3 28 Mayıs 2014 Çarşamba [email protected] Adnan FİŞENK 27 MAYIS 1960 DARBESİ ve YASLI... ! ADA .... Ali Adnan Ertekin Menderes : 19501960 yılları arasında Başbakanlık yapan Menderes, İstiklal madalyalı siyasetçi , hukuk ve devlet adamı .(1899 Aydın doğumlu – ölümü 17 Eylül 1961 İmralı adasında asılarak acımasızca infaz edildi . ) 27 Mayıs 1960 yılı sabaha karşı saat 4:00 ‘de radyo da Türk Silahlı Kuvvetleri adına Kurmay Albay Alparslan Türkeş olarak yönetime el koyduklarını belirtti ve askeri darbenin gerekçelerini radyo bildirisi ile halka duyurdu. Menderes ise aynı tarih de bulunduğu Kütahya’da Havacı Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara’ya getirilmek üzere yola koyuldu . Daha sonra da birer , birer tutuklanarak gözaltına alınan diğer tutuklu Cumhurbaşkanı , Demokrat partili Bakan , Milletvekili ve üyeleri ile birlikte Yassıada’da hapsedildiler. Darbeci subaylar ise Cemal Gürsel başkanlığında kurulan Milli Birlik Komitesi ve kurucu meclis ile beraber ülke yönetimini devraldı. Yeni bir anayasa oluşturulması için ülkenin önde gelen hukuk profesörlerinden bir anayasa komisyonu kuruldu. Menderes ve diğer Demokrat Partisi üyeleri ise bulundukları Yassıada’da kurulan Sözde Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başlandılar . Yapılan her duruşmaya ait oturumlar her gece radyoda Yassıada Saati programında halka duyuruluyordu. 9 Temmuz 1961 tarihinde Anayasa Komisyon’unun hazırladığı yeni Anayasa için yapılan halk oylamasında % 61,7 oy oranı ile kabul edilerek yürürlüğe girdi. 1961 Anayasa’sının referandum sürecinde, hayır oyu yönünde propaganda yapmak serbest olmadığı halde : Aydın,Bolu,Bursa,Çorum,Denizli,İzmir,K ütahya,Manisa,Sakarya,Samsun ve Zonguldak vilayetlerinde 1961 Anayasası çoğunluk tarafından .bütün baskılara rağmen reddedildi. Peki Adnan Menderes hangi gerekçelerle idam edildi .Menderes’e isnat edilerek asılmasına neden olan suçlamalar şunlardı : 1957 seçimlerinin erkene alınarak kanuna aykırı olarak tarihini değiştirmek,Chp’nin mallarına haksız yere el koydurmak , Örtülü ödenek paralarını zimmetine geçirmek , Tahkikat komisyonu kurdurarak geniş yetkilerle yetkili kılmak ,Anayasa’yı İhlal etmek,Döviz Yasasını ihlal etmek, 6 ve 7 eylül olaylarının olacağını bile,bile önlem aldırmamak , Yargının bağımsızlığına müdahalede bulunmak , kanun dışı olarak Üniversitelere müdahale ettirmek ve halka silahla mukavemet ettirmek , Kırşehir İlini ,İlçe yapmak , Muhalefet partisi Liderini ve Milletvekillerinin seyahat özgürlüklerini kısıtlamak . İzmir demokratik gazetesine yapılan saldırıları halkı kışkırtarak teşvik etmek , Siyasi çıkarları için devletin radyosunu propaganda amaçlı kullanmak . Bu suçlamaları sonucunda Menderes, 13 ayrı davadan yargılandı ve Yanlızca Bebek Davası dışında diğer suçlardan suçlu bulunarak , İdama mahkum edildi ! ADNAN MENDERES İmralı adasında 17 eylül 1961’de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden alınan sağlam raporu ile 13:21’de infaz işlemi yerine getirilmiştir . Başbakan Adnan Menderes ölmeden önce şu son mektubu bırakmıştır . Son Mektubu “Sizlere dargın değilim, sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes, hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığımız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme karar-i metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinizce acaba söyleyebilecek misiniz ? Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendilerinizi yine de 1950’de kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek, Adnan Menderes’in ölümü sizi ebediyete kadar takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen merhametim sizlerle beraberdir. Eski eşe ‘neden şikayetçi oldun’ tokatı davası ADANA’da, eski eşi 36 yaşındaki Arzu K.’nın kendisinden şikayetçi olmasına öfkelenerek tokat vurup, burnunu kırdıktan sonra çantasını aldığı iddiasıyla tutuklanan aşçı 29 yaşındaki Orhan T. hakkında, ‘yaralama, gece vakti yağma, hakaret ve tehdit’ suçlarından 28 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. E şinden boşanan 3 çocuk annesi Arzu K., 15 Şubat 2011’de, Orhan T. ile yöresel geleneklerle düğün yaparak birlikte yaşamaya başladı. Bir şirkette muhasebeci olarak çalışan Arzu K., birlikteliklerinin 3’üncü ayından itibaren kendisine şiddet uyguladığını iddia ettiği Orhan T.’yi terk edip ailesinin yanına taşındı. İddiaya göre, mesajlarla hakaret edip, ‘Seni paramparça ederim’ diye tehdit eden Orhan T., 2 Temmuz 2013 günü de Arzu K.’nın sığındığı baba evine molotofkokteyli attı. Arzu K. da, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Son bir ay içerisinde cep telefonuna gelen 13 mesaj ile darp izi olduğunu iddia ettiği fotoğrafları da delil olarak sunan Arzu K., dilekçesinde, “Daha önceki şikayetlerim nedeniyle mahkemenin verdiği uzaklaştırma cezasına rağmen, gece yarısı çocuklarımla birlikte kaldığım babama ait eve gelerek pencere camını kırdı. Daha önce de zorla evime girerek boğazıma bıçak dayamıştı. Benim, çocuklarımın ve ailemin can ve mal güvenliği yok. Ölüm korkusuyla yaşıyoruz” dedi. Arzu K.›nın iddiaları sonucu Orhan T. hakkında, asliye ve sulh ceza mahkemelerine ‹yaralama›, tehdit› ve ‹hakaret› suçlarından 5 ayrı dava açıldı. Tutuksuz yargılanan Orhan T., aldığı cezalardan birisini adliyede çalışarak çekerken, 19 Aralık 2013›te, 5 Asliye Ceza Mahkemesi›ndeki ‹hakaret› davasında karar duruşmasına çıktı. Davada Arzu K., sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi. Mahkeme de, sanığa para cezası verdi. Eski eşinin kendisinden şikayetçi olmasına ve para cezası almasına öfkelenen Orhan T., Arzu K.›yı merkez Çukurova İlçesi Turgut Özel Bulvarı üzerinde dövdü. Burnu kırılan genç kadın, Orhan T.