2015 ı. çeyrek strateji raporu

advertisement
2015 I. ÇEYREK
STRATEJİ RAPORU
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
2015
I. ÇEYREK
İÇİNDEKİLER
SAYFA NO
YÖNETİCİ ÖZETİ
2
KÜRESEL GÖRÜNÜM
4
TÜRKİYE EKONOMİSİ
8
VARLIK YÖNETİM MODELİ
14
HİSSE SENEDİ
15
SABİT GETİRİLİ YATIRIMLAR
17
KIYMETLİ MADENLER
17
DÖVİZ SEPETİ
18
BMD HİSSE SENETLERİ MODEL PORTFÖY
18
1
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
2015
I. ÇEYREK
YÖNETİCİ ÖZETİ
ABD dışındaki gelişmiş ülkelerde büyümeye dair endişeler devam ederken, gelişmekte olan ülkelerde de
ekonomik görünüm fazla umut verici değil. Gelişmiş ekonomiler arasında sadece ABD’den gelen veriler olumlu
sinyaller verirken, Japonya ve Avro Bölgesi ekonomileri ile ilgili endişeler devam ediyor. Yılın ilk çeyreğinde son 3
yılda ilk kez küçülen ABD ekonomisi, üçüncü çeyrekte ise %5 büyüme ile aynı zamanda son 11 yılın en hızlı
büyümesini yaşadı. Tahvil alım programını geçtiğimiz yılda sonlandıran Fed’in faiz artırımlarına en geç 2015 yılının
ilk yarısından sonra başlayacağına artık kesin gözüyle bakılıyor. Diğer yandan piyasalar açısından faiz artırımına ne
zaman başlanacağından çok faiz artırımlarının ne hızla yapılacağı daha önemle takip edilmelidir. Büyümesi
zayıflayan Avro Bölgesi yılın ikinci çeyreğinde sadece %0,1 büyürken, üçüncü çeyrekte ise bu oran %0,2 olabildi.
Avrupa’da zayıf petrol fiyatları enflasyon beklentilerinde düşüş riskini artırmakta ve bu durumun AMB’nin 22
Ocak’ta gerçekleştireceği toplantısında parasal genişlemeye gidilmesini desteklemesi bekleniyor. Japonya’da son iki
yılda uygulanan ekonomik önlemler başarılı sonuç vermemekte ve Japonya ekonomisi önceki çeyrekte yaşanan sert
daralmanın ardından yılın üçüncü çeyreğinde %1,9 daralarak resesyona girmiş bulunmaktadır. Uygulanan
ekonomik politikaların başarılı olmaması sonucunda 14 Aralık tarihinde Japonya’da erken genel seçimlere gidildiyse
de Başkan Abe seçimlerden zaferle çıkarak tekrar görevine devam etmektedir. Son dönemde küresel büyümenin
istenen seviyelerde olmaması sonucunda petrol fiyatları başta olmak üzere hızla düşen emtia fiyatlarının emtia
ihracatçısı ülkelerin ekonomilerini olumsuz, Türkiye gibi enerji dış ticaret açığı yüksek ülkelerinkini ise olumlu
etkilemesi beklenmektedir. Petrol fiyatlarındaki düşüşte OPEC’in Kasım ayı toplantısında petrol arzını düşürmeme
kararı almasıyla birlikte OPEC dışı petrol üreticilerinin küresel petrol arzı payının artıyor olması ve küresel
büyümeye dair endişeler temel sebepler gibi görünüyor. Enerji ihracatına aşırı bağımlı Rusya ekonomisinde
Ukrayna konusunda yaşanan gerginlikler ve petrol fiyatlarındaki düşüş sonucunda Rus para birimi Dolar karşısında
aşırı değer kayıpları yaşamakta ve enflasyon oranı yükselmektedir. Bu durumla mücadele edebilmek için Rusya
Merkez Bankası, 15 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirdiği toplantısında, gösterge faiz oranını %10,5’ten %17
seviyesine yükseltmiştir. Buna rağmen, Rus Rublesi’nin Dolar karşısında oldukça dalgalı seyretmeye devam
etmesinin ardından Rusya hükümeti ve Merkez Bankası’nın Ruble’yi korumak için bankaları ve ihracatçı şirketleri
koruyan bir takım tedbirler alacakları yönünde açıklamaları da oldu. Büyümesi son yıllarda kademeli olarak
yavaşlayan Çin’de ise 2014 yılı son çeyrek büyümesinin 1990 yılından bu yana en düşük yıllık büyüme olması
bekleniyor.
Yılın üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi beklentilerin altında ve %1,7 büyürken ilk iki çeyrek büyüme oranları
da sırasıyla %4,7’den %4,8’e ve %2,1’de %2,2’ye revize edildi. 2014 yılının ilk üç çeyreğinde büyüme ihracat ve
devlet harcamalarının etkisiyle %2,8 olarak gerçekleşti. Ancak, önümüzdeki dönemlerde jeopolitik riskler sebebiyle
toparlanmasında zayıflama beklenen AB ile son zamanlarda Ruble’deki değer kaybı sonucunda Rusya’ya
ihracatımızdaki ciddi gerileme büyümemizin önündeki aşağı yönlü risklerin başında gelmektedir. Aralık ayı TCMB
beklenti anketine göre 2014 yılı büyüme tahmini %3, OVP’ye göre ise %3,3’tür. Aralık 2014 verileri itibarıyla TÜFE
%8,17’ye gerilerken yıllık Yİ-ÜFE de %6,36 olarak gerçekleşti. Yılın ikinci yarısında politika faizini %8,25’te sabit
bırakan TCMB, en son Ağustos ayında gecelik ve geç likidite faiz koridorlarının üst bandında 75’er baz puanlık
indirime gitmişti. Ancak, küresel likidite seyrinde olumlu gelişmeler yaşanması, enflasyonda düşüş ve büyümede
istikrarlı seyirin öngörülmesi halinde 2015 yılının ilk yarısında TCMB’nin faiz indirimleri yapması beklenebilir. Bütçe
tarafında, Ocak-Kasım döneminde göre bu yıl 11,3 milyar TL bütçe açığı verildi. Yılsonu bütçe açığı 24,4 milyar TL
olarak planlanmıştı ve bu hedefe ulaşılmasını beklemekteyiz. Ekim ayında 12 aylık kümüle cari işlemler açığı 45,8
milyar $ ile Aralık 2010’dan bu yana en düşük seviyeye geriledi. Cari açıktaki iyileşmenin enerji fiyatlarındaki
düşüşle önümüzdeki dönemlerde daha da iyileşmesini beklemekteyiz. Diğer yandan, işsizlik oranı ise son açıklanan
verilere göre Eylül ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,3 puan ve bir önceki aya göre 0,4 puan artış
göstererek aynı zamanda da yılın en yüksek seviyesi olan %10,5 seviyesinde bulunuyor.
2
09.01.2015
2015 yılı ilk çeyreği için BİST Sınaî Endeksinin şu anda seyretmekte olduğu 75 bin – 80 bin bandında hareketine
devam etmesi durumunda, hisse senedine %35, sabit getirili menkul kıymetlere %50, kıymetli madenlere %5 ve
döviz sepetine %10 ağırlık verilerek Varlık Yönetim Modeli portföyümüzü çeşitlendirmekten yanayız. Bir önceki
çeyrekte sınaî endeksi 75 bin seviyesinin üzerinde iken varlık dağılımı önerimizi %20 hisse, %55 SGMK , %10
kıymetli madenler ve %15 döviz sepeti olarak belirlemiştik. 2015 yılının ilk çeyreği için ise model portföyümüzdeki
SGMK, Kıymetli Madenler ve Döviz Sepeti ağırlıklarının her birini %5 azaltarak, hisse senedi ağırlığını %35’e
yükseltiyoruz. 2014 yılında Varlık Yönetim Modeli portföyümüz yıllık %15,91 getiri ile sabit getirili, döviz sepeti ve
kıymetli madenlerin yıllık getirisinin oldukça üzerinde performans sergilemiştir. Burada BMD Hisse Senetleri Model
portföyümüzün aynı zamanda BİST Sınai endeksinin %27 olan yıllık performansının da oldukça üzerinde ve yıllık
%39’a yakın getiri sağlamış olmasının etkisinin önemli olduğu görülmektedir.
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
3
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
KÜRESEL GÖRÜNÜM
Kasım ayında 2014 yılı küresel büyüme tahminini %3,3’den %3,2’e revize etmiş olan OECD, Aralık ayında
yayınladığı raporunda gelişmekte olan ekonomilerle ilgili büyüme tahminlerindeki bozulmaya dikkat çekti.
Kurumun büyüme tahminleri incelendiğinde geçtiğimiz son 4 yılda yapılan büyüme tahminlerinin, her bir yıl için yıl
sonuna yaklaşıldıkça gelen büyüme verileri ışığında aşağı doğru revize edildiğine tanık oluyoruz. Raporda büyüme
oranı tahmininde yapılan son değişiklik, beklentilerin altında büyüyeceği ön görülen gelişmekte olan ülke
ekonomilerine bağlanmış. ABD’nin ve İngiltere’nin 2014 yılı üçüncü çeyreğinde göstermiş oldukları performans
2015 için para politikasında değişime gidebilecek iki önemli Merkez Bankasını işaret ederken aynı zamanda da iki
çiçekle gelemeyen baharı temsil etmekte. 2015 için ABD’nin ekonomik büyüme tahmini %3,1, Avro Bölgesinin ve
Japonya’nın sırasıyla %1,1 ve %0,8 olarak, Çin’in %7,1, Hindistan’ın %6,6, Brezilya’nın %1,5 ve Türkiye’nin de %3,2
olarak belirlenmiş.
