TBMM B: 69 4 . 3 . 2010 O: 5 Ha, şimdi, sayın milletvekilleri, bu, bir isyandır, yani bir memleket aşkının isyanıdır. Niye isyandır? Şimdi Sinop'ta Ayancık-İstefan-Çaylı, Gerze-Yaykıl-Çakıroğlu ve Erfelek-Karacaköy'e Hükümet termik santral kurduruyor. Adama diyor ki, tüccara: "Sen buraya bu santrali kur. Sibirya'dan bir kömür madeni kirala, olmadı Afrika'dan kömür getir, bu kömürü burada yak. Bak şimdi dünya değişiyor, elektrikte de artık, eskiden hani enterkonnekte diyoruz, ulusal şebeke, şimdi uluslararası dolaşım başlıyor, sen bu elektriği burada üret, Almanya'ya, Avrupa'ya sat." Niye? Bak şimdi, Almanya artık kömür tozu, cürufu, gazı, zehri istemiyor. Almanya kapatıyor; çimento fabrikalarını kapattılar, Türkiye'den çimento fabrikası aldılar, şimdi, termik santralleri de kapatıyorlar. Sayın Bakan, Sinoplu Avrupa'nın kazan dairesinde oturmayı hak etmiyor. Sinop Avrupa'nın kazan dairesi değildir. Avrupa'ya elektrik lazımsa gitsin orada -Almanya'da kömür bizim en az 10 katımız- yapsın kardeşim. Sayın milletvekilleri, bu ciddi bir durumdur. Bakın, nükleeri de burada çok konuştuk. Şimdi öyle bir hâle geldik ki biz, ölümü görüp sıtmaya razı olduk. Yani, termik santralleri yapamazsınız. Buradan söylüyorum, ilgili şirketlere de söylüyorum, olmaz! Sinop bunu hak etmiyor. Böyle bir şeye müsaade edemeyiz, hiçbir şekilde edemeyiz Sayın Bakanım. Şimdi, bu üç termik santralin tozu, külü, dumanı, zehri Sinop'un üzerine çökecek, karbondioksiti, kükürt dioksiti, sülfürik asidi, bu gazlar havada yedi gün içinde kimyasal reaksiyona uğrayıp asit yağmuru olarak yere yağacak. Şunu şuradan çıkıp Sayın Bakan derse: Sayın milletvekilleri, öyle bir teknoloji var ki, sıfır hata, yani yüzde 100 emisyon, sıfır emisyon, gökyüzünde bir tane gaz, duman olmayacak, yüzde 100. Dünyada böyle bir teknoloji yok. Elin Almanı rahatsız oluyor diye, onun kullanacağı elektriği Sinop'ta üretmek zorunda mıyız? Bakın, şimdi Afşin-Elbistan kahverengi bir kent oldu. Afşin-Elbistan'da çiftçi dava açmış, termik santralden 120 milyar para almış. MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Kangal Termik Santrali... ENGİN ALTAY (Devamla) - Evet. Yatağan'a gittim, bir dünya harikası, kahverengi bir kent! Şimdi, Sugözü, en çok iftihar edilen santral, gidin Çukurova Üniversitesine bakın, kanser vakaları artmış. Bunu niye yapıyorsunuz, bunda gayeniz nedir? Şimdi, Sinop'un eşsiz yeşilini ve ormanını yok etmeyin. Emsalsiz flora çeşitliliği... Sinop, flora çeşitliliğinde Türkiye'nin tümüne yakın zenginliğe sahip. Bunu yok edeceksiniz. En zengin deniz faunasını ve dolayısıyla balık popülasyonunu yok edeceksiniz. Sonra, tüm Sinopluların akciğerlerini bitireceksiniz. Bakın, bir Çernobil vakası... Kanser vakaları o kadar çok arttı ki, bir araştırma yapın, Karadeniz Bölgesi'nden Ankara ve İstanbul'daki tıp fakültelerinde ölen insanlar yüzde 70 oranında. Bunlar vaka. İşin hep teknik ve mali boyutuna bakmayın, biraz da insani boyutuna bakın. Bakın, Sayın Bakanım, şimdi, Sinop'un bu asit yağmuru Sinop'un yeşilini bitirir. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Altay, konuşmanızı tamamlayınız lütfen; buyurun. ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başkan, Sayın Bakana, Sayın Başbakana gösterdiğiniz toleransı bana da gösterirsiniz diye umuyorum. Önemli bir konu Sayın Başkanım. Başkanım, olabildiği kadar... Hemen toparlıyorum Sayın Başkan. -87-