BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Göktürk Kitabesinde Türk Hakanı Bilge Kağan, şöyle seslenmektedir: „Türk beyleri Türk adını terk etti. Babam kağan, Türk töresini terk eden milleti ecdadımızın töresince eğitmiş ve yetiştirmiştir. Ey Türk budunu! (milleti): Üste gök yıkılmadıkça, altta yer yarılmadıkça ilini, töreni kim bozabilir?“ GENEL TÜRK TARİHİ Türk Adının Anlamı ve Kökeni Wambery (Vamberi)’ye göre Türk adı “türemek” filinden çıkmış ve anlamı ise yaratılmak, dünyaya gelmek, çoğalmak demektir. Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lügati’t Türk’de “Olgunluk Çağı” G. Doerfer (Dorfer) ise “devlete bağlı halk” anlamında olduğu Ziya Gökalp’e göre; töreli (töre) kanun, nizam anlamına gelir. Türk kelimesi devlet olarak tarihte ilk defa Göktürkler ad olarak kullanmışlardır. Orhun Kitabelerinde Tük adı Türük şeklinde geçmektedir ve tarihte siyaset adı olarak Kök Türk Devleti tarafından kullanılmıştır. Türk, adı zaman içinde Törük, Türük ve Türk şekline dönüşmüştür. Ayrıca zirveye çıkmış, yiğit, güç, kuvvet, kudret, olgunluk anlamına gelmektedir. Türk adı bugünkü şekliyle ilk kez MÖ 318 yılında Çinlilerle yapılan antlaşmada yer almıştır. Coğrafi olarak ilk kez Türkiye adı Türkhia şeklinde Bizans kaynaklarında Orta Asya için kullanılmıştır. Türkiye adı coğrafi bir bölge olarak ilk defa IX ve X. yüzyıllarda Bizans Asya’nın batısından Orta Avrupa’ya kadar olan bölgeye Türkiye adını vermiştir. Avrupalılar da XII. Yüzyıldan sonra Anadolu için Türkiye adını kullanmışlardır. Ünlü İtalyan seyyah Marco Polo, Anadolu’ya “Küçük Türkiye”, Orta Asya’ya ise “Büyük Türkiye” demiştir. İslâm kaynaklarına göre; Nuh Peygamber’in torunlarından birinin adı (Yafes’in oğlu) Türk’tür. Türklere; Çinliler Tukyu, Tibetliler Duruggu, Hintliler Turukha veya Turuşka, Macarlar Török, Ruslar Tork ve Torki demişlerdir. Türklerin İlk Anayurdu: Yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkartılan buluntulara göre Türkler 6500 yıl öncesinde gelişmiş bir medeniyet kurmuşlardır. Türk tarihi zamanımızdan MÖ 4500 yıl önce Orta Asya’da başlamıştır. Türklerin ilk ana yurdu Orta Asya’dır. Ural-Altay Dağları ve Hazar Denizi arasında kalan bölgede yer almaktadır. Türklerin ana yurdu olan Orta Asya; kuzeyde Sibirya stepleri, doğuda Kingan dağları, batıda Hazar denizi, güneyde ise Himalaya, Pamir ve Hindukuşdağları ile çevrilidir. Orta Asya’da İlk Yerleşim Yerleri: Çin’in kuzey-doğusunda bulunan Mançurya, Altay ve Tanrı dağlarının etekleri, Baykal gölü çevresi, Şansi ve Kansu bölgeleri, Wei (Wey) ırmağı vadisi ve Tibet sahası gelmektedir. Saydığımız bu yerlerde çoğalan kavimler, zaman içinde çeşitli özellikler kazanarak değişik isimler almışlardır. Bölgenin ana akarsuları Amu Derya, Siri Derya’dır. Ana su kaynakları Aral Gölü, Balkaş Gölü ve Hazar Denizi’dir. Konar-göçer bir hayat tarzı süren Türklerin en önemli geçim kaynakları havancılıktır. Orta Asya Türk Göçlerinin Sebepleri 1. İklim Şartları: Orta Asya ikliminin değişmesi; aşırı sıcak ve soğuklar, kuraklık, göllerin kuruması, otlak ve meraların azalması 2.Sosyal ve Siyasi Faktörler: boylar arasındaki; hâkimiyet mücadelesi dış baskılar; Çin Kitan ve Moğolların baskıları -Türklerin bağımsızlıklarına düşkün olmaları -yeni yurtlar bulma düşüncesi - Ekonomik Faktörler: - Nüfus artışı -hayvan hastalıkları -toprakların yeterli olmaması ve miras yoluyla giderek azalmaya başlaması Göçlerin Sonuçları *Türk tarihinin belli bir coğrafyada incelemek zorlaştı *Birçok uygarlık ve kültürel etkileşim de bulundular. *Göç ettikleri bölgede birçok yeni devletler kurdular *Değişik uygarlıklarla yapılan kültürel etkileşim sonucu Türk boyları arasında siyasi sosyal dini ve ekonomik farklılıklar ortaya çıktı. *Orta Asya'dan göç etmeyeyim Anayurt'ta kalan Türkler Asya Hun, Göktürk ve Uygur adı ile devletlerinin kurdular. İLK TÜRK DEVLETLERİ (İslâmiyet’ten Önce Kurulan Başlıca Türk Devletler) -İskitler (Sakalar) -Asya Hun Devleti -Avrupa Hun Devleti -Göktürk Devleti -II.Göktürk Devleti -Uygur Devleti ASYA HUN (BÜYÜK HUN) DEVLETİ Tarihte bilinen, Türklerin Kurduğu ilk devlet Asya Hun Devletidir. Büyük Hun Devleti, Orhun ve Selenga nehirleri arasında Merkezi Ötiken olan bölgede kuruldu. Çin kaynaklarında Asya Hunlarının adı tarihte ilk olarak MÖ 318 yılında Hiyong-nu adını verdikleri Hunlar, Kuzey Şansi Savaşı’nda ve bu savaşın sonucunda yapılan antlaşmada geçer. Hunlarla ilgili tarihte bilinen ilk yazılı belge bu antlaşmadır. Teoman (Tu-Man) Dönemi (MÖ 220-MÖ209) Hunların bilinen ilk hükümdarı; Teoman’dır. Teoman MÖ 220’de başa geçerek dağınık Türk boylarını topladı ve Çine’e akınlar düzenledi. Teoman, Orhun ve Selenga ırmakları ile Ötüken çevresi ve Karakurum bölgelerinde dağınık durumda yaşayan Hun boylarını bir yönetim altında toplamış, Ötüken’i merkez yapmıştır. Çin’in iç karışıklıklarından yararlanarak bu ükeye akınlar düzenlemiştir. Yaptığı akınlar sonucunda Çin topraklarının bir kısımını ele geçirmiştir. Çinliler MÖ 214 yılında Hun akınlarını önlemek için Çin Seddi’ni tamamlamışlardır. Çin seddinin boyu 9 metre ve kuleler ise 12 Metredir. Çin Seddi Çin’in doğusundaki Sarı Deniz kıyılarından balayış Orta Asya içlerine kadar doğu-batı doğrultusunda 2400 km boyunca uzanan bir duvardır. Çinli bir tarihçi “Çin Seddi’nin inşasında binlerce esir, köle ve sürgünün çalıştırıldığını ve bunlarının çoğunluğunun ağır çalışma baskısı altında hayatını kaybettiğini yazmıştır. Bilgi Notu: 224’te İran’da Sasani Devleti kuruldu. 271’de Çin’de manyetik pusula kullanılmaya başlandı. 285’te Konfüçyüsculuk Japonya’ya yayıldı. 300’de Asya Hun Devleti Çin İmparatorluğu’nun egemenliğine girdi. Mete Han Devri; (209-I74) Mete Han babası Teoman ile girdiği taht mücadelesinde babasını yenerek tahtı ele geçirdi. Mete Han, zamanında, Hun Devleti en parlak dönemini yaşamıştır. Tanhu (Şan-yu) unvanıyla devleti yöneten Mete, Moğol kökenli Tunguzlar ve Yüeçiler ile mücadele ederek doğu sınır güvenliğini sağlamıştır. Çin’i yenerek İpek Yolu’nun kontrolünü eline geçirdi. Mete (Oğuz), Çin İmparatorluğunu yenilgiye uğratarak Çin’in isteği üzerine (MÖ 200) bir antlaşma yaptı. Bu antlaşmaya göre; 1. Çin kuzeydeki bir kısım bozkır toprakları Hunlara verildi. 2. Çin Hunlara vergi vermeyi kabul etti. 3. Savaş tazminatı olarak yiyecek ve ipek vermeyi kabul etmiştir. BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Antlaşmanın önemi: Bu anlaşma Doğu Asya tarihinde bilinen ilk resmi antlaşmadır. Mete’nin üç hedefi vardı: -Çin’i sürekli baskı altında tutmak -Askeri teşkilatlanmayı kurmak. -İdâri ve siyasi alanda güçlü bir devlet kurmak Not: Dünyada ilk defa onluk sisteme göre askeri teşkilatlanma Mete(Oğuz) tarafından kurulmuştur. Mete, Çin’in dışarıdan yönetilemeyeceğini anladığı için böyle bir yolu uygun bulmuştur. Mete Han kısa zamanda Asya’daki bütün Türk boylarını bir bayrak altında topladı. Böylece Türkler Orta Asya’da ilk kez siyasi birlik hâline geldi. Ülkenin sınırları doğuda Kore’ye (Atlas Okyanusu) , Batıda Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Aral Gölü ve Hazar Denizi’ne, kuzeyde Sibirya, güneyde Tibet, Himalya ve Karakurum dağlarına kadar uzanıyordu. Mete Han Türk kavmine millet olma şuurunu kazandırdı. Ki-Ok Dönemi (MÖ 174-160) Mete’nin ölümünden sonra yerine oğlu Ki-ok geçti (MÖ 174-160). Ki-Ok’un Çinli prenslerle evlenme istekleri yüzünden tavizler vermiştir. Çinliler ipek yolunun kontrolünü ele geçirmek için; içten bölmeye çalışmışlardır. Ho-hanyeh, Çin imparatorunun yardımıyla hükümdar oldu. Kardeşi Çi-Çi onun hükümdarlığını tanımadı. Taht mücadelelerini kışkırtmaları sonucunda MS 48’de Güney ve Kuzey olmak üzere ikiye bölündü. Güney Hunları MS 150 Batı hunları ise MS 216’da Çinler tarafından yıkılmışlar. TÜRKLERDE DEVLET VE TOPLUM YAPISI GELENEĞİ: -Türkler tarih boyunca ordu-millet özelliğini taşımışlardır. -Tarihte ilk onlu sisteme dayalı ordu Mete Han tarafından kurulmuştur. -Savaşlarda Turan-Bozkır Hilal Taktiği kullanılmıştır. -Türkler, devlete barış anlamına gelen “il” adını vermişlerdir. -Bağımsızlığa önem vermişler ve bağımsızlıklarını kaybettiklerinde göç ederek bağımsızlıklarını yaşayabilecekleri topraklara yönelmişlerdir. Unvanlar: -Türk hükümdarları; “han, hakan, kağan, tanhu ilteber, idikut, şanyü” gibi unvanlar kullanmışlardır. Kut İnancı: -Devleti yönetme yetkisi Tanrı tarafından hükümdara verildiğinden bu yönetme yetkisine “kut” denirdi. Bu kan yoluyla erkek çocuklarına geçerdi. Buna “veraset sistemi” denmiştir. -Veraset sisteminden dolayı taht kavgaları çıkmış kurulan devlet kısa sürede yıkılmıştır. Kutun Geri Alınması İnancı: -Hükümdarın çıkan isyanları bastıramaması, yaptığı savaşlarda yenilmesi veya döneminde çıkacak kıtlık nedeniyle “kut” geri alındığına inanılır ve bu yüzden hükümdar kurultay tarafından tahtan indirilirdi. Devleti meydana getiren temel unsurlar; bağımsızlık, hülk (millet), ülke (vatan), teşkilatlanma 1. Bağımsızlık; Türkler bağımsızlıklarına son derece düşkündürler. Bağımsızlık duygusunun oluşmasında bozkır kültürünün etkisi büyük olmuştur. 