İÇİNDEKİLER

advertisement
Bülten No: 02
04 Ocak – 11 Şubat 2017
İÇİNDEKİLER
Yayınlarımıza www.ankasam.org adresinden
ulaşabilirsiniz.
Balkanlar’daki Sınırlar ve Komşu Ülkelerin
AB Üyeliğinin Türkiye’ye Sunduğu
İmkanlar .................................................... 1
E-Bültenimize Abone Olmak için tıklayınız
Kanada ve Rusya: Kuzey Kutbu Bölgesine
Dayalı Rekabetin Güvenlik ve Ekonomik
Boyutu ...................................................... 1
Yeni Türkiye Üzerinde “Denge Oyunları” .. 1
Çin’in Suriye Politikası ............................... 2
ANKASAM Raporu için tıklayınız
Grozni’den Arabistan’a Ehli Sünnet
Tartışmaları ............................................... 2
Rusya’nın Uluslararası Konumu ve Suriye İç
Savaşı ........................................................ 3
Washington’dan Gece Yarısı Gelen
Telefon ...................................................... 3
BASINDA ANKASAM .................................. 4
COPYRIGHT © 2017
Bu yayının tüm hakları Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’ne (ANKASAM) aittir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
uyarınca kaynak gösterilerek yapılacak makul alıntılar dışında ANKASAM’ın izni olmaksızın yayının tümünün veya bir kısmının elektronik
veya mekanik (fotokopi, kayıt ve bilgi depolama, vd.) yollarla basımı, yayını, çoğaltılması veya dağıtımı yapılamaz. Bu çalışmada yer alan
görüş ve değerlendirmeler yazarına ait olup, kurumsal olarak ANKASAM’ın resmi görüşünü yansıtmaz.
ANKASAM | ANKARA KRİZ VE SİYASET ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
Ehlibeyt Mah. Tekstilciler Cad. Sümer İş Merkezi 15/17 Balgat Çankaya – Ankara/Türkiye
Tel: +90 312 474 00 46
Fax: +90 312 474 00 45
E-posta: [email protected]
Balkanlar’daki Sınırlar ve Komşu
Ülkelerin AB Üyeliğinin Türkiye’ye
Sunduğu İmkanlar
Yrd. Doç. Dr. Nuri KORKMAZ
Osmanlı Devleti’nin çökmesi yalnızca
Türkiye’nin mevcut sınırları içerisinde
bulunan Türkleri değil, aynı zamanda bu
sınırların dışında kalan Türkleri de
etkilemiştir. Yunanistan ile imzalanan
mübadele anlaşması Batı Trakya’daki
Türkleri kapsam dışı bırakırken, Bulgaristan
ile Türkiye arasında böyle bir anlaşma
yapılmamıştır.
Bulgaristan’dan
yapılan
kitlesel göç hareketleri ise Birinci Dünya
Savaşı öncesi döneme denk gelirken,
Yunanistan konuyu savaşı sonrasına
ertelemiştir. Lozan Anlaşması uyarınca
gerçekleşen nüfus mübadelesi sonucunda ise
Yunanistan’da Batı Trakya haricinde Türk
varlığı kalmamıştır. Devamı için
Kanada ve Rusya: Kuzey Kutbu
Bölgesine Dayalı Rekabetin Güvenlik ve
Ekonomik Boyutu
Dr. Kanat YDYRYS
Son günlerde Kuzey Kutbu bölgesi Rus
basınında önemli bir yer tutmaktadır. Bunun
en temel nedeni ise Kuzey Kutbunda buz
oranının azalması ve bu bölgeye sınırı olan
ülkelerin kıta sahanlığını genişletme
girişimlerinin canlılık kazanmasıdır. Bu
kapsamda Rusya’yı, Kanada’nın bölgedeki
sürekli
askeri
tatbikatları
tedirgin
etmektedir. Önümüzdeki süreçte ise Rusya,
Birleşmiş Milletler (BM) gündemine Kuzey
Kutbu
bölgesindeki
kıta
sahanlığını
genişletme
projesini
taşımayı
düşünmektedir. Bu durum Rusya-Kanada
ilişkilerini zedelemekte ve yeni uyuşmazlık
alanlarını
beraberinde
getirmektedir.
