economıc agenda - T-Bank

advertisement
11 Aralık 2015
Haftanın Gündemi-Beklentiler
Fed toplantısı 15-16
Aralık’ta...

Küresel piyasalarda bu haftanın başlıca gündem maddeleri Fed’in gelecek
hafta yapılacak para politikası toplantısı öncesindeki faiz artırım beklentileri
ve ABD dolarındaki dalgalanma, gelişmekte olan ülkelerin bu durumdan
etkilenmesi ve emtia fiyatlarındaki gerilemeydi. Fed toplantısı yaklaştıkça
piyasalardaki dalgalanma da artmakta. Fed’in önümüzdeki hafta faiz
artırması yüksek bir olasılık. Bu yöndeki beklenti oranı %76’ya çıkmış
durumda. Bu nedenle doların gelişmekte olan para birimleri karşısında
değer kazandığını görmekteyiz. Bir yandan da başta petrol olmak üzere
emtia fiyatlarında sert düşüş kaydedildi. Bu da emtia ihracatçısı ülkeleri
olumsuz etkilemekte. Örneğin Rus Rublesinde ciddi gerileme oldu. Ayrıca
Güney Afrika randı da ülkede maliye bakanının görevden alınmasının
etkisiyle dolara karşı rekor düzeyde geriledi. Brezilya ekonomisi de
durgunluk ve siyasi krizlerle karşı karşıya. Öte yandan, euro dolara karşı
güçlü kalmayı sürdürdü; bunda Avrupa Merkez Bankası’nın son parasal
genişleme hareketinin piyasalar tarafından yetersiz bulunmasının payı vardı.
Gelecek hafta için beklentilerimiz, Fed’in faiz artırımının gerçekleşmesi ve
dolardaki güçlenmenin sürmesi. Euro/dolar paritesinde de aşağı yönlü bir
geri çekilme olabilir. Ancak Fed’in faiz artırımı yaparken yapacağı
açıklamalar büyük önem taşıyor. Düşük oranlı bir artırım ve gelecek yıl için
kademeli bir faiz artırım planının açıklanması ya da bu yönde bir sinyalin
verilmesi piyasaları biraz rahatlatabilir. Bu çerçevede, Fed toplantısından
önce açıklanacak ABD enflasyon oranları, 15-16 Aralık’taki Fed toplantısı ve
Japon Merkez Bankası’nın para politikası toplantıları haftaya küresel
piyasalarda izlenecek en önemli gündem maddeleri olacak.
 Euro, dolar karşısında güçlü konumunu sürdürürken, yen de değer
kazandı. Euro/dolar paritesi 1.09’un üstünde; dolar/yen ise 121
civarında seyrediyor.
 Petrol fiyatlarında özellikle OPEC’in son toplantısında petrol arzını
kısmamasıyla birlikte hızlanan gerileme devam etti. Brent ham
petrolünün varili 39 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili ise 36
dolar civarında.
 Altın fiyatları Fed’in faiz artıracağına yönelik beklentilerle değer
kaybetti. Altının onsu son aşamada 1065 dolar civarında.

Bu hafta Türkiye ekonomisinde sanayi üretimi, büyüme ve cari açık gibi
önemli veriler açıklandı. Sanayi üretimi dalgalı seyrini sürdürdü; Eylül’deki
durgunluktan sonra Ekim ayında tekrar hızlandı ve dördüncü çeyreğe olumlu
bir başlangıç yaptı. Üçüncü çeyrek büyüme oranı sürpriz olarak %4’e çıktı ve
yıllık büyümenin %3’ü aşabileceğine işaret etti. Cari işlemler açığı ise
1



beklendiği gibi düşük düzeyde gerçekleşti. Açığın yılsonunda 35 milyar dolar
civarında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Haftaya Eylül dönemi işsizlik
verileri ve Kasım ayı bütçe verileri açıklanacak.
Hükümet 2016 için Eylem Planını açıkladı. Plandan edindiğimiz izlenim daha
çok hükümetin seçim öncesi verdiği vaatlerin sıralandığı bir açıklama olması
ve yapılacak ekonomik reformlarda ayrıntıların belli olmamasıydı. Ayrıca
açıklanan vaatlerin bütçe üzerinde harcama baskısı yaratma olasılığı da var.
Bu eylem planından sonra ekonomi yönetiminin piyasalara ekonomide
bundan sonra neler yapılacağına ilişkin daha somut ve rakamlara dayalı bir
analiz yapması beklenmekte. Diğer taraftan, Merkez Bankası da 2016’ya
ilişkin para ve kur politikalarını açıkladı, ancak Fed’den sonra nasıl bir para
politikası uygulanacağına ilişkin daha önceki açıklamalarına ek olarak
herhangi bir somut detay açıklanmadı.
Türkiye piyasaları ise hafta başlarında sakin seyretmesine rağmen hafta
sonuna doğru dalgalı bir seyir izledi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün Türk
Lirası’nı desteklemesine ragmen, Fed’in haftaya faiz artıracağına yönelik
beklentiler, bu beklentilerle birlikte doların gelişmekte olan para birimleri
üzerinde yarattığı baskı, Güney Afrika randının rekor değer kaybı ve TürkiyeRusya ile Türkiye-Irak ilişkilerindeki gerilimin Türkiye üzerindeki jeopolitik
riskleri artırması gibi etkenler Türk Lirası’nın zayıflamasına yol açtı. Ayrıca
hükümetin açıkladığı eylem planının harcamaları artıracağına yönelik
endişler de piyasaları olumsuz etkiledi. Sonuçta dolar/TL’nin hızla değer
kaybederek 2.95’i aştığını görmekteyiz. Iki yıllık faizler de %11’e yaklaştı.
Sonuçta, önümüzdeki hafta hem küresel piyasalar hem de Türkiye açısından
son derece önemli bir hafta olacak. Fed’in 15-16 Aralık’taki toplantısında
faizleri artırması hemen hemen kesin gibi. Burada artık artırımın oranı ve
bundan sonra 2016 ve 2017’deki artırımların ne sıklıkta olacağı tartışılıyor.
