Kadın, Din Ve Popülerite Çarşamba, 05 Mart 2014 10:00 Bir kadın çocuktur aslında... Yer yer değişen duyguları, noktasız cümleleri, kopkoyu serzenişleri olan. Gözleri bazen saflık sularıyla dolu, bazen karşıdakini mutlu etmek istercesine halis mağlubiyet.. Bir kadın güçlüdür aslında... Takatsiz kalınan nice meselelerde metanetli, savunmasını yaparken dirayetli, şahsına yapılmış her türlü hakaretten de gururuyla tenzih olan... Bir kadın sevgidir aslında... Yüce Rabbimizin bahsettiği en safi duyguların merkezi, mutluluğun, huzurun adresi, güzel duyguların kisvesi olan Bir kadın yalnızdır aslında Nice kalabalıklar arasında ruhunun tenhalarına çekilebilen, çektiği acıları kalbinin en derin noktasında yalnız başına değerlendiren, bir benlikte iki ses olabilen... Bir kadın Karadeniz’dir aslında Engebeli düşünceleri, mısır ekmeği kokulu incelikleri, sırtında yeni toplanmış çay tazeliğindeki dertleri, yaz kış yenilen karalahana gibi kaygıları olan. 1/5 Kadın, Din Ve Popülerite Çarşamba, 05 Mart 2014 10:00 Bir kadın Anadolu’dur aslında... Karların donduruculuğu kadar sert özleri, mutfak zenginliği kadar umutları, misafir karşılarcasına tebessüm saçan bakışları olan. Adı kadar kapsamlı ama içi kadar özel bir ruhtur kadın. Her yönüyle bir zenginlik en güzel yönüyle merhametin aslıdır. Rabbin yarattığı sayısız güzelliğin belki en gözdesi ve yaratılmışlar içerisinde estetik kaygı taşıyanlardan sadece teki. Ufkun kızıllığı yararak her gün beliren güneş herkese yeni yaşam ümitleri ancak sabaha yeşillenircesine gözünü açan tek varlıktır kadın. Allah(c.c)'ın takdir ettikleri aklın süzgecinden geçiren erkekse süzgeçte kalanları yorumlayandır o. Allah(c.c) erkeği yaratmış, onu kadınla ziynetlemiş hatta kadını ona zimmetlemiştir. Bir gözyaşındaki bin duygunun bir sahibi, his dünyasının ana malzemesidir. Ruhundaki medcezirlerle, kalbindeki fırtınalarla, zihnindeki deli rüzgârlarla, karmaşıklığın doğal afeti, yüreğindeki şefkatle, ruhundaki asil gururla, sevgiyle boyadığı bakışlarıyla resmedilmiş bir tuvaldir. Yaratılıştan bilhassa yaratıcıdan gelen zarafettir. Kadının özelliklerini saymak onu özelliksizleştirmektir aslında. Çünkü o kadar değişken ve çeşitlidir ki tekilleştirilmesi imkansızdır. O halde Rabbin yarattığı varlıklardan olma onuruna sahip olan kadına islamın bakış çevresi nedir? Mümin erkeklere mümin kadınlar ise, birbirlerinin dostu ve yardımcılarıdırlar; iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı kılar, zekâtı verirler ve itaat ederler Allah ve Rasulüne; yakında rahmetine mazhar kılacaktır. Allah (c.c)bunları; Allah yüce ve güçlüdür, her şeyi hikmetle yürütendir. Öncelikle yaratıcının gözünde kadının değerini anlamak, yaratılmışın gözündekinden daha ehemmiyetlidir. Bu ayeti Kerimede Allah(c.c) irşad makamının sahipleri olan mümin kadınlardan ve mümin erkeklerden bahsederken iki tarafı adeta birbiriyle mukayese etmiştir. İki cins de münkerden nehy etmek ve maruf ile emretmek yetkisinin sahibi olmuştur. Yani burada Allah (c.c)'nın emir ve yasakları hususunda kadın ve erkek eşit hak ve ödevlere sahip çıkmıştır. İslam dini, erkeğe verdiği değerin aynısını kadına vermiş bazı durumlarda onu korunabilir bir hale getirmiştir. Şahsiyet meselelerinde iki cins de birbiriyle aynı olmakla birlikte, bedeni meselelerinde bazı farklar vardır. Allah(c.c)özenerek ve süsleyerek yarattığı kadına verdiği değerden dolayı erkeklerden biraz daha farklı bir örtünme, tesettür tarzını emretmiştir. Modernistler, dinin insanlık hayatındaki etkisini yitirdiğini laikleştikçe insanlığın dine ihtiyacı kalmadığını ileri sürerler. Fakat postmodernizm, dinin insan davranışlarının belirlenmesinde merkezi bir rol oynadığını ispatlamıştır. Elbette ki dinin vecibelerinden biri de setri avrettir. Eller ve yüz haricindeki yerlerin kapatılması gerekir. Teşhirad zihniyet kadının doğasına aykırıdır. Özgürlük adı altında verilen nice taviz onu benliğinden söküp atma telaşesindedir. Modernizm, kadına özgürlük getirirken bazı negatif oluşları da beraberinde getirmiştir. Bunun en açık örneği moda ile türlü oyunlarla kadınları teşhircilik tuzağına düşürmektir. 