178-183 AkciÛer - Solunum Hastalıkları

advertisement
Akciğer Kanserli Hastalarda Serum
Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları
Gürkan ERTUĞRUL*, Sabri KALENCİ*, Dilek KALENCİ**, Gültekin TİBET*
* İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği,
** İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi Biyokimya Laboratuvarı, İZMİR
ÖZET
Hipokolesteroleminin kanserlerle ilişkili olduğu pekçok kez bildirilmiştir. Yüzkırkbir akciğer kanserli hastanın serum total kolesterol, yüksek dansiteli protein (HDL) - kolesterol, düşük dansiteli protein (LDL)- kolesterol, çok düşük dansiteli protein
(VLDL) - kolesterol ve trigliserid değerleri 30 yaş ve cins uyumlu sağlıklı kontrol ile karşılaştırıldı. Kanser grubu ile kontrol
grubu total, HDL, VLDL kolesterol ve trigliserid ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı fark bulundu (169.33, 36.284,
25.794, 128.81 mg/dL; kontrol grubunun ise sırasıyla 213.43, 53.33, 34.80, 174.30 mg/dL p değerleri sırasıyla p< 0.001,
p< 0.001, p< 0.02, p< 0.02). Büyük hücreli karsinomlu olguların total ve HDL kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur (p< 0.05). Adenokarsinomluların ise serum trigliserid ve VLDL
kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur. Bulgularımızda serum kolesterol düzeyleri ile evreler arasında ilişki saptanmamıştır.
ANAHTAR KELİMELER: Akciğer kanseri, kolesterol
SUMMARY
SERUM CHOLESTEROL AND LIPOPROTEIN DISORDERS IN LUNG CANCER PATIENTS
Hypocholesterolemia has been associated with any cancer in various reports. Serum lipid disorders, including total cholesterol, HDL- cholesterol, LDL- cholesterol, VLDL- cholesterol and triglycerides, were investigated in 141 male patients
with lung cancer and 30 age- and sex matched healthy controls. The cancer patients as a group demonstrated significantly lower total, HDL, VLDL- cholesterol and triglycerides as compared with the healthy controls (169.33, 36.284,
25.794, 128.81 mg/dL; healthy controls 213.43, 53.33, 34.80, 174.30 mg/dL; p< 0.001, p< 0.001, p< 0.02, p< 0.02).
That mean serum total and HDL cholesterol levels were significantly lower in large-cell lung cancer patients than for healthy controls and the other histological types (p< 0.05). The mean VLDL cholesterol and triglycerides levels were significantly lower in adeno-cell lung cancer patients than for healthy controls and the other histological types (p< 0.05). Our
findings is that there is no relationship between serum cholesterol levels and all stages.
KEY WORDS: Lung cancer, cholesterol
178
Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183
Akciğer Kanserli Hastalarda Serum Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları
GİRİŞ
Yakın zamana değin vücudumuzda kolesterol yapımı, transportu ve dağılımı aterosklerozdaki yönüyle incelenmekteydi. Ateroskelerozun gelişiminde
büyük önemi olan kolesterol, hücresel yapıların bütünlüğünü sağladığından tüm memelilerin yaşamında çok önemli bir yeri vardır ve hem normal
hem de tümöral dokuda hücre büyümesi ve bölünmesi için gereklidir (1). 1962’den günümüze yapılan çalışmalar tümör hücresinde kolesterol feedback mekanizmasındaki bir bozukluğun sadece primer tümör belirleyicisi rolü oynamamakla birlikte
malign bir hastalıkta tetik çekici faktör görevi olabileceğini düşündürmektedir. Tümör hücresinin kolesterol gereksinimi çoğu tümör hücre tabakasında
görülen kolesterol sentezindeki artışa rağmen yine
de büyük miktarda endojen kolesterol tarafından
karşılanır. Kolesterol sentezinde artışla beslenen tümör hücreleri kolesterol ihtiyaçlarını sadece endojen kolesterol senteziyle karşılayamaz ve organizmanın hayati işlevleri ve gelişimi için gerekli olan
hücre dışı ortamdan kolesterolü alır ve kullanır (2).