Devamı için
ANKA Bakış
Yeni Türkiye Üzerinde “Denge
Oyunları”
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Türkiye’ye yönelik artan ilgi ve yoğun
diplomasi
trafiği
dikkatlerden
kaçmıyor. İngiltere Başbakanı May
sonrası Alman Şansölye Merkel’in
ziyareti ve ABD-Rusya cenahından
yapılan açıklamalar akıllara ne oluyor
sorusunu getirmiyor değil. Ne de olsa,
öyle ya da böyle zaman zaman
hatırımıza gelen bir tarihsel hafızamız
var.
Olumlu
düşündüğümüzde
ilk
yapacağımız tespit; düne kadar
itilmiş-kakılmışları
oynamaya
zorlanan Ankara’nın 27 Haziran 2016
sonrası hızlı bir şekilde dış politikada
denge faktörünü Rusya ile bir kez
daha merkeze oturtması, 24
Ağustos’ta
Cerablus
üzerinden
sahaya inmesi ve caydırıcılığını
ispatlamasıyla da birlikte bu
devletlerin yaklaşımlarındaki zoraki
değişim ve bu kapsamda Türkiye’yi
mavi boncuklarla/havuçlarla ikna
etmeye,
kazanmaya
çalışma.
Örneğin; biri S400’leri uzatırken,
diğeri ortak uçak üretelim diyor.
Dolayısıyla
gelinen
aşamada
Türkiye’nin şu an için dış politikada eli
eskisine göre daha kuvvetli ve
manevra kabiliyeti yüksek gibi
görünüyor.
Doğu-Batı
arasında
paylaşılamayan bir aktör konumunda
olan Ankara da bunu sonuna kadar
kullanmak niyetinde gibi…
Devamı için
1/4
ANKA Bakış
Çin’in Suriye Politikası
Grozni’den Arabistan’a Ehli
Sünnet Tartışmaları
Dr. Özlem Zerrin KEYVAN
Prof. Dr. Hacı DURAN
ABD Başkanı Donald Trump’ın “Suriye’de
halkın korunması için güvenli bölgeler
oluşturulması” talimatının verileceği bir
kararname imzalayacağının iddia edilmesinin
ardından, ABD Suriye Krizi’nin çözümünü
Rusya,
İran
ve
Türkiye
ittifakına
bırakmayacak gibi görünmektedir. Peki,
Rusya ile stratejik ortak olan Çin’in Suriye ile
ilgili politikaları başlangıçtan günümüze
kadar nasıl bir yol izlemiştir? Başlangıçta,
Suriye İç Savaşı Çin dış politikasında öncelik
olarak görülmemiştir. Coğrafi uzaklık
nedeniyle Çin’i mülteci sorununun doğrudan
ilgilendirmemesi; Rusya’nın olduğu gibi
Çin’in Suriye’de askeri üslere sahip
olmaması; Suriye’nin Çin açısından temel
petrol ihracatçısı ülke konumunda olmaması
gibi sebepler Çin’in, Ortadoğu politikasına
rağmen, Suriye Krizi’ne taraf olmamasına
neden olmuştur.
