HABER BÜLTENİ 27 Kasım 2008 Haber Özetleri Irak Irak Meclisi'nde, Irak-ABD güvenlik anlaşması için yapılacak oylama bugüne ertelendi. Irak'ta, ABD ile imzalanan güvenlik anlaşmasının parlamentoda oylanmasından önce siyasi gruplar arasında pazarlıklar sürüyor. Parlamento Başkanı Mahmud Meşhedani dün yaptığı konuşmada, siyasi grup ve parti liderlerinin güvenlik anlaşması ve diğer siyasi konuları tartışmak ve görüşmek için ek süre istediklerini, bu talebe binaen oylamanın yarın sabaha ertelendiğini açıkladı. Siyasi grup ve parti liderlerinin konuyla ilgili görüşmelerinin sürdüğünü kaydeden Meşhedani, "Bize ulaşan son bilgilere göre siyasi liderler, bir konu hariç bütün konularda anlaştı. Bu sebeple oturumu yarın (bugün) sabah saat 10.00'a erteliyoruz", dedi. ABD ile Irak arasında 17 Kasım'da imzalanan güvenlik anlaşmasının yürürlüğe girmesi için parlamentonun onayını alması gerekiyor. Parlamentoda bu sabah yapılması beklenen oylama, siyasi gruplar arasında görüş birliği sağlanamadığı için önce öğleden sonraya ertelendi, anlaşma sağlanamayınca da oylama yapılamadı. Şii gruplarından 30 milletvekili olan Sadr Grubu ile 19 milletvekili bulunan Fazilet Partisi anlaşmanın aleyhine oy kullanacaklarını bildirdi. Eski Başbakan İyad Allavi'nin lideri olduğu Irak Ulusal Listesi milletvekili Usame El Nuceyfi, kendisinin anlaşma aleyhinde, partisinin ise lehinde oy kullanacağını söyledi. Sünni Irak Uzlaşma Cephesi, siyasi reformlar yapılması şartıyla anlaşma için "Evet" oyu kullanacağını açıkladı. Anlaşmanın 275 sandalyeli parlamentodan geçmesi için salt çoğunluk gerekiyor. Cumhurbaşkanı ve iki yardımcısından oluşan Başkanlık Konseyi ve Başbakanın, parlamentodan geçmesi için siyasi grup ve parti liderlerini ikna etmeye çalıştığı ifade ediliyor. (AA) Irak, ABD ile güvenlik anlaşması için 30 Temmuzda halkoylaması düzenleyecek. Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak El Rubayi, El Arabiye televizyonuna yaptığı açıklamada, bu anlaşmayla ilgili sadece Irak Meclisinin değil, 30 Temmuzda düzenlenecek referandumla halkın da söz söyleme hakkı olacağını belirtti. El Rubayi, böylece anlaşma yürürlüğe girdikten 6 ay sonra daha iyi değerlendirme olanağı bulunacağını söyledi. Irak Meclisindeki Irak Birleşik İttifakı'ndan Şii milletvekili Rıza Cevad Taki de halkın reddetmesi durumunda hükümetin anlaşmayı ABD ile yeniden müzakere etmesi gerektiğini belirtti. (AA) ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Irak’ın anlaşmayı referanduma götürmesinin anlaşmanın uygulanmasını etkilemeyeceğini söyledi. Dün Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Amerika Dışişleri Bakanı 1 Condoleezza Rice, “Irak’ın düzenleyeceği muhtemel referandum, Amerikan askerlerinin statüsüyle ilgili stratejik anlaşmanın Ocak ayından itibaren uygulanacak olan anlaşmaya bir etkisi olmayacaktır”, dedi. (www.yakindoguhaber.com) Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin, gelecek yıldan itibaren ham petrol ihraç etmeye başlayacağı belirtildi. Petrol sektöründe faaliyet gösteren kaynaklara göre, gelecek yıldan itibaren, Irak'ın kuzeyindeki iki petrol sahasından, Ceyhan Limanı'na ham petrol ihraç edilmeye başlanacak. Irak Petrol Bakanlığı koordinasyonuyla gerçekleştirilmesi planlanan ihracatın, ilk aşamada günlük 100 bin varil, 2009'un sonuna kadar da günlük 250 bin varile ulaşacağı kaydedildi. Bu arada, Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü Asım Cihad ise yaptığı açıklamada, Bağdat yönetiminin, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim ile petrol ihracatı konusundaki teknik kısımlarda anlaşmaya