DİŞLERİN İNCELEMESİYLE KRONOLOJİK YAŞIN TAHMİNİ

advertisement
T.C.
Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Adli Tıp Anabilim Dalı
DİŞLERİN İNCELEMESİYLE KRONOLOJİK YAŞIN TAHMİNİ
BİTİRME TEZİ
Stj. Diş Hekimi Razieh REZAFAR
Danışman Öğretim Üyesi: Yrd. Doç. Dr. Ender ŞENOL
İZMİR-2015
2
ÖNSÖZ
Bitirme tezimin seçilmesi, yürütülmesi ve oluşturulmasında yardımlarını
esirgemeyen sayın hocam Yrd. Doç. Dr. Ender ŞENOL ve canım aileme en içten
teşekkürlerimi sunarım.
İzmir-2015
Stj.Diş Hekimi Razieh REZAFAR
3
İÇİNDEKİLER
1. GİRİŞ VE AMAÇ ....................................................................................................... 1
2. GENEL BİLGİLER .................................................................................................... 2
2.1. Kimlik........................................................................................................................ 2
2.2. Kimlik Tespitinde Kullanılan Yöntemler .............................................................. 2
3. YAŞ BELİRLEME YÖNTEMLERİ......................................................................... 4
3.1. Morfolojik Yöntem................................................................................................... 4
3.2. Morfolojik ve Radyolojik Yöntem.......................................................................... 4
3.3. Histolojik Yöntem .................................................................................................... 5
3.4. Kombine Yöntemler................................................................................................. 5
4. YAŞ BELİRLENMESİNDE KULLANILAN KEMİK YAPILARI ...................... 6
4.1. Uzun Kemikler ......................................................................................................... 6
5. DENTAL GELİŞİMİN KRONOLOJİSİ VE YAŞ TAYİNİ................................... 7
6. BÜYÜK MİNERALİZASYONUN İNCELENMESİ .............................................. 8
7. KLİNİK OLARAK ORTAYA ÇIKMA VE ERÜPSİYON................................... 10
8. GELİŞİM SONRASI DENTAL DEĞİŞİMLER.................................................... 12
8.1. Üçüncü Molar Dişlerin Gelişimi ........................................................................... 12
8.2. Periodontitis............................................................................................................ 19
8.3. Sekonder Dentin ..................................................................................................... 19
4
8.4. Sement Apozisyonu ................................................................................................ 19
8.5. Kök Rezorbsiyonu.................................................................................................. 20
8.6. Kök Transparanlığı................................................................................................ 20
9. KİMLİKLENDİRMEDE ADLİ DİŞ HEKİMLİĞİN BOYUTU.......................... 21
10. LABORATUAR ÇALIŞMALARI ........................................................................ 23
10.1. Kök Kesitlerinin Hazırlanması ........................................................................... 23
11. KESİTLERİN FOTOĞRAFLANMASI ............................................................... 24
11.1 Fotoğrafın Scanner ile Taranması ....................................................................... 24
12. ÖZET........................................................................................................................ 25
13. KAYNAKLAR ........................................................................................................ 26
14. ÖZGEÇMİŞ............................................................................................................. 28
5
1. GİRİŞ VE AMAÇ
Kimlik tespiti, adli tıbbın en önemli konularından birisidir. Adli tıp açısından
canlı veya ölü kişilerde yapılan işlemlere ilk olarak kimlik tespiti ile başlanır
(1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11).
Kazalar, savaşlar ve doğal felaketler kimliğin saptanmasının önemli olduğunu
bildirmektedir. Adli olaylarda da bugüne kadar yapılan çalışmalar, kimlik
belirlenmesinin adli bilimlerin gelişen ve gözde bir uğraşı alanı olarak kalacağını
göstermektedir. Irk, cinsiyet, yaş, fiziksel özellikler (boy, kilo, cilt, saç, göz rengi
vb.) adli bilimlerin öncelik verdiği kimlik parametreleridir. Bu parametreler
tanımlanmadan bir kişinin sağlıklı olarak kimliklendirilmesi olanaklı değildir
(1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11).
Fiziksel faktörler ve dış etkenlerden fazla etkilenmemeleri, uzun süre
dayanıklılıklarını koruyabilmeleri ve sıklıkla cesetle birlikte bulunabilmeleri
nedeniyle
dişlerin
kimliklendirmede
diğer
yapılara
oranla
daha
rahat
kullanılabileceği belirtilmiştir. Dişlerin gelişim ve sürme aşamalarının resmedildiği
atlaslar diş hekimliği uygulamalarında ve adli bilimlerde yaş tahmini amacıyla
kullanılmaktadır. Bu yöntemin hem yaşayan kişilerde hem de cesetlerde
kullanılabilmesi ve pratik olması büyük avantajdır. Özellikle çok sayıda kurbanın
bulunduğu kitle felaketlerde, yapılan kimliklendirme çalışmalarında kullanışlı ve
oldukça etkili bir yöntemdir (2,3,4,6,7,10,11).
Ayrıca dişlerin sert yapıları ve düşük metabolizmaları nedeniyle diş gelişim
düzeyinden alınan bilgilerin organizmadaki diğer yapılara, oranla en doğru sonuçları
verdiği ileri sürülmüştür (6,10,12,13,14).
6
Kişi önemli ölçüde bir değişikliğe uğramış ve dış karakteristik özellikleri hiç
bir bilgi vermiyorsa, kimliğin belirlenmesi anlamında işe yarayacak olan tek yapı
dişlerdir. Kimliğin kesin olarak saptandığı olgularda yaş veya diğer özellikler
kolaylıkla öğrenilebilecektir. Fakat kimliğin belirlenemediği durumlarda tüm
özelliklerin tek tek araştırılıp belirlenmesi gerekmektedir.
