orsam`da 17 mayıs 2010`da rus uzmanlarla rusya federasyonu`nun

advertisement
ORSAM TUTANAKLARI No: 6
THE BLACK SEA INTERNATIONAL TUTANAKLARI
No: 1, Mayıs 2010
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS
UZMANLARLA RUSYA FEDERASYONU’NUN
VE TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU
POLİTAKALARI ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN
TOPLANTININ TAM METNİ
MEETING IN ORSAM ON 17 MAY 2010 WITH
RUSSIAN EXPERTS ON MIDDLE EAST POLICIES OF
RUSSIAN FEDERATION AND TURKEY
‫النص الكامل لالجتماع المنعقد في “أورسام” بتاريخ‬
‫ مع خبراء من روسيا االتحادية حول‬2010 ‫ مايس‬17
‫السياسات الشرق اوسطية لروسيا االتحادية وتركيا‬
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES
THE BLACK SEA INTERNATIONAL CERTER FOR RESEARCH AND DIALOGUE
ORSAM
CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
ORSAM
THE BLACK SEA
INTERNATIONAL
TUTANAKLARI
ORSAM
STRATEJİK BİLGİ YÖNETİMİ, ÖZGÜR DÜŞÜNCE ÜRETİMİ
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Tarihçe
Türkiye’de eksikliği hissedilmeye başlayan Ortadoğu araştırmaları konusunda kamuoyunun
ve dış politika çevrelerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek amacıyla, 1 Ocak 2009 tarihinde Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) kurulmuştur. Kısa sürede yapılanan kurum,
çalışmalarını Ortadoğu özelinde yoğunlaştırmıştır.
Ortadoğu’ya Bakış
Ortadoğu’nun iç içe geçmiş birçok sorunu barındırdığı bir gerçektir. Ancak, ne Ortadoğu ne de
halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkum edilmemelidir. Ortadoğu ülkeleri,
halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerini seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği başlatacak potansiyele sahiptir. Bölge halklarının bir arada yaşama iradesine, devletlerin
egemenlik halklarına, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine saygı, gerek ülkeler arasında gerek ulusal ölçekte kalıcı barışın ve huzurun temin edilmesinin ön şartıdır. Ortadoğu’daki sorunların kavranmasında adil ve gerçekçi çözümler üzerinde durulması, uzlaşmacı inisiyatifleri cesaretlendirecektir Sözkonusu çerçevede, Türkiye, yakın çevresinde bölgesel istikrar ve refahın
kök salması için yapıcı katkılarını sürdürmelidir. Cepheleşen eksenlere dâhil olmadan, taraflar
arasında diyalogun tesisini kolaylaştırmaya devam etmesi, tutarlı ve uzlaştırıcı politikalarıyla
sağladığı uluslararası desteği en etkili biçimde değerlendirebilmesi bölge devletlerinin ve halklarının ortak menfaatidir.
Bir Düşünce Kuruluşu Olarak ORSAM’ın Çalışmaları
ORSAM, Ortadoğu algalımasına uygun olarak, uluslararası politika konularının daha sağlıklı
kavranması ve uygun pozisyonların alınabilmesi amacıyla, kamuoyunu ve karar alma mekanizmalarına aydınlatıcı bilgiler sunar. Farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretir. Etkin
çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin araştırmacıların ve entelektüellerin nitelikli çalışmalarını teşvik eder. ORSAM; bölgesel gelişmeleri ve trendleri titizlikle irdeleyerek ilgililere ulaştırabilen güçlü bir yayım kapasitesine sahiptir. ORSAM,
web sitesiyle, aylık Ortadoğu Analiz ve altı aylık Ortadoğu Etütleri dergileriyle, analizleriyle,
raporlarıyla ve kitaplarıyla, ulusal ve uluslararası ölçekte Ortadoğu literatürünün gelişimini desteklemektedir. Bölge ülkelerinden devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin,
stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve STK temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini
kolaylaştırarak bilgi ve düşüncelerin gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını
sağlamaktadır.
www.orsam.org.tr
ORSAM
ORSAM TUTANAKLARI, No: 6
THE BLACK SEA INTERNATIONAL TUTANAKLARI, No: 1
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS
UZMANLARLA RUSYA
FEDERASYONU’NUN VE TÜRKİYE’NİN
ORTADOĞU POLİTAKALARI
ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN
TOPLANTININ TAM METNİ
MEETING IN ORSAM ON 17 MAY 2010 WITH
RUSSIAN EXPERTS ON MIDDLE EAST POLICIES OF
RUSSIAN FEDERATION AND TURKEY
‫النص الكامل لالجتماع المنعقد في “أورسام” بتاريخ‬
‫ مع خبراء من روسيا االتحادية حول‬2010 ‫ مايس‬17
‫السياسات الشرق اوسطية لروسيا االتحادية وتركيا‬
Mayıs 2010
ORSAM - Ankara
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS UZMANLARLA
RUSYA FEDERASYONU’NUN VE TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU
POLİTAKALARI ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN
TOPLANTININ TAM METNİ
ORSAM
THE BLACK SEA INTERNATIONAL CENTER FOR RESEARCH AND DIALOGUE
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
KONUŞMACILAR
Dr. İrina Svistunova
Moskova Uluslararası İlişkiler Devlet Üniversitesi
Hasan Kanbolat
ORSAM Başkanı
Prof. Dr. Alexander Kolesnikov
Moskova Devlet Üniversitesi
Doç. Dr. Alexander Sotnichenko
St. Petersburg Üniversitesi
Doç. Dr. Hasan Ali Karasar
Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
Sercan Dogan
ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
Selen Tonkus
ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS UZMANLARLA RUSYA FEDERASYONU’NUN VE
TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU POLİTAKALARI ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN TOPLANTININ TAM METNİ
Hasan Kanbolat:
Rusya
Federasyonu
Parlamento Gazetesi
Ortadoğu Masası Başkanı Alexander Kolesnikov, St.-Petersburg
Devlet
Üniversitesi
Uluslararası
İlişkiler
Bölümü Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Sotnichenko
Alexander ve Moskova Uluslararası
İlişkiler Devlet Üniversitesi’nden İrina Svistunova’ya ORSAM’a hoş geldiniz diyoruz. Toplantımızda Sayın
Irina Svistunova’nın Irak Faktürünün
Türkiye’nin Dış Politikasına Etkisi
başlıklı sunumunu dinledikten sonra
bu konu ve Rusya Federasyonu’nun
Ortadoğu’daki sorunlara bakışı üzerinde değerli konuklarımız ve uzmanlarımızla fikir alışverişinde bulunacağız. Buyurun Sayın Svistunova.
İrina Svistunova:
Ortadoğu bölgesi uzun zamandır dünyanın dikkatini çekmektedir. Modern
sorunları ele alırken bugün gözlemlediğimiz süreçlerin derin tarihi kökleri
olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekir. Bunun yanı sıra Ortadoğu bölgesi küresel gelişmelerin tesiri
altında bulunmaktadır. Soğuk savaş
döneminin bitmesiyle birlikte iki kutuplu dünya düzeni değişim sürecine
girmiştir. Kaçınılmaz olarak ülkelerin
dış politika stratejisinde yeni durumun yansımaları ortaya çıkmıştır.
