-~) .·\ 1 ~7 "''""'-~·.._...- / ~ ..... ) )ı-ı {b 1 lll lll 1 1 1. Hz. iBRAHiM SEMPOZYUMU BiLDiRiLERi . TY~~I~tl P'lb'tiH~ Islam Editör Prof. Dr. Ali BAKKAL Aı·aşmm:darı KUtUphaneı-i Dem. No: Tas. No: 17-18 Ekim 1997 Şanlıurfa Ş UR KA V YA YINLARI - 29 Merk 2 ŞANLIURFA İLİ KÜL TÜR EGİTİM SANAT VE ARAŞTIRMA V AKFI YA YlNLARI No: 29 Araştırma Birinci Dizisi No: 1 Basım: Haziran 2007 ISBN: 978-975-7394-28-2 Dizgi- Tasarım Dr. Hüseyin KURT Baskı Simge :\Iatbacılık 1 Şanlıurfa ı: Hz. ibrahim Sempozyumu Bildirileri 45 HZ. İBRAHiM'İN DOGUM YERİYLE İLGİLİ FARKLI BİR YAKLAŞIM Doç. Dr. Adnan DEMİRCAN* Kur'fm-ı Kerim'de bazı peygamberlerin hayatından kesitler verilmesi, o peygamberlerin hak-batıl mücadelesi eksenindeki faaliyetlerini hatırlatarak, Hz. Muhammed'in desteklenmesi amacına matuftur. Bu sebeple peygamberlerin doğdukları şehir veya muhitin değil, getirdikleri inanç ve yaşam sisteminin önemli olduğunu, dolayısıyla Hz. İbrahim gibi peygamber olan tarihi bir şahsiyetin doğum yeri hakkında araştırma yapmanın din! bir önem taşınıaclığıııı, ancak tarih açısından değerli olduğunu bir kez daha hatırlamamamızın uygun olduğunu düşünüyonım. Hz. İbrahim hakkında bilgi veren en önemli kutsal metinler, Tevrat ve Kur'an-ı Kerlnı'dir. Kur'an'da Hz. İbrahim'in memleketi ile ilgili bir ifade mevcut değildir. Adma müstakil bir sure bulunan Hz. İbrahim hakkında geniş tarihi malumata yer verilmemesi, Kur'an'ın yukarıda değindiğimiz peygamberlerin kıssalarına değinme amacıyla ilişkilidir. Tevrat'ta ise Hz. İbrahim'in memleketi, hayatı ve göçleri hakkında Kuran-ı Kerim'e nispetle daha fazla bilgi bulunmaktadır. Tevrat'a göre Hz. İbrahim'in memlekcti. Kaldelilerin (Keldaniler) Ur şehridir. 1 Ur şehri, Güney Irak'ta Tel ei-Mukayyer harabelerinin bulunduğu yer olup burada bazı kazı çalışmaları yapılmıştır. Hz. İbrahim'in yaşadığı m.ö. XX. yüzyılda Ur şehrine Elamlıların hakim olduğu. Tcvrat'ın Hz. Musa'ya vahyedildiği m.ö. XIII. yüzyılda Kaldelilerin henüz tarih sahnesine çıkmadığından hareketle 2 tarihi realiteye uymadığı gerekçesiyle Tevrat'ta Ur' dan Kaldelilerin Ur şehri olarak söz edilmesi eleştirilnıiştir. Bu eleştiriyi göz ardı etmeden metnin değerlendirilmesi hususunda birkaç ihtimalden söz etmek mümkündür: Birincisi, metni doğnı, ancak tefsir edilmeye muhtaç · ! larran Ün. ilahiyat Fak. İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğrt. Üyesi. (Halen Prof. Dr.) 1 Tekı·in \:1. 31. ~ Şahaıı Kuzguıı, İslam Kaynaklanna Giire H::. ihrahim ı·e Haniflik. Ankara 1985. s. 25 (\Voolcy'den naklen). 46 kabul etmektir. Hz. İbrahim zamanında Ur şehri, Kaldelilerin elinde olmasa bile daha sonraları, Kaldelilerin şehri olarak şöhret bulduğu için Tevrat'ta bu sıfatla yer almış olması mümkündür. Bu da bir yazım ya da istinsah sırasında tefsirl bir kelime olarak metne girıniş olabilir. · Yani Tevrat'taki ifade, şehrin Hz. İbrahim zamanında Kaldelilerin elinde olduğu anlamında değildir. İkinci ihtimal, metnin yanlış okunduğunu kabul etmektir. Tebliğde buna işaret edilmiştir. Bu · görüşe göre Tevrat'taki ifade yanlışlıkla Ur Kaldim şeklinde okunmuş olup doğrusu Ur Kaselim olmalıdır; bu da "kutsal şehir" anlamındadır. Üçüncü ihtimal, Tevrat'taki ifadenin tahrif edilmiş olduğunu kabul etmektir. Bu durumda Tevrat'ın muharref olup olmadığı problemi gündeme gelmektedir. Tevrat üzerine yapılan çalışmalar, Hz. Musa'ya inen beş kitaptan meydana gelen Tevrat metninin, Eski Ahid'in diğer