9 sabah gazetesi...................

advertisement
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
1
HÜRRİYET GAZETESİ…………….........2
İtalya vurdu, küresel piyasalar sert düştü
Papandreu veda eder gibi konuştu geçici hükümet çözülemedi
İtalya’nın 10 yıllık faizi 7.5’i de buldu Avrupa iyice karıştı
Eti Maden’in 3 yıllık bor ürünleri satıldı, 800 milyon lira kazanacak
Yumurta ihracatı 250 milyon dolara koşuyor
Eski milletvekillerinin sağlık harcaması 60 milyon lirayı buldu
MİLLİYET GAZETESİ……………........9
Papandreu’nun adayına ret
Lagarde: İtalya'daki durum piyasalarda belirsizliği ateşliyor
Yunanistan’ı Türkiye kurtarır
Avrupa borsaları eksiye geçti
Kıbrıs Rum kesiminde maaşların dondurulması gündemde
Sigorta sektöründe karlar 9 yılda 10 kat eridi
Güngör Uras… Otomotiv 9 ayda 933 milyon dolar açık verdi
SABAH GAZETESİ..................................15
İtalya kurtarılmayacak!
Lagarde'dan kayıp 10 yıl uyarısı
Yunanistan'a Alman uyarısı
"Bölünmüş Avrupa tahammül edilemez"
Çin'de enflasyon geriledi
Asya borsaları sert düştü
RADİKAL GAZETESİ.............................19
AB Komisyonu Rumları uyardı
Marketlerde ciro var, kâr yok
Fatih Özatay…Makyaj Lobisine Sorular
HABERTÜRK GAZETESİ......................22
Euro'da kalmak için ne yapılabiliyorsa yapılacak!
Kurtuluş Yunan Derviş'te
Petrol beş gün sonra düştü
DÜNYA GAZETESİ.................................24
Yeniden aday olmayacak
Tevfik Güngör… Bayram sonu piyasalarda neler olur?
Osman AROLAT… Hiç değilse bundan sonra
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
2
HÜRRİYET GAZETESİ
İtalya vurdu, küresel piyasalar sert düştü
İtalya'nın borçlanma seviyelerinin tehlikeli biçimde yükselmesi piyasaları da olumsuz etkiliyor.
ABD'den Asya'ya tüm borsalarda düşüş yaşanırken, Türkiye de payına düşeni alıyor.
Türkiye'de üç günlük tatilin ardından piyasalar bu sabah açılırken, dolar güne yükselişle, borsa
da düşüşle başladı.
.
ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 3,20 değer kaybederek 11.780,90 puan
oldu. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 3,67 düşerek 1.229,10 puana ve Nasdaq Bileşik
Endeksi de yüzde 3,88 azalarak 2.621,65 puana indi.
DOLAR GÜNE YÜKSELİŞLE BAŞLADI
Üç gündür Kurban Bayramı nedeniyle kapalı olan Türkiye piyasaları bugün işleme başladı.
Yurtdışında yaşanan karışıklığın iç piyasa etkilediği dikkat çekerken, dolar 1.80 TL'nin üzerini gördü
ve son 15 günün en yüksek seviyesine ulaştı. Dolar cuma kapanışta 1.76 TL seviyesindeydi.
Bayram öncesinde 1,7500 liranın üzerinde kapanan dolar bu sabah açılışta 1,8020 liradan güne
başladı. Dolar daha sonra 1,8060 liraya kadar çıkarak en son 25 Ekim Salı günü gördüğü seviyeleri
tekrarladı.
Doların bu yıl içinde geldiği en düşük seviye 1,5000 lira ile nisan ayının başlarında görülmüş, 4 Ekim
Salı günü ulaşılan 1,9050 lira da en yüksek seviye olarak kaydedilmişti.
EURO VE BORSA DÜŞÜYOR
Euro ise paritede yaşanan kayıpla birlikte içeride de 2.4270 TL seviyesine geriledi. euro cuma gününü
1.43 TL'den tamamlamıştı.
Borsa tarafında da düşüş etkili oluyor. İMKB Ulusal 100 Endeksi açılışın hemen ardından yüzde 2.10
kayıpla 55 bin puanın altına geriledi.
ASYA'DA DÜŞÜŞLER YÜZDE 3'Ü BULDU
Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 2,91 düşüşle 8.500,80
puandan günü tamamladı. Asya'da ayrıca Güney Kore Borsası yüzde 3,66, Singapur Borsası yüzde
2,89, Çin'de Şanghay Borsasında SE Composite endeksi yüzde 1,25, Hong Kong Borsasında Hang
Seng Endeksi yüzde 4,54, Avustralya Borsası yüzde 2,24, Endonezya Borsası yüzde 2,55, Tayland
Borsası yüzde 0,54, Hindistan Borsası'nda BSE Sensex 30 Endeksi yüzde 1,18 ve Tayvan Borsası
yüzde 3,35 geriledi.
PETROL FİYATLARI GERİLEDİ
ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı 95 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Aralık
ayı teslim fiyatı 112 dolar seviyesinde işlem görüyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
3
ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı bugün Asya'daki işlemlerde 15 sent düşüşle 95,59
dolardan satılmaya başladı. ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı dün 1,06 dolar azalışla
95,74 dolardan kapandı. Londra Brent tipi ham petrolün Aralık ayı teslimi varil fiyatı da 8 sent düşüşle
112,23 dolardan satılıyor.
Papandreu veda eder gibi konuştu geçici hükümet çözülemedi
Yunanistan’da yeni başbakan kim olacak düğümü dün de çözülemedi. Dört gün içinde 7 adayın
başbakanlıkta adı duyuldu ama yeni başbakanın kim olacağı kararı dün yine ertelendi ve
bugüne kaldı.
Halkın büyük tepkisini alan İki büyük siyasi partinin (Pasok ve Yeni Demokrasi) liderleri Yorgo
Papandreu ile Andonis Samaras, siyasi hesapları ve parti çıkarlarını üstün tutunca yeni başbakanın
belirlenmesi adeta arap saçına döndü. Yunan medyası durumu “Bizans entrikası” diye verdi.
Venizelos’u feda etmedi
Dün sabahın ilk saatlerinden itibaren Atina’da şu gelişmeler yaşandı: Başbakanlığa 1 numaralı aday
Avrupa Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Lukas Papadimos, Ekonomi Bakanı Evangelos
Venizelos’u kabinesinde istemedi. Papandreu da Venizelos’u ‘feda’ edemedi. “Piyon başbakan
olmam” diyen Papadimos’un adaylığı Samaras’ın, ‘milli gurur’u öne sürerek Eurogroup ile IMF’nin
Yunanistan’a 8 milyar Euro’luk 6. kredi dilimini vermek için “Euro Zirvesi kararlarına uyacağız”
yazılı teminat mektubunu imzalamayı reddetmesiyle sona erdi. Başbakanlığın 2 numaralı adayı
Avrupa Ombudsmanı Nikiforos Diamanduros da, 3 numaralı adayı Yunanistan’ın IMF’deki temsilcisi
Panayotis Rumelyotis de bir dizi şartlar ortaya attı. 4. aday Parlamento eski Başkanı Apostolos
Kaklamanis oldu. Kaklamanis önce Papandreu sonra Samaras ile görüştü sonuç çıkmadı. Ardından
Lüksemburg’daki Avrupa Toplulukları Adalet Divanı Başkanı Vasilis Skurtis’in adı konuşuldu. 6.
Başbakan adayı olarak Ekonomi Bakanı Venizelos’un adı geçti ancak Samaras hemen reddetti.
Pasok istemedi
7. Başbakan adayı Parlamento Başkanı Filippos Peçalnikos oldu. Yunan ve yabancı medya,
Peçalnikos’un başbakanlığının ilan edeceğine kesin gözüyle baktı. Ancak, Peçalnikos için Pasok’da
Papandreu’ya karşı tepki oluştu. Papandreu saat 18.00’de kendisinin ve hükümetinin istifasını sunmak
için Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas’a gitmeden önce Yunan halkına bir veda konuşması yaptı.
Papandreu “Milli görev gerektirdiğinde işbirliği yapabileceğimizi kanıtladık. Tarihi bir anlaşma
sağladık. Başbakanlık için birleştirici bir isim aradık. Yeni başbakana ve yeni hükümete başarılar
dilerim. Her zaman yanlarında olacağım” dedi. Papandreu’nun bu veda konuşmasına rağmen yeni
başbakanın dün ilan edilmemesi hayret uyandırdı.
Halk tepki gösterdi
Papulyas, Papandreu’yu kabul ettikten sonra yeni hükümeti destekleyeceklerini söyleyen Samaras ve
parlamentoda 16 milletvekili bulunan aşırı milliyetçi Laos partisi lideri Yorgo Karancaferis’i
toplantıya çağırdı. Yeni başbakanın açıklanması an meselesi iken Karancaferis öfkeyle
Cumhurbaşkanlıktan çıkarak “Papandreu ile Samaras siyasi oyunlarında maalesef Cumhurbaşkanını
da sürüklüyorlar. Çok üzgünüm” dedi. Papandreu, Samaras ve Papulyas’ın başka bir odada
görüştükleri ve Karancaferis’i dışarda bıraktıkları anlaşıldı. Saat 20.00’de Cumhurbaşkanlığından
yapılan açıklamada “Siyasi liderler ile görüşme yarın (bugün) devam edecek” denildi. Yunan halkında
iki büyük parti liderlerine öfke oluştu. Akşam geç saatlerde 1 numaralı aday Papadimos’un adı
yeniden konuşulduğu belirtiliyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
4
25 aydır Başbakan
4 Ekim 2009’da oyların yüzde 43.6’sını alarak Başbakan olan Papandreu bu koltukta 25 aydır görev
yapıyor.
İtalya’nın 10 yıllık faizi 7.5’i de buldu Avrupa iyice karıştı
İtalya’nın 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 7.5’i bulması, Avrupa piyasalarını vurdu. Euro
Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya’nın borç krizindeki Yunanistan, İrlanda ve
Portekiz’den sonraki kurban olmasından endişe edilmesiyle birlikte borsalarda büyük düşüşler
yaşandı.
İTALYA’nın 10 yıllık tahvil satışında faizin psikolojik sınır olan yüzde 7’yi aşarak 7.5 seviyelerine
ulaşması, Euro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisinin Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’den sonra
Euro krizinin son halkası olacağı endişelerini artırdı. Son bir haftadır siyasi krizin de etkisi ile
yükselişini sürdüren İtalyan tahvillerinin faizi dün bir önceki güne göre yüzde 0.82 arttı. İtalya’nın
yüzde 7 olan psikolojik seviyeyi aşan borçlanma maliyeti 1999’da Euro Bölgesi’nin kurulmasından bu
yana görülen en yüksek seviye oldu.
Yüzde 7 sınır
Yunanistan, İrlanda ve Portekiz, borçlanma maliyetleri yüzde 7 seviyesinin üzerinde sabitlendiği için
Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kurtarma paketlerini kabul etmek zorunda
kalmışlardı. Yatırımcılar İtalya’nın borçlanma maliyetlerinin yüzde 7 seviyesinin altına inmemesi
durumunda AB ve IMF’den yardım paketine başvurmak zorunda kalması endişesini artırdı. Borç yükü
1.9 trilyon Euro’yu bulan İtalya, ‘kurtarmak için çok büyük’ olarak görülüyor. Yüksek borçlanma
maliyetleri İtalya’nın borç yükünü daha da artırıyor. İtalya’nın sadece 2012 yılında 300 milyar
Euro’luk borcu çevirmesi gerekiyor.