Çin, Suriye konusunda Rusya ile birlikte
hareket etmektedir ancak doğrudan askeri
müdahaleye karşıdır. Suriye İç Savaşı’nın
başlangıcından beri Çin, istikrarın gerekliliğini
ve taraflar arasındaki siyasi görüşmelerin
tercih edilebilir olduğunu vurgulamıştır. Çin,
uluslararası toplumun egemen devletlerine
karşı askeri müdahaleler ile yeni rejimler
kurulmasına ve bunun dayatılmasına
karşıdır. Çin için, Esad Hükümeti meşru bir
otoritedir ve Suriye’deki kriz Suriye’nin iç
meselesi olarak kabul edilmelidir. Çin’in
vurgusuna göre, Suriye Krizi siyasi araçlar
vasıtasıyla ve meselenin taraflarınca
çözülmelidir. Devamı için
Geçtiğimiz yıl, Çeçenistan’ın başkenti
Grozni’de 27 Ağustos 2016 tarihinde
Çeçenistan
Lideri
Ramazan
Kadirov’un himayesinde ve Ezher
Şeyhi
Dr.
Ahmet
Tayyib’in
başkanlığında, Ehli Sünnet ve
Alcemaat’in temsilcisi olduklarını
iddia eden 200 Müslüman din
âliminin katıldığı uluslararası bir
toplantı düzenlendi.
Akabinde bu toplantıya tepki olarak
Selefi akımlara mensup ve yine
kendilerini Ehli Sünnet’in temsilcisi
olarak tanımlayan bazı Müslüman din
âlimleri, Moritanya Müftüsü Şeyh
Ahmet bin Murabıt’ın başkanlığında
12 Eylül 2016 tarihinde Kuveyt’te bir
uluslararası toplantı tertip etti. Suudi
Arabistan Yüksek Âlimler Heyeti
Genel Sekreterliği, Çeçenistan’da
yapılan toplantıda alınan kararları
kınayan bir bildiri yayınladı. Dünya
Müslüman Âlimler Birliği Genel
Başkanı Yusuf Kardavi, Grozni
Toplantısı’nı, “Dırar Konferansı”
olarak değerlendirdi. Tepkiler ve
savunmalar, Arap dünyasında Ehli
Sünnet ulemasıyla sınırlı kalmadı.
Irak’ta önemli bir Şii kitleyi temsil
eden Mukteda as-Sadr’ın bile
tartışmaya katıldığı görüldü. As-Sadr,
Grozni kararlarını “Mutedil Ehli
Sünnet’in Baharı” olarak yorumladı…
Devamı için
2/4
Rusya’nın Uluslararası Konumu ve Suriye
İç Savaşı
Yrd. Doç. Dr. Emre OZAN
Suriye’de süren iç savaş yerel ve bölgesel
dengeleri
altüst
etmekle
kalmadı,
uluslararası sistem üzerinde köklü ve kalıcı
etkiler bırakabilecek bir noktaya ulaştı. Bu
etkiler çeşitli alanlarda gözlemlenebilir.
Örneğin Suriye’deki savaş ortamı adeta
herkesin herkese karşı savaştığı bir ‘doğa
durumuna’ dönüşerek, uluslararası sistemin
temel birimi olarak ulus-devletin ve sistemin
düzenleyici ilkelerinden biri olan egemenlik
kavramının karşılaştığı meydan okumaları
gözler önüne serdi. Üstelik uzun bir süredir
devam eden savaş uluslararası sistemin
temel ilkelerinden biri olan içişlerine
karışmama ilkesinin tüm anlamını yitirdiği bir
vekâlet savaşı haline geldi. Öte yandan Suriye
iç savaşı artık küresel güç dengelerini
yeniden üreterek uluslararası sisteme yeni
bir yön kazandırma potansiyeline de sahip.
Bu durumun en bariz örneği ise Rusya’nın
Suriye’de rejimin yanında savaşa dâhil olarak
oyun kurucu bir aktöre dönüşmesidir. Bir
başka deyişle Ortadoğu, Osmanlı’nın
buradan çekilmesinden sonra ilk kez Batılı
olmayan
bir
aktör
tarafından
biçimlendiriliyor ve Rusya’nın uluslararası
konumu Suriye iç savaşıyla birlikte yeniden
tanımlanıyor.