Yirminci yüzyılın ilk yarısında başlayan serum kolesterol düzeyleri ile iskemik kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen pek çok prospektif çalışması olmasına karşın, ilk kez 1974 yılında ilk altı çalışmanın ara sonuçları değerlendirilirken kolon kanserli
erkeklerde serum kolesterol düzeyleri eşdeğerlerine
göre düşük olarak saptanmıştır (3). Bitmiş veya halen devam etmekte olan diğer pek çok prospektif
çalışmada serum kolesterol düzeyleri ile kanser riski ve kanserden ölüm riski arasında ters ilişki saptanmıştır (4-6). Yapılan çeşitli klinik çalışmalarda ise
serum lipid ve lipoprotein değerlerinin kanser tanısında ve tedavinin etkinliğinin izlenmesinde kullanılabileceğine dair sonuçlar elde edilmiştir (6-11).
Biz de çalışmamızda akciğer kanseri tipleri ile serum lipid ve lipoprotein değerlerinin arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalışırken, akciğer kanseri tanı
ve evrelendirmesinde yardımcı olup olamayacağını
araştırdık.
GEREÇ ve YÖNTEM
Çalışmamıza Temmuz 1994-Haziran 1995 tarihleri
arasında İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi’nde yatarak akciğer kanseri tanısı
alan ve herhangi bir tedavi uygulanmayan 141 erkek hasta ile 30 sağlıklı erkek kontrol grubu olarak
Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183
alındı. Çalışmaya alınan gruptan 12 saat açlığı takiben kubital ven yolu ile en az 20 dakika oturur pozisyonda dinlendikten sonra ortalama 2 dakika turnike uygulaması esnasında antikoagülansız kan örnekleri alındı. Serum örnekleri bekletilmeden aynı
gün içinde hastanemiz Coulter DACOS-XL (Coulter Electronics Ltd, Luton, Bedfordshire, İngiltere)
otoanalizör cihazı ile ölçüldü. Total kolesterol ve
trigliserid değerleri enzimatik metodla, HDL kolesterol presipite edici ajanla (dekstran sülfat 10 gr/L,
magnezyum sülfat 1 mol/L karışımı) serum işleme
geçirildikten sonra santrifüje edilip berrak kısımdan
alınan örnek otoanalizörle ölçüldü. LDL ve VLDL
kolesterol düzeyleri “Fridewald” formülüne göre
hesaplandı (12).
Tüm hastalar; fizik muayene, standart posteroanteriyor (PA) ve lateral akciğer grafileri, rijid ve fiberoptik bronkoskopi, toraks bilgisayarlı tomografisi
ve tüm batın ultrasonografisinden oluşan bir protokol ile evrelendirildi. Hastalardan evreleme için
ihtiyaç duyulduğu takdirde diğer tanı metodlarından faydalanıldı. Bu çalışmaya hipertroidi, hipotroidi veya kanser kaşeksisi olan, Karnofsky performansı %50’nin altında ve antikanser terapisi alan
hastalar alınmadı. Hastalar histolojik ve sitolojik
olarak Dünya Sağlık Örgütü’nün 1982 (WHO II)
klasifikasyonuna göre, klinik ve cerrahi sonrası patolojik evreleme ise 1986 TNM sınıflandırması ile
yapıldı. Yalnız küçük hücreli karsinomlu olgular
tüm olguların istatistiksel değerlendirmesinde kolaylık olabilmesi için Sınırlı hastalı Evre IIIB, yaygın
hastalı ise Evre IV gruplarında gösterilmiştir.
Tüm sonuçlar Ege Üniversitesi Bilgisayar Araştırma
Uygulama Merkezi İstatiksel Danışma Bölümü’nde
Minitab Release 5.1 programı ile yapıldı. P değeri
0.05’den küçük olduğunda değerler arasında istatistiksel anlamlı fark olduğu kabul edildi. Değerler
ortalama + SD olarak gösterilmiştir.
SONUÇLAR
Temmuz 1994-Haziran 1995 tarihleri arasında İzmir Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi’nde yatarak akciğer kanseri tanısı alan 141 erkek
hastanın yaş ortalaması 61.262 ± 8.723 olup, kontrol grubununki ise 54.43 ± 9.69 idi. Yüzkırkbir akciğer kanseri olgusunun 4’ü hayat boyu sigara kullanmamış, geri kalan 137 olgu hastaneye yatış anına dek sigara kullanmaya devam etmişti (ort.
51.11 ± 28.80 paket yılı ve kontrol 10.37 ± 19.19).
