EBELİK HİKAYEM

advertisement
hayatıniçinden
21-28 NİSAN EBELER HAFTASI
EBELİK HİKAYEM
Ebe Pınar MALLI
Bundan tam on üç yıl önce daha reşit
bile olmamıştım ki, geleceğimi şekillendirecek mesleğimi seçmiştim.
Üniversite ilk günümde kendimi tanıtmam bittikten sonra meslek esasları hocam sordu; “Senin için Ebe ne
anlama geliyor?”
Benim küçücük dünyam için ebe
sağlık ocağında aşılarımı yapan Ayşen hanım, doğumumda da bana
göbek adım olarak Müzzeyyen ismini
koyan kişiydi. O kadar! Ailemde hiç
sağlıkçı yoktu, hayatımda hastane bir
ya da iki kez görmüştüm. Gülümsedi
Hocam, “Peki, ne bekliyorsun mesleğinden?” dedi. “sizin mesleki bilgi ve
tecrübeniz ile harmanlanmayı, ebeliği sizin ışığınız ile ne ise profesyonel
olarak yapmayı istiyorum” dedim.
Konuşmamızdan dört yıl sonra, hocalarımın emekleri üzerimde, çeşitli
dergilerde yayınlanan makalelerim,
tezim ve ikincilik diplomam ile Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nden
mezun olmuştum.
64
niliklere açık olmak ve bildiklerini
tecrübelendirmek önemliydi. İnsani
ilişkilerin en üst seviyede olduğu bu
mecrada karşınızdaki hasta, hamile,
bebek olunca daha da iletişim hassas
bir çizgide ilerliyordu. Aldığım eğitimler, sürekli öğrenmeye açık halim
ve iletişimin gücüne inanışım beni
bu günlere getiren üç noktam olmuştu. İşte bu yüzden ki; yargılamadan, iletişimin vazgeçilmezinin güler
yüz olduğuna, gelişimin sürekliliğine
inanıp, bir işi yaparken tez canlı, öğrenirken ve yazarken de bir o kadar
heyecanlı, konuşurken samimi, dinlerken sabırlıyım.
SAĞLIK ve İNSAN / NİSAN 2016
Hakkında hiçbir şey bilmediğim mesleğimi okurken sevmiştim. Dünya
ebeler gününde doğduğumu öğrendiğimde kader ağlarını daha doğumumda örmüş diyerek daha bir
sahiplenme hissettim. Hastanede
stajlara çıktıkça, staj bitip gönüllü
devam ettikçe, saha da çalıştıkça, öğrendiklerimizi pratikte uyguladıkça
o beyaz üniformayı her giydiğimde,
hatta her ütülediğimde gurur duydum. Çalışma odağım her yaştan
kadın, bebek, çocuk olunca, insan
olunca “evet Pınar, doğru yerdesin”
dedim. Uzun ve esnek çalışma saatleri, meslek alanı dışında hastane
içinde çalışma yerleri belirlense de,
nerede eksik personel varsa orada
olsam da, uykusuz bil fiil ayakta geçen gece nöbetleri hayatı bir yarasa
kıvamında geçirmeme sebep olsa
da duyduğum bir “ Allah razı olsun”
diğer mesaimin motivasyonu oluyordu. Kafamı yastığa her koyduğumda
ise kendi vicdani muhasebemi yapıyordum, benim tarafımda Ebelik en
çok da vicdan ile yapılıyordu.
Doğum kadının ve bebeğinin yapacağı bir eylemken: destek ise ebenin
olmalıydı. Bu konuda eğitim almış,
emek vermiş, hem karakter hem sağlık uygulamaları açısından yeterli bir
ebenin. Odağı anne ve bebek olan
doğum ekibinin hem o doğuma kattığı hem de gelecekteki doğumlara
katacağı çok önemli mesajları vardır.
Ancak sağlık politikaları ebeleri asıl
olması gereken yerden annenin yanından uzaklaştırıyor. Eksik personel
nerede ise ebe orada oluyor, sonra ebeler-hemşireler derken görev
tanımları, hiyerarşi karışıyor. Ebelik
kanunu da olmadığı için yapabileceklerini gözler önüne seremiyor,
konumlarını koruyamıyor, kariyer
gelişimleri hep yöneticilerinin gözlemine bırakılıyor. Eskiden evinden bir
sokak ötedeki sağlık ocağındaki ebesine ulaşamıyor. Gebe doğumun ne
olup ne olmadığını bilmeden doğumuna ilişkin tercih gebeye bırakılıyor.
Gebe destekten- şefkatten mahrum
kalıyor.
Severek hatta tüm kalbim ile yaptığım ebelik, dokunduğum hayat
insan ve ucu sağlıktı. Söylediklerim,
sağlık uygulamalarım ekstra sorumluluk getiriyordu. Bilgili olmak, ye-
Ebe olarak girdiğim her doğumda
hissettiğim; yeni bir hayata dokunmak, doğumu güzelleşmesi için zaman kavramını unutmak, gebeme ve
bebeğine hizmet etmek, doğumun
o güzel enerjisi ile bir ebe olarak yenilenmek. Bu özel anlara şahit olabilmenin şükrü ile büyümek. Bebeğine
kavuşma yolunda annenin hamileliğinde sırdaş, doğumunda destek, lohusalıkta anne dostu olarak yolumda
emin adımlarla yürümek, Ebe Pınar’ın
yaka iğneleri olarak çoğalmalarını
görmek kocaman bir aile oluyoruz
diye sevinmek demek benim için.
