T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (HADİS) ANABİLİM DALI KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Murat Arslan Ankara-2006 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (HADİS) ANABİLİM DALI KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Yüksek Lisans Tezi Murat Arslan Tez Danışmanı Prof. Dr. Kamil Çakın Ankara-2006 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ (HADİS) ANABİLİM DALI KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNAD VE METİN YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Yüksek Lisans Tezi Tez Danışmanı : Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı .................................................................... .................................................................... .................................................................... .................................................................... .................................................................... .................................................................... İmzası ........................................ ........................................ ........................................ ......................................... ......................................... ......................................... Tez Sınavı Tarihi .................................. İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER………………………….…………………………………………….I KISALTMALAR……………………………………………………………………VI ÖNSÖZ………………………………………………………………………………1 GİRİŞ………………………………………………………………………………...3 Kırk Gün Hadisi Nedir ?…………………………………………………………….3 Konunun Amacı ve Önemi………………………………………………………….4 Araştırmanın Metodu………………………………………………………………..4 I. BÖLÜM KIRK GÜN HADİSİ' NİN YER ALDIĞI KAYNAKLAR A-KAYNAKLAR: 1- Tayâlisî, Süleyman b. Davud Ebû Davud (v.204)’un Müsned’i:…………..….......6 2- Abdurrezzak b. Hemmâm Ebû Bekir es- Sanaânî’in (v.211) Musannef’i:………..8 3- el-Humeydî Abdullah b. ez- Zübeyr Ebû Bekir’in (v.219) Müsned’i:……….......18 4- Ali b. el- Ca'd Ebû'l- Hasen el- Cevherî'nin (v.230) Müsned’i:……………….......9 5- Ahmed b. Hanbel Ebû Abdillah Eş- Şeybânî'nin (v. 241) Müsned’i:……….…..10 6- Buhârî:Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah, el –Cû'fî (v.256) : Sahih-i Buhârî:…………………………………………………………………………….....13 7 – Müslim b. el- Haccâc Ebû'l – Hüseyn, el- Kuşeyrî, en- Nisaburî (v.261) : Sahih-i Müslim :……………………………………………………………….…...18 8- İbn Mâce Muhammed b. Yezîd Ebû Abdillah el- Kazvînî’nin (v.275) Sünen’i:………………………………………………………………………….…..20 9- Ebû Davud Süleyman b. el –Eş'as es_ Sicistanî, el- Ezdî’nin (v.275) Sünen’i:………………………………………………………………………….…..21 10 – Tirmizî Muhammed b. Îsâ Ebû Îsâ, es- Sülemî’nin (v.279) Sünen’i:…………22 11- el-Bezzâr Ebû Bekr Ahmed b. Amr b. Abdilhâlık ( v.292) El- Bahru'z – Zehâr:………………………………………………………………………………..23 12- Ebû Ya'la el- Mevsılî Ahmed b. Ali b. el- Müsenna, et- Temimî (v.307) Müsned:……………………………………………………………………………..24 I 13- İbn Hıbban Muhammed Ebû Hâtim et- Temîmî, el- Büstî’nin (v.354) Sahih’i :25 14- Taberânî Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb Ebû'l- Kâsım (v.360): el – Mu'cemu'l – Kebîr ve el – Mu'cemu's-Sağîr:………………………………………………….….25 15- İsmailî Ahmed b. İbrahim b. İsmâil Ebû Bekr (v.371) el- Mû'cem fî Esamî Şuyûh-i Ebî Bekr el- İsmailî:……………………………………………….………29 16- Beyhakî Ahmed b. el- Hüseyn b. Ali b. Mûsa Ebû Bekr (v. 458) Sünen-u Kübrâ:……………………………………………………………………………....31 B-İSNADLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ …....………………………………………38 Kırk Gün Hadisi’nin Bütün Tarikleri………………………………………..……...39 Huzeyfe b. Esîd Tarîkleri……………………………………………………….…..40 Enes b. Mâlik Tarîkleri……………………………………………………………...41 Abdullah b. Mesûd Tarîkleri……………………………………………….….……42 II .BÖLÜM KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNADLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Birinci Rivâyet:………………………………………………………………..…….43 İkinci Rivâyet:…………………………………………………………………..…..44 Üçüncü Rivâyet:…………………………………………………………...……..…45 Dördüncü Rivâyet……………………………………………………………..……46 Beşinci Rivâyet……………………………………………………………….......…47 Altıncı Rivâyet………………………………………………………………..…….47 Yedinci Rivâyet……………………………………………..………………..……..50 Sekizinci Rivâyet…………………………………..………………………..……...51 Dokuzuncu Rivâyet………………………………………………….……….….....52 Onuncu Rivâyet…………………………………………………………….…........53 On Birinci Rivâyet………………………………………………………….…..….53 On İkinci Rivâyet……………………………………………………….……...…..54 On Üçüncü Rivâyet……………………………………………………...…..….….55 On Dördüncü Rivâyet……………………………………………………….…...…55 On Beşinci Rivâyet………………………………………………………..…….....56 On Altıncı Rivâyet………………………………………………….……..…….....57 II On Yedinci Rivâyet…………………………………………………………......…58 On Sekizinci Rivâyet…………………………………………………………..….58 On Dokuzuncu Rivâyet………………………………………………………..…..59 Yirminci Rivâyet…………………………………………………………...…..….60 Yirmi Birinci Rivâyet……………………………………………………...……....62 Yirmi İkinci Rivâyet……………………………………………………..……..….64 Yirmi Üçüncü Rivâyet………………………………………………………..…....64 Yirmi Dördüncü Rivâyet…………………………………………………….....….65 Yirmi Beşinci Rivâyet…………………………………………………………..….67 Yirmi Altıncı Rivâyet……………………………………………………….…..…67 Yirmi Yedinci Rivâyet…………………………………………………………..…70 Yirmi Sekizinci Rivâyet………………………………………………………..…..71 Yirmi Dokuzuncu Rivâyet………………………………………………….…..….71 Otuzuncu Rivâyet………………………………………………………………..…72 Otuz Birinci Rivâyet……………………………………………………………..…74 Otuz İkinci Rivâyet……………………………………………………..………….75 Otuz Üçüncü Rivâyet………………………………………………………..……..78 Otuz Dördüncü Rivâyet………………………………………….………..………..79 Otuz Beşinci Rivâyet………………………………………………………….……81 Otuz Altıncı Rivâyet……………………………………………………………..…83 Otuz Yedinci Rivâyet………………………………………………………………84 Otuz Sekizinci Rivâyet……………………………………………………………..85 Otuz Dokuzuncu Rivâyet…………………………………………………….…….86 Kırkıncı Rivâyet………………………………………….…………………….…..88 Kırk Birinci Rivâyet………………………………………………………………..89 Kırk İkinci Rivâyet…………………………………………………………..……..89 DEĞERLENDİRME…………………………………………………………….…90 III. BÖLÜM KIRK GÜN HADİSİ’NİN METİN FARKLILIKLARI A-Hadisin Erken Dönem Kaynaklarındaki Durumu…...…………………....92 III B- Tarihî Seyir Metnin İçerisinde Gelişmesi ve Genişlemesi Durumu…………………………………………………………………………..….94 C- Metinlerde Yer Alan Ana Temalar ve Bunların Rivâyetlerdeki Durumu………………………………………………………………………….…..96 1-Abdullah b. Mesud tarikinden gelen Rivâyetlerin genel karakteristiği ve içerdiği ana temaları :……………………………………………………….…..…..97 2-Enes tarîkinden gelen Rivâyetlerin genel karakteristiği ve içerdiği metin temalarını :…………………………………………………………………………..97 3-Huzeyfe b. Esid tarikinden gelen Rivâyetlerin genel durumunu ve içeriğini şöylece belirtebiliriz. ………………………………………………….…..97 D- En Uzun ve En Detaylı Rivâyetin Tespiti:……...………………………..….99 E- En Kısa ve Az Detaylı Rivâyetin Tespiti:…………..…………………….....99 F- Ana Temaları Bakımından Farklılıkların Tabloda Gösterilmesi…………....101 IV. BÖLÜM KIRK GÜN HADİSİNİN KAYNAKLARDAKİ DEĞERLENDİRİLMESİ A-Hadisin Sıhhati Hakkındaki Görüşler………………………………..….113 a- Hadis Hakkında Bazı Genel Değerlendirmeler:…………………………...……113 b-Ömer b. Abdülaziz’in “ er-Red ale’l- kaderiye” Adlı Eseri Açısından Kırk Gün Hadisi:……………………………………………………………………………..115 c- Hasan Basrî’nin Kader Hakkındaki Mektubu ve Kırk Gün Hadisi:…………….118 B-Metinde Geçen Bazı Unsurların Yorumlanması:………………………..122 1-Rızık:……………………………………...……………………………..122 2-Ecel:……………………………………………………………….……..123 3-Amel:…………………………………………………………………….124 4-Hüsn-i Hâtime ve Sû-i Hâtime- Saadet ve Şakavet…………………..….124 SONUÇ…………………………………………………………………..…..….…127 ÖZET…………………………………………………………………………...….128 ABSTRACT……………………………………………………………………….129 ÇALIŞMADA ADI GEÇEN RÂVÎLERİN BİYOGRAFİLERİ ……..…….……..130 BİBLİYOGRAFYA………………………………………………………...……175 IV KISALTMALAR a.s. : Aleyhi’s-selâm A.Ü.İ.F.D. : A.Ü.İ.Fakültesi Dergisi b. : İbn bkz. : Bakınız c.c. : Celle Celâluhû çev. : Çeviren DiA : Diyanet İslâm Ansiklopedisi Hz. : Hazreti md. : Maddesi r.a. : Radiya’l-lâhu anhu s. : Sayfa s.a.v. : Sallâ’l-lâhu aleyhi ve selem thk. : Tahkik trc. : Terceme ty. : Tarih yok v. : Vefât vb. : Ve benzeri vd. : Ve devamı vs. : ve sonrası y.y. : Yer yok. ÖNSÖZ Kader Hadisi diye de bilinen Kırk Gün Hadisi’nin isnad ve metin yönünden değerlendirilmesine yer verilen bu çalışmada, dört bölüme yer verilmiştir. Bu bölümlerde ağırlıklı olarak hadisin hadis kitaplarındaki rivayetlerini toplamaya gayret sarf edilmiştir. Elde edilen rivayetlerin, hadisimizin yer aldığı ilk kitaptan Beyhâkî’ye kadar olan dönem içinde yer alan otuz civarında hadis kitabından incelenerek alınmış olması önemlidir. Bu hadis kitaplarından on yedisinde rastladığımız kırk iki rivayetin çalışmanın amacı hakkında bir kanaate ulaşmamıza yardımcı olacağı düşünülmüştür. Buna karşın yine de bazı rivâyetlerin gözden kaçma ihtimali olsa bile imkan ölçüsünde dikkatli olunmuştur. Çalışmamız kısa bir Giriş ve dört ayrı bölümde planlanmıştır. Giriş kısmında özetle Kırk Gün Hadisi hakkında bilgi yer almış ve Hadis üzerinde yaptığımız çalışmanın nasıl bir amaca yönelik olduğuna değinilmiştir. Yine bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde güdülen yönteme yer verilmiştir. Birinci bölümde, Kırk Gün Hadisi’nin hadis kitaplarından aldığımız kırk iki rivayeti yer almıştır. Bu rivayetler bu bölümde bulundukları hadis kitabının müellifinin vefat tarihine göre birden kırk ikiye kadar sıralanmıştır. Amacımız böylelikle hadisin tarîhî nakil sürecini de gözlemleyebilmekti. Yine bu rivayetler sened ve metinleri ile birlikte verilmiş ve tercüme edilmişlerdir. Bir hadis kitabından birden fazla tarike yer verilmiş ise müellifin kitabındaki sıralamaya dikkat edilmeye çalışılmıştır. Ancak gerek rivayetleri tespitte gerekse onları çalışmamıza bu sırayla almakta gözden kaçabilecek durumlar her zaman muhtemeldir. Ayrıca bu bölümde, isanadların birleştirilmesine yer verilmiş ve hadisin üç sahabiden gelen tarikleri hem müstakil hemde hepsi birden şematik olarak gösterilmiştir. Bu bölümde yapılan çalışma bizi isnadlarda geçen doğru râvilere 1 götürmesi bakımından ve hadis kitaplarında hangi tarikler ile yer aldığını görmemiz bakımından önemli idi. Râvîlerin isimleri doğru olarak tespit edilmeye çalışılmış ve isimleri şemaların altında belirtilmiştir. İkinci bölümde, rivâyetlerin isnadları değerlendirilmiştir. Öncelikle, râvîler hakkında, tabakât ve ricâl eserlerinde yer alan görüşler ve hayatları üzerinde yaptığımız çalışma ışığında bir kanaat edinilmeye çalışılmıştır. Daha sonra isnadın tamamı üzerinde kısa bir kanaat belirtilmiştir. Râvîler hakkında kısa kanaatle ve isnad hakkındaki kısa yargıda bulunulan bu bölümde de rivayetler müelliflerin vefat sıralaması ile yer almıştır. Üçüncü bölümde, hadisin tarîhî seyir içerisinde metin bakımından gnişlemesine ve değişiminin değerlendirilmesine yer verilmiştir. Lafız değişiklikleri, hadisin unsurlarının ne kadarını içerdiği tespit edilmeye çalışılmış bu bakımlardan değerlendirmeler yapabilmek için ayrıntılı tablolar oluşturulmuştur. Böylelikle yapılan değerlendirmeler temellendirilmeye çalışılmış ve yapılabilecek başka yorumlamalara zemin oluşturacağı düşünülmüştür. Dördüncü ve son bölümde ise, hadisimizin kaynaklarda nasıl değerlendirildiği, hangi konularda dayanak olarak görüldüğü, sıhhati hakkında neler söylendiği yer almıştır. Yine bu bölümde hadiste geçen bazı temaların yorumlanmasına da kısaca değinilmiştir. İsnadlarda adı geçen râvîlerin kısa hayatlarının yer aldığı bölümü çalışmanın sonuna eklenmiştir. Râvilere değinilirken kısaca kim oldukları ve cerh ve ta’dil bakımından nasıl görüldüklerine yer verilmiştir. Böyle bir çalışmanın gerçekleşmesinde katkı sağlayan bütün hocalarıma teşekkür ederim. Özellikle danışman hocam sayın Prof. Dr. Kamil Çakın’ı her zaman minnetle yad edeceğimi belirtmek isterim. Yine değerli katkıları dolayısıyla sayın Doç.Dr. Bünyamin Erul ile bu çalışma esnasında görüşlerinden yararlandığım sayın Prof. Dr. Sönmez Kutlu’ya ayrıca teşekkür ederim. Murat Arslan Ankara, 2006 2 GİRİŞ Kırk Gün Hadisi adını verdiğimiz ve kader hadisi1 diye de kaynaklarda adına rastladığımız hadisin daha sahabe döneminde kader etrafında tartışılmaya başladığını gördüğümüz konularla doğrudan ilgisi olduğu anlaşılmaktadır. Önceleri Kaderiyye, sonradan Mutezile, incelediğimiz hadisin hemen bütün unsurlarını reddederken 2 hadisin sıhhati dahil her yönü günümüze kadar tartışılagelmiştir. İman-Amel ilişkisi ve günümüzde Müslümanların amel zafiyetinin samimiyet eksikliğine dayandırılması, ayrıca kaderin bir sığınak olarak da görülmesi hadisin anlaşılması yönündeki gayretleri anlamlı kılmaktadır. Ve günümüzde biri çıkıp “insan hayatında kaderin efendisi kim?” 3 diye sormaya gerek gördüğüne göre Müslümanlar, “inhitatları ile âlemin kaybettiklerini” öncelikle kendileri görmeye muhtaçtırlar. Bunun yolu Kur’an’ı iyi anlamaktan ve “Hz. Peygamberin, ilahi emirlerin teoride olduğu kadar pratikte de gerçekleştirilebileceğini ortaya koyduğu gibi, ilâhî nizamın aynı doğrultuda nasıl tatbik edileceğini, nasıl ve ne şekilde günlük hayata geçirileceğini de göstermiş olduğunu”4 bilmekten geçmektedir. Kırk Gün Hadisi Nedir? Kırk Gün Hadisi, birisi insanın ana rahminde geçirdiği biyolojik devrelerin kırkar günlük aşamalar şeklinde gerçekleştiğini anlatan diğeri görevli bir meleğin yine ana rahminde iken kişinin rızık, ecel, amel ve ahiretine dair durumunu yazdığını haber veren iki bölüme ayırabileceğimiz bir rivâyettir. 1 Kader hadisi olarak anıldığı yerler için Bkz. Beyhakî, Şuabu’l-imân, I, 208; Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî, Î’tikâdu Ehli’s-Sünne, IV, 592; Hallâl, es-Sünne.III, 538. Kader hadisi olarak Cibrîl hadisinin de anıldığını bilmekteyiz.Cibrîl hadisi için “kader hadisi” isminin kullanılması ile ilgi olarak bkz.Tatlı, Bekir, Hadis Tekniği Açısından Cibrîl Hadisi ve İslam Düşüncesine Yansımaları (Doktora Tezi).s.4. 2 Bağcı, H.Musa,el-Buharînin Kaderiye/Mutezile ile Kader Konusundaki Münakaşaları,A.Ü.İ.F. Dergisi, 46/1-2005/21-42. 3 El-Bûtî, Said Ramazan, Ebhasun fi’l_Gımme, II,97. 4 Çakın,Kâmil, İslamda Hadis ve Sünnetin Yeri,s.22. 3 Rivâyetler arasında birinin diğerini mündemiç olması gibi faklılıklar olsa da rivâyetin en yaygın biçimlerinde iki bölüm de yer almaktadır. 5 Yine meleğin yazdığı konular farklılık arz etmekle birlikte rivâyetleri Kırk Gün Hadisi kılan ana temaların yer alması bizim o rivâyeti tanımamıza katkı sağlamıştır. Konunun Önemi ve Amacı Kırk Gün Hadisi’nin sened ve metin yönünden değerlendirmesini yapabilmek üzere ortaya koyduğumuz tarama ve tespit çalışması neticesinde rivâyetin bütün tariklerini bir arada görme ve inceleme imkanı doğacağı tabiidir. Bu tabii netice çerçevesinde yapılabilecek çalışmalar gerek hadisin geçirdiği rivâyet sürecini ve gerekse ortaya koyduğu anlam bütünlüğünü daha net görmeye aracı olacaktır. Hadisimiz fıkıh ve kelam gibi çok önemli ilimlerde doğrudan dayanak olarak kullanılmış bir rivâyet olarak elbette üzerinde çok farklı incelemelere açık bulunmaktadır. Bu çalışmamızda ortaya koyacağımız değerlendirmelerin bu incelemelere de ışık tutacağını düşünmekteyiz. Yine tesirleri günümüze kadar ulaşan başta mezheplerin doğuşunda ve şekillenmesinde hadisimizin kullanılmasını ve mesned teşkil etmesini gözlemleyebilme imkanı önemli görünmektedir. Kader inancı etrafında süregelen tartışmalar ve bu tartışmalarda hadisimizin güncelliğini koruması 6 da bu çalışmayı ve rivayetin tespit ve tahlîlini anlamlı kılmaktadır. Araştırmanın Metodu Bu tez çalışmasında daha çok hadisimizin hadis kitaplarından tespitine ve isnadlarını değerlendirilmesine ağırlık verilmiş olacağı muhakkaktır. İmkan ölçüsünde diğer bölümler irdelenecektir Bu sebeple ve öncelikle hadis kitapları taranacak ve bulunan rivayetler sıralanacaktır. Yine isnad hakkında kanaat belirtmek için râvîlerin durumunu bilmek gerektiğinden rivâyetlerde adı geçen râvîler hakkında bilgi toplanması gerekecektir. 5 Çalışmamızda yer alan Kırk Gün Hadisi Rivâyetleri bize üç sahabîden ulaşmakta ve bazı lafızlar düşse de iki bölümü de içermektedir. 6 Bkz. Güler İlhami, Allah’ın Ahlâkîliği Sorunu.Müellif kitabında hadisimizi ve hakında Hasan-ı Basrî’nin eleştirisini zikretmiş ve İmam-ı Âzam’ın Fıkh-ı Ebsat’ın’da kadere dair açtığı bahsin başında bu hadisin iğreti durduğu ve sonradan ilave edildiği yorumunu yapmıştır. S.76.vd. 4 Elde edilen râvî bilgileri ile rivâyetlerin sıhhati hakkında tahlillerde bulunulabilecektir. Bütün varyantları ile önümüze koyduğumuz hadisimizin metin farklılıklarını görme imkânımız da olacaktır. Lafız değişiklikleri, takdim-tehirler, eksiklik ve fazlalıklar tablolar ile dah net olarak görülecektir. Bu metodla çalışarak hadisin lafız olarak ve ifade ettiği anlam itibarıyla ilk formunu yakalama çabası içerisine gireceğiz. 5 I. BÖLÜM KIRK GÜN HADİSİ' NİN YER ALDIĞI KAYNAKLAR Çalışmamıza konu olan hadisimizi bu bölümde bütün tarîkleri ile ortaya koymayı hedef edindik. Bu çerçevede otuz hadis kitabına baktık. Bu hadis kitaplarını inceledik ve hadisimizi ana temaları bakımından içeren rivayetleri isnad ve metinleri ile birlikte çalışmamıza aldık. Bu rivayetleri kronolojik olarak ilk rivayet edildiği eserden son esere kadar bulundukları eserin müelliflerinin vefat tarihlerine göre sıraladık. Böylelikle hadisimizin hadis kitaplarında özellikle ilk yer aldığı yeri bilme ve sonra gelen rivayetlerdeki durumunu gözlemleme imkânımız olacağını düşündük. Hadisin ilk rivayetlerinde sahip olduğu formu koruyup koruyamadığını, lafızlarında olabilecek değişimleri, anlam genişlemesi ve daralmalarını, varsa bu değişimlerin tarihi arka planını sağlıklı görebilmenin zeminini araştırdık. Otuz hadis kitabından on yedisinde geçen kırk iki rivayeti numaralandırdık ve müellifin isim ve eserinden oluşan başlıklar altında zikrettik. Bölümün sonunda, rivayetlerin bulunduğu ve bulunmadığı hadis kitaplarını kronolojik olarak gösteren bir tablo sunarak bölümü sonlandırdık. A- KAYNAKLAR: 1- Tayâlisî Süleyman b. Davud Ebû Davud et-Tayâlisî’nin (v.204) Müsned’i: Et- Teyâlisî'nin rivayetleri şu şekildedir. وه! ا ل ا# ل ز%& ا# '( — أ داود ل1 #)* أر,* أﻡ#*. */ 0) 1 أآ345 وق أن8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: ل رل ا 6 ,4 و,4 وأﺝ, ت رز4 آ0)?ﻡ> =ر/ @4 ﻡ,) إB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH 1 '4) *) و,*) نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1H ﻡD أو إن ا >ﺝ1 ا >وح وإن أآ,)/ KL 1 ) و( أو ا *رD* أهD* D*) 1 أو إن أآ1H ﻡD وإن ا >ﺝ45)/ ا رD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعPإ .45)/ ' اD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I Bu rivayet: Şu' be - el- A'meş - Zeyd b. Vehb (el - Cühenî) – Abdulah b. Mes’ûd isnâdı ile nakledilmektedir7. Buna göre; Abdulah b. Mes'ud diyor ki; Sadıku'l- Masduk olan Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: ''Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk gecede toplanır. Sonra bir okadar zaman içinde aleka olur. Yine bir okadar zaman içinde mudga olur. Sonra ona bir melek gönderilir ve rızkı, eceli, amel, ve said yada şaki olduğu konusunda dört kelime (yi-konuyu) yazmakla emrolunur. Ardından ruhu üflenir. Sizden biriniz veya bir adam cennetle kendi arasında bir (zira’) karış mesafe kalacak kadar ehl-i cennet işi tutat tutar da; hakkında, geçmiş yazgı öne geçer ve bir ehl-i nâr ameli işler ve cehenneme girer. Sizden biriniz veya bir adam da ehl-i nârın işini tutar tutar da kendisiyle cehennem arasında bir karış kalır; derken önceki yazgısı galip gelir, bir ehl-i cennet ameli işler ve cennete giriverir.' #* S* أﻥ#* >*H * أ# ) ا# ز# ل أ داود ل دS— ﻥ2 '*4 *' * ربL.)*ل * رب ﻥ/ H4 ﻡ1> D آD وﺝT ل ان ا14 و,)4 ا94: ا# Sأﻥ #*. */ @* *! ذIH)/ )* (* أم9*E ل رب ذآ*>ا أم أﻥ45 1I انD وﺝT ذا أراد اV/ 'FG رب ﻡ .,أﻡ Bu rivayet; Yunus- Ebû Davud- Hammâd b.Zeyd- Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes – Enes tarîki ile gelmiştir8. Bu rivayette Enes b. Mâlik, Rasûlullah (s.a.v.)’ den nakletmektedir ki O, şöyle söylemiştir: Allah Azze ve Celle Rahimde bir melek vekil tayin eder ve o melek; Ya Rabbi! Bu nutfedir? Ya Rabbi! Bu alakadır? Ya Rabbi! Bu mudgadır? der. 7 Ebû Davud et- Tayâlisî, Müsned, I, 38. 8 Ebû Davud et- Tayâlisî, Müsned, I, 276. 7 Allah Azze ve Celle onun yaratılışını tamamlamak istediğinde melek, ya rabbi! “Erkek mi, dişi mi; şakî mi saîd mi olsun?” der ve böylece hemen anne karnında yazılır. 2- Abdurrezzak b. Hemmâm Ebû Bekir es- Sanaânî’in (v.211) Musannef’i: *ل *دN ﻡ#*>ﻥ ا5 وه! ل أ# ز ا# %& ا# ريE ا# >ﻥ ا >زاق5— أ3 1* '4) #) أر, أﻡ#. / 0 1 أآ345 وق أن8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: >ﻥ رل ا5أ *( و,*4 و,4! أﺝI)ل اآ/ ت4 آ0@ =ر4 ا اB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH يX* *ب اIH ا,*)4 !*4F)/ ذراعP ا *' إ#)* و,*) **ن وﻡH 9I ' اD أهD D) Dأو ) وأن ا >ﺝ ,*)4 !4F)/ ذراعP و) إ,) ن وﻡH 9I ا رD أهD D) D ا ر وأن ا >ﺝD أهD , 1IY)/ 3 .' اD5)/ ' اD أهD D)/ 3 يX ب اIH ا Bu rivayet: Abdurrezzak- es-Sevrî- el-A'meş- Zeyd b. Vehb- İbn Mesûd tarîkiyle gelmektedir. 9 Buna göre Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır. ''Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk gece cem' edilir. Sonra yine bu şekilde kırk gece aleka, sonra yine bu şekilde kırk gece mudga olur. Sonra Allah bir melek görevlendirerek, dört şeyi yazmasını emreder ve der ki: ecelini, amelini, şakî mi saîd mi olacağını yaz! İşte sizden bir adam cennetle kendi arasında bir karış mesafe kalacak kadar ehl-i cennet işi tutar tutar da; hakkında, geçmiş yazgı galip gelir ve son olarak ehl-i nârın amelini işler. Bir adam da ehl-i nârın işini tutar tutar da kendisiyle cehennem arasında bir karış kalır; derken önceki yazgısı galip gelir, bir ehl-i cennet ameli işler; ve cennete giriverir.'' 3- Humeydî Abdullah b. ez- Zübeyr Ebû Bekr’in (v.219) Müsned’i: # وه! ل ل ا# ز# %& ل اN/. ) ا# Z)ي ل ﻡZ — ا4 ,** أﻡ#**. **/ ,**45 0** 1**وق إن أ**آ8 **دق ا8 وه** ا14** و,**)4 ا94**: **د ** ر**ل اNﻡ 9 Abdurrezzak, Musannef, Kader, XI, 123. 8 !*I)*ل أآ/ *ت4 آ0@ *=ر4 ا,) ا إD> 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH)/ ﻡ#)أر 9*I '* اD* أهD* D) D )[ وإن ا >ﺝNLي ﻥX ل وا1 ا >وح,)/ KL 1 و() أو )ا,4 وأﺝ,4 .45)/ ا رD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ Bu rivayet: Muhammed b. Ubeyd et- Tenâfesî- el- A'meş- Zeyd b. VehbAbdullah b. Mesûd kanalıyla gelmiştir.10 Sadıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle haber vermiştir: Sizden birinizin annesinin karnındaki yaratılışı kır günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve yine aynı şekilde mudga olur. Ardından Allah c.c. ona dört şey yazması için bir meleği gönderir. Ona amelini, ecelini, şakî mi saîd mi olduğunu yazmasını söyler. Ve ruh üflenir. Yemin ederim ki bir insan, kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehlinin amelini yapar da, sonra yazgısı önüne geçer ve cehennem ehlinin işini tutar, böylelikle cehenneme girer. 4- Ali b. el- Ca'd Ebû'l- Hasen el- Cevherî'nin (v.230) Müsned’i: د لN ﻡ# وه! ل ا# ز# %& ا# >) أﻥ زه4 —5 1 ﻡ#) أر, أﻡ#. / 0 1 أآ345 وق إن8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: رل ا ,) إB @ أو ل4 ا,) ا إB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH 1 @ ذDE' ﻡL.ن ﻥH ﻡ9I ' اD أهD D) 1 و( أو ) ل وإن أآ,4 وأﺝ,4 و, ! رزIH)/ ت4 آ0@ =ر4 ا ﻡ9I ا رD أهD D) 1 وأن أآ45)/ ا رD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراع,) نH .45)/ ' اD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراع,) نH Bu rivayet şu yoldan aktarılmıştır:11 Züheyr- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.Abdullah b. Mesûd. Abdullah b. Mesûd (r.a.) Rasûlullah (s.a.v.) 'in ki O Sâdıku'l- Masdûk tur, şöyle anlattığını haber vermektedir: Sizden birinizin annesinin karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde nutfe olarak, ardından aleka ve mudga olarak yaratılışı devam eder. Sonra Allah (c.c.) ona dört kelime ile bir melek gönderir veya 10 11 Humeydî, Müsned, I, 69. Ebû'l Hasen Ali b. el- Ca'd, Müsned, I, 379. 9 ona bir melek gönderilir. Melek onun rızkını amelini ecelini ve saîd ya da şakî oluşunu yazar. Sizden biri cennete bir karış kalana kadar cennet ehlinin amelini işler işler de, sonra yazgısı önüne geçer ve cehennem ehlinin amelini işler ve cehenneme girer. Aynı şekilde birisi de cehenneme bir karış kalana dek cehennem ehlinin amelini işler fakat yazgısı önüne geçer, cennet ehlinin amelini işler ve cennete girer. 5- Ahmed b. Hanbel Ebû Abdillah Eş- Şeybânî'nin (v. 241) Müsned’i: ث *لZ ا# ز ل أ )ة# 4 أﻥ=ﻥ1)^ — ا أ ه6 ذاV*/ >)F ﺕP 94 ﻡ#) أر1> ا/ نH' ﺕL. أن ا14 و,)4 ا94: ل ا ل رل ا *H4 إ )* ﻡB* ,*45 *يN ذا أراد ا أنV*/ @ X* `ﻡ* آ1* @ X*' آFG ﻡ1 '4 رت: ا&رنGﻡ أمd)Z*: أ,4 وأﺝ, ﺕa أم زاb أﻥDc )>أم8 أ( أم ) أ9E أي رب أذآ> أم أﻥ,)4 يX @ ا4 )ل ا/ 345 , )ﺝDH/ ا4 ل ا,4ا آX ه#>غ ﻡ/ إذا وD ا1)L/ ا م# ﻡDل رﺝ/ ,4! ذ @ آIH)/ ل1) ., Bu rivayet: Hüşeym- Ali b. Zeyd- Eb Ubeyd eb. Abdillah- Abdullah b. Mes'ûd tarîki ile rivayet edilmiştir.12 Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Nutfe rahimde değişmeden kendi halinde kırk gün geçirir. Kırk günü geçirdikten sonra aynı şekilde aleka, mudga ve kemikli bir hale dönüşür. Allah c.c. onun yaratılışını tamamlamak istediğinde bir melek gönderir. Melek, Ya Rabbi! : Erkek mi, Kadın mı? Şaki mi, saîd mi? Kısa mı, Uzun mu? Kuvveti az mı, çok mu? Eceli nedir? Sağlıklı mı sakat mı? Diye sorar. Rasûlullah (s.a.v.) dedi ki: İşte hepsi böylece yazılır. Oradakilerden biri; bütün bunlardan sonra o vakit amel ne işe yarar diye sordu. Hz. Peygamber; Siz amele devam edin zira herkes ne için yaratılmışsa ona yöneltilecektir dedi. * * ا *ل#* !* وه#* * ز# %&— ا أ أ ﻡو' ا7 1* ﻡ#) أر/ , أﻡ#. / ,45 0 1وق ان أآ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: رل ا ,* *ت رز4 آ0 ا >وح و?ﻡ> =ر,)/ KL)/ @4 ا,) إD> 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH P و)* إ,*) *نH * ﻡ9*I '* اD* أهD D) 1)>[ ان أآf , إP يX ا/ ) و( أم,4 و,4واﺝ 12 Ahmed Müsned, I, 374, Müsnedü’l- Müksirîn Mine’s-Sahâbe/3372. 10 ,*) *نH * ﻡ9*I ا رD أهD D) D وان ا >ﺝ45)/ ا رD أهD , 1IY)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراع .45)/ ' اD أهD , 1IY)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعPو) إ Bu rivayet; Ebû Muaviye- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.-Abdullah b. Mes'ûd yoluyla rivayet edilmiştir.13 Sadıku'l- Masduk Rasûlullah s.a.v. şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Ardında aynı şekilde aleka ve mudga olur. Sonra ona bir melek gönderilir, Ruh üflenir, rızkı, eceli, ameli, saîd veya şakî mi olacağı konusunda dört kelime ile emrolunur. Kendisinden başka ilahın olmadığı o Allah'a yemin ederim ki; Sizden biriniz cennetle kendi arasında bir karış kalana kadar, cennet ehli ameli yapar yapar da, yazgısı öne geçer ve cehennem ehli ameli ile son bulur ve cehenneme girer; Birsi de cehennemle kendi arasında bir karış kalana dek cehennem ehlinin amelini yapar yapar da, yazgısı öne geçer ve cennet ehli ameli ile son bulur ve cennete girer. !* وه#* * ز#* D*) آ#* '4* #* >*./ * *Z ﻡ#* #)*N * *— ا * أ8 345 0 وق8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: د ل رل اN ﻡ# ا# ا ,*) إD* وﺝT* اB* 1* @* ذD*E' ﻡF*G*ن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH 1 '4) #) أر, أﻡ#. / 1أآ D ا )[ ان ا >ﺝSLي ﻥX ل وا1 () أو )ا,I واآ, ورز,4 وأﺝ,4 !I)ل اآ/ 'Hag ا# ﻡH4ﻡ )*ت/ ا *رD* أهD* D*)/ ا ^ء, رآ1 )> ذراعf ' ا#) و,) نH ﻡ9I ' اD أهD D) >*)f ا *ر#)* و,*) نH ﻡ9I ا رD أهD D) D ا )[ ان ا >ﺝSLي ﻥX ل وا1 ا رD5)/ .' اD5)/ )ت/ ' اD أهD D)/ دةN ا, ﺕرآ1 ذراع Bu rivayet: Hüseyin b. Muhammed – Fıtr – Seleme b. Kuheyl – Zeyd b. Vehb el- Cühenî-Abdullah yoluyla nakledilmiştir.14 Rasûlullah s.a.v. ki O Sadıku'l – Masdûktur, şöyle buyurmaktadır: Sizden birinizin annesi karnındaki yartılışı kırk gecede toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Ardından Allah Azze ve Celle meleklerinden bir melek gönderir ve ona amelini, ecelini, rızkını ve şâki yahut saîd mi olacağını yazmasını 13 Ahmed, I, 382, /3441. 14 Ahmed, I, 414, /3738. 11 emreder. Rasûlullah s.a.v. sözüne şu şekilde devam etmiştir: Allah' a yemin ederim ki; Bir adam kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehlinin amelini yapar yapar da sonra ona şakâvet isabet eder ve cehennem ehlinin amelini işler ve bu hal üzere ölür, cehenneme girer. Yine şu şekilde devam etmiştir: Allah'a yemin ederim ki; bir adam da kendisiyle cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehlinin amelini işler işler de ardından ona saadet isabet eder; cennet ehli ameli işler ve bu hal üzere ölür ve cennet e giriverir. #* !* وه#* * *ل * ز%*& * ا0*) ووآ%& ا# 9)Z — ا أ9 , أﻡ#. / ,45 0 1وق ل ان أآ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: ا ل رل ا D*> 1* @* ذD*E' ﻡF*G*ن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH 1 '4) 0)' ل وآ4) #) ﻡ أو ل أر#) أر/ [>*)f ,* إP يX* ا/ ا *>وح,*)/ KL 1 ) و( أو, ورز,4 وأﺝ,4 ت4 آ0@ =ر4 ا,) إD وﺝT ا ا *رD* أهD* , 1IY)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعP و) ا,) نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1ان أآ 1I*Y)/ *بIH ا,*)4 3*N)/ ذراعP و)* ا,*) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 1 وان أآ4 أه#ن ﻡH)/ .4 أه#ن ﻡH)/ ' اD أهD , Bu rivayet; Yahya – el- A'meş – ayrıca – Veki' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb. tarîkleri ile nakledilmiştir.15 Sadıku'l – Masdûk Rasûlullah s.a.v. şöyle söylemektedir: Sizden birinizin anne karnındaki yaratılışı kırk günde- veya gece de demiş olabilir, Veki' gece demiştir.- toplanır. Ardından aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah Azze ve Celle, onun amelini, ecelini, rızkını ve said veya şaki olduğunu belirten dört kelime ile ona bir melek gönderir. Sonra ruhu üflenir. Kendisinden başka ilâhın olmadığı Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli yapar, ancak yazgısı onun önüne geçer ve cehennem ehlinin ameli ile hayatı son bulur ve onun ehlinden olur. Bir adam da kendisiyle cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehlinin amelini işler, ancak yazgısı öne geçerek, cennet ehlinin ameli ile hayatı son bulur ve onun ( cennetin) ehlinden olur. 15 Ahmed ,Müsned, I, 430. /3882. 12 S* أﻥ# >H أ# ز ) ا# ) د# 9)Z — ا أ10 ' أي رب4 ' أي ربL. ل أي رب ﻥH4 ﻡ1> D وآD وﺝT ل ان ا14 و,)4 ا94: ا# !IH)/ لD ا >زق وﻡ ا&ﺝ/ 9E ل أي رب أ( أو ) ذآ> أو أﻥ45 D وﺝT ا >ب9G ذاV/ 'FGﻡ ., أﻡ#. / @ Xآ Bu rivayet; Yahya b. Saîd – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Malik tarîki ile rivayet edilmiştir.16 Rasûlullah (s.a.v.) şöyle demiştir: Allah Azze ve Celle rahimde bir meleği vekil görevlendirir. Melek nutfe, aleka ve mudga oluşunu Allah' a anar ve Allah Azze ve Celle onu yaratmaya hükmettiğinde Ya Rabbi; şaki mi said mi, erkek mi kadın mı, rızkı nedir, eceli nedir? Sorar. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etmiştir: İşte böylece annesinin karnında yazılır. S* ﺝ*[ أﻥ#* >*H * أ# ز أﻥ ) ا# دS ا أ ﻥE -11 *' أي رب4 *' أي ربL.)*ل أي رب ﻥ/ H4 ﻡ1> D وآD وﺝT ان ا1 لBZ ا0/> @ ﻡ# D ا&ﺝ/ ا >زق/ ) ( أو9E ل ل أي رب ذآ> أو أﻥ45 G أنD وﺝT ' وإذا أراد اFGﻡ ., اﻡ#. / @ X! آIH)/ ل Bu rivayet; Abdullah – Ebû Abdillah – Yunus – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik (Enes hadîsi merfû olarak rivayet etmiştir) tarîki ile rivâyet edilmiştir.17 '' Allah Azze ve Celle rahimde bir melek vekil kılmıştır. Bu melek şöyle der; Ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka, ya rabbi mudga?.. Allah Azze ve Celle onu yaratmaya hükmettiğinde melek; Ya rabbi kadın mı erkek mi, şâki mi saîd mi, rızkı nedir, eceli nedir? Diye sorar. İşte böylece annesinin karnında yazılır. 6- Buhârî:Muhammed b. İsmail Ebû Abdillah, el –Cû'fî (v.256) : Sahih-i Buhârî: 16 Ahmed , Müsned, III, 116. /11714. 17 Ahmed, Müsned ,III, 148. /12042. 13 ا94*: * ا#* @* ﻡ#* S أﻥ# >H أ# ) ا# د ل دN— ﻡ12 ذا أراد أنV*/ 'F*G*' * رب ﻡ4 ' * ربL. ل رب ﻥH4 ﻡ1> D وآD وﺝT ل إن ا14 و,)4 ., أﻡ#. / !IH)/ D ا >زق وا&ﺝ/ ) ( أم9E ل أذآ> أم أﻥ,45 G Bu rivayet; Müsedded – Hammâd – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik tarîki ile nakledilmiştir.18 Bu rivâyete göre Rasûlullah s.a.v. şöyle buyurmuştur: Allah Azze ve Celle rahimde, ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka, ya rabbi mudga?.. Diyen bir meleği vekil kılmıştır. Taki Allah Azze ve Celle onu yaratmaya hükmettiğinde melek; erkek mi kadın mı, şakî mi saîd mi, rızkı nedir, eceli nedir? sorar. Ve işte böylece annesi karnında yazılır. * وه*! *ل * ا#* ز# %& ا# أ ا&ص0)> ا# #NZ — ا13 1* * ﻡ#)* أر,* أﻡ#. / ,45 0 1وق ل إن أآ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: رل ا ,*4 !*I اآ,* *ت و*ل4 آ0* و*?ﻡ> *=رH4 ا ﻡB* 1* @* ذD*E' ﻡF*Gن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH ذراعP ا *' إ#)* و,*) *نH * ﻡ9I D) 1H ﻡDن ا >ﺝV/ ا >وح,)/ KL 1 ) و( أو,4 وأﺝ, ورز D*)/ *بIH ا,)4 3N)/ ذراعP ا ر إ#) و,) نH ﻡ9I D ا ر وD أهD D ,I آ,)4 3N)/ .' اD أهD Bu rivayet; Hasan b. er- Rebî' – Ebû'l –Ahves – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah isnadı ile nakledilmiştir.19 Sadıku'l – Masdûk Rasûlullah s.a.v. şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi karnındaki yaratılışı kırk günde toplanır.Sonra aynı şekilde aleka ve sonra yine aynı şekilde mudaga olur. Sora Allah Azze ve Celle ona bir melek gönderir. Melek dört kelime ile görevlendirilir ve ona kişinin amelini, rızkını, ecelini ve şakî yahut saîd oluşunu yazması söylenir. Sonra ona ruhu üflenir. Sizden birisi kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar amel işler işler de; yazgısı onun önüne geçer ve ardından cehennem ehli ameli işler; Öte yandan kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar amel işler ve yazgısı önüne geçerek ehli cennet ameli işler. 18 Buharî,6,Hayz,17,hadis no: 318, s.27. 19 Buharî, 59, Bed’ul-Halk, 6, hadis no:3208 s. 260. 14 وه! ا رل# ز%& أ اbL # > —14 DE' ﻡ4 نH 1 ﻡ#) أر, أﻡ#. / 0 1وق إن أآ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: ا 1* )* و(* أو,* ورز,*4 وأﺝ,*4 !*IH)/ ت4 آ0 =رH4 ﻡ,) ا إB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذ D*)/ *بIH ا,*)4 3*N)/ ذراعP و)* إ,*) نH ﻡ9I ا رD أهD D) Dن ا >ﺝV/ ا >وح,)/ KL ,*)4 3*N)/ ذراعP و)* إ,*) نH ﻡ9I ' اD أهD D) D ا ' وإن ا >ﺝD5)/ ' اD أهD . ا رD5)/ ا رD أهD D)/ بIH ا Bu rivayet; Ömer b. Hafs – Ebû Ömer – el – A'meş – Zeyd b. Vehb. – Abdullah tarîki ile rivayet edilmiştir. 20 Sadıku'l – Masduk Rasûlullah s.a.v. şöyle anlatmıştır: Sizden birisi annesi karnında kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah ona dört kelime ile bir melek gönderir. Ardından amelini, ecelini, rızkını ve şaki yahut said oluşunu yazar, ruh üflenir. Bir adam kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, ancak yazgısı onun önüne geçer ve cennet ehlinin amelini işler ve cennete girer. Bir adam da kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, derken yazgısı önüne geçer ve cehennem ehli amelinde bulunur ve cehenneme girer. @* ﻡ#* S* أﻥ#* S* أﻥ#* >*H * أ#* )* ا#* * ز#* — أ ا ن *د15 '*4 ' ربL.)ل رب ﻥ/ H4 ﻡ1> ا/ D ل إن ا وآ14 و,)4 ا94: ا# , رﺽ ا !*IH)/ D ا&ﺝ/ ا >زق/ ) رب ( أم9E ل رب أذآ> رب أﻥ4Y ذا أراد أنV/ 'FG رب ﻡ ., أﻡ#. / @ Xآ Bu irvayet; Ebû 'n- Nu'man- Hammâd b. Zeyd. – Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes – Enes b. Malik kanalından aktarılmıştır.21 Enes b. Malik Rasûlullah (s.a.v). 'den nakletmektedir: Allah rahimde bir melek vekil kılar ve bu melek ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka , ya rabbi mudga der. 20 Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3332.s. 269. 21 Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3333.s. 269. 15 Allah onu yaratmak istediğinde ya rabbi erke mi, kadın mı; şakî yahut saîd mi; eceli nedir? diye sorar ve bütün bunlar böylece annesinin karnında yazılır. #* * *ل * ز%*&)ن ا4* *@ * (*' أﻥ*=ﻥ4 * ا# — أ ا ) ه^م16 */ 0* 1وق *ل إن أ*آ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: ا ل رل ا# !وه ,*4 وأﺝ,* )?ﻡ> =ر' >ز/ H4 ا ﻡB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 1 ﻡ#) أر, أﻡ#. )*> *ع أو ذراعf *) و,*) *نH * ﻡ9*I ا *رD* أهD* D* D* أو ا >ﺝ1ا إن أ*آ/ ) و( أو *) و,*) *نH ﻡ9I ' اD أهD D) D وإن ا >ﺝ45)/ ' اD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ . ذراعPدم إm ل45)/ ا رD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ #))> ذراع أو ذراf Bu rivayet; Ebû'l –Velid Hişam b. Abdilmelik – Şu'be – Süleyman el – A'meş – Zeyd b. vehb – Abdulah senedi ile rivayet edilmiştir.22 Rasûlullah (s.a.v.) O Sadıku'l-Masdûk şöyle anlatmıştır; Sizden biriniz (yaratılış olarak) annesi karnında kırk günde oluşur. Sonra aynı şekilde aleka olarak, sonra da aynı şekilde mudga oalrak devam eder. Ardından Allah bir melek gönderir ve melek dört şeyle emrolunur; kişinin rızkı, eceli, şaki yahut said oluşu. Allah'a yemin ederim ki; sizden birisi nerdeyse cehenneme girinceye veya bir karış kalana kadar cehennem ehlinin amelini işler işlerde fakat yazgısı onun önüne geçer ve cennet ehlinin amelini işler ve cennete girer. Birisi de kendisiyle cennet arasında bir zira' veya iki zira' kalana kadar cennet ehlinin amelini işler işler, yazgısı onun önüne geçer ve cehenneme giriverir. Âdem bir zira' olduğunu söylemiştir. * ﻡ *@ رﺽ# S أﻥ# S أﻥ# >H أ# ) ا# >ب د# )ن4 —17 *' أي رب4 *' أي ربL.)*ل أي رب ﻥ/ *H4 ﻡ1> * اD* ل وآ14 و,)4 ا94: ا# , ا @ X**! آIH)/ D** ا&ﺝ/ ا *>زق/ ) أ( أم9E ل أي رب ذآ> أم أﻥ45 G ذا أراد ا أنV/ 'FGﻡ ., أﻡ#. / 22 Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6594. s. 552. 16 Bu rivayet; Süleyman b. Harb – Hammad – Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes – Enes b. Malik tarîki ile rivayet edilmiştir.23 Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Allah rahimde bir meleği vekil görevlendirir ve bu melek ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka, ya rabbi mudga! Allah onu yaratmak istediğinde ey rabbim bu erkek mi, kadın mı; şaki mi, yoksa saîd mi; rızkı nedir, eceli nedir? diye sora. İşte böylece annesinin karnında yazılır. **د رﺽN ﻡ#* وه! ا# ز%&دم (' اm —18 ,* أﻡ#*. / 0 1 أآ345 وق إن8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: ل رل ا, ا *ت4 آ0)*?ذن *=ر/ @*4 ا,*) إB* 1* ,*4E' ﻡF*G*ن ﻡH 1* ,*4E' ﻡ4 نH 1 '4) #) ﻡ وأر#)أر *نH P 9*I '* اD* أهD* D*) 1ن أ*آV*/ ا *>وح,*)/ KL 1 ) و( أم,4 و,4 وأﺝ, ! رزIH)/ ا *رD* أهD* D*) 1 ا *ر وإن أ*آD5*)/ ا *رD* أهD* D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعP إ,)) و .45)/ ' اD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعP إ,) ) و#H ﻡ9I Bu rivayet; Adem – Şube – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mes'ud tarîki ile nakledilmiştir.24 Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin ana karnındaki yaratılışı kırk günde ve kırk gecede toplanır, sonra aynı şekilde aleka ve yine aynı şekilde mudga olur. Bunun ardından ona bir melek gönderilir ve bu meleğe dört kelimeyi (şeyi) yazmasına izin verilir. O da böylece onun rızkını, ecelini, amelini ve saîd yahut şaki oluşunu yazar. Sonra ona ruh üflenir. Sizden biriniz kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, ancak yazgısı onu önüne geçer; cehennem ehlinin amelini işler ve cehenneme giriverir. Biriniz de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehlinin amelini işler ve sonra yazgısı onun önüne geçer ve cennet ehli ameli işler de cennete giriverir. 23 Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6595. s. 552. 24 Buharî, 98, Tevhîd, 28, hadis no: 7454. s.621. 17 7 – Müslim b. el- Haccâc Ebû'l – Hüseyn, el- Kuşeyrî, en- Nisaburî (v.261) : Sahih-i Müslim : >**) ﻥ#* * ا#* *Z ح و* ﻡ0*) أ* (*)' * أ** ﻡو*' ووآ#* >*H *— * أ19 * * ا *ل#* !* وه#* * ز# %& ا ا0) أ وأ ﻡو' ووآ, nL4 ا اﻥ وا نH 1 ﻡ#) أر, أﻡ#. / ,45 0 1وق إن أآ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: رل ا *ت4 آ0 ا >وح و?ﻡ> *=ر,)/ KL)/ @4 اD> 1 @ ذDE' ﻡFG ذ @ ﻡ/ نH 1 @ ذDE' ﻡ4 @ ذ/ ,*) نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1)>[ إن أآf , إP يX ا/ ) و( أو,4 و,4 وأﺝ, ! رزIH * ﻡ9*I ا *رD* أهD* D*) 1 وان أ*آ45*)/ ا *رD* أهD* D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعPو) إ .45)/ ' اD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعP و) إ,) نH Bu rivayet; Ebû Bekr b. Ebî Şeybe – Ebû Muâviye ve Vekî' ile Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr el- Hemedanî( lafız onun) - Ebû Muhammed , Ebû Muâviye ve Vekî' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivayet edilmiştir.25 Bu rivayette Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi karnında yaratılışı kırk günde toplanır, ardından aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Sonra melek gönderilir ve ona ruh üfler ve dört kelime ile emrolunur; böylece rızkını, ecelini, amelini ve saîd ya a şakî oluşunu yazar. Kendisinden başka ilahın olmadığı Allah' a yemin ederim, Sizden biriniz kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, sonra yazgısı onun önüne geçer ve cehennem ameli işler ve cehenneme giriverir. Biriniz de kendisiyle arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler işler de yazgısı onun önüne geçer ve cennet ehli ameli işler ve cennete giriverir. ')) # )نL P >) ﻥ#P nL4 >ب وا# >) ﻥ)> وزه# ا# Z— ﻡ20 94 @4 اD5 ل14 و,)4 ا94: ا, o4 ) أ# 'LX # D)L. أ ا# در# >و# )*ل أي/ *نIH)/ )* )*ل * رب أ(* أو/ '*4) #)**' وأرN5 أو#) =ر1> ا/ >IN' ﻡ ﺕL. ا .b P) و/ ادT g/ pZ8 ى ا. ﺕ1 , ورز,4 وأ>[ وأﺝ,4 !IHن وIH)/ 9Eرب أذآ> أو أﻥ 25 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6723, s. 1138. 18 Bu rivayet; Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr ve Züheyr b. Harb ( Lafız İbn Nümeyr’e aittir) – Süfyan b. Uyeyne – Amr b. Dînar – Ebû't – Tufeyl – Huzeyfe b. Esîd ki, O bunu peygambere kadar ulaştırır- ref’ eder- tarîki ile rivayet edilmiştir.26 Bu rivayete göre Rasûlullah s.a.v. şöyle söylemiştir: Melek, nutfe rahime yerleştikten kırk veya kırk beş gece sonra girer ve ya rabbi bu şaki mi, said mi? diye sorar ve bu ikisi yazılır ve ya rabbi erkek mi kadın mı diye sora ve bu ikisi yazılır, ardından ameli, eseri, eceli ve rızkı yazılır, defteri dürülür, artık ne bir ilave ne bir eksiltme olmaz. أ# رثZ ا# >ﻥ >و5 وه! أ# >ﻥ5 >ح أ# >و# ه> أc — أ21 #*) ﻡN وا, أﻡ#. / 9( #د ل ا ^ ﻡN ﻡ# ا0 , أﻥ, '4 وا# > أن ﻡH )> اT ا @ X ,Z/ ريLF أ) ا# 'LX , ل14 و,)4 ا94: ب رل اZ: أ# ﻡg رﺝ9=ﺕ/ [>)F nو ﻥ * ر*ل اV*/ @* ذ#* أﺕ*! ﻡD* ا >ﺝ,* *ل/ D >)F D رﺝ9^ p)ل وآ/ دN ﻡ# ل#ﻡ >ه8 و345ره و8/ H4 ا إ ) ﻡB '4) ن وأرنI 'L. > ل إذا ﻡ14 و,)4 ا94: ,*4 *ل * رب أﺝ1* @*4 *! اIH ر*@ ﻡ* (*ء و9*G)/ 9E ل رب أذآ> أم أﻥ1 و`ﻡZ ه و4وﺝ @**4 *>ج اY 1* @**4 *! اIH ر*@ ﻡ** (*ء و9*G)/ ,** *ل * رب رز1** @*4 *! اIH)*ل ر*@ ﻡ* (**ء و/ . b P ﻡ أﻡ> و94 T g/ [ / 'L)Z8 Bu rivayeyt; Ahmed b. Amr b. Serh – İbn Vehb – Amr b. el –Hâris – Ebû Zübeyr el- Mekkî – Âmir b. Vâsıle – Abdullah b. Mesûd tarîki ile rivayet edilmiştir.27 Bu rivayette Amir b. Vâsıle Abdullah bin Mesûd r.a. 'ın şöyle dediğini anlatmıştır: Şaki; annesi karnında bedbaht olur. Said ise başkasından (yani davranışlarından sonuç çıkararak) öğüt alan kimsedir. Rasûlullah s.a.v. 