179
Ertuğrul G, Kalenci S, Kalenci D, Tibet G.
Olguların 17’si düzenli olarak alkol kullanmaktaydı.
Hasta grubunun akciğer kanserine eşlik eden hastalıkları Tablo 1’de gösterilmiştir.
Yüzkırkbir akciğer kanserli olgunun 4 tanesine yapılan incelemeler sonucunda operabl olarak değerlendirilerek cerrahi tedavi uygulanmış ve patolojik
evreleme yapılmıştır. Olguların %20.57’si küçük
hücreli karsinom (29/141), %75.89’u küçük hücreli olmayan karsinom (107/141) ve %3.55’i hücre
tipi ayrımı yapılamayan karsinom (5/141) olarak
histopatolojik tanı almıştı.
Hastalar TNM sınıflandırmasına göre evrelendirildiğinde Evre I-II-IIIA %19.85 (28/141), Evre IIIB-IV
%80.15 idi. Olgularımızda akciğer kanserinin en
sık metastaz yaptığı saptanan sistemler karaciğer
(%4.96) ve beyindi (%3.55). Kanser tiplerine göre
tüm olguların serum kolesterol ve trigliserid değerleri Tablo 2’de gösterilmiştir.
Akciğer kanserli olgular histolojik tiplerine göre
kontrol grubu ile varyans analizi ile karşılaştırıldığında serum total kolesterol değerlerinde anlamlı
düşüklük mevcuttu (p< 0.05). En düşük değer ise
büyük hücreli karsinomlu saptanmıştır (147.25 ±
35.14, kontrol 213.43 mg/dL). Skuamöz hücreli
karsinomlu ve büyük hücreli karsinomlu olguların
serum kolesterol değerlerinin ortalaması ile küçük
hücreli karsinomluların ortalama değeri arasında
anlamlı düşüklük saptandı (p< 0.05). Serum trigliserid değerleri arasında ise anlamlı fark (p< 0.05)
bulunmuş, en düşük değer ise adenokarsinomlu
grupta saptanmıştır (107.38 ± 37.67, kontrol
174.27 ± 96.47 mg/dL).
Kontrol grubu ile kanser hastalarının histolojik tip-
lerine göre serum HDL kolesterol değerleri arasında varyans analizinde istatistiksel anlamlı fark bulundu (p< 0.05). En düşük serum HDL kolesterol
ortalama değeri büyük hücreli karsinomlu olgularda saptandı (23.75 ± 4.19, kontrol 53.33 ± 11.94
mg/dL). Ayrıca bu değer küçük hücreli, skuamöz
hücreli ve adenokarsinomlu olgularda bulunan değerden anlamlı düşüktü (p< 0.05)
Kontrol ve hasta grubu serum LDL kolesterol ortalamaları sırasıyla 121.97 ± 46.8, 107.35 ± 32.72
mg/dL idi (p= 0.11). Kontrol ve kanser histolojik
tiplerinin varyans analizinde gruplar arasında fark
izlenmedi (p> 0.05). Ancak büyük hücreli karsinomlularda ortalama değer 92.75 ± 20.02 mg/dL
olarak bulundu ve bu değer kontrol ve küçük hücreli karsinomlu olguların ortalama değerlerinden
anlamlı düşüktü (p< 0.05).
Kontrol ve hasta serum VLDL değerleri ortalaması
sırasıyla 34.8 ± 19.25, 25.8 ± 11.6 mg/dL olup aralarında anlamlı fark mevcuttu (p< 0.02). Kontrol ve
kanser histolojik tiplerine göre grupların varyans
analizinde anlamlı fark bulundu (p< 0.05). En düşük değer ise 21.54 ± 7.5 mg/dL ile adenokarsinomlu olgularda izlendi.
Tüm olgular evrelerine göre gruplandırıldığında
Evre I ile diğer evreler arasında serum total ve HDL
kolesterol değerleri arasında fark bulunmasına karşın bu istatistiksel anlamlı değildi.
TARTIŞMA
Plazma lipid ve lipoprotein değerleri, hem yaş, kalıtım, cinsiyet gibi entrensek faktörlerden, hem de diyet, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite, hastalık, sigara
gibi değişebilen faktörlerden etkilenir (12). Yirminci
Tablo 1. Akciğer kanserine eşlik eden hastalıklar.