Adli tıpta yaş tayini, canlılarda ceza ve hukuk açılarından çok önemli bir
konudur. Bu yüzden, anatomik özelliklere ve organizma üzerinde yaşam boyu oluşan
değişimlere dayanarak yapılan kimliklendirmeler en az hata payı içerecek objektif
kanıtlara dayandırılabilmelidir (6,10,12,13,14). Bu çalışma dişlerin bu yönde
yararlılığını ve rutin incelemelerde kullanılabilirliğini ortaya koymak için
yapılmıştır.
7
2. GENEL BİLGİLER
2.1 Kimlik
Bir insanın tanınmasında, tanımlanmasında ve diğer insanlardan ayırt
edilmesinde etkin olan özelliklerin tümüne ‘Kimlik’, yaşayan ya da ölü bir kişinin
bu özelliklerinin ortaya konulmasına ise ‘kimlik belirtimi’ denir. Genelde iki tür
kimlik tanımı yapılır (1,4,8,10,11).
1-Adli kimlik:Bir kişinin nüfus kayıtlarındaki bilgilerden oluşan kimliktir
(1,2,4,5,8,10,11,15).
2-Tıbbi kimlik:Vücut özelliklerinin tümüyle değerlendirilmesi sonucu ortaya
çıkan bilgilerdir (1,2,4,5).
2.2. Kimlik Tespitinde Kullanılan Yöntemler
1-Kimlik Belgeleri: Bunlar; nüfus cüzdanı, pasaport, sürücü belgesi gibi adli
kimlik bilgileri ile birlikte çoğu kez kişiye ait fotoğrafı da içeren belgelerdir
(1,2,8,11,15).
2-Kimlik Tanıklığı: Burada önemli olan, canlı ya da ölü kişinin kimliği
konusunda doğru bilgileri verecek olan kişidir (11,15).
3-Özel (Kişisel ) Eşyalar (2)
4-Fotoğraf Karşılaştırması (2)
5-Fasial Rekonstrüksiyon: İleri derecede çürümüş ya da iskelet haline gelmiş
cesetlerde, kafatası ve yüzdeki yumuşak dokuların yeniden oluşturulması esasına
dayanır (15).
6-Adli Antropoloji Çalışmaları: Genellikle ileri derecede çürümüş ya da
iskeletleşmiş cesetlerin
kimliklerinin tespiti amacına
(12,15,16).
2
yönelik çalışmalardır
7-Kan Lekeleri (eritrosit enzimleri) ve DNA Çalışmaları
8-Dişler
Adli bilimlerde; adli diş hekimliği (Adli Odontoloji) başlı başına bir bilim
dalıdır (13). Adli Odontolojide identifikasyon işlemi; kişilerin premortem ve
postmortem dişlere ait karakteristikleri, dental kayıtları ve radyografilerinin (apikal
filmler, kraniografi ve panografiler) sistemik karşılaştırılmasına dayanır (11,13,17).
3
3. YAŞ BELİRLEME YÖNTEMLERİ
3.1. Morfolojik Yöntem
1-Doğrudan (Direkt) ve Radyolojik Yöntem
2-Histolojik Yöntem
3-Kombine Yöntemler
3.2. Morfolojik Doğrudan ve Radyolojik Yöntem
Kemiklerdeki boy, genişlik, renk, yüzey değişimleri gibi özelliklerin ölçülmesi
ve/veya karşılaştırılmasına dayanılarak
yapılmaktadır. Morfolojik yöntemler
makroskopik veya mikroskobik incelemelere dayanmaktadır (1,8,11,18,19).
Morfolojik
yöntemler
direkt
ve
radyolojik
yöntemler
olarak
ikiye
ayrılmaktadır. Doğrudan yöntemde, incelemesi yapılan kemikteki yaşa bağlı
değişimler araştırılır. Bu amaçla skapula, kostalar, vertebral kolon, pelvis epifizler,
simfiz pubis aurikuler yüzeyde yaşa bağlı morfolojik değişimler incelenmektedir
(8,11,20).
Radyolojik yöntem, kemikleşme noktaları, ellerdeki kemiklerin görünme
zamanı, dişlerin sürmesi, epifizlerin görünüm ve kaynaşmaları, kafatası suturaları ve
kemiklerde zamanla birlikte gözlenen değişikliklerin grafiklerde değerlendirilmesi
ilkesine dayanmaktadır. Bu iki yöntem birlikte değerlendirildiğinde oldukça yararlı
ve travmatik olmayan bir inceleme yötemidir. Dental yaş belirlenmesinde radyolojik
araştırmaların çoğu 3 yaşlarında başlamaktadır. Radyolojik görüntülerin avantajı,
bozulmaz veya değiştirilemez olmasıdır. Sella tursika boyutlarından yaş tayini
amacıyla Tallgren’in Finli kadılar üzerinde yaptığı radyolojik çalışmalar buna örnek
olarak gösterilebilir (10,18).
4
Kemikleşme noktaları bozulmamış iskeletlerin radyolojik verilerinin, epifiz
kıkırdaklarının özellikleri kadar değerli olduğu bilinmektedir. Böyle iskeletlerin
röntgenleri, standardize edilmiş bir radyoloji atlasındaki röntgen resimleri ile
karşılaştırılarak yaş tayini yapılabilmektedir. Özellikle ülkemizde nüfus kayıtlarının
düzenli olmamasından ötürü yaş belirlenmesinde radyolojik yöntemler yaygın olarak
kullanılmaktadır (1,18,20).
3.3. Histolojik Yöntem
Bir mikroskop altında hücresel özelliklerin değerlendirilmesiyle yapılmaktadır.
Histolojik yöntemle insan/hayvan kemiğinin ayrımının yanı sıra yaş belirlenmesi ve
kemikler arasındaki farklılıkların incelenmesi yapılabilir.
Dişler ve uzun kemiklerin mikroskobik incelemeleriyle olguların %90’ında 5
yıl farkla (doğumdan 70 yaşın üstüne kadar) yaşların tahmin edilebileceği
bildirilmektedir (1,18,21).
