endüstriyel kalite kontrol (1

advertisement
ENDÜSTRİYEL KALİTE KONTROL
Ders notları
KALİTE TANIMI

TSE’ ye göre; bir ürün ya da hizmetin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama
kabiliyetine dayalı özelliklerinin tümüdür.

Kalite, tüketicilerin beklentilerinin karşılanma derecesidir.

Kalite, kullanıma uygunluktur (J.Juran).

Kalite, ürünün sevkiyattan sonra toplumda sebep olduğu en az zarardır (C. Taguchi).

Kalite, bir ürünün gerekliliklere uygunluk derecisidir (P. Crosby)

Kalite, bir ürün ya da hizmetin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama
kabiliyetine dayanan özelliklerinin toplamıdır. (ISO),

Kalite bir mal ya da hizmetin belirli bir gerekliliği karşılayabilme yeteneklerini ortaya
koyan karakteristiklerin tümüdür (Amerikan Kalite Kontrol Derneği - AFQC).

Kalite, bir malın ya da hizmetin tüketicinin isteklerine uygunluk derecisidir (Avrupa
Kalite Kontrol Organizasyonu - EOQC).
Kalite; Tüketicinin ihtiyaç ve beklentilerinin bilinmesi; bunlara uygun tasarımın yapılması,
bunların hatasız bir şekilde meydana getirilmesi, satış işlemleri ile ilgili bileşenlerin ve alt
bileşenlerin güvenilir bir şekilde sağlanması, performansın ve güvenliğin belgelendirilmesi,
kullanım ile ilgili bir takım özelliklerin açık bir şekilde ortaya konulması, ambalajlamanın uygun
bir şekilde yapılması, teslimatın dakik bir şekilde yapılması, satış sonrası hizmetin verimli olması
ve bu konular ile ilgili deneyimlerin hepsidir.
KALİTENİN BOYUTLARI:

Performans: Üründe bulunan birincil özellikler, bir mamulün kendisinden beklenen
amacı imalat projesi sonunda veya ilk kullanılmaya başlandığı zaman gerçekleştirip
gerçekleştirmediği hususu, kalitenin performans boyutunu göstermektedir.

Uygunluk: Spesifikasyonlara, belgelere ve standartlara uygunluktur.
1

Güvenirlilik: Ürünün kullanım ömrü içinde performans özelliklerinin sürekliliği, bir
başka deyişle önceden saptanan süre içinde ürünün arıza yapmadan çalışmasıdır.

Dayanıklılık: Ürünün uzun süre kullanılabilirlik özelliğidir. Ya da ürünün alışık
olmadığı koşullar altında kendisinden beklenen işlevi ne ölçüde gerçekleştirdiğidir.

Hizmet Görürlük: Ürüne ilişkin sorun ve şikayetlerin kolay çözülebilirliğidir.

Estetik: Ürünün kullanım ömrü içinde performans özelliklerinin sürekliliğini
göstermektedir. Bu boyuta, ürünün albenisi ve duyulara seslenebilme yeteneği de
denilmektedir.

İtibar: Ürünün ya da diğer üretim kalemlerinin geçmişteki performansıdır.

Diğer Unsurlar: Ürünün çekiciliğini sağlayan ikincil karakteristiklerdir.
KALITENIN AMACI
Günümüzün rekabete dayanan e ko n o mik y a p ı s ı içerisinde işletmelerin var
olabilmeleri, büyüyüp gelişebilmeleri kalite ile mümkündür. Kalite, yarının güvencesidir. Bu
yüzden işletmeler yarınlarını garanti altına alabilmek için kaliteye gereken önemi ve rm e k
zo rund adırlar .
Kalitenin güven ce altına alın ması beraberinde verimliliği de
getirecektir.
Verimlilik ve kalite, işletmelerin kalite odaklı bir anlayışa sahip olmalarıyla yakından ilgilidir.
Kalite odaklı olmanın amacı, üretimde kalitesizliği önlemektir. Çünkü işletmeler, maliyet
gerektiren kalitesizliği yaratmak için kurutmamışlardır. işletme yöneticileri kalitesiz ürünler
konusunda gerekli önlemleri almazlarsa; başta prestij kaybı ve satışların azalmasından
kaynaklanan zararlar olmak üzere bir çok kayıpla karşılaşabilirler.
İşletmeler genellikle kaliteye; hurda, fire ve atık oranını azaltmak, müşteri beklenti ve
taleplerini tam olarak karşılamak amacıyla yönelirler. Bunlara ilave olarak, kalite kavramının
işletmeler açısından taşıdığı bazı amaçların da olduğunu' söylemekte yarar vardır. Bu amaçlar
aşağıdaki başlıklar altında sıralanabilir:

Kalite, bir önlemdir; sorunlar ortaya çıkmadan önce çözümlerin oluşturur, ürün ve
hizmetlerin yapısına tasarım yoluyla üstünlük ve kusursuzluk arayışı katar.

Kalite müşterinin tatminidir. Ürün ve hizmetin ne kadar iyi olduğu konusunda son
kararın verdiği memnunluktur.
2

Kalite verimliliktir, işlerini en iyi şekilde yapmak için eğitimden geçen, ihtiyaç duyduğu
araç-gereç ve talimatlarla desteklenen personelden elde edilir.

Kalite esnekliktir. Talepleri karşılamak için değişmeyi göz önüne almak ve istekli
olmaktır.

Kalite bir yatırımdır. Uzun dönemde bir işi ilk defada doğru olarak yapmak hatayı
sonradan düzeltmekten çok daha ucuzdur. Kalite, kusursuzluk arayışına sistemli bir
yaklaşımdır.

Kalite bir programa uymaktır. Yani kalite işleri belirli bir programa uygun olarak
zamanında yapmaktır.

Kalite etkili olmaktır. İşleri zamanında doğru ve çabuk olarak yapmaktır.


Kalite bir süreçtir. Belirli aşamalardan oluşan bir gelişmeyi kapsar.
İşletmelerde kalite yönetiminin amacı işletmede belirli bir kalite stratejisi oluşturarak,
kalite yönetimi amaçlarına uygun iyileştirmenin sağlanmasıdır.
Yukarıda sayılan amaçların gerçekleşmesi yönetimin kaliteye olan bağlılığı ile yakından
ilişkilidir. Yani yönetim kalite ile ilgili tavrını net bir şekilde ortaya koymalı ve iyileştirme
konusundaki sorumluluğunu kabul etmelidir. Kalite ortamında ekip çalışması, iletişim, ortak
sorun çözme, güven ve sonsuz iyileştirmeye yönelik çalışmalar personeli kalite geliştirme
yönünde cesaretlendirir.
KALİTE ÇEŞİTLERİ
1- Tasarım Kalitesi: Ürünün müşterilerin arzu ve isteklerine uygun olarak dizayn edilmesini
ifade eder.
2- Uygunluk Kalitesi: Tasarım kalitesi ile belirlenen spesifikasyonlara üretim esnasında
uyma derecesidir.
3- Kullanım Kalitesi: Ürünün son kalitesidir. Koruyucu ambalajlama, taşıma, yerleştirme,
bakım ve onarım işlerinde kalite gereklerine uyulması olarak tanımlanır.
4- Dağıtım Kalitesi: Mal veya hizmetin taahhüt edilen zamanda teslim edilmesi veya yerine
getirilmesini ifade eder.
5- İlişki Kalitesi: Hem iç ve hem de dış müşteri ile ilişkilerde bulunan herkesin etkilendiği bir
çeşit hizmet kalitesidir.
3
KALİTE MALİYETLERİ
DIN 55350 ye göre kalite maliyetleri, meydana gelebilecek hataları önlemek amacıyla yürütülen
faaliyetler, planlı kalite muayeneleri ve ürünün üretimi esnasında veya müşteriye teslimden
sonra görülen hataların sonucunda meydana gelen maliyetlerdir.
Kalite maliyetleri temelde 2 guruba ayrılır;
1. Yatırım Maliyetleri (Sermaye Maliyetleri): Faaliyetlerin kapasitesini belirleyen; tesis, bina,
makine ve teçhizat, laboratuvar, ölçü aletleri gibi sab it varlık yatırımlarından
ka yna klan an m al i y e t l e r d ir ; Amortisman, finansman (faiz) giderleri ile yatırımların
fırsat maliyetlerinden oluşur.
2. Faaliyet Maliyetleri (Kalitesizlik maliyetleri): Faaliyet maliyetleri 4 temel gruba ayrılır:
a)
Önleme maliyeti: Ürün veya hizmetlerin, müşteri isteklerini karşılayamama riskini
ortadan kaldırmak amacıyla özel olarak tasarlanmış tüm faaliyetlerin maliyetleridir. Kaliteli
ü r e t im i ilk d e f ad a başarabilme amacına dönük olan önleme çabaları ve dolayısıyla ortaya
çıkan önleme maliyetleri; eğitim, planlama, organize etme, araştırma, proses kontrolü ve
mamul dizaynı vb. alanlara yaptığı harcamalardan oluşur.
b)
Ölçme ve değerlendirme maliyetleri: Ürünlerin belirlenen standartlara uygunluğunu
doğrulamak amacıyla yapılan faaliyetlerin maliyetleridir. İlgili personelin ücretini kapsar.
Yeniden işleme ve tamir masraflarını kapsamaz. Test ve muayene işlemleri için katlanılan
tüm giderler bu mali kapsamı içerisinde değerlendirilmelidir. Buna, muayene ve testlerde
kullanılan ölçü aletlerinin ayar ve bakım maliyetleri ile bu işlemler sırasında harcanan enerji
ve malzeme ile ziyan olan malzeme maliyetleri de girmektedir.
c)
Başarısızlık maliyetleri: Uygun olmayan ürün veya hizmetlerin neden olabileceği bütün
maliyetlerdir.