Gelişmiş ekonomiler arasında ABD ve İngiltere’den gelen veriler küresel ekonominin seyriyle ilgili olumlu
sinyaller verirken, Avrupa Bölgesinde zayıf toparlanma bölgeyi deflasyon riskiyle başbaşa bırakmış durumda.
Ekim ayında tahvil alım programını sonlandıran FED’in faiz artırımlarına 2015’in ikinci yarısı itibari ile başlayacağı
düşüncesi piyasalarda hakim olmaya başladı. İngiltere için %2 üzerinde enflasyon oluşması durumunda yapılacağı
düşünülen faiz değişikliği yine 2015 sonlarına doğru gerçekleşebilir. Toparlanma konusunda ABD ve İngiltere’nin
çok arkasında kaldığına şahit olduğumuz Avrupa Birliğinde ise durumların tam tersi olduğunu söyleyebiliriz.
Deflasyon riski ile karşı karşıya olan bölge için Avrupa Merkez Bankası’nın 22 Ocakta gerçekleştireceği toplantı
büyük önem arz ediyor. Geniş kapsamlı bir parasal genişleme paketinin bu toplantıda açıklanması muhtemel
gözükmekte. Bununla birlikte Avrupa Bölgesinde Yunanistan’la başlayan yoğun bir seçim takviminin de başladığını
görüyoruz. Yunanistan’ın üyelikten çıkmasının tekrar güneme geldiği, krizin Avrupa Bölgesinde derinleşmesinin
ardından yapılacak bu seçimler ile Avrupa para birliğinin ne kadar sağlam olduğu bir kez daha test edilecek
diyebiliriz. Japonya’da ise erken seçime giderek daha büyük bir destekle iş başı yapan Başbakan Shinzo Abe hem
para politikasında hem de mali potikada ekonomiye destek olmak konusunda kararlı gözüküyor.
Merkez Bankalarının kararları ve para politikalarının birbirinden ayrışmaya başladığı şu dönemde Çin’in ve diğer
gelişmekte olan piyasaların büyüme konusunda momentum kaybediyor olması küresel büyüme potansiyelini
baskı altına almış durumda. Son birkaç yıldır Çin’in potansiyelinin altında büyüyor olması ve ekonomik
göstergelerin dalgalı seyir izliyor olması küresel büyümenin lokomotiflerinin yavaşlıyor olduğunu işaret ediyor.
Bunun ötesinde petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş yüksek petrol gelirleri olan gelişmekte olan ülkeleri ekonomik ve
politik baskı altına iterken, üretim gelirleri olan ve petrole bağımlı gelişmekte olan ülkelere ise olumlu yansıyacak.
Diğer yandan, AB ülkeleri ve ABD ile Rusya arasında gerilimin artması olasılığı, Irak ve Suriye bölgesinde IŞİD ile ilgili
gelişmeler, petrol fiyatlarının düşüyor olmasının yaratabileceği halk ayaklanmaları, henüz piyasaların fiyatlamaya
gitmediği üzerleri tülle örtülmüş büyük sorunlar ve 2015 içerisinde piyasaların önüne sıkça çıkabilecek engeller
olarak sıralanabilir.
4
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
ABD
2014 yılı üçüncü çeyrek büyüme oranı (%5) ile göz dolduran ABD ekonomisi momentum kazanmaya devam
ediyor. İstihdam ve büyüme verilerinde de toparlanma sinyalleri vermekte olan ABD, genişleyici para politikasında
son dönemeçlerde diyebiliriz. 2015 için de çarpıcı bir büyüme gerçekleştirmesi beklenen ABD için şu an en büyük
tehditlerden biri hızla değer kazanmaya devam eden ABD Doları bir diğeri ise küresel büyümede gözlemlenen zayıf
toparlanma olarak gözüküyor. Henüz gündeme gelmemiş olsa da 2015 kur savaşlarının tekrar konuşulmaya
başlandığı yıl olma potansiyeline sahip.
Ekim ayında tahvil alım programını sonlandıran Fed’in faiz artırımlarına ne zaman başlayacağı ile ilgili belirsizlik
devam ediyor. Petrol fiyatlarındaki sert düşüşle birlikte dünyada deflasyon risklerinin artıyor olduğu bu dönemde
FED’in faiz artırımları konusunda daha temkinli olması muhtemel gözüküyor. Dolayısıyla FED’in faiz artışı
konusunda çok agresif olmayacağını ve çizdiği yol haritasına uymak adına (geçtiğimiz dönemler bize FED’in yol
haritası konusunda ne kadar kararlı olduğunu gösterdi) 2015’in ikinci yarısı itibarı ile yapacağı 25 baz puanlık artışı
yeterli bulacağını düşünmekteyiz.
AVRO BÖLGESİ
Yılın ikinci çeyreğinde sadece %0,1’lik bir büyüme kaydeden Avro Bölgesi üçüncü çeyrekte ise %0,2 büyüyebildi.
Toparlanma konusunda ABD ve İngiltere’nin çok arkasında kaldığına şahit olduğumuz Avrupa Birliğinde sorunlar
bitmek bilmiyor. Zayıf toparlanma ve Avrupa Merkez Bankasının geciken genişleme politikaları neticesinde bölge
zayıf büyüme ve artan işizlik akabinde deflasyon riski ile karşı karşıya kalmış durumda. Yılın ilk çeyreğinde kapsamlı
bir genişleme programı açıklayacağı düşünülen bankanın, 22 Ocakta gerçekleştireceği toplantı bu bakımdan büyük
önem arz ediyor. Zaten uzun süredir düşük enflasyon ortamında bulunan bölge için petrol fiyatlarındaki sert düşüş
ve gelişmekte olan ülke para birimlerindeki değer kayıpları deflasyon risklerini daha da artırmış durumda.
Açıklanacak parasal genişlemenin fayda sağlamaması durumunda ikinci planda yine Merkez Bankası tarafından
finanse edilmesi gerekecek mali genişleme politikaları, Almanya’nın kesinlikle istemeyeceği bir durum. Dolayısıyla
Avrupa Merkez Bankasının birinci planının işe yarayabilmesi için elini çabuk tutmaya çalışacağını söylemek
mümkün. Yoğun bir seçim takvimine de girecek olan bölge için deflasyon ve seçim sonuçlarının yaratabileceği
risklere ek olarak Rusya ile yaşanmakta olan gerginlik de endişe verici. Zira enerji ihtiyaçlarının önemli bir
bölümünü Rusya’dan karşılayan bölge için 2015 kışının nasıl geçeceği de önem arz etmekte.
JAPONYA
Japon ekonomisi 2014 yılı üçüncü çeyreğinde önceki çeyreğe göre %1,9 küçülerek vergi artırımı beklentisinin
harcama alışkanlıklarına nasıl büyük bir etki yapmış olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Aralık ayında erken
seçimle daha büyük bir destekle iş başı yapan Başbakan Shinzo Abe hem para politikasında hem de mali potikada
ekonomiye destek olacak kararlar almak konusunda kararlı gözüküyor. 2015’te yapılacak tüketim vergilerini
erteleyerek ve kurumsal vergi oranlarını düşürerek işe başlayan Başbakan, Ocak ayı içerisinde onaylanması
beklenen 29 milyar dolar tutarında da bir genişleme paketi teklifini de meclise sunmuş bulunuyor. Bunun sonucu
olarak Yen’in değer kaybetmesi ve sanayi üretiminin hızlanması, büyümenin ivmelenmesi ve önümüzdeki yıl
içerisinde %2 enflasyon hedefine ulaşılması beklenmektedir. Ayrıca Fukişima faciası ardından nükleer santrallerini
kapatmış olan ülke için düşmekte olan petrol fiyatlarının pozitif etkisi olduğunu söylemekte fayda var.
5
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
ÇİN
Yılın üçüncü çeyreğinde %7,3 büyüyen Çin’de son gelen veriler, ekonomideki zayıflamanın devam ettiğini
gösteriyor. Başta konut piyasası ve ona bağlı diğer sektörlerde yavaşlama olmasıyla birlikte, cansız iç talep
sebebiyle ithalatta yaşanan gerileme enflasyonun da düşük seyretmesine sebep oluyor. Diğer yandan, son gelen
ekonomik verilerin aşırı dalgalanıyor olması istikrarlı büyüme sağlanması ile ilgili riskler olduğunu gösteriyor. OECD
Aralık ayında Çin için 2014 ve 2015 yılları büyüme tahminlerini %7,4 ve %7,3’ten %7,1 ve %6,9’a indirdi. Ancak
petrol fiyatlarındaki hızlı düşüş Çin’de ekonomik aktiviteye momentum kazandıracak bir gelişme olarak
değerlendirlebilir.
DİĞER GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLER
Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerginlik sonucunda uygulanan ambargo programları ve petrol
fiyatlarındaki sert düşüş sonunda Rubleyi vurdu. AB ve ABD’nin Rusya’ya karşı finansman erişimi konusunda
yaptırım uygulama kararı ve ardından petrol fiyatlarındaki sert kayıplar Rusya piyasalarında sert düşüşlere sebep
oldu. En son Rusya Merkez Bankası Ruble’deki değer kayıplarının ardından faizleri %10,5 seviyesinde %17
seviyesine çekmek zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Vladimir Putin yaptığı konuşmada Rusya’nın önümüzdeki iki yıl
içinde küçüleceğini ancak sonrasında bir toparlanma olacağını belirtti. Rusya Ukrayna arasındaki gerginlik 2015 için
küresel piyasaların en önemli risklerinin başında geliyor.