'in ashabından Huzeyfe b. Esîd el- Gıfarî adı verilen bir adama gelerek İbn Mesud’un sözünü nakletti ve amel olmaksızın kişi nasıl şaki olur dedi.Adam ona buna şaşırıyor musun? Oysa ben Rasûlullah s.a.v.'in şöyle dediğini duydum: Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçince, Allah ona bir melek gönderir ve ona şekil verir; kulağını, gözünü, tenini, etini ve kemiklerini yaratır. Sonra ya rabbi erkek mi kadın mı? diye sorar. Rabbin dilediği gibi hükmeder ve melek yazar. Ya rabbi eceli nedir diye sorar 26 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6725, s. 1138. 27 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6726, s. 1138. 19 ve rabbin dilediğini söyler ve melek yazar. Ya rabbi rızkı nedir diye sorar ve rabbin dilediği gibi hükmeder ve melek yazar. Ardından melek elinde sayfalarla çıkar. Artık emir olunanda ne bir ziyadelik ne de noksanlık olur. # >H أ# ز ) ا# ري دZ ا#)N # D)G/ D— أ آﻡ22 *' أي4 *' أي ربL.)*ل أي رب ﻥ/ *H4 ﻡ1> * D وآD وﺝT ل إن ا, أﻥBZ ا0/ ﻡ @ ور# Sأﻥ D** ا&ﺝ/ ا *>زق/ ) أو9( 9E@ أي رب ذآ> أو أﻥ4 ل ل ا45 9G ذا أراد ا أنV/ 'FGرب ﻡ ., أﻡ#. / @ X! آIH)/ Bu rivayet; Ebû Kamil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr- Enes b. Malik senedi ile nakledilmiştir.28 Bu rivayette şöyle anlatılmaktadır: Allah Azze ve Celle rahimde bir melek vekil kılmıştır. Bu melek ya rabbi nutfe, ya rabbi aleka, ya rabbi mudga der. Allah yaratmak dilediğinde melek ya rabbi erkek mi dişi mi, şaki mi said mi? ; rızkı ve eceli nedir? Diye sorar. İşte böylece annesi karnında yazılır. 8- İbn Mâce Muhammed b. Yezîd Ebû Abdillah el- Kazvînî’nin (v.275) Sünen’i: * > ﻡ)*ن ا#* *4 وأ ﻡو' ح وD)G/ # Z وﻡ0) وآZ ﻡ# 4 —23 94: د رل اN ﻡ# وه! ل ل ا# ز# %& ا# ) # Z أ ﻡو' وﻡ 1* @* ذD*E*' ﻡ4 *نH 1 #) أر, أﻡ#. / 1 أآ345 0 ,وق إﻥ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا ) و( أم, ورز,4 وأﺝ,4 !I)ل اآ/ ت4 آ0)?ﻡ> =ر/ @4 ا,) ا إB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH D*)/ *بIH ا,)4 3N)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1 )[ إن أآNLي ﻥX ا/ *بIH ا,*)4 3*N)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 1 وإن أآ45)/ ا رD أهD . 45)/ ' اD أهD D)/ 28 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6730, s. 1139. . 20 Bu rivayet; Ali b. Muhammed – Vekî' ve Muhammed b. Fudayl ve Ebû Muâviye ile, Ali b. Meymun er- Rakiyy- Ebû Muâviye ve Muhammed b. Ubeyd – elA'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile nakledlmiştir.29 Sadıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka, sonra da aynı şekilde mudga olur. Ardından Allah ona bir melek gönderir ve bu melek dört kelimeyle emrolunur. Allah meleğee amelini, ecelini, rızkını ve şaki yahut saîd oluşunu yaz der. Nefsim elinde olan Allah'a yemin erdim ki; sizden biriniz kendisiyle cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, ardında yazgısı onun önüne geçer ve cehennem ehli ameli işler ve cehenneme girer. Biriniz de ; kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, ardından yazgısı onun önüne geçer, cennet ehli ameli işler ve cennete girer. 9- Ebû Davud Süleyman b. el –Eş'as es_ Sicistanî, el- Ezdî’nin (v.275) Sünen’i: * وا9* )ن اL* *>ﻥ5)*> أE آ#* *Z *> ا *>ي * (*' ح و* ﻡ# bL —24 94*: د ل * ر*ل اN ﻡ# وه! ا# ل ز%& ا# )نL B / ر5vوا @ ذDE' ﻡ4 نH 1 ﻡ#) أر, أﻡ#. / 0 1 أآ345 وق إن8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا ) ! ( أوIH 1 ,4 و,4 وأﺝ, ! رزIH)/ ت4 آ0)?ﻡ> =ر/ @4 ﻡ,) إB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 ,*)4 3*N)/ ذراع أو ) ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1ن أآV/ ا >وح,)/ KL 1 ) ذراع أوP و) إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 1 وإن أآ45)/ ا رD أهD D)/ بIH ا .45)/ ' اD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراع Bu rivayet; Hafs b. Ömer en –Nemerî – Şu'be ile; Muhammed b. Kesîr – Sufyan ( aynı anlamda ve haber Süfayana ait) – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd isnadları ile rivayet edilmiştir.30 Sadıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka, sonra da aynı 29 İbn Mace, Sünen,es-Sünne..., 10, hadis no: 76, s.2481. 30 Ebû Davud, Sünen, 39, es-Sünne, 16, hadis no: 4708. s.1569. 21 şekilde mudga olur. Ardından Allah ona bir melek gönderir ve bu melek dört kelimeyle emrolunur. Melek, rızkını, ecelini, amelini ve şaki ya da saîd oluşunu yazar ve ona ruh üfler. Sizden biriniz kendisi ile cennetle kendisi arasında sadece bir karış (yahut Pإedatı olmadan sadece zira' kelimesi ile kaydedilmiştir ) kalana kadar cennet ehlinin amelini işler ancak yazgısı önüne geçer ve cehennem ehli ameli işler ve cehenneme girer. Birisi de cehennemle kendi arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, ancak yazgısı onun önüne geçer ve cennet ehli ameli işler ve cennete girer. 10 – Tirmizî Muhammed b. Îsâ Ebû Îsâ, es- Sülemî’nin (v.279) Sünen’i: * *د *لN ﻡ#* ا# ! وه# ز# %& ا# '— هد أ ﻡو25 1* ﻡ#) أر/ , أﻡ#. / ,45 0 1وق إن أآ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: رل ا ,* *! رزIH 0 و*?ﻡ> *=ر,*)/ KL*)/ @*4 ا,*) ا إD*> 1* @* ذD*E' ﻡF*Gن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH P و)* إ,*) *نH * ﻡ9*I '* اD أهD D) 1)>[ إن أآf , إP يX ا/ ) و( أو,4 و,4وأﺝ ,*) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 1 وإن أآ45)/ ا رD أهD , 1IY)/ بIH ا,)4 3N 1 ذراع .45)/ ' اD أهD , 1IY)/ بIH ا,)4 3N 1 ذراعPو) إ Bu rivayet; Hannad – Ebû Muâviye – el –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd yoluyla nakledilmiştir.31 Sadıku'l-Masdûk Rasûlullah (s.av.) şu şekilde anlatmıştır: Sizden birinizin yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka, yine aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah ona melek gönderir; ona (ruh) üfler ve dört şeyle emrolunur; rızkını, ecelini, amelini, saîd yada şakî oluşunu yazar. Kendisinden başka ilâhın olmadığı Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz, kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, sonra yazgısı öne geçer de cehennem ehli ameli ile hayatı son bulur ve cehenneme girer. Birisi de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, sonra yazgısı önüne geçer ve ehli cennet ameli işler ve cennete girer. 31 Tirmizî,Sünen, 30, Kader, 4, hadis no: 2137. s.1866. 22 11- el-Bezzâr Ebû Bekr Ahmed b. Amr b. Abdilhâlık ( v.292) El- Bahru'z – Zehâr: # د# `ن# 'I ﻡرك ل ﻥ# >ق ا&هازي ل ﻥ ﻡZ إ# — و أ26 #)* أر,* أﻡ#*. */ 0* 1 أ*آ3*45 ا * *ل إن# ا# ' وا&د4 , ا5 أ# 1)إ>اه *ت4 آ0)*?ﻡ> *=ر/ @*4 ا,*) ا إB* 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 ل,N ذ @ أDE' ﻡ4 نH 1 ﻡ P و)* إ,*) *نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1ن أآV/ ) و( أو, ورز,4 و,4 أﺝ, !I)ل أآ/ ,*) *نH 9*I ا *رD* أهD* D*) D* وإن ا >ﺝ45*)/ ا *رD* أهD* D*)/ *بIH ا,)4 3N)/ ذرا .45)/ ل,N ا ' أD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراPو) إ Bu Rivayet; Ahmet b. İshak el- Ahvezî – Amir b. Müdrik – Utbe b. Yekzân – Hammad – İbrahim – Alkame ve Esved – Abdullah tarîki ile rivayet edilmiştir.32 Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Sizden birinizin yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka olur, sanırım “sonra yine aynı şekilde mudga olur” dedi . Sonra Allah ona melek gönderir. Dört kelime ile emrolunur. Ve ecelini, amelini, rızkını ve şaki veya saîd oluşunu yazması emredilir. Sizden biriniz, kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, sonra yazgısı öne geçer de cehennem ehli ameli işler ve cehenneme girer. Birisi de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, sonra yazgısı önüne geçer ve ehli cennet ameli işler. (Sanırım şöyle dedi:) ve cennete girer. * ا#* !* وه#* * ز#* %*& ا#* 0) ل ﻥ أ ﻡو' ووآ4 # — و >و27 @* ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH 1 ﻡ#) أر, أﻡ#. / 0 1 أآ345 ا ل إن# D*) 1ن أ*آV*/ )* و(* أو,* ورز,*4 و,*4*! أﺝI)*ل اآ/ *ت4 آ0)*?ﻡ> *=ر/ @4 ا,) ا إB 1 D وإن ا >ﺝ45)/ ا رD أهD D)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ' اD أهD .45)/ ل,N ا ' أD أهD D)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 32 Bezzar, Müsned, IV, 351. 23 Bu rivayet; Amr b. Ali Ebû Muâviye ve Vekî ' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah tarîki ile nakledilmiştir.33 Bu rivayette Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Sizden birinizin yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanı.r. Sonra aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir; dört kelime ile emrolunur: Ecelini, amelini, rızkını ve şakî veya saîd oluşunu yazması söylenir. Sizden biriniz kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, daha sonra yazgısı önüne geçer ve cehennem ehli ameli işler ve cehenneme girer. Birisi de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, sora yazgısı önüne geçer ve cennet ehli ameli işler (Sanırım öyle söyledi:) ve cennete girer. 12- Ebû Ya'la el- Mevsılî Ahmed b. Ali b. el- Müsenna, et- Temimî (v.307) Müsned: * ا *ل *ل ر*ل ا#* !* وه#* * ز# %& ا# >>' ﺝE)5 — أ28 '*4 *نH 1* * ﻡ#)* أر,* أﻡ#*. */ 0*) 1 أآ345 وق إن8 دق ا8 وه ا14 و,)4 ا94: يX* ا/ )* و(* أم,*4 وأﺝ,*4 و,* *ت رز4 آ0@ *=ر4 ا اB 1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDEﻡ *بIH * ا/ ,* 3* * ﻡ,* رآ1* ذراعP و)* إ,*) *نH 9*I '* اD* أهD* D) 1 )[ إن أآNLﻥ * ﻡ,* رآ1* ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 1 وإن أآ45)/ ا رD أهD D)/ .45)/ ' اD أهD D)/ بIH ا/ , 3 Bu rivayet; Ebû Hayseme – Cerir – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah yoluyla rivayet edilmiştir.34 Sadıku'l-Massduk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Sizden birinizin yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka ve yine anynı şekilde mudga olur. Sonra Allah ona rızkını, amelini ecelini ve şaki veya said oluşunun belirten dört kelime ile bir melek gönderir. Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, sonra yazgısındaki şey gelir onu bulur ve cehennem ehli 33 Bezzar, Müsned, V, 170. 34 Ebû Ya'la, Müsned, IX, 89. 24 ameli işler ve cehenneme girer. Birisi de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler ve yazgısındakidaki şey gelir, onu bulur ve cennet ehli ameli işler cennete girer. 13- İbn Hıbban Muhammed Ebû Hâtim et- Temîmî, el- Büstî’nin (v.354) Sahih’i : #* '*( * P* *>زZ ﻡ#* B)*(* * أ* ا )* وZ *ب اZ ا# DGL >ﻥ ا5— أ29 **دق8 وه** ا14** و,**)4 ا94**: * ا **ل ** ر**ل ا#** !** وه#** ** ز#** %**&)ن ا4** 'F*Gن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 نH 1 '4) #) ﻡوأر#) أر, أﻡ#. / 0 1 أآ345 وق إن8 ا D* و(* أو *) وإن ا >ﺝ,* ورز,*4 وأﺝ,*4 !I)ل اآ/ ت4 آ0)?ﻡ> =ر/ H4 ﻡ,) ا إB 1 @ ذDEﻡ D* أهD* ,* 1IY)/ 3 يX ب اIH ا,)4 !4F)/ ذراعP ا ' إ#) و,) نH ﻡ9I ' اD أهD D) D*)/ 3* يX* *ب اIH ا,*)4 !4F)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) Dا ر وإن ا >ﺝ .' اD5)/ ' اD أهD Bu rivayet; El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî – Ebû'l- Velid ve Şuays b. Muhriz – Şu'be – Süleyman el –A'meş – Zeyd b. Vehb tarîki ile rivayet edilmiştir.35 Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır. Sizden birinizin yaratılışı annesi karnında kırk günde toplanır, sonra aynı şekilde aleka, yine aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir; dört kelime ile görevlendirir. Amelini ecelini, rızkını, şaki veya said oluşunu yazmasını söyler. Bir adam kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler fakat geçmiş yazgı galip gelir ve cehennem ehli ameli ile hayatı son bulur. Bir adam da kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler fakat daha önceki yazgı galip gelir ve cennet ehli ameli ile hayatı son bulur, cennete girer. 14- Taberanî Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb Ebû'l- Kâsım (v.360): el – Mu'cemu'l –Kebîr ve el – Mu'cemu's-Sağîr: 35 İbn Hıbban, Sahih, XIV, 47. 25 '*) ر#* ا# رثZ ا# @ ﻡ# %& ا1) أ ﻥTT ا# 4 —30 1I** أآ,** رأ1I**. ** 1I****ل ** ا أرأ/ ,**45 #**آ>وا ﻡX**/ g**آ> ا **م رﺝX**/ ** ** ** ا4 **ل آ** ﺝ 9*I ,*45 )*>واF)ا أن ﺕ.I*N ﺕ#* 1HﻥV*/ *لP ا,4>ﺝ/ لP )[ ا/ لP )ن أن ﺕ)و[ ا.INﺕ ,*) إB* 1 'FGن ﻡH ﺕ1 '4 نH ﺕ1 ر دﻡZ ﺕ1 '4) #) أر1> ا/ >INI 'L. إن ا,45 )>واFﺕ . ) و( أو,45 و, ! رزIH)/ @4 ا Bu rivayet;Ali b. Abdilaziz – Ebû Nuaym – el- A'meş – Mâlik b. el –Hâris – Abdullah b. Rebî'a – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir.36 Abdullah ibn Rebî'a anlatıyor; Biz Abdullah (b. Mesûd) ile beraber otururken topluluk bir adamdan bahsetti. Adamın ahlakından bahsettiler. Abdullah dedi ki; şayet adamın başını kopartsanız geri yerine koymaya gücünüz yeter mi? Hayır, dediler. Peki elini? Peki ayağını? dedi. Hayır dediler. Abdullah dedi ki; öyleyse yaratılışını değiştirmeden ahlakını asla değiştiremezsiniz. Çünkü nutfe rahimde kırk gece bekler sonra kana dönüşür, Sonra aleka ve mudga olur. Ardından Allah bir melek gönderir. Rızkını, ahlâkını, şakî veya saîd oluşunu yazar. #>* * ا# ﻡ>ة# >و# %& ا# ةa> ﻡو' زاG ا# Z— ﻡ31 #* ﻡ,* *ل ا م أﻡ/ ,45 #آ>وا ﻡX/ gآ>وا رﺝX/ ر)' ل آ ا ل# ا# 94) أ# 1I**** **ا[ أآ. رأ** أو,** **ا4)ن أن ﺕ.I**N ﺕ1I** أآ,** رأ0**. ** 1I****ل ** ا أرأ/ ,** 9**4 X**5= '*L. ل ا إن ا/ P ا/ g رﺝ, ا4)ن أن ﺕ.IN ﺕ1I أآ,4 رﺝ. ا أو, ا4)ن أن ﺕ.INﺕ اB* 1* @* ذD*E' ﻡF*G*ن ﻡH ﺕ1* '4 نH ﺕ1 رت دﻡZ اﻥ1 ﻡ#) أرEH ا >أة ﻡ/ إذا و .,45 )>واF ﺕ9I ,45 )>واF)ا أن ﺕ.IN ﺕ# 1HﻥV/ ) وأ>[ و( أو, ورز,4 و,4! أﺝIل اآ/ @4 ا Bu rivayet; Muhammed b. en- Nadr – Muâviye – Zâide – el- A'meş – Amr b. Murra – Abdurrahman b. Ebî Leyla – Abdullah b. Rebîa – Abdullah senedine sahiptir.37 Abdullah b. Rebî'a anlatıyor; Abdullah ile beraberdik, oradakiler bir adamdan, bir adamın ahlakından bahsettiler. Topluluk elinden tutan olmadı mı 36 Taberanî, Mu'cemu'l- Kebir, IX, 178. 37 Taberanî, Mu'cemu'l- Kebir, IX, 178. 26 diye sordu. Abdullah dedi ki; başı kesilse ona baş yapmaya imkânınız var mı? veya elleri kopsa ona el yapmaya, veya ayağı kopsa ayak yapmaya? Hayır dediler. O vakit Abdullah şöyle dedi; nutfe kadına düştüğünde kırk gün geçirir. Sonra aynı şekilde kana dönüşür, aleka ve mudga olur. Sonra Allah melek gönderir, ecelini, amelini, rızkını, eserini ve saîd yahut şaki oluşunu yazmasını emreder. Bu sebeple siz onun yaratılışını değiştirmeden ahlakını değiştiremezsiniz. #* رقY ا# ا# ديN ا4 # 1: وN اbL # > —32 1>* * ا/ *نH' ﺕL. ب ا إن اI آ# ذ @ ﻡ38I 1 أﺕ)آBZ 1د إذا آN ﻡ# ل ل ا,)أ *ل/ @4ل ﻡT ﻥ34Y اZ: أن أD وﺝT ذا أراد اV/ #)' أرFGن ﻡH ﺕ1 #)' أر4 نH ﺕ1 #)أر )* ا/ ,*4 وﻡ رﺝء وﻡ* أﺝ, ﻡ رز9E! أ( أم ) أذآ> أم أﻥI)ل اآ/ !I)ل رب ﻡ اآ/ !I اآ, *ل و *ل * ا,*)4I*' أﻡ^*ج ﻥL. ﻥ#**ن ﻡNﻥv* ا45 * *>أ * ا إﻥ1 @4 ! اIH ﻡ ^ء و,) إD وﺝT .ا&ﻡ^ج ا >وق Bu rivayet; Ömer b. Hafs- Âsım b. Ali- el-Mesûdî – Abdullah b. el –Mehârik – Ebû Abdillah – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir38 Abdullah b. Mesûd r.a. diyor ki; Size bir hadis rivayet ettiğimizde onun doğrulamasını Allah'ın Kitabından getiririz. İşte nutfe rahimde kırk günde oluşur. Ardından aynı şekilde kırk gün aleka, yine aynı şekilde kırk gün mudga olarak geçirir. Ne zaman ki Allah Azze ve Celle onun yaratılışını gerçeklemek istediğinde bir melek iner; ona yazmasını emreder. Melek ya rabbi ne yazayım? der. Allah c.c.; şaki mi yoksa said mi, erkek mi yoksa kadın mı, rızkı, doğumu ve eceli nedir? bunları yazmasını emreder. Melek de yazar. Bundan sonra Abdullah, '' Gerçek şu ki, biz insanı katışık bir nutfeden yarattık; onu imtihan edelim diye..''39 ayetini okudu. Ve “ﻡ^جP”ا ( katışık nutfe) kelimesini “ ( “ ا >وقkök, asıl, mudganın damarları40) olarak tefsir etti. 38 Taberani, Mu'cemu'l- Kebir, IX, 233. 39 76 –İnsan-2. 40 Kurtubî, XIX, 121. 27 #* * ز* ا#* D*. م اg* * *ه>اﻥT ا0*)> ﺝ أ اN ا9)Z # >— زآ33 *نHI '*L. *ل ان ا14 و,)4 ا94: ا# دN ﻡ# ا# Da أ وا# )ن4 أ# د !IH)/ ت4 آ0@ =ر4 ا اB 1 'FG ذ @ ﻡDEن ﻡH ﺕ1 '4 @ ذDEن ﻡH ﺕ1 ﻡ#) أر1> ا/ نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1 إن أآ14 و,)4 ا94: ل رل ا/ ) و( أو,4 وأﺝ, رز 1 *ت وإن أ*آ9*I ا *رD* أهD* D*)/ ,*)4 3* يX* ب اIH ا, رآ1 ذراعP ا ' إD أه#) و,) ' اD أهD D)/ ,)4 3 يX ب اIH ا, رآ1 ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) . أن تD Bu rivayet; Zekeriya b. Yahya es- Sâcî – Ebû'r- Rebi' ez- Zehrânî – Selam etTavîl – Zeydu'l- Amâ – Hammad b. Ebî Süleyman-Ebû Vâil– Abdullah b. Mesûd tarîkinden nakledilmektedir.41 Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir. Nutfe rahimde kırk günde olur. Ardından aynı şekilde aleka ve aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah (c.c.) dört kelime ile bir melek gönderir. Melek onun rızkını, ecelini, şakî veya said oluşunu yazar. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etmiştir: Sizden biriniz cennet ehli ile kendisi arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler ancak onun önceki yazgısı onu bulur ve ölene kadar cehennem ehli ameli işler. Birisi de cehennemle kendisi arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler fakat önceki yazgısı onu bulur ve ölmeden önce cennet ehli ameli işler. oa8 اD) إ# Z ﻡ4 ا >ﻡc ا هب اZ ﻡ# — أ34 ا94: د رل اN ﻡ# ا# ! وه# ز# ف# # اﻥF )ن اL # ) ا 1 @ ذDE' ﻡ4 نH 1 ﻡ#) أر, أﻡ#. / 0 1 أآ345 وق إن8 دق ا8 وه ا14 و,)4 . 9E! ( أو ) ذآ> أو أﻥIH)/ @4 =ﺕ ا1 @ ذDE' ﻡFGن ﻡH Bu rivayet; Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menâtıkî er- Remlî – Muhammed b. İsmâil es- Sâi' - Abdullah b.Süfyan – İbn Avf – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mes'ud tarîki ile rivayet edilmiştir.42 41 Taberani, Mu'cemu'l- Kebir, X, 195. 42 Taberanî, Mu'cemu's- Sağir, I, 133. 28 Sadıku'l- Masduk Rasûlullah sav. şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi karnındaki yaratılışı kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve yine aynı şekilde mudga olur. Sonra melek gelir ve şaki veya saîd oluşunu, erkek veya kadın oluşunu yazar. 'LX د أN ﻡ# 9' ﻡ/> # #NZ ا4: اZ ﻡ# 'L)45 —35 ا94*: د *ل *ل ر*ل اN ﻡ# ا# Da أ وا# ' # 1: # ا ?ذن1 ا# 1E) ا 'F*G*ن ﻡH ﺕ1 '4) #)' أر4 نH ﺕ1 '4) #)' أرL.ن ﻥH ﺕ1> ا/ >تI' إذا اL. إن ا14 و,)4 * اG)/ 9*E*@ أي رب ذآ*>ا أو أﻥ4 )*ل ا/ Z ا ا `مNH 1 '4) #)ن `ﻡ أرH ﺕ1 '4) #)أر ,*4 *ل أي رب أﺝ1* @*4 ! اIH وD وﺝT اG)/ ) ل أي رب ( أو1 @4 ! اIH وD وﺝT P و1E*) ا#* نE أ1 ا# 1E) اP إ1: # [ >و1 @4 ! اIH وD وﺝT اG)/ [> وأ, ورز .'/> # #NZ ا, >دL' ﺕLX أP إ, Bu rivayet; Halîfe b. Muhammed el- Mevsılî – el- Hasen b. Urfe – Musa b. Mes'ûd – Ebû Huzeyfe – el- Heysem b. el-Cehm –el- Müezzin – Âsım b. Behdele – Ebû Vâil – Abdullah b. Mes'ûd tarîki ile rivayet edilmiştir.43 Rasûlullah sav. şöyle söylemiştir. Nutfe rahme yerleştiğinde kırk gecede nutfe olur. Sonra kırk gecede aleka , kırk gecede mudga, kırk gecede kemik olur. Sonra Allah ona et giydirir. Melek ya rabbi, erkek mi kadın mı ? diye sorar. Allh Azze ve Celle hükmeder, melek de yazar. Sonra ya rabbi şaki mi said mi? diye sora. Allah Azze ve Celle hükmeder ve melk de yazar. Sonra ya rabbi eceli, rızkı ve eseri nedir? diya sorar. Allah Azze ve Celle hükmeder ve melek de yazar. Bu hadisi Âsım’dan sadece el-Heysem, el-Heysem’den sadece Ebû Huzeyfe rivâyet etmiştir. El- Hasen b. Arefe bu hadisi rivayette tek başına kalmıştır. 15- İsmailî Ahmed b. İbrahim b. İsmâil Ebû Bekr (v.371) el- Mû'cem fî Esamî Şuyûh-i Ebî Bekr el- İsmailî: 43 Taberanî, Mu'cemu's- Sağir, I, 269. 29 *Z أ ا *س ﻡnLZ >ﻡY ار اT ا1>H ا# أ# Z ﻡ# — أ ا س36 * أ*ط#* p ل3)5 # ا# ! وه# ادي اF ا1>H ا# أ# #* !* وه#* * ز#* *نN #* !*) * ا ل و# ! وه# ز# %& ا# ريE )ن اL ا94*: د ل ل ر*ل اN ﻡ# ا# ! وه# ز# D) آ#' ا4 # >./ ا ل و #)**' وأر4 * ﻡ#)**' وأرL. ﻡ ﻥ#) أر, أﻡ#. / BH 1ق إن أآ8 دق ا8 وه ا14 و,)4 D* أهD* D*) D* وإن ا >ﺝ, ورز,4 () أو )ا وأﺝ,IH)/ ت4 آ0 =رH4 ﻡ,) ا إB 1 'FGﻡ ﻡ ا *ر وإنD5*)/ ا *رD* أهD* D*)/ *بIH ا,*)4 !*4F 1 (> أو ذراعP و) إ,) نH P 9I ' ا 3* * يX* *ب اIH ا,*)4 !*4F 1* (*> أو ذراعP و)* إ,*) *نH P 9*I ا *رD* أهD* D) Dا >ﺝ . ' اD5)/ ' اD أهD D)/ Bu rivayet; Ebû'l Abbasb. Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar – Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bağdâdî – Abdullah b. vehb – Abdullah b. Hubeyk – Yusuf b. Esbât – Süfyan es- Sevrî – el A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah ile; Habîb b. Hassan – Zeyd b. Vehb – Abdullah ile Fıtr – Seleme b. Kuheyl – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivayet edilmiştir.44 Sâdıku'l- Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir. Sizden biriniz annesinin karnında kırk gün nutfe oalarak geçirir. Kırk gün aleka ve kırk gün de mudga olarak geçirir. Sonra Allah ona dört kelime ile melek gönderir. Böylece, şakî veya saîd oluşnu, ecelini ve rızkını yazar. Birisi, kendisi ile cennet arsında bir karış veya kulaç kalana kadar cennet ehli ameli işler sonra ona yazgısı galip gelir ve cehennem ehli ameli işler, cehenneme girer. Birisi de cehennem ile kendi arasında bir karış veya şibr kalana kadar cehennem ehli ameli işler ve önceki yazgısı galip gelir, cennet ehli ameli işler ve cennete girer. 0*)> * أ* ا *>ي8 ا,*)L *ﺝ اN ا9*)Z )ن أ4 # 9)Z # >>ﻥ زآ5— أ37 * ا#* '4* #* 3)*( #* )ن4* أ# د# ز ا# D. ا14 # مg ه>اﻥT ا @* ذD*E*ن ﻡH ﺕ1* * ﻡ#)* أر1>* * ا/ *نH*' ﺕL. إن ا14* و,)4 ا94: د ل ل رل اN ﻡ# *ل ر*ل ا/ و(*) أو *)ا,*4 وأﺝ, ! رزIH)/ H4 ﻡ,) إD وﺝT اB 1 'FG ذ @ ﻡDE ﻡ1 '4 *بIH ا,* رآ1* ذراعP إ,* ا#)* و,*) *نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1 إن أآ14 و,)4 ا94: 44 İsmailî, Mu’cem , I,480-481. 30 P و)* إ,*) *نH * ﻡ9*I ا *رD* أهD* D*) 1 *ت وإن أ*آ9*I ا رD أهD D)/ 3 يX ا . ت9I ' اD أهD D)/ 3 يX ب اIH ا, رآ1 ذراع Bu rivayet; Zekeriya b. Yahya b. Süleyman Ebû Yaya es- Sâcî el- Fakîh elBasri – Ebû Rebî' ez –Zehrânî – Selam b. Süllem et –Tavîl – Zeyd – Hammad b. Ebî Süleyman – Şakîk b. Seleme – Abdulah b. Mes'ud tarîki ile rivayet edilmiştir.45 Rasûlullah (s.a.v.) şöyle söylemiştir: Nutfe rahimde kırk günde olur. Ardından ayı şekilde aleka ve yine aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah Azze ve Celle ona bir melek gönderir ve rızkını, ecelini, şakî yahut saîd oluşunu yazar. Rasûlullah sav şöyle devam etmiştir: Sizden biriniz kendisi ile cennet arasında ,bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, ancak önceki yazgısı onu bulur ve ölene dek cehennem ehli ameli işler. Birisi de kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler ve önceki yazgısı onu bulur ve ölene kadar cennet ehli ameli işler. 16- Beyhakî Ahmed b. el- Hüseyn b. Ali b. Mûsa Ebû Bekr (v. 458) Sünen-u Kübrâ: ر ﻥ *انL8 اZ ﻡ# D) ﻥ إP ^>ان# #)NZ ا >وذري وأ ا4 >ﻥ أ5— أ38 14* و,*)4 ا94*: * ا أن *ل *ل ر*ل ا#* !* وه#* ز# %&> ﻥ أ ﻡو' ﻥ ا8 ﻥ# *نH ﺕ1* @* ذD*E*' ﻡ4 *نH ﺕ1* * ﻡ#)* أر,* أﻡ#*. */ ,*45 0* 1وق إن أ*آ8 دق ا8 وه ا و(* ه* أم,4 وأﺝ,4 و, ! رزIت آ4 آ0 ?ﻡ> =ر1 ا >وح,)/ KL)/ @4 ا اB 1 @ ذDE' ﻡFGﻡ *بIH ا,*)4 3N)/ ذراعP و) إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 1)>[ أن أآf , إP يX ا/ ) 3*N)/ ذراعP و)* إ,*) *نH * ﻡ9*I '* اD* أهD D) 1 وان أآ45)/ ' اD أهD , 1IY)/ .45)/ ا رD أهD , 1IY)/ بIH ا,)4 Bu rivayet; Ebû Ali er- Ruzbârî – Ebû'l Huseyn b. Büşran- heri kisi – İsmail b. Muhammed es –Saffar – Sa'dan b. Nasr – Ebû Muâviye – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah senedi ile rivayet edilmiştir.46 45 İsmailî, Mu’cem ,II, 645. 46 Beyhakî, Sunen-i Kübra, VII, 421. 31 Sadıku'l- Masduk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır. Sizden birinizin yaratılışı annesinin karnında kırk günde toplanır. Sonra aynı şekilde aleka ve yine aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah obna bir melek gönderir, ruhu üfler, dört kelime ile emrolunur; rızkını, amelini, ecelini ve şakî veya saîd oluşunu yazar. Kendisinden başka ilâhın olamadığı Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehli ameli işler, ancak, yazgısı onun önüne geçer, hayatı cennet ehli ameli ile son bulur ve cennete girer. Birisi de kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler, ancak yazgısı onun önüne geçer ve hayatı cehennem ehli ameli ile son bulur ve cehenneme girer. * ﻥ* *ج وأT*T * ا#* 4 أﻥ,)L ق اZ إ# >H أﻥ أn/Z >ﻥ أ ا ا5— أ39 94*: ل ل ر*ل ا, ﻡ @ رﺽ ا# S أﻥ# >H ا# ز ﻥ ) ا# ﻥ دP ا ن ذا أراد ا أنV**/ 'F**G**' أي رب ﻡ4 **' أي ربL.** **ل أي رب ﻥH4 ﻡ1> ** D** إن ا وآ14** و,**)4 ا ., أﻡ#. / @ X! آIH)/ D ا&ﺝ/ ا >زق/ ) أ( أم9E ل رب أذآ> أم أﻥ45 G Bu rivayet; Ebû Abdillah el- Hafız – Ebû Bekr b. İshak el- Fakîh – Ali b. Abdilaziz – Haccâc ve Ebû'n –Nu'man- (her ikisi) – Hammad b. Zeyd – Abdullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik tarîki ile rivayet edilmiştir.47 Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah rahimde bir meleği vekil olarak görevlendirir. Melek şöyle der: yâ rabbi nutfe, ya rabbi aleka ve ya rabbi mudga! Ne zaman ki Allak onu yaratmaya hükmeder; o vakit ya rabbi erkek mi yoksa kadın mı, şaki mi yoksa said mi rızkı nedir, eceli nedir? diye sorar.İşte bunlar böylece annesinin karnında yazılır. * ﻥn/*Z ا#*NZ ا#* *Z ﻡ#* **ي أﻥ* أ4 داود ا# #)NZ ا# Z ﻡ#NZ >ﻥ أ ا5— أ40 * ا,* o*4 )* أ#* '*LX #* D*)L. أ* ا#* در# >و# )نL ﻥ1HZ ا# >^ # #> ا '*4) #)* وأرS*5 ﻡ* أو#)* أر1>* * ا/ >I*N' * ﻡ* ﺕL. ا94 @4 اD ل آ14 و,)4 ا94: D* وﺝT* )*ل ا/ 9E ل أي رب ذآ> أم أﻥ1 نIH)/ D وﺝT )ل ا/ ) )ل أي ر@ ﻡذا أ( أو/ .b P) و/ ادT g/ pZ8 ا0/> ﺕ1 [> وا, ورز,4 وأﺝ,4 !IH)/ نIH)/ 47 Beyhakî, Sunen-i Kübra, VII, 421. 32 Bu rivayet; Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvî – Ahmed b. Muhammed b. el –Hasen el- Hafız – Abdurrahman b. Bişr b. el – Hakem – Süfyan – Amr b. Dinar – Ebû't- Tufeyl – Huzeyfe b. Esîd ile peygambere ulaşan merfû’ bir isnadla nakledilmiştir.48 Hz. Peygamber (sav) şöyle anlatmaktadır: Nutfe rahme yerleştikten kırk gün yada kırk beş gece geçtikten sonra melek vekil kılınır ve ya rabbi şaki mi yoksa saîd mi? diye sorar. Allah Azze ve Celle buyurur ve bunlar yazılır. Sonra ya rabbi, erkek mi yoksa kadın mı? diye sorar. Allah Azze ve Celle buyurur ve bunlar da yazılır. Aynı şekilde ameli, eceli, rızkı ve eseri yazılır, sahifeler kaldırılır. Artık ona bir ekleme ve eksiltme olmaz. #* D)* إ#* *Z ﻥ* ﻡn/*Z *ب ا#* *Z أﻥ أ * ا ﻡn/Z >ﻥ أ ا ا5— أ41 ,* أﻥ,* '*4 وا#* >* أن *ﻡH )*> اT أ* ا#* *رثZ ا# >ﻥ >و5 وه! أ# ه> ﻥc ﻡ>ان ﻥ أ بZ*: أ#* ﻡD* رﺝ9*=ﺕ/ [>*)F n* و#**) ﻡN وا,* أﻡ#*. */ *( #*د ل ا ^ ﻡN ﻡ# ا0 p*)*د و *ل آN ﻡ#* *ل#* @ ﻡX* ,*Z/ *ريLF أ*) ا#* '*LX , ل14 و,)4 ا94: رل ا إذا1* *ل14* و,)4 ا94: ﻥ رل اV/ @ ذ# أﺕ! ﻡD ا >ﺝ, ل/ ,4 >)F D رﺝ9^ 1* *`* وZ *ه و4>ه وﺝ8 و345ره و8/ H4 ا إ ) ﻡB '4) ن وأرنI 'L. >ﻡ !*IH)*ل ر*@ ﻡ* (*ء و/ ,*4)*ل أي رب أﺝ/ @*4 ! اIH ر@ ﻡ (ء ا وG)/ 9E ل رب أذآ> أم أﻥ P أﻡ*>[ و9*4 *T g*/ [* */ 'L)Z*8 *>جY 1* !*IH* ر*@ ﻡ* (*ء وG)/ ,* )ل أي رب رز/ @4 ا .b Bu rivayet; Ebû Abdillah el- Hafızv – Ebû Abdillah Muhammed b. Ya'kub elHafız – Muhammed b. İsmail b. Mihran – Ebû Tahir – İbn Vehb – Amr b. el- Hâris – Ebû Zübeyr el- Mekkî – Amir b. Vâsıle – Abdullah b. Mes'ud yoluyla nakledilmiştir.49 Âmir b. Vâsıle Abdullahb. Mes'ud r.a. 'ten rivayetle anlatıyor: Şaki annesi karnında şakidir. Saîd ise başkasından (yaptığı hatalardan ders çıkararak) öğüt bulmuş kimsedir. Rasulûllah s.a.v. 'in ashabından Huzeyfe b. Esîd el- Gıfari denilen 48 Beyhaki, Sünen- i Kübra ,VII,21. 49 Beyhaki, Sünen- i Kübra, VII, 422. 33 birisi geldi ve İbn Mesûd'un sözünden bize bunu anlattı. Ve bir adam amel işlemeden nasıl şaki olur ? dedi. Ona adam; buna şaşırıyor musun? Halbuki ben Rasûlullah’ın şöyle söylediğini duydum: Nutfenin üzerinden kırk iki gece geçince Allah ona bir bir melek gönderir, ona suretini verir, duymasını, görmesini, cildini, etini ve kemiğini yaratır. Sonra ya rabbi kadın mı erkek mi?diye sorar. Rabbin dilediğini hükmeder ve melek yazar. Ya rabbi eceli nedir? diya sorar ve rabbin dilediğini buyurur ve melek yazar. Ya rabbi rızkı nedir? der, Rabbin dilediğini hükmeder, melek yazar sonra elindeki sahifelerle çıkar. Onun bu işinden sonra ne bir artma nede bir eksilme olur. *>و#* *Z*> ﻡLاد أﻥ= أ* ﺝF ^>ان# ا# Z ﻡ# 4 #)NZ >ﻥ أ ا5— أ42 * ا *ل * ر*ل# ! وه# ز# %&> أ ﻡو' ا8 ﻥ# >ي ا >زاز انIY ا *نH 1* * ﻡ#)* أر,* أﻡ#*. */ ,*45 0* 1*وق أن أ*آ8 *دق ا8 وه* ا14* و,*)4 ا94: ا ,* *! رزI اآ0 *?ﻡ> *=ر1* ا *>وح,*)/ KL*)/ @*4 ا,*) ا إB* 1* @* ذD*E' ﻡFGن ﻡH 1 @ ذDE' ﻡ4 P و)* إ,) نH ﻡ9I ا رD أهD D) 1)>[ إن أآf , إP يX و( ه أم ) وا,4 وأﺝ,4و ,*) *نH ﻡ9I ' اD أهD D) 1 وإن أآ45)/ ' اD أهD , 1IY)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراع .45)/ ا رD أهD , 1IY)/ بIH ا,)4 3N)/ ذراعPو) إ Bu rivayet; Ebû Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşran – Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr el- Buhterî er- Rezzaz – Sa'dan b. Nasr – Ebû Muâviye – El –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah senedi ile rivayet edilmiştir.50 Sâdıku'l-Masdûk Rasûlullah (s.a.v.) şöyle anlatmıştır: Sizden birinizin annesi karnında yaratılışı kırk günde toplanır. Ardından aynı şekilde aleka, aynı şekilde mudga olur. Sonra Allah ona bir melek gönderir ve ona ruh üfler; rızkı, ameli, eceli, ve şakî veya saîd oluşu konularında dört kelime ile emrolunur. Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki; sizden biriniz kendisi ile cehennem arasında bir karış kalana kadar cehennem ehlinin amelini işler ancak yazgısı onun önüne geçer ve ehli cennet ameli ile hayatı son bulur ve cennete girer. Birisi de kendisi ile cennet arasında bir karış kalana kadar cennet ehli ameli işler ancak yazgısı onun önüne geçer ve cehennem ehli ameli ile hayatı sona erer ve cehenneme girer. 50 Beyhakî, Sünen- i Kübra, X, 266. 34 Bu bölümümüzü, çalışmamızda incelediğimiz otuz eseri ve hangilerinde hadisimizin yer aldığını gösteren bir tablo ile bitirelim. Yıldız ile belirtilen eserlerde hadisimiz yer alırken belirtilmeyenler de bulunmamaktadır. 35 Tablo Sıra 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 : Kırk Gün Hadisi'nin Yer Aldığı Eserler. (Kronolojik) Müellif Adı Eser Râşid el- Ezdî . Ma'mer b Rebi' b. Habîb Mâlik et- Tayâlisî Abdürrezzak Humeydî Saîd b. Mansûr el-Ca'd .Ali b İbn Ebî Şeybe Ahmed Darimî Buharî Müslim İbn Mâce Ebû Davud Tirmizî Bezzâr Ebû Ya'lâ Nesâî İbnu'l-Cârûd İbn Huzeyme Cami' Müsned Muvatta Müsned Musannef Müsned Sünen Müsned Musannef Müsned Sünen Sahîh Sahîh Sünen Sünen Sahîh Bahru'z-Zehâr Müsned Sünen el-Müntekâ Sahîh 36 * * * * * * * * * * * * * Müellif Vefât Tarihi 151 170 179 204 211 219 227 230 235 241 255 256 261 275 275 279 292 302 303 307 311 22 23 24 25 26 27 28 29 30 Ebû Avâne İbn Hibbân Taberânî Taberânî İsmâilî Dârekutnî Ahmed es- Saydâvî .Muhammed b en-Neysâbûrî Hâkim Beyhakî Müsned Sahîh Mu'cemu's-Sağîr Mu'cemu'l-Kebîr Mu'cem Sünen Mu'cem Müstedrek Sünen 37 * * * * * 335 354 360 360 370 385 402 405 458 B-İSNADLARIN BİRLEŞTİRİLMESİ Bu bölümümüz şemalardan oluşmaktadır. Dört ayrı şemada Kırk Gün Hadisi’nin sahabiden gelen tarîklerini önce genel bir şekilde, ardından çalışmamızda birinci bölümde yer verilen kırk iki rivayetin üç sahabiden gelen tarîklerini ayrı ayrı şemalarda göstereceğiz. Bu tarîkleri tahrîç eden müellifler ile isnadta geçen bütün râvîleri kısa isimleri ile belirttikten sonra şemanın altında detaylı isimlerini ve tespit edebildiğimiz vefât tarihlerini belirteceğiz. Yine birimci bölümde yer aldığı sıra ile tarîkler numaralandırılarak gerektiğinde bulunması kolaylaştırılacaktır. Birinci şema bütün tarîkleri, ikinci şema Huzeyfe b. Esîd r.a.’dan gelen tarîkleri, üçüncü şema Enes r.a.’den gelen tarîkleri, dördüncü şema Abdullah b. Mesûd r.a.’dan gelen tarîkleri göstermektedir. 38 39 40 41 42 II. BÖLÜM KIRK GÜN HADİSİ’NİN İSNADLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Kırk Gün Hadisinin isnadlarının râvîlerine göre değerlendirileceği bu bölümde müelliflerin vefat tarihlerine göre rivâyetlerini aldığımız birinci bölümdeki sıralama esas alınarak sırayla incelenecektir. Râvîler hakkında kısa kanaatler belirtilerek rivâyetin senedi hakkında genel bir yargıda bulunulacak, râvîlerin durumuna uzunca yer verilmeyip, terceme-i halleri çalışmanın sonuna eklediğimiz bölümde alfabetik sıralama ile yer alacaktır. Bu bölümde gereksiz tekrara düşmemek için rivâyetlerin metinlerine yer verilmeyecek, isnadta yer alan râvîler zikredilerek değerlendirmeye geçilecektir. Birinci Rivâyet: Bu rivâyet: Ebû Davud - Şu' be - el- A'meş - Zeyd b. Vehb (el - Cühenî) – Abdulah b. Mesûd isnadı ile nakledilmektedir51. Şu’be b. el- Haccâc b. el- Verd ( Vâsıtlı, v. 160): Hem rivâyet hem de hadis tenkidindeki dikkati öne çıkmış güvenilir bir muhaddis olarak tanınmaktadır. Sikâ bir râvîdir. Ebû Hâtim, Şu’be’yi zamanının önde gelenleriden, hafız, ıtkan sahibi, vera ve fazilet ehli olarak ifade etmiş ve Irak’ta muhaddislerin faliyetlerini ilk teftiş eden ve zayıf ve rivâyeti metrûk kimseleri bu işten uzaklaştıranın o olduğunu anlatmıştır.52 Zührîde onu, sika, me’mun, sebt ve hüccet gibi kelimelerle tevsîk etmiş ve hadisteki mesaisine örnekler nakletmiştir.53 51 Ebû Davud et- Teyâlisî, Müsned, I, 38. 52 İbn Hibbân, es-Sikât, VI, 446. 53 İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 280. 43 Ebû Muhammed Süleyman b. Mihran el- A’meş ( v.148): İbn Mesûd rivâyetlerinde çok iyi olduğu bilinen meşhur alimdir. Onun Abdullah b. Mesûd hadisinde çok iyi olduğu özellikle belirtilmiştir. 54 Sikâ bir muhaddis olduğunu söyleyEbîliriz. Zeyd b. Vehb Ebû Süleyman (Hemedanlı/Cühneli,v.96): Tabiîn’in önde gelenlerinden, Kırk Gün Hadisi kendisinden en çok nakledilenlerden birisidir. Rivâyetleri güvenilirdir. Bu isnadın sonundakı Şu’be, Kırk Gün hadisini A’meş’ten rivâyet eden çalışmamızda öğrenEbîldiğimiz onbeş râvîden ve Ebû Muaviyeden sonra kendisinden en çok rivâyette bulunulan bir muhaddistir. Rivâyetin isnadında Abdurrezzak rivâyetinden farklı râvî Şu’be’dir. Şu’be’nin durumu Sevrî ile kıyaslandığında; İbn el- Medînî’nin Şu’be şeyhlerde, Süfyân es- Sevrî bâblarda daha hafızdır dediği nakledilmiştir.55 Yine Şu’benin esSevrî’ den yaklaşık on yaş büyük olduğu ve Sevrî’nin ondan rivâyette bulunduğu bilinmektedir. 56 Ahmed b. Hanbel Şu’be’nin hadisini övmüş, muhakeme ve anlamada A’meş’ten daha sağlam, hadisinin Sevrî’den daha iyi olduğunu belirtmiştir.57 Bütün bu söylediklerimiz ışığında bu rivâyetin isnadının iyi olduğunu söyleyebîliriz. İkinci Rivâyet: 54 Buhârî, Târîh, IV, 37. 55 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz. I, 196. 56 57 İbn Hibbân, es-Sikât ,VI,446. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII,489-490. 44 Bu rivâyet; Yunus- Ebû Davud- Hammad b. Zeyd- Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes – Enes tariki ile gelmiştir58. Hammad b. Zeyd Ebû İsmail ( Basralı, v. 179): Hadislerinin tamamını ezberlediğine kaynaklarda rastladığımız Hammad b. 59 Zeyd Sika, sebt, hüccet, kesîru’l- hadis, mutkin gibi lafızlarla anılmış ve tevsîk edilmiş bir râvîdir. 60 İki Hammad’dan biri olan Hammad b. Zeyd için Yezid b. Zeri’’in, onu Hammad b. Seleme’den daha “esbet” gördüğü nakledilirken61 Hakkıda olumsuz değerlendirmelere rastlamadığımız çalışmamızda Yahya b. Said’in ondan rivâyetlerde ihtilatı nedeniyle bir cüz taşıdığını ve bu cüzden rivâyet ettiği anlaşılıyor.62 İncelemelerimiz ışığında Hammad b. Zeyd’in sika bir râvî olduğunu söyleyEbîliriz. Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes b. Malik ( Basralı,v.? ): Bakabildiğimiz kaynaklarda hakkında olunsuz değerlendirme görmediğimiz Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes, sika ve salih olarak nitelendirilmiştir.63Dedesi Hz . Enes’ten rivâyetleri anılmıştır. Râvîleri olumsuz olarak kaynaklarda değerlendirilmeyen bu rivâyetin merfû muttasıl bulunan senedi ile sağlam olduğunu ifade edEbîliriz. Üçüncü Rivâyet 58 Ebû Davud et- Tayâlisî, Müsned, I, 276. 59 Mizzî, Tehzîbu’l- Kemâl, VII, 239. 60 İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 286; İbn Hacer, Tehzîb, III, 9-10; Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,138; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 299. 61 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 138. 62 Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 138. 63 İbn Hacer, Takrîb, I, 370; İbn Hacer, Tehzîb, VII, 5; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX. 45 Abdürrezzak’ın Musannef’inde yer alan rivâyet, es-Sevrî- el-A'meş- Zeyd b. Vehb- İbn Mesûd tarikiyle bize gelmektedir. 64 Süfyan b. Saîd b. Mesrûk es-Sevrî ( Kûfeli, v.161 ) : İlmi övülmüş, meşhur muhaddis Sevrî, sikadır. Rivâyetleri itibar görmüş hafız ve hüccet bir kimse olarak bilinmektedir. Ebû Hâtim, onu hafız, mutkin ve fukahadan olduğunu zikretmiş, vera ve ibadete bağlılığına yer vermiştir.65 İbn Hacer ise, sîka , hâfız, fakîh, âbid, imam, hüccet ve yedinci tabakanın önde gelenlerinden diye nitelendirdiği Süfyan esSevrî’nin belki tedlis yapmış (S )ر دolabieceğini söylemiştir.66 El- Bâcî de onu tevsîk edenlerin sözlerini naklederken, 67 Iclî onu sika, İbn el-Kayseranî seyyidu’l huffâz olarak görmüştür.68 Bu rivâyetin isnadı râvîlerinin halleri bakımından iyi bir isnad olarak görünmektedir. Yine râvîlerin birinin diğerine likâ ve talebeliği, tabakat kitaplarında zikredilmiştir. Abdurrezak’ın musannefinde yer alan ve Kırk Gün Hadisinin kaynaklardaki üçüncü tarîki olan bu rivâyetin isnâdı sahih görünmektedir. Dördüncü Rivâyet: Bu rivâyet: Muhammed b. Ubeyd et- Tenâfüsî- el- A'meş- Zeyd b. VehbAbdullah b. Mesûd kanalıyla gelmiştir.69 Muhammed b.Ubeyd et- Tenâfüsî (Kûfeli, v. 205): 64 Abdurrezzak,Musannef, Kader, XI, 123. 65 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 169. 66 İbn Hacer, Takrîb, I,244. 67 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1139. 68 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 407; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,203. 69 Abdullah b. ez- Zübeyr Ebû Bekr el- Humeydî, Müsned, I, 69. 46 Sika, sadûk gibi lafızlarla tevsîk edilirken onu eleştiren en ağır söz, “la be’s” şeklindedir ve hata ettiği, bundan dönmediği şeklindedir. 70 Rivâyette Yahya b. Maîn’in Amr b. Ya’la’yı ona tercih etmesi ile birlikte râvîmizin rivâyetlerinin kabul edildiği de anlaşılmaktadır. 71 Bu rivâyetin isnadında yer alan râvîler, rivâyetleri hadis kitaplarında yer almış ve kabül görmüş kimseler olup isnad muttasıl ve problemsiz bir isnad olarak görünmektedir. Beşinci Rivâyet: Bu rivâyet şu yoldan aktarılmıştır: 72 Züheyr- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.Abdullah b. Mesûd. Züheyr b. Muâviye b.Hadîc ( Kûfeli, v.173 ): Ebû İshak’tan ihtilatından sonra hadis almasına dikkat çekilmiştir. 73 Sika, sebt, esbet, mutkin, “min meâdini’s- sıdk”, gibi lafızlarla övülen bu Irak ahâlisi muhaddisi, es- Sevrî’nin vefatından sonra onun halefi olarak görülmüştür.74 Ashâb-ı A’meş içerisinde es-Sevrî ve Şu’be gibi bir yere sahip olduğunu söyleyEbîleceğimiz râvî, bu isnadda da onların yerinde yer almıştır. Bu balkımdan Sevrî ve Şu’be isnadları için söyledikerimiz bu isnad içinde geçerli olmaktadır. Kısaca bu isnadın da sağlam olduğunu söyleyebîliriz. Altıncı Rivâyet: 70 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 10; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664; Iclî, Ma’rifetu’s- Sikât, II, 247. 71 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664. 72 Ebû'l Hasen Ali b. el- Ca'd, Müsned, I, 379. 73 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 596; İbn Hacer, Tehzîb, III, 303. 74 İbn Hacer, Tehzîb, III, 303; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 224-225; Zehebî, Mîzân, III, 125; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 233. 47 Bu rivâyet: Hüşeym- Ali b. Zeyd- Ebû Ubeyd eb. Abdillah- Abdullah b. Mesûd tariki ile rivâyet edilmiştir.75 Hüşeym b. Beşîr b. el Kâsım b. Dînar (Vâsıtlı, v. 183): Hakkında sika sebt, hafız ve benzer lafızlarla bahsedeilen Hüşeym b. Beşîr’in kaynklarda, tedlisine yer verildiğini, tedlisi sebEbî ile hadisinin tamamen terk edilmediğini, tedlisinin boyutlarının tartışıldığını ve bunların tespit edilmeye çalışıldığını görmekteyiz. Nevevî, İbn Sa’dın onun hakkında, sika ve sebt olduğunu ancak çoktedlis yaptığını, hadisnde, “ahberani” şeklindeki rivâyetlerinde hüccet olduğunu bunun dışındakilerde hüccet olmadığını söylediğini nakletmektedir. 76 Hatib el- Bağdâdî, onun tedliste bulunmadığına ve sika olduğuna yer verirken77, ezZehebî de, hafız ve sika olduğunu ancak tedlisi bulunduğunu, sahihlere rivâyetlerinin alındığını ancak Hüşeym’in, Zührî’den rivâyetinde zayıf olduğundan bu rivâyetlerini almadıklarını söylemektedir.78 Hammad b. Zeyd ve Ebû Hâtim onun şerefini, salih oluşunu, sıdk ve emanetini överken “Mîzan”da tedlisi hakkında diğer bazı görüşler yer almıştır.79 Şunu söyleyEbîliriz ki, Hüşeym’in rivâyetleri tamamıyla terk edilmezken ondan hadis alanlar tedlisinden teyakkun ile hadis almışlardır. Ali b. Zeyd b. Abdillah ( Basralı, v.131): İbnu’l- Kayseranî ilmine işaret etmekle birlikte “teşeyyu” ettiğine dikkati çekmiştir. Aynı zamanda onun hakkındaki değerlendirmelere yer vermiştir. Buna göre Ebû Zür’a ve Ebû Hâtim onun “leyse bi kaviyy” olduğunu, Ahmed ve Yahyâ “zayıf” olduğunu söylerlemişlerdir. İbnu’l- Kayserânî şeyhaynin onunla ihticac etmediğine, Müslimin başkası ile karinelendirdiğine yer vermiştir.80 Zehebî, Yahya 75 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 374. 76 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 437. 77 Hatîb, Tarîh, XIV, 85, 78 Zehebî, er-Ruvâtu’s-Sikât, I, 179. 79 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 90-91. 80 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 141. 48 ve Ahmed’in onu “leyse bi şey” olarak nitelendirdiklerini naklederken kedisi de “sâlihu’l-hadîs” demiştir. 81 Zehebî onun üzerinde ihtilaf edildiğini belirterek hakkında söylenenleri; zayıf oluşundan, Rafızî oluşuna kadar dile getirilenleri nakletmiştir. 82 Başkasının tevakkuf ettiği rivâyette onun ref’ etmesinden de bahsedildiğini görmekteyiz. 83 Benzer yorumlara Mizzî de geniş yer vermiştir. 84 Ulaşabildiğimiz kaynaklar çerçevesinde râvîmizin rivâyetlerine çok ihtiyatlı bakmak gerektiği anlaşılıyor. Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mesûd (Kûfeli,v. 83 ): Sahabî Abdullah b. Mesûd’un oğlu Ebû Ubeyde’nin babasından rivâyetleri kaynaklarda yer almış ancak bu rivâyetlerde onun hakikaten babasından alıp almadığı tartışılmıştır. İbn Ebî Hatim babasından ve Ebû Hâtim Ebû Ubeyde’nin babası Abdullah b. Mesûd’tan hadis işitmediğini zikretmktedirler.85 Ebû Hâtim, İbn Ebî Hâtim ve İclî onu bir kelime ile ve “sika” lafzıyla tevsîk ederleken İbn Hacer onun babasını işitip işitmediği konusundaki tartışmaya yer verirmiş, babsına mülâkî olmasının ve onu işitmesinin sabit olduğunu ancak ondan rivâyetinin tedlise dahil olduğunu belirtmiştir.86 İbn Hâzim de babasını idrak etmediği kannatindedir.87 Bütün bunlar, ibn Hacerin ağırlıklı görüşün Ebû Ubeyde’nin babası Abdullah b. Mesûd’u işitmediği88 yönündeki tespitini güçlendirmektedir. Bu değerlendirmeler ışığında bu rivâyetin Ebû Ubeyde’nin durumu dolayısı ile munkatı’ olarak göründüğünü ve râvîlerden Ali b. Zeyd ve Hüşeym sebEbî ile zayıf bir isnada sahip bulunduğunu söyleyEbîliriz. 81 Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 140. 82 Zehebî, Mîzân, V, 156-157. 83 Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, I, 63; Zehebî, Mîzân, V,156. 84 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 434-444. 85 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561. 86 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48. Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 414; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561. 