GĠRĠġ

advertisement
GĠRĠġ
Prof. Dr. Hayriye Atik
19. yüzyılda ilk olarak Avrupa‘da ortaya çıkan, daha sonra tüm dünyaya
yayılan sanayileĢme, sanayi toplumu olarak adlandırılan yeni bir toplumsal geliĢme aĢamasını ortaya çıkarmıĢtır. Sanayi toplumunun en temel özelliği, fosil
kaynak kullanımına dayalı olarak sanayi malları üretiminin artması; üretim,
istihdam ve tüketim bakımından sanayi sektörünün ekonomideki birinci sektör
konumuna gelmesidir. SanayileĢme bir taraftan tarım toplumu ile karĢılaĢtırıldığında tamamen farklı bir toplumsal geliĢme aĢaması ortaya çıkartırken, diğer
taraftan 19. yüzyıldan itibaren sera gazı salımını artırmıĢtır. Sera gazlarından
baĢlıcaları; karbondioksit (CO2), kloroflourkarbon (CHF), metan (CH4), azot
oksit (N2O), ozon (O3) ve su buharı (H20)‘dır. Sera gazları, küresel ısınma üzerinde en fazla payı olan sera etkisine yol açmaktadır.
Sera etkisi; dünyadan uzaya yansıtılan görünmez dalga boyundaki güneĢ ıĢınlarının, atmosferde bulunan baĢta karbondioksit, su buharı ve metan olmak üzere
diğer sera gazları tarafından tutulması ve böylece dünyanın beklenenden daha fazla
ısınmasıdır. Sera gazlarına bağlı olarak artan sera etkisi nedeniyle, son yüzyılda
küresel sıcaklıkta 0,8-1,5 derecelik bir artıĢ yaĢanmıĢtır. Küresel ısınma olarak adlandırılan bu olay, iklim değiĢikliğine yol açmıĢtır. Ġklim değiĢikliği, uluslararası
boyutta ilk defa, 1992 yılında imzalanan BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi (United Nations Framework Convention on Climate Change:
UNFCCC) içinde yer almıĢtır. SözleĢmeye göre iklim değiĢikliği: ―KarĢılaĢtırılabilir bir zaman periyodunda gözlemlenen doğal iklim değiĢikliklerine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak atmosferin bileĢimini bozan insan faaliyetleri sonucunda
iklimde oluĢan bir değiĢiklik‖ (UN, 1992: 7) olarak tanımlanmıĢtır.
Literatürde yer alan çalıĢmalarda, Ġklim değiĢikliğinin etkileri çeĢitli baĢlıklar altında toplanmaktadır. Çok yakın zamanda, Avrupa Enerji Ajansı tarafından
1
2
Küresel Isınma, İklim Değişikliği ve Sosyo-Ekonomik Etkileri
yapılan bir çalıĢmada iklim değiĢikliğinin etkileri; çevre üzerindeki etkiler ve toplum üzerindeki etkiler olmak üzere iki ana grupta toplanmıĢtır (EEA, 2017: 105 ve
189). Ġklim değiĢikliğinin çevre üzerindeki etkileri; okyanuslar ve sahil bölgeleri
üzerindeki etkiler, su kaynakları üzerindeki etkiler, toprak ve ormanlar üzerindeki
etkiler, eko-sistem üzerindeki etkiler Ģeklinde incelenmiĢtir. Ġklim değiĢikliğinin
toplum üzerindeki etkileri ise insan sağlığı üzerindeki etkiler, tarım sektörü üzerindeki etkiler, enerji kaynakları ve politikaları üzerindeki etkiler, ulaĢtırma ve turizm
sektörü üzerindeki etkiler baĢlıkları altında değerlendirilmiĢtir.