İç başarısızlık maliyetleri: Ürün veya hizmetin müşteriye arzından önce belirlenen
maliyetlerdir. İç başarısızlık maliyetleri, mal ve hizmetlerin müşteriye sunulmasından önce
tespit edilen maliyetlerdir. Mamul tüm önlemlere rağmen, dizayn ve imalat aşamalarında
kalite gereklerini yerine getirememenin bir sonucu olarak başarısız olabilir. Bunu
gidermenin maliyetine iç başarısızlık maliyeti denilir. Bu maliyet kalemleri; ıskarta, tamir
ve düzeltme, mühendislik hizmetleri, arıza arama, hurda ve yeniden üretme, mükerrer
muayene ve test ile düşük kaliteli mamul fiyatında indirim gibi hususlardan oluşur.

Dış başarısızlık maliyetleri: Ürün veya hizmetin müşteriye arzından sonra belirlenen
maliyetlerdir. Yani mamulün tüketiciye tesliminden sonra kalite ihtiyacını karşılamada
4
başarısız olması durumunda maruz kalınan maliyetlerdir. Bunlar da; müşteri iadelerinden,
mamul sorumluluk davalarından, şikâyetlerin incelenmesinden, garanti sorumluluklarından,
tamir personeli ve eğitiminden; parça stoklanmasından, satış sonrası bakım masraflarından
ve diğer dolaylı masraflarından oluşur.
d)
Hatalı Mal (kusurlu ürün) maliyetleri:
 İşletme içi hatalardan kaynaklanan maliyetler: Mamulün tüketicinin eline ulaşmasından
önce belirlenen kusurlardan ötürü katlanılan maliyetlerdir.
 İşletme dışı hatalardan kaynaklanan maliyetler: Mamulün tüketicinin eline geçtikten
sonra gerektiği gibi çalışmamasından veya beklenen hizmeti verememesinden
kaynaklanan maliyetlerdir.
KALİTE KONTROL
Tanım 1 (JIS): En yararlı, en ekonomik, kaliteli ürün veya hizmeti müşteriyi daima tatmin edecek
biçimde geliştirmek, dizayn etmek, üretmek ve satış sonrası hizmetleri vermektir.
Tanım 2 (ISO): Kaliteyi oluşturmak, korumak, geliştirmek ve üretimi müşteriyi tatmin edecek en
ekonomik seviyede sürdürmek için üretici tarafından uygulanan işlemler dizisidir.
Kalite Kontrolün Amaçları:
 Ürün tasarımının geliştirilmesi,
 Ekonomik malzemenin araştırılması,
 İşletme maliyetinin azaltılması,
 Muayene sisteminin geliştirilmesi,
 Bozuk mal, işçilik ve malzeme kayıplarının azaltılması
 Üretim hattındaki darboğazların giderilmesi
 Ürün kalitesinin yükseltilmesi,
 Daha iyi çalışma ortamı ve moral sağlanması,
 Müşteri şikâyetlerinin azaltılması,
5
 Rakiplere karşı üstünlük sağlanması,






İşletmede verimliliğin artırılması,
Siparişlerin zamanında karşılanmasının sağlanması,
Üretim hattındaki gecikmelerin önlenmesi,
Düşük kaliteli ve hatalı ürün sayısının azaltılması,
Ürünün pazarlanmasının kolaylaştırılması,
Ürün ve hizmetlerin kalitesinde standardizasyonun sağlanması.
Yukarıda belirtilen kalite kontrol amaçlarının gerçekleştirilmesi işletmeler açısından bazı
faydaları gündeme getirecektir. Bu faydaları şu başlık altında ifade etmek mümkündür.










Hurda, fire, atık oranının azaltılması,
Yeniden düzeltme işlemlerine gerek duyulmaması,
Üretimdeki duraklamaların önlenmesi,
Daha yüksek bir üretim hızına ulaşılması,
Çalışanların işlerini daha çok benimsemeleri,
Dolaysız üretim giderlerinin azalması,
Müşterilerin istek ve beklentilerinin tam olarak karşılanması,
İadelerin azalması,
Satışların artması,
Rekabet gücünün yükselmesi.
Kalite Kontrolünü Etkileyen Faktörler:
12345678-
Pazar ve tüketici özellikleri
Finansal imkânlar
İnsan gücü
Malzeme
Tesis, makine ve üretim yöntemleri
Teknolojik ve kültürel düzey
Eğitim düzeyi
Ülkenin yasaları
6
Şekil 1. Kalite Kontrol Sistemi
Şekil 2. Kalite Kontrol Sisteminin Tarihi Gelişimi
KALİTE YÖNETİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Kalite, ilk ve basit anlamıyla eski zamanlarda ortaya çıktı. O zamanlar da mal ya da hizmet
üretenler, müşterilerinin ihtiyaçlarını kaliteli olarak karşılamaya dikkat ederlerdi. Bunun en iyi
örneği kasaba ve köylerdeki zanaatkârlardı.
7
1900’lerin başında fabrikaların ortaya çıkmasıyla aynı sorumluluk, üretimdeki ekip başları
tarafından yerine getirilmeye başlandı. Kalite fonksiyonunun ilk sistemli gelişimi, imalat
sistemlerinin daha karmaşık hale geldiği I. Dünya Savaşı yıllarında muayene ve test
uygulamalarıyla başladı.
Kalite fonksiyonunun gelişimi bu aşamadan itibaren 4’e ayrılmaktadır:
 Muayene ve Test,
 Kalite Kontrol,
 Kalite Güvence
 Toplam Kalite Yönetimi.
1. Muayene ve Test
1900’lerin başından 1930’lu yıllara kadar yönetim sistemi Taylor’un felsefesi üzerine
kurulmuştur. Taylorizme göre işçiler, yaptıkları işi değerlendirebilecek, kontrol edebilecek
kapasiteye sahip değildi; bu nedenle bitmiş ürünleri incelemek üzere kontrol elemanları
görevlendirilmişti. Diğer bir deyişle kalite, bitmiş ürünlerin muayenesi üzerine kurulmuştu.
Muayene faaliyeti, temelde süreçlerin sonunda, bitmiş ürünlere uygulandığı için önleyici bir
yönü bulunmuyordu. Uygun olmayan ürünler ya hurdaya ayrılıyor, ya yeniden işleniyor, ya da
asgari koşulları sağlarsa hatasına rağmen müşteriye teslim ediliyordu. Muayene faaliyeti
genellikle fabrika yöneticisi veya üretim yöneticisine bağlı bir kontrol bölümü tarafından
yürütülüyordu. Sadece üretim süreci sonunda ve yan sanayiden gelen malzemeler üzerinde
muayene işlemi uygulanıyordu. Zamanla bu sistem geliştirildi. Kontrol elemanlarının bağlı
olduğu kontrol uzmanları ortaya çıktı ve sistem hiyerarşik bir yapıya dönüştü. Sisteme, ölçüm
laboratuarı, uygun olmayan ürünlerin ortadan kaldırılması gibi işlevler de dâhil edildi.
2. Kalite Kontrol
İkinci Dünya Savaşı sırasında, piyasadaki aşırı talep ve buna bağlı olarak kalite kriterlerini
karşılamada ortaya çıkan başarısızlıklar nedeniyle, ürünlerin zamanında teslimi konusunda
büyük problemler yaşanmaya başlandı. Bunun üzerine kalite problemlerinin çözülebilmesi için
istatistiksel teknikler gibi bir takım yöntem ve araçların kullanılması zorunlu hale geldi. Kalite
fonksiyonu, bitmiş ürün muayenesinden kalite kontrole doğru kaymaya başladı.
8
Kontrol elemanlarına, örnek alma, kontrol şemaları gibi bir kaç istatistiksel araç verildi. Bu
sistemin en büyük katkısı, yüzde yüz muayeneden, örnekleme yöntemiyle muayeneye geçiş
oldu.
Daha gelişmiş yöntemler kullanılmış olsa da kalite kontrol aşamasında sistem, hata önlemeden
çok, muayene ve test gibi hata saptama üzerine kuruluydu.
Bu aşamada “Kontrol Bölümü” yerini, “Teknik Bölüm” adı altında Kalite Kontrol Mühendisliği’ne
bıraktı.
3. Kalite Güvence
1960’lı yıllardan itibaren kalite fonksiyonu hata bulma yerine hata önlemeye doğru kaymaya
başladı. Ürün ortaya çıktıktan sonra hata saptamanın, uygun olmayan bir ürünü belirlemekten
başka bir katma değeri olmadığı ve verimsizliği arttırdığı anlaşıldı. Bu uygulama sadece bir yığın
hurdaya ve yeniden işlemeye neden oluyordu. Hataları daha ortaya çıkmadan belirleyip
önleyecek sistemler kurmak gerekiyordu. Bu yaklaşım kalite fonksiyonunun üçüncü aşaması
olan “Kalite Güvence” nin doğmasına yol açtı.
Bu aşamada kapsamlı kalite güvence prosedürleri oluşturuldu ve periyodik kalite tetkikleri
uygulanmaya başlandı. Ek olarak, kalite geliştirmeyi sağlayacak, istatistiksel süreç kontrolü gibi
modern kalite yönetim araçları ve teknikleri de kullanıldı.
Kalite evriminin bu aşamasında müşteri ihtiyaçları önem kazandı. Müşteri ihtiyaç ve isteklerinin
karşılanması, uygun olmayan ürün veya hizmetlerin ortaya çıkmasının önlenmesi, kalite
fonksiyonunun temel hedefleri haline geldi.
4. Toplam Kalite Yönetimi
Muayeneden, kalite güvenceye kadar kalite fonksiyonundaki tüm bu gelişmeler, Toplam Kalite
Yönetimi anlayışının ortaya çıkması için gerekli olan alt yapıyı oluşturmuştur. Toplam Kalite
Yönetimi, kalite yönetiminin temel prensiplerinin bütün organizasyon genelinde kullanılmasını
öngörüyordu. Diğer bir deyişle, kaliteyi sağlamak ve korumak, organizasyondaki herkesin
sorumluluğu altındaydı.
9
Kalite fonksiyonunun değişimi süresince ortaya çıkan ve kalite yönetiminde kullanılan birçok
yeni sistem, teknik kavramlar, organizasyonun tüm birimlerinde kullanılmaya başlandı ve
günümüze kadar aşağıda belirtilen seyirleri izledi:

