَﺐ‪ ،‬إﺷﺎرة اﳌُُﺮور(‬
‫‪ُ ) .4‬ﺷ ْﺮ ِﻃ ّﻲ اﳌُﺮوِر‪،‬‬
‫ْ‬
‫‪..............................................................................‬‬
‫‪) .5‬ا ْﺳﺘَـ ْﻘﺒَـﻠْﻨَﺎ‪ ،‬اﻟﺬي‪ ،‬اﻟﻮزﻳﺮ‪ِ ،‬ﻣﻦ‪ ،‬إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل‪ ،‬وﺻﻞ(‬
‫‪.............................................................‬‬
‫ﺖ‪ِ ،‬ﲟَ ْﻦ‪ ،‬ﻫﺬا‪ ،‬ﻗَـﺘَ َﻞ‪ ،‬اﻟﺮﺟﻞ‪ ،‬اﻟ ﱡ‬
‫ﺸ ْﺮﻃَﺔ(‬
‫‪) .6‬أ َْﻣ َﺴ َﻜ ْ‬
‫‪...........................................................‬‬
‫‪) .7‬اﻟﺮواﻳﺔ‪ ،‬ﻫﺬﻩ‪ ،‬أَﻟﱠَﻔﻬﺎ‪ ،‬اﳉﺪﻳﺪة‪ ،‬اﻟﱵ‪ِ ،‬ﻫ َﻲ‪ُ ،‬ﺳﻠَْﻴ َﻤﺎن(‬
‫‪....................................................................‬‬
‫ﻜﺮت‪ ،‬أَﻧْـ َﻘ َﺬ‪ ،‬ﺻﺪﻳﻘﻲ‪َ ،‬ﻣ ْﻦ‪ِ ،‬ﻣﻦ‪ ،‬اﻟﻐَ َﺮق(‪.‬‬
‫‪َ ) .8‬ﺷ ُ‬
‫‪..........................................................‬‬
‫ُﺣ ِ‬
‫ﻀﺮ‪َ ،‬ﻣﺎ‪ ،‬ﻟﻚ‪ ،‬ﺗُ ِﺮﻳﺪﻩ‪ ،‬إ ْن َﺷﺎء اﷲ(‬
‫‪) .9‬ﺳﺄ ْ‬
‫‪...................................................‬‬
‫‪) .10‬ﺳﻠﱠﻤ ُ ِ‬
‫ﺎﺋﺤﲔ‪ ،‬ﻋﻠﻰ‪ ،‬وﺻﻼ‪(،‬‬
‫اﻟﺴ ْ‬
‫َ ْ‬
‫ﺖ‪ ،‬ﻟﺰﻳﺎرﺗﻨﺎ‪ ،‬اﻟﻠﺬﻳْﻦ‪ّ ،‬‬
‫‪....................................................................‬‬
‫‪9. Aşağıdaki cümleleri birbiriyle eşleştiriniz.‬‬
‫ِ‬
‫س اﻟﱠ ِﺬي‬
‫‪َ .1‬ﻫ َﺬا ُﻫ َﻮ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ ُ‬
‫‪َ .2‬ﻫ ِﺬ ِﻩ ِﻫ َﻲ اﻟﻄﱠﺒِﻴﺒَﺔُ اﻟﱠِﱵ‬
‫ال اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫َﺳ َﺮﻗُﻮا أ َْﻣ َﻮ َ‬
‫ﻮل‪.‬‬
‫إﺳﺘَﺎﻧْـﺒُ َ‬
‫َﺳﺎﻓَـ ْﺮ َن إِ َﱃ ْ‬
‫‪78‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺻ َﻞ ِﻣ ْﻦ أَﻧْـ َﻘ َﺮَة‪.‬‬
‫َو َ‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ ِ ِ ﱠ ِ‬
‫‪ .3‬أ َْﻣﺴ َﻜ ِ‬
‫ﻳﻦ‬
‫ﺸ ْﺮﻃَﺔُ ﺑﺎﻟ ﱢﺮ َﺟﺎل اﻟﺬ َ‬
‫َ‬
‫ﺎد ِ‬
‫ﺎت اﻟﻼﱠِﰐ‬
‫ﺿ ُ‬
‫ت اﻟ ُْﻤ َﻤ ﱢﺮ َ‬
‫‪َ .4‬ﻋ َ‬
‫ﺎن اﻟﻠﱠﺘَ ِ‬
‫ﺎن ُﳘَﺎ ا ْﳍَ ِﺪﻳﱠـﺘَ ِ‬
‫‪َ .5‬ﻫﺎﺗَ ِ‬
‫ﺎن‬
‫ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﺘُـ ُﻬ َﻤﺎ‪.‬‬
‫‪َ .6‬ﻫ َﺬا ُﻫ َﻮ اﻟْ َﻘﻠَ ُﻢ اﻟﱠ ِﺬي‬
‫أ َْر َﺳﻠَ ُﻬ ُﻢ اﷲُ‪.‬‬
‫ﺿ ﻰ‪.‬‬
‫ُِﳛﺒﱡـ َﻬﺎ اﻟ َْﻤ ْﺮ َ‬
‫ِِ ِ‬
‫ﺐ اﻟﱠِﱵ‬
‫‪َ .7‬ﻫﺬﻩ ﻫ َﻲ اﻟْ ُﻜﺘُ ُ‬
‫ﻳَـ ْﻌ َﻤﻼَ ِن ِﰲ ا ْﳊَْﻘ ِﻞ‪.‬‬
‫‪ .8‬وﺻﻞ اﻟْﻌ ِﺎﻣﻼَ ِن اﻟﻠﱠ َﺬ ِ‬
‫ان‬
‫َ ََ َ‬
‫ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﺘُـ َﻬﺎ‪.‬‬
‫‪َ .9‬ﳒَﺢ اﻟﻄﱡﻼﱠ ﱠ ِ‬
‫ﻳﻦ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ب اﻟ ﺬ َ‬
‫‪ .10‬آﻣ ْﻨ ُ ِ ِ ِ ﱠ ِ‬
‫ﻳﻦ‬
‫َ‬
‫ﺖ ﺑﺎْﻷَﻧْﺒﻴَﺎء اﻟﺬ َ‬
‫ﱄ‪.‬‬
‫أ َْﻫ َﺪﻳْـﺘَﻪُ إِ َﱠ‬
‫اﺟﺘَـﻬ ُﺪوا ِﰲ ُدر ِ‬
‫وﺳ ِﻬ ْﻢ‪.‬‬
‫ْ َ‬
‫ُ‬
‫‪10. Aşağıdaki cümleleri örnekte olduğu gibi uygun bir ism-i mevsûlle‬‬
‫‪birleştiriniz.‬‬
‫ﱠِ‬
‫َﺧ َﺬ ا ْﳉَﺎﺋَِﺰَة‪.‬‬
‫ﺐأَ‬
‫اﻟﻄﺎﻟ ُ‬
‫اﳌﺜﺎل ‪ :‬رأَﻳ ُ ﱠ ِ‬
‫ﺐ‪- .‬‬
‫َْ‬
‫ﺖ اﻟﻄﺎﻟ َ‬
‫رأَﻳ ُ ﱠ ِ‬
‫َﺧ َﺬ ا ْﳉَﺎﺋَِﺰَة‪.‬‬
‫ﺐ اﻟﱠ ِﺬي أ َ‬
‫َْ‬
‫ﺖ اﻟﻄﺎﻟ َ‬
‫ﺴﻤﺎو ِ‬
‫ﺖ ﺑِ ِ‬
‫ض‪.‬‬
‫ﺎﷲ‪- .‬‬
‫آﻣ ْﻨ ُ‬
‫ات َواْﻷ َْر َ‬
‫‪َ .1‬‬
‫اﷲُ َﺧﻠَ َﻖ اﻟ ﱠ َ َ‬
‫‪............................................‬‬
‫‪ .2‬ﺳﺎﻓَـﺮ اﻟْﻤ َﻬ ْﻨ ِﺪﺳ ِ‬
‫ﺎن‪- .‬اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨ ِﺪ َﺳﺎن ﺑَـﻨَـﻴَﺎ اﻟ ِْﻌ َﻤ َﺎرَة‪.‬‬
‫َ َ ُ َ‬
‫‪............................................‬‬
‫ِ‬
‫ﺖ اﻟ َْﻮْر َد َة‪.‬‬
‫‪ .3‬ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ‬
‫ﺾ‪.‬‬
‫اﻟ َْﻮْر َدةُ ﻟ َْﻮﻧُـ َﻬﺎ أَﺑْـﻴَ ُ‬
‫‪-‬‬
‫‪............................................‬‬
‫ت اﻟْ َﻘ ِ‬
‫ﺼﻴ َﺪﺗَـ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻗَـ َﺮاْ ُ‬
‫‪-‬‬
‫ﺖ اﻟْ َﻘ ِ‬
‫ﺼﻴ َﺪﺗَـ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫َﻛﺘَْﺒ َ‬
‫‪............................................‬‬
‫‪َ .5‬ﺷ َﻜﺮ اﻟْﻮِزﻳﺮ اﻟْﻤﻮﻇﱠَﻔ ِ‬
‫ْﻦ ِﰲ اﻟْ ِﻮَز َارِة‪.‬‬
‫ﺎت‪ - .‬اﳌَُﻮﻇﱠَﻔ ُ‬
‫ﺎت ﻳَـ ْﻌ َﻤﻠ َ‬
‫َ َ ُ َُ‬
‫‪..................................................‬‬
‫ﺖ اﻟﺰْﱠﻫ َﺮَة‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻗَﻄَ ْﻔ ُ‬
‫‪-‬‬
‫اﻟﺰْﱠﻫ َﺮةُ ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‪.‬‬
‫‪..................................................‬‬
‫ﻀﺮ ِ‬
‫ﺖ‪.‬‬
‫ت اﻟْﺒِْﻨ ُ‬
‫‪َ .7‬ﺣ َ َ‬
‫ﺖ إِ َﱃ اﻟْ ُﻔ َﻘ َﺮ ِاء‪.‬‬
‫َﺣ َﺴﻨَ ْ‬
‫اﻟﺒِْﻨ ُ‬
‫ﺖأْ‬
‫‪..................................................‬‬
‫ب‪.‬‬
‫‪َ .8‬ﻛﺎﻓَﺄ ُ‬
‫ْت اﻟﻄﱡﻼﱠ َ‬
‫ب َﳒَ ُﺤﻮا‪.‬‬
‫اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ‬
‫‪79‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪.........................................‬‬
‫ﺖ‪.‬‬
‫‪ .9‬اﻷُ ﱡم ُِﲢ ﱡ‬
‫ﺐ اﻟْﺒِْﻨ َ‬
‫ﺖ‪.‬‬
‫ﺖ ﺗُـﻨَﻈﱢ ُ‬
‫ﻒ اﻟْﺒَـ ْﻴ َ‬
‫اﻟﺒِْﻨ ُ‬
‫‪........................................‬‬
‫ِ‬
‫ﺎل‬
‫ﺐ اﻷَﻃْ َﻔ ُ‬
‫‪ .10‬ﺗَﻌ َ‬
‫ﺎل ﻟ َِﻌﺒُﻮا ُﻛ َﺮَة اﻟْ َﻘ َﺪِم‪.‬‬
‫اﻷَﻃْ َﻔ ُ‬
‫‪..............................................‬‬
‫‪11. Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen ism-i mevsûlleri ve türünü tespit‬‬
‫‪ediniz.‬‬
‫‪ ﴿ .1‬ﻳ ِ‬
‫ﻀ ﱡﻞ َﻣ ْﻦ ﻳَ َﺸﺎءُ َوﻳَـ ْﻬ ِﺪي َﻣ ْﻦ ﻳَ َﺸﺎءُ ﴾ )اﻟﻨﺤﻞ ‪(93‬‬
‫ُ‬
‫‪﴿ .2‬رﺑﱠـﻨَﺎ ا ْﻏ ِﻔﺮ ﻟَﻨَﺎ وِ ِﻹ ْﺧﻮاﻧِﻨَﺎ اﻟﱠ ِﺬﻳﻦ ﺳﺒـ ُﻘﻮﻧَﺎ ﺑِﺎْ ِﻹﳝَ ِ‬
‫ﺎن﴾ )اﳊﺸﺮ ‪(10‬‬
‫َ ََ‬
‫َ‬
‫ْ َ َ‬
‫‪﴿ .3‬ﻗَ ْﺪ أَﻓْـﻠَﺢ اﻟْﻤ ْﺆِﻣﻨُﻮ َن‪ .‬اﻟﱠ ِﺬﻳﻦ ﻫﻢ ِﰲ ﺻﻼَِِﻢ َﺧ ِ‬
‫ﺎﺷﻌُﻮ َن﴾ )اﳌﺆﻣﻨﻮن ‪(2-1‬‬
‫َ ُْ َ ْ‬
‫َ ُ‬
‫‪ ﴿ .4‬ﻻَ أَ ْﻋﺒُ ُﺪ َﻣﺎ ﺗَـ ْﻌﺒُ ُﺪو َن ﴾ )اﻟﻜﺎﻓﺮون ‪(2‬‬
‫‪ُ ﴿ .5‬ﻫ َﻮ اﻟﱠ ِﺬي َﺧﻠَ َﻘ ُﻜ ْﻢ ﴾ )اﻟﺘﻐﺎﺑﻦ ‪(2‬‬
‫ﱠِ‬
‫ِ‬
‫آﻣﻨُﻮا ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة ‪(9‬‬
‫ﻳﻦ َ‬
‫‪ُ ﴿ .6‬ﳜَﺎدﻋُﻮ َن اﻟﻠﱠﻪَ َواﻟﺬ َ‬
‫ﱠِ‬
‫آﻣﻨﱠﺎ ﴾ )اﻟﺒﻘﺮة ‪(14‬‬
‫آﻣﻨُﻮا ﻗَﺎﻟُﻮا َ‬
‫ﻳﻦ َ‬
‫‪َ ﴿ .7‬وإِ َذا ﻟَ ُﻘﻮا اﻟﺬ َ‬
‫‪َ ﴿ .8‬ﻫ َﺬا َﻣﺎ َو َﻋ َﺪﻧَﺎ اﻟﻠﱠﻪُ َوَر ُﺳﻮﻟُﻪُ ﴾ )اﻷﺣﺰاب ‪(22‬‬
‫‪ ﴿ .9‬ﻓَ ِ‬
‫ﺴﻤﺎو ِ‬
‫ات َوَﻣ ْﻦ ِﰲ اْﻷ َْر ِ‬
‫ض ﴾ )اﻟﺰﻣﺮ ‪(68‬‬
‫َ‬
‫ﺼﻌ َﻖ َﻣ ْﻦ ِﰲ اﻟ ﱠ َ َ‬
‫ﺖ ﴾ )اﻟﺮﻋﺪ ‪(39‬‬
‫‪ ﴿ .10‬ﳝَْ ُﺤﻮ اﻟﻠﱠﻪُ َﻣﺎ ﻳَ َﺸﺎءُ َوﻳُـﺜْﺒِ ُ‬
‫‪12. Aşağıdaki Türkçe cümlenin en uygun Arapça karşılığını tespit ediniz.‬‬
‫"‪“Konferansı dinleyen öğrenciler evlerine döndüler.‬‬
‫ﺎد اﻟﻄﱡﻼﱠب اﻟﺬﻳﻦ اﺷﱰﻛﻮا ﰲ اﶈﺎﺿﺮة إﱃ ﺑﻴﻮِ ﻢ‪.‬‬
‫‪َ .A‬ﻋ َ‬
‫اﺳﺘﻤﻊ إﱃ اﶈﺎﺿﺮة إﱃ ﺑﻴﻮﺗِﻪ‪.‬‬
‫‪َ .B‬رﺟﻊ اﻟﻄﺎﻟﺐ اﻟﺬي ْ‬
‫‪ .C‬رﺟﻊ اﻟﻄﱡﻼﱠب اﻟﺬﻳﻦ اﺳﺘﻤﻌﻮا إﱃ اﶈﺎﺿﺮة إﱃ ﺑﻴﻮِ ﻢ‪.‬‬
‫‪ .D‬ﻳﺮﺟﻊ اﻟﻄﱡﻼﱠب اﻟﺬﻳﻦ اﺳﺘﻤﻌﻮا إﱃ اﶈﺎﺿﺮة إﱃ ﺑﻴﻮِ ﻢ‪.‬‬
‫ﺎد اﻟﻄﱡﻼﱠب اﻟﺬﻳﻦ اﺷﱰﻛﻮا ﰲ اﳌُْﺆﲤََِﺮ إﱃ ﺑﻼدﻫﻢ‪.‬‬
‫‪َ .E‬ﻋ َ‬
‫‪13. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.‬‬
‫ﺖ ﻋﻠﻰ اﻟﻄﱠﺎﻟﺐ اﻟﺬي ﻳﻨﺘﻈﺮ اﳊﺎﻓﻠﺔ ﰲ اﳌَْﻮﻗِﻒ‬
‫‪.‬ﺳﻠﱠ ْﻤ ُ‬
‫َ‬
‫‪80‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
A. Durakta otobüs bekleyen öğrenciye selam vereceğim.
B. Durakta otobüs bekleyen öğretmene selam verdim.
C. Yolda otobüs bekleyen öğrenciye selam verdim.
D. Caddede otobüs bekleyen gence selam verdim.
E. Durakta otobüs bekleyen öğrenciye selam verdim.
14. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
1. Bahçede oynayan çocuklar yoruldular.
2. Sevdiğim arkadaşa ikramda bulunurum.
3. İşini iyi yapan insandan Allah razı olur.
4. Hastanede çalışan iki doktor gitti.
5. Camileri ziyaret eden turistleri gördüm.
6. Yemeği yiyen iki kız çocuğu geldi.
7. Derslerine çalışan öğrenciler başardılar.
8. Oyuncaklarını kaybeden kızlar ağladılar.
9. Tanıdığım arkadaşlar terbiyelidirler.
10. Hasta kadına yardım eden çocuğa teşekkür ettim.
Kelimeler ve Deyimler
Beyaz : ‫ﻴﺾ‬
ٌ ِ‫ﺾ )ج( ﺑ‬
ُ َ‫أَﺑْـﻴ‬
Sabit bıraktı : ‫ إِﺛْـﺒَﺎﺗًﺎ‬- ‫ﺖ‬
ُ ِ‫ﺖ – ﻳُـﺜْﺒ‬
َ َ‫أَﺛْـﺒ‬
ِ
ِ
Toplantı : ‫ت‬
ٌ ‫ﺎﻋﺎ‬
َ ‫ا ْﺟﺘِ َﻤﺎعٌ )ج( ا ْﺟﺘِ َﻤ‬
Sevdi : ‫ﺐ – إِ ْﺣﺒَﺎﺑًﺎ‬
‫َﺣ ﱠ‬
‫ﺐ – ُِﳛ ﱡ‬
َ‫أ‬
ِ
ِ
İyilik yaptı, ihsanda bulundu : ‫ﺴﺎﻧًﺎ إﱃ‬
ْ‫أ‬
َ ‫َﺣ َﺴ َﻦ – ُْﳛﺴ ُﻦ – إ ْﺣ‬
Erkek kardeş : ‫ إِ ْﺧ َﻮا ٌن‬، ٌ‫خ )ج( إِ ْﺧ َﻮة‬
ٌ َ‫أ‬
Kız kardeş : ‫ات‬
ٌ ‫َﺧ َﻮ‬
ٌ ‫أُ ْﺧ‬
َ ‫ﺖ ) ج( أ‬
ِ
İstirahat etti : ً‫اﺣﺔ‬
ْ - ‫ﻳﺢ‬
َ ‫اﺳِﱰ‬
ُ ‫اح – ﻳَ ْﺴ َِﱰ‬
َ ‫ا ْﺳﺘَـ َﺮ‬
ِ
Karşıladı : ً‫اﺳﺘِ ْﻘﺒَﺎﻻ‬
ْ - ‫ا ْﺳﺘَـ ْﻘﺒَ َﻞ – ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻘﺒِ ُﻞ‬
ِ
Dinledi, kulak verdiutlu : ‫ﻤﺎﻋﺎ إﱃ‬
ً ِ‫اﺳﺘ‬
ْ – ‫ا ْﺳﺘَ َﻤ َﻊ – ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻤ ُﻊ‬
Aile : ‫ُﺳ ٌﺮ‬
ْ‫أ‬
َ ‫ُﺳ َﺮةٌ )ج( أ‬
Yönetti, sorumlu oldu : ‫ف – إِ ْﺷ َﺮاﻓًﺎ ﻋﻠﻰ‬
ُ ‫ف – ﻳُ ْﺸ ِﺮ‬
َ ‫أَ ْﺷ َﺮ‬
Trafik işareti : ‫ﺎرةُ اﳌُُﺮوِر‬
َ ‫إِ َﺷ‬
81
ِ ‫َﺿ ﱠﻞ – ﻳ‬
Saptırdı : ً‫ﺿﻼَﻻ‬
ْ ِ‫ إ‬- ‫ﻀ ﱡﻞ‬
َ‫أ‬
ُ
Hazırladı : ‫ادا‬
ً ‫َﻋ ﱠﺪ – ﻳُِﻌ ﱡﺪ – إِ ْﻋ َﺪ‬
َ‫أ‬
ِ
Kurtuldu, felaha erdi : ‫ إِﻓْﻼَ ًﺣﺎ‬- ‫ﺢ‬
ُ ‫أَﻓْـﻠَ َﺢ – ﻳُـ ْﻔﻠ‬
ِ
İkamet etti, oturdu : ً‫ﺎﻣﺔ‬
َ َ‫أَﻗ‬
َ َ‫ إِﻗ‬- ‫ﻴﻢ‬
ُ ‫ﺎم – ﻳُﻘ‬
ِ ُ ‫ﻚ – ﳝُْ ِﺴ‬
Yakaladı, tuttu : ‫ﺴﺎ ًﻛﺎ ﺑِـ‬
َ ‫أ َْﻣ َﺴ‬
َ ‫ﻚ – إ ْﻣ‬
Kurtardı : ‫ إِﻧْـ َﻘﺎ ًذا ِﻣ ْﻦ‬- ‫أَﻧْـ َﻘ َﺬ – ﻳُـ ْﻨ ِﻘ ُﺬ‬
Yakınında : ...‫ِ ِﲜ َﻮا ِر‬
ِ
Ağladı : ‫ﺎء‬
ً ‫ ﺑُ َﻜ‬- ‫ﺑَ َﻜﻰ – ﻳَـ ْﺒﻜﻲ‬
Bina etti, kurdu, dikti : ً‫ ﺑِﻨَﺎء‬- ‫ﺑَـ َﲎ – ﻳَـ ْﺒ ِﲏ‬
Konuştu : ‫ﱠث – َﲢَ ﱡﺪﺛًﺎ‬
ُ ‫ﱠث – ﻳَـﺘَ َﺤﺪ‬
َ ‫َﲢَﺪ‬
ِ
Yoruldu : ‫ﺐ – ﺗَـ َﻌﺒًﺎ‬
ُ ‫ﺐ – ﻳَـ ْﺘـ َﻌ‬
َ ‫ﺗَﻌ‬
ِ
Mutsuz, üzgün : ‫ﺴﺎء‬
َ ‫ﻴﺲ )ج( ﺗَـ ْﻌ‬
ٌ ‫ﺗَﻌ‬
Rapor : ‫ﺗَـ ْﻘ ِﺮ ٌﻳﺮ )ج( ﺗَـ َﻘﺎ ِر ُﻳﺮ‬
Üstün oldu, geçti : ‫ﺗَـ َﻔ ﱠﻮ َق – ﻳَـﺘَـ َﻔ ﱠﻮ ُق – ﺗَـ َﻔ ﱡﻮﻗًﺎ َﻋﻠَﻰ‬
Ödül : ‫َﺟﺎﺋَِﺰةٌ )ج( َﺟ َﻮاﺋُِﺰ‬
Geldi : ‫ﻮرا‬
ُ ‫ﻀ َﺮ – َْﳛ‬
َ ‫َﺣ‬
ُ ‫ﻀ ُﺮ – ُﺣ‬
ً‫ﻀ‬
ٌ ‫َﺣ ْﻘ ٌﻞ )ج( ُﺣ ُﻘ‬
Tarla : ‫ﻮل‬
(Kadına) evlenme teklif etti : ً‫ ِﺧﻄْﺒَﺔ‬- ‫ﺐ‬
ُ ُ‫ﺐ – ﳜَْﻄ‬
َ َ‫َﺧﻄ‬
Teyze : ‫ت‬
ٌ َ‫َﺧﺎﻟَﺔٌ )ج( َﺧﺎﻻ‬
ِ
ِ َ‫ع – ُﳜ‬
Aldattı, aldatmaya çalıştı : ‫اﻋﺎ‬
ً ‫ ﺧ َﺪ‬،ً‫ﺎد َﻋﺔ‬
َ َ‫ﺎدعُ – ُﳐ‬
َ ‫َﺧ‬
َ ‫ﺎد‬
Aykırı davrandı, muhalefet etti : ً‫ ُﳐَﺎﻟََﻔﺔ‬- ‫ﻒ‬
ُ ِ‫َﻒ – ُﳜَﺎﻟ‬
َ ‫َﺧﺎﻟ‬
Terbiye etti, yetiştirdi : ً‫ ﺗَـ ْﺮﺑِﻴَﺔ‬- ‫َرﱠﰉ – ﻳُـ َﺮﱢﰊ‬
Yolculuk, tur, seyahat : ‫ﻞ‬
ٌ ‫ِر ْﺣﻠَﺔٌ )ج( ِر َﺣ‬
ِ ‫ﻴﻒ )ج( أَر‬
ِ‫ر‬
Yaya kaldırımı : ٌ‫ﺻ َﻔﺔ‬
ٌ ‫ﺻ‬
ْ
َ
Baktı, gözetti : ً‫َر َﻋﻰ – ﻳَـ ْﺮ َﻋﻰ – ِر َﻋﺎﻳَﺔ‬
Roman : ‫ﺎت‬
ٌ َ‫ِرَواﻳَﺔٌ )ج( ِرَواﻳ‬
(Kız) arkadaş : ‫ت‬
ٌ َ‫َزِﻣﻴﻠَﺔٌ )ج( َزِﻣﻴﻼ‬
Çiçek : ‫ات‬
ٌ ‫ﻫﺮ‬
َ ‫َزْﻫ َﺮةٌ )ج( َز‬
Artırdı, arttı : ‫ﺎد ًة‬
َ َ‫ ِزﻳ‬- ‫اد – ﻳَ ِﺰﻳ ُﺪ‬
َ ‫َز‬
Önce geldi, geçti : ‫ َﺳ ْﺒـ ًﻘﺎ‬- ‫ﺴﺒِ ُﻖ‬
ْ َ‫َﺳﺒَ َﻖ – ﻳ‬
Sevindirdi, mutlu etti : ‫ورا‬
ً ‫ ُﺳ ُﺮ‬- ‫ﺴ ﱡﺮ‬
ُ َ‫َﺳ ﱠﺮ – ﻳ‬
(Birinin malını) çaldı, hırsızlık yaptı : ً‫ َﺳ ِﺮﻗَﺔ‬- ‫ﺴ َﺮ ُق‬
ْ َ‫َﺳ َﺮ َق – ﻳ‬
82
‫ﺴ َﻌﻰ ‪َ -‬ﺳ ْﻌﻴًﺎ ‪Koştu, hızlı hareket etti, sa‘y yaptı :‬‬
‫َﺳ َﻌﻰ – ﻳَ ْ‬
‫َﺳ ِﻌﻴ ٌﺪ )ج( ُﺳ َﻌ َﺪاءُ ‪Mutlu :‬‬
‫ﺴ ُﻜ ُﻦ – َﺳ َﻜﻨًﺎ ‪İkamet etti Oturdu, :‬‬
‫َﺳ َﻜ َﻦ – ﻳَ ْ‬
‫ِ‬
‫ﺎح ‪Turist :‬‬
‫َﺳﺎﺋ ُﺢ )ج( ُﺳﻴﱠ ٌ‬
‫َﺳﺎﺋ ٌﻖ )ج( َﺳﺎﻗَﺔٌ ‪ ،‬ﺳﺎَﺋِ ُﻖ ُ◌و َن ‪Şoför :‬‬
‫ِ‬
‫ﺎﻋ َﺪ ًة ‪Yardım etti :‬‬
‫ﺎﻋ َﺪ – ﻳُ َﺴﺎﻋ ُﺪ – ُﻣ َﺴ َ‬
‫َﺳ َ‬
‫ﺴﺎﻓِ ُﺮ – َﺳ َﻔ ًﺮا ‪Yola çıktı, yolculuk yaptı :‬‬
‫َﺳﺎﻓَـ َﺮ – ﻳُ َ‬
‫َﺳ َﻮا ٌق ‪Çarşı, pazar :‬‬
‫ُﺳﻮ ٌق )ج( أ ْ‬
‫ُﺷ ْﺮﻃَﺔٌ ‪Polis :‬‬
‫ُﺷ ْﺮﻃَﺔُ اﳌُُﺮور ‪Trafik polisi :‬‬
‫ِ‬
‫ﺎﻫ َﺪ ًة ‪Gördü :‬‬
‫ﺎﻫ َﺪ – ﻳُ َﺸﺎﻫ ُﺪ ‪ُ -‬ﻣ َﺸ َ‬
‫َﺷ َ‬
‫ﺻ ْﻌ َﻘﺔً ‪Öldü, helak oldu :‬‬
‫ﺻ ِﻌ َﻖ – ﻳَ ْ‬
‫ﺻ َﻌ ًﻘﺎ‪َ ،‬‬
‫ﺼ َﻌ ُﻖ – َ‬
‫َ‬
‫ﻮف‪Misafir : .‬‬
‫ﺿﻴُ ٌ‬
‫ﺿ ْﻴ ٌ‬
‫ﻒ ) ج( ُ‬
‫َ‬
‫ﺨﺎ‪Pişirdi : .‬‬
‫ﻃَﺒَ َﺦ – ﻳَﻄْﺒَ ُﺦ ‪-‬ﻃَْﺒ ً‬
‫ﻮف ‪ -‬ﻃََﻮاﻓًﺎ ‪Tavaf etti, dolaştı, tur attı :‬‬
‫ﺎف – ﻳَﻄُ ُ‬
‫ﻃَ َ‬
‫ِ‬
‫ﺠ ٌﺰ ‪Yaşlı (özellikle kadın) :‬‬
‫َﻋ ُﺠﻮٌز )ج( َﻋ َﺠﺎﺋ ُﺰ‪ ،‬ﻋُ ُ‬
‫ﻀﺎء ‪Üye, organ :‬‬
‫ﻋُ ْ‬
‫ﻀ ٌﻮ )ج( أَ ْﻋ َ‬
‫ﻞ ‪Tatil :‬‬
‫ﻋُﻄْﻠَﺔٌ )ج( ﻋُﻄﻼَ ٌ‬
‫ت‪ ،‬ﻋُﻄَ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻤﺎ ‪Öğretti :‬‬
‫َﻋﻠﱠ َﻢ – ﻳُـ َﻌﻠﱢ ُﻢ ‪ -‬ﺗَـ ْﻌﻠ ً‬
‫ﺎم ‪Amca :‬‬
‫َﻋ ﱞﻢ )ج( أَ ْﻋ َﻤ ٌ‬
‫ﺎت ‪Hala :‬‬
‫َﻋ ﱠﻤﺔٌ )ج( َﻋ ﱠﻤ ٌ‬
‫َﻋﺎﺋِﻠِ ﱞﻲ ‪Aileyle ilgili, aileye ait :‬‬
‫ِ‬
‫ﺎد ًة ‪(Hastayı) ziyaret etti :‬‬
‫ﻮد ‪ -‬ﻋﻴَ َ‬
‫ﺎد – ﻳَـﻌُ ُ‬
‫َﻋ َ‬
‫ِﻋﻴ ٌﺪ )ج( أَ ْﻋﻴَﺎ ٌد ‪Bayram :‬‬
‫ِ‬
‫ﺸﺔً ‪Yaşadı :‬‬
‫ﻴﺶ – َﻋ ْﻴ ًﺸﺎ‪ِ ،‬ﻋﻴ َ‬
‫ﺎش – ﻳَﻌ ُ‬
‫َﻋ َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ – ُﻣ َﻌﺎﻗَـﺒَﺔً‪ِ ،‬ﻋ َﻘﺎﺑًﺎ ‪Cezalandırdı :‬‬
‫ﺐ – ﻳُـ َﻌﺎﻗ ُ‬
‫َﻋﺎﻗَ َ‬
‫ِ‬
‫ﺞ ‪ُ -‬ﻣ َﻌﺎ َﳉَﺔً ‪Muayene etti, tedavi etti :‬‬
‫َﻋﺎ َﰿَ – ﻳُـ َﻌﺎﻟ ُ‬
‫َﻋ ِﺎﻣ ٌﻞ )ج( ﻋُ ﱠﻤ ٌ‬
‫ﺎل ‪İşçi, çalışan :‬‬
‫ﻏَ ﱠﺮ َد – ﻳُـﻐَﱢﺮ ُد ‪ -‬ﺗَـﻐْ ِﺮﻳ ًﺪا ‪(Kuş) öttü, şakıdı :‬‬
‫ﻏَ ِﺮ َق – ﻳَـﻐْ َﺮ ُق – ﻏَ َﺮﻗًﺎ ﰲ ‪Boğuldu, suya battı :‬‬
‫ﻓَـ ًﱴ )ج( ﻓِ ْﺘـﻴَﺔٌ‪ ،‬ﻓِ ْﺘـﻴَﺎ ٌن ‪Genç (erkek) :‬‬
‫ﺎت ‪Genç (kız) :‬‬
‫ﻓَـﺘَﺎةٌ )ج( ﻓَـﺘَـﻴَ ٌ‬
‫‪83‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺼﺎ ‪Muayene etti :‬‬
‫ﺺ ‪ -‬ﻓَ ْﺤ ً‬
‫ﺺ – ﻳَـ ْﻔ َﺤ ُ‬
‫ﻓَ َﺤ َ‬
‫ﻓَـ َﻘ َﺪ – ﻳَـ ْﻔ ِﻘ ُﺪ – ﻓَـ ْﻘ ًﺪا‪ ،‬ﻓِ ْﻘ َﺪاﻧًﺎ ‪Kaybetti :‬‬
‫ﻓُـ ْﻨ ُﺪ ٌق )ج( ﻓَـﻨَ ِ‬
‫ﺎد ُق‪Otel : .‬‬
‫ِ‬
‫وﻣﺎ ‪Geldi :‬‬
‫ﻗَﺪ َم – ﻳَـ ْﻘ َﺪ ُم ‪ -‬ﻗُ ُﺪ ً‬
‫ﻗَـ ْﺮﻳَﺔٌ )ج( ﻗُـ ًﺮى ‪Köy :‬‬
‫ﻀﻰ – ﻳـ ْﻘ ِ‬
‫ﻀﺎءً ‪(Tatil vb.) geçirdi :‬‬
‫ﻀﻲ ‪ -‬ﻗَ َ‬
‫ﻗَ َ‬
‫َ‬
‫ﻒ – ﻗَﻄْ ًﻔﺎ‪ ،‬ﻗُﻄُﻮﻓًﺎ ‪(Çiçek, meyve vb.ni) kopardı, topladı :‬‬
‫ﻒ – ﻳَـ ْﻘ ِﻄ ُ‬
‫ﻗَﻄَ َ‬
‫ﺼﺔٌ ‪Gömlek :‬‬
‫ﻗَ ِﻤ ٌ‬
‫ﺼﺎ ٌن‪ ،‬أَﻗ ِْﻤ َ‬
‫ﻴﺺ )ج( ﻗُ ْﻤ َ‬
‫اﻫﺔً ‪Hoşlanmadı, sevmedi :‬‬
‫َﻛ ِﺮَﻩ – ﻳَﻜ َْﺮﻩُ – ُﻛ ْﺮًﻫﺎ‪َ ،‬ﻛ َﺮ َ‬
‫ُﻛ َﺮةُ اﻟ َﻘ َﺪِم ‪Futbol :‬‬
‫َﻛ َﻮى – ﻳَ ْﻜ ِﻮي ‪َ -‬ﻛﻴًّﺎ ‪Ütüledi, dağladı :‬‬
‫َﻛﺎﻓَﺄَ – ﻳُ َﻜﺎﻓِ ُﺊ ‪ُ -‬ﻣ َﻜﺎﻓَﺄَ ًة ‪Mükâfat verdi, ödüllendirdi :‬‬
‫ث ‪ -‬ﺗَـ ْﻠ ِﻮﻳﺜًﺎ ‪Kirletti :‬‬
‫ث – ﻳُـﻠَ ﱢﻮ ُ‬
‫ﻟ ﱠَﻮ َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ ‪ -‬ﻟ ُْﻌﺒًﺎ ‪Oynadı :‬‬
‫ﺐ – ﻳَـﻠ َْﻌ ُ‬
‫ﻟَﻌ َ‬
‫ﺐ ‪Oyuncak :‬‬
‫ﻟ ُْﻌﺒَﺔٌ )ج( ﻟ َُﻌ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎء ‪Karşılaştı, yüzyüze geldi, buluştu :‬‬
‫ﻟَﻘ َﻲ – ﻳَـ ْﻠ َﻘﻰ ‪ -‬ﻟ َﻘ ً‬
‫ﻟ َْﻮ ٌن )ج( أَﻟ َْﻮا ٌن ‪Renk :‬‬
‫ات ‪Kongre :‬‬
‫ُﻣ ْﺆﲤٌََﺮ )ج( ُﻣ ْﺆﲤَََﺮ ٌ‬
‫ﳏ ًﻮا ‪Sildi, yok etti, hükmünü kaldırdı :‬‬
‫َﳏَﺎ – ﳝَْ ُﺤﻮ ‪َْ -‬‬
‫ات ‪Konferans :‬‬
‫ﺎﺿ َﺮ ٌ‬
‫ﺎﺿ َﺮةٌ )ج( ُﳏَ َ‬
‫ُﳏَ َ‬
‫اﳌَ ْﺪ َر َﺳﺔُ اْ ِﻻﺑْﺘِ َﺪاﺋِﻴﱠﺔُ ‪İlkokul :‬‬
‫َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔٌ )ج( ُﻣ ُﺪ ٌن ‪Şehir :‬‬
‫ﺿﻰ ‪Hasta :‬‬
‫ﻳﺾ )ج( اﳌَْﺮ َ‬
‫اﳌَِﺮ ُ‬
‫ﺎت ‪Hemşire :‬‬
‫ﺿ ٌ‬
‫ﺿﺔٌ )ج( ﳑَُﱢﺮ َ‬
‫ﳑَُﱢﺮ َ‬
‫ِ‬
‫َﺟ ِﻞ ‪… için :‬‬
‫ﻣ ْﻦ أ ْ‬
‫اﳌَْﻨ ِﺰ ُل )ج( اﳌَﻨَﺎ ِز ُل ‪Ev :‬‬
‫ب ‪Terbiyeli :‬‬
‫ُﻣ َﻬ ﱠﺬ ٌ‬
‫ﺎم ‪Görev :‬‬
‫ُﻣ ِﻬ ﱠﻤﺔٌ )ج( َﻣ َﻬ ّ‬
‫ﻮت ‪َ -‬ﻣ ْﻮﺗًﺎ ‪Öldü :‬‬
‫ﺎت – ﳝَُ ُ‬
‫َﻣ َ‬
‫َﱠﺎرو َن ‪Marangoz :‬‬
‫ﳒٌ‬
‫َﱠﺎر )ج( ﳒ ُ‬
‫ﺼ ًﺮا ‪Yardım etti :‬‬
‫ﺼ ُﺮ ‪ -‬ﻧَ ْ‬
‫ﺼ َﺮ – ﻳَـ ْﻨ ُ‬
‫ﻧَ َ‬
‫ﻒ – ﺗَـ ْﻨ ِﻈﻴ ًﻔﺎ ‪Temizledi :‬‬
‫ﻒ – ﻳُـﻨَﻈﱢ ُ‬
‫ﻧَﻈﱠ َ‬
‫‪84‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ
Organize etti, düzenledi : ‫ﻴﻤﺎ‬
ً ‫ ﺗَـ ْﻨﻈ‬- ‫ﻧَﻈﱠ َﻢ – ﻳُـﻨَﻈﱢ ُﻢ‬
Tükendi, bitti : ‫ﺎدا‬
ً ‫ ﻧَـ َﻔ‬- ‫ﻧَِﻔ َﺪ – ﻳَـ ْﻨـ َﻔ ُﺪ‬
Doğru yolu gösterdi, rehberlik etti : ‫َﻫ َﺪى – ﻳَـ ْﻬ ِﺪي – ِﻫ َﺪاﻳَﺔً إِ َﱃ‬
Terk etti, veda etti : ‫ َو ْد ًﻋﺎ‬- ُ‫ع – ﻳَ َﺪع‬
َ ‫َو َد‬
Gül, gül ağacı : ‫ت‬
ٌ ‫َوْر َدةٌ )ج( َوْر َدا‬
Bakanlık : ‫ات‬
ٌ ‫ِوَز َارةٌ )ج( ِوَز َار‬
Bakan : ُ‫َوِز ٌﻳﺮ )ج( ُوَزَراء‬
ِ
Vardı, ulaştı, geldi, birleştirdi : ً‫ﺻﻼ‬
ْ ‫ َو‬،ً‫ﺻﻮﻻ‬
ُ ‫ﺻ َﻞ – ﻳَﺼ ُﻞ – ُو‬
َ ‫َو‬
Söz verdi, vâdetti : ‫ َو ْﻋ ًﺪا‬- ‫َو َﻋ َﺪ – ﻳَ ِﻌ ُﺪ‬
Özet
İsm-i mevsûlleri mânâlarına göre gruplandırabilmek.
İsm-i mevsûl, mânâsı peşinden gelen cümleyle açıklanan ve bu cümleyi
öncesindeki kelime veya cümleye bağlayan marife bir isimdir.
İsm-i mevsûlller hâs ve müşterek olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Hâs İsm-i Mevsûl
Müzekker ve müennesi, tekil ve çoğulu için ayrı ayrı lafzı bulunan ism-i
mevsûle hâs ism-i mevsûl denir. Bunlara özel ism-i mevsûller de
denebilir.
Çoğul
İkil
Tekil
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬
‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(Mu‘rab)
(Mebnî)
(Mebnî)
ِ‫ﱠ‬
‫ﻳﻦ‬
َ ‫اَﻟﺬ‬
ِ ‫اَﻟﻠﱠ َﺬ‬
‫ اَﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ‬/ ‫ان‬
‫اَﻟﱠ ِﺬي‬
‫ اَﻟﻼﱠﺋِﻲ‬،‫ اَﻟﻠﱠ َﻮ ِاﰐ‬،‫اَﻟﻼﱠِﰐ‬
ِ َ‫اَﻟﻠﱠﺘ‬
ِ ْ ‫ اَﻟﻠﱠﺘَـ‬/ ‫ﺎن‬
‫ﲔ‬
‫اَﻟﱠِﱵ‬
Müzekker
‫اﳌﺬ ﱠﻛﺮ‬
Müennes
‫اﳌﺆﻧﱠﺚ‬
Bu tür ism-i mevsûller, marife bir ismin sıfatı olarak gelmişse ona, hem teklik
- çokluk hem de müzekkerlik-müenneslik bakımından uyar.
‫س اﻟﱠ ِﺬي َﳒَ َﺢ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Başarılı öğretmeni gördüm.
َ ‫ﺖ اﳌَُﺪ ﱢر‬
ِ ‫ﺖ اﳌَُﺪ ﱢر ِﺳ ﱠ‬
‫ﻳﻦ َﳒَ ُﺤﻮا‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Başarılı öğretmenleri gördüm.
َ
َ ‫ﲔ اﻟﺬ‬
85
‫ﺖ‬
ْ ‫ﺖ اﳌَُﺪ ﱢر َﺳﺔَ اﻟﱠِﱵ َﳒَ َﺤ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Başarılı (bayan) öğretmeni gördüm.
ِ ‫ﺖ اﳌَُﺪ ﱢرﺳ‬
‫ﺎت اﻟﻼﱠِﰐ َﳒَ ْﺤ َﻦ‬
ُ ْ‫ َرأَﻳ‬. Başarılı (bayan) öğretmenleri gördüm.
َ
2. Müşterek İsm-i Mevsûl
Müzekker ve müennesi, tekil ve çoğulu için ayrı ayrı lafzı bulunmayan ism-i
mevsûle müşterek ism-i mevsûl denir. Bunlara genel ya da ortak ism-i
mevsûller de denebilir. Bunların başlıcaları iki tanedir: ‫ َﻣ ْﻦ‬ve ‫ َﻣﺎ‬.
‫ َﻣ ْﻦ‬:
Bu ism-i mevsûl akıllılar için kullanılır.
‫ﺎء َﻣ ْﻦ ﻓَ َﺎز‬
َ Kazanan geldi.
َ ‫ﺟ‬.
‫ت‬
ْ ‫ت َﻣ ْﻦ ﻓَ َﺎز‬
ْ ‫ﺎء‬
َ Kazanan (bayan) geldi.
َ ‫ﺟ‬.
‫ َﻣﺎ‬:
Bu ism-i mevsûl ise akılsız ve cansız varlıkları için kullanılır.
ُ ‫ﻗَـ َﺮأ‬. Yazdığını okudum.
ُ‫ْت َﻣﺎ َﻛﺘَْﺒﺘَﻪ‬
َ ‫ َﺣ َﺪ‬. Dediğin oldu.
ُ‫ث َﻣﺎ ﻗُـﻠْﺘَﻪ‬
Sıla cümlesini ve çeşitlerini tanıyabilmek.
İsm-i mevsûlden sonra gelen cümleye sıla cümlesi denir. Bu da isim
cümlesi, fiil cümlesi ve şibhi cümle olarak gelebilir.
ِ ََ‫ ﳕ‬Diktiğim ağaç büyüdü.
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮةُ اﻟﱠِﱵ َزَر ْﻋﺘُـ َﻬﺎ‬
ِ
‫ب‬
ٌ ‫ﺎء اﻟْ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻟﱠﺬي َوﻟَ ُﺪﻩُ ُﻣ َﻬ ﱠﺬ‬
َ Çocuğu terbiyeli olan adam geldi.
َ ‫ﺟ‬.
ِ ُ ‫ﻗَـﺮأ‬. Sendeki kitabı okudum.
‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي ِﻋ ْﻨ َﺪ َك‬
َ َ‫ْت اﻟﻜﺘ‬
َ
Yukarıdaki üç örnekte, altı çizili olan sıla cümlelerinden birincisi fiil, ikincisi
isim cümlesiyken, üçüncüsü de şibh-i cümledir.
Âid zamirini belirleyebilmek.
Sıla cümlesinde bulunup onu ism-i mevsûle bağlayan zamire âid zamiri
denir. Bu zamir, ism-i mevsûle uygun olarak gizli ya da açık bir şekilde
gelebilir.
ِ
ِ ‫ﺖ اﻟﺪﱠو‬
‫ﻴﺺ‬
ٌ ‫اء اﻟﱠﺬي ﲦََﻨُﻪُ َرﺧ‬
َ َ ُ ْ‫ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳ‬. Fiyatı ucuz olan ilacı aldım.
ِ
‫س اﻟﱠ ِﺬي ﺑَـ َﲎ اﻟ ِْﻌ َﻤ َﺎرَة‬
َ ‫و‬.
َ Apartmanı inşa eden mühendis geldi.
ُ ‫ﺻ َﻞ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ‬
Birinci cümlede âid zamiri, altı çizili olan ُ‫ ﲦََﻨُﻪ‬kelimesinde muzâfun ileyh olan
‫ ـﻪ‬zamiridir. İkinci cümlede ise âid zamiri altı çizili olan ‫ ﺑَـ َﲎ‬fiilindeki gizli fâil
zamiri olan ‫ ُﻫ َﻮ‬dir.
86
İsm-i mevsûllerde mebni – mu‘rab ayırımını yapabilmek.
Bu hâs ism-i mevsûllerden ikil olanlar mu‘rab, diğerleri mebnîdir. Müşterek
ism-i mevsûllerden ‫ َﻣ ْﻦ‬ve ‫ َﻣﺎ‬mebnîdir. Mu‘rab olanların irabı, aynen diğer ikil
ِ َ‫ان – اﻟﻠﱠﺘ‬
ِ ‫)اَﻟﻠﱠ َﺬ‬, nasb ve cer hâli ise
kelimeler gibidir. Bunların ref hâli elif’le (‫ﺎن‬
ِ ْ ‫ )اَﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ – اﻟﻠﱠﺘَـ‬.
yâ iledir (‫ﲔ‬
Ref hâline misâl:
ِ ‫ﺎن اﻟﻠﱠ َﺬ‬
ِ ‫ﳘَﺎ اﳌﻬﻨﺪﺳﺎن اﻟﱰﻛﻴﱠ‬.
‫ان ﻳَﻌﻤﻼن ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﺸﺮﻛﺔ‬
ُ
O ikisi, bu şirkette çalışan Türk mühendislerdir.
Nasb hâline misâl:
ِ ‫ﲔ اﻟﻠﺬﻳ ِﻦ َْﳚ‬
‫ف اﻟ ﱠ‬
‫ﻠﺴﺎن ﰲ اﳌﺴﺠﺪ‬
ُ ‫أَ ْﻋ ِﺮ‬.
ْ ِ ْ ‫ﺸﺎﺑﱠـ‬
Camide oturan iki genci tanıyorum.
Cer hâline misâl:
ِ
‫اﻟﺪرس‬
‫ﻳﻜﺘﺒﺎن‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﲔ اﻟﻠﱠﺬﻳْ ِﻦ‬
‫ﺖ ﻋﻠﻰ‬
ُ ‫ﺳﻠﱠ ْﻤ‬.
ْ
َ
َ
Dersi yazan iki öğrenciye selam verdim.
İsm-i mevsûllerin cümlenin hangi ögesi olduğunu tespit edebilmek.
Hâs ism-i mevsûller, mübteda, haber, fâil, mef’ûl şeklinde cümlenin bir ögesi
olarak gelebildikleri gibi, cümledeki marife bir ögenin sıfatı olarak da
gelebilirler. Bu durumda ism-i mevsûl, öncesindeki isme, hem müzekkerlik –
müenneslik hem de sayı bakımından uyar.
Fâil Olma Durumu
‫ﺴﻴﱠﺎرَة‬
‫ﺐ اﻟﱠ ِﺬي ا ْﺷﺘَـ َﺮى اﻟ ﱠ‬
َ ‫ َذ َﻫ‬. Arabayı satın alan gitti.
Sıfat Olma Durumu
‫ﺴﻴﱠﺎرَة‬
‫ﺐ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ اﻟﱠ ِﺬي ا ْﺷﺘَـ َﺮى اﻟ ﱠ‬
َ ‫ َذ َﻫ‬. Arabayı satın alan adam gitti.
ُ
Müşterek ism-i mevsûller ise sıfat olarak gelmeyip, sadece cümlenin bir ögesi
olarak gelirler.
Fâil Olma Durumu
‫ﺴﻴﱠﺎرَة‬
‫ﺐ َﻣﻦ ا ْﺷﺘَـ َﺮى اﻟ ﱠ‬
َ ‫ َذ َﻫ‬. Arabayı satın alan gitti.
Mef’ûl Olma Durumu
‫ﺴﻴﱠﺎرَة‬
‫ﺖ َﻣﻦ ا ْﺷﺘَـ َﺮى اﻟ ﱠ‬
ُ ْ‫رأَﻳ‬.
َ Arabayı satın alanı gördüm.
87
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde ism-i mevsûl vardır?
a. .‫اب‬
‫َﻣﺎ ﺗَـ ُﻘﻮﻟُﻪُ ُﻫ َﻮ اﻟ ﱠ‬
ُ ‫ﺼ َﻮ‬
b. ‫ﺼﺔَ؟‬
‫َﻣ ْﻦ ﻗَـ َﺮأَ ّﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟ ِْﻘ ﱠ‬
c. ‫ﻚ؟‬
ْ ‫َﻣﺎ‬
َ ُ‫اﲰ‬
d. .‫ﺠ ْﺢ‬
َ ‫َﻣ ْﻦ َْﳚﺘَ ِﻬ ْﺪ ﻳَـ ْﻨ‬
ِ‫ﱠ‬
e. .‫ﺸ َﻔﻰ‬
ْ َ‫ﻴﺐ َإﱃ اﳌُ ْﺴﺘ‬
ُ ‫ﺐ اﻟﻄﺒ‬
َ ‫َﻣﺎ َذ َﻫ‬
2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde sıla cümlesi şibh-i cümledir?
ِ ‫ﻮز ﰲ اﻟ ﱠﺮ‬
ِ ‫ﺻ‬
a. .◌َ ‫ﺎل‬
ُ ‫ﻴﻒ اﻟﱠ ِﺬي ﻧَﻈﱠَﻔﻪُ اﻟْﻌُ ﱠﻤ‬
ُ ‫َ◌ ْﻣ ِﺸﻲ اﻟ َْﻤ ْﺮأَةُ اﻟ َْﻌ ُﺠ‬
ِ‫ﱠ‬
b. .‫ﺐ ﰲ اﳊَ ِﺪﻳ َﻘﺔ‬
ُ ‫َﺳ ﱠﺮِﱐ ُﺧﻠُ ُﻖ اﻟﻄﱢْﻔ ِﻞ اﻟﺬي ﻳَـﻠ َْﻌ‬
ِ
c. .‫اء َة اﻟ ﱢﺮَواﻳَِﺔ اﻟﱠِﱵ ِﻋ ْﻨ َﺪ َك‬
َ ‫أُ ِرﻳ ُﺪ ﻗ َﺮ‬
ِ ِ‫ﱠ‬
d. .‫ﺴ ِﺠ ِﺪ‬
ُ ‫َﺳﻠﱠ ْﻤ‬
َ ‫ﺲ أ ََﻣ‬
ْ ‫ﺎم اﻟ َْﻤ‬
ُ ‫ﺖ َﻋﻠَﻰ اﻟْ َﻔ َﱴ اﻟﺬي َْﳚﻠ‬
ِ ‫َﻛﻮ‬
‫ت اﻟْ َﻔﺘَﺎةُ اﳌَﻼَﺑِ ﱠ‬
e. .‫ﺴﻠَْﺘـ َﻬﺎ‬
َ
َ َ‫ﺲ اﻟ ِﱵ ﻏ‬
َ
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde âid zamiri gizli olarak gelmiştir?
ِ ُ ‫ﻗَـﺮأ‬
a. .ُ‫ﺎب اﻟﱠ ِﺬي ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْـﺘَﻪ‬
َ َ‫ْت اﻟْﻜﺘ‬
َ
b. .‫ﺎت‬
‫اﻟ ﱠ‬
ٌ َ‫ﺎت اﻟﻼﱠِﰐ َرأَﻳْـﺘَـ ُﻬ ﱠﻦ ُﻣ َﻬ ﱠﺬﺑ‬
ُ ‫ﺼ ِﺪﻳ َﻘ‬
c. .ُ‫ﻞ اﻟﱠ ِﺬي أَ ْﻋ ِﺮﻓُﻪ‬
َ ‫َو‬
ُ ‫ﺻ َﻞ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ‬
ِ ‫َﺧ َﺬ‬
d. .‫ت ا ْﳉَﺎﺋَِﺰَة‬
َ ‫ﺖ اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ َﻤﺔَ اﻟﱠِﱵ أ‬
ُ ْ‫َرأَﻳ‬
ِ‫ﺟ ﱠ‬
e. .ُ‫ﺐ اﻟﱠ ِﺬي َﻛﺎﻓَﺄْﺗُﻪ‬
ُ ‫ﺎء اﻟﻄﺎﻟ‬
ََ
4. İsm-i mevsûl ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a. İsm-i mevsûlün tek başına mânâsı yoktur.
b. İsm-i mevsûlden sonra gelen cümleye sıla cümlesi denir.
c. Sıla cümlesinde ism-i mevsûle ait açık ya da gizli bir zamir bulunur.
d. İsm-i mevsûller marifedir.
e. İsm-i mevsûllerin tamamı mu‘rabdır.
5. "Müdür, etkin bir şekilde çalışan iki öğretmene teşekkür etti." Cümlesinin
Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
ٍ ‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳ ِﻦ ﻳـﻌﻤﻼَ ِن ﺑِﻨ َﺸ‬
a. .‫ﺎط‬
َ َ ْ َ ْ ِ ْ ‫َﺳﻴَ ْﺸ ُﻜ ُﺮ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر َﺳ‬
ٍ ‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳ ِﻦ ﻳـﻌﻤﻼَ ِن ﺑِﻨ َﺸ‬
ِ
b. .‫ﺎط‬
َ َ ْ َ ْ ِ ْ ‫َﺷ َﻜ َﺮ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟﻄﱠﺎﻟﺒَـ‬
ِ ْ ‫ﻳَ ْﺸ ُﻜ ُﺮ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر َﺳ‬
c. .‫ﻂ ٍء‬
ْ ُ‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ ﻳَـ ْﻌ َﻤﻼَ ِن ﺑِﺒ‬
ٍ ‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳ ِﻦ ﻳـﻌﻤﻼَ ِن ﺑِﻨ َﺸ‬
d. .‫ﺎط‬
َ َ ْ َ ْ ِ ْ ‫َﺷ َﻜ َﺮ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر َﺳ‬
ِ ْ َ‫َﺷ َﻜ َﺮ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ َْﻌ ِﺎﻣﻠ‬
e. .‫ﻂ ٍء‬
ْ ُ‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳْ ِﻦ ﻳَـ ْﻌ َﻤﻼَ ِن ﺑِﺒ‬
88
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. a
Yanıtınız doğru değilse, “Müşterek İsm-i Mevsûl”
yeniden okuyunuz.
2. c
Yanıtınız doğru değilse, “Sıla Cümlesi”
okuyunuz.
konusunu yeniden
3. d
Yanıtınız doğru değilse, “Âid Zamiri”
okuyunuz.
konusunu yeniden
4. e
Yanıtınız farklıysa “Hâs İsm-i Mevsûl”
okuyunuz.
konusunu yeniden
5. d
Yanıtınız doğru değilse, “Hâs İsm-i Mevsûl” konusunu yeniden
okuyunuz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
Tesniye (İkil) :
ِ ‫ﲔ اﻟﻠﱠ َﺬﻳ ِﻦ ﻳـ ْﻘﺮ‬
‫ َرأَﻳْ ُ ﱢ‬.
َ‫آن اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن اﻟْ َﻜ ِﺮﱘ‬
َ َ ْ ِ ْ َ‫ﺖ اﻟﻄ ْﻔﻠ‬
Kur’ân-ı Kerîm okuyan iki çocuğu gördüm.
ِ ‫ﲔ ﺗَـ ْﻨ‬
ِ ْ ‫ﺖ اﻟْﺒِْﻨﺘَـ‬
‫ﺻ ِﺪﻳ َﻘﺘَـ ُﻬ َﻤﺎ‬
ُ ْ‫رأَﻳ‬.
ُ ِ ْ ‫ﲔ اﻟﻠﱠﺘَـ‬
َ ‫ﺼﺮان‬
َ
Arkadaşlarına yardım eden iki kızı gördüm.
Cemi (Çoğul) :
ِ ‫ﺖ اﻷَﻃْ َﻔ َ ﱠ‬
ُ ْ‫رأَﻳ‬.
َ‫ﻳﻦ ﻳَـ ْﻘ َﺮُؤو َن اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن اﻟْ َﻜ ِﺮﱘ‬
َ
َ ‫ﺎل اﻟﺬ‬
Kur’ân-ı Kerîm okuyan çocukları gördüm
ِ
‫ﺻ ِﺪﻳ َﻘﺘَـ ُﻬ ﱠﻦ‬
ُ ْ‫رأَﻳ‬.
ُ ‫ﺖ اﻟْﺒَـﻨَﺎت اﻟﻼﱠِﰐ ﻳَـ ْﻨ‬
َ ‫ﺼ ْﺮ َن‬
َ
Arkadaşlarına yardım eden kızlar gördüm
Sıra Sizde 2
‫ﻳَـ ْﻌ َﻤ ُﻞ ِﰲ ا ْﳊَْﻘ ِﻞ‬. : Fiil cümlesi.
‫ﰲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ‬.ِ : Şibhi cümle.
‫ﺧﻠُ ُﻘﻪُ َﺣ َﺴ ٌﻦ‬.
ُ : İsim cümlesi.
89
konusunu
Sıra Sizde 3
Birinci cümlede âid zamiri ُ‫ ﻃَﻠَْﺒﺘُﻪ‬fiilindeki mansub muttasıl ‫ ـﻪ‬zamiridir.
İkinci cümlede âid zamiri ‫ﺖ‬
ْ ‫ َﳒَ َﺤ‬fiilinde fâil olan gizli ‫ ِﻫ َﻲ‬zamiridir.
Yararlanılan Kaynaklar
Abdürrahim, F. (1415). Durûsu’l-Lugati’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtikîne
bihâ, Medine.
Çörtü, M. Meral (1998). Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.
Güler İ. - Günday, H. Şahin, Ş., (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi),
İstanbul.
Komisyon, (1985) Ta‘limu’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtıkîne bihâ elKitabu’l-Esâsî, Mekke.
Maksudoğlu, Mehmet (1992). Arapça Dilbilgisi, İstanbul.
Sînî, Mahmud İsmail vd., (ts.). el-Kavâidu’l-Arabiyyetu’l-Muyessera,
İstanbul.
Yaşar, Ahmet (1996). Arapça'nın Temel Kuralları, İzmir.
90
91
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
İlletli fiilleri sahîh fiillerden ayırt edebilecek,
•
İlletli fiil türlerini tanıyabilecek,
•
İlletli fiillerin mâzî, muzârî ve emir çekimlerini yapabilecek,
•
İlletli fiilleri merfû muttasıl ve munfasıl zamirlerle birlikte kullanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Mu‘tel fiiller
•
Misâl fiil
•
Ecvef fiil
•
Nâkıs fiil
•
Lefîf fiil
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Metin içerisinde geçen mânâsını bilmediğiniz kelimeler için bir ArapçaTürkçe sözlüğe başvurunuz.
•
İlahiyat Önlisans Programı Arapça 1 kitabından Sahîh Fiil Çekimleri ve
Zamirler ünitesini tekrar gözden geçiriniz.
•
Mehmet Maksudoğlu'nun Arapça Dilbilgisi adlı kitabından Fiillerin
Bölümleri konusunu inceleyiniz.
92
İlletli
Fiiller ve Çekimi
‫ﺼ ِﺮﻳ ُﻔ َﻬﺎ‬
ُ ‫اﻷَﻓْـ َﻌ‬
ْ َ‫ﺎل اﻟ ُْﻤ ْﻌﺘَـﻠﱠﺔُ َوﺗ‬
GİRİŞ
Arapça’da fiiller, aslî harflerinin türüne göre sahîh (illet harfi bulunmayan) ve
mu‘tel (illetli/illet harfli) olmak üzere ikiye ayrılır. Aslî harfleri arasında illet
harfi denilen elif, vâv ve yâ (‫ ي‬،‫ و‬،‫ )ا‬harflerinden herhangi birisi bulunmayan
fiile sahih fiil denir. ‫ﺐ‬
َ َ‫ َﻛﺘ‬yazdı, َ‫ ﻗَـ َﺮأ‬okudu, ‫ َﻣ ﱠﺪ‬yardım etti örneklerinde olduğu
gibi. Aslî harflerinden bir veya ikisi illet harfi olan fiile ise mu‘tel (illetli) fiil
denir. ‫ َو َﺟ َﺪ‬buldu, ‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬dedi, ‫ َرَﻣﻰ‬attı, ‫ َوﻗَﻰ‬korudu fiilleri gibi.
Türkçe’de ise fiiller çatısı, yapısı vb. yönlerden gruplandırılırken,
harflerinin türüne göre herhangi bir gruplandırma yapılmamaktadır. Çünkü
Türkçede Arapçadaki gibi illet harfi ya da ona karşılık olacak herhangi bir
unsur bulunmamaktadır. Bu nedenle Arapçadaki illetli fiillerin Türkçedeki
karşılığını ifade etmek mümkün değildir.
OKUMA PARÇASI
ُ‫ﺐ اﻟﻄﱠ ﱠﻤﺎع‬
ُ ‫أَ ْﺷ َﻌ‬
‫ﺑﻦ ُﺟﺒَـ ٍْﲑ َﻣ ْﺸ ً ِ ﱠ‬
‫ َوِﻣﻦ اﳊِ َﻜﺎﻳَﺎت‬."‫ﺎدوﻧَﻪ ﺑِـ"أَ ْﺷ َﻌﺐ اﻟﻄﱠ ّﻤﺎع‬
ُ َ‫ﻮﻣﻮﻧَﻪ وﻳُـﻨ‬
ُ ُ‫ﱠﺎس ﻳَـﻠ‬
ُ ‫ﺐ‬
ُ ‫َﻛﺎ َن أَ ْﺷ َﻌ‬
ُ ‫ وَﻛﺎ َن اﻟﻨ‬.‫ﻬﻮرا ﺑﺎﻟﻄ َﻤﻊ‬
ِ
:‫اﻟﱠِﱵ ﺗَ ُﺪ ﱡل َﻋﻠﻰ ِﺷﺪﱠة ﻃَﻤﻌﻪ‬
ِ ّ ‫ﻀﺤ ُﻜﻮ َن ﻣﻨﻪ‬
:‫ ﻓﻘﺎل ﳍﻢ‬،‫ﺺ ﻣﻨﻬﻢ‬
‫ﻌﺾ اﻟ ﱢ‬
َ ،‫ﺐ‬
َ َ‫إِ ﱠن ﺑ‬
َ ْ َ‫ووﻗَـ ُﻔﻮا ﻳ‬
َ ‫وأراد أ ْن ﻳَﺘﺨﻠﱠ‬
َ ،‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎن َﺟﺎ ُؤوا إِﻟَﻴﻪ‬
َ ‫ﺣﱴ ﻏَﻀ‬
ٍ ‫ﺑﻴﺖ‬
ِ ‫إِ ﱠن ﰲ‬
‫ ﻟ ََﻌ ﱠﻞ اﻟﱠ ِﺬي ﻗُـﻠْﺘُﻪ‬:‫ ﻗﺎل ﰲ ﻧَـ ْﻔ ِﺴﻪ‬،‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ ُن وﺗَـ َﺮُﻛﻮﻩ‬
ٍ ‫ﻓﻼن َﺣ ْﻔ َﻞ َزَو‬
‫ وﻟَ ﱠﻤﺎ َذﻫﺐ اﻟ ﱢ‬.‫ﻓﺠ َﺮْوا إﱃ ﻫﻨﺎك‬
َ ،‫اج‬
ِ
‫ﺸﺪﱡوﻩ ِﻣﻦ‬
َ َ‫ﺻ َﻞ إﱃ ُﻫﻨ‬
‫ وﻗَﺎﺑَـﻠَﻪ اﻟ ﱢ‬،‫ﺎك َﱂْ َِﳚ ْﺪ َﺷﻴﺌﺎ‬
َ َ‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ ُن ﻫﻨﺎك ﻓ‬
َ ‫َﺳ َﺮ‬
ْ ‫ ﻓﺄ‬.ٌ‫َﳍُ ْﻢ ﺣﻘﻴﻘﺔ‬
َ ‫ وﳌﱠﺎ َو‬.‫ع َﺧ ْﻠ َﻔﻬﻢ ْﳓ َﻮ اﻟﺒﻴﺖ‬
.‫وﺿ َﺮﺑﻮﻩ‬
َ ‫َﻣﻼﺑِ ِﺴﻪ‬
ِ
ِ ‫ﺑﻌﺾ اﻟﻨ‬
‫ﻳﺄﻛﻼن ِﻣ ْﻦ ِﻗ ْﺪ ٍر ﻓﻘﺎل‬
‫ﻠﺴﺎ ﻣ ﱠﺮًة‬
ُ‫ﺎم ﻟ َْﻮﻻَ َﻛﺜْـ َﺮة‬
ْ ‫ﻌﺐ‬
ُ ‫ورَوى‬
َ ‫ َﻣﺎ أَﻟَ ﱠﺬ اﻟﻄﱠ َﻌ‬:‫أﺷﻌﺐ‬
َ
َ ‫ﱠﺎس أَ ﱠن أَ ْﺷ‬
ُ
َ ‫واﻣ َﺮأﺗَﻪ َﺟ‬
.‫اﳉُ ْﻤ ُﻬﻮِر‬
ِ
‫وأﻧﺖ؟‬
َ ‫ﺲ َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱠ َﻌ ِﺎم إﻻﱠ أﻧﺎ‬
ُ ‫ أَﻳْ َﻦ ا ْﳉُ ْﻤ ُﻬ‬:‫ﻓ َﻘﺎﻟَﺖ ْاﻣ َﺮأَﺗُﻪ‬
َ ‫ﻮر وﻟ َْﻴ‬
ِ ‫ﺖ أﻧﺎ‬
ِ ‫ت‬
.‫واﻟﻘ ْﺪ ُر ﻓَـ َﻘ ْﻂ‬
‫ﻗﺎل‬
ُ ‫ َوِد ْد‬:‫أﺷﻌﺐ‬
ُ ‫واﷲ ﻟﻮ ُﻛ ْﻨ‬
ُ
(243 ‫ ص‬2 ‫اﳌﻴﺴﺮة ج‬
ّ )
ّ ‫ اﻟﻘﻮاﻋﺪ اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ‬: ‫ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ‬
93
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﻮرا؟‬
‫ﺐ َﻣ ْﺸ ُﻬ ً‬
‫‪ .1‬ﰈَ َﻛﺎ َن أَ ْﺷ َﻌ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪ .2‬ﻟ َﻤﺎذأ ﻳَـﻠُ ُ‬
‫ﱠﺎس أَ ْﺷ َﻌ َ‬
‫ﻮم اﻟﻨ ُ‬
‫‪ .3‬ﻟِﻤﺎ َذا أَراد أَ ْﺷﻌﺐ أَ ْن ﻳـﺘ َﺨﻠﱠ ِ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴ ِ‬
‫ﺎن؟‬
‫ﺺ ﻣ َﻦ اﻟ ﱢ َ‬
‫َ َ َ َ ُ ََ َ‬
‫ﻒ َﲣَﻠﱠﺺ أَ ْﺷﻌ ِ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴ ِ‬
‫ﺎن؟‬
‫‪َ .4‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫ﺐ ﻣ َﻦ اﻟ ﱢ َ‬
‫َ َ ُ‬
‫ﺐ ِﰲ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ؟‬
‫ﺐ اﻟ ﱢ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ ُن َﻣﺎ َذا ﻗَﺎل أَ ْﺷ َﻌ ُ‬
‫‪ .5‬ﻟَ ﱠﻤﺎ َذ َﻫ َ‬
‫‪ .6‬ﻣﺎ َذا ﻓَـﻌﻞ أَ ْﺷﻌ ِ‬
‫اﻟﺼ ْﺒـﻴَﺎ ُن؟‬
‫ﺐ ّ‬
‫ﺐ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ َذ َﻫ َ‬
‫َ ََ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪َ .7‬ﻣﺎ َذا ﻓَـ َﻌ َﻞ اﻟ ﱢ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ ُن ﺣﻴﻨَ َﻤﺎ ﻗَﺎﺑَـﻠُﻮا أَ ْﺷ َﻌ َ‬
‫‪ .8‬ﻣﺎ َذا ﲤََ ﱠﲎ أَ ْﺷﻌ ِ‬
‫ﺎم َﻣ َﻊ َزْو َﺟﺘِ ِﻪ؟‬
‫ﺐ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻳَﺄْ ُﻛ ُﻞ اﻟﻄﱠ َﻌ َ‬
‫َ‬
‫َ ُ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪َ .9‬ﻫ ْﻞ ﺗَ ُﺪ ﱡل َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟ ِْﻘ ﱠ‬
‫ﺼﺔُ َﻋﻠَﻰ ﻃَ َﻤ ِﻊ أَ ْﺷ َﻌ َ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪َ .10‬ﻣﺎ َرأْﻳُ َ‬
‫ﻚ ِﰲ أَ ْﺷ َﻌ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını‬‬
‫‪parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫وف(‬
‫اء‪َ ،‬د ٌار‪َ ،‬ﻣ ْﻌ ُﺮ ٌ‬
‫َﺳ َﺮ َ‬
‫)ﻗَﺪ ُﻣﻮا‪َ ،‬ﻣ َﻜﺎ ٌن‪ ،‬أ ْ‬
‫ﺎم‪ ،‬ﻳَ ْﺪﻋُﻮ َن‪ ،‬ﻳَـ ْﻨ ُﺠﻮ‪َ ،‬و َ‬
‫ع‪ ،‬أ ََﻣ َ‬
‫ﺻ َﻞ‪َ ،‬وَر َ‬
‫ﻮرا ﺑِﺎﻟﻄﱠ َﻤ ِﻊ‪.‬‬
‫ﺐ َر ُﺟﻼَ َﻣ ْﺸ ُﻬ ً‬
‫‪َ .1‬ﻛﺎ َن أَ ْﺷ َﻌ ُ‬
‫‪َ .2‬ﻛﺎ َن اﻟﻨﱠﺎس ﻳُـﻨَ ُ ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫ﺎدوﻧَﻪُ ﺑﺄَ ْﺷ َﻌ َ‬
‫ُ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴ ِ‬
‫ﺎن َﺟﺎ ُؤوا إِﻟ َْﻴ ِﻪ‪.‬‬
‫‪ .3‬إِ ﱠن ﺑَـ ْﻌ َ‬
‫ﺾ اﻟ ﱢ َ‬
‫‪ .4‬أَراد أَ ْﺷﻌﺐ أَ ْن ﻳـﺘ َﺨﻠﱠ ِ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴ ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ﺺ ﻣ َﻦ اﻟ ﱢ َ‬
‫َ َ َ ُ ََ َ‬
‫‪ .5‬إِ ﱠن ِﰲ ﺑـ ْﻴ ِ‬
‫اج‪.‬‬
‫ﺖ ﻓُﻼَ ٍن َﺣ ْﻔ َﻞ َزَو ٍ‬
‫َ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ ُن إﱃ ﻫﻨﺎك‪.‬‬
‫‪َ .6‬ﺟ َﺮي اﻟ ﱢ‬
‫ْﻒ اﻟ ﱢ ِ‬
‫ﺎن َْﳓﻮ اﻟْﺒـ ْﻴ ِ‬
‫ﺖ‪.‬‬
‫ﺐ َﺧﻠ َ‬
‫َﺳ َﺮ َ‬
‫‪ .7‬أ ْ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴَ َ َ‬
‫ع أَ ْﺷ َﻌ ُ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını‬‬
‫‪parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz.‬‬
‫)ﳝَْ َﺪﺣﻮ َن‪ ،‬ﻳـﺒ ُﻜﻮ َن‪ ،‬ﻳـﺮﻣﻮ َن‪ ،‬ﻗَﺎم‪ ،‬ﻗِﻠﱠﺔٌ‪ ،‬أَﻣﺎم‪ ،‬وﻗَ َ ِ‬
‫ﺎﻋﺔ (‬
‫ﺎش‪ ،‬اﻟ َﻘﻨَ َ‬
‫ُ َْ‬
‫ﻒ‪ ،‬ﻛﺬ ٌ‬
‫ْب‪َ ،‬ﻋ َ‬
‫َ‬
‫َُْ‬
‫ََ َ‬
‫ﻮرا ﺑِﺎﻟﻄﱠ َﻤ ِﻊ‪.‬‬
‫ﺐ َر ُﺟﻼَ َﻣ ْﺸ ُﻬ ً‬
‫‪َ .1‬ﻛﺎ َن أَ ْﺷ َﻌ ُ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫ﱠﺎس ﻳَـﻠُ ُ‬
‫ﻮﻣﻮ َن أَ ْﺷ َﻌ َ‬
‫‪َ .2‬ﻛﺎ َن اﻟﻨ ُ‬
‫‪94‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ
.‫ﺐ‬
‫ﻒ اﻟ ﱢ‬
ْ َ‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ ُن ﻳ‬
َ َ‫ َوﻗ‬.3
َ ‫ﻀ َﺤ ُﻜﻮ َن ﻣ ْﻦ أَ ْﺷ َﻌ‬
.ٌ‫ ﻟ ََﻌ ﱠﻞ اﻟﱠ ِﺬي ﻗُـﻠْﺘُﻪ َﳍُ ْﻢ ﺣﻘﻴﻘﺔ‬.4
ِ ‫ع أَ ْﺷﻌﺐ َﺧ ْﻠ َﻔ ُﻬﻢ َْﳓﻮ اﻟْﺒـ ْﻴ‬
.‫ﺖ‬
ْ ‫ أ‬.5
َ َ ْ
ُ َ َ ‫َﺳ َﺮ‬
ِ
.‫ﻳﺄﻛﻼن ِﻣ ْﻦ ﻗِ ْﺪ ٍر‬
‫واﻣ َﺮأﺗُﻪ ﻣ ﱠﺮًة‬
ْ ‫ﻌﺐ‬
ُ ‫ﺲ أَ ْﺷ‬
َ َ‫ َﺟﻠ‬.6
.‫ﺎم ﻟ َْﻮﻻَ َﻛﺜْـ َﺮةُ اﳉُ ْﻤ ُﻬﻮِر‬
َ ‫ َﻣﺎ أَﻟَ ﱠﺬ اﻟﻄﱠ َﻌ‬.7
DİL BİLGİSİ
İLLETLİ FİİLLER
Aslî harflerinden bir veya ikisi illet harfi olan fiile mu‘tel (illet harfli) fiil
denir. Bu illet harfleri de elif, vâv ve yâ'dır .(‫ ي‬،‫ و‬،‫ َو َﺟ َﺪ )ا‬buldu, ‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬dedi, ‫َرَﻣﻰ‬
attı, ‫وﻗَﻰ‬korudu
fiilleri
gibi.
Bunlar
da
illet
harfinin
türü
ve
bulunduğu
yere
َ
göre dörde ayrılır:
1. Misâl fiil.
2. Ecvef fiil.
3. Nâkıs fiil.
4. Lefîf fiil.
1. Misâl Fiil
Misâl fiil, aslî harflerinden ilki vâv ya da yâ harfi olan fiildir. Bu tür fiillerde
vâv ile başlayanlar çoğunluktadır. Vâv ile başlayanlara misâl-i vâvî, yâ ile
başlayanlara da misâl-i yâî denir.
‫ﻒ‬
َ ‫ َوِر‬mirasçı oldu,
َ َ‫ َوﻗ‬durdu, ‫ﺐ‬
َ ‫ َو َﻫ‬bağışladı, ‫ث‬
ِ
ِ
‫ﺲ‬
َ ‫ ﻳَِﻘ‬uyandı,
َ ‫ ﻳَﺌ‬ümitsiz oldu, ‫ﺲ‬
َ ‫ ﻳَﺒ‬kurudu, ‫ﻆ‬
‫ َو َﻋ َﺪ‬söz verdi
‫ﺴ َﺮ‬
ُ َ‫ﻳ‬kolay oldu
2. Ecvef Fiil
Ecvef fiil, aslî harflerinden ikincisi illet harfi olan fiildir. Bu ortadaki harf de
ya “vâv” (‫ )و‬ya da “yâ” (‫)ي‬harfidir. Misâl fiilde olduğu gibi ecvef fiilde de
orta harfi vâv olana ecvef-i vâvî, yâ olana da ecvef-i yâî denir. Ecvef fiilin
vâvlı mı yoksa yâlı mı olduğu muzârisinden ve mastarından anlaşılır. – ‫ﺎل‬
َ َ‫ﻗ‬
ِ
‫ﺒ‬
‫ﻳ‬
–
‫ﺎع‬
‫ﺑ‬
şeklindekiler
ise
yâlı
‫ﻮل – ﻗَـ ْﻮ ٌل‬
ُ ‫ ﻳَـ ُﻘ‬şeklinde olanlar vâvlı iken, ‫ ﺑَـ ْﻴ ٌﻊ‬- ‫ﻴﻊ‬
ُ َ ََ
ecveftir. Ancak ‫ف‬
ُ َ‫ﺎل – ﻳَـﻨ‬
َ َ‫ ﻧ‬elde etti
ٌ ‫ َﺧ ْﻮ‬- ‫ﺎف‬
ُ َ‫ﺎف – َﳜ‬
َ ‫ َﺧ‬korktu ve ‫ ﻧَـ ْﻴ ٌﻞ‬- ‫ﺎل‬
ِ َ‫ ﻓ‬sıygasında gelen
‫ﻌ‬
‫ﻔ‬
‫ـ‬
‫ﻳ‬
–
‫ﻞ‬
‫ﻌ‬
örneklerinde olduğu gibi mâzî ve muzârisi ‫ﻞ‬
ْ
َُ َ
َ
fiillerde vâv'lı mı yoksa yâ'lı mı olduğu muzârisinden değil, mastarından
anlaşılır. Ancak aslı vâv ya da yâ olan bu illet harfleri mâzî fiilde elif ( ‫) ا‬
olarak yazılır.
95
‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬dedi, ‫ َز َار‬ziyaret etti, ‫ﺎت‬
َ ‫ َﻣ‬öldü,
‫ﺎع‬
َ َ‫ ﺑ‬sattı,
‫ َﺳ َﺎر‬yürüdü,
‫ﺎف‬
َ ‫ َﺧ‬korktu
‫ﺎل‬
َ ‫ َﺳ‬aktı , ‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻧ‬elde etti
Ecvef fiiller orta harfi hemze olan mehmûz fiillerle karıştırılmamalıdır.
sordu fiili mehmûzken, ‫ﺎل‬
َ ‫ َﺳ‬aktı fiili ecveftir.
‫َﺳﺄ ََل‬
3. Nâkıs Fiil
Nâkıs fiil, aslî harflerinden sonuncusu illet harfi olan fiildir.
‫ َد َﻋﺎ‬dua etti, çağırdı, ‫ َﻋ َﻔﺎ‬affetti, ‫ َﺷ َﻜﺎ‬şikayet etti,
‫ َرَﻣﻰ‬attı,
‫ َﳒَﺎ‬kurtuldu
‫ َﺷ َﻔﻰ‬şifa verdi,
ِ ‫ ر‬razı oldu,
‫ﺿ َﻲ‬
َ
‫ﺑَـ َﲎ‬bina etti, ‫ ﺑَ َﻜﻰ‬ağladı
‫ ﻟ َِﻘ َﻲ‬karşılaştı, ‫ﻧَ ِﺴ َﻲ‬unuttu, ‫ َﺧ ِﻔ َﻲ‬gizli oldu
4. Lefîf Fiil
Lefîf fiil, aslî harflerinden iki tanesi illet harfi olan fiildir. Bu illet harflerinin
bulunduğu yere göre de lefîf fiil, lefîf-i makrûn (illet harfleri bitişik lefîf)
ve lefîf-i mefrûk (illet harfleri ayrı lefîf) olmak üzere ikiye ayrılır.
a. Lefîf-i Makrûn
İllet harflerinin birisi fiilin ortasında, diğeri de sonunda ise buna lefîf-i
makrûn denir.
‫ ﻧَـ َﻮى‬niyet etti, ‫ َرَوى‬rivâyet etti, ‫ ﻃََﻮى‬katladı,
‫ َﻛ َﻮى‬ütüledi
b. Lefîf-i Mefrûk
İllet harflerinin birisi fiilin başında diğeri de sonunda ise buna da lefîf-i
mefrûk denir.
‫ َوﻗَﻰ‬korudu, ‫ َو َﰱ‬sözünü tuttu,
hükmetti, sorumlu oldu
‫ َو َﻋﻰ‬aklında tuttu, ezberledi,
İLLETLİ FİİLLERİN ÇEKİMİ
1. Misâl Fiil
Mâzî
Misâl fiilin mâzîleri, sâlim fiil gibi çekilir.
96
‫ َوِ َﱄ‬izledi,
Vâv'lı Misâl Fiil
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(İkil)
(Tekil)
‫َو َﻋ ُﺪوا‬
‫َو َﻋ َﺪا‬
‫َو َﻋ َﺪ‬
‫َو َﻋ ْﺪ َن‬
‫َو َﻋ َﺪﺗَﺎ‬
‫ت‬
ْ ‫َو َﻋ َﺪ‬
‫َو َﻋ ْﺪ ُْﰎ‬
‫َو َﻋ ْﺪﲤَُﺎ‬
‫ت‬
َ ‫َو َﻋ ْﺪ‬
‫َو َﻋ ْﺪﺗُ ﱠﻦ‬
‫َو َﻋ ْﺪﲤَُﺎ‬
ِ ‫و َﻋ ْﺪ‬
‫ت‬
َ
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ (Çoğul)
‫َو َﻋ ْﺪﻧَﺎ‬
‫ت‬
ُ ‫َو َﻋ ْﺪ‬
Söz verdi : ‫َو َﻋ َﺪ‬
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Muzâri
Vâv'lı Misâl Fiil
Vâv ile başlayan misâl fiilerin muzârileri elde edilirken genelde ilk harf
düşer. ‫ َو َﻋ َﺪ – ﻳَ ِﻌ ُﺪ‬, ‫ﻀ ُﻊ‬
ُ ‫ث – ﻳَ ِﺮ‬
َ ‫ َوِر‬gibi. Sadece ‫َو ِﺟ َﻞ – ﻳَـ ْﻮ َﺟ ُﻞ‬
َ َ‫ﺿ َﻊ – ﻳ‬
َ ‫ َو‬koydu ve ‫ث‬
korktu ve ‫ ﻳَـ ْﻮﻗُـ ُﺮ‬- ‫ َوﻗُـ َﺮ‬vakarlı oldu örneklerinde olduğu gibi ‫ﻓَ ِﻌ َﻞ – ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬ ve - ‫ﻓَـﻌُ َﻞ‬
‫ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬ sıygalarında gelen fiillerin muzârisinde vâv harfi genelde sabit kalır. Bu
durumda misâl fiilin muzârisi, sâlim fiil gibi çekilir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻳَ ِﻌ ُﺪو َن‬
ِ ‫ﻳ ِﻌ َﺪ‬
‫ان‬
َ
‫ﻳَ ِﻌ ُﺪ‬
‫ﻳَ ِﻌ ْﺪ َن‬
ِ ‫ﺗَ ِﻌ َﺪ‬
‫ان‬
‫ﺗَ ِﻌ ُﺪ‬
‫ﺗَ ِﻌ ُﺪو َن‬
ِ ‫ﺗَ ِﻌ َﺪ‬
‫ان‬
‫ﺗَ ِﻌ ُﺪ‬
97
Söz veriyor / : ‫ﻳَ ِﻌ ُﺪ‬
verir / verecek
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﺗَ ِﻌ ْﺪ َن‬
ِ ‫ﺗَ ِﻌ َﺪ‬
‫ان‬
ِِ
‫ﻳﻦ‬
َ ‫ﺗَﻌﺪ‬
ِ‫أ‬
‫َﻋ ُﺪ‬
‫ﻧَ ِﻌ ُﺪ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Yâ'lı Misâl Fiil
Bu tür fiillerin muzârileri de, mâzîleri gibi sâlim fiil gibi çekilir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﺴ ُﺮو َن‬
ُ ‫ﻳَـ ْﻴ‬
ِ ‫ﻳـ ْﻴﺴﺮ‬
‫ان‬
َُ َ
‫ﺴ ُﺮ‬
ُ ‫ﻳَـ ْﻴ‬
‫ﺴ ْﺮ َن‬
ُ ‫ﻳَـ ْﻴ‬
ِ ‫ﺗَـ ْﻴﺴﺮ‬
‫ان‬
َُ
‫ﺴ ُﺮ‬
ُ ‫ﺗَـ ْﻴ‬
‫ﺴ ُﺮو َن‬
ُ ‫ﺗَـ ْﻴ‬
ِ ‫ﺗَـ ْﻴﺴﺮ‬
‫ان‬
َُ
‫ﺴ ُﺮ‬
ُ ‫ﺗَـ ْﻴ‬
‫ﺴ ْﺮ َن‬
ُ ‫ﺗَـ ْﻴ‬
ِ ‫ﺗَـ ْﻴﺴﺮ‬
‫ان‬
َُ
‫ﻳﻦ‬
َ ‫ﺴ ِﺮ‬
ُ ‫ﺗَـ ْﻴ‬
‫ﺴ ُﺮ‬
ُ ‫ﻧَـ ْﻴ‬
‫ﺴ ُﺮ‬
ُ ْ‫أَﻳ‬
Kolay oluyor / : ‫ﺴ ُﺮ‬
ُ ‫ﻳَـ ْﻴ‬
olur / olacak
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Emir
Emir fiili, muzârinin muhatab ve muhataba sıygalarından elde edilir. Şu
yollar takip edilir:
Önce muzârinin başındaki muzârilik harfi olan tâ (‫ )ت‬atılır ve sonu
cezimli yapılır:
‫ِﻋ ْﺪ‬

‫ِﻋ ُﺪ‬

‫ﺗَ ِﻌ ُﺪ‬
Emirde müfred muhatabın sonu cezim olurken, cemi muhataba mebnî
olduğu için sonu aynen kalır, geri kalanlarda ise cezim alâmeti olarak
sonlarındaki nûn harfleri düşer.
98
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ (Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ِﻋ ُﺪوا‬
‫ِﻋ َﺪا‬
‫ِﻋ ْﺪ‬
‫ِﻋ ْﺪ َن‬
‫ِﻋ َﺪا‬
‫ِﻋ ِﺪي‬
Vâv’lı misâl fiillerin emirlerinin çekiminde,
gelenler hariç vâvlar düşer.
Söz ver : ‫ِﻋ ْﺪ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﻓَ ِﻌ َﻞ – ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬ ve ‫ ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬- ‫ﻓَـﻌُ َﻞ‬ sıygalarında
ِ
Yukarıdaki tabloya uygun olarak siz de ‫ﻒ‬
َ َ‫ َوﻗ‬durdu ve ‫ﺲ‬
َ ‫ ﻳَﺌ‬ümitsiz oldu fiillerinin
başlarına‫ أَﻧَﺎ‬, ‫ﺖ‬
َ ْ‫ أَﻧ‬ve ‫ َْﳓ ُﻦ‬zamirlerini getirerek mâzî çekimlerini yapınız.
2. Ecvef Fiil
Mâzî
İster vâv'lı olsun ister yâ'lı, mâzî çekiminde, harekeli merfû muttasıl
zamirlere bitiştiklerinde ecvef fiillerin ortasındaki illet harfi düşer. Bunlar da
nun-u nisveye bitişen ve ondan sonra gelen sıygalardır. ‫ْﻦ‬
َ ‫ ﻗُـﻠ‬gibi.
َ ‫ ﻗُـﻠ‬, ‫ْﺖ‬
Vâv’lı Ecvef Fiil
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻗَﺎﻟُﻮا‬
َ‫ﻗَﺎﻻ‬
‫ﺎل‬
َ َ‫ﻗ‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
Dedi, söyledi : ‫ﺎل‬
َ َ‫ﻗ‬
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ْﻦ‬
َ ‫ﻗُـﻠ‬
‫ﻗَﺎﻟَﺘَﺎ‬
‫َﺖ‬
ْ ‫ﻗَﺎﻟ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
‫ﻗُـﻠْﺘُ ْﻢ‬
‫ﻗُـﻠْﺘُ َﻤﺎ‬
‫ْﺖ‬
َ ‫ﻗُـﻠ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ْﱳ‬
‫ﻗُـﻠ ُﱠ‬
‫ﻗُـﻠْﺘُ َﻤﺎ‬
ِ ‫ﻗُـﻠ‬
‫ْﺖ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﻗُـﻠْﻨَﺎ‬
‫ْﺖ‬
ُ ‫ﻗُـﻠ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
99
Yâ’lı Ecvef Fiil
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﺑَﺎﻋُﻮا‬
‫ﺎﻋﺎ‬
َ َ‫ﺑ‬
‫ﺎع‬
َ َ‫ﺑ‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
Sattı : ‫ﺎع‬
َ َ‫ﺑ‬
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ﺑِ ْﻌ َﻦ‬
‫ﺎﻋﺘَﺎ‬
َ َ‫ﺑ‬
‫ﺖ‬
ْ ‫ﺎﻋ‬
َ َ‫ﺑ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
‫ﺑِ ْﻌﺘُ ْﻢ‬
‫ﺑِ ْﻌﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺖ‬
َ ‫ﺑِ ْﻌ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﱳ‬
‫ﺑِ ْﻌ ُﱠ‬
‫ﺑِ ْﻌﺘُ َﻤﺎ‬
ِ ‫ﺑِ ْﻌ‬
‫ﺖ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﺑِ ْﻌﻨَﺎ‬
‫ﺖ‬
ُ ‫ﺑِ ْﻌ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
‫ﺎف‬
َ ‫ َﺧ‬Fiilinin Mâzî Çekimi
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫َﺧﺎﻓُﻮا‬
‫َﺧﺎﻓَﺎ‬
‫ﺎف‬
َ ‫َﺧ‬
Korktu : ‫َﺧﺎف‬
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ِﺧ ْﻔ َﻦ‬
‫َﺧﺎﻓَـﺘَﺎ‬
‫ﺖ‬
ْ َ‫َﺧﺎﻓ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
‫ِﺧ ْﻔﺘُ ْﻢ‬
‫ِﺧ ْﻔﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺖ‬
َ ‫ِﺧ ْﻔ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﱳ‬
‫ِﺧ ْﻔ ُﱠ‬
‫ِﺧ ْﻔﺘُ َﻤﺎ‬
ِ ‫ِﺧ ْﻔ‬
‫ﺖ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ِﺧ ْﻔﻨَﺎ‬
‫ﺖ‬
ُ ‫ِﺧ ْﻔ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
100
Muzâri
Ecvef fiilin muzârisinde ortadaki illet harfi aslına dönüşür. ‫ﻮل‬
ُ ‫ﺎل – ﻳَـ ُﻘ‬
َ َ‫ ﻗ‬gibi.
Ancak ‫ﺎف‬
ُ َ‫ﺎف – َﳜ‬
َ ‫ َﺧ‬örneğinde olduğu gibi, ‫ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬-‫ ﻓَ ِﻌ َﻞ‬sıygasında olanlar bu
kuralın dışındadır. Bunların muzârisinde illet harfi aslına dönüşmez. Ayrıca
ecvef fiillere nûn-u nisve bitiştiğinde ise hepsinde de illet harfi düşer. ‫ْﻦ‬
َ ‫ﻳَـ ُﻘﻠ‬
gibi.
Vâv’lı Ecvef Fiil
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻳَـ ُﻘﻮﻟُﻮ َن‬
‫ﻳَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ﻮل‬
ُ ‫ﻳَـ ُﻘ‬
Diyor / der / : ‫ﻮل‬
ُ ‫ﻳَـ ُﻘ‬
diyecek – söylüyor,
söyler, söyleyecek
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ْﻦ‬
َ ‫ﻳَـ ُﻘﻠ‬
‫ﻮل‬
ُ ‫ﺗَـ ُﻘ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻟُﻮ َن‬
‫ﻮل‬
ُ ‫ﺗَـ ُﻘ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ْﻦ‬
َ ‫ﺗَـ ُﻘﻠ‬
ِ
‫ﲔ‬
َ ‫ﺗَـ ُﻘﻮﻟ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﻮل‬
ُ ُ‫أَﻗ‬
‫ﻮل‬
ُ ‫ﻧَـ ُﻘ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Yâ’lı Ecvef Fiil
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻳَﺒِﻴﻌُﻮ َن‬
ِ ‫ﻳﺒِﻴﻌ‬
‫ﺎن‬
َ َ
‫ﻴﻊ‬
ُ ِ‫ﻳَﺒ‬
Satıyor, satar, : ‫ﻴﻊ‬
ُ ِ‫ﻳَﺒ‬
satacak
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ﻳَﺒِ ْﻌ َﻦ‬
ِ ‫ﺗَﺒِﻴﻌ‬
‫ﺎن‬
َ
‫ﻴﻊ‬
ُ ِ‫ﺗَﺒ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
101
ِ ‫ﺗَﺒِﻴﻌ‬
‫ﺎن‬
َ
‫ﺗَﺒِﻴﻌُﻮ َن‬
‫ﻴﻊ‬
ُ ِ‫ﺗَﺒ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ ‫ﺗَﺒِﻴﻌ‬
‫ﺎن‬
َ
‫ﺗَﺒِ ْﻌ َﻦ‬
ِ
‫ﲔ‬
َ ‫ﺗَﺒِﻴﻌ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﻴﻊ‬
ُ ِ‫ﻧَﺒ‬
‫ﻴﻊ‬
ُ ِ‫أَﺑ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
‫ﺎف‬
َ ‫ َﺧ‬Fiilinin Muzâri Çekimi
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ (Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫َﳜَﺎﻓُﻮ َن‬
ِ َ‫َﳜَﺎﻓ‬
‫ﺎن‬
‫ﺎف‬
ُ َ‫َﳜ‬
Korkuyor, : ‫ﺎف‬
ُ َ‫َﳜ‬
korkar, korkacak
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
ِ َ‫َﲣَﺎﻓ‬
‫ﺎن‬
‫َﳜَْﻔ َﻦ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
‫ﺎف‬
ُ َ‫َﲣ‬
3. Şahıs Dişi
ِ َ‫َﲣَﺎﻓ‬
‫ﺎن‬
‫َﲣَﺎﻓُﻮ َن‬
‫ﺎف‬
ُ َ‫َﲣ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ َ‫َﲣَﺎﻓ‬
‫ﺎن‬
‫َﲣَْﻔ َﻦ‬
ِ َ‫َﲣَﺎﻓ‬
‫ﺎن‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﺎف‬
ُ َ‫َﳔ‬
‫ﺎف‬
ُ ‫َﺧ‬
َ‫أ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Emir
Ecvef fiillerin emirleri elde edilirken şu yol takip edilir:
‫ﻗُ ْﻞ‬

‫ﻮل‬
ُ ُ‫ﻗ‬
 ‫ﺗَـ ُﻘ ُﻮل‬
Cezim alâmeti, müfred muhatab ve cemi muhataba sıygalarında illet harfinin
gibi ), diğer sıygalarda ise sondaki nûn’ların
düşmesi (‫ْﻦ‬
َ ‫ ﻗُـﻠ‬ve ‫ﻗُ ْﻞ‬
düşmesidir.
102
Vâv’lı Ecvef Fiil
Mâzî ve muzârisi ‫ﻮل‬
ُ ‫ﺎل – ﻳَـ ُﻘ‬
َ َ‫ ﻗ‬şeklinde gelen fiillerin emrinde ilk harfin harekesi
ötre olur. ‫ ﻗُ ْﻞ‬gibi.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻗُﻮﻟُﻮا‬
َ‫ﻗُﻮﻻ‬
‫ﻗُ ْﻞ‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ De, söyle :‫ﻗُ ْﻞ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ْﻦ‬
َ ‫ﻗُـﻠ‬
َ‫ﻗُﻮﻻ‬
‫ﻗُ ِﻮﱄ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Yâ’lı Ecvef Fiil
Mâzî ve muzârisi ‫ﻴﻊ‬
َ َ‫ ﺑ‬şeklinde gelen fiillerin emrinde ilk harfin harekesi
ُ ِ‫ﺎع – ﻳَﺒ‬
esre olur. ‫ ﺑِ ْﻊ‬gibi.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﺑِﻴﻌُﻮا‬
‫ﺑِ َﻴﻌﺎ‬
‫ﺑِ ْﻊ‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ Sat :‫ﺑِ ْﻊ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﺑِ ْﻌ َﻦ‬
‫ﺑِ َﻴﻌﺎ‬
‫ﺑِ ِﻴﻌﻲ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﺎف‬
َ ‫ َﺧ‬Fiilinin Emir Çekimi
Mâzî ve muzârisi ‫ﺎف‬
ُ َ‫ﺎف – َﳜ‬
َ ‫ َﺧ‬şeklinde gelen fiillerin emrinde ilk harfin
‫ﺧ‬
gibi.
harekesi üstün olur. ‫ﻒ‬
ْ َ
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫َﺧﺎﻓُﻮا‬
‫َﺧﺎﻓَﺎ‬
‫ﻒ‬
ْ ‫َﺧ‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ Kork :‫ﻒ‬
ْ ‫َﺧ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫َﺧ ْﻔ َﻦ‬
‫َﺧﺎﻓَﺎ‬
‫َﺧ ِﺎﰲ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
103
Yukarıdaki tabloya uygun olarak siz de ‫ﺎم‬
َ َ‫ ﻗ‬kalktı ve ‫ َﺳ َﺎر‬yürüdü fiillerinin
ve ‫ ُﻫ ْﻢ‬zamirleriyle birlikte muzârî çekimlerini yapınız.
‫ ُﻫ َﻮ‬, ‫ُﳘَﺎ‬
3. Nâkıs Fiil
Nâkıs fiillerin çekiminde, illet harfinden önce fetha varsa 3. erkek şahsın
çoğulu söylenirken vâv harfi sâkin (harekesiz) gelir.‫ َرَﻣﻰ – َرَﻣ ْﻮا‬ , ‫ َد َﻋ ْﻮا‬- ‫ َد َﻋﺎ‬ gibi.
Ancak mâzînin müfred gâib sıygasında illet harfinden önce kesra varsa vâv,
ِ ‫ ر‬gibi. Aynı durum emir ve muzâride
harf-i med şeklinde bulunur. ‫ﺿﻮا‬
ُ ‫ﺿ َﻲ – َر‬
َِ
ِ
ِ
de geçerlidir. Emirde ‫ اِ ْرُﻣﻮا‬- ‫ اِ ْرِم‬ve ‫ﺿ ْﻮا‬
‫ر‬
َ ْ‫ ا‬- ‫ض‬
َ ‫ ا ْر‬şeklinde, muzâride ise - ‫ﻳَـ ْﺮﻣﻲ‬
‫ ﻳَـ ْﺮُﻣﻮ َن‬ve ‫ﺿ ْﻮ َن‬
َ ‫ ﻳَـ ْﺮ‬- ‫ﺿﻰ‬
َ ‫ ﻳَـ ْﺮ‬şeklinde olur.
Mâzî
Cemi
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ (Çoğul)
‫َد َﻋ ْﻮا‬
Müsennâ
Müfred
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(İkil)
(Tekil)
‫َد َﻋ َﻮا‬
‫َد َﻋﺎ‬
Dua etti, davet :‫َد َﻋﺎ‬
etti
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫َد َﻋ ْﻮ َن‬
‫َد َﻋﺘَﺎ‬
‫ﺖ‬
ْ ‫َد َﻋ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
‫َد َﻋ ْﻮﲤَُﺎ‬
‫َد َﻋ ْﻮ ُْﰎ‬
‫ت‬
َ ‫َد َﻋ ْﻮ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫َد َﻋ ْﻮﲤَُﺎ‬
‫َد َﻋ ْﻮﺗُ ﱠﻦ‬
ِ ‫َد َﻋﻮ‬
‫ت‬
ْ
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫َد َﻋ ْﻮﻧَﺎ‬
‫ت‬
ُ ‫َد َﻋ ْﻮ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Cemi
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ (Çoğul)
‫َرَﻣ ْﻮا‬
Müsennâ
Müfred
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(İkil)
(Tekil)
‫َرَﻣﻴَﺎ‬
‫َرَﻣﻰ‬
Attı :‫َرَﻣﻰ‬
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ﲔ‬
َْ ‫َرَﻣ‬
‫َرَﻣﺘَﺎ‬
‫ﺖ‬
ْ ‫َرَﻣ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
104
‫َرَﻣ ْﻴﺘُ ْﻢ‬
‫َرَﻣ ْﻴﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺖ‬
َ ‫َرَﻣ ْﻴ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﱳ‬
‫َرَﻣ ْﻴ ُﱠ‬
‫َرَﻣ ْﻴﺘُ َﻤﺎ‬
ِ ‫رﻣ ْﻴ‬
‫ﺖ‬
ََ
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫َرَﻣ ْﻴـﻨَﺎ‬
‫ﺖ‬
ُ ‫َرَﻣ ْﻴ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Cemi
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ (Çoğul)
‫ﺿﻮا‬
ُ ‫َر‬
ِ‫ر‬
‫ﲔ‬
َ‫ﺿ‬
َ
Müsennâ
Müfred
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(İkil)
(Tekil)
ِ‫ر‬
‫ﺿﻴَﺎ‬
َ
ِ‫ر‬
‫ﺿ َﻲ‬
َ
ِ‫ر‬
‫ﺿﻴَﺘَﺎ‬
َ
ِ‫ر‬
‫ﺖ‬
ْ َ‫ﺿﻴ‬
َ
ِ‫ر‬
Razı oldu :‫ﺿ َﻲ‬
َ
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
ِ‫ر‬
‫ﺿﻴﺘُ ْﻢ‬
َ
ِ‫ر‬
‫ﺿﻴﺘُ َﻤﺎ‬
َ
ِ‫ر‬
‫ﻴﺖ‬
َ ‫ﺿ‬
َ
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ‫ر‬
‫ﻴﱳ‬
‫ﺿ ُﱠ‬
َ
ِ‫ر‬
‫ﺿﻴﺘُ َﻤﺎ‬
َ
ِ‫ر‬
ِ ‫ﺿ‬
‫ﻴﺖ‬
َ
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
ِ‫ر‬
‫ﺿﻴﻨَﺎ‬
َ
ِ‫ر‬
‫ﻴﺖ‬
ُ ‫ﺿ‬
َ
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
‫ َد َﻋﺎ‬fiilinde olduğu gibi, nâkıs fiilin mâzîsinin son harfi uzun elif şeklindeyse,
onun aslı vâv demektir ve bu harf fiilin çekiminde ortaya çıkar. ‫َد َﻋﺎ – َد َﻋ َﻮا‬
örneğinde olduğu gibi.
Muzâri
Cemi
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ (Çoğul)
‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ َن‬
Müsennâ
Müfred
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(İkil)
(Tekil)
ِ ‫ﻳ ْﺪﻋُﻮ‬
‫ان‬
َ َ
‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ‬
Dua ediyor / :‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ‬
eder / edecek
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
105
‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔُ ‪Gâibe /‬‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ ِ‬
‫ان‬
‫َ‬
‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ َن‬
‫‪3. Şahıs Dişi‬‬
‫ﺐ ‪Muhatab /‬‬
‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃَ ُ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ ِ‬
‫ان‬
‫َ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ َن‬
‫‪2. Şahıs Erkek‬‬
‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔُ ْ◌ ‪Muhataba /‬‬
‫اﻟ ُْﻤ َ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋ َ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ ِ‬
‫ان‬
‫َ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ َن‬
‫‪2. Şahıs Dişi‬‬
‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ ‪Mütekellim /‬‬
‫اﻟ ُ‬
‫أَ ْدﻋُﻮ‬
‫ﻧَ ْﺪﻋُﻮ‬
‫‪1. Şahıs Ortak‬‬
‫ﻳَـ ْﺮِﻣﻲ‪Atıyor / atar / :‬‬
‫‪atacak‬‬
‫ِ‬
‫ﺐ ‪Gâib /‬‬
‫اﻟْﻐَﺎﺋ ُ‬
‫‪Müfred‬‬
‫‪Müsennâ‬‬
‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
‫‪ ‬اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬
‫)‪(Tekil‬‬
‫)‪(İkil‬‬
‫ﻳَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫ﻳـﺮِﻣﻴ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َْ َ‬
‫‪Cemi‬‬
‫‪ ‬ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬
‫)‪(Çoğul‬‬
‫ﻳَـ ْﺮُﻣﻮ َن‬
‫‪3. Şahıs Erkek‬‬
‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔُ ‪Gâibe /‬‬
‫ﺗَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﻳَـ ْﺮﻣ َ‬
‫ﺗَـﺮِﻣﻴ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َْ‬
‫‪3. Şahıs Dişi‬‬
‫ﺐ ‪Muhatab /‬‬
‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃَ ُ‬
‫ﺗَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫ﺗَـﺮِﻣﻴ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َْ‬
‫ﺗَـ ْﺮُﻣﻮ َن‬
‫‪2. Şahıs Erkek‬‬
‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔُ ْ◌ ‪Muhataba /‬‬
‫اﻟ ُْﻤ َ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَـ ْﺮﻣ َ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَـ ْﺮﻣ َ‬
‫ﺗَـﺮِﻣﻴ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َْ‬
‫‪2. Şahıs Dişi‬‬
‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ ‪Mütekellim /‬‬
‫اﻟ ُ‬
‫ﻧَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫أ َْرِﻣﻲ‬
‫‪1. Şahıs Ortak‬‬
‫ﺿﻰ‪Razı uyor / olur :‬‬
‫ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫‪/ olacak‬‬
‫ِ‬
‫ﺐ ‪Gâib /‬‬
‫اﻟْﻐَﺎﺋ ُ‬
‫‪Müfred‬‬
‫‪Müsennâ‬‬
‫‪Cemi‬‬
‫)‪(Tekil‬‬
‫)‪(İkil‬‬
‫)‪(Çoğul‬‬
‫ﺿﻰ‬
‫ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫ﺿﻴ ِ‬
‫ﺎن‬
‫ﻳَـ ْﺮ َ َ‬
‫ﺿ ْﻮ َن‬
‫ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
‫‪ ‬اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬
‫‪ ‬ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬
‫‪3. Şahıs Erkek‬‬
‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔُ ‪Gâibe /‬‬
‫ﺿﻰ‬
‫ﺗَـ ْﺮ َ‬
‫ﺿﻴ ِ‬
‫ﺎن‬
‫ﺗَـ ْﺮ َ َ‬
‫ﲔ‬
‫ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫ﺿ َْ‬
‫‪3. Şahıs Dişi‬‬
‫‪106‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫ﺿﻴ‬
‫ﺎن‬
َ َ ‫ﺗَـ ْﺮ‬
‫ﺿ ْﻮ َن‬
َ ‫ﺗَـ ْﺮ‬
‫ﺿﻰ‬
َ ‫ﺗَـ ْﺮ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ ‫ﺿﻴ‬
‫ﺎن‬
َ َ ‫ﺗَـ ْﺮ‬
‫ﲔ‬
َ ‫ﺗَـ ْﺮ‬
َْ ‫ﺿ‬
‫ﲔ‬
َ ‫ﺗَـ ْﺮ‬
َْ ‫ﺿ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﺿﻰ‬
َ ‫ﻧَـ ْﺮ‬
‫ﺿﻰ‬
َ ‫أ َْر‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Emir
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫أُ ْدﻋُﻮا‬
‫أُ ْدﻋُ َﻮا‬
ُ‫اُ ْدع‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ Dua et, davet et :ُ‫اُ ْدع‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫أ ْدﻋُﻮ َن‬
‫أُ ْدﻋُ َﻮا‬
‫أُ ْد ِﻋﻲ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ (Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫اِ ْرُﻣﻮا‬
‫اِ ْرِﻣﻴَﺎ‬
‫اِ ْرِم‬
At :‫اِ ْرِم‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِِ
‫ﲔ‬
َ ‫ا ْرﻣ‬
‫اِ ْرِﻣﻴَﺎ‬
‫اِ ْرِﻣﻲ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ (Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
ِ
‫ﺿ ْﻮا‬
َ ‫ا ْر‬
ِ
‫ﺿﻴَﺎ‬
َ ‫ا ْر‬
ِ
‫ض‬
َ ‫ا ْر‬
ِ
Razı ol :‫ض‬
َ ‫ا ْر‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ
‫ﲔ‬
َ ‫ا ْر‬
َْ ‫ﺿ‬
ِ
‫ﺿﻴَﺎ‬
َ ‫ا ْر‬
107
ِ
‫ﺿ ْﻲ‬
َ ‫ا ْر‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Yukarıdaki tabloya uygun olarak siz de ◌ُ - ‫ﺟﺎ‬
َ ‫ َر‬umdu,
◌َ – ‫ﻧَ ِﺴ َﻲ‬unuttu fiillerinin mâzî çekimlerini ‫ ِﻫ َﻲ‬, ‫ ُﳘَﺎ‬ve
yapınız.
◌ِ - ‫ َﻛ َﻔﻰ‬yeterli oldu ve
‫ ُﻫ ﱠﻦ‬zamirleriyle birlikte
4. Lefîf Fiil
Mâzî
Lefîf fiilin mâzî çekimi nâkıs fiillerle aynıdır.
Lefîf-i Makrûn
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻧَـ َﻮْوا‬
‫ﻧَـ َﻮﻳَﺎ‬
‫ﻧَـ َﻮى‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
Niyet etti :‫ﻧَـ َﻮى‬
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ﻧَـ َﻮﻳْ َﻦ‬
‫ﻧَـ َﻮﺗَﺎ‬
‫ت‬
ْ ‫ﻧَـ َﻮ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
‫ﻧَـ َﻮﻳْـﺘُ ْﻢ‬
‫ﻧَـ َﻮﻳْـﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺖ‬
َ ْ‫ﻧَـ َﻮﻳ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﱳ‬
‫ﻧَـ َﻮﻳْـ ُﱠ‬
‫ﻧَـ َﻮﻳْـﺘُ َﻤﺎ‬
ِ ْ‫ﻧَـﻮﻳ‬
‫ﺖ‬
َ
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﻧَـ َﻮﻳْـﻨَﺎ‬
‫ﺖ‬
ُ ْ‫ﻧَـ َﻮﻳ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Lefîf-i Mefrûk
Cemi
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ (Çoğul)
‫َوﻗَـ ْﻮا‬
Müsennâ
Müfred
‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
(İkil)
(Tekil)
‫َوﻗَـﻴَﺎ‬
‫َوﻗَﻰ‬
Korudu :‫َوﻗَﻰ‬
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
‫ﲔ‬
َْ ‫َوﻗَـ‬
‫َوﻗَـﺘَﺎ‬
‫ﺖ‬
ْ َ‫َوﻗ‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
108
‫َوﻗَـ ْﻴﺘُ ْﻢ‬
‫َوﻗَـ ْﻴﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺖ‬
َ ‫َوﻗَـ ْﻴ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
‫ﱳ‬
‫َوﻗَـ ْﻴ ُﱠ‬
‫َوﻗَـ ْﻴﺘُ َﻤﺎ‬
ِ ‫وﻗَـ ْﻴ‬
‫ﺖ‬
َ
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫َوﻗَـ ْﻴـﻨَﺎ‬
‫ﺖ‬
ُ ‫َوﻗَـ ْﻴ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Muzâri
Lefîf fiilin muzâri çekimi de nâkıs fiil gibidir.
Lefîf-i Makrûn
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻳَـ ْﻨـ ُﻮو َن‬
ِ ‫ﻳـ ْﻨ ِﻮﻳ‬
‫ﺎن‬
َ َ
‫ﻳَـ ْﻨ ِﻮي‬
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬
Niyet ediyor / :‫ﻳَـ ْﻨ ِﻮي‬
eder / edecek
ِ
Gâib / ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟْﻐَﺎﺋ‬
3. Şahıs Erkek
ِ ‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮﻳ‬
‫ﺎن‬
َ
‫ﻳﻦ‬
َ ‫ﻳَـ ْﻨ ِﻮ‬
‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮي‬
Gâibe / ُ‫اﻟْﻐَﺎﺋِﺒَﺔ‬
3. Şahıs Dişi
ِ ‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮﻳ‬
‫ﺎن‬
َ
‫ﺗَـ ْﻨـ ُﻮو َن‬
‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮي‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ ‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮﻳ‬
‫ﺎن‬
َ
‫ﻳﻦ‬
َ ‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮ‬
‫ﻳﻦ‬
َ ‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
‫ﻧَـ ْﻨ ِﻮي‬
‫أَﻧْ ِﻮي‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘَ َﻜﻠﱢ ُﻢ‬
ُ ‫اﻟ‬
1. Şahıs Ortak
Lefîf-i Mefrûk
Bunlarda, vâv'lı misâl fiillerin çoğunda olduğu gibi, muzârisi elde edilirken
‫ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬- ‫ ﻓَ ِﻌ َﻞ‬sıygasında olanlar hariç, baştaki vâv harfi düşer. ‫ ﻳَِﻔﻲ‬- ‫ َو َﰱ‬gibi.
109
Emir
Lefîf-i Makrûn
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ (Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫اِﻧْـ ُﻮوا‬
‫اِﻧْ ِﻮﻳَﺎ‬
‫اِﻧْ ِﻮ‬
Niyet et :‫اِﻧْ ِﻮ‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ
‫ﻳﻦ‬
َ ‫اﻧْ ِﻮ‬
‫اِﻧْ ِﻮﻳَﺎ‬
‫اِﻧْ ِﻮي‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Lefîf-i Mefrûk
Cemi
Müsennâ
Müfred
‫ا ْﳉَ ْﻤﻊ‬ ‫اﻟ ُْﻤﺜَـ ﱠﲎ‬ ‫اﻟ ُْﻤ ْﻔ َﺮ ُد‬ (Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻗُﻮا‬
‫ﻗِﻴَﺎ‬
‫ِق‬
Koru :‫ِق‬
Muhatab / ‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟ ُْﻤ َﺨﺎﻃ‬
2. Şahıs Erkek
ِ
‫ﲔ‬
َ‫ﻗ‬
‫ﻗِﻴَﺎ‬
‫ﻗِﻲ‬
Muhataba / ◌ْ ُ‫ﺨﺎﻃَﺒَﺔ‬
َ ‫اﻟ ُْﻤ‬
2. Şahıs Dişi
Yukarıdaki tabloya uygun olarak siz de ‫ ﻃََﻮى‬katladı ve ‫ َو َﰱ‬sözünü tuttu
ِ ْ‫ أَﻧ‬, ‫ أَﻧْـﺘُﻤﺎ‬ve ‫ﱳ‬
fiillerinin muzârî çekimlerini ‫ﺖ‬
‫ أَﻧْـ ُﱠ‬zamirleriyle birlikte yapınız.
