TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 1 HÜRRİYET GAZETESİ…………….....3 Bakan yardımcısı dediğin konu mankeni olmasın Kamuda yeni müdürlükler kuruldu Türkiye ilk çeyrekte yüzde 11 büyüdü, dünya rekortmeni oldu Aydın: BDDK, tüketici kredileri gibi kredi kartlarını da düzenleyecek Çağlayan: Yatırım avcılığı yapılacak proje bazlı teşvik sistemi gelecek Venizelos: Bazı ülkeler teminat şartı koyuyor bu engelleri aşmalıyız İtalya da kemer sıkmak için lüks tüketime vergi getiriyor Obama Kongre’ye yüklendi: Kızlarım bile ödevlerini son güne bırakmıyor Gül, müteahhitlere Afrika ve Endonezya’yı adres gösterdi Euroleague ve lig kuraları sıkıştırdı Anadolu Efes’e geçiş erkene alındı OECD: Kamu ihaleleri daha saydam olmalı Dış ticaret açığı mayısta katlandı 10 milyar doları aştı 500 bin dolar yatırıldı sürücüsüz araç geliştirildi Yoğun talep gayrimenkul kiralarını yükseltecek Hilton, yeni yatırımlarla Türkiye’de orta sınıf için kaliteli otel açığını kapatacak Turkcell çok katlı mağazacılığa geçti ziyaretçi rekoru kırdı Merkez: Yeni bir ‘zorunlu’ artış gerekmeyebilir MİLLİYET GAZETESİ…………….......19 Fransa'nın 50 milyon dolarlık füze kazığı Dünya gözdeleri arasında bir Türk yalısı YKM’nin gelini KOBİ’lerle tasarımcıyı buluşturacak MySpace’i Murdoch batırdı ‘Justin Timberlake’ kaptı Türkiye için şok tahmin Coca Cola'nın notu yükseldi "Türkiye Avrasya'nın yükselen kaplanı" Elektriğe temmuz-eylül döneminde zam yok Euro’nun itibarı arttı dolar 1.62’nin altına indi Demirören Grubu holding çatısı altında toplanıyor Güngör Uras… Hormonlu büyümeye devam, ucuz ithalata selam! Metin Münir… Bana bakan yardımcısı ver, sana kaos vereyim SABAH GAZETESİ.................................30 Yeşil Kart'ta devrim İhracat rakamları açıklandı Güçlü büyüme sürecek Türk malına ayrımcılık FT'den rekor büyümeye şüpheci yaklaşım Bu da Uzan rekoru 'Borç tavanı artırılmazsa ABD batık' TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 2 Bomba gibi rakamlar Eurobank Tekfen'i yalnız bıraktı Hilton, dar gelirlinin muhiti Kayaşehir'de İngiltere'de kamu çalışanları sokağa döküldü Perakende canlandı mağaza kiraları arttı Süleyman Yaşar… Türkiye ekonomisi niye hızlı büyüyor? Şeref Oğuz… Yüzde 50'nin sırrı! RADİKAL GAZETESİ............................37 Loto turizmi Elektrikte dağıtım firmalarına ek süre Büyümede dünyanın zirvesindeyiz Uğur Gürses… Sandıktaki büyüme Güven Sak… Isındı mı, ısınmadı mı? TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 3 HÜRRİYET GAZETESİ Bakan yardımcısı dediğin konu mankeni olmasın İstanbul İhracatçı Birlikleri Başkanı Zekeriya Mete, bürokrasiye özel sektörden yapılacak atamaların çok önemli olduğunu ve bakan yardımcılığı uygulamasını desteklediklerini söyledi. Geçtiğimiz günlerde bir yemekte bir araya geldiğimiz Mete, bir taraftan bakan yardımcılığı uygulamasını çok destekledikleri belirtirken, bir taraftan da şu uyarıyı da yaptı: "Evet, bakan yardımcılığının kesinlikle olması gerekir. Ama eğer siz bunu eski milletvekillerine iş sahası yaratmak için yaparsanız, krize dönüşür. BÜROKRASİ MANTIĞININ DEĞİŞMESİ GEREKİYOR Mete, Türkiye'de bürokrasinin özel sektörün ve gelişimin hızına ayak uyduramadığını dikkat çekti. Türkiye'nin 2023 için koyduğu 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşması için bir an evvel bürokrasinin mantığının değişmesi gerektiğini de şu sözlerle anlattı: "Türkiye 100 km hız almış özel sektör giderken bürokrasinin imza atmasını bekliyorsun. İyi de niye bekletiyorsun beni? Eskiden insanlar beklemeye ve sabretmeye alışmıştı ama artık kimsenin beklemeye tahammülü yok. Sen bürokrasinin mantığını değiştirmezsen, herkese hırsız gibi bakarsan bu iş olmaz. Korkuyorsan o zaman orada iş yapmayacaksın, doğru bildiğin davaya da imzanı atacaksın. 2023'te 500 milyar dolar diyoruz ama olmazsa olmazlar var. Mevcut yapı ile gerçekleştiremezsin bu hedefi. Bürokrasiyi özelleştireceksin, korkak olmayacak, çekinmeyecek, bize destek olacak." Bakan yardımcılığı uygulamasının bu anlamda çok önemli bir adım olduğunun altını çizen Mete, şöyle devam etti: "Nasreddin Hoca'nın dediği gibi, 'bana doktor değil eşekten düşmüş birini getirin.' Bizi anlayabilecek ve aynı dili konuşabileceğimiz birisi lazım. Ben teşvik, yatırım, dahilde işleme dediğimde bunları bilecek insanlar lazım. Bazen siz anlatıyorsunuz ama karşınızdaki konuya hakim değil. Bir konuyu anlatabilmek için benim 1 yılım geçti." BÜROKRATLARA ÖZEL SEKTÖR ZORUNLULUĞU GETİRİLSİN Bürokraside çalışacak olanlar için öncesinde özel sektörde çalışma zorunluluğu getirilmesini isteyen Mete, şunları anlattı: "Bence bürokrasiye geçen insanlara özel sektörde çalışma şartı konulmalı. 3-5 yıl çalışsın ki özel sektörün halinden anlasın. Yoksa okulu bitirip giriyorlar ama orada da hep 'dokunma yanarsın' diyen zihniyetin etkisi altına giriyorlar. Bu mantık son zamanlarda biraz değişiyor ama daha da hızlanmalı. Eğer bu ülkeyi geliştireceksek bu değişimi yapmalıyız." DÜNYANIN EN BÜYÜK GIDA FUARINI GETİRECEĞİZ İstanbul İhracatçı Birlikleri olarak dünyanın en büyük gıda fuarı Anuga'yı Türkiye'ye getirmek istediklerini anlatan Mete, bu konuda son dönemece yaklaşıldığını söyledi. Gelinen noktada sadece isim konusunda bir anlaşmazlık yaşandığını belirten Mete, kendilerinin Anuga İstanbul ismini, karşı tarafın ise başka bir isim istediğini söyledi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 4 Mete, "Arada birileri çivi koyuyor ama ben anlaşacağımıza inanıyorum. Bu fuarın İstanbul'a kazandırılması çok önemli. Sektörde çok büyük bir heyecan yaratacak" dedi. REKABET ŞARTLARI EŞİT OLSUN YETER Sadece gıda olarak 220 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Mete, bu alanda büyük bir potansiyel olduğundan bahsetti. Türkiye'nin ihracatta ürün çeşidi en fazla birliğinin Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği olduğunu anlatan Mete, "Yıllık ihracatımız 5 milyar dolar aştı. Ama özellikle şekerleme ve çikolata ihracatı konusunda rekabet dezavantajımız var. Rakiplerimiz daha ucuz olan kamış şekerini kulanırken biz pancar şekeri kullanıyoruz. Ayrıca biz şekeri dünya fiyatlarının 61 dolar üzerinden alıyoruz. Dolayısıyla onlar bizden 3-0 önde başlıyor maça. Sadece aynı şartlarda rekabet etsek bile yeter bize. Ortada 220 ülkelik bir potansiyel var" dedi. İHRACATTA ERDOĞAN'IN ÇIKIŞININ MEYVELERİNİ YİYİYORUZ Son yıllarda Türk mallarına karşı oluşan olumlu bakışın da ihacatçının çok işine yaradığına belirten Mete, şöyle devam etti: "Müslüman ülkelerde Başbakan Erdoğan'ın getirdiği büyük avantaj var ve birçok kategoride onun meyvesini yiyiyoruz. Biz yıllardır Türk markasını nasıl geliştiririz diye düşünüyorduk ama Davos'taki 'one minute' çıkışı yetti işte. Gerçekten inanılmaz bir heyecan yarattı ve bu ilgi aynı şekilde devam ediyor. " Kamuda yeni müdürlükler kuruldu Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Merkez teşkilatında 11 adet Şube Müdürlüğü, taşra teşkilatında da bölge müdürlüklerine bağlı olarak 102 adet Şube Müdürlüğü kurulmasına karar verildi. Bakanlar Kurulunun 3 ayrı kararı, Resmi Gazetenin bugünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün, Merkez teşkilatında 11 adet şube müdürlüğü kurulması, mevcut şube müdürlükleri ile yeni kurulan şube müdürlüklerinin bağlantılarının listede bağlı olduğu birim ve karşısında şube müdürlüğü adedinin belirtilmesi şeklinde düzenlenmesi kararlaştırıldı.Taşra teşkilatında yer alan 22 bölge müdürlüklerine bağlı olarak da toplamda 102 adet şube müdürlüğü kurulmasına karar verildi. Bir diğer Bakanlar Kurulu kararı ile de Denizcilik Müsteşarlığı Deniz?Ticareti Genel?Müdürlüğü bünyesinde 1 daire başkanlığı ile 3 şube müdürlüğü kurulması uygun bulundu.Öte yandan, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü bünyesinde, “Bitkisel Üretim Müdürlüğü,?Personel ve İdari İşler?Müdürlüğü ile Halkla İlişkiler ve Pazarlama Müdürlüğü”nün kurulması, Mevcut Bağ Bahçe Kültürleri Müdürlüğü, Tarla Kültürleri Müdürlüğü, Atölyeler Müdürlüğü ile Personel Eğitim Müdürlüğünün kapatılması kararlaştırıldı. Türkiye ilk çeyrekte yüzde 11 büyüdü, dünya rekortmeni oldu Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde özel tüketim harcamaları ve yatırımların etkisiyle yüzde 11 büyüdü. Bu büyüme oranıyla Türkiye, dünya rekoruna imza atarken yıl sonuna ilişkin tahminler de yüzde 7’ye doğru güncelleniyor. SON 6 çeyrektir kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisi, 2011 yılındaki performansıyla da bir rekora imza attı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla yüzde 11 büyürken, son bir yıllık dönemde GSYH artış TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 5 hızı yüzde 8.8 olarak belirlendi. Özel tüketim harcamaları ve yatırımların etkisiyle beklentilerin üzerinde büyüyen Türkiye, bu dönemde dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Hükümetin yüzde 4.5 olarak öngördüğü yıl sonu beklentisi ise yüzde 7’ye doğru güncellenmeye başlandı. Çift haneli büyüyen tek ülke Türkiye aynı zamanda ilk çeyrekte çift haneli büyüyen tek ülke olmayı da başardı. Türkiye’yi yüzde 9.9’la Arjantin ve yüzde 9.7’yle Çin takip etti.Dünyanın en büyük ekonomisi ABD aynı çeyrekte yüzde 2.3 büyürken, Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya ise yüzde 4.8 büyüme sağladı. 284 milyar liralık GSYH Yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) değeri geçen yıla göre sabit fiyatlarla yüzde 11 artarak, 25 milyar 896 milyon liraya ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre de, cari fiyatlarla GSYH yüzde 17.9 artarak, 284 milyar 868 milyon lira oldu. Dolar cinsinden GSYH yüzde 12.8 artışla 180 milyar 608 milyon dolara çıktı. En çok ticaret büyüdü İlk çeyrekte en hızlı büyüyen sektör toptan perakende ve ticaret oldu. Geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 20,5 büyüyen sektör, bu yılın aynı döneminde yüzde 17.2 büyüme gösterdi. Sektörün cari fiyatlarla büyüklüğü, 32.5 milyar liraya ulaştı. Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri dışında tüm sektörlerde büyüme gözlendi. İmalatta büyüme yüzde 12.3 Parekende ve ticareti yüzde 17.1’le vergi-sübvansiyon, yüzde 14.8’le inşaat, yüzde 12.3’le elektrik, gaz buhar ve sıcak su üretimi, yüzde 12.2’yle ulaştırma ve haberleşme izledi. Üretim tarafında en fazla ağırlığa sahip olan imalat sanayi de yüzde 12.3 büyüme kaydederek, toplam büyümeye 3.1 puan katkıda bulundu. Tarım sektörü ise, daha zayıf geçen önceki çeyreklere göre hızlanarak yüzde 3.6 oranında büyüdü. GSYH’nin 4’te 3’ü iç tüketim kaynaklı BU yılın ilk çeyreğinde ulaşılan 284.9 milyar liralık Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 76.6’sı iç tüketimden kaynaklandı. Hane halklarının yurtiçi tüketimi yüzde 11.6, devletin tüketim harcamaları ise yüzde 6.7 arttı. İç tüketimdeki artış yüzde 17.1’i bulurken, yerleşik hanehalklarının yurtiçi tüketimi 211.6 milyar lira, yurtdışı tüketimi de 1.9 milyar lira olarak hesaplandı. Yabancıların Türkiye’deki tüketimi de yaklaşık 6.6 milyar lira oldu. Hane halklarının 218.2 milyar liralık yurtiçi tüketiminin dağılımına bakıldığında, ilk sırayı 56.6 milyar lira ile gıda, içki ve tütün aldı. Geçen yıla göre bu kalem için 7.8 milyar lira daha fazla harcandı. Hane halkları 44.4 milyar lira ile konut, su elektrik, gaz, 37.9 milyar lira ile ulaştırma ve haberleşme, 20.4 milyar lira ile mobilya, ev aletleri ve ev bakım ihtiyaçlarını karşılarken, bu dönemde giyim ve ayakkabıya 12.8 milyar lira harcadı. İlk çeyrekte hanehalkları lokanta ve otel harcamaları için 10.6 milyar lira, eğlence ve kültür için 8.3 milyar lira ayırırken, sağlık için 7.8 milyar lira, eğitim için de 3.7 milyar lira harcama yaptı. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 6 Kişi başına gelir 10 bin 360 dolar TÜİK verilerinden yapılan hesaplamaya göre, mart ayı itibariyle son bir yıllık dönemde (4 çeyrek) cari fiyatlarla yıllık GSYH 1 trilyon 148 milyar 391.4 milyon TL’yi aştı. GSYH’deki bu artışla birlikte, kişi başına düşen gelir 15 bin 731 TL oldu. Hesaplamalarda TÜİK’in milli gelir hesaplarında 2010 yılı için 73 milyon 3 bin olarak kullandığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verileri dikkate alındı. Son bir yıllık dönemde dolar cinsinden GSYH 756 milyar 304 milyon dolar olarak gerçekleşirken, kişi başına gelir de 10 bin 360 dolar olarak belirlendi.TÜİK’in verilerine göre 2010 yılı sonunda kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla dolar bazında 10 bin 79 dolar, TL bazında ise 15 bin 138 TL düzeyindeydi. Böylece ekonomideki yılın ilk çeyreğinde kişi başına gelir dolar cinsinden 281 dolar, TL cinsinden 593 TL arttı. TÜSİAD: Özel sektörün gücüyle yıl sonunda yüzde 6.6 büyürüz TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Ümit Boyner: “Dünya genelinde rekor niteliği taşıyan büyümede, ‘özel sektörün dinamizmi’ temel belirleyici güç olarak öne çıkıyor. İyimser senaryo çerçevesinde, 2011 yılı beklentimizi yüzde 6.6 olarak koruyoruz. Bu arada İthalat artışının bir önceki döneme göre daha da hızlanması, ihracattaki büyümeyi gölgede bıraktı. GSYH büyüme hızında, 2011 ilk çeyrek itibarıyla gerçekleşen çift haneli oran, aynı dönem cari işlemler dengesindeki gelişmelerle ile birlikte değerlendirildiğinde, cari işlemler açığının GSYH’ya oranının yüzde 8’i aştığı gözleniyor.Bu perspektiften değerlendirildiğinde, güçlü iç talep ve artan emtia ve enerji fiyatlarının, dış denge ve fiyat istikrarı sürdürülebilirliği açısından dikkate alınması gereken gelişmeler olduğu görülüyor.” İTO: Büyümeyi özel sektör sırtlıyor İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş: “Beklentilerin üzerinde gerçekleşen bu büyümede özel sektör sabit yatırımlarının yüzde 38.3 artması, iş dünyasının ekonomiye güvenini ve geleceğe ümitle baktığını gösteriyor. Açıkça söyleyebilirim ki büyümeyi Türkiye’de özel sektör sırtlıyor. Çevremizdeki ülkelere bakarsak bizim rekor büyümemiz çok anlamlı. 2010’un ilk çeyreğindeki yüzde 12’lik büyüme göz önüne alındığında, 2011’in ilk çeyreğinde baz etkisinin olmadığı görülüyor.“ Sanayi yine lokomotif oldu İstanbul Sanayi Odası (İSO) Tanıl Küçük: “2010 yılı ilk çeyrekteki yüzde 12’lik büyümenin üzerine gelen yüzde 11’lik artış oldukça sevindirici. Sanayi sektörümüz her zaman olduğu gibi lokomotiflik görevini yine başarı ile yerine getirmiştir. 2011 yılı ilk üç ayında yüzde 11 büyümenin 3.1’lik puanı tek başına imalat sanayimizden geldi. Öte yandan, GSYİH’daki artışa harcama bazında baktığımızda, ekonomiyi soğutma çabalarına rağmen, hane halkı tüketimindeki canlanmanın artarak devam ettiğini görüyoruz.” Aydın: BDDK, tüketici kredileri gibi kredi kartlarını da düzenleyecek Beklentilerin üzerinde çıkan ilk çeyrek büyüme rakamları ve ithalattaki artışa bağlı rekor seviyelerde gerçekleşen mayıs ayı dış ticaret açığı verileri, ekonomiyi soğutmaya yönelik tedbir beklentilerini artırırken, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, kredi kartlarına yönelik bir düzenleme yapılabileceğini açıkladı. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 7 Bir çalışma yapılıyor Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türkiye Bankalar Birliği (TBB) arasında imzalanan işbirliği protokolü sırasında soruları yanıtlayan Aydın, kredi talep edenlerin iştahına yönelik düzenlemelerin devam edebileceğini söyledi. Aynı zamanda Halk Bankası’nın da Genel Müdürü olan Hüseyin Aydın, “Bildiğim kadarıyla BDDK kredi kartlarında bir düzenleme yapmadı, bir çalışma yapılıyor. Tüketici kredileri düzenlemesine benzer olabilir” dedi. Üretim yapısı değişmeli TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, Türkiye’nin yılın ilk çeyreğinde yüzde 11 büyümesini “gurur verici” bulurken, sürdürülebilir büyümenin devamı için cari açığı kapatacak şekilde Türkiye’nin üretim yapısını değiştirmesi gerektiğini dile getirdi. Hisarcıklıoğlu, “Üretimi cazip hale getirmek ve özellikle sanayinin ara malı ithalatı yaptığı kalemleri Türkiye’de üretilir hale getirmemiz lazım” dedi. Hisarcıklıoğlu, “Büyümenin içeriğine baktığımız zaman, büyümenin yüzde 80’i tüketime dayalı olarak gerçekleşmiş. Bunun bir olumlu yanı, dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak iç tüketim Türkiye’nin daha hızlı toparlanmasını sağlamıştır. Olumsuz yanı ise, artan cari açık” dedi. Ara malı üretilmeli “Kısa vadeli tedbirler alabilirsiniz. Bunu risk unsuru olmaktan çıkarabilirsiniz. Ama Türkiye üretim yapısını değiştirmek durumundadır” diyen Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: “Üretimi cazip hale getirmek lazım. Özellikle sanayinin ara malı ithalatı yaptığı kalemleri Türkiye’de üretilir hale getirmemiz lazım. sürdürülebilir büyüme ve cari açığı bir risk unsuru olmaktan çıkarmak istiyorsak hızla ara malı üretimi dahil olmak üzere, Türkiye’nin üretim yapısını değiştirmek zorundayız.” Banka komisyonları 1 Temmuz’dan itibaren BDDK sitesinden görülecek BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), tüm bankaların maliyet gerektiren bankacılık ürünlerini aynı anda görebilme ve istenen bankalar arasında karşılaştırma yapabilme imkanı sunan “Bankacılık Ürün ve Hizmet Ücretleri Uygulaması”na başlıyor. Nisan ayında başlayan çalışmaların tamamlandığını açıklayan BDDK, 1 Temmuz’dan itibaren uygulamaya başlanacağını kaydetti. bİLGİLER, BDDK’nın internet sitesinde de yer alacak. Anadolu firmalarına finansman yolları anlatılacak TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, firma sahipleri ve yöneticilerini, Türkiye’de mevcut finans imkanları ve bu imkanlara nasıl ulaşılabileceği konusunda aydınlatacak projeler için işbirliği protokolüne imza attılar. Bu işbirliği protokolü, iş dünyasını finans olanakları konusunda doyurucu şekilde bilgilendirmeyi hedefliyor. TOBB: Özel sektörün röntgeni çekilecek BİR süredir TOBB bünyesinde “Ticaret Sicil Gazetesini Elektronik Arşivleme” çalışmalarını yürüttüklerini açıklayan Rifat Hisarcıklıoğlu, ilerleyen günlerde açıklanacak bu çalışmayla Türkiye’de kurulan bütün firmaların tarihçesine kolayca ulaşılacağını kaydetti. Hisarcıklıoğlu, “Bu proje adeta Türk özel sektörünün röntgenini çekiyor” dedi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 8 Çağlayan: Yatırım avcılığı yapılacak proje bazlı teşvik sistemi gelecek Türkiye’nin bölgesinin ticaret beyni haline gelebileceğini belirten Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Teknolojik ve katma değerli ürün ihraç etmek gerekiyor. Yeni bir teşvik sistemine geçilmeli. Bunun yolu da proje bazlı yatırım teşvik sistemidir. Proje bazlı teşvik sisteminde yabancı-yerli ayrımı olmayacak. Proje öne çıkacak. Yatırımcıların Türkiye’ye gelmesini beklemek yerine biz onları bulacağız, yani yatırım avcılığı yapacağız” diye konuştu. İhracatta yeni sektörler Küresel Ticarette Türkiye’nin Yeniden Konumlandırılması: Dış Ticarette Yeni Rotalar çalışmasını tamamladıklarını açıklayan Çağlayan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Teknolojik ürünlerin ihracattaki payı yukarı çekilmeli. İhracat, üretim ve yatırım zinciri tek bakanlık çatısı altında toplanması cari açığa efektif çözümler getirilmesi için önemli bir imkan oluşturacak. Yeni dönemde proje bazlı yatırım teşvikleri ile ihracatta yeni sektörlere geçişin önü açılacak. Girdi Tedarik Stratejisini (GİTES) çerçevesinde, doğrudan yabancı yatırım ihtiyacı var. Yerli ve yabancı aktörlerle görüşmelerimizi yapıyoruz. İlk aşamada yatırım için davet edilebilir potansiyel alanları; motor, aktarma organları, paslanmaz çelik, vasıflı çelik, kompresör ve rulman olarak tespit ettik.” Şimdi sırada cari açık var Cari açığın azaltılması için yeni şeyler söylemek gerektiğini belirten Çağlayan, “İhracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 60’ların altına düştü, şimdi sıra cari açık meselesine geldi. 2023’te 500 milyar dolar ihracata karşılık 600 milyar dolar ithalat yapma, yani ithalatın yüzde 80’ini ihracatla karşılama hedefi var. Döviz harcamalarını azaltmanın yollarından biri üretebildiğini ithal etme ihtiyacı duymayan bir sanayi yapısına kavuşmak. Türkiye ekonomisi dış ticaret odaklı bir yapıya dönüştü. Bu nedenle dış ticareti akılcı yönetmek gerek. Bu amaçla cari açığın bariyeri olacak GİTES uygulamaya koyduk” dedi. İhracat kapasiteleri Çalışmada, 1243 sektör bazında, Türkiye’nin her bir ülke ile ticaret potansiyeline sahip olduğu sektör sayısının tespit edildiğini açıklayan Çağlayan, “Sektör sayısı olarak Türkiye’nin ihracat kapasitesini en fazla kullandığı ülkeler yüzde 80 ile Azerbaycan, yüzde 78 ile Irak, yüzde 77 ile Bulgaristan ve yüzde 68 ile İran oldu. İhracat potansiyelinin en az kullanıldığı ülkeler ise yüzde 2 ile Kanada, Hong Kong ve Japonya, yüzde 5 ile Çin, yüzde 8 ile ABD, yüzde 11 ile Hindistan ve yüzde 38 ile Rusya oldu. Kısa dönemde, bu ülkelere olan potansiyeli tam kullanmayı amaçladık” diye konuştu. Elektrikli aracın pili pahalı dış ticaret açığı önlenemez BAZI sektörlerde ithalatın zorunlu olduğunu, ancak otomotivde bazı ürünlerin yerinin başka ürünlerle doldurulabileceğini vurgulayan Zafer Çağlayan, elektrikli oto konusunda ise şunları söyledi: “Elektrikli otonun üretim teknolojisi normal otodan çok farklı. 5 milyar dolar aktarma organı ve motor ithal ediyoruz dışarıdan. Türkiye olarak ben elektrikli oto yapacağım diye dışarıdan motor, aktarma organı ithal edip burada montörlük yapamam. Bu bizim anlayışımızda yok. Elektrikli oto yapacakların da dikkatine, buradan özellikle ifade ediyorum.Elektrikli oto 10-12 bin Euro, kullanılan akü 10-12 bin Euro. Şu anda bu teknoloji Türkiye’de yok. Elektrikli her araca bir pil getirirsen dış ticaret açığı önlenemez noktalara gider.” TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 9 Venizelos: Bazı ülkeler teminat şartı koyuyor bu engelleri aşmalıyız Yunan parlamentosu önceki gün oyladığı 28.4 milyar Euro’luk orta vadeli bütçe programından sonra dün de bu programın uygulayıcı yasasını görüştü. Geceyarısına kadar madde madde yapılan oylamalarda büyük bir sürpriz yaşanmadı. Ana muhalefeteki Yeni Demokrasi Partisi özelleştirme ve devlete ait gayrimenkullerin satışı ile ilgili yasa maddeleri için “evet” oyu kullanacağını açıkladı. Özel banka tartışması Yunanistan Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, ikinci bir kurtarmanın şartları konusunda AB’deki ortaklarıyla daha fazla tartışma konusunda uyarıda bulunarak, “Finlandiya gibi ülkelerin Atina’nın teminat şartı koymasını istediğini” söyledi. Milletvekilleri arasında dün yaşanan tartışmada Venizelos, “Her şey açık değil, özel bankaların katılımı konusunda net bir mesaj vermemiz gerekiyor” dedi. Venizelos, “Aynı zamanda bazı AB üyesi ülkelerin ortaya çıkardığı engelleri aşmalıyız, Finlandiya gibi uygulayabileceğimizin kat be kat üstünde garantileri isteyenler değil” diye ekledi. ‘Derin’ devlet iddiası Bu arada, Parlamento 28.4 milyar Euro’luk kemer sıkma, tasarruf ve özelleştirme paketini oyladığı sırada Atina’da yaşanan şiddet, terör ve yağmalama olaylarında “derin devlet” parmağı olduğu şüphesi doğdu. Televizyonlarda gösterilen bir videoda, polislerin kendilerini “iktidar karşıtı” olarak tanımlayan, yüzlerini gizleyen ve ellerinde sopalar taşıyan anarşistlerle diyalog yaptığı ayrıca, faşist bir örgüt üyesi üç kişinin olay yerinden kaçmalarına yardımcı oldukları görüldü. İtalya da kemer sıkmak için lüks tüketime vergi getiriyor Yunanistan’da yaşanan ekonomik krizin İtalya’ya sıçramasından çekinen Silvio Berlusconi hükümeti acil kemer sıkma önlemleri aldı. İtalya Ekonomi Bakanı Giulio Tremonti, “Buna mecburuz yoksa Yunanistan’ın peşine takılır ve biz de iflasın eşiğine gelebiliriz” dedi. İki hafta önce Standard&Poor’s’un yüklü cari açığı kastederek aralarında İntesa Sanpaolo, Unicredit, Montepaschi di Siena, BNL, Banco Popolare, UBI, Credem’in de bulunduğu 16 İtalyan bankasını uyarıp mercek altına almasından sonra bu kez Moody’s’in uyarısı ve not indirme riski Merkez Bankası’nı alarma geçirdi. Ekonomi Bakanı Giulio Tremonti’nin açıkladığı önlemler, özellikle yüksek gelir grubunu hedef alıyor. Obama Kongre’ye yüklendi: Kızlarım bile ödevlerini son güne bırakmıyor ABD Başkanı Barack Obama, ABD ağır ekonomik yükümlülüklerle karşı karşıyayken Hazine’nin borçlanma tavanını yükseltmeyen ABD Kongresi’ne çok sert yüklendi. Kongre’nin 2 Ağustos’a kadar ülkenin 14.3 trilyon dolarlık borç limitini artırmaması halinde federal bütçede hiç kimsenin öngöremeyeceği kesintiler yaşanacağını belirten Obama, milletvekillerinden işlerini yapmalarını istedi. Borçlarının ödenmesi gerektiğini belirten Obama, “Biliyorsunuz, Malia ve Sasha ödevlerini bir gün önceden bitiriyor. Malia 12, Sasha 10 yaşında. Son akşama kadar beklemiyorlar. Kongre de böyle yapabilir. Yapmanız gerekeni yapın” dedi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 10 Gül, müteahhitlere Afrika ve Endonezya’yı adres gösterdi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Arap dünyasındaki işleri nedeniyle sıkıntı yaşayan müteahhitlere Endonezya ve Afrika pazarlarını adres gösterdi.“Büyük potansiyel var” dediği Endonezya’nın, “Arap Baharı”nı da 10 yıl önce bitirdiğine dikkat çeken Gül, “Orada sizi bekliyorlar” dedi. Gül, Kuzey Irak’taki konularını arttırarak sürdürmelerini istediği müteahhitlere Güney Irak’a da gitmelerini önerdi. Risk sigortası istedilerGül, Emin Sazak başkanlığındaki Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) yeni yöneticilerini Çankaya Köşkü’nde kabul etti. Libya’daki müteahhit alacakları konusunu gündeme getiren TMB yetkilileri, teminat mektuplarının irat kaydedilmesi konusunda yardım istedi. “Bankalar Birliği çalışıyor ama mevzuat düzenlemesi gerekiyor” diyen TMB yetkilileri, bunun için ülke risk sigortası gerektiğini de belirterek, “Bunlar olmadığı için alacak tahsili yapılamıyor. Risk sigortası olursa devlet alacaklarımızı öder, sonra BM’den bunu takip eder” dediler. Gül’den yardım sözü Gül, “Yardımcı olacağım” diyerek bu önerilere olumlu yaklaştı. Gül, “Bizim banka teminat mektupları Arap ülkelerinde kabul edilmiyor” diyerek bunun da haksız rekabete yol açtığından yakınan müteahhitlere, Suud-Türk Bankası kurulması için yürütülen çalışmaları anımsatak, “bunu çok önemsiyorum” dedi. Endonezya’ya niye gitmiyorsunuz? Arap ülkelerindeki sorunların çözümü için elden gelen gayretin gösterildiğini belirterek, hükümetin de müteahhitleri her konuda desteklediğini belirten Gül, müteahhitlerden yeni pazarlara yönelmelerini de istedi. Bu konuda da, “önemli” diyerek Afrika ve Endonezya pazarlarını işaret eden Gül, “Endonezya, 10 yıl önce şu anki Körfez’de yaşanan olayları bitirdi. Orada bayağı potansiyel var. Bize de çok sıcak bakıyorlar. Bize her konuda yakınlar. Türk müteahhitlerini istediklerini ama Türk müteahhitlerinin gelmediğini söylüyorlar. Ben de bunu size soruyorum, niye girmiyorsunuz” dedi. Güney Irak’a da gidin Müteahhitlere Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez’de işletmecilik işlerine girmelerini de öneren Gül, “Katar’da 200 bin nüfus var ama 850 bin kişi yaşıyor. Orada siz varsınız, ama olmadığınız ülkelere mutlaka gidin. Irak çok önemli. Kuzey Irak’ta işi mutlaka sıkı tutun. Biz de öncü oluruz. Kuzey’de varsınız ama Güney’de de olun. Ama dikkatli olun, güvenlik konusunda sıkıntılar var” diye konuştu. Euroleague ve lig kuraları sıkıştırdı Anadolu Efes’e geçiş erkene alındı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) tarafından hazırlanan yeni düzenlemeyle adını değiştirmek zorunda kalan Efes Pilsen Basketbol Spor Kulübü, 2011-2012 sezonundan itibaren faaliyetlerini Anadolu Efes Spor Kulübü adıyla sürdürecek. Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, “Euroleague ve Beko Basketbol Ligi’ndeki kura çekilişlerinde yeni logo ve adımızla yer alacağız” dedi. TÜTÜN ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (TAPDK) Efes Pilsen Basketbol Spor Kulübü’yle ilgili isim değişikliğinde Anadolu Efes’e onay vermesinin ardından kulüp yeni sezon öncesi logo ve isim değişikliğine gitme kararı aldı. TAPDK’nın 7 Ocak 2012’ye kadar süre tanıdığı Efes Pilsen, Euroleague ve Beko Basketbol Ligi’ndeki kura çekilişleri nedeniyle yeni sezona yeni isimle girecek. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 11 Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, “Bu süreçte hem TAPDK’nın dediği oldu, hem de kulübün adında şirket ismi de yer aldı. Şimdi yeni bir döneme başlıyoruz” dedi. İsim ve logo değişikliğinde TAPDK’nın 7 Ocak 2012’ye kadar süre tanıdığını hatırlatan Tuncay Özilhan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu tarihe kadar adımızı ve logomuzu değiştirmemiz gerekiyordu. Euroleague yönetimindeki toplantıda yeni sezon öncesi isim ve logo değişikliğinin yapılması gerektiği kararı çıktı. Aynı şekilde Beko Basketbol Ligi’nde mücadele etmemiz için de bu değişikliği yapmamız gerekiyordu. Kura çekilişleri öncesinde yeni isim ve logomuzu kullanmaya başlayacağız.” Genç oyuncular kazandırdı Kurulduğu 1976 yılından bu yana Türk basketboluna sayısız oyuncu kazandırdıklarını anlatan Tuncay Özilhan, şu bilgileri verdi: “Türkiye Basketbol Federasyonu’nun da sezon başlamadan önce isim ve logo değişikliğine gidilmesi gerektiğini belirtmesi bu süreci hızlandırdı. Yeni logo üzerindeki çalışmalarımızı da en kısa süre içerisinde tamamlayacağız. Yıllardır Türk basketboluna hizmet veren Efes Pilsen’in yeni adıyla yola devam edecek olması çok önemli.” Final Four maçları önemli 2012 Turkish Airlines Euroleague Final Four heyecanının önümüzdeki yıl Türkiye’de yaşanacağına dikkat çeken Tuncay Özilhan, “Bu heyecanın içinde olmak istiyoruz. Final-Four’da Türkiye’yi Türkiye’de temsil etmek için çalışacağız. Bu ligdeki kura çekilişleri bizim için önemli. İsim değişikliğinde erken davranmamızın nedeni biraz da Avrupa maçlarıdır” dedi. Euroleague’in ortakları arasında bulunuyor GEÇTİĞİMİZ yıl Türk Hava Yolları‘nın (THY) isim sponsoru olduğu Euroleague’de Türk şirketlerinin gücü de artıyor. 