Düşüncemiz Fed’in ilk artırımı düşük bir oranda yapması ve bundan
sonrasına ilişkin kademeli ve verilere bağlı, ılımlı bir faiz artırımına dönük
bir politika izleyeceğinin sinyallerini vermesidir. Bu piyasaları ürkütmeyecek
bir açıklama olur. Ancak yine de ilk tepki olarak aralarında Türk Lirası’nın
da olduğu gelişmekte olan para birimlerinin açıklamalardan olumsuz
etkilenmesi ve değer kaybetmesi doğal bir gelişme olacaktır. Bundan sonraki
dönemde ise gelişmekte olan ülkeler ekonomilerinin sağlamlılığı ve
izleyecekleri para politikalarının tutarlılığı ile değerlendirilecek ve ona göre
ayrışacaklardır. Türkiye açısından ise önümüzdeki dönemde izlenecek
ekonomi politikaları, Merkez Bankası’nın bağımsız hareket etme kabiliyeti ve
buna bağlı olarak izleyeceği para politikaları ile artan jeopolitik riskler en
önemli gündem maddeleri olacaktır. Bu çerçevede, haftaya Fed’in faizleri
artırması halinde dolar/TL paritesinin 2.95-3.00 arasında dalgalanmasını
beklemekteyiz. Gösterge tahvil faizinin ise %11’in üzerine çıkılması
mümkündür.
2
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...



2015’ün üçüncü çeyreğinde büyüme beklentilerin üzerinde
gerçekleşerek %4 oldu. Yılın ilk dokuz ayındaki büyüme oranı ise %3.4
oldu. Geçen yılı aynı döneminde büyüme %3 olmuştu. Takvim etkisinden
arındırılmış gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) yılın bu döneminde %5.4
büyüdü. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYİH değeri ise bir
önceki döneme göre %1.3 arttı.
Ekim ayında sanayi üretiminde büyüme hız kazandı. Eylül ayındaki düşük
üretim artışından, hatta arındırılmamış verilerle gerileme olmasından
sonra Ekim ayında üretimin tekrar toparlandığını görmekteyiz. Bu da
dördüncü çeyreğin başlangıcı olması açısından olumlu bir gelişme. Ekim
ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi önceki yılın aynı ayına
göre %4.6 arttı. Arındırılmamış veride ise artış %14.7 düzeyinde oldu.
Ocak-Ekim
dönemindeki
büyüme
arındırılmış
endeksde
%3,
arındırılmamış endeksde de %3.1 olarak gerçekleşti. Mevsim ve takvim
etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi ise aylık bazda Ekim
ayında %0.1 arttı.
Cari işlemler açığı, petrol fiyatlarındaki düşük seyrin enerji faturasını
aşağı çekmesiyle Ekim ayında da iyileşmesini sürdürerek 200 milyon dolar
olan beklentilerin altında kaldı ve 130 milyon dolar oldu. Merkez Bankası
(TCMB) verilerine göre, cari işlemler açığı, Ocak-Ekim döneminde 25.41
milyar dolar olurken, 12 aylık cari işlemler açığı Eylül ayındaki 40.29
milyar dolardan 38.11 milyar dolara geriledi. TCMB Eylül için daha önce 95
milyon dolar fazla olarak açıkladığı veriyi ise 117 milyon dolar fazla olarak
revize etti. Cari denge geçen yılın Ekim ayında ise 2.31 milyar dolar açık
vermişti. OVP'de yıl sonunda cari açığın GSYH'ye oranının yüzde 5.2 olması
bekleniyor. TCMB verilerine göre hizmetler dengesinden kaynaklanan net
gelirler 170 milyon dolar azalarak 2.85 milyar dolara geriledi. Parasal
olmayan altın kaleminde, bir önceki yılın Ekim ayında 356 milyon dolar net
ithalat olurken, bu yılın aynı ayında 478 milyon doları net ihracat
gerçekleşti. Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net
gelirler, bir önceki yılın aynı ayına göre 351 milyon dolar azalarak 2.47
milyar dolara geriledi. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler
(net yükümlülük artışı), bir önceki yılın aynı ayına göre 158 milyon dolar
azalarak 367 milyon dolar tutarında gerçekleşti. Resmi rezervler Ekim
ayında 1.2 milyar dolar azaldı.
3
Başbakan Davutoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. hükümetin 2016 yılı eylem planını açıkladığı
Eylem
Planını toplantıda şunları söyledi:
açıkladı…
 Bir hafta içinde reformların izlenmesi ve reform grubu
oluşturulacak
 Seçim vaatlerinin bütününü ilk 3 ay içinde hayata
geçirilecek
 Asgari ücret 1,300 TL'ye yükseltilecek. Asgari ücreti artışında işveren
zaafiyete uğratılmayacak; KOBİ'lere olan yük minimize edilecek
 Yem ve gübrede KDV kaldırılacak
 Reform paketi ile ilgili kapsamlı eylem planı hazırlanacak
 İmar planı değişiklikleri sonucu ortaya çıkacak değer
artışından kamunun pay almasını sağlayacak düzenlemeler Mart
sonuna kadar çıkarılacak
 Çalışma hayatına güvenceli esneklik sağlayacak düzenlemeler
Mart sonuna kadar yapılacak
 İmalat sanayii makine-teçhizat yatırımlarının finansmanında
Mart sonuna kadar BSMV istisnası getirilecek
 Haziran sonuna kadar vergi mevzuatı enerji verimliliğini
teşvik edecek şekilde gözden geçirilecek
 Haziran sonuna kadar TCDD'nin yeniden yapılandırılması
tamamlanacak, demiryolu işletmeciliği serbestleştirilecek
 Kanal İstanbul Projesi için yasal düzenleme Haziran sonuna
kadar yapılacak
 Bir yıl içinde yeni Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu
hazırlanacak
 Bir yıl içinde Kamu İhale Kanunu güncellenecek; Damga
Vergisi Kanunu yenilenecek
TCMB 2016 para ve Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, önümüzdeki yıl enflasyonun
kur
politikasını mevcut yüzde 8.10'dan yüzde 6.5'e gerileyeceğini, yüzde 5 hedefi ile 1.5 puanlık
açıkladı…
farkın asgari ücret artışından kaynaklandığını ve yönetilebilir olduğunu söyledi.