Almanya yüzde 1.7
İtalya’nın 10 yıllık tahvillerinin faiz oranı ile 2 yıllık tahvillerinin faiz oranının yüzde 7.40
seviyelerinde seyretmesi, Almanya’nın 10 yıllık tahvillerinde faiz oranının ise yüzde 1.7 seviyesinde
bulunması durumun İtalya için ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor. İtalya’nın borçlanma faizleri
ile gösterge Alman tahvilleri arasındaki faiz farkı da 560 baz puanı görerek rekor kırdı.
ECB müdahale etti
Devlet tahvillerinin faizinin yüzde 7 sınırını aşması yatırımcılar tarafından, ‘Yatırılan paranın geri
alınmama olasılığı belirmesi’ nedeniyle istikrarsızlık göstergesi olarak algılanıyor. Dün Avrupa
Merkez Bankası’nın (ECB) piyasalara müdahale ederek İtalya tahvillerinin faizinin daha da
yükselmemesi için makul ölçüler çerçevesinde İtalyan tahvili aldığı kaydedildi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
5
Tahvil faizleri neden yükseldi
AVRUPA’nın en büyük aracı kuruluşlarından LCH Clearnet’in İtalyan tahvilleri ile ilgili işlemlerdeki
komisyonunu yüzde 3.5’ten yüzde 5’e çıkardığını duyurmasının ardından İtalyan devlet tahvillerinin
borçlanma maliyeti yüzde 7.5’e çıktı. Bu gelişme ile birlikte ülkenin risk primi de 536 baz puan
seviyesinin üstünde seyretmeye başladı. Bu seviye eylül ayında kırılan 534 baz puan seviyesi rekorunu
da aşmış oldu. Piyasa uzmanları devlet tahvillerinde yüzde 7’nin üzerinde borçlanma maliyetinin
sürdürülebilir olmadığını belirtiyor. Örneğin İtalya’nın 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 7’yi aşması ve
bir süre bu seviyede kalmasının bankalar açısından da sorun yaratabileceğine dikkat çekiliyor.
Türkiye, İtalya ve İspanya’dan daha düşük faizle borç alabiliyor
TÜRKİYE son olarak ekim ayında gerçekleştirdiği 10 yıllık Eurobond ihracında 3 milyar Euro’luk
rekor talep toplanmış ve borçlanma faizi 5.20-5.30 seviyesinde gerçekleşmişti. Türkiye Euro krizi
sürecinde borçlmanma maliyetleri giderek artan Avrupa’nın en büyük ekonomileri arasında yer alan
İtalya ve İspanya’dan uzun zamandır daha ucuza borçlanmaya başladı.
Napolitano: Durumumuz tehlikeli boyuta ulaştı
İTALYA Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, İtalya’da mevcut durumun artık tehlikeli bir boyuta
ulaştığını belirtti. Cumhurbaşkanı Napolitano “Ülkenin kredibilitesini yeniden sağlamalayız. İtalya’ya
duyulan güven yeniden oluşturulmalı.
Tehlikeli sınırlara ulaşan borçlanma faizlerini yeniden olması gereken noktalara çekmeliyiz.
Geçmişten gelen bir çok tabunun yıkılması gerekiyor” diye konuştu.
Merkel: Yeni Avrupa için adım atmanın tam zamanı
ALMANYA Başbakanı Angela Merkel, Berlusconi’nin reformları hayata geçirdikten sonra istifa
edeceğini açıklamasının ardından yaptığı değerlendirmede “Son gelişmelerden sonra yeni bir Avrupa
için adım atmanın tam zamanı. Avrupa’nın istikrarını sağlamak için herşeye sahibiz. O nedenle artık
niyet deklerasyonlarını bir tarafa bırakıp yapısal reformları hayata geçirmeliyiz. Avrupa krizde ve
dünya Avrupa için beklemeyecek.”
Dünya borsaları sert düştü
AVRUPA ve ABD’de borsalar günü büyük düşüşle tamamladı. Borsaların değer kaybında, İtalya
Başbakanı Silvio Berlusconi istifa ettikten sonra ülkeyi kimin yöneteceğine ilişkin belirsizliklerin yanı
sıra İtalya’nın 10 yıllık borçlanma maliyetini uzmanların sürdürülemez gördüğü yüzde 7’yi geçmesi
etkili oldu. Dün Avrupa’da Londra borsası yüzde 1.92, Frankfurt borsası yüzde 2.21, Paris borsası
yüzde 2.17, Milano borsası yüzde 3.78 düştü. ABD’de ise Dow Jones endeksi yüzde 3.20, Nasdaq
yüzde 3.58 kayıp yaşandı.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
6
IMF: Kara bulutlar küresel ekonomiye 10 yıl kaybettirecek
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, küresel ekonominin “kayıp on yıl”
riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Çin’i ziyaret eden Lagarde, Avrupa’nın borç krizinin küresel
ekonomiyi “kayıp on yıla” sürükleme riski taşıdığını ve zengin ülkelerin büyümenin ve güvenin
sağlanmasının yükünü omuzlaması gerektiğini söyledi. Lagarde, “Cesur olmazsak ve birlikte hareket
etmezsek küresel ekonominin aşağı yönlü belirsizlik döngüsü, finansal istikrarsızlık ve küresel talebin
muhtemel çöküşü riskine koştuğu fikrindeyiz” dedi.
Eti Maden’in 3 yıllık bor ürünleri satıldı, 800 milyon lira
kazanacak
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, “Eti Maden İşletmeleri’nin fabrikalarının 3
yıllık Bor ürünleri şimdiden satılmış durumda. Borun bir kilosunu bile hammadde olarak
satmıyoruz. Bor üretiminden elde edilecek gelir bu yıl 800 milyon lirayı bulacak” dedi.
ENERJİ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Eti Maden İşletmeleri’ne ait fabrikalarda
önümüzdeki 3 yıl boyunca üretilecek bor ürünlerinin tamamının satıldığını belirtirken, “Önümüzdeki 3
senenin bütün ürünü satıldı” dedi. Yıldız, bor meselesine dışarıdan bakıldığı zaman Türkiye’nin
durumunu çok enteresan bir noktada gördüğünü ifade ederek, “Bir taraf Türkiye’nin tüm borçlarını
ödeyecek bor madenimizin olduğunu söyleyerek meseleyi abartıyor, bir taraf da önemsizleştirme
noktasında duruyor. Biz ise terazinin tam orta noktasında, yani mutedil olma çizgisinde duruyoruz.
Bor bir potansiyeldir, fakat asla hemen yarın kullanacağınız bir nakit para da değildir” diye konuştu.
Hammadde olarak satılmıyor
Bazı çevrelerin söylemlerinin tersine bor madeninin bir kilogramının bile hammadde olarak
satılmadığını da vurgulayan Yıldız, şunları söyledi: “Bunlar yanlış bilinen konulardır. Ham maddeden
kasıt şudur; bor hiçbir ticarette, hiçbir üretimde başrolde değildir. Yani hammaddesi bor kimyasalı
olan, bor cevheri olan dünyada hiçbir malzeme yoktur. Bor her zaman bir katkı maddesidir. Bor
kimyasalı hiçbir zaman tek başına bir şey ifade etmez. Bu bir petrol değildir, bir bakır değildir, bir
kömür değildir, bir altın değildir. Yani olmazsa olmaz bir şey değildir. Bir üründe ya yüzde, ya binde,
ya milyonda mertebesinde katkısı olur. Bor kimyasalı genelde 4 sektöre satılır. Bunlar arasında
deterjan sektöründe hemen hemen satış kalmadı. Burada bor kullanımının artırılması bizim ticari,
teknik ve Ar-Ge marifetlerimize bağlıdır. Pazarın büyütülmesi için yeni kullanım alanları bulmak
esastır.”
Satacak ürün kalmadı
Yıldız, bakanlığına bağlı Eti Maden İşletmeleri’nin ürettiği ürünün yüzde 97’inin ihraç edildiğini ve
şirketin hiç ithalatı bulunmadığını belirterek, “Yerli hammadde bor kimyasalına dönüştürülüyor ve
satılıyor. Meşhur cari açığın aleyhine çalışan bir kurum” diye konuştu. Yıldız, Eti Maden’in
Türkiye’nin en fazla kâr eden kuruluşlar listesinde bulunduğunu ve bu yılın ilk 9 ayında yaptığı 576
milyon lira kâr ile geçen senenin 440 milyon lira kâr oranını şimdiden geçtiğini söyledi. 2002 yılında
230 milyon lira olan kârın bu yıl sonunda 800 milyon lira olacağını beklediklerini ifade etti. Şirketin
dünyanın 84 ülkesinde 2 bine yakın müşterisi bulunduğunu anlatan Yıldız, şunları dile getirdi: “Dünya
bor pazarında 2005 yılından bu yana lideriz. Dünyanın her tarafına ürün satıyoruz. Son 7-8 yıldır
kapasitemizi neredeyse 5 kat artırdık, buna rağmen yok satıyoruz. Bor işletmelerinde önümüzdeki 3
yılın tüm malı satıldı. En az 3 sene satacak ürün yok.”
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
7
Kapasite kullanımı yüzde 100
2000’lerin başında yüzde 60 seviyelerinde olan Eti Maden İşletmelerine ait tesislerin kapasite
kullanımının bugün yüzde 100 seviyelerine çıkarıldığını anlatan Yıldız, bor kimyasalları ve eşdeğer
ürün üretiminin 2002 yılında 436 bin ton iken, bu yıl bunun 4 kattan fazla artışla 1.9 milyon tona
çıkmasını beklediklerini söyledi. Yıldız, 2015 yılında bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün kapasitesinin
3.4 milyon tona, 2023 yılında ise 5.5 milyon tona çıkmayı hedeflediklerini bildirdi.
3 milyar ton rezerv var
DÜNYADA bor rezervi ile tüketimi arasında çok büyük bir orantısızlık olduğunu kaydeden Enerji
Bakanı Taner Yıldız, dünyada 4 milyar ton bor rezervi bulunduğunu, fakat yıllık tüketimin 4 milyon
ton düzeyinde bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin 1 milyar 679 milyon 408 bin 624 tonu Emet’te, 741
milyon 408 bin 624 tonu Kırka’da, 618 milyon 903 bin 710 tonu Bigadiç’te, 5 milyon 850 bin 228
tonu Kestelek’te olmak üzere toplam 3 milyar 43 milyon 751 bin 86 ton bor rezervi bulunuyor. 2010
itibariyle dünyada bor tüketimine bakıldığı zaman, borun yüzde 45’i cam elyaf sektöründe, yüzde 10’u
seramik sektöründe, yüzde 9’u borosilikat cam sektöründe, yüzde 5’i tarım, yüzde 4’ü deterjan, yüzde
2’si ferro bor sektöründe kullanıldı. Cam elyaf sektöründe bor tüketimi Çin ve ABD’de yoğunlaşmış
durumda.
Bor, Çin’e ihracatın yüzde 40’ı
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, şu anda dünyada 2 milyar dolar bor pazarı
bulunduğunu ve pazarın yüzde 47’sinin Türkiye’ye ait olduğunu söyledi. İhracatta en önemli pazarın
Çin olduğunu da belirten Yıldız, Türkiye’nin Çin’e yaptığı toplam ihracatın yüzde 40’ının tek başına
bor olduğunu vurguladı. Bu sene 500 bin tonluk penta fabrikası için ilk ihalenin yapıldığını, ikinci
ihalenin ise bu ayın içerisinde yapılacağını ifade eden Yıldız, “2012’de 500 bin tonluk daha borik asit
fabrikası ihalesi yapılacak. Dolayısıyla 2 milyon ton olan kapasitemiz 2014’te 3 milyon tona çıkacak”
dedi.