8 takımla kurulan Euroleague’in ortakları arasında yer alan Efes Pilsen’in yüzde 4.8’lik hissesi bulunuyor. Özilhan kulübü 125 bin liraya satın almıştı TÜRKİYE’nin siyasi ve ekonomik krizlerle boğuştuğu 70’li yıllardan günümüze kadar uzanan Efes Pilsen Spor Kulübü’nün tarihi, İstanbul Moda’daki bir kilisenin bahçesinde başladı. Anadolu Holding Yenetim Kurulu Başkan Tuncay Özilhan ve arkadaşı Pano Natof’un, 1976 yılında 125 bin liraya satın aldığı Kadıköyspor ile kurulan yeni kulübe Efes Pilsen adı verildi. Avrupa’da kazandığı başarılarla Türkiye’de birçok ilki yaşatan Efes Pilsen, alt yapısını sağlam tutmaya çalıştı. Türkiye’nin en iyi koçlarını yetiştiren ve en iyi baketbolcularını dünya vitrinine çıkaran ekip oldu. Efes Pilsen’de, 5 şampiyonluk ve pek çok Avrupa tecrübesi yaşayan, Milli Takım antrenörlüğü de yapan Aydın Örs ve İtalya liginden bir takım olan Siena’nın başına geçip, Saporta Kupası’nı Siena’ya taşıyan Ergin Ataman gibi başarılı koçlar görev aldı. OECD: Kamu ihaleleri daha saydam olmalı Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Türkiye’de kamu ihalelerinin daha saydam hale getirilmesinin önemine değindi. OECD’nin ‘Bir Bakışta Devlet’ raporuna göre Türkiye’de kamu, işgücünün yüzde 11’ini istihdam ediyor ve bu oranla diğer OECD ülkelerine göre oldukça geride bulunuyor. OECD Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) Türkiye’yi, kara paranın aklanması ve terörizm finansmanını önlenmesine yönelik gerekli adımları atmamakla itham ettiği açıklamasından sonra bu kez ‘Bir Bakışta Devlet 2011’ raporunda da uyarılar yer aldı. Raporda, Türkiye’de ekonomideki devlet payının diğer OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında daha küçük olduğu, genel kamu harcamalarının GSYİH’nın yüzde TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 12 40’ından düşük olduğu belirtildi. Raporda, kamu ihalelerinde daha fazla saydamlığın başarılmasına dikkat çekilirken, ihale alan ya da verilenlerle ilgili sözleşme tadilatlarının ya da gerekçelerinin hakkında çevrimiçi bilgileri yayınlamadığı ifade edildi. Dış ticaret açığı mayısta katlandı 10 milyar doları aştı Dış ticaret açığı mayıs ayında ikiye katlanarak 10.06 milyar dolara ulaştı. Aylık bazda rekor kıran dış açık, 5 aylık dönemde 44 milyar dolara dayandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Gümrük Müsteşarlığı işbirliği ile oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre, mayıs ayında şu gelişmeler yaşandı: Geçen yılın mayıs ayına göre ihracat yüzde 11.7 artarak 10 milyar 948 milyon dolara, ithalat yüzde 42.6 artarak 21 milyar 5 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemde dış ticaret açığı yüzde 104.2 artarak 4 milyar 926 milyon dolardan, 10 milyar 57 milyon dolara ulaştı. Bu arada ihracat yılın ilk 5 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20.1 artışla 54 milyar 263 milyon dolara yükselirken, ithalat yüzde 43.8 artışla 98 milyar 17 milyon dolara ulaştı. 5 aylık dönemde dış ticaret açığı da yüzde 90.3 artarak 43 milyar 754 milyon dolaroldu.. Yılın ilk 5 ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 66.3’ten yüzde 55.4’e düştü.Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre de; önceki yılın aynı ayına göre ihracat değişim oranı yüzde 11.7, ithalat değişim oranı yüzde 37 oldu.Mayısta ara malı ithalatı yüzde 37.4, sermaye malı ithalatı yüzde 73.1 tüketim malları ithalatı yüzde 38.3 arttı. En fazla ihracat 1.3 milyar dolarla motorlu kara taşıtlarında yapıldı. Piyasada moraller bozuldu GÜNE Yunanistan’daki gelişmelerle olumlu başlayan piyasalarda, dış açık rakamıyla birlikte moraller bozuldu. tabloyu bozdu. Sabah 1.61 liraya kadar gerileyen dolar, gün sonunda 1.63 liraya doğru hareket etti. Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklara dönük açıklaması ise, borsadaki kan kaybını durdurdu. İMKB yükseliş yüzde 0.42 oldu. 500 bin dolar yatırıldı sürücüsüz araç geliştirildi Okan Üniversitesi’nin Mühendislik-Mimarlık Fakültesi bünyesindeki, Ulaştırma Teknolojileri ve Akıllı Otomotiv Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (UTAS) tarafından geliştirilen Türkiye’nin ilk sürücüsüz otomobili test edildi. Okan Üniversitesi’nin Akfırat Kampüsü’nde gerçekleştirilen testte konuşan Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bekir Okan, şu değerlendirmeyi yaptı: ”Sanayi ve üniversite işbirliğine çok önem verdik. Üniversite olarak amacımız geliştirdiğimiz AR-GE çalışmaları ile dünya üniversitesi olmak. Özellikle yurt dışında uluslararası başarılar kazanmış üniversiteler ile yaptığımız işbirlikleri ile öğrencilerin, İstanbul Kurtköy’den dünyaya açılmalarını sağlamayı istiyoruz. Üniversite olarak sürücüsüz araç geliştirme konusunda bilimsel çalışmalar tamamlandı. Bu teknoloji artık otomotiv markalarının beğenisine sunuldu. Sürücüsüz aracın geliştirilmesinde, tüm AR-GE çalışmaları boyunca yaklaşık 500 bin dolar yatırım yapıldı.” Yoğun talep gayrimenkul kiralarını yükseltecek Jones Lang LaSalle tarafından hazırlanan ‘Türkiye Gayrimenkul Piyasası Görünümü’ raporu, yılın ikinci yarısında gayrimenkul sektörünün hareketli geçeceğini ortaya koydu. Türkiye’deki perakende, ofis, lojistik ve otel piyasalarını değerlendiren raporda,ofis ve perakende de güçlü talebinin fiyatları yukarı taşıyacağı vurgulanırken, otellerde oda fiyatlarının yükselişine dikkat çekildi. Jones Lang LaSalle Türkiye Başkanı Avi Alkaş, artan talebin kira seviyelerinde artışa sebep TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 13 olduğunu belirtti. Jones Lang LaSalle Sermaye Piyasaları & Danışmanlık Hizmetleri Direktörü Dr. Kıvanç Erman, şu bilgileri verdi: “Kira seviyesinin 2012 sonu itibariyle metrekare başına aylık 85 Euro’ya ulaşması bekleniyor. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla aylık birincil kiralar 10 Euro yükselerek, Bağdat Caddesi’nde 130 Euro, İstiklal Caddesi’nde 150 Euro ve Nişantaşı’nda 170 Euro’ya ulaştı.” Hilton, yeni yatırımlarla Türkiye’de orta sınıf için kaliteli otel açığını kapatacak Hilton Worldwide, otelcilik alanında farklı segmentlerde büyüme fırsatları sunduğunu düşündüğü Türkiye’de, ekonomi markası Hampton by Hilton ile 6 otel açacak. Kayaşehir, Rize, Çorlu ve Gaziantep’te Hampton by Hilton otelleri için anlaşma imzalarken, Ordu ve Bursa için de halen geliştirme aşamasında bulunan ve yıl sonuna doğru açılması beklenen oteller bulunuyor. Hilton Worldwide Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Collini, Türkiye’de Hilton Hotels & Resorts, DoubleTree by Hilton ve Hilton Garden Inn markaları ile hızla büyüdüklerini belirterek, “Şimdi Türkiye’de ilk Hampton by Hilton oteli açılıyor. Hilton’un Türkiye’deki öyküsünde yeni bir sayfa açılıyor. Şimdi Türkiye’de olmanın zamanı, doğru zamanda Türkiye’de yer alıyoruz” dedi. Pazarı fırsat görüyoruz Ekonomik konaklama arayışı içinde olan iş ve eğlence arayanların ihtiyaçlarını karşılayacağını söyleyen Michael Collini, “Türkiye ekonomisi yeniden büyüme trendini birçok sektörde yakalamış durumda. Türkiye’de orta ve ekonomi sınıfında yüksek kalitede otel eksikliği var. Hem belli başlı büyük şehirlerde hem de Türkiye’nin geri kalanında bu durum geçerli. Bu tarz otellere ihtiyaç artıyor. Biz de bu ihtiyaca cevap vermek üzere bunu da bir pazar fırsatı olarak gördük ve değerlendirmek istedik” diye konuştu. Bu yıl 12 otel açılıyor Türkiye’deki hedeflerinin 3 ayaklı olduğunu söyleyen Collini, şöyle konuştu: “İlk ayağımız İstanbul’da bütün markalarımızla büyümek istiyoruz. İkinci aşamayı, farklı bölgelerdeki illerde büyümek oluşturuyor. Üçüncü olarak da, resort konsepti ile sahil şehirlerinde olmayı düşünüyoruz. Türkiye’nin, çok farklı segmentlerde fırsatlar sunduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de 34 Hilton’dan 17’si faaliyette. Bu yıl şimdiye kadar beş otel açtık. 2011 sonuna kadar yedi yeni otel daha açarak yıl içinde toplam 12 Hilton’u faaliyete geçirmiş olacağız.” 25 milyon dolarlık yatırım olacak HAMPTON by Hilton İstanbul Kayaşehir, yaklaşık 65 bin konuttan oluşan Türkiye’nin en büyük uydukenti Kayaşehir’de inşa edilecek. Kayaşehir’in yatırımcısı Makro İnşaat’ın Genel Müdürü Acun Uyar, otelin Kayaşehir’in içinde yer alacağını belirterek, şunları söyledi: “Otel yaklaşık 25 milyon dolarlık yatırımla gerçekleştirilecek ve 144 odalı olacak. Mayıs 2012’de deneme açılışı yapılacak ve Ağustos 2012’de de misafirlerini kabul etmeye başlayacak. Oteli, Hilton’un teknik şartnamelerine göre yapıyoruz. Otel binası 6 katlı bir binadan oluşacak ve üç toplantı salonu, 24 saat açık otoparkı olacak. Kayaşehir projesi, Merkez Kayaşehir Alışveriş Merkezini de barındırıyor ve ihaleye çıkacak sağlık kentinin yakınında yer almasıyla önem taşıyor.” Odaların metrekaresi küçültüldü MICHAEL Collini, Türkiye’ye Hampton by Hilton markasını getirirken yerel ihtiyaçlar için araştırma yaptıklarını belirterek, şu bilgileri verdi: “Odaların büyüklüğü nasıl olmalı, tesislerde neler olmalı gibi TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 14 araştırmalar yaptık. Bunun sonucunda daha verimli bir model geliştirdik. ABD’de 32 metrekare olan oda büyüklüklerini 21 metrekareye düşürdük. Ayrıca büyük yataklar ve yatağa dönüşebilen koltuklar kullanıyoruz. 4 kişilik bir aile burada rahatlıkla konaklayabilir. Ayrıca personel sayımızı da diğer otellere göre düşürdük.” Turkcell çok katlı mağazacılığa geçti ziyaretçi rekoru kırdı Turkcell İletişim Merkezi (TİM) mağazalarının en büyüğü İzmir Karşıyaka’da açıldı. Her bir katı farklı müşteri grubu ihtiyaçlarına göre tasarlanan 5 katlı TİM ile iletişim perakendeciliğinin standartlarının yeniden belirleneceğini vurgulayan Turkcell Genel Müdür Süreyya Ciliv, “Normal mağazalar günde ortalama 850 müşteri tarafından ziyaret ediliyor. Mağazamız hakkında herhangi bir duyuru yapılmadan günlük ortalama 2 bin 500 ziyaret gerçekleşti. Rekorumuz ise günlük 4 bin 500 ziyaretçi. Mağazamız için yıl sonu hedefimiz müşterilerimize 1 milyon kez hizmet sunmak” dedi. Hedefte yeni şehirler var Bugüne kadar müşterileri için kişiye özel hizmetler tasarladıklarını anlatan Ciliv, şöyle konuştu: “Şimdi de tek bir çatı altında farklı segmentlerin ihtiyaçlarını karşılayacağımız iletişim teknolojileri perakendeciliğinde butik hizmet dönemine giriyoruz. Bu mağazamız teknoloji eğitimlerinin verileceği bir eğitim katına da sahip. 700 metrekareye yayılan her bir katı, farklı ihtiyaçlar için tasarlanmış bu mağazamızın benzerlerini en yakın zamanda diğer büyük şehirlerimize de taşımayı hedefliyoruz.” Küçük mağaza 40 tane satıyor Teknolojinin baş döndürücü bir hızla değiştiğini, iletişimin yanı sıra bilgiye ulaşılabilirliğin de arttığını vurgulayan Süreyya Ciliv, “Özellikle tatil yörelerinde birçok kişi internet erişimini devam ettirebilmek için 3G teknolojisi ile internet erişimi sağlayabilen taşınabilir modemleri ‘Vınn’a büyük ilgi gösterdi. Yazlığa giden ‘Vınn’ aldı, çok küçük mağazalar bile bu üründen günlük 30-40 adet satıyor.” dedi. Her katta ayrı hizmet Turkcell Bireysel Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Acar, İzmir Karşıyaka TİM’in özelliklerini şöyle sıraladı: Türkiye’nin 71 ilinde, toplam 77 bin metrekarelik hizmet alanı ve 7 bin 150 TİM çalışanı bulunuyor. Bunlardan 326’sı teknoloji konusunda her türlü soruya yanıt verecek düzeydeki uzman çalışanlar. Mağazanın ilk katı diğer TİM’ler gibi, ikinci katı daha çok bire bir görüşmeler için tasarlandı.Üçüncü katı gençlere özel ve en üst katlar ise gelişim ve eğitim programları için ayrıldı. Merkez: Yeni bir ‘zorunlu’ artış gerekmeyebilir Bankaların zorunlu karşılıklarda yeni bir artışa gidileceği beklentisine karşılık, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), buna ihtiyacın azaldığını açıkladı. PPK’nın 23 Haziran’da yaptığı toplantıya ilişkin özetlerde, bu konuda şöyle denildi: “Son dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BBDK) tüketici kredilerine yönelik olarak aldığı önlemlerin hızlı kredi büyümesinin kontrol altına alınmasına destek vererek iç ve dış talebin dengelenmesine katkıda bulunacak. Bu önlemlerin, aynı zamanda zorunlu karşılık oranlarında ilave artışlara duyulabilecek ihtiyacı da azaltıyor.” TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 15 Toplantıda ayrıca sermaye akımlarının seyri ve döviz alım ihalerini de değerlendiren PPK üyeleri, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında zayıflamanın devam etmesi halinde, günlük döviz ihalelerinde alım tutarının kademeli olarak azaltılmaya devam edilebileceğini hatırlatttı. Ayrıca piyasaya bu kanaldan arz edilecek Türk Lirası likidite tutarı da azalacağından kredi büyümesi açısından yılın ikinci yarısında yeni bir zorunlu karşılık artışına ihtiyaç kalmayabileceği vurgulandı. Kurul, geçtiğimiz yılın kasım ayından bu yana uygulanan politikalar sayesinde, yılın son çeyreğinden itibaren cari dengede iyileşme gözlenmeye başlanacağını teyid ederken, açıklamada şu değerlendirmeler de yer aldı: “Mevcut konjonktürde iç ve dış talep arasındaki ayrışmaya bağlı olarak artan cari açığın getirdiği risklerin sınırlanması bakımından kamu tasarruflarının artırılması, dolayısıyla mali disiplinin sürdürülmesinin büyük önem taşıyor.” Aşırı ısınma yaşanmıyor Toplam talep koşullarının aşırı ısınmaya işaret etmediği görüşünü yineleyen Kurul, “Son dönemde iç talep ılımlı bir görünüm izlerken zayıf dış talebin etkisiyle imalat sanayinde kapasite kullanım oranlarını düşük düzeylerini korudu. Sipariş ve satış göstergeleri ile güven endeksleri de ikinci çeyrekte iç talebin büyüme hızının yavaşladığını gösteriyor” yönünde değerlendirme yaptı. Mayısta sıçrama gösteren işlenmiş gıda fiyatlarının haziran ayında belirgin bir şekilde düşmesini öngören PPK, yıllık enflasyonun tahmin edilen seviyelere gerileyeceğini belirtti. Ancak, ithalat fiyatlarındaki birikimli artışların gecikmeli yansımalarına ve baz etkisine bağlı olarak kısa vadede temel (çekirdek) enflasyon göstergelerindeki sınırlı yükseliş süreceği de belirtildi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 16 MİLLİYET GAZETESİ Fransa'nın 50 milyon dolarlık füze kazığı Milli Savunma Bakanlığı, Fransa'ya sipariş verdiği 19 bin kısa menzilli füzenin hedefi vurmadığını tespit edince dev anlaşmayı feshetti. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 19 bin adet kısa menzilli füze ihtiyacını karşılamak için Milli Savunma Bakanlığı ve Fransız MBDA firması ile yapılan 400 milyon Euro'luk anlaşmanın ardından yaşanan skandalların ardı arkası kesilmiyor. Teslim edilen füzeler, hedefi vuramayınca Türkiye ve MBDA mahkemelik olmuş ve sözleşme iptal edilmişti. Sözleşmenin feshedilmesiyle 50 milyon dolarlık yatırımın da çöpe gittiği ortaya çıktı. Alınan füzeler için kurulan tesis de tam 7 yıldır atıl durumda. Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK), Elmadağ'daki tesislerinde proje kapsamında yeni füzelerin üretimi için kurulan tesis boş bekliyor. 50 milyon dolarlık tezgâhlarda 7 yıldır hiçbir şey üretilmedi.Füzeler için 50 milyon dolar yatırım yapılarak Elmadağ'da kurulan yedi tesiste yedi yıldır hiçbir şey üretilmediği ortaya çıktı. Milli Savunma Bakanlığı ile Fransız MBDA şirketi arasında imzalanan anlaşma kapsamında Türkiye, proje bedelinin dörtte üçüne yaklaşan 280 milyon Euro'yu ödemesine rağmen sadece 3 bin 600 füze teslim alabilmişti.Kara Kuvvetleri'nde yapılan testlerde ise teslim edilen bu füzelerin hedefini vuramadığı belirlendi ve bu nedenle projede sarkmalar yaşanmaya başladı. Bunun üzerine Türkiye, projeyi 'sözleşmede öngörülen takvime uyulmaması' sebebiyle iptal etme kararı aldı. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), 2004 yılında projeyi ve ödemeleri durdurarak sözleşmeyi feshetti. Olay Ulaslararası Tahkim'e gitti. 