hadis - Ankara Üniversitesi Açık Erişim Sistemi

advertisement
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (HADİS)
ANABİLİM DALI
KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN
DEĞERLENDİRİLMESİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Murat Arslan
Ankara-2006
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (HADİS)
ANABİLİM DALI
KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Yüksek Lisans Tezi
Murat Arslan
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Kamil Çakın
Ankara-2006
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (HADİS)
ANABİLİM DALI
KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Yüksek Lisans Tezi
Tez Danışmanı :
Tez Jürisi Üyeleri
Adı ve Soyadı
....................................................................
....................................................................
....................................................................
....................................................................
....................................................................
....................................................................
İmzası
........................................
........................................
........................................
.........................................
.........................................
.........................................
Tez Sınavı Tarihi ..................................
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER………………………….…………………………………………….I
KISALTMALAR……………………………………………………………………VI
ÖNSÖZ………………………………………………………………………………1
GİRİŞ………………………………………………………………………………...3
Kırk Gün Hadisi Nedir ?…………………………………………………………….3
Konunun Amacı ve Önemi………………………………………………………….4
Araştırmanın Metodu………………………………………………………………..4
I. BÖLÜM
KIRK GÜN HADİSİ' NİN YER ALDIĞI KAYNAKLAR
A-KAYNAKLAR:
1- Tayâlisî, Süleyman b. Davud Ebû Davud (v.204)’un Müsned’i:…………..….......6
2- Abdurrezzak b. Hemmâm Ebû Bekir es- Sanaânî’in (v.211) Musannef’i:………..8
3- el-Humeydî Abdullah b. ez- Zübeyr Ebû Bekir’in (v.219) Müsned’i:……….......18
4- Ali b. el- Ca'd Ebû'l- Hasen el- Cevherî'nin (v.230) Müsned’i:……………….......9
5- Ahmed b. Hanbel Ebû Abdillah Eş- Şeybânî'nin (v. 241) Müsned’i:……….…..10
6- Buhârî:Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah, el –Cû'fî (v.256) : Sahih-i
Buhârî:…………………………………………………………………………….....13
7 – Müslim b. el- Haccâc Ebû'l – Hüseyn, el- Kuşeyrî, en- Nisaburî (v.261) :
Sahih-i Müslim :……………………………………………………………….…...18
8- İbn Mâce Muhammed b. Yezîd Ebû Abdillah el- Kazvînî’nin (v.275)
Sünen’i:………………………………………………………………………….…..20
9- Ebû Davud Süleyman b. el –Eş'as es_ Sicistanî, el- Ezdî’nin (v.275)
Sünen’i:………………………………………………………………………….…..21
10 – Tirmizî Muhammed b. Îsâ Ebû Îsâ, es- Sülemî’nin (v.279) Sünen’i:…………22
11- el-Bezzâr Ebû Bekr Ahmed b. Amr b. Abdilhâlık ( v.292) El- Bahru'z –
Zehâr:………………………………………………………………………………..23
12- Ebû Ya'la el- Mevsılî Ahmed b. Ali b. el- Müsenna, et- Temimî (v.307)
Müsned:……………………………………………………………………………..24
I
13- İbn Hıbban Muhammed Ebû Hâtim et- Temîmî, el- Büstî’nin (v.354) Sahih’i :25
14- Taberânî Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb Ebû'l- Kâsım (v.360): el – Mu'cemu'l –
Kebîr ve el – Mu'cemu's-Sağîr:………………………………………………….….25
15- İsmailî Ahmed b. İbrahim b. İsmâil Ebû Bekr (v.371) el- Mû'cem fî Esamî
Şuyûh-i Ebî Bekr el- İsmailî:……………………………………………….………29
16- Beyhakî Ahmed b. el- Hüseyn b. Ali b. Mûsa Ebû Bekr (v. 458) Sünen-u
Kübrâ:……………………………………………………………………………....31
B-İSNADLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ …....………………………………………38
Kırk Gün Hadisi’nin Bütün Tarikleri………………………………………..……...39
Huzeyfe b. Esîd Tarîkleri……………………………………………………….…..40
Enes b. Mâlik Tarîkleri……………………………………………………………...41
Abdullah b. Mesûd Tarîkleri……………………………………………….….……42
II .BÖLÜM
KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNADLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Birinci Rivâyet:………………………………………………………………..…….43
İkinci Rivâyet:…………………………………………………………………..…..44
Üçüncü Rivâyet:…………………………………………………………...……..…45
Dördüncü Rivâyet……………………………………………………………..……46
Beşinci Rivâyet……………………………………………………………….......…47
Altıncı Rivâyet………………………………………………………………..…….47
Yedinci Rivâyet……………………………………………..………………..……..50
Sekizinci Rivâyet…………………………………..………………………..……...51
Dokuzuncu Rivâyet………………………………………………….……….….....52
Onuncu Rivâyet…………………………………………………………….…........53
On Birinci Rivâyet………………………………………………………….…..….53
On İkinci Rivâyet……………………………………………………….……...…..54
On Üçüncü Rivâyet……………………………………………………...…..….….55
On Dördüncü Rivâyet……………………………………………………….…...…55
On Beşinci Rivâyet………………………………………………………..…….....56
On Altıncı Rivâyet………………………………………………….……..…….....57
II
On Yedinci Rivâyet…………………………………………………………......…58
On Sekizinci Rivâyet…………………………………………………………..….58
On Dokuzuncu Rivâyet………………………………………………………..…..59
Yirminci Rivâyet…………………………………………………………...…..….60
Yirmi Birinci Rivâyet……………………………………………………...……....62
Yirmi İkinci Rivâyet……………………………………………………..……..….64
Yirmi Üçüncü Rivâyet………………………………………………………..…....64
Yirmi Dördüncü Rivâyet…………………………………………………….....….65
Yirmi Beşinci Rivâyet…………………………………………………………..….67
Yirmi Altıncı Rivâyet……………………………………………………….…..…67
Yirmi Yedinci Rivâyet…………………………………………………………..…70
Yirmi Sekizinci Rivâyet………………………………………………………..…..71
Yirmi Dokuzuncu Rivâyet………………………………………………….…..….71
Otuzuncu Rivâyet………………………………………………………………..…72
Otuz Birinci Rivâyet……………………………………………………………..…74
Otuz İkinci Rivâyet……………………………………………………..………….75
Otuz Üçüncü Rivâyet………………………………………………………..……..78
Otuz Dördüncü Rivâyet………………………………………….………..………..79
Otuz Beşinci Rivâyet………………………………………………………….……81
Otuz Altıncı Rivâyet……………………………………………………………..…83
Otuz Yedinci Rivâyet………………………………………………………………84
Otuz Sekizinci Rivâyet……………………………………………………………..85
Otuz Dokuzuncu Rivâyet…………………………………………………….…….86
Kırkıncı Rivâyet………………………………………….…………………….…..88
Kırk Birinci Rivâyet………………………………………………………………..89
Kırk İkinci Rivâyet…………………………………………………………..……..89
DEĞERLENDİRME…………………………………………………………….…90
III. BÖLÜM
KIRK GÜN HADİSİ’NİN METİN FARKLILIKLARI
A-Hadisin Erken Dönem Kaynaklarındaki Durumu…...…………………....92
III
B-
Tarihî
Seyir
Metnin
İçerisinde
Gelişmesi
ve
Genişlemesi
Durumu…………………………………………………………………………..….94
C- Metinlerde Yer Alan Ana Temalar ve Bunların Rivâyetlerdeki
Durumu………………………………………………………………………….…..96
1-Abdullah b. Mesud tarikinden gelen Rivâyetlerin genel karakteristiği ve
içerdiği ana temaları :……………………………………………………….…..…..97
2-Enes tarîkinden gelen Rivâyetlerin genel karakteristiği ve içerdiği metin
temalarını :…………………………………………………………………………..97
3-Huzeyfe b. Esid tarikinden gelen Rivâyetlerin genel durumunu ve içeriğini
şöylece belirtebiliriz. ………………………………………………….…..97
D- En Uzun ve En Detaylı Rivâyetin Tespiti:……...………………………..….99
E- En Kısa ve Az Detaylı Rivâyetin Tespiti:…………..…………………….....99
F- Ana Temaları Bakımından Farklılıkların Tabloda Gösterilmesi…………....101
IV. BÖLÜM
KIRK GÜN HADİSİNİN KAYNAKLARDAKİ DEĞERLENDİRİLMESİ
A-Hadisin Sıhhati Hakkındaki Görüşler………………………………..….113
a- Hadis Hakkında Bazı Genel Değerlendirmeler:…………………………...……113
b-Ömer b. Abdülaziz’in “ er-Red ale’l- kaderiye” Adlı Eseri Açısından Kırk Gün
Hadisi:……………………………………………………………………………..115
c- Hasan Basrî’nin Kader Hakkındaki Mektubu ve Kırk Gün Hadisi:…………….118
B-Metinde Geçen Bazı Unsurların Yorumlanması:………………………..122
1-Rızık:……………………………………...……………………………..122
2-Ecel:……………………………………………………………….……..123
3-Amel:…………………………………………………………………….124
4-Hüsn-i Hâtime ve Sû-i Hâtime- Saadet ve Şakavet…………………..….124
SONUÇ…………………………………………………………………..…..….…127
ÖZET…………………………………………………………………………...….128
ABSTRACT……………………………………………………………………….129
ÇALIŞMADA ADI GEÇEN RÂVÎLERİN BİYOGRAFİLERİ ……..…….……..130
BİBLİYOGRAFYA………………………………………………………...……175
IV
KISALTMALAR
a.s.
: Aleyhi’s-selâm
A.Ü.İ.F.D.
: A.Ü.İ.Fakültesi Dergisi
b.
: İbn
bkz.
: Bakınız
c.c.
: Celle Celâluhû
çev.
: Çeviren
DiA
: Diyanet İslâm Ansiklopedisi
Hz.
: Hazreti
md.
: Maddesi
r.a.
: Radiya’l-lâhu anhu
s.
: Sayfa
s.a.v.
: Sallâ’l-lâhu aleyhi ve selem
thk.
: Tahkik
trc.
: Terceme
ty.
: Tarih yok
v.
: Vefât
vb.
: Ve benzeri
vd.
: Ve devamı
vs.
: ve sonrası
y.y.
: Yer yok.
ÖNSÖZ
Kader Hadisi diye de bilinen Kırk Gün Hadisi’nin isnad ve metin yönünden
değerlendirilmesine yer verilen bu çalışmada, dört bölüme yer verilmiştir. Bu
bölümlerde ağırlıklı olarak hadisin hadis kitaplarındaki rivayetlerini toplamaya
gayret sarf edilmiştir. Elde edilen rivayetlerin, hadisimizin yer aldığı ilk kitaptan
Beyhâkî’ye kadar olan dönem içinde yer alan otuz civarında hadis kitabından
incelenerek alınmış olması önemlidir. Bu hadis kitaplarından on yedisinde
rastladığımız kırk iki rivayetin çalışmanın amacı hakkında bir kanaate ulaşmamıza
yardımcı olacağı düşünülmüştür. Buna karşın yine de bazı rivâyetlerin gözden kaçma
ihtimali olsa bile imkan ölçüsünde dikkatli olunmuştur.
Çalışmamız kısa bir Giriş ve dört ayrı bölümde planlanmıştır. Giriş kısmında
özetle Kırk Gün Hadisi hakkında bilgi yer almış ve Hadis üzerinde yaptığımız
çalışmanın nasıl bir amaca yönelik olduğuna değinilmiştir. Yine bu çalışmanın
gerçekleştirilmesinde güdülen yönteme yer verilmiştir.
Birinci bölümde, Kırk Gün Hadisi’nin hadis kitaplarından aldığımız kırk iki
rivayeti yer almıştır. Bu rivayetler bu bölümde bulundukları hadis kitabının
müellifinin vefat tarihine göre birden kırk ikiye kadar sıralanmıştır. Amacımız
böylelikle hadisin tarîhî nakil sürecini de gözlemleyebilmekti.
Yine bu rivayetler sened ve metinleri ile birlikte verilmiş ve tercüme
edilmişlerdir. Bir hadis kitabından birden fazla tarike yer verilmiş ise müellifin
kitabındaki sıralamaya dikkat edilmeye çalışılmıştır. Ancak gerek rivayetleri tespitte
gerekse onları çalışmamıza bu sırayla almakta gözden kaçabilecek durumlar her
zaman muhtemeldir.
Ayrıca bu bölümde, isanadların birleştirilmesine yer verilmiş ve hadisin üç
sahabiden gelen tarikleri hem müstakil hemde hepsi birden şematik olarak
gösterilmiştir. Bu bölümde yapılan çalışma bizi isnadlarda geçen doğru râvilere
1
götürmesi bakımından ve hadis kitaplarında hangi tarikler ile yer aldığını görmemiz
bakımından önemli idi. Râvîlerin isimleri doğru olarak tespit edilmeye çalışılmış ve
isimleri şemaların altında belirtilmiştir.
İkinci bölümde, rivâyetlerin isnadları değerlendirilmiştir. Öncelikle, râvîler
hakkında, tabakât ve ricâl eserlerinde yer alan görüşler ve hayatları üzerinde
yaptığımız çalışma ışığında bir kanaat edinilmeye çalışılmıştır. Daha sonra isnadın
tamamı üzerinde kısa bir kanaat belirtilmiştir.
Râvîler hakkında kısa kanaatle ve isnad hakkındaki kısa yargıda bulunulan bu
bölümde de rivayetler müelliflerin vefat sıralaması ile yer almıştır.
Üçüncü bölümde, hadisin tarîhî seyir içerisinde metin bakımından
gnişlemesine ve değişiminin değerlendirilmesine yer verilmiştir. Lafız değişiklikleri,
hadisin unsurlarının ne kadarını içerdiği tespit edilmeye çalışılmış bu bakımlardan
değerlendirmeler yapabilmek için ayrıntılı tablolar oluşturulmuştur. Böylelikle
yapılan değerlendirmeler temellendirilmeye çalışılmış ve yapılabilecek başka
yorumlamalara zemin oluşturacağı düşünülmüştür.
Dördüncü
ve
son
bölümde
ise,
hadisimizin
kaynaklarda
nasıl
değerlendirildiği, hangi konularda dayanak olarak görüldüğü, sıhhati hakkında neler
söylendiği yer almıştır. Yine bu bölümde hadiste geçen bazı temaların
yorumlanmasına da kısaca değinilmiştir.
İsnadlarda adı geçen râvîlerin kısa hayatlarının yer aldığı bölümü çalışmanın
sonuna eklenmiştir. Râvilere değinilirken kısaca kim oldukları ve cerh ve ta’dil
bakımından nasıl görüldüklerine yer verilmiştir.
Böyle bir çalışmanın gerçekleşmesinde katkı sağlayan bütün hocalarıma
teşekkür ederim. Özellikle danışman hocam sayın Prof. Dr. Kamil Çakın’ı her zaman
minnetle yad edeceğimi belirtmek isterim. Yine değerli katkıları dolayısıyla sayın
Doç.Dr. Bünyamin Erul ile bu çalışma esnasında görüşlerinden yararlandığım sayın
Prof. Dr. Sönmez Kutlu’ya ayrıca teşekkür ederim.
Murat Arslan
Ankara, 2006
2
GİRİŞ
Kırk Gün Hadisi adını verdiğimiz ve kader hadisi1 diye de kaynaklarda adına
rastladığımız hadisin daha sahabe döneminde kader etrafında tartışılmaya başladığını
gördüğümüz konularla doğrudan ilgisi olduğu anlaşılmaktadır. Önceleri Kaderiyye,
sonradan Mutezile, incelediğimiz hadisin hemen bütün unsurlarını reddederken 2
hadisin sıhhati dahil her yönü günümüze kadar tartışılagelmiştir. İman-Amel ilişkisi
ve
günümüzde
Müslümanların
amel
zafiyetinin
samimiyet
eksikliğine
dayandırılması, ayrıca kaderin bir sığınak olarak da görülmesi hadisin anlaşılması
yönündeki gayretleri anlamlı kılmaktadır. Ve günümüzde biri çıkıp “insan hayatında
kaderin efendisi kim?”
3
diye sormaya gerek gördüğüne göre Müslümanlar,
“inhitatları ile âlemin kaybettiklerini” öncelikle kendileri görmeye muhtaçtırlar.
Bunun yolu Kur’an’ı iyi anlamaktan ve “Hz. Peygamberin, ilahi emirlerin teoride
olduğu kadar pratikte de gerçekleştirilebileceğini ortaya koyduğu gibi, ilâhî nizamın
aynı doğrultuda nasıl tatbik edileceğini, nasıl ve ne şekilde günlük hayata
geçirileceğini de göstermiş olduğunu”4 bilmekten geçmektedir.
Kırk Gün Hadisi Nedir?
Kırk Gün Hadisi, birisi insanın ana rahminde geçirdiği biyolojik devrelerin
kırkar günlük aşamalar şeklinde gerçekleştiğini anlatan diğeri görevli bir meleğin
yine ana rahminde iken kişinin rızık, ecel, amel ve ahiretine dair durumunu yazdığını
haber veren iki bölüme ayırabileceğimiz bir rivâyettir.
1
Kader hadisi olarak anıldığı yerler için Bkz. Beyhakî, Şuabu’l-imân, I, 208; Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî,
Î’tikâdu Ehli’s-Sünne, IV, 592; Hallâl, es-Sünne.III, 538. Kader hadisi olarak Cibrîl hadisinin de
anıldığını bilmekteyiz.Cibrîl hadisi için “kader hadisi” isminin kullanılması ile ilgi olarak bkz.Tatlı,
Bekir, Hadis Tekniği Açısından Cibrîl Hadisi ve İslam Düşüncesine Yansımaları (Doktora Tezi).s.4.
2
Bağcı, H.Musa,el-Buharînin Kaderiye/Mutezile ile Kader Konusundaki Münakaşaları,A.Ü.İ.F.
Dergisi, 46/1-2005/21-42.
3
El-Bûtî, Said Ramazan, Ebhasun fi’l_Gımme, II,97.
4
Çakın,Kâmil, İslamda Hadis ve Sünnetin Yeri,s.22.
3
Rivâyetler arasında birinin diğerini mündemiç olması gibi faklılıklar olsa da
rivâyetin en yaygın biçimlerinde iki bölüm de yer almaktadır. 5 Yine meleğin yazdığı
konular farklılık arz etmekle birlikte rivâyetleri Kırk Gün Hadisi kılan ana temaların
yer alması bizim o rivâyeti tanımamıza katkı sağlamıştır.
Konunun Önemi ve Amacı
Kırk Gün Hadisi’nin sened ve metin yönünden değerlendirmesini yapabilmek
üzere ortaya koyduğumuz tarama ve tespit çalışması neticesinde rivâyetin bütün
tariklerini bir arada görme ve inceleme imkanı doğacağı tabiidir. Bu tabii netice
çerçevesinde yapılabilecek çalışmalar gerek hadisin geçirdiği rivâyet sürecini ve
gerekse ortaya koyduğu anlam bütünlüğünü daha net görmeye aracı olacaktır.
Hadisimiz fıkıh ve kelam gibi çok önemli ilimlerde doğrudan dayanak olarak
kullanılmış bir rivâyet olarak elbette üzerinde çok farklı incelemelere açık
bulunmaktadır. Bu çalışmamızda ortaya koyacağımız değerlendirmelerin bu
incelemelere de ışık tutacağını düşünmekteyiz. Yine tesirleri günümüze kadar ulaşan
başta mezheplerin doğuşunda ve şekillenmesinde hadisimizin kullanılmasını ve
mesned teşkil etmesini gözlemleyebilme imkanı önemli görünmektedir.
Kader inancı etrafında süregelen tartışmalar ve bu tartışmalarda hadisimizin
güncelliğini koruması 6 da bu çalışmayı ve rivayetin tespit ve tahlîlini anlamlı
kılmaktadır.
Araştırmanın Metodu
Bu tez çalışmasında daha çok hadisimizin hadis kitaplarından tespitine ve
isnadlarını değerlendirilmesine ağırlık verilmiş olacağı muhakkaktır. İmkan
ölçüsünde diğer bölümler irdelenecektir
Bu sebeple ve öncelikle hadis kitapları taranacak ve bulunan rivayetler
sıralanacaktır. Yine isnad hakkında kanaat belirtmek için râvîlerin durumunu bilmek
gerektiğinden rivâyetlerde adı geçen râvîler hakkında bilgi toplanması gerekecektir.
5
Çalışmamızda yer alan Kırk Gün Hadisi Rivâyetleri bize üç sahabîden ulaşmakta ve bazı lafızlar
düşse de iki bölümü de içermektedir.
6
Bkz. Güler İlhami, Allah’ın Ahlâkîliği Sorunu.Müellif kitabında hadisimizi ve hakında Hasan-ı
Basrî’nin eleştirisini zikretmiş ve İmam-ı Âzam’ın Fıkh-ı Ebsat’ın’da kadere dair açtığı bahsin
başında bu hadisin iğreti durduğu ve sonradan ilave edildiği yorumunu yapmıştır. S.76.vd.
4
Elde
edilen
râvî
bilgileri
ile
rivâyetlerin
sıhhati
hakkında
tahlillerde
bulunulabilecektir.
Bütün varyantları ile önümüze koyduğumuz hadisimizin metin farklılıklarını
görme imkânımız da olacaktır. Lafız değişiklikleri, takdim-tehirler, eksiklik ve
fazlalıklar tablolar ile dah net olarak görülecektir.
Bu metodla çalışarak hadisin lafız olarak ve ifade ettiği anlam itibarıyla ilk
formunu yakalama çabası içerisine gireceğiz.
5
I. BÖLÜM
KIRK GÜN HADİSİ' NİN YER ALDIĞI KAYNAKLAR
Çalışmamıza konu olan hadisimizi bu bölümde bütün tarîkleri ile ortaya
koymayı hedef edindik. Bu çerçevede otuz hadis kitabına baktık. Bu hadis kitaplarını
inceledik ve hadisimizi ana temaları bakımından içeren rivayetleri isnad ve metinleri
ile birlikte çalışmamıza aldık. Bu rivayetleri kronolojik olarak ilk rivayet edildiği
eserden son esere kadar bulundukları eserin müelliflerinin vefat tarihlerine göre
sıraladık.
Böylelikle hadisimizin hadis kitaplarında özellikle ilk yer aldığı yeri bilme ve
sonra gelen rivayetlerdeki durumunu gözlemleme imkânımız olacağını düşündük.
Hadisin ilk rivayetlerinde sahip olduğu formu koruyup koruyamadığını, lafızlarında
olabilecek değişimleri, anlam genişlemesi ve daralmalarını, varsa bu değişimlerin
tarihi arka planını sağlıklı görebilmenin zeminini araştırdık.
Otuz hadis kitabından on yedisinde geçen kırk iki rivayeti numaralandırdık
ve müellifin isim ve eserinden oluşan başlıklar altında zikrettik. Bölümün sonunda,
rivayetlerin bulunduğu ve bulunmadığı hadis kitaplarını kronolojik olarak gösteren
bir tablo sunarak bölümü sonlandırdık.
A- KAYNAKLAR:
1- Tayâlisî Süleyman b. Davud Ebû Davud et-Tayâlisî’nin
(v.204)
Müsned’i:
Et- Teyâlisî'nin rivayetleri şu şekildedir.
‫ وه! ا ل ا‬# ‫ ل ز‬%&‫ ا‬# '( ‫— أ داود ل‬1
#)*‫ أر‬,*‫ أﻡ‬#*. */ 0) 1‫ أآ‬345 ‫وق أن‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ل رل ا‬
6
,4‫ و‬,4‫ وأﺝ‬,
‫ت رز‬4‫ آ‬0‫)?ﻡ> =ر‬/ @4‫ ﻡ‬,) ‫ إ‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 '4)
*)‫ و‬,*) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1H‫ ﻡ‬D‫ أو إن ا >ﺝ‬1‫ ا >وح وإن أآ‬,)/ KL 1 ) ‫و( أو‬
‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*) 1‫ أو إن أآ‬1H‫ ﻡ‬D‫ وإن ا >ﺝ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫إ‬
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I
Bu rivayet: Şu' be - el- A'meş - Zeyd b. Vehb (el - Cühenî) – Abdulah b.
Mes’ûd isnâdı ile nakledilmektedir7. Buna göre;
Abdulah b. Mes'ud diyor ki; Sadıku'l- Masduk olan Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurmaktadır: ''Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk gecede toplanır.
Sonra bir okadar zaman içinde aleka olur. Yine bir okadar zaman içinde mudga olur.
Sonra ona bir melek gönderilir ve rızkı, eceli, amel, ve said yada şaki olduğu
konusunda dört kelime (yi-konuyu) yazmakla emrolunur. Ardından ruhu üflenir.
Sizden biriniz veya bir adam cennetle kendi arasında bir (zira’) karış mesafe kalacak
kadar ehl-i cennet işi tutat tutar da; hakkında, geçmiş yazgı öne geçer ve bir ehl-i nâr
ameli işler ve cehenneme girer. Sizden biriniz veya bir adam da ehl-i nârın işini tutar
tutar da kendisiyle cehennem arasında bir karış kalır; derken önceki yazgısı galip
gelir, bir ehl-i cennet ameli işler ve cennete giriverir.'
#* S*‫ أﻥ‬#* >*H *‫ أ‬# ‫ ) ا‬# ‫ ز‬# ‫ ل أ داود ل د‬S‫— ﻥ‬2
'*4 ‫*' * رب‬L.‫)*ل * رب ﻥ‬/ H4‫ ﻡ‬1> D‫ آ‬D‫ وﺝ‬T ‫ ل ان ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا‬# S‫أﻥ‬
#*. */ @* ‫*! ذ‬IH)/ )* ‫ (* أم‬9*E‫ ل رب ذآ*>ا أم أﻥ‬45 1I ‫ ان‬D‫ وﺝ‬T ‫ذا أراد ا‬V/ 'FG‫ رب ﻡ‬
.,‫أﻡ‬
Bu rivayet; Yunus- Ebû Davud- Hammâd b.Zeyd- Ubeydullah b. Ebî Bekr b.
Enes – Enes tarîki ile gelmiştir8.
Bu rivayette Enes b. Mâlik, Rasûlullah (s.a.v.)’ den nakletmektedir ki O,
şöyle söylemiştir: Allah Azze ve Celle Rahimde bir melek vekil tayin eder ve o
melek; Ya Rabbi! Bu nutfedir? Ya Rabbi! Bu alakadır? Ya Rabbi! Bu mudgadır? der.
7
Ebû Davud et- Tayâlisî, Müsned, I, 38.
8
Ebû Davud et- Tayâlisî, Müsned, I, 276.
7
Allah Azze ve Celle onun yaratılışını tamamlamak istediğinde melek, ya rabbi!
“Erkek mi, dişi mi; şakî mi saîd mi olsun?” der ve böylece hemen anne karnında
yazılır.
2- Abdurrezzak b. Hemmâm Ebû Bekir es- Sanaânî’in (v.211)
Musannef’i:
‫
*ل‬
‫*د‬N‫ ﻡ‬#*‫>ﻥ ا‬5‫ وه! ل أ‬#‫ ز ا‬# %&‫ ا‬# ‫ري‬E ‫ ا‬# ‫>ﻥ ا >زاق‬5‫— أ‬3
1* '4) #)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 0 1‫ أآ‬345 ‫وق أن‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫>ﻥ رل ا‬5‫أ‬
*(‫ و‬,*4‫ و‬,4‫! أﺝ‬I‫)ل اآ‬/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫@ =ر‬4 ‫ ا ا‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H
‫ي‬X* ‫*ب ا‬IH ‫ ا‬,*)4 !*4F)/ ‫ ذراع‬P‫ ا *' إ‬#)*‫ و‬,*) *‫*ن وﻡ‬H 9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) D‫أو ) وأن ا >ﺝ‬
,*)4 !4F)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن وﻡ‬H 9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) D‫ ا ر وأن ا >ﺝ‬D‫ أه‬D , 1IY)/ 3
.' ‫ ا‬D5)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ 3 ‫ي‬X ‫ب ا‬IH ‫ا‬
Bu rivayet: Abdurrezzak- es-Sevrî- el-A'meş- Zeyd b. Vehb- İbn Mesûd
tarîkiyle gelmektedir. 9
Buna göre Sâdıku'l- Masdûk
Rasûlullah
(s.a.v.) şöyle buyurmaktadır.
''Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk gece cem' edilir. Sonra yine bu
şekilde kırk gece aleka, sonra yine bu şekilde kırk gece mudga olur. Sonra Allah bir
melek görevlendirerek, dört şeyi yazmasını emreder ve der ki: ecelini, amelini, şakî
mi saîd mi olacağını yaz! İşte sizden bir adam cennetle kendi arasında bir karış
mesafe kalacak kadar ehl-i cennet işi tutar tutar da; hakkında, geçmiş yazgı galip
gelir ve son olarak ehl-i nârın amelini işler. Bir adam da ehl-i nârın işini tutar tutar da
kendisiyle cehennem arasında bir karış kalır; derken önceki yazgısı galip gelir, bir
ehl-i cennet ameli işler; ve cennete giriverir.''
3- Humeydî Abdullah b. ez- Zübeyr Ebû Bekr’in (v.219) Müsned’i:
# ‫ وه! ل ل ا‬# ‫ ز‬# %&‫ ل ا‬N/. ‫ ) ا‬# Z‫)ي ل ﻡ‬Z ‫— ا‬4
,**‫ أﻡ‬#**. **/ ,**45 0** 1‫**وق إن أ**آ‬8 ‫**دق ا‬8 ‫ وه** ا‬14**‫ و‬,**)4 ‫ ا‬94**: ‫**د ** ر**ل ا‬N‫ﻡ‬
9
Abdurrezzak, Musannef, Kader, XI, 123.
8
!*I‫)*ل أآ‬/ ‫*ت‬4‫ آ‬0‫@ *=ر‬4 ‫ ا‬,) ‫ ا إ‬D> 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H)/ ‫ ﻡ‬#)‫أر‬
9*I '* ‫ ا‬D*‫ أه‬D* D) D‫ )[ وإن ا >ﺝ‬NL‫ي ﻥ‬X ‫ ل وا‬1 ‫ ا >وح‬,)/ KL 1 ‫ و() أو )ا‬,4‫ وأﺝ‬,4
.45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ﻡ‬
Bu rivayet: Muhammed b. Ubeyd et- Tenâfesî- el- A'meş- Zeyd b. VehbAbdullah b. Mesûd kanalıyla gelmiştir.10
Sadıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle haber vermiştir: Sizden birinizin
annesinin karnındaki yaratılışı kır günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve yine
aynı şekilde mudga olur. Ardından Allah c.c. ona dört şey yazması için bir meleği
gönderir. Ona amelini, ecelini, şakî mi saîd mi olduğunu yazmasını söyler. Ve ruh
üflenir. Yemin ederim ki bir insan, kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar
cennet ehlinin amelini yapar da, sonra yazgısı önüne geçer ve cehennem ehlinin işini
tutar, böylelikle cehenneme girer.
4- Ali b. el- Ca'd Ebû'l- Hasen el- Cevherî'nin (v.230) Müsned’i:
‫د ل‬N‫ ﻡ‬# ‫ وه! ل ا‬# ‫ ز‬# %&‫ ا‬# >)‫ أﻥ زه‬4 —5
1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 0 1‫ أآ‬345 ‫وق إن‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫رل ا‬
,) ‫ إ‬B ‫@ أو ل‬4 ‫ ا‬,) ‫ ا إ‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬L.‫ن ﻥ‬H
‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ و( أو ) ل وإن أآ‬,4‫ وأﺝ‬,4‫ و‬,
‫! رز‬IH)/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫@ =ر‬4 ‫ا‬
‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫ وأن أآ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬,) ‫ن‬H
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬,) ‫ن‬H
Bu rivayet şu yoldan aktarılmıştır:11 Züheyr- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.Abdullah b. Mesûd.
Abdullah b. Mesûd (r.a.) Rasûlullah (s.a.v.) 'in ki O Sâdıku'l- Masdûk tur,
şöyle anlattığını haber vermektedir: Sizden birinizin annesinin karnında yaratılışı
kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde nutfe olarak, ardından aleka ve mudga olarak
yaratılışı devam eder. Sonra Allah (c.c.) ona dört kelime ile bir melek gönderir veya
10
11
Humeydî, Müsned, I, 69.
Ebû'l Hasen Ali b. el- Ca'd, Müsned, I, 379.
9
ona bir melek gönderilir. Melek onun rızkını amelini ecelini ve saîd ya da şakî
oluşunu yazar. Sizden biri cennete bir karış kalana kadar cennet ehlinin amelini işler
işler de, sonra yazgısı önüne geçer ve cehennem ehlinin amelini işler ve cehenneme
girer. Aynı şekilde birisi de cehenneme bir karış kalana dek cehennem ehlinin
amelini işler fakat yazgısı önüne geçer, cennet ehlinin amelini işler ve cennete girer.
5- Ahmed b. Hanbel Ebû Abdillah Eş- Şeybânî'nin (v. 241) Müsned’i:
‫ث *ل‬Z ‫ ا‬# ‫ ز ل أ )ة‬# 4 ‫ أﻥ=ﻥ‬1)^‫ — ا أ ه‬6
‫ذا‬V*/ >)F‫ ﺕ‬P 94 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬1> ‫ ا‬/ ‫ن‬H‫' ﺕ‬L. ‫ أن ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫
ل ا ل رل ا‬
*H4‫ إ )* ﻡ‬B* ,*45 ‫*ي‬N ‫ذا أراد ا أن‬V*/ @ X*‫ `ﻡ* آ‬1* @ X*‫' آ‬FG‫ ﻡ‬1 '4 ‫رت‬: ‫ ا&رن‬G‫ﻡ‬
‫ أم‬d)Z*:‫ أ‬,4‫ وأﺝ‬,‫ ﺕ‬a‫ أم زا‬b
‫ أﻥ‬Dc ‫)>أم‬8
‫ أ( أم ) أ‬9E‫ أي رب أذآ> أم أﻥ‬,)4 ‫ي‬X ‫@ ا‬4 ‫)ل ا‬/
345 ,‫ )ﺝ‬DH/ ‫ا‬4‫ ل ا‬,4‫ا آ‬X‫ ه‬#‫>غ ﻡ‬/ ‫ إذا و‬D ‫ ا‬1)L/ ‫ ا م‬#‫ ﻡ‬D‫ل رﺝ‬/ ,4‫! ذ @ آ‬IH)/ ‫ ل‬1)
.,
Bu rivayet: Hüşeym- Ali b. Zeyd- Eb Ubeyd eb. Abdillah- Abdullah b.
Mes'ûd tarîki ile rivayet edilmiştir.12
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Nutfe rahimde değişmeden kendi
halinde kırk gün geçirir. Kırk günü geçirdikten sonra aynı şekilde aleka, mudga ve
kemikli bir hale dönüşür. Allah c.c. onun yaratılışını tamamlamak istediğinde bir
melek gönderir. Melek, Ya Rabbi! : Erkek mi, Kadın mı? Şaki mi, saîd mi? Kısa mı,
Uzun mu? Kuvveti az mı, çok mu? Eceli nedir? Sağlıklı mı sakat mı? Diye sorar.
Rasûlullah (s.a.v.) dedi ki: İşte hepsi böylece yazılır. Oradakilerden biri; bütün
bunlardan sonra o vakit amel ne işe yarar diye sordu. Hz. Peygamber; Siz amele
devam edin zira herkes ne için yaratılmışsa ona yöneltilecektir dedi.
* ‫ * ا *ل‬#* !*‫ وه‬#* *‫ ز‬# %&‫— ا أ أ ﻡو' ا‬7
1* ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬/ ,‫ أﻡ‬#. / ,45 0 1‫وق ان أآ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫رل ا‬
,*
‫*ت رز‬4‫ آ‬0‫ ا >وح و?ﻡ> =ر‬,)/ KL)/ @4 ‫ ا‬,) ‫ إ‬D> 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H
P‫ و)* إ‬,*) ‫*ن‬H *‫ ﻡ‬9*I '* ‫ ا‬D*‫ أه‬D D) 1‫)>[ ان أآ‬f , ‫ إ‬P ‫ي‬X ‫ا‬/ ) ‫ و( أم‬,4‫ و‬,4‫واﺝ‬
12
Ahmed Müsned, I, 374, Müsnedü’l- Müksirîn Mine’s-Sahâbe/3372.
10
,*) ‫*ن‬H *‫ ﻡ‬9*I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) D‫ وان ا >ﺝ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ذراع‬
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫و) إ‬
Bu rivayet; Ebû Muaviye- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.-Abdullah b. Mes'ûd
yoluyla rivayet edilmiştir.13
Sadıku'l- Masduk Rasûlullah s.a.v. şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi
karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Ardında aynı şekilde aleka ve mudga olur.
Sonra ona bir melek gönderilir, Ruh üflenir, rızkı, eceli, ameli, saîd veya şakî mi
olacağı konusunda dört kelime ile emrolunur. Kendisinden başka ilahın olmadığı o
Allah'a yemin ederim ki; Sizden biriniz cennetle kendi arasında bir karış kalana
kadar, cennet ehli ameli yapar yapar da, yazgısı öne geçer ve cehennem ehli ameli ile
son bulur ve cehenneme girer; Birsi de cehennemle kendi arasında bir karış kalana
dek cehennem ehlinin amelini yapar yapar da, yazgısı öne geçer ve cennet ehli ameli
ile son bulur ve cennete girer.
!*‫ وه‬#* *‫ ز‬#* D*)‫ آ‬#* '4* #* >*./ * *Z‫ ﻡ‬#* #)*N * *‫— ا * أ‬8
345 0 ‫وق‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫د ل رل ا‬N‫ ﻡ‬# ‫ ا‬# ‫ا‬
,*) ‫ إ‬D*‫ وﺝ‬T* ‫ ا‬B* 1* @* ‫ ذ‬D*E‫' ﻡ‬F*G‫*ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 '4) #)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 1‫أآ‬
D‫ ا )[ ان ا >ﺝ‬SL‫ي ﻥ‬X ‫ ل وا‬1 ‫ () أو )ا‬,I‫ واآ‬,
‫ ورز‬,4‫ وأﺝ‬,4 !I‫)ل اآ‬/ 'Hag ‫ ا‬#‫ ﻡ‬H4‫ﻡ‬
‫)*ت‬/ ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*)/ ‫ ا ^ء‬,‫ رآ‬1 ‫)> ذراع‬f ' ‫ ا‬#)‫ و‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)
>*)f ‫ ا *ر‬#)*‫ و‬,*) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) D‫ ا )[ ان ا >ﺝ‬SL‫ي ﻥ‬X ‫ ل وا‬1 ‫ ا ر‬D5)/
.' ‫ ا‬D5)/ ‫)ت‬/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫دة‬N ‫ ا‬,‫ ﺕرآ‬1 ‫ذراع‬
Bu rivayet: Hüseyin b. Muhammed – Fıtr – Seleme b. Kuheyl – Zeyd b.
Vehb el- Cühenî-Abdullah yoluyla nakledilmiştir.14
Rasûlullah s.a.v. ki O Sadıku'l – Masdûktur, şöyle buyurmaktadır: Sizden
birinizin annesi karnındaki yartılışı kırk gecede toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve
aynı şekilde mudga olur. Ardından Allah Azze ve Celle meleklerinden bir melek
gönderir ve ona amelini, ecelini, rızkını ve şâki yahut saîd mi olacağını yazmasını
13
Ahmed, I, 382, /3441.
14
Ahmed, I, 414, /3738.
11
emreder. Rasûlullah s.a.v. sözüne şu şekilde devam etmiştir: Allah' a yemin ederim
ki; Bir adam kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehlinin amelini
yapar yapar da sonra ona şakâvet isabet eder ve cehennem ehlinin amelini işler ve bu
hal üzere ölür, cehenneme girer. Yine şu şekilde devam etmiştir: Allah'a yemin
ederim ki; bir adam da kendisiyle cehennem arasında bir karış kalana kadar
cehennem ehlinin amelini işler işler de ardından ona saadet isabet eder; cennet ehli
ameli işler ve bu hal üzere ölür ve cennet e giriverir.
#* !*‫ وه‬#* *‫ *ل * ز‬%*&‫ * ا‬0*)‫ ووآ‬%&‫ ا‬# 9)Z ‫— ا أ‬9
,‫ أﻡ‬#. / ,45 0 1‫وق ل ان أآ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا ل رل ا‬
D*> 1* @* ‫ ذ‬D*E‫' ﻡ‬F*G‫*ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 '4) 0)‫' ل وآ‬4) #)‫ ﻡ أو ل أر‬#)‫ أر‬/
[>*)f ,* ‫ إ‬P ‫ي‬X* ‫ا‬/ ‫ ا *>وح‬,*)/ KL 1 ) ‫ و( أو‬,
‫ ورز‬,4‫ وأﺝ‬,4 ‫ت‬4‫ آ‬0‫@ =ر‬4 ‫ ا‬,) ‫ إ‬D‫ وﺝ‬T ‫ا‬
‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) ا‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ان أآ‬
1I*Y)/ ‫*ب‬IH ‫ ا‬,*)4 3*N)/ ‫ ذراع‬P‫ و)* ا‬,*) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫ وان أآ‬4‫ أه‬#‫ن ﻡ‬H)/
.4‫ أه‬#‫ن ﻡ‬H)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D ,
Bu rivayet; Yahya – el- A'meş – ayrıca – Veki' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb.
tarîkleri ile nakledilmiştir.15
Sadıku'l – Masdûk Rasûlullah s.a.v. şöyle söylemektedir: Sizden birinizin
anne karnındaki yaratılışı kırk günde- veya gece de demiş olabilir, Veki' gece
demiştir.- toplanır. Ardından aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Sonra
Allah Azze ve Celle, onun amelini, ecelini, rızkını ve said veya şaki olduğunu
belirten dört kelime ile ona bir melek gönderir. Sonra ruhu üflenir. Kendisinden
başka ilâhın olmadığı Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz kendisiyle cennet
arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli yapar, ancak yazgısı onun önüne
geçer ve cehennem ehlinin ameli ile hayatı son bulur ve onun ehlinden olur. Bir
adam da kendisiyle cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehlinin
amelini işler, ancak yazgısı öne geçerek, cennet ehlinin ameli ile hayatı son bulur ve
onun ( cennetin) ehlinden olur.
15
Ahmed ,Müsned, I, 430. /3882.
12
S*‫ أﻥ‬# >H ‫ أ‬# ‫ ز ) ا‬# ‫ ) د‬# 9)Z ‫— ا أ‬10
‫' أي رب‬4 ‫' أي رب‬L.‫ ل أي رب ﻥ‬H4‫ ﻡ‬1> D‫ وآ‬D‫ وﺝ‬T ‫ ل ان ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا‬#
!IH)/ ‫ ل‬D‫ ا >زق وﻡ ا&ﺝ‬/ 9E‫ ل أي رب أ( أو ) ذآ> أو أﻥ‬45 D‫ وﺝ‬T ‫ ا >ب‬9G
‫ذا‬V/ 'FG‫ﻡ‬
.,‫ أﻡ‬#. / @ X‫آ‬
Bu rivayet; Yahya b. Saîd – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr –
Enes b. Malik tarîki ile rivayet edilmiştir.16
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle demiştir: Allah Azze ve Celle rahimde bir meleği
vekil görevlendirir. Melek nutfe, aleka ve mudga oluşunu Allah' a anar ve Allah
Azze ve Celle onu yaratmaya hükmettiğinde Ya Rabbi; şaki mi said mi, erkek mi
kadın mı, rızkı nedir, eceli nedir? Sorar. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etmiştir: İşte
böylece annesinin karnında yazılır.
S*‫ ﺝ*[ أﻥ‬#* >*H *‫ أ‬# ‫ ز أﻥ ) ا‬# ‫ د‬S‫ ا أ ﻥ‬E -11
‫*' أي رب‬4 ‫*' أي رب‬L.‫)*ل أي رب ﻥ‬/ H4‫ ﻡ‬1> D‫ وآ‬D‫ وﺝ‬T ‫ ان ا‬1 ‫ ل‬BZ ‫ ا‬0/> @ ‫ ﻡ‬#
D‫ ا&ﺝ‬/ ‫ ا >زق‬/ ) ‫ ( أو‬9E‫ ل ل أي رب ذآ> أو أﻥ‬45 G ‫ أن‬D‫ وﺝ‬T ‫' وإذا أراد ا‬FG‫ﻡ‬
.,‫ اﻡ‬#. / @ X‫! آ‬IH)/ ‫
ل‬
Bu rivayet; Abdullah – Ebû Abdillah – Yunus – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b.
Ebî Bekr – Enes b. Mâlik (Enes hadîsi merfû olarak rivayet etmiştir) tarîki ile rivâyet
edilmiştir.17
'' Allah Azze ve Celle rahimde bir melek vekil kılmıştır. Bu melek şöyle der;
Ya rabbi nutfe, ya
rabbi aleka, ya rabbi mudga?.. Allah Azze ve Celle onu
yaratmaya hükmettiğinde melek; Ya rabbi kadın mı erkek mi, şâki mi saîd mi, rızkı
nedir, eceli nedir? Diye sorar. İşte böylece annesinin karnında yazılır.
6- Buhârî:Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah, el –Cû'fî (v.256) : Sahih-i
Buhârî:
16
Ahmed , Müsned, III, 116. /11714.
17
Ahmed, Müsned ,III, 148. /12042.
13
‫ ا‬94*: * ‫ ا‬#* @* ‫ ﻡ‬#* S‫ أﻥ‬# >H ‫ أ‬# ‫ ) ا‬# ‫د ل د‬N‫— ﻡ‬12
‫ذا أراد أن‬V*/ 'F*G‫*' * رب ﻡ‬4 ‫' * رب‬L.‫ ل رب ﻥ‬H4‫ ﻡ‬1> D‫ وآ‬D‫ وﺝ‬T ‫ ل إن ا‬14‫ و‬,)4
.,‫ أﻡ‬#. / !IH)/ D‫ ا >زق وا&ﺝ‬/ ) ‫ ( أم‬9E‫ ل أذآ> أم أﻥ‬,45 G
Bu rivayet; Müsedded – Hammâd – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik
tarîki ile nakledilmiştir.18
Bu rivâyete göre Rasûlullah s.a.v. şöyle buyurmuştur: Allah Azze ve Celle
rahimde, ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka, ya rabbi mudga?.. Diyen bir meleği vekil
kılmıştır. Taki Allah Azze ve Celle onu yaratmaya hükmettiğinde melek; erkek mi
kadın mı, şakî mi saîd mi, rızkı nedir, eceli nedir? sorar. Ve işte böylece annesi
karnında yazılır.
* ‫ وه*! *ل * ا‬#* ‫ ز‬# %&‫ ا‬# ‫ أ ا&ص‬0)> ‫ ا‬# #NZ ‫— ا‬13
1* *‫ ﻡ‬#)*‫ أر‬,*‫ أﻡ‬#. / ,45 0 1‫وق ل إن أآ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫رل ا‬
,*4 !*I‫ اآ‬,* ‫*ت و*ل‬4‫ آ‬0‫* و*?ﻡ> *=ر‬H4‫ ا ﻡ‬B* 1* @* ‫ ذ‬D*E‫' ﻡ‬F*G‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H
‫ ذراع‬P‫ ا *' إ‬#)*‫ و‬,*) ‫*ن‬H *‫ ﻡ‬9I D) 1H‫ ﻡ‬D‫ن ا >ﺝ‬V/ ‫ ا >وح‬,)/ KL 1 ) ‫ و( أو‬,4‫ وأﺝ‬,
‫ورز‬
D*)/ ‫*ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ ا ر إ‬#)‫ و‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I D‫ ا ر و‬D‫ أه‬D D ,I‫ آ‬,)4 3N)/
.' ‫ ا‬D‫ أه‬D
Bu rivayet; Hasan b. er- Rebî' – Ebû'l –Ahves – el- A'meş – Zeyd b. Vehb –
Abdullah isnadı ile nakledilmiştir.19
Sadıku'l – Masdûk Rasûlullah s.a.v. şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi
karnındaki yaratılışı kırk günde toplanır.Sonra aynı şekilde aleka ve sonra yine aynı
şekilde mudaga olur. Sora Allah Azze ve Celle ona bir melek gönderir. Melek dört
kelime ile görevlendirilir ve ona kişinin amelini, rızkını, ecelini ve şakî yahut saîd
oluşunu yazması söylenir. Sonra ona ruhu üflenir. Sizden birisi kendisi ile cennet
arasında bir karış kalana kadar amel işler işler de; yazgısı onun önüne geçer ve
ardından cehennem ehli ameli işler; Öte yandan kendisi ile cehennem arasında bir
karış kalana kadar amel işler ve yazgısı önüne geçerek ehli cennet ameli işler.
18
Buharî,6,Hayz,17,hadis no: 318, s.27.
19
Buharî, 59, Bed’ul-Halk, 6, hadis no:3208 s. 260.
14
‫ وه! ا رل‬# ‫ ز‬%&‫ أ ا‬bL # > —14
DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 0 1‫وق إن أآ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ا‬
1* )* ‫ و(* أو‬,*
‫ ورز‬,*4‫ وأﺝ‬,*4 !*IH)/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫ =ر‬H4‫ ﻡ‬,) ‫ ا إ‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ذ‬
D*)/ ‫*ب‬IH ‫ ا‬,*)4 3*N)/ ‫ ذراع‬P‫ و)* إ‬,*) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) D‫ن ا >ﺝ‬V/ ‫ ا >وح‬,)/ KL
,*)4 3*N)/ ‫ ذراع‬P‫ و)* إ‬,*) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) D‫ ا ' وإن ا >ﺝ‬D5)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D
.‫ ا ر‬D5)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ا‬
Bu rivayet; Ömer b. Hafs – Ebû Ömer – el – A'meş – Zeyd b. Vehb. –
Abdullah tarîki ile rivayet edilmiştir. 20
Sadıku'l – Masduk Rasûlullah s.a.v. şöyle anlatmıştır: Sizden birisi annesi
karnında kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur.
Sonra Allah ona dört kelime ile bir melek gönderir. Ardından amelini, ecelini, rızkını
ve şaki yahut said oluşunu yazar, ruh üflenir. Bir adam kendisi ile cehennem arasında
bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, ancak yazgısı onun önüne geçer ve
cennet ehlinin amelini işler ve cennete girer. Bir adam da kendisi ile cennet arasında
bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, derken yazgısı önüne geçer ve
cehennem ehli amelinde bulunur ve cehenneme girer.
@* ‫ ﻡ‬#* S*‫ أﻥ‬#* S*‫ أﻥ‬#* >*H *‫ أ‬#* ‫ )* ا‬#* *‫ ز‬#* ‫— أ ا ن *د‬15
'*4 ‫' رب‬L.‫)ل رب ﻥ‬/ H4‫ ﻡ‬1> ‫ ا‬/ D‫ ل إن ا وآ‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا‬# , ‫رﺽ ا‬
!*IH)/ D‫ ا&ﺝ‬/ ‫ ا >زق‬/ ) ‫ رب ( أم‬9E‫ ل رب أذآ> رب أﻥ‬4Y ‫ذا أراد أن‬V/ 'FG‫ رب ﻡ‬
.,‫ أﻡ‬#. / @ X‫آ‬
Bu irvayet; Ebû 'n- Nu'man- Hammâd b. Zeyd. – Ubeydullah b. Ebî Bekr b.
Enes – Enes b. Malik kanalından aktarılmıştır.21
Enes b. Malik Rasûlullah (s.a.v). 'den nakletmektedir: Allah rahimde bir
melek vekil kılar ve bu melek ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka , ya rabbi mudga der.
20
Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3332.s. 269.
21
Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3333.s. 269.
15
Allah onu yaratmak istediğinde ya rabbi erke mi, kadın mı; şakî yahut saîd mi; eceli
nedir? diye sorar ve bütün bunlar böylece annesinin karnında yazılır.
#* *‫ *ل * ز‬%*&‫)ن ا‬4* ‫*@ * (*' أﻥ*=ﻥ‬4 ‫ * ا‬# ‫— أ ا ) ه^م‬16
*/ 0* 1‫وق *ل إن أ*آ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا ل رل ا‬# !‫وه‬
,*4‫ وأﺝ‬,*
‫)?ﻡ> =ر' >ز‬/ H4‫ ا ﻡ‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#.
‫)*> *ع أو ذراع‬f *) ‫ و‬,*) ‫*ن‬H *‫ ﻡ‬9*I ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D* D*‫ أو ا >ﺝ‬1‫ا إن أ*آ‬/ ) ‫و( أو‬
*) ‫ و‬,*) ‫*ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) D‫ وإن ا >ﺝ‬45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/
.‫ ذراع‬P‫دم إ‬m ‫ ل‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ #)‫)> ذراع أو ذرا‬f
Bu rivayet; Ebû'l –Velid Hişam b. Abdilmelik – Şu'be – Süleyman el – A'meş
– Zeyd b. vehb – Abdulah senedi ile rivayet edilmiştir.22
Rasûlullah (s.a.v.) O Sadıku'l-Masdûk şöyle anlatmıştır; Sizden biriniz
(yaratılış olarak) annesi karnında kırk günde oluşur. Sonra aynı şekilde aleka olarak,
sonra da aynı şekilde mudga oalrak devam eder. Ardından Allah bir melek gönderir
ve melek dört şeyle emrolunur; kişinin rızkı, eceli, şaki yahut said oluşu. Allah'a
yemin ederim ki; sizden birisi nerdeyse cehenneme girinceye veya bir karış kalana
kadar cehennem ehlinin amelini işler işlerde fakat yazgısı onun önüne geçer ve
cennet ehlinin amelini işler ve cennete girer. Birisi de kendisiyle cennet arasında bir
zira' veya iki zira' kalana kadar cennet ehlinin amelini işler işler, yazgısı onun önüne
geçer ve cehenneme giriverir. Âdem bir zira' olduğunu söylemiştir.
*‫ ﻡ *@ رﺽ‬# S‫ أﻥ‬# S‫ أﻥ‬# >H ‫ أ‬# ‫ ) ا‬# ‫ >ب د‬# ‫)ن‬4 —17
‫*' أي رب‬4 ‫*' أي رب‬L.‫)*ل أي رب ﻥ‬/ *H4‫ ﻡ‬1> * ‫ ا‬D*‫ ل وآ‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا‬# , ‫ا‬
@ X*‫*! آ‬IH)/ D*‫* ا&ﺝ‬/ ‫ ا *>زق‬/ ) ‫ أ( أم‬9E‫ ل أي رب ذآ> أم أﻥ‬45 G ‫ذا أراد ا أن‬V/ 'FG‫ﻡ‬
.,‫ أﻡ‬#. /
22
Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6594. s. 552.
16
Bu rivayet; Süleyman b. Harb – Hammad – Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes –
Enes b. Malik tarîki ile rivayet edilmiştir.23
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Allah rahimde bir meleği vekil
görevlendirir ve bu melek ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka, ya rabbi mudga! Allah onu
yaratmak istediğinde ey rabbim bu erkek mi, kadın mı; şaki mi, yoksa saîd mi; rızkı
nedir, eceli nedir? diye sora. İşte böylece annesinin karnında yazılır.