Eşlik eden hastalık yok
%77.19
Hipertansiyon
%5.26
Aterosklerotik kalp hastalığı
%7.02
Geçirilmiş akciğer tüberkülozu
%6.43
Diabetes mellitus
%1.17
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı
%0.58
Hipertansiyon + Aterosklerotik kalp hastalığı
%0.58
Hipertansiyon+ Geçirilmiş akciğer tüberkülozu
%1.17
Aterosklerotik kalp hastalığı + Geçirilmiş akciğer tüberkülozu
%0.58
180
Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183
Akciğer Kanserli Hastalarda Serum Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları
Tablo 2. Kontrol grubu ve kanser tiplerinde serum kolesterol ve trigliserid değerleri
(mg/dL).
Total
Trigliserid
HDL kolesterol
LDL kolesterol
VLDL kolesterol
Kolesterol 1*
2*
3*
4*
5*
Kontrol
213.43
174.27
53.33
121.97
34.80
n= 30
± 47.14
± 96.47
± 11.94
± 46.80
± 19.25
KHAK
184.34
137.31
39.45
118.21
27.38
n= 29
± 46.64
± 55.48
± 13.58
± 39.31
± 11.15
KHDAK
174.84
143.89
34.58
111.37
29.00
n= 19
± 43.57
± 96.85
± 12.34
± 28.00
± 19.22
SHAK
164.42
123.58
36.14
103.42
24.76
n= 71
± 39.24
± 43.84
± 10.81
± 31.50
± 8.72
ADK
164.69
107.38
37.31
105.85
21.54
n= 13
± 35.14
± 37.67
± 8.90
± 31.85
± 7.50
BHAK
147.25
154.00
23.75
92.75
30.75
n= 4
± 35.14
± 95.07
± 4.19
± 20.02
± 19.36
TAYK
160.60
132.00
33.80
100.60
26.20
n= 5
± 39.57
± 72.05
± 9.18
± 30.51
± 14.38
KHAK: Küçük hücreli akciğer kanseri, KHDAK: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, SHAK: Skuamöz hücreli akciğer kanseri, ADK: Adenokarsinom, BHAK: Büyük hücreli akciğer kanseri, TAYK: Tip ayrımı yapılamayan kanser
1* Kontrol ve hasta serum total kolesterol değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.001), kontrol grubu
ve kanser tipleri serum total kolesterol değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05).
2* Kontrol ve hasta serum trigliserid değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.02), kontrol grubu ve kanser tipleri serum trigliserid değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05).
3* Kontrol ve hasta serum HDL kolesterol değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.001), kontrol grubu
ve kanser tipleri serum HDL kolesterol değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05).
4* Kontrol ve hasta serum LDL kolesterol değerleri arasında aritmetik düşüklük vardır (p> 0.05), kontrol grubu
ve kanser tipleri serum LDL kolesterol değerleri arasında anlamlı fark yoktur.
5* Kontrol ve hasta serum VLDL kolesterol değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.02), kontrol grubu
ve kanser tipleri serum VLDL kolesterol değerleri arasında anlamlı fark vardır (p< 0.05).
6* Kontrol ve hasta serum HDL/Total-HDL kolesterol oranı değerleri arasında anlamlı düşüklük vardır (p< 0.02).
yüzyılın ilk yarısında başlayan serum kolesterol düzeyleri ile iskemik kalp hastalıkları arasındaki ilişkiyi
inceleyen pek çok prospektif çalışması olmasına karşın, ilk kez 1974 yılında ilk altı çalışmanın ara sonuçları değerlendirilirken kolon kanserli erkeklerde serum kolesterol düzeyleri eşdeğerlerine göre düşük
olarak saptanmıştır (3). 1949’da başlayan ve halen
devam etmekte olan Framingham Çalışmasında
1981 yılına dek 691 kanser olgusu değerlendirmeye alınmış ve ön sonuçlara göre serum kolesterol
düzeyleri ile kolon ve diğer sistem kanserlerinin insidansı arasında yalnızca erkeklerde ters ilişki saptanmıştır. Düşük serum kolesterol grubundaki erkeklerde kolon kanseri riski yüksek düzeyli gruba
Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183
göre 3 kat fazla olduğu bildirilmektedir (13).