87 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 537. 88 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48. 49 Yedinci Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû Muâviye- el- A'meş- Zeyd b. Vehb.-Abdullah b. Mesûd yoluyla rivâyet edilmiştir.89 Ebû Muâviye Muhammed b. Hâzim es- Sa’dî (Kûfeli, v. 195): A’meşten rivâyetlerinde tereddüt göstermesi, bunun da hadisleri iyi ezberlememesinden kaynaklandığı, , kısaca Ameş rivâyetlerinin “muzdarip” olduğu nakledilmiştir.90 Ahmed b. Hanbel’e atfedilen bu değerlendirmenin yanında Yahya b. Maîn’in onun hakkında Ameş rivâyetinde Cerîr’den daha “esbet” olduğunu söylediği, onu A’meş rivâyetinde es-Sevrî ve Şu’be’den sonra A’meş’in ashabı içinde üçuncü sırada saydığı, yine A’meş rivâyetinde Vekî’’ e üstün tutuğu nakledilmiştir.91 Sikâ, hafız, mutkin olduğu ancak tedlis ettiği92 mürcie’den olduğu93 kaynaklarda yer almıştır. Yine Ebû Davud, onun Kûfe’de Mürcie’nin başı olduğunu söylerken, İbn Hibban “habis bir Mürcî idi” demiş, İbn Main, icli, Nesai ve Dârekutnî onun sika olduğunu söylemişlerdir.94 Kaynaklarda biryandan onun ameş rivâyetler, indeki ilminin genişliği ve itkânı anılırken öte yandan bazı olumsuzlukların ve eleştirilerin birlikte yer alması eleştirilerde onun Mürcîe’den olmasının bir payının olabileceğini düşündürmektedir. Merfu muttasıl bir rivâyet oduğu ve isnadtaki Ebû Muaviye Muhammed b. Hâzim’in durumunun iyi incelenerek buna göre kıritik edilmesi gerektiği söylenEbîlir. Buna göre eğer onun, kaynaklarda yer alan ilim ve itkânına göre değerlendirme yaparsak bu isnad sahih ve sağlam görünmektedir. 89 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 382. 90 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 128 91 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 129; İbn Hacer, Tehzîb,IX, 120-121 92 Halebî, et-Tebyîn li Esmâi’l-Müdellisîn, I, 178; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 109; İbn Hacer, Tabakâtu’l- Müdellisîn,I, 36. 93 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 236; Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 128; İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 442; 94 Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 129. 50 Sekizinci Rivâyet: Bu rivâyet: Hüseyin b. Muhammed – Fıtr – Seleme b. kuheyl – Zeyd b. Vehb. Abdullah b. Mesûd yoluya nakledilmiştir.95 Hüseyin b. Muhammed el Mervezî ( Bağdadî, v. 213): İbn Sa’d onu “sika” görürken Nesâî “la be’s” olarak nitelendirmiştir.96 Fıtr b. Hammad( Basralı, v. ?): Ebû Zür’a ona sika derken, Ebû Davud çok fazla teğayyur ettiğini söylemiştir. 97 Yine Ebû Hâtim onun hakkında, “leyse bikaviy” derken, İbn Halfûn’un Ebû Hatim ve Ebû Züra’nın sözlerini zikrettikten sonra kendisinin onu sika gördüğüne es-Sikatında yer verdiği nakledilmektedir. 98 Yine İbn Halfûn’un çalışmamızdaki rivâyette yer alan Fıtr b. Hammad’ın Seleme b. Kuheyl’den rivâyetinin ona ait olmadığını ve onu idrak etmediğini naklettiğini öğrenmekteyiz.99 Seleme b. Kuheyl el- Hadramî ( Kûfeli, v. 121): İmam, hafız, sebt, mutkin, me’mun gibi lafızlarla tevsik edilen Seleme b. Kuheyl, teşeyyu etmesine rağmen sika ve sebt görülmüş, iki yüz elli kadar hadisi olduğu belirtilmiştir.100 İsnada yer alan râvîlerin sika kimseler olduğu anşlaşılırken, Fıtr b. Hammad hakkında, onun Seleme’den bu rivâyeti almdığına dair anlatılan hususi bilgi dışında 95 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 414. 96 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 406. 97 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 90; İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, I, 342; İbn Hacer, Lisânu’l- Mîzân, IV , 454; İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 71; Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât. I, 64. 98 İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa,I,334. 99 İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa, I,334. 100 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 170; Zehebî, Nubelâ, V, 298–299; Zehebî, el-Kâşif, I, 454. 51 önemli başka bir problem olmadığını ve bu durumda sika râvîlerden merfu muttasıl bir rivâyet olduğunu söyleyEbîliriz. Dokuzuncu Rivâyet: Bu rivâyet; Yahya – el- A'meş – ayrıca – Veki' – el- A'meş – Zeyd b. VehbAbdullah, tarikleri ile nakledilmiştir.101 Yahya b. Saîd b. Ferrûh (Basralı.v.198): Yaşadığı dönemde hadis ilmine çeki düzen verdiği ve zayıfları terk ettiği çokca anlatılan,102 rical konusunda benzersiz olduğuna yer verilen,103 ilmi ve ameli medhedilmiş, kaynaklarda münekkidlerin onun benzerini görmediklerini ifade ettikleri 104 sika bir kimse olarak karşımıza çıkmaktadır. Hadis imamları onunla iticacac etmiş ve “onun terk ettiğini biz de terk ederiz” demişlerdir.105 Veki' b. el-Cerrah b. Melih Ebû Ahmed en-Neysabûri, el-Kûfî (Kûfeli,v.197): Kaynaklarda hakkında öğücü ifadelerle ismi geçmiştir. İlminin genişliği, sadûk, ve sika olduğu hep tekrarlanmış, hadis hıfzının yanında fıkıh ilmini de mütalaa etmiş, Ahmed b. Hanbel onun bir günün dışında hiç şüpheye düşmediğini, 101 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 430. 102 İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 611 103 104 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298–300; Zehebî, Nubelâ, IX, 176; İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 611; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 191–192; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXXI, 335 v.s; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1219; Ahmed, Bahr.460–461. 105 İbn Hacer, Tehzîb, XI, 192. 52 yanında kitap, defter taşımadığını ilminin ve hıfzının büyüklüğüne işaretle anlatmıştır.106 En sağlam ifadelerle tevsik edilmiş bir râvî olduğunu görmekteyiz. Merfû muttasıl bu senette müellif’in Veki’ ile mutabaat ettiğini görmekteyiz. Hadisin bu isnadı da A’meş’in tedlîsi ile birlikte sika olduğunun belirtilmesi ve kabulu ile sahih görünmektedir. Ancak A’meş’i tedlisi dolayısı ile eleştirenlerin de onu gözden çıkarmadıklarını ve hakkını teslim ettiklerini bilmekteyiz. Onuncu Rivâyet: Bu rivâyet; Yahya b. Saîd – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik tariki ile rivâyet edilmiştir.107 İsnadtaki râvîler önemli eleştiriler almamış kişiler olarak bilinmekte ve diğer kırk gün hadisi isnadlarında yer almış kişiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Enes rivâyetlerinin önemli ve tabakasında tek râvî olarak çalışmamızda yer alan Hammad’dan rivâyetlerde, Yahyâ b. Saîd’in cüz taşıdığını burada anımsamak, bizim isnâda ait güvenimizi olumlu olarak etkilemektedir. Şunu da ifade etmek lazımdır ki, Yahyâ b. Saîd bu meydanda hüccet olarak tanınan, rical ilminde kendini kabul ettirmiş biridir. Bu söylediklerimizin ışığında isnâdın sıhhatine engel teşkil edecek bir problem olmadığını söyleyEbîliriz. On Birinci Rivâyet: Bu rivâyet; Yunus – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Malik tariki ile rivâyet edilmiştir.108 106 Hatîb, Tarîh, XIII,496-501; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 170-172; Burhânuddin İbrâhîm, el- Maksadu’l-Erşed , III, 85; Ahmed, Bahr, I, 448-451; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442; Ahmed, el-İlel, I, 152. 107 Ahmed b. Hanbel, Müsned III, 116. 108 Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 148. 53 Yûnus b. Muhammed b. Müslim (Bağdatlı,v.207) : Sika, sikatün sika, saduk gibi lafızlarla tevsik edilen Yûnus b. Muhammed b. Müslim109 hakkında olumsuz değerlendirmelere raslanmadığını söyleyEbîliirz. Hadisi bize ulaştıran Yunus b. Muhammed diğer Enes rivâyetlerini pekiştiren bir râvî olarak karşımıza çıkmaktadır. Sika, Sikatün sika, Sadûk gibi lafızlarla tevsik edildiğini 110 gördüğümüz Yunus b. Muhammed’in yer aldığı bu isnadın sahih bir isnad olduğu kanaatini taşımaktayız. On İkinci Rivâyet: Bu rivâyet; Müsedded – Hammad – Ubeydullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik tariki ile nakledilmiştir.111 Müsedded b. Müserhed Ebû'l- Hasen el- Esedî ( Basralı, v.228): Ebû'l –Hasen Müsedded b. Müserhed b. Müserbel el- Esedî, El –Basrî. Müsned sahibi, hatta Basra'da ilk müsnedi tasnif eden olduğu belirtilmektedir. 112 Sika, sikatu’s- sika, esbet ve diğer tevsik sıfatları ile kaynaklarda adı geçmektedir.113 Bu isnad Enes’ten Hammad b. Zeyd yoluyla gelen diğer merfû muttasıl rivâyetlerden Müsedded ile farklılaşmaktadır. Müsedded sika bir râvîdir. Bu sebeble önceki Enes isnadları için belirttiğimiz sahihlik değerlendirmesini bu isnad içinde söylüyoruz. 109 Hatîb, Tarîh,XIV, 350; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1242; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 161; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXXII,542-543; İbn Hacer, Tehzîb ,XI,393; İbn Hacer, Takrîb, I, 614;. 110 Hatîb, Tarîh, XIV, 350; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1242; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 161; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXXII,542-543; İbn Hacer, Tehzîb,XI,393; İbn Hacer, Takrîb, I, 614. 111 Buharî,6,Hayz,17,hadis no: 318, s.27. 112 et- Takyid, I, 457; İbn Hacer, Takrîb, I, 528. 113 İbn Hacer, Takrîb, I,528; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 272; Zehebî, Nubelâ, X, 591; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz; II, 421-422; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 438; et- Takyid, I, 457; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII, 444-446. 54 Onü Üçüncü Rivâyet: Bu rivâyet; Hasan b. er- REbî' – Ebû'l –Ahves – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah isnadı ile nakledilmiştir.114 EL- Hasen b. Er- Rebî’ Ebû Ali ( Kûfeli, v.220veya221): Sika, Salih, hafız, müteabbid gibi lafızlarla tevsik ve övgü ile kaynaklarda anıldığını görmekteyiz. 115 . Saduk fakat hüccet olmadığı da gelen haberler arasındadır.116 Sellam b. Süleym Ebû'l – Ahves ( Kûfeli, v.179): Sebt, sika, sadûk, mutkin olarak tavsif edilen râvîmizin hakkında belirgin olumsuz bir değerlendirmye ulaştığımız kaynaklarda raslayamadık.117 Murfu ve muttasıl bir isnada sahip olduğu anlaşılan bu rivâyetin râvîleri bakımından çok olumsuz şeyler söylemek mümkün görünmemektedir. On Dördüncü Rivâyet: Bu rivâyet; Ömer b. Hafs – Ebû Ömer – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah tarîki ile rivâyet edilmiştir. 118 Ömer b. Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muâviye ( Kûfeli, v.222): Iclî onun hakında sikadır demiştir.119 Ebû Hâtim onun için sikadır derken İbn Hibban belki hata etmiş olabileceğini belirtmiştir.120 114 Buharî, 59, Bed’ul-Halk, 6, hadis no:3208 s. 260. 115 Zehebî, Nubelâ, X, 400; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 458; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I,293. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 204; İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. İbn Hacer, Takrîb, I, 161. Hatîb, Tarîh, VII, 307. 116 İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. 117 Buhârî, Târîh, IV, 135; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 259; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 444. 118 Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3332.s. 269. 55 Hafs b. Gıyas. b. Talk (Kûfeli,v.196): Ebû Ömer Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muâviye en- Nehaî. Kûfe ve Bağdad ‘ta kadılık yapmıştır.121 Iclî sika me’mun derken Yahya b Saîd, A’meş ashabının en güveniliri olarak nitelendirmiş, 122 kaynaklarda sika me’mun, sikatun sebt, fakih gibi lafızlar ile anlatılan Ebû ömer Hafs b. Gıyas b. Talk’ın , 123 son zamanlarında unutkanlığı kaynaklarda yer almıştır.124 Merfû, isnadı muttasıl bir rivâyet olarak Zeyd b. Vehb’den gelen tariklerden Ömer b. Hafs ve oğlu ile farklılık arzetmektedir. Ömer b. Hafsın vehm ve hata edEbîlen biri olması ve oğlu Hafs’ın zabtı ile ilgili durumları dolayısı ile bu rivâyetin isnadı zayıf görünmektedir. On Beşinci rivâyet: Bu irvayet; Ebû 'n- Nu'man- Hammad b. Zeyd. – Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes – Enes b. Mâlik kanalından aktarılmıştır.125 Ebû’n- Nu’man Muhammed b. Fadl es-Sudûsî ( Basralı, v. 224): Hayatının son yıllarında ihtilatına ve bu döneme özgü münker rivâyetlerine dikkat çekilmiş, bu nedenle son rivâyetlerine ve ondan son döneminde rivâyette 119 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 164. 120 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 305. 121 Buhârî, Târîh, II, 370. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 172; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 201. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 181. Hatîb, Tarîh, VIII, 188-189 122 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130;; 123 İbn Hacer, Tehzîb, II, 358; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 59-60; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 511. 124 İbn Hacer, Tehzîb, II, 358. 125 Buhari, 60,Enbiyâ, 1, hadis no: 3333.s. 269. 56 bulunanlara karşı ihtiyatlı olunması gerekliliği kaynaklarda belirtilmiştir.126 Bununla birlikte ihtilatı öncesi ondan meşhur muhaddislerin; İsmail el-Buhâri, Ahmed b. Hanbel, iki Hammad’ın da rivâyet etmiş olmaları ve ihtilatı dışında sika olarak tevsik edilmesi, ihtilatı dolayısı ile tamamen rivâyetinin terk edilmesinin israf olacağı da kaydedilmiştir.127 Buhâri, Müslim, Nesâî, İbn Mâce gib müelliflerini telifatına ondan aldıkları rivâyetleri ihtilatından önce olduğu 128 kanaatindeyiz. Kısaca kaynaklarda onun durumunun açıklıkla ortaya konulduğu ve son yıllarındaki durumundan muhaddislerin haberdar oldukları ve buna göre hadis aldıkları anlaşılmaktadır. Enes b. Malik tarikinden gelen isnadlar arasında Hammad b. Zeyd’ten sonra Muhammed b. Fadl es- Sudûsi ile ayrılmaktadır. Merfu, muttasıl bir isnada sahiptir. Buharî’nin hocası Es-Sudûsî eleştirilen fakat rivâyetlri terk edilmeyen bir râvî olarak isnadda yer almıştır. Sika râvîlerden oluşan merfû muttasıl bir isnadı bulunan bu rivâyetin isnad bakımından iyi olduğu görünmektedir. On Altıncı Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû'l-Velîd Hişam b. Abdilmelik – Şu'be – Süleyman el – A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdulah senedi ile rivâyet edilmiştir.129 Hişam b. Abdilmelik et- Teyalisi (Basralı, v.227): Ebû Hâtim onun için insanların akıllılarındandı 130 derken İbn Ebî Hâtim, Zehebî onun hakkında söylnenleri sika, sebt, hafız, hüccet, emîru’l- muhaddisin gibi 126 İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I,74; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn; III, 91; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 58; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr,IV, 121; Alâî, Kitabu’lMuhtelitîn, I, 116-117 ; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 675; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 58; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 410; Zehebî, Nubelâ, X, 266. 127 128 Alâî, Kitabu’l-Muhtelitîn, I, 116-117. İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 74. 129 Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6594. s. 552. 130 İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 571; 57 lafızlarla nakletmişlerdir. 131 Ahmed b. Hanbel ise mutkin olduğunu söylemiş ve Ebû’l- Velîd günümüz şeyhulislamıdır ve muhaddislerden ondan önde geleni yoktur demiştir.132 Kırk gün hadisinin bu tarikinin isnadı râvîleri bakımından önemli kusurlar içermemektedir. On Yedinci Rivâyet: Bu rivâyet; Süleyman b. Harb – Hammad – Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes – Enes b. Mâlik tarîki ile rivâyet edilmiştir.133 Süleyman b. Harb ( Basralı, v.224): İbn Ebî Hâtim, Mekke kadılığı yapmış Süleyman b. Harb’in hıfzını, önde gelen bir muhaddis oluşunu, tedliste bulunmadığını, rical ve fıkıh ilminde de konuştuğunu nakletmektedir.134 İbn Hacer, Süleyman b. Harb’in sika, imam ve hafız olduğunu söylerken, elBâcî de onun hakkında İbn Ebî Hatim’in sözüne yer vermiştir.135 Ez-Zührî onun sika olduğunu söylerken Mekke kadılığından azledildikten sonra vefatına kadar Basra’ya yerleştiğine yer vermektedir. 136 Hatîb, hıfzı itkanı ve sika olduğu konusunda söylenilenleri ‘Tarîh’inde zikretmiştir.137 Çalışmamızda onu Süleyman b. Harb hakkında olumsuz bir eleştiriye rastlamdık. Bu rivâyetin râvîleri sika râvîler olup isnad merfu muttasıl bir isnadtır. On Sekizinci Rivâyet: 131 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX; 65; Zehebî, Nubelâ, X,341-344; 132 Ahmed, Bahr, I, 439. 133 Buhari, 82, Kader,1, hadis no: 6595. s. 552. 134 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 108. 135 İbn Hacer, Takrîb, I, 250; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1111. 136 İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 300. 137 Hatîb, Tarîh, IX, 33-36. 58 Bu rivâyet; Adem – Şube – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd tariki ile nakledilmiştir.138 Âdem b. Ebî İyas Ebû’l- Hasen ( Horasanlı, v.221): Şu’be’ nin hadislerini zapteden altı kişiden biri olduğu anlatılmaktadır. 139 Zayıf bazı râvîlerden hadis almış olabileceği belirtilmekle birlikte 140 sika, mutkin kudve gibi lafızlarla tevsik edilmekle birlikte, güvenilir, abid, zahid, Allah’ın iyihayırlı kulu gibi lafızlarla da tavsif edilmiştir.141 Merfû muttasıl bir isnada sahip olan rivâyetin râvîleri olumlu olarak bilinen kimselerdir. Süleyman el-A’meş’in tedlisi dışında önemli bir sorun görünmemektedir. On Dokuzuncu Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû Bekr b. Ebî Şeybe – Ebû Muâviye ve Veki' ile Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr el- Hemedanî ( lafız onun) - Ebû Muhammed, Ebû Muâviye ve Veki’ – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivâyet edilmiştir.142 Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim ( Kûfeli, v. 235): 138 Buharî, 98, Tevhîd, 28, hadis no: 7454. s.621. 139 Ahmed, Bahr, I, 61; Zehebî, Nubelâ, X, 336. 140 İbn Hacer, Tehzîb, , 171. 141 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 393, Hatîb, Tarîh, VII, 27-30, Zehebî, el-Kâşif, I, 230; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, I, 97, 108; İbn Hacer, Tehzîb, I, 171. 142 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6723, s. 1138. 59 Hafız, sebt saduk, sika, mutkın şeklinde kendisinden bahsedilmiş olduğunu görmekteyiz.143 Müslim’in hocasıdır. Muhammed b. Abdillah b. Numeyr ( Kûfeli, v.234): Sika, Irak’ın incisi, hafız sebt , hüccet, Irakı’n reyhan çiçeği gibi çok ince lafızlar ile tavsif ve tevsik edilen Muhammed b. Abdillah b. Numeyr’in ilim, anlayış ve sünnete bağlılığına çokca değinilmiş olduğunu görmekteyiz. 144 Abdullah b. Numeyr ( Kûfeli, v.199) Buhârî ondan hadis tahric ederken Ebû Hâtim onun hakkında işi düzgün demiştir.145 Yahya b. Maîn kendisine Süleyman el-A’meş’i mi yoksa İbn Nümeyr’i mi daha çok beğendiği sorulduğunda ikisi de sikadır derken Iclî sika salih, İbn Sa’d sika kesirü’l-hadis olduğunu söylemiştir.146 Müslim’e ait bu rivâyetin başında ve sonunda müellifin birden çok isnadla mutabaat ettiğini görmekteyiz. Merfû muttasıl bir isnad olarak çok ağır eleştiri almayan râvîlerden oluşan ve mutabaatları ile desteklenen bir isnad olarak görünmektedir. Yirminci Rivâyet: 143 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 433; Hatîb, Tarîh, X, 69-70. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 828. 144 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, I, 320; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II,439-440; Zehebî, Nubelâ, XI, 455-457; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II,243; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, I, 185; İbn Hacer, Takrîb, I, 490; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 566-570; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 658; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 654; Hatîb, Tarîh, V, 429; Iclî, Ma’rifetu’sSikât, II,243. 145 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 834; İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52. 146 İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 228. 60 Bu rivâyet; Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr ve Züheyr b. Harb ( Lafız İbn Nümeyr’e aittir) – Süfyan b. Uyeyne – Amr b. Dînar – Ebû't- Tufeyl – Huzeyfe b. Esîd tariki ile rivâyet edilmştir.147 Züheyr b. Harb b. Şeddad Ebû Hayseme ( Bağdatlı, v.234 ): Ebû Hayseme, Züheyr b. Harb b. Şeddad el-Bağdâdî. Aslen Nese’li.İsmail b. Aliye, Bişr b. es- Seriyy, Cerîr b. Abdilhamid, Hafs b. Ğıyas, Ravh b. Ubâde, İbn Uyeyne, Hüşeym, Yahya b. Saîd el- Kattân, Abdurrahman b. Mehdî’den Hadis alırken, ondan da Buhari, Müslim , Ebû Davud, İbn Mâce, İbrahim el- Harbî, oğlu Ebû Bekr b. Ebî Hayseme, Ebû Bekr b. el- Mervezî, Ebû Ya’la el Mevsıli, İbn Ebî’dDünya, Ebû Zür’a er- Razi, Ebû Hâtim, Ya’kub b. Şeybe hadis rivâyet etmişlerdir.148 Hatîb el Bağdadî onun Sika sebt Hafız mutkin olduğunu söylemiştir. 149 İbn Ebî Hâtim saduk olduğunu naklederken150 Ebû Hâtim de onun mutkin zâbit olduğunu söylemktedir. 151 Hatîb el Bağdadî ise onun sıka, sebt, hafız ve mutkin olduğunu nakletmektedir. rastlamadığımız 152 Ebû Kaynaklarda Hayseme hakkında hakında olumsuz benzer değerlendirmelere lafızlarla bahsedildiğini görmekteyiz.153 Süfyan b.Uyeyne ( Kûfeli, v. 198): Kaynaklardan onun tedlis ve ihtilatına kayıtlar düşülürken, Icli onun hakkında hadiste sika ve sebttir demiştir. 154 Suyûtî Ali b. el-Medîni’nin Zührî rivâyetinde 147 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6725, s. 1138. 148 İbn Hacer, Tehzîb, II, 296; Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 194; Buhârî, Târîh, III, 429; Hatîb, Tarîh, VIII, 482; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX , 402-404; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I,223-224; İbn Hibbân, es-Sikât, I, 256. 149 Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,194. 150 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 591. 151 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 257. 152 Hatîb, Tarîh, VIII,482. 153 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 594; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX, 405; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 224. 154 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 417. 61 ondan mutkinin olmadığını nakleder.155 Kaynaklardan rivâyetinin terk edilmediğini ve ihticac edildiğini görmekteyiz. Amr b. Dînar el- Esrem (Mekkeli, v.126): Kendisinden Sika,saduk, müfti,imab, Sika-sika, sebt ve esbet gibi olumu lafızlarla bahsedilen Ebû Muhammed Amr b. Dinar’ın baktığımız kaynaklarda durumunun iyi olduğu anlaşılıyor.156 Bununla birlikte İbn Hacer Hakim’in Ulum u Hadisin de, onun tedlisine işaret ettiğini nakletmekte; tezhibinde de buna yer verirken teşeyyüünden sözedilmediğini aktarmaktadır.157 Ebû't – Tufeyl Âmir b. Vâsıle ( Kûfe,v. 110): İbn Ebî Hayseme onu sahabe şairlerden saymıştır.F aziletli , akıllı , hazırcevap ve fasih konuşurdu. Hz. Ali Şiasındandı. Kûfe’ye yerleştiği ve orada vefat ettiği nakledilmiştir.158 Müslim’in iki hocasından aldığı isnadın râvîleri ile ilgili önemli eleştiriler bulunmamaktadır. Merfû muttasıl bir isnad olarak sahih olduğu görünmektedir. Yirmi Birinci Rivâyet: Bu rivayeyt; Ahmed b. Amr b. Serh – İbn Vehb – Amr b. el –Hâris – Ebû Zübeyr el- Mekkî – Âmir b. Vâsıle – Abdullah b. Mesûd tariki ile rivâyet edilmiştir.159 Ahmed b. Amr b. Serh ( Mısırlı, v. 250): Sika , sebt, sâlih, sakîh şeklindeki hakkında söylenenler kaynaklarda nakledilmiştir.160 El- Bâcî, İbn Ebî Hâtimden Ebû Hâtim’in onun hakkında “la be’se 155 Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,119. 156 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 971; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 231; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26; Ahmed, Bahr, I, 319. 157 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 22; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26. 158 İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1696 159 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6726, s. 1138. 160 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 416-417; İbn Hacer, Tehzîb, I,55. 62 bih” dediğini nakletmaktedir.161 Ahmed b. Amr rivâyetleri makbul bir râvîdir. Abdullah b. Vehb Ebû Muhammed ( Mısırlı, v.197): Onun hakkında kaynaklarda ehli nakdin sika , salih, salihul hadis, sadûk şeklinde lafızlar kullandıkları nakledilmektedir. 162 Ebû Hâtim onu es-Sikâtında zikretmiştir.163 Amr b. el-Hâris(Mısırlı, v. 147) Ebû Hâtim ‘in zamanın en ehfazı dediği164 Ebû Zür’a, Iclî, Nesâî, Yahya b. Maîn’in nu sika gördüğü, İbn Sa’d’ın Tabakât’ında zikrettiği ve “sikaydı inşaalah” dediği nakledilmektedir. 165 Yine kaynaklarda, sika, hafız, 166 fakih, ehadü’l-eimme, sâlih, hüccet, muttakî gibi lafızlar ile anıldığını görmekteyiz. 167 Bununla birlikte garîblerinin; 168 münkerlerinin olduğu, yine Katâde’den muzdarîb ve hata ettiği hadisler rivâyet ettiği de zikredilmiştir.169 Ebû Zübeyr Muhammed b. Müslim el- Mekkî (Mekkeli, v.126): İmam Şafiî’nin desteğe muhtac gördüğü, Nesaî’nin sika dediği İbn Hıbban’ın Sikat’ında zikrettiği, hadisi ile ihticac edilEbîleceği 170 sahabeden duymaksızın 161 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 333. 162 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh II, 851; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, IV, 202. 163 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 346 164 Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,86 . 165 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 573-574. 166 İbn Hacer, Takrîb, I, 419. 167 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,III, 970; Zehebî, el-Kâşif,II,74; İbn Hibbân, es-Sikât,VII, 228-229; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 187 ;İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 184. 168 Zehebî, el-Kâşif, II, 74. 169 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 573. 170 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 409; Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l- Merâsîl, I,287. 63 rivâyetlerinin 171bulunmasına karşın ve diğer bazı eleştiriler sebEbî ile terk edilmeyi hak etmediği yorumları yapılmıştır.172 İsnadda çok önemli eleştiri alan râvî omadığını söyleyEbîliriz. Merfû mutasıl bir isnad ile bu rivâyet için sahih diyEbîliriz. Yirmi İkinci Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû Kamil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî – Hammad b. Zeyd – Ubeydullah b. Ebî Bekr- Enes b. Malik senedi ile nakledilmiştir.173 Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî ( Basralı, v.237): Ebû Kamil Fudayl b.Huseyn b. Talha el- Cahderî, el- Basri. Hammad b. Zeyd, Hammad b. Seleme, Ebû Avâne, Fudayl b. Süleyman, Yezîd b. Zeri’, Yahya el- Kattan ve diğer bazı muhaddislerden rivâyette bulunurken, ondan da Ebû Zür’a, Muhammed b. Âmir, Müslim b. el- Haccâc, Buhârî ( ta’lik ederek), Ebû Davud, Nesâî ve Abdullah b. Ahmed b. Hanbel hadis rivâyet etmişlerdir.174 İbn Hacer onun hakkında sikadır demiştir.175 Merfû muttasıl bir isnad olarak râvîleri ağır eleştiriler almamış bir isnattır. Yirmi Üçüncü Rivâyet: Bu rivâyet; Ali b. Muhammed – Veki' ve Muhammed b. Fudayl ve Ebû Muaviye ile, Ali b. Meymun er- Rakiy, Ebû Muaviye ve Muhammed b. Ubeyd – elA'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile nakledlmiştir.176 171 Alâî, Câmiu’t-Tahsîl,I, 269; Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl, I,287. 172 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl XXVI, 409. 173 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6730, s. 1139. 174 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 71; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 261; Zehebî, el-Kâşif, II, 124. İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 10; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 880. 175 İbn Hacer, Takrîb, I, 447. 176 İbn Mace, Sünen,es-Sünne..., 10, hadis no: 76, s.2481. 64 Ali b. Muhammed b. İshak b. Ebî Şeddad Ebû'l – Hasen ( Kûfeli v.233): Ebû’l- Hasen Ali b. İshak b. Ebî Şeddad et – Tenâfüsî el- Kûfî. Hâfız, İmam, sebt, sika, saduk şeklinde tevsik edildiği, ulaşabildiğimiz kaynaklardan görmekteyiz.177 Muhammed b. Fudayl ( Kûfeli, 195): Durumu hakkında net bilgiler edinemdeiğimiz râvînin A’meş ashabından olduğunu bilmekteyiz. Ali b Meymûn er- Rakiyy ( ? v.246): Ebû’l- Hasen Ali b. Meymûn er- Rakiyy el-Attar. Muhammed b. Ali b. Meymûn’un babasıdır. İshak b. İbrahim el-Hanînî, Bişr b. es- Seriyy, Hafs b. Gıyas, Halid b Hayan er-Rakiyy, Saîd b. Mesleme el-Emevî, Süfyan b Uyeyne’den rivâyet ederken, en Nesâî, İbn Mâce, Ebû Bekr Ahmed b. Abdirrahman b. Muhammed elAskerî, Ebû Zür’a Ubeydullah b. Abdilkerim er-Râzi, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er-Râzî ondan rivâyet edenlerin bazlarıdır.178 İbn Hacer sikadır derken Ebû Hâtim de onu tevsik etmiştir.179 Nesâî onun hakında la be’s derken İbn Hibban es-Sikât’ında zikretmiştir.180 Merfû muttasıl bir rivâyet olarak isnadında önemli bir illet olarak Muhammed b. Fudayl’in durumu görünmektedir. Ancak aynı tabakadan diğer iki râvîye isnad ile durumun düzeldiği söylenEbîlir. Yirmi DördüncüRivâyet: 177 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 445; Zehebî, Nubelâ, XI, 459-460. 178 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 153-154. 179 İbn Hacer, Takrîb, I,405; Zehebî, el-Kâşif, II, 48. 180 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI,154. 65 Bu rivâyet; Hafs b. Ömer en –Nümerî – Şu'be ile; Muhammed b. Kesir – Sufyan ( aynı anlamda ve haber Süfayan’a ait) – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd isnadları ile rivâyet edilmiştir.181 Hafs b. Ömer. b. el- Haris en-Nemerî (Basralı,v.225): Sika sebt, saduk mutkın, sebt mutkin, sebt huccet, sadûk sika, sadûk salih lafızları ile kaynaklarda zikrini görmekteyiz. 182 Ulaşabildiğimiz bu kaynaklarda hakkında olumsuz bir değerlendirmye rastlamadığımız Ebû Ömer Hafs b. Ömer b. el Hâris Basralılar’ın onun adaleti üzere buluştuğu saûk, fasih bir Arabî 183 şahsiyet olarsak karşımıza çıkmaktadır. Muhammed. b. Kesîr Ebû Abdillah (Basralı,v.223): Zehebî, İbn Hacer onun hakında sikadır demişlerdir.184 Mizzî, Ebû Bekr b. Ebî Hayseme’den haberle Yahya b Maîn’in ondan yazmayın dediğini nakletmekle birlikte Ebû Hâtim den nakille sadûk olduğunu aktarmaktadır 185 İbn Hacer ise Yahaya b. Maîn’den haberle onun hadisinde onu zayıf düşürEbîlecek lafızların varlığını naklediyor.186 Yahya b. Maîn’e dayandırılan bu eleştirilerin dışında onun hakkında kaynaklarda Sadûk, sika, muttaki, fâdıl, la be’se bih şeklinde lafızlar yer almaktadır.187 Merfû muttasıl bir isnada sahip bu rivâyetin râvîleri ağır eleştiriler almamıştır. Bu isnâdın mutabaatı ile birlikte sahih bir rivâyet olduğunusöyleyEbîliriz. 181 Ebû Davud, Sünen, 39, es-Sünne, 16, hadis no: 4708. s.1569. 182 Zehebî, Nubelâ, X, 355-356; İbn Hacer, Takrîb, I, 172; Zehebî, el-Kâşif, I, 341 ; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 509. 183 Zehebî, Nubelâ , X, 355-356. 184 Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 627; İbn Hacer, Takrîb, I, 504. 185 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVI,335. 186 İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371. 187 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 70; İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 78; İbn Hacer, Lisânu’l- Mîzân,VII, 373; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 335; İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371. 66 Yirmi Beşinci Rivâyet: Bu rivâyet; Hannad – Ebû Muaviye – el –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd yoluyla nakledilmiştir.188 Hannad b. es- Seriy ( Kûfeli,v.243): Ebû’s-Seriyy Hannad b. es- Seriyy b. Mus’ab ed- Dârimî, et- Temîmî, el Kûfî. Çalışmamızda adı geçen râvîler ile adı sıkça geçen bir râvîdir. Kaynaklarda ilminin ve siretinin övüldüğünü, ibadetinin çoğluğundan ona Kûfe’nin rahibi denildiğini 189 kendisi hakkında sika, sadûk şeklinde ehli hadisin değerlendirmede bulunduğnu, olumsuz bir söz sarfetmediklerinin görmekteyiz.190 Kaynaklarda biryandan onun A’meş rivâyetlerindeki ilminin genişliği ve itkânı anılırken öte yandan bazı olumsuzlukların ve eleştirilerin birlikte yer alması eleştirilerde onun Mürcie’den olmasının bir payının olabileceğini düşündürmektedir. Tirmizî bu isnadına rivâyetin metninin arkasından başka isnadlar ile mutabaat etmiş ve rivâyet hakkındaki kanaatini “hasenün sahîh” ifadesi ile belirtmiştir. Tirmizî’nin bu sözünü birden çok isnadı bulunan rivâyetler için isnadın birisinde hasen diğerinde sahih olduğu durumlarda kullandığı malumdur.191 Bu isnad merfû muttasıl bir isnad olarak sahih bir isnaddır. Yirmi Altıncı Rivâyet: Bu Rivâyet; Ahmet b. İshak el- Ahvâzî– Âmir b. Müdrik – Utbe b. Yekzân – Hammad – İbrahim – Alkame ve Esved – Abdullah tariki ile rivâyet edilmiştir.192 188 Tirmizî,Sünen, 30, Kader, 4, hadis no: 2137. s.1866. 189 Zehebî, el-Kâşif, II, 339. 190 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl , XXX, 312; İbn Hacer, Takrîb, I, 574; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l- Huffâz, II, 507; Nubela, XI, 467; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 62. 191 Et-Tahhân, Teysîr, s.48. 192 Bezzar, Müsned, IV, 351. 67 Ahmed b. İshak el Ahvâzî(……v.250): İbn Hace ve ez- Zehebî sadûk derkenen- Nesâî sâlih demiştir.193 Âmir b. Müdrik (? , v. ? ): İsmail b. Abdilmelik, Utbe b. Yekzan er-Râsibî, Yahya b. Eyyub el- Biclî, Ve Yuınus b. Ebî İshaktan rivâyet ederken, Ahmet b. İshak el- Ahvâzî, Zeyd b. Ahzem et- Tâî ondan hadis rivâyet etmişlerdir. 194 İbn Hibban Kitabu’s-Sikat’ta zikretmiş. 195 Kaynaklarda rubbema ahtae, şeyhun, leyyinu’l-hadis, şeklinde zikredilmiştir.196 Utbe b. Yakzân (Basralı,v. ? ): Nesâi’nin el-Kunâ’sında sika dediği 197 İbn Hibban’ın Kitabu’s-Sikât’ında zikrettiği 198 nakledilmiş ZehEbî zayıf demiştir.199 Hammad b. Ebî Süleyman (Kûfeli,v. 132): Hakkındaki değerlendirmelerde saika saduk ve fakih olduğuna yer verilirken fıkhı övülmüş 200 rivâyetteki durumuna Tehzib (’ul Kemal) sahibi geniş yer vermiş201 193 194 Zehebî, el-Kâşif, I, 190; İbn Hacer, Takrîb, I, 77; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 265. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 73 -74. 195 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 74. 196 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,328; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 501; İbn Hacer, Takrîb, I, 288. 197 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 326, 198 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 327. 199 İbn Hacer, Takrîb. I, 381. 200 Zehebî, Nubelâ ,V, 233-234; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I,66; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII,203; İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 30; İbn Hacer, Takrîb, I, 178; Zehebî, el-Kâşif, I,,349; Ebû Muhammed el-Ensârî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn bi İsbehân, I, 326. 201 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl , VII,269-279. 68 Mürcie’den olduğu kaynaklarda yer almıştır. 202 İclî onun bu durumunun ircâ konularında konuşmak ve yorum yapmaktan ibaret olduğunu, yoksa bu konuda sahibi kelam ya da müdafî olmadığını nakletmektedir.203 Bakabildiğimiz kaynaklarda hakkında çok olumsuz değerlendirmelere rastlamamaktayız. Bununla birlikte ZehEbî, İbn main in ve başkalaranın ona sika derken ibn Sa’d ın zayıf, Ebû Hâtim’in “la yuhteccu bihi” dediğini kaydetmiştir.204 İbrahim b. Yezîd en-Nehaî ( Kûfeli. v. 96?): Hz. Âişe ile görüşmüş205 ancak hadis işittiği sabit olmamıştır.206Zehebî fakih, sikadır ancak çok irslade bulıunuyorderken Sahabeden rivâyetlerinin mürseller olduğu, onun mürsellerini ibn Maîn’in Şa’bî ve el -A’meş in mürsellerinden daha iyi bulduğu nakledilmektedir.207 Alkame b. Kays (Kûfeli, v.62): Yahyâ b. Maîn’in sika derken; Ali b el- Medînî’nin Rasulullah’ın sözlerini hıfz ve anlamada ashab içerisinden Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Mesûd ve Abdullah b. Abbas’ı sayarken İbn Mesûd’u en iyi bilen olarak ise Alkame, el- Esved, Ubeyde ve el- Hâris olarak saydığı nakledilmiştir.208Kaynakların övgüyle bahsettiği Alkame’nin fıkhı öne çıkarılmıştır. 209 Öyleki Sahabeden kimseler ona sorarlar ve görüş istselerdi.210Yine Abdullah b. Mesûd ashabı arasında kıraat ve iftâ eden altı kişiden 202 İbn Hibbân, es-Sikât, IV,160; İbn Hacer, Takrîb, I,178; 203 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, , 321. 204 Zehebî, Men Tukullime Fîh, I,71 205 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II,237. 206 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II,235; İbn Hacer, Tehzîb,I, 155. 207 İbn Hacer, Tehzîb,I, 155. 208 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XX,303; Zehebî, Nubelâ,IV,55. 209 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 48; Zehebî, Nubelâ, IV, 53-556; Suyûtî, Tabakâtu’l- Huffâz,I,20. 210 İbn Hacer, el-İsâbe, V, 136. 69 biri oalrak zikredilmiştir.211 Hz. Ömer ve Ebû Bekir’den işitmediği tartışılmıştır.212 Durumu iyi olarak değerlendirilen bir râvîdir. El- Esved b. Yezîd(Kûfeli,v.75): İclî onun sika olduğunu zikrettikten sonra Hz. Aişe’nin ona saygısını ve Abdullah b. Mesûd’un kıraat ve ifta meclisinin Alkame, el- Esved, Ubeyde, Ebû Meysera, el- Hâris b. Kays, ve Mesrûk b. el- Ecdâ’ olmak üzere altı kişi olarak nakleder. 213 Ayrıca kaynaklarda sîreti övülmüş, oruç ve namaz kılışının çokluğu, hacca çok gittiği ve ahlakî meziyetleri yer alırken olumsuz değerlendirmelere rastlamamaktayız.214 Bezzar’a aid bu isnad’ın müeelife yakın isimlerin çok ağır olmamakla birlikte, rivâyetin sıhhatini kaybettirecek ölçüde eleştiri almış oldukları kanaatindeyiz. Merfû muttasıl olarak değerlenderdiğimiz bu rivâyetin isnadı için zayıf olduğunu söyleyEbîliriz. Yirmi Yedinci Rivâyet: Bu rivâyet; Amr b. Ali -Ebû Muâviye ve Veki' – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah tarîki ile nakledilmiştir.215 Amr b. Ali (Basralı, v.249): Ebû Hafs Amr b. Ali b. Kenîz b. Fellâs216 el-Bâhilî, el-Basrî. Ebû Hâtim onu Ali b. El- Medînî’den daha sika görmüş 217 Nesâî, Sika, sâhibu’l- hadis, hafız şeklinde değerlendirmiştir.218 211 İbn Hibbân, es-Sikât, II,147;diğer beşkişi elesved , ubeyde,Ebû meysera, el harisb . kays,ve Mesrûk b. el- Ecda’. 212 Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl, I, 233; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 240. 213 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 229-230. 214 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 100; İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 31; Zehebî, Nubelâ, IV, 51; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, I, 133. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 50. 215 Bezzar, Müsned, V, 170. 216 Herevî, Müştebehu Esâmî’l-Muhaddisîn, I, 182. 70 İbn Mesûd’dan gelen rivâyetler içinde Âmeş ashabından rivâyet eden Ebû Muâviye ve Veki’ ‘den rivâyette farklılaşan isim Amr b. Ali, güvenilir bir râvî olarak isnada yer almıştır. Ebû Muâviye ve Veki’’in rivâyetleri için söylediklerimiz bu isnad için de aynı olacağından, merfû muttasıl bu rivâyetin isnadının iyi olduğunu belirtEbîliriz. Yirmi Sekizinci Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû Hayseme – Cerîr – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah yoluyla rivâyet edilmiştir.219 Cerîr b. Abdilhamid (Kûfeli,v.187): Ebû Abdillah Cerîr b. Abdilhamîd b. Cerîr b. Kard b. Hilâl ed-Dubbî er- Râzî. Aslı Kûfe’li olup, Rey şehrine yerleşmiş ve orda vefât etmiştir. Hişam b. Urve, Süleyman el-Ameş, Yahyâ b. Saîd, Fudayl b. Kazvân talk b. Muâviye hadis aldığı bazı kimselerdir. Ebû Hayseme, Kuteybe, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, ondan rivâyet edenler arasındadır.220 Bu isnadda A’meş ashabından Cerîr yer almıştır. Cerîr’in durumu ve daha önce diğer râvîler hakkında verdiğimiz bilgiler ışığında bu isnadın önemli bir problem taşımadığını söyleyebiliriz. Yirmi Dokuzuncu Rivâyet: Bu rivâyet; El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî – Ebû'l- Velîd ve Şuays b. Muhriz – Şu'be – Süleyman el –A'meş – Zeyd b. Vehb tarîki ile rivâyet edilmiştir.221 El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî (Basralı, v.305): 217 Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 225; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II,487. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III,980. 218 Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I, 225. 219 Ebû Ya'la, Müsned, IX, 89. 220 İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 116-117; Müslim, el-Kunâ, I, 492. 221 İbn Hıbban, Sahih, XIV, 47. 71 İbnu’l-Kayseranî Sâdık, müksir Basra’lı sika muhaddis değerlendirmesinde bulunmuştur222 Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb el- Cumhî Şuayb b. Muhriz’i idrak etmiştir.223 Ebûl- Velid Hişam b. Abdilmelik et- Teyâlisî (Basralı, v.227): Ebû Hâtim onun için insanların akıllılarındandı 224 derken İbn Ebî Hâtim, Zehebî onun hakkında söylnenleri sika, sebt, hafız, hüccet, emiru’l- muhaddisin gibi lafızlarla nakletmişlerdir. 225 Ahmed b. Hanbel ise mutkin olduğunu söylemiş ve “Ebû’l- Velîd günümüz şeyhulislamıdır ve muhaddislerden ondan önde geleni yoktur” demiştir.226 Şuays b. Muhriz (Basralı,v.?): Zehebî sadûk derken 227 İbn Ebî Hâtim babasının onun için şeyh dediğini nakletmiş228 Râvîleri hakkında çok da detaylara ulaşamamakla birlikte isnadın durumunun iyi olduğunu söylemek mümkün görünmektedir. Özellikle eldeki bilgilerde çok olumsuz nitelemelerin olmamasını bu isnad için önem arzetmektedir. Otuzuncu Rivâyet: Bu rivâyet; Ali b. Abdilaziz – Ebû Nuaym – el- A'meş – Malik b. el –Haris – Abdullah b. Rebîa – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir.229 222 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II,670-671. 223 Zehebî, Mîzân, III, 348. 224 İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 571. 225 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX; 65; Zehebî, Nubelâ, X,341-344. 226 Ahmed, Bahr, I, 439. 227 Zehebî, Mîzân, III, 348. 228 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IV,386. 229 Taberanî, Mu'cemu'l- KEbîr, IX, 178. 72 Ali b. Abdilazîz (Mekkeli, v.286): Ebû’l-Hasen Ali b. Abdilazîz’in fakih bir kimse oduğu ve bu gerekçeyi ileri sürerek hadis rivâyetine ücret istediği kaynaklarda yer almış, Nesâî’nin bu sebeble ona kızgınlığı, İbn Ebî Hâtim’in, sadûk, Darekutnî’nin sika me’mûn gibi lafızlar kullanarak tevsik ettikleri zikredilmiştir.230 El- Fadl b. Dukeyn (Kûfeli, v.219): İbn el-Kayserânî onun için hafız sebt derken, onun hakkında Ahmed b. Hanebel’in , Veki’’den daha az hatalı, hadis hocalarını, nesblerini ve ricâli ondan iyi bildiğini, Veki’’in ise ondan daha fakîh olduğunu; Yahya b. Maîn’in zamanının hayatta olanları arasında ondan ve Affan’dan daha kimse görmediğini; Ebû Nuaym’ın onun ıtkanındakı yerini; Ebû Hâtim ve Ebû Nuaym’ın onun Hafız ve mutkın olduğunu söylediklerini nakletmektedir.231 Mâlik b. el-Hâris es- Sülemî (Kûfeli, 94): Tabiinden haricilerin önde gelenlerinden sayılan Malik b. el-Hâris232 Yahya b. Maîn sika derken İbn Hibban es-Sikat’ta zikretmiştir. 