yüksek lisans tezi - Ulusal Tez Merkezi

advertisement
MUHAMMED ZAHİR RAUF
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK
LİSANS
TEZİ
2001 SONRASI ABD'NİNNİN AFGANİSTAN'DA
SOSYAL VE SİYASİ HAYATA ETKİLERİ
MUHAMMED ZAHİR RAUF
OCAK 2016
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI
OCAK 2016
2001 SONRASI ABD’NĠN AFGANĠSTAN’DA SOSYAL VE
SĠYASĠ HAYATA ETKĠLERĠ
Muhammed Zahir RAUF
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI
ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER BĠLĠM DALI
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
OCAK 2016
iv
2001 SONRASI ABD‟NĠN AFGANĠSTAN‟DA SOSYAL VE
SĠYASĠ HAYATA ETKĠLERĠ
(Yüksek Lisans Tezi)
Muhammed Zahir RAUF
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
Ocak 2016
ÖZET
Afganistan‟ın tarihine baktığımızda savaĢlarla anılan ve bir türlü istikrara
kavuĢmayan ülke konumunda olmuĢtur. Ülkenin en önemli özelliklerinden olan
tampon bölge olma özelliği ve bu konumun ülkeye getirmiĢ olduğu dezavantajlar
her zaman ülkenin kaderine hâkim olmuĢtur. Afganistan 1919‟da bağımsızlığını
Ġngilizlerden kazansa da bu istikrarın ömrü uzun sürmemiĢtir. SSCB‟nin
Afganistan‟ı iĢgalinden sonra yaĢanan gerginlikler ve insan ölümleri yaklaĢık 10 yıl
sürmüĢ ve bu süreçte de birçok insan ya ölmüĢ ya da ülkeyi terk etmek zorunda
kalmıĢtır. Ülkedeki istikrar Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı terk etmesiyle de
ülkede bir siyasi istikrardan bahsetmek mümkün değildir. Çünkü bu süreçte de
ülke içindeki silahlı güçler iktidar paylaĢımı için yine savaĢmıĢ ve ülkede benzeri
bulunmayan kanlı sahnelere Ģahit olmuĢtur. Ülke genelinde savaĢ sürerken
Taliban denen bir grup ülkenin %95 hâkim olmuĢlardır. 2001 yılına gelindiğinde,
Taliban güçlü konumda olmuĢtur. 2001 yılında Amerika BirleĢik Devletleri Ticaret
Merkezi ikiz kulelere yapılan terör saldırısı sonucunda Amerika BaĢkanı, George
W. Bush‟un açıklamasıyla Afganistan‟da kalıcı özgürlük ile düğmeye basılmıĢ ve
Afganistan‟a müdahale etme gerekçesi meĢruiyet kazanmıĢtır. Böylelikle ABD,
Ekim 2001 yılında Afganistan‟a müdahale etmiĢ ve Taliban ülkenin siyasi
arenasından kısa sürede temizlenmiĢtir. Amerika ve Batılı devletlerin yapmıĢ
olduğu bu giriĢimler neticesinde her ne kadar Afganistan‟da yeni bir süreç
baĢlamıĢ olsa da bu sürecin gidiĢatı tahmin edildiği kadar kolay olmamıĢtır.
Ülkenin her tarafında Amerikan karĢıtı grupların tekrar Taliban saflarında yer
alması ve bu gruplar gelirinin büyük kısmının uyuĢturucudan elde etmesi, ABD ve
NATO güçlerinin ülkedeki faaliyetlerinin önünde büyük engel teĢkil etmiĢ ve hızlı
gitmesi gereken sürecin gidiĢatını sekteye uğratmıĢtır.
Bilim Kodu
Anahtar Kelimeler
Sayfa Adedi
Tez DanıĢmanı
: 1141
: Amerika BirleĢik Devletleri, Taliban, ĠĢgal, NATO, Sosyal
ve Siyasal Hayat,
: 123
: Prof. Dr. Cemalettin TAġKIRAN
v
THE EFFECTS OF THE USA ON SOCIAL AND POLITICAL LIFE IN
AFGHANISTAN AFTER 2001
(M. Sc. Thesis)
Muhammed Zahir RAUF
GAZI UNIVERSITY
INSITUTE OF SOCIAL SCIENCES
January 2016
ABSTRACT
History of Afghanistan is marked by continuous wars and insecurity. The country
has always been affected for being a buffer zone and has suffered from its
consequences. Although Afghanistan declared its independence from Great
Britain in 1919, peace and security did not last long. Following the Soviet Union‟s
invasion of the country, wars have continued for approximately ten years. During
this period of time, countless people have been killed and millions were forced to
flee. However, one cannot talk about security after withdrawal of the Soviet
Union‟s military forces as well, because different fractions armed under command
of warlords and engaged in conflicts against each other. This again, led the
country to the bloody wars which were followed by the emergence of the Taliban
movement. In 2001 the Taliban turned into a strong group and conquered almost
95% of Afghanistan. The 9/11 terroristic attacks legalized invasion of Afghanistan
by USA. As a result of these anti-Terroristic attacks the Taliban‟s government was
defeated and they were removed from the political scene of the country in shortterm. A new era was commenced for Afghanistan after Western powers entered
the country. However, in the different parts of the country opposition group allied
with Taliban against US military forces. The Taliban are being supported
financially by drug trade, which provides obstacle for activities of USA and NATO
and delay the process of stabilization in the country.
Science code
Key Words
Page Number
Supervisor
: 1141
: United States of America, Taliban, Occupation, NATO,
Political and Social life.
:123
: Prof. Dr. Cemalettin TAġKIRAN
vi
TEġEKKÜR
ÇalıĢmalarım
boyunca,
yardım
ve
katkılarıyla
beni
yönlendiren,
kıymetli
tecrübelerinden faydalandığım tez danıĢmanım, sayın Prof. Dr. Cemalettin
TAġKIRAN‟a teĢekkür ederim. Ayrıca manevi desteğini hiçbir zaman esirgemeyen
değerli aileme de teĢekkür etmeyi bir borç bilirim.
vii
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa
ÖZET ...................................................................................................................... iv
ABSTRACT .............................................................................................................v
TEġEKKÜR ............................................................................................................ vi
ĠÇĠNDEKĠLER ........................................................................................................ vii
Sayfa ..................................................................................................................... vii
KISALTMALAR ........................................................................................................x
GĠRĠġ...................................................................................................................... 1
1. BÖLÜM
KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE AFGANĠSTAN HAKKINDA GENEL BĠLGĠ
1.1.
Kavramsal Çerçeve ...................................................................................... 5
1.2.
Afganistan‟ın Coğrafi Konumu .................................................................... 12
1.3.
Jeopolitik ve Jeostratejik Konumu .............................................................. 13
1.4.
Sosyal Yapısı .............................................................................................. 14
1.5.
Nüfusu ........................................................................................................ 14
1.6.
Eğitim.......................................................................................................... 15
2. BÖLÜM
AFGANĠSTAN’IN ETNĠK GRUPLARI VE YÖNETĠM TARĠHĠ
2.1.
Etnik Gruplar ............................................................................................17
2.1.1
PeĢtunlar........................................................................................... 17
2.1.2
Tacikler ............................................................................................. 18
2.1.3
Hazaralar .......................................................................................... 18
2.1.4
Türkler............................................................................................... 19
2.2.
Farklı Etnik Yapıların Siyasete Etkisi ........................................................24
viii
Sayfa
2.3.
Davut Han‟ın Etnik Politikası ....................................................................26
2.4.
Sovyetler Birliği Yanlısı Hükümetler .........................................................28
2.5.
Etnik ÇatıĢmalar ve Afganistan‟a Etkisi ....................................................32
2.6.
ġiddete Sebep Olan Faktörler ..................................................................38
2.7.
Afganistan‟da Din Faktörü ve Dinin Siyasetteki Rolü ...............................43
2.8.
Bağımsızlık Sonrası Din Faktörü ..............................................................45
2.9.
Afganistan‟da Din Faktörünün Siyasete Etkisi ..........................................47
3. BÖLÜM
AFGANĠSTAN, SOVYETLER BĠRLĠĞĠ VE ABD
3.1.
Afganistan‟ın Amerika BirleĢik Devletleriyle ĠliĢkileri .................................53
3.2.
ABD- Afganistan Arasındaki Ġlk Diplomatik ĠliĢkiler ...................................56
3.3.
Darbe Sonrası ABD ile ĠliĢkiler .................................................................60
3.4.
Sovyetler Birliği ĠĢgali Öncesi Afganistan-ABD ĠliĢkileri ............................62
3.5.
Sovyetler Birliğinin Afganistan Politikası ..................................................63
3.6.
Sovyetlerin Afganistan ĠĢgali ....................................................................65
3.7.
Sovyetlerin Afganistan‟dan Çekilmesi ......................................................67
3.8.
Sovyetler Sonrası Yönetimin Mücahitlerin Eline Geçmesi ........................70
3.9.
Taliban‟ın Karanlık Dönemi ......................................................................72
4. BÖLÜM
11
EYLÜL HADĠSESĠ VE ABD’NĠN AFGANĠSTAN’A MÜDAHALESĠ
4.1.
ABD‟nin Afganistan‟a Müdahalesi ve Taliban‟ın Sonu ..............................73
4.2.
Bonn Konferansı Sonrası Ġlk CumhurbaĢkanlık Seçimi ............................74
4.3.
Pakistan‟ın Afganistan‟a Dolaylı Müdahaleleri..........................................77
4.4.
Yeni Dönemde Afganistan‟ın Devlet ĠnĢası Süreci ...................................78
ix
Sayfa
4.5.
Taliban Sonrası Geçici Hükümet ..............................................................81
4.6.
Karzai Hükümetinin sonu, Dr. AĢraf Gani ve Mutabakat Hükümeti ..........92
4.7.
Dr. AĢraf Gani Hükümeti dönemi..............................................................95
4.8.
Afganistan‟ın Bugünkü Durumu................................................................99
4.9.
Devlet ĠnĢası Sürecinin BaĢarısızlığı ......................................................105
SONUÇ .............................................................................................................. 107
KAYNAKLAR ...................................................................................................... 113
ÖZGEÇMĠġ ........................................................................................................ 123
x
KISALTMALAR
Bu çalıĢmada kullanılmıĢ kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aĢağıda sunulmuĢtur.
Kısaltmalar
Açıklamalar
AB
Avrupa Birliği
ABD
Amerika BirleĢik Devletleri
ARM
Afghan Rights Monitor
BDT
Bağımsız Devletler Topluluğu
BM
BirleĢmiĢ Milletler
CENTO
Central Treaty Organization
CIA
Central Intelligence Agency
ISAF
International Security Assistance Forces
ISI
Inter-Services Intelligence
KGB
Komitet Gosudarstvennoy Bezopasnosti
NATO
The North Atlantic Treaty Organization
SSCB
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
KGAÖ
Kolektif Güvenlik AnlaĢması Örgütü
1
GĠRĠġ
Afganistan,
tarihinin
birçok
evresinde
dıĢ
kaynaklı
saldırı
ve iĢgallere maruz kalmıĢ bir ülkedir. Önce Ġngilizlerin ve ondan sonra Sovyetler
Birliğinin iĢgaline uğrayan Afganistan, 11 Eylül 2001 Saldırıları sonrasında
ABD‟nin Afganistan‟a müdahale etmesinin yolu açılmıĢtır. El Kaide terör örgütünün
kurucusu ve finansmanı, Usame Bin Ladin‟i barındırdığı gerekçesiyle yapılan bu
müdahale sonucunda, Taliban rejimine son verilerek Afganistan için yeni bir fırsat
yaratılırken, söz konusu müdahalenin siyasal, sosyal ve kültürel hayattaki etkileri
ülkenin bugün ve yarını için büyük bir soru iĢareti teĢkil etmektedir. ABD
müdahalesi sonrasında ülkenin siyasal, sosyal ve kültürel hayatında meydana
gelen bu değiĢimlerin doğru okunup iyi analiz edilmesi hayati öneme sahiptir. Ne
yazık ki, bu konuda yapılan Batı kaynaklı çalıĢmaların büyük bir çoğunluğu gerek
ulusal, gerekse bölgesel gerçeklerden kopuk olmalarından ötürü birçok farklı
temelsiz görüĢ ve iddianın ortaya atılmasına zemin oluĢturmaktadır. Bu çalıĢmanın
amacı az da olsa bu alandaki eksikliğin giderilmesine katkı sağlayarak, bu konuda
bilgi sahibi olmak isteyenlerin tarafsız ve doğru bilgiye ulaĢmalarının önünü
açmaktır. Bir konuyu analiz edebilmek için öncellikle teorik çerçeveye ihtiyacımız
vardır. Çünkü teori üzerinde çalıĢma yapacağımız konunun temellerini oluĢturarak
onu daha iyi anlamamız ve aydınlatmamıza yardımcı olur.
Bu kapsamda yüksek lisans tezi olarak ele alınan „‟2001 Sonrası ABD‟nin
Afganistan‟da Sosyal ve Siyasi Hayata Etkileri‟‟ tartıĢılmıĢtır. Öyleyse gelecekte
tanık olacağımız olaylar açısından Afganistan‟a yapılan müdahale, ABD‟nin dünya
üzerinde egemenlik kurma açısından baĢlatmıĢ olduğu politikaları önem arz ettiği
düĢünülmelidir. ABD‟nin müdahalesi ile birlikte devlet meĢruiyetinin kazandırılması
ve yönetim yapısının düzenlenmesi, demokratik ve güçlü bir devlet olarak
uluslararası arenaya dâhil olup olamayacağı açısından bir fikir oluĢturacaktır.
Ülkede baĢat konumda olan ve bir etnik gruba dayanan gücün, diğer etnikler
üzerine yaptığı asimilasyon çalıĢmaları ve etnik çatıĢmaların kaynağı olan merkezi
yönetimin zayıflığı sırasıyla anlatılmıĢtır. Afganistan‟ın günümüzdeki durumuna
yönelik fikir yürütebilmek için ülkenin büyük devletlerle olan iliĢkilerinin geçmiĢi
hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Bu sebeple yapmıĢ olduğumuz çalıĢma
Afganistan‟daki kargaĢanın kaynağını anlamamız açısından önem arz etmektedir.
2
ÇalıĢmamız kapsamında 1979‟daki SSCB ve 2001‟deki ABD müdahaleleri
arasındaki süre zarfında meydana gelen geliĢmeler ve bu geliĢmelerin bölge
halkının sosyal ve siyasal hayatına etkileri incelenmiĢ ve bu süreç içerisinde
Afganistan‟ın siyasal anlamda üstünlük ve egemenliğini koruyamadığı da bir kez
daha görülmüĢtür. SSCB‟nin Afganistan‟a nüfuz etme çabası sonucunda baĢta
batı, Pakistan ve Suudi Arabistan‟ın yardımı ile mücahitler denen Ġslamcı gruplar
ortaya çıkmıĢ ve Ruslara karĢı direniĢleri baĢlamıĢtır.
Afganistan‟da iç savaĢın baĢlama sebepleri, bu süreçte ISI‟nın amacı ne
olduğu ABD‟nin hangi gerekçelerle Afganistan‟a müdahalede bulunduğu ve
Afganistan‟a karĢı yürütülen savaĢın hangi amaçla yapıldığı ve barıĢı tesis
etmesinin önündeki engeller de bu çalıĢmada tartıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada sırasıyla
Afganistan‟ın jeopolitik ve jeostratejik konumu, SSCB‟nin Afganistan‟ı iĢgalinden iç
savaĢa kadar olan süreç, SSCB‟nin Afganistan‟dan çekilmesi sonrasında yaĢanan
iç savaĢ süreci ve Taliban dönemi üzerinde durulmuĢtur. Ayrıca Afganistan
Devleti‟nin çöküĢ aĢamaları ve bölgeye hâkim olan gelenekçi toplumun siyasal
hayatındaki geliĢmeler ve ortaya çıkan sonuçlara yer verilmiĢtir. Farklı etnik
grupları bünyesinde barındıran Afganistan‟da istikrarın getirilmesi, devletin
sürdürülebilmesinin zorlukları araĢtırılarak ortaya konmuĢtur. ABD‟nin Afganistan‟a
müdahale etmesindeki asıl amaç, küreselleĢmenin Soğuk SavaĢ‟ın sona
ermesinden sonra hızlandığı ve müdahalenin bu duruma bağlı olarak ortaya çıktığı
düĢünülmektedir. Müdahalenin gerekçesi, Taliban ve El Kaide saldırısının yalnızca
ABD‟ye yönelik olmayıp, aynı zamanda küreselleĢen dünyaya karĢı yapılmıĢ bir
terör saldırısı olduğu görülmüĢ ve ABD‟nin Afganistan‟a yapmıĢ olduğu
müdahaleye meĢruiyet kazandırdığı görülmektedir.
Bu bağlamda, dört ana bölümden oluĢan çalıĢmanın birinci bölümünde;
konunun dağılmasını önlemek adına, konunun kavramsal çerçevesi ana hatlarıyla
çizilirken, ülke hakkında genel bilgilere de yer verilmiĢtir. Afganistan‟ın temel
sorunlarından biri çok sayıda etnik grubun bulunmasıdır. Afganistan yüzyıllar
boyunca farklı devletler ve imparatorluklar tarafından iĢgale uğradığı için Afgan
ulusunun oluĢumunda yoğun bir etnik, dinsel ve kültürel karıĢım vardır.
Dolayısıyla, çalıĢmanın ikinci bölümünde, Afganistan‟daki etnik grupların tarihi,
sosyal yapısı ve bu kozmopolit yapının ülke siyasetinin Ģekillenmesindeki rolü
3
incelenmiĢtir. Bu dağınık etnik yapı ülkenin iç ve dıĢ dinamiklerinde etkin rol
oynamaktadır. Ayrıca bu bölümde, Afganistan‟ın gündelik hayatında çok önemli bir
yere sahip olan din faktörünün ülkenin siyasi gündemine olan etkisi araĢtırılmıĢtır.
Her ne kadar Sovyetler Birliği iĢgali 1989‟da fiilen sona ermiĢ olsa da, Afganistan
hala o sürecin devamını yaĢamaktadır. Sovyet iĢgali sonrası tahrip olan alt yapı,
devlet yapısı ve siyasi, ekonomik kurumlar devlet yönetme deneyimine sahip
olmayan mücahit grupların iktidar mücadeleleri ülkeyi bitmek bilmeyen bir çatıĢma
ve istikrarsızlık ortamına sürüklemiĢtir. Bu çerçevede çalıĢmamızın üçüncü
bölümünde, Afganistan‟ın ABD ile ilk temasları, diplomatik iliĢkilerin kurulması
incelenerek aktarılmıĢtır. Ayrıca bu bölümde, Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a
müdahalesi ve bunun sonucunda ülkenin ABD ile Sovyetler Birliği arasında bir güç
mücadelesi alanına dönüĢmesindeki süreç incelenmiĢtir.
Son olarak çalıĢmamızın dördüncü bölümünde 11 Eylül 2001 müdahalesi
sonucunda meydana gelen geliĢmeler; Bonn Konferansı, siyasi değiĢimler, ulus
devlet inĢa süreci ve bu sürecin baĢarı ve baĢarısızlıklarına ayrıntısıyla yer
verilmiĢtir. Tezimizin omurgasını oluĢturan bu bölümde müdahale sonrası iktidara
gelen Hamid Karzai Hükümeti ile Dr. AĢraf Gani Hükümet‟inin karĢılaĢtıkları
sorunların
çözümü
konusundaki
baĢarısızlıkları,
ABD
müdahalesinin
değerlendirilmesi bağlamında incelenmiĢtir. Ayrıca son bölümün son kısmında
yapılan araĢtırmalar doğrultusunda ülkenin içinde bulunduğu duruma yönelik
tespitler, çözüm stratejileri ve önerilerine yer verilmiĢtir.
4
5
1. BÖLÜM
KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE AFGANĠSTAN HAKKINDA GENEL BĠLGĠ
1.1.
Kavramsal Çerçeve
Bir konuyu analiz edebilmemiz için öncelikle teorik çerçeveye ihtiyacımız
vardır. Çünkü teori, üzerinde çalıĢma yapacağımız konunun temellerini oluĢturur
ve onu daha iyi anlamamız ve analiz etmemize yardımcı olur. Dolayısıyla,
üzerinde çalıĢacağımız konuya geçmeden önce teorik altyapıyı anlamamız
gerekecektir. Teoriler bize olayların gerçekleĢmesinin nedeni ve bu olayların
birbiriyle olan bağı ve ilgi hakkında bilgi vermeye çalıĢan bir düĢünce veya
düĢüncelerin toplamıdır.1 Ayrıca teori, bir bilim dalında inceleme yapılırken,
incelenen alanla ilgili olgu ve olaylar arasında iliĢkileri anlamada ve analiz etmek
açısından yararlı bir çerçeve olarak tanımlanmaktadır. Teoriler, araĢtırma
yaptığımız alan ile ilgili olgular arasında mevcut olan iliĢkiyi açıklama ve analiz
etme fonksiyonu olmasının yanı sıra, bu iliĢkilerin geleceğini öngörmemizde de
yardımcı olacaktır.2
Göründüğü gibi, teoriler bir konuya ıĢık tutma gibi görev yapmaktadır.
Ayrıca teoriler bilimsel açıdan mevcut konuyu net bir Ģekilde açıklamamıza katkı
sağlamaktadır. Devlet inĢası diye nitelendirdiğimiz olay, yeni idari kurumların
oluĢturulması ve var olan idari yapının güçlendirilmesi anlamında kullanılmaktadır.
Afganistan‟daki siyasal ve sosyal geliĢmeleri incelememiz açısından, ülkede
yapılan altyapı çalıĢmalarını incelememiz önem arz etmektedir.
Bu çalıĢmada
devlet inĢasının uluslararası toplumun en önemli meselesi olduğunu bilmemizde
fayda vardır. Bir devletin yeniden yapılacak inĢasında ilk ve en önemli Ģart, faal ve
aktif olarak çalıĢan devlet kurumlarının oluĢması gerekecektir.3
Devlet inĢasının amacı, yeni ve iĢleyen idari kurumların tesis edilmesi ve
mevcut kurumların güçlendirilmesi anlamına gelir. Son yıllarda bu mesele devletin
yapılandırılması, güçlendirilmesi ve ayakta kalması, uluslararası toplumun da en
1
T. Rourke j, Politics on The World Stage, (McGraw-Hill Publiction, 2008),18.
Arı T, Uluslararası ĠliĢkiler Teorileri: ÇatıĢma, Hegemonya, ĠĢbirliği(2002)Ġstanbul: Alfa Yayınları, (Ġkinci
Baskı) 15-21.
3
Fukuyama, F. (2005). Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya Düzeni, Ankara: (ikinci
Baskı) Profil Yaynları, 335-337.
2
6
önemli meselesi olarak ortaya çıkmaktadır. Afganistan‟daki durum ele alınacak
olursa, uzun yıllardan bu yana yoksulluktan uyuĢturucu ticaretine ve terörizme
kadar pek çok önemli küresel sorunun kaynağı olarak zayıf ve baĢarısız
devletlerde görüldüğü gibi burada da baĢ göstermiĢtir. Weber; devleti belirli bir
toprak parçası üzerinde, meĢru fiziksel güç kullanma tekeline sahip çıkan bir insan
topluluğu ve devletin esası güç kullanmaktır diye tanımlamıĢtır. Bunu esas alacak
olursak, günümüzde ABD, en güçlü devletlerden birisi olarak karĢımıza çıkmakta
ve Afganistan‟a yapmıĢ olduğu müdahale de 11 Eylül 2001 meselesi ile birlikte
meĢruiyet kazandığı görülmektedir.4
Devletin eksik boyutlarına bakıldığında teorinin yanında uygulama alanının
da önemli olduğunu söylemek gerekecektir. Çünkü bir devlette ĠletiĢim, mali ve
üretim süreçleri gibi, uyum ve bütünlük içinde yönetilmesi gerekmektedir. Bunun
için de, baĢlangıç kısmında kurumsal özgüvenin yattığını bilmemiz gerekecektir.
Zayıf devletlerde insan hakları ihlalleri, kitlesel göç hareketlerinin ve komĢularla
çatıĢmaların
çıktığı
kaçınılmazdır.
Bu
bağlamda
günümüzde
baĢat
güç
konumunda olan ABD, demokrasi getirmek adına, terörizmi sebep olarak
gösterdiği pek çok ülkeye doğrudan veya dolaylı olarak müdahalelerde
bulunduğunu görmek mümkündür. Örnek verecek olursak ABD‟nin Afganistan‟la
baĢlatmıĢ olduğu müdahale sonucunda, pek çok ülke dolaylı olarak bu
müdahalelere maruz kalmıĢtır. Bir Amerikan projesi olan ve Afganistan‟da
gerçekleĢen ulus-devlet inĢası projesinin baĢarılı olduğunu günümüzde söylemek
mümkün değildir. Burada devlet inĢası kadar önemli bir konu da ulus inĢası
olduğunu unutmamamız gerek. Ulus inĢasının amacı, çatıĢma sonrası yeniden
yapılandırılmaya çalıĢılan ülkelerin temelden yeniden inĢa edilmesi gerekliliği
olarak tanımlanmaktadır. Ulus inĢasının amacı, güvenlik, altyapı, sosyal kurumlar
gibi acil önem arz eden konularda teknik yardımlarla yeniden yapılandırılması ve
uluslararası yardımlarla belli seviyede istikrar sağlandığında ikinci safhaya
gelindiği bu safhada asıl amacın dıĢ müdahalenin sona ermesinden sonra da
ayakta
kalabilecek,
kendi
kendini
idare
edebilen
devlet
kurumlarının
yapılandırılmasıdır.5
4
Fukuyama, F. (2012). Ulus ĠnĢası (Ġkinci Baskı), Ġstanbul: Profil Yayınları. 22
Attar. R.M. (2013) Faraz wa frod-e Dowlathay-e Milli ( Milli Devletlerin YükseliĢi ve ÇöküĢü) (Birinci
Baskı) Tahran: Ġran DıĢ ĠĢler Bakanlığı Yayınları, 17-18
5
7
Ancak Afganistan‟ın bugünkü durumuna bakıldığında, bunu söylemek pek
mümkün değildir. ABD‟nin yapmıĢ olduğu müdahale sonrası, Afganistan‟da iĢ
baĢına gelen hükümetler dıĢ yardımlara bağımlılığı azalmamıĢ, aksine daha çok
bağımlı hale geldiğini görebiliriz. Fukuyama yazmıĢ olduğu eserinde, savaĢ
sonrası toplumların yeniden yapılandırılmasında ve terör üreten merkezlerin
ortadan kaldırılmasında ulus inĢasının kaçınılmaz olduğunu savunuyor. Ayrıca
ulus inĢasının ilk aĢamasını, çatıĢma sonrası yeniden yapılandırma olarak
adlandırıyor. Afganistan‟ı örnek gösteren Fukuyama, buralarda „‟devlet tamamen
çöktüğü için temelden baĢlayarak yeniden inĢa edilmesi gerekir‟‟ demektedir. Ama
uygulamaya bakıldığında Afganistan‟da yapılmıĢ olan ulus devlet inĢası bu
projenin bir baĢarısızlık tablosunu sergilemektedir. Çünkü 14 yıldan bu yana terör
üreten merkezlerin ortadan kaldırılması yerine bu örgütlerin etkinlik alanı daha da
geniĢlemiĢ, Ģehirlerin içine sızmıĢ ve merkezi hükümeti ciddi bir biçimde tehdit
edecek hale gelmiĢtir.6 Ayrıca terör örgütlerinin etkinlik alanı geniĢleyerek ülkenin
güneyinden kuzeye geçtiği bir gerçektir. Fukuyama çökmüĢ olan devlet
uluslararası yardımla ayakta durabilecek ise, ikinci aĢamanın gündeme gelmesini
savunmaktadır. Ġkinci aĢamayı hayata geçirmek ve güçlendirmek birinci aĢamadan
daha zor olduğunu kabul etmeliyiz. Nitekim devletin inĢasına yönelik yapılmaya
çalıĢılan Afganistan gibi ülkelerin, uluslararası camianın yardımın almadan ayakta
kalması pek mümkün görünmemektedir.7
Fukuyama zayıf devletlerin güçlendirilmesini savunmaktadır. ABD‟nin yeni
savunma stratejisini düĢündüğümüzde bir değerlendirme yapmak gerekmektedir.
ABD, küresel gücü ve etki alanını geniĢletmek için kontrol edebileceği
yapılanmalar istediği görüĢü uluslararası arena da bilinen bir gerçektir. Ama bilinen
Ģu ki ABD, ulus devlet yapılanması çerçevesinde,
kendi hegemonyasını
güçlendirip ve yeni bir kontrol mekanizmasının devreye sokması için uygun bir
ortam sağlamaktadır. Örneğin; Ukrayna, Gürcistan ve Kırgızistan‟da yaĢanan
operasyonlara bakıldığında, ABD‟nin devletleri neden yeni baĢtan inĢa etmek için
6
Arny, G. (1997)Afghanistan Gozargah-e Keshwar Goshayan, (Ġmparatorlukların Geçidi Afganistan), Çev,
Sayed Yusuf Ġlmi ve Habib Rahman Hala, PeĢaver: Sabah Yayınevi, 25-27.
7
11 Eylül sonrası dönem için küresel politikadaki temel mesele, devletin nasıl küçültüleceği değil, nasıl
yapılandırılacağıdır. Devletin güçten düĢmesi küresel topluluk için bir felaketin baĢlangıcıdır. Devletler,
dünyanın her köĢesinde zayıftır. Bu zayıf devletler, uluslararası düzen için tehdit oluĢturmaktadır çünkü ciddi
çatıĢmaların kaynağıdırlar. Ayrıca geliĢmiĢ dünyaya etki edebilen yeni tür bir terörizmin potansiyel yaĢama
alanı haline gelmiĢlerdir. Bu devletleri, çeĢitli ulus inĢa Ģekilleri vasıtasıyla güçlendirmek, uluslararası
güvenlik açısından hayati bir görev haline gelmiĢtir. Dolayısıyla devlet inĢasını gerçekleĢtirmenin daha iyi
öğrenilmesi, geleceğin dünya düzeni açısından büyük önem taĢımaktadır.
8
çabaladığı daha iyi anlaĢılacaktır. ĠĢin aslına bakacak olursak ABD, devlet inĢası
adı altında yapmıĢ olduğu bu operasyonlarla Ortadoğu devletlerini yeni baĢtan
inĢa ederek, çok uluslu Ģirketlerine uygun pazarlar oluĢturmak istediğini açık bir
Ģekilde görmek mümkündür.
Bu tür giriĢimlerle birlikte kendi politikalarına uygun ve olası karĢıt
hareketleri ortadan kaldırmayı hedefleyen ABD, inĢa ettiği devletlerde kendi
politikasına uygun yönetimleri ön plana çıkarıp, iĢbaĢına getirdiği de bu savı,
güçlendirmektedir. Ayrıca kadife devrimi diye nitelendirdiğimiz Kafkasya‟da oluĢan
devrimler, bunun açık göstergesidir. Bu bağlamda Büyük Ortadoğu projesini de bu
oyunun bir parçası olduğunu söylemek yerindedir. ABD yapmıĢ olduğu bu
operasyonlarla, kendine tehdit olarak gördüğü devletleri, inĢa süreciyle birlikte tüm
idari yapıları yeniden yapılandırmayı hedeflemektedir. GeçmiĢte bir devlete
müdahale veya iĢgal bir ülkeye müdahale ederek ve idari olarak imparatorluklara
dâhil edilerek yapılırdı. Nitekim günümüzde bu tür giriĢimler, demokrasi getirmek
ve
insan
haklarının
tesisi
gerekçeleriyle
müdahalelerin
gerçekleĢtirildiği
görmekteyiz. Fukuyama yazmıĢ olduğu eserinde mevcut dünya düzeninin devam
etmesi için siyasi anlamda istikrarsızlaĢan devletlerin inĢa sürecinin gerekli
olduğunu savunmaktadır. ABD‟nin yeni küresel stratejilerine bakıldığında ise,
gelecekte dünyanın stratejik açıdan önemli olan devletlerde, ulus devlet inĢa etme
operasyonlarının süreceğini söylersek, yanlıĢ olmayacaktır. Batının geliĢtirdiği
devlet inĢasına baktığımızda ise, bu sürecin zorlukları da kaçınılmazdır. Devlet
inĢasının dört temelden oluĢan sadece biri, yönetim hakkındaki söylemleri baĢka
devletlere uygulamak kolaydır. Ancak kurumsal planlama, meĢrulaĢtırma temelleri
ve sosyo kültürel unsurların uygulamasının zor olduğu da herkes tarafından kabul
görmüĢ bir gerçektir. Devletler yönetim hakkındaki deneyimlerini diğer ülkelere
kolayca aktarabilir ve yeni yönetimin sağlam zemine oturtulması hakkında baĢka
bir devlete öneriler sunabilir. Ancak baĢarılı devletlerin temelini kültürel ve sosyal
unsurlar olduğu ve bunlar olmadan devletin iĢlemesini mümkün olmadığına
bakarsak, bu iĢin hem düzeni değiĢtirmek isteyen devletler, hem de geliĢmek ve
değiĢmek isteyen devletler açısından zor ve kısa vadede uygulamaya geçmesi
mümkün olmadığını görmekteyiz.8
8
AndiĢmand, A. (2007) Amrika der Afganistan (Amerika Afganistan‟da) (Birinci Baskı). Kabil: Maywand
Yayınevi, 211-212
9
Az geliĢmiĢ veya geliĢmekte olan ülkelerdeki kurumların, geleneksel
davranıĢ biçimler, örf adetler, geliĢme ve demokratikleĢmenin önünde önemli
engel oluĢturduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Az geliĢmiĢ ülkelerdeki
konuları kendi sosyo-kültürel alt yapısı bağlamında çözülürse, ulus-devlet
inĢasının kolaylaĢtıracaktır.
Bir ülkede modern kurumlara talep oluĢmadığı
sürece, kurulan modern kurumların iĢlemesi kısa vadede pek mümkün değildir.
Ayrıca müdahale ile birlikte yönetimde iĢ baĢına gelen yeni ve tecrübesiz
elemanların baĢarısız oldukları ülkedeki duruma eklenirse, uluslararası yardım
kuruluĢlarının uzun vadede baĢarılı sonuçlar elde etmesi, oldukça zordur.
Zayıf devletlere yapılan uluslararası yardımların arka planına baktığımızda,
genelde müdahalelerin gerçekleĢtiğini görülmektedir. Yakın tarihe baktığımızda,
birçok uluslararası müdahalede az geliĢmiĢ ülkelerin egemenlik haklarına da
müdahale
edildiğini
görmekteyiz.
Amaç,
bir
takım
devletleri
yeniden
yapılandırmak, demokratik devletler inĢa etmek olsa da meĢru bir müdahalenin
gerçekleĢmediğini görmekteyiz. Buna örnek olarak, ABD‟nin Irak‟a yaptığı
müdahaleyi göstermek mümkündür. ABD‟nin geliĢtirdiği önleyici savaĢ kavramı bu
meseleyi detaylı olarak anlatmıĢtır. BarıĢ için savaĢ veya „‟yılanın baĢını yılan
küçükken ezmek‟‟ gibi yaklaĢımlar her ne kadar günümüzün gerçeği olsa da,
mantıktan uzak ve gerçek dıĢı bir argüman olduğunu gözler önüne sermektedir.
Fukuyama, müdahalelerin meĢruiyet konusunu anlattığında, Amerika ve Avrupa
arasındaki yaklaĢım farkını özetleyip bize anlatmaktadır. Avrupalı devletler
uluslararası kurumlara inanmaktadır. Bunun tersine ABD, kendi gücü ve
hegemonyasına inanmaktadır. Hal böyle iken dünyanın kaderini, müdahaleyi
meĢru göstererek, uluslararası meĢruiyeti dikkate almayan, müdahaleci ve
dünyayı istediği gibi tasarlamaya çalıĢan ABD‟ye bırakılmasına eleĢtirel yorum
yapmak doğru olacaktır. Afganistan‟a baktığımızda ise, Ġngiliz ve Rus iĢgallerinde
görüldüğü gibi, aradan geçen 14 yılın ardından Amerikan müdahalesinin geldiği
noktanın büyük ölçüde baĢarısız olduğu söylenebilir. 9 Afganistan, günümüzde de
ABD müdahalesinden öncesine göre daha güvenli bir yer olduğu söylenemez.10
Dolayısıyla ülkede modern bir ulus-devleti inĢası yolunda çok fazla mesafe
9
Mamun, R. (2010). Bazy-i Bakhta Shuda,(Yenilgiye UğramıĢ Oyun).(Birinci Baskı). Kabil: Sayyed
Yayınevi, 40-41.
10
The CIA‟s Interview in Afghanistan, Interview with Zbigniew Braezinski, Center for Research on
Globalization, 2001.
10
katledilmemiĢ ve demokrasi, etkili hükümet ve hukuk devleti gibi ilkeler
Afganistan‟a tamamen yabancı kavramlar olarak kalmıĢtır. 11 Eylül‟ün ardından
yapılan Bonn Konferansı sonrası, Afganistan‟da modern bir anayasa ve devlet
oluĢturmanın ne kadar zor olduğu anlaĢılmıĢtır. Ülkenin karmaĢık etnik yapısı,
kabilecilik kültürünün etkisi, merkezi idarenin zayıflığı, dikkate alındığında
Amerika‟nın yeni bir ulus inĢa etme projesinin gerçekleĢmesinin ne kadar zor
olduğu daha iyi anlaĢılacaktır.11
Gerek Afganistan gerek bölge devletlerde ulus ve devlet inĢasını
gerçekleĢtirmenin zor olmasının yanı sıra sosyal ve siyasal hayata değiĢiklik
getirmenin de zor olduğunun kanısına varılmıĢtır. Bir toplumun siyasal ve sosyal
hayatında değiĢikliği gerçekleĢtirmek için öncelikle o toplumun değiĢime açık
olması gerekmektedir. Afganistan gibi ülkelerde bu tür giriĢimlerde baĢarılı olmak
için aydın, elit, okumuĢ ve teknolojik geliĢmelere açık olan bir neslin söz sahibi
olması gerekmektedir. Nitekim Afganistan bu tür geliĢmeye kapalı olup, son sözü
aĢiret ağalarının söylediği bir ülke konumundadır. Yıllar boyunca Ģeriat ve despot
hükümetlerce yönetilen bir ülke konumunda olan Afganistan‟da kısa vadede bir
değiĢimden söz etmek mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken konu,
toplumu değiĢtirmek için öncelikle siyasal yapının değiĢmesi ön koĢul olarak
karĢımıza çıkmaktadır. Ayrıca batı tarzı bir modeli geri kalmıĢ bir ülkeye
uyguladığımızda, önümüze çıkacak her türlü olumsuz sonuçlar kaçınılmaz
olacaktır. Geçen 14 yıl süre zarfında Afganistan halkının sosyal hayatında az bir
değiĢiklik gelse de, siyasal anlamda bir ilerleme veya değiĢiklikten söz etmek
mümkün değildir. Ülkedeki siyasi partilerin baĢkanlığının soydan geçmesi,
yöneticilerin entelektüel sınıfı iktidardan uzak tutmaları, toplumu yönetenlerin
eleĢtiriye açık olmamaları ve buna benzer konularda siyaset alanında bir
ilerlemeden bahsetmek de mümkün değildir. Seçmenler sandık baĢına gittiğinde,
aday olan milletvekillerine etnik bakımından yakın gördüğü veya kendi etnik
grubuna mensup olan bir adayın lehine oy kullanmasına bakıldığında, siyasi
Ģuurun henüz geliĢmediği, etnik ve aĢiret bağlılığının ön planda olduğunu
görmekteyiz. Nitekim bu durum cumhurbaĢkanlığı seçimlerinde de aynıdır. 12 Zaten
11
Mamun, R. (2010) Negah-i makhfi( Gizli BakıĢ) (Birinci Baskı). Kabil: Sayeed Yayınevi, 255-227
Ġnternet: (Ocak 2013). azadi radyo web sayfası, Afganistan‟ın muğlâk geleceği makalesi. Web:
http://da.azadiradio.org/archive/local_news/20130328/1090/2118.html?id=24940941. 1 Haziran 2013‟de
alınmıĢtır.
12
11
30 yılı aĢkın süredir aralarında gerginlik yaĢayan ve iktidar paylaĢımında bir türlü
uzlaĢıya varamayan bir toplumdan farklı bir davranıĢ da beklenemez. Günümüzde
siyasal anlamda Afganistan‟ın belli bir istikrara kavuĢtuğu söylenemez. Taliban
terör örgütünün yeniden canlanması ve ülkedeki istikrarın sağlanmasında
yönetimin güçsüz kalması kaygı verici bir durum dur. Hükümetin baĢına geçen
iktidar sahipleri her ne kadar geçen 14 yıl süre zarfında elde ettiği baĢarıdan söz
etse de, bu baĢarılar ülkede yetersiz kalmaktadır. Örneğin Taliban 2000‟lı yıllarda
sadece ülkenin güneyinde etkin iken, günümüzde Afganistan‟ın kuzey ve
kuzeydoğu illerinde de etkinlik alanını geniĢletmiĢ durumdadır. GeliĢen bu olaylar
karĢısında hükümet, halk nezdinde itibarını yitirmiĢ, pek çok genç ekonomik ve
ideolojik sebeplerden dolayı Taliban saflarında güvenlik güçlerine karĢı savaĢmayı
tercih etmektedir. Siyasal anlamda ülkedeki huzur, AĢraf Gani hükümeti ile birlikte
tamamen yok olmuĢ ve pek çok kiĢi ülkeyi terk etmeye mecbur kalmıĢtır. Bunun
yanında ülkenin doğusunda IġĠD‟in baĢ göstermesi ve Afganistan halkına karĢı
katliamları gerçekleĢtirmesi de eklenirse, Karzai döneminde var olan istikrarın da
rafa kalktığından söz etmek mümkündür. Afganistan güvenlik güçleri her ne kadar
istikrarın sağlanmasında çaba sarf etse de artan terör olayları karĢısında yetersiz
kalmaktadır. Bundan bir yıl öncesine kadar Taliban ve IġĠD canlı bombalarla
devleti tehdit ediyor iken, günümüzde bu örgütler etkinlik alanını geniĢleterek il ve
ilçeleri kontrolüne almakta ve halktan aldığı güçle, devlete karĢı açık bir Ģekilde
meydan okumaktadır. CumhurbaĢkanı Hamid Karazai döneminde yönetime az da
olsa güvenen halk, Dr. AĢraf Gani hükümetinin baĢa geçmesiyle güvenini
yitirmiĢtir. Bunun nedeni, yeni yönetimin mutabakat hükümeti olarak kurulması ve
iktidarı paylaĢan taraflar arasındaki bitmeyen gerginlik ve iktidar paylaĢımındaki
kavgalar olmuĢtur. Bu kavgalardan nasibini alan halk her geçen gün ülkedeki
belirsizlik ve güvensizliğin artmasından dolayı, hükümete karĢı var olan ümidini
yitirmektedir. Bir yılı aĢkın süredir iktidarda olan Dr. AĢraf Gani ve Abdullah‟ın
mutabakat hükümeti seçimler süresince halka vaat ettikleri ekonomik refah,
iĢsizliğin giderilmesi, güvenliğin tesisi, eĢitliğin sağlanması gibi konular ise, bir
söylemden öteye gitmemiĢtir. Bu durum karĢısında hükümete olan inancını
kaybeden halk, iktidara taĢıdığı hükümeti sadece eleĢtirmekle yetinmektedir.13
13
RaĢid, A. (2001) Ġslamiyet, Petrol ve Orta Asya‟da Yeni Büyük Oyun, (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Mozaik
Yayınları, 212.
12
1.2.
Afganistan’ın Coğrafi Konumu
Afganistan Orta Asya, Hindistan yarım adası ve Orta Asya ülkeleri arasında
yer almıĢtır. Kara ulaĢımı açısından son derece elveriĢli olan bu ülkenin denize
kıyısı bulunmamaktadır. Bu yüzdendir ki eski çağlarda Dünyanın kuĢak noktası
olarak adlandırılmıĢtır.141747‟den beri bu ülkeye Afganistan adı verilmiĢtir.
15
Batıda Ġran, Doğu ve Güneydoğu‟da Pakistan, Kuzeydoğu ucunda Çin‟in Doğu
Türkistan bölgesi, Kuzey‟de Türkmenistan ve Özbekistan, Kuzeydoğu ‟da
Tacikistan ile sınırlandırılmıĢtır. Yüzölçümü 652100 kilometredir en batısı ile en
doğusu arasındaki uzaklık 1350 kilometredir. Kuzey ile Güney arasındaki mesafe
900 kilometredir. Afganistan‟ın ortasında baĢlayan dağların Ģeridi Vahan
bölgesinde Çin‟i bu ülkeden ayırmaktadır. Deprem noktasında bulunduğu için
bazen depremlerden etkilenmektedir16. Kuzey bölgesinde bozkırlarda yer alan iller,
Hazar Denizi‟ne doğru uzanır ve Amu Nehri ile sınırlanırlar. Orta bölgede
Pamir‟den doğan ve büyük bir bölümünü Hindu kuĢ Dağları‟nın oluĢturduğu sıra,
batıya ve güneydoğuya doğru uzanır. Bu dağlar ülkeyi kuzey ve güney olmak
üzere ikiye ayırmıĢtır.17 Afganistan‟ın deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 1200
metredir. Hindu kuĢ dağlarından kaynaklanan akarsular genellikle dört ana yöne
doğru akarlar ve bunlardan sadece Kabil ırmağı, Pakistan‟da Ġndus ile birleĢerek
denize ulaĢabiliyor. Ülkenin en büyük nehri Helmand nehridir. Ülkede en düĢük
nokta Amu derya havzası olup en yüksek nokta ise 7699 metre ile Tinç Mir‟dir.18
Ülke üzerinden önemli ticaret yollarının geçmesi, bu yollarda bulunan geçidin
askeri açıdan değer taĢıması, ülkeyi tarihin farklı evrelerinde farklı büyük güçlerin
çıkar çatıĢması meydanına dönüĢtürmüĢtür. Afganistan‟ın coğrafi konumu önemli
bir ulaĢım merkezini oluĢturmaktadır. Ülkenin coğrafi konumunu dört yolun
kesiĢtiği bölge olarak tanımlamak gerekir. Afganistan Orta Asya ile Hindistan, Çin
ile Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Orta Doğu ve Hindistan arasında bir güzergâh
14
Bostanoğlu,Ö,(1999) 21 yıl önceki Afganistan gözlemleri, Avrasya Dosyası Uluslararası ĠliĢkiler ve
Stratejik AraĢtırmalar Dergisi, Afganistan ve Pakistan Özel Sayısı, Cilt 4,(Sayı, 3-4) Ankara: Avrasya Bir
Vakfı, Avrasya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Yayınevi, 59.
15
ġimĢir, B,(2002) Atatürk ve Afganistan. (Brinci Baskı) Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Asam yayınları, 5.
16
Larousse, M (1998) Afganistan (Cilt,1) Ġstanbul: Sabah Yayınları,102.
17
Henry M, ( October 2001) Afghanistan Coutnry Handbook, A Field-Ready Referance Publication, (Birinci
Baskı) Newyork: Masocrita, 5.
18
Avrasya-Merkez Orta Doğu ve Ġslam AraĢtırmaları Grubu „‟Afganistan‟‟ Afganistan Dosyası Uluslararası
iliĢkiler ve Stratejik AraĢtırmalar Dergisi, Afganistan ve Pakistan Özel Sayısı, (1999), Cilt, 4, (Sayı, 3-4,)
Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Avrasya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Yayınevi, 29.
13
görevini yapmaktadır. Coğrafi açıdan böyle bir bölgede olan bir devletin varlığı,
doğal olarak pek çok savaĢlara sahne olması da kaçınılmazdır. 19Tarih sayfaları iç
savaĢ ve dıĢ müdahaleler ile dolu olan Afganistan‟ın her zaman büyük güçlerin
müdahalesine maruz kalmıĢtır. 19. yüzyılda Rusya ve Ġngiltere‟nin üstünlük
mücadelesinde, Ġngiltere Afganistan‟a nüfuz etmiĢtir. 20. yüzyılda ise SSCB
Ġngiltere‟nin yerini doldurarak yaklaĢık 10 yıl ülkeyi iĢgali altında tutarak, bizzat
kendi isteği doğrultuda ülke yönetimini elinde tutmuĢtur. 21. yüzyıla gelindiğinde
ise güç ve üstünlük mücadelesi ve karĢılıklı tehdit oluĢturmanın sadece egemen
devletlerarasında değil, belki devletler ve uluslararası örgütler arasında da
yaĢandığını görülmektedir.20
1.3.
Jeopolitik ve Jeostratejik Konumu
Afganistan Ġslam Cumhuriyeti21, Yeni dönemlere kadar değiĢik adları alarak farklı
zaman diliminde farklı isimleri almıĢtır. Bu isimler, eski Horasan havzasının bir kısmını
oluĢturan, Aryana, Kuzey Afganistan ise, Güney Türkistan diye adlandırılmıĢtır.
Afganistan Orta Asya, Güney Asya ve Ortadoğu arasında bir dört yol konumundadır.
Ülke 1747 tarihinden bu yana Afganistan (Afgan halkının vatanı) adını almıĢtır.22
Afgan halkı ülkede yaĢayan tüm etnik gruplara hitap edilmektedir.
Bugünkü Afganistan toprakları, M.Ö. 500 tarihinden sonra birçok devletin
iĢgaline maruz kalmıĢtır. Bu devletler arasında KuĢaniler, Sakalar, Ak-Hunlar,
Araplar,
Gazneliler,
HarzemĢahlılar,
Timuriler,
Babüriler
ve
AvĢarlar
yer
almaktadır. 19. yüz yıla gelindiğinde, Afganistan Ġngiltere ve Rusya‟nın egemenlik
mücadelesinin alanı olmuĢtur.23 Ġran-Arap Denizi-Hindistan ile Orta Asya-Güney
Asya arasında bir dört yol oluĢturan konumu, bu ülkeye tarih boyunca büyük önem
kazandırmıĢtır.24 Afganistan‟a stratejik olarak baktığımızda, orta kısmında Hindu
kuĢ dağları bulunmaktadır. Kuzey Afganistan bölgesi düz araziden oluĢmaktadır.
Afganistan topraklarının yaklaĢık %75‟i dağlık arazidir.25
19
Çakmak, H, (2004) Uluslararası Krizler ve Türk Silahlı Kuvvetleri, (Birinci Baskı) Ankara, Platin, 20.
Bakhtiyari, DıĢ Siyasetin KarĢılaĢtırılması: Afganistan‟a KarĢı Pakistan ve Ġran,. 160.
21
3 Ocak 2004 tarihinde kabul edilen son anayasada ülkenin adı bu Ģekilde kabul edilmiĢtir.
22
Dursun, G Afganistan‟ın Etnik Kimliği , Avrasya Dosyası, (Sonbahar-KıĢ 98-99). Cilt 4, (Sayı, 3-4). 49.
23
A Chronology of Afgan history,(01.06.2012) http://www.afghan web.com/history/achron.html,04.06.2013.
24
RaĢid, A (2001)Taliban Ġslamiyet, Petrol ve Orta Asya‟da Yeni Büyük Oyun,(Birinci Baskı) Ġstanbul:
Everest, Mozaik Yayınları ,11.
25
Bilgü Ġ ,Saray M,(1999) Afganistan, (Birinci Baskı) Ġstanbul: DĠA, T.D.V Yayınları, 404-407.
20
14
1.4.
Sosyal Yapısı
Afganistan toplumu, diller, dinler ve bölgesel topluluklar, mozaiğini
oluĢturmakta ve bu mozaiğin temeli, çekirdek aile, köy ve kabile birimlerine
dayanmaktadır. Etnik yapısı büyük çeĢitlilik gösteren Afganistan‟ı çoğunlukla
PeĢtunlar
Tacikler,
Nurustaniler
Özbekler,