Başçı, "Bu toplantıda politika sinyali vermiyoruz" diyerek başladığı 2016 yılı para
ve kur politikası sunumunda daha önce açıkladığı politikaların 2016'da nasıl
kullanılabileceğine ilişkin herhangi bir sinyal vermedi. Başçı sunumda daha önceki
açıkladıkları "Faiz koridoru bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha
simetrik bir hale getirilecek ve daraltılacaktır" ve "Önümüzdeki dönemde Merkez
Bankası fonlamasının temel yöntemi bir haftalık repo ihaleleri olacaktır"
ifadelerini yineledi. Başçı ayrıca para politikasının duruşunun enflasyon
görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici, finansal istikrarı
destekleyici niteliğini koruduğunu da vurguladı. Başçı, orta vadeli programda
2016 için hükümete yüzde 5 enflasyon oranını tavsiye etmeyi düşündüklerini veya
yüzde 5.5 olsun istediklerini ancak %6.5’a razı olduklarını ve 1.5 puanlık etkinin
asgari ücretin etkisi olarak özetlenebileceğini ifade etti. Başçı sunumunda
enflasyon hedefinin 2018 yılı için de 2016 ve 2017'de olduğu gibi yüzde 5 olarak
belirlendiğine ve belirsizlik aralığının her iki yönde 2 yüzdelik puan olarak
korunduğuna da dikkat çekti. Rusya ile yaşanan sorunlar nedeniyle Aralık ayında
4
enflasyonda sebze ve meyve fiyatları kaynaklı bir düşüş görüleceğini de belirten
Başçı, AB müktesebatına göre TCMB'nin enflasyon hedefini tek başına belirlemesi
gerektiğini ancak mevcut uygulamadaki hedefin hükümet ile beraber belirlenmesi
uygulamasının gerekli olduğunu söyledi. Cari açıktaki düşüş trendinin oldukça
kuvvetli olduğunu belirten Başçı, önümüzdeki dönemde de bu iyileşmenin devam
edeceğini söyledi ve "Cari açık ile ilgili kaygılar artık iyice geride kaldı" dedi.Başçı,
cari açıktaki iyileşmeyi petrol fiyatlarındaki düşüşün desteklemeye devam ettiğini
belirtirken buna paralel kısa süre önce bir kısmı TCMB ve Hazine tarafından
karşılanmaya başlanan BOTAŞ'ın döviz talebinin de yarı yarıya azaldığını belirtti.
Başçı sakin günlerde talebin bir kısmının kamu bankaları tarafından
karşılanmasının devam edildiğini Mart ayından itibaren ise BOTAŞ'ın döviz
talebinin daha da azalabileceğini belirtti ve bu kapsamda 2016 ilk çeyrek sonu
itibarıyla ılımlı bir döviz rezervi artışı görülebileceğine dikkat çekti. Başçı, ABD
Merkez Bankası'na (Fed) dair belirsizliğin giderek azaldığını ve bundan sonra faiz
artışlarından ziyade artış hızına dikkat çekildiğini vurgulayarak, "artışların hızlı
olmayacağını söylüyorlar" dedi. Ancak Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) henüz
net sinyallerin gelmediğini söyleyen Başçı, gelebilecek belirsizliklere karşı da
önlemlerinin hazır olduğunu vurguladı.
Moody's Türkiye'nin Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's seçim dönemi boyunca koruduğu güçlü
Baa3 kredi notunu mali göstergeleri ve ekonominin dayanıklılığı nedeniyle Türkiye'nin Baa3 olan
teyit etti…
kredi notunu teyit ederken, ekonomiyi küresel risklere karşı kırılgan hale getiren
yurtdışından yüksek fonlama gereksinimi nedeniyle "negatif" not görünümünü
değiştirmedi. Moody's tarafından yayımlanan değerlendirmede Türkiye'nin borç
yükünün 2009 yılından bu yana gerilediğine ve hem TL hem de döviz cinsi
borçların ortalama vadesinin uzadığına dikkat çekilerek, "Bu yapı devlet
bilançosunu küresel faiz oranlarının yükselmesinden kaynaklanacak TL'deki değer
kayıplarından koruyor" denildi. Moody's ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 2.9
seviyelerine gerileyeceği şeklindeki beklentisine rağmen, geçen iki yılda çeşitli
şoklara karşı "görece dayanıklı" bir performans gösterdiğine ve büyümenin
benzer gelişmekte olan ülkelerden yüksek seyrettiğine dikkat çekti. Devletin güçlü
mali göstergeleri ve ekonominin şoklara dayanıklılığına karşılık, Türkiye'nin
önünde "yavaşlayan ekonomik büyüme ve zayıflayan dış güven" olmak üzere iki
temel engel olduğuna dikkat çeken kuruluş, bu engellerin "daha fazla siyasi
istikrar ve geniş çaplı ekonomik reform" ile aşılabileceğini ancak reformların
gecikmesinin yaratacağı riskler nedeniyle not görünümünün "negatif" olarak
bırakıldığını belirtti. Moody's Türkiye'nin yüksek dış finansman gereksinimi,
yatırımcı güvenindeki değişimlere karşı kırılgan oluşu ve yavaşlayan büyüme
görünümü nedeniyle kredi notu görünümünü negatifte bıraktı. Kuruluş dış
finansman gereksinimi ile ekonomik büyüme arasındaki bağlantıyı hafifleteceğini
ifade ettiği ekonomik reform programının gecikeceğine dair şüpheler taşıyor.
Kuruluş, güçlü devlet bilançosuna karşılık ekonomi genelinin gereksinim duyduğu
yüksek tutarda dış finansman nedeniyle yatırımcı güvenindeki değişikliklere karşı
kırılgan olduğunu belirtti. Moody's bu bağlamda dış kaynaklı risklere dış
finansman maliyetini artıracak olan ABD para politikasındaki normalleşmeyi ve
yatırımcı güvenini zedeleyebilecek "Suriye ve Irak'taki krizleri ve PKK ile üç yıllık
ateşkesin sona ermesi" gibi jeopolitik gelişmeleri örnek olarak gösterdi.
Değerlendirmede gelecek üç yılda ortalama yüzde 3 öngörülen ekonomik
5
büyümenin hızlanması için geniş kapsamlı ekonomik reformlar yapılması
gerektiği ancak reformların ne hızda yapılabileceğinin belirsiz olduğu ifade edildi.
Moody's büyümenin hızlanması için tasarruf oranı ve verimlilikte artışı sağlayacak
reformlara gereksinim duyulduğunu belirtirken, ekonomi ile bağlantılı kurumların
yapılarındaki yıpranmanın da büyüme görünümü üzerinde baskı yarattığının
altını çizdi. Değerlendirmede kredi notu görünümünün "durağan" seviyesine
dönmesi için gereken unsurlar, "Politikaların oluşturulacağı daha istikrarlı bir
ortam, ekonomik büyüme ile dış finansman arasındaki bağlantıyı zayıflatacak
ekonomik yapısal reformlar ve Türkiye'nin kurumsal yapısının iyileşmesi" olarak
özetlendi. Kuruluş, "dış dengesizlikleri azaltacak ve ekonominin gücünün
devamını sağlayacak yapısal reformların uzun sürelerle gecikmesi" halinde kredi
notunun düşürülebileceğini belirtirken, yabancı sermaye girişlerinin ani ve uzun
süreyle durmasının da not üzerinde aşağı yönlü baskı yaratabileceğine dikkat
çekti.