Son yıllarda güncelliğini yitirmeyen
Irak sorunu uluslararası gündemine
1990’da gelmiş ve o zamandan beri
Türkiye’nin dış siyasetini etkilemiştir. Irak’ın önemi Türkiye’nin Kuzey
Irak bölgesiyle ilgili hassasiyetlerinden kaynaklanmaktadır. Bu hassasiyetler arasında Kürt sorunu açısın-
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
dan Kuzey Irak’taki gelişmeler,
Türkiye’nin ihtiyacı olan Irak
petrolü ve Irak Türkmenlerinin
durumu yer almaktadır. Sözü
geçen etkenlerin taşıdığı önem
Türkiye’yi Irak’la ilgili olaylara
karşı tarafsız bir seyirci olmak
yerine milli menfaatlerini korumaya çalışan bir aktör olmaya sevk etmektedir. Irak faktörünün etkisi en çok Türkiye’nin
ABD, İran ve Suriye ile ilişkilerinde
kendisini göstermektedir.
Türk dış siyasetini bu açıdan incelemek için ilk önce Ortadoğu ülkesi olmayan, ama bölgeyi kendi çıkar alanı
ilan eden ABD ile Türkiye arasındaki
ilişkilere dikkat etmemiz gerekmektedir. İki kutuplu dünya düzeninde Türkiye ABD’nin stratejik ortağı olarak
NATO’nun Sovyetler Birliği ile karşı
karşıya geldiği sınırda yer alıyordu.
Fakat Soğuk Savaş’tan sonra Türkiye
ABD ile ortaklığının yeni esaslarını
aramak zorunda kalmıştır. 1990-1991
Körfez krizi patlak verdiğinde Türkiye uluslararası harekata hemen destek
veren ve BM tarafından uygulanan
ambargoya katılan ülkelerden biri olmuştur. O dönemdenberi Irak sorunu
Türk-Amerikan işbirliğinin önemli
alanı haline gelmiştir.
Aynı zamanda Körfez krizindeki
Türkiye’nin tutumu 80’li yıllarda dinamik olarak gelişen Türkiye-Irak ilişkilerinin gerginleşmesine neden olmuştur. Gerçekten Türkiye’nin Irak ile
komşuluğu ve tarihi bağları uluslararası koalisyona katılması kararını zor
bir seçenek haline getirmiştir. Türkiye
hükümetini bu karara sevk eden nedenlere bakarsak, uluslararası konjonktörün ağır bastığını görebiliriz.
Ankara için Körfez Krizi her şeyden
önce soğuk savaş sonrası NATO çerçevesinde azalan stratejik öneminin
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
5
ORSAM
ORSAM
THE BLACK SEA INTERNATIONAL CENTER FOR RESEARCH AND DIALOGUE
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
canlandırılması anlamına
geliyordu. Bundan başka
Türkiye hükümeti krizde
Batıya desteği karşılığında ekonomik kolaylıkları
ve AB ile müzakerelerin
ilerlemesini bekliyordu.
Doğal olarak Türkiye’nin
bölgesel nüfuzunun güçlendirilmesine
umutlar
mevcuttu.
ABD ise Rusya’nın iç sorunlarına odaklanmasından faydalanarak
Ortadoğu’da yeni dünya düzeninin
temelini atmayı amaçlıyordu. Körfez
krizi sonrası bölgede askeri varlığının
sürdürülmesi ABD’nin çıkarına geliyordu. Bunun için Irak’ın kuzeyinde
güvenlik bölgesi oluşturulduktan sonra Ankara’nın yardımı Waşington’un
gözünde eşsiz değer kazanmıştır. Güvenlik bölgesi 1991’de Irak’ta sivillere
karşı uygulanan şiddeti kınayan BM
kararnamesinden sonra oluşturulmuştur. Müttefikler denetim uçuşları
için Türkiye’nin İncirlik üssünü kullanıyordu. Bu durum Türk-Amerikan
ortaklığını güçlendirmekle birlikte
90’lı yıllar süresince Türkiye-Irak ilişkilerini gölgeleyen bir unsur oluyordu.
Türkiye, denetim uçuşları için toprağının kullanılmasına izin verip bölgesinde yıllardır güttüğü tarafsızlık
politikasından vazgeçmiş oldu. Irak
hükümetini tedirgin eden diğer bir
gelişme Ankara’nın sınırötesi operasyonlarıydı. 1988’de Sıcak takip anlaşmasını iptal eden Bağdat hükümeti
Ankara’nın Kuzey Irak’ta fazla nüfuz
kazanacağından korkuyordu.
Körfez Krizi ve sonuçları Türk ekonomisini ağır hasarlara uğratmıştır. Savaştan önce Türkiye’nin ikinci büyük
ticari ortağı olan Irak’la ticari-eko-
6
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
nomik bağların kesilmesi işsizliğin artmasına ve bir sıra
sosyal-ekonomik sorunlara
neden olmuştur. Özellkle
Irak’a ambargo uygulanmasını takiben Kerkük-Yumurtalık petrol boru hatının kapatılması büyük ekonomik
kayıplara yol açmıştır. Batıdan beklenen yardım ise
gelmemiştir. 1997’de “Petrol
karşılığı gıda” programına başlanınca
ekonomik ilişkilerin canlandırılması
ve Kuzey Irak bölgesinde istikrar sağlanması konuları Türkiye-Irak işbirliğinin gündemine gelmiştir.
Türkiye gibi Irak’ın komşusu olup
Kürt nüfusu barındıran İran ve Suriye Irak’ın milli bütünlüğü konusunda
benzer fikirleri paylaşıyorlardı. Bağdat hükümeti ve Irak’a komşu ülkeler
Kürt devletinin kurulmasına yönelik
gelişmeleri her zaman kaygıyla izliyorlardı. 1992’da Kuzey Irak’ta parlamento seçimleri yapıldıktan sonra
Türkiye, Irak, İran ve Suriye Kürt sorunu üzerinde dörtlü toplantılar düzenlemeye başlamışlardır. Bu toplantılar giderek katılımcı ülkelerin diğer
konularda da birbirine yakınlaşmasına ve eski anlaşmazlıklarının giderilmesine yardımcı oluyordu.
1990’lı yıllarda Türkiye’nin Orta Doğu komşularıyla ilişkilerini şekillendiren iki önemli etken vardı. Birincisi
Türkiye’nin PKK ile savaşı, ikincisi de
1991’den sonra Kuzey Irak’ta meydana gelen iktidar boşluğuydu. Zaman zaman Türkiye hükümeti Suriye,
Irak ve İranı PKK’ya destek vermekle suçluyordu, bu yüzden ikili ilişkilerde krizler yaşanıyordu. Özellikle
Türkiye-Suriye ilişkilerinin normal
gelişmesini engelleniyordu. 1998’de
Suriye’nin resmi olarak PKK’ya deste-
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS UZMANLARLA RUSYA FEDERASYONU’NUN VE
TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU POLİTAKALARI ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN TOPLANTININ TAM METNİ
ğinden vazgeçmesi iki ülkenin yakınlaşmasına yol açmıştır.