*‫*د رﺽ‬N‫ ﻡ‬#* ‫ وه! ا‬# ‫ ز‬%&‫دم (' ا‬m —18
,*‫ أﻡ‬#*. / 0 1‫ أآ‬345 ‫وق إن‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ل رل ا‬, ‫ا‬
‫*ت‬4‫ آ‬0‫)*?ذن *=ر‬/ @*4 ‫ ا‬,*) ‫ إ‬B* 1* ,*4E‫' ﻡ‬F*G‫*ن ﻡ‬H 1* ,*4E‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 '4) #)‫ ﻡ وأر‬#)‫أر‬
‫*ن‬H P 9*I '* ‫ ا‬D*‫ أه‬D* D*) 1‫ن أ*آ‬V*/ ‫ ا *>وح‬,*)/ KL 1 ) ‫ و( أم‬,4‫ و‬,4‫ وأﺝ‬,
‫! رز‬IH)/
‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*) 1‫ ا *ر وإن أ*آ‬D5*)/ ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ إ‬,)‫) و‬
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ إ‬,)‫ ) و‬#H ‫ ﻡ‬9I
Bu rivayet; Adem – Şube – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mes'ud
tarîki ile nakledilmiştir.24
Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin ana
karnındaki yaratılışı kırk günde ve kırk gecede toplanır, sonra aynı şekilde aleka ve
yine aynı şekilde mudga olur. Bunun ardından ona bir melek gönderilir ve bu meleğe
dört kelimeyi (şeyi) yazmasına izin verilir. O da böylece onun rızkını, ecelini,
amelini ve saîd yahut şaki oluşunu yazar. Sonra ona ruh üflenir. Sizden biriniz
kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, ancak
yazgısı onu önüne geçer; cehennem ehlinin amelini işler ve cehenneme giriverir.
Biriniz de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehlinin
amelini işler ve sonra yazgısı onun önüne geçer ve cennet ehli ameli işler de cennete
giriverir.
23
Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6595. s. 552.
24
Buharî, 98, Tevhîd, 28, hadis no: 7454. s.621.
17
7 – Müslim b. el- Haccâc Ebû'l – Hüseyn, el- Kuşeyrî, en- Nisaburî (v.261) :
Sahih-i Müslim :
>**)‫ ﻥ‬#* ‫ * ا‬#* *Z‫ ح و* ﻡ‬0*)‫ أ* (*)' * أ** ﻡو*' ووآ‬#* >*H *‫— * أ‬19
* ‫ * ا *ل‬#* !*‫ وه‬#* *‫ ز‬# %&‫ ا ا‬0)‫ أ وأ ﻡو' ووآ‬, nL4 ‫ا اﻥ وا‬
‫ن‬H 1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / ,45 0 1‫وق إن أآ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫رل ا‬
‫*ت‬4‫ آ‬0‫ ا >وح و?ﻡ> *=ر‬,)/ KL)/ @4 ‫ ا‬D> 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ ذ @ ﻡ‬/ ‫ن‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 @ ‫ ذ‬/
,*) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫)>[ إن أآ‬f , ‫ إ‬P ‫ي‬X ‫ا‬/ ) ‫ و( أو‬,4‫ و‬,4‫ وأﺝ‬,
‫! رز‬IH
*‫ ﻡ‬9*I ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*) 1‫ وان أ*آ‬45*)/ ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫و) إ‬
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H
Bu rivayet; Ebû Bekr b. Ebî Şeybe – Ebû Muâviye ve Vekî' ile Muhammed b.
Abdillah b. Nümeyr el- Hemedanî( lafız onun) - Ebû Muhammed , Ebû Muâviye ve
Vekî' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivayet
edilmiştir.25
Bu rivayette Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden
birinizin annesi karnında yaratılışı kırk günde toplanır, ardından aynı şekilde aleka ve
aynı şekilde mudga olur. Sonra melek gönderilir ve ona ruh üfler ve dört kelime ile
emrolunur; böylece rızkını, ecelini, amelini ve saîd ya a şakî oluşunu yazar.
Kendisinden başka ilahın olmadığı Allah' a yemin ederim, Sizden biriniz kendisiyle
cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, sonra yazgısı onun
önüne geçer ve cehennem ameli işler ve cehenneme giriverir. Biriniz de kendisiyle
arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler işler de yazgısı onun önüne
geçer ve cennet ehli ameli işler ve cennete giriverir.
')) # ‫)ن‬L P
>)‫ ﻥ‬#P nL4 ‫ >ب وا‬# >)‫ ﻥ)> وزه‬# ‫ ا‬# Z‫— ﻡ‬20
94 @4 ‫ ا‬D5 ‫ ل‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا‬, o4 )‫ أ‬# 'LX # D)L. ‫ أ ا‬# ‫ در‬# ‫ >و‬#
‫)*ل أي‬/ ‫*ن‬IH)/ )* ‫)*ل * رب أ(* أو‬/ '*4) #)*‫*' وأر‬N5 ‫ أو‬#)‫ =ر‬1> ‫ ا‬/ >IN‫' ﻡ ﺕ‬L. ‫ا‬
.b P‫) و‬/ ‫اد‬T g/ pZ8 ‫ى ا‬.‫ ﺕ‬1 ,
‫ ورز‬,4‫ وأ>[ وأﺝ‬,4 !IH‫ن و‬IH)/ 9E‫رب أذآ> أو أﻥ‬
25
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6723, s. 1138.
18
Bu rivayet; Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr ve Züheyr b. Harb ( Lafız İbn
Nümeyr’e aittir) – Süfyan b. Uyeyne – Amr b. Dînar – Ebû't – Tufeyl – Huzeyfe b.
Esîd ki, O bunu peygambere kadar ulaştırır- ref’ eder- tarîki ile rivayet edilmiştir.26
Bu rivayete göre Rasûlullah s.a.v. şöyle söylemiştir: Melek, nutfe rahime
yerleştikten kırk veya kırk beş gece sonra girer ve ya rabbi bu şaki mi, said mi? diye
sorar ve bu ikisi yazılır ve ya rabbi erkek mi kadın mı diye sora ve bu ikisi yazılır,
ardından ameli, eseri, eceli ve rızkı yazılır, defteri dürülür, artık ne bir ilave ne bir
eksiltme olmaz.
‫ أ‬# ‫رث‬Z ‫ ا‬# ‫>ﻥ >و‬5‫ وه! أ‬# ‫>ﻥ‬5‫ >ح أ‬# ‫ >و‬# ‫ه> أ‬c ‫— أ‬21
#*‫) ﻡ‬N ‫ وا‬,‫ أﻡ‬#. / 9( #‫د ل ا ^ ﻡ‬N‫ ﻡ‬# ‫ ا‬0 ,‫ أﻥ‬, '4‫ وا‬# >‫ أن ﻡ‬H ‫)> ا‬T ‫ا‬
@ X ,Z/ ‫ري‬LF ‫ أ) ا‬# 'LX , ‫ ل‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ب رل ا‬Z:‫ أ‬#‫ ﻡ‬g‫ رﺝ‬9‫=ﺕ‬/ [>)F n‫و‬
‫ﻥ * ر*ل ا‬V*/ @* ‫ ذ‬#*‫ أﺕ*! ﻡ‬D*‫ ا >ﺝ‬,* ‫*ل‬/ D >)F D‫ رﺝ‬9^ p)‫ل وآ‬/ ‫د‬N‫ ﻡ‬# ‫ ل‬#‫ﻡ‬
‫>ه‬8‫ و‬345‫ره و‬8/ H4‫ ا إ ) ﻡ‬B '4) ‫ن وأرن‬I 'L. >‫ ل إذا ﻡ‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94:
,*4‫ *ل * رب أﺝ‬1* @*4 ‫*! ا‬IH‫ ر*@ ﻡ* (*ء و‬9*G)/ 9E‫ ل رب أذآ> أم أﻥ‬1 ‫ و`ﻡ‬Z ‫ه و‬4‫وﺝ‬
@**4 ‫*>ج ا‬Y 1* @**4 ‫*! ا‬IH‫ ر*@ ﻡ** (*ء و‬9*G)/ ,**
‫ *ل * رب رز‬1** @*4 ‫*! ا‬IH‫)*ل ر*@ ﻡ* (**ء و‬/
. b P‫ ﻡ أﻡ> و‬94 T g/ [ / 'L)Z8 Bu rivayeyt; Ahmed b. Amr b. Serh – İbn Vehb – Amr b. el –Hâris – Ebû
Zübeyr el- Mekkî – Âmir b. Vâsıle – Abdullah b. Mesûd tarîki ile rivayet
edilmiştir.27
Bu rivayette Amir b. Vâsıle Abdullah bin Mesûd r.a. 'ın şöyle dediğini
anlatmıştır: Şaki; annesi karnında bedbaht olur. Said ise başkasından (yani
davranışlarından sonuç çıkararak) öğüt alan kimsedir. Rasûlullah s.a.v. 'in
ashabından Huzeyfe b. Esîd el- Gıfarî adı verilen bir adama gelerek İbn Mesud’un
sözünü nakletti ve amel olmaksızın kişi nasıl şaki olur dedi.Adam ona buna şaşırıyor
musun? Oysa ben Rasûlullah s.a.v.'in şöyle dediğini duydum: Nutfenin üzerinden
kırk iki gece geçince, Allah ona bir melek gönderir ve ona şekil verir; kulağını,
gözünü, tenini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra ya rabbi erkek mi kadın mı? diye
sorar. Rabbin dilediği gibi hükmeder ve melek yazar. Ya rabbi eceli nedir diye sorar
26
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6725, s. 1138.
27
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6726, s. 1138.
19
ve rabbin dilediğini söyler ve melek yazar. Ya rabbi rızkı nedir diye sorar ve rabbin
dilediği gibi hükmeder ve melek yazar. Ardından melek elinde sayfalarla çıkar. Artık
emir olunanda ne bir ziyadelik ne de noksanlık olur.
# >H ‫ أ‬# ‫ ز ) ا‬# ‫ري د‬Z ‫ ا‬#)N # D)G/ D‫— أ آﻡ‬22
‫*' أي‬4 ‫*' أي رب‬L.‫)*ل أي رب ﻥ‬/ *H4‫ ﻡ‬1> * D‫ وآ‬D‫ وﺝ‬T ‫ ل إن ا‬,‫ أﻥ‬BZ ‫ ا‬0/‫ ﻡ @ ور‬# S‫أﻥ‬
D*‫* ا&ﺝ‬/ ‫ ا *>زق‬/ ) ‫ أو‬9( 9E‫@ أي رب ذآ> أو أﻥ‬4 ‫ ل ل ا‬45 9G ‫ذا أراد ا أن‬V/ 'FG‫رب ﻡ‬
.,‫ أﻡ‬#. / @ X‫! آ‬IH)/
Bu rivayet; Ebû Kamil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî – Hammad b. Zeyd –
Ubeydullah b. Ebî Bekr- Enes b. Malik senedi ile nakledilmiştir.28
Bu rivayette şöyle anlatılmaktadır: Allah Azze ve Celle rahimde bir melek
vekil kılmıştır. Bu melek ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka, ya rabbi mudga der. Allah
yaratmak dilediğinde melek ya rabbi erkek mi dişi mi, şaki mi said mi? ; rızkı ve
eceli nedir? Diye sorar. İşte böylece annesi karnında yazılır.
8- İbn Mâce Muhammed b. Yezîd Ebû Abdillah el- Kazvînî’nin (v.275) Sünen’i:
*
> ‫ ﻡ)*ن ا‬#* *4 ‫ وأ ﻡو' ح و‬D)G/ # Z‫ وﻡ‬0)‫ وآ‬Z‫ ﻡ‬# 4 —23
94: ‫د رل ا‬N‫ ﻡ‬# ‫ وه! ل ل ا‬# ‫ ز‬# %&‫ ا‬# ) # Z‫ أ ﻡو' وﻡ‬
1* @* ‫ ذ‬D*E‫*' ﻡ‬4 ‫*ن‬H 1 #)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 1‫ أآ‬345 0 ,‫وق إﻥ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ا‬
) ‫ و( أم‬,
‫ ورز‬,4‫ وأﺝ‬,4 !I‫)ل اآ‬/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫)?ﻡ> =ر‬/ @4 ‫ ا‬,) ‫ ا إ‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H
D*)/ ‫*ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ )[ إن أآ‬NL‫ي ﻥ‬X ‫ا‬/
‫*ب‬IH ‫ ا‬,*)4 3*N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫ وإن أآ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D
. 45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/
28
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6730, s. 1139.
.
20
Bu rivayet; Ali b. Muhammed – Vekî' ve Muhammed b. Fudayl ve Ebû
Muâviye ile, Ali b. Meymun er- Rakiyy- Ebû Muâviye ve Muhammed b. Ubeyd – elA'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile nakledlmiştir.29
Sadıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi
karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka, sonra da aynı
şekilde mudga olur. Ardından Allah ona bir melek gönderir ve bu melek dört
kelimeyle emrolunur. Allah meleğee amelini, ecelini, rızkını ve şaki yahut saîd
oluşunu yaz der. Nefsim elinde olan Allah'a yemin erdim ki; sizden biriniz kendisiyle
cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, ardında yazgısı onun
önüne geçer ve cehennem ehli ameli işler ve cehenneme girer. Biriniz de ; kendisi ile
cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, ardından yazgısı
onun önüne geçer, cennet ehli ameli işler ve cennete girer.
9- Ebû Davud Süleyman b. el –Eş'as es_ Sicistanî, el- Ezdî’nin (v.275) Sünen’i:
*‫ وا‬9* ‫)ن ا‬L* *‫>ﻥ‬5‫)*> أ‬E‫ آ‬#* *Z‫ *> ا *>ي * (*' ح و* ﻡ‬# bL —24
94*: ‫د ل * ر*ل ا‬N‫ ﻡ‬# ‫ وه! ا‬# ‫ ل ز‬%&‫ ا‬# ‫)ن‬L B / ‫ر‬5v‫وا‬
@ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 0 1‫ أآ‬345 ‫وق إن‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ا‬
) ‫! ( أو‬IH 1 ,4‫ و‬,4‫ وأﺝ‬,
‫! رز‬IH)/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫)?ﻡ> =ر‬/ @4‫ ﻡ‬,) ‫ إ‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1
,*)4 3*N)/ ‫ ذراع أو ) ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ن أآ‬V/ ‫ ا >وح‬,)/ KL 1
)
‫ ذراع أو‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫ وإن أآ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ا‬
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ذراع‬
Bu rivayet; Hafs b. Ömer en –Nemerî – Şu'be ile; Muhammed b. Kesîr –
Sufyan ( aynı anlamda ve haber Süfayana ait) – el- A'meş – Zeyd b. Vehb –
Abdullah b. Mesûd isnadları ile rivayet edilmiştir.30
Sadıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi
karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka, sonra da aynı
29
İbn Mace, Sünen,es-Sünne..., 10, hadis no: 76, s.2481.
30
Ebû Davud, Sünen, 39, es-Sünne, 16, hadis no: 4708. s.1569.
21
şekilde mudga olur. Ardından Allah ona bir melek gönderir ve bu melek dört
kelimeyle emrolunur. Melek, rızkını, ecelini, amelini ve şaki ya da saîd oluşunu
yazar ve ona ruh üfler. Sizden biriniz kendisi ile cennetle kendisi arasında sadece bir
karış (yahut P‫إ‬edatı olmadan sadece zira' kelimesi ile kaydedilmiştir ) kalana kadar
cennet ehlinin amelini işler ancak yazgısı önüne geçer ve cehennem ehli ameli işler
ve cehenneme girer. Birisi de cehennemle kendi arasında bir karış kalana kadar
cehennem ehli ameli işler, ancak yazgısı onun önüne geçer ve cennet ehli ameli işler
ve cennete girer.
10 – Tirmizî Muhammed b. Îsâ Ebû Îsâ, es- Sülemî’nin (v.279) Sünen’i:
* ‫*د *ل‬N‫ ﻡ‬#* ‫ ا‬# !‫ وه‬# ‫ ز‬# %&‫ ا‬# '‫— هد أ ﻡو‬25
1* ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬/ ,‫ أﻡ‬#. / ,45 0 1‫وق إن أآ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫رل ا‬
,*
‫*! رز‬IH 0‫ و*?ﻡ> *=ر‬,*)/ KL*)/ @*4 ‫ ا‬,*) ‫ ا إ‬D*> 1* @* ‫ ذ‬D*E‫' ﻡ‬F*G‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H
P‫ و)* إ‬,*) ‫*ن‬H *‫ ﻡ‬9*I '* ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫)>[ إن أآ‬f , ‫ إ‬P ‫ي‬X ‫ا‬/ ) ‫ و( أو‬,4‫ و‬,4‫وأﺝ‬
,*) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫ وإن أآ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N 1 ‫ذراع‬
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N 1 ‫ ذراع‬P‫و) إ‬
Bu rivayet; Hannad – Ebû Muâviye – el –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah
b. Mesûd yoluyla nakledilmiştir.31
Sadıku'l-Masdûk Rasûlullah (s.av.) şu şekilde anlatmıştır: Sizden birinizin
yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka, yine aynı
şekilde mudga olur. Sonra Allah ona melek gönderir; ona (ruh) üfler ve dört şeyle
emrolunur; rızkını, ecelini, amelini, saîd yada şakî oluşunu yazar. Kendisinden başka
ilâhın olmadığı Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz, kendisi ile cennet arasında
bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, sonra yazgısı öne geçer de cehennem
ehli ameli ile hayatı son bulur ve cehenneme girer. Birisi de kendisi ile cehennem
arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, sonra yazgısı önüne geçer
ve ehli cennet ameli işler ve cennete girer.
31
Tirmizî,Sünen, 30, Kader, 4, hadis no: 2137. s.1866.
22
11- el-Bezzâr Ebû Bekr Ahmed b. Amr b. Abdilhâlık ( v.292) El- Bahru'z –
Zehâr:
# ‫ د‬# ‫ `ن‬# 'I ‫ ﻡرك ل ﻥ‬# >‫ق ا&هازي ل ﻥ ﻡ‬Z‫ إ‬# ‫— و أ‬26
#)*‫ أر‬,*‫ أﻡ‬#*. */ 0* 1‫ أ*آ‬3*45 ‫ ا * *ل إن‬# ‫ ا‬# ‫' وا&د‬4 , ‫ا‬5‫ أ‬# 1)‫إ>اه‬
‫*ت‬4‫ آ‬0‫)*?ﻡ> *=ر‬/ @*4 ‫ ا‬,*) ‫ ا إ‬B* 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 ‫ ل‬,N‫ ذ @ أ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 ‫ﻡ‬
P‫ و)* إ‬,*) ‫*ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ن أآ‬V/ )‫ و( أو‬,
‫ ورز‬,4‫ و‬,4‫ أﺝ‬, !I‫)ل أآ‬/
,*) ‫*ن‬H 9*I ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*) D*‫ وإن ا >ﺝ‬45*)/ ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*)/ ‫*ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ذرا‬
.45)/ ‫ ل‬,N‫ ا ' أ‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذرا‬P‫و) إ‬
Bu Rivayet; Ahmet b. İshak el- Ahvezî – Amir b. Müdrik – Utbe b. Yekzân –
Hammad – İbrahim – Alkame ve Esved – Abdullah tarîki ile rivayet edilmiştir.32
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Sizden birinizin yaratılışı annesi
karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka olur, sanırım “sonra yine aynı
şekilde
mudga olur” dedi . Sonra Allah ona melek gönderir. Dört kelime ile
emrolunur. Ve ecelini, amelini, rızkını ve şaki veya saîd oluşunu yazması emredilir.
Sizden biriniz, kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli
işler, sonra yazgısı öne geçer de cehennem ehli ameli işler ve cehenneme girer. Birisi
de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler,
sonra yazgısı önüne geçer ve ehli cennet ameli işler. (Sanırım şöyle dedi:) ve cennete
girer.
‫ * ا‬#* !*‫ وه‬#* *‫ ز‬#* %*&‫ ا‬#* 0)‫ ل ﻥ أ ﻡو' ووآ‬4 # ‫— و >و‬27
@* ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 0 1‫ أآ‬345 ‫ ا ل إن‬#
D*) 1‫ن أ*آ‬V*/ )* ‫ و(* أو‬,*
‫ ورز‬,*4‫ و‬,*4‫*! أﺝ‬I‫)*ل اآ‬/ ‫*ت‬4‫ آ‬0‫)*?ﻡ> *=ر‬/ @4 ‫ ا‬,) ‫ ا إ‬B 1
D‫ وإن ا >ﺝ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D
.45)/ ‫ ل‬,N‫ ا ' أ‬D‫ أه‬D D)/ ‫ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)
32
Bezzar, Müsned, IV, 351.
23
Bu rivayet; Amr b. Ali Ebû Muâviye ve Vekî ' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb –
Abdullah tarîki ile nakledilmiştir.33
Bu rivayette Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Sizden birinizin yaratılışı
annesi karnında kırk günde toplanı.r. Sonra aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga
olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir; dört kelime ile emrolunur: Ecelini, amelini,
rızkını ve şakî veya saîd oluşunu yazması söylenir. Sizden biriniz kendisi ile cennet
arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, daha sonra yazgısı önüne
geçer ve cehennem ehli ameli işler ve cehenneme girer. Birisi de kendisi ile
cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, sora yazgısı
önüne geçer ve cennet ehli ameli işler (Sanırım öyle söyledi:) ve cennete girer.
12- Ebû Ya'la el- Mevsılî Ahmed b. Ali b. el- Müsenna, et- Temimî (v.307)
Müsned:
‫ * ا *ل *ل ر*ل ا‬#* !*‫ وه‬#* *‫ ز‬# %&‫ ا‬# >>‫' ﺝ‬E)5 ‫— أ‬28
'*4 ‫*ن‬H 1* *‫ ﻡ‬#)*‫ أر‬,*‫ أﻡ‬#*. */ 0*) 1‫ أآ‬345 ‫وق إن‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94:
‫ي‬X* ‫ا‬/ )* ‫ و(* أم‬,*4‫ وأﺝ‬,*4‫ و‬,*
‫*ت رز‬4‫ آ‬0‫@ *=ر‬4 ‫ ا ا‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫ﻡ‬
‫*ب‬IH ‫* ا‬/ ,* 3* *‫ ﻡ‬,*‫ رآ‬1* ‫ ذراع‬P‫ و)* إ‬,*) ‫*ن‬H 9*I '* ‫ ا‬D*‫ أه‬D* D) 1‫ )[ إن أآ‬NL‫ﻥ‬
*‫ ﻡ‬,*‫ رآ‬1* ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫ وإن أآ‬45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/
.45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬/ , 3
Bu rivayet; Ebû Hayseme – Cerir – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah
yoluyla rivayet edilmiştir.34
Sadıku'l-Massduk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Sizden birinizin
yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka ve yine anynı
şekilde mudga olur. Sonra Allah ona rızkını, amelini ecelini ve şaki veya said
oluşunun belirten dört kelime ile bir melek gönderir. Nefsim elinde olan Allah'a
yemin ederim ki, sizden biriniz kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar
cennet ehli ameli işler, sonra yazgısındaki şey gelir onu bulur ve cehennem ehli
33
Bezzar, Müsned, V, 170.
34
Ebû Ya'la, Müsned, IX, 89.
24
ameli işler ve cehenneme girer. Birisi de kendisi ile cehennem arasında bir karış
kalana kadar cehennem ehli ameli işler ve yazgısındakidaki şey gelir, onu bulur ve
cennet ehli ameli işler cennete girer.
13- İbn Hıbban Muhammed
Ebû Hâtim et- Temîmî, el- Büstî’nin (v.354)
Sahih’i :
#* '*( * P*
‫*>ز‬Z‫ ﻡ‬#* B)*(‫* * أ* ا )* و‬Z ‫*ب ا‬Z ‫ ا‬# DGL ‫>ﻥ ا‬5‫— أ‬29
‫**دق‬8 ‫ وه** ا‬14**‫ و‬,**)4 ‫ ا‬94**: ‫ * ا **ل ** ر**ل ا‬#** !**‫ وه‬#** **‫ ز‬#** %**&‫)ن ا‬4**
'F*G‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 '4) #)‫ ﻡوأر‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 0 1‫ أآ‬345 ‫وق إن‬8 ‫ا‬
D*‫ و(* أو *) وإن ا >ﺝ‬,*
‫ ورز‬,*4‫ وأﺝ‬,*4 !I‫)ل اآ‬/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫)?ﻡ> =ر‬/ H4‫ ﻡ‬,) ‫ ا إ‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫ﻡ‬
D*‫ أه‬D* ,* 1IY)/ 3 ‫ي‬X ‫ب ا‬IH ‫ ا‬,)4 !4F)/ ‫ ذراع‬P‫ ا ' إ‬#)‫ و‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)
D*)/ 3* ‫ي‬X* ‫*ب ا‬IH ‫ ا‬,*)4 !4F)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) D‫ا ر وإن ا >ﺝ‬
.' ‫ ا‬D5)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D
Bu rivayet; El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî – Ebû'l- Velid ve Şuays b. Muhriz –
Şu'be – Süleyman el –A'meş – Zeyd b. Vehb tarîki ile rivayet edilmiştir.35
Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır. Sizden birinizin
yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka, yine aynı
şekilde mudga olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir; dört kelime ile
görevlendirir. Amelini ecelini, rızkını, şaki veya said oluşunu yazmasını söyler. Bir
adam kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler fakat
geçmiş yazgı galip gelir ve cehennem ehli ameli ile hayatı son bulur. Bir adam da
kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler fakat
daha önceki yazgı galip gelir ve cennet ehli ameli ile hayatı son bulur, cennete girer.
14- Taberanî Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb Ebû'l- Kâsım (v.360): el –
Mu'cemu'l –Kebîr ve el – Mu'cemu's-Sağîr:
35
İbn Hıbban, Sahih, XIV, 47.
25
'*)‫ ر‬#* ‫ ا‬# ‫رث‬Z ‫ ا‬# @ ‫ ﻡ‬# %&‫ ا‬1)‫ أ ﻥ‬TT ‫ ا‬# 4 —30
1I**‫ أآ‬,**‫ رأ‬1I**.
** 1I**‫**ل ** ا أرأ‬/ ,**45 #**‫آ>وا ﻡ‬X**/ g**‫آ> ا **م رﺝ‬X**/ ‫** ** ** ا‬4‫
**ل آ** ﺝ‬
9*I ,*45 ‫)*>وا‬F‫)ا أن ﺕ‬.I*N‫ ﺕ‬#* 1H‫ﻥ‬V*/ ‫ *ل‬P ‫ ا‬,4‫>ﺝ‬/ ‫ ل‬P ‫)[ ا‬/ ‫ ل‬P ‫)ن أن ﺕ)و[ ا‬.IN‫ﺕ‬
,*) ‫ إ‬B* 1 'FG‫ن ﻡ‬H‫ ﺕ‬1 '4 ‫ن‬H‫ ﺕ‬1 ‫ر دﻡ‬Z‫ ﺕ‬1 '4) #)‫ أر‬1> ‫ ا‬/ >INI 'L. ‫ إن ا‬,45 ‫)>وا‬F‫ﺕ‬
. ) ‫ و( أو‬,45‫ و‬,
‫! رز‬IH)/ @4 ‫ا‬
Bu rivayet;Ali b. Abdilaziz – Ebû Nuaym – el- A'meş – Mâlik b. el –Hâris –
Abdullah b. Rebî'a – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir.36
Abdullah ibn Rebî'a anlatıyor; Biz Abdullah (b. Mesûd) ile beraber otururken
topluluk bir adamdan bahsetti. Adamın ahlakından bahsettiler. Abdullah dedi ki;
şayet adamın başını kopartsanız geri yerine koymaya gücünüz yeter mi? Hayır,
dediler. Peki elini? Peki ayağını? dedi. Hayır dediler. Abdullah dedi ki; öyleyse
yaratılışını değiştirmeden ahlakını asla değiştiremezsiniz. Çünkü nutfe rahimde kırk
gece bekler sonra kana dönüşür, Sonra aleka ve mudga olur. Ardından Allah bir
melek gönderir. Rızkını, ahlâkını, şakî veya saîd oluşunu yazar.
#>* ‫ * ا‬# ‫ ﻡ>ة‬# ‫ >و‬# %&‫ ا‬# ‫ة‬a‫> ﻡو' زا‬G ‫ ا‬# Z‫— ﻡ‬31
#*‫ ﻡ‬,* *‫ل ا م أﻡ‬/ ,45 #‫آ>وا ﻡ‬X/ g‫آ>وا رﺝ‬X/ ‫ ر)' ل آ ا ل‬# ‫ ا‬# 94) ‫ أ‬#
1I**‫** **ا[ أآ‬.
‫ رأ** أو‬,** ‫**ا‬4‫)ن أن ﺕ‬.I**N‫ ﺕ‬1I**‫ أآ‬,**‫ رأ‬0**.
** 1I**‫**ل ** ا أرأ‬/ ,** 9**4 X**5=
'*L. ‫ل ا إن ا‬/ P ‫ ا‬/ g‫ رﺝ‬, ‫ا‬4‫)ن أن ﺕ‬.IN‫ ﺕ‬1I‫ أآ‬,4‫ رﺝ‬.
‫ ا أو‬, ‫ا‬4‫)ن أن ﺕ‬.IN‫ﺕ‬
‫ ا‬B* 1* @* ‫ ذ‬D*E‫' ﻡ‬F*G‫*ن ﻡ‬H‫ ﺕ‬1* '4 ‫ن‬H‫ ﺕ‬1 ‫رت دﻡ‬Z‫ اﻥ‬1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬EH‫ ا >أة ﻡ‬/ ‫إذا و‬
.,45 ‫)>وا‬F‫ ﺕ‬9I ,45 ‫)>وا‬F‫)ا أن ﺕ‬.IN‫ ﺕ‬# 1H‫ﻥ‬V/ ) ‫ وأ>[ و( أو‬,
‫ ورز‬,4‫ و‬,4‫! أﺝ‬I‫ل اآ‬/ @4 ‫ا‬
Bu rivayet; Muhammed b. en- Nadr – Muâviye – Zâide – el- A'meş – Amr b.
Murra – Abdurrahman b. Ebî Leyla – Abdullah b. Rebîa – Abdullah senedine
sahiptir.37
Abdullah b. Rebî'a anlatıyor; Abdullah ile beraberdik, oradakiler bir
adamdan, bir adamın ahlakından bahsettiler. Topluluk elinden tutan olmadı mı
36
Taberanî, Mu'cemu'l- Kebir, IX, 178.
37
Taberanî, Mu'cemu'l- Kebir, IX, 178.
26
diye sordu. Abdullah dedi ki; başı kesilse ona baş yapmaya imkânınız var mı? veya
elleri kopsa ona el yapmaya, veya ayağı kopsa ayak yapmaya? Hayır dediler. O vakit
Abdullah şöyle dedi; nutfe kadına düştüğünde kırk gün geçirir. Sonra aynı şekilde
kana dönüşür, aleka ve mudga olur. Sonra Allah melek gönderir, ecelini, amelini,
rızkını, eserini ve saîd yahut şaki oluşunu yazmasını emreder. Bu sebeple siz onun
yaratılışını değiştirmeden ahlakını değiştiremezsiniz.
#* ‫رق‬Y ‫ ا‬# ‫ ا‬# ‫دي‬N ‫ ا‬4 # 1: ‫و‬N ‫ ا‬bL # > —32
1>* ‫* ا‬/ ‫*ن‬H‫' ﺕ‬L. ‫ب ا إن ا‬I‫ آ‬#‫ ذ @ ﻡ‬38I 1‫ أﺕ)آ‬BZ 1‫د إذا آ‬N‫ ﻡ‬# ‫ ل ل ا‬,)‫أ‬
‫*ل‬/ @4‫ل ﻡ‬T‫ ﻥ‬34Y ‫ ا‬Z:‫ أن أ‬D‫ وﺝ‬T ‫ذا أراد ا‬V/ #)‫' أر‬FG‫ن ﻡ‬H‫ ﺕ‬1 #)‫' أر‬4 ‫ن‬H‫ ﺕ‬1 #)‫أر‬
‫)* ا‬/ ,*4‫ وﻡ رﺝء وﻡ* أﺝ‬,
‫ ﻡ رز‬9E‫! أ( أم ) أذآ> أم أﻥ‬I‫)ل اآ‬/ !I‫)ل رب ﻡ اآ‬/ !I‫ اآ‬,
‫ *ل و
*ل * ا‬,*)4I‫*' أﻡ^*ج ﻥ‬L.‫ ﻥ‬#*‫*ن ﻡ‬N‫ﻥ‬v‫* ا‬45 *‫ *>أ * ا إﻥ‬1 @4 ‫! ا‬IH‫ ﻡ ^ء و‬,) ‫ إ‬D‫ وﺝ‬T
.‫ا&ﻡ^ج ا >وق‬
Bu rivayet; Ömer b. Hafs- Âsım b. Ali- el-Mesûdî – Abdullah b. el –Mehârik
– Ebû Abdillah – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir38
Abdullah b. Mesûd r.a. diyor ki; Size bir hadis rivayet ettiğimizde onun
doğrulamasını Allah'ın Kitabından getiririz. İşte nutfe rahimde kırk günde oluşur.
Ardından aynı şekilde kırk gün aleka, yine aynı şekilde kırk gün mudga olarak
geçirir. Ne zaman ki Allah Azze ve Celle onun yaratılışını gerçeklemek istediğinde
bir melek iner; ona yazmasını emreder. Melek ya rabbi ne yazayım? der. Allah c.c.;
şaki mi yoksa said mi, erkek mi yoksa kadın mı, rızkı, doğumu ve eceli nedir?
bunları yazmasını emreder. Melek de yazar. Bundan sonra Abdullah, '' Gerçek şu ki,
biz insanı katışık bir nutfeden yarattık; onu imtihan edelim diye..''39 ayetini okudu.
Ve “‫ﻡ^ج‬P‫”ا‬
( katışık nutfe) kelimesini “‫ ( “ ا >وق‬kök, asıl, mudganın damarları40)
olarak tefsir etti.
38
Taberani, Mu'cemu'l- Kebir, IX, 233.
39
76 –İnsan-2.
40
Kurtubî, XIX, 121.
27
#* * ‫ ز* ا‬#* D*. ‫م ا‬g* * *‫ه>اﻥ‬T ‫ ا‬0*)> ‫ﺝ أ ا‬N ‫ ا‬9)Z # >‫— زآ‬33
‫*ن‬HI '*L. ‫ *ل ان ا‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ ا‬# ‫د‬N‫ ﻡ‬# ‫ ا‬# Da‫ أ وا‬# ‫)ن‬4 ‫ أ‬# ‫د‬
!IH)/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫@ =ر‬4 ‫ ا ا‬B 1 'FG‫ ذ @ ﻡ‬DE‫ن ﻡ‬H‫ ﺕ‬1 '4 @ ‫ ذ‬DE‫ن ﻡ‬H‫ ﺕ‬1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬1> ‫ ا‬/
‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ إن أآ‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ل رل ا‬/ ) ‫ و( أو‬,4‫ وأﺝ‬,
‫رز‬
1‫ *ت وإن أ*آ‬9*I ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*)/ ,*)4 3* ‫ي‬X* ‫ب ا‬IH ‫ ا‬,‫ رآ‬1 ‫ ذراع‬P‫ ا ' إ‬D‫ أه‬#)‫ و‬,)
' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ ,)4 3 ‫ي‬X ‫ب ا‬IH ‫ ا‬,‫ رآ‬1 ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)
.‫ أن ت‬D
Bu rivayet; Zekeriya b. Yahya es- Sâcî – Ebû'r- Rebi' ez- Zehrânî – Selam etTavîl – Zeydu'l- Amâ – Hammad b. Ebî Süleyman-Ebû Vâil– Abdullah b. Mesûd
tarîkinden nakledilmektedir.41
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir. Nutfe rahimde kırk günde olur.
Ardından aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah (c.c.) dört
kelime ile bir melek gönderir. Melek onun rızkını, ecelini, şakî veya said oluşunu
yazar. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etmiştir: Sizden biriniz cennet ehli ile kendisi
arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler ancak onun önceki yazgısı onu
bulur ve ölene kadar cehennem ehli ameli işler. Birisi de cehennemle kendisi
arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler fakat önceki yazgısı onu
bulur ve ölmeden önce cennet ehli ameli işler.
oa8 ‫ ا‬D)‫ إ‬# Z‫ ﻡ‬4‫ ا >ﻡ‬c ‫ ا هب ا‬Z‫ ﻡ‬# ‫— أ‬34
‫ ا‬94: ‫د رل ا‬N‫ ﻡ‬# ‫ ا‬# !‫ وه‬# ‫ ز‬# ‫ ف‬# # ‫اﻥ‬F ‫)ن ا‬L # ‫) ا‬
1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4 ‫ن‬H 1 ‫ ﻡ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / 0 1‫ أآ‬345 ‫وق إن‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4
. 9E‫! ( أو ) ذآ> أو أﻥ‬IH)/ @4 ‫ =ﺕ ا‬1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H
Bu rivayet; Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menâtıkî er- Remlî –
Muhammed b. İsmâil es- Sâi' - Abdullah b.Süfyan – İbn Avf – Zeyd b. Vehb –
Abdullah b. Mes'ud tarîki ile rivayet edilmiştir.42
41
Taberani, Mu'cemu'l- Kebir, X, 195.
42
Taberanî, Mu'cemu's- Sağir, I, 133.
28
Sadıku'l- Masduk Rasûlullah sav. şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi
karnındaki yaratılışı kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve yine aynı
şekilde mudga olur. Sonra melek gelir ve şaki veya saîd oluşunu, erkek veya kadın
oluşunu yazar.
'LX ‫د أ‬N‫ ﻡ‬# 9‫' ﻡ‬/> # #NZ ‫ ا‬4: ‫ ا‬Z‫ ﻡ‬# 'L)45 —35
‫ ا‬94*: ‫د *ل *ل ر*ل ا‬N‫ ﻡ‬# ‫ ا‬# Da‫ أ وا‬# ' # 1: # ‫ ا ?ذن‬1 ‫ ا‬# 1E) ‫ا‬
'F*G‫*ن ﻡ‬H‫ ﺕ‬1 '4) #)‫' أر‬4 ‫ن‬H‫ ﺕ‬1 '4) #)‫' أر‬L.‫ن ﻥ‬H‫ ﺕ‬1> ‫ ا‬/ ‫>ت‬I‫' إذا ا‬L. ‫ إن ا‬14‫ و‬,)4
‫* ا‬G)/ 9*E‫*@ أي رب ذآ*>ا أو أﻥ‬4 ‫)*ل ا‬/ Z ‫ ا ا `م‬NH 1 '4) #)‫ن `ﻡ أر‬H‫ ﺕ‬1 '4) #)‫أر‬
,*4‫ *ل أي رب أﺝ‬1* @*4 ‫! ا‬IH‫ و‬D‫ وﺝ‬T ‫ ا‬G)/ ) ‫ ل أي رب ( أو‬1 @4 ‫! ا‬IH‫ و‬D‫ وﺝ‬T
P‫ و‬1E*) ‫ ا‬#* ‫ن‬E ‫ أ‬1 ‫ ا‬# 1E) ‫ ا‬P‫ إ‬1: # [‫ >و‬1 @4 ‫! ا‬IH‫ و‬D‫ وﺝ‬T ‫ ا‬G)/ [>‫ وأ‬,
‫ورز‬
.'/> # #NZ ‫ ا‬, ‫>د‬L‫' ﺕ‬LX ‫ أ‬P‫ إ‬,
Bu rivayet; Halîfe b. Muhammed el- Mevsılî – el- Hasen b. Urfe – Musa b.
Mes'ûd – Ebû Huzeyfe – el- Heysem b. el-Cehm –el- Müezzin – Âsım b. Behdele –
Ebû Vâil – Abdullah b. Mes'ûd tarîki ile rivayet edilmiştir.43
Rasûlullah sav. şöyle söylemiştir. Nutfe rahme yerleştiğinde kırk gecede
nutfe olur. Sonra kırk gecede aleka , kırk gecede mudga, kırk gecede kemik olur.
Sonra Allah ona et giydirir. Melek ya rabbi, erkek mi kadın mı ? diye sorar. Allh
Azze ve Celle hükmeder, melek de yazar. Sonra ya rabbi şaki mi said mi? diye sora.
Allah Azze ve Celle hükmeder ve melk de yazar. Sonra ya rabbi eceli, rızkı ve eseri
nedir? diya sorar. Allah Azze ve Celle hükmeder ve melek de yazar. Bu hadisi
Âsım’dan sadece el-Heysem, el-Heysem’den sadece Ebû Huzeyfe rivâyet etmiştir.
El- Hasen b. Arefe bu hadisi rivayette tek başına kalmıştır.
15- İsmailî Ahmed b. İbrahim b. İsmâil Ebû Bekr (v.371) el- Mû'cem fî Esamî
Şuyûh-i Ebî Bekr el- İsmailî:
43
Taberanî, Mu'cemu's- Sağir, I, 269.
29
*Z‫ أ ا *س ﻡ‬nLZ
‫>ﻡ‬Y ‫ار ا‬T ‫ ا‬1>H ‫ ا‬# ‫ أ‬# Z‫ ﻡ‬# ‫— أ ا س‬36
* ‫ أ*ط‬#* p ‫ ل‬3)5 # ‫ ا‬# !‫ وه‬# ‫ادي ا‬F ‫ ا‬1>H ‫ ا‬# ‫ أ‬#
#* !*‫ وه‬#* *‫ ز‬#* ‫*ن‬N #* !*) *‫ ا ل و‬# !‫ وه‬# ‫ ز‬# %&‫ ا‬# ‫ري‬E ‫)ن ا‬L
‫ ا‬94*: ‫د ل ل ر*ل ا‬N‫ ﻡ‬# ‫ ا‬# !‫ وه‬# ‫ ز‬# D)‫ آ‬#‫' ا‬4 # >./ ‫ ا ل و‬
#)*‫*' وأر‬4 *‫ ﻡ‬#)*‫*' وأر‬L.‫ ﻡ ﻥ‬#)‫ أر‬,‫ أﻡ‬#. / BH 1‫ق إن أآ‬8 ‫دق ا‬8 ‫ وه ا‬14‫ و‬,)4
D*‫ أه‬D* D*) D*‫ وإن ا >ﺝ‬,
‫ ورز‬,4‫ () أو )ا وأﺝ‬,IH)/ ‫ت‬4‫ آ‬0‫ =ر‬H4‫ ﻡ‬,) ‫ ا إ‬B 1 'FG‫ﻡ ﻡ‬
‫ ا *ر وإن‬D5*)/ ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*)/ ‫*ب‬IH ‫ ا‬,*)4 !*4F 1 ‫ (> أو ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H P 9I ' ‫ا‬
3* *
‫ي‬X* ‫*ب ا‬IH ‫ ا‬,*)4 !*4F 1* ‫ (*> أو ذراع‬P‫ و)* إ‬,*) ‫*ن‬H P 9*I ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D) D‫ا >ﺝ‬
. ' ‫ ا‬D5)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/
Bu rivayet; Ebû'l Abbasb. Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar –
Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bağdâdî – Abdullah b. vehb –
Abdullah b. Hubeyk – Yusuf b. Esbât – Süfyan es- Sevrî – el A'meş – Zeyd b. Vehb
– Abdullah ile;
Habîb b. Hassan – Zeyd b. Vehb – Abdullah ile Fıtr – Seleme b. Kuheyl –
Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivayet edilmiştir.44
Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir. Sizden biriniz
annesinin karnında kırk gün nutfe oalarak geçirir. Kırk gün aleka ve kırk gün de
mudga olarak geçirir. Sonra Allah ona dört kelime ile melek gönderir. Böylece, şakî
veya saîd oluşnu, ecelini ve rızkını yazar. Birisi, kendisi ile cennet arsında bir karış
veya kulaç kalana kadar cennet ehli ameli işler sonra ona yazgısı galip gelir ve
cehennem ehli ameli işler, cehenneme girer. Birisi de cehennem ile kendi arasında
bir karış veya şibr kalana kadar cehennem ehli ameli işler ve önceki yazgısı galip
gelir, cennet ehli ameli işler ve cennete girer.
0*)> ‫* أ* ا‬
‫*>ي‬8 ‫ ا‬,*)L ‫*ﺝ ا‬N ‫ ا‬9*)Z ‫)ن أ‬4 # 9)Z # >‫>ﻥ زآ‬5‫— أ‬37
‫ * ا‬#* '4* #* 3)*( #* ‫)ن‬4* ‫ أ‬# ‫ د‬# ‫ ز ا‬# D. ‫ ا‬14 # ‫م‬g ‫ه>اﻥ‬T ‫ا‬
@* ‫ ذ‬D*E‫*ن ﻡ‬H‫ ﺕ‬1* *‫ ﻡ‬#)*‫ أر‬1>* ‫* ا‬/ ‫*ن‬H‫*' ﺕ‬L. ‫ إن ا‬14*‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫د ل ل رل ا‬N‫ ﻡ‬#
‫*ل ر*ل ا‬/
‫ و(*) أو *)ا‬,*4‫ وأﺝ‬,
‫! رز‬IH)/ H4‫ ﻡ‬,) ‫ إ‬D‫ وﺝ‬T ‫ ا‬B 1 'FG‫ ذ @ ﻡ‬DE‫ ﻡ‬1 '4
‫*ب‬IH ‫ ا‬,*‫ رآ‬1* ‫ ذراع‬P‫ إ‬,* ‫ ا‬#)*‫ و‬,*) ‫*ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ إن أآ‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94:
44
İsmailî, Mu’cem , I,480-481.
30
P‫ و)* إ‬,*) ‫*ن‬H *‫ ﻡ‬9*I ‫ ا *ر‬D*‫ أه‬D* D*) 1‫ *ت وإن أ*آ‬9*I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D)/ 3 ‫ي‬X ‫ا‬
.‫ ت‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D)/ 3 ‫ي‬X ‫ب ا‬IH ‫ ا‬,‫ رآ‬1 ‫ذراع‬
Bu rivayet; Zekeriya b. Yahya b. Süleyman Ebû Yaya es- Sâcî el- Fakîh elBasri – Ebû Rebî' ez –Zehrânî – Selam b. Süllem et –Tavîl – Zeyd – Hammad b. Ebî
Süleyman – Şakîk b. Seleme – Abdulah b. Mes'ud tarîki ile rivayet edilmiştir.45
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Nutfe rahimde kırk günde olur.
Ardından ayı şekilde aleka ve yine aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah Azze ve
Celle ona bir melek gönderir ve rızkını, ecelini, şakî yahut saîd oluşunu yazar.
Rasûlullah sav şöyle devam etmiştir: Sizden biriniz kendisi ile cennet arasında ,bir
karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, ancak önceki yazgısı onu bulur ve ölene
dek cehennem ehli ameli işler. Birisi de kendisi ile cehennem arasında bir karış
kalana kadar cehennem ehli ameli işler ve önceki yazgısı onu bulur ve ölene kadar
cennet ehli ameli işler.
16- Beyhakî Ahmed b. el- Hüseyn b. Ali b. Mûsa Ebû Bekr (v. 458) Sünen-u
Kübrâ:
‫ر ﻥ *ان‬L8 ‫ ا‬Z‫ ﻡ‬# D)‫ ﻥ إ‬P
‫ ^>ان‬# #)NZ ‫ ا >وذري وأ ا‬4 ‫>ﻥ أ‬5‫— أ‬38
14*‫ و‬,*)4 ‫ ا‬94*: ‫ * ا أن *ل *ل ر*ل ا‬#* !*‫ وه‬#* ‫ ز‬# %&‫> ﻥ أ ﻡو' ﻥ ا‬8‫ ﻥ‬#
‫*ن‬H‫ ﺕ‬1* @* ‫ ذ‬D*E‫*' ﻡ‬4 ‫*ن‬H‫ ﺕ‬1* *‫ ﻡ‬#)*‫ أر‬,*‫ أﻡ‬#*. */ ,*45 0* 1‫وق إن أ*آ‬8 ‫دق ا‬8 ‫وه ا‬
‫ و(* ه* أم‬,4‫ وأﺝ‬,4‫ و‬,
‫! رز‬I‫ت آ‬4‫ آ‬0‫ ?ﻡ> =ر‬1 ‫ ا >وح‬,)/ KL)/ @4 ‫ ا ا‬B 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬FG‫ﻡ‬
‫*ب‬IH ‫ ا‬,*)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫ و) إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫)>[ أن أآ‬f , ‫ إ‬P ‫ي‬X ‫ا‬/ )
3*N)/ ‫ ذراع‬P‫ و)* إ‬,*) ‫*ن‬H *‫ ﻡ‬9*I '* ‫ ا‬D*‫ أه‬D D) 1‫ وان أآ‬45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D , 1IY)/
.45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4
Bu rivayet; Ebû Ali er- Ruzbârî – Ebû'l Huseyn b. Büşran- heri kisi – İsmail
b. Muhammed es –Saffar – Sa'dan b. Nasr – Ebû Muâviye – el- A'meş – Zeyd b.
Vehb – Abdullah senedi ile rivayet edilmiştir.46
45
İsmailî, Mu’cem ,II, 645.
46
Beyhakî, Sunen-i Kübra, VII, 421.
31
Sadıku'l- Masduk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır. Sizden birinizin
yaratılışı annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve yine
aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah obna bir melek gönderir, ruhu üfler, dört
kelime ile emrolunur; rızkını, amelini, ecelini ve şakî veya saîd oluşunu yazar.
Kendisinden başka ilâhın olamadığı Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz kendisi
ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, ancak,
yazgısı onun önüne geçer, hayatı cennet ehli ameli ile son bulur ve cennete girer.
Birisi de kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler,
ancak yazgısı onun önüne geçer ve hayatı cehennem ehli ameli ile son bulur ve
cehenneme girer.
*‫ ﻥ* *ج وأ‬T*T ‫ * ا‬#* 4 ‫ أﻥ‬,)L ‫ق ا‬Z‫ إ‬# >H ‫ أﻥ أ‬n/Z ‫>ﻥ أ ا ا‬5‫— أ‬39
94*: ‫ ل ل ر*ل ا‬, ‫ ﻡ @ رﺽ ا‬# S‫ أﻥ‬# >H ‫ ا‬# ‫ ز ﻥ ) ا‬# ‫ ﻥ د‬P
‫ا ن‬
‫ذا أراد ا أن‬V**/ 'F**G‫**' أي رب ﻡ‬4 ‫**' أي رب‬L.‫** **ل أي رب ﻥ‬H4‫ ﻡ‬1> ** D**‫ إن ا وآ‬14**‫ و‬,**)4 ‫ا‬
.,‫ أﻡ‬#. / @ X‫! آ‬IH)/ D‫ ا&ﺝ‬/ ‫ ا >زق‬/ ) ‫ أ( أم‬9E‫ ل رب أذآ> أم أﻥ‬45 G
Bu rivayet; Ebû Abdillah el- Hafız – Ebû Bekr b. İshak el- Fakîh – Ali b.
Abdilaziz – Haccâc ve Ebû'n –Nu'man- (her ikisi) – Hammad b. Zeyd – Abdullah b.
Ebî Bekr – Enes b. Mâlik tarîki ile rivayet edilmiştir.47
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah rahimde bir meleği vekil olarak
görevlendirir. Melek şöyle der: yâ rabbi nutfe, ya rabbi aleka ve ya rabbi mudga! Ne
zaman ki Allak onu yaratmaya hükmeder; o vakit ya rabbi erkek mi yoksa kadın mı,
şaki mi yoksa said mi rızkı nedir, eceli nedir? diye sorar.İşte bunlar böylece
annesinin karnında yazılır.
*‫ ﻥ‬n/*Z ‫ ا‬#*NZ ‫ ا‬#* *Z‫ ﻡ‬#* *‫*ي أﻥ* أ‬4 ‫ داود ا‬# #)NZ ‫ ا‬# Z‫ ﻡ‬#NZ ‫>ﻥ أ ا‬5‫— أ‬40
* ‫ ا‬,* o*4 )*‫ أ‬#* '*LX #* D*)L. ‫ أ* ا‬#* ‫ در‬# ‫ >و‬# ‫)ن‬L ‫ ﻥ‬1HZ ‫ ا‬# >^ # #> ‫ ا‬
'*4) #)*‫ وأر‬S*5 ‫ ﻡ* أو‬#)*‫ أر‬1>* ‫* ا‬/ >I*N‫' * ﻡ* ﺕ‬L. ‫ ا‬94 @4 ‫ ا‬D‫ ل آ‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94:
D*‫ وﺝ‬T* ‫)*ل ا‬/ 9E‫ ل أي رب ذآ> أم أﻥ‬1 ‫ن‬IH)/ D‫ وﺝ‬T ‫)ل ا‬/ ) ‫)ل أي ر@ ﻡذا أ( أو‬/
.b P‫) و‬/ ‫اد‬T g/ pZ8 ‫ ا‬0/>‫ ﺕ‬1 [>‫ وا‬,
‫ ورز‬,4‫ وأﺝ‬,4 !IH)/ ‫ن‬IH)/
47
Beyhakî, Sunen-i Kübra, VII, 421.
32
Bu rivayet; Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvî –
Ahmed b. Muhammed b. el –Hasen el- Hafız – Abdurrahman b. Bişr b. el – Hakem –
Süfyan – Amr b. Dinar – Ebû't- Tufeyl – Huzeyfe b. Esîd ile peygambere ulaşan
merfû’ bir isnadla nakledilmiştir.48
Hz. Peygamber (sav) şöyle anlatmaktadır: Nutfe rahme yerleştikten kırk gün
yada kırk beş gece geçtikten sonra melek vekil kılınır ve ya rabbi şaki mi yoksa saîd
mi? diye sorar. Allah Azze ve Celle buyurur ve bunlar yazılır. Sonra ya rabbi, erkek
mi yoksa kadın mı? diye sorar. Allah Azze ve Celle buyurur ve bunlar da yazılır.
Aynı şekilde ameli, eceli, rızkı ve eseri yazılır, sahifeler kaldırılır. Artık ona bir
ekleme ve eksiltme olmaz.
#* D)*‫ إ‬#* *Z‫ ﻥ* ﻡ‬n/*Z ‫ *ب ا‬#* *Z‫ أﻥ أ * ا ﻡ‬n/Z ‫>ﻥ أ ا ا‬5‫— أ‬41
,*‫ أﻥ‬,* '*4‫ وا‬#* >‫* أن *ﻡ‬H ‫)*> ا‬T ‫ أ* ا‬#* ‫*رث‬Z ‫ ا‬# ‫>ﻥ >و‬5‫ وه! أ‬# ‫ه> ﻥ‬c ‫ﻡ>ان ﻥ أ‬
‫ب‬Z*:‫ أ‬#*‫ ﻡ‬D*‫ رﺝ‬9‫*=ﺕ‬/ [>*)F n*‫ و‬#*‫*) ﻡ‬N ‫ وا‬,*‫ أﻡ‬#*. */ *( #*‫د ل ا ^ ﻡ‬N‫ ﻡ‬# ‫ ا‬0
p*)‫*د و
*ل آ‬N‫ ﻡ‬#* ‫ *ل‬#*‫ @ ﻡ‬X* ,*Z/ ‫*ري‬LF ‫ أ*) ا‬#* '*LX , ‫ ل‬14‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫رل ا‬
‫ إذا‬1* ‫ *ل‬14*‫ و‬,)4 ‫ ا‬94: ‫ﻥ رل ا‬V/ @ ‫ ذ‬#‫ أﺕ! ﻡ‬D‫ ا >ﺝ‬, ‫ل‬/ ,4 >)F D‫ رﺝ‬9^
1* *`‫* و‬Z ‫*ه و‬4‫>ه وﺝ‬8‫ و‬345‫ره و‬8/ H4‫ ا إ ) ﻡ‬B '4) ‫ن وأرن‬I 'L. >‫ﻡ‬
!*IH‫)*ل ر*@ ﻡ* (*ء و‬/ ,*4‫)*ل أي رب أﺝ‬/ @*4 ‫! ا‬IH‫ ر@ ﻡ (ء ا و‬G)/ 9E‫
ل رب أذآ> أم أﻥ‬
P‫ أﻡ*>[ و‬9*4 *T g*/ [* */ 'L)Z*8 ‫*>ج‬Y 1* !*IH‫* ر*@ ﻡ* (*ء و‬G)/ ,*
‫)ل أي رب رز‬/ @4 ‫ا‬
.b
Bu rivayet; Ebû Abdillah el- Hafızv – Ebû Abdillah Muhammed b. Ya'kub elHafız – Muhammed b. İsmail b. Mihran – Ebû Tahir – İbn Vehb – Amr b. el- Hâris –
Ebû Zübeyr el- Mekkî – Amir b. Vâsıle – Abdullah b. Mes'ud yoluyla
nakledilmiştir.49
Âmir b. Vâsıle Abdullahb. Mes'ud r.a. 'ten rivayetle anlatıyor: Şaki annesi
karnında şakidir. Saîd ise başkasından (yaptığı hatalardan ders çıkararak) öğüt
bulmuş kimsedir. Rasulûllah s.a.v. 'in ashabından Huzeyfe b. Esîd el- Gıfari denilen
48
Beyhaki, Sünen- i Kübra ,VII,21.