Yumurta ihracatı 250 milyon dolara koşuyor
Türk Tavukçuluk Sektörü, 2000 yılında 3 milyon dolar seviyesinde olan yumurta ihracatını 11
yılda 75 kat artarak, 2011 yılının Ocak – Ekim döneminde 223 milyon dolara çıkardı.
Yumurtacılık sektörünün 2011 yılı için ortaya koyduğu 250 milyon dolar hedefi rahatlıkla
aşılacak.
Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri kayıtlarına göre, Türkiye, 01 Ocak –
31 Ekim 2011 tarihleri arasında 223 milyon 646 bin dolarlık yumurta ihracatı gerçekleştirdi. Türkiye,
2010 yılının aynı döneminde ise 119 milyon 628 bin dolarlık yumurta ihraç etmişti. Yumurta
ihracatımız yüzde 87’lik artışa imza attı. Sektör, 2012 yılında aynı başarıyı gösterdiği takdirde 500
milyon dolar ihracat rakamına koşacak.
Tavukçuluk sektörünün 2011 yılı hedefini aşacağını belirten Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal
Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, 2012 yılında döviz kurlarının
olumlu katkısı ile 500 milyon dolar ihracat rakamına ulaşmak için çaba göstereceklerini söyledi.
Türk tavukçuluk sektörünün 2011 yılı başında yoğun üretim artışları nedeniyle oluşan arz fazlası
nedeniyle ciddi bir darboğazdan geçtiğini ifade eden Kızıltan, sektörün ilerleyen aylarda ihracata
yoğunlaşarak bu krizi atlattığını, yumurta fiyatlarının olması gereken seviyelere ulaştığını söyledi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
8
2011 yılında faaliyete geçen Kanatlı Tanıtım Grubu’nun 2012 yılında hedef pazarlarda yoğun bir
tanıtım çalışması yürüteceğini kaydeden Kızıltan, “KTG’nin yapacağı çalışmalarla sektör yumurta ve
kanatlı eti ihracatında sıçrama yapacak. Yumurta ve kanatlı eti ihracatından bu yılın ilk 10 ayında 523
milyon 226 bin dolarlık katma değeri yüksek döviz girdisi sağladık. Sektör kısa sürede 1 milyar dolar
rakamına ulaşacak” şeklinde konuştu.
Yumurta ihracatında 155 milyon dolarlık payla Irak en fazla ihracat yapılan ülke olurken, yumurta
ihracatında tek başına yüzde 70’lik paya ulaştı. Yumurta ihracatında ikinci ülke 34.8 milyon dolarla
İran olurken, Azerbaycan 8.7 milyon dolarlık yumurta ihracatı ile üçüncü, Suriye ise 6.2 milyon
dolarlık yumurta ihracatı ile dördüncü sırada yer aldı. Türkiye 24 ülkeye yumurta ihracatı yaptı.
Eski milletvekillerinin sağlık harcaması 60 milyon lirayı buldu
Eski milletvekilleri ile ailelerinin sağlık giderlerindeki artış TBMM bütçesine yansımaya
başladı. 2012’de 651 milyon liralık bütçenin 60 milyon lirası, eski milletvekilleri ile ailelerinin
sağlık harcamaları için kullanılacak.
2011’de 512 milyon 935 bin lira olan Meclis bütçesi, gelecek yıl için 138 milyon liralık farkla yüzde
27 artırıldı. Artıştaki önemli etken, 56 milyon liralık yeni halkla ilişkiler binası yapımı, 5 milyon
liralık yeni eşya-döşeme gideri ile 9,5 milyon liralık Genel Kurul kamera ve elektronik cihaz
sisteminin yenilenmesi oldu. Yapım işleri dışındaki en önemli artış eski vekillerin sağlık giderlerinde
görüldü.
Hane halkı yaşlandı
“Hane halkına yapılan transfer” başlığı altında düzenlenen bu harcama kaleminde geçen yıla göre
yüzde 14’lük artış gerçekleşti. Eski milletvekilleri ile ailelerinin tedavi giderleri için 2012’de 60
milyon lira, temsil tazminatı olarak 2 milyon 700 bin lira ödenecek. Bu miktar, tüm Meclis bütçesinin
yüzde 9,6’sını oluşturuyor. Mevcut milletvekillerinin sağlık giderleri için bütçedeki ödenek ise 9,5
milyon lira oldu. Eski vekiller ve ailelerinin tedavi giderleri 2010’da 46 milyon lira, 2011’de 52
milyon lira olmuştu.
Yurtdışında tedavi
Sağlık giderlerinin 2 milyon 440 bin lirası tedaviler için yurtdışına gönderilecek. Yurtdışında tedavi
gideri 2010’da 1 milyon 380 bin lira, 2011’de 2 milyon 252 bin lira idi. Meclis Başkanlığı’nın bütçe
sunumunda, “Bu artışın nedeni, eski milletvekili ve aile fertlerinin giderek arttığı gözlenen yurtdışı
sağlık harcamalarıdır. Bu artıştaki en önemli unsuru eski milletvekillerinin sağlık giderlerinde son
yıllarda yükselen tedavi faturaları oluşturmaktadır” denildi. Meclis bütçesinden, bugün itibariyle 2 bin
395 eski meclis üyesi ve dışardan atanan bakanların sağlık giderleri karşılanıyor. Bakmakla yükümlü
olduklarıyla birlikte rakam 15 bini geçiyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
9
MİLLİYET GAZETESİ
Papandreu’nun adayına ret
Atina’da koalisyon yapmaya karar veren iki büyük parti Pasok ile Yeni Demokrasi Partisi
arasında 4 gündür yaşanan inanılmaz “Bizans entrikaları” sonucu Yorgo Papandreu ve Andonis
Samaras kimin başbakan olacağı konusunda bir türlü anlaşamazken dün akşam saatlerinde
Papandreu parlamento başkanı Filippos Peçalnikos’da (61) karar kıldı, ancak Pasok
milletvekillerinin tepkisi nedeniyle önerisini askıya aldı.
Peçalnikos formülüne iki büyük parti milletvekilleri parlamento koridorlarında büyük tepki gösterdi,
güvenoyu vermeme tehdidi savurdu. Medyada, birçok bakanın da bu yeni hükümette yer almayı
reddedeceği öne sürüldü.
Tepki gösterenler “siyasi ağırlığı yetersiz, ülkeyi iflastan kurtaracak kapasiteye sahip değil” dediler.
Dün cumhurbaşkanına istifasını sunan Papandreu, Peçalnikos önerisine oluşan tepkilerle şaşkınlığa
uğradı.
Yeniden Papadimos
Onlarca Pasok milletvekilinin toplu isyanı sonucu Papandreu geri adım atmak zorunda kalırken
yeniden Lukas Papadimos’un ismi öne çıktı. Cumhurbaşkanlığı konutundaki toplantı sırasında
Papandreu’nun eski Avrupa Merkez bankası başkan yardımcısı Papadimos’u telefonda arayarak
başbakanlık önerdiği bildirildi. Son günlerde başbakan olacağına kesin gözle bakılan Papadimos
“evet” demeden önce gerek Papandreu gerekse Samaras ile görüşmek istedi. Yeni başbakanın
açıklanacağı cumhurbaşkanlığı nezdinde dün akşam başlayan liderler toplantısı da Peçalnikos’un
adaylığına tepki nedeniyle yarıda kesildi.
Lagarde: İtalya'daki durum piyasalarda belirsizliği ateşliyor
IMF Başkanı Lagarde, İtalya'da siyasi durumun net olmamasının piyasalarda belirsizliği
ateşlediğini söyledi
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, İtalya'da borç krizini aşma çabalarında
siyasi netliğe ihtiyaç olduğunu söyledi.
Çin'i ziyaret eden Lagarde başkent Pekin'de düzenlediği basın toplantısında, ''İtalya'da siyasi durumun
net olmaması piyasalarda belirsizliği ateşliyor'' dedi.
Lagarde, ''Hiç kimse lider olarak kimin ortaya çıkacağını tam olarak bilmiyor. Bu karışıklık özellikle
dalgalanmaya olanak yaratıyor. Bu yüzden bana göre siyasi netlik daha fazla istikrara olanak sağlıyor''
diye konuştu.
Gelişmekte olan büyük ülkelere para birimlerini değerlenmeye bırakması ve Avrupa'daki borç krizine
karşı büyüme modellerini değiştirmesi çağrısında bulunan Lagarde, ''Gelişmekte olan piyasalar,
özellikle önemli olanları büyüme modellerini yeniden şekillendirerek ya da paralarını değerlenmeye
bırakarak önemli bir rol oynayabilirler'' diye konuştu.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
10
Yunanistan’ı Türkiye kurtarır
Krizle boğuşan Yunanistan’ın Türkiye’yi kötü etkilemesini beklemediğini söyleyen İş Bankası
Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Yunanistan’ın turizm alanında Türkiye ile işbirliği
yapmasının ülkeyi krizden çıkaracağını söyledi. Özince, “Şimdi Yunanlı dostlarımızın bize
gelmesinin zamanıdır’ dedi.
Yunanistan’ın içinde bulunduğu durumunun Türkiye’ye olası etkilerini değerlendiren Türkiye İş
Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Yunanistan’ın Türkiye’ye zarar vermeyeceğini ama
Türkiye’nin
Yunanistan’a
çok
büyük
pozitif
katkısı
olacağını
söyledi.
Özince, “Biz krizden sonra gittik Yunanlı dostlarımızın kapısını çaldık. Tuttuk bankalarımızı sattık.
Şimdi de onlar bütün sınır kapılarını açabilir. Çünkü Türkiye ile Yunanistan’ın birbirini turizm
açısından tamamlayan öyle muazzam özellikleri var ki. Yunan adasına gelen Efes’e geçebilsin, Efes’e
gelen Yunan adasına geçebilsin, ihya olur Yunan turizmi. Bugün Türkiye’de öyle bir uçak ağı var ki
uçurur Yunanistan’ı. Yunanistan turizmle çok rahat toparlar. Turizmin istihdam yaratma kapasitesini
görüyoruz. Şimdi tam Yunanlıların da bize gelmesinin zamanıdır. Gelip bizi davet etsinler” şeklinde
konuştu.
‘Basel 3 bizi zorlayacak’
Ersin Özince, 2013 yılında devreye girmesi beklenen Basel 3 kurallarının gelişmekte olan ülkeler için
yaratacağı dezavantajlara dikkat çekerek, “Yatırım yapılabilecek ülkeler yatırım yapılamaz olacak”
dedi. Basel 3’ün gelişmekte olan ülke bankalarına ‘kendi ülkene değil, ratingi yüksek ülkeye yatırım
yap’ mesajı verdiğini söyleyen Özince, “Eğer kendi içsel düzenlemelerimizle gerekli önlemleri
yeterince alamazsak, sistem öyle bir hale gelecek ki bırakın şirket riskini almayı kendi ülkemizin
devlet tahviline dahi yatırım yapabilmek için, daha fazla sermaye ayırmak zorunda kalacağız” dedi.
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, bankanın yüzde 100 iştiraki olan İşbank GmbH’nın
Bulgaristan’daki şube açılışı sırasında İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ile birlikte gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
‘Saygı duyulmayan rating var’
Özince, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin çok büyük tehdit altında olduğunu belirterek “JP Morgan
CEO’su Jamie Dimon ‘Basel 3, ABD’nin ulusal menfaatlerine uymuyor’ derken şunu kast ediyordu
‘Biz bankacılığın doğru düzgün yapılmasını, doğru sermayelendirilmesini yadsımıyoruz. Ama ABD
ekonomisinin ihtiyaçları doğrultusunda da bankacılık yapmamız lazım’. Şimdi aynı şekilde ben de bir
Türk bankacısı olarak Türkiye’nin iktisadi politikaları doğrultusunda bankacılık yapmak zorundayım.