Güvenlik bölgesi oluşturulduktan
sonra Bağdat’ın Kuzey Irak’taki durumunu etkileme imkanı sınırlı olmuştur. Komşu ülkeler ise kendi güvenliklerini düşünerek bu bölgenin
istikrarlı olmasını amaçlıyor ve Irak
Kürtleriyle işbirliği yapıyordu. Kürt
partilerin mücadele ortamında Türkiye ve İran bölgedeki kontrollerini genişletmek için rekabet ediyordu. Ama
hem Türkiye’nin, hem de İran’ın Irak
sorunuyla ilgili hassasiyetlerini bu rekabetten daha üstün tutması kayda
değerdir. Yani Irak faktörü Türkiye ile
İran’nın bölgesel nüfuz için rekabetinin gerginleşmesini önlüyordu.
Kuzey Irak konusunda ABD’ye destek vermesine rağmen Türkiye hükümeti Kuzey Irak’ın giderek Bağdat’ın
kontrolüne dönmesinden yanaydı.
ABD’nin Kürt sorununda açık olmayan politikası Türkiye’nin Bağdat’la
ilişkilerinin normalleşmesini hızlandırıyordu. Körfez krizi zamanında geri çekilen Türk büyükelçisinin 2001’de
Bağdat’a dönmesi güven eksikliğinin
giderilmesi yolunda etkin bir adımdı.
Ama iki ülkenin ekonomik işbirliğinin
gözle görülür bir şekilde canlandırılması 2003’te sona ermiştir.
2000’li yılların başındaki Türkiye-Irak siyasi temasları dikkate değerdir.
ABD’nin Irak’a saldırmaya hazırlandığı dönemde Türk yetkilileri birkaç
defa Bağdat gezisine çıkıp Irak liderini ve hükümetini BM müfettişleriyle daha sıkı işbirliğine çağırıyordu.
Ankara’nın çağrılarının pek fayda
vermemesine rağmen Türkiye’nin
bunu defalarca yapabilmesi bile, yani
Saddam’a fikrini söyleyebilmesi, Türkiye-Irak ilişkilerinin yüksek bir düzeye ulaşmış olmasının göstergesidir.
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
Genel olarak bakıldığında 1990’lı yılların başında, yani uluslararası sistemin yeniden şekillendirilmesi döneminde, Irak faktörü Türk-Amerikan
ittifakının yardımcı olmuştur. Türkiye Ortadoğu’da Batı’nın güvenilir bir
müttefiki olduğunu ispatlamıştır. Körfez krizi sonrası Türk-Amerikan işbirliğinin gündemine Kuzey Irak bölgesi
sorunu gelmiştir. Denetim uçuşları için İncirlik üssünün kullanılması Türkiye içinde sert tartışma konusu olup
Türkiye’nin uluslararası durumunu da
etkiliyordu. İnsani müdahale bahanesiyle gerçekleştirilen denetim uçuşları
Ortadoğu’da ABD’nin askeri varlığının artırılması anlamına geliyordu. Bu
süreç ABD’nin düşman gözüyle baktığı Irak, İran ve Suriye tarafından tehdit olarak algılanıyordu. Türkiye’nin
buna yardımcı olması ise komşu ülkelerin Ankara’ya karşı güvensizlik
yaratıp ilişkilerinin gelişmesini engelliyordu. Bunun yanısıra Kuzey Irak’ta
yıllardır iktidar boşluğunun sürmesi
terörist gruplarının bölgede yerleşmesine imkan vermiştir.
Hem Türkiye, hem de ABD farlı amaçlarla Kuzey Irak’ın istikrarlı bir bölge
olmasını istiyordu. ABD’nin çıkarlarına göre öncelikli amaç Saddam’ın
devrilmesiydi. Bu yüzden Bağdat’ın
kontrolünden koparılmış olan Kuzey
Irak’ın istikrar kazanması Saddam’a
karşı oluşturulan bir cephe olarak
değerlendiriliyordu. Türkiye açısından ise öncelliği taşıyan husus Irak’ın
toprak bütünlüğünün korunmasıydı.
Bunun için Türk Hükümeti Irak Kürtlerini Bağdat’la bağlarını güçlendirmesine teşvik etmeye çalışıyordu.
Türkiye Irak Kürtleriyle işbirliği ve diyalog tecrübesine sahiptir. Özellikle
1990’lı yıllarda Türkiye Irak Kürtlerinin liderlerine türlü yardımlarda bulunuyordu. Türkiye KürdistanYurtse-
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
7
ORSAM
ORSAM
THE BLACK SEA INTERNATIONAL CENTER FOR RESEARCH AND DIALOGUE
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
verler Birliği ve Kürdistan Demokratik
Partisi başkanlarına diplomatik pasaport verip Avrupa ve ABD’ye ulaşmalarını sağlıyordu. İki parti arasındaki
anlaşmazlıkların çatışmalara dönmesi
sürecinde arabulucu rolü oynuyordu.
Ambargoya rağmen Türkiye ile Kuzey
Irak arasında devam eden petrol ticareti her iki partiye gelir sağlıyordu.
1998’de Washington’da Irak Kürtleri
arasında imzalanan anlaşmada federal bir devlet yapısından söz edilmesi ve toplantının ABD tarafından
düzenlenirken Türkiye’nin devredışı
bırakılması Ankara’nın sert tepkisini çekmiştir. ABD’nin kendi çıkarları
izlediği, bölgede kendi oyununu oynadığı daha anlaşılır hale gelmiştir.
Böylece 1990’lı yılların sonunda milli
menfaatlerinin ayrılması nedeniyle Irak faktörü Türk-Amerikan ilişkilerini
olumsuz etkilemeğe başlamıştır.
ABD’nin Irak’a saldırdığı 2003 yılı yaklaştıkça Amerikan yetkilileri
Türkiye’nin aktif desteğini sağlamak
için ikili temasları yoğunlaştırmışlardı. Türk Hükümeti ise Körfez krizinin yıllarca giderilemeyen ağır ekonomik sonuçları ve bölgesel durumu
göz önünde bulundurarak hassas konularda net garantiler almakta ısrar
ediyordu. Maalesef dünya basınında
Türk- Amerikan görüşmelerindeki
Türkiye’nin tutumu yanlış yorumlanarak Ankara’nın hayati derecede
önemli olan milli çıkarlarını savunması soğukkanlı para pazarlığı olarak
gösteriliyordu.
