Question Acaba Kur'an-ı Kerim, Darvin'in insan neslinin maymundan geldiğini iddia eden evrim teorisini kabul etmekte midir? Aynı şekilde bilimsel açıdan bu teorinin yeri nedir? Answer: Evrim teorisi, biyologlar ve din âlimleri arasında çeşitli görüşlerin oluşmasına neden olmuştur. Felsefede yer alan bazı teoriler de bu evrim teorisi hakkında çeşitli görüşleri gündeme getirmektedir. Evrim teorisi, ortaya atıldığından bu güne kadar değişik aşamaları geçirmiş ve sürekli eleştirilmiş ve üzerinde düzeltmeler yapılmıştır. Bu aşamaların en önemlileri şunlardır: Darvinism, Neodarvinism, Lamarkism, Neolamarkism ve Mutationism. Darvin, hayvanların ve bitkilerin üremelerinin, bütün dünyayı kaplayacak ve yiyeceklerin ve barınakların onlar için az geleceği şekilde çok olduğuna inanmaktaydı. Sonuç olarak bütün canlılar bekalarını sağlamak için diğer rakipleri karşısında çaba göstererek, daha üstün sıfata ve yeteneklere sahip olan tarafın bu mücadele sonunda varlığını devam ettirecektir. Bu üstün sıfat ve yetenek - canlı ferdin bekasını sağlayan - irsi olarak diğer fertlere aktarılmakta ve bu sayede bu nesil varlığını devam ettirecektir. Aynı şekilde Mutation teorisine göre bazen yeni bir sıfat ve yetenek bir canlıda birden bire oluşmaktadır ve bu canlı bunun sayesinde hayatını devam ettirmektedir. Bu şekilde birden bire oluşan yeni sıfat ve yeteneklerin üst üste birikmesiyle, zaman sürecinde canlıların türlerinin değişmesine ve yeni bir tür halinde hayatlarını sürdürmelerine neden olmaktadır. Şimdi kısaca üç açıdan bu teoriyi inceleyeceğiz: A) Biyoloji Biyoloji açısından bu evrim teorisine bazı eleştiriler yöneltilmektedir; onlardan bazıları şunlardır: a) Nasıl olur da yeni bir organ meydana gelebilir veya kromozomlarda bazı ilginç değişiklikler oluşabilir ya da bu değişikler bir koloninin bütün üyelerinde aynı şekilde ve aynı zamanda gerçekleşebilir?! b) Basit canlı türünden karmaşık bir türün oluşması ve bazı canlıların birbirlerine benzemeleri türlerin değişimini bu benzerliğe dayandırmaktadırlar(1) - sonraki türün önceki türden türediğinin delili değildir.(2) c) Darvin, insan ile onun ecdadı olduğunu iddia ettiği hayvan (maymun) arasındaki temel ve önemli farklılıklardan gafil olmuştur! Bu farklılıkların bazıları - Wallace bunlara değinmiştir şunlardır: -) İnsan ile maymunun beyinleri ve onun gücü arasında derin bir farklılık vardır. -) İnsan ile maymun arasındaki çok açık olan dil farkı. -) İnsandaki yaratılıştan gelen yetenek ve kabiliyetlerin varlığı; -) Bugünkü insanın beyninin yapı ile Darvin'in maymun ile insanlık arasındaki ilk halkayı oluşturduğunu iddia ettiği ilk insanların beyin yapısı arasında bir farklılık yoktur. Bu evrim teorisine göre bugünkü insanların beyin yapıları daha gelişmiş olmalı değil mi?!(3) Almanyalı Tabiat bilimcisi ve Antropology (insan tabiatı tarihi) biliminde uzman olan Phisico, şöyle demektedir: İnsan tabiatı tarihindeki gerçekleşen hissedilir ilerlemeler, günden güne insan ile maymun arasındaki irtibatın uzaklığını gözler önüne sermektedir. Diğer taraftan neden bugünkü maymunlarda hiçbir değişim ve ilerleme yok?! B) Bilim felsefesi Bilim felsefesi açısından (Philosophy of Science) açısından tabiat biliminin mantığı ve nasıllığı hakkında çeşitli görüşler ortaya atılmıştır: -) Pozitivizm Mantığı (Logical Positivism) -) İdealizm -) Sade Realizm (Naive Realism) -) Eleştirisel Realizm (Critical Realism) Dördüncü görüş, ilmi teorilerin sadece gözlemlemeden ve hissedilir verilere dayanmadığı temeline göredir. Bu teoriler, gözlem ve deneylerden elde edilen verilerle bilim adamlarının zihinlerindeki düşüncelerin birleşiminden oluşmaktadır. Bu yüzden ilmi teoriler, halis keşifler değil bunun yanında buluşları da içermektedir. Bu yüzden bu gibi teorileri, tamamen dış dünyadaki gerçeklerle mutabık olarak kabul edemeyiz.