Önceki çeyrekte küçük de olsa büyümeye geçen Brezilya ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde %0,2 daraldı. İkinci
çeyrekte az da olsa büyüme kaydeden ülke teknik resesyondan henüz yeni çıkmışken emtia fiyatlarındaki düşüş
ekonomik görünümü olumsuz etkilemekte. Emtia fiyatlarındaki düşüş Brezilya’da zayıflamanın 2015 için de devam
edeceğine işaret ediyor. Politika faizi %11,75 ile oldukça yüksek seyrederek yatırım faaliyetleri ve ekonomik
aktiviteyi zayıflatırken, küresel emtia fiyatlarının düşük seyrediyor olması da emtia ihracatçısı Brezilya için
olumsuzdur.
Hindistan’da genel seçimlerin ardından göreve gelen Başbakan Mondi ile birlikte yeni reformlarla yol almaya
başladı. Yeni hükümet enflasyon ve bütçe açığını kontrol altına alıp yatırımcıları da güven altına alıcı çalışmalar
yapmayı hedeflemektedir. Üçüncü çeyrekte %5,3 büyüyen Hindistan ekonomisi momentum kazanmaya devam
ediyor. Hindistan Merkez Bankası Ocak ayından beri politika faizini %8 seviyesinde tutmaktadır. Banka ayrıca
enflasyon baskıları azaldığı ve ekonomideki ılımlı gidişat devam ettiği sürece daha fazla sıkılaştırıcı politikalara
gitmeye gerek olmayacağını belirtilmiştir. Emtia fiyatlarındaki geri çekilmede göz önüne alındığında 2015 ilk
yarısında faiz indirimi gelebilir.
EMTİA PİYASASI
Zayıf talep koşulları ve dolardaki değerlenme sonucunda yılın son çeyreğinde başta küresel enerji fiyatları olmak
üzere metal fiyatlarında da aşağı yönlü seyir yaşanırken, tarım ve gıda fiyatları ise yatay ve hafif yukarı yönde
hareket etti. Yılın ilk yarısında Bloomberg küresel enerji emtia fiyatları endeksi %6,6 değer kazanmışken, ikinci
yarıda ise ilk yarıya göre %43’e yakın değer kaybetti. Son dönemde küresel büyümenin istenen seviyelerde
olmaması sonucunda petrol fiyatları başta olmak üzere hızla düşen emtia fiyatlarının emtia ihracatçısı ülkelerin
ekonomilerini olumsuz, Türkiye gibi enerji dış ticaret açığı yüksek ülkelerinkini ise olumlu etkilemesi bekleniyor.
Petrol fiyatlarındaki düşüşte küresel büyümeye dair endişeler ve OPEC’in Kasım ayı toplantısında petrol arzını
düşürmeme kararı almasıyla birlikte OPEC dışı petrol üreticilerinin küresel petrol arzı payının artıyor olması temel
sebepler gibi görünüyor. Bloomberg küresel tarım ve gıda emtia fiyatları endeksleri, yılın ilk yarısında sırasıyla %7,4
ve %10,2 artış ve ikinci yarıda ise ilk yarıya göre sırasıyla %16,5 ve %14,6 düşüş gösterdi. Bloomberg küresel
endüstriyel metal emtia ve değerli metal emtia fiyatları endeksleri ise, yılın ilk yarısında sırasıyla %2 ve %7,7 artış ve
ve ikinci yarıda ilk yarıya göre sırasıyla %9,3 ve %14,6 azalış gösterdi.
6
2015
Enerji
Tarım
Gıda
Kaynak: Bloomberg, BMD Araştırma
7
Endüstriyel Metaller
Değerli Metaller
Aralık 14
Eylül 14
Haziran 14
Mart 14
Aralık 13
Eylül 13
Haziran 13
Mart 13
Aralık 12
Eylül 12
Haziran 12
Mart 12
Aralık 11
Eylül 11
Haziran 11
Mart 11
Aralık 10
Eylül 10
Haziran 10
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
200
Emtia Fiyat Endeksleri ($)
180
160
140
120
100
80
60
40
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
I. ÇEYREK
TÜRKİYE EKONOMİSİ
TEMEL MAKRO EKONOMİK VERİLER
BÜYÜME
GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla)
GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)
Kişi Başına Milli Gelir (GSYH, $)
GSYH Büyümesi (%)
Toplam Tüketim Büyümesi (%)
Kamu
Özel
Toplam Sabit Sermaye Yatırımı Büyümesi
Kamu
Özel
TÜFE Yılsonu (%)
GERÇEKLEŞME
2011 G
2012 G
1.298
1.416
776,7
786,0
10.503
10.497
8,8%
2,2%
5,8%
0,2%
4,7
6,4
7,8
-0,5
18,6
-2,2
-0,1
10,5
22,4
-4,8
10,5%
6,2%
2013 G
1.565
822,0
10.807
4,1%
5,2%
7,1
4,9
4,5
20,7
0,7
7,4%
ORTA VADELİ PROGRAM
2014 T
2015 P
2016 P
2017 P
1.764
1.945
2.150
2.370
810,0
850,0
907,0
971,0
10.537
10.936
11.541
12.229
3,3%
4,0%
5,0%
5,0%
1,9%
3,8%
4,0%
3,9%
4,5
2,2
3,8
3,3
1,6
4,0
4,0
4,0
-1,8
4,2
8,9
9,3
-0,9
-2,1
7,2
3,3
-2,1
6,1
9,3
10,9
9,4%
6,3%
5,0%
5,0%
2015
Kaynak: TC Kalkınma Bakanlığı, BMD Araştırma
Yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sabit fiyatlarla GSYH beklentilerin altında ve %1,7
artarken yılın ilk iki çeyrek büyüme oranları da sırasıyla %4,7’den %4,8’e ve %2,1’de %2,2’ye revize edildi. 2013
yılında iç talep kaynaklı %4,1 büyüme yakalanmışken, 2014 yılının ilk üç çeyreğinde ise büyüme ihracat ve devlet
harcamalarının etkisiyle %2,8 olarak gerçekleşti. Yılın ilk çeyreğinde, hane halklarının yurtiçi tüketimi %3,3
artmışken, ikinci ve üçüncü çeyreklerde sadece %0,5 ve %0,2 artabildi. Devlet harcamaları ise yılın ilk çeyreğinde
%9,2 artmışken, ikinci ve üçüncü çeyreklerde %2,6 ile %6,6 arttı ve yılın ilk üç çeyreğinde %6 ile GSYH artışının
üzerinde seyretti. Yılın ilk üç çeyreğinde Kamu yatırımlarında ve özel sektör yatırımlarında küçülme var. Olumlu tek
gelişme ise dış ticaret dengemizdeki iyileşmenin büyümeyi pozitif etkilemeye devam ediyor olması. Zayıflayan
TL’nin ihracat üzerindeki olumlu etkisi yılın ilk çeyreğinde olduğu kadar hızlı olmasa da ikinci ve üçüncü çeyrekte de
devam ettiği görülüyor. Diğer yandan son dönemde Irak ve Rusya’ya olan ihracatımızda önemli gerilemeler var.
Üçüncü çeyrekte arz tarafında büyüme hizmetler (finans ve sigorta, mesleki teknik ve idari destek, eğitim, sağlık ve
kültür-sanat-eğlence faaliyetleri), inşaat ve imalat sanayi öncülüğünde gerçekleşti. 2014 yılının tamamı için yurtiçi
talepteki zayıflığın devam etmesini; ancak, dış ticaret dengemizdeki iyileşmenin büyümemize olumlu etkisinin
sürmesini öngörmekteyiz. Diğer yandan, jeopolitik rikler sebebiyle toparlanmasında zayıflama beklenen AB ile son
zamanlarda Ruble’deki değer kaybı sebebiyle Rusya’ya ihracatımızdaki ciddi gerileme büyümemizin önündeki aşağı
yönlü risklerin başında gelmektedir. Aralık ayı TCMB beklenti anketine göre 2014 yılı büyüme tahmini %3, OVP’ye
göre ise 2014 ve 2015 yılları büyüme tahminleri sırasıyla %3,3 ve %4. Ekim ayında sanayi üretimindeki zayıflama,
Kasım ayında ihracatımızdaki daralma ve tüketici güveninin yılın son çeyreğinde zayıflamış olması, son çeyrek
büyüme verisi için çok olumlu bir tablo çizmiyor.