Soğuk
Savaş
sonrasında
Rusya’nın
uluslararası sistemdeki rolüne kısaca
baktığımızda ilk olarak doksanlı yılların zorlu
koşullarına değinmemiz gerekir. Soğuk Savaş
sona erdiğinde Rusya’nın uluslararası
sistemdeki hızlı gelişmelere nasıl ayak
uyduracağı ve nasıl bir rol üstleneceği
sorularının yanıtları, yaşadığı iç sorunlara
nasıl yanıt vereceğine bağlıydı. Planlı
ekonomiden serbest piyasa ekonomisine
geçiş sancılı olmuş ve bu durum dış politikayı
da olumsuz etkilemişti. Devamı için
ANKA Bakış
Washington’dan Gece Yarısı Gelen
Telefon
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Biraz gecikmeli de olsa “beklenen
görüşme” dün gece yarısı gerçekleşti.
Arama niçin rötarlı oldu, bunu
bilemem ama bununla ilgili olarak her
iki tarafça yapılan açıklamadaki ortak
bir ifade fazlasıyla dikkat çekici.
Neden mi bahsediyorum? Elbette
ABD Başkanı Donald Trump’ın
Cumhurbaşkanı
Recep
Tayyip
Erdoğan
ile
yaptığı
telefon
görüşmesinden…
Öncelikle
“Amerika’nın
Sesi”
tarafından servis edilen Beyaz Saray
kaynaklı kısa bilgiyi arz edeyim. Söz
konusu açıklama aynen şöyle:
“Başkan Donald Trump bugün
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan ile ABD ve Türkiye
arasındaki yakın ve çoktandır devam
eden ilişkiler ve terörün tüm
türlerine karşı savaşta paylaştıkları
kararlılığı, telefonda görüştü. Başkan
Trump, Türkiye’ye stratejik ortak ve
NATO müttefiki olarak ABD’nin
desteğinin süreceğini tekrarladı ve
Türkiye’nin IŞİD karşıtı kampanyaya
katkıları memnuniyetle karşıladığını
söyledi.
ABD tarafı her zamanki pişkinliğiyle
Türkiye’ye terörün tüm türlerine
karşı savaşta yanınızdayız, desteğimiz
sürecek diyordu…
Devamı için
3/4
ANKASAM Danışmanı Kadir Ertaç
Çelik 08.02.2017 tarihinde saat
16:00-16:30 arası KANAL B Güncel
Programı’nda
“Cumhurbaşkanı
Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve
ABD Başkanı Donald TRUMP
arasındaki telefon diplomasisi”
bağlamında Türkiye-ABD ilişkileri
ve
son
gelişmelere
ilişkin
değerlendirmelerde bulunmuştur.
ANKASAM Danışmanı Kadir Ertaç
Çelik 08.02.2017 tarihinde saat
12:00-13:00 arası
KANAL A
Haber
Merkezi
Programı’nda
“Cumhurbaşkanı
Sayın
Recep
Tayyip ERDOĞAN ve ABD Başkanı
Donald TRUMP arasındaki telefon
diplomasisi” bağlamında TürkiyeABD ilişkileri ve CIA Başkanı
Mike Pompeo’nun Türkiye ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde
bulunmuştur.
ANKASAM Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Seyfettin Erol 08.02.2017
tarihinde saat 08:00 – 09:00 arası
TRT 1 Ankara Radyosu Gündem
Programı’nda iç ve dış politikaya
ilişkin
gündemdeki
konular
hakkında
değerlendirmelerde
bulunmuştur.
ANKASAM Başdanışmanı Prof.
Dr. Sencer İMER 09.02.2017
tarihinde saat 20:30 – 21:30
arasında TRT Radyo Haber,
“Gündemin
Öteki
Yüzü”
Programı’nda dış politikadaki son
gelişmelere
ilişkin
değerlendirmelerde bulunmuştur.
4/4
Download