49
Beyhaki, Sünen- i Kübra, VII, 422.
33
birisi geldi ve İbn Mesûd'un sözünden bize bunu anlattı. Ve bir adam amel işlemeden
nasıl şaki olur ? dedi. Ona adam; buna şaşırıyor musun? Halbuki ben Rasûlullah’ın
şöyle söylediğini duydum: Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçince Allah ona bir bir
melek gönderir, ona suretini verir, duymasını, görmesini, cildini, etini ve kemiğini
yaratır. Sonra ya rabbi kadın mı erkek mi?diye sorar. Rabbin dilediğini hükmeder ve
melek yazar. Ya rabbi eceli nedir? diya sorar ve rabbin dilediğini buyurur ve melek
yazar. Ya rabbi rızkı nedir? der, Rabbin dilediğini hükmeder, melek yazar sonra
elindeki sahifelerle çıkar. Onun bu işinden sonra ne bir artma nede bir eksilme olur.
‫ *>و‬#* *Z‫*> ﻡ‬L‫اد أﻥ= أ* ﺝ‬F ‫ ^>ان‬# ‫ ا‬# Z‫ ﻡ‬# 4 #)NZ ‫>ﻥ أ ا‬5‫— أ‬42
‫ * ا *ل * ر*ل‬# !‫ وه‬# ‫ ز‬# %&‫> أ ﻡو' ا‬8‫ ﻥ‬# ‫>ي ا >زاز ان‬IY ‫ا‬
‫*ن‬H 1* *‫ ﻡ‬#)*‫ أر‬,*‫ أﻡ‬#*. */ ,*45 0* 1‫*وق أن أ*آ‬8 ‫*دق ا‬8 ‫ وه* ا‬14*‫ و‬,*)4 ‫ ا‬94: ‫ا‬
,*
‫*! رز‬I‫ اآ‬0‫ *?ﻡ> *=ر‬1* ‫ ا *>وح‬,*)/ KL*)/ @*4 ‫ ا‬,*) ‫ ا إ‬B* 1* @* ‫ ذ‬D*E‫' ﻡ‬FG‫ن ﻡ‬H 1 @ ‫ ذ‬DE‫' ﻡ‬4
P‫ و)* إ‬,) ‫ن‬H ‫ ﻡ‬9I ‫ ا ر‬D‫ أه‬D D) 1‫)>[ إن أآ‬f , ‫ إ‬P ‫ي‬X ‫ و( ه أم ) وا‬,4‫ وأﺝ‬,4‫و‬
,*) ‫*ن‬H ‫ ﻡ‬9I ' ‫ ا‬D‫ أه‬D D) 1‫ وإن أآ‬45)/ ' ‫ ا‬D‫ أه‬D , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ذراع‬
.45)/ ‫ ا ر‬D‫ أه‬D , 1IY)/ ‫ب‬IH ‫ ا‬,)4 3N)/ ‫ ذراع‬P‫و) إ‬
Bu rivayet; Ebû Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşran – Ebû
Ca'fer Muhammed b. Amr el- Buhterî er- Rezzaz – Sa'dan b. Nasr – Ebû Muâviye –
El –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah senedi ile rivayet edilmiştir.50
Sâdıku'l-Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi
karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Ardından aynı şekilde aleka, aynı şekilde
mudga olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir ve ona ruh üfler; rızkı, ameli, eceli,
ve şakî veya saîd oluşu konularında dört kelime ile emrolunur. Kendisinden başka
ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz kendisi ile cehennem arasında
bir karış kalana kadar cehennem ehlinin amelini işler ancak yazgısı onun önüne geçer
ve ehli cennet ameli ile hayatı son bulur ve cennete girer. Birisi de kendisi ile cennet
arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler ancak yazgısı onun önüne
geçer ve cehennem ehli ameli ile hayatı sona erer ve cehenneme girer.
50
Beyhakî, Sünen- i Kübra, X, 266.
34
Bu bölümümüzü, çalışmamızda incelediğimiz otuz eseri ve hangilerinde
hadisimizin yer aldığını gösteren bir tablo ile bitirelim. Yıldız ile belirtilen eserlerde
hadisimiz yer alırken belirtilmeyenler de bulunmamaktadır.
35
Tablo
Sıra
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
: Kırk Gün Hadisi'nin Yer Aldığı Eserler. (Kronolojik)
Müellif Adı
Eser
Râşid el- Ezdî . Ma'mer b
Rebi' b. Habîb
Mâlik
et- Tayâlisî
Abdürrezzak
Humeydî
Saîd b. Mansûr
el-Ca'd .Ali b
İbn Ebî Şeybe
Ahmed
Darimî
Buharî
Müslim
İbn Mâce
Ebû Davud
Tirmizî
Bezzâr
Ebû Ya'lâ
Nesâî
İbnu'l-Cârûd
İbn Huzeyme
Cami'
Müsned
Muvatta
Müsned
Musannef
Müsned
Sünen
Müsned
Musannef
Müsned
Sünen
Sahîh
Sahîh
Sünen
Sünen
Sahîh
Bahru'z-Zehâr
Müsned
Sünen
el-Müntekâ
Sahîh
36
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
*
Müellif Vefât Tarihi
151
170
179
204
211
219
227
230
235
241
255
256
261
275
275
279
292
302
303
307
311
22
23
24
25
26
27
28
29
30
Ebû Avâne
İbn Hibbân
Taberânî
Taberânî
İsmâilî
Dârekutnî
Ahmed es- Saydâvî .Muhammed b
en-Neysâbûrî Hâkim
Beyhakî
Müsned
Sahîh
Mu'cemu's-Sağîr
Mu'cemu'l-Kebîr
Mu'cem
Sünen
Mu'cem
Müstedrek
Sünen
37
*
*
*
*
*
335
354
360
360
370
385
402
405
458
B-İSNADLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ
Bu bölümümüz şemalardan oluşmaktadır. Dört ayrı şemada Kırk Gün
Hadisi’nin sahabiden gelen tarîklerini önce genel bir şekilde, ardından çalışmamızda
birinci bölümde yer verilen kırk iki rivayetin üç sahabiden gelen tarîklerini ayrı ayrı
şemalarda göstereceğiz.
Bu tarîkleri tahrîç eden müellifler ile isnadta geçen bütün râvîleri kısa isimleri
ile belirttikten sonra şemanın altında detaylı isimlerini ve tespit edebildiğimiz vefât
tarihlerini belirteceğiz. Yine birimci bölümde yer aldığı sıra ile tarîkler
numaralandırılarak gerektiğinde bulunması kolaylaştırılacaktır.
Birinci şema bütün tarîkleri, ikinci şema Huzeyfe b. Esîd r.a.’dan gelen
tarîkleri, üçüncü şema Enes r.a.’den gelen tarîkleri, dördüncü şema Abdullah b.
Mesûd r.a.’dan gelen tarîkleri göstermektedir.
38
39
40
41
42
II. BÖLÜM
KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNADLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Kırk Gün Hadisinin isnadlarının râvîlerine göre değerlendirileceği bu
bölümde müelliflerin vefat tarihlerine göre rivâyetlerini aldığımız birinci bölümdeki
sıralama esas alınarak sırayla incelenecektir. Râvîler hakkında kısa kanaatler
belirtilerek rivâyetin senedi hakkında genel bir yargıda bulunulacak, râvîlerin
durumuna uzunca yer verilmeyip, terceme-i halleri çalışmanın sonuna eklediğimiz
bölümde alfabetik sıralama ile yer alacaktır.
Bu bölümde gereksiz tekrara düşmemek için rivâyetlerin metinlerine yer
verilmeyecek, isnadta yer alan râvîler zikredilerek değerlendirmeye geçilecektir.
Birinci Rivâyet:
Bu rivâyet: Ebû Davud - Şu' be - el- A'meş - Zeyd b. Vehb (el - Cühenî) –
Abdulah b. Mesûd isnadı ile nakledilmektedir51.
Şu’be b. el- Haccâc b. el- Verd ( Vâsıtlı, v. 160):
Hem rivâyet hem de hadis tenkidindeki dikkati öne çıkmış güvenilir bir
muhaddis olarak tanınmaktadır. Sikâ bir râvîdir.
Ebû Hâtim, Şu’be’yi zamanının önde gelenleriden, hafız, ıtkan sahibi, vera ve
fazilet ehli olarak ifade etmiş ve Irak’ta muhaddislerin faliyetlerini ilk teftiş eden ve
zayıf ve rivâyeti metrûk kimseleri bu işten uzaklaştıranın o olduğunu anlatmıştır.52
Zührîde onu, sika, me’mun, sebt ve hüccet gibi kelimelerle tevsîk etmiş ve hadisteki
mesaisine örnekler nakletmiştir.53
51
Ebû Davud et- Teyâlisî, Müsned, I, 38.
52
İbn Hibbân, es-Sikât, VI, 446.
53
İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 280.
43
Ebû Muhammed Süleyman b. Mihran el- A’meş ( v.148):
İbn Mesûd rivâyetlerinde çok iyi olduğu bilinen meşhur alimdir. Onun
Abdullah b. Mesûd hadisinde çok iyi olduğu özellikle
belirtilmiştir. 54 Sikâ bir
muhaddis olduğunu söyleyEbîliriz.
Zeyd b. Vehb Ebû Süleyman (Hemedanlı/Cühneli,v.96):
Tabiîn’in önde gelenlerinden, Kırk Gün Hadisi kendisinden en çok
nakledilenlerden birisidir. Rivâyetleri güvenilirdir.
Bu isnadın sonundakı Şu’be, Kırk Gün hadisini A’meş’ten rivâyet eden
çalışmamızda öğrenEbîldiğimiz onbeş râvîden ve Ebû Muaviyeden sonra
kendisinden en çok rivâyette bulunulan bir muhaddistir.
Rivâyetin isnadında Abdurrezzak rivâyetinden farklı râvî Şu’be’dir.
Şu’be’nin durumu Sevrî ile kıyaslandığında; İbn el- Medînî’nin Şu’be şeyhlerde,
Süfyân es- Sevrî bâblarda daha hafızdır dediği nakledilmiştir.55 Yine Şu’benin esSevrî’ den yaklaşık on yaş büyük olduğu ve Sevrî’nin ondan rivâyette bulunduğu
bilinmektedir.
56
Ahmed b. Hanbel Şu’be’nin hadisini övmüş, muhakeme ve
anlamada A’meş’ten daha sağlam, hadisinin Sevrî’den daha iyi olduğunu
belirtmiştir.57
Bütün bu söylediklerimiz ışığında bu rivâyetin isnadının iyi olduğunu
söyleyebîliriz.
İkinci Rivâyet:
54
Buhârî, Târîh, IV, 37.
55
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz. I, 196.
56
57
İbn Hibbân, es-Sikât ,VI,446.
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII,489-490.
44
Bu rivâyet; Yunus- Ebû Davud- Hammad b. Zeyd- Ubeydullah b. Ebî Bekr b.
Enes – Enes
tariki ile gelmiştir58.
Hammad b. Zeyd Ebû İsmail ( Basralı, v. 179):
Hadislerinin tamamını ezberlediğine kaynaklarda rastladığımız Hammad b.
59
Zeyd Sika, sebt, hüccet, kesîru’l- hadis, mutkin gibi lafızlarla anılmış ve tevsîk
edilmiş bir râvîdir. 60 İki Hammad’dan biri olan Hammad b. Zeyd için Yezid b.
Zeri’’in, onu Hammad b. Seleme’den daha “esbet” gördüğü nakledilirken61 Hakkıda
olumsuz değerlendirmelere rastlamadığımız çalışmamızda Yahya b. Said’in ondan
rivâyetlerde ihtilatı nedeniyle bir cüz taşıdığını ve bu cüzden rivâyet ettiği
anlaşılıyor.62
İncelemelerimiz ışığında Hammad b. Zeyd’in sika bir râvî olduğunu
söyleyEbîliriz.
Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes b. Malik ( Basralı,v.? ):
Bakabildiğimiz kaynaklarda hakkında olunsuz değerlendirme görmediğimiz
Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes, sika ve salih olarak nitelendirilmiştir.63Dedesi Hz .
Enes’ten rivâyetleri anılmıştır.
Râvîleri olumsuz olarak kaynaklarda değerlendirilmeyen bu rivâyetin merfû
muttasıl bulunan senedi ile sağlam olduğunu ifade edEbîliriz.
Üçüncü Rivâyet
58
Ebû Davud et- Tayâlisî, Müsned, I, 276.
59
Mizzî, Tehzîbu’l- Kemâl, VII, 239.
60
İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 286; İbn Hacer, Tehzîb, III, 9-10; Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,
III,138; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 299.
61
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 138.
62
Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 138.
63
İbn Hacer, Takrîb, I, 370; İbn Hacer, Tehzîb, VII, 5; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX.
45
Abdürrezzak’ın Musannef’inde yer alan rivâyet, es-Sevrî- el-A'meş- Zeyd b.
Vehb- İbn Mesûd tarikiyle bize gelmektedir. 64
Süfyan b. Saîd b. Mesrûk es-Sevrî ( Kûfeli, v.161 ) :
İlmi övülmüş, meşhur muhaddis Sevrî, sikadır. Rivâyetleri itibar görmüş
hafız ve hüccet bir kimse olarak bilinmektedir.
Ebû Hâtim, onu hafız, mutkin ve fukahadan olduğunu zikretmiş, vera ve
ibadete bağlılığına yer vermiştir.65 İbn Hacer ise, sîka , hâfız, fakîh, âbid, imam,
hüccet ve yedinci tabakanın önde gelenlerinden diye nitelendirdiği Süfyan esSevrî’nin belki tedlis yapmış (S ‫ )ر د‬olabieceğini söylemiştir.66 El- Bâcî de onu
tevsîk edenlerin sözlerini naklederken, 67 Iclî onu sika, İbn el-Kayseranî seyyidu’l
huffâz olarak görmüştür.68
Bu rivâyetin isnadı râvîlerinin halleri bakımından iyi bir isnad olarak
görünmektedir. Yine râvîlerin birinin diğerine likâ ve talebeliği, tabakat kitaplarında
zikredilmiştir.
Abdurrezak’ın musannefinde yer alan ve Kırk Gün Hadisinin kaynaklardaki
üçüncü tarîki olan bu rivâyetin isnâdı sahih görünmektedir.
Dördüncü Rivâyet:
Bu rivâyet: Muhammed b. Ubeyd et- Tenâfüsî- el- A'meş- Zeyd b. VehbAbdullah b. Mesûd kanalıyla gelmiştir.69
Muhammed b.Ubeyd et- Tenâfüsî (Kûfeli, v. 205):
64
Abdurrezzak,Musannef, Kader, XI, 123.
65
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 169.
66
İbn Hacer, Takrîb, I,244.
67
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1139.
68
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 407; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,203.
69
Abdullah b. ez- Zübeyr Ebû Bekr el- Humeydî, Müsned, I, 69.
46
Sika, sadûk gibi lafızlarla tevsîk edilirken onu eleştiren en ağır söz, “la be’s”
şeklindedir ve hata ettiği, bundan dönmediği şeklindedir. 70 Rivâyette Yahya b.
Maîn’in Amr b. Ya’la’yı ona tercih etmesi ile birlikte râvîmizin rivâyetlerinin kabul
edildiği de anlaşılmaktadır. 71
Bu rivâyetin isnadında yer alan râvîler, rivâyetleri hadis kitaplarında yer almış
ve kabül görmüş kimseler olup isnad muttasıl ve problemsiz bir isnad olarak
görünmektedir.
Beşinci Rivâyet:
Bu rivâyet şu yoldan aktarılmıştır: 72 Züheyr- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.Abdullah b. Mesûd.
Züheyr b. Muâviye b.Hadîc ( Kûfeli, v.173 ):
Ebû İshak’tan ihtilatından sonra hadis almasına dikkat çekilmiştir. 73 Sika,
sebt, esbet, mutkin, “min meâdini’s- sıdk”, gibi lafızlarla övülen bu Irak ahâlisi
muhaddisi, es- Sevrî’nin vefatından sonra onun halefi olarak görülmüştür.74
Ashâb-ı A’meş içerisinde es-Sevrî ve Şu’be gibi bir yere sahip olduğunu
söyleyEbîleceğimiz râvî, bu isnadda da onların yerinde yer almıştır. Bu balkımdan
Sevrî ve Şu’be isnadları için söyledikerimiz bu isnad içinde geçerli olmaktadır.
Kısaca bu isnadın da sağlam olduğunu söyleyebîliriz.
Altıncı Rivâyet:
70
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 10; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664; Iclî, Ma’rifetu’s-
Sikât, II, 247.
71
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664.
72
Ebû'l Hasen Ali b. el- Ca'd, Müsned, I, 379.
73
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 596; İbn Hacer, Tehzîb, III, 303.
74
İbn Hacer, Tehzîb, III, 303; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 224-225; Zehebî, Mîzân, III, 125;
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 233.
47
Bu rivâyet: Hüşeym- Ali b. Zeyd- Ebû Ubeyd eb. Abdillah- Abdullah b.
Mesûd tariki ile rivâyet edilmiştir.75
Hüşeym b. Beşîr b. el Kâsım b. Dînar (Vâsıtlı, v. 183):
Hakkında sika sebt, hafız ve benzer lafızlarla bahsedeilen Hüşeym b. Beşîr’in
kaynklarda, tedlisine yer verildiğini, tedlisi sebEbî ile hadisinin tamamen terk
edilmediğini, tedlisinin boyutlarının tartışıldığını ve bunların tespit edilmeye
çalışıldığını görmekteyiz. Nevevî, İbn Sa’dın onun hakkında, sika ve sebt olduğunu
ancak çoktedlis yaptığını, hadisnde, “ahberani” şeklindeki rivâyetlerinde hüccet
olduğunu bunun dışındakilerde
hüccet olmadığını söylediğini nakletmektedir. 76
Hatib el- Bağdâdî, onun tedliste bulunmadığına ve sika olduğuna yer verirken77, ezZehebî de, hafız ve sika olduğunu ancak tedlisi bulunduğunu, sahihlere rivâyetlerinin
alındığını ancak Hüşeym’in, Zührî’den rivâyetinde zayıf olduğundan bu rivâyetlerini
almadıklarını söylemektedir.78 Hammad b. Zeyd ve Ebû Hâtim onun şerefini, salih
oluşunu, sıdk ve emanetini överken “Mîzan”da tedlisi hakkında diğer bazı görüşler
yer almıştır.79
Şunu söyleyEbîliriz ki, Hüşeym’in rivâyetleri tamamıyla terk edilmezken
ondan hadis alanlar tedlisinden teyakkun ile hadis almışlardır.
Ali b. Zeyd b. Abdillah ( Basralı, v.131):
İbnu’l- Kayseranî ilmine işaret etmekle birlikte “teşeyyu” ettiğine dikkati
çekmiştir. Aynı zamanda onun hakkındaki değerlendirmelere yer vermiştir. Buna
göre Ebû Zür’a ve Ebû Hâtim onun “leyse bi kaviyy” olduğunu, Ahmed ve Yahyâ
“zayıf” olduğunu söylerlemişlerdir. İbnu’l- Kayserânî şeyhaynin onunla ihticac
etmediğine, Müslimin başkası ile karinelendirdiğine yer vermiştir.80 Zehebî, Yahya
75
Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 374.
76
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 437.
77
Hatîb, Tarîh, XIV, 85,
78
Zehebî, er-Ruvâtu’s-Sikât, I, 179.
79
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 90-91.
80
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 141.
48
ve Ahmed’in onu “leyse bi şey” olarak nitelendirdiklerini naklederken kedisi de
“sâlihu’l-hadîs” demiştir.
81
Zehebî onun üzerinde ihtilaf edildiğini belirterek
hakkında söylenenleri; zayıf oluşundan, Rafızî oluşuna kadar dile getirilenleri
nakletmiştir.
82
Başkasının tevakkuf ettiği rivâyette onun ref’ etmesinden de
bahsedildiğini görmekteyiz. 83 Benzer yorumlara Mizzî de geniş yer vermiştir. 84
Ulaşabildiğimiz kaynaklar çerçevesinde râvîmizin rivâyetlerine çok ihtiyatlı bakmak
gerektiği anlaşılıyor.
Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mesûd (Kûfeli,v. 83 ):
Sahabî Abdullah b. Mesûd’un oğlu Ebû Ubeyde’nin babasından rivâyetleri
kaynaklarda yer almış ancak bu rivâyetlerde onun hakikaten babasından alıp
almadığı tartışılmıştır.
İbn Ebî Hatim babasından ve Ebû Hâtim Ebû Ubeyde’nin babası Abdullah b.
Mesûd’tan hadis işitmediğini zikretmktedirler.85 Ebû Hâtim, İbn Ebî Hâtim ve İclî
onu bir kelime ile ve “sika” lafzıyla tevsîk ederleken İbn Hacer onun babasını işitip
işitmediği konusundaki tartışmaya yer verirmiş, babsına mülâkî olmasının ve onu
işitmesinin sabit olduğunu ancak ondan rivâyetinin tedlise dahil olduğunu
belirtmiştir.86 İbn Hâzim de babasını idrak etmediği kannatindedir.87 Bütün bunlar,
ibn Hacerin ağırlıklı görüşün Ebû Ubeyde’nin babası Abdullah b. Mesûd’u
işitmediği88 yönündeki tespitini güçlendirmektedir.
Bu değerlendirmeler ışığında bu rivâyetin Ebû Ubeyde’nin durumu dolayısı
ile munkatı’ olarak göründüğünü ve râvîlerden Ali b. Zeyd ve Hüşeym sebEbî ile
zayıf bir isnada sahip bulunduğunu söyleyEbîliriz.
81
Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 140.
82
Zehebî, Mîzân, V, 156-157.
83
Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, I, 63; Zehebî, Mîzân, V,156.
84
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 434-444.
85
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561.
86
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48. Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 414; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu
ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561.
87
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 537.
88
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48.
49
Yedinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû Muâviye- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.-Abdullah b. Mesûd
yoluyla rivâyet edilmiştir.89
Ebû Muâviye Muhammed b. Hâzim es- Sa’dî (Kûfeli, v. 195):
A’meşten rivâyetlerinde tereddüt göstermesi, bunun da hadisleri iyi
ezberlememesinden kaynaklandığı, , kısaca Ameş rivâyetlerinin “muzdarip” olduğu
nakledilmiştir.90 Ahmed b. Hanbel’e atfedilen bu değerlendirmenin yanında Yahya b.
Maîn’in onun hakkında Ameş rivâyetinde Cerîr’den daha “esbet” olduğunu
söylediği, onu A’meş rivâyetinde es-Sevrî ve Şu’be’den sonra A’meş’in ashabı
içinde üçuncü sırada saydığı, yine A’meş rivâyetinde Vekî’’ e üstün tutuğu
nakledilmiştir.91 Sikâ, hafız, mutkin olduğu ancak tedlis ettiği92 mürcie’den olduğu93
kaynaklarda yer almıştır. Yine Ebû Davud, onun Kûfe’de Mürcie’nin başı olduğunu
söylerken, İbn Hibban “habis bir Mürcî idi” demiş,
İbn Main, icli, Nesai ve
Dârekutnî onun sika olduğunu söylemişlerdir.94
Kaynaklarda biryandan onun ameş rivâyetler, indeki ilminin genişliği ve
itkânı anılırken öte yandan bazı olumsuzlukların ve eleştirilerin birlikte yer alması
eleştirilerde onun Mürcîe’den olmasının bir payının olabileceğini düşündürmektedir.
Merfu muttasıl bir rivâyet oduğu ve isnadtaki Ebû Muaviye Muhammed b.
Hâzim’in durumunun iyi incelenerek buna göre kıritik edilmesi gerektiği
söylenEbîlir. Buna göre eğer onun, kaynaklarda yer alan ilim ve itkânına göre
değerlendirme yaparsak bu isnad sahih ve sağlam görünmektedir.
89
Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 382.
90
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 128
91
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 129; İbn Hacer, Tehzîb,IX, 120-121
92
Halebî, et-Tebyîn li Esmâi’l-Müdellisîn, I, 178; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 109; İbn Hacer, Tabakâtu’l-
Müdellisîn,I, 36.
93
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 236; Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 128; İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 442;
94
Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 129.
50
Sekizinci Rivâyet:
Bu rivâyet: Hüseyin b. Muhammed – Fıtr – Seleme b. kuheyl – Zeyd b. Vehb.
Abdullah b. Mesûd yoluya nakledilmiştir.95
Hüseyin b. Muhammed el Mervezî ( Bağdadî, v. 213):
İbn Sa’d onu “sika” görürken Nesâî “la be’s” olarak nitelendirmiştir.96
Fıtr b. Hammad( Basralı, v. ?):
Ebû Zür’a ona sika derken, Ebû Davud çok fazla teğayyur ettiğini
söylemiştir. 97 Yine Ebû Hâtim onun hakkında, “leyse bikaviy”
derken, İbn
Halfûn’un Ebû Hatim ve Ebû Züra’nın sözlerini zikrettikten sonra kendisinin onu
sika gördüğüne es-Sikatında yer verdiği nakledilmektedir. 98 Yine İbn Halfûn’un
çalışmamızdaki rivâyette yer alan Fıtr b. Hammad’ın Seleme b. Kuheyl’den
rivâyetinin ona ait olmadığını ve onu idrak etmediğini naklettiğini öğrenmekteyiz.99
Seleme b. Kuheyl el- Hadramî ( Kûfeli, v. 121):
İmam, hafız, sebt, mutkin, me’mun gibi lafızlarla tevsik edilen Seleme b.
Kuheyl, teşeyyu etmesine rağmen sika ve sebt görülmüş, iki yüz elli kadar hadisi
olduğu belirtilmiştir.100
İsnada yer alan râvîlerin sika kimseler olduğu anşlaşılırken, Fıtr b. Hammad
hakkında, onun Seleme’den bu rivâyeti almdığına dair anlatılan hususi bilgi dışında
95
Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 414.
96
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 406.
97
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 90; İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, I, 342; İbn Hacer, Lisânu’l-
Mîzân, IV , 454; İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 71; Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât. I,
64.
98
İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa,I,334.
99
İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa, I,334.
100
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 170; Zehebî, Nubelâ, V, 298–299; Zehebî, el-Kâşif, I, 454.
51
önemli başka bir problem olmadığını ve bu durumda sika râvîlerden merfu muttasıl
bir rivâyet olduğunu söyleyEbîliriz.
Dokuzuncu Rivâyet:
Bu rivâyet; Yahya – el- A'meş – ayrıca – Veki' – el- A'meş – Zeyd b. VehbAbdullah, tarikleri ile nakledilmiştir.101
Yahya b. Saîd b. Ferrûh (Basralı.v.198):
Yaşadığı dönemde hadis ilmine çeki düzen verdiği ve zayıfları terk ettiği
çokca anlatılan,102 rical konusunda benzersiz olduğuna yer verilen,103 ilmi ve ameli
medhedilmiş, kaynaklarda münekkidlerin onun benzerini görmediklerini ifade
ettikleri 104 sika bir kimse olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hadis imamları onunla iticacac etmiş ve “onun terk ettiğini biz de terk ederiz”
demişlerdir.105
Veki' b. el-Cerrah b. Melih Ebû Ahmed en-Neysabûri, el-Kûfî
(Kûfeli,v.197):
Kaynaklarda hakkında öğücü ifadelerle ismi geçmiştir. İlminin genişliği,
sadûk, ve sika olduğu hep tekrarlanmış, hadis hıfzının yanında fıkıh ilmini de
mütalaa etmiş, Ahmed b. Hanbel onun bir günün dışında hiç şüpheye düşmediğini,
101
Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 430.
102
İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 611
103
104
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298.
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298–300; Zehebî, Nubelâ, IX, 176; İbn Hibbân, es-Sikât,
VII, 611; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 191–192; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXXI, 335 v.s; Bâcî, et-Ta’dîlu
ve’t-Tecrîh, III, 1219; Ahmed, Bahr.460–461.
105
İbn Hacer, Tehzîb, XI, 192.
52
yanında kitap, defter taşımadığını ilminin ve hıfzının büyüklüğüne işaretle
anlatmıştır.106 En sağlam ifadelerle tevsik edilmiş bir râvî olduğunu görmekteyiz.
Merfû muttasıl bu senette müellif’in Veki’ ile mutabaat ettiğini görmekteyiz.
Hadisin bu isnadı da A’meş’in tedlîsi ile birlikte sika olduğunun belirtilmesi ve
kabulu ile sahih görünmektedir. Ancak A’meş’i tedlisi dolayısı ile eleştirenlerin de
onu gözden çıkarmadıklarını ve hakkını teslim ettiklerini bilmekteyiz.
Onuncu Rivâyet:
Bu rivâyet; Yahya b. Saîd – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr –
Enes b. Mâlik tariki ile rivâyet edilmiştir.107
İsnadtaki râvîler önemli eleştiriler almamış kişiler olarak bilinmekte ve diğer
kırk gün hadisi isnadlarında yer almış kişiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Enes
rivâyetlerinin önemli ve tabakasında tek râvî olarak çalışmamızda yer alan
Hammad’dan rivâyetlerde, Yahyâ b. Saîd’in cüz taşıdığını burada anımsamak, bizim
isnâda ait güvenimizi olumlu olarak etkilemektedir. Şunu da ifade etmek lazımdır ki,
Yahyâ b. Saîd bu meydanda hüccet olarak tanınan, rical ilminde kendini kabul
ettirmiş biridir.
Bu söylediklerimizin ışığında isnâdın sıhhatine engel teşkil edecek bir
problem olmadığını söyleyEbîliriz.
On Birinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Yunus – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b.
Malik tariki ile rivâyet edilmiştir.108
106
Hatîb, Tarîh, XIII,496-501; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 170-172; Burhânuddin İbrâhîm, el-
Maksadu’l-Erşed , III, 85; Ahmed, Bahr, I, 448-451; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442; Ahmed, el-İlel,
I, 152.
107
Ahmed b. Hanbel, Müsned III, 116.
108
Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 148.
53
Yûnus b. Muhammed b. Müslim (Bağdatlı,v.207) :
Sika, sikatün sika, saduk gibi lafızlarla tevsik edilen Yûnus b. Muhammed b.
Müslim109 hakkında olumsuz değerlendirmelere raslanmadığını söyleyEbîliirz.
Hadisi bize ulaştıran Yunus b. Muhammed diğer Enes rivâyetlerini pekiştiren
bir râvî olarak karşımıza çıkmaktadır. Sika, Sikatün sika, Sadûk gibi lafızlarla tevsik
edildiğini 110 gördüğümüz Yunus b. Muhammed’in yer aldığı bu isnadın sahih bir
isnad olduğu kanaatini taşımaktayız.
On İkinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Müsedded – Hammad – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik
tariki ile nakledilmiştir.111
Müsedded b. Müserhed Ebû'l- Hasen el- Esedî ( Basralı, v.228):
Ebû'l –Hasen Müsedded b. Müserhed b. Müserbel el- Esedî, El –Basrî.
Müsned sahibi, hatta Basra'da ilk müsnedi tasnif eden olduğu belirtilmektedir. 112
Sika, sikatu’s- sika, esbet ve diğer tevsik sıfatları ile kaynaklarda adı geçmektedir.113
Bu isnad Enes’ten Hammad b. Zeyd yoluyla gelen diğer merfû muttasıl
rivâyetlerden Müsedded ile farklılaşmaktadır. Müsedded sika bir râvîdir. Bu sebeble
önceki Enes isnadları için belirttiğimiz sahihlik değerlendirmesini bu isnad içinde
söylüyoruz.
109
Hatîb, Tarîh,XIV, 350; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1242; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 161;
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXXII,542-543; İbn Hacer,
Tehzîb ,XI,393; İbn Hacer, Takrîb, I, 614;.
110
Hatîb, Tarîh, XIV, 350; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1242; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 161;
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXXII,542-543; İbn Hacer,
Tehzîb,XI,393; İbn Hacer, Takrîb, I, 614.
111
Buharî,6,Hayz,17,hadis no: 318, s.27.
112
et- Takyid, I, 457; İbn Hacer, Takrîb, I, 528.
113
İbn Hacer, Takrîb, I,528; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 272; Zehebî, Nubelâ, X, 591; İbnu’l-Kayserânî,
Tezkiratu’l-Huffâz; II, 421-422; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 438; et- Takyid, I, 457;
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII, 444-446.
54
Onü Üçüncü Rivâyet:
Bu rivâyet; Hasan b. er- REbî' – Ebû'l –Ahves – el- A'meş – Zeyd b. Vehb –
Abdullah isnadı ile nakledilmiştir.114
EL- Hasen b. Er- Rebî’ Ebû Ali ( Kûfeli, v.220veya221):
Sika, Salih, hafız, müteabbid gibi lafızlarla tevsik ve övgü ile kaynaklarda
anıldığını görmekteyiz.
115
. Saduk fakat hüccet olmadığı da gelen haberler
arasındadır.116
Sellam b. Süleym Ebû'l – Ahves ( Kûfeli, v.179):
Sebt, sika, sadûk, mutkin olarak tavsif edilen râvîmizin hakkında belirgin
olumsuz bir değerlendirmye ulaştığımız kaynaklarda raslayamadık.117
Murfu ve muttasıl bir isnada sahip olduğu anlaşılan bu rivâyetin râvîleri
bakımından çok olumsuz şeyler söylemek mümkün görünmemektedir.
On Dördüncü Rivâyet:
Bu rivâyet; Ömer b. Hafs – Ebû Ömer – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah
tarîki ile rivâyet edilmiştir. 118
Ömer b. Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muâviye ( Kûfeli, v.222):
Iclî onun hakında sikadır demiştir.119 Ebû Hâtim onun için sikadır derken İbn
Hibban belki hata etmiş olabileceğini belirtmiştir.120
114
Buharî, 59, Bed’ul-Halk, 6, hadis no:3208 s. 260.
115
Zehebî, Nubelâ, X, 400; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 458; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,
I,293. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 204; İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. İbn Hacer, Takrîb, I, 161. Hatîb,
Tarîh, VII, 307.
116
İbn Hacer, Tehzîb, II, 242.
117
Buhârî, Târîh, IV, 135; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 259; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 444.
118
Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3332.s. 269.
55
Hafs b. Gıyas. b. Talk (Kûfeli,v.196):
Ebû Ömer Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muâviye en- Nehaî. Kûfe ve Bağdad ‘ta
kadılık yapmıştır.121
Iclî sika me’mun derken Yahya b Saîd, A’meş ashabının en güveniliri olarak
nitelendirmiş, 122 kaynaklarda sika me’mun, sikatun sebt, fakih gibi lafızlar ile
anlatılan Ebû ömer Hafs b. Gıyas b. Talk’ın , 123 son zamanlarında unutkanlığı
kaynaklarda yer almıştır.124
Merfû, isnadı muttasıl bir rivâyet olarak Zeyd b. Vehb’den gelen tariklerden
Ömer b. Hafs ve oğlu ile farklılık arzetmektedir. Ömer b. Hafsın vehm ve hata
edEbîlen biri olması ve oğlu Hafs’ın zabtı ile ilgili durumları dolayısı ile bu rivâyetin
isnadı zayıf görünmektedir.
On Beşinci rivâyet:
Bu irvayet; Ebû 'n- Nu'man- Hammad b. Zeyd. – Ubeydullah b. Ebî Bekr b.
Enes – Enes b. Mâlik kanalından aktarılmıştır.125
Ebû’n- Nu’man Muhammed b. Fadl es-Sudûsî ( Basralı, v. 224):
Hayatının son yıllarında ihtilatına ve bu döneme özgü münker rivâyetlerine
dikkat çekilmiş, bu nedenle son rivâyetlerine ve ondan son döneminde rivâyette
119
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 164.
120
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 305.
121
Buhârî, Târîh, II, 370. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I,
172; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 201. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 181. Hatîb, Tarîh, VIII,
188-189
122
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130;;
123
İbn Hacer, Tehzîb, II, 358; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 59-60; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,
511.
124
İbn Hacer, Tehzîb, II, 358.
125
Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3333.s. 269.
56
bulunanlara karşı ihtiyatlı olunması gerekliliği kaynaklarda belirtilmiştir.126 Bununla
birlikte ihtilatı öncesi ondan meşhur muhaddislerin; İsmail el-Buhâri, Ahmed b.
Hanbel, iki Hammad’ın da rivâyet etmiş olmaları ve ihtilatı dışında sika olarak tevsik
edilmesi, ihtilatı dolayısı ile tamamen rivâyetinin terk edilmesinin israf olacağı da
kaydedilmiştir.127 Buhâri, Müslim, Nesâî, İbn Mâce gib müelliflerini telifatına ondan
aldıkları rivâyetleri ihtilatından önce olduğu 128 kanaatindeyiz. Kısaca kaynaklarda
onun durumunun açıklıkla ortaya konulduğu ve son yıllarındaki durumundan
muhaddislerin haberdar oldukları ve buna göre hadis aldıkları anlaşılmaktadır.
Enes b. Malik tarikinden gelen isnadlar arasında Hammad b. Zeyd’ten sonra
Muhammed b. Fadl es- Sudûsi ile ayrılmaktadır. Merfu, muttasıl bir isnada sahiptir.
Buharî’nin hocası Es-Sudûsî eleştirilen fakat rivâyetlri terk edilmeyen bir râvî olarak
isnadda yer almıştır.
Sika râvîlerden oluşan merfû muttasıl bir isnadı bulunan bu rivâyetin isnad
bakımından iyi olduğu görünmektedir.
On Altıncı Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû'l-Velîd Hişam b. Abdilmelik – Şu'be – Süleyman el – A'meş
– Zeyd b. Vehb – Abdulah senedi ile rivâyet edilmiştir.129
Hişam b. Abdilmelik et- Teyalisi (Basralı, v.227):
Ebû Hâtim onun için insanların akıllılarındandı 130 derken İbn Ebî Hâtim,
Zehebî onun hakkında söylnenleri sika, sebt, hafız, hüccet, emîru’l- muhaddisin gibi
126
İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I,74; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn; III, 91; İbn
Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 58; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr,IV, 121; Alâî, Kitabu’lMuhtelitîn, I, 116-117 ; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 675; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII,
58; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 410; Zehebî, Nubelâ, X, 266.
127
128
Alâî, Kitabu’l-Muhtelitîn, I, 116-117.
İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 74.
129
Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6594. s. 552.
130
İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 571;
57
lafızlarla nakletmişlerdir. 131 Ahmed b. Hanbel ise mutkin olduğunu söylemiş ve
Ebû’l- Velîd günümüz şeyhulislamıdır ve muhaddislerden ondan önde geleni yoktur
demiştir.132
Kırk gün hadisinin bu tarikinin isnadı râvîleri bakımından önemli kusurlar
içermemektedir.
On Yedinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Süleyman b. Harb – Hammad – Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes –
Enes b. Mâlik tarîki ile rivâyet edilmiştir.133
Süleyman b. Harb ( Basralı, v.224):
İbn Ebî Hâtim, Mekke kadılığı yapmış Süleyman b. Harb’in hıfzını, önde
gelen bir muhaddis oluşunu, tedliste bulunmadığını, rical ve fıkıh ilminde de
konuştuğunu nakletmektedir.134
İbn Hacer, Süleyman b. Harb’in sika, imam ve hafız olduğunu söylerken, elBâcî de onun hakkında İbn Ebî Hatim’in sözüne yer vermiştir.135 Ez-Zührî onun sika
olduğunu söylerken Mekke kadılığından azledildikten sonra vefatına kadar Basra’ya
yerleştiğine yer vermektedir. 136 Hatîb, hıfzı itkanı ve sika olduğu konusunda
söylenilenleri ‘Tarîh’inde zikretmiştir.137
Çalışmamızda onu Süleyman b. Harb hakkında olumsuz bir eleştiriye
rastlamdık.
Bu rivâyetin râvîleri sika râvîler olup isnad merfu muttasıl bir isnadtır.
On Sekizinci Rivâyet:
131
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX; 65; Zehebî, Nubelâ, X,341-344;
132
Ahmed, Bahr, I, 439.
133
Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6595. s. 552.
134
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 108.
135
İbn Hacer, Takrîb, I, 250; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1111.
136
İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 300.
137
Hatîb, Tarîh, IX, 33-36.
58
Bu rivâyet; Adem – Şube – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd
tariki ile nakledilmiştir.138
Âdem b. Ebî İyas Ebû’l- Hasen ( Horasanlı, v.221):
Şu’be’ nin hadislerini zapteden altı kişiden biri olduğu anlatılmaktadır. 139
Zayıf bazı râvîlerden hadis almış olabileceği belirtilmekle birlikte 140 sika, mutkin
kudve gibi lafızlarla tevsik edilmekle birlikte, güvenilir, abid, zahid, Allah’ın iyihayırlı kulu gibi lafızlarla da tavsif edilmiştir.141
Merfû muttasıl bir isnada sahip olan rivâyetin râvîleri olumlu olarak bilinen
kimselerdir.
Süleyman
el-A’meş’in
tedlisi
dışında
önemli
bir
sorun
görünmemektedir.
On Dokuzuncu Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû Bekr b. Ebî Şeybe – Ebû Muâviye ve Veki' ile Muhammed b.
Abdillah b. Nümeyr el- Hemedanî ( lafız onun) - Ebû Muhammed, Ebû Muâviye ve
Veki’ – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivâyet
edilmiştir.142
Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim ( Kûfeli, v.
235):
138
Buharî, 98, Tevhîd, 28, hadis no: 7454. s.621.
139
Ahmed, Bahr, I, 61; Zehebî, Nubelâ, X, 336.
140
İbn Hacer, Tehzîb, , 171.
141
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 393, Hatîb, Tarîh, VII, 27-30, Zehebî, el-Kâşif, I, 230; Mizzî,
Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, I, 97, 108; İbn Hacer,
Tehzîb, I, 171.
142
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6723, s. 1138.
59
Hafız, sebt saduk, sika, mutkın şeklinde kendisinden bahsedilmiş
olduğunu görmekteyiz.143 Müslim’in hocasıdır.
Muhammed b. Abdillah b. Numeyr ( Kûfeli, v.234):
Sika, Irak’ın incisi, hafız sebt , hüccet, Irakı’n reyhan çiçeği gibi çok ince
lafızlar ile tavsif ve tevsik edilen Muhammed b. Abdillah b. Numeyr’in ilim, anlayış
ve sünnete bağlılığına çokca değinilmiş olduğunu görmekteyiz.
144
Abdullah b. Numeyr ( Kûfeli, v.199)
Buhârî ondan hadis tahric ederken Ebû Hâtim onun hakkında işi düzgün
demiştir.145 Yahya b. Maîn kendisine Süleyman el-A’meş’i mi yoksa İbn Nümeyr’i
mi daha çok beğendiği sorulduğunda ikisi de sikadır derken Iclî sika salih, İbn Sa’d
sika kesirü’l-hadis olduğunu söylemiştir.146
Müslim’e ait bu rivâyetin başında ve sonunda müellifin birden çok isnadla
mutabaat ettiğini görmekteyiz. Merfû muttasıl bir isnad olarak çok ağır eleştiri
almayan râvîlerden oluşan ve mutabaatları ile desteklenen bir isnad olarak
görünmektedir.
Yirminci Rivâyet:
143
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 433; Hatîb, Tarîh, X, 69-70. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,
II, 828.
144
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, I, 320; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II,439-440;
Zehebî, Nubelâ, XI, 455-457; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II,243; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî
fi’s-Sahîh, I, 185; İbn Hacer, Takrîb, I, 490; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 566-570; Kelâbâzî, Ricâlu
Sahîhi’l-Buhârî, II, 658; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 654; Hatîb, Tarîh, V, 429; Iclî, Ma’rifetu’sSikât, II,243.
145
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 834; İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52.
146
İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 228.
60
Bu rivâyet; Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr ve Züheyr b. Harb ( Lafız İbn
Nümeyr’e aittir) – Süfyan b. Uyeyne – Amr b. Dînar – Ebû't- Tufeyl – Huzeyfe b.
Esîd tariki ile rivâyet edilmştir.147
Züheyr b. Harb b. Şeddad Ebû Hayseme ( Bağdatlı, v.234 ):
Ebû Hayseme, Züheyr b. Harb b. Şeddad el-Bağdâdî. Aslen Nese’li.İsmail b.
Aliye, Bişr b. es- Seriyy, Cerîr b. Abdilhamid, Hafs b. Ğıyas, Ravh b. Ubâde, İbn
Uyeyne, Hüşeym, Yahya b. Saîd el- Kattân, Abdurrahman b. Mehdî’den Hadis
alırken, ondan da Buhari, Müslim , Ebû Davud, İbn Mâce, İbrahim el- Harbî, oğlu
Ebû Bekr b. Ebî Hayseme, Ebû Bekr b. el- Mervezî, Ebû Ya’la el Mevsıli, İbn Ebî’dDünya, Ebû Zür’a er- Razi, Ebû Hâtim, Ya’kub b. Şeybe hadis rivâyet etmişlerdir.148
Hatîb el Bağdadî onun Sika sebt Hafız mutkin olduğunu söylemiştir. 149 İbn Ebî
Hâtim saduk olduğunu naklederken150 Ebû Hâtim de onun mutkin zâbit olduğunu
söylemktedir. 151 Hatîb el Bağdadî ise onun sıka, sebt, hafız ve mutkin olduğunu
nakletmektedir.
rastlamadığımız
152
Ebû
Kaynaklarda
Hayseme
hakkında
hakında
olumsuz
benzer
değerlendirmelere
lafızlarla
bahsedildiğini
görmekteyiz.153
Süfyan b.Uyeyne ( Kûfeli, v. 198):
Kaynaklardan onun tedlis ve ihtilatına kayıtlar düşülürken, Icli onun hakkında
hadiste sika ve sebttir demiştir. 154 Suyûtî Ali b. el-Medîni’nin Zührî rivâyetinde
147
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6725, s. 1138.
148
İbn Hacer, Tehzîb, II, 296; Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 194; Buhârî, Târîh, III, 429; Hatîb, Tarîh,
VIII, 482; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX , 402-404; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I,223-224; İbn
Hibbân, es-Sikât, I, 256.
149
Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,194.
150
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 591.
151
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 257.
152
Hatîb, Tarîh, VIII,482.
153
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 594; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX, 405; İbn Mencuveyh, Ricâlu
Müslim, I, 224.
154
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 417.
61
ondan mutkinin olmadığını nakleder.155 Kaynaklardan rivâyetinin terk edilmediğini
ve ihticac edildiğini görmekteyiz.
Amr b. Dînar el- Esrem (Mekkeli, v.126):
Kendisinden Sika,saduk, müfti,imab, Sika-sika, sebt ve esbet gibi olumu
lafızlarla bahsedilen Ebû Muhammed Amr b. Dinar’ın baktığımız kaynaklarda
durumunun iyi olduğu anlaşılıyor.156 Bununla birlikte İbn Hacer Hakim’in Ulum u
Hadisin de, onun tedlisine işaret ettiğini nakletmekte; tezhibinde de buna yer
verirken teşeyyüünden sözedilmediğini aktarmaktadır.157
Ebû't – Tufeyl Âmir b. Vâsıle ( Kûfe,v. 110):
İbn Ebî Hayseme onu sahabe şairlerden saymıştır.F aziletli , akıllı ,
hazırcevap ve fasih konuşurdu. Hz. Ali Şiasındandı. Kûfe’ye yerleştiği ve orada vefat
ettiği nakledilmiştir.158
Müslim’in iki hocasından aldığı isnadın râvîleri ile ilgili önemli eleştiriler
bulunmamaktadır. Merfû muttasıl bir isnad olarak sahih olduğu görünmektedir.
Yirmi Birinci Rivâyet:
Bu rivayeyt; Ahmed b. Amr b. Serh – İbn Vehb – Amr b. el –Hâris – Ebû
Zübeyr el- Mekkî – Âmir b. Vâsıle – Abdullah b. Mesûd tariki ile rivâyet
edilmiştir.159
Ahmed b. Amr b. Serh ( Mısırlı, v. 250):
Sika , sebt, sâlih, sakîh şeklindeki hakkında söylenenler kaynaklarda
nakledilmiştir.160 El- Bâcî, İbn Ebî Hâtimden Ebû Hâtim’in onun hakkında “la be’se
155
Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,119.
156
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 971; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 231; İbn Hacer,
Tehzîb, VIII, 26; Ahmed, Bahr, I, 319.
157
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 22; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26.
158
İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1696
159
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6726, s. 1138.
160
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 416-417; İbn Hacer, Tehzîb, I,55.
62
bih” dediğini nakletmaktedir.161 Ahmed b. Amr rivâyetleri makbul bir râvîdir.
Abdullah b. Vehb Ebû Muhammed ( Mısırlı, v.197):
Onun hakkında kaynaklarda ehli nakdin sika , salih, salihul hadis, sadûk
şeklinde lafızlar kullandıkları nakledilmektedir. 162 Ebû Hâtim onu es-Sikâtında
zikretmiştir.163
Amr b. el-Hâris(Mısırlı, v. 147)
Ebû Hâtim ‘in zamanın en ehfazı dediği164 Ebû Zür’a, Iclî, Nesâî, Yahya b.
Maîn’in nu sika gördüğü, İbn Sa’d’ın Tabakât’ında zikrettiği ve “sikaydı inşaalah”
dediği nakledilmektedir. 165 Yine kaynaklarda, sika, hafız, 166 fakih, ehadü’l-eimme,
sâlih, hüccet, muttakî gibi lafızlar ile anıldığını görmekteyiz. 167 Bununla birlikte
garîblerinin; 168 münkerlerinin olduğu, yine Katâde’den muzdarîb ve hata ettiği
hadisler rivâyet ettiği de zikredilmiştir.169
Ebû Zübeyr Muhammed b. Müslim el- Mekkî (Mekkeli, v.126):
İmam Şafiî’nin desteğe muhtac gördüğü, Nesaî’nin sika dediği İbn Hıbban’ın
Sikat’ında zikrettiği,
hadisi ile ihticac edilEbîleceği 170 sahabeden duymaksızın
161
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 333.
162
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh II, 851; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, IV, 202.
163
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 346
164
Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,86 .
165
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 573-574.
166
İbn Hacer, Takrîb, I, 419.
167
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,III, 970; Zehebî, el-Kâşif,II,74; İbn Hibbân, es-Sikât,VII, 228-229; İbn
Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 187 ;İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 184.
168
Zehebî, el-Kâşif, II, 74.
169
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 573.
170
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 409; Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-
Merâsîl, I,287.
63
rivâyetlerinin 171bulunmasına karşın ve diğer bazı eleştiriler sebEbî ile terk edilmeyi
hak etmediği yorumları yapılmıştır.172
İsnadda çok önemli eleştiri alan râvî omadığını söyleyEbîliriz. Merfû mutasıl
bir isnad ile bu rivâyet için sahih diyEbîliriz.
Yirmi İkinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû Kamil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî – Hammad b. Zeyd –
Ubeydullah b. Ebî Bekr- Enes b. Malik senedi ile nakledilmiştir.173
Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî ( Basralı, v.237):
Ebû Kamil Fudayl b.Huseyn b. Talha el- Cahderî, el- Basri. Hammad b.
Zeyd, Hammad b. Seleme, Ebû Avâne, Fudayl b. Süleyman, Yezîd b. Zeri’, Yahya
el- Kattan ve diğer bazı muhaddislerden rivâyette bulunurken, ondan da Ebû Zür’a,
Muhammed b. Âmir, Müslim b. el- Haccâc, Buhârî ( ta’lik ederek), Ebû Davud,
Nesâî ve Abdullah b. Ahmed b. Hanbel hadis rivâyet etmişlerdir.174 İbn Hacer onun
hakkında sikadır demiştir.175
Merfû muttasıl bir isnad olarak râvîleri ağır eleştiriler almamış bir isnattır.
Yirmi Üçüncü Rivâyet:
Bu rivâyet; Ali b. Muhammed – Veki' ve Muhammed b. Fudayl ve Ebû
Muaviye ile, Ali b. Meymun er- Rakiy, Ebû Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd – elA'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile nakledlmiştir.176
171
Alâî, Câmiu’t-Tahsîl,I, 269; Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl,
I,287.
172
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl XXVI, 409.
173
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6730, s. 1139.
174
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 71; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 261; Zehebî, el-Kâşif, II, 124.
İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 10; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 880.
175
İbn Hacer, Takrîb, I, 447.
176
İbn Mace, Sünen,es-Sünne..., 10, hadis no: 76, s.2481.
64
Ali b. Muhammed b. İshak b. Ebî Şeddad Ebû'l – Hasen ( Kûfeli v.233):
Ebû’l- Hasen Ali b. İshak b. Ebî Şeddad et – Tenâfüsî el- Kûfî. Hâfız, İmam,
sebt,
sika,
saduk
şeklinde
tevsik
edildiği,
ulaşabildiğimiz
kaynaklardan
görmekteyiz.177
Muhammed b. Fudayl ( Kûfeli, 195):
Durumu hakkında net bilgiler edinemdeiğimiz râvînin A’meş ashabından
olduğunu bilmekteyiz.
Ali b Meymûn er- Rakiyy ( ? v.246):
Ebû’l- Hasen Ali b. Meymûn er- Rakiyy el-Attar. Muhammed b. Ali b.
Meymûn’un babasıdır. İshak b. İbrahim el-Hanînî, Bişr b. es- Seriyy, Hafs b. Gıyas,
Halid b Hayan er-Rakiyy, Saîd b. Mesleme el-Emevî, Süfyan b Uyeyne’den rivâyet
ederken, en Nesâî, İbn Mâce, Ebû Bekr Ahmed b. Abdirrahman b. Muhammed elAskerî, Ebû Zür’a Ubeydullah b. Abdilkerim er-Râzi, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris
er-Râzî ondan rivâyet edenlerin bazlarıdır.178 İbn Hacer sikadır derken Ebû Hâtim de
onu tevsik etmiştir.179 Nesâî onun hakında la be’s derken İbn Hibban es-Sikât’ında
zikretmiştir.180
Merfû muttasıl bir rivâyet olarak isnadında önemli bir illet olarak Muhammed
b. Fudayl’in durumu görünmektedir. Ancak aynı tabakadan diğer iki râvîye isnad ile
durumun düzeldiği söylenEbîlir.
Yirmi DördüncüRivâyet:
177
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 445; Zehebî, Nubelâ, XI, 459-460.
178
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 153-154.
179
İbn Hacer, Takrîb, I,405; Zehebî, el-Kâşif, II, 48.
180
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI,154.