Reel GSYH Büyüme Hızı
Reel GSYH Büyüme Hızı (MTEA)
4,6%
3,1%
4,8%
4,5%
4,2%
3,1%
2,7%
2,2%
1,5%
1,1%
0,3%
2012-I
2012-II
1,6%
1,8%
1,3%
0,5%
0,3%
2012-III 2012-IV
2013-I
2013-II
1,7%
1,8%
0,8%
2013-III 2013-IV
0,4%
2014-I
2014-II
-0,5%
-0,2%
Kaynak: TÜİK, BMD Araştırma
8
2014-III
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
2015
I. ÇEYREK
ENFLASYON
Aralık 2014 verileri itibarıyla TÜFE %9,15’ten %8,17’ye, Yİ-ÜFE de %6,36’ya geriledi. Bu oran OVP’de %9,4 olarak
tahmin edilen 2014 yılı sonu enflasyon oranının oldukça altında. Düşen enerji ve gıda fiyatları sayesinde yılın son
ayında enflasyon oranı beklentilerden de fazla geriledi. Küresel talebin zayıf seyre devam ediyor olması sebebiyle,
Dolar/TL kurunda aşırı bir değişkenlik olmayacağı varsayımıyla, 2015 yılının ilk yarısında da enerji ve gıda
fiyatlarının yatay seyretmesini ve enflasyonun baz etkisinin de sayesinde gerilemeye devam etmesini
beklemekteyiz. I-tanımlı yıllık çekirdek enflasyon da Kasım ayındaki %9,0 seviyesindan Aralık ayında %8,7’ye
geriledi ancak hala TÜFE’nin üzerinde seyrediyor. Aralık ayında gıda enflasyonu önceki aya göre neredeyse yatay
seyrederken ulaşım ve giyim fiyatlarında düşüşler yaşandı. Sonuç olarak, Ekim ayında yapılan doğalgaz ve elektrik
fiyat artışları ve TL’nin Dolar karşısında zayıf seyrinin enflasyonu yılsonunda yukarı yönde baskılayacağı beklenirken,
enerji ve gıda fiyatlarındaki gerilemeyle bunun aksi gerçekleşti. Aralık ayı beklenti anketine göre 2015 yılı enflasyon
tahmini ortalaması %7,2 olarak, OVP’de ise %6,3 olarak öngörülüyor, ancak küresel emtia fiyatları ve TL’nin Dolar
karşısındaki seyri hedeflere ulaşılıp ulaşılmayacağı konusunda etkili olmaya devam edecek.
TCMB PARA POLİTİKALARI
TCMB FAİZ ORANLARI
Tem.14
Politika faizi (bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı) 8,25%
Gecelik Borç Verme Faiz Oranı
12,00%
Gecelik Borçlanma Faiz Oranı
7,50%
Piyasa Yapıcısı Bankalar Gecelik Borçlanma Faizi 11,50%
Geç Likidite Borç Verme Faiz Oranı
13,50%
Geç Likidite Borçlanma Faiz Oranı
0%
Ağu.14 Eyl.14 Eki.14 Kas.14
8,25% 8,25% 8,25% 8,25%
11,25% 11,25% 11,25% 11,25%
7,50% 7,50% 7,50% 7,50%
10,75% 10,75% 10,75% 10,75%
12,75% 12,75% 12,75% 12,75%
0%
0%
0%
0%
Ara.14 Değişiklik
8,25%
Yok
11,25%
Yok
7,50%
Yok
10,75%
Yok
12,75%
Yok
0%
Yok
Kaynak: TCMB, BMD Araştırma
Son 6 ayda politika faizini %8,25’te sabit bırakan TCMB, en son Ağustos ayında gecelik ve geç likidite faiz
koridorlarının üst bandında 75’er baz puanlık indirime gitmişti. Ağustos ayından yılsonuna kadar ise faizlerde bir
değişikliğe gidilmedi. Daha önceki aylarda olduğu gibi Aralık ayında da TCMB, enflasyonda belirgin bir iyileşme
sağlanana kadar getiri eğrisinin yatay kalması sağlanarak sıkı para politikası duruşunun korunacağını ifade etti.
Aralık ayı PPK toplantısından TCMB’nin, son açıklanan yapısal reform paketinin potansiyel büyüme hızını
artırmasını, önümüzdeki yılda baz etkisinin de sayesinde gıda enflasyonun daha ılımlı seyretmesini ve yılın ilk
yarısında enflasyonda önemli iyileşme beklediğini anlamaktayız. Bununla birlikte, son zamanlarda petrol
fiyatlarında yaşanan düşüşün enflasyonu düşürücü etkisinin olmasını beklemekle birlikte, Rusya Rublesi’ndeki artan
belirsizliğin ise diğer gelişmekte olan para birimlerinin de risk algısını artırarak Dolar/TL kuru üzerinde yukarı yönde
risk oluşturup enflasyonu da artırıcı belirsizlik oluşturduğu fikrindeyiz. Ayrıca, ABD ekonomisinden gelen güçlü
ekonomik verilerin, Fed’in 2015 yılında faiz artırımlarına başlayacağını işaret ediyor olması da gelişmekte olan
ülkelerde Merkez Bankaları’nın faiz indirimlerini zorlaştırabilir. Diğer yandan, küresel likidite seyrinde olumlu
gelişmeler yaşanması, enflasyonda düşüş ve büyümede istikrarlı seyirin öngörülmesi halinde 2015 yılında TCMB’nin
faiz indirimleri yapması beklenebilir.
9
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
2015
I. ÇEYREK
BÜTÇE
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE DENGESİ
HARCAMALAR (Milyar TL)
Faiz Hariç Harcamalar
Faiz Giderleri
GELİRLER (Milyar TL)
Genel Bütçe Vergi Gelirleri
Diğer Gelirler
BÜTÇE DENGESİ (Milyar TL)
Bütçe Dengesi / GSYH (%)
FAİZ DIŞI FAZLA (Milyar TL)
Faiz Dışı Fazla / GSYH (%)
09.01.2015
GERÇEKLEŞME
2011 G
2012 G
2013 G
313,3
361,9
408,2
271,1
313,5
358,2
42,2
48,4
50
296,8
332,5
389,7
253,8
278,8
326,2
43
53,7
63,5
-16,5
-29,4
-18,5
-1,3%
-2,1%
-1,2%
25,7
19,0
31,4
2,0%
1,3%
2,0%
ORTA VADELİ PROGRAM
2014 T
2015 P
2016 P
2017 P
448,4
472,9
506,8
541,3
398,2
418,9
452,8
486,3
50,2
54
54
55
424,0
452,0
491,0
534,2
351,6
389,5
427,9
468,5
72,4
62,5
63,2
65,7
-24,4
-21,0
-15,8
-7,1
-1,4%
-1,1%
-0,7%
-0,3%
25,8
33,0
38,2
47,9
1,5%
1,7%
1,8%
2,0%
Kaynak: TC Kalkınma Bakanlığı, BMD Araştırma
Geçen yılın Ocak-Kasım dönemine göre bu yıl giderlerdeki yüzdesel artışın gelirlerdekinden fazla olması sebebiyle
bütçe açığı yaklaşık 10,1 milyar TL artışla 11,3 milyar TL oldu. Bu dönemde faiz hariç giderler %12,8 artış
gösterirken, faiz giderleri ise neredeyse değişmedi. Vergi gelirlerindeki %7,4’lük artış da faiz hariç giderlerdeki
artıştan az. Faiz giderleri neredeyse değişmediğinden faiz dışı dengedeki kötüleşme, bütçe dengesindeki kötüleşmeye
yakın. Diğer yandan, yılın ilk onbir ayında verilen 11,3 milyar TL bütçe açığı ile yılsonu için daha önce 33,3 milyar TL
olarak hedeflenen ve 8 Ekim’de açıklanan 2015-2017 OVP’ye göre 24,4 milyar TL’ye güncellenen bütçe açığı hedefine
ulaşılabileceği görüşündeyiz. Diğer yandan, OVP’de 2015 yılı için Bütçe Açığı da 21 milyar TL olarak aşağı yönde
güncellenmişti. 2015 yılında iç talep koşullarındaki değişimlerin bütçe hedeflerine ulaşılmasında belirleyici olacağı
görüşünde olmakla birlikte hedefe ulaşılıp ulaşılamayacağı konusunda görüş sahibi olmak için erken olduğu
görüşündeyiz.
DIŞ TİCARET
DIŞ TİCARET
İhracat (FOB) (Milyar $)
İthalat (CIF) (Milyar $)
Enerji İthalatı (27. Fasıl, Milyar $)
Dış Ticaret Dengesi (Milyar $)
Turizm Gelirleri (Milyar $)
Cari İşlemler Dengesi (Milyar $)
Cari İşlemler Dengesi / GSYH (%)
Dış Ticaret Hacmi / GSYH (%)
İhracat / İthalat (%)
Ham Petrol Fiyatı-Brent ($/varil)
GERÇEKLEŞME
2011 G
2012 G
134,9
152,5
240,8
236,5
54,1
60,1
-105,9
-84,1
25,1
25,7
-75,1
-47,8
-9,7%
-6,1%
48,4%
49,5%
56%
64,5%
107,2
112,0
2013 G
151,8
251,7
55,9
-99,9
28,0
-65,1
-7,9%
49,1%
60,3%
109,4
ORTA VADELİ PROGRAM
2014 T
2015 P
2016 P
2017 P
160,5
173,0
187,4
203,4
244,0
258,0
276,8
297,5
56,2
57,3
60,1
63,9
-83,5
-85,0
-89,4
-94,1
29,5
31,5
33,5
35,5
-46,0
-46,0
-49,2
-50,7
-5,7%
-5,4%
-5,4%
-5,2%
49,9%
50,7%
51,2%
51,6%
65,8%
67,1%
67,7%
68,4%
105,4
101,9
100,4
98,8
Kaynak: TC Kalkınma Bakanlığı, BMD Araştırma
Kasım ayında dış ticaret açığımız geçen yılın aynı ayına göre %15,3 artışla 8,3 milyar $ olarak gerçekleşirken,
aynı zamanda bu rakam yıl içinde gerçekleşen en yüksek aylık dış ticaret açığı oldu. Kasım ayında ithalat %0,2
artarken ihracat %7,5 daraldı. Aylık dış ticaret dengesindeki kötüleşmenin önemli sebeplerinden biri Kasım ayında
1,97 milyar $ ile oldukça yüksek altın dış ticaret açığı verilmesi oldu. Diğer yandan Kasım ayında başta AB ve diğer
Avrupa ülkelerine yapılan ihracatta olmak üzere Irak ve Rusya’ya olan ihracatımızda da önemli daralma yaşandığı
görülüyor. Diğer yandan, Yılın ilk 11 aylık verilerine bakıldığında ise ithalatta %3,5 azalış, ihracatta %4,2’lik artış ve
bunun sonucunda ihracatın ithalatı karşılama oranında da %60,7’den %65,5’e iyileşme var.