Küresel ısınma, bir taraftan buzulları eritmekte diğer taraftan okyanus sularının termal geniĢlemesine yol açarak deniz seviyesini yükseltmektedir. Afrika‘nın Klimanjora dağlarını örten buzullar hızla erirken, Peru‘da buzulların %5‘i
yok olmuĢtur (Bayraç, 2010: 237). Avrupa Birliği (AB) tarafından yapılan analizler, deniz seviyesinde kayıtlara geçen en fazla yükselmenin 2015 yılında gerçekleĢtiğini ve 21. yüzyılda ortalama yükselmenin 1,5-2,0 metreyi bulacağını
ortaya koymaktadır (EEA, 2017: 122). Deniz seviyesinde yükselme, sahil bölgelerinde sel ve taĢkınlarla erozyon artıĢına yol açarken, düz alanlarda toprak kaybına
neden olacaktır. BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (United Nations Environmental Program: UNEP) çalıĢmaları kapsamında yapılan tahminlere göre BangladeĢ,
Nil deltası ve Vietnam toprak kaybına uğrayacak önemli bölgelerdir. Örneğin,
BangladeĢ deniz seviyesinin bir metre yükselmesi sonucunda 29.846 km2‘lik bir
toprak kaybıyla karĢı karĢıya kalabilecektir. Bu durum BangladeĢ yüzölçümünün
%21‘ini etkileyecektir. Benzer Ģekilde, deniz seviyesinde bir metrelik bir yükselme,
Nil Deltası‘nda 5.800 km2‘lik, Vietnam‘da ise, 40.000 km2‘lik bir toprak alanının
kaybolmasına yol açacaktır (UNEP, 2006: 62). Toprak kaybının ortaya çıkacağı
bölgelerde yaĢayan insanlar, zorunlu göçle karĢı karĢıya kalacaklardır.
Ekonomik geliĢme göstergelerinden biri, sağlıklı ve yeterli su kaynaklarına
sahip olmaktır. Dünya nüfusunun az geliĢmiĢ bölgelerinde yaĢayan insanların
bir bölümü, temiz ve yeterli su kaynaklarına ulaĢamamaktadır. Su kıtlığı, küresel ısınma sonucunda daha da artmaktadır. 2,0-2,5 derece arasındaki bir sıcaklık
artıĢı sonucunda, 2 milyar 400 milyon veya 3 milyar 100 milyon insanın temiz
su kaynaklarına ulaĢma riski ile karĢı karĢıya kalacağı tahmin edilmektedir
(Doğan, Tüzer, 2011: 31).
Küresel ısınma ve iklim değiĢikliği, ormanlar ve eko-sistem üzerinde de etkili olmaktadır. Ġklim değiĢikliği, doğal ekolojik sistemlerin bileĢimini ve üretkenliğini bozmakta ve biyoçeĢitliliği azaltmaktadır. BiyoçeĢitlilik; yeryüzündeki
bitki ve hayvanlara ait tür sayısı ve yoğunluğu olarak tanımlanmaktadır. Hükümetlerarası Ġklim DeğiĢikliği Paneli (Intergovernmental Panel on Climate
Change: IPCC) tarafından yayınlanan raporda, önümüzdeki 100 yıllık dönemde
Giriş
3
dünyadaki bitki ve hayvan türlerinin %30'unun yok olacağı ifade edilmiĢtir
(IPCC, 2007). 2015 yılı için yapılan bir çalıĢma, AB‘nde tüm ormanlık alanlardaki biyoçeĢitliliğin %20 oranında azaldığını ortaya koymuĢtur (EEA, 2017,
s.187). Bir taraftan canlı türlerinde azalma meydana gelirken diğer taraftan
zararlı böceklerin sayısında ortaya çıkan artıĢlar, ormanlık bölgelerdeki ağaçların azalması sorununu gündeme getirmektedir.
Küresel ısınma ve iklim değiĢiminin yol açtığı kuraklık, sel felaketleri ve
fırtınalar, insan sağlığı üzerinde de etkili olmaktadır. Küresel ısınmanın sağlık
üzerindeki etkileri; doğrudan etkiler ve dolaylı etkiler olmak üzere iki grupta
toplanmaktadır (Erdoğan vd. 2008, s. 73). Sıcaklık artıĢına bağlı olarak ortaya
çıkan ani ölümler, küresel ısınmanın sağlık üzerindeki doğrudan etkisini göstermektedir. Su kaynaklarındaki azalmaya bağlı olarak ortaya çıkan tifo ve dizanteri gibi hastalıklar ile Kırım-Kongo kanamalı ateĢi, KuĢ Gribi, HIV Virüsü
ve AĠDS gibi hastalıklarda meydana gelen artıĢlar, sağlık üzerindeki dolaylı
etkileri göstermektedir (Erdoğan vd., 2007: 73).