oluĢturmakta
ve
Türkmenler,
ülkede
Hazaralar
otuzdan
fazla
Beluçlar,
farklı
dil
PeĢeyiler,
ve
lehçe
konuĢulmaktadır. Afganistan halkının %98‟i Müslüman‟dır ve az sayıda Hindu
yaĢamaktadır. Kutlanan önemli günler ve olaylar ise dini tatiller, ay takvimine göre
bağımsızlık günü, yeni yıl (Nevruz) gibi diğer tatiller kutlanmaktadır. Tatillerde
genellikle halk dost ve akrabalarının ziyaretine giderler, yemekler hazırlarlar ve
özel dini aktivitelerini yerine getirirler. Afganistan‟ın ulusal sporları Oğlak oyunu,
uçuĢturma yarıĢması, güreĢ, okçuluk, atçılık ve atletizmdir. Afganistan‟da 1923,
1963, 1976, 1987, 1990 yıllarında beĢ anayasa hazırlamıĢtır 26 anayasa
mahkemesi ise, 1964 yılında kurulmuĢtur.
1.5.
Nüfusu
Afganistan‟ın
nüfusu,
iç
ve
dıĢ
savaĢlardan
ötürü
tam
sayıma
ulaĢamamıĢtır. ÇeĢitli kaynaklarda farklı rakamlar verilmektedir. Ülkenin % 35 „i
PeĢtunlar ,% 35‟i Tacikler ve Hazaralar, % 30‟u Özbekler, Türkmenler ve diğer
azınlıklar oluĢturmaktadır.27 Ama Afganistan‟ın bilgi broĢürünün 2002 yılında
yayınlanan basımında 27 milyon nüfus kaydetmiĢtir28.
Ülke içinde yaĢanan
savaĢlar neticesinde yaklaĢık bir milyon insan hayatını kaybetmiĢtir.29 Yedi
milyondan fazla insan da komĢu ülkelere ve dünyanın diğer ülkelerine sığınmacı
olarak yaĢamaktadır. Erkeklerin sayısı kadınlara göre oranda daha fazla
gösterilmektedir.30 Afganistan‟daki doğum oranı %4, ölüm %1,8 bebek ve % 15‟i
yetiĢkindir.31 Ülkede kilometreye 27 kiĢi düĢmektedir. Nüfusun % 18„i kentlerde %
27
Lacoste, Y,(2007) Büyük Oyunu Anlamak, Jeopolitik: Bugünün Uzun Tarihi,(Birinci Baskı) Ġstanbul:
NTV Yayınları, 270.
28
Afganistan Bilgi BroĢürü, (2002) Kara Kuvvetler Komutanlığı TSK Lojistik ve Ġnsani Yardım Tugay
Komutanlığı Yayınları, Ankara 21.
29
Esposito J.L,(2003) Kutsal Olmayan SavaĢ, Çev, Nuray Yılmaz ve Ertan Yılmaz, Ġstanbul: Oğlak Bilimsel
Kitaplar, 31-32.
30
Esposito, a.g.e. 34.
31
Larousse, a.g.e, 105.
15
82‟si kırsal alanda yaĢamaktadırlar. 1997 yılında nüfus artıĢ hızı % 5,2 oranında
tahmin edilmiĢtir. Ortalama insan ömrü yaklaĢık 47 yaĢ olarak kaydedilmiĢtir.32
1.6.
Eğitim
Afganistan‟da iki tür eğitim sistemi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; devlet
bünyesinde eğitim veren Ġslami Medreseler, diğeri ise devlet okullarıdır. Eğitim
alanında etkili bir ilerleme 1929 yılından sonra baĢlamıĢtır. 1933 yılında Kabil‟de kızlar
için bir okul açılmıĢ ve aynı yılda Kabil Üniversitesi kurulmuĢtur. Ġlköğretim kurumları
ülkenin çeĢitli yerlerde bulunmasına karĢın ortaöğretim kurumları yalnızca Kabil‟de ve
eyalet merkezlerindedir.1990‟lı yıllardan bu yana okulların sayısının artmasıyla birlikte
okuma yazma oranında bir artıĢtan söz etmek mümkündür. Genel nüfusun içinde
okuma yazma oranı 90‟lı yıllarda % 31 iken,
2007 yılında % 45‟i bulmuĢtur.
Kadınların okuma yazma oranı % 47,2 den % 55‟e ulaĢmıĢtır. 1990‟lı yıllarda ilkokul
sayısı ülke çapında 588 iken 2007‟de 700‟e kadar artmıĢtır, ortaokul 20‟den 300‟e
üniversite sayısının beĢten 15‟e yükseldiğini görmekteyiz. Ayrıca bunun yanı sıra özel
üniversitelerin de faaliyete geçtiği ve ülkedeki yüksek eğitimin geliĢiminde katkı
sağladığını görmek mümkündür. Bölge halkının yıllarca savaĢ halinde yaĢamalarına
rağmen bilim ve sanata önem vererek hiçbir zaman hatta en ağır savaĢların
yaĢandığı zamanlarda bile öğrenciler okullarına devam etmiĢlerdir. Günümüzde de
Afganistan‟da okul sisteminin iyi olmamasına rağmen, halk savaĢlarda harabeye
dönüĢen eğitim merkezlerinde okumaya devam etmektedir. Anayasanın 16.
Maddesinde Farsça ve PeĢtucanın yanında, Türk dilleri ve diğer dillerinin de üçüncü
resmi dil olarak kabul edilmesine rağmen, bu dillerin geliĢmesi için olumlu adımlar
atılmamıĢtır.33 Çoğunlukla kuzey ve kuzey doğu illerinde yaĢayan Türklerin
konuĢmakta olduğu dillerin geliĢmesi ve eğitim verilmesinin yanı sıra devlet bu dilleri
korumakla mükellef olduğu iĢbu maddede belirtilmiĢ olsa da, bu dillerin geliĢmesi ve
yaygınlaĢması konusunda kayda değer bir geliĢmeden söz etmek mümkün değildir.34
32
Afganistan Bilgi BroĢürü,(2002) Kara Kuvvetleri Komutanlığı,Ankara: TSK Lojistik ve Ġnsani yardım
Tugay Komutanlığı Yayınları. 17.
33
Afganistan Anayasası, 16. Maddesinde bu konu hakkında detaylı bilgi verilmiĢtir.
34
Michel Chossudovsky, “Who Is Osama Bin Laden?”, University of Ottawa, Centre for Research on
Globalisation (CRG), Montréal, 2001. 7.
16
17
2. BÖLÜM
AFGANĠSTAN’IN ETNĠK GRUPLARI VE YÖNETĠM TARĠHĠ
2.1.
Etnik Gruplar
Coğrafi konumu gereği Afganistan, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıĢ
ve bu medeniyetlerin kültürlerinden etkilenmiĢ bir ülkedir. Afganistan‟da bugün
birçok etnik grubun yaĢadığı farklı bölgelerde, farklı sosyo-kültürel yapılara
rastlanmaktadır. Bugün Afganistan‟ın nüfusunu meydana getiren toplumun etnik
yapısı oldukça karıĢıktır. Bu karıĢık etnik yapı neticesinde Afganistan‟da yaĢayan
halk kendi kimliklerinden vazgeçmemiĢ, üst kimlik ve belli bir etnik gruba mensup
olma sorunu günümüze kadar süregelmiĢtir.35 Afganistan halkını meydana getiren
etnik grupları baĢlıca Ģunlardır: PeĢtunlar, Tacikler, Özbekler, Türkmenler,
Hazaralar, Kazaklar, Kırgızlar, Beluçlar, Nuristaniler, PeĢĢeyiler, Aymaklar,
Karakalpaklar, AvĢarlar, Barahuiler, ġığniler ve Pamiriler dir.
2.1.1 PeĢtunlar
Afganistan da PeĢtun azınlığı, Hint-Avrupa dil ailesine giren PeĢtunca,
PeĢtun dilini konuĢmaktadırlar.36PeĢtunların bugünkü Afganistan coğrafyasına
güneyden gelip Süleyman Dağları etrafında yerleĢtikleri bilinmektedir. 37 Güneyde
yaĢayan
kabilelere
Patan
veya
PeĢtun
PeĢtuncadır. Afganistan‟daki kanıtlara
göre
denilmektedir.
PeĢtunların
KonuĢtukları
bölgeye
dil,
bugünkü
Pakistan‟ın kuzeyinden geldikleri ve Süleyman Dağları etrafına yerleĢtikleri 38 ve
bugünkü Afganistan‟da bir etnik grubu teĢkil ettikleri bilinmektedir. Günümüzde
PeĢtunlar Durraniler ve Gılzayiler olarak iki farklı boya ayırmaktadır. Çoğunlukla
Afganistan‟ın güney kesimine yerleĢen PeĢtunlar‟ın bir kısmı 1893 yılında
Afganistan Kralı Abdurrahman Han ve Ġngilizler arasında imzalanan Durand sınır
anlaĢması neticesinde Pakistan‟ın kuzeyinde kalmıĢlardır.39 Afganistan‟da yoğun
olarak PeĢtunların yaĢadığı iller Ģunlardır: Kandahar. Paktiya, Nengerhar,
Helmand Paktika, Host ve Vardak illeridir. Ülkenin diğer bölgelerinde, özellikle
35
Ġnternet:
(ġubat
2010).
Kaderine
terk
edilmiĢ
ülke,
Afganistan.
Web:
http://sefat6afghanistan.mihanblog.com/post/500. 25 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır.
36
Habibi A. (1970) Afganistan‟ın Tarihi, (Üçüncü Baskı) Kabul: Mayvand Kültür Merkezi Yayınları, 11-12
37
Saray, M . (2002) Afganistan ve Türkler.(Birinci Baskı) Ġstanbul: ASAM Yayınları, 13
38
Saray , a.g.e, 13.
39
Sullivan D.P, (2007)Tinder, Spark, Oxygen, and Fuel, The Mysterious Rise of the Taliban, Journal of
Peace Research, Cilt 44, No. 1, 97.
18
Özbeklerle Türkmenlerin yoğun olarak yaĢadıkları Kuzey Afganistan‟da küçük bir
PeĢtun azınlığı yaĢamaktadır. Bunların çoğu mevsimlik tarım iĢçisi olarak gelip
daha sonra bu bölgeye temelli yerleĢmiĢ veya zamanın hükümetleri yönetimi eline
alan PeĢtunlar kendi etnik gruplarına mensup olan kiĢileri (nâkilin) nakledilenler
olarak Türk topraklarına zorunlu olarak göndermiĢtir.
40
2.1.2 Tacikler
Afganistan‟ın diğer büyük etnik grubu, Taciklerdir. Afganistan‟da sağlıklı
nüfus sayımı yapılmadığı için etnik grupların sayısı hakkında bilgi vermek yanlıĢ
olacaktır. Taciklerin hemen hepsi kabilecilik hayatını terk etmiĢ yerleĢik hayatını
benimseyen topluluktur. Tacikler de Afganistan‟ın eski yerleĢik haklarından
sayılmaktadır. Tacikler çiftçilikle uğraĢan halk olmalarından ötürü Afganistan‟ın
önemli bölgelerinde verimli toprakları sahiplenmeyi baĢarmıĢlarıdır. Taciklerin
çoğu buğday, arpa Pirinç ve benzeri tahıl ürünleri yetiĢtirmektedir. ġehirler ve
kırsal kesimlerde yaĢayan Tacikler ülke nüfusunun önemli bir bölümünü
oluĢturuyorlar.41 Günümüz Afganistan‟ında da Tacikler gerek ekonomide gerekse
siyasette önemli rol oynamaktadırlar. Kabil‟den Herat‟a kadar ülkenin dört bir
yanına dağılmıĢ olan Tacikler yoğun olarak yaĢadığı iller baĢta Kabil olmak üzere,
Parvan, BadahĢan Kapisa, PencĢir, Kabil, Herat ve Farrah‟dır. Afganistan‟ın
genelinde dil bakımından Tacik kültürünün etkisi büyüktür.42 Ülkenin büyük bir
bölümünde, eğitim öğretim Farsçanın bir Ģivesi olan Dari dilinde yapılmaktadır.
Çünkü derice Afganistan‟ın bütün etnik gurupları tarafından anlaĢılabilen dildir.
Ülkede Tacik kökenli olmayan ama ana dili olarak Farsçanın değiĢik Ģivelerini
konuĢan baĢka etnik gruplar Aymaklar Araplar ve Hazaralardır.
43
2.1.3 Hazaralar
Afganistan‟ın diğer bir kalabalık etnik grubunu oluĢturan halk, Hazaralardır.
Hazaraların ismi konusunda birçok rivayet vardır. Hazar, Farsça ‟da bin anlamında
olduğu için Hazaraların, Ġslamiyet‟ten önce bölgeleri Hazaracat‟a Cengiz Han
askerleri tarafından biner kiĢilik yerleĢmesi sonucu orada yaĢayan yerel halkla
40
Ghobar G, (1999) Afghanistan Dar Masir-i Tarikh (Tarih Sürecinde Afganistan) (ikinci Baskı),PeĢaver:
Meyvend Yayınevi, 122.
41
Harris, J. (2009) Carl Davidson, “Obama, The New Contours Of Power”, Race and Class, (Ellinci sayı)17.
42
Newton Welber, D.(1978) Afganistan‟da Etnik Gruplar ve Kökenleri, Çev. Oğuz Aktan, Ġstanbul:
EtnolojiAraĢtırmaları Yayınları, 840.
43
Ghobar, a.g.e 128.
19
kurduğu akrabalık sonucu Hazar Farsçadan gelen (bin) anlamında olduğu
söylenir. Hazaralar hakkında yaygın rivayet de, Hazaraların bin kiĢilik tabur Moğol
ordusundan kalan askerlerinin kalıntıları olduğu doğru bir kanıdır. TürkiyeAfganistan arası iliĢkilerin yakınlaĢması sonucu Hazaralar siyasi anlamda Ġran‟dan
ġii olma kozunu kullanarak yardım alabildikleri gibi, Türkiye ile yakın iliĢki kurmak,
bu vesile ile mensup oldukları etnik gruba çıkar sağlayabilmek için kendilerini TürkMoğol karıĢımı olduklarını dile getirmeye baĢlamıĢlardır. Kimi yerlerde de
Hazaraların asil Türk olduğunu iddia ediyorlar. Tarih boyunca yaĢayan ve
günümüze kadar gelen Türk boylarını incelediğimizde ise, Hazara denen bir Türk
kabilesine rastlanmamaktadır. Hazaralar Afganistan‟ın Kabil, Gazne, Bamyan,
Behsud, Daykundi, Cağuri, Parvan ve Urzgan Ģehirlerinde yaĢamaktadırlar.
Hazaralar
Afganistan‟ın
merkezi
kısmında
konuĢlanan
dağlık
Hazaracat
bölgesinde yaĢam sürdürmektedir.44 Hazaraların yaklaĢık yüzde sekseni, ġii
mezhebine mensuptur ve Farsça konuĢmaktadır; yalnız konuĢmakta oldukları
lehçede bazı Türkçe kökenli az sayıda kelime de mevcuttur. Hazaracat bölgesinin
dıĢındaki Hazaralar da vardır. Parvan ve Herat çevresindeki Batı Hazaraları Sünni
mezhebine mensuptur. Afganistan‟daki Hazaraların yaĢadığı alanları genel olarak
Kabil, HindukuĢ‟un kuzeyi ve Bamyan dır. Hazaralar da tıpkı diğer etnik gruplar
gibi tarım iĢleriyle uğraĢmaktadırlar.45
2.1.4 Türkler
Afganistan‟da PeĢtunlar ve Taciklerle eĢit oranda tahmin edilen en kalabalık
etnik grup Afganistan‟ın Türkleridir. Özbek ve Türkmenlerin çoğunlukla yaĢadığı
Afganistan‟ın
Kuzeyine
Türkistan
veya
Afganistan
Türkistan‟ı da
denilir.
Afganistan‟ın en doğusundaki Vahandan baĢlayarak ülkenin en Batısındaki tarihi
Herat kentine kadar uzanan Afganistan‟ın Türkistan bölgesi Katağan ve Güney
Türkistan olarak iki bölgeye ayrılıyor. Afganistan‟ın Türkistan bölümünde
yaĢamakta olan Türkler dil, gelenek, görenek, örf ve adetlerine sahip çıkabilmiĢler
ama bu bölgenin dıĢında kalan Türklerin birçoğu asimile olmuĢtur. Aymaklar
AvĢarlar, Halaçlar ve KızılbaĢların büyük bir bölümü asimile veya yaĢamakta
oldukları bölgede entegre olan gurupların baĢındadır.
44
Afganistan‟da yaĢayan
Musavi, S.A. (2001) Hazara Hayi Afghanistan( Afganistan‟ın Hazaraları) Tahran: Naqshe Simurgh
Yayınevi, 24- 25.
45
Dariz, A (2001) Afghanistan Dar Qarn-e-Bistum (20. Yüzyılda Afganistan), (Birinci Baskı) Peshawer:
Danish Yayınları, 83.
20
Türklerin arasında en kalabalık grup, Özbeklerdir. Türk gruplarının arasında
Özbeklerden sonra ikinci kalabalık etnik grubu teĢkil eden grup ise, Türkmenlerdir.
Bu iki grup Afganistan‟ın Kuzey ve Kuzeydoğusunda yaĢam sürdürmektedirler. 46
Afganistan devleti kuruluĢundan günümüze kadar hâkim ve sözü geçen kesimi
oluĢturan PeĢtunlar tarafından yönetilmiĢ, PeĢtu dilinin resmi olmasından dolayı bu
dilin yayılması için büyük yatırımlar yapılmıĢ ve Afganistan‟ın dört bir yanında
yaĢayan etnik gruplara da birinci dil olarak okutulması için çaba sarf edilmiĢtir.
Hâkim olan kesim bu amaçlarına ulaĢmak için bölgede ve Afganistan‟da köklü bir
dil ve kültür geleneğine sahip olan Türkleri görmezlikten gelerek yok etme
giriĢimleri de olmuĢtur. Tarihi ve kültürel bakımından ayakta kalmak için mücadele
veren Afganistan Türklerinin günümüzdeki durumu geçmiĢine nazaran az çok
değiĢim göstermiĢ olsa bile siyasi anlamda kayda değer bir geliĢmeden
bahsetmek mümkün değildir. GeçmiĢten günümüze kadar Afganistan‟da hükümet
yandaĢları bölgenin yerli ve kadim zamandan bu yana o topraklarda yaĢamakta
olan Özbekler, Türkmenler, Uygurlar, Kazaklar, Tatarlar ve Kırgızlara karĢı bir
asimilasyon politikası izlemiĢ ve bu halkları hiç sayıp bölgedeki Türklere adil
davranmamıĢtır.47
Ġktidar sahipler Özbekçe ve Türkmenceyi bölgesel lehçe olarak bazen de
bunu yok sayarak tüm insani haklarını çiğnemekten bile çekinmemiĢlerdir.
Afganistan devleti tesis edildiği günden buyana, dil politikasında iktidar sahipleri
olan PeĢtun dili üzerine yoğunlaĢmıĢ ve mecburi dersler ve kamu görevlerinde
PeĢtun dil kursları icat edilmiĢ ve bu dil milli bir dil olarak PeĢtun olmayan yerli
halklara dayatılmaya çalıĢılmıĢtır. 1920 yılına gelindiğinde, PeĢtun dilini bilmeyen
kiĢiler resmi dairelerden iĢten atılmıĢ, yerine alınacak olan kiĢilerde de bu dili
bilmesi ön koĢul olarak diretilmiĢtir. Yeni çıkan yasalarla iĢe alınacak olan kamu
görevlilerine PeĢtunce eğitimi veren kurslardan dili bildiğine dair mezuniyet belgesi
alma Ģartı mecburi olarak getirilmiĢtir.48 Kamu görevlerinde çalıĢmakta olan
Ģahıslar PeĢtunce dil kurslarından mezuniyet belgesini baĢarıyla elde edemeyen
iĢten atılmıĢ veya terfi etmeleri askıya alınmıĢtır. Tüm bu çabalara rağmen
Afganistan‟da PeĢtun dili milli bir dil haline gelmemiĢ, bu uygulamanın tam tersine
46
Dariz, a.g.e., s.90.
Sajadi, S. (2001) Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi) (Birinci Baskı) Kum: Bostan Kitabe-Kum Yayınları, 41.
47
21
ülkenin genelinde Farsçanın bir Ģivesi olan derice bölgede yaĢayan etnik grupların
aralarında konuĢacakları ortak dili olarak kullanılmıĢtır.
1965
yılında
hükümetin
49
çıkardığı anayasanın
üçüncü maddesince,
Afganistan, da konuĢulan diller konusunda PeĢtuca ve Farsçayı resmi dil olarak
kabul eder‟‟ Yalnız Farsça tüm kamu kurumlarında devletin ortak dili olmayı
baĢarabilmiĢtir. Devletin uygulamaya koyduğu dil politikaları çerçevesinde PeĢtuca
birinci ve Farsça ikinci resmi dil olarak kabul edilmiĢti. Ancak uygulamaya
gelindiğinde, PeĢtunce resmiyetteki yerini alamamıĢ aksine baĢarısız olmuĢtur.
Afganistan‟ın asıl yerli halkı olan Türklerin farklı siyasi, sosyal ve kültürel baskılar
altında kendi ana dilleri olan Özbekçe ve Türkmenceyi günlük hayatlarında
kullanabildikleri, bu dili eğitim, sanat ve kültür hayatlarında kullanmalarına her
hangi bir hak tanınmadığı gerçeğidir. 1963 yılına gelindiğinde, Afganistan‟ın siyasi
hayatında yeni demokrasi adı altında hareketler baĢlamıĢtır. 50Bu hareketlerle
birlikte, tanınan bu hakların temeline baktığımızda, yeni anayasa kabul edilmiĢ ve
ülkede bazı reformlar neticesinde siyasi faaliyetlere izin verilmiĢtir. Halka verilen
haklar çerçevesinde siyasi suçlarından dolayı hapiste bulunan suçlular serbest
bırakılmıĢtır. Yürürlüğe konulan bu demokratik giriĢimden en çok yararlanan
komünistler olmuĢtur. Afganistan Türkleri de bu açılımdan faydalanarak bir saatlik
Türkçe radyo programı yapmaya baĢlamıĢlardı.51 Ancak Türkçe dergi, gazete ve
benzeri yazılı iĢitsel ve görsel eserler çıkarmaya hükümet tarafından her hangi bir
hak tanınmamıĢtı. 1973 yılına gelindiğinde, cumhuriyet döneminde yayınlanan
Türkçe programı da radyodan kaldırılmıĢtır.52
1978 yılı Afganistan tarihinin karanlık dönemi diye nitelendirdiğimiz yıl
Afganistan‟da yaĢayan PeĢtun olmayan halkların kullanmakta olan kültürel haklar
da ellerinden alınmıĢtır. Aslında Afganistan devleti kurulduğu yıllardan kısa bir
süre sonra yaklaĢık 200 yıldan beri huzursuzluk bu topraklarda süregelmektedir.
BaĢta Ġngiltere olmak üzere Batının sömürge politikası neticesinde kültür,
medeniyet ve bilim beĢiği olan Turan, Türkistan, Horasan ve Mavera ün nehir
siyasi otoritelerin yanlıĢ uygulamaları neticesinde acılar çekmeye maruz
49
Sajadi, a.g.e., 53
Pohanyar, S.M. (2001) Zuhur-i Meshrutiyat ve Qurbaniyani Estibdad (MeĢrtiyet Ortaya ÇıkıĢı ve Ġstibdat
Kurbanları), ( BeĢinci Basıkı) Peshawer: Maiwand Yayınları, 169.
51
Pohanyar, a.g.e., 122.
52
Pohanyar, a.g.e., 173.
50
22
bırakılmıĢtır. Kimi zaman Batı sömürgeci politikaları nedeniyle halk ezilmiĢ kimi
zaman da Rus komünist sömürgesine maruz kalan Afganistan‟da yaĢayan ve
PeĢtun olmayan halklar yaĢatılan yanlıĢ siyasi hareketler sonucu birçok acı
günlerin çekmelerine maruz bırakılmıĢtır. Günümüz Ģartlarında yaĢananlar da
eskisinden pek farklı değildir. Afganistan devleti nezdinde PeĢtunce ve Fars dilleri
dıĢında tüm diller üçüncü ve bölgesel resmi dil olarak aynı statüde yer
almaktadır.53
A. Özbekler
Afganistan Türkleri arasında nüfus bakımından en kalabalık Türk etnik
grubu arasında, Özbeklerdir. Herat, Badgis,
Andhoy,
kunduz, Bala, Murgap,
BadahĢan, Tahar, Faryab, Cozcan, Bağlan, Ser-i Pul, Akça, Belh, Mazar-i ġerif ve
Samangan gibi Ģehirlerde yaĢarlar. Özbekler en kalabalık olarak Maymana, Ser-i
Pul Tahar, Andhoy ve ġibirgan „da yaĢarlar. Afganistan‟da sağlıklı nüfus sayımı
yapılamadığı için Özbeklerin nüfusu hakkında da kesin bilgi bulunmamaktadır.
Özbekler, diğer Türk boylarına nazaran ticaret ve halıcılıkta daha maharetlidirler.
Ticaret dıĢında hayvancık, tarım ve el sanatları da Özbeklerin arasında
yaygındır.54
Özbekler Afganistan‟ın üçüncü büyük etnik grubunu teĢkil
etmektedirler.
Türklerin
yoğun
olarak
bulunduğu
Afganistan‟ın
kuzey
ve
kuzeybatısında yaĢayan birçok boy asimile olmuĢtur. AvĢarlar, Halaçlar, Aymaklar,
Tatarlar ve Uygurlar asimile olan Türk topluluklardır. Afganistan‟da iç savaĢın
yaĢanmasından ötürü sağlıklı nüfus sayımı yapılamamıĢtır.55 Özbeklerin nüfusu
sekiz ile dokuz milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.
B. Türkmenler
Afganistan‟da yaĢamakta olan Türkmenler kendi örf ve adetlerini iyi
koruyabilmiĢlerdir. Afganistan Türkmenler Türkmenistan‟daki „‟Basmacı‟‟ BolĢevik
Ġhtilali
diye
bilinen,
BolĢeviklerle
mücadele
zamanında
(1920-1930)
Türkmenistan‟dan kaçıp Afganistan‟ın Kuzey ve kuzeydoğu bölgelerine yerleĢen
Türkmenlerdir. Genelde Türkmenler geçimlerini hayvancılık ve tarımla sağlarlar.
Afganistan‟da meĢhur olan karaköl koyununu Özbeklerin yanı sıra, Türkmenler de
53
Pohanyar, a.g.e., 179.
Bablu, Sh (2012)Tarikh-e-Mukhtasar-e-Turkistan-e-Janubi (Güney Türkistan Kısa Tarihi)(Birinci Baskı)
Tehran: Andisha-e-Naw, 55-59.
55
Babalu, a.g.e. 62.
54
23
yetiĢtirmektedir. Aynı zamanda Türkmenlerin bir diğer geçim kaynakları da halıcılık
ve halı ticaretidir.56 Türkmenler Türk boyları arasında Özbeklerden sonra en
kalabalık nüfusa sahip olup, nüfusları iki milyon civarında tahmin edilmektedir.
C. Kırgızlar
Afganistan‟ın BadahĢan ilinin Pamir ve Vahan denilen bölgesinde yaĢayan
Kırgızların nüfusu 40 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Kırgızlar da
Türkmenler gibi göçebe bir hayat tarzını benimsedikleri gibi çoğunlukla
hayvancılıkla uğraĢmaktadır. Kırgızların çoğu Afganistan Rusların iĢgaline maruz
kaldığı sıralarda Pakistan‟a mülteci olarak gitmiĢ, daha sonra da Türkiye‟ye
getirilmiĢtir. Van ilinin Ulu Pamir Ġlçesine (eski adı, Yılanlı Dere) yerleĢen
Afganistan Kırgızları günümüze kadar burada yaĢamaktadır. 1983 yılında Türkiye‟
getirilen Kırgızlar Van ve diğer büyük Ģehirlerde hayvancılık, dericilik ve çiftçilikle
uğraĢmaktalar.
57
Kırgızların nüfusu hakkında kesin bilgi olmamakla beraber, 40
binin üzerinde bir nüfusa sahip oldukları tahmin edilmektedir.
D. Kazaklar
Zamanın Sovyetler Birliğinin mezaliminden Afganistan‟a kaçarak gelen
Kazaklar, yoğun olarak “Khanabad” bölgesinde yaĢamaktadırlar. Kazaklar, diğer
Türk boylarına benzer Ģekilde yerleĢik hayata geçme konusunda daha kısa sürede
baĢarılı olmuĢlar. Afganistan‟daki Kazakların nüfusları da güvenilir bir nüfus sayımı
olmadığından dolayı net bir Ģekilde bilinmemektedir. Kazakistan bağımsızlığını
aldıktan sonra, nüfusunun az olması sebebiyle dünyadaki tüm kazakları
Kazakistan‟a davet edip vatandaĢlık verdiği sıralarda Afganistan‟da yaĢayan
Kazak Türkleri de Kazakistan‟a taĢınmayı ve orada hayat sürdürmeye devam
etmiĢlerdir58 Kazakistan‟a yapan toplu göç sonrası, Afganistan‟da kalan Kazak
nüfusu beĢ bin kiĢi civarında tahmin edilmektedir.
E. Karakalpaklar
Afganistan‟ın farklı ve değiĢik bölgelerinde yaĢayan Karakalpak Türklerinin
nüfuslarının 3-4 bin olduğu tahmin edilmektedir. Özbekler, Türkmenler, Kazaklar,
56
Küçükyıldız, A. (2012) Çapandaz,(Birinci Baskı) Ankara: Bengü Yayınları, 119.
Küçükyıldız, a.g.e, 121
58
Küçükyıldız, a.g.e, 145
57
24
Kırgızlar dıĢında Nadir ġah‟ın 18. yüzyılda Afganistan bölgesine getirip yerleĢtirdiği
KızılbaĢlar ve Aymaklar da Afganistan‟da yaĢamaktadır. Ancak bu Türk boyları
konuĢmakta oldukları dillerini unutmuĢ ve gönüllü olarak bölgedeki konuĢulan dile
uyum sağlamaya ve bölgede çoğunluğun konuĢmakta olduğu farsların dilini
konuĢarak entegre olmuĢlardır. Bunların yaĢamakta oldukları bölgelerde sayıca
diğer etniklere göre az olduklarından dolayı Afganistan‟daki fars halkların içinde
asimile olmuĢtur.59 Diğer Türk boyları gibi Karakalpakların toplam nüfusu hakkında
kesin bir rakam bulunmamaktadır.
2.2.
Farklı Etnik Yapıların Siyasete Etkisi
Ġngilizlerin himayesinde Habibullah Kalakani emirliği ortadan kaldırılınca
Emir‟in tüm yandaĢları mevcut kral ve taraftarları tarafından yok edilmiĢtir. 1929
yıllarında Tacik kökenliler yeni hükümete karĢı her ne kadar dirense de bu
ayaklanmalar Ģiddetle bastırılmıĢ, bu Ģekilde Taciklerin bir daha hükümete karĢı
ses çıkarmamalarına sebep olmuĢtur. Ayrıca ayaklanmaya kalkıĢan Tacik kökenli
Ģahısların tamamı, tahta yeni oturan kral tarafından baĢkent Kabil‟e intikal
ettirilerek Ġdam edilmiĢtir. Ġdam edilenlerin tüm mal varlığına el konulmuĢ, Kral‟ın
bu giriĢimini destekleyen sınırın öbür tarafında olan PeĢtun kökenliler düzenli bir
tabur Ģeklinde yardıma koĢmuĢlardır.60 1930 yaz aylarına gelindiğinde ise
Afganistan‟ın Kalakan ve Kohdaman bölgelerinde yaĢayan emir taraftarları krala
karĢı tekrar bir ayaklanmaya kalkıĢsalar da bu ayaklanma yine Ģiddetle
bastırılmıĢtır. Hükümet bu tür ayaklanmaların önüne geçmek için Afganistan
tarihinde PeĢtun faĢizminin babası olarak tanınan ve krala yakınlığı ile bilinen,
Muhammad Gül Mohmand, Tacik kökenlilerin çoğunlukta yaĢadığı ve hükümete
karĢı sık sık ayaklanmaya çalıĢan bu bölgeye kontrol baĢkanı görevi ile atanıyor. 61
Mohmand Afganistan‟da yaĢayan ve PeĢtun olmayan etniklere karĢı derin
bir kin beslediğinden ötürü bu bölgeye hâkim olarak atandığı günden itibaren her
türlü iĢkenceyi reva görmüĢtür. Bu direniĢleri Gül Muhammad‟ın giriĢimleri ile
susturabilseler de Afganistan‟ın diğer kuzey bölgeleri kralın PeĢtunlaĢtırma ve
Afganistan Türklerine karĢı olan zulümlere göz yummayan halk bu sefer
ayaklanmaya baĢlamıĢtır. Ġbrahim Bek Lakai adında meĢhur bir Türk liderin
59
Küçükyıldız, a.g.e, 155.
Ghobar, a.g.e., s. 302-303.
61
Ghobar, a.g.e., s. 308- 309
60
25
önderliğinde Kuzey Afganistan‟ın dört bir yanında ayaklanma ve ses çıkarmalar
baĢlamıĢtır. Ġbrahim Bek Lakai Afganistan Türklerinin yoğunlukta yaĢadığı kuzey
ve kuzeydoğu bölgelerde zulme karĢı isyan edenlerin yanında olup önderliğini
sürdürmüĢtür.
Bu
bölgeler
Maymana‟dan
baĢlayarak
BadahĢan‟a
kadar
uzamaktaydı. Lakai‟nin bu giriĢimlerine rahatsızlık duyan, Kral ve hükümetin
yandaĢları Ġbrahim Bek Lakai‟inin derhal yakalanması ve cezalandırılması için
giriĢimde bulunsa da bu giriĢimler sonuç vermemiĢtir. Türk önderi Lakai‟yi
yakalamak için baĢkent Kabil‟den kral Nadir ġah‟ın kardeĢi ve aynı zamanda
Genelkurmay baĢkanlığını yürüten ġah Mahmut bizzat görevlendirilmiĢti. Ġbrahim
Bek Lakai‟yı yakalama giriĢiminde baĢarısız olan ġah Mahmut Kuzey Afganistan
Türklerinin Lakai‟yı desteklediği için her türlü zulme tabi tutulmuĢ ve bu Ģekilde
birçok Afganistanlı elit Türkün canına mal olmuĢtur. Bu zulümlere dayanamayan
insanlar, yurt dıĢına kaçmıĢ veya sürgüne gönderilmiĢtir. Afganistan‟ın yakın
tarihinde gerçekleĢtirilen kral Amanullah Han‟ın dedesi olan kral Abdulrahman Han
zamanında Afganistan Türklerine yapılan iĢkencelerin devamı niteliğinde bir kez
daha bu iki etnik arası soğukluk ve güvensizlik ortamı yaratılmıĢtır. Kral
Abdülrahman Han‟ın Türklere yaptığı iĢkenceler bir nebze unutulmuĢ olsa da, bu
sefer geçmiĢteki etnikler arası kin ortamı alevlenmiĢ oluyordu. Afganistan‟a yapılan
Türk soykırımı senaryoları bununla bitmeyecektir. Kral bu sefer Afganistan
faĢizminin babası lakabını alan Gül Muhammad Han Muhmand‟ı Kuzey Afganistan
kontrol BaĢkanı görevi ile gönderiliyor. Muhmand da önceden tasarladığı PeĢtun
olmayanları ezme politikalarını yürürlüğe koyuyor. Muhmand göreve baĢladığı
günden itibaren Türkleri kültürel açıdan yok etme ve Türklere ait mekânları
yıkmadan çekinmemiĢtir. On binlerce Türk tarihi mekânları, eserleri ve edebi
kitaplarını yakmıĢ, Türklere ait tarihi kitabeleri yok etmiĢtir. Türklerin elinde
bulunan kitapların yok edilmesine de gerekçe olarak, „‟burası Afganistan herkes de
Afgan dili, yani PeĢtunceyi konuĢacak büyük ve güçlü bir Afganistan için adım
atacaktır‟‟ diyordu. Türk isimlerinde olan Ģehir, bölge, kasaba isimlerini PeĢtunce
isimlerinde değiĢtirmiĢtir. Türklerin verimli arazileri zorla ellerinden alınmıĢ ve
Güneyden getirdiği PeĢtunlara hiçbir ücret alınmadan verilmiĢtir. Aynı zamanda
Türklerden alınan bu topraklara yerleĢtirilen PeĢtunlar her hangi vergi ödemekten
muaflardı. Nadir Ģah zamanında da gerek Türkler gerekse Taciklere BaĢat güç
konumunda olan PeĢtunlar tarafından her türlü iĢkenceler yapılmıĢ ve birçok
26
insanı sorgusuz sualsiz diri diri yakılmasına kadar varan zulümler bu halka reva
görülmüĢtür.
Bu insanların tek suçu Özbek, Tacik, Türkmen veya Hazara olmalarıydı. 62
Gül Muhammad han Muhmand, Nadir ġah‟ın oğlu kral Muhammed Zahir Ģah tahta
oturunca da aynı göreve devam etmiĢ ve PeĢtun olmayan halklara rahat nefes
aldırmamıĢtır.
Afganistan‟ın
yakın
tarihinde
ayrımcılık
ve
kin
ortamının
yaratılmasının tohumları Muhmand zamanında ekilmiĢ olup, günümüze kadar
gelen süreçte bu olumsuz senaryoların etkileri görünmektedir. Ġstikrarsız devlet
konumunda olan Afganistan, tarihin her safhasında etnik tabanlı çatıĢmalara
sahne olmuĢ ve bu durumdan faydalanan her zaman olduğu gibi dıĢ devletler
olmuĢtur. Pakistan‟da yaĢayan PeĢtunlarla aynı etnik kökene mensup olan
PeĢtunlar her zaman sınırın karĢı tarafında çatıĢmakta olan kardeĢlerinin
yardımına koĢmuĢ, farklı bahanelerle Afganistan‟ın istikrarsızlaĢtırılmasında payı
olmuĢtur.63
2.3.
Davut Han’ın Etnik Politikası
Afganistan‟da uzun dönem süren krallığın sona ermesiyle halk yeni kurulan
ve siyasi tarihinde ilk kez cumhuriyeti yaĢayınca yönetime karĢı her anlamda
olumlu bakmakta ve ülkenin kaderi değiĢeceği yönündeydi. Davut Han iktidara
gelmeden ve geldiği günlerde etnik kıyımların sona ereceği, yurttaĢların eĢit
haklara sahip olacağını müjdeliyordu. Yeni sistemden halkın beklentisi de
cumhurbaĢkanı kadar fazla idi. PeĢtun olmayan halk cumhuriyetin tesisi ile
beraber demokratik değerlerle donatılan bir sistem beklemiĢken kısa sürede bu
sözler lafta kalmıĢ ve etnik ayrımcılığının karĢısına geçmeden ziyade, yeni
yönetim etnikler arası ayrımcılığı her anlamda ülkenin diğer yurttaĢlarına
hissettirmeye baĢlamıĢtır.64
Sovyetler Birliği‟nin himayesi ile iktidara gelen Davut Han Afganistan‟da
mevcut siyasi partilerden olan „‟Halk‟‟ ve „‟Perçem‟‟ partilerinin yardımı ile iktidara
62
Yardımcı, Ö. Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele, Terör, Terörizm ve Küresel Terörle
Mücadele: Ulusal ve Bölgesel Deneyimler. 207.
63
Nazari, L. Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan (Afganistan'da siyasal Ġslam‟ın Tipolojisi).
http://urozgan.org/fa-af/article/4201/. 17.05.2014.
64
Asım, A. (2001) Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut Khan (Davut Han‟ın
Siyasi DüĢünceleri ve KiĢiliğine Bir BakıĢ), (Birinci Baskı) Tahran: Mizan Yayınevi, 223.
27
gelmiĢ olsa da, iktidara geldiği günden itibaren bu partilere karĢı tutumunu
değiĢtirmiĢ ve her anlamda bu partileri izole emiĢti.
Aynı zamanda kendi „‟ Milli
Gurzang‟‟ PeĢtuncada Milli Hareket dediğimiz yeni bir siyasi parti kurma
giriĢiminde bulunmuĢtur.65 Davut Han‟ın derin düĢmanlığı bulunan ve ilk aĢamada
onları yok etmekten de çekinmeyecek gibi gördüğü etnik grup Hazaralar olmuĢtur.
Davut Han iktidarda olduğu yıllar, Hazaraların tamamını en küçük rütbeli devlet
memuru olmasına bakmadan iĢten attırma ve buna benzer giriĢimlerde
bulunmuĢtur. Davut Han‟ın Hazaralara karĢı sert tutumunun altında yatan
nedenlerin en önemlisi ise, ġiilerden nefret etmesi olarak gösterilmektedir.
Afganistan‟da
yaĢayan
Hazaraların
çoğunluğu
ġii
mezhebine
mensup
olduklarından ötürü, Davut Han‟ın bu tür faĢistçe giriĢimlerinin kurbanı olmuĢ, yıllar
boyunca da eğitim görmekten bile mahrum bırakılmıĢtır. 66
Davut Han ülke içindeki yükselen komünist solcu partilerle boğuĢmaktaydı.
Her geçen gün sol partilerin yükseldiğini ve halkın büyük bir kitlesini arkasına
aldığını hisseden Davut Han bu durumdan endiĢe duymaktaydı. BaĢlangıçta
Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a doğrudan müdahale etmese de dolaylı olarak
iktidarı sıkıĢtırmaktaydı. Davut Han Sol gruplara mensup olan elit kiĢileri hapse
atması ve solcuları etkisiz hale getirme çabaları karĢısında Sovyetler Birliği
doğrudan müdahale etmeye baĢlamıĢtır. Davut Han‟ın Moskova seferindeki
Sovyetlere karĢı sert tutumu iktidarının sonunu getirmiĢ ve komünistlerin iktidara
geçme iĢini hızlandırmıĢtır.67
Davut Hanın iktidardan düĢmesine sebep olan faktörler ise çöküĢünü
hızlandıran sebeplerin baĢına gelen ülkedeki reformlar olduğunu söylemek
mümkündür. Çünkü Davut Han‟ın ülkeye getirmiĢ olduğu reform esas olarak
komünist partilerin iĢine gelmekteydi, gerek ekonomik, gerekse de siyasi olarak
tanınan haklar bu düzenlemede radikal Ġslamcıların iĢini zora sokmaktaydı. Bunun
neticesinde ise; Ġslamcıların birçoğu komĢu ülke olan Pakistan‟a sığınmıĢ ve ABD
65
Halk ve Parçam Partilerinin baĢkanları PeĢtun kökenli elit kiĢiler olsa da, bu partilerin yönetim kadrosu ve
üyelerinin önemli bir bölümünü Özbekler, Türkmenler, Tacikler, kısmen de Hazaralar oluĢturmaktaydı.
Davut Han yeni Parti kurmakla bu iki Partiyi siyasi arenadan tamamen silmeyi hedeflemiĢti. Nitekim Halk ve
Parçam partileri Sovyetler Birliğinin himayesini arkalarına alarak, Davut Han‟a karĢı direnmeyi
baĢarabilmiĢlerdi. Davut han her geçen gün bu partilere karĢı tutumu sertleĢmiĢ olsa da, Afganistan‟da yaĢaya
n PeĢtun olmayan halkın önemli bir kısmı bu partilerin taraftarıydı. Nitekim Davut Han‟ın sonunu getiren ve
iktidardan düĢüren de bu partiler olmuĢtur.
66
Asım, a,g.e. 225.
67
Ghobar, a.g.e., 309.
28
den aldığı direktifler doğrultusunda Afganistan‟da hâkim olan hükümete karĢı
çıkmaktaydılar. Aynı zamanda ülke içinde Davut Han‟a karĢı çıkan insanların
sayısı her geçen gün artmaktaydı. Sovyetler Birliği ile arası açılan Davut Han
iktidarının son döneminde ise Batı‟ya yanaĢmaktaydı. Ancak komünistler Davut
Han‟ın bu giriĢimlerinin önüne geçerek Komünist yanlısı olan Partilerin yandaĢı
olan ordu ve bizzat Sovyet müdahalesi sonucu bir darbe gerçekleĢmiĢ ve Davut
Han aile bireyleri olan 17 kiĢi ile birlikte öldürülmüĢ ve bu darbe sonucunda
Komünist
Partilerden
Halk
partisinden
Nur
Muhammed
Taraki
CumhurbaĢkanlığı‟na getirilmiĢtir.68
2.4.
Sovyetler Birliği Yanlısı Hükümetler
Komünist partileri içinde halkın çoğunluğunun desteğini alan halk partisi
baĢkanı
Sovyetlerin
desteğini
arkasında
alarak
cumhurbaĢkanlığına
Nur
Muhammed Taraki getirilmiĢtir. Taraki iktidara geldiği günün ertesinde zaman
kaybetmeden Davut han yanlıları, Amerikan yanlıları ve Radikal Ġslami düĢünceye
sahip olan ve önemli ölçüde halkın önderi olan kiĢileri hapse atmaktan
geçinmemiĢtir. Aynı azmanda birçoğunu da toplu bir Ģekilde katletmiĢtir. Bu durum
karĢısında Afganistan halkının tepkisi her ne kadar büyük olsa da diktatör rejim
karĢısında kimse ses çıkaramamıĢtır.69
Ayaklanmaya kalkıĢanlar olsa da Ģiddetli bir biçimde bu ayaklanmalar
bastırılmıĢtır. Geleneksel bir toplumu barındıran Afganistan‟da dini değerlere hiçbir
hak tanınmayınca ülke halkı Pakistan ve Ġran‟a olarak sığınmacı olarak gitmeye
maruz kalmıĢtır. Daha sonra Hafizullah Âmin üstadım diye hitap ettiği Taraki‟yi
öldürmüĢ ve yerine kendi cumhurbaĢkanlığına geçmiĢtir. Âmin döneminde
Taraki‟den daha da kanlı geçmiĢtir. Âmin toplumun her kesiminden dindar olan
kiĢileri her fırsatta öldürmekten çekinmemiĢtir. Halk Partisi ve uygulamalarından
rahatsızlık duyan Sovyetler Hafizullah Âmin‟in baĢkanlık döneminin uzun
sürmeyeceğinin sinyallerini vermekteydi.
Hafizullah Âmin‟in yürüttüğü yanlıĢ
uygulamalar ve katliamlardan rahatsız olan Sovyetler Birliği bizzat müdahale etmiĢ
ve Âmin‟in kanlı bir darbe ile öldürmüĢ ve yerine Afganistan‟da Halk Partisine göre
68
Nazari, “Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan” (Afganistan‟da siyasal Ġslam‟ın Tipolojisi).
Asım, a.g.e 228.
69
Mansur, H. (2003) Karzai Nakhwanda imza mekunad( Karzai okumadan imzalıyor).(Birinci Baskı). Kabil:
Maywand Yayınevi, 106-107.
68
29
daha ılımlı olan Parçam Partisinin genel baĢkanı Babrak Karmal‟ı iktidara
getirilmiĢtir. Babrak Karmal‟ın iktidarı eline almasıyla Sovyetlerin Afganistan iĢgali
bizzat gerçekleĢmiĢ oluyordu. Soğuk savaĢ döneminde Babrak Karmal‟ın iktidara
geçmesiyle Afganistan‟ın iĢgali Amerika‟nın gündeminden düĢmemiĢtir. Amerika
her fırsatta Afganistan‟ın iĢgalini kınamıĢ ve Pakistan‟a kaçan dini önderleri bir
araya getirerek ülkedeki yabancıların tecavüzüne karĢı cihat anlayıĢını maddi ve
manevi olarak desteklemekteydi. Pakistan‟da bulunan Afganistanlı gençlere savaĢ
eğitimi vererek ülkeye sevk etmekteydi.70 Afganistan‟ın kırsal kesiminde
konuĢlanan bu gençler Afganistan‟daki gençleri de cihada teĢvik etmekteydiler.
Amerika BirleĢik Devletleri, Suudi Arabistan ve Pakistan cihat kapsamında
Afganistan‟a maddi yardımda bulunan ülkelerin baĢında gelmekteydi. Afganistan‟ın
Ġslami cihadı teĢvik eden bu ülkelerin amacı, ülkedeki cihadı destekleyerek bu
Ģekilde Sovyetlerin geniĢlemesini önlemek olduğunu söylersek yerindedir.
Silahsızlanmaya
uymayan
Sovyetler
Birliği‟nden
rahatsızlık
duyan
ABD,
Afganistan‟daki mücahitleri desteklemekle Vietnam‟dan aldığı yenilginin öcünü
alacağına inanmaktaydı. YaklaĢık 10 yıl süren bu savaĢ Babrak Karmal‟dan sonra
iktidara geçen Necibullah döneminde de devam etmiĢtir.
Necibullah iktidarı zamanında her ne kadar bu savaĢın bitmesinden yana
olsa da, baĢta ABD olmak üzere Pakistan ve Suudi Arabistan‟dan talimat ve
yardım alan bu mücahit grupları ikna edememiĢtir. Necibullah halkın içinde
Komünist yanlısı tanındığı için Sovyet askeri gücü Afganistan‟dan çekilince de hak
tarafından sevilmemekteydi. Necibullah konuĢmalarında dini değerler Ġslam ve
insan hakları gibi konuların savunucusu olarak konuĢmalar yapsa da, komünist
damgası yediği için halkın güvenini alamamıĢtır.71 Din faktörünü iyi kullanan ABD
ve yandaĢ devletleri her fırsatta ülkedeki iktidarı savaĢ veren Mücahit grupların
eline geçmesini istemekteydiler. Sovyetler Birliğinin askeri birlikleri Afganistan‟ı
terk etse de Necibullah Hükümetinin düĢmesi sanıldığı kadar kolay olmamıĢtır.
Bunun altında yatan neden ise; Ġran‟da eğitim almıĢ ġii gruplar ve Pakistan‟da
eğitim almıĢ Sünni grupların menfaatlerinin çatıĢması ve bunun sonucunda bir
uzlaĢıya varamamaları ülkedeki iktidarın düĢürülmesi iĢini yavaĢlatmıĢtır. Bir diğer
neden ise, olası kurulacak olan hükümette iktidar paylaĢımının etnikler arası
70
Usman, A. (2005) Nahzat-i MeĢruta-hahi, Matla ve Mebna-ye Devran-i Cedid, (Ġkinci Baskı). Kabil,
Matbbayi Dawlati, 22.
71
Asım, a.g.e., 229.
30
paylaĢımı idi. Uzun yıllar süren iç savaĢ ve istikrarsızlık sonucunda Necibullah
hükümeti düĢürülmüĢ ve Afganistan Ġslam Cumhuriyeti kurulmuĢtur. BaĢlangıç
yıllarında Ġslami değerleri katı kurallarla iktidara gelmiĢ olsa da iktidar paylaĢımı
için iç savaĢın baĢlamasıyla cihat dönemindeki uygulamaları sadece sözde kalmıĢ
ve insani dramların yaĢanması ve büyük savaĢların Kabil halkına yaĢatılmasına
sebep olmuĢlardır.72
Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmesinden önce ve sonrası
Afganistan‟da yaĢanan etnik ayrımcılıklar geçmiĢinde yaĢadığı kadar olmasa da
küçük çapta devam etmiĢtir. Bunların önemli bir kısmı Afganistan‟ın merkeziyetçi
sisteminden kaynaklanan siyasi otoritenin yakın kiĢilerinin hemen hepsinin Tacik
ve PeĢtunlardan oluĢması idi. Afganistan tarihi boyunca hep ikinci sınıf vatandaĢ
muamelesi gören Türkler, bu seferinden toplu kıyamlardan kurtulduğundan dolayı
haklarındaki katliamın kaldırılmasını bir nevi milat olarak görmekteydi. Komünist
hükümetler döneminde Afganistan Türklerine her ne kadar siyasi haklar
verilmemiĢ olsa da, kültürel anlamda bazı haklar tanınmaya baĢlamıĢtı.
Afganistan‟da yayın yapan tek televizyon kanalı olan Milli Televizyon yaptığı
yayında haftada bir sefere mahsus Özbek ve Türkmen dillerinde Ģarkı
yayınlıyordu. Siyasi anlamda Afganistan‟ın Özbek ve Türkmenlerinin hemen hepsi
Perçem Partisinin etrafında toplanmalarına binaen hükümetin uygulamaya
koyduğu ve yürüttüğü siyasetten olumsuz Ģekilde etkilenmemekteydiler. 73
Zamanın Ģartlarında Afganistan Türklerinin siyasi parti kurmasından ziyade
ülkedeki mevcut yönetimin içinde yer almaları daha ön planda olduğunu
söylemeden
geçemeyeceğiz.
Kuzey
Afganistan‟da
yaĢayan
vatandaĢların
çoğunluğunu Türkler oluĢturmasına rağmen hiçbir kamu kurumunda Özbek veya
Türkmen üst kıdemlere gelemezlerdi. Sadece sembolik olarak adalet bakanlığına
partiye çok yakınlığı ve siyasi arenada herhangi bir sorun yaratamayacağından
dolayı birkaç kiĢi bakan sıfatıyla atanmıĢtı.74
Afganistan‟ın
kurulduğu
tarihinden
yakın
geçmiĢe
kadar
Kuzey
Afganistan‟ın adı Güney Türkistan (Türkistan-ı Afgani) olarak resmi yazıĢmalarda
72
Fars News, Saraghaz-e-Tajavuz Ba Afghanistan (Afganistan iĢgalinin baĢlangıcı).2.
Farsnews,Saraghaz-e-Tajavuz Ba Afghanistan (Afganistan iĢgalinin baĢlangıcı) (19.05.2013)
http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13911126000154,
74
Azimi, M.N. (1998) Ordu ve Siyaset Dar Se Dahayi Akhire Afghanistan (Afganistan‟ın Son Otuz Yılında
Ordu ve Siyaset). (Birinci Baskı) PeĢaver: Maiwand Yayınevi, 103-104.
73
31
yazılmıĢ olsa da, bu terim yavaĢ yavaĢ anlamını yitirmiĢ ve Afgan sözcüğü
aĢılanmaya çalıĢılmıĢtır. Ülkede yaĢayan tüm etnik grupların üst kimliği Afgan
olarak döneminde çıkan Anayasa‟da kabul edilmiĢ, Türklükten bahsetmek bile ya
hor görülmüĢ, ya da suçlu muamelesi görmüĢtür. Bu durum karĢısında tepkisini
gösteren kiĢiler de faĢistliğe mahkûm edilmiĢtir. Komünist partilerin iktidara
gelmesinde etkili rol oynayan Afganistan Türkleri olan Özbekler ve Türkmenler
olsalar da siyasi etkinin paylaĢımında ve karar mekanizmasına gelindiğinde bu
gruplara hiçbir hak tanınmamaktaydı. Komünist hükümetlerin kurulmasından sonra
iki parti olan Halk ve Parçam siyasi arenada söz sahibi olmak ve iktidarı elinde
bulundurmak için çekiĢmelere girdiği yıllarda,
Afganistan Türkleri, Parçam
Partisinin yanında yer almıĢtır. Bunun sebebi de Halk partisine nazaran faĢist
olmayan veya Türklere yakınlık gösteren Parçam Partisinin önderlerinin sergilediği
bir takım ılımlı davranıĢları da gösterilebilir. Afganistan‟ın yakın tarihinde her
zaman ikinci sınıf insan muamelesi gören Afganistan Türklerinin parçam partisinin
yanında yer almalarından baĢka seçenek de bulunmaması olarak gösterilebilir. 75
Etnik sorunları gözle görünür bir Ģeklide olmasa da 1990‟lı yıllara gelindiğinde Dr.
Necibullah
hükümetinin
son
döneminde
mücahit
grupların
Afganistan‟da
etkinliğinin artmasıyla beraber, Dr. Necibullah bu gruplara karĢı ülkeyi korumak
için Kuzey Afganistan‟da dönemin aĢiret reisi aynı zamanda 53. Tabur komutanı
olan Özbek asıllı Lider Abdul RaĢit Dostum‟a ihtiyaç duymaktaydı. Ülkenin
güneyinde bulunan önemli Ģehirlerden Kandahar ve Gardez, Khost, Logar,
Nengarhar ve ülkenin birçok Ģehrinde bölgeyi istikrarsızlaĢtıran ve kendi
hâkimiyetine almaya çalıĢan mücahit gruplara karĢı hükümet zayıf kalınca, bu
sefer grile savaĢlarıyla ün kazanan Dostum‟a iĢ düĢecekti. Dostum her fırsatta
devletin verdiği görevi yerine getirmek için çalıĢmıĢ, kısa sürede de büyük
baĢarılara imza atan bir isim olarak tanınmıĢtı.76 Necibullah, Dostum‟u kahraman
ilan ederek ülke genelinde yaptığı beyanatta överdi. Ama bu dönemin ömrü uzun
olmamıĢtır. Bu soğuk davranıĢların nedeni de Necibullah hükümetindeki aĢırı
milliyetçi PeĢtun elitler aynı zamanda dönemin milli savunma bakanı ve iç iĢleri
bakanı görevlerinde bulunan Manuki Mangal, Aslam Vatancar ve Paktin olmak
üzere önemli Ģahsiyetler Dostum‟a gıpta ile bakmaktaydı. Askeri bakımdan
75
Azimi. a.g.e, 19
Stikul, Tarikhchayi Mudakhilat ISI, CAI, KGB wa Ġstikhbarat Suudi dar Afghanistan: Az Tahajim
Shurawi- ta 10 September 2001, (ISI, CAI, KGB ve Suudi Arabistan Afganistan Müdahalesinin Tarihçesi:
SSCB ĠĢgalinden 10 Eylül 2001‟e Kadar), Çev, Muhammad Eshaq, Miwand Yayınları, 2007,. 343.
76
32
teçhizat verilmesinin, Özbeklerin yükselmesinin iktidarın geleceği açısından tehlike
