155 7 . 6 . 1978 O : 1 İmtihanı kazanamayanlar ne

advertisement
M. Meclisi
B : 155
İmtihanı kazanamayanlar ne yapacaklar? Beiki
bunlara kıdem bile ödenmeyecek. İmtihanı kazansalar
bile, memuriyet statüsünde ellerine, işçi statüsüne na­
zaran çok daha az para geçecek.
İmar ve İslkân Bakanlığında yevmiyeli personel
aleyhine girişilen bu tutumu insafla ve hakkaniyetle
bağdaştırmak mümkün değildir. Şayet Bakanlık, İşçi­
leri mutlaka memur statüsüne aSmak istiyorsa, işçile­
rin lehine otan ücret farklarını tazminat olarak ken­
dilerine ödemenin yollarını aramalı ve bulmalıdır.
Bu haksız ve hatalı uygulamanın işçi ve memur
ayrımııyîla da zerre kadar bir ilgisi bulunmamaktadır.
Zira işçi memur ayırımı konusu, tüm kamu kuruluşla­
rım ilgilendiren bir hükümet meselesidir. İmar ve
İıkCın Bakanlığındaki uygulamalar işçi memur ayırı­
mı sorununun boyutlarını da aşarak, bir tasfiye iş­
lemi niteliğini kazanmıştır. Hükümetçe bu konuda
alınmış bir karar yokken ve öteki bakauî&larda aynı
statü içinde çalışmakta buhınan personel hakkında
bir işlem söz konusu değilken, sadece İmar ve İskân
Bakanlığındaki yevmiyeli personelin tasviyesi yoluna
gMilmesini, işçi haklarıyla teminat ilkeleriyle ve sosyal
adalet kurallarıyla bağdaştırmak mümkün değildir.
Afetler ve mesken fonlarından hizmetlerin önemine
ve amacına göre tasarruf tedbirlerinin alınmasını ci­
hetteki biz de arzu ederiz. Ama fonlardan tasarruf
sağlanacak diye personelin ekmeğiyle oynamayı da
asla doğru bulmamaktayız. Fonlardan yararîanarak
yevmiyeli personel istihdamı, tamamen yasalara da­
yanmaktadır. Sizlere Afetler Kanununun Ek 5 nci
maddesinden bir bölümü okumak istiyorum: «Afetler
fonuna ilişkin ücret ve yevmiyeli işçi kadroları ihti­
yaca göre İmar ve4skân Bakanlığınca düzenlenir ve
tatbik mevkiine konulur.»
Görüiüyor ki, yevmiyeli personel istihdamında
yasalara aykırı bir durum mevcut değildir. Bu yasallara
dayanarak yevmiyeli sistemi uygulayan ve bugüne
kadar bu sistemi yaygınlaştıran bizzat Bakanlığın
kendisidir. Şimdi Bakanlık aniden bir dönüş yaparak
bizzat kendisinin tayin ettiği personeli haksız ve indi
bir tutumla tasviyeye talbi tutup, mağdur etmekte ve
sokağa itmekledir. Şayet Bakanlık yasalara rağmen
fonlardan ücret ödenmesini doğru bulmuyor ve fon­
lardan tasarruf sağlamayı düşünüyorsa, bu personele
Genel Bütçeden ücret sağlamanın yollarını araştır­
malı ve bulmalıdır. İmar ve İskân Bakanlığında her­
kes kan ağlıyor.
TÜRK - İŞ yetkililerinin bu haksız uygulamalar
karşısındaki tutumu da, gerçekten yürekler acısıdır.
7 . 6 . 1978
O : 1
Başta TÜRK - İŞ'in Sayın Genel Başkam olmak üze­
re, TÜRK - İŞ yetkilileri bu konudaki şikâyetlere
ve başvurulara maalesef kulaklarını tıkamışlardır. Bu
olay başka bir hükümet döneminde meydana gelmiş
olsaydı, hiç şüphe yok ki, TÜRK - İŞ'in Sayın Ge­
nel Başkam, tüm işçileri genel greve davet etmekten
çekinmeyecekti.
Ekmekle oynamak hem ayıptır, hem de günahtır.
İşlerine son verilen bu personel, nasıl olsa devlet
kapısmda çalışıyoruz diye, kendilerine göre bir dü­
zen kurmuş; ev kiralamış, yakınlarım, analarını, ba­
balarım yanlarına almış ve hatta piyasaya borçlan­
mış olabilirler. Şimdi ne yapacak bu vatandaşımız?
Bu vatandaşlarımız göz göre göre sokağa itilmekte­
dirler.
Ekmekten ve işçiden yana olduklarım iddia eden­
lerin hazin görünümü işte budur. İşte işbaşındaki Hü­
kümetin kardeşlikten ve barıştan anladığı budur. İşçi
haklan adına yazıklar olsun, diyoruz.
İmar ve İskân Bakanlığını, işçi hakları ve kamu­
oyu önünde anlayışa ve insafa davet ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (AP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Abbaşoğlu.
Buyurun Sayın İmar ve İskân Bakanı. (CHP sıraların­
dan alkışlar)
İMAR VE İSKÂN BAKANI AHMET KARAASLAN (Malatya) — Sayın Başkan, Yüce Meclisin
değerli üyeleri;
Sayın Şükrü Abbasoğlu'na şimdiye kadar Bakan­
lıkta uygulanan kanun dışı, her türlü vicdan anlayı­
şının dışı bir uygulamaya son vermek istediğimiz bir
konuyu Meclise getirip, Yüce Meclise bilgi arz etme­
me imkân tanıdığı için teşekkürlerimi sunuyorum.
(CHP sıralarından «Bravo» sesleri, alkışlar; AP sıra­
larından «Allah, Allah» sesleri)
Ancak, biraz sonra «Allah Allah» lafım hep bera­
ber çekelim. Gönül arzu ederdi ki, Sayın Abbaşoğlu'
nun Genel Müdür Başyardımcısı olarak görev ifa
ettiği sırada haksız olarak aldığı parayı bugüne ka­
dar iade etmeden önce çıkıp bu kürsüden konuşmayı
yapsın. (CHP sıralarından Bravo» sesleri, alkışlar)
Sayın Abbasoğlu'na Muhasebe Müdürlüğünden
yazdan yazının altma imza atmaktan ben utanç duy­
dum. (CHP sıralarından «Bravo» sesleri, alkışlar) ve
«Bir parlamentere bu şekilde yazı yazılmaz» dedim,
geri çevirdim. Ama dün ödtdio bu parayı, ondan son­
ra çıkm konuşma imkânını buldun.
ŞÜKRÜ ABBAŞOĞLU (Giresun) — Say» Baş­
kan, bahsettiği maaşı ben ödedim, yalan söylüyor bu­
rada.
— 223 —
Download