Küresel ısınma ve tarım sektörü arasındaki iliĢkiler iki yönlüdür. Tarımsal faaliyetler, bir taraftan küresel ısınmaya yol açarken diğer taraftan küresel ısınmadan
etkilenmektedir. Tarımsal faaliyetlerin dünya üzerindeki sera gazı salımlarının
%20‘sinden sorumlu olduğu belirtilmektedir (Pathak, Wassmann, 2007). YanlıĢ
arazi kullanımı, bilinçsiz ve aĢırı gübreleme sera gazı salımlarını artırmaktadır.
Küresel ısınma tarımsal faaliyetleri hem olumlu hem de olumsuz yönde etkilemektedir. Artan sıcaklık, kurak bölgelerde tarım ürünleri üretimini azaltmakta, ılıman bölgelerde ise mevsimin uzamasına yol açarak üretimi artırmaktadır. Ayrıca, küresel ısınma daha önce soğuk hava Ģartları nedeniyle Rusya,
Danimarka ve ABD‘nin tarım yapılamayan bazı bölgelerindeki alanları tarımsal
üretime açmalarını sağlayarak bu ülkelerde eskisine göre daha fazla tarımsal
üretim yapılmasına olanak tanımaktadır.
Küresel ısınma, enerji politikaları üzerinde de değiĢikliklere yol açmıĢtır.
Sera gazları içinde en büyük ağırlığa sahip olanı, karbondioksittir. Karbondioksitin %75‘i kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanımı sonucunda
ortaya çıkmaktadır. Ġklim değiĢikliğini önleme çabaları, ülkelerin enerji politikalarında önemli değiĢikliklere neden olmuĢtur. Fosil yakıtlar yerine, sera gazı
salımını azaltacak yenilenebilir kaynakların kullanılması gündeme gelmiĢtir.
Ancak, yenilenebilir enerji kaynaklarının artırılması çok büyük yatırımları gerekli kıldığından, ülkelerin enerji kaynaklarında ve enerji politikalarında hızlı
değiĢikliklere gitmeleri kolay görünmemektedir. AB, 2020 Stratejisi çerçevesinde, 2020 yılına kadar yenilenebilir kaynakların toplam enerji tüketimi içindeki payını sadece %20‘ye ulaĢtırmayı hedeflemiĢtir (Dura vd., 2015: 561).
4
Küresel Isınma, İklim Değişikliği ve Sosyo-Ekonomik Etkileri
Ġklim değiĢikliği, hava durumuna ve iklime bağımlı olan turizm sektörünü
de etkilemektedir. Ġklim değiĢikliğinin turizm sektörü üzerindeki etkileri; doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki Ģekilde ortaya çıkmaktadır. Turistik bölgelerin
çok fazla ısınarak turizme elveriĢsiz hale gelmeleri, deniz seviyesindeki yükselmeye bağlı olarak plajların sular altında kalması, yağıĢ ve sellerin turizm
faaliyetlerini engellemesi doğrudan etkilerdir. Kuraklığa bağlı olarak çevre sorunlarının ve hastalıkların artması ise turizm sektörü üzerindeki dolaylı etkileri
oluĢturmaktadır (Sevim, Zeydan, 2007: 4).
Küresel ısınma ve iklim değiĢikliğinin olumsuz etkileri Türkiye için de söz konusudur. Türkiye, üç tarafının denizlerle çevrili olması ve karmaĢık iklim yapısı
nedeniyle, küresel ısınma probleminden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer
almaktadır. Yapılan araĢtırmalar, küresel ısınma sonucunda Türkiye‘de üç önemli
problemin ortaya çıkacağını göstermiĢtir. Bunlar; kuraklık, ani sellerde artıĢ ve su
seviyesinde yükselme Ģeklinde sıralanmaktadır (Kadıoğlu, 2008; Ülger, 2009: 25).
