6 kasım 2007 tarihinde açıklanan ilerleme raporu`nun

advertisement
6 KASIM 2007 TARİHİNDE AÇIKLANAN İLERLEME RAPORU’NUN İSTİHDAM VE
SOSYAL POLİTİKA BAŞLIKLI 19. FASLI İLE BU BÖLÜMDE ATIFTA BULUNULAN
EKONOMİK VE SOSYAL HAKLAR BÖLÜMÜNÜN İLGİLİ KISIMLARININ
TERCÜMESİDİR
I. 19. Fasıl: İstihdam ve Sosyal Politika
İş hukuku alanında kaydedilecek önemli bir ilerleme yoktur. İş Kanunu’nun sınırlı
kapsamıyla ilişkili bir grup Direktifin iç hukuka aktarılmasındaki eksiklik sürmektedir. İdari
kapasite konusunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve bağlı kurumlara ilave nitelikli
personel istihdamı devam etmektedir.
Çocuk işçiliğinin azaltılması çabaları devam etmektedir. Ulusal Çocuk İşçiliği Araştırması
çocuk işçiliği oranının 1999’da % 10.3 iken, 2006’da % 5.9’a düştüğünü göstermektedir.
Bununla birlikte, mevcut mevzuatta bazı eksiklikler bulunmaktadır. İş Kanunu sadece
sanayiye ait işlerde gece çalışmalarında 18 yaşından küçük çocukların çalışmalarını
yasaklamaktadır. Ancak 50’den az işçi çalıştıran tarım işyerlerindeki çocuk işçiler için bu
korumayı sağlamamakta ve çocukların medyada sanatsal ve kültürel aktivitelerine ilişkin
çalışmalarını da düzenlememektedir. Son olarak, mevcut çerçeve düzenleme sokak çocukları
konusunda bir hüküm getirmemektedir. Türkiye çocuk işçiliğinin azaltılması konusundaki
gayretini artırmalıdır (Bkz. Ekonomik ve Sosyal Haklarla ilgili bölüm).
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak, Türkiye müktesebata uyum konusunda iyi bir aşama
kaydetmiştir. Bununla birlikte, eksiklikler de vardır. Özellikle, Çerçeve Direktif’in yerini alacak
yeni düzenleme henüz kabul edilmemiştir. Ayrıca, mevcut mevzuat özel sektördeki
çalışanların tamamını ve kamu sektörü çalışanlarını kapsamamaktadır. Buna ilave olarak,
farkındalığın artırılması, denetim organlarının eğitimi ve kapasitelerinin güçlendirilmesini de
kapsayacak şekilde mevzuatın uygulanmasına yönelik daha fazla çaba gösterilmesi
gerekmektedir.
Sosyal diyalog konusunda, sınırlı bir ilerleme mevcuttur. İşçi sendikalarının yönetim
organlarına seçilebilmek için gerekli olan en az 10 yıl çalışmış olma şartı kaldırılmıştır.
Bununla birlikte, Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun
mevcut uygulanabilirliklerini ILO ve AB standartları seviyesine getirmeyi amaçlayan taslaklar
halen bekletilmektedir. Türkiye’de sendikal hakların tamamı verilmelidir. Bazı sektörlerde ikili
sosyal diyaloga ilişkin ilerleme mevcut olmakla birlikte, bir bütün olarak sosyal diyalog zayıftır
ve üçlü sosyal diyalog, özellikle de Ekonomik ve Sosyal Konsey etkisizdir. Toplu iş sözleşmesi
kapsamındaki işçi sayısı halen düşüktür ve giderek azalmaktadır (Bkz. Ekonomik ve Sosyal
Haklarla ilgili bölüm).
