25.11.2013 Merkez Bankası’nın en son aldığı kararlar neye işaret ediyor? Anahtar Sonuç: En basit anlatımıyla, son kararlar, daha az ek parasal sıkılaştırma (EPS) ve daha yüksek ağırlıklı ortalama fonlama faizine işaret ediyor. Görünüm Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) en son yaptığı açıklamalarda esas takip ettiğinin enflasyon dinamikleri olduğunu, büyümede potansiyel bir sorun görmediğini yineledi. Bu açıdan, büyümede öncül göstergeler olan sanayi üretimi ve PMI gibi rakamlarda sezonsal olarak yavaşlama gözlendiyse de büyümede majör bir düşüş olmadığına dikkat çekti. Dış dengede ise cari işlemlerde, çarı açıkta -altın hariç hesaplandığında- bir iyileşme olduğunu belirtti. Hâlihazırda, enflasyon, Para Politikası Kurulu’nun en çok üzerinde durduğu konu. Burada özellikle arz şokundan kaynaklanan, işlenmemiş gıdalardaki fiyatların artışına dikkati çekiyorlar. Özellikle Ekim ayında beklentilerin üzerinde gerçekleşen enflasyonda, işlenmemiş gıda fiyatlarında -kümülatif olarak hesaplamada- artışın yüzde 15’i aşması etkili olmuş. Öte yandan kur geçişkenliği sebebiyle, Haziran ayından beri hizmet fiyatlarından ziyade temel gıdaların fiyatları fırlamış görünüyor. Sezonsal olarak hesaplandığında 3-aylık ortalama enflasyon, yıllık bazda Mayıs ayındaki yüzde 3 seviyesinden Ağustos sonunda yüzde 12’ye fırlarken hizmet enflasyonunda artış yüzde 6 seviyelerinde kalmış. Bununla beraber, ithalat fiyatları da, Türk lirası bazında bakıldığında, Eylül-Ekim aylarında tavan yapmış görünüyor. Para Politikası En son yapılan para politikası toplantısında sıkılaştırıcı yönde karar alındı. TCMB Haziran ayından beri gerçekleşen sermaye çıkışlarının döviz piyasasında yarattığı etkiyi azaltmak için 12 milyar doların üzerinde doğrudan döviz satışı yapmış. Daha önce piyasaya duyurduğu ROK ve döviz munzam karşılıkları araçları sayesinde de 64 milyar doların üzerinde 1 döviz likiditesi çekmiş. Bu konvansiyonel araçlar sayesinde doğrudan döviz satışları çok yüksek montanda olmak zorunda kalmamış. TCMB Mayıs ayından beri aldığı sıkılaştırıcı yönde tedbirlerin piyasada 350 baz puanlık bir sıkılaştırmaya yol açtığını belirtiyor. Şu anda para politikası faiz oranlarında üç faiz türünden bahsediyor: BIST Bankalararası gecelik faiz oranı, BIST repo-ters repo faiz oranı ve TCMB ortalama fonlama faizi. Artık bizim göz önünde bulundurmamız gerekenin BIST Bankalararası gecelik faiz oranları olduğunu belirtiyor. Burada birazdan açıklayacağımız sebeplerden dolayı bu faiz yüzde 7.75’e yaklaşacak. Yine haftalık faiz oranı, ortalama fonlama faizi ve gecelik repo oranlarında da biz piyasa faiz göstergesi olması açısından 5 günlük hareketli ortalama gecelik repo faiz oranlarını takip edeceğiz. Burası da yüzde 7.75’e yaklaşmış durumda zaten. TCMB’nin en son aldığı kararla artık aylık repo ihalelerini sonlandırması sonucunda BIST Bankalararası piyasada gecelik faiz oranları yüzde 7.75’e yaklaşacak. 1 haftalık repo ihalelerinin montanı zaten sene sonu için 10 milyar TL olarak limitlendirilmiş idi; burada yüzde 4.5 faizden sene sonuna kadar sadece 10 milyar TL fonlanacak; bu da artık bizim yüzde 4.5’i politika faizi olarak kabul etmeme sebebimiz. Öte yanda 1-aylık repo ihaleleri kaldırıldı. Bu durumda piyasa gecelik fonlanmanın ağırlığı artacak. Böylece ek parasal sıkılaştırma yapılmasına daha az ihtiyaç duyulacak. Diğer gelişmekte olan ülke piyasalarıyla karşılaştırıldığında Türkiye piyasasında sıkılaşmanın hem 3 aylık hem de 2 yıllık faizlerde diğer ülkelerden açık ara önde olduğu görülüyor (350 baz puan artışla). Finansal Koşullar Endeksinde de ciddi bir sıkılaşma var, buna paralel olarak kredi büyümesinde yavaşlama olacak. EEC Yorum: TCMB daha çok likidite yönetimini değiştirerek piyasadaki faizleri etkileme yolunu seçti. Son açıklamalarıyla, ortodoks-olmayan politikadan daha basit ve anlaşılır bir para politikasına 2 doğru geçiş sürecinde olduğunu anlıyoruz. Yani birkaç faiz oranı kullanmaktan ziyade artık tek bir faiz oranı kullanımına doğru yol alınıyor. Burada sıkılaştırmanın sinyallerini vermesi açısından yüzde 7.75’in belirtilmesi önemli. Ancak, hala temkinli politika duruşu devam ediyor. Bunun arkasında yatan esas sebep ise ABD Merkez Bankası (Fed)’nın para politikasında yapacakları konusunda kesin bir takvim belirlememiş olması. Bizim en son Fed tutanaklarından anladığımız, üyelerinin bu konuda da belirlilik yaratmak adına bir aksiyon almak istedikleri. Bu bağlamda varlık alımlarında azaltımı belli bir takvim açıklayarak yapma konusundaki tartışmaları çok çok olumlu bulduk; piyasada yarattığı panik havasını önemli ölçüde sabitleyecektir. Eğer Fed böyle bir takvim programı açıklar ve bunu yapmayı da Mart ayına sarkıtırsa TCMB’de yüzde 7.75 faizi daha fazla yükseltme ihtiyacı içerisine girmeyebilir. TCMB açısından en önemli gelişme artık politika faizinin yüzde 4.5 olarak telaffuz edilmeyeceği oldu. Şu anda halihazırda bu yüzde 4.5 faizin orada durmasının tek sebebi ani bir şekilde bankacılık sektörüne zarar vermek istemiyor olmaları; bu da olumlu bir adım ve yaklaşım. Bundan sonra doğrudan döviz satışları miktarını arttırdığı günleri ek parasal sıkılaştırma olarak adlandıracağız. 3