1960’lı yıllar, az sayıda üreticinin olduğu, müşterinin seçim hakkının bulunmadığı,
rekabette daha çok üreticinin avantajlı olduğu yıllar,

1970’ler, maliyetin rekabet avantajını belirlediği yıllar,

1980’ler, kalite olgusunun rekabeti belirlediği yıllar,

1990’lar, hızlı değişime çabuk cevap verebilenlerin avantajlı olduğu yıllar,

2000’ler, bilginin ön plana çıktığı ve rekabete yön verdiği yıllar.
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ (TKY)
Tanım 1: Toplam Kalite Yönetimi, örgüt fonksiyonları ve sonuçları yerine süreçler üzerinde
odaklaşan, tüm çalışanların niteliklerinin arttırılması ile yönetim kararlarını sağlıklı bilgi ve veri
toplanması ile veri analizine ve tüm personelin katılımına dayandıran, örgütün beşeri faktörler
dâhil tüm kaynaklarını bütünlük içinde ele alan bir yaklaşımdır.
Tanım 2: Bir örgütte her düzeyde performansın iyileştirilmesine yönelik, tamamıyla bütünleşmiş
çabalarla, yöneticiden işçiye kadar tüm çalışanları kapsayan düzenli faaliyetler dizisidir.
KLASİK KALİTE ANLAYIŞI
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ ANLAYIŞI
Kontrole dayalı kalite
Önlemeye dayalı kalite
Yüksek kalite ile artan maliyet
Yüksek kaliteyle azalan maliyet
Optimum stok
0 “sıfır” stok
Sorunlar çıktıkça çözüm geliştiren yöntem
Olası sorunları düşünüp bunları önleyen yöntem
Uzmanlaşma ile sistem geliştirme yaklaşımı
İşbirliği ile sistem geliştirme yaklaşımı
Kabul edilebilir hata düzeyini hedefleyen üretim
ve hizmet
0 “sıfır” hatayı hedefleyen üretim ve hizmet
10
Ödül – Cezaya dayalı motivasyon
Onurlu çalışmaya ve takdir edilmeye dayalı
motivasyon
Rekabete dayalı tedarik sistemi
Karşılıklı anlayış ve güvene dayalı tedarik sistemi
Optimum fire ve yeniden işleme
0 “sıfır” fire ve yeniden işleme
Maksimum kar hedefi
Müşteri memnuniyeti hedefi
Tecrübe ve insan unsuruna dayalı yönetim
kararları
İstatistik ve sayısal analizlere dayalı yönetim
kararları
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR









Önlemeye dönük yaklaşım
Ölçüm ve istatistik
Gurup çalışması
Müşteri odaklılık
Liderlik ve amacın tutarlılığı
Süreçlerle ve verilerle yönetim
Çalışanların gelişimi ve katılımı
Sürekli öğrenme, yenilikçilik ve iyileştirme
Toplumsal sorumluluk
Toplam Kalite Yönetimi felsefesinin temelinde yatan kavramların bilinmesi halinde, bu çağdaş
yönetim anlayışı daha da iyi kavranacaktır. Bu kavramlar aşağıda sıralanmıştır.
1. MÜŞTERİ ODAKLILIK
Kaliteyi ve verimliliği arttırmanın temel yollarından biri müşteri odaklı süreçlerle yönetim
tarzının benimsenmiş olmasıdır.
Günümüzün rekabet koşullarında şirketlerin temel hedefi ayakta kalmaktır. Bunu başarmanın
yolu ise kar etmek ve bu karlılığı arttırarak sürdürmektir. Bu da ancak üretilen ürün ya da
hizmetlerin müşteriler tarafından satın alınmasıyla mümkündür. Diğer bir deyişle, şirketlerin
ayakta kalabilmesi yönündeki son sözü müşteri söylemektedir.
11
Kamu kurumlarının özel şirketlerde olduğu gibi kar etmek amacıyla satacağı ürün ya da
hizmetleri yoktur. Bu nedenle müşteri kaygısı yokmuş gibi görünebilir. Ancak kamu kurumlarının
varoluş nedeni kamuya hizmet etmek olduğundan, bunun mükemmel biçimde yapılması halinde
o ülkenin kalkınması ve refah içinde yaşamasının temel alt yapısı oluşturulacaktır. Bu nedenle
kamu kurumlarının amacı kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunmaktır. Bu yüzden mükemmelliği
arayan kuruluşlar, müşteriyi ürün veya hizmetin nihai değerlendiricisi olarak kabul ederek,
mevcut ve potansiyel müşterilerinin ihtiyaçlarına odaklanmaları gerekmektedir.
Mükemmel hizmet için öncelikle müşteri kavramının iyi tanımlanması gerekmektedir. Müşteri,
en geniş anlamıyla üretilen ürün veya hizmetleri alan, kullanan nihai kişilerdir. Bir sanayi
kuruluşunda üretilen ürünleri alan tüketiciler müşteri olarak adlandırılırken, bir kamu
kurumunda vatandaşlarla diğer kurum ve kuruluşlar ve kurum çalışanları müşteri
kapsamındadır.
Kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunabilmek için müşteri beklentilerinin doğru algılanması
gerekir. Müşteri araştırmaları, müşteri görüşlerini ve tepkilerini anlamaya yönelik çalışmalar,
müşteri ziyaretleri, başvuru masaları gibi yöntemlerle, bir kuruluşun müşteri beklentileri
algılanarak, sürekli gelişim sağlamak mümkün bulunmaktadır.
Müşteri görüşlerini en iyi yansıtan olgulardan bir tanesi şikâyetlerdir. Müşteriler genellikle
karşılaştıkları problemleri ilgili kuruluşlara bildirmekten çok diğer müşterilere aktarmaktadırlar.
Bir özel şirkette yapılan araştırmada; aldığı ürün veya hizmetten memnun olmayan her 100
müşteriden sadece 4’ünün şikâyetlerini üretici firmaya ilettiği, buna karşın memnun olmayan
müşterilerin her birinin bu memnuniyetsizliğini yakın çevresindeki 10 kişiye anlattığı
görülmüştür. Aldığı ürün veya hizmetten memnun kalmayan 10 müşteriden sadece 1 tanesi
tekrar aynı ürünü ya da hizmeti denemekte ve yeni bir müşteri kazanmak, mevcut müşteriyi
tutmaktan daha pahalıya mal olmaktadır.
İç müşteri, Joseph M. Juran’ın getirdiği önemli kavramdır. Bir kuruluşta çalışanların veya
bölümlerinin birbirlerine ürün ya da hizmet temin ettiği sayısız durum vardır. Kuruluşların, ürün
veya hizmet temin ettiği müşterileriyle arasındaki müşteri - tedarikçi ilişkisi, kuruluşun içerisinde
12
de çalışanlar ve bölümler arasında mevcuttur. Ürün veya hizmetin ilk oluşumundan nihai
müşteriye ulaşmasına kadar geçen süreçlerdeki zincir ne kadar sağlam, müşteri beklentilerini
anlama ve karşılama yönünde olursa, ortaya çıkan ürün veya hizmet de yüksek düzeyde kaliteli
olacaktır.
Müşteri Şikâyetleri
4
Bildirilen şikâyetler
Bildirilmeyen şikâyetler
96
100
Bilinen şikâyetler
2. LİDERLİK VE AMACIN TUTARLILIĞI
Deming, Juran ve Crosby gibi kalite gurularının, TKY yaklaşımlarındaki ortak noktalarından biri,
kalite geliştirme konusunda yönetimin çok büyük sorumluluğu olduğudur. TKY ancak
yöneticilerin kararlı ve ciddi faaliyetleriyle başarılı olabilir.
Kurum veya kuruluşun üst yöneticisi, TKY uygulamasının her aşamasındaki faaliyetlere bizzat
katılmalıdır. Bu katılım sadece yeni anlayışa geçildiği ve değişim sürecinin başladığını vurgulayan
bir bildiri yayınlamak gibi sözde bir katılım olmamalıdır.
Yapılan bir araştırmaya göre, kalite geliştirme programları, sadece yöneticiler görünür bir
biçimde destek verdikleri sürece başarılı olmaktadır. Herhangi bir kalite geliştirme programı bu
tür bir liderlik sergilemedikçe başarısızlıkla sonuçlanacak ve bir uygulamadan öteye
gitmeyecektir.
TKY’nin başarısızlığa uğramasında, yönetimden kaynaklanan nedenler aşağıda belirtilmiştir.
 Yönetimin, çalışanlarla birlikte kurumun amacı ve nereye gideceği konusunda bir vizyon
geliştirememesi.
13
 Yönetim tarafından maliyet azaltma üzerinde çok fazla durulması ve müşteri tatmini
konusunda fazla çaba sarf edilmemesi.
 Kurumda prosedürler, fikirler ve geçmişten beri süregelen faaliyetler konusunda
sorgulama yapılmaması.
 Çalışanların, yaptıkları işleri geliştirme önerilerinde cesaretlendirilmemesi ve bu
önerilerin gerçekleştirmesi yönünde gerekli değişimleri yapmaları için yönetim
tarafından fırsat tanınmaması.
 Müşteri
tatminini
arttıracak
yönde
çalışanların
gerçekleştirdikleri
iyileştirme
çalışmalarının yönetim tarafından ödüllendirilmemesi.
 Çalışanların kalite geliştirme süreci konusundaki başarı veya başarısızlıklardan haberdar
edilmemesi.
 Üst yönetim tarafından kalite geliştirme konusunda sürekli ve istekli bir ilginin
gösterilmemesi.
Yöneticiler, TKY konusundaki uygulamalara katılarak ve gerekli kaynakları sağlayarak bu
konudaki inançlılığını ve kararlılığını sergilemelidir. Bu tür bir yaklaşım tüm çalışanları TKY
konusunda heveslendirecek ve bu sürece katılımlarını sağlayacaktır.
Çalışanların liderlerden temel beklentisi yönlendirilmek, cesaretlendirilmek, değişimin kurum
için olduğu kadar kendileri için de olumlu sonuçlar doğuracağına güvenebilmektir. Etkin liderin,
çalışanlarda bu güveni oluşturacak, vizyon yaratacak beceride olması gerekmektedir.
Yönetimin TKY konusunu yeterince sahiplenmemesinin ve bu konuda gereken kararlılığı
göstermemesinin nedenlerinden biri, TKY sürecinin, uzun vadede sonuçlar getiren bir çalışma
olmasına rağmen kısa sürede başarı sağlayacağı zannedilen bir yöntem olarak görülmesidir.
Diğer bir neden ise, TKY konusundaki liderliğin başkalarına devredilebilecek bir görev olarak
algılanmasıdır. Oysa bu her kademedeki liderin sahiplenmesi gereken bir görevdir.
3. SÜREÇLERLE VE VERİLERLE YÖNETİM
Süreçlerle yönetim, müşterilerin gereksinim, beklentilerini ve güvenini esas alan ve bunları
karşılamak üzere tasarlanmış etkili yönetim sistemidir. Kuruluşun politika, strateji, hedef ve
planlarının sistematik olarak uygulanması için tüm fonksiyonlarına yönelik açık ve birbiriyle
14
uyumlu süreçlerin belirlenmesi gereklidir. Bu süreçler kuruluşun tüm birimlerinde etkili biçimde
uygulanır, yönetilir ve hatalar varsa iyileştirilir.
Süreçlere ilişkin kararlar; güncel ve geleceğe ilişkin tahminlere, performansa, kuruluşun
kapasitesine, müşteri beklentilerine, başka kuruluşların performansına, rakiplere ilişkin güvenilir
verilere dayanılarak alınır. Riskler, varsa sağlam performans ölçümlerine göre belirlenir ve etkili
biçimde yönetilir.
Süreçlerin etkin bir şekilde verilerle izlenmesi ve somut göstergelerle ölçülmesi gereklidir.
Mükemmelliğe ulaşma yolunda gerçekleştirilen iyileştirme faaliyetleri ancak müşterilerin
eğilimlerini dikkate alan, güvenilir bilgilendirmeye ve sağlam temel verilere dayandırıldığında
başarıya ulaşabilir.
Süreç yönetimini önemseyen kuruluşlarda;

Süreçler sistematik olarak tasarlanır ve yönetilir,

Ürün ve hizmetler, müşterilerin gereksinim ve beklentileri temel alınarak tasarlanır
ve geliştirilir,

Müşterileri tam olarak tatmin etmek ve onlar için giderek artan bir değer yaratmak
amacıyla yenilikçi yaklaşımlar kullanılır,

Müşteri ilişkileri yönetilir ve geliştirilir,

Ürün ve hizmetlerin üretilip, sunulmasından itibaren gerekli destek sağlanır.
Ölçme ve bununla elde edilen veriler, süreçlerin etkinliğinde önemli bir yer tutmaktadır. Bunun
için mevcut durumun saptanması, başlangıç noktasının belirlenmesi ardından da ilerlemenin
uygun göstergelerle izlenmesi gereklidir. Bu göstergelerin doğru belirlenmesi ve analiz edilmesi
çok önemlidir.
Ölçmenin neden gerekli olduğu aşağıda açıklanmıştır;

Müşteri beklentilerinin karşılandığından emin olmak.

Somut hedefler koyabilmek ve bu hedeflerin ne kadar gerçekleştiğini görebilmek.

Çalışanların kendi performanslarını izleyebilmelerini sağlamak.

Kalite problemlerini belirgin hale getirebilmek ve önceliklendirmek.
15

Kalitesizlik maliyetlerini ortaya çıkarabilmek.

Kaynakların etkin kullanılıp, kullanılmadığını anlayabilmek.