İstihdam politikasına ilişkin olarak, küçük bir ilerleme kaydedilmiştir. 2006 yılında işsizlik
oranı % 9.9’a düşmüştür. 2005 yılıyla karşılaştırıldığında, toplam istihdam oranında (% 43.2)
az miktarda düşüş olmuştur. İşgücü piyasasının karakteristiği, özellikle kadınlar ve genç
işsizlerin işgücüne düşük katılımı ile düşük istihdam oranıdır. Yüksek orandaki kayıt dışı ve
işgücü piyasasındaki kentsel/kırsal bölgeler, en önemli sorunlardır. Bu istihdam edilenlerin
yarısından fazlası, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı değildir. Başbakan’ın kayıt
dışı çalışmayla mücadeleye ilişkin tebliği, bu konudaki çeşitli hedef ve eylemleri
belirlemektedir. Bununla birlikte, sosyal taraflarla birlikte sorunun üstesinden gelebilmek için,
daha büyük denetim organları da dahil olmak üzere daha somut politika ve önlemlere ihtiyaç
duyulmaktadır. İstihdam Politikası Önceliklerine İlişkin Ortak Katılım Belgesi’nin (JAP)
2
tamamlanmasında bir ilerleme kaydedilmemiştir. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), kurumsal
yapılanmasının güçlendirilmesi konusundaki çabalarına devam etmektedir.
Türkiye Katılım Öncesi Destek (IPA) için, insan kaynaklarını geliştirmenin unsurlarını yerine
getirerek, Avrupa Sosyal Fonu (ESF) programlarının uygulanmasına hazırlanacaktır. İstihdam,
eğitim ve sosyal katılım alanlarındaki faaliyetleri desteklemek amacıyla yapılacak yardımlar
programlanmıştır. Türk yetkilileri IPA insan kaynaklarını geliştirme unsurlarının uygulanması
konusunda ihtiyaç duyulan yapının kurulması için uygun girişimlere başlamıştır.
Sosyal içerme alanında, sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. JIM (Sosyal İçerme Belgesi)
kapsamındaki çalışma süreci tamamlanmamıştır. Yoksulluk sınırında yaşayan nüfus yüzdesi,
üye devletler ve aday ülkeler ile kıyaslandığında en yüksek düzeydedir. Yeterli sosyal
transferlerin eksikliği, “çalışan yoksullar”ın yüksekliği ile birleştiğinde ortaya önemli bir çocuk
yoksulluğu oranı çıkmaktadır. Özürlülerin istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik kaynaklar
artmıştır. Sosyal içermeye ilişkin kapsamlı politika üretme ve izleme mekanizmalarının
oluşturulması gerekmektedir.
Sosyal koruma kapsamında sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Sosyal Güvenlik Reformu’nun
yürürlüğe girmesi 2008’e ertelenmiştir. Sosyal Sigortalar Kurumu’nun personel sayısı artırılmış
ve teknik altyapısı güçlendirilmiştir.
Ayrımcılık yasağı ve fırsat eşitliği konularında, kısıtlı bir ilerleme kaydedilmiş olup uyum
için daha çok çalışılması gerekmektedir. İŞKUR, iş bulma hizmetlerinde cinsiyete dayalı
ayrımcılığı yasaklayan bir genelge yayımlamıştır. Bunun neticesinde artık erkek hemşire
istihdam edilebilmektedir. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün idari kapasitesi
güçlendirilmiştir. Kadınların istihdama ve eğitime katılımlarının düşük olması hala önemli bir
sorundur. Irk veya etnik köken, din veya inanç, özürlülük, yaş ve cinsel eğilimler
konularındaki ayrımcılığı yasaklayan AB Direktiflerinin iç hukuka aktarılması hususundaki
çalışmalar henüz tamamlanmamıştır. Ayrımcılıkla mücadele ve eşit muamele konularında
gelişme sağlamak için etkin ve bağımsız bir “Eşitlik Kurulu”nun kurulması gereklidir.
Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye müktesebatla uyum konusunda kısıtlı bir gelişim göstermiştir. Özellikle
sendikal hakların tümüyle sağlanması ve kayıt dışı istihdamın engellenmesi konularına özel
ilgi gösterilmelidir. Çocuk işçiliğiyle mücadele ve JAP ile JIM belgelerinin tamamlanması
konularında daha fazla çaba gereklidir. Ekonomik ve sosyal yaşamda cinsiyet eşitliğinin
geliştirilmesi gerekmektedir. Genel olarak, müktesebatın etkin bir şekilde uygulanması için
idari kapasitenin artırılması ihtiyacı bulunmaktadır.
II. Ekonomik ve Sosyal Haklar bölümünün çalışma hayatına ilişkin kısımları
Kadın hakları alanında, her ne kadar kadınlar bazı yüksek profilli pozisyonlarda yer alsalar
da, genel olarak kadınların işgücü piyasasına katılımı düşük seviyededir.( Bkz. 19. Fasıl Sosyal
Politika ve İstihdam) Kadınların seçimle işbaşına gelen ulusal ve yerel kurumlara katılımı sınırlı
düzeyde kalmaktadır.