3.4. Kombine Yöntemler
Diğer yöntemlerle yaş belirlemesi yapılabildiği gibi bunların birlikte ele
alındığı kombine yöntemlerle yaşın belirlenmeye çalışılması hata oranını
düşürmektedir. Bu yöntem dört kemikle birlikte yaş değerlendirilmesi temeline
dayanmaktadır: Suturaların kapanması, simfiz fazı, humerus proksimal epifizi ve
femur proksimal epifizi gelişimleri. Bu yöntemle doğruluk oranı %80-85 SD ile 2-5
yıldır. Kemiğin evresi belirlendikten sonra ortalama yaşlar alınarak hesaplama
yapılmaktadır (18,20,21).
5
4. YAŞ BELİRLENMESİNDE KULLANILAN KEMİK YAPILARI:
4.1. Uzun Kemikler
Kemikleşme noktaları bozulmamış iskeletlerin radyolojik verilerinin, epifiz
kıkırdaklarının özellikleri kadar değerli olduğu bildirilmektedir. Böyle iskeletlerin
röntgenleri, standardize edilmiş bir radyoloji atlasındaki röntgen resimleri ile
karşılaştırılarak yaş tayini yapılabilmektedir. Bu durumdu değerlendirilen uzun
kemikler kostalar, kafa suturları ve kranyum, tiroid kıkırdağı, vertebral, skapula,
pelvis epifizleri, sternum ve sakrum ve pubis simfizidir (1,2,3,18).
6
5. DENTAL GELİŞİMİN KRONOLOJİSİ VE YAŞ TAYİNİ
Dental gelişim bilgileri, genellikle şu prensipler üzerine kurulmuştur:
a. Histolojik premineralizsyon dönemi,
b. Histolojik mineralizasyon dönemi,
c. Dentin formasyonu ile minenin çoğalma düzeni (6,8).
7
6. BÜYÜK MİNERALİZASYONUN İNCELENMESİ
a. Radyografik olarak
b. Direkt olarak: (Gelişmekte olan dişlerin yerinde veya ayrı ayrı incelenmesi).
Birçok araştırmacı, diş gelişme düzeninde alınan bilgilerin yaş tahmininde en
doğru sonuçlar vereceğini kabul etmiştir. Dental yaş belirleme çalışması üç başlık
altında yorumlanabilir (18,22).
a. Yaşı belirlenecek bir olgu,
b. Uygun olarak seçilmiş dental gelişim araştırma yöntemi,
c. Yasal incelemeler.
Dental yaş belirlenecek her olgunun kendine özgü varyasyonları vardır. Bu
olgular düşürülmüş bir çocuk, kitle kazalarında yaralanmış ya da ölmüş kişi(ler) veya
yaşayan bir kişi olabilir (23).
Unutulmamalıdır ki, adli açıdan yaş belirlenmesi, klinik uygulama şartlarındaki
gibi değildir. Adli açıdan bulgular, yasal sonuçlar içermelidir. Yasal bulguların
tanımlanmadığı bir olgunun sonuçlarına mahkemenin itirazı olabilir, en kötüsü ise,
adaletli başarısızlığa götürebilir. Adli amaçlı yaş belirleme çalışmalarında başarı için:
1. Uygun radyografik incelemeler ve örnekler, deneklerden elde edilmelidir.
2. Bulunan ve incelemeye tabi tutulan materyal ideal olarak, seçilmiş olan
dental gelişim araştırmalarında kullanılanlara benzer örneklerden seçilmelidir.
3. Uygun dental gelişim araştırmaları, kişinin bu araştırmaları anlama
düzeyine ve konuya uygunluğuna göre seçilmelidir. Yasal gereklilikler bilinmeli ve
ona uyulmalıdır.
Smith, daha genç yaş gruplarında yaşın belirlenebilmesi için dişlerdeki
erüpsiyonu, daha yaşlı gruplarda ise, iskeletin kalsifikasyon derecesini dikkate
8
almıştır. Kullanılan yöntemler, dişteki genel değişikliklerin genel izlenimlerinden
yola çıkılarak yapıldığından, tek bir olgunun yaşının belirlenmesi sırasında bilirkişiyi
yanlış sonuçlara götürebildiği bildirilmiştir (2,3,4,5,7,9,10,18).
9
7. KLİNİK OLARAK ORTAYA ÇIKMA VE ERÜPSİYON
Emergence, gelişmekte olan dişlerin oral kavitede görünmeye başlaması için
kullanılan ve genel kabul görmüş bir terimdir.
Ancak diş gelişiminde çeşitli nedenlerden yaşın belirlenmesinde en az kabul
edilebilir bir yöntem olarak değerlendirilmiştir (22,24).
a)
Klinik
emergencenin
değerlendirilmesinde
yorum
farklılıkları
(kronun,gingivayı delerek çıkması),
b)
Emergencenin gerçek zamanlamasının sık sık gözden kaçırılması,
c)
Emergencenin,
infeksiyon
veya
vaktinden
önce
diş
kaybından
etkilenmesi,
d)
Elde hiçbir bilgi olmadığı zaman, geçici ve kalıcı dişlerin ortaya
çıkmasında, kabul edilemeyecek kadar uzun bir sürenin varlığı.
Dolayısıyla, adli araştırma için emergence verileri tek başına kullanılmaması,
diğer yaş tayini verileri ile birlikte değerlendirilmesi önerilmiştir.
Schour ve Massler, geçici ve daimi dişler için sayısal bir gelişim çizelgesi
yayınlamışlardır. 14 yaş üzerindeki dönemlerde süt dişlerinin dökülmesi, erüpsiyon,
mineralizasyon, formasyon ile birlikte çene kemiğinde ve dentisyonda devamlı bir
değişme vardır. Aynı zamanda kalıcı dişler şekillenir, mineralize olur, erüpsiyona ve
sonar da değişime uğrar. Bu dönemde yaş tayini çoğunlukla radyografilerin
dentisyon gelişim hakkındaki şemaları veya tabloları ile karşılaştırılarak yapılır. Bazı
olgularda mikroskobik inceleme gerektiği vurgulanmıştır. 14’ten 20 yaşına kadar 3.
moların erüpsiyonu ve gelişme değişimleri üzerinde oldukça güvenilir sonuçlar
alınabilir (10,18,23).