10
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
milyon $
09.01.2015
Kasım 2013 ve 2014
Ocak - Kasım 2013 ve 2014
milyon $
30 000
70%
20 000
60%
300 000
80%
200 000
75%
70%
2015
I. ÇEYREK
100 000
65%
10 000
50%
0
40%
- 100 000
30%
- 200 000
Kasım'13
Kasım'14
- 10 000
Ocak-Kasım 2013
Ocak-Kasım 2014
60%
55%
50%
İhracat(FOB)
İthalat (CIF)
İhracat(FOB)
Dış Ticaret Dengesi
Karşılama Oranı
Dış Ticaret Dengesi
İthalat (CIF)
Karşılama Oranı
Kaynak: TÜİK, BMD Araştırma
Yıllıklandırılmış dış ticaret açığımız Kasım ayında önceki aya göre %1,3 artışla 85,9 milyar $’a yükselmiş oldu ve
bu miktar hükümetin 83,5 milyar $ olan yılsonu tahmininin bir miktar üzerinde. Önümüzdeki dönemlerde,
zayıflayan iç talep ve düşen enerji maliyetlerine ek olarak, son dönemlerde TL’nin ABD doları karşısında yaşadığı
değer kaybının ithalattaki artışı aşağı yönde baskılaması beklenebilir. Diğer yandan dış ticaret açığımızı olumsuz
etkileyecek risklerin başında; Irak’taki karışıklıkların ihracatımıza olan negatif yansımalarının devamı, Rus
Ruble’sindeki oynaklık dolayısıyla Rusya’ya ihracatımızdaki daralma ve AB Bölgesi büyümesinde beklenen zayıflama
geliyor.
ÖDEMELER DENGESİ
Ocak-Ekim döneminde cari işlemler açığı geçen yılın aynı dönemine göre %19,4 azaldı. Yılbaşından beri her ay
önceki yılın aynı ayına göre gerileyen cari açığın düşüş hızında Haziran ayında bir yavaşlama olduysa da Temmuz
ayından itibaren gerilemenin devam ediyor olması olumlu. Cari açığın finansmanına bakıldığında; yılın ilk on
ayında 52,5 milyar $ cari açık ve bu dönemde finans hesaplarından 62,5 milyar $ döviz girişi var. Cari açığın 1,6
milyar $’lık kısmı net hata noksan kalemi ile geri kalanı finans hesaplarıyla finanse edilmiş ve kalan 11,5 milyar $’da
TCMB’nin rezervlerine eklenmiş. 2015-2017 OVP’ye göre 2014 ve 2015 yılları için Cari İşlemler Açığının GSYH’ya
oranı sırasıyla %5,7 ve %5,4 olarak belirlenmişti. Ekim ayı itibariyle yıllıklandırılmış cari işlemler açığı 45,8 milyar $
seviyelerinde bulunuyor ve bunun son dört çeyrek GSYH’ya oranı %5,7 ile yıl sonu için OVP’de hedeflenen ile aynı
seviyelerde. Düşen petrol fiyatları, zayıf seyreden iç talep ve güçlü denilebilecek ihracat eğiliminin yılın kalanında
da devam etmesiyle, yılı güncel hedef olan 46 milyar $ seviyelerinin biraz altında bir cari açıkla kapatabiliriz.
İSTİHDAM
İSTİHDAM
Nüfus (Yıl Ortası, Bin Kişi)
İşgücüne Katılma Oranı (%)
İstihdam Düzeyi (Bin Kişi)
İstihdam Oranı (%)
İşsizlik Oranı (%)
GERÇEKLEŞME
2011 G
2012 G
73.950
74.855
49,9%
50,0%
24.110
24.821
45,0%
45,4%
9,8%
9,2%
Kaynak: TC Kalkınma Bakanlığı, BMD Araştırma
11
2013 G
76.055
48,3%
24.601
43,9%
9,0%
ORTA VADELİ PROGRAM
2014 T
2015 P
2016 P
76.903
77.738
78.559
50,1%
50,2%
50,3%
25.824
26.340
27.002
45,3%
45,4%
45,7%
9,6%
9,5%
9,2%
2017 P
79.366
50,5%
27.599
45,9%
9,1%
09.01.2015
Yılın ilk dokuz ayında işsizlik oranı %9’dan %10,5’e yükseldi. Son açıklanan verilere göre işsizlik oranı, Eylül ayında
bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,3 puan ve bir önceki aya göre 0,4 puan artış göstererek aynı zamanda da yılın
en yüksek seviyesi olan %10,5 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı verisine daha ayrıntılı bakıldığında aslında bu
dönemde 619 bin kişilik istihdam yaratıldığı ancak işgücüne katılım oranındaki artış dolayısıyla işsizlik oranının
yükseldiği görülüyor. 2014 yılı sonunda işgücüne katılım oranı %48,3 iken Eylül ayı işsizlik verilerine göre bu oran
%51,1 ile hükümetin 2014 yılsonu tahmini olan %50,1’in üzerinde seyrediyor. Diğer yandan istihdam düzeyi ise
26,17 milyon kişi ile hükümetin 2014 yılsonu tahmininin üzerinde bulunuyor.
SANAYİ ÜRETİMİ
Yılın ilk iki çeyreğinde mevsim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi geçen yılın aynı dönemine göre
sırasıyla %5,3 ve %3,2 artmışken üçünü çeyrekte %3,7 artış gösterdi. Kasım ayı verilerine göre ise sanayi üretimi
bir önceki yılın aynı ayına göre % 0,7 artarak, Ekim ayına da zayıf başlangıç yapan verinin yılın son çeyreğinde daha
da zayıflamakta olduğunu gösterdi. Rus Rublesi'nde son zamanlarda yaşanan değer kaybının Rusya’ya ihracatımızı
olumsuz etkilemesi, Irak’a olan ihracatımızda yavaşlamanın devam ediyor olması ve Avrupa ekonomilerinin
istenildiği gibi büyüyemiyor olmaları ihracat tarafında GSYH üzerindeki aşağı yönlü risklerin başında geliyor.
Sanayi Üretim Endeksi
130
125
120
115
110
105
100
95
90
85
80
Oca.10
Mar.10
May.10
Tem.10
Eyl.10
Kas.10
Oca.11
Mar.11
May.11
Tem.11
Eyl.11
Kas.11
Oca.12
Mar.12
May.12
Tem.12
Eyl.12
Kas.12
Oca.13
Mar.13
May.13
Tem.13
Eyl.13
Kas.13
Oca.14
Mar.14
May.14
Tem.14
Eyl.14
Kas.14
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ (TEA)
SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ (MTEA)
Kaynak: TÜİK, BMD Araştırma
KAPASİTE KULLANIM ORANI
2014 yılında önceki yıla göre 20 baz puanlık gerilemeyle 74,4 olarak gerçekleşen imalat sanayi Kapasite Kullanım
Oranında yılın en yüksek seviyesi Haziran ayında 75,3 olmuştu. Geçen yıl sonuna göre mal gruplarına göre
kapasite kullanım oranları, dayanıksız tüketim mallarında 74 seviyesinde sabit kalırken, dayanıklı tüketim malları,
aramaları ve yatırım mallarında gerileme gözlemlendi.
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ
Bu yılın içerisinde en yüksek 78,48 seviyesini gören tüketici güven endeksi, yılın son ayı itibarıyla aynı zamanda
yıl içi gördüğü en düşük seviye olan 67,75 seviyesine gerilemiş durumda. Son açıklanan veriler itibarıyla Aralık
ayında, bir önceki aya göre gelecek 12 aylık dönem için hanenin maddi durum beklentisi ile genel ekonomik durum
beklentisi iyileşirken, aynı zamanda işsiz sayısında artış ve tasarruf etme eğiliminde azalış beklentilerinin de
kuvvetlendiği görüldü.