َ
110
‫اﻷﺟﻮف‬
‫اﳌﺜﺎل‬
‫اﻟﻠﻔﻴﻒ‬
‫اﻟﻨﺎﻗﺺ‬
‫ُﻫ َﻮ‬
‫َو َﻋ َﺪ‬
‫ﺴ َﺮ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﺎل ‪ ‬‬
‫ﻗَ َ‬
‫ﺎع‬
‫ﺑَ َ‬
‫َد َﻋﺎ ‪ ‬‬
‫َرَﻣﻰ‬
‫رِ‬
‫ﺿ َﻲ‬
‫َ‬
‫ﻧَـ َﻮى‬
‫َوﻗَﻰ‬
‫ُﳘَﺎ‬
‫َو َﻋ َﺪا‬
‫ﺴ َﺮا‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﻗَﺎﻻَ ‪ ‬‬
‫ﺑَﺎ َﻋﺎ‬
‫َد َﻋ َﻮا ‪ ‬‬
‫َرَﻣﻴَﺎ ‪ ‬‬
‫رِ‬
‫ﺿﻴَﺎ ‪ ‬‬
‫َ‬
‫ﻧَـ َﻮﻳَﺎ ‪ ‬‬
‫َوﻗَـﻴَﺎ ‪ ‬‬
‫ُﻫ ْﻢ‬
‫َو َﻋ ُﺪوا‬
‫ﺴ ُﺮوا‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﻗَﺎﻟُﻮا ‪ ‬ﺑَﺎﻋُﻮا‬
‫َد َﻋ ْﻮا ‪ ‬‬
‫َرَﻣ ْﻮا ‪ ‬‬
‫ﺿﻮا ‪ ‬‬
‫َر ُ‬
‫ﻧَـ َﻮْوا ‪ ‬‬
‫َوﻗَـ ْﻮا ‪ ‬‬
‫ِﻫ َﻲ‬
‫ت‬
‫َو َﻋ َﺪ ْ‬
‫ت‬
‫ﺴ َﺮ ْ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﺖ‬
‫ﺎﻋ ْ‬
‫ﻗَﺎﻟ ْ‬
‫َﺖ ‪ ‬ﺑَ َ‬
‫ﺖ‪ ‬رِ‬
‫ﺖ‪ ‬‬
‫ﺖ ‪ ‬ﻧَـ َﻮ ْ‬
‫ت ‪َ ‬وﻗَ ْ‬
‫ﺿﻴَ ْ‬
‫ﺖ ‪َ ‬رَﻣ ْ‬
‫َد َﻋ ْ‬
‫َ‬
‫ُﳘَﺎ‬
‫َو َﻋ َﺪﺗَﺎ‬
‫ﺴ َﺮﺗَﺎ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﻗَﺎﻟَﺘَﺎ‬
‫ﺎﻋﺘَﺎ‬
‫ﺑَ َ‬
‫َد َﻋﺘَﺎ ‪ ‬‬
‫َرَﻣﺘَﺎ ‪ ‬‬
‫رِ‬
‫ﺿﻴَﺘَﺎ ‪ ‬‬
‫َ‬
‫ﻧَـ َﻮﺗَﺎ ‪ ‬‬
‫َوﻗَـﺘَﺎ ‪ ‬‬
‫ُﻫ ﱠﻦ‬
‫َو َﻋ ْﺪ َن‬
‫ﺴ ْﺮ َن‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ْﻦ‬
‫ﻗُـﻠ َ‬
‫ﺑِ ْﻌ َﻦ‬
‫ﲔ‪ ‬‬
‫َد َﻋ ْﻮ َن ‪َ ‬رَﻣ َْ‬
‫رِ‬
‫ﲔ‪ ‬‬
‫ﺿَ‬
‫َ‬
‫ﻧَـ َﻮﻳْ َﻦ ‪ ‬‬
‫ﲔ‪ ‬‬
‫َوﻗَـ َْ‬
‫ﺖ‬
‫أَﻧْ َ‬
‫ت‬
‫َو َﻋ ْﺪ َ‬
‫ت‬
‫ﺴ ْﺮ َ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ْﺖ‬
‫ﻗُـﻠ َ‬
‫ﺖ‪ ‬رِ‬
‫ﺖ‪ ‬‬
‫ﺖ ‪َ ‬د َﻋ ْﻮ َ‬
‫ﺖ ‪َ ‬وﻗَـ ْﻴ َ‬
‫ﻴﺖ ‪ ‬ﻧَـ َﻮﻳْ َ‬
‫ﺿ َ‬
‫ﺑِ ْﻌ َ‬
‫ت ‪َ ‬رَﻣ ْﻴ َ َ‬
‫أَﻧْـﺘُ َﻤﺎ‬
‫َو َﻋ ْﺪﲤَُﺎ‬
‫ﺴ ْﺮﲤَُﺎ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﻗُـﻠْﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺑِ ْﻌﺘُ َﻤﺎ‬
‫َد َﻋﻮﲤَُﺎ ‪ ‬رﻣ ْﻴﺘُﻤﺎ ‪ ‬ر ِ‬
‫ﺿﻴﺘُ َﻤﺎ ‪ ‬ﻧَـ َﻮﻳْـﺘُ َﻤﺎ ‪َ ‬وﻗَـ ْﻴﺘُ َﻤﺎ ‪ ‬‬
‫ْ‬
‫ََ َ َ‬
‫أَﻧْـﺘُ ْﻢ‬
‫َو َﻋ ْﺪ ُْﰎ‬
‫ﺴ ْﺮُْﰎ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﻗُـﻠْﺘُ ْﻢ‬
‫ﺑِ ْﻌﺘُ ْﻢ‬
‫َد َﻋﻮ ُْﰎ ‪ ‬رﻣ ْﻴﺘُﻢ ‪ ‬ر ِ‬
‫ﺿﻴﺘُ ْﻢ ‪ ‬ﻧَـ َﻮﻳْـﺘُ ْﻢ ‪َ ‬وﻗَـ ْﻴﺘُ ْﻢ ‪ ‬‬
‫ْ‬
‫ََ ْ َ‬
‫أَﻧْ ِ‬
‫ﺖ‬
‫و َﻋ ْﺪ ِ‬
‫ت‬
‫َ‬
‫ﻳﺴﺮ ِ‬
‫ت‬
‫َ ُْ‬
‫ﻗُـﻠ ِ‬
‫ْﺖ‬
‫ﺑِ ْﻌ ِ‬
‫ﺖ‬
‫ﺖ‪ ‬رِ‬
‫َد َﻋﻮ ِ‬
‫ﺖ ‪ ‬وﻗَـ ْﻴ ِ‬
‫ﻴﺖ ‪ ‬ﻧَـﻮﻳْ ِ‬
‫ﺿ ِ‬
‫ت ‪ ‬رﻣ ْﻴ ِ‬
‫ﺖ‪ ‬‬
‫ََ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫أَﻧْـﺘُ َﻤﺎ‬
‫َو َﻋ ْﺪﲤَُﺎ‬
‫ﺴ ْﺮﲤَُﺎ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﻗُـﻠْﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺑِ ْﻌﺘُ َﻤﺎ‬
‫َد َﻋﻮﲤَُﺎ ‪ ‬رﻣ ْﻴﺘُﻤﺎ ‪ ‬ر ِ‬
‫ﺿﻴﺘُ َﻤﺎ ‪ ‬ﻧَـ َﻮﻳْـﺘُ َﻤﺎ ‪َ ‬وﻗَـ ْﻴﺘُ َﻤﺎ ‪ ‬‬
‫ْ‬
‫ََ َ َ‬
‫ﱳ‬
‫أَﻧْـ ُﱠ‬
‫َو َﻋ ْﺪﺗُ ﱠﻦ‬
‫ﺴ ْﺮﺗُ ﱠﻦ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ْﱳ‬
‫ﻗُـﻠ ُﱠ‬
‫ﱳ‬
‫ﺑِ ْﻌ ُﱠ‬
‫ﱳ‪ ‬رِ‬
‫ﱳ‪ ‬‬
‫ﱳ ‪َ ‬وﻗَـ ْﻴ ُﱠ‬
‫ﻴﱳ ‪ ‬ﻧَـ َﻮﻳْـ ُﱠ‬
‫ﺿ ُﱠ‬
‫َد َﻋ ْﻮﺗُ ﱠﻦ ‪َ ‬رَﻣ ْﻴ ُﱠ َ‬
‫أَﻧَﺎ‬
‫ت‬
‫َو َﻋ ْﺪ ُ‬
‫ت‬
‫ﺴ ْﺮ ُ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ْﺖ‬
‫ﻗُـﻠ ُ‬
‫ﺖ‬
‫ﺑِ ْﻌ ُ‬
‫ﺖ‪ ‬رِ‬
‫ﺖ‪ ‬‬
‫َد َﻋ ْﻮ ُ‬
‫ﺖ ‪َ ‬وﻗَـ ْﻴ ُ‬
‫ﻴﺖ ‪ ‬ﻧَـ َﻮﻳْ ُ‬
‫ﺿ ُ‬
‫ت ‪َ ‬رَﻣ ْﻴ ُ َ‬
‫َْﳓ ُﻦ‬
‫َو َﻋ ْﺪﻧَﺎ‬
‫ﺴ ْﺮﻧَﺎ‬
‫ﻳَ ُ‬
‫ﻗُـﻠْﻨَﺎ‬
‫ﺑِ ْﻌﻨَﺎ‬
‫َد َﻋﻮﻧَﺎ ‪ ‬رﻣ ْﻴـﻨَﺎ ‪ ‬ر ِ‬
‫ﺿﻴﻨَﺎ ‪ ‬‬
‫ََ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﻧَـ َﻮﻳْـﻨَﺎ‬
‫َوﻗَـ ْﻴـﻨَﺎ ‪ ‬‬
‫‪Tablo 4.1: İlletli Fiillerin Munfasıl Zamirlerle Mâzî Çekim Tablosu.‬‬
‫‪111‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫اﳌﺜﺎل‬
‫اﻷﺟﻮف‬
‫‪ ‬اﻟﻨﺎﻗﺺ‬
‫‪ ‬ﻳَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫‪ ‬اﻟﻠﻔﻴﻒ‬
‫‪ ‬ﻳَِﻘﻲ‬
‫‪ ‬ﻫ َﻮ‬
‫ُ‬
‫ﻳَ ِﻌ ُﺪ‬
‫ﺴ ُﺮ‬
‫ﻳَـ ْﻴ ُ‬
‫ﻮل‬
‫ﻳَـ ُﻘ ُ‬
‫ﻴﻊ‬
‫ﻳَﺒِ ُ‬
‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ‬
‫‪ ‬ﳘَﺎ‬
‫ُ‬
‫ﻳ ِﻌ َﺪ ِ‬
‫ان‬
‫َ‬
‫ﻳـ ْﻴﺴﺮ ِ‬
‫ان‬
‫َ َُ‬
‫ﻳَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ﻳﺒِﻴﻌ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َ َ‬
‫ﺎن ‪ ‬ﻳ ِﻘﻴ ِ‬
‫ﺎن ﻳـ ْﻨ ِﻮﻳ ِ‬
‫ﺿﻴ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‬
‫ََ‬
‫ﻳَ ْﺪﻋُ َﻮان ﻳَـ ْﺮﻣﻴَﺎن ﻳَـ ْﺮ َ َ‬
‫َ َ‬
‫‪ ‬ﻫ ْﻢ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ﺴ ُﺮو َن ﻳَـ ُﻘﻮﻟُﻮ َن ﻳَﺒِﻴﻌُﻮ َن‬
‫ﻳَﻌ ُﺪو َن ﻳَـ ْﻴ ُ‬
‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ َن‬
‫ﻳَـ ْﺮُﻣﻮ َن‬
‫ﺿ ْﻮ َن‬
‫ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫ﻳَـ ْﻨـ ُﻮو َن ‪ ‬ﻳَـ ُﻘﻮ َن‬
‫ِ‬
‫‪ ‬ﻫ َﻲ‬
‫ﺗَ ِﻌ ُﺪ‬
‫ﺴ ُﺮ‬
‫ﺗَـ ْﻴ ُ‬
‫ﻮل‬
‫ﺗَـ ُﻘ ُ‬
‫ﻴﻊ‬
‫ﺗَﺒِ ُ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ‬
‫‪ ‬ﺗَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫ﺿﻰ‬
‫ﺗَـ ْﺮ َ‬
‫‪ ‬ﺗَِﻘﻲ‬
‫‪ ‬ﳘَﺎ‬
‫ُ‬
‫ﺗَ ِﻌ َﺪ ِ‬
‫ان‬
‫ﺗَـ ْﻴﺴﺮ ِ‬
‫ان‬
‫َُ‬
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ﺗَﺒِﻴﻌ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َ‬
‫ﺎن ﺗَِﻘﻴ ِ‬
‫ﺎن ‪ ‬ﺗَـ ْﻨ ِﻮﻳ ِ‬
‫ﺿﻴ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‬
‫َ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُ َﻮان ﺗَـ ْﺮﻣﻴَﺎن ﺗَـ ْﺮ َ َ‬
‫َ‬
‫ﺿﻰ‬
‫ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫ﻳَـ ْﻨ ِﻮي‬
‫‪ ‬ﺗَـ ْﻨ ِﻮي‬
‫‪ ‬ﻫ ﱠﻦ‬
‫ُ‬
‫ﻳَ ِﻌ ْﺪ َن‬
‫ﺴ ْﺮ َن‬
‫ﻳَـ ْﻴ ُ‬
‫ْﻦ‬
‫ﻳَـ ُﻘﻠ َ‬
‫ﻳَﺒِ ْﻌ َﻦ‬
‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ َن‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﻳَـ ْﺮﻣ َ‬
‫ﲔ‬
‫‪ ‬ﻳَـ ْﺮ َ‬
‫ﺿ َْ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﻳﻦ ‪ ‬ﻳَﻘ َ‬
‫ﻳَـ ْﻨ ِﻮ َ‬
‫ﺖ‬
‫‪ ‬أَﻧْ َ‬
‫ﺗَ ِﻌ ُﺪ‬
‫ﺴ ُﺮ‬
‫ﺗَـ ْﻴ ُ‬
‫ﻮل‬
‫ﺗَـ ُﻘ ُ‬
‫ﻴﻊ‬
‫ﺗَﺒِ ُ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ‬
‫‪ ‬ﺗَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫ﺿﻰ‬
‫ﺗَـ ْﺮ َ‬
‫‪ ‬ﺗَِﻘﻲ‬
‫‪ ‬أَﻧْـﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺗَ ِﻌ َﺪ ِ‬
‫ان‬
‫ﺗَـ ْﻴﺴﺮ ِ‬
‫ان‬
‫َُ‬
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ﺗَﺒِﻴﻌ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َ‬
‫ﺎن ‪ ‬ﺗَِﻘﻴ ِ‬
‫ﺎن ‪ ‬ﺗَـ ْﻨ ِﻮﻳ ِ‬
‫ﺿﻴ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‬
‫َ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُ َﻮان ﺗَـ ْﺮﻣﻴَﺎن ﺗَـ ْﺮ َ َ‬
‫َ‬
‫‪ ‬أَﻧْـﺘُ ْﻢ‬
‫ِ‬
‫ﺴ ُﺮو َن ﺗَـ ُﻘﻮﻟُﻮ َن ﺗَﺒِﻴﻌُﻮ َن‬
‫ﺗَﻌ ُﺪو َن ﺗَـ ْﻴ ُ‬
‫ﺿ ْﻮ َن‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ َن ‪ ‬ﺗَـ ْﺮُﻣﻮ َن ‪ ‬ﺗَـ ْﺮ َ‬
‫ﺗَـ ْﻨـ ُﻮو َن ‪ ‬ﺗَـ ُﻘﻮ َن‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَـ ْﺮ َ‬
‫ﺿ َْ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﻳﻦ ‪ ‬ﺗَﻘ َ‬
‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮ َ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَـ ْﺮﻣ َ‬
‫‪ ‬ﺗَـ ْﻨ ِﻮي‬
‫‪ ‬أَﻧْ ِ‬
‫ﺖ‬
‫ِِ‬
‫ﻳﻦ‬
‫ﺗَﻌﺪ َ‬
‫ﻳﻦ‬
‫ﺴ ِﺮ َ‬
‫ﺗَـ ْﻴ ُ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻟ َ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَﺒِﻴﻌ َ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫‪ ‬ﺗَ ْﺪﻋ َ‬
‫‪ ‬أَﻧْـﺘُ َﻤﺎ‬
‫ﺗَ ِﻌ َﺪ ِ‬
‫ان‬
‫ﺗَـ ْﻴﺴﺮ ِ‬
‫ان‬
‫َُ‬
‫ﺗَـ ُﻘﻮﻻَ ِن‬
‫ﺗَﺒِﻴﻌ ِ‬
‫ﺎن‬
‫َ‬
‫ﺎن ‪ ‬ﺗَِﻘﻴ ِ‬
‫ﺎن ‪ ‬ﺗَـ ْﻨ ِﻮﻳ ِ‬
‫ﺿﻴ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‬
‫َ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُ َﻮان ﺗَـ ْﺮﻣﻴَﺎن ﺗَـ ْﺮ َ َ‬
‫َ‬
‫ﱳ‬
‫‪ ‬أَﻧْـ ُﱠ‬
‫ﺗَ ِﻌ ْﺪ َن‬
‫ﺴ ْﺮ َن‬
‫ﺗَـ ْﻴ ُ‬
‫ْﻦ‬
‫ﺗَـ ُﻘﻠ َ‬
‫ﺗَﺒِ ْﻌ َﻦ‬
‫ﺗَ ْﺪﻋُﻮ َن‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﺗَـ ْﺮﻣ َ‬
‫ﲔ‬
‫‪ ‬ﺗَـ ْﺮ َ‬
‫ﺿ َْ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﻳﻦ ‪ ‬ﺗَﻘ َ‬
‫ﺗَـ ْﻨ ِﻮ َ‬
‫‪ ‬أَﻧَﺎ‬
‫أِ‬
‫َﻋ ُﺪ‬
‫ﺴ ُﺮ‬
‫أَﻳْ ُ‬
‫ﻮل‬
‫أَﻗُ ُ‬
‫ﻴﻊ‬
‫أَﺑِ ُ‬
‫‪ ‬أَ ْدﻋُﻮ‬
‫‪ ‬أ َْرِﻣﻲ‬
‫ﺿﻰ‬
‫‪ ‬أ َْر َ‬
‫‪ ‬أَﻧْ ِﻮي‬
‫‪ ‬أَﻗِﻲ‬
‫‪ ‬ﳓ ُﻦ‬
‫َْ‬
‫ﻧَ ِﻌ ُﺪ‬
‫ﺴ ُﺮ‬
‫ﻧَـ ْﻴ ُ‬
‫ﻮل‬
‫ﻧَـ ُﻘ ُ‬
‫ﻴﻊ‬
‫ﻧَﺒِ ُ‬
‫ﻧَ ْﺪﻋُﻮ‬
‫‪ ‬ﻧَـ ْﺮِﻣﻲ‬
‫ﺿﻰ‬
‫‪ ‬ﻧَـ ْﺮ َ‬
‫‪ ‬ﻧَـ ْﻨ ِﻮي‬
‫‪ ‬ﻧَِﻘﻲ‬
‫‪Tablo 4.2: İlletli Fiillerin Munfasıl Zamirlerle Muzâri Çekim Tablosu.‬‬
‫‪112‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫اﻟﻠﻔﻴﻒ‬
‫ِق‬
‫اﻟﻨﺎﻗﺺ‬
‫اِ ْرِم‬
ِ
‫ اِﻧْ ِﻮ‬ ‫ض‬
َ ‫ا ْر‬
‫اﻷﺟﻮف‬
ُ‫اُ ْدع‬
‫ﺑِ ْﻊ‬
‫ﻗُ ْﻞ‬
ِ
ِ
‫ ﻗِﻴَﺎ‬ ‫ اِﻧْ ِﻮﻳَﺎ‬ ‫ﺿﻴَﺎ‬
َ ‫ ا ْر‬ ‫ ا ْرِﻣﻴَﺎ‬ ‫اُ ْدﻋُ َﻮا‬
‫ﺑِ َﻴﻌﺎ‬
َ‫ﻗُﻮﻻ‬
ِ
ِ
‫ ﻗُﻮا‬ ‫ اِﻧْـ ُﻮوا‬ ‫ﺿ ْﻮا‬
َ ‫ ا ْر‬ ‫ ا ْرُﻣﻮا‬ ‫ﻗُﻮﻟُﻮا ﺑِﻴﻌُﻮا اُ ْدﻋُﻮا‬
ِ
ِ
‫ ﻗِﻲ‬ ‫ اِﻧْ ِﻮي‬ ‫ﺿ ْﻲ‬
َ ‫ ا ْر‬ ‫ ا ْرِﻣﻲ‬ ‫ﺑِ ِﻴﻌﻲ اُ ْد ِﻋﻲ‬
‫ﻗُ ِﻮﱄ‬
‫اﳌِﺜﺎل‬
‫ِﻋ ْﺪ‬
‫ﺖ‬
َ ْ‫أَﻧ‬
‫أَﻧْـﺘُ َﻤﺎ ِﻋ َﺪا‬
‫ِﻋ ُﺪوا‬
‫أَﻧْـﺘُ ْﻢ‬
‫ِﻋ ِﺪي‬
ِ ْ‫أَﻧ‬
‫ﺖ‬
ِ
ِ
‫ ﻗِﻴَﺎ‬ ‫ اِﻧْ ِﻮﻳَﺎ‬ ‫ﺿﻴَﺎ‬
َ ‫ ا ْر‬ ‫ ا ْرِﻣﻴَﺎ‬ ‫اُ ْدﻋُ َﻮا‬
‫ﺑِ َﻴﻌﺎ‬
َ‫ﻗُﻮﻻ‬
‫أَﻧْـﺘُ َﻤﺎ ِﻋ َﺪا‬
ِ
ِ
ِِ
ِ
‫ﲔ‬
َ ‫ﲔ ا ْر‬
َ ‫ﻳﻦ ﻗ‬
َْ ‫ﺿ‬
َ ‫اُ ْدﻋُﻮ َن ا ْرﻣ‬
َ ‫ﲔ اﻧْ ِﻮ‬
‫ﺑِ ْﻌ َﻦ‬
‫ْﻦ‬
َ ‫ﻗُـﻠ‬
‫ِﻋ ْﺪ َن‬
‫ﱳ‬
‫أَﻧْـ ُﱠ‬
Tablo 4.3: İlletli Fiillerin Munfasıl Zamirlerle Emir Çekim Tablosu.
İlletli
fiil
çekimleriyle
ilgili
daha
ayrıntılı
örnekler
http://www.onlinearabic.net/fiiller/mâzî_fiil.asp adresine başvurabilirsiniz.
için
İlletli fiillerin çekimiyle ilgili daha ayrıntılı bilgi için ayrıca M. Meral Çörtü’nün
Arapça Dilbilgisi Sarf adlı kitabındaki Aksâm-ı Seb’a adlı 7. bölümden Mu‘tel
fiil konusuna bakınız.
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki parağrafta boş bırakılan yerleri parantez içindeki
kelimelerden uygun olanını seçerek doldurunuz.
ِ
ِ
(‫ َﻫ َﺪى‬- ‫ﺎم – ﻳَـ ْﻨـ َﻬﻰ – َو َﻋ َﺪ‬
َ َ‫) َرﺿ َﻲ – ﻳَـ ْﻘﻀﻲ– ﻳَ ْﺪﻋُﻮ – ﻗ‬
ِ ‫ اﻟْﻤﺴﻠِﻢ وﻗـْﺘَﻪُ ِﰲ اﻟْﻌﻤ ِﻞ‬...... .‫ ُﻫﻢ ﺑِﺎ ْﳉﻨ ِﱠﺔ‬.....‫اﷲ اﳌُﺴ ِﻠ ِﻤﲔ إﱃ اﻟﺪﱢﻳ ِﻦ ا ْﳊ ﱢﻖ و‬......
‫ وﻫﻮ‬.‫ﺎدة‬
َ َ‫واﻟﻌﺒ‬
َ ْ ُ
َ ْ
َ
ََ
َُ ُْ
ِ
ِ
ِ
.‫ ﲟَﺎ أ ََﻣ َﺮ ﺑﻪ‬..... ‫ اﷲُ ﻋﻨﻪ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ‬........ ‫ وﻗَ ْﺪ‬.‫ َﻋﻦ اﳌُْﻨ َﻜﺮ‬......‫ إﱃ اﳋَ ِْﲑ و‬.....
2. Okuma parçasında geçen mu‘tel fiilleri ve türünü aşağıdaki
boşluklara yazınız.
ِ
‫اﻟﻔ ْﻌ ُﻞ اﻟ ُْﻤ ْﻌﺘَ ّﻞ‬
‫ﻧَـ ْﻮﻋُﻪ‬
ِ
‫اﻟﻔ ْﻌ ُﻞ اﻟ ُْﻤ ْﻌﺘَ ّﻞ‬
.......... ..........
..........
..........
.......... ..........
..........
..........
.......... ..........
..........
..........
.......... ..........
113
..........
..........
‫ﻧَـ ْﻮﻋُﻪ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümleyi verilen zamirlerle başlatarak yeniden yazınız.‬‬
‫ﺎم اﻟْﺒَ ِ‬
‫ﺎب‪.‬‬
‫ُﻫ َﻮ َوﻗَ َ‬
‫ﻒ أ ََﻣ َ‬
‫‪ .A‬أَﻧَﺎ ‪............................‬‬
‫‪ .B‬أَﻧْـﺘُ ْﻢ ‪...........................‬‬
‫‪ُ .C‬ﻫ ْﻢ ‪...........................‬‬
‫‪َْ .D‬ﳓ ُﻦ ‪..........................‬‬
‫‪ِ .E‬ﻫ َﻲ ‪............................‬‬
‫‪4. Aşağıdaki cümleyi verilen zamirlerle başlatarak yeniden yazınız.‬‬
‫َْﳓﻦ ﻧَـ ُﻘﻮم ِﻣﻦ اﻟﻨـﱠﻮِم ﻗَـ ْﺒﻞ أَ َذ ِ‬
‫ان اﻟْ َﻔ ْﺠ ِﺮ‪.‬‬
‫ُ ُ َ ْ َ‬
‫‪ .A‬أَﻧْـﺘُ َﻤﺎ ‪....................................‬‬
‫‪ُ .B‬ﻫ َﻮ ‪.....................................‬‬
‫‪ .C‬أَﻧْ ِ‬
‫ﺖ ‪....................................‬‬
‫‪ُ .D‬ﻫ ﱠﻦ ‪.....................................‬‬
‫ﱳ ‪.....................................‬‬
‫‪ .E‬أَﻧْـ ُﱠ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde geçen mâzî nâkıs fiilleri muzâriye çeviriniz.‬‬
‫ت اﻷ ِ‬
‫ﺎء إِ َﱃ ﺑَـ ْﻴ ِﱵ‪........................... .‬‬
‫‪َ .A‬د َﻋ ْﻮ ُ ْ‬
‫َﺻﺪﻗَ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﺺ‪............................ .‬‬
‫‪َ .B‬ﻛ َﻮت اﻟ َْﻤ ْﺮأَةُ اﻟْ َﻘﻤ َ‬
‫ﻮرَة اﻟْ َﻔ ِﺎﲢَ ِﺔ‪............................ .‬‬
‫‪ .C‬ﺗَﻼَ اْ ِﻹ َﻣ ُ‬
‫ﺎم ُﺳ َ‬
‫س َﻋ ِﻦ اﻟﻄﱠﺎﻟِ ِ‬
‫ﺐ‪............................ .‬‬
‫‪َ .D‬ﻋ َﻔﺎ اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر ُ‬
‫ﺎت إِ َﱃ ﺑـﻴﻮِِ ﱠﻦ ﻣﺴ ِﺮ َﻋ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺎت‪.................... .‬‬
‫‪َ .E‬ﻣ َﺸﺖ اﻟْﺒَـﻨَ ُ ُ ُ ُ ْ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde parantez içindeki fiilleri muzâriye çevirerek‬‬
‫‪doğru şeklini yazınız.‬‬
‫‪ .A‬اﳌُﺴﻠِﻤﻮ َن )رﺟﺎ( ﻣﻐْ ِﻔﺮَة ِ‬
‫اﷲ‪.‬‬
‫ْ ُ ََ َ َ‬
‫ﻀﻰ( اﻟْﻌُﻄْﻠَﺔَ ِﰲ اﻟْ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ‪.‬‬
‫ﺎت )ﻗَ َ‬
‫‪ .B‬اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَ ُ‬
‫‪ .C‬اﳌَُﻬ ْﻨ ِﺪﺳ ِ‬
‫ﺎن )ﺑَـ َﲎ( اﻟْ ِﻌ َﻤ َﺎرَة ِﰲ َﺳﻨَﺘَـ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﺼ َﻔﺎ َواﻟ َْﻤ ْﺮَوِة‪.‬‬
‫ﲔ اﻟ ﱠ‬
‫‪ .D‬اﻟ َﻔﺘَﺎةُ ) َﺳ َﻌﻰ( ﺑَـ َْ‬
‫‪ .E‬اﻟﺒِْﻨﺘَ ِ‬
‫ﺎن )ﺑَ َﻜﻰ( ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‪.‬‬
‫‪114‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
7. Aşağıdaki cümlelerde bulunan fiilleri emir sıygasına çevirerek yazınız.
.ً‫ﻚ ﻧَ ِﻈﻴ َﻔﺔ‬
َ َ‫ﺎﻋﺘ‬
َ ِ‫ﻴﻊ ﺑ‬
َ‫ﻀ‬
ُ ِ‫ ﺗَﺒ‬.A
.‫ﻀﺎ َن‬
َ ‫ﻮﻣﻮ َن َرﻣ‬
ُ َ‫ أَﻧْـﺘُ ْﻢ ﺗ‬.B
ُ‫ﺼ‬
ِ َ ْ‫ أَﻧ‬.C
.‫ﺎح‬
ٍ َ‫ﺻﺒ‬
َ ‫ﺖ ﲤَْﺸﻲ ُﻛ ﱠﻞ‬
ِ
ِ
.‫ﺲ‬
َ ‫ أَﻧْﺖ ﺗَ ْﻜ ِﻮ‬.D
َ ‫ﻳﻦ اﻟ َْﻤﻼَﺑ‬
ْ ‫ﲔ ِﰲ‬
.‫اﳋَ ِْﲑ‬
‫ أَﻧْـ ُﱠ‬.E
َْ ‫ﱳ ﺗَ ْﺴ َﻌ‬
8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde illetli fiil yanlış kullanılmıştır?
.‫ إ ﱠن اﻟﻨﺎس ﻳﺪﻋﻮن اﷲ ﰲ اﳌﺴﺠﺪ‬.A
ِ ‫ﻮد‬
.‫ان إﱃ اﳉﺎﻣﻌﺔ‬
َ ُ‫ ﻛﺎن ﳏﻤﻮ ٌد وﻛﺮﱘٌ ﻳَـﻌ‬.B
.‫ﻣﻦ ﺗَ ْﺴ َﻌﻰ ﰲ اﳋﲑ‬
.C
ْ
ْ ‫ﺟﺎءت‬
.‫اﻟﺸﺎب اﻟﺬي َﲡْ ِﺮي ﰲ ﺷﺎﻃﺊ اﻟﺒﺤﺮ‬
‫أﻳﺖ‬
‫ﱠ‬
ُ ‫ ر‬.D
.ٌ‫ﺎل أﲪ ُﺪ أ ﱠن اﳌﺴﺄﻟﺔَ ﺳﻬﻠﺔ‬
َ ‫ َﺧ‬.E
9. Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen illetli fiilleri ve türünü tespit
ediniz.
ِ
ِ .A
ِ ‫ﺴﻤﺎو‬
(255/2 ‫ض﴾ )اﻟﺒﻘﺮة‬
َ ‫ات َواْﻷ َْر‬
َ َ ‫﴿وﺳ َﻊ ُﻛ ْﺮﺳﻴﱡﻪُ اﻟ ﱠ‬
َ
(2-1/102 ‫ َﺣ ﱠﱴ َزْرُﰎُ اﻟ َْﻤ َﻘﺎﺑَِﺮ﴾ )اﻟﺘﻜﺎﺛﺮ‬.‫ ﴿أَ ْﳍَﺎ ُﻛ ُﻢ اﻟﺘﱠ َﻜﺎﺛُـ ُﺮ‬.B
ِ َ‫ﺴﻴﱢﺌ‬
ِ َ‫ﺎﻫﻢ ﺑِﺎ ْﳊﺴﻨ‬
(168/7 ‫ﺎت﴾ )اﻷﻋﺮاف‬
‫ﺎت َواﻟ ﱠ‬
َ .C
َ َ ْ ُ َ‫﴿وﺑَـﻠَ ْﻮﻧ‬
ِ ُ‫ﺴ ِﺠ ﱢﻞ ﻟِ ْﻠ ُﻜﺘ‬
(104/21 ‫ﺐ﴾ )اﻷﻧﺒﻴﺎء‬
‫ ﴿ﻳَـ ْﻮَم ﻧَﻄْ ِﻮي اﻟ ﱠ‬.D
‫ﺎء َﻛﻄَ ﱢﻲ اﻟ ﱢ‬
َ ‫ﺴ َﻤ‬
(57/17 ‫ ﴿ َوﻳَـ ْﺮ ُﺟﻮ َن َر ْﲪَﺘَﻪُ َوَﳜَﺎﻓُﻮ َن َﻋ َﺬاﺑَﻪُ﴾ )اﻹﺳﺮاء‬.E
10. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.
ِ ‫اﻟﱵ ﻏَ َﺴﻠَْﺘﻬﺎ أُﱡﻣﻬﺎ‬
ِ ‫ﺎب‬
‫أﻣﺲ‬
َ َ‫ﺗَ ْﻜ ِﻮي َﻋﺎﺋﺸﺔُ اﻟﺜـﱢﻴ‬.
A. Ayşe, annesinin dün yıkadığı elbiseleri ütüledi.
B. Ayşe, dün yıkadığı elbiseleri ütülüyor.
C. Ayşe, annesinin bugün yıkadığı elbiseleri ütülüyor.
D. Ayşe, annesinin dün yıkadığı elbiseleri ütülüyor.
E. Ayşe, annesinin yıkadığı elbiseleri ütüleyecek.
115
11. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.
ِ ِ‫وء ﺑـﻌ َﺪ اﻧْﺘ‬
ٍ
ِ
َِ
ِ
‫اﻟﺪرس‬
‫ﻬﺎء‬
ْ ‫ﺐ َﻋﻠَْﻴـﻨَﺎ أَ ْن َﳔْ ُﺮ َج ﻣﻦ‬
ْ َ ‫اﻟﻔﺼ ِﻞ ِ ُ ُﺪ‬
ُ ‫ﳚ‬.
A. Ders bittikten sonra sınıftan sessi çıktık.
B. Öğrencilerin dersten sonra sınıftan sakin bir şekilde çıkmaları gerekir.
C. Ders bittikten sonra sınıftan sakin bir şekilde çıkmamız uygun olur.
D. Ders bittikten sonra sınıftan sakin bir şekilde çıkmanız gerekir.
E. Ders bittikten sonra sınıftan sakin bir şekilde çıkmamız gerekir.
12. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.
ِ
ِ
ِ ‫ﱠﱯ )ص( ﻳـﺘُﻮب إﱃ‬
‫ﲔ ﻣ ﱠﺮًة‬
‫ َﻛﺎ َن اﻟﻨ ﱡ‬.
َ ‫اﷲ ﰲ اﻟﻴﻮم أَ ْﻛﺜَـ َﺮ ﻣ ْﻦ َﺳ ْﺒﻌ‬
ُ َ
A. Nebi (sav) Allah’a günde yetmiş defadan fazla tövbe ederdi.
B. Nebi (sav) Allah’a günde yetmiş defa tövbe ederdi.
C. Hz. Peygamber (sav) günde yetmiş defadan fazla tövbe ediyordu.
D. Nebi (sav) Allah’a günde yetmişe yakın tövbe ederdi.
E. Nebi (sav) Allah’a günde yetmiş defadan fazla tövbe etmeyi severdi.
13. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.
ِ ‫اح ﰲ اﻟﺮ‬
‫ﻛﻌﺔ اﻟﺜﱠﺎﻧﻴﺔ‬
َ ‫ﱡﺤﻰ ﰲ اﻟ ﱠﺮْﻛ َﻌﺔ اﻷ‬
ِ ‫وﺳﻮرَة اﻻﻧْ ِﺸ َﺮ‬
ُ ‫ ﺗَﻼَ اْ ِﻹ َﻣ‬.
َ ‫ﺎم ُﺳﻮرَة اﻟﻀ‬
ُ ‫ُوﱃ‬
A. İmam ilk rekatta Duha sûresini, ikinci rekatta da İnşirah sûresini okur.
B. İmam ilk rekatta İnşirah sûresini, ikinci rekatta da Duha sûresini okudu.
C. İmam ilk rekatta Duha sûresini, ikinci rekatta da İnşirah sûresini okudu.
D. İmam ikinci rekatta Duha sûresini, ilk rekatta da İnşirah sûresini okuyor.
E. İmam ilkinde Duha sûresini, ikincisinde de İnşirah sûresini okudu.
14. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.
‫اﻟﺼﺒﺎح ﻟِﺘَـﻨَ ُﺎو ِل اﻟ َﻔﻄُﻮِر‬
‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ أَﲪ ُﺪ َد َﻋ ِﺎﱐ إﱃ ﺑﻴﺘﻪ ﻫﺬا‬
َ.
َ
A. Arkadaşım Ahmet kahvaltı etmek için bu sabah beni evine davet etti.
B. Arkadaşım Ahmet kahvaltı etmek için bu akşam beni evine davet etti.
C. Arkadaşım kahvaltı etmek için dün sabah beni evine davet etti.
116
D. Arkadaşım Ahmet kahvaltı etmek için bu sabah beni yurda çağırdı.
E. Ahmet kahvaltı etmek için bu sabah beni evine davet edecek.
15. Aşağıdaki Türkçe cümlenin en uygun Arapça karşılığını tespit ediniz.
“Nebi (sav) hicretten sonra Medine-i Münevvere’de 10 sene yaşadı.”
ِ ‫اﳌﻨﻮ‬
ٍ َ‫رة َﻋ ْﺸﺮ ﺳﻨ‬
.‫ﻮات ﻗَـ ْﺒ َﻞ اﳍِ ْﺠ َﺮِة‬
‫ﱠﱯ )ص( ﺑِﺎﳌﺪﻳﻨﺔ ﱠ‬
‫ﺎش اﻟﻨ ﱡ‬
َ ‫ َﻋ‬.A
َ َ
ِ ‫اﳌﻨﻮ‬
ٍ َ‫رة َﻋ ْﺸﺮ ﺳﻨ‬
.‫ﻮات ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﳍِ ْﺠ َﺮِة‬
‫ﱠﱯ )ص( ﺑِﺎﳌﺪﻳﻨﺔ ﱠ‬
‫ﺎش اﻟﻨ ﱡ‬
َ ‫ َﻋ‬.B
َ َ
ِ ‫اﳌﻨﻮ‬
ِ
ٍ َ‫رة َﻋ ْﺸﺮ ﺳﻨ‬
.‫ﻮات ﻗﺒﻞ اﳍِ ْﺠ َﺮِة‬
‫ﱠﱯ )ص( ﺑِﺎﳌﺪﻳﻨﺔ ﱠ‬
‫ﺶ اﻟﻨ ﱡ‬
ُ ‫ ﻳَﻌﻴ‬.C
َ َ
ٍ َ‫ﱠﱯ )ص( ِﲟ ﱠﻜﺔ اﳌﻜ ﱠﺮﻣﺔ َﻋ ْﺸﺮ ﺳﻨ‬
.‫ﻮات ﺑﻌﺪ اﳍِ ْﺠ َﺮِة‬
‫ﺎش اﻟﻨ ﱡ‬
َ ‫ َﻋ‬.D
َ َ
ٍ َ‫اﳌﻨﻮرةِ ﺗﺴﻊ ﺳﻨ‬
.‫ﻮات ﻗَـ ْﺒ َﻞ اﳍِ ْﺠ َﺮِة‬
‫ﺎش رﺳﻮل اﷲ )ص( ﺑِﺎﳌﺪﻳﻨﺔ ﱠ‬
َ ‫ َﻋ‬.E
َ
16. Aşağıdaki Türkçe cümlenin en uygun Arapça karşılığını tespit ediniz.
“Kur’ân-ı Kerim bize değerli peygamberlerin kıssalarını aktarır.”
ِ
.‫ﺺ اﻷﻧﺒﻴﺎء‬
َ ‫ ﻳَـ ْﺮ ِوي ﻟﻨﺎ اﻟﻘﺮآ ُن اﻟﻜﺮﱘُ ﻗ‬.A
َ ‫ﺼ‬
ِ ‫ ﻳـﺮ ِوي ﻟﻨﺎ اﻟﻘﺮآ ُن اﻟﻜﺮﱘُ ﻗِﺼﺺ اﻷﻧﺒﻴﺎء‬.B
.‫اﻟﻜﺮ ِام‬
َ َ
َْ
ِ ‫ روى ﻟﻨﺎ اﻟﻘﺮآ ُن اﻟﻜﺮﱘُ ِﺳﻴـﺮ اﻷﻧﺒﻴﺎء‬.C
.‫اﻟﻜﺮ ِام‬
ََ
ََ
ِ ‫ ﻻ ﻳـﺮ ِوي ﻟﻨﺎ اﻟﻘﺮآ ُن اﻟﻜﺮﱘُ ﻗِﺼﺺ اﻷﻧﺒﻴﺎء‬.D
.‫اﻟﻜﺮ ِام‬
َ َ
َْ
ِ ‫ ﻳـﺮ ِوي ﻟﻨﺎ اﻟﻘﺮآ ُن اﻟﻜﺮﱘُ ﺗﺎرﻳﺦ اﻷﻧﺒﻴﺎء‬.E
.‫اﻟﻜﺮ ِام‬
َْ
17. Aşağıdaki Türkçe cümlenin en uygun Arapça karşılığını tespit ediniz.
“İnsanların en hayırlısı ömrü uzun, ameli de güzel olandır.”
ِ ‫ َﺷ ﱡﺮ اﻟﻨ‬.A
.‫ﺴ َﻦ ﻋﻤﻠُﻪ‬
َ َ‫ﱠﺎس َﻣ ْﻦ ﻃ‬
َ ‫ﺎل ﻋُ ْﻤ ُﺮﻩ‬
ُ ‫وﺣ‬
ِ ‫ َﺧ ْﻴـ ُﺮ اﻟﻨ‬.B
.‫ﺴ َﻦ ﻋﻤﻠُﻪ‬
ُ َ‫ﱠﺎس َﻣ ْﻦ ﻗ‬
َ ‫ﺼ َﺮ ﻋُ ْﻤ ُﺮﻩ‬
ُ ‫وﺣ‬
ِ ‫ َﺧ ْﻴـ ُﺮ اﻟﻨ‬.C
.‫ﺎء ﻋﻤﻠُﻪ‬
َ َ‫ﱠﺎس َﻣ ْﻦ ﻃ‬
َ ‫ﺎل ﻋُ ْﻤ ُﺮﻩ و َﺳ‬
.‫ﺴ َﻦ ﻋﻤﻠُﻪ‬
َ َ‫ َﺧ ْﻴـ ُﺮُﻛ ْﻢ َﻣ ْﻦ ﻃ‬.D
َ ‫ﺎل ﻋُ ْﻤ ُﺮﻩ‬
ُ ‫وﺣ‬
ِ ‫ َﺧ ْﻴـ ُﺮ اﻟﻨ‬.E
.‫ﺴ َﻦ ﻋﻤﻠُﻪ‬
َ َ‫ﱠﺎس َﻣ ْﻦ ﻃ‬
َ ‫ﺎل ﻋُ ْﻤ ُﺮﻩ‬
ُ ‫وﺣ‬
18. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
A. Çocuklar bahçede yürüdüler.
B. Arkadaşları kahvaltıya davet ettik.
117
C. Yatsıdan sonra Bakara sûresini okudum.
D. Hacılar Kabeyi tavaf ediyorlar.
E. Gelecek yaz İstanbul camilerini ziyaret edeceğiz.
F. Çöpü caddeye atmam.
G. Mekke’ye gittim ve orada iki ay kaldım.
H. Arkadaşın seni öğretmene şikayet etti mi?
I. Arkadaşları evime çağırdım.
J. Adem yeni arabayı satıyor.
Kelimeler ve Deyimler
Koştu, acele etti, çabuk oldu :‫إﱃ‬
َ ‫اﻋﺎ‬
ً ‫ إِ ْﺳ َﺮ‬- ُ‫ع – ﻳُ ْﺴﺮِع‬
َ ‫َﺳ َﺮ‬
ْ‫أ‬
Meşgul etti, oyaladı : ‫ﺎء‬
ً َ‫ إِ ْﳍ‬- ‫أَ ْﳍَﻰ – ﻳُـ ْﻠ ِﻬﻲ‬
Mal, mülk, ticari eşya : ‫ﻀﺎﺋِ ُﻊ‬
َ َ‫ﺎﻋﺔٌ )ج( ﺑ‬
َ ِ‫ﺑ‬
َ‫ﻀ‬
ِ
Ağladı : ‫ﺎء‬
ً ‫ ﺑُ َﻜ‬- ‫ﺑَ َﻜﻰ – ﻳَـ ْﺒﻜﻲ‬
Denedi, tecrübe etti : ‫ ﺑَﻼَ ًء‬- ‫ﺑَﻼَ – ﻳَـ ْﺒـﻠُﻮ‬
Sattı : ‫ ﺑَـ ْﻴـ ًﻌﺎ‬- ‫ﻴﻊ‬
َ ‫ﺑَﺎ‬
ُ ِ‫ع – ﻳَﺒ‬
Kurtuldu : ‫ﺼﺎ ِﻣ ْﻦ‬
ً ‫ َﲣَﻠﱡ‬- ‫ﺺ‬
ُ ‫ﺺ – ﻳَـﺘَ َﺨﻠﱠ‬
َ ‫َﲣَﻠﱠ‬
Çok sayıda oldu : ‫ ﺗَ َﻜﺎﺛُـ ًﺮا‬- ‫ﺗَ َﻜﺎﺛَـ َﺮ – ﻳَـﺘَ َﻜﺎﺛَـ ُﺮ‬
Okudu : ‫ ﺗِﻼَ َوًة‬- ‫ﺗَﻼَ – ﻳَـ ْﺘـﻠُﻮ‬
Temenni etti : ‫ ﲤََﻨـﱢﻴًﺎ‬- ‫ﲤََ ﱠﲎ – ﻳَـﺘَ َﻤ ﱠﲎ‬
Koştu : ‫ َﺟ ْﺮﻳًﺎ‬- ‫َﺟ َﺮى – َْﳚ ِﺮي‬
ِ ‫اﳉﻤﻬﻮر )ج( اﳉﻤ‬
Halk : ُ‫ﺎﻫﲑ‬
ََ
ُ ُ ُْ
Üniversite : ‫ﺎت‬
ٌ ‫َﺟ ِﺎﻣ َﻌﺔٌ )ج( َﺟ ِﺎﻣ َﻌ‬
Tören : ‫ﻞ‬
ٌ ‫َﺣ ْﻔ‬
…dığı zaman, …iken, …dığında : ‫ِﺣﻴﻨَﻤﺎ‬
Zannetti, sandı : ً‫ َﺧ ْﻴﻼ‬- ‫ﺎل‬
ُ َ‫ﺎل – َﳜ‬
َ ‫َﺧ‬
Dua etti, çağırdı, davet etti : ‫ َد ْﻋ َﻮًة‬،‫ﺎء‬
ً ‫َد َﻋﺎ – ﻳَ ْﺪﻋُﻮ – ُد َﻋ‬
Gösterdi : ‫ َدﻻَﻟَﺔً َﻋﻠَﻰ‬- ‫َد ﱠل – ﻳَ ُﺪ ﱡل‬
Umdu, ümit etti : ً‫ َر َﺟﺎء‬- ‫َر َﺟﺎ – ﻳَـ ْﺮ ُﺟﻮ‬
118
‫َرَﻣﻰ – ﻳَـ ْﺮِﻣﻲ ‪َ -‬رْﻣﻴًﺎ ‪Attı :‬‬
‫َرَوى – ﻳَـ ْﺮ ِوي ‪ِ -‬رَواﻳَﺔً ‪Rivâyet etti :‬‬
‫ﺴ َﻌﻰ ‪َ -‬ﺳ ْﻌﻴًﺎ ‪Koştu, hızlı hareket etti, sa‘y yaptı :‬‬
‫َﺳ َﻌﻰ – ﻳَ ْ‬
‫ﻞ ‪Kolay :‬‬
‫َﺳ ْﻬ ٌ‬
‫ﺴﻮءُ ‪َ -‬ﺳ ْﻮءًا ‪Kötü oldu :‬‬
‫َﺳ َ‬
‫ﺎء – ﻳَ ُ‬
‫ﺸ ﱡﺪ ‪َ -‬ﺷﺪًّا ‪Bağladı :‬‬
‫َﺷ ﱠﺪ – ﻳَ ُ‬
‫ﺎب ‪Genç :‬‬
‫َﺷ ﱞ‬
‫ﺎب )ج( ُﺷﺒﱠﺎ ٌن‪َ ،‬ﺷﺒَ ٌ‬
‫ﺎﻃﺊ )ج( َﺷﻮ ِ‬
‫َﺷ ِ‬
‫اﻃﺊ ‪(Deniz vb. ) kıyısı, kenarı :‬‬
‫َ‬
‫ﱯ ) ج( ِ‬
‫ﺻ ْﺒـﻴَﺎ ٌن ‪Çocuk :‬‬
‫ﺻِ ﱞ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻣﺎ ‪Oruç tuttu :‬‬
‫ﺎم – ﻳَ ُ‬
‫ﻮم – َ‬
‫ﺼ ُ‬
‫ﺻَ‬
‫َ‬
‫ﺻ ْﻮًﻣﺎ‪ ،‬ﺻﻴَ ً‬
‫ﺿ ْﺤ ًﻜﺎ ‪Güldü :‬‬
‫ﻚ – ﻳَ ْ‬
‫ﻀ َﺤ ُ‬
‫ﺿ ِﺤ َ‬
‫َ‬
‫ﻚ‪َ -‬‬
‫اﻟﻄّ ﱠﻤﺎعُ ‪Çok tamahkâr :‬‬
‫اﻟﻄﱠ َﻤﻊ ‪Tamahkârlık :‬‬
‫ﻞ ‪Tatil :‬‬
‫ﻋُﻄْﻠَﺔٌ )ج( ﻋُﻄﻼَ ٌ‬
‫ت‪ ،‬ﻋُﻄَ ٌ‬
‫َﻋ َﻔﺎ – ﻳَـ ْﻌ ُﻔﻮ – َﻋ ْﻔ ًﻮا َﻋ ْﻦ ‪Affetti :‬‬
‫ت‪َ ،‬ﻋ َﻤﺎﺋُِﺮ ‪Apartman :‬‬
‫ِﻋ َﻤ َﺎرةٌ )ج( ِﻋ َﻤ َﺎرا ٌ‬
‫إﱃ ‪Geri döndü :‬‬
‫ﻮد – َﻋ ْﻮ َد ًة َ‬
‫ﺎد – ﻳَـﻌُ ُ‬
‫َﻋ َ‬
‫ِ‬
‫ﻀﺒًﺎ ‪Kızdı :‬‬
‫ﺐ ‪ -‬ﻏَ َ‬
‫ﺐ – ﻳَـﻐْ َ‬
‫ﻀ ُ‬
‫ﻏَﻀ َ‬
‫ﺎت ‪Genç kız :‬‬
‫ﻓَـﺘَﺎةٌ )ج( ﻓَـﺘَـﻴَ ٌ‬
‫ِ‬
‫ور ‪Tencere :‬‬
‫ﻗ ْﺪ ٌر )ج( ﻗُ ُﺪ ٌ‬
‫ِ‬
‫وﻣﺎ ‪Geldi :‬‬
‫ﻗَﺪ َم ‪ -‬ﻳَـ ْﻘ َﺪ ُم – ﻗُ ُﺪ ً‬
‫ﻗَـ ْﺮﻳَﺔٌ )ج( ﻗُـ ًﺮى ‪Köy :‬‬
‫ﺼ ًﺮا ‪Kısa oldu :‬‬
‫ﺼ ُﺮ ‪ -‬ﻗَ ْ‬
‫ﺼ َﺮ – ﻳَـ ْﻘ ُ‬
‫ﻗَ ُ‬
‫ﻀﻰ )وﻗـْﺘًﺎ( – ﻳـ ْﻘ ِ‬
‫ﺎء ‪(Vakit, tatil vb.lerini) geçirdi :‬‬
‫ﻀﻲ ‪ -‬ﻗَ َ‬
‫َ‬
‫ﻗَ َ َ‬
‫ﻀً‬
‫ﺎم ‪Çöp, süprüntü :‬‬
‫ﻗُ َﻤ َﺎﻣﺔٌ )ج( ﻗُ َﻤ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻣﺎ ‪Kalktı, dikildi :‬‬
‫ﺎم – ﻳَـ ُﻘ ُ‬
‫ﻗَ َ‬
‫ﻮم ‪ -‬ﻗﻴَ ً‬
‫ﻮم ‪ -‬ﻟ َْﻮًﻣﺎ ‪Kınadı :‬‬
‫ﻻَ َم – ﻳَـﻠُ ُ‬
‫‪119‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
Övdü, methetti : ‫ َﻣ ْﺪ ًﺣﺎ‬- ‫ح‬
ُ ‫َﻣ َﺪ َح – ﳝَْ َﺪ‬
Yürüdü : ‫ﺸﻴَﺎ‬
ْ ‫ َﻣ‬- ‫َﻣ َﺸﻰ – ﳝَْ ِﺸﻲ‬
ِ
Elbise : ‫ﺲ‬
ٌ َ‫َﻣﻠْﺒ‬
ُ ‫ﺲ )ج( َﻣﻼَﺑ‬
Çirkinlik, kötülük : ‫ات‬
ُ ‫اﳌُْﻨ َﻜ ُﺮ )ج( اﳌُْﻨ َﻜ َﺮ‬
Ne lezzetli yemek! : !‫ﺎم‬
َ ‫َﻣﺎ أَﻟَ ﱠﺬ اﻟﻄﱠ َﻌ‬
Kurtuldu : ‫ﺠﻮ – َﳒَﺎ ًة ِﻣ ْﻦ‬
ُ ‫َﳒَﺎ – ﻳَـ ْﻨ‬
ِ
ِ
Çağırdı : ‫اء‬
َ َ‫ﻧ‬
ً ‫ ﻧ َﺪ‬- ‫ﺎدى – ﻳُـﻨَﺎدي‬
Yasakladı, alıkoydu : ‫ﻋﻦ‬
ْ ‫ﻧَـ َﻬﻰ – ﻳَـ ْﻨـ َﻬﻰ – ﻧَـ ْﻬﻴًﺎ‬
Doğru yolu gösterdi, rehberlik etti : ‫َﻫ َﺪى – ﻳَـ ْﻬ ِﺪي – ِﻫ َﺪاﻳَﺔً إِ َﱃ‬
Buldu : ‫ﻮدا‬
ً ‫ ُو ُﺟ‬- ‫َو َﺟ َﺪ – َِﳚ ُﺪ‬
İstedi, diledi, hoşlandı : ‫ َﻣ َﻮ ﱠد ًة‬،‫ ُودًّا‬،‫ ﻳَـ َﻮ ﱡد – َودًّا‬- ‫َو ﱠد‬
…arkasında : ‫َوَراء‬
ِ
Kuşattı : ً‫ َﺳ َﻌﺔ‬- ‫ﺴ ُﻊ‬
َ َ‫َوﺳ َﻊ – ﻳ‬
Durdu, dikildi, bir konuya vâkıf oldu : ‫ ُوﻗُﻮﻓًﺎ‬،‫ﻒ – َوﻗْـ ًﻔﺎ‬
ُ ‫ﻒ – ﻳَِﻘ‬
َ َ‫َوﻗ‬
Özet
İlletli fiilleri sahîh fiillerden ayırt edebilmek.
Arapça’da fiiller, asıl harflerinin türüne göre sahîh (illetsiz) ve mu‘tel (illetli)
olmak üzere ikiye ayrılır. Asıl harfleri arasında illet harfi denilen elif, vâv ve
yâ (‫ ي‬،‫ و‬،‫ )ا‬harflerinden herhangi birisi bulunmayan fiile sahih fiil denir.
‫ﺐ‬
َ َ‫ َﻛﺘ‬yazdı, َ‫ ﻗَـ َﺮأ‬okudu, ‫ َﻣ ﱠﺪ‬yardım etti örneklerinde olduğu gibi. Asıl
harflerinden bir veya ikisi illet harfi olan fiile ise mu‘tel (illetli) fiil denir.
‫ َو َﺟ َﺪ‬buldu, ‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬dedi, ‫ َرَﻣﻰ‬attı, ‫ َوﻗَﻰ‬korudu fiilleri gibi.
İlletli fiil türlerini tanıyabilmek.
İlletli fiiller illet harfinin çeşidi ve bulunduğu yere göre misâl, ecvef, nâkıs ve
lefîf olmak üzere dörde ayrılır:
1. Misâl Fiil
Misâl fiil, asıl harflerinden birincisi vâv ya da yâ harfi olan fiildir. Bu tür
ِ
fiillerde vâv ile başlayanlar çoğunluktadır. ‫ﻒ‬
َ َ‫ َوﻗ‬durdu, ‫ﺲ‬
َ ‫ ﻳَﺌ‬ümitsiz oldu gibi.
2. Ecvef Fiil
Ecvef fiil, asıl harflerinden ikincisi illet harfi olan fiildir. Ortadaki bu harf de
gibi.
ya vâv ya da yâ harfidir. ‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻗ‬dedi, ‫ﺎل‬
َ ‫ﺳ‬aktı
َ
120
3. Nâkıs fiil
Nâkıs fiil, asıl harflerinden sonuncusu illet harfi olan fiildir. ‫ َد َﻋﺎ‬dua etti,
ِ ‫ ر‬razı oldu gibi.
çağırdı, ‫ ﺑَ َﻜﻰ‬ağladı, ‫ﺿ َﻲ‬
َ
4. Lefîf Fiil
Lefîf fiil, asıl harflerinden ikisi illet harfi olan fiildir. Bu illet harflerinin
bulunduğu yere göre de lefîf fiil lefîf-i makrûn ve lefîf-i mefrûk olmak
üzere ikiye ayrılır. İllet harfleri fiilin ortasında ve sonunda bulunuyorsa buna
lefîf-i makrûn denir. ‫ ﻧَـ َﻮى‬niyet etti gibi. İllet harflerinin birisi fiilin başında
diğeri de sonunda ise buna da lefîf-i mefrûk denir. ‫ َوﻗَﻰ‬korudu gibi.
İlletli fiillerin mâzî, muzârî ve emir çekimlerini yapabilmek.
Misâl Fiil
Misâl fiilin mâzîleri ister vâv'lı ister yâ'lı olsun, sâlim fiil gibi çekilir.
Muzârisini elde ederken ise vâv ile başlayanlarda genelde ilk harf düşer.
‫– ﻳَ ِﻌ ُﺪ‬, ‫ﻀ ُﻊ‬
ُ ‫ث – ﻳَ ِﺮ‬
َ ‫ َوِر‬gibi. Sadece ‫ َو ِﺟ َﻞ – ﻳَـ ْﻮ َﺟ ُﻞ‬korktu ve
َ َ‫ﺿ َﻊ – ﻳ‬
َ ‫ َو‬koydu ve ‫ث‬
‫ ﻳَـ ْﻮﻗُـ ُﺮ‬- vakarlı oldu örneklerinde olduğu gibi ‫ﻓَ ِﻌ َﻞ – ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬ ve ‫ ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬sıygasında gelen fiillerin muzârisinde vâv harfi genelde sabit kalır.
durumda misâl fiilin muzârisi, sâlim fiil gibi çekilir.
‫َو َﻋ َﺪ‬
‫َوﻗُـ َﺮ‬
‫ﻓَـﻌُ َﻞ‬ Bu
ِ
Vâv'lı olanın emrinin çekiminde muzârisinde olduğu gibi yine ‫ﻞ‬
ُ ‫ ﻓَﻌ َﻞ – ﻳَـ ْﻔ َﻌ‬ve
‫ ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬- ‫ ﻓَـﻌُ َﻞ‬sıygasında gelenler hariç vâv harfi düşer.
Yâ'lı misâl fiillerin muzârileri ise, mâzîleri gibi sâlim fiil gibi çekilir.
Ecvef Fiil
İster vâv'lı olsun ister yâ'lı, mâzî çekiminde, harekeli merfû muttasıl
zamirlere bitiştiklerinde ecvef fiillerin ortasındaki illet harfi düşer. Bunlar da
nun-u nisveye bitişen ve devamında gelen sıygalardır. ‫ْﻦ‬
َ ‫ ﻗُـﻠ‬gibi.
َ ‫ ﻗُـﻠ‬, ‫ْﺖ‬
Ecvef fiilin muzârisinde ise ortadaki illet harfi aslına dönüşür. ‫ﻮل‬
ُ ‫ﺎل – ﻳَـ ُﻘ‬
َ َ‫ ﻗ‬gibi.
Ancak ‫ﺎف‬
ُ َ‫ﺎف – َﳜ‬
َ ‫ َﺧ‬örneğinde olduğu gibi, ‫ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬-‫ ﻓَ ِﻌ َﻞ‬sıygasında olanlar bu
kuralın dışındadır. Bunların muzârisinde illet harfi aslına dönüşmez. Ayrıca
ecvef fiillere nûn-u nisve bitiştiğinde ise hepsinde de illet harfi düşer. ‫ْﻦ‬
َ ‫ﻳَـ ُﻘﻠ‬
gibi.
Ecvef fiillerin emrinde müfred muhatab ve cemi muhataba sıygalarında illet
harfi düşerken, diğer sıygalarında düşmez.‫ْﻦ‬
َ ‫ ﻗُـﻠ‬ve ‫ ﻗُ ْﻞ‬gibi.
Nâkıs Fiil
Nâkıs fiillerin mâzî çekiminde, illet harfinden önce fetha varsa 3. erkek
şahsın çoğul kipinde vâv harfi sükûn üzere gelir.‫ َرَﻣﻰ – َرَﻣ ْﻮا‬ , ‫ َد َﻋ ْﻮا‬- ‫ َد َﻋﺎ‬ gibi.
ِ‫ر‬
Ancak illet harfinden önce kesra varsa vâv, harf-i med şeklinde bulunur. ‫ﺿ َﻲ‬
َ
‫ﺿﻮا‬
ُ ‫ – َر‬gibi. Aynı durum emir ve muzâride de geçerlidir. ‫د َﻋﺎ‬ َ fiilinde olduğu
gibi, nâkıs fiilin mâzîsinin son harfi uzun elif şeklindeyse, onun aslı vâv
121
demektir ve bu harf fiilin çekiminde ortaya çıkar. ‫ َد َﻋﺎ – َد َﻋ َﻮا‬ örneğinde olduğu
gibi.
İlletli fiilleri merfû munfasıl zamirlerle birlikte kullanabilmek.
İlletli fiillerin merfû munfasıl zamirlerle birlikte kullanılması mâzî, muzârî ve
emir fiil için ayrı ayrı olarak ünite içerisindeki tablolarda (tablo 4.1, 4.2., 4.3)
verilmiştir. Munfasıl zamir ve peşinden bir fiil kullanıldığında isim cümlesi
oluşur ve başta bulunan zamir mübtedâ, fiil de onun haberi olur. Örnek:
‫ﳓ ُﻦ ﻧَ ْﺪﻋُﻮ‬. Biz
dua ederiz. Burada ‫ َْﳓ ُﻦ‬mübtedâ, ‫ﻧَ ْﺪﻋُﻮ‬ da onun haberidir.
َْ
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi illetli fiildir?
a. ‫َﺷ ﱠﺪ‬
b. ‫ب‬
َ
َ ‫ﺿ َﺮ‬
c. ‫ﺼ َﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬
d. ‫َل‬
َ ‫َﺳﺄ‬
e. ‫ع‬
َ ‫َو َد‬
2. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde vâvlı ecvef fiil vardır?
‫ﻳَ ِﺴﲑُ َﺧﺎﻟ ٌﺪ ﰲ اﻟ ﱠ‬
a. .‫ِع اﻵ َن‬
ِ ‫ﺸﺎ ر‬
ِ ‫ﺴ‬
b. .‫ﻮق‬
‫ﺎر ﻳَﺒِﻴﻌُﻮ َن أ َْﻣﺘِ َﻌﺘَـ ُﻬ ْﻢ ﰲ اﻟ ﱡ‬
ُ ‫اﻟﺘﱡ ﱠﺠ‬
ِ ‫اﻟﻌ َﺸ‬
ِ ‫أﻧَﺎ أَﻧَﺎم ُﻛ ﱠﻞ ﻟَﻴـﻠَ ٍﺔ ﺑـ ْﻌ َﺪ‬
c. .‫ﺎء‬
َ ْ ُ
ِ
d. .‫ﺻﻼَة‬
َ ‫ﻳَ ْﺪﻋُﻮ اﳌُ ْﺴﻠ ُﻤﻮ َن َرﺑﱠـ ُﻬ ْﻢ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ُﻛ ﱢﻞ‬
ِ
ِ
e. .‫ﺲ أ َْوﻻَ ِدﻩ‬
َ ‫ﻃََﻮت اﻟ َْﻤ ْﺮأَةُ َﻣﻼَﺑ‬
ِ ‫ﺼ ْﻴ‬
3. .‫ﺴﺎﺑِ ِﻖ‬
‫ إِ َﺟ َﺎزًة ﳑُْﺘِ َﻌﺔً ﰲ اﻟ ﱠ‬........ ‫اﳌَُﺪ ﱢر ُﺳﻮ َن‬
‫ﻒ اﻟ ﱠ‬
Cümlede boş bırakılan yeri aşağıdakilerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
a. ‫ﺿﻮا‬
ُ ‫ر‬ َ
b. ‫ﻀ ْﻮا‬
َ َ‫ﻗ‬ c. ‫ َرَﻣ ْﻮا‬ d. ‫ ﺑَ َﻜ ْﻮا‬ e. ‫ﻏَ َﺰْوا‬
122
4. .‫ ﻟِﺘَـ ْﺮﺑِﻴَ ِﺔ أ َْوﻻَ ِد ِﻫ ﱠﻦ‬......... ُ‫ﱢﺴﺎء‬
َ ‫اﻟﻨ‬
Cümlede boş bırakılan yeri aşağıdakilerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
a. ‫ﺴ َﻌﻰ‬
ْ َ‫ﻳ‬ b. ‫ﺴ َﻌ ْﻮ َن‬
ْ َ‫ ﻳ‬ c. ‫ﲔ‬
َْ ‫ ﺗَ ْﺴ َﻌ‬ d. ‫ﲔ‬
َْ ‫ ﻳَ ْﺴ َﻌ‬ e. ‫ﺴ َﻌﻰ‬
ْ َ‫ﺗ‬
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisi lefîf fiil içermektedir?
ِ
ِ ‫ﺴ‬
a. .‫ﻮق‬
‫ْﻫﺒَﺎ إﱃ اﻟ ﱡ‬
َ ‫ َﺧﺎﻟ ٌﺪ و أﲪ ُﺪ ﻧَـ َﻮﻳَﺎ أَ ْن ﻳَﺬ‬ ِ
ِ ِ‫ﺐ َﻋﻠَﻰ اﳌَ َﻜﺎﺗ‬
b. .‫ﺐ‬
ُ َ‫اﻟﻄﺎﻟِﺒ‬
َ ‫ﺎت َو‬
َ ‫ﺿ ْﻌ َﻦ اﳊََﻘﺎﺋ‬
ِِِ
‫اﻟ ﱠ‬
c. .‫ﺼﻼَ ِة اﳉُ ُﻤﻌﺔ‬
‫ﺸ ﱡ‬
َ ‫ﺎب َﺳ َﻌﻰ إﱃ اﳌَ ْﺴﺠﺪ ﻟ‬
d. .‫ﺎج ﻳَﻄُﻮﻓُﻮ َن َﺣ ْﻮ َل اﻟ َﻜ ْﻌﺒَ ِﺔ‬
ُ ‫اﳊُ ﱠﺠ‬
ِ ِ ‫ﻗَﻀﻰ اﻟﺮﺟﻞ ﻣﻌﻈَﻢ ﺣﻴﺎﺗِﻪ ِﰲ ِدر‬
e. .‫اﻹﺳﻼَﻣﻴﱠ ِﺔ‬
ْ ‫اﺳﺔ اﻟﻌُﻠُﻮم‬
ََ َ ْ َ ُ ُ ‫َ ﱠ‬
ََ
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. e
Yanıtınız doğru değilse, “Misâl Fiil” konusunu yeniden okuyunuz.
2. c
Yanıtınız doğru değilse, “Ecvef Fiil”
okuyunuz.
konusunu yeniden
3. b
Yanıtınız doğru değilse, “Nâkıs Fiil”
okuyunuz.
konusunu yeniden
4. d
Yanıtınız farklıysa “Nâkıs Fiil” konusunu yeniden okuyunuz.
5. a
Yanıtınız doğru değilse, “Lefîf Fiil” konusunu yeniden okuyunuz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
‫ َْﳓ ُﻦ َوﻗَـ ْﻔﻨَﺎ‬- ‫ﺖ‬
َ ‫ﺖ َوﻗَـ ْﻔ‬
َ ْ‫ أَﻧ‬- ‫ﺖ‬
ُ ‫أَﻧَﺎ َوﻗَـ ْﻔ‬
‫ َْﳓ ُﻦ ﻳَﺌِ ْﺴﻨَﺎ‬- ‫ﺖ‬
َ ‫ﺖ ﻳَﺌِ ْﺴ‬
َ ْ‫ أَﻧ‬- ‫ﺖ‬
ُ ‫أَﻧَﺎ ﻳَﺌِ ْﺴ‬
Sıra Sizde 2
ِ ‫ َﳘَﺎ ﻳـ ُﻘ‬- ‫َﻫﻮ ﻳـ ُﻘﻮم‬
‫ﻮﻣﻮ َن‬
ُ َ َ
ُ ‫ ُﻫ ْﻢ ﻳَـ ُﻘ‬- ‫ﻮﻣﺎن‬
َ َ
ِ ‫ ُﳘَﺎ ﻳ ِﺴﲑ‬- ‫ُﻫﻮ ﻳ ِﺴﲑ‬
‫ ُﻫ ْﻢ ﻳَ ِﺴﲑُو َن‬- ‫ان‬
َ َ
ُ َ َ
123
Sıra Sizde 3
‫ ُﻫ ﱠﻦ َر َﺟ ْﻮ َن‬- ‫ ُﳘَﺎ َر َﺟﺘَﺎ‬- ‫ﺖ‬
ْ ‫ِﻫ َﻲ َر َﺟ‬
‫ﲔ‬
ْ ‫ِﻫ َﻲ َﻛ َﻔ‬
َْ ‫ ُﻫ ﱠﻦ َﻛ َﻔ‬- ‫ ُﳘَﺎ َﻛ َﻔﺘَﺎ‬- ‫ﺖ‬
ِ
ِ
‫ﲔ‬
ْ َ‫ِﻫ َﻲ ﻧَ ِﺴﻴ‬
َ ‫ ُﻫ ﱠﻦ ﻧَﺴ‬- ‫ ُﳘَﺎ ﻧَﺴﻴَﺘَﺎ‬- ‫ﺖ‬
Sıra Sizde 4
ِ ‫ أَﻧْـﺘُﻤﺎ ﺗَﻄْ ِﻮﻳ‬- ‫ﺖ ﺗَﻄْ ِﻮﻳﻦ‬
ِ ْ‫أَﻧ‬
‫ﻳﻦ‬
‫ أَﻧْـ ُﱠ‬- ‫ﺎن‬
َ َ
َ ‫ﱳ ﺗَﻄْ ِﻮ‬
َ
ِ ‫ أَﻧْـ ُﱠ‬- ‫ﺎن‬
ِ ‫ أَﻧْـﺘُﻤﺎ ﺗَِﻔﻴ‬- ‫ﺖ ﺗَِﻔﲔ‬
‫ﲔ‬
َ ‫ﱳ ﺗَﻔ‬
َ ِ ْ‫أَﻧ‬
َ َ
Yararlanılan Kaynaklar
Abdürrahim, F. (1415). Durûsu’l-Lugati’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtikîne
bihâ, Medine.
Çörtü, M. Meral (1995). Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.
Maksudoğlu, Mehmet (1992). Arapça Dilbilgisi, İstanbul.
Sînî, Mahmud İsmail vd., (ts.). el-Kavâidü’l-Arabiyyetü’l-Müyessera,
İstanbul.
_______, el-Arabiyye li’n-Nâşiîn, İstanbul.
el-Dahdah, Antoine (1991). Mu‘cemü Tasrîfi’l-Ef’âli’l-Arabiyye, Beyrut.
Yaşar, Ahmet (1996). Arapça'nın Temel Kuralları, İzmir.
124
125
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Arapçadaki nâibu’l-fâil terimini açıklayabilecek,
•
Nâibu’l-fâilin cümle içindeki görevini ve i‘râbını ifade edebilecek,
•
Nâibu’l-fâil olabilecekleri belirleyebilecek,
•
Lâzım, müteaddî, ma‘lûm, mechûl fiil kavramlarını tanımlayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Fâ‘il
•
Nâibu’l-fâil
•
Ma‘lûm ve mechûl fiil
•
Lâzım ve müteaddî fiil
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Bir Türkçe dilbilgisi kitabından Türkçedeki etken, edilgen fiil, özne,
sözde özne konularını tekrar ediniz.
•
Mehmet Maksudoğlu veya M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv
kitaplarından nâibu’l-fâil konularını okuyunuz.
126
Nâibu’l-Fâil
ِ ‫ﻧَﺎﺋِﺐ اﻟْ َﻔ‬
‫ﺎﻋ ِﻞ‬
ُ
GİRİŞ
Bilindiği gibi her insan kendi anadilini içinde yaşayıp büyüdüğü, aile ve
mahalle gibi yakın ve uzak çevresinden tabiî olarak öğrenir. Bunun için özel
bir çaba göstermez bile. Ancak okullarda öğrenim görenler, kendi
konuştukları dilin bile bir dilbilgisi ve kuralları olduğunun farkına sonradan
varırlar. Kendi anadillerinin dilbilgisine ait kavramları zihinlerine iyice
yerleştirmiş olanlar öğrenmek istedikleri bir yabancı dilin kurallarını da
kolayca kavrayabilirler. Bu yüzden bu ünitede öğreneceğiniz Nâibu’l-fâil
konusunu kolayca anlayabilmek için önce bunun dilimizdeki karşılığını
kısaca hatırlamamız faydalı olacaktır.
Her insan duygularını, düşündüklerini ve çevresindeki olayları sözlü veya
yazılı olarak, cümleler kurarak anlatır. Bu cümlelerde işi yapana özne (fâil),
öznenin yaptığı işten etkilenen varlığa da nesne (mefûl) denir. Edilgen bir
fiille kurulmuş cümlelerde ise nesne, özne gibi görünür. Meselâ: ‫ﺼ ُﻦ‬
ْ ُ‫ُﻛ ِﺴ ُﺮ اﻟﻐ‬
“Dal kırıldı” cümlesinde “dal” kelimesi özne gibi görünmekte ise de, bu
kırma işini yapan değil, kırılandır. Bu sebeple özne (fâil) gibi görünen
nesneye sözde özne (nâibu’l-fâil) deriz. Bu sözde özneler kelime ya da
kelime öbekleri şeklinde olabilirler. İşte bunların Arap dilbilgisinde
(nahiv/sentaks/cümle yapısında) örneklere dayanan geniş açıklamaları ileriki
sayfalarda görülecektir.
Bu ünitede önce içinde Arapçadaki nâibu’l-fâillerden çok sayıda
bulabileceğiniz bir okuma parçasında ve alıştırmalarda öğrenci için yeni
sayılabilecek kelime ve deyimlerin anlamları yer alacaktır. Yine de ihtiyaç
olursa bir sözlüğe başvurulmalıdır. Metni kavrama alıştırmalarından sonra
nâibu’l-fâil konusu geniş bir şekilde anlatılacaktır. Ardından konunun
zihinlerde yerleşmesine yardımcı olacak ve daha çok öğrencinin
uygulamasına yönelik çeşitli ve çok sayıda alıştırmalar bulunacaktır. Amaç
ve ümidimiz bunları uygulaya uygulaya ilerlemelerini beklediğimiz
öğrencilerin konuyu kavramış olmalarıdır.
Nâibu’l-fâil ilgili daha ayrıntılı örnekler için http://www.onlinearabic.net
adresine başvurabilirsiniz.
127
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫اﳋَﻠِﻴ َﻔﺔُ اﳌَﺄ ُْﻣﻮ ُن‬
‫ََﺎن وﺗِﺴ ِﻌﲔ ﻟِ ْﻠ ِﻬﺠﺮِة‪ ،‬وَﻛﺎ َن ُِﳏﺒًّـﺎ ﻟِﻠ ِْﻌ ْﻠ ِـﻢ واﻟْﻌﻠَﻤ ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﱠ ِ‬
‫ﺲ‬
‫ـﺖ ِﻋﻨَﺎﻳَـﺘُـﻪُ‪ ،‬ﻟِﻠ ِْﻌ ْﻠـﻢ َوﻋُ ِﻘـ َﺪ ْ‬
‫ـﺎء‪ ،‬ﻓَـ َﻮ ﱠﺟ َﻬ ْ‬
‫َ َُ‬
‫ﺗَـ َﻮﱃ اﳋﻼَﻓَﺔَ َﺳﻨَﺔَ ﲦ َ ْ َ ْ َ َ‬
‫ت اﳌَ َﺠـﺎﻟ ُ‬
‫اﻟﻌﻠ ِْﻤﻴﱠﺔُ ِﰲ ﺑـ ْﻐ َﺪ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻚ اﻟ َْﻤ َﺠﺎﻟِ ِ‬
‫ﺲ اﻟ َْﻤ ْﻨـ َﻬ ُﺞ اﻟ ِْﻌﻠ ِْﻤ ﱡﻲ‪.‬‬
‫اﺳﺘُ ْﺨ ِﺪ َم ِﰲ ﺗِﻠ َ‬
‫اد َوﻗَﺪ ْ‬
‫َ‬
‫وِﻣـﻦ ِﺷـﺪ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ص َﻋﻠَـﻰ أ ْن ﻳُـ ْﺮ ِﺳـﻞ ِﺧ َﺰاﻧَـﺔَ ُﻛﺘُ ِ‬
‫ﱠة ُﺣﺒﱢ ِـﻪ ﻟِ ْﻠ ُﻜﺘُ ِ‬
‫ـﻚ اﻟـ ﱡﺮ ِوم‬
‫ﺻـﺎ َﱀَ َﻣﻠِ َ‬
‫ـﺐ َ‬
‫ـﺐ اﻟﻴُﻮﻧَــﺎن إﻟ َْﻴـﻪ‪َ ،‬ﻛ َﻤـﺎ َ‬
‫َ ْ‬
‫ﺻـﺎ َﱀَ َﺣــﺎﻛ َﻢ ﻗُـ ْﺒـ ُـﺮ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫و‬
‫ق‬
‫ﺮ‬
‫ﺸ‬
‫ـ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ـﺐ‬
‫ﺘ‬
‫ﻛ‬
‫ـﻦ‬
‫ﻣ‬
‫ـﻪ‬
‫َﻴ‬
‫ﻟ‬
‫إ‬
‫ـﻞ‬
‫ﲪ‬
‫ـﺎ‬
‫ﻣ‬
‫ﱃ‬
‫إ‬
‫ﺔ‬
‫ﻓ‬
‫ـﺎ‬
‫ﺿ‬
‫ﻹ‬
‫ﺑﺎ‬
‫‪،‬‬
‫ﻩ‬
‫ﺪ‬
‫ـ‬
‫ﻨ‬
‫ﻋ‬
‫ـﱵ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﺎء‬
‫ﻣ‬
‫ﺪ‬
‫ﻘ‬
‫ْ‬
‫ـﺖ ﻟَ َﺪﻳْ ِـﻪ‬
‫ﻧ‬
‫ﻮ‬
‫ﻜ‬
‫ﺘ‬
‫ـ‬
‫ﻓ‬
‫‪،‬‬
‫ب‬
‫ـﺮ‬
‫ﻐ‬
‫ْ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﺐ‬
‫ﺘ‬
‫ﻛ‬
‫ﺬ‬
‫ﺧ‬
‫ﺆ‬
‫ـ‬
‫ﺗ‬
‫ن‬
‫أ‬
‫ﻰ‬
‫َ‬
‫َﻋﻠَ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ﱠ‬
‫َ َ ْ‬
‫َ‬
‫ْ َُ‬
‫َ ُ َ ْ ْ ُ‬
‫ُْ َ ُ ُ َ َ‬
‫ْ َ َْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻤ ِﺔ‪.‬‬
‫ﻴﻤﺔٌ َﲰ َ‬
‫ﱠﺎﻫﺎ َد َار ا ْﳊﻜ َ‬
‫َﻣﻜْﺘَﺒَﺔٌ َﻋﻈ َ‬
‫ْﻤـ ِـﻪ َﻋﻠَــﻰ أ ْن ﻳـ ْﻨ ـ َﺸﺮ اﻟ ِْﻌ ْﻠــﻢ‪ ،‬وﺗُـﺒ ــﲎ اﻟْﻤﻜْﺘﺒـ ُ ِ‬
‫ٍ‬
‫َﻋ ِﻤــﻞ اﻟْﻤ ـﺄْﻣﻮ ُن ِﺧ ـﻼَ َل ﺣﻜ ِ‬
‫ﺎت‬
‫ـﺎم اﻟ ُْﻤﻨَﺎﻗَـ َﺸ ُ‬
‫ـﺎت ﻟﺘُ ـ َـﺰ َار ِﰲ ُﻛ ـ ﱢﻞ َوﻗْــﺖ َوﺗُـ َﻘـ َ‬
‫ُ َ ْ َ َ ََ‬
‫ُ‬
‫َ َ ُ‬
‫ُ َ‬
‫ِ‬
‫ﺴﻨ ِﺔ اﻟﺜ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠﺎﻣﻨَﺔَ َﻋ َﺸ َﺮَة ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻟ ِْﻤﺎﺋَـﺘَـ ْ ِ‬
‫ﱢ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫اﻟ‬
‫ﰲ‬
‫ﰲ‬
‫ﻮ‬
‫ـ‬
‫ﺗ‬
‫ﺪ‬
‫ﻗ‬
‫و‬
‫‪،‬‬
‫ﺎء‬
‫ﻤ‬
‫ﻠ‬
‫اﻟﻌ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱠَ‬
‫اﻟﻌﻠ ِْﻤﻴﱠﺔُ ﺑَـ َْ‬
‫ﲔ ُ َ َ ْ ُُ َ‬
‫ِ‬
‫ﺴ َﺮةُ‪ ،‬ج ‪ ،2‬ص ‪(229‬‬
‫اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔُ اﻟ ُْﻤﻴَ ﱠ‬
‫)اﻟ َﻘ َﻮاﻋ ُﺪ َ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız.‬‬
‫‪َ .1‬ﻣ ْﻦ َﻛﺎ َن اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮ ُن؟‬
‫ﺎش اﳌﺄ ُْﻣﻮ ُن؟‬
‫‪َ .2‬ﻣ َﱴ َوأَﻳْ َﻦ َﻋ َ‬
‫‪َ .3‬ﻫﻞ َﻛﺎ َن اﻟْﻤﺄْﻣﻮ ُن ُِﳛ ﱡ ِ‬
‫ْﻢ؟‬
‫َُ‬
‫ْ‬
‫ﺐ اﻟْﻌﻠ َ‬
‫ت اﻟْﻤﺠﺎﻟِﺲ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫اﻟﻌﻠ ِْﻤﻴﱠﺔُ؟‬
‫‪ .4‬أَﻳْ َﻦ ﻋُﻘ َﺪ َ َ ُ‬
‫ْﻚ اﻟ َْﻤ َﺠﺎﻟِ ِ‬
‫ﺲ؟‬
‫‪ .5‬أ ﱡ‬
‫ي َﻣ ْﻨـ َﻬ ٍﺞ اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺪ َم ِﰲ ﺗِﻠ َ‬
‫ﻒ ﻳُﻜ َْﺮُم اﻟْﻌُﻠَ َﻤﺎءُ؟‬
‫‪َ .6‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺐ اﻟﻴﻮﻧَ ِ‬
‫ﺎن؟ إِ َﱃ َﻣ ْﻦ ﺗُـ ْﺮ َﺳ ُﻞ؟‬
‫‪َ .7‬ﻣ ْﻦ ﻳُـ ْﺮﺳ ُﻞ ﺧ َﺰاﻧَﺔَ ُﻛﺘُ ِ ُ‬
‫ﺐ ِﰲ ﺑَـﻠَ ِﺪ ُﻛ ْﻢ؟‬
‫‪َ .8‬ﻫ ْﻞ ﺗُ َ‬
‫ﺼﺎ ُن اﻟ ُﻜﺘُ ُ‬
‫ِ‬
‫ْﻤ ِﺔ؟‬
‫ﻒ ﺗَ َﻜ ﱠﻮﻧَ ْ‬
‫‪َ .9‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫ﺖ َﻣﻜْﺘَﺒَﺔُ َد ُار ا ْﳊﻜ َ‬
‫ﺎت؟‬
‫‪َ .10‬ﻣ َﱴ ﺗُـ َﺰ ُار اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒَ ُ‬
‫ﰲ اﻟ َْﻤ ُﺄﻣﻮ ُن؟‬
‫‪َ .11‬ﻣ َﱴ ﺗُـ ُﻮ ﱢَ‬
‫‪2. Aşağıdaki kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ﺚ ‪َ ،‬ﻛﺒِﲑة ‪ِ ،‬ﻋﻼَ َوًة َﻋﻠَﻰ ‪ ، ...‬اﻟ َْﻤ ْﺸ ِﺮق‪ ،‬اﻟْ َﻤ ْﻐ ِﺮب‪ِ ،‬ﻋ ْﻨ َﺪ(‬
‫ﺖ ‪ ،‬أَِﻣﲑ ‪ُِ ،‬ﳏﺒّﻪ ‪ ،‬ﺗُـ ْﺒـ َﻌ ُ‬
‫) َﻋ ْﻬ ِﺪﻩ ‪ُ ،‬ﺣ ِﻔﻈَ ْ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫‪َ .1‬وﺻﻴﻨَﺖ اﻟ ُﻜﺘُ ُ‬
‫‪128‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .2‬وِﰲ َزﻣ ِﻦ اﻟْﻤﺄﻣ ِ‬
‫ﻮن أُ ْﻛ ِﺮَم اﻟْﻌُﻠَ َﻤﺎءُ‪.‬‬
‫َ َ َُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻤﺔٌ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﺗَ َﻜ ﱠﻮﻧَ ْ‬
‫ﺖ ﻟَ َﺪى اﳌﺄ ُْﻣﻮن َﻣﻜْﺘَﺒَﺔٌ َﻋﻈ َ‬
‫ِِ‬
‫‪ِ .4‬ﻣﻦ ِﺷﺪ ِ‬
‫ﺎن ِ‬
‫ﺐ ﺻﺎ َﱀَ ﺣﺎﻛِﻢ ﻗُـ ْﺒـﺮص َﻋﻠَﻰ أ ْن ﺗُـﺮﺳﻞ ُﻛﺘُﺐ اﻟﻴﻮﻧَ ِ‬
‫إﻟﻴﻪ‪.‬‬
‫ﱠة ُﺣ ﱢ‬
‫ََْ ُ ُ‬
‫ْ‬
‫ﺐ اﻟ َْﻤ ُﺄﻣﻮن ﻟ ْﻠ ُﻜﺘُ ِ َ َ ُ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺿﺎﻓَﺔ إ َﱃ َﻣﺎ ُﲪﻞ إﻟ َْﻴﻪ ﻣ ْﻦ ُﻛﺘُ ِ‬
‫ﺐ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ ْﺮق واﻟْﻐَ ْﺮب‪.‬‬
‫‪ .5‬ﺑﺎ ِﻹ َ‬
‫َ‬
‫‪3. Aşağıdaki kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimeler‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ب‪ ،‬ﺗُـ ْﻬ َﺪم‪ِ ،‬رﺑْﺢ‪ ،‬ﻳُﻜْﺘَ ُﻢ‪ ،‬ﺗُـ ْﻌﻄَﻰ(‬
‫ﻲء َإﱃ‪َ ،‬ﺣ َﺎر َ‬
‫) ُﻣ ْﺒﻐﺾ‪ ،‬اﳉَ ْﻬﻞ‪ ،‬اﳉَُﻬﻼَء‪ ،‬أُﺳ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻢ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﻋﻤ َﻞ اﳌﺄ ُْﻣﻮ ُن َﻋﻠَﻰ أ ْن ﻳُـ ْﻨ َﺸ َﺮ اﻟﻌﻠ ُ‬
‫‪َ .2‬وَﻛﺎ َن ُِﳏﺒًّﺎ ﻟ ْﻠ ِﻌﻠ ِْﻢ َواﻟْﻌُﻠَ َﻤ ِﺎء‪.‬‬
‫‪َ .3‬وِﰲ َزَﻣﻨِ ِﻪ أُ ْﻛ ِﺮَم اﻟْﻌُﻠَ َﻤﺎءُ‪.‬‬
‫ﻚ اﻟ ﱡﺮ ِوم َﻋﻠَﻰ أ ْن ﺗُـ ْﺆ َﺧ َﺬ اﻟ ُﻜﺘُﺐ‪.‬‬
‫ﺻﺎ َﱀَ اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮ ُن َﻣﻠِ َ‬
‫‪َ .4‬‬
‫ِ‬
‫ﻀ َﺎرِة‪.‬‬
‫‪َ .5‬وَﻛﺎﻧَ ْ‬
‫ﻴﻤﺔً ﻟِﻠ ِْﻌﻠ ِْﻢ َوا ْﳊَ َ‬
‫ﺖ َوﻓَﺎﺗُﻪُ َﺧ َﺴ َﺎرًة َﻋﻈ َ‬
‫‪4. Aşağıda verilen cümlelerden ilk gruptakilerde mâzî fiiller ma‘lûm‬‬
‫‪yapıda olup merfû‘ları fâilleridir. İkinci gruptakilerde fiiller meçhul‬‬
‫‪yapıya dönüştürülmüş olup merfûları nâibu’l-fâileridir. Her iki‬‬
‫‪grubu dikkatle inceleyerek cümlelerde oluşan değişiklikleri ve fâil ve‬‬
‫‪nâibu’l-fâilleri tespit ediniz.‬‬
‫اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔ اﻟﺜﺎﻧﻴﺔ‬
‫‪ .1‬أُ ْﻛ ِﺮَم اﻟﻌُﻠَ َﻤﺎءُ‬
‫ب ِ‬
‫‪ُِ .2‬‬
‫ﺸ ْﺮ ِق َواﻟﻐَ ْﺮ ِ‬
‫ﺐ اﻟ ﱠ‬
‫إﻟﻴﻪ‬
‫ﲪﻠَ ْ‬
‫ﺖ ُﻛﺘُ ُ‬
‫‪ِ .3‬‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫ﺻﻴﻨَ ْ‬
‫ﺖ اﻟ ُﻜﺘُ ُ‬
‫ﺖ ِﻋﻨَﺎﻳَـﺘُﻪُ ﻟِﻠ ِْﻌﻠ ِْﻢ‪.‬‬
‫‪ُ .4‬و ﱢﺟ َﻬ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺲ اﻟ ِْﻌﻠ ِْﻤﻴﱠﺔُ‪.‬‬
‫‪ .5‬ﻋُﻘ َﺪت اﻟ َْﻤ َﺠﺎﻟ ُ‬
‫‪ .6‬اﺳﺘُ ْﺨ ِﺪم اﻟْﻤ ْﻨـﻬﺞ ِ‬
‫اﻟﻌﻠ ِْﻤ ﱡﻲ‪.‬‬
‫ْ َ َ َُ‬
‫اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔ اﻷوﱃ‬
‫ﺎء‬
‫أَ ْﻛ َﺮَم اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮ ُن اﻟْﻌُﻠَ َﻤ َ‬
‫ﺸ ْﺮ ِق َواﻟْﻐَ ْﺮ ِ‬
‫ﺐ اﻟ ﱠ‬
‫ب إِﻟ َْﻴ ِﻪ‬
‫ﱠﺎس ُﻛﺘُ َ‬
‫َﲪَ َﻞ اﻟﻨ ُ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﺻﺎ َن اﳌَﺄ ُْﻣﻮ ُن اﻟ ُﻜﺘُ َ‬
‫َو ﱠﺟﻪَ اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮ ُن ِﻋﻨَﺎﻳَـﺘَﻪُ ﻟِﻠ ِْﻌﻠ ِْﻢ‪.‬‬
‫َﻋ َﻘ َﺪ اﳌﺄْﻣﻮ ُن اﻟْﻤﺠﺎﻟِﺲ ِ‬
‫اﻟﻌﻠ ِْﻤﻴﱠﺔَ‪.‬‬
‫ُ‬
‫ََ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اِ ْﺳﺘَ ْﺨ َﺪ َم اﻟﻌُﻠَ َﻤﺎءُ اﳌَْﻨـ َﻬ َﺞ اﻟﻌﻠْﻤ ﱠﻲ‪.‬‬
‫‪5. Aşağıda verilen cümlelerden ilk gruptakilerde muzârî fiiller ma‘lûm‬‬
‫‪yapıda olup merfû‘ları fâilleridir. İkinci grptakilerde fiiller meçhul‬‬
‫‪yapıya dönüştürülmüş olup merfûları nâibu’l-fâileridir. Her iki grubu‬‬
‫‪dikkatle inceleyerek cümlelerde oluşan değişiklikleri ve fâil ve‬‬
‫‪nâibu’l-fâilleri tespit ediniz.‬‬
‫اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔ اﻟﺜﺎﻧﻴﺔ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻢ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﻋﻤ َﻞ اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮ ُن َﻋﻠَﻰ أ ْن ﻳُـ ْﻨ َﺸ َﺮ اﻟﻌﻠ ُ‬
‫اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔ اﻷوﱃ‬
‫َﻋ ِﻤﻞ اﻟْﻤﺄْﻣﻮ ُن َﻋﻠَﻰ أ ْن ﻳـ ْﻨ ُ ِ‬
‫ْﻢ‪.‬‬
‫َ َُ‬
‫َ‬
‫ﺸ َﺮ اﻟﻌﻠ َ‬
‫‪129‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫ﻳـ ْﺒ ِﲏ اﻟْﻤﺄْﻣﻮ ُن اﻟْﻤﻜْﺘَﺒ‬
.‫ﺎت‬
َ َ
َُ
َ
ِ ‫ﻳـﺰور اﻟﻄﱠﻠَﺒﺔُ اﻟْﻤﻜْﺘَﺒ‬
.‫ﺎت‬
َ َ َ ُ َُ
.‫ﺐ اﻟ ُﻘ َﺪ َﻣ ِﺎء‬
ُ ‫ﻳَﺄ‬
َ ُ‫ْﺧ ُﺬ اﻟ َْﻤﺄ ُْﻣﻮ ُن ُﻛﺘ‬
‫ﺎت‬
ُ َ‫ ﺗُـ ْﺒـ َﲎ اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒ‬.2
.‫ﺎت‬
ُ َ‫ ﺗُـ َﺰ ُار اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒ‬.3
.‫ﺐ اﻟْ ُﻘ َﺪ َﻣﺎ ِء‬
ُ ُ‫ ﺗُـ ْﺆ َﺧ ُﺬ ُﻛﺘ‬.4
6. Aşağıdaki Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılığı hangisidir?
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ
ِ َ‫ﺐ اﻟﻴﻮﻧ‬
ِ ‫ﺐ اﻟْﻤﺄْﻣ‬
ِ ُ‫ﻮن ﻟِ ْﻠ ُﻜﺘ‬
‫ﺎن إﻟ َْﻴ ِﻪ‬
َ ‫ﺐ‬
ُ ِ ُ‫ص َﻋﻠَﻰ أَ ْن ﻳُـ ْﺮﺳ َﻞ ﺧ َﺰاﻧَﺔَ ُﻛﺘ‬
ُ َ ‫ﻣ ْﻦ ﺷﺪﱠة ُﺣ ﱢ‬.
َ ‫اﱄ اﳉ ِﺰ َﻳﺮة ﻗُـ ْﺒـ ُﺮ‬
َ ِ ‫ﺻﺎ َﱀَ َو‬
a. Me’mûn kitapları çok seviyordu. Kıbrıs adası valisiyle, Yunan
kütüphanesini kendisine göndermesi şartıyla anlaşma yaptı.
b. Me’mûn kitapları çok sevdiğinden dolayı Kıbrıs adası valisiyle, Yunan
kütüphanesini kendisine vermesi için anlaşma yaptı.
c. Me’mûn kitapları çok sevdiğinden dolayı Kıbrıs adası valisiyle, Yunan
kütüphanesini kendisine göndermesi şartıyla anlaşma yaptı.
d. Me’mûn kitapları çok sevdiğinden dolayı Bizans imparatoruyla, Yunan
kütüphanesini kendisine göndermesi şartıyla anlaşma yaptı.
e. Me’mûn kitapları çok severdi. Kıbrıs adası valisiyle, Yunan kütüphanesini
kendisine göndermesi şartıyla anlaşma yapmayı teklif etti.
7. Aşağıdaki Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılığı hangisidir?
ِ ُ ‫ﺎت وﺗُـ َﻘﺎم اﻟْﻤﻨَﺎﻗَ َﺸ‬
ِ ُ ‫ْﻤ ِﻪ َﻋﻠَﻰ أ ْن ﻳـ ْﻨ‬
ِ ‫ﻋ ِﻤﻞ اﻟْﻤﺄْﻣﻮ ُن ِﺧﻼَ َل ﺣﻜ‬.
‫ﲔ اﻟْﻌُﻠَ َﻤ ِﺎء‬
َْ ‫ﺎت اﻟْﻌﻠ ِْﻤﻴﱠﺔُ ﺑَـ‬
ُ
َُ َ َ
َ
ُ َ َ ُ َ‫ْﻢ َوﺗُـ ْﻨ َﱮ اﻟ ْْﻤ َﻜﺘَﺒ‬
َ ‫ﺸ َﺮ اﻟﻌﻠ‬
a. Me’mûn hükümdarlığı sırasında, ilmin yayılması kütüphanelerin yapılması
ve âlimler arasında ilmî tartışmaların yapılması için çalıştı.
b. Me’mûn hükümdarlığı sırasında, kütüphanelerin yapılması ve âlimler
arasında ilmî tartışmaların yapılması için çalıştı.
c. Me’mûn hükümdarlığı sırasında, ilmin yayıldı kütüphanelerin yapıldı ve
âlimler arasında ilmî tartışmaların yapılması için çalıştı.
d. Me’mûn hükümdarlığı sırasında, ilmin yayılması kütüphanelerin
yapılmasını istedi ve âlimler arasında ilmî tartışmaların yapılması için
emir verdi.
e. Me’mûn hükümdarlığı sırasında, ilim yayıldı kütüphanelerin yapıldı ve
âlimler arasında ilmî tartışmaların yapılması için çalışanlara yardımcı
oldu.
DİL BİLGİSİ
NÂİBU’L-FÂİL (SÖZDE ÖZNE)
Konumuz nâibu’l-fâil olmakla birlikte aralarında çok yakın bir ilgi
bulunduğu için fâil hakkındaki bilgilerimizi kısaca hatırlamamız faydalı
olacaktır.
130
Biz bir işi, bir oluşu anlatırken işi yapanı biliyorsak fiille birlikte fâili
(öznesini) de zikrederiz. Yani o eylemi kimin yaptığını belirtmiş, fiili fâile
nispet etmiş oluruz. Aşağıdaki cümleleri bu açıdan inceleyiniz:
Ali
dersini
Özne (fâil)
ُ‫َد ْر َﺳﻪ‬
anladı.
Yüklem/Fiil
‫َﻋﻠِ ﱞﻲ‬
fâil/özne
‫ﻓَ ِﻬ َﻢ‬
fiil/yüklem
‫َﺧ َﺮ َج َْﳏ ُﻤﻮ ٌد ِﻣ َﻦ اﻟﺪﱠا ِر‬
Mahmut evden
çıktı.
Özne (fâil)
Yüklem/Fiil
fâil/özne
fiil/yüklem
Burada bir hususa dikkat etmeliyiz. Arapça cümle yapısıyla Türkçe cümle
yapısında görünüşte bir zıtlık vardır. Türkçe açısından buna özellikle dikkat
edilmelidir. Türkçe bir cümlede özne (fâil) cümlenin başında, yüklem sonunda
gelirken; Arapçada önce fiil (yüklem), sonra fâil yer almaktadır. Yukarıdaki iki
örnekte bu özellik açıkça görülmektedir.
Fâil (özne) bilindiği ve cümlede zikredildiği zaman fiilin yapısı/çatısı
ma‘lûm yapıda olarak söylenir.
Not: Bu konun açıklanmasına geçmeden önce, Arapça gramer derslerinde
sıkça kullanılan ma‘lûm fiil (‫اﻟﻔﻌﻞ اﳌﻌﻠﻮم‬bilinen fiil) teriminin aslı hakkında kısa bir
uyarıda bulunmak yararlı olacaktır. Bu terimin aslı ‫اﳌﻌﻠﻮم ﻓﺎﻋﻠُﻪ‬
‫اﻟﻔﻌﻞ‬
yani (fâili
ُ
ُ
bilinen fiil) şeklindedir. Aslı bu şekildeyken uzunca bir terimi tekrar etmekten
ِ
kurtulmak için kısaltılmış ve ‫ﻮم‬
ُ ُ‫ اﻟﻔ ْﻌ ُﻞ اﻟ َْﻤ ْﻌﻠ‬kısaca (ma‘lûm/bilinen fiil) şeklini
almıştır. Oysa tam ve doğru şekil yukarıda belirttiğimiz şekildir. Zira burada
ma‘lûm olan fiil değil, fâildir. Bu açılımını bilmeden kitaplarda bu ifadeyi
okuyan ve Türkçe olarak anlamaya çalışanlar, yanılmakta ve şaşırmaktadırlar.
Bir cümlede fâili (özne) nasıl bulacağız?
Aslında fâili bulmak çok kolaydır. Türkçe bir cümlede özneyi bulmak için,
yüklemden önce “kim?” ya da “ne?” sorularından biri sorulur; alınan cevap
öznedir. Örnek olarak şu atasözümüzü ele alalım: At ölür, meydan kalır;
yiğit ölür, şan kalır”. Şimdi, bu iki cümlenin birinci kısımları için “kim
ölür?” diye sorunca “at” ve “yiğit” cevaplarını alırız. Şu halde bu kelimeler
öznedir. Aynı şekilde atasözündeki ikinci kısımlar için “Ne kalır?” diye
sorduğumuzda “meydan” ve “şan” cevaplarını alırız ki, bunlar da o iki
cümlenin öznesidir.
Bu öğrendiğimizi Arapça bir cümle üzerinde uygulayalım:
Çocuk kalemi kırdı
‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ اﻟ َﻘﻠَ َﻢ‬
َ ‫َﻛ َﺴ َﺮ‬
Bu cümlede aynı soruları soralım. Kalemi kim kırdı? ‫ﺴ َﺮ اﻟ َﻘﻠَ َﻢ؟‬
َ ‫َﻣ ْﻦ َﻛ‬
Alınacak cevap ‫ اﻟﻮﻟ ُﺪ‬yani “çocuk”tur. Demek ki cümlemizdeki fâil/özne ‫اﻟﻮﻟﺪ‬
kelimesidir ve önceki derslerden hatırladığımız üzere fâil i‘râb bakımından
merfûdur. Karşımıza çıkacak Arapça cümlelerin hepsinde bu yöntemi
uygulayarak fâili kolayca bulabiliriz.
131
Fâillle ilgili bazı özellikleri kısaca hatırladıktan sonra nâibu’l-fâil (sözde
özne) konusuna girebiliriz. Nâibu’l-fâilin yer aldığı cümlelerde yukarıda
gördüğümüz cümle yapılarından bazı farklılıklar görülür. Bu değişikliklere
dikkat edildiği takdirde nâibu’l-fâil konusu da kolayca anlaşılacaktır.
Görüldüğü gibi yukarıdaki cümlelerin ögeleri Arapça normal kurallı cümle
yapısına uygun olarak sıralanmıştır. Yani;
ِ
‫اﳌﻔﻌﻮل ﺑﻪ‬+ ‫ اﻟﻔﺎﻋﻞ‬+‫اﻟﻔ ْﻌﻞ‬
Fiil + Fâil + Mefûl
Yüklem + Özne + Nesne (düz tümleç)
ِ‫ﱠ‬
‫ﻮرَة‬
‫ﺐ اﻟ ﱠ‬
َ ‫ﺴﺒﱡ‬
ُ ‫َﻣ َﺴ َﺢ اﻟﻄﺎﻟ‬
Öğrenci yazı tahtasını sildi.
Nâibu’l-Fâilin Tanımı
Arapça fiil cümlelerin bu normal sıralanışında bazen değişiklikler olur. Şöyle
ki insanlar anlatmak istedikleri fiilin fâilini bilmemeleri veya başka bir
sebeple kurdukları cümlede zikretmezler. İşte bu durumlarda kullanılan fiilin
yapısı ma‘lûmdan (etken çatı) mechûle (edilgen yapıya) dönüşür. Fâil
zikredilmemiş olunca cümledeki mef‘ûlün bih sarîh (nesne/düz tümleç)
onun yerine geçer ve fâilin irâbını alır. Böylece gerçekte mefûlun bih sarîh
(nesne/düz tümleç) olan ve görünüşte fâil yerine geçmiş olan kelimeye
nâibu’l-fâil (fâilin vekili/sözde özne) denir.
Adam kapıyı açtı
‫ﺎب‬
َ َ‫ﻓَـﺘَ َﺢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻟﺒ‬
Öğretmen dersi yazdı
‫س‬
ْ ‫س اﻟﺪ‬
َ َ‫َﻛﺘ‬
َ ‫ﱠر‬
ُ ‫ﺐ اﳌَُﺪ ﱢر‬
Ahmet Kur’ân’ı ezberledi
‫أﲪَ ُﺪ اﻟ ُﻘ ْﺮآ َن‬
َ ‫َﺣ ِﻔ‬
ْ ‫ﻆ‬
Misafir, kahve içti.
‫ﻒ اﻟ َﻘ ْﻬ َﻮَة‬
ُ ‫ب اﻟﻀ ْﱠﻴ‬
َ ‫ َﺷ ِﺮ‬.
ِ ِ ‫ﺗَﻜْﺘ‬
Bu kadın bir mektup yazıyor.ً‫ْﻤ ْﺮأةُ ِر َﺳﺎﻟَﺔ‬
َ ‫ﺐ َﻫﺬﻩ اﻟ‬
ُُ
Şimdi bu cümlelerdeki fiillerin yapısını mechûl kalıba çevirir ve fâilleri
de kaldırırsak mefûlün bihler nâibu’l-fâil olur ve i‘râb bakımından da merfû
duruma gelir:
Kapı açıldı
Ders yazıldı
Kur’ân ezberlendi
ِ
‫ﺎب‬
ُ َ‫ﻓُﺘ َﺢ اﻟﺒ‬
ِ
‫س‬
ْ ‫ﺐ اﻟﺪ‬
َ ‫ُﻛﺘ‬
ُ ‫ﱠر‬
‫ﻆ اﻟ ُﻘ ْﺮآ ُن‬
َ ‫ُﺣ ِﻔ‬
Fiili, ma‘lûm yapıda (etken çatı) olan bir cümlede birden fazla mefûlün
bih varsa, fiil mechûl (edilgen) kalıba çevirilince birinci mefûlün bih, nâibu’lfâil olur, i‘râb bakımından mansûb iken merfû‘a dönüşür; diğer mef‘ulün
bihler olduğu gibi kalır, onlarda değişiklik olmaz.
132
ِ
َ‫اﻟﻜﺘَﺎﺑَﺔ‬
Öğrenciye yazı yazma öğretildi.
2. Mefûl
1. Mefûl
‫اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻤﻴ َﺬ‬
‫َﻋﻠﱠ َﻢ‬
Fâil Fiil (malûm yapıda)
ِ
. َ‫اﻟﻜﺘَﺎﺑَﺔ‬
‫اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻤﻴ ُﺬ‬
Öğrenciye yazı yazma öğretildi.
‫س‬
ُ ‫اﳌَُﺪ ﱢر‬
‫ﻋُﻠﱢ َﻢ‬
Mefûl Nâibu’-fâil Fiil
Baba çocuğa Salih adını verdi.
ِ ‫اﻟﻮﻟَ َﺪ ﺻ‬
‫ﺎﳊًﺎ‬
َ
َ
‫اﻟﻮاﻟِ ُﺪ‬
َ ‫ﲰﱠﻰ‬
2. Mefûl 1. Mefûl Fâil
ِ ‫ُﲰﱢﻲ اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﺻ‬
‫ﺎﳊًﺎ‬
َ َ َ
‫اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻟ َﻔ ِﻘ َﲑ ِدﻳﻨَ ًﺎرا‬
Çocuğa Salih adı verildi.
Adam fakire bir dinar verdi.
Fiil (malûm)
‫أَ ْﻋﻄَﻰ‬
2. Mefûl 1. Mefûl Fâil Fiil (malûm)
‫ِدﻳـﻨَ ًﺎرا‬
Fakire bir dinar verildi.
ِ
ُ‫اﻟ َﻔﻘﲑ‬
‫أُ ْﻋ ِﻄ َﻲ‬
Mefûl Nâibu’-fâil
Fiil
Şimdi nâibu’l-fâille ilgili kâideleri örnekleriyle daha geniş bir şekilde
anlatalım:
Sülâsî Mücerred Fiillerin Nâibu’l-Fâilleri
Sülâsî mücerred bir fiil, mâzî mechûl kalıbına alınırken, fiilin ilk harfi
dammeli (zammeli), ortadaki harfi kesralı yapılır.
ِ ‫“ ُﻛﺘِﺒ‬Makâle yazıldı” gibi. Aynı sülâsî fiil, mechûl muzârî
Meselâ ُ‫ﺖ اﳌََﻘﺎﻟَﺔ‬
َ
kalıbına alınırken muzâraat harfi dammeli, aynu’l-fiili fethalı yapılır. Meselâ
ُ‫ﺐ اﳌََﻘﺎﻟَﺔ‬
ُ َ‫“ ﺗُﻜْﺘ‬Makâle yazılıyor” cümlesinde böyledir.
Ef‘âl-i kulûb’un (bilmek ve zannetmek gibi kalbin yaptığı işleri bildiren
fiiller) ikinci mef‘ûlleri, nâibu’l-fâil durumuna getirilemezler. Meselâ, ‫ﺖ‬
ُ ‫َﺣ ِﺴ ْﺒ‬
ِ
‫“ ُﳏَ ﱠﻤ ًﺪا َذاﻫﺒًﺎ‬Muhammed’i gidiyor sandım”, ifâdesinde, ikinci mef‘ûl ‫َذ ِاﻫﺒًﺎ‬
kelimesidir ve nâibu’l-fâil yerini alamaz.
Mezîd Fiillerin Nâibu’l-Fâilleri
Mezîd fiil, (‫ )ﺗـ‬ile başlıyorsa mâzînin ikinci harfi birinci harfi gibi dammeli,
ِ ‫“ ﺗُـﻌﻠﱢﻤ‬Yüzme
sondan bir önceki harfi de kesralı yapılır. Meselâ ُ‫ﺎﺣﺔ‬
‫ﺖ اﻟ ﱢ‬
َ َ‫ﺴﺒ‬
َُ
ِ
ِ
ِ
öğrenildi” ve ‫“ ﺗُـ ُﻘﻮﺗ َﻞ ﰲ اﻟ َْﻤ ْﻴ َﺪان‬Meydanda savaşıldı” gibi. Aynı kalıptakilerin
muzâri mechûlleri, muzâraat harflerinin dammeli, aynu’l-fiillerinin (ikinci
harflerinin) fethalı, sondan bir önceki harfin de fethalı olmasıyla yapılır.
‫“ ﻳُـﺘَـ َﻘﺎﺗَ ُﻞ ﻟﻠ ﱠ‬Şeref için savaşılır”.
Meselâ ُ‫ﺎﺣﺔ‬
‫“ ﺗُـﺘَـ َﻌﻠﱠ ُﻢ اﻟ ﱢ‬Yüzme öğrenilir” ve ‫ﺸ َﺮف‬
َ َ‫ﺴﺒ‬
Mezîd fiiller vasıl hemzesi (hemzetu’l-vasl) ile başlıyorsa, mâzîde fiilin
birinci ve üçüncü harfleri damme, sondan bir önceki harfi de kesra olur.
133
ِ ‫ﻆ ﺑِﺎﻟ‬
ِ َ‫ْﻜﺘ‬
Meselâ ‫ﺎب‬
َ ‫“ اُ ْﺣﺘُ ِﻔ‬Kitap muhâfaza edildi” gibi. Muzârîde ise muzâraat
harfi damme ve sondan bir önceki ise fetha olur. Meselâ ‫ﻆ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ‬
ُ َ‫“ ُﻫ َﻮ ُﳛَﺎﻓ‬O,
muhâfaza edilir” gibi.
ِ
Mâzî fiil, ‫ﺎب‬
َ ‫“ ا ْﺳﺘَ َﺠ‬kabul etti” gibi, vasıl hemzesiyle başlayıp sonundan bir
ِ
önceki harf elif ise, bu elif ‫ ي‬harfine dönüştürülür. Meselâ ُ‫ﱡﻋﺎء‬
َ ‫ﻴﺐ اﻟﺪ‬
َ ‫“ اُ ْﺳﺘُﺠ‬Dua
kabul edildi” gibi. Muzârîde ise muzâraat harfi dammeli olur. Fakat bu
sıygada elif, olduğu gibi muhâfaza edilir.
Üç mef‘ûle geçişli olan ‫“ أَ ْﻋﻠَ َﻢ‬bildirdi” fiilinin üçüncü mef‘ûlleri de
nâibu’l-fâil olarak kullanılmazlar.
Malûm yapıdaki müteaddî (geçişli) bir fiil, mechûl yapıya
dönüştürülünce, cümledeki mefûlün bih sarîh(nesne: düz tümleç) nâibu’l-fâil
ِ ‫ )ﻧَﺎﺋِﺐ‬yerine geçtiği için merfû olur.
olur ve mansûb iken nâibu’l-fâil (‫اﻟﻔﺎﻋﻞ‬
ُ
Önceki derslerde öğrenmiş olduğumuz fiil-fâil uygunluğu, fiil ile nâibu’l-fâil
arasında da aynen geçerlidir. Örnekleri inceleyiniz:
‫اﻟﺪرس‬
‫ﻠﻴﻞ‬
َ َ‫َﻛﺘ‬
َ
ٌ ‫ﺐ َﺧ‬
ِ
‫س‬
ْ ‫ﺐ اﻟﺪ‬
َ ‫ُﻛﺘ‬
ُ ‫ﱠر‬
ِ َ‫ﺖ ﻓ‬
‫ﺎﻃ َﻤﺔُ اﻟﻨﱠﺎﻓِ َﺬ َة‬
ْ ‫ﻓَـﺘَ َﺤ‬
Halil dersi yazdı.
Ders yazıldı.
Fatma pencereyi açtı.
ِ ‫ﻓُﺘِﺤ‬
ُ‫ﺖ اﻟﻨﱠﺎﻓِ َﺬة‬
َ
Pencere açıldı.
ِ ‫ﺖ ا ْﳉﻤﻠَﺔَ ِ ِﺬ ِﻩ اﻟْ َﻜﻠِﻤ‬
Cümleyi bu kelimelerle oluşturdum. ‫ﺎت‬
َ ْ ُ ُ ْ‫ َﻛ ﱠﻮﻧ‬.
َ
ِ َ‫ ُﻛ ﱢﻮﻧ‬.
ُ‫ﺖ ا ْﳉُ ْﻤﻠَﺔ‬
Cümle oluşturuldu.
Fâil Hazfedildikten Sonra Fâilin Yerine Geçen Ögeler:
Cümlede fâil hazfedildikten sonra yerine geçen ögeler şunlardır:
1. Mef‘ûlün bih: Birden fazla mefûl alan ma‘lûm yapıdaki fiil, mechûl
yapıya çevrilince, ilk mefûlün bih, nâibu’l-fâil olur.
Hoca, öğrenciye bir kitap verdi.
Öğrenciye bir kitap verildi.
Anne kıza Saliha adını verdi.
Kıza Saliha adı verildi.
Allah, İbrahim’i dost edindi.
ِ‫ﱠ‬
ً‫ﺐ ﻛِﺘَﺎﺑﺎ‬
ْ ‫أَ ْﻋﻄَﻰ‬
َ ‫اﻷﺳﺘَﺎذُ اﻟﻄﺎﻟ‬
ِ‫ِ ﱠ‬
ً‫ﺐ ﻛِﺘَﺎﺑﺎ‬
ُ ‫أُ ْﻋﻄ َﻲ اﻟﻄﺎﻟ‬
ِ ‫ﺖﺻ‬
ً‫ﺎﳊَﺔ‬
ْ ‫ﲰ‬
َ َ ‫ﱠﺖ اﻷ ﱡم اﻟﺒِْﻨ‬
ِ ‫ﺖﺻ‬
ِ
ً‫ﺎﳊَﺔ‬
َ ُ ‫ُﲰﱢﻴَﺖ اﻟْﺒِْﻨ‬
ِ
‫ِﱠ‬
ً‫ﻴﻢ َﺧﻠِﻴﻼ‬
َ ‫اﲣَ َﺬ اﷲُ إﺑْـ َﺮاﻫ‬
ِ ِ ِ‫ﱡ‬
ً‫ﻴﻢ َﺧﻠِﻴﻼ‬
ُ ‫اُﲣ َﺬ إﺑْـ َﺮاﻫ‬
İbrahim, dost edinildi.
2. Câr ve Mecrûr: Cümledeki fiil, lâzım (geçişsiz/mefûlün bih sarîh
almayan) bir fiil ise, mechûl yapıya dönüştürülünce, câr ve mecrûr nâibu’l-
134
fâil olur. Böyle durumlarda nâibu’l-fâil lafzan değil, mahallen (yani
bulunduğu yer itibariyle) merfû sayılır. Örneklerini inceleyiniz:
ِ ‫ﺟﻠَﺲ اﻟﻄﱡﻼﱠب َﻋﻠَﻰ اﻟ َﻜﺮ‬.
Öğrenciler sandalyelere oturdular. ‫اﺳﻲ‬
ُ
َ
َ َ
ِ ‫ﺟﻠِﺲ َﻋﻠَﻰ اﻟ َﻜﺮ‬.
‫اﺳﻲ‬
َ
َ ُ
Sandalyelere oturuldu.
‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﺑِﺎﻟ َﻘﻠَ ِﻢ‬
َ
َ ‫ﺎء‬
َ ‫ﺟ‬.
Çocuk kalemi getirdi.
ِ
‫ﻲء ﺑِﺎﻟ َﻘﻠَ ِﻢ‬
َ ‫ﺟ‬.
Kalem getirildi.
‫ت ِِْﻨ ٍﺪ‬
ُ ‫ﻣ َﺮْر‬.
َ
Hind’e uğradım.
‫ﻣ ﱠﺮ ِِْﻨ ٍﺪ‬.
ُ
Hind’e uğranıldı.
Araplar, Arap tarzını muhâfaza ettiler.
‫اﻟﻌ َﺮِ ﱠﰊ‬
َ ‫اِ ْﺣﺘَـ َﻔ‬
َ ‫ب اﻟﻄﱠﺎﺑَ َﻊ‬
َ ‫ﻆ‬
ُ ‫اﻟﻌ َﺮ‬
‫اﻟﻌ َﺮِ ﱡﰊ‬
َ ‫اُ ْﺣﺘُ ِﻔ‬.
َ ‫ﻆ اﻟﻄﱠﺎﺑَ ُﻊ‬
Arap tarzı muhâfaza edildi.
Nâibu’l-fâil, câr ve mecrûr olduğu zaman dikkat edilmesi gereken önemli bir
nokta vardır. Bu mechûl (edilgen) yapı içinde baştaki fiil dâimâ müfredmüzekker olarak kalır. Nâibu’l-fâilin, müsennâ (ikil), mecmû (çoğul), müzekker
(eril), müennes (dişil) şekillerine aktarılmasını sağlayan kısım cer harfinden
sonra gelen isim ve zamirlerdir. Başka bir ifadeyle, nicelik ve cinsiyet
konusundaki değişiklikler, fiilde değil, cer harfinden sonra gelen, bu isim ve
zamirde yapılacak değişikliklerle elde edilir. Örnekleri inceleyiniz:
ٍ ‫ ُﻣ ﱠﺮ ﺑِ ِﺮ َﺟ‬، ‫ﲔ‬
ِ ْ َ‫ ُﻣ ﱠﺮ ﺑَِﺮ ُﺟﻠ‬، ‫ُﻣ ﱠﺮ ﺑَِﺮ ُﺟ ٍﻞ‬
‫ﺎل‬
ٍ ِ
ِ
ِ
ِ
‫ﱢﺴ ِﺎء‬
َ ‫ ُﻣ ﱠﺮ ﺑﺎﻟﻨ‬،‫ ُﻣ ﱠﺮ ﺑ ْﺎﻣ َﺮأَﺗَـ ْﲔ‬، ‫ُﻣ ﱠﺮ ﺑ ْﺎﻣ َﺮأَة‬
‫ ُﻣ ﱠﺮ ِِ ْﻢ‬،‫ ُﻣ ﱠﺮ ِِ َﻤﺎ‬،‫ُﻣ ﱠﺮ ﺑِ ِﻪ‬
‫ ُﻣ ﱠﺮ ﺑِ ُﻜ ْﻢ‬، ‫ ُﻣ ﱠﺮ ﺑِ ُﻜ َﻤﺎ‬، ‫ﻚ‬
َ ِ‫ُﻣ ﱠﺮ ﺑ‬
3. Masdar: Cümlede câr ve mecrûr yoksa, masdar nâibu’l-fâil olur.
ِ ْ ‫ﺿ ْﺮﺑَـﺘَـ‬
‫ﲔ‬
َ ‫ﺖ‬
َ.
ُ ْ‫ﺿ َﺮﺑ‬
İki kere vurdum.
ِ ‫ﺿﺮﺑ‬
‫ﺎن‬
ُ
َ ‫ﺿ ِﺮ‬
َْ َ ‫ب‬
Peygamber (s.a.v.) tam bir oruç tuttu.ً‫ﺻ ْﻮًﻣﺎ َﻛ ِﺎﻣﻼ‬
َ (‫ﺻﺎَ َم اﻟﻨﱯ )ص‬
İki kere vuruldu.
Tam bir oruç tutuldu.
Öğrenci, yazlıkta bir ay geçirdi.
Yazlıkta bir ay geçirildi.
ِ
‫ﺎﻣﻞ‬
َ ‫ﻴﻢ‬
ٌ ‫ﺻ ْﻮٌم َﻛ‬
َ‫ﺻ‬
ِ ‫ﻀﻰ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ َﺷ ْﻬﺮا ِﰲ اﻟْﻤ‬
ِ ‫ﺼ‬
‫ﻴﻒ‬
َ َ‫ﻗ‬
َ
ً ُ
ِ ‫ﻀﻲ َﺷ ْﻬﺮ ِﰲ اﻟْﻤ‬
ِ
ِ ‫ﺼ‬
‫ﻴﻒ‬
ٌ َ ُ‫ﻗ‬
َ
4. Zaman zarfı (‫)ﻇﺮف اﻟﺰﻣﺎن‬, nâibu’l-fâil olabilir.
ِ ْ ِ‫ﻮم اﳌُ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن ﻳَـ ْﻮَم اﻻﺛْﻨ‬
Müslümanlar Pazartesi günü oruç tutarlar.‫ﲔ‬
ُ َ‫ﻳ‬
ُ ‫ﺼ‬
ِ ‫ﺼﺎم ﻳـﻮم‬
ِ ْ ‫اﻻﺛْـﻨَـ‬
Pazartesi günü oruç tutulur. ‫ﲔ‬
ُ ْ َ ُ َ ُ‫ﻳ‬
135
‫ﻀﺎ َن‬
َ ‫ﺻ ْﻤﻨَﺎ َرَﻣ‬
ُ
Ramazan’da oruç tuttuk.
ِ
‫ﻀﺎ ُن‬
َ ‫ﻴﻢ َرَﻣ‬
َ‫ﺻ‬
Ramazan’da oruç tutuldu.
5. Yer/mekân zarfı ‫ ﻇﺮف اﳌﻜﺎن‬nâibu’l-fâil olabilir:
ِ ‫ﺟﻠَﺲ اﻟﻮﻟَ ُﺪ أﻣﺎَم اﻟﺒـ ْﻴ‬
Çocuk evin önünde oturdu. ‫ﺖ‬
َ َ
َ َ َ
ِ
‫ﺲ أﻣﺎَ ُم اﻟﺪﱠا ِر‬
َ ‫ُﺟﻠ‬
Evin önünde oturuldu.
İsm-i Mensûb ve İsm-i Mef‘ûllerin Nâibu’l-Fâilleri
İsmu’l-mefûl ve ismu’l-mensûbun nâibu’l-fâilleri olabilir. Arap nahvinde
ismu’l-mef‘ûl (‫)اﺳﻢ اﳌﻔﻌﻮل‬ve ismu’l-mensûb (‫ )اﺳﻢ اﳌﻨﺴﻮب‬mechûl fiilleri gibi
amel ederler. Yani bunların yerine türedikleri fiillerin mechûlü konulsa nasıl
nâibu’l-fâil merfû olursa bunlardan sonra da öyle olur. Söz gelimi burada
ikinci cümledeki ma’lûm yerine mechûl yapıdakiُ‫ ﻳُـ ْﻌﻠَ ُﻢ ﻓﺎﻋﻠُﻪ‬/ ‫ ﻋُﻠِ َﻢ‬şekillerinden
ِ َ‫ ﻓ‬kelimesi nâibu’l-fâil olmak üzere merfû olur. Aşağıda
biriyle söylense ُ‫ﺎﻋﻠُﻪ‬
üçüncü cümlemizdeki ‫ َﻣ ﱢﻜﻴًّﺎ‬kelimesinin anlamı ‫ﻮب إﱃ ﻣ ﱠﻜﺔ‬
ٌ ‫ﺴ‬
ُ ‫ َﻣ ْﻨ‬şeklindedir.