ABD’de yapılan MRFIT çalışmasında sonuçlar kanserden ölümden iki yıl önce serum kolesterol düzeylerinde düşme olduğunu göstermiştir. Serum kolesterol düzeyleri ile kanserden ölüm riski arasında belirgin ters ilişki saptanmasına karşın, akciğer kanseri
dışında diğer kanser tiplerinde erkeklerde kanserden ölüm riskinde artış saptanmamıştır. Düşük kolesterol düzeyli grupta (< 182 mg/dL) akciğer kanserinden ölüm riski 5.84 kat fazla bulunmuştur. Lipid Araştırma Klinikleri Programı Mortalite İzleme
Çalışmasında erkeklerde kanser mortalitesi ile serum total ve LDL kolesterol değerleri arasında ters
ilişki mevcut bulunmuştur. HDL kolesterol ise sade-
181
Ertuğrul G, Kalenci S, Kalenci D, Tibet G.
ce jinekolojik kanserlerden (özelikle meme kanseri)
ölüm riski ile pozitif ilişkili bulunmuştur (5). İsveç’te
yapılan bir prospektif çalışmada koroner kalp hastalığından ölüm riski serum kolesterol düzeyleri ile
pozitif ilişkili iken (p< 0.001), total kanser insidansı
ve kanser mortalitesi negatif ilişkili bulunmuştur (p<
0.001) (14). Bitmiş veya halen devam etmekte olan
diğer pek çok prospektif çalışmanın sonuçlarının
Law ve arkadaşları tarafından yapılan meta analizine göre kanser ve kanserden ölüm riski düşük serum kolesterol düzeylerinde artmakta, ancak koroner kalp hastalığı riski nedeniyle düşürülen yüksek
serum kolesterol düzeyli olgularda hemorajik serebrovasküler hastalıktan ölüm riskinden artıştan başka
risk artışı saptanmamıştır (15).
Dessi ve arkadaşları tarafından çeşitli laboratuvar
koşullarındaki modellerde normal ve neoplastik
hücre proliferasyonu sırasında hem prolifere olan
dokuda hem de kanda kolesterol metabolizması incelemişlerdir. Hücre büyümesi ile özellikle büyüyen
dokuda kolesterol içeriğinde, ester kolesterolde belirgin artış ve plazma kompartmanında HDL kolesterolde belirgin düşüş saptamışlardır. Bununda
massif sellüler büyüme esnasında hücrede aşırı kolesterol kullanımı ve depolanması sonucu hücreden
HDL’ye kolesterol veriminin azaldığını ve plazma
kompartmanında HDL kolesterolün düştüğünü düşünmektedirler. Cerrahi piyeslerden insan normal
ve tümöral akciğer dokusunda kolesterol dağılımı
incelendiğinde tüm tümör dokularından alınan örneklerde total kolesterol miktarı normal akciğer dokusuna göre 3 kat fazla yüksek bulunmuştur. Bu artış özellikle ester kolesterolde olup, buna ılımlı ancak istatistiksel anlamlı serbest kolesterol yüksekliği
eşlik etmiştir. Bu ise serbest/ester kolesterol oranında tam tersi bir değişikliğe yol açmıştır (16).
İlk kez Ho ve arkadaşları AML’li olgularda periferik
mononükleer hücrelerde reseptör aktivitesine bağlı LDL kolesterol alımı ve yıkım artışını göstermişlerdir. Mononükleer hücrelerin LDL katabolizmasında
bu değişiklik HMG Koa redüktazın artmış aktivitesi
ve hücrelerin kolesterol içeriğinin azalması ile ilişkilidir (8). Daha sonra LDL reseptör aktivitesindeki
artış benzer hastaların kemik iliği hücrelerinde de
gözlenmiştir (9). Budd ve arkadaşları çalışmasında
periferik mononükleer hücrelerde, İyot 125 ile işaretlenmiş LDL yıkımında artış, hastaların başvuru
anında total, LDL ve HDL kolesterol ortalama plazma konsantrasyonları yaş ve cinsiyet benzer grup-
182
tan düşük bulunmuştur. Hastalar remisyonda iken
total ve LDL kolesterol değerlerinde anlamlı artış
saptanmıştır. HDL kolesterol değerleri değişmemiştir. Hastalarda relaps geliştiğinde total, LDL kolesterol değerleri başlangıçtaki değerlere geri dönmüştür. Bunun da LDL kolesterolün hastalığın aktivitesinin bir göstergesi olabileceği bildirilmektedir (8).