arz edeceği fikrini Necibullah‟a vermekteydiler. Necibullah bu durum karĢısında
alacağı tedbirlerle Dostum‟u zayıflatmak için baĢkent Kabil‟de görev yapmasını
önermekteydi. Ama Dostum‟a yakın olan hükümet yetkilileri Necibullah‟ın
Dostum‟u bir tehlike olarak gördüğü için amacı tehlikeyi ortadan kaldırmak
olduğunu duyurmuĢlardı. Dostum bu giriĢimin farkına vararak Kabil‟e gitmeyi
reddetmiĢ ve Dr. Necibullah hükümetine karĢı tutumunu değiĢtirmiĢtir.77
Dostum tehlikenin farkına varınca, Afganistan‟da hükümete karĢı savaĢan
mücahit milislerin liderleriyle temasa geçerek hükümetin Necibullah hükümetinin
çöküĢüne kadar çoğunlukla Tacik ve Özbek mücahit gruplarla iĢbirliğini
sürdürmüĢtür. Necibullah kendi kazdığı kuyuya kendi düĢmüĢ ve neticesinde
Dostum, Necibullah hükümetinin çöküĢünde en önemli faktör olarak damgasını
vurmuĢtur. Ancak mücahit grupların iktidara gelmesiyle iktidar paylaĢımında bir
uzlaĢıya varamayan etnikler arası çatıĢmalar daha da alevlenmiĢtir.78
2.5.
Etnik ÇatıĢmalar ve Afganistan’a Etkisi
1992 yılında Necibullah Hükümeti düĢünce Afganistan‟da uzun yıllar
komünistler himayesinde olan hükümetlere karĢı savaĢan grupların hemen hepsi
Kabil‟e akın etmiĢti. Afganistan‟ın yeni yönetimi ülkeyi Afganistan Ġslam Devleti
olarak değiĢtirmiĢ, iki aylığına kurulan geçici cumhurbaĢkanına ise Cihat
dönemindeki liderlerden Subgatullah Muceddedi‟yi getirmiĢlerdi. Muceddedi
iktidara geldiği ve hükümeti kurduğunda ise Özbek lider AbdulraĢid Dostum‟u
överdi. Muceddedi konuĢmalarında; Dostum olmasaydı mücahitlerin iktidarı
düĢürmesi bir hayalden öte değildi diye hitap ederdi.
Ġki aylık kısa süreliğine
seçilen geçici cumhurbaĢkanı ülkenin uzun vadeli planları için hiçbir adım
atamazken, bu süreç sona ermiĢtir. Muceddedi‟nin cumhurbaĢkanlığı dönemi sona
ermesiyle bu sefer Burhaneddin Rabbani iktidara gelecekti. Rabbani‟nin
cumhurbaĢkanlık dönemi beĢ yıl sürmüĢ ve baĢkent Kabil etnik köken tabanlı
siyasi partilerin çatıĢma alanına sahne olmuĢtur.79 Rabbani‟nin iktidara gelmesiyle
beraber, Afganistan tarihinde etnikler arası görünmemiĢ silahlı ve kanlı
77
Azimi, Ordu ve Siyaset Dar Se Dahayi Akhire Afghanistan (Afganistan‟ın Son Otuz Yılında Ordu ve
Siyaset), 287
78
Azimi, a.g.e. 302.
79
Akbar. M.i (2001) Fasl-e Akhir (Son Dönem). (Birinci Baskı) PeĢaver: Em-Sen Sekin Yayınevi, 143-144
33
çatıĢmalara neden olacaktır. Rabbani iktidara geldiği günün ertesi devlet
kabinesini açıkladığında ise, kendi etnik grubuna mensup olan Tacikler ve birlikte
Necibullah hükümetine karĢı aynı saflarda savaĢtığı PeĢtun kökenli silah
arkadaĢlarına yer vermemesi sebebiyle kanlı çatıĢmalar yüz verecekti. Rabbani
hükümetinde pastadan pay almak isteyen ve umduğunu bulamayan Afganistan
Türkleri ile inanç olarak ġii grubuna mensup olan Hazaraların yanında dönemin
PeĢtun mücahit lideri Gülbuddin Hikmetyar da saf dıĢı bırakılmıĢtı. Hükümetin
kurduğu bu kabine Afganistan‟ın geleceği için büyük vaatler verse de yürürlüğe
sokması sanıldığı kadar kolay olmamıĢtır. Kabil‟in dört bir tarafında konuĢlanan
Abdul Ali Mezari liderliğindeki Hazara militanları, RaĢit Dostum‟un etrafında olup
Necibullah hükümetini düĢüren Özbek militanlar, döneminde Türkiye‟nin dahi ilgi
odağı olan PeĢtun aynı zamanda dini lider konumunda olan Gülbuddin Hikmetyar,
kabinenin bu Ģekilde dağılımından rahatsızlık duyduklarını dile getirmiĢlerdir. Aynı
zamanda kurulmuĢ olan hükümeti tanımadıklarını bizzat beyan etmiĢlerdir. Bunun
neticesinde Kabil‟de kuzey koalisyonu adını alan bu üçlü aĢiret liderleri hükümete
karĢı silahlı çatıĢmalardan da çekinmemiĢlerdir.80
Hükümeti kuran Rabbani‟nin güçlü komutanı Ahmet ġah Mesut‟la Abdulrab
Rasul Sayyaf üçlüsü hükümetin meĢruiyetini dıĢ ülkelere tanıtmaya çalıĢsalar da,
ülkedeki savaĢ durumu bunu baĢarmalarına müsaade etmemiĢtir. BaĢkent
Kabil‟de 3 yıl süren etnik tabanlı iktidar savaĢlarına ise en çok mağdur olan taraf
sivil halk olmuĢtur. Rabbani‟nin beĢ yıllık hükümetinin dıĢında kalan ve kuzey
ittifakı diye nitelendirilen Dostum, Mezari, Hikmetyar, Rabbani hükümet‟e rahat
nefes aldırmamıĢtır. Ancak Taliban‟ın Güney Afganistan‟dan boy göstermesi ve
giderek artan gücünün karĢısında ĢaĢıran taraflar, ara sıra da kendi aralarında
barıĢı tesis etmek için görüĢmeleri de ihmal etmiyorlardı. 1995 yılında Kabil
Taliban‟ın eline geçince, Rabbani Afganistan‟ın kuzeyinde bulunan ve aynı
zamanda, Dostum‟un hâkimiyet merkezi olan Mezar-ı ġerif‟i BaĢkent olarak ilan
etmiĢtir. BaĢkent Kabil Taliban‟ın eline geçince, halka en büyük iĢkenceyi
çektirmekten de çekinmemiĢtir. Rabbani hükümetini kurarken bir gerçeği
unutmuĢtu. Afganistan‟da etnik sorunlarını akabinde besleyen grupların isteklerini
yerine getirmeyi ve bu etnikleri kuracağı kabinenin dıĢında bıraktığı takdirde
80
Daqiq, Z. Hukumat-e-Mujahidin va Barkenari Neqabhay Taqadus Anha (Mücahitler Hükümeti ve kutsal
Maskelerin Çıkarılması(
(22.05.2014) http://www.esalat.org/images/hokomate_mojahedden_va_barkenaari.htm.
34
baĢına gelecek olanları unutmuĢtu ve Taliban‟a Kabil‟i kaptırınca faturasını ağır
ödemiĢtir.81 Ama gerçek Ģu ki, Afganistan gibi aĢiret ve etnik bağlarının hassas
olduğu bir ülkede kurulacak olan herhangi bir oluĢumda toplumun geri kalan
kesimini göz ardı edilirse, iĢin içinden çıkılmayacağı bölgenin bir gerçeğidir. BaĢat
konumunda olmayan ve yüzde elliyi geçmeyen topluluklar veya azınlıklar ülkesi
olan Afganistan‟da yaĢanan iç savaĢların hemen hepsinin altında yatan neden
etnik sorunu olduğu inkâr edilmeyen bir gerçektir. Toplumun hassas ve her an
patlayacak olan bomba misali beslenen etnik sorunları Afganistan‟da her an patlak
vereceği olası bir durumdur.
82
Taliban örgütünün kuruluĢ yıllarında Ģeriat
kurallarına uyumlu bir prensibi benimsemiĢ ve Allah yolunda cihat adıyla yola
çıkan Taliban‟ın Kabil‟i ele geçirdiklerinde, amaçladığı bu hedeften uzaklaĢtığını
görmekteyiz. Taliban‟ın etnik ayrımı yapmaksızın din kardeĢliği sloganı altında
ortaya çıkması ile Kabil‟i eline geçiren Taliban, Afganistan Emirliğini ilan etmiĢ ve
asıl hedefi olan ümmeti Muhammed‟in kardeĢliği söylemleri geri plana itilmiĢtir. Bu
dönemde de etnik köken ayrımı, Ġslam ve Ģeriat adı altında PeĢtun olmayanlara
zulüm edildiği baĢ göstermiĢtir. Kabil‟de yaĢanan iç savaĢlar kadar olmasa da,
Taliban nezdinde farklı mezhebe mensup olan ġii grup, farklı etniğe mensup olan
Afganistan Türkleri (Özbekler ve Türkmenler) en çok iĢkenceye maruz kalan taraf
olmuĢtur. BaĢlangıçta Taliban‟ın hedefi Ġslam ve Ģeriat olduğunu duyan, iç
savaĢlardan rahatsız olan Afganistan‟da yaĢayan tüm etnik gruplar Taliban‟ın
iktidara geçmesini sıcak karĢılasalar da halkın bu hayali suya düĢmüĢtür. Taliban
Pakistan‟ın maddi desteğini arkasına alarak güçlendiğinde ise; Ġslami kurallara kılıf
uydurarak PeĢtun olmayan etnik gruplara yapılan iĢkenceler halkı bezdirmiĢ ve
Afganistan‟ın dağlarında Taliban karĢıtı savaĢ veren eski mücahit grupların
saflarına katılmayı bir kurtuluĢ yolu olarak kabul etmiĢlerdi. Taliban‟ın PeĢtun
olmayan gruplara yaptıkları kıyımların yanı sıra, maddi anlamda her türlü haraç
taraflarına kesilmeye mecbur bırakılmasıydı. Her türlü iĢkenceyi bu halklara reva
gören Taliban, Ġslam yolunda cihat adı altında, Taliban saflarında savaĢanlara
maddi yardım, üĢür, zekât, maliye ve buna benzer yol ve yöntemlerle halktan para
tahsil ederlerdi. Zamanın Ģartlarında dar gelirli olan kimseler, her türlü iĢkenceye
81
Jabeen, M.(2001) (Far, çev) Muhammad Saleem Mazhar, Naheed S. Goraya, US Afghan Relations: A
Historical Perspective of Events of 9/11, South Asian Studies, Sayı 25, No. 1, January-June, 259-261.
82
Mazhar, G., a.g.e, 277.
35
maruz kaldıklarından ötürü, ülkeyi terk ederek Afganistan‟ın komĢusu, Pakistan ve
Ġran‟a mültecilerin kervanına katılırdı.
83
Günümüz Ģartlarında her ne kadar mantıksız görünse de Taliban‟ın
liderlerinin söylemlerinde yaptıkları açıklamalarda aynen Ģu Ģeklide gelmiĢtir:
Tacikler
Tacikistan‟a
Özbekler
Özbekistan‟a
Türkmenler
Türkmenistan‟a,
Hazaralar da Ġran‟a gitmelidir, Afganistan Afganlarındır. Yani PeĢtunların toprağıdır
diye PeĢtun olmayan etnik gruplara her türlü iĢkenceden çekinmemiĢtir.
Afganistan‟da karanlık dönem olarak adlandırılan Taliban Hükümetinin sonunu
hazırlayan dıĢ faktör, 11 Eylül 2011 hadisesi olsa da, içeride Taliban‟ın çöküĢüne
zemin hazırlayan iç faktör de PeĢtun olmayan etnik grupların birleĢerek Amerikan
askeri güçlerine yardım ve öncülük etmesi söylenebilir.84
Afganistan‟ın, batı sınırında Ġran, doğu ve güney sınırlarında Pakistan ve
kuzey sınırlarında Orta Asya devletleri olan Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan
bulunmaktadır. Afganistan Çin ile 76 kilometrelik sınırı paylaĢmaktadır. 1973‟te
Muhammed Zahir ġah zamanında monarĢisinin çökmesinden buyana ülkede sivil
mücadeleler sıklıkla görülmektedir. Nitekim O zamandan beri uzun süre iktidarda
kalamayan ve Afganistan‟a tamamıyla hâkim olmayan hükümetler ülkede barıĢı
getirmeyi ve güvenliği sağlamayı bir türlü baĢaramamıĢtır. Genelde darbe
neticesinde kurulan hükümetler ne yazık ki bir etnik grubun tarafını tuttukları için
uygulamaya koydukları kurallar bölgede etnik sorunları beraberinde getirmiĢtir.
Geçen 30 yıl boyunca yaklaĢık sekiz milyonun insan Afganistan‟ın komĢu ülkeleri
olan Ġran ve Pakistan‟a kaçmıĢ ve iki milyondan fazla insan ülke içerisinde yer
değiĢtirmeye mecbur bırakılmıĢtır.85
Afganistan‟ın merkezinde bulunan Hindu KuĢ dağları ülkeyi doğudan batıya
bölmektedir. Bu dağların iki tarafında konuĢlanan etnikler, her anlamda birbirinden
farklı kültürlere sahip olduğu, bunu neticesinde de etnikler arası farklılıklar da
hiçbir zaman ortadan kalkmamıĢ, aksine merkezi otoritenin yanlıĢ politikaları
neticesinde bir hoĢnutsuzluk ve ayrıĢmaya gidilmiĢtir. Etnik bakımından çeĢitli olup
kendi aralarında farklılık gösteren Afganistan‟da birçok etnik, dil, din ve radikal
83
85
Ansari, H. Zuhur va Suqut-eTaliban (Taliban'ın Ortaya ÇıkıĢı ve ÇöküĢü
Popali, M.H. (1993) Afganistan, Akvam-i Kuçi. (Afganistan‟da göçmen kavimler. (Üçüncü Baskı).Tahran:
Mashhad Yayınevi 199-201
36
grup bulunmaktadır. Orta Asya Türk dillerinin konuĢulduğu bölge Afganistan‟ın
kuzey bölgesidir. Etnik rekabetler, kabile hayatı, mezhepsel farklılıklar ve
rekabetleri ve bazen Ģiddet, Afganistan‟ın iç politikasına ve sosyal hayatına ülkenin
tesisinden buyana egemen olmuĢ ve günümüze kadar da devam etmektedir.
Tacikler çoğunlukla baĢkent Kabil‟de ve Hindu KuĢ dağlarının kuzey yamaçlarında
yaĢamaktadır. Tacikler, PeĢtun gruplarla değiĢik tarihlerde iĢbirliği yaparak Kabil
merkezli PeĢtun egemenliğindeki hükümeti kabul etmiĢtir. Ancak Tacikler ve
PeĢtunlar arasında, gerek cihat zamanında gerekse günümüzde büyük sorunlar
her zaman baĢ gösterdiği gibi yaĢanmaktadır. Özbek ve Tacik kültürü az çok
birbirine benzese de, fakat iki grup farklı dilleri konuĢmaktadır. Coğrafi olarak
ülkenin farklı bölgelerinde yaĢamaktadırlar.86 Hazaralar Afganistan‟ın merkez
bölgelerinde yaĢamaktadırlar. Farsçanın bir Ģivesi olan Hazara dilini konuĢan ve
ġii mezhebine mensup olan Hazaralar Pers ve Moğol Ġmparatorluğu‟nun
Afganistan‟daki kalıntısı olduğu söylenmektedir. Hazaralar mensup olduğu ġii
mezhebi dolayısıyla Afganistan‟da zaman zaman baskı ve zulümlere maruz kalan
azınlıkların bir parçasıdır. Afganistan tarihine baktığımızda kutuplar arası
çekiĢmeler, savaĢlar ve iç çatıĢmalar damgasını vurmuĢ olmasına rağmen
Afganistan 1973 yılına Cumhuriyetin tesisine kadar huzur içinde bir ülke
konumundaydı. 1973‟te Muhammed Davut Han‟ın (ġah Muhammed Zahir‟in
kuzeni) krallığı ortadan kaldırması neticesinde ulusal cumhuriyeti kurmasıyla
beraber bu dönem son bulmuĢtur.87
Cumhuriyetin kurulması ve hükümetin ortaya koyduğu emelleri, savaĢ
sonrası döneminde huzurun bitiĢi ve 30 yıllık Ģiddet ve baskı döneminin baĢlangıcı
olmuĢtur. Nitekim darbe neticesinde kurulan Cumhuriyet ancak beĢ yıl sürmüĢtür.
1978‟de Afganistan‟da özellikle baĢkent Kabilde Müslüman din adamları tarafından
ideolojisi hoĢ karĢılanmayan küçük Marksist bir grup gücü yakalanmıĢtır. Pek çok
silahlı direniĢ yerel liderlerin Marksist anlayıĢın toprak reformu ve kadınlara
tanınan haklar ve özgürlükler ve bu tür isteklerini reddetmesi sonucunda, krizlerin
patlak vermesine sebep olmuĢtur. 1979‟da Afganistan halkına verilen haklar
neticesinde çoğu isyanlara açık ve Marksist hükümet yakın bir zamanda çökecek
86
Mansur, H. (2003) Karzai Nakhwanda Ġmza Mekunad, (Karzai Okumadan Ġmzalıyor) (Birinci Baskı)
PeĢawer: Meyvend Yayınevi, 81-82
87
Habibi, A.(1993) CünbeĢ-i MeĢrutiyet Der Afganistan, (Afganistan‟da meĢrute ayaklanması) (Birinci
Baskı), Kum: mashhad Yayınevi, 17.
37
gibi görünmekteydi. 1979 yılında Kasım Ayının ortalarında Sovyet Ordusu Marksist
hükümeti desteklemek için Afganistan‟a müdahale etmiĢ bulunuyordu. Böylece
Afganistan‟da bir yabancı devlet tarafından gerçekleĢen iĢgale karĢı isyan
baĢlamıĢ oluyordu. 1980 yılından 1989 yılına kadar, dokuz yıl boyunca Afganistan
halkı Sovyetler tarafından gerçekleĢen iĢgal ordularına karĢı ülke genelinde
direnme devam etmiĢtir.88
Mücahitler tarafından gerçekleĢtirilen direniĢler, Pakistan temelli radikal
Ġslami örgütler tarafından Ġslami ulusların, batı devletler ve Amerika‟nın mali ve
teknolojik desteğiyle Sovyetlere karĢı yürütülmekteydi. 1992‟de Sovyet yanlısı olan
hükümet ortadan kaldırıldığında Ġslami direniĢ grupları Kabil ve diğer büyük
kentlere yayılmıĢtır. Kabil‟de hükümet kurmaya çalıĢan mücahit gruplar arasında
anlaĢmazlığa yol açan iĢlemez bir antlaĢma kabul edilmiĢtir. Bunun neticesinde ise
baĢkent Kabil‟de uzun yıllar sürecek olan bir iç çatıĢma ve savaĢ ortamı hâkim
olmuĢtur. Böylece Sovyetler Birliğine karĢı birbiriyle omuz omuza savaĢ veren
milisler birbirlerine karĢı savaĢmaya baĢlamıĢtır. PeĢtunlar Kabil‟i güneyden tehdit
etmeye baĢlamıĢ; Hazaralar Kabil‟in üniversite bölgesini de içeren bölgesini
hâkimiyetine almıĢ Kabil, Gülbeddin Hikmetyar liderliğindeki Hizbi Ġslami Partisi
adını taĢıyan Ġslami parti tarafından defalarca bombalanmıĢtır. Ülke böylece
yeniden etnik ve mezhep çatıĢmalarına saplanmıĢtır.89
Bu kargaĢa Afganistan‟da yaĢanırken yeni ve tam muhafazakâr ve kökten
dincilik esaslarına dayanan Ġslami hareket ülke kontrolünü ele geçirmek için iddia
sahibi olmaya baĢlamıĢtır. Taliban olarak bilinen bir grup medrese öğrencileri
olarak bilinen Afganistan‟ın güney kenti olan Kandahar ve çevre illerini1994
itibariyle ele geçirmeye baĢlamıĢtır.90 Afganistan‟daki Taliban kelime anlamı
itibariyle Talebe, din öğrencileri anlamı taĢımaktadır. Taliban, Afganistan‟a ġeriat
kurallarına dayanan yeni bir Ġslami hareket öneriyor olsa da o dönem Ġslami bir
ülke için mücadele etmiyor gibi görünmekteydi. Yalnız üzerinde durmadıkları
amaçlar Afganistan‟ı PeĢtunlaĢtırma ve kendi mensup oldukları grup kuralların
lehine döndürmekti. Liderlerinin hemen hepsi PeĢtun olan Taliban milisleri,
88
Mansur, a.g.e. 83,84
Mudaqiq A. (2008), Afganistan ez Amir-i Kebir ta Rahber-i Kebir,(Birinci Baskı) Kabil: Beyhaqi
Yayınevi. 13
90
Erdal, Y.(2002) Evrensel BarıĢ ġimdilik Uzak, Sahibini Arayan BarıĢ, Derleyen Masis Kürkçügil, (Ġkinci
Baskı) Ġstanbul: Everest Yayınları, 266-277.
89
38
Pakistan hükümetindeki PeĢtun liderler tarafından maddi anlamda tam destek
görmekteydi. BaĢlarda Taliban‟a karĢı PeĢtun olmayan pek çok bölge ve Ģehir
Taliban hareketine karĢı dirense de Pakistan‟ın sel asa teknolojik ve askeri
yarımına karĢı direnememiĢtir. Taliban bunca yardım almasına rağmen ancak
1998 yılında Afganistan‟ın büyük kısmının Kabil‟in ve hükümetin kontrolünü ele
geçirebilmiĢtir. Taliban‟ın Afganistan halına karĢı kullandığı Ģiddet neticesinde
binlerce sivil insan öldürülmüĢtür. Bunun amacı ve altında yatan neden de etnik
olarak Taliban‟a karĢı farklılık gösteren insanların baĢına geren dramlardan baĢka
bir Ģey olamazdı. 2000 yılının sonlarına gelindiğinde, Afganistan‟ın doğru sadece
kuzey ve güneydoğu dağlarında engebeli arazi olduğundan dolayı, küçük bölgeler
Taliban kontrolünün dıĢında kalmıĢtır. Afganistan‟da yönetimi eline alan PeĢtun
gruplar tıpkı her zamanki gibi kendi etnik gruplarına mensup olan Ģahısları
hükümette ve kamu görevlerinde yerleĢtirmesi sonucunda buna tahammül
edemeyen diğer etnik gruplar her zaman itiraz bildirmiĢ, öfkelenen bir halkın sesi
her zaman toplumun ger kalan kesimine yansımıĢtır. Bu hoĢnutsuzluğun
sonucunda da olaylar silahlı çatıĢmalara kadar varmıĢtır.91
2.6.
ġiddete Sebep Olan Faktörler
Afganistan kurulduğu gününden buyana ülkede tam anlamı ile istikrardan
bahsetmek mümkün görünmemekle beraber, bu istikrarsızlığın altında yatan
nedenlerden bir tanesi de etniklerin kendi aralarında oluĢan anlaĢmazlık ve ya
etnik tabanlı iktidara gelen partilerin ülkedeki diğer etniklerin istek ve önerilerini
göz ardı etmeleri de gösterilebilir. Bunun yanı sıra ülkede salt çoğunluğu oluĢturan
etnik grubun olmaması da ülkenin istikrara kavuĢamamasının bir nedeni
olabilmektedir. Çünkü Afganistan‟da baĢat konumunda olmayan etniklerin kurmuĢ
oldukları etnik tabanlı partiler, ülkenin gerçeğini unutmuĢtur. AĢiret bağları güçlü
olan Afganistan gibi ülkede iktidar partileri dıĢ ülkelerin dolaylı ve doğrudan
yardımlarıyla iktidara geldiklerinde ülkenin diğer etnik gruplarını ezmeye teĢebbüs
etmeleri
sonucunda
kanlı
çatıĢmalara
kadar
varan
senaryolar
ülkede
yaĢanmıĢtır.92
91
Valvalici, A. (1999) Mror-i ber MuĢahasat-i Ġctimayi-i Camiye-yi Afganistan,(Afgsnistan‟ın toplumsal
Hayatına BakıĢ) (Birinci Baskı) PeĢaver: Meywend Yayınevi, 19-21.
92
Zafer, H. (2002) Terörizmin Nedenleri, Stratejik AraĢtırma ve Etüt Merkezi Küresel Terör ve Türkiye
Sempozyumu, Yıl 1, Sayı 6, Ankara, 6-7.
39
Afganistan‟ın
yakın
tarihine
bakıldığında,
genellikle
PeĢtun
asıllı
hükümetlerin baĢa gelmesi ve bu grubun diğer etnik grupları zorunlu bir Ģekilde
asimile
etme
giriĢimleri
ülkedeki
istikrarın
bozulmasına
sebep
olmuĢtur.
Afganistan‟ın gerek krallık döneminde gerek cumhuriyet döneminde gerekse de
Ġslami hükümetin kurulması sırasında hükümeti ellerine geçiren iktidar partiler
toplumun geri kalan etniklerin isteklerini görmezlikten gelmiĢlerdir. Krallık
zamanında Muhammad Gül Mohmand‟ın Türkler baĢta olmak üzere Tacikler ve
Hazaralara yaptığı kıyımlar tarihin her safhasında karĢımıza çıkmaktadır. Bölgenin
yerleĢik halkı olan Türkleri farklı yöntemlerle cezalandırarak canlarından
bezdirmeleri ve buna benzer soykırımlar bölge halkının ülkeyi terk etmelerine
sebep olmuĢtur. Tüm bu iĢkencelere rağmen bu halkın yurt dıĢına kaçma gibi bir
alternatifi olmayan halkın çoğu, bunu canlarının pahasına bedel ödemiĢlerdir.93
Afganistan‟da sözde Cumhuriyet dönemi hâkim olmuĢsa da, yine
Afganistan Türkleri yapılan iĢkenceler ve kıyımlardan nasibini almıĢtır. Ne yazık ki
bu kıyımlar günümüze kadar gelen süreçte tekrarlanmaktadır. Milli birlik, milli
adalet sloganlarıyla ortaya çıkan bu hükümetlerin aslına bakıldığında ise, adaleti
mensup oldukları kendi etnik gruba uyguladığı görünmektedir. Bu Ģekilde
Afganistan‟da uygulanan adalet kavramında bir çifte standarttan bahsetsek
yerindedir.94 Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a müdahalesi sonucu komünizminin
bölgeye hâkim olmasıyla ülke genelinde Türklere yapılan bir katliam olmasa da,
bu sefer etnik ayrımcılığı akabinde bulunduran PeĢtun milliyetçiliği insanların
yaĢantısının her alanında yüzünü göstermiĢtir. Soykırım gözle görünür ve ciddi bir
Ģekilde yapılmasa da kültürel açıdan ülkedeki yaĢayan gayr-ı PeĢtun olan etnik
gruplara baskı yapılmıĢtır. Ülkenin Güney bölgesinde yaĢayan bir avuç PeĢtun
azınlık dönemin Sovyet himayesini arkasına alarak Afganistan coğrafyasının
tamamına kendi dillerini birinci resmi dil olarak diretmiĢtir. Coğrafi açıdan
PeĢtunlarla uzak bölgelerde yaĢayan, aynı anda kültürel anlamda hiçbir benzerlik
taĢımayan Afganistan Türklerine, özellikle de kırsal kesime bu dili dayatmak ve
öğretmek sanıldığı kadar da kolay olmamıĢtır. PeĢtuncenin ülkenin birinci resmi dil
olarak okutulmasının yanında ülkedeki Türklerin kendi dillerinde eğitim alamaması
93
Kamgar, Dr. J. (2008) Kronoloji-i Hawadesi Tarikhi-i Afghanistan, (Afganistan‟ın Tarihsel Kronolojisi)
(Birinci Baskı) Kabil: Maywand Yayınevi, 396-397.
94
Said, E. (2001), ġüpheciliğin Zorunluluğu Geri Tepki ve Geri DönüĢ, (Birinci Baskı) ABD, Terör Ġslam 11
Eylül Üzerine, Derleyen Ahmet Demirhan, Ankara: Vadi Yayınları, 29-35.
40
kültürel anlamda kendi geçmiĢlerini araĢtırmak eser yazmak gibi konularda bu halk
mahrum bırakılmıĢtır. Azınlıklar topluluğunun bir arada yaĢamaya mahkûm olduğu
Afganistan‟da komünist hükümetlerin ortadan kalkması ve mücahit gruplarının
iktidara gelmesi sonucunda, kendi aralarında yılların kin ve nefretini besleyen
etniklerin iktidar paylaĢımındaki çatıĢmaları bir ülkedeki var olan nispi istikrarın da
ortadan kalkmasına sebep olmuĢtur.95
Kendi aralarında iktidar mücadelesi veren bu etnik azınlıkların çatıĢmasının
altında yatan temel faktör yıllar boyunca aralarında çatıĢan etnikler arası güvenin
sarsılması olduğu inkâr edilemeyen bir gerçektir. Ġktidar paylaĢımında bir uzlaĢıya
varamayan bu etnikler bir çıkmaza girince, yine eski geleneğin devamı olan dıĢ
ülkelerin müdahale etmesi ve yaĢanan bu dramlardan faydalanmak ve ülkenin iç
iĢlerine karıĢarak pastadan pay almak istemiĢtir. ABD, Pakistan ve Suudi
Arabistan‟ın maddi yardımıyla Taliban grubu adı altında Ġslami duyguları güçlü
olan ağırlıklı olarak Pakistan‟da yetiĢmiĢ medrese hocaları ve öğrencilerinden
oluĢan bir grup Afganistan‟daki haksızlıklara çözüm üreteceği ve ülkeyi Ģeriatla
yöneteceği yönünde iddialı olan kiĢiler ülkeye sevk edilmiĢtir. Ġç savaĢlardan bıkan
Afganistan halkı Taliban‟ı baĢlangıç yıllarda bir kurtarıcı olarak görse de, Taliban
Kabil baĢta olmak üzere büyük Ģehirleri eline geçirdiğinde hedeflediği asıl
amacından sapmıĢ ve etnik ayrımcılığını belirgin bir Ģekilde uygulamaya
koymuĢtur. Din ve Ģeriata kılıf uydurarak PeĢtun olmayanlara yapılan zulümler ve
baskılar bölge haklının hafızasına kazılmıĢ ve dünya kamuoyunda da büyük
yankıları olmuĢtur. Taliban‟ın uygulamaya koyduğu bu yanlıĢ politikalar, her geçen
gün Afganistan halkının Taliban‟a karĢı güveninin ve sempatisinin azalmasına yol
açmıĢtır.
Güven ortamı etnikler arası sarsılınca da tepkiler her geçen gün artmıĢ ve
Taliban da acımasız bir Ģeklide baĢta Afganistan Türkleri dâhil olmak üzere
katliamları gerçekleĢtirmiĢ ve en küçük itirazı bile sert bir Ģekilde bastırma yoluna
gitmiĢtir. BaĢta ABD‟nin giriĢimi ile kurulan Taliban örgütü yarından çıktığı
sıralarda ise 11 Eylül olayı patlak vermiĢ ve ABD, El Kaide ile birleĢen ve dünya
kamuoyunda ĢaĢkınlık yaratan Taliban‟ın ortadan kalkmasına yönelik operasyonu
95
Mansur, a.g.e.,112
41
baĢlatmıĢ ve bu grubu Afganistan‟dan temizlemiĢtir.96Afganistan‟da yeni iktidara
gelen Karzai döneminin baĢlangıcından günümüze kadar her anlamda bir etnik
ayrımcılığın yaĢandığını görmek mümkündür.97
13 yıl devam eden Karzai‟nin yakın danıĢmanlarının hemen hepsi,
Afganistan‟da faĢist emelleriyle bilinen ve PeĢtun üstünlüğünü savunan parti
„‟Afgan Millet‟‟ Partisinin önde gelen isimlerin olmasından ötürü her seferinde
Karzai‟yi PeĢtun etnik grubun hak ettiğinden fazla haklara sahip olduğunu savunur
fikrini aĢılamıĢtır. FaĢist düĢüncelerin etkisi olan bir ayrımcılık ise; gerek kamu
kuruluĢlarında, gerek orduda, gerekse de ülkenin en önemli ve hassas
konularından biri olan eğitim kurumlarının baĢına PeĢtunların getirilmesidir.
Tarihinde bir kez daha tekrarlanan PeĢtunce‟nin ülkenin birinci resmi dili olarak
dayatılması, milli marĢın PeĢtunce‟ye çevrilmesi, kilit bakanlıklar, valiler, belediye
BaĢkanları ve buna benzer pek çok konuda ağırlıklı olarak PeĢtunlara verilmesi
bunun birkaç örneğidir. Ülkede PeĢtunce ve Farsçanın yanı sıra Türkçe (Özbekçe
ve Türkmence) de üçüncü bölgesel resmi dil olarak anayasada kabul edilmiĢ olsa
da, bu dillerin geliĢmesi ve bu dilleri konuĢan halkın eğitilmesi yönünde hiçbir
olumlu adım atılmamıĢtır.98
Sözde milli televizyon olan Afganistan‟dan yayın yapan devlet kanalının
yayınlarının az bir kısmı Farsça olmak üzere, programlarının nerdeyse tamamı
PeĢtunce yayın yapmaktadır. CumhurbaĢkanının milli iradeden bahsettiği de
devlet
kanalının
yaptığı
uygulama
ile
örtüĢmemektedir.
Bu
tür
çeliĢkili
uygulamaların neticesinde, Özbek ve Türkmen Türkleri, kendi kültürlerini yaĢatmak
ve tanıtmak için özel kanallarda yayın yapmayı tercih etmektedirler. 99 Karzai
hükümetinin
yanlıĢ
uygulamalarının
sonucu
olarak
ülkede
istikrarın
sağlanamamasındaki baĢarısızlığının en önemli nedenlerinden biri de PeĢtun
olmayan etnik grupların yanında itibarını kaybetmesi de gösterilebilir. Karzai
hükümetin baĢına geldiğinden bu yana, sembolik olarak Tacik, Özbek, Türkmen ve
Hazaraları kabinesinde bakanlık görevine atamıĢ olsa da bu bakanların çoğu,
96
Pakistani Agents, Funding and Training Afghan Taliban. 13, Haziran 2013
http://www.bbc.co.uk/news/10302946, (EriĢim Tarihi: 22 Mayıs 2013)
97
Ülger, Ġ.K. (1999)Taliban Afganistan‟da Pax American‟nın Ġslamcı Militanı, Avrasya Dosyası, c.4
Sonbahar-KıĢ Ankara: 98-99.
98
Mamun, R. (2010) Negah-i Makhfi (Gizli Gözetim) (Birinci Baskı) Kabil: Sayid Yayınevi, 152-253
99
Mamun, a.g.e. 133
42
kendi
halkının
yanında
sevilmediğinden
ötürü
Parlamento‟dan
güvenoyu
alamamaktadır. Parlamento‟dan güvenoyu alamayan sözde bir etnik grubu temsil
eden bakanlar, Karzai bu sefer Bakan Vekili sıfatıyla atamaktadır. Yıllardır bu
uygulamayı yürüten Karzai Parlamento‟dan ve halktan gelen itirazlarla karĢı
karĢıya kalmaktadır. Karzai 2002 yılında iktidara geldiği sıralarda Taliban‟a karĢı
tutumu sert olsa da, bu tutum bir söylemden öteye gitmemekteydi.100
Çünkü o sıralarda Afganistan‟da Taliban terör örgütünün etkili olduğu alan
kalmamıĢtı. 11 Eylül 2001 yılında ABD‟de gerçekleĢen terör sonucu Amerika‟nın
Afganistan‟a müdahale etmesiyle, Taliban militanlarının çoğu komĢu ülke olan
Pakistan‟a kaçmayı baĢarabilmiĢti. Afganistan‟da Taliban‟ın yeni baĢ gösterdiği
yıllarda Karzai Taliban‟ın yanında aynı saflarda savaĢmaktaydı. Ancak Amerikan
müdahalesi ile birlikte Karzai Amerika‟nın verdiği vaat neticesinde Taliban‟la
saflarını değiĢtirmiĢtir. Taliban örgütünün Afganistan‟da uyguladığı ve halen
uygulamakta olduğu insanlık dıĢı olaylar her zaman Karzai tarafından ciddi bir
Ģekilde kınanmamıĢ aksine yine Taliban‟ın hükümete bağlanmalarını tavsiye etmiĢ
ve terör örgütü ile pazarlık yapmaya kalkıĢmıĢtır. Taliban Karazi‟nin kardeĢi Veli
Karzai‟yi öldürmüĢ olsa da, aĢiret duyguları ağır basan baĢkan Taliban‟a yine
dostluk elini uzatmıĢtır. 2011 yılında kurulan ve günümüze kadar hiçbir baĢarıya
ulaĢamayan Taliban‟la barıĢ ve müzakere komisyonu baĢkanı Rabbani‟yi Taliban
bir suikast sonucunda öldürmüĢtür. Karzai hala Taliban‟ın dost olabileceğini
düĢünmektedir. Bunu yanı sıra Karzai hükümetine yakınlığı ile bilinen milletvekilleri
ve bakan seviyesindeki Ģahıslar Taliban‟ın intihar ve canlı bomba giriĢimleri
neticesinde öldürülmüĢ, yine de Karzai Taliban‟la kardeĢlik yapmakta kararlı
görünmektedir. Karzai‟nin yeni eğitim ve öğretim yılında okulların açılması
nedeniyle yaptığı konuĢmada, okulları yakan Taliban‟a seslenerek; „‟Siz okulları
yakmaya devam ettiğiniz sürece biz de yeniden yapmaya devam edeceğiz‟‟ dediği
ve özünde komik olan konu gündeme sıcak damgasını vurmuĢtur.101
Siyasi yorumculara göre, Afganistan anayasasında cumhurbaĢkanlığı aday
olabilen ve baĢkanlık döneminin son yılını dolduran Karzai‟yi korkutan olayın
100
Azmi, Ö. (2002) Nadir ġah ve Afganistan, Afganistan Üzerine AraĢtırmalar, Der. Ali Ahmetbeyoğlu,
Ġstanbul: Tarih ve Tabiat Vakfı.
101
Angelo, R. (2005) A Modern History, Monarchy, Despotism or Democracy? The Problems of
Govarnance in The Muslim Tradition (ĠKinci Baskı), I.B.Tauris Ltd Yayınlar: London-New York, 12-13
43
arkasında yatan temel faktör, halkın nezdinde saygınlığını yitirmesidir. Karzai 2014
yılı seçimlerinde iktidarı PeĢtun olmayanların eline geçeceği endiĢesiyleTaliban‟ı
hükümete ortak etme giriĢiminde bulunmuĢ olsa da, bu giriĢiminde baĢarılı
olamadığı
görülmüĢtür.
Mikro
milliyetçiliği
yaĢayan
ve
yaĢamakta
olan
Afganistan‟ın kaderi çok acılı ve kanlı çatıĢmalara sahne olmuĢtur. Günümüz
Ģartlarında da ne yazık ki, iktidarda olan cumhurbaĢkanı Dr. Gani bu acı tarihten
ders almamıĢ, geçmiĢ hükümetlerin yapmıĢ olduğu hataları tekrarlamaktadır.
Günümüzde etnikler arası gerginliğin hat safhasında olduğu Afganistan‟ın istikrara
kavuĢması kolay görünmemektedir. 2017 yılı sonrası, ABD ve NATO‟nun
komutasında olan askeri güçlerinin ülkeyi tamamen terk edeceği endiĢesi ile
beraber, olası bir etnik çatıĢmasını beraberinde getireceği tahmin etmek
mümkündür.102
2.7.
Afganistan’da Din Faktörü ve Dinin Siyasetteki Rolü
Afganistan gerek jeostratejik gerekse de jeopolitik bakımdan bulunduğu
mevki, aynı anda Orta Asya‟da tampon bölge konumu itibarıyla her zaman süper
güçlerin ilgi odağı olmuĢtur. Afganistan gibi geleneksel toplumların arasında dinin
farklı biçimlerde mutlaka siyasetle iliĢkisi olmuĢ veya devam etmiĢtir. Bu tür
ülkelerde ya doğrudan din adamları yönetim mekanizmasını ellerinde bulundurup
siyasi otoriteyi iĢletmiĢ veya yöneticiler din adamları kesiminin desteğini
arkalarında alarak uygulamakta olduğu yönetim biçimlerine bir meĢruiyet vermeye
çalıĢmıĢlardır.103
Afganistan kurulduğu günden bu yana, bazen iç çekiĢmeler bazen de dıĢ
müdahalelere maruz kalmasının sebebi de ülkenin temel taĢlarını oluĢturan
etnikler arası çıkan çatıĢmaların yanı sıra, bazen de radikal dini gruplar ve ılımlı
Ġslam anlayıĢına sahip kesimler arası da siyaset arenasında çatıĢmalara da sebep
olmuĢtur. Bu olaylar Afganistan‟ın tarihinde görünen ve inkâr edilemeyen bir
gerçektir. Ülke nüfusunun % 99‟unu oluĢturan ve Ġslam dinine mensup olan
vatandaĢların arasında kimi zaman da ġii ve Sünni mezhebine mensup olan
kesimler arası da çekiĢme ve savaĢlara sahne olmuĢtur. Afganistan devleti içinde
102
103
Saray M. (1995) Atatürk ve Türk Dünyası, (Birinci Bskı) Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 22-23.
Roy O. (1990) Afganistan‟da DireniĢ ve Ġslam, (Çev. M.Kadri ORAĞLI), (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Yönelik
Yayınları, 18-19.
44
farklı etniklerin dine olan bakıĢlarından ötürü, ülkenin dört bir yanında Ġslam
kurallarını uygulama açısından farklılık gösteren, aynı zamanda ülkenin güney
bölgesinde Pakistan‟ın medreselerinde Vahabi düĢüncesi ile eğitim alan din
adamlarının Afganistan‟a girmeleriyle din bir inanıĢtan öte siyasi otoriteyi elinde
bulundurma çabalarına dönüĢmüĢtür.104
Dini duyguları kabaran ve kendilerini Allah‟ın doğru kulu olarak nitelendiren
kiĢiler Afganistan‟da gerek iktidarı eline geçirme, gerekse de ana muhalefeti
oluĢturmada her zaman baĢarılı olmuĢlardır. Din Afganistan‟ın siyasi kaderinin
değiĢtirilmesinde de önemli rol oynamıĢtır. Din ve siyaset iliĢkisi pek çok ülkede
farklı biçimlerde uygulansa da, kapalı bir toplumu barındıran Afganistan‟da, din
devletin kaderini belirleyen ve istikrarın oluĢmasında da önemli roller oynayan
faktör olmuĢtur. Afganistan‟ın siyasi arenasında din her zaman bir amaç olmaktan
ziyade, hedefe ulaĢmak için araç olduğunu görmekteyiz. Dinle uzaktan veya
yakından hiçbir iliĢkisi olmayan geleneksel uygulamalar din adına halka enjekte
edilmiĢ ve maalesef bu durum günümüze kadar gelen süreçte devam etmektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, ülke nüfusunu oluĢturanların yüzde 80 Sünni ve
çoğunlukla Hanefi mezhebine mensup olanlardır.105 Ülke nüfusunun yüzde 18‟i ġii
Caferi ve Ġsmail‟i mezhebine mensup olanlardır. Bu grup genellikle Afganistan‟ın
orta kısmı olan Bamyan Behsud ve Daikundi Ģehirlerinde yaĢamaktalar. ġiilerin
çoğunluğunu Hazaralar olmakla beraber bunların yanı sıra KızılbaĢ, Tacik ve
PeĢtunların da bir kısmı ġii‟dir. Afganistan Nüfusunu oluĢturan ve %2‟yi geçmeyen
grup ise, Hindular ve Sihlerdir. Sayıları bin kiĢiyi geçmeyen bir Yahudi toplumunu
da Afganistan‟da yaĢamaktaydı. Ġsrail‟in kurulmasıyla beraber bu Yahudiler Ġsrail‟e
göç etmiĢler ve günümüzde Yahudi dinine mensup olan kiĢilerden sadece bir kiĢi
kalmıĢ ve hala Afganistan‟da hayat sürdürmektedir. Geleneksel bir yapıya sahip
olan Afganistan‟ın siyasi hayatında din adamlarının etkisi ve yeri oldukça
önemlidir.106
Burada din adamlarının fetvalarıyla ülkenin kaderi değiĢen planlar alındığını
da söylemeden geçemeyiz. Dini önderlere Mollalar veya Mevleviler denilmekle
104
Roy, a.g.e., 27.
Radyo Azadi, Pakistan Ġstihbaratı veya ISI‟a göre Afganistan Pakistanlı Taliban‟ı güçlü bir Ģekilde
destekliyor, 28 Mart 2013.
106
Ghobar, 125.
105
45
beraber, halkın arasında güçlü bir saygınlığa sahiptirler. Afganistan‟da devlet
okulları yaygınlaĢmadan önce ülkenin genelinde halkın çoğunluğu medreselerde
din dersleriyle eğitilmekteydi. Bu durum günümüze kadar az bir miktarda bile olsa
devam etmektedir. Genelde halkın tutucu kesimi gerek cihat zamanında, gerekse
de günümüzde kâfirlerin oluĢturduğu okul diye nitelendirdiği devlet okullarında
çocuklarının okutulmasını sert bir dille eleĢtirerek karĢı çıkmaktalar.107 Halk
genellikle Cuma günlerinde cami ve medreselerde vaaz eden mollaları dikkatle
dinlemekte ve onların her dediğini hafızaya yerleĢtirip kendi yaĢamlarının
vazgeçilmez bir parçası olarak uygulamaktalar. Mollalar diye nitelendirilen din
adamlarının vaazları insanların özel hayatındaki ve toplum arasındaki yaĢam
biçimini Ģekillendirmektedir. Bu tür uygulamalar yöre halkının vazgeçilmez bir
parçası olmakla beraber, günümüze kadar nesilden nesle gelmektedir. Bu duruma
karĢı çıkmak isteyen veya camilere katılmaya isteksiz olan Ģahıslar da, toplum
baskısı ile her türlü uygulamayı mecburi olarak kabul etmektedir. Kabul etmeyenler
veya buna tepki gösteren kiĢiler kâfirlik damgasını yemekte ve toplum arasından
soyutlanmaya mecbur bırakılmaktadır. Bu durum Afganistan‟daki Sünni ve ġii
mezhebine mensup olan insanlar arasında bir hayli yaygındır. 108
2.8.
Bağımsızlık Sonrası Din Faktörü
Afganistan‟ın
siyasi
tarihinde
baktığımızda,
Kral
Amanullah
Han‟ın
doğumunda ve eğitim aldığı sıralarda dünya siyasetinin sallantılı bir dönemde
olduğunu söylersek yerindedir. Bu dönemde, Müslüman halkların nezdinde yeni bir
uyanıĢ ve yeni bir ruh anlayıĢı hâkim olmuĢtu. Müslüman halklarına mücadele
ruhunu aĢılayan, her geçen gün artan ve bitmek bilmeyen faktör, ġeyh
Muhammed Abduh, Cemalettin Afgani ve Sar Seyit Ahmed‟in düĢüncelerinden
esinlenmekteydi. Dünya Müslümanları Batıdan gelen sömürgeci, aynı anda
Hıristiyan güçlere karĢı can-ü gönülden savaĢmayı ve bu kutsal savaĢtan
çekilmemeyi göze almıĢlardı. Hıristiyan güçlere karĢı oluĢan kin bu Müslüman
topluluklar arasında uzun zamandan bu yana aĢılanmıĢtı. Ġki farklı inanıĢa sahip
olan topluluklar arasında adeta iki ayrı medeniyet ve kutsal savaĢ ruhu hazır
konumdaydı. Ġngilizlerin bölgeye girmesiyle halkın inanıĢını görmemezlikten
gelmesi ve saygı göstermemesi de bu savaĢın daha da alevlenmesi, sonucunda
107
108
Ghobar, a.g.e., 126.
Dariz, a.g.e. 86.
46
da savaĢın geniĢ araziye sıçramasına neden olmuĢtu.109 Ġngilizlerin 3 Mayıs 1919
yılında,
Afganistan‟a müdahale etmesiyle halk nezdinde kutsal olan ve dini
değerlerine saygısızlığa karĢı direniĢ göstermelerinin nedeni, kabaran dini
duyguların neticesinde Amanullah Han Ġngilizlere karĢı savaĢmasının zaferine
giden yol haritasını baĢarıya ulaĢtığının altında yatan nedendir desek yerindedir. 110
Amanullah Han‟ın Ġngilizlere karĢı verdiği mücadelenin baĢlangıcından
itibaren liderlik ve yönetme kabiliyetinden yoksun olduğu belli idi. Ġngilizlerin
Afganistan‟dan
çekilmesiyle
beraber
Amanullah
Han‟ın
Ġngilizlerle
yaptığı
antlaĢma, Afgan savaĢında Afganistan kralına verdiği her türlü desteği
esirgemeyen
Hindistan
Müslümanlarını
incitmiĢti.
Döneminde
Osmanlı‟yı
zayıflatan aynı zamanda kendi ülkelerinin Ġngilizlerin sömürgesinde olduğuna
rahatsızlık duyan Müslümanlar, Afganistan‟da Ġngilizlere verilen darbeyi, adeta bir
milat olarak kutlamaktaydı. Böylece Ġngilizlere karĢı verilen savaĢın Afganistan
halkı tarafından gerçekleĢtirilmesini, dolaylı bir öç olarak nitelendirmekteydiler.
Ancak Kral Amanullah dönemin konjonktüründe kendince hesaplamasını yapmıĢ
ve iyi değerlendirmiĢti. Afganistan‟ın Ġngilizlerden aldığı bağımsızlığı için savaĢ
verdiği yıllarda Hindistan Müslümanları, Afganistan‟ın BaĢkenti olan Kabil‟i Dar-ül
Ġslam ve Amanullah Han‟ı Ġslam Halifesi olarak görmekteydiler.111
Amanullah Han‟ın Ġngilizlerle yaptığı antlaĢma sonucunda Hindistan
Müslümanlarının hayalini suya düĢürmekle kalmayıp, o dönemlerde Sovyetler
Birliği esaretinde olan ve mücadele ruhları Amanullah Han‟ın verdiği savaĢlarla
kabaran Orta Asya Müslüman devletleri insanlarını da incitmiĢtir. Amanullah
Han‟ın Ġngilizlere verdiği mücadelenin altında yatan temel faktör kapalı toplum ve
dindar olan halklar neticesinde baĢarılı olmuĢ olsa da Ġngilizlerle dostane iliĢki
kurması ve Atatürk‟ü kendine örnek alarak kapalı topluma dini değerlere uygun
olmayan kuralları diretmeye çalıĢması da iktidarının çökmesinin en önemli
sebebidir.112
109
Dariz, a.g.e., 98.
Pohanyar, a.ge.42
111
Babalu, B.S (2012) Tarikh-e-Mukhtasar-e-Turkistan-e-Janubi (Tukistan-eAfghanistan) (Güney Türkistan
Kısa Tarihi “Afganistan Türksitan‟ı‟‟), (Birinci Baskı) Tehran, Andisha-e-Naw, 56-57.
112
Pohanyar, a.g.e., 63.
110
47
Amanullah Han, Gazi Mustafa Kemal Atatürk‟ün kurmuĢ olduğu Türkiye ile
Afganistan‟da yaĢayan ve kabile geleneğinin hâkim olduğu ülkedeki farklılıkları
görememiĢti. Çünkü Afganistan halkının geleneksel yaĢantıları döneminde en
küçük değiĢikliğe elveriĢli değildi. Bu durumun günümüze kadar süre geldiği bunun
canlı bir örneği olabilmektedir. Bu suretle Ġngilizler Amanullah Han‟dan aldığı
yenilgiyi hazmedemeyip yeniden Müslüman halkları dolaylı yollarla kıĢkırtmıĢ ve
kralı devirmeyi baĢarabilmiĢti. Böylece Müslüman halklar iktidara taĢıdığı
Amanullah Han‟ı yeniden iktidardan almıĢ ve Ģeriat kurallarını eksiksiz yürürlüğe
sokacağını halka vaat eden Habibullah Han‟ı iktidara getirmiĢtir. Bunun
neticesinde, Ġngilizlerin himayesinde Habibullah Han, Amanullah Hanı devirmiĢ ve
ülkede Ģeriat kurallarını uygulayan yeni bir yönetimle iĢ baĢına gelmiĢtir.113
2.9.
Afganistan’da Din Faktörünün Siyasete Etkisi
Amanullah Han‟ın Ġngilizlerle yaptığı antlaĢmadan rahatsızlık duyan halk
Ġslam yolunda her ne olursa olsun canı gönülden tüm Afganistan‟ı kapsayan bir
hareket baĢlatılmıĢ olsa da, Ġngilizlerin Amanullah Han‟a karĢı sinsice rolünün
olduğunu inkâr edemeyiz. Ġngilizlerin Amanullah Han‟a karĢı aĢırı nefretinden
dolayı, dönemin Ġngiliz casuslarının Afganistan‟da yaptığı faaliyetlerinde payı bir
hayli yüksekti. Bu casuslardan Carnel Larens Afganistan‟ın Pakistan sınırındaki
ilçelerden ġinvar ilçesine gelerek kendini din adamı, Pir KaramĢah olarak tanıtarak
halkın içine sızmıĢ ve ayaklanmaların baĢlatılmasında önemli rol oynamıĢtır.
114
Afganistan‟ın Ġngilizlerden Bağımsızlığını almasıyla Larens ve görev arkadaĢları
Kral Amanullah‟ın Ruslara yakınlaĢmaması için tavsiyelerde bulunsa da
Amanullah bağımsız bir ülke konumunda olan Afganistan‟ın hiçbir kimseden
buyruk almayacağını duyurmuĢ ve Ruslarla dostane iliĢki kurma yolunu tercih
etmiĢtir. Kral bu öneriyi dikkate almamasının üzerine Larens‟in krala karĢı
faaliyetleri baĢlatılmıĢ oluyordu. Bir Ġngiliz ajanı olan Larens‟in Afganistan‟da
yürüttüğü faaliyetleri dönemin Rusların köklü ve en çok tirajlı gazetelerinden olan
113
Özcan, M., Yardımcı, S.(2006) “Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele,” Terör, Terörizm ve
Küresel Terörle Mücadele. Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, Ed., Ġhsan Bal, USAK Yayınları, Ankara, 202.
114
Carnel Larens Ġngiliz asıllı Wales Ģehrinde dünyaya gelmiĢ olup, Oxford‟dan mezun olmuĢ, sonra da
istihbarat dünyasına girmiĢtir. 1909 yılında ise Suriye, Mısır ve Filistin‟e gitmiĢ ve orada Ajanlık görevini
yürütmüĢtür. Larens Farsça, Ġngilizce ve Arapçayı iyi bildiğinden ötürü, dönemin Büyük Britanya‟sının
bölgedeki istihbarat iĢlerinde önemli roller oynamıĢtır. Afganistan‟ın PeĢtun halkının çoğunlukta yaĢam
sürdürdüğünden dolayı, PeĢtuceyi de iyi öğrendiği bilinmektedir.
48
Prawda Gazetesi de 29 Ocak 1929 sayısında bunu teyit etmiĢtir.115 Bunun yanı
sıra Macar asıllı Ġngiliz ajanı olan Wambri Arminus Afganistan‟ın büyük
Ģehirlerinden olan Herat‟ta halkı devlete karĢı kıĢkırtmayı baĢarabilmiĢtir.
Afganistan‟ın Ġngilizlerinden bağımsızlığını almasıyla kendisine yediremeyen
Ġngilizler Afganistan halkını kralın Ġslam dininden uzaklaĢtığını ve dini değerleri
hiçe saydığını aĢılamaktaydılar. Afganistan‟ın hassas döneminde halk da
Amanullah Han‟ın reformlarına karĢı çıkmakta ve her geçen gün Ģiddetlenen
ayaklananlar kafilesine yeni insanlar girmekteydi. Her geçen gün Ģiddetlenen halk
ayaklanmaları sonucu Amanullah Han‟ın iktidardan düĢürülmesi ile Ġngilizlerin
yardımı ile Habibullah iktidara geçer geçmez yeni dönemi bir Ġslami değerlerle
bütünleĢen Afganistan‟ın temsil etmek için yola çıkmıĢtır. 116
Tacik asıllı ve Amanullah‟ın iktidardan çekilmesine zorlayan kiĢi olan
Habibullah Kalakani, Afganistan‟ın Kalakan denen bölgede dünyaya gelmiĢ ve
döneminde
Amanullah
Han
hükümetinin
devrilmesinde
önderlik
etmiĢtir.
Habubullah Han Afganistan halkına din elden gitti veya din ayaklar altına alındı
propagandalarıyla halkı kıĢkırtmayı baĢarabilmiĢ ve böylece amacına ulaĢmıĢtır.
1929 Ocak ayının sonlarında iktidara geçen Habibullah Han her ne kadar güzel
vaatler vererek iktidara kapak atmıĢ olsa da hükümeti kurduğu günden çöküĢüne
kadar baĢkent Kabil olmak üzere tüm ülkede bir anarĢik ortamı hâkim olmuĢtur.
Amanullah Han‟ın reformlarına aĢırı tepki gösteren ve has Ġslami değerlerle
bütünleĢen bir ülke konumuna getireceği Afganistan‟da uygulamaya koyduğu yeni
ferman aynen Ģu Ģekildedir:117

