Sinop_Actual Medicine

advertisement
GEZi NOTLARI
Karadeniz’in Hırçınlığına İnat Her Daim Sakin Kalmayı
Başarabilen, Türkiye’nin En Uç Noktası, Diyojen’in Kenti
SINOP
Şehrin kalabalığı ve gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler
için oldukça ideal bir yer olan
Sinop, Türkiye’nin en kuzey
ucunda denizin içine uzanan
bir burun üzerinde kurulmuştur. Adını bir zamanlar konuk
ettiği Amazonlar’ın kraliçesi
Sinope’den aldığına inanılıyor. 3. yüzyıl filozoflarından
Diyojen MÖ. 412 yılında Sinop’ta doğmuş. Bu yüzden
antik kaynaklarda dahi Sinoplu Diyojen adıyla bilinir. Farklı
uygarlıkların bıraktığı eserleri
bir arada, yan yana görebilmenin mümkün olduğu Sinop’un kültürel zenginliği Karadeniz’in en güzel doğal limanlarından birisine sahip olmasının getirisidir.
Karadeniz’in hırçınlığına inat
her daim sakin kalmayı başarabilen, tarih boyunca Sinop
un ticaret merkezi olarak öne
Ekim 2012
çıkmasını sağlayan Sinop Limanı’nın stratejik
önemi, her dönem bu limanı ele geçirme tutkusunu da beraberinde getirmiştir. Sinop’u ele geçiren her uygarlık ise kentin farklı noktalarını
Actual
Medicine
eserlerle donatmış kaleler, tapınaklar, kiliseler, camiler inşa
etmişlerdir. Sinop’taki kültürel
zenginlik o kadar fazla ki aynı
eserde dahi birden çok uygarlığın izini görebiliyorsunuz.
Bu eserlerden ilk akla gelen
ise kuşkusuz 4000 yıllık bir
geçmişe sahip farklı uygarlıklara hizmet eden Sinop Kalesi.
Kentin ilk kurulduğu yere de
işaret eden kalenin duvarlarında Sinop’tan geçen hemen
hemen her uygarlığın izlerini
fark etmeniz mümkün. Roma,
Bizans dönemlerinde asıl işlevi olan savunma görevini yerine getiren kaleye Selçuklular
bir iç kale eklemiştir. Osmanlılar Dönemi’nde bir süre tersane olarak kullanılan ve dönemin en güçlü savaş gemilerinin inşa edildiği iç kalesi,
1887 yılında hapishaneye dönüştürülmüştür.
83
GEZi NOTLARI
Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar hapishane olarak kullanılan kale günümüzde turistik
ziyaretler ve kültürel etkinlikler için hizmet vermektedir.
Sinop tarihinin bir özetini çok
fazla gezip yorulmadan öğrenmek isterseniz şehir merkezindeki Sinop Müzesi’ni ziyaret etmeniz gerekiyor. Müzede şehir tarihinin MÖ. 3000
lere uzanan Tunç Çağı’na ait
eserlerinden Sinop açıklarında
batmış gemilerden çıkartılan
amforalara, Osmanlı Dönemi
etnografik eserlerinden 19.
yüzyıla ait altın yaldızlı ikonalara, lahitlerden heykellere
kadar çok geniş bir yelpazede
çeşitli eserler sergileniyor.
Kentteki Osmanlı sivil mimari
84
mirasını devam ettiren konaklardan birisi olan
19. yüzyıl başlarına ait Aslan Torunlar Evi günümüzde Sinop Etnografya Müzesi olarak hizmet
vermektedir. Müze; sergilenen yöreye ait etnografik eserlerin yanında mimarisi, ahşap süslemeleri ve duvar resimleriyle de şehre gelindiğinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri.
Modern binaların arasında sıkışmış Balatlar
Kilisesi’nin ise Roma Dönemi’ne ait bir hamam
binasının üzerine 7. yüzyılda inşa ettirildiği düşünülmektedir. Duvarlarında ve kemerlerin içerisinde yer alan Hz. İsa, Meryem ve Aziz freskoları görülmeye değer. Kilise, kentin Bizans
Dönemi’ne ışık tutan ender eserlerinden birisi
olması açısından da önemli. Sinop, Bizans’tan
sonra Selçuklular tarafından ele geçirilmiş.
Sinop’taki Selçuklu eserleri içerisinde en önemlisi 1214 yılında inşa edilen Alaaddin Camisi’dir.