İyileştirme çabalarının etkinliği hakkında geri bildirim alabilmek.
Sayısal göstergelerin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılacak biçimde oluşturulması
gerekmektedir.
Süreç yönetiminde ortaya çıkan ve TKY’nin temellerinden biri haline gelen bir olgu da önleyici
yaklaşımdır. TKY’de esas olan hata bulmak ve hataları ayıklamak değil; ortaya çıkabilecek
hataları önceden saptayıp, daha ortaya çıkmadan gerekli önleyici faaliyetleri uygulamaktır. Bunu
gerçekleştirmek için planlamanın doğru yapılması, faaliyetlerin sürekli olarak izlenmesi ve
gelişmenin her aşamada ölçülmesi gerekmektedir.
Önleyici yaklaşımlar çerçevesinde gelişen önemli bir olgu Crosby tarafından ortaya atılan “sıfır
hata” yaklaşımıdır. Crosby’ye göre uygulanan her süreçte performans hedefi sıfır hata olmalıdır.
Bu yaklaşım ilk bakışta çok gerçekçi görünmemekle birlikte verilmek istenen temel mesaj, hiçbir
hatanın kaçınılmaz olamayacağı ancak hatanın ileride tekrar etmesini önlemek olacağıdır. Bu
yöntemle eninde sonunda hatasız ürün ve hizmetlere ulaşılacaktır.
4. ÇALIŞANLARIN GELİŞİMİ VE KATILIMI
TKY uygulamasının temel gereklerinden biri, tüm çalışanların sürece katılımının sağlanmasıdır.
TKY sürecine katılım demek, çalışanların kalite geliştirme sürecinde yer almaları, yetenekleriyle
yaratıcı yönlerini katmaları, yaptıkları işle ilgili gerekli yetki ve sorumluluğu almaları, kararların
verilmesinde ve kalite geliştirme sürecinde söz sahibi olmalarıdır. Çalışanların sahip olduğu gizli
potansiyeli açığa çıkarmak ve tümünün katılımını sağlamak için, ortak değerler ve karşılıklı
güven ortamının yaratılması gerekmektedir.
TKY’ye göre mükemmel kuruluşlarda çalışanların bilgi birikimleri ve potansiyelleri; bireysel
düzeyde, ekip düzeyinde, kuruluş düzeyinde ve kuruluşun bütününde yönetilir, geliştirilir ve
özgürce kullanımı sağlanır. Tüm çalışanlara adil ve eşit davranılır ve onların faaliyetlere katılımı
sağlanır ve yetkilendirilir. Bilgi ve beceri birikimlerini, kuruluşun çıkarları doğrultusunda
kullanmaları için çalışanlara önem verilir,
başarıları takdir edilir, motive edilerek sürekli
katılımları sağlanır. Kuruluşun strateji ve politikaları oluşturulurken çalışanların gereksinim ve
beklentileri dikkate alınır.
16
1000 şirket üzerinde yapılan bir araştırmada, çalışanların katılımına önem veren firmalarda
toplam kalite bilincinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu firmaların yarısından fazlasında,
daha TKY uygulaması başlatılmadan, kalite çemberleri ve benzer programların uygulanması
aşamasında, çalışanların kalite geliştirme sürecine katıldıkları görülmüştür.
Çalışanların kalite iyileştirme faaliyetlerine katılımı konusunda en etkin araçlardan biri kalite
çemberleridir. Bir takım çalışması olan kalite çemberleri ilk defa Japonya’da uygulanmaya
başlanmış, 1970’li yıllarda Amerika ve Avrupa’ya yayılarak, günümüzde de yaygın bir şekilde
kullanılır hale gelmiştir.
TKY’de dış müşteri memnuniyeti kadar çalışanların memnuniyeti de büyük önem taşımaktadır.
Müşteri beklentilerini karşılamak ancak tatmin olmuş ve motivasyonu yüksek bir çalışan
kitlesiyle sağlanabilir. Bu nedenle, şirketler ve kuruluşlar, dar kapsamlı personel yönetiminden;
eğitim, kariyer geliştirme, tanıma, takdir ve ödüllendirme, iletişimi geliştirme, performans
değerlendirme gibi fonksiyonların ön plana çıktığı insan kaynakları yönetimine doğru kaymaya
başlamışlardır.
Çalışanların katılımını sağlayan bir başka yöntem öneri sistemidir. Bu sistem kısaca, çalışanların
öneri
sunabileceği
bir
ortamın
oluşturulması
ve
bu
önerilerin
değerlendirilerek
sonuçlandırılması olarak tanımlanabilir. Özel bir eğitim gerektirmeyen ve kolaylıkla
uygulanabilen, buna karşın çalışanların katılımını sağlayan ve gelişmelerine çok büyük katkı
sağlayan bir yöntemdir. Bunun ödüllendirme sistemiyle desteklenerek, önerilerin önemine ve
getirdiği faydaya göre çalışana karşılığının verilmesi gerekmektedir. Uygulamadaki detaylar
kuruluşun büyüklüğüne ve organizasyon yapısına göre değişebilmektedir.
Çalışanların katılımını sağlayan bir başka uygulama, çalışanların yetkilendirilmesidir.
Yetkilendirme, çalışanların, işlerini sürekli iyileştirebilmeleri için karar almada ve uygulamalarda
gerekli yetki ve sorumluluğun verilmesi; bilgi ve kaynakların kullanılmasına izin verilmesidir.
Yetkilendirmeyle, çalışanların TKY sürecine katılımı artmakta, yaptıkları işlerde kendilerini yetkili
ve sorumlu hissederek motivasyonları yükselmektedir.
17
Çalışanların katılımını sağlamada başarılı örnekler bulunmasına rağmen, kuruluşların bunu kolay
yaptıkları söylenemez. Araştırmalarda, çalışanların katılımının sağlanamamasının nedeni olarak,
çalışanların kuruluşun müşterileri olarak kabul edilmediğinden kaynaklandığı görülmektedir.
5. SÜREKLİ ÖĞRENME, YENİLİKÇİLİK VE İYİLEŞTİRME
TKY’ye göre kuruluşlar, hem kendi faaliyet ve performanslarında, hem diğer kuruluşların
faaliyetlerinden sürekli olarak yeni bilgiler öğrenirler. Güçlü bir biçimde hem iç hem dış
kıyaslama yaparlar. Müşterilerinin, tedarikçilerinin ve diğer kuruluşların fikirlerini kabul eder,
bunları kullanacak kadar açık davranırlar. Öğrenmeyi kurumun her boyutunda en üst düzeyde
sağlamak için çalışanlarının sahip olduğu bilgiyi keşfeder ve paylaşırlar. Çalışanlarını bugünün
ötesine bakmaya teşvik ederler.
Liderler ve yöneticiler, iyileştirme, değişim ve öğrenme faaliyetlerini destekler ve katılımcı
olurlar. Politika ve stratejinin oluşturulmasında öğrenme ve sürekli iyileştirme faaliyeti dikkate
alınır.
Çalışanlara kalite bilincinin aşılanması ve başarılı bir TKY uygulaması için gerekli olan kültür
değişiminin sağlanması ancak, etkin ve sürekli bir eğitim uygulamasıyla gerçekleştirilebilir. TKY
eğitiminin ilk aşamasında, kalite geliştirme ihtiyacı ve kalite konusundaki temel kavramların
verilmesi amaçlanır. Böylelikle çalışanlar TKY anlayışını daha kolay benimserler ve eğilimlerini
sürekli iyileştirme yönünde değiştirirler. Bundan sonraki aşamada, kalite geliştirmeyi sağlamak
için gerekli yeterliliklerin kazanılması ve kullanılacak yöntemlerin öğretilmesi amaçlanır.
TKY uygulamasının başarısında eğitimin sağlayacağı katkılar aşağıda sıralanmıştır:

Çalışanlar TKY’nin ne olduğu, nasıl uygulanacağı ve ne getireceği konularında
bilgilendirilir.

Kalite doğrultusunda uygun eğilimlerin geliştirilebilmesi için kültür değişikliği
sağlanır.

Çalışanlar, kalite geliştirme için gerekli araç ve yöntemlerle donatılırlar.

Çalışanlar elde ettikleri kalite araçlarını kullanarak iyileştirme fırsatlarını daha kolay
yakalarlar.
Bir kuruluşta TKY’nin uygulanmasına karar verildiğinde eğitim ihtiyacı belirlenmeli, çalışanların
ve yönetimin eğitim konusundaki farklı ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Eğitimin seviyesi çok iyi
18
ayarlanmalı, sadece ihtiyaç duyulan eğitimler verilmeli ve bir eğitim bombardımanına
tutulmamalıdır. İhtiyaç duyulmayan konularda eğitim verilmesi, zaman ve para kaybına sebep
olacak, hem de çalışanların demoralize olmalarına neden olacaktır.
Eğitime, kuruluşun en tepesinden başlanılmalı ve aşağıya doğru devam ettirilerek en alt
düzeydeki çalışana kadar yayılmalıdır. Japonya’da, kalite yönetimi konusundaki eğitimler; şirket
başkanlarına verilen seminerler şeklinde üst yönetimden başlatılmakta ve bu yöneticilerin
eğitmen olarak katılımıyla aşağıya doğru yaygınlaştırılmaktadır.
5.1. SÜREKLİ İYİLEŞTİRME (KAİZEN)
TKY’nin en önemli kavramlardan birisi sürekli iyileştirmedir. Japonların başarısının ardında yatan
faktörlerin başında, “kaizen” ile ifade edilen ve kuruluşun her alanında sürekli olarak küçük
iyileştirmeleri esas alan yöntem bulunmaktadır. Bu yöntem, yavaş yavaş, sona ermeyen
gelişmeyi, küçük şeyleri daha iyi yapmayı, her gün daha yüksek standartlar koymayı ve
başarmayı kapsamaktadır. Burada temel koşul, mevcut durumu yeterli bulmayıp, sürekli daha
ileriye doğru götürmektir. Aşamaların sık olması, tüm organizasyonun gelişmelerle
bütünleşmesine neden olmakta ve sürekli beslenerek, tüm çalışanların (Üst yönetim dâhil )
katılımıyla bir kültür haline gelmektedir.
Klasik iyileştirmede, kalitede hızlı bir artış gözlenir ancak bir süre sonra duraklamaya başlar.
Sürekli iyileştirmede ise kaliteye her gün yeni bir şey eklenir ve bu sürekli olarak devam eder.
Sürekli iyileştirmenin (Kaizen) gerçekleştirmesinde üç temel koşul bulunmaktadır.

Mevcut durumu yetersiz bulmak: Bir sistem kusursuz bir şekilde çalışıyor olsa dahi
bu sistemde geliştirilecek birçok faktör bulunabilir. Ayrıca, bilim ve teknolojideki
gelişmeler de her gün verimlilik ölçütünü ileriye taşımaktadır.

İnsan faktörünü geliştirmek: İnsan kaynakları bir kuruluşun en değerli varlığıdır.
Alışılagelmiş yönetim biçiminde bu kaynağın ancak küçük bir bölümünden
yararlanılmaktadır. Oysa her çalışan, bu geliştirme faaliyetinin bir üyesi haline
getirilmelidir.