2003 Irak krizi Türkiye’yi zor bir duruma sokmuştur. ABD’ye destek vermeyerek bu güçlü ülke ile geleneksel
ilişkilerini riske atmıştır. Ama sonraki olaylara baktığımızda ABD’nin
BM’nin onayı olmayan ve uluslara-
8
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
rası hukuk bakımından yasadışı olan
Irak’a saldırısına katılmayan Türkiye bölgesel nüfuzunu önemli ölçüde
arttırmıştır. Türkiye’nin Irak savaşına
taraf olmamasından kaynaklanan dış
politika kazanımları şu yönlerde belirlenmektedir:
Birinci olarak, Türkiye Irak halkı tarafından olumlu algılanıp Irak’taki her
türlü etnik ve dinsel gruplarla işbirliğine hazır olduğunu ilan ederek yeni
Irak’la yakın işbirliği kurabilmiştir.
İkinci olarak, Türkiye’nin Suriye ve
İran ile ilişkilerinde Irak savaşının etkisiyle çok derin ve vaadedici değişim
süreci başlamıştır. Bunun sayesinde
üç komşu ülkesi arasında geleceğe
dönük çok yönlü işbirliği giderek artmaktadır.
Üçüncü olarak, Ortadoğu bölgesinde
Türkiye’nin imajı iyileşmiştir. Bölge
ülkeleriyle ilişkilerini ilerleten Türkiye bölgesel sorunlarda arabuluculuk
yapabilir hale gelmiş, hem de Batı ülkelerin gözünde ek değer kazanmıştır.
2003 Irak krizinde Türkiye, İran ve
Suriye’nin gösterdiği dayanışma bu
üç ülkenin bağlarını yeni bir seviyeye
çıkarmıştır. Savaş sonrasında Türkiye,
İran ve Suriye’nin yöneticileri birçok
kez Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması, Irak’tan yabancı askerlerinin
çıkarılması ve Irak’ın geleceğinin Irak
halkı tarafından tayin edilmesi gerektiği konusunda resmi açıklamalarda
bulunmuşlardır. Bunun yanısıra Türkiye, İran ve Suriye aralarındaki çok
yönlü işbirliğini teşvik edecek adımlar
atmışlardır. Bu adımların bazılarını
hatırlatırsak, Türkiye ile Suriye’nin ticari ve ekonomik ilişkilerine yeni bir
boyut kazandıracak serbest ticaret
anlaşmasının imzalanmasını göstere-
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS UZMANLARLA RUSYA FEDERASYONU’NUN VE
TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU POLİTAKALARI ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN TOPLANTININ TAM METNİ
biliriz. Türkiye’nin katılımıyla Suriye
ile İsrail arasında dolaylı görüşmeler
düzenlenmiştir. Türkiye ile İran arasındaki üst düzey ziyaretler yoğunluk
kazanmıştır. İran gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ihracatı konusunda
ön anlaşmaya varılmıştır.
ABD’nin İran ve Suriye’ye karşı yaklaşımının sertleştiği ve uluslararası gerginliğin arttığı bir ortamda Türkiyeİran ve Türkiye-Suriye işbirliğinin yoğunlaşması Türkiye’nin aktif bölgesel
politika izlemekte kararlı olduğunun
kanıtıdır. Aynı zamanda Irak faktörünün Türkiye-Suriye ve Türkiye-İran
ilişkilerinin gelişmesi için itici güç rolü oynadığını göstermektedir.
Türkiye’nin Irak’la ilişkilerinde dikkat
çekici bir gelişme Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizmasının oluşturulmasıdır.
Düzenli şekilde yapılacak iki ülkenin
bakanlarının toplantıları ikili ilişkilerin stratejik seviyeye yükseltilmesini
sağlamaktadır. 2009 yılının sonunda
Türkiye-Irak Konseyini örnek alarak
Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi projesi de hayata geçirilmiştir. Orta Doğu’da bunun
gibi eşini görülmemiş geniş kapsamlı
işbirliği bağları potansiyel ihtilafları
önleyici bir araç görevini yapabilmektedir.
Türkiye-ABD ilişkilerine gelince, her
iki tarafın Irak sorununun önemini
anladığı bellidir. 1 Mart 2003 Tezkeresinden sonra Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan kriz ortamı Çuval
olayı gibi bazı olumsuz gelişmelerin
etkisiyle gerginleşmiştir. Irak sorununun düzenlenmesinde ABD’nin
Türkiye’yi devre dışı bırakacağı tahminleri yayılıyorduysa da kısa bir süre
içinde Irak’ın yeniden yapılandırılma-
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
sı işi Washington’un planladığından
çok daha zor olduğu ortaya çıkmıştır.
Irak ile derin bağları bulunan, bölgesel güç olan Türkiye katılmadan ABD
Irak’ta uzun vadeli huzur sağlayamaz.
Bundan hareket ederek ABD yetkilileri Türk-Amerikan ilişkilerinin canlandırılmasına gayret göstermiştir.
ABD Devlet Başkanı B.Obama’nın ilk
Avrupa turuna Türkiye ziyaretinin de
dahil edilmesi buna yönelik adımlardan biri olmuştur.
Türkiye’nin Irak ve ABD ile ilişkilerinin güvenlik boyutu özel önem
taşımaktadır. 2012 yılına planlanan
Irak’tan ABD’nin askeri birliklerinin
çekilmesi Irak’ta istikrar sağlaması sorununu güncelleştirmektedir. Bu bakımdan Türkiye’nin Bağdat ve Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle güvenlik alanındaki işbirliği ABD’nin çıkarına gelmektedir. Türkiye, ABD ve Bağdat’ın
katılımıyla oluşturulan Üçlü mekanizmaya Kürdistan Bölgesel Yönetiminin iştirakı da sağlanmağa çalışılmaktadır. Türkiye ortaklarının Irak’ta
terörist gruplarının yerleşmesine karşı daha aktif şekilde hareket etmesini
istemektedir. ABD’nin Irak’tan çekilmesinden sonra Bağdat Ankara’nın
terörizmle mücadele konusunda ana
ortağı haline gelecektir. Türkiye ile
Irak arasında çok boyutlu ikili ilişkilerinin gelişmesi süreci Türkiye’nin
hassasiyetlerine daha büyük dikkatle
bakılmasını sağlayacaktır. Bağdat’ın
ise Irak’ta istikrarın korunması sorununda Ankara’nın desteğine muhtaç
olması Türkiye-Irak güvenlik işbirliğine iyi bir zemin yaratmaktadır.