2009'da sonuçlanan tahkim kararına göre, sözleşmenin fesih tarihi olan 2004'e kadar Kara Kuvvetleri tarafından teslim alınan ancak yapılan tatbikatlarda hedefi vuramayan 3 bin 920 adet ERYX füzesi ve müştemilatı Türkiye'ye bırakıldı. Söz konusu füze ve müştemilatın toplam değeri ise 120 milyon dolar. Proje kapsamında MKEK'de kurulan milyonlarca dolar değerindeki tesis ise kaderine terk edildi. Öte yandan 28 Şubat sürecinde olgunlaştırılan ve 1998'de sözleşmesi imzalanan projede, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın gerçek füze ihtiyacının 19 binden çok daha az olduğuna dair bir yazının Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na ulaştırıldığı belirtiliyor. Fakat buna rağmen, ihtiyacın 19 bin füze olduğunu belirten dönemin generalleri hakkında herhangi bir işlem başlatılması için Milli Savunma Bakanlığı tarafından hiçbir girişimde bulunulmadığının altı çiziliyor. Dünya gözdeleri arasında bir Türk yalısı İstanbul boğazındaki tarihi köşk, uluslararası emlak pazarında dikkat çeken mülkler arasında yer alıyor. The Telegraph gazetesi, dünyanın en canlı kentlerindeki satıştaki dikkat çekici mülkler arasında, en değerli mülk olarak, İstanbul boğazındaki 72 milyon sterlin (187.2 milyon TL) civarındaki değer ile Tophane Müşir Zeki Paşa yalısını gösterdi. Gazete, söz konusu köşk için şunları yazdı: "İstanbul’daki barok tarzı bir kule gibi konut, 19. yüzyılın ikinci yarında Sultan 2. Abdülhamit için çalışan bir hükümet yetkilisi için inşa edilmiştir. Fransız mimar Alexandre Vallaury’e tarafından dizayn edilen boğaz kenarındaki 5 katlı köşkün 23 yatak odası bulunuyor." Bu arada, söz konusu köşkün satışında aracılık eden Sotheby’s International Realty Türkiye’nin internet sitesinde ise, Balta Limanı Rumelihisarı’ndaki bu köşkün, Sultan II. Abdülhamit dönemi nazırlarından Müşir Zeki Paşa için yapıldığı belirtilerek, yaklaşık 150 yıllık bu barok üsluplu yalının, 5 katta 3 bin metrekareye yakın kapalı alanıyla, 4 bin metrekarelik bahçesiyle ve 130 metrelik rıhtımıyla Boğaz’ın en görkemli malikanelerinden biri olduğu belirtiliyor. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 17 Haberde, Roma’daki İspanyol merdivenlerinde 1920’lerden kalma, merdivenlere doğrudan erişimi olan özel bahçeli, üç yatak odalı bir villanın ise 27 milyon sterlin (70.2 milyon TL)olduğu belirtilirken, Londra Hallam caddesinde 1930’lardan kalma ikinci derece tarihi bir apartman dairesinin ise 8 milyon sterlin (20.8 milyon TL) olduğuna dikkat çekildi.Ayrıca, listede Berlin’deki bir apartman dairesinin 2 milyon sterlin (5.2 milyon TL), Lizbon’daki tarihi bir binada büyük bir çatı katının ise 1.7 milyon sterlin (4.42 milyon TL) olduğu ifade edildi. YKM’nin gelini KOBİ’lerle tasarımcıyı buluşturacak YKM’nin Yönetim?Kurulu Üyesi Saruhan Tan’ın eşi Rahşan Tan, ‘idemama.com’ adıyla kurduğu internet sitesinde KOBİ’lere tasarım desteği sağlayarak, ilandan logoya 42 farklı hizmet veriyor YKM’nin varislerinden Saruhan Tan’ın eşi Rahşan Tan ve Leslie Kandiyoti Mori uzun yıllar Türkiye’nin önde gelen reklam ajanslarında büyük markalara iletişim danışmanlığı hizmeti vermiş. TBWA/İstanbul reklam ajansında da uzun yıllar birlikte çalışmış. Ardından ortak bir şirket kurmaya karar veren bu iki meslektaş ‘idemama’ ismiyle internete adım atmış. Yurtdışında yükselen trendlerden olan ‘crowdsourcing’i (topluluğun kollektif zeka ve becerisini kullanma) adapte ettikleri idemama.com’da KOBİ’lerle tasarımcıları buluşturuyorlar. idemama.com’un KOBİ’lere yönelik olarak logodan broşüre, web sayfasından basın ilanına, stand’dan ambalaj tasarımına 42 farklı hizmet sunduklarını söyleyen Rahşan Tan, “Hedeflediğimiz bir sektör yok. Rekabette ayrışmak isteyen, kurumsallaşmak isteyen, yenilikçi tüm markalarla çalışıyoruz” dedi. Tasarımcıya ödül modeli Şimdiye kadar da Adana’dan, İstanbul’a, Kayseri’den İzmir’e, Rize’den Ankara’ya kadar Türkiye’nin pek çok farklı ilinden çok farklı sektörlerden KOBİ’lere hizmet verdiklerini kaydeden Tan, kurdukları sistemi şöyle anlattı: “idemama.com’a sadece profesyonel tasarımcılar üye olabiliyor. Siteye üye olan tasarımcıların öncelikle portfolyolarını yükleyerek onaylı tasarımcı olarak tanımlanmaları gerekiyor. Sadece onaylı tasarımcılar KOBİ’lere hizmet veriyor. KOBİ’ler ise sahip olduğu ürünün içeriği ve istediği tasarımın detaylarını sitede belirtmek durumunda. Bu bilgileri okuyan tasarımcılar markanın isteğine uygun olarak hazırladıkları tasarımlarını katılmak istedikleri projenin galeri sayfasına yüklüyorlar.” 500 - 5 bin TL’lik ödül Yüzlerce tasarımcı tarafından yüklenen çok sayıda tasarımın markanın beğenisine sunulduğunu belirten Tan, “Tasarımlarda kullanılan içeriğin orijinal ve özgün olması sitenin en önem verdiği konulardan biri. Herhangi bir eser hakkı ihlali yapıldığı tespit edildiğinde tasarımcının üyeliği sona erdiriliyor ve yasal işlem yapılıyor. Proje sonunda markanın seçtiği tasarımın kullanım hakları, tasarımcı tarafından imzalanan sözleşmeyle markaya devrediliyor. Kazanan tasarımcı 500 ile 5 bin TL arasında ödül kazanabiliyor” dedi. ‘Yaratıcı beyinlerin gücü kullanılıyor’ Sistemin markalara getirdiği çeşitli avantajlar olduğunu söyleyen Leslie Kandiyoti Mori ise “KOBİ’ler her şeyden önce ‘nereye, kime, ne kadara yaptırabilirim?’ diye düşünmeden logo, isim, broşür, fuar standı, internet banner’ı gibi farklı tasarım ihtiyaçları için Türkiye’nin önde gelen profesyonellerinden hizmet alıyorlar. Bir tane, iki tane değil onlarca alternatif içinden kendi beğenilerine uygun olanını seçebiliyorlar” dedi. Mori ayrıca, “Zamanlamalarını kendileri belirleyebiliyorlar. Proje süresi boyunca tasarımcıları yönlendirebiliyor ve anında sonuçlarını görebiliyorlar. Hızlı, ucuz, bol alternatifli ve markalarını rakiplerinden ayrıştıracak nitelikte çalışmalarla ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Yüzlerce yaratıcı beynin gücünü markalarına yönlendirebiliyorlar” diye konuştu. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 18 ‘Alışveriş caddelerine talep artıyor’ Jones Lang LaSalle tarafından hazırlanan “Türkiye Gayrimenkul Piyasası Görünümü” başlıklı raporda perakendede gözle görülür bir gelişme olduğu ve bu durumun hem perakendeci talebini, hem de yatırımcı ilgisini olumlu yönde etkilediği belirtildi. Jones Lang LaSalle Türkiye Başkanı Avi Alkaş, Marmara Forum, Adana Optimum ve Demirören gibi yeni perakende yatırımlarının pazara girmesinin olumlu etkisiyle, 2011 yılının ilk yarısında perakendeci talebinde önemli bir artışın olduğunu söyledi. Baumaxx İzmir’de, Ikea Ankara’da Alkaş, “Ana mağazalar bu dönemde de büyüme konusundaki istekliliklerini devam ettiriyor. Electro World, Tesco-Kipa ve IKEA, Ankara’da Anatolium Retail Park’ta yeni mağazalarını açtı. Baumaxx ise İzmit ve Samsun’un ardından haziranda İzmir Bornova mağazasını; Tesco Kipa ise Ataşehir’de yeni mağazasını açtı. 2011 yılında perakende açısından diğer önemli olaylardan biri de Best Buy’ın Ankara ve İzmir’deki mağazalarını Teknosa’ya devrederek, Türkiye perakende pazarından çıkması oldu” dedi. ‘Üç otel yakında satışa çıkıyor’ Jones Lang LaSalle Hotel Başkan Yardımcısı Defne Gezen ise kısa süre içinde üç otelin satışa çıkacağını söyleyerek, “Bu otellerden ikisi İstanbul Avrupa yakasında bulunuyor. Biri 5, diğeri 4 yıldızlı oteller bunlar. Satışa çıkacak üçüncü otel ise Muğla’daki beş yıldızlı bir resort otel” dedi. 2011 yılının başından beri özellikle İstanbul’un beş yıldızlı otellerinin performansının yükselmeye devam ettiğini belirten Gezen, 2011 yılında, otellerin doluluk oranlarında yüzde 2.3’lük, oda başı fiyatlarda yüzde 16.4’lük ve oda başına düşen gelirlerde 2010 yılına oranla yüzde 19’luk bir artış olduğunu kaydetti. Yeni inşaatların yavaş ilerlemesi, hem İstanbul hem de diğer şehirlerdeki otel performanslarını olumlu etkilediğini ifade eden Gezen, 2011 yılında gerçekleşen en dikkat çekici açılışların The Edition HotelZincirlikuyu, DoubleTree by Hilton-Moda ve DoubleTree by Hilton-Beyazıt olduğunu hatırlattı. ‘Markaların İstiklal’e yoğun ilgisi var’ Pazardaki gelişimin lüks markaların büyümesini teşvik ettiğine değinen Avi Alkaş, şöyle devam etti: “Demsa Grup’un Guess mağazalarıyla ikincil şehirlerde daha da aktif olma planlarının olduğunu biliyoruz. Michael Kors, Hermes ve Chanel geçtiğimiz günlerde İstinyePark’taki mağazalarını açtılar, Marc by Marc Jacobs’ta onları takip edecek. Alışveriş caddelerinde özellikle büyük ölçekli mağazalara yönelik artan bir perakendeci talebi olduğu görülüyor. İstiklal Caddesi’nde Zara’nın Vastned tarafından satın alınan bina için görüştüğü, Mango’nun ise satın aldığı binada mağaza açma planlarının olduğu, ayrıca, H&M ve Shaya Grup markalarının İstiklal Caddesi’ne yoğun ilgilerinin olduğu biliniyor.” Artan perakendeci talebinin kira seviyelerinin de artışa sebep olduğunu söyleyen Jones Lang LaSalle Sermaye Piyasaları & Danışmanlık Hizmetleri Direktörü Kıvanç Erman da 2011 sonu itibariyle tamamlanacak olan başlıca AVM projelerinin, İstanbul’da Akbatı ve Ora, İzmir’de Optimum Gaziemir, Samsun’da Ancora, Antakya’da Prime Mall olduğunu kaydetti. MySpace’i Murdoch batırdı ‘Justin Timberlake’ kaptı News Corp.’un patronu medya baronu Rupert Murdoch yeni ekonomide en büyük yatırımı olan MySpace.com’u 35 milyon dolara sattı 2005 yılında büyük umutlarla 580 milyon dolara aldığı MySpace.com’un Facebook’la rekabette sürekli kan kaybetmesi, kullanıcı sayısının gerilemesi, finansal rakamların zayıflamasının ardından Murdoch, büyük zarar yazarak sosyal ağ yatırımından çekildiğini duyurdu. MySpace.com’u aldığı dönemlerde 10 milyar doların üzerinde piyasa değerine sahip olan şirketin yeni sahipleri ise Specific Media ile ünlü yıldız Justin Timberlake oldu. Filmdi gerçeğe dönüştü Facebook’un kurucusu Marc Zuckerberg’in hayatını konu alan “Social Network” filminde Facebook yatırımcısını oynayan Justin Timberlake, yeni yatırımıyla filmde oynadığı rolü gerçeğe çevirmiş oldu. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 19 Türkiye için şok tahmin OECD'nin iki yılda bir yayınladığı Bir Bakışta Devlet raporuna göre Türkiye'nin karapara finansmanında kritik bir sürece girdiği belirtildi. Eğer Türkiye gerekli düzenlemeleri yapmazsa kara listede yer alacak. OECD'nin iki yılda bir yayınladığı Bir Bakışta Devlet raporunda Türkiye karapara ve terörün finansmanında sınıfta kaldı. Raporda; OECD Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) Türkiye'yi, kara paranın aklanması ve terörizm finansmanını önlenmesine yönelik gerekli adımları atmamakla suçladığı belirtildi. OECD bünyesinde görev yapan Mali Eylem Görev Gücü (FATF), uyardığı ve gerekli yasal düzenlemeleri yapması için 20 Haziran'a kadar süre verdiği Türkiye'yi 'kara-gri listeye' aldı. Listede Türkiye dışında Suriye, Etiyopya, Bolivya gibi ülkeler yer alıyor. Bu listeye giren ülkeler OECD'nin sıkı takibine alınıyor. Eğer gerekli düzenlemeler olmazsa 'kara listeye' alınıyor OECD bünyesinde görev yapan Mali Eylem Görev Gücü (FATF), uyardığı ve gerekli yasal düzenlemeleri yapması için 20 Haziran'a kadar süre verdiği Türkiye'yi 'kara-gri listeye' aldı. Listede Türkiye dışında Suriye, Etiyopya, Bolivya gibi ülkeler yer alıyor. Bu listeye giren ülkeler OECD'nin sıkı takibine alınıyor. Eğer gerekli düzenlemeler olmazsa 'kara listeye' alınıyor. Kara listede sadece Kuzey Kore ve İran bulunuyor. FATF, 2007 yılında Türkiye'nin mevzuatındaki terörün finansmanı ile ilgili düzenlemelerin yetersiz olduğuna ve terörist malvarlıkları ile ilgili dondurma prosedürü konusunda düzenlemelerinin bulunmadığına dikkat çekti. Ayrıca Raporda, Türkiye'de ekonomideki devlet payının diğer OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında daha küçük olduğu, genel kamu harcamalarının GSYİH'nın yüzde 40'ından düşük olduğu belirtildi. 2006 bütçe fazlasından sonra kamunun 2007-2009 yılları arasında açık yaşadığı belirtilen raporda, şu ifadeler yer aldı: - Türkiye Ekim 2009'da harcama artışını nominal GSYİH büyüme oranının altında tutan orta vadeli bir konsolidasyon stratejisi ilan etti. Bunu gelirleri artırıp, sağlıkta, kamu çalışanları ücretlerinde ve altyapıda maliyetleri kontrol ederek yapacaktı. Harcamaların üçte ikisi (GSYİH'nin yüzde 17.9'u) kamu mal ve hizmet temini için yapıldı. Üretim maliyetleri devlet kuruluşlarının kendi ürteimleriyle taşeronlar arasında hemen hemen eşit durumda. - İşgücünün yüzde11'iyle Türkiye'de kamu istihdamı, OECD ortalamasının (yüzde 15) oldukça gerisinde, hatta OECD yelpazesinin aşağı ucunda. OECD'de oranlar kamu istihdamında yüzde 6.7 ile yüzde 29.3 arasında dağılıyor. Rakam 2000 yılından bu yana bir artışı ortaya koyuyor, çünkü 2000 yılında oran yüzde 9.4 idi. Türkiye aynı zamanda istihdamın en merkezi olduğu sistemlerden birini oluşturuyor. Kamu çalışanlarının yüzde 87.8'i merkezi düzeyde çalışıyor. 2000 yılında rakam yüzde 90.2 idi Coca Cola'nın notu yükseldi Coca-Cola İçecek, SAHA Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri tarafından hazırlanan dönemsel revizyon çalışması sonunda Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu’nun 1 Temmuz 2011 itibarıyla 8,50 olarak güncellendiğini duyurdu. Coca-Cola İçecek A.Ş’nin Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi Revizyon Notu Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) Sermaye Piyasasında Derecelendirme Faaliyeti ve Derecelendirme Kuruluşlarına İlişkin Esaslar Tebliği kapsamında SAHA Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. tarafından hazırlanan dönemsel revizyon çalışmasının tamamlandığı belirtildi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 20 Açıklamada, Coca-Cola İçecek A.Ş.’nin (CCİ) 10 üzerinden 8,43 olan Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu’nun 1 Temmuz 2011 itibarıyla 8,50 olarak güncellendiği kaydedilerek "Kurumsal Yönetim Derecelendirme notu, SPK’nın konuya ilişkin ilke kararı çerçevesinde farklı şekilde ağırlıklandırılmış dört ana başlık altında yapılan değerlendirme sonucu belirlenmiştir. Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notumuzun ana başlıklar itibarıyla dağılımı; Ana Başlıklar, Ağırlık, Alınan Not olarak sıralandığında, Pay Sahipleri yüzde 25, 80,32, Kamuyu Aydınlatma ve Şeffaflık yüzde 35, 95,27, Menfaat Sahipleri yüzde 15, 96,43, Yönetim Kurulu yüzde 25, 68,28, Toplamda ise yüzde 100 84,96 olmuştur denildi. CCİ’nin güncellenen kurumsal yönetim derecelendirme notunun, şirketin kurumsal yönetim ilkelerine verdiği önem, bunu sürekli ve dinamik bir süreç olarak yürütmekteki istekliliği ve bu doğrultuda bir önceki derecelendirme notunun tahsis edilmesinden bu yana geçen on iki aylık süre içinde gerçekleştirmiş olduğu iyileştirmeler göz önüne alınarak belirlendiği bildirildi. "Türkiye Avrasya'nın yükselen kaplanı" ABD’nin ekonomi çevrelerinin gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Türkiye’nin hızlı büyüme rakamlarının Çin ve Arjantin’i geride bıraktığını yazdı. Gazetenin İstanbul mahreçli haberinde, Türkiye ekonomisinin, 2011 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11 oranında büyüdüğü ve Türkiye’nin "Avrasya’nın yükselen kaplanı olduğunu teyit ettiği" vurgulandı. Gazete "Dün açıklanan büyüme hızı rakamlarının, Türkiye’nin Ortadoğu’daki ve Avrupa’daki komşuları siyasi çalkantılarla ve ekonomiyi kurtarma planlarıyla boğuşurken, pazarın tahminlerini yendiğini" yazdı. Haberde Türkiye’nin sıcak ekonomisinin pek çok komşu Avrupa Birliği ülkesiyle, özellikle de Yunanistan’la tezat teşkil ettiği, geçen hafta Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun, ekonomik krizle mücadelede Türkiye’yi örnek göstererek "Komşularımız Türklerin yaptığını biz neden yapamayalım" dediği anımsatıldı. Hızlı ekonomik büyümenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimleri yeniden kazanmasına neden olduğu, bölgenin yükselen siyasi ve ekonomik gücün lideri olarak Erdoğan’ın konumunu daha da güçlendirdiği belirtildi. Ancak gazete, ekonomistlerin hızla yükselen cari açıkla ilgili endişeleri bulunduğunu, Türkiye’nin ithalatının ihracatına göre dört katı hızla arttığını da kaydetti. Yabancı yatırımcıların Türkiye’ye yatırım yapmak için koşmadığı da belirtilen haberde, "İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının bu sene yükselen pazarlar içinde en kötü performans gösterenlerden biri olduğu, aynı zamanda Türk lirasının da düştüğü, yabancı yatırımcıların Polonya, Rusya, Almanya ve Çin gibi ülkelere Türkiye’ye göre daha fazla yöneldikleri" de ifade edildi. Elektriğe temmuz-eylül döneminde zam yok Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), perakende elektrik satış tarifelerini değiştirmedi. Edinilen bilgilere göre, EPDK’nın dünkü Kurul toplantısında, 21 elektrik dağıtım şirketinin 1 Temmuz (bugün) 2011 tarihi itibariyle 3 aylık dönem için uygulamaya başlayacağı perakende elektrik satış tarifesini onayladı. Buna göre Kurul, temmuz- ağustos- eylül dönemi kapsayan ve nihai tüketiciyi ilgilendiren perakende satış fiyatlarını değiştirmedi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 21 Euro’nun itibarı arttı dolar 1.62’nin altına indi Yunan parlamentosu kemer sıkma paketinin alt kalemlerini de onayladı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Trichet ise gelecek hafta için faiz artırım sinyali verdi. Yatırımcılar euro’ya yeniden itibar etti, dolar içeride 1.62’nin altına kadar indi Yunan parlamentosunda önceki gün kabul edilen beş yıllık tasarruf önlemleri paketinin uygulanmasına yönelik düzenlemeler de dün meclisten onay aldı. Sokaklarda göstericilerle polisin çatışmasının sürmesine rağmen yasanın geçmesi, yatırımcılar açısında olumlu gelişme olarak yorumlandı ve euro, dolar karşısında değer kaybetti. Buna bir de ABD’nin borçlanma limitine ulaşmış olması ve Kongre’de henüz tavanın yükseltilmesi konusunda bir ilerleme kaydedilememiş olması eklenince euro/dolar gün içinde üç haftanın en yüksek seviyesi olan 1.4522’ye kadar yükseldi. Euro’daki değer artışında dün sabah Avrupa Parlamentosu’nda bir konuşma yapan Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet’nin sözleri de etkili oldu. Trichet konuşmasında gelecek haftaki toplantıları için faiz artırım sinyali verdi. Trichet, Avrupa Parlamentosu’nun ekonomi ve parasal ilişkiler komitesine yaptığı açıklamada enflasyon üzerinde başta enerji fiyatları olmak üzere yukarı yönlü riskler olduğunu söyledi. Trichet, Temmuz ayı faiz toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada enflasyon karşısında kararlı ve zamanında adım atmaya hazır olduklarını belirttti. ECB Başkanı Trichet, enflasyon karşısında güçlü şekilde teyakkuzda olmalarının gerektiğini kaydetti. Standard & Poor’s ABD’yi uyardı Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, ABD’nin 4 Ağustos’taki borç ödemesini gerçekleştirememesi halinde AAA olan kredi notunun hemen “selektif temerrüt” seviyesine düşürüleceğini açıkladı. S&P Direktörü John Chambers Reuters’e yaptığı açıklamada, vadesi 4 Ağustos’ta dolan ABD Hazine tahvilleri notunun, hükümetin ödemeyi gerçekleştirememesi durumunda, D’ye düşürüleceğini, bundan etkilenmeyen tahvillerin notunun da bu kadar sert olmamak şartıyla, aşağı çekileceğini söyledi. Aynı zamanda S&P’nin ülke notları komitesinin de başında bulunan Chambers, “ABD ödemeyi yapmazsa, D’ye düşecek. Bu, vadenin dolduğu 4 Ağustos’tan hemen sonra gerçekleşir, çünkü ödemesiz süre bulunmuyor” dedi. Ancak Chambers ABD’nin temerrüde düşme ihtimalinin oldukça zayıf olduğunu, S&P’nin ABD’de borç tavanının yükseltilmesi konusunda son dakikada uzlaşma sağlamasını beklediğini de belirtti. ‘Merkez geride kaldı’ Euro’nun değerlenmesine karşılık doların mevzi kaybetmesiyle içeride de dolar/Tl 1.63 seviyesinin altına, 1.6182’ye kadar çekildi. Ancak dış ticaret verisinin olumsuz gelmesinin ardından dolar bir miktar değer kazandı. Gösterge tahvilin bileşik faizi de sabah saatlerinde yüzde 9.13’e kadar düştükten sonra olumsuz algılamanın artmasıyla yüzde 9.23’e kadar çıktı. Bir bankacı, ise “Merkez Bankası’nın piyasanın gerisinde kaldığına dair inanç her gün daha da artıyor ve fiyatlanıyor. Buna paralel bonodan çıkış görüyoruz, bugün (dün) de aynı şey oldu. Öte yandan kurda tersi bir şekilde düşüş oldu. Piyasa çok kararsız dolayısıyla da volatilite görülüyor. Örneğin gösterge faiz veriler sonrası ilk tepki olarak yükselmesine rağmen bazı yorumların olumlu yönde olması nedeniyle geriledi ancak sonrasında olumsuz oldukları anlaşıldı ve satışa geçildi” dedi. Demirören Grubu holding çatısı altında toplanıyor Demirören Grubu şirketleri, büyüme stratejisinin daha etkin ve verimli yönetilmesi için holding çatısı altında toplanıyor. Yeni kurulan holdingin CEO’su ise Yağmur Şatana oldu TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 22 Enerji sektörünün en büyük oyuncularından Demirören Grubu, sanayi ve hizmet sektöründeki faaliyetlerini ‘holding’ çatısı altında toplama kararı aldı. Yeni kurulan holdingin yönetimine CEO olarak Yağmur Şatana atandı. Demirören Grubu Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören tarafından yapılan açıklamada, ana konusu LPG sanayii olan grubun, faaliyetlerini çeşitlendirmeye yönelik yatırımların yoğun bir şekilde sürdüğü belirtildi. Geçen dönem içinde, akaryakıt sektöründe 400 bayiyle faaliyet gösteren Moil firmasının gruba katıldığını hatırlatan Demirören, gayrimenkul geliştirme çalışmaları çerçevesinde Demirören İstiklal alışveriş merkezinin hizmete girdiğini, Göktürk/Kemerburgaz bölgesinde yer alan Kemer Country’nin de grup bünyesine katıldığını vurguladı. Hızlı büyüme ve yatırım Milliyet ve Vatan gazetelerinin de grup bünyesine dahil olduğunu hatırlatan Demirören, “Grubumuz, ana faaliyet alanlarında gösterdiği hızlı büyüme ve yeni alanlarda yaptığı yatırımlarla ülkemizin en büyük sanayi ve hizmet grupları arasındaki yerini sürekli yükseltmektedir” dedi. Demirören, büyüme stratejisinin daha etkin ve verimli yönetilmesi için faaliyetlerin bir holding çatısı altında toplanacağını açıkladı. “Bu yeni yapılanma ile Demirören Grubu’nun başarılı çalışmalarının ve sahip olduğu büyüklüklerin daha da ileri götürülmesi amaçlanmaktadır” açıklamasını yapan Demirören, “Yeni yapımızın grubumuza hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi. YENİ CEO ŞATANA FİNANS KÖKENLİ Yeni kurulan Demirören Holding’e CEO olarak atanan 48 yaşındaki Yağmur Şatana, Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi İİBF Maliye ve İktisat bölümünü bitirdikten sonra 2007 yılına kadar 22 yıl bankacılık yaptı. Bankacılık kariyerindeki son görevi Finansbank Genel Müdür Yardımcılığı ve Genel Müdür vekilliği olan Şatana, 2008 yılından itibaren Finans Yatırım Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Finans Finansal Kiralama Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı görevlerini üstlendi. Daha sonra ise Fiba Holding bünyesinde faaliyet gösteren 16 grup şirketinde, Yönetim Kurulu Başkanlığı ve üyelikleri görevlerinde bulundu. Evli olan Şatana, 1 çocuk babası. Öte yandan, Demirören Grubu şirketlerinde uzun yıllar üst yönetici olarak görev yapan Nejdet Hüddam’ın ise mevcut görevlerine ilave olarak holding bünyesinde CFO olarak görev alacağı açıklandı. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 23 Güngör Uras… Hormonlu büyümeye devam, ucuz ithalata selam! 2010 yılında (1998 yılı sabit fiyatları ile) milli gelir rakamı yılın ilk üç ayında 23.3 milyar TL idi. 2011 yılının ilk 3 ayında 25.8 milyar TL. oldu. Geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 11.0 oranında büyüdük. Bu rakamlara “dışarıdan bakınca” sevinmemek imkânsız. 2007 yılında ilk 3 ayda milli gelir 22.8 milyar TL idi. 2008’de 24.4 milyar TL oldukdan sonra kriz nedeniyle 2009’da 20.8 milyar TL.ya gerilemiş, geçen yıl 23.3 milyar TL. olabilmişti. Krizi atlatmayı bırakınız, sabit fiyatlarla bugüne kadar yılın ilk 3 ayının en büyük milli gelir rakamına sahibiz. Ama buna sevinemiyoruz. Çünkü bu büyümenin arkasında ülkeye giren sıcak para ve ucuz döviz var. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2011 yılının ilk 3 ayındaki milli gelir rakamını dolara dönüştürdü. 180.6 milyar dolar olarak açıkladı. Merkez Bankası’nın açıklamalarına göre ise yılın ilk 3 ayında cari açık (döviz açığı) 21.8 milyar oldu. Bölünüz iki rakamı birbirine: demek ki yılın ilk 3 ayında, ülkeye sermaye hareketi ile, milli gelirin yüzde 12.1’i oranında yabancı kaynak girmiş. Gelir 100, harcama 108.4 TÜİK milli gelirin nasıl harcandığını gösteren bilgileri de toplar ve yayınlar. 2011 yılının ilk 3 ayındaki harcamalar şöyle: milli gelir 100 iken, halkımız 73.1 tüketmiş, devlet 9.7 tüketmiş. Özel sektör ile kamunun sabit sermaye harcamaları 26.4 olmuş. Toplayınız bu 3 harcama kalemini. Eder 109.2. Bundan stoğa giden 0.8’i çıkarınız kalır 108.4. Demek ki bizim 3 ayda gelirimiz 100 iken biz 108.4 harcamışız. İşte ithalata dayalı büyüme denilen şey budur. İşte hormonlu büyüme denilen şey budur. Bu büyümenin hormonu ucuz dövizdir. Ucuz döviz geldikçe, halk ucuz dövizi buldukça harcar. Üretici ucuz dövizi buldukça, üretimde yerli girdi yerine ucuz ithal girdi kullanır. Dikkat buyurunuz, döviz önce harcanıp sonra bulunmaz. Döviz bulundukça harcanır. Faizi yüksek tutarsanız ülkeye bolca döviz girer. Bolca döviz girince fiyatı ucuzlar. Döviz fiyatı ucuzlayınca ucuz ithalat artar. (Ara bilgi: Gerçekçi kur politikası uygulanmadıkça bu iş sürer gider) Anadolu’da bazı gençler babalarının parası ile aldıkları kamyonların arkasına “Babam sağolsun” diye yazılar asarlar. İşte o biçim. “Ucuz döviz sağolsun... Ucuz döviz politikası devam ettikçe bizde hormonlu büyüme sürer gider...” Sorunun ucuz dövizde olduğunu bir türlü kabul etmeyenler ise cari açığı küçültmek, talebi sınırlamak için farklı tedbirlerle piyasayı çorbaya çevirmeye devam eder. İMALAT ESAS LOKOMOTİF 2011 yılının ilk 3 aylık döneminde GSYH (Milli Gelir) yüzde 11.0 oranında büyüdü. 2011 yılının ilk 3 ayında tarım yüzde 3.6 büyüdü. Fakat tarımın milli gelir içindeki payı sadece yüzde 3.9 oranında. Esas olan imalat sanayi. Milli gelir içindeki ağılığı yüzde 25.8 oranında. İmalat sanayi yüzde 12.3 büyüyünce peşinden ticaret, ulaştırma ve mali aracı kurumları sürüklüyor. Bu üç kesimin milli gelir içindeki ağırlıkları büyük. Ticaretin ağırlığı yüzde 13.8, ulaştırmanın yüzde 15.2, mali aracı kuruluşların yüzde 12.2 oranında. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 24 İlk 3 ayda sanayin peşinden giden ticaret yüzde 17.2, ulaştırma yüzde 12.2, mali aracı kuruluşlar yüzde 9.1 büyüdü. İnşaat yüzde 14.8 oranında büyüdü ama, inşaatın toplam milli gelirdeki ağırlığı küçük. Sadece yüzde 5.8 oranında. İthalat ve büyüme sürüyor İlk 3 ayda böyleydi de sonra ne oldu? Değişen bir şey yok. İthalata dayalı büyüme devam ediyor. Dün TÜİK mayıs ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. İthalat 21.0 milyar dolar, ihracat 10.9 milyar dolar. Dış ticaret açığı 10.1 milyar dolar. Yılın ilk 5 ayında ithalat yüzde 43.8 artarken ihracat yüzde 20.1 arttı. Dış ticaret açığı 43.7 milyar dolara ulaştı. Demek ki ucuz dövize dayalı ithalat artışı ve ucuz ithalata dayalı hızlı büyüme devam ediyor. Edecek. Dün de yazdığım gibi “Ne günlere kaldık... Hızlı büyüyoruz diyerek, sevinecek yerde dertleniyoruz!” TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 25 Metin Münir… Bana bakan yardımcısı ver, sana kaos vereyim Hükümetin seçimlerden önce yayınladığı rekor sayıda kanun hükmünde kararnamenin getirdiği en tartışmalı ve muhtemelen en başarısız olmaya mahkûm kurum bakan yardımcılığıdır. Bakan yardımcıları “Hükümetin görev süresi ile sınırlı olarak” görev yapacaklar. Maaşları dokuz milyon lira civarında olacak. Bu, ortalama müsteşar maaşının üçte bir kadar üstündedir. Müsteşar olmak için sıkı bir eleme sürecinden geçmek, üniversite mezunu olmak, on yıldan fazla devlet memurluğu yapmak gibi şartlar var. Bakan yardımcılarında bu şartlar aranmayacak. İlkokul veya lise mezunları, hiç devlet tecrübesi olmayan kişiler de bakan yardımcısı olabilecek. Bakan yardımcılığı İngiltere ve Norveç dâhil birçok Avrupa ülkesinde var ama biraz uydurma bir kademe olduğu, bakan ile bürokratlar arasına ek bir kadro soktuğu için pek çalışmıyor. İngiltere’de daha çok genç milletvekillerine devlet deneyimi kazandırmak için kullanılıyor. Norveç’te bakan yardımcıları “tahammül edilmeleri zorunlu birer baş belası” olarak kabul ediliyor. Bizde durum daha değişik olmayacağa benziyor. Araştırmalarım özellikle üst düzey bürokratların bu düzenlemeden hoşnut olmadığını gösteriyor. Bunlara göre, kararnameyi yazanların yaptığı en büyük hata, bakan ile müsteşar arasına gömdükleri bakan yardımcılarının konumunu tarif etmemektir. Bakan yardımcısının ne yapacağı, yetki ve sorumlulukları, müsteşar ve diğer üst düzey bürokratlarla emir kumanda ilişkisinin ne olacağı belli değil. “Böylesine önemli kurumu araya koyunca, çatışmaları önlemek için ilişkileri tanımlamamak gerekir” dedi üst düzey bir bürokrat. Geniş devlet deneyimi olan eski bir üst düzey bürokrat ise “Saçma sapan olarak görünüyor. Bakan ile müsteşar arasına son derece gereksiz bir kurum sokuyor. Birtakım seçilmemiş adamlara maaş vermek için yapılmış bir düzenleme.” Aktif görevde bulunan üst düzey bir bürokrat ise yükselmek için yıllarını vermiş memurların başına “Bu senden daha akıllı ve başarılı diye dışarıdan birini koyarsanız o bünyenin içinde tutunamaz” dedi. “Kabullenmesi çok zordur, safra imiş gibi çiğner atar.” 1937’de İsmet İnönü bakanlara yardımcı olmak ve yetenekli iseler ileride bakan olmaları için hazırlamak üzere milletvekilleri arasından bakan yardımcıları, o zamanın deyimine göre, Siyasi Müsteşarlıklar atadı. Sekiz aylık bir denemeden sonra kurum ortadan kaldırıldı. Beklenen sonuç alınamamıştı. Yazar Mustafa Turan’a göre, “Bakanların kendi durumlarını düşünerek yetersiz kimseleri bakan yardımcısı atamaları ve onların da genellikle bakanların yanında birer hiç mesabesinde kalmaları bu kurumun verimli çalışmasına engel oldu.” Bakalım bu defa ne olacak. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 26 SABAH GAZETESİ Yeşil Kart'ta devrim 9.5 milyon Yeşil Kart sahibinin aylık harcamaları gelir testine tabi tutulacak. Yeşil Kart sahipleri, banka kredi kartı harcamalarından elektrik, su kullanımlarına kadar bir çok aşamada hazırlanmış testlere tabi tutulacak.Böylece yaklaşık 9.5 milyon Yeşil Kart sahibinin gerçek ihtiyaç sahibi olup olmadığı 'Gelir Testi' ile ortaya çıkacak. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, "Gelir Testi sonunda geliri asgari ücretin üçte birinden az olanın primini devlet ödeyecek. Geri kalanlar, herkes gibi bundan sonra devlete prim ödeyecek" dedi Vatan gazetesinin haberine göre; Yeşil Kart uygulaması bu yılbaşında sona eriyor. Yaklaşık 9.5 milyon Yeşil Kartlı'nın gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığını tespit etmek üzere hazırlanan ve milyonlarca vatandaşın Yeşil Kart'tan sağladığı hakları kaybetmelerine neden olacak en kritik adım atıldı. 9.5 milyon vatandaşın gelir durumunu yeniden değerlendirecek olan "Gelir Testi Yönetmeliği" tamamlanarak Başbakanlığa gönderildi. Söz konusu yönetmelik Bakanlar Kurulu kararıyla Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girecek. Böylece, milyonlarca Yeşil Kartlı, banka kredi kartı harcamalarından elektrik, su kullanımlarına kadar bir çok aşamada hazırlanmış testlere tabi tutulacak. Uzmanlar Yeşil Kartlılar'ın yarısına yakınının bu haklarını kaybedeceğini tahmin ediyor. 