12
Ocak.07
Nisan.07
Temmuz.07
Ekim.07
Ocak.08
Nisan.08
Temmuz.08
Ekim.08
Ocak.09
Nisan.09
Temmuz.09
Ekim.09
Ocak.10
Nisan.10
Temmuz.10
Ekim.10
Ocak.11
Nisan.11
Temmuz.11
Ekim.11
Ocak.12
Nisan.12
Temmuz.12
Ekim.12
Ocak.13
Nisan.13
Temmuz.13
Ekim.13
Ocak.14
Nisan.14
Temmuz.14
Ekim.14
2015
2007-01
2007-05
2007-09
2008-01
2008-05
2008-09
2009-01
2009-05
2009-09
2010-01
2010-05
2010-09
2011-01
2011-05
2011-09
2012-01
2012-05
2012-09
2013-01
2013-05
2013-09
2014-01
2014-05
2014-09
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
Kapasite Kullanım Oranı (%)
85
80
75
70
65
60
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)
55
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı - MEA (%)
50
Kaynak: TCMB, BMD Araştırma
135
130
125
120
115
110
105
100
95
90
85
80
75
70
65
60
55
50
TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ
Kaynak: TUİK, www.ntvmsnbc.com, BMD
TÜİK Tüketici Güven Endeksi %
13
CNBC-e Tüketici Güven Endeksi %
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
2015
I. ÇEYREK
VARLIK YÖNETİM MODELİ
2015 1.Ç VARLIK DAĞILIMI
2015 1.Ç VARLIK DAĞILIMI
KIYMETLİ
BİST-SIN
HİSSE SGMK
DÖVİZ
MADENLER
80000 ve üzeri
30
50
5
15
75000 - 80000
35
50
5
10
70000 -75000
40
45
5
10
65000 - 70000
45
40
5
10
65 000 ve altı
55
30
5
10
10%
5%
HİSSE
35%
SGMK
KIYMETLİ
MADENLER
50%
DÖVİZ
2015 yılı ilk çeyreği için BİST Sınaî Endeksinin şu anda seyretmekte olduğu 75 bin – 80 bin bandında hareketine
devam etmesi durumunda, hisse senedine %35, sabit getirili menkul kıymetlere %50, kıymetli madenlere %5 ve
döviz sepetine %10 ağırlık verilerek Varlık Yönetim Modeli portföyümüzü çeşitlendirmekten yanayız. Bir önceki
çeyrekte sınaî endeksi 75 bin seviyesinin üzerinde iken varlık dağılımı önerimizi %20 hisse, %55 SGMK , %10
kıymetli madenler ve %15 döviz sepeti olarak belirlemiştik. 2015 yılının ilk çeyreği için ise model portföyümüzdeki
SGMK, Kıymetli Madenler ve Döviz Sepeti ağırlıklarının her birini %5 azaltarak, hisse senedi ağırlığını %35’e
yükseltiyoruz. Yılın ilk çeyreğinde Borsa İstanbul’da baz etkisi ve petrol fiyatlarındaki düşüşle enflasyonda düşüş ve
TCMB’nin faiz indirimine gideceği beklentilerinin satın alınabileceği görüşündeyiz. Bununla birlikte, Avrupa Merkez
Bankası ve Çin’de uygulanması beklenen genişlemeci politikaların hisse senetleri piyasalarını desteklemesi
beklenebilir. Diğer yandan, küresel büyümede zayıflama ile Fed’in faiz artırımlarına 2015 yılında beklenenden daha
erken başlaması ise hisse senetleri piyasası için aşağı yönlü risklerin başında geliyor. Döviz sepeti ile altın ve gümüş
fiyatlarında önümüzdeki çeyrekte yatay bir seyir beklediğimizden, bir önceki çeyreğe göre modelimizde yer alan bu
varlıkların ağırlığını %5’er azaltmaktayız. Sınaî Endeksinin 75 bin seviyesinin altında en az on gün art arada işlem
görmesi durumunda döviz sepeti ağırlığının azaltılıp hisse senedi ağırlığının %35’den %40’a yükseltilmesi, 80 bin
seviyesinin üzerinde en az on gün art arada işlem görmesi durumunda ise sabit getirili menkul kıymet ağırlığının
artırılıp hisse senedi ağırlığının %35’den %30’a indirilmesinin iyi fikir olacağı görüşündeyiz. 2014 yılında Varlık
Yönetim Modeli portföyümüz yıllık %15,91 getiri ile sabit getirili, döviz sepeti ve kıymetli madenlerin yıllık
getirisinin oldukça üzerinde performans sergilemiştir. Burada BMD Hisse Senetleri Model portföyümüzün aynı
zamanda BİST Sınai endeksinin %27 olan yıllık performansının da oldukça üzerinde ve yıllık %39’a yakın getiri
sağlamış olmasının etkisinin önemli olduğu görülmektedir.
BMD VARLIK YÖNETİM MODELİ KARŞILAŞTIRMALI PERFORMANSI
Önerilen Varlık
Hisse Senedi (BMD Mali Sektör Dışı Hisse Portföyü)
Sabit Getirili Varlık
Döviz (%50 Dolar - %50 Euro)
Kıymetli Madenler (%50 GOLDP - %50 SLVRP)
BMD Varlık Yönetim Modeli
Önerilen Ağırlık**
Dönemsel Getiri
Yıllık
Risk (β) Beklenen
2014
2014
2014
2014
2014
2014
2014
2014
Getiri (%) * 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek 1.Çeyrek 2.Çeyrek 3.Çeyrek 4.Çeyrek
0,77
0,02
-0,18
-0,07
0,28
12,3%
8,1%
7,0%
7,6%
9,5%
44%
41%
10%
5%
100%
31%
55%
9%
5%
100%
24%
56%
10%
10%
100%
26%
49%
15%
10%
100%
-2,23%
2,87%
1,20%
4,70%
0,56%
17,24%
2,87%
-1,98%
0,58%
6,74%
* Sermaye piyasası araçları için Yıllık Beklenen Getiri hesaplamalarımızda Risksiz Getiri Oranı %8 ve Piyasa Risk Primi %5,5 olarak
varsayılmıştır.
** Modelimizdeki varlıkların ağırlıkları BİST Sınai Endeksi'nin değişen bant aralıklarına göre değişmektedir. Bu nedenle, önerilen ağırlık
hesaplamaları 3 aylık dönem içerisinde BİST Sınai Endeksi'nin farklı bant aralıklarında geçirdikleri gün sayısına göre hesaplanmaktadır.
Önerilen ağırlıklarda değişiklik yapılması için gerekli koşul BİST Sınai endeksinin mevcut bandın dışında en az 10 gün arka arkaya işlem
görmesidir.
*** Son yılda portföyümüzün tamamının ilgili enstrümandan oluşması halinde elde edilecek getiri (%100 BİST Sınai Endeksi Hisseleri, %100
BMD Mali Sektör Dışı Hisse Portföyü, %100 Sabit Getirili Menkul Kıymetler, %100 Döviz veya %100 Kıymetli Madenler).
14
0,35%
2,87%
3,24%
-5,36%
1,48%
20,81%
2,41%
0,27%
-3,09%
6,40%
Son 4 Çeyrek
Bileşik Getiri
(01/10/201330/09/2014)
Kümülatif Getiri
(18/08/201130/09/2014)
38,97%
11,50%
2,68%
-3,42%
15,91%
130,79%
34,76%
20,93%
-30,78%
49,27%
BMD Varlık
Yönetim Modeli
Yıllık Getiri***
Enflasyon (TÜFE ):
8,17%
BİST Sınai Endeksi:
26,27%
BMD Hisse Portföyü:
38,97%
Sabit Getirili MK'ler:
11,50%
Döviz Sepeti:
2,78%
Kıymetli Madenler:
-3,22%
Son Yıl Getiri
15,91%
Yıllık Bileşik Getiri
12,61%
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
HİSSE SENEDİ (%35)
2014 yılının son çeyreğinde FED’ in parasal genişlemeyi sonlandıracak olması beklentisinin zaten fiyatlanmış
olmasının ardından hisse piyasalarında alıcılı seyirler yaşandı. Yılın son çeyreğinde ise hem FED’ den beklenilen
faiz artırım sinyalleri ve aksine AMB’ nin de parasal genişlemesi piyasada volatilitenin artmasına sebep olan
etkenlerdi. Diğer yandan, Rusya- Ukrayna çatışması sonrası ABD-AB yaptırımları ile gerilemeye başlayan emtia
fiyatları özellikle gelişmekte olan ülke ekonomileri tarafından pozitif fiyatlanırken, küresel büyüme tahminlerine de
olumlu yansıdı. Gelişmekte olan ülke piyasalarındaki ralliden etkilenen yurtiçi piyasalarda, FED’ in faiz artırımı
kararının öngörülen zamanlar dâhilinde yapılması ancak yapılacak faiz değişikliği miktarındaki beklentinin düşmüş
olması ve düşen emtia fiyatlarının 2015 yılının ilk çeyreğinde enflasyondaki düşüşe katkı sağlayacağı beklentisi
BİST100’de yeni rekor seviyelerin test edilmesine sebep oldu.
2015 yılının ilk çeyreğinde yine merkez bankalarının politikaları ön planda olacak. Şuan küresel çapta faiz oranları
rekor düşük seviyelerde ve Merkez Bankaları’nın politikalarında önemli ayrışma var. Emtia fiyatlarındaki düşüşler
ise devam etmekte. Petrol fiyatlarındaki uzun süreli düşüş kriz algısı yaratabilir. Ancak, fiyatların şuan ki seviyeye
gerilemesinin Türkiye için olumlu algı yaratmaya devam ettiğini söyleyebiliriz. Özellikle 2015 yılının ilk çeyreğinde
enflasyon ve cari açık üzerinde bu pozitif etkinin yansımalarını görebiliriz. Enflasyondaki gerileme ve cari açığın
azalması ile küresel piyasalarda faiz oranlarının da mevcut durumlarda seyretmesi, TCMB’nin de 2015 için
büyümeye katkı sağlayacak para politikaları uygulamasını mümkün kılabilir. Bu kapsamda 2015’in ilk yarısı için
merkez bankasının politika faiz oranını 100-150 baz puan aşağıda görmek mümkün olabilir. 2014 yılının son günleri
itibari ile de küresel piyasalardaki destekleyici görünüm ve Merkez Bankasının daha gevşek bir para politikasına
geçebileceği beklentileri BIST’ e de olumlu yansımaya başlamış durumda.
Gerileyen petrol fiyatları, baz etkisi ve kurak bir senenin ardından erken gelen kar yağışıyla birlikte enflasyonda
düşüşle birlikte yılın ilk yarısında tahvil faizlerinde düşüş ve hissesenetleri piyasasında yükseliş görülebilir.