Profesyonel çalışma hayatımda –doğumhanede, serviste, bebek odasında, poliklinikte- “şimdiki aklım olsaydı, eğer bilseydim; benim doğumum
daha faklı olurdu!” diye biten cümleler ve yeni annelerin doğum sonrası
bebeğinin bakımında tecrübesizliğin
getirdiği endişeler, “doğru mu yapıyorum, ya canı acırsa, neden sürekli
ağlıyor” gibi soru ve sorunlar, beni
“bir ebe olarak ne yapabilirim” diye
düşünmeye ve daha çok çalışmaya itti. Kaygıların keyifli hamileliğin
önüne geçmemesi, anne ve baba
adaylarının yalnız olduklarını düşünmediği, hamileliğin bir hastalık
olarak algılanmadığı bir dünya olmasını istedim. Doğum yolculuklarının
destekçisi olarak daha çok anne ve
baba adayına ulaşabilmek istedim. İş
hayatında mesleğimden soğutulmak
adına birçok şey ile savaş vermek zorunda kalsam da vazgeçmedim. Ebelik vizyonunu genişletmek için kalıplara sığamadım ve kendi kanatlarım
ile uçma kararı aldım, hastanedeki
görevimden istifa ettim. Kendi ebelik
alanım olan işimi kurdum.
Hedefim “Keyifli gebelik = coşkulu
doğum = mutlu aile = huzurlu bebek“ felsefesiyle ebelik mesleğimi
icra ederken, negatif, ağrılı ve korkulu düşüncelerden uzak bir gebelik ve
doğum süreci yaşamları için gebelerime destek olmak. Beslenmeden,
egzersizlerine, bebek bakımından,
emzirmeye kadar yanlarında olmak.
Ayrıca gebeliğin kadın fizyolojisinin
bir parçası ve hastalık olmadığını ve
sezaryenin bir kurtarma operasyonu
olduğunu kabul eden, doğum tercihlerini bilen ve seçimi doğrultusunda
sorumluluk alabilen, baba adaylarının her aşamada anne ve bebeğinin
yanında olduğu, bebeğin doğma
isteğine saygı gösterildiği, her gebeye bir ebe düşüncesiyle, medikal ve
psikolojik travmaların olmadığı bir
dünya olması için eğitimler vermek.
Bilgim, tecrübem el verdikçe de kadının tüm hayat ihtiyaçlarında yanında
olmak.
Benim merkezime ulaşamayan gebeler, anneler ve hamile kalmayı
planlayan kadınlar için de web sayfam üzerinden bilgilendirme yazıları
yazıyorum. İşimden, bebeğimden, eş
hayatımdan da zaman ayırarak onlardan gelen mesaj ve maillere cevaplar
yazarak, hamilelik-doğum ve anneliklerine uzaktan ama kalbe dokunarak destek olmaya çalışıyorum.
Doğum şeklinin, doğum sürecinin
anneliğe merhaba derken ne kadar
önemli olduğunu ve anneliğimi nasıl
şekillendirdiğini bizzat yaşadım. Desteğin doğumda kasılmaları nasıl rahatlattığını, doğum mahremiyetimin
korunmasının nasıl bir güven verdiğini, teorik olarak tüm bilgiye sahip
olduğum doğum hakkında kendi
pratiğimle nasıl güzelleştiğini, benim hayal ettiğim doğumum konusunda benimle olan doğum ekibinin
ne kadar önemli olduğunu anladım.
Doğum sonrası emzirmem de bana
yardımcı olan ebem, emzirmemi güzelleştirdi. Her şeyi bilmek ama uygulayamamak gibi bir gerçek de varmış.
On üç yıl sonra, serbest çalışan bir
ebe, yüksek lisansını yapan bir öğrenci ve anne olarak; “ Ebe ne demek?”
dediklerinde diyorum ki;
Her dilde farklı adlandırılsa da aynı
hisler ile yapılır “Ebelik”... Ve içi dolu
dolu birçok anlam taşır...
Pınar MALLI
Profesyoneldir: En ücra bir köyde
de olsa, kadınlık hallerinizin her aşamasında, bebeğinizim ruhunuza oradan bedeninize düşmesinden, hafta
hafta büyürken, doğumunuzda, büyütürken emzirmesinde, aşılarında,
kontrollerinde sağlığınızı gözetip
eğitim veren, bilimsel gelişmeleri takip edendir.
Kadındır: İhtiyacınız halinde hemen
yanı başınızda omzuna yaslanacağınız bilgisine güvenebileceğinizdir.
Annedir: Doğumunda bulunduğu
bebeklerin karşılayıcısı annesinin
koynuna verendir... Bebeklerinizin
Ebeannesidir.
Sırdaştır: Sizin en mahrem anlarınıza
tanıklık ederken hamilelik ve doğum
serüveninizde yaşadıklarınızı kalbine
kilitleyendir.
Destekçidir: Sizin ve bebeğinizin bedenine saygı gösteren, sesinin tınısı
ve dokunuşlarıyla sizi cesaretlendiren, mahremiyetinizi gözeterek, yargılamadan hizmet edendir...
Ve tüm bunlar aranızda ömür boyu
kopmayacak bağlar oluşmasına sebep olurken, ailenizin ebesi, sizi en az
sizin kadar tanıyan arkadaşınız, bebeğinizin de “Ebeannesi” olur... Ve bir
Ebe dokunduğu her hayatın huzurunu aldığı her nefeste hisseder...
Her ne şartta olursa olsun ebeyim demekten çekinmeyen, içinde bulunduğu yeri güzelleştiren, değişim için
çaba sarf eden tüm meslektaşlarımın
Ebeler Haftası’nı can-ı gönülden kutlarım.
SAĞLIK ve İNSAN / NİSAN 2016
65
Download