(4) C) Din Din âlimleri ve İslam dini açısından evrim teorisini açıklama çabasında olanlar arasında bazı gelişmeler olmuştur: a) Kur'an-ı Kerim'de tedrici tekâmüle ve türlerin değiştiğine işaret ediği iddia edilmektedir; b) Yaratılışın başkalaşım şeklinde oluşu teorisi(5); c) Evrim teorisinin diğer canlılar hususunda ispatlanması durumunda insan için ayrı ve farklı bir durum vardır ve diğer hayvanlarla bir tür ortaklığı yoktur. d) Her iki teorinin de Kur'an-ı Kerim'den anlaşılmasının mümkün olması, e) İlim ve dinin güzel bir ayrım yapması, Şimdi bu zikredilen görüşlerden Allame Tabatabai'nin görüşüne kısaca değineceğiz: -) İnsan türünün diğer hayvanların türünden geldiği, bilimsel olarak ispatlanmış değildir ve bu hususta kesin bir delil yoktur. -) Kur'an ayetleri ve kesin yakini hadisler, hiçbir şekilde bu iki teoriden (türlerin sabit oluşu Fixism- ve türlerin değişimi - Transformism-) de bahsetmemektedir. Ama ayetlerin zahirinden birinci görüş anlaşılmaktadır. -) Kur'an ve sünnetin zahiri, daha üstün bir hüccet ile tearuz etmedikleri sürece hüccet olmaya devam etmektedir. -) Kur'an-ı Kerim'in bu husustaki delaletinden el çekilemez. Sonuç: "Türlerin değişimi" teorisi, Kur'an-ı Kerim'e dayandırılamaz. Diğer taraftan da kesin kati şer'i bir delil bunun aksine yoktur; bu yüzden insan türünün diğer bir hayvandan geldiği tabiat biliminde ispatlandığı takdirde Kur'an ayetlerinin zahiri tevil edilebilir; ancak böyle bir şey tabiat ilminde ispatlanmamıştır ve Kur'an'ın zahiri ile tearuz eden bir delil yoktur. Dolayısıyla hâlihazırda insan türünün müstakil ve yaratılıştan bu şekilde olduğunu ifade eden Kur'an ayetlerinin zahirini tevil edecek bir delil yoktur.(6) Burada birkaç noktaya değinilmesi gerekmektedir: -) Allah-u Teâlâ'nın yaratmasının illet, sebep ve sonuç kanununa göre olması, yaratılışın değişimle ve bir hücreli canlıdan çok hücreli canlıya geçişle ya da hayvandan insana geçişle olacağına delil değildir. Bu konu, felsefi ve genel bir kuraldır ve birçok konuda gerçekleşmesi tasavvur edilebilir. Dolayısıyla sebep sonuç kuralı, tek başına evrim teorisini ne ispatlayabilir ve ne de reddedebilir. -) Kur'an-ı Kerim'in zahirinden anlaşılan şey, şimdiki insanların hepsinin Âdem ve Havva'dan geldikleri ve başka bir türün bu arada vasıta olmadığıdır. Bu yüzden eğer Âdem'den önce bu dünyada başka inanlar yaşamışlarsa, onların, Hz. Âdem ve ondan sonraki insanlar arasında türsel bir karışmaları yoktur. -) Darvin'in evrim teorisinin reddedilmesi, yaratılışın birden bire oluşu anlamına gelmemektedir. Çünkü yaratılışın tedrici ve aşamalı oluşu da evrim teorisine özel değildir. Diğer taraftan Kur'an-ı Kerim, yaratılışın tedrici ve aşamalı olduğuna dair açıkça delalet etmektedir; ama bunun, evrim teorisine tatbik edilmesi, bu ayetlerin tevil edilmesini ve zahiri manasından el çekmeyi gerekli kılmaktadır. Önceden de değimiz gibi bu teori ispatlanmadığı ve eleştirilere maruz kaldığı sürece Kur'an ayetlerini tevil etmek ve onların zahiri anlamlarını hiçe saymak doğru değildir.Refrence: 1.Mahmut, Behzad, Acaba Gerçekten İnsan Maymundan mı Gelmiştir?, s. 117-118. 2.Abdullah, Nusri, Kur'an-ı Kerim'de İnsanı Tanıma, s. 68. 3.Ian Barbour, Bilim ve Din, s. 99-141. 4.Ian Barbour, Bilim ve Din, s. 99-141. 5.El-Mizan Tefsiri, c. 4, s. 153; c. 9, s. 8; c. 16, s. 269. 6.Seyit Muhammed Hüseyin, Tabatabai, El-Mizan, c. 16, s. 382-391. -----------------------------Kaynak : ÖĞRENCİ SORU VE CEVAPLARI ; Kur'an'ı Tanıma - Dini Araştırma - Dini Hükümet Ahkâmın Felsefesi - Ahlak ve meşveret - Seҫilmiş Hükümler ; Yazar: Hamid Rıza Şakirin ve Bir Grup Araştırmacı , Tercüme: Ali Akın Caba www.ahlulbaytportal.com Sunulan cevaplar zorunlu olarak Ehl-i Beyt (a.s) Kurultayı’nın görüşünü yansıtmamaktadır