Oysa ki Basel 3, hiçbir şekilde saygı duyulamaz rating sistemini esas alan bir yapıda” dedi.
Avrupa borsaları eksiye geçti
İtalya’nın yüzde 7’yi bulan borçlanma maliyetleri seviyesi Avro Bölgesi’nin kuruluşundan bu
yana en yüksek seviye oldu. Uluslararası borsalarda banka hisseleri büyük kayıplar verdi.
Yurtiçinde piyasalar, bayram tatilin ardından zor bir sabaha hazırlanıyor
İtalya’nın 10 yıllık tahvillerinde faiz oranı önceki güne oranla yüzde 0,82 artarak yüzde 7,40’a çaktı.
Faiz oranının yüzde 7’nin üzerinde seyretmesi piyasalardaki tedirginliği artırdı. Uluslararası borsalarda
banka hisseleri değer kaybetmeye devam ederken, bayram tatili nedeniyle işlemlere yarın sabah
başlayacak olan Türkiye piyasalarında da seyrin Avrupa’daki belirsizliğin etkisiyle aşağı yönlü olacağı
beklentisi hakim.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
11
İtalya’nın bugün 10 yıllık tahvillerinde faiz oranı önceki güne göre yüzde 0,82 artışla yüzde 7,40’a
çıktı. İtalya’nın yüzde 7’yi bulan borçlanma maliyetleri seviyesi Avro Bölgesi’nin 1999 yılında
kurulmasından bu yana en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti.
İtalya’nın 10 yıllık tahvillerinin faiz oranı ile 2 yıllık tahvillerinin faiz oranının yüzde 7,40
seviyelerinde seyretmesi, Almanya’nın 10 yıllık tahvillerinde faiz oranının ise yüzde 1,7 seviyesinde
bulunması durumun İtalya için ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.
İtalya’nın borçlanma faizleri ile gösterge Alman tahvilleri arasındaki faiz farkı da 560 baz puanı
görerek rekor kırdı.
Yunanistan, İrlanda ve Portekiz, borçlanma maliyetleri yüzde 7 seviyesinin üzerinde sabitlendiği için
Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonunun (IMF) kurtarma paketlerini kabul etmişti.
Avro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisi İtalya’nın, Avro Bölgesi borç krizinde Yunanistan, İrlanda
ve Portekiz’den sonraki kurban olmasından endişe ediliyor.
IHS Global Insight şirketinden risk uzmanı Jan Randolp, "Yüzde 7 birkaç yıl sürdürülebilir bir seviye
değil. Bu seviye eninde sonunda aşağı çekilmeli, aksi takdirde tehlikedeyiz" dedi.
Randolp, Yunanistan ve Portekiz’in kurtarma paketlerini kabul ettiği döneme bakıldığında, bütçe açığı
Avro Bölgesi ortalamanın altında bulunan, ancak büyümesi zayıf İtalya’nın mali durumunun daha iyi
durumda olduğunu söyledi.
City Index şirketinin baş piyasa stratejisti Joshua Raymond da, "Yalın gerçek şu; İtalya’nın 10 yıllık
tahvillerinde faiz oranının yüzde 7’ler seviyesine çıkması krizin, (İtalya Başbakanı Silvio)
Berlusconi’nin azap verici biçimde yavaşça görevinden feragat etmesiyle sona ermeyeceğini
gösteriyor" diye konuştu.
Borç yükü 1,9 trilyon avroyu bulan İtalya, Avrupa’nın kurtarması için çok büyük olarak görülüyor.
Yüksek borçlanma maliyetleri İtalya’nın borç yükünü daha da artırıyor. İtalya’nın sadece 2012 yılında
300 milyar avroluk borcu çevirmesi gerekiyor.
Kıbrıs Rum kesiminde maaşların dondurulması gündemde
Avrupa Komisyonu, 2012 bütçesindeki yüzde 4,8 oranındaki açık nedeniyle Kıbrıs Rum yönetimine
uyarıda bulundu ve derhal tedbir istedi.
AvrupaFileleftheros Gazetesi, yarın açıklanması beklenen Avrupa Komisyonu’nu öngörüleriyle ilgili,
komisyonunun 2010 yılında benimsediği tavsiyelere göre, Rum tarafının 2012 yılına kadar aşırı
açıktan kurtulması ve bunu yüzde 3’ün altına çekmesi gerektiğini anımsattı.
Gazete, "Ancak şartlar ve siyasi liderliğin ek tedbirler alma zafiyeti nedeniyle bütçe açığının 2012’de
yüksek düzeylerde olacağını" belirtti.
Haberde, Avrupa Komisyonu’nun, 2012 bütçesindeki yüzde 4,8 oranındaki açık nedeniyle Kıbrıs Rum
yönetimine uyarıda bulunduğu ve derhal tedbir istediği aktarıldı.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
12
Sigorta sektöründe karlar 9 yılda 10 kat eridi
Sigorta sektöründe poliçe sayısı 9 yıllık dönemde yaklaşık 3 kat artarken, teknik karlılıkta
neredeyse 10 kata yakın dramatik bir düşüş yaşanıyor.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin (TSRŞB) verilerine göre sigorta sektöründe 20012010 arasında poliçe sayısı 15 milyon 385 bin 460’dan 40 milyon 143 bin 90’a çıkmasına karşın, prim
oranı yüzde 39,88’den, yüzde 15,07’ye, teknik kar oranı da yüzde 11,51’den 1,39’a geriledi.
AA muhabirinin derlediği verilere göre, sigorta sektöründe son 10 yılda poliçe ve prim sayısındaki
artışa karşın kar oranları giderek geriledi.
Sektörde 2001 yılında hayat dışı ve hayat 2 milyon 504 bin 862 olan toplam prim üretimi, 2010 yılında
14 milyar 130 milyon 276 bin 182’ye yükseldi.
Prim üretiminde 2001 yılında bir önceki yıla göre değişim oranı hayat dışı ve hayatta toplam yüzde
39,88 iken, 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,07 seviyesinde gerçekleşti.
Poliçe sayısı ise 2001 yılında 15 milyon 385 bin 460 iken, 2010 yılında 40 milyon 143 bin 90’a çıktı.
Teknik kar ise 2001’de 288 milyon 225 bin 399 iken, 2010’da 196 milyon 101 bin 628 oldu.
"Türkiye’ye özel değil"
Türkiye Sigorta Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Erhan Tunçay, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, son 10 yılda poliçe sayısında yüzde 160 oranında bir artış olduğunu, bunun sadece
Türkiye’de değil, tüm dünyada görülen bir gelişme olduğunu söyledi.
Sektörde kasko ve zorunlu trafik sigortasının, hayat dışı sigorta içinde yüzde 45-50 paya sahip
olduğunu ve son yıllarda özellikle araç sigortalarının zarar yazan kalem olduğunu dile getiren Tunçay,
"Sigortacılık genelde çok para kazanılan, yüzde 30-40 kar marjı olan bir sektör değil. Genelde yüzde 6
ile 10 arasında değişen bir teknik karlılık var. Son 5 yıldır piyasada bir fiyat rekabeti var. Bu
rekabetten dolayı teknik karlılıklar düştü" dedi.
Tunçay, sigorta prim üretiminin 2001 gibi mali krizlerin dışında, hep büyüyen bir sektör olduğunu,
yüzde 160 oranındaki reel büyümenin fiyat rekabetinden ve hasar prim dengesizliğinden dolayı bütçe
sonuçlarına iyi yansımadığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi: "Bu yılın 8 aylık verilerine
baktığımızda, prim üretimi 11 milyar 437 milyon 934 bin 40, poliçe sayısı ise 36 milyon 313 bin 745.
Prim değişikliği ilk 8 ayda hayat dışında yüzde 21,6, hayatta yüzde 32,55. Toplamda ise yüzde 23,30.
Enflasyon ise yaklaşık yüzde 8-9 civarında. Ama karlılığa baktığınızda giderek azalıyor. Bunun iki
yönlü nedeni var. Biri hasar prim dengesizliği biri de fiyat politikası. Yani fiyattaki rekabet. Bilanço
karlılığı düşmüş. Ciddi anlamda erime var. Sektör verimsiz çalışıyor. Karsızlık var. En büyük problem
de son 5 senedir bu böyle. Dolayısıyla poliçemiz artıyor, primimiz artıyor, sisteme giren sayısı artıyor
fakat sektörün fiyat dengesizliğinden kaynaklanan açmazı var. Bu, sektörün kendi içinde çözmesi
gereken bir konu."
"Sürekli böyle gitmesi mümkün değil"
TSRŞB Genel Sekreteri Erhan Tunçay, şu anda prim oranlarının düşüklüğü nedeniyle vatandaşın
lehine olan bu durumun ileride primlerin artması zorunluluğu nedeniyle aleyhine olabileceğini
kaydetti.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
13
Dünyada yeni oyuncuların sektöre girmesi ve fiyat rekabeti nedeniyle aşağı doğru bir düşüş olduğunu
ifade eden Tunçay, şunları kaydetti: "Hizmeti sadece fiyat rekabetinde görmek doğru değil. Ama şu an
sistem buna oturmuş vaziyette. Dünyada da böyle. Yeni oyuncunun sektöre girmesinden ve fiyat
rekabetinden kaynaklanan bir aşağı doğru düşüş var. Tekrar yukarı doğru çıkacak. Sürekli böyle
gitmesi mümkün değil. Çünkü reasüransa, dağıtım kanallarına komisyon ödüyorsunuz. İşletme
gideriniz, operasyon maliyetiniz var.
Bütün bunları koyduğunuz zaman bilanço karlılığı son 5-6 sene giderek aşağı doğru geldi. Biz şu anda
eğrinin dibindeyiz. Tekrar inşallah pozitif yönden yukarı çıkacak." Tunçay, devamlı aşağı doğru giden,
zarar yapan kalem ya da branşlarda bu politikanın sürdürülemeyeceğini, vurgulayarak, "Mutlaka bir
şey yapmanız lazım.
Ya fiyatlara dokunacaksınız. Ya bazı konularda risk almayacaksınız, alırsanız ’fiyatım şu’
diyeceksiniz. Hasarınızı daha iyi yöneteceksiniz" diye konuştu.
"5-6 yıldan beri teknik ve bilanço karlar aşağı iniyor"
Sektörün topladığı primin ortalama yüzde 65-70’ini hasar olarak ödediğini anlatan Tunçay, Avrupa’da
da hasar prim oranlarının ortalama olarak bu düzeyde olduğunu dile getirdi. Bunun üzerine komisyon,
reasürans maliyetleri, operasyon giderleri konulduğunda bilanço karlılığının ortaya çıktığını ifade eden
Tunçay, son 5-6 yıldan beri teknik ve bilanço kar anlamında sektörde giderek eriyen ve aşağı doğru
inen bir trend olduğunu söyledi.
Bu zararların içinde kötü niyetli insanların uğrattığı zararlar da bulunduğunu, ama suistimal olup
olmadığını ispat yükümlülüğünün sigorta şirketine ait olduğunu dile getiren Tunçay, bunların hepsinin
sigorta şirketlerinin üzerinde yük olarak durduğunu söyledi.
Erhan Tunçay, 2007’de kabul edilen sigortacılık kanunu kapsamında teknik karşılıkların artırıldığını
ve bunun getirdiği artı yüklerin de bilançolara yansıdığını, ancak bu değişikliğin sigorta şirketlerinin
daha sağlıklı ve uzun süre ayakta kalabilmeleri için zorunlu olduğunu kaydetti.
Tunçay, "AB’ye uyum sürecinde sigortacılık sektörü mevzuat açısından en uyumlu sektörlerden biri.