233Ayrıca İbn Hacer, Zehebî ve İbn Sa’d sika olarak zikretmişlerdir.234 Abdullah b. Rebîa (Kûfeli,v.? ): Sahabi olup olmadığında ihtilaf edilirken çoğunluk sohbetinin olmadığı kanatindedir. 235 Buhâri Tarîh’inde hadramî olarak isimlendirirken 236 İbn Hibban, 230 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 623; Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz,I, 278; Zehebî, Mîzân , V, 173. 231 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 373. 232 Zehebî, Mîzân, VII,4. 233 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 207; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII,130. 234 İbn Hacer, Takrîb,I,516; Zehebî, el-Kâşif, II,234; İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VI,294. 235 İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XIV,494. 236 Buhârî, Târîh, V, 85. 73 Kitabü’s-Sikat’ında tabiînden saymıştır.237 Sika bir râvî olduğunu kabul edEbîliriz. Râvîlerinin iyi olduğu anlaşılan bu rivâyetin isnadında önemli bir sorun olmadığını belirtEbîliriz. Otuz Birinci Rivâyet: Bu rivâyet; Muhammed b. en- Nadr – Muâviye – Zâide – el- A'meş – Amr b. Murra – Abdurrahman b. Ebî Leylâ – Abdullah b. Rebîa – Abdullah senedine sahiptir.238 Muhammed b. en- Nadr: Bizce meçhul. Muâviye: Meçhûl bir râvî. Zâide b. Kudâme es- Sakafî (Kûfeli, v. ?): Ahmed b hanbel hadis ilminde mütesebbit dört kişiden biri olarak Zâide’yi de zikreder. 239 Sika, sahib-i sünnet, sika me’mûn, sika sebt gibi lafızlarla tavsif edildiğini söyleyEbîliriz.240 Amr b. Murra, ( Kûfeli, v.116): Amr b. Murra’nın ircâ fikrinde olduğu241 ve “görüşleri inceledim, mürcieden daha hayırlı insanlar görmedim, bu sebeple bende bir mürcîyim” dediği nakledilmektedir. 242 Vefat ettiği tarih konusunda 110 veya 116-117 gibi farklı kayıtlar bulunan Amr’ı 243 Süleyman el- A’meş övmüş, yanındaki ilmi güvenle koruduğunu söylemiş, Ahmed b. Hanbel ise onu tezkiye etmştir. Ayrıca Yahya b. Maîn, sikadır derken, Abdurrahman b. Ebî Hâtim ise babası Ebû Hâtim’den nakille 237 İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23. 238 Taberanî, Mu'cemu'l- KEbîr, IX, 178. 239 Suyûtî, Tabakâtu’l-Huffâz, I,98.(diğerleri:Süfyân, Şu’be ve Züheyr olarak zikredeilmiştir.) 240 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 600; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 228; İbn Hacer, Takrîb,I, 213; İbn Hacer, Tehzîb,III,264; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,98. 241 İbn Hibbân, es-Sikât V, 183; Zehebî, el-Kâşif, II, 88. 242 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 185. 243 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 103; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 107. İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VI, 315. 74 sadûk olduğunu belirtmiştir.244 Abdurrahman b. Ebî Leylâ ( Kûfeli, v.83): Ebû isa Abdurrahman b. Ebî Leyla, veya Bilal ve Davud b. Bilal el-Ensârî elEvsî, el- Kûfî. İsminin Yesar olduğu da zikredilmektedir.245 En doğru künyesi Ebû İsa’dır.246 Hz. Ömer ve diğer bazı sahabeden rivâyetleri tartışılmakla birlikte 247 sahabeden rivâyeti, ve derslerine sahbeden katılanların olduğu ve onu susarak dinledikeleri nakledilmektedir.248 Yahya b. Maîn ve Iclî’nin tabiinden olan Ebû İsa hakkında sika dedikleri nakledilirken 249 Bâcî Ebû Hâtim’in la be’s dediğini zikretmiştir.250 İsnaddaki râvîlerin mechul halleri sebEbî ile bu rivâyeti zayıf gördüğümüzü söyleyebiliriz. Otuz İkinci Rivâyet: Bu rivâyet; Ömer b. Hafs- Âsım b. Ali- el- Mesûdî – Abdullah b. el –Mehârik – Ebû Abdillah – Abdullah b. Mesûd senedine sahiptir251 Ömer b. Hafs es- Sudûsî (Basralı , v.93) : Ebû Bekr Ömer b. Hafs es- Sudûsî. Âsım b. Ali, Kâmil b. Talha Ebû Bilâl elEş’arî, Sâlim b. el- Muğîra el Ezdî, Ebû’l- Velîd et- Tayâlisî ve Basralılar’dan rivâyet 244 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,257. 245 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 26. 246 İbn Hibbân, es-Sikât, V,101. 247 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882. 248 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz. I,26. 249 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII,376. 250 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882. 251 Taberani, Mu'cemu'l- KEbîr, IX, 233. 75 ederken, Şafiî ve diğereleri onadan rivâyette bulıunmuşlardır. 252 Hatîb onun sika olduğunu nakletmiştir.253 Hakkında fazla bilgi toplayamadığımız Ebû Bekr Ömer b. Hafs es- Sudûsî hakkında Hatîb’in bu nakline göre değerlendirmede bulunabileceğiz. Ayrıca Âsım b. Ali’den rivâyetinin kaynaklarda belirtilmesini254 Ahmed b. Hanbel rivâyeti içi olumlu bir değerlendirme olarak değerlendireceğiz. Âsım b. Ali b. Âsım (Vasıtlı, v.221): Ebû’l –Hasen Âsım b. Ali b. Âsım et- Temîmî, el- Vâsıtî. İmam İsmâil elBuhârî’nin hocasıdır.255 İbnu’l- Kayserani onun hakkında Ahmed b. Hanbel’in hadisi sahih galatının az olduğunu, Ebû Hatim’in Sadûk dediğini naklederken256 İbn Maîn (ءP olarak görmüş, İbn Adiyy, Münkerlerinden bahsetmiştir. 257 Kaynaklarda hakkındaki değerlendirmelere geniş yer verilmiştir. 258İbnu’- Kayseranî gibi Zehebî tarafından da hakkındaki eleştiriler verilerek sika olarak nitelendirilmiştir.259 221 senesinde vefat etmiştir.260 Abdurrahman el –Mesûdî (Kûfeli,v.160): Abdurrahman el- Mesûdi b. Utbe b. Abdillah b. Mesûd Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, Habîb b. Ebî Sâbit’ten rivâyet ederken, Şu’be, Süfyan 252 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 447; Hatîb, Tarîh, XI, 216. 253 Hatîb, Tarîh ,XI, 216. 254 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,I,397; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl ,XIII,510. 255 Zehebî, el-Muktenâ ,I, 181. 256 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 397. 257 Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 103. 258 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,397; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, V, 234; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 510. Ahmed, Bahr, I,223. 259 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz , I,397; Zehebî, el-Kâşif , I, 520. 260 Vâsıtî, Târîhu Vâsıt, I, 146. 76 es- Sevrî, Süfyan b. Uyeyne ve Veki’ ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Son yıllarında ihtilat etmiştir.261 Abdullah b. Mehârık (Kûfeli,v.?): Abdullah b. Mehârık b. Selîm es-Sülemî. Babası Mahârık b. Selîm’den rivâyet etmiş, ondanda Abdurrahman b. Abdillah el- Mesûdî nakletmiştir ve Yahya b. Maîn’in onun için meşhur dediği zikredilmiştir.262 Kûfi muhaddislerden sayılan Abdullah b. Meharık b. Selîm es-Sülemî’yi ,263 Ebû Hâtim, es- Sikâtında zikretmiştir.264 Mehârik b. Selîm(Kûfeli,v.?): Ebû Kâbûs Mehârik b. Selîm eş- Şeybânî. sahabiliğinde ihtilaf edilmiş, İbn Hibban onu sika tabiînler arasında zikrederken, 265 ZehEbî sahabi olduğu kanatindedir.266 Nesâî’nin zikrine göre, Rasulullah’tan, Ali b. Ebî Tâlib, Abdullah b. Mesûd, Ammar b. Yâsir’den rivâyet ederken, çocukları, Abdullah b. Mehârık ve Kâbûs b. Mehârık nakletmişlerdir.267 Kufelilerden addedilen Meharik b. Selim,268 sahabeden veya sika tabiinden birisi olarak kaynaklarda yer almıştır.269 Râvîlerin durumuna göre isnadın iyi olduğunu ancak Abdullah b. Mehârik için onu övücü bilgilere rastlamadığımızı belirtmek gerekir. Abdullah b. Mehârik övülmese de yerilmemiştir. İsnada kopukluk olmadığını da göz önünde bulundurarak bu isnadı değerlendirmek gerekmektedir. 261 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 91. 262 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 179. 263 Buhârî, Târîh,V, 208. 264 İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 54. 265 İbn Hacer, Takrîb, I, 523. 266 Zehebî, el-Kâşif, II, 247. 267 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII, 315; İbn Hacer, Tehzîb, X, 61. 268 Buhârî, Târîh, VII, 430. 269 Müslim, el-Kunâ, I, 700; Zehebî, el-Muktenâ,II, 20; İbn Hibbân, es-Sikât,V, 444. İbn Hacer, Takrîb, I, 523. 77 Otuz Üçüncü rivâyet: Bu rivâyet; Zekeriya b. Yahya es- Sâci – Ebû'r- REbî' ez- Zehrânî – Selam et- Tavil – Zeydu'l- Uma – Hammad b. Ebî Süleyman-Ebû Vâil– Abdullah b. Mesûd tarikinden nakledilmektedir.270 Zekeriya b. Yahya es- Sâcî (Basralı, v.307). Zekeriya b. Yahyâ es-Sâcî, fakih, Basralı Muhaddis.271 Zehebî Sika olduğunu söyleyerek 307 senesinde vefat ettiğini nakletmektedir. 272 Ebû'r- REbî' ez- Zehrânî Süleyman b. Davud (Basralı, v. 234): Buhari Müslim, Ebû Davud, Ali b. el –Medînî, Ahmed b.Hanbel ondan rivâyet edenler arasındadır.273Zehebî onun hakkında sikadır demiş274 Ebû Hatim esSikâtında onu zikretmiştir.275Sika ve saduk olarak nitelendirilmiştir.276 Selam b. Selim et- Tavîl (Horasanlı, Medâinli, v.177): Ebû İshak el Cûzecânî sika derken Iclî, zayıf olduğunu söylemiştir.277 İbn Ebî Hâtim zayıf olduğunu naklederken278 kaynaklarda sika olmadığı, metrûk’ül hadis olduğu, hadisinin yazılmayacağı gibi eleştirilere yer verilmiştir.279 270 Taberânî, Mu'cemu'l- KEbîr, X, 195. 271 Zehebî, el-Muktenâ, II,150. 272 İbn Hacer, Takrîb , I ,216 273 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XI, 423-424, İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278. 274 İbn Hacer, Takrîb,I, 251. 275 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278. 276 Müslim, el-Kunâ,XI, 424. 277 Cûzecânî, Ahvâlu’r-Ricâl,I, 196 ; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât ,I, 443. 278 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 266. 279 İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn,II,6; Buhârî, Târîh, IV, 133; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,279- 280; İbn Hacer, Tehzîb, IV, 247. 78 Zeyd’ül- Amâ (Basralı v. ?): Zührî İbn Adiyy’in şubenin muhtemelen Zeyd’ten daha zayıf birinden rivâyet etmemiş olduğunu söylediğini nakletmektedir.280Kaynaklarda ağır eleştiri almayam Zeydü’l- Amâ hakkında la be’s olduğu, ehl-i hadise dahil olmadığı ondan bazı rivâyetlerin yazıldığı ancak rivâyetlerinin eleştiri aldığını görmekteyiz.281 Mizzî onun hakkında yapılan değerlendirmeleri naklederken beklide onun durumunu özetler mahiyette Ebû Hâtim’in Zeyd’ul Amâ hadisinin zayıf, yazılabilir fakat ihticac edilemez olduğunu söylediğini zikretmektedir.282 Onun hakkındaki bu değerlendirme kaynaklarda yer alan değerlendirmelerin özeti mahiyatinde görünmektedir. Şakîk b. Seleme Ebû Vâil ( Kûfeli, v.82) : Ebû Vâil Şakîk b. Seleme el- Esedî. Hz. Ömer, Abdullah b. Mesûd, Hz. Ali Hz Âişe’ den rivâyetleri vardır 283 Cahiliyyeden yedi yıla yetişmiş, rasulullaha yetişmiş ancak onu görememiş bir muhadramdır. 284 Hicretten bir yıl sonra doğmuştıur. 285 Ebû Hatim onu es- Sikaât’ında zikrtetmiştir. 286 Mizzi, Vekî’in, Yahya b. Maîn’in ve İbn Sa’d’ın Ebû Vâil hakkında sika dediklerini nalkleder.287 Zayıf ve metrûk râvîleri sebEbî ile Taberânî’nin bu rivâyeti isnadça zayıftır. Otuz Dördüncü Rivâyet: 280 Zehebî, el-Kâşif, I, 416 281 İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, VII, 119. 282 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,X, 58-59. 283 Müslim, el-Kunâ, I, 866; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 549-551; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l- Huffâz, I,60. 284 Zehebî, el-Kâşif, I, 489; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XII,548. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, .I, 28. İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1774. 285 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 99. 286 İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 354. 287 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 53. 79 Bu rivâyet; Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menatıki er- Remli – Muhammed b.İsmail es- Sai' - Ubeydullah b. Süfyan – İbn Avf – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd tariki ile rivâyet edilmiştir.288 Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menâtıki er- Remlî: Râvî hakkında bilgi edinemedik. Muhmmed b. İsmâîl es- Sâiğ (Mekkeli,v. 276): Muhammed b. İsmail es- Sâiğ. İbn Mâce onu Mekke muhaddisi olarak saymış289 276 senesinde vefat ettiği nakledilmiştir.290 Hakkında olumlu veya olumsuz bilgi edinemediğimiz bir râvîdir. Ubeydullah b. Süfyan el Gadâni. Ebû Süfyan Ubeydullah b.Süfyan el Gadânî es -Savvaf el Basrî. Malik b. Enes, Süfyan es- Sevrî ve İbn Avn’dan Rivâyet ederken, Ondan da Ebû Bilal elEş’arî, Bişr b. el- Hakem en- Neysâbûrî ve başkalrı rivâyette bulunmuştur.291 Sebt muhaddislerden maklub rivâyetleriyle teferrüd ettiği, sika kimselerden muaddalları olduğu, 292 Yahya b. Maîn in kezzab dediği 293 onun hakkındaki eleştirilerin odağını oluşturmaktadır. El-Kâsım b. Avf (Kûfeli, v.?) 288 Taberani, Mu'cemu's- Sağir, I, 133. 289 Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn,I, 99. 290 Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum,II, 598. 291 Hatîb, Tarîh, X, 312. 292 İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, II, 163; İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66. 293 İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66. Hatîb, Tarîh, X, 312; Zehebî, Mîzân, V,13; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, IV, 332. 80 El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî el-Kûfî. Muzdaribu’l-Hadis, olduğu Ebû Hatim’e dayandırılarak nakledilmiş 294 Ebû Zer’den irsal ettiği kaydedilmiş 295 yine onu için muhtelefun fîh denilmiştir.296 Bununla birlikte Mizzî ve İbn Hacer benzer görüşleri aktarırlar ve İbn Hibban’ın onu Kitab es- Sikatın’da zikrettiği ve hadisi yazılan birisi olduğu yönündeki görüşlere de yer vermişlerdir..297 El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî daîfu’l-hadîs 298 birsi olarak görülmüş ,ihticac edilmeyen fakat rivâyeti yazılabilecek biri olarak değerlendirilEbîlir. Râvîleri arasında çalışmamızda geçen ve bizim rastladığımız en ağır eleştirileri alan kişilerin bulunduğu bir isnad olarak karşımıza çıkmaktadır. Otuz Beşinci Rivâyet: Bu rivâyet; Halîfe b. Muhammed el- Mevsılî – el- Hasen b. Arefe – Musa b. Mesûd Ebû Huzeyfe – el- Heysem b. el-Cehm –el- Müezzin – Asım b. Behdele – Ebû Vail – Abdullah b. Mesûd tariki ile rivâyet edilmiştir.299 Halife b. Muhammed el- Mevsıli. Meçhul bir râvîdir. El- Hasen b. Ârefe ( Bağdatlı, v. 258): Ebû Ali el- Hasen b. Ârefe b. Yezid el- Ubdî, el- Bağdâdî. Tirmizî, İbn Mâce, Ebû Ya’lâ, Abdurrahman b. Ebî Hâtim’in ondan rivâyetleri vardır. 300 İbn Ârefe imam, saduk, sika, la be’s, leyse bihî be’s vebenzer lafızlarla kaynaklarda 294 Zehebî, Men Tukullime Fîh, I,152; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, III,15; Zehebî, Mîzân, V,457; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520. 295 Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl I,260. 296 Zehebî, el-Kâşif, II, 129; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520; Zehebî, Mîzân, V,456. 297 İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 293; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIII, 400. 298 İbn Hacer’in Nesâî’den nakille İbn Avf hakkında, ondan tahrîc ettiği '4)4 ا )م واhadisinin ardında belirttiği görüşü. bkz. İbn Hacer, Tehzîb. VIII, 293. 299 Taberani, Mu'cemu's- Sağir, I, 269. 300 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,31; Zehebî, Nubelâ, XI,547-548; Hatîb, Tarîh,VII,394. 81 zikredilmiştir. 301 251 den258 senesine kadar vevat tarihleri verilen İbn Arefe 302 hakkında kaynaklarda olumsusuz değerlendirmelere rastlamamaktayız. Mûsa b. Mesûd ( Basralı, v.220): Buhâri’nin hocalarından olup, Ahmed b. Hanbel leyyin, Tirmizî zayıf görmüştür.303 Zehbi saduk, tasahhuf eder304 derken, kaynaklarda, Iclî’nin sika saduk, Ebû Hâtim’in saduk ma’ruf dedikleri; İbn Hibban’ın Kitabu’s-Sikât’ında zikrettiği ve hata eder olduğunu dediği ve tasaffuh sahibi olduğu zikredilmektedir.305 Söylenen bu çok farklı ifadelerin sonucunda saduk ancak hıfzında problem olduğu, tasahhuf ettiği ve ondan rivâyet edenlerin rivâyetlerine mutâbaat ettikleri anlaşılmaktadır.306 El- Heysem b. Cehm (Basralı,v.?): Hadisinde bir nahoşluk olmadığı nakledilen 307 ve El- Heysem b. Cehm hakkında fazla geniş bilgi sahibi olamadık. Asım b. Behdele (Kûfe’li, v.128) : Ebû Bekr Âsım b. Behdele İbn Ebî’n-Necûd el- Esedî, el- Kûfî. Kıraatte hüccet Ebû Bekr Asım b. Ebî’n-Necûd, Kıraat-ı Seb’a’dan olup, Kıraatte reislik kendisine Kûfe’de Abdurrahman es-Sülemî’den sonra intikal etmiştir. 308 Hadis rivâyetinde vehimleri ızdırap ve münkerleri olduğu, 301 kaynaklarda yer almakla İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 31; Zehebî, Nubelâ ,XI,547-549; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 179. Hatîb, Tarîh, VII, 395. 302 Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum, II, 567, Hatîb, Tarîh,VII,395; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,179. Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, I, 327. 303 Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 687. 304 Zehebî, el-Kâşif, II, 308. 305 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 706 ; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIX, 148. 306 İbn Hacer, Mukaddimetu Fethi’l-Bârî, I, 446. 307 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 83 308 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII,252; İbn Hacer, Takrîb, I,285; İsmail Karaçam, Kur’an-ı Kerim’in Faziletleri ve Okuma Teknikleri, 164. 82 birlikte, yine la be’s , sika, salih oduğu belirtilmiştir. 309 Mizzî, İbn Uliyye’nin Asım’ın rivâyetinden bahsederken adı Âsım olanların hıfzının kötü olduğunu söylediğini nakleder.310 Taberânî’nin bu rivâyeti râvîleri yönüyle zayıf bir isnad olarak görünmektedir. Otuz Altıncı Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû'l Abas Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar – Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bağdâdî – Abdullah b. Vehb – Abdullah b. Hubeyk – Yusuf b. Esbât – Süfyan es- Sevrî– el A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah ile Habîb b. Hassan – Zeyd b. Vehb – Abdullah ile Fıtr – Seleme b. Kuheyl – Zeyd b. Vehb – Abdullah b. Mesûd senedleri ile rivâyet edilmiştir.311 Ebû'l Abbasb. Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Bdilkerim el –Bağdâdi. Abdullah b. Habîk (Antakyalı, v.?): Yusuf b. Esbât, Temîm b. Seleme, Abdullah b. Abdulğaffâr el- Kirmânî, Şuayb. b. Harb’ten hadis rivâyet etmiş, ondan da, Ahmed b. Yusuf b. İshak elMenceb’i, Abdullah b. Câbir et- Tarsûsî rivâyete bulunmuşlardır. 312 Abdullah b. Habîk hakkında fazla bilgiye ulaşamadık. Yusuf b. Esbât (Kûfeli, v. 155): “Kalbim doğrulamıyor” diyerek yazdığklarını gömdüğü nakledilmektedir.313 İbn Maîn’in sika, Ebû Hatim’in “la yühtec” dediğine yer verilmektedir.314 Anca kasdı 309 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 476-479; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I, 150; İbn Ebî Hâtim, el- Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,340 310 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 477. 311 İsmaili,Mu’cem , I,480-481. 312 İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, II,398; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 46. 313 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 374; 314 Zehebî, Mîzân, ,VII,292; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317. Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 761. 83 olmaksızın hata ettiğini, hatasının kitaplarının olmayışı nedeni ile olduğunu Zehebî nakletmiştir.315 Ukaylî, Yusuf b. Esbat’ ın kitaplarını gömdükten sonra, ezberinden hadis rivâyet ettiğini, bunların bazısının aslının olmadığını, bazısında ise hata ettiğini zikretmiştir.316 Habîb b. Hassan (Kûfeli, v. ?): Habîb b. Ebî’l-Eşras veya Habîb b. Hassan isimleri ile bilinmektedir. Süfyan es- Sevrî, El- Fadl b. Musa, El- Kasım b. el- Hakem, Mervan b. Muâviye, İsmâil b. Ca’fer ondan rivâyette bulunmuşlardır.317 Kaynaklarda sika olmadığı, münkeru’l-hadis, metruku’l – hadis, metruk gibi lafızlarla nitelendirildiğini görmekteyiz. 318 Yahya b. Maîn’in onun hakkında bir yerde hadisinde bir şey yok; başka bir yerde ise sika değil dediği nakledilmektedir.319 Bu rivâyetin isnadı râvîleri arasında meçhul ve metrûk râvîler bulunması sebEbî ile zayıftır. Otuz Yedinci Rivâyet: Bu rivâyet; Zekeriya b. Yahya b. Süleyman Ebû Yahya es- Sâcî el- Fakîh elBasrî – Ebû Rebî' ez –Zehrânî – Selam b. Selim et –Tavîl – Zeyd – Hammad b. Ebî Süleyman – Şakîk b. Seleme – Abdulah b. Mesûd tariki ilerivâyet edilmiştir.320 315 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317 316 Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr , IV,454. 317 Zehebî, Mîzân, II, 192; 318 Buhârî, Târîh,II, 313; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,; Buhârî, et-Târîhu’s-Sağîr, II, 95; Nesâî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, I, 34; Zehebî, Mîzân, II, 192; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, II, 167; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Buhârî, ed-Duafâu’s-Sağîr, I,30; Ukaylî, ed-Duafâu’lKebîr, I, 261; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, I, 146. 319 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 98; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr, I, 261. 320 İsmailî, Mu’cem ,II, 645. 84 Bu rivâyetin isnâdı çalışmamızda 33. rivâyet olan ve Taberânî’ye ait rivâyetin isnadının aynısıdır. Orda bu isnad hakkında zayıf olduğu yönünde kanaat belirtmiştik. Otuz Sekizinci Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû Ali er- Revzebari – Ebû'l Huseyn b. Büşran- herikisi – İsmail b. Muhammed es –Saffar – Sa'dan b. Nasr – Ebû Muaviye – el- A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah senedi ile rivâyet edilmiştir.321 Ebû Ali er- Revzebârî (Nisaburlu; v.403): El- Hasen b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali erRevzebârî et- Tûsî. Zehebî onun İsmail es- Saffâr, Abdullah b. Ömer b. Şevzeb, İbn Dâsse, El- Hüseyn b. el- Hasen et-Tûsî ‘den hadis işittiğini ve Ebû Davud’un sünenini anlatması için kendisine bir meclis kurulduğunu, hastalnınca Taberân’a gittiğini ve orada vefat ettiğini, ondan akranı Hakim’in ve Beyhakî’nin rivâyet ettiklerini anlatmıştır.322 Et- Takyît’te de benzer şekilde ifadelerle anılan El- Hasen b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali er- Revzebârî 403 senesinde vefat etmiştir Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşran (Bağdatlı, v.415): Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşrân. Sika, âdil, emin bir kimse olarak zikredilmiş olduğunu görmekteyiz.323 İsmail b. Muhammed es- Saffâr (Bağdatlı, v. 341): 321 Beyhaki, Sunen-i Kubra, VII, 421. 322 Zehebî, Nubelâ, XVII, 219. 323 İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 468. 85 Ebû Ali İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih b. Abdirrahman es- Saffâr enNehavî. Hasan b. Ârefe el- Ûbdî, Zekeriya b. Yahyâ el- Mervezî, Sa’dân b. Nasr elMahremî rivâyet aldığı bazı kimseler iken, Ebû’l-Huseyn b. Büşrân, Darekutnî, elHuseyn b. el- Hasen ondan hadis nakledenler arasındadır.324 Zehebî, onun için Bağdatlı muhaddis, Sikâdır demiştir.325 Hatîb el- Bağdadî onun sika olduğunu söylemiştir.326 Sa’dân b. Nasr (Bağdatlı 265): Saduk, sika, sika me’mûn şeklinde tevsîk edilen327 Ebû Osman Sa’dân b. Nasr b. Mansûr 265 senesinde vefat etmiştir.328 Bazı râvîleri hakkında detay bilgilrin yeterince bulunmadığı bu isnadın A’meş’e kadar olan bölümünün başka isnadlarda çokça geçtiğini karine kılarak bir şeyler söylemek ve olumlu görmek mümkündür. Otuz Dokuzuncu Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû Abdillah el- Hafız – Ebû Bekr b. İshak el- Fakih – Ali b. Abdilaziz – Haccac ve Ebû'n –Nu'man- (her ikisi) – Hammad b. Zeyd – Abdullah b. Ebî Bekr – Enes b. Mâlik tarîki ile rivâyet edilmiştir.329 Ebû Abdillah el- Hafız. Muhammed b. İshak es- Sâğanî (Horasanlı,Bağdatlı, v.270): Ebû Bekr Muhammed b. İshâk b. Ca’fer veya Muhammed b. İshak b. Muhammed es- Sâğanî. 324 Hatîb, Tarîh,VI, 302. 325 Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn, I, 111. 326 Hatîb, Tarîh,VI, 302. 327 Hatîb, Tarîh, IX, 205; Zehebî, Nubelâ, XII,358; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl ,IV,290. 328 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 565. 329 Beyhaki, Sunen-i Kubra, VII, 421 86 Hatib onun döneminin Yahya b. Maîn’i olduğunu ve sika olduğunu nakleder. 330 Hafız, sika me’mûn, sebt saduk gibi lafızlarşla tavsif edildiğini görmekteyiz.331 Ali b. Abdilaziz (Mekkeli,v. 286): Ebû’l-Hasen Ali b. Abdilaziz. Müsned sahibi Mekke Muhaddisi 332 , Ebû Nuaym, Affan, ve Ka’nebî, Müslim b. İbrahim den rivâyet ederken, Ebû’l-Hasen b. Seleme el- Kattan ve Taberânî ondan rivâyet edenler arasındadır.333 287 senesinde vafat ettiği de nakledilen334 Ebû’l-Hasen Ali b Abdilaziz’in fakir bir kimse oduğu ve bu gerekçeyi ileri sürerek hadis rivâyetine ücret istediği kaynaklarda yer almış, Nesâî’nin bu sebeble ona kızgınlığı, İbn Ebî Hâtim’in, sadûk, Darekutnî’nin sika me’mûn diye tevsik ettikleri zikredilmiştir.335 Haccâc b. Minhâl (Basralı, v. 217): Basralı sika Sâlih simsarlıkla meşgul Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl’ı336 Ebû Hâtim es- Sikât’ında zikretmiştir. 337 Mizzî ve Zehebî Tehziblerinde İbn Ebî Hâtim kitabında hadis imamlarının onu övücü ve tezkiye eden sözlerini aktarırlarken yine Zehebî takribinde sika fâzıl olarak anmıştır.338 330 331 Hatîb, Tarîh, I, 240. Zehebî, el-Kâşif, II, 156; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 398; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 260; Hatîb, Tarîh, I, 240-241. Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, II, 373. 332 Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn,I, 104. 333 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 622-623; 334 Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum ,II, 613. 335 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 623; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 278; Zehebî, Mîzân, V, 173. 336 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 286. 337 İbn Hibbân, es-Sikât,VII,202 338 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,V, 459; . İbn Hacer, Tehzîb, II, 182.; İbn Hacer, Takrîb, I, 153; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 167. 87 Beyhakî’nin bu rivâyetinin râvîleri için çok olumsuz değerlendirmelere rastlamadığımızı belirterek isnadın iyi durumda olduğunu ve önemli problem taşımadığını söyleyEbîliriz. Kırkınncı Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvi – Ahmed b. Muhammed b. el –Hasen el- Hafız – Abdurrahman b. Bişr b. el – Hakem – Süfyan – Amr b. Dinar – Ebû't- Tufeyl – Huzeyfe b. Esid tariki ile nakledilmiştir.339 Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvî: Râvi hakkında bilgi edinemedik. Ahmed b. Muhammed b. el –Hasen el- Hafız: Râvi hakkında bilgi edinemedik. Abdurrhman b. Bişr b. El-Hakem (Nisabur’lu,v.260): Nisabur’lu olup Bağdat’a gelmiş ve hadis nakletmiştir. Sadûk sika gibi lafızlar ile hakkında görüş bildirilen Ebû Muhammed Abdurrahman b. Bişr b. ElHakem hakkında Mizzî İbn Hibban’ın onu es- Sikât’ında zikrettiğini nakletmekte340 Zehebî sika 341 İbn Ebî Hâtim Sadûk sika 342 derken onun bu sözünü Bâcî de nakletmektedir.343 Senedin sonundaki râvîler hakkında bilgi elde edemediğimiz için isnad zayıf görünmektedir. Ancak bu râvîlerden sonraki kısımda bir problem görünmediğini ve yirminci sırada yer alan rivâyete göre Süfyan’dan sonra yer alan râvîlerle farklılaştığını, o isnad için iyi olduğu yönünde değerlendirme yaptığımızı belirtmek gerekir. Zira Beyhakî’nin bu rivâyeti Müslim’in, Züheyr ve Muhammed b. Abdillah 339 Beyhaki, Sünen- i Kübra ,VII,21. 340 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 547. 341 İbn Hacer, Takrîb I, 337; Zehebî, el-Kâşif, I, 622. 342 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,V, 215. 343 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 860. 88 yoluyla naklettiği Huzeyfe hadisine Süfyân’a kadar olan bölümünde mutabaat etmektedir. Kırk Birinci Rivâyet: Bu rivâyet; Ebû Abdillah el- Hafızv – Ebû Abdillah Muhammed b. Ya'kub elHafız – Muhammed b. İsmail b. Mihran – Ebû Tâhir – İbn Vehb – Amr b. el- Hâris – Ebû Zübeyr el- Mekki – Âmir b. Vâsıle – Abdullah b. Mesûd yoluyla nakledilmiştir.344 Ebû Abdillah Muhammed b. Yakub el- Hâfız: Râvi hakkında bilgi edinemedik. Muhammed b. İsmâîl b. Mihrân (Nisaburlu,v.295): Muhammed b. İsmail b. Mihrân el- İsmâilî en- Nîsâburî. Sika, Me’mûn ve saduk lafızları ile tevsik edilmiştir.345 Hayatının son altı yılını konuşmaksızın(ahras) geçirmiş ve bu sebeble o yıllarda ondan alınan hadisler zayıf görülmüştür. 346 Muhammed b. İsmail b. Mihranın bu yıllaqrındaki rivâyetlerinin sahih görülmediği, konuşamadması nedeni ile ancak kendisine hadis okunduğu ve ancak başını hareket ettirEbîldiği ve genel olarak sika me’mun görüldüğü anlaşılmaktadır.347 Beyhakî’nin bu rivâyeti de isnadta İbn Vehb’e kadar olan bölümünde Müslim’in Ahmed b. Amr b. Serh yoluyla aktardığı İbn Mesûd hadisine mutabaat etmektedir. Beyhakî’nin bundan sonraki râvîlerinin durumunu ve buna göre isnadını değerlendirirken Müslimin sözkonusu rivâyeti için olumlu değerlendirmede bulunduğumuzu gözönünde tutmak gerektiği düşüncesindeyiz. Kırk İkinci Rivâyet: 344 Beyhaki, Sünen- i Kübra, VII, 422. 345 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, V,81 346 Zehebî, Mîzân, VI,73 347 Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 556; Zehebî, Mîzân, VI,73. 89 Bu rivâyet; Ebû Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşran – Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr el- Buhteri er- Rezzaz – Sâ'dan b. Nasr – Ebû Muaviye – El –A'meş – Zeyd b. Vehb – Abdullah senedi ile rivâyet edilmiştir.348 Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr el-Buhterî (Bağdatlı, v.339): Ebû Ca’fer Muhammed b. Amr el-Buhterî er-Razzâz el-Bağdadî. Sâ’dân b. Nasr, Abbas b. Muhammed ed-Devrî ve başkalrından rivâyet ederken, Ebû’l-Hasen b. Büşran ve başkaları da ondan nakletmiştir.349 Hatîb Tarih’inde onun için sika sebt demiştir.350 Bü rivâyetin isnadı çok olumsuz râvîler içermezken Ebû Muâviye sonrasına bazı müellifler farklı râvîler ile mutabaat etmişler ve Kırk Gün Hadisi’ni nakletmişlerdir. DEĞERLENDİRME Geride bıraktığımız bu üçuncü bölümde Kırk Gün Hadisi’nin (Kader hadisi) çalışmamızda yer verdiğimiz onaltı müellifin onyedi eserinden kırk iki rivâyetin isnadlarını değerlendirmeye çalıştık. Elbette yaptığımız değerlendirmelerde râvîlerin hallerini bize anlatan eserleri kaynak edindik ve olabildiği ölçüde edindiğimiz izlenime ve bizde oluşan kanaate göre her isnad hakkında kısa bir değerlendirmede bulunup bir hüküm ortaya koymaya çalıştık. Bütün bu şalışmamız neticesinde incelediğimiz isnadların tamamını göz önünde tutatarak da bir fikir yütütmek gerekirse şunları söyleyabiliriz: 1- Kırk Gün Hadisi bizim çalışmamızda üç sahabiden rivâyetle yer almış ve diğer tabakalarda hadisin bize ulaşmasında yer edinen yüzü aşkın kimseden görebîldiğimiz kadarı ile birsi dışında kimse yalancılıkla itham edilmemiştir. Şunu da 348 Beyhaki, Sünen- i Kübra, X, 266. 349 İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 23. 350 Hatîb, Tarîh , III, 132. 90 söylemek gerkirse, râvîlerin eleştiri aldıkları alan, bir iki müstesna dışında ve izah edilEbîlir nitelikte olmak üzere zabta dair konulardadır. 2- İsnadlarda isnada ait illetlerden, kalb, inkıta’, idrac ve hatta -tedlisi ile müttehem râvîler olmasına karşın- tedlis gibi illetlerin fazlaca bulunmadığını söyleyebîliriz. Belki bu isnadların metinlerinin hadisin ana temasından kesinlikle uzaklaşmadığını söylemek daha doğru olackatır. 3- Râvîlerin hayatlarını inceldiğimizde hemen hemen hepsinin isnadlarda birbirleri ile olan talebelik- hocalık veya likâ bağına yer verildiğini baktığımız tabakât ve rical kitaplarında gördük. Bunun isnadların genel durumunu güçlü kılan bir unsur olduğunu düşünmekteyiz. 4- İsnadların en zayıfı olarak değerlendirdiğimiz Taberânî’nin Zeyd b. Vehb yoluyla İbn Mesûd’tan rivâyetini ele aldığımızda bile metnin içeriğinin ana unsurlarıyla diğer rivâyetlere mutabaat ettiğini görmekteyiz. Aynı zamanda Zeyd’den rivâyette teferrüd etmemiş, zayıf bir isnadla da olsa İsmâili bir isnadla, Ahmed sahih bulduğumuz merfû muttasıl bir isnadla ve Â’meş isnadlarıyla ona karîne teşkil etmişlerdir. 5- Kırk iki isnadın en sahih olanlarını tespit etmek gerekirse bu kapsama pek çok isnadı dâhil etmek mümkün gözükmektedir. Burada özellikle Tayâlisî’nin Hammad ve Şu’be’den, Abdürrezzak’ın Sevrî’den, Müslim’in Züheyr, Tirmizî’nin Hennad’tan, Ahmed b. Hanbel’in Vekî’den, Buharî’nin Muhammed b. Fadl esSudûsî ve Hişam’dan rivâyetlerini öne çıkarabiliriz. Bu rivâyetlerde adı geçen râvîlerin durumunun daha berrak olduğunu söylemek mümkündür. 91 III. BÖLÜM KIRK GÜN HADİSİ’NİN METİN FARKLILIKLARI Bu bölümde rivayet edilen metinleri karşılaştırmalı olarak ele alacak, metin farklılıklarını ortaya koymaya çalışacağız. Metinler arasındaki farklılıkları; lafız farklılıkları, takdim-tehir, ziyadelik-noksanlık ve Kırk Gün Hadisi’nin temel temalarını içerip içermemesi gibi noktalardan ele alacağız: A-Hadisin Erken Dönem Kaynaklarındaki Durumu Çalışmamızda incelediğimiz kaynakların Kütüb-ü Sitte dönemine kadar olanlarının dördünde hadisimiz yer almaktadır. Bu kaynaklar; Tayâlisî’nin Müsned’i, Abdürrezzak’ın Musannef’i, Humeydî ve Ali b. el-Ca’d’ın Müsnedleridir. Bu dört kaynaktan incelememizde tespit ettiğimiz beş rivayetin ikisi Tayâlisî’ye aittir. Yine Tayâlsî’nin Müsned’i hadisimize rastladığımız hadis eseri olup, iki rivayetinden biri Abdullah b. Mesûd, diğeri Enes’ten mervîdir. Diğer müelliflerin eserlerinde birer rivayet yer almıştır. Bu rivayetleri incelediğimizde, hadisin bütün unsurlarının bu rivayetlerde bulunduğunu görmekteyiz. Burada Enes rivayetinin İbn Mes’ûd rivayetlerinden üslup ve içerik bakımından farklılaştığını belirtmek gerekir. Örneğin, Tayâlisî’deki ilk Enes rivayetinde ve kır kiki rivayetteki diğer yedi rivayette “kırk günden” hiç bahsedilmemiştir. Hatta bu farklılık Enes rivayetlerini diğerlerinden ayıran önemli farlılıklardan biridir. Ele aldığımız söz konusu kaynaklardaki rivayetlerde hiç değişmeksizin yer alan konuları da şöylece belirtelim: Rahimdeki aleka ve mudga evreleri, meleğin gelişi ve dört kelimeden şakî veya saîd oluşu yazması konuları. Aslında dil bakımından ve anlamı bütünleştirdiğini göz önüne aldığımızda İbn Mesûd rivayetlerinden “nutfe” kelimesinin geçmediği rivayetlerde ilk kırk gün bu kelimenin yerini alıyor olmalıdır. Öyle olmalı ki, ayrıca bir bedel veya atıf olarak ravi tasarrufu ile nutfe kelimesi bazen yer almamıştır. Bazı rivayetlerde ise ilk kırktan sonra 92 sarahaten zikredilmiştir. Bu durumda bu rivayetlerde hadisin ilk ana bölümü yani yaratılışın safhaları kısmı meleğin gelişi kısmı dâhil tamamen yer almış olmaktadır. Kırk iki rivayette meleğin yazdığı dört kelime olarak en çek zikredilen rızık, ecel, amel ve şakî-saîd temaları yer alırken Enes rivayetinde bunlardan sadece şaki veya saîd oluşun yer aldığını görmekteyiz. Enes rivayetinde bu “dört kelime” kavram olarak zaten yer almazken yazmaya konu olarak cinsiyette zikredilmiştir. Elimizdeki ilk Enes rivayetinde ruhun üflenmesi, yazgının öne geçmesi ve hâtime konuları da yer almamaktadır. Bu döneme ait İbn Mes’ûd rivayetlerinde Enes rivayetinde de bulunmayan kitabın değişmemesi ve Kur’an-ı Kerimde ilk üç aşama sonrası zikredilen351 “kemik oluşumu” (îzâm) safhası zikredilmemektedir. Bu iki konunun kırk iki rivayet içinde sadece dört ayrı yerde geçtiğini burada belirtelim. Burada dikkati çeken bir konu da ele aldığımız rivayetlerde ortaya koymaya çalıştığımız takdim- tehir ile ziyadelik veya noksanlıkların hadisin ana çatısını bozmaksızın gerçekleşmesi ve bu anlam bütünlüğünü bize aktarmada lafızların pek değişmemesidir. Bu, hadisin meleğin gelişine kadar olan bölümde açıkça görülürken, meleğin yazmasına konu dört kelime gerek sıralama, gerekse bunların ne olduğu konusunda bir farklılık göze çarpmaktadır. Haddi zatında dört kelime kaydı sadece İbn Mesud rivayetlerinde görülen bir durumdur. Diğer rivayetlerde doğrudan yazılacak konular zikredilmiştir. Bütün bunlarla birlikte meleğin yazdığı söylenen konular ilk beş rivayette şöyledir: Rızık, ecel, amel, şaki veya said oluş. Enes rivayetinde bu dört konuya cinsiyet dahil edilmiştir. Erken dönem kaynaklarının rivayetleri olarak incelediğimiz bu beş rivayete göre Ahmed b. Hanbel’e kadar olan dönemde kırk gün hadisi rivayetleri ne anlatmaktadır? Hangi temaları ele almıştır? Bunları özetle şu şekilde belirtelim: a- İnsanın yaratılışı anne karnında kırkar günlük aşamalarla nutfe, aleka ve mudga olarak seyretmektedir. b- Anne karnında görevli bir melek vardır ve bu melek kişinin rızık, ecel, amel cinsiyet ve said veya şaki oluşunu yazar.Ancak meleğin rahimde bulunmaya başlaması ve 351 18-Mü’minûn-14. 93 yazdığı kelimelerin neler olduğu rivayetlerde farklılık arzetmektedir c- Ruhun üflenmesi yazgının bitmesini takip etmektedir. Bu söz konusu yazgıya insan hayatı içerisinde bir şekilde muvafık davranmakta ve uymaktadır. Sonuçta rivayetlerin dört ana tema üzerinde düşünce ve bilgi ortaya koyduğunu söylemek mümkün, bunlar; biyolojik yaratılış, meleğin rahimde bulunuşu ve yazdıkları, ruhun üflenerek başka bir yaratılış aşamasına geçilmesi, ve insanın ana karnında yazılan yazgısına uygun bir hayat sürmesi. Söz konusu yazgının değişmeyeceğinin (kitabın değişmemesi) rivayetlerde yer almayışının, “yazgının öne geçmesinde bu kitabın değişmeyeceği” anlamının mülhem olması dolayısıyla olduğu kanaatindeyiz. Nitekim bazı rivayetlerde ilk kırk gün zikredilirken nutfe aşmasının ayrıca zikredilmemiştir. Buna sebep bu aşamanın ilk kırk günün manasında mülhem olmasıdır. B- Tarihî Seyir İçerisinde Metnin Gelişmesi ve Genişlemesi Durumu Hemen belirtelim ki, böyle bir değerlendirme yaparken hadisimizin üç sahabeden gelen rivayetlerini ayırmaya ve kendi aralarındaki bir değerlendirme yapmaya gerek olmadığı düşüncesindeyiz. Zira, Huzeyfe ve Enes rivayetleri ziyade bazı lafızlar içermelerine rağmen ibn Mesud rivayetlerinin birer muhtasarı durumundadır. Diğer sahabi rivayetlerine göre buradaki farklılık, İbn mesud rivayetlerinde, meleğin yazdıklarından sonra yer alan konulardır. Bunlar, ruhun üflenmesi, yazgının öne geçmesi ve bunun sonucunda hüsn-i hatime ve veya sû-i hatime konularıdır. Bu konuların bulunduğu bölüm diğer sahabelerden gelen rivayetlerde yer almamaktadır. Bu bölümün İbn Mesûd’un sözü olduğu ve ilk bakışta Hz. Peygambere ait gibi göründüğü 352 ve zamanla bazı rivayetlerde açıkça Hz. Peygambere izafe edildiği353 söz konusu edilse bile bu durum, ilk rivayetlerden beri 352 Tecrîd-i Sarih, IX, 20. 353 İsmâilî, Mu’cem, II, 645. (Çalışmamızda 37. rivayet.) 94 sarahaten yer aldığı ve neredeyse aynen geçtiği için bir metin genişlemesi olarak değerlendirilemez düşüncesindeyiz. Ayrıca bu bölümün anlam değişmesine veya genişlemesine neden olmadığını da belirtmek yerinde olur. Şöyle ki, melek kadere ait konuları yazdığına göre kişinin buna muvafık yaşadığı konusunda zikredilen bu konular İbn Mesûd’un yorumu olarak geçmiş görünmektedir. Nitekim âhad haberlerde bu sıkça rastlanan bir durumdur. Metin genişlemesine veya lafız değişikliklerine en çok maruz kalan bölüm meleğin yazdığı dört kelime üzerinde olmuştur. Aslında rivayetlerimizin yarıya yakınında dört kelime tahdidi bulunmamaktadır. Bu tahdidin bulunduğu rivayetler de sadece İbn Mes’ud rivayetleridir. Dört kelime İbn Mes’ûd rivayetlerinde ağırlıklı olarak ve tarihi süreç boyunca rızık, ecel, amel, şaki veya said oluş şeklinde yer almıştır. Enes rivayetlerinde ise amel hiç zikredilmez iken bunun yerini “cinsiyet” almıştır. Dört kelimenin ne olduğunda raviler farklılık göstermiştir. Az önce ifade ettiğimiz gibi amel yerine cinsiyetin ne olduğu belirtilirken başka kelimeler de rivayetlerde yer almıştır. Bu kelimeleri bir kere daha burada saymak gerekirse şunlardır: Rızık(37), ecel(39), amel(25),eser(1), şaki veya said oluş(40), kadın veya erkek oluş-cinsiyet(16), boyun kısa veya uzun oluşu(1), zayıf veya kuvvetli oluş(1), sağlıklı veya sağlıksız olması(1), hulk (ahlakı)(1). Burada çalışmamızda yer alan kırk iki rivayette bu kelimelerin kaç kere geçtiğini özellikle verdiğimizi düşünürsek ağırlıklı dört kelime daha net bir şekilde ortaya çıkmış görünmektedir. Dört kelimenin neler olduğu konusunda rivayetler arasında ittifak olmaması mana ile rivayette ravi tasarrufunun lafızlara yansımasındaki farklılığa güzel bir örnek teşkil etmiş görünmektedir. Rivayetlerde anlam veya lafız genişlemesini değerlendirmek üzere başta incelediğimiz erken rivayetler ile kıyaslamak üzere şöyle bir soru soralım: Acaba erken rivayetler olarak saydığımız beş rivayetten sonra gelen otuz yedi rivayette farklı olarak hangi konular yer almıştır? Yine ilk rivayete göre hangi konular fazla olarak zikredilmiştir? 95 İlk rivayetimizde olmayan ve sonradan yer alan konular; dört farklı rivayette mudgadan sonra kemik aşamasının zikredilmesi, cinsiyet ve kitabın değişmemesi konularıdır. Bunlara nutfe ve kitabın değişmemesi bölümlerini eklemememizin nedeni, Nutfeyi ilk kırk güne, kitabın değişmemesini ise sebku’l-kitap / yazgının öne geçmesi konularına dahil görmemiz sebebi iledir. Kemik dönemi ve kitabın değişmemesi dört farklı rivayetlerde yer alırken, cinsiyet onaltı ayrı yerde geçmiştir. Kemik dönemi ilk beş rivayette yer almazken cinsiyet, ilk beş rivayette dahil olmak üzere rivayetlerde geçmiştir. İlk rivayette yer almayan bu iki konudan kemik aşaması ayette354 zikri geçen aşamaları anımsatıyor. Bu bakımdan rivayetlerin asli bir unsuru olmaktan öte, bazı rivayetlerdeki ravi tasarrufları olarak karşımıza çıkmış gibi görünüyor. Nitekim kemik döneminin zikredildiği rivayetler hakikaten diğer rivayetlerde konunun anlatıldığı mutad formdan uzak ve ravilerin kendi üsluplarının daha egemen olduğu bir tarzda gelişmiş gibi görünüyor. Cinsiyet konusu ise bundan biraz daha farklı bir konum arz etmektedir. Enes ve Huzeyfe rivayetlerinin tamamında yer alan bu konu altı ayrı rivayette İbn Mesud rivayetlerinde de bulunmaktadır. Metin bakımından bu rivayetlerin de İbn Mesûd rivayetlerinin genel formunu taşımadığını söyleyebiliriz. Buna karşılık çok sayıda rivayette geçmesi rivayetler arasında bu dört kelime üzerinde bir ağırlık merkezi oluşturması ile cinsiyet konusu kendisinden söz ettiriyor. Eğer rivayetler arasında ortak bir ağırlık merkezi oluşturmak istense bu şöyle olurdu: 1-Rızık-ecel, 2- Amel, 3- Saîd veya şaki oluş, 4- Cinsiyet. Bu varsayımımızda yer almayan ve diğer rivayetlerde yazgıya konu dilen kelimeler bile birer ravi tasarrufu olarak ve yadsınmadan bu dörtlü gruptan birine dahil edilebilir. Bir de ilk beş rivayette bulunup sonraki süreçte farklılık arzeden değişimlere baktığımızda, yaptığımız değerlendirmelerin aynen geçerli olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Bunun nedeni rivayetlerin hemen hepsinin içerdiği ana temalar itibarıyla benzerlik arzetmesidir. Şimdi rivayetlerin anlatmaya çalıştığı, ortaya koyduğu bu ana noktaları tespit etmeye çalışalım. C- Metinlerde Yer Alan Ana Temalar ve Bunların Rivayetlerdeki Durumu 354 18-Mü’minûn-14. 