Meme kanserli hastalarda yaşça eşdeğer sağlıklı kadınlarla karşılaştırıldığında serum trigliserid ve
VLDL kolesterol düzeyleri anlamlı artmış ve HDL
kolesterol düzeyleri anlamlı düşük bulundu. Evre IV
hastalarda evre I hastalara göre serum trigliserid ve
VLDL kolesterol anlamlı yükseklik, LDL ve HDL kolesterolde düşüklük gösterilmiştir (10).
Alexopoulos ve arkadaşları 103 kanserli hasta ile
kontrol grubu karşılaştırıldığında serum total, ester
ve LDL kolesterol, akciğer kanserlilerde kontrol grubuna göre ester kolesterol pre β ve α serum lipoprotein düzeyleri, hematolojik malignitelerde serum
total, ester ve LDL kolesterol değerleri anlamlı düşük bulunmuştur (6). Tip tayini yapılan 86 akciğer
kanserli hastada serum HDL kolesterol düzeyleri
anlamlı düşük bulunmuş, ancak bu düşmenin
HDL3 subfraksiyonunda olduğu, akciğer kanserli
hastalarda serum HDL2 subfraksiyonunda tam tersi
ufak bir yükselme olduğu saptanmıştır. Total, LDL
kolesterol ve TG düzeylerinde değişiklik bulunmamıştır. Evre ve histolojik tipler ile serum kolesterol
düzeyleri arasında ilişki saptanmamıştır (1). Umeki’nin çalışmasında 43 Evre III ve IV akciğer kanseri
olgusunda total kolesterol ve HDL kolesterol değerleri sağlıklı kontrol grubuna göre anlamlı düşük bulunmuştur (22).
Çalışmamıza hastanemizde yatarak ilk kez akciğer
kanseri tanısı alan 141 erkek hasta alındı. Histolojik
olarak olguların %20.57’si küçük hücreli karsinom,
%75.89’u küçük hücreli dışı karsinom ve %3.55’ı
indiferan karsinomdu. Evrelerine göre olguların
%2.13 evre I, %4.26 evre II, %71.64 evre III ve
%21.99 evre IV idi. Kanserli olgularımızın serum
total, HDL, LDL, VLDL kolesterol, trigliserid değerleri ortalaması sırasıyla; 169.33, 36.284, 107.35,
25.794, 128.81; kontrol grubunun ise sırasıyla
213.43, 53.33, 121.97, 34.80, 174.30 mg/dL bulundu. Bu değerlerin istatistiksel analizinde ise kanser grubu ile kontrol grubu total, HDL, VLDL ve
trigliserid ortalamaları arasında istatistiksel anlamlı
fark bulundu (p değerleri sırasıyla p< 0.001, p<
0.001, p< 0.02, p< 0.02). Bulunan değerlerden to-
Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183
Akciğer Kanserli Hastalarda Serum Kolesterol ve Lipoprotein Bozuklukları
tal ve HDL kolesterol değerleri literatür ile uyumlu
bulundu (1,16,22). Kontrol grubu ile akciğer kanseri histolojik tipleri Kruskal Wallis varyans analizi ile
değerlendirildiğinde serum total, HDL, VLDL kolesterol ve trigliserid değerleri arasında istatistiksel anlamı p< 0.05 olan fark saptanmıştır (Tablo 2). Büyük hücreli karsinomlu olguların total ve HDL kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer
kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur (p<
0.05). Adenokarsinomluların ise serum trigliserid
ve VLDL kolesterol ortalama değerleri kontrol ve diğer akciğer kanseri tiplerinden anlamlı düşük bulunmuştur. Akciğer kanserinin histolojik tiplerinin
ve çeşitli evreleri arasında gözlenen bu anlamlı sonuçlara literatürde rastlanmamıştır (1,16,22).