Hz. Muhammed zamanında yaygın olan ve Amanullah Reformlarında
ortadan kaldırılan sarık yeniden yaygınlaĢtırılmıĢtır.

Kâfir
elbisesi
olan
pantolon,
kravat,
Ģapka
ve
benzeri
elbiseler
yasaklamıĢtır.

Kadınların mahremi olamadan evden dıĢarı çıkmaları yasaklamıĢtır.

Kız okulları kapatılmıĢtır.

Sünnet değeri taĢıyan ve erkeklik göstergesi olan sakal ve bıyığın tıraĢ
edilmesi yasaklanmıĢtır.
115
Babalu, a.g.e. 64
Babalu, a.g.e., 65
117
Sajadi, Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi). 43.
116
49

Ġngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde eğitim veren okulları (Gavur okulu
diyerek) kapatılmıĢtır.

Tüm okullardan matematik, geometri ve trigonometri dersleri kaldırılmıĢtır.

Afganistan‟da Arap takvimi olan, Hicri Kameri takvimine geçilmiĢtir.

Emri bil maruf nehyi anıl münkiri(Dini kurallara zorlayan Kurum) ülkede
kurulmuĢ ve ülkenin her yanında yetkili kılınmıĢtır.118
Habibullah Han Ġktidara gelmesinden çöküĢüne kadar her ne kadar Ġslami
değerler taĢıyan ve dini kuralları yürürlüğe sokmuĢ olsa da, dinden ziyade etnik
faktörü fazla önem arz eden Afganistan‟da Habibullah Han‟ın hükümetini PeĢtunlar
hazmedememiĢ ve ülkede istikrar sağlanamamıĢtır. Etnik ve aĢiret bağları güçlü
olan Afganistan gibi ülkede her ne kadar Ġngiliz bu yönetim değiĢikliğini
gerçekleĢtirmiĢ olsa da, bölgedeki etnik ağırlıklı siyaset yapılacağı gerçeğini
unutmuĢtu.119 Habibullah iktidara geçince ülkede Sünni Hanefi ağırlıklı bir düzen
oturtmuĢ olsa da Afganistan‟ın siyasetinde önemli rolü olan ġiiler bu tür dini
uygulamalara sert bir Ģekilde karĢı çıkmaktaydı. Aynı zamanda Afganistan‟ın dört
bir tarafından artan iktidar karĢıtı PeĢtunların önderlik ettiği isyancı gruplar da
ülkede Habibullah Han‟a rahat nefes aldırmamıĢtır.120
Habibullah Han‟ın iktidara gelmesinden sonra Ruslar da Afganistan‟da yeni
kurulan ve Ģeriat kurallarını uygulayan yönetim biçimine sıcak bakmamaktaydı.
Aynı zamanda Ruslardan kaçarak Afganistan‟a sığınan Ġbrahim Lakai ve Buhara
Hanlığının son Emir‟i olan Sait Âlim Han‟ın Afganistan‟a sığınmasından rahatsızlık
duymaktaydı. Bu iki Ģahısın Afganistan‟da halkı organize ederek Ruslara karĢı
cephe açacağı endiĢesini taĢıdığından ötürü Afganistan‟daki yeni Ġslami yönetimin
iktidara geçmesinden rahatsızlık duymaktaydı. Afganistan‟ın tarikat güçlerinin
önderi olan ve Amanullah Han‟ı kâfir ilan eden “Hazret-i ġurbazar‟‟ lakabıyla
tanınan Kabil‟in yerlisi, ġir Aqa, bu sefer Habibullah‟ın karĢısına dikilmiĢ ve suçsuz
halkı idam etmesinden ötürü yeni iktidara da tepkisini koyarak halkı iktidara karĢı
isyana teĢvik etmiĢtir. Habibullah Han ülkenin dört bir tarafında iktidara karĢı
konuĢlanan isyancıları bastırmak için asker sevk edince, BaĢkent Kabil tüm askeri
118
ġeyhanlıoğlu, H (2008) 18. Yüzyıldan Günümüze Kadar Afganistan‟ın Jeostratejik Önemi Ankara,
Avrasya Etütleri, TĠKA,. 78.
119
Sajadi, Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi), 55.
120
Pohanyar, Zuhur-i Meshrutiyat ve Qurbaniyani Estibdad (MeĢrutiyet Ortaya ÇıkıĢı ve Ġstibdat
Kurbanları). 162.
50
güçlerden mahrum kalmıĢtı. Bu durumu iyi değerlendirebilen ve Kabil civarında
hükümet karĢıtı isyancı gruplar Kabil‟i ele geçirmiĢ ve böylece Habibullah Han
dönemi Afganistan siyasi tarihinde son bulmuĢtur. Habibullah yine doğduğu bölge
olan Kalakan‟da her ne kadar yeni gelen Nadir ġah hükümetine karĢı küçük çaplı
savaĢ açmıĢ olsa da, bu savaĢlar iktidarı düĢürmesine yeterli olmamıĢtır. Nadir
ġah ülke yönetimini ele geçirince Habibullah ile bir barıĢ yapacağı sözü vermiĢ,
Kuran‟a mühür basarak silah bıraktığı takdirde dokunulmazlık sözü vermiĢ olsa da,
Habibullah Kabil‟e ayak bastığı gün yakalanmıĢ ve taraftarlarıyla birlikte Ġdam
edilmiĢtir.121 Afganistan‟da Ġngiliz himayesinde iktidara gelen Nadir ġah ağırlıklı
olarak PeĢtun grupların desteğini almıĢtı. Ġngilizlerin bu himayesindeki amaç,
dönemin Büyük Britanya Ġmparatorluğunun sınırlarını Ruslara karĢı garanti altına
almaktaydı. Ġngilizler de yeni iktidara gelen Nadir ġah‟ın ülkedeki istikrarın
sağlanması ve Ruslara karĢı ülkede her türlü geliĢmeyi engelleyeceğine
inanmaktaydı. Kral Nadir ġah asker kökenli olduğundan ötürü, kral olmasının
yanında iyi bir asker ve idareciydi. Nadir ġah hükümeti mutlak feodal biçimde
yönetmesinin
yanında,
kendisini
Tanrının
yeryüzündeki
temsilcisi
olarak
tanımlamaktaydı. Ġktidarı boyunca kurmuĢ olduğu yönetim biçimine mezhep
maskesini vurarak krallığın yanında bir din adamı olarak mutlak istibdadına ve
kendi otoritesine meĢruiyet vermekteydi. Bu otoriteyi ülkenin her yerinde yayan din
adamları ve mollalar tebliğ etmekteydi. Nadir Han genellikle para karĢılığı satın
aldığı din adamları ve yazarları kendi menfaatine kullanmayı baĢarabilmiĢti.122
Bu âlimler ve yazarlar kralın dini sembolünü halka enjekte etmeyi mahirane
bir biçimde baĢarabilmekteydi. Genellikle Kuzey Afganistan‟da yaĢayan insanların
hükümet
karĢıtı
davranıĢlarını
yine
mollalar
vasıtasıyla
tebliğ
ettirerek
bastırabilmekteydi. Mollaların halk ayaklanmalarına karĢı tebliğleri dini kitaplara
dayanarak yapılmaktaydı.123Kral Nadir ġah‟ın iktidarı süresince halkı cahil
saklamak ve bu Ģekilde iktidarının uzun ömürlü olacağına inanmaktaydı. 124 Aynı
zamanda ülkedeki halkı aç ve yoksul bırakmak ve yönetim karĢıtı her türlü
ayaklanmayı kolay bir Ģekilde bastırabileceği inancındaydı. Genellikle ülkedeki
121
Pohanyar, a.g.e. 178.
Pohanyar, a.g.e. 177.
123
Bu mollalar „‟Amaluküm Ümmalüküm‟‟ hadisini öne çıkararak, „‟amelleriniz nasıl ise, Hükümdarlarınızın
tepkisi de o Ģekilde olacaktır‟‟ diye halkın gözünü korkutmaktaydı.
124
Asım, Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut Khan(Davut Han‟ın Siyasi
DüĢünceleri ve KiĢiliğine Bir BakıĢ), 225.
122
51
gençler bu durumdan rahatsızlık duymaktaydı. Sınırlı sayıda okulun açık olması ve
ülkedeki gençlerin çoğunun eğitimden yoksun bırakılması da halk tarafından tepki
ile karĢılansa da güçlü konumda olan iktidara halk hiçbir Ģekilde itiraz edemezdi.
Nadir ġahın devlet yapılandırmasındaki yönetim sadece kralın aile azalarıyla
yönetilmekteydi. Kral Nadir ġah Necat Lisesinde öğrencilerin karne törenine gittiği
sırada Abdul Halik denen Hazara kökenli bir genç tarafından tabanca ile
öldürülmüĢtür. Kralın ölmesiyle o dönemde henüz 19 yaĢında olan ve
Afganistan‟da 40 yıl krallık sürdürecek olan oğlu Muhammed Zahir babasının
yerine tahta geçmiĢtir.125
125
Tanin, Afghanistan Dar Qarne Best (20. Asırda Afganistan), 112-113.
52
53
3. BÖLÜM
AFGANĠSTAN, SOVYETLER BĠRLĠĞĠ VE ABD
3.1.
Afganistan’ın Amerika BirleĢik Devletleriyle ĠliĢkileri
1919 yılında Afganistan Ġngilizlerin iĢgalinden bağımsızlığını aldığı yıllarda,
Dönemin kralı Amanullah Han resmi bir heyeti Avrupa ve Amerika BirleĢik
Devletleri‟ne göndermiĢ ve iki devlet arsında diplomatik iliĢkilerin kurulmasını
istemiĢtir. Bunu yapmakla siyasi ve diplomatik anlamda devletlerarası ilk adımın
atılması ve siyasi diplomatik anlamda yakınlaĢmak istemiĢtir. Afganistan Heyetinin
baĢkanlığını yürüttüğü Muhammed Veli Han‟ın beraberindeki heyet Darvazi, Mirza
Muhammed Han Yaftali, Abdülrahman Ludi, Serdar Feyz Muhammed Zekeriya ve
birkaç kıdemli kiĢinin gönderilmesiyle görüĢmelerin ilk etabının gerçekleĢtirilmesini
istemiĢtir. Ayrıca heyet Afganistan‟ın bağımsızlığını tanınması için Kral Amanullah
Han‟ın isteklerini dile getirmiĢtir. Afganistan‟dan yola çıkan heyet öncelikle eski
Sovyet ülkesi olan Özbekistan‟ın baĢkenti TaĢkent‟e gidip eski Rus temsilcisi olan
Bravin ile resmi bir görüĢme gerçekleĢtirmiĢler. Rus yetkilileri de Afganistan
heyetini kabul ettikten sonra heyetin beraberinde getirdiği ve Kralın isteklerini
içeren bir yazıyı ABD baĢkanı Warren Harding‟e göndermiĢtir. Bu yazının içeriği
aynen Ģu Ģekildedir. “Ruslar Uluslararası BarıĢ Konferansında Afganistan‟ı temsil
edeceğini ABD‟ye duyurmuĢ aynı anda ABD‟den Afganistan‟ın bağımsızlığını
resmi olarak tanınmasını istemiĢtir”.126
Afganistan heyeti Batı Avrupa‟ya gitmek için yola çıktığında, ABD‟ye
ulaĢmaları için Ġngilizlerin etkisi altında olan Balkan ülkelerinde bir takım sorunlarla
karĢılaĢmıĢlardır. Çünkü daha yeni bağımsızlığını Ġngilizlerden alan Afganistan‟ın
Batı Avrupa devletleri ve oradan da Amerika BirleĢik devletleri ile herhangi bir
diplomatik iliĢki kurmasını ve bağımsızlığını tanınmasını istemiyordu. Batı Avrupa
devletlerine resmi temaslar için gidecek olan Afganistan heyeti, Ġngilizlerin
çıkardığı zorlu Ģartlara maruz kalmıĢtır. Afganistan heyeti ABD‟ye gitmek için ısrar
etse de bir türlü amacına ulaĢmak için baĢarılı olamamıĢtır. Heyet TaĢkent‟te iken
Washington‟a telgraf gönderip ABD yetkililerinden resmi bir açıklama beklese de
bu telgraf‟ın yanıtını alamamıĢtır.
YaĢanan bu durumdan açık bir Ģekilde
anlaĢılmaktadır ki, ABD Afganistan‟ın bağımsızlığını tanınması yönünde atacağı ilk
126
Adamak, L. (1998) Rawabeti Khareji Afghanistan Dar Nima‟ye Awal-e Qarn-e Bist (Yirminci Yüzyılın
ilk Yarısında Afganistan DıĢ ĠliĢkileri) Çev, Muhammed Fazıl Sahibzadeh, (Birinci Baskı) PeĢaver, Miwand
Yayınları, 73.
54
adımlardan pek hoĢnut değildi. Çünkü Afganistan gibi bir devleti tanımak resmi ve
diplomatik iliĢki kurmak yüzünden zamanında Avrupa‟nın güçlü devleti olan Büyük
Britanya ile iliĢkilerinin bozulmasını istemiyordu. Eski Sovyetler Birliği BaĢkanı
Lenin de Afganistan heyetinin ABD‟ye ulaĢması için ciddi bir çaba göstermemiĢtir.
Ancak Sovyetler Birliği Afganistan heyetini dostça karĢılamıĢ ve Afganistan‟ın
bağımsızlığını resmi olarak tanıyan birinci ülke olmuĢtur. BolĢeviklerin Afganistan
heyetinin ABD‟ye ulaĢması için çaba göstermemesinin en büyük nedeni de, eski
Sovyetler Birliği etkisi altındaki Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan‟la sınırdaĢ
bir devlet konumunda olan Afganistan‟ı kendine müttefik olmasından yanayıydı.
Afganistan heyetinin ABD‟ye ulaĢması ciddi sıkıntılardan dolayı, Avrupa ve
Amerika yolculuğu yarıda bırakılmıĢtır.
1921 yılında yeni bir heyet Afganistan‟dan ABD ile resmi ve diplomatik
iliĢkiler kurmak için gönderilecekti, Bu kez Afganistan heyeti Moskova‟ya gidip
Dostluk
ve
iyi
komĢuluk
AntlaĢmasını
Sovyetler
Birliği
ile
imzalamayı
baĢarabilmiĢtir. Heyet Polonya‟ya oradan da Almanya‟nın baĢkenti olan Berlin‟e
ulaĢmıĢtır. Almanya‟dan Afganistan‟ın resmi temsilciliğinin açılmasını istemiĢ ve bu
konuda baĢarılı olmuĢtur. Almanya‟daki görüĢmelerin baĢarılı bir Ģekilde
geçmesinden sonra, heyet Ġtalya‟ya gitmiĢ, Roma da Afganistan Büyükelçiliğinin
açılması yönünde kralın isteklerini dile getirmiĢ ve baĢarılı olmuĢtur. Heyetin bir
sonraki güzergâhı Fransa, oradan da ABD‟ye gitmek için gerekli hazırlıkları
yapmıĢtır. Heyet Paris‟te görev yapan ABD Büyükelçisi “Wallace, Hugh Campbell”
ile temaslarda bulunulmuĢtur. GörüĢmede Afganistan Kral‟ı Amanullah Han ve
dönemin DıĢ ĠĢleri Bakanından getirdikleri mektubu da Büyükelçiye sunmuĢtur.
Bunun üzerine ABD Paris Büyükelçisi Fransa‟da bulunan Ġngiliz Büyükelçisi Lord
Hardinge ile irtibata geçerek ülkesinin Afganistan politikası ve düĢüncelerini
sormuĢtur. Ġngiliz Büyükelçisi ABD‟nin Paris Büyükelçisine yazılı olarak yanıtladığı
mektupta Fransa BaĢbakanı Em. Briand ve CumhurbaĢkanı heyeti „‟Afganları
sıcak karĢılamıĢsa diplomatik açıdan biz buna saygı duyarız. Ama ülkesinin bu
heyetin yapacağı herhangi bir görüĢmeye sıcak bakmamakla beraber, diplomatik
iliĢkilerin de baĢlaması taraftarı değildir‟‟ diye yanıtlamıĢtır.127
127
Poullada Leila D.J & Leon B. Poullada, (1999) Keshwar-e Shahi Afghanistan ve Eyalate Motaheda, Çev.,
Ghulam Safar Panjsheri, (Birinci Baskı) Kabul, Matbua-i Milli: 11-36.
55
Nihayet Afganistan‟dan giden heyet, 12 Temmuz 1921 da ABD‟ye ulaĢmıĢ
ve 20 Temmuz 1921 yılında ABD DıĢ ĠĢleri Bakan‟ı Charles Evans Hughes‟le bir
görüĢme
gerçekleĢtirebilmeye
muvaffak
olmuĢtur.
Afganistan
heyeti
bu
görüĢmenin gerçekleĢmesinde ABD DıĢ ĠĢleri Bakan‟ına Afganistan kralı
Amanullah Han‟ın yazılı mektubunu sunmuĢ, iki ülke arasında diplomatik iliĢkilerin
baĢlatılmasını talep etmiĢtir. Ancak ABD DıĢ ĠĢleri Bakanı heyetin bu isteğini sıcak
karĢılamamıĢ, gerekçe olarak da, bir devletle kurulacak olan diplomatik iliĢkilerin
DıĢ ĠĢleri Bakanlığının etkisinde olmadığını ibraz etmiĢtir. Ayrıca, bu tür konularda
ABD Kongresinin karar alıcı mekanizma olduğunu söylemiĢtir. Bu görüĢmeden iyi
sonuç elde edemeyen Afganistan heyeti, ABD devlet BaĢkanı Warren Harding‟in
ziyaretine gitmiĢ, iki ülke arasındaki diplomatik iliĢkilerin baĢlatılması yönündeki
Amanullah Han‟ın mektubunu sunmuĢtur. Ancak ABD BaĢkanı da DıĢ ĠĢleri
Bakanına benzer gerekçeyi dile getirmiĢ ve iki devlet arsında kurulacak olan
diplomatik iliĢkilerin yetkisini Amerikan Kongresine ait olduğunu söylemiĢtir.128
Sonuç olarak Afganistan 20. yüzyılda Pakistan Devleti kuruluncaya kadar
ikili iliĢkiler çerçevesinde birçok devletle diplomatik iliĢkiler kurmak için çaba sarf
etse de, bu isteği birçok devlet tarafından sıcak karĢılanmamıĢ veya isteği
reddeden yanıtlarla karĢılaĢmıĢtır. Kısacası Afganistan Batılı devletlerle diplomatik
iliĢkiler kurma konusunda ısrarcı olsa da bir türlü bu istek yerine getirilmemiĢtir.
Ancak dönemin BolĢevik devrimi lideri Wilademir Eliç Lenin Afganistan‟ın
Bağımsızlığını ilk olarak tanımıĢ ve diplomatik iliĢkilerin kurulmasını da orta
derecede devam ettirmiĢtir. Nitekim ABD, 20.yüzyılın ikinci yarısında Afganistan‟a
Pakistan öncelikli bir siyaset yürüttüğü gözden kaçmamıĢtır. Afganistan ABD ve
Batı dünyası ile diplomatik iliĢki kurmaya teĢebbüs ettiği sıralarda uluslararası
camiada Pakistan‟ın daha inĢa edilmediği de unutulmamalıdır. ABD kongresinde
Afganistan‟la diplomatik iliĢkilerin kurulmasına yönelik konu gündeme geldiği
sırada da, kongresin Afganistan konusundaki sert tutumu değiĢmemiĢtir.
Afganistan hakkında kongresin doğu masası sorumlusunun sarf ettiği sözler aynen
Ģu Ģekilde yer almıĢtır. “Afganistan yeryüzünde en tutucu ve yabancı düĢmanlığı
128
Afganistan Heyetinin baĢkanlığını yürüttüğü Muhammed Veli Han ve beraberindeki heyet her ne kadar
diplomatik iliĢki ve Afganistan‟ın bağımsızlığını tanıtma konusunda baĢarıya ulaĢamamıĢ olsalar da bağımsız
olan Afganistan kralının mesajını ABD ve Avrupalı devletlere duyurduklarının gururunu yaĢamıĢ ve
kendilerini baĢarılı olarak görürlerdi. En azından Afganistan‟ın bağımsızlığını bizzat ilan etmiĢ olduklarını
büyük bir baĢarı olarak biliyorlardı.
56
besleyen tek ülkedir, insan haklarının çiğnendiği, dinsel özgürlüklere hiçbir hak
tanımayan bir devlettir” demiĢtir.129
Afganistan‟ın ABD ile diplomatik iliĢkiler kurmaya yönelik çabaları
Amanullah Han sonrası Muhammed Nadir ġah dönemi de sürmüĢ, Ancak ABD‟nin
geçmiĢteki soğuk ve mesafeli tutumu değiĢmemiĢtir. ABD‟nin Afganistan‟la yakın
iliĢkiler kurmamasındaki sebebi de, Pakistan faktörü olduğu bir gerçektir. ABD‟nin
Afganistan‟la olan iliĢkileri geçmiĢte olduğu gibi bugün de aynen Pakistan odaklı
yürütülmektedir. Bir dönem Afganistan Sovyetler Birliği egemenliği altına girdiğinde
ABD‟nin Sovyetlere karĢı yürüttüğü tüm faaliyetler, gerek askeri gerekse de lojistik
bakımdan yoğun bir Ģekilde Pakistan üzerinden olmuĢtur. Afganistan-ABD arası
diplomatik iliĢkilerin kurulması ancak 1936 yılında Muhammed Zahir ġah
döneminde gerçekleĢebilmiĢ ve iki devlet arasındaki ilk diplomatik temaslar ve
görüĢmeler baĢlamıĢtır. ABD 1942‟ye dek, Afganistan‟la kurduğu ilk diplomatik
temaslarda ancak maslahatgüzar seviyesinde iliĢki kurmayı tercih etmiĢtir. ABD
ancak 1942 yılından sonra ikinci dünya savaĢı eĢiğine gelindiğinde, Afganistan‟a
elçi seviyesinde diplomat atamıĢtır. ABD tarafından atanan bu adımın nedeni de,
olası yaĢanacak bir savaĢ durumunda Afganistan‟ın tampon bölge olmasından
ötürü, Sovyetlere karĢı uygulayacağı askeri, lojistik ve ikmal bakımından bölgeyi
kendi menfaatine gördüğü içindir.130
3.2.
ABD- Afganistan Arasındaki Ġlk Diplomatik ĠliĢkiler
1933 yılında Muhammed Zahir Ģah babası Nadir ġah‟ın ölümünden sonra
Tahta oturmuĢ, bu sırada ABD ile bir takım siyasi ve diplomatik iliĢkilerin
kurulmasına yönelik Franklin Roosevelt‟e bir mektup göndermiĢ ve iki devlet arası
diplomatik ve siyasi iliĢkilerin pekiĢtirilmesini istediğini dile getirmiĢtir. Washington
yönetimi üç yıl aradan sonra kralın bu mektubunu yanıtlamıĢ, ancak sekiz yıl sonra
Afganistan‟da siyasi ve diplomatik temsilciliğinin kurulmasına yönelik ilk adımı
atmıĢtır. Van H. Engert 1942 yılı Temmuz ayının sonlarına doğru elçi olarak
atanmıĢ, Engert‟de ABD baĢkanlığından getirdiği itimatnameyi Kral‟a sunmuĢ ve
iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik iliĢkiler resmen baĢlatılmıĢtır. Engert elçilik
129
AndeĢmand, M.A.(2007) Amrika Dar Afghanistan (Amerika Afganistan‟da), (Birinci Baskı) Maywand
Yayınları, Kabil, Afganistan, 24-25.
130
Ludik, A. Afghanistan Dar Nima‟ye Awal-e Qarn-e Bist (Yirminci Yüzyılın Ġlk Yarısında Afganistan DıĢ
ĠliĢkileri), 26.
57
yaptığı sırada Afganistan‟daki farklı fraksiyonlarla hep iliĢkilerini sıcak tutmuĢtur.
Görevi boyunca Afganistan‟ın Almanya ile olan yakınlığını istememekle beraber bu
devletlerarası iliĢkilerin kurulmaması için ciddi bir Ģekilde çalıĢmıĢtır. Bunun nedeni
de, ABD‟nin menfaatine yönelik iliĢkilerin kurulmasından baĢka bir Ģey değildi.

Almanya ve mihver devletlerin Afganistan‟la olan iliĢkilerinin tamamen
zayıflatılması ve ikili iliĢkilerin kurulmaması,