Kuraklığın en önemli iki nedeni, yağıĢlarda azalma ve sıcaklık artıĢıdır.
1970‘li yıllardan itibaren Türkiye‘nin de yer aldığı Akdeniz KuĢağında, yağıĢlarda azalma gözlenmiĢtir. YağıĢ azalmasından en fazla Akdeniz, Ege, Marmara ve
Güneydoğu Anadolu bölgeleri etkilenmiĢtir (TürkeĢ, 2012: 13). Yapılan bazı
çalıĢmalar, 1990‘lı yıllardan itibaren, don ve kar yağıĢı olan günlerin sayısında
önemli bir azalma olduğunu; sıcak gün ve gecelerin sayıları ile gece en düĢük ve
gündüz en yüksek hava sıcaklıklarının arttığını ortaya koymuĢtur (TürkeĢ, 2012:
8). Kuraklık, bazı bölgelerde çölleĢmeye yol açarken, tarımsal üretimi de azaltmaktadır. ġimdiden, Konya‘nın Karapınar bölgesinde meydana gelen çölleĢme,
kuraklığın Türkiye‘de gelecekte yol açacağı tahribat için önemli bir göstergedir.
Türkiye, bir taraftan kuraklıkla karĢı karĢıya kalırken, diğer taraftan yağıĢların düzensizleĢmesi sonucunda ani seller ve su baskınları ile karĢı karĢıya
kalmaktadır. Limanların zarar görmesi, su kanallarının tıkanması, mal ve can
kaybı; sellerin ve su baskınlarının meydana getirdiği baĢlıca zararlardır.
Türkiye, gelecekte, küresel ısınmaya bağlı olarak deniz seviyesinde ortaya çıkacak yükselmeden de etkilenecektir. Su seviyesinde yükselme, denize açılan nehirlerin tuzlu su ile dolmasına ve yer altı sularına tuzlu su karıĢmasına yol açacaktır.
Ayrıca, denize kıyısı olan yerleĢim yerleri ve ovalar su altında kalacaktır. Yapılan
tahminlere göre, Akdeniz havzasındaki su seviyesinde 2030 yılına kadar 12 cm-18
cm arasında, 2050 yılına kadar 14 cm-38 cm arasında ve 2100 yılına kadar ise 3565 cm arasında bir yükselme görülecektir (IPCC, 2007).
Ġklim değiĢikliğinin yukarda sıraladığımız olumsuz etkileri, uluslararası
alanda bir takım çabalara ve tepkilere yol açmıĢtır. Ġklim değiĢikliğine dönük ilk
Giriş
5
uluslararası tepki, 1992 yılında Rio‘da yapılan Dünya Zirvesinde ortaya çıkmıĢtır. Rio sözleĢmesi, BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesinin
kabul edilmesini içerir. SözleĢmede, sera gazlarının iklim sistemi üzerindeki
olumsuz etkilerini engellemek amacıyla bir dizi önlem sıralanmıĢtır. BirleĢmiĢ
Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi, 21 Mart 1994‘te yürürlüğe girmiĢtir ve günümüze kadar 195 ülke tarafından kabul edilmiĢtir.
BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi kapsamında, yıllık olarak, BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği Konferansları düzenlenmektedir. Taraflar Konferansı (Conference of Parties: COP) olarak bilinen yıllık konferansların amacı, Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi‘nin uygulanmasını
sağlamaktır. Ġlk taraflar konferansı (COP1), 1995 yılında Berlin‘de yapılmıĢtır.