96 Bunu gerçekleştirmek üzere öncelikle hadisimizin üç sahabeden nakledilen tariklerinin genel yapısını ve içerdiği temaları ortaya koymaya çalışalım. 1-Abdullah b. Mesud tarikinden gelen rivayetlerin genel karakteristiği ve içerdiği ana temaları : 1- Anne karnında yaratılışın safhaları. a- İnsanın anne karnında yaratılışının kırk gün/gece sürecinde toplanması, şekillenmesi. b- Benzer süreçte aleka olarak gelişmesi. c- Benzer süreçte aynı şekilde mudga halini alması. 2- Meleğin onun hakkında rızık, ecel, amel, said veya şaki oluşunu, erkek veye kadın oluşunu yazması. 3- Ruhun üflenmesi 4- Hakkında yazılanların artmayacak veya eksilmeyecek şekilde tamamlanmış olduğunun belirtimesi. 5- İnsanın amelinin bu yazgıya muvafakatı. 6- Sebku’l-kitab sebebiyle husn-i hatime veya su-i hatime. 2-Enes tarikindren gelen rivayetlerin genel karekteristiği ve içerdiği metin temalarını : 1- Allah Azze ve Celle rahimde bir melek vekil kılar. 2- Bu melek Nutfe, aleka ve mudga hallerinde her safhayı cenabı hakka zikreder. 3- Allah kişinin yaratılışının tamamlamak isteriğinde, melek yarabbi diyerek , kadın veya erkek mi olduğunu, rızkını ve ecelini, sa,d veya şaki oluşunu sorar 4- Bunlar anne karnında iken böylece yazılır. 3-Huzeyfe b. Esîd tarikinden gelen rivayetlerin genel durumunu ve içeriğini şöylece belirtebiliriz. 1- Nutfenin anne karnında kır veya kırkbeş günde istikrar bulması. 97 2- Meleğin Nutfeye gelmesi. 3- Meleğin şaki veya said oluşu yazması. 4- Meleğin erkek veya kadın oluşu yazması. 5- Meleğin amel, eser, ecel ve rızkını yazması. 6- Yazılanların kapatılıp, artık bir ziyadelik veya eksilmenin olmayacağının bildirilmesi. Üç sahabiden gelen rivayetlerin genel olarak içeriğini böylece ortaya koyduktan sonra metinlerde geçen hususları şöylece tespit edebiliriz: - İlk Kırk gün. - Nutfe Dönemi. - Aleka Dönemi. - Mudga Dönemi. - Kemik Dönemi. - Meleğin Ana Rahmine Gelişi. - Meleğin Yazmakla Emrolunduğu Dört Kelime. - Rızık. - Ecel. - Amel. - Cinsiyet. - Şaki veya Saîd Oluş. - Ruhun Üflenmesi. - Yazgının Öne Geçmesi. - Sû-i Hâtime. - Hüsn-i Hâtime. - Kitabın Kapanıp Değişmemesi. Bu Konuları rivayetlerin anlatma formuna göre dört temel bölüme ayırmak mümkün. Meleğin gelişine kadar birinci bölüm, meleğin yazdıkları ikinci bölüm, ruhun üflenmesi üçüncü bölüm, yazgının öne geçmesi ve değişmeyecek oluşu ile bu yazgıya göre hatime dördüncü bölüm. Şimdi bu bölümleri içermesine göre en uzun ve detaylı rivayet ile en kısa ve detaysız rivayeti tespit etmeye çalışalım. 98 D-En Uzun ve En Detaylı Rivayetin Tespiti: Çalışmamızda yer alan kırk iki rivayetten hangisinin yukarda belirttiğimiz konuları daha detaylı aldığını tespit etmek hakikaten güç bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun en önemli sebebi aynı detaya pek çok rivayetin sahip olmasıdır. Bölümün sonunda yer alacak olan tablolarda da net bir şekilde görüleceği üzere kırk gün hadisini nakleden çoğu rivayet birini diğerine tercih edemeyeceğimiz yapı arz etmektedir. Aslında İbn Mesûd rivayetleri geniş, Enes rivayetleri daha muhtasar olup bunun nedenine daha önce değinmiş ve Enes rivayetlerinde olmayan bölümün İbn Mesûd’a ait olabileceği yorumunu yapmıştık. En uzun metin olarak yukarda belirlediğimiz ve rivayetlerde yer alan on yedi kriterden en çok unsur taşıyan metni aradığımızda birden fazla rivayetle karşılaşmaktayız. Bu rivayetler söz konusu unsurlardan on üçünü içermektedirler. İlk kırk günün nutfe aşmasını, yazgının öne geçmesini de kitabın değişmemesi konusunu içerdiğini kabul ettiğimizde ve kemik safhasının da yaygın nakil mahsulü olmadığını düşündüğümüzde (dört rivayette yer almıştır) bu rivayetlerin kırk gün hadisinin bütün temalarını içerdiğini ifade edebiliriz. Bire indirgeyemediğimiz bu rivayetler birinci Tayâlisî rivayeti, yedi ve dokuzuncu Ahmed, on üç, on dört ve on sekizinci Buhârî rivayetleri, on dokuzuncu Müslim, yirmi dördüncü Ebû Davud, yirmi beşinci Tirmizî , kırk ikinci Beyhakî rivayetleridir. Bu rivayetlerde ele alınan temelar hemen hemen birebir örtüşmektedir E-En Kısa ve Az Detaylı Rivayetin Tespiti: Çalışmamızda en kısa rivayetler Enes rivayetleridir ve çalışmamızdaki sekiz Enes rivayetinden yedisi, onyedi konudan sekizini ittifakla içermektedir. İkinci sırada yer alan ve Enes’ten gelen Tayâlisî rivayeti en kısa metne sahip rivayettir. Hadisimizin tariklerinde geçen onyedi konudan sadece altısını içermektedir. 99 Bu rivayetleri birbiri ile mukayese ettiğimizde en kısa rivayetin hadisimizi oldukça muhtasar olarak naklettiğini görmekteyiz. Melek, nutfe , aleka , mudga, şaki veya said oluş ve cinsiyet konuları yer almıştır. Uzun metinlerde farklılaşan konuları birer birer irdeleyerek devam edelim: 1- Kırk Gün: Dördüncü tablomuzda görüleceği üzere bu lafız nutfe aşamasının yerini almış görünmektedir. Bu bakımdan lafız farklılığının anlam farklılaşmasına sebeb olmadığını söyleyebiliriz. 2- Dört Kelime: Meleğin yazdıklarını belirten bu sayı en kısa rivayette yer almamıştır. Bu Enes rivayetlerinde hiç geçmemiştir. 3- Rızık:Rızık Diğer Enes rivayetlerinin tümünde yer alırken burada yer almamıştır. 4- Ecel: Ecel de bütün Enes rivayetlerinde bulunurken burada zikredilmemiştir. 5- Amel: Meleğin yazdığı amel konusu da en kısa rivayette yer almamıştır. En kısa rivayetimizde meleğin yazmasına konu bu konular yer almazken meleğin yazdığı reddedilmemekte ve farlklı konu olarak cinsiyet ortak konu olarak şaki ve said oluş yer almıştır. 6- Ruhun Üflenmesi: Yer almamıştır. 7- Yazgının Öne Geçmesi: Yer almamıştır. 8- Sû-i Hâtime: Yer almamıştır. 9- Hüsn-i Hâtime: Yer almamıştır. Bu son konuların en kısa rivayetimizde yer almamasının Enes rivayetlerinin tamamında görülen bir durum olduğunu burada hatırladıktan sonra en kısa ve uzun rivayetlerin anlam olarak ortay koyduklarını da şöyle belirtebiliriz: Ana karnında görevli bir melek yaratılışa murafakat ediyor ve onun hayatına ve ahiretine dair bir şeyler yazıyor. Bu net anlamın dışında , meleğin geliş zamanı, yazdıkları ve sonrası yoruma müsait görünüyor. 100 F-Ana Temaları Bakımından Farklılıkların Tabloda Gösterilmesi Metin farklılıklarını kırk iki rivayeti gösteren genel bir tabloda buraya kadar esas aldığımız temalar bakımından gösterelim. Aslında tablomuz buraya kadar açıklamaya çaba sarf ettiğimiz noktaları güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Tabloya göre on yedi temadan üçü hariç on dördü rivayetlerde yer almıştır. Bu ondört konu hadisin ana düşüncesini ortaya koyacak yeterliliktedir. Bunlardan Kırk gün, aleka ve mudga safhalarından oluşan birinci bölüme ait temaların rivayetlerin dörtte üçünden fazla tekrarlandığını görmekteyiz. Yine ilk rivayetlerde mevcut temaların Beyhakî’ye kadar bütün hadis kitaplarında benzer şekilde yer aldığını söyleyebiliriz. Bu sebeple rivayetlerde belli bir dönem öncesi veya sonrası bakımından gözle görülür bir değişiklik olmadığı izlenimi edindiğimizi belirtelim. Bazı temaların hemen hemen bütün rivayetlerde geçmesine karşın bazılarının daha az rivayette zikredilmiş olmasının, mana ile rivayetin ve ravi tasarruflarının bir neticesi olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca metin farklılıklarının en göze çarpanı sahabi kaynağına göre oluşan farklılıklardır. Bu farklılıkların , rivayetlerin sahabi kaynağına göre değerlendirildiğinde daha açık görüleceğini düşünerek burada sahabiye göre rivayetlerde hangi temaların olduğunu gösteren şu tabloları da inceleyelim: 101 Rivayetin Sırası İlk Kırk Gün 1.Riva. 2.Riva. 3.Riva. 4.Riva. 5.Riva. 6.Riva. 7.Riva. 8.Riva. 9.Riva. 10.Riva. + 11.Riva. 12.Riva. 13.Riva. 14,Riva. 15.Riva. 16.Riva. 17.Riva. 18.Riva. 19.Riva. 20.Riva. 21.Riva. 22.Riva. 23.Riva. Nutfe + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Alaka Mudga + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Kemik + + + + + + Meleğin Gelişi Dört Kelime Rızık Ecel Amel Şakî veya Saîd + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + 102 + + + + + + + + + + + + + Cinsiyet Ruh Üflenmesi Yazgının önceliği Sû-i Hatime Hüsn-i Hatime + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Kitab. Değiş mez Tayalisi Tayalisi A.Rezzak Humeydî İbn el-Ca’d Ahmed Ahmed Ahmed Ahmed Ahmed + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Kaynak Ahmed Buhari Buhari Buhari Buhari Buhari Buhari Buhari Müslim Müslim Müslim Müslim İbn Mace İlk Kırk Gün 24.Riva. 25.Riva. 26.Riva. 27.Riva. 28.Riva. 29.Riva. 30.Riva. 31.Riva. 32.Riva. 33.Riva. 34.Riva. 35.Riva. 36.Riva. 37.Riva. 38.Riva. 39.Riva. 40.Riva. 41.Riva. 42.Riva. Toplam: + + + + + + + + + + + + + + + + + + 33 Nutfe + + + + + + + + + 20 Alaka Mudga + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Kemik + + + 38 38 4 Meleğin Gelişi Dört Kelime Rızık Ecel Amel Şakî veya Saîd + + + + + + + + + + + + + + + + + + + 42 + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + 22 + + + + + + + + 37 + + + + + + + + 39 + + + + + + + + + + + + + + + 25 + 40 + + Tablo 1 : Kırk İki Rivayette Metin farklılıklarını gösterir tablo. 103 Cinsiyet Ruh Üflenmesi Yazgının önceliği Sû-i Hatime Hüsn-i Hatime + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Kitab Değiş mez + + + + + + + 16 + + + 13 + 25 + 24 + 23 4 Kaynak Ebu Dâvud Tirmizî Bezzar Bezzar Ebu Ya’lâ İbn Hibban Taberânî Taberânî Taberânî Taberânî Taberânî Taberânî İsmâilî İsmâilî Beyhakî Beyhakî Beyhakî Beyhakî Beyhakî Aslında tablomuz buraya kadar açıklamaya çaba sarfettiğimiz noktaları güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Tabloya göre on yedi temadan üçü hariç on dördü rivayetlerde yer almıştır. Bu ondört konu hadisin ana düşüncesini ortaya koyacak yeterliliktedir. Bunlardan Kırk gün, aleka ve mudga safhalarından oluşan birinci bölüme ait temaların rivayetlerin dörtte üçünden fazla tekrarklandığını görmekteyiz. Yine ilk rivayetlerde mevcut temaların Beyhakî’ye kadar bütün hadis kitaplarında benzer şekilde yer aldığını söyleyebiliriz. Bu sebeple rivayetlerde belli bir dönem öncesi veya sonrası bakımından gözle görülür bir değişiklik olmadığı izlenimi edindiğimizi belirtelim. Bazı temaların hemen hemen bütün rivayetlerde geçmesine karşın bazılarının daha az rivayette zikredilmiş olmasının, mana ile rivayetin ve ravi tasarruflarının bir neticesi olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca metin farklılıklarının en göze çarpanı sahabi kaynağına göre oluşan farklılıklardır. Bu farklılıkların, rivayetlerin sahabi kaynağına göre değerlendirildiğinde daha açık görüleceğini düşünerek burada sahabiye göre rivayetlerde hangi temaların olduğunu gösteren şu tabloları da inceleyelim: 104 Tablo 2: Abdullah b. Mes’ûd Rivayetlerinde Metin farklılıklarını gösterir tablo. 1.Riva. 3.Riva. 4.Riva. 5.Riva. 6.Riva. 7.Riva. 8.Riva. 9.Riva. 13.Riva. 14,Riva. 16.Riva. 18.Riva. 19.Riva. 21.Riva. 23.Riva. 24.Riva. 25.Riva. 26.Riva. 27.Riva. 28.Riva. 29.Riva. 30.Riva. 31.Riva. 32.Riva. 33.Riva. 34.Riva. 35.Riva. 36.Riva. 37.Riva. İlk Kırk Gün + + + + + + + + + + + + + Nutfe + + Alaka Mudga + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Kemik + + + Meleğin Gelişi Dört Kelime Rızık Ecel Amel + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + 105 Şakî veya Saîd + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Cinsi - yet Ruh Üflenmesi Yazgının önceliği Sû-i Hatime Hüsn-i Hatime + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + Kitabın Değişmemesi + + + + + + + + + + + + + + 38.Riva. 41.Riva. 42.Riva. + + + + + + 31 10 30 29 İlk Kırk Gün Nutfe Alaka Mudga + + + 4 Kemik + + + + + + + + + + + + + + 31 22 28 30 22 30 Meleğin Gelişi Dört Kelime Rızık Ecel Amel Şakî veya Saîd + + + + + + + + 6 12 24 24 22 2 Cinsi - yet Ruh Üflenmesi Yazgının önceliği Sû-i Hâtime Hüsn-i Hatime Kitabın Değişmemesi + + (Bu tabloda İbn Mesud rivayetlerinde geçen temaların Huzeyfe ve Enes rivayetlerinde geçen rivayetlere göre farklılığı tablo 3 ‘le kıyaslandığında görülmektedir.) Bir başka açıdan değerlendirme yapabilmek için rivayetlerde ağırlıklı temaları gösteren grafiklere yer verebiliriz. 106 Tablo 3: Enes (20. ve 40. rivayetler) ve Huzeyfe Rivayetlerinde Metin farklılıklarını gösterir tablo. Nutfe Alaka Mudga 2.Riva. 10.Riva. + + + + + + 11.Riva. 12.Riva. 15.Riva. + + + + + + 17.Riva. + + İlk Kırk Gün 20.Riva. + Kemik Rızık Ecel + + + + + + + + + + + Meleğin Gelişi Dört Kelime Amel Şakî veya Saîd Cinsi - yet + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + + 22.Riva. + + + + + + + + 39.Riva. + + + + + + + + + + + + + + 9 9 2 10 10 40.Riva. + + 42.Riva. 2 10 8 8 0 10 0 107 Ruh Üflenmes i Yazgının önceliği Sû-i Hatime Hüsn-i Hatime Kitabın Değişmemesi + + 0 0 0 0 2 Tablo 4: En uzun metinlerde ele alınan temalar. Rivayetin Sırası Nutfe Alaka Mudga + Kemik Meleğin Gelişi Dört Kelime Rızık Ecel Amel Şakî veya Saîd + + + + + + Cinsiyet Ruh Üflenmesi Yazgının önceliği Sû-i Hatime Hüsn-i Hatime Kitab.Değişmez Kaynak + + + + + Tayâlisi 1.Riva. İlk Kı rk Gü n + 7.Riva. + + + + + + + + + + + + + Ahmed A9.Riva. + + + + + + + + + + + + + Ahmed 13.Riva. + + + + + + + + + + + + + Buhârî 14.Riva. + + + + + + + + + + + + + Buhârî 19.Riva. + + + + + + + + + + + + + Müslim 24.Riva. + + + + + + + + + + + + + Ebû Dâvud 25.Riva. + + + + + + + + + + + + + Tirmizî 42.Riva. + + + + + + + + + + + + Beyhakî 108 109 110 111 IV. BÖLÜM BAZI KAYNAKLARA GÖRE KIRK GÜN HADİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Kırk Gün Hadîsî’ ni buraya kadar olan bölümlerde tarikleri ile birlikte ortaya koymaya ve değerlendirmeye çalıştık. Bu değerlendirmeleri yaparken hadîsîn tarîklerini isnâd ve metin bakımından değerlendirdik. Amacımız hadisin tespit edebildiğimiz tariklerini ortaya koymak, isnâdlarında geçen râviler hakkında tabakât ve ricâl kitaplarında geçen kanaatleri kısaca yansıtmaktı. Bunu yaparken hadîsin sıhhati hakkında kaynaklarımızda yapılan değerlendirmelere kısaca yer verirken sıhhat değerlendirmesine dâir usul inceliklerini de zikretmek zâten bu çalışmanın maksadı dışında tutulmuştur. Bu bölümümüzde hadîsin sûbûtu ve sıhhati üzerine değerlendirmeler yapmak üzere yöntem tespit etmek ve geliştirmek gayesinden uzak, hadisin metinlerinden hâsıl edilen anlamı ve bu çerçevede şekillenen yansımaları ortaya koymaya çalışacağız. Bir Hâdîsi değerlendirme usulleri içerisinde sübut veya metnin akla ve nakle mutabaat veya mutabakatı üzerine söylenebilecekler oldukça çeşitlilik arz etmektedir. Hatta bazen birinin diğerine hükümce zıt oluşu göz önünde tutulduğunda bizim çalışmamızı bu tartışmalardan uzak tutmamız ve anlatılanları ve anlayışları tespit ile yetinmemiz ve oluşan kanaatlerimizi kısaca belirtmemiz çalışmamızın sınırlarını belirlemek bakımından da en doğru yol olacaktır. Bu bakımdan öncelikle kırk gün hadisinin içerdiği hangi konularla İslam ilimlerinin ne gibi başlıklarına dair muhteviyatı olduğunu tespit edelim. Öncelikle ceninin anne karnındaki oluşumu meselesinin fıkıhta “ahvâlu’ş-şahsiyye” konusuna; meleklerin vazifesine dair kısmı ile îmâna; kişinin yaratılmazdan önce kaderinin takdir edilmesi, eceller ve rızıkların kadere tabi oldukları ve amellerin hatimeye göre oluşu konularının îmana ve kelam ilmi bahislerine, Hz. Peygamber’in “gayb”’dan haber vermesi ile sîret ve kelam ilmine; İnsanın ve Hz. Âdem’in yaratılışı konusu ile de el-ümemu’s-sâbıka yani geçmiş ümmetler konularına değinildiğini söyleyebiliriz. A- Hadisin Sıhhati Hakkındaki Görüşler a- Hadis Hakkında Bazı Genel Değerlendirmeler: Bir kere hadisin sıhhati ve kabulü konusunda kaynaklarda olumlu değerlendirmelere rastlamaktayız. Ebû’l-Ferec Abdurrahman b. Ahmed, farklı hadislerden derlediği kırk hadisten oluşan eserinde kırk gün hadisini dördüncü hadis olarak almış ve sıhhati konusunda ittifak bulunduğunu ve ümmet arasında genel kabul gördüğünü zikretmiştir. Yine Ebû’l-Ferec aynı eserinde hadisimiz hakkında geniş değerlendirmelerde bulunarak hadisin ele aldığı muhteviyata dair akla gelebilecek ve diğer eserlerde de benzer eşleştirmelerine rastladığımız Kur’an ayetlerine yer vermiştir.355 Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî(v.418), ehl-i sünnet akâidine dâir yazdığı eserinde, “Göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, hiç çocuk edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan, her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderâtını tayin eden Allah, yüceler yücesidir.”356 Ayeti üzerine açtığı bahiste357 kader dâir pek çok rivâyet nakletmiş ve kırk gün hadisini de bunlar arasında zikrederek, Kader hadisi olarak başka vecihlerine yer vermiştir. Yine hadisin Buharî, Müslim, Ebu Dâvud ve ulemaca nakledildiğini ve sıhhati konusunda icmâ ettiklerini belirtmiştir.358 El-Hallâl(v.311), kadere ait meseleler üzerine açtığı babta, şakî olmanın anne karnında olduğunu belirten bir başlık altında kadere ait pek çok rivayet arasında hadisimizin Zeyd b. Vehb ten gelen bir tarîkini nakletmiş ve isnâdının sahîh olduğunu zikretmiştir.359 355 Ebû’l-Ferec, İbn. Receb,Câmiu’l-Ûlûm,I, 46-58. 356 Furkân, 18/2. 357 Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî, Î’tikâdu Ehli’s-Sünne,IV, 579. 358 Ebû’l-Kâsım el-Lâlekâî,Î’tikâdu Ehli’s-Sünne,IV, 591. 359 Ebû Bekr el-Hallâl, es-Sünne, III, 538-539. 113 İbn Ebî Âsım(v.287) ise hadisimizin ibn Mes’ûd’tan gelen bazı tariklerine geniş yer vermiş ve isnadları hakkında olumlu şeyler belirtmiş, Abdullah b. Nümeyr’den gelen tarîkinin şeyhayn’ın şartına göre sahîh olduğunu aktarmıştır.360 Ebû Nuaym, Hadisin İbn Mes’ûd’tan İbn Vehb tarikinden gelen rivayeti zikrettikten sonra sahih ve müttefekun aleyh olduğunu kaydetmiştir. 361 Mizzî Hadisimizin rivayetinde önemli bir isim olan Zeyd b. Vehb’i anlattığı bölümde onun en gözde rivayetinin Kırk Gün Hadisi olduğunu söylemiş ve Ebû Nuaym’ın sözünü tekrarlamıştır. Mizzî bu bölümde, hadisi hadis imamlarının ve hatırı sayılır bir kalabalığın pek çok tarik ile rivayet ettiklerine yer vermiş ve rivayetin en güvenilir ve kısa tarikleri konusunda da yorumda bulunmuştur. İbn Vehb’den kendisinin naklettiği rivayetin bu rivayetlerden daha âlî olduğunu iddia etmiştir.362 Hadisimizi nakleden râvîler arasında yer almış Bulunan Abdullah b. Vehb (v.197) 363, “Kader” adında ele aldığı eserde “İnsanoğlunun ana karnında geçirdiği üç aşamanın ardından meleğin yazması konusu” başlığı ile yer verdiği bölümde sadece hadisimizi zikretmiş, Cerîr b. Hâzim-A’meş tariki ile naklettiği Abdullah b. Mesûd rivâyetinde Cerîr b. Hâzim’in “garîb” kalmadığını özellikle vurgulamıştır. İbn Vehb açtığı bu bahiste Cerîr b. Hâzim’i rivayette garib kalmaktan kurtaran ve çalışmamızda da yer alan pek çok isme yer vermiş ve Cerîr ‘e mutabaat etmek üzere birkaç isnada yer vermiştir.364 Abdullah b. Vehb bu eserinde yer verdiği kaderle ilgili başka konularda da kırk gün hadisinin diğer bazı rivayetlerine yer vermiş ve bunların arasında Ebû Zer’den gelen bir rivâyeti de zikretmiştir. 365 İbn Vehb (d.125; v. 197’in gerek yaşadığı dönem itibarıyla bu eserinde hadisimizin yer alması, ve gerekse kadere dair konularda delil göstermesi rivayete atfettiği güvenle açıklanabilir. 360 İbn Ebî Âsım, es-Sünne,I, 77 vs. 361 Ebu Nuaym, Hılye, VIII,115. 362 Mizzî, Tehzib’ul-Kemâl, X, 111-114. 363 Çalışmamızda 36. rivâyet olarak; biri Zeyd b. Vehb yoluyla daha âlî , diğeri A’meş yoluyla olmak üzere iki isnadta yer alan Abdullah b. Vehb, İbn Mes’ûd rivayetinde râvî olarak yer almıştır. 364 Abdullah b. Vehb, el-Kader, s.151-159. 365 Abdullah b. Vehb, el-Kader, s,138-173., 114 Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, es- Sünne’sinde hadisimizin bazı tariklerini nakletmiş ve isnadları hakkında kısa değerlendirmelerde bulunmuş, mesela, babasının çalışmamızda altıncı rivayet olarak yer alan rivayet hakkında bizim yaptığımız değerlendirmeyi yapmıştır. 366 Hadisin tariklerinin isnadları hakkında İbn Ebî Âsım (v. 287)’ da değerlendirmelerde bulunmuştur.367 Rivâyetlerin isnadlarında geçen râvîler hakkında ve isnadların geneli hakkında onun da olumlu değerlendirmelerde bulunduğunu söyleyiriz. Hadisin sıhhati hakkında bu bölümde değerlendirmelerine rastladığımız eserlerin olumlu düşünceler ortaya koyduklarını, iman konularında açılan bahislerde hadisin değişik rivayetleirne yer verdiklerini gördük. b-Ömer b. Abdülaziz’in “ er-Red ale’l- Kaderiye” Adlı Eseri Açısından Kırk Gün Hadisi: Emevî halîfelerinden Ömer b. Abdülaziz (v.h.101) hilafeti döneminde çok yoğun bir şekilde ortaya çıkan “kader” tartışmaları368 ile yakinen uğraşmış ve kader inancını inkar edenlere karşı “kadere iman”ı savunmuş bir kimsedir. Ömer b. Abdülaziz “er-Red ale’l-Kaderiyye”369 risalesinde özellikle kırk gün hadisinin de içerdiği “insanın iradesi, ameller, rızıklar ve eceller” gibi Kaderiyye’nin reddettiği külli konularda görüşlerini ortaya koymuştur. Risalenin hemen tamamında kader konusuyla ilgili bütün meseleleri Allah’ın ezelî ilmi ile açıklamaya çalışmış, taraftarlarını açıkça zikretmese de Kaderiyye’nin düşüncelerini reddetmiştir. Ömer b. Abdülaziz bu risalesinde kaderi inkâr edenlere daha çok Kur’an ayetleri ile cevap vermiş, çok fazla hadis zikretmemiştir. Risalede kırk gün hadisi yer almamaktadır. Ancak rivayet kritiği bakımından kırk gün hadisinin hadis kitaplarından önceki metinlerde anlam olarak tartışıldığı da ortada görünmektedir. 366 Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, es- Sünne, II, 396-399. 367 İbn Ebî Âsım, es- Süne, I, 77 v.s. 368 Suyûtî, Tarîhu’l-hulefâ, s.275. 369 Risâletu Umer b. Abdülaziz fi’r-Red ale’l-Kaderiyye. (Josef Von Ess, Anfaenge Muslimischer Teologie içinde) Beyrut, 1977. 115 Hadis kitaplarından elde ettiğimiz rivayetler konunun sahabe tarafından konuşulduğunu ve kaderin cebre dönük yönünün sorulduğunu göstermektedir. “elBuharî’nin Kaderiye/Mutezile ile Kader Konusundaki Münakaşaları” adlı makalesinde H. Musa Bağcı, kırk gün hadisinin üzerinde döndüğü kader içeriği üzerinde yapılan tartışmaların tarihi seyrini (v.80/699)’den itibaren anlatarak aktarmıştır. O, Ma’bed b. Halid el-Cüheni bu süreci sahabe arasında Kaderiyye’nin tartışıldığının açık delili olarak görmektedir.370 Elimizdeki en erken kaynak olarak kabul edebileceğimiz bu risale açısından bakılacak olursa şöyle bir soru akla gelmektedir: Bizim “Kırk Gün Hadisi” diye adlandırdığımız rivayet, kader meselesinin tartışıldığı bu risalede niçin yer almamaktadır? Kırk Gün Hadisi’nin en erken iki kaynakta bulunmayışı, bu rivayetin sonradan literatüre kazandırıldığı anlamını taşır mı? Yoksa, söz konusu rivayetin bu risalede zikredilmemesi, bu kaynaktaki tartışma yönteminin Kur’an esas alınarak yürütülmesi oluşundan mı kaynaklanmaktadır? Bu önemine binaen Ömer b. Abdülaziz’in Risale’sinin değerlendirilmesi konumuz açısından önem taşımaktadır. Ömer b. Abdülaziz risalesinde iyi veya kötü amelleri işlemek konusunda şunları söylemektedir: “Cahilliğinizle kulları bir masiyeti yapmaya mecbur edenin veya Ona itaati terk etmekten alıkoyanın Allah’ın ilmi olmadığını iddia ettiniz. Fakat iddia ettiniz ki; Onların kendisine masiyet edeceklerini bildiği gibi, bunu terk etmeye güç yetirebileceklerini de bilir. Böylelikle Allah’ın ilmini lağvediyor ve demiş oluyorsunuz ki: Kul dilerse bir taati işleyeceği Allahın ilminde olmasa bile onu yapar ve dilerse bir masiyeti terk etmeyeceği Allah’ın ilminde olsa da onu terk eder.”371 “Yine iddia ettiniz ki: Allah sizin kalplerinizde taat ve masiyeti var etti. Böylelikle siz kendi kudretinizle ona itaat ettiniz; kendi kudretinizle de ona masiyette bulundunuz.” 372 Ömer b. Abdülaziz bu gibi iddiaları haddi aşmak olarak değerlendirmektedir. 370 Bağcı, H.Musa,el-Buharînin Kaderiye/Mutezile ile Kader Konusundaki Münakaşaları,A.Ü.İ.F. Dergisi, 46/1-2005/21-42. 371 Ömer b. Abdülaziz, Risaletu Ömer b. Abdulaziz fi’r-Redd-i ale’l-kaderiyye,s.44. 372 Ömer b. Abdülaziz, s.47. 116 Kırk Gün Hadisine göre insanın önceden kararlaştırılmış bir yazgıya sahip olduğu malumdur. Ömer b. Abdülaziz de, “insanların ne yapacaklarının ve sonuçta nereye varacaklarının Allah’ın ilminde var olduğunu” 373 , “Allah’ın ilminde ve kaderinde geçmeksizin bir şeyin olmasının onun mülkünde, meşietine onun dışında bir ortağın etki etmesi” 374 yaratılmışların olacağını savunmaktadır. Bu bakımdan Kır Gün Hadisi’yle bir paralellik görülmektedir. Ömer b. Abdülaziz, muhaliflerinin amellerin faili olarak insanı görmelerini ve geçmiş bir kaderi ve ilmi reddetmelerini de Allah’ın kitabını reddetmek olarak görmüş, İbn Abbas’ın “ Bu görüş ümmetin ilk şirkidir” sözüne yer vermiştir.375 Kırk Gün Hadisi’nde geçen temalardan birisi de insanın amelinin bir maluma tabi oluşu yönünde idi. Yani insan meleğin ana rahminde yazdığına uygun bir son ile hayatını bitirecektir. Ömer b. Abdülaziz’in konu ile ilgili ifadesi ise risalesine şöyle yansımıştır: “Peygamberler bütün insanların hidayetini amaç edinmişler ancak Allah’ın hidayet verdikleri hidayete ermiştir; İblis ise insanların tamamını saptırmak istemiş, ancak Allah’ın ilminde dâl olanlar yolundan sapmıştır.”376 Yani iblis sadece onları saptırabilmiştir. Bu ve benzer örneklerde, Kırk Gün Hadisi ile Ömer b. Abdülaziz’in risalesindeki tema benzerliklerini görmek mümkündür. Bu benzerlikleri ve örtüşmeleri ortaya koymaya çalışanlardan birisi de İlhami Güler’dir. O Ömer b. Abdülaziz’’in risalesini bu ve benzer örnekler ile irdelediği çalışmasında, risaleyi “kaderin ezeli ilimle temellendirilmesi”, “Allah’ın ve insanın iradeleri”, “hayır ve şerrin kaynağı” ve “ecel-rızık” başlıklarına yer vermiştir. 377 Sonunda şu değerlendirmeye yer vermektedir: İlhami Güler, “Kader inancının ezelî ilimle temellendirilmesinin en güzel formüle edildiği hadisi de Ömer b. Abdülaziz risâlesinde kendi görüşlerini desteklemek için delil olarak ileri sürer. Bu hadisi Ebû Hanîfe’nin el-Fıkhu’lEbsat’ında da görmekteyiz. Buhari’nin tevhid, Kader, Bed’ul-Halk başlıklarında yer alan ve diğer sahih hadis mecmualarında da genellikle kader babında zikredilen bu 373 Ömer b. Abdülaziz, s.44. 374 Ömer b. Abdülaziz, s.47. 375 Ömer b. Abdülaziz, ,s.51 376 Ömer b. Abdülaziz,s.44. 377 Güler , İlhami, Allah’ın Ahlakiliği Sorunu, s.81- 84. 117 hadisin metni şöyledir:” 378 der ve Kırk Gün Hadisini tam metin olarak nakleder. Ancak söz konusu hadisimiz Ebû Hanîfe’nin el-Fıkhu’l-Ebsat’ında379 bulunmasına karşılık,380 Ömer b. Abdülaziz’in anılan eserinde –daha önce de belirttiğimiz gibikısmen veya bütün olarak Hasan Basri’nin risalesinde rastladığımız kısa benzerliklerle bile de olsa yer almamaktadır. Bu sebeple her ne kadar hadisimiz ile risale temaları bakımından benzerlikler arz etse de Ömer b. Abdülaziz’in risalesinin Kırk Gün Hadisi’nin muhtevaca detaylandırılması olduğunu, o dönemlerde var olan tartışmaların Kırk Gün Hadisi ile formüle edilerek bir hadis metni şeklinde makes bulduğunu söylemek güç olur. İlhami Güler’in kitabında Ömer b. Abdülaziz için, kader inancını en güzel formüle eden hadis olarak Kırk Gün Hadisini delil getirdiğini söylemesi tarafımızca anlaşılamamıştır. c- Hasan Basrî’nin Kader Hakkındaki Mektubu ve Kırk Gün Hadisi: Hasan Basrî’nin(v.h.110) halîfe Abdülmelik’e yazdığı mektupla erken dönem kader tartışmaları içerisinde yer aldığını görüyoruz. Mektubun giriş kısmından halife Abdülmelik’in Hasan Basrî’ye bir mektup yazarak onun kader hakkında evvelce söylenegelenlerin dışına çıktığını, bu konuya açıklık getirmesini istediğini anlıyoruz. Hasan Basrî’nin cevabî mektubu381 ise kaderi külliyen reddetmekten uzak, daha çok kaderin cebre dönük yüzünü kabul etmemeye, bu konu etrafındaki yanlış anlamaları ortaya koyarak buların geçersizliğini anlatmaya yöneliktir. Burada şunu da belirtmek faydalı olabilir. Kaderiyye’ye reddiye yazan Ömer b. Abdülaziz Halife Abdülmelik b. Mervan’ın damadı,382 Hasanı Basrî ise Halife Ömer b. Abdülaziz’in atadığı Basra Kadısıdır.383 Bu bakımdan çağdaş sayılan bu zevâtın birbirleri ile önemli bir konuda karşılıklı iletişim düzeylerini görmek yerinde olur. Şimdi Hasan Basrî’nin mektubuna içeriğine baktığımızda konuya şöyle devam edebiliriz. 378 Güler , İlhami, age. s. 84. 379 Öz, Mustafa, İmam-ı Azam’ın Beş Eseri, s.39. 380 Hadisin burada yer alışını da İlhami Güler “iğreti” olarak değerlendirmekte, (bakınız, Güler , İlhami, Allah’ın Ahlakiliği Sorunu s.87) ve bu hadisin metne sonradan sokuşturulduğunu” kuvvetle muhtemel” görmektedir.( bakınız, Güler , age. s.91) 381 Hasan Basrî’nin Kader Hakkında Halîfe Abdülmelik b. Mervan’a Yazdığı Mektubu,çev: L. Doğan- Yaşar Kutluay, A.Ü.İ.F.D.,III(1959), 3,s. 75-84. 382 Suyûtî, Tarîhu’l-hulefâ, s.276. 383 Doguştan Günümüze Büyük İslam Tarihi., II, 406. 118 Hasan Basrî mektubunda Allah’ın insanlara bir şeyi nehyettikten sonra onlara gizlice bu nehyi işlemelerini icbar etmeyeceğini söyler: “Allah şöyle buyuruyor: “Tanrın irade buyurdu ki ondan başkasına tapmayın, ana ve babanıza iyilik edin 17/ 23” Ey Emirel Müminîn! İşte Allah’ın Kitabı konuşuyor, Allahtan daha güzel kim söyleyebilir? “Her şeyi bir ölçüye göre yapan, sonra ona (hedefini) gösteren …87/3”buyurmuş, bu ayette her şeyi bir ölçüye göre yapıp sonra onu sapıtır dememiştir. Allah kullarına yol göstermiştir. Onların dinlerinde ve işlerinde şüphe içinde bırakmamıştır. Hatta Allah hidayetin verilmesini kendinden, yanılmanın peygamberinden olduğuna hükmediyor. Ve diyor ki: “De ki (Peygambere hitaben) ben yanılırsam yanılmamın vebali bana aittir.Doğru yola gidersem bu da Tanrımın bana olan vahyi sayesindedir.34/50” Peygamber yanıldığı vakit yanılmanın vebalinin kendinden olmasını sen (Emîrel Müminîn) kabul edip, yanlışlığın bizden olacağını kabul etmez misin? Allah Tealâ “yolu göstermek bize düşer…92/12” buyuruyor, yanıltmak bize düşer demiyor. Allah’ın Kitabına hakkını ver, sakın Onu tahrif ve olmıyacak şekilde tevil etme, Allah kullarına bir şeyi açıkça nehyettikten sonra , cahil gafillerin dedikleri gibi, onların gizlce yapmalarına muktedir kılmaz. Böyle olmuş olsaydı “Dilediğinizi işleyin.41/40” yerine “Üzerinize takdir ettiklerini işleyin” der, “Dileyen inansın, dileyen (inkar etsin) kafir olsun . 18/29” demeyip, bunun yerine “İstediğim kimse iman etsin, istediğim kimse de kâfir olsun” derdi.384 Bu doğrultuda anlam taşıyan “Hiçbir kimse Allah’ın izni olmaksızın iman getiremez 10/100” ayetindeki “izin” kelimesini “serbest bırakma” anlamında yorumlamış, Allah’ın herkesi iman karşısında serbest bıraktığını buna muktedir kıldığını savunmuştur.385 Kırk Gün Hadisinin bir eleştirisi olarak ve fakat hadisi açıkça zikretmeksizin, “Onların bir kısmı bedbaht, bir kısmı da bahtiyar olacaktır.11/106” ayeti sadedinde ve “Kırk Gün Hadisine” en hususî “reddiye”386 sayılabilecek bir tarzda ana karnında 384 Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 76. 385 Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 78. 386 Güler, İlhami, Allah’ın Ahlakiliği Sorunu, s. 87. (İlhami Güler, kitabında, Hasan Basrî’nin risalesini incelediği bölümde bu konuyu “ Kader Hadisine Reddiye” olarak görmüş ve hadisin “ muhtemelen11. Hûd suresinin 105. ayetinin yanlış bir yorumu ve hadis şeklinde formülasyonu” olduğunu savunmuştur. 119 kişinin şakî veya saîd yazılması ile ilgili görüşleri Hasan Basrî’nin risalesinde şöyle yer almıştır: “Ey Emîrel Müminîn! Allah bir kulu kör edip “gör yoksa sana azab ederim” veya sağır edip sonra “işit ,yoksa sana azap ederim” yahut dilsiz edip “konuş yoksa sana azap ederim” demeyecek kadar insaflı ve âdildir. Ey Emîrel Müminîn! Bu akıl sahipleri için gizlenmeyecek bir hakikattir. Allah’ın “onların (insanların) bir kısmı bedbaht, bir kısmı da bahtiyar olacaktır.11/106” sözünde münazaa ve bu ayeti şöyle tevil ettiler: Allah Teala kullarını annelerinin karnında bedbaht ve bahtiyar olarak yaratmıştır; bedbaht yarattığının bahtiyarlığa ve bahtiyar yarattığının da bedbahtlığa çevrilmesine imkan yoktur. Eğer hakikat tevil ettikleri gibi olmuş olsaydı, Allah’ın, kitap ve peygamberlerinin bir manası kalmadığı gibi, peygamberlerin onları takvaya davetleri ve salaha teşviklerinin de bir fayda ve manası kalmazdı. Gerçekte bu ayetin tevili onların iddia ettikleri gibi değildir. Allah şöyle buyurmuştur: “O gün (ahiret günü) bütün insanların bir araya toplanacakları bir gündür. O gün ana baba günüdür11/103” sonra şöyle devam ediyor: “Allah’ın emri yerine geldiği gün hiç kimse, O’nun izni olmaksızın bir söz söyleyemez.O gün, onların (insanların) bir kısmı bedbaht, bir kısmı bahtiyar olacaktır.11/105” O günün bahtiyarı , bugün Allahın emrine uyup o şekilde amel eden ve o günün bedbahtı , Allahın Allah'ın dinini istihfaf ederek emirlerini hiçe sayan kimsedir.Ey Emîrel Müminîn! bil ki Allahın emir kitap ve adaletine muhalefet edenler dinlerinde çok ifrata gitmiş olanlar ve cehaletlerinden dolayı her şeyi kader yüklemiş olanlardır.” 387 Hasan Basrî yazgının değişmezliğini rızıkların belli oluşunu eleştirirken şu görüşlerine yer veriyor: “Onlardan birine, dine ait bir emir verecek olursan: “kalemler kurumuş (iş işten geçmiştir) ve alınlara “bahtiyar veya “bedbaht” yazılmıştır, cevabını verir. Birisine “dünya yolunda nefsini yorma, sıcak ve soğukta kendini işe koşma ve canını yolculuklarda tehlikelere atma, nasıl olsa rızkın hazırlanmıştır” desen kabul etmez.” Yine risalenin aynı yerinde şöyle devam ediyor: “Allah yaratma işine başladığı vakit bazı kimseleri cehennemlik kıldı. Bunlar Allahın istediği taati yerine getirmeğe muktedir değillerdirler. Diğer bazı kimseleri de cennetlik yaratmıştır. Bunlar da Allahın istemediği masiyeti işlemekten acizdirler. Nitekim (Allah) kısayı uzamaya kudreti ve siyahı da beyazlanmaya kabiliyeti 387 Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 79. 120 olmaksızın yaratmıştır. Cehennemlik olanları mümin olmaları için azaba düçar etmiştir. Böylece Allah en çirkin sıfatlarla tavsif ettiler.” Hasan Basrî bu görüşlerini ayetlerden örnekler vererek savunmuştur.388 “Yeryüzünde veya kendi öz canınızda uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki yaratılmadan kitapta bulunmasın.57/22” Bunu kendi görüşleriyle ve iman, taat ve masiyetle tevil ediyorlar. Halbuki bu böyle değildir. Bu musibetler ancak mallarda, nefislerde ve yapılan işlerin neticelerindedir. Allah bize böylece bildirmiştir. Bu dünyanın metaile şımarık kimselerin yaptıkları gibi sevinmememiz ve ele geçiremediğimiz şeylere müteessir olmamamız için bizi zenginlik ve fakirliğe, zorluk ve kolaylığa müptela kılmıştır. Sonra bize sabredenleri beyanla diyor ki : “…Fakat sen sabredenleri müjdele, onlar ki bir musibete uğradıkları zaman “Allahınız ve Allaha dönücüyüz” derler. Bunlar onlardır ki tanrıları tarafından yarlıganırlar, ve bağışlanırlar, . Doğru yol üzerinde olanlar da onlardır. 2/ 156-157.” Hasan Basrî eğer bu iman ve küfürde olmuş olsaydı, Allah, “Ta ki elinizden çıkana tasalanmayınız ve Allahın size verdiği ile sevinip şımarmayız…57/23” buyurmaz, bilakis “ ta ki imanızı kaybettiğinize tasalanmayınız ve (Allahın) sise ondan verdiği ile sevinip şımarmayasınız.” derdi. O halde insan dininden çıkan şeye değil de neye müteessir olur? Allh Teala buyuruyor ki: “De ki: Allahın inayeti ile, rahmeti ile ve yalnız bunlarla sevinsinler, bu onların bütün toplayıp yığdıklarından daha hayırlıdır.10/58. Uyanık olan kimseler için hakikat açıktır, lakin birçokları bunu fark etmezler”389 Sonuç olarak Hasan Basrî çağında yapılan kader tartışmalarında muhaliflerinin kadere dair sahip oldukları yanlış gördüğü düşüncelerini Kur’an ayetleri ile temellendirdiği bir risale yazmıştır. Bu risalenin özünden kaderin külli bir inkarını çıkarmak imkanı olmadığını söylemek bizce doğru olur. Hasan Basrî burada insanı mutlak cebir altında gören kulları sorumluluktan azad eden, Allah’ı ise uluhiyet sıfatlarından zımnen nakıs ihsas ettirecek fikriyata, karşı bir duruş göstermiş olmalıdır. Yine ne Kırk Gün Hadisi, ne de bir başka rivayete tanıklık edemediğimiz bu risaleyi, Kırk Gün Hadisi’nin cebri çağrıştıran muhtevasını yumuşatan, “öyle ise amelin ne ehemmiyeti olur?” şeklindeki soruya rivayette gelen “ bilakis amele devam 388 Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 80. 389 Hasan Basrî’nin Mektubu, 3,s. 79. 121 edin!” “Herkes ne için yaratılmışsa onun için çalışır, yahut kendisi için kolaylaştırılıp hazırlanan şey için çalışır “390 gibi açıklamalar ile, hadisin açıklanması bağlamında İbn Ebi’l-Iz’ın cebrin kaynağı yazgıyı dört aşamalı olarak yorumunu da391 dikate aldığımızda, hadisin reddiyesi olarak görmek imkanı olmasa gerektir. Hadis tedvininde önemli rolü bulunan Ömer b. Abdülaziz, ve Onun Basra Kadısı Hasan Basrî’nin Rasulullah’a izafe edilen bir hadisi risalelerine almamalarına binaen red ya da kabülüne matuf sözler sarf ettiklerini söylemek güçtür. Bu risalelerde olup biten kanaatimizce devrin tartışılan konularını, ehlinin Kur’an ışığında tahlilinden ibarettir. Bu tahlillerin hadisimizin unsurlarını içeriyor olması da tabiidir. B-Metinde Geçen Unsurların Yorumlanması: 1-Rızık: Kendisinden faydalanılan şey, yiyecek, giyecek, faydalanılacak her şey, 392 -ki helal veya haram olsun bunları halk ve sevk eden Allah’tır393-anlamlarındaki lafız Kur’an’ın sıkça kullandığı bir lafızdır. Sıklıkla sistematik kelam ilimi içerisinde irade ve kader bahisleri içerisinde yer aldığını gördüğümüz kelime etrafında kelam ekollerinin farklı tahlilleri olduğu bir gerçektir. Şerhu’l-Akîde’de kadere ait meseleler işlenirken hadisimize yer verilmiş ve İbn Abdi’l- Berr’den benzer rivayetlerle birlikte bu konuda pek çok rivayetin var olduğu, Kelam Ehli’nin bu konudan uzun uzun söz ettiğini belirttikten sonra, Ehl-i Sünnet’in bu rivayetleri kabulde icma ettikleri nakledilmiştir.394 390 391 Buharî, 82, Kader, 2. İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde, II, 348.( Birincisi Levh-i Mahfûz ile ilgili bütün mahlukat için söz konusu kalem, ikincisi, Hz. Âdem yaratıldığında var olan kalemdir ki Allah’ın, Hz. Âdem’in yaratılışının ardından insanların amellerini, rızık, ecel ve saadetlerini takdir ettiğinin delili bu kalem olarak belirtilmiştir. Üçüncüsü, meleğin anne karnında cenine gönderildiği zamandaki kalem ve yazgı.) 392 er-Râzî, Muhtâru’s-Sıhâh, s.241; Bekir Topaloğlu,Hayrettin Karaman, Yeni Kâmus, s.135. 393 Bilmen Ömer Nasuhi, Dînî Bilgiler, s. 54. 394 İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde, I, 319-320. 122 Yine İbn Ebi’l-Iz, bu değerlendirmeler neticesinde hadisimiz etrafında tarihi süreçte yapılan değerlendirmeleri özetler nitelikte olmak üzere meleğin yazması, yazdıkları ve yazgının mahiyetini berrak bir değerlendirmeye tabî tutmuş ve yazmaya konu kalemi ve kadere dair yazdıklarını dört gurupta ifade etmiştir. 395 Birincisi Levh-i Mahfûz ile ilgili bütün mahlukat için söz konusu kalem, ikincisi, Hz. Âdem yaratıldığında var olan kalemdir ki Allah’ın, Hz. Âdem’in yaratılışının ardından insanların amellerini, rızık, ecel ve saadetlerini takdir ettiğinin delili bu kalem olarak belirtilmiştir. Üçüncüsü, meleğin anne karnında cenine gönderildiği zamandaki kalemdir.İşte bu kalem insanın bireysel olarak rızkını , ecelini, amelini, ve şakî veya saîd oluşunu yazmada rol oynar. Dördüncü kalem ise Kirâm’el-Kâtibîn meleklerinin elinde olan kalemdir ve insan buluğa erdiğinde insanın amellerini bu kalemle yazarlar. Kalem ve yazdıkları ile ilgili bu yorum konu etrafındaki yorumları özetler mahiyette olmakla birlikte aynı zamanda hadisimizde geçen meleğin yazması ve yazdıklarının kader anlayışı içerisinde nerde yer aldığını da belirlemesi bakımından önemli görünmektedir. Nitekim kaderle ilgili meselelerin konuşulduğu ilk dönemlerde ve hadis kitapları dışında metin olarak rastladığımız il eserlerden biri olan Abdullah b. Vehb’e ait eser de olmak üzere hadisimizde geçen unsurlar konu başlıkları olarak yer almış ve müsellem görülmüş, konu ile ilgili rivayetler irdelenmek yerine delil olarak sunulmuş görünmektedir. 396 Hatta Ebû Hanîfe Fıkhu’l-Ebsat’ında kadere dair bir bölüm açmış ve hadisimizi sadece nakletmiştir.397 İbn Hacer, rızkın yazılmasından amaç, az veya çok oluşunun, helal veya haram nitelik taşımasının takdir edilmesi şeklinde yorumlamıştır. 398 Bu yorum Ehl-i Sünnet’in haram olan şeyleri de rızık sayması fikrine uygun düşmektedir.399 2-Ecel: Allah tarafından her canlı için önceden takdir edilen hayat süresi ve bu sürenin sonu olan ölüm vakti anlamında kelam terimi 400 395 İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde, II, 348. 396 Abdullah b. Vehb, el-Kader, s.141,149,151. el-Hallâl, es-Sünne, III,536, 397 Öz, Mustafa, İmam-ı Azam’ın Beş Eseri, s.39 398 İbn Hacer,Fethu’l-Bârî, XI, 483. 399 Sâbûnî, Mâtürîdiyye Akaidi, s.151. 123 olarak özetle ifade edilmektedir. Bu kavram etrafında meşgul olunan konular daha çok, İki ecellilik ve ömrün kısalması veya uzaması etrafında 401 rivâyetlerinden İbn Mesûd’tan gelen tarîkte oluşmuştur. Kırk Gün Hadisi yazmaya konu diğer temalarda olduğu gibi ecelin de uzayıp kısalmayacağı belirtilmiştir. Bu ifadenin yer almadığı tariklerde geçen ecelin yazılmasını İbn Hacer, “ecelin yazılmasından amaç, ömrünün uzun veya kısa oluşunun yazılmasıdır”402 şeklinde yine bu yönde değerlendirmiştir. Bu değişmezlik kelam kitaplarında daha çok Allah c.c.’ ın ilim ve irâdesi ile izah edilmiştir. Buna göre, ömrün uzama veya kısalmasına mesned ameller de Allah’ın ilmi kapsamındadır 403 Eceller ve rızıkların değişmezliği üzerinde söylenenler aslında daha küllî konularda farklılaşan anlayışların bir yansıması olarak görünmektedir.404 3-Amel: Bu kelimenin hadisimizde ne anlama geldiğini İbn Hacer, amelin yazılmasından amaç, amelin salih veya fâsit oluşunun yazılmasıdır 405 şeklinde ifade etmiştir. Rivâyetlerin ortaya koyduğu anlamda bu yönde görünmektedir. Bu sözün özünde yatan anlam, insanın nasıl bir hayat süreceğinin, bu hayatın uhrevî neticesi bakımından iyi veya kötü davranışlarla mı geçirileceğinin yazılması ve belirlenmesidir. Kulların fiilleri bahsiyle kelam kitaplarında yer alan bu konu etrafında mutlak cebir ve mutlak tefviz taraftarları oluşmuştur. İrade hürriyetinin kesinlikle kullara tevdi edilmiş olduğunu bu sebeple, kulların kendi kaderlerini tayin ettiklerini ve kendi fiillerinin yaratıcısı olduklarını iddia eden “Kaderiyye” ve tarihî gelişimi içinde sonraki “mu’tezile” ye karşı çıkan ve “mutlak cebri” savunan “Cebriyye” “kişinin annesi karnında saadete eren veya bedbaht olan diye yazıldığını” delil göstermiştir.406 400 DİA, Ecel md. X,380. 