Almanların menfaatine olan herhangi bir sürecin durdurulması ve
önlenmesi,

Afganistan‟ın müttefik devletlerle iyi iliĢkiler kurması, gerektiğinde ülkenin

Tampon bölge konumunda olmasından ötürü ABD tarafından Afganistan
topraklarını bir üs veya geçit olarak kullanması. Buna karĢılık olarak
ülkesinin Afganistan‟a her türlü yardım sağlayacağını istemiĢtir.131
ġah Mahmud,132 BaĢbakanlık yaptığı dönemde ABD ile temaslarda
bulunmuĢ ve yardım istese de, bunun karĢılığı olarak ABD, Afganistan
BaĢbakanı‟nın
isteğini
yerine
getirme
hususunda
ilgilenmemiĢ
ve
sıcak
karĢılanmamıĢtır. Özellikle, yeni kurulmuĢ olan Pakistan devletinin ortaya çıkması
ve Afganistan-Pakistan arasında tartıĢmalara yol açan Durand sınır çizgisi
konusunda ABD, Afganistan‟ın her türlü isteğine sıcak bakmamıĢtır. ABD bu sefer
yeni kurulmuĢ olan Pakistan‟la ilgilenme ve bu devletle diplomatik iliĢkilerin
geliĢtirilmesine ağırlık vermiĢtir. Pakistan devleti uluslararası camiada müstakil bir
devlet olarak tanınınca ABD‟nin de ilgi odağı olmuĢtur.
ABD Hindistan‟ın bir
parçası olan ve ayrı bir bağımsız devlet olarak ortaya çıkan Pakistan‟la iliĢki
kurmayı daha avantajlı bulmuĢ ve Afganistan-Pakistan arası sınır sorununun
gündeme gelmesi konusunda da sessizliğini korumuĢtur. Aynı zamanda sorunlu
iki devlet olan Afganistan-Pakistan arası çıkacak olan sorunlara taraf olmak veya
bu iki devlet arasında hakemlik görevini üstlenmek istememiĢtir. Afganistan bu
soruna çözüm aramak için BirleĢmiĢ Milletlere taĢımak istese de, ABD Durand
sorununa karĢı çıkmıĢ ve Afganistan‟a sınır sorunundan vazgeçmesini talep
etmiĢtir. Ayrıca ABD, bu iki sorunlu devletin kendi bloğunda yer almalarını
131
AndeĢmand, a.ge, 30-32.
Muhammed Zahir ġah‟ın amcası ve ülkenin 40 yıllık yönetiminin ikinci BaĢbakanı olarak uzun yıllar
görev yapmıĢtır, ġah Mahmut dönemi Afganistan-Pakistan arası her ne kadar çalkantılı geçse de, adı geçen
BaĢbakan‟ın iki devlet arsındaki sorunlara bir türlü çözüm bulamamıĢtır.
132
58
istemiĢtir.133 1951 yılında Afganistan kralı Muhammed Zahir ġah ABD ile yaptığı
resmi görüĢmelerde BaĢkan Harry S. Truman ve DıĢ ĠĢleri Bakanı Dean Acheson
ile temaslarda bulunmuĢtur. Pakistan-Afganistan arasında devam eden Durand
sorununun çözülmesi konusunda ABD‟nin yardımını talep etsede, Truman‟ın
tutumu değiĢmemiĢ ve her zamanki gibi bu sefer de olumsuz yanıt vermiĢtir. 1948
yılında dönemin Afganistan BaĢbakanı ġah Mahmud‟un da ABD DıĢ ĠĢleri Bakanı
George Marshall ile yaptığı ilk resmi temaslarda ülkesinin koruması için silah talep
etmiĢ, Marshall‟ın sorduğu soru aynen Ģu Ģekildedir: sizin düĢmanınız kimdir?
Afganistan BaĢbakanı Sovyetler Birliği yanıtını verdiğinde Marshall gülerek istizah
bir üslup ile BaĢbakanın isteklerine olumsuz yanıt vermiĢtir. Afganistan‟ın ABD‟den
silah istemesindeki niyetini Marshall anladığı için olası bir savaĢ AfganistanPakistan arası çıkmasını istememiĢtir. Çünkü ABD iki sorunlu devlet olarak
yaĢamasını istemekteydi, sorunlu tarafları arsında çözüm getirme arayıĢına
girdiğinde, Pakistan gibi bir devletin ABD blok ‟undan karĢı Blok‟a geçeceği
endiĢesini yaĢıyordu. Pakistan‟a nazaran güçsüz bir devlet konumunda olan
Afganistan‟ın sorununu askıya almak veya Afganistan‟ın isteğine ret yanıtını
vermek ABD açısından avantajlı olacağını iyi biliyordu.134 1953 yılında Zahir ġahın
amcaoğlu Muhammed Davut Han Afganistan‟ın baĢbakanı olarak tayin ediliyor. Bu
sırada ABD ile Afganistan‟ın iliĢkileri daha da kötüye gidiyor. Davut Han‟ın dıĢ
politikasıyla
ilgili
Afganistan‟daki
Amerikan
Büyükelçisi
gizli
bir
raporu
Washington‟a yazmıĢ ve bu raporunun bir kısmında kaygılarını aynen Ģu Ģekilde
bildirmiĢtir: “Davut Hanın Almanlarla yakınlığı ve bu yakınlıktan ötürü Almanlardan
övgüyle bahsediyor, Hatta Almanlarla ticari iliĢkiler kurmayı hedeflemektedir.
Ġngilizleri sevmiyor, Amerikanlılarla iliĢkilerini soğuk tutmaktadır. Davut Hanın bu
tutumu ABD ile değiĢmeyecektir. Fransa ile iliĢkileri aynen devem ettirmektedir.
Sovyetler Birliği ile herhangi bir yakınlık görünmemektedir, yalnız olası bir
durumda bu iliĢkilerin boyutu farklılık gösterebilir” diye nakletmiĢtir.135
ABD‟nin Afganistan‟a yardım etmeme hususunda, zaman içerisinde
Sovyetlerin
133
Afganistan‟a
nüfuz
etmesi
ve
yakınlık
göstermesi
olarak
Ghobar, Afghanistan dar Masir-i Tarikh (Tarih sürecinde Afganistan), 236.
Nehru, J.L. (2010) Negah-i Ba Tarih-i Cehan, Mahmut Tafazzoli,( Ġkinci Baskı) Tahran: Golistan
Yayınevi., 44-46
135
Asım, Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut (Davut Han‟ın Siyasi DüĢünceleri
ve KiĢiliğine Bir BakıĢ), 83.
(Amerika DıĢ iĢleri Bakanlığı ArĢivlerinden alınmıĢtır. Belge no 7890 13/9- 145)
134
59
değerlendirilmektedir.136Aralık
1953‟te,
ABD‟nin
Pakistan‟a
askeri
yardımı
olmuĢtur. Bu tarihten bir yıl sonra da Richard Nixon Afganistan‟ın baĢkenti Kabil
ziyaretinde, Davut Han ABD‟den askeri ve ekonomik yardım talep ediyor. Ancak
Nixon‟un yanıtı yine olumsuz olmuĢ ve Davut Han‟a bu konularda hiçbir yardım
sözü vermemiĢtir.
Bunun üzerine Davut Han 1955 yılına Sovyetlerden askeri
yardım istemiĢtir. Sovyetler Davut Han‟ın bu isteğini yerine getirmiĢ, kısa sürede
Afganistan‟ın eski Sovyetlerle sınır köprüsü olan Hayratan sınırından Rus yardımı
gelmeye baĢlamıĢtır. Afganistan‟ın yeni BaĢbakanı olan Davut Han‟ın bu tutumu
karĢısında ABD‟nin iliĢkisi Afganistan‟la iyice mesafeli olmaya baĢlamıĢtır. 137
ABD BaĢkanı Dwight Eisenhower 1953 yılında Hindistan müzakeresi
dönüĢü Afganistan‟da altı saatlik bir süre için iniĢ yapmıĢ ve Davut Han‟la
görüĢmüĢtür. GörüĢmeleri kapsamında Afganistan‟ın Pakistan‟la iliĢkilerini sıcak
tutmasını tavsiye etmiĢtir. Bu tavsiyeye binaen Davut Han kardeĢi Muhammed
Naim„i138 Pakistan‟ın askeri üst kıdemli General Muhammed Eyüp‟le görüĢme
yapması için görevlendiriyor, ancak bu görüĢme baĢarılı geçmemiĢtir. 1961 yılında
Amerikan BaĢkan‟ı John F. Kennedy Afganistan‟la Pakistan arasında dostluğun
pekiĢtirilmesi için Livingston Merchent‟i görevlendiriyor, ancak ABD‟nin bu giriĢimi
sonuçsuz olmuĢ ve taraflar iliĢkilerin pekiĢmesi için herhangi bir adım atılmasına
yanaĢmamıĢtır. BM‟nin yıllık toplantıları kapsamında iki devlet arasındaki dostane
iliĢkilerin pekiĢtirilmesi için taraflar çağırılmıĢ ve Ġran ġahı‟nı iki devlet arsında
hakem tayin etmiĢtir. Taraflar da BM‟nin bu önerisini kabul ediyor. ABD bu
müzakere kapsamında Davut Han‟ın görevden alınmasını istemiĢtir. 139 ABD‟nin
bu önerisi sonucunda Davut Han görevinden alınmıĢtır. Bu giriĢimler sonucunda
Muhammed Zahir ġah‟ın ailesi dıĢından BaĢbakan iĢ baĢına geliyor. Afganistan‟da
„‟Demokrasinin 10 Yılı‟‟ adı altında demokrasinin egemen olduğu kamuoyuna
duyurulmuĢtur.
136
Çünkü
Aile
iliĢkisi
dıĢında
birinin
BaĢbakan
olarak
ABD‟nin Afganistan‟a ekonomik olarak olsa da askeri bakımdan yardım etmiĢtir. Ama hiçbir zaman
Afganistan‟a askeri yardım etmek konusunda sıcak bakmamıĢtır. ABD ancak eğitim, sağlık ve ekonominin
canlanması konularında yardım etmiĢtir.
137
Ghaws, A. (1999) Suqut‟e Afghanistan (Afganistan‟ın ÇöküĢü), (Birinci Baskı). Kabil, Maiwand
Yayınları, 124.
138
Muhammed Naim, Muhammed Zahir ġah‟ın Amcaoğlu Davut Han‟ın da kardeĢidir. Dönemin Afganistan
DıĢ ĠĢleri Bakanlığı görevini yürütmüĢtür. Pakistan‟la yaptığı görüĢmede Afganistan‟ı temsilen beraberindeki
heyetle gitmiĢ, Ancak bu görüĢmenin sonucu olumsuz yönde iki devlet arası iliĢkilerin daha da kötüye
gitmesine neden olmuĢtur.
139
ABD‟ye göre Davut Han iki devletin dostluğunun pekiĢmesinin en büyük engeli olduğunu açık bir Ģekilde
ifade etmiĢtir.
60
görevlendirilmesi o zaman Ģartlarında büyük bir baĢarı olarak algılanmaktaydı.
ABD‟nin Afganistan‟a Askeri ve ekonomik yardım etmemesinin gerekçesi de, ABD,
Pakistan‟ı
Asya‟da
en
büyük
müttefiki
olarak
görmesindendir.
ABD‟nin
Afganistan‟a yardımı ancak Pakistan‟ın uygun gördüğü biçimde yapılabilirdi. Bu
durumdan Afganistan hükümetinin hiç de hoĢuna gitmemekteydi.
3.3.
Darbe Sonrası ABD ile ĠliĢkiler
Davut Han Afganistan‟da Cumhuriyeti tesis etmesi tahmin ettiğinden daha
kolay bir Ģekilde amcaoğlu olan Kral Muhammed Zahir ġahı sessiz bir darbe ile
devirmiĢ ve yönetimi eline geçirmiĢtir. Davut Hanın baĢarısının altında yatan faktör
ise orduda görev yapan Sovyet yanlısı Halk ve Parçam Partilerinin yandaĢları ile
daha da kolay gerçekleĢtiği unutulmamalıdır. BaĢlangıçta Davut Han bu iki parti
sempatizanlarıyla yakınlaĢmıĢ olsa da, yönetimi eline aldığında yollarını ayırmaya
teĢebbüs etmiĢtir. Nitekim bu partiler halktan aldığı güçle Davut Han‟a ağırlığını
her geçen gün daha da artmıĢtır. Davut Han yönetimi devirmeden önce bu
partilere verdiği sözü tutmamıĢ, Halk ve Parçam Partilerinin önde gelenlerini hapse
atmıĢ ve ülkeyi kendi istediği Ģekilde yönetmiĢtir. Davut Han‟ın bu ikinci saltanatı,
önemli ölçüde Afganistan‟daki acı olayların da baĢlangıcı olmuĢtur. 140 Sovyetler
Birliği Davut Han‟ın bu giriĢiminden pek hoĢnut olmadığını dile getirmiĢtir.
Sovyetler Birliği, 1960-61 yıllarında Pakistan-Afganistan sorununu gündeme
getirerek iki devletin siyasi ve diplomatik iliĢkilerini kesilmesine sebep olmuĢtur.
Pakistan ile iliĢkileri kötü yönde giden Afganistan‟ın Batı ile bağlantı kurmak için
Sovyetler Birliğinden baĢka bir seçeneği kalmamıĢtı. Sovyetler Birliği bu giriĢimiyle
Afganistan‟ı istediği gibi kendine bağlı bir ülke haline getirmeyi baĢarmıĢtır. 141
Afganistan‟ın iki kutuplu dünya ile kurduğu iliĢkilerde gelinen durumdan
faydalanması
1970‟li
yıllara
kadar
devam
etmiĢtir.
Amerika‟da
değiĢen
iktidarlardan Afganistan‟a karĢı ilgisiz kalmaları, buna karĢın Sovyetler Birliği‟nin
de Afganistan‟da üstünlüğünün artırmaları sonucu iç kargaĢaların patlak
vermesine neden olmuĢtur. Sovyetler Birliği yanlılarıyla gerçekleĢtirdiği 1973
darbesinden sonra solcu askeri birlik bireylerine orduda daha çok görev ve yetki
verilmeye baĢlamıĢtır. Ordudaki solcu atamaların hızlanmasının yanı sıra bu
140
141
Tanin. A.g.e., 146-147.
Akbar, M.Ġ. (2002). Fasl-i Akhir( Son Sezon) (Birinci Baskı). PeĢaver: Ġm Sen Kim Yayınevi, 73-74.
61
durum emniyet teĢkilatında da görülmeye baĢlamıĢtır. Davut Han Moskova‟da
Sovyet lideri Brejnev‟le yaptığı görüĢme baĢarısız geçmiĢ ve iki ülke arası iliĢkilerin
bozulmasına sebep olmuĢtur. Yapılan görüĢmede Brejnev Ģikâyet niteliğinde olan
ve Davut Han‟ı aĢağılayan bir tavırla Ģu sözleri sarf etmiĢtir. „„ Batılı Devletlerin
mühendisleri
ve
iĢçilerinin
Sovyetlerle
komĢu
konumunda
olan
kuzey
Afganistan‟da ne iĢi var? Davut Han‟ın yanıtı aynen Ģu Ģekildedir: „‟Biz, ne zaman
nerede ne yapacağımız ve kendimizi ne Ģekilde yönetmemiz konusunda kimseden
müsaade istemeyiz, bu hakkı da hiçbir dıĢ devlete vermeyiz, bağımsız ve hür
Afganistan‟da son sözü söyleyen ancak Afganistan yönetimidir‟‟ diye masaya
vurarak toplantıyı yarıda terk etmiĢtir.142
Bu görüĢmenin baĢarısız geçmesi sonucu Davut Han, 1975 sonrası izlemiĢ
olduğu politikada değiĢiklik yapmıĢ ve Sovyetlere karĢı bir siyaseti takip etmiĢtir.
Sovyetler Birliği‟nden uzaklaĢmıĢ, aynı anda Davut Han, sağcı aydınları da göreve
getirmiĢtir. Aynı zamanda Batı dünyası ile de iyi iliĢkiler kurma yoluna gitmiĢtir.
Davut Han 1976‟da Ġran‟a da bir ziyaret gerçekleĢtirmiĢtir. 1977 senesinde de
Pakistan, Mısır ve Suudi Arabistan‟ı ziyaret etmiĢ ve bu devletlerle iyi iliĢkiler
kurmak istediğini dile getirmiĢtir. Sovyetler Birliği, Davut Han‟ın bu giriĢimlerini
temkinli bir Ģekilde takip ediyor ve Afganistan‟daki danıĢmanlarının sayısını her
geçen gün artırıyordu. Komünist Perçem Partisi‟nden Mir Akbar Khaybar‟ın Davut
Han tarafından öldürülmesinden dolayı ülke içinde komünistler birleĢerek Davut
Han‟a karĢı yürüttükleri muhalefet, 17 Nisan 1978‟deki hükümet darbesinin
baĢlangıcı olmuĢtur.143 Sovyet yanlısı Mir Akbar Khaybar‟ın cenaze törenine 11 bin
kiĢinin katılması Davut Han‟ın ürkmesine sebep olmuĢtur. Bu durumdan
endiĢelenen Davut Han, zaman kaybetmeden Babrak Karmal ve Nur Muhammed
Taraki‟nın da bulunduğu Sovyet yanlısı Halk ve Perçem liderlerini 24 Nisan‟da
hapse atmıĢtır. Bu arada tutuklananlar içinden Hafizullah Âmin,
orduya haber göndermeyi baĢarmıĢtır.
kaçmayı ve
Dönemin Savunma Bakanı Aslam
Watanjar 26 Nisan‟da Kabil‟e bir tank birliği gönderirken; Abdulkadir de, Davut
Han‟ın ikamet ettiği sarayını bombalamak ve taraftarlarını ortadan kaldırmak için
Hava Kuvvetlerini göndermiĢtir. Darbeye yardım eden askeri birliklerin çoğunluğu,
bu darbenin komünist yanlısı bir darbe olduğunun farkına bile varmadan
142
143
Ghaws, a.g.e 239.
Arny., a.g.e 41-42-43.
62
desteklemiĢtir. Nihayet 27 Nisan‟da Davut Han ve aile bireylerinden 22 kiĢi
öldürülmüĢtür.144
3.4.
Sovyetler Birliği ĠĢgali Öncesi Afganistan-ABD ĠliĢkileri
Sovyetler Birliğinin 1978 yılında Afganistan‟a yaptığı darbe sonucu iktidarın
değiĢmesi Amerika için bir sürpriz değildi. ABD yetkilileri Afganistan‟da devam
eden süreci yakından takip ediyor ve Sovyetlerin Afganistan ordusunun içindeki
nüfuzunun arttığının farkındaydılar. ABD bu darbeyi akıbeti belli olan bir sürecin
gidiĢatından kaynaklandığını biliyor ve bu olayı doğal karĢılamıĢtır. ABD yetkilileri
Afganistan‟daki yaĢanmakta olan sürecin sonunu öngördüğü için er geç
Afganistan‟ı Sovyetler Birliğinin yönetimi altına gireceğini kabul etmiĢti.145
ABD yetkilileri Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a müdahalesi sırasında,
Dwight Eisenhower doktrinine dayalı bir strateji yürütmeyi hedeflemiĢ, bu hedef
kapsamında Orta Doğu devletlerinin her türlü maddi desteklenmesini istemiĢtir.
Afganistan‟a yapılan Sovyet tecavüzünü Orta Doğuya yayılacağı ve ABD bunun
önlenmesi için kendini yükümlü olarak hissetmiĢtir. Sovyetlerin yayılmasını
önlemek için ABD‟nin mücadele meydanı da doğal olarak Afganistan toprakları
oluyordu.146 1978 yılında Afganistan Komünistleri tarafından gerçekleĢtirilen bir
darbe sonucu kurulan yeni hükümeti beklenmedik bir Ģekilde ABD tarafından
tanınmıĢ ve dünya kamuoyunda da ĢaĢkınlık yaratmıĢtır. GerçekleĢtirilen darbe
kanlı bir Ģekilde gerçekleĢse de, ABD bu hükümeti Afganistan‟ı resmi olarak
tanıma yoluna gitmiĢtir. ABD BaĢkanı James Carter‟in bu konuda açıklaması da Ģu
Ģekildedir;
„‟Afganistan‟da darbe her ne kadar Sovyet yanlısı kiĢiler tarafından
kanlı bir Ģekilde gerçekleĢmiĢ olsa da, Afganistan‟ın Sovyetlerin buyruğu altına
gireceğini tahmin etmiyorum‟‟. ABD Kabil Büyükelçisi Adolph Dobs Sovyet
müdahalesi
sonrası
Afganistan‟ı
Sovyetlere
kaptırmamak
için
Afganistan
hükümetiyle münazara yerine müzakere etmeyi en iyi seçenek olarak görmüĢtür.
Büyükelçi Dobs, Afganistan‟da kimliği belirsiz kiĢilerce kaçırılarak öldürülmesinden
144
Sultanali, K. (2003) YaddaĢt-ha-yi Siyasi ve Ruydad-ha-yi Tarihi,(Birinci Baskı) Kabil: Matbbayi
Dawlati, (3 cilt),.22
145
Henry. A.g.e., 16.
146
Eisenhower Doktrini: Uluslararası komünizm tarafından desteklenen herhangi bir devletten gelecek açık
bir saldırıya karĢı yardım isteyen devletin toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını korumak için, Amerikan askerî
kuvvetlerinin kullanılması da dahil olmak üzere gerekli yardım ve iĢbirliğinin sağlanması için yetkiyi ve bu
amaçla kullanacağı 200 milyon dolarlık ödeneği aldığını açıklayan doktrin.
63
sonra, ABD Kabil‟deki Büyükelçiliğini kapatmıĢ ve bu ülkeyle iliĢkilerini tamamen
kesmiĢtir.147
3.5.
Sovyetler Birliğinin Afganistan Politikası
Afganistan‟ı bir satranç tahtasına benzeten Sovyetler Birliği, Ġngilizlere
kaptırınca yine rahat nefes aldırmadığı gibi, Afganistan‟dan sağlayacağı
avantajlarla bölgenin önemini hiçbir zaman dıĢ politikasından çıkarmamıĢtır. 1917
yılında Rusya‟da gerçekleĢen komünizm devriminin ertesinde, Ġngiltere‟nin
Afganistan politikasından da edindiği tecrübeyle, Propaganda ve Ajitasyon
Bakanlığı kurmuĢtur. Orta Asya‟yı eline geçirmesi ve hatta Güney Asya Müslüman
coğrafyasında baĢta Ġngilizlere karĢı tüm emperyalist ülkelere yönelik dünya
iĢçilerin kardeĢliği propagandasını yapmayı baĢarmıĢlardır. Rusların, Burjuva
Emperyalizmi olarak nitelendirdikleri propaganda ve özellikle BolĢevik önderlerinin
dağıttıkları meĢhur ihtilal beyannamesi ile özellikle Müslüman milletlerin arasında
itibar kazanmak ve baĢarıya ulaĢmayı hedefliyordu. Ruslar tarihin her safhasında
Afganistan‟ı kendi bloklarında görmeye çalıĢıyorlardı. Afganistan halkı Ġngilizlerle
yaĢadıkları savaĢtan dolayı, Ġngilizlerden nefret eder Ruslardan büyük ilgi
görüyorlardı. Lenin‟in, Afganistan Kralı Amanullah Han‟a gönderdiği mektubunda
„‟Biz iĢçiler ve köylüler adına Afganistan halkı ile samimi olarak diplomatik iliĢkiler
kurmak istiyoruz‟‟diye beyan etmiĢtir.148
Lenin Afganistan kralı konusunda daha da ileri giderek „‟Dünyadaki tek
bağımsız Müslüman devlet lideri‟‟ olarak Afganistan Emir‟inden bahsedip
övüyordu. Böylece BolĢevik Ġhtilalı zamanında Afganistan‟ı ilk tanıyan Sovyetler
Birliği olmuĢ, Sovyetler Birliğini de ilk tanıyan devlet Afganistan olmuĢtur.
Afganistan 1919 yılında Ġngilizlerden bağımsızlığını kazanmıĢtır. Bağımsızlığın
kazanılması ile birlikte ülkeyi hızla modernleĢtirmeye çalıĢan kral Amanullah
Han‟ın modernleĢme amacı çerçevesinde 3 Mart 1921‟de Sovyetler ile ilk defa
ĠĢbirliği ve Dostluk AntlaĢmasını imzalamıĢtır. Afganistan bölgede komĢu
devletlerle sorunlar yaĢayan ülke olarak, Pakistan ve Ġran‟a karĢı büyük askeri
yatırımlar yapılması gerekiyordu, bu nedenle Afganistan ABD‟den silah ve askeri
teçhizat istemiĢ, ancak bu isteği ABD tarafından reddedilmiĢtir. Bu isteğin ABD
147
S. Bradshar, Afghanistan, Tajavuz-e Shorawi Wa Mojahidin (Afganistan, Sovyetler Birliği Tecavüzü ve
Mücahidin Mücadelesi), 16.
148
Balcı, a.g.e., 255-257.
64
tarafından reddedildikten sonra kral Afganistan‟ın, dıĢ politikasında değiĢiklik
yaparak Sovyetler Birliği‟ne yönelmiĢtir. Ġkinci dünya SavaĢı‟ndan sonra Sovyetler
Birliği Ġran‟dan çekilince Afganistan‟a yakınlaĢma yolunu tercih etmiĢtir. Bunun
sebeplerinden biri emperyalizmin Orta Asya‟ya girmemiĢ olmasıydı.
Amerika
BirleĢik Devletlerinin izlediği dıĢ politikasında Pakistan‟ı desteklemesi nedeniyle
Afganistan Sovyetler Birliği‟ne yakınlaĢmıĢtır.149
Sovyetler Birliğinin Afganistan‟a yardımları ekonomiden baĢlamıĢtır. Ayrıca
ilerleyen zamanda Afganistan‟a askeri alanda da yardım etmiĢtir. Afganistan kralı
ABD‟den yardım istemiĢ, bu istekler kabul görmeyince, her türlü askeri yardım da
Sovyetler Birliğinden gelmiĢtir. Afganistanlı askeri öğrencileri Sovyet Harp
okullarına ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerine gönderilmesi Afganistan için bir
dönüm noktası olmuĢtur. Askeri eğitim için Sovyet Harp okullarına gönderilen
öğrenciler, ülkeye sol devrimciler olarak geri dönüp kültürlerini değiĢtirmeye ve
Afganistan‟ı
Sosyalist
sistemine
ayarlayarak
değiĢiklik
yapmaya
baĢlamıĢlardır.150Afganistan‟ı Sovyetlerin kucağına iten etmenlerin baĢında,
Amerika
BirleĢik
Devletleri
BaĢkanlığına
seçilen
General
Eisenhower‟ın
Amerika‟nın dıĢ politikasını tehdit eden John Foster Dulles‟in Ortadoğu ile Güney
Asya‟da Sovyetlerin yayılmasını önlemek amacıyla, Pakistan, Ġran ve Türkiye‟ye
büyük askeri yardımlar yapmasına karĢılık, Afganistan‟ı dıĢarıda bırakan politikası
gelmektedir. Afganistan‟da Ġktidara gelen yeni yöneticiler, her Ģeye rağmen ABD
ile münasebetlerinin bozulmasını istemiyorlardı. Ne var ki Amerikalıların teĢviki ile
kurulan Bağdat Paktı ile CENTO‟nun üyeleri arasında bulunan Pakistan ile Ġran‟a
yapılan ekonomik ve askeri yardımlar, Afganistan‟ın gittikçe ABD‟den soğumasına
sebep olmuĢtur.151
ABD, Afganistan‟dan gelen ekonomik ve askeri talepleri hiçbir zaman
ciddiye almamıĢtır. Ancak Ġran ve Pakistan‟ı modern silahlarla donatması
Afganistan yönetiminin tamamıyla soğuyup ümit kesmelerine yol açmıĢtır.
Sovyetler ve Çin‟le müĢterek hududu bulunan antikomünist Afganistan halkının
dertleriyle ilgilenmeyen ABD, Afganistan‟ın zorunlu denebilecek bir Ģekilde Sovyet
149
Pohanyar, a.g.e.,122.
Saray, a.g.e 187.
151
Ahmet K. H, “Sovyet ĠĢgali ve Sürekli Özgürlük: Afganistan‟da Süpergüç Müdahalelerinin Uluslararası
Sisteme Etkileri Üzerine KarĢılaĢtırmalı Bir Jeopolitik Ġnceleme”, Orta Doğu Etütleri, ORSAM, Cilt 2, Sayı
2., 57-97.
150
65
nüfuzuna girmesine sebep olmuĢtur. 1953 yılında Stalin‟in ölümüyle iktidara geçen
Nikita KruĢçev, Stalin‟den farklı olarak yani tehdit ve baskı yolu yerine, ekonomik
ve sosyal yollarla komĢularına nüfuz etme politikasına baĢlayınca, yardıma
muhtaç ve halkının birçok nedenlerden dolayı komünizme geçmeyeceğine inanan
Afganistan liderleri Sovyetlerle temasa geçmiĢtir.152
Bu dönemde baĢlayan diplomatik temaslar (1954) KruĢçev‟in bizzat
Afganistan‟ı ziyareti ile iyice pekiĢtirilmeye çalıĢılmıĢtır. Kral Zahir ġah 1957
yazında Moskova‟ya gitmiĢ, bu ziyaret neticesinde Ruslar tarafından Afganistan
halkına ekonomik ve askeri yardımlar dâhil her konuda yardımlar yapılmıĢtır. 1957
yılında ilk Sovyet teknisyenleri, yeni projeleri hayata geçirmek için danıĢman
sıfatıyla Afganistan‟a gelmiĢ ve Sovyet yardımlarının çok yoğun bir Ģekilde
sürdüğü 1960‟lı yıllarda da KruĢçev ikinci kez Kabil‟i ziyaret ederek alt yapı
çalıĢmalarına ağırlık vererek çalıĢma baĢlatmıĢtır. Sovyetler özellikle Pakistan‟a
çıkıĢın kolay olabileceği karayolları ve hava alanları üzerinde (özellikle günümüzde
ABD tarafından kullanılan Bagram, Hoca RavaĢ ve ġindand hava üsleri)
bölgesinden yardımlarını yoğunlaĢtırmıĢlardır.153
3.6.
Sovyetlerin Afganistan ĠĢgali
27 Nisan 1978 tarihinde, Afganistan Demokratik Cumhuriyeti kurulmuĢ,
yalnız Halk ve Parçam (Bayrak) Partileri arasındaki birliktelik kısa bir sürede
bozulmuĢtur. Orduya dayanan ve Askerle yakın olan Halk Partisi, kısa sürede
güçlenmiĢtir. Yeni iktidarın reform programında kadın erkek eĢitliği, toprak reformu
ve klasik Marksist-Leninist sisteminde olduğu gibi haklar ve programları
kapsıyordu. Afganistan halkının kültürü ve gelenekleriyle uyuĢmayan bu yenilikler
ve siyasal baskılar, nüfusun geniĢ kesimlerinin kabul edemeyecek durumuna
gelmiĢ ve iktidar toplumun büyük çoğunluğunu karĢısına almıĢtır.154
Afganistan‟da baĢlayan yeni dönem 28 Aralık 1979 yılının sabahıdır.
Afganistan‟ın kontrolü doğrudan doğruya Sovyetlerin eline geçmiĢ ve Sovyet
ordusunun aracılığıyla Afganistan‟a geri dönen Babrak Karmal Afganistan‟ın yeni
CumhurbaĢkanı olmuĢtur. Babrak Karmal iktidarı eline aldıktan sonra yeni
152
Dariz, a.g.e 204.
Broxup, M. (1984). Sovyetler Afganistan‟da Bir ĠĢgal Anatomisi, Çev, Rasih Malyalı, (Birinci Baskı).
Ankara: Orta Doğu ve Teknik Üniversitesi, Yayın no 5, 12.
154
Uysal, H. (1996) Adı Afganistan. (Birinci Baskı) Ankara: Öteki Yayınevi, 75.
153
66
düzenlemelere gitmiĢ ve bir program ilan etmiĢtir. Kendisinden önceki yönetimlerin
yaptığı hataları tekrarlamak istemeyen yeni baĢkanın programı Ģu baĢlıklar altında
özetlenebilir:

Siyasi Tutukluların tamamının serbest bırakılması,

Kendisinden önceki hükümetlerin anti demokratik ve insanlık dıĢı
uygulamalarının ortadan kaldırılması,

DüĢünce özgürlüğü, Ġslami değerlere saygı,

Aile bütünlüğünün korunması, vatandaĢların mülkiyet haklarına saygı
gösterilmesi,

VatandaĢların kiĢisel ve toplumsal güvenliğinin temin edilmesi, toprak
bütünlüğünün korunması, ülkede barıĢ ve istikrar ortamının temin edilmesi.

ÇağdaĢ partiler ve derneklerin kurulması ve desteklenmesi, basın yayın ve
gösteri
yapma
özgürlüğü,
seyahat
ve
haberleĢme
haklarının
dokunulmazlığı.

Öğrencilerinin ve aydın insanların geliĢmesine devlet teĢviki ve desteğinin
sağlanması.155
Sovyet iĢgaline karĢı ilk eylem Kabil‟de 1980 ġubat ayında esnaf ve
memurların ilan ettiği genel grev ile baĢlamıĢ, 1980 Nisan ayında Afganistan‟daki
üniversite öğrencilerinin yaptığı, kanlı olay olarak hatıralarda kazınan yürüyüĢ ile
iyice büyümüĢtür. 1981 Nisan‟ında Kabil ve çevresinde Ģiddetli çatıĢmalar
baĢlamıĢtır, baĢkenti Kabil‟i ülkenin diğer Ģehirlerine bağlayan otoyollar ulaĢıma
kapatılmıĢtır. Aynı yıl Afganistan‟ın Herat vilayeti baĢta olmak üzere, birçok
Ģehirde ayaklanmalar baĢlatılmıĢken, Afganistan‟ın 29 ilinin 20sinde Ruslar ile
Ġslami mücahidin grupları arasında çatıĢmalar baĢlamıĢtır. 156
Afganistan‟ın Sovyetler Birliği tarafından iĢgali sonrası tüm ülkede,
Afganistan Demokratik Halk Partisi dıĢında, büyük bir uzlaĢma ortaya çıkmıĢtır.
Kral taraftarları laik veya radikal dinci fark etmeksizin tüm halk Sovyetler Birliği
ordularından ülkesini kurtarma mücadelesine katılmıĢlardır. Afganistan halkı ve
mücahidin ile Sovyetler Birliği güçleri arasındaki bu savaĢlarda her kesim ve
ideolojiden insanlar yer alsa da, Pakistan‟da yetiĢen Ġslami kökten dinci direniĢ
155
156
Ghobar, a.g.e., s. 889.
Balcı, a.g.e. 258.
67
grupları her zaman ön plana çıkmıĢtır. Etnik grup ve ırk ayrımını bir tarafa
bırakarak, din adına topyekûn savaĢı öngören kutsal savaĢ, yani „‟cihat‟‟ ve haklı
savaĢ anlayıĢını öne çıkartmıĢtır.157 Tüm dünyada „‟Mücahit‟‟ olarak tanımlanan
bu gruplar, dünyanın her yanından, özellikle ABD‟den gelen silah mühimmat ve
para yardımları ile bu mücadelede daha avantajlı duruma gelmiĢ ve direniĢin
sahipleri olmuĢlardır. Sovyetler çekilme yönündeki yeni stratejileri kapsamında ilk
olarak, Kasım 1986‟da Babrak Karmal‟in yerine, Perçem partisinden Ġstihbarat
BaĢkanı Dr. Necibullah‟ı CumhurbaĢkanlığına getirmiĢtir. Necibullah Afganistan‟ın
sorununu çözmeye yönelik yeni bir barıĢ planı açıklamıĢtır. Ulusal uzlaĢma planı
(Sulh-u Milli)‟da, Afganistan‟da yeni bir milli birlik koalisyon hükümetinin kurulması
öngörülüyor, direniĢ örgütlerinin liderlerine bu hükümette yer almaları çağrısı
yapılıyor, ateĢkes ilan ediliyor ve mülteciler ülkeye çağrılıyordu. Ülkedeki Ġslami
direniĢ örgütlerince, her zamanki gibi, bu barıĢ planı da derhal reddedilmiĢtir. 158
3.7.
Sovyetlerin Afganistan’dan Çekilmesi
1978 yaz aylarında Afganistan‟ın Nuristan bölgesinde Hükümete karĢı ilk
ayaklanmalar patlak vermiĢ, eĢ zamanlı olmasa da tüm ülkeye yayılmıĢtır. ĠĢgal 5
Aralık 1978‟de, Sovyetler Birliği ile Afganistan arasında dostluk, Ġyi komĢuluk ve
ĠĢbirliği AntlaĢması ile baĢlamıĢ oluyor. Bu antlaĢmanın imzalanmasından kısa
süre sonra Afganistan‟da Sovyet yanlısı olan iktidara karĢı Afganistan‟ın her
tarafında ulusal bir direniĢ hareketi baĢlamıĢ oluyor. Ġtirazlar ve ayaklanmalar
karĢısında Afganistan ordusu güçsüz kalınca iktidarda bulunan yönetim Sovyetler
Birliği ile imzalamıĢ oldukları dostluk ve iĢbirliği AntlaĢmasına dayanarak
Sovyetlerden askeri yardım talep etmiĢlerdir. Bu talebi sıcak karĢılayan Sovyetler
Birliği, zaman kaybetmeden kısa sürede Afganistan‟a çok sayıda Sovyet uzmanı
ve asker göndermiĢtir. Sovyetler Birliği, 27 Aralık 1979‟da Afganistan‟ı fiilen iĢgal
etmiĢ oluyor. Dönemin devlet baĢkanı Hafizullah Âmin toplu katliamlar yapınca
Ruslar bunu hoĢ karĢılamamakla birlikte birkaç kez uyarmıĢtır. Uyarılara rağmen
Âmin katliamlara devam edip uyarılara aldırmayınca, Sovyetler Birliği komandoları
tarafından
öldürülüyor
ve
yerine
Babrak
Karmal
cumhurbaĢkanlığına
getiriliyor.Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmesi üzerine, kısa sürede çok
sayıda Afganistanlı insanın, Pakistan ve Ġran‟a sığınmacı olarak gitmelerine sebep
157
Piyer, A.(2004) Kapkan-i Afgan, Hakikat-i Tecavuz-i ġurevi Ber Afganistan, (Far. Çev.) Abdurrahim
Ahmed Pervani,( Ġkinci Baskı) Kabil: Bayhaqi Yayınevi, 22-23.
158
Balcı, a.g.e. 259.
68
olmuĢtur. Pakistan devleti Afganistan‟da yaĢanan Sovyetler Birliği tecavüzü
üzerine, BM‟ye ve Ġslam Konferansı Örgütü‟ne baĢvuruda bulunmuĢ ve
Afganistan‟daki geliĢmelerin önlenmesini ve Sovyet askerlerinin çekilmesini
istemiĢtir. Ancak Pakistan bu giriĢimlerden bir sonuç alamamıĢtır. 159 Afganistan‟ın
Sovyetler tarafından iĢgali ile birlikte, Amerika‟nın desteklediği mücahit grupların
çetin direniĢleri baĢlamıĢtır. 1980 yılına gelindiğinde, Afganistan içindeki birçok
silahlı grup Sovyet Birliğinin iĢgaline karĢı birleĢmiĢlerdir.
Kendilerine Mücahit
„‟Allah Yolunda Cihat edenler‟‟ olarak adlandıran güçlerin silahlı direniĢi 1984‟te
yoğunlaĢmıĢtır. Afganistan‟da yaklaĢık 10 yıl boyunca Sovyetlere karĢı savaĢan
mücahitler, Sovyetler Birliği‟nin büyük kayıplar vermesine sebep olmuĢtur. Sovyet
iĢgali sırasında, mücahit savaĢçılara ABD‟nin kayda değer yardımları etkili
olmuĢtur. Mücahitlere ABD tarafından zamanında Türkiye‟nin bile sahip olmadığı
pek çok modern silahlar, özellikle helikopterlere yönelik kullanılan omuzdan atımlı
Stinger füzeleri bol miktarda verilmiĢ ve Sovyetler Birliğine karĢı direniĢ geniĢ bir
Ģekilde
desteklenmiĢtir.
Afganistan‟da
Sovyetlere
karĢı
direniĢ
gösteren
mücahitlerin hareketi, çevre ülkeler ve Batı dünyasını da harekete geçmesine
sebep olmuĢtur. Çünkü Afganistan‟ın Sovyet kontrolüne girmesi, oradan da Hint
Okyanusu‟na ve keza Ġran üzerinden Basra Körfezi‟ne çıkmalarına imkân
vermekteydi. Afganistan‟ın Sovyetler Birliği tarafından iĢgali Batı devletlerinde
olduğu kadar, Ġran, Çin ve Pakistan gibi çevre devletleri de tehdit eden bir durum
söz konusu olmuĢtu.160
Sovyetler
Birliğinin
bu
giriĢimi
sonrası
ABD,
SALT-II
AntlaĢması‟nı
onaylamaktan vazgeçmesine yol açmıĢ ve 5 Ocak 1980‟de Sovyetler Birliğine
yaptığı tahıl ihracatını da durdurmuĢtur. Ayrıca Sovyet iĢgaline tepki niteliğinde,
ABD ve 70‟e yakın ülke Moskova‟da düzenlenen 1980 yaz Olimpiyatları‟na
katılmama kararı almıĢtır. Afganistan‟ın Sovyetler Birliği tarafından iĢgali, dünyanın
iki süper gücünü bir kez daha karĢı karĢıya getirmiĢ oluyordu. ĠĢgal durumu bu
sırada, bölgesel olmaktan çıkıp bir dünya sorunu haline dönüĢmüĢtür. Ancak tüm
159
1980‟larda baĢlarında yani Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmeden önce ABD, Afganistan
mücahitlerine yardım etmeye baĢlamıĢtır. ABD farkında olarak Sovyetlerin Afganistan‟ı iĢgal etmesini
tetiklemiĢtir. Sovyetler Afganistan‟ı iĢgal ettiği ilk gün, dönemin ABD BaĢkanı Carter‟in güvenlik danıĢmanı
olan Zbigniew Brzezinski, Carter‟e “SSCB‟ye Vietnam SavaĢı yaĢatma Ģansını yakaladık, onlar Afganistan
tuzağına düĢtü” diye bilgi vermiĢtir. Bu bilgiler ıĢığında olayların görüldüğü kadar masum olmadığını
anlayabiliriz. Yani Afganistan‟ın Ruslar tarafından iĢgal edilmesi sadece iç istikrarsızlıktan kaynaklanmadığı
belki dıĢ güçlerin de etkisi olduğunu görürüz.
160
Uysal, a.g.e., 75.
69
bu geliĢmelere rağmen Sovyetler Birliği, 1985 yılında Afganistan‟daki askeri
faaliyetlerini daha da arttırmaya karar almıĢtır. 161 Zamanla ciddi bir Ģekilde artan
Sovyetler Birliğinin tehdidi ve etkinliği, Afganistanlı mücahitlerin direniĢini ortadan
kaldıramaya yetmemiĢtir. 1982 yılında BM tarafından ele alınan Afganistan‟daki
sorun, Afganistan, Pakistan, ABD ve Sovyetler Birliği arasında yapılan
görüĢmelerle çözümlenmeye çalıĢılmıĢtır. GörüĢmeler uzun süre devam etmiĢ ve
iĢgal sorunu 14 Nisan 1988‟de BM temsilcisi Perez de Cuellar‟ın siyasi iĢler
yardımcılarından Diego Cordovez‟in çabaları ve altı yıl sonra ortak bir çözüme
kavuĢmuĢtur. ABD dıĢ iĢleri bakanı George P. Shultz ile Sovyet DıĢiĢleri Bakanı
Eduard ġvardnadze arasında 21-23 Mart 1988‟de Washington‟da yapılan
toplantılarda Afganistan ile ilgili antlaĢmalar kapsamında 14 Nisan 1988‟de
Cenevre
de
taraflar
arası
antlaĢma
imzalanmıĢtır.
Cenevre
AntlaĢması
imzalandıktan sonra, Sovyetler Birliği askeri gücü, 1988-1989 yılı içinde
Afganistan‟dan çekilmiĢtir. Sovyetler Birliğinin çekilince, Afganistan‟daki mücahit
gruplar birleĢerek bir hükümet kurmuĢlardır. Ancak kısa süre sonra gruplar içinde
iktidar kavgası ile birlikte Afganistan‟da iç savaĢ baĢlamıĢtır. 162 Sovyetler Birliğinin
Afganistan‟dan geri çekilmeleri konusunda ABD ile bir takvim tespit edilmiĢ ve 120.
000 kiĢilik Sovyetler Birliği iĢgal kuvvetinin 15 ġubat 1989‟a kadar çekilme iĢlemini
tamamlaması kararlaĢtırılmıĢtır. Afganistan‟ın iĢgal sorunu, Sovyetler Birliği
açısından da önemli sonuçlar doğurmuĢtur. ĠĢgal olayı, baĢarısızlık ve hezimetle
neticelenmiĢ, Afganistan‟daki Sovyetler Birliğinin zarara uğraması SSCB‟nin
dağılmasında önemli rol oynamıĢtır. Cenevre‟de yapılan bir dizi görüĢmeden sonra
15 Nisan 1988 tarihinde Afganistan, Pakistan ve ABD arasında dört antlaĢma
imzalanmıĢtır. Afganistan‟ı Sovyetler Birliği iĢgal ederken, ülkedeki yeraltı ve
yerüstü doğal kaynakları kullanmayı, Ortadoğu petrol bölgesi ve Hint Okyanusu‟nu
denetim altına almayı hesap etmiĢtir. Ruslar yaklaĢık 10 yıl boyunca devam eden
iĢgal
süresince
istediği
emellere
ulaĢamamıĢ
ve
bu
hesaplamalarını
gerçekleĢtirememiĢtir. Sovyetlerin bu baĢarısızlığı birçok sebebe dayanmakla
birlikte bunlardan üçü ciddi önem arz etmektedir.163 Müslüman bir toplum olan
161
Ġnternet: (Eylül 2013). Silahın gölgesinde uyuĢturucu ve demokrasi konulu makale, web :
http://www.hawzah.net/fa/magazine/magart/130/6118/64931. 22 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
162
Balcı, A. (2004) „‟Afganistan Ulus Devlet ve Kabilecilik Arasında”, Dünya ÇatıĢma Bölgeleri, Ed.,
Kemal Ġnat, Burhanettin Duran, Muhittin Ataman, Ankara: Nobel Yayınları, 256-257.
163
Tanin, Z. (2006) Afghanistan Dar Qarne Best (20. Asırda Afganistan), (Ġkinci Baskı) Tahran: M. Ġbrahim
Shariheti Yayınları, 111-114.
70
Afganistan halkının olağanüstü bir direniĢe baĢvurması, Amerika‟nın dünya
kamuoyunun nezdinde konuyu sıcak tutup bazı yaptırımlar uygulaması ve
Sovyetler Birliğinin gerçekleĢtirdiği iĢgalin, Rus halkına getirdiği yükün ve insan
kaybının,
Gorbaçov‟un
„‟Glasnost‟‟ açıklık
ve
„‟Prostrika‟‟yenilik
politikaları
döneminde Sovyet halkınca öğrenilmesi ve tepki toplaması, olarak belirtilebilir.
Ayrıca, Sovyetlerin Afganistan‟da baĢarıya ulaĢamamasında Ģu faktörler de etkili
olmuĢtur:

DireniĢ örgütler kendi aralarındaki rekabeti bırakarak, Cihat inancıyla bir
araya gelerek hemfikir olması.

Afganistan halkının intikamcı tavrı, “kana kan” geleneği nedeniyle
Sovyetlere karĢı intikam hırsından vazgeçmemesi,

Afganistan halkının savaĢçı olma geleneği ve tarihsel olarak Rus
düĢmanlığı,

Afganistan toplum yapısı ve bölgenin coğrafi açıdan engebeli arazinin
bulunması, Ruslar tarafından merkezi hükümet ele geçirilse bile tüm
ülkeyi denetim altına almak için yeterli gücün olmaması,164
Sovyetler Birliğinin iĢgali, yabancı orduların Afganistanlıları boyunduruk altına
almaya, dinleri ve toplumlarını yok etmeye yönelik, defalarca yapılan giriĢimlerden
bir yenisi olarak değerlendirilebilir. Afganistan halkının yaklaĢık 10 yıl süren
bağımsızlık savaĢı, bir buçuk milyon insanın ölümü ile sonuçlanmıĢtır.
Bunun
neticesinde savaĢ da baĢladığı gibi bitmiĢtir, ancak Afganistan‟daki özgürlük için
savaĢan insanlar, kendi aralarında savaĢarak ülkeyi yeni bir kargaĢanın içine
sürüklemiĢlerdir.165
3.8.
Sovyetler Sonrası Yönetimin Mücahitlerin Eline Geçmesi
1990 yılında Sovyetler Birliğinin Afganistan‟ı iĢgalinin sona ermesinden kısa
bir süre öncesi baĢkent Kabil‟de, Sovyet askerlerinin çekilmesinin ertesinde
mücahit grupların gireceği ve Necibullah hükümetinin düĢeceği endiĢesi hâkimdi.
Bu nedenle Kabil‟deki dıĢ temsilcilikler ve Büyükelçilikler boĢaltılmaya baĢlamıĢtı.
Ancak beklenenin durum gerçeklememiĢtir. Sovyet askerlerinin Afganistan‟dan
geri çekilmesinin üzerinden altı ay geçmesine rağmen, ülkenin tek bir büyük kenti
164
Uysal, a.g.e., 77.
Broje Almqvist, 1983‟de Afgan SavaĢı: Sovyetlerin Kullandığı Nazi Taktiklerine KarĢı Güçlenen Mücahit
DireniĢi, Çev., Hakan Özdağ, Ankara, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yayın no 33, 1986, 5.
165
71
bile mücahit grupların eline geçmemiĢtir. Bunun nedeni de Afganistan‟ı terk
etmeyen Rus danıĢmanlarının tesiri ve Dr. Necibullah‟a Sovyet yardımlarının
devam etmesi gösteriliyordu.166 Yönetimin yenilgiye uğramamasının diğer bir
nedeni de, Necibullah‟ın çatıĢmalardan bıkmıĢ olan Afganistan halkına halkçı
duygularını mahir bir biçimde kullanması ve mücahit guruplar arasında ortak bir
fikrin sağlanamaması, bu gurupların mezhep farklılıkları ve görüĢ ayrılığı nedeniyle
bir uzlaĢıya varamamalarıydı. Necibullah yönetimi bu ortamda, ABD ve Pakistan
baĢta olmak üzere, birçok devletin direniĢçi gruplara yapılan desteğine karĢın,
mücahitleri ülkenin birçok yerinde mağlup etmiĢtir.167
Sovyetler Birliği, Afganistan‟daki son birliklerini geri çektiğinde, Mücahit
gruplar Pakistan‟da yeni hükümetlerini kurmuĢtur. Batı yanlısı olan Müceddidi‟nin
Devlet BaĢkanlığına seçilmesi dünya kamuoyunda olumlu karĢılanmıĢ ve Batı
dünyasının Afganistan‟a yardım yapacaklarına yönelik vaatleri olmuĢ, yalnız
Müceddedi‟ye verilen vaatler yerine getirilememiĢtir. Yeni kurulan hükümete ġii
mezhebine mensup olan Hazaralar ve Özbek Türkleri saf dıĢı bırakılmıĢtır. Yeni
hükümet ulusal bir nitelik taĢımaması nedeniyle, ömrünün kısa olacağının
göstergesiydi. Sovyetler Birliği Afganistan‟dan çekilince de, mücahit guruplar
arasında iktidar paylaĢımı için sorunlar yaĢanmıĢtır. Bu nedenle istikrarı geri
getirmek yeni kurulacak olan hükümet açısından da zor ve hatta imkânsız
olmuĢtur.168 Kabil hükümetinin sonunu getiren bir diğer faktör ise, Kuzey
Afganistan‟da etkili olan General AbdulraĢid Dostum gibi bölgesel liderlerin
hükümet dıĢında kalması idi. General Dostum‟un mücahitlere yakınlaĢması
Necibullah‟ı CumhurbaĢkanlığından, istifa etmek zorunda bırakmıĢtır. 169 Sovyetler
Birliğinin Afganistan‟ı terk etmesinden sonra iktidar için savaĢan mücahitlerin
aralarında baĢlayan iç savaĢlar halkı hayal kırıklıklarına uğratmıĢtır. Sovyet
askerlerine karĢı ateĢ açan silahlar bu kez kendi aralarında birbirlerine karĢı
doğrultulmuĢ durumdaydı. Nitekim bitmeyen iç savaĢlar sonucu,
166
Pakistan
F. , Muhammed Gsa, Revayet-i Ez Ceryan-hayi Çep Der Afganistan, Tarh-i Nav, ,
Ağustos 2009., 18
167
Jabeen, Muhammad Saleem Mazhar, Naheed S. Goraya, US Afghan Relations: A Historical Perspective
of Events of 9/11- 12-13
168
Bradsher, a.g.e. 10.
169
Askeri Ġstihbarat Genel Müdürlüğü – Ġslamabat, No:4120A 6JĠĠ, Tarih: 22.ġubat.1989 (Pakistan
Büyükelçilikleri Savunma AtaĢeleri), Konu: Pakistan‟ın Öncelikleri ve Stratejileri.
72
medresesinde savaĢ eğitim alan ve önderliğini Molla Ömer‟in yaptığı Taliban
safları güçlenmiĢ ve mücahit hükümetinin sonunu getirmiĢtir170
3.9.
Taliban’ın Karanlık Dönemi
1994 yılında Afganistan‟ın Güneyinde bulunan Kandahar‟ı eline geçiren
Taliban, halk tarafından ciddi bir direniĢle karĢılaĢmadan PeĢtun kökenli insanların
çoğunlukta yaĢadığı bölgelerinden baĢlayarak, tüm ülkeyi ele geçirmeye
baĢlamıĢlardır.171 Dönemin Devlet BaĢkanı Burhaneddin Rabbani, Taliban‟ın hızlı
ilerlemesini ülkede iktidar için çatıĢan guruplardan, PeĢtun lideri Gulbuddin
Hikmetyar‟ın
zor
duruma
düĢmesine
yarayacak
bir
geliĢme
olarak
değerlendirirken, Gulbuddin Hikmetyar Kabil‟de çatıĢmakta olduğu rakiplerine
karĢı kendi kökeninden bir yandaĢ bulduğu kanaatindeydi. Bu beklentilerin aksine
Taliban öncelikle Hikmetyar liderliğindeki Hizb-i Ġslami denetimindeki bölgelerde
savaĢarak Kandahar‟ı ele geçirmiĢ, Ocak 1995‟te Gazne bölgesini almıĢ, ġubat
ayında Hikmetyar‟ın partisi olan Hizbi Ġslami‟nin kontrolünde bulunan bütün
bölgeler Taliban‟ın eline geçmiĢtir.172 Daha sonra Ġran sınırında bulunan tarihi
Herat Ģehrini de ele geçirmiĢ, 1996 Eylül‟üne kadar, diğer rakiplerinin tehlikesini
azaltarak Kabil‟i kuĢatmıĢtır. Rabbani hükümeti Kabil‟den çekilince baĢkenti ele
geçiren Taliban, ülkenin en büyük gücü haline gelmiĢtir. Eylül 1996‟da Kabil‟i ele
geçiren Taliban 1992 yılından itibaren Kabil‟de BM korumasında yaĢayan, eski
CumhurbaĢkanı Dr. Necibullah ve kardeĢi ġahpur Ahmadzay‟i Aryana kavĢağına
asarak idam etmiĢtir. Taliban‟ın Kabil‟i ele geçirmesi ülkede süren iç savaĢı
etkilemiĢ, mücahit gruplar arasında süren Ģiddetli çatıĢmalar sona ermiĢ, ancak
Afganistan‟da yeni senaryolar hazırlanmaya baĢlamıĢtır. 173 Taliban‟ın Kabil‟i ele
geçirmesiyle Gülbuddin Hikmetyar ile Burhaneddin Rabbani arasında süren
çatıĢmalar bitmiĢ, Hikmetyar etkinliği de Afganistan‟da azalmıĢtır. Yönetimde
etkinliği azalan Hikmetyar önce Pakistan sonra da Ġran‟a kaçmıĢtır. Böylece
Kabil‟de Tacikler, Hazaralar ve PeĢtunlar arasında beĢ yıl devam eden savaĢ
bitmiĢtir. Bu olaylar neticesinde mücahit grupların liderleri Taliban‟a karĢı Kuzey
Ġttifakı‟nı kurmuĢ, ama aralarında bir türlü uzlaĢma sağlanamamıĢtır. 174
170
Balcı, a.g.e. 259.
RaĢid, a.g.e. 212.
172
Özcan, a.g.e., 200.
173
Inter Services Intelligence of Pakistan – (ISI) official website.
174
Özcan. a.g.e., 201.
171
73
4. BÖLÜM
11 EYLÜL HADĠSESĠ VE ABD’NĠN AFGANĠSTAN’A MÜDAHALESĠ
4.1.
ABD’nin Afganistan’a Müdahalesi ve Taliban’ın Sonu
Taliban Kabil‟i ele geçirdikten çok hızlı bir ilerleme kaydetmiĢ ve kısa sürede
Kabil dâhil birçok ili kontrolü altına almıĢtır. Yalnız baĢlangıçta Taliban‟a destek
veren ABD, 2001 yılına gelindiğinde bu örgüt Usame Bin Ladinin himayesine
girerek, ABD kontrolden çıkmıĢtır. 11 Eylül 2001‟e gelindiğinde ABD‟nin yapmıĢ
olduğu harekâtla, Taliban tahmin edilen süreden daha hızlı bir Ģekilde dağılarak
çıkıĢ merkezi olan Kandahar dâhil olmak üzere kontrolünde tuttuğu Ģehirleri terk
etmeye maruz kalmıĢtır. Yani yükseliĢi gibi çöküĢü de son derece hızlı olmuĢtur.
Bunun tek nedeni, ABD saldırısı olmayıp, baĢka nedenleri de göz ardı
edilmemelidir. Öncelikle, Taliban‟ın ayakta kalmasına Pakistan‟ın askeri ve lojistik
yardımı, Suudi Arabistan‟ın da ekonomik yardımının önemli rolü vardı. Bu
yardımlar kısıtlanıp veya sona erince kendi imkânlarıyla ayakları üstünde
durmakta zorlanmaya baĢlamıĢtır.175
Ayrıca Taliban‟ın askeri personelini oluĢturanların hemen hepsi disiplinden
geçmiĢ, askeri eğitim almıĢ bireyler değillerdi. Pek çok savaĢçı dıĢarıdan alınan
maddi destekten istifade edilerek baĢka hareketlerden transfer edilmiĢlerdi. Tabii
bu kiĢilere aktarılacak maddi kaynaklar durdurulunca onlar da Taliban‟ın saflarında
muhalif güçlere karĢı savaĢmak istemeyip çekildiler. Bu olayda Taliban örgütünü
çok sarsılmıĢtır. Diğer bir etken de, Taliban‟ın yönetimde baskıcı politika izlemesi
nedeniyle arkasında söze gelir bir halk desteği de yoktu. ĠĢte bütün bu nedenlerin
yol açtığı ĢaĢkınlık karĢısında tereddüde düĢen Taliban örgütü çözümü Kabil‟i terk
etmekte bulmuĢtur. Kuzey Ġttifakı güçlerinin BaĢkent Kabil‟e girmesi de bu
geliĢmeden sonra kolaylaĢmıĢtır.176 Yani bu kez Kabil, ciddi bir çatıĢma
sonucunda değil, Taliban hareketinin bu Ģehirden çekilmesi sonucunda, Taliban‟a
karĢı savaĢ veren muhalif güçlerin eline geçmiĢtir. Bu Sebeptendir ki, Kabil‟in
muhalif güçlerin eline geçmesiyle ilgili olarak öyle söze gelir çatıĢma haberleri
175
Karacasulu, N. (2011) Bölgesel Güvenlik Analizi Afganistan,(Birinci Baskı) Ġstanbul: Beta Yayınları, 4344.
176
Saray, a.g.e.,195.
74
medyaya yansımamıĢtır.177 Taliban Afganistan‟ın diğer Ģehirlerini de hemen
hemen buna benzer Ģekillerde terk etmiĢ ve diğer Ģehirler etrafında da çok ciddi bir
çatıĢma yaĢanmamıĢtır.178
11 Eylül 2001 tarihinde New York‟taki Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon‟a
yapılan saldırılar ile sadece ABD değil, bütün dünya daha önce benzeri
görülmeyen terörle karĢı karĢıya geldi.179 Bu olaydan hemen sonra ABD olayın
sorumlusu olarak El-Kaide örgütünün kurucusu Usame Bin Ladin‟i sorumlu
tutmuĢtur. O dönemde Taliban hükümetine sığınan Ladin, ABD‟nin taleplerine
rağmen Taliban Hükümeti tarafından teslim edilmemiĢti. Bunun üzerine ABD 7
Ekim 2001‟de Afganistan‟a yönelik “Kalıcı Özgürlük” operasyonu baĢlatmıĢtır.
Böylece tüm dünyanın dikkati “yıllardır Taliban‟ın baskıcı yönetimine rağmen
unutulmaya bırakılan” Afganistan üzerine yoğunlaĢmıĢtır. 180
11 Eylül 2001 hadisesinin hemen ertesinde Amerika BirleĢik Devletleri
BaĢkanı George W. Bush‟un Beyaz Saraydan yaptığı açıklama ile küreselleĢen ve
okyanus ötesini de etkileyebilen Taliban ve El Kaide terör örgütlerinin büyük tehdit
haline geldiği ve bu örgütleri yok etmek için dünya kamuoyuna seslendiği mesajla
düğmeye basmıĢtır. Küresel Terör örgütü haline gelen ve Afganistan‟da
konuĢlanan Taliban ve El Kaide örgütlerini yok etmek için ABD NATO müttefiklerini
de bu mücadeleye sessiz kalmamaları yönünde Ģiddetle tavsiye etmiĢtir.
Afganistan‟da Taliban ve El Kaide‟yi kısa sürede pasifsize etmeyi baĢaran ABD ve
koalisyon güçleri Afganistan‟da kurulacak olan yeni hükümetin temelinin atılması
için Almanya‟nın Bonn ġehrinde gerçekleĢtirilen bir konferansla yeni yönetimin
Ģekli belirlenmiĢtir.181
4.2.
Bonn Konferansı Sonrası Ġlk CumhurbaĢkanlık Seçimi
Aralık 2001 tarihinde Afganistan‟da yeni yönetimi kurmak için yapılan
çalıĢmalar sonucunda, Almanya‟nın Bonn kentinde ilgili tarafların katılmasıyla
177
Sahaf, G. (1988) Afganistan Örneği, (Birinci Baskı) Ankara: Forum Yayınları, 80.
ġeyhanlıoğlu, 18. Yüzyıldan Günümüze Kadar Afganistan‟ın Jeostratejik Önemi, Avrasya Etütleri, 2008,
76.
179
Özcan, Serkan, Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele, Terör, Terörizm ve Küresel Terörle
Mücadele: Ulusal ve Bölgesel Deneyimler, 200.
180
Balcı. A.g.e., 261.
181
Mohammad Poor, M. (2007)Afghanistan: Fırsahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler).
Tahran, Farain Yayınevi, 315.
178
75
Bonn AntlaĢması imzalanmıĢtır.182 ABD, bu konferansta Afganistan‟da iktidar
paylaĢımı için kendi aralarında çatıĢan eski liderlerin mümkün olduğunca
görünmesini istemiyordu. Bu çalıĢmalar neticesinde son dönemde yaĢanan iç
savaĢ ortamında adı öne çıkan birçok lider geri planda bırakılmıĢtır. Yoğun
çalıĢmalar sonucunda, Almanya‟nın Bonn kentinde CumhurbaĢkanlığı dıĢında
önemli bakanlıklar Tacik kökenlilere, Devlet BaĢkanlığı, PeĢtun kökenli olan
Karzai‟ye verilmiĢtir. Ama bu yönetim dağılımı bazı PeĢtunları ve Özbekleri
memnun etmemiĢtir.183 Kabine dıĢı kalan General Dostum‟a daha sonra Savunma
Bakan‟ı yardımcılığı verilerek ikna edilmiĢtir.184 Sonuç itibariyle bu mutabakat
sürecinde PeĢtunlar‟a temsil görevi verilerek konumu pekiĢtirilen Hamit Karazai‟nin
tanındığı ve öne çıktığı bir anlaĢma olmuĢtur. Afganistan‟da yaĢanan iç savaĢın
son zamanlarında ülkede bulunarak Taliban karĢıtı bazı çatıĢmalara katıldığı ile
ismini duyuran Hamit Karzai‟nin, ABD tarafından belirli bir eğitim ve hazırlık
sürecinden geçirilerek, zamanı geldiğinde Taliban‟a karĢı kullanılmak üzere
Afganistan‟a gönderildiği iddia edilmektedir. Bonn Konferansına katılanlar,
antlaĢmanın ilk bölümünde belirtildiği gibi, Afganistan‟ın son döneminde yaĢanan
trajik sorunların bitirilmesini milli beraberliğin, barıĢ ve güvenliğin sağlanması,
insan haklarının korunması amaçlanmıĢtır.185
Konferansa katılan taraflar, Afganistan‟ın toprak bütünlüğünü, ulusal
egemenliğini ve bağımsızlığını teyit etmiĢ, Afganistan halkının kendi politik
geleceğini özgür bir Ģekilde, „‟Ġslam demokrasi, çoğulculuk ve sosyal adalet‟‟
ıĢığında kendi Kaderlerini belirleme haklarının olduğunu vurgulanmıĢtır. 186 Bon
konferansı sonrası Afganistan‟da yeni kurulacak olan geçici otoriteyi devralacağına
yönelik yapılmıĢ ve bu konferans sonrasında, Afganistan‟da olağanüstü büyük milli
meclis toplanması faaliyetlerine baĢlayacaktır.187CumhurbaĢkanlığı seçimlerinin
ikinci turunda, BaĢkanlık yarıĢında iddialı adaylardan olan Dr. Abdullah seçimden
182
ĠĢçi, S.(2010) Amerika‟nın Yeni SavaĢı: Taliban‟ın Önlenemez YükseliĢi ve Afganistan‟da Devlet
ĠnĢasının Sınırları, Ortadoğu Analiz, Cilt 2, Sayı 22, 74-81.
183
ĠĢçi, a.g.e. 77.
184
Mahdizadeh, G. Jokar, K. (2010) Terörizm ve Amniyet-i Beynilmilal (Uluslararası Güvenlik ve
Terörizm).( Birinci Baskı). Tahran: BiĢeh Yayınevi. 168.
185
Encyclopedia of Espionage, “Intelligence and Security”, Edit. K. Lee Lerner and Brenda Wilmoth Lerner,
volume (2) F-Q, Gale,-2001,. 396.
(10.06.2014 http://militero.files.wordpress.com/2010/10/espionage-intelligence-and-security-encyclopediaof-volume-2.pdf.
186
Inter Services Intelligence of Pakistan–(ISI) official website. (15.05.2014).
http://www.isi.org.pk/index.htm.
187
Mohammad P. Afghanistan: Fırsahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler)., 166.
76
çekildiğini beyan etse de ülkedeki demokrasinin pekiĢmesi, demokratik seçimlerin
gerçekleĢtirilmemesi Afganistan halkını ikna etme açısından iyi bir adım
atılacağına kesin bakılmaktaydı. Ancak yapılan birinci tur seçim sonrası, ikinci tura
gidilmeden Hamid Karzai, kazanan taraf olmuĢ ve yeniden Afganistan devlet
baĢkanı
olarak
yoluna
devam
etmiĢtir.188Yalnız bu
durum,
Amerika
ve
Afganistan‟daki müttefikleri açısından kötü bir sonuç olmuĢtur. Yönetimin
kaybetmiĢ olduğu meĢruiyetini geri kazanması bakımından da iyi bir fırsattı. Ancak
seçimin ikinci tur arifesinde adaylardan birinin çekilmesiyle Karzai lehine
sonuçlanmıĢtır. Devlet baĢkanı Hamit Karzai seçimi kazandıktan sonra yeni
planlarını Ģu Ģekilde açıklamıĢtır.