65
Bu rivâyet; Hafs b. Ömer en –Nümerî – Şu'be ile; Muhammed b. Kesir –
Sufyan ( aynı anlamda ve haber Süfayan’a ait) – el- A'meş – Zeyd b. Vehb –
Abdullah b. Mesûd isnadları ile rivâyet edilmiştir.181
Hafs b. Ömer. b. el- Haris en-Nemerî (Basralı,v.225):
Sika sebt, saduk mutkın, sebt mutkin, sebt huccet, sadûk sika, sadûk salih
lafızları ile kaynaklarda zikrini görmekteyiz. 182 Ulaşabildiğimiz bu kaynaklarda
hakkında olumsuz bir değerlendirmye rastlamadığımız Ebû Ömer Hafs b. Ömer b. el
Hâris Basralılar’ın onun adaleti üzere buluştuğu saûk, fasih bir Arabî 183 şahsiyet
olarsak karşımıza çıkmaktadır.
Muhammed. b. Kesîr Ebû Abdillah (Basralı,v.223):
Zehebî, İbn Hacer onun hakında sikadır demişlerdir.184 Mizzî, Ebû Bekr b.
Ebî Hayseme’den haberle Yahya b Maîn’in ondan yazmayın dediğini nakletmekle
birlikte Ebû Hâtim den nakille sadûk olduğunu aktarmaktadır 185 İbn Hacer ise
Yahaya b. Maîn’den haberle onun hadisinde onu zayıf düşürEbîlecek lafızların
varlığını naklediyor.186 Yahya b. Maîn’e dayandırılan bu eleştirilerin dışında onun
hakkında kaynaklarda Sadûk, sika, muttaki, fâdıl, la be’se bih şeklinde lafızlar yer
almaktadır.187
Merfû muttasıl bir isnada sahip bu rivâyetin râvîleri ağır eleştiriler
almamıştır.
Bu
isnâdın
mutabaatı
ile
birlikte
sahih
bir
rivâyet
olduğunusöyleyEbîliriz.
181
Ebû Davud, Sünen, 39, es-Sünne, 16, hadis no: 4708. s.1569.
182
Zehebî, Nubelâ, X, 355-356; İbn Hacer, Takrîb, I, 172; Zehebî, el-Kâşif, I, 341 ; Bâcî, et-Ta’dîlu
ve’t-Tecrîh, II, 509.
183
Zehebî, Nubelâ , X, 355-356.
184
Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 627; İbn Hacer, Takrîb, I, 504.
185
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVI,335.
186
İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371.
187
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 70; İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 78; İbn Hacer, Lisânu’l-
Mîzân,VII, 373; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 335; İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371.
66
Yirmi Beşinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Hannad – Ebû Muaviye – el –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah
b. Mesûd yoluyla nakledilmiştir.188
Hannad b. es- Seriy ( Kûfeli,v.243):
Ebû’s-Seriyy Hannad b. es- Seriyy b. Mus’ab ed- Dârimî, et- Temîmî, el
Kûfî. Çalışmamızda adı geçen râvîler ile adı sıkça geçen bir râvîdir. Kaynaklarda
ilminin ve siretinin övüldüğünü, ibadetinin çoğluğundan ona Kûfe’nin rahibi
denildiğini 189 kendisi hakkında sika, sadûk şeklinde ehli hadisin değerlendirmede
bulunduğnu, olumsuz bir söz sarfetmediklerinin görmekteyiz.190
Kaynaklarda biryandan onun A’meş rivâyetlerindeki ilminin genişliği ve
itkânı anılırken öte yandan bazı olumsuzlukların ve eleştirilerin birlikte yer alması
eleştirilerde onun Mürcie’den olmasının bir payının olabileceğini düşündürmektedir.
Tirmizî bu isnadına rivâyetin metninin arkasından başka isnadlar ile mutabaat
etmiş ve rivâyet hakkındaki kanaatini “hasenün sahîh”
ifadesi ile belirtmiştir.
Tirmizî’nin bu sözünü birden çok isnadı bulunan rivâyetler için isnadın birisinde
hasen diğerinde sahih olduğu durumlarda kullandığı malumdur.191
Bu isnad merfû muttasıl bir isnad olarak sahih bir isnaddır.
Yirmi Altıncı Rivâyet:
Bu Rivâyet; Ahmet b. İshak el- Ahvâzî– Âmir b. Müdrik – Utbe b. Yekzân –
Hammad – İbrahim – Alkame ve Esved – Abdullah tariki ile rivâyet edilmiştir.192
188
Tirmizî,Sünen, 30, Kader, 4, hadis no: 2137. s.1866.
189
Zehebî, el-Kâşif, II, 339.
190
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl , XXX, 312; İbn Hacer, Takrîb, I, 574; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-
Huffâz, II, 507; Nubela, XI, 467; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 62.
191
Et-Tahhân, Teysîr, s.48.
192
Bezzar, Müsned, IV, 351.
67
Ahmed b. İshak el Ahvâzî(……v.250):
İbn Hace ve ez- Zehebî sadûk derkenen- Nesâî sâlih demiştir.193
Âmir b. Müdrik (? , v. ? ):
İsmail b. Abdilmelik, Utbe b. Yekzan er-Râsibî, Yahya b. Eyyub el- Biclî,
Ve Yuınus b. Ebî İshaktan rivâyet ederken, Ahmet b. İshak el- Ahvâzî, Zeyd
b. Ahzem et- Tâî ondan hadis rivâyet etmişlerdir. 194 İbn Hibban Kitabu’s-Sikat’ta
zikretmiş.
195
Kaynaklarda rubbema ahtae, şeyhun, leyyinu’l-hadis, şeklinde
zikredilmiştir.196
Utbe b. Yakzân (Basralı,v. ? ):
Nesâi’nin el-Kunâ’sında sika dediği
197
İbn Hibban’ın Kitabu’s-Sikât’ında
zikrettiği 198 nakledilmiş ZehEbî zayıf demiştir.199
Hammad b. Ebî Süleyman (Kûfeli,v. 132):
Hakkındaki değerlendirmelerde saika saduk ve fakih olduğuna yer verilirken
fıkhı övülmüş 200 rivâyetteki durumuna Tehzib (’ul Kemal) sahibi geniş yer vermiş201
193
194
Zehebî, el-Kâşif, I, 190; İbn Hacer, Takrîb, I, 77; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 265.
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 73 -74.
195
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 74.
196
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,328; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 501; İbn Hacer, Takrîb, I,
288.
197
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 326,
198
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 327.
199
İbn Hacer, Takrîb. I, 381.
200
Zehebî, Nubelâ ,V, 233-234; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I,66; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,
VII,203; İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 30; İbn Hacer, Takrîb, I, 178; Zehebî, el-Kâşif, I,,349;
Ebû Muhammed el-Ensârî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn bi İsbehân, I, 326.
201
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl , VII,269-279.
68
Mürcie’den olduğu kaynaklarda yer almıştır. 202 İclî onun bu durumunun ircâ
konularında konuşmak ve yorum yapmaktan ibaret olduğunu, yoksa bu konuda
sahibi kelam ya da müdafî olmadığını nakletmektedir.203 Bakabildiğimiz kaynaklarda
hakkında çok olumsuz değerlendirmelere rastlamamaktayız. Bununla birlikte
ZehEbî, İbn main in ve başkalaranın ona sika derken ibn Sa’d ın zayıf, Ebû Hâtim’in
“la yuhteccu bihi” dediğini kaydetmiştir.204
İbrahim b. Yezîd en-Nehaî ( Kûfeli. v. 96?):
Hz. Âişe ile görüşmüş205 ancak hadis işittiği sabit olmamıştır.206Zehebî fakih,
sikadır ancak çok irslade bulıunuyorderken Sahabeden rivâyetlerinin mürseller
olduğu, onun mürsellerini ibn Maîn’in Şa’bî ve el -A’meş in mürsellerinden daha iyi
bulduğu nakledilmektedir.207
Alkame b. Kays (Kûfeli, v.62):
Yahyâ b. Maîn’in sika derken; Ali b el- Medînî’nin Rasulullah’ın sözlerini
hıfz ve anlamada ashab içerisinden Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Mesûd ve Abdullah b.
Abbas’ı sayarken İbn Mesûd’u en iyi bilen olarak ise Alkame, el- Esved, Ubeyde ve
el- Hâris olarak saydığı nakledilmiştir.208Kaynakların övgüyle bahsettiği Alkame’nin
fıkhı öne çıkarılmıştır.
209
Öyleki Sahabeden kimseler ona sorarlar ve görüş
istselerdi.210Yine Abdullah b. Mesûd ashabı arasında kıraat ve iftâ eden altı kişiden
202
İbn Hibbân, es-Sikât, IV,160; İbn Hacer, Takrîb, I,178;
203
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, , 321.
204
Zehebî, Men Tukullime Fîh, I,71
205
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II,237.
206
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II,235; İbn Hacer, Tehzîb,I, 155.
207
İbn Hacer, Tehzîb,I, 155.
208
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XX,303; Zehebî, Nubelâ,IV,55.
209
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 48; Zehebî, Nubelâ, IV, 53-556; Suyûtî, Tabakâtu’l-
Huffâz,I,20.
210
İbn Hacer, el-İsâbe, V, 136.
69
biri oalrak zikredilmiştir.211 Hz. Ömer ve Ebû Bekir’den işitmediği tartışılmıştır.212
Durumu iyi olarak değerlendirilen bir râvîdir.
El- Esved b. Yezîd(Kûfeli,v.75):
İclî onun sika olduğunu zikrettikten sonra Hz. Aişe’nin ona saygısını ve
Abdullah b. Mesûd’un kıraat ve ifta meclisinin Alkame, el- Esved, Ubeyde, Ebû
Meysera, el- Hâris b. Kays, ve Mesrûk b. el- Ecdâ’ olmak üzere altı kişi olarak
nakleder. 213 Ayrıca kaynaklarda sîreti övülmüş, oruç ve namaz kılışının çokluğu,
hacca çok gittiği ve ahlakî meziyetleri yer alırken olumsuz değerlendirmelere
rastlamamaktayız.214
Bezzar’a aid bu isnad’ın müeelife yakın isimlerin çok ağır olmamakla
birlikte,
rivâyetin
sıhhatini
kaybettirecek
ölçüde
eleştiri
almış
oldukları
kanaatindeyiz. Merfû muttasıl olarak değerlenderdiğimiz bu rivâyetin isnadı için
zayıf olduğunu söyleyEbîliriz.
Yirmi Yedinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Amr b. Ali -Ebû Muâviye ve Veki' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb –
Abdullah tarîki ile nakledilmiştir.215
Amr b. Ali (Basralı, v.249):
Ebû Hafs Amr b. Ali b. Kenîz b. Fellâs216 el-Bâhilî, el-Basrî.
Ebû Hâtim onu Ali b. El- Medînî’den daha sika görmüş 217 Nesâî, Sika,
sâhibu’l- hadis, hafız şeklinde değerlendirmiştir.218
211
İbn Hibbân, es-Sikât, II,147;diğer beşkişi elesved , ubeyde,Ebû meysera, el harisb . kays,ve
Mesrûk b. el- Ecda’.
212
Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl, I, 233; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I,
240.
213
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 229-230.
214
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 100; İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 31; Zehebî, Nubelâ, IV,
51; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, I, 133. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 50.
215
Bezzar, Müsned, V, 170.
216
Herevî, Müştebehu Esâmî’l-Muhaddisîn, I, 182.
70
İbn Mesûd’dan gelen rivâyetler içinde Âmeş ashabından rivâyet eden Ebû
Muâviye ve Veki’ ‘den rivâyette farklılaşan isim Amr b. Ali, güvenilir bir râvî olarak
isnada yer almıştır. Ebû Muâviye ve Veki’’in rivâyetleri için söylediklerimiz bu
isnad için de aynı olacağından, merfû muttasıl bu rivâyetin isnadının iyi olduğunu
belirtEbîliriz.
Yirmi Sekizinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû Hayseme – Cerîr – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah
yoluyla rivâyet edilmiştir.219
Cerîr b. Abdilhamid (Kûfeli,v.187):
Ebû Abdillah Cerîr b. Abdilhamîd b. Cerîr b. Kard b. Hilâl ed-Dubbî er- Râzî.
Aslı Kûfe’li olup, Rey şehrine yerleşmiş ve orda vefât etmiştir. Hişam b. Urve,
Süleyman el-Ameş, Yahyâ b. Saîd, Fudayl b. Kazvân talk b. Muâviye hadis aldığı
bazı kimselerdir. Ebû Hayseme, Kuteybe, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, ondan rivâyet
edenler arasındadır.220
Bu isnadda A’meş ashabından Cerîr yer almıştır. Cerîr’in durumu ve daha
önce diğer râvîler hakkında verdiğimiz bilgiler ışığında bu isnadın önemli bir
problem taşımadığını söyleyebiliriz.
Yirmi Dokuzuncu Rivâyet:
Bu rivâyet; El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî – Ebû'l- Velîd ve Şuays b. Muhriz –
Şu'be – Süleyman el –A'meş – Zeyd b. Vehb tarîki ile rivâyet edilmiştir.221
El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî (Basralı, v.305):
217
Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 225; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II,487. Bâcî, et-Ta’dîlu
ve’t-Tecrîh, III,980.
218
Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 225.
219
Ebû Ya'la, Müsned, IX, 89.
220
İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 116-117; Müslim, el-Kunâ, I, 492.
221
İbn Hıbban, Sahih, XIV, 47.
71
İbnu’l-Kayseranî Sâdık, müksir Basra’lı sika muhaddis değerlendirmesinde
bulunmuştur222 Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb el- Cumhî Şuayb b. Muhriz’i idrak
etmiştir.223
Ebûl- Velid Hişam b. Abdilmelik et- Teyâlisî (Basralı, v.227):
Ebû Hâtim onun için insanların akıllılarındandı 224 derken İbn Ebî Hâtim,
Zehebî onun hakkında söylnenleri sika, sebt, hafız, hüccet, emiru’l- muhaddisin gibi
lafızlarla nakletmişlerdir. 225 Ahmed b. Hanbel ise mutkin olduğunu söylemiş ve
“Ebû’l- Velîd günümüz şeyhulislamıdır ve muhaddislerden ondan önde geleni
yoktur” demiştir.226
Şuays b. Muhriz (Basralı,v.?):
Zehebî sadûk derken 227 İbn Ebî Hâtim babasının onun için şeyh dediğini
nakletmiş228
Râvîleri hakkında çok da detaylara ulaşamamakla birlikte isnadın durumunun
iyi olduğunu söylemek mümkün görünmektedir. Özellikle eldeki bilgilerde çok
olumsuz nitelemelerin olmamasını bu isnad için önem arzetmektedir.
Otuzuncu Rivâyet:
Bu rivâyet; Ali b. Abdilaziz – Ebû Nuaym – el- A'meş – Malik b. el –Haris –
Abdullah b. Rebîa – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir.229
222
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II,670-671.
223
Zehebî, Mîzân, III, 348.
224
İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 571.
225
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX; 65; Zehebî, Nubelâ, X,341-344.
226
Ahmed, Bahr, I, 439.
227
Zehebî, Mîzân, III, 348.
228
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IV,386.
229
Taberanî, Mu'cemu'l- KEbîr, IX, 178.
72
Ali b. Abdilazîz (Mekkeli, v.286):
Ebû’l-Hasen Ali b. Abdilazîz’in fakih bir kimse oduğu ve bu gerekçeyi ileri
sürerek hadis rivâyetine ücret istediği kaynaklarda yer almış, Nesâî’nin bu sebeble
ona kızgınlığı, İbn Ebî Hâtim’in, sadûk, Darekutnî’nin sika me’mûn gibi lafızlar
kullanarak tevsik ettikleri zikredilmiştir.230
El- Fadl b. Dukeyn (Kûfeli, v.219):
İbn el-Kayserânî onun için hafız sebt derken, onun hakkında Ahmed b.
Hanebel’in , Veki’’den daha az hatalı, hadis hocalarını, nesblerini ve ricâli ondan iyi
bildiğini, Veki’’in ise ondan daha fakîh olduğunu; Yahya b. Maîn’in zamanının
hayatta olanları arasında ondan ve Affan’dan daha kimse görmediğini; Ebû
Nuaym’ın onun ıtkanındakı yerini; Ebû Hâtim ve Ebû Nuaym’ın onun Hafız ve
mutkın olduğunu söylediklerini nakletmektedir.231
Mâlik b. el-Hâris es- Sülemî (Kûfeli, 94):
Tabiinden haricilerin önde gelenlerinden sayılan Malik b. el-Hâris232 Yahya
b. Maîn sika derken İbn Hibban es-Sikat’ta zikretmiştir. 233Ayrıca İbn Hacer, Zehebî
ve İbn Sa’d sika olarak zikretmişlerdir.234
Abdullah b. Rebîa (Kûfeli,v.? ):
Sahabi olup olmadığında ihtilaf edilirken çoğunluk sohbetinin olmadığı
kanatindedir. 235 Buhâri Tarîh’inde hadramî olarak isimlendirirken 236 İbn Hibban,
230
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 623; Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz,I, 278; Zehebî, Mîzân , V,
173.
231
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 373.
232
Zehebî, Mîzân, VII,4.
233
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 207; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII,130.
234
İbn Hacer, Takrîb,I,516; Zehebî, el-Kâşif, II,234; İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VI,294.
235
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XIV,494.
236
Buhârî, Târîh, V, 85.
73
Kitabü’s-Sikat’ında tabiînden saymıştır.237 Sika bir râvî olduğunu kabul edEbîliriz.
Râvîlerinin iyi olduğu anlaşılan bu rivâyetin isnadında önemli bir sorun
olmadığını belirtEbîliriz.
Otuz Birinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Muhammed b. en- Nadr – Muâviye – Zâide – el- A'meş – Amr b.
Murra – Abdurrahman b. Ebî Leylâ – Abdullah b. Rebîa – Abdullah senedine
sahiptir.238
Muhammed b. en- Nadr: Bizce meçhul.
Muâviye: Meçhûl bir râvî.
Zâide b. Kudâme es- Sakafî (Kûfeli, v. ?):
Ahmed b hanbel hadis ilminde mütesebbit dört kişiden biri olarak Zâide’yi de
zikreder. 239 Sika, sahib-i sünnet, sika me’mûn, sika sebt gibi lafızlarla tavsif
edildiğini söyleyEbîliriz.240
Amr b. Murra, ( Kûfeli, v.116):
Amr b. Murra’nın ircâ fikrinde olduğu241 ve “görüşleri inceledim, mürcieden
daha hayırlı insanlar görmedim, bu sebeple bende bir mürcîyim” dediği
nakledilmektedir. 242 Vefat ettiği tarih konusunda 110 veya 116-117 gibi farklı
kayıtlar bulunan Amr’ı 243 Süleyman el- A’meş
övmüş, yanındaki ilmi güvenle
koruduğunu söylemiş, Ahmed b. Hanbel ise onu tezkiye etmştir. Ayrıca Yahya b.
Maîn, sikadır derken, Abdurrahman b. Ebî Hâtim ise babası Ebû Hâtim’den nakille
237
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23.
238
Taberanî, Mu'cemu'l- KEbîr, IX, 178.
239
Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,98.(diğerleri:Süfyân, Şu’be ve Züheyr olarak zikredeilmiştir.)
240
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 600; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 228; İbn Hacer, Takrîb,I,
213; İbn Hacer, Tehzîb,III,264; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,98.
241
İbn Hibbân, es-Sikât V, 183; Zehebî, el-Kâşif, II, 88.
242
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 185.
243
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 103; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 107. İbn Sa’d,
Tabakâtu’l-Kubrâ, VI, 315.
74
sadûk olduğunu belirtmiştir.244
Abdurrahman b. Ebî Leylâ ( Kûfeli, v.83):
Ebû isa Abdurrahman b. Ebî Leyla, veya Bilal ve Davud b. Bilal el-Ensârî elEvsî, el- Kûfî. İsminin Yesar olduğu da zikredilmektedir.245 En doğru künyesi Ebû
İsa’dır.246
Hz. Ömer ve diğer bazı sahabeden rivâyetleri tartışılmakla birlikte 247
sahabeden rivâyeti, ve derslerine sahbeden katılanların olduğu ve onu susarak
dinledikeleri nakledilmektedir.248 Yahya b. Maîn ve Iclî’nin tabiinden olan Ebû İsa
hakkında sika dedikleri nakledilirken 249 Bâcî Ebû Hâtim’in la be’s dediğini
zikretmiştir.250
İsnaddaki râvîlerin mechul halleri sebEbî ile bu rivâyeti zayıf gördüğümüzü
söyleyebiliriz.
Otuz İkinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Ömer b. Hafs- Âsım b. Ali- el- Mesûdî – Abdullah b. el –Mehârik
– Ebû Abdillah – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir251
Ömer b. Hafs es- Sudûsî (Basralı , v.93) :
Ebû Bekr Ömer b. Hafs es- Sudûsî. Âsım b. Ali, Kâmil b. Talha Ebû Bilâl elEş’arî, Sâlim b. el- Muğîra el Ezdî, Ebû’l- Velîd et- Tayâlisî ve Basralılar’dan rivâyet
244
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,257.
245
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 26.
246
İbn Hibbân, es-Sikât, V,101.
247
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882.
248
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz. I,26.
249
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII,376.
250
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882.
251
Taberani, Mu'cemu'l- KEbîr, IX, 233.
75
ederken, Şafiî ve diğereleri onadan rivâyette bulıunmuşlardır. 252 Hatîb onun sika
olduğunu nakletmiştir.253 Hakkında fazla bilgi toplayamadığımız Ebû Bekr Ömer b.
Hafs es- Sudûsî hakkında Hatîb’in bu nakline göre değerlendirmede bulunabileceğiz.
Ayrıca Âsım b. Ali’den rivâyetinin kaynaklarda belirtilmesini254 Ahmed b. Hanbel
rivâyeti içi olumlu bir değerlendirme olarak değerlendireceğiz.
Âsım b. Ali b. Âsım (Vasıtlı, v.221):
Ebû’l –Hasen Âsım b. Ali b. Âsım et- Temîmî, el- Vâsıtî. İmam İsmâil elBuhârî’nin hocasıdır.255
İbnu’l- Kayserani onun hakkında Ahmed b. Hanbel’in hadisi sahih galatının
az olduğunu, Ebû Hatim’in Sadûk dediğini naklederken256 İbn Maîn ‫ (ء‬P olarak
görmüş, İbn Adiyy, Münkerlerinden bahsetmiştir.
257
Kaynaklarda hakkındaki
değerlendirmelere geniş yer verilmiştir. 258İbnu’- Kayseranî gibi Zehebî tarafından da
hakkındaki eleştiriler verilerek sika olarak nitelendirilmiştir.259 221 senesinde vefat
etmiştir.260
Abdurrahman el –Mesûdî (Kûfeli,v.160):
Abdurrahman el- Mesûdi b. Utbe b. Abdillah b. Mesûd Ebû Bekr b.
Muhammed b. Amr b. Hazm, Habîb b. Ebî Sâbit’ten rivâyet ederken, Şu’be, Süfyan
252
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 447; Hatîb, Tarîh, XI, 216.
253
Hatîb, Tarîh ,XI, 216.
254
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,I,397; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl ,XIII,510.
255
Zehebî, el-Muktenâ ,I, 181.
256
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 397.
257
Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 103.
258
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,397; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, V, 234; Mizzî,
Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 510. Ahmed, Bahr, I,223.
259
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz , I,397; Zehebî, el-Kâşif , I, 520.
260
Vâsıtî, Târîhu Vâsıt, I, 146.
76
es- Sevrî, Süfyan b. Uyeyne ve Veki’ ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Son yıllarında
ihtilat etmiştir.261
Abdullah b. Mehârık (Kûfeli,v.?):
Abdullah b. Mehârık b. Selîm es-Sülemî. Babası Mahârık b. Selîm’den
rivâyet etmiş, ondanda Abdurrahman b. Abdillah el- Mesûdî nakletmiştir ve Yahya
b. Maîn’in onun için meşhur dediği zikredilmiştir.262
Kûfi muhaddislerden sayılan Abdullah b. Meharık b. Selîm es-Sülemî’yi ,263
Ebû Hâtim, es- Sikâtında zikretmiştir.264
Mehârik b. Selîm(Kûfeli,v.?):
Ebû Kâbûs Mehârik b. Selîm eş- Şeybânî. sahabiliğinde ihtilaf edilmiş, İbn
Hibban onu sika tabiînler arasında zikrederken,
265
ZehEbî sahabi olduğu
kanatindedir.266 Nesâî’nin zikrine göre, Rasulullah’tan, Ali b. Ebî Tâlib, Abdullah b.
Mesûd, Ammar b. Yâsir’den rivâyet ederken, çocukları, Abdullah b. Mehârık ve
Kâbûs b. Mehârık nakletmişlerdir.267
Kufelilerden addedilen Meharik b. Selim,268 sahabeden veya sika tabiinden
birisi olarak kaynaklarda yer almıştır.269
Râvîlerin durumuna göre isnadın iyi olduğunu ancak Abdullah b. Mehârik
için onu övücü bilgilere rastlamadığımızı belirtmek gerekir. Abdullah b. Mehârik
övülmese de yerilmemiştir. İsnada kopukluk olmadığını da göz önünde bulundurarak
bu isnadı değerlendirmek gerekmektedir.
261
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 91.
262
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 179.
263
Buhârî, Târîh,V, 208.
264
İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 54.
265
İbn Hacer, Takrîb, I, 523.
266
Zehebî, el-Kâşif, II, 247.
267
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII, 315; İbn Hacer, Tehzîb, X, 61.
268
Buhârî, Târîh, VII, 430.
269
Müslim, el-Kunâ, I, 700; Zehebî, el-Muktenâ,II, 20; İbn Hibbân, es-Sikât,V, 444. İbn Hacer,
Takrîb, I, 523.
77
Otuz Üçüncü rivâyet:
Bu rivâyet; Zekeriya b. Yahya es- Sâci – Ebû'r- REbî' ez- Zehrânî – Selam
et- Tavil – Zeydu'l- Uma – Hammad b. Ebî Süleyman-Ebû Vâil– Abdullah b. Mesûd
tarikinden nakledilmektedir.270
Zekeriya b. Yahya es- Sâcî (Basralı, v.307).
Zekeriya b. Yahyâ es-Sâcî, fakih, Basralı Muhaddis.271 Zehebî Sika olduğunu
söyleyerek 307 senesinde vefat ettiğini nakletmektedir. 272
Ebû'r- REbî' ez- Zehrânî Süleyman b. Davud (Basralı, v. 234):
Buhari Müslim, Ebû Davud, Ali b. el –Medînî, Ahmed b.Hanbel ondan
rivâyet edenler arasındadır.273Zehebî onun hakkında sikadır demiş274 Ebû Hatim esSikâtında onu zikretmiştir.275Sika ve saduk olarak nitelendirilmiştir.276
Selam b. Selim et- Tavîl (Horasanlı, Medâinli, v.177):
Ebû İshak el Cûzecânî sika derken Iclî, zayıf olduğunu söylemiştir.277 İbn Ebî
Hâtim zayıf olduğunu naklederken278 kaynaklarda sika olmadığı, metrûk’ül hadis
olduğu, hadisinin yazılmayacağı gibi eleştirilere yer verilmiştir.279
270
Taberânî, Mu'cemu'l- KEbîr, X, 195.
271
Zehebî, el-Muktenâ, II,150.
272
İbn Hacer, Takrîb , I ,216
273
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XI, 423-424, İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278.
274
İbn Hacer, Takrîb,I, 251.
275
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278.
276
Müslim, el-Kunâ,XI, 424.
277
Cûzecânî, Ahvâlu’r-Ricâl,I, 196 ; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât ,I, 443.
278
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 266.
279
İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn,II,6; Buhârî, Târîh, IV, 133; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,279-
280; İbn Hacer, Tehzîb, IV, 247.
78
Zeyd’ül- Amâ (Basralı v. ?):
Zührî İbn Adiyy’in şubenin muhtemelen Zeyd’ten daha zayıf birinden rivâyet
etmemiş olduğunu söylediğini nakletmektedir.280Kaynaklarda ağır eleştiri almayam
Zeydü’l- Amâ hakkında la be’s olduğu, ehl-i hadise dahil olmadığı ondan bazı
rivâyetlerin yazıldığı ancak rivâyetlerinin eleştiri aldığını görmekteyiz.281 Mizzî onun
hakkında yapılan değerlendirmeleri naklederken beklide onun durumunu özetler
mahiyette Ebû Hâtim’in Zeyd’ul Amâ hadisinin zayıf, yazılabilir fakat ihticac
edilemez olduğunu söylediğini zikretmektedir.282 Onun hakkındaki bu değerlendirme
kaynaklarda yer alan değerlendirmelerin özeti mahiyatinde görünmektedir.
Şakîk b. Seleme Ebû Vâil ( Kûfeli, v.82) :
Ebû Vâil Şakîk b. Seleme el- Esedî. Hz. Ömer, Abdullah b. Mesûd, Hz. Ali
Hz
Âişe’ den rivâyetleri vardır 283 Cahiliyyeden yedi yıla yetişmiş, rasulullaha
yetişmiş ancak onu görememiş bir muhadramdır.
284
Hicretten bir yıl sonra
doğmuştıur. 285 Ebû Hatim onu es- Sikaât’ında zikrtetmiştir. 286 Mizzi, Vekî’in,
Yahya b. Maîn’in ve İbn Sa’d’ın Ebû Vâil hakkında sika dediklerini nalkleder.287
Zayıf ve metrûk râvîleri sebEbî ile Taberânî’nin bu rivâyeti isnadça zayıftır.
Otuz Dördüncü Rivâyet:
280
Zehebî, el-Kâşif, I, 416
281
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, VII, 119.
282
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,X, 58-59.
283
Müslim, el-Kunâ, I, 866; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 549-551; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-
Huffâz, I,60.
284
Zehebî, el-Kâşif, I, 489; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XII,548. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, .I, 28. İbn
Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1774.
285
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 99.
286
İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 354.
287
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 53.
79
Bu rivâyet; Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menatıki er- Remli –
Muhammed b.İsmail es- Sai' - Ubeydullah b. Süfyan – İbn Avf – Zeyd b. Vehb –
Abdullah b. Mesûd tariki ile rivâyet edilmiştir.288
Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menâtıki er- Remlî:
Râvî hakkında bilgi edinemedik.
Muhmmed b. İsmâîl es- Sâiğ (Mekkeli,v. 276):
Muhammed b. İsmail es- Sâiğ. İbn Mâce onu Mekke muhaddisi olarak
saymış289 276 senesinde vefat ettiği nakledilmiştir.290
Hakkında olumlu veya olumsuz bilgi edinemediğimiz bir râvîdir.
Ubeydullah b. Süfyan el Gadâni.
Ebû Süfyan Ubeydullah b.Süfyan el Gadânî es -Savvaf el Basrî. Malik b.
Enes, Süfyan es- Sevrî ve İbn Avn’dan Rivâyet ederken, Ondan da Ebû Bilal elEş’arî, Bişr b. el- Hakem en- Neysâbûrî ve başkalrı rivâyette bulunmuştur.291
Sebt muhaddislerden maklub rivâyetleriyle teferrüd ettiği, sika kimselerden
muaddalları olduğu,
292
Yahya b. Maîn in kezzab dediği 293 onun hakkındaki
eleştirilerin odağını oluşturmaktadır.
El-Kâsım b. Avf (Kûfeli, v.?)
288
Taberani, Mu'cemu's- Sağir, I, 133.
289
Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn,I, 99.
290
Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum,II, 598.
291
Hatîb, Tarîh, X, 312.
292
İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, II, 163; İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66.
293
İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66. Hatîb, Tarîh, X, 312; Zehebî, Mîzân, V,13; İbn Adiyy, el-Kâmil fî
Duafâi’r-Ricâl, IV, 332.
80
El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî el-Kûfî.
Muzdaribu’l-Hadis, olduğu Ebû
Hatim’e dayandırılarak nakledilmiş 294 Ebû Zer’den irsal ettiği kaydedilmiş 295 yine
onu için muhtelefun fîh denilmiştir.296 Bununla birlikte Mizzî ve İbn Hacer benzer
görüşleri aktarırlar ve İbn Hibban’ın onu Kitab es- Sikatın’da zikrettiği ve hadisi
yazılan birisi olduğu yönündeki görüşlere de yer vermişlerdir..297
El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî daîfu’l-hadîs 298 birsi olarak görülmüş ,ihticac
edilmeyen fakat rivâyeti yazılabilecek biri olarak değerlendirilEbîlir.
Râvîleri arasında çalışmamızda geçen ve bizim rastladığımız en ağır
eleştirileri alan kişilerin bulunduğu bir isnad olarak karşımıza çıkmaktadır.
Otuz Beşinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Halîfe b. Muhammed el- Mevsılî – el- Hasen b. Arefe – Musa b.
Mesûd Ebû Huzeyfe – el- Heysem b. el-Cehm –el- Müezzin – Asım b. Behdele –
Ebû Vail – Abdullah b. Mesûd tariki ile rivâyet edilmiştir.299
Halife b. Muhammed el- Mevsıli. Meçhul bir râvîdir.
El- Hasen b. Ârefe ( Bağdatlı, v. 258):
Ebû Ali el- Hasen b. Ârefe b. Yezid el- Ubdî, el- Bağdâdî. Tirmizî, İbn Mâce,
Ebû Ya’lâ, Abdurrahman b. Ebî Hâtim’in ondan rivâyetleri vardır. 300 İbn Ârefe
imam, saduk, sika, la be’s, leyse bihî be’s vebenzer lafızlarla kaynaklarda
294
Zehebî, Men Tukullime Fîh, I,152; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, III,15; Zehebî, Mîzân,
V,457; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520.
295
Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl I,260.
296
Zehebî, el-Kâşif, II, 129; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520; Zehebî, Mîzân, V,456.
297
İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 293; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIII, 400.
298
İbn Hacer’in Nesâî’den nakille İbn Avf hakkında, ondan tahrîc ettiği '4)4 ‫ ا )م وا‬hadisinin ardında
belirttiği görüşü. bkz. İbn Hacer, Tehzîb. VIII, 293.
299
Taberani, Mu'cemu's- Sağir, I, 269.
300
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,31; Zehebî, Nubelâ, XI,547-548; Hatîb, Tarîh,VII,394.
81
zikredilmiştir. 301 251 den258 senesine kadar vevat tarihleri verilen İbn Arefe 302
hakkında kaynaklarda olumsusuz değerlendirmelere rastlamamaktayız.
Mûsa b. Mesûd ( Basralı, v.220):
Buhâri’nin hocalarından olup, Ahmed b. Hanbel leyyin, Tirmizî zayıf
görmüştür.303 Zehbi saduk, tasahhuf eder304 derken, kaynaklarda, Iclî’nin sika saduk,
Ebû Hâtim’in saduk ma’ruf dedikleri; İbn Hibban’ın Kitabu’s-Sikât’ında zikrettiği ve
hata eder olduğunu dediği ve tasaffuh sahibi olduğu zikredilmektedir.305 Söylenen bu
çok farklı ifadelerin sonucunda saduk ancak hıfzında problem olduğu, tasahhuf ettiği
ve ondan rivâyet edenlerin rivâyetlerine mutâbaat ettikleri anlaşılmaktadır.306
El- Heysem b. Cehm (Basralı,v.?):
Hadisinde bir nahoşluk olmadığı nakledilen 307 ve El- Heysem b. Cehm
hakkında fazla geniş bilgi sahibi olamadık.
Asım b. Behdele (Kûfe’li, v.128) :
Ebû Bekr Âsım b. Behdele İbn Ebî’n-Necûd el- Esedî, el- Kûfî. Kıraatte
hüccet Ebû Bekr Asım b. Ebî’n-Necûd, Kıraat-ı Seb’a’dan olup, Kıraatte reislik
kendisine Kûfe’de Abdurrahman es-Sülemî’den sonra intikal etmiştir. 308 Hadis
rivâyetinde vehimleri ızdırap ve münkerleri olduğu,
301
kaynaklarda yer almakla
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 31; Zehebî, Nubelâ ,XI,547-549; İbn Hibbân, es-Sikât,
VIII, 179. Hatîb, Tarîh, VII, 395.
302
Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum, II, 567, Hatîb, Tarîh,VII,395; İbn Hibbân, es-Sikât,
VIII,179. Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, I, 327.
303
Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 687.
304
Zehebî, el-Kâşif, II, 308.
305
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 706 ; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIX, 148.
306
İbn Hacer, Mukaddimetu Fethi’l-Bârî, I, 446.
307
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 83
308
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII,252; İbn Hacer, Takrîb, I,285; İsmail Karaçam, Kur’an-ı Kerim’in
Faziletleri ve Okuma Teknikleri, 164.
82
birlikte, yine la be’s , sika, salih oduğu
belirtilmiştir. 309 Mizzî, İbn Uliyye’nin
Asım’ın rivâyetinden bahsederken adı Âsım olanların hıfzının kötü olduğunu
söylediğini nakleder.310
Taberânî’nin
bu
rivâyeti
râvîleri
yönüyle
zayıf
bir
isnad
olarak
görünmektedir.
Otuz Altıncı Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû'l Abas Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar –
Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bağdâdî – Abdullah b. Vehb
– Abdullah b. Hubeyk – Yusuf b. Esbât – Süfyan es- Sevrî– el A'meş – Zeyd b. Vehb
– Abdullah ile Habîb b. Hassan – Zeyd b. Vehb – Abdullah ile Fıtr – Seleme b.
Kuheyl – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivâyet edilmiştir.311
Ebû'l Abbasb. Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar
Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Bdilkerim el –Bağdâdi.
Abdullah b. Habîk (Antakyalı, v.?):
Yusuf b. Esbât, Temîm b. Seleme, Abdullah b. Abdulğaffâr el- Kirmânî,
Şuayb. b. Harb’ten hadis rivâyet etmiş, ondan da, Ahmed b. Yusuf b. İshak elMenceb’i, Abdullah b. Câbir et- Tarsûsî rivâyete bulunmuşlardır. 312 Abdullah b.
Habîk hakkında fazla bilgiye ulaşamadık.
Yusuf b. Esbât (Kûfeli, v. 155):
“Kalbim doğrulamıyor” diyerek yazdığklarını gömdüğü nakledilmektedir.313
İbn Maîn’in sika, Ebû Hatim’in “la yühtec” dediğine yer verilmektedir.314 Anca kasdı
309
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 476-479; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I, 150; İbn Ebî Hâtim, el-
Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,340
310
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 477.
311
İsmaili,Mu’cem , I,480-481.
312
İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, II,398; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 46.
313
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 374;
314
Zehebî, Mîzân, ,VII,292; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317. Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 761.
83
olmaksızın hata ettiğini, hatasının kitaplarının olmayışı nedeni ile olduğunu Zehebî
nakletmiştir.315 Ukaylî, Yusuf b. Esbat’ ın kitaplarını gömdükten sonra, ezberinden
hadis rivâyet ettiğini, bunların bazısının aslının olmadığını, bazısında ise hata ettiğini
zikretmiştir.316
Habîb b. Hassan (Kûfeli, v. ?):
Habîb b. Ebî’l-Eşras veya Habîb b. Hassan isimleri ile bilinmektedir. Süfyan
es- Sevrî, El- Fadl b. Musa, El- Kasım b. el- Hakem, Mervan b. Muâviye, İsmâil b.
Ca’fer ondan rivâyette bulunmuşlardır.317
Kaynaklarda sika olmadığı, münkeru’l-hadis, metruku’l – hadis, metruk gibi
lafızlarla nitelendirildiğini görmekteyiz. 318 Yahya b. Maîn’in onun hakkında bir
yerde hadisinde bir şey yok; başka bir yerde ise sika değil dediği nakledilmektedir.319
Bu rivâyetin isnadı râvîleri arasında meçhul ve metrûk râvîler bulunması
sebEbî ile zayıftır.
Otuz Yedinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Zekeriya b. Yahya b. Süleyman Ebû Yahya es- Sâcî el- Fakîh elBasrî – Ebû Rebî' ez –Zehrânî – Selam b. Selim et –Tavîl – Zeyd – Hammad b. Ebî
Süleyman – Şakîk b. Seleme – Abdulah b. Mesûd tariki ilerivâyet edilmiştir.320
315
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317
316
Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr , IV,454.
317
Zehebî, Mîzân, II, 192;
318
Buhârî, Târîh,II, 313; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,; Buhârî, et-Târîhu’s-Sağîr, II, 95;
Nesâî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, I, 34; Zehebî, Mîzân, II, 192; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, II, 167; İbn
Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Buhârî, ed-Duafâu’s-Sağîr, I,30; Ukaylî, ed-Duafâu’lKebîr, I, 261; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, I, 146.
319
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 98; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Ukaylî,
ed-Duafâu’l-Kebîr, I, 261.
320
İsmailî, Mu’cem ,II, 645.
84
Bu rivâyetin isnâdı çalışmamızda 33. rivâyet olan ve Taberânî’ye ait rivâyetin
isnadının aynısıdır. Orda bu isnad hakkında zayıf olduğu yönünde kanaat
belirtmiştik.
Otuz Sekizinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû Ali er- Revzebari – Ebû'l Huseyn b. Büşran- herikisi – İsmail
b. Muhammed es –Saffar – Sa'dan b. Nasr – Ebû Muaviye – el- A'meş – Zeyd b.
Vehb – Abdullah senedi ile rivâyet edilmiştir.321
Ebû Ali er- Revzebârî (Nisaburlu; v.403):
El- Hasen b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali erRevzebârî et- Tûsî. Zehebî onun İsmail es- Saffâr, Abdullah b. Ömer b. Şevzeb, İbn
Dâsse, El- Hüseyn b. el- Hasen et-Tûsî ‘den hadis işittiğini ve Ebû Davud’un
sünenini anlatması için kendisine bir meclis kurulduğunu, hastalnınca Taberân’a
gittiğini ve orada vefat ettiğini, ondan akranı Hakim’in ve Beyhakî’nin rivâyet
ettiklerini anlatmıştır.322
Et- Takyît’te de benzer şekilde ifadelerle anılan El- Hasen b. Muhammed b.
Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali er- Revzebârî 403 senesinde vefat etmiştir
Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşran (Bağdatlı,
v.415):
Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşrân. Sika, âdil, emin bir
kimse olarak zikredilmiş olduğunu görmekteyiz.323
İsmail b. Muhammed es- Saffâr (Bağdatlı, v. 341):
321
Beyhaki, Sunen-i Kubra, VII, 421.
322
Zehebî, Nubelâ, XVII, 219.
323
İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 468.
85
Ebû Ali İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih b. Abdirrahman es- Saffâr enNehavî. Hasan b. Ârefe el- Ûbdî, Zekeriya b. Yahyâ el- Mervezî, Sa’dân b. Nasr elMahremî rivâyet aldığı bazı kimseler iken, Ebû’l-Huseyn b. Büşrân, Darekutnî, elHuseyn b. el- Hasen ondan hadis nakledenler arasındadır.324
Zehebî, onun için Bağdatlı muhaddis, Sikâdır demiştir.325 Hatîb el- Bağdadî
onun sika olduğunu söylemiştir.326
Sa’dân b. Nasr (Bağdatlı 265):
Saduk, sika, sika me’mûn şeklinde tevsîk edilen327 Ebû Osman Sa’dân b.
Nasr b. Mansûr 265 senesinde vefat etmiştir.328
Bazı râvîleri hakkında detay bilgilrin yeterince bulunmadığı bu isnadın
A’meş’e kadar olan bölümünün başka isnadlarda çokça geçtiğini karine kılarak bir
şeyler söylemek ve olumlu görmek mümkündür.
Otuz Dokuzuncu Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû Abdillah el- Hafız – Ebû Bekr b. İshak el- Fakih – Ali b.
Abdilaziz – Haccac ve Ebû'n –Nu'man- (her ikisi) – Hammad b. Zeyd – Abdullah b.
Ebî Bekr – Enes b. Mâlik tarîki ile rivâyet edilmiştir.329
Ebû Abdillah el- Hafız.
Muhammed b. İshak es- Sâğanî (Horasanlı,Bağdatlı, v.270):
Ebû Bekr Muhammed b. İshâk b. Ca’fer veya Muhammed b. İshak b.
Muhammed es- Sâğanî.
324
Hatîb, Tarîh,VI, 302.
325
Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn, I, 111.
326
Hatîb, Tarîh,VI, 302.
327
Hatîb, Tarîh, IX, 205; Zehebî, Nubelâ, XII,358; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl ,IV,290.
328
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 565.
329
Beyhaki, Sunen-i Kubra, VII, 421
86
Hatib onun döneminin Yahya b. Maîn’i olduğunu ve sika olduğunu
nakleder. 330 Hafız, sika me’mûn, sebt saduk gibi lafızlarşla tavsif edildiğini
görmekteyiz.331
Ali b. Abdilaziz (Mekkeli,v. 286):
Ebû’l-Hasen Ali b. Abdilaziz. Müsned sahibi Mekke Muhaddisi 332 , Ebû
Nuaym, Affan, ve Ka’nebî, Müslim b. İbrahim den rivâyet ederken, Ebû’l-Hasen b.
Seleme el- Kattan ve Taberânî ondan rivâyet edenler arasındadır.333 287 senesinde
vafat ettiği de nakledilen334 Ebû’l-Hasen Ali b Abdilaziz’in fakir bir kimse oduğu ve
bu gerekçeyi ileri sürerek hadis rivâyetine ücret istediği kaynaklarda yer almış,
Nesâî’nin bu sebeble ona kızgınlığı, İbn Ebî Hâtim’in, sadûk, Darekutnî’nin sika
me’mûn diye tevsik ettikleri zikredilmiştir.335
Haccâc b. Minhâl (Basralı, v. 217):
Basralı sika Sâlih simsarlıkla meşgul Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl’ı336
Ebû Hâtim es- Sikât’ında zikretmiştir. 337 Mizzî ve Zehebî Tehziblerinde İbn Ebî
Hâtim kitabında hadis imamlarının onu övücü ve tezkiye eden sözlerini aktarırlarken
yine Zehebî takribinde sika fâzıl olarak anmıştır.338
330
331
Hatîb, Tarîh, I, 240.
Zehebî, el-Kâşif, II, 156; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 398; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 260;
Hatîb, Tarîh, I, 240-241. Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, II, 373.
332
Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn,I, 104.
333
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 622-623;
334
Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum ,II, 613.
335
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 623; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 278; Zehebî, Mîzân, V,
173.
336
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 286.
337
İbn Hibbân, es-Sikât,VII,202
338
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,V, 459; . İbn Hacer, Tehzîb, II, 182.; İbn Hacer, Takrîb, I, 153; İbn Ebî
Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 167.
87
Beyhakî’nin bu rivâyetinin râvîleri için çok olumsuz değerlendirmelere
rastlamadığımızı belirterek isnadın iyi durumda olduğunu ve önemli problem
taşımadığını söyleyEbîliriz.
Kırkınncı Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvi –
Ahmed b. Muhammed b. el –Hasen el- Hafız – Abdurrahman b. Bişr b. el – Hakem –
Süfyan – Amr b. Dinar – Ebû't- Tufeyl – Huzeyfe b. Esid tariki ile nakledilmiştir.339
Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvî: Râvi
hakkında bilgi edinemedik.
Ahmed b. Muhammed b. el –Hasen el- Hafız: Râvi hakkında bilgi
edinemedik.
Abdurrhman b. Bişr b. El-Hakem (Nisabur’lu,v.260):
Nisabur’lu olup Bağdat’a gelmiş ve hadis nakletmiştir. Sadûk sika gibi
lafızlar ile hakkında görüş bildirilen Ebû Muhammed Abdurrahman b. Bişr b. ElHakem hakkında Mizzî İbn Hibban’ın onu es- Sikât’ında zikrettiğini nakletmekte340
Zehebî sika 341 İbn Ebî Hâtim Sadûk sika 342 derken onun bu sözünü Bâcî de
nakletmektedir.343
Senedin sonundaki râvîler hakkında bilgi elde edemediğimiz için isnad zayıf
görünmektedir. Ancak bu râvîlerden sonraki kısımda bir problem görünmediğini ve
yirminci sırada yer alan rivâyete göre Süfyan’dan sonra yer alan râvîlerle
farklılaştığını, o isnad için iyi olduğu yönünde değerlendirme yaptığımızı belirtmek
gerekir. Zira Beyhakî’nin bu rivâyeti Müslim’in, Züheyr ve Muhammed b. Abdillah
339
Beyhaki, Sünen- i Kübra ,VII,21.
340
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 547.
341
İbn Hacer, Takrîb I, 337; Zehebî, el-Kâşif, I, 622.
342
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,V, 215.
343
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 860.
88
yoluyla naklettiği Huzeyfe hadisine Süfyân’a kadar olan bölümünde mutabaat
etmektedir.
Kırk Birinci Rivâyet:
Bu rivâyet; Ebû Abdillah el- Hafızv – Ebû Abdillah Muhammed b. Ya'kub elHafız – Muhammed b. İsmail b. Mihran – Ebû Tâhir – İbn Vehb – Amr b. el- Hâris –
Ebû Zübeyr el- Mekki – Âmir b. Vâsıle – Abdullah b. Mesûd yoluyla
nakledilmiştir.344
Ebû Abdillah Muhammed b. Yakub el- Hâfız: Râvi hakkında bilgi
edinemedik.
Muhammed b. İsmâîl b. Mihrân (Nisaburlu,v.295):
Muhammed b. İsmail b. Mihrân el- İsmâilî en- Nîsâburî. Sika, Me’mûn ve
saduk lafızları ile tevsik edilmiştir.345 Hayatının son altı yılını konuşmaksızın(ahras)
geçirmiş ve bu sebeble o yıllarda ondan alınan hadisler zayıf görülmüştür. 346
Muhammed b. İsmail b. Mihranın bu yıllaqrındaki rivâyetlerinin sahih görülmediği,
konuşamadması nedeni ile ancak kendisine hadis okunduğu ve ancak başını hareket
ettirEbîldiği ve genel olarak sika me’mun görüldüğü anlaşılmaktadır.347
Beyhakî’nin bu rivâyeti de isnadta İbn Vehb’e kadar olan bölümünde
Müslim’in Ahmed b. Amr b. Serh yoluyla aktardığı İbn Mesûd hadisine mutabaat
etmektedir. Beyhakî’nin bundan sonraki râvîlerinin durumunu ve buna göre isnadını
değerlendirirken Müslimin sözkonusu rivâyeti için olumlu değerlendirmede
bulunduğumuzu gözönünde tutmak gerektiği düşüncesindeyiz.
Kırk İkinci Rivâyet:
344
Beyhaki, Sünen- i Kübra, VII, 422.
345
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, V,81
346
Zehebî, Mîzân, VI,73
347
Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 556; Zehebî, Mîzân, VI,73.
89
Bu rivâyet; Ebû Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşran – Ebû
Ca'fer Muhammed b. Amr el- Buhteri er- Rezzaz – Sâ'dan b. Nasr – Ebû Muaviye –
El –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah senedi ile rivâyet edilmiştir.348
Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr el-Buhterî (Bağdatlı, v.339):
Ebû Ca’fer Muhammed b. Amr el-Buhterî er-Razzâz el-Bağdadî. Sâ’dân b.
Nasr, Abbas b. Muhammed ed-Devrî ve başkalrından rivâyet ederken, Ebû’l-Hasen
b. Büşran ve başkaları da ondan nakletmiştir.349
Hatîb Tarih’inde onun için sika sebt demiştir.350
Bü rivâyetin isnadı çok olumsuz râvîler içermezken Ebû Muâviye sonrasına
bazı müellifler farklı râvîler ile mutabaat etmişler ve Kırk Gün Hadisi’ni
nakletmişlerdir.
DEĞERLENDİRME
Geride bıraktığımız bu üçuncü bölümde Kırk Gün Hadisi’nin (Kader hadisi)
çalışmamızda yer verdiğimiz onaltı müellifin onyedi eserinden kırk iki rivâyetin
isnadlarını değerlendirmeye çalıştık. Elbette yaptığımız değerlendirmelerde râvîlerin
hallerini bize anlatan eserleri kaynak edindik ve olabildiği ölçüde edindiğimiz
izlenime ve bizde oluşan kanaate göre her isnad hakkında kısa bir değerlendirmede
bulunup bir hüküm ortaya koymaya çalıştık.
Bütün bu şalışmamız neticesinde incelediğimiz isnadların tamamını göz
önünde tutatarak da bir fikir yütütmek gerekirse şunları söyleyabiliriz:
1- Kırk Gün Hadisi bizim çalışmamızda üç sahabiden rivâyetle yer almış ve
diğer tabakalarda hadisin bize ulaşmasında yer edinen yüzü aşkın kimseden
görebîldiğimiz kadarı ile birsi dışında kimse yalancılıkla itham edilmemiştir. Şunu da
348
Beyhaki, Sünen- i Kübra, X, 266.
349
İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 23.
350
Hatîb, Tarîh , III, 132.
90
söylemek gerkirse, râvîlerin eleştiri aldıkları alan, bir iki müstesna dışında ve izah
edilEbîlir nitelikte olmak üzere zabta dair konulardadır.
2- İsnadlarda isnada ait illetlerden, kalb, inkıta’, idrac ve hatta -tedlisi ile
müttehem râvîler olmasına karşın- tedlis gibi illetlerin fazlaca bulunmadığını
söyleyebîliriz. Belki bu isnadların metinlerinin hadisin ana temasından kesinlikle
uzaklaşmadığını söylemek daha doğru olackatır.
3- Râvîlerin hayatlarını inceldiğimizde hemen hemen hepsinin isnadlarda
birbirleri ile olan talebelik- hocalık veya likâ bağına yer verildiğini baktığımız
tabakât ve rical kitaplarında gördük. Bunun isnadların genel durumunu güçlü kılan
bir unsur olduğunu düşünmekteyiz.
4- İsnadların en zayıfı olarak değerlendirdiğimiz Taberânî’nin Zeyd b. Vehb
yoluyla İbn Mesûd’tan rivâyetini ele aldığımızda bile metnin içeriğinin ana
unsurlarıyla diğer rivâyetlere mutabaat ettiğini görmekteyiz. Aynı zamanda Zeyd’den
rivâyette teferrüd etmemiş, zayıf bir isnadla da olsa İsmâili bir isnadla, Ahmed sahih
bulduğumuz merfû muttasıl bir isnadla ve Â’meş isnadlarıyla ona karîne teşkil
etmişlerdir.
5- Kırk iki isnadın en sahih olanlarını tespit etmek gerekirse bu kapsama pek
çok isnadı dâhil etmek mümkün gözükmektedir. Burada özellikle Tayâlisî’nin
Hammad ve Şu’be’den, Abdürrezzak’ın Sevrî’den, Müslim’in Züheyr, Tirmizî’nin
Hennad’tan, Ahmed b. Hanbel’in Vekî’den, Buharî’nin Muhammed b. Fadl esSudûsî ve Hişam’dan rivâyetlerini öne çıkarabiliriz. Bu rivâyetlerde adı geçen
râvîlerin durumunun daha berrak olduğunu söylemek mümkündür.
91
III. BÖLÜM
KIRK GÜN HADİSİ’NİN METİN FARKLILIKLARI
Bu bölümde rivayet edilen metinleri karşılaştırmalı olarak ele alacak, metin
farklılıklarını ortaya koymaya çalışacağız. Metinler arasındaki farklılıkları; lafız
farklılıkları, takdim-tehir, ziyadelik-noksanlık ve Kırk Gün Hadisi’nin temel
temalarını içerip içermemesi gibi noktalardan ele alacağız:
A-Hadisin Erken Dönem Kaynaklarındaki Durumu
Çalışmamızda incelediğimiz kaynakların Kütüb-ü Sitte dönemine kadar
olanlarının dördünde hadisimiz yer almaktadır. Bu kaynaklar; Tayâlisî’nin Müsned’i,
Abdürrezzak’ın Musannef’i, Humeydî ve Ali b. el-Ca’d’ın Müsnedleridir. Bu dört
kaynaktan incelememizde tespit ettiğimiz beş rivayetin ikisi Tayâlisî’ye aittir. Yine
Tayâlsî’nin Müsned’i hadisimize rastladığımız hadis eseri olup, iki rivayetinden biri
Abdullah b. Mesûd, diğeri Enes’ten mervîdir. Diğer müelliflerin eserlerinde birer
rivayet yer almıştır.