2003’te Türkiye’nin girişimiyle başlanan Irak’a komşu ülkelerin toplantıları düzenli bir şekilde devam ederek
bölge istikrarına, komşu ülkelerin
yakınlaşmasına katkıda bulunmakta-
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
9
ORSAM
ORSAM
THE BLACK SEA INTERNATIONAL CENTER FOR RESEARCH AND DIALOGUE
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
dır. Toplantıların sonuç
bildirgelerinde
Irak’ın
toprak bütünlüğü ve milli
birliğinin sağlanması gerektiği ve Irak’taki terörist
gruplarının bölge ülkelerinin güvenliğini de tehdit ettikleri, BM’in daha
aktif rol alması gerektiği
vurgulanmıştır. Böylece
Türkiye’nin ortaya attığı
bu bölgesel inisiyatif sayesinde ilk kez
bölge ülkeleri güncel bir sorun üzerinde ortak bir tutum sergilemişlerdir. Uluslararası camianın söz konusu
toplantılara ilgisinin artmasıyla birlikte zirvelere BM Güvenlik Konseyi,
İKÖ, Arap Birliği, Avrupa Komisyonu
ve G-8 temsilcileri de iştirak etmeğe
başlamışlar. Bu husus da Türkiye’nin
uluslararası konumunu ve imajını
güçlendirmektedir, çıkarlarını savunmak, kaygılarını dünyaya duyurmak
imkanlarını çoğaltmaktadır.
Rusya’nın da Irak sorununa ve
Türkiye’nin Irak’a yönelik politikasına
yaklaşımından söz etmek gerekmektedir. 2003’te Rusya Irak’a müdahaleye karşı çıkan ülkeler arasındaydı,
Irak sorununu bölgesel dengeleri
belirleyecek bir faktör olarak değerlendirmektedir. Rus yetkilileri kriz
sırasındaki Ankara’nın tutumunu
Türkiye’nin milli çıkarlarına uygun
bulduğunu dile getirmişler. Rusya savaş sonrası Irak sorununun çözülmesi konusunda Türkiye ile aynı görüşü
paylaşmaktadır. BM’in ana rolünü,
yani Irak’ın toprak bütünlüğünün ve
milli birliğinin korunmasını desteklemektedir. Türkiye, İran ve Suriye’nin
kaygılarını anlayışla karşılamaktadır.
Irak halkının çektiği zorluklara, ıstıraplara bir an önce son verilmesi gerektiğine inanmaktadır.
10
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
SORU-CEVAP KISMI
Hasan Ali Karasar:
Medvedev’in önce Suriye’ye ardından da Türkiye’ye gitmesi enteresan bir durum aslında, peki
neden böyle bir karar aldı Rus
Başkan sizce?
Alexander Kolesnikov:
Ben bu konuda sadece Ortadoğu’da
bir işbirliğinin ve ortak bir çalışmanın
ortaya konması açısından baktığımı
söyleyebilirim. Bilmiyorum aslında,
önce Suriye, sonra Türkiye, ben buna
pek bir şey bulamadım aslında.
Sercan Doğan:
Benim sorum Afganistan konusunda
olacak, Afganistan’da hem batılı kuvvetlerin hem de Amerikalı güçlerin
sayıca etkisinin arttığını görüyoruz
özellikle Aralık 2009 itibariyle. Ve bu
strateji kapsamında 2011 sonrasında
da bir geri çekilme planı var, Rusya
bunu nasıl değerlendiriyor acaba? Nasıl yorumluyor?
İrina Svistunova:
Öncelikle Rusya-Afganistan ilişkilerinin çok derin olduğunu belirtmek
isterim çünkü biliyorsunuz bizim
komşumuz. Ve bize daha yakın bir
konumda Afganistan ve eğer mevcut
çalışmaları ve gelişmeleri göz önüne
alırsak bizim komşumuz olmasından
dolayı biz de zarar göreceğiz. Ama
Amerikan askerinin çekilmesinden
sonra tabii ki Afganistan da istikrarın
korunması sorunu gündeme gelecek.
Bence bu durumda da Rusya ve Türkiye ortaklaşa bir çalışma yapabilirler.
Bakınız Amerikalılar önce Afganistan
a girdiler, sonra Irak a girdiler. Ora-
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS UZMANLARLA RUSYA FEDERASYONU’NUN VE
TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU POLİTAKALARI ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN TOPLANTININ TAM METNİ
daki mevcut düzeni bozduktan sonra şimdi de oradan çıkmak istiyorlar.
Peki, Türkiye sınırına yakın olan yerlerde düzeni kim sağlayacak? Bildiğim
kadarıyla Amerikalılar Afganistan’a
Türkiye’nin askerlerini de istiyorlar
öyle değil mi? Daha fazla asker gönderilmesini istiyorlar. Türkiye’nin Afganistan’daki düzen sağlama ve eğitim
işlerinde daha aktif bir rol oynamasını
istiyorlar öyle değil mi? Aynı durum
Irak için de geçerli. Bence bu süreç
oldukça riskli ve çok da tehlikelidir.
Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler
gelişmeye başladı ve biz birbirimizi
daha iyi anlıyoruz. Hem de bizim aramızda bir ortak konsensüs kurulması
gündemde bildiğim kadarıyla. Bence
ortaklaşa bu bölgede bazı tedbirler
alabiliriz, bence.
Hasan Kanbolat:
İsterseniz tam da bu konu üzerinden
devam edelim, bu konuyu daha da
açabiliriz. Siz Türkiye'nin Irak politikasını iyi incelediniz biliyorsunuzdur
zaten, bir de Rusya tarafından da olayı
görebiliyorsunuz tabii, bence Türkiye de Rusya Federasyonu Ortadoğu
da işbirliği için zaten bir yasal bir zemin var. 2001’de imzalanan Avrasya
İşbirliği eylem planına baktığınız zaman Ortadoğu’da ve bu bölgede Doğu
Akdeniz de yani, Rusya Federasyonu
ile Türkiye’nin işbirliği zemini bulunuyor. Ama ne Ruslar ve ne Türkler
bu eylem planı üzerinde durmadı ve
fazlaca da çalıştırmadı. Ama istenirse
olabilir. Peki, bu bölgede ne yapmak
lazım yani Ruslar ve Türkler birlikte ne yapabilir? Amerikalılar iyi kötü bir şeyler yapıyorlar, yani kendine
göre düzeltmeye çalışıyor. Ama başarıyor ama başaramıyor fakat bir şey
yapıyor yani bizler ise yalnızca bakıyoruz, eleştiriyoruz ama fazla bir şey
yapmıyoruz yani ortak bir çalışma da
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
yapmıyoruz. Ortak bir eylem içerisine
de girmiyoruz. Sadece eleştiriyoruz.
Ama eleştiri dışında yapıcı olarak ne
yapmamız lazım? İşte Irak böyle oldu, arkasından Afganistan böyle oldu.
Şimdi bir İran olayı gündemde. Peki,
bu bölgede ne yapmamız lazım? Rusya ve Türkiye bölgede iki büyük ülke
ve güç. İkisinin de politikaları yakın
diyorsunuz ama bu yakınlık içerisinde
ne yapması lazım?
İrina Svistunova:
Bizim bölgedeki araştırmalarımızı
arttırmamız lazım, çünkü siyasetçiler
karar almadan önce bilim adamlarını
ve araştırmacıların iyice araştırmalarını isterler. Bizim de birlikte planladığımız olayları ve konuları şimdiden
belirlememiz buna çok büyük katkı
sağlayacak. Araştırmamızın sonuçları
bizim bakanlıklarımıza ve karar vericilere iletiriz.