2. Halk; Sosyal sınıflara ayrılmamıştı. Her türlü ekonomik, sosyal ve siyasi faaliyetler içerisinde bulunma hakkı vardı. Hükümdür halkın; huzur, refah ve güvenliğini sağlamak zorundaydı. 3. Ülke; sınırları belli olan toprak parçasına ülke olarak adlandırmışlardır. Ülke topraklarını kutsal saydıklarından Vatan olarak benimsemişlerdir. 4. Teşkilatlanma. Devletin başında bulunan hükümdar; han, kağan, il-teber gibi unvanlarla devleti yönetmiştir. Hükümdara danışmanlık yapan bir kurultayı vardı. Kadın erkek farkı gözetilmeksizin herkes asker sayılırdı. Bu nedenle Türklere ordumillet tabirini kullanmışlardır. Yine devlet ikili bir şekilde yönetilmiştir. Hükümdar doğu kutsal sayıldığından doğuda oturur. Hükümdarın güvendiği en yakınındaki oğlu veya kardeşi ise Batı kanadını yönetmekteydi. Yabgu: Devletin batı kanadı hükümdara yakın biri tarafından yönetilirdi, buna yabgu denilmiştir. Yani devlet yönetiminde hükümdardan sonra en yetkili yöneticiye yabgu denilmiştir. Tekin (tigin): Hükümdar çocuklarına tekin veya tigin denir ve boy veya oymaklara yönetici olarak gönderilirdi. Aygucu: Hükümdar olmadığında kurultaya başkanlı eden devlet yöneticisi Katun (Hatun): Hükümdar eşlerine katun denirdi ve Hatun devlet yönetiminde hükümdara yardımcı olurdu. Hatunun ayrı sarayı ve askerleri vardı. Hükümdar sefere çıktığında elçileri kabul eder devletle ilgili meseleleri çözer ve şehrin güvenliğini sağlardı. Eski Türklere göre Han ile Hatun gök ve yerin evladıdır. Kadının yeri yedinci kat göktür. Türk destanlarında “Ak Ana” adı ile anılan katının ilham verdiği anlatılmaktadır. Ünlü Arap gezgini İbn-i Batuda; Türklerin kadınlara erkeklerden daha çok önem verdiği vurgulanmaktadır. Türklerde Sosyal Hayat Türklerde sınıf farklılığı görülmez toplumun en küçük yapı taşına -Oğuş (aile) denirdi. Ayrıca ailelerin bir araya gelmesiyle -Urug (Sulale) -Boy -Bodun (Millet) ten oluşurdu. Töre (Sözlü Hukuk) : İlk Türk Devletlerinde toplumsal ilişkiler, sözlü hukuk kuralları olan törelere göre düzenlenmiştir.-Ülke hükümdar tarafından “töre”ye göre (Gelenek-görenek) yönetilmiştir. Türkler konar-göçer ve atlı-göçebe tarzı bir yaşam sürmekteydiler. Yazın yaylaklarda kışın ise daha sıcak yerler olan vadi ve ovalarda yaşamlarını sürdürdükleri yerlere kışlak denirdi. Gıda ve Beslenme: Kısrak sütünden içtikleri kımız, süt, yoğurt, peynir, at ve koyun eti ile beslenirlerdi. Konserve ve kurumuş et de Türklerin tükettiği besinlerdendi. Giyecek: Yün, deri, kürk gibi hayvan ürünlerinden yapılan giysiler giyerlerdi. Hükümdarın Görev ve Yetkileri: Töreye göre hükümdarın görevi; -adaletli olmak, -halkı huzur ve refaha kavuşturmak -ülkenin bayındırlığını ve güvenliğini sağlamaktı. -Eski Türk toplumunda sosyal yaşamın en önemli öğesi aile idi. Tek eşle evlilik geleneği vardı. Kadın-erkek eşit haklara sahipti. Devlet Yönetiminde İkili Teşkilat: Türkler ilk devlet teşkilatlanmasını Asya Hun Devletinde Mete Han tarafından düzenlenmiştir. Ülke doğu, batı veya sağ sol şekilde farklı iki idari birime ayrılarak yönetilmiştir. Eski Türklerde Dini İnanç: -Türkler ölümden sonra yaşama inanmışlardır. Bu nedenle ölüleri ve değerli eşyaları ile birlikte gömmüşlerdir. -Türkler ölen insanlar için “yuğ” adı verilen tören düzenlemişlerdir. -Türkler mezarlarının başına “balbal” adı verilen taşlar dikmişler. Bu taşlar savaşta öldürdüğü düşman sayısını temsilen dikilmiştir. BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ -Pazrık Kurganı’nda dünyanın en eski halısı bulunmuştur. Yine bir kurgandan Altın Elbiseli Adam heykeli bulunmuştur. -Nevruz geleneği ile İlkbahar’ın gelişi ve tabiatın yeniden dirilişi bayram olarak kutlanmıştır. Türklerin Tarih Boyunca Yayıldıkları Bölgeler: Türkler, MÖ. 1700’den itibaren değişik zamanlarda orta Asya’dan çeşitli yönlere göç etmeye başladırlar. Türklerin orta Asya’dan göçleri kuzey, güney, doğu ve batı yönlerine olmuştur. M.Ö. 1700’ten itibaren başlayan göçler M.Ö. 1100 yıllarında daha da yoğunlaşmıştır. Bu tarihte Bir kısım Türk boyları; Çin’in Kansu ve Ordos bölgesine, bir kısmı da batıya; Tanrı Dağları ve Kazakistan ile Aral gölünün güneyine kadar ilerlediler. Yakut ve Çavuşlar, Sibirya’ya doğru göç ederken Çuvaşlar ise Ural dağlarının güneyine yerleştiler. Milâttan sonraki göçler ise daha çok güneye (–Çin’e-) ve batıya (Avrupa ve Balkanlara) doğru olmuştur. Hunlar, Avarlar, Bulgarlar, Macarlar, Peçenekler, Kumanlar ve Oğuzlar Batıya doğru göç etmişlerdir. Göçlerden Sonra Anayurdun Durumu: Türk topluluklarının çeşitli bölgelere, yönlere yaptığı ve uzun bir dönem devam eden göçlere Türk boylarının hepsi katılmadı. Ana yurtta kalan Türler; İrtiş, Selenga ve Orhun ırmakları ile Baykal gölü dolaylarında varlıklarını sürdürdüler ve burada büyük devletler kurarak Türk kültürünü devam ettirdiler. (Hunlar, Göktürk ve Uygur Devletleri) KAVİMLER GÖÇÜ: Asya Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra önce Aral gölü dolaylarına, daha sonra Ural ve Volga ırmakları arasına yerleşen Hunlar IV. Yüzyıl ortalarında tekrar batıya doğru göçe başladılar. MÖ 54 yılında Hunların bir kısmı, Çi-çi Han ile batıya kayarak Türkistan bölgesine yerleşmişti. MS 48 yılında ise Büyük Hun Devleti, Kuzey ve Güney Hun devletleri olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Kuzey Hun Devleti MS 150 yıllarında yıkılmıştı. Toprakları işgal edilen Kuzey Hunları tekrar batıya göç etmişlerdi. Çi-çi ile batıya gelen Hunların bulundukları, Aral gölünün doğusu ile güney Kazakistan'a yerleşmişlerdi. Bölgedeki diğer Türk kavimleriyle karışıp kaynaşan bu Türkler Asya Hunlarının torunları idiler. Onlar, zamanla çoğalarak güçlerini artırdılar. IV. yüzyılda Aral gölü ile Hazar denizi arasında yaşayanların topraklarını ele geçirdiler. Hunların yurtlarını niçin bırakıp, batıya göç ettiklerini kesin sebebini bilemiyoruz. Ancak bizler Türk tarihinin eski devirlerini; onların komşu oldukları ülkelerdeki kaynaklardan takip etmekteyiz. Bu kaynaklar doğuda; Çin, batıda ise Roma kaynaklarıdır. Batıya göç eden Hunlar, Çin'den uzaklaşmış olduklarından Çin kaynaklarında onlar hakkında kayıtlar yoktur. Yine Hunların bu dönemde Bizans ve Roma ile de ilişkileri olmamıştır. Bu yüzden onların kaynaklarında da Hunlara ait bilgiler bulunmamaktadır. Batı kaynakları 374 yılından itibaren Hunlardan bahsetmektedir. Hunlar; Balamir'in idaresinde Volga'dan batıya doğru ilerlemeye başladılar (374). O tarihlerde Kuzey Karadeniz'den Macaristan'a kadar olan yerlerde Cermen (Germen) asıllı kavimler oturuyorlardı. Bunlar Ostrogotlar (Doğu Gotları), Vizigotlar (Batı Gotları), Vandallar ve Gepidler idi. Ayrıca İran ve İslav kabileleri de vardı. Hunlar önce Ostrogotları dağıttılar (374). Daha sonra Vizigotları yenip, onların topraklarına girdiler. Doğudan batıya uzanan bu Hun akını, birçok kavmi yerinden oynattı. Batıya giden bu kavimler, Roma imparatorluğu'nun topraklarını alt üst ettiler. Kuzey Karadeniz'den İspanya'ya kadar her taraf Hun akınından etkilendi. Avrupa’nın etnik coğrafyasını değiştiren bu büyük olaya tarihte Kavimler Göçü dendi (375). Kavimler Göçünün Sonuçları: Kavimler Göçü, Avrupa tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil etti. Bunlar Avrupa'ya, etnik, politik, sosyal, askerî ve sanat alanlarında etki yaptılar. Avrupa, Cermen (Germen) kavimlerinin istilası ile uzun süre karışıklık içinde kaldı. Hunların önünden kaçan Cermen (Germen) kavimler gittikleri yerlerde birbiriyle kaynaştılar. Yeni topluluklar oluşturdular. Böylece Avrupa'nın etnik çehresi değiştirerek, bu günkü Avrupa'nın temeli atıldı. Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Kavimler Göçü, Roma İmparatorluğu'nu da temelinden sarstı. Uzun süre karışıklar içinde kalan Roma İmparatorluğu, ikiye ayrıldı (395). Bazı araştırmacılara göre; ilk Çağ'ın sonu Orta Çağ'ın başlangıcı kabul edilen ve Batı Roma'nın yıkılışını hızlandıran olay, yine Kavimler Göçü oldu. Hunlar savaş veya dostluk yoluyla, Avrupa toplumlarıyla çeşitli ilişkiler kurdular. Bunun sonucunda Avrupa'ya kültür alanında etki yaptılar. Avrupa, Hun ordularının donanım ve savaş taktiklerinden etkilendi. Avrupa'daki Hun etkisi bütün Orta Çağ boyunca devam etti. Kavimler Göçü, Türk tarihini de etkiledi. Hunların Avrupa'ya göçleri ile açtıkları Batı yolu, kendilerinden sonra gelen Türkler tarafından da kullanıldı. Ana yurdu terk eden Türkler Avrupa'da çeşitli adlarla devletler kurdular. KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI: Roma İmparatorluğu doğu (Bizans), batı olmak üzere ikiye bölündü (375). Batı Roma bir süre sonra yıkıldı. Avrupa’nın siyasi ve etnik yapısı değişti. Avrupa’da feodalite (derebeylik) yönetimleri ortaya çıktı. Kilise ve papalık önem kazandı ve skolastik düşünce yaygınlaştı. Türk kültürü Avrupa’da yayıldı. Avrupa’da çeşitli adlarla devlet kuruldu. 3. AVRUPA HUN DEVLETİ (375-469) Balamir'le batıya akın eden Hunlar Kavimler Göçü'ne sebep olmuşlardı. IV. yüzyılın sonunda Hunların başında, Balamir'in oğlu veya torunu olduğu sanılan Uldız vardı. Avrupa Hun Devleti'nin ağırlığı ise Hazar denizi ile Volga dolaylarında idi. Bu dönemde Hunlar, batıda Tuna'yı geçerek Balkanlara indiler. Daha çok sayıda olan Hunların bir kısmı ise, komutanları Barsık ve Kursık idaresinde doğuda Kafkaslardan Anadolu'ya girdiler. Urfa ve Antakya'yı kuşatan Hunlar, Suriye'ye girip oradan Kudüs'e yöneldiler (395 -396). Hunlar bu akınlardan hemen sonra, aynı yolu takip ederek Azerbaycan üzerinden ülkelerine döndüler. Bu hızlı Hun akını, her tarafta onlar hakkında akıl almaz hikâyelerin anlatılmasına sebep oldu. Batıda ise Uldız, Atilla'nın son zamanlarına kadar uygulanacak olan Hun dış siyasetini belirledi. Balamir’den sonra başa geçen Uldız zamanında Hunlar, Karpat dağlarını aşarak Macaristan’a girdiler. Uldız'ın belirlediği Hun dış siyasetine göre; - Doğu Roma (Bizans) baskı altında tutulacaktı. - Barbar kavimlere karşı Batı Roma ile iyi ilişkiler kurulacaktı. Uldız, daha sonra Tuna'yı geçerek Bizans'a Hun baskısının kaybolmadığını gösterdi. Barış görüşmeleri için yanına gelen Bizans'ın Trakya valisine meydan okuyarak "Güneşin battığı yere kadar her yeri zaptedebilirim" dedi. Uldız'ın 410 tarihinde ölümünden sonra, Hun tahtına Karaton geçti. Karaton'dan sonra başa geçen Rua zamanında, Bizans, yıllık vergiye bağlandı (422). Roma İmparatorluğu üzerindeki siyasî ve askeri Hun baskısı iyice arttı. 4. ATTÎLLA (434 - 453) Avrupa Hun hakanı Rua'nın 434 yılında ölmesi üzerine devletin başına Attila geçti. Attila, Rua'nın kardeşlerinden Muncuk'un oğlu idi. Rua'nın yanında yetişmiş, seferlere katılmıştı. Devlet idaresini, Hun iç ve dış siyasetinin esaslarını öğrenmişti. Devlet yönetiminde, Attila'nın kardeşi Bleda da yetki sahibiydi. Ama asıl idare ve kudret Attila'nın elindeydi. Avrupa Hun Devleti, Attila zamanında en parlak dönemini yaşadı. Hunlar Volga'nın doğusundan, bu günkü Fransa'ya ve Mânş denizine kadar olan topraklara hâkim oldular. . Attila döneminde Bizans ilişkileri: Attila, Bizans'a karşı baskıyı artırdı. Kendisiyle görüşmeye gelen Bizans elçilik heyetine, isteklerini barış şartları olarak yazdırdı (434). Konstantia veya Margos Barışı denilen bu antlaşmanın başlıca maddeleri şunlardı: • Bizans artık Hunlara bağlı kavimlerle yardım antlaşmaları yapmayacak, • Hunlardan Bizans ülkesine kaçanlar kabul edilmeyecek, • Bizans'ın elinde bulunan Hun esirleri iade edilecek, BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ • Hun-Bizans ticarî ilişkileri belirli kasabalarda devam edecek, • Bizans'ın ödemeyi kabul ettiği vergi iki katına çıkarılacaktı. Bizans kendisini devamlı baskı altında tutup vergiye bağlayan Hunlardan kurtulmak istiyordu. Bu yüzden Hunlar arasına, nifak sokma yolunu denedi. Hun beylerini Bizans'a davet edip, onları yüksek makamlara getirdi. Attila'ya karşı kendilerine yardım vaatleri yaptı. Bunun üzerine Attila, Bizans üzerine harekete geçti. Makedonya üzerinden Trakya’ya girip, Büyük Çekmece önlerine kadar geldi. İmparator Teodosyüs, barış istemek zorunda kaldı. Yapılan Anatolyos Antlaşması’na göre: 1. Doğu roma (Bizans), Tuna’nın güneyinde asker bulunduramayacaktı. 2. Savaş tazminatı ödeyecekti. 3. Yıllık vergi üç katına çıkacaktı. Attila’nın Seferleri: I. Balkan Seferi Daha sonra ordusuyla Trakya'ya girdi (441). Attila'nın I. Balkan seferi, Batı Roma İmparatorluğu'nun yardımıyla durduruldu. Bizans, Margos Antlaşması'nın şartlarına uymayı kabul etti. Yapılan yeni anlaşma ile Bizans’ın ödediği vergi üç katına çıkarıldı. 445 yılında Bleda'nın ölümü ile Attila tek basına Hun hakanı oldu. Attila’nın amacı; büyük bir devlet kurmak, Batı ve Doğu Roma imparatorluğunu egemenliği altına almaktı. II. Balkan Seferi: Bu arada Bizans'ın yıllık vergisini ödememesi ve Hun kaçaklarının iade etmekte yavaş davranması, Attila'nın ikinci Balkan seferine sebep oldu. 447 yılındaki ikinci Balkan seferiyle, Bizans artık Hunların karşısında iyice zayıf bir devlet haline geldi. Bizans, Hunlara ödediği yıllık vergiyi ödemekte güçlük çekiyordu. Bu yüzden Bizans imparatoru, tek kurtuluş yolu olarak Atilla'yı ortadan kaldırmaya karar verdi. Attila'ya gönderilen Bizans heyeti vasıtasıyla, Attila öldürülecekti. Ancak Attila, yaptığı sorgulama ile suikastı ortaya çıkardı. Bizanslıların hiçbirine dokunmadı. Bizans imparatoruna gönderdiği mektupta şöyle dedi: “Theodosios (Teodosyüs), Attila gibi, asil bir babanın oğludur. Attila babası Muncuk'tan aldığı asaleti muhafaza etmiş, fakat Teodosyüs, Attila'nın haraç-güzârı olmakla köle durumuna düşmüştür. Teodosyüs kölelik haysiyetini de koruyamamıştır. Çünkü efendisi olan Attila'nın canına kıymak istemiştir." Bu olay Attila'nın Bizans ile son çatışması oldu. Bundan sonra Bizans, Atilla'nın ölümüne kadar herhangi bir güçlük çıkarmadı. Yapılan Anatolyus Antlaşması ile Bizans’ın ödediği vergi üç katına çıkarıldı. Batı Roma (Galya) Seferi Attila, Bizans'tan sonra Batı Roma imparatorluğu üzerine yapacağı sefer için hazırlanmaya başladı. Doğu Roma üzerinde kesin bir hâkimiyet kurduğuna inanan Attila; Batı Roma’ya yöneldi. Batı Roma üzerine yapacağı sefere geçerli bir sebep ararken daha önce İmparator Valentien’in kız kardeşi Honori’nin kendisine yaptığı evlenme teklifini hatırladı. Rama’ya elçiler göndererek Honori’nin teklifini kabul ettiğini ve çeyiz olarak da Roma topraklarının yarısını istedi. Bu isteğinin kabul edilmemesi üzerine 451 yılında harekete geçen Attila Galya Seferini başlattı. Roma kumandanı Aetius (Aetyüs)'da, Hun tarzında birlikler kurarak güçlü bir ordu ile hazırlık yapmıştı. Hunların önünden kaçan Cermen (Germen) kavimlerinden de ordusuna asker almıştı. Aetyüs 200 000 kişilik ordusuyla Galya (bu günkü Fransa)'ya girdi (451). Burada Gotlarla birleşti. Attila'nın karşısında Orleans (Orlean) şehri yakınlarında Campus Mauriacus (Kampus Mavriyakus) mevkiinde durdu. Katalon ovasında her iki ordu karşılaştılar. Bütün gün yapılan savaşta, iki taraf da ağır kayıplar verdiler. Fakat savaşı kimin kazandığı belli olmadı. Romalılar ve müttefikleri gece savaş alanından çekildiler. Attila da onları takip etmedi. Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Attila, ordusuna çeki-düzen verdikten bir yıl sonra tekrar güçlü bir orduyla Alpleri aştı. Roma üzerine yürüyerek İtalya seferini başlattı. Po Ovası’na girdiğinde, halk korku ve panik içindeydi. Romalılar beklenmedik bu saldırı karşısında korku ve telaşa düştüler. Roma senatosu barıştan yanaydı. İmparator; papa I. Leo’yu elçi olarak Attila’ya gönderdi. Barış heyetinin başındaki papa bizzat Attila'nın huzuruna çıktı. Roma'nın kendisine boyun eğdiğini söyledi ve tüm Hıristiyan dünyası adına Roma’yı bağışlamasını istedi. Attila, Balkan seferleri sonucunda İstanbul'u tahrip etmekten kaçındığı gibi, Roma için de aynı şeyi yaptı. Bu eski medeniyet merkezini korudu. Bunun üzerine Attila Papa ile görüştükten sonra geri döndü. ATİLLA’NIN ÖLÜMÜ VE AVRUPA HUN DEVLETİNİN YIKILIŞI Attila, 453 yılında bir düğün yemeğinde zehirlenerek öldü. Attila’yı ziyaret eden Romalı tarihçi Priscus (Piriskus) şöyle söylemektedir: “O, tüm dünyanın ondan ürkmesi için doğmuş ve tüm kavimleri sarsmıştır. Herkes onun hakkında duyacağı dehşet verici bir haberin kendisine ulaşacağı korku ile yaşamıştır. Attila misafirleri altın ve gümüş tabaklarda, kendisi ise ahşap tabakta yemek yerdi.” Avrupa Attila’yı Tanrı’nın kırbacı olarak görmüştür. Tanrı tarafından kendilerini cezalandıran bir kişi olarak görmüşlerdir. Almanların ünlü Nibelungen destanı Attila’dan bahsetmektedir. O, sert tabiatı yanında kurnazlığı ile ünlüydü. Sadeliği sever gösterişten hoşlanmazdı. Tarih kayıtları Attila’yı, iyiliksever, adaletli ve mütevâzi bir hükümdar olarak tanıtmaktadır