Karşılıklar konusunda bizde daha sert tedbirler var" dedi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
14
Güngör Uras… Otomotiv 9 ayda 933 milyon dolar açık verdi
Yılın ilk 9 ayında otomativ ürünleri ithalatı, bir yıl öncenin aynı ayına göre % 47 arttı. 12.7 milyar
dolar oldu. (Toplam ithalatın % 7’si)
Ocak-eylül döneminde ihracat, bir yıl öncenin aynı dönemine göre % 17 arttı. 11.7 milyar dolar olarak
gerçekleşti. İhracat geliri, (toplam ihracatın % 11.8’i) ithalat giderini karşılayamadığından, otomotiv
ürünleri dış ticareti 2011 yılının ilk 9 ayında 933 milyon dolar açık verdi. Bir yıl önce aynı dönemde
ihracat geliri ithalat harcamasından 1.4 milyar dolar daha fazla idi. Bayram öncesi OSD (Otomotiv
Sanayicileri Derneği) “Otomotiv Sanayi’nin 9 Aylık Dış Ticaret Tabloları”nı açıkladı. Kudret Önen’in
Başkanlığını, Dr. Ercan Tezer’in genel sekreterliğini yaptığı dernek, sektör bilgilerini zamanında ve en
geniş şekilde yayınlayan bir kuruluş. Başka sektörlerin de bu derneğin çalışmalarını örnek alması,
sektör rakamlarını kısa sürede yayınlaması beklenir.
Otomotiv sanayi rakamları, “otomotiv üretim kuruluşları” ile “otomotiv yan sanayi kuruluşları”nın
tüm üretim ithalat ve ihracat rakamlarını kapsıyor. OSD’ye üye otomotiv sanayi firmalarının 2011
yılının ilk 9 ayındaki toplam üretimleri 917 bin araç. Bunun 467 bini otomobil, 356 bini kamyonet, 27
bini kamyon, 5 bini otobüs, 17 bini minibüs, 33 bini traktör.
Binekleri 5 firma üretiyor
476 bin binek otomobilini 5 firma üretiyor. İlk 9 aylık üretimde Oyak-Renault 245 bin (%51) araç
üretti. Toplam üretimin yarısını Oyak-Renault gerçekleştirdi. Onu 87 bin araç ile Tofaş (%18) 67 bin
araçla Toyota ((%14), 65 bin araçla Hyundai (%14) ve 10 bin araçla Honda (%2) izliyor.
İlk 9 ayda traktör hariç toplam araç üretimi 883 bin. Geçen yılın aynı döneminde 443 bini binek
otomobili 784 bin araç üretilmişti.
Bu yılın ilk 9 ayında 330 bini otomobil 599 bin araç ihraç edildi. Geçen yılın aynı döneminde 332 bini
otomobil 508 bin araç ihraç edilmişti. Geçen yılın ilk 9 ayında iç pazarda 312 bini otomobil 484 bin
araç satılmıştı. Bu yıl aynı dönemde 412 bini oto 635 bin araç satıldı. İlk 9 ayda iç pazarda satılan
otoların 128 bini yerli, 263 bini ithal araç. Satılan her 100 aracın 69’u ithal.
Otomobilde açık 1.2 milyar $
Yılın ilk 9 ayında otomobil ihracatından ülkeye giren döviz 4.8 milyon dolar iken, otomobil ithalatına
6.0 milyar dolar ödendi. Bunun sonucu ihracat ithalata harcanan dövizin sadece yüzde 79’unu
karşılayabildi. Otomobil dış ticaretinde (sadece binek otomobilinde) 1.2 milyar dolar açık verildi.
Her ay “İhracat’ta rekor kırıldı” diyerek açıklamalar yapan TİM yöneticilerinin açıkladıkları listelerde
ihracat yapan sektörlerin tepesinde her zaman otomotiv sanayi yer alıyor. Ne yazık ki çok sektörde
olduğu gibi otomotiv sanayi ihracatını ne kadar artırırsa artırsın, ihracat gelirleri ithalat giderini
karşılayamıyor.
(Bilgi için: TÜİK (Devlet) rakamlarına göre, 2011’in ilk 9 ayında ithalatı, ihracatından fazla olan
sektörlerde dış ticaret açıkları: Motorlu kara taşıt araçlarında (tüm araçlarda) 933 milyon dolar ama,
daha fazla açık veren sektörler var. Döviz açığı, bakır eşyada 2.1 milyar dolar, optik eşyada 2.7 milyar
dolar, eczacılık ürünlerinde 2.9 milyar dolar, kimyasal ürünlerde 3.8 milyar dolar, plastik ürünlerde
6.3 milyar dolar, elektrikli makinelerde 6.3 milyar dolar, demir-çelikte 6.8 milyar dolar. Kazan ve
makinede 11.9 milyar dolar.)
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
15
SABAH GAZETESİ
İtalya kurtarılmayacak!
Euro Bölgesi'nin, İtalya'yı kurtarma gibi bir plan hazırlığında olmadığı belirtiliyor
Euro Bölgesi´nin en büyük üçüncü ekonomisi olan İtalya´nın borçlanma maliyetleri sürdürülemez
olarak görülen seviyelere yükselmiş olsa da Euro Bölgesi´nin İtalya´yı kurtarmak gibi bir planı yok.
Bir Euro Bölgesi yetiklisi, "Finansal yardım gündemde yok." dedi ve İtalya´ya önlem olarak bile kredi
verilmesinin düşünülmediğini kaydetti.
Yetkili, İtalya´nın yatırımcıları borçlarını geri ödeyeceğine ikna etmesi gerektiğini kaydetti ve "Şu
anda yapabileceğimiz pek bir şey yok. İtalya´nın güveni tekrar inşa etmesi gerek. Sadece kenardan
yardımcı olabiliriz." diye konuştu.
Lagarde'dan kayıp 10 yıl uyarısı
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Lagarde, Çin gezisinde küresel ekonominin "kayıp 10
yıl" riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.
Çin'i ziyaret eden Christine Lagarde, başkent Pekin'de düzenlenen finansal forumda yaptığı
konuşmada, Avrupa'nın borç krizinin küresel ekonomiyi "kayıp on yıla" sürükleme riski taşıdığını ve
zengin ülkelerin büyümenin ve güvenin sağlanmasının yükünü omuzlaması gerektiğini söyledi.
Avrupa'nın Yunanistan için kurtarma paketi destekleme planlarını doğru yönde atılmış adım olarak
değerlendiren, ancak güvenin kazanılmasında daha fazlasının yapılmasına ihtiyaç olduğuna işaret eden
Lagarde, küresel ekonomi için görünümün halen tehlikeli ve belirsiz kalmaya devam ettiğini ifade etti.
Lagarde, "Cesur olmazsak ve birlikte hareket etmezsek küresel ekonominin aşağı yönlü belirsizlik
döngüsü, finansal istikrarsızlık ve küresel talebin muhtemel çöküşü riskine koştuğu fikrindeyiz.
Nihayetinde zaten bazı yorumcuların kayıp on yıl olarak adlandırdığı riski yönetebiliriz" diye konuştu.
Kara bulutlar var
Euro Bölgesi borç krizinin yayılması ile yüksek işsizlik oranı ve ABD ekonomisindeki yavaşlama
kaygıları birlikte düşünüldüğünde bunun küresel ekonomi için büyük tehdit oluşturduğuna dikkat
çeken Lagarde, "Ufukta kara bulutlar dolaşıyor. Özellikle Avrupa Birliği ve ABD gibi gelişmiş
ekonomilerde kara bulutlar dolaşıyor" dedi. Lagarde, Asya ekonomilerinin göreli olarak güçlü
olduğunu, ancak herhangi bir fırtınaya hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.
Yunanistan'a Alman uyarısı
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, avro borç krizinin aşılabilmesi için borçların
giderilmesi gerektiğini söyledi.
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, avro borç krizinin aşılabilmesi için Avrupa'daki
sistemin yeniden şekillendirilerek, borçların giderilmesi gerektiğini söyledi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
16
Bakan Westerwelle, Neue Westfaelische Gazetesi'nde yayınlanan röportajında, Yunanistan'daki iç
politik huzursuzluğun avro karşıtlarına yarayıp yaramayacağı şeklindeki bir soruya karşılık, ''Bir borç
krizine karşı borçlanmayı kolaylaştırarak mücadele edemezsiniz. Bu nedenle Avrupa'yı yeniden
şekillendirmemiz lazım. Önceki Alman hükümetinin 2004 yılında İstikrar Paktını yumuşatması büyük
bir hataydı. Bunu düzelteceğiz. Yeni Avrupa İstikrar Paktı daha sağlam olacak. Kural ihlalleri gerçek
anlamda cezalandırılacak'' yanıtını verdi.
Westerwelle, şimdi orta ve uzun vadede yapılması gerekenlere bakılması ve gerekli önlemlerin
alınması gerektiğini belirterek, diğer Avrupa ülkelerinde yaşanacak olası iflasların Almanya'yı da
büyük ölçüde olumsuz yönde etkileyeceğini ifade etti.
Avro para birimine duyulan güvenin sarsılması durumunda bunun vatandaşlar ve ekonomi için bir
felaket olacağını, Almanya'daki iş yerlerinin tehlikeye gireceğini, önlemlerin alınmaması durumunda
Almanya'nın bunun için daha ağır bir bedel ödeyeceğini kaydeden Westerwelle, Sosyal Demokrat
Parti (SPD) ve Yeşiller Partisinden oluşan eski Alman hükümetini de 2004 yılında İstikrar Paktını
yumuşatmakla eleştirdi.
Alman halkının yüzde 68'inin, Yunanistan'ın geleceğini avro bölgesinde görmediğine işaret edilmesi
üzerine de Westerwelle, ''Tartışmaları bize son dönemde daha kolay hale getirmeyen Yunanistan'ın,
acilen gerekli olan yapısal reformları gerçekleştireceğine inanıyorum. Bu, anlaşmaya vardığımız
şekilde gerçekleştirilirse Yunanistan dahil olur, aksi takdirde olmaz'' şeklinde konuştu.
''Para kötü olursa, herşey kötü olur'' sözünü olduğunu hatırlatan Westerwelle, ancak birleşik
Avrupa'nın bir para birliğinden daha öte bir şey olduğunu, ilk kez Avrupa'da bu kadar uzun süreli bir
barış ve refahın yaşandığını, güçlü bir Almanya'nın bile tek başına dünyada yeni oluşan güç
merkezleriyle rekabette yetersiz kalacağını, Avrupa'nın sadece birlikte hareket ettiği zaman gelecekte
bir şansı olacağını sözlerine ekledi. derilmesi gerektiğini söyledi
"Bölünmüş Avrupa tahammül edilemez"
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Kuzey ve Batı Avrupa'da barış ve refah olmazsa,
güneyi ya da doğusunda da refah ve barış olmayacağı uyarısında bulundu.
Barroso yaptığı açıklamada, ortak para biriminin Avrupa Birliği'nin (AB) kalbi olduğunu ve birliğe
üye bütün ülkelerin, ortak para birimi olarak avroyu kabul edebileceğini belirterek, ortak para
birliğinin mensubu olmanın ya da mensubu olmaya çalışmanın AB'yi tanımlayabileceğini ifade etti.
Avrupa Birliği'nin ya da Avro Bölgesi'nin hızının, en yavaş üyelerle aynı olamayacağına işaret eden
Barroso, merkez ve çevre olarak bölünmüş bir Avrupa'nın tahammül edilebilir olmayacağını vurguladı
ve ''Kuzey ve Batı Avrupa'da barış ve refah olmazsa, güneyi ya da doğusunda da refah ve barış olmaz''
dedi.