vardığını ancak, petrol ihracatı izni konusunun ise halen tartışıldığını bildirdi. Bağdat yönetimi, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin, uluslararası petrol şirketleriyle tek taraflı olarak sözleşme imzalamasına karşı çıkıyor. (AA) Irak Ordusu, merkezi Kerkük şehri olan bir kolordu kurularak, komutanlığına General Abdülemir Muhammed Rıza El-Maliki’nin getirilmesini kararlaştırdı. Bağdatlı ve Şii olan komutanın bu göreve getirilmesi Kerkük’te farklı tepkilere neden oldu. Türkmen ve Araplar bu atamayı olumlu karşılarken, Kürtler atamaya itiraz etti. Kerkük’ün Kürt kökenli Valisi Abdulrahman Mustafa yaptığı açıklamada, bu kolordunun kurulması için uzun zamandır uğraşıldığını ve Kerkük’te yaşayan tüm kesimlere taraf bir biçimde bu oluşumda yer verileceğini söyledi. Kerkük Polis Müdür Yardımcısı Turhan Abdulrahman ise kendilerinin emirleri Savunma ve İçişleri Bakanlığında aldığını, bu nedenle komutanın kimliğinin önemli olmadığını belirterek, “Hepimiz Iraklıyız ve aynı hedef için uğraşıyoruz”, açıklamasını yaptı. Arap kökenli Kerkük Vali Yardımcısı Rakan Sait de aynı yönde açıklamalarda bulundu. Öte yandan Celal Talabani’nin başkanlığını yaptığı KYB’li Heme Sur Şivari yaptığı açıklamada, Kerkük’te kurulan kolordunun, normal olmayan yollardan kurulduğunu ve Kürt kökenli subayların toplu olarak Kerkük’ten uzaklaştırıldığını ifade ederek, “Cumhurbaşkanı, Parlamento Başkanı, Bakanlar Kurulu ve Savunma Bakanından bu olayın araştırılmasını talep ediyoruz. Bu karar yanlıştır ve Kerkük’teki oluşumlar arasında hassasiyet yaratacaktır”, diye konuştu. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESİ) Irak’ın kuzeyindeki yere yönetime bağlı parlamentonun bağımsız üyesi Nuri Talabani yaptığı açıklamada, bölge anayasasının parlamentoda tartışılmasına önem verilmemesinin demokratik kurallara uygun olmadığını ve tüm uğraşlara rağmen anayasadaki maddelerin toplu halde geçirileceğini ifade etti. Talabani açıklamasının devamında, her maddenin tek tek oylanması gerektiğini belirterek, bu sağlanmayacağı için bölge anayasasına ret oyu vereceğini dile getirdi. Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim 2002 yılında bir anayasa hazırlamış; ancak bugüne kadar oylamaya sunulmamıştı. (www.aswataliraq.info) Ortadoğu 2 Arap ülkeleri, Filistin’de birbiriyle çatışan Hamas ve El Fetih örgütlerini uzlaşmaya çağırdı. Arap dışişleri bakanları dün Kahire’de, Filistinli rakip örgütler arasında diyaloğun yeniden kurulması konusunda bir toplantı düzenledi. Hamas’ın geçen yıl Gazze’nin yönetimini ele geçirmesinden sonra El Fetih, Batı Şeria’da yalnız kalmıştı. Filistin Devlet Başkanı ve El Fetih lideri Mahmut Abbas iki grup arasında anlaşma olmazsa, gelecek yılın başında erken seçime gitme tehdidinde bulundu. Hamas, çoğunluğa sahip olduğu parlamentoyu dağıtmaya, Abbas’ın yetkisi olmadığını öne sürerek, çağrıyı reddetti. Arap dışişleri bakanları, dünkü Kahire toplantısında Abbas’ın uzlaşma sağlanıncaya kadar görevinde kalmasını istedi. (VOANEWS) Kafkasya ve Orta Asya Güney Osetyalı milislerin, denetimden çıktıkları ve Gürcülere saldırılar düzenledikleri bildirildi. İnsan Hakları İzleme örgütü, Güney Osetyalıların Akhalgori kasabası ve çevresindeki köylerde Gürcülere düzenlediği saldırı ve tacizleri belgelediklerini açıkladı. Örgütün Moskova bürosu başkan yardımcısı Tanya Lakşina yaptığı yazılı açıklamada, "Rusya'nın işgalci güç olarak sorumluluklarını yerine getirmek ve Güney Osetyalı milisleri denetim altına almak için müdahale etmesinin zamanıdır" ifadesini kullandı. Güney Osetya'nın güney ucunda yer