3. Taraflar Konferansı‘nda Kyoto Protokolü kabul edilmiĢtir. 11. Taraflar Konferansı‘nda Montreal Faaliyet Planı geliĢtirilmiĢtir. Durban‘da gerçekleĢtirilen
17. taraflar konferansında YeĢil Ġklim Fonu oluĢturulmuĢtur. 30 Kasın 2015-12
Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleĢtirilen 21. Taraflar Konferansı (COP21),
Paris Ġklim Konferansı olarak da bilinmektedir. Paris AnlaĢması, Kyoto Protokolü‘nün yerini alması bakımından önem taĢımaktadır. Ayrıca, bu anlaĢma ile
iklim değiĢikliğinin büyük bir tehdit olduğu, ABD‘de ortaya çıkan inkar kampanyalarına rağmen kabul edilmiĢ oldu. Paris Ġklim AnlaĢması‘na Kyoto Protokolünden farklı olarak, izin verilebilecek maksimum sıcaklık artıĢı hedefi konmuĢtur. Günümüzde bir santigrat dereceye ulaĢmıĢ olan küresel ısınmanın iki
santigrat derecede ve mümkünse 1,5 santigrat derecede sınırlandırılması gerektiği konusunda uzlaĢılmıĢtır.
BirleĢmiĢ Milletler Ġklim DeğiĢikliği 22. Taraflar Konferansı, 7-18 Kasım
2016 tarihleri arasında MarakeĢ‘te toplanmıĢtır. Paris‘te yapılan COP21‘in uygulamasına yönelik bir yol haritası oluĢturmayı hedeflemiĢtir. ABD, Kanada, Meksika ve Almanya‘nın sera gazı salımı ile ilgili hedeflerini açıkladıkları konferansta,
geliĢmekte olan 48 ülke, 2050‘ye kadar sera gazı salımlarını azaltmayı ve %100
yenilebilir enerjiye geçmeyi taahhüt etmiĢlerdir. 23. Taraflar Konferansı, 6-17 Kasım 2017 tarihleri arasında Almanya‘nın Bonn Ģehrinde düzenlenecektir.
Bu kitabın konusunu küresel ısınma, iklim değiĢikliği ve sosyo-ekonomik
etkileri oluĢturmaktadır. Kitabın amacı; küresel ısınmaya yol açan nedenleri,
küresel ısınmaya bağlı olarak gerçekleĢen iklim değiĢikliğini ve etkilerini detaylı bir Ģekilde ortaya koymaktır. Kitapta yer alan makalelerin önemli bir bölümünde, konular, ekonometrik ve istatistiksel yöntemlerle analiz edilmiĢ, bir
kısmında ise istatistiksel verilerden yararlanılarak dinamik analizler yapılmıĢtır.
Kitap, iki açıdan önem arz edebilir. Bunlardan birincisi, olumsuz etkilerini yoğun olarak yaĢamaya baĢladığımız, dünyanın geleceğini tehdit eden küresel
6
Küresel Isınma, İklim Değişikliği ve Sosyo-Ekonomik Etkileri
ısınma ve iklim değiĢikliği konularına ıĢık tutmasıdır. Ġkincisi ise, makalelerde
yapılan analizlerin, henüz çok fazla geliĢmemiĢ olan küresel ısınma ve iklim
değiĢikliği literatürüne ciddi katkılar sağlaması ve yol gösterici olmasıdır.
Kitap üç bölümden oluĢmaktadır. Ġlk bölüm, “İklim Değişikliğinin Nedenleri: İnsani Gelişme, Sanayileşme ve Sera Gazları‖ baĢlığını taĢımaktadır. ―KüreselleĢme, Ġnsani geliĢme ve Ġklim DeğiĢikliği ĠliĢkisi‖, ―GeliĢmekte Olan Ülkelerde Küresel Isınma ve SanayileĢme Olgusu‖, ―CO2 Emisyonu ile Yenilenebilir ve Yenilenemeyen Elektrik Tüketimi ve Büyüme Arasındaki ĠliĢki‖, ―Türkiye‘de Kükürtdioksit Emisyonu Yakınsamasının Analizi‖ ile ―Küresel Isınmaya Yol Açan Sera Gazları Bakımından Avrupa Birliği Ülkelerinin Durumunun
Değerlendirilmesi‖ bu bölümde ele alınan konulardır.