2012 yılbaşından itibaren Türkiye Genel Sağlık Sigortası'na geçiyor. Yeni sistemde düşük gelirli yoksul vatandaşların primleri devlet tarafından ödenecek ancak devletin kimin primini ödeyeceği, tüm Yeşil Kart sahiplerinin gerçek gelirlerinin tek tek incelenmesiyle belirlenecek. Böylece ihtiyacı olmadığı halde Yeşil Kart'ı olan milyonlarca kişi bu hakkını kaybedebilecek. Bu hakkı kaybedenler de diğer herkes gibi devlete prim ödeyecek. Gerçek yoksul belli olacak 2012 yılından itibaren Yeşil Kart sisteminin kalkması ve kurulacak yeni sistemi anlatan SGK Başkanı Emin Zararsız, yeni sistemin en önemli adımı olan yönetmeliği hazırladıklarını ve gönderdiklerini VATAN'a açıkladı. Zararsız, şunları söyledi: "Yeni dönem hazırlıkları için Bakanlar Kurulu kararıyla bir yönetmelik çıkması gerekiyordu: Gelir Testi Yönetmeliği. Türkiye'de ilk kez böyle bir şey yapılacak. Her ne kadar kanun bu konuda yetkiyi bize vermiş ise de birden fazla kuruma görev yüklemek zorunda kalındığı için bir yönetmelikle Bakanlar Kurulu kararıyla düzenlenmesi gerektiği EKK'da da değerlendirildi. Biz çalışmamızı tamamlayıp Bakanımıza gönderdik. Bakan Bey imzalayarak Başbakanlığa gönderdi. Yeni bakanlar mı, yoksa mevcut bakanlar mı imzalar, bilmiyorum. 2012 sabahı Genel Sağlık Sigortası Türkiye'de yaşayan herkes için zorunlu hale geliyor. Tüm geçiş dönemleri sona eriyor. En son Yeşil Kartlılar kalmıştı." 'Bankalardan bilgi alacağız' Yeni sisteme göre asgari ücretin üçte birinden az geliri olanların primini yine devletin karşılayacağını belirten Zararsız, "Ancak, kimin geliri asgari ücretin üçte birinden daha az, kiminki değil işte bunun tespit edilmesi gerekiyor. Devletin primini ödeyeceği kişiler belli olsun. Bunun altyapısını gelir testi yönetmeliğiyle oluşturuyoruz. SGK olarak bankalardan ticari sır kapsamına girmeden, kişilere ait bilgileri alabileceğiz. Yılbaşından sonra, tüm ilgili kurumlardan ve bankalardan alınacak bilgilerle, o ailenin geliri ve o aile içerisindeki kişilere düşen gelir miktarı ortaya çıkacak. Üçte birden az ise o aileden 1 kişi Genel Sağlık Sigortalısı olarak tespit edilecek. Ailenin diğer üyeleri o kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişi olacak" diye konuştu. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 27 'Yeşil Kart'lı sayısı bir anda azalacak Emin Zararsız, 9.5 milyona yakın Yeşil Kart sahiplerinin yarı yarıya azalacağı yönündeki tahminlere temkinli yaklaşsa da geçmiş tecrübelerin bu hakka sahip kişi sayısının azalacağını gösterdiğini söyledi. Zararsız, şöyle konuştu: "Bir ara 16 milyona kadar çıkmıştı Yeşil Kartlı sayısı. Ayrıca gerçek anlamda bir değerlendirmeye tutulduğunda bir çok hak etmeyen kişiye Yeşil Kart verildiği anlaşıldı. Bunlar iptal edildi. Rakam 9 milyona kadar düştü. Bir kez daha gözden geçirilirse, ilk gözden geçirme kadar büyük oranda bir düşüş olmayabilir ama bir miktar olur. Gelir durumu her ay kontrol edilecek Emin Zararsız, 31Aralık'ı 1 Ocak'a bağlayan gece sistemdeki geçişin nasıl olacağını ise şöyle anlattı: "Sizin Yeşil Kart'ınız iptal edilecek ama siz yine primi devlet tarafından karşılanan Genel Sağlık Sigortalısı olarak tescil edileceksiniz. Bu kendiliğinden olacak. Ancak Yeşil Kart vizeli, yani 1 yıllık 6'şar aylık gibi süresi var. Yeşil Kartı ilk aldığınız andan itibaren vize süresi bitene kadar siz primi devlet tarafından ödenen sağlık sigortalısı olarak tescil edileceksiniz. Ama diyelim 3 ay sonra vizeniz bitiyor, biz bu süre içinde sizi gelir testine tabi tutmuş olacağız. Şayet sonuçlar kişi başına gelirinizin asgari ücretin üçte birinden az olduğunu gösterirse, priminiz devlet tarafından ödenir. Bundan sonra her ay düzenli olarak sizin gelir durumunuz kontrol edilecek. Eğer gelir durumunuzda önemli bir gelişme meydana gelip de bir sonraki seviyeye çıkma hali olursa, otomatik olarak sizinle ilgili bu bilgi bize bildirilecek ve sizi gelir durumunuza göre ilgili bölüme alacağız." İhracat rakamları açıklandı Haziran ayına ait ihracat rakamları yüzleri güldürdü. Haziran'da ihracat yüzde 25 artışla 11.5 milyar dolara ulaştı Güçlü büyüme sürecek Başbakan Erdoğan, bu yıl 2008 seviyesi olan 742 milyar doların rahatlıkla aşılacağını belirterek, "Güçlü büyüme sürecek" mesajı verdi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ilk çeyrekteki yüzde 11'lik büyüme hızıyla Türkiye'nin dünya birincisi olduğunu belirterek, "İnşallah bu şekilde devam edecek ve 2008 seviyesi olan 742 milyar doları bu yıl sonunda rahatlıkla aşacağız. 2023 hedefimiz olan 2 trilyon dolar milli gelire de inşallah bu ivmeyle devam edip ulaşacağız" dedi. Yüksek ve olumlu büyümenin ayaklarını yerden kesmeyeceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Bu rakamlar daha kararlı olmamız gerektiğini gösteriyor" dedi. AK Parti'nin 2002'den bu yana milletin rotasından hiç ayrılmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "İlk dönemimiz krizin yaralarının sarılması, güven ve istikrarın sağlanması dönemiydi. Çıraklık, kalfalık dönemlerimizde Türkiye'yi ilklerle tanıştırdık, tarihi başarılara imza attık. Küresel kriz, en gelişmiş ülkeleri derinden sarsarken, AB üyesi ülkeler küçülme rekorları kırarken, Türkiye büyüme rekorları kırdı.'' Türk malına ayrımcılık Kamu ihalelerinde Türkiye'de üretilen mal ve hizmete 'kısmi' olarak uygulanan pozitif ayrımcılık 'zorunlu' hale geliyor. Bakan Çağlayan, "Türk malı, yabancının yüzde 15 üzerinde olsa bile iç üretim tercih edilecek" dedi Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, kamu ihalelerinde 'kısmi' uygulanan Türkiye'de üretim yapanlara uygulanan pozitif ayrımcılığın yeni düzenleme ile 'zorunlu' hale getirileceğini açıkladı. Aslında İstanbul'da ekonomi basınıyla bir araya gelme nedeni, cari açığı azaltmak için yapılan dev çalışmayı paylaşmaktı. Anlattı da... Ancak kamu ihalelerinde Türk üreticinin durumu sorulunca bu konuda yasal TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 28 düzenleme yapılacağını anlatmak zorunda kaldı. Çağlayan, kamunun 'tüm' mal ve hizmet alımlarında eşik değer üzerinden yüzde 15 daha pahalı olsa bile Türkiye'de üretilenlerin tercih edileceğini belirtti. Çağlayan "Bu 'Türk üretimi' diye yüzde 15 pahalı alacağız anlamına gelmiyor ama birçok ülkenin kullandığı bu hakkı biz de kullanacağız" dedi. YATIRIMCI AVINA ÇIKILIYOR Dış ticaret ve cari açığı azaltmak için yapılacaklara gelince... Çağlayan'ın anlattıklarına göre formülün iki önemli ayağı var; İlki ithalat patladıysa ithal edilen mamulleri Türkiye'de üretmek. İkincisi milyarlarca dolarlık ihracat yapılabilecekken önünden bile geçilmeyen ülkelere satılabilecek ürünleri tespit edip buralara ihracat yapmak. İthal edilenin Türkiye'de üretilmesinden başlayalım. Çağlayan ilginç örnekler verdi. Mesela dünyanın en büyük demir-çelik üretici ve ihracatçısı olmamıza karşın dünyanın en çok hurda demir ithalatı yapan üstelik bunu da en yüksek fiyattan gerçekleştiren ülkesiymişiz. Otomobil ve buzdolabı kompresöründe durum daha vahim. "Promosyon Ajansı ile birlikte yatırımcı avına çıkıyoruz" diyen Çağlayan, en önemli silahın da; devlet yardımları ve yeniden düzenlenecek bölgesel ve proje bazlı teşvikler olacağını belirtiyor. Anlaşılan cari açıkta sorun belirlenmiş artık yapılması gereken "nokta atış" yapılarak yatırımcı avlamak olacak. NEDEN HAMALLIK YAPALIM Kİ! Konunun ikinci ayağı ise ihracatın artırılması. Bunun için 'Asla rekabet edilemez' denilen Çin ve Hindistan'ı adres gösteriyor. İddiası, iki ülkede rekabet avantajımızın olacağı birçok ürün olduğu yönünde... Çağlayan 73 ülke bin 243 ürün grubunda yapılan araştırmayla sadece Çin'de değil Kanada, ABD gibi birçok ülkeye ihracatın katlanarak artıralabileceğini söylüyor. Öte yandan Çağlayan'a "Otomobil motorlarını burada üretmeleri için mi yatırıma mı davet edeceğiz yoksa kendi motorumuzu mu yapacağız" diye soruldu. Yanıtı şu oldu: "Otomobil şirketleri lisanslı motorlarını getiriyor burada monte ediyor. Yani onlar üretiyor ama biz hamallığını yapıyoruz. Motorları Türkiye'de üretmeleri için konuşacağız. Ardından niye kendi motorumuzu yapmayalım?" HEDEF 135 MİLYAR $ İLE REKOR Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin 1-28 Haziran arasındaki ihracatının 10.5 milyar dolar olduğunu belirterek 1 Ocak-28 Haziran arasındaki ihracatın ise 65 milyar dolara ulaştığını söyledi. Bakan Çağlayan, ilk 6 ay sonunda ihracat artışının yüzde 23.2 olarak ölçüldüğünü anlattı. 2011 yılı hedefinin 127 milyar dolar olarak konulduğunu hatırlatarak, "Biz 135 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin yeni rekoruna ulaşmak istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu. 6 SEKTÖR İNCELENDİ Bakan Çağlayan bunun için 3 sektörde (otomotiv, demir çelik ve makine) çalışmaların tamamlandığı gıda, tekstil ve kimyada ise yıl sonuna kadar tamamlanacağını anlattı.  MOTOR ÜRETİLEBİLİR Bakan Çağlayan, ithal etmek yerine Türkiye'de rahatlıkla üretilebilecek ürünler arasında otomobil motor ve motor aksamlarını, kaliteli ve paslanmaz demir-çeliği, kompresörü saydı. TRAJİK ÖRNEKLER Bakanın ithal ettiğimiz ancak üretebileceğim ürünler konusunda verdiği örnekler ise bir hayli ilginç. İşte Çelik hurda, kompresör ve kauçuk örnekler: TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 29 HURDA İTHALATI "2010'da da 7 milyar dolarlık hurda ithalatı yapıldı. Hurda ithalatı 2010 dış ticaret açığının yüzde 10'u, cari açığın yüzde 15'i. Sektör sadece ortak satın alma yapsa 1 milyar dolarlık tasarruf olur." OTODA YAPILACAKLAR Daha trajik durum otomotivde... Araç içi tüm kauçuk aksam ve motorların tamamı ithal ediliyor. Oysa teknoloji gelişti ve Türkiye daha teknolojik ürün olan kompozitleri rahatlıkla üretebilir. Aynı şekilde otomobil yazılımları da burada yapılabilir. KAZANAN ÇİN Çin'den sonra dünyanın en büyük buzdolabı ihracatçısı Türkiye... Ancak yılda 400 milyon dolarlık buzdolabı kompresörü ithal ediyoruz. Türkiye'nin ihraç ettiği buzdolaplarında maliyeti tutturmak için Çin malı kompresör kullanılıyor. FT'den rekor büyümeye şüpheci yaklaşım Tüketici harcamalarının beslediği büyüme Türkiye Merkez Bankası'nın ekonomiyi soğutup yavaşlatmak için aldığı geleneksel olmayan önlemler konusunda şüphelere yol açıyor, Financial Times'a göre. Merkez Bankası'nın uyguladığı başlıca önlem ise, faiz hadlerini yükseltmekten ziyade bankaların verdiği kredilere sınırlama getirmek.Gazetenin muhabiri Delphine Strauss, açıklanan başka rakamların, ülkenin dış ticaret açığının 10.1 milyar dolar gibi rekor bir düzeye ulaştığını ortaya koyduğunu ve bunun da merkez bankasının iç talebi düşürüp şişen cari açığı azaltma hamlesi önündeki zorluklara işaret ettiğini savunuyor.İngiltere'deki Royal Bank of Scotland'ın ekonomistlerinden Timothy Ash'in, "Ekonominin yavaşladığına dair hiçbir işaret yok." dediğini aktaran Financial Times, uluslararası yatırımcıların Türkiye ekonomisine baktıklarında sürdürülemez bir büyüme gördüklerini de yazıyor.Değerlendirmede Merkez Bankası'nın Türkiye ekonomisinin fazla ısındığını gösteren hiçbir kanıt yok şeklindeki karşı görüşlerine de yer veriliyor.Gazeteye göre, Merkez Bankası'nın yükselen ekonomilere sermaye akışının yavaşladığını gösteren işaretler nedeniyle, yüksek faizin sıcak para akışını hızlandırarak cari açığı artıracağı öngörüsü artık geçerli değil. Ancak banka yine de daha önce belirlediği tutumunu değiştirmiyor.Değerlendirmede son olarak, Merkez Bankası'nın tutumunu doğru bulan iktisatçıların, Türkiye'deki ekonomik aktivitenin yılın geri kalanında düşeceğini öngördükleri de belirtiliyor. Bu da Uzan rekoru Türkiye aleyhine açtığı milyar dolarlık 4 dava Uzan'a rekor kırdırdı. Law.com ve ABD'li ALM Legal Intelligence'ın en büyük tahkim davaları sıralamasında Uzan'ın açtığı davalar ilk 11'de yer aldı Türkiye'ye açtığı davaları birer birer kaybeden Cem Uzan, yeni bir rekor kırdı. Hakkında İnterpol tarafından arama kararı çıkarılan Cem Uzan'ın açtığı milyar dolarlık davalar dünya literatürüne girdi. Dünyanın en büyük hukuk sitesi law.com ile ABD merkezli ALM Legal Intelligence'ın yaptığı araştırmada Uzanlar'ın kaybettiği davalar en pahalı mahkemeler listesinde yer aldı. Nisanda Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) açtığı davayı da kaybeden Cem Uzan, en pahalı tahkim dosyaları listesinde yer aldı. Uzan'ı rekora götüren ise 4 dosyanın en büyük 11 dava arasında yer alması oldu. Davalardan 3'ünü kaybeden Uzan'ın tek kozu ise Libananco Holding. Sürecin Türkiye lehine işlediği Libananco davasında da sonucun önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor. Law.com ile ABD merkezli ALM Legal Intelligence'ın 2009 ve 2010 yılına damga vuran, bir kısmı TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 30 devam eden tahkim davaları sıralamasında alt sınır 100 milyon dolar olarak belirlenirken, ilk sırada Yukos yer alıyor. Rusya'nın en zengini olan ve sahibi olduğu Yukos enerji şirketini yüzlerce milyon dolar dolandıran Mikhail Khodorkovsky, tıpkı Cem Uzan gibi Güney Kıbrıs'taki Hulley Enterprices adlı şirket kanalıyla 103.6 milyar dolarlık dava açmıştı. 2012'de açıklanması beklenen Yukos davasını ise enerjiyi millileştirme kararı alan Venezüella izliyor. Venezüella aleyhine ConocoPhilips 30, Mobil Corporation'ın 20 milyar dolarlık davaları yer alıyor. LIBANANCO KALDI İlk 11 dava arasında ise 5'inci sırada geçen yıl temmuzda Türkiye'nin kazandığı Saba Fakes davası yer alıyor. 19 milyar dolarlık davayı kaybeden Uzan aleyhine de Ürdün'de TMSF dava açmıştı. Sonucu merakla beklenen Güney Kıbrıs'ta kurulu Libananco Holdings'in açtığı dava 8'inci sırada. 10.1 milyar dolarlık davanın sonucunun Türkiye lehine sonuçlanması bekleniyor. Türkiye'nin kazandığı Polonya tarafından açılan Nowa Huta adlı şirketin açtığı 4.8 milyar dolarlık davası 9, bir diğer Nowa Huta dosyası olan 4 milyar dolarlık dava da 11'inci sırada yer alıyor. Sıralamada en ilginç ayrıntı ise bir kişi ve kurum tarafından bu kadar yüksek tutarlı açılan tazminat davalarını kaybeden başka bir ismin de olmaması. Hatırlanacağı üzere Türkiye aleyhine mağdur olduğunu belirterek AİHM'de 170 milyar dolarlık dava açan Uzanlar'a kötü haber nisanda gelmişti. AİHM, Türkiye'yi haklı bulmuştu. 