Ekonomik iyileşmelere rağmen küresel Merkez Bankaları’nın politikalarındaki ayrışmalar ve belirsizlikler nedeniyle
TL’de yine volatilitenin yüksek olduğu bir yıl söz konusu olabilir. Ancak dolardaki küresel seyre bağlı olarak TL’nin
USD karşısında zayıflaması beklense de bu etkinin uzun süreli ve yıkıcı bir etki yaratmasını beklemiyoruz. FED’ in
para politikası değişimi yol haritası dâhilinde paritelerin 2013 ortası itibari ile Dolar karşısında sergiledikleri
hareketler FED para politikası değişiminin piyasalarda da fiyatlanıyor olduğuna işaret etmekte. Küresel piyasalarda
Türkiye leyhine esen rüzgar ve TCMB’den gelmesi beklenen gevşek para politikaları da 2015 yılının ilk çeyreğinde
BİST’ i desteklemeye devam ediyor. Bu kapsamda 2015 yılının ilk çeyreğini sektörel açıdan değerlendirirsek;



Enflasyondaki iyileşme sonrası TCMB’nin para politikasında bir gevşemeye gidilmesi durumunda ilk olarak
bankacılık sektörü, ardından da sanayi sektörü etkilenecektir. Faiz indirimi ile birlikte TL’nin rekabetçi bir
seviyede dengelenmesi, döviz gelirleri olan şirketlerde faaliyet karlılığının artmasına sebep olacaktır. Bu
kapsamda TL’deki olası değer kayıplarının devam edebileceği riskine karşı döviz geliri olan şirketler tercih
edilebilir.
2014 yılında gıda enflasyonu son 6 senenin en yüksek artışını göstererek yılbaşından bu yana %13 artış
kaydetti. Gıda fiyatlarındaki artış, gıda perakendecilerin sepet büyüklüğünü olumsuz etkileyerek
enflasyonun altında kalmasına; bu kapsamda da aynı mağaza satış (LFL) büyümelerinin hız kaybetmesine
sebep oldu. 2015 yılında ise rekabetin yoğunlaşmasıyla birlikte yüksek gıda enflasyonunun geride
kalmasını bekliyoruz.
Otomotiv sektöründe 2015 yılında pazarın %10 büyümesi bekleniyor. Özellikle baz etkisi, Euro/TL’nin
stabilize olacağı beklentisi, faizlerdeki olası bir düşüş ve tüketici güveninde iyileşme beklentisinin pazar
büyümesini destekleyeceğini düşünüyoruz.
15
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU

I. ÇEYREK


2015

09.01.2015
Düşen petrol fiyatlarının olumlu etkisinin gözlemlendiği bir diğer sektör de havacılık sektörü. Hem yabancı
para girdileri hem de düşmekte olan maliyetleri hava yolları şirketlerini cazip kılmakta. Havayolu
şirketlerinin toplam giderlerinin %40’a yakını akaryakıt gideridir. Bu bağlamda, düşen petrol fiyatlarının
sektör oyuncuları için olumlu omasını bekliyoruz.
Faizlerdeki hareketlilikten olumsuz etkilenen bir diğer sektör de gayrimenkul sektörüydü. 2013 yılında
yaşanan rekor konut satışları sonrası, 2014 yılında faizlerin artması ile birlikte yaklaşık %2 lik düşüş
gözlemlediğimiz gayrimenkul sektöründe 2015 yılı içerisinde hem daha gevşek para politikası ve %4 GSYH
hedefleyen Türkiye hem de yaklaşan seçimler ile sektörün büyümesini bekliyoruz.
Çimento talebinde 2014 yılının ilk 9 ayında güçlü bir talep söz konusuydu. (Türkiye Çimento Müstahsilleri
Birliği verilerine göre). Yılın ilk 8 ayında yıllık satışlarda 6,5% artış gözlemlenirken, ihracat hacminde ise
28% azalış gözlemlendi. Tamamen iç talep sürücüleri ile hareket ettiğini gözlemlediğimiz bu sektör hem
faiz artışlarına hem de politik risklere fazlasıyla tepki gösterebilir. Büyük projelerle ilgili bilgi akışı sektör
için önemli.
2014 yılında sıkılaştırıcı para politikalarında olumsuz etkilenen inşaat sektörünün demir çelik sektörüne
yansımaları da olumsuz oldu. Türkiye’nin çelik üretimi 10A14’te yıllık 0.9% daralarak 28.43mn ton
gerçekleşti. Üretim ve ihracattaki düşüş nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan çelik sektöründe 2015 yılında
kentsel dönüşüm ve inşaat sektörünün desteğinin etkisiyle iç talebin yanında ihracata dayalı da daha güçlü
büyüme beklenilebilir. Bu kapsamda Merkez Bankası’ndan gelecek gevşek para politikası stratejilerinin de
iç talebi canlandırarak sektörü desteklemesini beklemekteyiz.
ULUSLARARASI HİSSE SENEDİ PİYASALARI
Gelişmekte Olan Ekonomiler
DEĞİŞİM (%)
ÜLKE
ENDEKS 08.01.2015 F/K Son Hafta Son Ay Son Yıl
Türkiye
XU100
87.690 10,72
2,67%
5,04% 32,11%
Rusya
INDEXCF
1.547 8,11
7,33%
2,38%
3,09%
Meksika
MEXBOL
42.402 24,39
0,68%
0,15%
1,96%
Hindistan
SENSEX
27.275 19,11 -1,54%
-1,22% 32,56%
Çin
SHCOMP
3.293 15,78
1,57%
15,02% 62,03%
2,95%
-0,50%
1,26%
Brezilya
IBOV
49.943 15,80
Gelişmiş Ekonomiler
DEĞİŞİM (%)
ÜLKE
ENDEKS 08.01.2015 F/K Son Hafta Son Ay Son Yıl
Yunanistan ASE
762
-6,73%
-13,61% -39,54%
İngiltere
UKX
6.570 18,70 -0,13%
0,15%
-2,27%
Japonya
NKY
17.167 20,82 -1,45%
-3,46%
8,30%
Almanya
DAX
9.838 17,20
0,29%
-0,01%
3,94%
ABD
INDU
17.908 15,99
0,42%
0,60%
8,90%
Fransa
CAC40
4.260 25,33 -0,39%
-0,66%
0,25%
İspanya
IBEX
10.115 20,74 -4,63%
-5,64% -3,54%
İtalya
ITSTAR
18.724 39,04 -0,23%
1,86%
8,37%
*08.01.2015 tarihi kapanış değerleri itibarıyla göstermektedir.
Kaynak: Bloomberg
16
YBB
2,48%
8,14%
-1,72%
-0,15%
1,57%
-0,13%
YBB
-5,60%
-0,41%
-1,45%
-0,13%
0,48%
-0,86%
-3,97%
0,91%
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
SABİT GETİRİLİ YATIRIMLAR (1-3 Ay Vadeli Katılım Hesabı ve SUKUK) (%50)
2014 yılı içerisinde küresel piyasalarda FED rüzgarı eserken, FED’ in son toplantısında faiz artırımlarına başlanması
ile ilgili olarak ‘’makul süre’’ ifadesini çıkartıp yerine ‘’sabırlı olunacağı’’ ifadesinin gelmesi ve piyasalarda FED
tarafından gelecek faiz artırımı miktarı beklentisinin düşmesi, küresel piyasalarda FED etkisinin daha yumuşak
hissedilmeye başlanmasına sebep oldu. Özellikle ilk çeyrekte FED’ den faiz artırımı gelme ihtimalinin düşük
fiyatlanıyor olduğu düşünülürse, yurt içi piyasalarda düşen emtia fiyatları ile küresel düşük faiz ortamı TCMB’nin
2015 yılının ilk yarısında faiz indirimine gideceği beklentisini artırırken, tahvil faizlerindeki düşük seviyelerin de bu
fiyatlamayı teyit ettiğini görmekteyiz. 2015 yılının ilk yarısında enflasyonda beklenen düşüş ile birlikte Merkez
Bankası’nın politika faiz oranını 100-150 baz puan aşağıda görmek mümkün olabilir. Ancak kur volatilitesi de
Merkez Bankası için para politikasını belirlemede enflasyon kadar etkili olacaktır. Fonlama maliyetlerindeki bu
düşüş ile tahvillerin cazibesinin artacağını düşünüyoruz. Bu kapsamda %9 ve üzeri getirili sukuk ihraçları bu
beklentiler dahilinde cazip görünmekte. Ayrıca FED’ den faiz artırımının 2015 yılının ortasından önce gelmemesi
beklentileri de küresel bazda düşük faiz ortamını destekleyecektir. Buna karşın Rusya ve Batı ülkeleri arasında
yaşanan politik gerilimin ve Batı’nın yaptırımlarının devam ediyor olmasının küresel piyasalarda belirsizlikleri
artırıyor olduğu da göz ardı edilmemelidir. Diğer yandan, ABD’den açıklanacak olumlu veriler ile birlikte faizlerde
beklenenden önce ve daha yüksek miktarda artış yapması riskleri göz ardı edilmelidir. Böyle bir senaryonun tüm
gelişmekte olan ülke piyasalarını olumsuz etkileyebileceği unutulmamalıdır. Çünkü bu durum Merkez Bankası’nın
para politikası stratejilerini değiştirmesine yol açabilir.
KIYMETLİ MADENLER (%50 Gold Plus, %50 Silver Plus) (%5)
2014 yılında FED’ in parasal genişlemeden çıkış sinyalleri vermesi ile birlikte emtia fiyatlarında yaşanan düşüş
sonrası altında kısmi bir toparlanma söz konusu olsa da, 2015 yılı içerisinde de emtiaları ve özellikle altını zor bir yıl
bekliyor olabilir. FED ’in genişlemeci para politikasından çıkarak faiz artırımına gitmesi tüm kıymetli madenleri
yeniden baskı altında bırakabilir. Bu süreçten en çok etkilenecek iki kıymetli maden de altın ve gümüş olarak ön
plana çıkmaktadır. 2014 yılının ikinci yarısı itibari ile jeopolitik risklerden çok FED’ i fiyatlayan emtia piyasalarında,
2015’in ilk yarısı itibari ile faiz artırım sürecinin gelişmekte olan ülke kurları üzerinde baskı yaratması halinde
dünyanın en büyük altın tüketicisi Hindistan’da fiziki talepte azalış söz konusu olabilir. Bu ortamda fonlar, altın
varlıklarını artırma konusunda çekimser kalabilirler. Dünya Altın Konseyi’nin açıkladığı rapora göre yılın 3.