10
Demirjian ve ark. mineralizasyonun her devresine bir puan verilen ve ortalama
dental olgunluğun 0-100 arasında değerlendirildiğini bir skala kullanmıştır.Diş
gelişiminin 8 aşaması, radyografik araştırma ile resimlendirilmiş, mineralizasyonun
her aşamasının sınırları, açıkça tanımlanmıştır. Demirjian yöntemiyle genellikle 5
yaşına kadar dental gelişimde cinsiyet farklılığının bulunmadığı gösterilmiştir (22).
Radyografik araştırmalardan, doğumdan, dişlerin tamamlanmasına kadar olan
süreci izleyerek, diyagram ve resimlere dayalı bir diş gelişim atlası oluşturmuşlardır.
3,5-12,5 yaş arasında İsveçli çocuklarda, tahmini ve kronolojik yaş arasındaki
farklılıkları saptamak için yapılan çalışmada, kronolojik ve tahmini yaş arasındaki en
iyi ilişki, 3.5-6.5 yaş grupları arasında bulunmuştur (17,22,25).
11
8. GELİŞİM SONRASI DENTAL DEĞİŞİMLER
8.1. Üçüncü Molar Dişlerin Gelişimi
Yaklaşık 14 yaşından itibaren gelişen tek diş 3. molar dişleridir.
Büyük ve belirgin adli özellikler gösterir.morfolojisi ve klinik görünümü, kalıcı
dişlerin çeşitli özelliklerini ortaya koyar. Gelişiminin, temporal değişimlerden
etkilendiği belirtilmiştir. Moores ve ark. bu dişin kron formasyonunun, kök
formasyonundan daha az farklılık gösterdiğini belirtmiş, Anderson ve ark. ise bunun
tam tersini bulmuştur (18,23).
Ciaparelli ise, gerek kök gerekse de kron formasyonlarında yaklaşık 1 yıllık
sabit bir farklılık bulmuştur. Üçüncü molar dişin diğer dişlerden daha büyük farklılık
gösterdiği söylenemez. Adli diş hekimi ilk aşamada kalıcı dişlerin gelişiminin
tamamlamasının ardından bu dişin kök gelişimini araştırır. Johanson Harris ve
Nortje ile Van Heerden 3. molar kök formasyonu ile ilgili çalışmalarında birbirine
benzeyen 5 kademeli bir system kullanmışlardır. Sonuç olarak, 4 kadran arasındaki
3. moların gelişmesinde belirgin farklar olmadığı ve ciniyet farkının bulunmadığını
belirtmişlerdir (18,23).
Safhalar
Uzunluk (mm)
Yaş (yıl)
Safha 1:
Kök formasyonunun radyografik görüntüsü
Kronun tamamlanmaması
3,5-5,3
16,8-16,9
7-8,6
17,5
Safha 2:
Kökün ½ den daha az,
fakat en az 1/3 ünün şekillenmesi
12
Safha 3:
Kökün tamamı değil,
fakat 2/3 ünün şekillenmesi
10-12,9
17,8-17,9
12-15,4
18,4-18,5
15-16,1
18,9-19,2
Safha 4:
Kök tamamen şekillenmiş, Apex açık,
kanal duvarları birbirine yaklaşmış
Safha 5:
Apex kapalı
Molar gelişiminde mezial köklerin ölçümü; kadın ve erkek farklılığı belirsizdir.
Uzunluklar panoraik grafilerden, amelosemental birleşim noktası ile kalsifikasyonun
apikale en yakın noktasından ölçülmüştür (18,23).
Kesici dişlerde kron gelişiminde cinsiyetler arasında gözlenen farkın minimal
olduğu, cinsiyet bağlı en büyük değişimin mandibuler kaninde gözlendiği, kadınlarda
bu dişin gelişiminin erkeklere gore 11 ay daha ileride olduğu belirtilmiştir.
Genelde dental ve iskeletsel yeş erkeklerde birbirine yakın uyum gösterirken,
kadınlarda iskeletsel yaş dental yaştan bir yıl daha önde gider. Bununla birlikte
dental yaş diğer faktörlerden de etkilenmektedir. Örneğin: kırsal bölgelerde ve sıcak
iklimlerde erüpsiyon daha erken gözlenir ve süt dişlerinin uzayan retasyonu altta
duran kalıcı dişin erüpsiyonunu değiştirebilir (18,21,25).
Kalıcı
dişlerin
çıkma
sırasının
yaş
saptanmasında
kullanılabileceği
bildirilmekle birlikte, dişin çıkma zamanının diş çıkma sırasından daha güvenilir bir
bulgu olduğu ileri sürülmüştür. Yirmi yaşlarından sonra ise dental yaş tahmininin
daha az doğru sonuç verdiği ileri sürülmüştür. 25 yaşından sonra ise, yaş vaktinden
önce çıkma veya aşınma nedeniyle ortaya çıkan sekonder dental değişiklikleri göz
önüne alan çalışmalarla değerlendirilmeye başlanmıştır (18,21,25).
13
Dişteki
yapısal
değişikliklerin
yaşın
belirlenmesinde
kullanılabileceği
Gustafson tarafından gösterilmiştir. Gustafson değişiklerin tek tek yaş ile çok az
ilgisi olduğunu fakat hep birlikte yaşın belirlenmesinde kullanılabileceğini ve kimliği
belirsiz cesetlerde regresyon çizgileri yardımıyla yaşın belirlenmesinin olanaklı
olduğunu düşünmüştür. Gustafson dişte 6 sekonder değişimi (atrisyon, periodontitis,
sekonder dentin, sement apozisyonu, kök transparanlığı ve kök rezorbsiyonu) dikkate
almıştır (18).