Juncker,
AB
ile
2016'da
açılması
planlanan 5 başlık
için
Komisyon'un
üzerine
düşeni
yapacağını taahhüt
etti…
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB ile Türkiye
müzakere sürecinde 2016 yılında açılması planlanan beş başlık için üzerlerine
düşeni yapacaklarını Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yazdığı bir mektupla taahhüt
etti. Juncker'in mektubunda, 2016 yılında AB ile Türkiye arasında açılması
planlanan, enerji konusundaki 15. başlık, yargı ve temel haklar konusundaki
23.başlık, adalet, özgürlük ve güvenliği içeren 24.başlık, eğitim ve kültürle ilgili 26.
başlık ve dış güvenlik ve savunma konulu 31. başlığın yılın ilk çeyreğinde açılması
konusunda Komisyon'un üzerine düşen ön hazırlığı tamamlayacağı belirtildi.
Avrupa Birliği'nin 14 Aralık'ta yapacağı zirve toplantısında Türkiye ile birlik
arasındaki para politikaları ve ekonomiyle ilgili 17. başlığın açılması bekleniyor.
EBRD’ye
gore,
Rusya'nın
yaptırımları 2016'da
Türkiye'nin GSYH'sini
aşağı çekebilir…
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Rusya'nın Türkiye'ye uyguladığı
yaptırımların devam etmesi halinde gelecek yıl gayrı safi yurtiçi hasılayı (GSYH)
0.3 ile 0.7 puan arasında aşağı çekebileceğini, Rusya'ya etkisinin ise büyük
ihtimalle sınırlı olacağını belirtti. EBRD yaptırımlarının Türkiye'de en fazla turizm
sektörüne etkisi olacağını belirtti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise en
kötü senaryoda Rusya ile sıfır ilişki olsa bile bunun etkisinin 9 milyar dolar
olacağını, bu gerilimin etkisinin GSYH'nin yüzde 0.3-0.4'ü civarında olabileceğini
söyledi.
Rusya-Türkiye
gerilimi…
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, bir Rus savaş gemisinin geçişi sırasında bir
personelin güvertede füze taşımasının Montrö sözleşmesi ve uluslararası hukukun
ruhuna uygun olmadığının Rusya'nın Ankara büyükelçisine iletildiğini bildirdi. Bu
arada, Rus Rosatom şirketinin kuruluşu olan Akkuyu NGS Mersin, Akkuyu Nükleer
Santrali Projesi'nde sahadaki inşaat çalışmalarını durdurdu. Konu hakkında bilgi
sahibi üst düzey kaynaklar, iki ülke arasındaki uluslararası anlaşmada yer alan
ağır tazminat hükümleri nedeniyle Rusya'nın anlaşmayı fesihten kaçındığını
belirtiyorlar. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, "Yaşanan olaydan sonra mevcut tüm
projeler yakından incelenecektir" demiş ancak Akkuyu Projesi'ne özel bir
değerlendirme yapamayacağını açıklamıştı.
6
Irak-Türkiye
gerilimi…
Başbakanlık, Türk ve Iraklı yetkililerin Musul yakınlarındaki Başika'da bulunan
Türk askeri personelinin yeniden tanzim edilmesini kararlaştırdığını açıkladı.
Türkiye'nin geçen hafta Başika kampına birkaç yüz asker daha göndermesi Irak ile
arasında krize neden olmuş, Irak başbakanı askerlerin çekilmesini isterken bazı Şii
milisler bu askerlere ya da ülkedeki Türk hedeflerine yönelik saldılar
düzenlenebileceği tehdidinde bulunmuşlardı. Hükümet yetkilileri ise askerlerin,
Başika'da İD'ye karşı mücadele eden peşmergeleri eğiten askeri personelin
güvenliğini artırma amaçlı olarak Başika'ya gönderildiğini açıklamışlardı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı özel temsilci sıfatıyla Irak'a göndermişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da yaptığı açıklamada 21 Aralık'ta Türkiye, ABD
ve Kuzey Irak yetkilileri arasında yapılacak bir toplantıda konunun ele alınacağını
belirtmişti. Türkiye’den yapılan bu açıklamalara karşın Irak Başbakanı Haydar
Abadi, dışişleri bakanlığından Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi nedeniyle
Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi'ne şikayette bulunmasını istedi. Yapılan
açıklamada, Güvenlik Konseyi'nden Türkiye'nin derhal askerlerini Irak'tan
çekmesini talep etmesi istendi.
DÜNYA EKONOMİSİ
OPEC’in
petrol Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) ham petrol üretimi, kasımda bir
üretimi arttı...
önceki aya göre günlük 230 bin varil artarak, 31,7 milyon varile çıktı. OPEC'in
kasım ayına ilişkin "Petrol Piyasası Raporu"na göre, OPEC ülkeleri içinde ham
petrol üretimi kasım ayında en çok Irak, Angola ve Kuveyt'te arttı, bu dönemde
Libya, Nijerya ve Suudi Arabistan'da petrol üretimi azaldı. OPEC'in ham petrol
üretimi kasım ayında günlük ortalama 31 milyon 695 bin varile yükseld,. Kasımda
küresel petrol arzı, bir önceki aya göre, günlük ortalama 370 bin artarak 95,6
milyon varile yükseldi. Rapora göre, bu durum OPEC ve OPEC dışındaki ülkelerin
petrol arzında yaşanan artıştan kaynaklandı. Küresel petrol üretiminde OPEC'in
payı ise yüzde 33,2 oldu. Rapora göre, bu yıl için küresel petrol talebi, geçen yıla
göre, günlük ortalama 1,53 milyon varil artışla 92,88 milyon varile ulaşacak. Bu
miktar gelecek yıl için günlük ortalama 1,25 milyon varil artışla 94,13 milyon
varile çıkacak. OPEC ham petrol talebi bu yıl, geçen yıla göre, günlük ortalama 400
bin artışla 29,4 milyon varile yükselecek. Gelecek yıl bu miktar günlük ortalama
1,5 milyon varil artarak 30,8 milyon varile çıkacak.
ABD
ekonomisinde
gelişmeler...

Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart, faiz artırımı için koşulların çok
tatminkar olduğunu söyledi. Lockhart, ABD ekonomisinin, yüzde 3'ten
ziyade 2'ye daha yakın, sağlam ve ılımlı bir büyüme yolunda olduğunu
söyledi. Lockhart, ilk faiz artırımının ardından, faiz artırımlarının
"kademeli" olmasını beklediğini belirtti. Lockhart, "Ekonominin nasıl
7





evrileceğini tam olarak bilmiyoruz. Kendi kendimizi, öncede, belli bir
çerçeveye ya da belli bir programa bağlayamayız" şeklinde konuştu.
Lockhart, bu yıl Federal Açık Piyasa Komitesi'nde (FOMC) oy hakkına sahip.
FOMC, 15-16 Aralık'ta toplanacak.
ABD'de toptan eşya stokları Ekim'de artış beklentilerine karşılık düştü.