Onun hatırası etrafında tüm Avrupa’da dilden dil dolaşan efsaneler üretilmiştir. Attila’nın ölümünden sonra yerine geçen çocukları Hun devleti bütünlüğünü koruyamadı. Attila’nın yerine sırasıyla oğulları İlek, Dengizik ve İrne geçti. Fakat Cermen (Germen)) kavimleri ile yaptığı bir savaşta öldü (4519). Dengizik, birliği tekrar sağlamak için çalıştı. Ancak o da Bizans ile savaşırken yenilerek esir düştü ve öldürüldü. Böylece Avrupa Hun Devleti dağıldı (469). Attila’nın diğer oğlu İrnek, ise artık Avrupa’da tutunmanın zor olduğunu anlamıştı. Hunların büyük kısmı ile Karadeniz’in batı ve kuzeyindeki geniş düzlüklere çekildi. Hunların bir kısmı buradan Orta Asya’ya geri döndü. Bir kısmı ise Avrupa’ya yapılan akınlarla Avarlara katıldı. İrnek idaresindeki bu Hun topluluğu daha sonraları Bulgarlarla, Macarların devlet olarak ortaya çıkmalarında rol oynadılar. AKHUNLAR: (EFTALİTLER) 350 yıllarında, Altaylardan batıya göç eden Hunların soyundan olan Akhunlar; Afganistan’ın batısına ve İran’ın güneyine inerek burada yerleştiler. V. Yüzyıldan itibaren Eftal adındaki hükümdar sülâlesi Akhunların başına geçtiğinden, Akhunlara Eftalitler de denmiştir. Akhunlar 360 yıllarında İran’daki Sasanîlere baskı yaptılar, ancak daha sonra Sasaniler ile yaptıkları savaşı kaybettiler. Akhunlar daha sonra Sasanilerin iç işlerine karıştılar. Sasani tahtında hak iddia eden Firuz, Akhun hükümdarı Kün Han’a sığındı. Firuz, Akhunlardan aldığı yardımla kardeşini yenerek Sasani tahtına geçti (459) Bu tarihten sonra Akhunlar hâkimiyetlerini kuzey Hindistan’a kadar genişlettiler. Ak Hunlar ve Mazdek İsyanı: 484 yılında Sasanî hükümdarı Firuz, Akhunlara savaş açtı. Fakat yenildi. Merv ve Herat Akhunların eline geçti. Sasanîler yıllık vergiye bağlandılar. Bu sırada Sasanîler dinî ve sosyal bir sarsıntı içine düştüler. Mazdek isimli birisi, insanların huzurunu bozan iki şey olarak servet ve kadını gösteriyordu. Bunların, herkesin ortak malı olması halinde huzursuzluğun biteceğini söylüyordu. Ekonomik açıdan zor durumda olan halkı kurtarmayı amaç göstererek, bu düşüncelerini yaymaya başladı. Halk, Mazdek ve taraftarları tarafından ayaklandırıldı. Mazdek isyanı olarak tarihe geçen bu isyanda din adamları öldürüldü, her taraf yağmalandı. Sasanî hükümdarı Şah Kavad, Akhunlara sığınmak zorunda kaldı (496). Akhun hükümdarı, Mazdek isyanını bastırması için Şah Kavad'a asker verdi. Böylece isyan Akhunların yardımıyla bastırıldı (498 - 499). Mazdek ve taraftarları yakalanarak öldürüldü. BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Akhunlar, Mazdek isyanından sonra Sasanîler üzerinde nüfuz sahibi oldular. Ak Hun Devletı'nın Zayıflaması ve Yıkılışı: Sasanî Devleti'nin başına geçen Anüşîrvan, Akhun nüfuz ve baskısından kurtulmak için çareler aramaya başladı. Bu sırada Orta Asya'da 552 yılında Göktürk Devleti kurulmuştu. Göktürklerin Batı bölgelerini idare eden istemi Yabgu da, Sasanî Devleti ile Akhun Devleti'nin sınırlarına dayanmıştı. Bölgedeki ipek ticareti Akhunların elinde olduğundan istemi Yabgu, Anûşirvân ile ittifak yaptı. Akhun Devleti yıkılarak toprakları, Göktürk ve Sasaniler arasında paylaşıldı (557). Göktürkler, kısa süre sonra Sasanîlere düşen Akhun topraklarını da ele geçirdiler. Bölgede Türk hâkimiyeti yeniden sağlandı. DEĞERLENDİRME SORULARI: 1. Hunların bilinen ilk hükümdarı kimdir? Balamir 2. Hun dış siyaseti kim zamanında belirlendi: Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Ulduz. 3. Hunlar dış siyasette nasıl bir politika izlemişlerdir. 4. Batı Roma ile iyi geçinmek, Doğu Roma’yı baskı altında tutmak. 5. Asya Hunlarının bilinen ilk hükümdarı kimdir? Teoman 6. Asya Hunları en parlak dönemine kim zamanında ulaştı Mete Han Kavimler Göçü’nün sonuçlarını yazınız? 1. Roma İmparatorluğu zayıflamış ve 395’te Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 476’da Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştır. 2. Avrupa’da yaklaşık yüzyıl karışıklık devri yaşanmıştır. 3. Feodalite ve derebeylik rejimi otaya çıkmıştır. Milletler ortaya çıkmıştır. (İngilizler, İspanyollar) Not: Günümüz Avrupa devletlerinin birçoğunun temelleri bu dönemde atılmıştır. 4. Kavimler Göçü (375) İlkçağın sonu ve Ortaçağın başlangıcı olarak kabul edilmiştir. 5. Barbar kavimler arasında Hıristiyanlık yayılmıştır. 6. Avrupa’ya gelen Hunlar, Avrupa Hun Devleti’ni kurmuşlar. ( ) 1. Kavimler Göçü sonucunda Avrupa'da Hun Devleti kurulmuştur. ( ) 2.Türklerin Konar göçer yaşamaları başka bölgelere göç etmelerini kolaylaştırmıştır. ( ) 3 Hunların bilinen ilk hükümdarı Mete’dir. ( ) 4. İlk Türk devletlerinde en yaygın inanış mani inancıdır. ( ) 5. Avrupa'nın bugünkü etnik yapısının oluşmasında Kavimler Göçü etkili olmuştur. ( ) 6. Türk devletlerinde hükümdar eşi olan Hatun gerektiğinde Hakan adına Devleti yönetir, elçileri kabul eder ve devlet meclisine katılırdı. ( ) 7. Türk devletlerinde devlet yönetim açısından iki bölgeye ayrılırdı. Hükümdar ülkenin kutsal kabul edilen Doğu kanadını kardeşi ise Batı kanadını yönetirdi. ( ) 8. Atilla, Batı Roma İmparatorluğu üzerine Galya ve İtalya'ya seferlerini düzenlemiştir. ( ) 9. Hunların bilinen ilk hükümdarı Teomandır. ( ) 10. Onlu sistem ilk kez Mete Han tarafından kurulmuştur. 1-D, 2-D, 3-Y, 4-Y, 5-D, 6-D, 7-D, 8-D, 9-D, 10-D 1. Ilk Türk devletlerinde devlet işleyişi……………………ile düzenlenmiştir. (Töre) 2. Bilinen teşkilatlı ilk Türk devleti………………………….Devleti’dir. (Asya Hun) 3. Türkler savaşlarda ……………………. adı verilen savaş taktiğini kullanmışlardır. (Turan) 4. Avrupa Hunlarının en parlak dönemi…… …………… ile başlamıştır. (Attila) 5. Avrupa Hun Devleti Bizans ile …………………. Ve …………………….anlaşmalarını imzalanmıştır. ( Margos ve Anatolyus ) 6. Türklerin Orta Asya'dan göç etmelerine…………………………….alanındaki gelişmeler etkili olmuştur. (Siyasi ve ekonomik ) 7. Metehan'ın Çin'e yerleşmemesinde ……………………………..koruma düşüncesi etkili olmuştur. ( Türklerin Milli Benliği ) 8. Avrupa'da kurulan ilk Türk devleti …………………………………devletidir. (Avrupa Hun) 9. Avrupa'da feodalitenin ortaya çıkmasında………………………… etkili olmuştur. ( Kavimler Göçü ) 10. Eski Türklerde ölen kişinin eşyaları ……………………….adı verilen mezara konulmuştur. (Kurgan ) BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK I. ve II. GÖKTÜRK DEVLETLERİ Sasani Bizans savaşları her iki devletin de zayıflamasına neden oldu. Bu durumdan faydalanan İstemi Yabgu ülkesinin topraklarını Büyük Okyanus’tan Volga (İtil) Nehri’ne kadar genişletti. Sasanilerin bu savaşta yıpranarak zayıflamaları nedeniyle bir süre sonra Müslüman Arapların saldırması sonucu yıkılarak bu topraklar Müslümanların eline geçti. Ta-Po Kağan Dönemi (572-581) A. I. GÖKTÜRK DEVLETİ (552-659): Başlıca bu devletin hükümdarları Doğu Kanadı Batı Kanadı Bumin İstemi (552 – 576) Kolo (553) Tardu (576-603) Mu-Kan (553-572) Tapo İşbara Ortaçağda Müslümanlıktan önce kurulan Türk Devletlerinin en büyüdür. Bu devleti-kuran Oğuzlar; Göktürk imparatorluğu kuruluncaya kadar kendilerini gösterememişler ve silik bir hayat yaşamışlar. Önce Ergenekon'da sonra Altay dağlan bölgesine yerleşmişler. Devlet kurulmadan önce demircilikle uğraşmışlardı. 535 yılında iyice güçlenmişlerdi. Avar hâkimiyetindeki Töleslerin ayaklanmasını, Avar Hükümdarının isteği üzerine bastıran Bumin, bunun karşılığında kızını kendisine eş olarak ister. İsteği kabul olmayınca ayaklanarak Avarları yenerek merkezi Ötüken olmak üzere 552 'de I. Göktür Devletini kurdu. Böylece; Orta Asya'da pek çok devlet kuran Türkler Tarihte ilk kez milli adımızla söylenen Göktür İmparatorluğu Devleti’ni Kurmuşlar. I. Göktürk devletinin kurucusu Bumin Handır. Bumin Kağan, kendisine büyük destek ve yardım eden kardeşi İstemi'yi Yabgu unvanıyla batı kanadına getirdi. Ve aynı yıl içinde öldü. Göktürkler; Çin, Akhun, Sasani ve Bizans ile mücadele etmişlerdir. Mukan Kağan Dönemi (553-572) Bumin’den sonra yerine önce Ko-lo; daha sonra da Mukan kağan oldu. Mukan Kağan döneminde Göktürk devleti en parlak dönemini yaşadı. Bu dönemde Avar devletine son verildi, Kitanlar ve Kırgızlar egemenlik altına alındı. En büyük düşmanları Çinlilerdi ve Çinlilere Göktürklerin üstülüğünü kabul ettirildi. Mukan Kağan doğuda bu başarıları kazınırken amcası İstemi Yabgu da batıda Hazar Denizi’ne kadar uzanan bölgeyi ve buradan geçen İpek Yolu’nun kontrolünü ele geçirdi. Mukan Kağan devletin geleceğini güvence altına almak için kızını Çin imparatoru ile evlendirdi. Ancak sonraki dönemlerde Türk kağanlarının Çinli prenslerle evlenmesi Çinlilerin kışkırtması nedeniyle ülkede iç karışıklıklar çıktı. İstemi Yabgu Dönemi (552-576) Doğu’da, Mukan Kağan’ın ölümünden sonra yerine Ta-Po Kağan geçti. Ancak Ta-Po’nun yanlış politikaları yüzünden devlet zayıfladı. Ta-Po Kağan önce Göktürk inancına uygun olmayan Manihaizm dinini benimsedi. Dış politikada Çin’in etkisinde kaldı. Çinlilere ait lüks tüketim mallarının ülkesine girmesine izin vermesi nedeniyle Göktür halkının gözünden düşmesine neden oldu. Mukan Kağan ve İstemi Yabgu'nun ölümü üzerine Göktürkler zayıflamış ve Çin entrikalarıyla da 582 yılında Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İstemi yabgunun ölümü üzerine yerine geçen oğlu Tardu doğu kanadıyla anlaşamayınca ülkede taht kavgaları başladı ve ülke ikiye bölündü (582) Batı Köktürk Devleti (552-659) -Doğu Göktürk Devleti ile hâkimiyet mücadelesine girişti -Çin üzerine seferler düzenledi ancak başarılı olunamadı -Tardu’nun ölümünden sonra çıkan taht kavgaları ve iç karışıklıklar yüzünden Çin egemenliğine girdi 559. Doğu Göktürk Devleti (552-630) -Çin’nin Türk töresini yok etmek istemesine karşı direnseler de başarılı olamadılar -Ülkede çıkan kıtlık ve salgın hastalıklar Devleti yıprattı -Çin baskılarına daha fazla dayanamayan Doğu Göktürk Devleti 630 yılında yıkıldı. Not: Doğu Göktürkler 630, Batı Göktürkler de 659 da Çin hâkimiyetine girerek devletlerini ve bağımsızlıklarını kaybetmişlerdir. Bilgi Notu: Kronoloji 476 Ostragotlar İstanbul’u kuşattı 477 Budizm Çinin Resmi dini haline geldi 571 Hz. Muhammed (s..) Mekke'de doğdu 582 Göktürk Devleti doğu ve Batı Göktürk devleti olarak ikiye ayrıldı 590 Avarlar Romanya’da devlet kurdu 595 Hindistan’da ondalık sistemi icat edildi 609 Sasaniler İstanbul’u kuşattı 610 Hz. Muhammed (s..) 'e ilk vahiy indi 619 Avarlar Sasanilerle birlikte İstanbul”u kuşattı 622 Hz. Muhammed (s..) hicret etti ve Medine’de İslâm Devleti’nin temelini attı. 630 Mekke Fethedildi. 630 Büyük Bulgar krallığı kuruldu 630 Doğu Gök Türk Devleti yıkıldı. 632. Hz. Muhammet (s..) vefat etti. 639 Hz Ömer komutasındaki ordular Kazakistan'ı ele geçirdi 645 Budizm Tibet'te yayıldı 657 İslam devletinin başkenti Medine’den Kufe’ye taşındı 659 Batı Göktürk Devleti Çin egemenliğine girdi 666 Emeviler İstanbul’u kuşattı 692 Kudüs'te mescidi aksa camii tamamlandı 694 Emevi halifesi I.Aabdülmelik tarafından ilk İslam parası bastırıldı 699 Göktürk Devleti Türgişleri egemenliği altına aldı İstemi Yabgu, İpek Yolu’nun denetimini eline geçirmek için Sasanilerle anlaşarak Akhun devletine saldırarak bu devletin topraklarını aralarında paylaştılar (557). Sasanilerin İpek yolu üzerinde hâkimiyet kurmak istemeleri üzerine bu defa da Bizans ile anlaşarak Sasanilere saldırdılar. B. II. GÖKTÜR DEVLETİ (KUTLUK DEVLETİ) (682-774) BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Başlıca Hükümdarlar 1. Kutluk Kağan (İlteriş) 2. Kapgan Kağan 3. Bilge ve Kültigin 681 yılına kadar Çin egemenliğinde yaşayan Doğu Göktür Devleti, Kutluk zamanında isyan ederek Çinlileri yenilgiye uğrattı ve II. Göktür devletini (Kutluk Devleti) kurdu. Uygurları ve Kırgızları egemenliğine aldı. 682 yılında Ötüken'i ele geçiren Kutluk "İlteriş" unvanım aldı. Çin7e karşı 46 başarılı sefer düzenleyen İlteriş Kağan 692 yılında ölünce yerine Kapgan Kağan oldu. Kapgan Kağan Dönemi (692-716) İlteriş Kağan öldüğünde çocukları Bilge ve Kül Tigin küçük olduğundan devletin başına kardeşi Kapgan geçti. Kapgan II. Göktürk devletinin dış politikası şu esaslar üzerine oturtmuştur. 1.Çin içinde yaşayan Türklerin Ötüken’e dönmesini sağlamak Çin’i sürekli baskı altında tutmak 3. Orta Asya'da Tüm Türk boylarını Göktürk egemenliğinde toplamak Kapgan Kağan bu isteklerinizi gerçekleştirmek amacıyla Çin üzerine 25 sefer düzenledi Çin’i baskı altında tuttu ancak Çin'in kışkırttığı Türk boylarının ayaklanmasını bastırmaya çalışırken öldürüldü. Bu dönemde Kök Türk Devleti eski sınırlarına ulaşmıştır. Bilge Kağan Dönemi: (716-734) Kapgan Kağan’ın ölümü üzerine taht kavgaları ile devlet sarsıldı. Bilge ve Kül Tigin kardeşler Kapagan'ın yerine geçen oğlu İnal'ı bir ihtilal ile ortadan kaldırarak tahtı ele geçirdiler. Kül Tigin’in isteği üzerine Bilge kağan olmuştur. Kül Tigin ise Ordu komutanı olmuştur. Vezir Tonyukuk eski danışmanlık görevini yürütmüştür. Göktürkler devleti en parlak dönemini Bilge Kağan zamanında yaşadı. Bu dönemde bütün Türk boyları Köktürklerin egemenliği altına girdi. Çin vergiye bağlandı. Devletin Yıkılışı: Her üç dönemde Tonyukuk vezirlik görevini yapmıştır. 725'te Tonyukuk, 731'de Kül Tigin ve 735'te Bilge Kağanın ölümüyle yerine geçenler ülkeyi iyi yönetemediler. İç karışıklıklar çıktı. İç karışıkları fırsat bilen Basmiller, Karluklar ve Uygurlar birleşerek Göktürkleri yıktılar. Göktürklerin yerine Uygurlar sahneye çıkmışlar ve aynı topraklara hâkim olmuşlardır. Bu dönemde ilk kez Türkler hem tarihlerini hem de sosyal yaşamlarını dile getiren zengin yazılı kitabeler bırakmışlar. Bunlar Türk Dilinin ve tarihinin geçmişini bize tanıtmakta yardımcı olmaktadır. Günümüze ulaşan önemli Eserler: Köktürk Kitabeleridir. Orhun Kitabeleri adı ile de bilinen bu dikili taşlar; II. Göktürk Devleti döneminde; Vezir Tonyukuk (725), Kül Tigin (732), Bilge Kağan (735) adına dikilmiştir. Çinlilerle münasebetler Türk milleti ve hükümdarlarına öğütler, dönemin siyasi ve kültürel özellikleri gibi konular yer almaktadır. Yuluğ Tigin tarafından yazılmıştır. 1893 yılında Danimarkalı W. Thamson tarafından okunmuştur. Türk- tarihine; ait ilk yazılı belgelerdir. Türklerde sosyal devlet anlayışının ipuçlarını vermesi bakımından önemlidir. Köktürkler, Bizanslılarla çeşitli ticari antlaşmalar yaptılar. O dönemin en önemli ticaret yollarından olan İpek Yolu ve bu yolun kuzeyinden paralel olarak uzanan Kürk Yolu, en önemli ticaret yolları idi. İpek yolu hâkimiyeti yüzünden Çinliler ile Türkler arasında uzun süreli savaşlar yaşanmıştır. Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Yine yapılan araştırmalarda Köktürk Dönemi’ne ait madeni paraların bulunması, Türklerin ticarette gelişmiş olduklarının en önemli kanıtıdır. Gök Türklerin Türk tarihindeki Önemi 1. İlk kez Türk adını taşıyan Türk devletini kurmuşlar. 2. İslâm öncesi kurulan Türk devletleri içerisinde en geniş sınırlara ulaşanı ve en güçlü olanıdır. 3. Yazı ve takvimi kullanmışlardır. En eski yazılı Türk belgeleri Göktürklere aittir. Orhun Kitabelerini hazırlayarak Türk tarihinin ve edebiyatının ilk yazılı örneklerini ortaya koymuşlardır. 4. Ticari faaliyetlerde parayı kullanan ilk Türk devletidir. 5. Milliyetçilik anlayışı bu dönemde büyük gelişme göstermiştir. 6. Batı Türkistan bu dönemde hızla Türkleşmiştir. 7. Çadır hayatı sürmelerine rağmen gelişmiş bir yazı ve takvim kullanmışlardır. Not: Göktürler döneminde belirgin şekilde ulusçu bir politika izlenmiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında Türlerin uzun süre Çin esaretinde kalmalarının etkili olmuştur. Örnek Test: Kök Türk Devleti aşağıdaki Türk devletlerinren hangisini yenilgiye uğratarak kurulmuştur? A) Kırgızlar B) Uygurlar D) Avarlar E) Asya Hunları C) Hazarlar Doğru Cevap: D C. UYGURLAR (744 -840) Kök Türklere bağlı olarak Orhun ve Selenge ırmaklarından Aral Gölü’ne kadar uzanan bölgede yaşayan Uygurlar, 744 yılında Karluk ve Basmillerle birlikte Kök Türkleri yıktılar ve Ötüken başkent olmak üzere bir devlet kurdular. Daha sonra Ordu Balkı (Ordu Kenti) denilen Karabalgasun’u bakent yaptılar. İlk kağanları Kutluk Bilge Kül Kağan’dır. Kutluk Bilge Kül’den sonra yerine oğlu Moyen-Çur Kağan oldu. Moyen-Çur Dönemi (747-759) Bu dönemde önce batıdaki Türgişler, sonra kuzeydeki Kırgızlar devlete bağlandı. Böylece Türk boylarını hakimiyeti altına aldı. 751 yılında Çin Talas savaşında Araplara yenilince karışıklık içine girdi. Bundan faydalanarak hakimiyet sahasını genişletti. Ama Uygurlar bu dönemde bile Çin ili iyi ilişkiler kurdu, Çin İmparatorluğunun isteği üzerine çıkan isyanları bastırmada Çin’e yardımcı oldu. Çin İmparatoru Uygurların yardımlarını karşılıksız bırakmayarak ekonomik yardımda bulundu ve ayrıca kızını Uygur kağanı ile evlendirdi. Bögü Kağan Dönemi (759-780) Moyen-Çur’dan sonra yerine oğlu Bögü Kağan geçti. Bu dönemde de Çin’de meydana gelen karışıklıkların bastırılmasında Çin imparatorluğuna yardım edilmiştir. Bögü Kağan dönüşte Çin’den getirdiği rahipler vasıtasıyla Maniheizm dinin yayılmasını sağladı. Maniheizm dininin Türkler arasında yayılması Türklerin yaşantısında büyük değişikliklere neden oldu. Bu dinin etkisiyle: -Türkler yerleşik hayata geçtiler -Bilim, sanat, edebiyat ve ticarette önemli gelişme ve değişiklikler oldu. -Dini