›nin çantasını da gasp ettiğini ileri sürerek şikayetçi oldu. Orhan T. de tutuklandı. So- ruşturmasını tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, Orhan T. hakkında ‹yaralama, gece vakti yağma, hakaret ve tehdit› suçlarından 28 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Orhan T., 6›ncı Ağır Ceza Mahkemesi›ndeki savunmasında «Arzu›nun şikayetlerinden dolayı hakkımda çeşitli davalar açıldı. Daha önce aldığım bir cezayı adliyede çalışarak çekiyordum. Olay günü de hakaret davamız vardı. Şikayetçi oldu. Para cezası aldım. Çok zoruma gitti. Adliyeden firar edip yanına gittim. Neden şikayetçi olduğunu sordum. Aramızda tartışma oldu. Kendisine bir tokat vurdum. O da bana vurdu. Benim vurduğum tokat burnuna denk gelmiş. Aslında burnunu kıracak kadar vurmamıştım» diye konuştu.Mahkeme heyeti, duruşmaya gelmeyen Arzu K.›nın zorla getirilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Mehmet KAYMAK/(DHA) Şato gibi eve kaleşnikoflu saldırı: 1 ölü A DANA›da işadamının oğlu 19 yaşındaki Mazlum Demir, 3 metre yüksekliğindeki beton duvarla çevrili ‘şato’yu andıran evinde, kimliği belirsiz kişinin kaleşnikof tüfekli saldırısında öldürüldü. Olay, 23 Mayıs›ta saat 23.00 sıralarında merkez Sarıçam İlçesi›nin İncirlik Göztepe Mahallesi›nde meydana geldi. Petrol istasyonu ve inşaat firması bulunan işadamı Şuayip Demir›in mahalle dışında 10 dönüm arazi üzerine yaptırdığı ve etrafı 3 metre duvarlarla çevrili eve gelen kimliği belirsiz saldırganlardan biri elindeki kaleşnikofla duvardan atlayıp bahçeye girdi. İddiaya göre, saldırgan, bahçede oturan Demir›in oğlu Mazlum Demir›e kurşun yağdırdı. Saldırgan içerden açtığı kapıdan kaçarken, silah sesleri üzerine bahçeye çıkan Şuayip Demir, oğlunu kanlar içinde görence ambulans istedi. Olay yerine gelen ekiplerin yaptığı ilk müdahalenin ardından özel bir hastaneye kaldırılan Mazlum Demir, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. ‘AİLEMİ KATLEDECEKLERDİ’ Babasının işyerinde çalışan Demir›in cenazesi yapılan otopsinin ardından Baklalı Köyü›nde toprağa verildi. Cinayet Bürosu polisleri, kaleşnikoflu saldırgan ve ona yardımcı olduğu iddia edilen kişileri yakalamak için çalışma başlattı. Oğlunun bahçede olmasının kendi hayatlarını kurtardığını belirten acılı baba Şuayip Demir, «Kim bizden ne istiyor? Oğlumu kim öldürdü? Eğer oğlum o anda bahçede olmasaydı evimizde, kim var kim yok hepsini katledeceklerdi. Oğlum ölürken bizi kurtardı. Katil ya da katillerin kim olduğunu bilmiyoruz. Polis bir an önce evimi basıp oğlumu öldürenleri yakalasın, kim olduklarını bilelim» dedi. Fatih KARAÇALI/(DHA) Kalbine demir çubuk saplandı Lionların en büyük ödülü Haluk Uygur’a ‘Melvin Jones Dostu’ ödülü Adana Toros Lions Kulübü tarafından Dr. S.Haluk Uygur’a verilecek.Adana Toros Lions Kulübü, Lions’un kurucusunun adını taşıyan ve en prestijli ünvanı olan “Melvin Jones Dostu” ödülünü, tüm yaşamını Adana ve Adanalılar için adamış bir sanat gönüllüsü, tanınmış fotoğraf sanatçısı Dr. S.Haluk Uygur’a vermeye karar verdi. Ödül Töreni 30 Mayıs 2014 Cuma günü 19:00 da Altınoran Sanat Galerisi’nde düzenlenecek bir dizi etkinlik içerisinde yer alan bir tören ile uluslararası Lions Kulüpleri Birliği 118-U Yönetim Çevresi Genel Yönetmeni Bülent Şen tarafından takdim edilecek. Törene Kulüp Başkanları, Lionlar ve Leo’lar katılacak. ADANA’da ağaçtan kayısı toplamak için çıktığı bahçe duvarının üzerinden korkulukların üzerine düşen 13 yaşındaki Lütfi Can Kunduracı’nın kalbine demir çubuk saplandı. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde ameliyat edilen çocuk, mucize eseri hayatta kaldı. Olay 18 Mayıs Pazar günü merkez Çukurova İlçesi’ndeki özel bir dershanenin bahçesinde meydana geldi. Oğuzhan Ortaokulu 7’nci sınıf öğrencisi Lütfi Can Kunduracı, ağaçtan kayısı toplamak için bahçe duvarının üzerine çıktı. Dengesini kaybeden Lütfü Can Kunduracı, duvar üzerindeki demir korkulukların üstüne düştü. Vücuduna karın bölgesinden demir çubuk saplanan küçük çocuk, korkulukların üzerinden alınarak öğretmenlerinin otomobiliyle özel bir hastaneye kaldırıldı. Nabzı atmayan Lütfü Can Kunduracı, buradan acil olarak Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne sevk edildi. MÜSİAD’tan 27 Mayıs açıklaması M üstakil ve Sanayici İşadamları Derneği (MÜSİAD) Adana Şube Başkanı Suat Yahşi, 27 Mayıs İhtilali’nin yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Yahşi, 27 Mayıs 160’ın Türk demokrasinin kara günü olduğunu iddia etti. Yahşi, şu görüşleri savundu: “Bugün 27 Mayıs... 1960 darbesinin yıldönümü. Türk demokrasisinin kara günü. Gözümüz gibi sevdiğimiz, Türkiye Cumhuriyetinin, büyümesi ve gelişmesi aşamasında, darbe yapılarak önünün kesilmesi olayıdır. Milletimiz unutmasın ki, bu darbe, Cumhuriyetin gelişiminde bugün için 50 yıl geri kalmasına ve ülke de darbe kültürünün başlamasına sebep olmuştur. Cumhuriyet tarihinde, memleket, ne zaman ki, milli, egemen bir ülke olma yolunda hamle yapmışsa, yönetenler, diktatörlükle itham edilerek,darbe yapılmış veya yapılmaya çalışılmıştır. ‘’Tarih tekerrürden ibarettir’’ denilir. Ama unutulmamalıdır ki akıllı adam, aynı delikten iki kez ısırılmaz. Yani, akıllı olup tarihteki olumsuzlukların tekerrürüne müsaade etmemeliyiz. Bu vesile ile, demokrasi şehitlerini, rahmet ve minnetle anıyoruz” [email protected] Sayı: 3733 Yıl: 10 Bu Gazete Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. YAYIN TÜRÜ: YEREL SÜRELİ BASIN İMTİYAZ SAHİBİ: FATMA İNCİ GÜL SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: DURMUŞ ALACA HUKUK DANIŞMANI: Av. TURGAY KILIÇ Dağıtım Barmanbek Basım Dağıtım Tah. Tic. Ltd. Şti Huzurevleri Mah. Mavi Bulvar Çiloğlu Apt. No:122 Tel: 0322 458 91 94 Çukurova/Adana Abone Dağıtım: İBRAHİM KARA ‘MUCİZE’ Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Dinçer Yıldızdaş’ın baktığı küçük çocuk, yapılan ilk müdahalenin ardından kalbinden yaralandığı için Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Yasin Güzel tarafından ameliyata alındı. Zorlu bir ameliyatın ardından yeniden yaşama döndürülen Lütfü Can Kunduracı, bir hafta yoğun bakımda kaldıktan sonra servise alındı. ADRES: Çınarlı Mah. Ziyapaşa Bulvarı Ekici Apart. No: 1/6 Seyhan/Adana 0322 226 46 46 Baskı Ofset: Türkiye Gazetesi Tesisleri Ceyhanyolu üzeri 4 KM Levent Mah. 1791 Sok. No:33/A Yüreğir/ADANA Yayınlanan yazılar ve fotoğraflar ancak kaynak gösterilerek yayınlanabilir. Köşe Yazarlarının Sorumluluğu Yazarlara aittir. Sözleşmesi Olmayan Yazarlara Telif Ücreti ödenmez.