Ülkedeki devam etmekte olan yolsuzlukla mücadele.

Afganistan‟daki savaĢı bitirmek için çaba sarf etmek, huzur ev sükûneti geri
getirmek için ulusal ve uluslararası bütün kaynakları kullanmak.

Afganistan‟daki istikrarsızlığa neden olan özel güvenlik Ģirketlerinin iptal
edilmesine karar vermiĢtir.189
Seçim sonrası konuĢmaları kapsamında Hamid Karzai, Afganistan‟ın bu
seçimlerle demokratik değerlere yaklaĢtığını ifade ederek, ikinci tur seçimlerinden
çekilen Dr. Abdullah Abdullah‟ı kendisi ile beraber hareket etmeye çağırmıĢtır.
Karzai ayrıca uluslararası terörizme karıĢmıĢ gruplara da eve dönün çağrısında
bulunmuĢ, hatta Afganistan‟ın güvenliği için gerekirse Taliban‟la masaya
oturabiliriz söylemleri basında yer almıĢtı. Ekim 2004 yılında yapılan ilk demokratik
seçimlerin galibi olarak yapmıĢ olduğu yemin konuĢmasında Afganistan halkına ve
uluslararası
camiaya
söylediği
sözlerle
ikinci
kez
yapılan
seçimlerdeki
konuĢmasına benzer bir konuĢma yapmıĢtır. Karzai‟nin vaatlerinde Afganistan‟da
güvenliğin tesisi, haĢhaĢ ekini ve uyuĢturucu trafiğinin durdurulması, kırsal
alanlara devlet hizmeti sağlamak ve hukuk düzenini oturtmak gibi konular yer
almıĢtır.190 Ancak Karzai‟nin vaat ettiği konuların birçoğu yerine getirilmemiĢ,
ülkedeki istikrarın geri getirilmesi de sanıldığı kadar kolay olmamıĢtır. Sonuç
olarak da ABD‟nin artan askeri kayıpları, yolsuzluğun artması, ameliyatlar
188
Ansari, KH. B. (2012) Afghanistan der AteĢi Neft( Afgnaistan Petrol AteĢinde). (Sekizinci Baskı). Kabil:
Maywand Yayınevi, 148-149
189
Mohammaf Poor, a.g.e., 175.
190
Mohammad Poor, Afghanistan: Fursahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler), 172
77
sırasında
sivillerin
ulaĢamamıĢtır.
4.3.
ölmesi
ve
buna
benzer
pek
çok
konuda
baĢarıya
191
Pakistan’ın Afganistan’a Dolaylı Müdahaleleri
Pakistan devleti kuruluĢundan bu yana Afganistan için tabiri caizse tam bir
“baĢ belası” olmuĢtur. Ġki ülke arasında Ġngilizler tarafından belirlenen sınır, iki ülke
arasındaki sorunların baĢında gelmektedir. Bu sınır PeĢtunaları Afganistan ve
Pakistan olmak üzere ikiye bölmüĢtür. Afganistan baĢından beri bu konuya karĢı
olup, günümüze dek Pakistan sınırındaki PeĢtunların haklarını savunmuĢtur.
Pakistan, her zaman Afganistan‟ın güçlenmesinden ve PeĢtunistan bölgesine hak
dava etmesinden korkmuĢtur. Tüm bunlardan dolayı Pakistan, Afganistan‟ın güçlü
bir devlet olmasını ve kendi ayakları üzerine durmasını istememektedir. Ülkeyi
zayıf tutmak ve kendi sorunlarıyla uğraĢtırmak için, kendi istihbarat teĢkilatı ISI‟yı
kullanmaktadır. ISI, Soğuk SavaĢ döneminde özellikle SSCB‟nin Afganistan‟ı iĢgal
etmesiyle birlikte, ülkede aktif faaliyet yürüterek Afganistan hükümeti ve Sovyetler
Birliği‟ne karĢı kökten dinci grupları desteklemiĢtir. Diğer bir ifade ile ISI,
Pakistan‟ın
de
lehine
olan
CIA‟nin
“Afganistan‟ı
karıĢtırma”
politikasının
uygulamasına tam destek vermiĢtir. Böylece hem ABD nezdinde saygınlık
kazanarak, onun maddi yardımlarıyla nükleer silah sahibi olmuĢtur hem de sınır
konusundan dolayı Afganistan devleti tarafından algıladığı tehdidi bertaraf
etmiĢtir.192 Pakistan istihbaratı Taliban‟ın yaratılmasında ve Afganistan‟a nüfuz
etmesinde büyük rol oynamıĢtır.193 Pakistan, Afganistan‟ı ekonomik ve siyasal
olarak geliĢmesini engellemeye devam etmektedir. Taliban, Pakistan‟ın sağladığı
son model teknoloji ile Afganistan sınırının hemen diğer ucunda ülkeye tehdit
oluĢturmaya devem etmektedir. Pakistan‟ın Afganistan politikasını son 30 yıldır
Pakistan‟ın
PeĢtun
milliyetçiliği
ilgilendirmektedir.
Pakistan,
Afganistan‟da
kurulacak olan Hükümetlerin kendi kontrolünde ve PeĢtulardan oluĢmasını
istemektedir. Bu bağlamda Pakistan, Kendi kontrolünde olan PeĢtu Hükümeti
sayesinde Pakistan‟dan ayrılma istekleri olan diğer PeĢtun akımların önüne
geçmektedir. ISI, Afganistan siyasetinde aktif rol almaktadır. Ülkenin siyasetine de
sızarak
kendi
aleyhine
gerçekleĢmesi
muhtemel
olayları
önlemeye
191
Karacasulu. a.g.e.70.
Ġbrahim, K. (2001) 11 Eylül Saldırıları Ve Sonrası Uluslararası Hukukta Askeri Müdahale, Stratejik
Analiz, Sayı, 19,Kasım 102-108.
192
193
Andishmand, A. (2010) Neden ISI Afganistan‟a Müdahale ediyor ve bu Müdahale Nasıl Durdurulabilir?
Khorasan Zamin, 16 Haziran (15. 06. 2014) http://www.khorasanzameen.net/php/read.php?id=285.
78
çalıĢmaktadır.194 Diğer taraftan, ülkede küçük çaplı krizler yaratarak ülkenin
güvenliğini tehdit etmektedir. Taliban‟ı maddi yardımların yanı sıra barınak
ihtiyaçlarını da gidermektedir. Afganistan ve Pakistan sınırlarında yerleĢen
Taliban, nerede ise her gün Afganistan‟a intihar saldırıları düzenleyerek onlarca
insanın ölümüne neden olmaktadır. Taliban örgütü kısa sürelik tarihinde ISI
desteğiyle güçlü bir örgüte dönüĢmüĢtür. ġöyle bu örgüt zaman zaman Pakistan
kontrolünden de çıkmakta ve orada da kanlı saldırılar gerçekleĢtirmektedirler. Bu
ise Pakistan‟ın kendi kazdığı kuyuya kendinin düĢtüğünü göstermektedir.
Afganistan‟ın güvenliği büyük ölçüde ISI‟nın müdahalelerinin kesilmesine bağlıdır.
Ama bu konu yakın gelecekte mümkün görünmemektedir. Pakistan‟ın Afganistan‟ı
geliĢmesini engellemesi Durand sınırı sorunu çözülmediği müddetçe devam
edeceği ön görülmektedir.195
4.4. Yeni Dönemde Afganistan’ın Devlet ĠnĢası Süreci
Devlet inĢası idari kurumların yeniden oluĢturulması ve güçlendirilmesi
demektir. Uluslararası toplumu etkileyen, sağlıktan yoksulluğa, yolsuzluktan teröre
kadar pek çok sorun baĢarısız ya da zayıf devletlerden kaynaklandığı
görünmektedir. Bu sorun toplumun en önemli meselesi anlamına gelir ve devlet
inĢasının gerçekleĢtirilmesini zorunlu kılır. Ayrıca geliĢmiĢ devletleri de olumsuz
yönde etkileyen faktörlerin baĢında zayıf ya da baĢarısız devletlerden kaynaklanan
sorunları da unutulmamalıdır. 11 Eylül 2001 yılında gerçekleĢen terör saldırıları
sonucunda Amerika BirleĢik Devletlerinin öncülüğünü yaptığı Müdahale süreci
baĢlatılmıĢ ve müdahaleye meĢru bir zemin hazırlamıĢ oluyor. Bu giriĢimin
sonucunda Afganistan‟da bir devlet inĢasına gidilmiĢ, anayasadan seçim
sistemine, yönetimden uygulamaya kadar pek çok alanda değiĢiklik yapılmaya
çalıĢılmıĢ, ancak bu sürecin sonucunda atılan adımlar olumlu yönde bir ilerleme
kaydettiği görünmemiĢtir. Devlet inĢası ve devleti güçlendirme politikası çok zor ve
meĢakkatli bir iĢ olduğundan ötürü, ne yazık ki pek çok güçsüz devlet bu tür
giriĢimlere baĢvurmamakta, ya da var olan sıkıntıları görmemezlikten gelmekte
veya baĢarılı olamamaktadır. Günümüzde pek çok sıkıntı zayıf veya güçsüz
194
Bakhtiyari, M.Q.D. (2002) Barrasi Mukayisai Siyaset Khariji Ġran ve Pakistan dar Qebal Afghanistan (DıĢ
Siyasetin KarĢılaĢtırılması: Afganistan‟a KarĢı Pakistan ve Ġran), Tahran: NigariĢ Ayda Yayınları, 156.
195
Harris, Jerry ve Davidson, Carl, “Obama, the new contours of power”, Race and Class, Sayı. 50, 2009,. 817.
79
devletlerden kaynaklandığı, bu sıkıntıyı da uluslararası camiaya etkilediği bir
gerçektir.196 Güçsüz ya da zayıf devlet kaynaklı tehditler her geçen gün güvenliği
de tehlikeye soktuğu veya olumsuz yanı baĢarılı bir devleti de etkileyeceği
kaçınılmadır. Dolayısıyla büyük devletler zayıf devletlere müdahale etmeyi
meĢrulaĢtırıyor ve baĢat güç tarafından yapılacak olan desek, meĢru olarak
görünmektedir. ABD‟nin Afganistan‟a ettiği müdahale de, bunun en bariz örneği
olarak gösterilebilir. Uluslararası düzeni etkileyen güçsüz devlet kaynaklı
sorunlardan dolayı güçlü devletlerin güçsüz devlete, devlet inĢası sürecinin
baĢlatılması bir zorunluluk haline dönüĢtüğünü de unutmamak gerekir. Ulusdevlet inĢası veya devlet inĢası formolü, zayıf veya baĢarısız devlete yönelik bir
çözüm olduğunu düĢünürsek yerinde olacaktır. Günümüzde devlet inĢası
metodunu konusunda hemen her devletin baĢ edemediği sorunlara bu metotla
yeniden düĢünmesi gereken bir durumdur. ABD‟nin yürüttüğü bu uygulamada,
Afganistan‟da gerçekleĢtirilen geçici hükümete ilk dönüĢ, Aralık 2001′de imzalanan
Bonn AnlaĢması sonrası Hamid Karzai baĢkanlığında gerçekleĢtirildi. ABD
Taliban‟ı görevden almakla her Ģeyden önce uluslararası iĢbirlikçilerini arttırmaya
çalıĢtı. BM ile ortaklaĢa girdiği düzenlemede ve meĢrulaĢtırmasında önemli bir rol
oynadı ve diğer NATO müttefiklerine de belirli rol ve görevler verildi.197
ABD‟nin Afganistan‟a müdahalesiyle yaptığı giriĢim sonrası askeri boyutta
hiçbir ilerleme kaydedememiĢtir.
ABD, baĢkent Kabil dıĢında her hangi bir
çalıĢması yoktu, Afganistan halkına güzel bir gelecek vaat etmemiĢtir.198 Kısacası
müdahale sonrası bir düzen sağlama arayıĢına girmediği herkesin tarafından
kabul edilen bir gerçektir. Terör olaylarını bastırmak konusunda askeri gücü
yetersiz kaldığından ötürü ülkede bir istikrar sağlanamamıĢtır. Bunun yanı sıra
ABD‟nin Afganistan konusunda uzun vadeli siyasi hedefi gösteriĢsiz kalmıĢtır.
ABD, bölgede Afganistan‟ı model bir demokrasiyle donatılan bir devlet haline
getirememiĢtir. Hamit Karzai 9 Ekim 2004 seçimini çoğunluk oyu ile kazanması ve
halk tarafından seçimin sıcak karĢılanması çok normaldi. Çünkü tarihinde
demokratik seçimi yaĢamamıĢ bir ülke için müthiĢ bir geliĢmeydi. Karzai seçimi
196
Said Safat Musavi Tabatabai, ISI Gölgesindeki 27 Terörist Ağı 16 Aralık 2011. (25. 05.2013)
http://sefat6afghanistan.mihanblog.com/post/500.
197
ġeyhanlıoğlu, H. (2004) 11 Eylül Sonrasında DeğiĢen Dünya Dengelerinde Afganistan, YayınlanmamıĢ
Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya, Haziran, 43.
198
Yakın Doğu Haber, Rabbani Terörünün Arkasında Pakistan Ġstihbaratı Var, 1 Ekim 2014.
(21.05.2013)http://www.ydh.com.tr/HD9352_rabbani-terorunun-arkasinda-pakistan-istihbarati-var.html.
80
kazanan taraf olunca Afganistan konusunda bir gerçeği unutmuĢtur. Toplumun
esas sıkıntısı savaĢın bitmesi, barıĢ ve istikrarın sağlanması, yolsuzluk ile
mücadele iken, geçici yönetimin getirdiği olumsuzluklar halkın yeni hükümetten hiç
beklemediği bir durum idi. Devlet bürokrasisi eskisine nazaran daha da kötüleĢmiĢ,
halk sıkıntılarının yönetime yetiĢtirmekte aciz kalmıĢ, güvenlik koĢullarının kötüye
gitmiĢ ve bu sıkıntılar her geçen gün artmıĢtır. Devlet inĢasına giden sürecin ikinci
ayağı olan yönetimi eline geçiren Karzai yaĢanan olumsuzlukları görmezlikten
geldiği, halkın cumhurbaĢkanına karĢı güveninin azalmasına neden olmuĢtur.
Çünkü cumhurbaĢkanı Karzai‟nin devlet inĢası konusunda iktidar sonrası
yapılması gereken düzenlemelere gidilmesi konusunda profesyonel ekibi yoktu. Bu
olumsuzlukları yaĢayan Afganistan halkının beklediğinin tersine bir durum
yaĢandığının farkına varmıĢlardır. Dolayısıyla Taliban‟ın güçlenmesi, hükümet
karĢıtı gruplar ve koalisyonların birleĢmesi Afganistan halkı için kaçınılmaz
olmuĢtur.199
Bir diğer faktör de ABD ve koalisyon güçlerinin halka karĢı baskıcı tutumu,
terör konusundaki zayıflığı veya terörü gerçekleĢtiren faillerin serbest bırakması
gibi konularda halkın bu güçlere Ģüphe ile yaklaĢmalarına zemin hazırlamıĢtır.
Afganistan halkı ABD‟nin bu tür amaçsız faaliyetlerini görünce güven konusunda
tereddüde düĢmüĢ durumdaydı. Ama bilinen Ģu ki, ABD, bölgeye girmesiyle Ģunu
unuttu, Afganistan halkının yaĢadığı 30 yıllık savaĢın bitmesi yönünde istekleri ve
beklentileri vardı. Ama maalesef Amerikalılara karĢı savaĢ veren asıl düĢman
Taliban iken, ABD askeri ameliyatları sırasında olumsuz davranıĢlardan sivil halk
da nasibini almıĢtır.200 ABD‟nin askeri müdahalesinin ardından en önemli konu ise,
ülkede yeni oluĢacak iktidar yapısındaki değiĢiklikti. Yeni oluĢan yapı ile beraber
devlet inĢası süreci de baĢlamıĢ oluyor. Söylediğimiz gibi devlet inĢası süreci iki
açıdan, yatay ve dikey olarak değerlendirilmesi gerekir. Yatay açıdan amacımız
dört önemli faktörü iyice incelenmesi gerekecektir.201
Geçici hükümet, geçiĢ hükümeti, anayasanın kabulü, gelecek hükümet ve
seçim süreci için hukuki açıdan gerekli tedbirlerin alınması. Devlet inĢası
199
Karacasulu. a.g.e., 67.
Encyclopedia of Espionage, “Intelligence and Security,. 397.
201
Ġnternet: (ġubat 2014). Inter Services Intelligence of
http://www.isi.org.pk/index.htm. 15 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
200
Pakistan–(ISI)
official
web:
81
sürecinde dikey açıdan, amacımız, hükümetin güçlendirilmesi için alınacak
tedbirlerdir.
Bu
konuda
atılacak
altyapı
çalıĢmaları
Ģunlardır:
Yeniden
yapılandırma, milli ordunun oluĢturulması, silahsızlanma sürecinin baĢlatılması,
barıĢın tesisi için çaba gösterilmesi, cumhurbaĢkanlık ve parlamento seçimleri için
gerekli hazırlıkların yapılması, bu durumu anlayabilmemiz için önce yatay sonra da
dikey konulara ebadına kısaca değinmemiz gerekecektir. Yukarıda bahsettiğimiz
gibi yatay ebatarı birkaç süreci kapsamaktadır, bu süreç Ģunlardır:
a) Taliban‟ın dağılmasından geçici hükümetin kurulmasına kadar olan süreç,
b) Geçici hükümetten geçiĢ hükümetine kadar olan süreç.
c) GeçiĢ hükümetten anayasanın kabulüne kadar olan süreç.
d) Anayasanın kabulünden cumhurbaĢkanlık seçimine kadar olan süreç,202
4.5.
Taliban Sonrası Geçici Hükümet
Afganistan‟da oluĢacak yeni hükümetin görevini yerine getirebilmesi için.
Afganistan‟ın yeniden yapılandırması, milli ordunun tesis edilmesi milli polisin tesis
edilmesi, kuvvetlerin yeniden bütünleĢmiĢtir. George W. Bush yönetimindeki ABD
askeri birlikleri Afganistan‟da El Kaide ve Taliban üslerine karĢı saldırıya geçmiĢtir.
Bu saldırının amacı, Taliban ve El Kaidenin ortadan kaldırılması, aynı anda
teröristleri pasifsize etmek ve Taliban‟ın askeri gücünün tamamen ortadan
kaldırılması planlanmıĢtı. BaĢkan Bush‟un bu bildirisini takiben ikinci dünya
savaĢından sonra benzeri bulunmayan büyük bir askeri birlikle, Afganistan‟da
konuĢlanan El kaide ve Taliban askeri birliklerine saldırı gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu
saldırıdan hemen sonra da saldırının siyasi boyutu ile ilgilenmiĢtir. Bu bağlamda
en çok göze çarpan olay, Bonn Konferansının gerçekleĢtirilmesiydi.203
5 Aralık 2001 da baĢlayan ve dokuz gün süren bu konferans Afganistan‟da
siyasi gruplar arasında bir uzlaĢıya varılmıĢ, ortak bir karar sonucu imzalanmıĢtır.
Bonn konferansının gerçekleĢtirilmesinde amacı, Afganistan‟daki siyasi akımlara,
hükümetin siyasi kaderinin özgürce belirlenmesi, Ġslam, demokrasi, sosyal adalet
ve çoğulculuk ıĢığında zemin yaratabilmekti. Ayrıca konferansın getirisi, yeni geçici
hükümetin
kurulması,
anayasanın
düzenlenmesi,
seçimler
kanununun
düzenlenmesi ve sonuç olarak da kurulacak olan geçiĢ hükümetini bir çerçeveye
202
Shafee. a.g.m. 2
James Dabbins and others, America‟s Role in National-Building: From Germany To Iraq, Santa Monica,
Rand, 2003,. 130.
203
82
oturtmaktı. Ulus inĢası kapsamında gerçekleĢtirilen konferansın içeriği bir takım
meçhul maddeleri içermekteydi.204 Bu antlaĢmada insan hakları, çoğulculuk,
demokrasi den bahsedilirken diğer taraftan da geleneksel Loya Jerga‟nın
yapılması öngörülmekteydi. Loya Jerga Geleneksel halk meclisi olduğundan ötürü
hiçbir demokratik kurallara uymadığı bilindiği halde, geçiĢ hükümetin bu uygulama,
yani geleneksel halk meclisi tarafından kurulması planlanmıĢtı. Ancak söylememiz
gerekir ki bu tür geleneksel halk meclisi ilkel toplumlar arasında uygulanan bir
meclistir. Bu tür meclise yetki verilmesi Afganistan‟da kurulacak olan geçiĢ
hükümetine yönelik yetki verilmesi bir nevi Afgan halkıyla alay edilmiĢ gibi bir
görüntü sergilemekteydi. Ġlkel bir uygulamanın modern Afganistan‟ın ulus
inĢasında nasıl bir katkı sağlayacağı herkesin kabul edemeyeceği bir gerçekti. 205
Loya Jerga‟ya benzer uygulama tarih süreci içerisinde farklı devletlerde
diktatör hükümdarlar tarafından yapılmıĢ bir uygulama olup, kendi diktatörlüğüne
verdikler bir meĢruiyet için bir nevi kılıf uydurmaktan baĢka bir Ģey değildir. Loya
Jerga‟da öngörülen ve bu meclis tarafından kurulacak olan hükümetin günümüz
Ģartlarında
modern
206
bulunmamaktadır.
bir
devletin
inĢasına
yönelik
hiçbir
ortak
noktası
Afganistan konusunda toplanan Bonn konferansı sonrası
Karzai geçici hükümeti kurulmuĢtur.207 Bonn konferansının içeriğine baktığımız da,
kurulan yeni hükümet altı ay sürecek ve bu altı ay sonra ise Loya Jerga‟nın
gerçekleĢmesi planlanmıĢtı. Loya Jerga‟nın yetkisi ise geçiĢ hükümetini kurmak
için halk meclisi toplantısı yapılacaktı.208 GeçiĢ hükümeti süresince Hamit Karzai
baĢkanlığında kurulan bu hükümet, kıs süre içerisinde Karzai mensup olduğu etnik
gruba daha fazla ayrıcalık tanımıĢ ve diğer etnik grupları hükümetten dıĢlama gibi
bir takım giriĢimlerde bulunmuĢtur. Hükümet kurulmasının baĢlangıcında Karzai
her ne kadar etnik ayrımcılık yapmamıĢ olsa da amacına eriĢince PeĢtunları
kabineye almıĢ ve diğer etnik grupları hükümetten dıĢlamıĢtır. Uzun yıllar iç savaĢı
yaĢayan Afganistan‟da her alanda bu ülkenin yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı
204
Shafee, Fraind DawlatSazi Dar Afghanistan (Afganistan‟da Devlet ĠnĢası Süreci).
Poor, a.g.e.,166.
206
Abdulghafur Arezo, Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal Kimliğin Sorunu),
Tahran, Ebrahim Shariyati Yayınları, 2003,76.
207
Arezo, a.g.e., 78.
208
Bonn Konferansı, Ocak 2004 yılında yeni anayasanın kabul edilmesini, Ekim 2004‟te cumhurbaĢkanı
seçimlerinin gerçekleĢmesini, Eylül 2005 yılında parlamenter ve yerel seçimleri ve Aralık 2005‟te ise yeni
Ulusal Meclis‟in iĢe baĢlamasını amaçlamaktaydı. Bonn Konferansı‟nda alının kararlar 2001 sonrası yıllarda
hayata geçirilmiĢtir. Afganistan‟da uzun yıllar sonra yeni bir anayasa kabul edilmiĢtir ve bu anayasa ülkenin
sekizinci anayasası olarak tarihe geçmiĢtir.
205
83
vardı. Afganistan‟ın yeniden yapılandırılmasına yönelik NATO ve Koalisyon güçleri
Afganistan‟da
güven
ve
istikrarın
tesisine
yönelik
farklı
bölgelere
konuĢlandırılmıĢtır. Bu kapsamda NATO‟ya üye olan ve olmayan devletler
Afganistan‟daki esasi konuları teĢkil eden, ordunun kurulması, milli polisin
eğitilmesi, yargının organlarının yeniden yapılandırılması ve değiĢiklikler yapılması
ve buna benzer birçok alanda baĢta ABD olmak üzere birçok devlet ortaklaĢa
hareket etmiĢtir.209 Bon konferansının 6. fıkrasında 18 aylık geçici hükümette,
Loya Jerga ile birlikte anayasanın kabulü gerçekleĢecekti. Geçici hükümetin ikinci
ayından itibaren BM yardımıyla anayasanın hazırlanması bağlamında komisyon
kuruluyordu, bu komisyonun görevi, anayasanın taslağını hazırlamaktı. Bu
komisyonun görevi taslak hazırlamanın yanı sıra Loya Jergaya sunmaktı. 210
Bu aĢamalar katledildikten sonra 502 kiĢi halk seçimi ile ve 50 kiĢi de
Karzai‟nin atamasıyla meclise girecekti. Bu aĢamalardan sonra, Afganistan
anayasası 4 Ocak 2004 yılında hazırlanarak Loya Jerga da onaylandı. Yapılan
çalıĢmalar sonrası anayasa hazırlanmıĢ olup, bu anayasa da Afganistan‟ın adı
Afganistan Ġslam Cumhuriyeti olarak kabul edilmiĢti, yürütme organını baĢında
cumhurbaĢkanı olacaktı, cumhurbaĢkanının iki yardımcısı olacaktı, cumhurbaĢkanı
halkoyu ile seçilecekti, cumhurbaĢkanı halk ve parlamento karĢısında sorumlu
olacak,
yeni
yapılan
düzenleme
ile
Afganistan‟ın
iki
meclisi
olacaktı.
CumhurbaĢkanı beĢ yıllığına seçilecek, cumhurbaĢkanı iki kez seçimlere
baĢkanlığa aday olabilecek, parlamentoda iki meclis olacak, bu meclisler, Halk
meclisi ve büyükler meclisidir. Halk meclisinin 249 üyesi olacak, milletvekilleri
halkoyu ile seçilecek, beĢ yıllığına seçilecektir. Büyükler meclisinin vekilleri üçte
birini cumhurbaĢkanı atayacak, üçte biri de illerden seçim sonucu gelecek, üçte
biri211 de ilçe Ģuralarından gelecekti.212
Ekim
2004
yılında
da
beĢ
yıllığına
cumhurbaĢkanı
seçimleri
gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu seçimde dokuz kiĢi cumhurbaĢkanı adayı olmuĢ, yaklaĢık
sekiz milyon kiĢi sandık baĢına gitmiĢ ve oylarını kullanmıĢtı. GerçekleĢen bu
209
Karacasulu. a.g.e. 43.
Arezo, Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal Kimliğin Sorunu), 80.
211
Seçimler normalde ilçe seçimleri sonucu gelecekti, ama cumhurbaĢkanı iktidara geldiği günden bugüne
kadar ilçe seçimlerini gerçekleĢmesini istememiĢtir ve büyükler meclisine kendi inisiyatifini kullanarak kendi
vekil atamıĢtır.
212
Andishmand. a.g.e. 272.
210
84
seçim sonuçlarına bakıldığında ise, her aday kendi etnik grubuna ait olan kiĢilere
oy kullanmıĢtır. Seçimlerdeki genel duruma bakıldığında ise, etnikler arası
birleĢmeden ziyade ayrılıĢa gidildiğini gözler önüne sermiĢtir. Bu verilere
baktığımızda ise, ulus inĢasına gidildiği bir yolda bu amaca ulaĢılmadığının
göstergesidir. Her Ģeyden önce güçlü bir baĢkanlık sisteminin baĢarılı olmadığını
her kabul etmek gerekiyor. Bu seçimlerin gerçekleĢmesinden sonra ise,
parlamento seçimleri yapılmıĢtır. 25 Mayısta cumhurbaĢkanı kendi gücünü
kullanarak yaptığı bir açıklamasıyla CumhurbaĢkanlık için parti adından hiçbir kiĢi
aday olamayacaktı, cumhurbaĢkanlık için aday olacak kiĢiler ancak bağımsız aday
olabilecekti. Hamit Karzai‟nin bu giriĢiminin altında yatan nedenler ise,
Afganistan‟daki mevcut siyasi partileri siyasi arenada güçsüzleĢtirmek ve bu
partileri bir Ģekilde kenara çekmekti. Çünkü Hamit Karzai‟nin üyesi olduğu bir parti
yoktu. Sonuç itibariyle geçici hükümeti kurulmasından sonra, geçiĢ hükümeti,
anayasanın kabulü, cumhurbaĢkanlık ve parlamento seçimleri, büyük sorunlarla
karĢılaĢsa da Afganistan‟da ulus inĢasına yönelik gerekli olan süreç tamamlanmıĢ
oluyor.213Daha öncede belirtildiği gibi, Afganistan'da proje analizi iki açıdan ele
alınabilir. Bunu biz yatay veya dikey veya enine ve boyuna olarak da
değerlendirebiliriz.
Afganistan‟da
gerçekleĢecek
olan
ulus
inĢası
sürecini
uygulanabilmesi ve koalisyon güçlerinin görevini yerine getirebilmesi için genel bir
silahsızlanmaya gidilmesi lazım. Afganistan milli polisi ve milli ordusunun teröre
karĢı mücadele edebilmesi için gerekli teçhizatın elinde bulundurması lazım.
Afganistan‟ın ulus inĢası sürecinde birinci aĢamada gerçekleĢen yatay boyutu
baĢarılı bir Ģekilde gerçekleĢmiĢ olsa da, ikinci boyutu olan dikey boyutunun
gerçekleĢmesi sanıldığı kadar kolay olmamakla beraber, zorluklarla mücadele
edeceği kesindi. ABD‟nin bölgeye girmesiyle Afganistan milli ordusu ve milli
polisinin eğitilmesi çok yavaĢ gitmiĢ, bunu neticesinde 2003 yılına gelindiğinde,
Taliban‟ın bölgede yeniden baĢ göstermesiyle ordu ciddi zorluklarla baĢ etmek
zorunda kalmıĢtır. Bu arada dıĢ faktörlerin etkisini de gözden kaçırmamak lazım.
Afganistan milli polisi ve ordusunun yeniden yapılandırılmasına yönelik çalıĢmalar
yapılırken Pakistan‟dan sızan Taliban sempatizanları Taliban saflarında yerlerini
213
Andishmand, a.g.e., 275.
85
almıĢ olacaktı. Bu durum karĢısında sıkıntılarından olan bölgede güvenliğin tesisi
zor olacağı kaçınılmaz olmuĢtur.214
ABD‟nin Afganistan‟a gerçekleĢtirdiği 11 Eylül saldırısından sonra, George
W. Bush konuĢmasında, asıl amacı dünyada büyük tehlikeye dönüĢen terör örgütü
El Kaide‟yi yok etmek, teröre karĢı dünyayı güvenli hale getirmeyi hedeflediğini
açıklıyordu. ġimdiki duruma baktığımızda ise, ABD‟nin bu hedefine ulaĢmıĢ
olduğunu söylemek pek mümkün değildir. El Kaide Afganistan‟da zayıflatılmıĢ olsa
da hala yok olmamıĢ ve dünyanın farklı bölgelerinde faaliyetini her geçen gün
daha da arttırdığını görmekteyiz. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında El Kaidenin
uzantısı olan IġĠD‟in sempatizanı çoğalmıĢ durumda olduğunu söylemek
yerindedir. Ayrıca ABD‟nin Afganistan‟a müdahalesi sonrası ülkede istikrar
gelmemekle beraber, insan haklarının ihlali, uyuĢturucudan teröre kadar pek çok
konuda göze görünür bir geliĢme görünmemektedir. Terör olaylarının her geçen
gün artmasından ötürü, bölgedeki iki ülke Afganistan ve Pakistan‟da yaĢanan
olaylar sonucunda bir istikrarsız devlet modelini gözler önüne sermektedir.215
ABD‟nin Afganistan‟a yaptığı müdahalenin baĢarısız olması veya istenilen
amaca ulaĢılamamasına bakacak olursak, Afganistan müdahalesinin hemen
ardından yapılan Irak iĢgalinin gerçekleĢmesi, ABD‟nin bölgeye daha az askeri
kaynak aktarması, Taliban ve diğer direniĢ gruplarının güçlenmesine sebep
olmuĢtur. Çünkü Obama‟nın ABD‟de iktidara gelmesiyle birlikte, Afganistan‟da
izlediği stratejiyi yavaĢlatmıĢ bunun neticesinde Taliban örgütü ülkenin birçok
yerinde kontrolü eline geçirmiĢ veya etkinlik alanının daha da geniĢletmesine
sebep olmuĢtur. 2008 yılında ABD‟de gerçekleĢen seçim sonrası Obama‟nın
baĢkan seçilmesi, seçimi kazandıktan sonra öncelikli hedefi terörü ortadan yok
edeceği ve Afganistan‟ı dıĢ politikasının en önemli unsuru haline getireceği
vatlarını vermekteydi. Ancak Obama‟nın bu söylemleri gerçeğe dönüĢmemiĢ ve
Afganistan‟a istikrarı tesis etmek bağlamında olumlu bir sonuç alınamamıĢtır.
Obama iktidara geldiği günden bu yana, Afganistan konusunda karmaĢık bir dıĢ
politika izlediğini söyleyebiliriz. DıĢ politikada yapılan karmaĢıklık aslında askeri
yönden çözüme kavuĢmanın uzun vadeli ve verimli olamayacağını, Afganistan‟ın
yeniden yapılandırılması, devlet ve kurum oluĢturma çabasının daha fazla önem
214
215
Shafee, Fraind DawlatSazi Dar Afghanistan (Afganistan‟da Devlet ĠnĢası Süreci). 33.
Mohammad Poor, Afghanistan: Fursahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar ve Tehditler),. 170.
86
taĢıdığı anlayıĢına ulaĢıldığının göstergesidir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz
karmaĢıklık tam da devlet inĢasının nasıl gerçekleĢtirileceği konusunda ortaya
çıkıyor ve Amerikalılardan dıĢ politika konusunda değiĢik sinyaller alınmaktadır.
Örneğin Amerikan dıĢ politikasının usta siyasetçisi Robert Blackwill Afganistan‟da
çözüme gidilmek için, dıĢ politikada değiĢikliğe gidilmesi konusunda B planın
gerçekleĢmesini öneriyor. Bu plana göre Afganistan ikiye bölünecektir, PeĢtunların
ağırlıklı olarak yaĢadığı güney Afganistan bölgelerinin Taliban kontrolüne
verilmesinden bahsediliyor.216
Ancak bu planın Afganistan‟da çok destek göreceğini söylemek güçtür.
BaĢka bir yaklaĢım ise, devlet inĢasına baĢlanabilmesi için güvenlik ve tek meĢru
otorite oluĢturulması ön Ģartlarının sağlanması gerektiği fikrine dayanıyor. Bu
durumda Afganistan gibi kapalı toplumun durumunu değerlendirirken yerel
dinamikleri de göz önüne almamız yerinde olacaktır. Taliban‟ın Ġslam ve
yabancılara karĢı cihat konusunda yaptıkları propagandalarında örgütün yeni
bölgeler kazanması ve faaliyet alanlarının geniĢletmesine yardımcı olmaktadır.
BaĢka bir yaklaĢım ise, Taliban‟ın tamamen ortadan kaldırılması yönündedir,
yalnız görünen meĢru otoritenin olmamasından ötürü Taliban‟ın kazanımını tersine
çevirmenin güç olduğu bir gerçektir.217
Taliban‟a karĢı verilen mücadelenin özüne bakacak olursak, asker sayısına
ve askeri müdahalelere dayalı güvenlik inĢası çözümlerinin yetersiz olduğunu
göstermektedir. Afganistan‟da güvenliği sağlamak açısından, askeri çözümlere
sosyal ve siyasal reformlar eĢlik etmediği müddetçe bir sonuca ulaĢmak mümkün
görünmemektedir. ABD, Afganistan‟daki durum bütün Güney Asya‟yı istikrarsızlığa
sürükleyeceği riski taĢıdığından ötürü uzun vadeli politikalar açısından devlet
inĢası projesine ağırlık vermeleri gerekmektedir. Ancak bu projenin ne Ģekilde
gerçekleĢeceği konusunda
hala
bir belirsizlikle
karĢı karĢıyayız.
Kimileri
baĢlatılması gereken konulardan en önemlisi yolsuzlukla mücadele olduğunu ileri
sürmektedir. Yalnız yolsuzluk ve insan haklarının ihlaline en çok bulaĢan
Afganistan‟daki güvenlik güçleri ve hükümet yetkililerinin olduğunu unutmamak
gerek. ABD‟nin Afganistan‟da planladığı devlet inĢası sürecinde en büyük çeliĢkisi
de
216
217
söz
konusu
ĠĢçi. a.g.m. 77.
ĠĢçi, a.g.m., 75.
güvensizlik
ve
seçeneksizlik
arasında
kalmasından
87
kaynaklanmakta ve yaĢanan bunca olumsuz geliĢmelerden sonra ABD‟nin
Afganistan‟da uyguladığı Ulus-devlet inĢasına yönelik politikalarda da bir netlik
olduğunu söylemek Ģimdilik mümkün görünmemektedir.218
Son
zamanlarda
Amerikalılar tarafından hâkim olan
düĢünce
ise;
Afganistan‟da merkeziyetçi ve merkezi bir devlet kurmak ve desteklemektir, ancak,
Afganistan tarihine ve bu ülkede hâkim olan sosyal yapıya bakacak olursak
merkeziyetçi bir anlayıĢın Afganistan‟da uygulanmasının sağlam bir strateji
olmadığı kolayca anlaĢılacaktır. Ülkenin içinde bulunduğu durumuna bakacak
olursak bölgedeki mevcut aĢiretlerle iĢbirliği yapmadan, kontrolün sağlanması pek
mümkün görünmemektedir. AĢiretlerle görüĢmeye gelince, bu strateji Taliban‟la
masaya oturmayı da öngörmektedir. Bazı görüĢlere göre, Afganistan‟da aĢiretler
ve yerel aktörlerle çatıĢmak yerine bunları uzun vadede sistemle bütünleĢtirme
yönteminin baĢarı Ģansının daha yüksek olduğunu ileri sürmektedir. Ancak
bazılarına göre, Taliban ve diğer aĢiretlerle iĢbirliğinin gerekli olduğunu, ABD‟nin
Afganistan‟dan çıkıĢ stratejisinin federal bir Afganistan devleti inĢası olduğunu
söylemektedir.219
Afganistan‟da verilen mücadele kaçınılmaz olarak zorlu bir süreç olacağına
kesin gözle bakılmaktadır. Aynı zamanda ABD‟nin 2003 yılı ortalarında
uygulamaya çalıĢtığı isteksiz ulus inĢası yaklaĢımları baĢarı adına pek bir Ģey
ifade etmiyordu. Yine bunca olumsuzluklara rağmen, Afganistan halkı umutlu ve
dayanıklı
olduklarını
kanıtlamıĢlardır.
Güvenlik
boyutundan
bakıldığında,
Pentagon‟un barıĢı koruma görevine yönelik nefretini bir kenara bırakma
konusundaki istekliliği hem NATO‟nun yetki alanını geniĢletmesini hem de
Amerikan ordusunun taktiklerini değiĢtirmesine olanak sağlamıĢtır. 220 Yeniden
yapılandırma stratejisindeki değiĢim büyük ölçüde Washington‟da bu ülke için
daha fazla Ģey yapılması gerektiğinin yavaĢ yavaĢ farkına varılıyor olmasına
bağlıdır. 2003 yılında Afganistan‟da güvenliğin gittikçe azalmaya baĢladığı
dönemde Bush yönetiminin 2004 mali yılı bütçesinde Afganistan‟a yeterince
kaynak aktaramaması, özellikle Irak‟ta ulus inĢasına ayrılan bütçenin boyutu göz
önüne alındığında anlaĢılmaz ve mantıksızdı. Bu yüzden ABD nihayet 2003 yılının
218
Balcı, a.g.e. 255-257.
Arezo, Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal Kimliğin Sorunu). 82.
220
Karacasulu, a.g.e. 54.
219
88
sonlarında bu ülkeye yönelik hem mali hem idari açıdan ciddi adımlar atmaya
baĢlamıĢtır. 2.4 milyar dolar tahsis edilmesi ve BaĢkan Bush‟un özel temsilcisin Dr.
Zalmay Halilzad‟ın yeni Büyükelçi olarak ataması olmuĢtur. Bunu Nisan 2004‟teki
Berlin Konferansı‟nda taahhüt edilen toplam 8,2 milyar doların 4,4 milyar dolarını
ABD karĢılayacaktı. Özetle Amerika BirleĢik Devletleri Afganistan‟da çok yakın sivil
asker teĢkilatlar arası iĢbirliğine dayalı yeni bir ulus-devlet inĢası modeli
geliĢtirmekteydi.221
Afganistan‟ın
baĢarısı
denildiğinde
ilk
akla
gelen
baĢarı,
Taliban
yönetimindeki Afganistan‟a nazaran güvenlik anlamında baĢarıya ulaĢtığını
söyleyebiliriz. Bu güvenlik uzun sürmese de kısa süreliğine Afganistan‟da
savaĢtan bıkan halkı bir nebze olsa rahatlatmıĢtır. Örneğin Afganistan‟da yatırıma
yönelik hiçbir adım atılmamıĢtır. Bunun yanı sıra eğitim, sağlık, askeri alanda
kayda değer bir ilerleme göze görünmemektedir. Taliban döneminde Ģeriatın
hâkim olduğu bir yönetimin hâkimiyetinde her türlü geliĢmeye karĢı sert tutum
sergilenmekte ve bu tür geliĢmeler kâfirlerin icadı olarak algılanmaktaydı.222
Taliban‟a karĢı savaĢan eski mücahitler Afganistan‟ın dört bir tarafında Taliban‟a
karĢı savaĢmaktaydı, Taliban bu gruplara karĢı savaĢ verirken Taliban hükümetine
yardım için Pakistan ve pek çok ülkeden gelen teröristlerin yatağı olmuĢtur. 2001
yılına gelindiğinde ise bu grupların faaliyetleri sınır ötesinde olan ülkeleri tehdit
edecek güce geldiği bir gerçektir.223
ABD‟nin Afganistan‟a müdahalesi sonucunda geçen 14 yıl içinde pek çok
alanda değiĢikliklere gidilmiĢ ve Afganistan‟ın yeniden inĢa edilmesi konusunda
kayda değer geliĢmeler de yaĢanmıĢtır. Örneğin uzun zaman sonra Afganistan
halkı sandık baĢına gitmiĢ ve demokratik bir Ģekilde öz iradesiyle devlet baĢkanını
seçme Ģansına eriĢmiĢtir. Okullara getirilen yeni müfredatla okulların dersleri
güncellenerek daha modern bir hale getirilmiĢtir. Kadınların ev dıĢına çıkması ve
çalıĢması Taliban döneminde yasak iken, bu sefer kadınlara kamu kuruluĢları ve
özel kurumlarda çalıĢmalarına olanak tanınmıĢtır. Ayrıca kızların okullarda eğitim
alma hakkı tekrar verilmiĢtir. Günümüz Ģartlarında ABD‟nin Afganistan‟da
221
Awaa, Dawlat Sazi Dar Afghanistan Projayi Na Tamam (Afganistan‟da TamamlanmamıĢ bir Proje olarak
Devlet ĠnĢası). (20.06.2014) http://www.avapress.com/vdch-qnx.23nivdftt2.html.
222
Tindall, B. U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan A Case Studay, 17.
223
Karacasulu, a.g.e. 54.
89
konuĢlandığına
bakacak
olursak
Afganistan
halkının
yararına
olduğunu
unutmamak gerekir. Her geçen gün üstünlüğünü arttıran Taliban terör örgütünün
karĢısında savaĢan ABD ve NATO güçlerinin savaĢ vermesi ve Taliban‟ın
karĢısında adeta bir siper oluĢturması Afganistan halkı için bir milat olarak
görünmektedir. 2014 yılı sonrasında ABD ve NATO güçlerinin Afganistan‟dan
çekildiği takdirde halkı nasıl bir senaryo beklediği düĢündürücüdür. ABD‟
nin 2017 yılında Afganistan‟dan askeri güçlerini tamamen çektiği takdirde yine iç
savaĢın çıkması olası bir durumdur.224
Ayrıca bu savaĢlarda yine pek çok insanı mağdur bırakılacağı bir gerçektir.