Bu rivayetleri incelediğimizde, hadisin bütün unsurlarının bu rivayetlerde
bulunduğunu görmekteyiz. Burada Enes rivayetinin İbn Mes’ûd rivayetlerinden
üslup ve içerik bakımından farklılaştığını belirtmek gerekir. Örneğin, Tayâlisî’deki
ilk Enes rivayetinde ve kır kiki rivayetteki diğer yedi rivayette “kırk günden” hiç
bahsedilmemiştir. Hatta bu farklılık Enes rivayetlerini diğerlerinden ayıran önemli
farlılıklardan biridir.
Ele aldığımız söz konusu kaynaklardaki rivayetlerde hiç değişmeksizin yer
alan konuları da şöylece belirtelim: Rahimdeki aleka ve mudga evreleri, meleğin
gelişi ve dört kelimeden şakî veya saîd oluşu yazması konuları. Aslında dil
bakımından ve anlamı bütünleştirdiğini göz önüne aldığımızda İbn Mesûd
rivayetlerinden “nutfe” kelimesinin geçmediği rivayetlerde ilk kırk gün bu kelimenin
yerini alıyor olmalıdır. Öyle olmalı ki, ayrıca bir bedel veya atıf olarak ravi tasarrufu
ile nutfe kelimesi bazen yer almamıştır. Bazı rivayetlerde ise ilk kırktan sonra
92
sarahaten zikredilmiştir. Bu durumda bu rivayetlerde hadisin ilk ana bölümü yani
yaratılışın safhaları kısmı meleğin gelişi kısmı dâhil tamamen yer almış olmaktadır.
Kırk iki rivayette meleğin yazdığı dört kelime olarak en çek zikredilen rızık,
ecel, amel ve şakî-saîd temaları yer alırken Enes rivayetinde bunlardan sadece şaki
veya saîd oluşun yer aldığını görmekteyiz. Enes rivayetinde bu “dört kelime” kavram
olarak zaten yer almazken yazmaya konu olarak cinsiyette zikredilmiştir. Elimizdeki
ilk Enes rivayetinde ruhun üflenmesi, yazgının öne geçmesi ve hâtime konuları da
yer almamaktadır.
Bu döneme ait İbn Mes’ûd rivayetlerinde Enes rivayetinde de bulunmayan
kitabın değişmemesi ve Kur’an-ı Kerimde ilk üç aşama sonrası zikredilen351 “kemik
oluşumu” (îzâm) safhası zikredilmemektedir. Bu iki konunun kırk iki rivayet içinde
sadece dört ayrı yerde geçtiğini burada belirtelim.
Burada dikkati çeken bir konu da ele aldığımız rivayetlerde ortaya koymaya
çalıştığımız takdim- tehir ile ziyadelik veya noksanlıkların hadisin ana çatısını
bozmaksızın gerçekleşmesi ve bu anlam bütünlüğünü bize aktarmada lafızların pek
değişmemesidir. Bu, hadisin meleğin gelişine kadar olan bölümde açıkça görülürken,
meleğin yazmasına konu dört kelime gerek sıralama, gerekse bunların ne olduğu
konusunda bir farklılık göze çarpmaktadır. Haddi zatında dört kelime kaydı sadece
İbn Mesud rivayetlerinde görülen bir durumdur. Diğer rivayetlerde doğrudan
yazılacak konular zikredilmiştir. Bütün bunlarla birlikte meleğin yazdığı söylenen
konular ilk beş rivayette şöyledir: Rızık, ecel, amel, şaki veya said oluş. Enes
rivayetinde bu dört konuya cinsiyet dahil edilmiştir.
Erken dönem kaynaklarının rivayetleri olarak incelediğimiz bu beş rivayete
göre Ahmed b. Hanbel’e kadar olan dönemde kırk gün hadisi rivayetleri ne
anlatmaktadır? Hangi temaları ele almıştır? Bunları özetle şu şekilde belirtelim:
a-
İnsanın yaratılışı anne karnında kırkar günlük aşamalarla
nutfe, aleka ve mudga olarak seyretmektedir.
b-
Anne karnında görevli bir melek vardır ve bu melek kişinin
rızık, ecel, amel cinsiyet ve
said veya şaki oluşunu
yazar.Ancak meleğin rahimde bulunmaya başlaması ve
351
18-Mü’minûn-14.
93
yazdığı kelimelerin neler olduğu rivayetlerde farklılık
arzetmektedir
c-
Ruhun üflenmesi yazgının bitmesini takip etmektedir. Bu
söz konusu yazgıya insan hayatı içerisinde bir şekilde
muvafık davranmakta ve uymaktadır.
Sonuçta rivayetlerin dört ana tema üzerinde düşünce ve bilgi ortaya
koyduğunu söylemek mümkün, bunlar; biyolojik yaratılış, meleğin rahimde bulunuşu
ve yazdıkları, ruhun üflenerek başka bir yaratılış aşamasına geçilmesi, ve insanın ana
karnında yazılan yazgısına uygun bir hayat sürmesi. Söz konusu yazgının
değişmeyeceğinin (kitabın değişmemesi) rivayetlerde yer almayışının, “yazgının öne
geçmesinde bu kitabın değişmeyeceği” anlamının mülhem olması dolayısıyla olduğu
kanaatindeyiz. Nitekim bazı rivayetlerde ilk kırk gün zikredilirken nutfe aşmasının
ayrıca zikredilmemiştir. Buna sebep bu aşamanın ilk kırk günün manasında mülhem
olmasıdır.
B- Tarihî Seyir İçerisinde Metnin Gelişmesi ve Genişlemesi Durumu
Hemen belirtelim ki, böyle bir değerlendirme yaparken hadisimizin üç
sahabeden gelen rivayetlerini ayırmaya ve kendi aralarındaki bir değerlendirme
yapmaya gerek olmadığı düşüncesindeyiz. Zira, Huzeyfe ve Enes rivayetleri ziyade
bazı lafızlar içermelerine rağmen ibn Mesud rivayetlerinin birer muhtasarı
durumundadır. Diğer sahabi rivayetlerine göre buradaki farklılık, İbn mesud
rivayetlerinde, meleğin yazdıklarından sonra yer alan konulardır. Bunlar, ruhun
üflenmesi, yazgının öne geçmesi ve bunun sonucunda hüsn-i hatime ve veya sû-i
hatime konularıdır. Bu konuların bulunduğu bölüm diğer sahabelerden gelen
rivayetlerde yer almamaktadır. Bu bölümün İbn Mesûd’un sözü olduğu ve ilk bakışta
Hz. Peygambere ait gibi göründüğü 352 ve zamanla bazı rivayetlerde açıkça Hz.
Peygambere izafe edildiği353 söz konusu edilse bile bu durum, ilk rivayetlerden beri
352
Tecrîd-i Sarih, IX, 20.
353
İsmâilî, Mu’cem, II, 645. (Çalışmamızda 37. rivayet.)
94
sarahaten yer aldığı ve neredeyse aynen geçtiği için bir metin genişlemesi olarak
değerlendirilemez düşüncesindeyiz.
Ayrıca bu bölümün anlam değişmesine veya genişlemesine neden olmadığını
da belirtmek yerinde olur. Şöyle ki, melek kadere ait konuları yazdığına göre kişinin
buna muvafık yaşadığı konusunda zikredilen bu konular İbn Mesûd’un yorumu
olarak geçmiş görünmektedir. Nitekim âhad haberlerde bu sıkça rastlanan bir
durumdur.
Metin genişlemesine veya lafız değişikliklerine en çok maruz kalan bölüm
meleğin yazdığı dört kelime üzerinde olmuştur. Aslında rivayetlerimizin yarıya
yakınında dört kelime tahdidi bulunmamaktadır. Bu tahdidin bulunduğu rivayetler de
sadece İbn Mes’ud rivayetleridir. Dört kelime İbn Mes’ûd rivayetlerinde ağırlıklı
olarak ve tarihi süreç boyunca rızık, ecel, amel, şaki veya said oluş şeklinde yer
almıştır. Enes rivayetlerinde ise amel hiç zikredilmez iken bunun yerini “cinsiyet”
almıştır. Dört kelimenin ne olduğunda raviler farklılık göstermiştir. Az önce ifade
ettiğimiz gibi amel yerine cinsiyetin ne olduğu belirtilirken başka kelimeler de
rivayetlerde yer almıştır. Bu kelimeleri bir kere daha burada saymak gerekirse
şunlardır: Rızık(37), ecel(39), amel(25),eser(1), şaki veya said oluş(40), kadın veya
erkek oluş-cinsiyet(16), boyun kısa veya uzun oluşu(1), zayıf veya kuvvetli oluş(1),
sağlıklı veya sağlıksız olması(1), hulk (ahlakı)(1). Burada çalışmamızda yer alan
kırk iki rivayette bu kelimelerin kaç kere geçtiğini özellikle verdiğimizi düşünürsek
ağırlıklı dört kelime daha net bir şekilde ortaya çıkmış görünmektedir.
Dört kelimenin neler olduğu konusunda rivayetler arasında ittifak olmaması
mana ile rivayette ravi tasarrufunun lafızlara yansımasındaki farklılığa güzel bir
örnek teşkil etmiş görünmektedir.
Rivayetlerde anlam veya lafız genişlemesini değerlendirmek üzere başta
incelediğimiz erken rivayetler ile kıyaslamak üzere şöyle bir soru soralım: Acaba
erken rivayetler olarak saydığımız beş rivayetten sonra gelen otuz yedi rivayette
farklı olarak hangi konular yer almıştır? Yine ilk rivayete göre hangi konular fazla
olarak zikredilmiştir?
95
İlk rivayetimizde olmayan ve sonradan yer alan konular; dört farklı rivayette
mudgadan sonra kemik aşamasının zikredilmesi, cinsiyet ve kitabın değişmemesi
konularıdır. Bunlara nutfe ve kitabın değişmemesi bölümlerini eklemememizin
nedeni, Nutfeyi ilk kırk güne, kitabın değişmemesini ise sebku’l-kitap / yazgının öne
geçmesi konularına dahil görmemiz sebebi iledir. Kemik dönemi ve kitabın
değişmemesi dört farklı rivayetlerde yer alırken, cinsiyet onaltı ayrı yerde geçmiştir.
Kemik dönemi ilk beş rivayette yer almazken cinsiyet, ilk beş rivayette dahil olmak
üzere rivayetlerde geçmiştir. İlk rivayette yer almayan bu iki konudan kemik aşaması
ayette354 zikri geçen aşamaları anımsatıyor. Bu bakımdan rivayetlerin asli bir unsuru
olmaktan öte, bazı rivayetlerdeki ravi tasarrufları olarak karşımıza çıkmış gibi
görünüyor. Nitekim kemik döneminin zikredildiği rivayetler hakikaten diğer
rivayetlerde konunun anlatıldığı mutad formdan uzak ve ravilerin kendi üsluplarının
daha egemen olduğu bir tarzda gelişmiş gibi görünüyor.
Cinsiyet konusu ise bundan biraz daha farklı bir konum arz etmektedir. Enes
ve Huzeyfe rivayetlerinin tamamında yer alan bu konu altı ayrı rivayette İbn Mesud
rivayetlerinde de bulunmaktadır. Metin bakımından bu rivayetlerin de İbn Mesûd
rivayetlerinin genel formunu taşımadığını söyleyebiliriz. Buna karşılık çok sayıda
rivayette geçmesi rivayetler arasında bu dört kelime üzerinde bir ağırlık merkezi
oluşturması ile cinsiyet konusu kendisinden söz ettiriyor. Eğer rivayetler arasında
ortak bir ağırlık merkezi oluşturmak istense bu şöyle olurdu: 1-Rızık-ecel, 2- Amel,
3- Saîd veya şaki oluş, 4- Cinsiyet. Bu varsayımımızda yer almayan ve diğer
rivayetlerde yazgıya konu dilen kelimeler bile birer ravi tasarrufu olarak ve
yadsınmadan bu dörtlü gruptan birine dahil edilebilir.
Bir de ilk beş rivayette bulunup sonraki süreçte farklılık arzeden değişimlere
baktığımızda, yaptığımız değerlendirmelerin aynen geçerli olduğunu kolaylıkla
söyleyebiliriz. Bunun nedeni rivayetlerin hemen hepsinin içerdiği ana temalar
itibarıyla benzerlik arzetmesidir. Şimdi rivayetlerin anlatmaya çalıştığı, ortaya
koyduğu bu ana noktaları tespit etmeye çalışalım.
C- Metinlerde Yer Alan Ana Temalar ve Bunların Rivayetlerdeki Durumu
354
18-Mü’minûn-14.
96
Bunu gerçekleştirmek üzere öncelikle hadisimizin üç sahabeden nakledilen
tariklerinin genel yapısını ve içerdiği temaları ortaya koymaya çalışalım.
1-Abdullah b. Mesud tarikinden gelen rivayetlerin genel karakteristiği ve
içerdiği ana temaları :
1- Anne karnında yaratılışın safhaları.
a- İnsanın anne karnında yaratılışının kırk gün/gece sürecinde toplanması,
şekillenmesi.
b- Benzer süreçte aleka olarak gelişmesi.
c- Benzer süreçte aynı şekilde mudga halini alması.
2- Meleğin onun hakkında rızık, ecel, amel, said veya şaki oluşunu, erkek
veye kadın oluşunu yazması.
3- Ruhun üflenmesi
4- Hakkında
yazılanların
artmayacak
veya
eksilmeyecek
şekilde
tamamlanmış olduğunun belirtimesi.
5- İnsanın amelinin bu yazgıya muvafakatı.
6- Sebku’l-kitab sebebiyle husn-i hatime veya su-i hatime.
2-Enes tarikindren gelen rivayetlerin genel karekteristiği ve içerdiği metin
temalarını :
1- Allah Azze ve Celle rahimde bir melek vekil kılar.
2- Bu melek Nutfe, aleka ve mudga hallerinde her safhayı cenabı hakka
zikreder.
3- Allah kişinin yaratılışının tamamlamak isteriğinde, melek yarabbi diyerek ,
kadın veya erkek mi olduğunu, rızkını ve ecelini, sa,d veya şaki oluşunu sorar
4- Bunlar anne karnında iken böylece yazılır.
3-Huzeyfe b. Esîd tarikinden gelen rivayetlerin genel durumunu ve içeriğini
şöylece belirtebiliriz.
1- Nutfenin anne karnında kır veya kırkbeş günde istikrar bulması.
97
2- Meleğin Nutfeye gelmesi.
3- Meleğin şaki veya said oluşu yazması.
4- Meleğin erkek veya kadın oluşu yazması.
5- Meleğin amel, eser, ecel ve rızkını yazması.
6- Yazılanların kapatılıp, artık bir ziyadelik veya eksilmenin olmayacağının
bildirilmesi.
Üç sahabiden gelen rivayetlerin genel olarak içeriğini böylece ortaya
koyduktan sonra metinlerde geçen hususları şöylece tespit edebiliriz:
-
İlk Kırk gün.
-
Nutfe Dönemi.
-
Aleka Dönemi.
-
Mudga Dönemi.
-
Kemik Dönemi.
-
Meleğin Ana Rahmine Gelişi.
-
Meleğin Yazmakla Emrolunduğu Dört Kelime.
-
Rızık.
-
Ecel.
-
Amel.
-
Cinsiyet.
-
Şaki veya Saîd Oluş.
-
Ruhun Üflenmesi.
-
Yazgının Öne Geçmesi.
-
Sû-i Hâtime.
-
Hüsn-i Hâtime.
-
Kitabın Kapanıp Değişmemesi.
Bu Konuları rivayetlerin anlatma formuna göre dört temel bölüme ayırmak
mümkün. Meleğin gelişine kadar birinci bölüm, meleğin yazdıkları ikinci bölüm,
ruhun üflenmesi üçüncü bölüm, yazgının öne geçmesi ve değişmeyecek oluşu ile bu
yazgıya göre hatime dördüncü bölüm. Şimdi bu bölümleri içermesine göre en uzun
ve detaylı rivayet ile en kısa ve detaysız rivayeti tespit etmeye çalışalım.
98
D-En Uzun ve En Detaylı Rivayetin Tespiti:
Çalışmamızda yer alan kırk iki rivayetten hangisinin yukarda belirttiğimiz
konuları daha detaylı aldığını tespit etmek hakikaten güç bir konu olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bunun en önemli sebebi aynı detaya pek çok rivayetin sahip olmasıdır.
Bölümün sonunda yer alacak olan tablolarda da net bir şekilde görüleceği üzere kırk
gün hadisini nakleden çoğu rivayet birini diğerine tercih edemeyeceğimiz yapı arz
etmektedir. Aslında İbn Mesûd rivayetleri geniş, Enes rivayetleri daha muhtasar olup
bunun nedenine daha önce değinmiş ve Enes rivayetlerinde olmayan bölümün İbn
Mesûd’a ait olabileceği yorumunu yapmıştık.
En uzun metin olarak yukarda belirlediğimiz ve rivayetlerde yer alan on yedi
kriterden en çok unsur taşıyan metni aradığımızda birden fazla rivayetle
karşılaşmaktayız. Bu rivayetler söz konusu unsurlardan on üçünü içermektedirler. İlk
kırk günün nutfe aşmasını, yazgının öne geçmesini de kitabın değişmemesi konusunu
içerdiğini kabul ettiğimizde ve kemik safhasının da yaygın nakil mahsulü olmadığını
düşündüğümüzde (dört rivayette yer almıştır) bu rivayetlerin kırk gün hadisinin
bütün temalarını içerdiğini ifade edebiliriz. Bire indirgeyemediğimiz bu rivayetler
birinci Tayâlisî rivayeti, yedi ve dokuzuncu Ahmed, on üç, on dört ve on sekizinci
Buhârî rivayetleri, on dokuzuncu Müslim, yirmi dördüncü Ebû Davud, yirmi beşinci
Tirmizî , kırk ikinci Beyhakî rivayetleridir.
Bu rivayetlerde ele alınan temelar hemen hemen birebir örtüşmektedir
E-En Kısa ve Az Detaylı Rivayetin Tespiti:
Çalışmamızda en kısa rivayetler Enes rivayetleridir ve çalışmamızdaki sekiz
Enes rivayetinden yedisi, onyedi konudan sekizini ittifakla içermektedir. İkinci sırada
yer alan ve Enes’ten gelen Tayâlisî rivayeti en kısa metne sahip rivayettir.
Hadisimizin tariklerinde geçen onyedi konudan sadece altısını içermektedir.
99
Bu rivayetleri birbiri ile mukayese ettiğimizde en kısa rivayetin hadisimizi
oldukça muhtasar olarak naklettiğini görmekteyiz. Melek, nutfe , aleka , mudga, şaki
veya said oluş ve cinsiyet konuları yer almıştır.
Uzun metinlerde farklılaşan konuları birer birer irdeleyerek devam edelim:
1-
Kırk Gün: Dördüncü tablomuzda görüleceği üzere bu lafız nutfe
aşamasının yerini almış görünmektedir. Bu bakımdan lafız
farklılığının anlam farklılaşmasına sebeb olmadığını söyleyebiliriz.
2-
Dört Kelime: Meleğin yazdıklarını belirten bu sayı en kısa rivayette
yer almamıştır. Bu Enes rivayetlerinde hiç geçmemiştir.
3-
Rızık:Rızık Diğer Enes rivayetlerinin tümünde yer alırken burada
yer almamıştır.
4-
Ecel: Ecel de bütün Enes rivayetlerinde bulunurken burada
zikredilmemiştir.
5-
Amel: Meleğin yazdığı amel konusu da en kısa rivayette yer
almamıştır.
En kısa rivayetimizde meleğin yazmasına konu bu konular yer
almazken meleğin yazdığı reddedilmemekte ve farlklı konu olarak cinsiyet
ortak konu olarak şaki ve said oluş yer almıştır.
6-
Ruhun Üflenmesi: Yer almamıştır.
7-
Yazgının Öne Geçmesi: Yer almamıştır.
8-
Sû-i Hâtime: Yer almamıştır.
9-
Hüsn-i Hâtime: Yer almamıştır.
Bu son konuların en kısa rivayetimizde yer almamasının Enes rivayetlerinin
tamamında görülen bir durum olduğunu burada hatırladıktan sonra en kısa ve uzun
rivayetlerin anlam olarak ortay koyduklarını da şöyle belirtebiliriz: Ana karnında
görevli bir melek yaratılışa murafakat ediyor ve onun hayatına ve ahiretine dair bir
şeyler yazıyor. Bu net anlamın dışında , meleğin geliş zamanı, yazdıkları ve sonrası
yoruma müsait görünüyor.
100
F-Ana Temaları Bakımından Farklılıkların Tabloda Gösterilmesi
Metin farklılıklarını kırk iki rivayeti gösteren genel bir tabloda buraya kadar
esas aldığımız temalar bakımından gösterelim.
Aslında
tablomuz buraya kadar açıklamaya çaba sarf ettiğimiz noktaları
güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Tabloya göre on yedi temadan üçü hariç on dördü
rivayetlerde yer almıştır. Bu ondört konu hadisin ana düşüncesini ortaya koyacak
yeterliliktedir. Bunlardan Kırk gün, aleka ve mudga safhalarından oluşan birinci
bölüme ait temaların rivayetlerin dörtte üçünden fazla tekrarlandığını görmekteyiz.
Yine ilk rivayetlerde mevcut temaların Beyhakî’ye kadar bütün hadis kitaplarında
benzer şekilde yer aldığını söyleyebiliriz. Bu sebeple rivayetlerde belli bir dönem
öncesi veya sonrası bakımından gözle görülür bir değişiklik olmadığı izlenimi
edindiğimizi belirtelim.
Bazı temaların hemen hemen bütün rivayetlerde geçmesine karşın bazılarının
daha az rivayette zikredilmiş olmasının, mana ile rivayetin ve ravi tasarruflarının bir
neticesi olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca metin farklılıklarının en göze çarpanı
sahabi kaynağına göre oluşan farklılıklardır. Bu farklılıkların , rivayetlerin sahabi
kaynağına göre değerlendirildiğinde daha açık görüleceğini düşünerek burada
sahabiye göre rivayetlerde hangi temaların olduğunu gösteren şu tabloları da
inceleyelim:
101
Rivayetin
Sırası
İlk
Kırk
Gün
1.Riva.
2.Riva.
3.Riva.
4.Riva.
5.Riva.
6.Riva.
7.Riva.
8.Riva.
9.Riva.
10.Riva.
+
11.Riva.
12.Riva.
13.Riva.
14,Riva.
15.Riva.
16.Riva.
17.Riva.
18.Riva.
19.Riva.
20.Riva.
21.Riva.
22.Riva.
23.Riva.
Nutfe
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Alaka
Mudga
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Kemik
+
+
+
+
+
+
Meleğin
Gelişi
Dört
Kelime
Rızık
Ecel
Amel
Şakî
veya
Saîd
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
102
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Cinsiyet
Ruh
Üflenmesi
Yazgının
önceliği
Sû-i
Hatime
Hüsn-i
Hatime
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Kitab.
Değiş
mez
Tayalisi
Tayalisi
A.Rezzak
Humeydî
İbn el-Ca’d
Ahmed
Ahmed
Ahmed
Ahmed
Ahmed
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Kaynak
Ahmed
Buhari
Buhari
Buhari
Buhari
Buhari
Buhari
Buhari
Müslim
Müslim
Müslim
Müslim
İbn Mace
İlk
Kırk
Gün
24.Riva.
25.Riva.
26.Riva.
27.Riva.
28.Riva.
29.Riva.
30.Riva.
31.Riva.
32.Riva.
33.Riva.
34.Riva.
35.Riva.
36.Riva.
37.Riva.
38.Riva.
39.Riva.
40.Riva.
41.Riva.
42.Riva.
Toplam:
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
33
Nutfe
+
+
+
+
+
+
+
+
+
20
Alaka
Mudga
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Kemik
+
+
+
38
38
4
Meleğin
Gelişi
Dört
Kelime
Rızık
Ecel
Amel
Şakî
veya
Saîd
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
42
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
22
+
+
+
+
+
+
+
+
37
+
+
+
+
+
+
+
+
39
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
25
+
40
+
+
Tablo 1 : Kırk İki Rivayette Metin farklılıklarını gösterir tablo.
103
Cinsiyet
Ruh
Üflenmesi
Yazgının
önceliği
Sû-i
Hatime
Hüsn-i
Hatime
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Kitab
Değiş
mez
+
+
+
+
+
+
+
16
+
+
+
13
+
25
+
24
+
23
4
Kaynak
Ebu Dâvud
Tirmizî
Bezzar
Bezzar
Ebu Ya’lâ
İbn Hibban
Taberânî
Taberânî
Taberânî
Taberânî
Taberânî
Taberânî
İsmâilî
İsmâilî
Beyhakî
Beyhakî
Beyhakî
Beyhakî
Beyhakî
Aslında tablomuz buraya kadar açıklamaya çaba sarfettiğimiz noktaları güzel
bir şekilde ortaya koyuyor. Tabloya göre on yedi temadan üçü hariç on dördü
rivayetlerde yer almıştır. Bu ondört konu hadisin ana düşüncesini ortaya koyacak
yeterliliktedir. Bunlardan Kırk gün, aleka ve mudga safhalarından oluşan birinci
bölüme ait temaların rivayetlerin dörtte üçünden fazla tekrarklandığını görmekteyiz.
Yine ilk rivayetlerde mevcut temaların Beyhakî’ye kadar bütün hadis kitaplarında
benzer şekilde yer aldığını söyleyebiliriz. Bu sebeple rivayetlerde belli bir dönem
öncesi veya sonrası bakımından gözle görülür bir değişiklik olmadığı izlenimi
edindiğimizi belirtelim.
Bazı temaların hemen hemen bütün rivayetlerde geçmesine karşın bazılarının
daha az rivayette zikredilmiş olmasının, mana ile rivayetin ve ravi tasarruflarının bir
neticesi olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca metin farklılıklarının en göze çarpanı
sahabi kaynağına göre oluşan farklılıklardır. Bu farklılıkların, rivayetlerin sahabi
kaynağına göre değerlendirildiğinde daha açık görüleceğini düşünerek burada
sahabiye göre rivayetlerde hangi temaların olduğunu gösteren şu tabloları da
inceleyelim:
104
Tablo 2: Abdullah b. Mes’ûd Rivayetlerinde Metin farklılıklarını gösterir tablo.
1.Riva.
3.Riva.
4.Riva.
5.Riva.
6.Riva.
7.Riva.
8.Riva.
9.Riva.
13.Riva.
14,Riva.
16.Riva.
18.Riva.
19.Riva.
21.Riva.
23.Riva.
24.Riva.
25.Riva.
26.Riva.
27.Riva.
28.Riva.
29.Riva.
30.Riva.
31.Riva.
32.Riva.
33.Riva.
34.Riva.
35.Riva.
36.Riva.
37.Riva.
İlk
Kırk
Gün
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Nutfe
+
+
Alaka
Mudga
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Kemik
+
+
+
Meleğin
Gelişi
Dört
Kelime
Rızık
Ecel
Amel
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
105
Şakî
veya
Saîd
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Cinsi
- yet
Ruh
Üflenmesi
Yazgının
önceliği
Sû-i Hatime
Hüsn-i
Hatime
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Kitabın
Değişmemesi
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
38.Riva.
41.Riva.
42.Riva.
+
+
+
+
+
+
31
10
30
29
İlk
Kırk
Gün
Nutfe
Alaka
Mudga
+
+
+
4
Kemik
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
31
22
28
30
22
30
Meleğin
Gelişi
Dört
Kelime
Rızık
Ecel
Amel
Şakî
veya
Saîd
+
+
+
+
+
+
+
+
6
12
24
24
22
2
Cinsi
- yet
Ruh
Üflenmesi
Yazgının
önceliği
Sû-i Hâtime
Hüsn-i
Hatime
Kitabın
Değişmemesi
+
+
(Bu tabloda İbn Mesud rivayetlerinde geçen temaların Huzeyfe ve Enes rivayetlerinde geçen rivayetlere göre farklılığı tablo 3 ‘le kıyaslandığında
görülmektedir.)
Bir başka açıdan değerlendirme yapabilmek için rivayetlerde ağırlıklı temaları gösteren grafiklere yer verebiliriz.
106
Tablo 3: Enes (20. ve 40. rivayetler) ve Huzeyfe Rivayetlerinde Metin farklılıklarını gösterir tablo.
Nutfe
Alaka
Mudga
2.Riva.
10.Riva.
+
+
+
+
+
+
11.Riva.
12.Riva.
15.Riva.
+
+
+
+
+
+
17.Riva.
+
+
İlk
Kırk
Gün
20.Riva.
+
Kemik
Rızık
Ecel
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Meleğin
Gelişi
Dört
Kelime
Amel
Şakî
veya
Saîd
Cinsi
- yet
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
22.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
39.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
9
9
2
10
10
40.Riva.
+
+
42.Riva.
2
10
8
8
0
10
0
107
Ruh
Üflenmes
i
Yazgının
önceliği
Sû-i
Hatime
Hüsn-i
Hatime
Kitabın
Değişmemesi
+
+
0
0
0
0
2
Tablo 4: En uzun metinlerde ele alınan temalar.
Rivayetin
Sırası
Nutfe
Alaka
Mudga
+
Kemik
Meleğin
Gelişi
Dört
Kelime
Rızık
Ecel
Amel
Şakî
veya
Saîd
+
+
+
+
+
+
Cinsiyet
Ruh
Üflenmesi
Yazgının
önceliği
Sû-i
Hatime
Hüsn-i
Hatime
Kitab.Değişmez
Kaynak
+
+
+
+
+
Tayâlisi
1.Riva.
İlk
Kı
rk
Gü
n
+
7.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Ahmed
A9.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Ahmed
13.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Buhârî
14.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Buhârî
19.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Müslim
24.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Ebû
Dâvud
25.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Tirmizî
42.Riva.
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Beyhakî
108
109
110
111
IV. BÖLÜM
BAZI KAYNAKLARA GÖRE KIRK GÜN HADİSİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Kırk Gün Hadîsî’ ni buraya kadar olan bölümlerde tarikleri ile birlikte ortaya
koymaya ve değerlendirmeye çalıştık. Bu değerlendirmeleri yaparken hadîsîn
tarîklerini isnâd ve metin bakımından değerlendirdik. Amacımız hadisin tespit
edebildiğimiz tariklerini ortaya koymak, isnâdlarında geçen râviler hakkında tabakât
ve ricâl kitaplarında geçen kanaatleri kısaca yansıtmaktı. Bunu yaparken hadîsin
sıhhati hakkında kaynaklarımızda yapılan değerlendirmelere kısaca yer verirken
sıhhat değerlendirmesine dâir usul inceliklerini de zikretmek zâten bu çalışmanın
maksadı dışında tutulmuştur.
Bu bölümümüzde hadîsin sûbûtu ve sıhhati üzerine değerlendirmeler yapmak
üzere yöntem tespit etmek ve geliştirmek gayesinden uzak, hadisin metinlerinden
hâsıl edilen
anlamı ve bu çerçevede şekillenen yansımaları ortaya koymaya
çalışacağız. Bir Hâdîsi değerlendirme usulleri içerisinde sübut veya metnin akla ve
nakle mutabaat veya mutabakatı üzerine söylenebilecekler oldukça çeşitlilik arz
etmektedir. Hatta bazen birinin diğerine hükümce zıt oluşu göz önünde tutulduğunda
bizim çalışmamızı bu tartışmalardan uzak tutmamız ve anlatılanları ve anlayışları
tespit ile yetinmemiz ve oluşan kanaatlerimizi kısaca belirtmemiz çalışmamızın
sınırlarını belirlemek bakımından da en doğru yol olacaktır.
Bu bakımdan öncelikle kırk gün hadisinin içerdiği hangi konularla İslam
ilimlerinin ne gibi başlıklarına dair muhteviyatı olduğunu tespit edelim. Öncelikle
ceninin anne karnındaki oluşumu meselesinin fıkıhta “ahvâlu’ş-şahsiyye” konusuna;
meleklerin vazifesine dair kısmı ile îmâna; kişinin yaratılmazdan önce kaderinin
takdir edilmesi, eceller ve rızıkların kadere tabi oldukları ve amellerin hatimeye göre
oluşu konularının îmana ve kelam ilmi bahislerine, Hz. Peygamber’in “gayb”’dan
haber vermesi ile sîret ve kelam ilmine; İnsanın ve Hz. Âdem’in yaratılışı konusu ile
de el-ümemu’s-sâbıka yani geçmiş ümmetler konularına değinildiğini söyleyebiliriz.
A- Hadisin Sıhhati Hakkındaki Görüşler
a- Hadis Hakkında Bazı Genel Değerlendirmeler:
Bir kere hadisin sıhhati ve kabulü konusunda kaynaklarda olumlu
değerlendirmelere rastlamaktayız. Ebû’l-Ferec Abdurrahman b. Ahmed, farklı
hadislerden derlediği kırk hadisten oluşan eserinde kırk gün hadisini dördüncü hadis
olarak almış ve sıhhati konusunda ittifak bulunduğunu ve ümmet arasında genel
kabul gördüğünü zikretmiştir. Yine Ebû’l-Ferec aynı eserinde hadisimiz hakkında
geniş değerlendirmelerde bulunarak hadisin ele aldığı muhteviyata dair akla
gelebilecek ve diğer eserlerde de benzer eşleştirmelerine rastladığımız Kur’an
ayetlerine yer vermiştir.355
Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî(v.418), ehl-i sünnet akâidine dâir yazdığı eserinde,
“Göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, hiç çocuk edinmeyen, mülkünde
ortağı bulunmayan, her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderâtını tayin eden
Allah, yüceler yücesidir.”356 Ayeti üzerine açtığı bahiste357 kader dâir pek çok rivâyet
nakletmiş ve kırk gün hadisini de bunlar arasında zikrederek, Kader hadisi olarak
başka vecihlerine yer vermiştir. Yine hadisin Buharî, Müslim,
Ebu Dâvud ve
ulemaca nakledildiğini ve sıhhati konusunda icmâ ettiklerini belirtmiştir.358
El-Hallâl(v.311), kadere ait meseleler üzerine açtığı babta, şakî olmanın anne
karnında olduğunu belirten bir başlık altında kadere ait pek çok rivayet arasında
hadisimizin Zeyd b. Vehb ten gelen bir tarîkini nakletmiş ve isnâdının sahîh
olduğunu zikretmiştir.359
355
Ebû’l-Ferec, İbn. Receb,Câmiu’l-Ûlûm,I, 46-58.
356
Furkân, 18/2.
357
Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî, Î’tikâdu Ehli’s-Sünne,IV, 579.
358
Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî,Î’tikâdu Ehli’s-Sünne,IV, 591.
359
Ebû Bekr el-Hallâl, es-Sünne, III, 538-539.
113
İbn Ebî Âsım(v.287) ise hadisimizin ibn Mes’ûd’tan gelen bazı tariklerine
geniş yer vermiş ve isnadları hakkında olumlu şeyler belirtmiş, Abdullah b.
Nümeyr’den gelen tarîkinin şeyhayn’ın şartına göre sahîh olduğunu aktarmıştır.360
Ebû Nuaym, Hadisin İbn Mes’ûd’tan İbn Vehb tarikinden gelen rivayeti
zikrettikten sonra sahih ve müttefekun aleyh olduğunu kaydetmiştir. 361 Mizzî
Hadisimizin rivayetinde önemli bir isim olan Zeyd b. Vehb’i anlattığı bölümde onun
en gözde rivayetinin Kırk Gün Hadisi olduğunu söylemiş ve Ebû Nuaym’ın sözünü
tekrarlamıştır. Mizzî bu bölümde, hadisi hadis imamlarının ve hatırı sayılır bir
kalabalığın pek çok tarik ile rivayet ettiklerine yer vermiş ve rivayetin en güvenilir ve
kısa tarikleri konusunda da yorumda bulunmuştur. İbn Vehb’den kendisinin
naklettiği rivayetin bu rivayetlerden daha âlî olduğunu iddia etmiştir.362
Hadisimizi nakleden râvîler arasında yer almış Bulunan Abdullah b. Vehb
(v.197) 363, “Kader” adında ele aldığı eserde “İnsanoğlunun ana karnında geçirdiği
üç aşamanın ardından meleğin yazması konusu” başlığı ile yer verdiği bölümde
sadece hadisimizi zikretmiş, Cerîr b. Hâzim-A’meş tariki ile naklettiği Abdullah b.
Mesûd rivâyetinde Cerîr b. Hâzim’in “garîb” kalmadığını özellikle vurgulamıştır. İbn
Vehb açtığı bu bahiste Cerîr b. Hâzim’i rivayette garib kalmaktan kurtaran ve
çalışmamızda da yer alan pek çok isme yer vermiş ve Cerîr ‘e mutabaat etmek üzere
birkaç isnada yer vermiştir.364
Abdullah b. Vehb bu eserinde yer verdiği kaderle ilgili başka konularda da
kırk gün hadisinin diğer bazı rivayetlerine yer vermiş ve bunların arasında Ebû
Zer’den gelen bir rivâyeti de zikretmiştir. 365 İbn Vehb (d.125; v. 197’in gerek
yaşadığı dönem itibarıyla bu eserinde hadisimizin yer alması, ve gerekse kadere dair
konularda delil göstermesi rivayete atfettiği güvenle açıklanabilir.
360
İbn Ebî Âsım, es-Sünne,I, 77 vs.
361
Ebu Nuaym, Hılye, VIII,115.
362
Mizzî, Tehzib’ul-Kemâl, X, 111-114.
363
Çalışmamızda 36. rivâyet olarak; biri Zeyd b. Vehb yoluyla daha âlî , diğeri A’meş yoluyla olmak
üzere iki isnadta yer alan Abdullah b. Vehb, İbn Mes’ûd rivayetinde râvî olarak yer almıştır.
364
Abdullah b. Vehb, el-Kader, s.151-159.
365
Abdullah b. Vehb, el-Kader, s,138-173.,
114
Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, es- Sünne’sinde hadisimizin bazı tariklerini
nakletmiş ve isnadları hakkında kısa değerlendirmelerde bulunmuş, mesela,
babasının çalışmamızda altıncı rivayet olarak yer alan rivayet hakkında bizim
yaptığımız değerlendirmeyi yapmıştır. 366
Hadisin tariklerinin isnadları hakkında İbn Ebî Âsım (v. 287)’ da
değerlendirmelerde bulunmuştur.367 Rivâyetlerin isnadlarında geçen râvîler hakkında
ve isnadların geneli hakkında onun da olumlu değerlendirmelerde bulunduğunu
söyleyiriz.
Hadisin sıhhati hakkında bu bölümde değerlendirmelerine rastladığımız
eserlerin olumlu düşünceler ortaya koyduklarını, iman konularında açılan bahislerde
hadisin değişik rivayetleirne yer verdiklerini gördük.
b-Ömer b. Abdülaziz’in “ er-Red ale’l- Kaderiye” Adlı Eseri Açısından Kırk
Gün Hadisi:
Emevî halîfelerinden Ömer b. Abdülaziz (v.h.101) hilafeti döneminde çok
yoğun bir şekilde ortaya çıkan “kader” tartışmaları368 ile yakinen uğraşmış ve kader
inancını inkar edenlere karşı “kadere iman”ı savunmuş bir kimsedir.
Ömer b. Abdülaziz “er-Red ale’l-Kaderiyye”369 risalesinde özellikle kırk gün
hadisinin de içerdiği “insanın iradesi, ameller, rızıklar ve eceller” gibi Kaderiyye’nin
reddettiği külli konularda görüşlerini ortaya koymuştur. Risalenin hemen tamamında
kader konusuyla ilgili bütün meseleleri Allah’ın ezelî ilmi ile açıklamaya çalışmış,
taraftarlarını açıkça zikretmese de Kaderiyye’nin düşüncelerini reddetmiştir.
Ömer b. Abdülaziz bu risalesinde kaderi inkâr edenlere daha çok Kur’an
ayetleri ile cevap vermiş, çok fazla hadis zikretmemiştir. Risalede kırk gün hadisi yer
almamaktadır. Ancak rivayet kritiği bakımından kırk gün hadisinin hadis
kitaplarından önceki metinlerde anlam olarak tartışıldığı da ortada görünmektedir.
366
Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, es- Sünne, II, 396-399.
367
İbn Ebî Âsım, es- Süne, I, 77 v.s.
368
Suyûtî, Tarîhu’l-hulefâ, s.275.
369
Risâletu Umer b. Abdülaziz fi’r-Red ale’l-Kaderiyye. (Josef Von Ess, Anfaenge Muslimischer
Teologie içinde) Beyrut, 1977.
115
Hadis
kitaplarından
elde
ettiğimiz
rivayetler
konunun
sahabe
tarafından
konuşulduğunu ve kaderin cebre dönük yönünün sorulduğunu göstermektedir. “elBuharî’nin
Kaderiye/Mutezile
ile
Kader
Konusundaki
Münakaşaları”
adlı
makalesinde H. Musa Bağcı, kırk gün hadisinin üzerinde döndüğü kader içeriği
üzerinde
yapılan tartışmaların tarihi seyrini
(v.80/699)’den itibaren anlatarak aktarmıştır. O,
Ma’bed b.
Halid el-Cüheni
bu süreci sahabe arasında
Kaderiyye’nin tartışıldığının açık delili olarak görmektedir.370
Elimizdeki en erken kaynak olarak kabul edebileceğimiz bu risale açısından
bakılacak olursa şöyle bir soru akla gelmektedir: Bizim “Kırk Gün Hadisi” diye
adlandırdığımız rivayet, kader meselesinin tartışıldığı bu risalede niçin yer
almamaktadır? Kırk Gün Hadisi’nin en erken iki kaynakta bulunmayışı, bu rivayetin
sonradan literatüre kazandırıldığı anlamını taşır mı? Yoksa, söz konusu rivayetin bu
risalede zikredilmemesi, bu kaynaktaki tartışma yönteminin Kur’an esas alınarak
yürütülmesi oluşundan mı kaynaklanmaktadır?
Bu önemine binaen Ömer b. Abdülaziz’in Risale’sinin değerlendirilmesi
konumuz açısından önem taşımaktadır.
Ömer b. Abdülaziz risalesinde iyi veya kötü amelleri işlemek konusunda
şunları söylemektedir: “Cahilliğinizle kulları bir masiyeti yapmaya mecbur edenin
veya Ona itaati terk etmekten alıkoyanın Allah’ın ilmi olmadığını iddia ettiniz. Fakat
iddia ettiniz ki; Onların kendisine masiyet edeceklerini bildiği gibi, bunu terk etmeye
güç yetirebileceklerini de bilir. Böylelikle Allah’ın ilmini lağvediyor ve demiş
oluyorsunuz ki: Kul dilerse bir taati işleyeceği Allahın ilminde olmasa bile onu yapar
ve dilerse bir masiyeti terk etmeyeceği Allah’ın ilminde olsa da onu terk eder.”371
“Yine iddia ettiniz ki: Allah sizin kalplerinizde taat ve masiyeti var etti. Böylelikle
siz kendi kudretinizle ona itaat ettiniz; kendi kudretinizle de ona masiyette
bulundunuz.”
372
Ömer b. Abdülaziz bu gibi iddiaları haddi aşmak olarak
değerlendirmektedir.
370
Bağcı, H.Musa,el-Buharînin Kaderiye/Mutezile ile Kader Konusundaki Münakaşaları,A.Ü.İ.F.
Dergisi, 46/1-2005/21-42.
371
Ömer b. Abdülaziz, Risaletu Ömer b. Abdulaziz fi’r-Redd-i ale’l-kaderiyye,s.44.
372
Ömer b. Abdülaziz, s.47.
116
Kırk Gün Hadisine göre insanın önceden kararlaştırılmış bir yazgıya sahip
olduğu malumdur. Ömer b. Abdülaziz de, “insanların ne yapacaklarının ve sonuçta
nereye varacaklarının Allah’ın ilminde var olduğunu”
373
, “Allah’ın ilminde ve
kaderinde geçmeksizin bir şeyin olmasının onun mülkünde,
meşietine onun dışında bir ortağın etki etmesi”
374
yaratılmışların
olacağını savunmaktadır. Bu
bakımdan Kır Gün Hadisi’yle bir paralellik görülmektedir.
Ömer b. Abdülaziz, muhaliflerinin amellerin faili olarak insanı görmelerini ve
geçmiş bir kaderi ve ilmi reddetmelerini de Allah’ın kitabını reddetmek olarak
görmüş, İbn Abbas’ın “ Bu görüş ümmetin ilk şirkidir” sözüne yer vermiştir.375
Kırk Gün Hadisi’nde geçen temalardan birisi de insanın amelinin bir maluma
tabi oluşu yönünde idi. Yani insan meleğin ana rahminde yazdığına uygun bir son ile
hayatını bitirecektir. Ömer b. Abdülaziz’in konu ile ilgili ifadesi ise risalesine şöyle
yansımıştır: “Peygamberler bütün insanların hidayetini amaç edinmişler ancak
Allah’ın hidayet verdikleri hidayete ermiştir; İblis ise insanların tamamını saptırmak
istemiş, ancak Allah’ın ilminde dâl olanlar yolundan sapmıştır.”376 Yani iblis sadece
onları saptırabilmiştir.
Bu ve benzer örneklerde, Kırk Gün Hadisi ile Ömer b. Abdülaziz’in
risalesindeki tema benzerliklerini görmek mümkündür. Bu benzerlikleri ve
örtüşmeleri ortaya koymaya çalışanlardan birisi de İlhami Güler’dir. O Ömer b.
Abdülaziz’’in risalesini bu ve benzer örnekler ile irdelediği çalışmasında, risaleyi
“kaderin ezeli ilimle temellendirilmesi”, “Allah’ın ve insanın iradeleri”, “hayır ve
şerrin kaynağı” ve “ecel-rızık” başlıklarına yer vermiştir.
377
Sonunda şu
değerlendirmeye yer vermektedir:
İlhami Güler, “Kader inancının ezelî ilimle temellendirilmesinin en güzel
formüle edildiği hadisi de Ömer b. Abdülaziz risâlesinde kendi görüşlerini
desteklemek için delil olarak ileri sürer. Bu hadisi Ebû Hanîfe’nin el-Fıkhu’lEbsat’ında da görmekteyiz. Buhari’nin tevhid, Kader, Bed’ul-Halk başlıklarında yer
alan ve diğer sahih hadis mecmualarında da genellikle kader babında zikredilen bu
373
Ömer b. Abdülaziz, s.44.
374
Ömer b. Abdülaziz, s.47.
375
Ömer b. Abdülaziz, ,s.51
376
Ömer b. Abdülaziz,s.44.
377
Güler , İlhami, Allah’ın Ahlakiliği Sorunu, s.81- 84.
117
hadisin metni şöyledir:” 378 der ve Kırk Gün Hadisini tam metin olarak nakleder.
Ancak söz konusu hadisimiz Ebû Hanîfe’nin el-Fıkhu’l-Ebsat’ında379 bulunmasına
karşılık,380 Ömer b. Abdülaziz’in anılan eserinde –daha önce de belirttiğimiz gibikısmen veya bütün olarak Hasan Basri’nin risalesinde rastladığımız kısa
benzerliklerle bile de olsa yer almamaktadır. Bu sebeple her ne kadar hadisimiz ile
risale temaları bakımından benzerlikler arz etse de Ömer b. Abdülaziz’in risalesinin
Kırk Gün Hadisi’nin muhtevaca detaylandırılması olduğunu, o dönemlerde var olan
tartışmaların Kırk Gün Hadisi ile formüle edilerek bir hadis metni şeklinde makes
bulduğunu söylemek güç olur. İlhami Güler’in kitabında Ömer b. Abdülaziz için,
kader inancını en güzel formüle eden hadis olarak Kırk Gün Hadisini delil getirdiğini
söylemesi tarafımızca anlaşılamamıştır.
c- Hasan Basrî’nin Kader Hakkındaki Mektubu ve Kırk Gün Hadisi:
Hasan Basrî’nin(v.h.110) halîfe Abdülmelik’e yazdığı mektupla erken dönem
kader tartışmaları içerisinde yer aldığını görüyoruz. Mektubun giriş kısmından halife
Abdülmelik’in Hasan Basrî’ye bir mektup yazarak onun kader hakkında evvelce
söylenegelenlerin dışına çıktığını, bu konuya açıklık getirmesini istediğini anlıyoruz.
Hasan Basrî’nin cevabî mektubu381 ise kaderi külliyen reddetmekten uzak, daha çok
kaderin cebre dönük yüzünü kabul etmemeye, bu konu etrafındaki yanlış anlamaları
ortaya koyarak buların geçersizliğini anlatmaya yöneliktir. Burada şunu da belirtmek
faydalı olabilir. Kaderiyye’ye reddiye yazan Ömer b. Abdülaziz Halife Abdülmelik
b. Mervan’ın damadı,382 Hasanı Basrî ise Halife Ömer b. Abdülaziz’in atadığı Basra
Kadısıdır.383 Bu bakımdan çağdaş sayılan bu zevâtın birbirleri ile önemli bir konuda
karşılıklı iletişim düzeylerini görmek yerinde olur. Şimdi Hasan Basrî’nin
mektubuna içeriğine baktığımızda konuya şöyle devam edebiliriz.
378
Güler , İlhami, age. s. 84.
379
Öz, Mustafa, İmam-ı Azam’ın Beş Eseri, s.39.
380
Hadisin burada yer alışını da İlhami Güler “iğreti” olarak değerlendirmekte, (bakınız, Güler ,
İlhami, Allah’ın Ahlakiliği Sorunu s.87) ve bu hadisin metne sonradan sokuşturulduğunu” kuvvetle
muhtemel” görmektedir.( bakınız, Güler , age. s.91)
381
Hasan Basrî’nin Kader Hakkında Halîfe Abdülmelik b. Mervan’a Yazdığı Mektubu,çev: L. Doğan-
Yaşar Kutluay, A.Ü.İ.F.D.,III(1959), 3,s. 75-84.
382
Suyûtî, Tarîhu’l-hulefâ, s.276.
383
Doguştan Günümüze Büyük İslam Tarihi., II, 406.
118
Hasan Basrî mektubunda Allah’ın insanlara bir şeyi nehyettikten sonra onlara
gizlice bu nehyi işlemelerini icbar etmeyeceğini söyler: “Allah şöyle buyuruyor:
“Tanrın irade buyurdu ki ondan başkasına tapmayın, ana ve babanıza iyilik edin 17/
23” Ey Emirel Müminîn! İşte Allah’ın Kitabı konuşuyor, Allahtan daha güzel kim
söyleyebilir? “Her şeyi bir ölçüye göre yapan, sonra ona (hedefini) gösteren
…87/3”buyurmuş, bu ayette her şeyi bir ölçüye göre yapıp sonra onu sapıtır
dememiştir. Allah kullarına yol göstermiştir. Onların dinlerinde ve işlerinde şüphe
içinde bırakmamıştır. Hatta Allah hidayetin verilmesini kendinden, yanılmanın
peygamberinden olduğuna hükmediyor. Ve diyor ki: “De ki (Peygambere hitaben)
ben yanılırsam yanılmamın vebali bana aittir.Doğru yola gidersem bu da Tanrımın
bana olan vahyi sayesindedir.34/50”
Peygamber yanıldığı vakit yanılmanın
vebalinin kendinden olmasını sen (Emîrel Müminîn) kabul edip, yanlışlığın bizden
olacağını kabul etmez misin? Allah Tealâ “yolu göstermek bize düşer…92/12”
buyuruyor, yanıltmak bize düşer demiyor. Allah’ın Kitabına hakkını ver, sakın Onu
tahrif ve olmıyacak şekilde tevil etme, Allah kullarına bir şeyi açıkça nehyettikten
sonra , cahil gafillerin dedikleri gibi, onların gizlce yapmalarına muktedir kılmaz.
Böyle olmuş olsaydı “Dilediğinizi işleyin.41/40” yerine “Üzerinize takdir ettiklerini
işleyin” der, “Dileyen inansın, dileyen (inkar etsin) kafir olsun . 18/29” demeyip,
bunun yerine “İstediğim kimse iman etsin, istediğim kimse de kâfir olsun” derdi.384
Bu doğrultuda anlam taşıyan “Hiçbir kimse Allah’ın izni olmaksızın iman
getiremez 10/100” ayetindeki
“izin” kelimesini “serbest bırakma” anlamında
yorumlamış, Allah’ın herkesi iman karşısında serbest bıraktığını buna muktedir
kıldığını savunmuştur.385
Kırk Gün Hadisinin bir eleştirisi olarak ve fakat hadisi açıkça zikretmeksizin,
“Onların bir kısmı bedbaht, bir kısmı da bahtiyar olacaktır.11/106” ayeti sadedinde
ve “Kırk Gün Hadisine” en hususî “reddiye”386 sayılabilecek bir tarzda ana karnında
384
Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 76.
385
Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 78.
386
Güler, İlhami, Allah’ın Ahlakiliği Sorunu, s. 87. (İlhami Güler, kitabında, Hasan Basrî’nin
risalesini incelediği bölümde bu konuyu “ Kader Hadisine Reddiye” olarak görmüş ve hadisin “
muhtemelen11. Hûd suresinin 105. ayetinin yanlış bir yorumu ve hadis şeklinde formülasyonu”
olduğunu savunmuştur.
119
kişinin şakî veya saîd yazılması ile ilgili görüşleri Hasan Basrî’nin risalesinde şöyle
yer almıştır: “Ey Emîrel Müminîn! Allah bir kulu kör edip “gör yoksa sana azab
ederim” veya sağır edip sonra “işit ,yoksa sana azap ederim” yahut dilsiz edip “konuş
yoksa sana azap ederim” demeyecek kadar insaflı ve âdildir. Ey Emîrel Müminîn! Bu
akıl sahipleri için gizlenmeyecek bir hakikattir.
Allah’ın “onların (insanların) bir kısmı bedbaht, bir kısmı da bahtiyar
olacaktır.11/106” sözünde münazaa ve bu ayeti şöyle tevil ettiler: Allah Teala
kullarını annelerinin karnında bedbaht ve bahtiyar olarak yaratmıştır; bedbaht
yarattığının bahtiyarlığa ve bahtiyar yarattığının da bedbahtlığa çevrilmesine imkan
yoktur. Eğer hakikat tevil ettikleri gibi olmuş olsaydı, Allah’ın, kitap ve
peygamberlerinin bir manası kalmadığı gibi, peygamberlerin onları takvaya davetleri
ve salaha teşviklerinin de bir fayda ve manası kalmazdı. Gerçekte bu ayetin tevili
onların iddia ettikleri gibi değildir. Allah şöyle buyurmuştur: “O gün (ahiret günü)
bütün insanların bir araya toplanacakları bir gündür. O gün ana baba günüdür11/103”
sonra şöyle devam ediyor: “Allah’ın emri yerine geldiği gün hiç kimse, O’nun izni
olmaksızın bir söz söyleyemez.O gün, onların (insanların) bir kısmı bedbaht, bir
kısmı bahtiyar olacaktır.11/105” O günün bahtiyarı , bugün Allahın emrine uyup o
şekilde amel eden ve o günün bedbahtı , Allahın Allah'ın dinini istihfaf ederek
emirlerini hiçe sayan kimsedir.Ey Emîrel Müminîn! bil ki Allahın emir kitap ve
adaletine muhalefet edenler dinlerinde çok ifrata gitmiş olanlar ve cehaletlerinden
dolayı her şeyi kader yüklemiş olanlardır.” 387
Hasan Basrî yazgının değişmezliğini rızıkların belli oluşunu eleştirirken şu
görüşlerine yer veriyor: “Onlardan birine, dine ait bir emir verecek olursan:
“kalemler kurumuş (iş işten geçmiştir) ve alınlara “bahtiyar veya “bedbaht”
yazılmıştır, cevabını verir. Birisine “dünya yolunda nefsini yorma, sıcak ve soğukta
kendini işe koşma ve canını yolculuklarda tehlikelere atma, nasıl olsa rızkın
hazırlanmıştır” desen kabul etmez.” Yine risalenin aynı yerinde şöyle devam ediyor:
“Allah yaratma işine başladığı vakit bazı kimseleri cehennemlik kıldı. Bunlar Allahın
istediği taati yerine getirmeğe muktedir değillerdirler. Diğer bazı kimseleri de
cennetlik yaratmıştır. Bunlar da Allahın istemediği masiyeti işlemekten acizdirler.