ِ
Buradaki ‫ ﻣﻨﺴﻮب‬kelimesinin yerine de mechûl yapıdaki ‫ﺐ‬
ُ ‫ﻳُـ ْﻨ َﺴ‬/‫ﺐ‬
َ ‫ ﻧُﺴ‬fiillerinden
birisi konulsa nâibu’l-fâil olur.
َ‫ﺴﻮﺑًﺎ أﺑُﻮﻩُ َإﱃ َﻣ ﱠﻜﺔ‬
ُ ْ‫َرأَﻳ‬
ُ ‫ﺖ َر ُﺟﻼً َﻣ ْﻨ‬
Şu örneği bu açıdan inceleyiniz:
ِ ‫ﻳـ ْﻨﺒ ِﻐﻲ ﻟِﻠ‬
ُ‫ْﻤ ْﺴﻠ ِﻢ أَ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن ُﳏَ ﱠﻤ ِﺪﻳًّﺎ ُﺧﻠُ ُﻘﻪ‬
ََ
ُ
Müslümana ahlâkı Muhammedî olmak yakışır.
“Duribe” fâili mechûl bir fiildir.
ِ ٌ ‫ﺿ ِﺮب ﻓِﻌﻞ َْﳎﻬ‬
ُ‫ﻮل ﻓَﺎﻋﻠُﻪ‬
ُ ٌْ َ ُ
Bu, fâili malûm (bilinen) bir fiildir.
ِ ُ‫ﻫﺬا ﻓِﻌﻞ ﻣﻌﻠ‬
ُ‫ﻮم ﻓَﺎﻋﻠُﻪ‬
ٌ َْ ٌ ْ
Babası Mekkeli bir adam gördüm.
ُ ْ‫َرأَﻳ‬
ُ‫ﺖ َر ُﺟﻼً َﻣ ﱢﻜﻴًّﺎ أﺑُﻮﻩ‬
Arapça’da az da olsa bazı fiillerin mânâları öyle gerektirdiği için ma‘lûm
yapıları değil, mechûl yapıları kullanılır ve nâibu’l-fâillerini daima câr mecrûr
olarak alırlar.
Adam cadde ortasında bayıldı.
On üç saniye bayıldım sonra ayıldım.
‫ﻂ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸﺎرِِع‬
َ ‫أُ ْﻏ ِﻤ َﻲ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ِﻞ َو ْﺳ‬
‫ﻼث َﻋ ْﺸ َﺮَة ﺛَﺎﻧِﻴﺔً ﰒﱠ أﻓَـ ْﻘﺖ‬
َ َ‫ﻋﻠﻲ ﺛ‬
‫ﻏُ ِﺸ َﻲ ﱠ‬
Yukarıda ifâde edildiği gibi câr ve mecrûr durumundaki nâibu’l-fâiller
mahallen merfûdur.
Nâibu’l-fâil, câr-mecrûr veya zaman/mekan zarfı ise, bu durumda önceki
derslerde öğrenilmiş olan “fiil-fâil” ve “fiil-nâibu’l-fâil” uyumu geçerli olmaz
ve fiil daima müfred müzekker kalıbında bulunur.
136
Hâl, müstesnâ, mef‘ûlün ma‘ah, mef‘ûlün leh, fethalı kalmak zorunda olan
temyîz nâibu’l-fâil durumuna alınamazlar.
‫’ﻛﺎن‬nin haberi, nâibu’l-fâil durumuna getirilemez.
Cümlede nâibu’l-fâil yerine kullanılabilecek birden fazla kelime
ِ ِ ‫“ ِزﻳ َﺪ ِﰲ أَﺟ ِﺮ‬İşçinin ücretine yirmi lira zam
ِ
bulunduğu takdirde ‫ﲑًة‬
َ ْ
َ ‫اﻟﻌﺎﻣ ِﻞ ﻋ ْﺸ ُﺮو َن ﻟ‬
yapıldı” cümlesinde görüldüğü gibi burada (‫ﺸ ُﺮو َن‬
ْ ‫ ) ِﻋ‬kelimesi, nâibu’l-fâildir.
Fiilde zamir yoktur. Bu nedenle sonuna tesniye ve cemi vâvı getirilmez.
Aşağıdaki cümlelerin fâillerini bulunuz.
Adam kitabı aldı
Kız dergiyi okudu
ِ ‫أﺧ َﺬ اﻟ ﱠﺮﺟﻞ‬
.‫اﻟﻜﺘَﺎب‬
َ .1
ُُ
ِ ‫ ﻗَـﺮأ‬.2
.َ‫ﺖ اﳌَ َﺠﻠﱠﺔ‬
ُ ‫َت اﻟﺒِْﻨ‬
َ
ِ ‫اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ و‬
Öğrenci ödevini yazıyor. .ُ‫اﺟﺒَﻪ‬
َ ُ
Kız öğrenciler Arapça öğreniyorlar. .َ‫اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔ‬
َ َ‫اﻟﻠﱡﻐَﺔ‬
Kadın suyu içti
‫ﺐ‬
ُ ُ‫ ﻳَﻜْﺘ‬.3
‫ات‬
ُ ‫س اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻤﻴ َﺬ‬
ُ ‫ ﺗَ ْﺪ ُر‬.4
ِ ‫ َﺷ ِﺮﺑ‬.5
.َ‫ﺖ اﳌَْﺮأةُ اﳌَﺎء‬
َ
Aşağıdaki cümlelerde nâibu’l-fâili bulunuz.
İşimizi bitirdik ve kitap yazıldı.
ِ َ ‫ اﻧْـﺘَـﻬﻴـﻨَﺎ ِﻣﻦ َﻋﻤﻠِﻨَﺎ ﻓَﺄُﻟﱢ‬.1
.‫ﺎب‬
ُ َ‫ﻒ اﻟﻜﺘ‬
َ ْ َْ
Hırsız üç gün sonra yakalandı. .‫ﺺ‬
‫اﻟﻠﱢ ﱢ‬
Bu bölgede on beş köy bulunmaktadır..ً‫ﻗَـ ْﺮﻳَﺔ‬
ِ
‫ﺾ َﻋﻠَﻰ‬
َ ِ‫ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ﺛَﻼَﺛَﺔ أﻳﱠ ٍﺎم ﻗُﺒ‬.2
ِ ِ ِ ُ‫ ﺗ‬.3
ِ
‫ﺲ َﻋ ْﺸ َﺮَة‬
َ
َ َْ‫ﻮﺟ ُﺪ ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﺒُـ َﻘ َﻌﺔ ﲬ‬
ِ
‫ﺴﺎ ِر ُق ﲬَْ َﺴﺔَ َﻋ َﺸ َﺮ‬
‫ﺲ اﻟ ﱠ‬
َ ‫ ُﺣﺒ‬.4
ِ ‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﺎت ﻗَـ ْﺒﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣ‬
Gazeteci hanımlarla iki gün önce görüşüldü. .‫ﲔ‬
ْ َ‫ ﻗُﻮﺑِﻠ‬.5
َ ُ ‫ﺼ َﺤﻔﻴﱠ‬
ٍ
ِ‫ﺼ‬
Akşam yemeklerinden yarım saat önce iki elma yenir..‫ﺎﻋ ٍﺔ‬
َ ‫ﻒ َﺳ‬
ْ ِ‫ﺎﺣﺘَﺎَ ِن ﻗَـ ْﺒ َﻞ ُﻛ ﱢﻞ َﻋ َﺸﺎء ﺑِﻨ‬
َ ‫ ﺗُـ ْﺆَﻛ ُﻞ ﺗُـ ﱠﻔ‬.6
Bu babası Medineli adamdır.
.ُ‫ﻚ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َﻣ َﺪﻧِﻴًّﺎ أَﺑُﻮﻩ‬
َ ِ‫ َﻛﺎ َن َذﻟ‬.7
ِ
Şaban ayında oruç tutuldu. .‫ﺷ ْﻌﺒَﺎ َن‬
َ ‫ﻴﻢ َﺷ ْﻬ ُﺮ‬
َ ‫ ﺻ‬.8
ِ ‫ﻮع اﻟْﻤ‬
ِ ْ َ‫ ُﻣ ﱠﺮ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺟﻠ‬.9
Geçen hafta iki adama uğranıldı.
.‫ﺎﺿﻲ‬
ْ ‫ﲔ ِﰲ اﻷ‬
َ ِ ُ‫ُﺳﺒ‬
Hırsız on beş yıl hapsedildi. .‫ﺎﻣﺎ‬
ً ‫َﻋ‬
Annesi Medineli olan bir hanım komşumuzu gördün mü?
ِ ْ‫ َﻫﻞ رأَﻳ‬.10
.‫ﺖ َﺟ َﺎرﺗَـﻨَﺎ اﳌَ َﺪﻧِﻴﱠﺔُ أُﱡﻣ َﻬﺎ‬
َْ
Aşağıdaki cümlelerde mechûl yapıdaki mâzî ve muzâri fiilleri bulunuz ve
verilen sıraya göre yazınız.
.‫ﺼﻨَ ِﻊ ﻳَـ ْﻮَم اﳉُ ُﻤ َﻌ ِﺔ‬
ْ ‫ أُ ْﻏﻠِ َﻘ‬.1
ْ ‫اب اﻟ َْﻤ‬
ُ ‫ﺖ أَﺑْـ َﻮ‬
ِ َ‫ﺴﻴﱠﺎرا‬
ِ ِ‫ ﺗَ ْﺸﺘَ ِﻬﺮ اﻟﻴﺎﺑﺎ ُن ﺑ‬.2
.‫ت‬
‫ﺎﻋ ِﺔ اﻟ ﱠ‬
َ َ‫ﺼﻨ‬
ََ ُ
ِ ‫ ﻳـﻌ ﱡﺪ اﻟْﻤﺘـﻨ ﱢﱯ ِﻣﻦ اﻟ ﱡ‬.3
ِ ‫اﻟﻌﺮ‬
.‫ﻳﻦ‬
َ ‫ب اﻟ َْﻤ ْﺸ ُﻬﻮِر‬
َ ََُ َ ُ
َ َ ‫ﺸ َﻌ َﺮاء‬
ِ
ِ ٌ‫ت ُﻛﺘُﺐ َﻛﺜِﲑة‬
ٍ ْ ‫ﻳﺐ ﻃﻪَ ُﺣﺴ‬
ِ ‫ﻟﻸد‬
.‫ﲔ‬
َ ٌ ْ ‫ ﻧُﺸ َﺮ‬.4
َ
137
‫ﲏ َﻋﻠَﻰ اﻟ ُﻔ َﻘ َﺮ ِاء‪.‬‬
‫‪ .5‬ﻳَـ ْﻌ ِﻄ ُ‬
‫ﻒ اﻟﻐَِ ﱡ‬
‫ات َﻛﺜِ َﲑةٌ ِﰲ ُﺧﻄﱠِﺔ اﻟﺘﱠـ ْﻨ ِﻤﻴَ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺖ ﺗَـﻐْﻴِ َﲑ ٌ‬
‫ُﺣ ِﺪﺛَ ْ‬
‫‪ .6‬أ ْ‬
‫ﺼ ِﻐﲑ ِﰲ َﻣ ْﺪر َﺳ ِﺔ اﻷﻃْ َﻔ ِ‬
‫ﺎل‪.‬‬
‫‪ .7‬أَ ْد َﺧ َﻞ ُ‬
‫َ‬
‫اﻷب اﺑْـﻨَﻪُ اﻟ ﱠ َ‬
‫ﺎل اﻷدﺑﺎء إ ﱠن أُﺳﻠُﻮب ا ْﳉ ِ‬
‫ﺎﺣ ِﻆ َﺳ ْﻬ ٌﻞ ﳑُْﺘَﻨِ ٌﻊ‪.‬‬
‫ْ َ َ‬
‫‪ .8‬ﻗَ َ َ َ ُ‬
‫ِ ِِ‬
‫ِ‬
‫ب وﻗ ٍ‬
‫ِ‬
‫ْﺖ ﳑُْ ِﻜ ٍﻦ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻳُـ ْﻬ َﺪ ُم اﻟﺒﻨَﺎءُ اﻟ َﻘﺪﱘُ َو َﺳﻴُْﺒـ َﲎ اﻟﺒﻨَﺎءُ ا ْﳉﺪﻳ ُﺪ َﻣ َﻜﺎﻧَﻪُ ِﰲ أَﻗـ َْﺮ ِ َ‬
‫ﺼ ْﻴ ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫ﺼ ِﻞ اﻟ ﱠ‬
‫ْﺞ ِﰲ ِذ ْرَوِة َﺟﺒَ ِﻞ أُوﻟ َ‬
‫ُﻮداغ ِﰲ ﻓَ ْ‬
‫‪ .10‬ﻳُ َ‬
‫ﻮﺟ ُﺪ اﻟﺜﱠـﻠ ُ‬
‫‪Ünite sonunda verilen kelimelerin anlamlarından ve diğer sözlüklerden‬‬
‫‪yararlanarak aşağıdaki serbest metni anlamaya çalışınız ve parçada geçen‬‬
‫‪nâibu’l-fâilleri bulunuz.‬‬
‫َﺧ ِ‬
‫ﱠوﻟ َِﺔ اﻷ َُﻣ ِﻮﻳﱠِﺔ‬
‫َ‬
‫ﺺ اﻟﺪ ْ‬
‫ﺼﺎﺋ ُ‬
‫اﳋَﻠِﻴ َﻔ ِﺔ اﻟﻌ ِﻈ ِﻴﻢ َﻋ ْﺒ ِﺪ اﻟْﻤﻠِ ِ‬
‫ﺿ ِﺮﺑ ِ‬
‫اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔُ َﻋﻠَﻰ ﻳَ ِﺪ ْ‬
‫ﺎل اﻟﻠﱡﻐَ ِﺔ‬
‫اﺳﺘِ ْﻌ َﻤ ُ‬
‫ﺖ اﻟ ﱢ‬
‫ﻚ ﺑْ ِﻦ َﻣ ْﺮَوا َن‪َ ،‬و َﻋﻠَﻰ ﻳَ ِﺪ ِﻩ أَﻳْ ً‬
‫ﻀﺎ ﻓُ ِﺮ َ‬
‫ض ْ‬
‫َ‬
‫ﺴ ﱠﻜﺔُ َ‬
‫َُ‬
‫َ‬
‫ﺖ ﻓِﻴﻬﺎ اﻟْﻌﻠُﻮم اﻟﻌﺮﺑِﻴﱠﺔُ واﻟﺪ ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠﺧﻴﻠَﺔُ َﻣ ًﻌﺎ َد ْوًرا َﻛﺒِ ًﲑا‪،‬‬
‫ﺒ‬
‫َﻌ‬
‫ﻟ‬
‫ى‬
‫ﺮ‬
‫ـ‬
‫ﺒ‬
‫ﻛ‬
‫ﺔ‬
‫ﻴ‬
‫ﺑ‬
‫َد‬
‫أ‬
‫ﺔ‬
‫ﻀ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﻧ‬
‫ﺎم‬
‫ﻴ‬
‫ﻗ‬
‫إﱃ‬
‫ﱠى‬
‫د‬
‫أ‬
‫ﺎ‬
‫ﳑ‬
‫َﺔ‬
‫ﻟ‬
‫ﱠو‬
‫ﺪ‬
‫ﻟﻠ‬
‫ﺔ‬
‫ﻴ‬
‫ﲰ‬
‫ر‬
‫ﺔ‬
‫ﻐ‬
‫ﻟ‬
‫ﺔ‬
‫ﻴ‬
‫ﺑ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫اﻟ َْﻌ َﺮ َ ً َ ْ ً ْ‬
‫َ َ ْ َ َ ُ ْ َ َ ْ َ ُ ُ ََ‬
‫ﻓَﺄُﻧْ ِﺸﺊ ِدﻳﻮا ُن اﻟ ﱠﺮﺳﺎﺋِ ِﻞ ِﰲ َﻋ ْﻬ ِﺪ ِﻩ َﻛ ِﺎﻣ ًﻼ‪ ،‬وأُﻗِﻴﻤ ْ ِ‬
‫ات‪ ،‬ﻓَ َﻜﺎﻧَ ِ‬
‫اب واﻷَﻏَ ِﺎﱐ وﻧُﻈﱢﻤ ِ‬
‫ﺖ‬
‫ﺖ اﻟ ُْﻤﻨَﺎﻇََﺮ ُ‬
‫ﺲ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اﻵد ِ َ‬
‫َ َ‬
‫َ َ‬
‫ﺖ َﳎَﺎﻟ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱡ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫اﻟﻌ َﺮﺑﻴﱠﺔ ﺑَ َﺪﻻً ﻣ ْﻦ ﻏَ ْﲑَﻫﺎ‪َ .‬وﻣ ْﻦ أَ ْﻋ َﻤﺎﻟﻪ ْ‬
‫اﳋَﺎﻟ َﺪة أﻧﻪُ ﻧَﻈ َﻢ َﺳ ْﻴـ َﺮ‬
‫اﻟ ﱠﺮ َﺳﺎﺋِ ُﻞ ﺗَ ْ‬
‫ﱢﻳﻮان َوﺗَﺮ ُد إﻟ َْﻴﻪ ﺑﺎﻟﻠﻐَﺔ َ‬
‫ﺼ ُﺪ ُر ﻣ ْﻦ َﻫ َﺬا اﻟﺪ َ‬
‫ﻳﺪ ‪ ،‬وﺑـﲎ ﺟ ِﺎﻣﻊ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِِ‬
‫اﻟ ِ ِ‬
‫ْﺼﻰ اﻟ ُْﻤﺒَ َﺎر ِك‪.‬‬
‫َ‬
‫ﺼ ْﺨ َﺮة ﺑِﺎﻟ َْﻤ ْﺴﺠﺪ اﻷَﻗ َ‬
‫ْﱪ َ َ َ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﺺ‪ ،‬ﻓَـﻠَﻢ ﻳـﻌ ﱠ ْ ِ ِ ِ ِ‬
‫اﳋَﺎﻟِ ِ‬
‫اﻟﻌ َﺮِ ﱢﰊ ْ‬
‫اﻹد َارِة اﻟ َْﻤ َﺪﻧِﻴﱠ ِﺔ‬
‫اُ ْﺣﺘُ ِﻔ َ‬
‫ﻆ ِﰲ َﻫ َﺬا اﻟ َْﻌ ْﻬ ِﺪ اﻷ َُﻣ ِﻮ ﱢ‬
‫ﲔ ِﰲ َ‬
‫ﲔ ﻓﻴﻪ ﻣ ْﻦ ﻛﺒَﺎ ِر اﻟ َْﻤ ْﺴ ُﺆوﻟ َ‬
‫ْ َُ‬
‫ي ﺑِﺎﻟﻄﱠﺎﺑَ ِﻊ َ‬
‫ِ‬
‫ﺿﻤﺎﻧًﺎ ﻟِﻠْﻮﻻَ ِء واﺣﺘِ َﻔﺎﻇًﺎ ﺑِﺴ ْﻠﻄَ ِﺔ اﻟﺪ ِ‬
‫َوا ْﳉَْﻴ ِ‬
‫ت إِ ْﺣ َﺪى‬
‫اﺳﺘَ َﻤ ﱠﺮ ْ‬
‫ﺴ ُﻬ ْﻢ َو َذﻟِ َ‬
‫َ َ ْ‬
‫ﱠوﻟَﺔ اﻟ َْﻤ ْﺮَﻛ ِﺰﻳﱠﺔ اﻟﱠِﱵ ْ‬
‫ﺶ إِﻻﱠ َ‬
‫ْ‬
‫اﻟﻌ َﺮ ُ‬
‫ﻚ ََ‬
‫ُ‬
‫ب أَﻧْـ ُﻔ ُ‬
‫ِ‬
‫ﲔ َﺳﻨَﺔً‪.‬‬
‫َوﺗِ ْﺴﻌ َ‬
‫‪Aşağıdaki cümlelerde fiilleri mechûl yapıya çevirin ve elde ettiğiniz yeni‬‬
‫‪cümlelerin Türkçe çevirileriyle birlikte altlarına yazınız.‬‬
‫ﺸﺎر ِ‬
‫ﺼِ‬
‫ﺎﻋ ٍﺔ‪.‬‬
‫ﻒ اﻟﻌُ ﱠﻤ ُ‬
‫‪ .1‬ﻧَﻈﱠ َ‬
‫ﻒ َﺳ َ‬
‫ﺎل اﻟ ﱠ َ‬
‫ِع ﺧﻼَ َل ﻧِ ْ‬
‫‪..............‬‬
‫ﺴ ﱠﻜﺎ ُن ِﰲ ﻫ ِﺬ ِﻩ ِ ِ‬
‫ﺼ َﻌ َﺪ ﻧَـ َﻬ ًﺎرا ﻓَـ َﻘ ْﻂ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻳَ ْﺴﺘَ ْﺨ ِﺪ ُم اﻟ ﱡ‬
‫اﻟﻌ َﻤﺎ َرة اﳌِ ْ‬
‫َ‬
‫‪............‬‬
‫‪ .3‬ﺗَـ َﻌﻠﱠ َﻢ اﻟ َْﻤﻼﱠ ُﺣﻮ َن ﻓَ ﱠﻦ اﻟ ِْﻤﻼَ َﺣ ِﺔ ِﰲ ﲬَْ َﺴ ِﺔ أَ ْﺷ ُﻬ ٍﺮ‪.‬‬
‫‪...........‬‬
‫ﺚ َﻋﻦ وﻟ ِ‬
‫ﺲ اﻣﺮأ ًة ْ ِ‬
‫ﺎﻫ ْﺪﻧَﺎ ْأﻣ ِ‬
‫َﺪ َﻫﺎ ‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﺷ َ‬
‫أﺟﻨَﺒﻴﱠﺔً ﺗَـ ْﺒ َﺤ ُ ْ َ‬
‫‪........‬‬
‫ﻴﺲ اﻟ ﱠﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫اد َﻋﻠَﻰ َوﻓَ ِﺎة اﻟ ﱠﺮﺋِ ِ‬
‫اﺣ ِﻞ‪.‬‬
‫ﻮﻣﺔُ اﳊِ َﺪ َ‬
‫‪ .5‬أَ ْﻋﻠَﻨَﺖ ا ْﳊُ ُﻜ َ‬
‫‪........‬‬
‫ﺲ اﻟﻨـ ﱠ ِ‬
‫ﻀﺎءُ ﳎَْﻠِ ِ‬
‫ﻴﺲ ا ْﳉُ ْﻤ ُﻬﻮِرﻳﱠﺔ‪.‬‬
‫ﺐ أ ْﻋ َ‬
‫‪ .6‬اﻧْـﺘَ َﺨ َ‬
‫ﱡﻮاب َرﺋ َ‬
‫‪........‬‬
‫‪138‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺾ اﻟ َﻜﻠِﻤ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺻﻌُﻮﺑَﺔً ِﰲ ﻧُﻄ ِْﻖ ﺑَـ ْﻌ ِ‬
‫ﺎت‪.‬‬
‫ﱠﺎس ُ‬
‫َ‬
‫‪ .7‬ﻳُـ َﻮاﺟﻪُ اﻟﻨ ُ‬
‫‪........‬‬
‫‪ .8‬ﻳـﺘَ َﺬ ﱠو ُق ا ِﻹﻧْﺴﺎ ُن اﻟﻄﱠ ْﻌﻢ ﺑِﺎﻟﻠﱢﺴ ِ‬
‫ت ﺑﺎﻷُذُ ِن ‪.‬‬
‫ﺎن َوﻳَ ْﺴ َﻤ ُﻊ اﻟ ﱠ‬
‫ﺼ ْﻮ َ‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫َ‬
‫‪.......‬‬
‫ِ‬
‫ﲔ ﺑِﻨَﻈَﺎﻓَ ِﺔ ﺛِﻴَﺎ ِِ ْﻢ ‪.‬‬
‫ﱠﺎس ﻳَـ ْﻌ ِﺮﻓُﻮ َن اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ِﻤ َ‬
‫‪ .9‬اﻟﻨ ُ‬
‫‪......‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﻜﺘَﺎﺑـ ْ ِ ِ‬
‫ﺖ ﻫ َﺬﻳ ِﻦ ِ‬
‫ﻮع اﻟْﻤ ِ‬
‫ﺎﺿﻲ‪.‬‬
‫ﲔ اﳉَﺪﻳ َﺪﻳْ ِﻦ ِﰲ اﻷ ْ‬
‫‪ .10‬ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳْ ُ ْ‬
‫َ‬
‫ُﺳﺒُ ِ َ‬
‫‪......‬‬
‫‪ALIŞTIRMALAR‬‬
‫‪1. Aşağıdaki metinde bulunan malûm ve mechûl yapıdaki fiilleri ve‬‬
‫‪onların fâil ve nâibu’l-fâillerini verilen tabloya yazınız.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ اﻟْﻤﻨَﺎ ِز ُل إﻻﱠ ﻟِﺘُ ْﺪ َﺧﻞ‪ ،‬وﻻَ ﻗُﺪﱢﻣ ِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺖ اﻷﻃ ِْﻌ َﻤﺔُ إﻻﱠ ﻟِﺘُـ ْﺆَﻛ َﻞ‪،‬‬
‫ﲔ َﻋﻠَﻰ ُﺳﻠُﻮﻛِﻪ ﻓ َﻘ َ‬
‫ﺾ اﻟ ُْﻤﺘَﻄَﱢﻔﻠ َ‬
‫ﺐ ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫َ َ َ‬
‫ﺎل‪َ :‬واﷲ َﻣﺎ ﺑُﻨﻴَ َ‬
‫ﻋُﻮﻗ َ‬
‫ب اﻟ َْﻤ ْﺠ ِﻠ ِ‬
‫ﺲ َﻋﺎﺑِ ًﺴﺎ َوﻻَ ﻳُـﺘَـ َﻮﻗﱠ ُﻊ‬
‫َو ﱢ‬
‫َﲨَ ُﻊ ِﻣ َﻦ اﻟﺘﱠﻄَﱡﻔ ِﻞ ِﺧﻼَﻻً‪ :‬أَ ْد ُﺧ ُﻞ ُﳐَﺎﻟِﻴًﺎ‪َ ،‬وأَﻗـْﻌُ ُﺪ ُﻣﺘَﺄَﻧﱢ ًﺴﺎ‪ ،‬وأَﻧْـﺒَ ِﺴ ُ‬
‫ﻂ َوإ ْن َﻛﺎ َن َر ﱡ‬
‫إﱐ ﻷ ْ‬
‫ِﻣ ﱢﲏ أ ْن أُﻧْ ِﻔ َﻖ ِد ْر َﳘًﺎ‪.‬‬
‫اﻟﻔﻌﻞ اﳌﺎﺿﻲ‬
‫اﻟﻔﻌﻞ اﳌﻀﺎرع‬
‫اﻟﻔﺎﻋﻞ‬
‫ﻧﺎﺋﺐ اﻟﻔﺎﻋﻞ‬
‫ُ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde yer alan mechûl yapıdaki fiillerin mâzî mi‬‬
‫‪muzâri mi olduklarını belirtiniz ve nâibu’l-fâillerini bulunuz.‬‬
‫ﺎﺳﺘَ ِﻤﻌُﻮا ﻟَﻪُ﴾‬
‫‪﴿ .1‬إِ َذا ﻗُ ِﺮ َ‬
‫ئ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ ُن ﻓَ ْ‬
‫ﺼﺒ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﺣﻴﱠ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺐ ِﰲ اﻟ َﻔ ْﺘـ َﺮة اﻟ ﱠ َ‬
‫‪ .2‬ﺗُـ َﻌ ُ‬
‫ﺎر اﻟ ُﻜﺘُ ُ‬
‫ﺖ اﻟ َْﻤ ْﺮأَةُ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ َﻤﺔُ ُﺣ ُﻘﻮﻗَـ َﻬﺎ َﻛ ِﺎﻣﻠَﺔً ِﰲ ا ِﻹ ْﺳﻼَِم‪.‬‬
‫‪ .3‬أُ ْﻋ ِﻄﻴَ ْ‬
‫ِ‬
‫ﺖ ﺟ ِﺎﻣﻌ ٌ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌ َﺮِ ﱢﰊ‪.‬‬
‫اﻟﻮﻃَ ِﻦ َ‬
‫ﻴﻤ ْ َ َ‬
‫‪ .4‬أُﻗ َ‬
‫ﺎت َﻋﺪﻳ َﺪةٌ ِﰲ ﺗُـ ْﺮﻛﻴَﺎ ِوﰲ َ‬
‫ِ ِ ِِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِج‪.‬‬
‫اﺳﺘِ ِﻬ ْﻢ ِﰲ اﳋَﺎر ِ‬
‫‪ .5‬أ ُْرﺳ َﻞ ُﻣﻌﻴ ُﺪو َن َﻛﺜﲑُو َن ﻟ ُﻤﺘَﺎﺑَـ َﻌﺔ د َر َ‬
‫‪139‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺒﺎت وﻃَﻌ ﱠ ِ‬
‫ﺎب ِﺣﻞﱞ ﻟَ ُﻜ ْﻢ﴾‬
‫‪﴿ .6‬اﻟﻴَـ ْﻮَم أُﺣ ﱠﻞ ﻟَ ُﻜ ُﻢ اﻟﻄﱠﻴﱢ ُ َ َ ُ‬
‫ﻳﻦ أُوﺗُﻮا اﻟﻜﺘَ َ‬
‫ﺎم اﻟﺬ َ‬
‫ِ ﱠِ‬
‫ادﺗْـ ُﻬ ْﻢ إﳝَﺎﻧًﺎ َو َﻋﻠَﻰ َرﱢِ ْﻢ‬
‫ﺖ ﻗُـﻠُﻮﺑُـ ُﻬ ْﻢ َوإِ َذا ﺗُﻠِﻴَ ْ‬
‫ﻳﻦ إ َذا ذُﻛِ َﺮ اﷲُ َو ِﺟﻠَ ْ‬
‫ﺖ َﻋﻠَْﻴ ِﻬ ْﻢ آﻳَﺎﺗُﻪُ َز َ‬
‫‪﴿ .7‬إ ﱠﳕَﺎ اﳌُْﺆﻣﻨُﻮ َن اﻟﺬ َ‬
‫ﻳَـﺘَـ َﻮﱠﻛﻠُﻮ َن﴾‬
‫ِِ‬
‫‪َ ﴿ .8‬ﺷ ْﻬﺮ رﻣ َ ِ‬
‫ﺎت ِﻣﻦ ا ْﳍَُﺪى واﻟْ ُﻔﺮﻗَ ِ‬
‫ﱠﺎس وﺑـﻴﱢـﻨَ ٍ‬
‫ﺎن﴾‬
‫ُ ََ‬
‫ﻀﺎ َن اﻟﱠﺬي أُﻧْ ِﺰ َل ﻓﻴﻪ اﻟ ُﻘ ْﺮآ ُن ُﻫ ًﺪى ﻟﻠﻨ ِ َ َ‬
‫َ ْ‬
‫َ‬
‫ﺖ اﻟﻨﱠﺎر ﺑِﺎﻟ ﱠ ِ‬
‫ات‪ ،‬وﺣ ﱠﻔ ِ‬
‫‪" .9‬ﺣ ﱠﻔ ِ‬
‫ﺖ اﳉَﻨﱠﺔُ ﺑِﺎﻟ َْﻤ َﻜﺎ ِرِﻩ" اﳊﺪﻳﺚ اﻟﺸﺮﻳﻒ‪.‬‬
‫ﺸ َﻬ َﻮ َ ُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ت اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ أَﺑْـﻮاب اﻟﻨﱠﺎ ِر وﺻ ﱢﻔ َﺪ ِ‬
‫ﲔ" اﳊﺪﻳﺚ اﻟﺸﺮﻳﻒ‪.‬‬
‫ﻀﺎ ُن ﻓُﺘِ َﺤ ْ‬
‫ﺎء َرَﻣ َ‬
‫ﺸﻴَﺎﻃ ُ‬
‫َ ُ‬
‫اب ا ْﳉَﻨﱠﺔ َوﻏُﻠﱢ َﻘ ْ َ ُ‬
‫ﺖ أَﺑْـ َﻮ ُ‬
‫‪" .10‬إذاَ َﺟ َ‬
‫‪3. Aşağıda bırakılan boşluklara pantez içindeki fiillerden uygun olanları‬‬
‫‪yazınız.‬‬
‫‪ .........1‬اﻟﺴﻴﱠﺎرةُ ِﰲ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﺖ(‬
‫ُﺻﻠَ َﺤ ْ‬
‫ُﺻﻠِ َﺤ ْ‬
‫أﺻﻠَ َﺤ ْ‬
‫ﺖ‪،‬أ ْ‬
‫ﺖ‪،‬أ ْ‬
‫ﺸ ِﺮَﻛﺔ‪ْ ) .‬‬
‫َ‬
‫ﻴﺪ ِ‬
‫‪ .........2‬ﺑِ ِﻌ ِ‬
‫اﻟﻔﻄْ ِﺮ ِﰲ أ ﱠو ِل َﺷ ﱠﻮال ) َْﳛﺘَ ِﻔ ُﻞ ‪ُْ ،‬ﳛﺘَ ِﻔ ُﻞ‪ُْ ،‬ﳛﺘَـ َﻔ ُﻞ(‬
‫‪ ........3‬أﲪﺪ ﺷﻮﻗِﻲ ﺑٍ ِﺄﻣ ِﲑ اﻟ ﱡ ِ‬
‫ﺐ(‬
‫ﺐ‪ ،‬ﻳَـﻠَ ﱠﻘ ُ‬
‫ﺐ‪ ،‬ﻳُـﻠَ ﱢﻘ ُ‬
‫ﺸ َﻌ َﺮاء‪) .‬ﻳُـﻠَ ﱠﻘ ُ‬
‫ِ ٍ‬
‫ﻴﻊ‪ ،‬ﻳُـﺒَﺎعُ(‬
‫‪ ........4‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺴ َﻤ ُ‬
‫ﻚ ﺑِ ْ‬
‫ﻴﻊ ‪ ،‬ﻳُﺒِ ُ‬
‫ﺄﺳ َﻌﺎ ٍر ُﻣ ْﺮﺗَﻔ َﻌﺔ‪) .‬ﻳَﺒِ ُ‬
‫ﺖ‪ ،‬أ ِ‬
‫ﻴﻞ اﳍَﺎﺗِ ِ‬
‫ﺎم َﺟ ِﺪﻳ َﺪةٌ إِ َﱃ َدﻟِ ِ‬
‫ﺖ(‬
‫ُﺿﺎﻓَ ْ‬
‫ُﺿﻴ َﻔ ْ‬
‫َﺿﺎﻓَ ْ‬
‫ﺖ‪ ،‬أ َ‬
‫ﻒ )أ َ‬
‫‪ .........5‬أ َْرﻗَ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ﻴﻢ(‬
‫ﻒ إ َذا ﻗَ ﱠ‬
‫‪ .........6‬اﳌﻮﻇﱠ ُ‬
‫ﺼ َﺮ ِﰲ َﻋ َﻤﻠﻪ‪) .‬ﻳَـﻠُ ُ‬
‫ﻮم ‪ ،‬ﻳُﻼَمُ ‪ ،‬ﻳُﻠ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌ َﺮِ ﱢﰊ‪) .‬ﻳَـﻌُﺪﱡ‪ ،‬ﻳُِﻌﺪﱡ‪ ،‬ﻳُـ َﻌ ﱡﺪ(‬
‫‪ ..........7‬اﻟﻜ َﺴﺎﺋِ ﱡﻲ ﻣ ْﻦ أﺋِ ﱠﻤﺔ اﻟﻨ ْ‬
‫ﱠﺤ ِﻮ َ‬
‫اﻷﺻ ِﺪﻗَﺎءُ إِ َﱃ َﻣﺎﺋِ َﺪ ِة اﻟﻄﱠ َﻌ ِﺎم‪َ ) .‬د َﻋﺎ‪ُ ،‬د ِﻋ َﻲ‪َ ،‬دﻋُﻮا(‬
‫‪ْ ..........8‬‬
‫ِ‬
‫ﱢﻲ(‬
‫‪ ...........9‬اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َوﻟَ َﺪﻩُ َﻋﻠﻴًّﺎ‪َ ) .‬ﲰﱠﻰ ‪ ،‬ﺗُ َﺴ ﱠﻤﻰ ‪ُ ،‬ﲰ َ‬
‫‪ ..........10‬إِ َﱃ َﻫ َﺬا اﻟ ﱠﺮﺟ ِﻞ ﺑِﺎﻟﺒـﻨَ ِ‬
‫ت ‪ ،‬أ ُِﺷ َﲑ(‬
‫ﺎن‪) .‬أَ َﺷ َﺎر‪ ،‬أ ُِﺷ َﲑ ْ‬
‫ُ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde örneklerde gösterildiği gibi, nâibu’l-fâilleri‬‬
‫‪müennese (dişile) çeviriniz ve fiillerde gerekli değişiklikleri yapınız.‬‬
‫اﳌﺜﺎﻻن‪ :‬أ ِ ﱠ ِ‬
‫اﻻ ْﻣﺘِﺤ ِ‬
‫اﻻ ْﻣﺘِﺤ ِ‬
‫ﻀﺮ ِ‬
‫ﺎن ‪ -‬أ ْ ِ‬
‫ت اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒﺔُ ﻷ ََد ِاء ِ‬
‫ﻷد ِاء ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ﺐ َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُﺣﻀ َﺮ اﻟﻄﺎﻟ ُ‬
‫ُﺣ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌ َﻤ ِﻞ‪.‬‬
‫ﱠﻬ ُﻢ اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠ ُ‬
‫اﻟﻌ َﻤ ِﻞ ‪ -‬ﺗُـﺘـ َ‬
‫ﻳُـﺘـ َ‬
‫ﻒ ﺑِﺎﻟﺘﱠﺄْﺧ ِﲑ َﻋ ِﻦ َ‬
‫ﱠﻬ ُﻢ اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠَﻔﺔُ ﺑِﺎﻟﺘﱠﺄْﺧ ِﲑ َﻋ ِﻦ َ‬
‫ﻳﺾ ِﰲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ ِﻋﻼَﺟﺎً َﻛ ِﺎﻣﻼً‪.‬‬
‫‪ .1‬ﻳُـ َﻌﺎ َﰿُ اﻟ َْﻤ ِﺮ ُ‬
‫‪ .2‬اُﻧْـﺘ ِﺨﺐ اﻟْﻤﺮ ﱠﺷﺢ ﺑِﺄَ ْﻏﻠَﺒِﻴﱠ ٍﺔ ﺳ ِ‬
‫ﺎﺣ َﻘ ٍﺔ‪.‬‬
‫َ‬
‫ُ ُ َُ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫س إْ ِﻋ َﺪاداً َﻛ ِﺎﻓﻴًﺎ‪.‬‬
‫‪ .3‬أُﻋ ﱠﺪ اﻟ ُْﻤ َﻬ ْﻨﺪ ُ‬
‫اﺳﺘِ ْﻌﻤ ِ‬
‫ﺎل اﻵﻟ َِﺔ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻳُ َﺪ ﱠر ُ‬
‫ب اﻟْ َﻔﻼﱠ ُ‬
‫ح َﻋﻠَﻰ ْ َ‬
‫‪ .5‬أُر ِﺳﻞ اﻟ َﻔﺎﺋِﺰو َن ِﰲ ﺑِﻌﺜَ ٍﺔ ِدر ِ‬
‫اﺳﻴﱠ ٍﺔ‪.‬‬
‫ْ َ ُ‬
‫ْ َ‬
‫ِ‬
‫اﺳﺘِ ْﻘﺒَﺎﻻً َﺣ ِﺎﻓﻼً‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻳُ ْﺴﺘَـ ْﻘﺒَ ُﻞ اﻟ ُْﻤﺪ ُﻳﺮ ْ‬
‫‪140‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ُﺻﻴﺐ اﻟﻄﱢْﻔﻞ ﺑ َﻜﺴ ٍﺮ ِﰲ ِذر ِ‬
‫ِ‬
‫اﻋ ِﻪ‪.‬‬
‫ُ ْ‬
‫َ‬
‫‪ .7‬أ َ‬
‫ﺻ ِ‬
‫ﻮل اﺑْﻨِ ِﻪ‪.‬‬
‫ﺎر ﺑِ ُﻮ ُ‬
‫‪ .8‬أُ ْﺧِ َﱪ اﳉَ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫‪ .9‬وز َ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻳﻦ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﱠع اﻟ ُْﻤﺪ ُﻳﺮ اﳉَﺎﺋ َﺰات َﻋﻠَﻰ اﻟﺘﱠﻼَﻣﻴﺬ اﻟ ُْﻤ ْﺠﺘَ ِﻬﺪ َ‬
‫ﺎل ا ﱡِﻤﻮا ﺑِﺎﻟﺘﱠـ ْﻘ ِ‬
‫ﺼ ِﲑ ِﰲ أَ ْﻋ َﻤﺎﳍِِ ْﻢ‪.‬‬
‫‪ .10‬اﻟﻌُ ﱠﻤ ُ ُ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde örnekte gösterildiği gibi, malûm yapıdaki fiilleri‬‬
‫‪mechûl yapıya dönüştürünüz ve gerekli değişiklikleri yapınız.‬‬
‫ﺺ ﺑﺎ ْﳉ ِﺮ ِ‬
‫ﳝﺔ ‪ -‬ا ْﻋ ُِﱰﻓَ ِ‬
‫ﺖ ا ْﳉَ ِﺮﳝَﺔُ‪.‬‬
‫اﳌﺜﺎﻻن‪ :‬اﻋﺘَـ َﺮ َ‬
‫ف اﻟﻠ ﱡ َ‬
‫ﻣ ﱠﺪ اﻟ ﱠﺮﺋﻴﺲ ﻳ َﺪﻩُ ﻟﻠﺘﱠﺴﻠِ ِﻴﻢ َﻋﻠَﻰ اﻟﻀ ْﱠﻴ ِ‬
‫ﱠت ﻳَ ُﺪ اﻟ ﱠﺮﺋِ ِ‬
‫ﱠﺴﻠِ ِﻴﻢ‪.‬‬
‫ﻒ ‪ -‬ﻣﺪ ْ‬
‫َ‬
‫َُ‬
‫ﻴﺲ ﻟﻠﺘ ْ‬
‫ْ‬
‫‪ .1‬أَ ْﻋﻄَ ِ‬
‫ﺖ اﻟ ُْﻤ ِﺪ َﻳﺮةُ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَﺔَ َﺟﺎﺋَِﺰًة‪.‬‬
‫ِ‬
‫اﻷﺣﻴ ِ‬
‫ﺻ ْﻌﺒَﺔٌ ِﰲ ﺑَـ ْﻌ ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻗَﺎﻟُﻮا إ ﱠن اﳊَﻘﻴ َﻘﺔَ َ‬
‫ﺾ َْ‬
‫ِ‬
‫اﻵﺧﺮِة‪.‬‬
‫‪َ .3‬‬
‫أﻋ ﱠﺪ اﷲُ َﻋ َﺬاﺑًﺎ أﻟ ً‬
‫ﻴﻤﺎ ﻟﻠ ُﻜ ﱠﻔﺎ ِر ِﰲ َ‬
‫ﺸِ‬
‫ﺎﻫ َﺪ ﺑِ ِ‬
‫‪ .4‬اﺗﱠـ َﻬﻢ اﻟ َﻘ ِ‬
‫ﺎﻟﻜﺬ ِ‬
‫ﺎﺿﻲ اﻟ ﱠ‬
‫ْب‪.‬‬
‫َ‬
‫ﻴﺬ ُﺧﻄﱠِﺔ اﻟﺘﱠـ ْﻨ ِﻤﻴﺔ‪ِ.‬‬
‫ﺖ اﻟﺪﱠوﻟَﺔُ ﺑِﺎﳋُﺒـﺮ ِاء ﻟﺘَـ ْﻨ ِﻔ ِ‬
‫‪ْ .5‬‬
‫اﺳﺘَـ َﻌﺎﻧَ ْ ْ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫ﺼﺔً ﻟِﺘَـ ْﻮﻓِ ٍ‬
‫ﻴﻖ اﳊَ ِﻜ ِﻴﻢ‪.‬‬
‫ْت ﻗِ ﱠ‬
‫‪ .6‬ﻗَـ َﺮأ ُ‬
‫‪ .7‬أﻟﱠ َ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫أﺳﺒَ ِ‬
‫ﺎب اﳉَ ِﺮﳝَِﺔ‪.‬‬
‫ﻒ اﻟ َْﻌﺎﱂُ ْ‬
‫اﻻﺟﺘِ َﻤﺎﻋ ﱡﻲ ﻛﺘَﺎﺑًﺎ ِﰲ ْ‬
‫ﱡﺧ ِ‬
‫ﻒ َﺟﺮس اﻟﺒَ ِ‬
‫ﻮل‪.‬‬
‫ﺎب ﻗَـ ْﺒ َﻞ اﻟﺪ ُ‬
‫‪َ .8‬د ﱠق اﻟﻀ ْﱠﻴ ُ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ .9‬ﻳـ ُﻘﻮﻟُﻮ َن إ ﱠن اﻟﺪﱠوﻟَﺔَ ِﲝ ٍ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫ﺎﺟﺔ َإﱃ ﻛﺜِ ٍﲑ ﻣ َﻦ اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢرﺳ َ‬
‫ْ َ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫اﻟﻮِز ُﻳﺮ َﺣ ْﻔﻠَﺔً ﻟﺘَ ْﻜ ِﺮ ِﱘ اﻟ ُْﻤﺘَـ َﻔ ﱢﻮﻗ َ‬
‫ﻴﻢ َ‬
‫‪ .10‬ﻳُﻘ ُ‬
‫‪َْ .11‬ﳛ ِﻜﻲ اﻟْﻤ َﺪ ﱢر ِ‬
‫ﻳﺦ اﻹﺳﻼَِم‪.‬‬
‫ﺼﺎ َﻛﺜِ َﲑًة َﻋ ْﻦ ﺗَﺎ ِر ِ‬
‫ﺼً‬
‫سﻗ َ‬
‫ُ ُ‬
‫‪ .12‬ﻳﺴﺘ ِﻔﻴ ُﺪ اﻟﺒ ِ‬
‫ﺎﺣﺜُﻮ َن ِﻣ َﻦ اﻟ ُﻜﺘُ ِ‬
‫ﻮد ِة ِﰲ اﻟ َْﻤﻜْﺘَﺒَ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺐ اﻟ َْﻤ ْﻮ ُﺟ َ‬
‫َ َْ‬
‫َ‬
‫اﻷﺻ ِﺪﻗَﺎءُ َإﱃ َﺣ ْﻔﻠَ ِﺔ اﻟﺘﱠ َﺨ ﱡﺮ ِج‪.‬‬
‫‪َ .13‬ﺳﻴَ ْﺪﻋُﻮﻧَﺎ ْ‬
‫ﺸﻨَﺎ اﻷ ْﻋ َﺪاءَ‪.‬‬
‫‪ .14‬ﻳَـ ُﺮ ﱡد َﺟ ْﻴ ُ‬
‫ﺼﻠﱢﻲ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻢ رْﻛﺘَـ َﻌ ْ ِ‬
‫ﲔ ِﰲ اﻟ َﻔ ْﺠ ِﺮ‪.‬‬
‫‪ .15‬ﻳُ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﺼﺤ ِﻔﻴﱢﲔ ِﲟَﻮ ِﻋ ِﺪ اﻻﺟﺘِﻤ ِﺎع اﻟ َﻘ ِ‬
‫ﺎدِم‪.‬‬
‫‪ .16‬ﳜُِْﱪُ ُﻣﺪ ُﻳﺮ اﻟﺘ ْ‬
‫ﱠﺤ ِﺮﻳ ِﺮ اﻟ ﱠ َ َ ْ‬
‫ْ َ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümleleri anlamlı bir cümle olacak şekilde yazınız ve‬‬
‫‪nâibu’l-fâili belirtiniz.‬‬
‫‪َ .1‬ﻋ َﺸﺎء ‪ُ /‬ﻛ ّﻞ ‪ /‬ﺑَـ ْﻌﺪ ‪ /‬ﺗُـ ﱠﻔﺎﺣﺔ ‪ /‬ﺗُـ ْﺆَﻛﻞ‪.‬‬
‫ﺿ ِﺮﺑَﺖ ‪ /‬اﻟﺴ ﱠﻜﺔ ‪ /‬ﻋﻬﺪ ‪ /‬ﰲ ‪ /‬أي‪.‬‬
‫‪ِ .2‬ﻣ ْﻦ ‪ /‬اﻟﻨﻔﻮذ ‪ /‬اﻷ َ‬
‫ُوﱃ ‪ /‬اﻟﻌﺮﺑِﻴﱠﺔ ‪ُ /‬‬
‫‪141‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻳﺖ ‪ /‬اﻟﺰﱠﻳﺘﻮن ‪ /‬ﻣﻦ ‪ /‬ﻳﺆﺧ ُﺬ ‪.‬‬
‫‪ .3‬اﻟﺰ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻠﻬﻮاء‪.‬‬
‫‪ .4‬اﻟﻨﱠﻮاﻓﺬ ‪َ /‬ﲡﺪﻳﺪاً ‪ /‬ﺗﻔﺘ ُﺢ ‪/‬‬
‫‪ .5‬ﰲ ‪ /‬ﻳُﺴﺒَﺢ ‪ /‬اﳌﺪرﺳﺔ ‪َ /‬ﺣ ْﻮض‪.‬‬
‫ﻣﺮﱘ‪.‬‬
‫‪ .6‬اﳉﻤﻴﻠﺔ ‪/‬‬
‫ْ‬
‫أﻛﺮﻣﺖ ‪َ /‬‬
‫‪ .7‬ﻳُﻌﻄَﻰ ‪ /‬اﳉﺪﻳﺪ ‪ /‬ﺻﺎﺣﺒﻪ ‪ /‬اﻟﻜﺘﺎب‪.‬‬
‫ﱭ ‪ /‬ﺳﺎﺧﻨًﺎ ‪ُ /‬ﺷﺮب‪.‬‬
‫ﺻﺒﺎﺣﺎ ‪ /‬اﻟﻠﱠ َُ‬
‫‪ً .8‬‬
‫ﺜﺎب‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻣﻦ ‪ /‬اﷲ ‪ /‬ﻋﺒﺎد ‪ /‬اﻟﺼﺎدﻗﻮن ‪ /‬ﻳُ ُ‬
‫‪ .10‬أﺟﺮ ‪ /‬ﰲ ‪ /‬اﻟﻌﺎﻣﻞ ‪ /‬ﻋﺸﺮو َن ‪ /‬ﻟﲑة ‪ِ /‬زﻳ َﺪ‪.‬‬
‫‪Kelimeler ve Deyimler‬‬
‫ِ‬
‫ﺎﻣﺔً‪Uygulandı, yapıldı :‬‬
‫ﻴﻢ إِﻗَ َ‬
‫أَﻗَﺎَ َم ﻳُﻘ ُ‬
‫إﱃ‪…-e/-a ilaveten, Ek olarak :...‬‬
‫ﺎﻹﺿﺎﻓَ ِﺔ َ‬
‫ﺑِ َ‬
‫ﺗَ َﻜ ﱠﻮ َن ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﻮ ُن ﺗَ َﻜ ﱡﻮﻧًﺎ‪Oluşmak, meydana gelmek. :‬‬
‫ﺗُـ ُﻮ ﱢﰲ‪Vefat etti (Bu fiil bu anlamda meçhul yapıda kullanılır):‬‬
‫ﺗَـ َﻮﱠﱃ ﻳَـﺘَـ َﻮﱠﱃ ﺗَـ َﻮﻟﱢﻴًﺎ‪Bir göreve gelmek, Üstlenmek :‬‬
‫ِ‬
‫ﺎم‪Devlet başkanı :‬‬
‫اﳊَﺎﻛ ُﻢ )ج( اﳊُ ﱠﻜ ُ‬
‫ات‪Medeniyet.:‬‬
‫ﻀ َﺎر ُ‬
‫ﻀ َﺎرةُ )ج( اﳊَ َ‬
‫اﳊَ َ‬
‫ُِ‬
‫ﲪ َﻞ َإﱃ‪Taşındı, verildi :....‬‬
‫ِﺧ َﺰاﻧَﺔ )ج( َﺧ َﺰاﺋِﻦ‪Hazine :‬‬
‫ِﺧ َﺰاﻧَﺔُ اﻟ ُﻜﺘُ ِ‬
‫ﺐ‪Kütüphane:‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎرًة‪Zarar etmek, kaybetmek. :‬‬
‫َﺧﺴ َﺮ اﻟﺘﱠﺎﺟ ُﺮ ــِ ُﺧ ْﺴ َﺮاﻧﺎً َو َﺧ َﺴ َ‬
‫ور ِزﻳَ َﺎرًة‪Ziyaret etmek :‬‬
‫َز َار ﻳَـ ُﺰ ُ‬
‫ﺴ ِﻤﻴَﺔً‪İsim vermek, (çocuğa) ad koymak. :‬‬
‫َﲰﱠﻰ ﻳُ َﺴ ﱠﻤﻰ ﺗَ ْ‬
‫ﺻﺎ َﱀ ﻳ ِ‬
‫ﺼﺎ َﳊَ ًﺔ َﻋﻠَﻰ‪….. şartıyla barış yapmak :....‬‬
‫ﺼﺎﻟ ُﺢ ُﻣ َ‬
‫َ َُ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺠﺎﻟِﺲ‪Oturumlar yapıldı :‬‬
‫ﻋُﻘ َﺪت اﻟ َْﻤ َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﻨَﺎﻳَﺔُ‪Önem vermek :‬‬
‫اﻟ َﻘ ِﺪﱘ )ج( اﻟ ُﻘ َﺪ َﻣﺎء‪Eski, önceki :‬‬
‫ِ‬
‫ار‪Ziyaret edilsin diye :‬‬
‫ﻟﺘُـ َﺰ َ‬
‫‪142‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
Seven :‫ﺐ‬
‫ُِﳏ ﱞ‬
Bizans kralı :‫ﻚ اﻟ ﱡﺮوم‬
ُ ِ‫َﻣﻠ‬
ِ
Metod :‫ﺞ‬
ُ ‫اﻟ َْﻤ ْﻨـ َﻬ ُﺞ )ج( اﻟ َْﻤﻨَﺎﻫ‬
Yöneltti, yönünü çevirdi :ٌ‫َو ﱠﺟﻪَ ﻳُـ َﻮ ﱢﺣﻪُ ﺗَـ ْﻮ ِﺟﻴﻪ‬
Dağıtmak: ‫ﱠع ﻳُـ َﻮزﱢعُ ﺗَـ ْﻮِزﻳﻊ‬
َ ‫َوز‬
Özet
Arapçada bir fiil cümlesinin önemli ögelerini tanıyabilmek
Bilindiği gibi bir cümlenin ögelerini tanımak o cümlenin anlamanı
kavramamıza yardımcı olur. Öğrendiğimiz bu dilin cümlelerini korkusuzca
okuyabilir ve istediğimiz cümleleri kurabiliriz. Arapça bir isim cümlesinde
temel ögeler (umde) fiil ile fâil (özne)dir. Müteaddî (geçişli) fiillerle kurulan
cümlelerde ise bu iki unsura mefûlün bih sarîh ‫( اﳌﻔﻌﻮل ﺑﻪ ﺻﺮﻳﺢ‬nesne: düz
tümleç) eklenmiş olur.
Öğrenciler geliyor. ‫ب‬
ُ ‫ﻳﺄِْﰐ اﻟﻄﱡﻼﱠ‬
Misâfir kahveyi içiyor. َ‫ﻒ اﻟ َﻘ ْﻬ َﻮة‬
ُ ‫ب اﻟﻀ ْﱠﻴ‬
ُ ‫ﻳَ ْﺸ َﺮ‬
ِ َ‫اﳋ‬
ِ ‫ﻧَﻈﱠَﻔ‬
ْ ‫ﺖ‬
Hizmetçi kadın evi temizledi .‫ﺖ‬
َ ‫ﺎد َﻣﺔُ اﻟﺒَـ ْﻴ‬
Fiil cümlelerindeki ma‘lûm (etken) yapılı mâzî (geçmiş zaman) ve muzârî
(şimdiki ve gelecek zaman) fiilleri mechûl yapıya dönüştürülür.
Ma‘lûm yapıdaki mâzî fiili mechûl yapıya çevrilirken ilk harfi zamme ile,
sondan bir önceki ise kesra ile harekelenir. Sondan bir önceki harf elif ise, yâ
(‫ )ي‬harfine dönüştürülür.
Örnek:
‫ﺎج‬
َ ‫ َﻛ َﺴ َﺮ اﻟ َْﻮﻟَ ُﺪ اﻟﺰ‬.
َ ‫ﱡﺟ‬
ِ
‫ﺎج‬
َ ‫ ُﻛﺴ َﺮ اﻟﺰ‬.
ُ ‫ﱡﺟ‬
Çocuk camı kırdı.
Cam kırıldı.
‫ﺎل اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﳊَ ﱠﻖ‬
َ َ‫ﻗ‬.
ِ
‫ﻴﻞ اﳊَ ﱡﻖ‬
َ ‫ﻗ‬
Adam doğruyu söyledi.
Doğru söylendi.
Muzârî fiil, mechûl yapıya çevrilirken ilk harfi zamme ile sondan bir önceki
harf ise fetha ile harekelenir. Son harf veya bir önceki harf ya (‫ )ي‬harfi veya
vav (‫ )و‬ise bu harfler elife (‫ )ا‬dönüştürülür (kalb edilir).
‫س‬
ْ ‫ﺐ اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ ُﻢ اﻟﺪ‬
ُ ُ‫ﻳَﻜْﺘ‬
َ ‫ﱠر‬
Hoca dersi yazıyor.
143
Ders yazılıyor.
Müslüman doğruyu söyler.
‫س‬
ْ ‫ﺐ اﻟﺪ‬
ُ َ‫ﻳُﻜْﺘ‬
ُ ‫ﱠر‬
‫ﻮل اﻟ ُْﻤ ْﺆِﻣ ُﻦ ا ْﳊَ ﱠﻖ‬
ُ ‫ﻳَـ ُﻘ‬
‫ﺎل ا ْﳊَ ﱡﻖ‬
ُ ‫ﻳُـ َﻘ‬
Doğru söylenir.
Fiil cümlesindeki ma‘lûm yapı mechûle çevrilince ne olur?
Mâzî olsun muzârî olsun mechûl yapıya çevrilince cümlenin fâili (öznesi)
hazfedilir/atılır, cümledeki mef‘ûlün bih sarîh (nesne: düz tümleç) merfûluk
alâmetini almış olarak onun yerine geçer, yani nâibu’l-fâil olur.
‫س‬
ْ ‫ﻳُـ َﻌﻠﱢ ُﻢ اﻷ‬
ْ ‫ُﺳﺘَﺎذُ اﻟﺪ‬
َ ‫ﱠر‬
Hoca dersi öğretiyor.
‫س‬
ْ ‫ﻳُـ َﻌﻠﱠ ُﻢ اﻟﺪ‬
ُ ‫ﱠر‬
Ders öğretiliyor.
Nâibu’l-fâil olan isim, müennes (dişil) ya da akıl sahibi olmayan varlıkları
gösteren bir kırık çoğul şeklinde (‫ﺴﺮ ﻟﻐﲑ اﻟﻌﺎﻗﻞ‬
‫ )ﲨﻊ ﻣﻜ ﱠ‬ise o nâibu’l-fâille
kullanılan fiil de müennes yapıda olur. Örnek:
Öğrenci üniversiteye kayıt yaptırdı.
Üniversiteye kayıt yaptırıldı.
Bakanlık kitapları öğrencilere dağıttı.
Kitaplar öğrencilere dağıtıldı.
‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒَﺔُ ِﰲ اﳉَ ِﺎﻣ َﻌ ِﺔ‬
ْ َ‫َﺳ ﱠﺠﻠ‬
‫ﺖ ِﰲ اﳉَ ِﺎﻣ َﻌ ِﺔ‬
ْ َ‫ُﺳ ﱢﺠﻠ‬
ِ َ ‫وز‬
‫ﺐ‬
َ
َ ُ‫ﱠﻋﺖ اﻟ ِﻮَز َارةُ اﻟ ُﻜﺘ‬
ِ َ ‫وز‬
‫ﺐ َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱠﻠَﺒَ ِﺔ‬
ُ
ُ ُ‫ﱢﻋﺖ اﻟ ُﻜﺘ‬
Nâibu’l-fâillerin zamir olarak kullanımları aynen fiillerin durumu gibidir.
Nâibu’l-fâiller de cümledeki fâil gibi kim ve ne soruları sorularak bulunur.
Ödüller dağıtıldı.
ِ ‫ﱢﻋ‬
‫ﺖ اﳉََﻮاﺋُِﺰ‬
َ ‫ُوز‬
Ne dağıtıldı?
‫ﺖ؟‬
ْ ‫ﱢﻋ‬
َ ‫َﻣﺎذاَ ُوز‬
Ödüller.
‫اﳉََﻮاﺋُِﺰ‬
Nâibu’l-fâil, cümlede isim ve zamirden başka nelerden olabilir?
Cümlelerde nâibu’l-fâiller, açık bir isim veya zamir olabildiği gibi
Cer harfi ve mecrûr olabilir. Örneğin;
ِ
‫ﺲ ِﰲ اﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‬
َ ‫ُﺟﻠ‬
Bahçede oturuldu.
Nitelenmiş bir masdar nâibu’l-fâil olabilir. Örneğin;
Bir doktor güzel bir söz söyledi.
ِ
ِ
‫ﻴﻞ‬
ٌ ‫ﻴﻞ ﻗَـ ْﻮ ٌل َﲨ‬
َ ‫ﻗ‬
Güzel bir söz söylendi.
Zaman zarfı nâibu’l-fâil olabilir. Örneğin;
144
َِ ً‫ﺎل ﻃَﺒِﻴﺐ ﻗَـﻮﻻ‬
‫ﲨﻴﻼ‬
َ َ‫ﻗ‬
ْ ٌ
Bayram gününe saygı gösteriniz.
Bayram gününe saygı gösterilir.
ِ ‫اِﺣ َِﱰﻣﻮا ﻳـﻮم اﻟ ِْﻌ‬
‫ﻴﺪ‬
َ َْ ُ ْ
ِ ‫ُْﳛﺘَـﺮم ﻳـﻮم اﻟ ِْﻌ‬
‫ﻴﺪ‬
ُ َْ َُ
Yer (Mekân) zarfları da nâibu’l-fâil olabilir. Örneğin;
Öğrenciler okulun önünde oturdular.‫ْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ‬
َ ‫ب أ ََﻣ‬
ُ ‫ﺲ اﻟﻄﱡﻼﱠ‬
َ ‫ﺎم اﻟ‬
َ َ‫َﺟﻠ‬
Okulun önünde oturuldu.
ِ
‫ﺎم اﳌْ َﺪ ْر َﺳ ِﺔ‬
ُ ‫ﺲ أ ََﻣ‬
َ ‫ُﺟﻠ‬
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nâibu’l-fâil vardır?
a. .ٌ‫ﻳﻌﺔ‬
َ ُ‫َﺳﻴﱠ َﺎرﺗ‬
َ ‫ﻚ َﺳ ِﺮ‬
ِ
ِ
b. ‫ﺎر؟‬
َ َ‫ﱠﺎس اﻟﻘﻄ‬
َ ‫َرﻛ‬
ُ ‫ﺐ اﻟﻨ‬
ِ ‫ﺣ ِﻘﻴﺒﺔُ اﻟﻮﻟ‬
c. .ُ‫ﻀ َﺮاء‬
ْ ‫َﺪ َﺧ‬
َ َ َ
d. .‫اﳌﺴﺎﻓِ ُﺮو َن ﻧَـ َﺰﻟُﻮا اﻟ ُﻔ ْﻨ ُﺪ َق‬
َ
ِ
e. .‫ب‬
ُ ‫ﻳُﻄْ َﺮ ُد اﻟ َﻜﺎذ‬
2. ُ‫ﻞ ُﻛﺘُﺒَﻪ‬
َ cümlesinde altı çizili kelimenin eş anlamlısı aşağıdakilerden
ُ ‫ﺻﺎ َن اﻟ ﱠﺮ ُﺟ‬
hangisidir?
a. .‫ﺎﺟ َﺮ‬
َ ‫َﻫ‬
b. .‫َﻋ ِﻤ َﻞ‬
c. .‫ﻆ‬
َ ‫َﺣ ِﻔ‬
d. .‫َﲰﱠﻰ‬
e. .‫ﺸ َﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬
3. Aşağıdakilerden cümlelerin hangisinde fiille fâil arasında uyum vardır?
ِ
a. .‫ﻞ إِ َﱃ ﺑَـ ْﻴﺘِ ِﻪ‬
ُ ‫َر َﺟ َﻌﺖ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ‬
b. .‫ْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ‬
َ ‫َﻋ‬
َ ‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ إِ َﱃ اﻟ‬
َ ‫ﺎد‬
c. .‫ﺢ اﻟﻨﱠﺎﻓِ َﺬ َة‬
ُ َ‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﺗَـ ْﻔﺘ‬
َ
d. .‫ﺎت ﻗَـ ْﻮﻻً َﻛ ِﺮﳝًﺎ‬
َ َ‫ﻗ‬
ُ َ‫ﺎل اﻟﺒَـﻨ‬
ِ ‫اﻟ ِﻮﻟْ َﺪا ُن ﻗَﺎم ﺑِﻮ‬
e. .‫اﺟﺒِ ِﻬ ْﻢ‬
َ َ
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiil ile nâibu’l-fâil
vardır?
a. .‫ﺎت‬
ُ َ‫ﺗُﻜ َْﺮُﻣﻮ َن اﻟﻄﱠﺎﻟِﺒ‬
b. .ٌ‫ت ﻗِﻄﱠﺔ‬
ْ ‫ﻓَـ ﱠﺮ‬
ِ ِ
c. .‫ﺢ‬
َ ‫اﻟﻨﱠﺎﻓ َﺬةُ ﻓُﺘ‬
d. .‫ﺴ ْﺠ ِﻦ‬
‫ﱢﺴﺎءُ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱢ‬
َ ‫أُ ْﺧﺮ‬
َ ‫ِج اﻟﻨ‬
ِ ِ
e. .ُ‫ْﻤ َﻘﺎﻟَﺔ‬
َ ‫ُﻛﺘﺒَﺖ اﻟ‬
145
arasında uyum
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nâibu’l-fâil zaman zarfıdır?
ِ َ َ‫وﻗ‬
a. .‫ْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ‬
َ ‫ﻒ اﻟ ُْﻤﺪ ُﻳﺮ أ ََﻣ‬
َ ‫ﺎم اﻟ‬
َ
b. .‫ﺎﻋ ٍﺔ‬
َ ‫ﺎء اﻟﻄﱡَﻔ ْﻴﻠِ ﱡﻲ ﻗَـ ْﺒ َﻞ َﺳ‬
َ ‫َﺟ‬
ِ
c. .ُ‫ﻴﻢ ﻳَـ ْﻮ ُم اﻷ َْرﺑِ َﻌﺎء‬
َ‫ﺻ‬
d. .‫ﻀﺎ َن‬
َ ‫ﻮم اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن َﺷ ْﻬ َﺮ َرَﻣ‬
ُ َ‫ﻳ‬
ُ ‫ﺼ‬
e. .‫اﻷﺣ ِﺪ‬
ِ ُ‫ُﺳﺒ‬
ْ ‫أ ﱠو ُل أﻳﱠ ِﺎم اﻷ‬
َ ‫ﻮع ﻳَـ ْﻮ ُم‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. e
Yanıtınız doğru değilse nâibu’l-fâil konusu ve ilgili alıştırmaları
tekrar ediniz.
2. c
Yanıtınız doğru değilse okuma parçasını tekrar ediniz.
3. b
Yanıtınız doğru değilse nâibu’l-fâil konusu ve ilgili alıştırmaları
tekrar ediniz.
4. e
Yanıtınız doğru değilse nâibu’l-fâil konusu ve ilgili alıştırmaları
tekrar ediniz.
5. c
Yanıtınız doğru değilse nâibu’l-fâil konusu ve ilgili alıştırmaları
tekrar ediniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
1. ‫ﻞ‬
ُ ‫اﻟ ﱠﺮ ُﺟ‬
2. ‫ﺖ‬
ُ ‫اﻟﺒِْﻨ‬
3. ‫اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ‬
4. ‫ات‬
ُ ‫اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻤﻴ َﺬ‬
5. ُ‫اﳌَْﺮأَة‬
Sıra Sizde 2
1. Cümlenin son kısmına “Ne telif edildi?” sorusunu yöneltirsek alacağımız
cevap yani nâibu’l-fâil ‫’اﻟﻜﺘﺎب‬dır.
2. Bu cümlenin manâsına göre düşünür ve “kim yakalandı?” sorusunu
sorarsak alınacak cevap yani nâibu’l-fâil ‫ﺺ‬
‫’ َﻋﻠَﻰ اﻟﻠﱢ ﱢ‬dir.
3. Bu cümlede “bu bölgede ne bulunmaktadır?” sorusunu yönelttiğimizde
cevap ‫“ ﲬﺴﺔ ﻋﺸﺮ‬onbeş”tir. Yani bu cümlede mürekkeb sayılardan olan ‫ﲬﺴﺔ‬
‫’ﻋﺸﺮ‬dir. Ancak bu mürekkep sayı fetha üzere mebnî olduğundan bu nâibu’lfâilin merfûluğu mahallendir. Lafızda belli olmaz. Önceki derslerden
mebnîlerin i‘rabının mahallî olduğunu öğrenmiştik.
146
4. Bu cümlede “kim hapsoldu?” sorusuna aldığımız cevap yani cümlede
nâibu’l-fâil ‫’اﻟﺴﺎرق‬tir ve merfû olduğunu gösteren lafzî alâmet kâf (‫)ق‬
harfindeki zammedir, yani irab lafzîdir.
5. Bu cümleye “görüşme yapanlar kimdir?” diye sorulacak olsa cevap yani
nâibu’l-fâil, ‫’اﻟﺼﺤﻔﻴﱠﺎت‬tır. Merfû olduğunu gösteren alâmet sonundaki
zammedir.
Sıra Sizde 3
1. ‫ﺖ‬
ْ ‫ أ ْﻏﻠ َﻘ‬mechûl yapıda mâzî fiil.
2. Mechûl yapıda fiil bulunmamaktadır.
3. ‫ ﻳُـ َﻌ ﱡﺪ‬mechûl yapıda muzârî fiil.
4. ‫ت‬
ْ ‫ ﻧُ ِﺸ َﺮ‬mechûl yapıda mâzî fiil.
5. Mechûl yapıda fiil bulunmamaktadır.
ِ if‘âl bâbından mechûl mâzî.
6. ‫ﺖ‬
ْ َ‫أﺣﺪﺛ‬
7. Mechûl yapıda fiil bulunmamaktadır.
8. Mechûl yapıda fiil bulunmamaktadır.
9. ‫ ﻳُـ ْﻬ َﺪ ُم‬fiili mechûl yapıdadır.
10. ‫ﻮﺟ ُﺪ‬
َ ُ‫ ﻳ‬fiili mechûl muzârîdir.
Sıra Sizde 4
Nâibu’l-fâiller:
ِ ‫ َﳎَﺎﻟِﺲ اﻷ ََد‬، ‫ ِد َﻳﻮا ُن اﻟ ﱠﺮ َﺳﺎﺋِﻞ‬،‫ﺎل اﻟﻠﱡﻐَ ِﺔ‬
‫ ﺑﺎﻟﻄﱠﺎﺑَﻊ‬، ‫ اﻟ ُْﻤﻨَﺎﻇََﺮات‬، ‫ب‬
ُ ‫ اِ ْﺳﺘِ ْﻌ َﻤ‬، ُ‫ﺴ ﱠﻜﺔ‬
‫اﻟ ﱢ‬
ُ
Sıra Sizde 5
ِ ‫ﺸﺎر‬
ِ‫ﺼ‬
.‫ﺎﻋ ٍﺔ‬
ُ ‫ﻒ اﻟﻌُ ﱠﻤ‬
َ ‫ ﻧَﻈﱠ‬.1
َ ‫ﻒ َﺳ‬
َ ‫ﺎل اﻟ ﱠ‬
ْ ِ‫ِع ﺧﻼَ َل ﻧ‬
ِ ‫ﻒ اﻟ ﱠ‬
ِ‫ﺼ‬
.‫ﺎﻋ ٍﺔ‬
َ ‫ﻧُﻈﱢ‬
َ ‫ﻒ َﺳ‬
ْ ِ‫ﺸﺎرِعُ ﺧﻼَ َل ﻧ‬
Cadde yarım saatte temizlendi.
ِ ِ ‫ﺴ ﱠﻜﺎ ُن ِﰲ ﻫ ِﺬ ِﻩ‬
.‫ﺼ َﻌ َﺪ ﻧَـ َﻬ ًﺎرا ﻓَـ َﻘ ْﻂ‬
‫ ﻳَ ْﺴﺘَ ْﺨ ِﺪ ُم اﻟ ﱡ‬.2
ْ ِ‫اﻟﻌ َﻤ َﺎرة اﳌ‬
َ
ِ ِ ‫ﻳﺴﺘ ْﺨ َﺪم ِﰲ ﻫ ِﺬ ِﻩ‬
.‫ﺼ َﻌ ُﺪ ﻧَـ َﻬ ًﺎرا ﻓَـ َﻘ ْﻂ‬
ْ ِ‫اﻟﻌ َﻤ َﺎرة اﳌ‬
َ ُ َْ ُ
Bu binada asansör sadece gündüz kullanılır.
.‫ ﺗَـ َﻌﻠﱠ َﻢ اﻟ َْﻤﻼﱠ ُﺣﻮ َن ﻓَ ﱠﻦ اﻟ ِْﻤﻼَ َﺣ ِﺔ ِﰲ ﲬَْ َﺴ ِﺔ أَ ْﺷ ُﻬ ٍﺮ‬.3
.‫ﺗُـﻌُﻠﱢ َﻢ ﻓَ ﱡﻦ اﻟ ِْﻤﻼَ َﺣ ِﺔ ِﰲ ﲬَْ َﺴ ِﺔ أَ ْﺷ ُﻬ ٍﺮ‬
Denizcilik beş ayda öğrenildi.
147
ِ ‫ﺚ َﻋﻦ وﻟ‬
ِ ْ ‫ﺲ ْاﻣﺮأ ًة‬
. ‫َﺪ َﻫﺎ‬
َ ‫ َﺷ‬.4
َ ْ ُ ‫أﺟﻨَﺒﻴﱠﺔً ﺗَـ ْﺒ َﺤ‬
َ ِ ‫ﺎﻫ ْﺪﻧَﺎ ْأﻣ‬
ِ ‫ُﺷ‬
ِ ‫ﺚ َﻋﻦ وﻟ‬
ِ ْ ٌ‫ﺲ ْاﻣﺮأة‬
. ‫َﺪ َﻫﺎ‬
ْ ‫ﻮﻫ َﺪ‬
َ ْ ُ ‫أﺟﻨَﺒﻴﱠﺔٌ ﺗَـ ْﺒ َﺤ‬
َ ِ ‫ت ْأﻣ‬
Dün çocuğunu arayan yabancı bir kadın görüldü.
ِ ‫ﻴﺲ اﻟ ﱠﺮ‬
ِ
ِ ِ‫اد َﻋﻠَﻰ َوﻓَ ِﺎة اﻟ ﱠﺮﺋ‬
.‫اﺣ ِﻞ‬
َ ‫ﻮﻣﺔُ اﳊِ َﺪ‬
َ ‫ أَ ْﻋﻠَﻨَﺖ ا ْﳊُ ُﻜ‬.5
ِ ‫ﻴﺲ اﻟ ﱠﺮ‬
ِ ِ‫اد َﻋﻠَﻰ َوﻓَ ِﺎة اﻟ ﱠﺮﺋ‬
.‫اﺣ ِﻞ‬
ُ ‫أُ ْﻋﻠِ َﻦ اﳊِ َﺪ‬
Vefat eden başkan için yas ilan edildi.
ِ
ِ ِ‫ﻀﺎءُ ﳎَْﻠ‬
.‫ﻴﺲ ا ْﳉُ ْﻤ ُﻬﻮِرﻳﱠﺔ‬
َ ‫ﺐ أ ْﻋ‬
َ ‫ اﻧْـﺘَ َﺨ‬.6
َ ‫ﺲ اﻟﻨﱡـ ﱠﻮاب َرﺋ‬
ِ ‫اُﻧْـﺘ ِﺨ‬
.‫ﻴﺲ ا ْﳉُ ْﻤ ُﻬﻮِرﻳﱠﺔ‬
َ ُ
ُ ‫ﺐ َرﺋ‬
Cumhurbaşkanı seçildi.
ِ ‫ﺾ اﻟ َﻜﻠِﻤ‬
ِ
ِ ‫ﺻﻌُﻮﺑَﺔً ِﰲ ﻧُﻄ ِْﻖ ﺑَـ ْﻌ‬
.‫ﺎت‬
ُ ‫ﱠﺎس‬
َ
ُ ‫ ﻳُـ َﻮاﺟﻪُ اﻟﻨ‬.7
ِ ‫ﺾ اﻟ َﻜﻠِﻤ‬
ِ ‫ﺻﻌُﻮﺑَﺔٌ ِﰲ ﻧُﻄ ِْﻖ ﺑَـ ْﻌ‬
‫ﺎت‬
ُ ُ‫اﺟﻪ‬
َ ‫ﺗُـ َﻮ‬
َ
Bazı kelimelerin telaffuzunda zorlukla karşılaşılıyor.
ِ ‫ ﻳـﺘَ َﺬ ﱠو ُق ا ِﻹﻧْﺴﺎ ُن اﻟﻄﱡ ْﻌﻢ ﺑِﺎﻟﻠﱢﺴ‬.8
. ‫ت ﺑﺎﻷُذُ ِن‬
‫ﺎن َوﻳَ ْﺴ َﻤ ُﻊ اﻟ ﱠ‬
َ ‫ﺼ ْﻮ‬
َ
َ َ
َ
ِ ‫ﻳـﺘَ َﺬ ﱠو ُق اﻟﻄﱡ ْﻌﻢ ﺑِﺎﻟﻠﱢﺴ‬
. ‫ت ﺑﺎﻷُذُ ِن‬
‫ﺎن َوﻳُ ْﺴ َﻤ ُﻊ اﻟ ﱠ‬
ُ ‫ﺼ ْﻮ‬
ُ
َ ُ
Tat, dille alınır; ses kulakla işitilir.
ِ
. ‫ﲔ ﺑِﻨَﻈَﺎﻓَ ِﺔ ﺛِﻴَﺎ ِِ ْﻢ‬
َ ‫ﱠﺎس ﻳَـ ْﻌ ِﺮﻓُﻮ َن اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ِﻤ‬
ُ ‫ اﻟﻨ‬.9
. ‫ف اﻟ ُْﻤ ْﺴ ِﻠ ُﻤﻮ َن ﺑِﻨَﻈَﺎﻓَ ِﺔ ﺛِﻴَﺎ ِِ ْﻢ‬
ُ ‫ﻳُـ ْﻌ َﺮ‬
Müslümanlar, elbiselerinin temizliğiyle tanınırlar.
ِ
ِ ِ ْ ‫اﻟﻜﺘَﺎﺑـ‬
ِ ‫ﺖ ﻫ َﺬﻳ ِﻦ‬
ِ ‫ﻮع اﻟْﻤ‬
.‫ﺎﺿﻲ‬
ْ ‫ﲔ اﳉَﺪﻳ َﺪﻳْ ِﻦ ِﰲ اﻷ‬
ْ ُ ْ‫ ا ْﺷﺘَـ َﺮﻳ‬.10
َ
َ ِ ُ‫ُﺳﺒ‬
ِ ِ ِ ِ ِ
ِ ‫ﻮع اﻟْﻤ‬
.‫ﺎﺿﻲ‬
ْ ‫ي ﻫ َﺬان اﻟﻜﺘَﺎﺑَﺎن اﳉَﺪﻳ َﺪان ِﰲ اﻷ‬
َ ِ ُ‫ُﺳﺒ‬
َ ‫اُ ْﺷ ُِﱰ‬
Bu iki kitap geçen hafta satın alındı.
Yararlanılan Kaynaklar
Çörtü, M. Meral (2001), Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.
Ediskun, Haydar (1996), Türk Dilbilgisi, İstanbul.
Güler, İsmail, Hüseyin Günday, Şener Şahin (2001), Arapça Dilbilgisi
(Nahiv Bilgisi), İstanbul.
Maksudoğlu, Mehmet (2003), Arapça Dilbilgisi, İstanbul.
Sînî, Muhammed İsmâil vd., el-Kavâidu’l-‘arabiyyetu’l-müyessera,
(tarihsiz), Cantaş yayınevi, İstanbul.
Uralgiray, Yusuf (1986), İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
148
149
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Arapçadaki zaman zarflarını tanıyabilecek,
•
Arapçadaki mekan zarflarını tanıyabilecek,
•
Arapçadaki mef‘ûlun fîh kavramını açıklayabilecek,
•
Arapça cümlelerde zaman ve mekan zarflarını (mef‘ûlun fîhleri)
kullanabileceksiniz,
Anahtar Kavramlar
•
Zarf
•
Yer zarfı
•
Zaman zarfı
•
Mef‘ûlün fîh
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Bir Türkçe dilbilgisi kitabından yer ve zaman zarfları konularını tekrar
ediniz.
•
Ulaşıp okuyabileceğiniz bir Arapça dilbilgisi kitabından konular hakkında
bilgi edininiz.
150
el-Mef‘ûlü Fîh:
Zaman ve Mekân
Zarfları
‫ﻮل ﻓِ ِﻴﻪ‬
ُ ُ‫اﻟْ َﻤ ْﻔﻌ‬
GİRİŞ
İnsanların konuştuğu çeşitli diller hehangi bir ilgi sebebiyle birbirlerinden
kelime alışverişinde bulunmuşlardır. Dolayısıyla Türkçemiz de, coğrafî ve
kültürel yakınlık sebebiyle Arapça ve Farsçadan çok sayıda kelime almıştır.
Söz gelimi başlıkta kullandığımız kelimelerin üçü de Arapçadan dilimize
geçmiştir. Ancak bir söz bir dilden diğerine geçerken kimi zaman bazı mânâ
değişikliklerine uğrar. Zarf kelimesi de bunlardan biridir. Şöyle ki, bu
kelimeyi duyan bir Türk çocuğunun ilk olarak aklına mektup zarfı gelir.
Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Çünkü bu kelimeyi hayatımızda ilk olarak
mektup zarfı şeklinde duyduk ve çoğu zaman da onu duyarız. Ancak
kelimenin bir sözlükteki mânâsı bir de terim mânâsı vardır. Unutmayalım ki,
bir kelimenin sözlükteki mânâsı ile terim mânâsı arasında her zaman bir
anlam ilişkisi bulunur.
“Zarf” kelimesi sözlükte şu anlamlarda kullanılır: “Kap, kılıf, mahfaza,
ambalaj malzemesi, kapsül, beceriklilik, nekteli oluş, içinde yerleşilen,
oturulan durulan her şey”. Terim olarak zarf, bir işin veya bir oluşun içinde
meydana geldiği yeri ya da zamanı gösteren kelime veya kelime öbeğini ifade
eder. Burada özel bir duruma dikkat edilmelidir. O da Türkçe dilbilgisi
kitaplarında “zarf” terimi başlığı altında ele alınanların hepsi Arapçadaki
“zarfın” tam karşılığı değildir. Sözgelimi, Türkçedeki durum zarfları Arapça
dilbilgisi kitaplarında “el-hâl” başlığı altında incelenir. Arapçadaki zarf’ın
Türkçedeki karşılığı zaman, yer ve yön zarflarıdır.
Bu ünitede yer ve zaman zarflarını ihtivâ eden bir “Okuma parçası” ve
onun iyice anlaşılmasına yardım edecek çeşitli alıştırmalar bulacaksınız.
Sonra Arapça mef‘ûlün fîh/zarflar konusu geniş bir şekilde yer alacak, konu
anlatılırken verilen misaller harekeli ve tercümeleriyle birlikte olacaktır.
Konunun tam olarak kavranılabilmesine yardımcı olacak çok çeşitli
alıştırmaların yanında Arapçadaki zaman ve mekan zarflarının birer listesi
anlamlarıyla birlikte yer alacaktır. Sıra Sizde ve Kendimizi Sınayalım
kısmlarının doğru cevaplarını da bulacak ve böylece konunun iyi ve doğru bir
biçimde anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol edebileceksiniz.
Arapçada yer ve zaman zarfı ile ilgili daha ayrıntılı örnekler için
http://www.onlinearabic.net adresine başvurabilirsiniz.
151
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔ‬
‫ﻧَ ْﺸﺄَﺗُﻪ‪ :‬اِﺑﻦ ﺑﻄﱡﻮﻃَﺔَ أَ ْﺷﻬﺮ ر ﱠﺣﺎﻟ ٍَﺔ ﻋﺮِ ﱟﰊ ‪ ،‬ﻋﺎش ِﰲ اﻟ َﻘﺮ ِن اﻟﺜ ِ‬
‫ي‪ ،‬ﻧَـ َﺸﺄَ ِﰲ َﻣ ِﺪﻳﻨَ ِـﺔ ﻃَْﻨ َﺠـﺔَ ِﰲ اﻟ َْﻤﻐْـ ِﺮ ِ‬
‫ب‪،‬‬
‫ﱠﺎﻣ ِﻦ اﳍِ ْﺠ ِﺮ ﱢ‬
‫َ َ‬
‫ُ ُْ َ‬
‫ْ‬
‫َُ َ‬
‫ََ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﻀ َﺎرِة ا ِﻹ ْﺳـﻼَِﻣﻴﱠ ِﺔ‪.‬‬
‫ـ‬
‫ﳊ‬
‫ا‬
‫ر‬
‫ﺎ‬
‫ﻃ‬
‫إ‬
‫ﰲ‬
‫ن‬
‫ﻮ‬
‫ﺸ‬
‫ﻴ‬
‫ﻌ‬
‫ﻳ‬
‫و‬
‫‪،‬‬
‫ﺔ‬
‫ﻴ‬
‫ﻣ‬
‫ﻼ‬
‫ﺳ‬
‫ﻹ‬
‫ا‬
‫ﺔ‬
‫ﻓ‬
‫ﺎ‬
‫ﻘ‬
‫ـ‬
‫ﺜ‬
‫اﻟ‬
‫ﻢ‬
‫ﻬ‬
‫ﻌ‬
‫ﻤ‬
‫ﲡ‬
‫َ‬
‫ﺮ‬
‫ﺑ‬
‫ﺮ‬
‫ـ‬
‫ﺒ‬
‫اﻟ‬
‫و‬
‫ب‬
‫ﺮ‬
‫اﻟﻌ‬
‫ﻦ‬
‫ﻣ‬
‫ن‬
‫ﺎ‬
‫ﻜ‬
‫ﺴ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫ﺚ َﻛﺎ َن اﻟ ﱡ ُ َ َ َ َ َ ْ َ ْ َ ُ ُ ْ َ ُ ْ َ ُ َ َ ُ َ‬
‫َﺣ ْﻴ ُ‬
‫ََ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ُﺳﺮﺗُﻪُ َﻋ ِﺮﻳ َﻘﺔً ِﰲ ِ‬
‫اﻻ ْﺷﺘِﻐَ ِ‬
‫ُﺻ ٍ‬
‫ﺎل ﺑِﺎﻟﻌُﻠُﻮم ا ِﻹ ْﺳﻼَِﻣﻴﱠ ِﺔ‪.‬‬
‫ﻮل َﻋ َﺮﺑِﻴﱠ ٍﺔ َوﺑَـ ْﺮﺑَ ِﺮﻳﱠٍﺔ‪َ ،‬ﻛﺎﻧَ ْ‬
‫َﻛﺎ َن اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ ﻣ ْﻦ أ ُ‬
‫ﺖ أ َْ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺴ َﻔ ِﺮ واﻟ ـ ﱠﺮﺣﻼَ ِ‬
‫ـﺴﺎﻓِ ُﺮ َإﱃ‬
‫ت‪ :‬ﻋُ ـ ِﺮ ُ‬
‫ف اﺑْـ ُـﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَـﺔَ ِﲝُﺒﱢـ ِـﻪ ﻟِﻠ ـ ﱠ‬
‫ُﺣﺒﱡــﻪُ ﻟﻠ ـ ﱠ َ َ‬
‫ﺴ َﻔ ِﺮ َواﻟ ـ ﱠﺮ َﺣﻼَت‪َ ،‬وَﻛــﺎ َن َﻛﺜــﲑٌ ﻣـ َـﻦ اﻟ َْﻤﻐَﺎ ِرﺑَــﺔ ﻳُـ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﳊِﺠﺎ ِز‪ ،‬ﰒُﱠ ﻳـﻌ ُ ِ‬
‫آﻫـﺎ ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮﻳ ِـﻖ‪َ ،‬و َﻋ ْـﻦ َﻣ ﱠﻜـﺔَ اﻟ ُْﻤ َﻜ ﱠﺮَﻣ ِـﺔ َواﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِـﺔ‬
‫ﻮد َوَْﳛﻜﻲ ﻷﻗَﺎ ِرﺑِـﻪ َو ِﺟ َﲑاﻧِـﻪ َﻋـ ِﻦ اﻟ ُْﻤـ ُﺪ ِن اﻟﱠ ِـﱵ َر َ‬
‫َُ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱡ‬
‫ﱡ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺻﻐﲑٌ ﻳُـ ْﻨﺼ ُ‬
‫ﺖ َﻫﺬﻩ ا ْﳊ َﻜﺎﻳَﺎت ﺑ ْﺎﻫﺘ َﻤﺎم َﺷﺪﻳﺪ‪َ .‬وَﻣﺎ إ ْن ﺑَـﻠَ َﻎ اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﻮﻃَﺔَ َﻋ َﺎﻣﻪُ‬
‫اﻟ ُْﻤﻨَـ ﱠﻮَرة‪َ ،‬ﻛﺎ َن اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﻮﻃَﺔَ َو ُﻫ َﻮ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﺎز‪َ ،‬ﻛﺎﻧَــﺖ اﻟْﺒ َﺪاﻳَـﺔُ َﺳــﻨَﺔَ َﲬْـ ٍ‬
‫ﻳﻦ َو َﺳـ ْـﺒﻌﻤﺎﺋَﺔ ﻣـ َـﻦ‬
‫ﻳﻦ َﺣـ ﱠـﱴ ﺑَـ َﺪأَ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَ ـﺔَ ﻗَﺎﺻ ـ ًﺪا اﳊ َﺠـ َ‬
‫ي َواﻟْﻌ ـ ْﺸ ِﺮ َ‬
‫ـﺲ َوﻋ ـ ْﺸ ِﺮ َ‬
‫ا ْﳊـَـﺎد َ‬
‫ِِ ِ ٍ‬
‫ـﺖ وﺳــﺎﺋِﻞ اﻟْﻤﻮاﺻ ـﻼَ ِ‬
‫ِ‬
‫ود ًة‪َ ،‬وَﻛــﺎ َن‬
‫ا ْﳍِ ْﺠـ َـﺮِة‪َ ،‬وِﰲ َذﻟِـ َ‬
‫ت َْﳏ ـ ُﺪ َ‬
‫َي ُﻣ ْﻨ ـ ُﺬ َْﳓ ـ ِﻮ َﺳـ ْـﺒﻌﻤﺎﺋَﺔ َﺳــﻨَﺔ‪َ -‬ﻛﺎﻧَـ ْ َ َ ُ ُ َ َ‬
‫اﻟﻮﻗْــﺖ – أ ْ‬
‫ـﻚ َ‬
‫ا ْﳊ ﱠﺠﺎج اﻟْﻤﻐَﺎ ِرﺑﺔُ ﻳـ ْﻘﻄَﻌﻮ َن اﻟْﻤﺴﺎﻓَﺔَ ِﻣﻦ اﻟْﻤ ْﻐ ِﺮ ِ ِ‬
‫ﺼ َﺮ‪ ،‬ﰒُﱠ إِ َﱃ ا ْﳊِ َﺠﺎ ِز ِﰲ أ َْرﺑَـ َﻌ ِﺔ أَ ْﺷ ُﻬ ٍﺮ‪ ،‬ﻓَ َﻜﺎ َن َﻋﻠَْﻴ ِﻬ ْﻢ أَ ْن‬
‫ب َإﱃ ﻣ ْ‬
‫َ َ‬
‫ُ ُ َ َ َ ُ ََ‬
‫ﻳﺴﺘَ ِﻌﺪﱡوا وﻳﺴﺎﻓِﺮوا ﻗَـ ْﺒﻞ ﻣﻮ ِﺳ ِﻢ ا ْﳊ ﱢﺞ ﺑِﺄَرﺑـﻌ ِﺔ أَ ْﺷ ُﻬ ٍﺮ ﺣ ﱠﱴ ﻳ ِ‬
‫ﺼﻠُﻮا ا ْﳊِﺠ َﺎز ِﰲ وﻗ ِ‬
‫ْﺖ ا ْﳊَ ﱢﺞ‪.‬‬
‫َ َْ َ‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫َ َْ‬
‫َْ‬
‫َ‬
‫َُ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ِِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱡ‬
‫ـﻞ‬
‫ِر ْﺣﻠَﺘُﻪُ إِ َﱃ ا ْﳊَ ﱢﺞ َوﻣ ْ‬
‫ﺼ َﺮ‪ :‬ﺑَ َﺪأَ اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﻮﻃَﺔ َﻣ َﻊ أَﻗـ َْﺮاﻧﻪ ﻫﺬﻩ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَﺔَ اﻟﻄ ِﻮﻳﻠَﺔَ‪ ،‬ﻓَﻈَ َﻬ َﺮ َﳍُ ْـﻢ َﲨ ًﻴﻌـﺎ أﻧﱠـﻪُ ذَﻛ ﱞـﻲ َو َﻋﺎﻗ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ ﻟَ ــﻪُ َﻣ َﻜﺎﻧَـ ـﺔٌ َﻣ ْﺮُﻣﻮﻗَـ ـﺔٌ ِﰲ رْﻛ ـ ِ‬
‫ـﺐ ا ْﳊُ ﱠﺠ ـ ِ‬
‫ـﺐ َﻣ ِﺪﻳﻨَـ ـﺔَ‬
‫َﺻ ــﺒَ َﺤ ْ‬
‫ـﺴﺎ َﳍُـ ْـﻢ َوأ ْ‬
‫ـﺎج‪َ ،‬و َ‬
‫َو َﻋ ــﺎد ٌل‪ ،‬ﻓَﺎ ْﺧﺘَ ـ ُ‬
‫ـﻞ اﻟ ﱠﺮْﻛ ـ ُ‬
‫ـﺎروﻩُ َرﺋﻴ ـ ً‬
‫ﺻـ َ‬
‫َ‬
‫ﺎﺿﻲ اﻟْﻤ ِﺪﻳﻨ ِﺔ‪ ،‬واﺗﱠـﺼﻞ ﺑِﺎﻟْﻌﻠَﻤ ِ‬
‫ـﺎل َﲢَـ ﱠﺪﺛُﻮا َﻋـ ِﻦ اﻟﺒـ ْﻠـ َﺪ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﺎك ﺑِ ِﺮ َﺟ ٍ‬
‫ان‬
‫ـﺎء‪ ،‬واﻟْﺘَـ َﻘـﻰ ُﻫﻨَ َ‬
‫اﻻ ْﺳ َﻜ ْﻨ َﺪ ِرﻳﱠِﺔ َ‬
‫ُ‬
‫وز َار اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ ﻗَ َ َ َ َ َ َ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ِِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺴ َﻔ ِﺮ‪ ،‬ﻗَـ ـ ﱠﺮَر‬
‫ـﺐ ﺑِـ ِـﻪ اِﺑْـ ُـﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَـﺔَ‪َ ،‬وﻗَ ـ ﱠـﻮى ﻟَ َﺪﻳْـ ِـﻪ اﻟ ﱠﺮ ْﻏﺒَ ـﺔَ ِﰲ َﻣ ِﺰﻳـ ٍـﺪ ِﻣـ َـﻦ اﻟ ـ ﱠ‬
‫َو ْأﻫﻠ َﻬــﺎ َو َﻋــﺎداَ ْﻢ َﺣــﺪﻳﺜًﺎ ﻃَـ ِﻮﻳﻼً‪ ،‬أُ ْﻋﺠـ َ‬
‫ﺼِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫ﺴ َﻔ َﺮ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ا ْﳊَ ﱢﺞ إِ َﱃ ﺑِﻼَ ِد ا ْﳍِْﻨ ِﺪ َواﻟ ﱢ‬
‫اﻟ ﱠ‬
‫ِ‬
‫ف ُﻣـ ُﺪﻧَـ َﻬﺎ َوأ َْﻫﻠَ َﻬـﺎ‪َ ،‬و َِﲰـ َـﻊ َﻋـ ْـﻦ أ َْﻫـ ِـﻞ اﻟـ ﱠ ِ‬
‫ـﺴﺎﻓَـ َﺮ إِ َﱃ‬
‫ـﺼ َﺮ ﻳَـﺘَـ َﻌـ ﱠﺮ ُ‬
‫ِر ْﺣﻠَﺘُــﻪُ إِ َﱃ ِد َﻣـ ْﺸ َﻖ‪ :‬ﻇَـ ﱠﻞ اﺑْـ ُـﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَـﺔَ ِﰲ ﻣـ ْ‬
‫ﺸﺎم‪ ،‬ﻓَـ َ‬
‫ِ‬
‫ـﺎج‪َ ،‬و َﺳــﺎﻓَـﺮ ِﻣ ْﻨـ َﻬــﺎ إِ َﱃ ا ْﳊِ َﺠــﺎ ِز‪َ ،‬ﺣ َﻜــﻰ ﻟَــﻪُ أ َْﻫــﻞ اﻟ ـ ﱠ ِ‬
‫ِد َﻣ ـ ْﺸ َﻖ‪َ ،‬و َﳊِـ َـﻖ ﺑِﺮْﻛـ ِ‬
‫ـﲑا ِِ ْﻢ ِﻣـ َـﻦ اﻟﺘﱡ ـ ْـﺮ ِك‬
‫ـﺐ ا ْﳊُ ﱠﺠـ ِ‬
‫ﺸﺎم َﻋـ ْـﻦ ﺟـ َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫واﻟﺒِﻴﺰﻧْ ِﻄﻴﱢﲔ‪ ،‬ﻓَـﺮ ِﻏﺐ ِﰲ ِزﻳﺎرِة ُﻛ ﱢﻞ ﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟْﻤﻨ ِ‬
‫ﺎﻃ ِﻖ‪.‬‬
‫َ ََ‬
‫َ َ َ َ َ ََ‬
‫ت َﻛﺜِ ٍ‬
‫ال ِﻣ ْﻨ ِﻄ َﻘ ٍـﺔ و ِ‬
‫آﺳﻴﺎ وأﻓْ ِﺮﻳ ْﻘﻴﺎ‪ :‬ﻗَﺎم اﺑْﻦ ﺑﻄﱡﻮﻃَﺔَ ﺑِـﺮﺣﻼَ ٍ‬
‫اﺳ َـﻌ ٍﺔ‬
‫أﺣ َـﻮ َ‬
‫آﺳـﻴَﺎ َوأﻓْ ِﺮﻳ ْﻘﻴَـﺎ‪َ ،‬و َﻋ َـﺮ َ‬
‫ف ْ‬
‫ـﲑة ِﰲ ْ‬
‫ََ‬
‫َر َﺣﻼَﺗُﻪُ إِ َﱃ ْ َ‬
‫َ َ َُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ف اﻟْﻤ ْﻐ ِﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼ َﺮ َواﻟ ﱠ‬
‫ـﺎش اﺑْ ُـﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَـﺔَ ِﰲ‬
‫ف اﳍِْﻨـ َﺪ َواﻟـ ﱢ‬
‫اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠـﺔَ‪َ ،‬ﻛ َﻤـﺎ َﻋ َـﺮ َ‬
‫ب َوﻣ ْ‬
‫ﺼَ‬
‫ﺎم واﳉَ ِﺰﻳ َـﺮَة َ‬
‫ﲔ‪َ ،‬ﻋ َ‬
‫ﺸَ‬
‫ﻣ َﻦ اﻟ َْﻌﺎَِﱂ‪َ ،‬ﻋ َﺮ َ َ َ‬
‫ﺎﺿﻴﺎ ﻣﺮﻣﻮ َق اﻟْﻤ َﻜﺎﻧَِﺔ ﺑـﲔ اﻟْﻤﺴ ِﻠ ِﻤﲔ ِﰲ اﳍِْﻨ ِﺪ‪ ،‬وﻇَ ﱠﻞ ﻫﻨَ َ ِ ِ‬
‫ِِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪ ،‬ﰒُﱠ َز َار ُﺟ ُـﺰَر‬
‫َ ُ‬
‫ﺎك ﻋـ ﱠﺪ َة ﺳـﻨِ َ‬
‫َ َْ ُ ْ َ‬
‫اﳍ ْﻨﺪ ﻋ ﱠﺪ َة ﺳﻨِ َ‬
‫ﲔ‪َ ،‬ﻛﺎ َن ﻗَ ً َ ْ ُ‬
‫َ‬
‫اﻟْﻤﺎﻟ ِ‬
‫ْﺪﻳﻒ‪ ،‬ﰒُﱠ اﻟ ﱢ‬
‫ﺻـ ًﻔﺎ ﳑُْﺘِ ًﻌـﺎ َو َدﻗِﻴ ًﻘـﺎ َو َﺣـﺎﻓِﻼً‬
‫ﺐ َﻋ ْـﻦ ُﻛـ ﱢﻞ اﻟْـﺒِﻼَ ِد اﻟﱠ ِـﱵ َز َارَﻫـﺎ َو ْ‬
‫ﺼَ‬
‫ﲔ‪َ ،‬وَو َ‬
‫ﺻ َﻞ إِ َﱃ ُﺳ َ‬
‫َ‬
‫ﻮﻣﻄ َْﺮة‪َ ،‬وَﻛــﺘَ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﻮﻣﺎت َواﻟﻄ َﺮاﺋﻒ‪.‬‬
‫ﺑِﺎﻟ َْﻤ ْﻌﻠُ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﺖ َإﱃ أ ْﻋﻤـ ِ‬
‫ـﺖ ِﰲ‬
‫ـﲑةُ ﻓَ َﻜﺎﻧَـ ْ‬
‫ـﺎق اﻟْ َﻘــﺎ ﱠرِة اﻷﻓْ ِﺮ ِﻳﻘﻴﱠـ ِـﺔ‪َ ،‬ﺳــﺎﻓَـ َﺮ َإﱃ )ِﲤْﺒُﻮْﻛﺘُــﻮ(‪َ ،‬وَﻛﺎﻧَـ ْ‬
‫َ‬
‫ـﲑةُ‪ :‬أ ﱠﻣــﺎ ِر ْﺣﻠَﺘُــﻪُ اﻷَﺧـ َ‬
‫ِر ْﺣﻠَﺘُــﻪُ اﻷَﺧـ َ‬
‫ِ‬
‫ـﻚ اﻟﻮﻗْـ ِ‬
‫ـﺖ‬
‫ـﺖ ِﻣـ ْـﻦ َأﻫـ ﱢﻢ َﻣ َﺮاﻛِـ ِﺰ اﻟﺜﱠـ َﻘﺎﻓِـ ِـﺔ ا ِﻹ ْﺳـﻼَِﻣﻴﱠ ِﺔ‪ ،‬وﺗَـ َﻘـ ُـﻊ َﻣ ِﺪﻳﻨَـﺔُ )ِﲤْﺒُﻮْﻛﺘُــﻮ( اﻟْﻴَ ـ ْـﻮَم ِﰲ ﲨُْ ُﻬﻮِرﻳﱠـ ِـﺔ َﻣـ ِـﺎﱄ‪َ ،‬وَﻛﺎﻧَـ ْ‬
‫َذﻟـ َ َ‬
‫)ِﲤْﺒﻮْﻛﺘُﻮ( َﻋﻠَﻰ ِ‬
‫ﱡ‬
‫ﺻﻠَ ٍﺔ ﻗَ ِﻮﻳﱢٍﺔ ﺑِﺎﻟ َْﻤﻐْ ِﺮ ِ‬
‫ﺐ َﻋ ْﻨـ َﻬﺎ‪.‬‬
‫ُ‬
‫ب‪ ،‬ﻓَـ َﺰ َارَﻫﺎ اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﻮﻃَﺔَ‪َ ،‬وَﻛﺘَ َ‬
‫ﺗــﺴﺠﻴﻞ رﺣﻼَﺗِـ ِـﻪ‪َ :‬د ﱠو َن اﺑــﻦ ﺑﻄﱡﻮﻃَـﺔَ ﻣﻌﻠُﻮﻣـ ٍ ِ‬
‫ﺎﻫ َﺪاﺗِِﻪ ِﰲ ُﻛـ ﱢﻞ‬
‫َﺳـ َﻔﺎ ِرِﻩ‪َ ،‬وﻃََﺮاﺋِـ َ‬
‫ـﺴﻠﱢﻴَﺔً َﻋـ ْـﻦ ُﻣـ َﺸ َ‬
‫ـﺎت ُﻣﻔﻴـ َﺪ ًة َﻋـ ْـﻦ أ ْ‬
‫َْ َ‬
‫ُ ََ‬
‫ُْ َ‬
‫ـﻒ ُﻣـ َ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫وف ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟ ُﻘ ﱠﺮ ِاء ﺑِﺎﺳ ِﻢ ) ِرﺣﻠَـﺔِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ٍ‬
‫أدِ ﱟﰊ ﻛﺘَﺎﺑًﺎ َﻛﺒ ًﲑا َو ُﻫ َﻮ ) ُﲢْ َﻔﺔُ اﻟﻨﱡﻈﺎ ِر( اﻟ َْﻤ ْﻌ ُﺮ ُ‬
‫ُﺳﻠُﻮب َ‬
‫ْ ْ‬
‫ﺐ َﻋ ْﻨـ َﻬﺎ ﺑﺄ ْ‬
‫َﻫﺬﻩ اﻟْﺒُـ ْﻠ َﺪان‪َ ،‬وَﻛﺘَ َ‬
‫ﻟﻠﺼﻒ اﳋﺎﻣﺲ اﻻﺑﺘﺪاﺋﻲ‪ ،‬ص ‪(338-337‬‬
‫اﺑْ ِﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ(‪) .‬ﻣﻦ ﺳﻼح اﻟﺘﻠﻤﻴﺬ‬
‫ّ‬
‫‪152‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları okuma parçasına göre cevaplayınız.‬‬
‫‪ِ .1‬ﰲ أَ ﱢ ٍ‬
‫ﺎش اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ؟‬
‫ي ﻗَـ ْﺮن َﻋ َ‬
‫‪ .2‬أَ ُﻫ َﻮ ِﻣ َﻦ اﻟ َْﻤ ْﻐ ِﺮ ِ‬
‫ب أ َْم ِﻣ َﻦ ا ْﳊِ َﺠﺎ ِز؟‬
‫‪ .3‬ﻟِﻤﺎ َذا اﺧﺘﺎرﻩ ا ْﳊ ﱠﺠ ِ‬
‫ﻴﺴﺎ َﳍُ ْﻢ؟‬
‫َ ْ َ َُ ُ ُ‬
‫ﺎج َرﺋ ً‬
‫ﺖ ِرﺣﻠَﺘﻪ اﻷ ِ‬
‫َﺧ َﲑةُ؟‬
‫‪ .4‬إِ َﱃ أَﻳْ َﻦ َﻛﺎﻧَ ْ ْ ُ ُ‬
‫‪َ .5‬إﱃ أَﻳْ َﻦ َﻛﺎ َن َﺳ َﻔ ُﺮﻩُ اﻷَ ﱠو ُل؟‬
‫ت اﺑْ ِﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔ؟‬
‫‪َ .6‬ﻣ َﱴ ﺑَ َﺪأ ْ‬
‫َت َر َﺣﻼَ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻚ اﻟْﻮﻗ ِ‬
‫‪َ .7‬ﻛ ْﻴ َ ِ‬
‫ْﺖ؟‬
‫اﺻﻼَ ُ‬
‫ﻒ َﻛﺎﻧَﺖ اﻟ ُْﻤ َﻮ َ‬
‫ت ِﰲ َذﻟ َ َ‬
‫ﺎت ِﰲ ِ‬
‫ﺎﺳﺘِﻤ ِﺎع اﳊِ َﻜﺎﻳ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺻﻐَ ِﺮِﻩ؟‬
‫‪َ .8‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫َ‬
‫ﻒ َﻛﺎ َن اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ ﻳَـ ْﻬﺘَ ﱡﻢ ﺑ ْ َ‬
‫ﱡ ِ‬
‫ﺐ َﻋ ْﻨـ َﻬﺎ؟‬
‫‪َ .9‬ﻫ ْﻞ َز َار ُ‬
‫اﺑﻦ ﺑَﻄﻮﻃَﺔَ ﺑﻼَ َدﻧَﺎ َوَﻛﺘَ َ‬
‫اﺳ ُﻢ ﻛِﺘَﺎﺑِ ِﻪ اﻟﱠ ِﺬي َﺳ ﱠﺠ َﻞ ﻓِ ِﻴﻪ َر َﺣﻼَﺗِِﻪ؟‬
‫‪ .10‬ﻣﺎَ ْ‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını bulunuz.‬‬
‫ف ﺑِـ‪(...‬‬
‫ﺼﺮ ‪َ ،‬ﻫ ِﺪﻳﱠﺔ ‪َ ،‬ﺳ ﱠﺠ َﻞ‪ ،‬اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَﺔ ‪َ ،‬ﻋﺎﺋِﻠَﺔ ‪ ،‬ﺗَـ َﻬﻴﱠﺄَ‪ ،‬ﺑَـﻠَﺪ ‪ ،‬ﻋُ ِﺮ َ‬
‫)اﻟ َﻘﺎﻓِﻠَﺔ ‪َ ،‬ر َﺣﻼَت‪َ ،‬ﻋ ْ‬
‫ﺐ اﳊُ ﱠﺠﺎج‬
‫‪َ .1‬رْﻛ ُ‬
‫‪ُ .2‬ﲢْ َﻔﺔُ اﻟﻨﱡﻈﱠﺎ ِر‪.‬‬
‫َﺳ َﻔ َﺎر‪.‬‬
‫‪ .3‬أﻧَﺎ أ ُِﺣ ﱡ‬
‫ﺐ اﻷ ْ‬
‫‪َ .4‬ﻣ ْﻦ َد ﱠو َن َر َﺣﻼَﺗﻪ؟‬
‫ِ‬
‫ﻴﺶ ﰲ اﻟﻘﺮن اﻟﻮاﺣﺪ واﻟﻌﺸﺮﻳﻦ‪.‬‬
‫‪َْ .5‬ﳓ ُﻦ ﻧﻌ ُ‬
‫‪ .6‬اﻧْـﺘَ َﺸﺮ ِ‬
‫اﻹﺳﻼَِﻣﻴﱠﺔُ‪.‬‬
‫ت اﳊَ َ‬
‫ﻀ َﺎرةُ ْ‬
‫َ‬
‫ُﺳ َﺮةُ اﺑْ ِﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ َﻋ ِﺮﻳ َﻘﺔً‪.‬‬
‫‪َ .7‬وَﻛﺎﻧَ ْ‬
‫ﺖأْ‬
‫‪َ .8‬ﻛﺎ َن ا ْﳊُ ﱠﺠﺎج ﻳَ ْﺴﺘَـ َﻌﺪﱡو َن‪.‬‬
‫‪ .9‬اﻟﻌ ِ‬
‫ﺎﺻ َﻤﺔُ ِﻣ َﻦ اﻟ ُْﻤ ُﺪ ِن اﻟ َﻜﺒِ َﲑِة‪.‬‬
‫َ‬
‫‪ .10‬ا ْﺷﺘَـ َﻬ َﺮ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﺑِ ِﻜﺘَﺎﺑِ ِﻪ اﻟﱠ ِﺬي َد ﱠو َن ﻓِ ِﻴﻪ َر َﺣﻼَﺗﻪ‪.‬‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını bulunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ﺼﻰ(‬
‫ﺐ َﻋ ْﻦ ‪ ،‬ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُ‬
‫ﺖ ‪َ ،‬ﻋ َ‬
‫)ﳝَْ َﺴ ُﺢ ‪ ،‬ﻗَ ِﺮﻳﺐ ‪ ،‬اﻟ َْﻤ َﺪﻧﻴﱡﻮن ‪ ،‬اﻟ َْﻤ ْﺸ ِﺮق‪َ ،‬ذ َﻫﺐ ‪ ،‬ﻧَـ َﻔﺮ ‪ ،‬ﻳَـ ْﺮﻏَ ُ‬
‫ِ ِ ِِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠ ِﺔ‪.‬‬
‫ﺐ اﻟﺘـ ْﱡﺮﻛ ﱡﻲ ذ ْﻛ َﺮﻳَﺎﺗﻪ ﺑِ َ‬
‫‪ .1‬ﻳُ َﺴ ﱢﺠ ُﻞ اﻟْ َﻜﺎﺗ ُ‬
‫‪153‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺎل ِﻣ َﻦ اﻟ َْﻤ ْﻐ ِﺮ ِ‬
‫اﻟﻌ َﺮِ ﱢﰊ‪.‬‬
‫‪َ .2‬ﻛﺎ َن اﻟ ﱠﺮ ﱠﺣ ُ‬
‫ب َ‬
‫ِ‬
‫ﻴﺶ اﻟ ُﻘﺮ ِوﻳﱡﻮ َن ِﰲ اﻟ ﱢﺮ ِ‬
‫ﻳﻒ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻳَﻌ ُ َ‬
‫ﲔ ﺑَـﻠَ ٌﺪ ﺑَ ِﻌﻴ ٌﺪ َﻋ ْﻦ ﺑَـﻠَ ِﺪﻧَﺎ‪.‬‬
‫‪ .4‬اﻟ ﱢ‬
‫ﺼُ‬
‫ﺎد اﺑْ ُﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ ِﻣ ْﻦ َر َﺣﻼَﺗِِﻪ‪.‬‬
‫‪َ .5‬ﻋ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ﲔ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس ﺑِ ِﺮ ْﺣﻠَ ِﺔ اﺑْﻦ ﺑَﻄﱡﻮﻃَﺔَ‪.‬‬
‫ﺎب ﺑَـ َْ‬
‫‪ُ .6‬دﻋ َﻲ اﻟْﻜﺘَ ُ‬
‫ﺴ َﻔﺮ ﻣ ْﻨ ُﺬ ِ‬
‫ﺻﻐَ ِﺮِﻩ‪.‬‬
‫‪َ .7‬ﻛﺎ َن اﻟ ﱠﺮ ﱠﺣ ُ‬
‫ﺎل ُِﳛ ﱡ‬
‫ﺐ اﻟ ﱠ َ ُ‬
‫ﺴ َﻔ ِﺮ‪.‬‬
‫ت َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻷَﻗـ َْﻮ ُ‬
‫ال ﻟَ َﺪﻳْ ِﻪ اﻟ ﱠﺮ ْﻏﺒَﺔَ ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫‪ .8‬ﻗَـ ﱠﻮ ْ‬
‫ﱠﺎس َﻋ ِﻦ اﻟْﺒَـ ْﻠ َﺪ ِة اﻟﺒَ ِﻌﻴ َﺪ ِة‪.‬‬
‫‪َ .9‬ﲢَﺪ َ‬
‫ﱠث اﻟﻨ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻴﺤ ِﺔ أَﺑِ ِﻴﻪ‪.‬‬
‫ﺼَ‬
‫‪ .10‬أَﻧْ َ‬
‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ ﻟﻨَﺼ َ‬
‫ﺖ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin bir defa tesniyelerini, bir‬‬
‫‪defa cemisini kullanarak ve gerekli değişikleri göz önünde‬‬
‫‪bulundurarak cümleleri yeniden yazınız.‬‬
‫ﻀﺮ ر ﱠﺣﺎﻟَﺔٌ َﻋﺮب ِﻣﻦ ﺑـﻠَ ٍﺪ ﺑ ِﻌ ٍ‬
‫ﻴﺪ‪.‬‬
‫ٌَ َْ َ‬
‫‪َ .1‬ﺣ َ َ َ‬
‫اﳌﺜﲎ‪:‬‬
‫اﳉﻤﻊ‪:‬‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ﺎء‪.‬‬
‫‪َ .2‬ﻫﺬﻩ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَﺔُ ﻗَ ِﺮﻳﺒَﺔٌ ﻣ ْﻦ ﻗُـﺒَ َ‬
‫اﳌﺜﲎ‪:‬‬
‫اﳉﻤﻊ‪:‬‬
‫ﺻ َﻞ إِ َﱃ ا ْﳉِ َﺪا ِر‪.‬‬
‫‪ .3‬اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ َو َ‬
‫اﳌﺜﲎ‪:‬‬
‫اﳉﻤﻊ‪:‬‬
‫ﺖ اﻟﻐُ ْﺮﻓَﺔَ ﺑِﺎﻟ ِْﻤﻜْﻨَ َﺴ ِﺔ‪.‬‬
‫‪ .4‬اﻟ َْﻤ ْﺮأةُ ﻧَﻈﱠَﻔ ْ‬
‫اﳌﺜﲎ‪:‬‬
‫اﳉﻤﻊ‪:‬‬
‫ِ‬
‫ﺐ ﻗَـ ْﺒﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫ﺋﻴﺲ اﻧْـﺘُﺨ َ َ‬
‫‪ .5‬اﻟ ﱠﺮ ُ‬
‫اﳌﺜﲎ‪:‬‬
‫اﳉﻤﻊ‪:‬‬
‫‪154‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
5. Aşağıda Arapça olarak verilen cümlelerin en yakın Türkçe çevirisini
bulunuz.
ِ ‫ﺖ ا ْﳊِ َﻜﺎﻳ‬
ِ ‫َﻛﺎ َن اﺑْﻦ ﺑﻄﱡﻮﻃَﺔَ و ُﻫﻮ ﺻ ِﻐﲑ ﻳـ ْﻨ‬
.‫ﺎت اﻟﱠِﱵ َْﳛ ِﻜ َﻴﻬﺎ أﻗَﺎ ِرﺑُﻪُ َو ِﺟ َﲑاﻧُﻪُ َﻋ ِﻦ اﻟ ُْﻤ ُﺪ ِن اﻟﱠِﱵ رأ َْو َﻫﺎ ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ‬
ُ‫ﺼ‬
َُ
َ
ٌُ َ َ َ
a. İbn Battûta küçükken, akrabalarının ve komşuları başka şehirlere
giderlerdi. Beldelerine döndükten sonra bu şehirler hakkında anlattıkları
hikayeleri İbn Battûta da dinlerdi.
b. İbn Battûta, akrabalarının ve komşularının gittikleri şehirler hakkında
anlattıkları hikayeleri susup dinlemeyi çok severdi.
c. İbn Battûta, akrabalarının ve komşularının gittikleri şehirler hakkında
anlattıkları hikayeleri dinlediği için oralara gitmeyi gerçekten çok
arzuluyordu.
d. İbn Battûta küçükken, akrabalarının ve komşularının yolda gördükleri
şehirler hakkında anlattıkları hikayeleri susup dinlerdi.
e. İbn Battûta, küçükken akrabalarının ve komşularının şehirler hakkında
anlattıkları hikayeleri susup dinlerdi.
6. Aşağıda Arapça olarak verilen cümlelerin en yakın Türkçe çevirisini
bulunuz.
ِ ‫ﻣﺎ إِ ْن ﺑـﻠَ َﻎ اﺑﻦ ﺑﻄﱡﻮﻃَﺔَ َﻋﺎﻣﻪُ ا ْﳊ‬
ِ
ِ َ ‫ﺎدي واﻟ ِْﻌ ْﺸ ِﺮﻳﻦ ﺣ ﱠﱴ ﺑ َﺪأَ ِر ْﺣﻠَﺘَﻪُ اﻷ‬
‫اك‬
َ ‫ﱠﺎس آﻧَ َﺬ‬
َ َ
َ
َ َ َ
َ ُْ َ
ُ ‫ َوَﻛﺎن اﻟﻨ‬،‫ُوﱃ ﻗَﺎﺻ ًﺪا اﳊ َﺠ َﺎز‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ٍ
ِ
.‫ﺴ َﻔﺮ ﻗَـ ْﺒ َﻞ َﻣ ْﻮﺳﻢ ا ْﳊَ ﱢﺞ ﺑﺄ َْرﺑَـ َﻌﺔ أَ ْﺷ ُﻬﺮ َﺣ ﱠﱴ ﻳَﺼﻠُﻮا ا ْﳊ َﺠ َﺎز ﰲ َوﻗْﺖ اﳊَ ﱢﺞ‬
‫ﻳَ ْﺴﺘَﻌﺪﱡو َن ﻟﻠ ﱠ‬
a. İbn Battûta, yirmi bir yaşından önce Hicaz’a gitmek üzere ilk yolculuğuna
başladı. O zaman insanlar, Hac vaktinde Hicaz’a ulaşmaları için, Hac
mevsiminden dört ay önce yolculuk için hazırlandı.
b. İbn Battûta, yirmi bir yaşına ulaşır ulaşmaz Hicaz’a gitmek üzere ilk
yolculuğuna çıktı. İnsanlar, Hac vaktinde Hicaz’a ulaşmaları için, Hac
mevsiminden üç ay önce yolculuk için hazırlandı.
c. İbn Battûta, yirmi bir yaşına ulaşır ulaşmaz Hicaz’a gitmek üzere ilk
yolculuğuna başladı. O zaman insanlar, Hac vaktinde Hicaz’a ulaşmaları
için, Hac mevsiminden dört ay önce yolculuk için hazırlanırlardı.
d. İbn Battûta, Hicaz’a gitmek üzere ilk yolculuğuna başladığı sıralarda
yirmili yaşlarındaydı. O zaman insanlar, Hac vaktinde Hicaz’a ulaşmaları
için, Hac mevsiminden dört ay önce yolculuk için hazırlandı.
e. İbn Battûta, yirmi bir yaşına ulaşır ulaşmaz Hicaz’a gitmek üzere ilk
yolculuğuna başladı. O zaman insanlar, tam zamanında Hicaz’a ulaşmaları
için, Hac mevsiminden dört ay önce yola çıkarlardı.