'Borç tavanı artırılmazsa ABD batık' S&P, ABD borçlanma limitini artırmazsa, ülkenin kredi notunu en düşük seviye olan D'ye indireceğini açıkladı ABD ekonomisindeki çalkantıya paralel olarak artırılıp artırılmayacağı büyük tartışmalara sahne olan 14.3 trilyon dolarlık borçlanma tavanı kredi derecelendirme kuruluşlarının sert uyarısı ile yeni bir boyut kazandı. Standard and Poor's (S&P), ABD'nin borçlanma tavanının Kongre'de arttırılmaması halinde ülkenin şuan AAA olan kredi notunu en düşük derece olan D'ye indireceğini açıkladı. Kısacası S&P, Barack Obama hükümetine, "Borç tavanı artırılmadığı takdirde ABD batık duruma düşer" mesajını net bir şekilde gönderdi. Diğer bir kredi derecelendirme kuruluşu Moody's de benzer bir açıklamada bulundu. Moody's, borçlanma tavanı artırılmadığı takdirde ABD'nin kredi notunu, en üst düzeyin üç derece altına yani Aa düzeyine çekeceğini bildirdi. S&P Bağımsız Değerlendirme Komitesi Başkanı John Chambers, "Hangi ülke, borçlarını tam zamanında ödemezse, o ülkenin notu D olur. İnanıyoruz ki borç tavanı yükseltilecek. Genelde son anda olmak üzere 1960 yılından bu yana yaklaşık 78 kez yükselttiler. Ama yükselmezse ABD için AAA notu vermeyiz" dedi. ABD Hazinesi, 2 Ağustos tarihine kadar borç tavanı yükseltilmezse borçlarını ödeyemez duruma düşeceğini açıklamıştı. Bomba gibi rakamlar Yüzde 11'lik rekor büyüme finans ve iş dünyasında da geniş yankı buldu. RBS "bomba gibi rakamlar" değerlendirmesinde bulunurken, Türk iş dünyası ekonomiye güven mesajı verdi Ekonominin ilk çeyrekte yüzde 11'lik rekor büyümesi iş dünyasında da finans dünyasında da yankı uyandırdı. Royal Bank of Scotland (RBS) ekonomisti Timothy Ash veri sonrası yayımladığı raporda büyüme GSYH verilerini, "Bomba gibi rakamlar" sözleriyle yorumladı. Timothy Ash "Türkiye ekonomisi çok hızlı büyüyor... Avrasya kaplanına dönüştü. Piyasa beklentileri yüzde 9 ile 10 arasındaydı. Tahminler yukarı yönlü revize edilebilir ve yıllık büyüme beklentisinin yüzde 7'ye yükselmesi beklenebilir" değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş ise yaptığı değerlendirmede, "Altı çeyreklik kesintisiz yüksek büyüme oranları gerçekleştiren ekonomimiz ilgi odağı olmaya devam ediyor. Büyümede özel sektör sabit yatırımlarının yüzde 38.3 artması, iş dünyasının ekonomiye güvenini ve geleceğe ümitle baktığını gösteriyor" dedi. TÜSİAD ise 2009 son çeyrekte başlayan güçlü büyüme eğiliminin 2011'in ilk çeyreğinde de devam etmiş olmasını özel sektörün dinamizmine bağladı. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 31 ÖZEL SEKTÖRDEN REKOR BÜYÜME MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan özel sektörün en hızlı büyüyen kalem olduğunu vurgulayarak, toplam büyümeye 9 puan katkı yaptığını kaydetti. İç tüketimin hâlâ oldukça canlı seyrettiğine işaret eden Vardan, "Zira, milli gelirdeki payı neredeyse yüzde 75 civarlarında olan tüketim yüzde 11.6 bir artışla, ilk çeyrekteki büyümeye 8.7 puan katkı sağlamış ve büyümenin motorlarından bir diğeri olmuştur" dedi. Eurobank Tekfen'i yalnız bıraktı Türkiye'de Tekfen ile ortak faaliyet gösteren Yunan Eurobank'tan ülkedeki kriz nedeniyle "2012'de fonlamanızı kendiniz yapın" mesajı geldi Yunanistan'ın ikinci büyük bankası EFG Eurobank Türkiye'nin de dahil olduğu operasyonu bulunan ülkelere bir mesaj yolladı. Banka Romanya, Bulgaristan, Sırbistan, Türkiye, Polonya ve Ukrayna'daki CEO'larına 2012'de fonlamalarını tamamen kendi bünyelerinde yapmaları gerektiğini söyledi. Türkiye'de Eurobank Tekfen adıyla operasyonu bulunan bankanın Yunanistan'da yaşanan derin kriz nedeniyle böyle bir karar aldığı belirtilirken bundan en çok etkilenecek olan ülkelerin ise ağırlıklı olarak bulunduğu Balkan ülkeleri olması bekleniyor. DOĞU AVRUPA ÖNEMLİ Bulgaristan'ın bankacılık sisteminin yüzde 28'ini Romanya ve Sırbistan'da da altıda birini sağlayan Eurobank'ın aldığı bu kararda dafault'a düşme korkusu olduğu da belirtiliyor. Yunanistan dışındaki operasyonlarında genellikle iyi bir performans gösteren Yunan bankası evindeki zayıf performansını bu ülkelerdeki başarısı ile dengeliyor. EFG Eurobank CEO'su Nicholas Nanopoulos, bankanın Doğu Avrupa'daki varlığının ülkedeki borç krizinden kurtulmak için oldukça önemli bir hal aldığının altını çizdi. Eurobank 2006'da Tekfen Grubu ile stratejik bir ortaklık ile Türkiye pazarına girmiş ve yüzde 70'lik bir paya sahip olmuştu. Eurobank'ın 2011'in ilk çeyreğinde 83.2 milyar euroluk toplam aktif büyüklüğü ve 22 bin 500'ün üzerinde de çalışanı bulunuyor. Türkiye etkilenmez Eurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet Sönmez konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Türkiye ekonomisinin büyümesi ve yaşanan olumlu gelişmeler hem ülke ekonomisine hem de bankalara çok sayıda dış fonlama ve sermaye girişi sağladı. 2012'de yapılması beklenen fonlama açısından Eurobank Tekfen, başından beri mevduat ve Avrupa Yatırım Bankası gibi kaynaklardan sağladığı fonlama enstrümanlarını kısa ve orta vadeli yatırım projelerine dönüştürüyor" diyerek bankanın Türkiye'deki operasyonlarının etkilenmeyeceğini belirtti. Sermaye arttırım yaptık Eurobank Tekfen'in Haziran 2011'de yüzde 50 oranında sermaye artırımı gerçekleştirdiğini ve 190 milyon TL artışla solo sermaye yeterlilik oranını yüzde 19.2'ye yükselttiğini belirten Mehmet Sönmez, "Bu rakam sektör ortalamasının oldukça üzerinde bir rakam ve bu artışı büyüme hedefimiz doğrultusunda, kontrollü bir büyüme ile ilerlediğimiz için gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum" dedi. Hilton, dar gelirlinin muhiti Kayaşehir'de Hilton bünyesindeki Hampton by Hilton, dar gelirlinin yer aldığı Merkez Kayaşehir projesi içinde yer alacak. ABD'de 32 metrekare olan odalar 21 metrekareye düşürüldü, kaliteden ise taviz verilmedi TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 32 Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük uydu kenti olarak TOKİ tarafından Kayabaşı yapılan 65 bin konutluk Kayaşehir projesi içinde yer alan Merkez Kayaşehir projesinin içindeki oteli Hilton bünyesindeki Hampton by Hilton markası işletecek. Ofisi, alışveriş merkezi ve otelden oluşan ve Makro İnşaat tarafından yapılacak olan projenin içinde yer alacak otel için Hilton Worldwide ile Makro İnşaat arasındaki anlaşma dün imzalandı. Hilton Worldwide Mike Collini, 144 odadan oluşacak ve 25 milyon dolara yapılacak olan Hampton by Hilton oteli Türkiye'de genişleme hedefi olan Hilton için de yeni bir kapı açacağını ifade etti. Hampton by Hilton markasının Türkiye'deki ilk oteli olacak olan yatırım ile ekonomik otelcilik alanına da gireceklerini söyleyen Collini, markanın ABD'de 1800 otelle temsil edildiğini ve çok yaygın olduğunu kaydetti. ODALAR KÜÇÜLDÜ Collini, Türkiye'de Hampton by Hilton markasına pazarlara göre yeni uyarlamalar yaptıklarını söyleyerek ABD'de 32 metrekare standardında olan odaları Türkiye'de 21 metrekareye düşürdüklerini, ayrıca ABD'de kapıda karşılama, oda ve içki servisi için farklı elemanlar istihdam ederken Türkiye'deki yapılanmada bu alandaki istihdamdan da tasarruf edeceklerini kaydetti. Collini, Hampton by Hilton markası ile bu sene içinde Rize, Çorlu ve Gaziantep'te de otel açacaklarını söyleyerek Türkiye'de 17'si halen faaliyette 17'si ise geliştirme aşamasında olan otel sayısının 34'e ulaşacağını kaydetti. Collini son imzalarla yılsonuna kadar 7 otelin daha açılmış olacağını kaydetti. Temapark ve Sağlıkkent ihtiyaç yarattı Makro İnşat Genel Müdürü Acun Uyar ise Türkiye'nin en büyük uydu kenti içinde yer alacak Merkez Kayaşehir projesinin toplam yatırım tutarının 100 milyon dolar olacağını Hampton by Hilton yatırımının ise bunun 25 milyon dolarlık bölümünü temsil edeceğini söyledi. Uyar, projenin yakınındaki Olimpiyat Stadı, İkitelli OSB, yapılması planlanan Temapark ve Sağlıkkent projelerinin bölgede bir çekim alanı yaratacağını bu nedenle de otel yatırımına ihtiyaç hissettikleri için bu yatırımın planlandığını belirtti. Uyar, Makro İnşaat olarak toplantıda Türkiye dahil dört ülkede şu ana kadar 800 bin metrekareye ulaşan bir inşaat alanı yarattıklarını belirtti. İngiltere'de kamu çalışanları sokağa döküldü Britanya'da hükümetin planladığı emeklilik reformunu protesto eden yaklaşık 600 bin kamu çalışanı dün iş bıraktı. Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası (PCS) ile üç öğretmen sendikasının ilan ettiği 24 saat süreli grev eylemi, ülkenin dört bir yanına yayılırken, çalışanlar sokaklara döküldü. Grev yüzünden okul ve mahkemeler kapandı. Havalimanı, sınır kapıları, vergi daireleri, milli müzeler, iş ve işçi bulma kurumlarında hizmetler aksadı. Ehliyet sınavları iptal edildi. İskoçya'da donanma yardıma çağrıldı. Grev nedeniyle, İngiltere ve Galler'de 12 bin devlet okulunun öğretmenleri grevde olduğu için kısmen yada tamamen kapandığı açıklandı. Perakende canlandı mağaza kiraları arttı Jones Lang LaSalle'in Gayrimenkul Piyasası Görünümü raporuna göre perakendede yaşanan canlanma mağaza kiralarını kriz öncesi seviyesine çıkardı. 2009- 2010'da 75 euro ile sabit kalan metrekare başına mağaza kirası, 2011'in ilk yarısı verilerine göre 80 euroya ulaşırken, Bağdat Caddesi, İstiklal ve Nişantaşı gibi bölgelerde ise 10 euro artmasına neden oldu. Bağdat Caddesi'nde metrekare başına mağaza kirası 130, İstiklal Caddesi'nde 150, Nişantaşı'nda ise 170 euroya yükseldi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 33 Süleyman Yaşar… Türkiye ekonomisi niye hızlı büyüyor? Ünlü iktisatçı Nouriel Roubini, Türkiye'yi Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Güney Kore ve Endonezya ile birlikte dünyanın yedi önemli ekonomisi arasına koyuyor. Çünkü Roubini'ye göre, Türkiye güçlü bankacılık sistemi, büyüyen iç pazarı, geniş ve artan nüfusu, kavrama kapasitesi yüksek girişimcileriyle ve mukayeseli üstünlük sağlayan emek yoğun imalat sanayisiyle bunu hak ediyor. Türkiye'nin NATO üyeliğini ve AB'ye tam üyelik için adaylığını da diğer avantajları olarak sıralıyor. Peki Türkiye'nin kavrama kapasitesi yüksek girişimcileri kimler? Tabii ki Anadolu sermayesi. Hâlâ, "IMF ile anlaşma yapalım yoksa batarız" diyen, halkın tercihlerinden korkup asker ve yargı vesayetine sığınan, rekabetten kaçan, devlet rantlarıyla geçinen statükocu İstanbul sermayesi değil elbette, bu ülkenin kavrama kapasitesinin yüksekliğiyle övüneceği girişimcileri. Roubini'nin, Anadolu sermayesinin kavrama gücüyle ilgili tespitini güçlendiren bir örnek verelim. Hürriyet'in 27 Haziran 2011 nüshasında Aydınlı Grup'un sahibi Mustafa Şevki Kavurmacı, Demet Cengiz Bilgin'e şunları söylüyor: "Türkiye'deki uyanış Özal ile başladı. Özal, Anadolu liselerini açarak Türk çocuklarının lisan öğrenmelerini sağladı. Onlar da yurtdışına açılabildi. Bu bir devrimdir!.. (O zamana dek) Türkiye'deki ihracat, ithalat unsurları belli grupların elindeydi. Onlar zengin insanlardı. St. Joseph, St. Benoit'da, Robert'te okumuşlardı. İki oğlum ve kızım Anadolu lisesi mezunudur. Anadolu'da ufku açılanlar çantayı alıp yurtdışına çıktı. Bugünkü ihracatın dinamiğini onlar ateşledi. Türk insanına güven geldi, "biz de varız" dediler. Sonra istikrarla yabancı sermaye gelmeye başladı" diyor. 1980'de Türkiye'nin ihracatını 2.9 milyar dolardan bugünkü 135 milyar dolarlık rakama taşıyan girişimciler işte bunlar! Gelelim dün açıklanan 2011'in ilk üç aylık büyüme rakamlarına... Türkiye, 2011'in ilk üç ayında yüzde 11 büyüyerek, ekonomik büyümeleri sırasıyla yüzde 9.8 ve yüzde 9.7 olan Arjantin ve Çin'i geride bıraktı. Ve yılın ilk üç ayında dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Hatta ithalattaki hızlı artış olmasaydı, ilk çeyrek büyümesi geçen yılın aynı dönemine göre daha yüksek bir rakamı yakalayabilirdi. Bu bakımdan ithalattaki hızlı artışın büyümeyi sınırladığını söyleyebiliriz. Peki bundan sonra ne yapmalı? Türkiye'nin yüksek oranlı büyüme hızını sürdürebilmesi için Türk parasının üzerindeki aşırı değerlenme kısa vadede alınmalı. Bunu başarmak için de, faiz lobisine teslim olunmamalı ve sonuç olarak da dünya ekonomisi koşulları bu haliyle sürdüğü takdirde faizler kesinlikle yükseltilmemeli! Böylece hem ucuz ithalatı kademeli olarak azaltmalı ve ara malı üretiminin içeride yapılmasını sağlamalı, hem de uzun vadeli olarak büyümenin üç önemli değişkeni olan "teknolojik ilerlemeye, üretim araçlarına ve eğitime yatırım çoğaltılmalı." Türkiye bütün bunları yapabilecek bir güce ve sağlam bir altyapıya sahip. Dünyaca ünlü iktisatçı Roubini'nin dediği gibi, bu ülkenin kavrama kapasitesi yüksek bir girişimci grubu var artık. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 34 Şeref Oğuz… Yüzde 50'nin sırrı! Rekor büyüme, seçmen tercihinde kuralı koyanın; "istikrarlı zenginleşme" olduğunun delili gibi... Seçim sürecinde Yeni Anadolu dizisi için 50'ye yakın şehirde insanlarla seçimi ve ekonomiyi konuştuk. Edindiğimiz izlenim; işler yolunda giderken "at değiştirmenin" riski ve kaygısıydı. AK Parti'nin "istikrar sürsün" vurgusu, uzun ve orta vadeli krediye giren milyonlarca yurttaşın da "tercih" unsuru oldu. Yarı parasını ödediği ev veya arabasına, iktidar değişikliğinden doğacak muhtemel bir ekonomik kriz yüzünden bankaların el koymasını istemiyorlardı. İktidarı eleştirmekle birlikte "istikrar faktörü", büyüyen ekonomi sürecinde son derece etkin bir seçim stratejisi olarak karşımıza çıktı. Bu süreçte muhalefetin, geçmiş seçimlerden farklı olarak "projeler üzerinden" kampanya düzenlemesi, özellikle CHP için "etkin" olmuş fakat "yeterli" olamamıştı. Mesela CHP'nin aile sigortası, diğer projeler arasında sahada en fazla karşılık bulan projeydi fakat yetmedi. Yoksulluk ve işsizliğe rağmen %50 oyun sırrı, biraz da açlık üzerinden geliştirilen söylemlerde yatıyor. Muhalefetin tanımladığı "açlık, yoksulluk" tanımı, 1980 öncesi, fert başına milli gelirin 2000 $'ın altında olduğu dönemlere aitti. Rekor kalkınmanın bize söylediği, fert başına milli gelirin 10 bin $'ın üzerine çıktığı gerçeği oluyor. İlk çeyrekte %11 büyüyen ekonomide, "açlık odaklı" yoksulluğumuz bulunmuyor. Genelde Doğu ve Güneydoğu'daki iller için daha da abartılan bu söylemin, sahada karşılığı bulunmuyor. Elbette ki yoksulluk bir sorun. Fakat giderilmesi için "umut verme" noktasında, ekonomiyi büyüten kadroların vaatleri, muhalefetin söylemlerinden daha inandırıcı bulundu. Rekor büyüme, bize AK Parti'nin %50'sinin sırrını sunarken, CHP'nin % 26'sını da izah ediyor aslında... Büyümeyle gelen zenginlik artışı, herkese ve her kesime eşit yansımasa bile vatandaşta mevcut gelirini koruma güdüsü geliştirdi. Şimdi bizler, bu rekor büyümenin sürmesi için, dış açık ve enflasyon yaratmamasına özen göstermek zorundayız. Bu özen aynı zamanda zenginleşmede istikrar talebini de ifade ediyor. % 50'nin sırrı da zaten istikrarlı zenginleşmede saklı... TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 35 RADİKAL GAZETESİ Loto turizmi 9 haftadır devreden Süper Loto oyununun bu haftaki çekilişinde 19, 22, 25, 38, 45 ve 48 rakamlarını bilen 2 kişi 11 milyon 295 bin 86 lira 5'er kuruş ikramiye kazandı. Azerbaycan, İngiltere ve Arap ülkelerinden yüzlerce kişi şans oyunlarındaki yüksek ikramiyeler için Türkiye'ye geliyor. Çevre ülkelerden Türkiye’ye düzenlenen günü birlik alışveriş turlarından sonra şimdi de moda ‘şans turizmi’. Azerbaycan, İngiltere ve Arap ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeden Süper Loto, Toto, piyango ve sayısalda devreden ikramiyelerin büyüsüne kapılan Türkiye’nin yolunu tutuyor. Doğu illeri çok hareketli Son 3 yılda en yoğun oynanan şans oyunlarından biri olan Süper Loto tam 9 hafta devretti. Süper Loto oyununun bu haftaki çekilişinde 6 bilen 2 kişi 11 milyon 295 bin 86 lira 5'er kuruş ikramiye kazandı.. Ulaşılan bu rakam nedeniyle özellikle doğuda bulunan sınır illerindeki bayiler çevre ülkelerden günü birlik geçiş yapan ziyaretçilerle dolup taştı. İstanbul’daki Süper Loto bayilerini ise turistler doldurdu. İlginin en yoğun olduğu bayilerden biri de çıkan büyük ikramiyelerle ün yapan Eminönü Bahçekapı’daki Milli Piyango Nimet Abla Bayii. Nimet Abla Bayii Yetkilisi Hasan Pan, son haftalarda özellikle yabancıların da yoğun olarak Süper Loto oynadığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Doğudaki sınır illerinde özellikle İran ve Azerbaycan’dan günü birlik geçiş yaparak süper Loto oynayan var. Bize ise özellikle İngiliz, Arap ve Azeri turist son haftalarda çok yoğun geliyor. Bayi önündeki kalabalık ilgilerini çekiyor ve gelip ortalama 50-60 TL’lik Süper Loto oynuyorlar. İkramiyenin devrettiği haftalarda yabancıların ilgisi de katlanıyor.” Nimet Abla yetkilisi yurtdışındaki müşterilerine APS ile de kupon gönderdiklerini açıklıyor. Üç yılda 18 milyar TL Türkiye’de şans oyunlarına 2009 yılında yatırılan para bir önceki yıla göre % 9.4 artarak, 6.7 milyar lira oldu. 2007, 2008 ve 2009 yıllarında ise vatandaşın cebinden şans oyunlarına toplam 18 milyar TL çıktı. 