ABD ve AB Afganistan‟ın yeniden yapılandırılmasına her ne kadar yardım etmiĢ
olsa da 30 yıldan buyana iç savaĢlarda harabeye dönüĢen bir ülkenin kısa vadede
yeniden yapılandırılması güçtür. Dolayısıyla bu yardımların kısa dönemde
gerçekleĢmesi imkânsız görünmektedir. Ayrıca yolsuzluğun hâkim olduğu bir ülke
olan Afganistan‟da her ne kadar yardım edilse de bu yardımlar cüzi miktarda
ülkeye ve halka yansımaktadır.225 Hal böyle iken Afganistan‟da sistemde köklü bir
değiĢime gidilmek de günümüz Ģartlarında zor görünmektedir. NATO kapsamında
Afganistan‟da faaliyet yürütmekte olan ve çoğunlukla AB devletlerinin katkılarıyla
kurulan ĠSAF, uyuĢturucu, insan hakları gibi konularda çalıĢmalar yürütseler de bu
tür faaliyetler ülkenin güneyinde pek baĢarılı olamamıĢtır. Bunun nedeni de ABD
ile BirleĢik Krallık menfaatlerinin çatıĢtığı ve bu sebeptendir ki yapılan faaliyetlerde
kayda değer ciddi ilerleme görünmektedir. ĠSAF kapsamsında ülkenin dört bir
tarafında güvenlik için askeri faaliyet yürüten AB devletleri veya Türkiye gibi AB ye
aday olan NATO güçlerince kontrolü altındadır. Bu devletler baĢlıca, Almanya,
Hollanda, Ġtalya, Türkiye ve Fransa‟dır. Bu devletler BaĢkent Kabil ve çevre illerinin
güvenliğini üstlenmektedir. Ülkenin diğer bölgelerinde de Batı ve Amerikan
güçlerince kontrol edilmekteydi.226
Yolsuzluklarla anılan Afganistan‟a NATO‟nun yapmıĢ olduğu her ne kadar
uzun süre devam etmiĢ olsa da ne yazık ki bu durum halka veya ülkedeki istikrarın
tesis edilmesine pek yarar sağlamamıĢtır. Ülkede baĢ gösteren yolsuzluk devletin
224
226
Awaa a.g.e. 33.
Aqayi, B. (2013) Farhang-e Ululm-e Siyasi,( Siyaset Bilimleri Sözlüğü). (Ġkinci Baskı). Tahran: Vis
Yayınevi, 22-23
90
üst kesiminde çalıĢanlara kadar yansıdığı ve bu yolsuzluğa köklü çözüm
getirmenin imkânsız olduğu bir gerçektir. Devlet BaĢkanı Karazi iktidara geldiği
günden buyana iç ve dıĢ politikada istikrarlı bir politika sergilememesinden ötürü,
terör örgütü olarak tanınan Taliban‟la olan tutumu 13 yıllık iktidarında halk
tarafından Ģüphe ile karĢılanmıĢtır. Karazi Taliban‟ı bir gün baĢ düĢmanım dediği
bir
sonraki
gün
de
devletten
razı
olmayan
kardeĢlerim
demekten
de
çekilmemektedir. Karzai‟nin bu tutumu Afganistan‟a yardım eli uzatan devletlerin
yanı sıra ülke halkı ve Taliban nezdinde de pek inandırıcı gemlememiĢtir. Bir gün
baĢ düĢmanımız dediği Taliban‟a bir sonraki söyleĢisinde, kardeĢlerimi yönetime
davet
ediyorum
demesi
ülkedeki
tüm
kesimler
tarafından
hoĢ
karĢılanmamaktadır.227 Afganistan dünyadaki en fakir ülkelerin listesinde yer
almaktadır. Bunun yanı sıra ülkedeki istikrar hiçbir zaman ekonomik anlamda da
baĢarıya ulaĢamamıĢtır. Bunun asıl nedeni, ülkedeki artan yolsuzluk ve buna karĢı
mücadele konusunda da
bir baĢarı görünmemektedir.
Ülkedeki yeniden
yapılandırmaya rağmen ülkedeki yönetimin zaafı nedeniyle hep dıĢ yardımlara
bağımlı
kalmıĢ
ve
Afganistan
kendi
ekonomisini
canlandıramamıĢtır. 228
Yolsuzluğun yanı sıra ülkedeki haĢhaĢ ekimi ve mafya baĢını almıĢ ve devletin
kontrolünden çıkmıĢtır.229 Ġstikrarlı bir hükümetin baĢa gelememesinin payı yine
seçimlerdeki yolsuzluk ve ülkedeki adil seçimin yapılmaması konusunda da etkili
olmuĢtur. Afganistan‟ın kaderine hâkim olan bu durumun içinden çıkmak günümüz
koĢullarına bakıldığında pek mümkün görünmemektedir.230
Ülkede artan sivil ölümleri halkın en büyük endiĢe kaynağı olmuĢtur.
Taliban‟ın her geçen gün ağırlığını hissettirmesi ve sivilleri katletmesi ülkede
yaĢayan insanların kaygı kaynağı olmuĢtur. Yetersiz maaĢlar sonucunda ülkenin
tüm kamu kuruluĢlarında rüĢvet vazgeçilmez bir gelenek haline gelmiĢtir. Bu
yolsuzluklara göz yuman iktidar ve hükümet yanlılarının zaafı olarak nitelendirmek
mümkündür. Tepeden tırnağa batmıĢ ve baĢarısız bir devlet görünümünü veren
Afganistan‟da nasıl ki ulus inĢası sekteye uğramıĢsa ekonomik anlamda da dıĢ
227
Ġnternet:
(Aralık
2011).
Devlet
ve
milletin
kaderi
konulu
makale.
Web
:
http://www.parl.gc.ca/content/LOP/ResearchPublications/prb0731-e.htm. 27 Ocak 2013‟de alınmıĢtır.
228
European Commission, Country Strategy Paper Ġslamic Repablic of Afghanistan: 2007–2013., 37.
229
Ġnternet: (Temmuz 2015). Orta doğu güncel sorunları ve yeni oyunlar. Web:
http://www.xenoxnews.com/pdf/Middle-East/who-is-he-and-what-is-he-to-you.pdf .
2 Mayıs 2015‟de
alınmıĢtır.
230
Karacasulu, a.g.e.18.
91
ülkelere bağımlılığını halen sürdürmektedir. Zayıf yönetimin getirmiĢ olduğu bu
husus iktidar yanlıları ve savaĢ ağalarını değil de, ülkedeki sivil ve siyasetten uzak
insanların hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.231
Güvenlik açısından bakılırsa, son 14 yılda dünyadaki tüm egemen
devletlerin NATO kapsamında istikrarı sağlamak için Afganistan‟da konuĢlanmıĢ
olsa da her geçen gün Taliban güçlenmekte ve dıĢ devletlere askeri bakımdan ağır
darbeler vermektedir. 2001 senesinde ülkede siyasi istikrar günümüz Ģartlarına
göre daha iyi iken, günümüzde NATO‟nun askeri kayıpları da artmıĢtır. 232
Afganistan‟a realist bir gözle bakacak olursak ülkedeki genel durum geçmiĢine
nazaran çok değiĢmiĢtir. ABD‟nin Afganistan‟a müdahale ettiği 2001 yılından 2003
yılına kadar ülkede askeri, eğitim, sağlık ve pek çok alanda baĢarılı rol oynamıĢ
olsa da, bu baĢarının ömrü uzun sürmeyip kısa sürede yerini tekrar yolsuzluklara
vermiĢtir. Taliban karĢıtı yapılan tüm harekâtlara rağmen baĢka ABD olmak üzere
NATO güçleri Taliban‟a karĢı gözle görünür bir baĢarı elde edememiĢtir. Taliban‟ı
ortadan kaldıracağız söylemleriyle Afganistan‟a müdahale eden ABD, 2011
yılından buyana Taliban‟la masada oturmayı kabullenmiĢ ve Katar‟ın baĢkenti olan
Doha‟da Taliban‟ın resmi ofisini açmasına da göz yummuĢtur.233
Böylece ABD nezdinde terörist konumunda olan Taliban bu sefer legal bir
parti olarak Afganistan‟a tanıtılmaya çalıĢılmıĢtır. Ülkedeki devam eden yolsuzluk
baĢkentten baĢlamak üzere ülkenin her tarafına yayılmıĢ ve mafyalaĢan yerel
komutanlar, istedikleri emellere kolayca ulaĢabilmektedir. Hatta merkezden atanan
bir vali bile hükümete karĢı kafa tutabilmekte ve devletin her türlü yaptırımını
kabullenememektedir. Belli aĢiretleri arkasında alan bu ağalar Amerika‟nın
Afganistan‟a müdahalesi sürecinde pasifize edilseler de, günümüzde eski gücüne
tekrar kavuĢmuĢ ve hükümetin aleyhinde her türlü isteklerini dile getirip
kabullendirebilmektedir.234 Bunun asıl nedeni de Afganistan‟ın genelinde hâkim
olan bir karıĢıklık ortamıdır. Bu durumu iyi değerlendiren eski mücahitler halk
231
Karacasulu, a.g.e. 0-5.
Ġnternet : ( Mart 2012). Amerika DıĢ iĢleri Bakanlığı ArĢivlerinden alınmıĢtır. Belge no 7890 13/9- 145)A
Chronology of Afgan history,(01.06.2012) web: http://www.afghan web.com/history/achron.html, 4 Haziran
2013‟de alınmıĢtır.
233
Hamed Shafae, Post Taliban Afghanistan Views Of Afghan Elitse, 7.
234
Anthony Daniel Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Study, Master
School of Public Service College of Liberal Arts and Sciences DePaul University, Chicago, Illinois, 2010,.
17
232
92
nezdinde kendilerini sevdirebilmiĢlerdir. Halk desteğinden yoksun olan Karzai
yönetimi bu tür geliĢmeler karĢısında aciz kalmakta ve ülkedeki kargaĢalar ile baĢ
edememiĢtir. NATO‟nun Afganistan‟da uyguladığı yanlıĢ politikalar ve bu politika
sonucunda
güçlenen
Taliban
da
her
geçen
gün
hükümete
ağırlığını
hissettirmektedir. 2017 sonrası senaryoların ne Ģekilde cereyan edeceği her kesin
merakla beklediğini unutmamalıyız.235
ABD ve NATO güçlerinin ülkeden çekilmesiyle seçimle iktidara gelecek olan
yeni devlet baĢkanı ve önündeki zorluklar Afganistan‟ı yeni bir trajediye sevk
edecek gibi görünmektedir. NATO‟nun çekilmesiyle Taliban tüm Afganistan‟ı ele
geçirdiği takdirde ülkedeki kargaĢa tekrar gündeme gelecek ve insan ölümlerinin
senaryoları gerçekleĢmesi kaçınılmaz olacaktır.
30 yıldan beri dıĢ yardımlara
bağımlı olan ve bu yardımlar kesildiği takdirde Afganistan‟da ekonomi nasıl bir
sürece gireceği herkes tarafından kuĢku ile bakılmaktadır.236Kısacası 2017 sonrası
bir Afganistan‟ı hayal etmek ve nasıl bir siyasi atmosferin hâkim olacağı siyasi
yorumcularca gidiĢatın olumlu bir Ģekilde seyir takip etmeyeceği yönündedir.237
Dünya süper güçlerinin askerini bünyesinde barındıran Afganistan terör ve
yolsuzlukla mücadele etmede baĢarısız olduğuna bakarsak, bu güçlerin yokluğunu
tahmin ettiğimizde ise; Afganistan ordusu ile bu olayları yok etmek veya önüne
geçmek zor görünmektedir.238 Afganistan‟ın kaderine hâkim olan bu tür olaylar
tarihin her safhasında yüz verdiği gibi bugün de değiĢen bir durumdan bahsetmek
pek mümkün görünmemektedir.239
4.6.
Karzai Hükümetinin sonu, Dr. AĢraf Gani ve Mutabakat Hükümeti
2014 yılının ortasında Karazi iktidarının sona ermesiyle beraber, ülke yeni
seçime gitmiĢ ve yeni hükümeti kurmak için liderler kolları sıvamıĢtır. Yapılacak
seçimlerde hiçbir grubun %50 sini alamadığı takdirde, seçimin ikinci tura gidileceği
söz konusuzudur. Yapılan seçimlerde partiler veya bağımsız adaylar tek baĢına
iktidara ulaĢamayacağını ülkedeki heterojen yapıdan görmek mümkündür. Dolayısıyla
235
Afghanistan: European Enion Involvement,. 4-5.
Kaya, A. SSCB Sonrası Coğrafyada Ulus ĠnĢa Süreci: Kazakistan Örneği, Alternatif Politika, Cilt. 4, Sayı.
3, Kasım 2012, 354-378
237
Kaya, a.g.m, 355.
238
Neil Robinson, State Building and Internatioanl Politics: The Emergence of New Problem and Aganda,
State Building: Theory and Practice, Ed., Aidan Hehir, Neil Robinson, New York, Routledge, 2007, 6-7.
238
Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Studay. 17.
239
Kaya a.g.m. 41.
236
93
adaylar seçimi kazanmak için, güçlü olan aĢiret liderleriyle bir araya gelerek grup
kurmuĢlardır. Her bir aday mensup olduğu etnik grubun dıĢından iki lider veya aĢiret
temsilcisini yanına alarak seçime gidecekti. CumhurbaĢkanı adayı, yanına aldığı iki
lidere birinci ve ikinci yardımcılığını vaat etmiĢlerdir. Seçimin birinci turunda ülkedeki
toplam oyun %50‟sini alamayan adaylardan, en çok alan iki aday ikinci turda
yarıĢacaktı.240 Nitekim bu seçimlerde de bir önceki Karzai dönemindeki gibi seçimler
ikinci tura gitmiĢtir. Ülke çapında en çok oyu alan takımlar sırasıyla Dr. AĢraf Gani ve
Dr. Abdullah Abdullah olmuĢtur. Ancak iki takım da çoğunluk oyunu alamamıĢ ve
seçim ikinci tura gitmiĢtir. Büyük tartıĢmalara sebep olan ikinci tur seçiminde de her iki
taraf galip olduğuna inanmaktaydı. Bağımsız Yüksek Seçim Kurulun tarafından
yapılan yolsuzluklara Abdullah ve takım arkadaĢları itiraz etmiĢ ve ikinci tur
seçimlerinin sonuçlarını kabul etmemiĢtir.241 YaklaĢık üç ay süren bu gerginlik
süresince oylar üç kez sayılsa da Dr. Abdullah‟ı ikna etmek mümkün olmamıĢtır.
Nihayetinde, ABD DıĢ ĠĢleri Bakanı John Kerry‟nin Kabil‟e gelip yapmıĢ olduğu
müdahale ile mutabakat hükümetinin kurulacağına karar alınmıĢtır. Bu paylaĢıma
göre, devlet baĢkanı Dr. Gani ve Ġcra BaĢkanı Dr. Abdullah olacaktı. Ayrıca hükümetin
tüm bakanlıkları taraflar arasında ikiye bölünecek ve taraflar arasında paylaĢılacaktı.
Meclisten güvenoyu alamayan bakan adaylarının yerine ise yine atamasını yapan
Ģahıs tarafından yeni adaylar belirlenecekti. Bu tür uygulama Afganistan tarihinde ilk
kez gündeme gelmiĢ ve halk tarafından da ĢaĢkınlıkla izlenmekteydi. Bunun yanı sıra
valiler, emniyet amirleri, baĢkanlıklar ve kamu kurumların tamamı taraflar arasında
paylaĢılmıĢtır. Taraflar da birinci ve ikinci yardımcılarıyla elde ettiği kürsüleri
paylaĢmakla mükelleftir. Bu tür paylaĢımda hakkını arayan Türkler, 13 yıl devam eden
Karzai yönetiminde mahrum kaldığı gibi, bu sefer de seçimlerde aktif rolü
oynamalarına
rağmen,
hak
ettiği
kürsüleri
alamadığı
gerçeğidir.
Ülkedeki
istikrarsızlığın artması ve iktidar zaafının kaynağı da, iktidar paylaĢımı ve taraflar
arasındaki gerginlikten kaynaklandığını açık bir Ģekilde görmek mümkündür. Bu
senaryolar ülkede yaĢanırken ulus ve devlet inĢası Afganistan‟da rafa kalkmıĢtır.242
240
Ġnternet: (Ağustos 2015). Afganistan‟ın güvenlik endiĢeleri ve bölgedeki büyük güçlerin çekiĢmesi.
Web:http://www.bakhtarnews.com.af/dari/security/item/55810- 5 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
241
Ġnternet:
(Mart
2014).
Afganistan
hükümeti
ve
önündeki
engeller.
Web:
http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13911126000154, 19 Mayıs 2015‟de alınmıĢtır.
242
Ġnternet: Nazari, L. ( Nisan 2014). Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan (Afganistan'da siyasal
Ġslam‟ın Tipolojisi). Web : http://urozgan.org/fa-af/article/4201/. 17 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
94
Dr. Gani‟nin 2014 yılında iktidara gelmesiyle beraber, NATO‟nun Afganistan
misyonu, kuruluĢu, geliĢmesi ve kuruluĢ amaçlarının gerçekleĢtirilmesi ekseninde
incelendiğinde baĢarılı olamadığı görünmekte ve bu baĢarısızlığın altında yatan
sebep de iktidar paylaĢımında aralarında bir türlü uzlaĢı sağlayamayan Dr. Gani
ve Dr. Abdullah arasındaki gerginlik olarak değerlendirilebilir. Afganistan‟daki
durumun son derece karmaĢık ve çok boyutlu olduğunu düĢünürsek, NATO‟nun iyi
bir Ģekilde sorunun üstesinden geldiğini düĢünmek mümkün değildir. 243 Ayrıca
NATO üyelerinin dıĢında uluslararası toplumun da desteğini alarak Afganistan‟daki
mevcut devlet yapısının yeniden oluĢturulması ve güçlendirilmesi konusunda
önemli adımlar atamamıĢtır. NATO, Afganistan‟daki devlet kurumlarının yeniden
oluĢturulmasını ve kendi güvenliğini kendisi sağlayacak güce ulaĢmasını
hedeflemekteydi. Bu görevler yerine getiriline, NATO‟nun amacı yetkiyi yerel
otoritelere devretmekti. NATO‟nun geçici süreyle üstlendiği görevi etkili bir Ģekilde
yerine getirdiğini düĢünürsek, günümüzdeki artan terör olayları ve hükümetteki
istikrarsızlığı görmemezlikten gelmemiz gerekecektir.244
NATO‟nun 2014‟de Afganistan‟daki yetkilerini devrederek ikincil bir konuma
düĢmüĢ ve ülkedeki yönetimin caydırıcılığı da bununla beraber ortadan kalkmıĢtır.
Esasen Afganistan‟ın güvendiği küresel açıdan da önemli olduğundan ötürü, 2014
sonrasında da NATO, Afganistan ile güvenlik alanındaki iĢbirliğini sürdüreceğini
vaat etse de bu iĢbirliğinin hissedilebilir bir biçimde görmek mümkün değildir. Bu
durum gerek bölge devletleri, gerek Afganistan açısından çok hızlı ve doğru
planlanmamıĢ bir yetki devri olarak, algılanmakta ve ülkeyi güvensizlik ortamına
ittiği düĢünülmektedir. Nitekim gelinen bu durum küresel açıdan istenilen bir durum
değildir. Özellikle Afganistan‟daki istikrarsızlığın artması bölgedeki ülkeleri
kaygılandırmaktadır. Ülkedeki güvensizliğin bir anda artması, bu ülkeleri yeni
güvenlik sorunlarıyla karĢı karĢıya bırakmıĢtır.245
243
Ġnternet: ( Mart 2015). Afganistan- Pakistan arasındaki diyalog ve kriz çözümündeki Pakistan‟ın rolü.
Web:
http://www.tolonews.com/fa/tawde-khabare/22186-tawde-khabare-pakistans-role-in-afghan-peacedialogues, 7 Eylül 2015‟de alınmıĢtır.
244
Ġnternet:
(Haziran
2013).
Kaynayan kazan,
kanayan
yara
adlı
makale.
Web:
http://www.pajhwok.com/dr/2015/11/08, 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
245
Aqayi, B. (2015) Farhang-e Ululm-e Siyasi,( Siyaset Bilimleri Sözlüğü). (Ġkinci Baskı). Tahran: Vis
Yayınevi, 22-23
95
Dolayısıyla Afganistan güvenliği baĢta NATO olmak üzere, uluslararası
toplumun ilgilenmeye devam edeceği bir konu olmuĢtur. Ancak bu noktada iki
konu üzerinden düĢünülmesi ve uluslararası toplumun daha çok iĢbirliği içinde
olması gerekiyor. Bunlardan birincisi; Afganistan hükümetinin kapasitesinin
arttırılması Ģarttır. BaĢta ABD ve diğer NATO üyesi devletler Afganistan
hükümetine ekonomik ve askeri yardım etmelidir. Bir diğer husus da güvenlik dıĢı
alanlarda da iyileĢmelerin gerçekleĢtirilmesinin gerekliliğidir. Güvensizliğin asıl
sebebi olan ekonomik sebeplerin ortadan kaldırılmasına katkıda bulunacak alt
yapının geliĢtirilmesi, yatırımın yapılması, refahın arttırılması ve Afganistan‟ın
önemli sorunlarından biri olan ekonomik yapının sağlıklı bir düzeye getirilmesi de
çok önemlidir.246Ülkede çalıĢan bir piyasa ekonomisi olmadığından dolayı,
hükümet halktan vergi alamamaktadır.247 Dolayısıyla ülke ekonomisi uluslararası
toplumun yardımına her zaman muhtaç olduğunu göz ardı edemeyiz. Bu
sebeplerden dolayı, her ne kadar uluslararası toplum Afganistan‟dan çekilerek
ekonomik açıdan faydalı çıksa da Afganistan‟a ve AĢraf Gani‟nin baĢkanlığında
kurulan mutabakat hükümetine ciddi miktarda maddi yardım yapmaları gerektiği
doğru olacaktır.248
4.7.
Dr. AĢraf Gani Hükümeti dönemi
Karzai hükümetinin bitimine günler kala gerçekleĢen ve ABD‟li yetkililerince
toplanan heyet tarafından Haziran 2014‟te yapılan açıklamada baĢlıca konu
Afganistan olmuĢtur. Bu açıklama sonrası, NATO‟nun Afganistan‟daki görevi son
bulmuĢ ve stratejisini değiĢtirerek Afganistan‟ı yalnız bırakmıĢtır. NATO‟nun görevi
sona ermiĢ olsa da, uzun dönemli bölgedeki istikrarın sağlanması için Afganistan‟a
her türlü yardımın yapılmasına destek vermesi gerekecekti. Afganistan‟ı
teröristlerin yuvası olmaması için uluslararası toplumun yardım etmesi önemlidir.
Ancak Dr. Gani‟nin baĢkanlığında kurulan mutabakat hükümeti,
246
birinci yılını
Ġnternet: (Aralık 2014). Sahak W. CumhurbaĢkanlığı seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirme. Web:
http://www.khaama.com/persian/archives/category/election-2, 8 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
247
Ġnternet: (Temmuz 2013). Siyaset ve politika adlı makaleden faydalanmıĢtır. Web:
http://www.khorasanzameen.net/php/read.php?id=285. 15 Nisan 2015‟de alınmıĢtır.
248
David, D. (2015) Mafhum-e Amniyet Pas az 11 September (11 Eylülden sonra Güvenliğin Anlamı).Çev.
Masume S. A. (Birinci Baskı). Tahran: DıĢ ĠĢleri Yayınları, 26-28
96
doldurmasına rağmen zayıf bir hükümet profilini çizmiĢ ve ne yazık ki, hiçbir
alanda kayda değer bir geliĢmeye imza atamamıĢtır. 249
2010 yılında da NATO‟nun Afganistan‟dan çekilmesi ve ülke güvenliğini
Afganistan güçlerine devredilmesi konusunda anlaĢmaya varılmıĢtı. Bu plana göre
Temmuz 2011 yılında NATO askerleri Afganistan‟dan çekilecek ve 2014 yılında bu
çekilme iĢi tamamlanacaktı. Ayrıca Lizbon zirvesinde Afganistan‟la bir ortaklık
anlaĢması yapılmıĢtır. NATO Afganistan milli güvenlik güçlerine yardım etmeyi
taahhüt etmiĢtir. NATO günümüze uluslararası camianın yardımının kalıcı olması
için üye devletlerle birlikte yaptığı ikili ortaklık anlaĢmasını desteklemeye devam
ediyor ama bu yardımları yeni hükümet baĢa geldiğinden buyana sekteye
uğramıĢtır. AĢraf Gani hükümetinin baĢa gelmesiyle ABD ile Afganistan arasındaki
iliĢkiler her ne kadar sembolik da olsa, stratejik ortaklık anlaĢması imzalanmıĢtır.
ABD ve NATO üyeleri gelecek yıllarda Afganistan güvenlik güçleri 228.500 asker
ve dört milyar dolar maddi yardım edeceği sözünü vermiĢtir. Afganistan‟da istikrar
ve güvenliğin arttırıldığı takdirde göç ve uyuĢturucu kaçakçılığı gibi sorunlara karĢı
tedbir alınacağı beklenmektedir.250
Ayrıca Fransız askerleri planlanan tarihten daha erken tarihte 2012 yılında
tüm askerlerini geri çekmiĢtir. Bu durum Batı devletleri arasındaki iĢbirliğinin zaafa
uğradığı olarak değerlendirilebilir. Afganistan‟da tüm zorluklar aĢılamamıĢ aksine
her geçen gün en önemli faktör olan istikrar, can ve mal güvenliğinin olmadığı
devam etmekte ve bölge halkının geleceği halen karanlıktadır. Bu durumda
beklentiler iki grupta değerlendirmek mümkündür. Birincisi; NATO üyelerinin
uzlaĢıya varmaları. Ġkincisi; NATO Afganistan‟dan çekilse de uzun süre
Afganistan‟a yardım etmesi ve bu yardımların devam emesi gerekecektir. Aksi
halde, NATO ve ABD‟nin Afganistan‟a yapmıĢ olduğu harcamaların boĢa
gittiğinden söz etmek mümkündür. Çünkü Afganistan gibi ekonomisi güçsüz olan
bir ülke her an terörist gruplar için güvenli bir bölge olacak konumdadır. 251 AĢraf
Gani hükümetinin kurulmasıyla ülkedeki kargaĢa ortamı bir türlü dinmemiĢ ve
aksine ülkedeki nispi istikrar da ortadan kalkmıĢtır. CumhurbaĢkanı Gani‟nin
249
Sayfzadeh, S.H. (2015) Muamma-e Amniyet ve ÇaliĢhay-e Nawin-e Gharb (Güvenlik Sorunu ve Batının
Yeni Sorunları) (Birinci Baskı) Tahran: Siyasi ve Uluslararası Konular AraĢtırması. 13.
250
Ġnternet: (Nisan 2015). Belirsiz gelecek konulu makale. Web : http://8am.af/1394/06/09/electoral-reformwith-an-uncertain-future/, 11 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
251
Ann, R. (2014) Terorism and global security, Memorial Ġnstitute for prevention of terorism.
97
hükümeti büyük zorluklarla kurulmuĢ ve bu zorlukların devamı olan hükümetteki
istikrarsızlık halen devam etmektedir. Yeni hükümet bir yılı aĢkın süre zarfında
halka vermiĢ olduğu sözleri yerine getirememiĢ ve ülke halkının hayati tehlikesi her
geçen gün artmaktadır. Mutabakat hükümetinde seçimin iki büyük galibi olan Gani
ve Abdullah hükümeti oluĢturmuĢ ve her biri %50 pay almıĢlardır. Bu tür koalisyon
hükümeti sonuç vermese de taraflar baĢarılı bir hükümeti kurduklarına
inanmaktalar. ĠĢsizlik, güvensizlik, Taliban terör örgütünün güçlenmesi, IġĠD‟in
Afganistan‟da boy göstermesi, baĢta gelen sorunlar olarak sayılabilir.252
Bir buçuk yıllık bu hükümet verdiği sözleri yerine getirememiĢ ve her geçen
gün halkın ekonomik sıkıntıları arttığını görmek mümkündür. Yeni hükümetten
beklediğini alamayan genç nüfus, her geçen gün ülkeyi terk ederek iĢ bulmak ve
güvenli bir ortamda yaĢamak için komĢu ülkelere ve ya Avrupa‟ya kaçmaya
teĢebbüs etmektedir. Mutabakat hükümetinin baĢa geçmesiyle Taliban‟ın etkinlik
alanı geniĢlemiĢ ve 13 yıl istikrarlı olan kuzey vilayetlerde ciddi miktarda Taliban
terör örgütünün faaliyete geçtiğini görmek mümkündür.253 Son dört ay içinde
Türklerin yoğunlukta yaĢadığı Afganistan‟ın kuzey ve kuzeydoğu illeri, Taliban
terör örgütünün tehditleriyle karĢı karĢıya kaldığı ciddi sorunlardandır. BadahĢan,
Faryab, Tahar, Kunduz, Sari pul, Cuzcan, Badğis illerinin güvenliği yok denecek
derecede ortadan kalkmıĢtır. Merkezi hükümetin bu sorunlara karĢı tedbir alacağı
ne yazık ki, bir söylemden öteye gitmemektedir.254 Taliban terör örgütünün Kuzey
Afganistan‟a geçmesiyle birlikte CumhurbaĢkanı birinci yardımcısı olan General
AbdulraĢid Dostum, sessiz kalmamıĢ ve Taliban‟ın bu bölgeye sızmasından
rahatsızlandığını dile getirmiĢtir. Türkiye ziyaretinde de bu sorunları dile getiren
Dostum, kuzey Afganistan‟da istikrarsızlık yaratan bu örgütlerden duyduğu
endiĢeyi dile getirmiĢtir.255 Dostum nihayetinde kendisi Faryab cephesini gitmiĢ ve
bir ayı aĢkın bir süre, oğulları ile birlikte Taliban örgütüne karĢı savaĢ vermiĢtir.
252
Ġnternet: (Ağustos 2015). Elektronik kimliklerin dağıtımının önündeki engeller ve devletin tedbir
alamamsı faktörü. Web: http://8am.af/1394/06/10/emphasizes-civic-institutions-electronic-identificationcards/, 5 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
253
Ġnternet : (Temmuz 2015). Afganistan eski iç iĢleri bakanı Omar Davodzay ile Pakistan- Afganistan
arasındaki gerginlik ile ilgili makale. Web: http://8am.af/pakistan-must-not-stop-peace-interviewmohammadi-omar-davodzay/ 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
254
Ġnternet: (Mart 2015). Yeni hükümetin yüzü gülmedi, adlı makale. Web: http://ariananews.af/latest-news
5 Nisan 2015‟de alınmıĢtır.
255
Ġnternet: (Eylül 2015). Rusya federasyonunun Afganistan‟daki teröre karĢı tutumu. Web:
http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890494.html, 7 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
98
Eski SSCB sınırları diye nitelendirdiğimiz Afganistan‟ın kuzey illeriyle olan sınırının
neredeyse tamamı Taliban terör örgütünün etkin olduğu alana dönüĢmüĢ ve bu
durum Moskova‟yı da rahatsız etmektedir.256
Bu alan sadece Taliban örgütüyle sınırlı kalmayıp, Çeçen savaĢçılar,
Özbekistan‟daki yönetim muhalifleri, Tacikistanlı Cündullah savaĢçıları da Taliban
saflarına girerek savaĢmaya devam etmesi, Özbekistan ve Tacikistan yöneticilerini
rahatsız etmektedir. Afganistan‟da artan terör olaylarından rahatsızlık duyan halk,
her zamanki gibi bu durumun zarar göreni olduğunu açık bir Ģekilde görmek
mümkündür.257 Afganistan‟da bu grupların güçlenmesi ve Kuzey illerini de ele
geçirme çabaları Rusya‟nın ABD‟ye karĢı her geçen gün Ģüpheci yaklaĢımına
neden olmaktadır. Rusya son bir yılda Afganistan‟la ilgilenmekte ve kuzey
Afganistan illerinde artan terörist yuvalarından rahatsızlandığını her seferinde dile
getirmektedir. CumhurbaĢkanı Gani ve birinci yardımcısı Dostum ve hükümet
yetkilileri kuzey Afganistan‟da geliĢen ve her geçen gün artan teröristlerin etkinlik
alanından endiĢe etmekte ve Rusya‟nın Afganistan‟a silah ve mühimmat yardım
etmesi gerektiğini dile getirmektedir. Rusya bu geliĢmelere seyirci kalmamakla
beraber, Afganistan‟ın isteğine sıcak bakmaktadır. Dostum‟un Rusya Federasyonu
ziyareti sırasında isteklerini dile getirmiĢ ve Rus Milli Savunma Bakanı Sergi
ġaygo bu ziyareti sıcak karĢılamıĢtır.258 mGünümüzde ABD ve Rusya‟yı
ilgilendiren konunun bir bölümü Suriye olduğunu düĢünürsek, bir diğer bölümü de,
Afganistan olduğunu söylemek mümkündür. Rusya dıĢ güçlerin Taliban‟a yardım
ettiğini düĢünmekte ve bunu kendisine bir tehdit olarak algılamaktadır. Rusya,
ġanghay ĠĢbirliği üyesi, Özbekistan ve Tacikistan‟da arzı endam eden yönetim
muhaliflerinin elini güçlenmesinden endiĢe etmekte ve bunun bir Amerikan oyunu
olduğuna inanmaktadır. Rusya Taliban‟ın kuzey Afganistan‟dan yok edilmesi
konusunda ısrarlı görünse de, günümüze kadar doğrudan yaptığı bir müdahaleden
bahsetmek mümkün değildir.259
256
Ġnternet:
(Eylül
2015).
Rusya
yeni
strateji
mi
belirliyor
adlı
analiz.
http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890806.html, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
257
Ġnternet:
(Mayıs
2015).
Yeni
bir
savaĢın
eĢiğinde
Afganistan.
http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news.html?start=63 23 Ağustos 2015‟de alınmıĢtır.
258
Ġnternet: (Mart 2010). Afganistan‟ın ekonomik politikası hakkında yazılan
Web:http://www.bbc.co.uk/news/10302946, 22 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır.
259
Ġnternet:
(Kasım
2014).
Taliban
törör
örgütü
yeniden
sahnede.
http://www.khaama.com/persian/archives/27752, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
Web:
Web:
analiz.
Web:
99
4.8.
Afganistan’ın Bugünkü Durumu
Bir yılı aĢkın bir süre önce yapılmıĢ olan cumhurbaĢkanlık seçimleriyle
beraber Afganistan‟da istikrarsızlık artmıĢ ve bunun neticesinde pek çok kiĢi de
ülkeyi terk etmeye mecbur kalmıĢtır. Ülkedeki gerginlik, Taliban‟ın yükseliĢi,
uyuĢturucu trafiğinin artması, güvenli bölgelerin Taliban ve IġĠD‟in eline düĢmesi
gibi konular halkı periĢan etmiĢ ve bunun neticesinde pek çok kiĢi güvenli
bölgelere taĢınarak hayatlarını sürdürmektedir. Ülke dıĢına sığınmacı olanların
yanında, iç göçlerde baĢ göstermiĢtir. Ġç göçlerin nedeni, kuraklık, sel, deprem ve
bölgelerin devlet silahlı güçleri ile Taliban arasında el değiĢtirmesi olarak
sıralanabilir. BaĢta güvenlik olmak üzere ülkenin kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde
yaĢayan halklar, daha güvenli olan bölgelere taĢınmaya maruz kaldığı,
görülmektedir. Ülkeyi terk eden gençler, Ġran ve Pakistan‟dan Türkiye‟ye geçerek
iĢ aramakta, Türkiye‟de umudunu yitiren gençlerin çoğu da kaçak yollarla
Avrupa‟ya gitme Ģansını denemektedir. Bu durum karĢısında sessizliğini koruyan
Afganistan‟daki yönetim ne yazık ki, gelecek için gençlere hiçbir istikbal vaat
etmemektedir. Taliban ile yapılmakta olan mücadelede devletin belli bir stratejisi
olmadığı için, her zamanki gibi ABD ve dıĢ güçlerden yardım beklenmektedir. 260
BaĢta ABD ve diğer batı devletlerinin Afganistan ile ilgili yapacağı askeri
yardımların gecikmesi de ülkedeki kargaĢa ortamının hızla büyümesine sebep
olmuĢtur. Askeri ve teknolojik bakımdan bir hayli güçsüz olan Afganistan‟a
Pakistan‟ın yaptığı baskılar da 2014 yılı sonrası artmıĢtır. 261 Pakistan her ne kadar
Afganistan ile güvenlik antlaĢması imzalamıĢ olsa da bu antlaĢmaların hiçbirine
sadık kalmayıp, Taliban ve diğer devlet muhalifi güçlere yardım etmektedir.
Günümüzde Afganistan silahlı güçleri tarafından savaĢlarda esir alınan veya
öldürülen
Taliban
militanları
arasında Pakistan
asıllı
savaĢçıları
görmek
mümkündür. Pakistan‟da üretilen malların en büyük tüketici olan Afganistan‟ın bu
mallara her ne kadar boykot etse de, bu boykotlar söylemden öteye
gitmemektedir. Pakistan mallarına bağımlı olan ve üretim yapamayan bir ülke
konumunda olan Afganistan‟dan aksini beklemek de zaten olamaz. Pakistan ile iyi
geçinemeyen Afganistan hükümetinin ikinci alternatifi olan Hindistan mallarının da
260
Ġnternet: (Ekim 2014). Siyasi Analizler, web: http://www.pajhwok.com/dr, 1 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: Ağustos 2011). Büyük güçlerin çatıĢma alanı Afganistan, makalesi, web :
http://www.khaama.com/persian/archives/31985, 9 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
261
100
ülkeye yetiĢmesi, maliyet açısından pahalıya mal olacağından ötürü, yine Pakistan
mallarına Afganistan tüccarlarını mahkûm etmektedir.262
Bir yılı aĢkın süredir iktidarda olan Dr. AĢraf Gani hükümeti bu tür olaylar
karĢısında sessiz kalmayı tercih etmekte veya Taliban ve terörü kınamakla
yetinmektedir. Yetkililerin bu sessizliğine halk tepki gösterse de, sadece bir gösteri
ve tezahüratla sınırlı kalmaktadır. Hükümete güvenoyu vererek iktidara taĢıyan
halk, her geçen gün umudunu yitirmektedir. Ülke içindeki siyasi, ekonomik ve
sosyal dengelerin bozulmasına sebep olan faktör, birkaç baĢlık altında
sıralanabilir. Yeni hükümet Dr. Gani ve Dr. Abdullah tarafından oluĢması ve ciddi
bir ana muhalefet partisinin hükümet dıĢında olmaması, ülkedeki istikrarın
bozulmasına sebep olan faktörlerdendir. Çünkü iki grup Ģeklinde seçim yürüten ve
iki güçlü adayı destekleyen tüm siyasi partiler bir Ģekilde iktidara ortak olmuĢ ve
istedikleri gibi hükümeti dizayn etmiĢlerdir. Hükümet dıĢında kalan ve ülkedeki
istikrarsızlığa itiraz eden küçük partiler ve ya sivil toplum örgütleri olsa da, ülkede
bu itirazları ciddiye almamakla kalmayıp, bu tür itiraz ve eleĢtirilere yabancı misyon
ve ajanları damgasını vurmakla suçlamaktalar. Hal böyle iken ülkede bunca
senaryoların yaĢanması da çok normaldir.263
Yeni hükümet milletvekillerinin hizmet sürelerinin bitmesine rağmen genel
seçimlerinin bir yıl ertelenmesi ile hükümet, halk nezdinde saygınlığını iyice
yitirmiĢtir. Hükümetin gerekçesi, maddi durumların iyi olmaması, dıĢ yardım
olmadan
seçim
masraflarının
devlet
tarafından
karĢılanamaması
olarak
gösterilmektedir. Ekonomik bakımdan dıĢ ülkelerden gelecek olan yardımlara
bağımlı olan bir yönetimden zaten farklı bir Ģey beklenemezdi. Günümüzde,
Afganistan‟daki polis, ordu, seçimler, kamu kurumlarının maaĢları ve altyapı
harcamaları yardım eden devletler tarafından karĢılanmaktadır. CumhurbaĢkanı
fermanı ile hizmet süresi bir yıl uzatılan milletvekillerinin kiĢisel olarak hükümeti
eleĢtirmesi de parlamentodan dıĢarıya çıkmamaktadır. RüĢvet almak ve
yolsuzlukla suçlanan milletvekilleri de halk nezdinde saygınlığını yitirdiği için,
bunların itirazlarına, ne hükümet ne de halk, ciddiye almamaktadır. Bağımsız
262
Ġnternet: (Eylül 2010). 11 Eylül sonrası, Dünya gündeminde Afganistan,
http://www.globalresearch.ca/articles/BRZ110A.html,12 Ocak 2014‟de alınmıĢtır.
263
Ġnternet:
(Ocak
2015).
Afganistan‟a
yeniden
bakıĢ,
makalesi,
http://www.pajhwok.com/ps/subscription-required?redirect_from=437037 4 Eylül 2015‟de alınmıĢtır.
web:
web:
101
olarak parlamentoya giren milletvekillerin itiraz etmeleri, yankı bulmamakla
beraber ülkede ciddiye alınmamaktadır. Bunun altında yatan neden, ülkedeki etnik
bölünmüĢlük olarak söylenebilir.264
Farklı etnikleri bünyesinde barındıran Afganistan‟da etnik bakımından azınlık
konumunda olan ve bağımsız olarak milletvekillerinin ülkedeki istikrarsızlığa itiraz
etmeleri ciddiye alınmamakla beraber, parlamentonun içinden sesleri dıĢarıya
çıkmamaktadır. Afganistan gibi bir ülkede tüm siyasetin etnik üzerinden yapıldığı
gerçeğini, halk evi denen parlamentoda da görmek mümkündür. Dolayısıyla milli
menfaatleri esas alan konularda parlamentonun plan yapmasını da zora
sokmaktadır. Buna örnek olarak; Afganistan halkına verilmesi planlanan
vatandaĢlık kimliği (Elektronik nüfus cüzdanı) hakkında ortak fikrin oluĢmaması
gösterilebilir. Çünkü milletvekillerin bir kısmı yeni kimliklere „‟Afgan‟‟ kelimesinin
yazılmasını isterken, bir kısmı da bu kelimenin kimliklere yazılmasını PeĢtun
olmayan halklara haksızlık olarak görmekte ve karĢı çıkmaktadır.265 Bu sebepten
dolayı, Haziran 2015‟te halka verilmesi planlanan bu kimlikler, belirsiz bir süre için
askıya alınmıĢtır. Afganistan gibi ülkede siyasiler küçük bir sorun için yanıt
bulamaz iken, kısa vade de ekonomik ve siyasi istikrarı beklemek, bir hayalden
öteye gitmemektedir. Afganistan‟ın ulus inĢası sürecinde bugüne kadar elde edilen
baĢarılar son derece sevindirici olsa da, ulus inĢa edilmesinde ve inĢa edilen
ulusun ayakta tutulmasında çok önemli roller oynayan uluslararası toplumum
önünde önemli zorluklar bulunmaktadır.266

