ESI in the press Yeni ùafak, 25.01.2006 øslami Kalvinistler... Davut Dursun Yeni ùafak January 25, 2006 Avrupa østikrar Giriúimi (ESI) adlı kuruluú 2004 yazından bu yana Türkiye ile ilgili üç konu üzerinde çalıúmalar yaptı: 1. Ülkenin farklı yerlerinde ekonomik ve sosyal kalkınma, 2. Avrupa Birli÷i'ne tam üyelik sürecindeki reformlar, 3. Avrupa Birli÷i'nin geniúlemesi ve üye ülkelerde Türkiye konusundaki tartıúmalar. Bu çalıúmalar sonunda bir rapor yayınlandı. Raporun adı øslami Kalvinistler: Orta Anadolu'da De÷iúim ve Muhafazakarlık. ùimdi Türkiye'de bu rapor tartıúılıyor. Raporun ana teması úu: Orta Anadolu'da ekonomik bakımdan en geliúmiú merkezlerin baúında Kayseri geliyor. Kayseri örne÷inde ortaya çıkan ekonomik geliúmiúlik aynı zamanda dini de÷erlere ba÷lı muhafazakar bir beldedeki geliúmiúli÷i ifade ediyor. Bu örnek ekonomik kalkınmanın ve modern dünyanın de÷erlerinin øslam ile bütünleúebilece÷ini ortaya koyuyor. Bu durumu en iyi özetleyen "øslami Kalvinizm"dir. Raporun son cümlesi anlamlı: "Ekonomik baúarı ve toplumsal geliúmenin, øslam ve modernli÷in sorunsuz biçimde birlikte yaúadı÷ı bir ortam oluúturdu÷u ortada. Bugün Avrupa Birli÷i'ne girmek için çabalayan iúte bu tür de÷erlerle úekillenen bir Anadolu." Orta Anadolu'da baúarılı ekonomik faaliyetlere imza atan dinar müteúebbislerin "kalvinistler" olarak nitelendirilmeleri, aslında modern döneme damgasını vurmuú bir tartıúmayı yeniden gündeme getirmektedir. Genelde din ve ekonomik kalkınma arasındaki iliúki, özelde ise øslam dini ile modernleúme iliúkisi üzerindeki tartıúma. Dinlerin ekonomik kalkınma ve geliúmedeki rolü modern dönem sosyal bilimlerin en önemli problemati÷ini oluúturmuútur. 19. yüzyılda ekonomi ve sosyoloji sahasında teori geliútiren bilginlerin hemen hepsi bu konuda çeúitli tezler ileri sürmüú, tartıúmaya katılmıúlardır. A. Comte'tan Marks'a, Durkheim'den Weber'e kadar hemen her bilgin teoriler geliútirmiúlerdir. Bunların içerisinde sanıyorum en müessir olanı Marks ile Weber olmuútur. Marks din konusunda takındı÷ı menfi tavır ve ekonomik geliúmeyi üretim iliúkilerine dayandırmasıyla ünlenmiútir. Ona göre "din, yoksul halkın afyonu" idi. 20. yüzyılın baúlarında Weber tamamen farklı bir bakıú getirmiútir. Meúhur Alman sosyologu Avrupa'nın farklı ülkelerinde ekonomik kalkınmanın farklı oluúunu din de÷iúkeni ile açıklamaya çalıúmıútır. Onun tespitlerine göre Protestanların hakim durumda oldukları ülkeler Katolik ülkelere göre daha geliúmiú durumdaydı. Bunun temel nedeni Protestanlı÷ın (Kalvinizmin) müntesiplere kazandırdı÷ı zihniyette yatıyordu. Katolisizm öte dünyaya ve münzevi hayata önem verirken Kalvinizm bu dünyaya ve çalıúıp üretmeye önem vermekteydi. Bu iki farklı zihniyet ekonomik davranıúları farklı kılıyor ve kalkınmayı etkiliyordu… Peki øslam dininin ekonomik kalkınma, modernlik ve geliúme üzerindeki etkisi nedir? Bu soru kadim ve altından kalkılması kolay olmayan bir sorudur. Üzerinde her türlü spekülasyon yapılabilir. Zaten yapılıyordur da. Dahası konu sadece bir bilimsel tartıúma ve ekonomik geliúmeyi açıklama çabası de÷il aynı zamanda global siyasetin de önemli sorun alanlarından biridir. øslam dininin Müslümanlara kazandırdı÷ı zihniyet dünyası ekonomik kalkınma ve modernleúme konusunda nasıl bir rol oynamaktadır? Raporun cevap aradı÷ı temel soru bu. Bu soruya Kayseri örne÷inden hareketle cevap vermeye çalıúıyor. Rapor buradaki müteúebbislerle konuúuyor, belli de÷erleri tartıúıyor ve bu dindar insanların gerçekleútirdikleri ekonomik baúarıda dinin kendilerine kazandırdı÷ı de÷erlerin ve zihniyetin etkisini belirlemeye çalıúıyor. Son söz olarak da Avrupalılara Avrupa Birli÷i'ne girmek için çabalayan Türkiye'nin Batı'nın bildi÷i "de÷erlerle úekillenen bir Anadolu" oldu÷unun haberini veriyor. Rapor Avrupalılara "çekinecek, kaygılanacak bir úey yok, bu sizin sandı÷ınız Batı ile çatıúan bir Anadolu de÷il" demek istiyor. Herhalde cevabı aranan soru úu: Hem dindar, hem zengin/müteúebbis, hem Avrupalı olunur mu?