Hasan Kanbolat:
Tamam ama sizin görüşünüz nedir?
Yani siz belki doktora tezini hazırlarken araştırırken düşünmüşsünüzdür,
bunda şunlar da olsa iyi olurdu değiniz neler var?
İrina Svistunova:
Mesela Türkiye, Ortadoğu bölgesindeki ihtilaflarında arabulucu rolü
Rusya’ya verebilir ve Türkiye-Rusya
ortaklaşa sorumluluk alıp inisiyatif
meydana getirirse, belki de bu inisiyatif daha etkili olacak. Bunu düşünmeliyiz.
Alexander Kolesnikov:
Ve hatta Ortadoğu’nun vaziyeti hakkında Dış işleri Bakanları ve yardım-
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
11
ORSAM
ORSAM
THE BLACK SEA INTERNATIONAL CENTER FOR RESEARCH AND DIALOGUE
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
cıları arasında senede
iki defa görüşmeler yapılmıştır, Ve hem Türkiye’de
hem Rusya’da, bildiğim
kadarıyla yani geniş sorunlar var. Ve daha aktifleştirmek lazım ve bu
işleri sadece dışişleri bakanları değil yüksek seviyede karar için daha aktifleşmek lazım.
İrina Svistunova:
Şimdi şartlar da çok müsait. Çünkü
dünya değişiyor ve İran-Irak-Suriye,
bunlar Rusya ve Türkiye’nin çok iyi ve
sıcak ilişkiler kurduğu ülkeler. Bunun
için mesela Türkiye’nin tek başına
arabuluculuk çabaları sonuç vermezse belki de Türkiye-Rusya’nın ortak
arabuluculuk çabaları daha başarılı
olabilir.
Selen Tonkuş:
Ben İsrail-Filistin konusundaki düşüncelerinizi almak istiyorum yani,
bölgedeki barış süreci. Irak-Afganistan-İran dışında bir de bölgede bu
durum var ve Amerika’nın böyle de
bir girişimi var bu bölgede son olaylara gerçi sessiz kaldı yeni yönetim ama
Rusya’nın buradaki düşüncesi ve fikri
nedir? İsrail ile ilişkileri nasıl ve Filistin
sorununa bakışı nasıldır? Türkiye’nin
bu soruna ilişkin üstlenebileceği bir
rol olabilir dediğiniz gibi. Bunu siz de
vurguladınız. Ve zaten Suriye ile İsrail
arasında yeniden bir barış görüşmelerinin olması Türk tarafınca düşünülüyor. Bu konuya ilişkin yani Ortadoğu
barış sürecine ilişkin düşünceleriniz
nelerdir?
İrina Svistunova:
Türkiye’nin arabuluculuğunu da tabii
ki dikkatle inceledik ve olumlu bakı-
12
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
yoruz. Çünkü Ortadoğu’nun barışı bizim için de önemlidir. Bölge
bütün dünya için anahtar durumda. Türkiye’nin arabuluculuk girişimleri son yıllarda ve günlerde
İsrail ile arasındaki ilişkilerdeki
dalgalanmaya da bağlıdır bence.
Sayın Erdoğan’ın bazı söylemlerinden sonra bazı küçük krizler
oldu mesela Davos’ta bütün dünyaya yayılmış çatışma görüntülerinden sonra ve bildiğim kadarıyla
Türkiye de Suriye-İsrail dolaylı görüşmelerine de o dönemde devam ediyordu. Ancak İsrail’in Gazze deki karşı harekâta başladıktan sonra Türkiye
buna karşı sert eleştiri gösterdikten
sonra, bu arabuluculuk görevini yitirmiş durumda şimdilik. Ama Arabuluculuk olasılığı Türkiye için halen daha
var çünkü Türkiye İsrail ilişkileri çok
eskiye dayanmaktadır. Bence zaten bu
durum için Türkiye’den daha iyi bir
arabulucu da yoktur bölgede. Ama
Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerinin
daha oturması ve biraz daha normalleşmesi lazım.
Hasan Ali Karasar:
Yani Netanyahu hükümetinin gitmesi
lazım, diyorsunuz.
İrina Svistunova:
Yani tabii ki Sayın Erdoğan’ın da bazı
söylemleri biraz daha sert. Ama bence
bu konuya çok sert söylemlerle yaklaşıyor ve kriz doğuyor. İsrail dışişleri
bakanlığı da buna bu sertliğe destek
veriyor. Her iki tarafın tutumun da biraz yumuşaması lazım. Eğer anlaşmaya gitmek isteniyorsa biraz daha esnek olunması lazım. Ama Türkiye’nin
de barış için tüm organizasyonunu seferber ettiğini de gördüm. Ama eğer
siz bizim desteğimizi istiyorsanız biz
de buna yardımcı olmaya hazırız.
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS UZMANLARLA RUSYA FEDERASYONU’NUN VE
TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU POLİTAKALARI ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN TOPLANTININ TAM METNİ
Selen Tonkuş:
Ama tabii sizin desteğiniz biraz da sözde kalan
bir destek oldu şu ana
kadar, yani benzer endişe ve düşüncelere sahip
Rusya Ortadoğu ile ilgili
ama İsrail-Suriye barış
görüşmelerinden
çok
benim sorum, İsrail-Filistin sorununa yönelikti. Özellikle Rusya çok sessiz kaldı bu
duruma, bir şey mi düşünüyor? Nasıl
bakıyor son duruma?
İrina Svistunova:
Eğer Hamas Partisi demokratik bir seçim ile iktidara gelmiş ise, bu sürecin
dışına itilmemesi gerekir. Bu noktada
Türkiye ile aynı düşünmekteyiz ama
Amerikalıların düşüncesi çok farklı
onlar bu siyasi oluşumu bir terörist
örgüt gibi görüyorlar.
Selen Tonkuş:
Geçen de ben yine aynı konu üzerine
ODTÜ’de bir toplantıdaydım. Orada
Amerika’da Boston Üniversitesinde
kurulan bir oluşum var, Akademisyenler yani yıllarca İsrail-Filistin üzerine çalışan Akademisyenler, bir kitap
çıkardılar ve çok istekliler yıllardır
süregelen bu Filistin sorununa bir çözüm sunmamız gerekiyor diyerek. O
akademisyenlere göre şu an ki Uluslararası durum çok müsait ve böyle bir
uluslararası işbirliğinin de çok yararlı
olacağına inanarak, Türkiye’de de bir
sempati ve düşünce platformu bulmak amacıyla gelmişler. Bizde video
üzerinden birbirimizi görerek tartıştık. Aslında Türkiye-Rusya arasında
da akademisyenler üzerinde bir çalışma grubu kurulsa çok iyi olur.
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
Sotnichenko Alexander:
Evet aslında bizde buna çok istekliyiz ve yapabiliriz. Ve bu sorunun çözümü için ortak pozisyonumuz çok yakın işbirliğimiz
gelişebilir. Rusya’nın hem Türkiye hem İsrail Hem de Arap Ülkeleriyle çok yakın ilişkileri vardır.