hoşgörü Uygurlar arasında yayıldı. -Ayrıca ticarete de önem verdiler. Uygurlar ticaret ve ziraat sayesinde zenginleştiler. Çin’e sefer düzenleme konusunda veziri Baga Tarkan ile anlaşmazlığa düştü. Bu yüzden Baga Tarkan tarafından öldürüldü. Baga Tarkan Dönemi (780-789) BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Bu dönemde ülke içerisinde iç isyanlar çıktı. Yine salgın hastalık ve kıtlıklar yüzünden Uygurlar iyice zayıfladı. Bu durumdan yararlanan Kırgızlar 840 yılında Uygur ülkesine girdiler. Kırgızlar; Ordu-Balık şehrini ele geçirerek Uygur devletine son verdiler. Uygur Devleti’nin yıkılmasından sonra Uygurların çoğunluğu Karluk ülkesine, Çin’in Kansu bölgesine, bir kısmı Doğu Türkistan, Beşbalık ve Turfan dolaylarına yerleştiler. Kansu Uygurları: (Sarı Ugurlar, 847-1226) Uygurlar, Kırgızlara yenildikten sonra yurtlarını terk ederek Çin’in kuzeyindeki Kansu bölgesine gelip yeni bir devlet kurmuşlardı. Çin’in Kansu bölgesine yerleşen Uygurlar, Çin’e bağlı olarak varlıklarını devam ettirdiler. Uygurların yerleştikleri Kansu bölgesinde Budizm oldukça etkindi. Bu nedenle Uygurlar, eski dinleri olan Mani dinini burada uzun süre koruyamadılar. Siyasi ve askeri yönden bir varlık gösteremeyen Kansu Uygurları, daha çok Çin ile ticari ilişkilerde bulundular. Kansu Uygurları 940 yılında Kitanların, 1028 yılında Tangutlar, 1226’da Moğolların egemenliğine girdiler ve Moğol yönetiminde önemli görevler yaptılar. Uygur yazısı Moğollar tarafından kullanılmıştır. Kansu Uygurları günümüzde de Çin’in Kuzey bölgelerinde yaşamaktadırlar. Not: Kansu şehrinin İpek Yolu üzerinde olması Uygurların ticaretini geliştirmiştir. Doğu Türkistan (Turfan) Uygur Devleti: Batıya doğru göç eden Uygurların büyük kısmı Tanrı Dağları çevresine yerleştiler ve 9. yüzyıl ortalarında burada bağımsız bir devlet kurdular. Uygurlar, yerleştikleri bölgenin özellikleri gereği tarım ve ticaretle uğraştılar. Bu sırada Mani dininin yanı sıra Budizm de Uygurlar arasında yayılmaya başladı. Karahanlıların İslâmiyet’i, Uygurların Budizm’i yaymak istemeleri, iki Türk devleti arasında uzun savaşlara neden oldu. 1209’da Moğol egemenliği altına giren Uygurlar, Moğol İmparatorluğu’nda memur, kâtip, yönetici gibi önemli görevlere geldiler. Kültür ve uygarlık yönünden Moğolları etkileyen Uygurlar, Moğolların bir kısmının Türkleşmesini (Çağatay ve Özbek Türkleri gibi) sağladılar. Doğu Türkistan Uygurları, günümüzde Çin’in Sincan Uygur Özerek Bölgesi’nde yaşamaktadır. Not: Göktürklerin çoğunluğu göçebe Türkler teşkil ederken Uygurların çoğunluğu şehir ve kasabalarda yerleşmiş, tarım ve sanatla uğraşan insanlardan teşkil ediyordu. Yaşadıkları yeri bayındır hale getirmişler. Kanallar açarak Tarımı geliştirmişlerdir. Moğolistan'da iken Mani dinini daha sonra ise Buda dinini kabul ettiler. Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Uygurlar, Bögü Kağan döneminde Manihaizm dininin etkisiyle yerleşik hayata geçtiler. Türeyiş ve göç destanları Uygurlara aittir. Mani dini hayvan eti yemeyi, yasaklıyordu. Bu durum Uygurların savaşçılık yeteneklerini zayıflattığı gibi, aynı zamanda siyasi, askeri ve sanat hayatları üzerinde de etkili olmuştur. Uygurların Zayıflamasının Nedenleri: -Mani dinin hayvani gıdaları yemeyi yasaklaması sonucunda Uygurların mücadeleci ve savaşçı özelliklerin kaybetmesi -Çin’in Uygurlar aleyhine olumsuz politikalar izlemesi -Ülkede hanedan değişikliğinin yaşanması Ağır kış şartlarının etkisiyle çok sayıda hayvanın telef olması ve ekonomik sorunların ortaya çıkması Uygurların zayıflanmasında etkili unsurlar olmuştur. Uygurların Genel Özellikleri: -Orta Asya'da kurulan Türk devletleri içinde ilk defa göçebe hayattan yerleşik hayata geçmişler. Uygurların yerleşik hayata geçmesinde Mani dininin önemli etkisi olmuştur. -Uygurlar şehirler kurarak Türk mimarisinin gelişmesine katkı sağlamışlardır. -Çinliler ile olan ilişkileri sonucunda Türk devletleri arasında ilk kez kağıt ve matbaayı kullanmışlardır. -Bilim ve sanat alanlarında önemli eserler vermişlerdir. Mimarlık, resim ve heykel sanatında gelişmeler görülür. Türk mimari sanatında kubbeyi ilk Uygurlar kullanmıştır. -Çeşitli inançları benimsemişlerdir. Ancak kabul ettikleri dinlere ait terimleri Türkçeleştirerek ulusal benliklerini korumaya çalışmışlardır. -Siyasi alandan çok kültürel alanda varlık göstermişlerdir. -Uygurlar zamanına göre hukuk alanında çok ilerlemişlerdir. Mal edinme, satış protokolü, malı ve eşyayı kiraya verme, ortaklık kurma, evlatlık verme, iş sözleşmesi, köle satışı, vakıfname, vasiyetname, ipotek senedi…gibi dönemden kalan belgeler ele geçmiştir. Uygurlarda Yazı ve Dil: Uygur alfabesi 3 sesli 15 sessiz olmak üzere 15 harften oluşur. Uygurlar alfabeyi tüccar olan Soğdalardan alıp geliştirmişlerdir. Uygur yazısı sağdan sola yazılır ve okunur. Kağıt ve matbaayı kullanan Turfan (Doğu Türkistan) Uygurları, Moğolların Türkleşmesinde, teşkilatlanmasında ve devlet yönetiminde etkili olmuşlardır. Bu devlet sayesinde Uygur yazısı Moğol yazısı haline gelmiş ve birçok Türkçe kelime Moğol diline girmiştir. Göç ve Türeyiş Destanı Uygurlara aittir. Uygurlar kendilerinden önce kurulan Türk devletleriyle devlet yönetimi ve ordu teşkilatını oluşturma yönleriyle benzer özellikler taşırlar. Ancak dini, ekonomik ve sosyal yönlerden onlardan ayrılır. DİĞER TÜRK DEVLETLERİ AVARLAR: Köktürklerin Apar olarak adlandırdıkları Avarlara Çin kaynaklarında Juan-Juan, Batılılar ise Avar demişlerdir. Gök Türkler tarafından yıkıldıktan sonra Orta Avrupa’da bir devlet kurmuşlardır (552). Bayan Kağan döneminde en güçlü zamanlarını yaşadılar. 619 ve 626 yıllarında Sasanilerle birlikte İstanbul’u kuşattılar. Avarlara 805 yılında Frank Krallığı tarafından son verildi. BULGARLAR: (583-665) VI. yüzyılda bir devlet kurdular. Hazarların saldırıları ile ikiye bölündüler Tuna ve İtil (Volga) Bulgarları. Zamanla Hıristiyanlığı benimsediler. Bulgarlar XI. Yüzyılda Bizans’ın XIV. Yüzyılda ise Osmanlıların egemenliğine girdiler. 1908 yılında Osmanlılardan ayrılarak bağımsız oldular. Tuna Bulgar Devleti (679-864) Büyük Bulgar Devleti'nin dağılmasından sonra bir kısım Bulgar Kubrat'ın oğlu Asparuh önderliğinde Tuna boylarına gelerek burada Tuna Bulgarlar devletini kurdular. Sılavları hakimiyetleri altına aldılar. En parlak dönemlerini Kurum Han zamanında yaşadılar. Bu dönemde İstanbul'u kuşattılar, ancak Boris Han döneminde Hristiyanlığı kabul ettiler ve bir süre sonra Slav toplulukları içerisinde asimile oldular. BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ İTİL (VOLGA) BULGARLARI (890-1237) Büyük Bulgar Devleti’nin dağılmasından sonra Hazarların hâkimiyetine girmek istemeyen Bulgarlar; İtil Nehri civarına göç ederek bu bölgede İtil Bulgar Devleti’ni kurdular. Yaşadıkları toprakların verimliliği ve yaptıkları ticaret sayesinde güçlü bir devlet haline geldiler. Almış Han döneminde Müslümanlığı kabul ettiler Bu yüzden bazı tarihçiler ilk Müslüman Türk devleti olarak itil Bulgar Devleti’ni kabul ederler. Bu devlete Altın Orda Devleti 1237 yılında son verdi. Günümüz Rus Federasyonu’ndaki Tataristan ve Başkurdistan Özerk Cumhuriyetleri halkı İtil Bulgarlarının soyundan gelmektedir. MACARLAR: IX. Yüzyılda Peçeneklerin baskıları sonucunda Macaristan’a gelerek yerleştiler. Zamanla Hıristiyanlaştılar. Almanlara yenilmelerine rağmen uzun süre mücadele ederek Almanların Balkanlara inmesine engellemişlerdir. PEÇENEKLER: X. Ve XI. Yüzyıllarda yer yer varlık gösteren Türk boylarından olan Peçenekler Bizans ordusunda paralı askerlik yapmışlardır. Alpaslan ile Bizans’ın Malazgirt savaşında Türklerin tarafına geçerek Bizans’ın yenilmesine neden olmuşlardır. Çaka Bey ile birlikte İstanbul kuşatmasına katıldılar (1009). Peçenekler Slavların Karadeniz’e inmelerini önlediler. BAŞKIRTALR (BAŞKURTLAR) Köken olarak Kıpçak Türklerinden gelen Başkırtlar IV. Ve X. Yüzyıllar arasında Ural-Altay Dağlarında çeşitli Türk boylarına bağlı olarak yaşadılar. XIII. Yüzyılda Rusların egemenliğine girdiler. Ruslara karşı uzun süre bağımsızlık mücadelesi verdilerse de Ruslar bu bağımsızlık mücadelelerini kanlı bir şekilde bastırmıştır. SSCB’nin dağılmasından sonra Rus federasyonuna bağlanarak özerk bir şekilde bağımsızlıklarını sürdürmektedirler. TÜRGİŞLER: Batı Kök Türklerinin bir kolu olan Türgişler, Kök Türklerin yıkılmasından sonra Orta Asya’da Çu Irmakları ile Isık Gölü çevresinde yaşıyorlardı. Türgişlerin bilinen ilk hükümdarı Baga Tarkan’dır. Kök Türklerden sonra kendi adına para bastıran hükümdardır. Bu dönemde Araplarla mücadele edildi ve bu toprakların Arapların eline geçmesi önlendi. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. ( ( ( ( ( ( ( ( ( Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK Sulu Kağan’ın bir ihtilal ile Baga Tarkanı ortadan kaldırarak yerine geçmesi nedeniyle iç karışıklıklar yaşandı ve bir süre sonra Araplarla yapılan mücadelede Sulu Kağan yenilerek öldürüldü. Türkgişler VIII. Yüzyılda Karlukların saldırıları ile yıkıldı. HAZARLAR Hazarlar, itil ile Don ırmakları çevresine hâkim oldular. VII. Yüzyılda İran’ı ele geçiren Araplar Kafkasya’da Hazarlar tarafından durdurdular. Uzak Doğu ile Bizans’ı, İslam ülkeleri ile kuzeydeki Slav topraklarını birleştiren ticaret yollarının denetimini ellerinde bulunduran Hazarlar, bu yüzden ekonomik olarak çok güçlü hale geldiler. Bizans, Sasani ve Müslüman Araplarla siyasi ve ticari ilişkilerde bulundular. Bizans-Sasani mücadelesinde Bizans’ın yanında yer alarak Sasani Devleti’nin zayıflamasında etkili oldular. Bu durum, Hz. Ömer döneminde Sasanilerin İslam Devleti tarafından ortadan kaldırılmasına neden oldu. İran, Müslüman Arapların hâkimiyetine girdi. Böylece Hazarlar ile Müslüman Araplar komşu oldular. Müslüman Arapların bölgede daha fazla ilerlemesine Hazarlar engel oldu. Emeviler döneminde yapılan savaşlarda Emeviler geri püskürtüldü. Böylece Arap orduları geri çekilmek zorunda kaldılar. Bir süre sonra bir grup Yahudi isyancı Bizans’ın önünden kaçarak Hazarlara sığındılar. Bizans bu Yahudi isyancıları geri istedi. Hazarlar bu isyancıları vermeyince her iki devlet arasında savaş başladı. Fakat yapılan savaşta istenilen sonuç elde edilemedi. Hazarlar bir süre sonra bu Yahudilere devlet kademesinde önemli görevler verdiler. Bunların etkisiyle yönetim kadrosu Yahudiliği benimsedi. Yahudiler devlet yönetiminde iç karışıklıklar yarattı. Bu durum devletin merkezi yönetimin zayıflamasına ve bir süre sonra yıkılmasına neden oldu. Hazarlarda hoşgörü vardı. İslamiyet, Hıristiyanlık, Musevilik, dinleri Hazarlar arasında yayıldı. -Yahudiliği benimseyen tek Türk devletidir. Din konusunda hoşgörülü olmuşlardır. Bu nedenle Hazar Devleti’nin egemen olduğu VII.-IX. Yüzyıllar Hazar Barış Çağı olarak adlandırılır. Hazar Devleti X. Yüzyılda Rusların saldırıları sonucu yıkıldılar. Not: Türkler tarih boyunca Kök Türk, Uygur, Arap ve Latin alfabeleri kullanmışlardır. Aşağıda Doğrul olanlara “D”, ve yanlış olanlara ise “Y” yazınızı. ) Gök Türklerin merkezi Ötüken’dir ) Hazarlar, Museviliği benimseyen ilk ve tek Türk topluluğudur. ) Avarlar, Emevilerle mücadele ederek İslamiyet’in Orta Asya’ya girmesini engellemiştir. ) Kök Türk Devleti’nin yıkılmasından sonra dağınık halde bulunan Orta Asya Türk Topluluklarını Kırgızlar yeniden toplamıştır. ) Turfan Ugurları Moğolların bir kısmının Türkleşmesini sağlamışlardır. ) Karluklar, Talas Savaşı’nda Arapların yanında yer alarak Çinlilerin yenilmesini sağlamışlardır. ) Avarlar, Avrupa’nın siyasi ve kültürel yapısının değişmesinde etkili olmuşlardır. ) Uygurların Mani dinini kabul etmeleri yerleşik hayat geçmelerinde etkili olmuştur. ) II. Kök Türk Devleti en güçlü dönemini Bilge Kağan zamanında yaşamıştır. 1-D, 2-D, 3-Y, 4-Y, 5-Y, 6-D, 7-D, 8-D, 9-D, 10-D BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK T E S T -11) İslâmiyet'ten önce Türk devletlerinde uzun süren hapis cezaları 8) İslamlık öncesi Türk devletlerinde, görülmemiştir. l. komşu devletler île ticaret antlaşmaları yapılması, Bu durum, I. Türklerin değişik dinleri benimsemesi, II. yazılı kanunların olmaması, III. göçebe hayatın yaygın olması gelişmelerinden hangileriyle açıklanabilir? A) Yalnız l B) Yalnız II C) Yalnız III D) l ve II E) II ve III II. Gök Tanrı inancının benimsenmesi, III. bulunan yazılı eserlerin büyük bir çoğunu hukuk metinlerinin oluşturması durumlarından hangileri ticari çıkarların önemsendiğinin göstergesidir? A) Yalnız l B) Yalnız II D) ll ve III E) I,II ve III C) Yalnız III 2) I- Uygurların Mani dinini yaymak amacıyla çalışmalar yapması II- Göktürklerin ve Uygurların kendilerine özgü alfabeler kullanmaları III- Göktürklerin Çin'deki Türkleri esaretten kurtarmak amacıyla çalışmalar yapması durumlarından hangileri Türklerin ulusçu bir anlayış benimsediklerini gösterir? A) Yalnız l B) Yalnız II C) Yalnız III D) l ve II E) II ve III 9) l. Türk hükümdarlarının Çinli prenseslerle evlenmesi II. Çin'e yerleşilmemesi III. İpek Yolu'nun kontrol altında tutulması politikalarından hangileri Türklerin çıkarlarına aykırı sonuçlar ortaya çıkarmıştır? A) Yalnız l B) Yalnız II C) Yalnız III D) II ve III E) l, II ve III 3) I-Üzerinde Uygur hanlarının mührü bulunan ve alışverişte para yerine kullanılan bez parçaları Moğollarda da geçerli olmuştur. II- Moğollar, Uygur alfabesini kullanmışlardır. III-. Moğollar, kavun ve karpuz yetiştirmeyi Turfan Uygurlarından öğrenmişlerdir. Yukarıdaki gelişmelerden hangileri, Uygurların Moğollar üzerinde etkili olduklarına kanıt olarak gösterilebilir? A) Yalnız l B) Yalnız II C) l ve II D) II ve III E) l, II ve III Bu durumun ortaya çıkmasında; l. Uzak Doğu ile Bizans'ı, İslâm ülkeleri ile Slav uluslar arasındaki ticaret yollarının Hazarların denetiminde olması, II. Hazarların bağlı kavimlerden vergi alması, III. Hazarlarda çeşitli dinlere mensup insanların bir arada yaşamaları, IV. Hazarların topraklarından geçen ticaret kervanlarından vergi alması 4) Göktürklerde sosyo - ekonomik hayat, avcılık ve hayvancılığa dayanıyordu. Vezir Tonyukuk kendi kitabesinde, geyik ve tavşan avlayıp yediklerinden söz etmektedir. Bu bilgilere göre Göktürklerin hayat tarzıyla ilgili olarak, l. Gök Tanrı inancını benimsemeleri II. tarımsal faaliyetlerin gelişmesi, III. göçebe yaşamın yaygın olması durumlarından hangileri savunulabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) l ve II E) II ve lll 5) Göktürklerden sonra Orta Asya'ya hakim olan Uygurlar, siyasi ve askeri alanlarda zayıf kalmışlardır. Bu durumun Orta Asya'da, l. Türk egemenliğinin zayıflaması, II. İpek Yolu ticaretinin önemini kaybetmesi, III. Gök Tanrı inancının yaygınlaşması sonuçlarından hangilerine ortam hazırladığı savunulabilir? A) Yalnız l B) Yalnız II C) l ve II D) II ve III E) l, II ve III 6) Türklerin • hayvanları evcilleştirmeleri, • tekerleği kullanmaları aşağıdakilerin hangisinde kolaylaştırıcı bir rol oynamıştır? A) Göçlerde B) Devlet kuruluşunda C) Yerleşik hayata geçilmesinde D) Tarım faaliyetlerinde E) Boyların birleşmesinde 7) İslâmiyet’ten önce Türklerin, I. boylar halinde yaşamaları, II. Balkanlara ve Çin'e göç etmeleri, III. miras hukukuna göre topraklarını en küçük oğla verilmesi faaliyetlerinden hangilerinin Türklerde farklı kültürlerin etkilerinin görülmesine ortam hazırladığı savunulabilir? A) Yalnız l B) Yalnız II C) Yalnız III D) l ve II E) l ve 111 10) Hazarlarda devletin ana gelir kaynağını ticaret oluşturmuştur. gelişmelerinden hangileri etkili olmuştur? A) l ve II B) l ve IV C) II ve II D) II ve IV E) III ve IV 11) Karadeniz ve Azak Denizi kıyılarında eski Yunan şehir harabeleri, dağlarda ise İskit kabilelerine ait kurganlar (mezar) bulunmuştur. Yunanlılara ait harabelerde metal eşya, para, sanat eserleri ve Yunanca yazılar, İskit kurganlarında savaş aletleri ve değerli madenler bulunmuştur. Bu bilgilere göre, l. Yunanlılar Ege bölgesi dışındaki yerlerde de varlık göstermişlerdir. II. Karadeniz kıyılarında birden fazla medeniyet yaşamıştır. III. İskitler Yunanlılar tarafından yıkılmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A)Yalnız.l B),Yalnız ll C) Yalnız lll D) l ve II E) l, II ve III 12) Altay ve Orhun bölgesinde yapılan kazılarda halı ve kilim parçalarına rastlanmıştır. Bu durum Türklerin, l. dokumacılık, II. resim, III. mimari alanlarının hangilerinde ilerlediklerini gösterir? A) Yalnız l B) Yalnız II C) Yalnız III D) l ve II E) II ve III Test 1 Cevap Anahtarı: 1-c, 2-e, 3-e, 4-c, 5-a, 6-a, 7-b, 8-a, 9-a, 10-b, 11-c, 12-a BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK TEST -2- 1) Tarih öncesi devirler; taş devri ve Maden Devri olarak iki ana bölümde incelenir. Bu sınıflama yapılırken neye dikkat edilerek böyle bir sınıflama yapılmıştır? A) insanların kullandıkları araç ve gereçlerin özelliklerine B) İnsanların Kültürlerine C) gelenek ve göreneklere D) hangi dili konuştuklarına E) Yaşam biçimlerine 2) Kitabeler bilgisidir. Taşlar, yapılar üzerine kazınmış veya işlenmiş yazıların okunması ve değerlendirilmesi ile ilgilenen bilime ne denir? (Tarihe yardımcı olan bilimlerden hangisinin tarifidir?) A) Epigrafya B) Nümizmatik C) Kronoloji D) Etnografya E) Paleografya 3. Aşağıdakilerden hangisi İyonyalılara ait önemli şehirlerden biri değildir? A) Millet B) Efes C) Alaşehir D) Foça E) İzmir 4) -Tarımsal faaliyetler -Köleliğin doğuşu -Ticaret faaliyetleri -Köylerin Kurulması Yukarıdaki sosyal olaylar, aşağıdaki devirlerden hangi dönemde oluşmaya başlamıştır? A) Eski Taş Çağ B) Orta Taş Çağı C) Taş Bakır Çağı D) Maden Devri E) Yeni Taş Devri (Neolitik) 5) Aşağıdakilerden hangisinde “Hititler” ile ilgili bir yanlışlık vardır? A) M.