2/5 Kadın, Din Ve Popülerite Çarşamba, 05 Mart 2014 10:00 Kadın demek, tarih demektir, milat demektir, emektir, sevgidir, cenneti ayaklarının altında taşımaya muktedir gösterilendir. Tarihte kadın, statü açısından çok fazla iniş çıkışlar yaşamıştır ancak bugün ciddi bir gelişim olduğundan bahsetmek zordur. Batıda, örneğin Antik Yunan cemiyet hayatında son derece aktif ve özgür olmuştur. Tabi, daha sonra Aristo kadını erkeğin tamamlayıcısı olarak görmüş ve bu konuda akıl gerileme başlamıştır. Antik çağın en akıllı kişilerinden olarak bilinen Aristo "Kadınlar meclislere alınmamalıdır, onların hükmü geçersizdir" bilgeliğiyle tanınan Konfüçyüs, kadın 2.sınıf insandır ve değersizdir, Hintlilerde kadın noksandır, Roma'da hiçbir hukuki hakkı yoktur. Yahudilikte kadın erkeğin hizmetçisidir ve tahrif edilmiş Tevrat’a göre kadın ölümden acıdır, Allah nezdinde iyi kimse kadından kurtulandır. Hristiyanlara göre kadın pis varlıktır ve ona giden yol şeytanidir. Papazlar ve Rahibeler bu sebeple evlenmezler. Toplumumuzda kadın; kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul atadan görmeyince sofra çekmez ve İslam’da kadın Hz. Ayşe’dir; ilimde, sanatta ve hukuki olanlarda erkeklerin kendisine fikir danıştığı kimsedir. Hz. Zeynep'tir ticaretle uğraşıp deri işçiliği yapan. Hz. Hatice'dir cesaret, sabır ve saliha kadın rütbesine ulaşan. Osmanlıda harem sultanlarıdır camilerde, hanlarda imzaları bulunan, bazen de bir Nene Hatundur at sırtında 93 Harbinde düşman kovalayan ve bazen Şerife Bacı'dır. Vatan, İman gitmesin diye cephane taşıyan. İşte medeni olarak bildiğimiz, geçmişinin üzerine bina edilmiş. Batı toplumlarında kadın böyledir ve İslam’da yoğurulmuş zihniyetler de ve yerlerde kadın İslam’a yakışır şekilde değerlidir. İslam’la bağdaşmış bir hayat yaşayabilmek kapitalist isteklerin sunduğu hizmetlerden vazgeçebilmek birinci kuraldır. Ama maalesef ki bu sistemin yöntemi zaaflardır ve hedef kitlesi şu an için kadınlardır ve araç olarak da modayı kullanmaktadırlar. Moda kadının ilgi alanına hitap eder. Seçilme ve beğenilme duygusu, onun temel psikolojik ihtiyaçlarından bir tanesidir. Giyeceklerimizin, seçeneklerimizin nasıl olacağına moda karar verir ve moda anlayışı kadının cinsel kimliği ön plana çıkarır biçimde tasarlanır. Teşhircilik, bir hastalıktır ve kadının kişiliğine değil, dişiliğine dikkat çekmektir. Antropolojik açıdan değerlendirildiğinde, insan dışındaki diğer canlılar arasında erkek olanlar daha süslüdür. Tavus kuşu ya da erkek aslanlar gibi. Fakat insanlardaki gösteriş ve çekicilik, dişide yani kadında toplanmıştı. Ancak bugün bu, bir sömürü haline gelmiştir. Kadının albenisi, dolaylı yollardan ticarete dökülmüştür. Eski zamanlarda şiddet yoluyla aşağılanan kadın, şimdi övülerek ve iltifat edilerek aşağılanıyor. Çeşitli markaların tuzaklara düşürülüyor ce kimliği yerine cazibesiyle konumlandırılıyor. Kadını, cinsiyeti ve asıl kimliğiyle çelişkide bırakıp avm kültürüyle zihinlerini yoğuruyor ve namaz vakitlerini dahi hatırlamaktan gafil bırakılıyorlar. Beğenilme iç dürtüsel eğilimi bugün trend kavramıyla kısırlaştırılıyor. Aslında modanın bilinçaltı teşhirciliktir. Örneğin otomobil reklamları hedef kitle olarak erkeği belirlerken, reklamlarda kadınları kullanıyor. Kadının cinsel kimliğinin kitlesel tüketime sunulması, kadın hakları açısından