Toptan eşya stokları Ekim'de %0.1 düştü. Daha önce %0.5 artış olarak
açıklanan Eylül ayına ilişkin veri de %0.2'ye revize edildi. Bir ay önce %0.5
artan toptan satışlar ise Ekim'de değişiklik göstermedi. Toptan eşya
stokları Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hesabının önemli bir kalemini
oluşturuyor.
ABD'nin ham petrol üretiminin gelecek yıl günlük ortalama 570 bin varil
azalması öngörülüyor. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), "Kısa Dönem
Enerji Görünümü" raporunda, ülkenin ham petrol üretim beklentisinin
günlük ortalama 570 bin varil aşağı çekilerek, gelecek yıl için 8,76 milyon
varil olarak öngörüldüğü belirtildi. Raporda, ABD'nin ham petrol
üretiminin, Kasım'da, bir önceki aya göre, günlük ortalama 60 bin varil
azaldığı kaydedilirken, 2015 için de ülkedeki ham petrol üretim seviyesinin
günlük ortalama 9,33 milyon varil olacağının tahmin edildiği bildirildi.
Petrol fiyatı beklentilerinde revize yapan EIA, Brent türü ham petrolün
2015 ve 2016'da sırasıyla varil başına 53 ve 56 dolar, Batı Teksas türü ham
petrolün ise aynı yıllar için sırasıyla varil başına 49 ve 51 dolar olacağını
öngördüğünü bildirdi.
ABD'de işsizlik maaş başvurusunda bulunanların sayısı 5 Aralık'ta sona
eren haftada 282,000 ile beklentilerin üzerinde açıklandı. İşsizlik maaş
başvurularının 269,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 269,000
olarak açıklanan işsizlik maaş başvuruları ise revize edilmedi.
Rakamlardaki dalgalanmayı daha az yansıttığı için daha iyi bir gösterge
olarak kabul edilen dört haftalık ortalama işsizlik başvuruları ise 1,500
artarak 270,750'ye çıktı.
ABD'de perakende satışlar Kasım'da bir önceki aya göre yüzde 0.2 ile
beklentilerin altında artarken, otomotiv dışındaki çekirdek satışlar ise
yüzde 0.4 ile beklentilerin üzerinde yükseldi. Perakende satışlar ve
çekirdek perakende satışların yüzde 0.3 artması bekleniyordu. ABD Ticaret
Bakanlığı Ekim ayı perakende satışlarında daha önce yüzde 0.1 olarak
açıklanan artışı revize etmedi. Çekirdek perakende satışlar için Ekim'de
yüzde 0.2 olarak açıklanan artış yüzde 0.1'e revize edildi.
ABD'de üretici fiyatları Kasım'da bir önceki aya kıyasla değişim
kaydetmeyeceği beklentisine karşılık yüzde 0.3 arttı. Çekirdek fiyatlar da
yüzde 0.3 ile beklentilerin üzerinde arttı. Çekirdek enflasyonun yüzde 0.1
artması bekleniyordu. Üretici fiyatları Ekim'de yüzde 0.4, çekirdek endeks
yüzde 0.3 gerilemişti. Üretici fiyatları yıllık bazda ise yüzde 1.1 ile
beklentilerin altında düşüş kaydederken, yıllık yüzde 1.4 düşüş
bekleniyordu. Çekirdek ÜFE de yüzde 0.5 yükselerek yüzde 0.2'lik
beklentilerin üzerine çıktı.
8
AB ekonomilerinde AB:
gelişmeler...


Euro bölgesinde gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) üçüncü çeyrekte
kaydettiği artış yüzde 0.3 olarak teyit edilerek beklentiler doğrultusunda
gerçekleşti. Euro bölgesi ekonomisi yıllık bazda geçtiğimiz yılın aynı
çeyreğine göre yüzde 1.6 büyüyerek yine beklentiler doğrultusunda
gerçekleşti. Euro bölgesinde GSYH ikinci çeyrekte yüzde 0.3 büyümüştü.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) politika yapıcısı Ewald Nowotny, finans
çevresinin Euro Bölgesi ekonomisini yanlış değerlendirdiğini ve gerçekçi
olmayan teşvik beklentileri içine girdiğini belirtti.
Almanya:
 Almanya'da sanayi üretimi Ekim'de yüzde 0.2 ile beklentilerin altında bir
büyüme gerçekleştirdi. Sanayi üretiminin Ekim'de yüzde 0.7 artması
bekleniyordu.
 Almanya'da enflasyon Kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre nihai
yüzde 0.3 artarak öncü veri ve beklentilere paralel açıklandı. Ekim ayında
bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0.2 artan tüketici fiyatlarının Kasım
ayında yüzde 0.3'e yükselmesi bekleniyordu. Enflasyon oranı aylık bazda
ise yüzde 0.1'lik artış gösterdi.
İngiltere:
 İngiltere'de sanayi üretimi Ekim'de bir önceki aya göre yüzde 0.1 artarak
beklentilere paralel bir seyir izledi. Daha önce yüzde 0.2 düşüş olarak
açıklanan Eylül ayı sanayi üretimi ise yüzde 0'a revize edildi. İngiltere'de
sanayi üretimi yıllık bazda ise bir önceki yıla göre yüzde 1.7 artış
sergilerken, beklentiler yüzde 1.2 oranındaydı.
 İngiltere Merkez Bankası (BoE) politika faizini %0.5'te sabit tuttu. BoE
varlık alım programını 375 milyar sterlinde tuttu. İngiltere Merkez Bankası
faiz kararını 8'e karşı 1 oyla verdi. Yapılan açıklamada "Politikamızla Fed ve
Avrupa Merkez Bankası kararları arasında mekanik bir bağlantı yok"
denildi.
Diğer ekonomilerde İsviçre:
gelişmeler...
İsviçre Merkez Bankası, gösterge faizi değiştirmeyerek rekor düşük seviyede
tuttu ve "aşırı değerli" frank üzerindeki baskının azaltılmasına ihtiyaç duyulursa,
döviz piyasalarına müdahale edileceği yolundaki taahhüdünü sürdürdü. Thomas
Jordan başkanlığındaki merkez bankası, gösterge vadesiz mevduat faizini rekor
düşük seviye olan eksi yüzde 0.75 seviyesinde tutmaya devam etti. İsviçre
Merkez bankası ayrıca, üç ay vadeli Libor için hedef aralığını eksi yüzde 1.25 ile
eksi yüzde 0.25'te tuttu. İsviçre Merkez Bankası, frankta Ocak ayında euro başına
1.20 seviyesine koyduğu tavanı kaldırmasının ardından, negatif faiz ve döviz
piyasasına müdahaleden oluşan ikiz stratejiyi uygulamaya soktu. Frank halen bu
yıl yüzde 11 yükselmiş durumda. Ekonomi şimdiye dek resesyondan kaçınmayı
başardı, ancak büyüme üçüncü çeyrekte sendeledi ve imalat ve perakende
sektöründen talebin düştüğüne ilişkin raporlar geldi.