Sinop’a yaklaşık olarak 150 yıl boyunca hakimiyet kuran Candaroğulları Dönemi’nde Hatunlar
Actual
Medicine
Türbesi, Yeşil Türbe ile Saray
Camisi ve Fetih Baba Mescidi
inşa edilmiştir. 1461 yılında
Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan Sinop’ta, Osmanlı mirasını en güzel yansıtan eserlerden Sinop Evleri tarihi sokak
dokuları ile birlikte günümüze gelmeyi başarmış. Türk sivil mimari geleneğini yaşatan
bu evler, sit alanı olarak koruma altına alınmış. Sokaklarda
dolaşırken bir zaman tünelinde Osmanlı Sinop’una yolculuk yaptığınızı hissedeceksiniz.
1651 tarihli Mehmet Ağa
Camisi, Sinop’taki en eski
Osmanlı camilerinden. Geç
dönem Osmanlı eserlerinden
olmakla birlikte ahşap mina-
Ekim 2012
GEZi NOTLARI
resi ile özgün bir nitelik arz ettiğinden görmek isteyebileceğiniz Meydankapı Camisi ile
birlikte Sakarya Caddesi üzerinde yer alıyor. Sinop’un en
önemli yapılarından bir diğeri
de tarihi çok eskilere gitmemesine rağmen Türk tarihi ve
kültürü açısından büyük önemi olan Sinop Ortaokulu’dur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün
1928 yılındaki harf inkılabını
gerçekleştirdiği ve yeni Türk
harflerini tanıttığı yer bu okulun bahçesidir. Sinop'u çok
sevdiğini belirten Atatürk, bu
hislerini "Ne olurdu Sinop'un
yarı güzelliği Ankara'da olsa
idi" ifadesiyle belirtmiştir.
Sinop’un 6000 yıllık tarihi
boyunca birbirinden farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmasının nedenini sadece stratejik
önemine ve limana bağlamak
doğru olamaz. Topraklarının
bereketi, doğasının güzelliğinin de buna bir katkısı olduğunu kabul etmek gerekir. Bu
güzelliğin tümünü keşfetmek
içinse birkaç gününüzü ayırmanız yeterli. Gerek dalgaların işlediği kıyılar, gerekse
yüzlerce yıllık ağaçların meyEkim 2012
dana getirdiği sık ormanlar görülmesi gereken
yerlerden. Türkiye’nin en kuzey ucu İnceburun’da yer alan Akliman, 1. dereceden doğal
sit alanı ve Sinop'a gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok görmek istedikleri yerlerin başında
gelmektedir. Bozulmamış doğal kıyı yapısı ile
millî park niteliğindedir. İnceburun ve çevresi
geyik, sülün ve karaca koruma alanıdır.
Karadeniz’in dağlarını tamamıyla kaplayan, yeşilin her tonunu barındıran ormanlara sahip
olan Sinop’a çeşitli ulaşım olanakları mevcut.
İstanbul’dan deniz yolu ile gidebilirsiniz. Ancak
bunun için iki haftada bir kalkan gemiyi yakalamanız gerekiyor. Karadeniz Türkiye’nin en uysal denizlerinden birisi olduğundan kıyı boyunca keyifli bir yolculuk yapmanız mümkün. Sinop’a havayolu ile gelmek isterseniz, Sinop havaalanı kent merkezinden 8 km uzaklıkta.
Buradan kent içine dolmuş ve taksilerle ulaşmak
mümkün. Otobüs firmaları ise kent merkezinde
bulunan otogara kadar ulaşımı sağlamakta.
Actual
Medicine
Sinop’a seyahatinizde; Erfelek
Tatlıca Şelalelerini ve Sinop
yaylalarını görmeden, Boybat
Kalesi'ni, Osmanlı Döneminde şehri denizden gelecek saldırılara karşı koruyan Paşa
Tabyalarını görmeden, Hamsilos Koyu’na gitmeden, Türkiye'nin en kuzey ucu İnceburun'da güneşin doğuşunu seyretmeden, Akgöl'e gidip eşsiz
manzarası eşliğinde piknik
yapmadan, Boybat ilçesinin
meşhur sırık kebabını, zılbıt
böreğini, kaşık çıkartmasını,
Sinop'a özgü üzümlü-cevizli
nokuldan ve kulak hamurundan (mantı), Tatkat helvasını
ve ezmesini tatmadan dönmeyin.
Sinop’tan sevdikleriniz için el
emeği ile üretilen tekne maketlerinden, Ayancık ilçesi ve
çevresinde yapılan keten örtülerden, Mahrama ve Durağan bezinden, Boyabat,
Saraydüzü ve Durağan ilçelerinde dokunan çember, heybe, kilim ve çorapları, el yapımı av malzemelerinden hediyelik olarak mutlaka birini seçin….
85
Download