155
DİL BİLGİSİ
(MEF‘ÛLÜN FÎHLER)
ZAMAN VE MEKAN ZARFLARI
Bir cümlede, fiilin işlendiği yeri ve zamanı bildiren isim, zarf veya zarf
öbeklerine mef‘ûlün fîh adı verilir. Bunun Türkçedeki karşılığı yer, yön ve
zaman zarflarıdır. Bir cümlede mef‘ûlün fîhleri bulmak da kolaydır.
Okuduğumuz cümle tamamlandıktan sonra “nerede, nereye, ne tarafa” veya
“ne zaman” sorularından cümlenin anlamına uygun olanı sorulur; alınan
cevap o cümlenin mef‘ûl fihidir. Şu misalleri bilgilerimizin ışığında
inceleyelim:
Arkadaşım Perşembe günü geldi:
ِ ‫اﳋَ ِﻤ‬
ْ ‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ ﻳَـ ْﻮَم‬
‫ﻴﺲ‬
َ ‫ﺎء‬
َ ‫َﺟ‬
Ne zaman geldi?
‫َﻣ َﱴ َﺟﺎءَ؟‬
‫ﻳَـ ْﻮَم اﳋَ ِﻤﻴﺲ‬
Perşembe günü:
Bu durumda cümlemizdeki mef‘ûlün fîh ‫’ﻳَـ ْﻮَم اﳋَ ِﻤﻴﺲ‬dir.
Bir gün önce gitti:
‫ﺐ ﻗَـ ْﺒ َﻞ ﻳَـ ْﻮٍم‬
َ ‫َذ َﻫ‬
Ne zaman gitti?
‫ﺐ؟‬
َ ‫َﻣ َﱴ َذ َﻫ‬
‫ﻗَـ ْﺒ َﻞ ﻳَـ ْﻮٍم‬
Bir gün önce:
.
‫ﺚ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮ ِﰲ اﻟ َﻘ ْﺮﻳَِﺔ ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ‬
َ ‫َﻣ َﻜ‬
Yolcu köyde bir gün kaldı.
Zaman zarfı
Kervan şehre sabahleyin girdi.
Yer zarfı
ِ
ِ ِ
‫ﺎﺣﺎ‬
َ َ‫َد َﺧﻠَﺖ اﻟ َﻘﺎﻓﻠَﺔُ اﳌَﺪﻳﻨَﺔ‬
ً َ‫ﺻﺒ‬
Zaman zarfı
Yer zarfı
Cümlede mef‘ûlün fîh olan öge eylemin yapıldığı zamanı gösteriyorsa
buna zaman zarfı (‫ )ﻇﺮف اﻟﺰﻣﺎن‬eylemin gerçekleştiği yeri/mekânı gösteriyorsa
buna da mekân zarfı (‫ )ﻇﺮف اﳌﻜﺎن‬denir.
Başında cer harfi bulunmayan mef‘ûlün fîhler i‘râb bakımından
mansûbtur. Harf-i cerlerden (-de, -da) ‫ ﰲ‬harfi, zarf oluşu ifadede birinci
derecede olduğundan bu mef‘ûle mef‘ûlün fîh denmiştir. Bu yüzden mef‘ûlün
fîhlerin başında zarfiyet anlamında olmak üzere, en çok ‫ ﰲ‬, ‫ ب‬ve ‫ ل‬harf-i
cerleri bulunur. Başında harf-i cer bulunan mef‘ûlün fîhler ise mahallen
mansûbturlar:
‫ﻮم اﻟ ﱠ‬
‫ﺎب ِﰲ اﻟﺒَ ْﺤ ِﺮ‬
‫ﺸ ﱡ‬
ُ ُ‫ﻳَـﻌ‬
Genç denizde yüzüyor.
156
“Babalarına akşamleyin geldiler”.
Sana kitabı yarın vereceğim.
Gece gündüz ondan Allah’a sığın.
ِ ‫﴿وﺟﺎ ُؤو اأﺑ‬
﴾‫ﺎء‬
َُ
ََ
ً ‫ﺎﻫ ْﻢ ﻋ َﺸ‬
ِ َ ‫ﺳﺄُ ْﻋ ِﻄ‬
‫ﺎب ﻏَ ًﺪا‬
َ َ‫ﻴﻚ اﻟﻜﺘ‬
َ
ِ ِ‫اِ ْﺳﺘَ ِﻌ ْﺬ ﺑ‬
.‫ﺎﷲ ِﻣ ْﻨﻪُ ﻟ َْﻴﻼً َوﻧَـ َﻬ ًﺎرا‬
ِ
ِ ‫ﱠر‬
‫ﺎم‬
ْ‫سأ‬
َ َ‫َﺣﻴَﺎﻧًﺎ ﻗ‬
ْ ‫س ِﰲ ﺧﻼَ ِل اﻟﺪ‬
ُ ‫اﳌ َﺪ ﱢر‬
Öğretmen, dersi anlatırken bazen ayağı kalktı.
Şehirde yeni bir okul yapıldı.
‫ﺖ َﻣ ْﺪ َرﺳﺔٌ َﺟ ِﺪﻳ َﺪةٌ ِﰲ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ‬
ْ َ‫أُﻧْ ِﺸﺌ‬
ِ ve ‫ ِل‬cer harflerinin kullanılmasına örnekler:
el-Mef‘ûl fîh edatı olarak, ‫ب‬
O kitap Kâhire’de basıldı.
ِ ‫اﻟﻜﺘﺎب ﺑِﺎﻟ َﻘ‬
ِ
‫ﺎﻫ َﺮِة‬
ُ َ ‫ﻃُﺒِ َﻊ َﻫ َﺬا‬
‫ُوﻟِ َﺪ ﺑِ ِﺪ َﻣ ْﺸ َﻖ‬
Şam’da doğdu.
ِ ِ ‫﴿أﻗِ ِﻢ اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ﱢﻤ‬
﴾‫ﺲ إِ َﱃ ﻏَ َﺴ ِﻖ اﻟﻠﱠْﻴ ِﻞ‬
ْ ‫ﺼﻼَ َة ﻟ ُﺪﻟُﻮك اﻟﺸ‬
“Güneş battığı zaman, gece karanlığına kadar namaz kıl”.
ِ َ‫ﻟِﺜَﻼ‬
ٍ َ‫ث ﻟَﻴ‬
‫ﺎل ِﻣ ْﻦ ِذي اﻟ َﻘ ْﻌ َﺪ ِة‬
Zi’l-ka‘de’nin üçünde.
Görüldüğü gibi el-mef‘ûl fîh, cer harfi ile kullanılırsa, mecrûr olur.
Bazı kelimelerin, el-mef‘ûl fîh olarak kullanılması ve bunların mansûb oluşu:
1. Yer ve zaman zarfına muzâf olan ‫ﻞ‬
‫ ُﻛ ﱠ‬ve ‫ﺾ‬
َ ‫ﺑَـ ْﻌ‬
Sporcu mesâfenin hepsini koştu.
Gecenin bir kısmında kar yağdı.
ِ ‫ﺟﺮى اﻟ ﱢﺮﻳ‬
‫ﺎﺿ ﱡﻲ ُﻛ ﱠﻞ اﳌَ َﺴﺎﻓَ ِﺔ‬
َ ََ
‫ﺾ اﻟﻠﱠْﻴ ِﻞ‬
َ ‫ْﺞ ﺑَـ ْﻌ‬
ُ ‫ﻧَـ َﺰل اﻟﺜﱠـﻠ‬
2. Zarf manâsı taşıyan masdar.
Gemi güneş doğarken yola çıktı.
ِ ‫ﺳﺎﻓَـﺮ‬
ِ ‫ﺸ ْﻤ‬
‫ﻮع اﻟ ﱠ‬
‫ﺲ‬
‫ت اﻟ ﱠ‬
َ ُ‫ﺴ ِﻔﻴﻨَﺔُ ﻃُﻠ‬
ْ َ
İkindi namazı vaktinde öldü.
‫ﺼ ِﺮ‬
َ ‫َﻣ‬
ْ ‫اﻟﻌ‬
َ ‫ﺻﻼَ َة‬
َ ‫ﺎت‬
3. Sayı:
Onları beş gün bekledik.
ِ
‫ﺎﻫ ْﻢ ﲬَْ َﺴﺔَ أَﻳﱠ ٍﺎم‬
ُ َ‫اﻧْﺘِﻈَ ْﺮﻧ‬
ِ ُ‫اﻟﻘﻄَﺎر ﺗِﺴ ِﻌﲔ ِﻛﻴﻠ‬
ِ ‫ﻗَﻄَﻊ‬
‫ﻮﻣـ ْﺘـ ًﺮا‬
َ ْ ُ
َ
Tren 90 km. yol aldı.
Aşağıda Arapça cümlelerde yaygın olarak kullanılan mef‘ûlün fîhlerden
zaman ve mekân zarfları haftanın günleri, yılın mevsim ve ayları tablolar
halinde kaydedilmiştir. Arapçayı öğrenme azminde olanların bunları iyi
öğrenip kendi kuracakları cümlelerde kullanmaları gerekmektedir. Zira
herhangi bir dilin kurallarını öğrenirken en önemlisi onları cümleler içinde
öğrenci tarafından kullanılabilmesidir. Çünkü bir öğrencinin öğrendiklerini
157
kendisinin uyguladığını görmesi kadar öğrendiği dile istek ve ilgisini
artıracak bir şey yoktur.
Yaygın Olarak Kullanılan Zaman Zarfları
Anlamları ve Örnek Cümleler
Akşamleyin, akşam, akşam vakti(nde)
Akşamleyin yağmur yağdı :‫ﺎء‬
ً ‫ﻧَـ َﺰ َل اﳌَﻄَُﺮ َﻣ َﺴ‬
Bir an, bir an için
Adam bir an duraksadı : ً‫ﻞ َﳊْﻈَﺔ‬
َ ‫ﺗَـ َﻮﻗﱠ‬
ُ ‫ﻒ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ‬
Bir ay
ِ
ِ‫ت أ‬
Kardeşimi tam bir ay bekledim :ً‫َﺧﻲ َﺷ ْﻬ ًﺮا َﻛ ِﺎﻣﻼ‬
ُ ‫اﻧْـﺘَﻈَ ْﺮ‬
Bir sene
Amman’da bir sene kaldı :ً‫ﺎم ِﰲ َﻋ ﱠﻤﺎ َن َﺳﻨَﺔ‬
َ َ‫أَﻗ‬
Bir süre, bir müddet, … boyunca
Uzun süre arkadaşıyla konuşmadı : ً‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘ ِﻪ ُﻣ ﱠﺪ ًة ﻃَ ِﻮﻳﻠَﺔ‬
َ ‫َﱂْ ﻳَـﺘَ َﻜﻠﱠ ْﻢ َﻣ َﻊ‬
Bir zaman, bir zamanlar
Bir süre o yazarın romanlarını okudum:
Zaman
Zarfları
‫ﺎء‬
ً ‫َﻣ َﺴ‬
ً‫َﳊْﻈَﺔ‬
‫َﺷ ْﻬ ًﺮا‬
‫ َﻋ ًﺎﻣﺎ‬، ً‫َﺳﻨَﺔ‬
... ‫ُﻣ ﱠﺪ ًة‬
‫ َزَﻣﺎﻧًﺎ‬،‫َزَﻣﻨًﺎ‬
ِ ‫ْت ِرواﻳ‬
ِ ِ‫ﺎت َﻫ َﺬا اﻟ َﻜﺎﺗ‬
‫ﺐ َزَﻣﻨًﺎ‬
َ َ ُ ‫ﻗَـ َﺮأ‬
Bir zaman, bir zamanlar
Bir süre sustular sonra konuştular : ‫ﺻ َﻤﺘُﻮا َد ْﻫ ًﺮا ﰒُﱠ ﻧَﻄَ ُﻘﻮا‬
َ
Birgün, günün birinde, günlerden bir gün
Günün birinde döneceğiz : ‫َﺳﻨَـ ْﺮِﺟ ُﻊ ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ‬
Bugün, günümüzde
Bugün çarşıda amcamı gördüm :
ِ ‫ﺴ‬
‫ﻮق اﻟﻴَـ ْﻮم‬
‫ﺖ َﻋ ﱢﻤﻲ ِﰲ اﻟ ﱡ‬
ُ ْ‫َرأَﻳ‬
-den önce, bir müddet, … boyunca
Yemekten önce ellerimi yıkarım : ‫ي ﻗَـ ْﺒ َﻞ اﻷ ْﻛ ِﻞ‬
‫أَ ْﻏ ِﺴ ُﻞ ﻳَ َﺪ ﱠ‬.
158
‫َد ْﻫ ًﺮا‬
‫ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ‬
‫اﻟﻴَـ ْﻮَم‬
... ‫ﻗَـ ْﺒ َﻞ‬
-den sonra, -in sonrasında
Yemekten sonra ellerimi yıkarım : ‫ي ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻷَ ْﻛ ِﻞ‬
‫أَ ْﻏ ِﺴ ُﻞ ﻳَ َﺪ ﱠ‬.
Dün
Dün deniz kenarında dolaştım :
ِ ‫ﺲ ِﰲ َﺷ‬
ِ ‫ْﺖ أ َْﻣ‬
‫ﺎﻃ ِﺊ اﻟﺒَ ْﺤ ِﺮ‬
ُ ‫ َﲡَﱠﻮﻟ‬.
Dün gece
ِ
Dün gece çok az uyudum :ً‫ﺖ اﻟﺒَﺎ ِر َﺣﺔَ ﻗَﻠِﻴﻼ‬
ُ ْ‫ﳕ‬.
Geceleyin, gece, gece vakti(nde)
Küçük çocuklar geceleyin evden dışarı çıkmazlar
... ‫ﺑَـ ْﻌ َﺪ‬
ِ ‫ْأﻣ‬
‫ﺲ‬
َ‫اﻟﺒَﺎ ِر َﺣﺔ‬
ً‫ﻟ َْﻴﻼ‬
ِ ‫ﺼﻐَﺎر ﻻَ ﳜَْﺮﺟﻮ َن ِﻣﻦ اﻟﺒـ ْﻴ‬
ً‫ﺖ ﻟ َْﻴﻼ‬
َ َ
ُُ
ُ ‫اﻷ َْوﻻَ ُد اﻟ ﱢ‬
Gün doğmadan, şafak vakti, tan vakti
Çiftçi tarlasına gün doğmadan gider : ‫إﱃ َﺣ ْﻘﻠِ ِﻪ ﻓَ ْﺠ ًﺮا‬
َ ‫ح‬
َ ‫ﻳَﺬ‬
ُ ‫ﺐ اﻟ َﻔﻼﱠ‬
ُ ‫ْﻫ‬
İkindileyin, ikindi vakti(nde)
Çocuklar ikindileyin eve dönüyorlar: ‫ﺼ ًﺮا‬
ْ ‫ﻳَـ ْﺮِﺟ ُﻊ اﻷ َْوﻻَ ُد إِ َﱃ اﳌَْﻨ ِﺰِل َﻋ‬
Öğlenleyin, öğlen, öğle vaktinde
Öğleden sonra nereye gideceksiniz: ‫ْﻫﺒُﻮ َن ﻇُ ْﻬ ًﺮا ؟‬
َ ‫َإﱃ أَﻳْ َﻦ َﺳﺘَﺬ‬
Sabahleyin, sabah, sabah vaktinde
ِ
Fakültede dersler sabah başlar.‫ﺎﺣﺎ‬
ُ ‫ﺎﺿ َﺮ‬
َ ‫ﺗَـ ْﺒ َﺪأُ اﻟ ُْﻤ َﺤ‬
َ ‫ات ِﰲ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠﺔ‬
ً َ‫ﺻﺒ‬
Şimdi, şu anda
Şu an kiminle konuşuyorsun? ‫َﻣ َﻊ َﻣ ْﻦ ﺗَـﺘَ َﻜﻠﱠ ُﻢ َﺣﺎﻟِﻴًﺎ ؟‬
Şimdi, şu anda, şu sıralarda
ٌ ُ‫اﻵ َن أﻧَﺎ َﻣ ْﺸﻐ‬
Şimdi çok meşgulüm.‫ﻮل ِﺟﺪًّا‬
Yarın
Yarın arkadaşımı ziyaret edeceğim : ‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ ﻏَ ًﺪا‬
َ ‫ور‬
ُ ‫َﺳـﺄ َُز‬
Yatsıda, yatsı vakti(nde)
ِ
ِ
Yatsı vaktinde hastaneden döndük.‫ﺎء‬
ً ‫ َر َﺟ ْﻌﻨَﺎ ﻣ َﻦ اﳌُ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ ﻋ َﺸ‬.
159
‫ﻓَ ْﺠ ًﺮا‬
‫ﺼ ًﺮا‬
ْ ‫َﻋ‬
‫ﻇُ ْﻬ ًﺮا‬
‫ﺎﺣﺎ‬
َ
ً َ‫ﺻﺒ‬
‫ َﺣﺎﻟِﻴًﺎ‬، ً‫َﺣﺎﻻ‬
‫اﻵ َن‬
‫ﻏَ ًﺪا‬
ِ
‫ﺎء‬
ً ‫ﻋ َﺸ‬
Yaygın Olarak Kullanılan Mekan Zarfları
Mekan
Zarfları
Anlamları
-in önüne, -in önünde
Arabasını okulun önünde durdurdu: ‫ْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ‬
َ ‫َوﻗﱠ‬
َ ‫ﻒ َﺳﻴﱠ َﺎرﺗَﻪُ أ ََﻣ‬
َ ‫ﺎم اﻟ‬
‫ﺎم‬
َ ‫َأﻣ‬
‫ﱠام‬
َ ‫ﻗُﺪ‬
-in önüne, -in önünde
Hastane okulun önünde.‫ْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ‬
َ ‫ﻮﺟ ُﺪ ﻗُﺪ‬
َ ُ‫اﻟ ُْﻤ ْﺴﺘَ ْﺸ َﻔﻰ ﻳ‬
َ ‫ﱠام اﻟ‬
‫ْﻒ‬
َ ‫َﺧﻠ‬
-in arkasına, -in arkasında
Adam duvarın arkasına saklandı: ‫ْﻒ اﳉِ َﺪا ِر‬
َ ‫اِ ْﺧﺘَﺒَﺄَ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َﺧﻠ‬
‫اء‬
َ ‫َوَر‬
-in arkasına, -in arkasında
79 :‫ﺼﺒًﺎ﴾ ]ﺳﻮرة اﻟﻜﻬﻒ‬
ٌ ِ‫اء ُﻫ ْﻢ َﻣﻠ‬
ُ ‫ﻚ ﻳَﺄ‬
ْ َ‫ْﺧ ُﺬ ُﻛ ﱠﻞ َﺳ ِﻔﻴﻨَ ٍﺔ ﻏ‬
َ ‫]﴿ َﻛﺎ َن َوَر‬
“(Çünkü) varacakları yerde her gemiyi zorla almakta olan
bir kral vardı”.
‫ﲔ‬
َ ِ‫َﳝ‬
-in sağına, -in sağında
ِ
Bina, okulun sağındadır. ‫ﲔ اﳌَ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ‬
َ ِ‫اﻟﻌ َﻤ َﺎرةُ َﳝ‬.
‫ﻳَ َﺴ َﺎر‬
-in soluna, -in solunda
ِ
Okul binanın solundadır. ‫ﺎرِة‬
َ ‫اﳌَ ْﺪ َر َﺳﺔُ ﻳَ َﺴ َﺎر اﻟْﻌ َﻤ‬.
‫ﺎل‬
َ َ‫ِﴰ‬
-in soluna, -in solunda
ِ ‫﴿ َوَﻣﺎ أ‬
﴾‫ُوت ﻛِﺘَﺎﺑِﻴَ ْﻪ‬
ُ ‫ُوﰐَ ﻛِﺘَﺎﺑَﻪُ ﺑِ ِﺸ َﻤﺎﻟِ ِﻪ ﻓَـﻴَـ ُﻘ‬
َ ‫ﻮل ﻳَﺎ ﻟ َْﻴﺘَ ِﲏ َﱂْ أ‬
[25 :‫]اﳊﺎﻗﱠﺔ‬
“Kitabı sol eline
verilmeseydi”…”
verilen
ise
‘keşke
-in karşısına/hizasına, -in hizasına
ِ
Evim onun evinin karşısındadır. ِ‫اء َدا ِرﻩ‬
َ ‫ﺑَـ ْﻴ ِﱵ ﺣ َﺬ‬
-in karşısına, -in karşınıda, -ile yüzyüze.
Emîrin karşısında oturdum.
‫ﺎم اﻷَِﻣ ِﲑ‬
ُ ‫ﺟﻠَ ْﺴ‬.
َ ‫ﺖ َأﻣ‬
َ
-e doğru, -…yönünde
ِ ‫ﺟﺮ‬
Bebek annesine doğru koştu.‫ت اﻟﻄﱢْﻔﻠَﺔُ َْﳓ َﻮ أُﱢﻣ َﻬﺎ‬
ََ
160
kitabım
ِ
َ‫ﺣ َﺬاء‬
‫ِﲡَ َﺎﻩ‬
‫َْﳓ َﻮ‬
-in ortasında/ortasına, -in merkezinde
ِ ‫وﻗَـ َﻔ‬
ِ ‫ﻂ اﻟﻄﱠ ِﺮ‬
Araba yolun ortasında durdu: ‫ﻳﻖ‬
َ ‫ﺴﻴﱠ َﺎرةُ َو ْﺳ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
َ
-in arasında, -in ortasında
ِ ‫ﺖ اﻟ َﻘﻠَﻢ ﺑـﲔ‬
ِ ْ ‫اﻟﻜﺘَﺎﺑَـ‬
Kalemi iki kitabın arasına koydum.‫ﲔ‬
َ ‫َو‬
َْ َ َ ُ ‫ﺿ ْﻌ‬
-in yanında, -in katında, -in nezdinde, -in huzurunda
Benim yanımda kıymetli kitaplarım var.‫ﺐ ﻗَ ِﻤﻴﱠﺔُ أي ِﻋ ْﻨ ِﺪي‬
‫ﻟَ َﺪ ﱠ‬
ٌ ُ‫ي ُﻛﺘ‬
-in yanında, -in katında, -in nezdinde, -in huzurunda
Onun yanından geldim.
ِ ُ ‫ِﺟ ْﺌ‬
ُ‫ﺖ ﻣ ْﻦ ﻟَ ُﺪﻧْﻪ‬
-in yanında, -in katında, -in nezdinde, -in huzurunda
‫ﻂ‬
َ ‫َو ْﺳ‬
‫ﲔ‬
َْ ‫ﺑَـ‬
‫ﻟَ َﺪى‬
‫ﻟَ ُﺪ ْن‬
‫ِﻋ ْﻨ َﺪ‬
ِ ‫وﻗَـ َﻔ‬.
‫ﺴﻴﱠ َﺎرةُ ِﻋ ْﻨ َﺪ إِ َﺷ َﺎرِة اﻟ ُْﻤ ُﺮوِر‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
َ
Araba trafik işaretlerinin yanında durdu:
-in altına, -in altında
ِ
Kedi masanın altındadır. ِ‫ْﻤﺎﺋِ َﺪة‬
َ ْ‫اﻟﻘﻄﱠﺔُ َﲢ‬
َ ‫ﺖ اﻟ‬
-in üstüne, -in üstünde
ِ
ِ
[76 :‫ﻴﻢ﴾ ]ﺳﻮرة ﻳﻮﺳﻒ‬
ٌ ‫﴿ َوﻓَـ ْﻮ َق ُﻛ ﱢﻞ ذي َﻋﻠ ٍْﻢ َﻋﻠ‬
‫ﺖ‬
َ ْ‫َﲢ‬
‫ﻓَـ ْﻮ َق‬
“…her bilenin üstünde daha iyi bilen vardır”.
-in altında.
ٌ‫ﺴ ِﺮﻳ ِﺮ ِﻫ ﱠﺮة‬
‫ ُدو َن اﻟ ﱠ‬Döşeğin altında bir kedi var.
-in karşısına, -in karşısında
ِ
ِ ‫ﺎء اﻷَِﻣ‬
Emirin karşısında oturduk. ‫ﲑ‬
َ ‫ َﺟﻠَ ْﺴﻨَﺎ ﺗ ْﻠ َﻘ‬.
-in doğusuna, -in doğusunda
‫ﺗَـ َﻘ ُﻊ َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔُ آ ْﻏ ِﺮي َﺷﺮ َق ﺗُـ ْﺮﻛِﻴَﺎ‬
‫ُدو َن‬
ِ
‫ﺎء‬
َ ‫ﺗ ْﻠ َﻘ‬
... ‫َﺷ ْﺮ َق‬
Ağrı, Türkiye’nin doğusunda bulunur.
-in batısına, -in batısında
ِ ِ
‫ب ﺗُـ ْﺮﻛِﻴَﺎ‬
َ ‫ﺗَـ َﻘ ُﻊ َﻣﺪﻳﻨَﺔُ إ ْزﻣ َﲑ ﻏَ ْﺮ‬
... ‫ب‬
َ ‫ﻏَ ْﺮ‬
İzmir, Türkiye’nin batısında bulunur .
-in güneyine, -in güneyinde
161
... ‫ﻮب‬
َ ُ‫َﺟﻨ‬
ِ
‫ﻮب ﺗُـ ْﺮﻛِﻴَﺎ‬
َ ُ‫ﺗَـ َﻘ ُﻊ َﻣﺪﻳﻨَﺔُ آﻧﻄﺎﻟﻴَﺎ َﺟﻨ‬
Antalya, Türkiye’nin güneyinde bulunur.
... ‫ﺎل‬
َ َ‫َﴰ‬
-in kuzeyine, -in kuzeyinde
‫ﺎل ﺗُـ ْﺮﻛِﻴَﺎ‬
َ َ‫ﺗَـ َﻘ ُﻊ َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔُ ﻗَ ْﺴﻄَ ُﻤ ِﻮﱐ َﴰ‬
Kastamonu, Türkiye’nin kuzeyinde bulunur.
...‫َﺣ ْﻮ َل‬
-in çevresinde, -in etrafında
‫َﲡَ ﱠﻤ َﻊ اﻷ َْوﻻَ ُد َﺣ ْﻮ َل آﺑَﺎﺋِ ِﻬ ْﻢ‬
Çocuklar babalarının etrafında toplandılar.
-…boyunca, …süresince
ِ ‫ال اﻟﻄﱠ ِﺮ‬
ِ ‫اِ ْﻣ‬
Yol boyunca yürü. ‫ﻳﻖ‬
َ ‫ﺶ ﻃََﻮ‬
-in başında, -in evvelinde
Gençliğinin başındaydı. ‫ ُﻫ َﻮ َﻛﺎن إﺑﱠﺎ َن َﺷﺒَﺎﺑِ ِﻪ‬.
-…boyunca, -…süresince
ِ ‫اﻟﻌﺎﱂ‬
‫ﻳﺸﺘﻐ ُﻞ َﻣ َﺪى َﺣﻴَﺎﺗِِﻪ ﺑِﺎﻟ ِْﻌﻠ ِْﻢ‬
ُ َ
‫ال‬
َ ‫ﻃََﻮ‬
،‫ﻮل‬
َ ُ‫ﻃ‬
...
... ‫إﺑﱠﺎ َن‬
.... ‫َﻣ َﺪى‬
Âlim hayatı boyunca ilimle meşgul olur:
-in esnasında, -in sırasında.
Konuşma sırasında geldiler. ‫ﺎء اﻟ َﻜﻼَِم‬
َ َ‫َﺟﺎ ُؤوا أﺛْـﻨ‬
-in karşısına, -in hizasında
ِ َ‫ﺟﻠَﺲ اﻟﻄﱠﺎﻟﺐ َإزاء اﻷﺳﺘ‬.
Öğrenci, hocanın karşısına oturdu. ‫ﺎذ‬
ْ َ ُ
َ َ
-in içinde, -in içine, -in dahilinde
ِ ‫ﻧﺄْ ُﻛﻞ اﻟﻄﱠﻌﺎم د‬.
Evin içinde yemek yiyoruz. ‫اﺧ َﻞ اﻟﺪﱠا ِر‬
َََ ُ
-in dışında, -in dışına
ِ ‫ﺾ اﳌُْﻨﺘَﺠ‬
‫ِج اﻟْﺒِﻼَ ِد‬
ِ ‫ﺎت َإﱃ َﺧﺎر‬
ْ ُ‫ﺗ‬.
ُ ‫ﺼ َﺪ ُر ﺑَـ ْﻌ‬
َ
.. ‫ﺎء‬
َ َ‫أﺛْـﻨ‬
... ‫اء‬
َ ‫َإز‬
ِ‫د‬
.. ‫اﺧ َﻞ‬
َ
...‫ِج‬
َ ‫ﺧﺎر‬
Bazı ürünler yurt dışına ihraç ediliyor:
-in içinden, -in arasından, -… zarfında
ِ ‫ﺴ ْﻠﻄَﺎ ُن َﻋ‬
ِ ‫ﺎدﻻً ِﺧﻼَ َل ﺣﻜ‬
Sultan yönetimi süresince âdildi. ‫ْﻤ ِﻪ‬
‫َﻛﺎن اﻟ ﱡ‬
ُ
... ‫ﻗَـ ْﺒ َﻞ‬
-den önce
162
...‫ِﺧﻼَ َل‬
Yemekten önce ilaç alıyorum. ‫اء ﻗَـ ْﺒ َﻞ اﻷَ ْﻛ ِﻞ‬
َ ‫أَﺗَـﻨَ َﺎو ُل اﻟﺪ‬.
َ ‫ﱠو‬
... ‫ﺑَـ ْﻌ َﺪ‬
-den sonra, -in sonrasında
ِ ‫ﺳﺄَ ْذ َﻫﺐ إِ َﱃ اﻟﺒـ ْﻴ‬.
ً‫ﻳﺢ ﻗَﻠِﻴﻼ‬
ْ ‫ﺖ ﺑَـ ْﻌ َﺪ أَ ْن أ‬
َ
َ ‫َﺳ َِﱰ‬
ُ َ
Biraz dinlendikten sonra eve gideceğim:
Haftanın günleri
Anlamı
Kısaltılmış Form
Günler
Pazar
‫اﻷ َﺣ َﺪ‬
‫َﺣ ِﺪ‬
َ ‫ﻳَـ ْﻮَم اﻷ‬
Pazartesi
ِ
ِ َ‫اﻻﺛْـﻨ‬
‫ﲔ‬
ِ ‫ﻳـﻮم‬
ِ ْ ‫اﻻﺛْـﻨَـ‬
‫ﲔ‬
َ َْ
Salı
‫اﻟﺜﱡﻼَﺛَﺎء‬
‫ﻳَـ ْﻮَم اﻟﺜﱡﻼَﺛَ ِﺎء‬
Çarşamba
‫ﺎء‬
ْ
َ ‫اﻷرﺑِ َﻌ‬
‫ﻳَـ ْﻮَم اﻷ َْرﺑِ َﻌ ِﺎء‬
Perşembe
ِ
‫ﻴﺲ‬
َ ‫اﳋَﻤ‬
ِ ‫اﳋَ ِﻤ‬
ْ ‫ﻳَـ ْﻮَم‬
‫ﻴﺲ‬
Cuma
‫اﳉُ ُﻤ َﻌ َﺔ‬
‫ﻳَـ ْﻮَم اﳉُ ُﻤ َﻌ ِﺔ‬
Cumartesi
‫ﺖ‬
‫اﻟ ﱠ‬
َ ‫ﺴ ْﺒ‬
ِ ‫ﺴ ْﺒ‬
‫ﺖ‬
‫ﻳَـ ْﻮَم اﻟ ﱠ‬
Milâdî Aylar
Anlamı
Doğu Akdeniz Ülkeleri
ve Irak
Mısır ve Kuzey
Afrika Ülkeleri
Ocak
ِ ‫َﻛﺎﻧُﻮ ُن اﻟﺜ‬
‫ﱠﺎﱐ‬
‫ﻳَـﻨَﺎﺋُِﺮ‬/ ‫ﻳَـﻨَﺎﻳُِﺮ‬
Şubat
‫ط‬
ُ ‫ُﺷﺒَﺎ‬
‫ﻓَـ ْﺒـ َﺮاﺋِﺮ‬/‫ﻓَـ ْﺒـ َﺮاﻳِﺮ‬
Mart
‫آ َذ ُار‬
‫س‬
ُ ‫َﻣﺎ ِر‬
Nisan
ِ
‫ﻴﺴﺎ ُن‬
َ ‫ﻧ‬
‫أَﺑْ ِﺮﻳﻞ‬
163
‫أﻳﱠﺎر‬
‫َﻣﺎﻳُﻮ‬
Haziran
‫َﺣ ِﺰﻳﺮا ُن‬
‫ﻳُﻮﻧِﻴُﻮ‬
Temmuz
‫َﲤﱡﻮز‬
‫ﻳُﻮﻟِﻴُﻮ‬
Ağustos
‫آب‬
‫أﻏُ ْﺴﻄُﺲ‬
Eylül
‫ﻮل‬
ُ ُ‫أﻳْـﻠ‬
ِ
ُ‫ﺳ ْﺒﺘَ ْﻤِﱪ‬
Ekim
ِ
‫ﻳﻦ اﻷ ﱠو ُل‬
ُ ‫ﺗ ْﺸ ِﺮ‬
‫أُ ْﻛﺘُﻮﺑِﺮ‬
Kasım
ِ
ِ ‫ﻳﻦ اﻟﺜ‬
‫ﱠﺎﱐ‬
ُ ‫ﺗ ْﺸ ِﺮ‬
‫ﻧُﻮﻓَ ْﻤِﱪ‬
Aralık
‫َﻛﺎﻧُﻮ ُن اﻷ ﱠو ُل‬
‫ِدﲰَِْﱪ‬
Mayıs
Şu zaman zarfı manâlı isimler, belirli bir günün sabahını ifade etmek için
kullanılıyorlarsa tenvîn almazlar:
َ‫ﺿ ْﺤ َﻮَة ﻏُ ْﺪ َوة‬
َ ‫ﺑُﻜ َْﺮَة َﺳ َﺤ َﺮ ُﺳ ْﺤ َﺮَة‬
ِ
Onunla bu seher vakti karşılaştım.‫ﺤ َﺮ‬
َ ‫ﻟَﻘﻴﺘُﻪُ َﺳ‬
ِ
Onunla bir seher vakti karşılaştım.‫ﺤ ًﺮا‬
َ ‫ﻟَﻘﻴﺘُﻪُ َﺳ‬
ِ
Cuma günü sabahleyin geldi.‫ﺤ َﺮ‬
َ ‫ﺎء ﻳَـ ْﻮَم اﳉُ ُﻤ َﻌﺔ َﺳ‬
َ ‫َﺟ‬
ِ
Perşembe günü sabahleyin geldi.‫ْﺮَة‬
‫ﻳﻮم‬
َ ‫َﺟﺎء‬
َ ‫اﳋﻤﻴﺲ ﺑُﻜ‬
2. Şu kelime ve tabirler de el-mef‘ûlü fîh olarak kullanılır:
sağda
bir gece ‫ذات ﻟَْﻴـﻠَ ٍﺔ‬
َ
bir defasında
:‫ﲔ‬
َ
َ ‫ذات اﻟﻴَ ِﻤ‬
bir gün
solda
‫ات َﻣ ﱠﺮٍة‬
َ ‫َذ‬
:‫ات ﻳَـ ْﻮٍم‬
َ ‫َذ‬
ِ ‫ات اﻟﺸﱢﻤ‬
‫ﺎل‬
َ َ ‫َذ‬
Zaman ve Mekân Zarflarının Mef‘ûlün fîhin Dışında Bir Öge Olarak
Kullanılması
Burada zaman ve mekân zarflarının bir özelliğine temas edilmelidir. Cümlede
geçen zaman ve mekân zarflarının hangilerinin el-mef‘ûlü fîh olabileceklerine
yukarıda işaret etmiştik. Ancak her zaman ve mekân zarfı, sürekli el-mef‘ûlü
fîh olmaz, buna dikkat edilmeli ve farkına varılmalıdır. Burada söz konusu
kelimenin bir zarf mı yoksa cümlede yer alan bir başka öge mi olduğu
birbirinden ayrılmalıdır. Söz konusu kelime, cümledeki eylemin gerçekleşme
164
zaman veya mekânını bildiriyorsa bir zarf olarak “el-mef‘ûlü fîh”, böyle bir
anlama gelmiyorsa diğer her hangi bir isim gibi, cümlede mübtedâ, haber, fâil
vb. bir öge olabilir. Aşağıdaki cümleleri bu açıdan inceleyelim:
ٍ
ِ ‫ﻳـﻮم اﻷ‬
‫ﻮع‬
ِ ُ‫ُﺳﺒ‬
ْ ‫َﺣﺪ أَ ﱠو ُل ﻳَـ ْﻮم ِﰲ اﻷ‬
َ ُ َْ
Pazar günü haftanın ilk günüdür (İsim/mübtedâ)
.‫اﻷﺣ ِﺪ َﺳﻨُ َﺴﺎﻓِ ُﺮ َإﱃ اﻟﻘﺎَ ِﻫ َﺮِة‬
َ ‫ﻳَـ ْﻮَم‬
Kahire’ye Pazar günü gideceğiz (Zarf/Mef‘ûlün fîh)
.‫ﻮل اﻟﺒُـ ْﺮ ِج َﺳ ْﺒـﻌُﻮ َن ِﻣ ْﺘـ ًﺮا ﺑِﺎﻟﻀ ْﱠﺒ ِﻂ‬
ُ ُ‫ﻃ‬
Kulenin boyu tam olarak yetmiş metredir (İsim/Mübtedâ)
.‫ﻮل اﻟﻴَـ ْﻮِم‬
َ ُ‫ح ا ْﳊَْﻘ َﻞ ﻃ‬
َ ‫َﺣ َﺮ‬
ُ ‫ث اﻟ َﻔﻼﱠ‬
Çiftçi, tarlayı gün boyu sürdü (Zarf/Mef‘ûlün fîh)
.‫ﻒ أَ َﺷ ﱡﺪ َﺣ َﺮ َارًة ِﻣ َﻦ اﻟﺸﱢﺘَ ِﺎء‬
‫اﻟ ﱠ‬
ُ ‫ﺼ ْﻴ‬
Yaz mevsimi kış mevsimi daha sıcaktır (İsim/Mübtedâ)
ِ
.‫ﺻ ْﻴـ ًﻔﺎ‬
َ ‫ﻧَﺬ‬
َ ‫ﺐ إِ َﱃ َﺷ َﻮاﻃ ِﺊ اﻟْﺒَ ْﺤ ِﺮ‬
ُ ‫ْﻫ‬
Yazın deniz sahillerine gideriz (Zarf/Mef‘ûlün fîh)
ِ ‫اﻟﻴـﻮم ﻳـﻮم‬
ِ ْ ‫اﻻﺛْـﻨَـ‬
.‫ﲔ‬
ُ َْ ُ ْ َ
Bu gün Pazartesi günüdür.
Aşağıdaki cümlelerde mefûlün fîh olan zarfları bulunuz.
ِ ‫ت اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ ْأﲝَﺮ‬.1
ِ ‫ب اﻟﻨ‬
.‫ﱢﻴﻞ‬
َ ‫ﺴﻔﻴﻨَﺔُ ﻏَ ْﺮ‬
َ
ِ ‫ ﻧُـ ْﺆِﻣﻦ ﺑِﻴـﻮِم‬.2
.‫اﻟﻘﻴَ َﺎﻣ ِﺔ‬
َْ ُ
ِ ‫ ﻳـﻮم‬.3
ٍ ‫ﺚ ُﻛ ﱡﻞ ﻧَـ ْﻔ‬
.‫ﺲ‬
ُ ‫اﻟﻘﻴَ َﺎﻣ ِﺔ َﺳﺘُْﺒـ َﻌ‬
َ َْ
.‫َﺣ ِﺪ‬
َ ‫ اﻟﻴَـ ْﻮ ُم ﻳَـ ْﻮ ُم اﻷ‬.4
.‫ﱠواﺋُِﺮ اﻟ ﱠﺮ ِْﲰﻴﱠﺔُ ُﻣﻐْﻠَ َﻘﺔٌ اﻟﻴَـ ْﻮَم‬
َ ‫ اﻟﺪ‬.5
ِ ‫اﳋَ ِﻤ‬
ْ ‫ ﻫ َﺬا اﻟْﻴَـ ْﻮ ُم ﻳَـ ْﻮ ُم‬.6
.‫ﻴﺲ‬
ِ ‫اﳋَ ِﻤ‬
ْ ‫ﱢﻬﺎﺋِ ﱡﻲ ﻳَـ ْﻮَم‬
.‫ﻴﺲ‬
َ ‫اﻻﻣﺘِ َﺤﺎ ُن اﻟﻨـ‬
ْ ‫ﺎم‬
ُ ‫ َﺳﻴُـ َﻘ‬.7
Aşağıdaki cümlelerde bulunan mef‘ûlün fîhlerin zaman zarfı mı yoksa mekân
zarfı mı olduklarını söyleyiniz.
ِ ‫ َدار‬.1
ِ ‫ﻀﺎﺋِﻴﱠﺔُ َﺣ ْﻮ َل اﻷ َْر‬
.‫ض‬
َ ‫ت اﻟ َْﻤ ْﺮَﻛﺒَﺔُ اﻟ َﻔ‬
َ
ِ ‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ ﱠاﲡَ َﻬ‬.2
.‫َﺳ َﻮِد‬
ْ ‫ﺴﻔﻴﻨَﺔُ َْﳓ َﻮ اﻟْﺒَ ْﺤ ِﺮ اﻷ‬
165
‫‪َ ﴿ .3‬وﻓَـ ْﻮ َق ُﻛ ﱢﻞ ِذي َﻋﻠ ٍْﻢ َﻋﻠِ ٍﻴﻢ﴾‬
‫ﻚ﴾‪.‬‬
‫اء ُﻫ ْﻢ َﻣﻠِ ٌ‬
‫‪َ ﴿ .4‬ﻛﺎ َن َوَر َ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺎﱄ َوأَﻧْـ َﻬ ًﺎرا﴾‪.‬‬
‫‪﴿ .5‬ﺳﲑُوا ﻓ َﻴﻬﺎ ﻟﻴَ ِ َ‬
‫‪Aşağıdaki cümleleri harekeleyiniz ve Türkçe çevirilerini yazınız.‬‬
‫‪ .1‬ﺗﻌﻄﱠﻠﺖ اﻟﺴﻴﱠﺎرة ﰲ ﻣﺮﻛﺰ اﳌﺪﻳﻨﺔ ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﺗﻘﻊ ﻛﻠﻴﺔ اﻹﳍﻴﺎت ﲜﺎﻣﻌﺔ ﻣﺮﻣﺮة ﰲ اﻟﻀ ﱠﻔﺔ اﻵﺳﻴﻮﻳﱠﺔ ﻣﻦ ﻣﻀﻴﻖ ﺑﺴﻔﻮر‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻳﺒﺪأ اﳌﺆﲤﺮ ﺑﻌﺪ ﺛﻼﺛﺔ أﺳﺎﺑﻴﻊ ‪.‬‬
‫‪ .4‬زارﻧﺎ أﺻﺪﻗﺎءﻧﺎ أﻣﺲ ﰲ اﻟﻔﻨﺪق‪.‬‬
‫‪ .5‬ﺳﻨﻘﻀﻲ ﻫﺬﻩ اﻟﻌﻄﻠﺔ ﰲ أوﻟﻮداغ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﺑﻌﺾ اﻟﻨﺎس ﳛﺒﻮن أن ﻳﻘﻀﻮا ﻋﻄﻠﻬﻢ ﰲ ﺷﺎﻃﺊ اﻟﺒﺤﺮ‪.‬‬
‫‪ .7‬ﲢﺮﻛﺖ اﳊﺎﻓﻠﺔ ﻓﺠﺮاً )ﰲ اﻟﻔﺠﺮ( ﻣﻦ اﶈﻄﺔ‪.‬‬
‫اﻟﻜﻠﺐ ﺧﻠﻒ اﻟﺜﻌﻠﺐ ﻓﺄﻣﺴﻚ ﺑﻪ‪.‬‬
‫‪ .8‬ﺟﺮى‬
‫ُ‬
‫‪ .9‬أﻣﺎم ﻛﻠﻴﺘﻨﺎ ﺳﻴﺎرة اﻹﺳﻌﺎف‪.‬‬
‫‪ .10‬وﺿﻊ اﻷﺳﺘﺎذ ﺣﻘﻴﺒﺘﻪ ﻓﻮق اﻟﻄﺎوﻟﺔ أﺛﻨﺎء اﻟﺪرس‪.‬‬
‫‪ALIŞTIRMALAR‬‬
‫‪1. Aşağıdaki cümlelerde geçen zarfların çeşidini belirtiniz.‬‬
‫ﻮف اﻟ ُﻔ ْﻨ ُﺪ َق‪.‬‬
‫ﺎد َر اﻟﻀﱠﻴُ ُ‬
‫‪َ .1‬ﻣ َﱴ ﻏَ َ‬
‫‪ .2‬أﻳْﻦ ﺳ َﻘﻄَ ِ‬
‫ﺴﻴﱠ َﺎرةُ؟‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫َ َ‬
‫ﺼﻨَ ِﻊ‪.‬‬
‫ﺲ اﻟْﻌُ ﱠﻤ ُ‬
‫ﺎم اﻟ َْﻤ ْ‬
‫ﺎل َأﻣ َ‬
‫‪َ .3‬ﺟﻠَ َ‬
‫ﻀﺮ ِ‬
‫ﺐ اﻟ َْﻤ ْﻌ َﻤ ِﻞ ُﻣﺒَ ﱢﻜ ًﺮا‪.‬‬
‫‪َْ .4‬ﳛ َ ُ َ‬
‫ﺻﺎﺣ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱡﻮاب‪.‬‬
‫ﺎم اﻟﻨـ ﱠ‬
‫‪ .5‬ﻳُـﻠْﻘﻲ اﻟ َْﻮِز ُﻳﺮ ﺧﻄَﺎﺑًﺎ َأﻣ َ‬
‫ﱠﺎس ِﰲ اﻟ ِْﻤ ْﺤﺮ ِ‬
‫ﺎم ﺑِﺎﻟﻨ ِ‬
‫اب‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻳُ َ‬
‫ﺼﻠﱢﻲ ا ِﻹ َﻣ ُ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫‪ِ .7‬‬
‫ﻴﺐ اﳌِْﻨﺒَـ َﺮ ﻳَـ ْﻮَم ا ْﳉُ ُﻤ َﻌ ِﺔ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﺻﻌ َﺪ اﳋَﻄ ُ‬
‫‪ِ .8‬ﺟ ْﺌـﻨَﺎ ﻳَـ ْﻮَم اﻷ َْرﺑِ َﻌ ِﺎء‪.‬‬
‫َت اﻟﻌﻄْﻠَﺔُ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﻮع اﻟْﻤ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﺿﻲ‪.‬‬
‫ﺼ ْﻴﻔﻴﱠﺔُ ِﰲ اﻷ ْ‬
‫‪ .9‬ﺑَ َﺪأ ُ‬
‫ُﺳﺒُ ِ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وس ﻗَـ ْﺒﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫‪ .10‬اﻧْـﺘَـ َﻬ ْﻴـﻨَﺎ ﻣ َﻦ اﻟﺪ ُ‬
‫ﱡر ِ َ‬
‫‪166‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde zaman ve mekan zarfı olan mef‘ûlün fîhleri‬‬
‫‪belirtiniz.‬‬
‫ﺴﺒﱡ ِ‬
‫س‪.‬‬
‫‪َ .1‬وﻗَ َ‬
‫ﻒ اﻷ ْ‬
‫ُﺳﺘَﺎذُ أ ََﻣ َ‬
‫ح اﻟﺪ ْ‬
‫ﻮرة ﻳَ ْﺸ َﺮ ُ‬
‫ﺎم اﻟ ﱠ َ‬
‫ﱠر َ‬
‫‪ .2‬ﺗُ ْﺸ ِﺮ ُق اﻟ ﱠ‬
‫ﺲ ﻧَـ َﻬ ًﺎرا‪.‬‬
‫ﺸ ْﻤ ُ‬
‫ْﻒ ا ِﻹ َﻣ ِﺎم‪.‬‬
‫ﺼﻠِ ُﺤﻮ َن َﺧﻠ َ‬
‫‪ .3‬ﻳَِﻘ ُ‬
‫ﻒ اﻟ ُْﻤ ْ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َﳊْﻈَﺔً ﰒُﱠ أَ ْﻛ َﻤ َﻞ َﺣ ِﺪﻳﺜَﻪُ‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﺳ َﻜ َ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻋﺔً‪.‬‬
‫‪ .5‬اﻧْـﺘَﻈَ ْﺮ ُ‬
‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ َﺳ َ‬
‫ت َ‬
‫‪ .6‬ﲤُْ ِﻄﺮ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﺎء‪.‬‬
‫ﺴ َﻤﺎءُ ﺷﺘَ ً‬
‫ُ‬
‫ﺻ ْﻴـ ًﻔﺎ‪.‬‬
‫‪ .7‬ﺗَ ْﺸﺘَ ﱡﺪ ا ْﳊََﺮ َارةُ َ‬
‫ْﻒ ﻗَﺎﺋِ ِﺪ ِﻫ ْﻢ‪.‬‬
‫ﻮد َﺧﻠ َ‬
‫‪َ .8‬ﺳ َﺎر ا ْﳉُﻨُ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺎﺣﺎ‪.‬‬
‫ﺐ إِ َﱃ َﻋ َﻤﻠﻲ َ‬
‫ﺻﺒَ ً‬
‫‪ .9‬أَ ْذ َﻫ ُ‬
‫ﺎل إِ َﱃ َﻣﻨَﺎ ِزﳍِِ ْﻢ ﻇُ ْﻬ ًﺮا‪.‬‬
‫ﻮد اﻟْﻌُ ﱠﻤ ُ‬
‫‪ .10‬ﻳَـﻌُ ُ‬
‫‪3. Aşağıdaki parantez içindeki yer ve yön zarflarından uygun olanları‬‬
‫‪uygun boşluklara yazınız.‬‬
‫ﺿﻌ ُ ِ‬
‫ﺎب ‪ .......‬اﻟﻄﱠﺎ ِوﻟ َِﺔ‪.‬‬
‫‪َ .1‬و َ ْ‬
‫ﺖ اﻟﻜﺘَ َ‬
‫)ﺧﻠْﻒ ‪ ،‬ﺑـ ِ‬
‫ب(‬
‫َ َ َ َْ‬
‫ﲔ ‪ ،‬ﴰَﺎﻻً ‪ ،‬ﻓَـ ْﻮ َق ‪ ،‬أ ََﻣ َ‬
‫ﻮب ‪ ،‬ﻏَ ْﺮ َ‬
‫ﺎم ‪َ ،‬ﺷ ْﺮ َق ‪َ ،‬ﺟﻨُ َ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻳَِﻘ ُ‬
‫ﺼﻠﱢ َ‬
‫ﺎم ‪ ...........‬اﻟ ُْﻤ َ‬
‫ﻒ ا ِﻹ َﻣ ُ‬
‫‪َ .3‬ﲢَﱠﺮَﻛ ِ‬
‫ﺖ ﺑِﺎ ْﳊَﺎﺋِ ِﻂ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫اﺻﻄَ َﺪ َﻣ ْ‬
‫ﺴﻴﱠ َﺎرةُ ‪ ..........‬ﰒﱠ ْ‬
‫ب ‪ .......‬اﻟ ُْﻤ ْﺨﺘَ َِﱪ‪.‬‬
‫‪َ .4‬رأَﻳْ ُ‬
‫ﺖ اﻟﻄﱡﻼﱠ َ‬
‫ت اﻟ ﱢﺮﺳﺎﻟَﺔَ ‪ .......‬اﻷَور ِ‬
‫اق‪.‬‬
‫‪َ .5‬و َﺟ ْﺪ ُ َ‬
‫َْ‬
‫ْﱪ ِ‬
‫‪ .6‬ﻳَـ َﻘ ُﻊ َﻣ ْﻨ ِﺰِﱄ ‪َ ........‬ﻣ ْﻜﺘَ ِ‬
‫ﺐ اﻟ َِ‬
‫ﻳﺪ‪.‬‬
‫ﺖ ﻓُـ ْﻨ ُﺪﻗًﺎ َﺟ ِﺪﻳ ًﺪا ‪ .......‬اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر‪.‬‬
‫‪َ .7‬رأَﻳْ ُ‬
‫‪ .8‬ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ َﺧﺎﻟِ ٌﺪ ‪ ......‬ا ْﳉَ ِﺎﻣ َﻌ ِﺔ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﻒ ‪ ......‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮِة‪.‬‬
‫ﺐ َوﻗَ َ‬
‫‪ .9‬ﺣ َ‬
‫ﲔ أَﻗـْﺒَ َﻞ اﻟﺜـ ْﱠﻌﻠَ ُ‬
‫‪َ .10‬ﻛﺎﻧَ ِ‬
‫ﻒ ‪ ......‬اﳌﻄﺎر‪.‬‬
‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﺋِﺮةُ ﻳَِﻘ ُ‬
‫‪4. Aşağıda parantez içindeki zaman zarflarından uygun olanları‬‬
‫‪cümledeki boşluklara yerleştiriniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼ ًﺮا‪ ،‬ﻏَ ًﺪا(‬
‫ﺎء‪َ ،‬ﺳ َ‬
‫ﺎﻋﺔً‪ ،‬ﻇُ ْﻬ ًﺮا‪َ ،‬ﻋ ْ‬
‫ﺎء ‪َ ،‬‬
‫)َ‬
‫ﺻﺒَ ً‬
‫ﺎﺣﺎ‪َ ،‬دﻗﻴ َﻘﺔً‪َ ،‬ﻣ َﺴ ً‬
‫ﺻ ْﻴـ ًﻔﺎ‪َ ،‬ﳊْﻈَﺔً‪ ،‬ﺷﺘَ ً‬
‫اد ‪. .......‬‬
‫ُﺳﺎﻓِ ُﺮ إِ َﱃ ﺑَـﻐْ َﺪ َ‬
‫‪َ .1‬ﺳﺄ َ‬
‫ﺎر ‪ِ ......‬ﰲ ﺑِ ْﻌ ِ‬
‫ﺾ اﻟﺒِﻼَ ِد‪.‬‬
‫‪ .2‬ﺗَ ْﺴ ُﻘ ُ‬
‫ﻂ اﻷ َْﻣﻄَ ُ‬
‫ِ‬
‫ت َﺧ ِﺎﱄ ‪ِ ......‬ﰲ اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر‪.‬‬
‫‪ .3‬اﻧْـﺘَﻈَ ْﺮ ُ‬
‫‪167‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .4‬ﺣﻠﱠ َﻘ ِ‬
‫ﺖ َإﱃ أ َْر ِ‬
‫ض اﻟ َْﻤﻄَﺎ ِر‪.‬‬
‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﺋَِﺮةُ ‪ .......‬ﰒُﱠ َﻫﺒَﻄَ ْ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔَ‪.‬‬
‫س اﻟﻠﱡﻐَﺔَ َ‬
‫‪ .5‬أَ ْد ُر ُ‬
‫ﺐ إِ َﱃ َﻋ َﻤﻠِﻲ ‪......‬‬
‫‪ .6‬أَ ْذ َﻫ ُ‬
‫ﺖ ‪ ..........‬أﻣﺎَ َم َﻣﻜْﺘَ ِ‬
‫ﺐ ُﻣ ِﺪﻳ ِﺮ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ ِﺮَﻛ ِﺔ‪.‬‬
‫‪َ .7‬وﻗَـ ْﻔ ُ‬
‫‪ .8‬ﻳَ ْﺸﺘَ ﱡﺪ اﻟ َِ‬
‫ْﱪ ُد ‪. .........‬‬
‫ﺻ ِﺪ ِﻳﻘﻲ ‪ .......‬اﳍَﺎﺗِ ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫‪َ .9‬ﲢَ ﱠﺪﺛْ ُ‬
‫ﺖ إِ َﱃ َ‬
‫ﺚ اﻟﺜـﱠﻌﻠَﺐ ﻋﻦ ﺻ ِ‬
‫ﺎﺣﺒِ ِﻪ َﺣ ﱠﱴ َو َﺟ َﺪﻩُ ‪. ........‬‬
‫‪َ .10‬ﲝَ َ ْ ُ َ ْ َ‬
‫‪5. Aşağıdaki kelimeleri anlamlı bir cümle olacak şekilde sıraya koyunuz.‬‬
‫ﻚ‪.‬‬
‫ﻀ ُﺮ ‪ /‬اﻟ َْﻤ َﺴﺎء‪ /‬إِﻟ َْﻴ َ‬
‫َﺣ ُ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ ‪َ /‬ﺳﺄ ْ‬
‫ي‪.‬‬
‫ﻮب ‪َ /‬ﺳ َﺎر ‪َْ /‬ﳓ َﻮ‪ /‬ا ْﳉُْﻨ ِﺪ ﱡ‬
‫‪ .2‬اﳉَﻨُ َ‬
‫ِ‬
‫ﺖ ‪ /‬اﻟﻈﱡ ْﻬ ُﺮ‪.‬‬
‫ﺻﻠَ ْ‬
‫‪ .3‬اﻟﻄﱠﺎﺋ َﺮةُ‪ِ /‬ﰲ‪َ /‬و َ‬
‫ﻠﻰ‪ /‬اﻟﻠﱠْﻴ ِﻞ‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﺟ ْﻴ ُ‬
‫ﺸﻨﺎَ‪َ /‬‬
‫اﻟﻌ ُﺪ ّو ‪ /‬ﰲ‪َ /‬ﻫ َﺠ َﻢ‪َ /‬ﻋ َ‬
‫ﱠم‪ /‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺶ‪.‬‬
‫ﺸ ْﺮق ‪ /‬اﳉَْﻴ ُ‬
‫‪َْ .5‬ﳓ َﻮ‪ /‬ﺗَـ َﻘﺪ َ‬
‫ِ‬
‫ﺐ‪ /‬اﻟ َْﻤ َﺴﺎء‪ِ /‬ﰲ‪.‬‬
‫‪ .6‬اﻟ ُْﻤﺪﻳﺮ‪ /‬اﻟﺘﱠـ َﻘﺎ ِرﻳﺮ‪ /‬ﻳَﻜْﺘُ ُ‬
‫ﺖ‪َْ /‬ﳓ َﻮ‪.‬‬
‫‪ .7‬اﻟﻴَ ِﻤﲔ‪ /‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺴﻴﱠ َﺎرة‪ /‬اِ ﱠﲡَ َﻬ ْ‬
‫ﺼ ِﺮ‪ِ /‬ﻋ ْﻨ َﺪ‪.‬‬
‫‪َ .8‬إﱃ‪ /‬أَﻋُ ُ‬
‫اﻟﻌ ْ‬
‫ﻮد‪ /‬ﺑَـ ْﻴ ِﱵ‪َ /‬‬
‫ِ‬
‫ب‪.‬‬
‫‪ .9‬اﻟﻠﱢ ﱡ‬
‫ﺺ‪ /‬اﻟﻐَ ْﺮب‪ /‬ﺟ َﻬﺔ ‪َ /‬ﻫ َﺮ َ‬
‫‪َ .10‬إﱃ ‪ /‬ﺳﺄ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳉﺰاﺋ ِﺮ‪ِ /‬ﰲ‪.‬‬
‫ُﺳﺎﻓ ُﺮ ‪ /‬اﻟﻌ َﺸﺎء‪َ /‬‬
‫َ َ‬
‫‪6. Aşağıdaki metinde geçen mef‘ûlün Fîh olan, zaman ve mekan‬‬
‫‪zarflarını ve câr ve mecrûrları bularak tablodaki yerlerine yazınız.‬‬
‫ٍ‬
‫ٍ ِ ِِ ٍ‬
‫ﺎﺋﺔ وﺛَﻼَ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠوِﱄ‪ ،‬ﻓَﺎﻧْـﺘَﻈَ ْﺮﻧَﺎ‬
‫َرﻛِ ْﺒ ُ‬
‫ث َوﲦََﺎﻧِ َ‬
‫وﻣﺎ اﻟﺪ ْ‬
‫ﲔ‪َ ،‬ﻫﺒَﻄَﺖ اﻟﻄﱠﺎﺋ َﺮةُ ِﰲ َﻣﻄَﺎ ِر ُر َ‬
‫ﺖ اﻟﻄﱠﺎﺋ َﺮَة أَ ﱠو َل َﻣ ﱠﺮة َﺳﻨَﺔَ أﻟْﻒ َوﺗ ْﺴﻌﻤ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺖ ﺻﻼَ َة ِ‬
‫اﻟﻌ َﺸ ِﺎء أَﻣﺎم ُد ﱠﻛ ٍ‬
‫ﺖﺳَ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠِ‬
‫ﺎن َﻋﻠَﻰ‬
‫ﱠﺮ ْ‬
‫ََ‬
‫ﺻﻠﱠْﻴ ُ َ‬
‫ﺎﻋﺎت‪ ،‬وأَﻧَﺎ َ‬
‫ت َﻋ ْﻦ َوﻗْﺘ َﻬﺎ َوَﻣ َﻜﺜْـﻨَﺎ ﻓ َﻴﻬﺎ ﺳ ﱠ َ‬
‫ﺲ َوﺗَﺄَﺧ َ‬
‫اﻟﻄﺎﺋ َﺮَة َإﱃ ﺗُﻮﻧ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ أ ِْ‬
‫اﻷَور ِ‬
‫ﻀ َﺮ ِاء‬
‫وﻣﺎ إِ َﱃ َﻣﻄَﺎ ِر ﻗَ ْﺎرﺗَﺎج ِﰲ ﺗُﻮﻧِﺲ اﳋَ ْ‬
‫اق اﻟﱠِﱵ ُﻛ ْﻨ ُ‬
‫َﲪﻠُ َﻬﺎ ِﰲ َﺣﻘﻴﺒَِﱵ‪ ،‬ﰒُﱠ أﻗْـﻠَ َﻌﺖ اﻟﻄﱠﺎﺋ َﺮةُ ﻣ ْﻦ َﻣﻄَﺎ ِر ُر َ‬
‫َْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َﻋ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺴﻴﱠ َﺎرِة‬
‫ﺎﻟ‬
‫ﺑ‬
‫ة‬
‫ﺮ‬
‫ﺎﻫ‬
‫ﻘ‬
‫اﻟ‬
‫ﺎر‬
‫ﻄ‬
‫ﻣ‬
‫ﺎ‬
‫ﻧ‬
‫ر‬
‫ﺎد‬
‫ﻏ‬
‫ﺎ‬
‫ﻤ‬
‫ﻟ‬
‫و‬
‫‪.‬‬
‫ة‬
‫ﺮ‬
‫ﺎﻫ‬
‫ﻘ‬
‫اﻟ‬
‫ﱃ‬
‫إ‬
‫ـﺖ‬
‫ﺒ‬
‫ﻫ‬
‫ذ‬
‫ا‬
‫ﺮ‬
‫ﻬ‬
‫ﺷ‬
‫ﺲ‬
‫ﻮﻧ‬
‫ﺗ‬
‫ﰲ‬
‫ﱵ‬
‫ﺎﻣ‬
‫ﻗ‬
‫إ‬
‫ﺪ‬
‫ﻌ‬
‫ـ‬
‫ﺑ‬
‫و‬
‫ﺲ‪،‬‬
‫ﻮﻧ‬
‫ﺗ‬
‫ﺔ‬
‫ﻳ‬
‫ر‬
‫ﻮ‬
‫ﻬ‬
‫ﲨ‬
‫ﺔ‬
‫ﻤ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ ﱠ‬
‫ُ‬
‫ﺎﺻ َ ُْ ُ ُ‬
‫َ ْ ً َْ ُ‬
‫ََ ْ َ َ‬
‫َ َْ َ َ‬
‫َ َ‬
‫وﺻﻠْﻨَﺎ َإﱃ ﻓُـ ْﻨ ُﺪ ٍق ِﰲ ﻣ ْﻴ َﺪ ِ‬
‫ان ﻻَ ْز اُو ْﻏﻠِﻲ ﻓَـﻨَـ َﺰﻟْﻨَﺎ ﻓِ َﻴﻬﺎ‪.‬‬
‫َ َ‬
‫َ‬
‫ف َزﻣ ٍ‬
‫ﺎن‬
‫ﻇَ ْﺮ ُ َ‬
‫ف ﻣ َﻜ ٍ‬
‫ﺎن‬
‫ﻇَ ْﺮ ُ َ‬
‫اﳉَﺎ ﱡر َواﺠﻤﻟﺮور‬
‫‪168‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫?‪7. Aşağıdaki cümlelerde hangi kelimeler mef‘ûlün fîhtir‬‬
‫‪ .1‬ﺗُ َﺸ ِ‬
‫ﺎﻫ ُﺪوﻧَـ َﻬﺎ ﻗَ ِﺮﻳﺒًﺎ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸﺎ َﺷ ِﺔ‪.‬‬
‫ب اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ َﺠ َﺮة‪.‬‬
‫ﻮﺳﻰ ﻗُـ ْﺮ َ‬
‫ﺲ ُﻣ َ‬
‫‪َ .2‬ﺟﻠَ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺎﺣﺎ‪.‬‬
‫‪َ .3‬ﺳﺎﻓَـ َﺮت اﻟ َﻘﺎﻓﻠَﺔُ َ‬
‫ﺻﺒَ ً‬
‫‪ .4‬ﺟﻨُﻮب ا ْﳉﺰاﺋِ ِﺮ َْﳚ ِﺬب اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫ﺴﺎﺋِﺤ َ‬
‫َ ُ ََ‬
‫ُ‬
‫ﺎل اﳉََﺰاﺋِ ِﺮ ِﺟﺒَ ٌ‬
‫ﺎل َﺷ ِﺎﳐَﺔٌ‪.‬‬
‫ﻮﺟ ُﺪ ِﴰَ َ‬
‫‪ .5‬ﺗُ َ‬
‫ﻮب ﺗُﺮﻛِﻴَﺎ‪.‬‬
‫ﱢﻞ اﻟ ﱡ‬
‫ﺎح َﺟﻨُ َ‬
‫ﺴﻴﱠ ُ‬
‫‪ .6‬ﻳُـ َﻔﻀ ُ‬
‫‪ .7‬ﺳﻨَـ ُﻘ ِ ٍ ِ ِ ٍ‬
‫َﺣ ِﺪ‪.‬‬
‫َ ُ‬
‫ﻮم ﲜَ ْﻮﻟَﺔ ﺳﻴَﺎﺣﻴﱠﺔ ﻳَـ ْﻮَم اﻷ َ‬
‫َﺣ ِﺪ‪.‬‬
‫ﺎء ﻳَـ ْﻮ ُم اﻷ َ‬
‫‪َ .8‬ﺟ َ‬
‫ِ‬
‫‪ .9‬وﻳـﻮم اﻷ ِ‬
‫ﻮع‪.‬‬
‫ُﺳﺒُ ِ‬
‫َﺣﺪ اﻟﻴَـ ْﻮ ُم اﻷَ ﱠو ُل ﻣ ْﻦ أَﻳﱠ ِﺎم اﻷ ْ‬
‫ََ ْ ُ َ‬
‫ت ﺑَِﺮ ُﺟ ٍﻞ ِﻋ ْﻨ َﺪ َك‪.‬‬
‫‪َ .10‬ﻣ َﺮْر ُ‬
‫‪Kelimeler ve Deyimler‬‬
‫ﺼ َﻞ ﺑِـ‪-ile temas halinde olmak, bağlantı kurmak :...‬‬
‫اﺗﱠ َ‬
‫اِ ْﺧﺘَﺎر ﳜَْﺘَ ِ ِ‬
‫ﺎرا ‪Seçmek‬‬
‫ﺎر ا ْﺧﺘﻴَ ً‬
‫َ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺴﺘَ ِﻌ ﱡﺪ اِ ْﺳﺘِ ْﻌ َﺪاداً ‪Hazırlandı‬‬
‫ا ْﺳﺘَـ َﻌ ﱠﺪ ﻳَ ْ‬
‫ِ‬
‫ﺐ ﺑِ ـ‪Bir şeyi sevmek, beğenmek‬‬
‫أُ ْﻋﺠ َ‬
‫ْﺮا ُن ﲨَْ ُﻊ ﻗِ ْﺮ ٍن‪Akran, emsal, dost.‬‬
‫اﻷﻗـ َ‬
‫أ َْﻣﺘَ َﻊ ﳝُْﺘِ ُﻊ إِ ْﻣﺘَﺎع ‪Eğlendirmek‬‬
‫ﺖ ﻳـ ْﻨ ِ‬
‫إﱃ‪Bir şeye kulak vermek, kulak asmak‬‬
‫ﺼﺎت َ‬
‫ﺼُ‬
‫ﺖ إِﻧْ َ‬
‫أَﻧْ َ‬
‫ﺼَ ُ‬
‫اﻟﺒَـ ْﺮﺑَـ ُﺮ‪Mısır’ın batısındaki Kuzey Afrika ülkelerinde Araplarla beraber yaşayan bir halk‬‬
‫اﻟﺒُـ ْﻠ َﺪا ُن‪Ülkeler, vatanlar‬‬
‫ﻴﺰﻧْ ِﻄﻴﱢﲔ‪Bizanslılar‬‬
‫اﻟﺒِ َ‬
‫ﱠث َﻋ ْﻦ‪Bir şey hakkında konuşmak‬‬
‫َﲢَﺪ َ‬
‫ﻒ‪Hediye‬‬
‫ﱡﺤ ُ‬
‫اﻟﺘ ْ‬
‫ﱡﺤ َﻔﺔُ )ج( اﻟﺘ َ‬
‫ف‪Bir şeyi öğrenmeye başlamak, incelemek‬‬
‫ﺗَـ َﻌ ﱠﺮ َ‬
‫ﺐ‬
‫اﻟﺜـ ْﱠﻌﻠَ ُ‬
‫‪169‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫ﺟﺰر اﻟْﻤﺎﻟ‬
Maldiv adaları‫ْﺪﻳﻒ‬
َ ُُُ
Ada‫اﳉَ ِﺰ َﻳﺮة )ج( اﳉُُﺰر‬
Arap yarım adası‫اﻟﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔ‬
َ ٌ‫اﳉَ ِﺰ َﻳﺮة‬
ِ
komşu ‫ﲑا ُن‬
َ ‫اﳉَﺎ ِر )ج( اﳉ‬
Hacılar‫ﺎج‬
‫اﳊَﺎ ﱡ‬
ُ ‫ج )ج( اﳊُ ﱠﺠ‬
Bir şeyden pek çok olmak/bulunmak ..‫َﺣ ِﻔ َﻞ ـِ ُﺣ ُﻔﻮﻻً ﺑِـ‬
ِ ‫ﺣ َﻜﻰ َْﳛ‬
Anlatmakً‫ﻜﻲ ِﺣ َﻜﺎﻳَﺔ‬
َ
İnce, titiz, tam, doğru‫َدﻗِﻴﻖ‬
Dimaşk, Suriye’nin başkenti‫ﺸﻖ‬
ْ ‫ِد َﻣ‬
Kaydetmek, yazıya geçirmek‫َد ﱠو َن ﻳُ َﺪ ﱢو ُن ﺗَ ْﺪ ِوﻳﻨًﺎ‬
gezginُ‫اﻟ ﱠﺮ ﱠﺣﺎﻟَﺔ‬
Seyahat ‫اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَﺔُ )ج( اﻟ ﱠﺮ َﺣﻼَت‬
ِ
İstedi, arzuladı. : ‫ﺐ ـَ َر ْﻏﺒَﺔً ِﰲ‬
َ ‫َرﻏ‬
Kafile, topluluk : ‫ﺐ‬
ُ ‫اﻟ ﱠﺮْﻛ‬
Kaydetmek, belgelemek. : ً‫ﺴ ِﺠﻴﻼ‬
ْ َ‫َﺳ ﱠﺠ َﻞ ﻳُ َﺴ ﱢﺠ ُﻞ ﺗ‬
ِ ‫ﺳﻴﱠﺎرةُ ا ِﻹﺳﻌ‬
Ambulans :‫ﺎف‬
َْ َ َ
Çin : ‫ﲔ‬
‫اﻟ ﱢ‬
ُ‫ﺼ‬
‫اﻟ ﱠ‬
Yaka, kıyı : ‫ﻀ ﱠﻔﺔ‬
Pek bilinmeyen, ilgi çekici garip şey : ‫ﻃَ ِﺮﻳ َﻔﺔ )ج( ﻃََﺮاﺋِﻒ‬
Bir şeyi yapmayı sürdürdü : ‫ﻞ َﻛ َﺬا‬
َ ًّ‫ﻇَ ﱠﻞ ـَ ﻇَﻼ‬
ُ ‫ﻳﻔﻌ‬
Evde kalmayı sürdürdü : ‫ﺖ‬
َ ‫ﻇَ ﱠﻞ ﻳَ ْﺴ ُﻜ ُﻦ اﻟﺒَـ ْﻴ‬
Şerefli ve uzun geçmişe sahip : ٌ‫َﻋ ِﺮﻳ َﻘﺔ‬
…süresince, boyunca : ‫َﻋﻠَﻰ َﻣ َﺪى‬
Derinlik : ‫ﻋُ ْﻤﻖ )ج( أَ ْﻋ َﻤﺎق‬
Kıya : ‫ات‬
ُ ‫اﻟ َﻘﺎ ﱠرةُ )ج( اﻟ َﻘﺎ ﱠر‬
Okuyucu : ‫ئ )ج( اﻟ ُﻘ ﱠﺮاء‬
ُ ‫اﻟ َﻘﺎ ِر‬
170
Bir şeyi yapmak, gerçekleştirmek : ....‫ﺎم ـ ـُ ﻗِﻴَﺎم ﺑِـ‬
َ َ‫ﻗ‬
…den önce…. : ....‫ ﺑِـ‬....‫ﻗﺒ َﻞ‬
ْ
Asır : ‫اﻟ َﻘ ْﺮ ُن )ج( اﻟ ُﻘ ُﺮو ُن‬
Yönelmek, kasdetmek : ‫ﺼ ًﺪ‬
ْ َ‫ﺼ َﺪ ـِ ﻗ‬
َ َ‫ﻗ‬
Ulaşmak : ...‫َﳊِ َﻖ ـَ ُﳊُﻮﻗًﺎ ﺑـ‬
konferans : ‫ُﻣﺆءﲤََﺮ‬
.. ulaşır ulaşmaz. …yaptı. : .... ‫ َﺣ ﱠﱴ‬.... ‫َﻣﺎ إ ْن ﺑَـﻠَ َﻎ‬
ِ ِ‫اﻟْﻤ ُﺪ ُن ﲨَْﻊ اﳌ‬
Şehir : ‫ﺪﻳﻨﺔ‬
ُ
ُ
Dikkate alınan, saygıdeğer, önemli : ‫َﻣ ْﺮُﻣﻮق‬
Fas : ‫ب‬
ُ ‫اﻟ َْﻤ ْﻐ ِﺮ‬
Batı Arap dünyasında yaşayanlar : ُ‫ْﻤﻐَﺎ ِرﺑَﺔ‬
َ ‫اﳌَﻐْ ِﺮِ ﱡﰊ )ج( اﻟ‬
ِ ‫اﻟْﻤﻨ‬
Bölge, mıntıka : ‫ﺎﻃ ُﻖ ﲨﻊ اﳌِْﻨ ِﻄ َﻘ ِﺔ‬
ََ
-kadar önce : ...‫ُﻣ ْﻨ ُﺬ َْﳓ ِﻮ‬
ِ
Bakan, gözleyen : ‫ﺎر‬
ُ ‫اﻟﻨﱠﺎﻇ ُﺮ )ج( اﻟﻨﱡﻈﱠ‬
Büyüme, yetişme
: ُ‫اﻟﻨﱠ ْﺸﺄَة‬
Hindistan : ‫اﳍِْﻨ ُﺪ‬
Özet
Arapça cümlelerde mef‘ûlün fîhi tanıyabilmek
Mef‘ûlün fîh, bir fiilin kendisinde gerçekleştiği zaman veya mekânı (yeri)
gösteren zarf veya zarf öbeklerine denir.
Arap dilini okulda öğrendik.
‫ﺗَـ َﻌﻠﱠ ْﻤﻨَﺎ اﻟﻠﱡﻐَﺔَ اﻟ َْﻌ َﺮﺑِﻴﱠﺔَ ِﰲ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ‬
Öğrenciler fakültenin önünde duruyorlar.
İşçiler evlerine akşamleyin dönerler.
‫ﺎم اﻟْ ُﻜﻠﱢﻴﱠ ِﺔ‬
ُ ‫ﻳَِﻘ‬
َ ‫ب أ ََﻣ‬
ُ ‫ﻒ اﻟﻄﱡﻼﱠ‬
ِِ
‫ﺎء‬
ُ ‫ﻮد اﻟْﻌُ ﱠﻤ‬
ُ ُ‫ﻳَـﻌ‬
ً ‫ﺎل إِ َﱃ ﺑُـﻴُﻮ ْﻢ َﻣ َﺴ‬
gibi cümlelerin anlamlarını düşündüğümüz zaman bu kelimeler arasında
eylemlerin gerçekleştiği zaman ve mekânı bildirenlerin bulunduğunu
görürüz. Bir cümlede mef‘ûlün fîh’i tespit edebilmenin en kolay yolu o
cümlenin eylemiyle “nerede” ve “ne zaman” soru isimleriyle bir soru cümlesi
oluşturmaktır. İşte o sorulara alacağımız cevaplar mef‘ulün fîh’lerdir.
Sözgelimi yukarıdaki cümlede bunu uygular ve “nerede öğrendik?” ve
171
“nerede duruyorlar?” sorularını yönelttiğimizde aldığımız cevap “okulda” ‫ﰲ‬
‫ اﳌﺪرﺳﺔ‬ve “fakültenin önünde” ‫ أﻣﺎم اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠﺔ‬şeklinde olur. Aynı şekilde üçüncü
cümleye bunu uygulayarak ve “…. Ne zaman dönerler?” sorusunu sorarsak
alacağımız cevap “akşamleyin” ‫ﺎء‬
ً ‫ﻣﺴ‬
َ olur. Ki alınan cevapların hepsi de o
cümlelerdeki mef ‘ûlün fîhleri/zarfları bize göstermiş olur.
Mef ‘ûlün fîhler cümlenin neresinde bulunur?
Mef‘ûlün fîhler cümlelerin başında, sonunda ve ortasında yer alabilirler.
Çünkü taşıdıkları anlam gereği olarak mef‘ûlün fîhlerin böyle değişik
yerlerde bulunmaları cümlenin yanlış anlaşılmasına sebep olmaz.
Mef‘ûlün fîh’in i‘râbı nasıldır?
Başında harfu’l-cer olmayanlar mansûb, harfu’l-cer bulunanlar ise lafzan
mecrûr olsalar da mahallen (bulundukları yer itibariyle) mansûbturlar.
ِ
‫ “ ِﰲ‬idi, başında bulunan ‫ﰲ‬
Yukarıda birinci örnek cümlede mef‘ûlün fîh ‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
harf-i cerri sebebiyle lafız olarak sonundaki hareke kesra okunsa da mahallen
mansubtur.
Mef‘ûlün fîh olarak bulunan zarflar bazen müfrede bazen cümleye muzâf
olurlar. Bu ögeden sonra gelen müfred halindeki muzâfun ileyhler lafzan
mecrûr; cümle halindeki muzâfun ileyhler ise mahallen mecrurdurlar.
‫ْﺞ‬
ُ ‫ﻗَ ْﺪ َذ َﻫ ْﺒـﻨَﺎ ﻳَـ ْﻮَم ﻧَـ َﺰ َل اﻟﺜﱠـﻠ‬
Kar yağdığı gün gitmiştik.
Örneğinde ‫ﻳﻮم‬
َ zarfı mef‘ûlün fîh olup kendisinden sonraki fiil cümlesine
muzâf olmuştur, bu cümle ise muzâfun ileyh olarak mahallen mecrûrdur.
Zaman ve mekân zarfı olan her isim mef‘ûlün fîh olur mu?
Arapça cümlelerde karşılaştığımız her zarf, mef‘ûlün fîh olmayabilir. Bir
zarfın cümlede geçen bir eylemin meydana gelme/olma zamanını ya da
mekânını gösterip göstermediğine bakarız. Söz konusu kelime eylemin
gerçekleşme zaman veya mekânını (yerini) bildiriyorsa mef‘ûlün fîh, değilse
diğer herhangi bir isim gibi mübtedâ, haber, fâil, nâibu’l-fâil gibi bir öge
olabilir.
Öğretmenler eğitim kursu bu gün başladı
ِ ‫َت َد ْوَرةُ ﺗَ ْﺪ ِر‬
‫ﲔ اﻟﻴَـ ْﻮَم‬
ْ ‫ﺑَ َﺪأ‬
َ ‫ﻳﺐ اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ ِﻤ‬
Başlama zamanını bildirdiği için cümlede ‫اﻟﻴﻮم‬
َ kelimesi mef‘ûlün fîhtir.
ِ
ِ
ِ
.‫ﲔ‬
َ ‫ﻳَـ ْﻮ ُم اﳉُ ُﻤ َﻌﺔ ﻳَـ ْﻮٌم ُﻣﺒَ َﺎر ٌك ﻋ ْﻨ َﺪ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ِﻤ‬
Cuma günü Müslümanlara göre mübarek bir gündür.
Bu cümlede ise birinci ‫ﻳﻮم‬
ُ mübtedâ, ikinci ‫ﻳﻮم‬
ُ ise onun haberdir; dolayısıyla
her ikisi de merfûdur.
172
‫‪Kendimizi Sınayalım‬‬
‫?‪1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zaman zarfı vardır‬‬
‫ﻚ ﺑَ ِﻄﻴﺌَﺔٌ ‪a.‬‬
‫‪.‬ﺳﻴﱠ َﺎرﺗُ َ‬
‫َ‬
‫ﺗَﺄِْﰐ اﳊَﺎﻓِﻠَﺔُ ﺑَـ ْﻌ َﺪ َدﻗَﺎﺋِ َﻖ ‪b.‬‬
‫اﳊَﺎﻓِﻠَﺔُ َﺳ ِﺮ َﻳﻌﺔٌ ِﺟﺪًّا ‪c.‬‬
‫ﺴﻴﱠﺎرِة ﺣ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﺿ ٌﺮ ‪d.‬‬
‫َﺳﺎﺋ ُﻖ اﻟ ﱠ َ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ب ﺗُـ ْﺮﻛِﻴَﺎ ‪e.‬‬
‫ﺗَـ َﻘ ُﻊ َﻣﺪﻳﻨَﺔُ إِ ْزﻣﲑ ﻏَ ْﺮ َ‬
‫?‪2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mekân zarfı mef‘ûlün fîh olmuştur‬‬
‫ب اﳉُ ُﺪ ُد ﻗَـ ْﺒ َﻞ ﻗَﻠِ ٍ‬
‫ﻴﻞ ‪a.‬‬
‫ﺎء اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ‬
‫َﺟ َ‬
‫ﻓَـﺘَﺤ ِ‬
‫ﺖ اﻟ َْﻤ ْﺮأَةُ ﻧَﺎﻓِ َﺬ َة اﻟْﻐُ ْﺮﻓَ ِﺔ ‪b.‬‬
‫َ‬
‫ﲔ ﺳﺘُـﻐَ ِ‬
‫ﺎد ُر اﻟﻄﱠﺎﺋَِﺮةُ ‪c.‬‬
‫ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴَ‬
‫ﺎﻋﺘَـ ْ ِ َ‬
‫وﺻﻞ اﻟْﻤﺴﺎﻓِﺮو َن َإﱃ ﻣﻄَﺎ ِر اﻟْ َﻘ ِ‬
‫ﺎﻫ َﺮِة ‪d.‬‬
‫َ‬
‫َ ََ َُ ُ‬
‫ﻒ ِﰲ ﻏُ ْﺮﻓَ ِﺔ اﻟﻨـ ْﱠﻮِم ‪e.‬‬
‫ﻳﺢ اﻟﻀ ْﱠﻴ ُ‬
‫ﻳَ ْﺴ َِﱰ ُ‬
‫ْﻤ ْﺪ َر َﺳ ِﺔ ‪3.‬‬
‫َﺳﺎﺗِ َﺬةُ َﺧﻠ َ‬
‫‪ْ cümlesinde altı çizili kelimenin eş anlamlısı‬‬
‫اﺟﺘَ َﻤ َﻊ اﻷ َ‬
‫ْﻒ اﻟ َ‬
‫?‪aşağıdakilerden hangisidir‬‬
‫أﻣﺎم ‪a.‬‬
‫ُدو َن ‪b.‬‬
‫ﲔ ‪c.‬‬
‫َﳝِ َ‬
‫اء ‪d.‬‬
‫َوَر َ‬
‫َﻣ ْﺪ َﺧ َﻞ ‪e.‬‬
‫ِ‬
‫ﺎء ‪4.‬‬
‫ﺎﺣﺎ َوﻳَـﺘَـ َﻌﻠﱠ ُﻤﻮ َن اﻟﻌُﻠُ َ‬
‫ب اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳﺔَ َ‬
‫‪ Cümlesindeki‬ﻳَ ْﺪ ُﺧ ُﻞ اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ‬
‫ﺻﺒَ ً‬
‫ﻮم اﻟ ُْﻤ ْﺨﺘَﻠ َﻔﺔَ َوﳜَْ ُﺮ ُﺟﻮ َن َﻣ َﺴ ً‬
‫?‪mef‘ûlün fîhleri aşağıdakilerden hangisi içermektedir‬‬
‫ﻞ ‪a.‬‬
‫ﻳَ ْﺪ ُﺧ ُ‬
‫َوﳜَْ ُﺮ ُﺟﻮ َن ‪b.‬‬
‫اﻟﻌُﻠُﻮم ‪c.‬‬
‫ب ‪d.‬‬
‫اﻟﻄﱡﻼﱠ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺴﺎءً ‪e.‬‬
‫اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳﺔ ‪َ ،‬‬
‫ﺻﺒَ ً‬
‫ﺎﺣﺎ ‪ ،‬ﻓ َﻴﻬﺎ ‪َ ،‬ﻣ َ‬
‫‪173‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ
ِِ ِ
5. ‫ﺎرى‬
َ ‫ ﻳَـ ْﻮٌم َْﳏﺘَـ َﺮٌم ﻋ ْﻨ َﺪ اﻟﻨ‬-‫ﻴﺴﻰ –ﻋﻠﻴﻪ اﻟﺴﻼم‬
َ ‫ﱠﺼ‬
َ ‫ ﻳَـ ْﻮ ُم اﻟ ِﻮﻻَ َدة ﻟﻌ‬cümlesinde mef‘ûlün fîh olan
kelime hangisidir?
a. ِ‫اﻟﻮﻻدة‬
‫ﻳﻮم‬
َ
ُ
b. ‫ِﻋ ْﻨ َﺪ‬
c. ‫ﻳﻮم‬
ٌ
d. ‫اﻟﺴﻼم‬
e. ‫ﻋﻠﻴﻪ‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. b
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün fîh konusunu yeniden okuyunuz.
2. e
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün fîh konusunu yeniden okuyunuz.
3. d
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün fîh konusunu ve verilen mekân
zarflarını gözden geçiriniz.
4. e
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün fîh konusunu yeniden okuyunuz.
5. b
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün fîh konusunu yeniden okuyunuz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ ‫ت اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ب اﻟﻨ‬
1. ‫ﱢﻴﻞ‬
ْ ‫“ ْأﲝَ َﺮ‬Gemi Nil’in batısında seyretti/yola çıktı” cümlesinde
َ ‫ﺴﻔﻴﻨَﺔُ ﻏَ ْﺮ‬
‫ﻏﺮب اﻟﻨﱢﻴﻞ‬
zarfi
geminin nerede seyrettiğini bildirdiğine göre mef‘ûlün fîh
َ
olup lafzan mansûbtur.
ِ
ِ ِ
2. ‫ﺎﻣ ِﺔ‬
َ َ‫ ﺑِﻴَـ ْﻮم اﻟﻘﻴ‬zarf olsa da ‫ ﻧُـ ْﺆﻣ ُﻦ‬fiilinin mef‘ûlün bih gayr-i sarîhi (dolaylı
tümleci) olduğu için mef‘ûlün fîh değildir.
3. Cümlenin başında ‫اﻟﻘﻴﺎﻣ ِﺔ‬
‫ ﻳﻮم‬zarfı, her canın tekrar diriltileceği zamanı
َ
gösterdiği için mef‘ûlün fîhtir.
4. Cümlede bulunan zaman zarflarının ikisi de mef‘ûlün fîh değildir. Birincisi
mübtedâ iken ikincisi haber durumundadır.
5. Cümledeki ‫اﻟﻴﻮم‬
َ kelimesi resmî dairelerin kapalı olma zamanını gösterdiği
için mef‘ûlün fîhtir, mansûbtur.
6. Bu cümlede zaman zarfları, mef‘ûlün fîh değildir.
7. ‫ﻳﻮم اﳋﻤﻴﺲ‬
َ zarfı imtihanın yapılacağı zamanı bildirdiği için mef‘ûlün fîh
konumundadır.
Sıra Sizde 2
ِ ‫ َﺣ ْﻮ َل اﻷ َْر‬mekân zarfıdır.
1. ‫ض‬
2. ‫ َْﳓ َﻮ اﻟﺒَ ْﺤ ِﺮ‬mekân zarfıdır.
174
3. ‫ ﻓَـ ْﻮ َق‬mekân zarfıdır.
4. ‫اء ُﻫ ْﻢ‬
َ ‫ َوَر‬mekân zarfıdır.
ِ
5. ‫ﻴﻬﺎ‬
َ ‫ ﻓ‬câr ve mecrûr mekân zarfı anlamında olup mef‘ûlün fîhtir. Ayrıca bu
cümlede ‫ ﻟَﻴَ ِﺎﱄ‬ve ‫ﺎرا‬
ً ‫ أَﻧْـ َﻬ‬kelimeleri de zaman zarfı olup ikisi de mef‘ûlün fîh
olmuşlardır.
Sıra Sizde 3
ِ َ‫ ﺗَـﻌﻄﱠﻠ‬.1
. ‫ﺴﻴﱠ َﺎرةُ ِﰲ َﻣ ْﺮَﻛ ِﺰ اﻟ َْﻤ ِﺪﻳﻨَ ِﺔ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
َ
Araba şehir merkezinde arızalandı.
ِ ‫ﺎت ِﲜ ِﺎﻣﻌ ِﺔ ﻣﺮﻣﺮَة ِﰲ اﻟ ﱠ‬
ِ ‫اﻵﺳﻴ ِﻮﻳﱠِﺔ ِﻣﻦ ﻣ‬
ِ ِ
‫ﱢ‬
ِ‫ﻀ‬
.‫ﻴﻖ اِ ْﺳﺘَﺎﻧْـﺒُﻮل‬
َ ْ
َ ْ ‫ﻀ ﱠﻔﺔ‬
َ َ ْ َ َ َ ‫ ﺗَـ َﻘ ُﻊ ُﻛﻠﻴﱠﺔُ ا ِﻹﳍﻴﱠ‬.2
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İstanbul Boğazı’nın Asya Yakasında
bulunmaktadır.
ِ
. ‫ﻴﻊ‬
َ ِ‫َﺳﺎﺑ‬
َ ‫ ﻳَـ ْﺒ َﺪأُ اﻟ ُْﻤ ْﺆﲤََُﺮ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ﺛَﻼَﺛَﺔ أ‬.3
Konferans üç hafta sonra başlıyor.
ِ ‫َﺻ ِﺪﻗَﺎءُﻧَﺎ أ َْﻣ‬
.‫ﺲ ِﰲ اﻟْ ُﻔ ْﻨ ُﺪ ِق‬
ْ ‫ َز َارﻧَﺎ أ‬.4
Dün otelde arkadaşlarımı ziyaret ettim.
ِ ‫ ﺳﻨَـ ْﻘ‬.5
.‫ُﻮداغ‬
َ ‫ﻀﻲ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﻟْﻌُﻄْﻠَﺔَ ِﰲ أُوﻟ‬
َ
Bu tatili Uludağ’da geçireceğiz.
ِ ‫ﻀﻮا ﻋُﻄْﻠَﺘـﻬﻢ ِﰲ َﺷ‬
ِ ‫ﺾ اﻟﻨ‬
.‫ﺎﻃ ِﺊ اﻟْﺒَ ْﺤ ِﺮ‬
ُ ‫ﱠﺎس ُِﳛﺒﱡﻮ َن أَ ْن ﻳَـ ْﻘ‬
ُ ‫ ﺑَـ ْﻌ‬.6
ْ َُ
Bazı insanlar tatillerini deniz kenarında geçirmeyi seviyorlar.
ِ ‫ َﲢَﱠﺮَﻛ‬.7
.‫ﺖ ا ْﳊَﺎﻓِﻠَﺔُ ﻓَ ْﺠ ًﺮا )ِﰲ اﻟ َﻔ ْﺠ ِﺮ( ِﻣ َﻦ اﻟ َْﻤ َﺤﻄﱠِﺔ‬
Otobüs gün ağarmadan istasyondan hareket etti.
ِ َ‫ْﻒ اﻟﺜـ ْﱠﻌﻠ‬
.‫ﻚ ﺑِ ِﻪ‬
َ ‫ْﺐ َﺧﻠ‬
َ ‫ﺐ ﻓَﺄ ََﻣ َﺴ‬
ُ ‫ َﺟ َﺮى اﻟْ َﻜﻠ‬.8
Köpek, tilkinin arkasından koştu ve onu tuttu.
ِ ‫ أَﻣﺎم ُﻛﻠﱢﻴﱠﺘِﻨﺎ ﺳﻴﱠﺎرةُ ا ِﻹﺳﻌ‬.9
.‫ﺎف‬
َْ َ َ َ َ َ
Fakültemizin önünde bir ambulans var.
ِ ‫ﱠ‬
ِ
ِ ‫ﱠر‬
.‫س‬
َ ‫ َو‬.10
ْ ‫ﺿ َﻊ اﻷ‬
ْ ‫ﺎء اﻟﺪ‬
َ َ‫ُﺳﺘَﺎذُ َﺣﻘﻴﺒَﺘَﻪُ ﻓَـ ْﻮ َق اﻟﻄﺎ ِوﻟَﺔ أَﺛْـﻨ‬
Hoca ders sırasında çantasını masanın üzerine koydu.
Yararlanılan Kaynaklar
el-Enbârî, Abdurrahman, (1957), Kitâbu esrâri’l-‘arabiyye, (tahkik:
Muhammed Behcet el-Baytâr), Dimaşk.
175
Hey’et (1992), Silâhu’t-tilmîz el-lugatu’l-Arabiyye li’s-saffi’l-hâmis elibtidâî, Kahire.
Güler, İsmail; Günday, Hüseyin; Şahin, Şener, (2001) Arapça Dilbilgisi
(Nahiv Bilgisi), İstanbul.
Maksudoğlu, Mehmet (2003), Arapça Dilbilgisi, İstanbul.
Sînî, Mahmûd İsmail ve diğerleri., el-Kavâidu’l- ârabiyyeti’l-müyessera,
İstanbul.
Uralgiray, Yusuf (1986), İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
176
177
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Cümledeki el-mef’ûlü mutlak ögesini tanıyabilecek,
•
el-mef’ûlü mutlak çeşitlerini ayırt edebilecek,
•
el-mef’ûlü mutlak yerine geçen lafızları ifade edebilecek,
•
el-mef’ûlü mutlak olarak kullanılan mansûb mastarları tanıyabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
el-mef’ûlü mutlak
•
Pekiştirme
•
Çeşit
•
Sayı
•
Fiil cümlesi
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Metin içerisinde geçen mânâsını bilmediğiniz kelimeler için bir ArapçaTürkçe sözlüğe başvurunuz.
•
İlahiyat Önlisans Programı Arapça I kitabından Fiil Cümlesinin Öğeleri
ünitesini tekrar gözden geçiriniz.
•
M. Meral Çörtü’nün Sarf Nahiv Edatlar adlı kitabından El-mef’ûlü
Mutlak konusunu okuyunuz.
178
el-Mef'ûlü’l-Mutlak
‫ﻮل اﻟ ُْﻤﻄْﻠَ ُﻖ‬
ُ ُ‫اﻟ َْﻤ ْﻔﻌ‬
GİRİŞ
Arapçada el-mef’ûlü mutlak, fiille aynı kökten olan ve onun mânâsını
pekiştirme, yapılış şeklini açıklama ve sayısını belirtme amacıyla kullanılan
mastardır. Genelde fiilden sonra gelir. Türkçeye “kökteş tümleç” olarak da
tercüme edilebilir. Fiilin mânâsını pekiştiren el-mef’ûlü mutlak “şüphesiz,
gerçekten, tam, muhakkak, iyi, iyice, çok, öyle ... ki”, şeklinde; fiilin yapılış
şeklini gösterenler “gibi, şeklinde, -ce, aynen, tıpkı, tam” vb. lafızlarla ve
fiilin sayısını belirtenler de “kere, defa, kez” gibi biçimlerle Türkçeye
tercüme edilirler.
Türkçede ise bu mânâları taşıyan öge zarf tümlecidir. Nasıl el-mef’ûlü
mutlak fiili etkileyen bir ögeyse, zarf tümleci de fiilin (yüklem) anlamını
zaman, durum, ölçü, derece, yön, tarz, şart, sebep, birliktelik gibi yönlerden
tamamlayan bir ögedir. Ancak, Arapçada el-mef’ûlü mutlak fiilden sonra
gelirken, Türkçede ise zarf tümleci fiilden önce gelir.
Türkçede şu üç grup zarf tümleci Arapçadaki el-mef’ûlü mutlak ögesinin
karşılığı olmaktadır:
1. “İyi, kötü” gibi yükleme durum anlamı katanlar: “Çocuk iyi uyudu.”
(‫ﺎم اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ ﻧَـ ْﻮًﻣﺎ‬
َ َ‫ )ﻧ‬gibi.
2. “Elbette, muhakkak, gerçekten, mutlaka, şüphesiz, kat’iyen, kesinlikle”
gibi tasdik ve inkar ifade edenler: “Yetimlere gerçekten şefkat gösteririm.”
(‫ﻒ َﻋﻠَﻰ اﻷَﻳْـﺘَ ِﺎم ﻋُﻄُﻮﻓًﺎ‬
ُ ‫ )أَ ْﻋ ِﻄ‬gibi.
3. “Çok, az” vb. ölçü ve derece ifade edenler: “Adam çok yedi.” ( ‫ﻞ‬
ُ ‫أَ َﻛ َﻞ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ‬
‫ ) َﻛﺜِ ًﲑا‬gibi.
Zarf tümleciyle ilgili ayrıntılı bilgi için M. Kaya BİLGEGİL’in Türkçe Dilbilgisi ve
Muharrem ERGİN’in Türk Dil Bilgisi isimli kitaplarına bakabilirsiniz.
Zarf tümleciyle ilgili örnekler için ayrıca http://www.turkceciler.com/zarftumleci.html internet adreslerine başvurabilirsiniz.