tartışılmalıdır ki bu durum kadına duyulan saygı azaltmaktadır. Popüler kültür denilen olgu cumhuriyet projesiyle birlikte adım adım hayatımıza nakşedilmektedir. Feminist bir düşünceyle, özgürlük adıyla kadın çalışma hayatına atıldı. Eskiden fizik gücünün önemi olduğu yerde erkek, duyguların ön planda olduğu yerde kadın varken, şimdiki rol karışıklığı, kadını doğasına da yapılmış bir saldırı olarak 3/5 Kadın, Din Ve Popülerite Çarşamba, 05 Mart 2014 10:00 değerlendirilebilir. Aslında kadın erkek yer yer eşir, yer yer adil yaratılmıştır. İki cinsiyetin de hak ve ödevleri, sorumluluk alanları farklıdır. Popüler kültür, moda bizim aile yapımıza geleneksel kültürümüze de aksetmiştir. En ideal aile tipi kadının evde olması ce çocuklarıyla ilgilenmesidir. Eşiyle beraber sabah telaş içerisinde kaldığı, koşturmaca içimde çocuklara yemek dolapta, çamaşırlar askıda gibi notlar bırakması ve çocukların geldiklerinde sıcak bir anne tebessümüyle karşılaşan anneleri değildir. Temelden kaynaklanan sıkıntılar çözülmezse binayı inşa etmek zordur. Neslin ifsadı çerçevesinde değerlendirmek gerektiğinde her şeyde olduğu gibi merkezde yine kadın vardır. Bu defa da anne olarak... Maalesef kadınlar anneliğin bedelini ödemekten kaçındıkları için, çocuk da önemini kaybetti. Duygularını kullanmaktan aciz hale getirilen bu dişi kimlik modernizmin şapkası altında gezmeye mahkûm oldu. Kadınlardaki nazik, zarif, ince ve şefkatli düşünceler azaldığı için ve onu erkekleştirme yolunda türlü akımlarla oyaladıkları için yedek erkek benzetmesi yapmak yerinde olacaktır. Anne sevgisinden mahrum, bakıcı sevgisine mecbur olan çocuk, mahrumiyetini maalesef yanlış arkadaşlıklarla ve yanlış ilişkilerle tamamlamaya çalışacak ve netice itibariyle ahlaki, inançları noksan bireyler yetişecektir. Burada temel yapı taşı anne rolündeki kadındır. O devrilirse domino sağlam kalmaz üstlenilmeyen görevler neticesinde dinin vecibelerini dolu bilmeyen bir topluma dönüşmemiz içler acısıdır. Kadın büyük bir idareci, yüce bir eğitmendir evinin içinde, erkek o evi korumakla mükelleftir. Hz. Peygamber (s.a.v) buyurmuştur ki; "Dünya bir metadır, dünya meta'nın en hayırlısı, saliha kadındır" Burada saliha kadın sözüyle anlatılan, dinine, değerlerine, benliğine, eşine, işine hakkıyla değer veren kadındır. Mümine kimliğini üzerine en güzel şekilde yakıştırandır. Feminizm aldatmacasıyla bugün, kadınlar ruhsal ve bedensel duruşlarını kaybettiklerinin farkında değillerdir. Bünyesine aykırı bir şekilde, kendi prestijini unutup, erkeklerin konumlarıyla hemhal olmaya çalışmaktadırlar. Görev, kadın ve erkek ayrımı yapmaksızın, kime layıksa o kişiye verilmelidir mesela siyasetçilerin bir kısmı bilerek ya da bilmeyerek, siyasi toplantıları hep akşam saatlerinde düzenlerler. Geç saatlere kadar süren bu toplantılara kadınlar katılamaz. Bu durum da hissettirilmeden kadın dışlanmış olur. Erkek zihniyetinde kadın, kadındır. Ama kadın zihniyetinde nedense erkekleşme isteği vardır. Kadının ne ruhuna ne huyu nane bedenine kaldıramayacağı yük yüklememelidir ve tabi o da hangi yükü kaldırıp kaldırmayacağını çok iyi bilmelidir. Türlü dalaverelerle ticaret odağı haline getirilen kadın, ancak islamın ona çizdiği yolda istikrarını kaybetmeden yürürse gerçek kimliğini bulacaktır. Gerek hakları, gerek görev ve sorumlulukları, gerek ihtiyaçları, akla gelebilecek her gerekeni Allah (c.c.)kadına sunmuştur. İslam’ı doğru 4/5 Kadın, Din Ve Popülerite Çarşamba, 05 Mart 2014 10:00 anlamak, peygamberi, sahabeyi Tabiini doğru anlamakta geçer. Sahabi annelerimiz bizim için birer örnektir. Yoksa yılda bir defa 8 Martta hatırlanmak değil, yılın her günü değişik statülerle, islamın çizdiği yola değerimizi korumak mümkündür Zeynep UZUN 5/5