Barroso, önümüzdeki haftalarda AB anlaşması için sunulacak değişiklerin amacının finansal
entegrasyonu derinleştirmeyi amaçlayacağını ifade ederek, AB'nin, daha fazla entegrasyon yolunda
mevcut anlaşma ile ilerleyemeyeceği uyarısında bulundu.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
17
Avrupa'da yaşanan borç krizinin aşılması için üye ülkeler ve kuruluşlar arasında işbirliğinin
güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Barroso, ''Avrupa'nın kendisini dönüştürmesi gerek yoksa
çökecek'' değerlendirmesinde bulundu.
Çin'de enflasyon geriledi
Çin'de Ekim ayında enflasyon geçen yıl aynı ayla karşılaştırıldığında gerileyerek yüzde 5,5 oldu.
Ulusal İstatistik Bürosu (NBS) yaptığı açıklamada, Ekim ayında tüketici fiyatlarının geçen yıl aynı aya
göre yüzde 5,5 oranında arttığını bildirdi. Çin'de Temmuz ayında yüzde 6,5 ile 37 ayın en yüksek
seviyesini gören tüketici enflasyonu Eylül ayında yüzde 6,1 olmuştu.
Açıklamada, Çin'de enflasyon baskısının ana kaynağı gıda fiyatlarının Ekim ayında yüzde 11,9 arttığı
belirtildi. Eylül ayında gıda fiyatları yüzde 13,4 yükselmişti.
Eylül ayında yüzde 6,5 olan üretici fiyat enflasyonu da Ekim ayında bir yılın en düşük seviyesi olan
yüzde 5'e geriledi.
Başbakan Ven Ciabao, tüketici fiyatlarının Ekim ayından bu yana farkedilebilecek şekilde düşmeye
devam ettiğini belirterek, ''Domuz eti ve yumurta fiyatları düştü, ancak meyve, süt ürünleri, sığır ve
koyun eti fiyatları yüksek seviyelerde kalmaya devam etti'' dedi.
Ven Ciabao, ''Fiyatlardaki yükselişi kontrol etmenin en iyi yolunun üretimi desteklemek olduğunu''
belirtti.
Enflasyonu ülkenin ekonomik istikrarı için ana tehditlerden biri olarak değerlendiren Pekin hükümeti,
bu yıl yüzde 9'dan fazla olması beklenen ekonomideki büyümeyi yavaşlatmak için bazı politikaları
uygulamaya başladı.
Asya borsaları sert düştü
Asya'da borsalar, İtalya'nın borçlanma seviyelerinin tehlikeli biçimde yükselmesinin Avro Bölgesi
borç krizinin son kurbanının bu ülke olacağı ve krizin giderek yayılacağı endişelerini artırması
nedeniyle sert düştü.
Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 2,91 düşüşle 8.500,80
puandan günü tamamladı.
Asya'da ayrıca Güney Kore Borsası yüzde 3,66, Singapur Borsası yüzde 2,89, Çin'de Şanghay
Borsasında SE Composite endeksi yüzde 1,25, Hong Kong Borsasında Hang Seng Endeksi yüzde
4,54, Avustralya Borsası yüzde 2,24, Endonezya Borsası yüzde 2,55, Tayland Borsası yüzde 0,54,
Hindistan Borsası'nda BSE Sensex 30 Endeksi yüzde 1,18 ve Tayvan Borsası yüzde 3,35 geriledi.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
18
Amerika ve Avrupa borsaları
ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 3,20 değer kaybederek 11.780,90 puan
oldu. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 3,67 düşerek 1.229,10 puana ve Nasdaq Bileşik
Endeksi de yüzde 3,88 azalarak 2.621,65 puana indi.
Amerika kıtasında ayrıca Kanada Borsası yüzde 2,66, Meksika Borsası'nda IPC Endeksi yüzde 2,14 ve
Arjantin Borsasında Merval Endeksi yüzde 4,17 ve Brezilya Borsasında Bovespa Endeksi yüzde 2,50
düştü.
Avrupa'da da dün borsalar geriledi
Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi dün yüzde 1,92 değer kaybederek 5,460,38 puandan, Frankfurt
Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 2,21 azalarak 5,829,54 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi
yüzde 2,17 düşerek 3,075,16 puandan günü tamamladı.
Avrupa'da ayrıca İspanya'da Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 2,09, Hollanda'da
Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 3,15, İsviçre'de Zürih Borsası yüzde 1,32, İsveç
Borsası'nda OMX 30 Endeksi yüzde 2,45 ve İtalya'da Milano Borsası yüzde 3,78 değer kaybetti.
Petrol fiyatı
ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı 95 dolar ve Londra Brent tipi ham petrolün Aralık
ayı teslim fiyatı 112 dolar seviyesinde işlem görüyor.
ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı bugün Asya'daki işlemlerde 15 sent düşüşle 95,59
dolardan satılmaya başladı. ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı dün 1,06 dolar azalışla
95,74 dolardan kapandı.
Londra Brent tipi ham petrolün Aralık ayı teslimi varil fiyatı da 8 sent düşüşle 112,23 dolardan
satılıyor.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
19
RADİKAL GAZETESİ
AB Komisyonu Rumları uyardı
Avrupa Komisyonu, 2012 bütçesindeki yüzde 4,8 oranındaki açık nedeniyle Kıbrıs Rum
yönetimine uyarıda bulundu ve derhal tedbir istedi.
Avrupa Komisyonu Rum tarafının aşırı bütçe açığından kurtulması ve yüzde 3'ün altına çekmesi
gerektiğini belirtti. Rum basınına göre, Rum yönetimi, devlet harcamalarını düzene sokulması ve
bütçe açığının azaltılması amacıyla yeni tedbirler üzerinde çalışıyor.
Rum yönetiminin almayı planladığı tedbirler arasında maaşların iki veya üç yıllığına dondurulmasının
da bulunduğu belirtiliyor. Daha önce iki ekomomik paket hazırlayan Rum yönetimi, yeni tedbirlere
ilişkin üçüncü paket hazırlığında. Kredi derecelendirme kuruluşları, Yunanistan'daki krizden en çok
etkilenen ülke olan Rum kesiminin notunu daha önce düşürmüştü.
Marketlerde ciro var, kâr yok
Ciroya ve yeni yatırımlara fokuslanan gıda perakendeciliğinde kardan söz etmek pek mümkün
değil. Sektörde kar eden tek firma BİM.
Milyar liralara ulaşan cirolar, yeni açılan mağazalar ve sürekli büyüyen metrekareler... Türkiye’de son
yıllarda hızlı bir gelişim gösteren gıda perakendeciliğinde en çok bunlar konuşuluyor. Konuşulmayan
ise kârlar. Büyüklüğü 2010 yılı rakamlarıyla 96 milyar dolara ulaşan gıda perakendeciliğinde cirolar
artarken kârdan söz etmek çok da mümkün değil. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda açıklanan
ilk 9 aylık mali tablolar da bunun en açık göstergesi. Açıklanan rakamlara göre kâr eden tek gıda
perakende şirketi BİM.
Geçtiğimiz yılın ilk 9 ayında 175 milyon 862 bin lira kâr açıklayan şirketin 2011 yılı ilk 9 aylık kâr
rakamı 219 milyon 977 bin lira. Geçen yıl ilk 9 ayda 545 bin lira kâr açıklayan Carrefoursa’nın bu yıl
ilk 9 aylık rakamlarında zarar var. Carrefoursa, 2011 ilk 9 aylık mali tabloda 18 milyon 989 bin lira
zarar açıkladı. Aynı şekilde Kiler de kârdan zarara geçiş yaptı. 2010 yılı ilk 10 ayında 10 milyon 715
bin lira kâr açıklayan firma 2011 ilk 9 aylık mali tablolarda 17 milyon 159 bin lira zarar açıkladı.
Borsaya açıldığı 2010’un ilk 9 ayında 405 bin lira kâr açıklayan Uyum marketlerinin bu yılki ilk 9
aylık rakamlarında ise 9 milyon 279 bin lira zarar var.
Gıda perakendeciliğinde rekabet son yıllarda iyice arttı. Rekabet nedeniyle fiyat arttırmayan firmaların
genel giderleri de yükselen kira ve mağaza açma maliyetleri nedeniyle ciddi oranda yükseldi. Daha
önceki yıllarda cirodan yüzde 12–14 pay alan genel giderler şimdilerde yüzde 18-19’a yaklaşmış
durumda. Bu rekabet ortamında öne çıkmak isteyen firmalar özellikle ciroya odaklanarak ölçeklerini
büyütme derdine düşüyor. Çünkü yüksek ciro hem marketini satmak hem de halka açılmak isteyen
firmalar için dikkate alınan en önemli kriter.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
20
Perakende uzmanı Rauf Arditti, sektörün ciro ve büyümeye odaklandığını belirterek, bunun
önümüzdeki dönemde daha fazla konsolidasyon anlamına geldiğini söylüyor. Gıda perakendeciliğinde
cirosal büyümenin özellikle satış düşünen firmalar için önemli bir avantaj sağladığına dikkat çeken
Arditti, şöyle devam etti: “Kârlılık ikinci sırada geliyor. Çünkü bu aşamalarda şirketlerin değeri ciro
üzerinden hesaplanıyor.”
Masraf arttı kazanç azaldı
Sektörde rekabette öne çıkmak için cironun ve belirli bir ölçeğe ulaşmanın önemli olduğunu kaydeden
Makromarket Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör ise, durumu şöyle değerlendiriyor: “Sektörde
belli bir ölçeğe ulaşmak ve ciro arttırmak yeni yatırımlarla mümkün. Ama yeni yatırımlar yapmak ve
mağaza açmak oldukça maliyetli. Çünkü kiralar ve mağaza açma maliyetleri ciddi oranda yükseldi.
Bütün bunların yanında yoğun bir rekabet yaşanıyor. Buda fiyatları düşürüyor. Tüm bunların sonunda
da kârlar düşüyor. Yani daha çok masraf yapıp daha az kazanıyorsunuz. Bu gidişin sonu birleşmeler
ve konsolidasyon”
Gıda perakendeciliği neden kâr edemiyor?
Gıda perakendeciliği ciroya oynuyor. Yatırım ve mağaza açılışları maliyetli ve borçlanma yüksek.
Giderler aşırı yükseldi. Daha önceki yıllarda cirodan yüzde 12 14 pay alan genel giderler şimdilerde
yüzde 18-19’a yaklaştı. Tüketici fiyata çok duyarlı. Satınalma gücü artmadığı için fiyatlar enflasyonun
altında.
Kârsızlık nereye kadar?
Sermayesi güçlü veya borsadan para toplayan daha uzun dayanabilir. Satın almalar daha da
hızlanacak. Oyuncu sayısı azalır ve rekabet daha makul bir seviyeye gelirse fiyatlar ve marjlar bir
miktar yükselir
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
21
Fatih Özatay…Makyaj Lobisine Sorular
Düşük maliyetle üretemediğimiz için makyajdan medetumuyoruz. Ama makyaj malzemesi fazla
kullanılınca makyaj yapılan yüz bozuluyor.
182 ülke içinde 2005 başından 2011 sonuna kadar geçen sürede en yüksek fiyat artışına sahip elli
birinci ülkeyiz. Sıralamayı en küçük enflasyondan en büyüğüne doğru yaparsak da yüz otuz ikinci
sırada çıkıyoruz. Kısacası, 1990’lı yıllardaki yüksek enflasyon oranlarını geride bırakmış olsak da
diğer yüksek enflasyonlu ülkeler de enflasyonla mücadelede başarılı olduklarından enflasyon liginde
iyi bir yerde değiliz. Sıralamayı 2005 başından bu yana yapmamın tek nedeni 2005 başında
paramızdan altı sıfır atmamız. Paramızdan altı sıfır atma tarihini seçmemin elbette özel bir önemi var;
“Kulaklara kar suyu kaçsın”istiyorum. Kaçar mı bilmem, kaçar ya da kaçmaz; başka olasılık yok
zaten, gelin bir de rekabet gücümüz açısından deşeyim enflasyon sıralamasını.