1-Atrisyon, çiğneme nedeniyle, oklüzal veya kesici yüzeyin alt aşınmalarından
meydana gelir. Bu değişiklikler, hem mikroskobik hem de makroskopik olarak
görülür.
2-Periodontitis, diş kaybı veya erüpsiyonun devamı, diş ataşmanlarındaki
değişiklerle karekterizedir. Hem mikroskobik hem de makroskopik olarak
görülebilir.
Alttaki tabloda kalıcı dişlerin çıkış zamanına ilişkin çeşitli popülasyonlarda
yapılan çalışmaların karşılaştırması yapılmıştır (18).
Üst 1.
Üst 2. Üst
Alt 1.
Alt 2.
Üst 2.
Kesici
Kesici Kanin
Premolar
Premolar
Molar
10,4
9,4
11,3
10,8
11,4
11,4
10,8
10,2
12,0
11,7
12,7
11,7
12,4
12,1
12,7
12,3
Çek.
(Erkekler)
(Kadınlar)
Mısır (Erkekler)
(Kadınlar)
Ingiltere (Erkekler)
(Kadınlar)
ABD
(Erkekler)
(Kadınlar)
7,2
6,9
8,0
7,3
8,1
7,7
7,5
7,2
8,1
7,7
9,1
8,6
8,9
8,7
8,7
8,2
11,2
10,6
12,1
11,8
12,4
11,0
11,7
11,0
14
11,0
10,6
12,1
11,2
12,1
12,0
11,4
10,9
3-Sekonder dentin, pulpa kavitesi içinde gelişebilir, kısmen yaşın direct bir
işareti, kısmen de çürük, paradontosis gibi patolojik durumlara karşı bir reaksiyon
olarak gelişir. Bu değişiklik, sadece mikroskobik kesitlerde görülebilir (18,22).
4-Sement apozisyonu, özellikle paradontosis ile bağlantılı olarak, kökte veya
etrafında oluşabilir. Mikroskobik kesitte görülebilir (18,22).
5-Kök rezorbsiyonu, sement ve dentinin her ikisini de içerir. Mikroskobik
kesitte görülebilir (18,22).
6-Kök
transparanlığı,
dişin
apical
bölümünün
transparanlığıdır.
Bu
transparanlık, dişin kronunda çürük, atrisyon veya benzer değişiklikler nedeniyle
görülen transparanlık ile karıştırılmamalıdır. Eğer preparatın alkol veya xsilene ile
suyu çok iyi uçurulmuş ve kanada balzamına batırmadan önce kurutulmuşsa, kök
transparanlığı, en son işlemde bile görülebilecektir. Kök transparanlığının yaş ile
arttığı tedavi ve patolojik durumlarla çok yakın ilgisi olmadığı bildirilmiştir (18,22).
Kök ağzının kapanması, yaş için diğer bir göstergedir. Gelişme süreci
sırasında, bu ağzın genişliği, kişinin yaşı ile direct bir uygunluk gösterir. Gençlerde
sadece bu belirti ile bile yaşın çok doğru olarak belirlenebileceği ileri sürülmüştür
(10,18,22,23).
İlk dört özellik daha önceki araştırmacılar tarafından da dikkate alınırken,
Gustafson, yaşın belirlenmesinde sistematik olarak kök transparanlığını ve
rezorbsiyonunu kullanan ilk araştırmacı olmuştur. Değişikliklerin derecesine göre
0,1,2,3 şeklinde 4’lü bir puanlama yaparak pek özellikli olmayan bir skala üzerinde
bu değişiklikleri sınıflamıştır. Gustafson skalası, yaşlanma ile birlikte dişlerde
meydana gelen morfolojik değişiklikleri formüle etmek ve böylece yaş tayini
yapabilmek amacına yönelik bir çalışma düzenidir. Bu skaladaki ögeler ön dişlere
15
göre
düzenlenmiştir
ve
kriterler
gelişimin
derecesine
sınıflandırılmıştır (10,18,22,23).
Atrisyon (A)
A0 : Atrisyon yok,
A1 : Atrisyon mine düzeyinde,
A2 : Atrisyon dentine ulaşmış,
A3 : Atrisyon pulpaya ulaşmış,
Periodontisis (P)
P0 :Periodontitis yok,
P1 :Periodontitis henüz başlamış,
P2 :Kökün 1/3’ü boyunca ilerlemiş,
P3 :Kökün 2/3’ünü geçmiş.
Sekonder Dentin (S)
S0 :Görülebilir sekonder dentin yok,
S1 :Pulpanın üst bölümünde henüz şekillenmeye başlamış,
S2 :Pulpa kavitesi yarı yarıya dolu,
S3 :Pulpa kavitesi hemen hemen veya tamamen dolu.
Sement Apozisyonu (C)
C0 :Normal sement tabakası aşağıda duruyor,
C1 :Apozisyon,normalden biraz daha büyük,
C2 :Geniş bir tabaka var,
C3 :Oldukça kalın bir sement tabakası var.
Kök Rezorbsiyonu (R)
R0 : Görülebilir rezorbsiyon yok,
R1 : Sadece küçük bir noktada ayrılma görülür,
16
göre
0,1,2,3
diye
R2 : Daha büyük bir madde kaybı var,
R3 : Sement ve dentinin her ikisi de geniş alanda etkilenmiş.
Kök Transparanlığı (T)
T0 : Transparan mevcut değil,
T1 : Transparan fark ediliyor,
T2 : Kökün apical üst 1/3’ne uzanmış,
T3 : Apikal 2/3’üne uzanmış.
Değişiklikler standartlara uygun olarak sınıflanmış ve her özellik için saptanan
değerler bir formüle göre değerlendirilmiştir.