401 Müslim, 46, Kader, 1, hadis no:6726, s. 1138. ( 21. Rivâyet) 402 İbn Hacer,Fethu’l-Bârî, XI, 483. 403 Bkz, Bu konuda kelamcıların görüşleri için; DİA, Ecel md. X,380-382, Sâbûnî, Mâtürîdiyye Akaidi, s.153, 404 Sâbûnî, Mâtürîdiyye Akaidi, s.71 v.s.; ve 153,; 405 İbn Hacer,Fethu’l-Bârî, XI, 483. 406 Yeprem, Saim,İrâde Hürriyeti ve İmam Mâtürîdî, s. 146 v.s. 124 Ancak bazı rivâyetlerde, amelin değerinin sorulması üzerine “amele devam edilmesini zîra kişinin ne için yaratıldı ise onun müyesser kılınacağı” öğütleyen bazı cümlelerin Cebriye’nin bu kanaatine aykırı gibi görünse de rivayetin anlamını cebirden çıkarmadığı bir gerçektir. 4-Hüsn-i Hâtime ve Sû-i Hâtime- Saâdet ve Şakâvet Hâtime insan hayatının iman açısından iyi veya kötü biçimde sona ermesi anlamında bir tâbir 407 şeklinde yorumlanmaktadır. Hadisimizde meleğin kişinin kaderine dair yazdığı konulardan birisi olarak nakledilmektedir. Buna göre kişi ömrünün sonunda yaptığı amele göre ahrette mevki sahibi olacak ve cennet veya cehenneme gidecektir. Rivâyetlerde amelin kıymetinin sorulmasına karşılık verilen cevaplar ve ilgi kurulan ayetler konunun nasıl telakki edildiğini anlamamıza yardımcı olmaktadır. “Amele devam edin, zira kişi ne için yaratıldı ise o kolaylaştırılır” cevabı ile “bundan böyle amma her kim vergi verir korunur ve husnâyı tasdîk eylerse biz onu yusrâya kolaylıyacağız. Ve amma her kim bahillik eder ve istiğnâ gösterir ve husnâyı tekzîb eylerse onu da usrâya (en zoruna) kolaylıyacağız ve yuvarlandığı zaman onu malı kurtaramayacak”408 ayeti buna rnek gösterilebilir. Elmalılı, tefsîrinde kişinin imânına muvâfık olarak hayır işleri ve kendisini cennete götürecek amelleri kolaylıkla ve zevkle yapacağını ifade ederken aynı zamanda bu nun i’ta ve hünsâyı tasdîk sebebi ile gerçekleştiğini belirtmiştir.409 Zaten ayette önce i’ta, ittikâ ve tasdîk sonra müyesser kılınma zikredilmiştir. Aslında ayetin bu şekilde anlaşılması ve hadisimizin ilk bakışta ortaya koyduğu mutlak cebre yakın anlam ile bu etrafta oluşan tartışmalar boşa çıkmış olmalıdır. Hadisimizi mutlak cebireden kurtarmak üzere İbn Mesûd rivâyetlerinde daha çok rastladığımız ‘amelin yeri’ nin sorulması karşısında yer alan cevaplar, hüsn-i hâtime ve sû-i hâtime için ömrün sonundaki bir veya birkaç amele bağlanamayacağını anlatmak için olsa gerektir. Nitekim, “başta Kur’an-ı Kerîm olmak üzere bütün İslâmi kaynaklarda, dünya ve ahiret mutluluğu anlamındaki kurtuluş samimi imana ve elden geldiğince iyi davranışa bağlanmaktadır. Ancak 407 DİA, hâtime md. XXVI, 474. 408 92 el-Leyl,5-11. İbn Ebi’l-Iz, Şerhu’l-Akîde I, 318. v.s. 409 Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili ,VIII, 5870 vs. 125 insanın başlangıçta iyi yolda bulunurken daha sonra kötülüğe yönlenmesi ve bu haliyle ebediyet âlemine intikal etmesi mümkündür. Bunun için kişinin korku ile ümit arasında olması gerekir ve kötü sonuçtan korkma bu manada anlaşılmalıdır.410 Bu bakımda hüsn-i hâtime ve sû-i hâtime son demlerde yaşanan amellere göre değil, kişinin hayatı boyunca ortaya koyduğu davranışlarına göre olsa gerektir. Hele son nefeste şeytanın hile ve kurnazlığının sû-i hâtime sebebi olacağı hadisimizin etrafında hiç sözü edilmiş bir konu değildir. Saadet ve şakavet de hatimelerin uhrevî ve tabii bir sonucu olarak rivâyetimizde yansıtılmaktadır. Hadisin zahiri ve etrafında oluşan ve eleştirilen düşüncelerde de bunu görmekteyiz. Kelam ekollerinin rızıklar, eceller ve ameller konusunda oluşmuş taraflerının bu konularda da yerlerini aldıklarına rastlamaktatız. 410 DİA, hâtime md. XVI,474. 126 SONUÇ Kırk Gün Hadisi daha çok kader üzerinde oluşan tartışmalarda doğrudan bir mesned olarak daha ilk dönemlerden itibaren delil olarak kullanılan ve bazı unsurları manen mütevâtir hükmünde görülebilecek bir hadis olarak karşımıza çıktı ve elimizden geldiğince rivâyetlerini hadis kitaplarından tespit etmeye çalıştık. Hatta bu çalışma daha ağırlıklı olarak bir tarama ve tespit çalışması olarak, bir nebze de üzerinde kısa mutalaalar yapılarak gerçekleşti Kırk Gün hadisi bütün unsurlarıyla hadis kitaplarımızda üç sahabeden gelen tarikleri ile göze çarpmakla birlikte anlamca ve lafızca örtüşen ve muhtasaran rivayet edilen diğer bazı sahabe rivâyetleri ile de mutabaat etmektedir. Bunun yanısıra, Kur’an-ı Kerim ‘in bazı lafızları hadiste tekrar edilmiş bulunmaktadır. Aslında hadisimiz kader etrafında dönen tartışmaların açıkça içindedir. Bu sebepledir ki gerek hadis kitaplarında ve gerekse doğrudan kadere dair eserlerde geçmiş ve öncelikli ve sağlam bir delil olarak yerini almıştır. Hadise bu şekilde müsellem bakılmış olması onun hanefîlerin maddi sıhhatin yanında mânâ bakımından da aradıkları sağlamlılığı görmüş olmalarına bağlamak mümkün. Hakikaten hadisimiz, üç sahabiden rivayetlerinde de isnadları bakımından özetle iyi görünmekte, Kur’an’ın kader inancı etrafında yapılan Ehl-i Sünnet yorumlarına uygun gelmektedir. Elbette bu zikri geçen konular farklı şekillerde araştırılmaya har zaman açık konulardır. Hadisin içerdiği ana unsurlar üzerinde yüzeysel değerlendirmelerle kaldığımızı ifade etmek doğru olur. Buna sebep hadisin geniş bir kavram içeriğinin olması ve bu çalışmanın zınırlarını aşmasıdır. Ancak bu kadarı ile bile Kırk Gün Hadisini, İnsanların ihmal ve sorumsuzlukları için bir sığınak görmelerine ve göstermelerine imkan olmadığını söyleyebiliriz. 127 ÖZET Kırk Gün Hadisi adını verdiğimiz hadisi çalışmamıza konu edinmiş bulunmaktayız. Daha çok hadisimizin hadis kitaplarındaki rivâyetlerini tespit ve râvîleri bakımından durumlarını incelemeye çalıştığımız tezimizde, kısa bölümler halinde metin tahlillerine ve farklılıklarına yer verdik. Bazı değerlendirmelerde bulunduk. Bu çalışma kısa bir Giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde hadisimizi ortay koymaya ve tanımaya ayırdık. Birinci bölümde hadis kitaplarından tespit ettiğimiz kırk iki rivâyeti sened ve metinleri ile sıralayıp Türkçe anlamlarını verdik. Sıralamada hadis kitaplarının müelliflerinin vefat tarihini esas aldık. Yine isnadları yer aldıkları müelliflerin eserlerini belirterek şemalarda göstermeye çalıştık. Buna göre üç sahabiden gelen tarîklerde sahabeden İbn Mesûd daha çok yer alırken ondan nakillerde A’meş öne çıkmıştır. İkinci bölümde daha önce isnadlarda geçen râviler hakkında edindiğimiz bilgiler ışığında rivâyetlerin sıhhatleri konusunda değerlendirmelerde bulunduk. Bu değerlendirmelerden hareketle hadimsizin maddi yapısının iyi olduğunu söyleyebiliyoruz. Üçüncü bölümümüzde metin farklılıklarını, lafız ve anlam değişimini ve metinlerden çıkarılabilecek ana temalar gibi konuları gözlemlemeye çalıştık. Burada en zengin metin ve lafız biçimlerinin İbn Mesûd rivâyetleri olduğu görülmüştür. Ancak diğer sahabilerden gelen tarîklerinde manayı tahsil edecek niteliklerde olduğunu da belirtmek gerekir. Dördüncü ve son bölümde rivâyetin bazı unsurlarını ele aldık ve üzerlerinde söylenen eski ve yeni kısmî yorumlara yer verdik. Çalışmamız esnasında hadisimiz üzerinde erken dönemde oluşan kanaate, hadis tekniği açısından yaklaştığımızda günümüzde de aynen ulaşıldığını ifade edebiliriz. 128 ABSTRACT Given as the name hadith of forty days has been issue in our studies. Especially, in this study we investigated books of hadith and situation of its messanger. We mentioned text analysis and differences of them as in the short parts. Some evaluations was done. This study has a small introduction and four sections. We defined the hadith in the introduction. In the first section, from the hadith books we determined forty two hadith with texts and rumuors which was enumerated and turkish meanings of them was given. In the sequence of rumuors we based on the death date of the writers of the hadith books. According to this in this explanations while İbn Mesûd was taking more place, A’meş was the one known well. In the second section, according to information we get about the meesengers, in hadith, we have made some assesment about validity of them. And through this assisment, it can be said that our hadith is strong in terms of its physical technique. İn the third section, we tried to search text differences, changes, meaning and some main themes of these texts. Here it has been seen that the richest text and word kinds are rumours of İbn Mesûd. But it must be stated that other rumours can oloso give the meaning. In the fourth and last sectioni we have to take up some copenent of the hadith we explained some of the old and new information. We can inform that during our studies today, we’ve got the same influence as old days about our hadith in terms of its physical shape. 129 ÇALIŞMADA ADI GEÇEN RÂVÎLERİN BİYOGRAFİLERİ 1. Abdullah b. Habîk (Antakyalı, v.?): Yusuf b. Esbât, Temîm b. Seleme, Abdullah b. Abdulğaffâr el- Kirmânî, Şuayb. b. Harb’ten hadis rivâyet etmiş, ondan da, Ahmed b. Yusuf b. İshak elMenceb’i, Abdullah b. Câbir et- Tarsûsî rivâyete bulunmuşlardır. 411 Abdullah b. Habik hakkında fazla bilgiye ulaşamadık. 2. Abdullah b. Mehârık(Kûfeli,v.?): Abdullah b. Mehârık b. Selîm es-Sülemî. Babası Mahârık b. Selim’den rivâyet etmiş, ondanda Abdurrahman b. Abdillahel- Mesûdî nakletmiştir ve Yahya b. Maîn’in onun için meşhur dediği zikredilmiştir.412 Kûfî muhaddislerden sayılan Abdullah b. Meharık b. Selîm es-Sülemî’yi ,413 Ebû Hâtim, es- Sikât’ında zikretmiştir.414 3. Abdullah b. Numeyr ( Kûfeli, v.199): Ebû Hişam Abdullah b. Numeyr el- Hemadanî, el-Harîfî, el- Kâfî. Büyük Hafız Muhammed’in babası .Hişam b. Urve el-A’meş, Yahya el-Ensârî ,Eş’as b. Sevvar, İsmail b. Ebî Hâlid, Ubeydullah b. Ömer ve pek çok kimseden rivâyet ederken, İbn El Medînî, Ebû Kureyb, Ahmed b. Hanbel,Yahya b. Maîn, Ali b. Harb, El- Hasen b. Ali b. Affan ve Ebû Ubeyde b. Ebî’s- Sefer ondan hadis nakletmişlerdir.415 Buhârî ondan hadis tahrîc ederken Ebû Hâtim onun hakkında işi düzgün demiştir.416 Yahya b. Maîn’in kendisine Süleyman el-A’meşi mi yoksa İbn 411 İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, II,398 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 46. 412 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, V, 179. 413 Buhârî, Tarîh,V, 208. 414 İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 54. 415 Buhârî, Târîh, V, 216; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 327; Zehebî, Nubelâ, IX, 244; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 143. 416 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 834. İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52. 130 Nümeyr’i mi daha çok beğendiği sorulduğunda ikisi de sikadır derken Icli sika salih, ibn Sa’d sika kesiru’- hadis olduğunu söylemişlerdir.417 4. Abdullah b. Rebîa (Kûfeli,v.? ): Abdullah b. Rebîa el- Hadrâmî, b. Ferkad es- Sülemî, el- Kûfî. Hz. Peygamber, Ebû Hureyre, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes’ûd, Ûbeyd b. Hâlid es-Sülemî, Ûtbe b. Ferkad, oğlu Amr b. Ûtbe b. Ferkad, Mu’dad b. Yezîd el- Âbid’ ten rivâyet ederken, İsmâil b. Ayâş, Abdurrahman b. Ebî Leylâ, Âta’ b. es- Sâib, Ali b. elAkmer, Malik b. el- Hâris ondan rivâyette bulunanlar arasındadır.418 Sahabi olup olmadığında ihtilaf edilirken çoğunluk sohbetinin olmadığı kanatindedir. 419 Buhârî tarihinde hadrami olarak isimlendirirken 420 İbn Hibban, Kitabü’s-Sikât’ında tabiinden saymıştır.421 5. Abdullah b. Vehb Ebû Muhammed ( Mısırlı, v.197): Ebû Muhammed Abdullah b. Vehb, b. Müslim el- Kureşî, el- Mısrî el- Fakîh. İbrahim b. Sa’d ez- Zührî, Üsâme b. Zeyd b. Elsem, Üsâme b. Zeyd el- Leysî,Câbir b. İsmâil el- Hadramî, Cerîr b. Hazim el- Basrî, Süfyan es- Sevrî, Süfyan b. Uyeyne ve pek çoklarından rivâyet edrken ıondfan daçok sayıda rivâyete blunan olmüştur.422 Onun hakkında kaynaklarda ehli nakdin sika , salih, sâlihu’l-hadis, sadûk şeklinde lafızlar kullandıkları nakledilmektedir. 423 Ebû Hâtîm onu es-Sikât’ında 424 zikretmiştir. 6. Abdurrahman b. Ebî Leylâ ( Kûfeli, v.83): Ebû isa Abdurrahman b. Ebî Leylâ, veya Bilal ve Davud b. Bilal el ensarî elEvsî, el- Kûfî. İsminin Yesar olduğu da zikredilmektedir.425 En doğru künyesi Ebû 417 İbn Hacer, Tehzîb, VI, 52; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 228. 418 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XIV,494; Buhârî, Târîh, V, 85. 419 İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XIV,494. 420 Buhârî, Târîh, V, 85. 421 İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, IV, 23. 422 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI,277-282. 423 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh ,II, 851; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, IV, 202. 424 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 346 425 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 26. 131 İsa’dır.426 Übey b. Ka’b, Enes b. Malik, Huzeyfe b. el- Yeman, Sa’d b. Ebî Vakkas, Semura b. Cündeb, Abdullah b. Mes’ûd, Abdurrahman b. Ebî Bekr es- Sıddık, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Ömer ve Ebû Zer el- Gıfâri gibi pek çok sahabiden rivâyette bulunmuştur. İbrahim b. Yezid et- Teymî, el-Hakem b. Ûteybe, Süleyman el- A’meş, Alkame b. Mersed, Ebû İshak es- Sebîî ve pek çokları da ondan rivâyette bulunmuşlardır. 427 Hz Ömer ve diğer bazı sahabeden rivâyetleri tartışılmakla birlikte 428 sahabeden rivâyeti ve derslerine sahbeden katılanların olduğu ve onu susarak dinledikeleri nakledilmektedir.429 Yahya b. Main ve Iclî’nin tabiinden olan Ebû Îsa hakkında sika dedikleri nakledilirken 430 el- Bâcî Ebû Hâtim’in la be’s dediğini zikretmiştir.431 7. Abdurrahman el –Mesûdî (Kûfeli,v.160): Abdurrahman el- Mesûdî b. Utbe b. Abdillah b. Mes’ud. Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, Habib b. Ebî Sabit’ten rivâyet ederken, Şu’be, Süfyan es- Sevrî, Süfyan b. Uyeyne ve Veki’ ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Son yıllarında ihtilat etmiştir.432 El- Mesûdî hakkında geniş bilgilere ulaşamamakla birlikte çalışmamızda incelediğimiz râvîlerin birçoğunda hadisi alnan veya nakleden bir isim olarak geçtiğini görmekteyiz. 8. Abdurrhman b. Bişr b. El-Hakem (Nisaburlu,v.260): Ebû Muhammed Abdurrahman b. Bişr b. El-Hakem b. Habîb b. Mihrân. ElHüseyn b. el-Velîd en-Neysâbûrî, Süfyân b. Uyeyne, Ebû Nuaym, Veki’ b. ElCerrâh, Yahya b. Saîd el- Kattân hadis naklettiği bazı kimseler iken ondan, Buhârî, 426 İbn Hibbân, es-Sikât, V,101. 427 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XVII, 372-375. 428 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882. 429 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,26. 430 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII,376. 431 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II,882. 432 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 91. 132 Müslim Ebû Davud, İbn Mâce, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er-Râzî ondan rivâyette bulunanlardan bazılarıdır.433 Nisaburlu olup Bağdat’a gelmiş ve hadis nakletmiştir. Sadûk, sika gibi lafızlar ile hakkında görüş bildirilen Ebû Muhammed Abdurrahman b. Bişr b. ElHakem hakkında nakletmekte 434 Mizzî Zehebî sika 435 İbn Hibban’ın onu es- İbn Ebî Hâtim Sadûk sika 436 Sikâtında zikrettiğini derken onun bu sözünü Bâcî de nakletmektedir.437 9. Âdem b. Ebî İyas Ebû’l- Hasen ( Horasanlı, v.221): Ebû’l-Hasen Adem b. İyas Abdurrahman b. Muhammed el-Horasanî. Aslen Horasanlı olup Bağdat’ta yetişmiş ve orda hocalarından hadis öğrenmiş ve yazmıştır, ardından Kûfey’i Basra’yı, Hicaz, Mısır ve Şam’ı dolaşmış ve vefatına kadar Askalan’a yerleşmiştir.438 İbn Ebî Zi’b, Hariz b. Osman, Şu’be ve İsrail b. Yunus, İsmail b. Ayâş, Hammad b. Seleme’den rivâyet etmiş ondan da Buhârî , Darîmî, Oğlu Ubeyd b. Âdem, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a ed- Dimeşkî gibi kalabalık bir râvî topluluğu ondan rivâyette bulunmuşlardır. 439 Şu’be’ nin hadislerini zapteden altı kişiden biri olduğu anlatılmaktadır.440 Zayıf bazı râvîlerden hadis almış olabileceği belirtilmekle birlikte441 sika, mutkin kudve gibi lafızlarla tevsik edilmekle, güvenilir, abid, zâhid, Allah’ın iyi-hayırlı kulu gibi lafızlarla da tavsif edilmiştir.442 433 434 435 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 545-547; Hatîb, Tarîh, X, 271. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 547. İbn Hacer, Takrîb I, 337; Zehebî, el-Kâşif, I, 622. İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,V, 215. 437 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 860. 438 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 170, Zehebî, Nubelâ, X, 335; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, I, 96. İbn Hacer, Takrîb, I, 66. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301. 439 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 409, Zehebî, Nubelâ,X, 335; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 72; İbn Hacer, Tehzîb, I, 171; Zehebî, el-Kâşif, I, 230; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî,I, 89-90, Hatîb, Tarîh, VII, 27,30. 440 Ahmed, Bahr, I, 61; Zehebî, Nubelâ, X, 336. 441 İbn Hacer, Tehzîb , 171. 442 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 393, Hatîb, Tarîh, VII, 27-30, Zehebî, el-Kâşif, I, 230; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, II, 301; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, I, 97, 108; İbn Hacer, Tehzîb, I, 171. 133 Önemli eleştiriler almayan birisi olarak güvenilir bir râvî olduğunu söyleyEbîliriz. 10. Ahmed b. Amr b. Serh ( Mısırlı, v. 250): Ebû Tâhir Ahmed b. Amr b. Serc el- Kureşî, el- Emevî, el- Mısrî. Abdullah b. Nafi’ es- Sâi’, Abdullah b. Vehb, Muhammed b. İdris eş- Şâfiî, Musa b. Abdurrahman es- Sanaânî, Vekî’ b. el- Cerrah rivâyet etiği bazı muhaddislerdir. Ondan da Müslim, Ebû Dâvud, en- Nesâî, İbn Mâce, Ebû Zürâ’, Ubeydillah b. Abdilkerim er- Râzî, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er- Râzî ve es- Sâcî rivâyette bulunanların bazısıdır.443 Sika , sebt, sâlih, fakîh şeklindeki hakkında söylenenler kaynaklarda nakledilmiştir.444 El- Bâcî, İbn Ebî Hâtim’den Ebû Hâtimin onun hakkında “la be’se bih” dediğini nakletmektedir.445 11. Ahmed b. İshak el Ahvâzî( ?. v.250): Ebû İshak Ahmed b. İshak b. Îsâ El- Ahvâzî el- Bezzâr. Ebû Ahmed ezZübeyrî, Abdullah b. es-Seriy el- Antakî ve Âmir b. Müdrik hadis rivâyet ettiği bazı kimseler iken ondan da Ebû Davud, Zekeriya b. Yahya es- Sâcî, Muhammed b. Cerîr et- Taberî ve diğerleri rivâyet etmişlerdir. 446 İbn Hacer ve derkenen- Nesâî salih demiştir. Zehebî sadûk 447 12. Ahmed b. Muhammed Abdulvahhab el- Menatıkî er- Remlî: Hakkında bilgi edinemedik 13. Ahmed b. Muhammed el-Hâfız (Nisaburlu, v.325): Ebû Hâmid eş-Şarkî Ahmed b. Muhammed b. el-Hasen el-Hâfız. İbn Hacer onu Meşhur hüccet imam olarak zikretmekte ve Sülemî nin Darekutnî’ye onu sorduğunda sika, me’mûn, imam diye söylediğini nakledtmektedşir.448 443 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 415-416;el- Zehebî, el-Kâşif, I,200; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 33. 444 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 416-417; İbn Hacer, Tehzîb, I,55. 445 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 333. 446 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 265. 447 Zehebî, el-Kâşif, I, 190; İbn Hacer, Takrîb, I, 77; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, I, 265. 448 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,I, 306. 134 Takyîd’de Hâkim’in onun sahib-i sahîh ve İmam Müslim’in talebesi olduğuna yer verilirken Nisabur ve Rey’de devrin önemli mıhaddislerinden hadis işittiğini aktarmaktadır. Yine Hâkim’in anlattıklarına göre 240 senesinde 325 te vefat etmiştir.449 14. Ali b Meymun er- Rakiyy ( ? , v.246): Ebû’l- Hasen Ali b. Meymun er- Rakiyy el-Attar. Muhammed b. Ali b. Meymun’un babasıdır. İshak b. ibrahimel- Hanini, Bişr b. es- Seriyy, Hafs b. Gıyas, Halid b Hayan er-Rukiyy, Said b. Mesleme el Emevî, Süfyan b Uyeyne’den rivâyet ederken, en Nesai, İbn Mâce, Ebû Bekr Ahmed b. Abdirrahman b. Muhammed elAskeri, Ebû Zür’a Ubeydullah b. Abdilkerim er-Râzî, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er-Razi ondan rivâyet edenlerin bazlarıdır.450 İbn hacer sikadır derken Ebû Hâtim de onu tevsik etmiştir.451 Nesâî onun hakında la be’s derken İbn Hibban es-Sikât’ında zikretmiştir.452 Ebû’l- Hasen Ali b. Meymun er- Rakiyy el-Attar’ı güvenilir olduğu yönünde değerlendirmeler yapılduğını söyleyEbîliriz. 15. Ali b. Abdilaziz (Mekkeli, v.286): Ebû’l-Hasen Ali b Abdilaziz el-Begavî. Müsned sahibi Mekke Muhaddisi453, Ebû Nuaym, Affan, Ka’nebî ve Müslim b. İbrahim den rivâyet ederken, Ebû’l-Hasen b. Seleme el- Kattan ve Taberânî ondan rivâyet edenler arasındadır.454 287 senesinde vafat ettiği de nakledilen455 Ebû’l- Hasen Ali b. Abdilaziz’in fakih bir kimse oduğu ve bu gerekçeyi ileri sürerek hadis rivâyetine ücret istediği kaynaklarda yer almış, Nesâî’nin bu sebeble ona kızgınlığı belirtilmekte, İbn Ebî Hatim’in, saduk, Darekutnî’nin sika me’mûn diye tevsik ettikleri zikredilmiştir.456 449 Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 164-165. 450 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 153-154. 451 İbn Hacer, Takrîb, I,405; Zehebî, el-Kâşif, II, 48. 452 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI,154. 453 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn,I, 104. 454 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 622-623; 455 Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum,II, 613. 456 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,II, 623; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 278; Zehebî, Mîzân, V, 173. 135 Ebû’l-Hasen Ali b Abdilaziz el-Begavî hakkında olumsuz değerlendirmeler yapılmadığı görülmektedir. 16. Ali b. Muhammed b. İshak b. Ebî Şeddad Ebû'l – Hasen et – Tenâfüsî ( Kûfeli v.233): Ebû’l-Hasen Ali b. İshak b. Ebî Şeddad et – Tenâfüsî, El- Kûfî. Kazvin'in muhadd,is ve alimi, Ya'la b. Ubeyd, Muhammed b. Ubeyd, Ebû Muaviye, İbn Uyeyne, İbn Vehbve bunların tabakasından rivâyet etmiş, İbn Mâce, Ebû Zür'a, Ebû Hâtim ve Nesâî de Zeyyad b. Eyyub yoluyla ondan hadis almışlardır.Hafız, İmam, sebt, sika, görmekteyiz. saduk şeklinde tevsik edildiği, ulaşabildiğimiz kaynaklardan 457 Ebû’l-Hasen Ali b. İshak b. Ebî Şeddad et – Tenâfüsî’nin güvenilir bir râvî olduğu anlaşılmaktadır. 17. Ali b. Zeyd b. Abdillah ( Basralı, v.131): Ebû’l-Hasen Ali b. Zeyd b. Abdillah b. Cüd’an el- Kureşî el- A’ma el- Basrî. Enes b. Mâlik, Ebû Osman en-Nehdî, Said b. el-Müseyyeb ve tabiinin birçoklarından hadis işitmiştir. Ondan da Katade, İbn Avn, Ubeydullah b. Amr, Süfyan es- Sevrî, Süfyan b. Uyeyne, Hammad b. Zeyd, Hammad b. Seleme, Şu’be ve İbn Ebî Urûbe rivâyette bulunmuşlardır.458 İbnu’l- Kayseranî ilmine işaret etmekle birlikte teşeyyû ettiğine dikkati çekmiştir. Aynı zamanda onun hakkındaki değerlendirmelere yer vermiştir. Buna göre Ebû Zür’a ve Ebû Hâtim onun leyse bi gaviyy olduğunu Ahmed ve Yahya zayıf olduğunu söylerlerken, kendisi Şeyhayn’in onunla ihticac etmediğini, Müslimin başkası ile karinelendirdiğini söylemiştir.459 Zehebî, Yahya ve Ahmed’in onu ^ءS) olarak nitelendirdiklerini Naklederken kendisi BZ اd4: demiştir.460 Zehebî onun üzerinde ihtilaf edildiğini belirterek hakkında söylenenleri ; zayıf oluşundan , Rafızi oluşuna kadar nakletmiştir.461 Başkasının tevakkuf ettiğirivâyette 457 458 459 460 461 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 445; Zehebî, Nubelâ, XI, 459-460. Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, I, 315, Müslim, el-Kunâ, I, 214; Buhârî, Târîh, VI, 275. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 141. Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 140. Zehebî, Mîzân, V, 156-157. 136 onun ref’ etmesinden de bahsedildiğini görmekteyiz.462 Benzer yorumlara Mizzî de geniş yer vermiştir. 463 Ulaşabildiğimiz kaynaklar çerçevesinde râvîmizin rivâyetlerine çok ihtiyatlı bakmak gerektiği anlaşılıyor. 18. Alkame b. Kays(Kûfeli, v.62): Alkame b. Kays b. Abdillah b. Malik b. Alkame. El-Esved b. Yezid’in amcası. 464 İbrahim en-Nehâî’in dayısı olup, Rasulullah’ın hayatına erişmiş, cahiliyyeyi yaşımış, Hz. Ömer ve Osman’ı, Hz Ali, İbn Mes’ûd, ve Ebû’d- Derdâ’yı işitmiş, 465 Huzfe b. el- Yemân, Halid b. Vel’id, Sa’d b. Ebî Vakkâs, Seleme b. Yezîd el- Cu’fî, Hz. Ebû Bekr gibi sahabilerden rivâyete bulunurken ondan da, İbrahim b. Süveyd ebn Nehaî, İbrahim b. Yezid en- Nehaî, Seleme b. Kuheyl, Ebû Vâil Şakîk b. Seleme ve pek çok kimse rivâyet etmiştir.466 Yahya b. Maîn’in sika derken; Ali b elMedînî’nin Rasulullah’ın sözlerini hıfz ve anlamada ashab içerisinden Zeyd b. Sâbit, Abdullah b. Mes’ûd ve Abdullah b. Abbas’ı sayarken İbn Mes’ûd’u en iyi bilen olarak ise Alkame, nakledilmiştir. 467 el- Esved, Kaynakların Ubeyde, övgüyle ve el- bahsettiği Hâris olarak Alkame’nin saydığı fıkhı öne çıkarılmıştır. 468 Öyleki Sahabeden kimseler ona sorarlar ve görüş itselerdi. 469 Yine Abdullah b. Mes’ûd ashabı arasında kıraat ve ifta eden altı kişiden biri oalrak zikredşilmiştir.470 Hz ömer ve Ebû Bekir’den işitmediği tartışılmıştır.471 462 Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, I, 63; Zehebî, Mîzân, V,156. 463 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 434-444. 464 Ahmed, el-İlel, II, 521. 465 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 48 466 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XX,300-302; Zehebî, Nubelâ,IV, 53-54. İbn Hacer, Tehzîb,VII,244,245. Zehebî, el-Kâşif, II,34. 467 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XX,303; Zehebî, Nubelâ ,IV,55. 468 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 48; Zehebî, Nubelâ, IV, 53-556; Suyûtî, Tabakâtu’l- huffâz,I,20. 469 İbn Hacer, el-İsâbe, V, 136. 470 İbn Hibbân, es-Sikât, II,147; diğer beş kişi el-Esved , Ûbeyde, Ebû Meysera, el-Hâris b. Kays,ve Mesrûk b. el- Ecdâ’. 471 Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl, I, 233; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 240. 137 Alkame b. Kays b. Abdillah b. Malik b. Alkame’nin güvenilir biri olarak övgülerle anlatıldığını görmekteyiz. 19. Âmir b. Müdrik (? , v. ? ): İsmail b. Abdilmelik, Utbe b. Yekzân er- Râsibî, Yahya b. Eyyûb el- Biclî, ve Yuınus b. Ebî Îshak’tan rivâyet ederken, Ahmet b. İshak el- Ahvâzî, Zeyd b. Ahzem et- Tâî ondan hadis rivâyet etmişlerdir. 472 İbn Hibban Kitabu’s-Sikât’ta zikretmiş, 473 kaynaklarda rubbemâ ahtae, şeyhun, leyyinu’l-hadis, şeklinde zikredilmiştir.474 Âmir b. Müdrik konusunda çok olumsuz şeyler söylenmese de ihtiyatlı olunması gerektiğini söyleyEbîliriz. 20. Amr b. Ali (Basralı, v.249): Ebû Hafs Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz b. Fellâs475 el-Bâhilî, el-Basrî. Süfyan b. Uyeyne, Süleyman b. Davud et- Tayâlisî, Yahya b. Saîd, Veki’ b. El- Cerrâh hadis naklettiği bazı kimseler iken ondan Ebû Hâtim er- Râzî, Muhammed b. Cerîr etTaberî, Buhârî, Müslim, en- Nesâî ve meşhur hadis imamları rivâyet etmişlerdir. 476 Ebû Hâtim onu Ali b. El- Medînî’den daha sika görmüş477 Nesâî, Sika, sahibu hadis, hafız şeklinde değerlendirmiştir.478 Arştırmamızda Amr b. Ali hakkında olumsuz değerlendirmelere rastlamadığımızı belirterek durumunun iyi oldığını söyleyEbîliriz. 21. Amr b. Dînar el- Esrem (Mekkeli, v.126): Ebû Muhammed Amr b. Dinar el- Esrem el- Mekkî. Câbir b. Abdillah, Ebû, Hüreyre, İbn Ömer, İbn Abbas, İbn Zübeyr, İbn Amr b. el-Âs, Vehb b. Münebbih 472 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 73 -74. 473 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIV, 74. 474 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,328; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 501; İbn Hacer, Takrîb, I, 288. 475 Herevî,Müştebehu Esâmî’l-Muhaddisîn, I, 182. 476 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXII, 162-164. 477 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 225; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II,487. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III,980. 478 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 225 138 gibi sahabe ve onların çocuklarından rivatte bulunmuş meşhur tabii. Ondan da Şu’be, İbn Uyeyne, Eyyüb, Hammad b. Zeyd, Ebû Hanife, es- Sevrî, İbn Cüreyc, Ebû Avâne rivâyette bulunmuşlardır.479 Kendisinden sika, saduk, müftî ,imam, sikatunsika, sebt ve esbet gibi olumu lafızlarla bahsedilen Ebû Muhammed Amr b. Dînar’ın baktığımız kaynaklarda durumunun iyi olduğu anlaşılıyor. 480 Bununla birlikte İbn Hacer Hakim’in Ulum-u Hadis’inde, onun tedlisine işaret ettiğini nakletmekte; tezhibinde de buna yer verirken teşeyyiinden sözedilmediğini aktarmaktadır.481 Bu değerlendirmeleri göz önünde tutarak Amr b. Dînar’ın durumunun iyi olduğunu ve fazla cerh edilmediğini söyleyEbîliriz. 22. Amr b. el-Hâris (Mısırlı, v. 147): Ebû Ümeyye Amr b. el- Hâris b. Ya’kub, b. Abdillah el- Ensârî, el- Medenî, El- Mısrî. Ebû Yunus, Amr b. Dînâr, Saîd b. el-Hâris el-Mekkî, Abdurrahman b. elKâsım b. Muhammed b. Ebî Bekr b. es- Sıddîk, Hişâm b. Urve ve pek çoklarından hadis alırken ondan Abdullah b. Vehb, Mâlik b. Enes, Yahyâ b. Eyyûb rivâyette bulun muşlardır.482 Ebû Hâtim’in zamanın en ehfazı dediği483 Ebû Zür’a, Iclî, Nesâî, Yahya b. Maîn’in onu sika gördüğü, İbn Sa’d’ın Tabakât’ında zikrettiği ve “sikaydı inşaalah” dediği nakledilmektedir.484 Yine kaynaklarda, sika hafız, 485fakih, ehadü’leimme, salih, huccet, muttakî gibi lafızlar ile anıldığını görmekteyiz. 486 Bununla birlikte garîblerinin; 487 münkerlerinin olduğu, Katâde’den muztarîb ve hata ettiği 479 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 231; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 971; Buhârî, Târîh, VI, 328; Zehebî, el-Kâşif, II, 75; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 541; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 50; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXII, 6. 480 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 971; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 231; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26; Ahmed, Bahr, I, 319. 481 482 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 22; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 26. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI,570-573; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 184;Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 540. 483 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,86 ; 484 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 573-574. 485 İbn Hacer, Takrîb, I, 419. 486 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,III, 970; Zehebî, el-Kâşif,II,74; İbn Hibbân, es-Sikât,VII, 228-229; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 187; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 184 487 Zehebî, el-Kâşif, II, 74. 139 hadisler rivâyet ettiği de zikredilmiştir.488 23. Amr b. Murra ( Kûfeli, v.116): Ebû Abdillah Amr b. Murra el-Kûfî. Abdurrahman b. Ebî Leylâ, Ebû’l – Buhterî, Said b. El-Müseyyeb, Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mes’ûd, Abdullah b. Seleme ‘ den rivâyet ederken, el-A’meş, Şu’be ve es-Sevrî ondan rivâyette bulunanlar arasındadır.489 Amr b. Murra’nın ircâ fikrinde olduğu490 ve görüşleri inceledim, mürcieden daha hayırlı insanlar görmedim, bu sebeple bende bir mürciyim dediği nakledilmektedir. 491 Vefat ettiği tarih konusunda 110 veya 116-117 gibi farklı kayıtlar bulunan Amr’ı 492 Süleyman el- A’meş övmüş, yanındaki ilmi güvenle koruduğunu söylemiş, Ahmed b. Hanbel ise onu tezkiye etmştir. Ayrıca Yahya b. Maîn, sikadır derken, Abdurrahman b. Ebî Hâtim ise babası Ebû Hâtim’den nakille sadûk olduğunu belirtmiştir.493 24. Âsım b. Ali b. Âsım (Vasıtlı, v.221): Ebû’l –Hasen Âsım b. Ali b. Âsım et- Temîmî, el- Vasıtî. İmam İsmâil elBuhârî’nin hocasıdır.494Babası, ikrime b. Ammar,İbn Ebî Zi’b, Âsım b. Muhammed el- umrî, Şube, El- Mes’ûdî,Şerik b. Abdillah, Ebû’l – Ahves Selam b. Selîm ve o tabakadan rivâyette bulunurken; ondan da Buhârî, Ahmed b. Hanbel,İbrahim elHarbî, Ebû Hâtim er- rtazî, Ali b. Abdilaziz el- Begavî, Ömer b. Hafs es- Sudûsî, ve pek çokları hadis rivâyet etmişlerdir.495İbnu’l- Kayserani onun hakkında Ahmed b. Hanbel’in hadisi sahih galatının az olduğunu, Ebû Hâtim’in Saduk dediğini naklederken 496 İbn Maîn (ءP olarak görmüş, İbn Adiyy, Münkerlerinden 488 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXI, 573. 489 Müslim, el-Kunâ, I, 474; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,257. 490 İbn Hibbân, es-Sikât ,V, 183; Zehebî, el-Kâşif, II, 88. 491 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 185. 492 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 103. İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 107. İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VI, 315. 493 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI,257. 494 Zehebî, el-Muktenâ, I, 181. 495 Tezkiratul huffaz I, 397; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII,509,510. 496 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 397. 140 bahsetmiştir.497 Kaynaklarda hakkındaki değerlendirmelere geni yer verilen Asım b. Ali 498İbnu’- Kayserani gibi ZehEbî tarafındanda hakkındaki eleştiriler verilerek sika olarak nitelendirilmiştir.499 221 senesinde vefat etmiştir.500 25. Asım b. Behdele (Kûfe’li, v.128) : Ebû Bekir Âsım b. Behdele ibn Ebî’n-Necûd el- Esedi, el- Kûfî. Ebû Vâil Şakîk b. Seleme, Ebû Abdirrahman es- Sülemî, Ebû Sâlih, Hayseme b. Abdirrahman’dan rivâyet ederken, Süfyan es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne, Süleyman elA’meş, Ebû’l Münzir Selam b. Süleyman, Ebû’l Velîd Sellam b. Süleyman, Şube b. el–Haccac, Abdurrahman b. Abdillah el- Mes’ûdî ise ondan rivâyette bulunanlardan bazılarıdır.501 Kıraatte hüccet Ebû Bekr Asım b. Ebî’n- Necud, Kıraat-ı Seb’a’dan olup, Kıraatte reislik kendisine Kûfe’de Abdurrahman es-Sülemi’ den sonra intikal etmiştir.502Hadis rivâyetinde vehimleri ızdırap ve münkerleri olduğu, kaynaklarda yer almakla birlikte, yine la be’s, sika, salih oduğu belirtilmiştir.503 Mizzi, İbn Uleyye ‘nin Asım’ın rivâyetinden bahsederken adı Asım olanların hıfzının kötü olduğunu söylediğini nakleder.504 Ebû Bekir Âsım b. Behdele ibn Ebî’n-Necûd el- Esedî’nin rivâyetleri eleştiri almakla birlikte bu eleştiriler güvenilirliğini zedeleyecek boyutta olmamıştır. 26. Cerîr b. Abdilhamid(Kûfeli,v.187): Ebû Abdillah Cerir b. Abdilhamîd b. Cerîr b. Kard b. Hilâl ed-Dubbî erRâzî. Aslı Kûfe’li olup, Rey şehrine yerleşmiş ve orda vefât etmiştir. Hişam b. Urve, 497 Zehebî, Men Tukullime Fîh, I, 103. 498 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,I,397; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl ,V, 234; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 510. Ahmed, Bahr, I,223. 499 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz ,I,397; Zehebî, el-Kâşif, I, 520. 500 Vâsıtî, Târîhu Vâsıt, I, 146. 501 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 474-476; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,VI,340. Buhârî, Târîh, VI, 487. 502 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân , VII,252; İbn Hacer, Takrîb, I,285; Karaçam İsmâil ,Kur’an-ı Kerim’in Fâzîletleri ve Okuma Teknikleri,s.164. 503 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 476-479; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I,150; İbn Ebî Hâtim, el- Cerhu ve’t-Tâdîl , VI,340. 504 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIII, 477. 141 Süleyman eı Ameş, Yahya b. Said, Fudayl b. Kazvân talk b. Muviye hadis aldığı bazı kimselerdir. Ebû Hayseme, Kuteybe, Ebû Bekr b. Ebî şeybe, ondan rivâyet edenler arasındadır.505 Cerîr b. Abdillah hakkında olumlu değerlendirmelere rastledığımız kaynaklarda onun hakkında İbn’ul-Kayserânî onun hakkında; Hâfız, hüccet, Rey şehri muhaddisi diyerek muhaddislerin, sika, hafız oluşu ve ilminin genişliği sebEbîyle ondan hadis öğrenmek için yola koyulmuş olduklarını anlatır. 506 Sika , sahihu’l-kitâb, hadisi ile ihticac edilir gibi lafızlar onun için söylenenlerden bazıları olarak anılmaktadır.507 Ahir ömründe ihtilatı da ona yönelik tespitleden biridir.508 Ağır eleştiriler almayan Cerîr’in, güvenilir bir muhaddis olduğunu söylüyoruz. 27. Ebû Abdillah el- Hafız: 28. Ebû Abdillah Muhammed b. Ya'kub el- Hafız: 29. Ebû Ali er- Revzebârî(Nisaburlu v.403): El- Hasen b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali erRevzebârî et- Tûsî. Zehebî onun İsmail es- Saffâr, Abdullah b. Ömer b. Şevzeb, İbn Dâsse, El- Hüseyn b. el- Hasen et-Tûsî ‘den hadis işittiğini ve Ebû Davud’un sünenini anlatması için kendisine bir meclis kurulduğunu, hastalnınca taberân’a gittiğini ve orada vefat ettiğini, ondan akranı Hakim’in ve Beyhakî’nin rivâyet ettiklerini anlatmıştır.509 Et-Takyit’te de benzer şekilde ifadelerle anılan El-Hasen b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim Ebû Ali er- Revzebârî 403 senesinde vefat etmiştir.510 505 İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 116-117; Müslim, el-Kunâ, I, 492. 506 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz I,271-272. 507 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,IV,541; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, I, 460; İbn Hacer, Takrîb, I, 139; İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 381; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 122; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 267. 508 Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, s.56; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr, I, 200; İbnu’l-Keyyâl, el- Kevâkibu’n-Neyyirât, s.22; Zehebî, Mîzân, II,119. 509 Zehebî, Nubelâ, XVII, 219. 510 Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 232-233. 142 30. Ebû Bekr b. Eî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim ( Kûfeli, v. 235): Ebû Bekr Abdullah b. Muhammed b. Ebî Şeybe. Şerîk, İbn el- Mubarek, ve Hüşeym’den tasnîfâtı bulunumaktadır.Buhârî, Muslim, Ebû Davud, Ebû Ya’la ve başkalrı ondan rivâyette bulunmuşlardır. 511 Müsned ve musanneflerinin yanısıra ahkam ve tefsir ile de meşgul olduğu anlaşılmaktadır.512Sebt, saduk, sika, Salih, hafız ve mutkin gibi lafızlarla anılmıştır.513 Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman elUbsî. Ahmed b. İshak el- Hadrami, Ahmed b. Abdullah b. Yunus, Abdülmelik b. Vakıd el- Harani, Ebû’l-Ahves, Sdellam b. Selim, Süfyan b. Uyeyne, Amr b. Ubeyd, Abdullah b. el-Mübarek, Abdullah b, En Nümeyrî gibi pek çok Muhaddisten rivâyette bulunmuş, ondan da Buhârî, Müslim, Ebû Davud, İbn Mâce, İbrahim b. İshak el- Harbî, Ahmed b. Hanbel gibi muhaddisler hadis almışlardır.514 Hafız, sebt, sadûk, sika, mutkın şeklinde kendisinden bahsedilmiş olduğunu görmekteyiz.515 31. Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr el-Buhterî (Bağdatlı, v.339): Ebû Ca’fer Muhammed b. Amr el-Buhterî er-Razzâz el-bağdadî. Sû’dân b. Nasr, Abbas b. Muhammed ed-Devrî ve başkalrından rşivayet ederken, Ebû’l-Hasen b. Büşran ve başkaları da ondan nakletmiştir.516 Hatip Tarih’inde sika sebt demiştir.517 32. Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşrân (Bağdatlı,v.415): Ebû’l- Huseyn Ali b. Muhammed b. Abdillah b. Büşrân. Sika, adil, emin bir kimse olarak zikredilmiş olduğunu görmekteyiz.518 511 512 513 Zehebî, el-Kâşif, I, 592. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 432-433. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II, 432;433; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I, 132; Zehebî, el-Kâşif, I, 592; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 282. 514 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVI, 35-38; Hatîb, Tarîh, X, 66. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 432 Zehebî, el-Kâşif, I, 592. 515 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 433; Hatîb, Tarîh, X, 69-70. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 828. 516 İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 23. 517 Hatîb, Tarîh, III, 132. 143 33. Ebû Kamil Fudayl b. Hüseyn el- Cahderî ( Basralı, v.237): Ebû Kamil Fudayl b. Huseyn b. Talha el- Cahderî, el- Basrî. Hammad b. Zeyd, Hammad b. Seleme, Ebû Avâne, Fudayl b. Süleyman, Yezid b. Zerî’, Yahya el- Kattan ve diğer bazı muhaddislerden rivâyette bulunurken, ondan da Ebû Zür’a, Muhammed b. Âmir, Müslim b. el- Haccâc, Buhârî ( ta’lik ederek), Ebû Davud, Nesâî ve Abdullah b. Ahmed b. Hanbel hadis rivâyet etmişlerdir.519 İbn Hacer onun hakkında sikadır demiştir.520 34. Ebû Muâviye Muhammed b. Hâzim es- Sa’dî (Kûfeli, v. 195): Ebû Muâviye Muhammed b. Hâzim es- Sa’dî.521 Süleyman el- Ameş, Şu’be b. el- Haccâc, Hişam b. Urve ve pek çok kimseden hadis naklederken, ondan Ahmed b. Hanbel, Ebû Hayseme Züheyr b. Harb, Ali b. el- Medînî Muhammed b. Abdillah b. Numeyr, Hennad b. es-Seriy ve birçok muhaddis hadis almışlardır.522 A’meş’ten rivâyetlerinde tereddüt göstermesi, bunun da hadisleri iyi ezberlememesinden kaynaklandığı, kısaca A’meş rivâyetlerinin muzdarip olduğu nakledilmiştir.523 Ahmed b. Hanbel’e atfedilen bu değerlendirmenin yanında Yahya bi Main’in onun hakkında Ameş rivâyetinde Cerîr’den daha esbet olduğunu söylediği, onu A’meş rivâyetinde es-Sevrî ve Şu’be’den sonra A’meş ashabı içinde üçuncü sırada saydığı, yine ameş rivâyetinde veki e üstün tutuğu nakledilmiştir.524 Sika hafız. Mutkin olduğu ancak tedlis ettiği525 mürcieden olduğu526 kaynaklarda yer almıştır. Yine Ebû Davud, onun Kûfe’de mürcienin başı olduğunu söylerken, İbn 518 İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl, III, 468. 519 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 71; İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 261. Zehebî, el-Kâşif, II, 124. İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 10. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 880. 520 İbn Hacer, Takrîb, I, 447. 521 Müslim, el-Kunâ, I.759. 522 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 123-127; İbn Hacer, Tehzîb, IX, 120; 523 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 128 524 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 129; İbn Hacer, Tehzîb,IX, 120-121. 525 Halebî, et-Tebyîn li Esmâi’l-Müdellisîn, I, 178; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 109; İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn,I, 36. 526 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 236; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 128; İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 442. 