9
Japonya:
 Japonya ekonomisinin üçüncü çeyrek büyüme rakamlarında yapılan
revizyon ekonominin yüzde 0.8 daralmadığını, aksine yüzde 1 büyüdüğünü
gösterdi. Revizyonda en önemli rollerden birisini sermaye harcamaları aldı.
Japon ekonomisinde yüzde 1'e revize edilen rakamlar yüzde 0.1'lik
büyüme beklentilerinin de çok üzerine çıktı.

Çin:


Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, parasal
genişlemenin niyet edilen etkileri göstermekte olduğunu kaydetti. Kuroda,
"Japonya'nın parasal genişlemesi, yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmaya
yönelik niyet edilen ekileri göstermekte" dedi. Kuroda, finanansal sistemin,
parasal genişlemenin etkilerini göstermesi ile birlikte, önemli bir geçişim
kanalı olarak çalıştığının apaçık ortada olduğunu sözlerine ekledi. Kuroda,
"Son iki buçuk yılda şu olumlu finansal etkiler gözlendi: 1- Uzun vadeli
faizler düşük seviyelerde istikrar kazandı ve kredi riskleri düştü, 2- finansal
kurumlar ve kurumsal yatırımcıların portföy yeniden dengelemelerinde
iyileşmeler oldu ve 3- varlık fiyatlarına olumlu yayılmalar gerçekleşti"
şeklinde konuştu. Başkan Kuroda, ayrıca, Japonya'da şu anda hiçbir önemli
finansal dengesizliğin gözlemlenmediğini kaydetti. Kuroda ayrıca, negatif
faiz uygulanmasına gerek olmadığını da sözlerine ekledi.
Çin Merkez Bankası (PBOC), yuanın referans kurunu 2011'den bu yana
en düşük seviyesine indirdi. Bu durum, PBOC'un Fed'in beklenen faiz
artırımı öncesi, para birimi üzerinde biriken değer kaybı baskısını açığa
çıkarmak istediği yolundaki spekülasyonu güçlendirdi. PBOC, Çin içindeki
işlemlerde yuanın dolar karşısındaki hareketini her iki tarafta artı/eksi
yüzde 2 ile sınırlayan referans kuru yüzde 0.1 düşürerek 6.4140 seviyesine
indirdi. Spot kur ise yüzde 0.11 düşerek 6.4244'e geriledi. Böylelikle yuan,
IMF'nin Çin para birimini Özel Çekme Hakkı (SDR) sepetine ekleme
kararından bu yana yüzde 0.4 düştü. Yuan bu hafta Salı günü dört yılın en
düşük seviyesinden kapandı.
Çin'de resmi tahminlere göre ham çelik üretiminin ekonomideki
yavaşlamadan kaynaklanan talep gerilemesi nedeniyle 2016'da yıllık bazda
ikinci defa daralması beklenirken, çelik ve demir cevheri piyasalarındaki
zayıf görünüm devam ediyor. Çin'de hükümete bağlı Metalürji Sanayi
Planlama ve Araştırma Kurumu'nun yıllık raporuna göre ham çelik
üretiminin gelecek yıl yüzde 3.1 düşüşle 781 milyon tona inmesi
bekleniyor. Üretimde öngörülen bu düşüşe paralel olarak, dünyanın en
büyük demir cevheri tüketicisi Çin'de cevher tüketiminin yüzde 4.2
gerileyerek 1.07 milyar tona düşeceği tahmin ediliyor. Çelik tüketimi ise
2016'da önceki yıla kıyasla yüzde 3 düşüşle 648 milyon ton bekleniyor.
Ülke ekonomisindeki yavaşlama ve talepteki gerilemenin yanı sıra
sektördeki kapasite fazlası, çelik üreticilerinin üretimi daraltmasına hatta
bazı durumlarda kapanmalarına neden olmuştu. Çin Demir ve Çelik Birliği
verilerine göre ülkenin ham çelik tüketimi 1981 yılından bu yana ilk defa
2014 yılında düşüş kaydederek yüzde 3.4 gerilemiş ve 738.3 milyon tona
inmişti. Ülkede çelik üretimi 2014 yılında 822.7 milyon ton ile rekor
10


kırmıştı.
Çin'de ticaret performansı Kasım ayında zayıf kalmaya devam ederken,
ihracattaki düşüş beklentilerin üzerinde oldu ve ihracat bir önceki yıla
göre yüzde 6.8 gerileyerek üst üste beşinci ay düşmüş oldu. İthalattaki
düşüş ise beklendiği kadar kötü gerçekleşmedi. Üst üste 13 aydır düşmekte
olan ve Ekim'de yüzde 18.8 gerileyen ithalat Kasım ayında yüzde 8.7
düşerken, bu düşüşün yüzde 12.6 olarak gerçekleşmesi bekleniyordu.
Çin'in Kasım ayı ticaret fazlası 54.10 milyar dolar olarak gerçekleşirken,
Ekim ayının rekor seviyesi olan 61.64 milyar dolardan da inmiş oldu.
Çin'de tüketici enflasyonu Kasım ayında hafif bir toparlanma gösterse de
hükümetin 2015 yılı hedefi olan yüzde 3'ün oldukça altında kalmaya devam
etti. Çin'de enflasyon Ekim ayında yüzde 1.3 yükselen yıllık enflasyon
Kasım ayında yüzde 1.5 yükselerek beklentilerin üzerine çıktı. Enflasyonun
yüzde 1.4 yükselmesi bekleniyordu.
Rusya:
 Rus rublesi, hafta başında 69,30 ile dolar karşısında son üç ayın en düşük
seviyesine geriledi. Geçen Cuma günü gerçekleştirilen OPEC toplantısında
üretimi kısmaya yönelik bir karar çıkmaması nedeniyle petrol
fiyatlarındaki düşüşün sürmesi ve Türkiye'ye uygulanan gıda ithalatı
yaptırımlarının enflasyonu hızlandıracağı endişeleri ile birlikte ruble değer
kaybetmeye devam etti. Özellikle, Türkiye'nin hava sahasını ihlal eden Rus
uçağının 24 Kasım'da düşürülmesinden sonra dolar karşısında zayıflayan
ruble, bu haftaya kadar düşüş eğilimini sürdürerek o tarihten bu yana
yüzde 4,7 değer yitirdi.
 Rusya Merkez Bankası, artan enflasyon riskleri ve ekonomide soğumanın
devam ettiğini gerekçe göstererek faizleri değiştirmeme kararı aldı.