179
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫ْﻖ ﺑِﺎ ْﳊﻴـﻮ ِ‬
‫ان‬
‫اﻟ ﱢﺮﻓ ُ ََ َ‬
‫ﻮان َﻛﻌﺎَِﱂ اْ ِﻹﻧْﺴ ِ‬
‫إِ ﱠن َﻋﺎ َﱂ ا ْﳊﻴ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‪ ،‬ﻟَﻪُ َﺧ ِ‬
‫﴿وَﻣﺎ ِﻣ ْﻦ َداﺑﱠٍﺔ ِﰲ اْﻷ َْر ِ‬
‫ﻮرﻩ‪َ .‬‬
‫ض َوﻻَ‬
‫ﺼﺎﺋ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ ََ‬
‫ﻗﺎل ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪َ :‬‬
‫ﺼﻪُ وﻃَﺒَﺎﺋﻌُﻪ و ُﺷﻌُ ُ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن‪ ،‬ﺑﻞ إِ ﱠن اﻟ ﱠﺮ ْﲪﺔَ ﺑِﺎﳊﻴ ِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ﱡ‬
‫ﻖ‬
‫ﺤ‬
‫ﻛ‬
‫ﺔ‬
‫واﻟﺮﲪ‬
‫ﻮان ﻗَ ْﺪ ﺗُ ْﺪ ِﺧ ُﻞ‬
‫ْﻖ‬
‫ﻓ‬
‫ﺮ‬
‫اﻟ‬
‫ﻖ‬
‫ﺣ‬
‫ﻪ‬
‫ﻠ‬
‫ـ‬
‫ﻓ‬
‫﴾‬
‫ﻢ‬
‫ﻜ‬
‫ﻟ‬
‫ﺎ‬
‫ﺜ‬
‫َﻣ‬
‫أ‬
‫ﻢ‬
‫ُﻣ‬
‫أ‬
‫ﻻ‬
‫إ‬
‫ﻪ‬
‫ﺎﺣ ْﻴ‬
‫ﱢ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ُ َ ﱢ‬
‫َ‬
‫ْ ََ‬
‫ﻃَﺎﺋ ٍﺮ ﻳَﻄﲑُ ﲜَﻨَ َ‬
‫َ ٌ َْ ْ‬
‫َْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺶ‪،‬‬
‫اﻹﻧﺴﺎ َن اﳉَﻨﱠﺔَ‪ ،‬ﻛﻤﺎ َ‬
‫ﻗﺎل َر ُ‬
‫ﺳﻮل اﷲ ﺻﻠﱠﻰ اﷲ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﱠﻢ‪» :‬ﺑَـ ْﻴـﻨَ َﻤﺎ َر ُﺟ ٌﻞ ﳝَْﺸﻲ ﺑِﻄَ ِﺮ ٍﻳﻖ ا ْﺷﺘَ ﱠﺪ َﻋﻠَْﻴﻪ اﻟ َْﻌﻄَ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﻄَ ِ‬
‫ﻓﻘﺎل اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‪ :‬ﻟََﻘ ْﺪ ﺑَـﻠَ َﻎ‬
‫ﺶ‪َ ،‬‬
‫ْﺐ ﻳَـﻠ َْﻬ ُ‬
‫ﺚ‪ ،‬ﻳَﺄْ ُﻛ ُﻞ اﻟﺜـ َﱠﺮى ﻣ َﻦ َ‬
‫ﻓَـ َﻮ َﺟ َﺪ ﺑِْﺌـ ًﺮا ﻓَـﻨَـ َﺰ َل ﻓ َﻴﻬﺎ‪ ،‬ﻓَ َﺸ ِﺮ َ‬
‫ب ﰒُﱠ َﺧ َﺮ َج‪ ،‬ﻓَِﺈ َذا َﻛﻠ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﻫﺬا اﻟ َﻜﻠْﺐ ِﻣﻦ اﻟﻌﻄَ ِ ِ‬
‫ِِ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﺐ‪،‬‬
‫َ‬
‫َ َ َ‬
‫ﺶ ﻣﺜْ ُﻞ اﻟﺬي َﻛﺎ َن ﺑَـﻠَ َﻎ ﻣ ﱢﲏ‪ ،‬ﻓَـﻨَـ َﺰ َل اﻟﺒ ْﺌـ َﺮ ﻓَ َﻤﻸَ ُﺧ ﱠﻔﻪُ َﻣ ً‬
‫ﺎء‪ ،‬ﰒُﱠ أ َْﻣ َﺴ َﻜﻪُ ﺑﻔﻴﻪ ﻓَ َﺴ َﻘﻰ اﻟ َﻜﻠ َ‬
‫ﺎل‪ِ :‬ﰲ ُﻛ ﱢﻞ َذ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ات َﻛﺒِ ٍﺪ َرﻃْﺒَ ٍﺔ‬
‫ﻷ‬
‫َ‬
‫ﻢ‬
‫ﺎﺋ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﺒ‬
‫اﻟ‬
‫ﰲ‬
‫ﺎ‬
‫َﻨ‬
‫ﻟ‬
‫ن‬
‫إ‬
‫و‬
‫‪،‬‬
‫اﷲ‬
‫ﻮل‬
‫ﺳ‬
‫ر‬
‫ﺎ‬
‫ﻳ‬
‫‪:‬‬
‫ُﻮا‬
‫ﻟ‬
‫ﺎ‬
‫ﻗ‬
‫‪.‬‬
‫ﻟﻪ‬
‫ﺮ‬
‫ﻔ‬
‫ﻐ‬
‫ـ‬
‫ﻓ‬
‫ﻟﻪ‬
‫ﺎﱃ‬
‫ﻌ‬
‫ـ‬
‫ﺗ‬
‫اﷲ‬
‫ﺮ‬
‫ﻜ‬
‫ﺸ‬
‫َﺟ ًﺮا؟ ﻓَـ َﻘ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫ْ‬
‫ََ‬
‫ﻓ َ َ ُ ََ‬
‫َ َُ‬
‫ََ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠﺎر ِﰲ ِﻫ ﱠﺮٍة َرﺑَﻄَْﺘـ َﻬﺎ‪،‬‬
‫ﺎل اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ُ‬
‫ﱠﺎر َﻛ َﻤﺎ ﻗَ َ‬
‫أْ‬
‫َﺟ ٌﺮ‪َ «.‬ﻛ َﻤﺎ أَ ﱠن اﻟْ َﻘ ْﺴ َﻮَة َﻋﻠَﻰ اﳊَﻴَـ َﻮان ﺗُ ْﺪﺧ ُﻞ اﻟﻨ َ‬
‫ﻮل )ص(‪َ " :‬د َﺧﻠَﺖ ْاﻣ َﺮأَةٌ اﻟﻨ َ‬
‫ِ‬
‫ﻓَـﻠَ ْﻢ ﺗُﻄ ِْﻌ ْﻤ َﻬﺎ َوَﱂْ ﺗَ َﺪ ْﻋ َﻬﺎ ﺗَﺄْ ُﻛ ُﻞ ِﻣ ْﻦ َﺧ َﺸ ِ‬
‫اﻷرض‪".‬‬
‫ﺎش‬
‫ِ‬
‫ْﺚ ﻃَ ِﻮﻳﻼً َﻋﻠَﻰ ﻇَ ْﻬ ِﺮ اﳊﻴـﻮ ِ‬
‫ﻮر‬
‫ﻒ‪ ،‬ﻓﻘﺪ َ‬
‫ان َو ُﻫ َﻮ َو ِاﻗ ٌ‬
‫اﻹﺳﻼَ ُم اﳌُﻜ َ‬
‫ﻗﺎل اﻟﻨِ ﱡ‬
‫وﺣ ﱠﺮَم ْ‬
‫َ‬
‫ﱠﱯ )ص(‪" :‬ﻻَ ﺗَـﺘﱠﺨ ُﺬوا ﻇُ ُﻬ َ‬
‫ََ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﲪَ ِ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫ﺖ‬
‫ﲢ‬
‫ا‬
‫ﺪ‬
‫ﻳ‬
‫ﺪ‬
‫ﺷ‬
‫ﺎ‬
‫ﻗ‬
‫ﻮ‬
‫ﺳ‬
‫ﺎت‬
‫ﻧ‬
‫ا‬
‫ﻮ‬
‫ـ‬
‫ﻴ‬
‫ﳊ‬
‫ا‬
‫ق‬
‫ﺎ‬
‫ﺴ‬
‫ﺗ‬
‫ﻻ‬
‫و‬
‫‪،‬‬
‫ﻴﻊ‬
‫ﻄ‬
‫ﺘ‬
‫ﺴ‬
‫ﻳ‬
‫ﺎ‬
‫ﳑ‬
‫ﺮ‬
‫ـ‬
‫ﺜ‬
‫ﻛ‬
‫أ‬
‫ﻪ‬
‫ﻴﻠ‬
‫ﻤ‬
‫ﲢ‬
‫ﻦ‬
‫ﻋ‬
‫ﻀﺎ‬
‫َﻳ‬
‫أ‬
‫ﻰ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﻧ‬
‫ﺎل‪،‬‬
‫و‬
‫‪".‬‬
‫ﻲ‬
‫اﺳ‬
‫ﺮ‬
‫ﻛ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ َ َ َ ْ َ ُ َ َ ُ َ ُ ََ َ َ ُ َ ْ ً َ ً ْ َ ْ‬
‫َد َواﺑﱢ ُﻜ ْﻢ َ َ ﱠ َ َ ْ َ ْ ْ‬
‫ﺎﻋ ِﺔ اﳊﻴـﻮان و ﱢاﲣَ ِ‬
‫ﺴ ِ‬
‫ﺎذ ِﻩ‬
‫اﻟﻌﺎ ﱠﻣ ِﺔ َو َﻋﻠﻰ ﻇُ ُﻬﻮِرﻫﺎ أ ْ‬
‫وﻻ ﺗُ ْ‬
‫ﺿ ْﺮﺑًﺎ ﻗَ ِﻮﻳًّﺎ وﻻ ﺗُﻮﻗَ ُ‬
‫ب َ‬
‫ﺎﺣﺎت َ‬
‫ﻀ َﺮ ُ‬
‫ﻋﻦ َ‬
‫َﲪَﺎﳍُﺎ‪ .‬وﻧَـ َﻬﻰ ْ‬
‫ﻒ ﰲ اﻟ ﱠ َ‬
‫إﺟ َ ََ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺿﺎ‪.‬‬
‫َﻫ َﺪﻓًﺎ ﻟِﺘَـ ْﻌﻠ ِﻴﻢ اﻹﺻﺎﺑَﺔ َوَو ْﲰﻪ ﰲ ُو ُﺟﻮﻫﻪ ﺑﺎﻟْ َﻜ ﱢﻲ ﺑﺎﻟﻨﱠﺎ ِر‪ .‬ﻓﻘ ْﺪ ﻟ ََﻌ َﻦ‬
‫ُ‬
‫وح ﻏَ َﺮ ً‬
‫اﻟﺮﺳﻮل )ص( َﻣ ِﻦ اﲣَ َﺬ َﺷ ْﻴﺌًﺎ ﻓﻴﻪ اﻟ ﱡﺮ ُ‬
‫أَ ﱠﻣﺎ إِ َذا َﻛﺎ َن ا ْﳊَﻴَـ َﻮا ُن ِﳑﱠﺎ ﻳُـ ْﺆَﻛ ُﻞ‪ ،‬ﻓَِﺈ ﱠن اﻟ ﱠﺮ ْﲪَﺔَ ﺑِ ِﻪ أَ ْن ُﲢَ ﱠﺪ اﻟ ﱠ‬
‫اح ﺑَـ ْﻌ َﺪ اﻟ ﱠﺬﺑْ ِﺢ ﻗَـ ْﺒ َﻞ‬
‫ﺎء‪َ ،‬وﻳُـ َﺮ َ‬
‫ﺸ ْﻔ َﺮةُ‪َ ،‬وﻳُ ْﺴ َﻘﻰ اﻟ َْﻤ َ‬
‫ِ‬
‫ﺈﺣ َﺪ ِاد اﻟ ﱠ‬
‫رﺟﻞ َﺷﺎةً ﻟِﻠ ﱠﺬﺑْ ِﺢ وﻫﻮ ُِﳛ ﱡﺪ‬
‫ﺿ َﺠ ِﺎع‬
‫ﺴﻠ ِ‬
‫اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ ْﻔ َﺮِة ﻗَـ ْﺒ َﻞ إِ ْ‬
‫اﳊﻴﻮان ﻟﻠ ﱠﺬﺑْ ِﺢ‪ .‬ﻓَـ َﻘ ْﺪ أَ ْ‬
‫ْﺦ‪ .‬أ ََﻣ َﺮ اﻟﻨِ ﱡ‬
‫ﱠﱯ )ص( ﺑِ ْ‬
‫ﺿ َﺠ َﻊ ٌ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ﻀﺠ َﻌﻬﺎ‪َ «.‬وَﻣ ﱠﺮ ﻋُ َﻤ ُﺮ )ض(‬
‫ﻚ ﻗَـ ْﺒ َﻞ أَ ْن ﺗُ ْ‬
‫ت َﺷ ْﻔ َﺮﺗَ َ‬
‫َﺣ َﺪ ْد َ‬
‫َﺷ ْﻔ َﺮﺗَﻪُ ﻓﻘﺎل ﻟﻪ )ص(‪» :‬أَ ﺗُ ِﺮﻳ ُﺪ أَ ْن ُﲤﻴﺘَﻬﺎ َﻣ َﻮﺗَﺎت؟ َﻫﻼﱠ أ ْ‬
‫اﷲ ﺑﻦ ﻣﺴﻌ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ت ﻗَـﻮ ًدا َِ‬
‫ِ‬
‫ﻮد‬
‫ْﲝَ َﻬﺎ َ‬
‫ﲨﻴﻼً‪َ .‬وﻗَ َ‬
‫ﺐ َﺷﺎ ًة ﺑِ ِﺮ ْﺟﻠِ َﻬﺎ ﻟِﻴَﺬ َ‬
‫ﻓﻘﺎل ﻟﻪ‪َ " :‬وﻳْـﻠَ َ‬
‫ﺎل َﻋ ْﺒ ُﺪ ْ ُ َ ْ ُ‬
‫ﻚ‪ ،‬ﻗُ ْﺪ َﻫﺎ إِ َﱃ اﳌَْﻮ ْ‬
‫ﺑ َﺮ ُﺟ ٍﻞ ﻳَ ْﺴ َﺤ ُ‬
‫اﷲ ِﰲ ﺳ َﻔ ٍﺮ‪ .‬ﻓَﺎﻧْﻄَﻠَ َﻖ ِﳊﺎﺟﺘِﻪ‪ ،‬ﻓَـﺮأَﻳـﻨَﺎ ُﲪﱠﺮًة ﻣﻌ َﻬﺎ ﻓَـﺮ َﺧ ِ‬
‫َﺧ ْﺬﻧَﺎ ﻓَـﺮ َﺧ ْﻴـ َﻬﺎ‪ ،‬ﻓَﺠﺎء ِ‬
‫ﻮل ِ‬
‫)ض(‪ُ " :‬ﻛﻨﱠﺎ َﻣ َﻊ ر ُﺳ ِ‬
‫ت‬
‫ﺎن‪ ،‬ﻓَﺄ َ‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ ْ َ ََ ْ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻓﻘﺎل‪َ :‬ﻣ ْﻦ ﻓَ َﺠ َﻊ ﻫﺬﻩ ﺑ َﻮﻟَﺪﻫﺎ؟ ُردﱡوا َوﻟَ َﺪﻫﺎ إﻟَْﻴـ َﻬﺎ‪".‬‬
‫اﻟﻨﱯ )ص( َ‬
‫اﳊُ ﱠﻤ َﺮةُ ﻓَ َﺠ َﻌﻠَ ْ‬
‫ﺠﺎء ﱡ‬
‫ﺖ ﺗُـ َﻌ ﱢﺮ ُ‬
‫ش‪ .‬ﻓَ َ‬
‫ﺎت اﻻﺟﺘِﻤ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻋﻴﱠﺔُ‪ ،‬ﻓﻘ ْﺪ َﻛﺎ َن ﻟِﻠﺤﻴ ِ‬
‫ﻮان ﻣﻨﻬﺎ ﻧﺼﻴﺐ ﻛﺒﲑ‪ .‬وﺣﺴﺒـﻨَﺎ أ ْن َِﳒ َﺪ ﰲ ﺛَـﺒ ِ‬
‫ﺖ‬
‫اﻷوﻗﺎف‬
‫َ‬
‫ٌ ٌ َ ُْ‬
‫ََ‬
‫َوأَ ﱠﻣﺎ اﳌَُﺆ ﱠﺳ َﺴ ُ ْ َ‬
‫ﻳﻀﺔ‪ ،‬وأَوﻗَﺎﻓًﺎ ﻟِﺮ ْﻋ ِﻲ اﳊﻴـﻮاﻧَﺎت اﻟﻌ ِ ِ‬
‫ﺻﺔً ﻟِ ِﻌﻼَ ِج اﳊﻴﻮاﻧﺎت اﳌﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫َﺻ َﺪ َق ِﻣﺜَ ٍ‬
‫ﺎل َﻋﻠﻰ‬
‫اﻟﻘﺪﳝﺔ أ َْوﻗَﺎﻓًﺎ َﺧﺎ ﱠ‬
‫ﺎﺟ َﺰة‪َ .‬وﻟ ََﻌ ﱠﻞ أ ْ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ََ َ‬
‫َ‬
‫ﻀﺎرﺗِﻨﺎ‪ ،‬أَ ْن ﻧَﺮى ﺻﺤﺎﺑِﻴًّﺎ ﺟﻠِﻴﻼً َﻛﺄَِﰊ اﻟﺪ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻘﻮل ﻟِﺒ ِﻌ ِﲑِﻩ ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟْﻤﻮ ِ‬
‫ِ‬
‫ت‪:‬‬
‫ْ‬
‫ََ َ‬
‫ﱠر َداء )ض( اﻟﱠﺬي ﻳَ ُ َ‬
‫َْ‬
‫اﻟ ﱢﺮﻓ ِْﻖ ﺑﺎﳊﻴﻮان ﰲ ﻇ ﱢﻞ َﺣ َ َ‬
‫"ﻳﺎ أَﻳﱡﻬﺎ اﻟﺒ ِﻌﲑ ﻻَ ُﲣَ ِ‬
‫ي ﺑْ ِﻦ َﺣ ٍِ‬
‫ﺎﰎ )ض(‬
‫ﺻ َﺤﺎﺑِﻴًّﺎ َﻛ َﻌ ِﺪ ﱢ‬
‫ﻚ‪ ،‬ﻓَِﺈ ﱢﱐ َﱂْ أَ ُﻛ ْﻦ أ َ‬
‫ﻚ ﻓَـ ْﻮ َق ﻃَﺎﻗَﺘِ َ‬
‫ُﲪﱢﻠُ َ‬
‫ﺎﺻ ْﻤ ِﲏ إِ َﱃ َرﺑﱢ َ‬
‫ﻚ‪َ ".‬وأَ ﱠن َ‬
‫َ‬
‫َ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱞ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﻞ‬
‫ﱠﻤ‬
‫ﻨ‬
‫ﻠ‬
‫ﻟ‬
‫ﺰ‬
‫ـ‬
‫ﺒ‬
‫ﻮل‬
‫ﻘ‬
‫ـ‬
‫ﻳ‬
‫و‬
‫ي‬
‫ز‬
‫ا‬
‫ﱢﲑ‬
‫ﺸ‬
‫اﻟ‬
‫‪".‬‬
‫ﻖ‬
‫ﺣ‬
‫ﺎ‬
‫ﻨ‬
‫ـ‬
‫ﻴ‬
‫ﻠ‬
‫ﻋ‬
‫ﻦ‬
‫ﳍ‬
‫و‬
‫ﺎ‬
‫َﻨ‬
‫ﻟ‬
‫ات‬
‫ﺎر‬
‫ﺟ‬
‫ﻦ‬
‫ﻬ‬
‫ـ‬
‫ﻧ‬
‫إ‬
‫"‬
‫‪:‬‬
‫اﳋ‬
‫ﱢم‬
‫ﺪ‬
‫ﻘ‬
‫ـ‬
‫ﻳ‬
‫ن‬
‫ﺎ‬
‫ق‬
‫ﺎ‬
‫ﺤ‬
‫ﺳ‬
‫إ‬
‫َﰊ‬
‫ﺄ‬
‫ﻛ‬
‫ا‬
‫ﲑ‬
‫ﺒ‬
‫ﻛ‬
‫ﺎ‬
‫ﺎﻣ‬
‫ﻣ‬
‫إ‬
‫ن‬
‫أ‬
‫و‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َْ َ‬
‫َﻛ َ ُ َ ُ ُْ َ ْ َ ُ‬
‫ُ ﱠ َ َ ٌ َ َ ُﱠ َ ْ َ َ َ َ ً َ ً َ‬
‫َ ﱢ‬
‫ِ‬
‫َﻛﺎ َن ﳝَْ ِﺸﻲ ِﰲ ﻃَ ٍ‬
‫ﻗﺎل ﻟﻪ‪ :‬أ ََﻣﺎ‬
‫اﻹﻣﺎم َو َ‬
‫َﺻ َﺤﺎﺑِﻪ ﻓَـﻨَـ َﻬﺎﻩُ‬
‫َﺣ ُﺪ أ ْ‬
‫ﺾأْ‬
‫ﺮﻳﻖ وﻣﻌﻪ ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫ُ‬
‫ْﺐ ﻓَـ َﺰ َﺟ َﺮﻩ أ َ‬
‫َﺻ َﺤﺎﺑِﻪ‪ ،‬ﻓَ َﻤ ﱠﺮ ﺑﻪ َﻛﻠ ٌ‬
‫ﻳﻖ ُﻣ ْﺸﺘَـ َﺮ ٌك ﺑَـ ْﻴـﻨَﻨﺎ وﺑَـ ْﻴـﻨَﻪ‪".‬‬
‫َﻋﻠِ ْﻤ َ‬
‫ﺖ أَ ﱠن اﻟﻄﺮ َ‬
‫ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ‪ :‬اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ ﺑﲔ ﻳﺪﻳﻚ ج ‪ 3‬ص ‪( 215‬‬
‫) ّ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﺑﺎﳊﻴﻮاﻧﺎت اﻹﻧﺴﺎ َن اﳉﻨﱠﺔَ؟‬
‫ﻫﻞ ﺗُ ْﺪ ِﺧ ُﻞ اﻟﺮﲪﺔُ‬
‫‪َ .1‬‬
‫ُوﱃ؟‬
‫‪ .2‬ﻟِ َﻤﺎ َذا ﻧَـ َﺰل‬
‫اﻟﺮﺟﻞ ﰲ اﻟﺒِْﺌ ِﺮ ﰲ اﳌَﱠﺮِة اﻷ َ‬
‫ُ‬
‫‪180‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫اﻟﺮﺟﻞ ﺑَـ ْﻌ َﺪ َﻣﺎ َﺧ َﺮ َج ِﻣﻦ اﻟﺒﺌ ِﺮ؟‬
‫‪َ .3‬ﻣﺎ َذا َرأَى‬
‫ُ‬
‫اﻟﻌﻄْ َﺸﺎ َن؟‬
‫ﻒ َﺳ َﻘﻰ‬
‫‪َ .4‬ﻛ ْﻴ َ‬
‫ْﺐ َ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ اﻟ َﻜﻠ َ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﳊﻴﻮان ﻟِﻠ ﱠﺬﺑْ ِﺢ؟‬
‫ﺿ َﺠ ِﺎع‬
‫ﺐ َﻋﻠَﻰ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ﻗَـ ْﺒ َﻞ إِ ْ‬
‫‪َ .5‬ﻣﺎ َذا َﳚ ُ‬
‫ِ‬
‫ش؟‬
‫‪ِ .6‬ﲟَﺎ َذا أ ََﻣ َﺮ‬
‫ُ‬
‫اﻟﺮﺳﻮل )ص( ﻋ ْﻨ َﺪﻣﺎ َرأَى اﳊُ ﱠﻤ َﺮَة اﻟﱠﱵ ﺗُـ َﻌ ﱢﺮ ُ‬
‫َﺻ َﺪ ُق ِﻣﺜَ ٍ‬
‫ﻀﺎرﺗِﻨَﺎ؟‬
‫ﺎل ﻋﻠﻰ اﻟ ﱢﺮﻓ ِْﻖ ﺑِﺎﳊﻴﻮان ﰲ ِﻇ ﱢﻞ َﺣ َ‬
‫‪َ .7‬ﻣﺎ أ ْ‬
‫‪ .8‬ﻣﺎ اﺳﻢ اﻹﻣ ِﺎم اﻟﺬي ﻧَـﻬﻰ ﺻ ِ‬
‫ﺎﺣﺒَﻪ َﻋ ْﻦ َز ْﺟ ِﺮ اﻟﻜﻠ ِ‬
‫ْﺐ؟‬
‫َ َ‬
‫َ ُْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ .9‬أَ ِﰲ ﺛَـﺒ ِ‬
‫ﺻﺔٌ ﻟِ ِﻌﻼج اﳊﻴﻮاﻧﺎت؟‬
‫اﻟﻘﺪﳝﺔ‬
‫اﻷوﻗﺎف‬
‫ﺖ‬
‫ٌ‬
‫أوﻗﺎف ﺧﺎ ﱠ‬
‫َ‬
‫ي ﺑ ِﻦ َﺣ ٍِ‬
‫ي ٍ‬
‫ﺎﰎ؟‬
‫ﻛﻼم َﻋ ِﺪ ﱢ‬
‫‪َ .10‬ﻋﻠَﻰ أَ ﱢ‬
‫ﺷﺊ ﻳَ ُﺪ ﱡل ُ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını‬‬
‫‪parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz.‬‬
‫ﺴ ﱢﻜﲔ‪ ،‬وﻟَ َﺪ ِ‬
‫ان‪ ،‬ﻳَ َﺪعُ‪ ،‬ﻗِﻄﱠﺔٌ‪ ،‬اﳌُﻨَﻈﱠ َﻤﺎت‪ ،‬ﻳُ ْﺴﺮِعُ‪،‬‬
‫) اﻟﻈﱠ َﻤﺄ‪ ،‬اﻟ ﱢ ُ َ‬
‫ف‪ ،‬ﻳﻜ ِ‬
‫ِ‬
‫ب‪ ،‬ﻳَ ِﺴﲑُ‪ ،‬ﺗَـ ْﺘـ ُﺮ ُك (‬
‫ْﻔﻴﻨَﺎ‪َ ،‬ذ ﱞ‬
‫اﳌﻠ َْﻌ َﻘﺔُ‪َ ،‬ﻫ َﺪ ٌ َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﻄَ ِ‬
‫ﺶ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﻛﺎ َن‬
‫ﺄﻛﻞ اﻟﺜـ َﱠﺮى ﻣ َﻦ َ‬
‫ُ‬
‫اﻟﻜﻠﺐ ﻳَ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺶ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﺑَـ ْﻴـﻨَ َﻤﺎ َر ُﺟ ٌﻞ ﳝَْﺸﻲ ﺑِﻄَ ِﺮ ٍﻳﻖ ا ْﺷﺘَ ﱠﺪ ﻋﻠﻴﻪ اﻟ َﻌﻄَ ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻨﺎر ﰲ ِﻫ ﱠﺮٍة َرﺑَﻄَْﺘﻬﺎ‪.‬‬
‫‪َ .3‬د َﺧﻠَﺖ ْاﻣﺮأةٌ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺗﺄﻛﻞ ِﻣ ْﻦ َﺧ َﺸ ِ‬
‫اﻷرض‪.‬‬
‫ﺎش‬
‫‪ .4‬اﳌﺮأةُ َﱂْ ﺗُﻄْﻌ ِﻢ اﳍﺮَة وَﱂْ ﺗَ َﺪ ْﻋ َﻬﺎ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺈﺣ َﺪ ِاد اﻟ ﱠ‬
‫اﳊﻴﻮان ﻟِﻠ ﱠﺬﺑْ ِﺢ‪.‬‬
‫ﺿ َﺠ ِﺎع‬
‫ﺸ ْﻔ َﺮِة ﻗَـ ْﺒ َﻞ إ ْ‬
‫‪ .5‬أ ََﻣ َﺮ ﱡ‬
‫اﻟﻨﱯ )ص( ﺑِ ْ‬
‫ِ‬
‫ﱯ رأَوا ُﲪﱠﺮًة ﻣﻌﻬﺎ ﻓَـﺮ َﺧ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ ﻛﺎ َن ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫ْ‬
‫ﺾ اﻷﺻﺤﺎب ﻣﻊ اﻟﻨﱠِ ﱢ َ ْ َ‬
‫اﻻﺟ ِ‬
‫ﺘﻤﺎﻋﻴﱠﺔُ ﻓﻘ ْﺪ َﻛﺎ َن ﻟِﻠﺤﻴﻮان ﻣﻨﻬﺎ ﻧﺼﻴﺐ ﻛﺒﲑ‪.‬‬
‫‪ .7‬أَ ﱠﻣﺎ اﳌَُﺆ ﱠﺳ َﺴ ُ‬
‫ﺎت ِ ْ‬
‫ِ‬
‫‪ .8‬ﺣﺴﺒـﻨَﺎ أَ ْن َِﳒ َﺪ ﰲ ﺛَـﺒ ِ‬
‫ﺻﺔً ﻟﻠﺤﻴﻮاﻧﺎت‪.‬‬
‫ﺖ‬
‫اﻷوﻗﺎف اﻟﻘﺪﳝﺔ أوﻗﺎﻓًﺎ ﺧﺎ ﱠ‬
‫َ‬
‫َ ُْ‬
‫‪ .9‬ﻧَـﻬﻰ اﻹﻣﺎم أَﺑﻮ إِﺳﺤﺎ َق ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻜﻠﺐ‪.‬‬
‫َﺻ َﺤﺎﺑِﻪ َﻋ ْﻦ َز ْﺟ ِﺮ‬
‫اﻟﺸ َﲑا ِز ﱡ‬
‫َﺣ َﺪ أ ْ‬
‫َ‬
‫يأَ‬
‫ُ ُ َْ‬
‫ِِ‬
‫ﱠ‬
‫ﺿﺎ‪.‬‬
‫‪ .10‬ﻓﻘ ْﺪ ﻟ ََﻌ َﻦ‬
‫ُ‬
‫وح ﻏَ َﺮ ً‬
‫اﻟﺮﺳﻮل )ص( َﻣ ِﻦ اﲣَ َﺬ َﺷ ْﻴﺌًﺎ ﻓﻴﻪ اﻟ ﱡﺮ ُ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını‬‬
‫‪parantez içindeki kelimeler arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِج‪ ،‬أَﻗَ ﱡﻞ‪،‬‬
‫َﺣ ﱠﻞ‪َ ،‬أﻣ َﺮ‪ ،‬أ ْ‬
‫) اﳊَﺪﻳﺜَﺔ‪ ،‬أَ ْﻛ َﺬ ُ‬
‫ب‪ ،‬أ َ‬
‫َﲨَ َﻞ‪ ،‬اﻟﻐ ْﻠﻈَﺔُ‪ُ ،‬ﲣْﺮ ُ‬
‫اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﺻﺔ ‪َ ،‬ﻋﺘِﻴ َﻘﺔ (‬
‫ْﻖ‪ ،‬إِﻃ َْﻌﺎم‪ ،‬اﳋَﺎ ﱠ‬
‫ﻴﻤﺔ‪ ،‬اﻟ ﱢﺮﻓ ُ‬
‫ﺴﻠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ .1‬ﺗُﻮﺟ ُﺪ ِﰲ ﺛَـﺒ ِ‬
‫ﺧﺎﺻﺔٌ ﻟﻠﺤﻴﻮاﻧﺎت‪.‬‬
‫اﻷوﻗﺎف‬
‫ﺖ‬
‫اﻟﻘﺪﳝﺔ أ َْو ٌ‬
‫ﻗﺎف ّ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﺻﺔً ﻟِ ِﻌﻼَ ِج اﳊﻴﻮاﻧﺎت اﳌﺮ ِ‬
‫ﻳﻀﺔ‪.‬‬
‫ﺾ‬
‫اﻷوﻗﺎف َﺧﺎ ﱠ‬
‫‪َ .2‬ﻛ ْ‬
‫ﺎﻧﺖ ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫‪181‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫َﺻ َﺪ َق ِﻣﺜَ ٍ‬
‫ﱠر َد ِاء‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻟ ََﻌ ﱠﻞ أ ْ‬
‫ﺎل َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱢﺮﻓ ِْﻖ ﺑِﺎﳊﻴﻮان أَﺑُﻮ اﻟﺪ ْ‬
‫ﺴﺎﺣ ِ‬
‫َﲪَﺎﳍُﺎ‪.‬‬
‫ﻒ‬
‫وﻋﻠَﻰ ﻇُ ُﻬﻮِرﻫﺎ أ ْ‬
‫‪ .4‬ﻻَ ﺗُﻮﻗَ ُ‬
‫ُ‬
‫ﺎت اﻟﻌﺎ ﱠﻣ ِﺔ َ‬
‫اﳊﻴﻮاﻧﺎت ﰲ اﻟ ﱠ َ‬
‫واﲣَ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳊﻴﻮان ﱢ‬
‫ﺎذﻩ َﻫ َﺪﻓًﺎ ﻟِﺘَـ ْﻌﻠِﻴﻢ اﻹﺻﺎﺑﺔ‪.‬‬
‫ﺎﻋ ِﺔ‬
‫‪ .5‬ﻧَـ َﻬﻰ اﻟﻨِ ﱡ‬
‫ﱠﱯ )ص( َﻋ ْﻦ إِ َﺟ َ‬
‫اﳊﻴﻮان ﰲ وﺟ ِ‬
‫ِ‬
‫رﺳﻮل ِ‬
‫ﻮﻫ ِﻪ ﺑِﺎﻟ ﱠﻜ ﱢﻲ ﺑِﺎﻟﻨﱠﺎر‪.‬‬
‫اﷲ )ص( َﻋ ْﻦ َو ْﺳ ِﻢ‬
‫‪ .6‬ﻧَـ َﻬﻰ ُ‬
‫ُُ‬
‫ِ ِ‬
‫اﻟﻨﺎر‪.‬‬
‫‪ .7‬اﻟ َﻘ ْﺴ َﻮةُ َﻋﻠﻰ اﳊﻴﻮان ﺗُ ْﺪﺧ ُﻞ اﻹﻧﺴﺎ َن َ‬
‫ِ‬
‫‪ .8‬إ ﱠن اﻟ ﱠﺮ ْﲪَﺔَ ﺑِ‬
‫ﺎﳊﻴﻮان ﻗ ْﺪ ﺗُ ْﺪ ِﺧ ُﻞ اﻹﻧﺴﺎ َن اﳉَﻨﱠﺔَ‪.‬‬
‫ْﺚ ﻃَ ِﻮﻳﻼً َﻋﻠَﻰ ﻇَ ْﻬ ِﺮ اﳊﻴـﻮ ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫ان َو ُﻫ َﻮ َواﻗِ ٌ‬
‫اﻹﺳﻼَ ُم اﳌُﻜ َ‬
‫‪َ .9‬ﺣ ﱠﺮَم ْ‬
‫ََ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻹﺳﻼم َﻋ ْﻦ َﲢ ِ‬
‫ﻴﻊ‪.‬‬
‫‪ .10‬ﻧَـ َﻬﻰ‬
‫ُ‬
‫ﻤﻴﻞ اﳊﻴﻮان أَ ْﻛﺜَـ َﺮ ﳑﱠﺎ ﻳَ ْﺴﺘَﻄ ُ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin çoğullarını tespit‬‬
‫‪ediniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن‪.‬‬
‫اﳊﻴﻮان َﻛ َﻌﺎَِﱂ‬
‫‪ .1‬إ ﱠن َﻋﺎ َﱂَ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ض وﻻَ ﻃَﺎﺋِ ٍﺮ ﻳ ِﻄ ِ‬
‫ﺎﺣﻴ ِﻪ إﻻﱠ أ َُﻣ ٌﻢ أ َْﻣﺜَﺎﻟُ ُﻜ ْﻢ‪.‬‬
‫ﲑ ﲜَﻨَ َ‬
‫‪َ .2‬وَﻣﺎ ﻣ ْﻦ َداﺑﱠﺔ ﰲ اﻷ َْر ِ َ‬
‫َ ُ‬
‫ِ‬
‫‪ .3‬ﻟِﻠْﺤ ِ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن‪.‬‬
‫ﻴﻮان َﺣ ﱡﻖ اﻟ ﱢﺮﻓ ِْﻖ واﻟ ﱠﺮ ْﲪَﺔ َﻛ َﺤ ﱢﻖ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﺶ‪.‬‬
‫اﻟﻌﻄَ ُ‬
‫‪ .4‬ﺑَـ ْﻴـﻨَ َﻤﺎ َر ُﺟ ٌﻞ ﳝَْﺸﻲ ﺑِﻄَ ِﺮ ٍﻳﻖ ا ْﺷﺘَ ﱠﺪ ﻋﻠﻴﻪ َ‬
‫‪َ .5‬و َﺟ َﺪ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﺑِْﺌـ ًﺮا ﻓَـﻨَـ َﺰل ﻓﻴﻬﺎ‪.‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﻄَﺶ‪.‬‬
‫ْﺐ اﻟﺬي ﻳَﺄ ُﻛ ُﻞ اﻟﺜـ َﱠﺮى ﻣ َﻦ َ‬
‫‪َ .6‬ﺳ َﻘﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻟ َﻜﻠ َ‬
‫ﻮل اﷲ )ص(‪ :‬ﰲ ُﻛ ﱢﻞ ِ ٍ ٍ‬
‫َﺟ ٌﺮ‪.‬‬
‫ﺎل َر ُﺳ ُ‬
‫‪ .7‬ﻗَ َ‬
‫ذأت َﻛﺒِﺪ َرﻃْﺒَﺔ أ ْ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻨﺎر ﰲ ِﻫ ﱠﺮٍة َرﺑَﻄَْﺘﻬﺎ‪.‬‬
‫‪ .8‬اﳌﺮأةُ َد َﺧﻠَﺖ َ‬
‫ﺎش اﻷ َْر ِ‬
‫اﳌﺮأةُ اﳍِﱠﺮَة ﺗَﺄْ ُﻛ ُﻞ ِﻣ ْﻦ َﺧ َﺸ ِ‬
‫ض‪.‬‬
‫‪َ .9‬ﱂْ ﺗَ َﺪ ِع ْ‬
‫‪ .10‬ﻳﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟﺒ ِﻌﲑ ﻻَ ُﲣَ ِ‬
‫ْﻚ ﻓﻮق ﻃﺎﻗﺘﻚ‪.‬‬
‫ﻚ ﻓَِﺈِﱐ َﱂْ أ َ‬
‫ُﲪﱢﻠ َ‬
‫ﺎﺻ ْﻤ ِﲏ إِ َﱃ َرﺑﱢ َ‬
‫َ‬
‫َ ُ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelimelerin tekillerini tespit‬‬
‫‪ediniz.‬‬
‫ﺑﻦ ٍِ‬
‫ات ﻟَﻨﺎ وَﳍُ ﱠﻦ َﻋﻠَْﻴﻨﺎ ﺣ ﱞﻖ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﻛﺎ َن َﻋ ِﺪ ﱡ‬
‫ﺣﺎﰎ ﻳﻘﻮل‪ :‬إﻧﱠـ ُﻬ ﱠﻦ َﺟ َﺎر ٌ‬
‫ي ُ‬
‫ﱢﲑا ِزي ﳝَْ ِﺸﻲ َﻣ َﻊ ﺑَ ِ‬
‫َﺻﺤﺎﺑِﻪ‪.‬‬
‫ﻌﺾ أ ْ‬
‫‪َ .2‬ﻛﺎ َن أَﺑُﻮ إﺳﺤﺎ َق اﻟﺸ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪َِ .3‬ﳒ ُﺪ ﰲ ﺛَـﺒ ِ‬
‫اﻟﻌﺎﺟﺰة‪.‬‬
‫اﻟﻘﺪﳝﺔ ْأوﻗَﺎﻓًﺎ ﻟَِﺮ ْﻋ ِﻲ اﳊﻴﻮاﻧﺎت‬
‫اﻷوﻗﺎف‬
‫ﺖ‬
‫َ‬
‫‪ .4‬رأَﻳـﻨَﺎ ُﲪﱠﺮًة ﻣﻌﻬﺎ ﻓَـﺮ َﺧ ِ‬
‫َﺧ ْﺬﻧَﺎ ﻓَـ ْﺮ َﺧ ْﻴﻬﺎ‪.‬‬
‫ﺎن ﻓَﺄ َ‬
‫ْ‬
‫َْ َ‬
‫ﱠﺨ ُﺬوا ﻇُﻬﻮر َدواﺑﱢ ُﻜﻢ َﻛﺮ ِ‬
‫ﱠﱯ )ص(‪ :‬ﻻَ ﺗَـﺘ ِ‬
‫اﺳ ﱠﻲ‪.‬‬
‫‪َ .5‬‬
‫ﻗﺎل اﻟﻨِ ﱡ‬
‫ُ َ َ ْ َ‬
‫َﲪَ ِ‬
‫ﺎل‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻻ ﺗُ َﺴﺎ ُق‬
‫ﺖ اﻷ ْ‬
‫ُ‬
‫اﳊﻴﻮاﻧﺎت َﺳ ْﻮﻗًﺎ َﺷ ِﺪﻳ ًﺪا َﲢْ َ‬
‫‪182‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺴ ِ‬
‫َﲪَﺎﳍُﺎ‪.‬‬
‫‪.7‬‬
‫اﻟﻌﺎ ﱠﻣﺔ َو َﻋﻠﻰ ﻇُ ُﻬﻮِرﻫﺎ أ ْ‬
‫اﳊﻴﻮاﻧﺎت ﻻ ﺗُﻮﻗَ ُ‬
‫ُ‬
‫ﺎﺣﺎت َ‬
‫ﻒ ﰲ اﻟ ﱠ َ‬
‫اﳊﻴﻮان ﰲ وﺟ ِ‬
‫ِ‬
‫رﺳﻮل ِ‬
‫ﻮﻫ ِﻪ ﺑِﺎﻟ ﱠﻜ ﱢﻲ ﺑِﺎﻟﻨﱠﺎر‪.‬‬
‫اﷲ )ص( َﻋ ْﻦ َو ْﺳ ِﻢ‬
‫‪ .8‬ﻧَـ َﻬﻰ ُ‬
‫ُُ‬
‫ﻮان َﻛﻌﺎَِﱂ اْ ِﻹﻧْﺴ ِ‬
‫‪ .9‬إِ ﱠن َﻋﺎ َﱂ ا ْﳊﻴ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎن‪ ،‬ﻟَﻪُ َﺧ ِ‬
‫ﻮرﻩ‪.‬‬
‫ﺼﺎﺋ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ ََ‬
‫ﺼﻪُ وﻃَﺒَﺎﺋﻌُﻪ و ُﺷﻌُ ُ‬
‫َ‬
‫ﻮل ِ‬
‫َﺟ ًﺮا؟‬
‫ﺼ َﺤﺎﺑَِﺔ‪ :‬ﻳَﺎ َر ُﺳ َ‬
‫‪ .10‬ﻗَ َ‬
‫ﺾ اﻟ ﱠ‬
‫اﷲ‪َ ،‬وإِ ﱠن ﻟَﻨَﺎ ِﰲ اﻟﺒَـ َﻬﺎﺋِ ِﻢَ ﻷ ْ‬
‫ﺎل ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili mecrûr lafızları, örneklerde‬‬
‫‪olduğu gibi başa alıp yerine uygun zamirini getirmek sûretiyle‬‬
‫‪cümleleri yeniden yazınız.‬‬
‫اﳌِﺜﺄل اﻷ ﱠو ُل‪ :‬ﻟِ ْﻠﺤﻴـﻮ ِ‬
‫ان َﺧﺼﺎﺋِﺼﻪُ وﻃَﺒﺎﺋِﻌﻪ‪  .‬اﳊﻴﻮا ُن ﻟَﻪُ َﺧ ِ‬
‫ﺼﻪُ َوﻃَﺒَﺎﺋِﻌُﻪ‪.‬‬
‫ﺼﺎﺋ ُ‬
‫َ‬
‫َ ُ َ َ ُ‬
‫ََ‬
‫ََ َ‬
‫ﱠﺎﱐ‪ :‬ﻟِ ْﻠﺤﻴـﻮ ِ‬
‫اﳌﺜﺎل اﻟﺜ ِ‬
‫اﳊﻴﻮاﻧﺎت َﳍَﺎ َﻋﻠَْﻴـﻨَﺎ َﺣ ﱞﻖ‪.‬‬
‫اﻧﺎت َﻋﻠَْﻴﻨﺎ َﺣ ﱞﻖ‪ .‬‬
‫ُ‬
‫ََ َ‬
‫ﺴﻤﺎو ِ‬
‫ِ‬
‫واﻷرض‪ .‬‬
‫ات‬
‫‪ .1‬ﻟِﻠﱠ ِﻪ ُﻣﻠ ُ‬
‫ْﻚ اﻟ ﱠ َ َ‬
‫‪ .2‬ﻟِﻸَ ْد ِﻋﻴَ ِﺔ أَﺛَـ ٌﺮ َﻛﺒِﲑٌ ﰲ اﻟ ُﻘﻠُﻮب‪ .‬‬
‫‪.........................‬‬
‫‪........................‬‬
‫ﻮل )ص( ﻓَ ْ ِ‬
‫‪ .3‬ﻟِﻠ ﱠﺮ ُﺳ ِ‬
‫ﻴﻢ َﻋﻠَﻰ ِ‬
‫اﻟﻨﺎس‪........................  .‬‬
‫ﻀ ٌﻞ َﻋﻈ ٌ‬
‫ﺎن ﻣ َﺸﺎﻛِﻠُﻪ وﻣ َﺸ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻏﻠُﻪُ‪ .‬‬
‫ُ ََ‬
‫‪ .4‬ﻟ ِﻺﻧْ َﺴ َ‬
‫ِ‬
‫اﳌﺪﻳﻨﺔ آﺛَﺎ ٌر ﺗَﺎ ِر ِﳜﻴﱠﺔٌ َﻛﺜِ َﲑةٌ ‪ .‬‬
‫‪ِ .5‬ﰲ‬
‫‪........................‬‬
‫‪........................‬‬
‫‪ِ .6‬ﰲ أَﻳﱠ ِﺎم اﻹﺟ َﺎزِة ﲤَْﺘَﻠِﺊ ِ‬
‫اﳊﺪﻳ َﻘﺔُ ﺑِﺎﻟ ﱡﺰﱠوا ِر ‪........................  .‬‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺎر ‪.....................  .‬‬
‫ﲔ َﺟﻨ ٌ‬
‫‪ .7‬ﻟﻠ ُﻤ ْﺆﻣﻨِ َ‬
‫ﱠﺎت َﲡْ ِﺮي ﻣ ْﻦ َﲢْﺘﻬﺎ اﻷ ُ‬
‫ﻚ ِ‬
‫اﻟﻜﺘَ ِ‬
‫ﺎب ‪ .‬‬
‫ﺐ ِﰲ َذﻟِ َ‬
‫‪ .8‬ﻻَ َرﻳْ َ‬
‫‪.........................‬‬
‫‪ .9‬ﻟِﻠْﺠ ِﺎﻣﻌ ِ‬
‫ﺎت أَﺛَـ ٌﺮ ﻛﺒﲑٌ ﰲ ﺗَـ ْﻨ ِﻤﻴَ ِﺔ اﳌُ ْﺠﺘَ َﻤ ِﻊ‪.........................  . .‬‬
‫َ َ‬
‫‪ .10‬ﻟِ ْﻠ ِﻌ ِ‬
‫ﻴﺪ ﺑَـ ْﻬ َﺠﺘُﻪُ َوﻓَـ ْﺮ َﺣﺘُﻪُ ِﻋ ْﻨ َﺪ اﳌُ ْﺴﻠِ ِﻤﲔ ‪........................  .‬‬
‫‪7. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içinde verilen‬‬
‫‪kelimelerden uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫ﺼ ُﻔﻮر‪ ،‬و ِ‬
‫اﺟﺒَﺔٌ(‬
‫) َو َﺳ َﻢ‪ُِ ،‬ﳚﻴﻌُﻪ‪ ،‬إِ ْﺣ َﺪاد‪ ،‬ﺗَـﻠ َْﻌ ُﻦ‪ ،‬ﻗَـ ْﻮد‪َ ،‬ﺳ ْﻮق‪َ ،‬‬
‫ﺿ ْﺮب‪ ،‬اﻟ ﱢﺮﻓْﻖ‪ ،‬ﻋُ ْ‬
‫َ‬
‫ﻮل اﷲ أ ﱠن ﺻ ِ‬
‫رﺳ ِ‬
‫ﺎﺣﺒَﻪُ ‪َ ......‬وﺗَ ْﺪﺋِﺒُﻪُ‪.‬‬
‫َ‬
‫‪َ .1‬ﺷ َﻜﺎ اﳉَ َﻤ ُﻞ إﱃ ُ‬
‫‪ .2‬ﻣﻦ ﻗَـﺘَﻞ ‪َ .....‬ﻋﺒﺜًﺎ‪َ ،‬ﻋ ﱠﺞ إﱃ اﷲ ﻳﻮم ِ‬
‫ب إ ﱠن ﻓُﻼَﻧًﺎ‬
‫اﻟﻘﻴَﺎﻣﺔ ُ‬
‫ﻳﻘﻮل‪ :‬ﻳَﺎ َر ﱢ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َْ َ‬
‫ﻗَـﺘَـﻠَِﲏ َﻋﺒَﺜًﺎ َوَﱂْ ﻳَـ ْﻘﺘُـﻠ ِْﲏ َﻣ ْﻨـ َﻔ َﻌﺔً‪.‬‬
‫اﻟﺮﺳﻮل َﻋﻠَﻰ ِﲪَﺎ ٍر ﻗَ ْﺪ ُو ِﺳ َﻢ ﰲ َو ْﺟ ِﻬ ِﻪ ﻓﻘﺎل‪ :‬ﻟ ََﻌ َﻦ اﷲُ اﻟﺬي‬
‫‪ .3‬ﻗَ ْﺪ َﻣ ﱠﺮ‬
‫ُ‬
‫‪.......‬ـﻪُ‪.‬‬
‫ﺎع ا ْﳊﻴ ِ‬
‫ﻮان ﻟِﻠ ﱠﺬﺑْ ِﺢ ﻗَـ ْﺒ َﻞ ‪ .....‬اﻟ ﱠ‬
‫ﻮز‪.‬‬
‫‪ .4‬إ ﱠن إِ ْ‬
‫ﺸ ْﻔ َﺮِة ﻗَ ْﺴ َﻮةٌ ﻻ َﲡُ ُ‬
‫ﺿ َﺠ َ ََ‬
‫‪183‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ
.‫ َﻋﻠﻰ َﻣﺎﻟِ ِﻜ ِﻪ‬..... ‫اﳊﻴﻮان‬
‫ ﻳُـ َﻘ ﱢﺮُر اﻟ ُﻔ َﻘ َﻬﺎءُ أَ ﱠن اﻟﻨﱠـ َﻔ َﻘﺔَ ﻋﻠﻰ‬.5
ِ
،‫ َﺧ ُﺬوا َﻣﺎ َﻋﻠَْﻴـ َﻬﺎ َو َدﻋُﻮﻫﺎ‬:‫ﺎل‬
َ َ‫ ﻧَﺎﻗَـﺘَﻬﺎ ﻗ‬..... ‫ﱠﱯ ْاﻣ َﺮأَ ًة‬
‫ ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ َِﲰ َﻊ اﻟﻨِ ﱡ‬.6
.ٌ‫ﻓَِﺈﻧﱠـ َﻬﺎ َﻣﻠْﻌُﻮﻧَﺔ‬
‫ﻮﺻﻮ َن اﻟ ﱠ‬
.‫ ﺑِﺎﳊﻴﻮان َوَﻣ ْﻨ ِﻊ اﻷ َذى ﻋﻨﻪ‬....‫ﺐ ﺑِـ‬
ُ ُ‫ َﻛﺎ َن اﳋُﻠَ َﻔﺎءُ ﻳ‬.7
َ ‫ﺸ ْﻌ‬
َِ ..... ‫ﻮد اﳊﻴﻮا َن إﱃ اﻟﺬﺑْ ِﺢ‬
ِ
.ً‫ﲨﻴﻼ‬
َ ‫ﺐ َﻋﻠ ْﻴـﻨَﺎ أَ ْن ﻧَـ ُﻘ‬
ُ ‫ َﳚ‬.8
ِ ِ
ِ
ِ
.‫اﻷﲪﺎل‬
‫ﺖ‬
َ ْ‫ َﺷﺪﻳﺪاً َﲢ‬.... ‫ﺴﻮ َق اﳊﻴﻮا َن‬
ُ َ‫ ﻻَ َﳛ ﱡﻞ ﻟ ِﻺﻧْﺴﺎن أ ْن ﻳ‬.9
ِ ‫ﱠﺎس ِﻣ ْﻦ ﺗَـ ْﻌ ِﺬ‬
ِ ‫ َﻛﺎ َن ِﻣ ْﻦ َو ِﻇﻴ َﻔﺔ اﳌُ ْﺤﺘَ ِﺴ‬.10
‫ﻳﺐ اﳊﻴﻮان‬
َ ‫ﺐ أَ ْن ﳝَْﻨَ َﻊ اﻟﻨ‬
ِ
.‫ﺴ ِْﲑ‬
‫ﺎء اﻟ ﱠ‬
َ َ‫ـﻪ أَﺛْـﻨ‬.... ‫َو‬
DİL BİLGİSİ
el-MEF‘ÛLÜ MUTLAK
el-Mef‘ûlü mutlak, çoğunlukla cümlede fiille aynı kökten olan mastardır.
Daima mansûbdur. Üç amaçla gelir:
1. Fiilin anlamını pekiştirir.
2. Fiilin çeşidini bildirir.
3. Fiilin sayısını belirtir.
1. Fiilin Anlamını Pekiştirmesi
Bu tür el-mef‘ûlü mutlak daima müfreddir ve fiilden sonra gelir. Türkçe'ye
şüphesiz, gerçekten, tam, tamamen, muhakkak, iyi, iyice, çok, öyle ...
ki, vb. lafızlarla tercüme edilir.
‫ﺎم اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ ﻧَـ ْﻮًﻣﺎ‬
َ َ‫ﻧ‬. Çocuk iyi uyudu.
ً‫أَ َﻛ َﻞ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﳉَﺎﺋِ ُﻊ أَ ْﻛﻼ‬. Aç adam gerçekten iyi yedi.
‫ﺺ ِﻣ َﻦ اﻟ ﱡ‬
‫ﺸ ْﺮ ِﻃ ﱢﻲ ﻓِ َﺮ ًارا‬
‫ﻓَـ ﱠﺮ اﻟﻠﱢ ﱡ‬. Hırsız, polisten öyle bir kaçtı ki!
ِ
‫ﺼ ًﺮا‬
ْ َ‫ﲔ ﻧ‬
َ ِ‫ﺼ ُﺮ اﷲُ اﳌُْﺆﻣﻨ‬
ُ ‫ﻳَـ ْﻨ‬. Allah müminlere muhakkak yardım eder.
‫ْﺖ اﻟ ُﻘ ْﺮآ َن ِﺣ ْﻔﻈًﺎ‬
ُ ‫ﺣ ِﻔﻈ‬.
َ Kur’ân’ı iyice ezberledim.
ِ ‫اِﻧْـﺘَﺼﺮ ا ْﳉ ْﻴ‬. Ordu kesin bir zafer kazandı.
‫ﺼ ًﺎرا‬
َ ‫ﺶ اﻧْﺘ‬
ُ َ ََ
Yukarıdaki cümlelerde, fiille aynı kökten gelen mansûb mastarların hepsi
de fiilin mânâsını pekiştirmek amacıyla gelmiştir.
184
Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen fiillerin
mastarlarını tespit ederek, pekiştirme için gelen el-mef’ûlü mutlak ögesinin
doğru şekillerini yazınız.
ِ
َ‫ﺴ ِﻔﻴﻨَﺔ‬
‫اج اﻟ ﱠ‬
ُ ‫ َﺣﻄﱠ َﻤﺖ اﻷ َْﻣ َﻮ‬....... Dalgalar gemiyi paramparça etti.
‫ﺎم اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن‬
ُ ‫ ﻗَـ َﺮأَ اْ ِﻹ َﻣ‬....... İmam öyle bir Kur’ân okudu ki!
‫ض‬
Çiftçi tarlayı iyice kazdı.
َ ‫ﺣ َﻔ َﺮ اﻟ ُْﻤ َﺰارِعُ اْﻷ َْر‬.......
َ
Fiilin anlamını pekiştirme amaçlı mastarlar ikil ya da çoğul olarak
kullanılmazlar. Meselâ fiilin mânâsını pekitirmek için ‫ﻮدا‬
َ ُ‫ َو َﻋ ْﺪﺗ‬şeklinde bir
ً ُ‫ﻚ ُوﻋ‬
cümle kullanılmaz. Böyle bir cümlede fiille aynı kökten olan çoğul mastar, elmef’ûlü mutlak değil, mef’ûlün bih olur. Cümle de Sana vaadlerde bulundum
mânâsına gelir.
2. Fiilin Çeşidini Bildirmesi
Fiilin yapılış şeklini bildiren el-mef‘ûlü mutlak ya isim ya da sıfat tamlaması
olarak gelir. Türkçe’ye gibi, şeklinde, -ce, aynen, tıpkı, tam … vb. lafızlarla
tercüme edilir.
İsim tamlaması:
‫ب اﻟﻈﱠ ِﺎﱂ‬
َ ُ‫ﺿ َﺮﺑَﻪ‬.
َ Ona zalimce vurdu.
َ ‫ﺿ ْﺮ‬
‫َﺟﺎﺑَﻪُ إِ َﺟﺎﺑَﺔَ اﻟ َْﻌ ِﺎﱂ‬
َ ‫أ‬. Ona alim gibi cevap verdi.
ِ ‫اِﻧْﻄَﻠَ َﻘ‬. Araba füze gibi fırladı.
‫وخ‬
‫ﺴﻴﱠ َﺎرةُ اِﻧْ ِﻄﻼَ َق اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ﺎر‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
ُ‫ﺼ‬
Yukarıdaki üç örnekte mastar isim tamlamasının muzâfı, peşinden gelen
kelime de muzâfun ileyh olarak gelmiştir. Burada el-mef ‘ûlü mutlak olan
öge mansûb mastardır.
Sıfat tamlaması:
ِ Güzelce yürüdüm.
‫ت َﺳ ْﻴـ ًﺮا َﺣ َﺴﻨًﺎ‬
ُ ‫ﺳ ْﺮ‬.
ِ ‫ﻧَﺎم اﻟْﻤ ِﺮﻳﺾ ﻧَـﻮﻣﺎ َﻫ‬. Hasta sakin bir uyku çekti.
‫ﺎدﺋًﺎ‬
ًْ ُ َ َ
ِ
ِ
‫اﺿﺎ َﺷﺪﻳ ًﺪا‬
ً ‫ﱰ‬
َ ‫ض اﻟ ُْﻤﺘـ‬
َ ‫ا ْﻋﺘَـ َﺮ‬. Sanık karara şiddetle karşı çıktı.
َ ‫ﱠﻬ ُﻢ اﻟْ َﻘ َﺮ َار ا ْﻋ‬
Geçen üç örnekte de mastarlar, sıfat tamlamasının bir ögesi olarak
gelmiştir. Burada mansûb mastar, el-mef’ûlü mutlak olurken, peşinden gelen
lafız da onun sıfatı olarak yer almıştır.
Sıfat tamlaması şeklinde gelen el-mef‘ûlü mutlakta bazen isim zikredilmez,
sadece sıfatı kalır. Bu durumda sıfat, el-mef’ûlü mutlak olur.
‫ْﺐ َﺳ ِﺮ ًﻳﻌﺎ‬
ُ ‫ َﺟ َﺮى اﻟْ َﻜﻠ‬. Köpek hızlı koştu.
Bu cümlenin aslı şöyledir:
‫ْﺐ َﺟ ْﺮﻳًﺎ َﺳ ِﺮ ًﻳﻌﺎ‬
ُ ‫ َﺟ َﺮى اﻟْ َﻜﻠ‬. Köpek hızlı koştu.
185
‫أَ َﻛ َﻞ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ َﻛﺜِ ًﲑا‬. Çocuk çok yedi.
Bu cümlenin aslı da şudur:
‫أَ َﻛ َﻞ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ أَ ْﻛﻼً َﻛﺜِ ًﲑا‬. Çocuk çok yedi.
Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen fiillerin
mastarlarını tespit ederek, fiilin yapılış şeklini belirten el-mef’ûlü mutlak
ögesinin doğru şekillerini yazınız.
ِ َ‫ﺣ ِﺰﻧ‬. Anne kızını kaybettiğine çok üzüldü.
‫ َﺷ ِﺪﻳ ًﺪا‬.... ‫ﺖ اْﻷُ ﱡم َﻋﻠَﻰ ﻓَـ ْﻘ ِﺪ ﺑِْﻨﺘِﻬﺎ‬
َ
‫ﺗَ ًّﺎﻣﺎ‬.......َ‫ َﺣ ﱠﻞ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ َْﻤ ْﺴﺄَﻟَﺔ‬. Müdür problemi tamamen halletti.
‫ َﻛﺜِ ًﲑا‬...... ُ‫ َْﳛ َﻤ ُﺪ اﻟ ُْﻤ ْﺆِﻣ ُﻦ َرﺑﱠﻪ‬. Mü’min, Rabbine çokça hamdeder.
3. Fiilin Sayısını Bildirmesi
Fiilin kaç defa yapıldığını bildiren el-mef‘ûlü mutlak, ٌ‫ ﻓَـ ْﻌﻠَﺔ‬kalıbında gelen
masdar-ı merra’dan elde edilir. Türkçe’ye kere, defa, kez … vb. lafızlarla
tercüme edilir. Müfred (Tekil), müsennâ (ikil) veya cemi (çoğul) olarak
gelebilir. Eğer mastarın başında sayı varsa, o sayı muzâf olarak el-mef‘ûlü
mutlak olurken, mastar da onun muzafun ileyhi olur. Ayrıca ‫ َﻣ ﱠﺮًة‬bir kere /
defa / kez lafzı da el-mef‘ûlü mutlak olur.
Müfred (Tekil):
‫ت َﺳ ْﺠ َﺪ ًة‬
ُ ‫ﺳ َﺠ ْﺪ‬.
َ Bir kere secde yaptım.
Müsennâ (İkil):
ِ ْ ‫ت َﺳ ْﺠ َﺪﺗَـ‬
‫ﲔ‬
ُ ‫ َﺳ َﺠ ْﺪ‬. İki kere secde yaptım.
Cemî (Çoğul):
ٍ ‫ث ﺳﺠ َﺪ‬
‫ات‬
ُ ‫ َﺳ َﺠ ْﺪ‬. Üç kere secde yaptım.
َ َ َ َ‫ت ﺛَﻼ‬
ٍ ‫ت ﺳﺠ َﺪ‬
‫ات‬
َ َ ُ ‫ َﺳ َﺠ ْﺪ‬. Defalarca secde yaptım.
‫ َﻣ ﱠﺮًة‬:
‫ﻮرَة اﻟﺒَـ َﻘ َﺮِة َﻣ ﱠﺮًة‬
ُ ‫ﻗَـ َﺮأ‬. Bakara sûresini bir defa okudum.
َ ‫ْت ُﺳ‬
ٍ ‫ْت ﺳﻮرَة اﻟﺒـ َﻘﺮِة ِﻋ ﱠﺪ َة ﻣ ﱠﺮ‬
‫ات‬
َ
َ َ َ ُ ُ ‫ﻗَـ َﺮأ‬. Bakara sûresini birkaç defa okudum.
‫ﻮرَة اﻟﺒَـ َﻘ َﺮِة ِﻣ َﺮ ًارا‬
ُ ‫ﻗَـ َﺮأ‬. Bakara sûresini defalarca okudum.
َ ‫ْت ُﺳ‬
Yukarıda verilen örnekler ışığında siz de aşağıdaki cümlelerde geçen elmef‘ûlü mutlak ögelerinin ikil ve çoğul şekillerini yazınız.
ً‫أَ َﻛ َﻞ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ ِﻣ َﻦ اﻟﻄﱠ َﻌ ِﺎم أَ ْﻛﻠَﺔ‬. Çocuk yemekten bir kere yedi.
‫ب اﻟ ِْﻘ ﱡ‬
ِ َ ‫ﻂ ِﻣ َﻦ اﻟﻠﱠ‬
ً‫ﱭ َﺷ ْﺮﺑَﺔ‬
َ ‫ َﺷ ِﺮ‬. Kedi sütten bir kere içti.
ِ ُ ‫ﻃَﺒـﻌ‬. Kitabı bir kere bastım.
ً‫ﺎب ﻃَْﺒـ َﻌﺔ‬
َْ
َ َ‫ﺖ اﻟﻜﺘ‬
186
el-mef‘ûlü mutlak, fiille eş anlamlı mastarla da gelebilir:
‫ﻮﺳﺎ‬
ُ ‫ﻗَـ َﻌ ْﺪ‬. İyi oturdum.
ً ُ‫ت ُﺟﻠ‬
‫ﺖ َﺳ ْﻴـ ًﺮا‬
ُ ‫ َﻣ َﺸ ْﻴ‬. İyi yürüdüm.
‫ﻀﺎ‬
ً ‫ﺖ َرْﻛ‬
ُ ْ‫ َﺟ َﺮﻳ‬. İyi koştum.
Bu örneklerden birincisinde ‫ﺟﻠُﻮس‬
ُ mastarı ‫ ﻗَـ َﻌ َﺪ‬ile eş anlamlı olan ‫ﺲ‬
َ َ‫ َﺟﻠ‬fiilinden,
mastarı
‫ﻰ‬
‫ﺸ‬
‫ﻣ‬
fiilinin
eş
anlamlısı
‫ﺎر‬
‫ﺳ‬
fiilinden,
üçüncüsünde
ikincisinde ise ‫ﺳ ْﲑ‬
َ
َ
َ
ََ
ise ‫ رْﻛﺾ‬mastarı ‫ﺟ َﺮى‬
َ ‫ رَﻛ‬fiilinden gelmiştir.
َ ile eş anlamlı olan ‫ﺾ‬
َ
َ
Yine el-mef’ûlü mutlak fiille aynı kökten olan değişik fiillerin mastarlarıyla da
gelebilir.
﴾ ‫” ﴿ َوأَﻧْـﺒَﺘَـ َﻬﺎ ﻧَـﺒَﺎﺗًﺎ َﺣ َﺴﻨًﺎ‬Onu pek güzel bir şekilde yetiştirdi.” (Âl-i İmrân: 37)
ِ ُ ‫أَ ْﻋﻄَﻴ‬. Fakire çok ikramda bulundum.
ً‫ﺎء َﺟ ِﺰﻳﻼ‬
ْ
ً َ‫ﺖ اﻟ َﻔﻘ َﲑ َﻋﻄ‬
‫ َﺳﺎﻓَـ ْﺮﻧَﺎ َﺳ َﻔ ًﺮا ُﻣ ْﺘـ َﻌﺒًﺎ‬. Yorucu bir yolculuk yaptık.
Bunun yanında ‫ ُﻛﻞﱞ‬ ve ‫ﺾ‬
ٌ ‫ﺑَـ ْﻌ‬ vb. lafızlar da mastarın başına gelerek el-mef’ûlü
mutlak olabilirler.
ِ ِ
‫ﱰ ِام‬
ْ ‫أ‬. Ona tam saygı duyarım.
َ ‫َﺣ َِﱰُﻣﻪُ ُﻛ ﱠﻞ اْﻻ ْﺣ‬
‫ﺾ اﻟﻨﱠـ ْﻔ ِﻊ‬
ْ ‫ﻧَـ َﻔ َﻌﻪُ اﻟﻨ‬. Öğüt ona biraz fayda verdi.
َ ‫ﱡﺼ ُﺢ ﺑَـ ْﻌ‬
Ayrıca yaygın bir şekilde fiilsiz kullanılıp, el-mef‘ûlü mutlak olarak kabul edilen
mansûb mastarlar da vardır. Bunların başlıcaları şunlardır:
‫ ُﺷﻜ ًْﺮا‬. Teşekkür ederim.
‫ َﻋ ْﻔ ًﻮا‬. Bir şey değil, afedersiniz.
‫ َﻣ ْﺮ َﺣﺒًﺎ‬. Merhaba.
‫ﻀﺎ‬
ً ْ‫أَﻳ‬. Yine, … de.
‫ َﺣ ًّﻘﺎ‬. Hakikaten, gerçekten.
‫ﻚ َﺣ ًّﻘﺎ‬
َ ُ‫ َﺳ ﱠﺮﺗِْﲏ ُرْؤﻳَـﺘ‬. Seni görmek beni gerçekten sevindirdi.
Bu cümlede ‫ﺣ ًّﻘﺎ‬
َ lafzı el-mef’ûlü mutlaktır.
el-mef‘ûlü mutlakla ilgili ayrıntılı bilgi için M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi
Nahiv isimli kitabına bakınız.
el-mef‘ûlü mutlakla ilgili ayrıntılı örnekler için http://www.onlinearabic.net ve
www.schoolarabia.net adresine başvurabilirsiniz.
ALIŞTIRMALAR
1. Okuma parçasında geçen el-mef‘ûlü mutlakları ve türünü aşağıdaki
boşluklara yazınız.
‫ﻧَـ ْﻮﻋُﻪ‬
‫اﳌﻔﻌﻮل اﻟ ُْﻤﻄْﻠَﻖ‬
ُ
‫اﳌﻔﻌﻮل اﻟ ُْﻤﻄْﻠَﻖ‬
ُ
.......... ..........
..........
..........
.......... ..........
..........
..........
187
‫ﻧَـ ْﻮﻋُﻪ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde pekiştirme için gelen el-mef‘ûlü mutlakları,‬‬
‫‪altını çizerek tespit ediniz.‬‬
‫‪ .1‬اﺟﺘـﻬ َﺪ اﻟﻄﺎﻟِﺐ اﺟﺘِﻬ ً ِ‬
‫ﻴﻤﺎ‪.‬‬
‫ُ َْ‬
‫َْ َ‬
‫ﺎدا َﻋﻈ ً‬
‫اﻟﻌ ِﺎﻣ ُﻞ أَ ْﻛﻠَﺔً‪.‬‬
‫‪ .2‬أَ َﻛ َﻞ َ‬
‫ﺴﺎء ﻧُـ ُﺰوﻻً‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻧَـ َﺰ َل اﻟ َْﻤﻄَُﺮ َﻫ َﺬا اﻟ َْﻤ َ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ َﻋﻠَﻰ ﻫﺬا اﳋ ِﱪ ُﺣ ْﺰﻧًﺎ َﺷ ِﺪﻳ ًﺪا‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﺣ ِﺰ َن‬
‫ُ‬
‫‪َ .5‬ﺳﺎﻓَـ َﺮ ﳏﻤﻮ ٌد ﺑِ َﺴﻴﱠﺎرﺗِﻪ َﺳ َﻔ ًﺮا ﻃَ ِﻮﻳﻼً‪.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻮﺳﺎ‪.‬‬
‫ﺐ ﻋﻠﻰ اﻟ ُﻜ ْﺮﺳ ﱢﻲ ُﺟﻠُ ً‬
‫ﺲ اﻟْﻌُﺎﻣ ُﻞ اﻟ ُْﻤ ْﺘـ َﻌ ُ‬
‫‪َ .6‬ﺟﻠَ َ‬
‫اﺳﺘَـﻌ ﱠﺪ اﻟﻄُﻼﱠب ِ‬
‫ادا َﺟﻴﱢ ًﺪا‪.‬‬
‫اﺳﺘِﻌ َﺪ ً‬
‫ﻟﻼ ْﺧﺘﺒﺎ ِر ْ‬
‫‪َ ْ .7‬‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ﻴﺤﺎ‪.‬‬
‫‪ .8‬ﺗُ َﺴﺒﱢ ُﺢ اﳌﻼﺋﻜﺔُ ﷲ ﺗَ ْﺴﺒِ ً‬
‫اﳋﱪ إِ َذاﻋﺔً‪.‬‬
‫اع‬
‫‪ .9‬أَ َذ َ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ َ‬
‫ُ‬
‫‪ .10‬اِﻧْـﺘَ َﺸﺮ اﳌَﺮض ﰲ اﳌﺪﻳﻨﺔ اﻧﺘﺸﺎرا و ِ‬
‫اﺳ ًﻌﺎ‪.‬‬
‫َ َ ُ‬
‫ً َ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde, fiilin meydana geliş şeklini gösteren el-mef‘ûlü‬‬
‫‪mutlakları tespit edip, isim mi yoksa sıfat tamlaması mı olduğunu‬‬
‫‪karşısına yazınız.‬‬
‫ﺼﺎﺋِ ِ‬
‫ﺻ ْﺒـ ًﺮا ﲨﻴﻼً‪.‬‬
‫‪ .1‬ﻳَ ْ‬
‫اﳌﺴﻠﻢ ﻋﻠﻰ اﻟ َْﻤ َ‬
‫ﺐ َ‬
‫ﺼِﱪُ‬
‫ُ‬
‫‪...........‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﻏﻨﻴﺎء‪.‬‬
‫ﱠﺎس ِﰲ ﻫﺬﻩ اﻟﻘﺮﻳﺔ ِﻋﻴ َﺸﺔَ‬
‫‪ .2‬ﻳَﻌ ُ‬
‫ﻴﺶ اﻟﻨ ُ‬
‫‪...........‬‬
‫‪َ .3‬دﻗﱠ ِ‬
‫ﺎﻋﺔُ َدﻗﱠـﺘَـ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴَ‬
‫‪...........‬‬
‫ﺎب ﻋﻦ رأْﻳِﻪ ﺗَـ ْﻌﺒِﲑا ِ‬
‫ﺻﺎدﻗًﺎ‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﻋﺒﱠـ َﺮ اﻟ َﺸ ﱡ‬
‫َ‬
‫ً‬
‫‪...........‬‬
‫ِِ‬
‫‪ .5‬ﻓَﺮِح ِ ِ ِ‬
‫ﺮﺣﺎ َﺷﺪﻳِ ًﺪا‪.‬‬
‫اﻟﻮاﻟ َﺪان ﻟﻨﺠﺎح أوﻻدﳘﺎ ﻓَ ً‬
‫َ َ‬
‫‪...........‬‬
‫‪َ .6‬راﻗَـ ْﺒﺘُﻪ ُﻣﺮاﻗَـﺒَﺔً‪.‬‬
‫‪..........‬‬
‫ﺸﺮ ِﻃ ﱡﻲ اﻟﻨ ِ ِ ِ‬
‫اﺟﺎ‪.‬‬
‫ﱠﺎس ﻣﻦ اﻟﻌ َﻤ َﺎرة إِ ْﺧ َﺮ ً‬
‫‪ .7‬أَ ْﺧ َﺮ َج اﻟ ﱡ ْ‬
‫َ‬
‫‪..........‬‬
‫ِ‬
‫َﺳﺎﺗِ َﺬِﰐ ْ ِ‬
‫ﻴﻤﺎ‪.‬‬
‫‪ .8‬أ ْ‬
‫َﺣ َِﱰُم أ َ‬
‫اﺣ َﱰ ًاﻣﺎ َﻋﻈ ً‬
‫ﺎﺿﻲ َﻋﻠﻰ اﻟْﻤﺠ ِﺮِم ﺣﻜْﻤﺎ َﻋ ِ‬
‫‪ .9‬ﺣﻜﻢ اﻟ َﻘ ِ‬
‫ﺎدﻻً‪.‬‬
‫ُْ ُ ً‬
‫َ َ‬
‫‪..........‬‬
‫‪..........‬‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺒﲑا‪.‬‬
‫‪ .10‬اِ ْﺧﺘَـﻠَ َ‬
‫ﻒ اﻟﻠﱡ ُ‬
‫ﺼ ُ‬
‫ﻮص ﰲ اﳌَﺎل اﳌَ ْﺴ ُﺮوق ا ْﺧﺘﻼَﻓًﺎ َﻛ ً‬
‫‪...........‬‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde geçen el-mef‘ûlü mutlaklardan fiilin sayısını‬‬
‫‪belirtmek için gelenleri tespit edip, karşısına müfred (tekil), müsennâ‬‬
‫‪(ikil) ve cemi (çoğul) şeklinden hangisi olduğunu yazınız.‬‬
‫ﺖ أَرﺑﻊ رَﻛﻌ ٍ‬
‫ﺎت‪.‬‬
‫‪َ .1‬رَﻛ ْﻌ ُ َْ َ َ َ‬
‫‪.............‬‬
‫‪188‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ي ﰲ اﳊَْﺮب ﻗِﺘَﺎﻻً‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻗَﺎﺗَ َﻞ اﳉُْﻨ ِﺪ ﱡ‬
‫‪.............‬‬
‫ﺸ ًﺎرا َﺳ ِﺮ ًﻳﻌﺎ‪.‬‬
‫‪ .3‬اِﻧْـﺘَ َﺸ َﺮ اﳋَﺒَـ ُﺮ اﻧْﺘِ َ‬
‫‪.............‬‬
‫ﻚ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ َﻛﺜِ ًﲑا‪.‬‬
‫ﺿ ِﺤ َ‬
‫‪َ .4‬‬
‫‪.............‬‬
‫ﺴﺎﺋِﺢ إﱃ اﳉِﺒَ ِ‬
‫ﺎل اﻟﻌﺎﻟﻴﺔ ﻧَﻈ َْﺮًة‪.‬‬
‫‪ .5‬ﻧَﻈََﺮ اﻟ ﱠ ُ‬
‫‪.............‬‬
‫‪ .6‬ﺣ ﱠﺞ ﳏﻤﻮ ٌد إﱃ ِ‬
‫اﻟﺒﻴﺖ اﳊﺮ ِام َﺣ ﱠﺠﺘَـ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫َ‬
‫‪.............‬‬
‫ﻳﺾ أَ ْﻛﻠَﺔً‪.‬‬
‫‪ .7‬أَ َﻛ َﻞ اﻟ َْﻤ ِﺮ ُ‬
‫‪.............‬‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﱰاﻓًﺎ‪.‬‬
‫‪ .8‬اِ ْﻋﺘَـ َﺮ َ‬
‫ف اﻟ ُْﻤ ْﺠ ِﺮُم ﲜُ ْﺮﻣﻪ ا ْﻋ َ‬
‫‪.............‬‬
‫‪َ .9‬ﺳ َﺠ َﺪ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻢ اﳉَ ِﺪﻳ ُﺪ َﺳ ْﺠ َﺪﺗَـ ْ ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫‪..............‬‬
‫ف ا ْﳉﺒ ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ﺎف‬
‫‪َ .10‬ﺧ َ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ َﺧ ْﻮ َ ََ‬
‫ُ‬
‫‪..............‬‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere parantez içinden uygun‬‬
‫‪olanı el-mef’ûlü mutlak türünü seçiniz.‬‬
‫ﺎج ‪.......‬‬
‫‪َ .1‬ﻛ َﺴ َﺮ اﻟﻮﻟ ُﺪ اﻟﺰ َ‬
‫ﱡﺟ َ‬
‫‪ .2‬أَ َﻛ َﻞ ا ْﳉَﺎﺋِ ُﻊ ‪........‬‬
‫ﻣﻜﺴﻮرا(‬
‫ﻛﺎﺳﺮا – َﻛ ْﺴ ًﺮا –‬
‫ً‬
‫) ً‬
‫)آﻛِﻼً – أَ ْﻛﻠَﺔٌ – أَ ْﻛﻠَﺔً(‬
‫‪ .3‬اِﺟﺘَـﻬ َﺪ اﻟﻄﱠﺎﻟِﺐ ِﰲ ِ‬
‫اﺟﺘﻬﺎدا – ِﺟ َﻬﺎدا – ﺟﺎﻫﺪا(‬
‫دروﺳﻪ ‪) ......‬‬
‫ً‬
‫ْ َ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﻠﻤﺎء‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻳُـ َﻔ ﱢﻜ ُﺮ أﲪ ُﺪ ‪......‬‬
‫ِ‬
‫ﺗﻔﻜﲑ – ﺗﻔﻜ ِﲑ(‬
‫)ﺗَـ ْﻔﻜﲑُ – َ‬
‫ﺖ اﳌُﺴﻠِﻤﺔُ ‪.......‬رَﻛﻌ ٍ‬
‫‪ .5‬رَﻛﻌ ِ‬
‫ﺎت‪) .‬واﺣﺪ – اﺛﻨﺎن – ﺛﻼث(‬
‫ََ‬
‫ََ‬
‫ْ‬
‫اﻟﻌﺼﻔﻮر ‪.......‬‬
‫‪ .6‬ﻏَ ﱠﺮ َد‬
‫ُ‬
‫)ﺗﻐﺮﻳﺪا – ﺗﻐﺮﻳ ٌﺪ – ﻣﻐ ﱠﺮدة(‬
‫ﱠِ‬
‫ﺐ ‪ .....‬ﺣﺴﻨﺔً‪.‬‬
‫َﺟ َ‬
‫‪ .7‬أ َ‬
‫ﺎب اﻟﻄﺎﻟ ُ‬
‫)إﺟﺎﺑﺔً – ﺟﻮاﺑًﺎ – ُِﳎﻴﺒﺔً(‬
‫اﻟﻄﻔﻞ ‪َ .....‬ﺳ ِﺮ ًﻳﻌﺎ‪.‬‬
‫ﻒ‬
‫‪َ .8‬ز َﺣ َ‬
‫ُ‬
‫زﺣ َﻔﺔً(‬
‫)إزﺣﺎﻓﺎ – َز ْﺣ ًﻔﺎ – ْ‬
‫ﻒ وﻇﻴﻔﺘَﻪ ‪.......‬‬
‫‪ .9‬أَﺗْـ َﻘ َﻦ اﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠ ُ‬
‫‪ .10‬ﻧَﻈﱠَﻔ ِ‬
‫اﻟﺒﻴﺖ ‪......‬‬
‫ﺖ اﻟ َْﻤ ْﺮأَةُ َ‬
‫)إﺗﻘﺎﻧًﺎ – ﺗﺘﻘﻴﻨًﺎ – ﺗَـ ْﻘﻨِﻴَﺔً(‬
‫)ﻧﻈﻴ ًﻔﺎ – ﺗَـ ْﻨ ِﻈ ٍ‬
‫ﻴﻒ – ﺗﻨﻈﻴ ًﻔﺎ(‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinde istenen el-mef‘ûlü‬‬
‫‪mutlak türüne göre fiilin uygun mastarını getirerek doldurunuz.‬‬
‫ﺖ ‪َ ......‬ﺟﻴﱢ َﺪ ًة‪) .‬ﻟﻠﻨﻮع(‬
‫‪َ .1‬ﺳﺒَ ْﺤ ُ‬
‫‪ .2‬اِرﺗَـ َﻔﻌ ِ‬
‫ﺖ اﻟﻄﺎﺋﺮةُ ‪) ......‬ﻟﻠﺘﺄﻛﻴﺪ(‬
‫ْ َ‬
‫ت اﻟﺴﻮرَة ‪ ......‬ﺻﺤﻴﺤﺔً‪) .‬ﻟﻠﻨﻮع(‬
‫‪ .3‬ﻗَـ َﺮأْ ُ‬
‫‪َ .4‬رَﻛ َﻊ اﻟﻮﻟ ُﺪ ‪ ......‬اﻟﻌﺎﺑِ ِﺪﻳﻦ‪) .‬ﻟﻠﻨﻮع(‬
‫ﺿ َﺮﺑَﻪ ‪) .......‬ﻟﻠﻌﺪد(‬
‫‪َ .5‬‬
‫‪189‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .6‬ﻧَﺎﻣ ِ‬
‫ﺖ اﳌﺮﻳﻀﺔُ ‪َ ....‬ﻋ ِﻤﻴﻘﺎ‪) .‬ﻟﻠﻨﻮع(‬
‫َ‬
‫ِِ‬
‫ﲔ‪) .‬ﻟﻠﻨﻮع(‬
‫َﺳ ُﺠ ُﺪ ‪ ......‬اﳋﺎﺷﻌ َ‬
‫‪ .7‬أ ْ‬
‫اﻷرض ‪ ......‬ﰲ اﻟﻴﻮم‪) .‬ﻟﻠﻌﺪد(‬
‫ور‬
‫ُ‬
‫‪ .8‬ﺗَ ُﺪ ُ‬
‫‪ .9‬ﻧﻈﱠﻒ ِ‬
‫اﻟﻌﺎﻣ ُﻞ اﻟ ﱠ‬
‫ع ‪) .......‬ﻟﻠﺘﺄﻛﻴﺪ(‬
‫ﺸﺎ ِر َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﻃﻔﺎل ‪َ .....‬ﺟﻴﱢﺪا‪) .‬ﻟﻠﻨﻮع(‬
‫ﻼم‬
‫‪َ .10‬ﲰ ْﻌﻨَﺎ َﻛ َ‬
‫‪7. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları el-mef‘ûlü mutlak ögesine uygun‬‬
‫‪bir fiille doldurunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻮرا‪.‬‬
‫‪ ......1‬اﳍﻼَ ُل ﻇُ ُﻬ ً‬
‫ﱭ ُﺷ ْﺮﺑًﺎ‪.‬‬
‫‪.......2‬‬
‫اﻟﻄﻔﻞ اﻟﻠﱠ ََ‬
‫ُ‬
‫‪ .......3‬ﻋﻦ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎدا‪.‬‬
‫ﺸ ﱢﺮ اﺑْﺘِﻌ ً‬
‫ﺴ َﺤ ِ‬
‫ﺎب‪.‬‬
‫‪ .......4‬اﳉِﺒَ ُ‬
‫ﺎل َﻣ ﱠﺮ اﻟ ﱠ‬
‫‪َ .......5‬ﻋ ِﺎﻣﻞ اﻟ ِ ِ‬
‫اﻟﺒﺎب ﻃَ ْﺮﻗًﺎ‪.‬‬
‫ُ َ‬
‫ْﱪﻳﺪ َ‬
‫‪ .......6‬اﻟﻄﺎﺋﺮةُ ُﻫﺒُﻮﻃًﺎ ُﻣ ِﺮﳛًﺎ‪.‬‬
‫ﻮﺳﻰ َﺟ ْﺮﻳًﺎ ﺳﺮ ًﻳﻌﺎ‪.‬‬
‫‪ُ .......7‬ﻣ َ‬
‫‪ ........8‬اﻟﺴﻴﱠﺎرةُ َﺳ ْﻴـ ًﺮا‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﻛﺜﲑا‪.‬‬
‫‪ .........9‬اﻟﻐَِ ﱡ‬
‫ﲏ إﱃ اﻟﻔﻘﺮاء إ ْﺣ َﺴﺎﻧًﺎ ً‬
‫ﻀ ﱡﺮ ًﻋﺎ ﺻﺎدﻗًﺎ‬
‫‪ُ ........10‬ﺳﻠَْﻴ َﻤﺎ ُن إﱃ اﷲ ﺗَ َ‬
‫‪cümlelerle‬‬
‫‪içeren‬‬
‫‪mutlak‬‬
‫ﻮف؟ ‪-‬‬
‫ﺖ اﻟﻀﱡﻴُ َ‬
‫اﳌﺜﺎل‪ :‬ﻫﻞ أ ْﻛ َﺮْﻣ َ‬
‫‪el-mef‘ûlü‬‬
‫‪Aşağıdaki soruları‬‬
‫‪cevaplandırınız.‬‬
‫ﻧﻌﻢ‪ ،‬أﻛﺮﻣﺘُﻬﻢ إﻛﺮ ًاﻣﺎ ﺣﺴﻨًﺎ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﺐ؟‬
‫‪ .1‬ﻫﻞ ﺗَ َ‬
‫ﺎب اﳌُﺬْﻧ ُ‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫‪ .2‬ﻫﻞ َﺷﺎرك اﳌﻬﻨﺪﺳﻮن ﰲ اﻟﺒﻨﺎء؟‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫اﻟﻄﻔﻞ؟‬
‫‪ .3‬ﻫﻞ ﺑَ َﻜﻰ‬
‫ُ‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫ت ﺳﻮرَة اﻟﺒﻘﺮة؟‬
‫‪ .4‬ﻫﻞ ﻗَـ َﺮاْ َ‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫ب؟‬
‫‪ .5‬ﻫﻞ ﺿﺮب‬
‫اﻟﺮﺟﻞ َ‬
‫اﻟﻌ ْﻘ َﺮ َ‬
‫ُ‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﺸﺮﻃﺔ؟‬
‫ات‬
‫ور َﺳﻴﱠﺎر ُ‬
‫‪ .6‬ﻫﻞ ﺗَ ُﺪ ُ‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫‪ .7‬ﻫﻞ َﺟ َﺮى اﻟﻼﻋﺒﻮن ﰲ اﳌَﻠ َْﻌﺐ؟‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺲ؟‬
‫‪ .8‬ﻫﻞ ﻃََﻮت اﻷ ﱡم اﻟ َْﻤﻼﺑ َ‬
‫‪8.‬‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫‪190‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺐ اﻷﺳﺘﺎذ؟‬
‫اﺣﺘَـ َﺮَم‬
‫‪ .9‬ﻫﻞ ْ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫اﳊﺎﺋﻂ؟‬
‫ﺖ َﺳﺎﻋﺔُ‬
‫‪ .10‬ﻫﻞ َدﻗﱠ ْ‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫ﻧﻌﻢ‪..................... ،‬‬
‫‪9. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde mef‘ûl-ü mutlak yerine sıfatı‬‬
‫?‪kullanılmıştır‬‬
‫ت وﺳﺎﺋﻞ اﻟْﻤﻮاﺻﻼَ ِ‬
‫ازدﻳﺎدا ﻛﺒﲑاً‪.‬‬
‫ت ﰲ اﻟﻄﺮق‬
‫ً‬
‫‪ .A‬ا ْز َد َ‬
‫اد ْ َ َ ُ ُ َ َ‬
‫ﻮﻣﺎ َﻋﻨِﻴ ًﻔﺎ‪.‬‬
‫‪َ .B‬ﻫ َﺠ َﻢ‬
‫اﳉﻴﺶ ﻋﻠﻰ َ‬
‫ُ‬
‫اﻟﻌ ُﺪ ﱢو ُﻫ ُﺠ ً‬
‫وب ﺗً َﺪ ﱢﻣ ُﺮ اﻟﺒِﻼَ َد ﺗَ ْﺪِﻣ ًﲑا‪.‬‬
‫‪ .C‬اﳊُُﺮ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺐ إﱃ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴَ ِﺔ ﻳَ ِﺴﲑُ َﺳ ِﺮ ًﻳﻌﺎ‪.‬‬
‫ﺐ اﻟﺬي ﻳَﺬ َ‬
‫ْﻫ ُ‬
‫‪ .D‬اﻟﻄﺎﻟ ُ‬
‫ب ﰲ اﻟ ﱢﺮ ْﺣﻠَ ِﺔ ا ْﺷِ َﱰا ًﻛﺎ‪.‬‬
‫‪ .E‬اﺷﱰك اﻟﻄﻼﱠ ُ‬
‫‪10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde mansûb mastar, el-mef‘ûlü‬‬
‫?‪mutlak olarak kullanılmamıştır‬‬
‫‪ .A‬ﻗَﺎم اﻟﻄﻼﱠب اﺣِﱰاﻣﺎ ﻟِﻸﺳﺘَ ِ‬
‫ﺎذ‪.‬‬
‫ُ ْ ًَ ْ‬
‫َ‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺎ‪.‬‬
‫ﺗﻘﺪﻳﺮا ً‬
‫‪ .B‬أُﻗَﺪ ُ‬
‫ﱢر اﻷﺻﺪﻗﺎءَ ً‬
‫ِ‬
‫ﻛﺒﲑا‪.‬‬
‫‪ .C‬ﺗَـ َﻔ ﱠﻮ َق اﻟ ُْﻤﺘَ َﺴﺎﺑ ُﻖ ﺗَـ َﻔ ﱡﻮﻗًﺎ ً‬
‫ُ ِ ِِ‬
‫ورا‪.‬‬
‫ِح‬
‫‪ .D‬ﻓَﺮ َ‬
‫اﻷﻃﻔﺎل ﺑﺎﻟﻌﻴﺪ ُﺳ ُﺮ ً‬
‫ْت اﻟ ﱢﺮَواﻳَﺔَ ﻗِ َﺮاء ًة ُﻣﺘَﺄَﻧﱢـﻴَﺔً‪.‬‬
‫‪ .E‬ﻗَـ َﺮأ ُ‬
‫‪11. Aşağıdaki âyet-i kerîmelerde geçen el-mef’ûlü mutlakları ve türünü‬‬
‫‪tespit ediniz.‬‬
‫َﻚ ﻓَـ ْﺘ ًﺤﺎ ُﻣﺒِﻴﻨًﺎ﴾ )اﻟﻔﺘﺢ ‪(1‬‬
‫‪ ﴿ .1‬إِﻧﱠﺎ ﻓَـﺘَ ْﺤﻨَﺎ ﻟ َ‬
‫‪َ ﴿ .2‬وَرﺗ ِﱢﻞ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن ﺗَـ ْﺮﺗِﻴﻼً﴾ )اﳌ ّﺰّﻣﻞ ‪(4‬‬
‫ﺎﻫ ْﻢ أَ ْﺧ َﺬ َﻋ ِﺰﻳ ٍﺰ ُﻣ ْﻘﺘَ ِﺪ ٍر﴾ )اﻟﻘﻤﺮ ‪(42‬‬
‫‪ ﴿ .3‬ﻓَﺄ َ‬
‫َﺧ ْﺬﻧَ ُ‬
‫ﻚ اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن ﺗَـ ْﻨ ِﺰﻳﻼً﴾ )اﻹﻧﺴﺎن ‪(23‬‬
‫‪ ﴿ .4‬إِﻧﱠﺎ َْﳓ ُﻦ ﻧَـ ﱠﺰﻟْﻨَﺎ َﻋﻠَْﻴ َ‬
‫‪ ﴿ .5‬ﻓَـﻨﻈَﺮ ﻧﻈْﺮًة ِﰲ اﻟﻨﱡﺠ ِ‬
‫ﺼﺎﻓﱠﺎت ‪(88‬‬
‫ﻮم ﴾ )اﻟ ﱠ‬
‫ُ‬
‫َ ََ َ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻤﺎ﴾ )اﻷﺣﺰاب ‪(71‬‬
‫‪ ﴿ .6‬ﻓَـ َﻘ ْﺪ ﻓَ َﺎز ﻓَـ ْﻮًزا َﻋﻈ ً‬
‫ِ‬
‫ﻴﻤﺎ﴾ )اﻟﻨﺴﺎء ‪(164‬‬
‫‪َ ﴿ .7‬وَﻛﻠﱠ َﻢ اﻟﻠﱠﻪُ ُﻣ َ‬
‫ﻮﺳﻰ ﺗَﻜْﻠ ً‬
‫‪ ﴿ .8‬ﻓَﻼَ َﲤِﻴﻠُﻮا ُﻛ ﱠﻞ اﻟ َْﻤ ْﻴ ِﻞ ﴾ )اﻟﻨﺴﺎء ‪(129‬‬
‫ﺎﺻِﱪ ﺻ ْﺒـﺮا َِ‬
‫ﲨﻴﻼً﴾ )اﳌﻌﺎرج ‪(5‬‬
‫‪ ﴿ .9‬ﻓَ ْ ْ َ ً‬
‫ﻀ َﺤ ُﻜﻮا ﻗَﻠِﻴﻼً َوﻟْﻴَْﺒ ُﻜﻮا َﻛﺜِ ًﲑا﴾ )اﻟﺘﻮﺑﺔ ‪(82‬‬
‫‪ ﴿ .10‬ﻓَـﻠْﻴَ ْ‬
‫‪191‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
12. Aşağıdaki Türkçe cümlenin en uygun Arapça karşılığını tespit ediniz.
“Müslümanlar, Bedir savaşında tam bir zafer kazandılar."
.A
.‫اﻧﺘﺼﺎرا‬
‫اﻧﺘﺼﺮ اﻟﺼﺤﺎﺑﺔُ ﰲ ﻏَ ْﺰَوِة ﺑَ ْﺪ ٍر‬
ً
َ
.‫اﻧﺘﺼﺎرا ُﻣ ِﻬ ًّﻤﺎ‬
‫ َﻛﺎ َن اﳌﺴﻠﻤﻮن اﻧﺘﺼﺮوا ﰲ ﻏَ ْﺰَوِة ﺑَ ْﺪ ٍر‬.B
ً
.‫اﻧﺘﺼﺎرا‬
‫اﻧﺘﺼﺮ اﳌﺴﻠﻤﻮن ﰲ ﻏَ ْﺰَوِة ﺑَ ْﺪ ٍر‬
.C
ً
َ
.‫ﻋﻈﻴﻤﺎ‬
‫ﻳﻨﺘﺼﺮ اﳌﺴﻠﻤﻮن ﰲ ﻏَ ْﺰَوِة ﺑَ ْﺪ ٍر‬
.D
ً ‫اﻧﺘﺼﺎرا‬
ً
ُ
ِ
.‫اﻧﺘﺼﺎرا‬
‫ُﺣ ٍﺪ‬
.E
ُ ‫اﻧﺘﺼﺮ اﳌﺴﻠﻤﻮن ﰲ ﻏَ ْﺰَوة أ‬
ً
َ
13. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.
ِ ‫اﳌﻮﺿﻮع ﻣﻌ ِﺮﻓﺔً ﺟﻴﱢ َﺪ ًة ﻗﺒﻞ اﻹﺟ‬
ِ
‫ﺎﺑﺔ‬
‫ﺐ َﻋﻠَﻰ اﻟﻄﱡﻼﱠب أ ْن ﻳَـ ْﻌ ِﺮﻓُﻮا‬
َ َْ
َ َْ َ
ُ ‫ َﳚ‬.
A. Cevap vermeden önce öğrencilerin konuyu iyice bilmeleri güzel olur.
B. Cevap vermeden önce konuyu iyice bilmeniz gerekir.
C. Cevap vermeden önce öğrencilerin konuyu iyice bilmeleri gerekirdi.
D. Cevap verirken öğrencilerin konuyu biraz bilmeleri gerekir.
E. Cevap vermeden önce öğrencilerin konuyu iyice bilmeleri gerekir.
14. Aşağıdaki Arapça cümlenin en uygun Türkçe karşılığını tespit ediniz.
ِ
ً‫ْﻤﺎ ﻋﺎدﻻ‬
ً ‫ َﺣ َﻜ َﻢ اﻟﻘﺎﺿﻲ ﰲ ﲨﻴ ِﻊ اﻟ َﻘﻀﺎﻳَﺎ ُﺣﻜ‬.
A. Hakim, bütün davalarda adaletli bir şekilde karar verdi.
B. Hakim, birçok davada adaletli bir şekilde hükmetti.
C. Hakem, bütün maçlarda adil bir hüküm verdi.
D. Hakim, bütün davalarda adaletli bir şekilde hükmetmeyi severdi.
E. Hakim, bütün davalarda adaletli bir şekilde karar veriyor.
15. Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
1. Komşunun kapısını üç kere çaldım.
2. Zorluklara karşı güzelce sabret.
3. Turistler gerçekten yolculuğa katıldılar.
4. Müslümanlar Bedir savaşında tam bir zafer kazandılar.
5. Öğretmen okuldan hızlı bir şekilde çıktı.
6. Öğrenci dersine gerçekten çalıştı.
192
7. Ordu düşmana bir defa hücum etti.
8. Bugün hava tamamen sakinleşti.
9. Dün dersi iyi anladım.
10. Küçük kız iki kere secde yaptı.
Kelimeler ve Deyimler
Aç bıraktı :ً‫ﺎﻋﺔ‬
َ ‫ إِ َﺟ‬- ‫ﻴﻊ‬
َ ‫أَ َﺟ‬
ُ ‫ﺎع – ُِﳚ‬
ِ
ِ ِ
Saygı duydu, saygı gösterdi :‫ﱰ ًاﻣﺎ‬
َ ‫ ا ْﺣ‬- ‫ا ْﺣﺘَـ َﺮَم – َْﳛ َِﱰُم‬
(Bıçak vb. ni) biledi, keskinleştirdi :‫ادا‬
ً ‫ إِ ْﺣ َﺪ‬- ‫َﺣ ﱠﺪ – ُِﳛ ﱡﺪ‬
َ‫أ‬
Helal kıldı, yerleştirdi :ً‫ إِ ْﺣﻼَﻻ‬- ‫ﻞ‬
‫َﺣ ﱠﻞ – ُِﳛ ﱡ‬
َ‫أ‬
ِ ِ
Sınav, imtihan :‫ات‬
ٌ ‫ﺎر )ج( اِ ْﺧﺘِﺒَ َﺎر‬
ٌ َ‫ا ْﺧﺘﺒ‬
ِ
Çok çalıştırarak yordu : ‫ إِ ْدآﺑَﺎ‬- ‫ﺐ‬
َ ‫أَ ْدأ‬
ُ ‫َب – ﻳُ ْﺪﺋ‬
ِ َ ‫أَ َذ‬
Yaydı, ifşâ etti, açığa vurdu : ً‫اﻋﺔ‬
َ ‫ إِ َذ‬- ‫ﻳﻊ‬
ُ ‫اع – ﻳُﺬ‬
Rahatlattı, istirahat ettirdi : ً‫اﺣﺔ‬
ً ‫ إِ َر‬- ‫ﻳﺢ‬
ُ ‫اح – ﻳُ ِﺮ‬
َ ‫أ ََر‬
ِ
ِ
(Bir şeyi) yapabildi, güç yetirdi :ً‫ﺎﻋﺔ‬
َ َ‫اﺳﺘِﻄ‬
َ َ‫ا ْﺳﺘَﻄ‬
ْ - ‫ﻴﻊ‬
ُ ‫ﺎع – ﻳَ ْﺴﺘَﻄ‬
ِ
ِ
Hazırlandı : ‫اد‬
ً ‫ ا ْﺳﺘِ ْﻌ َﺪ‬- ‫ا ْﺳﺘَـ َﻌ ﱠﺪ – ﻳَ ْﺴﺘَ ِﻌ ﱡﺪ‬
ِ
ِ
Dayanılmaz oldu, şiddetlendi : ‫ادا َﻋﻠَﻰ‬
ً ‫ا ْﺷﺘَ ﱠﺪ – ﻳَ ْﺸﺘَ ﱡﺪ – ا ْﺷﺘِ َﺪ‬
ِ
(Hedefi) vurdu, isabet ettirdi :ً‫ﺻﺎﺑَﺔ‬
َ ِ‫ إ‬- ‫ﻴﺐ‬
َ‫أ‬
َ ‫َﺻ‬
ُ ‫ﺎب – ﻳُﺼ‬
Yatırdı : ‫ﺎﻋﺎ‬
ْ ُ‫ﺿ َﺠ َﻊ – ﻳ‬
ْ َ‫أ‬
ْ ِ‫ إ‬- ‫ﻀ ِﺠ ُﻊ‬
ً ‫ﺿ َﺠ‬
ِ ِ ُ ‫ف – ﻳَـ ْﻌ َِﱰ‬
Kabul etti, itiraf etti : ‫ﱰاﻓًﺎ ﺑِـ‬
َ ‫اِ ْﻋﺘَـ َﺮ‬
َ ‫ف – ا ْﻋ‬
Doldu : ‫ اِ ْﻣﺘِﻼَ ًء‬- ‫اِ ْﻣﺘَﻸَ – ﳝَْﺘَﻠِ ُﺊ‬
ِ ُ ‫ﻚ – ﳝُْ ِﺴ‬
Tuttu, yakaladı : ‫ﺴﺎ ًﻛﺎ ﺑِـ‬
َ ‫أ َْﻣ َﺴ‬
َ ‫ﻚ – إ ْﻣ‬
Öldürdü : ً‫ إِ َﻣﺎﺗَﺔ‬- ‫ﻴﺖ‬
َ ‫أ ََﻣ‬
ُ ِ‫ﺎت – ُﳝ‬
ِ
ِِ ِ
Yayıldı : ‫ﺎرا‬
ً ‫ اﻧْﺘ َﺸ‬- ‫اﻧْـﺘَ َﺸ َﺮ – ﻳَـ ْﻨﺘَﺸ ُﺮ‬
Gitti : ‫ اِﻧْ ِﻄﻼَﻗًﺎ‬- ‫اِﻧْﻄَﻠَ َﻖ – ﻳَـ ْﻨﻄَﻠِ ُﻖ‬
ِ
Tavsiye etti, emretti : ‫ﺎء ﺑِـ‬
َ ِ‫ﺻﻰ – ﻳُﻮﺻﻲ – إ‬
َ ‫أ َْو‬
ً ‫ﻳﺼ‬
Durdurdu, bekletti :‫ إِﻳ َﻘﺎﻓًﺎ‬- ‫ﻒ‬
ُ ِ‫ﻒ – ﻳُﻮﻗ‬
َ َ‫أ َْوﻗ‬
Kuyu : ‫ﺎر‬
ٌ َ‫ ﺑِﺌ‬،‫ﺎر‬
ٌ َ‫ﺑِْﺌـ ٌﺮ )ج( آﺑ‬
Deve : ٌ‫ﺑَ ِﻌﲑٌ )ج( أَﺑْ ِﻌ َﺮة‬
Ulaştı, yetişti : ‫ ﺑُـﻠُﻮﻏًﺎ‬- ‫ﺑَـﻠَ َﻎ – ﻳَـ ْﺒـﻠُ ُﻎ‬
193
ِ
Hayvan : ‫ﻴﻤﺔٌ )ج( ﺑَـ َﻬﺎﺋِ ُﻢ‬
َ َ
… iken : ‫ﺑَـ ْﻴـﻨَ َﻤﺎ‬
Yalvardı, niyaz etti : ‫ﻀ ﱡﺮ ًﻋﺎ إﱃ‬
َ َ‫ﻀ ﱠﺮعُ – ﺗ‬
َ َ‫ع – ﻳَـﺘ‬
َ َ‫ﺗ‬
َ ‫ﻀ ﱠﺮ‬
Yardımlaştı : ‫ﺎوﻧًﺎ‬
ُ ‫ ﺗَـ َﻌ‬- ‫ﺗَـ َﻌ َﺎو َن – ﻳَـﺘَـ َﻌ َﺎو ُن‬
Yavaş davrandı : ‫ﱠﻞ – ﲤََﱡﻬﻼً ِﰲ‬
ُ ‫ﱠﻞ – ﻳَـﺘَ َﻤﻬ‬
َ ‫ﲤََﻬ‬
Liste : ‫ﺎت‬
ٌ َ‫ﺖ )ج( أَﺛْـﺒ‬
ٌ َ‫ﺛَـﺒ‬
Rurubetli / nemli toprak, toprak : ‫ﱠﺮى‬
َ ‫اﻟﺜـ‬
Korkak : ُ‫َﺟﺒَﺎ ٌن )ج( ُﺟﺒَـﻨَﺎء‬
ِ ْ ‫ﺟﻨَﺎح )ج( أ‬
Kanat : ٌ‫ﺤﺔ‬
ٌ َ
َ ‫َﺟﻨ‬
Asker : ‫ي )ج( ُﺟﻨُﻮ ٌد‬
‫ُﺟ ْﻨ ِﺪ ﱞ‬
Komşu : (‫ات‬
ٌ ‫ﺟﺎرةٌ( )ج( ِﺟ َﲑا ٌن ) َﺟ َﺎر‬
ٌ ‫َﺟ‬
َ ) ‫ﺎر‬
Bize yeter : ‫ﺴﺒُـﻨَﺎ‬
ْ ‫َﺣ‬
Kaya kuşu, tarla kuşu :‫اﳊُ ﱠﻤ ُﺮ‬
Yükledi, sorumluluk olarak verdi, taşıttı :ً‫ َﲢْ ِﻤﻴﻼ‬- ‫ﻞ‬
ُ ‫ﱠﻞ – ُﳛَ ﱢﻤ‬
َ ‫َﲪ‬
ٌ َ‫َﲪ‬
Yük, kargo :‫ﺎل‬
ْ ‫ِﲪْ ٌﻞ )ج( أ‬
Çaba gösterdi, uğraştı :ً‫ﺎوﻟَﺔ‬
َ َ‫ ُﳏ‬- ‫ ُﳛَﺎ ِو ُل‬-‫َﺣ َﺎو َل‬
ِ
‫ﺎش‬
Yer haşereleri / böcekleri :‫اﻷرض‬
ُ ‫َﺧ َﺸ‬
‫ﻒ )ج( ُﺧ ﱞ‬
‫ُﺧ ﱞ‬
Ayakkabı, mest, terlik : ‫ﺎف‬
ٌ ‫ أَ ْﺧ َﻔ‬،‫ﻒ‬
ِ
ِ
Dava açtı, tartışma yaptı : ‫ﺎﻣﺎ‬
َ ‫ ﺧ‬،ً‫ﺎﺻ َﻤﺔ‬
َ َ‫ﺎﺻ َﻢ – ُﳜَﺎﺻ ُﻢ – ُﳐ‬
َ ‫َﺧ‬
ً‫ﺼ‬
ِ ‫ َﺧ‬،‫ﺎت‬
Özellik, nitelik : ‫ﺺ‬
‫ﺻﻴﱠﺔٌ )ج( َﺧﺎ ﱢ‬
‫َﺧﺎ ﱢ‬
ٌ ‫ﺻﻴﱠ‬
َ
ُ ‫ﺼﺎﺋ‬
Gösterdi : ‫َد ﱠل – ﻳَ ُﺪ ﱡل – َدﻻَﻟَﺔً َﻋﻠﻰ‬
ِ
Yok etti, yerle bir etti : ‫ﲑا‬
ً ‫ ﺗَ ْﺪﻣ‬- ‫َد ﱠﻣ َﺮ – ﻳُ َﺪ ﱢﻣ ُﺮ‬
Hayvan, binek hayvanı : ‫اب‬
‫َداﺑﱠﺔٌ )ج( َد َو ﱡ‬
Döndü, dolaştı, devriye attı :‫ َد َوَراﻧًﺎ‬،‫ور – َد ْوًرا‬
ُ ‫َد َار – ﻳَ ُﺪ‬
Kovdu, defetti :‫ َذﺑًّﺎ‬- ‫ب‬
‫ب – ﻳَ ُﺬ ﱡ‬
‫َذ ﱠ‬
(Hayvanı) kurban etti, boğazladı : ‫ َذ ْﲝًﺎ‬- ‫ﺢ‬
ُ َ‫َذﺑَ َﺢ – ﻳَﺬْﺑ‬
Bağladı : ‫ َرﺑْﻄًﺎ‬- ‫ﻂ‬
ُ ِ‫ﻂ – ﻳَـ ْﺮﺑ‬
َ َ‫َرﺑ‬
(Kur'ân'ı) tertil ile okudu : ً‫ ﺗَـ ْﺮﺗِﻴﻼ‬- ‫ﱢﻞ‬
ُ ‫َرﺗﱠ َﻞ – ﻳُـ َﺮﺗ‬
ِ
Ruhsat verdi, izin verdi : ‫ﻴﺼﺎ‬
ً ‫ ﺗَـ ْﺮﺧ‬- ‫ﱢﺺ‬
ُ ‫ﱠﺺ – ﻳُـ َﺮﺧ‬
َ ‫َرﺧ‬
194
Geri verdi : ‫َر ﱠد – ﻳَـ ُﺮ ﱡد – َردًّا إﱃ‬
Yaş, taze : ‫ْﺐ‬
ٌ ‫َرﻃ‬
Himaye etti, baktı, gözetti : ً‫ ِر َﻋﺎﻳَﺔ‬،‫َر َﻋﻰ – ﻳَـ ْﺮ َﻋﻰ – َر ْﻋﻴًﺎ‬
Yumuşak / kibar / nazik davrandı :‫َرﻓَ َﻖ – ﻳَـ ْﺮﻓُ ُﻖ – ِرﻓْـ ًﻘﺎ ﺑِـ‬
ِ
Gözetti, denetledi, teftiş etti :ً‫ ُﻣ َﺮاﻗَـﺒَﺔ‬- ‫ﺐ‬
ُ ‫ﺐ – ﻳُـ َﺮاﻗ‬
َ َ‫َراﻗ‬
Kovdu, defetti, azarladı : ‫ َز ْﺟ ًﺮا‬- ‫َز َﺟ َﺮ – ﻳَـ ْﺰ ُﺟ ُﺮ‬
Subhânallah diyerek Allah'ı zikretti : ‫ﻴﺤﺎ‬
ً ِ‫ ﺗَ ْﺴﺒ‬- ‫َﺳﺒﱠ َﺢ – ﻳُ َﺴﺒﱢ ُﺢ‬
Yerde sürükledi, çekti : ‫ َﺳ ْﺤﺒًﺎ‬- ‫ﺐ‬
ُ ‫ﺐ – ﻳَ ْﺴ َﺤ‬
َ ‫َﺳ َﺤ‬
‫اﻟ ﱡ‬
Polis :ُ‫ﺸ ْﺮﻃَﺔ‬
ِ ٌ ‫َﺷ ْﻔﺮةٌ )ج( َﺷ َﻔﺮ‬
Büyük bıçak : ‫ﺎر‬
ٌ ‫ ﺷ َﻔ‬،‫ات‬
َ
َ
Su içirdi, suladı : ‫ َﺳ ْﻘﻴًﺎ‬- ‫ﺴ ِﻘﻲ‬
ْ َ‫َﺳ َﻘﻰ – ﻳ‬
ِ
Bıçak :‫ﲔ‬
ٌ ‫ِﺳ ﱢﻜ‬
ُ ‫ﲔ )ج( َﺳ َﻜﺎﻛ‬
(Hayvanın) derisini yüzdü, sıyırdı : ‫ﺨﺎ‬
ً ‫ َﺳ ْﻠ‬- ‫َﺳﻠَ َﺦ – ﻳَ ْﺴﻠَ ُﺦ‬
ِ
İştirak etti, katıldı :‫ﺎرَﻛﺔً ِﰲ‬
َ ‫َﺷ َﺎر َك – ﻳُ َﺸﺎر ُك – ُﻣ َﺸ‬
Duvar saati : ‫ﺎﻋﺔُ ا ْﳊَﺎﺋِ ِﻂ‬
َ ‫َﺳ‬
Güttü, sürdü, sevketti :‫ َﺳ ْﻮﻗًﺎ‬- ‫ﺴﻮ ُق‬
ُ َ‫َﺳﺎ َق – ﻳ‬
Koyun : ‫ ِﺷﻴَﺎء‬،‫َﺷﺎةٌ )ج( ِﺷ َﻮاء‬
Tabiat, doğa, mizaç, karakter : ‫ﻴﻌﺔٌ )ج( ﻃَﺒَﺎﺋِ ُﻊ‬
َ ِ‫ﻃَﺒ‬
(Kapıyı) çaldı : ‫ ﻃَ ْﺮﻗًﺎ‬- ‫ﻃََﺮ َق – ﻳَﻄ ُْﺮ ُق‬
Uçtu : ‫ ﻃَﻴَـ َﺮاﻧًﺎ‬- ُ‫ﺎر – ﻳَ ِﻄﲑ‬
َ َ‫ﻃ‬
Tavaf etti, döndü, tur attı : ‫ ﻃََﻮاﻓًﺎ‬- ‫ﻮف‬
ُ ُ‫ﺎف – ﻳَﻄ‬
َ َ‫ﻃ‬
Kuş : ‫ﻃَﺎﺋٌِﺮ )ج( ﻃَْﻴـ ٌﺮ‬
Uçak : ‫ات‬
ٌ ‫ﻃَﺎﺋَِﺮةٌ )ج( ﻃَﺎﺋَِﺮ‬
ِ
Susadı, ağzı kurudu : ً‫ ﻇَ َﻤﺄ‬- ُ‫ْﻤﺄ‬
َ ‫ﻇَﻤ َﺊ – ﻳَﻈ‬
Hayvanın sırtı :‫ﻮر‬
ٌ ‫ﻇَ ْﻬ ُﺮ اﳊﻴﻮان )ج( ﻇُ ُﻬ‬
ِ
İfade etti, dile getirdi : ‫ﲑا َﻋ ْﻦ‬
ً ‫َﻋﺒﱠـ َﺮ – ﻳُـ َﻌﺒﱢـ ُﺮ – ﺗَـ ْﻌﺒ‬
Sesini yükseltti, bağırdı, yardıma çağırdı : ‫ﺠﺎ إﱃ‬
ًّ ‫َﻋ ﱠﺞ – ﻳَ ِﻌ ﱡﺞ – َﻋ‬
Kuş yükselip kanatlarıyla alta gölge yaptı :‫ﺸﺎ‬
ً ‫ ﺗَـ ْﻌ ِﺮﻳ‬- ‫ش‬
ُ ‫ش – ﻳُـ َﻌ ﱢﺮ‬
َ ‫َﻋ ﱠﺮ‬
Ot, çayır : ‫ﺎب‬
ٌ ‫ﺐ )ج( أَ ْﻋ َﺸ‬
ٌ ‫ﻋُ ْﺸ‬
Serçe : ُ‫ﺼﺎﻓِﲑ‬
ْ ُ‫ﻋ‬
َ ‫ﻮر )ج( َﻋ‬
ٌ ‫ﺼ ُﻔ‬
195
Susadı, susuz kaldı : ‫ﺸﺎ‬
ً َ‫ َﻋﻄ‬- ‫ﺶ‬
ُ َ‫ﺶ – ﻳَـ ْﻌﻄ‬
َ َ‫َﻋﻄ‬
Derin : ‫َﻋ ِﻤﻴ ٌﻖ‬
Sert : ‫ﻴﻒ‬
ٌ ِ‫َﻋﻨ‬
ِ
Tedavi etti, muayene etti : ‫ ِﻋﻼَ ًﺟﺎ‬،ً‫ﺞ – ُﻣ َﻌﺎ َﳉَﺔ‬
ُ ‫َﻋﺎ َﰿَ – ﻳُـ َﻌﺎﻟ‬
ِ ‫اﻟﱪ‬
َِ ‫َﻋ ِﺎﻣ ُﻞ‬
Postacı : ‫ﻳﺪ‬
(Kuş) öttü, şakıdı : ‫ ﺗَـﻐْ ِﺮﻳ ًﺪا‬- ‫ﻏَ ﱠﺮ َد – ﻳُـﻐَﱢﺮ ُد‬
Kalın / kaba / sert oldu :ً‫ ِﻏ ْﻠﻈَﺔ‬- ‫ﻆ‬
ُ ُ‫ﻆ – ﻳَـﻐْﻠ‬
َ ُ‫ﻏَﻠ‬
(Birinin mahrumiyetiyle) perişan etti :‫ ﻓَ ْﺠ ًﻌﺎ ﺑِـ‬- ‫ﺠ ُﻊ‬
َ ‫ﻓَ َﺠ َﻊ – ﻳَـ ْﻔ‬
(Hayvan ve bitkilerin) küçüğü, yavru, filiz : ‫خ‬
ٌ ‫خ )ج( أَﻓـ َْﺮا‬
ٌ ‫ﻓَـ ْﺮ‬
ِ
(Bir şey hakkında) düşündü : ‫ﲑا ﰲ‬
ً ‫ﻓَ ﱠﻜ َﺮ – ﻳُـ َﻔ ﱢﻜ ُﺮ – ﺗَـ ْﻔﻜ‬
Sert / acımasız / merhametsiz oldu : ‫ﺎوًة‬
َ ‫ ﻗَ َﺴ‬،‫ﺴﻮ – ﻗَ ْﺴ َﻮًة‬
ُ ‫ﻗَ َﺴﺎ – ﻳَـ ْﻘ‬
Ciğer, yürek vb. iç organ, ciğer: ‫َﻛﺒِ ٌﺪ )ج( أَ ْﻛﺒَﺎ ٌد‬
Dağladı, ütüledi, yaktı : ‫ َﻛﻴًّﺎ‬- ‫َﻛ َﻮى – ﻳَ ْﻜ ِﻮي‬
Hırsız : ‫ﻮص‬
‫ﻟِ ﱞ‬
ٌ ‫ُﺼ‬
ُ ‫ﺺ ) ج( ﻟ‬
(Köpek) yorgunluk / susuzluktan dilini çıkardı :‫ َﳍْﺜًﺎ‬- ‫ﺚ‬
ُ ‫ﺚ – ﻳَـﻠ َْﻬ‬
َ َ‫َﳍ‬
Sakin, telaşsız : ‫َﱐ‬
‫اﳌُﺘَﺄ ﱢ‬
Yorgun : ‫ﺐ )ج( ُﻣ ْﺘـ َﻌﺒُﻮ َن‬
ٌ ‫ُﻣ ْﺘـ َﻌ‬
Suçlu : ‫ﳎ ِﺮُﻣﻮ َن‬
ُْ (‫ُْﳎ ِﺮٌم )ج‬
Övdü, methetti : ‫ َﻣ ْﺪ ًﺣﺎ‬- ‫ح‬
ُ ‫َﻣ َﺪ َح – ﳝَْ َﺪ‬
Geçti, uğradı : ...‫ َﻋﻠَﻰ‬/‫ َﻣ ًّﺮا ﺑِـ‬،‫ورا‬
ً ‫َﻣ ﱠﺮ – ﳝَُﱡﺮ – ُﻣ ُﺮ‬
Rahat, konforlu : ‫ﻳﺢ‬
ٌ ‫ُﻣ ِﺮ‬
ِ ‫ﺼﻴﺒﺔٌ )ج( ﻣ‬
ِ
Musibet, belâ, felaket : ‫ﺐ‬
َ َ
َ ‫ُﻣ‬
ُ ‫ﺼﺎﺋ‬
Oturdu, bekledi, ikamet etti :‫ ُﻣﻜْﺜًﺎ‬- ‫ﺚ‬
ُ ‫ﺚ – ﳝَْ ُﻜ‬
َ ‫َﻣ َﻜ‬
Korkak : ‫ ِﻣﻠْﺌًﺎ‬- ‫َﻣﻸَ – ﳝَْﻸ‬
ِ
Oyun sahası : ‫ﺐ‬
ٌ ‫َﻣﻠ َْﻌ‬
ُ ‫ﺐ )ج( َﻣﻼَﻋ‬
ِ َ‫ﻣ‬
Meyletti, sempati duydu, eğildi : ‫ﻴﻞ – َﻣ ْﻴﻼً إﱃ‬
َ
ُ ‫ﺎل – َﳝ‬
Büyüdü, yetişti, arttı : ‫ ﳕًُُّﻮا‬- ‫ﳕََﺎ – ﻳَـ ْﻨ ُﻤﻮ‬
Terk etti, veda etti :‫ َو ْد ًﻋﺎ‬- ُ‫ع – ﻳَ َﺪع‬
َ ‫َو َد‬
Yasakladı, alıkoydu, engelledi : ‫ﻧَـ َﻬﻰ – ﻳَـ ْﻨـ َﻬﻰ – ﻧَـ ْﻬﻴًﺎ ﻋﻦ‬
Dişi kedi : ‫ ﻗِﻄﱠﺔٌ )ج( ِﻫ َﺮٌر‬:ٌ‫ِﻫ ﱠﺮة‬
196
Terk etti, veda etti :‫ َو ْد ًﻋﺎ‬- ُ‫ع – ﻳَ َﺪع‬
َ ‫َو َد‬
(Hayvanı) dağladı, damgaladı, işaretledi :ً‫ ِﲰَﺔ‬،‫َو َﺳ َﻢ – ﻳَ ِﺴ ُﻢ – َو ْﲰًﺎ‬
ِ َ‫وﺳﺎﺋﻞ اﻟْﻤﻮاﺻﻼ‬
Ulaşım araçları :‫ت‬
َ َُ ُ َ َ
Özet
Cümledeki el-mef‘ûlü mutlak ögesini tanıyabilmek.
el-Mef‘ûlü mutlak, cümlede fiil ile aynı kökten gelen mastardır. Dâimâ
mansûb olarak ve genelde de fiilden sonra gelir.
el-Mef‘ûlü mutlak çeşitlerini ayırt edebilmek.
el-Mef‘ûlü mutlak, kullanılış amacına göre üç gruba ayrılır: 1. Fiilin mânâsını
pekiştirir. 2. Fiilin çeşidini bildirir. 3. Fiilin sayısını belirtir.
1. Fiilin Anlamını Pekiştirmesi
Bu tür el-mef’ûlü mutlak daima tekildir ve fiilden sonra gelir. Türkçe'ye
şüphesiz, gerçekten, tam, muhakkak, iyi, iyice, çok, öyle ... ki, vb. lafızlarla
tercüme edilir.
ِ
‫ﺎدﻩُ ِرْزﻗًﺎ‬
َ َ‫ﻳَـ ْﺮُز ُق اﷲُ ﻋﺒ‬. Allah kullarına gerçekten rızık verir.
ِ
‫اﻹﺧﻼص ﻗﺮاء ًة‬
َ‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ ُﺳﻮرة‬
َ َ‫ﻗَـ َﺮأ‬. Çocuk İhlas suresini öyle bir okudu ki.
‫إﲰﺎﻋﻴﻞ رﺑﱠﻪ َد ْﻋ َﻮًة‬
‫ َد َﻋﺎ‬. İsmail Rabbine tam dua etti.
ُ
2. Fiilin Çeşidini Bildirmesi
Fiilin yapılış şeklini bildiren el-mef‘ûlü mutlak ya isim ya da sıfat tamlaması
olarak gelir. Türkçeye gibi, şeklinde, -ce, aynen, tıpkı, tam … vb. lafızlarla
tercüme edilir.
İsim tamlaması:
ِ
‫اﻷﺑﻄﺎل‬
‫ﻗﺘﺎل‬
‫ﻗﺎﺗَﻞ‬.
َ ‫اﳉﻨﻮد ﰲ اﳊﺮب‬
ُ
Askerler harpte kahramanlar gibi savaştılar.
ِ ‫َداء اﻟﺮ‬
‫ﺟﻞ‬
َ ‫أدﱠى اﻟﻮﻟ ُﺪ اﻟﺼﻼ َة أ‬.
Çocuk namazı adam gibi kıldı.
Sıfat tamlaması:
ِ
َ‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ ُﺳﻮرة‬
ً‫اﻹﺧﻼص ﻗﺮاء ًة ﺻﺤﻴﺤﺔ‬
َ َ‫ﻗَـ َﺮأ‬.
Çocuk İhlas suresini doğru bir şekilde okudu.
‫ﺻﺤﻴﺤﺎ‬
‫َداء‬
ً
ً ‫أدﱠى اﻟﻮﻟﺪ اﻟﺼﻼ َة أ‬.
Çocuk namazı doğru bir şekilde kıldı.
197
3. Fiilin Sayısını Bildirmesi
Fiilin kaç defa yapıldığını bildiren el-mef’ûlü mutlak, ٌ‫ ﻓَـ ْﻌﻠَﺔ‬kalıbında gelen
masdar-ı merra’dan elde edilir. Türkçe’ye kere, defa, kez… vb. lafızlarla
tercüme edilir. Müfred (tekil), müsennâ (ikil) veya cemi (çoğul) olarak
gelebilir. Eğer mastarın başında sayı varsa, o sayı muzâf olarak el-mef’ûlü
mutlak, mastar da onun muzafun ileyhi olur.
Müfred (Tekil):
‫ت َﺧﻄ َْﻮًة‬
ُ ‫ َﺧﻄَ ْﻮ‬. Bir adım attım.
Müsennâ (İkil):
ِ ْ ‫ت َﺧﻄ َْﻮﺗَـ‬
‫ﲔ‬
ُ ‫ َﺧﻄَ ْﻮ‬. İki adım attım.
Cemi (Çoğul):
ٍ ‫ت َﺧﻄَﻮ‬
‫ات‬
َ ُ ‫ َﺧﻄَ ْﻮ‬. Defalarca adım attım
ٍ ‫ت أَرﺑﻊ َﺧﻄَﻮ‬
‫ات‬
َ َ َْ ُ ‫ َﺧﻄَ ْﻮ‬. Dört adım attım.
el-Mef‘ûlü mutlak yerine geçen lafızları kavrayabilmek.
Sıfat tamlaması şeklinde gelen el-mef‘ûlü mutlakta bazen isim düşer ve
sadece sıfat kalır. Bu durumda sıfat, el-mef‘ûlü mutlak olur.
‫ْﺖ َﻛﺜِ ًﲑا‬
َ . Çok güldüm.
ُ ‫ﺿ ِﺤﻜ‬
ِ
Bu cümlenin aslı şöyledir: ‫ﲑا‬
َ ‫ْﺖ‬
َ.
ُ ‫ﺿ ِﺤﻜ‬
ً ‫ﺿ ْﺤ ًﻜﺎ َﻛﺜ‬
‫ذَ َﻛ َﺮ اﷲَ َﻛﺜِ ًﲑا‬. Allah'ı çok zikretti.
ِ ِ
Bu cümlenin aslı da şudur:‫ﲑا‬
ً ‫ذَ َﻛ َﺮ اﷲَ ذ ْﻛ ًﺮا َﻛﺜ‬.
Ayrıca ‫ ُﻛﻞﱞ‬, ‫ﺾ‬
ٌ ‫ ﺑَـ ْﻌ‬vb. kelimeler de mastarın başına gelerek el-mef’ûlü mutlak
olabilirler.
‫ َﺷﺒِ َﻊ ُﻛ ﱠﻞ اﻟﺸ ْﱢﺒ ِﻊ‬. Tam doydu.
‫ﺾ اﻟ َْﻤ ْﺸ ِﻲ‬
ُ ‫ َﻣ َﺸ ْﻴ‬. Biraz yürüdüm.
َ ‫ﺖ ﺑَـ ْﻌ‬
el-mef‘ûlü mutlak olarak kullanılan mansûb mastarları tanımak.
Bazı mansûb mastarlar da yaygın bir şekilde fiilsiz olarak kullanılıp elmef‘ûlü mutlak olarak kabul edilirler. Bunların başlıcaları şunlardır:
‫ ُﺷﻜ ًْﺮا‬. Teşekkür ederim.
‫ َﻋ ْﻔ ًﻮا‬. Bir şey değil, affedersiniz.
‫ َﻣ ْﺮ َﺣﺒًﺎ‬. Merhaba
.‫ﻀﺎ‬
ً ْ‫أَﻳ‬. Yine, de.
198
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde pekiştirme bildiren el-mef‘ûlü mutlak
vardır?
a. .‫ﺼ ُﻔﻮرًة ﺻﻐﲑًة‬
ْ ‫َرأ‬
ْ ُ‫ﻳﻨﺐ ﰲ اﳊﺪﻳﻘﺔ ﻋ‬
ُ ‫َت ز‬
b. .ً‫ﻳﻌﻘﻮب إﱃ ﻋﺜﻤﺎن رﺳﺎﻟﺔً ﻃﻮﻳﻠﺔ‬
‫ﻛﺘﺐ‬
ُ
َ
ِ ‫أَ ْﻛﺮم اﻟﻮِزﻳﺮ اﳌﺪ ﱢرﺳﲔ واﳌﺪ ﱢر‬
c. .‫ﺳﺎت إﻛﺮاﻣﺎ ﺣﺴﻨًﺎ‬
ُ َ ََ
d. .‫ت ﺻﺪﻳﻘﻲ ﻣﺴﺎﻋﺪ ًة‬
ُ ‫ﺎﻋ ْﺪ‬
َ ‫َﺳ‬
ِ
e. .‫ﺖ ﻧﻮﻣﺎ ﻋﻤﻴﻘﺎ‬
ُ ْ‫ﳕ‬
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiilin yapılış şeklini bildiren el-mef‘ûlü
mutlak yoktur?
ِ
a. .‫ﲑا‬
ً ‫أَ ْﲪَ ُﺪ اﷲَ ﲪَْ ًﺪا َﻛﺜ‬
b. .‫ﺻﺎم اﳌﺴﻠﻢ ﺷﻬﺮ رﻣﻀﺎن ﺻﻴﺎﻣﺎ‬
َ
ِ
c. .‫ﺻﺎ ﺷﺪﻳﺪا‬
ً ‫اﻫﻴﻢ ﻋﻠﻰ اﺧﺘﻴﺎر اﻟﺼﺪﻳﻖ ﺣ ْﺮ‬
ُ ‫َْﳛ ِﺮ‬
ُ ‫ص إﺑﺮ‬
d. .‫ﺐ ﳕًُُّﻮا ﺳﺮﻳﻌﺎ‬
ُ ‫ﳕََﺎ اﻟﻌُ ْﺸ‬
ِ
e. .‫اﳌﺴﺎﺑﻘﺔ ﻓﻮزا ﻋﻈﻴﻤﺎ‬
‫ﻳﻖ ﰲ‬
ُ ‫ﻓﺎز اﻟﻔﺮ‬
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde fiilin yapılış sayısını belirten el-mef’ûlü
mutlak vardır?
‫أﻛﻞ‬
a. .ً‫اﻟﻄﻔﻞ اﻟﺘُـ ﱠﻔﺎﺣﺔَ أﻛﻠﺔ‬
ُ
َ
b. .‫ﺷﻌﻴﺐ ﻋﻠﻰ اﻟﻨﺠﺎح َﻋ ْﺰًﻣﺎ‬
‫ﻋﺰم‬
َ
ُ
ِ ‫ﻧَﺼﺮ‬
c. .‫ﺼ ًﺮا‬
ْ َ‫ت اﻟﻔﺘﺎةُ أ ﱠﻣﻬﺎ ﻧ‬
ََ
d. .‫ﻧَﺎم اﻟﻌ ﱠﻤﺎل اﳌﺘﻌﺒﻮن ﻃﻮﻳﻼ‬
ِ ‫ﺳﻌ‬
e. .‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت إﱃ ﻃﻠﺐ اﻟﻌﻠﻢ َﺳ ْﻌﻴًﺎ‬
‫ﺖ‬
ُ
ََ
ِ ْ ‫ﺎم َﺳ ْﺠ َﺪ‬
4. ‫ﺗﲔ ﺑَـ ْﻌ َﺪ َﻣﺎ َﺳ َﻬﺎ ﰲ اﻟﺼﻼة‬
‫ َﺳ َﺠ َﺪ‬. Cümlesinin Türkçe karşılığı
ُ ‫اﻹﻣ‬
َ
aşağıdakilerden hangisidir?
a. İmam namazın sonunda iki secde yapar.
b. İmam namazda yanıldıktan sonra secde yaptı.
c. İmam, namazda yanıldıktan sonra iki secde yaptı.
d. İmamın namazda yanıldıktan sonra iki secde yapması gerekir.
e. İmam namazda hata ettikten sonra bir secde daha yaptı.
5. "Ekonomik krizden bir sene sonra ticarî hayat, gerçekten canlandı."
Cümlesinin Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
a. .‫ﻧَ ِﺸﻄَﺖ اﳊﻴﺎةُ اﻟﺘﺠﺎرﻳّﺔ ﺑﻌﺪ اﻷزﻣﺔ ﺑِﺴﻨﺔ ﻧﺸﺎﻃﺎ‬
b. .‫ﻧَ ِﺸﻄَﺖ اﳊﻴﺎةُ اﻟﺘﺠﺎرﻳّﺔ ﺑﻌﺪ اﻷزﻣﺔ اﻟﺴﻴﺎﺳﻴّﺔ ﺑِﺸﻬﺮ ﻧﺸﺎﻃﺎ‬
199
c. .‫ﺴﻴﺎﺳﻴّﺔ ﻗﺒﻞ اﻷزﻣﺔ اﻻﻗﺘﺼﺎدﻳّﺔ ﺑِﺴﻨﺔ ﻧﺸﺎﻃﺎ‬
‫ﻧَ ِﺸﻄَﺖ اﳊﻴﺎةُ اﻟ ﱢ‬
d. .‫ﻧَ ِﺸﻄَﺖ اﳊﻴﺎةُ اﻟﺘﺠﺎرﻳّﺔ ﺑﻌﺪ اﻷزﻣﺔ اﻻﻗﺘﺼﺎدﻳّﺔ ﺑِﺸﻬﺮ ﻧﺸﺎﻃﺎ‬
e. .‫ﻧَ ِﺸﻄَﺖ اﳊﻴﺎةُ اﻟﺘﺠﺎرﻳّﺔ ﺑﻌﺪ اﻷزﻣﺔ اﻻﻗﺘﺼﺎدﻳّﺔ ﺑِﺴﻨﺔ ﻧﺸﺎﻃﺎ‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. d
Yanıtınız doğru değilse, “Pekiştirme Bildiren el-mef’ûlü Mutlak”
konusunu yeniden okuyunuz.
2. b
Yanıtınız doğru değilse, “Fiilin Yapılış Şeklini Bildiren El-mef’ûlü
Mutlak” konusunu yeniden okuyunuz.
3. a
Yanıtınız doğru değilse, “Fiilin Yapılış Sayısını Belirten Elmef’ûlü Mutlak” konusunu yeniden okuyunuz.
4. c
Yanıtınız farklıysa “Fiilin Yapılış Şeklini Bildiren El-mef’ûlü
Mutlak” konusunu yeniden okuyunuz.
5. e
Yanıtınız doğru değilse, “Pekiştirme Bildiren El-mef’ûlü Mutlak”
konusunu yeniden okuyunuz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ
ِ ‫ﺖ اﻷَﻣﻮاج اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ﺣﻄﱠﻤ‬. Dalgalar gemiyi paramparça etti.
‫ﻴﻤﺎ‬
ُ َْ
ً ‫ﺴﻔﻴﻨَﺔَ َﲢْﻄ‬
َ َ
‫ﺎم اﻟْ ُﻘ ْﺮآ َن ﻗِﺮاء ًة‬
ُ ‫ﻗَـ َﺮأَ اْ ِﻹ َﻣ‬. İmam öyle bir Kur’ân okudu ki!
‫ض َﺣ ْﻔ ًﺮا‬
َ ‫ﺣ َﻔ َﺮ اﻟ ُْﻤ َﺰارِعُ اْﻷ َْر‬.
َ Çiftçi tarlayı iyice kazdı.
Sıra Sizde 2
ِ َ‫ﺣ ِﺰﻧ‬.
‫ﺖ اْﻷُ ﱡم َﻋﻠَﻰ ﻓَـ ْﻘ ِﺪ ﺑِْﻨﺘِﻬﺎ ُﺣ ْﺰﻧﺎ َﺷ ِﺪﻳ ًﺪا‬
َ
Anne kızını kaybettiğine çok üzüldü.
‫ﺣ ﱠﻞ اﻟ ُْﻤ ِﺪ ُﻳﺮ اﻟ َْﻤ ْﺴﺄَﻟَﺔَ َﺣﻼًّ ﺗَ ًّﺎﻣﺎ‬.
َ Müdür problemi tamamen halletti.
‫ﳛ َﻤ ُﺪ اﻟ ُْﻤ ْﺆِﻣ ُﻦ َرﺑﱠﻪُ ﲪَْ ًﺪا َﻛﺜِ ًﲑا‬.
َْ Mü’min, Rabbine çokça hamdeder.
Sıra Sizde 3
ِ ْ ‫أَ َﻛﻞ اﻟﻄﱢْﻔﻞ ِﻣ َﻦ اﻟﻄﱠ َﻌ ِﺎم أَ ْﻛﻠَﺘَـ‬. Çocuk yemekten iki kere yedi.
‫ﲔ‬
ُ
َ
ٍ َ‫أَ َﻛﻞ اﻟﻄﱢْﻔﻞ ِﻣﻦ اﻟﻄﱠﻌ ِﺎم أَ َﻛﻼ‬. Çocuk yemekten defalarca yedi.
‫ت‬
َ َ ُ
َ
‫ب اﻟ ِْﻘ ﱡ‬
ِ ْ ‫ﱭ َﺷ ْﺮﺑَـﺘَـ‬
ِ َ ‫ﻂ ِﻣ َﻦ اﻟﻠﱠ‬
‫ﲔ‬
َ ‫ َﺷ ِﺮ‬. Kedi sütten iki kere içti.
200
ِ ‫ َﺷ ِﺮب اﻟ ِْﻘ ﱡ‬. Kedi sütten defalarca içti.
ٍ ‫ﱭ َﺷﺮﺑ‬
‫ﺎت‬
َ
َ َ ِ َ ‫ﻂ ﻣ َﻦ اﻟﻠﱠ‬
ِ ُ ‫ﻃَﺒـﻌ‬. Kitabı iki kere bastım.
ِ ْ ‫ﺎب ﻃَْﺒـ َﻌﺘَـ‬
‫ﲔ‬
َْ
َ َ‫ﺖ اﻟﻜﺘ‬
ِ ‫ﺖ‬
ٍ ‫اﻟﻜﺘَﺎب ﻃَﺒـﻌ‬
‫ﺎت‬
ُ ‫ﻃَﺒَـ ْﻌ‬. Kitabı defalarca bastım.
ََ َ
Yararlanılan Kaynaklar
Abdürrahim, F. (1415). Durûsu’l-Lugati’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtikîne
bihâ, Medine.
Çörtü, M. Meral (1998). Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.
el-Fevzân, Abdurrahman b. İbrahim – Huseyn, Muhtar et-Tâhir – Fadl,
Muhammed Abdülhâlik Muhammed (2003), el-Arabiyye Beyne Yedeyk,
Riyad.
Güler İ. - Günday, H.-Şahin, Ş., (2001). Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi),
İstanbul.
Komisyon, (1985) Ta‘limu’l-Arabiyye li-Gayri’n-Nâtıkîne bihâ elKitabu’l-Esâsî, Mekke.
Maksudoğlu, Mehmet (1992). Arapça Dilbilgisi, İstanbul.
Sînî, Mahmud İsmail vd., (ts.). el-Kavâidü’l-Arabiyyetü’l-Müyessera,
İstanbul.
_______, el-Arabiyye li’n-Nâşiîn, İstanbul.
Uralgirary, Yusuf (1986). İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad
201
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Arapçadaki mef‘ûlün leh/lieclih konusunu açıklayabilecek,
•
Mef‘ûlün leh’in tanımını yapabilecek,
• Mef‘ûlün leh’in harf-i cersiz kullanılabilmesi için gereken şartları
tanımlayabilecek,
•
Türkçedeki sebep ulaçlarının Arapçadaki karşılığı olan mef‘ûlün
leh/lieclih’i söyleyeceğiniz ve yazacağınız cümlelerde rahatça ve doğru
olarak kullanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Mef‘ûl
•
Mef‘ûlün lieclih
•
Mef‘ûlün leh
•
Mef‘ûlün minh
•
Sebep ulaçları
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Mef‘ûlün leh’in Türkçedeki karşılığı olan sebep ulaçları konusunu
herhangi bir Türkçe dilbilgisi kitabından okuyunuz.
•
Mehmet Maksudoğlu’nun Arapça Dilbilgisi ve M. Meral Çörtü’nün
Arapça Dilbilgisi Nahiv kitaplarından mef’ûlün leh konusunu okuyarak
ön hazırlık yapınız.
202
el-Mef‘ûlü Leh
ُ ُ‫اﻟ َْﻤ ْﻔﻌ‬
ُ‫ﻮل ﻟَﻪ‬
GİRİŞ
Hangi dilde olursa olsun kurulan cümlelerde yapılan işin niçin yapıldığını
veya ne maksatla meydana geldiğini gösteren kısımlar bulunur. Çünkü
insanoğlu akıllı bir varlıktır ve herhangi bir işi sebepsiz yapmaz. İşte bu
sebeple biz söylediğimiz veya yazdığımız cümlelerde gerek gördüğümüzde
bir işi niçin yaptığımızı da belirtiriz. Sözgelimi “Adam biraz dinlenmek için
koltuğa oturdu” dediğimizde adamın koltuğa ne sebeple oturduğunu
belirtmek istediğimizden “dinlenmek için” sözcüklerini de cümlemize
eklemiş oluruz.
Türkçe dilbilgisinde “-mekle”, “-eceğinden”, “-ediğinden (dolayı, ötürü),
“-diği” ya da “-mek için, -eceği için” gibi yapılardaki ulaçlara sebep ulaçları
demekteyiz. Bu ulaçlar Türkçede kendisinden sonraki eylemin sebebi
olmaktadırlar. Dilimizdeki bu sebep ulaçlarının Arapçadaki karşılığı ‫اﳌﻔﻌﻮل ﻟﻪ‬
mef’ûlün leh’tir. Arapça nahiv (sentaks= cümle yapısı) kitaplarında bu terimi
ifâde etmek için ‫ اﳌﻔﻌﻮل ﻷﺟﻠﻪ‬ve ‫ اﳌﻔﻌﻮل ﻣﻨﻪ‬terimleriyle de karşılaşabilmekteyiz.