Ġkinci bölümde ―İklim Değişikliğinin Sosyo-ekonomik Etkileri‖ ele alınmıĢtır. ―Ġklim DeğiĢikliği ve Tarımsal Üretim Üzerine Etkileri‖, ―Ġklim DeğiĢikliğinin Sağlık Üzerindeki Etkisi‖, ―Ġklim DeğiĢikliğinin Su Kaynakları Üzerindeki
Etkisi‖ ile ―Ġklim değiĢikliği ve Göç‖ bu bölümde ele alınan ana baĢlıklardır.
Üçüncü bölümde, ―Ülkelerin İklim Değişikliğine Uyum Performansları ve
İklim Değişikliğinin Önlenmesine Dönük Politikalar‖ değerlendirilmektedir.
―Avrupa Birliği Ülkelerinin Eko-Ġnovasyon Performanslarının Değerlendirilmesi‖, ―Ülkelerin Ġklim DeğiĢikliği Performanslarının Endekslerle Ölçümü‖,
―Karbon Vergilerinin Ġklim DeğiĢikliği ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri‖ ve
―Küresel Isınma Sürecinde Yerel Yönetimlerin Çevre Politikaları Üzerindeki
Rolü‖ üçüncü bölümde yer alan makalelerdir.
KAYNAKÇA
DOĞAN, Seyhun ve Mutlu TÜZER; (2011), ―Küresel Ġklim DeğiĢikliği ve Potansiyel Etkileri‖, Cumhuriyet Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Dergisi, 12(1), ss. 21-34.
DURA, Cihan; Hayriye ATĠK ve Cüneyt DUMRUL; (2015), Avrupa Birliği, Gümrük
Birliği ve Türkiye, BeĢinci Baskı, Ankara: Nobel Yayınevi.
EEA; (2017), Climate Change, Impacts and Vulnerability in Europe 2016: An Indicator-Based Report, No.1/2017, Luxembourg: EEA.
ERDOĞAN, Zeynep; Özgür ZEYDAN ve Havva SERT; (2007), ―Ġklim DeğiĢikliği ve
Sağlık Üzerine Etkileri‖, 1. Türkiye Ġklim DeğiĢikliği Kongresi-TĠKDEK, 11-13
Nisan, Ġstanbul: ĠTÜ.
IPCC; (2007), Climate Change 2007 Synthesis Report: Summary for Policymakers,
Ġnternet Adresi: http://www.ipcc.ch/pdf/ assessment-report/ar4/syr/ar4_syr_ spm.
pdf, EriĢim Tarihi: 01.01.2017.
Giriş
7
KADIOĞLU, Mikdat; (2008), ―Günümüzden 2100 Yılına Kadar Küresel Ġklim DeğiĢimi‖,Ġklim DeğiĢimi ve Türkiye Sempozyumu, 13-14 Mart, Ġstanbul.
PATHAK, H., and Reiner WASSMANN; (2007), ―Introducing Greenhouse Gas Mitigation as A Development Objective in Rice-Based Agriculture: I. Generation of
Technical Coefficients‖, Agricultural Systems, 94, pp. 807–825
SEVĠM, Burhan ve Özgür ZEYDAN; (2007), ―Ġklim DeğiĢikliğinin Türkiye Turizmine
Etkileri‖, ÇeĢme Ulusal Turizm Sempozyumu, 21–23 Kasım, Ġzmir: ÇeĢme.
TÜRKEġ, Murat; (2012), ―Türkiye‘de Gözlenen ve Öngörülen Ġklim DeğiĢikliği, Kuraklık ve ÇölleĢme‖, Ankara Üniversitesi Çevre Bilimleri Dergisi, 4 (2), ss.1-32.
UN; (1992), United Nations Framework on Climate Change, Internet Address:
http://unfccc.int/resource/docs/convkp/conveng.pdf, EriĢim Tarihi:06.06.2016.
UNEP; (2006), ―Global Environment Outlook 2006‖, Internet Address: www.unep.
org/geo/yearbook/yb2006/PDF/ Complete_pdf_GYB_2006.pdf, EriĢim Tarihi:
10.12.2016.
ÜLGER, Ġrfan Kaya; (2009) Küresel ısınma ve Türkiye’ye Etkileri, Rapor No. 18,
Ġstanbul: Bilge Adamlar Stratejik AraĢtırmalar Merkezi.
Download