Banka, böylece politika faizini %11'de sabit bıraktı. Bankadan yapılan
açıklamada 2016'da ekonominin %0.5 - %1 aralığında büyüyeceği
öngörüldü. Rusya Merkez Bankası politika faiz oranını Temmuz ayında %
11.5'ten % 11'e indirmişti.
Brezilya:
Financial Times haberine göre, Brezilya'nın ekonomik problemleri, bu hafta
Moody's'in kötü günler yaşayan petrol şirketi Petrobras'ın tüm borçlanma
notlarını düşürmesiyle derinleşiyor. Ülke notu da yatırım yapılabilir seviyeden
düşürülme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Moody's Petrobras'ın bütün
notlarını Ba3'ten Ba2'ye indirirken not görünümünü de izlemeye aldı.
Moody's açıklamasında "Kredi notundaki güncellemeler, Petrobras'ın refinansman
artan refinansman risklerini yansıtıyor. Sektör koşullarındaki kötüleşme
nedeniyle varlık satışlarından nakit elde etme imkanları zorlaşıyor" dedi. Öte
yandan, kongrenin geçtiğimiz hafta Başkan Dilma Rousseff hakkında görevi kötüye
kullanma konusunda süreci başlatmasıyla, Moody's Brezilya'nın Baa3 olan
notunu negatif izlemeye aldığını açıklamıştı. Moody's, kararında ekonomik
koşulların hızlı bir şekilde kötüleşiyor olması ve "yönetilebilirliğin zorlaşması"
etkili olduğunu açıklamıştı. Moody's "Mali ve ekonomik aktivite göstergeleri sert
biçimde kötüleşmeye devam ederken en kötünün ne zaman görüleceği konusunda
net bir işaret yok. Aralık ayının başında Rousseff hakkında görevi kötüye kullanma
11
sürecinin başlaması orta vadeli mali trenddeki kötüleşmeyle başa çıkılması
yönünde çok düşük bir ihtimal olduğuna işaret ediyor" açıklamasını yapmıştı.
Moody's'in ikazından önce, Standard & Poor’s da Eylül ayında, bütçe açığındaki
kötüleşme ve politik çalkantılar nedeniyle Brezilya'nın notunu yatırım yapılabilir
seviyenin altına indirmişti. Brezilya'nın notu ikinci bir derecelendirme kuruluşu
tarafından da yatırım yapılabilir seviyenin altına indirilirse, çok sayıda
yatırımcının Brezilya tahvillerini satmak zorunda kalacağı yönündeki korkular
yoğunlaşıyor.
Güney Afrika:
Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, Maliye Bakanı Nhlanhla Nene'yi
görevinden alarak, ülkenin para birimini rekor düşük seviyeye indirdi. Nene'nin
görevden alınması Cuma günü Fitch tarafından ülkenin kredi notunun
düşürülmesinin ertesine denk geldi. Emtia fiyatlarındaki düşüş ve yaklaşan ABD
faiz artışından dolayı Güney Afrika ekonomisi büyümekte zorlanıyor. Göreve
atandığı 2014 yılından bu yana hükümet harcamalarının sınırlandırılması, devlet
şirketlerinin kurtarılmasının azaltılması ve hükümet çalışanlarının maaş
artışlarının sınırlandırılmasını savunan Nene'nin neden görevden alındığına dair
detaylı bir açıklama yapılmadı. Nene'nin görevden ayrılmasının ardından Güney
Afrika para birimi yüzde 5 değer kaybederek rekor düşük seviyeye geriledi.
Nene'nin görevden alınmasında hükümetin elektrik kesintilerini azaltmak için
inşa etmeyi planladığı nükleer santrale onay vermek için tereddütlü
yaklaşmasının da etkisi olduğu belirtiliyor. Bu arada Güney Afrika'nın para birimi
rand, Maliye Bakanı Nhlanhla Nene'nin görevden alınmasının ardından dolar
karşısında yeni tarihi dip seviyeyi gördü. Dolar/rand kuru Cuma günü ise
16’ya kadar yükselerek tarihi zirveyi gördü.
BU HAFTA PİYASALAR
Fed
baskısı
ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) haftaya faiz artışına gitme beklentisi ve bunun
jeopolitik
risklerle gelişmekte olan para birimlerine yarattığı baskı Türk Lirası üzerinde de hafta
kur ve faiz arttı...
başından itibaren aşağı yönlü etkide bulundu. Ayrıca emtia fiyatlarında devam
eden düşüş de bu ürün ihracatçısı ülkeleri olumsuz etkilemekte. Petrol ve benzeri
yeraltı kaynaklarına yönelik gelirlere daha bağımlı olan Güney Afrika ve Rusya
para birimlerinde hafta başında kayıplar arttı. Dolar/TL haftaya 2.90 düzeyinde
başlarken, sepet bazında TL 3.02 civarındaydı. Euro/TL ise haftaya 3.14 düzeyinde
başladı. Tahvil bono piyasasında ise 12 Mart 2025 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin
ortalama bileşik faiz %10.31; 14 Haziran 2017 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin
ortalama bileşik faizi ise %10.59 düzeyinde haftaya başladı. Haftanın ilerleyen
günlerinde ise petrol fiyatlarındaki düşüş TL’yi destekleyen bir unsur olurken, Fed
baskısı ve Rusya ile olan gerilim piyasayı olumsuz etkilemeye devam etti.
Dolar/TL 2.90-2.92 aralığında hareket etti. Faizlerde de yukarı yönlü eğilim devam
etti ve iki yıllık gösterge tahvil faizi %10.80’i aştı. Merkez Bankası 2016 para
12
politikasını açıkladı, ancak politikada yeni bir unsur olmadığından piyasaları fazla
etkilemedi. Perşembe günü Güney Afrika maliye bakanının görevden alınmasıyla
randdaki harekete paralel TL güne değer kaybıyla başlasa da beklentilerden iyi
gelen cari açık ve büyüme verileri ardından kayıplarının bir kısmını geri aldı;
ancak bu iyimserlik kalıcı olamadı. Dolar/TL Perşembe günü yine 2.91’in üzerinde
kapattı. Sepet bazında TL 3.05 civarında seyrederken, euro/TL 3.19
seviyesindeydi. Faizlerde de yükselme devam etti. Haftanın son gününde ise; bir
süredir gelişmekte olan ülke para birimlerinden daha iyi bir performans gösteren
dolar/TL teknik seviyenin düşük hacimle kırılmasıyla 14 Ekim'den beri ilk kez
2.95'i aştı. Piyasalarda yılsonu olmasından dolayı oluşan düşük hacim ve Fed
öncesi gelişmekte olan ülke para birimleri genelinde satış baskılarının devam
etmesi nedeniyle kurlarda hızlı bir yükseliş yaşandı. İki yıllık tahvil faizleri de
%10.95 düzeyine kadar yükseldi. On yıllık tahvil faizleri ise %10.65’e kadar çıktı.