Bu üç terim de aynı şeyi ifâde eder. Farklı nahiv kitaplarında bu değişik gibi
görünen isimlendirmeleri görenler ayrı şeyler sanmaktadırlar. Arapça mânâ
ِ ve ‫أﺟﻞ‬
ِ ‫’ ِﻣ ْﻦ‬nin
harflerinden ‫( اﻟﻼم‬lâm) sebep bildirmede en yaygın olandır. ‫ﻷﺟﻞ‬
ِ
sözlükteki anlamı ise “için” ve “sebebiyle” demektir. Ayrıca ‫ ﻣ ْﻦ‬cerr harfi de
sebep mânâsını ifâde etmek için kullanılanlardandır. İşte ifâde ettikleri bu
anlamlardan dolayı bu mef‘ûl, mef‘ûlün leh/lieclih/minh diye isimlendirilmiş
olmalıdır. Mef’ûlün leh’e “cümlede fiilin ne için yapıldığını gösteren
mef’ûldür” diyebiliriz.
Bu ünitede önce mef’ûlü leh’lerden çok sayıda bulunan bir metin harekeli
olarak verilecek, sonra parçayı kavramaya yönelik sorular yer alacaktır. Daha
sonra mef’ûlün leh’in örnekleriyle birlikte tanımı ve mansûb ve mecrûr
gelme durumları incelenecektir. Bunun ardından da konunun değişik örnekler
vasıtasıyla öğrencilerin zihinlerinde yerleşmesini hedefleyen çeşitli
alıştırmalar bulunacaktır. Zira bir dili öğrenirken asıl amaç, dilbilgisi
kurallarını papağan gibi tekrarlamak değil, konuşurken ve yazarken
kuracağımız cümlelerde onları kullanabilmektir. İşte bizim vereceğimiz
alıştırmaların da bu amaca hizmet etmesi düşünülmektedir.
203
‫‪Mef‘ûlün leh örnekleri için http://www.schoolarabia.net adresine başvura‬‬‫‪bilirsiniz.‬‬
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫ﺼﺔُ ﺗَ ِ‬
‫ﺎﺟ ٍﺮ‬
‫ﻗِ ﱠ‬
‫ﺾ اﻟﻨـﱠﻮ ِ‬
‫ِ‬
‫اﺣﻲ ِ‬
‫ﻟﻼ ﱢﲡَﺎ ِر وَﻛﺎ َن ِﻋ ْﻨ َﺪﻩُ ِﻣﺎﺋَـﺔُ ِرﻃْ ٍـﻞ ﺣ ِﺪﻳـ ًﺪا‪ ،‬ﻓَﺄ َْو َد َﻋ َﻬـﺎ أَﺣـ َﺪ ِﺟﲑاﻧِ ِـﻪ ِﺣ ْﻔﻈًـﺎ ِﳍَـﺎ ِﻣـﻦ اﻟﺘﱠـﻠَ ِ‬
‫ـﻒ‪ ،‬ﰒُﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َﺧ َﺮ َج ﺗَﺎﺟ ٌﺮ َإﱃ ﺑَـ ْﻌ ِ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ٍ‬
‫ـﺎل اﻟﺘﱠ ِ‬
‫ـﺖ أَ ْن ﻻَ َﺷ ْـﻲ َء أَﻗْﻄَ ُـﻊ‬
‫ﺎل ﻟَﻪُ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ‪ :‬ﻗَـ ْﺪ أَ َﻛﻠَْﺘـﻪُ اﳉِ ْـﺮ َذا ُن‪ .‬ﻓَـ َﻘ َ‬
‫ﺲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﺪ‪ ،‬ﻓَـ َﻘ َ‬
‫ـﺎﺟ ُﺮ‪ :‬ﻗَـ ْﺪ َِﲰ ْﻌ ُ‬
‫َر َﺟ َﻊ ﺑَـ ْﻌ َﺪ ُﻣﺪﱠة ‪ ،‬واﻟْﺘَ َﻤ َ‬
‫ِ‬
‫ِِ ِ‬
‫َﺧـ َﺬﻩُ اﻧْﺘِ َﻘﺎﻣــﺎ‪ ،‬و َذﻫـ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢب أَﺑَــﺎﻩُ‪َ ،‬وِﰲ اﻟﻐَـ ِـﺪ َﻣـ ﱠﺮ ﺑِـ ِـﻪ‬
‫ﻟﻠﺤ ِﺪﻳـ ِـﺪ‪ ،‬ﰒﱠ َﺧـ َـﺮ َج ﻓَـﻠَ ِﻘـ َـﻲ اﺑْـ َـﻦ اﻟ ﱠﺮ ُﺟـ ِـﻞ ﻓَﺄ َ‬
‫ـﺐ ﺑِــﻪ َإﱃ َﻣ ْﻨ ِﺰﻟــﻪ ﻟﻴُ ـ َـﺆد َ‬
‫ﻣـ ْـﻦ أَﻧْـﻴَﺎ َــﺎ َ‬
‫ً َ َ َ‬
‫ﺎل ﻟَﻪُ اﻟﺘ ِ‬
‫ﺖ ِﻣ ْﻦ ِﻋ ْﻨ ِﺪ َك ﺑِﺎﻷ َْﻣ ِ‬
‫ـﻚ‪،‬‬
‫اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‪ ،‬ﻓَ َﺴﺄَﻟَﻪُ َﻋ ِﻦ اﺑْﻨِ ِﻪ‪ ،‬ﻓَـ َﻘ َ‬
‫ﺖ ﺑَﺎ ِزﻳًﺎ ﻗَ ِـﺪ ا ْﺧﺘَﻄَ َ‬
‫ﺻـﺒِﻴًّﺎ َوﻟ ََﻌﻠﱠـﻪُ اﺑْـﻨُ َ‬
‫ﺲ َرأَﻳْ ُ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ‪ :‬ﻟَ ﱠﻤﺎ َﺧ َﺮ ْﺟ ُ‬
‫ـﻒ َ‬
‫ﺎل اﻟﺘﱠ ِ‬
‫ﺿـﺎ‬
‫ﻀﺒًﺎ وﻗَ َ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ َن؟ ﻓَـ َﻘ َ‬
‫ﻒ اﻟ ﱢ‬
‫ﺎل‪ :‬ﻳَﺎ ﻗَـ ْﻮ ُم َﻫ ْﻞ َِﲰ ْﻌﺘُ ْﻢ أ َْو رأَﻳْـﺘُ ْﻢ أ ﱠن اﻟﺒُـ َﺰا َة َﲣْ ِﻄ ُ‬
‫ْﺳﻪُ ﻏَ َ‬
‫ـﺎﺟ ُﺮ‪ :‬ﻧَـ َﻌ ْـﻢ! إ ﱠن أ َْر ً‬
‫ﻓَـﻠَﻄَ َﻢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َرأ َ‬
‫ِ‬
‫َﺧﺬ ُ ِ‬
‫ﻒ ﺑـﺰاﺗُـﻬﺎ ِ‬
‫ﺗَﺄْ ُﻛﻞ ِﺟ ْﺮ َذاﻧُـ َﻬﺎ اﳊَ ِﺪﻳ َﺪ‪ ،‬ﻟ َْﻴﺲ ﺑِ َﻌ ِﺠ ٍ‬
‫ـﺎر ُد ْد‬
‫اﻟﻔﻴﻠَﺔَ‪ ،‬ﻓَـ َﻘ َ‬
‫ﺎل اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ‪ :‬أَﻧَﺎ أ َ‬
‫ﻴﺐ أَ ْن َﲣْﻄ َ ُ َ َ‬
‫ْت َﺣﺪﻳـ َﺪ َك‪َ ،‬و َﻫـ َﺬا ﲦََﻨُـﻪُ‪ ،‬ﻓَ ْ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫َﻋﻠَ ﱠﻲ اﺑِْﲏ‪.‬‬
‫ِ‬
‫)ﺑﺘﺼﺮف ﻣﻦ اﻟﻨﺤﻮ اﻟﻌﺮﰊ ﻣﻦ ﺧﻼل‬
‫اﻟﻨﺼﻮص‪ ،‬ج ‪ ،1‬ص ‪(196-7‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları parçaya göre cevaplayınız.‬‬
‫ﺾ اﻟﻨـﱠﻮ ِ‬
‫اﺣﻲ؟‬
‫‪َ .1‬ﻣ ْﻦ َﺧ َﺮ َج إِ َﱃ ﺑَـ ْﻌ ِ َ‬
‫‪ .2‬ﻟِﻤﺎ َذا َﺧﺮج اﻟﺘ ِ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ؟‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﺿﻊ اﻟﺘ ِ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ ِﺣ ِﺪﻳ َﺪﻩُ؟‬
‫‪ .3‬ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣ ْﻦ َو َ َ‬
‫ِ‬
‫ع اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﳊَ ِﺪﻳ َﺪ َﺟ َﺎرﻩُ؟‬
‫‪ .4‬ﻟ َﻤﺎ َذا أ َْو َد َ‬
‫‪َ .5‬ﻫﻞ ﺗُ ِ‬
‫ِج اﻟﺒِﻼَ ِد؟‬
‫ت إِ َﱃ َﺧﺎر ِ‬
‫ﻚ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣﺎ َﺳﺎﻓَـ ْﺮ َ‬
‫َﺣ َﺪ ِﺟ َﲑاﻧِ َ‬
‫ـﺖ َﻣﺎﻟ َ‬
‫ﻮدعُ أَﻧْ َ‬
‫َﻚ أ َ‬
‫ْ‬
‫‪ .6‬ﻟِﻤﺎ َذا َذ َﻫﺐ اﻟﺘ ِ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ ﺑﺎﺑْ ِﻦ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ِﻞ َإﱃ َﻣ ْﻨ ِﺰﻟِ ِﻪ؟‬
‫َ‬
‫َ‬
‫‪ .7‬ﻣﱴ اﻟْﺘَـ َﻘﻰ اﻟ ﱠﺮﺟﻞ ﺑِﺎﻟﺘ ِ‬
‫ﱠﺎﺟ ِﺮ؟‬
‫ََ‬
‫ُُ‬
‫‪َ .8‬ﻣﺎ َذا ﻓَـ َﻌ َﻞ اﻟﺒَﺎ ِزي؟‬
‫ِ‬
‫ْﺳﻪُ؟‬
‫‪ .9‬ﻟ َﻤﺎ َذا ﻟَﻄَ َﻢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َرأ َ‬
‫ِ‬
‫ﱠﺎﺟﺮ ﲦََﻦ اﳊ ِﺪ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﺪ؟‬
‫‪ .10‬ﻟ َﻤﺎ َذا أَ ْﻋﻄَﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻟﺘ َ َ َ‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimeler‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ﺎد ‪َ /‬ﲢَﱠﺮى ‪ِ /‬‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﺴﻦ ‪ /‬اﳋَﻄْﻒ(‬
‫اﻟﻔ ْﺌـ َﺮان ‪ /‬اﻟ ﱢ‬
‫ﺴﺎب ‪َ /‬ﻋ َ‬
‫) َﻛﺎﺳﺐ ‪َ /‬ﺳﻠﻢ ‪ /‬ﻟَ َﺪى ‪ /‬ﺻﻴَﺎﻧَﺔ ‪ /‬اﻻ ْﻛﺘ َ‬
‫‪ .1‬اﻟﺘ ِ‬
‫ﺼ ُﺪو ُق ُِﳛﺒﱡﻪُ اﷲُ ﺗَـ َﻌ َﺎﱃ‪.‬‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ اﻟ ﱠ‬
‫‪204‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ع اﻟ ﱠﺮﺟﻞ ﻣﺎﻟَﻪُ أَﺣ َﺪ ُزﻣﻼَﺋِِﻪ ِﺣ ْﻔﻈًﺎ ﻟَﻪُ ِﻣﻦ اﻟﺘﱠـﻠَ ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫‪ .2‬أ َْو َد َ ُ ُ َ َ َ‬
‫َ‬
‫‪ .3‬ﻳ ِ‬
‫ﻮدعُ ا ِﻹﻧْ َﺴﺎ ُن َﻣﺎﻟَﻪُ ِﻋ ْﻨ َﺪ َﻣ ْﻦ ﻳَﺄ َْﻣﻨُﻪُ‪.‬‬
‫ُ‬
‫ﻚ؟‬
‫ﺖ َﺣ ِﻘﻴﺒَﺘَ َ‬
‫‪ِ .4‬ﻋ ْﻨ َﺪ َﻣ ْﻦ ﺗَـ َﺮْﻛ َ‬
‫ﺻ ْﻴ َﺪﻩُ‪.‬‬
‫‪ .5‬اِ ْﺧﺘَﻄَ َ‬
‫ﻒ اﻟﺒَﺎ ِزي َ‬
‫ﺚ اﳉﺮذُ َﻋ ِﻦ اﳉُْ ِ‬
‫ﱭ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻳَـ ْﺒ َﺤ ُ‬
‫اﻷﺳ ُﺪ أَﻧْـﻴَﺎﺑَﻪُ‪.‬‬
‫‪ .7‬أ ََرى َ‬
‫َﲪَ ِﺮ‪.‬‬
‫ﻒ ا ِﻹ ْرَﻫﺎﺑِﻴﱡﻮ َن َﺳ ِﻔﻴﻨَﺔً ِﰲ اﻟﺒَ ْﺤ ِﺮ اﻷ ْ‬
‫‪ .8‬اِ ْﺧﺘَﻄَ َ‬
‫ﺎر ﺑَـ ْﻌ َﺪ َﺷ ْﻬ ٍﺮ ﺑِ ْﺮﺑْ ٍﺢ َﻛﺒِ ٍﲑ‪.‬‬
‫‪َ .9‬ر َﺟ َﻊ اﻟﺘﱡ ﱠﺠ ُ‬
‫‪ .10‬ﻳ ْﺸﺘ ِﻐﻞ اﻟ ﱠﺮﺟﻞ ﺑِﺎﻟﺘ ِ‬
‫َﺳ َﻔﺎ ِرِﻩ‪.‬‬
‫ﱢﺠ َﺎرة ِﰲ أ ْ‬
‫َ َ ُ ُُ َ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimeler‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ﺴ َﺢ ‪ُ /‬ﻣ ْﻔ َﺮد ‪ /‬ﲨَْﻊ(‬
‫) َد َﺧ َﻞ ‪َ /‬ﻛﺜِﲑ ‪ /‬ﺗَـﻠَ ًﻔﺎ ‪َ /‬ﻛﺒِﲑ ‪ /‬اِﻧْـﺘَـ َﻘﻢ ‪ْ /‬أﻣﺲ ‪ /‬اﻟ ﱢ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎن ‪َ /‬ﻣ َ‬
‫ﺾ اﻟﻨـﱠﻮ ِ‬
‫ِ‬
‫اﺣﻲ ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﺧ َﺮج اﻟﺘﱠﺎﺟ ُﺮ َإﱃ ﺑَـ ْﻌ ِ َ‬
‫ﱠﺎﺣﻴﺔ ﻣ ْﻔﺮد اﻟﻨـﱠﻮ ِ‬
‫ِ‬
‫اﺣﻲ ‪.‬‬
‫‪ .2‬اﻟﻨ َ ُ ُ َ‬
‫ﺾ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس ﻻَ ﻳُـ َﻔ ﱢﻜ ُﺮو َن َﻋﺎﻗِﺒَﺔَ أ ُُﻣﻮِرِﻫ ْﻢ ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫ع اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓِ ُﺮ َﺣ ِﻘﻴﺒَﺘَﻪُ ِﻋ ْﻨ َﺪ ا ْﳊَﺎ ِر ِ‬
‫س ِﺣ ْﻔﻈًﺎ ِﳍَﺎ ‪.‬‬
‫‪ .4‬أ َْو َد َ‬
‫ﺻ ِﻐﲑٌ ‪.‬‬
‫‪ُ .5‬‬
‫ﻣﻔﺮد "اﳉُْﺮ َذا ُن" اﳉَُﺮذُ َو ُﻫ َﻮ َﺣﻴَـ َﻮا ٌن َ‬
‫ِ‬
‫ف اﻟ ﱠﺮﺟﻞ ﺗَ ِ‬
‫ﺎﺟ ًﺮا ‪.‬‬
‫ﺻَ‬
‫‪َ .6‬وِﰲ اﻟﻐَﺪ َ‬
‫ﺎد َ ُ‬
‫ﻒ ِﻣ ْﻦ ذُﻧُﻮﺑِﻨَﺎ ‪.‬‬
‫‪َ .7‬ﻋ َﻔﺎ اﷲُ َﻋ ﱠﻤﺎ َﺳﻠَ َ‬
‫ِ‬
‫ﺎر َﻋ ِﻦ اﻷَ ْﺧﻄَ ِﺎء ‪.‬‬
‫‪ .8‬ﻳَـ ْﻌ ُﻔﻮ اﻟﻜﺒَ ُ‬
‫ﻀﺒًﺎ ﻟِﻨَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻟَﻄَ َﻢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َو ْﺟ َﻬﻪُ ﻏَ َ‬
‫‪ .10‬اﳉﺮذُ ﲨَْﻊ ا ْﳉﺮ َذ ِ‬
‫ان ‪.‬‬
‫َُ ُ ُْ‬
‫‪4. Altı çizili kelimelerin cemîlerini (çoğullarını) bulunuz.‬‬
‫ﺾ اﻟﻨـﱠﻮ ِ‬
‫ِ‬
‫اﺣﻲ ِ‬
‫ﻟﻼ ﱢﲡَﺎ ِر ‪.‬‬
‫‪َ .1‬ﺧ َﺮ َج اﻟﺘﱠﺎﺟ ُﺮ إِ َﱃ ﺑَـ ْﻌ ِ َ‬
‫‪ .2‬ﻳ ِ‬
‫ﻮدعُ اﻟﺘ ِ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ َﺣ ِﺪﻳ َﺪﻩُ َﺟ َﺎرﻩُ ‪.‬‬
‫ُ‬
‫ﺎل ﻟَﻪُ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ‪ :‬ﻗَ ْﺪ أَ َﻛﻠَﻪُ اﳉُْﺮذُ ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻗَ َ‬
‫ف اﻟﺘ ِ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ اﺑْ َﻦ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ِﻞ ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ ‪.‬‬
‫ﺎد َ‬
‫ﺻَ‬
‫‪َ .4‬‬
‫‪205‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .5‬ﻳَـ ْﻘﻄَ ُﻊ ا ْﳉُْﺮذُ اﳊَ ِﺪﻳ َﺪ ﺑِﻨَﺎﺑِ ِﻪ‪.‬‬
‫ِِ‬
‫‪َ .6‬ذﻫ ِ‬
‫ﱢب أَﺑَﺎﻩُ ‪.‬‬
‫ﺐ ﺑِﻪ َإﱃ َﻣ ْﻨ ِﺰﻟﻪ ﻟَﻴُـ َﺆد َ‬
‫َ َ‬
‫ِ‬
‫ﺻ ْﻴ َﺪﻩُ ‪.‬‬
‫ي ﳜَْ ِﻄ ُ‬
‫ﻒ َ‬
‫‪َ .7‬ﻋﻠ ْﻤﻨَﺎ أ ﱠن اﻟْﺒَﺎ ِز َ‬
‫ﱯ‪.‬‬
‫ﻒ اﻟ ﱠ‬
‫ي ﳜَْ ِﻄ ُ‬
‫‪َ .8‬ﻫ ْﻞ َِﲰ ْﻌ َ‬
‫ﺼِ ﱠ‬
‫ﺖ أ ﱠن اﻟﺒَﺎ ِز َ‬
‫ﺎل اﻟﺘ ِ‬
‫ﺿﺎ ﺗَﺄْ ُﻛ ُﻞ ُﺟ ْﺮ َذاﻧُـ َﻬﺎ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﺪ ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻗَ َ‬
‫ﺖ أ ﱠن أ َْر ً‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ‪ :‬ﻧَـ َﻌ ْﻢ َِﲰ ْﻌ ُ‬
‫‪َ .10‬وﻟ َْﻴﺲ ﺑِ َﻌ ِﺠ ٍ‬
‫ْﻚ اﻷ َْر ِ‬
‫ض ﻓِﻴﻼً ‪.‬‬
‫ﻴﺐ أَ ْن َﲣْ ِﻈ َ‬
‫ﻒ َﺑﺰ ِاة ﺗِﻠ َ‬
‫َ‬
‫ْت َﺣ ِﺪﻳ َﺪ َك‪َ ،‬و َﻫ َﺬا ﲦََﻨُﻪُ‪ ،‬ﻓَ ْﺎر ُد ْد َﻋﻠَ ﱠﻲ اﺑِْﲏ ‪.‬‬
‫‪َ .11‬وﻗَ َ‬
‫أﺧﺬ ُ‬
‫ﺎل اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‪ :‬أَﻧَﺎ َ‬
‫‪5. Altı çizili kelimelerin müfretlerini bulunuz.‬‬
‫ﺾ اﻟﻨـﱠﻮ ِ‬
‫ﺎﺣ ِﺔ ‪.‬‬
‫اﺣﻲ ﻟﻠ ﱢ‬
‫ﺴﻴَ َ‬
‫ﺐ َر ُﺟ ٌﻞ إِ َﱃ ﺑَـ ْﻌ ِ َ‬
‫‪َ .1‬ذ َﻫ َ‬
‫ِ‬
‫ﺎل ِﻣﻦ ا ْﳊ ِﺪ ِ‬
‫ﻳﺪ ‪.‬‬
‫‪َ .2‬وَﻛﺎ َن ﻋ ْﻨ َﺪ اﻟﺘﱡ ﱠﺠﺎ ِر أ َْرﻃَ ٌ َ َ‬
‫ﻆ إِﻧْﺴﺎ ٌن وِﰲﱞ اﻷَﻣﺎﻧَ ِ‬
‫ﺎت ِﻣﻦ اﻟﺘﱠـﻠَ ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫َ‬
‫‪َْ .3‬ﳛ َﻔ ُ َ َ‬
‫َ‬
‫‪ .4‬اﳉﺮ َذا ُن ِﻣﻦ ا ْﳊﻴـﻮاﻧﺎَ ِ‬
‫ت اﻟﻀﱠﺎ ﱠرِة ﻷَ ْﻏ ِﺬﻳَِﺔ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس ‪.‬‬
‫ُْ‬
‫َ ََ َ‬
‫ِ‬
‫‪ .5‬ﻟِ َﻜﻠِﻤ ِﺔ "أَﻧْـﻴﺎب" ﻣﻌ ٍ‬
‫ﺎﻫﺎ إِ َﱃ اﻟ ُْﻤ ْﻌ َﺠ ِﻢ ‪.‬‬
‫ﺎن َﻛﺜِ َﲑةٌ ﻧَـ ْﻨﻈُُﺮ ﻟ َﻤ ْﻌﻨَ َ‬
‫َ َ ََ‬
‫ﺼ ْﺒـﻴَﺎ َن ِﰲ ﺑَـﻠَ ِﺪ ُﻛ ْﻢ ؟‬
‫ﻒ اﻟ ﱢ‬
‫‪َ .6‬ﻫ ْﻞ َِﲰ ْﻌﺘُ ْﻢ أ ﱠن اﻟْﺒُـ َﺰا َة َﲣْ ِﻄ ُ‬
‫‪ .7‬اﻵﺑَﺎءُ ﻳُـ َﺆدﱢﺑُﻮ َن أ َْوﻻَ َد ُﻫ ْﻢ ﺑِﻄُُﺮ ٍق ﳐُْﺘَﻠِ َﻔ ٍﺔ ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﻴﻤﺎ َﳍُ ْﻢ ‪.‬‬
‫ﺎء ُﻫ ْﻢ ﺗَـ ْﻌﻈ ً‬
‫‪ .8‬اﻷ َْوﻻَ ُد َْﳛ َِﱰُﻣﻮ َن آﺑَ َ‬
‫‪َِ .9‬ﳚﺐ ﻋﻠَﻰ اﻷﺑـﻨ ِﺎء أَ ْن ﻳـ ُﻘ ِ‬
‫َﺳﺎﺗِ َﺬ ِِ ْﻢ ‪.‬‬
‫ُ َ‬
‫َْ‬
‫َ ُ‬
‫ﻮﻣﻮا ا ْﺣِ َﱰ ًاﻣﺎ ﻷ َ‬
‫ِ‬
‫ﻀﺒًﺎ ﻷَﻧْـ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ْﻢ ‪.‬‬
‫وﺳ ُﻬ ْﻢ ﻏَ َ‬
‫‪َ .10‬ﻫ ْﻞ َرأَﻳْـﺘُ ْﻢ ِر َﺟﺎﻻً ﻳَـﻠْﻄ ُﻤﻮ َن َرُؤ َ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere anlamca uygun düşen‬‬
‫‪kelimeleri yazınız.‬‬
‫‪َ .1‬ﻛﺎ َن ِﻋ ْﻨ َﺪ اﻟﺘ ِ‬
‫ﱠﺎﺟ ِﺮ ‪ِ ...........‬رﻃ ٍْﻞ َﺣ ِﺪﻳ ًﺪا ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻓَﺄ َْو َد َﻋ َﻬﺎ ‪ِ .........‬ﺟﲑاﻧِِﻪ ِﺣ ْﻔﻈًﺎ َﳍَﺎ ِﻣﻦ اﻟﺘﱠـﻠَ ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﺲ ‪َ .........‬ﺣ ِﺪﻳ َﺪﻩُ أي ﻃَﻠَﺒَﻪُ ‪.‬‬
‫‪ .3‬اﻟْﺘَ َﻤ َ‬
‫ﺎل ﻟَﻪُ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‪ :‬ﻗ ْﺪ ‪ .........‬اﳉُْﺮ َذا ُن ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻓ َﻘ َ‬
‫ﺖ أ ْن ﻻَ ‪ ........‬أﻗْﻄَﻊ ِﻣﻦ أَﻧْـﻴﺎ ِ ﺎ ﻟِﻠْﺤ ِﺪ ِ‬
‫ﺎل اﻟﺘ ِ‬
‫ﻳﺪ ‪.‬‬
‫‪ .5‬ﻓَـ َﻘ َ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ‪ :‬ﻗَ ْﺪ َِﲰ ْﻌ ُ‬
‫ُ ْ َ َ َ‬
‫ﻀﻰ ِﰲ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻘ ِﻪ ﻓَـﻠَ ِﻘ َﻲ اﺑْ َﻦ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ِﻞ ‪ ......‬اﻧْﺘِ َﻘ ًﺎﻣﺎ ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﰒُﱠ َﻣ َ‬
‫‪َ .7‬وِﰲ اﻟﻐَ ِﺪ أي اﻟﻴَـ ْﻮِم اﻟﺘﱠﺎﱄ َﻣ ﱠﺮ ـ‪ِ .....‬‬
‫اﻟﺮﺟﻞ ﻓَ َﺴﺄﻟَﻪُ َﻋ ِﻦ اﺑْﻨِ ِﻪ ‪.‬‬
‫‪206‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫ اﻟﺘ‬..... ‫ ﻗَﺎل‬.8
ِ ‫ﺖ ِﻣ ْﻦ ِﻋ ْﻨ َﺪ َك ﺑِﺎﻷ َْﻣ‬
. ‫ﺻﺒِﻴًّﺎ‬
ُ ‫ َﺧ َﺮ ْﺟ‬........ :‫ﱠﺎﺟ ُﺮ‬
َ ...... ‫ ﺑَﺎ ِزﻳًﺎ ﻗَ ْﺪ‬...... ‫ﺲ‬
‫ ﻓِﻴﻼً ؟‬........ ‫ َﻫ ْﻞ ﳝُْ ِﻜ ُﻦ ﻟِﻠْﺒَﺎ ِزي أ ْن‬، ‫ﻚ‬
َ ُ‫ َرأْﻳ‬.........9
ِ ُ‫ وﻟﺪﻩ‬..... ‫ أ ْن‬.... ‫اﳉﺪﻳﺪ وﻃَﻠَﺐ ِﻣﻦ‬
ِ
ِ ‫ﱢﻬﺎﻳﺔ أ ْﻋﻄَﻰ اﳉﺎر اﻟﺘ‬
.‫إﻟﻴﻪ‬
‫ﱠﺎﺟ ُﺮ ﺑَ َﺪ َل‬
َ ‫ ﰲ اﻟﻨـ‬.10
ْ َ
َُ
7. Aşağıdaki verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını
bulunuz.
ِ ٍ
ِ ‫ﺎﺟﺮ إِ َﱃ ﺑـ ْﻠ َﺪ ٍة ﻟِﻴﺘ‬
ِ
ِ َ‫ع ِﻣﺎﺋَﺔَ ِرﻃ ٍْﻞ ﺣ ِﺪﻳ ًﺪا أﺣ َﺪ ِﺟﲑاﻧِِﻪ ِﺣ ْﻔﻈًﺎ َﳍَﺎ ِﻣﻦ اﻟﺘﱠـﻠ‬
‫ﻒ‬
َ ‫ﱠﺠ َﺮ ﻓَﺄ َْو َد‬
َ
َ َ ٌ َ‫ﺐ ﺗ‬
َ
َ ‫ِﰲ ﻳَـ ْﻮم ﻣ َﻦ اﻷَﻳﱠ ِﺎم َذ َﻫ‬.
َ َ
a. Günlerden bir gün bir tüccar ticaret yapmak için bir ülkeye gitmek istedi,
komşularından birine satması için yüz rıtl (yaklaşık bir ton) demir bıraktı.
b. Bir tüccar bir gün ticaret amacıyla ülke dışına gitti, kendisiyle vedalaşmak
üzere komşusuna gitti ve ona yüz rıtl (yaklaşık bir ton) demir bıraktı.
c. Günlerden bir gün bir tüccar ticaret yapmak için bir şehre gitti. Bu yüzden
telef olmaktan korunması için yüz rıtl (yaklaşık bir ton) demiri
komşularından birine emanet olarak bıraktı.
d. Bir gün bir tüccar ticaret yapmak için şehrinden çıktı. Komşularından
birine göz kulak olması için ve gelince kendisine teslim etmesi için yüz rıtl
(yaklaşık bir ton) demir bıraktı.
e. Günlerden bir gün ticaret yapmak için şehre bir tüccar geldi.
Komşularından birine telef olmaktan koruması için yüz rıtl (yaklaşık bin
ton) demir bırakmıştı.
8. Aşağıdaki verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılığı
bulunuz.
ِ ‫ﺼ ْﺒـﻴﺎ َن؟ ﻓَـ َﻘﺎل اﻟﺘ‬
‫ ﻧَـ َﻌ ْﻢ إ ﱠن‬:‫ﱠﺎﺟ ُﺮ‬
َ َ‫ﻀﺒًﺎ َوﻗ‬
ُ ‫ﺎل ﻳَﺎ ﻗَـ ْﻮ ُم َﻫ ْﻞ َِﲰ ْﻌﺘُ ْﻢ أ َْو َرأَﻳْـﺘُ ْﻢ أ ﱠن اﻟﺒُـ َﺰا َة َﲣْ ِﻄ‬
َ َ‫ْﺳﻪُ ﻏ‬
َ ‫ﻒ اﻟ ﱢ‬
َ ‫َوﻟَﻄَ َﻢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ َرأ‬
ِ
ِ ‫ﻒ ﺑـﺰاﺗُـﻬﺎ‬
ٍ ‫ﺿﺎ ﺗَﺄْ ُﻛﻞ ُﺟ ْﺮ َذاﻧُـ َﻬﺎ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﺪ ﻟ َْﻴﺲ ﺑِ َﻌ ِﺠ‬
.َ‫اﻟﻔﻴﻠَﺔ‬
ً ‫ْأر‬
َ َ ُ َ ‫ﻴﺐ أَ ْن َﲣْﻄ‬
ُ
َ
a. Adam öfkelendi ve başını tokatladı. Ardından şöyle dedi: Ey ahâli!
Şahinlerin çocukları kapıp kaçtığını hiç duydunuz ya da gördünüz mü?
Bunun üzerine tâcir dedi ki: Evet! Erkek farelerin demiri yediği bir yerde,
şahinlerin filleri bile kapıp kaçmasında hiç şaşılacak bir şey yok.
b. Adam öfkesinden kendi başını tokatladı ve dedi ki: Ey ahâli! Şahinler
çocukları kapıp kaçıyorlar. Bunun üzerine tâcir dedi ki: Evet! Erkek
fareler demiri yiyebiliyorlarsa, şahinler de filleri kaçırır.
c. Adam öfkesinden kendi başını tokatladı ve dedi ki: Ey ahâli! Şahinlerin
çocukları kapıp kaçtığını hiç duydunuz ya da gördünüz mü? Bunun
üzerine tâcir dedi ki: Evet! Erkek fareler demiri yiyebiliyorlarsa, şahinler
de filleri kaçırır.
d. Adam öfkesinden kendi başını tokatladı ve dedi ki: Ey ahâli! Şahinlerin
insanları kapıp kaçtığını hiç duydunuz ya da gördünüz mü? Bunun üzerine
insanlar dediler ki: Evet! Erkek fareler demiri yiyebiliyorlarsa, şahinler de
filleri kaçırır.
207
e. Adam öfkesinden kendi başını tokatladı ve dedi ki: Ey ahâli! Şahinlerin
çocukları kapıp kaçtığını hiç duydunuz ya da gördünüz mü? Bunun
üzerine tâcir dedi ki: Evet! Erkek farelerin demiri yediği bir yerde,
şahinlerin filleri bile kapıp kaçması hiç te şaşılacak bir şey değildir.
DİLBİLGİSİ
MEF‘ÛLÜN LEH
Arapça bir cümlede bulunan fiilin yapılma veya yapılmama sebebini
açıklayan mastara/isme “mef‘ûlün leh” denir. Bu ögeye mef’ûlün leh
denildiği gibi mef’ûlün lieclih ya da mef’ûlün min eclih de denilmektedir. Bu
terimlerin üçü de aynı şeyi ifâde etmektedir. Bunlardan birini herhangi bir
nahiv kitabında görenler farklı şeyler olduğunu sanmasınlar. Mef‘ûlun leh’ler
cümlede fiilin işleniş sebebini bildirdiği için “niçin?” sorusuna cevap
oluştururlar. Bir cümlede mef‘ûlün leh’i bulmanın yolu, cümlede sebebi
bildirilen fiille birlikte “neden/niçin …. Oldu?” gibi bir soru sorarız,
ِ ‫ﺖ َإﱃ َﻫ ِﺬ ِﻩ اﳌَ ِﺪﻳﻨَﺔ ﻃَﻠَﺒﺎ‬
ِ ‫ﻟﻠﻌﻠ‬
aldığımız cevap mef‘ûlün leh’tir. Mesela ‫ْﻢ‬
ُ ‫“ ﻗَ ِﺪ ْﻣ‬Ben bu
ً
şehre ilim talep etmek/öğrenmek için geldim” cümlesine “neden geldim?”
sorusunun cevabı ‫“ ﻃَﻠﺒًﺎ‬öğrenmek için”dir ve cümlede mef’ûlün leh’tir.
Mef‘ûlün leh genel olarak mansûbtur. Ancak fiilin oluş sebebini bildirmek
için zikredilen her söz her zaman mansub olmaz.
Mef ‘ûlün leh’ten Harf-i Cerin Hazfedilmes:
Mef‘ûlün leh’in mansûb olabilmesi başka bir deyişle harf-i cerin
hazfedilmesi için şu dört şartın bir cümlede aynı anda bulunması gerekir:
1. Mef‘ûlün leh olacak sözün mastar olması: Örnek;
‫ﺎﻋﺔً ﻟَِﺮﱢِ ْﻢ‬
َ َ‫ﻮم اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن إﻃ‬
ُ َ‫ﻳ‬
ُ ‫ﺼ‬
Müslümanlar rablerine itaat etmek için oruç tutarlar.
‫س ِﰲ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ ﺗَـ ْﺮ ِوﳛًﺎ َﻋ ْﻦ ﻧَـ ْﻔ ِﺴ ِﻪ‬
ُ ‫ َﲡَﱠﻮ َل اﻟ ُْﻤ َﺪ ﱢر‬.
Öğretmen rahatlamak için bahçede dolaştı.
2. Mef‘ülün leh olacak mastarın (iç duygularımızı ifade ettiğimiz, “saygı
göstermek, küçümsemek, korkmak, bilmek, bilmemek” gibi) kalbî fiillerden
olması:
Zengin fakire acıdığı için yardım etti.‫ﲏ اﻟ َﻔ ِﻘ َﲑ َﺷ ْﻔ َﻘﺔً َﻋﻠَْﻴ ِﻪ‬
‫ﺎﻋ َﺪ اﻟْﻐَِ ﱡ‬
َ ‫َﺳ‬
Cümlesinde olduğu gibi.
3. Mef‘ûlün leh olan mastarın fâili (öznesi) ile sebebi bildirilen fiilin fâilinin
aynı olması.
‫ﻚ اﻟ ﱡ‬
‫ﺺ َﺧ ْﻮﻓًﺎ ِﻣ ْﻦ ﻓِ َﺮا ِرِﻩ‬
‫ﺸ ْﺮ ِﻃ ﱡﻲ اﻟﻠﱢ ﱠ‬
َ ‫أ َْﻣ َﺴ‬
Polis, hırsızı kaçmasından korktuğu için tuttu.
208
Cümlesinde mef‘ûlün leh olan mastar ً‫“ َﺧ ْﻮﻓﺎ‬korktuğu için”dir. Burada
korku duyan polistir. Cümlede sebebi bildirilen (‫ )اﻟﻔﻌﻞ اﳌﻌﻠﻞ‬fiilin fâili yani
hırsızı tutan da aynı kişi yani polistir. Şu halde bu örnek cümlede hem
mef‘ûlün leh’in hem de sebebi bildirilen fiilin fâili (öznesi) aynı kişi
olduğundan mef’ûlün leh mansûb olmuş, harf-i cer ise hazfedilmiş (silinmiş,
zikredilmemiş)tir.
‫ﻚ‬
َ ‫ﻚ ﻹ ْﻛ َﺮ ِاﻣ‬
َ ُ‫ أَ ْﻛ َﺮْﻣﺘ‬Sen ikram ettiğin için sana ikram ettim
Cümlesinde ise mef’ûlün leh olan ‫‘ ﻷﻛﺮاﻣﻚ‬nin faili ‫ ﻹﻛﺮام – ك‬muttasıl
mecrûr ‫ ك‬zamiri, “ben sana ikram ettim” ‫ﻚ‬
َ ُ‫ أﻛﺮﻣﺘ‬kısmında ise fâil merfû
fiilinin
fâili
ile ‫ إﻛﺮام‬masdarının fâilleri
muttasıl zamirdir. Dolayısıyla ‫أﻛﺮﻣﺖ‬
ُ
aynı değil, ayrı ayrı kişiler olmaktadır. Bu yüzden bu cümledeki mef‘ûlün
leh’in başındaki ‫“ ل‬lâm” harfi atılmamış (hazfedilmemiş)tir.
ِ aynı
4. Mef‘ûlün leh olan mastarın zamanı ile sebebi bildirilen fiilin ‫اﻟﻔ ْﻌﻞ اﳌﻌﻠﻞ‬
olması
ِ ‫“ ِﺟ ْﺌﺘُﻚ اﻟﻴَـ ْﻮَم ﻟَِﻮ ْﻋ ِﺪي‬Dün sana sözverdiğim için bu gün sana geldim”
‫أﻣﺲ‬
cümlesinde mef’ûlün lehin (söz vermenin) gerçekleşme zamanı “dün”dür.
Gelme zamanı ise “bugün”dür. Dolayısıyla mef‘ûlün leh ile sebebi bildirilen
fiilin meydana gelme zamanları aynı olmamış ve mef’ûlün lehin başından
ِ ‫“ ِﺟ ْﺌـﻨَﺎ َإﱃ ُﻫﻨَﺎ ﺣﺒًّﺎ‬Biz buraya ilmi sevdiğimiz
harf-i cer atılmamıştır. Ama ‫ﻟﻠﻌﻠْﻢ‬
ُ
için geldik” cümlesinde ise hem sevme hem de gelme aynı zamanda olduğu
için mef‘ûlün leh’ten harf-i cer atılmış ve mef‘ûlün mansûb oluşu açıkça
görülmüştür.
Yukarıdaki dört şartı taşıyan mef‘ûlün leh’te esas olan mansûb olarak
zikredilmesi iken başına ‫ل‬, ‫ب‬, ‫ ﻣﻦ‬ve ‫ ﰲ‬gibi sebep bildiren cer harflerinden
birinin getirilmesi ile lafzan mecrûr da olabilirler. Bu yüzden böyle olanlar
iki şekilde söylenebilirler. Şu örnekleri inceleyinizi:
‫ْﻌﺎ ﻟِﻠﻈﱡﻠ ِْﻢ‬
ً ‫ﱠﺎس اﻟ َﻘﺎﻧُﻮ َن َدﻓـ‬
ُ ‫َْﳛ َِﱰُم اﻟﻨ‬
İnsanlar zulmü önlemek için hukuka saygı duyarlar.
ِ ‫ْﻌﺎ ﻟِﻠﻈﱡﻠ‬
Zulmü önlemek için hukuka saygı duyulur. ‫ْﻢ‬
ً ‫ُْﳛﺘَـ َﺮُم اﻟ َﻘﺎﻧُﻮ ُن َدﻓـ‬
Bu durumda lafız olarak mecrûr olsalar da aslında irab bakımından
mansûb olan mef‘ûlün leh’in yerinde bulundukları için mahallen mansûb
kabul edilirler. Örneğin;
ِ ‫ ﻟِﺘَ ْﺠ ِﻤ‬/ ً‫س اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ اﻷَ ْﺷ َﺠ َﺎر َواﻷَ ْزَﻫ َﺎر َﲡْ ِﻤﻴﻼ‬
‫ﻴﻞ ا ْﳊَ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ‬
َ ‫ﻏَ َﺮ‬
Adam bahçeyi güzelleştirmek için ağaç ve çiçekleri dikti.
Görüldüğü gibi her iki kullanım da aynı şekilde tercüme edilmektedir.
Mef‘ûlün leh’ten harf-i cerrin hazfedilmesi için yukarıdaki şartlar gereklidir.
Ancak bu şartların bulunduğu her cümleden cer harfi atılmayabilir. Hem harf-i
cerle hem de harf-i cersiz söylenebilir. Misal:
‫ﺾ اﻟ ﱡ‬
‫ ﻟِ ُﻤ َﺪ َاﻫﻨَﺘِ ِﻬ ْﻢ‬/ ‫ﱠوﻟ َِﺔ ﺑِﺄَ ْﺷ َﻌﺎ ِرِﻫ ْﻢ ُﻣ َﺪ َاﻫﻨَﺔً َﳍُ ْﻢ‬
َ ‫ﺸ َﻌ َﺮ ِاء ِر َﺟ‬
ُ ‫َﻣ َﺪ َح ﺑَـ ْﻌ‬
ْ ‫ﺎل اﻟﺪ‬
209
Bazı şairler, dalkavukluk için şiirleriyle devlet adamlarını övdüler.
Sebep bildiren harflerden en çok ‫ ﻟِـ‬harfi kullanılır. Diğerlerinin kullanımı az
da olsa Arapça ibarelerde rastlanabildiği için birer örnek görmemiz uygun
olacaktır:
‫أُ ْﻋ ِﻤ َﻲ َﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ِﻞ ِﻣ َﻦ ا ْﳊَﱢﺮ‬. Adam sıcaktan/sıcak sebebiyle bayıldı.
ِ َ‫ﻣﺎﺗ‬
‫ﺖ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸﺎةُ ﺑِ َﺪ ِاء َﻫﺎ‬
Koyun hastalığı sebebiyle/yüzünden öldü.
َ
‫ب َر ُﺟ ٌﻞ ِﰲ ﻟِ َﲑٍة‬
Adam bir lira için dövüldü.
ُ
َ ‫ﺿ ِﺮ‬
Mef ‘ûlün leh’in Masdar Olmama Durumu
Bu mef‘ûl cümlede sebep bildirdiği halde yapısı itibariyle mastar olmazsa
lafız olarak başına gelecek bir cer harfiyle mecrûr olur.
﴾ ‫ﺿ َﻌ َﻬﺎ ﻟﻸﻧَﺎم‬
َ ‫ض َو‬
َ ‫﴿واﻷ َْر‬
َ cümlesinde görüldüğü gibi.
Mef‘ûlün leh olsun ya da olmasın masdarlar cümledeki yerine göre
ma‘lûm/etken (‫ )ﻣﺼﺪر ﲟﻌﲎ اﻟﻔﺎﻋﻞ‬veya mechûl/edilgen (‫)ﻣﺼﺪر ﲟﻌﲎ اﳌﻔﻌﻮل‬
anlamlarında kullanılmaktadırlar.
ِ ‫ ﻟﻠ َﺨﻮ‬/ ‫ﻮل َﺧﻮﻓًﺎ ِﻣﻦ اﻟ َﻘ ْﺘ ِﻞ‬
ٍ ‫ﺎﺟﺮ اﻟ َﻘﺎﺗﻞ َإﱃ ﺑَـﻠَ ٍﺪ َْﳎ ُﻬ‬
‫ف ِﻣ َﻦ اﻟ َﻘ ْﺘ ِﻞ‬
ْ
َ ْ
َ َ ‫َﻫ‬
ُ
Katil öldürülmekten korktuğu için bilinmeyen bir ülkeye göçtü.
Bu cümlenin anlamına dikkat edilecek olursa birinci masdar (‫)ﺧﻮف‬
malûm/etken, ikinci masdar (‫ )اﻟﻘﺘﻞ‬mechûl/edilgen anlamında kullanılmıştır.
Diğer cümleler de bu açıdan incelendiğinde bu özellikler kavranılacaktır.
Mef‘ûlün Leh’in Başında Bulunan Diğer Lafızlar
Başında ‫ﺣﱴ‬
‫ ﱠ‬،‫ ﻛﻲ‬،‫ ﻟﻜﻲ‬ve ‫ ِل‬bulunan mansûb muzârî de masdar mânâsı ifâde
ettiği ve kendisinden önceki fiilin sebebini bildirdiği için mef’ûlün leh sayılır.
Bu yapılar mef’ûlün leh sayıldıkları için de mahallen mansûb kabul edilir. Şu
cümleleri bu açıdan inceleyiniz.
ِ ِ َ‫ْﻜﺘ‬
ِ
‫ب‬
َ
َ ‫ﺎب ﻟﻴُﻔﻴ َﺪ اﻟﻄﱡﻼﱠ‬
َ ‫أﻋ ﱠﺪ اﻟ ُْﻤ َﺆﻟﱢُﻔﻮ َن َﻫ َﺬا اﻟ‬
Yazarlar bu kitabı öğrencilere faydalı olması için hazırladı.
ِ ‫ب ﻟِ َﻜﻲ ﻳ‬
ِْ‫ﺼ‬
‫ﲔ اﻟ ﱠ‬
‫ﲔ‬
ْ َ‫ﻗَ ْﺪ ﻳ‬
ْ ُ ْ ِ ‫ﻀﻄَﱡﺮ اﻹﻧْ َﺴﺎ ُن َإﱃ اﻟْ َﻜ ِﺬ‬
َْ ‫ﺼﻠ َﺢ ﺑَـ‬
َ ‫ﺸ ْﺨ‬
Bazan insan iki kişinin arasını düzeltmek (onları barıştırmak) için yalan
söylemek zorunda kalabilir.
ِ ‫ﻮل اﻟﻌﻤ ِﺮ َﻛﻲ أُﺣ ﱢ‬
‫ْﻢ‬
‫أَﻧَﺎ أ ُِﺣ ﱡ‬
َ ْ ُ ُ َ ُ‫ﺐ ﻃ‬
َ ‫ﺼ َﻞ اﻟْﻌﻠ‬
Ben ilim tahsil etmek için ömrümün uzun olmasını isterim.
ِ
ِ
ِ
‫ﺎج ِﰲ ﻇُ ُﻬﻮِرُﻛ ْﻢ‬
ْ
ُ ‫ﻴﻤﻮا َﺣ ﱠﱴ ﻻَ ﻳُﺼﻴﺒَ ُﻜ ُﻢ اﻻ ْﻋ ِﻮ َﺟ‬
ُ ‫اﺳﺘَﻘ‬
Sırtlarınızın kamburlaşmaması için dik durun.
210
(‫ )ل‬Harfi’nin Diğer Önemli Kullanımları
Yukarıda geniş olarak açıklandığı üzere lâm ‫ ِل‬harf-i ceri sebep bildirdiği
zaman mecrûru (cer ettiği) ile birlikte cümlede önce geçen bir fiilin oluş
sebebini bildireceği için mef‘ûlün leh olur. Ancak bu harf-i cer her zaman
sebep bildirmek için kullanılmaz. ‫ ِل‬harfinin en çok sebep bildirmek için ‫ﻟﻠﺘﻌﻠﻴﻞ‬
ikinci olarak da bir şeyi tahsîs etmek, özel kılmak, mülkiyet yani bir şeyin bir
kimseye ait olduğunu bildirmek için kullanılır. Bu durumda ‫ ِل‬harfi izâfet
terkîplerindeki (isim tamlamasındaki) muzâfun ileyh (tamlayan) öğesinin
başına gelerek muzâfun ileyhi (tamlayanı) muzâfın (tamlanan) sıfatı haline
dönüştürür.
ِ َ ‫ﻛِﺘَﺎﺑ‬
‫ﻛﺘﺎب ﻟﻚ‬
ٌ – ‫ َك‬+ ‫ﻚ = ﻛﺘَﺎب‬
ُ
Sana ait kitap
senin kitabın
(‫ )ل‬harfinin diğer yaygın bir kullanımı da zâid olarak kullanılmasıdır.
Buradaki zâid, gereğinden fazla, çok anlamında değil, cümlenin mânâsını
pekiştirmek ve cümlenin seslendirilmesindeki güzelliğe katkıda bulunmak
anlamındadır. Bu durumda câr ve mecrûrlar mef’ûlün bir gayr-i sarîh olurlar.
Şu örnekleri inceleyelim:
ِ ‫ﱠر‬
Senin dersi anlaman: ‫س‬
َ ‫ﻓَـ ْﻬ ُﻤ‬
ْ ‫ﻚ ﻟﻠﺪ‬
ِ ‫أﻛﻠُﻪُ ﻟﻠﻄﱠ‬
Onun yemeği yemesi: ‫ﻌﺎم‬
ِ
Onun felsefe eğitimi görmesi: ‫ﻟﻠﻔﻠﺴﻔﺔ‬
ُ‫دراﺳـﺘُﻪ‬
ٌ ‫ﻓَـﻌﱠ‬
(O Allah) dilediğini yapandır: ‫ﺎل ﻟِ َﻤﺎ ﻳُ ِﺮﻳﺪ‬
‫ﺼ ﱢﺪ ٌق ﻟِ َﻤﺎ َﻣ َﻌ ُﻜ ْﻢ‬
َ ‫ُﻣ‬
(O Kur’ân) yanınızdakileri (kendisinden önce inen kitapları) tasdîk edicidir.
Aşağıdaki cümlelerde mef’ûlün leh’leri bulunuz.
ِ ‫ْﻫﺐ اﻟﺘﱠﻼَِﻣﻴ ُﺬ َإﱃ اﻟْﻤ ْﺪرﺳ ِﺔ ر ْﻏﺒﺔً ِﰲ‬
. ‫اﻟﻌﻠ ِْﻢ‬
َ َ ََ َ
ُ َ ‫ ﻳَﺬ‬.1
‫ﺼ ﱠ‬
. ‫ﺎم اﻟﺘﱠﻼَِﻣﻴ ُﺬ َِﲢﻴﱠﺔً ﻟَﻪُ َوإِ ْﺟﻼَﻻً ﻟَِﻘ ْﺪ ِرِﻩ‬
‫ َد َﺧ َﻞ اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ ُﻢ اﻟ ﱠ‬.2
َ ‫ﻒ ﻓَـ َﻘ‬
ِ ‫ﺻ ﱠﺤ ِﺔ اﻟﺘﱠﻼَِﻣ‬
ِ ‫ﺖ اﻟْﻤ ْﺪرﺳﺔُ ﻣ ْﻘﺼ ًﻔﺎ ُﳏَﺎﻓَﻈَﺔً َﻋﻠَﻰ‬
ِ
.‫ﻴﺬ‬
َ َ َ َ َ ‫ أَﻗَ َﺎﻣ‬.3
ِ ‫ﻒ اﻟ ﱡ‬
ِ
.‫ﻟﻠﺤ َﺮَﻛ ِﺔ‬
ُ ‫ ﻳَِﻘ‬.4
َ ً‫ﺸ ْﺮﻃ ﱡﻲ ِﰲ اﻟ َْﻤ ْﻴ َﺪان ﺗَ ْﺴ ِﻬﻴﻼ‬
ِ ‫ َذﺑﺢ‬.5
ِ ‫ﺎﺣﺐ اﻟْﺒـ ْﻴ‬
.‫ﻀﻴُﻮﻓِ ِﻪ‬
ُ ِ‫ﺖ َﺷﺎ ًة إِ ْﻛ َﺮ ًاﻣﺎ ﻟ‬
َ ََ
َ ُ ‫ﺻ‬
Aşağıdaki cümleleri harekeleyiniz ve ve altlarına Türkçe çevirilerini yazınız.
.‫ ﻟﻠﺨﻮف ﻣﻨﻪ‬/‫ اﺑﺘﻌﺪت اﻟﺒﻨﺖ ﻋﻦ اﻷﺳﺪ ﰲ ﺣﺪﻳﻘﺔ اﳊﻴﻮاﻧﺎت ﺧﻮﻓًﺎ ﻣﻨﻪ‬.1
.‫اﺳﺘﻌﺪادا ﻟﻠﻌﻴﺪ‬
/‫ ﺗﺸﱰي اﻷﻣﻬﺎت اﳌﻼﺑﺲ اﳉﺪﻳﺪة ﻟﻠﻌﻴﺪ‬.2
ً
.‫ ﻻﺳﺘﻘﺒﺎل ﺷﻬﺮ رﻣﻀﺎن‬/‫ ﻳﱰﻗﺐ اﳌﺴﻠﻤﻮن اﳍﻼل اﺳﺘﻘﺒﺎﻻً ﻟﺸﻬﺮ رﻣﻀﺎن‬.3
211
‫ﺗﻄﻬﲑا ﻷﻣﻮاﳍﻢ ‪ /‬ﻟﺘﻄﻬﲑ أﻣﻮاﳍﻢ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﺳﺎرع اﳌﺴﻠﻤﻮن إﱃ أداء اﻟﺰﻛﺎة‬
‫ً‬
‫‪ .5‬ﺧﺮج أﻓﺮاد اﻷﺳﺮة إﱃ اﳊﺪﻳﻘﺔ ﺗﺮﺣﻴﺒًﺎ ﺑﺎﻟﻀﻴﻮف‪ /‬ﻟﻠﱰﺣﻴﺐ ﺑﺎﻟﻀﻴﻮف‪.‬‬
‫‪ .6‬أﻋﻄﻲ اﻷخ اﻟﻜﺒﲑ ﻷﺣﻴﻪ اﻟﺼﻐﲑ ﻋﻄﻔﺎ ﻋﻠﻴﻪ‪ /‬ﻟﻠﻌﻄﻒ ﻋﻠﻴﻪ‪.‬‬
‫اﺣﺘﺠﺎﺟﺎ ﻋﻠﻰ اﻟﻔﻀﻴﺤﺔ ‪ /‬ﻟﻼﺣﺠﺘﺎج ﻋﻠﻰ اﻟﻔﻀﻴﺤﺔ‪.‬‬
‫‪ .7‬ﲡﻤﻊ ﻛﺜﲑ ﻣﻦ اﳌﺘﻈﺎﻫﺮﻳﻦ‬
‫ً‬
‫‪ .8‬أﻗﺎم رﺋﻴﺲ اﻟﻮزراء ﻣﺄدﺑﺔ اﻟﻌﺸﺎء ﺗﻜﺮﳝﺎ ﻟﻠﻮﻓﺪ اﻟﺰاﺋﺮ ‪ /‬ﻟﺘﻜﺮﱘ اﻟﻮﻓﺪ اﻟﺰاﺋﺮ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﳛﺮس اﳉﻨﻮد اﻟﻮﻃﻦ ﲪﺎﻳﺔ ﻟﻪ ﻣﻦ اﻻﻋﺘﺪاء ‪ /‬ﳊﻤﺎﻳﺘﻪ ﻣﻦ اﻻﻋﺘﺪاء‪.‬‬
‫‪ .10‬ﳚﺘﻤﻊ أﻋﻀﺎء اﻟﻠﺠﻨﺔ اﻻﻗﺘﺼﺎدﻳﺔ ﺣﻼ ﻷزﻣﺔ اﻟﺒﻮرﺻﺔ ‪ /‬ﳊ ﱢﻞ أزﻣﺔ اﻟﺒﻮرﺻﺔ‪.‬‬
‫‪ALIŞTIRMALAR‬‬
‫‪1. Aşağıdaki metinde lafzan mansûb olan ve harf-i cerli olan mef’ûlün‬‬
‫‪lehleri verilen tabloya yazınız.‬‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ِ ِِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻦ ﻳُـ ْﻘﺒِﻠُﻮ َن َﻋﻠَْﻴـ َﻬﺎ‬
‫ﻴﻞ ُﻫ ُﻢ اﻟﺬ َ‬
‫َﻛﺎﻧَﺖ اﻟ َْﻤ ْﺪ َر َﺳﺔ اﻻﺑْﺘ َﺪاﺋﻴﱠﺔ ِﰲ أَﻳﱠﺎﻣﻨَﺎ ﻣﺜْ َﻞ ﻳَـ ْﻮم اﻟﻘﻴَ َﺎﻣﺔ‪ ،‬ﻓَﺎﻟْ َﻜﺜﲑُ ﻣﻨﱠﺎ ﻳَﺄْﺗ َﻴﻬﺎ ُﻣﻜ َْﺮًﻫﺎ‪َ ،‬وﻗَﻠ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻤﺎ‬
‫ﺎء أَﻧْـ ُﻔ ِﺴ ِﻬ ْﻢ ُﺣﺒًّﺎ ﻟِﻠ َْﻤ ْﻌ ِﺮﻓَ ِﺔ َوَر ْﻏﺒَﺔً ِﰲ اﻟ ِْﻌﻠ ِْﻢ‪َ ،‬وَﻛﺎﻧَ ْ‬
‫ﺎرﻧَﺎ ﺗَـﺘَـ َﻔ َﺎو ُ‬
‫ﻴﻤﺎ َوُﻛ ْﻨ ُ‬
‫ﺖأْ‬
‫َﺻﻐَ َﺮُﻫ ْﻢ ﺳﻨًّﺎ ﻓ َ‬
‫ت ﺗَـ َﻔ ُﺎوﺗًﺎ َﻋﻈ ً‬
‫ﺖ أَ ْﻋ َﻤ ُ‬
‫ﺗ ْﻠ َﻘ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺖ ِﻣ ْﻦ َﺧ َﺸ ٍ‬
‫ﺐ َﻋﺘِ ٍ‬
‫ﺲ َﻋﻠَﻰ ُﻛ ﱢﻞ َﻣ ْﻘ َﻌ ٍﺪ‬
‫ﺎد ﻳَ ُﻜﻮ ُن ِﻣ ْﻦ َﻋ ْﻬ ِﺪ ﻧُ ٍ‬
‫ﺻﻨِ َﻌ ْ‬
‫ﻴﻖ ﻳَ َﻜ ُ‬
‫أَ ْﻋﺘَﻘ ُﺪ‪َ ،‬وَﻣ َﻘﺎﻋ ُﺪﻧَﺎ ﻗَﺪﳝَﺔٌ ﺑَﺎﻟﻴَﺔٌ‪ُ ،‬‬
‫ﻮح‪َ ،‬وَﻛﺎ َن َْﳚﻠ ُ‬
‫ﺐ اﻟﺮاﺣ ِﺔ أو ﻟﺼ ﱢﺪ ﻫﺠ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِﺳﺘﱠﺔٌ ِﻣﻨﱠﺎ‪ ،‬وُﻛﻨﱠﺎ ﻣﺘَﻼَ ِ ِ‬
‫ﻮم ُﻣﺘَـ َﻮﻗﱢ ٍﻊ‪َ ،‬وَﻣﺎ َﲢَﱠﺮ َك ﻳَـ ْﻮًﻣﺎ‬
‫ﺻﻘ َ‬
‫ﲔ‪َ ،‬وﻳَ ْﻜﺜُـ ُﺮ ﺑَـ ْﻴـﻨَـﻨَﺎ اﻟﺘﱠ َﺪاﻓُ ُﻊ َواﻟﺘﱠﻼَ ُﻛ ُﻢ ﻟﻄَﻠَ ِ ﱠ َ ْ َ ُ ُ‬
‫ُ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ﺎل‬
‫ﻔ‬
‫ﻃ‬
‫ﻷ‬
‫ا‬
‫ﻚ‬
‫ﺤ‬
‫ﻀ‬
‫ﻳ‬
‫و‬
‫ﲔ‬
‫ﻤ‬
‫ﻠ‬
‫ﻌ‬
‫ْﻤ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻖ‬
‫ﻳ‬
‫ﺎ‬
‫ﻀ‬
‫ﻳ‬
‫ﺞ‬
‫ﻋ‬
‫ﺰ‬
‫ﻣ‬
‫ت‬
‫ﻮ‬
‫ﺻ‬
‫ﻴﻖ‬
‫ﺘ‬
‫اﻟﻌ‬
‫ﺐ‬
‫ﺸ‬
‫َ ْ ٌ ُ ْ ٌ ُ َ ُ ُ َ َ َ ُ ْ ُ َْ َ‬
‫َواﺣ ٌﺪ ﻣﻨﱠﺎ إﻻﱠ َﺧ َﺮ َج ﻣ ْﻦ ﻫ َﺬا اﳋَ َ َ‬
‫اﳌﻔﻌﻮل ﻟﻪ‬
‫اﳌﻔﻌﻮل ﻟﻪ‬
‫)ﻣﻨﺼﻮب‬
‫ﺑﺎﳊﺮوف‬
‫ﻟﻔﻈًﺎ(‬
‫اﳉﺎ ﱠرة‬
‫‪212‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde mef’ûlün leh’lerin altını çiziniz.‬‬
‫ﻒ اﻟﻄﱡﻼﱠب اِﺣِ ِ‬
‫ْﻤ َﺪ ﱢر ِ‬
‫س‪.‬‬
‫‪َ .1‬وﻗَ َ‬
‫ُ َْ‬
‫ﱰ ًاﻣﺎ ﻟﻠ ُ‬
‫ﺼﻴ َﺪﺗَﻪ ﻣ ْﺪﺣﺎ ِ‬
‫‪ .2‬ﻧَﻈﱠﻢ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﺎﻋﺮ ﻗَ ِ‬
‫ﻟﻸﻣ ِﲑ‪.‬‬
‫َُ ً‬
‫ﺸ ُ‬
‫َ‬
‫إدارةُ اﻟْﻤﺮوِر ِﲟَْﻨ ِﻊ ا ْﳊﻮ ِاد ِ‬
‫ث اِ ْﻫﺘِ َﻤ ًﺎﻣﺎ َﻛﺒِ ًﲑا‪.‬‬
‫ََ‬
‫‪ .3‬ﺗَـ ْﻬﺘَ ﱡﻢ َ َ ُ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻋ َﺪ ًة َﳍُ ْﻢ‪.‬‬
‫ﲔ ﻗُـ ُﺮ ً‬
‫وﺿﺎ ُﻣ َﺴ َ‬
‫ﻮﻣﺔُ اﻟ ُْﻤ َﺰا ِرﻋ َ‬
‫‪ .4‬ﲤَْﻨَ ُﺢ اﳊُ ُﻜ َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻮﻃَ ِﻦ ِﲪَﺎﻳَﺔً ﻟَﻪُ ِﻣ َﻦ اﻷَ ْﻋ َﺪ ِاء‪.‬‬
‫‪ .5‬ﻳَِﻘ ُ‬
‫ﻒ ا ْﳉُﻨُ ُ‬
‫ﻮد َﻋﻠَﻰ ُﺣ ُﺪود َ‬
‫ان ﺣﻼًّ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻠﺨﻼَﻓَ ِ‬
‫ِ‬
‫ﲔ ﺑَـﻠَ َﺪﻳْـ َﻬﺎ‪.‬‬
‫ﺎت ﺑَـ َْ‬
‫اﻟﻮﻓْ َﺪ َ‬
‫‪َْ .6‬ﳚﺘَﻤ ُﻊ َ‬
‫ﱠع ﻣ ِﺪﻳﺮ ا ْﳉ ِﺎﻣﻌ ِﺔ ا ْﳉﻮاﺋِﺰ َﻋﻠَﻰ اﻟْﻤﺘَـ َﻔ ﱢﻮﻗِﲔ ﺗَـ ْﻘ ِﺪﻳﺮا َﳉﻬ ِ‬
‫ﻮد ِﻫ ْﻢ‪.‬‬
‫ً ُُ‬
‫َ‬
‫‪َ .7‬وز َ ُ ُ َ َ ََ َ‬
‫ُ‬
‫‪ .8‬ﻳ َﺸ ﱢﺠﻊ اﻟْﻤﺘـ َﻔ ﱢﺮﺟﻮ َن ﱠ ِ‬
‫ﺎرا‪.‬‬
‫ﲔ ﺗَ ْﺸ ِﺠ ًﻴﻌﺎ َﺣ ًّ‬
‫اﻟﻼﻋﺒِ َ‬
‫ُ ُ َُ ُ‬
‫‪ .9‬ﻳـ ْﻌﻤﻞ اﻟﻌ ﱠﻤ ُ ِ‬
‫ﺎح‪.‬‬
‫ﱠﺠ ِ‬
‫َ َُ ُ‬
‫ﺎل ِﲜ ﱟﺪ َﺳ ْﻌﻴًﺎ َإﱃ اﻟﻨ َ‬
‫ِ‬
‫ﺿ ِﺎة ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﷲ‪.‬‬
‫ﺎء ﻟِ َﻤ ْﺮ َ‬
‫‪ .10‬ﻳُـ َﺆدﱢي اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ُﻤﻮ َن َواﺟﺒَـ ُﻬ ْﻢ اﺑْﺘﻐَ ً‬
‫‪3. Aşağıdaki örnekte olduğu gibi bırakılan boşluklara parantez içinden‬‬
‫‪mef’ûlün leh olması uygun olanları yazınız.‬‬
‫‪ .1‬ﻳـﻐْ ِﻔﺮ اﷲ اﻟ ﱡﺬﻧُﻮب ‪ ........‬ﻟﻠﻤﺴﻠِ ِﻤﲔ‪) .‬ر ِ‬
‫اﲪًﺎ ‪َ ،‬ر ْﲪَﺔً ‪َ ،‬ر ْﲪًﺎ(‬
‫َ‬
‫َ ُ ُ‬
‫ُْ َ َ‬
‫‪ .2‬ﻳـ َﺆدﱢي اﻟْﻤﺴﻠِﻢ ِ‬
‫ات ‪ِ .....‬‬
‫ﺎد ِ‬
‫ﺎﻋﺔً‪ ،‬ﻃَ ْﻮ ًﻋﺎ‪ ،‬ﻃَﺎﺋِ ًﻌﺎ(‬
‫ﷲ‪) .‬ﻃَ َ‬
‫اﻟﻌﺒَ َ‬
‫ُ‬
‫ُْ ُ‬
‫ﺿ ْﻴـ َﻔﻪُ ‪ ....‬ﻟﻪ ) َﻛ ِﺮﳝًﺎ‪َ ،‬ﻛ َﺮ َاﻣﺔٌ‪ ،‬إِ ْﻛ َﺮ ًاﻣﺎ(‬
‫‪ .3‬ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻘﺒِ ُﻞ َْﳏ ُﻤﻮ ٌد َ‬
‫‪ .4‬ﻳ َﺸﺎ ِر ُك اﻟﻄﱡﻼﱠب ِﰲ ﺗَ ْﻜ ِﺮ ِﱘ أﺳﺘَ ِ‬
‫ﺎذ ِﻫ ْﻢ ‪َ ....‬ﻋ ْﻦ ُﺣﺒﱢ ِﻬ ْﻢ ) ِﻋ ْﺒـ َﺮًة ‪ ،‬ﺗَـ ْﻌﺒِ ًﲑا‪ِ ،‬ﻋﺒَ َﺎرًة(‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﺟﺎ(‬
‫‪ .5‬ﻗَﻄَ َﻌ ْ‬
‫ﱡو ِل َﻋﻼَﻗَـﺘَـ َﻬﺎ ﺑُِﺮ ْ‬
‫ﺖ ﺑَـ ْﻌ ُ‬
‫وﺳﻴﺎ ‪َ ......‬ﻋﻠَﻰ ﺗَ َﺪ ﱡﺧﻠ َﻬﺎ ِﰲ أﻓﻐﺎَﻧﺴﺘَﺎن‪) .‬ﲝُ ﱠﺠﺔ‪ُ ،‬ﺣ ﱠﺠﺔً‪ ،‬اﺣﺘ َﺠ ً‬
‫ﺾ اﻟﺪ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ ﱠِ‬
‫ﻴﺐ ِﻣ ْﻦ ِزﻳَ َﺎرِة اﻟ َْﻤ ِﺮ ِ‬
‫ﱢﲔ(‬
‫ﻳﺾ ‪َ .....‬ﻋﻠَﻴﻪ‪) .‬اﻃ ِْﻤ ْﺌـﻨَﺎﻧًﺎ ‪ ،‬ﻃُ َﻤﺄﻧِﻴﻨَﺔً ‪ُ ،‬ﻣﻄ َْﻤﺌِﻨ َ‬
‫‪ .6‬ﻳُﻜْﺜ ُﺮ اﻟﻄﺒ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ِج ‪ ....‬ﻋﻦ اﻟ ﱠﺮاﺣ ِﺔ‪) .‬ﺑ ِ‬
‫ﺎﺣﺜًﺎ‪ُ ،‬ﲝُﻮﺛًﺎ‪َْ ،‬ﲝﺜًﺎ(‬
‫إﺟ َﺎزﺗَﻪُ ِﰲ اﳋَﺎر ِ‬
‫ﺼٌ‬
‫‪ .7‬ﻳَـ ْﻘﻀﻲ ﻋ َ‬
‫ﺎم َ‬
‫َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻠﺠ ْﻤ ُﻬﻮِر‪َ ) .‬ﺣﻴَﺎ ًة‪َِ ،‬ﲢﻴﱠﺔً‪ُ ،‬ﳏَﻴﱢـﻴًﺎ(‬
‫اﻟﻮِز ُﻳﺮ ﻳَ َﺪﻳْﻪ ‪ُ .......‬‬
‫‪َ .8‬رﻓَ َﻊ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki iki gruptan uygun olan bölümleri eşleştirerek içlerinde‬‬
‫‪mef’ûlü leh bulunan anlamlı cümleler kurunuz.‬‬
‫اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔُ أ‬
‫‪ .1‬ﻳـﺘـﻮ ﱠﺟﻪ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎﺧﺒُﻮ َن ﻏَ ًﺪا‬
‫ََ َ ُ‬
‫‪ .2‬ﻧَـ َﺰ َل اﻟ ﱠ‬
‫ﺎب ِﰲ اﻟ َْﻤ ِﺎء‬
‫ﺸ ﱡ‬
‫ِ‬
‫ﺻﺎﻟ َِﺔ اﻟ َْﻤﻄﺎ ِر‬
‫ﺲ اﻟ ُْﻤ َﺴﺎﻓ ُﺮ ِﰲ َ‬
‫‪َ .3‬ﺟﻠَ َ‬
‫ﻮل ُﻣ َﻌﺎ ًذا إﱃ اﻟﻴَ َﻤ ِﻦ‬
‫‪ْ .4‬أر َﺳ َﻞ اﻟ ﱠﺮ ُﺳ ُ‬
‫اﺠﻤﻟﻤﻮﻋﺔُ ب‬
‫ﺴ َﻔ ِﺮ‪.‬‬
‫اﻧْﺘِﻈَ ًﺎرا ﻟِ َﻤ ْﻮ ِﻋ ِﺪ اﻟ ﱠ‬
‫ﻟِ َﻤ ْﻨ ِﻊ اﻧْﺘِ َﺸﺎ ِر ا ْﳉَ ِﺮﳝَِﺔ‪.‬‬
‫ﻟﻸﺟ ِﺮ ِﻣﻦ ِ‬
‫اﷲ‬
‫ﻃَﻠَﺒًﺎ ْ َ‬
‫ﻀ ِﺎء اﻟْﺒـﺮﻟَﻤ ِ‬
‫ِﻻﻧْﺘِ َﺨ ِ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ﺎب أَ ْﻋ َ َ ْ َ‬
‫‪213‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ‬
‫ﺐ اﻟﺪ ْ‬
‫ﱠوﻟَﺔُ اﻟ ُْﻤﺬْﻧ َ‬
‫‪ .5‬ﺗُـ َﻌﺎﻗ ُ‬
‫ﺼﺪ ُق اﻟْﻤﺴﻠِﻢ َﻋﻠَﻰ اﻟْﻤ ْﺤﺘَ ِ‬
‫ﲔ‬
‫‪ .6‬ﻳَـﺘَ ﱠ‬
‫ﺎﺟ َ‬
‫ُ‬
‫ُْ ُ‬
‫ﻟﻠﺘﱠﻤﺘﱡ ِﻊ ِﲟُﻨ ِ‬
‫ﺎﻇ ِﺮَﻫﺎ اﻟﻄﱠﺒِ ِﻴﻌﻴﱠﺔ‪.‬‬
‫َ َ‬
‫ﺼ ْﻴ ِ‬
‫ﻒ‬
‫ُﺳﺎﻓِ ُﺮ َإﱃ أَﺑْـ َﻬﺎ ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫‪ .8‬أ َ‬
‫ِ‬
‫اﻹﺳﻼَِم ﻓِ َﻴﻬﺎ‪.‬‬
‫ﻟﻨَ ْﺸ ِﺮ ْ‬
‫ِ‬
‫ﱡو ِل‬
‫‪َْ .7‬ﳚﺘَﻤ ُﻊ َﻣ ْﻨ ُﺪوﺑُﻮ اﻟﺪ َ‬
‫ﺴﻼَِم‪.‬‬
‫ﻹﻗـ َْﺮا ِر اﺗﱢـ َﻔﺎﻗِﻴﱠ ِﺔ اﻟ ﱠ‬
‫إِﻧْـ َﻘﺎ ًذا ﻟِ ْﻠﻐَ ِﺮ ِﻳﻖ‪.‬‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde örnekte gösterildiği gibi, parantez içindeki‬‬
‫‪kelimeyi mef’ûlün leh’e çeviriniz.‬‬
‫ﺼ ْﺤ َﺮ ِاء ) َْﲝﺚ(‬
‫ي ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫اﳌﺜﺎل‪ :‬ﻳَـﺘَـﻨَـ ﱠﻘ ُﻞ اﻟﺒَ َﺪ ِو ﱡ‬
‫ﺼ ْﺤ َﺮ ِاء َْﲝﺜًﺎ َﻋ ِﻦ اﻟ َْﻤ ِﺎء‪.‬‬
‫ي ِﰲ اﻟ ﱠ‬
‫ﻳَـﺘَـﻨَـ ﱠﻘ ُﻞ اﻟﺒَ َﺪ ِو ﱡ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫إﺣ َﺪى َﺟ ِﺎﻣ َﻌﺎ َِﺎ‪.‬‬
‫اﺳﺔ ِﰲ ْ‬
‫‪ .1‬ﻳُ َﺴﺎﻓ ُﺮ أﺧﻲ إِ َﱃ ﺑَﺎﻛ ْﺴﺘَﺎ َن )ﻃَﻠﺐ( اﻟ ﱢﺪر َ‬
‫اب ِ‬
‫ﺼﻼَ ِة ِﰲ اﻟ َْﻤ ْﺴ ِﺠ ِﺪ )ﻃَ َﻤﻊ( ِﰲ ﺛَـ َﻮ ِ‬
‫اﷲ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻳُﻜْﺜِ ُﺮ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن ِﻣ َﻦ اﻟ ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﳊﺮب‪.‬‬
‫ﺎف( ﻣﻦ‬
‫ﺐ ﻟُْﺒـﻨَﺎ َن ) َﺧ َ‬
‫‪ .3‬ﻏَ َ‬
‫ﺎد َر َ‬
‫اﻷﺟﺎﻧ ُ‬
‫ب اﻟﻼﱠ ِﻋﺒُﻮ َن َﻛﺜِ ًﲑا )أﻣﻞ( ِﰲ اﻟ َﻔ ْﻮِز‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻳَـﺘَ َﺪ ﱠر ُ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫اب اﷲ‪.‬‬
‫‪ .5‬ﻳَـ ْﺒﺘَﻌ ُﺪ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠ ُﻢ َﻋ ِﻦ اﻟ ُْﻤ َﺤ ﱠﺮَﻣﺎت ) َﺧﺸ َﻲ( َﻋ َﺬ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎب( ﻟَِﺮ ْﻏﺒَﺘِ ِﻬ ْﻢ‪.‬‬
‫‪َْ .6‬ﳚﺘَ ِﻤ ُﻊ اﻟ ُْﻤﺪ ُﻳﺮ ﺑِﺎﻟ ُْﻤ َﻮﻇﱠﻔ َ‬
‫ﲔ )اﺳﺘَ َﺠ َ‬
‫ﺎت ﻟﻠ ﱠ ِ‬
‫اﻹﻋﺎﻧَ ِ‬
‫اﻟﻮﻃَﻨِﻴﱠ ِﺔ ) َﺷ ﱠﺠ َﻊ( َﳍَﺎ‪.‬‬
‫ﱠوﻟَﺔُ َ‬
‫‪ .7‬ﺗُـ َﻘﺪ ُ‬
‫ﱢم اﻟﺪ ْ‬
‫ﺸ ِﺮَﻛﺎت َ‬
‫ِ‬
‫ف اﻟْﻤ َﺪا ِرس ِﰲ ْأﳓَ ِﺎء اﻟْﻤﻤﻠَ َﻜ ِﺔ )ﻧَ َﺸﺮ( ِ‬
‫اﻟﻌﻠْﻢ‪.‬‬
‫َْ‬
‫‪ .8‬ﺗَـ ْﺒ ِﲏ ِوَز َارةُ اﻟ َْﻤ َﻌﺎ ِر َ َ‬
‫ِ‬
‫‪َ .9‬ﻛﺎ َن أَﺑُﻮ ﻓِ َﺮ ٍ‬
‫اﻹﺳﻼم‪.‬‬
‫وم ) َداﻓَ َﻊ( َﻋ ِﻦ‬
‫ب اﻟ ﱡﺮ َ‬
‫اس ُﳛَﺎ ِر ُ‬
‫ِ‬
‫ض( ﻋﻠﻰ ﺑَـﺮﻧَ َِ‬
‫ﺎﳎ ِﻪ‪.‬‬
‫‪َ .10‬ﺧ َﺮ َج اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﻣ َﻦ اﳊَْﻔ ِﻞ )ﻳﻌ ِﱰ ُ‬
‫ْ‬
‫‪6. Aşağıdaki parçada geçen mef‘ûlün leh’leri bulunuz.‬‬
‫اﳌﺪرس‪ :‬ﱂَ ﺗَﻨﻈﺮ ﰲ اﻟﺴﺎﻋﺔ اﻟ َﻔ ْﻴـﻨَﺔَ ﺑﻌﺪ اﻟ َﻔ ْﻴـﻨَﺔ ﻳﺎﻋﺪﻧﺎن؟ ‪ ‬‬
‫ﻋﺪﻧﺎن‪ :‬إ ﱠﳕﺎ أﻓﻌﻞ ذﻟﻚ ﺧﻮﻓﺎً ﻣﻦ ﻓَـ َﻮات اﳌﻮﻋﺪ‪ .‬ﻓﺈ ّن ﱄ ﻣﻮﻋﺪاً ُﻣ ِﻬ ّﻤﺎً ﻣﻊ اﻟﻄﺒﻴﺐ ﺑﻌﺪ ﻗﻠﻴﻞ‪ .‬‬
‫اﳌﺪرس‪ :‬ﻫﻼ ِﻏﺒﺖ ﻋﻦ ﻫﺬﻩ اﳊﺼﺔ‪ .‬‬
‫ﻋﺪﻧﺎن‪ :‬ﻛﺎن ﺑﺈﻣﻜﺎﱐ أن أﺳﺘﺄذن اﳌﺪﻳﺮ ﰲ اﻟﻐﻴﺎب ﻋﻦ ﻫﺬﻩ اﳊﺼﺔ‪ ،‬وﻟﻜﻨﲏ ﺣﻀﺮت ُﺣﺒّﺎً ﻟِﻠﻨﱠﺤﻮ‪ .‬‬
‫ﱄ‪ :‬إﳕﺎ ﻳﺪرس َر ْﻏﺒَﺔً ﰲ اﻟﻌﻠﻢ‪ ،‬ﻻ َرْﻫﺒَﺔً ﻣﻦ اﻻﻣﺘﺤﺎن‪ ...‬اﻗﺮأَ‬
‫اﳌﺪرس‪ :‬زادك اﷲ ﻋﻠﻤﺎً‪ .‬ﻫﻜﺬا ﻳﻜﻮن‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺐ اﳌِﺜَﺎ ﱡ‬
‫ُ‬
‫اﻵﻳﺎت ﻳﺎ إﺑﺮاﻫﻴﻢ‪ .‬‬
‫إﺑﺮاﻫﻴﻢ ‪) :‬ﺑﻌﺪ اﻻﺳﺘﻌﺎذة( ﴿وﻻ ﺗَـ ْﻘﺘُـﻠُﻮا أَوﻻ َد ُﻛﻢ َﺧ ْﺸﻴﺔَ إِ ْﻣ ٍ‬
‫ﻼق َْﳓ ُﻦ ﻧَـ ْﺮُزﻗُـ ُﻬ ْﻢ وإﻳﱠﺎ ُﻛ ْﻢ إ ﱠن ﻗَـ ْﺘـﻠَ ُﻬ ْﻢ َﻛﺎ َن ِﺧﻄْﺄً‬
‫ْ ْ َ‬
‫َ‬
‫َﻛﺒِﲑاً﴾]اﻹﺳﺮاء‪ .[31 /‬‬
‫‪214‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫﴿ﳚـﻌﻠﻮ َن أَﺻـﺎﺑِﻌﻬﻢ ِﰲ آ َذا ِِﻢ ِﻣﻦ اﻟ ﱠ‬
ِ َ‫اﻋ ِﻖ ﺣ َﺬر اﳌ‬
.[19 /‫ﻮت﴾]اﻟﺒﻘﺮة‬
َ َْ
ْ َُ َ
َ َ ‫ﺼ َـﻮ‬
َ ْ
ِ
ِ‫ﻀ‬
. [16 /‫ﺎﻫ ْﻢ ﻳُـ ْﻨ ِﻔ ُﻘﻮ َن﴾ ]اﻟﺴﺠﺪة‬
َ َ‫﴿ﺗَـﺘَ َﺠ َﺎﰱ ُﺟﻨُﻮﺑُـ ُﻬ ْﻢ َﻋﻦ اﳌ‬
ُ َ‫ﺎﺟ ِﻊ ﻳَ ْﺪﻋُﻮ َن َرﺑﱠـ ُﻬ ْﻢ َﺧ ْﻮﻓﺎً َوﻃَ َﻤﻌﺎً َوﳑﱠﺎ َرَزﻗـْﻨ‬
ِ
ِ ِ‫ﱠ‬
ِ‫ﱠ‬
ِ
ِ ‫ﺎء اﻟﻨ‬
‫ﱠﺎس َوﻻ ﻳُـ ْﺆِﻣ ُﻦ ﺑِﺎﻟﻠّﻪ َواﻟﻴَـ ْﻮِم‬
َ ‫آﻣﻨُﻮا ﻻ ﺗُـ ْﺒﻄﻠُﻮا‬
َ ‫ﻳﻦ‬
َ ‫﴿ﻳَﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟﺬ‬ َ َ‫ﺻ َﺪﻗﺎﺗ ُﻜ ْﻢ ﺑﺎﳌَ ﱢﻦ واﻷ َذى َﻛﺎﻟﺬي ﻳُـ ْﻨﻔ ُﻖ َﻣﺎﻟَﻪُ ِرﺋ‬
.[264 /‫ ﴾]اﻟﺒﻘﺮة‬...‫اﻵﺧﺮ‬
7. Aşağıdaki cümlelerin önünde bulunan parantez içindeki kelimeleri
mef‘ûlün leh haline getiriniz.
ِ ‫ ﱂ أ ْﺧﺮج ……… ﻣﻦ اﻟﺒـ ْﻴ‬.1
(‫ﻮف‬
ٌ ‫ ) َﺧ‬.‫ﺖ ﻣﻦ اﳊ ﱢﺮ‬
ُْ
َ
ِ ُ‫ اﻟﺘﺤﻘﺖ ﺑﺎﳉﺎﻣﻌ ِﺔ اﻹﺳﻼﻣﻴﱠ ِﺔ … ﰲ ﻋﻠ‬.2
(‫ ) َر ْﻏﺒَﺔ‬.‫ﻮم اﻟ ﱢﺪﻳ ِﻦ‬
ُ
ُ
َ
(‫ ) َﳐَﺎﻓﺔ‬.‫ﻳﺾ‬
‫ ﱂ أَﻗـ َْﺮع‬.3
َ ‫اﳉﺮس … أن ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻴ ِﻘ‬
َ ‫ﻆ اﳌﺮ‬
َ
ِ ‫ﺖ ………… ﻟﻠﻤﺪ ﱢر‬
(‫ )اﺣﱰام‬.‫س‬
ُ ‫ ﻗُ ْﻤ‬.4
ِ
( ٌ‫ )ﺑُـﻐْـﻴَﺔ‬. ‫اﻟﻌﺎَِﱂ‬
ِ ‫ اﻻﻃ‬... ‫ أَﻗﺮأ اﻟﺼﺤﻒ‬.5
َ ‫ّﻼع َﻋﻠَﻰ أَ ْﺣ َﻮ ِال اﻟْ ُﻤ ْﺴﻠ ِﻤ‬
َ ‫ﲔ ِﰲ‬
ِ ‫ﺼ‬
ِ ‫ أَ ْن ﻳ‬.....‫ﻮف‬
ِ
(‫ ) َﺧ ْﺸﻴَﺔ‬. ‫ﺼﻴﺒَﲏ ﺑﺮٌد‬
ُ ‫ ﻻَ أَ َز‬.6
‫ﺲ اﻟ ﱡ‬
ُ
َ ‫ﺲ َﻣﻼَﺑ‬
ُ َ‫ال أَﻟْﺒ‬
8. Aşağıdaki kelimeleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde diziniz.
ِ / ‫ ﻳـ ْﺒﺘَ ِﻌ ُﺪ‬/ ‫ اﻟْﻤﺴﻠﻢ‬.1
.‫ َﺧ ْﺸﻴَﺔ‬/ ‫ َﻋ َﺬاب‬/ ‫ َﻋﻦ‬/ ‫اﻻ ْﰒ‬
َ
ُْ
.ً‫ َﺧ َﺠﻼ‬/ ‫اﻟﻮﻟَﺪ‬
ْ / ‫ َو ْﺟﻪ‬.2
َ / ‫اﲪَﱠﺮ‬
ِ ‫ اﳌُﻮ‬/ ‫ ا ْﳊﺮب‬/ ‫ َﺧﻮﻓًﺎ‬/ ‫ ِﻣﻦ‬/ ‫ﺎدر‬
.‫ اﻟﺒﻠ َﺪ‬/ ‫اﻃﻨُﻮن‬
ْ
َْ
َ َ َ‫ ﻏ‬.3
َ
ِ َ‫ اﳌﺘﻈ‬/ ‫ َﲡَ ﱠﻤﻊ‬/ ‫ﻀﻴﺤ ِﺔ‬
ِ
.‫ﺎﻫ ُﺮو َن‬
َ ‫ اﻟ َﻔ‬/ ً‫ اﺣﺘﺠﺎﺟﺎ‬.4
َ
ِ َ‫ ﻟﻸُﺳﺘ‬/ ‫ ﻗﺎَم‬/ ‫ اﻟﻄﻼﱠب‬.5
.ً‫ اِ ْﺣِ َﱰاﻣﺎ‬/ ‫ﺎذ‬
ْ
َ
9. Aşağıdaki verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılığı
bulunuz.
ِ َ‫َل اﻟ ُْﻤ َﻌﻠﱢ ُﻢ اﻟﺘﱢـﻠ ِْﻤﻴ َﺬ َﻋ ِﻦ َﺳﺒ‬
.‫ﺐ ﺗَﺄَ ﱡﺧ ِﺮِﻩ اِ ْﲪَﱠﺮ َو ْﺟ ُﻬﻪ ِﻣ ْﻦ َﺧ َﺠﻠِ ِﻪ‬
َ ‫ِﺣﻴﻨَ َﻤﺎ َﺳﺄ‬
a. Öğretmen öğrenciye ödevini sorunca öğrenci utancından kıpkırmızı oldu.
b. Öğretmen öğrenciye neden geç kaldığını sorunca öğrencinin yüzü kızardı.
c. Öğretmen öğrenciye geç kalışının sebebini sorunca utancından öğrencinin
yüzü kızardı.
d. Öğretmen öğrenciden geç kalmamasını istedi, öğrenci utancından
kıpkırmızı oldu.
e. Öğretmen öğrenciye neden geç kaldığını daha sormadan öğrencinin yüzü
utancından kızarmıştı.
215
‫‪Kelimeler ve Deyimler‬‬
‫ِﱠ ِ ِﱢ‬
‫ﺎرا ‪Ticaret yapmak :‬‬
‫اﲡََﺮ ﻳَـﺘﱠﺠ ُﺮ اﲡَ ً‬
‫ﺴﻼَم ‪Barış anlaşması :‬‬
‫اﺗﱢـ َﻔﺎﻗِﻴﱠﺔ اﻟ ﱠ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺎﺟﺎ ‪Protesto etmek :‬‬
‫ا ْﺣﺘ ﱠﺞ َْﳛﺘَ ﱡﺞ ا ْﺣﺘ َﺠ ً‬
‫ﻒ اِ ْﺧﺘِﻄَﺎﻓًﺎ ‪Kapıp kaçmak :‬‬
‫ﻒ ﳜَْﺘَ ِﻄ ُ‬
‫اِ ْﺧﺘَﻄَ َ‬
‫ﱢب ﺗَﺄ ِْدﻳﺒًﺎ‪Edeplendirmek :‬‬
‫ﱠب ﻳُـ َﺆد ُ‬
‫أَد َ‬
‫ﺎﰊ ‪Terörist :‬‬
‫اﻹرَﻫ ِ ﱡ‬
‫ْ‬
‫إﱃ ‪Zorunda olmak :‬‬
‫ﺿ ِﻄ َﺮ ًارا َ‬
‫ﺿﻄَﱠﺮ ﻳَ ْ‬
‫ﻀﻄَﱡﺮ اِ ْ‬
‫اِ ْ‬
‫اِ ْﻋﺘَ َﺪى ﻳَـ ْﻌﺘَ ِﺪي اِ ْﻋﺘِ َﺪاءً ‪Saldırmak :‬‬
‫ِ‬
‫ﺎج ‪Kamburluk :‬‬
‫اﻻ ْﻋ ِﻮ َﺟ ُ‬
‫أُ ْﻏ ِﻤ َﻲ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ ‪Bayılmak :‬‬
‫اِﻟْﺘَﻤﺲ ﻳـﻠْﺘَ ِﻤ ِ ِ‬
‫ﺎﺳﺎ‪Aramak :‬‬
‫ﺲ اﻟْﺘ َﻤ ً‬
‫َ ََ ُ‬
‫أَﻧْـ َﻘ َﺬ ﻳُـ ْﻨ ِﻘ ُﺬ إِﻧْـ َﻘﺎ ًذا ‪Kurtarmak :‬‬
‫عﻳ ِ‬
‫اﻋﺎ ‪Emânet etmek :‬‬
‫ﻮدعُ إﻳ َﺪ ً‬
‫أ َْو َد َ ُ‬
‫اﻟﺒَﺎ ِزي )ج( اﻟﺒُـ َﺰاةُ ‪Şahin :‬‬
‫ﺠ ﱠﻤ ُﻊ َﲡَ ﱡﻤ ًﻌﺎ ‪Toplanmak :‬‬
‫َﲡَ ﱠﻤ َﻊ ﻳَـﺘَ َ‬
‫ﺠ ﱠﻮ ُل َﲡَﱡﻮﻻً‪Gezinmek :‬‬
‫َﲡَﱠﻮ َل ﻳَـﺘَ َ‬
‫ﺤ ﱠﺮى َﲢَﱢﺮﻳًﺎ ‪Aramak, Araştırmak :‬‬
‫َﲢَﱠﺮى ﻳَـﺘَ َ‬
‫ب ﺗَ َﺪ ﱡرﺑًﺎ ‪Alıştırma yapmak :‬‬
‫ب ﻳَـﺘَ َﺪ ﱠر ُ‬
‫ﺗَ َﺪ ﱠر َ‬
‫ﺐ ﺗَـ َﺮﻗﱡـﺒًﺎ ‪Gözlemek :‬‬
‫ﺐ ﻳَـﺘَـ َﺮﻗﱠ ُ‬
‫ﺗَـ َﺮﻗﱠ َ‬
‫ﺗَﻼَ َﻛ َﻢ ﻳَـﺘَﻼَ َﻛ ُﻢ ﺗَﻼَ ُﻛ ًﻤﺎ ‪Yumruklaşmak :‬‬
‫اﻟﺘﱠـﻠَﻒ ‪Telef olma, helâk :‬‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﻞ ﺗَـﻨَـ ﱡﻘﻼً ‪Bir yerden bir yere gitmek :‬‬
‫ﺗَـﻨَـﻘ َﻞ ﻳَـﺘَـﻨَـﻘ ُ‬
‫ِ‬
‫ﲑا ٌن‪Komşu :‬‬
‫َﺟ ٌ‬
‫ﺎر )ج( ﺟ َ‬
‫اﳉُْﺮذُ )ج( اﳉُْﺮ َذا ُن‪Fare :‬‬
‫َﺣ ِﺪﻳﺪ ‪Demir :‬‬
‫ﺐ ﺑـِ ‪Götürmek :...‬‬
‫َذ َﻫ َ‬
‫ِرﻃْﻞ )ج( أ َْرﻃَﺎل ‪Bir ağırlık ölçüsü. (Mısır’a göre 460, 8 gram) :‬‬
‫َزِﻣﻴﻞ )ج( َزُﻣﻼَء ‪Arkadaş :‬‬
‫‪216‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫ﺻﺎ َن ﻳﺼﻮ ُن‬
Korumak : ‫ﺻﻴَﺎﻧَﺔ‬
َ َ
ِ (‫ﱯ ) ج‬
Çocuk : ‫ﺻ ْﺒـﻴَﺎن‬
‫ﺻِ ﱞ‬
َ
Canını sıkmak, sıkıştırmak: ً‫ﻀﺎﻳَـ َﻘﺔ‬
َ ‫ﻀﺎﻳِﻖ ُﻣ‬
َ ُ‫ﺿﺎﻳَ َﻖ ﻳ‬
َ
Temizlemek : ‫ﲑا‬
ً ‫ﱢﺮ ﺗَﻄْ ِﻬ‬
ُ ‫ﱠﺮ ﻳُﻄَﻬ‬
َ ‫ﻃَﻬ‬
Eski : ‫َﻋﺘِﻴﻖ‬
Üye :‫ﻀﺎء‬
ْ ُ‫ﻋ‬
َ ‫ﻀﻮ )ج( أَ ْﻋ‬
ِ َ ‫ﻀﻴﺤﺔُ )ج( اﻟ َﻔ‬
ِ
Rezâlet, skandal :‫ﺢ‬
َ ‫اﻟ َﻔ‬
ُ ‫ﻀﺎﺋ‬
Komisyon : ‫ﺠﺎ ُن‬
َ ‫اﻟﻠﱠ ْﺠﻨَﺔ )ج( اﻟﻠﱢ‬
ِ
Tokatlamak : ‫ْﻤﺎ‬
ً ‫ﻟَﻄَ َﻢ ﻳَـﻠْﻄ ُﻢ ﻟَﻄ‬
Ziyâfet : َ‫ْدﺑَﺔ‬
َ ‫َﻣﺄ‬
ِ َ‫اﻟْﻤﺘﻈ‬
Gösterici : ‫ﺎﻫﺮ‬
َُ
İdeal : ‫ﺎﱄ‬
‫اﳌِﺜَ ِ ﱡ‬
Rahatsız edici : ‫ُﻣ ْﺰ ِﻋﺞ‬
ِ ‫ﻣ ْﻘﺼﻒ )ج( ﻣ َﻘ‬
Kantin : ‫ﺎﺻﻒ‬
َ َ
َ
Köpek diş: ‫ﻧَﺎب )ج( أَﻧْـﻴَﺎب‬
ِ ‫ﱠﺎﺣﻴﺔ )ج( اﻟﻨـﱠﻮ‬
ِ
Yön, taraf : ‫اﺣﻲ‬
َ ‫اﻟﻨ‬
َ
Sükûnet : ‫ُﻫ ُﺪوء‬
Heyet : ‫اﻟﻮﻓُﻮد‬
ُ (‫اﻟﻮﻓْ ُﺪ )ج‬
َ
Özet
Mef‘ûlün leh’i nasıl tanırız?
Mef‘ûlün leh, bir cümlede fiilin oluş ve meydana geliş sebebini bildirmek
için zikredilen ögedir. Genellikle fetha ile mansûb bir masdar şeklinde
bulunur. Örnek;
ِ ‫ ﺳﺎﻓَـﺮ اﻟﻄﱡﻼﱠب َإﱃ أُوروﺑﱠﺎ ﺗَـﻌﻠﱡﻤﺎ‬Öğrenciler Arapaya ilim tahsili için gittiler.
‫ﻟﻠﻌﻠ ِْﻢ‬
ُ
ًَ ُ
َ َ
Mef‘ûlün leh’in Türkçedeki karşılığı genel olarak “sebep ulaçları”dır
diyebiliriz. Mef‘ûlün leh’i Türkçeye –için, -den dolayı, sebebiyle, -dığı
için, maksadıyla, zîrâ, çünkü gibi ifadelerle çevirebiliriz.
Başında sebep bildiren bir harf-i cer bulunan bir masdar veya isim şeklinde
cümlede yer alır.
217
Mef‘ûlün leh’in başında hangi çeşit cer harfleri bulunur?
ِ harf-i cerri bulunur. Ancak sebep
Mef‘ûlün lehin başında çoğunlukla ‫ل‬ bildirme mânâsında kullanıldıkları zaman ‫ ب‬، ‫ﻣﻦ‬ ve ‫ﰲ‬ ِ harf-i cerleri de
bulunabilir. Örnek:
ِ
‫اﻟﻮ َﺟ ِﻊ ِﰲ أَﻧْ ِﻔ ِﻪ‬
َ ‫ﺑَ َﻜﻰ اﻟﻄﱢْﻔ ُﻞ ﻣ َﻦ‬ Bebek burnundaki acıdan dolayı ağladı. ‫ َﺣ ِﺰ َن اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ِﲟَﺎ أﻧﱠﻪُ ِﰲ اﻟْﻐُ ْﺮﺑَِﺔ‬Adam gurbette olduğu için üzüldü. Mef‘ûlün leh’in harf-i cersiz ve mansûb olarak gelmesi için hangi şartlar
gereklidir?
1. Mef‘ûlün leh olacak sözün mastar olması: Örnek;
‫ﺎﻋﺔً ﻟَِﺮﱢِ ْﻢ‬
َ َ‫ﻮم اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن إﻃ‬
ُ َ‫ﻳ‬
ُ ‫ﺼ‬
Müslümanlar rablerine itaat etmek için oruç tutarlar.
Bu cümlede sebep bildirdiği halde yapısı itibariyle mastar olmazsa lafız
olarak başına gelecek bir cer harfiyle mecrûr olur.﴾ ‫ﺿ َﻌ َﻬﺎ ﻟﻸﻧَﺎم‬
َ ‫ض َو‬
َ ‫﴿ َواﻷ َْر‬
cümlesinde görüldüğü gibi.
2. Mef‘ûlün leh olacak mastarın (iç duygularımızı ifade ettiğimiz, “saygı
göstermek, küçümsemek, korkmak, bilmek, bilmemek” gibi) kalbî fiillerden
olması. Örnek:
ِ ‫ﺎﻋ َﺪ اﻟْﻐَِ ﱡ‬
Zengin fakire acıdığı için yardım etti.‫ﲑ َﺷ ْﻔ َﻘﺔً َﻋﻠَْﻴ ِﻪ‬
َ ‫َﺳ‬
َ ‫ﲏ اﻟ َﻔﻘ‬
Cümlesinde olduğu gibi.
ِ ‫ب اﻟْﻤ‬
“Su içmek için geldim” ‫ﺎء‬
ُ ِ‫ﺖ ﻟ‬
ُ ‫ ِﺟ ْﺌ‬cümlesinde ‫ب اﳌﺎء‬
ُ ‫ ُﺷ ْﺮ‬mastar olmakla
َ ِ ‫ﺸ ْﺮ‬
birlikte dışa ait duygularımızdan biri olan içmek ‫ ﺷﺮب‬olduğu için harf-i cere
mecrûr olmuştur.
3. Mef‘ûlün leh olan mastarın fâili (öznesi) ile sebebi bildirilen fiilin fâilinin
sebebi bildirilen fiilin fâili ile aynı olması. Örnek:
‫ﻚ اﻟ ﱡ‬
‫ﺺ َﺧ ْﻮﻓًﺎ ِﻣ ْﻦ ﻓِ َﺮا ِرِﻩ‬
‫ﺸ ْﺮ ِﻃ ﱡﻲ اﻟﻠﱢ ﱠ‬
َ ‫أ َْﻣ َﺴ‬
Polis, hırsızı kaçmasından korktuğu için tuttu.
Cümlesinde mef‘ûlün leh olan mastar ً‫“ َﺧ ْﻮﻓﺎ‬korktuğu için”dir. Burada korku
duyan polistir. Cümlede sebebi bildirilen fiilin (‫ )اﻟﻔﻌﻞ اﳌﻌﻠﻞ‬fâili yani hırsızı
tutan da polistir. Şu halde bu örnek cümlede hem mef‘ûlün leh’in hem de
sebebi bildirilen fiilin fâili (öznesi) aynı kişi olduğundan mef’ûlün leh
mansûb olmuş, harf-i cer ise hazfedilmiş (silinmiş, zikredilmemiş)tir.
‫ﻚ‬
َ ‫ﻚ ﻹ ْﻛ َﺮ ِاﻣ‬
َ ُ‫أَ ْﻛ َﺮْﻣﺘ‬
Sen ikram ettiğin için sana ikram ettim
218
Cümlesinde ise mef‘ûlün leh olan ‫‘ ﻷﻛﺮاﻣﻚ‬nin faili ‫ ﻹﻛﺮام – ك‬muttasıl mecrûr
‫ ك‬zamiri, “ben sana ikram ettim” ‫ﻚ‬
َ ُ‫ أﻛﺮﻣﺘ‬kısmında ise fâil merfû muttasıl
zamirdir.
ِ aynı
4. Mef‘ûlün leh olan mastarın zamanı ile sebebi bildirilen fiilin ‫اﻟﻔ ْﻌﻞ اﳌﻌﻠﻞ‬
olması
ِ ‫“ ِﺟ ْﺌﺘُﻚ اﻟﻴَـ ْﻮَم ﻟَِﻮ ْﻋ ِﺪي‬Dün sana sözverdiğim için bu gün sana geldim”
‫أﻣﺲ‬
cümlesinde mef‘ûlün lehin (söz vermenin) gerçekleşme zamanı “dün”dür.
Gelme zamanı ise “bugün”dür. Dolayısıyla mef’ûlün leh ile sebebi bildirilen
fiilin meydana gelme zamanları aynı olmamış ve mef‘ûlün lehin başından
ِ ‫“ ِﺟ ْﺌـﻨَﺎ َإﱃ ُﻫﻨَﺎ ﺣﺒًّﺎ‬Biz buraya ilmi sevdiğimiz için
harf-i cer atılmamıştır. Ama ‫ﻟﻠﻌﻠْﻢ‬
ُ
geldik” cümlesinde ise hem sevme hem de gelme aynı zamanda olduğu için
mef’ûlün leh’ten harf-i cer atılmış ve mef‘ûlün mansûb oluşu açıkça
görülmüştür.
ِ ve ‫ﻟِﻤﺎ َذ‬ “niçin?” soru isimleri de cümledeki fiilin mef‘ûlün leh’leridir.
‫ﱂَ؟‬ َ
﴾‫﴿ﻳﺎ ﻗَـ ْﻮِم ِﱂَ ﺗُـ ْﺆذُوﻧَِﲏ‬
Ey Kavmim! Niçin bana eziyet ediyorsunuz? (Saff Suresi, 5)
Adam niye dövüldü? ‫ﻞ‬
ُ ‫ﻟِ َﻤﺎ َذا‬
َ ‫ﺿ ِﺮ‬
ُ ‫ب اﻟ ﱠﺮ ُﺟ‬
Mef‘ûlün leh cümlenin neresinde bulunur?
Mef‘ûlün leh’ler cümlede genellikle fiilden sonra gelir. Misal,
ِ
ِ ِ َ‫ﻴﻊ اﻟﻨﱠﺎس آﺑ‬
‫ﱰ ًاﻣﺎ َﳍُ ْﻢ‬
َ ‫ﺎء ُﻫ ْﻢ ا ْﺣ‬
َ ُ ُ ‫ﻳُﻄ‬ İnsanlar saygı göstermek için babalarına itaat ederler.
Ancak mef‘ûlün leh soru ismi olduğu zaman veya vurgu yapmak için fiilden
önce gelir.
Kız çocuğu niçin ağlıyor? Sadece ziyaret için geldim. ‫ﻟِ َﻤﺎ َذا ﺗَـ ْﺒ ِﻜﻲ اﻟﻄﱢْﻔﻠَﺔُ؟‬
‫ﺖ‬
ُ ‫ﻟﻠ ﱢﺰﻳَ َﺎرِة ِﺟ ْﺌ‬
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mef‘ûlün leh vardır?
ِ ْ ‫ﺎت‬
ِ ‫ﺎﺿﻲ ا ْﳊﺠ‬
ِ
a. .‫ﺐ ُد َﻋﺎﺋِﻲ‬
َ َ َ َ‫ﻳَﺎ ﻗ‬
ْ ‫اﺳﺘَﺠ‬
b. ‫ﻳﻖ؟‬
َ ‫َﻣ ِﻦ اﻟﱠ ِﺬي أﻧﻘ َﺬ اﻟﻐَ ِﺮ‬
ِ
c. .‫ﺼ ِﺮي‬
‫أﻋ ْﺪ َﱠ‬
ْ َ‫إﱄ ﻗ‬
d. .‫ِح اﻟ َْﻮﻟَ ُﺪ ﻓَـ َﺮ ًﺣﺎ َﺷ ِﺪﻳ ًﺪا‬
َ ‫ﻓَﺮ‬
e. .ُ‫إﱃ اﻟ ُﻔ ْﻨ ُﺪ ِق ﻟِﻴَ ْﺪﻓَ َﻊ َدﻳْـﻨَﻪ‬
َ ‫ﺴﺎﺋِ ُﺢ‬
‫ﺎد اﻟ ﱠ‬
َ ‫َﻋ‬
219
2. ‫ﺸﺎ ِر اﳉََﺮاﺋِ ِﻢ‬
َ ِ‫ﺐ اﻟ ُْﻤ ْﺠ ِﺮُﻣﻮ َن َﻣ ْﻨـ ًﻌﺎ ِﻻﻧْﺘ‬
ُ َ‫ ﻳُـ َﻌﺎﻗ‬cümlesinde altı çizili kelimenin yerine
aşağıdakilerden hangisi konulabilir?
a. .ً‫ُﻣ َﻌﺎﻗَـﺒَﺔ‬
ِِ
b. .‫ﻟﻠﺠ َﺮاﺋِ ِﻢ‬
َ ‫اﻧْﺘ َﺸ ًﺎرا‬
c. .‫ﻟﻠﺠ َﺮاﺋِ ِﻢ‬
َ
ِ
ِ ‫ﻟﻠﻌ َﻘ‬
d. .‫ﺎب‬
e. .‫ﺸﺎ ِر اﳉََﺮاﺋِ ِﻢ‬
َ ِ‫ﻟِ َﻤ ْﻨ ِﻊ اﻧْﺘ‬
3. Aşağıdaki cümlelerde
konumundadır?
mecrûr
isimlerden
hangisi
mef’ûlün
leh
ِ
a. .َ‫ﺼﻰ اﷲ‬
َ ‫َوﻳْ ٌﻞ ﻟ َﻤ ْﻦ َﻋ‬
ِ ‫ﻧَـﺰ َل اﻟ ِْﻌﻠْﻢ ﺑِﺎ ِﻹﻧْﺴ‬
ِ ‫ﺎن َإﱃ اﻷ ْﻋﻤ‬
b. .‫ﺎق‬
َ
َ
ُ
َ
ِ ‫اﺿﺢ ِﰲ ﻧُـ ُﻔ‬
ِ
ِ
c. .‫ﻮﺳﻨَﺎ‬
ٌ ‫ﻟﻠﻤﻮﺳﻴ َﻘﻰ أﺛَـ ٌﺮ َو‬
ُ
ِ
ِ ِ
d. .‫ﺴﺄﻟ َِﺔ‬
ْ ‫اُذْ ُﻛ ِﺮ اﻟ َﻜﻠ َﻤﺔَ ﺗَﺎ ﱠﻣﺔً ﻟﺒَـﻴَﺎن اﻟ َْﻤ‬
ِ ‫َِﳚﺐ َﻋﻠَﻰ اﻹﻧْﺴ‬
e. .‫ﺎن أَ ْن ﻳَ ُﻜﻮ َن ُﻣﺘَـﻴَـ ﱢﻘﻈًﺎ‬
ُ
َ
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde harf-i cerrin hazfedilerek mef‘ûlün leh’in
fetha ile mansûb olma şartları tam olarak bulunmaktadır?
a. .‫ﻚ ﻗَـ ْﺒ َﻞ ﻳَـ ْﻮَﻣ ْﲔ‬
َ ‫ﻚ ﻏَ ًﺪا ﻹ ْﻛ َﺮ ِاﻣ‬
َ ‫أُ ْﻛ ِﺮُﻣ‬
ِ ْ ‫َﱂْ ﻳَـﻨَﻢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟﻞ‬
b. .‫اﺣ ِﺔ ْأوﻻَ ِد ِﻩ‬
َ‫ﱰ‬
َ ‫ﻻﺳ‬
ْ
ُ
ِ
ِ ٍِ
ِ ‫ﱡر‬
c. .‫وس‬
ُ ‫ﺲ اﻟﺘﱠﻼَﻣﻴ ُﺬ ِﰲ ُﻫ ُﺪوء ﻟ َﺮ ْﻏﺒَﺘ ِﻬ ْﻢ ِﰲ َﲰَ ِﺎع اﻟﺪ‬
َ َ‫َﺟﻠ‬
ِ ‫اﻟﻜﺘ‬
ِ
d. .ُ‫ﺻ ِﺪﻳ ُﻘﻪ‬
َ ُ‫ﺎب ﻟﻴَـ َﺮاﻩ‬
َ َ ‫أ ْﺧ َﺮ َج اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‬
e. .‫ﻚ‬
َ ِ‫ﻚ ﻟِ َﺪ ْﻋ َﻮﺗ‬
َ ‫ﺖ إِﻟ َْﻴ‬
ُ ‫أﺗَـ ْﻴ‬
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mecrûr isim mef‘ûlün leh konumunda
değildir?
ِ ‫ﻚ ِﳍ َﺬا اﻟ‬
ِ
ِ َ‫ْﻜﺘ‬
a. .‫ﺎب‬
َ ‫ﺐ َﻋﻠَْﻴ‬
َ َ ‫ﻚ ﻓَـ ْﻬ ُﻤ‬
ُ ‫َﳚ‬
ِ ِ ُ ‫ﻒ اﻟﻄﱡﻼﱠ‬
b. .‫ﱰ ِام ُﻣ َﺪ ﱢر ِﺳﻴ ِﻬ ْﻢ‬
َ َ‫َوﻗ‬
َ ‫ب ﻻ ْﺣ‬
ِ ‫ﻧَﻈﱠﻢ ﺑـﻌﺾ اﻟ ﱡ‬
c. .‫ﺼﺎﺋِ َﺪ ﻟِ َﻤ ْﺪ ِح اﻷ َُﻣ َﺮ ِاء‬
ُ َْ َ
َ َ‫ﺸ َﻌ َﺮاء ﻗ‬
ِ ‫اِ ْﺟﺘَﻤﻊ اﻟﻮﻓْ َﺪ‬
d. ‫ﺸﺎﻛِ ِﻞ‬
َ َ‫ان ِﳊَ ﱢﻞ اﳌ‬
َ ََ
e. .‫ْﺐ ِﻣ ْﻦ َﺧ ْﻮﻓِ ِﻪ‬
َ ‫َﻫ َﺮ‬
ُ ‫ب اﻟ َﻜﻠ‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. e
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün leh konusunu yeniden okuyunuz.
2. e
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün leh konusunu yeniden okuyunuz.
3. d
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün leh konusunu yeniden okuyunuz.
4. c
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün leh konusunu yeniden okuyunuz.
5. a
Yanıtınız doğru değilse mef‘ûlün leh konusunu yeniden okuyunuz.
220
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
1. “Öğrenciler okula ilim tahsiline rağbet ettikleri için giderler” anlamındaki
bu cümlede mef’ûlün leh’i bulmak için “öğrenciler okula niçin gidiyorlar?” ‫ﱂ‬
‫ ﻳﺬﻫﺐ اﻟﺘﻼﻣﻴ ُﺬ إﱃ اﳌﺪﺳﺔ؟‬sorusunu sorarak alacağımız cevap “rağbet ettikleri için”
ً‫ َرﻏﺒﺔ‬olacağına göre cümledeki mef‘ûlün leh bu kelimedir.
2. “Öğretmen sınıfa girdi, hemen öğrenciler ona selam vermek ve onun
değerinin büyüklüğünü ifâde etmek için ayağa kalktılar” anlamındaki
cümleye, fiilini de kullanarak ‫“ ﱂَ ﻗَﺎم اﻟﺘﻼﻣﻴﺬ؟‬Öğrenciler niçin kalktılar?”
sorusunu sorduğumuzda alınacak cevap cümledeki fiilin meydana geliş
sebebini bildirir. ‫“ ِﲢﻴﱠ ًﺔ‬selam vermek için”. Şu halde bu cümlede mef‘ûlün leh
ً‫’ ِﲢﻴﱠﺔ‬dir ve mansûb durumda bir masdardır. ‫’ﲢﻴﱠﺔ ﻟﻪ‬daki ‫ ﻟﻪ‬sebep bildirmediği için
mef‘ûlün leh değil, mef‘ûlün bih gayr-i sarîhtir.
3. “Okul, öğrencilerin sağlığını korumak için bir kantin kurdu/açtı” anlamına
gelen bu cümleye ‫“ ﳌﺎذا أﻗﺎﻣﺖ اﳌﺪرﺳﺔُ ﻣﻘﺼ ًﻔﺎ؟‬Okul niçin bir kantin açtı?” sorusuna
alacağımız cevap da ‫ ﳏﺎﻓﻈﺔً ﻋﻠﻰ‬... “korumak için/maksadıyla” olacağından bu
cevap mef‘ûlün leh’tir.
4. “Polis trafiğin hareketini/akışını kolaylaştırmak için meydanda duruyor”
anlamına gelen bu cümleye ‫اﻟﺸﺮﻃﻲ ﰲ اﳌﻴﺪان؟‬
‫“ ﳌﺎذا ﻳﻘﻒ‬Polis neden meydanda
‫ﱡ‬
duruyor?” diye sorduğumuzda ise alacağımız cevap ‫ﺗﺴﻬﻴﻼً ﳊﺮﻛﺔ اﳌﺮور‬
“…trafiğin akışını kolaylaştırmak için”dir. Dolayısıyla bu cevap fiilin oluş
sebebini açıklayan öğe olduğundan mef‘ûlün leh’tir.
5. “Evin sahibi, konuklarına ikram etmek için bir koyun kesti” cümlesinde ‫ﳌﺎذا‬
‫“ ذﺑﺢ ﺻﺎﺣﺐ اﻟﺒﻴﺖ ﺷﺎ ًة؟‬Ev sahibi neden koyun kesti?” sorusuna alacağımı cevap
‫“ إﻛﺮ ًاﻣﺎ‬ikram etmek için olduğundan mef‘ûlün leh bu kelimedir ve fetha ile
mansûb bir masdardır.
Sıra Sizde 2
ِ ‫ ﻟِ ْﻠ َﺨﻮ‬/ ‫ﺎت َﺧﻮﻓًﺎ ِﻣ ْﻨﻪ‬
ِ ‫ اِﺑْـﺘَـﻌ َﺪ‬.1
. ُ‫ف ِﻣ ْﻨﻪ‬
ُ ‫ت اﻟْﺒِْﻨ‬
ُ ْ ِ َ‫َﺳ ِﺪ ِﰲ َﺣ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ ا ْﳊَﻴَـ َﻮاﻧ‬
َ
ْ
َ ‫ﺖ َﻋ ِﻦ اﻷ‬
Kız korktuğundan dolayı hayvanat bahçesindeki aslandan uzaklaştı.
ِ ِ ‫ ﺗ ْﺸ ِﱰي اﻷ ﱠﻣﻬﺎت اﻟْﻤﻼَﺑِﺲ ا ْﳉ ِﺪﻳﺪ َة ﻟِﻠ ِْﻌ‬.2
ِ ‫ادا ﻟِﻠ ِْﻌ‬
. ‫ﻴﺪ‬
َ َ َ َ ُ َ
َ َ
ً ‫ ا ْﺳﺘِ ْﻌ َﺪ‬/ ‫ﻴﺪ‬
Anneler bayrama hazırlık yapmak için yeni elbiseler satın alıyorlar.
ِ
ِ َ‫ ِﻻ ْﺳﺘِ ْﻘﺒ‬/‫ﻀﺎ َن‬
.‫ﻀﺎ َن‬
َ ‫ﺎل َﺷ ْﻬ ِﺮ َرَﻣ‬
َ ‫ﺐ اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن ا ْﳍِﻼَ َل ا ْﺳﺘِ ْﻘﺒَﺎﻻً ﻟِ َﺸ ْﻬ ِﺮ َرَﻣ‬
ُ ‫ ﻳَـﺘَـ َﺮﻗﱠ‬.3
Müslümanlar, Ramazan ayını karşılamak için hilâli gözlüyorlar.
.‫ ﻟِﺘَﻄْ ِﻬ ِﲑ أ َْﻣ َﻮاﳍِِ ْﻢ‬/ ‫ع اﻟ ُْﻤ ْﺴﻠِ ُﻤﻮ َن إِ َﱃ أ ََد ِاء اﻟ ﱠﺰَﻛ ِﺎة ﺗَﻄْ ِﻬ ًﲑا ِﻷ َْﻣ َﻮاﳍِِ ْﻢ‬
َ ‫ َﺳ َﺎر‬.4
Müslümanlar mallarını temizlemek için zekât vermede yarıştırlar.
ِ ‫ﻴﺐ ﺑِﺎﻟﻀﱡﻴ‬
ِ ‫اد اﻷُﺳﺮِة إِ َﱃ ا ْﳊ ِﺪﻳ َﻘ ِﺔ ﺗَـﺮِﺣﻴﺒﺎ ﺑِﺎﻟﻀﱡﻴ‬
ِ ‫ ﻟِﻠﺘـ ْﱠﺮِﺣ‬/‫ﻮف‬
.‫ﻮف‬
ُ
ُ
ً ْ
َ
َ ْ ُ ‫أﻓﺮ‬
َ ‫ َﺧ َﺮ َج‬.5
221
Aile fertleri konuklara hoş geldin demek için bahçe kapısına kadar çıktı.
ِ ‫َخ اﻟْ َﻜﺒِﲑ ﻷ‬
ِ ‫ ﻟِﻠ َْﻌﻄ‬/‫ﺼ ِﻐ ِﲑ َﻋﻄْ ًﻔﺎ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ‬
.‫ْﻒ َﻋﻠَْﻴ ِﻪ‬
‫َﺧ ِﻴﻪ اﻟ ﱠ‬
ُ ‫ أَ ْﻋﻄَﻲ اﻷ‬.6
ُ
Acıdığı için büyük kardeş, küçük kardeşe malı verdi.
ِ ِ
ِ
ِ
ِ
ِ ْ ‫ﺎﻫ ِﺮﻳﻦ‬
.‫ﻴﺤ ِﺔ‬
ِ ‫ ﻟِ ِﻼ ْﺣﺘِ َﺠ‬/ ‫ﻴﺤ ِﺔ‬
َ ‫ﺎج َﻋﻠَﻰ اﻟ َﻔﻀ‬
َ ‫ﺎﺟﺎ َﻋﻠَﻰ اﻟ َﻔﻀ‬
ً ‫اﺣﺘ َﺠ‬
َ َ‫ َﲡَ ﱠﻤ َﻊ َﻛﺜﲑٌ ﻣ َﻦ اﻟ ُْﻤﺘَﻈ‬.7
Skandalı protesto etmek için çok sayıda gösterici toplandı.