Çeyreğinde Çin’in altın talebinde azalış gözlemlendi. Dünya Altın Konseyi (WGC), Çinlilerin altına ilgisinin
azalmasıyla küresel altın talebinin 3. çeyrekte son 5 yılın en düşük seviyesine yaklaşarak yüzde 2 azalışla 929.3 tona
gerilediğini açıkladı. Merkez Bankalarının altın talebinde ise azalış gözlemlenmedi. 2014 yılında emtia fiyatlarına
yön veren FED etkisi ve jeopolitik riskler hala devam ettiğinden 2015’de de bu etkilerin fiyatlara yansıyacağını
düşünmekteyiz. Özellikle AB ile ABD tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımların emtia fiyatlamalarına etkilerinin
dikkatle takip edilesi gerekecek. Bu kapsamda yıl içerisinde emtia fiyatlarında volatil bir seyir beklenmekle birlikte,
yükselişlerin sınırlı kalacağını düşünmekteyiz.
ALTIN & GÜMÜŞ GETİRİSİ
2014 Yılı
ALTIN($)
GÜMÜŞ($)
2014 Son Çeyrek
EURO & DOLAR GETİRİSİ
2014 Yılı
2014 Yılı
GOLDP
2014 Son Çeyrek
SLVRP
DÖVİZ SEPETİ
(%50$+%50€)
2014 Son Çeyrek
EURO/TL
USD/TL
2014 Aralık Ayı
-20%
GOLDP & SLVRP GETİRİSİ
2014 Aralık Ayı
-10%
0%
10%
20%
-15%
2014 Aralık Ayı
-10%
Kaynak: Bloomberg, BMD Araştırma
17
-5%
0%
5%
10%
USD/TL
-5%
0%
5%
10%
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
DÖVİZ SEPETİ (%50 Avro, %50 Dolar) (%10)
2014 yılında gelişmekte olan ülke para birimlerine yön veren USD’nin seyri, 2015 yılında da FED’ den gelecek
sıkılaştırıcı para politikası beklentileriyle ön planda olacaktır. FED’ in parasal genişlemeyi sonlandırmasıyla birlikte
Dolar karşısında değer kaybeden para birimlerinde, Rusya’da devam eden politik kriz nedeniyle de kırılganlık arttı.
Avrupa Merkez Bankası’nın genişlemeci para politikasına devam ediyor olması, diğer yandan da FED’ in faiz artırım
sürecine yaklaşıyor olması EUR/USD paritesinin 1,18 seviyelerine kadar gerilemesine sebep oldu. Küresel
dalgalanmalardan etkilenen TL’de de yıl içerisinde Dolar karşısında kayıp yaşanırken, 2015 yılının ilk çeyreğinde
düşen petrol fiyatlarının yarattığı iyimserlik ile TL cinsi varlıklara olan talepte artış söz konusu olabilir. Özellikle de
Avrupa’nın parasal genişlemesini büyütmesini beklediğimiz ilk yarıda, Türkiye’ye olan fon akımları da güçlenebilir.
Bu dönemde TL diğer gelişmekte olan ülke kurlarına nazaran daha iyi bir performans sergileyebileceği gibi, bu seyri
etkileyecek en önemli gelişmelerin Merkez Bankası’nın para politikaları olacağı da unutulmamalıdır.
2015
BMD HİSSE SENETLERİ MODEL PORTFÖY
HİSSE
I . LİSTE
ARCLK
PETKM
TCELL
THYAO
TUPRS
TRKCM
II. LİSTE*
BIZIM
AKENR
BMEKS
CIMSA
TRGYO
PORTFÖYE GİRİŞ
Tarih
02.06.2014
19.07.2011
25.02.2013
22.09.2014
12.01.2009
07.12.2011
Fiyat
13,50
2,46
11,70
6,61
9,79
2,13
12.09.2011
19.01.2010
24.05.2011
03.05.2010
26.10.2010
21,04
2,81
2,22
6,42
2,84
CARİ FİYAT/DEĞER
2014/09
Piyasa
Net Borç (+) / Net Nakit
Hedef Fiyat
Değeri
Firma Değeri
Özsermaye
(-)
Fiyat (TL)
(TL)
(bin TL)
(bin TL)
15,10
15,10 10.203.496
13.540.587
3.337.091 4.244.064
4,00
3,90 4.000.000
4.173.977
173.977 1.663.070
14,35
14,85 31.570.000
26.384.565
-5.185.435 16.538.474
10,20
11,40 14.076.000
25.481.553
11.405.553 9.221.173
56,60
52,70 14.173.727
17.815.707
3.641.980 5.946.068
3,55
3,07 2.623.450
3.024.838
401.388 2.306.819
19,25
1,29
2,10
16,15
3,50
21,65
1,53
2,16
16,00
4,50
18
770.000
940.622
252.000
2.181.614
1.750.000
738.730
3.105.495
425.882
2.327.254
3.512.358
-31.270
2.164.873
173.882
145.640
1.762.358
138.119
621.438
134.544
1.085.180
3.112.962
2015
I. ÇEYREK
ÇEYREKSEL STRATEJİ RAPORU
09.01.2015
Bizim Menkul Değerler A.Ş
Araştırma Bölümü
Email : [email protected]
Telefon : 0216-547-13-00
Önemli Uyarı
BMD Strateji Raporu her çeyreğin başlangıcının ilk haftası sonunda yayınlanmaktadır. Burada yer alan bilgiler Bizim
Menkul Değerler A.Ş. tarafından okuyucuyu bilgilendirme amacı ile hazırlanmıştır. Yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri
yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri,
mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde
sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır.
Herhangi bir yatırım aracının alım-satım önerisi ya da belli bir getiri garantisi olarak yorumlanmamalıdır. Bu görüşler mali
durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak
yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun olmayan sonuçlar doğurabilir.
Burada yer alan bilgiler BMD’nin güvenilir olduğunu düşündüğü yayımlanmış bilgilerden ve veri kaynaklarından
derlenmiştir. Kullanılan bilgilerin hatasızlığı ve/veya eksiksizliği konusunda BMD hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. BMD
Araştırma raporları şirket içi ve dışı dağıtım kanalları aracılığıyla tüm BMD müşterilerine eşzamanlı olarak dağıtılmaktadır.
Ayrıca, Burada yer alan tahmin, yorum ve tavsiyeler dökümanın yayınlandığı tarih itibariyle geçerlidir. BMD Araştırma
Bölümü daha önce hazırladığı ya da daha sonra hazırlayacağı raporlarda bu raporda sunulan görüş ve tavsiyelerden farklı
ya da bu raporda sunulan görüş ve tavsiyelerle çelişen başka raporlar yayınlayabilir. Çelişen fikir ve tavsiyeler bu raporu
hazırlayan kişilerden farklı zaman dilimlerine işaret ediyor, farklı analiz yöntemlerini içeriyor ya da farklı varsayımlarda
bulunuyor olabilir. Böyle durumlarda, BMD’nin bu raporlardaki tavsiye ve görüşlerlerle çelişen diğer BMD Araştırma
Bölümü raporlarını okuyucunun dikkatine sunma zorunluluğu yoktur.
Bu çalışma kesinlikle tekrar çıkarılmak, çoğaltılmak, kopyalanmak ve/veya okuyucudan başkasına dağıtılmak üzere
hazırlanmamıştır ve BMD Araştırma Bölümü’nün izni olmadan kopyalanamaz ve çoğaltılıp dağıtılamaz. Okuyucuların bu
raporun içeriğini oluşturan yatırım tavsiyeleri, tahmin ve hedef fiyat değerlemeleri de dahil olmak üzere tüm yorum ve
çıkarımların, BMD Araştırma Bölümü‘nün izni olmadan başkalarıyla paylaşmamaları gerekmektedir. BMD bu araştırma
raporunu yayınlamaya, müşterilerine ve gerekli yatırım profesyonellerine dağıtmaya yetkilidir. BMD Araştırma Bölümü
gerekli olduğunu düşündügünde düzenli olarak yatırım tavsiyelerini güncellemekte ve temel analize dayalı araştırma
raporları hazırlamaktadır. Bununla birlikte, bu çalışma herhangi bir hisse senedinin veya finansal yatırım enstrümanlarının
almı ya da satımı için BMD ve/veya BMD tarafından direk veya dolaylı olarak kontrol edilen herhangi bir şirket tarafından
gönderilmiş bir teklif ya da öneri oluşturmamaktadır. Herhangi bir alım-satım ya da herhangi bir enstrümanın halka arzına
talepte bulunma kararı bu çalışmaya değil, arz edilen yatırım aracı ile ilgili kamuya duyurlmuş ve yayınlanmış izahname ve
sirkülere dayanmalıdır. BMD ya da herhangi bir BMD çalışanı bu raporun içeriğindeki görüş ve tavsiyelere uyulması
sebebiyle doğabilecek doğrudan ya da dolaylı herhangi bir zarar ya da kayıpla ilgili olarak sorumlu tutulamaz.
19
Download