An+Pn+Sn+Cn+Rn+Tn=Puan
Yaşın yükselmesine koşut olarak hesaplanan puanlarda da yükselme
olmaktadır.Hesaplanan değerin regresyon hattında kesiştiği yer kişinin beklenen
yaşını vermektedir. Kesitlerin hazırlanması sırasında gözlemlenen kök ağzı
değişiklikleri için çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Çalışmanın sakıncalarından biri;
kesitler dikkatli incelendiğinde verilen puanlar yükselmekte bu da beklenen yaşın
yüksek çıkmasına neden olmaktadır (10,18,22,23).
Dişlerden kesit hazırlamadan önce ayrıntılı incelemeler ve kök ağzının
kapanmasının değerlendirilmesi elde edilecek sonucun daha sağlıklı olmasına ve
gerçek yaşla beklenne yaş arasındaki farkın daha az olmasına yol açmıştır (18).
Bütün dişlerde erüpsiyonun eş zamanlı olmaması, dişlerde atrisyonun
birbirinden farklı olmasına yol açmaktadır. Atrisyonun 30 yaşlarında mine, 40
yaşlarında
dentin,
50
yaşlarında
ise
dentinin
derinlikleriyle
sınırlandığı
düşünülmüştür. Dişlerde 60 yaşlarında bütün oklüzal yüzey, 70 yaşlarında da kron
ortadan kalkmaktadır. Bazı yazarlar atrisyon için nicel bir derecelendirme
yapmışlardır (10,18,22,23).
17
0.0= oklüzal ve insizal yüzeyde hiçbir atrisyon yoktur.
0.5= çok önemsiz bir atrisyon
1.0= atrisyon sadece mine kalınlığının yarısı civarında
1.5= minenin sadece çok ince bir tabakası kalmıştır, fakat dentin görülmez.
2.0= dentin küçük bir uzantı halinde aşınmamıştır.
2.5= atrisyon dentinin yarısına ulaşmıştır.
3.0= atrisyon dentin tabakasının tamamına ulaşmıştır ve original pulpa
kavitesine kadar gelmiştir.
Erkeklerde kadınlara göre daha belirgin bir atrisyon olduğu kabul edilmektedir.
Bu durumun, erkeklerde çalışma sırasında ve özellikle stres durumlarında daha
yüksek basınç uygulamasından kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Kırsal kesimde
yaşayan kişilerin dişlerinde dişlerinde şehirde yaşayanlara göre gıda farklılığından
dolayı daha yaygın bir atrisyon gözlenmektedir (23).
Tütün çiğneme gibi özel alışkanlıklar, dişlerdeki atrisyonu artırabilir.ileri
derecede çürükleri olan kişilerin ağrı nedeniyle çiğnemekten kaçınmaları sonucu çok
sayıda çürük olan dişlerde daha az atrisyon ortaya çıkabilir (23).
Karşı çenedeki dişler ile oklüzyonda olmayan dişlerde çok küçük bir atrisyon
olmakta veya hiç atrisyon görülmemektedir.
Bazı porselen kronlar ise ağır bir atrisyona yol açmaktadır.
Arkeolojik kazılarda bulunan kafataslarındaki dişlerde saptanan atrisyonun,
çağımız insanının dişlerindeki atrisyondan farklı olduğu belirlenmiştir.Ancak bu
durumun geri kalmış bölgelerde yaşayan insanlarda bruksizmden kaynaklanan
yaygın atrisyonla karıştırılabileceği bildirilmiştir (18,25).
Atrisyon çok farklı etkenden etkilendiğinden yaşın belirlenmesinde kullanıldığı
durumlarda, artikülasyon ve oklüzyon bakımından bütün dentisyonun incelenmesi
18
gerekmektedir. Bu yüzden atrisyon derecesi sadece tek bir diş üzerinden
belirlenmemeli ve tek bir diş örneğinden yaş belirlenmemelidir (18,25).
8.2. Periodontitis
Periodontitis, diş kaybı veya erüpsiyonun devamı ,diş ataşmanlarındaki
değişikliklerle karakterize olup hem mikroskobik ,hem makroskobik olarak
görülebilir (18,25).
8.3. Sekonder Dentin
Sekonder dentin oranı dişten yaş belirlemede dikkate alınan birkaç
parametreden biridir. Sekonder dentin bütün yaşam boyunca sürekli olarak forme
edilen dentin olarak tanımlanabilir. Sekonder dentin, pulpa kavitesi içinde gelişebilir,
kısmen yaşın direkt bir işareti, kısmen de çürük, paradontosis gibi patolojik
durumlara karşı bir reaksiyon olarak gelişir. Bu değişiklik, sadece mikroskobik
kesitlerde görülebilir (18,23,25).
8.4. Sement Apozisyonu
Yaşın artması ile sementin kalınlaştığı ileri sürülmektedir. Apeksten minesement sınırına doğru horizontal olarak kesilmiş 11 ile 76 yaşları arasındaki
kişilerden elde edilen tek köklü 233 dekalsifiye diş üzerinde çalışılmıştır. Kullanmış
olduğu yöntem sement kalınlığını ölçmesine olanak sağlamış ve yaş artışı ile kalınlık
arasında sürekli bir artış olduğunu bulmuştur. Sement kalınlığının, 76 yaşında 11
yaşındakinden yaklaşık olarak 3 kat daha fazla olduğunu ölçmüştür. Mine-sement
birleşimi civarındaki kalınlık, apeks çevresine oranla daha az belirgin olarak
bulunmuştur. Bazı olgularda ise sement kalınlığında hipersementozis denilen
patolojik bir artış gözlenmiştir (18,23,25).
19
8.5. Kök Rezorbsiyonu
Nalbandian ve Sogness kök rezorbsiyonun yaş ile çok zayıf bağlantısı olan bir
değişiklik
olduğunu
düşünmüşlerdir.