alan Akhalgori bölgesinin nüfusunun çoğunluğunu Gürcüler oluşturuyor. Güney Osetya'nın 1990'ların başında tek yanlı bağımsızlık ilan etmesinden sonra da Akhalgori Gürcistan tarafından yönetiliyordu. Ağustos'ta çıkan savaşta Rus ve Güney Osetya güçleri bölgeyi ele geçirmişti. (AA) Diğer Haberler Hindistan'ın Mumbai kentinde aralarında iki lüks otelin de bulunduğu 7 farklı yere yapılan silahlı ve bombalı saldırılarda 101 kişi öldü, 287 kişi de yaralandı. Üst düzey emniyet yetkilisi A.N. Roy, silahlı kişilerin, aralarında 2 lüks otelin de bulunduğu 7 yere saldırdıklarını belirterek, ''Teröristler otomatik silahlar kullandı ve kimi yerlere el bombası attı. Çatışmalar sürüyor ve onları kontrol altına almaya çalışıyoruz'', dedi. Üst düzey polis yetkililerinden Ramesh Tayde olaylarda 101 kişinin öldüğünü, yaralı sayısının da 287 olduğunu kaydetti. Tayde, ölenlerin en az 6'sının yabancı olduğunu belirtti. Ölenler arasında 12 de polis var. Mumbai'nin başkenti Maharashtra eyaletinin Kıdemli Bakanı Vilaşrao Deshmukh düzenlediği basın toplantısında ''durumun hala kontrolleri dışında olduğunu, her iki otelde bulunan teröristleri dışarıya çıkarmaya yönelik gayretlerin sürdüğünü'' belirtti. Otelleri saran polis güçlerinin ilerleme çabasına teröristlerin el bombaları atarak yanıt verdiği bildiriliyor. Hindistan İç Güvenlik Bakanı Shivraj Patil de, iki oteldeki toplam terörist sayısını söylemenin güç olduğunu kaydetti. Öte yandan, Japonya Dışişleri Bakanlığı en az 1 vatandaşlarının öldüğünü, 1 vatandaşlarının da yaralandığını açıkladı. Güney Kore makamları da saldırılar sırasında 26 Güney Kore vatandaşının kurtulmayı başardığını bildirdi. Saldırganlar arasında bulunduğu sanılan 4 şüphelinin öldürüldüğü, 9'unun da ele geçirilerek gözaltına alındığı bildirildi. Yetkililer, polis güçlerinin iki ayrı noktadaki müdahalelerinde, araçlarla kaçmaya çalışan saldırganlardan 4'ünü öldürdüğünü belirttiler. 9 saldırganın 3 da ele geçirildiği belirtildi. Hindistan'ın Mumbai eyaletinde, Yahudi bir yardım kuruluşunun merkezine de saldırı düzenlendiği bildirildi. Hindistan medyasında yer alan haberlere göre, aşırı Yahudi Chabad Lubavitch grubunun Mumbai merkezinden silah sesleri geldi. Yahudi yardım kuruluşunda biri İsrailli hamam, en az 3 rehinenin olduğu bildirildi. Güvenlik yetkilileri, baskın sırasında saldırganlardan birinin öldürüldüğünü kaydederek, bir kadın ve bir çocuğun serbest bırakıldığını söyledi. Yetkili, binada en az 4 silahlı kişi bulunduğunu belirtti. Saldırıları düzenleyenlerden biri, olayın sorumluluğunu üstlenen Deccan Mücahidin adlı aşırı dinci örgütün üyesi olduklarını söyledi ve hapisteki Müslümanların serbest bırakılmasını istedi. Güvenlik güçleri tarafından etrafı sarılan Oberoi otelinden İndia TV adlı televizyon kanalına açıklama yapan kişi, kendini bu örgütün üyesi olarak tanıtarak, Hindistan'da hapsedilen tüm Müslümanların serbest bırakılmasını istedi. Saldırgan açıklamasında, "Hindistan'daki Müslümanlara zulüm edilmemelidir. Biz bu ülkeyi seviyoruz, ancak annelerimiz ve kız kardeşlerimiz öldürüldüğü zaman bizi kim koruyacak?" şeklinde konuştu. Hindistan polisinin, Mumbai kentindeki Triden Oberoi otelinde ellerinde çok sayıda rehine bulunan teröristlere karşı operasyon başlattığı bildirildi. Yerel televizyon istasyonlarından verilen haberde polis ve komandoların, teröristlere karşı operasyona başladığı belirtildi. (AA) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Balkanlarda istikrar ve barışa ulaşacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalı'', dedi. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, resmi ziyaret için Türkiye'de bulunan Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bamir Topi ve eşi onuruna Çankaya Köşkü'nde akşam yemeği verdi. Yemeğe TBMM Başkanı Köksal Toptan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Tarım ve Köy işleri Bakanı Mehdi Eker ve Ankara Valisi Kemal Önal'ın yanı sıra aralarında yabancı misyon temsilcilerinin de bulunduğu davetliler katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, yemekte yaptığı konuşmada, Türkiye ve Arnavutluk'un ortak tarihi ve kültürüne dayalı köklü bağların, iki ülke ve halkları arasındaki sağlam dostluğun temelini oluşturduğunu ifade ederek, ''Bu sağlam dostluğun Türkiye ile Arnavutluk arasındaki ilişkilere özel bir nitelik kazandırdığı muhakkaktır'', dedi. Yakın geçmişte yaşanan acıların ardından Balkan ülkelerinin barış ve istikrarın, işbirliğinin önemini geçmişe oranla daha iyi anladıklarını memnuniyetle müşahede ettiklerini belirten Gül, ''Balkanlarda istikrar ve barışa, demokrasi, insan hakları, karşılıklı anlayış ve hoşgörü gibi müşterek değerlerimizi el birliğiyle güçlendirerek ulaşacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır'', dedi. Arnavutluk Cumhurbaşkanı Topi de konuşmasına, Türkiye'ye daveti ve misafirperverliğinden dolayı Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür ederek başladı. Ziyaretinin, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleneksel, dostane ve mükemmel olduğunu teyit ettiğini, ikili ve bölgesel işbirliğinin daha da güçlenerek ilerlemesi konusundaki siyasi iradenin bir ifadesi olduğunu anlatan Topi, Kosova meselesinde Türkiye'nin tavrından dolayı Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür ettiğini belirterek, Kosova'nın bağımsızlığının uluslararası bir hak olduğunu söyledi. (AA) Atlas Okyanusu'nda Kuzey Amerika kıtasına bitişik Grönland'da halk, Danimarka'dan daha fazla özerklik talebine ezici çoğunlukla destek verdi. Grönland Seçim Komisyonunun açıklamasına göre, bağlayıcı olmayan referandumda, özerkliğin genişletilmesine halkın yüzde 76'sı "evet", yüzde 4 24'ü" hayır" dedi. Danimarka'dan daha geniş özerklik planı, Grönland'ın yerel polis gücünün, mahkemelerin, kıyı korumanın kontrolünü eline almasını ve Grönlandça'nın resmi dil olmasını öngörüyor. Planla ayrıca, petrol gelirlerinin Grönland ve Danimarka arasında paylaşımına yönelik yeni ilkeler getiriliyor. Referandum, ekonomisi Danimarka'nın sübvansiyonuyla desteklenen özerk toprakların bağımsızlığı yolunda önemli bir adımı olarak görülüyor. (TRT) Afganistan'ın başkenti Kabil'de ABD Büyükelçiliği yakınında bir otomobille intihar saldırısı düzenlendi. Büyükelçiliğin ana girişine yaklaşık 200 metre mesafede meydana gelen patlamada 1 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı. Kabil polis şefi Muhammed Eyüb Salangi, hedefin bir Amerikan konvoyu olduğunu belirtti. (AA) Dünya Basını Hindistan'ın finans kalbi Bombay'da dün akşam düzenlenen saldırılar gazetelerin manşetlerinde. Independent ve Times ''Bombay'da katliam'', Guardian, ''Teröristlerin Bombay'de ölüm koşusu'' başlıklarıyla çıkıyor bu sabah. Gazetelerde, kentin önde gelen otellerinin saldırıların hedefi olduğuna dikkat çekiliyor ve hastane ve tren istasyonlarını da hedef alan saldırıların eşgüdümlü olduğu aktarılıyor. Times'ın iç sayfalarında yer alan Michael Evans imzalı haber analizde ise, Batılı istihbaratçıların saldırı öncesinde ''El Kaide'den ses getirici bir eylem bekledikleri'' anımsatılıyor. ''İstihbarat örgütleri, son haftalarda özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde seçim sonrasıyla