Nitekim (Allah) kısayı uzamaya kudreti ve siyahı da beyazlanmaya kabiliyeti
387
Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 79.
120
olmaksızın yaratmıştır. Cehennemlik olanları mümin olmaları için azaba düçar
etmiştir. Böylece Allah en çirkin sıfatlarla tavsif ettiler.” Hasan Basrî bu görüşlerini
ayetlerden örnekler vererek savunmuştur.388
“Yeryüzünde veya kendi öz canınızda uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki
yaratılmadan kitapta bulunmasın.57/22” Bunu kendi görüşleriyle ve iman, taat ve
masiyetle tevil ediyorlar. Halbuki bu böyle değildir. Bu musibetler ancak mallarda,
nefislerde ve yapılan işlerin neticelerindedir. Allah bize böylece bildirmiştir. Bu
dünyanın metaile şımarık kimselerin yaptıkları gibi sevinmememiz ve ele
geçiremediğimiz şeylere müteessir olmamamız için bizi zenginlik ve fakirliğe, zorluk
ve kolaylığa müptela kılmıştır. Sonra bize sabredenleri beyanla diyor ki : “…Fakat
sen sabredenleri müjdele, onlar ki bir musibete uğradıkları zaman “Allahınız ve
Allaha dönücüyüz” derler. Bunlar onlardır ki tanrıları tarafından yarlıganırlar, ve
bağışlanırlar, . Doğru yol üzerinde olanlar da onlardır. 2/ 156-157.” Hasan Basrî
eğer bu iman ve küfürde olmuş olsaydı, Allah, “Ta ki elinizden çıkana
tasalanmayınız ve Allahın size verdiği ile sevinip şımarmayız…57/23” buyurmaz,
bilakis “ ta ki imanızı kaybettiğinize tasalanmayınız ve (Allahın) sise ondan verdiği
ile sevinip şımarmayasınız.” derdi. O halde insan dininden çıkan şeye değil de neye
müteessir olur? Allh Teala buyuruyor ki: “De ki: Allahın inayeti ile, rahmeti ile ve
yalnız bunlarla sevinsinler, bu onların bütün toplayıp yığdıklarından daha
hayırlıdır.10/58. Uyanık olan kimseler için hakikat açıktır, lakin birçokları bunu fark
etmezler”389
Sonuç
olarak
Hasan
Basrî
çağında
yapılan
kader
tartışmalarında
muhaliflerinin kadere dair sahip oldukları yanlış gördüğü düşüncelerini Kur’an
ayetleri ile temellendirdiği bir risale yazmıştır. Bu risalenin özünden kaderin külli bir
inkarını çıkarmak imkanı olmadığını söylemek bizce doğru olur. Hasan Basrî burada
insanı mutlak cebir altında gören kulları sorumluluktan azad eden, Allah’ı ise
uluhiyet sıfatlarından zımnen nakıs ihsas ettirecek fikriyata, karşı bir duruş göstermiş
olmalıdır. Yine ne Kırk Gün Hadisi, ne de bir başka rivayete tanıklık edemediğimiz
bu risaleyi, Kırk Gün Hadisi’nin cebri çağrıştıran muhtevasını yumuşatan, “öyle ise
amelin ne ehemmiyeti olur?” şeklindeki soruya rivayette gelen “ bilakis amele devam
388
Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 80.
389
Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 79.
121
edin!” “Herkes ne için yaratılmışsa onun için çalışır, yahut kendisi için kolaylaştırılıp
hazırlanan şey için çalışır “390 gibi açıklamalar ile, hadisin açıklanması bağlamında
İbn Ebi’l-Iz’ın cebrin kaynağı yazgıyı dört aşamalı olarak yorumunu da391 dikate
aldığımızda, hadisin reddiyesi olarak görmek imkanı olmasa gerektir.
Hadis tedvininde önemli rolü bulunan Ömer b. Abdülaziz, ve Onun Basra
Kadısı Hasan Basrî’nin Rasulullah’a izafe edilen bir hadisi risalelerine almamalarına
binaen red ya da kabülüne matuf sözler sarf ettiklerini söylemek güçtür. Bu
risalelerde olup biten kanaatimizce devrin tartışılan konularını, ehlinin Kur’an
ışığında tahlilinden ibarettir. Bu tahlillerin hadisimizin unsurlarını içeriyor olması da
tabiidir.
B-Metinde Geçen Unsurların Yorumlanması:
1-Rızık:
Kendisinden faydalanılan şey, yiyecek, giyecek, faydalanılacak her şey, 392 -ki
helal veya haram olsun bunları halk ve sevk eden Allah’tır393-anlamlarındaki lafız
Kur’an’ın sıkça kullandığı bir lafızdır. Sıklıkla sistematik kelam ilimi içerisinde irade
ve kader bahisleri içerisinde yer aldığını gördüğümüz kelime etrafında kelam
ekollerinin farklı tahlilleri olduğu bir gerçektir. Şerhu’l-Akîde’de kadere ait
meseleler işlenirken hadisimize yer verilmiş ve İbn Abdi’l- Berr’den benzer
rivayetlerle birlikte bu konuda pek çok rivayetin var olduğu, Kelam Ehli’nin bu
konudan uzun uzun söz ettiğini belirttikten sonra, Ehl-i Sünnet’in bu rivayetleri
kabulde icma ettikleri nakledilmiştir.394
390
391
Buharî, 82, Kader, 2.
İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde, II, 348.( Birincisi Levh-i Mahfûz ile ilgili bütün mahlukat için söz
konusu kalem, ikincisi, Hz. Âdem yaratıldığında var olan kalemdir ki Allah’ın, Hz. Âdem’in
yaratılışının ardından insanların amellerini, rızık, ecel ve saadetlerini takdir ettiğinin delili bu kalem
olarak belirtilmiştir. Üçüncüsü, meleğin anne karnında cenine gönderildiği zamandaki kalem ve
yazgı.)
392
er-Râzî, Muhtâru’s-Sıhâh, s.241; Bekir Topaloğlu,Hayrettin Karaman, Yeni Kâmus, s.135.
393
Bilmen Ömer Nasuhi, Dînî Bilgiler, s. 54.
394
İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde, I, 319-320.
122
Yine İbn Ebi’l-Iz, bu değerlendirmeler neticesinde hadisimiz etrafında tarihi
süreçte yapılan değerlendirmeleri özetler nitelikte olmak üzere meleğin yazması,
yazdıkları ve yazgının mahiyetini berrak bir değerlendirmeye tabî tutmuş ve
yazmaya konu kalemi ve kadere dair yazdıklarını dört gurupta ifade etmiştir. 395
Birincisi Levh-i Mahfûz ile ilgili bütün mahlukat için söz konusu kalem, ikincisi, Hz.
Âdem yaratıldığında var olan kalemdir ki Allah’ın, Hz. Âdem’in yaratılışının
ardından insanların amellerini, rızık, ecel ve saadetlerini takdir ettiğinin delili bu
kalem olarak belirtilmiştir. Üçüncüsü, meleğin anne karnında cenine gönderildiği
zamandaki kalemdir.İşte bu kalem insanın bireysel olarak rızkını , ecelini, amelini,
ve şakî veya saîd oluşunu yazmada rol oynar. Dördüncü kalem ise Kirâm’el-Kâtibîn
meleklerinin elinde olan kalemdir ve insan buluğa erdiğinde insanın amellerini bu
kalemle yazarlar.
Kalem ve yazdıkları ile ilgili bu yorum konu etrafındaki yorumları özetler
mahiyette olmakla birlikte aynı zamanda hadisimizde geçen meleğin yazması ve
yazdıklarının kader anlayışı içerisinde nerde yer aldığını da belirlemesi bakımından
önemli görünmektedir. Nitekim kaderle ilgili meselelerin konuşulduğu ilk
dönemlerde ve hadis kitapları dışında metin olarak rastladığımız il eserlerden biri
olan Abdullah b. Vehb’e ait eser de olmak üzere hadisimizde geçen unsurlar konu
başlıkları olarak yer almış ve müsellem görülmüş, konu ile ilgili rivayetler
irdelenmek yerine delil olarak sunulmuş görünmektedir.
396
Hatta Ebû Hanîfe
Fıkhu’l-Ebsat’ında kadere dair bir bölüm açmış ve hadisimizi sadece nakletmiştir.397
İbn Hacer, rızkın yazılmasından amaç, az veya çok oluşunun, helal veya haram
nitelik taşımasının takdir edilmesi şeklinde yorumlamıştır. 398 Bu yorum Ehl-i
Sünnet’in haram olan şeyleri de rızık sayması fikrine uygun düşmektedir.399
2-Ecel:
Allah tarafından her canlı için önceden takdir edilen hayat süresi ve bu
sürenin sonu olan ölüm vakti anlamında kelam terimi
400
395
İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde, II, 348.
396
Abdullah b. Vehb, el-Kader, s.141,149,151. el-Hallâl, es-Sünne, III,536,
397
Öz, Mustafa, İmam-ı Azam’ın Beş Eseri, s.39
398
İbn Hacer,Fethu’l-Bârî, XI, 483.
399
Sâbûnî, Mâtürîdiyye Akaidi, s.151.
123
olarak özetle ifade
edilmektedir. Bu kavram etrafında meşgul olunan konular daha çok, İki ecellilik ve
ömrün
kısalması
veya
uzaması
etrafında
401
rivâyetlerinden İbn Mesûd’tan gelen tarîkte
oluşmuştur.
Kırk
Gün
Hadisi
yazmaya konu diğer temalarda olduğu
gibi ecelin de uzayıp kısalmayacağı belirtilmiştir. Bu ifadenin yer almadığı tariklerde
geçen ecelin yazılmasını İbn Hacer, “ecelin yazılmasından amaç, ömrünün uzun veya
kısa oluşunun yazılmasıdır”402 şeklinde yine bu yönde değerlendirmiştir.
Bu değişmezlik kelam kitaplarında daha çok Allah c.c.’ ın ilim ve irâdesi ile
izah edilmiştir. Buna göre, ömrün uzama veya kısalmasına mesned ameller de
Allah’ın ilmi kapsamındadır
403
Eceller ve rızıkların değişmezliği üzerinde
söylenenler aslında daha küllî konularda farklılaşan anlayışların bir yansıması olarak
görünmektedir.404
3-Amel:
Bu kelimenin hadisimizde ne anlama geldiğini İbn Hacer, amelin yazılmasından
amaç, amelin salih veya fâsit oluşunun yazılmasıdır 405 şeklinde ifade etmiştir.
Rivâyetlerin ortaya koyduğu anlamda bu yönde görünmektedir. Bu sözün özünde
yatan anlam, insanın nasıl bir hayat süreceğinin, bu hayatın uhrevî neticesi
bakımından iyi veya
kötü davranışlarla mı geçirileceğinin yazılması ve
belirlenmesidir. Kulların fiilleri bahsiyle kelam kitaplarında yer alan bu konu
etrafında mutlak cebir ve mutlak tefviz taraftarları oluşmuştur.
İrade hürriyetinin kesinlikle kullara tevdi edilmiş olduğunu bu sebeple, kulların
kendi kaderlerini tayin ettiklerini ve kendi fiillerinin yaratıcısı olduklarını iddia eden
“Kaderiyye” ve tarihî gelişimi içinde sonraki “mu’tezile” ye karşı çıkan ve “mutlak
cebri” savunan “Cebriyye” “kişinin annesi karnında saadete eren veya bedbaht olan
diye yazıldığını” delil göstermiştir.406
400
DİA, Ecel md. X,380.
401
Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6726, s. 1138. ( 21. Rivâyet)
402
İbn Hacer,Fethu’l-Bârî, XI, 483.
403
Bkz, Bu konuda kelamcıların görüşleri için; DİA, Ecel md. X,380-382, Sâbûnî, Mâtürîdiyye
Akaidi, s.153,
404
Sâbûnî, Mâtürîdiyye Akaidi, s.71 v.s.; ve 153,;
405
İbn Hacer,Fethu’l-Bârî, XI, 483.
406
Yeprem, Saim,İrâde Hürriyeti ve İmam Mâtürîdî, s. 146 v.s.
124
Ancak bazı rivâyetlerde, amelin değerinin sorulması üzerine “amele devam
edilmesini zîra kişinin ne için yaratıldı ise onun müyesser kılınacağı” öğütleyen bazı
cümlelerin Cebriye’nin bu kanaatine aykırı gibi görünse de rivayetin anlamını
cebirden çıkarmadığı bir gerçektir.
4-Hüsn-i Hâtime ve Sû-i Hâtime- Saâdet ve Şakâvet
Hâtime insan hayatının iman açısından iyi veya kötü biçimde sona ermesi
anlamında bir tâbir 407 şeklinde yorumlanmaktadır. Hadisimizde meleğin kişinin
kaderine dair yazdığı konulardan birisi olarak nakledilmektedir. Buna göre kişi
ömrünün sonunda yaptığı amele göre ahrette mevki sahibi olacak ve cennet veya
cehenneme gidecektir. Rivâyetlerde amelin kıymetinin sorulmasına karşılık verilen
cevaplar ve ilgi kurulan ayetler konunun nasıl telakki edildiğini anlamamıza
yardımcı olmaktadır. “Amele devam edin, zira kişi ne için yaratıldı ise o
kolaylaştırılır” cevabı ile “bundan böyle amma her kim vergi verir korunur ve
husnâyı tasdîk eylerse biz onu yusrâya kolaylıyacağız. Ve amma her kim bahillik
eder ve istiğnâ gösterir ve husnâyı tekzîb eylerse onu da usrâya (en zoruna)
kolaylıyacağız ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramayacak”408 ayeti buna rnek
gösterilebilir. Elmalılı, tefsîrinde kişinin imânına muvâfık olarak hayır işleri ve
kendisini cennete götürecek amelleri kolaylıkla ve zevkle yapacağını ifade ederken
aynı zamanda bu nun i’ta ve hünsâyı tasdîk sebebi ile gerçekleştiğini belirtmiştir.409
Zaten ayette önce i’ta, ittikâ ve tasdîk sonra müyesser kılınma zikredilmiştir.
Aslında ayetin bu şekilde anlaşılması ve hadisimizin ilk bakışta ortaya
koyduğu mutlak cebre yakın anlam ile bu etrafta oluşan tartışmalar boşa çıkmış
olmalıdır. Hadisimizi mutlak cebireden kurtarmak üzere İbn Mesûd rivâyetlerinde
daha çok rastladığımız ‘amelin yeri’ nin sorulması karşısında yer alan cevaplar,
hüsn-i hâtime ve sû-i hâtime için ömrün sonundaki bir veya birkaç amele
bağlanamayacağını anlatmak için olsa gerektir. Nitekim, “başta Kur’an-ı Kerîm
olmak üzere bütün İslâmi kaynaklarda, dünya ve ahiret mutluluğu anlamındaki
kurtuluş samimi imana ve elden geldiğince iyi davranışa bağlanmaktadır. Ancak
407
DİA, hâtime md. XXVI, 474.
408
92 el-Leyl,5-11. İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde I, 318. v.s.
409
Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili ,VIII, 5870 vs.
125
insanın başlangıçta iyi yolda bulunurken daha sonra kötülüğe yönlenmesi ve bu
haliyle ebediyet âlemine intikal etmesi mümkündür. Bunun için kişinin korku ile
ümit arasında olması gerekir ve kötü sonuçtan korkma bu manada anlaşılmalıdır.410
Bu bakımda hüsn-i hâtime ve sû-i hâtime son demlerde yaşanan amellere göre değil,
kişinin hayatı boyunca ortaya koyduğu davranışlarına göre olsa gerektir. Hele son
nefeste şeytanın hile ve kurnazlığının sû-i hâtime sebebi olacağı hadisimizin
etrafında hiç sözü edilmiş bir konu değildir.
Saadet ve şakavet de hatimelerin uhrevî ve tabii bir sonucu olarak
rivâyetimizde yansıtılmaktadır. Hadisin zahiri ve etrafında oluşan ve eleştirilen
düşüncelerde de bunu görmekteyiz. Kelam ekollerinin rızıklar, eceller ve ameller
konusunda oluşmuş taraflerının bu konularda da yerlerini aldıklarına rastlamaktatız.
410
DİA, hâtime md. XVI,474.
126
SONUÇ
Kırk Gün Hadisi daha çok kader üzerinde oluşan tartışmalarda doğrudan bir
mesned olarak daha ilk dönemlerden itibaren delil olarak kullanılan ve bazı unsurları
manen mütevâtir hükmünde görülebilecek bir hadis olarak karşımıza çıktı ve
elimizden geldiğince rivâyetlerini hadis kitaplarından tespit etmeye çalıştık. Hatta bu
çalışma daha ağırlıklı olarak bir tarama ve tespit çalışması olarak, bir nebze de
üzerinde kısa mutalaalar yapılarak gerçekleşti
Kırk Gün hadisi bütün unsurlarıyla hadis kitaplarımızda üç sahabeden gelen
tarikleri ile göze çarpmakla birlikte anlamca ve lafızca örtüşen ve muhtasaran rivayet
edilen diğer bazı sahabe rivâyetleri ile de mutabaat etmektedir. Bunun yanısıra,
Kur’an-ı Kerim ‘in
bazı lafızları hadiste tekrar edilmiş bulunmaktadır. Aslında
hadisimiz kader etrafında dönen tartışmaların açıkça içindedir. Bu sebepledir ki
gerek hadis kitaplarında ve gerekse doğrudan kadere dair eserlerde geçmiş ve
öncelikli ve sağlam bir delil olarak yerini almıştır.
Hadise bu şekilde müsellem bakılmış olması onun hanefîlerin maddi sıhhatin
yanında mânâ bakımından da aradıkları sağlamlılığı görmüş olmalarına bağlamak
mümkün. Hakikaten hadisimiz, üç sahabiden rivayetlerinde de isnadları bakımından
özetle iyi görünmekte, Kur’an’ın kader inancı etrafında yapılan
Ehl-i Sünnet
yorumlarına uygun gelmektedir. Elbette bu zikri geçen konular farklı şekillerde
araştırılmaya har zaman açık konulardır.
Hadisin içerdiği
ana
unsurlar üzerinde
yüzeysel değerlendirmelerle
kaldığımızı ifade etmek doğru olur. Buna sebep hadisin geniş bir kavram içeriğinin
olması ve bu çalışmanın zınırlarını aşmasıdır. Ancak bu kadarı ile bile Kırk Gün
Hadisini, İnsanların ihmal ve sorumsuzlukları için bir sığınak görmelerine ve
göstermelerine imkan olmadığını söyleyebiliriz.
127
ÖZET
Kırk Gün Hadisi adını verdiğimiz hadisi çalışmamıza konu edinmiş
bulunmaktayız. Daha çok hadisimizin hadis kitaplarındaki rivâyetlerini tespit ve
râvîleri bakımından durumlarını incelemeye çalıştığımız tezimizde, kısa bölümler
halinde metin tahlillerine ve farklılıklarına yer verdik. Bazı değerlendirmelerde
bulunduk.
Bu çalışma kısa bir Giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde
hadisimizi ortay koymaya ve tanımaya ayırdık.
Birinci bölümde hadis kitaplarından tespit ettiğimiz kırk iki rivâyeti sened ve
metinleri ile sıralayıp Türkçe anlamlarını verdik. Sıralamada hadis kitaplarının
müelliflerinin vefat tarihini esas aldık. Yine isnadları yer aldıkları müelliflerin
eserlerini belirterek şemalarda göstermeye çalıştık. Buna göre üç sahabiden gelen
tarîklerde sahabeden İbn Mesûd daha çok yer alırken ondan nakillerde A’meş öne
çıkmıştır.
İkinci bölümde daha önce isnadlarda geçen râviler hakkında edindiğimiz
bilgiler ışığında rivâyetlerin sıhhatleri konusunda değerlendirmelerde bulunduk. Bu
değerlendirmelerden
hareketle
hadimsizin
maddi
yapısının
iyi
olduğunu
söyleyebiliyoruz.
Üçüncü bölümümüzde metin farklılıklarını, lafız ve anlam değişimini ve
metinlerden çıkarılabilecek ana temalar gibi konuları gözlemlemeye çalıştık. Burada
en zengin metin ve lafız biçimlerinin İbn Mesûd rivâyetleri olduğu görülmüştür.
Ancak diğer sahabilerden gelen tarîklerinde manayı tahsil edecek niteliklerde
olduğunu da belirtmek gerekir.
Dördüncü ve son bölümde rivâyetin bazı unsurlarını ele aldık ve üzerlerinde
söylenen eski ve yeni kısmî yorumlara yer verdik. Çalışmamız esnasında hadisimiz
üzerinde erken dönemde oluşan kanaate, hadis tekniği açısından yaklaştığımızda
günümüzde de aynen ulaşıldığını ifade edebiliriz.
128
ABSTRACT
Given as the name hadith of forty days has been issue in our studies.
Especially, in this study we investigated books of hadith and situation of its
messanger. We mentioned text analysis and differences of them as in the short parts.
Some evaluations was done.
This study has a small introduction and four sections. We defined the hadith
in the introduction.
In the first section, from the hadith books we determined forty two hadith
with texts and rumuors which was enumerated and turkish meanings of them was
given. In the sequence of rumuors we based on the death date of the writers of the
hadith books. According to this in this explanations while İbn Mesûd was taking
more place, A’meş was the one known well.
In the second section, according to information we get about the meesengers,
in hadith, we have made some assesment about validity of them. And through this
assisment, it can be said that our hadith is strong in terms of its physical technique.
İn the third section, we tried to search text differences, changes, meaning and
some main themes of these texts. Here it has been seen that the richest text and word
kinds are rumours of İbn Mesûd. But it must be stated that other rumours can oloso
give the meaning.
In the fourth and last sectioni we have to take up some copenent of the hadith
we explained some of the old and new information. We can inform that during our
studies today, we’ve got the same influence as old days about our hadith in terms of
its physical shape.
129
ÇALIŞMADA ADI GEÇEN RÂVÎLERİN BİYOGRAFİLERİ
1.
Abdullah b. Habîk (Antakyalı, v.?):
Yusuf b. Esbât, Temîm b. Seleme, Abdullah b. Abdulğaffâr el- Kirmânî,
Şuayb. b. Harb’ten hadis rivâyet etmiş, ondan da, Ahmed b. Yusuf b. İshak elMenceb’i, Abdullah b. Câbir et- Tarsûsî rivâyete bulunmuşlardır. 411 Abdullah b.
Habik hakkında fazla bilgiye ulaşamadık.
2. Abdullah b. Mehârık(Kûfeli,v.?):
Abdullah b. Mehârık b. Selîm es-Sülemî. Babası Mahârık b. Selim’den
rivâyet etmiş, ondanda Abdurrahman b. Abdillahel- Mesûdî nakletmiştir ve Yahya b.
Maîn’in onun için meşhur dediği zikredilmiştir.412
Kûfî muhaddislerden sayılan Abdullah b. Meharık b. Selîm es-Sülemî’yi ,413
Ebû Hâtim, es- Sikât’ında zikretmiştir.414
3. Abdullah b. Numeyr ( Kûfeli, v.199):
Ebû Hişam Abdullah b. Numeyr el- Hemadanî, el-Harîfî, el- Kâfî. Büyük
Hafız Muhammed’in babası .Hişam b. Urve el-A’meş, Yahya el-Ensârî ,Eş’as b.
Sevvar, İsmail b. Ebî Hâlid, Ubeydullah b. Ömer ve pek çok kimseden rivâyet
ederken, İbn El Medînî, Ebû Kureyb, Ahmed b. Hanbel,Yahya b. Maîn, Ali b. Harb,
El- Hasen b. Ali b. Affan ve Ebû Ubeyde b. Ebî’s- Sefer ondan hadis
nakletmişlerdir.415 Buhârî ondan hadis tahrîc ederken Ebû Hâtim onun hakkında işi
düzgün demiştir.416 Yahya b. Maîn’in kendisine Süleyman el-A’meşi mi yoksa İbn
411
İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, II,398 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 46.
412
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 179.
413
Buhârî, Tarîh,V, 208.
414
İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 54.
415
Buhârî, Târîh, V, 216; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 327; Zehebî, Nubelâ, IX, 244;
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 143.
416
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 834. İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52.
130
Nümeyr’i mi daha çok beğendiği sorulduğunda ikisi de sikadır derken Icli sika salih,
ibn Sa’d sika kesiru’- hadis olduğunu söylemişlerdir.417
4. Abdullah b. Rebîa (Kûfeli,v.? ):
Abdullah b. Rebîa el- Hadrâmî, b. Ferkad es- Sülemî, el- Kûfî. Hz. Peygamber,
Ebû Hureyre, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes’ûd, Ûbeyd b. Hâlid es-Sülemî,
Ûtbe b. Ferkad, oğlu Amr b. Ûtbe b. Ferkad, Mu’dad b. Yezîd el- Âbid’ ten rivâyet
ederken, İsmâil b. Ayâş, Abdurrahman b. Ebî Leylâ, Âta’ b. es- Sâib, Ali b. elAkmer, Malik b. el- Hâris ondan rivâyette bulunanlar arasındadır.418
Sahabi olup olmadığında ihtilaf edilirken çoğunluk sohbetinin olmadığı
kanatindedir. 419 Buhârî tarihinde hadrami olarak isimlendirirken 420 İbn Hibban,
Kitabü’s-Sikât’ında tabiinden saymıştır.421
5. Abdullah b. Vehb Ebû Muhammed ( Mısırlı, v.197):
Ebû Muhammed Abdullah b. Vehb, b. Müslim el- Kureşî, el- Mısrî el- Fakîh.
İbrahim b. Sa’d ez- Zührî, Üsâme b. Zeyd b. Elsem, Üsâme b. Zeyd el- Leysî,Câbir
b. İsmâil el- Hadramî, Cerîr b. Hazim el- Basrî, Süfyan es- Sevrî, Süfyan b. Uyeyne
ve pek çoklarından rivâyet edrken ıondfan daçok sayıda rivâyete blunan olmüştur.422
Onun hakkında kaynaklarda ehli nakdin sika , salih, sâlihu’l-hadis, sadûk şeklinde
lafızlar
kullandıkları
nakledilmektedir.
423
Ebû
Hâtîm
onu
es-Sikât’ında
424
zikretmiştir.
6. Abdurrahman b. Ebî Leylâ ( Kûfeli, v.83):
Ebû isa Abdurrahman b. Ebî Leylâ, veya Bilal ve Davud b. Bilal el ensarî elEvsî, el- Kûfî. İsminin Yesar olduğu da zikredilmektedir.425 En doğru künyesi Ebû
417
İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 228.
418
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XIV,494; Buhârî, Târîh, V, 85.
419
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XIV,494.
420
Buhârî, Târîh, V, 85.
421
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23.
422
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI,277-282.
423
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh ,II, 851; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, IV, 202.
424
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 346
425
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 26.
131
İsa’dır.426 Übey b. Ka’b, Enes b. Malik, Huzeyfe b. el- Yeman, Sa’d b. Ebî Vakkas,
Semura b. Cündeb, Abdullah b. Mes’ûd, Abdurrahman b. Ebî Bekr es- Sıddık, Hz.
Osman, Hz. Ali, Hz. Ömer ve Ebû Zer el- Gıfâri gibi pek çok sahabiden rivâyette
bulunmuştur. İbrahim b. Yezid et- Teymî, el-Hakem b. Ûteybe, Süleyman el- A’meş,
Alkame b. Mersed, Ebû İshak es- Sebîî ve pek çokları da ondan rivâyette
bulunmuşlardır. 427
Hz Ömer ve diğer bazı sahabeden rivâyetleri tartışılmakla birlikte 428
sahabeden rivâyeti ve derslerine sahbeden katılanların olduğu ve onu susarak
dinledikeleri nakledilmektedir.429 Yahya b. Main ve Iclî’nin tabiinden olan Ebû Îsa
hakkında sika dedikleri nakledilirken 430 el- Bâcî Ebû Hâtim’in la be’s dediğini
zikretmiştir.431
7. Abdurrahman el –Mesûdî (Kûfeli,v.160):
Abdurrahman el- Mesûdî b. Utbe b. Abdillah b. Mes’ud. Ebû Bekr b.
Muhammed b. Amr b. Hazm, Habib b. Ebî Sabit’ten rivâyet ederken, Şu’be, Süfyan
es- Sevrî, Süfyan b. Uyeyne ve Veki’ ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Son yıllarında
ihtilat etmiştir.432
El- Mesûdî hakkında geniş bilgilere ulaşamamakla birlikte çalışmamızda
incelediğimiz râvîlerin birçoğunda hadisi alnan veya nakleden bir isim olarak
geçtiğini görmekteyiz.
8. Abdurrhman b. Bişr b. El-Hakem (Nisaburlu,v.260):
Ebû Muhammed Abdurrahman b. Bişr b. El-Hakem b. Habîb b. Mihrân. ElHüseyn b. el-Velîd en-Neysâbûrî, Süfyân b. Uyeyne, Ebû Nuaym, Veki’ b. ElCerrâh, Yahya b. Saîd el- Kattân hadis naklettiği bazı kimseler iken ondan, Buhârî,
426
İbn Hibbân, es-Sikât, V,101.
427
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XVII, 372-375.
428
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882.
429
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,26.
430
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII,376.
431
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882.
432
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 91.
132
Müslim Ebû Davud, İbn Mâce, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er-Râzî ondan
rivâyette bulunanlardan bazılarıdır.433
Nisaburlu olup Bağdat’a gelmiş ve hadis nakletmiştir. Sadûk, sika gibi
lafızlar ile hakkında görüş bildirilen Ebû Muhammed Abdurrahman b. Bişr b. ElHakem
hakkında
nakletmekte
434
Mizzî
Zehebî sika
435
İbn
Hibban’ın
onu
es-
İbn Ebî Hâtim Sadûk sika
436
Sikâtında
zikrettiğini
derken onun bu sözünü
Bâcî de nakletmektedir.437
9. Âdem b. Ebî İyas Ebû’l- Hasen ( Horasanlı, v.221):
Ebû’l-Hasen Adem b. İyas Abdurrahman b. Muhammed el-Horasanî. Aslen
Horasanlı olup Bağdat’ta yetişmiş ve orda hocalarından hadis öğrenmiş ve yazmıştır,
ardından Kûfey’i Basra’yı, Hicaz, Mısır ve Şam’ı dolaşmış ve vefatına kadar
Askalan’a yerleşmiştir.438 İbn Ebî Zi’b, Hariz b. Osman, Şu’be ve İsrail b. Yunus,
İsmail b. Ayâş, Hammad b. Seleme’den rivâyet etmiş ondan da Buhârî , Darîmî,
Oğlu Ubeyd b. Âdem, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a ed- Dimeşkî gibi kalabalık bir râvî
topluluğu ondan rivâyette bulunmuşlardır. 439 Şu’be’ nin hadislerini zapteden altı
kişiden biri olduğu anlatılmaktadır.440 Zayıf bazı râvîlerden hadis almış olabileceği
belirtilmekle birlikte441 sika, mutkin kudve gibi lafızlarla tevsik edilmekle, güvenilir,
abid, zâhid, Allah’ın iyi-hayırlı kulu gibi lafızlarla da tavsif edilmiştir.442
433
434
435
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 545-547; Hatîb, Tarîh, X, 271.
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 547.
İbn Hacer, Takrîb I, 337; Zehebî, el-Kâşif, I, 622.
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,V, 215.
437
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 860.
438
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 170, Zehebî, Nubelâ, X, 335; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî
fi’s-Sahîh, I, 96. İbn Hacer, Takrîb, I, 66. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301.
439
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 409, Zehebî, Nubelâ,X, 335; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,
72; İbn Hacer, Tehzîb, I, 171; Zehebî, el-Kâşif, I, 230; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301; Kelâbâzî,
Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî,I, 89-90, Hatîb, Tarîh, VII, 27,30.
440
Ahmed, Bahr, I, 61; Zehebî, Nubelâ, X, 336.
441
İbn Hacer, Tehzîb , 171.
442
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 393, Hatîb, Tarîh, VII, 27-30, Zehebî, el-Kâşif, I, 230; Mizzî,
Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, I, 97, 108; İbn Hacer,
Tehzîb, I, 171.
133
Önemli eleştiriler almayan birisi olarak güvenilir bir râvî olduğunu
söyleyEbîliriz.
10. Ahmed b. Amr b. Serh ( Mısırlı, v. 250):
Ebû Tâhir Ahmed b. Amr b. Serc el- Kureşî, el- Emevî, el- Mısrî. Abdullah b.
Nafi’ es- Sâi’, Abdullah b. Vehb, Muhammed b. İdris eş- Şâfiî, Musa b.
Abdurrahman es- Sanaânî, Vekî’ b. el- Cerrah rivâyet etiği bazı muhaddislerdir.
Ondan da Müslim, Ebû Dâvud, en- Nesâî, İbn Mâce, Ebû Zürâ’, Ubeydillah b.
Abdilkerim er- Râzî, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er- Râzî ve es- Sâcî rivâyette
bulunanların bazısıdır.443
Sika , sebt, sâlih, fakîh şeklindeki hakkında söylenenler kaynaklarda
nakledilmiştir.444 El- Bâcî, İbn Ebî Hâtim’den Ebû Hâtimin onun hakkında “la be’se
bih” dediğini nakletmektedir.445
11. Ahmed b. İshak el Ahvâzî( ?. v.250):
Ebû İshak Ahmed b. İshak b. Îsâ El- Ahvâzî el- Bezzâr. Ebû Ahmed ezZübeyrî, Abdullah b. es-Seriy el- Antakî ve Âmir b. Müdrik hadis rivâyet ettiği bazı
kimseler iken ondan da Ebû Davud, Zekeriya b. Yahya es- Sâcî, Muhammed b.
Cerîr et- Taberî ve diğerleri rivâyet etmişlerdir. 446 İbn Hacer ve
derkenen- Nesâî salih demiştir.
Zehebî sadûk
447
12. Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menatıkî er- Remlî: Hakkında
bilgi edinemedik
13. Ahmed b. Muhammed el-Hâfız (Nisaburlu, v.325):
Ebû Hâmid eş-Şarkî Ahmed b. Muhammed b. el-Hasen el-Hâfız. İbn Hacer
onu Meşhur hüccet imam olarak zikretmekte ve Sülemî nin Darekutnî’ye onu
sorduğunda sika, me’mûn, imam diye söylediğini nakledtmektedşir.448
443
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 415-416;el- Zehebî, el-Kâşif, I,200; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I,
33.
444
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 416-417; İbn Hacer, Tehzîb, I,55.
445
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 333.
446
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 265.
447
Zehebî, el-Kâşif, I, 190; İbn Hacer, Takrîb, I, 77; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 265.
448
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,I, 306.
134
Takyîd’de Hâkim’in onun sahib-i sahîh ve İmam Müslim’in talebesi olduğuna
yer verilirken Nisabur ve Rey’de devrin önemli mıhaddislerinden hadis işittiğini
aktarmaktadır. Yine Hâkim’in anlattıklarına göre 240 senesinde 325 te vefat
etmiştir.449
14. Ali b Meymun er- Rakiyy ( ? , v.246):
Ebû’l- Hasen Ali b. Meymun er- Rakiyy el-Attar. Muhammed b. Ali b.
Meymun’un babasıdır. İshak b. ibrahimel- Hanini, Bişr b. es- Seriyy, Hafs b. Gıyas,
Halid b Hayan er-Rukiyy, Said b. Mesleme el Emevî, Süfyan b Uyeyne’den rivâyet
ederken, en Nesai, İbn Mâce, Ebû Bekr Ahmed b. Abdirrahman b. Muhammed elAskeri, Ebû Zür’a Ubeydullah b. Abdilkerim er-Râzî, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris
er-Razi ondan rivâyet edenlerin bazlarıdır.450 İbn hacer sikadır derken Ebû Hâtim de
onu tevsik etmiştir.451 Nesâî onun hakında la be’s derken İbn Hibban es-Sikât’ında
zikretmiştir.452
Ebû’l- Hasen Ali b. Meymun er- Rakiyy el-Attar’ı güvenilir olduğu yönünde
değerlendirmeler yapılduğını söyleyEbîliriz.
15. Ali b. Abdilaziz (Mekkeli, v.286):
Ebû’l-Hasen Ali b Abdilaziz el-Begavî. Müsned sahibi Mekke Muhaddisi453,
Ebû Nuaym, Affan, Ka’nebî ve Müslim b. İbrahim den rivâyet ederken, Ebû’l-Hasen
b. Seleme el- Kattan ve Taberânî ondan rivâyet edenler arasındadır.454 287 senesinde
vafat ettiği de nakledilen455 Ebû’l- Hasen Ali b. Abdilaziz’in fakih bir kimse oduğu
ve bu gerekçeyi ileri sürerek hadis rivâyetine ücret istediği kaynaklarda yer almış,
Nesâî’nin bu sebeble ona kızgınlığı belirtilmekte, İbn Ebî Hatim’in, saduk,
Darekutnî’nin sika me’mûn diye tevsik ettikleri zikredilmiştir.456
449
Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 164-165.
450
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 153-154.
451
İbn Hacer, Takrîb, I,405; Zehebî, el-Kâşif, II, 48.
452
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI,154.
453
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn,I, 104.
454
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 622-623;
455
Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum,II, 613.
456
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 623; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 278; Zehebî, Mîzân, V,
173.
135
Ebû’l-Hasen Ali b Abdilaziz el-Begavî hakkında olumsuz değerlendirmeler
yapılmadığı görülmektedir.
16. Ali b. Muhammed b. İshak b. Ebî Şeddad Ebû'l – Hasen et – Tenâfüsî (
Kûfeli v.233):
Ebû’l-Hasen Ali b. İshak b. Ebî Şeddad et – Tenâfüsî, El- Kûfî. Kazvin'in
muhadd,is ve alimi, Ya'la b. Ubeyd, Muhammed b. Ubeyd, Ebû Muaviye, İbn
Uyeyne, İbn Vehbve bunların tabakasından rivâyet etmiş, İbn Mâce, Ebû Zür'a, Ebû
Hâtim ve Nesâî de Zeyyad b. Eyyub yoluyla ondan hadis almışlardır.Hafız, İmam,
sebt,
sika,
görmekteyiz.
saduk
şeklinde
tevsik
edildiği,
ulaşabildiğimiz
kaynaklardan
457
Ebû’l-Hasen Ali b. İshak b. Ebî Şeddad et – Tenâfüsî’nin güvenilir bir râvî
olduğu anlaşılmaktadır.
17. Ali b. Zeyd b. Abdillah ( Basralı, v.131):
Ebû’l-Hasen Ali b. Zeyd b. Abdillah b. Cüd’an el- Kureşî el- A’ma el- Basrî.
Enes b. Mâlik, Ebû Osman en-Nehdî, Said b. el-Müseyyeb ve tabiinin birçoklarından
hadis işitmiştir. Ondan da Katade, İbn Avn, Ubeydullah b. Amr, Süfyan es- Sevrî,
Süfyan b. Uyeyne, Hammad b. Zeyd, Hammad b. Seleme, Şu’be ve İbn Ebî Urûbe
rivâyette bulunmuşlardır.458 İbnu’l- Kayseranî ilmine işaret etmekle birlikte teşeyyû
ettiğine dikkati çekmiştir. Aynı zamanda onun hakkındaki değerlendirmelere yer
vermiştir. Buna göre Ebû Zür’a ve Ebû Hâtim onun leyse bi gaviyy olduğunu Ahmed
ve Yahya zayıf olduğunu söylerlerken, kendisi Şeyhayn’in onunla ihticac etmediğini,
Müslimin başkası ile karinelendirdiğini söylemiştir.459 Zehebî, Yahya ve Ahmed’in
onu ‫ ^ء‬S) olarak nitelendirdiklerini Naklederken kendisi BZ ‫ ا‬d4: demiştir.460
Zehebî onun üzerinde ihtilaf edildiğini belirterek hakkında söylenenleri ; zayıf
oluşundan , Rafızi oluşuna kadar nakletmiştir.461 Başkasının tevakkuf ettiğirivâyette
457
458
459
460
461
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 445; Zehebî, Nubelâ, XI, 459-460.
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, I, 315, Müslim, el-Kunâ, I, 214; Buhârî, Târîh, VI, 275.
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 141.
Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 140.
Zehebî, Mîzân, V, 156-157.
136
onun ref’ etmesinden de bahsedildiğini görmekteyiz.462 Benzer yorumlara Mizzî de
geniş
yer
vermiştir.
463
Ulaşabildiğimiz
kaynaklar
çerçevesinde
râvîmizin
rivâyetlerine çok ihtiyatlı bakmak gerektiği anlaşılıyor.
18. Alkame b. Kays(Kûfeli, v.62):
Alkame b. Kays b. Abdillah b. Malik b. Alkame. El-Esved b. Yezid’in
amcası.
464
İbrahim en-Nehâî’in dayısı olup, Rasulullah’ın hayatına erişmiş,
cahiliyyeyi yaşımış, Hz. Ömer ve Osman’ı, Hz Ali, İbn Mes’ûd, ve Ebû’d- Derdâ’yı
işitmiş, 465 Huzfe b. el- Yemân, Halid b. Vel’id, Sa’d b. Ebî Vakkâs, Seleme b. Yezîd
el- Cu’fî, Hz. Ebû Bekr gibi sahabilerden rivâyete bulunurken ondan da, İbrahim b.
Süveyd ebn Nehaî, İbrahim b. Yezid en- Nehaî, Seleme b. Kuheyl, Ebû Vâil Şakîk b.
Seleme ve pek çok kimse rivâyet etmiştir.466 Yahya b. Maîn’in sika derken; Ali b elMedînî’nin Rasulullah’ın sözlerini hıfz ve anlamada ashab içerisinden Zeyd b. Sâbit,
Abdullah b. Mes’ûd ve Abdullah b. Abbas’ı sayarken İbn Mes’ûd’u en iyi bilen
olarak
ise
Alkame,
nakledilmiştir.
467
el-
Esved,
Kaynakların
Ubeyde,
övgüyle
ve
el-
bahsettiği
Hâris
olarak
Alkame’nin
saydığı
fıkhı
öne
çıkarılmıştır. 468 Öyleki Sahabeden kimseler ona sorarlar ve görüş itselerdi. 469 Yine
Abdullah b. Mes’ûd ashabı arasında kıraat ve ifta eden altı kişiden biri oalrak
zikredşilmiştir.470 Hz ömer ve Ebû Bekir’den işitmediği tartışılmıştır.471
462
Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, I, 63; Zehebî, Mîzân, V,156.
463
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 434-444.
464
Ahmed, el-İlel, II, 521.
465
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 48
466
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XX,300-302; Zehebî, Nubelâ,IV, 53-54. İbn Hacer, Tehzîb,VII,244,245.
Zehebî, el-Kâşif, II,34.
467
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XX,303; Zehebî, Nubelâ ,IV,55.
468
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 48; Zehebî, Nubelâ, IV, 53-556; Suyûtî, Tabakâtu’l-
huffâz,I,20.
469
İbn Hacer, el-İsâbe, V, 136.
470
İbn Hibbân, es-Sikât, II,147; diğer beş kişi el-Esved , Ûbeyde, Ebû Meysera, el-Hâris b. Kays,ve
Mesrûk b. el- Ecdâ’.
471
Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl, I, 233; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I,
240.
137
Alkame b. Kays b. Abdillah b. Malik b. Alkame’nin güvenilir biri olarak
övgülerle anlatıldığını görmekteyiz.
19. Âmir b. Müdrik (? , v. ? ):
İsmail b. Abdilmelik, Utbe b. Yekzân er- Râsibî, Yahya b. Eyyûb el- Biclî,
ve Yuınus b. Ebî Îshak’tan rivâyet ederken, Ahmet b. İshak el- Ahvâzî, Zeyd b.
Ahzem et- Tâî ondan hadis rivâyet etmişlerdir. 472 İbn Hibban Kitabu’s-Sikât’ta
zikretmiş,
473
kaynaklarda rubbemâ ahtae, şeyhun, leyyinu’l-hadis, şeklinde
zikredilmiştir.474
Âmir b. Müdrik konusunda çok olumsuz şeyler söylenmese de ihtiyatlı
olunması gerektiğini söyleyEbîliriz.
20. Amr b. Ali (Basralı, v.249):
Ebû Hafs Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz b. Fellâs475 el-Bâhilî, el-Basrî. Süfyan
b. Uyeyne, Süleyman b. Davud et- Tayâlisî, Yahya b. Saîd, Veki’ b. El- Cerrâh hadis
naklettiği bazı kimseler iken ondan Ebû Hâtim er- Râzî, Muhammed b. Cerîr etTaberî, Buhârî, Müslim, en- Nesâî ve meşhur hadis imamları rivâyet etmişlerdir. 476
Ebû Hâtim onu Ali b. El- Medînî’den daha sika görmüş477 Nesâî, Sika, sahibu hadis, hafız şeklinde değerlendirmiştir.478
Arştırmamızda
Amr
b.
Ali
hakkında
olumsuz
değerlendirmelere
rastlamadığımızı belirterek durumunun iyi oldığını söyleyEbîliriz.
21. Amr b. Dînar el- Esrem (Mekkeli, v.126):
Ebû Muhammed Amr b. Dinar el- Esrem el- Mekkî. Câbir b. Abdillah, Ebû,
Hüreyre, İbn Ömer, İbn Abbas, İbn Zübeyr, İbn Amr b. el-Âs, Vehb b. Münebbih
472
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 73 -74.
473
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 74.
474
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,328; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 501; İbn Hacer, Takrîb, I,
288.
475
Herevî,Müştebehu Esâmî’l-Muhaddisîn, I, 182.
476
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXII, 162-164.
477
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 225; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II,487. Bâcî, et-Ta’dîlu
ve’t-Tecrîh, III,980.
478
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 225
138
gibi sahabe ve onların çocuklarından rivatte bulunmuş meşhur tabii. Ondan da Şu’be,
İbn Uyeyne, Eyyüb, Hammad b. Zeyd, Ebû Hanife, es- Sevrî, İbn Cüreyc, Ebû
Avâne rivâyette bulunmuşlardır.479 Kendisinden sika, saduk, müftî ,imam, sikatunsika, sebt ve esbet gibi olumu lafızlarla bahsedilen Ebû Muhammed Amr b. Dînar’ın
baktığımız kaynaklarda durumunun iyi olduğu anlaşılıyor. 480 Bununla birlikte İbn
Hacer Hakim’in Ulum-u Hadis’inde, onun tedlisine işaret ettiğini nakletmekte;
tezhibinde de buna yer verirken teşeyyiinden sözedilmediğini aktarmaktadır.481
Bu değerlendirmeleri göz önünde tutarak Amr b. Dînar’ın durumunun iyi
olduğunu ve fazla cerh edilmediğini söyleyEbîliriz.
22. Amr b. el-Hâris (Mısırlı, v. 147):
Ebû Ümeyye Amr b. el- Hâris b. Ya’kub, b. Abdillah el- Ensârî, el- Medenî,
El- Mısrî. Ebû Yunus, Amr b. Dînâr, Saîd b. el-Hâris el-Mekkî, Abdurrahman b. elKâsım b. Muhammed b. Ebî Bekr b. es- Sıddîk, Hişâm b. Urve ve pek çoklarından
hadis alırken ondan Abdullah b. Vehb, Mâlik b. Enes, Yahyâ b. Eyyûb rivâyette
bulun muşlardır.482 Ebû Hâtim’in zamanın en ehfazı dediği483 Ebû Zür’a, Iclî, Nesâî,
Yahya b. Maîn’in onu sika gördüğü, İbn Sa’d’ın Tabakât’ında zikrettiği ve “sikaydı
inşaalah” dediği nakledilmektedir.484 Yine kaynaklarda, sika hafız, 485fakih, ehadü’leimme, salih, huccet, muttakî gibi lafızlar ile anıldığını görmekteyiz. 486 Bununla
birlikte garîblerinin; 487 münkerlerinin olduğu, Katâde’den muztarîb ve hata ettiği
479
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 231; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 971; Buhârî, Târîh,
VI, 328; Zehebî, el-Kâşif, II, 75; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 541; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,
I, 50; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXII, 6.
480
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 971; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 231; İbn Hacer,
Tehzîb, VIII, 26; Ahmed, Bahr, I, 319.
481
482
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 22; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26.
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI,570-573; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 184;Kelâbâzî,
Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 540.
483
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,86 ;
484
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 573-574.
485
İbn Hacer, Takrîb, I, 419.
486
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,III, 970; Zehebî, el-Kâşif,II,74; İbn Hibbân, es-Sikât,VII, 228-229; İbn
Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 187; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 184
487
Zehebî, el-Kâşif, II, 74.
139
hadisler rivâyet ettiği de zikredilmiştir.488
23. Amr b. Murra ( Kûfeli, v.116):
Ebû Abdillah Amr b. Murra el-Kûfî. Abdurrahman b. Ebî Leylâ, Ebû’l –
Buhterî, Said b. El-Müseyyeb, Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mes’ûd, Abdullah b.
Seleme ‘ den rivâyet ederken, el-A’meş, Şu’be ve es-Sevrî ondan rivâyette
bulunanlar arasındadır.489
Amr b. Murra’nın ircâ fikrinde olduğu490 ve görüşleri inceledim, mürcieden
daha hayırlı insanlar görmedim, bu sebeple bende bir mürciyim dediği
nakledilmektedir. 491 Vefat ettiği tarih konusunda 110 veya 116-117 gibi farklı
kayıtlar bulunan Amr’ı 492 Süleyman el- A’meş
övmüş, yanındaki ilmi güvenle
koruduğunu söylemiş, Ahmed b. Hanbel ise onu tezkiye etmştir. Ayrıca Yahya b.
Maîn, sikadır derken, Abdurrahman b. Ebî Hâtim ise babası Ebû Hâtim’den nakille
sadûk olduğunu belirtmiştir.493
24. Âsım b. Ali b. Âsım (Vasıtlı, v.221):
Ebû’l –Hasen Âsım b. Ali b. Âsım et- Temîmî, el- Vasıtî. İmam İsmâil elBuhârî’nin hocasıdır.494Babası, ikrime b. Ammar,İbn Ebî Zi’b, Âsım b. Muhammed
el- umrî, Şube, El- Mes’ûdî,Şerik b. Abdillah, Ebû’l – Ahves Selam b. Selîm ve o
tabakadan rivâyette bulunurken; ondan da Buhârî, Ahmed b. Hanbel,İbrahim elHarbî, Ebû Hâtim er- rtazî, Ali b. Abdilaziz el- Begavî, Ömer b. Hafs es- Sudûsî, ve
pek çokları hadis rivâyet etmişlerdir.495İbnu’l- Kayserani onun hakkında Ahmed b.
Hanbel’in hadisi sahih galatının az olduğunu, Ebû Hâtim’in Saduk dediğini
naklederken 496 İbn Maîn
‫ (ء‬P
olarak görmüş, İbn Adiyy, Münkerlerinden
488
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 573.
489
Müslim, el-Kunâ, I, 474; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,257.
490
İbn Hibbân, es-Sikât ,V, 183; Zehebî, el-Kâşif, II, 88.
491
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 185.
492
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 103. İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 107. İbn Sa’d,
Tabakâtu’l-Kubrâ, VI, 315.
493
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,257.
494
Zehebî, el-Muktenâ, I, 181.
495
Tezkiratul huffaz I, 397; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII,509,510.
496
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 397.
140
bahsetmiştir.497 Kaynaklarda hakkındaki değerlendirmelere geni yer verilen Asım b.
Ali 498İbnu’- Kayserani gibi ZehEbî tarafındanda hakkındaki eleştiriler verilerek sika
olarak nitelendirilmiştir.499 221 senesinde vefat etmiştir.500
25. Asım b. Behdele (Kûfe’li, v.128) :
Ebû Bekir Âsım b. Behdele ibn Ebî’n-Necûd el- Esedi, el- Kûfî. Ebû Vâil
Şakîk b. Seleme, Ebû Abdirrahman es- Sülemî, Ebû Sâlih, Hayseme b.
Abdirrahman’dan rivâyet ederken, Süfyan es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne, Süleyman elA’meş, Ebû’l Münzir Selam b. Süleyman, Ebû’l Velîd Sellam b. Süleyman, Şube b.
el–Haccac, Abdurrahman b. Abdillah el- Mes’ûdî ise ondan rivâyette bulunanlardan
bazılarıdır.501 Kıraatte hüccet Ebû Bekr Asım b. Ebî’n- Necud, Kıraat-ı Seb’a’dan
olup, Kıraatte reislik kendisine Kûfe’de Abdurrahman es-Sülemi’ den sonra intikal
etmiştir.502Hadis rivâyetinde vehimleri ızdırap ve münkerleri olduğu, kaynaklarda
yer almakla birlikte, yine la be’s, sika, salih oduğu belirtilmiştir.503 Mizzi, İbn Uleyye
‘nin Asım’ın rivâyetinden bahsederken adı Asım olanların hıfzının kötü olduğunu
söylediğini nakleder.504
Ebû Bekir Âsım b. Behdele ibn Ebî’n-Necûd el- Esedî’nin rivâyetleri eleştiri
almakla birlikte bu eleştiriler güvenilirliğini zedeleyecek boyutta olmamıştır.
26. Cerîr b. Abdilhamid(Kûfeli,v.187):
Ebû Abdillah Cerir b. Abdilhamîd b. Cerîr b. Kard b. Hilâl ed-Dubbî erRâzî. Aslı Kûfe’li olup, Rey şehrine yerleşmiş ve orda vefât etmiştir. Hişam b. Urve,
497
Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 103.
498
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,I,397; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl ,V, 234; Mizzî,
Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 510. Ahmed, Bahr, I,223.
499
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,I,397; Zehebî, el-Kâşif, I, 520.
500
Vâsıtî, Târîhu Vâsıt, I, 146.
501
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 474-476; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,VI,340. Buhârî, Târîh, VI,
487.
502
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân , VII,252; İbn Hacer, Takrîb, I,285; Karaçam İsmâil ,Kur’an-ı Kerim’in
Fâzîletleri ve Okuma Teknikleri,s.164.
503
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 476-479; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I,150; İbn Ebî Hâtim, el-
Cerhu ve’t-Tâdîl , VI,340.
504
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 477.
141
Süleyman eı Ameş, Yahya b. Said, Fudayl b. Kazvân talk b. Muviye hadis aldığı bazı
kimselerdir. Ebû Hayseme, Kuteybe, Ebû Bekr b. Ebî şeybe, ondan rivâyet edenler
arasındadır.505
Cerîr b. Abdillah hakkında olumlu değerlendirmelere rastledığımız
kaynaklarda onun hakkında İbn’ul-Kayserânî onun hakkında; Hâfız, hüccet, Rey
şehri muhaddisi diyerek muhaddislerin, sika, hafız oluşu ve ilminin genişliği
sebEbîyle ondan hadis öğrenmek için yola koyulmuş olduklarını anlatır. 506 Sika ,
sahihu’l-kitâb, hadisi ile ihticac edilir gibi lafızlar onun için söylenenlerden bazıları
olarak anılmaktadır.507 Ahir ömründe ihtilatı da ona yönelik tespitleden biridir.508
Ağır eleştiriler almayan Cerîr’in, güvenilir bir muhaddis olduğunu
söylüyoruz.