ِ ‫ ﻟِﺘَ ْﻜ ِﺮ ِﱘ اﻟﻮﻓ‬/ ‫ْﺪ اﻟﺰﱠاﺋِ ِﺮ‬
ِ ‫ أَﻗَﺎم رﺋِﻴﺲ اﻟْﻮَزر ِاء ﻣﺄ َْدﺑﺔَ اﻟﻌ َﺸ ِﺎء ﺗَ ْﻜ ِﺮﳝًﺎ ﻟِﻠْﻮﻓ‬.8
.‫ْﺪ اﻟﺰﱠاﺋِ ِﺮ‬
َ َ َ َُ ُ ََ
َ
َ
Başbakan konuk heyeti onurlandırmak için akşam yemeği verdi.
ِ ‫ﻮد اﻟﻮﻃَﻦ ِﲪَﺎﻳﺔً ﻟَﻪُ ِﻣﻦ‬
ِ ‫ ﳊِِﻤﺎﻳﺘِ ِﻪ ِﻣﻦ‬/ ‫اﻻ ْﻋﺘِ َﺪ ِاء‬
.‫اﻻ ْﻋﺘِ َﺪ ِاء‬
َ َ َ ُ ُ‫س ا ْﳉُﻨ‬
َ
َ ََ
ُ ‫ َْﳛ ِﺮ‬.9
Askerler vatanı düşman saldırısından korumak için bekliyorlar.
ِ
ِ ِ ‫ﺎدﻳﱠِﺔ ﺣﻼًّ ِﻷَ ْزﻣ ِﺔ اﻟْﺒﻮر‬
ِ ‫اﻻﻗْﺘِﺼ‬
.‫ﺻ ِﺔ‬
َ ‫ َْﳚﺘَ ِﻤ ُﻊ أَ ْﻋ‬.10
َ ِ ‫ﻀﺎءُ اﻟﻠﱠ ْﺠﻨَﺔ‬
َُْ َ
ُ ‫ﻮر‬
ْ ُ‫ ﳊَ ﱢﻞ أزﻣﺔ اﻟﺒ‬/ ‫ﺻﺔ‬
َ
Ekonomik konsey üyleri borsa krizini çözmek için her tarafta toplanıyor.
Yararlanılan Kaynaklar
Çörtü, M. Meral (2001), Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.
Galâyinî, Mustafa (1966), Câmi‘u’d-durûsi’l-‘arabiyye, Beyrut.
Güler, İsmail; Günday, Hüseyin; Şahin, Şener (2001), Arapça Dilbilgisi
(Nahiv Bilgisi), İstanbul.
Ediskun, Haydar (1996), Türk Dilbilgisi, İstanbul.
Maksudoğlu, Mehmet (2003), Arapça Dilbilgisi, İstanbul.
Sînî, Muhammed İsmâil vd., el-Kavâidu’l-‘arabiyyetu’l-müyessera,
(tarihsiz), Cantaş yayınevi, İstanbul.
Uralgiray, Yusuf (1986), İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
222
223
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Atfın mahiyetini, ma‘tûf ve ma‘tûfun aleyh terimlerini tanımlayabilecek,
•
Atıf edatlarının nerelerde gerçekleştiğini ve gramatik işlevini açıklayabilecek,
•
Atıf edatlarında zaman ve cümle uyumunu belirleyebilecek,
•
Atıf edatlarının anlamlarını belirleyerek, birbirleri arasındaki farklılıkları
ayırt edebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Atıf, ma‘tûf ve ma‘tûfun aleyh
•
Tertîb, ta‘kîb
•
Tahyîr
•
Ta‘yîn
•
İdrâb
•
İstidrâk
•
Gâye
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Metni daha iyi bir şekilde kavramak için öncelikle üç defa okuyun ve
anlamadığınız kelimeleri tespit edin ve ‘kelimeler ve deyimler’ kısmına
başvurunuz. Yine de anlamını bilmediğiniz kelimeler olursa bir ArapçaTürkçe sözlüğe müracaat ediniz.
•
İsmail Güler, Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv
Bilgisi), adlı kitaptan ‘Atıf Harfleri’ konusunu okuyunuz.
224
Atıf ve Edatları
ُ ْ‫اﻟﻌﻄ‬
ُ‫ﻒ َو ُﺣ ُﺮوﻓُﻪ‬
َ GİRİŞ
Her dilde olduğu gibi cümleler isim, fiil ve bu ikisini birbirine bağlayan
edatlardan oluşur. Söz konusu edâtlar içerisinde, üslupta akıcılığı temin
etmek gayesiyle bazan cümle unsurlarını kendi içerisinde, bazen de iki cümle
ya da cümleciği kendi arasında bağlayan edâtlar vardır. İşte Arapça’da
bunlara atıf edatları denilmektedir.
Dildeki diğer edatlar gibi atıf edatlarının da hem gramatik hem de anlama
ilişkin işlevleri vardır. Bir başka ifadeyle atıf edatları bir taraftan cümle
unsurları arasındaki gramatik ilişkiyi düzenlerken, bir taraftan da anlama
ilişkin olarak cümleye bir takım incelikler yüklemektedir.
Dil öğretiminde kelime ya da cümleler arası bağlantıları sağlayan
unsurların tanınması ve gramatik hüküm ile anlamın buna bağlı olarak
yönlendirilmesi son derece önemli bir husustur. Zira hangi unsurun hangi
unsura, ya da hangi cümlenin hangi cümleye bağlı olduğunun tespiti dile
hâkimiyetin bir kanıtıdır.
Atıf ilişkisine başvurmakla söz sahibi fiil ya da ismin cümlede gereksiz
yere tekrarının önüne geçmiş olmaktadır. Sözde mümkün olduğu kadar
tasarrufu esas alan insan zekâsının kaçınılmaz bir operasyonu olan atıf ilişkisi
bütün diller için geçerli bir olgudur.
Ele aldığımız atıf edatları konusu temelde, üç terim çerçevesinde
işlenecektir: Ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh ve atıf edatı.
Bu esaslar çerçevesinde konumuza ilişkin ayrıntılı bilgi ve örnekler
okuma parçamızın ve ona ilişkin alıştırmaların peşinden verilecektir.
Konu ile ilgili ön bilgi almak için www.schoolarabia.net adresine de başvurabilirsiniz.
İsmail Güler, Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi)
adlı kitabındaki ‘Atıf Harfleri’ne ilişkin kısmı inceleyiniz.
225
‫ِزﻳَ َﺎرةٌ إﱃ إﺳﺘﺎﻧـﺒُﻮل‬
‫ﺴﻴﺎﺣﺔَ‪ ،‬وﻫﻮ ﻳﺴ ُﻜﻦ ﰲ ِ‬
‫ﻣﺪﻳﻨَﺔ ﺻ َﻘﺮﻳﺎَ‪ .‬ﰲ اﻟﻌﻄﻠﺔ اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ اﻟ ﱢ‬
‫ﺐ َﺣ َﺴ ٌﻦ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ﻳَﺄ ُ‬
‫ْﺧ َﺬﻩُ‬
‫َ‬
‫َ ْ‬
‫َﺣ َﺴ ٌﻦ ُﳛ ّ‬
‫ﺼﻴﻔﻴّﺔ ﻃﻠَ َ‬
‫إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل َﻛﻲ ﻳ ِ‬
‫ﻮل ﻣﺪﻳﻨﺔٌ َﻣﻠِﻴﺌَﺔٌ ﺑﺎﻵﺛﺎر اﻹﺳﻼﻣﻴّﺔ واﻟ ﱡﺮوﻣﺎﻧِﻴﱠﺔ‪.‬‬
‫ﺸﺎﻫ َﺪ اﻷﻣﺎﻛِ َﻦ اﻟﺘﺎ ِر ِﳜﻴﱠﺔَ واﻟﺜﻘﺎﻓِﻴّﺔَ‪ ،‬ﻷَ ﱠن إﺳﺘﺎﻧﺒُ َ‬
‫ُ‬
‫ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷب ﻋﻠﻰ ﻃَﻠَﺐ وﻟﺪﻩ‪ ،‬ﻷَﻧّﻪ ﻛﺎن ﻗﺪ َو َﻋ َﺪﻩ ﺑﺰﻳﺎرة إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل إذا َﳒَﺢ ﰲ اﳌﺪرﺳﺔ وأَﺻﺒَﺢ ﻣﻦ اﻷ ََواﺋﻞ ﰲ‬
‫ﻓَﻮاﻓَﻖ ُ‬
‫ﺻ ّﻔﻪ‪.‬‬
‫َ‬
‫ٍ ِ‬
‫ﺼﻴﻒ ﺧﺮج اﻟﻮاﻟِﺪ ﻣﻊ ِ‬
‫وﻟﺪﻩ إﱃ ﻣـﺤﻄﱠﺔ ِ‬
‫اﻟﻘﻄﺎَرات‪ .‬ذﻫﺒﺎ ّأوﻻً إﱃ ﻗِ ْﺴ ِﻢ ﺑَـ ْﻴ ِﻊ اﻟﺘﱠﺬاﻛِﺮ‬
‫ﻓﻔﻲ ﻳﻮم ﻣﻦ أﻳّﺎم اﻟ ﱠ ْ‬
‫ََ‬
‫َ َ‬
‫ﻓَﺴﺄﻻ اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ َ‬
‫ﻒ‪ :‬ﻫﻞ ﻟَ َﺪﻳْ ُﻜﻢ ﺗَﺬْﻛِ َﺮﺗَﺎن إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل؟ أﺟﺎب اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠﻒ‪ :‬ﻧﻌﻢ ﻟَ َﺪﻳﻨﺎ ﺗَﺬاﻛِ ُﺮ ﻛﺜِﲑةٌ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل‪ُ ،‬ﰒّ‬
‫ﺳﺄَﻻَﻩُ‪ :‬أَﺑِ ِ‬
‫ﺴ ِﺮﻳﻊ أم ِ‬
‫ﺎدي؟ ﻗﺎل اﻟﻮاﻟ ُﺪ‪ :‬أ ﱠﻣﺎ أﻧﺎ ﻓﺄُﻓﻀﱢﻞ اﻟﺴ ِ‬
‫اﻟﺴ ِﺮﻳﻊ‪ ،‬وأﻧﺖ ﻳﺎ َﺣ َﺴ ُﻦ‪ ،‬ﺑِﺄَﻳﱢﻬﻤﺎ‬
‫ﺎﻟﻘﻄﺎ ِر اﻟ ﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌ ّ‬
‫ﻔﺮ ﺑﺎﻟﻘﻄﺎر ّ‬
‫َّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﺮﻳﻊ‪،‬‬
‫ﻚ أُﻓ ّ‬
‫ﺴﻦ‪ :‬وأﻧﺎ ﻛﺬﻟ َ‬
‫اﻟﺴ ِﺮﻳﻊ‪ ،‬ﰒ ﻗﺎل ﻟﻠﺒﺎﺋﻊ‪َ :‬ﳓﻦ ﻧـُ َﻔﻀﱢﻞ ّ‬
‫ﻀﻞ ﺑﺎﻟﻘﻄﺎر ّ‬
‫اﻟﺴﻔ َﺮ ﺑﺎﻟﻘﻄﺎر ّ‬
‫ﺗُـ َﻔﻀﱢﻞ؟ أﺟﺎب َﺣ َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻘﻄﺎر اﻟﺴﺮﻳﻊ‪ .‬أﺧﺬ اﻷب ووﻟ ُﺪﻩ ﺗَﺬ ِ‬
‫ْﻛﺮﺗَﲔ ﻣﻦ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻛ َﺮﺗَـ ْﻴ ِﻬﻤﺎ ﰒُﱠ َرِﻛﺒﺎ‬
‫ي‪ .‬ﰒّ َﺣ َﺠﺰ اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ ُ‬
‫ﻻ اﻟﻘﻄﺎ ِر اﻟﻌﺎد ّ‬
‫ََ‬
‫ّ‬
‫ﻒ ﳍﻤﺎ ﺗَﺬ َ‬
‫اﻟﻘﻄﺎر وﺳﺎﻓَـﺮا إﱃ إﺳﺘﺎﻧـﺒﻮل‪ .‬اﺳﺘﻐﺮق اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ ﺗَﺒﻌُ ُﺪ ﻋﻦ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ﺳﺎﻋﺔً ﺗَـ ْﻘ ِﺮﻳﺒﺎ‪ ،‬ﻷن َ‬
‫ﺴ َﻔﺮ ﻣﻦ ﻣﺪﻳﻨﺔ َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ِﻣﺌَﺔٌ وﲬَْﺴﻮن ﻛِﻴﻠُﻮ ِﻣ ْﱰاً ﻓَـ َﻘ ْﻂ‪.‬‬
‫ِ ِ‬
‫ﺼ ﱢﻮرو َ ﺎ وﻳَ ْﺴﺘَ ِﻤﻌُﻮن إﱃ‬
‫ﺷﺎﻫﺪ َﺣ َﺴﻦ ﻫﻨﺎك َﻋ َﺪدا ﻛﺒﲑا ِﻣﻦ اﻟ ﱡ‬
‫َ‬
‫ﺴﻴﱠﺎح اﻟﺬﻳﻦ ﻳَﻘ ُﻔﻮن أﻣﺎم اﻵﺛﺎر اﻟﺘﺎرﳜﻴّﺔ ﻓَـﻴُ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢﻣﻬﺎ اﻟﺪﱠﻟﻴﻞ ﳍﻢ‪ .‬ﻗﺎل اﻟﻮاﻟ ُﺪ ﻟﻮﻟَﺪﻩ‪ :‬إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔٌ َﺣ ِﺪﻳﺜَﺔٌ‪ ،‬ﻟﻜﻨﱠﻬﺎ ﻗَ ِﺪﻳ َـﻤﺔٌ‪ ،‬ﺑﻞ ﺗﺎ ِرﳜﻴﱠﺔٌ ﰲ‬
‫اﻟ َـﻤﻌﻠُﻮﻣﺎت اﻟﱵ ﻳُـ َﻘﺪ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺪﳝﺔٌ ﻣﻦ اﻟﻌﻬ ِﺪ اﻟ ﱡﺮ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫آﺛﺎر ﻗَ ِ‬
‫ﻧَ ِ‬
‫اﻟﻌ ْﻬﺪ اﻟﻌُﺜْ َﻤ ِﺎﱐّ‪ِ ،‬ﻣﺜﻞ‬
‫َْ‬
‫آﺛﺎر ﻣﻦ َ‬
‫ﺜﻞ ُ‬
‫آﻳﺎﺻﻮﻓْﻴﺎ‪ ،‬وﻓﻴﻬﺎ أﻳﻀﺎ ٌ‬
‫اﻟﻮﻗْﺖ‪ ،‬وﻓﻴﻬﺎ ٌ‬
‫ﻔﺲ َ‬
‫وﻣﺎﱐّ ﻣ ُ‬
‫‪226‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺴ ْﻠﻄﺎن أﲪﺪ‪ .‬ﻗﺎل ﺣﺴﻦ ﻟِﻮاﻟِﺪﻩ‪ :‬ﻳﺎ واﻟﺪي‪ :‬ﻫﻞ ﻧَـ ْﺒ َﺪأ ﺑِـﻤ ِ‬
‫ﻣ ِ‬
‫ﻴﻤﺎﻧِﻴﱠﺔ أو‬
‫ﺴﺠﺪ اﻟ ﱡ‬
‫ﻠﻴﻤﺎﻧِﻴﱠﺔ وﻣﺴﺠﺪ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﺠﺪ اﻟ ﱡ‬
‫َ‬
‫ﺴﻠَ َ‬
‫َ‬
‫ﺴ َ‬
‫ََ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ب‪.‬‬
‫اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠْﻄﺎن أﲪﺪ ﻻ ﺑﺎﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠْﻄﺎن أﲪﺪ؟ أﺟﺎب اﻟﻮاﻟﺪ‪ :‬ﻧَﺒ َﺪأ ﺑِ َـﻤﺴﺠﺪ اﻟ ﱡ‬
‫أﻗﺮ ُ‬
‫ﺴﻠَ َ‬
‫ﻴﻤﺎﻧﻴﱠﺔ‪ ،‬ﻷﻧﱠﻪ َ‬
‫ﻳﺄﺧ َﺬﻩ داﺋﻤﺎ إﻟﻴﻬﺎ ﻟﻴ ِ‬
‫ﺸﺎﻫ َﺪ ِ‬
‫اﳌﻨﺎﻇﺮ اﻟﻄﺒِ ِﻴﻌﻴﱠﺔ وﻟِﻴُـ َﻘﺎﺑِﻞ‬
‫ﻛﺎن َﺣ َﺴ ٌﻦ َﺳ ِﻌﻴﺪاً ﰲ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل وﻃَﻠَﺐ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ُ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫أﺻﺪﻗﺎءَﻩ‪.‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Yukarıdaki parçaya göre aşağıdaki cümlelerin doğru (√) yada yanlış‬‬
‫‪(X) olduğunu belirleyiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﺴﻴﺎﺣﺔُ‪.‬‬
‫ﺴ ٍﻦ اﻟ ﱢ‬
‫‪ ( ) .1‬ﻫﻮاﻳَﺔ َﺣ َ‬
‫ﺼﻞ اﻟ ﱠﺮﺑِﻴ ِﻊ‪.‬‬
‫‪( ) .2‬‬
‫اﻟﺴﻔﺮ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُ َ‬
‫ﻮل ﻛﺎن ﰲ ﻓَ ْ‬
‫ُ‬
‫اﻷب وﻟَ َﺪﻩ ﺑِﺰﻳﺎرة إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ِﻣﻦ ﻗَـ ْﺒ ُﻞ‪.‬‬
‫‪َ ( ) .3‬‬
‫وﻋ َﺪ ُ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ي‪.‬‬
‫‪َ ( ) .4‬ﺣ َﺠﺰ اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ ُ‬
‫ﻒ ﳍﻤﺎ ﺗَﺬْﻛ َﺮﺗَﲔ ﻣﻦ اﻟﻘﻄﺎر اﻟﻌﺎد ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﻞ َﳍُﻢ‪.‬‬
‫‪ ( ) .5‬ﻛﺎن اﻟ ﱡ‬
‫ﺎح ﻳَ ْﺴﺘَﻤﻌُﻮن إﱃ اﳌَﻌﻠُﻮﻣﺎت اﻟﱵ ﻳُـ َﻘﺪ ُ‬
‫ﺴﻴﱠ ُ‬
‫ﱢﻣﻬﺎ اﻟﺪﱠﻟ ُ‬
‫‪2. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫‪ .1‬أﻳﻦ ﻳَﺴ ُﻜﻦ َﺣ َﺴ ٌﻦ؟‬
‫ِ‬
‫ْﺧ َﺬﻩُ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل؟‬
‫ﺐ َﺣ َﺴ ٌﻦ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ﻳَﺄ ُ‬
‫‪ .2‬ﻟﻤﺎذا ﻃﻠَ َ‬
‫‪ .3‬ﻫﻞ واﻓَﻖ اﻷب ﻋﻠﻰ ﻃَﻠَﺐ وﻟ ِ‬
‫َﺪﻩ؟‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫‪ .4‬ﻛﻴﻒ ﺳﺎﻓَﺮ اﻟﻮاﻟِ ُﺪ ﻣﻊ و ِ‬
‫ﻟﺪﻩ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل؟‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اﻷب َوﻟَ َﺪﻩ؟‬
‫‪ .5‬ﲟﺎذا َو َﻋ َﺪ ُ‬
‫‪ .6‬ﻛﻢ ﺳﺎﻋﺔً اﺳﺘـﻐْﺮ َق اﻟ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل؟‬
‫ﺴ َﻔ ُﺮ ﻣﻦ ﻣﺪﻳﻨﺔ َ‬
‫َ َ‬
‫ٍ‬
‫ووﻟَ ُﺪﻩ ِزﻳﺎرﺗَـﻬﻤﺎ؟‬
‫‪ّ .7‬‬
‫ﺑﺄي ﻣﺴﺠﺪ ﺑﺪأ اﻟﻮاﻟ ُﺪ َ‬
‫ﺎح؟‬
‫‪ .8‬ﻣﺎذا ﻛﺎن ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻴﱠ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ ﻋﻦ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل؟‬
‫‪ .9‬ﻛﻢ ﻛﻴﻠُﻮ ﻣ ْﱰاً ﺗَﺒﻌُ ُﺪ َ‬
‫‪ .10‬ﻛﻴﻒ ﺗَ ِ‬
‫ﻒ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل؟‬
‫ﺼ ُ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫َﻒ – ِ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ‪ -‬ﻳُِﻘﻴﻢ ‪ -‬ﻳَﺮى(‬
‫َب – ُزﱠوار‪ِ -‬ﻋﻨ َﺪك – ﺟﺪﻳﺪة‪ -‬اﻟﺰَﱠﻣﻦ – ﺧﺎﻟ َ‬
‫) َد َام – أ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ‪.‬‬
‫‪ .1‬وﻫﻮ ﻳَﺴ ُﻜﻦ ﰲ ﻣﺪﻳﻨَﺔ َ‬
‫‪َ .2‬ﻛﻲ ﻳ ِ‬
‫ﺸﺎﻫ َﺪ اﻷﻣﺎﻛِ َﻦ اﻟﺘﺎ ِر ِﳜﻴﱠﺔَ واﻟﺜﻘﺎﻓﻴّﺔ‪.‬‬
‫ْ ُ‬
‫‪227‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .3‬واﻓَﻖ اﻷب ﻋﻠﻰ ﻃَﻠَﺐ وﻟﺪﻩ‪.‬‬
‫ﻚ ﺗَﺬْﻛِ َﺮﺗَﺎن إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل؟‬
‫‪ .4‬ﻫﻞ ﻟَ َﺪﻳْ َ‬
‫‪ .5‬اﺳﺘﻐﺮق اﻟ ﱠ ِ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ﺳﺎﻋﺔ واﺣﺪة ﺗﻘﺮﻳﺒﺎ‪.‬‬
‫ﺴ َﻔﺮ ﻣﻦ ﻣﺪﻳﻨﺔ َ‬
‫ََ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻗﺎءﻩ‪.‬‬
‫‪ .6‬وﻃَﻠَﺐ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ُ‬
‫ﻳﺄﺧ َﺬﻩ داﺋﻤﺎ إﱃ ﻫﻨﺎك ﻟﻴُﺸﺎﻫ َﺪ اﳌﻨﺎﻇﺮ اﻟﻄﺒﻴﻌﻴﺔ وﻟﻴُـ َﻘﺎﺑﻞ أﺻﺪ َ‬
‫اﻟﻌ ْﻬ ِﺪ اﻟ ﱡﺮ ِ‬
‫وﻣﺎﱐّ‪.‬‬
‫آﺛﺎر ﻗﺪﳝﺔٌ ﻣﻦ َ‬
‫‪ .7‬وﻓﻴﻬﺎ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﻠﻴﻤﺎﻧِﻴﱠﺔ‪.‬‬
‫اﻟﻌ ْﻬﺪ اﻟﻌُﺜْ َﻤ ِﺎﱐّ ِﻣﺜﻞ ﻣﺴﺠﺪ اﻟ ﱡ‬
‫آﺛﺎر ﻣﻦ َ‬
‫‪ .8‬وﻓﻴﻬﺎ أَﻳﻀﺎً ٌ‬
‫ﺴ َ‬
‫ﺴﻴﱠﺎح‪.‬‬
‫ﺷﺎﻫﺪ َﺣ َﺴ ٌﻦ ﻫﻨﺎك َﻋ َﺪداً ﻛﺒﲑا ِﻣﻦ اﻟ ﱡ‬
‫‪َ .9‬‬
‫‪ .10‬إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل َﻣ ِﺪﻳﻨَﺔ َﺣ ِﺪﻳﺜَﺔٌ وﻗَ ِﺪﻳ َـﻤﺔٌ ﰲ ﻧَ ِ‬
‫اﻟﻮﻗْﺖ‪.‬‬
‫ﻔﺲ َ‬
‫‪4. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫دﺧﻞ – ﻧ َـﺰل – أﺟﺎب ‪ -‬اﻧﺘَﻬﻰ – ﻗﺪﻳـﻤﺔ(‬
‫) ِﺷﺮاء – َر َﺳﺐ – أﻋﻄَﻰ– َﺧﻠ َ‬
‫ْﻒ – ﺧﺎﻟِﻴَﺔ ِﻣﻦ– َ‬
‫‪ .1‬ﻷَ ﱠن إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ﻣﺪﻳﻨﺔٌ َﻣﻠِﻴﺌَﺔٌ ﺑِـﺎﻵﺛﺎر اﻹﺳﻼﻣﻴّﺔ واﻟ ﱡﺮوﻣﺎﻧِﻴﱠﺔ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﺻ ّﻔﻪ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻷﻧﻪ ﻛﺎن ﻗﺪ َو َﻋ َﺪﻩ ﺑِﺰﻳﺎرة إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل إذا َﳒَﺢ ﰲ اﳌﺪرﺳﺔ وأَﺻﺒَﺢ ﻣﻦ اﻷواﺋﻞ ﰲ َ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﺤﻄﱠﺔ اﻟﻘﻄﺎرات‪.‬‬
‫‪ .3‬ﰲ ﻳﻮم ﻣﻦ أﻳﺎم اﻟﺼﻴﻒ َﺧ َﺮج اﻟﻮاﻟﺪ ﻣﻊ وﻟﺪﻩ إﱃ َﻣ َ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫ﺐ اﻟﻮاﻟﺪ ّأوﻻً إﱃ ﻗِ ْﺴ ِﻢ ﺑَـ ْﻴ ِﻊ اﻟﺘﱠﺬاﻛِﺮ ﻓﺴﺄل اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ َ‬
‫‪َ .4‬‬
‫ذﻫ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻄﺎر وﺳﺎﻓَـ َﺮا إﱃ إﺳﺘﺎﻧـﺒُﻮل‪.‬‬
‫‪ .5‬ﰒُﱠ َرﻛﺐ اﻟﻘ َ‬
‫‪ .6‬إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ﻣﺪﻳﻨﺔ َﺣ ِﺪﻳﺜَﺔ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫ـﺴﺄَل اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ َ‬
‫‪ .7‬ذﻫﺐ اﻟﻮاﻟﺪ ّأوﻻً إﱃ ﻗ ْﺴ ِﻢ ﺑَـ ْﻴ ِﻊ اﻟﺘﱠﺬاﻛﺮ ﻓ َ‬
‫ﻴﻤﺎﻧِﻴﱠﺔ‪ ،‬ﻷﻧﱠﻪ أﻗﺮب‪.‬‬
‫ﺴﻠْﻄﺎن أﲪﺪ ﻻ ﺑﺎﻟ ﱡ‬
‫‪ .8‬ﺑﺪأ اﻟﻄﻼب ﺑـﺰﻳﺎرة ﻣﺴﺠﺪ اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﻠَ َ‬
‫‪ .9‬اﻟ ﱡ ِ‬
‫ﺼ ﱢﻮرو َ ﺎ وﻳَ ْﺴﺘَ ِﻤﻌُﻮن اﻟﺪِﱠﱄ‪.‬‬
‫ﺴﻴﱠﺎح ﻳَﻘ ُﻔﻮن أﻣﺎم اﻵﺛﺎر اﻟﺘﺎرﳜﻴّﺔ ﻓَـﻴُ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻄﺎر وﺳﺎﻓَـ َﺮا إﱃ إﺳﺘﺎﻧـﺒُﻮل‪.‬‬
‫‪َ .10‬‬
‫أﺧﺬ اﻷب َوَوﻟ ُﺪﻩ ﺗَﺬْﻛ َﺮﺗَـ ْﻴ ِﻬﻤﺎ ﰒُﱠ َرﻛﺒﺎ اﻟﻘ َ‬
‫‪5. Altı çizili cemi kelimelerin müfretlerini söyleyiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻗﺎءﻩ‪.‬‬
‫‪ .1‬ﺳﺎﻓَﺮ َﺣ َﺴﻦ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل ﻟﻴُﺸﺎﻫ َﺪ اﳌﻨﺎﻇﺮ اﻟﻄﺒﻴﻌﻴﺔ وﻟﻴُـ َﻘﺎﺑﻞ أﺻﺪ َ‬
‫ِ‬
‫ﺻ ّﻔﻪ‪.‬‬
‫‪ .2‬أَﺻﺒَﺢ أﲪﺪ ﻣﻦ اﻷواﺋﻞ ﰲ َ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﺤﻄﱠﺔ اﻟﻘﻄﺎرات‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻓﻔﻲ ﻳﻮم ﻣﻦ أﻳﺎم اﻟﺼﻴﻒ َﺧ َﺮج اﻟﻮاﻟﺪ ﻣﻊ وﻟﺪﻩ إﱃ َﻣ َ‬
‫ﻒ‪.‬‬
‫‪ .4‬ذﻫﺐ اﻟﻮاﻟﺪ ّأوﻻً إﱃ ﻗِ ْﺴ ِﻢ ﺑَـ ْﻴ ِﻊ اﻟﺘﱠﺬاﻛِﺮ ﻓﺴﺄل اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ َ‬
‫ﻳﺄﺧ َﺬﻩ داﺋﻤﺎ إﱃ ﻫﻨﺎك ﻟﻴ ِ‬
‫ﺸﺎﻫ َﺪ اﳌﻨﺎﻇﺮ اﻟﻄﺒﻴﻌﻴﺔ‪.‬‬
‫‪ .5‬وﻃَﻠَﺐ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ُ‬
‫ُ‬
‫‪228‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ِ‬
‫أﻣﺎم اﻵﺛﺎر اﻟﺘﺎرﳜﻴّﺔ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻳَﻘ ُﻔﻮن َ‬
‫ﺴﻴﱠﺎح‪.‬‬
‫ﺷﺎﻫﺪ َﺣ َﺴ ٌﻦ ﻫﻨﺎك َﻋ َﺪدا ﻛﺒﲑا ِﻣﻦ اﻟ ﱡ‬
‫‪َ .7‬‬
‫‪ .8‬ﺳﺎﻓَﺮ إﱃ ﺗُﺮﻛِﻴﺎ َﻛﻲ ﻳ ِ‬
‫ﺸﺎﻫ َﺪ اﻷﻣﺎﻛِ َﻦ اﻟﺘﺎ ِر ِﳜﻴﱠﺔَ واﻟﺜﻘﺎﻓﻴّﺔَ‪.‬‬
‫ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢﻣﻬﺎ اﻟﺪﱠﻟِﻴﻞ ﻟﻪ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻳَ ْﺴﺘَﻤ ُﻊ اﻟﺰﱠاﺋﺮ إﱃ اﻟ َـﻤﻌﻠُﻮﻣﺎت اﻟﱵ ﻳُـ َﻘﺪ ُ‬
‫‪ .10‬ذﻫﺒﻨﺎ أﻧﺎ وﺻﺪﻳﻘﻲ ﰲ ٍ‬
‫ﻳﻮم ِﻣﻦ أﻳﺎم اﻟﺸﱢﺘﺎء إﱃ ﻣـﺤﻄﱠﺔ ِ‬
‫اﻟﻘﻄﺎرات‪.‬‬
‫ّ‬
‫ََ‬
‫‪6. Altı çizili müfret kelimelerin cemilerini söyleyiniz.‬‬
‫ﺸﺎﻫ َﺪ اﳌﻨﺎﻇﺮ اﻟﻄﺒﻴﻌﻴﺔ وﻟِﻴـ َﻘﺎﺑِﻞ ﺻ ِﺪﻳ َﻘﻪ إِ ِ‬
‫‪ .1‬ﺳﺎﻓَﺮ ﺣﺴﻦ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل ﻟﻴ ِ‬
‫ﲰﺎﻋﻴﻞ‪.‬‬
‫َ ُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ََ‬
‫‪ .2‬ﻛﺎن َﺣ َﺴ ٌﻦ َﺳ ِﻌﻴﺪاً ﰲ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل‪.‬‬
‫‪ .3‬أﺧﺬ اﻷب ووﻟ ُﺪﻩ ﺗَﺬْﻛِ َﺮﺗَـ ْﻴ ِﻬﻤﺎ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﳓﻦ ﻧُـ َﻔﻀﱢﻞ اﻟﺴﻔﺮ ِ‬
‫ﺴﺮﻳﻊ‪.‬‬
‫ﺑﺎﻟﻘﻄﺎر اﻟ ﱠ‬
‫َ‬
‫‪ .5‬ذﻫﺐ اﻟﻮاﻟﺪ ّأوﻻً إﱃ ﻗِ ْﺴ ِﻢ ﺑَـ ْﻴ ِﻊ اﻟﺘﱠﺬاﻛِﺮ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ـﺤﻄﱠﺔ اﻟﻘﻄﺎرات‪.‬‬
‫‪ .6‬ﺧﺮج اﻷب ﻣﻊ وﻟﺪﻩ إﱃ َﻣ َ‬
‫ِ‬
‫ﺻ ّﻔﻪ‪.‬‬
‫‪ .7‬وأَﺻﺒَﺢ ﻣﻦ اﻷواﺋﻞ ﰲ َ‬
‫‪ .8‬ﻷَ ﱠن إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ﻣﺪﻳﻨﺔٌ َﻣﻠِﻴﺌَﺔٌ ﺑﺎﻵﺛﺎر اﻹﺳﻼﻣﻴّﺔ واﻟ ﱡﺮوﻣﺎﻧِﻴﱠﺔ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﺮﻳﻊ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﰒّ َﺣ َﺠﺰ اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ ُ‬
‫ﻒ ﳍﻤﺎ ﺗَﺬْﻛ َﺮﺗَﲔ ﻣﻦ اﻟﻘﻄﺎر ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ي‪.‬‬
‫اﻟﺴﺮﻳﻊ‪ ،‬ﻻ اﻟﻘﻄﺎ ِر اﻟﻌﺎد ّ‬
‫ﻔﺮ ﺑﺎﻟﻘﻄﺎر ّ‬
‫‪ .10‬ﰒ ﻗﺎل ﻟﻠﺒﺎﺋﻊ‪َ :‬ﳓﻦ ﻧُـ َﻔﻀﱢﻞ ّ‬
‫اﻟﺴ َ‬
‫‪7. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içerisinde verilen uygun‬‬
‫‪bir kelimeyle doldurunuz.‬‬
‫) ِ‬
‫ِ‬
‫ﻐﺮق –‬
‫اﻟﻘﺎﻫﺮة ‪ -‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺼ ِﻴﻔﻴّﺔ ‪َ -‬ﳒَ ُ‬
‫ﺤﺖ ‪ -‬ﺗَﺬْﻛِ َﺮَ ﺎ ‪ -‬اﳌَ ْ‬
‫ﺼﻨَﻊ ‪ -‬اﻟﻌُﺜْ َﻤ ِﺎﱐّ – ﺑـﻐَ ْﺴﻞ ‪ -‬ﺗَـ ْﺒـﻌُﺪ ‪ -‬ﻳﺴﺘَ َ‬
‫ﻓﺄُﻓﻀﱢﻞ( ‪ ‬‬
‫‪َ .1‬و َﻋ َﺪﺗِْﲏ أ ِ‬
‫ُﺧﱵ ﺑِﺰﻳﺎرة اﳌَْﺘ َﺤﻒ إذا _______ ﰲ اﻻﻣﺘﺤﺎن‪.‬‬
‫‪ .2‬ﰲ اﻟﻌﻄﻠﺔ _______ ﺳﺎﻓﺮ أﲪﺪ إﱃ ﺗﺮﻛﻴﺎ‪.‬‬
‫‪ _______ .3‬ﻣﺪﻳﻨﺔٌ َﻣﻠِﻴﺌَﺔٌ ﺑﺎﻵﺛﺎر اﻟﻘﺪﳝﺔ‪.‬‬
‫‪ .4‬أ ﱠﻣﺎ أﻧﺎ _______ اﻟﻌُﻄﻠﺔ ﰲ ﺳﻮرﻳﺎ‪.‬‬
‫أﺧﺬت اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ _______ ﰒُﱠ َرﻛِﺒﺖ اﻟﻄﺎﺋﺮة‪.‬‬
‫‪.5‬‬
‫ْ‬
‫‪ _______ .6‬اﻟ ﱠ ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺳﺎﻋﺎت ﺗﻘﺮﻳﺒﺎ‪.‬‬
‫ﺲ‬
‫ﺴ َﻔﺮ ﻣﻦ أﻧْـ َﻘ َﺮة إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل َﲬ َ‬
‫‪ .7‬ﻫﻞ _______ ﺗُﺮﻛِﻴﺎ ﻋﻦ ُﺳﻮِرﻳﺎ ﻛﺜﲑا؟‬
‫ِ‬
‫ﻴﺢ ﰲ _______ َﻋ َﺪدا ﻛﺒﲑا ِﻣﻦ اﻟﻌُ ﱠﻤﺎل‪.‬‬
‫‪َ .8‬‬
‫ﺷﺎﻫﺪ َﻣﻠ ٌ‬
‫‪229‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫آﺛﺎر ﻗَ ِ‬
‫اﻟﻌ ْﻬ ِﺪ _______‪.‬‬
‫ﺪﳝﺔ ﻣﻦ َ‬
‫‪ .9‬إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ﻓﻴﻬﺎ ٌ‬
‫‪ .10‬ﻫﻞ ﻧَﺒ َﺪأ _______ اﳌﻼﺑﺲ؟‬
‫‪cer‬‬
‫ﺑـِ‪ ،‬ﻋﻠﻰ‪ ،‬إﱃ‪ ،‬ﻋﻦ‪ِ ،‬ﻣﻦ ‪8. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları‬‬
‫‪harflerinden uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫‪ .1‬ﻫﻞ ﻧَـ ْﺒ َﺪأ ‪ .......‬ﻣ ِ‬
‫ﺴﻠْﻄﺎن أﲪﺪ؟‬
‫ﻴﻤﺎﻧِﻴﱠﺔ أو اﻟ ﱡ‬
‫ﺴﺠﺪ اﻟ ﱡ‬
‫َ‬
‫ﺴﻠَ َ‬
‫ْﺧ َﺬﻩُ ‪ .......‬إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل‪.‬‬
‫ﺐ َﺣ َﺴ ٌﻦ ‪ .......‬واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ﻳَﺄ ُ‬
‫‪ .2‬ﻃﻠَ َ‬
‫ﻮل ﻣﺪﻳﻨﺔٌ َﻣﻠِﻴﺌَﺔٌ ‪ .......‬اﻵﺛﺎر اﻹﺳﻼﻣﻴّﺔ واﻟ ﱡﺮوﻣﺎﻧِﻴﱠﺔ‪.‬‬
‫‪ِ .3‬ﻷَ ﱠن إﺳﺘﺎﻧﺒُ َ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ ﺗَﺒﻌُ ُﺪ ‪ .......‬إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ِﻣﺌَﺔٌ وﲬَْﺴﻮن ﻛِﻴﻠُﻮ ِﻣ ْﱰاً‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻷن َ‬
‫ﺻ َﻘ ْﺮﻳﺎَ ‪ .......‬إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل ﺳﺎﻋﺔً واﺣﺪة‪.‬‬
‫ﻐﺮق اﻟ ﱠ‬
‫ﺴ َﻔﺮ ‪ .......‬ﻣﺪﻳﻨﺔ َ‬
‫‪ .5‬اﺳﺘَ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﺮﻳﻊ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﰒّ َﺣ َﺠﺰ اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ ُ‬
‫ﻒ ﳍﻤﺎ ﺗَﺬْﻛ َﺮﺗَﲔ ‪ .......‬اﻟﻘﻄﺎر ّ‬
‫‪ .7‬ذﻫﺒﺎ ّأوﻻً ‪ .......‬ﻗِ ْﺴ ِﻢ ﺑَـ ْﻴ ِﻊ اﻟﺘﱠﺬاﻛِﺮ‪.‬‬
‫ٍ‬
‫وﻟﺪﻩ ‪ .......‬ﻣـﺤﻄﱠﺔ ِ‬
‫ﺼﻴﻒ ﺧﺮج اﻟﻮاﻟِﺪ ‪ِ .......‬‬
‫اﻟﻘﻄﺎرات‪.‬‬
‫‪ .8‬ﻓﻔﻲ ﻳﻮم ‪ .......‬أﻳّﺎم اﻟ ﱠ ْ‬
‫ََ‬
‫َ َ‬
‫‪ .9‬ﻷﻧﻪ ﻛﺎن ﻗﺪ َو َﻋ َﺪﻩ ‪ .......‬زﻳﺎرة إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل‪.‬‬
‫‪ .10‬ﻓَﻮاﻓَﻖ اﻷب ‪ .......‬ﻃَﻠَﺐ ِ‬
‫وﻟﺪﻩ‪.‬‬
‫ُ‬
‫‪9. Aşağıdaki cümleleri örnekte gösterildiği şekilde parantez içindeki‬‬
‫‪kelimeleri esas alarak yeniden kurunuz.‬‬
‫ﺐ ِ‬
‫ب ﻋﻠﻰ ﻃَﻠَ ِ‬
‫وﻟﺪ ِﻩ‬
‫واﻓﻖ اﻷ ُ‬
‫ﺐ ِ‬
‫واﻓَـ َﻘ ِ‬
‫ﺖ اﻷُ ﱡم ﻋﻠﻰ ﻃَﻠَ ِ‬
‫وﻟﺪﻫﺎ‬
‫‪Örnek 1:‬‬
‫)ﻫﻲ(‬
‫ﺖ(‬
‫‪) ........... ............ ........ .......... ..........‬أﻧْ َ‬
‫‪........... ............ ........ .......... ..........‬‬
‫)أﻧﺎ(‬
‫‪........... ............ ........ .......... ..........‬‬
‫)أﻧﺘﻢ(‬
‫‪........... ............ ........ .......... ..........‬‬
‫) ِ‬
‫أﻧﺖ(‬
‫‪........... ............ ........ .......... ..........‬‬
‫)ﳓﻦ(‬
‫‪........... ............ ........ .......... ..........‬‬
‫)أﻧﺘُﻤﺎ(‬
‫‪........... ............ ........ .......... ..........‬‬
‫أﻧﱳ(‬
‫) ُّ‬
‫‪........... ............ ........ .......... ..........‬‬
‫) ُﻫ ّﻦ(‬
‫ﺴ َﻔﺮ إﱃ أَﻧْـ َﻘ َﺮة‬
‫ﻛﺎن ﻗﺪ َو َﻋ َﺪِﱐ ﺑﺎﻟ ﱠ‬
‫ﺴ َﻔﺮ إﱃ أَﻧْـ َﻘ َﺮة‬
‫ﻛﺎﻧﺖ ﻗﺪ َو َﻋ َﺪﺗِْﲏ ﺑﺎﻟ ﱠ‬
‫ْ‬
‫‪Örnek 2:‬‬
‫)ﻫﻲ(‬
‫‪230‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺴ َﻔﺮ إﱃ أَﻧْـ َﻘ َﺮة‬
‫ﺖ ﻗﺪ َو َﻋ ْﺪﺗَِﲏ ﺑﺎﻟ ﱠ‬
‫ُﻛ ْﻨ َ‬
‫ﺖ(‬
‫)أﻧْ َ‬
‫‪ِ ) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬‬
‫أﻧﺖ(‬
‫‪ُ ) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬ﻫ ﱠﻦ(‬
‫‪) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬أﻧﺘُﻤﺎ(‬
‫أﻧﱳ(‬
‫‪ُّ ) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬‬
‫‪ُ ) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬ﻫﻢ(‬
‫‪) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬ﳘﺎ(‬
‫‪) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬ﻫﻮ(‬
‫ْﺧ َﺬﻩ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل‬
‫ﺣﺴﻦ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ﻳَﺄ ُ‬
‫ﻃَﻠَ َ‬
‫ﺐ َ‬
‫ْﺧ َﺬﻫﺎ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل‬
‫ﻃَﻠَﺒَ ْ‬
‫ﺖ ﻓﺎﻃﻤﺔ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻫﺎ أ ْن ﻳَﺄ ُ‬
‫‪Örnek 3:‬‬
‫)ﻓﺎﻃﻤﺔ(‬
‫‪) ............ .... .......... ........... ... .......‬زﻳﻨَﺐ وِ ﺎل(‬
‫‪ُ ) ............. .... .......... ........... ... ......‬ﺣ َﺴﲔ وﳛﲕ(‬
‫‪............. .... .......... ........... ... ......‬‬
‫ﻃَﻠَْﺒ ِ‬
‫ْﺧ َﺬ ِك إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُﻮل‬
‫ﺖ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪ ِك أ ْن ﻳَﺄ ُ‬
‫)اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت(‬
‫) ِ‬
‫أﻧﺖ(‬
‫‪) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬ﳓﻦ(‬
‫‪) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬أﻧﺘﻤﺎ(‬
‫‪) ............. ...... .......... ............ ..... .......‬أﻧﺘ ّـﻦ(‬
‫ﻫﻦ(‬
‫‪ّ ) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬‬
‫‪) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬أﻧﺘُﻢ(‬
‫‪) ............... ...... .......... ............ ..... .......‬أﻧَﺎ(‬
‫ﺒﲑا ﻣﻦ اﻟ ُـﻤ ْﻌﺘَ ِﻤ ِﺮﻳﻦ‬
‫ﺷﺎﻫ َﺪ ُﺣ ٌ‬
‫َ‬
‫ﺴﲔ َﻋ َﺪ ًدا َﻛ ً‬
‫‪Örnek 4:‬‬
‫)ﻗﺎﺑَ َﻞ ‪ /‬اﳌَُﺪ ﱢرﺳﻮ َن(‬
‫ ﻗﺎﺑﻞ ﺑﺸﲑ ﻋ َﺪدا َﻛ ِ‬‫ﺳﲔ‪.‬‬
‫ﺒﲑا ﻣﻦ اﳌَُﺪ ﱢر َ‬
‫ََ َ َ ً ً‬
‫ﱠع ‪ /‬اﳌُﺴﺎﻓِﺮون(‬
‫‪َ ) .1‬ود َ‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫‪) .2‬اﺳﺘَﻘﺒﻞ ‪ِ /‬‬
‫اﻟﻘﺎدﻣﻮ َن(‬
‫ََ‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫‪231‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .3‬م‪َ ) -‬ﺷ َﻜ َﺮ ‪ /‬اﳌَُﺪ ﱢرﺑﻮن(‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫اﺟ َﻊ ‪ /‬اﳌُﻤ ﱢﺮﺿﻮن(‬
‫‪ .4‬م‪) -‬ر َ‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫ف ‪ /‬اﳌُﻬ ِ‬
‫ﻨﺪﺳﻮ َن(‬
‫‪ .5‬م‪َ ) -‬ﻋ َﺮ َ َ‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫‪ .6‬م‪) -‬ﺳﻘﻰ ‪ِ /‬‬
‫اﻟﻼﻋﺒﻮ َن(‬
‫َ‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫ﺳﺎﻋ َﺪ ‪ /‬اﳌُﺴﻠِﻤﻮ َن(‬
‫‪ .7‬م‪َ ) -‬‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫ﺷﺎﻫ َﺪ ‪ /‬اﻟﻌﺎﻣﻠﻮن(‬
‫‪ .8‬م‪َ ) -‬‬
‫ ‪................ ..... ......... ......... ......... ..........‬‬‫‪) -‬ﻓﺎﻃﻤﺔ ‪ /‬ﺗﺬﻛِ َﺮة(‬
‫ﻒ ِﱄ ﻏُ ْﺮﻓَـﺘَﲔ ﻣﻦ اﻟ ُﻔﻨ ُﺪق اﻟﻘﺮﻳﺐ‬
‫ﰒّ َﺣ َﺠﺰ اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ ُ‬
‫‪Örnek 5:‬‬
‫ ﰒّ َﺣ َﺠﺰت ﻓﺎﻃﻤﺔُ ِﱄ ﻏُ ْﺮﻓَـﺘَﲔ ﻣﻦ اﻟ ُﻔﻨ ُﺪق اﻟﻘﺮﻳﺐ‪.‬‬‫‪) .1‬اﻟﻮﻟَﺪان ‪َ /‬ﺳ ِﺮﻳﺮ(‬
‫ ‪......... ........ .... .......... .... ....... .......... ....‬‬‫‪) .2‬اﻟﺒِ ِ‬
‫ﻨﺘﺎن ‪َ /‬و َﺟﺒَﺔ(‬
‫ ‪......... ........ .... .......... .... ....... .......... ....‬‬‫‪) .3‬اﻷوﻻد ‪ /‬ﺻﺎﻟَﺔ(‬
‫ ‪......... ........ .... .......... .... ....... .......... ....‬‬‫‪) .4‬اﻟﺒَﻨﺎت ‪ /‬ﺳﻴﱠﺎرة(‬
‫ ‪......... ........ .... .......... .... ....... .......... ....‬‬‫‪) .5‬ﻋُ َﻤﺮ ‪ِ /‬ﻣ ْﻘ َﻌﺪ(‬
‫ ‪......... ........ .... .......... .... ....... .......... ....‬‬‫ﻧﺎﻣﺞ(‬
‫‪َ ) .6‬زﻳﻨَﺐ ‪ /‬ﺑَـ ْﺮ َ‬
‫ ‪......... ........ .... .......... .... ....... .......... ....‬‬‫‪232‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ِ‫ )اﻟﻄﺎﻟ‬.7
(‫ﳏﺎﺿ َﺮة‬
َ / ‫ﺒﺎن‬
......... ........ .... .......... .... ....... .......... .... ِ ) .8
(‫ َﺣ ْﻔﻠَﺔ‬/ ‫ﻓﺎﻃ َﻤﺔ‬
......... ........ .... .......... .... ....... .......... .... 10. Aşağıdaki kelimeleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde kurunuz.
ِ ِ
ِ
‫ َﻋ َﺪ ًدا‬- ‫ﺒﲑا‬
ً ‫ ﻓﺎﻃ َﻤﺔُ – اﳌَُﺪ ﱢرﺳﺎت – ﻣﻦ – َرأَت – َﻛ‬.1
.‫ ﺑﺎﳌﺴﺎﻋﺪة‬-‫ت – أُﱠﻣﻬﺎ‬
ْ ‫ َﺧﺪﳚَﺔُ – ﻗﺪ – ﻛﺎﻧَﺖ – َو َﻋ َﺪ‬.2
ِ ِِ
‫ﺴﻮق‬
‫ﺄﺧ َﺬﻩُ – اﻟ ﱡ‬
ُ َ‫ﺐ – ﻳ‬
َ َ‫ أﲪَ ُﺪ – ﺧﺎﻟﻪ – ﻣﻦ – أ ْن – إﱃ – ﻃَﻠ‬.3
‫ﺪاء؟‬
َ .4
َ َ‫ﺑﺎﳌﻄﻌﻢ – َﻫﻞ – ﻧَـﺘ‬
َ َ‫ﻨﺎول– ﺑﺎﻟﺒَـ ْﻴﺖ – أو– اﻟﻐ‬
‫ﻒ– ﻏُ ْﺮﻓَـﺘَﲔ – ِﱄ– ﻣﻦ– اﻟ ُﻔﻨ ُﺪق– َﺣ َﺠﺰ– اﻟﻘﺮﻳﺐ‬
ُ ‫ اﻟ ُـﻤ َﻮﻇﱠ‬.5
‫ اﻻﺟﺘِﻤﺎعُ – ﻣﻦ– اﻟﺘﺎﺳﻌﺔ – اﺳﺘﻐﺮق – إﱃ– واﻟﻨﺼﻒ – اﻟﺴﺎﻋﺔ – اﻟﺴﺎﻋﺔ اﻟﻌﺎﺷﺮة‬.6
‫ﺷﺎﻫﺪ– اﳉُﻨُﻮد – ﻛﺒﲑا – ِﻣﻦ‬
َ – ‫ ﻣﺼﻄﻔﻰ – ﻫﻨﺎك – َﻋ َﺪدا‬.7
‫ آﺛﺎر – وﰲ – إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل – أﻳﻀﺎ– ِﻣﻦ – اﻟﻌُﺜْ َﻤ ِﺎﱐّ – اﻟﻌﻬﺪ‬.8
Şimdi aşağıdaki boşlukları kendimiz doldurmaya çalışalım:
‫إﺳﺘﺎﻧﺒُـﻮل‬
‫ْﺧ َﺬﻩُ إﱃ‬
ُ ‫أ ْن ﻳَـﺄ‬
‫ﺐ َﺣﺴـَ ٌﻦ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ‬
َ َ‫ﻃﻠ‬
........... ‫ إﱃ‬......... ‫ أ ْن‬........ ‫ ﻓﺎﻃـﻤﺔ ﻣﻦ‬......
............ ‫إﱃ‬
‫ْﺧ َﺬﻫﺎ‬
ُ ‫ أ ْن ﻳَﺄ‬........ ‫ ﺻﺪﻳﻘﻲ ﻣﻦ‬......
............ ‫ إﱃ‬........... ‫ اﻟـﻤﻌﻠﱢﻢ ﻣﻦ ﻃﻼ ﻢ أ ْن‬......
............ ‫ْﺧ ْﺬﻧَـ ُﻬ ّﻦ إﱃ‬
ُ ‫ أ ْن ﻳَﺄ‬....... ‫ اﳌﻌﻠﱢﻤﺎت ﻣﻦ‬.......
DİLBİLGİSİ
Atıf Edatları ve İşlevleri
Atıf, birtakım edatlar vasıtasıyla bir cümle unsurunun diğer bir unsuruna
bağlanmasıdır. Cümlede tekrarı önlemek ve gereksiz uzatmaların önüne
geçmek amacıyla yapılır. Sözkonusu bağlama işlemi (atıf) isimle isim, fiille
fiil yada cümle ile cümle arasında gerçekleşir.
Atfın isimle isim arasında gerçekleşmesini şöyle bir misalle açıklamak
mümkündür:
233
ِ
‫ﻴﻢ وأﺣـﻤ ُﺪ إﱃ اﻻﺟﺘِﻤﺎع‬
َ ‫ َﺣ‬/İbrahim ve Ahmet toplantıya geldiler,
ُ ‫ﻀﺮ إﺑﺮاﻫ‬
cümlesi ise isim ile isim arasında gerçekleşen atıfa misal verilebilir. Şöyle ki,
ِ
cümlede ikinci isim olan ‫ أﲪ ُﺪ‬kendisinden önceki ‫ﻴﻢ‬
ُ ‫ إﺑﺮاﻫ‬ismine atfedilmiştir.
Söz konusu bağlantıyı da ‫ َو‬edatı temin etmiş ve ikinci cümlenin başında ‫ﻀﺮ‬
َ ‫َﺣ‬
fiilinin ikinci kez tekrarını önlemiştir. Zira atıf imkânı olmasaydı ikinci
cümlede özne/fâil konumunda olan ‫ﻀﺮ‬
َ ‫ َﺣ‬fiilinin bir daha tekrarı gerekecek ve
ِ
dolayısıyla cümle: ‫ﻀﺮ أﲪ ُﺪ إﱃ اﻻﺟﺘِﻤﺎع‬
َ ‫ َﺣ‬،‫ﻴﻢ إﱃ اﻻﺟﺘِﻤﺎع‬
َ ‫ َﺣ‬/İbrahim
ُ ‫ﻀﺮ إﺑﺮاﻫ‬
toplantıya geldi, Ahmet toplantıya geldi, şeklinde kurulması lazım
gelecekti.
ِ
ِ ‫ﻀﺮ ُﻛ ﱠﻞ‬
‫واﺟﺒﺎﺗِِﻪ‬
ْ ‫ وأ‬،‫ﺪرﺳﺔ‬
َ ‫ﻴﻢ َإﱃ اﻟ َـﻤ‬
َ /İbrahim okula geldi ve bütün
َ َ ‫َﺣ‬
ُ ‫ﺟﺎء إﺑﺮاﻫ‬
ödevlerini getirdi, cümlesi ise fiil ile fiil arasında gerçekleşen atıfa misal
verilebilir. Görüldüğü üzere ikinci cümlede yer alan ‫ﻀ َﺮ‬
َ ‫َﺣ‬
ْ ‫ أ‬fiili, kendisinden
önceki َ‫ ﺟﺎء‬fiiline atfedilmek suretiyle bağlanmıştır. Sözkonusu bağlantıyı da
‫ َو‬edatı temin etmiş ve ikinci cümlede öznenin tekrarını önlemiştir. Zira atıf
ِ
imkânı olmasaydı ikinci cümlede de ortak özne/fâil olan ‫ﻴﻢ‬
ُ ‫ إﺑﺮاﻫ‬isminin bir
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
daha tekrarı gerekecek ve cümle: ‫ﻞ واﺟﺒﺎﺗﻪ‬
‫ﻴﻢ ُﻛ ﱠ‬
َ ‫َﺣ‬
ْ ‫ أ‬،‫ﺪرﺳﺔ‬
َ ‫ﻴﻢ َإﱃ اﻟ َـﻤ‬
َ
ُ ‫ﻀ َﺮ إﺑﺮاﻫ‬
ُ ‫ﺟﺎء إﺑﺮاﻫ‬
/İbrahim okula geldi, İbrahim bütün ödevlerini getirdi, şeklinde
kurulması lazım gelecekti.
Cümle ile cümle arasında gerçekleşen atıfa örnek olarak ‫ﻧﺎر‬
،‫ﻮر‬
ٌ ‫واﳉﻬﻞ‬
ٌ ُ‫اﻟﻌﻠﻢ ﻧ‬
ُ
/İlim nurdur, cehalet ise ateştir, cümleleri verilebilir. Görüldüğü üzere
cümlesi, kendisinden önceki ‫ﻮر‬
ikinci olan ‫ﻧﺎر‬
ٌ ‫اﳉﻬﻞ‬
ٌ ُ‫ اﻟﻌﻠﻢ ﻧ‬cümlesine atıf edatıyla
ُ
bağlanmıştır. Söz konusu bağlantıyı da ‫ َو‬edatı temin etmiştir.
Misallerden anlaşıldığı üzere atıf ilişkisi aynı grup kelime ya da cümleler
arasında gerçekleşmektedir; isim isme, fiil fiile ve cümle cümleye
atfedilerek anlamca bağlanacak iki cümle unsuru arasında bağlantı kurulmuş
olmaktadır.
Görüldüğü üzere atfın gerçekleştiği cümlelerde üç temel unsur
bulunmaktadır:
a. Atıf edatı (‫)أداة اﻟﻌﻄﻒ‬: İki unsuru birbirine bağlayan edat.
b. Ma‘tûf (‫)ﻣﻌﻄﻮف‬: Atıf edatı vasıtasıyla kendisinden önceki cümleye
bağlanan ve cümlede atıf edatından hemen sonra gelen unsurdur.
c. Ma‘tûfun aleyh (‫)ﻣﻌﻄﻮف ﻋﻠﻴﻪ‬: Ma‘tûf’un kendisine bağlandığı ana unsur
olup cümlede atıf edatından önce yer alır.
Gramatik işlev itibariyle ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh’in cümledeki yerini
alır, yani i‘râb hükmünü üstlenir. Dolayısıyla ma‘tûfun aleyh cümledeki
yeri itibariyle merfû ise ma‘tûf unsur da merfû, mansûb ise mansûb, mecrûr
ise o da mecrûrdur.
ِ
ِِ ِ
Bu açıklamalar ışığında: ‫ﻞ‬
‫ﻀ َﺮ ُﻛ ﱠ‬
َ ‫َﺣ‬
ْ ‫ وأ‬،‫ﺪرﺳﺔ‬
َ ‫ﻴﻢ َإﱃ اﻟ َـﻤ‬
َ ‫ واﺟﺒﺎﺗﻪ‬cümlelerine
ُ ‫ﺟﺎء إﺑﺮاﻫ‬
göz atacak olursak;
‫ﺟﺎء‬
ٌ ُ‫) َﻣﻌﻄ‬,
َ fiili, ma‘tûfun aleyh (‫ﻮف َﻋﻠَﻴﻪ‬
‫ﻀ َﺮ‬
َ ‫َﺣ‬
ْ ‫ وأ‬cümlesi ise ma‘tûf’tur (‫) َﻣﻌﻄُﻮف‬.
234
Bu iki fiil arasındaki atıf ilişkisini kuran ‫ و‬harfi ise atıf edatıdır ‫أداةاﻟﻌﻄﻒ‬.
ِ
Aynı şekilde; ‫ﻴﻢ ﻓﺄﺣـﻤ ُﺪ إﱃ اﻻﺟﺘِﻤﺎع‬
َ ‫ َﺣ‬cümelesinde ise;
ُ ‫ﻀﺮ إﺑﺮاﻫ‬
ِ
‫ﻴﻢ‬
ٌ ُ‫)ﻣﻌﻄ‬
َ,
ُ ‫ إﺑﺮاﻫ‬ismi, ma‘tûfun aleyh (‫ﻮف َﻋﻠَﻴﻪ‬
‫ أﺣـﻤ ُﺪ‬ismi, ma‘tûf’tur (‫)ﻣﻌﻄُﻮف‬.
َ
Bu iki isim arasındaki atıf ilişkisini kuran ‫ ف‬harfi ise atıf edatıdır (‫أداة‬
‫)اﻟﻌﻄﻒ‬.
ِ
Cümlemizde ma‘tûfun aleyh olan ‫ﻴﻢ‬
ُ ‫ إﺑﺮاﻫ‬cümledeki yeri itibariyle
fâil/özne olduğu için merfû olduğundan ma‘tûf olan ‫ أﺣـﻤ ُﺪ‬ismi de aynı irâb
hükmünü almış ve merfû olmuştur.
Ma‘tûf unsur şu üç hususta ma‘tûfun aleyh’e uyar;
a. Yukarıda ifade edildiği üzere i‘râb yönünden uyar.
b. Sîga (kip) itibariyle uyar. Buna göre atıf işlemi iki fiil arasında
gerçekleşmişse, söz konusu fiiller sîga, yani zaman bakımından birbirlerine
paralel olurlar. Dolayısıyla mâzî fiil mâzî fiile, muzâri muzâri’ye, emir fiil emir’e
atfedilerek gerçekleşir. Mesela; ،‫أﻛﺮَﻣﲏ َﻋﻠِﻲ وأَ ْﻛ َﺮْﻣﺘُﻪ‬
َ /Ali bana ikramda bulundu,
ّ
َِ ‫اﻫﻴﻢ وأ‬
ben de ona, cümlesini iki mâzî, ‫َﺣﱰﻣﻪ‬
ُ ‫ َﳛ َِﱰُﻣﲏ إﺑﺮ‬/İbrahim bana saygı duyar,
ben de ona, cümlesini iki muzâri, ‫ﺼ ْﺮ َك‬
ُ ‫ﻧﺼ ْﺮﻩُ ﻳﺎ أﲪﺪ ﻓَـ ْﻠﻴَـ ْﻨ‬
ُ ُ‫ ا‬/Ahmet, sen ona yardım
et, o da sana yardım etsin cümlesini de iki emir arasında gerçekleşen
cümleler olarak zikredebiliriz.
c. Cümlede uyum. Şayet atıf işlemi iki cümle arasında gerçekleşmişse;
isim cümlesi isim cümlesine, fiil cümlesi de fiil cümlesine atfedilir. ‫ﻮر‬
ٌ ُ‫اﻷدب ﻧ‬
‫ﱡ‬
،‫ﻠﻤﺔ‬
‫ﻇ‬
‫واﳉﻬﻞ‬
/edeb
aydınlık,
cehalet
ise
karanlıktır,
‫ﻠﻢ‬
‫ﻈ‬
‫اﻟ‬
‫ال‬
‫ز‬
‫و‬
‫ل‬
‫ﺪ‬
‫اﻟﻌ‬
‫ﺟﺎء‬
/adalet
ُ
ُ
ْ
َ
َ ُ
geldi, zulüm yok oldu.
Başlıca Atıf Edatları ve Anlamları
Arapça’da kullanılan başlıca atıf edatları ve anlamları şöyledir:
1. (‫ ) َو )اﻟﻮاو‬Türkçe’de ‘ve’ bağlacıyla karşılanan bu edat iki unsuru bir
araya getirme ve ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh’i eşit şartlarda aynı hükme
ortak etme (iştirâk) işlevi görür. Dolayısıyla zaman bakımından aralarında
öncelik ya da sonralık bulunmayan iki unsuru birbirine bağlar. Bir misal
ِ ُ‫ت اﻟﺴﻴﺎرة‬
vermek gerekirse: ‫وﺧ َﺮ َﺟﺎ إﱃ ﻣﺮﻛﺰ اﳌﺪﻳﻨﺔ‬
َ ‫واﻟﻮﻟَ ُﺪ‬
ُ ‫ورﻛﺐ‬
َ ‫اﻷب‬
ّ ْ ‫ﺟﺎء‬.
َ /Araba geldi,
َ
baba ile çocuk bindiler ve şehir merkezine gittiler cümlesinde arabanın
geldiği ve baba ile çocuğun eşit şartlarda arabaya bindiği, yani arabaya
birinin diğerinden önce ya da sonra bindiği gibi bir durumun sözkonusu
olmadığı anlaşılır. Onun için ‫ و‬edatıyla yapılan bağlama işleminde ma‘tûf
ile ma‘tûfun aleyh yer değiştirebilir. Bir başka ifadeyle atıf edatı ile birbirine
bağlanan ma‘tûf ve ma‘tûfun aleyh’in yer değiştirmesi anlam açısından
cümlede herhangi bir eksikliğe ya da yanlışlığa yol açmaz. Dolayısıyla
ِ ُ‫ت اﻟﺴﻴﺎرة‬
yukarıdaki cümlenin: ‫وﺧ َﺮ َﺟﺎ إﱃ َﻣ ْﺮَﻛﺰ اﳌﺪﻳﻨﺔ‬
‫اﻟﻮﻟَ ُﺪ‬
şeklinde
َ ‫واﻷب‬
ُ
َ ‫ورﻛﺐ‬
ّ ْ ‫ﺟﺎء‬
َ
َ
ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh’in yerlerinin değiştirilmesi durumunda herhangi bir
anlam kaybı olmaz.
235
2. (‫ )ﻓَـ )اﻟﻔﺎَء‬Türkçe’de ‘arkasından, hemen sonra, peşinden’ gibi ifadelerle
karşılanabilecek olan bu edat, atfa konu olan ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh’i bir
sıralamaya tabi tutmasının (tertîb) yanı sıra, bu iki unsur arasında, zaman
olarak öncelik-sonralık (ta’kîb) ilişkisinin varlığına işaret eder.
Dolayısıyla ma‘tûf unsurun ma‘tûfun aleyh’in hemen akabinden
gerçekleştiğini, aralarında önemli bir zaman farkının söz konusu olmadığını
ِ ‫ْﺧ َﺬﻩُ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل ﻓَـﻮاﻓَﻖ اﻷب ﻋﻠﻰ ﻃَﻠَﺐ و‬
ifade eder. Mesela,‫ﻟﺪﻩ‬
ُ ‫ﺐ َﺣ َﺴ ٌﻦ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ أ ْن ﻳَﺄ‬
ُ
ُ
َ
َ
َ َ‫ﻃﻠ‬
cümlesinde, Hasan’nın babasından kendisini İstanbul’a götürmesini
istemesi ile babanın buna onay vermesinin hemen ve birbiri ardında
gerçekleştiğini, ikisi arasında bir zaman aralığının söz konusu olmadığını
ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla ‫ ف‬edatı ile yapılan atıf işleminde ma‘tûf ile ma‘tûfun
aleyh’in aynı anda ve birbirlerinin peşinden gerçekleştiğini gösterir.
Onun için ‫ف‬
َ edatıyla yapılan atıf işleminde ma’tûf ile ma’tûfun aleyh yer
değiştiremez. Mesela ‫ و‬atıf edatı ile kurduğumuz cümleyi bu defa‫ ف‬atıf
ِ
edatıyla bağlarsak ifade: ‫وﺧ َﺮ َﺟﺎ إﱃ ﻣﺮﻛﺰ اﳌﺪﻳﻨﺔ‬
ْ ‫ﺟﺎء‬
َ ‫ﺎﻟﻮﻟَ ُﺪ‬
ُ ‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ﻓ َﺮﻛﺐ‬
َ ‫اﻷب ﻓ‬
ّ ‫ت‬
َ şeklinde
karşımıza çıkacak ve bununla arabanın geldiği ve önce babanın hemen
arkasından da çocuğun bindiği anlaşılmış olacaktır.
3. ّ‫ ُﰒ‬Türkçe’de ‘sonra, daha sonra’ gibi karşılıklarla ifade edebileceğimiz
bu edat iki unsuru bir sıralamaya bağlı olarak cemetmenin yanı sıra söz
konusu iki unsur (ma‘tûf ve ma‘tûfun) arasında bir zaman aralığının (terâhî)
var olduğunu gösterir. Dolayısıyla ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh’in aynı anda
gerçekleşmediğini, ma’tufun aleyh’in önce ma’tuf’un da daha sonra tahakkuk
ettiğini gösterir. Bu atıf edatının bağladığı iki unsur arasındaki zaman
kavramı, ‫ف‬
َ atıf edatının cümleye yüklediği zaman kavramına göre daha
uzundur. Biraz önce örnek verilen cümleden hareketle açıklayacak olursak:
ِ
‫اﻷب ﰒ وﻟ ُﺪﻩ وﺧﺮﺟﺎ إﱃ ﻣﺮﻛﺰ اﳌﺪﻳﻨﺔ‬
ُ ‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ورﻛﺐ‬
ّ ‫ﺟﺎءت‬
َ cümlesinde arabanın geldiği ve
önce babanın arkasından/bir müddet sonra ise çocuğun bindiği,
dolayısıyla iki unsur arasında zaman aralığının söz konusu olduğu anlaşılır.
4. ‫ أ َْو‬Türkçe’de ‘veya, yahut, yada, yoksa’ kelimeleriyle karşılayabileceğimiz bu edat iki unsur arasında tahyîr, yani tercih (iki şeyden birini
seçme) söz konusu olması durumlarında kullanılır. ‫ﺴﻴﺎرة أو‬
‫ ﺑِﺎﻟ ﱠ‬:‫ﺴ َﻔﺮ‬
‫ﻛﻴﻒ ﺗُـ َﻔﻀﱢﻞ اﻟ ﱠ‬
‫ ﺑﺎﻟﻘﻄﺎر؟‬/Yolculuğu nasıl tercih edersiniz: Arabayla mı yahut trenle mi?
cümlesinde yolculuğa ilişkin iki seçenek söz konusu olduğu, muhatabın
araba yada trenden birini tercih etmesi gerektiği söze yansıtılmıştır.
5. ‫ أَم‬Türkçe’de ‘yahut, ya da, yoksa’ kelimeleriyle karşılanabilecek olan
bu edat, soru edatı olan hemze ile (َ‫ )أ‬birlikte kullanılır ve muhataptan bu
edatın öncesi ile sonrasındaki unsurlardan birini ta’yîn ve tercih etmesini
zorunlu kılar. ‫ أ َْو‬edatından farkı sadece soru hemzesi ile kullanılmasıdır.
ِ ‫ﺴﺮﻳﻊ أم اﻟﻌﺎدي ﺗُﺴﺎﻓِﺮ‬
‫ان؟‬
‫ أَﺑِﺎﻟﻘﻄﺎ ِر اﻟ ﱠ‬/hızlı trenle mi yoksa normal trenle mi
ّ
yolculuk yapacaksınız? cümlesinde yolculuğa ilişkin iki seçenek söz
konusu olduğu, muhatabın araba yada trenden birini tercih etmesi
gerektiği söze yansıtılmıştır.
236
6. ‫ ﺑَ ْﻞ‬Türkçe’de ‘Yok, hayır, aksine, tam tersine, bilakis’ gibi ifadelerle
karşılanabilecek olan bu edat kendisinden önceki anlamdan farklı, hatta tam
tersi (idrâb/‫ )إﺿﺮاب‬bir anlamın ifade edileceği yerlerde kullanılır. ‫ب اﻟﻘﻬﻮَة‬
ُ ‫ﻻ أَ ْﺷ َﺮ‬
‫ﱠ‬
‫ﺎي؟‬
‫ﺸ‬
‫اﻟ‬
‫ﺑﻞ‬
،‫ﻮر‬
‫ﻄ‬
‫ﻔ‬
‫اﻟ‬
‫ﰲ‬
/kahvaltıda
kahve
değil,
aksine
çay
içerim
cümlesinde
‫ﺑﻞ‬
ُ
َ
َ
edatından önceki hükmün aksine bir şey söylenmekte, kahvaltıda kahve’nin
değil çay’ın içildiği ifade edilmektedir.
ِ Türkçe’de ‘ancak, lâkin, fakat’ kelimeleriyle karşılanabilecek olan
7. ‫ﻟﻜ ْﻦ‬
bu edat ise kendisinden önceki cümledeki bir eksikliği ya da yanlış anlamayı
ِ
ِ
telafi (istidrâk) etmek için kullanılır. ‫ﺣﺴﻦ‬
‫ﻟﻜﻦ‬
ْ ،ُ‫ ﻣﺎ ﻋﻤﻞ ﳏﻤﻮ ٌد واﺟﺒَﻪ‬/Mahmut ev
ٌ
ödevini yapmadı, ancak Hasan (yaptı) cümlesinde ‫ ﻟﻜﻦ‬edatından önceki
yanlış anlama telafi edilmiştir.
8. ‫ َﺣ ﱠﱴ‬Türkçe’de ‘bile’ kelimesiyle karşılanabilecek olan bu edatın atıf
işlevi görebilmesi için ma‘tûf’unun zâhir bir isim olmasının yanı sıra
matufun aleyh’in bir parçası yada ayrılmaz bir unsuru olması
gerekir.ُ‫ﺣﱴ اﻷﻧﺒﻴﺎء‬
‫ ﻳَ ُـﻤﻮت‬/İnsanlar ölür, Peygamberler bile (ölür)
‫اﻟﻨﺎس ﱠ‬
ُ
cümlesinde ma‘tûf olan ُ‫ اﻷﻧﺒﻴﺎء‬zâhir bir isim ve ma‘tûfun aleyh olan ‫اﻟﻨﺎس‬
ُ
kelimesinin bir parçası olduğundan‫ﺣﱴ‬
atıf edatı işlevi görmüş, ölüm
‫ﱠ‬
olgusunun Peygamberleri bile kapsayan ve oraya kadar uzanan
(gâye) bir gerçek olduğunu ifadeye yansıtmıştır.
9. ‫ ﻻ‬Türkçe’de ‘değil’ kelimesiyle karşılanabilecek olan bu edât cümleye
ٌ ‫ ﻻ‬،ٌ‫ ﻫﺬﻩ ﺣﻘﻴﻘﺔ‬/Bu bir gerçektir, hayal değil
olumsuzluk katmaktadır. ‫ﺧﻴﺎل‬
cümlesinde olduğu gibi.
Yukarıda geçen bütün örneklerde görüldüğü üzere atıf edâtından sonra
gelen kelime, ondan önce gelen kelimenin gramatik işlevini (i’râbını)
üstlenmiş olur.
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde geçen ‘ma‘tûf’ unsurların doğru kullanımı
belirleyiniz.
ِ ،ٌ‫وﳑْـﺤﺎة‬
ِ ،‫وﳑْـﺤﺎ ًة‬
ِ ) .‫ ﺑﻌﺸﺮﻳﻦ ﻟِﲑًة‬............ ‫ﺴﻮق ﻗﻠﻤﺎ ودﻓﱰا‬
ٍ ْ‫وﳑ‬
(‫ـﺤﺎة‬
‫ اﺷﱰﻳﺖ ﻣﻦ اﻟ ﱡ‬.1
ً
ً
َ
(‫ ﻗﺼ ِﺮ‬،‫ﻗﺼﺮ‬
‫زرت ﰲ إﺳﺘﺎﻧﺒﻮل ﻣﺴﺠ َﺪ اﻟ ﱡ‬
ُ .2
ْ ُ‫ ﻃ‬........‫ و‬،‫ﺴﻠَْﻴﻤﺎﻧِﻴّﺔ‬
َ ،‫ﻗﺼﺮ‬
ُ ) ‫ﻮب ﻗﺎَِﰊ‬
ِ ‫ ﳒﻴﺐ‬،‫ﻓﺎﺿﻞ‬
ِ ‫ َِﳒﻴﺐ‬،‫ﻓﺎﺿﻞ‬
ِ ‫ﳒﻴﺐ‬
ِ .3
ِ ) .......... ‫ ﻻ‬،‫ﺸﻌﺮاء اﻷَﺗ َﺮاك ﳏﻤﺪ ﻋﺎﻛِﻒ‬
‫ﻳﻌﺠﺒُِﲏ ﰲ اﻟ ﱡ‬
(‫ﻓﺎﺿﻞ‬
ُ
َ
ِ
(‫ اﳋﻨﺪ َق‬،‫اﳋﻨﺪق‬
،‫ )اﳋﻨﺪ ُق‬.......... ‫ ﰒ‬،‫ُﺣﺪ‬
ُ ‫ ﰒ أ‬،‫ﺎر ﰲ ﻏَ ْﺰَوة ﺑﺪ ٍر‬
ٌ ‫ اﺷﱰك َﻋ ّﻤ‬.4
ِ
(‫اﻟﻄﻼب‬
،‫اﻟﻄﻼب‬
،‫اﻟﻄﻼب‬
) ............‫ﻒ ﻓـ‬
ّ ‫اﻟﺼ‬
َ ‫ﱢﻞ‬
َ
ُ
ُ ‫ دﺧﻞ إﱃ ﻏُﺮﻓﺔ اﳌﺪﻳﺮ ﳑَُﺜ‬.5
ِ
ِ
(‫اﻟﺮواﻳﺎت‬
،‫اﻟﺮواﻳﺎت‬
،‫اﻟﺮواﻳﺎت‬
) .......... ‫ ﺑﻞ‬،‫اﻟﻘﺼﺺ‬
‫ﻀﻞ ﻗﺮاءة‬
ّ ‫ ﻻ أﻓ‬.6
َ
ُ
ِ
(ُ‫ اﳉﺎﻣﻌﺔ‬،‫اﳉﺎﻣﻌﺔ‬
،َ‫)اﳉﺎﻣﻌﺔ‬
..........
ِ
‫اﻟﺜﺎﻧﻮﻳﺔ أم‬
‫ أَﺗَﺪرس ﰲ‬.7
ِ
(ً‫ ُﺷ ْﻜﺮا‬،‫ْﺮ‬
ٌ ‫ ُﺷﻜ‬،‫ ) َﺷ َﻜ َﺮ‬.......... ‫ ﻟﻜﻦ‬،‫ﻌﻤﺔَ رﺑﱢﻪ‬
َ ‫ ﱂ ﻳﻜ ُﻔ ْﺮ ﺳﺎﱂٌ ﻧ‬.8
237
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde geçen ‘ma‘tûfun aleyh’ doğru kullanımı‬‬
‫‪belirleyiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ْﺐ‪َ ،‬ﻛﻠْﺒﺎً‪َ ،‬ﻛﻠ ٍ‬
‫ْﺐ(‬
‫‪.1‬‬
‫ُ‬
‫ﺷﺎﻫﺪت ﰲ اﻟﺸﺎرِع ‪ ..........‬وﻗﻄﱠﺔً‪َ ) .‬ﻛﻠ ٌ‬
‫ﻗﺎرة ‪ ،........‬ﻻ ﻛﺒﲑة‪.‬‬
‫ُوروﺑّﺎ ّ‬
‫‪ .2‬أ ُ‬
‫ٍ‬
‫ﺻﻐﲑة‪ ،‬ﺻﻐﲑةٌ(‬
‫)ﺻﻐﲑًة‪،‬‬
‫ﱡﻴﻮف ‪ .........‬اﻷَﺛَ ِﺮﻳﺔ ﰒ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﻣﺎﻛﻦ(‬
‫اﻷﻣﺎﻛﻦ‪،‬‬
‫اﻟﻄﺒﻴﻌﻴّﺔ )اﻷﻣﺎﻛ ِﻦ‪،‬‬
‫اﳌﻨﺎﻇﺮ‬
‫‪ .3‬زار اﻟﻀ ُ‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫أرﺳﻠَﻪ اﷲ إﱃ ﻛﺎﻓّﺔ اﻟﻨﺎس‪ .......... ،‬ﻻ ﻋُ ْﺴ ٌﺮ‪) .‬ﻳُ ْﺴ ٌﺮ‪ ،‬ﻳُ ْﺴﺮاً‪ ،‬ﻳُ ْﺴ ٍﺮ(‬
‫‪ .4‬اﻟﺪﱢﻳﻦ اﻟﺬي َ‬
‫ِ ِ‬
‫اﻫﻴﻢ‪ ،‬إﺑﺮ ِ‬
‫اﻫﻴﻢ(‬
‫اﻫﻴﻢ‪ ،‬إﺑﺮ َ‬
‫‪ .5‬ﺣﻀﺮ إﱃ ﺑﻴﺘﻨﺎ ﺿﻴﻮف ﻣﻦ ﺟﲑاﻧﻨﺎ ﻓﺴﻠّﻢ ﻋﻠﻴﻬﻢ ‪ ..........‬ﻓﻤﺼﻄﻔﻰ‪) .‬إﺑﺮ ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻮَزراء‪ ،‬ر ِ‬
‫اﻟﻮَزراء(‪.‬‬
‫‪ .6‬ﱂ ُ‬
‫ﺋﻴﺲ ُ‬
‫ﺋﻴﺲ ُ‬
‫ﺋﻴﺲ ُ‬
‫اﻟﻮَزراء‪ ،‬ر َ‬
‫ﻳﺪﺧﻞ ‪ ..................‬ﻗﺎﻋﺔَ اﻟ ُـﻤﺆﲤََﺮ‪ ،‬ﺑﻞ َوزﻳﺮ اﻟﺼ ﱠﺤﺔ )ر ُ‬
‫ِ‬
‫‪ .7‬ﻳﺎ ﳛﲕ‪ ،‬إﱃ ‪ ..............‬ﺗُﺴﺎﻓﺮ أو ِ‬
‫اﻟﺴﻌﻮدﻳﺔ‪ ،‬اﻟﺴﻌﻮدﻳﺔُ(‬
‫اﻟﻌﺮاق )اﻟﺴﻌﻮدﻳﺔَ‪،‬‬
‫ِ‬
‫‪ .8‬أﻣﺮ اﷲ ﻛ ﱠﻞ ٍ‬
‫اﻟﻄﺎﻋﺔ‪ ،‬اﻟﻄﺎﻋﺔُ(‬
‫وﺣﺜّﻪ ﻋﻠﻰ ‪ ..........‬واﻟﻌﺒﺎدة )اﻟﻄﺎﻋﺔَ‪،‬‬
‫ﻣﺴﻠﻢ ﺑﺎﻟﺼﻼة واﻟﺰﻛﺎة َ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde geçen ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh ve atıf edatını‬‬
‫‪belirleyin, sonra ma‘tûf, ma‘tûfun aleyhin irâb hükmünü belirleyiniz.‬‬
‫ِِ‬
‫وﻋﻠﻲ‪.‬‬
‫أرﺳﻞ اﷲ ﳏﻤﺪا ﺑﺎﻟﻘﺮآن َ‬
‫‪َ .1‬‬
‫ﻓﺂﻣ َﻦ ﺑﻪ أﺑﻮ ﺑﻜ ٍﺮ ّ‬
‫‪ .2‬أﻧْـ َﺰل اﷲ اﻟﻘﺮآن ﻟِﻜﺎﻓّﺔ اﻟﻨﺎس‪ ،‬ﻻ اﻟﻌﺮب وﺣ َﺪﻫﻢ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﺷﺪﱠد اﳌﺸﺮﻛﻮن اﻟﺘﻌﺬﻳﺐ ﻋﻠﻰ ِ‬
‫ﺖ ُﲰَﻴﱠﺔ ﻓَﻴﺎﺳﺮ‪.‬‬
‫آل ﻳﺎﺳ ٍﺮ‪ ،‬ﺗُـ ُﻮﻓﱢـﻴَ ْ‬
‫َ‬
‫ﻳﻨﺠﺢ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﰲ اﻟﺪﱠورة اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ‪ ،‬ﻟﻜﻦ إﲰﺎﻋﻴﻞ‪.‬‬
‫‪َ .4‬ﱂ َ‬
‫‪ .5‬ﻳُﻌﻠﱢﻢ اﻹﺳﻼم اﳌﺴﻠﻢ اﻟﻨﻈَ ِﺮﻳﱠﺔ ُﰒّ اﻟﺘﻄﺒِﻴﻖ‪.‬‬
‫اﻹﺳﻼم اﻹﻧﺴﺎ َن ﻋﻠﻰ اﻹﳝﺎن أو اﻟ ُﻜﻔﺮ‪ ،‬ﺑﻞ ﻳﱰُﻛﻪُ ُﺣ ّﺮاً‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻻ ﻳُ ْﻜ ِﺮﻩُ‬
‫ُ‬
‫ﻮز أم ِ‬
‫اﻟﻌﻨَﺐ؟‬
‫‪ .7‬ﻳﺎ َﺷ ﱠﻮ ُ‬
‫ال‪ ،‬أﺗُـ َﻔﻀﱢﻠِﲔ اﻟ َـﻤ َ‬
‫ﺸﱰ ْك ﰲ اﳌﺆﲤﺮ‪ ،‬ﻟﻜﻦ ﻋﻤﺮ‪.‬‬
‫‪ .8‬ﻋﺜﻤﺎن ﱂ ﻳَ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki âyetlerde geçen atıflı kullanımları bulunuz, unsurlarını‬‬
‫‪belirleyiniz ve anlamlandırmaya çalışınız.‬‬
‫ٍ‬
‫‪ .1‬ﻻ َﺧﻴـﺮ ِﰲ َﻛﺜِ ٍﲑ ِﻣﻦ َْﳒﻮاﻫﻢ إِﻻﱠ ﻣﻦ أَﻣﺮ ﺑِ ٍ‬
‫ﲔ اﻟﻨ ِ‬
‫ﻚ اﺑْـﺘَـﻐَﺎء‬
‫ﱠﺎس‪َ ،‬وَﻣﻦ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ْﻞ َذﻟِ َ‬
‫ﺼ َﺪﻗَﺔ أ َْو َﻣ ْﻌ ُﺮوف أ َْو إِ ْ‬
‫ﺻﻼَ ٍح ﺑَـ َْ‬
‫َ ُ ْ َ ْ ََ َ‬
‫َْ‬
‫ف ﻧُـ ْﺆﺗِ ِﻴﻪ أَﺟﺮا َﻋ ِ‬
‫ﺎت اﻟﻠ ِ‬
‫ﺿ ِ‬
‫ّﻪ‬
‫ﻴﻤﺎ‪.‬‬
‫ﻈ‬
‫ﻮ‬
‫ﺴ‬
‫ﻓ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َﻣ ْﺮ َ‬
‫ْ‬
‫َْ‬
‫ً‬
‫ً‬
‫‪ .2‬وﻣﻦ ﻳ ْﻜ ُﻔﺮ ﺑِﺎﻟﻠ ِّﻪ وﻣﻼَﺋِ َﻜﺘِ ِﻪ وُﻛﺘﺒِ ِﻪ ورﺳ ِﻠ ِﻪ واﻟْﻴـﻮِم ِ‬
‫ﺿﻼَﻻً ﺑَ ِﻌﻴ ًﺪا‪.‬‬
‫ﺿ ﱠﻞ َ‬
‫اﻵﺧ ِﺮ ﻓَـ َﻘ ْﺪ َ‬
‫ََ‬
‫َ ُ َُ ُ َ َْ‬
‫ََ َ ْ‬
‫َﺿ ﱡﻞ َﺳﺒِﻴﻼً‪.‬‬
‫ﺐ أَ ﱠن أَ ْﻛﺜَـ َﺮُﻫ ْﻢ ﻳَ ْﺴ َﻤﻌُﻮ َن أ َْو ﻳَـ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َن‪ ،‬إِ ْن ُﻫ ْﻢ إِﻻﱠ َﻛﺎﻷَﻧْـ َﻌ ِﺎم ﺑَ ْﻞ ُﻫ ْﻢ أ َ‬
‫‪ .3‬أ َْم َﲢْ َﺴ ُ‬
‫ﱠﱯ إِﻧﱠﺎ أَرﺳﻠْﻨ َ ِ‬
‫ﱢﺮا َوﻧَ ِﺬ ًﻳﺮا‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻳَﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟﻨِ ﱡ ْ َ َ‬
‫ﺎك َﺷﺎﻫ ًﺪا َوُﻣﺒَﺸ ً‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ﱡ‬
‫ﻴﻢ‪.‬‬
‫‪َ .5‬وﻟﻠّﻪ اﻟ َْﻤ ْﺸ ِﺮ ُق َواﻟ َْﻤ ْﻐ ِﺮ ُ‬
‫ب ﻓَﺄَﻳْـﻨَ َﻤﺎ ﺗُـ َﻮﻟﻮا ﻓَـﺜَ ﱠﻢ َو ْﺟﻪُ اﻟﻠّﻪ إِ ﱠن اﻟﻠّﻪَ َواﺳ ٌﻊ َﻋﻠ ٌ‬
‫‪238‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺎن ﻓَِﺈﻣﺴ ٌ ِ ٍ‬
‫وف أَو ﺗَﺴ ِﺮﻳﺢ ﺑِِﺈ ْﺣﺴ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﺎن‪.‬‬
‫ﺎك ﲟَ ْﻌ ُﺮ ْ ْ ٌ َ‬
‫‪ .6‬اﻟﻄﻼَ ُق َﻣ ﱠﺮﺗَ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ﻚو ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫اﺳ ُﺠﺪي َو ْارَﻛﻌﻲ َﻣ َﻊ اﻟ ﱠﺮاﻛﻌ َ‬
‫‪ .7‬ﻳَﺎ َﻣ ْﺮَﱘُ اﻗـْﻨُِﱵ ﻟ َﺮﺑﱢ ِ َ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻧﺴﻠَ َﺦ ِﻣ ْﻨـ َﻬﺎ ﻓَﺄَﺗْـﺒَـ َﻌﻪُ اﻟ ﱠ‬
‫ﻳﻦ‪.‬‬
‫ﺸ ْﻴﻄَﺎ ُن ﻓَ َﻜﺎ َن ﻣ َﻦ اﻟْﻐَﺎ ِو َ‬
‫‪َ .8‬واﺗْ ُﻞ َﻋﻠَْﻴ ِﻬ ْﻢ ﻧَـﺒَﺄَ اﻟﺬ َ‬
‫ي آﺗَـ ْﻴـﻨَﺎﻩُ آﻳَﺎﺗﻨَﺎ ﻓَ َ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümleleri Arapça’ya tercüme ediniz.‬‬
‫‪1. Ahmet bahçede çok sayıda arkadaşını gördü.‬‬
‫‪2. Ankara, İstanbul’dan dörtyüz elli kilometre uzaktadır.‬‬
‫?‪3. Otobüsle mi yolculuğu tercih edersiniz yoksa trenle mi‬‬
‫‪4. Samsun’dan Mersine yolculuk dokuz saat sürdü.‬‬
‫?‪5. Matematik dersiyle mi başlayalım‬‬
‫‪6. Aşağıdaki serbest parçayı okuduktan sonra metinde geçen hâl‬‬
‫‪kullanımları tespit ediniz ve anlamlandırmaya çalışınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﻠﻢ‪ .‬ﻓﻠﻤﺎ ﺟﺎء ﳏﻤ ٌﺪ ِ‬
‫اﻟﻌ ِ‬
‫اﻟﺴﻼم‬
‫ﻋﻠﻴﻪ‬
‫وﲰَﻴﱠﺔَ‪ُ ،‬ﺣ ﱠ‬
‫ﺎر ﻣﻦ واﻟِ َﺪ ِﻳﻪ‪ ،‬ﻳﺎﺳ ٍﺮ ُ‬
‫ُ‬
‫ﺐ َ‬
‫ّﻢ َﻋ ّﻤ ٌ‬
‫ﺪل واﻟ ُـﻤﺴﺎواَة وُﻛ ْﺮَﻩ اﻟﻈﱡ ِ ّ‬
‫ﺗﻌﻠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺟﻬ ٍﻞ‪ ،‬ﻓﻌ ّﺬ َ ﻢ أﻟﻮاﻧﺎً ِﻣﻦ‬
‫اﻹﺳﻼم‪ ،‬دﺧﻞ ﻋﻤﺎّر‬
‫ﺑﺮﺳﺎﻟﺔ‬
‫وﻳﺎﺳﺮ ُ‬
‫وﲰَﻴّﺔُ ﰲ اﻟﺪﻳﻦ اﳉﺪﻳﺪ‪ .‬وﻫﺬا اﻷﻣﺮ أﻏ َ‬
‫ﺐ أﺑﺎَ ْ‬
‫ٌ‬
‫ﻀَ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﺴﻤﻌُﻮا ﻟﺘﻬﺪﻳﺪﻩ‪ ،‬ﺑﻞ ﺛَﺒﺘُﻮا ﻋﻠﻰ‬
‫اﻟﻌﺬاب‪ ،‬وﺧﻴﱠـ َﺮﻫﻢ ﺑﲔ َ‬
‫اﻟﻌﻮدة إﱃ اﻟﺸﱢﺮك أو اﻻﺳﺘﻤﺎرار ﰲ اﻟﺘﻌﺬﻳﺐ‪ ،‬ﻟﻜﻨﱠﻬﻢ ﱂ َ‬
‫أول ﺷﻬﻴ َﺪﻳ ِﻦ ﰲ اﻹﺳﻼم‪ .‬‬
‫ﲢﺖ اﻟﺘﻌﺬﻳﺐ‪ ،‬ﻓﻜﺎﻧﺎ َ‬
‫اﻹﳝﺎن ﺑﺎﷲ ﱠ‬
‫ﻓﻴﺎﺳﺮ َ‬
‫ﺣﱴ ﺗُـ ُﻮﻓﱢـﻴَﺖ ﲰﻴﺔُ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﻬﺎدﻩ ﰲ ﺳﺒِﻞ اﻹﺳﻼم إﱃ أ ْن ﻳﱰك ﻣﻜﺔَ وﻳ ِ‬
‫وﺑﻘﻲ ﻋﻤﺎر ﻳ ِ‬
‫ﻬﺎﺟ َﺮ إﱃ اﳊَﺒَ َﺸ ِﺔ ﰒ اﳌﺪﻳﻨﺔ‪ .‬وﻗﺪ‬
‫ﻮاﺻﻞ ِﺟ َ‬
‫ُ‬
‫ّ ُ‬
‫َُ‬
‫ﻀﻰ ﺣﻴﺎﺗَﻪ ﻛﻠﱠﻬﺎ ﻳﻌﻤﻞ ِﻣﻦ أﺟﻞ اﻟﻔﻮِز ﺑِﻨ ِﻌﻴﻢ ِ‬
‫اﺷﱰك ﰲ ﻏَ ٍ‬
‫اﻵﺧ َﺮة‪ ،‬ﻻ ﻧَ ِﻌ ِﻴﻢ‬
‫ُﺣ ٍﺪ ﰒ اﳋَﻨ َﺪق‪ ،‬وأﻣ َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ﺰوة ﺑَ ْﺪ ٍر ﰒ أ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺟﺎوَز اﻟﺘﱢﺴﻌﲔ واﺳﺘُ ْﺸ ِﻬ َﺪ ﰲ َﻣﻮﻗ َﻌﺔ ﺻ ﱢﻔﲔ‪ ،‬رﲪَﻪ اﷲُ َر ْﲪَﺔً واﺳﻌﺔ‪) .‬ﺑﺘﺼ ﱡﺮف‬
‫اﻟﺪﻧﻴﺎ‪ .‬وﻋﺎش ﻋُ ْﻤﺮاً ﻃَﻮﻳﻼ ﺣﱴ َ‬
‫ﻣﻦ‪ :‬اﻟﻘﻮاﻋﺪ اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ اﳌﻴﺴﺮة( ‪ ‬‬
‫‪Kelimeler ve Deyimler‬‬
‫أَﺣ ﱠ ِ‬
‫ﺐ‪Sevmek :‬‬
‫ﺐ – ُﺣ ﱞ‬
‫َ‬
‫ﺐ – ُﳛ ّ‬
‫ْﺧﺬ )إﱃ( – أَ ْﺧ ٌﺬ ‪Alıp götürmek :‬‬
‫َﺧ َﺬ – ﻳَﺄ ُ‬
‫أَ‬
‫ﺴﺘَـ ْﻐ ِﺮق – اِ ْﺳﺘِﻐﺮا ٌق‪Sürmek, vakit almak :‬‬
‫اﺳﺘﻐﺮق – ﻳَ ْ‬
‫ِ‬
‫ﺴﺘَ ِﻤﻊ – اﺳﺘﻤﺎع‪Dinlemek :‬‬
‫ا ْﺳﺘَ َﻤﻊ – ﻳَ ْ‬
‫ِ‬
‫ﺦ – اِﻧْ ِﺴﻼخ‪Sıyrılmak, uzak durmak :‬‬
‫اﻧْ َﺴﻠَ َﺦ– ﻳَـ ْﻨ َﺴﻠِ ُ‬
‫اﻷواﺋِﻞ )ج( اﻷ ﱠول‪İlk, birinci :‬‬
‫‪239‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
Uzaklaşmak :‫ﺑﻌُ َﺪ – ﻳَـ ْﺒـﻌُﺪ– ﺑُـ ْﻌ ٌﺪ‬
Yutmak, içine çekmek :‫ْﻊ‬
ٌ ‫ﺑَـﻠَ َﻊ– ﻳَـ ْﺒـﻠَ ُﻊ – ﺑَـﻠ‬
Bilet :‫اﻟﺘﱠﺬاﻛِﺮ )ج( ﺗَﺬْﻛِ َﺮة‬
Yer ayırtmak, rezervasyon yapmak :‫ﺠﺰ – َْﳛ ِﺠ ُﺰ – َﺣ ْﺠ ٌﺰ‬
َ ‫َﺣ‬
Modern :‫َﺣ ِﺪﻳﺜَﺔ‬
ِ
Zannetmek, varsaymak :‫ﺴﺒﺎن‬
ْ ‫ﺐ – ُﺣ‬
َ ‫َﺣﺴ‬
ُ ‫ﺐ – َْﳛ َﺴ‬
Rehber :‫اﻟﺪﱠﻟِﻴﻞ‬
Turist :‫ﺳﺎﺋِﺢ )ج( ﱡﺳﻴﱠﺎح‬
Salıvermek, serbest bırakmak :‫ﻳﺢ‬
ٌ ‫ح –ﺗَ ْﺴ ِﺮ‬
ُ ‫َﺳ ﱠﺮح– ﻳُ َﺴ ﱢﺮ‬
ِ ‫َﺷﺎﻫ َﺪ – ﻳ‬
Görmek, izlemek :‫ﺸﺎﻫ َﺪ – ﻣﺸﺎﻫﺪة‬
َ
ُ
Sınıf, sıra :‫ﺻ ُﻔﻮف‬
ّ ‫ﺻ‬
ُ (‫ﻒ ) ج‬
َ
Fotoğraf çekmek, fotokopi yapmak :‫ﺼ ﱢﻮر – ﺗَﺼﻮﻳﺮ‬
َ ُ‫ﺻ ﱠﻮر – ﻳ‬
َ
ِ ‫ﺿ ﱠﻞ– ﻳ‬
Sapmak, hak yoldan ayrılmak :‫ﺿﻼل‬
َ – ‫ﻀ ّﻞ‬
َ َ
ِ ‫اﻟﻌ ْﻬ ِﺪ اﻟ ﱡﺮ‬
Bizans dönemi :ّ‫وﻣﺎﱐ‬
َ
ِ َ‫ﰲ ﻧ‬
Aynı anda :‫ﻔﺲ اﻟﻮﻗﺖ‬
Sunmak :‫ﱢم – ﺗﻘﺪﱘ‬
ُ ‫ﻗَﺪﱠم – ﻳُـ َﻘﺪ‬
Hızlı tren : ‫ﺴ ِﺮﻳﻊ‬
‫اﻟﻘﻄﺎر اﻟ ﱠ‬
ِ ‫اﻟﻘﻄﺎر‬
Normal tren :‫ي‬
َ
ّ ‫اﻟﻌﺎد‬
İstasyon :‫ـﺤﻄﱠﺎت‬
َ ‫ـﺤﻄﱠﺔ )ج( َﻣ‬
َ ‫َﻣ‬
ِ
ِ
(Dolu :‫ﻴﺊ‬
ٌ ‫ ) َﻣﻠ‬Doldurmak :‫ْﺊ‬
ٌ ‫َﻣ َﻸَ – ﻳَ ْـﻤ َﻸُ – ﻣﻠ‬
Manzara :‫اﳌﻨﺎﻇﺮ )ج( َﻣﻨﻈََﺮة‬
Başarılı olmak :‫ﻳﻨﺠﺢ – َﳒﺎح‬
َ – ‫َﳒَﺢ‬
Gizlice konuşma, fısıltı :‫ﱠﺠ َﻮى‬
ْ ‫اﻟﻨ‬
Onaylamak, uygun görmek :‫واﻓَﻖ – ﻳُﻮاﻓِﻖ – ُﻣﻮاﻓَـ َﻘﺔ‬
Söz vermek :‫َو َﻋ َﺪﻩ – ﻳَ ِﻌﺪ – َو ْﻋ ٌﺪ‬
240
Özet
Atfın mahiyetini ve unsurlarını tanımlayabilmek
Üslupta akıcılığı temin etmek gayesiyle bazen cümle unsurlarını kendi
içerisinde, bazen de iki cümle yada cümleciği kendi arasında bağlama
işlemine atıf denir. Atıf cümlesinin; ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh ve atıf edatı
olmak üzere üç temel unsuru vardır:
a. Atıf edatı (‫)أداة اﻟﻌﻄﻒ‬: Ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh unsurlarını birbirine
bağlayan edattır.
b. Ma‘tûf (‫)ﻣﻌﻄﻮف‬: Atıf edatı vasıtasıyla kendisinden önceki cümleye
bağlanan ve cümlede atıf edatından hemen sonra gelen unsurdur.
c. Ma‘tûfun aleyh (‫)ﻣﻌﻄﻮف ﻋﻠﻴﻪ‬: Ma‘tûf’un kendisine bağlandığı ana unsur olup
cümlede atıf edatından önce yer alır.
Atıf edatlarının nerelerde gerçekleştiğini ve gramatik işlevini kavrayabilmek
Sözkonusu bağlama işlemi (atıf) isimle isim, fiille fiil yada cümle ile cümle
arasında gerçekleşir. Gramatik işlev itibariyle ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh’in
cümledeki yerini alır, yani i’râb hükmünü üstlenir. Dolayısıyla ma‘tûfun
aleyh cümledeki yeri itibariyle merfû ise ma‘tûf unsur da merfû, mansûb ise
o da mansûb, mecrûr ise mecrûrdur.
Atıf edatlarında zaman ve cümle uyumunu kavrayabilmek
Sîga (kip) itibariyle uyum. Buna göre atıf işlemi iki fiil arasında
gerçekleşmişse, söz konusu fiiller sîga ve zaman bakımından birbirlerine
paralel olurlar. Dolayısıyla mâzî fiil mâzî fiile, muzâri muzâri’ye, emir fiil
emir’e atfedilerek gerçekleşir.
Cümlede uyum. Şayet atıf işlemi iki cümle arasında gerçekleşmişse; isim
cümlesi isim cümlesine, fiil cümlesi de fiil cümlesine atfedilir.
Atıf edatlarını ve cümleye yükledikleri anlamlarını bilebilmek
‫ ) َو )اﻟﻮاو‬edatı iki unsuru bir araya getirme ve ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh’i
eşit şartlarda aynı hükme ortak etme (iştirâk) işlevi görür.
(‫ )ﻓَـ )اﻟﻔﺎَء‬edatı, ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh’i bir sıralamaya tabi tutmasının
(tertîb) yanı sıra, bu iki unsur arasında, zaman olarak öncelik-sonralık
(ta‘kîb) ilişkisinin varlığına işaret eder.
(ّ‫)ﰒ‬
ُ edatı iki unsuru bir sıralamaya bağlı olarak cemetmenin yanı sıra söz
konusu iki unsur (ma‘tûf ve ma‘tûfun aleyh) arasında bir zaman aralığının
(terâhî) var olduğunu gösterir.
(‫ )أ َْو‬edatı iki unsur arasında tahyîr, yani tercih söz konusu olması durumlarında kullanılır.
241
(‫ )أَم‬edatı, soru edatı olan hemze ile (َ‫ )أ‬birlikte kullanılır ve muhataptan bu
edatın öncesi ile sonrasındaki unsurlardan birini ta’yîn ve tercih etmesini
zorunlu kılar.
(‫ )ﺑَ ْﻞ‬edatı kendisinden önceki anlamdan farklı, hatta tam tersi (idrâb/‫ )إﺿﺮاب‬bir
anlamın ifade edileceği yerlerde kullanılır.
ِ edatı ise kendisinden önceki cümledeki bir eksikliği ya da yanlış
(‫)ﻟﻜ ْﻦ‬
anlamayı telafi (istidrâk) ve yanlış anlaşılma ihtimalini ortadan kaldırmak
için kullanılır.
(‫)ﺣ ﱠﱴ‬
َ edatı ma‘tûfun aleyh’in hükmünün, parçası ya da ayrılmaz bir
unsuru mahiyetinde olan ma‘tûfa kadar geçerli olduğunu ifade etmek
için kullanılır.
(‫ )ﻻ‬edâtı cümleye olumsuzluk katmaktadır.
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde atıf edâtı, ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh
arasında hem tertîb hem ta‘kîb ifade etmektedir?
a. ‫اﳌﺎء ﰒّ اﻟﻠﱠ َﱭ‬
َ ‫ﳚﺐ ﻋﻠﻴﻚ أ ْن ﺗﺸﺮب‬
ِ ‫ُﳝ‬
b. ‫ﻜﻨُﻚ أ ْن ﺗُﺴﺎﻓِﺮ إﱃ ﺗُﺮﻛﻴﺎ أو ﺳﻮرﻳﺎ‬
ِ َ‫ﻣﻦ أ َﻛﻞ ﲰَ َﻜﺔ‬
c. ‫أﺳﻬﺎ‬
‫ﻓﺎﻃﻤﺔ ﱠ‬
َ
َ ‫ﺣﱴ ر‬
َ
d. ‫ ﻟﻜﻦ ﻋﺎدﻟِﲔ‬،‫ﻟﻴﺴﻮا ﻇﺎَﻟِ ِﻤﲔ‬
ُ ‫اﳌﺴﻠﻤﻮن‬
‫ﱠ‬
‫دﺧﻞ‬
e. ‫ﻋﻠﻲ ﻓَـﻴُﻮﺳﻒ ﻓﻤﺼﻄﻔﻰ‬
‫اﻟﺼﻒ ﱞ‬
2.
(ً‫ﻧﺼﻒ ﺳﺎﻋﺔ ﺗﻘﺮﻳﺒﺎ‬
‫اﻧﺘﻈﺮﺗُﻪ ﺳﺎﻋﺔً أو‬
َ
ْ ) cümlesindeki altı çizili kelime atıf işleminde
hangi unsuru temsil etmektedir?
a. ‫ﻣﻌﻄﻮف‬
b. ‫ﻣﻌﻄﻮف ﻋﻠﻴﻪ‬
c. ‫أداة اﻟﻌﻄﻒ‬
d. ‫اﻟﱰﺗﻴﺐ‬
ِ
e. ‫اﻟﺘﻌﻘﻴﺐ‬ 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir atıf ilişkisi vardır?
ِ ‫ﺧﺮﺟﺖ اﳌﺮأةُ وﺑِْﻨﺘُﻬﺎ ﻣﻦ اﻟﺒﻴ‬
ِ
a. ‫ﺖ ُﻣﺒَ ﱢﻜ َﺮﺗَﲔ‬
b. ‫رﺟﻊ اﻟﻮاﻟِﺪ ﻓﺄوﻻدﻩ إﱃ ﺑﻴﺘﻬﻢ ﻣﺘﺄ ﱢﺧ ِﺮﻳﻦ‬
َ
c. ‫ﻋﻤﺮ اﻟﺒﺎب ﰒ دﺧﻞ إﱃ اﳌﻄﺒﺦ ﻟِﻴﺘﻨﺎول ﺑﻌﺾ اﻟﻄﻌﺎم‬
ُ ‫ﻓﺘﺢ‬
242
d. ‫أﺻﺪﻗﺎءﻫﻢ ﰲ ﻓِﻨﺎء اﻟﺒﻴﺖ؟‬
‫أوﻻدﻫﺎ أم‬
َ ‫أﻧﺼﺤﺖ اﻷم‬
َ
e. ‫ﺣﱴ اﻟﻘﺎﺋ ُﺪ‬
‫ﻣﺎت ﻛ ﱡﻞ أﻓﺮاد اﳉﻴﺶ ﱠ‬
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde atıf yanlış kullanılmıştır?
ِ ‫دﺧﻞ ﻃﺒﻴﺐ اﻷَﺳ‬
a. َ‫ﻨﺎن إﱃ اﻟﻐﺮﻓﺔ ﰒ اﳌـﻤ ﱢﺮﺿﺔ‬
ْ ُ
ِ
‫اﻟﺸﺒﺎب‬
‫ﻛﻴﻒ ﺗﻜﻮن اﻟﻌﻼﻗﺔ ﺑﲔ‬
b. ‫واﻟﺸﻴﻮخ‬
ِ
ِ َ‫ﻳ ْﺸ ُﻜﻮ اﳌﻈﻠﻮم ِﻣﻦ اﻟﻈﱡﻠﻢ ﻓ‬
c. ‫ﻴﺒﻜﻲ‬
ِ ‫ﺸ‬
ِ ،‫ﻬﺎدة‬
ِ ‫ﻄﻠﺐ‬
ِ ِ‫ﻟﻜﻦ ﻟ‬
‫ﻳﺪرس اﻟﻄﱡﻼﱠب ﻟﻠ ﱠ‬
d. ‫اﻟﻌﻠﻢ‬
ُ ‫ﻻ‬
ِ ‫أﻓُـﺮص اﻟﺘﱠﻌﻠِﻴﻢ ﰲ‬
e. ‫ﺑﻼدﻛﻢ ُﻣﺘَـ َﻮﻓﱢﺮة أم ﻗَﻠِﻴﻠﺔ؟‬
ُ َ
5.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ma‘tûf ile ma‘tûfun aleyh yer
değiştirebilir?
‫أﺧﺮج إﱃ َﻣ َﻘ ّﺮ اﻟ ﱠ‬
a. ‫ﺸ ِﺮﻛﺔ‬
ُ ‫ﺳﺄﺗَﻨﺎول ﻓَﻄﻮري ﰒ‬
‫ﱠ‬
‫اﻟﺼﻒ ﻓﻨﺼﺤﺖ اﻟﻄﻼب ﰒ ﺑﺪأت‬
‫دﺧﻠْﺖ‬
b. ‫اﻟﺪرس‬
َ
c. ‫ذﻫﺒﺖ إﱃ ﺑﻴﺖ ﺻﺪﻳﻘﻲ؛ ﺟﻠﺴﻨﺎ ﻣﻌﺎً وﺗﻜﻠﱠ ْﻤﻨﺎ ﻋﻦ اﻷﻳﺎم اﳌﺎﺿﻴﺔ‬
ِ
ِ ‫ﺖ اﻟﺰراﻋﺔ‬
‫اﳊﺪﻳﺜﺔ‬
d. ‫اﻵﺑﺎر‬
ْ ‫اﺳﺘﻬﻠَ َﻜ‬
َ ‫ﻣﺼﺎدر اﳌﻴﺎﻩ ﺣﱴ‬
َ
ٍ
ِ ‫ﻳ‬
‫ﻣﺸﻜﻼت ﻛﺜﲑًة ﻓﻴﺒﺪأ ﻛﻠّﻬﻢ ﺑﺎﻟ ﱠ‬
‫ﻮاﺟﻪ اﻟﺸﺒﺎب‬
e. ‫واﻟﻮﻟ َْﻮﻟَﺔ‬
ُ
َ ‫ﻜﻮى‬
َ ‫ﺸ‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. e
Yanıtınız doğru değilse, “Atıf Edatları ve İşlevleri” konusunu
yeniden okuyunuz.
2. b
Yanıtınız doğru değilse, “Dil Bilgisi” ile ilgili anlatım kısmı ile
alıştırmaları yeniden gözden geçiriniz.
3. c
Yanıtınız doğru değilse, “Atıf Edatları ve İşlevleri”
yeniden okuyunuz.
4. a
Yanıtınız doğru değilse, dilbilgisiyle ilgili anlatım kısmı ile
alıştırmaları yeniden gözden geçiriniz.
5. c
Yanıtınız doğru değilse, “Atıf Edatları ve İşlevleri” konusunu
yeniden okuyunuz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
Öncelikle örnek cümlemizi bir daha hatırlayalım:
‫إﺳﺘﺎﻧﺒُـﻮل‬
‫أ ْن ﻳَـﺄْ ُﺧ َﺬﻩُ إﱃ‬
243
‫ﺐ َﺣﺴـَ ٌﻦ ِﻣﻦ واﻟِ ِﺪﻩ‬
َ َ‫ﻃﻠ‬
konusunu
(...... ............‫ إﱃ‬......... ‫ أ ْن‬........ ‫ )ﻓﺎﻃـﻤﺔ ﻣﻦ‬cümlesinde fâil ‫ ﻓﺎﻃـﻤﺔ‬olduğu
için fiilimiz dişil formda ‫ﺖ‬
ْ َ‫ ﻃﻠﺒ‬şeklinde olması, arkasından da cümlenin ‫ﻣﻦ‬
‫ْﺧ َﺬﻫﺎ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُـﻮل‬
ُ ‫ واﻟِ ِﺪﻫﺎ أ ْن ﻳَـﺄ‬şeklinde devam etmesi gerekir.
(....... ‫ إﱃ‬........... ‫أ ْن‬
‫اﳌﻌﻠﱢﻢ ﻣﻦ ﻃﻼﺑﻪ‬
............) cümlesinde de fiilin
şeklinde
akabindeki fâil (‫ )اﳌﻌﻠﱢﻢ‬eril olduğu için fiilimiz eril formda ‫ﻃﻠﺐ‬
َ
olması, arkasından gelen cümlenin ise ‫ ﻃﻼﺑﻪ‬kelimesindeki zamire paralel
olarak ‫ْﺧﺬوﻩ إﱃ إﺳﺘﺎﻧﺒُـﻮل‬
ُ ‫ أ ْن ﻳَﺄ‬devam etmesi gerekir.
( ........... ‫إﱃ‬
‫ْﺧ ْﺬﻧَـ ُﻬ ّﻦ‬
ُ ‫ أ ْن ﻳَﺄ‬....... ‫ اﳌﻌﻠﱢﻤﺎت ﻣﻦ‬.......)
cümlesinde de fiilin akabindeki fâil (‫ )اﳌﻌﻠﱢﻤﺎت‬tekrar dişil olduğu için fiilimiz
dişil formda ve ‫ﺖ‬
ْ َ‫ ﻃﻠﺒ‬şeklinde olması, arkasından gelen cümlenin ise ‫ﻳﺄﺧ ْﺬﻧَـ ُﻬ ّﻦ‬
kelimesindeki zamire uygun olması için öncesindeki ismin çoğul dişil
ِ ِ
formunda bir isim olması, dolayısıyla cümlenin ‫ْﺧ ْﺬﻧَـ ُﻬ ّﻦ إﱃ‬
ُ ‫ـﻬﻦ أ ْن ﻳَﺄ‬
ّ ‫ﻣﻦ ﻃﺎﻟﺒﺎﺗ‬
‫ إﺳﺘﺎﻧﺒُـﻮل‬şeklinde devam etmesi gerekir.
Yararlanılan Kaynaklar
Mahmud İsmail Sînî, İbrahim Yusuf es-Seyyid, Muhammed er-Rifaî eşŞeyh), el-Kavâidu’l-Arabiyyeti’l-Müyessere, İstanbul.
Çörtü, M. Meral, (2004) Sarf-Nahiv Edatlar, İstanbul.
İsmail Güler, Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv
Bilgisi), İstanbul.
244
245
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Hâl’in mahiyetini tanımlayabilecek,
•
Hâl’in unsurlarını ve sâhibu’l-hâl, râbıt ve vâv-ı hâliyye terimlerini
belirleyebilecek,
•
Hâl’in türlerini tanıyabilecek,
•
Hâl’in inceliklerini ve bazı özel kullanımlarını ayırt edebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Hâl
•
Sâhibu’l-hâl
•
Müfret hâl
•
Cümle hâl
•
Vâv-ı hâliyye
•
Râbıt
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Metni daha iyi bir şekilde kavramak için öncelikle üç defa okuyun ve
anlamadığınız kelimeleri tespit edin ve ‘kelimeler ve deyimler’ kısmına
başvurunuz. Yine de anlamını bilmediğiniz kelimeler olursa bir ArapçaTürkçe sözlüğe müracaat ediniz.
•
İsmail Güler, Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv
Bilgisi), adlı kitaptan ‘Hâl’ konusunu okuyunuz.
246
Hâl ve Türleri
ُ َ‫اﳊ‬
ُ‫ﺎل َوأَﻧْـ َﻮاﻋُﻪ‬
GİRİŞ
Her dilde olduğu gibi Arapça’da da cümleler, temel ve yan unsurlardan
oluşur. Temel unsurlar muhaataba cümledeki ana mesajı aktarma imkânı
verirken, yan unsurlar ayrıntıları nakletme işlevi görürler. ‫اﻟﻌ َﻤﻞ‬
َ‫ﺣ‬
َ ‫ﻀ َﺮ َﳛ َﲕ إﱃ‬
/Yahya işe geldi cümlesinde temel unsurlar zikredilmiş ve Yahya’nın işe
geldiği mesajı muhataba aktarılmıştır. Ancak ayrıntılar hakkında herhangi
bir bilgilendirme yapılmamıştır. Yani Yahya’nın ne zaman geldiği, nasıl
geldiği konusunda bir şey zikredilmemiştir. Cümleye: ً‫ﺻﺒﺎَﺣﺎ‬
َ‫ﺣ‬
َ ‫اﻟﻌ َﻤﻞ‬
َ ‫ﻀﺮ ﳛﲕ إﱃ‬
ِ
ً‫ َﻣﺎﺷﻴﺎ‬/ Yahya işe sabahleyin yürüyerek geldi ilâveleri yapılmak suretiyle
daha detaya girilmiş ve muhataba Yahya’nın ne zaman ve nasıl geldiği bilgisi
de verilmiş olmaktadır.
Dil öğretiminde muhatabı mesajı anlamaya götüren temel ve yan
unsurların tanınması ve gramatik hükümlerinin bilinmesi son derece önemli
bir husustur. Zira cümlede hangi unsurun temel, hangisinin yan unsur
olduğunun tespiti dile hâkimiyetin önemli bir aşamasıdır.
İşte bu ünitede Arapça’da cümlede yan bir unsur (‫ﻀﻠَﺔ‬
ْ َ‫ )ﻓ‬hükmünde olan
“Hâl” konusu işlenecektir. Konu temelde, üç terim çerçevesinde ele
alınacaktır: Hâl, sâhibu’l-hâl ve râbıt. Bu esaslar çerçevesinde konumuza
ilişkin ayrıntılı bilgi ve örnekler okuma parçamızın peşinden verilecektir.
Konu ile ilgili ön bilgi almak için www.schoolarabia.net adreslerine de
başvurabilirsiniz.