Genel anlamda, kadınların şiddetten korunması konusunda ilerleme sağlanmıştır. Cinsiyet
eşitliğini taahhüt altına alan yasal çerçeve düzenlenmiştir. Ancak bunun sosyal bir gerçekliğe
dönüştürülebilmesi için daha fazla çaba gerekmektedir. Ekonomiye katılım ve fırsatlar,
eğitime erişim, sağlık, yaşam süresi ve siyasi güç alanlarında kadınlar ve erkekler arasındaki
farklılık önemli ölçüde devam etmektedir.
3
Çocuk hakları konusunda, çocuk işçi çalıştırılmasıyla mücadele alanında çabalar devam
etmektedir. Çocuk işgücü ile ilgili bir araştırmada, çalışan çocuk oranının 1999’daki yüzde
10,3 oranından 2006’da yüzde 5,9 oranına gerilediği ortaya çıkmıştır.
Çocuk işgücü mevsimlik tarım işlerinde ve sokaklarda hala yaygın olarak devam etmektedir.
İş Kanunu ve uygulamalarında halen eksiklikler mevcuttur ve çocuk işgücü sorunu ile
mücadele için ayrılan ulusal kaynaklar yetersizdir. (Bkz. 19. Fasıl Sosyal Politika ve İstihdam)
Çocuk işgücü konusunda, ilköğretime girişte cinsiyetler arası uçurumun azalması ve çocuk
doğumlarının kayıt altına alınması ile ilgili ilerlemeler takdirle karşılanmaktadır. Ancak tüm bu
alanlarda daha fazla çaba harcanması gerekmektedir. Benzer çabaların çocuklara şiddetle
mücadele ve Çocukların Korunması Kanunu’nun uygulanması konularında da gösterilmesi
ihtiyacı bulunmaktadır.
Özürlülerin eğitim, sağlık, sosyal ve kamusal hizmetlere erişimleri açısından hiçbir ilerleme
kaydedilmemiştir. Özellikle kamu binalarına erişimde fiziksel engeller devam etmektedir.
Gerek bu alanda, gerek akıl sağlığı bozuk kişilerin bakım koşulları alanında veri ve
araştırmaların olmaması, bilgiye dayalı politikaların oluşturulmasını engellemektedir. Özürlüler
Yasası'nın ve ilgili düzenlemelerin uygulanması, özürlülerin haklarını ve yaşam koşullarını
iyileştirme yolunda belirleyici bir önem taşımaktadır.
Sendikal haklar alanında, sendikaların yönetim kurullarına seçilebilmek için en az 10 yıl
çalışmış olma şartı, yeni kanunlarla yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca bazı işveren ve işçi
sendikaları da iki taraflı toplumsal diyalog üzerinde ortak deklarasyonlar ve protokoller
yayımlamıştır.
Ancak sendikal hakların tümüyle uygulanmasında kısıtlamalar devam etmektedir. Türkiye
özellikle örgütlenme hakkı, grev hakkı ve toplu sözleşme haklarında ILO Sözleşmelerini
tümüyle hayata geçirmemiştir. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'nın örgütlenme hakkına
ilişkin 5. maddesi ve toplu pazarlık hakkına ilişkin 6. maddesi üzerinde de çekinceler devam
etmektedir.
Genel anlamda sendikal haklar açısından az bir ilerleme kaydedilmiştir. Türkiye'nin özellikle
örgütlenme, grev ve toplu sözleşme hakları alanında AB standartları ve ilgili ILO
Sözleşmelerine uygun bir şekilde, sendikal hakları tümüyle taahhüt altına alan yasaları kabul
etmesi gerekmektedir. Türkiye’nin ayrıca üçlü düzeyde toplumsal diyalog mekanizmalarını da
güçlendirmesi gerekmektedir.
Ayrımcılık karşıtı politikalar alanında, ayrımcılık karşıtlığı ilkesi anayasada yer almaktadır ve
birçok yasada da gözetilmektedir. Ancak yaş veya cinsel tercihler nedeniyle ayrımcılığa karşı
özel bir koruma bulunmamaktadır.
Download