Küme düşme hattı
Tabloda, muhtemelen birkaçına itiraz edilecek olsa da büyük çoğunlukla ihracat yaptığımız
pazarlardaki rakiplerimiz yer alıyor. Her ülkenin karşısında iki değer var. İlki 2005 başından 2011
sonuna tüketici fiyatlarındaki yüzde artışı gösteriyor. İkincisi ise aynı karşılaştırmayı 2009 başından
2011 sonuna yapıyor. Elbette 2011 henüz bitmedi; 2011 değerleri IMF’nin son gelişmeler ışığında
ekim ayında yaptığı tahminleri gösteriyor. Türkiye süper futbol liginde olduğu gibi on sekiz ‘takım’
yer alıyor tabloda. Ülkeler 2005-2011 döneminde gerçekleşen enflasyon oranlarına göre en küçükten
en büyüğe doğru sıralanıyorlar. Bu tablonun ‘yükselen piyasa ekonomileri rekabet ligi’ndeki durumu
gösterdiğini düşünelim. Ne yazık ki Türkiye ‘küme düşme hattı’nın hemen üzerinde yer alıyor. Elbette
küme düşüp Bank Asya’da oynamak da onurlu, falan...
Çok elbette kullanıyorum ama yine elbette tüketici fiyatlarına giren malların bir kısmı ticarete konu
değil; tüketici fiyatlarından bir rekabet sıralaması yapmak hassas bir karşılaştırmaya izin vermez.
Olsun; yine de önemli bir fikir veriyor tüketici fiyatları. Rakiplerimize göre mal ve hizmet üretimimizi
daha pahalıya yaptığımızı gösteriyor bu sıralama. Böyle olunca da yabancıların, onların ürettikleri
yerine bizim ürettiklerimizi almaları için döviz kurundan medet umuyoruz. Lira değer kaybetsin ki lira
cinsinden pahalıya ürettiğimiz mallar yabancı paralar cinsinden düşük fiyatlı hale gelsinler, o malları
yurtdışına satabilelim istiyoruz.
Makyajdan medet
Bir anlamda düşük maliyetle üretemediğimiz için makyajdan medet umuyoruz. Ana makyaj
malzememiz de döviz kurunu arttıracak araçlar. Ama o makyaj malzemesi fazla kullanılınca makyaj
yapılan yüz bozuluyor. Fiyatlar (makyaj yapılan yüz) daha da yükseliyor. Oysa neden makyaj
yapmıştık? Rakiplerimize göre daha pahalıya ürettiğimiz malları yabancılara satabilmek için döviz
cinsinden daha ucuzlatmamız gerekiyordu. Peki, ne oldu? Mallar lira cinsinden daha da pahalı hale
geldiler ve yeniden makyaj ihtiyacı doğdu. Bu ihtiyaç çok artınca da yüzün daha koyu bir makyaj
karşısında ‘alacağı şekilden’ ürküp tazyikli su tutmaya kalkıyoruz makyajın üstüne (dövize müdahale).
İyi de makyaja ve sonrasındaki tazyikli suya gerek kalmadan yok mudur maliyet artışlarını
(enflasyonu) azaltmanın bir yolu? Ligde üst sıralarda yer alanlar nasıl yapıyorlar bu işi?
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
22
HABERTÜRK GAZETESİ
Euro'da kalmak için ne yapılabiliyorsa yapılacak!
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, yeni hükümetin borç krizinden kurtulması için
hazırlanan programı uygulayacağını belirterek “Euro Bölgesi’nde kalmak için ne
yapılabiliyorsa yapılacak” diye konuştu
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, dün iki büyük partinin uzlaşıya vardığını açıkladı. Yeni
hükümetin borç krizinden kurtulmak için hazırlanan programı uygulayacağını belirten Papandreu,
“Euro Bölgesi’nde kalmak için ne yapılabiliyorsa yapılacak” diye konuştu. Ancak Konut’taki liderler
toplantısından sonuç çıkmayınca Papandreu istifasını dün de sunmadı
Dün akşam saatlerinde istifa konuşmasını yapan Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, ulusal bir
birlik hükümeti kurulması konusunda anlaşma sağlandığını açıkladı. Ancak akşam Cumhurbaşkanlığı
Konutu’ndaki liderler toplantısında yine pürüz çıktı ve zirve bugüne ertelendi.
Papandreu bu gelişmelerden önce, devlet televizyonu NET aracılığıyla ulusa yaptığı konuşmada,
ülkenin yönetimini üstlenecek yeni hükümetin borç krizinden kurtulmak için AB ile yapılan
müzakereler sonucunda alınan 26 Ekim kararlarının uygulanması için çalışacağını belirtti.
"İFLASTAN KURTULDUK"
Yeni başbakanın kim olacağı konusunda bilgi vermeyen Papandreu, “Yeni hükümet Euro Bölgesi’nde
kalmak için ne yapabiliyorsa yapacak” dedi. “Ülkemiz her türlü zorluğa rağmen iflastan kurtulmayı
başardı ve ayakları üzerinde kalabildi” diye devam eden Papandreu, yeni hükümetin 130 milyar
Euro’luk kurtarma planını onaylatacağına inandığını dile getirdi. Oluşturulacak yeni hükümetin aynı
zamanda dışa karşı ‘Yunanların sorumluluklarını üstlenmesini bildiği konusunda da bir mesaj
olacağını’ belirten Papandreu, Yunan halkına birlik ve beraberlik çağrısında bulundu.
Papandreu, bundan sonra yönetime gelecek kişiyi de sonuna kadar destekleyeceğini kaydetti.
Papandreu konuşmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Konutu’na hareket etti. Ancak başbakan liderler
toplantısından sonuç çıkmayınca istifasını sunmadı.
5 MİLYAR EURO ÇEKTİLER
Yunanlar, ülkedeki belirsizlikten korkarak son bir haftada bankadan toplam 5 milyar dolarını çekti.
Kurtuluş Yunan Derviş'te
Yunanistan, ekonomik krizden kurtulmak için Türkiye'yi örnek almaya karar verdi
Kurulacak ulusal birlik hükümetine Avrupa Merkez Bankası eski başkan yardımcısı Lucas
Papademos'un başbakanlık yapması bekleniyor. Yunan devlet televizyonu NET, Başbakan Yorgo
Papandreu ve ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi (ND) lideri Andonis Samaras'ın, Papademos'un
başbakan olması konusunda uzlaşma sağlandığını duyurdu.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
23
2001 krizinde de Başbakan Bülent Ecevit, Dünya Bankası'nda görev yapan Kemal Derviş'i
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na atamıştı.
Yunanistan'ın Euro'ya katılımında önemli rol oynayan Papadimos, 1947 yılında Atina'da doğru.
Massachusetts Institute of Technology'de (MIT) fizik ve ekonomi okudu. Papadimos, Columbia
Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yaptı. 8 yıl Yunanistan Bankası'nın yönetim kurulu başkanlığı
görevinde bulunan Papadimos, daha sonra Avrupa Merkez Bankası Başkan yardımcılığını yaptı. Atina
Akademisi'nin asil üyesi olan Papadimos, 2010 yılından bu yana Papandreu'nun ücretsiz
danışmanlığını yapıyor.
Avrupa Birliği, iki partinin koalisyon hükümeti kurma çalışmalarını başarı ile sonuçlandıramamaları
halinde 8 milyar Euro'luk altıncı kredi diliminin serbest bırakılmayacağını bildirmişti. Birlik
hükümetinin 19 Şubat'ta yapılması beklenen erken seçime dek ülkeyi yönetmesi öngörülüyor.
Dün Başbakan Yorgo Papandreu başkanlığında toplanan kabine üyeleri, ana muhalefetle bir ulusal
birlik hükümeti kurulmasının önünü açmak için istifalarını sundu. Kabine arkadaşlarına veda eden
Papandreu'nun kravatını çıkardığı ve neşeli olduğu dikkatlerden kaçmadı.
Petrol beş gün sonra düştü
İtalya'daki siyasi piyasalardan sonra kargaşa petrol fiyatlarını da etkiledi
Petrol fiyatları, İtalya'daki siyasi kargaşanın Avrupa'daki borç krizinin yayılabileceği endişelerini
artırmasının etkisi ile altı günde ilk düşüşünü gösterdi ve son bir yılın en uzun süreli yükseliş
dönemine son verdi.
Petrol vadeli kontratları, üç ayın en yüksek seviyesini gördükten sonra yüzde 1.3 geriledi. Avrupa'da
hisse senetleri, İtalyan tahvillerinin temerrüte karşı sigortası için ödenen sigorta priminin (CDS'ler)
rekor seviyeye çıkmasının ardından değer kaybetti. Euro dolar karşısında yüzde 1 geriledi ve bunun
sonucu, dolar bazında işlem gören emtia grubunun cazibesini düşürdü.
Londra'da Standard Bank Plc stratejisti James Zhang, ""Euro Bölgesi krizinin daha da kötüleşmesi,
dikkatleri Yunanistan'dan, kurtarılamayacak kadar büyük bir ekonomi olan İtalya'ya çevirdi," dedi ve
"Bu durum, piyasalarda genel bir riskten uzaklaşma durumu getirdi" değerlendirmesinde bulundu.
Aralık teslimatı Nymex ham petrol kontratı 1.28 dolar düşerek varil başına 95.52 dolara indikten
sonra, Londra saati ile 09:57'de varil başına 95.64 dolara geldi. Kontrat daha önce varil başına 97.32
dolara kadar çıkarak 1 Ağustos'tan bu yana en yüksek seviyesini görmüştü. Aralık vadeli Brent türü
ham petrolün varil fiyatı yüzde 1 düşerek 113.91 dolara indi. Kontrat, varil başına 115.75 dolara çıkış
getiren yüzde 0.7'lik kazancını geri vererek eksiye geçti. Avrupa petrolünün gösterge kontratı Nymex
ile ABD petrolünün göstergesi Nymex arasındaki fiyat farkı 18.27 dolar seviyesine geldi. Bu fark, 14
Ekim'de 27.88 dolara çıkarak rekor kırmıştı.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
24
DÜNYA GAZETESİ
Yeniden aday olmayacak
İtalya Başbakanı Berlusconi istifasının ardından, şubatta yapılacak seçimlerde de aday
olmayacağını açıkladı.
İtalya'da Başbakan Silvio Berlusconi'nin, Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano ile yaptığı görüşmede,
borç kriziyle mücadele eden İtalya'nın AB'ye karşı verdiği ekonomik reformları gerçekleştirdikten
sonra istifa edeceğini açıkladığı bildirildi. Öte yandan Berlusconi, erken seçim tarihinin şubat ayı
içinde olacağını, kendisinin ise aday olmayacağını açıkladı.
Cumhurbaşkanlığının resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, Başbakan Berlusconi'nin, bugün
Temsilciler Meclisi'nde 2010 yılına ilişkin devlet harcamaları bilançosunun onaylanmasına karşın
iktidarın parlamentodaki çoğunluğunu kaybettiğinin farkında olduğunu aktardığı belirtildi.
Başbakan Berlusconi'nin, ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kalan ülkesinin bu krizi aşmak için
Avrupa Birliği'ne (AB) kısa bir süre önce bulunulan taahhütleri hayata geçirmek için gereken yasal
değişikliklerden yaptıktan sonra istifasını sunacağı bildirildi. Silvio Berlusconi liderliğindeki merkez
sağ iktidar, 8 Mayıs 2008'den beri iktidarda bulunuyordu.