27. Ebû Abdillah el- Hafız:
28. Ebû Abdillah Muhammed b. Ya'kub el- Hafız:
29. Ebû Ali er- Revzebârî(Nisaburlu v.403):
El- Hasen b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali erRevzebârî et- Tûsî. Zehebî onun İsmail es- Saffâr, Abdullah b. Ömer b. Şevzeb, İbn
Dâsse, El- Hüseyn b. el- Hasen et-Tûsî ‘den hadis işittiğini ve Ebû Davud’un
sünenini anlatması için kendisine bir meclis kurulduğunu, hastalnınca taberân’a
gittiğini ve orada vefat ettiğini, ondan akranı Hakim’in ve Beyhakî’nin rivâyet
ettiklerini anlatmıştır.509
Et-Takyit’te de benzer şekilde ifadelerle anılan El-Hasen b. Muhammed b.
Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali er- Revzebârî 403 senesinde vefat etmiştir.510
505
İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 116-117; Müslim, el-Kunâ, I, 492.
506
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz I,271-272.
507
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,IV,541; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 460; İbn Hacer, Takrîb, I, 139; İbn
Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 381; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 122; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 267.
508
Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, s.56; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr, I, 200; İbnu’l-Keyyâl, el-
Kevâkibu’n-Neyyirât, s.22; Zehebî, Mîzân, II,119.
509
Zehebî, Nubelâ, XVII, 219.
510
Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 232-233.
142
30. Ebû Bekr b. Eî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim ( Kûfeli, v.
235):
Ebû Bekr Abdullah b. Muhammed b. Ebî Şeybe. Şerîk, İbn el- Mubarek, ve
Hüşeym’den tasnîfâtı bulunumaktadır.Buhârî, Muslim, Ebû Davud, Ebû Ya’la ve
başkalrı ondan rivâyette bulunmuşlardır. 511 Müsned ve musanneflerinin yanısıra
ahkam ve tefsir ile de meşgul olduğu anlaşılmaktadır.512Sebt, saduk, sika, Salih, hafız
ve mutkin gibi lafızlarla anılmıştır.513
Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman elUbsî. Ahmed b. İshak el- Hadrami, Ahmed b. Abdullah b. Yunus, Abdülmelik b.
Vakıd el- Harani, Ebû’l-Ahves, Sdellam b. Selim, Süfyan b. Uyeyne, Amr b. Ubeyd,
Abdullah b. el-Mübarek, Abdullah b, En Nümeyrî gibi pek çok Muhaddisten
rivâyette bulunmuş, ondan da Buhârî, Müslim, Ebû Davud, İbn Mâce, İbrahim b.
İshak el- Harbî, Ahmed b. Hanbel gibi muhaddisler hadis almışlardır.514 Hafız, sebt,
sadûk, sika, mutkın şeklinde kendisinden bahsedilmiş olduğunu görmekteyiz.515
31. Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr el-Buhterî (Bağdatlı, v.339):
Ebû Ca’fer Muhammed b. Amr el-Buhterî er-Razzâz el-bağdadî. Sû’dân b.
Nasr, Abbas b. Muhammed ed-Devrî ve başkalrından rşivayet ederken, Ebû’l-Hasen
b. Büşran ve başkaları da ondan nakletmiştir.516
Hatip Tarih’inde sika sebt demiştir.517
32. Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşrân (Bağdatlı,v.415):
Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşrân. Sika, adil, emin bir
kimse olarak zikredilmiş olduğunu görmekteyiz.518
511
512
513
Zehebî, el-Kâşif, I, 592.
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 432-433.
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II, 432;433; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I, 132; Zehebî,
el-Kâşif, I, 592; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 282.
514
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 35-38; Hatîb, Tarîh, X, 66. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II,
432 Zehebî, el-Kâşif, I, 592.
515
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 433; Hatîb, Tarîh, X, 69-70. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,
II, 828.
516
İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 23.
517
Hatîb, Tarîh,
III, 132.
143
33. Ebû Kamil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî ( Basralı, v.237):
Ebû Kamil Fudayl b. Huseyn b. Talha el- Cahderî, el- Basrî. Hammad b.
Zeyd, Hammad b. Seleme, Ebû Avâne, Fudayl b. Süleyman, Yezid b. Zerî’, Yahya
el- Kattan ve diğer bazı muhaddislerden rivâyette bulunurken, ondan da Ebû Zür’a,
Muhammed b. Âmir, Müslim b. el- Haccâc, Buhârî ( ta’lik ederek), Ebû Davud,
Nesâî ve Abdullah b. Ahmed b. Hanbel hadis rivâyet etmişlerdir.519 İbn Hacer onun
hakkında sikadır demiştir.520
34. Ebû Muâviye Muhammed b. Hâzim es- Sa’dî (Kûfeli, v. 195):
Ebû Muâviye Muhammed b. Hâzim es- Sa’dî.521 Süleyman el- Ameş, Şu’be
b. el- Haccâc, Hişam b. Urve ve pek çok kimseden hadis naklederken, ondan Ahmed
b. Hanbel, Ebû Hayseme Züheyr b. Harb, Ali b. el- Medînî Muhammed b. Abdillah
b. Numeyr, Hennad b. es-Seriy ve birçok muhaddis hadis almışlardır.522
A’meş’ten rivâyetlerinde tereddüt göstermesi, bunun da hadisleri iyi
ezberlememesinden kaynaklandığı, kısaca A’meş rivâyetlerinin muzdarip olduğu
nakledilmiştir.523 Ahmed b. Hanbel’e atfedilen bu değerlendirmenin yanında Yahya
bi Main’in onun hakkında Ameş rivâyetinde Cerîr’den daha esbet olduğunu
söylediği, onu A’meş rivâyetinde es-Sevrî ve Şu’be’den sonra A’meş ashabı içinde
üçuncü sırada saydığı, yine ameş rivâyetinde veki e üstün tutuğu nakledilmiştir.524
Sika hafız. Mutkin olduğu ancak tedlis ettiği525 mürcieden olduğu526 kaynaklarda yer
almıştır. Yine Ebû Davud, onun Kûfe’de mürcienin başı olduğunu söylerken, İbn
518
İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 468.
519
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 71; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 261. Zehebî, el-Kâşif, II, 124.
İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 10. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 880.
520
İbn Hacer, Takrîb, I, 447.
521
Müslim, el-Kunâ, I.759.
522
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 123-127; İbn Hacer, Tehzîb, IX, 120;
523
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 128
524
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 129; İbn Hacer, Tehzîb,IX, 120-121.
525
Halebî, et-Tebyîn li Esmâi’l-Müdellisîn, I, 178; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 109; İbn Hacer,
Tabakâtu’l-Müdellisîn,I, 36.
526
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 236; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 128; İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 442.
144
Hibban “habis bir mürciî idi” demiş, İbn Maîn, Iclî, Nesâî ve Darekutnî onun sika
olduğunu söylemişlerdir.527
Kaynaklarda biryandan onun Âmeş rivâyetlerindeki ilminin genişliği ve
itksanı anılırken öte yandan bazı olümsuzlukların ve eleştirilerin birlikte yer alması
eleştirilerde onun mürcieden olmasının bir payının olabişleceğini düşündürmektedir.
35. Ebû Muhammed Süleyman b. Mihran el- A’meş ( v.148):
Said b. Cübeyr,Süheyl b. Ebî Sâlih , İbrahim, Zeyd b. Vehb ten hadis rivâyet
etmiş; Sevrî ve Şu’be, Ebû İshak el- Hemedânî ondan hadis nakletmişlerdir.528 Onun
Abdullah b. Mes’ud hadisinde çok iyi olduğu belirtilmiştir.529
A’meş’in tedlisine de yer verildiğini burada zikretmek gerekmektedir.530 O
kadar ki, onu Kûfe ehlinin hadisini bozan ve Kûfe ehlini helak eden bir kimse olarak
görenler olduğu nakledilmiştir.531 Ancak kaynaklar ağırlıklı olarak onu tevsik eden
ve hadis ilmini muhafazadaki kudretine işaret eden muhaddislerin sözleri ile doludur.
Mizzî bu sözlere geniş yer verirken, onun hakkında ifade edilen tedlîse bile
değinmemiştir.532
36. Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mesûd (Kûfeli,v. 83 ):
Ebû Zür’a, Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mesûd’un isim ve künyesinin aynı
olduğu belirtmiştir. Ebû Ubeyde, babasından rivâyette bulunurken, ondan Ebû İshak
es- SEbîi hadis rivâyet etmiştir. 533 İbn Ebî Hâtim babasından nakille, babası da
te’lifinde Ebû Ubeyde’nin babası Abdullah b. Mesud’tan hadis, işitmediğini
zikretmktedirler.534 Ebû Hâtim ve İbn Ebî Hatim ve İclî onu bir kelime ile ve sika
lafzıyla tevsik ederleken İbn Hacer onun babasını işitip işitmedi konusundaki
tartışmaya yer verirken babsına mülaki olmasının ve onu işitmesinin sabit olduğunu
527
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 129.
528
Müslim, el-Kunâ, I, 723; Buhârî, Târîh, IV, 37; Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum, I, 346-
347.
529
Buhârî, Târîh, IV, 37.
530
İbn Hibbân, es-Sikât, IV,302;Zehebî, er-Ruvâtu’s-Sikât, I, 105.
531
Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, I, 283,
532
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 84-90.
533
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403.
534
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561.
145
ancak ondan rivâyetinin tedlise dahil olduğunu belirtmiştir.535 İbn Hâzim de babasını
idrak etmediği kanatindedir. 536 Bütün bunlar, ibn hacerin ağırlıklı görüşün Ebû
Ubeyde’nin babası Abbdullah b. Mesûd’u işitmediği
537
yönündeki tespitini
güçlendirmektedir.
37. Ebû’z-Zübeyr Muhammed b. Müslim el- Mekkî (Mekkeli, v.126):
Ebû’z- Zübeyr Muhammed b. Müslim el- Kureşî el- Esedî el- Mekkî.
Tâbiinden538 rivâyetlerinin çoğu Câbir b. Abdillah^tan olan Muhammed b. Müslim539
Saîd b. Cübeyr, Ebû’t-Tafîl Âmir b. Vâsıle, Hz Aişe, ve pek çok sahabiden
rivâyetleri bulınmaktadır.540 Ondan da, Ebû Hayseme Züheyr b. Muâviye el- Cû’fî,
Süfyan es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne, Seleme b. Kuheyl, Süleyman el-A’meş, Şube b.
el-Haccac ve pek çok kişi rivâyette bulunmuştur. 541 Şafiî’nin desteğe muhtac
gördüğü, Nesai’nin sika dediği İbn Hıbbanın Sikât’ında zikrettiği hadisi ile ihticac
edilEbîleceği542 sahabeden duymaksızın rivâyetlerinin 543bulunmasına karşın ve diğer
bazı eleştiriler sebEbî ile terk edilmeyi hak etmediği yorumları da yapılmıştır.544
38. Ebû’n- Nu’man Muhammed b. Fadl es-Sudûsi ( Basralı, v. 224):
Ebû’n-Numan Muhammed b. Fadl es –Sudûsî, “ Ârim” ismi ile meşhur
Basralı hafız muhaddis. Cerîr b. Hâzim, Hammad b. Zeyd, Hammad b. Seleme,
Abdullah b. Mubarek, Vüheyb b. Halid, Muhammed b. Râşid el- Mekhulî, Ebû
Avâne ve Abdülvahid b. Ziyad ‘tan rivâyet ederken, İsmail el- Buhârî, Ahmed b.Nasr
en-Nisâburî ,Haccac b. el-Aşir, Muhammed b. Abdülmelik ed- Dakikî, Ahmed b.
535
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48. Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 414; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu
ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561.
536
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 537.
537
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48.
538
İbn Hacer, el-Îsâr bi Ma’rifeti Ruvâti’l-Âsâr, I, 202.
539
Herevî,Müştebehu Esâmî’l-Muhaddisîn,I, 130.
540
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 402, 403.
541
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 404-406; Buhârî, Târîh, I, 221.
542
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 409 ;Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-
Merâsîl, I,287.
543
Alâî, Câmiu’t-Tahsîl,I, 269; Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl,
I,287.
544
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 409.
146
Hanbel, Yakub el-Fesevî ve kalabalık bir muhaddis topluluğu ondan hadis rivâyet
etmişlerdir. 545 Ömrünün son yıllarında ihtilatına ve bu döneme özgü münker
rivâyetlerine dikkat çekilmiş, bu nedenle son rivâyetlerine ve ondan son döneminde
rivâyette bulunanlara karşı ihtiyatlı olunması gerekliliği kaynaklarda belirtilmiştir.546
Bununla birlikte ihtilatı öncesi ondan meşhur muhaddislerin; İsmail el Buhârî,
Ahmed b. Hanbel, iki Hammadın da rivâyet etmiş olmaları ve ihtilatı dışında sika
olarak tevsik edilmesi, ihtilatı dolayısı ile tamamen rivâyetinin terk edilmesinin israf
olacağı da kaydedilmiştir. 547 Önemli muhaddislerin, Buhârî, Müslim, Nesâî, İbn
Mâce gibi müelliflerin telifatına ondan aldıkları rivâyetleri ihtilatından öce
olmalıdır.548
Özetle kaynaklarda onun durumunun net bir şekilde ortaya konulduğu ve son
yıllarındakşi ihtilatından muhaddislerin haberdar oldukları ve buna göre sika bir
râvîden rivâyet etikleri ortaya çıkmaktadır.
39. Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvî:
40. Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Bdilkerim el –Ba'dadi: Hakkında
bilgi edinemedik
41. Ebû'l Abbas b. Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar:
Hakkında bilgi edinemedik
42. Ebûl- Velid Hişam b. Abdilmelik et- Teyalisi (Basralı, v.227): Hakkında
bilgi edinemedik
43. Ebû'r- REbî' ez- Zehranî Süleyman b. Davud (Basralı, v. 234): Hakkında
bilgi edinemedik
Ebû’r- Rebî’ ez- Zehrânî Süleyman b. Davud el-Itkî, el Basrî, El Bağdâdî.
İsmail b. Ca’fer, Cerîr b. Hâzim, Hammad b. Zeyd, Selam b. Selim et- Tâvil, Şerîk b.
545
Zehebî, Nubelâ, X, 265-266; Buhârî, Târîh, I, 208; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî , II, 674-675.
546
İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I,74; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn; III, 91; İbn
Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 58; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr,IV, 121; Alâî, Kitabu’lMuhtelitîn, I, 116-117.; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 675; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII,
58 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 410; Zehebî, Nubelâ, X, 266.
547
548
Alâî, Kitabu’l-Muhtelitîn, I, 116-117.
İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 74.
147
Abdillah en Nehaî, Muhammed b.Saîd el-Ûbdî gibi muhaddislerden rivâyet ederken,
Buhârî, Müslim, Ebû Davud, Ali b. el –Medînî, Ahmed b. Hanbel ondan rivâyet
edenler arasındadır. 549 Zehebî onun hakkında sikadır derken 550 Ebû Hâtim esSikâtında onu zikretmiştir.551Sika ve saduk olarak nitelendirilmiştir.552
44. Ebû't – Tufeyl Âmir b. Vâsıle ( Kûfeli,v. 110):
Ebû’t- Tufeyl Âmir b. Vâsıle el- Kenânî, el- Leysî. Rasûlullah (s.a.v.)’ i
görmüş ve ondan hadis ezberlemiştir. Ayrıca sahabeden Hz. Ebû Bekr, Ömer ve Ali
ile , Muaz, Huzeyfe, ibn Mesûd, İbn Abbâs ve başkalrından rivâyette bulunurken
ondan
da
Ez-Zührî,
Ebû
Zübeyr,
Katade
ve
diğerleri
rivâyette
bulunmuşlardır.Sahabeden en son vefat eden olduğu da zikredilmektedir. Ayrıca
hayatı ve vefatı ile ilgili farklı tesbitler zikredilmiştir. 553 İbn Ebî Hayseme onu
Sahabe şairlerden saymıştır. Faziletli, akıllı, hazırcevap ve fasih konuşurdu. Hz. Ali
şiâsındandı. Kûfe’ye yerleştiği ve orada vefat ettiği nakledilmiştir.554
45. El- Esved b. Yezîd(Kûfeli,v.75):
Ebû Amr el- Esved b. Yezîd b. Kays en- Nehaî el- Kûfî. Muhadram ,tabii, fakih, 555
Hz. Ebû Bekr ve Ömer’i görmüş, Ali b. Ebî Talip, İbn Mesûd, Muaz b. Cebel, Ebû
Musa, ve Hz. Âişe’den rivâyet ederken Abdurrahman b. el-Esved, Abdurrahman b.
Yezid, İbrahim en-Nehaî ve başkaları rivâyette buluınmuştur. 556 Iclî onun sika
olduğunu zikrettikten sonra Hz. Âişe’nin ona saygısını ve Abdullah b. Mesûd’un
kıraat ve ifta meclisini Alkame, el- Esved, Ubeyde , Ebû Meysera, el- Haris b. Kays,
ve Mesrûk b. el- Ecda’ olmak üzere altı kişi olarak nakleder.557 Ayrıca kaynaklarda
549
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XI, 423-424, İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278.
550
İbn Hacer, Takrîb ,I 251.
551
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278.
552
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XI, 424.
553
İbn Hacer, el-İsâbe, VII, 230; İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1696; İbn Hayyât, et-Tabakât, I , 279.
554
İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1696.
555
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ,I,132; Zehebî, Nubelâ,IV,50.
556
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ,I,132-133; Zehebî, Nubelâ,IV,50.
557
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 229-230.
148
sireti övülmüş, oruç ve namaz kılışının çokluğu, hacca çok gittiği ve ahlaki
meziyetleri yer alırken olumsuz değerlendirmelere rastlamamaktayız.558
46. El- Fadl b. Dukeyn (Kûfeli, v.219):
Ebû Nuaym El fadl b. Dukeyn. el- Ameş, es- Sevrî ve Şu’be’den hadis işitmiş,
Yahya b. Maîn, Buhârî, Darimî, ondan rivâyette bulunmuş olanlar arasındadır.559
İbbn el- Kayserânî onun için hafız sebt derken, onun hakkında Ahmed b.
Hanbel’in , Veki’’den daha az hatalı, hadis hocalarını, neseblerini ve ricali ondan iyi
bildiğini, Veki’’in ise ondan daha fakih olduğunu; Yahya b. Main’in zamanının
hayatta olanları arasında ondan ve Affan’dan daha iyi kimse görmediğini; Ebû
Nuaym ın onun ıtkanındakî mevkiini; Ebû Hâtim ve Ebû Nuaym’ın onun hafız ve
mutkın olduğunu söylediklerini nakletmektedir.560
47. El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî (Basralı, v.305):
Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb Amr b. Muhammed b. Şuayb b. Sahr b.
Abdirrahman el- Cumhî. Müslim b. İbrahim, Süleyman b. harb, Müsedded b.
Müserhed, Ebû’l- Velîd et- Tayâlisî hadis işittiği bazı kimselerdir. Ondan da
Taberânî, Îsmailî, İbn Adiyy ve pek çokları hadis almışlardır.561
İbnul Kayserânî sadık, müksir Basra’lı sika muhaddis değerlendirmesinde
bulunmuştur562 Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb el- Cumhî, Şuays b. Muhriz’i idrak
etmiştir.563
48. El- Hasen b. Ârefe ( Bağdatlı, v. 258):
Eû Ali el- Hasen b. Ârefe, b. Yezid el- Ubdî, el- Bağdâdî. Mubârek b Saîd,
Süfyan es- Sevrî, Hüşeym b. Beşir, İsmail b. Ayaş, İbrahim b. Ebî Yahya, Half b.
Halîfe, Abdullah b. Mubarek, Hafs b.Gıyas, Ebû Muaviye ve bunların tabakasından
558
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 100; İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 31; Zehebî, Nubelâ, IV,
51; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, I, 133. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 50.
559
Müslim, el-Kunâ, I, 846; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 372. Mizzî, Tehzîbu’l-
Kemâl,XXXIV, 352.
560
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 373.
561
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II,670-671; Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I,423; İbn
Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl,II, 64.
562
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II,670-671.
563
Zehebî, Mîzân, III, 348.
149
rivâyet ederken, Tirmizî, İbn Mâce, Ebû Ya’lâ, Abdurrahman b. Ebî hatim ondan
rivâyette bulunmuşlardır.564 İbn Urfe imam, saduk, sika, la be’s, leyse bihi be’s ve
benzer lafızlarla kaynaklarda zikredilmiştir. 565 251 den258 senesine kadar vevat
tarihleri verilen İbn Ârefe 566 hakkında kaynaklarda olumsusuz değerlendirmelere
rastlamamaktayız.
49. EL- Hasen b. Er- REbî’ Ebû Ali ( Kûfeli, v.220):
Ebû Ali el- Biclî Hasan b. Er- REbî’ el- Bevrâni. Abdullah b. İyad, Abdü’lCebbar b. el- Verd, Hammad b. Zeyd, Ebû’l- Ahves Selam b. Selim, Mehdî b.
Meymun, Ebû Îshak Hâzim el- Humeysî, Ebû Avâne gibi râvîlerden rivâyet ederken,
ondan da, Şeyhayn, Ebû Davud, Ebû Zür’a, Ali b. Abdülaziz ve Irak ehli ondan hadis
almışlardır. 567 Sika, salih, hafız, müteabbid gibi lafızlarla tevsik ve övgü ile
kaynaklarda anılmaktadır.568 Bununla birlikte tehzibüt tehzib sahibi, İbn Şahin’in es
–Sikat’ından, Osman b. Ebî Şeybe’nin el- Hasen b. er- Rebî’ in saduk fakat hüccet
olmadığını söylediğini nakletmektedir.569
50. El- Heysem b. Cehm (Basralı,v.?):
El- Heysem b.Cehm b. Hassân b. el- Münzir el-Müezzin. Asım b.
Behdele’den rivâyet ederken ondan da Müslim b. İbrahim, Ebû Huzeyfe Musa b.
Mesûd ve oğlu Osman b. el- Heysem rivâyet edenler arasındadsır.570
564
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,31; Zehebî, Nubelâ, XI,547-548; Hatîb, Tarîh,VII,394.
565
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 31; Zehebî, Nubelâ,XI,547-549; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,
179. Hatîb, Tarîh, VII, 395.
566
Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum, II, 567, Hatîb, Tarîh ,VII,395; İbn Hibbân, es-Sikât,
VIII,179. Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, I, 327.
567
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 458-458; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 172; Zehebî, el-
Kâşif,I, 323; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 157-158; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 13;
Zehebî, Nubelâ,X, 399; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 203. İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. Hatîb, Tarîh,
VII, 307.
568
Zehebî, Nubelâ, X, 400; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 458; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,
I,293. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 204; İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. İbn Hacer, Takrîb, I, 161. Hatîb,
Tarîh, VII, 307.
569
İbn Hacer, Tehzîb, II, 242.
570
Buhârî, Târîh, VIII, 215; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 83; İbn Hibbân, es-Sikât ,IX, 235.
150
Hadisinde bir nahoşluk olmadığı nakledilen571 el- Heysem b. Cehm hakkında
fazla bilgi elde edemedik.
51. El-Kâsım b. Avf (Kûfeli, v.?):
El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî elKûfî. Zeyd b.Erkam, Abdullah b. Ebî evfâ,
Abdurrahman b. Ebî Leyl ve dİğer bazı muhaddislerden rivâyet ederken ondan
Katade, el-Âvâm b. Havşeb ve bazıları hadis nakletmişklrdir.572
Muzdaribu’l-Hadis, olduğu Ebû Hâtim’e dayandırılarak nakledilmiş, 573 Ebû
Zer’den irsal ettiği kaydedilmiş, 574 yine onu için “muhtelefun fîh” denilmiştir.575
Bununla birlikte Mizzî ve İbn Hacer benzer görüşleri aktarırlar ve İbn Hibban’ın onu
Kitab es- Sikât’ında zikrettiği ve hadisi yazılan birisi olduğu yönündeki görüşlere de
yer verirler.576
El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî daîfu’l-hadîs 577 görülmüş birsi olarak, ihticac
edilmeyen fakat rivâyeti yazılabilecek biri olarak değerlendirilEbîlir.
52. Fıtr b. Hammad ( Basralı, v. ?):
Fıtr b. Hammad b. Vâkid el Basrî. Mehdî b. Meymûn , Selem b. Kuheyl,
Mâlik b. Enes ve Hammad b. Zeyd ve başkalarından rivâyet ederken, Ebû Zür’a,
Abdullah b. Ahmed rivâyet etmişlerdir 578
Ebû Zür’a ona sika derken Ebû Davud çok fazla teğayyur ettiğini
söylemiştir. 579 Yine Ebû Hâtim onun hakkında, leyse bi’l-kavî,
derken İbn
571
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 83.
572
Tarihi kEbîr,VII, 166; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIII,400;
573
Zehebî, Men Tukullime Fîh ,I,152; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, III,15; Zehebî, Mîzân,
V,457; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520.
574
Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl,I,260.
575
Zehebî, el-Kâşif, II, 129; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520; Zehebî, Mîzân, V,456.
576
İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 293; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIII, 400.
577
İbn Hacer’in Nesâî’den nakille İbn Avf hakkında, ondan tahrîc ettiği '4)4 ‫ ا )م وا‬hadisinin ardında
belirttiği görüşü.bkz. İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 293.
578
İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa, I, 334 ; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 90. Ebû’l-Mehâsin
el-Huseynî, el-İkmâl,
579
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 90; Ebû’l-Mehâsin el-Huseynî, el-İkmâl, I, 342. İbn
Hacer, Lisânu’l-Mîzân, IV , 454,; İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 71. Trablusî, Men Rumiye
bi’l-İhtilât, I, 64.
151
Halfûn’un Ebû Hâtim ve Ebû Zür’anın sözlerini zikrettikten sonra kendisinin onu
sika gördüğüne es-Sikât’ında yer verdiği nakledilmektedir. 580 Yine İbn Halfun’un
çalışmamızdaki rivâyettede yer alan Fıtr b. Hammad’ın Seleme b. Kuheylden
rivâyetinin ona ait olmadığını, ve onu idrak etmediğini naklettiğini öğrenmekteyiz.581
53. Habîb b. Hassan (Kûfeli, v. ?):
Habîb b. Ebî’l –Eşras veya Habîb b. Hassan isimleri ile bilinmektedir. Said b.
Cübeyr ve başkalarından rivâyet ederken, ondan Süfyan es- Sevrî, el- Fadl b. Musa,
El- Kasım b. El- Hakem, Mervan b. Muâviye, İsmâil b. Ca’fer rivâyette
bulunmuşlardır.582
Kaynaklarda sika olmadığı, münkeru’l-hadîs, metruku’l-hadîs, metrûk gibi
lafızlarla nitelendirildiğini görmekteyiz. 583 Yahya b. Main’in onun hakkında bir
yerde hadisinde bir şey yok; başka bir yerde ise sika değil dediği nakledilmektedir.584
54. Haccâc b. Minhâl (Basralı, v. 217):
Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl el-Enmâtî es-Sülemî el-Basrî.Cerîr b.
Hâzim, Hammâd b. Zeyd, Hammâd b. SelemeSüfyân b. Uyeyne, Şu’be b. elHaccâc, Abdullah b. En- Nümeyrî gibi bizim çalışmamıza konu rivâyetlerde adı
heçen hadis râvîlerinden naklederken, Buhârî Abdullah b. el-Heysem el-Ûbdî, Oğlu
Abdurrahman ve Abdullah ondan rivâyet edenler arasındadır.585
Basralı sika, sâlih, simsarlıkla meşgul Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl’ı586
Ebû Hâtim es- Sikât’ında zikretmiştir. 587 Mizzî ve Zehebî Tehzib’lerinde İbn Ebî
580
İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa,I,334.
581
İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa,I,334.
582
Zehebî, Mîzân, II, 192.
583
Buhârî, Târîh,II, 313; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III; Buhârî, et-Târîhu’s-Sağîr, II, 95;
Nesâî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, I, 34; Zehebî, Mîzân, II, 192; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, II, 167; İbn
Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Buhârî, ed-Duafâu’s-Sağîr, I,30; Ukaylî, ed-Duafâu’lKebîr, I, 261; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, I, 146.
584
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 98; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Ukaylî,
ed-Duafâu’l-Kebîr, I, 261.
585
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,V, 457-458. İbn Hacer, Tehzîb, II, 182.
586
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 286.
587
İbn Hibbân, es-Sikât,VII,202.
152
Hatim kitabında hadis imamlarının onu övücü ve tezkiye eden sözlerini aktarırlarken
yine Zehebî Takrîb’inde sika, fâzıl olarak anmıştır.588
Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl el-Enmâtî es-Sülemî el-Basrî Basra’da
217 senesinde vefat etmiştir.589
55. Hafs b. Gıyas. b. Talk(Kûfeli,v.196):
Ebû Ömer Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye en- Nehaî. Kûfe ve Bağdad
kadılığı yapmıştır.590 Yahya b. Said el-Ensârî, el-A’meş, es-Sevrî , Cafer es- Sadık
gibilrinden rivâyet etmitir.Ondan hadis alanların bazısı, Ömer b. Hafs b. Gıyas, ElHasen b. Ârefe, İbn Main, Ebû Nuaym, Ebû Hayseme, akranı Yahya el-Kattan gibi
alimlerdir.591
Iclî sika, me’mun derken Yahya b Said, A’meş ahabının en güveniliriolarak
nitelendirmiş 592 kaynaklarda sika memun, sikatun sebt, fakih gibi lafızlar ile
anklatılan Ebû ömer Hafs b. Gıyas b. Talk’ın ,593 son zamanlarında unutkanlığa düçar
olduğu zikredilmiştir.594
56. Hafs b. Ömer. b. el- Haris en-Nemerî (Basralı,v.225):
Ebû Ömer Hafs b. Ömer b. el Haris B. Sahbera el- Ezdî, el- Havdî en- Nemerî
. Hammad b. Zeyd, Selam et-Tavîl, Şu’be b. el- Haccâc, hadis aldığı bazı
kimselerdir. Ondan rivâyet edenlerden bazıları ise, Buhârî, Ebû Davud, Ebû Halife,
el- kiccî Ebû Hâtimer razi, dir.595
588
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,V, 459; . İbn Hacer, Tehzîb, II, 182; İbn Hacer, Takrîb, I, 153; İbn Ebî
Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 167.
589
Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum.II, 482.
590
Buhârî, Târîh, II, 370. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I,
172; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 201. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 181. Hatîb, Tarîh, VIII,
188-189.
591
İbn Hacer, Tehzîb, II, 358: Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 56-59.
592
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130.
593
İbn Hacer, Tehzîb, II, 358; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 59-60; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,
511.
594
İbn Hacer, Tehzîb, II, 358.
595
İbn Hacer, Takrîb, I, 172; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 27-28.
153
Sika sebt, saduk mutkın, sebt mutkin,sebt huccet,saduk sika, saduk salih
lafızları ile kaynaklarda zikrini görmekteyiz. 596 Ulaşabildiğimiz bu kaynaklarda
hakkında olumsuz bir değerlendirmye rastlamadığımız Ebû Ömer Hafs b. Ömer b. elHaris Basra’lıların onun adaleti üzere buluştuğu saduk fasih bir Arabî 597 şahsiyet
olarsak karşımıza çıkmaktadır.
57. Halife b. Muhammed el- Mevsıli. Hakkında bilgi edinemedik
58. Hammad b. Ebî Süleyman,(Kûfeli,v. 132):
Ebû İsmail b. İsmail Hammad b. Ebî Süleyman el Kûfî, İmam Ebû
Hanife’nin hocası.598 Enes b. Malik, el-Hasen el-Basrî, Ebû Vail, Zeyd b. Vehb,
Said b el-Müseyyeb, Said b Cübeyr, İbrahim en –Nehaî’den rivâyet ederken
Hammad b. Seleme, Süleyman el, Ameş (akranıdır) , Süfyan es Sevrî , Şube b.
el- Haccâc, Ebû Hanife en-Nu’man b.Sâbit ondan rivâyette bulunanalar
arasındadır.599 Hakkındaki değerlendirmelerde saika saduk ve fakih olduğuna yer
verilirken fıkhı övülmüş 600 rivâyetteki durumuna tehzib(ul kemal) sahibi geniş
yer vermiş 601 mürcieden olduğu kaynaklarda yer almıştır. 602 İcli onun bu
durumununirca konularında konuşmak ve yorumyapmaktan ibaret olduğunu,
yoksa bu konuda sahibi kelam yada müdafi olmadığını nakletmektedir. 603
Bakabildiğimiz
kaynaklarda
hakkında
çok
olumsuz
değerlendirmelere
rastlammamamktayız. Bununla birlikte zehEbî, İbn main in ve başkalaranın ona
596
Zehebî, Nubelâ, X, 355-356; İbn Hacer, Takrîb, I, 172; Zehebî, el-Kâşif, I, 341 ; Bâcî, et-Ta’dîlu
ve’t-Tecrîh ,II, 509.
597
Zehebî, Nubelâ, , X, 355-356; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 29.
598
Müslim, el-Kunâ, I, 50; Zehebî, el-Muktenâ,I, 76.
599
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,146-147; Zehebî, Nubelâ, V, 231; Suyûtî, Tabakâtu’l-
huffâz, I,55; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 269-271; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 159.
600
Zehebî, Nubelâ ,V, 233-234; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I,66; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,
VII,203; İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 30; İbn Hacer, Takrîb, I, 178; Zehebî, el-Kâşif, I,,349;
Ebû Muhammed el-Ensârî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn bi İsbehân, I, 326.
601
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,VII,269-279.
602
İbn Hibbân, es-Sikât, IV,160; İbn Hacer, Takrîb, I,178.
603
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât , 321.
154
sika derken ibn Sa’d ın zayıf, Ebû Hâtim’in la yuhtec bih dediğini
kaydetmiştir.604
59. Hammad b. Zeyd Ebû İsmail ( Basralı, v. 179):
Ebû İsmail Hammad b. Zeyd b. Dirhem, el- Ezdi, el-Cahdemi, el- Basrî.
İmam, Hafız, Irak’ın üstadı, Hammad
b. Zeyd, Sabit, Eyyüb es- Sehtiyani,
Abdülaziz b. Suhayb, Yunus b. Ubeyd, Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes, Seleme b.
Alkame gibi prk çoklarından rivâyet etmiş, ondan da, Yezid b. Harun, Affan b.
Müslim, Süleyman b. Harb, Müsedded, Arim b. el- Fadl, Ebû’r- REbî’ ez- Zührânî,
Ubeydullah b. Ömer el- Kavârîrî, Kuteybe b. Said, İbn el-Mübarek, Veki’, İbn
Uyeyne gibi muhaddisler rivâyette bulunmuşlardır.
ezberlerdi.
606
605
Bütün hadislerini
Sika, sebt, hücceti, kesiru’l- hadis, mutkin hibi lafızlarla ondan
bahsidilmiş ve hıfzı övülmüştür. 607 İki Hammad’dan biri olan Hammad b. Zeyd
Hakkıda olumaus değerlendirmelere rastlamadığımız çalışmamızda onun Yahya
b.Said rivâyetlerindeki ihtilatı nedeniyle onadan rivâyetlerde cüz taşıdığını ve bu
cüzden rivâyet ettiği anlaşılıyor.608
60. Hennad b. es- Seriy ( Kûfeli,v.243):
Ebû’s-Seriy Hannad b. es- Seriyy b. Mus’ab ed- Dârimî, et- Temîmî, elKûfî. İsmail b. Ayaş, Hâtim b.İsmail el- Medenî, Hüseyin b. Ali el- Cu’fi, Hafs b.
Gıyas, Süfyan b. Uyeyne, Ebûl Ahves Selam b. Selim, Abdullah.b. el Mübarek, Veki
b.el Cerrah, Yahya b. Maîn, Ya’la b. Ubeyd et- Tenâfüsi’den rivâyet ederken ondan
da Buhârî, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a, Ahmed b. Mansur er- Ramâdî rivâyette bulunanlar
arasındadır.609 Kaynaklarda ilminin ve siretinin övüldüğünü, ibadetinin çoğluğundan
604
Zehebî, Men Tukullime Fîh, I,71.
605
Hatîb, Tâlî Telhîsu’l-Müteşâbih, II, 363; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III,364; Rabeî, Mevlidu’l-
Ulemâ ve Vefeyâtuhum, I, 405; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 137; Suyûtî, Tabakâtu’lhuffâz, I, 103; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 299; Zehebî, el-Kâşif, I, 349.
606
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 239.
607
İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 286; İbn Hacer, Tehzîb, III, 9-10; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-
Tâdîl, III,138; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 299.
608
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 138.
609
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXX, 311-312; ricalü muslim, II, 328; essikat, IX,246; Zehebî, Nubelâ,
XI, 465-466. tehzibuttehzib, XI, 62.
155
ona Kûfenin rahibi denildiğini610 kendisi hakkında sika, sadûk şeklinde ehli hadisin
değerlendirmede bulunduğnu, olumsuz bir söz sarfetmediklerinin görmekteyiz.611
61. Hişam b. Abdilmelik et- Tayâlisî (Basralı, v.227):
Ebûl- Velîd Hişam b. Abdilmelik et-Teyalisi,el- Basrî.İkrime b. Ammar,
Ömer b. Ebî Zâide, Şube, Hişam ed- Destuvâî, Yezid b. İbrahim, Hemmam b. Yahya,
Süleyman b. el- Muğîre ve kalabalık bir muhaddis topluluğundan rivâyet ederken
ondan da, Buhârî, Ebû Davud, Muhammed b. Beşşar, Muhammed b. el- Müsenna,
Ahmed b. Sinan el-Vasıti, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a, Ahmed b. Hanbel hadis rivâyet
etmişlerdir. 612 Ebû Hâtim onun için insanların akıllılarındandı 613 derken İbn Ebî
Hatim, ZehEbî onun hakkında söylnenleri sika, sebt , hafız, Hüccet, emiru’lmuhaddisin gibi lafızlarla nakletmişlerdir.614 Ahmed b. Hanbel ise mutkin olduğunu
söylemiş ve Ebû’l- Velîd günümüz şeyhulislamıdır ve muhaddislerden ondan önde
geleni yoktur demiştir.615
62. Hüseyin b. Muhammed el-Mervezî ( Bağdatlı, v. 213):
Ebû Ahmed Hüseyin b. Muhammedel Mervezi. Bağdata yerleşmiş, Cerîr b.
Hâzim, İsrail, İbn Ebî Zi’b, Şeyban, Ebû Ğassan Muhammed b. Mutrif ten hadis
almış ve ondan da Ahmed, Yahya, Ebû Hayseme, Abbas ed- Dûrî, İbrahim el- Harbî
hadis nakletmişlerdir. İbn Sa’d onu “sika” görürken Nesaî La be’s olarak
nitelendirmiştir.616
63. Hüşeym b. Beşîr b. el Kâsım b. Dînar (Vâsıt’lı, v. 183):
610
Zehebî, el-Kâşif, II, 339.
611
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXX, 312; İbn Hacer, Takrîb, I, 574; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-
Huffâz, II, 507; Zehebî, Nubelâ, XI, 467; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 62.
612
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IX, 65; Buhârî, Târîh, VIII, 195; Zehebî, Nubelâ , X, 342;
Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, III,79.
613
Es –sikat, VII, 571.
614
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX; 65; Zehebî, Nubelâ, X,341-344.
615
Ahmed, Bahr, I, 439.
616
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 406.
156
Ebâ Muâviye b. Ebî Hâzim Hüşeym b. Beşîr b. el- Kâsım b. Dinar. Tebeu’ttabiinden Vasıt’lı, soradan bağdata yerleşmiştir.617 Amr b.Dinar, ez-Zührî, Yunus b.
Ubeyd, Eyyub es Sehtiyani, Humeyd et- Tavîl, Ali b. Zeyd, Cabir b. zeyd, Cabir elCu’fi hadis aldığı kimselerden bazılarıdır. Ondan da, Şu’be ibn el- Mubarek, Cerir b.
Abdülhamid, Ebû nuaym, Amr b. Avn, Anmed b. Hanbel, Ali b.Medini, Yahya b
mein, Yahya b Said el kattan, Abdurrahman el- mehdi ve Veki’ ondan rivâyette
bulunanlardandır. 618 Hakkında sika sebt, hafız ve benzer lafızlarla bahsedeilen
hüşeym b. Beşir’in kaynklarda, tedlisine yer vrildiğini, tedlisi dolayısı ile hadisinin
terkedilmediğini, tedlisinin boyutlarının tartışıldığını ve ayıklanmaya çalışıldığını
görmekteyiz. Ebû Zekeriya tezhibinde ibn Sa’ dın onun hakkında, sika ve sebt
olduğunu ancak çoktedlis yaptığını, hadisnde, ahberan şeklindeki rivâyetlerinde
hüccet
olduğunu
nakletmektedir.
619
bnun
dışındakilerde
hüccet
olmadığını
söylediğini
Hatipel Badadi, onun tedliste bulunmadığında sika olduğunu
naklederken 620 , Ebû Abdillah Muhammed ez-Zehebî’de, hafız ve sika olduğunu
ancak tedlisi olduğunu, sahihlere rivâyetlerinin alındığını ancak Hüşeym’in,
Zühriden
rivâyetinde
zayıf
olduğunda
n
bu
rivâyetlerini
almadıklarını
söylemektedir. 621 Hammad b Zeyd ve Ebû Hâtim onun şerefini, salh, dıdk ve
emanetini överken mizanda tedlisi hakkında diğer görüşlere yer verilmiştir.622
Anlayabildiğimiz kadarıyla Hüşeymin hadisi tamamıyla terk edilmezken
ondan hadis alanlar tedlisinden teyakkun ile hadis almışlardır.
64. İbrahim b. Yezîd en -Nehaî ( Kûfeli. v. 96):
Ebû İmrân İbrahim b. Yezid en Nehaî.Esved b. Yezid, Hayseme b.
Abdirrahmân, Abdurrahman b. Bişr b. Mes’ûd el- Ezrak alkame b. Kays en- Nehaî,
Ebû Ubeyde b. Abdillah. B. Mes’ûd tan rivâyette bulunurken, ondan Hammad b Ebî
617
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII,179; Hatîb, Tarîh, XIV, 85.
618
Hatîb, Tarîh, XIV, 85; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 115; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,VII,
419; Zehebî, Mîzân,VII, 90; Ahmed, Bahr, I, 441.
619
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 437.
620
Hatîb, Tarîh, XIV, 85,
621
Zehebî, er-Ruvâtu’s-Sikât, I, 179.
622
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 90-91.
157
Süleymân, Süleyman el- A’meş, ve çok kimse ondan rivâyette bulunmuştur.623 Hz
Âişe ile görüşmüş 624 ancak hadis işittiği sabit olmamıştır. 625 ZehEbî fakih, sikadır
ancak çok irslade bulıunuyorderken Sahabeden rivâyetlerinin mürseller olduğu, onun
mürsellerini ibn Maîn in Şa’bî ve el -A’meş in mürsellerinden daha iyi bulduğu
nakledilmektedir.626
65. İsmail b. Muhammed es- Saffâr (Bağdatlı,v. 341):
Ebû Al İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih b. Abdirrahman es- Saffâr enNehavî. Hasan b. Ûrfe el- Ûbdî, Zekeriya b. Yahyâ el- Mervezî, Sû’dân b. Nasr elMahremî rivâyet aldığı bazı kimseler iken, Ebû’l-Huseyn b. Büşrân, Darekutnî, elHuseyn b. el- Hasen ondan hadis nakledenler arasındadır.627
Zehebî, onun için Bağdatlı muhaddis, Sikâdır demiştir.628 Hatîb el- Bağdadî
onun sikaolduğunu ve 341 senesinde vevât ettiğini anlatmıştır.629
66. Mâlik b. El-Hâris es- Sülemî (Kûfeli, 94):
Malik b. El-Hâris es- Sülemî . İbn Abbas, Abdurrahman b. Yezid, babası el
Hâris es –Sülemî, Ebû Vâil Şakik b. Seleme, Abdullah b. Rebîa, Alkame b. Kays,
Ammar b. Yâsir, Ebû Saîd el-Hudrî den rivâyet ede3rken, ondan da, İbrahim en
Nehaî, Süleyman el A’meş riveyette bulunmuşlardır. 630 tabiinden haricilerin önde
gelenlerinden sayılan Malik b. el-Haris 631 yahayab. Maîn sika derken ib hıbban
essikatta zikretmiştir.
632
ayrıca İbn Hacer ,zehEbî ve ibna
sa’d sikaolarak
zikretmişlerdir.633
67. Mehârik b. Selîm (Kûfeli,v.?):
623
Müslim, el-Kunâ, I,595. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,II, 233-.236.
624
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,II,237.
625
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,II,235; tehzibuttehzib,I, 155
626
İbn Hacer, Tehzîb,I, 155.
627
Hatîb, Tarîh,VI, 302.
628
Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn, I, 111.
629
Hatîb, Tarîh,VI, 302.
630
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII,129-130; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 207.
631
Zehebî, Mîzân, VII,4.
632
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 207. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII,130.
633
İbn Hacer, Takrîb,I,516; Zehebî, el-Kâşif, II,234; İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, Vı,294.
158
Ebû Kâbûs Mehârik b. Selîm eş- Şeybânî. Sahabiliğinde ihtilaf edilmiş, ibn
Hibban onu sika tabiînler arasında zikrederken,
kanatindedir.
635
634
Zehebî sahabi olduğu
Nesâî’nin zikrine göre, Rasulullah’tan, Ali b. Ebî Tâlib, Abdullah b.
Mesûd, Ammar b. Yasirden rivâyet ederken, çocukları, Abdullah b. Mehârık ve
kâbûs b. Mehârık nakletmişlerdir.636
Kûfelilerden addedilen Mehârik b. Selim,637 sahabeden veya tabiinden sika
birisi olarak kaynaklarda yer almıştır.638
68. Muaviye: Kim olduğunu tesbit edemedik.
69. Muhammed b. Abdillah b. Numeyr ( Kûfeli, v.234):
Ebû Abdirrahman Muhammed b. Abdillah b. Numeyr el- Hemedanî, el- Kûfî.
Kûfe’nin bu üçüncü kuşak mütehassıs muhaddisi, Babası, Ebû Muaviye, İbn Aliyye,
Abdüsselam b. Harb, Ebû Bekr b. Ayaş,Bekir b. Yunus b. Bukeyr, Hafs b. Ğıyas
Abdullah b. İdris, Veki’, Muhammed b. Fudayl gibi pek çok muhaddisten hadis
nakletmiş, ondan da, Buhârî, Müslim, Ebû Davud, İbn Mâce, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a,
Yakub el-Fesevî ve diğerleri rivâyette bulunmuşlardır.639 Sika, Irak’ın incisi, hafız
sebt , hüccet,
Irak’ın rayhan çiçeği gibi lafızlar ile tavsif ve tevsîk edilen
Muhammed b. Abdillah b. Numeyrin ilim, anlayış ve sünnete bağlı anlayışın a
mütemadiyen vurgu yapılduğını gördüğümüz kaynaklarda olumsuz bi yönüne
rastlamdık.
640
634
İbn Hacer, Takrîb, I, 523.
635
Zehebî, el-Kâşif, II, 247.
636
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII, 315; İbn Hacer, Tehzîb, X, 61.
637
Buhârî, Târîh, VII, 430.
638
Müslim, el-Kunâ, I, 700; Zehebî, el-Muktenâ,II, 20; İbn Hibbân, es-Sikât,V, 444. İbn Hacer,
Takrîb, I, 523.
639
Zehebî, Nubelâ,XI, 455; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 439; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu
ve’t-Tâdîl, I, 320, VII, 307; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 658.
640
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, I, 320; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II,439-440;
Zehebî, Nubelâ, XI, 455-457; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II,243; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî
fi’s-Sahîh, I, 185; İbn Hacer, Takrîb, I, 490; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 566-570; Kelâbâzî, Ricâlu
Sahîhi’l-Buhârî, II, 658; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 654; Hatîb, Tarîh, V, 429, Iclî, Ma’rifetu’sSikât, II,243.
159
70. Muhammed b. en- Nadr: Hakkında bilgi edinemedik
71. Muhammed b. fudayl( Kûfeli, 195):
Ebû Abdirrahman Muhammed b. Fudayl el- Kûfî. Muğire ve el- A’meş’ten
hadis işitmiştir. 195 senesinde vefat etmiştir. 641 Ahmed b. Hanbel, Muhammed b.
Abdillah b. Nümeyr, ondan rivâyet edenler arasındadır. 642 Sika, , saduk , hasenul
hadis, ehli ilm onunhakkında kullanılkan lafızlardır. Kaynaklarda şii olduğu
zikredilmiştir.643 Ebû Hâtim çok hatası var derken, ibn sa’d bazılarının onunla ihticac
etmediğini söylemiştir.644
72. Muhammed b. İshak es- Sâğanî (Horasanlı,Bağdatlı, v.270):
Ebû Bekr Muhammed b. İshâk b. Ca’fer veya Muhammed b. İshak b.
Muhammed es- Sâğanî. Aslı Horasanlı, Bağdat’a yerleşmiş sika hafız bir
kimsedir.645Abdurrahman b. Gazvân, Ebû Âsım, Ebû Nuaym el-Fadl b. Dukeyn, İbn
Maîn, hadis naklettiği bazı kimseler iken ondan Buhârî dışındaki meşhur hadis
imaları ve ismaqil b. Muhammed es- Saffar gibi muhaddisler rivâyette
bulunmuşlardır. 646
Hatib onun döneminin Yahya b. Main’i olduğunu ve sika olduğunu
nakleder. 647 Hafız, sika me’mûn, sebt saduk gibi lafızlarşla tavsif edildiğini
görmekteyiz.648
73. Muhammed b. İsmâîl b. Mihrân (Nisaburlu,v.295):
641
Buhârî, Târîh, I, 207.
642
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 57
643
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 57; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 315; Suyûtî,
Tabakâtu’l-huffâz,I, 136; Zehebî, Mîzân, VII, 455. İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,VII, 372, Zehebî, elKâşif, II, 211; ; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 297-298. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 674.
644
Zehebî, Men Tukullime Fîh, ı, 167.
645
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 396.
646
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 396-397; Hatîb, Tarîh, I, 240; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, II,
163; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 260.
647
648
Hatîb, Tarîh, I, 240.
Zehebî, el-Kâşif, II, 156; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 398; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 260;
Hatîb, Tarîh, I, 240-241:Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, II, 373.
160
Muhammed b. İsamail b. Mihrân’ı Nisaburlu Sadûk meşhur muhaddis olarak
anan İbn Hacer, onun ölümünden altı sene öcesinde konuşamaz olduğunu ve bu
dönemde ondan alınan hadislerin zayıf olacağını anlatırken, bun8un dışında ona sika
denildiğini nakletmektedir.649
Zehebî de Onun için saduk meşhur derken Son yıllarındaki önemli değişikliğe
ve münkerlerinin ilduğuna işaret eder.650
74. Muhammed b.Ubeyd et- Tenâfüsî (Kûfeli, v. 205):
Ebû Abdilllah İbn Ubeyd İbn Ebî Ümeyye Muhammed b. Ubeyd etTenâfüsî, el- Hanefî. Süleyman el- A’meş, İsmail b. Ebî Halid, Ubeydullah b. Ömer,
Yezid b. Keysan ‘dan rivâyet ederken; Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr, İbn Ebî
Şeybe, Ve Züheyr b. Harb ondan hadis almışlardır.651 Sika, Saduk şeklinde tevsik
edilirken onu eleştirenen ağır söz, la be’s şeklindedir ve hata ettiği ve bundan
dönmediği şeklindedir.652 Rivâyette Yahya b. Maîn’in ve Amr b. Ya’la’nın ona tercih
edilmesi ile birlikte râvîmizin rivâyetlerinin kabul edildiği de anlaşılmaktadır. 653
75. Muhammed. b. Kesîr Ebû Abdillah (Basralı,v.223):
Ebû Abdillah Muhammed b. Kesîr el- Basrî. Kardeşi Ebû Ömer Süleyman b.
Kesîr, Süfyan es- Sevrî, Şu’be, İbrahim b. Nafi’ el-Mekki, İsrail b. Yunus, İsmail b.
Ayaş, Cafer b. Süleyman, Şu’be b. el-Haccac, Ebû Avne ve pek çok muhaddisten
hadis rivâyet ederken ondan da, Buhârî, Ebû Davud, Ebû Müslim, İbrahim b.
Abdillah el-Kiccî, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a, Ali b. el-Medînî hadis rivâyet
etmişlerdir. 654 ZehEbî, İbn Hacer onun hakında sikadır demişlerdir. 655 Mizzi, Ebû
Bekr b. Ebî Haysemeden haberle Yahya b Main in ondan yazmayın dediğini
649
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, V,81.
650
Zehebî, Mîzân,VI, 73; Zehebî, el-Muktenâ, I, 122; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 556.
651
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 10; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664; İbn Mencuveyh,
Ricâlu Müslim, II, 192.
652
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 10; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664; Iclî, Ma’rifetu’s-
Sikât, II, 247.
653
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664.
654
İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 305; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII,70; İbn Hibbân,
es-Sikât, IX, 77; Zehebî, el-Kâşif, II, 213.
655
Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 627; İbn Hacer, Takrîb, I, 504.
161
nakletmekle birlikte Ebû Hâtim den nakille saduk olduğunu aktarmaktadır 656 İbn
Hacer ise yhaya b Mainden haberle onun hadisinde onu zayıf düşürEbîlecek
lafızların varlığını naklediyor. 657 Yahya b. Mâîn’e dayandırılan bu eleştirilerin
dışında onun hakkında kaynaklarda saduk sika, muttaki, fâdıl, la be’se bih şeklinde
lafızlar yer almaktadır.658
76. Muhmmed b. İsmâîl es- Sâiğ (Mekkeli,v. 276):
Muhammed b. İsmail es- Sâiğ. İbn Mâce onu Mekke muhaddisi olarak
saymış659276 senesinde vefat ettiği nakledilmiştir.660
77. Musa b. Mesûd ( Basralı, v.220):
Ebû Huzeyfe Musa b. Mesûd, En- Nehdî, el- Basrî. Züheyr b. Muhammed etTemîmî, Süfyan es- SevriEl –Heysem b. el- Cehm el- müezzin, İkrime b.
Ammar’dan rivâyette bulunurken ondan da, Buhârî, Ebû Müslim İbrahim b.
Abdillah, İbrahim b. Mezuk, El- Hasen b. Urfe, Hafs b. ömer er- rukiyy, Ebû
hayseme Züheyr b. Harb, Ebû Hâtim Muhammed b. idris er Razî rivâyet
etmişlerdir 661 Buhârînin hocalarından olup, Ahmed b. Hanbel leyin, tirmizî zayıf
görmüştür.662 Zehbi saduk, tasahhuf eder663 derken, kaynaklarda, iclî nin sika saduk,
Ebû haâtim in saduk ma’ruf dedikleri; ibn hibban ın kitabus sissikatında zikrettiği ve
hata eder olduğunu dediği ve tasaffuh sahibi olduğu zikredilmektedir.664 Söylenen bu
çok farklı ifadelerin sonucunda saduk ancak hıfzında problem olduğu, tasahhuf ettiği
ve ondan rivâyet edenlerin rivâyetlerine mutâbaat ettikleri anlaşılmaktadır.665
78. Müsedded b. Müserhed Ebû'l- Hasen el- Esedi ( Basralı, v.228):
656
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVI,335.
657
İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371.
658
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 70; İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 78; İbn Hacer, Lisânu’l-
Mîzân,VII, 373; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 335; İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371.
659
Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn,I, 99.
660
Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum.II, 598.
661
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIX, 145-146; Buhârî, Târîh,VII,295.