ِ
ِ ‫ﲔ‬
‫واﳊﺎﺿﺮ‬
‫اﳌﺎﺿﻲ‬
َ َ‫اﻟﺰَﱠواج ﺑ‬
247
‫ﲨﻴﻊ أﻗﺎرﺑِﻪ‪ .‬ﻛﺎن َﳛ َِﱰم اﳉﻤﻴﻊ وﻳ ِ‬
‫ﻧ َﺸﺄ َﳛَﲕ َْﳏﺒﻮﺑﺎً ِﻣﻦ َِ‬
‫ﻌﺎﻣﻠُﻬﻢ ﺑِﺄ ََدب وأَﺧﻼق‪ .‬ﻟِﺬﻟﻚ ﻛﺎن ﺧﺎﻟُﻪ ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
‫َ ُ‬
‫ُِﳛﺒﱡﻪ ﻛﺜﲑا وﻳـ ْﻘ ِ‬
‫ﻀﻲ ﻣﻌﻪ أَوﻗﺎﺗﺎً ﻛﺜﲑة؛ ُﳛَﺪﱢﺛﻪ ﰲ ُﻛﻞ اﻷُﻣﻮر اﻟﺜﱠـ َﻘﺎﻓﻴّ ِﺔ ِ‬
‫واﻻﺟﺘِ َﻤﺎﻋﻴّ ِﺔ واﻷَﺧﻼﻗِﻴّﺔ‪ .‬ﻛﺎن ﳛﲕ ﻳَﻠﺘَ ِﻘﻲ‬
‫َ‬
‫ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِﲞﺎﻟِﻪ ﻛﺜﲑا‪ ،‬ﻷ ﻤﺎ ﻛﺎﻧﺎ ﻳُﻘﻴﻤﺎن ُﻣﺘَﺠﺎوَرﻳﻦ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‪.‬‬
‫ِ ِ‬
‫ٍ ِ‬
‫ب ِﻣﻦ‬
‫اد َﳛ َﲕ أ ْن ﻳَـﺘَ َﺤﺪﱠث ﻣﻊ ﺧﺎﻟِﻪ ﰲ َﻣ ُ‬
‫ﻓَِﻔﻲ ﻳَﻮم ﻣﻦ اﻷَﻳّﺎم أَر َ‬
‫ﻮﺿﻮع اﻟﺰَﱠواج ﰲ اﳌﺎﺿﻲ واﳊﺎﺿﺮ‪ .‬اﻗﺘَـ َﺮ َ‬
‫ِ‬
‫ﻚ أ ْن ﺗُﻘﺪﱢم ﱄ ﻣﻌﻠُ ٍ‬
‫ﻮﻣﺎت ﻋﻦ اﻟﺰﱠواج؛ ﻛﻴﻒ ﻛﺎن ﰲ‬
‫اﻟﺴﺆ َ‬
‫ال‪ :‬ﻳﺎ ﺧﺎﱄ‪ ،‬ﻫﻞ ُﳝ ِﻜﻨُ َ‬
‫وو ﱠﺟﻪَ إﻟﻴﻪ ﻫﺬا َ‬
‫َ‬
‫َﺧﺎﻟﻪ ُﻣﺘَـ َﺮدﱢداً‪َ ،‬‬
‫ِ‬
‫اﳋﺎل ﻗﺎﺋِﻼً‪:‬‬
‫أﺟﺎب َ‬
‫اﳌﺎﺿﻲ وﻛﻴﻒ أ ْ‬
‫َﺻﺒَ َﺢ ﰲ اﳊﺎﺿﺮ؟ َ‬
‫اﻟﻌﺸ ِﺮﻳﻦ‪ .‬وﻛﺬﻟﻚ ﻛﺎﻧﺖ اﻟ َﻔﺘﺎةُ ﺗَـﺘـﺰﱠوج وﻗﺪ ﺑﻠَﻎ ﻋﻤﺮﻫﺎ ِ‬
‫ﻛﺎن اﻟﺮﺟﻞ ﻗﺪﳝﺎً ﻳـﺘَـﺰﱠوج وﻋُﻤﺮﻩ أﻗَ ﱡﻞ ِﻣﻦ ِ‬
‫اﳋﺎﻣﺴﺔَ‬
‫ََ‬
‫ُ‬
‫ََ ُ‬
‫ُْ‬
‫ُُْ‬
‫ﺴِ‬
‫ﺎدﺳﺔَ َﻋ ْﺸ َﺮَة ﺗَﻘ ِﺮﻳﺒﺎ‪ .‬ﻛﺎن اﻟ ﱠ‬
‫ﺘﺎر‬
‫ﺒﻞ اﻟﺰ ِ‬
‫ﺸ ﱡ‬
‫أو اﻟ ﱠ‬
‫ﱠواج‪ .‬وﻛﺎﻧﺖ أ ﱡﻣﻪ ﻫﻲ اﻟﱵ َﲣْ ُ‬
‫ﺎب ﻻ ﻳَـ َﺮى اﻟﻔﺘﺎ َة اﻟﱵ َﺳﻴَﺘَـ َﺰﱠو ُﺟﻬﺎ ﻗَ َ‬
‫ﻨﺖ أﻳﻀﺎً ﻻ ﺗَـ َﺮى اﻟ ﱠ‬
‫ﺮﻳﺲ‪،‬‬
‫ﺮوس‪ .‬واﻟﺒِ ُ‬
‫ﺸ ّ‬
‫ﺘﺎرون ﳍﺎ َ‬
‫ﻟﻪ َ‬
‫ﺎب أﺑﺪاً ْﻗﺒﻞ اﻟﺰواج‪ ،‬ﻷ ّن أﻫﻠَﻬﺎ ﻫﻢ اﻟﺬﻳﻦ ﻛﺎﻧﻮا َﳜ ُ‬
‫اﻟﻌ َ‬
‫اﻟﻌ َ‬
‫رأي ﰲ ذﻟﻚ‪.‬‬
‫ُدو َن أ ْن ﻳَﻜﻮن ﳍﺎ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ب وأﺻﺪﻗﺎءُ اﻷُﺳﺮﺗَﲔ‪ .‬أﻣﺎ َﺣﻔﻠﺔ‬
‫وﳛ ُ‬
‫اﻟﻌﺮوس‪َْ ،‬‬
‫ﻘﺎم َﺣ ْﻔﻠﺔُ اﳋﻄﺒَﺔ ﰲ ﺑَﻴﺖ َ‬
‫إذا اﺗّـ َﻔﻖ اﳉﺎﻧﺒﺎن‪ ،‬ﺗُ ُ‬
‫ﻀﺮﻫﺎ أﻗﺎ ِر ُ‬
‫ِ‬
‫ﺼﻮن وﻳُـﻐَﻨﱡﻮن‬
‫وﳚﺘَ ِﻤﻊ‬
‫اﻟﻌﺮﻳﺲ‪َ ،‬‬
‫اﻟ ﱢﺰﻓﺎف ) ّ‬
‫اﻟﻌ ِﺮﻳﺲ ﻟﻴﻼً؛ َ‬
‫ﻓﲑﻗُ ُ‬
‫أﻗﺎرب وأﺻﺪﻗﺎءُ َ‬
‫اﻟﺰواج(‪ ،‬ﻓﻐَﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ‪ ،‬ﺗﻜﻮن ﰲ ﺑﻴﺖ َ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻔﺎﻻت‬
‫ﻮدون إﱃ ﺑُﻴﻮ ﻢ ﰲ ﺳﺎﻋﺔ ُﻣﺘَﺄَﺧﱢﺮة ﻣﻦ اﻟﻠﻴﻞ وﻫﻢ ُﺳ َﻌ َﺪاءُ‪ .‬وﻛﺎﻧﺖ ﻫﺬﻩ اﻻﺣﺘ ُ‬
‫وﻳﺄ ُﻛﻠﻮن ﻓَ ِﺮﺣﲔ‪ ،‬ﰒّ ﻳَـﻌُ ُ‬
‫ﺗَﺴﺘ ِﻤﺮ ﺛﻼﺛﺔ أﻳﺎم ﻋﻠﻰ اﻷَﻗَﻞ‪ ،‬وأﺣﻴﺎﻧﺎً ﺗﺴﺘﻤﺮ أُﺳﺒﻮﻋﺎً ِ‬
‫ﲔ‬
‫ﻛﺎﻣﻼً‪ .‬وﻗﺪ ﻛﺎن‬
‫اﻟﺰواج ِﻣﻦ اﻷﻗﺎ ِرب ﺷﺎﺋِﻌﺎً‪ ،‬وﺧﺎ ﱠ‬
‫ﺻﺔً ﺑَ َ‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫ّ‬
‫َ ّ‬
‫ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠوج‪.‬‬
‫ُﺳ َﺮة اﻟﺰ ِ‬
‫ﺘﺠﺎ ِوَرﻳﻦ ﻷ ْ‬
‫ﻴﻤﺎن ُﻣ َ‬
‫أﻫﻞ اﻟ ُﻘﺮى‪ .‬وﻛﺎن اﻟﺰوﺟﺎن‪ ،‬ﻏﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ‪ ،‬ﻳُﻘ َ‬
‫ِ‬
‫َﺻﺒَﺢ اﻟ ﱠﺮ ُﺟ ُﻞ ﻻ ﻳَـﺘَـ َﺰﱠوج ﻗَﺒﻞ اﻟﺜﻼﺛﲔ أو اﳋﺎﻣﺴﺔ‬
‫ّأﻣﺎ اﻟﻴﻮم ﻓﻘﺪ ﺗَـﻐَﻴﱠـ َﺮت ﻫﺬﻩ‬
‫ُ‬
‫اﻟﻌﺎدات واﻟﺘﱠﻘﺎﻟﻴﺪ‪ .‬ﻓﺄ ْ‬
‫ﻜﻤﻞ ِدراﺳﺘَﻪ وﻳﻌﻤﻞ ﻟِ ِﻌﺪﱠة ﺳﻨَ ٍ‬
‫واﻟﺜﻼﺛﲔ ِﻣﻦ ﻋُﻤﺮﻩ‪ .‬وﻏﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ ﻳـ َﻔ ﱢﻜﺮ ﰲ اﻟﺰواج ﺑﻌ َﺪ أ ْن ﻳ ِ‬
‫اﳌﺎل‬
‫ﻮات‪ ،‬وذﻟﻚ ﻟِﻴُـ َﻮﻓّﺮ َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ََ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ‬
‫وﻣﻌﻈَﻢ اﻷﺑْﻨﺎء ﻳَﺴ ُﻜﻨُﻮن ﺑﻌ َﺪ‬
‫ُﺳﺮة‪.‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﻼ ِزم ﻟﺘَﻜ ِﻮﻳﻦ ﺑﻴﺖ اﻟﺰْﱠوﺟﻴّﺔ‪ُ .‬‬
‫اﻟﺰواج ﰲ ﺑَﻴﺖ ُﻣﺴﺘَﻘ ﱟﻞ ﻋﻦ اﻷ َ‬
‫ﻨﺖ‪ِ ،‬‬
‫واﻟﻴﻮم ﻳُﻘﺎﺑِﻞ اﻟ ﱠ‬
‫ﺎب‬
‫ﺻﺔً ﰲ اﻟ ُـﻤ ُﺪن‪.‬‬
‫ﻓﻨﺎدراً ﻣﺎ‪ ،‬ﺗَـﺘَﺰﱠوج وﻫﻲ ﻓَﺘﺎةٌ دون ِﺳ ﱢﻦ اﻟﻌﺸﺮﻳﻦ‪ ،‬ﺧﺎ ﱠ‬
‫ﺸ ﱡ‬
‫أﻣﺎّ اﻟﺒِ ُ‬
‫َ‬
‫اﻟﺰواج‪ ،‬وﻗﺪ ﻳﻠﺘَ ِﻘﻴﺎن ِﻋﺪﱠة ﻣﺮ ٍ‬
‫اﻵﺧﺮ‪ .‬أﻣﺎﱠ َﺣ ْﻔ ُﻞ اﻟ ﱢﺰﻓﺎف‪ ،‬ﻓﻘﺪ‬
‫ﺒﻞ‬
‫ِ‬
‫ات ﻟِﻴَﺘَـ َﻌ ﱠﺮف ُﻛﻞﱞ ﻣﻨﻬﻤﺎ أَﻛﺜَـ َﺮ ﻋﻠﻰ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اﻟ َﻔﺘﺎ َة ﻗَ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳَﻜﻮ َن ﰲ ﺑﻴﺖ اﻟﻌﺮ ِ‬
‫اﻟﻌﺮﻳﺲ ﻣﻦ اﻷَﻏﻨﻴﺎء‪.‬‬
‫ﻳﺲ‪ ،‬أو ﰲ َ‬
‫ﺨﻤﺔ‪ ،‬إذا ﻛﺎن َ‬
‫ﻗﺎﻋﺔ اﻻﺣﺘﻔﺎﻻت‪ ،‬أو ﰲ أ َ‬
‫َﺣﺪ اﻟ َﻔﻨﺎدق اﻟ َﻔ َ‬
‫وﰲ ﺑﻌﺾ اﻷﺣﻴﺎن ﻳـ َﻔﻀﱢﻞ اﻟﻌﺮوﺳﺎن أ ْن ﻳ ِﻘﻴﻤﺎَ ﺣﻔﻠﺔً ﻋﺎﺋﻠﻴﺔ ﺑ ِﺴﻴﻄَﺔ‪ ،‬ﰒ ﻳﺴﺎﻓِﺮان ﻟَِﻘﻀﺎء َﺷﻬ ِﺮ اﻟﻌﺴﻞ ِ‬
‫داﺧ َﻞ‬
‫َ‬
‫ُّ‬
‫ّ َ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ََ‬
‫اﻟﺒِ ِ‬
‫ﻼد أو ﺧﺎرﺟﻬﺎ‪ .‬وﻫﺬﻩ اﳌُﺪﱠة ﺗﻜﻮن ﺷﻬﺮاً ﻋﻠﻰ اﻷﻛﺜَﺮ‪ .‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وذﻫﺐ إﱃ اﻟﻨﺎدي اﻟ ﱢﺮﻳﺎﺿﻲ‪،‬‬
‫ﺧﺮج ﻣﻦ ﺑﻴﺖ ﺧﺎﻟﻪ َ‬
‫ﺷ َﻜﺮ أﲪ ُﺪ ﺧﺎﻟَﻪ ﻋﻠﻰ ﻫﺬﻩ اﳌﻌﻠﻮﻣﺎت اﻟ َﻘﻴﱢﻤﺔ‪ ،‬ﰒ َ‬
‫َﺻﺤﺎﺑﻪ اﻟﺬﻳﻦ ﻳَﻠﺘَ ِﻘﻲ ﻢ ﻫﻨﺎك‪.‬‬
‫َﳛ ِﻤﻞ ﻫﺬﻩ اﳌﻌﻠﻮﻣﺎت إﱃ أ ْ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ﻳﺘﺰوج ﰲ اﳌﺎﺿﻲ؟‬
‫ي ِﺳ ﱟﻦ ﻛﺎن‬
‫‪ .1‬ﰲ أ ﱢ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ ّ‬
‫ُ‬
‫ﺳﻦ ﻛﺎﻧﺖ اﻟﻔﺘﺎةُ ﺗﺘﺰوج ﰲ اﳌﺎﺿﻲ؟‬
‫أي ّ‬
‫‪ .2‬ﰲ ّ‬
‫‪248‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .3‬ﻫﻞ ﻛﺎن اﻟ ﱠ‬
‫اﻟﺰواج؟‬
‫ﺮوﺳﻪ ﻗَﺒﻞ ّ‬
‫ﺸ ّ‬
‫ﺎب ﻳَﺮى َﻋ َ‬
‫ِ‬
‫ﻠﺸﺎب؟‬
‫ﺘﺎر‬
‫اﻟﻌﺮوس ﻟ ّ‬
‫‪َ .4‬ﻣﻦ ﻛﺎن َﳜ ُ‬
‫َ‬
‫‪ .5‬ﻛﻢ َﺣﻔﻠﺔً ﺗُﻘﺎم ﻟﻠﺰواج؟‬
‫‪ .6‬أﻳﻦ ﻛﺎن اﻟﻌﺮوﺳﺎن ﻳَﺴ ُﻜﻨﺎن ﺑﻌ َﺪ اﻟﺰواج؟‬
‫اﻟﻌﺮﰊ ﰲ اﻟﻮﻗﺖ اﳊﺎﺿﺮ؟‬
‫اﻟﺮﺟﻞ‬
‫ﺳﻦ ﻳﺘﺰﱠوج‬
‫أي ّ‬
‫‪ .7‬ﰲ ّ‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫اﻟﺒﻨﺖ ﰲ اﻟﻮﻗﺖ اﳊﺎﺿﺮ؟‬
‫ﺳﻦ ﺗﺘﺰوج ُ‬
‫أي ّ‬
‫‪ .8‬ﰲ ّ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ ﻣﺘﺄ ﱢﺧﺮاً؟‬
‫ﻳﺘﺰوج‬
‫‪ .9‬ﳌﺎذا ّ‬
‫ُ‬
‫اﻟﺰواج ﰲ اﻟﻮﻗﺖ اﳊﺎﺿﺮ؟‬
‫ﻗﺒﻞ‬
‫‪ .10‬ﻫﻞ ﻳﺮى‬
‫ِ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ َ‬
‫ﻋﺮوﺳﻪ َ‬
‫ُ‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ﺸﺎﻫﺪ – َﳚﻤﻊ – وﺻﻞ – ﺗَـﺒﺪﱠل – أَوﻗﺎَت – ﺑِﻨﺎء ‪ -‬ﻳﻘﺎﺑِﻞ ‪ -‬ﺗُ ِ‬
‫)ﻳ َﻜﻠﱢﻢ – ﻳﻘﻴﻢ – ﻳ ِ‬
‫ﻌﻄﻲ(‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌﺎدات واﻟﺘﻘﺎﻟﻴﺪ‪.‬‬
‫ﺗﻐﲑت ﻫﺬﻩ‬
‫ُ‬
‫‪ّ .1‬أﻣﺎ اﻟﻴﻮم ﻓﻘﺪ ّ‬
‫اﳌﺎل اﻟﻼزم ﻟِﺘَﻜ ِﻮﻳﻦ ﺑﻴﺖ اﻟﺰوﺟﻴّﺔ‪.‬‬
‫‪ .2‬وذﻟﻚ ﻟِﻴُـ َﻮﻓّﺮ َ‬
‫‪ .3‬وﻣﻌﻈﻢ اﻷﺑﻨﺎء ﻳَﺴ ُﻜﻨﻮن ﺑﻌﺪ اﻟﺰواج ﰲ ﺑﻴﺖ ُﻣﺴﺘَ ِﻘ ﱟﻞ ﻋﻦ اﻷﺳﺮة‪.‬‬
‫ﻀﻞ اﻟﻌﺮوﺳﺎن أن ﻳُِﻘﻴﻤﺎَ َﺣﻔﻠﺔ ﻋﺎﺋِﻠﻴّﺔ ﺑَ ِﺴﻴﻄﺔ‪.‬‬
‫‪ .4‬وﰲ ﺑﻌﺾ اﻷﺣﻴﺎن ﻳﻔ ّ‬
‫‪ .5‬ﻛﺎن ﺧﺎﻟُﻪ ُﳛَﺪﱢﺛﻪ ﰲ ﻛﻞ اﻷﻣﻮر اﻟﺜﻘﺎﻓﻴّﺔ‪.‬‬
‫‪ .6‬وﻷ ﻤﺎ ﻛﺎﻧﺎ ﻳﻘﻴﻤﺎن ﻣﺘﺠﺎ ِورﻳﻦ ﰲ ﻧﻔﺲ ِ‬
‫اﻟﻌ َﻤ َﺎرة‪.‬‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫‪ .7‬ﻛﺎن ﳛﲕ ﻳﻠﺘﻘﻲ ِﲞﺎﻟﻪ ﻛﺜﲑا‪.‬‬
‫‪ .8‬ﻫﻞ ُﳝﻜﻨﻚ أن ﺗُـ َﻘﺪﱢم ﱄ ﻣﻌﻠﻮﻣﺎت ﻋﻦ اﻟﺰواج؟‬
‫ﻋﻤﺮﻫﺎ اﳋﺎﻣﺴﺔَ أو اﻟﺴﺎدﺳﺔَ ﻋﺸﺮة‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻗﺪ ﺑﻠﻎ ُ‬
‫ﺳﻴﺘﺰوﺟﻬﺎ‪.‬‬
‫‪ .10‬ﻛﺎن‬
‫ّ‬
‫اﻟﺸﺎب ﻻ ﻳﺮى اﻟﻔﺘﺎة اﻟﱵ ّ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫)اﳊﺎﺿﺮ ‪َِ -‬‬
‫اﻷﻗﻞ(‬
‫ﻳﻔﱰق – اﻟﻄﻼق– اﺧﺘﻠﻒ – اﺑﺘَـ َﻌﺪ – ﻧﺎدرا ﻣﺎ ‪ -‬ﺳﺄل – ﻓﻘﺮاء –ﺗﺴﺘﻐﺮق –ﻋﻠﻰ ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﺮوس‪.‬‬
‫ﻘﺎم َﺣ ْﻔﻠﺔُ اﳋﻄﺒَﺔ ﰲ ﺑﻴﺖ َ‬
‫‪ .1‬إذا اﺗّﻔﻖ اﳉﺎﻧﺒﺎن‪ ،‬ﺗُ ُ‬
‫اﻟﻌﺮﻳﺲ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻓﻐﺎﻟﺒﺎ ﻣﺎ‪ ،‬ﺗﻜﻮن اﳊﻔﻠﺔُ ﰲ ﺑَﻴﺖ َ‬
‫‪ .3‬وﳚﺘﻤﻊ أﻗﺎرب وأﺻﺪﻗﺎء اﻟﻌﺮﻳﺲ ﻟﻴﻼً‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻛﻴﻒ ﻛﺎن اﻟﺰواج ﰲ اﳌﺎﺿﻲ؟‬
‫‪249‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﳛﲕ ﻣﻊ ﺧﺎﻟﻪ ﰲ ﻣﻮﺿﻮع اﻟﺰَﱠواج‪.‬‬
‫‪ .5‬ﲢﺪ َ‬
‫ﱠث َ‬
‫‪ .6‬اﻗﱰب ﻣﻦ ﺧﺎﻟﻪ ُﻣﺘَـ َﺮدﱢداً‪.‬‬
‫‪ .7‬أﺟﺎب اﳋﺎل ﻗﺎﺋﻼ‪.‬‬
‫اﻟﻌﺮﻳﺲ ﻣﻦ اﻷﻏﻨﻴﺎء ﺗُﻘﺎم اﳊﻔﻠﺔ ﰲ ﻓﻨﺪق ﻓﺨﻢ‪.‬‬
‫‪ .8‬إذا ﻛﺎن َ‬
‫‪ .9‬وﻫﺬﻩ اﳌﺪة ﺗﻜﻮن ﺷﻬﺮا ﻋﻠﻰ اﻷﻛﺜَﺮ‬
‫ﺗﺴﺘﻤﺮ ﺛﻼﺛﺔ أﻳّﺎم ﻋﻠﻰ اﻷَﻗَ ّﻞ‪.‬‬
‫‪ .10‬وﻛﺎﻧﺖ ﻫﺬﻩ اﻻﺣﺘﻔﺎﻻت‬
‫ّ‬
‫‪4. Altı çizili cemi kelimelerin müfretlerini söyleyiniz.‬‬
‫‪ .1‬ﻧﺸﺄ ﳛﲕ ﳏﺒﻮﺑﺎً ﻣﻦ ﲨﻴﻊ أﻗﺎرﺑﻪ‪.‬‬
‫اﳉﻤﻴﻊ وﻳﻌﺎﻣﻠﻬﻢ ﺑﺄدب وأﺧﻼق‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻛﺎن ﳛﱰم‬
‫َ‬
‫‪ .3‬ﻟﺬﻟﻚ ﻛﺎن ﺧﺎﻟﻪ ﻣﺼﻄﻔﻰ ُﳛﺒّﻪ ﻛﺜﲑا وﻳﻘﻀﻲ ﻣﻌﻪ أوﻗﺎﺗﺎ ﻛﺜﲑة‪.‬‬
‫‪ُ .4‬ﳛَﺪﱢﺛﻪ ﰲ ﻛﻞ اﻷﻣﻮر اﻟﺜﻘﺎﻓﻴّﺔ واﻻﺟﺘﻤﺎﻋﻴّﺔ واﻷﺧﻼﻗﻴﺔ‪.‬‬
‫‪ .5‬ﰒّ ﻳﻌﻮدون إﱃ ﺑﻴﻮﺗـﻬﻢ ﰲ ﺳﺎﻋﺔ ﻣﺘﺄ ّﺧﺮة ﻣﻦ اﻟﻠﻴﻞ وﻫﻢ ُﺳ َﻌ َﺪاءُ‪.‬‬
‫‪ .6‬وﻣﻌﻈﻢ اﻷﺑﻨﺎء ﻳَﺴ ُﻜﻨﻮن ﺑﻌﺪ اﻟﺰواج ﰲ ﺑﻴﺖ ُﻣﺴﺘَ ِﻘ ﱟﻞ ﻋﻦ اﻷﺳﺮة‪.‬‬
‫‪ .7‬أﻣﺎ ﺣﻔﻞ اﻟﺰﻓﺎف‪ ،‬ﻓﻘﺪ ﻳﻜﻮن ﰲ ﺑﻴﺖ اﻟﻌﺮﻳﺲ‪ ،‬أو ﰲ أﺣﺪ اﻟﻔﻨﺎدق اﻟﻔﺨﻤﺔ‪.‬‬
‫اﻟﻌﺮﻳﺲ ﻣﻦ اﻷﻏﻨﻴﺎء‪.‬‬
‫‪ .8‬ﺗُﻘﺎم اﳊﻔﻠﺔ ﰲ اﻟﻔﻨﺎدق اﻟﻔﺨﻤﺔ إذا ﻛﺎن َ‬
‫‪ .9‬وذﻫﺐ إﱃ اﻟﻨﺎدي اﻟﺮﻳﺎﺿﻲ ﳛﻤﻞ ﻫﺬﻩ اﳌﻌﻠﻮﻣﺎت إﱃ أﺻﺤﺎﺑﻪ‪.‬‬
‫‪ .10‬وﻗﺪ ﻛﺎن اﻟﺰواج ﻣﻦ اﻷﻗﺎرب ﺷﺎﺋﻌﺎً‪ ،‬وﺧﺎﺻﺔ ﺑﲔ أﻫﻞ اﻟ ُﻘﺮى‪.‬‬
‫‪5. Altı çizili müfret kelimelerin cemilerini söyleyiniz.‬‬
‫ﻗﺒﻞ اﻟﺰﱠواج‪.‬‬
‫‪ .1‬ﻛﺎن‬
‫ّ‬
‫اﻟﺸﺎب ﻻ ﻳﺮى اﻟﻔﺘﺎة اﻟﱵ ّ‬
‫ﺳﻴﺘﺰوﺟﻬﺎ َ‬
‫اﻟﻌﺮوس‪.‬‬
‫‪ .2‬وﻛﺎﻧﺖ ّ‬
‫اﻷم ﻫﻲ اﻟﱵ ﲣﺘﺎر ﻟﻪ َ‬
‫اﻟﺸﺎب أﺑﺪاً ﻗﺒﻞ اﻟﺰواج‪.‬‬
‫‪ .3‬واﻟﺒﻨﺖ أﻳﻀﺎً ﻻ ﺗﺮى‬
‫ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﺮوس‪.‬‬
‫‪ .4‬إذا اﺗّﻔﻖ اﳉﺎﻧﺒﺎن‪ ،‬ﺗُﻘﺎم َﺣ ْﻔﻠﺔُ اﳋﻄﺒَﺔ ﰲ ﺑﻴﺖ َ‬
‫اﳌﺎل اﻻزم ﻟِﺘَﻜ ِﻮﻳﻦ ﺑﻴﺖ اﻟﺰوﺟﻴّﺔ‪.‬‬
‫‪ .5‬وذﻟﻚ ﻟِﻴُـ َﻮﻓّﺮ َ‬
‫‪ ..6‬ﻛﺎن اﻟﺮﺟﻞ ﻗﺪﳝﺎً ﻳﺘﺰوج وﻋﻤﺮﻩ أﻗَ ﱡﻞ ِﻣﻦ ِ‬
‫اﻟﻌﺸ ِﺮﻳﻦ‪.‬‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫ﺗﺴﺘﻤﺮ أﺳﺒﻮﻋﺎً ﻛﺎﻣﻼً‪.‬‬
‫‪ .7‬وأﺣﻴﺎﻧﺎً‬
‫ّ‬
‫ﺳﻦ اﻟﻌﺸﺮﻳﻦ‪.‬‬
‫‪ .8‬أﻣﺎ اﻟﺒِ ُ‬
‫ﻨﺖ ﻓﻨﺎدراً ﻣﺎ ﺗَـﺘَﺰﱠوج وﻫﻲ ﻓﺘﺎة دون ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ُﺳ َﺮة اﻟﺰوج‪.‬‬
‫ﺘﺠﺎ ِوَرﻳﻦ ﻣﻦ أ ْ‬
‫ﻴﻤﺎن ُﻣ َ‬
‫‪ .9‬وﻛﺎن اﻟﺰوﺟﺎن‪ ،‬ﻏﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ‪ ،‬ﻳُﻘ َ‬
‫‪ .10‬وﻫﺬﻩ اﳌﺪة ﺗﻜﻮن ﺷﻬﺮا ﻋﻠﻰ اﻷﻛﺜَﺮ‪.‬‬
‫‪250‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içerisinde verilen uygun‬‬
‫‪bir kelimeyle doldurunuz.‬‬
‫ﻀﻞ ‪َ -‬ﳏﺒﻮﺑﺔ – ﻣﺘﺠﺎ ِورﻳﻦ‪ -‬أﻗَﻤﻨﺎ ‪ِ -‬‬
‫ِ‬
‫ﻳﻠﺘﻘﻴﺎن – اﳋِﻄﺒَﺔ(‬
‫اﻟﻌ َﺴﻞ‪ -‬أُﻓ ّ‬
‫) ّ‬
‫ﺗﻐﲑت ‪ -‬ﻏﺎﻟﺒﺎ ﻣﺎ ‪ -‬اﻟـﻤ ْﻬﺮ ‪َ -‬ﺷﻬﺮ َ‬
‫ْ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ﺑﻨﺖ َﺧ َﻮﻳﻠِﺪ _______ ِﻣﻦ ﲨﻴﻊ اﻟﻨﺎس‪.‬‬
‫‪ .1‬ﻧﺸﺄت ﺧﺪﳚﺔ ُ‬
‫‪ _______ .2‬ﺗﻌﲏ اﻻﺗّﻔﺎق ﻋﻠﻰ اﻟﺰواج‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﻳﺴﻤﻰ _______‪.‬‬
‫‪ .3‬اﳌﺎل اﻟﺬي ﻳُﻘﺪﱢﻣﻪ اﻟﺰوج ﻟﺰوﺟﺘﻪ ﻋﻨﺪ اﻟﺰواج ّ‬
‫ِ‬
‫ﺧﺎرج َﻣﺪﻳﻨﺘﻬﻤﺎ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻏﺎﻟﺒﺎ ﻣﺎ‪ ،‬ﻳُﺴﺎﻓﺮ اﻟﻌﺮﻳﺴﺎن ﻟﻘﻀﺎء ______________ َ‬
‫ﻣﺮات‪.‬‬
‫‪ .5‬اﻟﺸﺎب واﻟﻔﺘﺎة ___________ ﻗﺒﻞ اﻟﺰواج ﻋﺪة ّ‬
‫‪ .6‬ﻛﺎن اﻟﺼﺪﻳﻘﺎن ﻳُﻘﻴﻤﺎن ___________ ﰲ ﻧَﻔﺲ اﻟﺒِﻨﺎء‪.‬‬
‫اﻟﺰواج ﰲ ﻗﺎﻋﺔ اﻻﺣﺘﻔﺎﻻت‪.‬‬
‫‪ .7‬ﺑﻌﺪ أ ْن اﺗّـ َﻔ ْﻘﻨﺎ ﻣﻊ أﻫﻞ اﻟﻌﺮوس‪َ ___________ ،‬ﺣ ْﻔﻠﺔَ ّ‬
‫ﻛﻲ ﰲ اﳋﺎﻣﺲ واﻟﻌﺸﺮﻳﻦ‪.‬‬
‫‪ّ ___________ .8‬‬
‫ﻳﺘﺰوج اﻟﱰ ّ‬
‫اﻟﻌﺎدات واﻟﺘﻘﺎﻟﻴ ُﺪ ﻛﺜﲑا ﰲ اﻟﻌﺼﺮ اﳊﺎﺿﺮ‪.‬‬
‫‪ .9‬ﻟﻘﺪ ___________‬
‫ُ‬
‫اﻟﻌﺎﻣﺔ‪.‬‬
‫‪ .10‬وﰲ ﺑﻌﺾ اﻷﺣﻴﺎن ___________ أ ْن أَﺗَﻨﺎول ﰲ اﳊﺪﻳﻘﺔ ّ‬
‫‪ terkiplerinden uygun‬ﻏﺎﻟﺒﺎ ﻣﺎ ‪ -‬ﻧﺎدرا ﻣﺎ ‪7. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları‬‬
‫‪olanıyla doldurunuz.‬‬
‫ﺳﻦ ﻣﺒﻜﺮة‪.‬‬
‫‪ _________ .1‬ﻳﺘﺰوج أﻫﻞ اﻟﻘﺮى ﰲ ّ‬
‫ﺳﻦ ﻣﺒﻜﺮة‪.‬‬
‫‪ _________ .2‬ﻳﺘﺰوج أﻫﻞ اﳌﺪن ﰲ ّ‬
‫‪ _________..3‬ﻳﺴﻜﻦ اﻟﺰوﺟﺎن اﻵن ﰲ ﺑﻴﺖ واﺣﺪ ﻣﻊ أ ِ‬
‫ُﺳﺮة اﻟﺰوج‪.‬‬
‫اﻟﺰواج ﰲ وﻗﺘِﻨﺎ اﳊﺎﺿﺮ‪.‬‬
‫ﻗﺒﻞ‬
‫‪ _________ .4‬ﻳُﻘﺎﺑِﻞ‬
‫ِ‬
‫ّ‬
‫اﻟﺸﺎب اﻟﻔﺘﺎ َة َ‬
‫‪ _________ .5‬أﻋﻮد إﱃ ﺑﻴﱵ ﺑﻌﺪ اﻟﺪراﺳﺔ‪.‬‬
‫‪ _________ .6‬أﻓﻬﻢ ﻣﺎ أﻗﺮأ ﺑﺪون اﻟﻘﺎﻣﻮس‪.‬‬
‫اﻟﺸﺎب ﰲ اﻟﺰواج ﺑﻌ َﺪ أ ْن ﻳ ِ‬
‫ﻜﻤﻞ دراﺳﺘَﻪ‪.‬‬
‫‪ _________ .7‬ﻳﻔ ّﻜﺮ‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ﻔﻞ اﻟ ﱢﺰﻓﺎف ﰲ اﳌﺪن اﻟﻜﺒﲑة ﰲ ﻗﺎﻋﺔ اﻻﺣﺘﻔﺎﻻت‪.‬‬
‫‪ _________ .8‬ﻳﻜﻮن َﺣ ُ‬
‫‪ _________ .9‬ﻳَﺴ ُﻜﻦ اﻷﺑﻨﺎء ﰲ َوﻗﺘِﻨﺎ اﳊﺎﺿﺮ ﺑﻌﺪ اﻟﺰواج ﰲ ﺑﻴﺖ ُﻣﺴﺘَ ِﻘ ﱟﻞ ﻋﻦ اﻷﺳﺮة‪.‬‬
‫‪ _________.10‬ﺗَﺴﺘَ ِﻤ ّﺮ ﺣﻔﻠﺔ اﻟﺰواج ﺛﻼﺛﺔ أﻳّﺎم ﰲ اﻟﻮﻗﺖ اﳊﺎﺿﺮ‪.‬‬
‫اﻷﻗﻞ ‪8. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları‬‬
‫‪ terkiplerinden‬ﻋﻠﻰ اﻷﻛﺜﺮ ‪ -‬ﻋﻠﻰ‬
‫ّ‬
‫‪uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫‪ .1‬ﻳﺘﻜﻠّﻢ اﻷﺳﺘﺎذ ﻟﻐﺔً أﺟﻨَﺒِﻴﱠﺔ __________‪.‬‬
‫‪ .2‬أَﺣﺘَﺎج إﱃ ِﻣﺌَﺔ دوﻻر __________ ﻟِ ِﺸﺮاء ﻫﺬا اﳊﺎﺳﻮب‪.‬‬
‫‪251‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺑﻊ ﺳﻨﻮات ___________‪.‬‬
‫ﺄدرس اﻟﻠﻐﺔ اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ أر َ‬
‫‪َ .3‬ﺳ ُ‬
‫اﻟﻜﺘﺎب َرِﺧﻴﺺ ﺟﺪاً‪ ،‬وﺛَ َـﻤﻨُﻪ ________ ﲬﺴﺔُ دﻧﺎﻧﲑ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻫﺬا‬
‫ُ‬
‫اﻷﺟﻨﱯ ﺳﻨﺘﲔ __________ ﺣﱴ ﻳَـﺘَﻌﻠّﻢ اﻟﻌﺮﺑﻴﺔ ﺟﻴﺪاً‪.‬‬
‫‪َ .5‬ﳛﺘﺎج‬
‫ﱡ‬
‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ﻏﺎﻟﻴﺔ ﺟﺪا‪ ،‬وﲦَﻨُﻬﺎ ﻋﺸﺮة آﻻف ُدوﻻر _______‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻫﺬﻩ ّ‬
‫وﳚﺐ أن أَدرس أرﺑﻊ ﺳﻨﻮات______ ﻷﲣﺮج وأُﺻﺒِﺢ ِ‬
‫ﺑﺪأت ﺑِﺪراﺳﺔ اﳉﺎﻣﻌﺔ ﻫﺬﻩ اﻟﺴﻨﺔ‪َِ ،‬‬
‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎً‪.‬‬
‫‪ُ .7‬‬
‫ُ‬
‫ّ‬
‫ﲬﺲ ﺳﻨﻮات ___________ ﺣﱴ أُﺻﺒِﺢ ﻃﺒﻴﺒﺎً ﻣﺎﻫﺮا‪.‬‬
‫‪ .8‬ﻻﺑ ّﺪ ِﱄ أ ْن َ‬
‫أﻋﻤﻞ َ‬
‫‪َِ .9‬ﳚﺐ ِ‬
‫ﻗﺼﺔً ﺻﻐﲑة __________ ﻟِﺘﺘﻌﻠّﻤﻲ اﻟﻌﺮﺑﻴّﺔ ﺟﻴّﺪاً‪.‬‬
‫ﻋﻠﻴﻚ أ ْن ﺗَﻘﺮﺋﻲ ﻛﻞ ﻳﻮم ّ‬
‫ِ‬
‫اﳌﺘﺎﺣﻒ‪.‬‬
‫ﺣﱴ ﻧﺴﺘﻄﻴﻊ أن ﻧﺸﺎﻫﺪ ﻛ ﱠﻞ‬
‫‪ .10‬اﻟﻴﻮم ﺳﻨَـﺰور َﻣ ْﺘ َﺤ َﻔﲔ _________ ّ‬
‫‪cer‬‬
‫ﻋﻦ‪ ،‬ﻋﻠﻰ‪ ،‬إﱃ‪ِ ،‬ل‪ ،‬ﰲ‪ ،‬ﻋﻦ‪ ،‬ﻣﻦ ‪9. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları‬‬
‫‪harflerinden uygun olanıyla doldurunuz.‬‬
‫‪ .1‬ﻟﻘﺪ ﺗَـ َﻌ ﱠﺮف ﻛﻞﱞ ﻣﻨﻬﻤﺎ أﻛﺜﺮ ‪ .......‬اﻵﺧﺮ‪.‬‬
‫‪ .2‬ﻧ َﺸﺄ ﳛﲕ ﳏﺒﻮﺑﺎً ‪ .......‬ﲨﻴﻊ أﻗﺎرﺑﻪ‪.‬‬
‫وﳛَﺪﱢﺛﻪ ‪ .......‬ﻛﻞ اﻷﻣﻮر‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻛﺎن ﺧﺎﻟﻪ ﻣﺼﻄﻔﻰ ُﳛﺒّﻪ ﻛﺜﲑا ُ‬
‫‪ .4‬اِﻗْـﺘَـ َﺮب ﳛﲕ ‪ .......‬ﺧﺎﻟﻪ ُﻣﺘَـ َﺮدﱢداً‪.‬‬
‫اﻟﺴﺆال‪.‬‬
‫‪ .5‬ﺟﻠﺲ ﻗﺮﻳﺒﺎ ﻣﻨﻪ ﻟِﻴُﻮ ﱢﺟﻪَ ‪ .......‬ﺻﺪﻳﻘﻪ ﻫﺬا َ‬
‫‪ .6‬ﻛﺎن اﻟﺮﺟﻞ ﻗﺪﳝﺎً ﻳﺘﺰوج وﻋﻤﺮﻩ أﻗَ ﱡﻞ ‪ِ .......‬‬
‫اﻟﻌﺸ ِﺮﻳﻦ‪.‬‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫‪ .7‬وﻛﺎﻧﺖ أ ﱡم ﻫﻲ اﻟﱵ ﲣﺘﺎر ‪ .......‬اﺑﻨﻬﺎ َﻋﺮوﺳﻪ‪.‬‬
‫أي ‪ .......‬ذﻟﻚ‪.‬‬
‫‪ .8‬دون أ ْن ﻳﻜﻮن ﳍﺎ ر ٌ‬
‫‪ .9‬وﻗﺪ ﻛﺎن اﻟﺰواج ‪ .......‬اﻷﻗﺎرب ﺷﺎﺋﻌﺎً‪.‬‬
‫‪ .10‬ﻳَﺴ ُﻜﻨﻮن ﺑﻌﺪ اﻟﺰواج ﰲ ﺑﻴﺖ ُﻣﺴﺘَ ِﻘ ﱟﻞ ‪ .......‬اﻷﺳﺮة‪.‬‬
‫‪10. Aşağıdaki kelimeleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde kurunuz.‬‬
‫ﻨﺖ ‪ -‬اﻟﻌﺸﺮﻳﻦ ‪ -‬ﺗَـﺘَﺰﱠوج‬
‫ﺳﻦ ‪ -‬ﻓﻨﺎدراً ﻣﺎ ‪ -‬دون ‪ -‬اﻟﺒِ ُ‬
‫‪ .1‬أﻣﺎ ‪ّ -‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻴﺘﻌﺮف‬
‫‪ .2‬وﻗﺪ ‪َ -‬ﻣﺮات ‪ -‬ﻋﺪﱠة ‪ -‬ﻳَﻠﺘَﻘﻴﺎن ‪ -‬ﻋﻠﻰ – ﺑﻌﻀﻬﻤﺎ‪ّ -‬‬
‫ﻀﻞ– أن‪-‬ﺣﻔﻠﺔ‪-‬ﺑﺴﻴﻄﺔ‪ -‬ﻳُِﻘﻴﻤﺎَ‪-‬ﺑﻌﺾ‬
‫‪ .3‬ﰲ‪ -‬اﻟﻌﺮوﺳﺎن‪-‬اﻷﺣﻴﺎن– ﻳﻔ ّ‬
‫‪ُ .4‬ﻣﻌﻈَﻢ – ﻳَﺴ ُﻜﻨﻮن ‪ -‬اﻷﺑﻨﺎء ‪ -‬اﻟﺰواج ‪ -‬ﺑﻌﺪ – ﰲ ‪ُ -‬ﻣﺴﺘَ ِﻘ ﱟﻞ ‪ -‬ﺑﻴﺖ ‪ -‬ﻋﻦ ‪ -‬اﻷُﺳﺮة‬
‫ﺴﺘﻤﺮ ‪ -‬ﻋﻠﻰ اﻷَﻗَ ّﻞ ‪ -‬ﺛﻼﺛﺔ‬
‫‪ .5‬ﻛﺎﻧﺖ ‪ -‬اﻻﺣﺘﻔﺎﻻت ‪ -‬ﻫﺬﻩ ‪ -‬أﻳّﺎم ‪ -‬ﺗَ ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻌﺮوس‬
‫‪ .6‬اﳉﺎﻧﺒﺎن ‪ -‬اﺗّـ َﻔﻖ‪ -‬إذا ‪ -‬اﳋﻄﺒَﺔ ‪َ -‬ﺣ ْﻔﻠﺔُ ‪ -‬ﺗُﻘﺎم ‪ -‬ﰲ ‪-‬ﺑﻴﺖ‪َ -‬‬
‫‪252‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻋﻤﺮﻫﺎ – ﻛﺎﻧﺖ – وﻗﺪ – ﺑﻠَﻎ‪ -‬ﺗَـﺘَﺰوج‬
‫‪ .7‬اﻟﻔﺘﺎة ‪-‬اﳋﺎﻣﺴﺔ ﻋﺸﺮة– ُ‬
‫‪ .8‬اﻟﺰواج‪ -‬ﺗﻘﺪﱢم ‪ -‬ﳝﻜﻨﻚ ‪ -‬ﱄ ‪ -‬ﻋﻦ– ﻣﻌﻠﻮﻣﺎت – ﻫﻞ‪ -‬أن‬
‫‪11. Aşağıdaki cümleleri örnekte gösterildiği şekilde parantez içindeki‬‬
‫‪kelimeleri esas alarak yeniden kurunuz.‬‬
‫ﻧﺸﺄ َْﳛﻴَـﻰ ﳏﺒﻮﺑﺎً ﻣﻦ ﲨﻴﻊ أﻗﺎرﺑﻪ‪Örnek 1: ‬‬
‫)ﻓﺎﻃﻤﺔ(‬
‫ﻧﺸﺄت ﻓﺎﻃﻤﺔ ﳏﺒﻮﺑَﺔً ﻣﻦ ﲨﻴﻊ أﻗﺎر ﺎ‬
‫وﳛﻴَـﻰ(‬
‫‪َ )...................................................‬ﻣﻠِﻴﺢ َْ‬
‫‪)...................................................‬ﻓﺎﻃﻤﺔ وﺧﺪﳚﺔ(‬
‫‪) .........................................................‬اﻹ ْﺧ َﻮة(‬
‫اﻷﺧ َﻮات(‬
‫‪َ )........................................................‬‬
‫ﺖ(‬
‫‪) ..........................................................‬أﻧْ َ‬
‫‪) ..........................................................‬أﻧﺘُﻤﺎ(‬
‫أﻧﱳ(‬
‫‪ُّ ) ..........................................................‬‬
‫‪ُ ) ..........................................................‬ﻫ ّﻦ( ‪ ‬‬
‫ﻛﺎن اﻟﺮﺟﻞ ﻗﺪﳝﺎً ﻳﺘﺰوج وﻋُﻤﺮﻩ أﻗَ ﱡﻞ ِﻣﻦ ِ‬
‫اﻟﻌﺸ ِﺮﻳﻦ‪Örnek 2: ‬‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ اﳌﺮأة ﻗﺪﳝﺎً ﺗﺘﺰوج وﻋُﻤﺮﻫﺎ أﻗَ ﱡﻞ ِﻣﻦ ِ‬
‫)اﳌﺮأة(‬
‫اﻟﻌﺸ ِﺮﻳﻦ‬
‫ْ‬
‫ّ‬
‫ُ‬
‫‪) ............................................................‬اﻟ ﱠ‬
‫ﺸﺒَﺎب(‬
‫‪) .............................................................‬اﻟﺒَـﻨَﺎت(‬
‫اﻟﻌﺮﰊ(‬
‫‪ّ ) .............................................................‬‬
‫‪).............................................................‬اﻟﱰﱡﻛِﻴّﺔ(‬
‫‪)............................................................‬اﳌﺴﻠﻤﻮن(‬
‫‪)............................................................‬اﳌﺴﻠﻤﺎت( ‪ ‬‬
‫‪ ‬وأﺣﻴﺎﻧﺎ ﻛﺎﻧﺖ ﺗﺘﺰوج وﻫﻲ ﰲ اﻟﺮاﺑﻌﺔ ﻋﺸﺮة ﻣﻦ ﻋﻤﺮﻫﺎ‪) ‬ﻫﻲ(‪Örnek 3: ‬‬
‫ﻳﺘﺰوج وﻫﻮ ﰲ اﻟﺮاﺑﻌﺔ ﻋﺸﺮة ﻣﻦ ﻋﻤﺮﻩ‬
‫وأﺣﻴﺎﻧﺎ ﻛﺎن ّ‬
‫‪) ‬ﻫﻮ(‬
‫‪) ....................................................‬ﳘﺎ(‬
‫‪) ....................................................‬أﻧﺘُﻤﺎ(‬
‫‪) ....................................................‬أﻧﺘُﻢ(‬
‫أﻧﱳ(‬
‫‪ُّ ) ....................................................‬‬
‫‪253‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪) ....................................................‬ﳓﻦ(‬
‫ﻫﻦ(‬
‫‪ّ ) ......:.............................................‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﺰﻓﺎف‪ ،‬ﻓﻘﺪ ﻳﻜﻮن ﰲ ِ‬
‫ﺑﻴﺖ اﻟﻌﺮﻳﺲ‪Örnek 4: ‬‬
‫ﻔﻞ‬
‫‪ّ ‬أﻣﺎ َﺣ ُ‬
‫ﳏﺎﺿﺮة اﻟﺘﻔﺴﲑ ‪ /‬ﻗﺎﻋﺔ ِ‬
‫اﻟﺒﻠﺪﻳّﺔ(‬
‫) ََ‬
‫ﳏﺎﺿ َﺮة اﻟﺘﻔﺴﲑ‪ ،‬ﻓﻘﺪ ﺗﻜﻮن ﰲ ﻗﺎﻋﺔ اﻟﺒَـﻠَ ِﺪﻳّﺔ‪.‬‬
‫‪ -‬أﻣﺎ َ‬
‫‪) .1‬ﺣ ْﻔﻠَﺔ اﳋِﻄﺒﺔ ‪ /‬ﻟﻴﻠﺔ اﻷرﺑﻌﺎء(‬
‫ ‪................................................‬‬‫ﺸﺒﺎب(‬
‫‪) .2‬ﻣﺴﺎﺑﻘﺔ اﳌﻌﻠﻮﻣﺎت ‪ /‬ﻧﺎدي اﻟ ّ‬
‫ ‪................................................‬‬‫ﻗﺎرة أوروﺑﺎ(‬
‫‪) .3‬رﺣﻠﺔ ّ‬
‫اﻟﺼﻴﻒ ‪ّ /‬‬
‫ ‪................................................‬‬‫‪) .4‬ﻣﻄﺎﻟﻌﺔ اﻟﺪروس ‪ /‬ﻣﻜﺘﺒﺔ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠﺔ(‬
‫ ‪................................................‬‬‫‪) .5‬ﺗﻌﻠﻴﻢ اﻟﻠﻐﺔ ‪ /‬ﻗﻨﺎة اﻷﻃﻔﺎل(‬
‫ ‪................................................‬‬‫ﺴﺮح اﳌﺪرﺳﺔ(‬
‫‪َ ) .6‬ﻋ ْﺮض اﻷوﻻد ‪َ /‬ﻣ َ‬
‫ ‪................................................‬‬‫‪َ ) .7‬ﺣ ْﺠﺰ اﻟﺘﱠ َﺬاﻛﺮ ‪َ /‬ﺷ ْﻬ ِﺮ رﻣﻀﺎن(‬
‫ ‪................................................‬‬‫‪ُ ) .8‬ﻣﺸﺎﻫﺪة اﳌُﺒﺎراة ‪ /‬ﻗَـﻨَﺎة اﻟﺮﻳﺎﺿﺔ(‬
‫ ‪................................................‬‬‫ﻄﻌﻢ اﻟﻜﻠﱢﻴﱠﺔ(‬
‫‪) .9‬ﻃﻌﺎم اﻟﻐَ َﺪاء ‪َ /‬ﻣ َ‬
‫ ‪................................................‬‬‫ِ‬
‫اﳊﻲ(‬
‫‪ .10‬م‪) -‬ﺻﻼة اﻟﻌﻴﺪ ‪ /‬ﻣﺴﺠﺪ ّ‬
‫ ‪................................................‬‬‫‪ ‬ﻏﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ‪ ،‬ﻳﻔﻜﺮ ﺧﺎﻟﺪ ﰲ اﻟﺰواج ﺑﻌ َﺪ أ ْن ﻳ ِ‬
‫ﻜﻤﻞ دراﺳﺘَﻪ‪Örnek 5: ‬‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ )ﻓﺎﻃﻤﺔ ‪ /‬اﻟﻌﻤﻞ(‬‫‪254‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ وﻏﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ ﺗﻔﻜﺮ ﻓﺎﻃﻤﺔ ﰲ اﻟﻌﻤﻞ ﺑﻌ َﺪ أ ْن ﺗُ ِ‬‫ﻜﻤﻞ دراﺳﺘَﻬﺎ‪.‬‬
‫َ‬
‫اﻟﻮﻟَﺪان ‪ /‬اﻟﺘﺠﺎرة(‬
‫‪َ ) .1‬‬
‫ ‪.............................................‬‬‫‪) .2‬اﻟﺒِ ِ‬
‫ﻨﺘﺎن ‪ /‬اﻟﺮﻳﺎﺿﺔ(‬
‫ ‪.............................................‬‬‫‪) .3‬اﻷوﻻد ‪ /‬اﻟﺸﻬﺎدة(‬
‫ ‪.............................................‬‬‫‪) .4‬اﻟﺒَﻨﺎت ‪ /‬اﳋِﻄﺒﺔ(‬
‫ ‪.............................................‬‬‫‪) .5‬ﻋُ َﻤﺮ ‪ /‬اﻟﺘﱠﺪرﻳﺐ(‬
‫ ‪.............................................‬‬‫ﻧﺎﻣﺞ(‬
‫‪َ ) .6‬زﻳﻨَﺐ ‪ /‬اﻟﺒَـ ْﺮ َ‬
‫ ‪.............................................‬‬‫‪) .7‬اﻟﻄﺎﻟِ ِ‬
‫ﺴﻴﺎﺣﺔ(‬
‫ﺒﺎن ‪ /‬اﻟ ﱢ‬
‫ ‪.............................................‬‬‫ﺴﺒﺎﺣﺔ(‬
‫‪ ِ ) .8‬ﺎل ‪ /‬اﻟ ﱢ‬
‫ ‪.............................................‬‬‫‪) .9‬اﻟ ﱠ‬
‫اﻟﺘﻄﻮع(‬
‫ﺸﺒﺎب ‪ّ /‬‬
‫ ‪.............................................‬‬‫ﺼﺺ(‬
‫‪) .10‬اﻟﻄﺒﻴﺒﺔ ‪ /‬اﻟﺘﺨ ﱡ‬
‫ ‪.............................................‬‬‫‪Şimdi aşağıdaki boşlukları yukarıda verilen alıştırmalar ışığında yapmaya‬‬
‫‪çalışalım:‬‬
‫ﳎﺎوراً‬
‫ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‪.‬‬
‫ﻛﺎن‬
‫إﺑﺮاﻫﻴﻢ‬
‫‪..... .1‬‬
‫ﻓﺎﻃﻤﺔ‬
‫ﻳﺴﻜﻦ‬
‫ُ‬
‫‪......‬‬
‫ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‪.‬‬
‫‪.....‬‬
‫ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‪.‬‬
‫‪..... .2‬‬
‫‪......‬‬
‫ﻳﺴﻜﻦ‬
‫‪.....‬‬
‫‪..... .3‬‬
‫‪...... ......‬‬
‫‪ .4‬ﻛﺎﻧﺖ‬
‫‪...... ......‬‬
‫‪ .5‬ﻛﺎﻧﺖ‬
‫‪...... ......‬‬
‫ﳎﺎورﻳﻦ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‪.‬‬
‫َ‬
‫ﳎﺎ ِوَرﺗَﲔ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‪.‬‬
‫ﳎﺎ ِوَرات ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
‫‪255‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
DİL BİLGİSİ
Hâl ve Unsurları
Hâl konusu Türkçe’deki ‘durum zarfı’na karşılık gelen bir terim olup ‫ﻛﻴﻒ‬
/nasıl sorusuna cevap olarak kullanılır. Türkçe’ye ‘…rek, …rak; …dığı
halde, iken, olduğu halde’ gibi ifadelerle çevrilebilir.
Hâl, fiilin oluşu sırasında fâilin, mef‘ûlün bihin veya her ikisinin
durumunu açıklayan lafzan mansûb, müştak(türemiş) ve nekre bir kelime
veya mahallen mansûb bir cümle yada cümleciktir. Kendisinden önce
gelen marife bir ismin durumunu bildiren müştak/türemiş, nekre/belirsiz ve
mansûb bir isimdir, şeklinde de tarif edilebilir. Dolayısıyla bu tarifler
ışığında şöyle demek mümkündür: Hâl;
a. Fâil, mef‘ûl ya da her ikisinin gibi marife bir unsurun durumunu belirtir.
b. Lafzan mansûb nekre bir kelime veya mahallen mansûb bir cümle ya da
cümlecik şeklinde karşımıza çıkar.
c. Hâl genellikle; ism-i fâil, ism-i mef‘ûl, sıfat-ı müşebbehe gibi
müştak/türemiş bir isimdir.
Hâl Arapçada genel olarak fiil cümlesinin yan unsurları kapsamında ele alınır.
Söz konusu yan unsurlar da i‘râb bakımından mansubât kategorisindedir.
Onun için hâller her zaman mansûb’tur, denilir.
ِ ‫ﻀﺮ أﲪ ُﺪ إﱃ اﻟﻌﻤﻞ ﻣ‬
Fâilin durumunu gösteren kullanımına örnek olarak: ً‫ﺎﺷﻴﺎ‬
َ‫ﺣ‬
َ ََ
/Ahmet işe yüreyerek geldi cümlesi verilebilir. Şöyle ki, bu cümlede hâl
ِ / yüreyerek unsuru, fâil konumunda olan ‫‘ أﲪ ُﺪ‬in
konumunda bulunan ً‫ﻣﺎﺷﻴﺎ‬
hâlini/durumunu bildirmektedir. Yani Ahmed’in işe başka bir şekilde değil
yürüyerek geldiğini anlama yansıtmaktadır. Yapı olarak da bu cümlede hâl
karşımıza, lafzan mansûb nekre bir kelime olarak gelmiştir.
ً‫ﻳﻨﺐ إﱃ اﻟ ُﻜﻠﱢﻴﱠﺔ ُﻣﺴ ِﺮﻋﺔ‬
ُ ‫ﺟﺎءت ز‬
َ /Zeynep fakülteye hızlı bir şekilde geldi cümlesinde
de benzer bir kullanım söz konusudur. Zira hâl konumunda bulunan ‫ ُﻣﺴ ِﺮﻋ ًﺔ‬/
hızlı bir şekilde unsuru, fâil konumunda olan ‫ﻳﻨﺐ‬
ُ ‫‘ ز‬in fakülteye geliş
hâlini/durumunu ibareye yansıtmıştır. Yapı olarak da karşımıza, lafzan
mansûb bir nekre olarak gelmiştir.
‫ﻀﺮ ُﻣﺮاد إﱃ اﻟﺒَﻴﺖ وﻫﻮ ﺗَـ ْﻌﺒﺎ ُن‬
َ ‫ َﺣ‬/Murat eve yorgun halde geldi, cümlesinde ise
fâilin durumunu gösteren hâl isim cümlesi formunda gelmiştir. Murat’ın eve
nasıl geldiğini cümleye yansıtan hâl cümlesi her ne kadar kendi içerisinde
merfû bir mübteda (‫ )ﻫﻮ‬ve haberden (‫ )ﺗَـ ْﻌﺒﺎ ُن‬oluşmuşsa da cümle olarak hâl
konumundadır ve mahallen mansûbtur.
‫َﺖ دﻣﻮﻋُﻬﺎ‬
ْ ‫ﺧﺮﺟﺖ ﻋﺎﺋﺸﺔُ ِﻣﻦ اﻟﺒﻴﺖ وﻗﺪ ﺳﺎﻟ‬
َ /Aişe ağlar halde evden çıktı, cümlesinde
ise fâilin durumunu bildiren hâl fiil cümlesi şeklinde gelmiştir. Hâl cümlesi
her ne kadar kendi içerisinde fiil (‫َﺖ‬
ْ ‫ )ﺳﺎﻟ‬ve merfû fâilden (‫ )دﻣﻮﻋُﻬﺎ‬oluşuyorsa
da cümle olarak hâl konumunda olduğu için mahallen mansûbtur.
256
Mef‘ûlün bihin durumunu gösteren mansûb ve nekre bir kelime olarak
ِ
‫ﱢ‬
gelişine örnek olarak: ًّ‫ﻴﺐ ﺣﺎرا‬
َ ‫ﻔﻞ اﳊَﻠ‬
ُ ‫ ﺷ ِﺮب اﻟﻄ‬/Çocuk sütü sıcakken içti cümlesi
verilebilir. Zira bu cümlede hâl konumunda bulunan ًّ‫ ﺣﺎرا‬/sıcakken öğesi,
‘in hâlini/durumunu bildirmektedir. Yani
mef‘ûlün bih konumunda olan ‫اﻟﻄﻔﻞ‬
ُ
çocuğun sütü sıcak halde iken içtiğini anlama yansıtmaktadır. Yapı olarak da
bu cümlede hâl karşımıza, lafzan mansûb bir nekre olarak gelmiştir.
ً‫ﺴ َﻤﻜﺔَ َﻣ ْﻘﻠِﻴﱠﺔ‬
‫ أ َﻛﻠَﺖ ﻓﺎﻃﻤﺔُ اﻟ ﱠ‬/Fatma balığı kızarmış halde yedi cümlesinde de
aynı durum söz konusudur. Şöyleki hâl konumunda bulunan ً‫ َﻣ ْﻘﻠِﻴﱠﺔ‬/kızarmış
halde öğesi, mef‘ûlün bih konumunda olan َ‫‘ اﻟﺴﻤﻜﺔ‬nin hâlini/durumunu
cümleye yansıtmıştır. Yapı olarak da karşımıza, lafzan mansûb bir nekre
olarak gelmiştir.
Hem fâil hem de mef‘ûlün bihin her ikisinin durumunu gösteren hâl
kullanımına örnek olarak da: ‫اﻟﻮﻟَﺪ وأﺑﻮﻩ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋﲔ‬
َ ‫ ﺳﺎر‬/Çocuk ile babası hızlı bir
şekilde yürüdüler cümlesi verilebilir. Zira bu cümlede hâl konumunda
bulunan ‫ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋﲔ‬/ hızlı bir şekilde öğesi, hem fâil hem de mef‘ûlün bih’in her
ikisinin durumunu göstermektedir. Yani çocuk ile babasının birlikte hızlı
bir şekilde yürüdüklerini cümleye yansıtmıştır. Yapı olarak da hâl
karşımıza, lafzan mansûb bir nekre olarak gelmiştir. Zira ‫ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋﲔ‬müsennâ bir
isim olup mansûbtur.
‫ﻀﺐ‬
َ َ‫ﻠﻌﺐ ﰲ ﻏ‬
ْ /Ben ve Ahmed sahadan öfkeli halde çıktı
َ َ‫ﺧﺮﺟﻨﺎ أﻧﺎ وأﲪ ُﺪ ﻣﻦ اﳌ‬
cümlesinde de hâl hem fâil hem de mef‘ûlün bihin her ikisinin durumunu
göstermektedir. Câr ve mecrûrdan oluşan hâl mahallen mansûbtur. Çünkü tek
bir kelime şeklinde değil cümle şeklinde gelmiştir.
Örneklerden anlaşılacağı üzere hâl’in söz konusu olduğu cümlelerde üç
temel unsur bulunmaktadır:
a. Hâl: (‫)اﳊﺎل‬: Lafzan mansûb ve nekre bir kelimedir veya mahallen mansûb
bir cümle yada cümleciktir.
b. Sâhibu’l-hâl: (‫)ﺻﺎﺣﺐ اﳊﺎل‬: Hâl öğesinin, ‘durum’ yönünden nitelediği
kelimeye ‘sâhibu’l-hâl’ veya ‘zi’l-hâl’ adı verilir. Hâl unsurundan önce
gelir ve daima marife bir isim olur.
c. Râbıt/bağlaç: Hâl’in cümle olarak geldiği durumlarda kendisi ile sâhibu’lhâl’i birbirine bağlayan unsurdur. Bu unsur vâv-ı hâliyye (‫اﻟﻮاو اﳊﺎﻟﻴﺔ‬
َ ) diye
anılan bir unsur olabileceği gibi, muttasıl ya da munfasıl bir zamir
olabilir, veyahut hem vâv-ı hâliyye hem de zamiri aynı anda içerebilir.
ِ ‫ﻀﺮ إﺑﺮ ِاﻫﻴﻢ َإﱃ اﻟـﻤﺪرﺳﺔ‬
Bu açıklamalar ışığında: ً‫ﺳﻌﻴﺪا‬
َ ‫ َﺣ‬/İbrahim okula mutlu
َ َ
ُ
olarak geldi cümelesine göz atacak olursak;
ِ /mutlu olarak lafzı hâl’dir, zira lafzan mansûb nekre bir kelime olup
ً‫ﺳﻌﻴﺪا‬
İbrahim’in okula nasıl geldiğini bildirmektedir.
ِ
‫ﻴﻢ‬
ُ ‫ إﺑﺮاﻫ‬sâhibu’l-hâl (‫’)ﺻﺎﺣﺐ اﳊﺎل‬dir, zira hâl unsurundan önce zikredilen ve
fâil olarak gelen marife bir isimdir.
257
Dikkat edileceği üzere hâl cümle formunda gelmediği için, bir başka
ifadeyle tek unsur halinde geldiği için râbıt/bağlaç içermemiştir. Ama cümle
ِ ‫ ﺣﻀﺮ إﺑﺮ ِاﻫﻴﻢ َإﱃ اﻟـﻤﺪرﺳﺔ وﻫﻮ‬/İbrahim okula mutlu olarak geldi şeklinde
‫ﺳﻌﻴ ٌﺪ‬
َ َ
ُ
kurulduğunda, hâl cümle formunda geldiği için vâv-ı hâliyye’yi içermek
zorunluluğu vardır.
Türleri
Arapça’da haller karşımıza üç şekilde gelir: Müfret, cümle ve şibih cümle
(cümlemsi).
a. Müfret hâl: Yukarıda verdiğimiz örneklerde görüldüğü üzere hâl’in tek bir
kelime olarak karşımıza geldiği formlardır. Dolayısıyla burada geçen
‘müfret’ten kasıt ‘tekil’ olması değil, aksine müsennâ/ikil ve cemi’/çoğul
form dâhil olmak üzere, hâl’in cümle yada şibih cümle dışında tek
kelime halinde gelmesidir. Okuma parçasının ‫ﻧﺸﺄ ﳛﲕ َﳏﺒﻮﺑﺎً ِﻣﻦ َﲨﻴﻊ أَﻗﺎ ِرﺑﻪ‬
/Yahya bütün akrabaları tarafından sevilen birisi olarak yetişti,
cümlesinde olduğu gibi, cümlede hâl konumunda olan ve fâilin durumunu
bildiren ً‫ ﳏﺒﻮﺑﺎ‬kelimesi müfret formda gelmiştir. Aynı cümleyi hem
müsennâ/ikil: ‫وﳏَ ﱠﻤﺪ ﳏﺒﻮﺑَﲔ ﻣﻦ ﲨﻴﻊ أﻗﺎر ﻤﺎ‬
ُ ‫ ﻧﺸﺄ ﳛﲕ‬/Yahya ve Muhammed
bütün akrabaları tarafından sevilen kişiler olarak yetiştiler, hem
cemi/çoğul formda ‫ﺸﺄ َﳛَﲕ وإﺧﻮﺗُﻪ َﳏﺒﻮﺑِﲔ ِﻣﻦ ﲨﻴﻊ أﻗﺎر ﻢ‬
َ َ‫ ﻧ‬/Yahya ve kardeşleri
bütün akrabaları tarafından sevilen kişiler olarak yetiştiler, şeklinde
kurmamız durumunda bile, hâl yine müfret formdadır. Çünkü cümle yada
cümlecik dışında bir yapıda gelmiştir ve tek bir unsurdur.
Hâl müfret konumda lafzan mansûb ve nekre şeklinde karşımıza gelmektedir.
b. Cümle hâl: Hâl’in karşımıza isim yada fiil cümlesi şeklinde geldiği
formlardır. İsim cümlesi formundaki hâl’de, hâl öğesini sahibu’l-hal’e
bağlayan vâv-ı hâliyye yada bir zamir (veyahut her ikisi) bulunur.
İsim cümlesi olarak gelişine: ‫ ﻗﺮأ ﳏﻤ ٌﺪ ِرواﻳﺔَ َِﳒﻴﺐ َﳏ ُﻔﻮظ وﻫﻮ ﻗﺎﺋِﻢ‬/Muhammed,
Necip Mahfuz’un romanını ayakta okudu, cümlesinde hâl müfret kelime
değildir, aksine cümledir. Zira fâilin durumunu bildiren ve vâv-ı hâliyye (‫)و‬
ile sâhibu’l-hâl’e (‫ )ﳏﻤ ٌﺪ‬bağlanan cümle mübteda (‫ )ﻫﻮ‬ve haber’den (‫) ﻗﺎﺋﻢ‬
oluşmaktadır. Dolayısıyla cümle formunda geldiği için hâl’e, ‘lafzan mansûb’
diyemeyiz, çünkü ‘lafzan’ terimi müfret unsurlar için söz konusudur. Bundan
dolayı hâl konumunda olan cümle ‘mahallen mansûb’tur, yani lafzan değil
cümledeki yeri itibariyle hükmen mansûbtur, demektir.
ِ ِ
ِ
‫ﻀﺎر واﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
َ ُ‫ َﳛﻤﻞ اﳋ‬،‫ﻋﺎد اﻟﻮاﻟ ُﺪ ﻣﻦ اﳌَْﺰَرﻋﺔ‬/Baba, sebze ve meyve(leri) taşır halde
tarladan döndü, cümlesinde de hâl müfret değil, cümle halinde gelmiştir. Hâl
konumunda olan ‫ َﳛ ِﻤﻞ اﳋُﻀﺎر واﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬/ sebze ve meyve(leri) taşır halde cümlesi
‘mahallen mansûb’tur.
Hâl’in fiil cümlesi olması durumunda şu üç noktaya dikkat etmek gerekir.
258
1. Hâl cümlesi, olumlu yapıda bir geçmiş zaman cümlesi ise cümlenin başına
ِ ُ ‫ ﻋ ْﺪ‬/Master
ِ ‫ﺎدة‬
‫ وﻗﺪ‬edatı getirilir. Örnek: ‫اﳌﺎﺟ ْﺴﺘِﲑ‬
ُ ‫ﺼ‬
َ ‫ﻠﺖ ﻋﻠﻰ َﺷ َﻬ‬
ُ
َ ‫ت ﻣﻦ أوروﺑّﺎ وﻗﺪ َﺣ‬
diplomamı almış halde Avrupa’dan döndüm.
2. Hâl cümlesi, olumsuz yapıda bir geçmiş zaman cümlesi ise başına ‫ وﱂ‬،‫وﻣﺎ‬
edatları getirilir. Örnek: ‫ﻞ اﻟﻮاﺟﺐ‬
‫ﺮت إﱃ اﳌﺪرﺳﺔ وﱂ أَﻛﺘُﺐ ﻛ ﱠ‬
ُ ‫ﻀ‬
َ ‫ ﺣ‬/ödevin hepsini
yazmadan okula geldim.
3. Hâl cümlesi, olumlu ya da olumsuz bir muzâri fiil ise başına vâv-ı hâliyye
ِ
ِ
getirilmez. Örnek: ‫ﻀﺎر واﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
َ ُ‫ َﳛﻤﻞ اﳋ‬،‫ ﻋﺎد اﻟﻮاﻟ ُﺪ ﻣﻦ اﳌﺰرﻋﺔ‬/Baba, sebze ve
meyve(leri) taşır halde tarladan döndü.
Bütün bu cümlelerde hâl cümle halinde gelmiştir. Son cümlede ‫َﳛﻤﻞ‬
fiilindeki müstetir ‫ ﻫﻮ‬zamiri ile sâhibu’l-hâl’e (‫ )اﻟﻮاﻟ ُﺪ‬bağlanan cümle, fiil (‫)ﻋﺎد‬
ve fâil’den (‫ )اﻟﻮاﻟ ُﺪ‬oluşmaktadır. İşte bunun gibi cümle olarak gelen hâl’ler,
‘mahallen mansûb’tur.
Arapça’da şöyle genel bir kural vardır: Nekre bir unsurdan sonra gelen
cümleler sıfat, ma’rife bir unsurdan sonra gelen cümleler ise hâl’dir. Bu durum
hâl cümlesinde, vâv-ı hâliyye yada zâhir bir zamir gibi bir bağlaçın olmadığı
durumlar için önemli bir kuraldır. Yukarıda verilen örneğe bir daha bakılırsa
ِ
‫ﻀﺎر واﻟﻔﺎﻛﻬ َﺔ‬
َ ُ‫ َﳛﻤﻞ اﳋ‬/ sebze ve meyve(leri) taşır halde cümlesi vâv-ı hâliyye veya
zamir gibi bir bağlaç barındırmadığı için önceki cümleden kopuk gibi
gözükmektedir. Ancak durumunu belirttiği marife bir sâhibu’l-hâl’den (‫)اﻟﻮاﻟ ُﺪ‬
sonra geldiği için hâl görevini üstlenmiştir.
c. Şibh-i cümle yapısında (cümlemsi/cümlecik) hâl: Hâl’in câr-mecrur ya
da zarf şeklinde geldiği formlardır. Tıpkı muzâri fiil durumundaki hâl
cümlesinde olduğu gibi, şibih cümleyi de sahibu’l- hâl’e bağlayan
herhangi bir bağlaç söz konusu değildir.
Câr-mecrur olarak gelişine misal olarak: ‫ﻀﺐ‬
‫اﻟﺴﺎﺋِ ُﻖ ِﻣﻦ اﻟ ﱠ‬
َ َ‫ﺴﻴﱠﺎرة ﰲ ﻏ‬
ّ ‫ ﻧَـ َﺰل‬/şoför
arabadan öfkeli bir şekilde indi, cümlesi verilebilir. Bu cümlede de hâl
müfret kelime değildir, aksine cümlemsi diyebileceğimiz iki kelime halinde
gelmiştir. Fâilin durumunu bildiren ve câr-mecrûr formunda (‫ﻀﺐ‬
َ َ‫ ﰲ ﻏ‬/öfkeli
bir şekilde) gelen bu unsur müfret hâl yerinde kullanıldığı ve onun yerini
işgal ettiği için yine, ‘mahallen mansûb’tur.
‫ﺑﲔ اﻷَ ْﻏﺼﺎن‬
ُ ‫ ر‬/Serçeyi dalların arasında gördüm, cümlesinde
َ ‫ﻮر‬
َ ‫أﻳﺖ اﻟﻌُﺼ ُﻔ‬
hâl aynı şekilde müfret kelime olmayıp bir zarf cümleciği şeklinde gelmiştir.
Mefûlün durumunu bildiren ve zarf formunda (‫ ﺑﲔ اﻷﻏﺼﺎن‬/dalların
arasında) gelen bu unsur müfret hâl yerinde kullanıldığı ve onun yerini işgal
ettiği için aynı şekilde ‘mahallen mansub’tur.
Kalıplaşmış Hâl Türleri
Yukarıdaki formlardan farklı olarak Arapça’da kalıplaşmış hâl türleri vardır.
Bunlar genellikle; ‫ ﺿﻤﲑ‬+ ‫ َو ْﺣ َﺪ‬،ً‫ ﻗﺎ ِﻃﺒَﺔ‬،ً‫ ﲨﻴﻌﺎ‬،ً‫ ﻋﺎ ﱠﻣﺔ‬،ً‫ ﻛﺎﻓﱠﺔ‬kelimeleriyle karşımıza
gelir. Birer cümleyle örneklendirmeye çalışalım:
ً‫َﺳﺎﺗَ َﺬةُ ﻛﺎﻓﱠﺔ‬
َ ‫ ﺟﺎء اﻷ‬/Hocaların tümü geldi.
259
ِ َ‫ﺸﺮﻃﺔُ ﻋﻠﻰ اﳌُﺘﻈ‬
‫ﺖ اﻟ ﱡ‬
ً‫ﺎﻫ ِﺮﻳﻦ ﲨﻴﻌﺎ‬
ْ ‫ﻀ‬
َ َ‫ ﻗَـﺒ‬/Polis göstericilerin tümünü yakaladı.
َ
ِ ‫ﺰداد ﻧِﺴﺒﺔ اﻷُﻣﻴﱢﲔ ﰲ اﻟﺪﱡول اﻟ َﻔ ِﻘ‬
ً‫ﲑة ﻋﺎ ﱠﻣﺔ‬
َ َ‫ ﺗ‬/Okur-yazar olmayanların oranı fakir
ّ
َْ
َ
ülkelerin tümünde artmaktadır.
ِ ‫ﺴﺠﻨﻮا‬
َ ‫ ﻗ ﱠﺮر اﻟ ُﻘ‬/Hakimlerin hepsi suçluyu hapse atmayı
ُ َ‫ﻀﺎة ﻗﺎﻃﺒﺔً أ ْن ﻳ‬
َ‫اﳉﺎﱐ‬
kararlaştırdılar.
‫ﺴﺎﻋﺎت ِﻣﻦ اﻟﻠﻴﻞ‬
‫ ﻻ ﻳَﺴﺘَ ِﻄﻴﻊ أن ﻳَـﺘَ َﺠ ﱠﻮل اﳌَْﺮءُ َو ْﺣ َﺪﻩ ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟ ﱠ‬/Kişi yalnız başına gecenin
bu saatlerinde dolaşamaz.
Hâl Cümlelerinde Uyum
Yukarıdaki misallerden de fark edileceği üzere hâl cümlesinde, hâl ile
sâhibu’l-hâl/zi’l-hâl arasında müzekkerlik-müenneslik (cinsiyet) ve sayı
yönünden uyum vardır. Onun için sâhibu’l-hâl müzekker ve müfret ise hâl de
müzekker ve müfrettir, sâhibu’l-hâl münnes ve müsennâ ise hâl de münnes ve
müsennâdir.
Mesela ً‫اﻟﺒﻨﺖ إﱃ اﻟﺒﻴﺖ ُﻣﺴ ِﺮﻋﺔ‬
‫ﺖ‬
ْ َ‫ أﺗ‬/kız çocuğu eve hızlı bir şekilde geldi,
ُ
cümlesinde sâhibu’l-hâl (‫اﻟﺒﻨﺖ‬
)
müennes ve müfret olduğu için hâl de
ُ
ِ
müennes ve müfret (ً‫ ) ُﻣﺴﺮﻋﺔ‬gelmiştir.
ِ ِ‫ ﻋﺎد اﻟﻄﻼب إﱃ ﺑ‬/öğrenciler memleketlerine başarılı
ِ ‫ﻼدﻫﻢ‬
Aynı şekilde ‫ﻧﺎﺟ ِﺤﲔ‬
ُ
) olduğu
olarak döndüler, cümlesinde sâhibu’l-hâl müzekker ve cemi (‫اﻟﻄﻼب‬
ُ
için hâl de ona uyumlu olarak müzekker ve cemi (‫ )ﻧﺎﺟﺤﲔ‬gelmiştir.
Bu uygunluğu bütün hâl formlarına şöyle bir cümle üzerinde
uygulayabiliriz.
‫اﻷوﻻد إﱃ اﻟﺒﻴﺖ ُﻣﺴ ِﺮ ِﻋﲔ‬
‫اﻟﻮﻟَﺪان إﱃ اﻟﺒﻴﺖ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋ ْﲔ؛ أﺗَﻰ‬
ُ
َ ‫أﺗَﻰ اﻟﻮﻟَ ُﺪ إﱃ اﻟﺒﻴﺖ ُﻣﺴ ِﺮﻋﺎً؛ أﺗَﻰ‬
ٍ ‫ﺖ اﻟﺒﻨﺎت إﱃ اﻟﺒﻴﺖ ﻣﺴ ِﺮ‬
‫ﻋﺎت؛‬
ْ َ‫ﻨﺖ إﱃ اﻟﺒﻴﺖ ُﻣﺴ ِﺮﻋﺔً؛ أﺗ‬
ْ َ‫أﺗ‬
ُ ِ‫ﺖ اﻟﺒ‬
ُ
َ ْ َ‫ﺖ اﻟﺒِﻨﺘَﺎن إﱃ اﻟﺒﻴﺖ ُﻣﺴ ِﺮﻋﺘَـ ْﲔ؛ أﺗ‬
‫ﻳُﺴﺮع‬/‫وﻗﺪ أﺳﺮع‬/ٌ‫أﺗَﻰ اﻟﻮﻟﺪ إﱃ اﻟﺒﻴﺖ وﻫﻮ ُﻣﺴ ِﺮع‬
‫ﻳُﺴﺮﻋﺎن‬/‫ وﻗﺪ أﺳﺮﻋﺎ‬/‫اﻟﻮﻟَﺪان إﱃ اﻟﺒﻴﺖ وﳘﺎ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋﺎن‬
َ ‫أﺗَﻰ‬
‫ﻳُﺴﺮﻋُﻮن‬/‫ وﻗﺪ أﺳﺮﻋُﻮا‬/‫أﺗَﻰ اﻷوﻻد إﱃ اﻟﺒﻴﺖ وﻫﻢ ُﻣﺴ ِﺮﻋُﻮن‬
‫ﺗُﺴﺮع‬/‫ﺖ‬
ْ ‫أﺳﺮﻋ‬
ْ َ‫أﺗ‬
َ ‫وﻗﺪ‬/ٌ‫ﺖ اﻟﺒِﻨﺖ إﱃ اﻟﺒﻴﺖ وﻫﻲ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋﺔ‬
‫ﺗُﺴﺮﻋﺎن‬/‫ وﻗﺪ أﺳﺮﻋﺘَﺎ‬/‫ﺖ اﻟﺒﻨﺘﺎن إﱃ اﻟﺒﻴﺖ وﳘﺎ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋﺘَﺎن‬
ْ َ‫أﺗ‬
‫ﻳُﺴﺮ ْﻋ َﻦ‬/‫ وﻗﺪ أﺳﺮ ْﻋ َﻦ‬/‫ﺎت‬
ٌ ‫وﻫﻦ ُﻣﺴ ِﺮ َﻋ‬
ْ َ‫أﺗ‬
ّ ‫ﺖ اﻟﺒﻨﺎت إﱃ اﻟﺒﻴﺖ‬
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki boşluklara önce parantez içerisinden uygun hâli yerleştirin,
daha sonra türünü ve sâhibu’l-hâl’i belirleyiniz.
.(‫ﺧﺎﺋﻒ‬
،ً‫ ﺧﺎﺋ َﻔﺔ‬،ً‫ )ﺧﺎﺋﻔﺎ‬............. ‫اﻟﻮﻟﺪ ِﻣﻦ اﳌﺪرﺳﺔ‬
َ
َ .1
َ ‫رﺟﻊ‬
.(‫ وﻫﻢ ﻣﺴﺮوِرﻳﻦ‬،‫ﻣﺴﺮورﻳﻦ‬
‫ وﻫﻢ‬،‫ )وﻫﻢ ﻣﺴﺮورون‬...........‫ ﻋﺎد اﻟﻌُ ﱠﻤﺎل إﱃ ﺑﻴﻮ ﻢ‬.2
َ
260
‫ﻣﺴﺮع‪ ،‬ﻣﺴﺮﻋﺎً(‬
‫اﻟﺼﻒ ) ُﻣﺴ ِﺮعٌ‪،‬‬
‫‪ .3‬وﺻﻞ اﻟﻄﺎﻟﺐ ‪ ..........‬إﱃ‬
‫ٍ‬
‫ّ‬
‫‪ .4‬ﺧﺮج اﻟ َﻔﺮﻳﻖ ِﻣﻦ اﻟـﻤﺒﺎراة ‪) ..........‬اِﻧﺘَﺼﺮ‪ ،‬وﻗﺪ اﻧﺘﺼﺮ‪ ،‬وﻫﻮ ﻣ ْﻨﺘَ ِ‬
‫ﺼﺮاً(‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫‪ .5‬أﻗﺎم اﻟﺼﺪﻳﻘﺎن ‪ ............‬ﰲ ﻣﺪﻳﻨﺔ ﻗﺮﻳﺒﺔ ﻣﻦ اﻟﻌﺎﺻﻤﺔ )ﻣﺘﺠﺎ ِوَرﻳﻦ‪ ،‬ﻣﺘﺠﺎ ِوَران ‪ ،‬ﻣﺘﺠﺎ ِوَرﺗَﲔ(‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺎت(‬
‫ﻧﺸﻴﻄﺎت‪،‬‬
‫ﺗﻮﺟﻬﺖ اﳌﻌﻠﱢﻤﺎت إﱃ ﻣﺪارﺳﻬﻦ ‪) ..........‬‬
‫ﻧﺸﻴﻄﺎت‪ ،‬ﻧﺸﻴﻄ ٌ‬
‫‪ّ .6‬‬
‫ﺒﺖ اﻟﻄﻔﻠﺔ اﻟﺴﻴﺎرة ‪..........‬‬
‫‪ .7‬رﻛِ ْ‬
‫)ﺗَﺒﺘَ ِﺴﻢ‪ ،‬وﻫﻲ ُﻣ ْﺒﺘَ ِﺴ َﻤﺔً‪ُ ،‬ﻣ ْﺒﺘَ ِﺴ َﻤ ٍﺔ(‬
‫‪ .8‬ﻫﺎﺟﺮ إﲰﺎﻋﻴﻞ ﻋﻠﻴﻪ اﻟﺴﻼم إﱃ ﻣ ّﻜﺔ ‪) ..........‬ﺻﻐﲑٌ‪ ،‬ﺻﻐﲑاً‪ ،‬ﺻﻐ ٍﲑ(‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri parantez içerisinden uygun‬‬
‫‪bir hâl yerleştirin.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺻﺎﻓِﻴﺔ ‪ -‬ﲨُْﻠﺔ(‬
‫ﺟﻮاً‪ – ‬ﻇﺎﻫﺮا – ﺧﺎﺷﻌﲔ ‪َ -‬‬
‫)وﻫﻲ ﺗﺒﻜﻲ – ّ‬
‫وﻫﻦ َﺳﻌﻴﺪات – ﻓَ ِﺮﺣﲔ – ّ‬
‫ﺴﻤﺎء‪.‬‬
‫اﻟﻘﻤﺮ ‪ ..........‬ﰲ اﻟ ﱠ‬
‫‪ .1‬ر ُ‬
‫أﻳﺖ َ‬
‫ﻏﺎدر اﳌﻬﻨﺪﺳﻮن اﻟ ﱠ‬
‫ﺸ ِﺮﻛﺔَ ‪................‬‬
‫‪َ .2‬‬
‫‪ .3‬ﺗﻨﺎوﻟﺖ اﻟﻄﻔﻠﺔ ﻃﻌﺎﻣﻬﺎ ‪............‬‬
‫ﺖ اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت دروﺳﻬﻦ ‪..............‬‬
‫ﻃﺎﻟﻌ ْ‬
‫‪َ .4‬‬
‫‪ .5‬ﱂ ﻳُـﻨَـﺰﱠل اﻟﻘﺮآن ﻋﻠﻰ اﻟﺮﺳﻮل –ص‪...........-‬‬
‫‪ .6‬ﻃﻠَ َﻌﺖ اﻟﺸﻤﺲ ‪.............‬‬
‫‪ .7‬ﻳﺎ َﳛﲕ! ﻻ ﺗُﺴﺎﻓﺮ إﱃ ِ‬
‫اﻟﻌﺮاق ‪...............‬‬
‫ﺼﻠﱢﻰ اﳌﺴﻠﻤﻮن ﺻﻼ َة اﳉﻤﻌﺔ ‪..............‬‬
‫‪ .8‬ﻳُ َ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde geçen sıfat tamlamalarını örnekte olduğu gibi‬‬
‫‪müfret hâl’e dönüştürünüz.‬‬
‫ال ﻏﺎﻟِﻴﺎً ‪Örnek:‬‬
‫اﳉﻮ َ‬
‫اﳉﻮ َ‬
‫ﻋﻠﻲ! ﻻ ﺗَ ْﺸ َِﱰ ّ‬
‫ﻋﻠﻲ! ﻻ ﺗَ ْﺸ َِﱰ ّ‬
‫ال ِ َ‬
‫اﻟﻐﺎﱄ← ﻳﺎ ّ‬
‫ﻳﺎ ّ‬
‫‪ .1‬ﺣﻀﺮت اﻟﺴﻴﺎرة اﳌﺴﺮﻋﺔ ←‬
‫اﳊﺎر ﰲ اﻟﻔﻨﺪق اﳉﺪﻳﺪ←‬
‫‪ .2‬أﻛﻠﻨﺎ‬
‫َ‬
‫اﻟﻄﻌﺎم ّ‬
‫‪ .3‬ﺷﺎﻫﺪت ﰲ اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻷﺷﺠﺎر اﳌُﺜْ ِﻤﺮة←‬
‫ـﻬﻦ←‬
‫‪ .4‬رﺟﻌﺖ اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت اﻟﻨﺎﺟﺤﺎت إﱃ ﺑﻴﻮﺗ ّ‬
‫ﻳﺖ اﳌَُﻤ ﱢﺮﺿﺘَﲔ اﳉﺎﻟﺴﺘﲔ ﰲ ﺣﺪﻳﻘﺔ اﳌﺴﺘﺸﻔﻰ←‬
‫‪ .5‬رأ ُ‬
‫‪ .6‬ﻧﺰل اﳌﻄﺮ اﻟﻐ ِﺰﻳﺮ ﰲ ِﻣﻨﻄََﻘﺔ َﻣ ْﺮَﻣﺮة←‬
‫ِ‬
‫ﺷﺎﻫﺪت اﻟﻄﺎﺋﺮة اﻟﻨﺎزﻟﺔ إﱃ أرض اﳌﻄﺎر؟ ←‬
‫‪ .7‬ﻳﺎ َﺷ ﱠﻮ ُ‬
‫ال‪ ،‬أَﻣﺎَ‬
‫اﻟﻌﺼﲑ اﻟﺒﺎرد؟ ←‬
‫‪ .8‬ﻳﺎ ﻋﺜﻤﺎن‪ِ ،‬ﱂَ ﺗَﺸﺮب‬
‫َ‬
‫‪261‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde geçen hâl kullanımlarını örnekte olduğu gibi‬‬
‫‪sıfat tamlamalarına dönüştürünüz.‬‬
‫اﻟﻘﻤﺮ ﻻﻣﻌﺎً ﰲ اﻟﺴﻤﺎء ← ﻟﻘﺪ ﻇﻬﺮ اﻟﻘﻤﺮ اﻟﻼﻣﻊ ‪Örnek:‬‬
‫ﻟﻘﺪ َ‬
‫ﻇﻬﺮ ُ‬
‫أﻗﺒﻠﺖ اﻟﺴﻴﺎرة ُﻣﺴ ِﺮ َﻋﺔً ﳓﻮ اﻟﻮﻟﺪ ←‬
‫‪.1‬‬
‫ْ‬
‫‪ .2‬أَﻗْـﻠَﻌﺖ اﻟﻄﺎﺋﺮة ﻣﺘ ِ‬
‫ﺴﺤﺎب ←‬
‫ﱠﺠ َﻬﺔً َﳓ َﻮ اﻟ ﱠ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ُ ِ‬
‫َﺳﻠِ َﺤﺘَﻬﻢ وﻛ ﱠﻞ ﻣﺎ ﻳَﻠ َﺰﻣﻬﻢ ←‬
‫‪ .3‬ا ﱠﲡَﻪَ‬
‫اﳉﻨﻮد ﺣﺎﻣﻠﲔ أ ْ‬
‫ﺼﺮت‬
‫ﻣﺘﻸْﻟِﺌَﺔً ←‬
‫اﻟﻨﺠﻮم َ‬
‫‪ .4‬أَﺑْ َ‬
‫َ‬
‫ﻳﺾ ﺟﺎﻟﺴﺎً←‬
‫ﻓﺤﺺ‬
‫اﻟﻄﺒﻴﺐ اﳌﺮ َ‬
‫‪َ .5‬‬
‫ُ‬
‫أﻳﺖ ِ‬
‫اﻟﻌﺎﻣﻞ واﻗﻔﺎً ﲢﺖ اﻟﺸﻤﺲ←‬
‫‪ .6‬ر ُ‬
‫ﻓﺮ اﻟﻌ ُﺪ ّو ﺧﺎﺋﻔﺎً ِﻣﻦ اﳉﻨﻮد←‬
‫‪ّ .7‬‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ﻣﺴﺮور ٍ‬
‫ات ←‬
‫‪ .8‬أﻗْـﺒَـﻠَﺖ‬
‫ُ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümleleri örnekte olduğu gibi parantez içerisindeki‬‬
‫‪kelimeleri esas alarak değiştirin, sonra aynı cümleyi bir defa isim‬‬
‫‪cümlesi formunda, bir defa defa da fiil cümlesi formunda hal yapınız.‬‬
‫ﻋﺎدت اﻟﻌﺎﻣﻠﺔ اﻟﻨﱠ ِﺸﻴﻄَﺔ ﻣﻦ اﻟﻌﻤﻞ ﻣ ِ‬
‫ﺒﺘﺴﻤﺔً ← )اﻟﻌﺎﻣﻠﺔ(‬
‫ََ ُ‬
‫)ﻋﺎد اﻟﻌﺎﻣﻞ اﻟﻨﺸﻴﻂ ﻣﻦ اﻟﻌﻤﻞ ﻣﺒﺘﺴﻤﺎً ← )اﻟﻌﺎﻣﻞ ‪Örnek:‬‬
‫ﻣﺒﺘﺴﻢ‪/‬ﻳﺒﺘﺴﻢ‬
‫ﻋﺎد اﻟﻌﺎﻣﻞ اﻟﻨﺸﻴﻂ ﻣﻦ اﻟﻌﻤﻞ وﻫﻮ‬
‫ٌ‬
‫ﻋﺎد اﻟﻌﺎﻣﻞ اﻟﻨﺸﻴﻂ ﻣﻦ اﻟﻌﻤﻞ وﻗﺪ اﺑﺘﺴﻢ‪/‬ﻳﺒﺘﺴﻢ‬
‫ﻣﺒﺘﺴﻤﲔ‬
‫ﻋﺎد اﻟﻌﺎﻣﻼن اﻟﻨﺸﻴﻄﺎن ﻣﻦ اﻟﻌﻤﻞ‬
‫َ‬
‫)اﻟﻨﺸﻴﻄﺎن(‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪).....................................................‬اﳌﻬﻨﺪﺳﻮن(‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪).....................................................‬ﻣﺴﺮورﺗَﲔ(‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪)......................................................‬اﺠﻤﻟﺘﻬﺪات(‬
‫‪262‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪)..........................................................‬ﺣﺰﻳﻨﺎ(‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪)........................................................‬ﻣﺒﻜﺮ ٍ‬
‫ات(‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪).......................................................‬اﻟﻄﺎﻟﺒﺎن(‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪................................................................‬‬
‫‪6. Aşağıdaki âyetlerde geçen hâl kullanımları bulunuz, türünü‬‬
‫‪belirleyiniz ve anlamlandırmaya çalışınız.‬‬
‫ﺎل اﻟﱠ ِﺬﻳﻦ َﻛ َﻔﺮوا ﻟَﻮﻻ ﻧُـ ﱢﺰ َل ﻋﻠَﻴ ِﻪ اﻟْ ُﻘﺮآ ُن ﲨُْﻠَﺔً و ِ‬
‫اﺣ َﺪ ًة‬
‫‪َ .1‬وﻗَ َ‬
‫َ ُ ْ‬
‫َْ ْ‬
‫َ‬
‫ﺐ أَﺣ ُﺪ ُﻛﻢ أَن ﻳﺄْ ُﻛﻞ َﳊﻢ أ ِ‬
‫ِ‬
‫َﺧ ِﻴﻪ َﻣ ْﻴﺘًﺎ ﻓَ َﻜ ِﺮْﻫﺘُ ُﻤﻮﻩ‪.‬‬
‫‪ .2‬أ َُﳛ ﱡ َ ْ َ َ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ‪.‬‬
‫‪ .3‬ﻓَ َﺨ َﺮ َج ﻣ ْﻨـ َﻬﺎ َﺧﺎﺋ ًﻔﺎ ﻳَـﺘَـ َﺮﻗﱠ ُ‬
‫ﱠﱯ إِﻧﱠﺎ أَرﺳﻠْﻨ َ ِ‬
‫ﱢﺮا َوﻧَ ِﺬ ًﻳﺮا‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻳَﺎ أَﻳﱡـ َﻬﺎ اﻟﻨِ ﱡ ْ َ َ‬
‫ﺎك َﺷﺎﻫ ًﺪا َوُﻣﺒَﺸ ً‬
‫ﻀﺒﺎ َن أ ِ‬
‫ِِ‬
‫َﺳ ًﻔﺎ‪.‬‬
‫ﻮﺳﻰ إِ َﱃ ﻗَـ ْﻮﻣﻪ ﻏَ ْ َ‬
‫‪ .5‬ﻓَـ َﺮ َﺟ َﻊ ُﻣ َ‬
‫‪َ .6‬و َﺳﺨﱠﺮ ﻟَ ُﻜ ُﻢ اﻟ ﱠ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫ﺲ َواﻟْ َﻘ َﻤ َﺮ َدآﺋِﺒَ َ‬
‫ﺸ ْﻤ َ‬
‫‪ .7‬وﻻَ َﲤ ِ‬
‫ﺶ ﰲ اﻷرض َﻣ َﺮﺣﺎً‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﺸﺎء ﻳَﺒ ُﻜﻮن‪.‬‬
‫‪ .8‬وﺟﺎؤوا أﺑﺎﻫﻢ ﻋ ً‬
‫ِ‬
‫ﲔ‪.‬‬
‫‪َ .9‬وَﻣﺎ َﺧﻠَ ْﻘﻨَﺎ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴ َﻤﺎء َو ْاﻷ َْر َ‬
‫ض َوَﻣﺎ ﺑَـ ْﻴـﻨَـ ُﻬ َﻤﺎ َﻻﻋﺒِ َ‬
‫ﺼﻼَ ِة ﻗَ ُﺎﻣﻮا ُﻛ َﺴ َﺎﱃ‪.‬‬
‫‪َ .10‬وإِ َذا ﻗَ ُﺎﻣﻮا إِ َﱃ اﻟ ﱠ‬
‫‪7. Aşağıdaki serbest parçayı okuduktan sonra metinde geçen hâl‬‬
‫‪kullanımları tespit ediniz ve anlamlandırmaya çalışınız.‬‬
‫َﳒﺎح َْﳒﻼء‬
‫ﺖ َﺧ َﱪ َﳒﺎﺣﻬﺎ ﻣﻦ اﻟ ﱠ‬
‫ﺸﺒَﻜﺔ اﻟﺪﱠوﻟﻴّﺔ )اﻹﻧْـﺘَـ ْﺮﻧِﺖ(‪.‬‬
‫ﳒﺤﺖ ﺑِْﻨﺖ ﻋ ﱢﻤﻲ َْﳒﻼء ﰲ اﻻﻣﺘﺤﺎن‬
‫اﳉﺎﻣﻌﻲ‪ .‬ﺗﻠَ ﱠﻘ ْ‬
‫ّ‬
‫ذﻫﺒﺖ أوﻻ إﱃ ﻏﺮﻓﺔ واﻟ َﺪﻳﻬﺎ‪ ،‬أَﻳ َﻘﻈَﺘﻬﻤﺎ وﻫﻲ ﺗُ ِ‬
‫ﻨﺎدﻳﻬﻤﺎ‪ :‬ﻳﺎ أﰊ‪ ،‬ﻳﺎ أﻣﻲ‪ِ ،‬ﱂَ َﱂْ ﺗَﺴﺘَ ِﻴﻘﻈَﺎ؟ أ َﱂ ﺗَﻌﻠَﻤﺎ أ ّن ﻧﺘﺎﺋِﺞ‬
‫ْ‬
‫ّ‬
‫‪263‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺎر وﻫﻲ‬
‫اﻟﻮاﻟِﺪاَ ِن ﻓَ ِﺮ َﺣ ْﲔ ﰒ ﻧَﻘﻠَﺖ َْﳒﻼء ﳍﻤﺎ اﳋﱪ اﻟ ﱠ‬
‫ﺴّ‬
‫اﻻﻣﺘﺤﺎﻧﺎت ﺳﺘُﻌﻠَﻦ اﻟﻴﻮم ﻋﻠﻰ اﻟﺸﺒﻜﺔ اﻟﺪوﻟﻴّﺔ؟ اﺳﺘﻴﻘﻆ َ‬
‫ﺗَﺼﺮخ‪ :‬اﳊﻤﺪ ﷲ ﻟﻘﺪ ﳒﺤﺖ! اﳊﻤﺪ ﷲ ﻟﻘﺪ ﻓُـ ْﺰت! ‪ ‬‬
‫ﰒ ﺗﻮﺟﻬﺖ إﱃ أﺧﻴﻬﺎ اﻟﺼﻐﲑ ِ‬
‫ﻳﺎﺳﺮ ُﻣﺴ ِﺮﻋﺔً‪ ،‬ﻛﺎن ﰲ ﻏﺮﻓﺘﻪ وﻛﺎن ﻗﺪ ﻏَ ِﺮق ﰲ اﻟﻨﻮم‪ ،‬ﻷﻧﻪ ﻧﺎم ﰲ وﻗﺖ‬
‫ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻀﺒﺎً وﻗﺎل ﳍﺎ‪ :‬ﻟِﻤﺎذا‬
‫ﻐ‬
‫ﻣ‬
‫ﺮ‬
‫ﻳﺎﺳ‬
‫ﻆ‬
‫اﺳﺘﻴﻘ‬
‫!‬
‫ﻆ‬
‫اﺳﺘﻴﻘ‬
‫!‬
‫ﻳﺎﺳﺮ‬
‫‪:‬‬
‫ﻴﺢ‬
‫ﺼ‬
‫ﺗ‬
‫وﻫﻲ‬
‫ﺎ‬
‫أﻳﻀ‬
‫ﻪ‬
‫ﺘ‬
‫أﻳﻘﻈ‬
‫‪.‬‬
‫ﺒﺎ‬
‫ﻌ‬
‫ـ‬
‫ﺘ‬
‫ﻣ‬
‫ﻧﺎم‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُْ َ‬
‫ْ‬
‫ﻣﺘﺄﺧﱢﺮ‪ ،‬وﻷﻧﻪ ُ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫ﻔﺎﺟﺄَة! ﻟﻘﺪ‬
‫وﻣ َ‬
‫ﺮﻫﻘﺎ؟! أﺟﺎﺑﺘﻪ ﳒﻼء ﻗﺎﺋﻠﺔ‪ :‬ﻋﻨﺪي ُﻣ َ‬
‫ﺗُﺰﻋﺠﻴﻨَﲏ ﰲ اﻟﺼﺒﺎح اﻟﺒﺎﻛﺮ؟ أ َﱂ ﺗَـ ْﻌﻠَﻤﻲ أﻧِّﲏ ﳕْﺖ ُﻣ َﺘﻌﺒﺎ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺘﻨﺎول اﻟﻔﻄﻮر ﻣﻌﺎً‪،‬‬
‫ُ‬
‫ﳒﺤﺖ ﻟﻠ ﱢﺪراﺳﺔ ﰲ ُﻛﻠﱢﻴﱠﺔ اﳍﻨﺪﺳﺔ‪ ،‬ﻟﻘﺪ أُﻋﻠﻨَﺖ اﻟﻨﺘﺎﺋﺞ ﻋﻠﻰ اﻟﺸﺒﻜﺔ اﻟﺪوﻟﻴّﺔ‪َ ،‬ﻫﻴﱠﺎ ﻗُ ْﻢ ّ‬
‫ﺣﱴ ﻧَ َ‬
‫ﰒ ﺳﺄذﻫﺐ إﱃ اﳌﺪرﺳﺔ وأَﻟﺘﻘﻲ ﺑﺼﺪﻳﻘﺎﰐ‪.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وﺟﺒﻨﺎ‬
‫ﻧﺎد ْ ﺎ ّأﻣﻬﺎ وﻫﻲ ﺗُﻌ ّﺪ اﻟﻔﻄﻮر ﰲ اﳌﻄﺒﺦ‪ :‬ﻳﺎ ﳒﻼء‪ ،‬اذﻫﱯ ﻣﻊ أﺧﻴﻚ إﱃ اﻟﺴﻮق وأﺣﻀﺮا ﻟﻨﺎ ُﺧﺒﺰا ُ‬
‫وﺑَﻴﻀﺎ‪ .‬ﺧﺮﺟﺖ ﳒﻼء ﻣﻊ أﺧﻴﻬﺎ اﻟﺼﻐﲑ وﳘﺎ ﳝﺸﻴﺎن ﲞﻄﻮات ﺳﺮﻳﻌﺔ‪ .‬اﺷ َﱰﻳﺎ ﻛ ﱠﻞ ﻣﺎ ﻃﻠﺒَْﺘﻪ واﻟﺪ ُﻤﺎ ﲞﻤﺲ‬
‫وﻋﺸﺮﻳﻦ ﻟِﲑة ﰒ رﺟﻌﺎ إﱃ اﻟﺒﻴﺖ َﺳ ِﻌﻴ َﺪﻳﻦ‪.‬‬
‫أَﻋ ّﺪت اﻷم ﻓﻄﻮر اﻟﻌﺎﺋﻠﺔ وﻫﻲ ﻓَ ِﺮ َﺣﺔ ﺑﻨﺠﺎح ﺑِﻨﺘﻬﺎ اﻟﻮﺣﻴﺪة‪ .‬ﺗﻨﺎول أﻓﺮاد اﻷﺳﺮة ﻓﻄﻮرﻫﻢ وﻫﻢ ﳛﻤﺪون‬
‫اﷲ وﻳﺸﻜﺮوﻧﻪ ﻋﻠﻰ ﳒﺎح ﳒﻼء‪.‬‬
‫‪Kelimeler ve Deyimler‬‬
‫اﺗّﻔﻖ – ﻳﺘّﻔﻖ – اﺗّﻔﺎق‪:‬‬
‫اﻻﺟﺘﻤﺎﻋﻲ‪/‬اﻻﺟﺘﻤﺎﻋﻴّﺔ‪:‬‬
‫اﻻﺟﺘﻤﺎع←‬
‫ّ‬
‫اﺧﺘﺎر – ﳜﺘﺎر – اِﺧﺘِﻴﺎر‪:‬‬
‫أﻗﺎم– ﻳُِﻘﻴﻢ – إﻗﺎﻣﺔ‪:‬‬
‫أﻛﻤﻞ– ﻳ ِ‬
‫ﻜﻤﻞ – إﻛﻤﺎل‪:‬‬
‫َ ُ‬
‫‪ Anlaşmak, hemfikir olmak‬‬
‫‪ Toplum, toplantı, toplumsal‬‬
‫‪ Tercih etmek, seçmek‬‬
‫‪Düzenlemek, bir yerde ikamet etmek‬‬
‫‪İkmal etmek, tamamlamak‬‬
‫ﺗﺮ ّدد– ﻳَـ َﱰدﱠد – ﺗﺮدﱡد‪:‬‬
‫‪Tereddüt etmek‬‬
‫ﺘﺰوج – ﺗﺰﱡوج‪:‬‬
‫ﺗﺰوج – ﻳَ ّ‬
‫ّ‬
‫‪ Evlenmek‬‬
‫ﺗَﻌ ﱠﺮف– ﻳَﺘﻌ ﱠﺮف – ﺗَـ َﻌ ﱡﺮف )ﻋﻠﻰ(‪:‬‬
‫ﺗﻐﲑ‪:‬‬
‫ﺗﻐﻴّـ َﺮ– ﻳﺘﻐﻴّـ َﺮ – ﱡ‬
‫ﺗَـ َﻘﺪﱠم – ﻳﺘﻘﺪﱠم – ﺗَـ َﻘﺪﱡم‪:‬‬
‫اﻟﺘَـ َﻘﻰ– ﻳ ِ‬
‫ﻠﺘﻘﻲ – اﻟﺘِﻘﺎء‪:‬‬
‫َ‬
‫اﻟﺜﻘﺎﻓﺔ ←اﻟﺜﻘﺎﻓﻴّﺔ‪:‬‬
‫َﺣﺪﱠث – ُﳛَﺪﱢث – َﲢ ِﺪﻳﺚ‪:‬‬
‫‪Tanışmak‬‬
‫‪ Değişti‬‬
‫‪İlerlemek‬‬
‫‪ Buluşmak, bir araya gelmek‬‬
‫‪ Kültür, kültürel‬‬
‫‪Konuşmak, dile getirmek‬‬
‫ﺧﻄَﺐ – َﳜ ِﻄﺐ – ِﺧﻄﺒَﺔ‪:‬‬
‫‪Dünür olmak, kız istemek‬‬
‫ﺧﻄَﺐ – َﳜﻄُﺐ – ُﺧﻄﺒَﺔ‪:‬‬
‫‪Hitap etmek, hutbe okumak‬‬
‫‪264‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
:‫رﻗَﺺ – ﻳَﺮﻗُﺺ– َرﻗْﺺ‬
Oynamak
Mutlu
:‫ﺳﻌﻴﺪ )ج( ُﺳ َﻌﺪاء‬
Yaygın
:ً‫ﺷﺎﺋﻌﺎ‬
:‫ﻮدة‬
َ ‫ﻋﺎد– ﻳﻌﻮد– َﻋ‬
Dönmek
Davranmak, muamele etmek ِ
:‫ﻌﺎﻣﻠَﺔ‬
َ ‫ﻋﺎﻣﻞ – ﻳُﻌﺎﻣﻞ – ُﻣ‬
َ
:‫ِﻋﺪﱠة‬
Çok sayıda
Gelin
:‫َﻋﺮوس )ج( َﻋﺮاﺋِﺲ‬
Damat
: ‫َﻋ ِﺮﻳﺲ )ج( ﻋُ ْﺮﺳﺎن‬
En azından
:‫ﻋﻠﻰ اﻷَﻗَ ّﻞ‬
Çoğunlukla
:‫ﻏﺎﻟﺒﺎ ﻣﺎ‬
:‫ﻏﲎ – ﻳُـﻐَ ﱢﲏ– ِﻏﻨﺎء‬
‫ﱠ‬
Şarkı söylemek
ِ َ‫ﻓﻀﱠﻞ – ﻳﻔﻀﱢﻞ – ﺗ‬
:‫ﻔﻀﻴﻞ‬
ُ
Tercih etmek, üstün tutmak
:‫ﺨﻤﺔ‬
َ ‫اﻟﻔﻨﺎدق اﻟ َﻔ‬
Lüks oteller
Merasim/tören/kutlama salonu
Değerli, kıymetli
Her biri diğerine
Oluşturmak
Spor kulubü
Yetişmek, büyümek
Yöneltmek, yönlendirmek
Temin etmek, biriktirmek, tasarruf yapmak
:‫ﻗﺎﻋﺔ اﻻﺣﺘﻔﺎﻻت‬
:‫اﻟﻘﻴﱢ َﻤﺔ‬
:‫ اﻵﺧﺮ‬ ‫ﻛﻞ ﻣﻨﻬﻤﺎ ﻋﻠﻰ‬
ّ
:‫ﻜﻮن – ﺗَﻜ ِﻮﻳﻦ‬
‫ﱠ‬
‫ﻛﻮن– ﻳُ ﱢ‬
ِ ‫اﻟﻨ‬
:‫ﱠﺎدي اﻟ ﱢﺮﻳﺎﺿﻲ‬
:‫ﻧ َﺸﺄ – ﻳَﻨ َﺸﺄ – ﻧَ ْﺸﺄة‬
ِ – ‫و ﱠﺟ َﻪ– ﻳﻮ ﱢﺟﻪ‬
:‫ﺗﻮﺟﻴﻪ‬
ُ
:‫َوﻓﱠﺮ– ﻳُـ َﻮﻓﱢﺮ – ﺗﻮﻓِﲑ‬
Özet
Hâl’in mahiyetini tanımlayabilmek
Hâl Arapça cümlede yan bir unsur olup fiile yöneltilen ‘nasıl’ sorusuna cevap
niteliği taşır. Fiilin oluşu sırasında fâilin, mef‘ûlün bihin veya her ikisinin
durumunu açıklayan lafzan mansûb, müştak (türemiş) ve nekre bir kelime
veya mahallen mansûb bir cümle ya da cümleciktir.
265
Hâl’in unsurlarını tespit edebilmek
Hâl cümlesinde tanınması gereken üç temel unsur vardır: Hâl, sâhibu’l-hâl/
zi’l-hâl ve râbıt.
Hâl: (‫)اﳊﺎل‬: Lafzan mansûb ve nekre bir kelime yada mahallen mansûb bir
cümledir.
Sâhibu’l-hâl: (‫)ﺻﺎﺣﺐ اﳊﺎل‬: Hâl öğesinin, ‘durum’ yönünden nitelediği kelime
olup daima marife bir isimdir.
Râbıt/bağlaç: Hâlin cümle formunda geldiği durumlarda kendisi ile sâhibu’lhâl’i birbirine bağlayan unsurdur. Bu unsur vâv-ı hâliyye (‫اﻟﻮاو اﳊﺎﻟﻴﺔ‬
َ ) diye
anılan bir unsur olabileceği gibi, muttasıl ya da munfasıl bir zamir olabilir,
veyahut hem vâv-ı hâliyye hem de zamiri aynı anda içerebilir.
Hâl’in türlerini teşhis edebilmek
Arapça’da haller karşımıza üç şekilde gelir: Müfret, cümle ve şibh-i cümle
(cümlemsi/cümlecik).
Müfret hâl: Hâl’in tek bir kelime halinde lafzan mansûb, nekre ve
müştak/türemiş olarak geldiği formlardır. ‘Müfret’ten kasıt ‘tekil’ olması
değil, aksine müsennâ/ikil ve cemi’/çoğul form dâhil olmak üzere, hâl’in
cümle ya da şibih cümle dışında tek kelime halinde gelmesidir. Hâl müfret
durumda iken lafzan mansûb ve nekre şeklinde karşımıza gelir ve sahibu’lhâl ile cinsiyet ve sayı bakımından tam bir uyum halindedir.
Cümle hâl: Hâl’in isim ya da fiil cümlesi şeklinde geldiği formlardır. İsim
cümlesi formundaki hâl’de, hâl öğesini sahibu’l-hal’e bağlayan vâv-ı hâliyye
ya da bir zamir (veyahut her ikisi) bulunur. Cümle formunda gelmesinden
dolayı hâl ‘mahallen mansûb’tur.
Şibh-i cümle hâl: Hâl’in câr-mecrur ya da zarf şeklinde geldiği formlardır.
Bu formda şibih cümleyi sahibu’l- hâl’e bağlayan herhangi bir bağlaç söz
konusu değildir.
Fiil cümlesi formunda gelen hâl’in inceliklerine vâkıf olmak
Hâl’in fiil cümlesi olması durumunda şu üç noktaya dikkat etmek gerekir:
Hâl cümlesi, olumlu yapıda bir geçmiş zaman cümlesi ise cümlenin başına
‫ وﻗﺪ‬edatı getirilir.
Hâl cümlesi, olumsuz yapıda bir geçmiş zaman cümlesi ise başına ‫ وﱂ‬،‫وﻣﺎ‬
edatları getirilir.
Hâl cümlesi, olumlu yada olumsuz bir muzâri fiil ise başına vâv-ı hâliyye
getirilmez.
Hâl’in bazı özel kullanımlarını tespit edebilmek
Arapça’da genel hâl formlarının dışında kalıplaşmış hâl türleri vardır.
ِ ،ً‫ ﲨﻴﻌﺎ‬،ً‫ ﻋﺎ ﱠﻣﺔ‬،ً‫ ﻛﺎﻓﱠﺔ‬kelimeleriyle özdeşmiştir.
Genellikle; ‫ ﺿﻤﲑ‬+ ‫ َو ْﺣ َﺪ‬،ً‫ﻗﺎﻃﺒَﺔ‬
266
Kendimizi Sınayalım
ِ
1. ‫اﳌﻌﻠﻮﻣﺎت إﱃ أﺻﺤﺎﺑﻪ‬
‫ وذﻫﺐ أﲪ ُﺪ إﱃ اﻟﻨﱠﺎدي اﻟ ﱢﺮﻳﺎﺿﻲ َﳛ ِﻤﻞ ﻫﺬﻩ‬cümlesiyle ilgili olarak
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a. Hâl cümlesi mahallen mansûbtur. b. Fiil cümlesi formunda bir hâl cümlesi içermektedir. c. Hâl cümlesi marife bir unsurdan sonra gelmiştir. d. Cümle müfret hâl içermektedir. e. Cümle, ‘Ahmet, bu bilgileri arkadaşlarına taşımak üzere spor kulübüne
gitti’ şeklinde tercüme edilebilir.
ِ ‫ )ﻛﺎن اﻟﺮﺟﻞ ﻗﺪﳝﺎً ﻳـﺘَﺰﱠوج وﻋُﻤﺮﻩ أﻗَ ﱡﻞ ِﻣﻦ‬cümlesindeki altı çizili kelime hâl
2. (‫اﻟﻌﺸ ِﺮﻳﻦ‬
َ
ُ َ
cümlesi açısından hangi unsuru temsil etmektedir?
a. ‫اﳊﺎل‬ b. ‫ﺻﺎﺣﺐ اﳊﺎل‬
c. ‫اﻟﻮاو اﳊﺎﻟﻴّﺔ‬
d. ‫ﳏﻼ ﻣﻨﺼﻮب‬ e. ‫راﺑﻂ‬ 3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde hâl’in türü farklıdır?
ِ ‫ﺧﺮﺟﺖ اﳌﺮأةُ وﺑِْﻨﺘُﻬﺎ ﻣﻦ‬
ِ
a. ‫اﻟﺒﻴﺖ ُﻣﺒَ ﱢﻜ َﺮﺗَﲔ‬
‫رﺟﻊ اﻟﻮاﻟِﺪ‬
b. ‫وأوﻻدﻩ إﱃ ﺑﻴﺘﻬﻢ ﻣﺘﺄ ﱢﺧ ِﺮﻳﻦ‬
ُ
َ
c. ‫أﺟﺎب اﳋﺎل ﻗﺎﺋﻼ‬
d. ‫وﻻدﻫﺎ ﻣﺒﺘَ ِﺴ َﻤﺔ‬
َ ‫ﻧﺼﺤﺖ اﻷم أ‬
e. ‫ﻋﻤﺮ ﺑﺎب اﳌﻄﺒﺦ ﻳﺒﺤﺚ ﻋﻦ اﻟﻄﻌﺎم‬
ُ ‫ﻓﺘﺢ‬
ِ
4. ‫اﻟﻌﺎﺋﻠﺔ وﻫﻲ ﻓَ ِﺮ َﺣﺔ ﺑِﻨﺠﺎح ﺑﻨﺘِﻬﺎ اﻟﻮﺣﻴﺪة‬
‫ﻓﻄﻮر‬
‫ أَﻋﺪﱠت اﻷ ﱡم‬cümlesinin Türkçe karşılığı
َ
aşağıdakilerden hangisidir?
a. Anne, biricik kızının başarısına sevinmiş bir halde, ailenin kahvaltısını
hazırlayacaktı.
b. Anne, biricik kızının başarısına sevinmiş bir halde, kendi kahvaltısını
hazırladı.
c. Anne, biricik kızının başarısına sevinmiş bir halde, ailenin kahvaltısını
hazırladı.
d. Anne, kızının biricik başarısına sevinmiş bir halde, ailenin kahvaltısını
hazırladı.
e. Anne, biricik kızının başarısına sevindi ve ailenin kahvaltısını hazırladı.
267
5. ‫ﻗﺒﻞ اﻟﺰﱠواج‬
‫ ﻛﺎن‬cümlesinde altı çizili kelimenin eş
ّ
َ ‫اﻟﺸﺎب ﻻ ﻳَﺮى اﻟﻔﺘﺎ َة اﻟﱵ‬
َ ‫ﺳﻴﺘﺰّوﺟﻬﺎ‬
anlamlısı aşağıdakilerden hangisidir?
a. ‫ﻳُﺸﺎﻫﺪ‬
b. ‫ﻳُﻔ ّﻜﺮ‬
c. ‫ﻳﻨﻈﺮ‬
d. ‫ﻳﺴﻤﻊ‬
e. ‫ﻳُﻘﺎﺑﻞ‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. d
Yanıtınız doğru değilse, “Hâl’in Türleri” konusunu
yeniden okuyunuz.
2. b
Yanıtınız doğru değilse, “Hâl ve Unsurları” kısmı ile
alıştırmaları yeniden gözden geçiriniz.
3. e
Yanıtınız doğru değilse, “Hâl’in Türleri” konusunu
yeniden okuyunuz.
4. c
Yanıtınız doğru değilse, “Hâl’in Türleri” konusunu
yeniden gözden geçiriniz.
5. a
Yanıtınız doğru değilse, “Dil Bilgisi” ile ilgili anlatım
kısmını yeniden gözden geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
Öncelikle örnek cümlemizi bir daha hatırlayalım:
‫ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
ً‫ﳎﺎورا‬
‫ﻳﺴﻜﻦ‬
ُ
‫اﻫﻴﻢ‬
ُ ‫إﺑﺮ‬
‫ﻛﺎن‬.
1. (..... ‫ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
.....
......
‫ )ﻓﺎﻃﻤﺔ‬cümlesinde fâil ‫ ﻓﺎﻃـﻤﺔ‬olduğu
için fiilimiz müennes/dişil formda ‫ﻛﺎﻧﺖ‬
şeklinde olması, arkasından da
ْ
şeklinde
devam
etmesi gerekir.
cümlenin ‫ﺗﺴﻜﻦ ﳎﺎورًة ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
ُ
2. (‫ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
.....
‫ ﻳﺴﻜﻦ‬...... .....) cümlesinde tek belirleyici
‫ ﻳﺴﻜﻦ‬fiilidir. Fiil müfret, müzekker ve gâib sîgada olduğu için cümlenin ‫ﻛﺎن‬
ile başlayıp ‫ أﲪﺪ ﻳﺴﻜﻦ ﳎﺎوراً ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬şeklinde devam etmesi gerekir.
3. (‫ﳎﺎورﻳﻦ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
...... ...... .....) cümlesinde tek belirleyici ise
kelimesidir.
Hâl
müsennâ, müzekker olduğu için cümlenin ‫ﻛﺎن‬
hâl olan ‫ﳎﺎورﻳﻦ‬
َ
ِ ِ‫ ﻛﺎن اﻟﻄﺎﻟ‬şeklinde
ile başlayıp müzekker isimle ‫ﳎﺎورﻳﻦ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
‫ﺒﺎن ﻳﺴﻜﻨﺎن‬
َ
devam etmesi gerekir.
4. (‫ﳎﺎ ِوَرﺗَﲔ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
...... ...... ‫ )ﻛﺎﻧﺖ‬cümlesinde belirleyici olan
iki unsur var: Birincisi ‫ ﻛﺎﻧﺖ‬ikincisi ise ‫ ﳎﺎ ِوَرﺗَﲔ‬kelimeleridir. Fiille berebar hâl
268
müennes, müsennâ ve gâib sîgada olduğu için cümlenin ‫ﻛﺎﻧﺖ اﻟ ُـﻤ َﻤ ﱢﺮﺿﺘﺎن ﺗﺴﻜﻨﺎن‬
‫ ﳎﺎ ِوَرﺗَﲔ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬şeklinde kurulması gerekir.
ٍ ‫ﳎﺎ ِور‬
5. (‫ات ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬
...... ......
‫ )ﻛﺎﻧﺖ‬cümlesinde de belirleyici iki
َ
ٍ ‫ ﳎﺎ ِور‬öğeleridir. Fiille berebar hâl
unsur var: Birincisi ‫ ﻛﺎﻧﺖ‬ikincisi ise ‫ات‬
َ
ٍ ‫ﻛﺎﻧﺖ اﳌﻌﻠﻤﺎت ﻳﺴ ُﻜ ﱠﻦ ﳎﺎ ِور‬
müennes, cemi ve gâib sîgada olduğu için cümlenin ‫ات‬
َ
‫ ﰲ ﻧﻔﺲ اﻟﻌﻤﺎرة‬şeklinde kurulması gerekir.
Yararlanılan Kaynaklar
Mahmud İsmail Sini, İbrahim Yusuf es-Seyyid, Muhammed erRifai
eş-Şeyh),
el-Kavâidu’l-Arabiyyeti’l-Müyessere,
İstanbul.
İsmail Güler, Hüseyin Günday, Şener Şahin, Arapça Dilbilgisi
(Nahiv Bilgisi), İstanbul.
269
Download