Aynı
düşünce
rezorbsiyonun
yaşın
belirlemesinde çok küçük bir etkisi olduğu ve bazı olgularda olumsuz etkileri
olabildiğini söyleyen Mile tarafından da belirtilmiştir (18,23,25).
8.6. Kök Transparanlığı
Dişlerden yaş belirlenmesinde uygulanacak yöntemlerden biri de kök–dentin
transparanlığının araştırılmasıdır. Kök dentini genellikle üçüncü dekat sırasında
transparanlaşmaya başlamakta ve kökün ucundan başlayarak, yaşın artmasıyla
krodna doğru ilerlemektedir. Bu değişimin kanal içi kalsifikasyonun artması ve
dental kanalların çaplarındaki daralmasından kaynaklandığı düşünülmüştür. Kanal
dışı inorganik materyal ile kanal içi organik materyal arasındaki kırılma indisi
farklılığı kalsifikasyonun artışına bağlı olarak eşitlenmekte ve dentin transparan bir
görünüm kazanmaktadır (18,25).
20
9. KİMLİKLENDİRMEDE ADLİ DİŞ HEKİMLİĞİNİN BOYUTU
Doğum belgesinin bulunmadığı veya şüpheli doğum belgelerinin var olduğu
durumlarda yaşın belirlenmesi gerekebilir (10,18). Bazen çocuğun ceza sorumluluğu
yaşına ulaşıp ulaşmadığına karar vermek için yargı organlarının istemleriyle de
karşılaşılabilir. Sağlıklı bir belirleme için kişiden;
a) Dental ve tıbbi geçmişin tamamı,
b) Her dental anomali ve restorasyonun tamamlanmış bir krokisi ile dişlerin
klinik muayenesi,
c) Çalışma modelleri,
d) Diş fotoğrafları,
e) Radyografi (yaş tayininde kullanılan diş gelişim araştırmaları ile
karşılaştırma için),
f) Önceki dental raporlar, modeller, röntgenler ile bunlar gibi geriye dönük
kullanılacak diğer bilgilerin de erde edilmesi gerekmektedir.
Yaş belirleme çalışmalarında, bulguların yasal değeri her zaman araştırılır.
İnandırıcı antemortem deliller olmadıkça, bulguları desteklemek için kesin bir kimlik
belirleme yönteminden çok, kimlik belirlemesi yöntemleri içinde yaşın belirlenmesi
yol gösterici olarak kullanılmaktadır. Yasal verilerin düzenlenmesinde ifadelerin ve
kararın doğru seçimi, olguya bağlıdır. Sonuçların o yaştaki bir kişiye uyup uymadığı,
dental bulguların kesinliği ve olasılığı, net olarak belirtilebilir. Diş gelişim
araştırmaları, ortalama bir yaş ile gelişim aşaması ile ilgili beklenen bir değer verir.
Bu ayrıntı, raporlarda kesinlikle belirtilmelidir. Diş gelişimi araştırma yöntemleri
değişiklikler içermekle birlikte, gelişime ait olayların sırası ve bu olayların zamanı
hakkında bilgi verir. Ancak, aynı kronolojik yaştaki çocukların hepsi, aynı düzeyde
21
dental gelişim göstermez. Kişiler ve toplumlar arasında gelişim farklılıkları gözlenir
(10,18).
Diş çürüme insidensinin azalması ve batı yarım küredeki restoratif çalışmalar
nedeniyle kişilerin dental kimlikleri belirlenmesinde delillerin başlıca kaynağının
giderek azaldığı bildirilmiştir (10).
İnsan dişlerinden, pulpa dokusu kullanılarak kan grubu tayini yapılabilir.
İncremental çizgilerin ise değişik diş buluntularıyla karşı karşıya kalındığında, aynı
kişiye ait olan dişleri belirlemede kullanılabilecek önemli bir veri olduğu
bildirilmiştir (10).
22
10. LABORATUAR ÇALIŞMALARI
10.1 Kök Kesitlerinin Hazırlanması
Çalışmada kullanılacak dişler %10’luk formal solüsyonu içinde cam şişelerde
saklanmalı, dişler şişelerde tek tek çıkarıldıktan sonra akar suda yıkanmalı ve kuru
hava ile kurutulmalıdır. İnce kesit makinasına takılan 0.10 mikronluk tek tarafı kesici
olan elmas diskler ile akar su altında kendi bukko-palatinal ve bukko-lingual
düzlemlerinde dakikada 20.000 devirle labio-lingual yönde kesitler yapılmalıdır.
Yapılan kesitler 0.5 mm ve 1 mm arası kalınlıktaki su zımparasında akıcı su altında
beş aşamada zımparalanarak polisajı yapılmalıdır (7,11,18).
Kesit hazırlanacak dişler,pulpa kavitesi ortada olmak üzere kendi bukkopalatinal va bukko-lingual düzlemlerinde 1 mm-0.50,-0.40-0.25 mm’lik ince kesitler
halinde kesildiğinde, bu kalınlıktaki kesitlerin tek tek ve bire bir fotoğrafları çekilip,
bilgisayar programına aktarılıp üç kat büyütüldüğünde; 1 mm-0.50 mm arası yapılan
kesitlerde 0.5 mm lik kesitlerin, 1mm lik kesitlerden daha net olduğu görülecektir.
Transparanlığın 0.25 kalınlıktaki kesitlerde güzel görüntü verdiği uygulamalarda
bilinmektedir. Kesit 0.01 mm kalınlığında kesildiğinde bütün kesitin transparan
olarak göründüğü gözlenmektedir (7,11,18).
23
11. KESİTLERİN FOTOĞRAFLANMASI
Her kesitin yanına skala yerleştirilerek ayrı ayrı fotoğraflanmalıdır. Fotoğraf
makinası ile kesit arasındaki uygun aralık mesafe bulunduktan sonra fotoğraf
makinası sabitleştirilmelidir. Çekimler gün ışığının uygun konumu saptandıktan ve
kesitlerin altına uygun bir fon kâğıdı konulduktan sonra sırasıyla tek tek yapılır.