662
Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 687.
663
Zehebî, el-Kâşif, II, 308.
664
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 706 ; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIX, 148.
665
İbn Hacer, Mukaddimetu Fethi’l-Bârî, I, 446.
162
Ebû'l –Hasen müsedded b. Müserhed b. Müdserbel el- Esedi, El –Basri.
Hammad b. Zeyd, Mehdi b. Meymun, Sellamb. Ebî Muti', Yahya el- Kattan,
Cüveyirye b. Esma, Ebû Avane Abdulvahid b. Zeyyad, Yezid b. Zeri' dan rivâyette
bulunmuş; Ebû Zür'a,İsmail el- Buhârî, Ebû Davud es- Sicistani, İsmail el- Kadi, Ebû
Halife el- Cumhi onadan hadis almışlardır. 666 Hadis aldığı kişilerden müsnedini
tasnif edrken, Basra'da ilk müsnedi tasnif eden olduğu belirtilmektedir. 667 Sika ,
Sikatu's- Sika, esbet ve diğer tevsik sıfatları ile kaynaklarda adı geçmektedir.668
79. Ömer b. Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muâviye ( Kûfeli, v.222):
Ebû Hafs Ömer b. Hafs b. Ğıyas b. Talk b.Muâviye en-Nehaî el- Kûfî.
Babasından hadis almış ondan da, Buhârî, Müslim, Ebû Şeybe, İbrahim b, Ebî Bekr
b. Ebî Şeybe, İbrahim b. Ya’kub el Cevzcani, Ahmed b İbrahim ed Devrâkî,Abdullah
b. Abdirrahman ed-Darimi, Ebû Zür’a Abdullah b. Abdilkerim er Razi, Amr b.
Mansur en Nesai, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er- Razi ondan hadis rivâyet
etmişlerdir. 669 Icli onun hakında sikadır demiştir. 670 Ebû Hâtim onun için sikadır
derken İbn Hıbban belki hata etmiş olabileceğini belirtmiştir.671
80. Ömer b. Hafs es- Sudûsî (Basralı , v.93) :
Ebû Bekr Ömer b. Hafs es- Sudûsî. Âsım bin Ali, Kâmil b. Talha Ebû Bilal
el Eş’ari,Salim b. el- Muğîra el Ezdî, Ebû’l- Velidet- Tayâlisî ve Basralılar’dan
rivâyet ederken Ebû Muhammed Yahya, Muhammed b. Saîd, Ebû Amr b. esSemmâk, Cafer el- Huldî, Ebû Bekr eş –Şafiî ve diğereleri onadan rivâyette
bulıunmuşlardır.672 Hat’ib Onun sika olduğunu nakletmiştir.673 Hakkında fazla bilgi
666
El-Berdîcî, el-Esmâu’l-Müfrede, I, 174; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 438; Muhammed
b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 457; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 421; Zehebî, Nubelâ, X, 591;
Zehebî, el-Kâşif, II, 256; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 743.
667
Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 457; İbn Hacer, Takrîb, I, 528.
668
İbn Hacer, Takrîb, , 528; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 272; Zehebî, Nubelâ, X, 591; İbnu’l-Kayserânî,
Tezkiratu’l-Huffâz; II, 421-422; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 438; Muhammed b.
Abdilganî, et-Takyîd, I, 457; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII, 444-446.
669
Müslim, el-Kunâ, I, 207; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 103; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,
III, 936; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 508; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim.II, 34.
670
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 164.
671
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 305.
672
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 447; Hatîb, Tarîh, XI, 216.
163
toplayamadığımız Ebû Bekr Ömer b. Hafs es- Sudûsî hakkında hatinb’in bu
naklinegöre değerlendirmede bulunabileceğiz.Ayrıca Âsım b. Ali’den rivâyetinin
kaynaklarda belirtilmesini674 Ahmed b. Hanbel rivâyeti içi olumlu bir değerlendirme
olarak değerlendireceğiz.
81. Sa’dân b. Nasr(Bağdatlı ,v.265):
Ebû Osman Sa’dân b. Nasr b. Mansûr es-Sakafî el- Bezzâr. Süfyan b.
Uyeyne, Ebû Muaviye, Veki’ b. el- Cerrah ma’mer b. Süleyman er-Rukiyy, Ali b.
Âsım rivâyet ettiği bazı kimselerdir. Ebû Al İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih
b. Abdirrahman es- Saffâr, Ebû Avâne ondan nakledenler arasındadır.675
Saduk,sika, sika me’mûn şeklinde tevsîk edilen676 Ebû Osman Sa’dân b.
Nasr b. Mansûr 265 senesinde vefat etmiştir.677
82. Selam b. Selim et- Tavîl (Horasanlı, Medâinli, v.177):
Ebû Süleyman Selam b. Selim et temîmîes Sa’dî. Ebû Eyyub el medâinî diye
de adlandırılan sellma b selim Selam et Tavîl olarak ta bilinmektedir. Aslen
Horasanlı olup medâin’e yerleşmiştir.678 Ca’fer b. Muhammed es Sâdık, Humeyd etTavîlden, Zeyd’ul- Amâ rivâyet ederken ondan da Saîd b. Süleyman el-Vâsitî,elHeysem b. el Habîb el-Mısrî, Ebû’r- Rebî’ Süleyman b. Davud ez- Zehrânî gibi
muhaddisler de hadis almışlardır.679 Ebû İshak el Cevzcânî sika derken Iclî, zayıf
olduğunu söylemiştir.680 İbn Ebî Hâtim zayıf olduğunu naklederken681 kaynaklarda
sika olmadığı, metrûk’ül-hadis olduğu, hadisinin yazılmayacağı gibi eleştirilere yer
673
Hatîb, Tarîh ,XI, 216.
674
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I,397; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl
XIII,510.
675
Zehebî, Nubelâ, Xıı, 357-358; Hatîb, Tarîh, IX, 205.
676
Hatîb, Tarîh, IX, 205 Zehebî, Nubelâ, XII,358; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IV,290.
677
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 565.
678
Hatîb, Tâlî Telhîsu’l-Müteşâbih, II, 468.
679
İbn Hacer, Tehzîb, IV, 247; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 277,278; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,
IV, 260.
680
681
Cûzecânî, Ahvâlu’r-Ricâl,I, 196 ; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât ,I, 443.
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 266.
164
verilmiştir.682
83. Seleme b. Küheyl el- Hadrami ( Kûfeli, v. 121):
Ebû Yahya Seleme b. Kuheyl b. Husayn el- Hadrami. Cündeb b. Abdillah,
Ata b. Ebî Rebah, eş- Şa’bi, Ebû Cuhayfe, Ebû’t- Tafil, Iyad b. Iyad, Ebû Vail,
Ebû’l- Ahves, Alkame b. Vail den rivâyet ederken, ondan da Mansur, A’meş, esSevri, Şu’be gibi meşhur muhaddisler rivâyette blunmuşlardır.683 İmam, Hafız, Sebt,
Mutkin, me’mun gibi lafızlarla tevsik edilen Seleme b. Kuheyl, teşeyyi etmesine
rağmen sika ve sebt görülmüş, iki yüz elli kadar hadisi olduğu belirtilmiştir.684
84. Sellam b. Süleym Ebû'l – Ahves ( Kûfeli, v.179):
Ebû' l- Ahves el- Hanefî; Ebû İshak, Semmak b. Harb, Mansur, Zeyyad b.
Alaka'dan rivâyet ederken; kendisinden, Ebû davud, Yahya b. Adem, Veki' b. elCerrah, Ebû'l- Velîd, Müsedded, Kuteybe, İbn Mehdî ve başkaca kimseler hadis
almışlardır. 685 Sebt, sika, saduk, mutkin olarak tavsif edilen râvîmizin hakkında
belirgin olumsuz bir değerlendirmye ulaştığımız kaynaklarda raslayamadık.686
85. Süfyan b. Said b. Mesrûk es-Sevrî ( Kûfeli, v.161 ) :
Ebû Abdillah Süfya b. Said b. Mesruk el- Kûfî. Zeyd b. el- Hâris, Habib b.
Ebî Sabit, el- Esved b. Kays, Zeyyad b. Alaka hadis aldığı bazı muhaddislerdir. Onda
da İbn el-Mubarek, Yahya el- Kattan, İbn Vehb, Veki’, Feryabî Ebû Nuaym,
Muhammed b. Kesîr ve pek çokları ondan hadis rivâyet etmişlerdir.687 Ebû Hâtim
onun hafız, Mutkin ve fukahadan olduğunu zikretmiş, vera ve ibadete bağlılığını
belirtmiştir.688 İbn Hacer Sika , hafız, fakih, abid, İmam, Hüccet ve yedinci tabakanın
682
İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn,II, 6; Buhârî, Târîh, IV, 133; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,279-
280; İbn Hacer, Tehzîb, IV, 247.
683
Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 321 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 170; Zehebî,
Nubelâ, V, 298-299.
684
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 170; Zehebî, Nubelâ, V, 298-299 ; Zehebî, el-Kâşif, I, 454.
685
Müslim, el-Kunâ, I, 91; Buhârî, Târîh, IV, 135; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 259; Iclî,
Ma’rifetu’s-Sikât, I, 444; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 112.; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 333.
686
Buhârî, Târîh, IV, 135; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 259; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 444.
687
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 204; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 283. Mizzî,
Tehzîbu’l-Kemâl,I, 154-155. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 329.
688
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 169.
165
önde gelenlerinden diye nitelendirdiği Süfyan es-Sevrî’nin belki tedlis yapmış ( ‫ر‬
S ‫ )د‬olabieceğini söylemiştir.
690
naklederken.
689
El-Bâci de onu tevsik edenlerin sözlerini
İclî onu sika, İbn el-Kayserânî seyyidu’l huffaz olarak görmüştür.691
86. Süfyan b.Uyeyne ( Kûfeli, v. 198):
Ebû Muhammed Süfyan b. Uyeyne b. Ebî Imran el-Kûfî, el- Mekkî. Hicaz
bölgesini tedlisi çok yapan meşhur İmam ve Fakihi. Ancak tedlisi sadece sika
muhaddislerden yaptığı nakledilmektedir.692 Son birkaç yılında ihtilatı zikredilmekte,
ancak muhaddislerin bunun farkında bulunarak temmekkünle ihticaca devam ettikleri
anlaşılmaktadır.693 İshak b. Said b. Amr b. Said b. el- As, İbrahim b. Ukbe, İsmail b.
Müslim el-Ubdi, el-Esved b. Kays, ez- Zührî Abdullah b. Dinar hadis aldığı bazı
kimselerdir. Buhârî, Humeydi, Ali b. el- Medini, el- A’meş, İbn Cureyc, şube, İbn
Numeyr, Ebû Hayseme, Ahmed b.Hanbel ondan hadis almışlardır.694 Kaynaklardan
onun tedlis ve ihtilatına kayıtlar düşülürken, Iclî onun hakkında hadiste sika ve
sebttir demiştir. 695 Suyûtî Ali b. el-Medînî’nin Zührî rivâyetinde ondan mutkinin
olmadığını nakleder.
696
Kaynaklardan rivâyetinin terk edilmediğini ve ihticac
edildiğini görmekteyiz.
87. Süleyman b. Harb ( Basralı, v.224):
Ebû Eyyûb Süleyman b. Harb b. Becil el- Ezdî, el- Vaşihi, el- Basrî. Cerîr,
Şu’be, Hammad b. Seleme, Hammad b. Zeyd, Mubârek b. Fudale, Seriyy b. Yahya
Yezid b. İbrahim et- Tüsteri hadis aldığı bazı Muhaddislerdir. Ondan da Yahya b.
Said el- Kattan, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Rahuya, Buhârî, Ebû Zür’a, İbn Ebî
689
İbn Hacer, Takrîb, I,244.
690
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1139.
691
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 407; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, I,203.
692
693
İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 32; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 86;
Alâî, Kitabu’l-Muhtelitîn, I, 45-46; Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, I, 59; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-
Duafâ, I,268;
694
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XI, 178-179; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1137. İbnu’l-Kayserânî,
Tezkiratu’l-Huffâz, I, 262-263.
695
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 417.
696
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,119.
166
Şeybe, Ahmed b. Said e Dârimî rivâyette bulunmuşlardır.697 İbn Ebî Hâtim, Mekke
kadılığı yapmış Süleyman b. Harb ‘in hıfzını, önde gelen bir muhaddis oluşunu,
tedliste bulunmadığını, rical ve fıkıh ilminde de konuştuğunu nakletmektedir.698
İbn Hacer, Süleyman b. Harb’in sika, imam ve Hafız olduğunu söylerken, elBâci de onun hakkında İbn Ebî Hatim’in sözüne yer vermiştir.699 Ez-Zühri onun sika
olduğunu söylerken Mekke kadılığından azledildikten sonra vefatına kadar Basra’ya
yerleştiğina yer vermektedir. 700 Hatip, Hıfzı itkanı ve sika olduğu konusunda
söylenilenleri tarihinde zikretmiştir.701
Çalışmamızda onu Süleyman b. Harb hakkında olumsuz bir eleştiriye
rastlamdık.
88. Şakîk b. Seleme Ebû Vâil ( Kûfeli, v.82) :
Ebû vail Şakîk b. Seleme el- Esedî. Hz. Ömer, Abdullah b. mesûd, Hz. Ali
Hz
Âişe’ den rivâyet ederken ondan da Seleme b. Kuheyl, Süleyman el- A’meş,
Âsım b. Behdele ve pek çokları hadis rivâyet etmişlerdir.702 Cahiliyyeden yedi yıla
yetişmiş, Rasûlullah’a yetişmiş ancak onu görememiş bir muhadramdır.703 Hicretten
bir yıl sonra doğmuştıur.704 Ebû Hâtim onu es- Sikaât’ında zikrtetmiştir.705 Mizzî,
Veki’in, Yahya b. Maîn’in ve İbn Sa’d’ın Ebû Vâil hakkında sika dediklerin,i
nalkleder.706
89. Şu’be b. el- Haccac b. el- Verd ( Vâsıtlı, v. 160):
697
Müslim, el-Kunâ, I, 70; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 268; İbn Hayyât, et-Tabakât, I, 228;
Hatîb, Tarîh, IX, 33; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 314.
698
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 108.
699
İbn Hacer, Takrîb, I, 250; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1111.
700
İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 300.
701
Hatîb, Tarîh, IX, 33-36.
702
Müslim, el-Kunâ, I, 866; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XII,548-554., XII, 549-551; İbnu’l-Kayserânî,
Tezkiratu’l-Huffâz, I,60.
703
Zehebî, el-Kâşif, I, 489; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,XII,548. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,
28; İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1774; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XII,548.
704
İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 99.
705
İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 354.
706
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 53.
167
Ebû Bestam Şu’be b. el- Haccâc b. el-Verd el- Vasıti. Katade ve Ebû
İshak’tan rivâyet etmiştir. Süfyan es-Sevrî, Hammad b. Seleme ve Basralılar ondan
hadis almışlardır. Ebû Hâtim onu zamanının önde gelenleriden, hafız, ıtkan, vera ve
fazilet sahibiolarak ifade etmiş ve Irak’ta muhaddislerin faliyetlerini ilk teftiş eden
ve zayıf ve rivâyeti metruk kimseleri bu işten uzaklaştıranın o olduğunu
zikretmiştir.707 Ez- Zühri onu sika, me’mun, sebt ve hüccet olarak tevsik etmiş ve
hadisteki mesaisine örnekler nakletmiştir.708
90. Şuays b. Muhriz (Basralı,v.?):
EbûMuhammed Şuays b. Muhriz b. şuays b. Ebî’z- Zuarâ el- Ezdî. Şube b elHaccac’tan rivâyet ettiği , Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb Amr b. Muhammed b.
Şuayb b. Sahr b. Abdirrahman el- Cumhî nin ondan naklettiği kaydedilmiştir.709
Zehebî sadûk derken710 İbn Ebî Hâtim babasının onun için şeyh dediğini nakletmiş711
91. Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes b. Malik ( Basralı,v.? ):
Ebû Muaz Ubeydullah b.Ebî Bekr b. Enes b. Malik el- Ensârî el- Basrî.
Dedesi Enes b. Malik ten rivâyette bulunmuştur, Ondan İki Hmmad – Hmmad b.
Zeyd, Hmmad b. Seleme - Şube, Hüşeym, Utbe b. Humeyd, Ali b. Âsım ve diğer
pek çok muhaddis rivâyette bulunmuştur. 712 Bakabildiğimiz kaynaklarda hakkında
olunsuz değerlendirme görmediğimiz Abdullah b. Ebî Bekr b. Enes, sika ve Salih
olarak nitelendirilmiştir.713
92. Ubeydullah b. Süfyan el Gadani:
Ebû Süfyan Ubeydullah b.Süfyan el Gadânî es -Savvaf el Basrî. Savvaf veya
sûfî oluşunun yün satmasıyla ilgili olabileceği nakledilmiştir. 714 Malik b. Enes,
Süfyan es- Sevrî ve İbn Avn’dan Rivâyet ederken, Ondan da Ebû Bilal el- Eş’arî,
707
İbn Hibbân, es-Sikât, VI, 446.
708
İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 280.
709
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 315.
710
Zehebî, Mîzân, III, 348.
711
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IV,386.
712
İbn Hibbân, es-Sikât, V, 65; İbn Hacer, Tehzîb, VII, 5; Zehebî, el-Kâşif, I, 679; Mizzî, Tehzîbu’l-
Kemâl, XIX, 15; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 470; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, II, 894.
713
İbn Hacer, Takrîb, I, 370; İbn Hacer, Tehzîb, VII, 5; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX.
714
İbnu’l-Kayserânî, el-Mu’telif ve’l-Muhtelif,I, 183.
168
Bişr b. el- Hakem en- Neysâbûrî ve başkalrı rivâyette bulunmuştur.715
Sebt muhaddislerden maklûb rivâyetleriyle teferrüd ettiği, sika kimselerden
muaddalları olduğu,
716
Yahya b. Maîn in kezzab dediği 717 onun hakkındaki
eleştirilerrinn odağını oluşturmaktadır.
93. Utbe b. Yakzân(Basralı,v. ? ):
Ebû Amr Utbe b. Yekzan er- Râsıbî el- Basrî. Hasan el- Basrî, Hammad b.
Ebî Süleyman daan rivâyet ederken ondan da Amir, Abdullah b.
Nümeyr,
Muhammed b. el hasen el- Esedî gibi muhaddisler rivâyette bulunmuştur. 718 Nesai
nin el kuna sında sika dediği
719
İbn Hiban’ın Kitabu’s-sikât’ında zikrettiği
720
nakledilmiş Zehebî zayıf demiştir.721
94. Veki' b. el- Cerrah b. Melîh Ebû Ahmed en- Neysabûrî, el-Kûfî
(Kûfeli,v.197):
Veki' b. el Cerrah, tebeu’t-tabiinden 722 Ebû Süfyan künyesi ile de bilinmekt
edir.723 İsmail b. Edbi Halid, Hişam b. Urve, Süleyman el- A'meş, Abdullah b. Avn,
İbn Cureyc, Evzai, Süfyan es- Servi, İsrail, Şu'be ve kehmes b. el- Hasen gibi
tabiinin büyüklerinden hadis alırken, ondan da İbn el- Mubarek, Yahya b. Adem,
Yezid b. Harun, Kuteybe, İbn Mehdî, Ahmed b. Hanbel, İbn Râhuye, Humeydî ve
Müsedded, İbn el- Medînî, İbn Maîn, gibi bilinen bir muhaddis toplulugu rivâyette
bulunmuşlardır.
724
Kaynaklarda
hakkında
öğücü
ifadelerle
bahsedildiğini
görmekteyiz. İlminin genişliği, saduk, ve sika olduğu hep tekrarlanmış, hadis hıfzının
715
Hatîb, Tarîh, X, 312.
716
İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, II, 163; İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66.
717
İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66. Hatîb, Tarîh, X, 312; Zehebî, Mîzân, V., 13. İbn Adiyy, el-Kâmil
fî Duafâi’r-Ricâl, IV, 332.
718
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 326,
719
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 326,
720
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 327.
721
İbn Hacer, Takrîb, I, 381.
722
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442.
723
Hatîb, Tarîh,XIII, 497. İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 170.
724
Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442; Hatîb, Tarîh,XIII, 497; Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-
Erşed,III,84.
169
yanında fıkıh şlminide mütalaa etmiş, Ahmed b. hanbel onun bir günün dışında hiç
şüpheye düşmediğini, yanında kitap, defter taşımadığını ilminin ve hıfzının
büyüklüğüne işaretle anlatmıştır. 725 En sağlam ifadelerle tevsik edilmiş bir râvî
olduğunu görmekteyiz.
95. Yahya b. Saîd b. Ferrûh (Basralı.v.198):
Ebû Saîd Yahya b. Said b. Ferrûh el- Kattân. Yahya b Said el- Enasâarî,
Hişam b. urve,humeyd et-tavîl, İkrime b. Ammar, el- Ameş, şube , Süfyan es- Sevri
ve kalabalık bir râvî topluluğundan hadis naklederken ondan, oğlu Muhammed b.
Yahya b. Said, torunu Ahmed b. Muhammed, Ali b. el medini Yahya b. Maîn,
Musedded, Ebû Hayseme, bişr b. el- hakem, Ebû kamil el- Cuhderî gibi tanınmış ,
dönemin önemli Iraklı muhaddisleri hadis nekletmşlerdir.726
Hadis ilmine yaşadığı dönemde çeki düzen verdiği ve zayıfları tek ettiği
anlaşılan Yahya b. Said b. Ferruh, ahmed b. jhanbelyahya b. main ve Ali b. elmedini
gibi önemli hadis alişmlerinin hadis ilmini öğrendiğikişi olarak zikredilmektedir.727
Yine rical konusunda benzersiz oluşu, 728 ilim ve ameli övulen muhaddşis bütün
kaynaklarda münekkidlerin onun benzerini görmediklerini ifadelri ile anılmıştır.729
Bütün hadis imaları onunla iticacac etmiş ve demişlerdirki; Yahya el- Katanın
terk ettiğini biz de terk ederiz. 730 Bu söz onu anlatan kaynakların söylediklerini
özetler niteliktedir.
96. Yûnus b. Muhammed b. Müslim (Bağdatlı,v.207) :
725
Hatîb, Tarîh, XIII,496-501; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 170-172; Burhânuddin İbrâhîm, el-
Maksadu’l-Erşed, III, 85; Ahmed, Bahr, I, 448-451; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442; Ahmed, el-İlel,
I, 152.
726
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298 İbn Hacer, Tehzîb, XI, 190; Mizzî, Tehzîbu’l-
Kemâl,XXXI, 331-334.
727
İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 611.
728
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298.
729
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298-300; Zehebî, Nubelâ,IX, 176; İbn Hibbân, es-Sikât
,VII, 611; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 191-192; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXXI, 335 v.sonrası; Bâcî, etTa’dîlu ve’t-Tecrîh,III, 1219; Ahmed, Bahr,460-461.
730
İbn Hacer, Tehzîb,XI, 192.
170
Ebû Muhammed el-Müeddeb, Yûnus b. Muhammed b. Müslim. Hmmad b.
Zeyd, Hammad b. Seleme ve diğerlerinden rivâyet ederken, odan da Ahmed b.
Hanbel, İbn el- Medînî ve diğerkleri hadis almışlardır.731
Sika, Sikatün sika, Sadûk gibi lafızlarla tevsik etilirken 732 kaynaklarda
hakkında olumsuz değerlendirmelere raslanmadığını söyleyEbîliirz.
97. Yusuf b. Esbât (Kûfeli, v. 155):
Ebû Yakub Yusuf b . Esbat el Kûfî, el Antâkî.Âiz b. Şurayh, İbn Huleyfe ve
Süfyan es- Servî den rivâyet ederken, İbn el-Mubarek, Abdullah b. Hab’ik el Antaki
hadis rivâyet etmişlerdir. 733 Kalbim doğrulamıyor diyerek yazdığklarını gömdüğü
nakledilmektedir. 734 İbn Mainin sika, Ebû Hâtim’in Lâ yühtec dediğine yer
verilmektedir.735 Ancak kasdı olmaksızın hata ettiği, hatasının kitaplarının olmayışı
nedeni ile olduğu zehEbî nakletmiştir. 736 Ukaylî , Yusuf b. Esbat ın kitaplarını
gömdükten sonra, ezberinden hadis rivâyet ettiğini, bunların bazısının aslının
olmadığını, bazısında ise hata ettiğini zikretmiştir.737
98. Zâide b. Kudâme es- Sakafî (Kûfeli, v. ?):
Ebû’s-Salt Zâide b. Kudâme es- Sakafî Ebû ishak es- Sebîî, el-A’meş ve
Humeyd et-Tavîl hadis naklettiği bazı kimseler iken ondan, İbn Uyeyne Ebû
Huzeyfe, Ebû Nuaym ve Muaviye b. Amr rivâyet edenlerdendir.738
Ahmed b Hanbel hadis ilminde mütesebbit dört kişiden biri olarak Zâide’yi
de zikreder. 739 Sika, Sahib-i Sünnet, Sika me’mûn, sika sebt gibi lafızlarla tavsif
731
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 161; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l-
Kemâl,XXXII541, İbn Hacer, Tehzîb, XI,393.
732
Hatîb, Tarîh,XIV, 350; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1242; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 161;
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXXII,542-543; İbn Hacer,
Tehzîb,XI,393; İbn Hacer, Takrîb, I, 614.
733
Zehebî, Mîzân ,VII,292; İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 638; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I,
186; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 374
734
Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 374;
735
Zehebî, Mîzân, ,VII,292; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317. Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 761.
736
İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317.
737
Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr ,IV,454.
738
İbn Hacer, Tehzîb,III,264.
739
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,98.(diğerleri:Süfyân, Şu’be ve Züheyr olarak zikredeilmiştir.)
171
edildiğini söyleyEbîliriz.740
99. Zekeriya b. Yahyâ es- Sâcî (Basralı, v. 307):
Zekeriya b. Yahyâ es-Sâcî, Fakih, Basralı Muhaddis.741 Zehebî Sika olduğunu
söyleyerek 307 senesinde vefat ettiğini nakletmektedir. 742
100. Zeyd b. Vehb Ebû Süleyman(Hemedanlı/Cühneli,v.96):
Zeyd b.Vehb el-Hemedani el-Cüheni el-Kûfî Ebû Süleyman, Tabiinin önde
gelenlerindendir. 743 Cahiliye dönemini görmüş
744
bir muhadramdır. 745 Rasulullah
(s.a.) ' ı görmek için Medine'ye doğru yola çıkmış, ancak o yoldayken Hz.
Peygamber vevat ettiğinden görememiştir.746 Hz. Ömer, Abdullah b. Mes'ud,
Hz. Ali, Huzeyfe, Ebû Zer, Enes b. Malik Ebû Musa el- Eş'ri gibi sahabeden rivâyet
ederken kendisinden özellikle, Süleyman el- A'meş, Hammad b. Ebî Süleyman,
Mansur, Seleme b. Küheyl olmak üzere Kalabalık bir râvî topluluğu hadis
nakletmişlerdir.747 Kaynaklarda olumsuz bir değerlendirmeye rastlyamadığımız Zeyd
b. Vehb hakkında kısaca ''sika'' denilmekte748, Onu dinleyenin bahsttiği kişiyi dinler
gibi anlattığına yer vermektedirler.749
101. Zeyd’ül- Amâ (Basralı v. ?):
740
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 600; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 228; İbn Hacer, Takrîb,I,
213; İbn Hacer, Tehzîb,III,264. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,98.
741
Zehebî, el-Muktenâ, II,150.
742
İbn Hacer, Takrîb, , I ,216.
743
Zehebî, Mîzân, III, 158.
744
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 574; Hatîb, Tarîh, VIII, 440.
745
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 66 ; Zehebî, Nubelâ, IV, 196.
746
Zehebî, Mîzân,III, 158; Zehebî, el-Muktenâ, I, 288; Buhârî, Târîh, III, 407; Zehebî, Nubelâ,IV,
196; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,X, 111; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,II, 584; Hatîb, Tarîh,VIII, 440; İbn
Hacer, Tehzîb, III, 368; İbn Abdilberr, el-İstîâb, II, 559.
747
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 574;ZehEbî, Zehebî, Nubelâ, IV, 196; Mizzî, Tehzîbu’l-
Kemâl,X, 112-114; Hatîb, Tarîh, VIII, 440. İbn Hacer, Tehzîb,III,368.
748
Zehebî, Nubelâ, IV, 196; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 574; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,
X,112; İbn Hacer, Tehzîb, III, 368.
749
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl., X., 113; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,II,584; Hatîb, Tarîh,VIII,440;
Zehebî, Mîzân, III, 158; İbn Hacer, Tehzîb , III, 368.
172
Ebû’l Havârî Zeyd b. el Havarî el Amâ. Herat valisi olan Zeydü’l- Amâ Enes
b. Malik, Ca’fer b. Zeyd el- Ubdî ,Ebû İshak es- Sebîî, Saîd b. el-Müseyyeb, Ebû
Vâil ‘den rivâyette bulunurken kendisinden Süfyan es- Servî, Süleyman el-A’meş,
Selam et- Tavîl, Şu’be b. el- Haccâc, Hüşeym b. Beşîr ve pek çok muhaddis rivâyette
bulunmuşlardır. 750 Zührî İbn Adiyy’in şubenin muhtemelen Zeydden daha zayıf
birinden rivâyet etmemiş olduğunu söylediğini nakletmektedir. 751 Kaynaklarda ağır
eleştiri almayam Zeydü’l- Amâ hakkında la be’s olduğu, ehli hadise dahil olmadığı
ondan bazı rivâyetlerin yazıldığı ancak rivâyetlerinin eleştiri aldığını görmekteyiz.752
Mizzî onun hakkında yapılan değerlendirmeleri naklederken beklide onun durumunu
özetler mahiyette Ebû Hâtim’in Zeyd ul Ama hadisinin zayıf, yazılabilir fakat ihticac
edilemez olduğunu söylediğini zikretmektedir.753 Onun hakkındaki bu değerlendirme
kaynaklarda yer alan değerlendirmelerin özeti mahiyatinde görünmektedir.
102. Züheyr b. Harb b. Şeddad Ebû Hayseme ( Bağdatlı, v.234 ):
Ebû Hayseme, Züheyr b. Harb b. Şeddad, el- Hiraşî en- Nesâi,el-Bağdâdî.
Aslen Nese’li. İsmail b. Aliye, Bişr b. es- Seriyy, Cerîr b. Abdilhamid, Hafs b. Ğıyas,
Ravh, b. Ubâde, İbn Uyeyne, Hüşeym, Yahya b. Said el- Kattan, Abdurrahman b.
Mehdi’den hadis alırken, ondan da Bûhâri, Müslim, Ebû Davud, İbn Mâce, İbrahim
el- Harbî, oğlu Ebû Bekr b. Ebî Hayseme, Ebû Bekr b. el- Mervezî, Ebû Ya’la el
Mevsıli, İbn Ebî’d-Dünya, Ebû Zür’a er- Râzî, Ebû Hâtim, Ya’kub b. Şeybe hadis
rivâyet etmişlerdir. 754 Hatîb el-Bağdâdi onun sika sebt hafız mutkin olduğunu
söylemiştir. 755 İbn Ebî Hâtim sadûk olduğunu naklederken 756 Ebû Hâtim de onun
mutkin zabit olduğunu söylemktedir.757 Hatîb el-Bağdâdî ise onun sıka, sebt, hafız ve
750
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, X, 56-58; Zehebî, el-Kâşif, I, 416.
751
Zehebî, el-Kâşif, I, 416.
752
İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, VII, 119,
753
Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,X, 58-59,
754
İbn Hacer, Tehzîb, II, 296; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 194; Buhârî, Târîh, III, 429; Hatîb, Tarîh,
VIII, 482. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX , 402-404; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I,223-224; İbn
Hibbân, es-Sikât, I, 256.
755
Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,194,
756
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 591.
757
İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 257.
173
mutkin
olduğunu
nakletmektedir.
758
Kaynaklarda
hakkında
olumsuz
değerlendirmelere rastlamadığımız Ebû Hayseme hakında benzer lafızlarla
bahsedildiğini görmekteyiz.759
103. Züheyr b. Muâviye b.Hadîc ( Kûfeli, v.173 ):
Ebû Hayseme Züheyr b. Hudeyc el- Cu’fi, el- Kûfî. El- Esved b. Kays, Ebû
ishak, Semmak b. Harb, Humeyd et Tavil, Zeyyad b. Alaka’dan rivâyet ederken, elKattan, İbn Mehdi, Ebû Davud, El-Hasen b. Musa, Ebû Nuaym, Ebû Ca’fer enNefili, Ahmed b. Yunus gibi pek çokları ondan hadis almışladır.760 Ebû İshak’tan
ihtilatından sonra hadis almasına dikkat çekilmiştir.761
Sika, sebt, esbet, mutkin,
min meadini’s- Sıdk, gibi lafızlarla övülen bu ırak ahalisi muhaddisi, es- Sevri’nin
vefatından sonra onun halefi görülmüştür.
762
Züheyr b. Muâviye hakkında
çalışmamızda görEbîldiğimiz kadarı ile kaynaklarda olumsuz değerlendirmelere
rastlayamdık.
758
Hatîb, Tarîh, VIII,482.
759
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 594; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX, 405; İbn Mencuveyh, Ricâlu
Müslim, I, 224.
760
Zehebî, Mîzân, III, 125; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 233; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,
II, 595.
761
Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 596; İbn Hacer, Tehzîb, III, 303.
762
İbn Hacer, Tehzîb, III, 303; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 224-225; Zehebî, Mîzân, III, 125;
İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 233.
174
BİBLİYOGRAFYA
Abdullah, İbn Ahmed b. Hanbel eş-Şeybânî,(v. 213) , es-Sünne, I-II, ed-Dimâm,
1406, thk. Muhammed, Saîd Sâlim el-Kahtânî.
Abdurrahman b. Ahmed, Ebu’l-Ferec İbn Ahmed b. Receb el-Hanbelî, (v. 850)
Câmiu’l-Ûlûm, Beyrût, 1408.
Abdurrezzak,
Ebû Bekr Abdurrezzak b. Hemmâm b. Nâfi’ el-Hımyerî es-
San’ânî (v. 211), Musannef, I-XI, Berût, 1403
Ahmed, Ebû Abdillah İbn Hanbel eş-Şeybânî (v.241), Müsned, I-VI, Mısır,
t.y.+müsnedu’l-İmâm Ahmed İbn Hanbel, I-L, Beyrût, 1993/1413, thk.
Şuayb el-Arnaût.
----------------, el-İlel ve ma’rifetu’r-ricâl, I-IV, Beyrût, 1408/1988, thk. Ebû
Usâme Vasiyyullah b. Muhammed b. Abbâs.
----------------, Kitâbu bahri’d-dem fî men tekelleme fîhi’l-İmâm Ahmed bi
medhin ev zemm, Riyâd, 1989, thk. Ebû Usâme Vasiyullah b.
Muhammed b. Abbâs.
Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl (v.829) Riyad,
1999, thk, Abdullah Nevvâra.
Alâî, Ebû Said b. Halîl b. Keykeldi(v. 761), Câmiu’t-tahsîl fî ahkâmil’l-merâsîl,
Beyrût, 1407 /1986, thk. HamdîAbdul mecîd es-Selefî
----------------,Kitabu’l-muhtelitîn, Kâhire,1996, thk. Rif’at Fevzi AbdulmuttalibAli Abdulbâsıt Mezîd.
Bâcî, Ebû’l-Velîd Süleyman b. Halef Sa’d (v. 474), et-Ta’dîl ve’t-tecrîh limen
harrece lehû’l-Buhârî fî’l-Câmii’s-sahîh, I-III, Riyâd, 1406/1986,thk.
Ebû Luhâbe Huseyn.
Bağcı, H. Musa,el-Buharînin, “Kaderiye/Mutezile ile Kader Konusundaki
Münakaşaları”,A.Ü.İ.F. Dergisi, 46/1-2005.
Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. El-Huseyn (v. 458), Şuabu’l-îmân, I-VIII, Beyrût
1410, thk. Muhammed se-Saîd Besyûnî Zağlûl.
----------------, es-sünenu’l-kübrâ, I-X, Mekke, 1414/1994, Thk. Muhammed
Abdulkâdir Atâ.
----------------,es-Sünenu’s-suğrâ, Medine,1410/1989.
175
Bilmen, Ömer Nasuhi, Dînî Bilgiler (Sualli-Cevaplı), İstanbul, t.y.
Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmâil el-Cu2fî (v. 256), sahîhu’l-Buhârî, IVII, Berût , 1410/1990.
-------------, et, Târîhu’l-kebîr, I-VIII, t.y., (Dâru’l fikr), thk. Seyyid Hâşim enNedvî.
-------------, et- Târîhu’s-sağîr, I-II, Kâhire,1397/1977, tjk. Mahmûd İbrahim
Zâyid.
Burhânuddin İbrâhîm b. Muhammed (v.884), el-Maksadu’l-Erşed, I-III,
Riyad,1990, thk, Abdurrahman b. Süleyman.
Bûtî, El-Bûtî, Said Ramazan, Ebhasun fi’l_Gımme,I-II, Suriye, ty.
Çakın,Kâmil, İslamda Hadis ve Sünnetin Yeri, Ankara, 1997.
Cûzecânî, Ebû İshak İbrâhim b. Ya’kûb (v. 259), Ahvâlu’r-ricâl, Beyrût, 1405,
thk. Subhi el-Bedrî es-Sâmerrâî.
Abû Hafs, Ömer b. Ahmed el-Vâiz (v.385), Târîhu esmâi’s-Sikât, Kuveyt,
1404/1984, thk. Subhi es-Sâmerrâî.
Ebû Muhammed el-Ensârî, Abdullah b. Muhammed b. Câfer b. Hayyân (v.
369), Tabakâtu’l-muhaddisîn bi İsbehân ve’l-vâridîn aleyhâ, I-IV,
Beyrût, 1412/1992, thk. Abdulğafûr Abdulhak Huseyn el-belûşî.
Ebû Nuaym, Ahmed b. Bdullah el- İsbehânî, (v. 430) Hılyetu’l-Evliyâ, Beyrût,
1405.
Ebû’l-Mehâsin el-Huseynî, el-İkmâl fî zikri men lehû rivâyetun fî müsnedi’lİmâm- Ahmed mine’rricâl, (v. 865), Karataş, 1989/1409, thk, Abdülmu’tî
Emîn Kal’acı.
El-Berdîcî Ebû Bekir Ahmed b. Harûn (v. 301), el-Esmâu’l-Müfrede, Dımeşk, 1410,
thk, Ubde Ali Koşak.
el-Lâlekâî, Ebû’l-Kâsım Hibetullah b. el-Hasen b. Mansûr, (v. 418) Î’tikâdu Ehli’sSünne, Riyad, 1402, thk. Ahmed Sea’d Hamdân.
Elmalılı, Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, I-X, t.y, y.y.
Et-Tahhân, Mahmûd,Teysîru mustalahi’l-hadîs, Riyad, 1407/1987.
Güler, İlhami, Allah’ın Ahlâkiliği Sorunu, Ehl-i Sünnet’in Allah Tasavvuruna
Ahlâki Açıdan Eleştirel Bir Yaklaşım, Ankara, 2002.
176
Hallâl, Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed Hârûn b. Yezîd, es-Sünne, I-III, Riyad,
1414, thk. Atiyye ez-Zehrânî.
Halebî, Ebû’l-Vefâ İbrâhim b. Muhammed et-Trablusî, (v. 841), et-Tebyîn li
Esmâi’l-Müdellisîn, Beyrût, 1414/1994, thk, Muhammed İbrâhim Davud
el-mevsılî.
Hasan-ı Basrî, Hasan Basrî’nin Kader Hakkında Halife Abdülmelik B. Mervan’a
Mektubu,çevirenler;
Lütfi
Doğan-Yaşar
Kutluay,A.Ü.İ.F.D.III,s.75-
84,1959.
Hatîb el-Bağdâdî, Ebû Bekir Ahmed b. Ali, (v. 463) Tâlî Telhîsu’l-Müteşâbih,
I-II, Riyad, 1417, thk, Meşhûr b. Hasan , Ahmed eş-Şâkirât,
-------------,Târîhu Bağdâd, I, XIV, Beyrût, ty.
Herevî, Ebu’l-fadl Ubeydullah b. Abdillah b. Ahmed (v.405), el-Mu’cem fî
Müştebehi Esâmî’l-Muhaddisîn, Riyad, 1411, thk, Nazar Muhammed elFâryâbî.
Iclî, Ebu’l-Hasen Ahmed b. Abdillah b. Sâlih el-Kûfî, (v. 261)Ma’rifetu’s-Sikât, I-II,
Medîne, 1405/1985, thk, Abdulalîm Abdulazîm el-Bestevî.
İbn Abdilberr, Ebû Ömer Yûsuf b. Abdillah b. Abdilber en-Nemrî (v. 463) el-İstîâb
fî Ma’rifeti’l-Ashâb, I-IV, Beyrût, 1402, thk, Ali Muhammed el-Bicâvî.
İbn Abdilganî, Ebû Bekir Muhammed el-Bağdâdî, ( v. 629), Tekmiletü’l-İkmâl, I-V,
Mekke, 1410.
İbn Adiyy, Ebû Ahmed Abdullah b. Adî b. Abdillah b. Muhammed el-Cürcânî, (v.
365), el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, I- VII, Beyrût, 1409/1988, thk. Yahyâ
Muhtâr Gazâvî.
------------, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, Beyrût, 1414, thk. Âmir Hasan
Sabri.
İbn Ebî Âsım, Amr b. Ebî Âsım ed-Dahhâk, (v. 287), es- Sünne, I-II, Beyrût, 1400,
thk. Muhammed Nâsıruddîn el-Albânî.
İbn Ebî Hâtim, Ebû Muhammed Abdurrahmân b. Muhammed b. İdris er-Râzî (v.
327) el-Cerhu ve’t-Tâdîl, I-IX, Beyrût, 1271/1952.
177
İbn Ebi’l-Iz, Ali b. Ali b. Muhammed ed- Dımeşkî, Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahhavî,
Beyrût, 1411/1990,thk. Abdullah b. Abdulhasen et- Türkî, Şuayb el-Arnaût.
İbn Hacer, Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askalâni, (v. 852 )el-İsâbe fî
Temyîzi’s- Sahâbe, I-VIII, Beyrût, 1412,1992, thk, Ali Muhammed elBicâvî.
------------, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, I-XIII, Beyrût, 1379.
------------, el-Îsâr bi Ma’rifeti Ruvâti’l-Âsâr, Beyrût, 1413, thk. Seyyid Kisravî
Hasan.
-----------, Lisânu’l-Mîzân, I-VII, Beyrût, 1406/1986.
-----------, Hedyu’s-Sârî Mukaddimetu Fethi’l-Bârî Şerhi Sahîhi’l-Buhârî, Beyrût,
1379, thk, M. Fuâd Abdulbâkî-Muhibuddin el-Hatîb.
-----------, Ta’cîlu’l-Menfaa bi Zevâidi Ricâli’l-Eimmeti’l-Erbaa, Beyrût, t.y. thk.
İkrâmullah İmdâdulhak.
-----------, Tabakâtu’l-Müdellisîn, Umman, 1403/1983, thk. Âsım b. Abdillah elKaryûtî.
-----------, Takrîbu't-Tehzîb, Suriye, 1406/1986, thk. Muhammed Avvâme.
-----------, Tehzîbu't-Tehzîb, I-XIV, Beyrût, 1404/1984.
İbn Hayyât, Halîfe b. Hayyât Ebû Ömer el-Leysî el-Asfûrî , et-Tabakât, Riyad,
1402/1982, thk.Ekrem Ziyâ el-Ömrî.
İbn Hibban, Ebû Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed el-Büstî (v. 354), elMecruhîn, I-III, Haleb, t.y., thk. Mahmûd İbrâhim Zâyid.
---------------, es-Sikât,I-IX, y.y., 1395/1975, thk. es-Seyyid Şerefuddîn Ahmed.
---------------, Meşâhîru Ulemâi'l-emsâr, Beyrût, 1959.
İbn Mâkûlâ, Ali b. Hibetillah b. Ebî Nasr (v. 475), el-İkmâli fî ref'i'l-irtiyâb ani'l
mu'telef ve'l-muhtelef fi'l-esmâ ve 'l-kunâ, I-VII, Beyrût, 1411.
İbn Mencuveyh, Ebû Bekr Ahmed b. Ali el-İsbehânî (v. 428), Ricâlu Sahîhi
Müslim, I-II, Beyrût, 1407, thk. Abdullah el- Leysî.
İbn Sa'd, Ebû Abdillah Muhammed el-Basrî (v. 230), et-Tabakâtu'l-Kubrâ, IVIII,Beyrût, t. y.
----------- ,et- Tabakâtu 'l-kubrâ el-kısmu'l-mütemmem li tâbîî ehli'l-Medîne ve men
178
ba'dehüm, Medîne, 1408, thk. Ziyâd Muhammed Mansûr.
İbnu'I-Cevzî, Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ali b. Mnhammed (508-597), ed-Duafâ
ve 'l-metrûkîn, I-II, Beyrût, 1406, thk. Abdullah el-Kâdî.
---------------, Safvetu's-safve, I-IV, Beyrût, 1399/1979, thk. Mahmûd Fâhûrî
Muhammed Ravvâs Kal’âcî.
İbnu'I-Kayserâni, Ebu'l-Fadl Muhammed b. Tâhir b. Ali eş-Şeybânî elMakdisî(v.507/1113), Tezkiratu 'l-huffaz {Etrafu ehâdîsi Kitâbi 'l-mecrûhîn li İbn
Hibban, I-IV, Riyad, 1415, thk. Hamdi Abdulmecid İsmâil es-Selefî
----------- , el-Mu’telif ve’l Muhtelif, Beyrût, 1411, thk. Kemâl Yûsuf el-Hût.
İbnu’l-Keyyâl, Ebu’l-Berekât Muhammed b. Ahmed b. Yûsuf ez-Zehebî es-Suğrâ,
el-Kevâkibu’n-Neyyirât fî mağrifeti men ithalata mine’r-rûvati’s-sikât, Kuvet, t.y.
thk. Hamdi Abdulmecîd es-Selefî.
İbn Vehb, Abdullah b. Vehb b. Müslim el-Kureşî, (v. 197) el-kader ve mâ verade fî
zâlike mine’l-âsar, Mekke, 1406, thk. Abdulaziz Abdurrahmân, el-Ussîm.
Karaçam, İsmaiL, Kur'an-ı Kerîm'in Faziletleri ve Okunma Kâideleri, İstanbul, t.y.
Kelâbâzi, Ebû Nasr Ahmed b. Muhammed b. EI-Huseyn el-Buhârî (v. 398), Ricâlu
Sahihi 'l-Buhârî (el-Hidâye ve 'l-irşâd fi ma 'rifeti ehli 's-sikâti ve 's-sedâd), I-II,
Beyrût, 1407, thk. Abdullah el- Leysî.
Mızzî,
Cemâluddîn Ebu'l-Haccâc Yusuf b. ez-Zekî Abdurrahman b. Yusuf (v.
742),Tehzfbu'l-Kemâl, I-XXXV, Beyrût, 1400/1980, thk. Beşşâr Avvâd.Mahmûd.
Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd ,Beyrût, 1408,thk. Kemâl Yusuf el-Hût.
Müslim, Ebu'l-Huseyn Müslim b. el-Haccâc el-Kuşeyrî en-Nisâbûrî (v. 261),
Sahîhu Müslim, I-V Beyrût, t.y.
------------ el-Kunâ ve'l-esmâ, I-II, Medîne, 1404, thk. Adurrahîm Muhammed
Ahmed el- Kaşgârî.
Nesâî, Ebû Abdirrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali (v. 303), Sünenu'n-Nesâî (eI
Müctebâ mine's-Sünen), I-VIII, Haleb,1986/1406, thk. Abdulfettah Ebû
Gudde.+Halfa, 1383//1964.
----------, ed-Duafâ ve 'l-metrûkîn, Haleb, 1369, thk. Mahmûd İbrahim Zâyid.
Nevevî, Muhyiddin Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Şeref (v. 676), Tehzîbu'l-esmâ, IIII,Beyrût,1996.
179
Ömer b.Abdülaziz, er- Risâle fi’r-Red All’l-Kaderiyye, (Josef Von Ess,
Anfaenge Muslimischer Teologie içinde) Beyrut, 1977.
Öz, Mustafa, İmam-ı Azamın Beş Eseri, çvr. İstanbul, 1992.
Rabeî, Ebû Süleyman Muhammed b. Abdillah b. Ahmed (v. 379), Târîhu
mevlidi'l ulemâ ve vefeyâtihim, I-II, Riyad, 1410, thk. Abdullah Ahmed
Süleyman elHamd.
Sâlih, Subhî, Hadis İlimleri ve Hadis lstılahları, trc. M Yaşar Kandemir, Ankara,
1988.
Suyûtî, Ebi'l-Fadl Celâluddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr b. Muhammed eş-Şafiî
(v.911), " Tabakâtu'l-huffâz, Beyrût, 1403.
--------------, el-Leâli'l-masnûa fi'l-ehâdîsi'l-mevzûa, I-II, Kâhire, 1317.
Taberânî, Ebu'l-Kâsım Süleymân b. Ahmed b. Eyyûb (v. 360), el-Mu'cemu'lkebîr,I-XX, Musul, 1404/1983.
-------------, el-Mu'cemu'l-evsat, I-X, Kâhire, 1415.
Tatlı, Bekir, Hadis Tekniği Açısından Cibrîl Hadisi ve İslam Düşüncesine
Yansımaları (Doktora Tezi).Ankara, 2005.
Tirmizî, Ebû Îsâ Muhammed b. Îsâ (v. 279), el-Câmiu 's-Sahîh (Sünenu 't
Tirmizî), I-V, Beyrût, t.y.
Topaloğlu, Bekir, Kelam İlmi (Giriş), İstanbul, 1991.
Trablusî, İbrâhim b. Muhammed b. Halil (v. 841), el-İğtibiit li ma'rifeti men rumiye
bi 'l-ihtilât, Zerka, t.y., thk. Ali Hasen Ali Abdullamîd.
Ukaylî, Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr b. Mûsâ (v. 322), ed-Duafâu'l-kebîr, IIV,Beyrût,1404/1984.
Vâsıtî, Eslem b. Sehl er-Rezzâz el-Vâsıtî (v. 292). 'Târîhu Vâsıt, Beyrût, 1406.
Zehebî, Şemsüddin Ebû AbdiIlah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz (v.
748), Siyeru a'lâmi'n-nubelâ, I-XXIll, Beyrilt, t.y.
--------------, Mîzânu 'l-i 'tidal fî nakdi 'r-ricâl, I-VIII, Beyrût, 1995.
--------------, el-Kâşif fî ma'rifeti men lehû rivâyetun fi'l-Kütübi's-sitte, I-II,
Cidde,1413/1992, thk. Muhammed A vvâme.
---------------, Zikru esmâi men tukullime fîhi ve huve muvessekun, Zerkâ, 1406, thk.
Muhammed Şekûr Emrîr el-Meyâdînî.
-------------, el-Muktenâ fi serdi'l-kunâ, I-II, Medîne, 1408, thk. Muhammed Sâlih
180
Abdulazîz.
-------------, el-Muğnî fi'd-duafâ, I-II, t.y. y.y., thk. Nureddin ltr.
-------------,
er-Rûvâtu’s-sikâtu’l-mütekellemu
fîhim
bimâ
lâ
yûcebu
redduhum,Beyrût, 1992, thk. Muhammed İbrâhîm el-Mevsılî.
-------------, Tabakâtu’l-Muhaddisîn, Ammân, 1404, thk, Hemmâm Abdurrahim Saîd.
Sâbûnî, Mâtürîdiyye Akaidi, trc. Bekir Topaloğlu Ankara, 1991.
Yeprem, Saim,İrâde Hürriyeti ve İmâm Mâtürîdî, İstanbul, 1984.
181
Arslan, Murat, Kırk Gün Hadisi’nin Sened ve Metin Yönünden Değerlendirilmesi,
Yüksek Lisans Tezi,Danışman: Prof. Dr. Kâmil Çakın, 181 s.
ÖZET
Kırk Gün Hadisi adını verdiğimiz hadisi çalışmamıza konu edinmiş
bulunmaktayız. Daha çok hadisimizin hadis kitaplarındaki rivâyetlerini tespit ve
râvîleri bakımından durumlarını incelemeye çalıştığımız tezimizde, kısa bölümler
halinde metin tahlillerine ve farklılıklarına yer verdik. Bazı değerlendirmelerde
bulunduk.
Bu çalışma kısa bir Giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde
hadisimizi ortay koymaya ve tanımaya ayırdık.
Birinci bölümde hadis kitaplarından tespit ettiğimiz kırk iki rivâyeti sened
ve metinleri ile sıralayıp Türkçe anlamlarını verdik. Sıralamada hadis kitaplarının
müelliflerinin vefat tarihini esas aldık. Yine isnadları yer aldıkları müelliflerin
eserlerini belirterek şemalarda göstermeye çalıştık. Buna göre üç sahabiden gelen
tarîklerde sahabeden İbn Mesûd daha çok yer alırken ondan nakillerde A’meş öne
çıkmıştır.
İkinci bölümde daha önce isnadlarda geçen râviler hakkında edindiğimiz
bilgiler ışığında rivâyetlerin sıhhatleri konusunda değerlendirmelerde bulunduk.
Bu değerlendirmelerden hareketle hadimsizin maddi yapısının iyi olduğunu
söyleyebiliyoruz.
Üçüncü bölümümüzde metin farklılıklarını, lafız ve anlam değişimini ve
metinlerden çıkarılabilecek ana temalar gibi konuları gözlemlemeye çalıştık.
Burada en zengin metin ve lafız biçimlerinin İbn Mesûd rivâyetleri olduğu
görülmüştür. Ancak diğer sahabilerden gelen tarîklerinde manayı tahsil edecek
niteliklerde olduğunu da belirtmek gerekir.
Dördüncü ve son bölümde rivâyetin bazı unsurlarını ele aldık ve
üzerlerinde söylenen eski ve yeni kısmî yorumlara yer verdik. Çalışmamız
esnasında hadisimiz üzerinde erken dönemde oluşan kanaate, hadis tekniği
açısından yaklaştığımızda günümüzde de aynen ulaşıldığını ifade edebiliriz.
Arslan, Murat, The İnvestigation of the Fate Hadith With Respect to Isnad
and Matn, Master’s Thesis, Advisor: Prof. Dr. Kâmil Çakın, 181 p.
ABSTRACT
Given as the name hadith of forty days has been issue in our studies.
Especially, in this study we investigated books of hadith and situation of its
messanger. We mentioned text analysis and differences of them as in the short
parts. Some evaluations was done.
This study has a small introduction and four sections. We defined the
hadith in the introduction.
In the first section, from the hadith books we determined forty two hadith
with texts and rumuors which was enumerated and turkish meanings of them was
given. In the sequence of rumuors we based on the death date of the writers of the
hadith books. According to this in this explanations while İbn Mesûd was taking
more place, A’meş was the one known well.
In the second section, according to information we get about the
meesengers, in hadith, we have made some assesment about validity of them. And
through this assisment, it can be said that our hadith is strong in terms of its
physical technique.
İn the third section, we tried to search text differences, changes, meaning
and some main themes of these texts. Here it has been seen that the richest text
and word kinds are rumours of İbn Mesûd. But it must be stated that other
rumours can oloso give the meaning.
In the fourth and last sectioni we have to take up some copenent of the
hadith we explained some of the old and new information. We can inform that
during our studies today, we’ve got the same influence as old days about our
hadith in terms of its physical shape.
Download