Hükümete ve batı karĢıtı bir isyanın varlığını sürdürmesi,

Hükümete veya uluslararası güçlere karĢı faal olarak mücadele vermiyor
olsalar dahi, yerel ve bölgesel özel silahlı güçlerinin varlığı,

HaĢhaĢ- eroin ekonomisinin ciddi bir biçimde artıĢ göstermesi ve halen
devam ediyor olması,267
264
Ġnternet: (Ekim 2014). Saberi D. Dünya gündeminde Afganistan, makale, web:
http://www.pajhwok.com/ps/governance-politics 3 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
265
Ġnternet:
(13
Eylül
2015).
Afganistan‟da
siyasi
geliĢmeler,
web:
http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news/item/55414 2 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
266
Ġnternet:
(Temmuz
2015).
Sessizlik
çaresizliğin
göstergesidir
adlı
yazı.
Web:
http://www.afghanpaper.com/nbody.php?id=104556, 8 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
267
Marvin G. Weinbaum, (2008) Afganistan‟ın Yeniden ĠnĢası”, Ulus ĠnĢası, Çev., Hasan Kaya, Ed., Francis
Fukuyama, (Birinci Baskı,) Ġstanbul: Profil Yayınları, 196.
102
Afganistan‟da 2003 ve 2004 yıllarında artan tehlike ortamı, amansız rejim
karĢıtı unsurların hala sürdürdükleri gerçeğinin altını çizmektedir. Amerikan
kuvvetlerinin özellikle havadan ezici ateĢ etme kabiliyeti, bu rejim karĢıtı unsurların
geniĢ çaplı saldırılar gerçekleĢtirecek zemini bulamamaları anlamına gelmektedir.
Yine de ellerindeki mevcut malzemelere hazırladıkları patlayıcılar veya vur kaç
taktikleri yardımıyla küçük çaplı saldırılar düzenlemektedirler. Ġslamcı söylemleri ve
sosyal politikaları çok sayıda Afganistan halkının hoĢuna gidiyor olsa da, Ģiddet
içerikli taktikleri için aynı Ģey söylenmez. Üstelik devlet karĢıtı unsurlar yeniden
yapılanma yardımının ülkenin Güney ve Doğu bölgelerine ulaĢmasını o kadar
zorlaĢtırmıĢlardır ki, bu unsurların hükümetin söz konusu bölgelere fazla
ilgilenmediği yönündeki eleĢtirilerinin bölge insanları üzerinde çok az inandırıcı
gücü vardır. Devlet karĢıtı direncin kaynağını yalnızca gözdağı politikasında
bulmak mümkün değildir. Bu direncin kökleri PeĢtunların Tacik ağırlıklı geçici
yönetim hükümetinde uzaklaĢtırılmalarına bazı insanların, Taliban yönetimi
döneminde büyük ölçüde ortadan kaldırılan kanunsuzluk ve yozlaĢmanın yeniden
canlanacağı yönündeki endiĢelerine; dağlık Afganistan-Pakistan sınırı boyunca
uzanan PeĢtun kuĢağını her yayında varlığını sürdüren Amerikan karĢıtlığı
Ġdeolojisine dayanmaktadır.268 ÇeĢitli silahsızlandırma ilkelerinde özel milislerin
ortadan kaldırılmasına yardım edebilecek ilerlemelerin kaydedilmesine karĢın
aĢiret güçleri varlıklarını sürdürmektedirler. Bu güçler Afganistan‟ın Sovyet iĢgaline
karĢı ulusal bir direniĢ mücadelesi olarak baĢlayan ve zaman içerisinde çok sayıda
etnik yapının karıĢtığı bir iç savaĢa dönüĢen uzun yıllar süren savaĢın bir
mirasıdır. Yasal ekonomi, resmen silahsızlanma sürecine tabi tutulmuĢ ve Artık
resmen özel bir milis gücünün bir parçası olarak görülmüyor olsalar da, çok sayıda
savaĢçıyı yasal bir sivil, iĢte çalıĢma fikrinden alıkoymaya yetecek kadar
güçsüzdür. Bu durumun devam etmesinde haĢhaĢ- afyon ekonomisinin son
derece karlı olmasının da rolü vardır. Her ne kadar bazıları örgütlü suç eylemlerine
geçiĢi mantıklı, kolay ve karlı bulmuĢ olsa da, milis liderleri ve bölgesel komutanlar
iĢ ve siyaset alanlarında liderlik rolleri üstlenmeye baĢlamıĢlardır. 269
Afganistan‟da örgütlü suç olgusu çok çeĢitli eylemleri kapsamaktadır, ama
örgütlü suçun temeli haĢhaĢ yetiĢtiriciliğine bunlardan eroin üretilmesine ve
268
G. Weinbaum, a.g.e., 215.
Larry P. Goodson, Afganistan‟dan Alınan Ulus ĠnĢası Dersleri, Ulus ĠnĢası, Çev., Hasan Kaya, Ed.,
Francis Fukuyama, 1. Baskı, Ġstanbul, Profil Yayınları, 2008,. 525.
269
103
üretilen eroinin kaçak yollarla ülkeden çıkarılıp bölgesel ve küresel pazarlara
sunulmasına dayanmaktadır. Taliban‟ın devrilmesinden geçen 14 yıllık süre
içerisinde uyuĢturucu ile mücadele cephesinde olduğu kadar hiçbir cephede geri
kalınmamıĢtır. Afyon ve haĢhaĢ üretimi, ekili alan ve iĢlenen ham afyon
bakımından 1980‟ların ortalarından beri sürekli olarak artıĢ görünmektedir. 1990
yılından beri üretim yıllık tahmin edilen 2000 tonun altına asla düĢmemiĢ, bu
rakam 1990 yılında 4600 tonla doruğa çıkmıĢtır. Bu artıĢ eyleminin tek istisnası,
Taliban hâkimiyetinin son yılı olan 2001 yılıydı. Taliban 2001 yılında haĢhaĢ
ekimine ve afyon üretimine karĢı çok sert ünlemler almıĢtı. Taliban sonrası
dönemde ekonomik istikrarsızlık ve zayıf denetim, afyon üretiminin hızlı bir Ģekilde
yeniden canlanmasına yol açmıĢtır. Tahmin edilen afyon üretimi hacmi 2002
yılında 3200 ton iken 2003 yılında 3600 tona ve 2004 yılında bir rekora yaklaĢarak
4200 tona tırmanmıĢtır. 4200 ton 2004 yılında dünyadaki toplam üretimin %87‟sini
teĢkil ediyordu. Daha da kaygı verici olan durum ise, haĢhaĢ ekili toprak
büyüklüğünde muazzam bir patlama yaĢanmıĢ olmasıdır. GörünüĢte bugün
Afganistan nüfusunda iki milyondan fazla insan 131000 hektar alan üzerinde
haĢhaĢ yetiĢtirmekle uğraĢmaktadır. Bu yasadıĢı ekonominin hızla büyümesi
(bununla birlikte en azından kısmen uyuĢturucu ticaretinden elde edilen gelire
bağlı olarak kentlerde yaĢanan inĢaat patlaması), son derece de kaygı vericidir ve
diğer ulus inĢası alanlarında kaydedilen ilerlemeleri baltalayabilir.
11 Eylül 2001 tarihinde yapılan terör saldırılarından sonra Taliban ve El
Kaide‟ye karĢı ABD, Afganistan‟da baĢlatan operasyonundan bu yana 14 yıl
geçmesine rağmen Taliban güçlerinde bir zayıflama görülmemekte tersine daha da
güçlenerek Afganistan‟ı tehdit etmektedir. Karzai Afganistan‟daki dört dönemlik
yönetimi sürecinde ülkenin kalkınması için belirgin bir politika yürütememiĢtir. ABD de,
Barack Obama‟nın iktidara geldiği günden beri Afganistan ile ilgili bir strateji
belirlemeye çalıĢmaktadır. Ama ne yazık ki ortada net bir stratejinin olmadığını
görmekteyiz. Böylece içerde ve dıĢarıda yaĢanan belirsizlik ortamında Afganistan‟ın
güvenliği ve yeniden inĢası meçhul bir hedef olmaktan öteye geçmemektedir.270
Obama göreve gelmeden önce Afganistan‟ın yeniden inĢasının öncelikli dıĢ
politika hedeflerinden biri olacağını ilan etmiĢti. Nitekim aradan yıllar geçmesine
270
Çiftçi, a.g.m., 80.
104
rağmen Afganistan için belirgin, sınırları çizilmiĢ bir politika yoktur. Günümüzde
Taliban ülkenin güneyinde birçok bölgeyi kontrolleri altına almıĢ ve son bir yıl
içinde
ülkenin
kuzey
vilayetlerinde
de
varlıklarını
ciddi
bir
biçimde
hissettirmektedir. Artık Amerika bile Afganistan‟ın yeniden inĢa edilemeyeceğinin
farkındadır. Yeni bir ulus, yeni bir devlet ve güvenlik sorunlarını çözmüĢ bir devlet
oluĢturmak için Afganistan halkının desteklediği dürüst ve meĢru liderlerle
gerçekleĢtirmek mümkündür. Ancak adı yolsuzlukla anılan liderlere destek
verilmesi ülke için ön görülen süreci gerçekleĢmesine imkân vermemektedir.
Hamid Karzai, Afganistan‟daki iki dönemlik hükümeti süresince uyguladığı
politikalarla gerek Afganistan halkının gerekse uluslararası aktörlerin güvenini
büyük ölçüde yitirmiĢtir. MeĢruluğunu yitirmiĢ, adı yolsuzluk ve uyuĢturucu ticareti
ile anılan Karzai‟nin önderliğinde Afganistan‟da yeni bir ulus inĢası da mümkün
olmamıĢtır.271 Afganistan‟ın tarihine bakılırsa hiçbir zaman dıĢ güçler tarafından
dayatılan çözümler kabul görülmemiĢtir. Bunların örneklerini Ġngiliz ve SSCB
iĢgalinde da görebilmekteyiz.272 Afganistan‟da devlet inĢası en önemli sorunlardan
biri olan gelir ve giderleri uzun vadede eĢleĢtirmeye bağlıdır. Yani meĢruiyet politik
katılım veya temsil değil, belki otomatik olarak hizmetlerin sunulmasıyla ilgilidir.
Politikacılar devlet inĢasını „‟kanunlara dayalı‟‟ bir sistem olarak görmektedirler
ama gerçekte devlet inĢası bir takım kuralları baĢka kurallar ile değiĢtirmek olarak
düĢünülmesi daha yararlı olacaktır. Asırlar boyunca kabile ve dini liderler himaye
ve müzakere temelli merkeze bağlı olan küçük toplumlar yaratmıĢlarıdır. Ġç
savaĢlar ve özellikle Rus iĢgali Afganistan‟daki siyasetin doğasını hem yerel
anlamda hem de ulusal düzeyde değiĢtirmiĢtir.273
Afganistan savaĢı ABD‟nin en uzun çatıĢmasıdır. 11 Eylül 2001 yılında
ABD‟nin ülkeye müdahalesinden günümüze kadar tahmini olarak yaklaĢık 20,000
sivil Afganistan vatandaĢı çatıĢmalarda hayatlarını kaybetmiĢlerdir. Ayrıca ABD‟nin
Afganistan‟a gerçekleĢtirdiği operasyon 200 milyar dolara mal olmuĢtur. ABD
Afganistan müdahalesinden hemen sonra Afganistan‟ın politik, sosyal, ekonomik
ve güvenlik ile ilgili geliĢtirme çabasında bulunarak istikrarlı bir devlet kurmayı
hedeflemiĢtir. ABD‟nin Afganistan‟a yönelik devlet inĢası operasyonu Ģimdiye
kadar istenilen hedefe ulaĢamamıĢtır ve bu inĢa süreci, sorgulanabilir ya da en
271
Çiftçi, a.g.m., 81-83.
ORSAM, Büyük Güçlerin Afganistan Politikaları, Ankara, Rapor No: 81, 2011.
273
Lister, Understandıng State-Building and Local Government in Afghanistan, 3-4.
272
105
azından bu strateji Ģimdiye kadar baĢarısızdır. Bunun yanı sıra Afganistan,
ABD‟nin insani, ekonomik ve politik kayıplar yaĢamasına neden olmuĢtur. Özetle,
ABD‟nin Afganistan‟a yapmıĢ olduğu müdahaleden bu yana, ülkenin istikrarı için
politik, ekonomik, sosyal ve güvenlik kurumlarıyla ilgili kurumlarda meĢru ve
istikrarlı geliĢme gerçekleĢtirememiĢtir.274
Ocak 2009‟de Obama ABD yönetimine geçtiği sıralar, uluslararası toplumun
çoğu
ABD‟nin
dıĢ
politikasına
olan
yaklaĢımın
değiĢeceğini
heyecanla
beklemekteydi. Obama da, Amerikan dıĢ politikasına olan yaklaĢımların onun
döneminde farkı olacağını duyurmaktaydı. ABD‟nin yeni dıĢ politika yaklaĢımının
üç temel ayağı, savunma, kalkınma ve diplomasi olduğunu vurgulamaktaydı.
Ġyimser ve belirli dıĢ politika farklılıklarına rağmen, Obama yönetimi de sonunda
Bush yönetimin uyguladığı politikalarının aynısını uygulamaya baĢlamıĢtır. Ayrıca
Obama, eski Bush dönemindeki çoğu savunma ve ulusal güvenlik kadrosunu
değiĢtirmemiĢtir. Bush ve Obama yönetimlerinin ikisi de baĢarısız (failed state),
baĢarısızlığa doğru giden (failing state) ve zayıf ulus devletlere (weak nationalstate) karĢı aynı politikaları takip etmiĢler ve bu politika ABD senatosunda da tepki
ile karĢılanmaktadır.275
4.9. Devlet ĠnĢası Sürecinin BaĢarısızlığı
Devlet politikası bilimin temel kavramlardan biridir, aynı anda devlet siyaset
biliminin en önemli ve köklü bir bilim dalının ana unsuru olarak sayılmaktadır. Bazı
siyaset bilimcilerine göre siyaset bilimi devleti değerlendiren bir bilim dalı olduğunu
tanımlamaktadır. Çağımızda insanların bir arada yaĢamaları ve devlet olmadan
yaĢam sürmek mümkün değildir. Yalnız hayal dünyasında devletsiz bir yaĢam
biçimini düĢünebiliriz. Siyaset bilimi açısından düĢünürsek, devlet olmadan yaĢam
biçimini Ģekillendirmek olanaksızdır.276 Günümüz Ģartlarında „‟devletsiz toplum‟‟
yalnız hayal dünyasından öteye gitmez ve pratikte devletsiz hayat tarzı olanağı
yoktur. Devletin var oluĢu insanların gereksinimine göre ĢekillenmiĢtir. Güç
bakımından devletleri ikiye ayırabiliriz: güçlü ve istikrarlı devletler, zayıf güçsüz ve
274
Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Study. 9.
Soyalp Tamçelik ve Farida Labib Raof, 2014. “Afganistan‟da Taliban Sonrasında YaĢanan Ulus ĠnĢa
Süreci: KarĢılaĢılan Zorluklar ve Çözüm Önerileri (Post-Taliban Nation Building Prosess in Afghanistan:
Challenges and Recommended Solutions)” 2. Uluslararası Darvaz Kongresi Bildiri Kitabı (29-31 Mayıs
2014, s. 1245-1277., 2. Uluslar arası Darvaz Kongresi, Isparta
276
Fukuyama, Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya Düzeni,. 134.
275
106
iĢlevsiz devletler. Güçsüz devletlerde yolsuzluk, terör insan haklarının ihlali gibi
durumların yaĢanması doğaldır ve devletlerin bir devlet inĢasına ihtiyacı vardır.
Devlet inĢası teriminin geçmiĢine bakacak olursak (State Building) terimi
1990'larda siyasi literatüre girmiĢtir. Ülkenin pek çok yerinde Taliban faktörünün
yeniden baĢ göstermesi, seçimler süresince verilen vaat ve sözlere sadık
kalınmaması, iĢsizliğin artması, güvenlik endiĢeleri gibi konularda yeni hükümet
yetersiz kalmıĢtır. ABD ve NATO güçlerinin ülkeden çekilmesiyle birlikte ülkedeki
istikrar ortadan kalkmıĢ ve Taliban güçlerinin etkinlik alanı geniĢlemiĢtir.
Afganistan ordusu ve polisi verilen imkânların yetersiz olması nedeniyle Taliban‟a
karĢı savaĢmada da yetersiz kalmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Taliban terörü
sadece ülkenin güneyinde iken, günümüzde kuzey ve kuzeydoğu illerini de
kapsamakta ve Taliban kuzey ve kuzeydoğu illerinde de terör estirmektedir. Can
ve mal güvenliğini yitiren halk, hükümeti tüm bu geliĢmelerin sorumlusu
tutmaktadır. Ġki kez seçim yapılmasına rağmen seçim sonuçlarını kabul etmeyen
Gani ve Abdullah, ABD‟nin arabuluculuğu ile kurdukları mutabakat hükümeti bir yılı
aĢkın süredir ülkedeki istikrarı getirmek ve halkın en önemli gereksinimi olan
güvenliğin sağlanmasında yetersiz kalmaktadır.277 Bir diğer zorluk Afganistan
devlet inĢası yollarının tıkalı olmasıdır, verimsiz bürokrasi ve idari yapıları zayıf
olan bir devlette bunu kısa dönemde beklemek güçtür. Sonuç olarak Afganistan‟da
güçlü bir hükümet kurulmadan baĢarılı devlet inĢası sürecinin gerçekleĢmesi ve
amaca ulaĢması günümüz Ģartlarında olanaksız görünmektedir. Geçtiğimiz yıllarda
Afganistan halkının siyasal ve sosyal alanında olumlu değiĢikliklerden bahsetmek
mümkün iken, günümüz Ģartlarında bu tür geliĢmelerden bahsetmek mümkün
değildir. Özellikle AĢraf Gani ve Abdullah‟ın mutabakat hükümetinin baĢa
geçmesiyle ülkedeki halk hükümete karĢı güvenini yitirmiĢtir. Bunun esas nedeni
de iĢsizlik ve güvensizliktir.278
277
278
Çiftçi, Afganistan‟da yeni bir ulusu inĢa etmek ve güvenliği sağlamak mümkün mü? 85-86.
Fukuyama, Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya Düzeni. 134.
107
SONUÇ
Afganistan Coğrafi açıdan tampon bölge olma özelliği taĢıdığından ötürü,
tarih boyunca önemli bir ülke konumunda olmuĢtur. Bu nedenle ülke, farklı zaman
dilimlerinde büyük güçlerin çatıĢma alanı olmuĢtur. Afganistan konumu itibarı ile
Hindistan, Orta Asya, Çin ve Ġran arasında adeta bir köprü görevini üstlenmektedir.
Pek çok ülke açısından bir avantaj sayılacak bu durum, ne yazık ki Afganistan
halkı için bir dezavantaj olmuĢtur. 19. yüzyılda,
dönemin hegemonyası Büyük
Britanya tarafından iĢgal edilen Afganistan, halkın verdiği zorlu mücadele
sonucunda özgürlüğüne kavuĢmuĢtur. 20. yüzyılın sonlarına doğru bir baĢka süper
güç Sovyetler Birliği Afganistan‟ı iĢgal ederek 10 yıl boyunca bu ülkede, Amerikan
destekli mücahitlerle savaĢmak zorunda kalmıĢtır. Gerek 19. gerekse 20.
yüzyıllarda ülkenin büyük güçler tarafından iĢgal edilmesini sağlayan faktörler,
günümüz Afganistan‟ı için de geçerliliğini korumaktadır. Söz konusu müdahalenin
sonucu olarak Taliban rejimi sona erdirilirken, ülke için yeni kapılar açılmıĢtır.
Halkın büyük bir çoğunluğu tarafından memnuniyetle karĢılanan bu müdahale
ülkedeki istikrarsız ortama kalıcı çözümler üretmesinde yaĢanan baĢarısızlıklar
büyük hayal kırıklığına neden olmuĢtur. Afganistan‟da Dr. Necibullah‟ın iktidardan
uzaklaĢtırılmasıyla Mücahit gruplar arasında iktidar kavgası baĢlamıĢ ve ülke
tarihinde benzeri bulunmayan kanlı sahnelerin yaĢanmasına sebep olmuĢlar.
Ülkede iç savaĢ sürerken 1994 yılında, Taliban „‟Medrese Talebeleri‟‟
adında bir grup boy göstermiĢ ve Pakistan kamplarında savaĢ eğitimini aldıktan
sonra Afganistan‟ın güney bölgesi olan Kandahar‟ı ilk olarak ele geçirmiĢtir.
Afganistan‟da Ġslami Emirlik kurma çabasında olan Taliban,
savaĢan mücahit
gruplara karĢı savaĢmıĢ ve kısa sürede birçok bölgeyi ele geçirmiĢtir. 1995 yılına
gelindiğinde, Taliban ülkenin nerdeyse tamamını ele geçirmiĢ ve kısa sürede
ismini dünya kamuoyuna duyurmayı baĢarmıĢtır. Taliban örgütünün iktidarı,
Afganistan‟da yaklaĢık yedi yıl sürmüĢ ve bölge halkına farklı senaryolar
hazırlayarak her türlü iĢkenceyi reva görmüĢtür.
11 Eylül 2001 hadisesi sonucunda, ABD ve koalisyon güçleri Taliban‟a karĢı
harekât uygulamıĢ ve bu olayın sebebi Usame Bin Ladin olduğu gösterilmiĢtir.
Dolayısıyla ABD buna dayanarak ciddi adımlar atmaya baĢlamıĢ ve Taliban
108
yönetimini ortadan kaldırmak için askeri harekât düzenlemiĢtir. ABD, Ladin‟in
kendisine teslim edilmesini istemiĢ olsa da, Taliban bu öneriyi kabul etmemiĢ ve
ABD, Taliban‟a karĢı sert tutum izlemiĢtir. BM nezdinde yapılan görüĢme sonucu
Afganistan‟a askeri müdahale etmeyi planlamıĢtır.
ABD ve diğer uluslararası örgütlerce Afganistan‟da barıĢ ve istikrarın
getirilmesi hedeflenmiĢ olsa da, istenilen hedefe günümüze kadar ulaĢtığından
bahsetmek mümkün değildir. Afganistan‟daki istikrarın sağlanamamasındaki
etkenlerin en önemlisi, ülkedeki otorite boĢluğu, Taliban‟ın nüfuz alanındaki halka
olan etkisi, ülkenin coğrafi konumu ve Afganistan‟ın etnik yapısını da göz önüne
bulundurmamız gerekecektir. Afganistan‟da süren, ABD ve koalisyon güçleri askeri
operasyonlarda her ne kadar baĢarılı gibi görünse de,
2001 yılı sonrası,
konuĢlandığı mevkiden itilaf lehine bir arpa boyu mesafe kat edememiĢ, aksine her
geçen gün Taliban‟ın terör estirebilecekleri bölge ve etki alanı daha da
geniĢlemiĢtir. Taliban, Afganistan hükümeti ve koalisyon güçlerinin kontrolünde
olan bölgelere girerek istedikleri hedefi bombalamakta ve istedikleri emellere
ulaĢabilmektedir. Afganistan‟ın Kuzey ve Kuzeydoğu bölgesinde iki yıl öncesine
kadar sükûnet hâkim iken, bugün Güney Afganistan‟dan pek farklı durumda
değildir. Bunun en önemli nedeni, Taliban‟a yardım ve yataklık edecek faktörlerin
kuzey Afganistan‟a da sızdığının göstergesidir. ABD, Afganistan‟da askeri ve
politik açıdan kısmen Ġlerleme kaydetse de, birçok tehdit her zamanki gibi varlığını
sürdürmektedir. Taliban medyanın ilgisini çekmek için belli hedeflere saldırılar
düzenlemekte, Afganistan güvenlik güçlerini hedef almakta, uyuĢturucu mafyası ve
benzeri suç örgütleriyle iliĢkileri bulunmakta ve savaĢan gruplar lehine ciddi
miktarda kaynak aktarmaktadır. Afganistan‟ın özellikle Pakistan‟la olan sınırı açık
kapı misali, her zaman sınırın karĢı tarafından Afganistan‟a sızan teröristlere
yönelik hiçbir tedbir alınamamaktadır. Bunun birinci nedeni, merkezi yönetimin
güçsüzlüğü olarak bilinmektedir.
Günümüz Ģartlarına bakacak olursak, Taliban tehdidini ortadan kaldırması,
Afganistan‟ın güvenlik güçlerinin yetkisini aĢmaktadır. ABD Afganistan‟dan
baĢarısız bir Ģekilde ayrılırsa, dünya kamuoyunda bir saygınlık kaybından ziyade
NATO‟nun bütünlüğünün zedeleneceği ve NATO‟nun iĢlevselliğinin ortadan
kalkacağına yol açma ihtimali kaçınılmazdır. ABD için büyük tehdit de
109
Afganistan‟dan tamamen çekilmesinden sonra bölgedeki oluĢacak boĢluktur. Tıpkı
Sovyetlerin oluĢturduğu boĢluk, ABD tarafından doldurulduğu gibi, bu boĢluk
ġanghay ĠĢbirliği Örgütü veya diğer uluslararası kurum ve koalisyonlar tarafından
doldurulmaya çalıĢılacaktır. Bu durum ABD‟nin hoĢuna gitmeyecek bir durum
olduğunu söyleyebiliriz. Afganistan‟da etkin role sahip olan ABD‟nin siyasi arenada
bir baĢarıya ulaĢması için diğer uluslararası aktörlerin çıkar ve düĢüncelerini
dikkate alarak hareket etmesi gerekmektedir. Nitekim ABD‟nin Afganistan‟da
istikrarı sağlayacağına yönelik aldığı hedefine baktığımızda, istikrarı sağlamak,
tahmin ettiği süreden uzun müddete yayılmıĢ, verdiği mücadelenin küçük bir
bölgede etkileyici olmadığı görünmüĢtür. Kamuoyu yoklaması ve edilen tahminlere
göre, ABD‟nin Afganistan‟da terörizmle mücadele kapsamında sürdürdüğü savaĢ
zor olduğundan ötürü ancak uzun vadede ilerleme kaydedeceği düĢünülebilir.
Tarihin her safhasında göründüğü gibi, yaĢanan bunca savaĢın faturasının
ülkedeki masum insanlara kesileceği kaçınılmazdır.
Afganistan‟ın ABD açısından neden önem taĢıdığını anlayabilmek için
öncelikle istikrarsız bir geçmiĢe sahip olan bir bölge için üstlendiği sorumlulukların
sebeplerini bilmemiz gerekecektir. Afganistan‟da ABD açısından son 30 yılda iki
önemli tarihi olay gerçekleĢmiĢtir. Bunlardan birincisi, Soğuk SavaĢ dönemi, 1979
yılında Afganistan‟ın SSCB tarafından iĢgal edilmesi ve diğeri de, 11 Eylül 2001
tarihli, ABD‟ye karĢı gerçekleĢtirilen terör saldırılarıdır. Sovyetlerin Afganistan‟ı
iĢgali ettiği dönemde, dünya ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki rekabetin üst
seviyede olduğu bir iki kutuplu sistem mevcut idi. Dolayısıyla Sovyetler Birliği‟nin
Kabil‟deki müttefik hükümetini korumak amacıyla attığı adım, bölgesel bir
geliĢmenin ötesinde daha farklı etkilere yol açmıĢtır.
Günümüz Ģartlarında Rusya Federasyon‟unun izleyeceği dıĢ politikaya
bakacak olursak, Afganistan‟daki uyuĢturucu trafiği, bölgesel ve uluslararası terör
sorunu Rusya‟yı etkilemektedir. Rusya dıĢ politikasında Batı ile hemfikir olacağı
mümkün görülmemektedir. Çünkü batının Afganistan‟da yapacağı operasyonlar
Rusya‟yı her türlü etkilemektedir. 11 Eylül 2001 sonrası ABD Afganistan‟a
müdahale etmesiyle Orta Asya devletleriyle de iĢbirliği yapmak istemiĢtir. ABD‟nin
Orta Asya devletleriyle kurduğu iliĢkiler ve kiraladığı hava üsleri Rusya‟yı rahatsız
etmiĢtir. Nitekim 2009 yılında Kırgızistan‟da yaĢanan darbenin arkasındaki gizli
110
aktörlerin ABD ile Rusya‟nın olduğunu inkâr etmemek gerekir. Orta Asya‟da ABD
önderliğinde yapılan her türlü etkinlik, siyasal ve askeri tatbikat Rusya‟yı da
rahatsız etmektedir. Rusya‟nın Afganistan konusundaki politikasında geç, ABD ile
çıkarları yüzünden bir sıkıntı çıkacağı kaçınılmazdır. Rusya‟nın bu hedefinin
arkasında Orta Asya devletlerine kaybetmiĢ olduğu gücünü yeniden ispatlamak,
böylece dünyaya küresel bir güç olduğunu göstermek istemektedir. Afganistan
konusunda da Rusya bölge ülkelerinden çok kendisinin yardım edebileceğini her
zaman dile getirmektedir. Bu durum ABD tarafından her zaman olduğu gibi tepki
ile karĢılaĢmaktadır. Afganistan‟a yapılacak yardım konusunda Rusya her türlü
iĢbirliği yapmaya hazır olduğunu göstermektedir. Rusya‟nın öncülüğünü yapmıĢ
olduğu Kolektif Güvenlik AnlaĢması Örgütü, KGAÖ‟ye Afganistan‟ın da iĢbirliği
yapmasının 2008 yılında önermiĢtir. Böylece Moskova yönetiminin amacı, NATO
güdümünde olan Afganistan‟ı Orta Asya‟nın bir güvenlik mekanizması haline
getirmek ve Afganistan‟a müdahil olduğunu söylememiz doğru olacaktır. Rusya‟nın
terörle
mücadele
kapsamında
Afganistan‟ın
KGAÖ‟ye
üye
olmasının
önermesindeki amaç ise, Afganistan‟la Sosyo-Politik iĢbirliği kurmak, NATO ve
ABD‟nin terörle mücadelede yetersiz kaldığını ispatlamaya çalıĢmaktadır. ABD ve
NATO üyesi devletler, Rusya‟nın bu giriĢimine sıcak bakmamakla beraber her
geçen gün Rusya‟ya karĢı Ģüpheci yaklaĢmaktadır.
Son zamanlarda Afganistan‟ın Kuzey ve Kuzeydoğu illerine sıçrayan IġĠD
ve Taliban militanlarının varlığı konusunda, Rusya rahatsızlık duyduğunu dile
getirmekte ve güvenlik sınırı olarak tanıdığı Orta Asya devletlerinden sızacak
herhangi bir terörist faaliyetlere karĢı sert tedbirler almaktadır. Rusya, Afganistan
hükümetine terörle mücadele kapsamında Afganistan ordusunun güçlendirilmesi
ve askeri yardım edeceği sözünü vermiĢ olsa da günümüze kadar açık bir Ģekilde
yardım ettiğinden söz etmek mümkün değildir. Günümüz Afganistan‟ına bakacak
olursak, devlet inĢası sürecinin bu ülkede daha oturmadığı görünmektedir ve
bunun sonucu olarak da devlet inĢası meselesi çalkantılı ve sorunlu olarak
yaĢanmaktadır. Bu sebepten Afganistan‟da bir siyasi sistemin daha oturmadığını
söylersek, doğru olacaktır. 2001 yılı sonrası Bonn Konferansı kapsamında
Afganistan‟da devlet inĢasına yönelik ilk adımlar atılmaya baĢlamıĢ olsa da,
günümüze kadar olan süreçte devlet inĢası süreci baĢarıya ulaĢamamıĢtır. Devlet
inĢası sürecinde ülkenin karĢılaĢtığı zorluklardan biri, ülkenin hala bir „‟ulus‟‟ kurma
111
açısından ciddi eksiklikleri vardır.
AĢiret ve etnik kimliğini ön planda tutan
Afganistan'da ulusal kimlik konusu hala çözümlenmemiĢ ve bu sorunun çözüme
kavuĢması kısa vade de zor görünmektedir. ABD‟nin Afganistan‟daki varlığı 14.
yılını doldurmuĢ olsa da, bölgendeki genel duruma ikna edici değildir. ABD VE
Koalisyon güçleri tarafından belirlenen hedeflerin bir kısmına ulaĢmıĢ olsa da, pek
çok konuda bu baĢarıyı söyleyemeyiz. Bölge halkının güvenlik, ekonomik, siyasi
ve
toplumsal
yaĢamında
pek
çok
değiĢiklikten
bahsetmemiz
mümkün
değildir. Bölgede terör olayının bitmemesinin yanı sıra, merkezi devlet yapısında
da otoritenin sağlam zeminde oturtulmadığı görülmektedir. Merkezi yönetimin
zaafından ötürü iktidara gelen Hükümetler de Afganistan halkı nezdinde güvenini
yitirmiĢtir.
14 yıl boyunca Afganistan‟ın yeniden inĢası için uluslararası toplum
tarafından yapılan yardımların büyük kısmı yolsuzluklar sonucunda ülkenin
geneline yansımamıĢ, bunun neticesinde Hükümetler ABD ve NATO üyesi
devletler nezdinde de güvenini yitirmiĢtir. Gelinen bu noktada Afganistan‟da
baĢarıya ulaĢmanın zor ve hatta imkânsız olduğu birçok kez NATO üyesi devletler
tarafından da bizzat itiraf edilmiĢtir. Afganistan‟da terör ve Ģiddet geçmiĢ yıllara
nazaran daha çok etkili olmuĢ, hatta ülke sınırlarını aĢarak komĢu devletleri de
etkilemeye baĢlamıĢtır. Bu olumsuzlukların yanı sıra ülkede görev yapan yabancı
askeri güçler Afganistan halkıyla da her bakımdan entegrasyon sorunu yaĢadığı
ve
yerli halk ile
yabancılar arası diyalog ve
güven
tesis edilemediği
görülmüĢtür. Bu sorun zamanla bir reaksiyona dönüĢerek büyük problemlerin
yaĢanması ve Taliban saflarının güçlenmesine sebep olmuĢtur. Ülke genelinde bu
sorunlar hat safhada iken, Afganistan‟da yitirilmiĢ olan güveni yeniden tesis etmek,
barıĢ ve huzuru getirmek, bölgeyi terörden arındırmak ve kalkınmayı kontrollü bir
Ģekilde yapmak günümüz Ģartlarında, hem hükümet hem de yabancı güçler
açısından oldukça zor görünmektedir. Ulus inĢası planlanan Afganistan gibi bir
ülkede ulus inĢasından önce güvenliğin sağlanması önem taĢımaktadır. Çünkü
güvenliği tehdit altına olan veya güvenlikten yoksun olan bölgeye ulus ve devlet
inĢa etmek mümkün değildir. Afganistan‟da güvenlik sorunu çözülse de, devlet ve
ulus inĢası oldukça zor görünüyor. Afganistan gibi etnik çeĢitliliği bulunan bir ülke
de güvenlik sağlansa da ülkede demokratik bir ulus yaratacağı oldukça Ģüphelidir.
Çünkü Afganistan‟a güvenlik inĢası ile eĢanlı olarak, modern ve etkili siyasal
112
kurumların da oluĢturulması gerekiyor. Diğer taraftan, tek taraflı bir Amerikan veya
Batı stratejisinin baĢarıya ulaĢması beklenemez. Bölgede Etkili devletler örneğin:
Rusya, Çin ve Ġran Pakistan gibi, baĢka ülkeler de bulunmaktadır. Bu ülkelerin
çözüm sürecine dâhil edilmediği bir ortamda Afganistan‟ın güvenliğini ve yeniden
inĢasını sağlamak zor ve hatta imkânsızdır.
113
KAYNAKLAR
Adamak, L. (1998). Rawabeti Khareji Afghanistan Dar Nima‟ye Awal-e Qarn-e
Bist (Yirminci Yüzyılın ilk Yarısında Afganistan Dış İlişkileri) Çev,
Muhammed Fazıl Sahibzadeh, (Birinci Baskı) PeĢaver: Miwand Yayınları.
Afganistan Bilgi BroĢürü,(2002) .Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Ankara: TSK Lojistik
ve Ġnsani yardım Tugay Komutanlığı Yayınları. 17.
Ahmet K. H. Sovyet ĠĢgali ve Sürekli Özgürlük: Afganistan‟da Süpergüç
Müdahalelerinin Uluslararası Sisteme Etkileri Üzerine KarĢılaĢtırmalı Bir
Jeopolitik Ġnceleme, Orta Doğu Etütleri, ORSAM, 2(2), 57-97.
Akbar, M.Ġ. (2002). Fasl-i Akhir ( Son Sezon) (Birinci Baskı). PeĢaver: Ġm Sen Kim
Yayınevi.
AndeĢmand, M.A.(2007). Amrika Dar Afghanistan (Amerika Afganistan‟da),
(Birinci Baskı). Afganistan: Maywand Yayınları.
Andishmand, A. (2010). Neden ISI Afganistan‟a Müdahale ediyor ve bu Müdahale
Nasıl Durdurulabilir? Khorasan Zamin, 16 Haziran.
AndiĢmand, A. (2007). Amrika der Afganistan (Amerika Afganistan‟da) (Birinci
Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi.
Angelo, R. (2005). A Modern History, Monarchy, Despotism or Democracy? The
Problems of Govarnance in The Muslim Tradition (ĠKinci Baskı), LondonNew York: I.B.Tauris Ltd Yayınlar.
Ansari, K.H. B. (2012) Afghanistan der AteĢi Neft( Afgnaistan Petrol AteĢinde).
(Sekizinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi.
Anthony Daniel Tindall, U.S. (2010). Nation-State Building Operatıons in
Afghanistan: A Case Study, Master School of Public Service College of
Liberal Arts and Sciences DePaul University, Chicago, Illinois, 17.
Aqayi, B. (2013). Farhang-e Ululm-e Siyasi,( Siyaset Bilimleri Sözlüğü). (Ġkinci
Baskı). Tahran: Vis Yayınevi.
Arezo, A. (2003). Chigunagi Huwiyati Mili Afghanistan (Afganistan‟da Ulusal
Kimliğin Sorunu), (BeĢinci Baskı) Tahran: Ebrahim Shariyati Yayınları.
Arı, T. (2002). Uluslararası İlişkiler Teorileri: Çatışma, Hegemonya, İşbirliği (Ġkinci
Baskı). Ġstanbul: Alfa Yayınları.
Arny, G. (1997). Afghanistan Gozargah-e Keshwar Goshayan, (Ġmparatorlukların
Geçidi Afganistan), Çev, Sayed Yusuf, İlmi ve Habib Rahman Hala,
PeĢaver: Sabah Yayınevi.
Asım, A. (2001). Negahi ba Shakhsiat Nazariat va Siyasathaye Muhammad Davut
Khan (Davut Han‟ın Siyasi Düşünceleri ve Kişiliğine Bir Bakış), (Birinci
Baskı) Tahran: Mizan Yayınevi.
114
Askeri
Ġstihbarat Genel Müdürlüğü – Ġslamabat, No:4120A 6JĠĠ, Tarih:
22.ġubat.1989 (Pakistan Büyükelçilikleri Savunma AtaĢeleri), Konu:
Pakistan‟ın Öncelikleri ve Stratejileri.
Attar, R.M. (2013). Faraz wa frod-e Dowlathay-e Milli ( Milli Devletlerin Yükselişi ve
Çöküşü) (Birinci Baskı) Tahran: Ġran DıĢ ĠĢler Bakanlığı Yayınları.
Avrasya-Merkez Orta Doğu ve Ġslam AraĢtırmaları Grubu „‟Afganistan‟‟ Afganistan
Dosyası Uluslararası ilişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Afganistan ve
Pakistan Özel Sayısı, (1999), 4(3-4).
Azimi, M.N. (1998). Ordu ve Siyaset Dar Se Dahayi Akhire Afghanistan
(Afganistan‟ın Son Otuz Yılında Ordu ve Siyaset). (Birinci Baskı) PeĢaver:
Maiwand Yayınevi.
Azimi, Ö. (2002). Nadir Şah ve Afganistan, Afganistan Üzerine Araştırmalar, Der.
Ali Ahmetbeyoğlu, Ġstanbul: Tarih ve Tabiat Vakfı.2.
Babalu, B.S. (2012). Tarikh-e-Mukhtasar-e-Turkistan-e-Janubi (TukistaneAfghanistan) (Güney Türkistan Kısa Tarihi “Afganistan Türksitanı), (Birinci
Baskı) Tahran, Andisha-e-Naw Yayınevi.
Bakhtiyari, M.Q.D. (2002). Barrasi Mukayisai Siyaset Khariji İran ve Pakistan dar
Qebal Afghanistan (Dış Siyasetin Karşılaştırılması: Afganistan‟a Karşı
Pakistan ve İran), Tahran: NigariĢ Ayda Yayınları.
Balcı, A. (2004) „‟Afganistan Ulus Devlet ve Kabilecik Arasında”, Dünya Çatışma
Bölgeleri, Ed., Kemal Ġnat, Burhanettin Duran, Muhittin Ataman, Ankara:
Nobel Yayınları.
Bilgü, Ġ. Saray, M.(1999). Afganistan, (Birinci Baskı) Ġstanbul: DĠA, T.D.V Yayınları,
Bostanoğlu,Ö.(1999). 21 yıl önceki Afganistan gözlemleri, Avrasya Dosyası
Uluslararası ĠliĢkiler ve Stratejik AraĢtırmalar Dergisi, Afganistan ve
Pakistan Özel Sayısı, Cilt 4,(Sayı, 3-4) Ankara: Avrasya Bir Vakfı, Avrasya
Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Yayınevi, 59.
Broje A. (1986). 1983‟de Afgan Savaşı: Sovyetlerin Kullandığı Nazi Taktiklerine
Karşı Güçlenen Mücahit Direnişi, Çev., Hakan Özdağ, Ankara: Orta Doğu
Teknik Üniversitesi, Yayın no 33, 5.
Broxup, M. (1984). Sovyetler Afganistan‟da Bir İşgal Anatomisi, Çev, Rasih
Malyalı, (Birinci Baskı). Ankara: Orta Doğu ve Teknik Üniversitesi, Yayın no
5, 12.
Çakmak, H. (2004). Uluslararası Krizler ve Türk Silahlı Kuvvetleri, (Birinci Baskı)
Ankara: Platin Yayınları.
Dariz, A. (2001). Afghanistan Dar Qarn-e-Bistum (20. Yüzyılda Afganistan), (Birinci
Baskı) Peshawer: Danish Yayınları.
115
David, D. (2015). Mafhum-e Amniyet Pas az 11 September (11 Eylülden sonra
Güvenliğin Anlamı).Çev. Masume S. A. (Birinci Baskı). Tahran: DıĢ ĠĢleri
Yayınları.
Dursun, G. Afganistan‟ın Etnik Kimliği, Avrasya Dosyası, (Sonbahar-KıĢ 98-99). 4,
(3-4), 49.
Encyclopedia of Espionage, “Intelligence and Security”, Edit. K. Lee Lerner and
Brenda Wilmoth Lerner, (2) F-Q, Gale,-2001,. 396.
Erdal, Y.(2002). Evrensel Barış Şimdilik Uzak, Sahibini Arayan Barış, Derleyen
Masis Kürkçügil, (Ġkinci Baskı) Ġstanbul: Everest Yayınları.
Esposito, J.L. (2003). Kutsal Olmayan Savaş, Çev, Nuray Yılmaz ve Ertan
Yılmaz, Ġstanbul: Oğlak Bilimsel Kitaplar.
Fukuyama, F. (2005). Devlet ĠnĢası: Yirmi Birinci Yüzyılda YönetiĢim ve Dünya
Düzeni, (Ġkinci Baskı). Ankara: Profil Yaynları.
Fukuyama, F. (2012). Ulus ĠnĢası. (Ġkinci Baskı).Ġstanbul: Profil Yayınları.
Ghaws, A. (1999) Suqut‟e Afghanistan (Afganistan‟ın ÇöküĢü), (Birinci Baskı).
Kabil, Maiwand Yayınları.
Ghobar, G. (1999) Afghanistan Dar Masir-i Tarikh (Tarih Sürecinde Afganistan)
(ikinci Baskı),PeĢaver: Meyvend Yayınevi.
Habibi, A. (1970). Afganistan‟ın Tarihi, (Üçüncü Baskı) Kabul: Mayvand Kültür
Merkezi Yayınları.
Habibi, A.(1993). Cünbeş-i Meşrutiyet Der Afganistan, (Afganistan‟da meşrute
ayaklanması) (Birinci Baskı), Kum: mashhad Yayınevi.
Harris, J. Davidson, C. (2009). Obama, the new contours of power, Race and
Class, (50)
Henry, M. (2001, October). Afghanistan Coutnry Handbook, A Field-Ready
Referance Publication, (Birinci Baskı) New York: Masocrita Yayınevi.
Ġbrahim, K. (2001). 11 Eylül Saldırıları Ve Sonrası Uluslararası Hukukta Askeri
Müdahale, Stratejik Analiz, (19).
ĠĢçi, S. (2010) Amerika‟nın Yeni SavaĢı: Taliban‟ın Önlenemez YükseliĢi ve
Afganistan‟da Devlet ĠnĢasının Sınırları, Ortadoğu Analiz, 2(22), 74-81.
Jabeen, M.(2001). (Far, çev) Muhammad Saleem Mazhar, Naheed S. Goraya, US
Afghan Relations: A Historical Perspective of Events of 9/11, South Asian
(25), 1.
James, D. (2013). America‟s Role in National-Building: From Germany To
Iraq, Santa Monica, RAND, 130.
116
Kamgar, Dr. J. (2008). Kronoloji-i Hawadesi Tarikhi-i Afghanistan, (Afganistan‟ın
Tarihsel Kronolojisi) (Birinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi.
Karacasulu, N. (2011). Bölgesel Güvenlik Analizi Afganistan, (Birinci Baskı)
Ġstanbul: Beta Yayınları.
Kaya, A. (2012). SSCB Sonrası Coğrafyada Ulus ĠnĢa Süreci: Kazakistan Örneği,
Alternatif Politika,4(3).
Küçükyıldız, A. (2012). Çapandaz, (Birinci Baskı) Ankara: Bengü Yayınları.
Lacoste, Y. (2007). Büyük Oyunu Anlamak, Jeopolitik: Bugünün Uzun Tarihi,
(Birinci Baskı) Ġstanbul: NTV Yayınları, 270.
Mahdizadeh, G. Jokar, K. (2010). Terörizm ve Amniyet-i Beynilmilal (Uluslararası
Güvenlik ve Terörizm) (Birinci Baskı). Tahran: BiĢeh Yayınevi.
Mamun, R. (2010). Negah-i makhfi( Gizli Bakış) (Birinci Baskı). Kabil: Sayeed
Yayınevi.
Mamun, R. (2010). Bazy-i Bakhta Shuda,(Yenilgiye Uğramış Oyun).(Birinci Baskı).
Kabil: Sayyed Yayınevi.
Mansur, H. (2003). Karzai Nakhwanda imza mekunad (Karzai okumadan
imzalıyor) (Birinci Baskı). Kabil: Maywand Yayınevi.
Mansur, H. (2003). Karzai Nakhwanda İmza Mekunad, (Karzai okumadan
imzalıyor) (Birinci Baskı) PeĢawer: Meyvend Yayınevi.
Marvin G. Weinbaum, (2008). Afganistan‟ın Yeniden İnşas, Ulus İnşası, Çev.,
Hasan Kaya, Ed., Francis Fukuyama, (Birinci Baskı) Ġstanbul: Profil
Yayınları, 196.
Mohammad P. M. (2007). Afghanistan: Fırsahta wa Tahditha (Afganistan: Fırsatlar
ve Tehditler).(üçüncü Baskı). Tahran: Farain Yayınevi.
Mudaqiq, A. (2008). Afganistan ez Amir-i Kebir ta Rahber-i Kebir, (Birinci Baskı)
Kabil: Beyhaqi Yayınevi.
Musavi, S.A. (2001). Hazara Hayi Afghanistan (Afganistan‟ın Hazaraları) Tahran:
Naqshe Simurgh Yayınevi.
Nehru, J.L. (2010). Negah-i Ba Tarih-i Cehan, Mahmut Tafazzoli, (Ġkinci Baskı)
Tahran: Golistan Yayınevi.
Neil Robinson, (2007). State Building and Internatioanl Politics: The Emergence of
New Problem and Aganda, State Building: Theory and Practice, Ed. Aidan
Hehir, Neil Robinson, New York, Routledge, 6-7.
Newton Welber, D. (1978). Afganistan‟da Etnik Gruplar ve Kökenleri, Çev. Oğuz
Aktan, Ġstanbul: Etnoloji AraĢtırmaları Yayınları, 840.
117
ORSAM, Büyük Güçlerin Afganistan Politikaları, Ankara, Rapor No: 81, 2011.
Özcan, M. Yardımcı, S.(2006). “Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm İle Mücadele,”
Terör, Terörizm ve Küresel Terörle Mücadele. Ulusal ve Bölgesel
Deneyimler, Ed., Ġhsan Bal, Ankara: USAK Yayınları.
Özcan, Y. Avrupa Birliği ve Küresel Terörizm Ġle Mücadele, Terör, Terörizm ve
Küresel Terörle Mücadele: Ulusal ve Bölgesel Deneyimler. 207.
Piyer, A.(2004). Kapkan-i Afgan, Hakikat-i Tecavuz-i Şurevi Ber Afganistan, (Far.
Çev.) Abdurrahim Ahmed Pervani, (Ġkinci Baskı) Kabil: Bayhaqi Yayınevi,
22-23.
Pohanyar, S.M. (2001). Zuhur-i Meshrutiyat ve Qurbaniyani Estibdad (Meşrtiyet
Ortaya Çıkışı ve İstibdat Kurbanları), ( BeĢinci Basıkı) Peshawer: Maiwand
Yayınları.
Popali, M.H. (1993). Afganistan, Akvam-i Kuçi. (Afganistan‟da göçmen kavimler.
(Üçüncü Baskı).Tahran: Mashhad Yayınevi.
Poullada L. D.J., Leon B. Poullada, (1999). Keshwar-e Shahi Afghanistan ve
Eyalate Motaheda, (Krallık ülkesi Afganistan ve ABD) Çev., Ghulam Safar
Panjsheri, (Birinci Baskı) Kabul, Matbua-i Milli Yayınları.
RaĢid, A.(2001). Taliban İslamiyet, Petrol ve Orta Asya‟da Yeni Büyük
Oyun,(Birinci Baskı) Ġstanbul: Everest, Mozaik Yayınları.
Roy, O. (1990). Afganistan‟da Direniş ve İslam, (Çev. M.Kadri ORAĞLI), (Ġkinci
Baskı) Ġstanbul: Yönelik Yayınları.
Sahaf, G. (1988). Afganistan Örneği, (Birinci Baskı) Ankara: Forum Yayınları, 80.
Said, E. (2001). Şüpheciliğin Zorunluluğu Geri Tepki ve Geri Dönüş, (Birinci Baskı)
ABD, Terör İslam 11 Eylül Üzerine, Derleyen Ahmet Demirhan, Ankara:
Vadi Yayınları.
Sajadi, S. (2001). Jamea Shenasi Afghanistan (Afganistan Sosyolojisi) (Birinci
Baskı) Kum: Bostan Kitab-e-Kum Yayınları.
Saray, M. (1995). Atatürk ve Türk Dünyası, (Birinci Baskı). Ankara: Türk Tarih
Kurumu Yayınları.
Saray, M. (2002). Afganistan ve Türkler (Birinci Baskı). Ġstanbul: ASAM Yayınları.
Sayfzadeh, S.H. (2015) Muamma-e Amniyet ve ÇaliĢhay-e Nawin-e Gharb
(Güvenlik Sorunu ve Batının Yeni Sorunları) (Birinci Baskı) Tahran: Siyasi
ve Uluslararası Konular AraĢtırması.
Soyalp Tamçelik ve Farida Labib Raof, 2014. „‟Afganistan‟da Taliban Sonrasında
YaĢanan Ulus ĠnĢa Süreci: KarĢılaĢılan Zorluklar ve Çözüm Önerileri (PostTaliban Nation Building Prosess in Afghanistan: Challenges and
Recommended Solutions)‟‟ 2. Uluslararası Darvaz Kongresi Bildiri Kitabı
118
(29-31 Mayıs 2014, s. 1245-1277., 2. Uluslar arası Darvaz Kongresi,
Isparta.
Sullivan, D.P, (2007). Tinder, Spark, Oxygen, and Fuel, The Mysterious Rise of
the Taliban, Journal of Peace Research, 44(1), 97.
Sultanali, K. (2003). Yaddaşt-ha-yi Siyasi ve Ruydad-ha-yi Tarihi. (Birinci Baskı)
Kabil: Matbbayi Dawlati Yayınları.
ġeyhanlıoğlu, H. (2008). 18. Yüzyıldan Günümüze
Jeostratejik Önemi. Ankara, Avrasya Etütleri, TĠKA.
Kadar
Afganistan‟ın
ġeyhanlıoğlu, H. (2004). 11 Eylül Sonrasında Değişen Dünya Dengelerinde
Afganistan, Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Sakarya, Haziran.
ġimĢir, B. (2002). Atatürk ve Afganistan. (Brinci Baskı) Ankara: Avrasya Bir Vakfı,
Asam Yayınları.
Tanin, Z. (2006). Afghanistan Dar Qarne Best (20. Asırda Afganistan). (Ġkinci
Baskı) Tahran: M. Ġbrahim Shariheti Yayınları.
Tindall, U.S. Nation-State Building Operatıons in Afghanistan: A Case Studay. 17.
Usman, A. (2005) Nahzat-i Meşruta-hahi, Matla ve Mebna-ye Devran-i Cedid,
(Ġkinci Baskı). Kabil: Matbayi Dawlati Yayınları.
Uysal, H. (1996). Adı Afganistan. (Birinci Baskı) Ankara: Öteki Yayınevi.
Ülger, Ġ.K. (1999).Taliban Afganistan‟da Pax American‟nın Ġslamcı Militanı,
Avrasya Dosyası, 4, 98-99.
Valvalici,
A.
(1999).
Mror-i
ber
Muşahasat-i
İctimayi-i
Camiye-yi
Afganistan,(Afgsnistan‟ın toplumsal Hayatına Bakış) (Birinci Baskı)
PeĢaver: Meywend Yayınevi.
Zafer, H. (2002). Terörizmin Nedenleri, Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi Küresel
Terör ve Türkiye Sempozyumu, 1(6), 6-7.
Ġnternet: (Ocak 2013). azadi radyo web sayfası, Afganistan‟ın muğlâk geleceği
makalesi.
Web:
http://da.azadiradio.org/archive/local_news/20130328/1090/2118.html?id=2
4940941. 1 Haziran 2013‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Haziran 2015). Afganistan ve Taliban‟ı himaye eden Pakistan konulu
makalesi, web: http://8am.af/1394/05/20/president-ghani-pakistan-talibanafghanistan/ 1 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Temmuz 2015). Orta doğu güncel sorunları ve yeni oyunlar. Web:
http://www.xenoxnews.com/pdf/Middle-East/who-is-he-and-what-is-he-toyou.pdf . 2 Mayıs 2015‟de alınmıĢtır.
119
Ġnternet:
(13
Eylül
2015).
Afganistan‟da
siyasi
geliĢmeler,
web:
http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news/item/55414 2 Kasım
2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Ağustos 2015). Afganistan‟ın güvenlik endiĢeleri ve bölgedeki büyük
güçlerin
çekiĢmesi.
Web:
http://www.bakhtarnews.com.af/dari/security/item/55810- 5 Kasım 2015‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Mart 2013). Dünya‟da artan terör olayları ve Afganistan‟ın güvelik
sorunu.
Web:
http://militero.files.wordpress.com/2010/10/espionageintelligence-and-security-encyclopedia-of-volume-2.pdf. 10 Nisan 2014‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Temmuz 2013). Siyaset ve politika adlı makaleden faydalanmıĢtır. Web:
http://www.khorasanzameen.net/php/read.php?id=285. 15 Nisan 2014‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Mart 2010). Afganistan hükümeti ve önündeki engeller. Web:
http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13911126000154, 19 Mayıs
2013‟de alınmıĢtır.
Internet: (Ocak 2014). Terör endiĢeleri ve geri kalmıĢ ülkelerin temel sorunu. Web:
http://drshafiee.blogfa.com/post-82.aspx. 20 Nisan 2014‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Kasım 2013). Destek bekleyen güçsüz devlet ve Afganistan‟ın geleceği.
Web: http://www.globalresearch.ca/articles/BRZ110A.html. 20 Mayıs
2014‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (ġubat 2014). Afganistan-Pakistan sınırında gerilim.
http://www.haberturk.com/dunya/haber/840734-afganistan-pakistansinirinda-gerilim. 20 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
Web:
Ġnternet: ( 13 Haziran 2014). Güncel konular üzerine analiz. Web
:http://www.avapress.com/vdch-qnx.23nivdftt2.html. 20 Haziran 2014‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet : (18 Mayıs 2013). Rabbani terörünün arkasında Pakistan istihbaratı var,
makalesi
web:
http://www.ydh.com.tr/HD9352_rabbani-terorununarkasinda-pakistan-istihbarati-var.html. 21 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır.
Ġnternet:
(Haziran
2014).
Mücahitlerin
hükümetten
çekilmesi,
web:
http://www.esalat.org/images/hokomate_mojahedden_va_barkenaari.htm.
22 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Eylül 2013). Silahın gölgesinde uyuĢturucu ve demokrasi konulu makale,
web : http://www.hawzah.net/fa/magazine/magart/130/6118/64931.
22
Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (ġubat 2010). Kaderine terk edilmiĢ ülke, Afganistan. Web:
http://sefat6afghanistan.mihanblog.com/post/500. 25 Mayıs 2013‟de
alınmıĢtır.
120
Ġnternet: (Aralık 2011). Devlet ve milletin kaderi konulu makale. Web :
http://www.parl.gc.ca/content/LOP/ResearchPublications/prb0731-e.htm. 27
Ocak 2013‟de alınmıĢtır.
Ġnternet : ( Mart 2012). Amerika DıĢ iĢleri Bakanlığı ArĢivlerinden alınmıĢtır. Belge
no 7890 13/9- 145) A Chronology of Afgan history,(01.06.2012) web:
http://www.afghan web.com/history/achron.html, 4 Haziran 2013‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Kasım 2014). Belirsiz gelecek konulu makale. Web :
http://8am.af/1394/06/09/electoral-reform-with-an-uncertain-future/, 11 Ekim
2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Ağustos 2015). Elektronik kimliklerin dağıtımının önündeki engeller ve
devletin
tedbir
alamamsı
faktörü.
Web:
http://8am.af/1394/06/10/emphasizes-civic-institutions-electronicidentification-cards/, 5 Ekim 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet : (Temmuz 2015). Afganistan eski iç iĢleri bakanı Omar Davodzay ile
Pakistan- Afganistan arasındaki gerginlik ile ilgili makale. Web:
http://8am.af/pakistan-must-not-stop-peace-interview-mohammadi-omardavodzay/ 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Mart 2015). Yeni hükümetin yüzü gülmedi, adlı makale. Web:
http://ariananews.af/latest-news 5 Nisan 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Eylül 2015). Rusya federasyonunun Afganistan‟daki teröre karĢı tutumu.
Web: http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890494.html, 7 Kasım
2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Eylül 2015). Rusya yeni strateji mi belirliyor adlı analiz. Web:
http://ir.sputniknews.com/russia/20151106/890806.html, 9 Ekim 2015‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Temmuz 2015). Sessizlik çaresizliğin göstergesidir adlı yazı. Web:
http://www.afghanpaper.com/nbody.php?id=104556, 8 Ekim 2015‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Mayıs 2015). Yeni bir savaĢın eĢiğinde Afganistan.
http://www.bakhtarnews.com.af/dari/political-news.html?start=63
Ağustos 2015‟de alınmıĢtır.
Web:
23
Ġnternet: (Mart 2010). Afganistan‟ın ekonomik politikası hakkında yazılan analiz.
Web:http://www.bbc.co.uk/news/10302946, 22 Mayıs 2013‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Eylül 2010). 11 Eylül sonrası, Dünya gündeminde Afganistan, web:
http://www.globalresearch.ca/articles/BRZ110A.html,12
Ocak
2014‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Kasım 2014). Taliban törör örgütü yeniden
http://www.khaama.com/persian/archives/27752,
9
alınmıĢtır.
sahnede. Web:
Ekim 2015‟de
121
Ġnternet: Ağustos 2011). Büyük güçlerin çatıĢma alanı Afganistan, makalesi, web :
http://www.khaama.com/persian/archives/31985,
9 Ekim 2015‟de
alınmıĢtır.
Ġnternet: (Aralık 2014). Sahak W. CumhurbaĢkanlığı seçim sonuçlarıyla ilgili
değerlendirme.
Web:
http://www.khaama.com/persian/archives/category/election-2,
8
Ekim
2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Ekim 2014). Siyasi Analizler, web: http://www.pajhwok.com/dr, 1 Kasım
2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Haziran 2013). Kaynayan kazan, kanayan yara adlı makale. Web:
http://www.pajhwok.com/dr/2015/11/08, 6 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Ekim 2014). Saberi D. Dünya gündeminde Afganistan, makale, web:
http://www.pajhwok.com/ps/governance-politics 3 Kasım 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (Ocak 2015). Afganistan‟a yeniden bakıĢ, makalesi, web:
http://www.pajhwok.com/ps/subscription-required?redirect_from=437037 4
Eylül 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: ( Mart 2015).
Afganistan-Pakistan arasındaki diyalog ve kriz
çözümündeki Pakistan‟ın rolü. Web: http://www.tolonews.com/fa/tawdekhabare/22186-tawde-khabare-pakistans-role-in-afghan-peace-dialogues, 7
Eylül 2015‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: (ġubat 2014). Inter Services Intelligence of Pakistan–(ISI) official web:
http://www.isi.org.pk/index.htm. 15 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
Ġnternet: Nazari, L. ( Nisan 2014). Guna Shinasi Islam-e-Siyasi Dar Afghanistan
(Afganistan'da siyasal Ġslam‟ın Tipolojisi). Web : http://urozgan.org/faaf/article/4201/. 17 Mayıs 2014‟de alınmıĢtır.
122
123
ÖZGEÇMĠġ
KiĢisel Bilgiler
Soyadı, adı
: RAUF Muhammed Zahir
Uyruğu
: Özbek
Doğum tarihi ve yeri
: 1983/ 02/10 Afganistan, Kabil
Medeni hali
: Bekâr
Telefon
: +90 555 718 01 20
Faks
:
E-posta
: [email protected]
Eğitim Derecesi
Okul/Program
Mezuniyet yılı
Yüksek lisans
Gazi Üniversitesi/Uluslararası ĠliĢkiler
Devam Ediyor
Lisans
Gazi Üniversitesi/Uluslararası ĠliĢkiler
2009
Lise
Ġbn-i Yemin Lisesi
2001
ĠĢ Deneyimi
Görev
Yıl
Tercümanlık,
Memur, 2012-2014 Yılları
ÇalıĢtığı Yer
Afganistan Büyükelçiliği
Yabancı Dili
Ġngilizce, Farsça, Türkçe, PeĢtunce, Türkmence, Özbekçe
Yayınlar
Akademik makaleler ve analizler.
Hobiler
Balık tutma, Kitap okuma, makale yazma, Ģiir yazma, spor.
GAZİ GELECEKTİR...
MUHAMMED ZAHİR RAUF
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK
LİSANS
TEZİ
2001 SONRASI ABD'NİNNİN AFGANİSTAN'DA
SOSYAL VE SİYASİ HAYATA ETKİLERİ
MUHAMMED ZAHİR RAUF
OCAK 2016
ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BİLİM DALI
OCAK 2016
Download