22 milyon liraya neler yapılabilir Bankaya yatırılması halinde aylık faiz geliri 166 bin 760 lira, günlük faiz geliri ise 5 bin 558 lira. 41.509 adet Cumhuriyet Altını alınabiliyor. Ortalama 25 bin liradan 880 araç satın alınabiliyor. Ortalama 150 bin liradan toplam 146 evin sahibi olunabiliyor. 7 tane dünyanın en pahalı otomobili Bugatti Veyron 16.4 alınabiliyor. Elektrikte dağıtım firmalarına ek süre Elektrik dağıtım ihalelerinde şirketler bastırınca ek geçici teminat için 'ek' süre verildi. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 36 Şirketlerin geçtiğimiz Çarşamba günü Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile görüştükleri öğrenildi. Firmaların 192.7 milyon doları bulan geçici teminatları yatırmak için süre istedikleri belirtildi. Bu talepler dikkate alındı ve 25 günlük süre verildi. Elektrik dağıtım özelleştirmelerinde süreçler bir türlü zamanında geçilemiyor. Dağıtım ihalerinde aslında devir için verilen süre 31 Mayıs tarihinde sona ermişti. Ancak şirketlerin süreyi uzatma talebi üzerine 3 ay ek süre verildi. Ek süre için şirketlerden yüzde 2 oranında ek teminat yatırmaları istendi. Bu da 192.7 milyon dolara denk geliyor. Bankalarla görüşmeler yapan şirketler hem ihale bedelleri hem de ek geçici teminat bulmak için pazarlık yaptılar. İsteklerini bakana anlattılar Çarşamba günü Enerji Bakanı Yıldız ile bir araya gelen şirket temsilcileri kredi bulmak için süreye ihtiyaçları olduğunu anlattılar. Süre dün akşam 18.00’de bitti. Dün akşam üstü saatlerinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan da konu ile ilgili bir açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, ek geçici teminatlar için 25 Temmuz kadar ek süre verildiği duyuruldu. Eğer bu süre içerisinde şirketler ek geçici teminatlarını yatıramazlar ise 85 milyon $ yanacak. Devir için de son tarih 29 Ağustos olarak belirtildi. BOTAŞ iki ay ek süre istedi Rusya’ya yapılan anlaşmanın devam edip etmeyeceği konusunda dün karar vermek zorunda kalan BOTAŞ’ın karar vermek için ek süre istediği öğrenildi. 25 yıllığına yapılan anlaşma bu yıl sonunda bitiyor. Anlaşmanın uzayıp uzamayacağına ilişkin karar ise haziran ayı sonuna kadar Rusya’ya bildirilmek zorunda. BOTAŞ, 30 Haziran tarihine kadar Rusya’ya yazılı iptal başvurusunda bulunmazsa anlaşma 5 yıl daha aynı şartlarla yürürlükte kalacak. Bu süre dün doldu. Ancak BOTAŞ’ın henüz hükümetin oluşmadığı gerekçesiyle karar vermek için ek süre istediği konuşuluyor. Büyümede dünyanın zirvesindeyiz Türkiye ekonomisi 2011'e hızlı başladı. Ekonomi ilk çeyrekte iç tüketimin büyük katkısıyla yüzde 11 büyüdü ve dünya lideri oldu. Türkiye 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 11’lik büyümeyle dünyanın zirvesine oturdu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun dün açıkladığı verilere göre dünya hâlâ daha tek haneli büyüme rakamlarıyla idare ederken Türkiye ekonomisine yüzde 11’lik büyümeyi getiren ise vatandaşın tüketimi oldu. Büyümenin yüzde 81’i iç tüketimden kaynaklandı. Sanayi ise büyümenin yüzde 28’ini sırtladı. Özel sektörün yatırımları büyümenin yüzde 65,5’ini sağlarken Merkez Bankası büyüme tablosunun kaybedeni oldu. Merkez Bankası’nın Kasım 2010’dan beri bankalardaki zorunlu karşılık artışlarıyla önünü kesmeye çalıştığı iç talepte hiçbir düşüş olmadığı gibi hızlanma yaşandı. Dış açık hız kesmiyor Sanayinin çarkları ilk çeyrekte hızlı döndü. İmalat sanayii geçen yıla göre yüzde 12,3 hızlandı ve büyümenin 3.1 puanı sanayiden geldi. Mevcut sanayideki büyümenin yanı sıra özel sektörün fabrika ve inşaat yatırımları da ekonominin canlanmasında büyük rol oynadı. Özel sektörün fabrika yatırımları yüzde 49,7, inşaat yatırımları ise yüzde 18,2 arttı. Ancak güçlü tüketim talebinden tarım, perakende, inşaat, bankacılık, ulaştırma, haberleşme tüm sektörler payını aldı. Tüketimdeki canlanma ithalat patlaması yarattı. Yüzde 27 artan ithalat, büyümeyi 7.38 puan yavaşlattı. TÜİK’in yine dün açıkladığı dış ticaret verilerine göre 10.1 milyar dolar gelen dış açık beklentileri aştı. Bunun nedeni ise ihracattaki yavaşlama. İhracat mayısta yüzde 11,7 ile Kasım 2010’dan bu yana en düşük artışını gerçekleştirdi. İthalat ise yüzde 42,6 arttı. İthalattaki bu hızlı artışın tek nedeni yükselen enerji fiyatları değil. Enerji hariç dış ticaret açığı 6.2 milyar dolar. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 37 Çift haneyi son kez gördük Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin analizine göre çeyrekten çeyreğe gerçekleşen yüzde 1,4’lük büyümenin büyük kısmı tüketim ve stok artışından geldi. Kamu harcamasındaki yüzde 1,9 küçülme de seçim ekonomisi uygulanmadığını tescilledi. Betam ikinci çeyrekte yavaşlamanın sürmesini öngörüyor. Merkez’den şaşırtan iyimserlik Ekonomi yönetimi ve BDDK ekonominin soğutulması için bankaların kredi hacmini daraltmaya yönelik adım üstüne adım atarken, Merkez Bankası’ndan herkesi şaşırtan açıklamalar geldi. İlk çeyrekteki rekor büyüme ve rekor dış açık aşırı ısınmaya işaret ederken Merkez, ekonomideki talep yavaşlamasına dikkat çekerek, “Aşırı ısınma yok. Cari dengede iyileşme söz konusu” değerlendirmesi yaptı. Para Politikası Kurulu, toplantı özetini yayımladı. İkinci çeyrekte iç talebin büyüme hızının yavaşladığına işaret eden Merkez Bankası, BDDK’nın aldığı önlemlere de atıfta bulunarak zorunlu karşılık oranlarında ilave artışlara duyulabilecek ihtiyacın azaldığını bildirdi. Merkez, geçen yılın kasım ayından bu yana uygulanan politikalar sayesinde yılın son çeyreğinden itibaren cari dengede iyileşmenin gözlenmeye başlayacağını vurguladı. HABER YORUM/ Prof. Dr. Seyfettin Gürsel / Radikal yazarı Büyümenin temposu düştü Çok güçlü bir baz etkisi var. Esas çarpıcı büyüme dördüncü çeyrekte kaldı. Geçen yıl son çeyrekte, çeyrekten çeyreğe büyüme yüzde 3,6 idi, bu yüzde 1,4’e düştü. Aslında büyümenin temposu düştü, öncü göstergelerden ikinci çeyrekte daha da düştüğünü tahmin ediyoruz. Büyümeye yıllık olarak bakıp yüzde 11 rakamına aldanmamak gerekiyor. Büyüme temposunu anlamak için çeyrekten çeyreğe bakmak lazım ki yüzde 1,4’e geriledi. Bu az değil ama büyümenin düşmeye başladığını da gösteriyor. Büyümenin Merkez Bankası’nın önlemleriyle ilgisi yok. Bu önlemlerin etkisi daha çok ikinci-üçüncü çeyrekte ortaya çıkacak. HABER YORUM/ Mahfi Eğilmez / Radikal yazarı Modelimizi değiştirmeliyiz Rakamlar gösteriyor ki Türkiye tüketiyor. İç talep artıyor bunu karşılayabilmek için de ithalat artıyor. Bu büyüme iyi bir şey. Fakat bu kadar büyük ithalat ve cari açıkla olmasa büyüme daha iyi. ilk çeyrekte yüzde 8-9’a giden cari açıkla da zirveye oturduk. Biz ithalatla büyüyoruz, bu kötü bir şey değil ama zaman içinde değiştirmemiz lazım. Hükümetin de hazırlığını sürdürdüğü bir model var, uzun vadede model değişecek. Ancak Merkez Bankası’nın başarısız olduğu çok net görünüyor. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 38 Uğur Gürses… Sandıktaki büyüme Yurtiçi yerleşiklerin tüketimi yüzde 12 atarken bunun GSYH artışına verdiği katkı 8.7 puan. 1- Dün, ilk çeyrek büyümesi yüzde 11 olarak açıklandı. Büyümenin kaynağı, güçlü bir iç talep artışından destek almış. Yurtiçi yerleşiklerin tüketimi yüzde 12 artarken bunun GSYH artışına verdiği katkı 8.7 puan. Bu denli bir katkı, büyümenin ‘eski güzel günlerinde’ ortaya çıkmıştı. 2004 yılının ilk çeyreği ile 2005 yılının son çeyreğinde. 2- Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payı görece küçük olmasına karşın hane halkı tüketimi kadar katkı yapan başka bir kalem de yatırımlar. Yatırımlardaki 2010’un son üç çeyreğindeki yüzde 30’luk artış, ilk çeyrekte de aynı hızı korumuş, yüzde 33.5’lik bir büyüme sergilemiş. Buradan gelen katkı da 7.4 puan. 3- Hane halkı tüketimi ve yatırımlardan gelen büyüme katkısı olağanüstü bir büyüme gösteriyor: Yüzde 16! Net ihracatın azaltıcı katkısı ile toplam büyüme yüzde 11 olarak sonuçlanmış. 4- Gıda, içki, giyim ve ayakkabı harcamalarının toplam büyüme içindeki katkı payı yüzde 3.7’ye denk geliyor. Ulaştırma (otomobil), iletişim ve dayanıklı tüketim harcamalarının (mobilya, ev aletleri) katkısı toplam 5.3 puan. Bu büyüme katkısı oldukça yüksek bir katkı. 2004 ve 2005’teki yüksek büyüme günlerindeki eğilimi taşıyor. 5- Üretim tarafındaki veriler de bu eğilimin yansımalarını taşıyor. 2010’un ilk çeyreğinde nasıl ki durgunluk döneminin ardından ertelenmiş talep patlaması olduysa bu yılın ilk çeyreğinde de aynı eğilim var. Toptan ve perakende ticaret 2010’un ilk çeyreğinde yüzde 20.5’lik bir artış göstermişti. Bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 17.2’lik bir büyüme olmuş. Ticaretin katkısı, yüzde 11’lik Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesinin 2.2 puanı demek. ToplamGayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 25’ine karşılık gelen imalat sanayii büyümesi yüzde 12’lik büyümeyle 3.1’lik katkı yaparken, yüzde 12’lik payı olan ticaret sektörünün 2.2’lik katkısı kayda değer. 6- 2010’un ilk çeyreğinden belirgin biçimde farklı olan tek sektör, inşaat sektörü. Bu sektörde yüzde 15’e yaklaşan bir büyüme hızı, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışına 0.8 puanlık katkı vermiş. 7- Kamu kesiminin büyümede belirgin bir farklılığı yok; devletin tüketim ve yatırım harcamalarının katkısı 0.83 puan. Dönemsel olarak 2007’den bu yana en güçlü katkıyı temsil ediyor. 8- 2009 krizinden çıkış, 2010’un ilk çeyreğinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın küçülmeden büyümeye dönmesiyle başlamıştı. 9- İlk çeyrek sonuçları, belli bir sektörden ivme alan bir büyüme değil, tüm sektörlere yayılmış güçlü bir büyüme sergiliyor. 10- Ben Başbakan’ın yerinde olsam, faizleri uzunca bir süre düşük tutan, son çeyrekte ve ilk çeyreğin ilk aylarında faiz indirimi yapan Merkez Bankası’na bir kutu çikolata gönderirdim! Enflasyon neyse de, ekonomik büyümenin bu denli ve yaygın biçimde yüksek oluşmasında Merkez Bankası’nın gevşek para politikasının katkısı yadsınamaz. Başarı hükümetin, ama mansiyonu da Merkez Bankası’na çok görmemek gerekir! 11- Son bir söz de seçim sonuçları üzerine. Bu sayılar, 12 Haziran tarihinde sandığa giden seçmenlerin üzerinde ekonomik geleceğe güvenle bakan, kriz kaygısı yaratmayacak, bunu uzak tutacak bir ekonomik büyüme performansı olduğunu gösteriyor; her sektörde. İktidar partisinin oylarını nasıl arttırdığını merak edenler açısından iyi bir gösterge olmalı. Prof. Dr. Ali T. Akarca’nın açısından bakılırsa iktidar partisinin seçimde aldığı yüzde 49’un kabaca 8 puanı sadece ekonomik büyüme performansından geliyor. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ 01.07.11 39 Güven Sak… Isındı mı, ısınmadı mı? Büyüme sürdürülebilir olduğunda iyidir. Yoksa kaynak israfına neden olur. İsraf olacak olan, özel kesimin kaynaklarıdır. Türkiye’deki güncel iktisat politikası tartışmasının kısırlığı moralinizi bozmuyor mu? Benimkini bozuyor. Bugün müsaadenizle ortadaki ‘son derece engin’(!) ‘ısındı mı, ısınmadı mı?’ muhabbetine bir dokunayım. Hazır dün ilk çeyrek büyüme rakamları açıklandı. Ekonomimiz 2011’in ilk çeyreğinde beklentilerin üzerinde, iç talebe dayalı büyüdü. Zamanıdır. Ekonomi hızlı üretim toparlanması nedeniyle ısınmış mıdır? Evet, ısınmıştır. Peki, bunun göstergesi var mıdır? Elbette vardır. Cari açık, bizatihi tam da bunun en temel göstergesidir. Cari açık tarihi düzeyde ise ekonomimizdeki ısınma da tarihi düzeyde demektir. Dikkatli olmakta fayda vardır. Ekonomi yönetiminde temkin iyidir. Döngüsel bir hareket Bu durum sonradan böyle olmuş da değildir. Ezelden beri böyledir. Türkiye’nin problemi yüksek büyüme oranlarına erişebilmek değil, bu oranları birkaç yıldan fazla devam ettirememektir. Türkiye’nin 1980’den beri büyüme oranlarını bir çizgi grafiğe yerleştirseniz, ne görürsünüz? Büyüme macerasının bir testerenin ağzı gibi olduğunu görürsünüz. Testereden tek farkımız, bizim grafikte testerenin dişlerinin simetrik olmamasıdır. Türkiye ekonomisi bir yıl yüzde 7 büyür, sonra yüzde 5,5’e iner, sonra olur yüzde 0,5, ertesi yıl kesin eksi büyüme yılıdır. Bir kriz olur ve arada büyüyen cari açığa düzeltme gelir. İstikrar bozulur. Yeniden tedbir alınır. Hızlı büyüme varsa, nasıl sonuçlanacağı hep bellidir. Bu bir döngüsel harekettir. Ekonominin büyüme macerası, birkaç yıllık büyüme dönemlerini bir küçülme döneminin takip etmesi ile neticelenir. Bu durum ekonominin sağlıklı büyüme stratejisine sahip olmaması ile yakından alakalıdır. Stratejisi olmayan ekonomi yönetilemez. Gelelim ısınma mevzuuna. Bir ekonominin ısınması demek, o ekonomideki toplam talebin, ülkenin üretim kapasitesini zorlamaya başlaması demektir. Artan talep ilk aşamada ekonominin temel kaynak kısıtına çarpmaktadır. Türkiye’nin kendi imkânları ile bu artan talebi karşılayabilme şansı olmadığı için, kaynak kısıtını aşmanın yolu yabancı tasarrufların Türkiye’ye doğru akmasıdır. Cari açık, ekonomimizdeki kaynak kısıtının göstergesidir ve temel makro iktisadi dengesizlik kaynağıdır. Bu ilk noktadır. Geleyim ikinci noktaya: Türkiye’nin bugünlerde bir iktisadi programı var mıdır? Sorarsanız, Orta Vadeli Program (OVP) vardır. Peki, 2010 ve 2011 yılları için OVP’de öngörülen büyüme oranı nedir? Bakarsanız, sırasıyla yüzde 6,8 ve yüzde 4,5’tir. İmdi, OVP eğer hükümetimizin programıysa, 2010 büyümesi yüzde 6,8’i, 2011 büyümesi yüzde 4,5’i aşarken, ekonomi, politika parametreleri çerçevesinde ısınmaya başlamış demektir. Bu durumda, temkinli bir hükümetin 2010 ve 2011’de, 2009’da uygulamaya konulan, genişletici para ve maliye politikalarından nasıl çıkılacağına ilişkin bir çerçeve çizmesi gerekir. Öyle mi olmuştur? Politika parametreleri değişmeye başlamış mıdır? Hayır. Tam tersine, değil politika parametrelerini sıkılaştırarak tedbir alma temkinliliğini göstermek, “2011 bütçesi genişletici maliye politikası içermektedir” diyen uluslararası kuruluş raporlarının yayımı engellenmiştir. Bu durumda, OVP de yoksa el yordamı ile gidiyoruz demektir. Bu kötüdür. Üçüncü nokta ise şudur: TEPAV Mali İzleme Raporları’nda da vurgulandığı gibi, 2009 ve 2010’da yapısal bütçe açığı küçülmemiş, önemli ölçüde artmıştır. Tek seferlik gelirler dışarıda bırakıldığında, faiz dışı fazla neredeyse sıfıra dayanmış gibi durmaktadır. 2011 için de yapısal bütçe açığı, genişletici bir politika perspektifine işaret etmektedir. Bunu 2009 için anlamak mümkün. Hadi şimdiye kadarını da anlayalım, seçim vardı. Ancak bu dönemin artık sona erdiğinin açıklıkla ifade edilmesi, kaybedilen politika kredibilitesinin geri kazanılmaya başlanması için faydalı olacaktır. Büyüme sürdürülebilir olduğunda iyidir. Yoksa kaynak israfına neden olur. İsraf olacak olan, özel kesimin kaynaklarıdır. 2011’in ilk çeyreğindeki yüzde 11’lik büyüme oranı 12 Haziran seçimlerine dayalı genişletici politikalardandır. Seçim artık bitmiştir. Artık tedbir alma zamanıdır. TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR +90 212 315 10 71 +90 212 315 10 61