Ö 1800’de Hattuşaş (Boğazköy) ‘ta kuruldu B) Hitit Devletinin kurucusu Hattuşuli’dir. C) Mısırlarla Kadeş savaşını yapmışlardır. D) Anadolu’da ilk defa siyasi birlik Hititler tarafından kurulmuştur. E) Hititler, Persler ile Anadolu egemenliği yüzünden (İssos Savaşı) savaşmışlar. C) Tufan, Yaratılış ve Gılgamış destanlarının yaratıcılarıdır. D) Başkenti Sardes şehri kültür ve sanat merkezi durumundaydı. Bu devlete M.Ö. 516' da Persler son vermiştir. E) Ticaret önemli gelir kaynağıydı. Mezopotamya ve Ege Havzası arasında var olan ve Asurların da kullandığı ticaret yolunu işlek hale getirdiler. 9) Aşağıdakilerden hangisi, Tarih Öncesi Maden Çağı’nın özelliklerinden biri değildir? A) Devlet anlayışının doğması B) Hayvanın evcilleştirilmesi C) Madenin işlenmesi D) Yazının bulunması E) Takvimin bulunması 10) Roma imparatorluğu döneminde Hıristiyanlık hangi ferman ile Avrupa’da serbest edilmiştir? A) Milano B) Bitinya C) Zeus D) Fibula E) Ortostad 11) İbraniler en güçlü dönemlerini aşağıdakilerden hangisinin zamanında yaşadılar? A) Kreusus B) Hz. Davut C) Hattuşuli D) Hz. Musa E) Hz. Süleyman 12) Mezopotamya’da tapınaklar hangi isimle adlandırılırdı? A) Patesi B) Ziggurat C) Anu D) Enlil E) Zeus 13) Eski Türklerde “Yuğ“ ne demektir? A) dini tören B) mezara dikilen taş C) elçi D) din adamı E) mezar 14) Aşağıdakilerden hangisi bir Türk topluluğu değildir? A) Vandallar D) Karluklar B) Kıpçaklar E) Avarlar C) Hazarlar 6) Frigya Devleti kim tarafından kurulmuştur? A) Giges B) Krezüs C) Sardes D) Lidyaüs E) Gordios 15) Hunların bilinen ilk hükümdarı kimdir? A) Teoman B) Mete C) Kao-ti D) Kiyok E) İşbara 7) Aşağıdakilerden hangisi Hitit toplumunu oluşturan sosyal bir sınıf değildir? A) rahipler B) narmalar C) köleler D) yöneticiler E) katipler 16. Aşağıdakilerden Hangisi Avrupa Hun Devleti’nin Hakanlarından biri değildir? A) Balamir B) Uldız C) İşbara D) Rua E) Atilla 8) Aşağıdakilerden hangisinde Lidyalılar ile ilgili bir yanlışlık vardır? A) Gediz ve Menderes nehri arasında yaşayan Lidyalılar önceleri Hititlerin sonra Friglerin egemenliğinde yaşadılarB) Friglerin yıkılmasından sonra Giges adlı bir kral, Lidya devletini kurdu (687). Lidyalıların en güçlü dönemi Krezüüs zamanına rastlar. 17. Cemel Vakası, Sifin Savaşı ve Nehrevan Savaşı Aşağıdaki halifelerin hangisi zamanında yapılmıştır? A) Hz. Ali B) Hz. Ebubekir C) Hz. Ömer D) Hz. Osman E) Emeviler Dönemi Test 2 Cevap Anahtarı: 1-A, 2-A, 3-C, 4-E, 5-E, 6-E, 7-E, 8-C, 9-D, 10-A, 11-E, 12-B, 13-A, 14-A, 15-A, 16-C, 17-A Boşluk Doldurma: 1………….VIII ve IV. Yüzyıllarda Doğu Avrupa’nın en güçlü devleti haline gelmişlerdir. Hazarlar 2………………, Sulu Kağan zamanında Emeviler ile mücadele ederek Müslümanların ilerlemesine engel olmuşlardır. Türgeşler 3. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı Devleti’ni kuran Türk boyu…………. dir. Oğuzlar 4. Orta Asya’dan Bizans’a ilk kez ………………… Devleti zamanında elçilik heyeti gitmiştir. Kök Türk 5……………ve …………………… devletleri Müslümanlarla mücadele etmiştir. Hazar ve Türgeş 6. Malazgirt Savaşı’nda Bizans Ordusunda yer alan ………….ve ……………………kuvvetleri daha sonra Selçuklu tarafına geçmişlerdir. Peçenek-Oğuz 7. ……………………… İstanbul’u kuşatan ilk Türk devletidir. Avarlar 8. …………madeni para basıp kullanmışlardır. ( Türgeşler) 9. Müslüman olan ilk Türk boyu……………..dir. (Karluklar) 10. I. Kök Türkler…………………..hakimiyeti için……………………………ile ittifak yaparak …………..Devlet’ini yıkmışlardır. İpek Yolu, Sasaniler-Akhun BCAL -GENEL TÜRK TARİHİ Ders Öğretmeni: Vedat AKBULAK TEST 3 1. İslâmiyet'ten önce kurulan Türk devletlerinden hangisinde devletin kurucusu yanlış verilmiştir? A) Avrupa Hun - Balamir B) Göktürk-Bümin C) Uygurlar- Bilge Kül Kağan D) II. Göktürk-Kutluk E) Asya Hun – Mete 2. İslamiyet öncesi Türk devletlerinde görülen ordu teşkilatlanmasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Ordu millet ahlayışı hâkimdir. B) Paralı askerlik görülmez. C) Ordunun temeli süvarilere dayanır. D) Orduda Çin örnek alınmıştır. E) İlk teşkilatlanma Mete Han döneminde gerçekleşmiştir. 3. Asya Hun İmparatorluğu'nda; I. İlk ordu ve devlet teşkilatı oluşturuldu. II. Çin etkisiyle parçalanmıştır. III. Göktürkler tarafından siyasi hakimiyetlerine son verildi. meydana gelen gelişmelerin hangilerinden kesin olarak bahsedilemez? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III 4.Türklerin ilk takvimi olan “On iki Hayvanlı Türk Takvimlinin özelliklerinden; I. Güneş yılı esasına dayanır. II. Her gün bir hayvan adıyla anılır. III. Türklerden başka Çinliler, Tibetliler ve Hintliler de kullanmıştır. hangileri yanlış olarak verilmiştir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) İve II E) II ve III 5. Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet öncesinde kurulan Türk devletlerinin ortak özelliklerinden biri değildir? A) Ordularının güçlü olması B) Taht kavgalarının yaşanması C) Ülkenin hanedanın ortak malı sayılması D) Kut anlayışının geçerli olması E) Teokratik yönetimin geçerli olması İslamiyet’i kabul eden ilk Türk devletidir.---->KARAHANLILAR Türklere ait ilk yazılı eserleri bırakmışlardır.--->GÖKTÜRKLER (Orhun kitabeleri) Dinsel hoşgörüye sahiptirler.--->HAZARLAR Hunlara ait bir özellik verilmemiştir. 8. Uygurlar ile ilgili hukuk alanında bilgilerin çok olması , devletin daha çok hangi özelliğine bağlıdır? A) Yerleşik yaşama geçmiş olması B) Mimari alanda ilerlemiş olması C) Kültürel alanda ilerlemesi D) Çin ile ticari ilişkilerin gelişmesi E) Maniheizm ve Budizm dinlerinin benimsenme 9. Aşağıdakilerden hangisi Göktürk kitabelerinin özellikleri arasında gösterilemez? A) Türk adının geçtiği ilk Türkçe metindir. B) Bir yüzü Göktürkçe, diğer yüzü Arapça yazılmıştır. C) Türklerin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi hayatları hakkında bilgi verir. D) Tonyukuk kitabesini kendi yazmış, Kültigin ve Bilge Kağan’a ait olanları Yolluğ Tigln yazmıştır. E) 1893'de Danimarkalı Thomsen tarafından okunmuştur. 10. Kavimler Göçü'nden sonra Avrupa'ya geçen Türk kavimler’nin Hıristiyanlığı kabul etmelerinin en büyük sonucu aşağıdakilerden hangisidir? A) Hıristiyanlığın Avrupa'ya yayılmasını sağlamışlardır. B) Asimile olarak milli benliklerinin kaybetmişlerdir. C) Bizans İmparatorluğunu vergiye bağlamışlardır. D) Kilise mimarisinde ilerlemişlerdir. E) Orta Asya kültürünün Avrupa'ya taşınmasını sağlamışlardır. 11. İslamiyet öncesi Türk devletlerinde yazışmaları gerçekleştiren ve kurultay katipleri olarak da bilinen devlet görevlileri aşağıdakilerden hangisidir? A) Tudun B) Şad C) Ayguci D) Bitigci E) Ulak 12. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa'da kurulan ve bu kıtada İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyudur? A) İtil Bulgarları B) Hazarlar C) Macarlar D) Avarlar E) Avrupa Hun imparatorluğu 6. I. Kam II. Kut anlayış III. Tabiat Kültürü Yukarıda kilerden hangileri İslamiyet'ten önceki Türk devletlerinde dinsel alanla doğrudan ilgili değildir? A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) I ve III E) II ve III 13. Aşağıdakilerden hangisi Türklerin Anayurttan ilk göçlerin nedenleri arasında yer almaz? A) Büyük kuraklıkların yaşanması B) Nüfusun artması C) Salgın hastalıkların meydana gelmesi D) Türklerin İslamiyet’i kabul etmesi E) Otlakların yetersiz hale gelmesi 7. - Matbaayı kullanan ilk Türk devletidir. - Orta Asya’da kurulan Türk devletleri arasında İslamiyet’i kabul eden ilk Türk devletidir. - Türklere ait ilk yazılı eserleri bırakmışlardır. - Dinsel hoşgörüye sahiptirler. Aşağıda verilen devletlerden hangisiyle ilgili bir özellik verilmemiştir? A) Hazarlar B) Göktürkler C) Karahanlılar D) Hunlar E) Uygurlar 14. Türk kavimlerinin istedikleri anda çok uzaklara gidebilmesinde; I. Deniz ve göllere olan merakları II. Batı ülkelerinin zenginliği III. Atı evcilleştirip, tekerlekli arabalar yapmaları nedenlerinden hangilerinin daha etkili olduğu söylenebilir? Çözüm: Matbaayı kullanan ilk Türk devletidir.---> UYGURLAR CEVAP ANALTARI: A) B) C) D) E) Yalnız I I ve II Yalnız II II ve III Yalnız III 1-E, 2-D, 3-C, 4-B, 5-E, 6-A, 7-D, 8-A, 9-B, 10-B, 11-D 12-A, 13-D, 14-E