Fotoğraf
ve
filimlerin
yıkanması
işlemi
el
değmeden,
otomatik
banyo
yöntemlerinden yararlanılarak yapılması ve baskılar otomatik makinalarda tüm kesit
fotoğrafları aynı boyutta olmak üzere kartlara basılması önerilir (11,18).
11.1 Fotoğrafın Scanner ile Taranması
Fotoğrafların scanner ile taranıp ve bilgisayara aktarılması çalışmada kolaylık
sağlar. Bilgisayarda resimlerin arşivlenmesi gerektiğinde yıllar sonra bile kullanma
avantajı kazandırır (7,10,11,18).
24
12. ÖZET
Çocuklar ve genç erişkinlerde yaş tayininde gelişmekte olan dişlerden
yararlanılan metodların oldukça güvenilir olduğu bildirilmektedir. Dişlerin
incelenmesi yaş tayininde kullanılabilecek zararlı olmayan basit bir yöntemdir.
Çalışmada yararlanılan hastaların bilgilerinde medikal geçmişleri, yaşla gelen
biyolojik değişiklikleri normal populasyondaki pulpa değişimlerini etkilemediği için
dikkate alınmamıştır.
Hesaplanan yaşlar, olguların %47.5’inde kronolojik yaş ile 0-2 yıl fark
göstermiş, bu oran 0-3 yıl için % 62.5 ile oldukça ümit verici bulunmuştur.
25
13. KAYNAKLAR
1. Aktaş EÖ, Kostaların Sternal Uç Kemik Morfolojisinde Yaşa İlişkin
Progressif Değişikliklerin Kişinin Öldüğü Zamanki Yaşının Saptanmasında
Kullanılabilirliği, Uzmanlık Tezi, Tıp Fakültesi, İzmir, 1997.
2. Gök Ş, Adli Tıp Kitabı, Filiz Kitapevi, İstanbul, 1991.
3. Knight B. Simpson Adli Tıp Kitabı, Bilimsel ve Teknik Yayınları, Çeviri
Vakfı İstanbul, 1995.
4.
Aykaç M. Adli Tıp Kitabı, Nobel Yayınevi, İstanbul, 1993.
5.
Polat O. Adli Tıp Kitabı, DER Yayınevi, İstanbul, 2000.
6.
Whittaker DK, McDonald DG. A Colour Atlas of Forensic Dentistry,
Wolfe Medical Publications Ltd., 1989.
7.
Polat O, İnanıcı MA, Aksoy ME. Adli Tıp Ders Kitabı, Nobel Kitabevi
İstanbul, 1997.
8. Koçak A. Kosta Sternal Uç Kemik Morfolojisinde Görülen Değişikliklerin
Cinsiyet Tayininde Kullanılabilirliği, Uzmanlık Tezi, Tıp Fakültesi, İzmir, 1998.
9. Tunalı İ. Adli Tıp Kitabı, Feryal Matbaacılık, Ankara, 1991.
10. Ege B, Aktaş EÖ. Diş Hekimliği Öğrencileri İçin Adli Tıp Ders Notları,
İzmir.
11. Zeyfeoğlu Y, Hancı İH. İnsanlarda Kimlik Tespiti, Sürekli Tıp Eğitimi
Dergisi, 2001, 10, 375-377.
12. Clark DH, Sainio P, Practical Forensic Odontology, Oxford, 1992, s:127.
13. Stimson PÇ, Mertz CA. Forensic Dentistry, CRC Press, 1997.
14. Afşin H. Adli Diş Hekimliği, İstanbul, 2004.
26
15. Soysal Z, Çakalır C, Adli Tıp, Cilt:1, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1999, ss: 73-92.
16. Güleç ES, İşcan MY. Forensic Anthropology in Turkey. Forensic Sci İnt.,
66, 1994, 61-68.
17. Avery DR, McDonald RE. Dentistry for the Child and Adolescent,
Elsevier Health Sciences, 1988.
18. Yamaguchi T, Yamada Y, Ohtani S, Kogure T, Nagao M, Takatori T. Two
Cases of Personal İdentification From Dental Information, The Japanese Journal of
Legal Medicine, 61(4), 1997, 324-330.
19. Fangwu Z. Preliminary Study On Determination of Bone Age By
Microscopic Method, Acta Anthropol., 2, 1983, 151-156.
20. Novotny V, İşcan M, Loth SR. Morphologic and Osteometric Assessment
of Age, Sex, and Race from the Skull; Forensic Analysis of the Skull, Wiley-liss,
1993.
21. Kerley ER. The Microscopic Determination of Age in Human Bone, Am.
J. Phys. Anthropol., 23, 1965, 149-163.
22. Woolfel JB, Scheid RC. Dental Anatomy, Hs Relevance to Dentistry,
1997.
23. Yavuzyılmaz
H.
Diş
Morfolojisi-Fizyolojisi
ve
Okluzyon,
Gazi
Üniversitesi, Yayın No: 143, Ankara, 1989.
24. Urbani C, Lastrucci RD, Kramer B. The effect of Temperature On Sex
Determination Using DNA-PCR Analysis of Dental Pulp, The Journal of Forensic
Odonto/Stomatology, 17(2), 1999, 35-39.
25. Diamond M, Dental Anatomy, Including Anatomy of the Heado and Neck,
3. Edition, 1952.
27
14. ÖZGEÇMİŞ
İran Orumieh kentinde doğup lise sona kadar eğitimimi bitirdikten sonra
İsfahan Üniversitesinde Biomedikal Mühendisliği bitirdim, daha sonra Ankaraya
gelip tezsiz mastıra başladım, daha sonra Yös sınavına girip Ege Diş Hekimliği’ni
kazandım ve 2010’dan başlayan eğitimimi 2015’te bitirmiş bulunmaktayım.
28
Download