Çoğunluğa, sahip değiliz
Diğer yandan Berlusconi, hükümetlerinin sahip olduğuna inandığı çoğunluğa artık sahip olmadığını
söyledi.
Başbakan Berlusconi bir televizyon kanalının haber bültenine telefonla bağlanarak, "Hükümet, sahip
olduğumuza inandığımız çoğunluğa artık sahip değil" dedi. 75 yaşındaki başbakan, çoğunluğa sahip
olmadıkları için İtalya'nın geçtiği zor ve endişe verici ekonomik koşulları dikkate alarak hareket
etmeleri gerektiğini ifade etti.
Ülkesinin içinde bulunduğu borç krizine karşılık Avrupa Birliği (AB) ile mutabık kalınan ek
önlemlerin hayata geçirilmesi hususunun önemine dikkat çeken İtalya Başbakanı, muhalefetin AB
tarafından istenen bu önlemlerin onaylanmasına izin vermeye çağırdı.
"Parlamento felç oldu" diyen Berlusconi, AB'nin istediği önlemlerin onaylanmasının ardından
istifasını vereceği bunu da yeni seçimlerin takip edeceğini düşündüğünü belirtti. Berlusconi, ülkenin
geleceği hakkında şu anda son sözün cumhurbaşkanında olduğunu kaydetti.
Partisinin kan kaybı sonucu, mecliste çoğunluğu kaybetmesine de değinen Berlusconi, "Sadece
şaşırmadım aynı zamanda üzüldüm. Kendimi üzgün hissettim çünkü; bugün oy kullanmayanlar
arasında, "Forza Italia" (Berlusconi'nin 1994-2009 yılları arasındaki siyasi partisi) yıllarından gelen
dostlar vardı" diye konuştu.
Berlusconi: "Yeniden aday olmuyorum"
İtalya'da Başbakan Silvio Berlusconi, erken seçim tarihinin şubat ayı içinde olacağını, kendisinin ise
aday olmayacağını açıkladı.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
25
Başbakan Berlusconi, dünkü sonucun ardından ''La Stampa'' gazetesinden Mario Calabresi'ye verdiği
demeçte, Avrupa Birliği'nin istediği taahhütler yasalaştıktan hemen sonra istifa edeceğini belirterek,
"Bundan sonra sadece şubat ayı başında seçimlerin olacağını görüyorum. Ben bu seçimlerde aday
değilim" dedi.
Seçimlerde partisi olan Özgürlükçü Halk Partisi'nin (PdL) Genel Sekreteri Angelino Alfano'nun
başbakan adayı olacağını ifade eden Berlusconi, Alfano'nun herkes tarafından kabul gören bir isim
olduğunu kaydetti.
"Bir an önce gerekli ekonomik önlemleri onaylayarak, piyasaların isteklerine cevap vermek gerek"
diyen Berlusconi, kısa süre önce AB liderler zirvesine katılmadan önce verdiği ekonomik reformların
yasalaşma sözünü tutacağını aktardı.
Gazetenin haberinde, Berlusconi'nin siyaset sahnesinden çekilmesinin gerçekten ''imkansız'' bir
düşünce olduğu ancak, başbakanın kesin olarak sona geldiği yorumu da yapıldı.
1994 yılında siyaset dünyasına atılan 75 yaşındaki Silvio Berlusconi, 3 kez başbakanlık koltuğuna
otururken, bunlardan en uzunu 11 Haziran 2001 ile 17 Mayıs 2006 yılları arasındaki dönem oldu.
Berlusconi'nin son başbakanlık dönemi ise 8 Mayıs 2008'de başlamıştı.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
26
Tevfik Güngör… Bayram sonu piyasalarda neler olur?
Bu perşembe (bugün) önemli. Önümüzdeki pazartesi önemli.
Neden önemli? Bizim piyasalar bayrama sinirli girdi. Bu sinirin arkasında Avrupa'daki
karışıklıklardan öte, içerideki belirsizlikler var.
Avrupa'da çalkantı sürüyor. Yunanistan'da iktidar değişiyor. İtalya'da belki iktidar değişecek.
Yunanistan'da iktidar değişikliği öyle bir hava yarattı ki, iktidar değişince, Yunanistan'ın derdi bitecek.
Belki de bu psikolojinin etkisinde, Yunanistan unutuldu.İtalya'nın nasıl batacağı konuşulmaya
başlandı.
Bu tablo gösteriyor ki Avrupa'da çalkantı bir süre devam edecek. Avrupa'daki çalkantı bizin için
önemli ama bunun ötesinde bizim kendi sorunlarımız var.
- Terör devam ediyor. Terör örgütü, hükümeti Kürt sorunu konusunda ciddi kararlar almaya zorluyor.
- Hükümet, Anayasa değişikliğiyle ve de Anayasa'da Kürtlere belli tavizler vermekle Kürt sorununu
sona erdirmeyi umuyor.
- Cari acık (döviz açığı) konusunda iyilik alametleri yok. Ucuz dövize bağlanan ekenomi döviz
pahalılansa da ithalatdan vaz geçemiyor.
- İnsanlar ve piyasa ekonominin sağlığını dolar fiyatından izliyor. Merkez Bankası doların daha fazla
pahalılanmasını istemiyor. Pahalı dövizin enflasyonu körüklemesinden korkuyor.
- Dövizin pahalılanması ve maliyetlerin artması,tüketici fiyatlarına henuz yansıtılamadığı için
perakendeci kesimde giderek azalan kârlılık şimdilerde zarara dönüşmeye başladı. Büyük mağaza
zincirlerinin ilk 9 aylık kâr-zarar hesapları zarar gösteriyor.
Bayram boyu dolar 1.76 TL. dolayında kaldı. Bugün piyasalar açıldığında neler olacak?
- Önce doların serbest piyasada ve bankalar arası piyasada fiyatının ne olacağını izleyeceğiz.
- Sonra İMKB'de hisse senedi endeksinin durumu izlenecek.
- Bütün bunlardan sonra Merkez Bankası'nın piyasaya müdahale edip etmediği gözlenecek.
Perşembe ve cuma önemli ama bayram sonu piyasası esas olarak pazartesi açılacak. İşte bu nedenle
pazartesi de önemli.
Yurtdışında ise "Holiday Season" denilen yılbaşı gevşekliği başlıyor. Kasım ayı ikinci yarısından ocak
başına kadar piyasalarda ciddi hareket olmayacak. Kriz çözümü konusunda ciddi adımlar
atılamayacak.
Görülen o ki, Avrupa'da piyasaların geleceğinin ne olacağı ancak ocak başından sonra belirecek.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ
10.11.11
27
Osman AROLAT… Hiç değilse bundan sonra
Kocaeli Belediye'sinin E-5 yolu çevresinde Çayırova-Gebze arasındaki bölgeyi sanayiden arındırıp
ticari alan olarak düzenleyen ve buradaki 250 fabrikanın 2025 yılında kadar bilgedeki 12 OSB'ye
taşınmasını öngören plan çalışması son aşamaya gelmiş görünüyor. Bu gelişmeler artık kentlerin
ticaret-konut ve sanayi alan tespitini gelişigüzellikten kurtarmanın zamanının bütün Türkiye için
zamanın geldiğini gösteriyor. Bir başka konuda OSB'lerin fiziki ve lojistik altyapılarının
geliştirilmesinin zorunluluğunun ortaya çıkmış olması ile yeni OSB'lerin mutlaka bu özelliklere sahip
olarak kurulmasının gerekliliğini gösteriyor.
Çayırova Gebze arasında E-5 karayıolu kenarında yer alan 250 fabrikanın 2025 yılına kadar bölgede
bulunan 12 Organize Sanayi Bölgelerine taşınmaları için 2008 yılında başlayan çalışmalar son
aşamasına gelmiş.
Arkadaşımız İbrahim Ekinci'nin haberine göre bu bölge sanayiden arındırılıp ticaret bölgesine
dönüştürülecek. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İmar Mürdürlüğü bölge ile ilgili önce 1/25.000 ve
ardından 1/5.000'lik planları hazırlamış, bölgeyi sanayi alanı olmaktan çıkarıp ticari alan olarak
tanımlamış. Ardından 1/1.000'lik planları düzenlemekle görevli Gebze Belediyesi de bu düzenlemeyi
içeren planı meclisinden geçirerek onay için Kocaeli Büyükşehir Belediyesine gönderildi. Büyükşehir
de komisyonda uygunluk incelemesi yapılmaya başlayan çalışmanın birkaç ay içinde Kocaeli
Büyükşehir Belediye Meclisine sunulacak.
Sürecin tamamlanmasının ardından 15 yıllık sürede bu 250 fabrikanın taşınması istenecek. O dönemde
belediye kuruluşlara özel bir zorlama yapmayacak. Ancak, bölgede hiçbir yeni sanayi kuruluşu
yatırımına izin verilmeyecek ve mevcut fabrikaların tevsii ve yeni ek bina yapımlarına da engel
olunacak.
Bu çalışmalarla ilgili bölgeyi ticari alana çevirme ve sanayi kuruluşlarının terki konusunda
belediyelerce bilgi verilirken, bunun bir kamulaştırma işlemi olmadığı, arsaların arazi sahiplerinin
olmaya devam edeceği, toplu konut, otel, AVM, fuar alanı olarak plana göre imar hakkı verileceği
belirtiliyor. Ancak, bazı fabrika sahiplerinin bu yaptırıma ve taşınmaya karşı çıkarak mahkemeye
başvurmaya başladıkları gözlemleniyor.
Türkiye'nin hemen her kentinde konut, ticari alan ve sanayi bölgesi olarak önemli plan eksiklikleri söz
konusu. Plansızlık nedeniyle birçok kentte sanayi tesisleri kendilerince uygun alanlara yerleşiyor. Bu
da zaman içersinde önemli sorunlara neden oluyor. Sanayi için ayrılan sayıları 250'yi aşan Organize
Sanayi Bölgelerinin birkaçı dışında hemen tamamı da eksiklikler taşıyor. Altyapı ve arıtma
yetersizliklerinden, demiryolu-liman bağlantısı açısından lojistik eksikliğe, sağlıklı enerji desteğine
kadar birçok OSB eksiklik ve yoksunluk içersindeler. Buna karşılık altyapıları biraz iyi olan OSB'lerde
ise arsa fiyatları çık pahalı. Yatırımcılar bu tür OSB'lerde üretim için makine alt yapısına denk bir
ödemeyi ölü yatırım olarak arsaya yatırmak zorunda kalıyorlar.
O açıdan hiç değilse bundan sonra yeni kurulacak OSB'lerin gerekli altyapı ve lojistik imkanlara sahip
olarak yörenin özelliklerinin sinerji yaratabileceği sanayi dallarını içerir şekilde kurulmasının
modellenmesine çalışılmalıdır. Ayrıca mevcut OSB'ler de özellikle demiryolları ve liman
bağlantılarıyla lojistik açıdan geliştirilmelidir.
Kocaeli Belediyesinin E-5 kenarını sanayiden arındırıp ticari alana çevirme kararının düşündürdüğü
bir başka konuya da değinmek isterim. Uzun bir süredir Dilovası bölgesindeki fabrikaların bölgede
sağlığa zararlı olduğu ve bir kısmının bölge dışına çıkarılması konusunda raporlara dayalı yayınlar
yapılıyordu. Bize göre bir taşınma planının bu açıdan öncelikli olduğuna inanıyordum.
TURKISH YATIRIM ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
+90 212 315 10 71
+90 212 315 10 61
Download