144 Hibban “habis bir mürciî idi” demiş, İbn Maîn, Iclî, Nesâî ve Darekutnî onun sika olduğunu söylemişlerdir.527 Kaynaklarda biryandan onun Âmeş rivâyetlerindeki ilminin genişliği ve itksanı anılırken öte yandan bazı olümsuzlukların ve eleştirilerin birlikte yer alması eleştirilerde onun mürcieden olmasının bir payının olabişleceğini düşündürmektedir. 35. Ebû Muhammed Süleyman b. Mihran el- A’meş ( v.148): Said b. Cübeyr,Süheyl b. Ebî Sâlih , İbrahim, Zeyd b. Vehb ten hadis rivâyet etmiş; Sevrî ve Şu’be, Ebû İshak el- Hemedânî ondan hadis nakletmişlerdir.528 Onun Abdullah b. Mes’ud hadisinde çok iyi olduğu belirtilmiştir.529 A’meş’in tedlisine de yer verildiğini burada zikretmek gerekmektedir.530 O kadar ki, onu Kûfe ehlinin hadisini bozan ve Kûfe ehlini helak eden bir kimse olarak görenler olduğu nakledilmiştir.531 Ancak kaynaklar ağırlıklı olarak onu tevsik eden ve hadis ilmini muhafazadaki kudretine işaret eden muhaddislerin sözleri ile doludur. Mizzî bu sözlere geniş yer verirken, onun hakkında ifade edilen tedlîse bile değinmemiştir.532 36. Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mesûd (Kûfeli,v. 83 ): Ebû Zür’a, Ebû Ubeyde b. Abdillah b. Mesûd’un isim ve künyesinin aynı olduğu belirtmiştir. Ebû Ubeyde, babasından rivâyette bulunurken, ondan Ebû İshak es- SEbîi hadis rivâyet etmiştir. 533 İbn Ebî Hâtim babasından nakille, babası da te’lifinde Ebû Ubeyde’nin babası Abdullah b. Mesud’tan hadis, işitmediğini zikretmktedirler.534 Ebû Hâtim ve İbn Ebî Hatim ve İclî onu bir kelime ile ve sika lafzıyla tevsik ederleken İbn Hacer onun babasını işitip işitmedi konusundaki tartışmaya yer verirken babsına mülaki olmasının ve onu işitmesinin sabit olduğunu 527 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 129. 528 Müslim, el-Kunâ, I, 723; Buhârî, Târîh, IV, 37; Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum, I, 346- 347. 529 Buhârî, Târîh, IV, 37. 530 İbn Hibbân, es-Sikât, IV,302;Zehebî, er-Ruvâtu’s-Sikât, I, 105. 531 Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, I, 283, 532 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 84-90. 533 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403. 534 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561. 145 ancak ondan rivâyetinin tedlise dahil olduğunu belirtmiştir.535 İbn Hâzim de babasını idrak etmediği kanatindedir. 536 Bütün bunlar, ibn hacerin ağırlıklı görüşün Ebû Ubeyde’nin babası Abbdullah b. Mesûd’u işitmediği 537 yönündeki tespitini güçlendirmektedir. 37. Ebû’z-Zübeyr Muhammed b. Müslim el- Mekkî (Mekkeli, v.126): Ebû’z- Zübeyr Muhammed b. Müslim el- Kureşî el- Esedî el- Mekkî. Tâbiinden538 rivâyetlerinin çoğu Câbir b. Abdillah^tan olan Muhammed b. Müslim539 Saîd b. Cübeyr, Ebû’t-Tafîl Âmir b. Vâsıle, Hz Aişe, ve pek çok sahabiden rivâyetleri bulınmaktadır.540 Ondan da, Ebû Hayseme Züheyr b. Muâviye el- Cû’fî, Süfyan es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne, Seleme b. Kuheyl, Süleyman el-A’meş, Şube b. el-Haccac ve pek çok kişi rivâyette bulunmuştur. 541 Şafiî’nin desteğe muhtac gördüğü, Nesai’nin sika dediği İbn Hıbbanın Sikât’ında zikrettiği hadisi ile ihticac edilEbîleceği542 sahabeden duymaksızın rivâyetlerinin 543bulunmasına karşın ve diğer bazı eleştiriler sebEbî ile terk edilmeyi hak etmediği yorumları da yapılmıştır.544 38. Ebû’n- Nu’man Muhammed b. Fadl es-Sudûsi ( Basralı, v. 224): Ebû’n-Numan Muhammed b. Fadl es –Sudûsî, “ Ârim” ismi ile meşhur Basralı hafız muhaddis. Cerîr b. Hâzim, Hammad b. Zeyd, Hammad b. Seleme, Abdullah b. Mubarek, Vüheyb b. Halid, Muhammed b. Râşid el- Mekhulî, Ebû Avâne ve Abdülvahid b. Ziyad ‘tan rivâyet ederken, İsmail el- Buhârî, Ahmed b.Nasr en-Nisâburî ,Haccac b. el-Aşir, Muhammed b. Abdülmelik ed- Dakikî, Ahmed b. 535 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48. Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 414; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 403; İbn Hibbân, es-Sikât, V, 561. 536 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 537. 537 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 48. 538 İbn Hacer, el-Îsâr bi Ma’rifeti Ruvâti’l-Âsâr, I, 202. 539 Herevî,Müştebehu Esâmî’l-Muhaddisîn,I, 130. 540 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 402, 403. 541 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 404-406; Buhârî, Târîh, I, 221. 542 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 409 ;Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l- Merâsîl, I,287. 543 Alâî, Câmiu’t-Tahsîl,I, 269; Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl, I,287. 544 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 409. 146 Hanbel, Yakub el-Fesevî ve kalabalık bir muhaddis topluluğu ondan hadis rivâyet etmişlerdir. 545 Ömrünün son yıllarında ihtilatına ve bu döneme özgü münker rivâyetlerine dikkat çekilmiş, bu nedenle son rivâyetlerine ve ondan son döneminde rivâyette bulunanlara karşı ihtiyatlı olunması gerekliliği kaynaklarda belirtilmiştir.546 Bununla birlikte ihtilatı öncesi ondan meşhur muhaddislerin; İsmail el Buhârî, Ahmed b. Hanbel, iki Hammadın da rivâyet etmiş olmaları ve ihtilatı dışında sika olarak tevsik edilmesi, ihtilatı dolayısı ile tamamen rivâyetinin terk edilmesinin israf olacağı da kaydedilmiştir. 547 Önemli muhaddislerin, Buhârî, Müslim, Nesâî, İbn Mâce gibi müelliflerin telifatına ondan aldıkları rivâyetleri ihtilatından öce olmalıdır.548 Özetle kaynaklarda onun durumunun net bir şekilde ortaya konulduğu ve son yıllarındakşi ihtilatından muhaddislerin haberdar oldukları ve buna göre sika bir râvîden rivâyet etikleri ortaya çıkmaktadır. 39. Ebû'l – Hassen Muhammed b. el –Hüseyn b. Davud el – Ulvî: 40. Ebû'l –Abbas Muhammed b. Ahmed b. Bdilkerim el –Ba'dadi: Hakkında bilgi edinemedik 41. Ebû'l Abbas b. Muhammed b. Ahmed b. Abdilkerim el –Bezzar: Hakkında bilgi edinemedik 42. Ebûl- Velid Hişam b. Abdilmelik et- Teyalisi (Basralı, v.227): Hakkında bilgi edinemedik 43. Ebû'r- REbî' ez- Zehranî Süleyman b. Davud (Basralı, v. 234): Hakkında bilgi edinemedik Ebû’r- Rebî’ ez- Zehrânî Süleyman b. Davud el-Itkî, el Basrî, El Bağdâdî. İsmail b. Ca’fer, Cerîr b. Hâzim, Hammad b. Zeyd, Selam b. Selim et- Tâvil, Şerîk b. 545 Zehebî, Nubelâ, X, 265-266; Buhârî, Târîh, I, 208; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî , II, 674-675. 546 İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I,74; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn; III, 91; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 58; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr,IV, 121; Alâî, Kitabu’lMuhtelitîn, I, 116-117.; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 675; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 58 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 410; Zehebî, Nubelâ, X, 266. 547 548 Alâî, Kitabu’l-Muhtelitîn, I, 116-117. İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 74. 147 Abdillah en Nehaî, Muhammed b.Saîd el-Ûbdî gibi muhaddislerden rivâyet ederken, Buhârî, Müslim, Ebû Davud, Ali b. el –Medînî, Ahmed b. Hanbel ondan rivâyet edenler arasındadır. 549 Zehebî onun hakkında sikadır derken 550 Ebû Hâtim esSikâtında onu zikretmiştir.551Sika ve saduk olarak nitelendirilmiştir.552 44. Ebû't – Tufeyl Âmir b. Vâsıle ( Kûfeli,v. 110): Ebû’t- Tufeyl Âmir b. Vâsıle el- Kenânî, el- Leysî. Rasûlullah (s.a.v.)’ i görmüş ve ondan hadis ezberlemiştir. Ayrıca sahabeden Hz. Ebû Bekr, Ömer ve Ali ile , Muaz, Huzeyfe, ibn Mesûd, İbn Abbâs ve başkalrından rivâyette bulunurken ondan da Ez-Zührî, Ebû Zübeyr, Katade ve diğerleri rivâyette bulunmuşlardır.Sahabeden en son vefat eden olduğu da zikredilmektedir. Ayrıca hayatı ve vefatı ile ilgili farklı tesbitler zikredilmiştir. 553 İbn Ebî Hayseme onu Sahabe şairlerden saymıştır. Faziletli, akıllı, hazırcevap ve fasih konuşurdu. Hz. Ali şiâsındandı. Kûfe’ye yerleştiği ve orada vefat ettiği nakledilmiştir.554 45. El- Esved b. Yezîd(Kûfeli,v.75): Ebû Amr el- Esved b. Yezîd b. Kays en- Nehaî el- Kûfî. Muhadram ,tabii, fakih, 555 Hz. Ebû Bekr ve Ömer’i görmüş, Ali b. Ebî Talip, İbn Mesûd, Muaz b. Cebel, Ebû Musa, ve Hz. Âişe’den rivâyet ederken Abdurrahman b. el-Esved, Abdurrahman b. Yezid, İbrahim en-Nehaî ve başkaları rivâyette buluınmuştur. 556 Iclî onun sika olduğunu zikrettikten sonra Hz. Âişe’nin ona saygısını ve Abdullah b. Mesûd’un kıraat ve ifta meclisini Alkame, el- Esved, Ubeyde , Ebû Meysera, el- Haris b. Kays, ve Mesrûk b. el- Ecda’ olmak üzere altı kişi olarak nakleder.557 Ayrıca kaynaklarda 549 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XI, 423-424, İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278. 550 İbn Hacer, Takrîb ,I 251. 551 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,278. 552 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XI, 424. 553 İbn Hacer, el-İsâbe, VII, 230; İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1696; İbn Hayyât, et-Tabakât, I , 279. 554 İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1696. 555 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ,I,132; Zehebî, Nubelâ,IV,50. 556 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ,I,132-133; Zehebî, Nubelâ,IV,50. 557 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 229-230. 148 sireti övülmüş, oruç ve namaz kılışının çokluğu, hacca çok gittiği ve ahlaki meziyetleri yer alırken olumsuz değerlendirmelere rastlamamaktayız.558 46. El- Fadl b. Dukeyn (Kûfeli, v.219): Ebû Nuaym El fadl b. Dukeyn. el- Ameş, es- Sevrî ve Şu’be’den hadis işitmiş, Yahya b. Maîn, Buhârî, Darimî, ondan rivâyette bulunmuş olanlar arasındadır.559 İbbn el- Kayserânî onun için hafız sebt derken, onun hakkında Ahmed b. Hanbel’in , Veki’’den daha az hatalı, hadis hocalarını, neseblerini ve ricali ondan iyi bildiğini, Veki’’in ise ondan daha fakih olduğunu; Yahya b. Main’in zamanının hayatta olanları arasında ondan ve Affan’dan daha iyi kimse görmediğini; Ebû Nuaym ın onun ıtkanındakî mevkiini; Ebû Hâtim ve Ebû Nuaym’ın onun hafız ve mutkın olduğunu söylediklerini nakletmektedir.560 47. El- Fadl b. Hubâb el- Cumhî (Basralı, v.305): Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb Amr b. Muhammed b. Şuayb b. Sahr b. Abdirrahman el- Cumhî. Müslim b. İbrahim, Süleyman b. harb, Müsedded b. Müserhed, Ebû’l- Velîd et- Tayâlisî hadis işittiği bazı kimselerdir. Ondan da Taberânî, Îsmailî, İbn Adiyy ve pek çokları hadis almışlardır.561 İbnul Kayserânî sadık, müksir Basra’lı sika muhaddis değerlendirmesinde bulunmuştur562 Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb el- Cumhî, Şuays b. Muhriz’i idrak etmiştir.563 48. El- Hasen b. Ârefe ( Bağdatlı, v. 258): Eû Ali el- Hasen b. Ârefe, b. Yezid el- Ubdî, el- Bağdâdî. Mubârek b Saîd, Süfyan es- Sevrî, Hüşeym b. Beşir, İsmail b. Ayaş, İbrahim b. Ebî Yahya, Half b. Halîfe, Abdullah b. Mubarek, Hafs b.Gıyas, Ebû Muaviye ve bunların tabakasından 558 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 100; İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 31; Zehebî, Nubelâ, IV, 51; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, I, 133. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 50. 559 Müslim, el-Kunâ, I, 846; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 372. Mizzî, Tehzîbu’l- Kemâl,XXXIV, 352. 560 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 373. 561 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II,670-671; Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I,423; İbn Abdilganî, Tekmiletü’l-İkmâl,II, 64. 562 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II,670-671. 563 Zehebî, Mîzân, III, 348. 149 rivâyet ederken, Tirmizî, İbn Mâce, Ebû Ya’lâ, Abdurrahman b. Ebî hatim ondan rivâyette bulunmuşlardır.564 İbn Urfe imam, saduk, sika, la be’s, leyse bihi be’s ve benzer lafızlarla kaynaklarda zikredilmiştir. 565 251 den258 senesine kadar vevat tarihleri verilen İbn Ârefe 566 hakkında kaynaklarda olumsusuz değerlendirmelere rastlamamaktayız. 49. EL- Hasen b. Er- REbî’ Ebû Ali ( Kûfeli, v.220): Ebû Ali el- Biclî Hasan b. Er- REbî’ el- Bevrâni. Abdullah b. İyad, Abdü’lCebbar b. el- Verd, Hammad b. Zeyd, Ebû’l- Ahves Selam b. Selim, Mehdî b. Meymun, Ebû Îshak Hâzim el- Humeysî, Ebû Avâne gibi râvîlerden rivâyet ederken, ondan da, Şeyhayn, Ebû Davud, Ebû Zür’a, Ali b. Abdülaziz ve Irak ehli ondan hadis almışlardır. 567 Sika, salih, hafız, müteabbid gibi lafızlarla tevsik ve övgü ile kaynaklarda anılmaktadır.568 Bununla birlikte tehzibüt tehzib sahibi, İbn Şahin’in es –Sikat’ından, Osman b. Ebî Şeybe’nin el- Hasen b. er- Rebî’ in saduk fakat hüccet olmadığını söylediğini nakletmektedir.569 50. El- Heysem b. Cehm (Basralı,v.?): El- Heysem b.Cehm b. Hassân b. el- Münzir el-Müezzin. Asım b. Behdele’den rivâyet ederken ondan da Müslim b. İbrahim, Ebû Huzeyfe Musa b. Mesûd ve oğlu Osman b. el- Heysem rivâyet edenler arasındadsır.570 564 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,31; Zehebî, Nubelâ, XI,547-548; Hatîb, Tarîh,VII,394. 565 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 31; Zehebî, Nubelâ,XI,547-549; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 179. Hatîb, Tarîh, VII, 395. 566 Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum, II, 567, Hatîb, Tarîh ,VII,395; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII,179. Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, I, 327. 567 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 458-458; İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 172; Zehebî, el- Kâşif,I, 323; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 157-158; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 13; Zehebî, Nubelâ,X, 399; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 203. İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. Hatîb, Tarîh, VII, 307. 568 Zehebî, Nubelâ, X, 400; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 458; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I,293. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 204; İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. İbn Hacer, Takrîb, I, 161. Hatîb, Tarîh, VII, 307. 569 İbn Hacer, Tehzîb, II, 242. 570 Buhârî, Târîh, VIII, 215; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 83; İbn Hibbân, es-Sikât ,IX, 235. 150 Hadisinde bir nahoşluk olmadığı nakledilen571 el- Heysem b. Cehm hakkında fazla bilgi elde edemedik. 51. El-Kâsım b. Avf (Kûfeli, v.?): El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî elKûfî. Zeyd b.Erkam, Abdullah b. Ebî evfâ, Abdurrahman b. Ebî Leyl ve dİğer bazı muhaddislerden rivâyet ederken ondan Katade, el-Âvâm b. Havşeb ve bazıları hadis nakletmişklrdir.572 Muzdaribu’l-Hadis, olduğu Ebû Hâtim’e dayandırılarak nakledilmiş, 573 Ebû Zer’den irsal ettiği kaydedilmiş, 574 yine onu için “muhtelefun fîh” denilmiştir.575 Bununla birlikte Mizzî ve İbn Hacer benzer görüşleri aktarırlar ve İbn Hibban’ın onu Kitab es- Sikât’ında zikrettiği ve hadisi yazılan birisi olduğu yönündeki görüşlere de yer verirler.576 El-Kâsım b. Avf eş-Şeybânî daîfu’l-hadîs 577 görülmüş birsi olarak, ihticac edilmeyen fakat rivâyeti yazılabilecek biri olarak değerlendirilEbîlir. 52. Fıtr b. Hammad ( Basralı, v. ?): Fıtr b. Hammad b. Vâkid el Basrî. Mehdî b. Meymûn , Selem b. Kuheyl, Mâlik b. Enes ve Hammad b. Zeyd ve başkalarından rivâyet ederken, Ebû Zür’a, Abdullah b. Ahmed rivâyet etmişlerdir 578 Ebû Zür’a ona sika derken Ebû Davud çok fazla teğayyur ettiğini söylemiştir. 579 Yine Ebû Hâtim onun hakkında, leyse bi’l-kavî, derken İbn 571 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 83. 572 Tarihi kEbîr,VII, 166; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIII,400; 573 Zehebî, Men Tukullime Fîh ,I,152; İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, III,15; Zehebî, Mîzân, V,457; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520. 574 Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl,I,260. 575 Zehebî, el-Kâşif, II, 129; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II,520; Zehebî, Mîzân, V,456. 576 İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 293; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIII, 400. 577 İbn Hacer’in Nesâî’den nakille İbn Avf hakkında, ondan tahrîc ettiği '4)4 ا )م واhadisinin ardında belirttiği görüşü.bkz. İbn Hacer, Tehzîb, VIII, 293. 578 İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa, I, 334 ; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 90. Ebû’l-Mehâsin el-Huseynî, el-İkmâl, 579 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VII, 90; Ebû’l-Mehâsin el-Huseynî, el-İkmâl, I, 342. İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, IV , 454,; İbnu’l-Keyyâl, el-Kevâkibu’n-Neyyirât, I, 71. Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, I, 64. 151 Halfûn’un Ebû Hâtim ve Ebû Zür’anın sözlerini zikrettikten sonra kendisinin onu sika gördüğüne es-Sikât’ında yer verdiği nakledilmektedir. 580 Yine İbn Halfun’un çalışmamızdaki rivâyettede yer alan Fıtr b. Hammad’ın Seleme b. Kuheylden rivâyetinin ona ait olmadığını, ve onu idrak etmediğini naklettiğini öğrenmekteyiz.581 53. Habîb b. Hassan (Kûfeli, v. ?): Habîb b. Ebî’l –Eşras veya Habîb b. Hassan isimleri ile bilinmektedir. Said b. Cübeyr ve başkalarından rivâyet ederken, ondan Süfyan es- Sevrî, el- Fadl b. Musa, El- Kasım b. El- Hakem, Mervan b. Muâviye, İsmâil b. Ca’fer rivâyette bulunmuşlardır.582 Kaynaklarda sika olmadığı, münkeru’l-hadîs, metruku’l-hadîs, metrûk gibi lafızlarla nitelendirildiğini görmekteyiz. 583 Yahya b. Main’in onun hakkında bir yerde hadisinde bir şey yok; başka bir yerde ise sika değil dediği nakledilmektedir.584 54. Haccâc b. Minhâl (Basralı, v. 217): Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl el-Enmâtî es-Sülemî el-Basrî.Cerîr b. Hâzim, Hammâd b. Zeyd, Hammâd b. SelemeSüfyân b. Uyeyne, Şu’be b. elHaccâc, Abdullah b. En- Nümeyrî gibi bizim çalışmamıza konu rivâyetlerde adı heçen hadis râvîlerinden naklederken, Buhârî Abdullah b. el-Heysem el-Ûbdî, Oğlu Abdurrahman ve Abdullah ondan rivâyet edenler arasındadır.585 Basralı sika, sâlih, simsarlıkla meşgul Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl’ı586 Ebû Hâtim es- Sikât’ında zikretmiştir. 587 Mizzî ve Zehebî Tehzib’lerinde İbn Ebî 580 İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa,I,334. 581 İbn Hacer, Ta’cîlu’l-Menfaa,I,334. 582 Zehebî, Mîzân, II, 192. 583 Buhârî, Târîh,II, 313; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III; Buhârî, et-Târîhu’s-Sağîr, II, 95; Nesâî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, I, 34; Zehebî, Mîzân, II, 192; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, II, 167; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Buhârî, ed-Duafâu’s-Sağîr, I,30; Ukaylî, ed-Duafâu’lKebîr, I, 261; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, I, 146. 584 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 98; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, II, 403; Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr, I, 261. 585 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,V, 457-458. İbn Hacer, Tehzîb, II, 182. 586 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 286. 587 İbn Hibbân, es-Sikât,VII,202. 152 Hatim kitabında hadis imamlarının onu övücü ve tezkiye eden sözlerini aktarırlarken yine Zehebî Takrîb’inde sika, fâzıl olarak anmıştır.588 Ebû Muhammed Haccâc b. Minhâl el-Enmâtî es-Sülemî el-Basrî Basra’da 217 senesinde vefat etmiştir.589 55. Hafs b. Gıyas. b. Talk(Kûfeli,v.196): Ebû Ömer Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye en- Nehaî. Kûfe ve Bağdad kadılığı yapmıştır.590 Yahya b. Said el-Ensârî, el-A’meş, es-Sevrî , Cafer es- Sadık gibilrinden rivâyet etmitir.Ondan hadis alanların bazısı, Ömer b. Hafs b. Gıyas, ElHasen b. Ârefe, İbn Main, Ebû Nuaym, Ebû Hayseme, akranı Yahya el-Kattan gibi alimlerdir.591 Iclî sika, me’mun derken Yahya b Said, A’meş ahabının en güveniliriolarak nitelendirmiş 592 kaynaklarda sika memun, sikatun sebt, fakih gibi lafızlar ile anklatılan Ebû ömer Hafs b. Gıyas b. Talk’ın ,593 son zamanlarında unutkanlığa düçar olduğu zikredilmiştir.594 56. Hafs b. Ömer. b. el- Haris en-Nemerî (Basralı,v.225): Ebû Ömer Hafs b. Ömer b. el Haris B. Sahbera el- Ezdî, el- Havdî en- Nemerî . Hammad b. Zeyd, Selam et-Tavîl, Şu’be b. el- Haccâc, hadis aldığı bazı kimselerdir. Ondan rivâyet edenlerden bazıları ise, Buhârî, Ebû Davud, Ebû Halife, el- kiccî Ebû Hâtimer razi, dir.595 588 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,V, 459; . İbn Hacer, Tehzîb, II, 182; İbn Hacer, Takrîb, I, 153; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 167. 589 Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum.II, 482. 590 Buhârî, Târîh, II, 370. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 172; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 201. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 181. Hatîb, Tarîh, VIII, 188-189. 591 İbn Hacer, Tehzîb, II, 358: Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 56-59. 592 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 130. 593 İbn Hacer, Tehzîb, II, 358; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 59-60; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 511. 594 İbn Hacer, Tehzîb, II, 358. 595 İbn Hacer, Takrîb, I, 172; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 27-28. 153 Sika sebt, saduk mutkın, sebt mutkin,sebt huccet,saduk sika, saduk salih lafızları ile kaynaklarda zikrini görmekteyiz. 596 Ulaşabildiğimiz bu kaynaklarda hakkında olumsuz bir değerlendirmye rastlamadığımız Ebû Ömer Hafs b. Ömer b. elHaris Basra’lıların onun adaleti üzere buluştuğu saduk fasih bir Arabî 597 şahsiyet olarsak karşımıza çıkmaktadır. 57. Halife b. Muhammed el- Mevsıli. Hakkında bilgi edinemedik 58. Hammad b. Ebî Süleyman,(Kûfeli,v. 132): Ebû İsmail b. İsmail Hammad b. Ebî Süleyman el Kûfî, İmam Ebû Hanife’nin hocası.598 Enes b. Malik, el-Hasen el-Basrî, Ebû Vail, Zeyd b. Vehb, Said b el-Müseyyeb, Said b Cübeyr, İbrahim en –Nehaî’den rivâyet ederken Hammad b. Seleme, Süleyman el, Ameş (akranıdır) , Süfyan es Sevrî , Şube b. el- Haccâc, Ebû Hanife en-Nu’man b.Sâbit ondan rivâyette bulunanalar arasındadır.599 Hakkındaki değerlendirmelerde saika saduk ve fakih olduğuna yer verilirken fıkhı övülmüş 600 rivâyetteki durumuna tehzib(ul kemal) sahibi geniş yer vermiş 601 mürcieden olduğu kaynaklarda yer almıştır. 602 İcli onun bu durumununirca konularında konuşmak ve yorumyapmaktan ibaret olduğunu, yoksa bu konuda sahibi kelam yada müdafi olmadığını nakletmektedir. 603 Bakabildiğimiz kaynaklarda hakkında çok olumsuz değerlendirmelere rastlammamamktayız. Bununla birlikte zehEbî, İbn main in ve başkalaranın ona 596 Zehebî, Nubelâ, X, 355-356; İbn Hacer, Takrîb, I, 172; Zehebî, el-Kâşif, I, 341 ; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh ,II, 509. 597 Zehebî, Nubelâ, , X, 355-356; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 29. 598 Müslim, el-Kunâ, I, 50; Zehebî, el-Muktenâ,I, 76. 599 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III,146-147; Zehebî, Nubelâ, V, 231; Suyûtî, Tabakâtu’l- huffâz, I,55; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 269-271; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 159. 600 Zehebî, Nubelâ ,V, 233-234; Ebû Hafs, Târîhu Esmâi’s-Sikât, I,66; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII,203; İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 30; İbn Hacer, Takrîb, I, 178; Zehebî, el-Kâşif, I,,349; Ebû Muhammed el-Ensârî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn bi İsbehân, I, 326. 601 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,VII,269-279. 602 İbn Hibbân, es-Sikât, IV,160; İbn Hacer, Takrîb, I,178. 603 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât , 321. 154 sika derken ibn Sa’d ın zayıf, Ebû Hâtim’in la yuhtec bih dediğini kaydetmiştir.604 59. Hammad b. Zeyd Ebû İsmail ( Basralı, v. 179): Ebû İsmail Hammad b. Zeyd b. Dirhem, el- Ezdi, el-Cahdemi, el- Basrî. İmam, Hafız, Irak’ın üstadı, Hammad b. Zeyd, Sabit, Eyyüb es- Sehtiyani, Abdülaziz b. Suhayb, Yunus b. Ubeyd, Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes, Seleme b. Alkame gibi prk çoklarından rivâyet etmiş, ondan da, Yezid b. Harun, Affan b. Müslim, Süleyman b. Harb, Müsedded, Arim b. el- Fadl, Ebû’r- REbî’ ez- Zührânî, Ubeydullah b. Ömer el- Kavârîrî, Kuteybe b. Said, İbn el-Mübarek, Veki’, İbn Uyeyne gibi muhaddisler rivâyette bulunmuşlardır. ezberlerdi. 606 605 Bütün hadislerini Sika, sebt, hücceti, kesiru’l- hadis, mutkin hibi lafızlarla ondan bahsidilmiş ve hıfzı övülmüştür. 607 İki Hammad’dan biri olan Hammad b. Zeyd Hakkıda olumaus değerlendirmelere rastlamadığımız çalışmamızda onun Yahya b.Said rivâyetlerindeki ihtilatı nedeniyle onadan rivâyetlerde cüz taşıdığını ve bu cüzden rivâyet ettiği anlaşılıyor.608 60. Hennad b. es- Seriy ( Kûfeli,v.243): Ebû’s-Seriy Hannad b. es- Seriyy b. Mus’ab ed- Dârimî, et- Temîmî, elKûfî. İsmail b. Ayaş, Hâtim b.İsmail el- Medenî, Hüseyin b. Ali el- Cu’fi, Hafs b. Gıyas, Süfyan b. Uyeyne, Ebûl Ahves Selam b. Selim, Abdullah.b. el Mübarek, Veki b.el Cerrah, Yahya b. Maîn, Ya’la b. Ubeyd et- Tenâfüsi’den rivâyet ederken ondan da Buhârî, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a, Ahmed b. Mansur er- Ramâdî rivâyette bulunanlar arasındadır.609 Kaynaklarda ilminin ve siretinin övüldüğünü, ibadetinin çoğluğundan 604 Zehebî, Men Tukullime Fîh, I,71. 605 Hatîb, Tâlî Telhîsu’l-Müteşâbih, II, 363; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III,364; Rabeî, Mevlidu’l- Ulemâ ve Vefeyâtuhum, I, 405; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 137; Suyûtî, Tabakâtu’lhuffâz, I, 103; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 299; Zehebî, el-Kâşif, I, 349. 606 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, VII, 239. 607 İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 286; İbn Hacer, Tehzîb, III, 9-10; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t- Tâdîl, III,138; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 299. 608 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 138. 609 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXX, 311-312; ricalü muslim, II, 328; essikat, IX,246; Zehebî, Nubelâ, XI, 465-466. tehzibuttehzib, XI, 62. 155 ona Kûfenin rahibi denildiğini610 kendisi hakkında sika, sadûk şeklinde ehli hadisin değerlendirmede bulunduğnu, olumsuz bir söz sarfetmediklerinin görmekteyiz.611 61. Hişam b. Abdilmelik et- Tayâlisî (Basralı, v.227): Ebûl- Velîd Hişam b. Abdilmelik et-Teyalisi,el- Basrî.İkrime b. Ammar, Ömer b. Ebî Zâide, Şube, Hişam ed- Destuvâî, Yezid b. İbrahim, Hemmam b. Yahya, Süleyman b. el- Muğîre ve kalabalık bir muhaddis topluluğundan rivâyet ederken ondan da, Buhârî, Ebû Davud, Muhammed b. Beşşar, Muhammed b. el- Müsenna, Ahmed b. Sinan el-Vasıti, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a, Ahmed b. Hanbel hadis rivâyet etmişlerdir. 612 Ebû Hâtim onun için insanların akıllılarındandı 613 derken İbn Ebî Hatim, ZehEbî onun hakkında söylnenleri sika, sebt , hafız, Hüccet, emiru’lmuhaddisin gibi lafızlarla nakletmişlerdir.614 Ahmed b. Hanbel ise mutkin olduğunu söylemiş ve Ebû’l- Velîd günümüz şeyhulislamıdır ve muhaddislerden ondan önde geleni yoktur demiştir.615 62. Hüseyin b. Muhammed el-Mervezî ( Bağdatlı, v. 213): Ebû Ahmed Hüseyin b. Muhammedel Mervezi. Bağdata yerleşmiş, Cerîr b. Hâzim, İsrail, İbn Ebî Zi’b, Şeyban, Ebû Ğassan Muhammed b. Mutrif ten hadis almış ve ondan da Ahmed, Yahya, Ebû Hayseme, Abbas ed- Dûrî, İbrahim el- Harbî hadis nakletmişlerdir. İbn Sa’d onu “sika” görürken Nesaî La be’s olarak nitelendirmiştir.616 63. Hüşeym b. Beşîr b. el Kâsım b. Dînar (Vâsıt’lı, v. 183): 610 Zehebî, el-Kâşif, II, 339. 611 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXX, 312; İbn Hacer, Takrîb, I, 574; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l- Huffâz, II, 507; Zehebî, Nubelâ, XI, 467; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 62. 612 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IX, 65; Buhârî, Târîh, VIII, 195; Zehebî, Nubelâ , X, 342; Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, III,79. 613 Es –sikat, VII, 571. 614 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX; 65; Zehebî, Nubelâ, X,341-344. 615 Ahmed, Bahr, I, 439. 616 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 406. 156 Ebâ Muâviye b. Ebî Hâzim Hüşeym b. Beşîr b. el- Kâsım b. Dinar. Tebeu’ttabiinden Vasıt’lı, soradan bağdata yerleşmiştir.617 Amr b.Dinar, ez-Zührî, Yunus b. Ubeyd, Eyyub es Sehtiyani, Humeyd et- Tavîl, Ali b. Zeyd, Cabir b. zeyd, Cabir elCu’fi hadis aldığı kimselerden bazılarıdır. Ondan da, Şu’be ibn el- Mubarek, Cerir b. Abdülhamid, Ebû nuaym, Amr b. Avn, Anmed b. Hanbel, Ali b.Medini, Yahya b mein, Yahya b Said el kattan, Abdurrahman el- mehdi ve Veki’ ondan rivâyette bulunanlardandır. 618 Hakkında sika sebt, hafız ve benzer lafızlarla bahsedeilen hüşeym b. Beşir’in kaynklarda, tedlisine yer vrildiğini, tedlisi dolayısı ile hadisinin terkedilmediğini, tedlisinin boyutlarının tartışıldığını ve ayıklanmaya çalışıldığını görmekteyiz. Ebû Zekeriya tezhibinde ibn Sa’ dın onun hakkında, sika ve sebt olduğunu ancak çoktedlis yaptığını, hadisnde, ahberan şeklindeki rivâyetlerinde hüccet olduğunu nakletmektedir. 619 bnun dışındakilerde hüccet olmadığını söylediğini Hatipel Badadi, onun tedliste bulunmadığında sika olduğunu naklederken 620 , Ebû Abdillah Muhammed ez-Zehebî’de, hafız ve sika olduğunu ancak tedlisi olduğunu, sahihlere rivâyetlerinin alındığını ancak Hüşeym’in, Zühriden rivâyetinde zayıf olduğunda n bu rivâyetlerini almadıklarını söylemektedir. 621 Hammad b Zeyd ve Ebû Hâtim onun şerefini, salh, dıdk ve emanetini överken mizanda tedlisi hakkında diğer görüşlere yer verilmiştir.622 Anlayabildiğimiz kadarıyla Hüşeymin hadisi tamamıyla terk edilmezken ondan hadis alanlar tedlisinden teyakkun ile hadis almışlardır. 64. İbrahim b. Yezîd en -Nehaî ( Kûfeli. v. 96): Ebû İmrân İbrahim b. Yezid en Nehaî.Esved b. Yezid, Hayseme b. Abdirrahmân, Abdurrahman b. Bişr b. Mes’ûd el- Ezrak alkame b. Kays en- Nehaî, Ebû Ubeyde b. Abdillah. B. Mes’ûd tan rivâyette bulunurken, ondan Hammad b Ebî 617 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII,179; Hatîb, Tarîh, XIV, 85. 618 Hatîb, Tarîh, XIV, 85; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IX, 115; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,VII, 419; Zehebî, Mîzân,VII, 90; Ahmed, Bahr, I, 441. 619 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 437. 620 Hatîb, Tarîh, XIV, 85, 621 Zehebî, er-Ruvâtu’s-Sikât, I, 179. 622 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VII, 90-91. 157 Süleymân, Süleyman el- A’meş, ve çok kimse ondan rivâyette bulunmuştur.623 Hz Âişe ile görüşmüş 624 ancak hadis işittiği sabit olmamıştır. 625 ZehEbî fakih, sikadır ancak çok irslade bulıunuyorderken Sahabeden rivâyetlerinin mürseller olduğu, onun mürsellerini ibn Maîn in Şa’bî ve el -A’meş in mürsellerinden daha iyi bulduğu nakledilmektedir.626 65. İsmail b. Muhammed es- Saffâr (Bağdatlı,v. 341): Ebû Al İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih b. Abdirrahman es- Saffâr enNehavî. Hasan b. Ûrfe el- Ûbdî, Zekeriya b. Yahyâ el- Mervezî, Sû’dân b. Nasr elMahremî rivâyet aldığı bazı kimseler iken, Ebû’l-Huseyn b. Büşrân, Darekutnî, elHuseyn b. el- Hasen ondan hadis nakledenler arasındadır.627 Zehebî, onun için Bağdatlı muhaddis, Sikâdır demiştir.628 Hatîb el- Bağdadî onun sikaolduğunu ve 341 senesinde vevât ettiğini anlatmıştır.629 66. Mâlik b. El-Hâris es- Sülemî (Kûfeli, 94): Malik b. El-Hâris es- Sülemî . İbn Abbas, Abdurrahman b. Yezid, babası el Hâris es –Sülemî, Ebû Vâil Şakik b. Seleme, Abdullah b. Rebîa, Alkame b. Kays, Ammar b. Yâsir, Ebû Saîd el-Hudrî den rivâyet ede3rken, ondan da, İbrahim en Nehaî, Süleyman el A’meş riveyette bulunmuşlardır. 630 tabiinden haricilerin önde gelenlerinden sayılan Malik b. el-Haris 631 yahayab. Maîn sika derken ib hıbban essikatta zikretmiştir. 632 ayrıca İbn Hacer ,zehEbî ve ibna sa’d sikaolarak zikretmişlerdir.633 67. Mehârik b. Selîm (Kûfeli,v.?): 623 Müslim, el-Kunâ, I,595. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,II, 233-.236. 624 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,II,237. 625 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,II,235; tehzibuttehzib,I, 155 626 İbn Hacer, Tehzîb,I, 155. 627 Hatîb, Tarîh,VI, 302. 628 Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn, I, 111. 629 Hatîb, Tarîh,VI, 302. 630 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII,129-130; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 207. 631 Zehebî, Mîzân, VII,4. 632 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 207. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII,130. 633 İbn Hacer, Takrîb,I,516; Zehebî, el-Kâşif, II,234; İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, Vı,294. 158 Ebû Kâbûs Mehârik b. Selîm eş- Şeybânî. Sahabiliğinde ihtilaf edilmiş, ibn Hibban onu sika tabiînler arasında zikrederken, kanatindedir. 635 634 Zehebî sahabi olduğu Nesâî’nin zikrine göre, Rasulullah’tan, Ali b. Ebî Tâlib, Abdullah b. Mesûd, Ammar b. Yasirden rivâyet ederken, çocukları, Abdullah b. Mehârık ve kâbûs b. Mehârık nakletmişlerdir.636 Kûfelilerden addedilen Mehârik b. Selim,637 sahabeden veya tabiinden sika birisi olarak kaynaklarda yer almıştır.638 68. Muaviye: Kim olduğunu tesbit edemedik. 69. Muhammed b. Abdillah b. Numeyr ( Kûfeli, v.234): Ebû Abdirrahman Muhammed b. Abdillah b. Numeyr el- Hemedanî, el- Kûfî. Kûfe’nin bu üçüncü kuşak mütehassıs muhaddisi, Babası, Ebû Muaviye, İbn Aliyye, Abdüsselam b. Harb, Ebû Bekr b. Ayaş,Bekir b. Yunus b. Bukeyr, Hafs b. Ğıyas Abdullah b. İdris, Veki’, Muhammed b. Fudayl gibi pek çok muhaddisten hadis nakletmiş, ondan da, Buhârî, Müslim, Ebû Davud, İbn Mâce, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a, Yakub el-Fesevî ve diğerleri rivâyette bulunmuşlardır.639 Sika, Irak’ın incisi, hafız sebt , hüccet, Irak’ın rayhan çiçeği gibi lafızlar ile tavsif ve tevsîk edilen Muhammed b. Abdillah b. Numeyrin ilim, anlayış ve sünnete bağlı anlayışın a mütemadiyen vurgu yapılduğını gördüğümüz kaynaklarda olumsuz bi yönüne rastlamdık. 640 634 İbn Hacer, Takrîb, I, 523. 635 Zehebî, el-Kâşif, II, 247. 636 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVII, 315; İbn Hacer, Tehzîb, X, 61. 637 Buhârî, Târîh, VII, 430. 638 Müslim, el-Kunâ, I, 700; Zehebî, el-Muktenâ,II, 20; İbn Hibbân, es-Sikât,V, 444. İbn Hacer, Takrîb, I, 523. 639 Zehebî, Nubelâ,XI, 455; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 439; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, I, 320, VII, 307; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 658. 640 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, I, 320; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,II,439-440; Zehebî, Nubelâ, XI, 455-457; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II,243; İbn Adiyy, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, I, 185; İbn Hacer, Takrîb, I, 490; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXV, 566-570; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 658; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 654; Hatîb, Tarîh, V, 429, Iclî, Ma’rifetu’sSikât, II,243. 159 70. Muhammed b. en- Nadr: Hakkında bilgi edinemedik 71. Muhammed b. fudayl( Kûfeli, 195): Ebû Abdirrahman Muhammed b. Fudayl el- Kûfî. Muğire ve el- A’meş’ten hadis işitmiştir. 195 senesinde vefat etmiştir. 641 Ahmed b. Hanbel, Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr, ondan rivâyet edenler arasındadır. 642 Sika, , saduk , hasenul hadis, ehli ilm onunhakkında kullanılkan lafızlardır. Kaynaklarda şii olduğu zikredilmiştir.643 Ebû Hâtim çok hatası var derken, ibn sa’d bazılarının onunla ihticac etmediğini söylemiştir.644 72. Muhammed b. İshak es- Sâğanî (Horasanlı,Bağdatlı, v.270): Ebû Bekr Muhammed b. İshâk b. Ca’fer veya Muhammed b. İshak b. Muhammed es- Sâğanî. Aslı Horasanlı, Bağdat’a yerleşmiş sika hafız bir kimsedir.645Abdurrahman b. Gazvân, Ebû Âsım, Ebû Nuaym el-Fadl b. Dukeyn, İbn Maîn, hadis naklettiği bazı kimseler iken ondan Buhârî dışındaki meşhur hadis imaları ve ismaqil b. Muhammed es- Saffar gibi muhaddisler rivâyette bulunmuşlardır. 646 Hatib onun döneminin Yahya b. Main’i olduğunu ve sika olduğunu nakleder. 647 Hafız, sika me’mûn, sebt saduk gibi lafızlarşla tavsif edildiğini görmekteyiz.648 73. Muhammed b. İsmâîl b. Mihrân (Nisaburlu,v.295): 641 Buhârî, Târîh, I, 207. 642 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 57 643 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 57; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 315; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 136; Zehebî, Mîzân, VII, 455. İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân,VII, 372, Zehebî, elKâşif, II, 211; ; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 297-298. Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 674. 644 Zehebî, Men Tukullime Fîh, ı, 167. 645 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 396. 646 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 396-397; Hatîb, Tarîh, I, 240; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, II, 163; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 260. 647 648 Hatîb, Tarîh, I, 240. Zehebî, el-Kâşif, II, 156; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 398; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 260; Hatîb, Tarîh, I, 240-241:Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l-Erşed, II, 373. 160 Muhammed b. İsamail b. Mihrân’ı Nisaburlu Sadûk meşhur muhaddis olarak anan İbn Hacer, onun ölümünden altı sene öcesinde konuşamaz olduğunu ve bu dönemde ondan alınan hadislerin zayıf olacağını anlatırken, bun8un dışında ona sika denildiğini nakletmektedir.649 Zehebî de Onun için saduk meşhur derken Son yıllarındaki önemli değişikliğe ve münkerlerinin ilduğuna işaret eder.650 74. Muhammed b.Ubeyd et- Tenâfüsî (Kûfeli, v. 205): Ebû Abdilllah İbn Ubeyd İbn Ebî Ümeyye Muhammed b. Ubeyd etTenâfüsî, el- Hanefî. Süleyman el- A’meş, İsmail b. Ebî Halid, Ubeydullah b. Ömer, Yezid b. Keysan ‘dan rivâyet ederken; Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr, İbn Ebî Şeybe, Ve Züheyr b. Harb ondan hadis almışlardır.651 Sika, Saduk şeklinde tevsik edilirken onu eleştirenen ağır söz, la be’s şeklindedir ve hata ettiği ve bundan dönmediği şeklindedir.652 Rivâyette Yahya b. Maîn’in ve Amr b. Ya’la’nın ona tercih edilmesi ile birlikte râvîmizin rivâyetlerinin kabul edildiği de anlaşılmaktadır. 653 75. Muhammed. b. Kesîr Ebû Abdillah (Basralı,v.223): Ebû Abdillah Muhammed b. Kesîr el- Basrî. Kardeşi Ebû Ömer Süleyman b. Kesîr, Süfyan es- Sevrî, Şu’be, İbrahim b. Nafi’ el-Mekki, İsrail b. Yunus, İsmail b. Ayaş, Cafer b. Süleyman, Şu’be b. el-Haccac, Ebû Avne ve pek çok muhaddisten hadis rivâyet ederken ondan da, Buhârî, Ebû Davud, Ebû Müslim, İbrahim b. Abdillah el-Kiccî, Ebû Hâtim, Ebû Zür’a, Ali b. el-Medînî hadis rivâyet etmişlerdir. 654 ZehEbî, İbn Hacer onun hakında sikadır demişlerdir. 655 Mizzi, Ebû Bekr b. Ebî Haysemeden haberle Yahya b Main in ondan yazmayın dediğini 649 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, V,81. 650 Zehebî, Mîzân,VI, 73; Zehebî, el-Muktenâ, I, 122; Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 556. 651 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 10; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, II, 192. 652 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 10; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664; Iclî, Ma’rifetu’s- Sikât, II, 247. 653 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 664. 654 İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 305; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII,70; İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 77; Zehebî, el-Kâşif, II, 213. 655 Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 627; İbn Hacer, Takrîb, I, 504. 161 nakletmekle birlikte Ebû Hâtim den nakille saduk olduğunu aktarmaktadır 656 İbn Hacer ise yhaya b Mainden haberle onun hadisinde onu zayıf düşürEbîlecek lafızların varlığını naklediyor. 657 Yahya b. Mâîn’e dayandırılan bu eleştirilerin dışında onun hakkında kaynaklarda saduk sika, muttaki, fâdıl, la be’se bih şeklinde lafızlar yer almaktadır.658 76. Muhmmed b. İsmâîl es- Sâiğ (Mekkeli,v. 276): Muhammed b. İsmail es- Sâiğ. İbn Mâce onu Mekke muhaddisi olarak saymış659276 senesinde vefat ettiği nakledilmiştir.660 77. Musa b. Mesûd ( Basralı, v.220): Ebû Huzeyfe Musa b. Mesûd, En- Nehdî, el- Basrî. Züheyr b. Muhammed etTemîmî, Süfyan es- SevriEl –Heysem b. el- Cehm el- müezzin, İkrime b. Ammar’dan rivâyette bulunurken ondan da, Buhârî, Ebû Müslim İbrahim b. Abdillah, İbrahim b. Mezuk, El- Hasen b. Urfe, Hafs b. ömer er- rukiyy, Ebû hayseme Züheyr b. Harb, Ebû Hâtim Muhammed b. idris er Razî rivâyet etmişlerdir 661 Buhârînin hocalarından olup, Ahmed b. Hanbel leyin, tirmizî zayıf görmüştür.662 Zehbi saduk, tasahhuf eder663 derken, kaynaklarda, iclî nin sika saduk, Ebû haâtim in saduk ma’ruf dedikleri; ibn hibban ın kitabus sissikatında zikrettiği ve hata eder olduğunu dediği ve tasaffuh sahibi olduğu zikredilmektedir.664 Söylenen bu çok farklı ifadelerin sonucunda saduk ancak hıfzında problem olduğu, tasahhuf ettiği ve ondan rivâyet edenlerin rivâyetlerine mutâbaat ettikleri anlaşılmaktadır.665 78. Müsedded b. Müserhed Ebû'l- Hasen el- Esedi ( Basralı, v.228): 656 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXVI,335. 657 İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371. 658 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 70; İbn Hibbân, es-Sikât, IX, 78; İbn Hacer, Lisânu’l- Mîzân,VII, 373; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXVI, 335; İbn Hacer, Tehzîb, IX, 371. 659 Zehebî, Tabakâtu’l-Muhaddisîn,I, 99. 660 Rabeî, Mevlidu’l-Ulemâ ve Vefeyâtuhum.II, 598. 661 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIX, 145-146; Buhârî, Târîh,VII,295. 662 Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 687. 663 Zehebî, el-Kâşif, II, 308. 664 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 706 ; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIX, 148. 665 İbn Hacer, Mukaddimetu Fethi’l-Bârî, I, 446. 162 Ebû'l –Hasen müsedded b. Müserhed b. Müdserbel el- Esedi, El –Basri. Hammad b. Zeyd, Mehdi b. Meymun, Sellamb. Ebî Muti', Yahya el- Kattan, Cüveyirye b. Esma, Ebû Avane Abdulvahid b. Zeyyad, Yezid b. Zeri' dan rivâyette bulunmuş; Ebû Zür'a,İsmail el- Buhârî, Ebû Davud es- Sicistani, İsmail el- Kadi, Ebû Halife el- Cumhi onadan hadis almışlardır. 666 Hadis aldığı kişilerden müsnedini tasnif edrken, Basra'da ilk müsnedi tasnif eden olduğu belirtilmektedir. 