Problem çözme tekniklerini yaygın biçimde kullanmak: İşletmelerde karşılaşılan
problemlerin çoğunu çözmek için basit istatistikler ve karar verme teknikleri yeterli
19
olmaktadır. Yapılan araştırmalar çok ileri tekniklerin nadiren gerekli olduğunu ortaya
koymaktadır. Sistemi geliştirmek için de aynı teknikler kullanılmaktadır, ancak bu
teknikleri çalışanlara öğretmek ve uygulanmasını sağlamak yöneticilere düşen bir
sorumluluktur.
Kaizen Şemiyesi
Toplam kalite kontrolü
Kanban ( Parçanın kimliği)
Robot kullanımı
Kalite iyileştirme
Kalite sistemleri
Tam zamanında üretim (JIS)
Öneri sistemleri
Sıfır hata
Otomasyon
Küçük grup faaliyetleri
Disiplin
İşçi- Yönetim işbirliği
Toplam verimli bakım
Yeni ürün geliştirme
5.2. SÜREKLİ GELİŞTİRME
Sürekli geliştirme süreci içindeki bir kuruluşun hem kısa vadede hem de uzun vadede
performansı yükselir, verimlilik ve kalitesi artar. Sürekli geliştirme çerçevesinde;

Kuruluşun bütün faaliyetlerinde bir canlılık meydana gelir.

Topluluğun aynı amaç ve hedef doğrultusunda çalışması sağlanır.

Bölümler kendi işlerini daha etkin ve verimli biçimde yürütür.

Etkileşim içinde olan bölümlerin ortak sorunları en kestirme ve kalıcı biçimde
çözümlenir.
Sürekli geliştirmede yaygın olarak kullanılan araçlardan biri, ilk defa Shewhart tarafından ortaya
atılan, daha sonra Deming tarafından Japonlara aktarılarak, yaygınlaştırılan PUKÖ döngüsüdür.
Planlama, Uygulama, Kontrol Etme ve Önlem Alma şeklinde 4 temel aşaması bulunmaktadır.
Kapalı bir çevrim olan PUKÖ döngüsünün, dördüncü aşamasından sonra ilk aşamaya dönülerek
çevrim tekrarlanır, sürekli gelişmeyi sağlayacak şekilde devam ettirilir ve her aşamada ulaşılan
sonuçlar uygulamaya konulur.
20
6. İŞBİRLİKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ
Sürekli değişimin ve isteklerin giderek arttığı dünyamızda, TKY’yi hedefleyen kuruluşlar;
başarının, geliştirilen iş birliklerine bağlı olduğunun farkındadırlar. Diğer kuruluşlarla işbirliği
fırsatları ararlar ve geliştirirler. Bu işbirlikleriyle daha zenginleştirilmiş değerler sağlamalarına
olanak verirler. Bu işbirlikleri müşterilerle, toplumla, tedarikçilerle ve karşılıklı olarak açıkça
tanımlanmış kazanımlar sağlamak koşuluyla rakipleriyle olabilmektedir.
İşbirliği yapan ortaklar, paylaşılmış hedeflere ulaşmak için birbirlerinin uzmanlıklarını,
kaynaklarını ve bilgilerini destekleyecek biçimde birlikte çalışırlar ve aralarında karşılıklı güven,
saygı ve saydamlığa dayanan sürdürülebilir bir ilişki kurarlar. Kuruluşun stratejisiyle işbirliği
yapılan kuruluşun stratejisi uyumlu hale getirilir.
Müşteri beklentilerini karşılayacak ürün veya hizmet sunmak için sadece kuruluş içinde
mükemmel bir kalite sistemi kurmak yeterli değildir. Kuruluşlar dışarıdan temin ettikleri ara
ürün ve hizmetlerin de kendi beklentileri doğrultusunda olmasını sağlamalıdırlar. Bu da ancak
tedarikçi ilişkilerinin iyi yönetilmesiyle gerçekleşir.
21
7. TOPLUMSAL SORUMLULUK
TKY’yi uygulayan kuruluşlar; topluma ve müşterilerine karşı sorumluluk sahibi olarak, şeffaf ve
hesap verilebilir şekilde yüksek düzeyde bir etik yaklaşım benimserler. Bugün ve yarın için sosyal
sorumluluğa önem vererek bu yönde çaba sarf ederler.
Mükemmeli arayan kuruluşlar, toplumun beklentilerini ve yasal zorunlulukları aşan bir hizmet
anlayışı içerisinde bulunmalıdırlar. Çevre kirliliği günümüzde toplumun en fazla duyarlı olduğu
konulardan biri haline gelmiştir. Günümüzde ekonomik kalkınma ve çevre koruma arasında var
olan çelişki, “Sürdürülebilir Kalkınma” kavramıyla birlikte yerini ortak bir hedefe bırakmıştır. Bu
durum bugünün gereksinimlerini karşılarken, gelecek nesillerin de kendi gereksinimlerini
karşılayabilme olanaklarından yoksun bırakmamak şeklinde açıklanabilir. Bu ortak hedefe
ulaşabilmenin yolu, üretirken çevreyi korumaktır. Artık kuruluşlar çevre konusunda yasal
yükümlülüklerinin ötesinde, çevreyi kirletmeyecek, kirlenmeyi önleyecek sistemler kurmak
zorundadırlar. Bunu sağlamak için kuruluşların üretim yaparken ya da hizmet verirken aşağıdaki
temel fonksiyonları yerine getirmeleri gerekmektedir:

Çevreye yaptıkları etkilerin farkında olmaları.

Bu etkilerin sorumluluğunu üstlenmeleri ve gereklerini yerine getirmeleri.

Zararlı etkilerin azaltılması ya da bertaraf edilmesi.
Kuruluşlardaki toplumsal sorumluluğun bir diğer göstergesi de çalışanlarının güvenliğine ve
sağlığına verdiği önemdir. Kuruluşlarda meydana gelen iş kazaları ve insana verilen hasarların
yanı sıra motivasyonsuzluk, güvensizlik, korku gibi telafi edilmesi çok zor kayıplar oluşmaktadır.
Bu tür kayıpların önüne geçebilmek için kuruluşlar, meslek sağlığını ve iş güvenliğini garanti
altına alacak sistemler kurmak zorundadırlar.
8. SONUÇLARA YÖNLENDİRME
TKY’nin hedefi, sonucun mükemmel olmasıdır. Kaliteye ilişkin tüm çabalar aslında kaliteli mal ve
hizmetin üretilmesidir. Bu nedenle ne yapıldığı ya da çalışmaların ne olduğu değil, bunlarla
hangi hedefe ulaşılacağı önemlidir. TKY de daha çok bununla ilgilenir.
TKY uygulayan kuruluşlar, toplumun ve müşterilerinin gereksinim ve beklentilerini önceden
tahmin eder, onların deneyim ve algılamalarını izler, diğer kuruluşların performansını izler,
gözden geçirir ve ölçerler. Bunun için gelecekle ilgili tahmini bilgiler, kuruluşun dengeli sonuçlar
22
geliştirmesine ve başarıya ulaşmasına yardımcı olur. Bu bilgiler kısa, orta ve uzun vadelerde;
politikaların, stratejilerin, hedeflerin belirlenmesi, uygulanması ve gözden geçirilmesi için
kullanılır. Ayrıca politika ve stratejiler geliştirilirken müşterilerin ve toplumun gereksinim ve
isteklerinin dengelenmesine ve garanti altına alınmasına özen gösterilir, politika ve stratejinin
istenilen sonuca ulaşması için gerekli yayılımın oluşması sağlanır.
Tüm kurumların ve çalışanların faaliyetlerinin nihai bir hedefi bulunmakta ve işlemler nihai
sonuçlarla değerlendirilmektedir. Bu nedenle, sonuçlara odaklanarak işlemleri yürütmek,
geliştirmek ve önlemler almak başarı için gereklidir.
Politikaların oluşturulmasının asıl hedefi, bundan elde edilecek sonuçlardır. Bu nedenle
politikalar oluşturulurken şimdi ve gelecekte yaratacağı sonuçlar dikkate alınarak, diğer bir
deyişle sonuçlarına odaklanarak yapılması gerekmektedir.
KALİTE ÇEMBERLERİ
Herhangi bir işyerinde, o işle doğrudan ilişkisi olan bir ekibin, gönüllü olarak haftada ortalama
bir kez toplanarak işletmedeki kalite, verimlilik çevre, iş güvenliği gibi konuları tartışmak ve
çözümler getirmek amacıyla oluşturdukları kümelere denir.
Kalite Çemberlerinin Faaliyet Konuları:

Ürün kalitesi ve normlara uygunluk,

Hizmet kalitesi,

Kusurlu oranının azaltılması,

Ambalajların geliştirilmesi,

Enerji tasarrufu,

Ekipmanların geliştirilmesi,

Ham madde tasarrufu,

Ara stokların azaltılması ya da yok edilmesi,

Üretim, plan ve şemalarının geliştirilmesi,

Makinelerin boş kalma zamanlarının azaltılması
23
Kalite Çemberlerinin 3 temel Amacı vardır:
1- Kuruluşun gelişmesine katkıda bulunmak,
2- İşyerini yaşamaya değer anlamlı bir yer haline getirmek,
3- İnsana saygıyı arttırmak ve iş gücünün tam verimli kullanılmasını sağlamak.
Kalite Çemberi Organizasyonu:


Yönetim komitesi,

Koordinatör,

Rehber,

Lider,

Üyeler
( Her kalite çemberi 3-10 veya 3-25 kişiden oluşur. )
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN ÖNCÜLERİ
1) Walter A. Shewart ( 1891-1967 )
Walter Shewhart, 1891-1967 yılları arasında yaşadı. Amerikalı bir istatistik uzmanıdır.
Shewhart’ın Toplam Kaliteye anlayışına yaptığı en önemli katkısı, istatistik ölçme
yöntemlerini üretim süreçlerine uyarlamasıdır. “Sanayi Ürünlerinin Kalitesinin Ekonomik
Kontrolü” isimli kitabını istatistikçiler üretim süreçlerinde kalite kontrolü sorununa yapılmış
en önemli katkı olarak kabul etmişlerdir.
Shewhart, kaliteyi “objektif kalite” ve “subjektif kalite” olmak üzere ikiye ayırır. Shewhart’a
göre kalite esasen subjektiftir ve kişiden kişiye değişir. Bu bakımdan kaliteyi müşteri
isteklerine uygunluk olarak tanımlamak daha uygundur
Shewhart, istatistiksel kalite kontrol teknikleri kullanarak organizasyonda başlıca şu
avantajların elde edileceğini belirtmiştir:

Ürün ortaya çıktıktan sonra kalite maliyetleri azalır,

Ürünün alıcılar tarafından reddedilme oranı azalır,
24

Üretim miktarından maksimum fayda elde edilir,

Tüm ürünlerde kaliteye ulaşılır,

Kalite ölçülme işinin yapıldığı durumlarda tolerans limitleri azalır.
Shewart;


İstatistik ve ölçme yöntemlerini üretim süreçlerine uygulamış,
Kalitede kontrol çizelgelerini kullanmıştır.
2) W.Edwards Deming ( 1900-1993 )
Deming’e göre, üretim kalitesini sağlayabilmek için ele alınması gereken temel konu, imalattaki
değişkenliğin düşürülmesidir. Değişkenlik, verimliliği ve kaliteyi düşürür. Aynı işin farklı
zamanlarda veya yerlerde, farklı fonksiyonlarda yapılması kaliteyi ve verimliliği etkiler.


80 / 20 kuralı ( % 80 yönetimin hatası - % 20 diğerlerinin işçi vs. hatası )
İstatistikçi
Ö
P
K
U




Planla
Uygula
Kontrol et
Önlem al
Deming’in 14 İlkesi
1- Sürekli iyileştirme ve geliştirme temel amaç olmalıdır.
2- Yeni kalite felsefesi benimsenmelidir.
3- Üretim sonu kalite kontrole son verilmelidir.
4- Tedarikçilerin sadece fiyat veya maliyete dayalı olarak seçilmesine son verilmelidir.
5- Problemler mutlaka tanımlanmalı ve iyileştirilmesine çalışılmalıdır.
6- İş içinde veya iş başında eğitim yöntemleri benimsenmelidir.
7- Öncelik sayıdan, kaliteye çevrilmelidir.
8- Korkuya son verilmelidir.
9- Bölümler ve birimler arasındaki duvar ve sınırlar kaldırılmalıdır.
10- Nasıl yapılacağına ilişkin destek sağlanmadan üretkenliğin arttırılmasını talep etmekten
vazgeçilmelidir.
11- Sayısal kotalara bağlanmış iş standartları terk edilmelidir.
12- Çalışanların yaptıkları işle övünmelerinin ve kendilerini işe adamalarının önündeki
engeller kaldırılmalıdır.
13- Eğitim ve kendini geliştirme anlayışı kurumsallaştırılmalıdır.
14- Üst yönetim bu 13 maddede dile getirilen alanlardaki dönüşümü gerçekleştirebilecek bir
anlayışı benimsemelidir.
25
3) Joseph M. Juran ( 1904-….)
Joseph M. Juran da Deming gibi kalite problemlerinin büyük çoğunluğunun yönetimin direkt
sorumluluğunda olduğunu vurgulamaktadır. Kaliteyi, “kullanıma ya da amaca uygunluk” olarak
tanımlayan Juran, “iç müşteri” kavramını ortaya çıkarmıştır. İç müşteri memnuniyetinin en az
dış müşteri memnuniyeti kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Joseph M. Juran, kalite yönetimi
için “kalite üçlemesi” olarak adlandırılan üç yönetim süreci tanımlamıştır. Bu üç süreç;

Kalite planlama

Kalite kontrol

Kalite geliştirme
Bu süreçlerin kullanımı konusunda üst yönetim genelde bilgi ve deneyim sahibidir. Bu deneyim,
onların aynı üçlemeyi kalite yönetiminde temel olarak kullanılmasını kabul etmelerini
kolaylaştıracaktır.





İsrafı azalt.
Ürün veya hizmetin sunumunu iyileştir.
Çalışanların memnuniyetin düzeyini arttır.
Karlılığı önemse.
Müşteri memnuniyetine özen göster.
4) Kouru İshikawa ( 1915-1989)
İstatistiksel kalite kontrolün geniş olarak kullanımı, başta balık kılçığı ya da İshikawa diyagramı
olarak bilinen neden - sonuç analizi olmak üzere çeşitli problem çözme tekniklerinin kullanması
ve kalite çemberleri uygulamaları İshikawa’nın değerli katkılarına örnekler olarak verilebilir.
İshikawa Japonya’daki Toplam Kalite Kontrol hareketini altı özellikle tanımlamaktadır:

Tüm çalışanların katılımıyla şirket çapında Toplam Kalite Kontrol,

Sürekli eğitim uygulaması,

Kalite Çemberleri uygulamaları,

Toplam Kalite Kontrol yönündeki uygulamaların Deming Ödülü ve Başkanlık Ödülüyle
değerlendirilmesi,

İstatistiksel yöntemlerin uygulanması,

Ülke çapında Toplam Kalite Kontrol’ün desteklenmesi.
26
5) Philip B: Crosby ( 1926-2001)
Onun kalite felsefesi, kalite yönetimin dört temel gereği olarak tanımladığı görüşlerinden
oluşmaktadır.

Birinci görüşü, kalite ‘iyi’ ya da ‘gösterişli’ değil, ihtiyaçlara uygunluktur. Herkes
ihtiyaçları net bir biçimde aynı şekilde anlamalı ve onlar üzerinde fikir birliğine
varmalıdır.

İkinci görüşü, kalite sistemi kontrol değil, daha önceden önlem almaktır.

Üçüncü görüşü, performans standardı ‘sıfır hata’dır. Hatalar kesinlikle kaçınılmaz olarak
kabul edilmemelidir.

Dördüncü görüşü kalitenin endekslerle değil, uygunsuzluğun maliyetinin hesabıyla
ölçümüdür. Kalite maliyetleri, işleri yanlış yapmanın doğurduğu ‘uygunsuzluk maliyeti’
ve işleri doğru yapmaya yönelik çabaların oluşturduğu ‘uygunluk maliyeti’ kalemlerinden
oluşur.

Crosby daha sonra bu dört temel görüşüne “Kalite problemi yoktur, kalitesizlik problemi
vardır” şeklinde beşincisini eklemiştir. Bu görüşünde anlatmak istediği, problemlerin
kaliteyi etkileyeceği ancak bunların kalite yöneticisinin çözmesi gereken kalite
problemleri olarak değerlendirilemeyeceğidir.

İlk defa yaparken doğru yap.
6) Armend V. Feigenbaum( 1922-…..)
Feigenbaum’un Toplam kalite yönetimine katkısı, diğer kalite öncülerinden farklıdır. Kalitenin
sadece üretim veya kalite kontrol birimlerinin görevi olmadığını, tam tersine kurumun tüm
birim ve üst yönetimde dâhil çalışanlarının ortak sorumluluğu olduğunu vurgulamaktadır.
1951 yılında “Toplam kalite kontrolü” isimli bir kitap yazmıştır. Feigenbaum, kalitenin teknik
yönlerinden ziyade yönetsel ve insani boyutuna dikkat çekmiştir. Kalite, herkesin paylaştığı bir
bilinç olmalı ve kalite konusunda yönetimin sorumluluğu herkesten fazla olmalı görüşünü
savunmaktadır. Feigenbaum a göre kalite bir ürünün kavram olarak ortaya çıkmasından başlar:
tasarımı, üretimi ve pazara yani müşteriye sunulması ile devam eder. Tabi bu sürecin içinde
tedarikçilerin de önemi vardır. Bütün bu süreçlerin tam anlamıyla kontrol altında tutulması
önemlidir.
27
Feigenbaum’un Toplam kalite ile ilgili ilkeleri şunlardır:

Kalite, tüm organizasyonu kapsayan bir süreçtir.

Kalite, müşteri istek ve arzularını ifade eder.

Kalite ve maliyet bir fark değil, bir bütündür.

Kalite, hem bireysel, hem de grup çalışma ruhunu geliştirir.

Kalite bir yönetim metodudur.

Kalite bir ahlak felsefesidir.

Kalite sürekli gelişmeye yönelik çalışmalar yapılmasını gerektirir.

Kalite üreticiler ve müşteriler arasında oluşturulacak bir sistem çerçevesinde yürütülür.