Akciğer kanserinin ilk evrelerinden sonra progressif
gidişi ve günümüzdeki tedavi yöntemleri ile istenilen ölçüde başarı sağlanamadığı gözönüne alınırsa,
insanlarda karsinogenezisin ve malign hücre transformasyonunun önlenmesinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Yeni çalışmalar, diyetle
beta karoten, vit E, vit C ve selenyumun yeterli
miktarlarda alımının akciğer kanserinin riskini azaltabileceğini göstermektedir. Ayrıca çeşitli kanser
tiplerinde etkin kemoterapi programlarının uygulanması esnasında serum lipid değerlerinde değişiklikler olduğu da bildirilmektedir. Ancak serum
kolesterol düzeyindeki düşüşün kanserin nedeni mi
sonucu olduğu henüz belirlenememiştir. Bizim çalışmamızın sonuçları tüm akciğer kanseri olgularında evreden bağımsız olarak tanı anında serum total, HDL, VLDL kolesterol ve trigliserid değerleri
kontrol grubundan düşük olduğunu göstermiştir.
Düşüncemiz akciğer kanseri şüphesi olan olgularda
ancak çok çeşitli faktörlere bağlı olarak değerleri
değişen düşük serum kolesterol ve lipoprotein değerlerinin dikkat çekici olduğu ve tümör belirleyiciler gibi tanıda yardımcı olabileceği yönündedir. Serum kolesterol değerlerinin akciğer kanserinin etyolojisindeki, etkin tedavisi sırasındaki değişiklikleri
ve kolesterol inhibisyonu ile adjuvan tedavideki yeri hakkında daha ileri çalışmalara gerek olduğu kanaatindeyiz.
KAYNAKLAR
1. Dessi S, Batetta B, Pulisci D. Altered pattern of lipid metabolism in patients with lung cancer. Oncology
1992;49:436-41.
3. Rose G, Blacburn H, Keys A. Colon cancer and blood
cholesterol. Lancet 1974;1:181-3.
4. Law MR, Thompson SG. Low serum cholesterol and the
risk of cancer: An analysis of the published prospective
studies. Cancer Causes and Control 1991;2:253-61.
5. Sherwin RW,Wentworth DN, Cutler JA. Serum cholesterol levels and cancer mortalıty in 361662 men screened
for the Multiple Risk Factor İntervention Trial. JAMA
1987;257:943-8.
6. Alexopoulos CG, Blatsios B, Avgerinos A. Serum lipids
and lipoprotein disorders in cancer patients. Cancer
1987;60:3065-70.
7. Winawer SJ, Flehinger BJ, Buchalter J. Declining serum
cholesterol levels prior to diagnosis of colon cancer. JAMA 1990;263:2083-5.
8. Budd D, Ginsberg H. Hypocholesterolemia and acute
Myelogenous Leukemia.Association between disease activity and plasma LDL cholesterol concentrations. Cancer 1986;58:1361-5.
9. Vitols S, Gharton G, Bjorkholm M, Peterson C. Hypocholesterolemia in malignancy due to elevated low-density
lipoprotein-receptor activity in tumour cells:Evidence
from studies in patients with leukaemia. Lancet
1985;2(8465):1150-4.
10. Kokoğlu E, Karaarslan I, Karaarslan HM, Baloğlu H. Alterations of serum lipids and lipoproteins in breast cancer.
Cancer Lett 1994;2:175-8.
11. Rudling MJ, Stahle L, Peterson CO, Skoog L. Content of
low density lipoprotein receptors in breast cancer tissue
related to survival of patients. BMJ 1986;292;580-2.
12. Thompson GR. Hiperlipidemi el kitabı. Tamuğur E. çev
ed. London: Current Science; 1989.
13. Williams RR, Sorlie PD, Feinleib M. Cancer incidence by
levels of cholesterol. JAMA 1981;245:247-52.
14. Tornberg SA, Holm LE, Carstensen JM, Eklund GA. Cancer incidence and cancer mortality in relation to serum
cholesterol. J Natl Cancer Inst 1989;81:1917-21.
15. Law MR, Thompson SG, Wald NJ. Assessing possible hazards of reducing serum cholesterol. BMJ 1994;308:
373-9.
16. Goodman MT, Kolonel LN, Yoshizawa, Hankin JH. The
effect of dietary cholesterol and fat on the risk of lung
cancer in Hawaii. Am J Epidemiol 1988;131:468-82.
17. Umeki S. Decreases in serum cholesterol levels in advanced lung cancer. Respiration 1993;60:178-81.
Yazışma Adresi
Gürkan ERTUĞRUL
1391 Sok. No: 1/1 D: 2
Alsancak/İZMİR
2. Buchwald H. Cholesterol inhibition, cancer, and chemotherapy. Lancet 1992;339:1154-6.
Solunum Hastalıkları 2000; 11: 178-183
183
Download