667 Sika , Sikatu's- Sika, esbet ve diğer tevsik sıfatları ile kaynaklarda adı geçmektedir.668 79. Ömer b. Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muâviye ( Kûfeli, v.222): Ebû Hafs Ömer b. Hafs b. Ğıyas b. Talk b.Muâviye en-Nehaî el- Kûfî. Babasından hadis almış ondan da, Buhârî, Müslim, Ebû Şeybe, İbrahim b, Ebî Bekr b. Ebî Şeybe, İbrahim b. Ya’kub el Cevzcani, Ahmed b İbrahim ed Devrâkî,Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi, Ebû Zür’a Abdullah b. Abdilkerim er Razi, Amr b. Mansur en Nesai, Ebû Hâtim Muhammed b. İdris er- Razi ondan hadis rivâyet etmişlerdir. 669 Icli onun hakında sikadır demiştir. 670 Ebû Hâtim onun için sikadır derken İbn Hıbban belki hata etmiş olabileceğini belirtmiştir.671 80. Ömer b. Hafs es- Sudûsî (Basralı , v.93) : Ebû Bekr Ömer b. Hafs es- Sudûsî. Âsım bin Ali, Kâmil b. Talha Ebû Bilal el Eş’ari,Salim b. el- Muğîra el Ezdî, Ebû’l- Velidet- Tayâlisî ve Basralılar’dan rivâyet ederken Ebû Muhammed Yahya, Muhammed b. Saîd, Ebû Amr b. esSemmâk, Cafer el- Huldî, Ebû Bekr eş –Şafiî ve diğereleri onadan rivâyette bulıunmuşlardır.672 Hat’ib Onun sika olduğunu nakletmiştir.673 Hakkında fazla bilgi 666 El-Berdîcî, el-Esmâu’l-Müfrede, I, 174; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 438; Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 457; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 421; Zehebî, Nubelâ, X, 591; Zehebî, el-Kâşif, II, 256; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 743. 667 Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 457; İbn Hacer, Takrîb, I, 528. 668 İbn Hacer, Takrîb, , 528; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 272; Zehebî, Nubelâ, X, 591; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz; II, 421-422; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VIII, 438; Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd, I, 457; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XVII, 444-446. 669 Müslim, el-Kunâ, I, 207; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, VI, 103; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 936; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, II, 508; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim.II, 34. 670 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 164. 671 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXI, 305. 672 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 447; Hatîb, Tarîh, XI, 216. 163 toplayamadığımız Ebû Bekr Ömer b. Hafs es- Sudûsî hakkında hatinb’in bu naklinegöre değerlendirmede bulunabileceğiz.Ayrıca Âsım b. Ali’den rivâyetinin kaynaklarda belirtilmesini674 Ahmed b. Hanbel rivâyeti içi olumlu bir değerlendirme olarak değerlendireceğiz. 81. Sa’dân b. Nasr(Bağdatlı ,v.265): Ebû Osman Sa’dân b. Nasr b. Mansûr es-Sakafî el- Bezzâr. Süfyan b. Uyeyne, Ebû Muaviye, Veki’ b. el- Cerrah ma’mer b. Süleyman er-Rukiyy, Ali b. Âsım rivâyet ettiği bazı kimselerdir. Ebû Al İsmail b. Muhammed b. İsmail b. Salih b. Abdirrahman es- Saffâr, Ebû Avâne ondan nakledenler arasındadır.675 Saduk,sika, sika me’mûn şeklinde tevsîk edilen676 Ebû Osman Sa’dân b. Nasr b. Mansûr 265 senesinde vefat etmiştir.677 82. Selam b. Selim et- Tavîl (Horasanlı, Medâinli, v.177): Ebû Süleyman Selam b. Selim et temîmîes Sa’dî. Ebû Eyyub el medâinî diye de adlandırılan sellma b selim Selam et Tavîl olarak ta bilinmektedir. Aslen Horasanlı olup medâin’e yerleşmiştir.678 Ca’fer b. Muhammed es Sâdık, Humeyd etTavîlden, Zeyd’ul- Amâ rivâyet ederken ondan da Saîd b. Süleyman el-Vâsitî,elHeysem b. el Habîb el-Mısrî, Ebû’r- Rebî’ Süleyman b. Davud ez- Zehrânî gibi muhaddisler de hadis almışlardır.679 Ebû İshak el Cevzcânî sika derken Iclî, zayıf olduğunu söylemiştir.680 İbn Ebî Hâtim zayıf olduğunu naklederken681 kaynaklarda sika olmadığı, metrûk’ül-hadis olduğu, hadisinin yazılmayacağı gibi eleştirilere yer 673 Hatîb, Tarîh ,XI, 216. 674 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I,397; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl XIII,510. 675 Zehebî, Nubelâ, Xıı, 357-358; Hatîb, Tarîh, IX, 205. 676 Hatîb, Tarîh, IX, 205 Zehebî, Nubelâ, XII,358; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IV,290. 677 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, II, 565. 678 Hatîb, Tâlî Telhîsu’l-Müteşâbih, II, 468. 679 İbn Hacer, Tehzîb, IV, 247; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, 277,278; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 260. 680 681 Cûzecânî, Ahvâlu’r-Ricâl,I, 196 ; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât ,I, 443. İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 266. 164 verilmiştir.682 83. Seleme b. Küheyl el- Hadrami ( Kûfeli, v. 121): Ebû Yahya Seleme b. Kuheyl b. Husayn el- Hadrami. Cündeb b. Abdillah, Ata b. Ebî Rebah, eş- Şa’bi, Ebû Cuhayfe, Ebû’t- Tafil, Iyad b. Iyad, Ebû Vail, Ebû’l- Ahves, Alkame b. Vail den rivâyet ederken, ondan da Mansur, A’meş, esSevri, Şu’be gibi meşhur muhaddisler rivâyette blunmuşlardır.683 İmam, Hafız, Sebt, Mutkin, me’mun gibi lafızlarla tevsik edilen Seleme b. Kuheyl, teşeyyi etmesine rağmen sika ve sebt görülmüş, iki yüz elli kadar hadisi olduğu belirtilmiştir.684 84. Sellam b. Süleym Ebû'l – Ahves ( Kûfeli, v.179): Ebû' l- Ahves el- Hanefî; Ebû İshak, Semmak b. Harb, Mansur, Zeyyad b. Alaka'dan rivâyet ederken; kendisinden, Ebû davud, Yahya b. Adem, Veki' b. elCerrah, Ebû'l- Velîd, Müsedded, Kuteybe, İbn Mehdî ve başkaca kimseler hadis almışlardır. 685 Sebt, sika, saduk, mutkin olarak tavsif edilen râvîmizin hakkında belirgin olumsuz bir değerlendirmye ulaştığımız kaynaklarda raslayamadık.686 85. Süfyan b. Said b. Mesrûk es-Sevrî ( Kûfeli, v.161 ) : Ebû Abdillah Süfya b. Said b. Mesruk el- Kûfî. Zeyd b. el- Hâris, Habib b. Ebî Sabit, el- Esved b. Kays, Zeyyad b. Alaka hadis aldığı bazı muhaddislerdir. Onda da İbn el-Mubarek, Yahya el- Kattan, İbn Vehb, Veki’, Feryabî Ebû Nuaym, Muhammed b. Kesîr ve pek çokları ondan hadis rivâyet etmişlerdir.687 Ebû Hâtim onun hafız, Mutkin ve fukahadan olduğunu zikretmiş, vera ve ibadete bağlılığını belirtmiştir.688 İbn Hacer Sika , hafız, fakih, abid, İmam, Hüccet ve yedinci tabakanın 682 İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn,II, 6; Buhârî, Târîh, IV, 133; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,279- 280; İbn Hacer, Tehzîb, IV, 247. 683 Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 321 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 170; Zehebî, Nubelâ, V, 298-299. 684 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 170; Zehebî, Nubelâ, V, 298-299 ; Zehebî, el-Kâşif, I, 454. 685 Müslim, el-Kunâ, I, 91; Buhârî, Târîh, IV, 135; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 259; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 444; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 112.; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 333. 686 Buhârî, Târîh, IV, 135; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 259; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, I, 444. 687 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 204; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 283. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,I, 154-155. Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 329. 688 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 169. 165 önde gelenlerinden diye nitelendirdiği Süfyan es-Sevrî’nin belki tedlis yapmış ( ر S )دolabieceğini söylemiştir. 690 naklederken. 689 El-Bâci de onu tevsik edenlerin sözlerini İclî onu sika, İbn el-Kayserânî seyyidu’l huffaz olarak görmüştür.691 86. Süfyan b.Uyeyne ( Kûfeli, v. 198): Ebû Muhammed Süfyan b. Uyeyne b. Ebî Imran el-Kûfî, el- Mekkî. Hicaz bölgesini tedlisi çok yapan meşhur İmam ve Fakihi. Ancak tedlisi sadece sika muhaddislerden yaptığı nakledilmektedir.692 Son birkaç yılında ihtilatı zikredilmekte, ancak muhaddislerin bunun farkında bulunarak temmekkünle ihticaca devam ettikleri anlaşılmaktadır.693 İshak b. Said b. Amr b. Said b. el- As, İbrahim b. Ukbe, İsmail b. Müslim el-Ubdi, el-Esved b. Kays, ez- Zührî Abdullah b. Dinar hadis aldığı bazı kimselerdir. Buhârî, Humeydi, Ali b. el- Medini, el- A’meş, İbn Cureyc, şube, İbn Numeyr, Ebû Hayseme, Ahmed b.Hanbel ondan hadis almışlardır.694 Kaynaklardan onun tedlis ve ihtilatına kayıtlar düşülürken, Iclî onun hakkında hadiste sika ve sebttir demiştir. 695 Suyûtî Ali b. el-Medînî’nin Zührî rivâyetinde ondan mutkinin olmadığını nakleder. 696 Kaynaklardan rivâyetinin terk edilmediğini ve ihticac edildiğini görmekteyiz. 87. Süleyman b. Harb ( Basralı, v.224): Ebû Eyyûb Süleyman b. Harb b. Becil el- Ezdî, el- Vaşihi, el- Basrî. Cerîr, Şu’be, Hammad b. Seleme, Hammad b. Zeyd, Mubârek b. Fudale, Seriyy b. Yahya Yezid b. İbrahim et- Tüsteri hadis aldığı bazı Muhaddislerdir. Ondan da Yahya b. Said el- Kattan, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Rahuya, Buhârî, Ebû Zür’a, İbn Ebî 689 İbn Hacer, Takrîb, I,244. 690 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1139. 691 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 407; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, I,203. 692 693 İbn Hacer, Tabakâtu’l-Müdellisîn, I, 32; Alâî, Câmiu’t-Tahsîl, I, 86; Alâî, Kitabu’l-Muhtelitîn, I, 45-46; Trablusî, Men Rumiye bi’l-İhtilât, I, 59; Zehebî, el-Mu’nî fi’d- Duafâ, I,268; 694 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XI, 178-179; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1137. İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 262-263. 695 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât,I, 417. 696 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,119. 166 Şeybe, Ahmed b. Said e Dârimî rivâyette bulunmuşlardır.697 İbn Ebî Hâtim, Mekke kadılığı yapmış Süleyman b. Harb ‘in hıfzını, önde gelen bir muhaddis oluşunu, tedliste bulunmadığını, rical ve fıkıh ilminde de konuştuğunu nakletmektedir.698 İbn Hacer, Süleyman b. Harb’in sika, imam ve Hafız olduğunu söylerken, elBâci de onun hakkında İbn Ebî Hatim’in sözüne yer vermiştir.699 Ez-Zühri onun sika olduğunu söylerken Mekke kadılığından azledildikten sonra vefatına kadar Basra’ya yerleştiğina yer vermektedir. 700 Hatip, Hıfzı itkanı ve sika olduğu konusunda söylenilenleri tarihinde zikretmiştir.701 Çalışmamızda onu Süleyman b. Harb hakkında olumsuz bir eleştiriye rastlamdık. 88. Şakîk b. Seleme Ebû Vâil ( Kûfeli, v.82) : Ebû vail Şakîk b. Seleme el- Esedî. Hz. Ömer, Abdullah b. mesûd, Hz. Ali Hz Âişe’ den rivâyet ederken ondan da Seleme b. Kuheyl, Süleyman el- A’meş, Âsım b. Behdele ve pek çokları hadis rivâyet etmişlerdir.702 Cahiliyyeden yedi yıla yetişmiş, Rasûlullah’a yetişmiş ancak onu görememiş bir muhadramdır.703 Hicretten bir yıl sonra doğmuştıur.704 Ebû Hâtim onu es- Sikaât’ında zikrtetmiştir.705 Mizzî, Veki’in, Yahya b. Maîn’in ve İbn Sa’d’ın Ebû Vâil hakkında sika dediklerin,i nalkleder.706 89. Şu’be b. el- Haccac b. el- Verd ( Vâsıtlı, v. 160): 697 Müslim, el-Kunâ, I, 70; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 268; İbn Hayyât, et-Tabakât, I, 228; Hatîb, Tarîh, IX, 33; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 314. 698 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, IV, 108. 699 İbn Hacer, Takrîb, I, 250; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1111. 700 İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 300. 701 Hatîb, Tarîh, IX, 33-36. 702 Müslim, el-Kunâ, I, 866; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XII,548-554., XII, 549-551; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,60. 703 Zehebî, el-Kâşif, I, 489; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,XII,548. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 28; İbn Abdilberr, el-İstîâb, IV, 1774; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XII,548. 704 İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr,I, 99. 705 İbn Hibbân, es-Sikât, IV, 354. 706 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XII, 53. 167 Ebû Bestam Şu’be b. el- Haccâc b. el-Verd el- Vasıti. Katade ve Ebû İshak’tan rivâyet etmiştir. Süfyan es-Sevrî, Hammad b. Seleme ve Basralılar ondan hadis almışlardır. Ebû Hâtim onu zamanının önde gelenleriden, hafız, ıtkan, vera ve fazilet sahibiolarak ifade etmiş ve Irak’ta muhaddislerin faliyetlerini ilk teftiş eden ve zayıf ve rivâyeti metruk kimseleri bu işten uzaklaştıranın o olduğunu zikretmiştir.707 Ez- Zühri onu sika, me’mun, sebt ve hüccet olarak tevsik etmiş ve hadisteki mesaisine örnekler nakletmiştir.708 90. Şuays b. Muhriz (Basralı,v.?): EbûMuhammed Şuays b. Muhriz b. şuays b. Ebî’z- Zuarâ el- Ezdî. Şube b elHaccac’tan rivâyet ettiği , Ebû Halife el- Fadl b. el- Hubâb Amr b. Muhammed b. Şuayb b. Sahr b. Abdirrahman el- Cumhî nin ondan naklettiği kaydedilmiştir.709 Zehebî sadûk derken710 İbn Ebî Hâtim babasının onun için şeyh dediğini nakletmiş711 91. Ubeydullah b. Ebî Bekr b. Enes b. Malik ( Basralı,v.? ): Ebû Muaz Ubeydullah b.Ebî Bekr b. Enes b. Malik el- Ensârî el- Basrî. Dedesi Enes b. Malik ten rivâyette bulunmuştur, Ondan İki Hmmad – Hmmad b. Zeyd, Hmmad b. Seleme - Şube, Hüşeym, Utbe b. Humeyd, Ali b. Âsım ve diğer pek çok muhaddis rivâyette bulunmuştur. 712 Bakabildiğimiz kaynaklarda hakkında olunsuz değerlendirme görmediğimiz Abdullah b. Ebî Bekr b. Enes, sika ve Salih olarak nitelendirilmiştir.713 92. Ubeydullah b. Süfyan el Gadani: Ebû Süfyan Ubeydullah b.Süfyan el Gadânî es -Savvaf el Basrî. Savvaf veya sûfî oluşunun yün satmasıyla ilgili olabileceği nakledilmiştir. 714 Malik b. Enes, Süfyan es- Sevrî ve İbn Avn’dan Rivâyet ederken, Ondan da Ebû Bilal el- Eş’arî, 707 İbn Hibbân, es-Sikât, VI, 446. 708 İbn Sa’d, Tabakâtu’l-Kubrâ, VII, 280. 709 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 315. 710 Zehebî, Mîzân, III, 348. 711 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl,IV,386. 712 İbn Hibbân, es-Sikât, V, 65; İbn Hacer, Tehzîb, VII, 5; Zehebî, el-Kâşif, I, 679; Mizzî, Tehzîbu’l- Kemâl, XIX, 15; Kelâbâzî, Ricâlu Sahîhi’l-Buhârî, I, 470; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, II, 894. 713 İbn Hacer, Takrîb, I, 370; İbn Hacer, Tehzîb, VII, 5; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX. 714 İbnu’l-Kayserânî, el-Mu’telif ve’l-Muhtelif,I, 183. 168 Bişr b. el- Hakem en- Neysâbûrî ve başkalrı rivâyette bulunmuştur.715 Sebt muhaddislerden maklûb rivâyetleriyle teferrüd ettiği, sika kimselerden muaddalları olduğu, 716 Yahya b. Maîn in kezzab dediği 717 onun hakkındaki eleştirilerrinn odağını oluşturmaktadır. 93. Utbe b. Yakzân(Basralı,v. ? ): Ebû Amr Utbe b. Yekzan er- Râsıbî el- Basrî. Hasan el- Basrî, Hammad b. Ebî Süleyman daan rivâyet ederken ondan da Amir, Abdullah b. Nümeyr, Muhammed b. el hasen el- Esedî gibi muhaddisler rivâyette bulunmuştur. 718 Nesai nin el kuna sında sika dediği 719 İbn Hiban’ın Kitabu’s-sikât’ında zikrettiği 720 nakledilmiş Zehebî zayıf demiştir.721 94. Veki' b. el- Cerrah b. Melîh Ebû Ahmed en- Neysabûrî, el-Kûfî (Kûfeli,v.197): Veki' b. el Cerrah, tebeu’t-tabiinden 722 Ebû Süfyan künyesi ile de bilinmekt edir.723 İsmail b. Edbi Halid, Hişam b. Urve, Süleyman el- A'meş, Abdullah b. Avn, İbn Cureyc, Evzai, Süfyan es- Servi, İsrail, Şu'be ve kehmes b. el- Hasen gibi tabiinin büyüklerinden hadis alırken, ondan da İbn el- Mubarek, Yahya b. Adem, Yezid b. Harun, Kuteybe, İbn Mehdî, Ahmed b. Hanbel, İbn Râhuye, Humeydî ve Müsedded, İbn el- Medînî, İbn Maîn, gibi bilinen bir muhaddis toplulugu rivâyette bulunmuşlardır. 724 Kaynaklarda hakkında öğücü ifadelerle bahsedildiğini görmekteyiz. İlminin genişliği, saduk, ve sika olduğu hep tekrarlanmış, hadis hıfzının 715 Hatîb, Tarîh, X, 312. 716 İbnu’l-Cevzî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, II, 163; İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66. 717 İbn Hibbân, el-Mecrûhîn, II, 66. Hatîb, Tarîh, X, 312; Zehebî, Mîzân, V., 13. İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, IV, 332. 718 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 326, 719 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 326, 720 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XIX, 327. 721 İbn Hacer, Takrîb, I, 381. 722 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442. 723 Hatîb, Tarîh,XIII, 497. İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 170. 724 Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442; Hatîb, Tarîh,XIII, 497; Burhânuddin İbrâhîm, el-Maksadu’l- Erşed,III,84. 169 yanında fıkıh şlminide mütalaa etmiş, Ahmed b. hanbel onun bir günün dışında hiç şüpheye düşmediğini, yanında kitap, defter taşımadığını ilminin ve hıfzının büyüklüğüne işaretle anlatmıştır. 725 En sağlam ifadelerle tevsik edilmiş bir râvî olduğunu görmekteyiz. 95. Yahya b. Saîd b. Ferrûh (Basralı.v.198): Ebû Saîd Yahya b. Said b. Ferrûh el- Kattân. Yahya b Said el- Enasâarî, Hişam b. urve,humeyd et-tavîl, İkrime b. Ammar, el- Ameş, şube , Süfyan es- Sevri ve kalabalık bir râvî topluluğundan hadis naklederken ondan, oğlu Muhammed b. Yahya b. Said, torunu Ahmed b. Muhammed, Ali b. el medini Yahya b. Maîn, Musedded, Ebû Hayseme, bişr b. el- hakem, Ebû kamil el- Cuhderî gibi tanınmış , dönemin önemli Iraklı muhaddisleri hadis nekletmşlerdir.726 Hadis ilmine yaşadığı dönemde çeki düzen verdiği ve zayıfları tek ettiği anlaşılan Yahya b. Said b. Ferruh, ahmed b. jhanbelyahya b. main ve Ali b. elmedini gibi önemli hadis alişmlerinin hadis ilmini öğrendiğikişi olarak zikredilmektedir.727 Yine rical konusunda benzersiz oluşu, 728 ilim ve ameli övulen muhaddşis bütün kaynaklarda münekkidlerin onun benzerini görmediklerini ifadelri ile anılmıştır.729 Bütün hadis imaları onunla iticacac etmiş ve demişlerdirki; Yahya el- Katanın terk ettiğini biz de terk ederiz. 730 Bu söz onu anlatan kaynakların söylediklerini özetler niteliktedir. 96. Yûnus b. Muhammed b. Müslim (Bağdatlı,v.207) : 725 Hatîb, Tarîh, XIII,496-501; İbnu’l-Cevzî, Safvetu’s-Safve, III, 170-172; Burhânuddin İbrâhîm, el- Maksadu’l-Erşed, III, 85; Ahmed, Bahr, I, 448-451; Nevevî, Tehzîbu’l-Esmâ, II, 442; Ahmed, el-İlel, I, 152. 726 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298 İbn Hacer, Tehzîb, XI, 190; Mizzî, Tehzîbu’l- Kemâl,XXXI, 331-334. 727 İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 611. 728 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298. 729 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 298-300; Zehebî, Nubelâ,IX, 176; İbn Hibbân, es-Sikât ,VII, 611; İbn Hacer, Tehzîb, XI, 191-192; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXXI, 335 v.sonrası; Bâcî, etTa’dîlu ve’t-Tecrîh,III, 1219; Ahmed, Bahr,460-461. 730 İbn Hacer, Tehzîb,XI, 192. 170 Ebû Muhammed el-Müeddeb, Yûnus b. Muhammed b. Müslim. Hmmad b. Zeyd, Hammad b. Seleme ve diğerlerinden rivâyet ederken, odan da Ahmed b. Hanbel, İbn el- Medînî ve diğerkleri hadis almışlardır.731 Sika, Sikatün sika, Sadûk gibi lafızlarla tevsik etilirken 732 kaynaklarda hakkında olumsuz değerlendirmelere raslanmadığını söyleyEbîliirz. 97. Yusuf b. Esbât (Kûfeli, v. 155): Ebû Yakub Yusuf b . Esbat el Kûfî, el Antâkî.Âiz b. Şurayh, İbn Huleyfe ve Süfyan es- Servî den rivâyet ederken, İbn el-Mubarek, Abdullah b. Hab’ik el Antaki hadis rivâyet etmişlerdir. 733 Kalbim doğrulamıyor diyerek yazdığklarını gömdüğü nakledilmektedir. 734 İbn Mainin sika, Ebû Hâtim’in Lâ yühtec dediğine yer verilmektedir.735 Ancak kasdı olmaksızın hata ettiği, hatasının kitaplarının olmayışı nedeni ile olduğu zehEbî nakletmiştir. 736 Ukaylî , Yusuf b. Esbat ın kitaplarını gömdükten sonra, ezberinden hadis rivâyet ettiğini, bunların bazısının aslının olmadığını, bazısında ise hata ettiğini zikretmiştir.737 98. Zâide b. Kudâme es- Sakafî (Kûfeli, v. ?): Ebû’s-Salt Zâide b. Kudâme es- Sakafî Ebû ishak es- Sebîî, el-A’meş ve Humeyd et-Tavîl hadis naklettiği bazı kimseler iken ondan, İbn Uyeyne Ebû Huzeyfe, Ebû Nuaym ve Muaviye b. Amr rivâyet edenlerdendir.738 Ahmed b Hanbel hadis ilminde mütesebbit dört kişiden biri olarak Zâide’yi de zikreder. 739 Sika, Sahib-i Sünnet, Sika me’mûn, sika sebt gibi lafızlarla tavsif 731 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 161; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l- Kemâl,XXXII541, İbn Hacer, Tehzîb, XI,393. 732 Hatîb, Tarîh,XIV, 350; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, III, 1242; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz,I, 161; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I,361; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,XXXII,542-543; İbn Hacer, Tehzîb,XI,393; İbn Hacer, Takrîb, I, 614. 733 Zehebî, Mîzân ,VII,292; İbn Hibbân, es-Sikât, VII, 638; İbn Hibbân, Meşâhîru Ulemâi’l-Emsâr, I, 186; Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 374 734 Iclî, Ma’rifetu’s-Sikât, II, 374; 735 Zehebî, Mîzân, ,VII,292; İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317. Zehebî, el-Mu’nî fi’d-Duafâ, II, 761. 736 İbn Hacer, Lisânu’l-Mîzân, VI, 317. 737 Ukaylî, ed-Duafâu’l-Kebîr ,IV,454. 738 İbn Hacer, Tehzîb,III,264. 739 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,98.(diğerleri:Süfyân, Şu’be ve Züheyr olarak zikredeilmiştir.) 171 edildiğini söyleyEbîliriz.740 99. Zekeriya b. Yahyâ es- Sâcî (Basralı, v. 307): Zekeriya b. Yahyâ es-Sâcî, Fakih, Basralı Muhaddis.741 Zehebî Sika olduğunu söyleyerek 307 senesinde vefat ettiğini nakletmektedir. 742 100. Zeyd b. Vehb Ebû Süleyman(Hemedanlı/Cühneli,v.96): Zeyd b.Vehb el-Hemedani el-Cüheni el-Kûfî Ebû Süleyman, Tabiinin önde gelenlerindendir. 743 Cahiliye dönemini görmüş 744 bir muhadramdır. 745 Rasulullah (s.a.) ' ı görmek için Medine'ye doğru yola çıkmış, ancak o yoldayken Hz. Peygamber vevat ettiğinden görememiştir.746 Hz. Ömer, Abdullah b. Mes'ud, Hz. Ali, Huzeyfe, Ebû Zer, Enes b. Malik Ebû Musa el- Eş'ri gibi sahabeden rivâyet ederken kendisinden özellikle, Süleyman el- A'meş, Hammad b. Ebî Süleyman, Mansur, Seleme b. Küheyl olmak üzere Kalabalık bir râvî topluluğu hadis nakletmişlerdir.747 Kaynaklarda olumsuz bir değerlendirmeye rastlyamadığımız Zeyd b. Vehb hakkında kısaca ''sika'' denilmekte748, Onu dinleyenin bahsttiği kişiyi dinler gibi anlattığına yer vermektedirler.749 101. Zeyd’ül- Amâ (Basralı v. ?): 740 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 600; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 228; İbn Hacer, Takrîb,I, 213; İbn Hacer, Tehzîb,III,264. Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,98. 741 Zehebî, el-Muktenâ, II,150. 742 İbn Hacer, Takrîb, , I ,216. 743 Zehebî, Mîzân, III, 158. 744 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 574; Hatîb, Tarîh, VIII, 440. 745 İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 66 ; Zehebî, Nubelâ, IV, 196. 746 Zehebî, Mîzân,III, 158; Zehebî, el-Muktenâ, I, 288; Buhârî, Târîh, III, 407; Zehebî, Nubelâ,IV, 196; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,X, 111; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,II, 584; Hatîb, Tarîh,VIII, 440; İbn Hacer, Tehzîb, III, 368; İbn Abdilberr, el-İstîâb, II, 559. 747 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 574;ZehEbî, Zehebî, Nubelâ, IV, 196; Mizzî, Tehzîbu’l- Kemâl,X, 112-114; Hatîb, Tarîh, VIII, 440. İbn Hacer, Tehzîb,III,368. 748 Zehebî, Nubelâ, IV, 196; İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 574; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, X,112; İbn Hacer, Tehzîb, III, 368. 749 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl., X., 113; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh,II,584; Hatîb, Tarîh,VIII,440; Zehebî, Mîzân, III, 158; İbn Hacer, Tehzîb , III, 368. 172 Ebû’l Havârî Zeyd b. el Havarî el Amâ. Herat valisi olan Zeydü’l- Amâ Enes b. Malik, Ca’fer b. Zeyd el- Ubdî ,Ebû İshak es- Sebîî, Saîd b. el-Müseyyeb, Ebû Vâil ‘den rivâyette bulunurken kendisinden Süfyan es- Servî, Süleyman el-A’meş, Selam et- Tavîl, Şu’be b. el- Haccâc, Hüşeym b. Beşîr ve pek çok muhaddis rivâyette bulunmuşlardır. 750 Zührî İbn Adiyy’in şubenin muhtemelen Zeydden daha zayıf birinden rivâyet etmemiş olduğunu söylediğini nakletmektedir. 751 Kaynaklarda ağır eleştiri almayam Zeydü’l- Amâ hakkında la be’s olduğu, ehli hadise dahil olmadığı ondan bazı rivâyetlerin yazıldığı ancak rivâyetlerinin eleştiri aldığını görmekteyiz.752 Mizzî onun hakkında yapılan değerlendirmeleri naklederken beklide onun durumunu özetler mahiyette Ebû Hâtim’in Zeyd ul Ama hadisinin zayıf, yazılabilir fakat ihticac edilemez olduğunu söylediğini zikretmektedir.753 Onun hakkındaki bu değerlendirme kaynaklarda yer alan değerlendirmelerin özeti mahiyatinde görünmektedir. 102. Züheyr b. Harb b. Şeddad Ebû Hayseme ( Bağdatlı, v.234 ): Ebû Hayseme, Züheyr b. Harb b. Şeddad, el- Hiraşî en- Nesâi,el-Bağdâdî. Aslen Nese’li. İsmail b. Aliye, Bişr b. es- Seriyy, Cerîr b. Abdilhamid, Hafs b. Ğıyas, Ravh, b. Ubâde, İbn Uyeyne, Hüşeym, Yahya b. Said el- Kattan, Abdurrahman b. Mehdi’den hadis alırken, ondan da Bûhâri, Müslim, Ebû Davud, İbn Mâce, İbrahim el- Harbî, oğlu Ebû Bekr b. Ebî Hayseme, Ebû Bekr b. el- Mervezî, Ebû Ya’la el Mevsıli, İbn Ebî’d-Dünya, Ebû Zür’a er- Râzî, Ebû Hâtim, Ya’kub b. Şeybe hadis rivâyet etmişlerdir. 754 Hatîb el-Bağdâdi onun sika sebt hafız mutkin olduğunu söylemiştir. 755 İbn Ebî Hâtim sadûk olduğunu naklederken 756 Ebû Hâtim de onun mutkin zabit olduğunu söylemktedir.757 Hatîb el-Bağdâdî ise onun sıka, sebt, hafız ve 750 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, X, 56-58; Zehebî, el-Kâşif, I, 416. 751 Zehebî, el-Kâşif, I, 416. 752 İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, VII, 119, 753 Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl,X, 58-59, 754 İbn Hacer, Tehzîb, II, 296; Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I, 194; Buhârî, Târîh, III, 429; Hatîb, Tarîh, VIII, 482. Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX , 402-404; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I,223-224; İbn Hibbân, es-Sikât, I, 256. 755 Suyûtî, Tabakâtu’l-huffâz, I,194, 756 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-Tâdîl, III, 591. 757 İbn Hibbân, es-Sikât, VIII, 257. 173 mutkin olduğunu nakletmektedir. 758 Kaynaklarda hakkında olumsuz değerlendirmelere rastlamadığımız Ebû Hayseme hakında benzer lafızlarla bahsedildiğini görmekteyiz.759 103. Züheyr b. Muâviye b.Hadîc ( Kûfeli, v.173 ): Ebû Hayseme Züheyr b. Hudeyc el- Cu’fi, el- Kûfî. El- Esved b. Kays, Ebû ishak, Semmak b. Harb, Humeyd et Tavil, Zeyyad b. Alaka’dan rivâyet ederken, elKattan, İbn Mehdi, Ebû Davud, El-Hasen b. Musa, Ebû Nuaym, Ebû Ca’fer enNefili, Ahmed b. Yunus gibi pek çokları ondan hadis almışladır.760 Ebû İshak’tan ihtilatından sonra hadis almasına dikkat çekilmiştir.761 Sika, sebt, esbet, mutkin, min meadini’s- Sıdk, gibi lafızlarla övülen bu ırak ahalisi muhaddisi, es- Sevri’nin vefatından sonra onun halefi görülmüştür. 762 Züheyr b. Muâviye hakkında çalışmamızda görEbîldiğimiz kadarı ile kaynaklarda olumsuz değerlendirmelere rastlayamdık. 758 Hatîb, Tarîh, VIII,482. 759 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 594; Mizzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX, 405; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 224. 760 Zehebî, Mîzân, III, 125; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz, I, 233; Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 595. 761 Bâcî, et-Ta’dîlu ve’t-Tecrîh, II, 596; İbn Hacer, Tehzîb, III, 303. 762 İbn Hacer, Tehzîb, III, 303; İbn Mencuveyh, Ricâlu Müslim, I, 224-225; Zehebî, Mîzân, III, 125; İbnu’l-Kayserânî, Tezkiratu’l-Huffâz,I, 233. 174 BİBLİYOGRAFYA Abdullah, İbn Ahmed b. Hanbel eş-Şeybânî,(v. 213) , es-Sünne, I-II, ed-Dimâm, 1406, thk. Muhammed, Saîd Sâlim el-Kahtânî. Abdurrahman b. Ahmed, Ebu’l-Ferec İbn Ahmed b. Receb el-Hanbelî, (v. 850) Câmiu’l-Ûlûm, Beyrût, 1408. Abdurrezzak, Ebû Bekr Abdurrezzak b. Hemmâm b. Nâfi’ el-Hımyerî es- San’ânî (v. 211), Musannef, I-XI, Berût, 1403 Ahmed, Ebû Abdillah İbn Hanbel eş-Şeybânî (v.241), Müsned, I-VI, Mısır, t.y.+müsnedu’l-İmâm Ahmed İbn Hanbel, I-L, Beyrût, 1993/1413, thk. Şuayb el-Arnaût. ----------------, el-İlel ve ma’rifetu’r-ricâl, I-IV, Beyrût, 1408/1988, thk. Ebû Usâme Vasiyyullah b. Muhammed b. Abbâs. ----------------, Kitâbu bahri’d-dem fî men tekelleme fîhi’l-İmâm Ahmed bi medhin ev zemm, Riyâd, 1989, thk. Ebû Usâme Vasiyullah b. Muhammed b. Abbâs. Ahmed b. Abdirrahîm, Tuhfetu’t-Tahsîl fî Zikri Rûvâti’l-Merâsîl (v.829) Riyad, 1999, thk, Abdullah Nevvâra. Alâî, Ebû Said b. Halîl b. Keykeldi(v. 761), Câmiu’t-tahsîl fî ahkâmil’l-merâsîl, Beyrût, 1407 /1986, thk. HamdîAbdul mecîd es-Selefî ----------------,Kitabu’l-muhtelitîn, Kâhire,1996, thk. Rif’at Fevzi AbdulmuttalibAli Abdulbâsıt Mezîd. Bâcî, Ebû’l-Velîd Süleyman b. Halef Sa’d (v. 474), et-Ta’dîl ve’t-tecrîh limen harrece lehû’l-Buhârî fî’l-Câmii’s-sahîh, I-III, Riyâd, 1406/1986,thk. Ebû Luhâbe Huseyn. Bağcı, H. Musa,el-Buharînin, “Kaderiye/Mutezile ile Kader Konusundaki Münakaşaları”,A.Ü.İ.F. Dergisi, 46/1-2005. Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. El-Huseyn (v. 458), Şuabu’l-îmân, I-VIII, Beyrût 1410, thk. Muhammed se-Saîd Besyûnî Zağlûl. ----------------, es-sünenu’l-kübrâ, I-X, Mekke, 1414/1994, Thk. Muhammed Abdulkâdir Atâ. ----------------,es-Sünenu’s-suğrâ, Medine,1410/1989. 175 Bilmen, Ömer Nasuhi, Dînî Bilgiler (Sualli-Cevaplı), İstanbul, t.y. Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmâil el-Cu2fî (v. 256), sahîhu’l-Buhârî, IVII, Berût , 1410/1990. -------------, et, Târîhu’l-kebîr, I-VIII, t.y., (Dâru’l fikr), thk. Seyyid Hâşim enNedvî. -------------, et- Târîhu’s-sağîr, I-II, Kâhire,1397/1977, tjk. Mahmûd İbrahim Zâyid. Burhânuddin İbrâhîm b. Muhammed (v.884), el-Maksadu’l-Erşed, I-III, Riyad,1990, thk, Abdurrahman b. Süleyman. Bûtî, El-Bûtî, Said Ramazan, Ebhasun fi’l_Gımme,I-II, Suriye, ty. Çakın,Kâmil, İslamda Hadis ve Sünnetin Yeri, Ankara, 1997. Cûzecânî, Ebû İshak İbrâhim b. Ya’kûb (v. 259), Ahvâlu’r-ricâl, Beyrût, 1405, thk. Subhi el-Bedrî es-Sâmerrâî. Abû Hafs, Ömer b. Ahmed el-Vâiz (v.385), Târîhu esmâi’s-Sikât, Kuveyt, 1404/1984, thk. Subhi es-Sâmerrâî. Ebû Muhammed el-Ensârî, Abdullah b. Muhammed b. Câfer b. Hayyân (v. 369), Tabakâtu’l-muhaddisîn bi İsbehân ve’l-vâridîn aleyhâ, I-IV, Beyrût, 1412/1992, thk. Abdulğafûr Abdulhak Huseyn el-belûşî. Ebû Nuaym, Ahmed b. Bdullah el- İsbehânî, (v. 430) Hılyetu’l-Evliyâ, Beyrût, 1405. Ebû’l-Mehâsin el-Huseynî, el-İkmâl fî zikri men lehû rivâyetun fî müsnedi’lİmâm- Ahmed mine’rricâl, (v. 865), Karataş, 1989/1409, thk, Abdülmu’tî Emîn Kal’acı. El-Berdîcî Ebû Bekir Ahmed b. Harûn (v. 301), el-Esmâu’l-Müfrede, Dımeşk, 1410, thk, Ubde Ali Koşak. el-Lâlekâî, Ebû’l-Kâsım Hibetullah b. el-Hasen b. Mansûr, (v. 418) Î’tikâdu Ehli’sSünne, Riyad, 1402, thk. Ahmed Sea’d Hamdân. Elmalılı, Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, I-X, t.y, y.y. Et-Tahhân, Mahmûd,Teysîru mustalahi’l-hadîs, Riyad, 1407/1987. Güler, İlhami, Allah’ın Ahlâkiliği Sorunu, Ehl-i Sünnet’in Allah Tasavvuruna Ahlâki Açıdan Eleştirel Bir Yaklaşım, Ankara, 2002. 176 Hallâl, Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed Hârûn b. Yezîd, es-Sünne, I-III, Riyad, 1414, thk. Atiyye ez-Zehrânî. Halebî, Ebû’l-Vefâ İbrâhim b. Muhammed et-Trablusî, (v. 841), et-Tebyîn li Esmâi’l-Müdellisîn, Beyrût, 1414/1994, thk, Muhammed İbrâhim Davud el-mevsılî. Hasan-ı Basrî, Hasan Basrî’nin Kader Hakkında Halife Abdülmelik B. Mervan’a Mektubu,çevirenler; Lütfi Doğan-Yaşar Kutluay,A.Ü.İ.F.D.III,s.75- 84,1959. Hatîb el-Bağdâdî, Ebû Bekir Ahmed b. Ali, (v. 463) Tâlî Telhîsu’l-Müteşâbih, I-II, Riyad, 1417, thk, Meşhûr b. Hasan , Ahmed eş-Şâkirât, -------------,Târîhu Bağdâd, I, XIV, Beyrût, ty. Herevî, Ebu’l-fadl Ubeydullah b. Abdillah b. Ahmed (v.405), el-Mu’cem fî Müştebehi Esâmî’l-Muhaddisîn, Riyad, 1411, thk, Nazar Muhammed elFâryâbî. Iclî, Ebu’l-Hasen Ahmed b. Abdillah b. Sâlih el-Kûfî, (v. 261)Ma’rifetu’s-Sikât, I-II, Medîne, 1405/1985, thk, Abdulalîm Abdulazîm el-Bestevî. İbn Abdilberr, Ebû Ömer Yûsuf b. Abdillah b. Abdilber en-Nemrî (v. 463) el-İstîâb fî Ma’rifeti’l-Ashâb, I-IV, Beyrût, 1402, thk, Ali Muhammed el-Bicâvî. İbn Abdilganî, Ebû Bekir Muhammed el-Bağdâdî, ( v. 629), Tekmiletü’l-İkmâl, I-V, Mekke, 1410. İbn Adiyy, Ebû Ahmed Abdullah b. Adî b. Abdillah b. Muhammed el-Cürcânî, (v. 365), el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, I- VII, Beyrût, 1409/1988, thk. Yahyâ Muhtâr Gazâvî. ------------, Men Ravâ anhüm el-Buhârî fi’s-Sahîh, Beyrût, 1414, thk. Âmir Hasan Sabri. İbn Ebî Âsım, Amr b. Ebî Âsım ed-Dahhâk, (v. 287), es- Sünne, I-II, Beyrût, 1400, thk. Muhammed Nâsıruddîn el-Albânî. İbn Ebî Hâtim, Ebû Muhammed Abdurrahmân b. Muhammed b. İdris er-Râzî (v. 327) el-Cerhu ve’t-Tâdîl, I-IX, Beyrût, 1271/1952. 177 İbn Ebi’l-Iz, Ali b. Ali b. Muhammed ed- Dımeşkî, Şerhu’l-Akîdeti’t-Tahhavî, Beyrût, 1411/1990,thk. Abdullah b. Abdulhasen et- Türkî, Şuayb el-Arnaût. İbn Hacer, Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askalâni, (v. 852 )el-İsâbe fî Temyîzi’s- Sahâbe, I-VIII, Beyrût, 1412,1992, thk, Ali Muhammed elBicâvî. ------------, Fethu’l-Bârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî, I-XIII, Beyrût, 1379. ------------, el-Îsâr bi Ma’rifeti Ruvâti’l-Âsâr, Beyrût, 1413, thk. Seyyid Kisravî Hasan. -----------, Lisânu’l-Mîzân, I-VII, Beyrût, 1406/1986. -----------, Hedyu’s-Sârî Mukaddimetu Fethi’l-Bârî Şerhi Sahîhi’l-Buhârî, Beyrût, 1379, thk, M. Fuâd Abdulbâkî-Muhibuddin el-Hatîb. -----------, Ta’cîlu’l-Menfaa bi Zevâidi Ricâli’l-Eimmeti’l-Erbaa, Beyrût, t.y. thk. İkrâmullah İmdâdulhak. -----------, Tabakâtu’l-Müdellisîn, Umman, 1403/1983, thk. Âsım b. Abdillah elKaryûtî. -----------, Takrîbu't-Tehzîb, Suriye, 1406/1986, thk. Muhammed Avvâme. -----------, Tehzîbu't-Tehzîb, I-XIV, Beyrût, 1404/1984. İbn Hayyât, Halîfe b. Hayyât Ebû Ömer el-Leysî el-Asfûrî , et-Tabakât, Riyad, 1402/1982, thk.Ekrem Ziyâ el-Ömrî. İbn Hibban, Ebû Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed el-Büstî (v. 354), elMecruhîn, I-III, Haleb, t.y., thk. Mahmûd İbrâhim Zâyid. ---------------, es-Sikât,I-IX, y.y., 1395/1975, thk. es-Seyyid Şerefuddîn Ahmed. ---------------, Meşâhîru Ulemâi'l-emsâr, Beyrût, 1959. İbn Mâkûlâ, Ali b. Hibetillah b. Ebî Nasr (v. 475), el-İkmâli fî ref'i'l-irtiyâb ani'l mu'telef ve'l-muhtelef fi'l-esmâ ve 'l-kunâ, I-VII, Beyrût, 1411. İbn Mencuveyh, Ebû Bekr Ahmed b. Ali el-İsbehânî (v. 428), Ricâlu Sahîhi Müslim, I-II, Beyrût, 1407, thk. Abdullah el- Leysî. İbn Sa'd, Ebû Abdillah Muhammed el-Basrî (v. 230), et-Tabakâtu'l-Kubrâ, IVIII,Beyrût, t. y. ----------- ,et- Tabakâtu 'l-kubrâ el-kısmu'l-mütemmem li tâbîî ehli'l-Medîne ve men 178 ba'dehüm, Medîne, 1408, thk. Ziyâd Muhammed Mansûr. İbnu'I-Cevzî, Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ali b. Mnhammed (508-597), ed-Duafâ ve 'l-metrûkîn, I-II, Beyrût, 1406, thk. Abdullah el-Kâdî. ---------------, Safvetu's-safve, I-IV, Beyrût, 1399/1979, thk. Mahmûd Fâhûrî Muhammed Ravvâs Kal’âcî. İbnu'I-Kayserâni, Ebu'l-Fadl Muhammed b. Tâhir b. Ali eş-Şeybânî elMakdisî(v.507/1113), Tezkiratu 'l-huffaz {Etrafu ehâdîsi Kitâbi 'l-mecrûhîn li İbn Hibban, I-IV, Riyad, 1415, thk. Hamdi Abdulmecid İsmâil es-Selefî ----------- , el-Mu’telif ve’l Muhtelif, Beyrût, 1411, thk. Kemâl Yûsuf el-Hût. İbnu’l-Keyyâl, Ebu’l-Berekât Muhammed b. Ahmed b. Yûsuf ez-Zehebî es-Suğrâ, el-Kevâkibu’n-Neyyirât fî mağrifeti men ithalata mine’r-rûvati’s-sikât, Kuvet, t.y. thk. Hamdi Abdulmecîd es-Selefî. İbn Vehb, Abdullah b. Vehb b. Müslim el-Kureşî, (v. 197) el-kader ve mâ verade fî zâlike mine’l-âsar, Mekke, 1406, thk. Abdulaziz Abdurrahmân, el-Ussîm. Karaçam, İsmaiL, Kur'an-ı Kerîm'in Faziletleri ve Okunma Kâideleri, İstanbul, t.y. Kelâbâzi, Ebû Nasr Ahmed b. Muhammed b. EI-Huseyn el-Buhârî (v. 398), Ricâlu Sahihi 'l-Buhârî (el-Hidâye ve 'l-irşâd fi ma 'rifeti ehli 's-sikâti ve 's-sedâd), I-II, Beyrût, 1407, thk. Abdullah el- Leysî. Mızzî, Cemâluddîn Ebu'l-Haccâc Yusuf b. ez-Zekî Abdurrahman b. Yusuf (v. 742),Tehzfbu'l-Kemâl, I-XXXV, Beyrût, 1400/1980, thk. Beşşâr Avvâd.Mahmûd. Muhammed b. Abdilganî, et-Takyîd ,Beyrût, 1408,thk. Kemâl Yusuf el-Hût. Müslim, Ebu'l-Huseyn Müslim b. el-Haccâc el-Kuşeyrî en-Nisâbûrî (v. 261), Sahîhu Müslim, I-V Beyrût, t.y. ------------ el-Kunâ ve'l-esmâ, I-II, Medîne, 1404, thk. Adurrahîm Muhammed Ahmed el- Kaşgârî. Nesâî, Ebû Abdirrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali (v. 303), Sünenu'n-Nesâî (eI Müctebâ mine's-Sünen), I-VIII, Haleb,1986/1406, thk. Abdulfettah Ebû Gudde.+Halfa, 1383//1964. ----------, ed-Duafâ ve 'l-metrûkîn, Haleb, 1369, thk. Mahmûd İbrahim Zâyid. Nevevî, Muhyiddin Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Şeref (v. 676), Tehzîbu'l-esmâ, IIII,Beyrût,1996. 179 Ömer b.Abdülaziz, er- Risâle fi’r-Red All’l-Kaderiyye, (Josef Von Ess, Anfaenge Muslimischer Teologie içinde) Beyrut, 1977. Öz, Mustafa, İmam-ı Azamın Beş Eseri, çvr. İstanbul, 1992. Rabeî, Ebû Süleyman Muhammed b. Abdillah b. Ahmed (v. 379), Târîhu mevlidi'l ulemâ ve vefeyâtihim, I-II, Riyad, 1410, thk. Abdullah Ahmed Süleyman elHamd. Sâlih, Subhî, Hadis İlimleri ve Hadis lstılahları, trc. M Yaşar Kandemir, Ankara, 1988. Suyûtî, Ebi'l-Fadl Celâluddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr b. Muhammed eş-Şafiî (v.911), " Tabakâtu'l-huffâz, Beyrût, 1403. --------------, el-Leâli'l-masnûa fi'l-ehâdîsi'l-mevzûa, I-II, Kâhire, 1317. Taberânî, Ebu'l-Kâsım Süleymân b. Ahmed b. Eyyûb (v. 360), el-Mu'cemu'lkebîr,I-XX, Musul, 1404/1983. -------------, el-Mu'cemu'l-evsat, I-X, Kâhire, 1415. Tatlı, Bekir, Hadis Tekniği Açısından Cibrîl Hadisi ve İslam Düşüncesine Yansımaları (Doktora Tezi).Ankara, 2005. Tirmizî, Ebû Îsâ Muhammed b. Îsâ (v. 279), el-Câmiu 's-Sahîh (Sünenu 't Tirmizî), I-V, Beyrût, t.y. Topaloğlu, Bekir, Kelam İlmi (Giriş), İstanbul, 1991. Trablusî, İbrâhim b. Muhammed b. Halil (v. 841), el-İğtibiit li ma'rifeti men rumiye bi 'l-ihtilât, Zerka, t.y., thk. Ali Hasen Ali Abdullamîd. Ukaylî, Ebû Ca'fer Muhammed b. Amr b. Mûsâ (v. 322), ed-Duafâu'l-kebîr, IIV,Beyrût,1404/1984. Vâsıtî, Eslem b. Sehl er-Rezzâz el-Vâsıtî (v. 292). 'Târîhu Vâsıt, Beyrût, 1406. Zehebî, Şemsüddin Ebû AbdiIlah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymaz (v. 748), Siyeru a'lâmi'n-nubelâ, I-XXIll, Beyrilt, t.y. --------------, Mîzânu 'l-i 'tidal fî nakdi 'r-ricâl, I-VIII, Beyrût, 1995. --------------, el-Kâşif fî ma'rifeti men lehû rivâyetun fi'l-Kütübi's-sitte, I-II, Cidde,1413/1992, thk. Muhammed A vvâme. ---------------, Zikru esmâi men tukullime fîhi ve huve muvessekun, Zerkâ, 1406, thk. Muhammed Şekûr Emrîr el-Meyâdînî. -------------, el-Muktenâ fi serdi'l-kunâ, I-II, Medîne, 1408, thk. Muhammed Sâlih 180 Abdulazîz. -------------, el-Muğnî fi'd-duafâ, I-II, t.y. y.y., thk. Nureddin ltr. -------------, er-Rûvâtu’s-sikâtu’l-mütekellemu fîhim bimâ lâ yûcebu redduhum,Beyrût, 1992, thk. Muhammed İbrâhîm el-Mevsılî. -------------, Tabakâtu’l-Muhaddisîn, Ammân, 1404, thk, Hemmâm Abdurrahim Saîd. Sâbûnî, Mâtürîdiyye Akaidi, trc. Bekir Topaloğlu Ankara, 1991. Yeprem, Saim,İrâde Hürriyeti ve İmâm Mâtürîdî, İstanbul, 1984. 181 Arslan, Murat, Kırk Gün Hadisi’nin Sened ve Metin Yönünden Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi,Danışman: Prof. Dr. Kâmil Çakın, 181 s. ÖZET Kırk Gün Hadisi adını verdiğimiz hadisi çalışmamıza konu edinmiş bulunmaktayız. Daha çok hadisimizin hadis kitaplarındaki rivâyetlerini tespit ve râvîleri bakımından durumlarını incelemeye çalıştığımız tezimizde, kısa bölümler halinde metin tahlillerine ve farklılıklarına yer verdik. Bazı değerlendirmelerde bulunduk. Bu çalışma kısa bir Giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde hadisimizi ortay koymaya ve tanımaya ayırdık. Birinci bölümde hadis kitaplarından tespit ettiğimiz kırk iki rivâyeti sened ve metinleri ile sıralayıp Türkçe anlamlarını verdik. Sıralamada hadis kitaplarının müelliflerinin vefat tarihini esas aldık. Yine isnadları yer aldıkları müelliflerin eserlerini belirterek şemalarda göstermeye çalıştık. Buna göre üç sahabiden gelen tarîklerde sahabeden İbn Mesûd daha çok yer alırken ondan nakillerde A’meş öne çıkmıştır. İkinci bölümde daha önce isnadlarda geçen râviler hakkında edindiğimiz bilgiler ışığında rivâyetlerin sıhhatleri konusunda değerlendirmelerde bulunduk. Bu değerlendirmelerden hareketle hadimsizin maddi yapısının iyi olduğunu söyleyebiliyoruz. Üçüncü bölümümüzde metin farklılıklarını, lafız ve anlam değişimini ve metinlerden çıkarılabilecek ana temalar gibi konuları gözlemlemeye çalıştık. Burada en zengin metin ve lafız biçimlerinin İbn Mesûd rivâyetleri olduğu görülmüştür. Ancak diğer sahabilerden gelen tarîklerinde manayı tahsil edecek niteliklerde olduğunu da belirtmek gerekir. Dördüncü ve son bölümde rivâyetin bazı unsurlarını ele aldık ve üzerlerinde söylenen eski ve yeni kısmî yorumlara yer verdik. Çalışmamız esnasında hadisimiz üzerinde erken dönemde oluşan kanaate, hadis tekniği açısından yaklaştığımızda günümüzde de aynen ulaşıldığını ifade edebiliriz. Arslan, Murat, The İnvestigation of the Fate Hadith With Respect to Isnad and Matn, Master’s Thesis, Advisor: Prof. Dr. Kâmil Çakın, 181 p. ABSTRACT Given as the name hadith of forty days has been issue in our studies. Especially, in this study we investigated books of hadith and situation of its messanger. We mentioned text analysis and differences of them as in the short parts. Some evaluations was done. This study has a small introduction and four sections. We defined the hadith in the introduction. In the first section, from the hadith books we determined forty two hadith with texts and rumuors which was enumerated and turkish meanings of them was given. In the sequence of rumuors we based on the death date of the writers of the hadith books. According to this in this explanations while İbn Mesûd was taking more place, A’meş was the one known well. In the second section, according to information we get about the meesengers, in hadith, we have made some assesment about validity of them. And through this assisment, it can be said that our hadith is strong in terms of its physical technique. İn the third section, we tried to search text differences, changes, meaning and some main themes of these texts. Here it has been seen that the richest text and word kinds are rumours of İbn Mesûd. But it must be stated that other rumours can oloso give the meaning. In the fourth and last sectioni we have to take up some copenent of the hadith we explained some of the old and new information. We can inform that during our studies today, we’ve got the same influence as old days about our hadith in terms of its physical shape.