Tedarikçi memnuniyeti önemsenmelidir.
28
STANDARTİZASYON
Belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere bütün ilgili tarafların yardımı ve
iş birliği ile belirli kurallar koyma ve bu kuralları uygulama işlemidir.
Standartizasyon çalışması sonucu ortaya çıkan belge doküman veya esere “standart” denir.
Kısaca standart imalatta, anlamda, ölçmede ve deneyde beraberlik anlamına gelir.
Standardizasyonun Başlıca Uygulama Alanları
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Boyutlandırma ve ölçme,
Terminoloji ve sembolik belirleme,
Mamul dizaynı ve imalat işlemleri,
Haberleşme,
Hizmet faaliyetleri,
Ürün tanımlama ve sınıflandırmaları,
Mal ve can güvenliği.
Stanrardizasyonun Amaçları
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Mamul veya parçalarda çeşit sayısını azaltarak maliyetleri düşmek,
Üretim planlama ve programlarını basitleştirerek kapasite kayıplarını azaltmak,
İşçilik ve makine verimliliğini arttırmak,
Malzeme kayıplarını azaltmak,
Ürünlerin daha geniş pazarlarda satılabilme alışkanlığı arttırmak,
Tamir bakım ve yedek parça masraflarını düşürmek
Standardizasyonun Faydaları
A- Üreticiye Faydaları
1. Standardizasyon, üretimin ham maddeden mamule kadar olan tüm aşamalarında
önceden planlanmasını ve kontrolünü sağlar.
2. Standardizasyon üretici ile tüketici arasında sağlıklı iletişim kurmasını sağlar.
3. Standardizasyon işletmeye finansman kolaylığı sağlar.
4. Standartların belirlenmesi ile iş güvencesinin artışı ve iş kazalarının önlenmesi sağlanmış
olur.
5. Standardizasyon sektör ve firma bazında ar-ge çalışmalarına hız kazandırır.
6. Standardizasyon iş bölümü ve uzmanlaşmaya yol açar.
29
B- Tüketiciye Faydaları
1. Standardizasyon ürünün maliyetini, fiyatını düşürür.
2. Standardizasyon sonucunda özellikle dayanıklı tüketim mallarının parçalarının
değiştirilmesi, onarım ve bakım kolaylaşır.
3. Standardizasyon tüketicinin korunmasına yönelik olarak sağlıklı bir çevre oluşmasına
yardımcı olur.
C- Ülke Ekonomisine Faydaları
Standartizasyon sayesinde;





Verimlilik artar,
Kalite yükselir,
Kötü mal piyasadan çekilir,
İhracatta üstünlük sağlar,
Arz ve talep dengesi sağlanır ve sonuçta milli gelire katkı sağlar.
STANDART ÇEŞİTLERİ
1- Yapı Karakterine Göre Standartlar





Madde Standartları
Mamül Standartları
Mahsül Standartları
Usul (metod) Standartları
Hizmet Standartları
2- Uygulama Şekline Göre Standartlar


İsteğe bağlı Standartları
Zorunlu Standartları
3- Uygulama Alanlarına Göre Standartlar
 İşletme Standartları
 Endüstriyel Standartlar
 Milli Standartlar
 Bölgesel Standartlar
 Uluslararası Standartlar
30
SPESİFİKASYON
Spesifikasyon: Bir işin nasıl yapılacağını belirten ayrıntılı bir talimat veya belirli özellikleri
yanılgıya meydan vermeyecek açıklıkta ve ölçütlerle tanımlayan bilgilerdir.
Spesifikasyonlar standartlara kıyasla çok daha dar bir kavramdır ve standartların
uygulanmasında bir araç olarak kullanılır.
Spesifikasyon Türleri
1- Malzeme ve Mamul Spesifikasyonları:
Bir malzemeyi, basit veya karmaşık bir mamulü tanımayı ve diğerlerinden ayırt etmeyi sağlayan
spesifikasyonlardır.
Malzeme ve mamul spesifikasyonlarında şu bilgiler yer alır:





Spesifikasyonu hazırlayan işletme departmanı veya işletme dışı kuruluşun adı,
Spesifikasyonu yayınlayan departman ve kuruluşun adı,
Spesifikasyonuun ismi, kod numarası ve yayın tarihi
Malzeme veya mamulün özelliklerini, genel kabul görmüş terminoloji ve standart
ölçütlerle belirleyen bilgiler.
Malzeme veya mamule uygulanacak testlerin ayrıntılı tanımları,
2- Proses (Süreç) Spesifikasyonları:
İki amacı vardır:
a) Söz konusu mamulün istenilen koşullara uygun ve ekonomik üretimi için, imalatla ilgili
tüm kişi ve departmanların yapması gerekenleri belirleme,
b) Mamul karakteristikleri ile imalat koşullarını bir arada ele alarak kaliteyi tanımlama
Bir proses spesifikasyonunda;
 Hazırlayan,
 Yayımlayan,
 İsim,
 Tarih
gibi tanıtıcı bilgilerin yanında;

Kullanılacak malzemenin cinsi ve miktarı,
31



İşlemlerin sırası,
Tezgâhlar ve takımlar,
Çevre koşulları, ölçme ve proses kontrolleri ile ilgili ayrıntılı talimat yer alır.
3. Test Spesifikasyonları:
Bu tür spesifikasyonlar;


Belirli bir mamul ve malzeme ünitesinin, istenen nitelikleri sahip olup olmadığını
kanıtlama,
Bir parti mamul veya malzemenin kabul edilip edilmeyeceğini saptamak amacıyla
yapılacak test işlemlerini belirleyen talimatları içerir.
Bir test spesifikasyonunda;







Testin amacı ve kapsamı,
Ölçme kriterleri,
Terminoloji,
Kullanılan aparat, alet ve cihazlar,
Örnek seçme ve teste hazırlama,
Test etme,
Sonuç raporuna ilişkin talimatlar yer alır.
4. Kullanma Spesifikasyonları:
Ürünü kullanacak olanların yararlanması amacıyla hazırlanan spesifikasyonlardır.




Mamulün kullanılabileceği koşullar,
Montaj,
Çalışmaya hazırlık,
Çalıştırma ve bakım işlemlerine ilişkin bilgi ve talimatlarda oluşur.
32
TÜRK STANDART ENSTİTÜSÜ (TSE)
1954 yılında kuruldu.
TSE
1- Türk Standartlarına Uygunluk Belgesi:
TSE belgesi; söz konusu madde, mamül veya mahsülün ait olduğu Türk standarlarına
uygunluğunu belirten bir belgedir.
TSEK
K
2 – TSEK Kalite Uygunluk Belgesi:
Kalite uygunluk belgesi (TSEK), henüz Türk standardı hazırlanmamış konularda milletler arası
standartlar veya diğer ülke standartları baz alınarak enstitüsü tarafından firma adına
düzenlenen belgedir.
3- EX Kalite Uygunluk Belgesi:
EX
TSE
Ex Kalite Uygunluk Belgesi, parlayıcı ve yanıcı gaz ortamında kullanılan emniyeti arttırılmış
elektrikli malzemeler ile ilgili Türk standartları ve milletler arası standartlar dikkate alınarak
enstitü tarafından firma adına düzenlenen belgedir.
K-Q
TSE-ISOEX 9000
Türkiye’de TSE-EN-ISO 9000 standartları çerçevesinde Kalite Güvencesi,
sistem belgesi yaptırmaya tek yetkili kuruluş TSE’ dir. Kalite sistem belgesi
firma ile enstitü arasında yapılan sözleşme çerçevesinde firma adına
düzenlenen, firmanın kalite güvence sistemini inceleyerek ISO 9000-90019002 standartlarından birine uygun olduğunu gösteren belgedir.
ISO 9000 Standartlar Serisinin Elemanları
ISO 9000: Kalite yönetimi ve kalite güvencesi standartları seçim ve kullanım kılavuzları,
ISO 9001: Kalite sistemleri tasarım ve geliştirme, üretim, tesis ve hizmette kalite güvencesi
modeli,
33
ISO 9002: Kalite sistemleri üretim ve tesiste kalite güvencesi modeli,
ISO 9003: Kalite sistemleri son muayene ve deneyler için kalite güvencesi modeli,
ISO 9004: Kalite yönetimi konusunda bir kılavuz olup, belirlenen hedefleri, istenilen standartları
gerçekleştirmek için ürün ve hizmetlerin kalitesini etkileyen teknik, idari, insan faktörlerini
kontrol altında tutmak için nasıl organize olunması gerektiğini tarif eder,
ISO 9005: Kalite sözlüğüne göre kalite ile ilgili terimler ve tanımlardır.
9001
ISO
9002
9004
9003
ISO 9000
ISO 9001, 9002 ve 9003 birer “standart” özelliğindedir ve kapsadıkları faaliyetler farklıdır. ISO
9004 bir çeşit Kalite Güvencesi ders kitabı özeti mahiyetindedir. ISO 9000 ise bütün bu
standartların nasıl kullanılabileceğini açıklayan bir rehber özelliğindedir.
34
Download