Biliyorsunuz Rusya’da da çok
sayıda Müslüman var ve bizde
yakın olarak ilgileniyoruz bu sorunla ve bu konuyu ancak bir işbirliği
ile çözebiliriz o potansiyel de bizde
ve sizde var. Ayrıca Arap ülkelerinde
ve Filistin’de hiç kimse Amerika’ya ve
Avrupa Birliğine inanmıyor. Obama
ve Netanyahu arasında çok problem
var.
Hasan Ali Karasar:
Netenyahu’nun son Ankara ziyaretinde heyetle ilgili Türkiye’de enteresan
yorumlar yapıldı. Özellikle bir kişinin
heyette olması; Ramzan Kadirov’un
heyetle beraber gelmesi bana çok enteresan geldi. Peki, vize kalkacak mı
gerçekten?
Hasan Kanbolat:
Temmuz’da bir aylığına başlayacak.
Bir yıl sonra başlasa bile güzel. Ama
ben inanmıyorum hala. Eğer kalkarsa
bir devrim olur.
İrina Svistunova:
Türkiye ile İran arasında İran’ın nükleer uranyumu konusunda bir anlaşma sağlanmış. Siz bu durumu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Hasan Ali Karasar:
Türkiye’nin amacı İsrail’in İran’a bir
saldırı yapmasını veya uluslararası
ambargoyu daha yüksek bir seviyeye çıkarmasını engellemek. Çün-
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
13
ORSAM
ORSAM
THE BLACK SEA INTERNATIONAL CENTER FOR RESEARCH AND DIALOGUE
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
kü Türkiye’nin ciddi bir ticareti var.
Yaklaşık 500 senedir stabile olan tek
sınırımız İran’la. Ve İran potansiyeli olan bir ülke. Anlaşmaya göre İran
1200-1500 kilo arası yarı zenginleştirilmiş uranyumuTürkiye’ye verecek.
Türkiye’den 120 kilo tam zenginleştirilmiş uranyumu alacak. İkincisi İran
öyle bir strateji izliyor ki Uluslararası
Atom Enerjisi Kurulu’nun denetçilerini tesislerine kabul etmiyor. Bu tesisler tüm dünyada kameralarla izlenir. İran’ın bunu kabul etmesi lazım.
Yani bu anlaşmanın çok anlamı yok.
Bunu tam anlamıyla barışçıl amaçlarla yaptığına ABD’yi ikna etmesi lazım.
Ben Türkiye’nin burada arabuluculuk
rolü oynayabileceğine inanmıyorum.
Bence bu işe karışmaması lazım. Çünkü bu süreç sonunda Amerikalılar her
şeyi bitirebilirler. Ve Türkiye arabulu-
14
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
culuk yapabilecek kadar tarafsız değil.
Ben bu tavrı çok mantıklı bulmuyorum. Bu hükümetin dikkati bazı dış
diplomatik başarılara çekme gayretinden kaynaklanıyor.
Bence İran’a mutlaka müdahale edecekler. Bir sene olur, on sene olur, on
beş sene olur.
Hasan Kanbolat:
Benim kanaatim ABD seçimleri sonrası Cumhuriyetçiler gelip İran’ı vurmanın yollarını arayacaklardır. Muhtemelen taktik nükleer silahlarla insansız yöntemlere başvuracaklardır.
ABD Rusya’yı da İran konusunda taraf
olması için mümkün olduğu ölçüde
zorlayıp bir şekilde sonuç almaya çalışacaktır.
ORSAM’DA 17 MAYIS 2010’DA RUS UZMANLARLA RUSYA FEDERASYONU’NUN VE
ORTADOĞU
STRATEJİK ARAŞTIRMALAR
MERKEZİ
TÜRKİYE’NİN ORTADOĞU
POLİTAKALARI
ÜZERİNE GERÇEKLEŞTİRİLEN
TOPLANTININ TAM METNİ
M
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
ORSAM AKADEMİK KADROSU
Hasan Kanbolat
Habib Hürmüzlü
Doç. Dr. Veysel Ayhan
Doç. Dr. Mehmet Şahin
Doç. Dr. Harun Öztürkler
Doç. Dr. Özlem Tür
Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen
Dr. Neslihan Kevser Çevik
Dr. Didem Danış
Dr. Jale Nur Ece
Dr. İlyas Kamalov
Dr. Bayram Sinkaya
Dr. Süreyya Yiğit
Av. Aslıhan Erbaş Açıkel
Volkan Çakır
Bilgay Duman
Ogün Duru
Oytun Orhan
Sercan Doğan
Nebahat Tanriverdi
Selen Tonkuş Kareem
Uğur Çil
Nazlı Ayhan
Leyla Melike Koçgündüz
Göknil Erbaş
Aslı Değirmenci
Jubjana Vila
ORSAM Başkanı
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Abant İzzet Baysal Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Gazi Üniversites
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu Ekonomileri - Afyon Kocatepe Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ODTÜ
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Ahi Evran Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Galatasaray Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Deniz Emniyeti ve Güvenliği
ORSAM Danışmanı, Avrasya
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Atatürk Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Avrasya
ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku
ORSAM Danışmanı, Afrika
ORSAM Uzmanı, Ortadoğu
ORSAM Yönetici Editörü
ORSAM Uzmanı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu & Projeler
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu & Projeler
ORSAM Uzman Yardımcısı, Karadeniz
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Su Araştırmaları Programı
Dr. Tuğba Evrim Maden
Dr. Seyfi Kılıç
Kamil Erdem Güler
Çağlayan Arslan
ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı
ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı
ORSAM Uzman Yardımcısı, ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM Uzman Yardımcısı, ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM DANIŞMA KURULU
Dr. İsmet Abdülmecid
Prof. Dr. Hayati Aktaş
Hasan Alsancak
Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık
Prof. Dr. Ahat Andican
Prof. Dr. Dorayd A. Noori
Prof. Dr. Tayyar Arı
Prof. Dr. Ali Arslan
Başar Ay
Prof. Dr. Mustafa Aydın
Doç. Dr. Ersel Aydınlı
Doç. Dr. Veysel Ayhan
Prof. Dr. Hüseyin Bağcı
Itır Bağdadi
Prof. Dr. İdris Bal
Yrd. Doç. Dr. Ersan Başar
Kemal Beyatlı
Barbaros Binicioğlu
Prof. Dr. Ali Birinci
Doç. Dr. Mustafa Budak
E. Hava Orgeneral Ergin Celasin
Volkan Çakır
Doç. Dr. Mitat Çelikpala
Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya
Dr. Didem Danış
Prof. Dr. Volkan Ediger
Prof. Dr. Cezmi Eraslan
Prof. Dr. Çağrı Erhan
Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen
Dr. Amer Hasan Fayyadh
Av. Aslıhan Erbaş Açıkel
Cevat Gök
Mete Göknel
Osman Göksel
236
ORSAM ORTADOĞU
YAZ OKULU 2010 - 2011
Irak Danıştayı Eski Başkanı
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
BP & BTC Türkiye, Enerji Güvenliği Direktörü
ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Devlet Eski Bakanı, İstanbul Üniversitesi
Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Yardımcısı
Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
İstanbul Üniversitesi, Tarih Bölümü
Türkiye Tekstil Sanayi İşveren Sendikası Genel Sekreteri
Kadir Has Üniversitesi Rektörü
Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı & Fulbright Genel Sekreteri
ORSAM Ortadoğu Dan., Abant İzzet Baysal Üni., Uluslararası İlişkiler Böl.
ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
İzmir Ekonomi Üni. Öğretim Gör., Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Böl.
TBMM 24. Dönem Milletvekili
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Deniz Ulaştırma İşletme Müh. Bölüm Başkanı
Irak Türkmen Basın Konseyi Başkanı
Ortadoğu Danışmanı
Türk Tarih Kurumu Başkanı
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı
23. Hava Kuvvetleri Komutanı
ORSAM Danışmanı, Afrika
Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Galatasaray Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü
İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ekonomi Bölümü
Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı
Ankara Üniversitesi ATAUM Müdürü, SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Ortadoğu Dan., Ahi Evran Üni., Uluslararası İlişkiler Böl.Başkanı
Bağdat Üniversitesi, Siyaset Bilimi Fakültesi Dekanı
ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku
Irak El Fırat TV Türkiye Müdürü
BOTAŞ Eski Genel Müdürü
BTC ve NABUCCO Koordinatörü
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
15
ORSAM
ORSAM
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
CENTERYAZ
FOROKULU
RESEARCH
AND
DIALOGUE
ORSAM ORTADOĞU
2010
- 2011
ORSA
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
Timur Göksel
Prof. Dr. Muhamad Al Hamdani
Habib Hürmüzlü
Numan Hazar
Doç. Dr. Pınar İpek
Dr. Tuğrul İsmail
Dr. İlyas Kamalov
Doç. Dr. Hasan Ali Karasar
Doç. Dr. Şenol Kantarcı
Selçuk Karaçay
Doç. Dr. Nilüfer Karacasulu
Prof. Dr. M. Lütfullah Karaman
Yrd. Doç. Dr. Şaban Kardaş
Doç Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli
Prof. Dr. Aleksandr Knyazev
Prof. Dr. Erol Kurubaş
Prof. Dr. Talip Küçükcan
Arslan Kaya
Dr. Hicran Kazancı
İzzettin Kerküklü
Doç. Dr. Mustafa Kibaroğlu
Prof. Dr. Mosa Aziz Al Mosawa
Prof. Dr. Mahir Nakip
Doç. Dr. Tarık Oğuzlu
Prof. Dr. Çınar Özen
Murat Özçelik
Doç. Dr. Harun Öztürkler
Dr. Bahadır Pehlivantürk
Prof. Dr. Victor Panin
Doç. Dr. Fırat Purtaş
Prof. Dr. Suphi Saatçi
Ersan Sarıkaya
Dr. Bayram Sinkaya
Doç. Dr. İbrahim Sirkeci
Dr. Aleksandr Sotnichenko
Dr. Irina Svistunova
Doç. Dr. Mehmet Şahin
Prof. Dr. Türel Yılmaz Şahin
Mehmet Şüküroğlu
Doç. Dr. Oktay Tanrısever
Prof. Dr. Erol Taymaz
Prof. Dr. Sabri Tekir
Dr. Gönül Tol
Doç. Dr. Özlem Tür
M. Ragıp Vural
Dr. Ermanno Visintainer
Dr. Umut Uzer
Prof. Dr. Vatanyar Yagya
Dr. Süreyya Yiğit
Beyrut Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi
Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı
Emekli Büyükelçi
Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Avrasya Danışmanı
Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Vodafone Genel Müdür Yardımcısı (Türkiye)
Dokuz Eylül Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Fatih Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Çukurova Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Rus-Slav Üniversitesi (Bişkek, Kırgızistan)
Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü
KPMG, Yeminli Mali Müşavir
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi
Kerkük Vakfı Başkanı
Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Bağdat Üniversitesi Rektörü
Ahmet Yesevi Üniversitesi Rektör Vekili
Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Ankara Üniversitesi, SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü
Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçisi
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Afyon Kocatepe Üni. İktisat Bölümü
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Pyatigorsk Üniversitesi (Pyatigorsk, Rusya)
Gazi Üni. Uluslararası İlişkiler Bölümü TÜRKSOY Genel Sekreter
Kerkük Vakfı Genel Sekreteri
Türkmeneli TV – (Kerkük, Irak)
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Atatürk Üniversitesi
Regent’s College (Londra, Birleşik Krallık)
St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu)
Rusya Strateji Araş. Merk Türkiye-Ortadoğu Araş. Masası Uzmanı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Gazi Üni. Uluslararası İlişkiler Bölümü
Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Enerji Uzmanı
ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ODTÜ, Kuzey Kıbrıs Kampusü Rektör Yardımcısı (KKTC)
İzmir Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı
Middle East Institute Türkiye Çalışmaları Direktörü (ABD)
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü
2023 Dergisi Yayın Koordinatörü
Vox Populi Direktörü (Roma-İtalya)
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri
St. Petersburg Şehir Par. Milletvekil, St. Petersburg Üni. (Rusya Fed.)
ORSAM Avrasya Danışmanı
ORTADOĞU ETÜTLERİ YAYIN KURULU
Meliha Benli Altunışık
Bülent Aras
Tayyar Arı
İlker Aytürk
Recep Boztemur
Katerina Dalacoura
F. Gregory Gause
Fawaz Gerges
Ahmet K. Han
Raymond Hinnebusch
Rosemary Hollis
Bahgat Korany
Peter Mandaville
Emma Murphy
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı
Uludağ Üniversitesi
Bilkent Üniversitesi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık)
Vermont Üniversitesi (ABD)
Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık )
Kadir Has Üniversitesi
St. Andrews Üniversitesi (Birleşik Krallık)
City Üniversitesi (Birleşik Krallık)
Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık)
George Mason Üniversitesi (ABD)
Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık)
ORTADOĞU ANALİZ YAYIN KURULU
Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık
Hasan Kanbolat
Doç. Dr. Hasan Ali Karasar
Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen
16
BLACK SEA INTERNATIONAL
TUTANAK, No: 1, Mayıs 2010
ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
ORSAM Başkanı
Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Dan., Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Böl. Başkanı
ORSAM ORTADOĞU
YAZ OKULU 2010 - 2011
237
THE BLACK SEA INTERNATIONAL
ORSAM
Ortadoğu Stratejİk Araştirmalar Merkezİ
Mithatpaşa Caddesi 46/4 Kızılay/Ankara
Tel: 0(312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48
www.orsam.org.tr, [email protected]
www.blacksea.org.tr, [email protected]
Download