Perşembe günü açıklanan hükümetin 2016 yılı Eylem Planı’nın ekonomik reform
açısından beklentileri karşılayamaması ve bütçeye yeni yükler getireceği
endişeleri ile Türk-Irak gerginliğinden sonra yükselen jeopolitik risklerin de kur
ve faizlerdeki son yükselmede rol oynadığını düşünmekteyiz.
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(14.06.17 tahvili, % bileşik)
%
25
22
19
16
13
10
4
04.01.2007
01.03.2007
27.04.2007
25.06.2007
20.08.2007
17.10.2007
13.12.2007
12.02.2008
08.04.2008
05.06.2008
31.07.2008
25.09.2008
26.11.2008
28.01.2009
25.03.2009
25.05.2009
20.07.2009
14.09.2009
12.11.2009
11.01.2010
08.03.2010
30.04.2010
28.06.2010
20.08.2010
20.10.2010
22.12.2010
16.02.2011
12.04.2011
07.06.2011
02.08.2011
30.09.2011
30.11.2011
25.01.2012
21.03.2012
18.05.2012
13.07.2012
12.09.2012
12.11.2012
08.01.2013
05.03.2013
02.05.2013
28.06.2013
28.08.2013
31.10.2013
26.12.2013
21.02.2014
17.04.2014
17.06.2014
15.08.2014
14.10.2014
10.12.2014
05.02.2015
02.04.2015
02.06.2015
29.07.2015
23.09.2015
23.11.2015
7
Sonuçta 4 Aralık’da
Merkez
Bankası kurlarıyla 2.8973 olan
dolar/TL paritesi, 11 Aralık’ta
2.9509 TL’ye çıktı; 3.1520 TL
düzeyinde olan euro/TL paritesi
ise 3.2344’e yükseldi. 4 Aralık’da
%10.81 olan gösterge tahvilin
ortalama bileşik faizi ise bu
haftanın son günü %10.95 oldu.
Döviz, petrol ve altın Döviz:
fiyatları...
Dolar geçtiğimiz hafta istihdam verilerinin ardından bir toparlanma
gerçekleştirdikten sonra bu haftaya sakin bir seyirle başladı.Doların diğer büyük
altı para birimi karşısındaki hareketini izleyen dolar endeksi istihdam verilerinin
açıklandığı hafta başında 98.444 seviyelerinden işlem gördü. Euro/dolar paritesi
1.0850 düzeyinde seyrederken; dolar/yen paritesi 123.30 düzeyindeydi. Hafta
içinde dolar petroldeki değer kaybıyla emtia para birimleri karşısında yüksek
seviyelerden seyrederken, euro ve yen karşısında değer kaybetti. Euro/dolar
paritesi hafta içinde 1.09’u geçti. Dolar/yen paritesi de 123’ün altına indi. ABD
dolarındaki euro ve yene karşı değer kaybı hafta boyunca sürdü. Euro/dolar bir
ara 1.10’u geçti. Dolar/yen paritesi 121 seviyesine geriledi. Haftanın son gününde
ise dolar euroda son dönemlerde gerçekleşen yükselişin yavaşlamasıyla beraber
yatay bir seyir izlerken, Wall Street'te gerçekleşen yükseliş de risk iştahını
artırarak ABD tahvil getirilerine olan talebi artırdı ve dolara destek oldu. Bu arada
gelişmekte olan para birimlerinin de dolara karşı değer kaybı devam etti. Dolar
yen karşısında ise yatay bir seyir izledi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi
1.0950; Dolar/yen paritesi 121.50 düzeyindedir.
13
Petrol:
Ham petrol fiyatları Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyelerinin Haziran
2014'ten bu yana fiyatların yüzde 60'tan daha fazla düşmesine neden olan petrol
arzının azaltılması için üretimi düşürme konusunda anlaşamaması nedeniyle
değer kaybına bu hafta da devam etti. Hafta başında ABD ham petrolünün varil
fiyatı 39.5 dolara gerilerken, Brent ham petrolünün varil fiyatı 42.65 dolara indi.
Hafta içinde fiyatlar Çin'den gelen ekonomik verilerde güçlü emtia ithalatının
olduğunun görülmesi üzerine yedi yılın en düşük seviyelerinden hafif yükselişe
geçerken, küresel arzın yüksek seyretmeye devam ettiği tahminleriyle piyasa
baskı altında kalmaya devam etti. Brent petrolünün varili 40 dolara yükselirken,
ABD petrolü ise 37 dolar civarında seyretti. Daha sonra ise fiyatlar ABD'de ham
petrol stoklarının azaldığının görülmesi ve Japonya'da makine siparişlerinin
artmasının piyasaya verdiği destekle biraz yükseldi. Ancak haftanın son gününde
fiyatlar, küresel piyasalardaki yüksek arzın devam etmesine rağmen Ortadoğu'da
üretimin artması ve bu yılın geri kalanı ve 2016 yılı için fiyatların düşük kalacağı
beklentileri nedeniyle 2009 yılından bu yana görülmeyen düşük seviyelere yakın
kalmaya devam etti. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 39.30
dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 36.45 dolar civarında
seyretmektedir.
Altın:
Altın fiyatları bu hafta oldukça dalgalı bir seyir izledi. Altın fiyatları geçtiğimiz
hafta açıklanan olumlu ABD istihdam verilerinin önümüzdeki hafta gerçekleşecek
toplantıda faizlerin artırılacağı ihtimalini güçlendirmesine rağmen doların euroya
karşı değer kaybının da etkisiyle hafta başında üç haftanın zirvesine yakın
seviyede seyretti. Spot altının ons fiyatı hafta başında 1085 dolar düzeyindeydi.
Fiyatlar, Fed'in önümüzdeki hafta faizleri artıracağı beklentileri ve güçlenen
dolarla beraber hafta içinde 1070 dolara doğru biraz geriledi. Ancak daha sonra
dolarda oluşan zayıflamayla birlikte tekrar 1077 dolara yükseldi. Haftanın son
günlerinde fiyatlar yatırımcıların Fed faiz artışına odaklanmasıyla beraber tekrar
gerileme eğilimine girdi. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına
1065 dolar civarındadır.
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
31.12.14
30.11.15 11.12.15
%
değişim
2,3311
2,9161
2,9509
25,1
2,8323
3,0850
3,2344
8,9
2,5817
3,0006
3,0927
16,2
(2)/(1)
reel %
değişim
15,2
0,3
7,0
(3)/(2)
%
değişim
1,2
4,8
3,1
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
Paritesi
1,2150
1,0579
1,0961
-12,9
3,6
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
14
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım
danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye
özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz
ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak
yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
15
Download