görev devir tesliminin yapılacağı 20 Ocak arasında El Kaide'nin manşetlerde yer alacak bir eylem planladığı izlenimi veren işaretler alıyordu.'' ''Bombay'de batılıları hedef alan ve aynı anda düzenlenen eşgüdümlü saldırılar, El Kaide'nin Batılı yumuşak hedefleri seçerek eylem düzenleme stratejisinin bütün izlerini taşıyor.'' Gazetelerde yer alan diğer ayrıntılarda da, saldırı konusunda Hindistan Mücahitleri adlı örgütün kuşkuların odağına yerleştiğine dikkat çekiliyor. Independent'in dış haberler sayfasında Robert Fisk imzalı ''Taliban’ı kimse desteklemiyor, ama insanlar hükümetten nefret ediyor'' başlıklı bir haber dikkat çekiyor. ''Afganistan'ın çöküşü dünyanın zannettiğinden daha yakın. Kandahar, kentin merkezindeki bir kaç kilometrekarelik bölge dışında Taliban’ın kontrolünde. Taliban’ın kontrol noktaları da, Kabil'in 20 kilometre dışında başlıyor.'' ''Hamid Karzai'nin yolsuzluğa batmış hükümeti, Bağdat'ta yeşil bölgeye kısılmış kalmış olan Irak hükümetinden daha güçlü değil. Kamyon şoförleri ancak Taliban’ın kendilerine verdikleri ruhsatlarla iş yapabiliyor. Ülkenin uzak kesimlerinde Taliban’ın kendi mahkemeleri iş başında.'' Fisk, yardım görevlilerine atfen sıradan Afganların yaşadıkları açmazı özetliyor. Önce Taliban köylere gidip tehditle gıda malzemeleri istiyor, sonra Afgan güvenlik görevlileri köylüleri Taliban’a destek vermekle suçluyor, masum insanları tutukluyor. Bir de Amerikan güçlerinin köye hava saldırısı düzenlemesi riski var. ''Burası 2001'de Taliban’ın devrilmesinden sonra dünyanın vadettiği demokratik, huzurlu, yeniden ayakları üzerinde durabilen, cinsiyet ayrımının yapılmadığı Afganistan değil. Başkentin dışında ve ülkenin ücra kesimlerinde neredeyse kadınların tümü burka giyiyor.'' ''Keşmir'den 5 Özbekistan'dan, Çeçenistan'dan ve hatta Türkiye'den Taliban’ın saflarına yeni savaşçılar katılıyor. Afganistan'da hâlihazırda çoğu Avrupa pasaportu taşıyan 300 Türk savaşçının olduğu tahmin ediliyor.'' Robert Fisk haberinde ayrıca bir işadamının ''benim tanıdığım hiç kimse Taliban’ın yeniden işbaşına gelmesini istemiyor, ama insanlar hükümetten ve kendilerini umursamayan parlamentodan nefret ediyor'' görüşlerini de aktarıyor. Aynı işadamına göre, Afganistan ideolojilerin, esrar ve siyasi yolsuzluğun mücadele alanına dönüşmüş durumda. Amerikan yönetiminin ülkeye ek asker sevk etmeye hazırlandığını, İspanya, İtalya ve Norveç'in ise askerlerini çekmekten bahsettiklerini anımsatan Fisk, tırnak içine alarak ''Biz' Afganistan'da savaşı kazanmıyoruz'' diyor ve şöyle devam ediyor: ''Taliban’ın ezilmekte olduğu söylemi hiç olmadığı kadar gerçekten uzak. Afganistan'ın devlet başkanı bu bezdirici savaşta Amerika'nın öncelikli hedefiyle konuşmaya çalışıyorsa, artık başarısızlık kaçınılmaz hale gelmiştir. Ve dahası Molla Ömer bile Karzai'yle görüşmek istemiyor.'' Peki, seçenek ne? Fisk, ülkenin iki parçaya ayrılmasının kimsenin tartışmak istemediği bir seçenek olduğuna dikkat çekiyor. ''Tartışılmak istenmeyen seçenek Afganistan'ın güneyini Taliban’a vermek ve kalanını Afganistan olarak korumak. Böyle bir seçenek Pakistan'la bir başka krizi de tetikleyecektir.'' ''Zira Taliban’ın büyük bölümünü oluşturan Peştunlar, Peştunistan'ı kurmak isteyecek, buna da Pakistan'ın bu etnik grubun yaşadıkları aşiret bölgelerini de katmak isteyeceklerdir.'' ''Bu ayrıca büyük oyun olarak bilinen stratejinin geri dönüşü, güney batı Asya'nın sınırlarının yeniden çizilmesi anlamına geliyor ki tarihin bize öğrettiklerinden biri de, bu tür girişimlerin her zaman bölgenin kan gölüne dönmesi anlamına geldiğidir.'' 6