kısımlarıyla birlikte, tarihi süreçte Yahudilerin yaşadıkları bazı problemlerden dolayı tam olarak konınamadığını, metinde bazı değişikliklerin meydana geldiğini göstermektedir. Bütün eleştiri ve yorum farklılıklarına rağmen Tevrat metni, elimizdeki en önemli kaynaklardan biridir. Zira Tevrat, Yahudi geleneğiyle birlikte asırlar içinde gelişen, korunan ve onlar tarafından kurtuluş kaynağı kabul edilen bir kitaptır. Kendi kitabımız hakkındaki hassasiyetimiz dikkate alındığında Tevrat'm da bir çırpıda kenara itilmemesi gerekir. Öte yandan Tevrat metninin tam olarak konınamamış olması, Hz. İbrahim 'in memleketinin adının tahrif edildiğini ispat etmez. Tevrat'ta zikredilen Hz. İbrahim'in seyahat güzergahına yönelik eleştiriler de mevcuttur. Buna göre Filistin'e gitmek isteyen bir kişinin önce Kuzeye (yani Harran'a), sonra Güneye gitmesi makul değildir. Oysa o günkü yol güzergahı ve yolculuk imkanları dikkate alındığında bu eleştirilerin de tenkide açık olduğu görülecektir. İslam kaynaklannda Hz. İbrahim'in doğup büyüdüğü şehir olarak birçok yerin adı geçmektedir; ancak zikredilen bilgiler, Hz. İbrahim'in memleketini tespit için tek başına kaynak olarak kullanılamaz. Zira bu kaynaklar, İslam 'ın zuhurundan sonra en erken III. asırda telif edilmiştir. Bir başka ifadeyle söylemek gerekirse kaynaklardaki bilgiler, Hz. İbrahim 'in yaşadığı dönemden yaklaşık 3000 sene sonra kayıt altına alınmıştır. Kaynakların telif edildiği döneme bakıldığında İsrailiyat'ın etkisini de göz ardı etmemenin · L Hz: ibrahim Sempozyumu Bildirileri 47 gerektiği anlaşılmaktadır. İslam Tarihi kaynaklarında Hz. İbrahim'in nıcnıleketi olarak birçok yer adının zikredilmiş olması, ona verilen değeri ortaya koyar. Kaynaklarımızda Hz. İbrahim 'in memleketi olarak Kusa, Ur, Babil, Harran, Hünnüzcerd, Sus, Kesker ve Verkfı'nın isimleri geçer; ancak Urfa'dan bahsedilmez. Zikredilen yerler arasında Urfa 'ya en yakın şehir Harran 'dır. H:!. İbrahim 'in doğum yeri hakkında kullanılabilecek kaynaklardan biri efsanelerdir. Şanlıurfa'da halk arasında kabul gören efsane, şimdilik onun Urfalı olduğuna dair kullanılan en önemli delildir. Ancak Hz. İbrahim'in Urfa'da doğduğu ve burada ateşe atıldığı efsanesi, tck başına onun Urfalı olduğunu göstermeye yetmez. Bunun için başka kaynaklar bulmak gerekir. Hz. İbrahim 'in Urfalı olduğunu ileri sürenler, Tevrat'ta geçen Kaldelilerin Uru'nun Urfa olduğuna dair bir görüş ileri süm1ektedirler ki bize göre bu görüşün tarihi dayanakları yoktur. Hz. İbrahim'in Harran'a göçüne değinen Tevrat'ın I 1. ve 12. arasında çelişki olduğu iddiasının, Tevrat yorumculannın görüşlerine başvurulduktan sonra tartışmaya açılmasının daha isabetli olacağını düşünüyoruz. Zira Tevrat'ta geçen söz konusu pasajları yorumlamak mümkündür. 1I. babta Hz. İbrahim'in zikredilen aile cfradıyla Kenan diyarına gitmek üzere Keldanilerin Ur şehrinden yola çıktığı ve Harran'a gelerek orada oturdukları belirtilmektedir. Buradan Hz. İbrahim'in ailesiyle birlikte Kenan diyarına giderken Harran'a uğrayarak orada bir süre kalmasından, Harran'ın Kenan diyarından sayılınası anlamını çıkannak gerekmez. Bu, Mekke'den Şam bölgesine gitmek isteyen birisinin Medine'de bir süre konaklaması durumuna benzemektedir. babları Konu etrafındaki eleştirileri daha da uzatmak mümkündür. Ancak buraya kadar anlatılanlardan, Hz. İbrahim'in doğum yeri hakkındaki tezin nctleşmesi için yeni verilere ihtiyaç duyduğumuz açıktır.