MN Oftalmoloji Kuru Göz Özel Sayısı Kuru Göz Tedavisinde Geleneksel Yöntemler Op.Dr. Başak BOSTANCI* Özet Kuru göz hastalığı, halen altın standart bir tedavi protokolünün ortaya konmadığı, büyüyen bir halk sağlığı problemidir. Tedavinin esası, hastalığı şiddetine göre sınıflandırmak ve takiben basamaklı bir tedavi planını izlemektir. Bu makalede kuru göz hastalığı tedavisinde seçilebilecek geleneksel tedavi yöntemlerinden bahsedilecektir. Anahtar Kelimeler: Kuru göz, Suni gözyaşı, Antienflamatuvar tedavi Conventional Treatment Methods for Dry Eye Syndrome Abstract Dry eye disease is a growing public health problem, for which a gold standard treatment protocol has not been asserted. The fundamental of therapy is to grade each patient based on disease severity and to start a treatment plan accordingly. In this article, conventional treatment methods for dry eye syndrome will be discussed. Keywords: Dry Eye, Artificial tears, Anti-inflammatory treatment * Dünyagöz Hastanesi Keçiören, Ankara Yazışma Adresi: Başak Bostancı, Dünyagöz Hastanesi Keçiören, Ankara. e-posta: [email protected] Giriş Kuru göz hastalığı, dünya üzerinde yaklaşık 60 milyon kişiyi etkileyen bir rahatsızlık olup, tedavide kullanılmakta olan ilaçlar oftalmik ilaç pazarının yaklaşık olarak %15’ini oluşturmaktadır.1 Günümüzde kuru göz sendromunun tedavisinde seçilebilecek altın standart bir protokol mevcut değildir. Uygulanan tedavi seçenekleri, kuru göz hastalığına sebep olabilecek mekanizmaların tespit edilmesi, ortadan kaldırılması, eksilen gözyaşının yerine konması, üretiminin ve gözde kalma süresinin arttırılması ve enflamasyonun azalmasına yönelik alınan tedbirlerden oluşmaktadır.2 Delphi panelinin önerdiği şekilde hastalığın ciddiyetine göre yapılacak bir sınıflandırma, seçilecek preparatın veya preparat kombinasyonunun belirlenmesine esas teşkil edecektir.3 Hasta eğitimi, diyet ve çevresel faktörlerin düzenlenmesi, kuru gözü tetikleyen sistemik ilaçların eliminas- yonu, kapak hijyeninin sağlanması ile suni gözyaşı preparatları başlangıç seviyesindeki kuru göz hastalarında yeterli olabilirken; daha ileri seviyedeki hastalarda bu tedavilere antienflamatuvar ajanların, tetrasiklin grubu antibiyotiklerin, sekretogogların, punktum tıkaçlarının ve nemlendirici gözlüklerin eklenmesi gerekebilir. Üçüncü seviyedeki kuru göz hastalarında otolog veya umblikal kord serumu, kontakt lens kullanımı veya kalıcı punktal oklüzyon gerekebilir. Korneal perforasyon riski olan olgularda ise sistemik antienflamuvar ajanlar ile tarsorafi ve amniyotik membran transplantasyonu gibi cerrahi müdahaleler gerekebilmektedir. Kuru göz hastalığı tedavisinde kullanılabilecek tıbbi ve cerrahi müdahalelerden ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak bahsedilecektir. Suni gözyaşı preparatları Doğal gözyaşı, içeriğinde bulunan su, tuz, hidrokarbon, lipid ve büyüme hormonu, sitokin gibi proteinlerin benzersiz bileşimi sebebi ile farmokolojik alternatifleri tarafından tam olarak yerine konamayan bir solüsyondur.4 MN Oftalmoloji Cilt 23 Yıl 2016 20 Bostancı B. Kuru Göz Tedavisinde Geleneksel Yöntemler. MN Oftalmoloji 2016;23(Suppl 1):20-24 Yine de suni gözyaşı preparatları, kuru göz hastalığı tedavisinde uzun bir süre tedavinin ilk ve tek basamağı olarak kullanılmıştır. Tüm modern oküler lubrikanlar, hipotonik veya izotonik tamponlanmış bir solüsyon içerisinde elektrolit, sürfaktan ve vizkoziteyi sağlayan ajanlar içerirler. Aralarındaki başlıca fark, elektrolit bileşimi, ozmolarite, visköz ajan ve koruyucu maddenin olup olmaması ve tipinden kaynaklanır. Yapılan az sayıda çalışmada bazı elektrolitlerin veya vizköz ajanların oküler yüzey konforunu arttırdığı gösterilmiş olsa da, herhangi bir preparatın kuru göz tedavisinde diğerlerine mutlak üstünlüğünü ortaya koyan bir çalışma bulunmamaktadır.5 Suni gözyaşı preparatlarının kuru göz hastalığında sağladığı semptomatik ve klinik düzelme birkaç mekanizma ile gerçekleşir: 1. Bu preparatlar, üst göz kapağı palpebral konjonktivası ile oküler yüzey arasında lubrike edici bir tabaka yaratarak kapak hareketleri esnasında gelişen epitelyopatiyi önlerler.6 2. Gözyaşı filmini stabilize eder, optik aberasyonları azaltır ve görme kalitesini iyileştirirler.7 3. Aşağıdaki yollarla psödo antienflamatuvar bir etki yaratırlar. a. Proenflamatuvar ajanların gözden yıkanması. b. Seyreltici etki sayesinde gözyaşı ozmolaritesinin azaltılması ve bu yolla kornea epitel hücrelerini ozmotik stresten korumak. c. Göz kırpma epitelyopatisini azaltarak proenflamatuvar stresi hafifletmek. Tüm bu etkilerine rağmen, suni gözyaşı preparatları enflamatuvar mekanizmayı ve kronik kuru gözde görülebilen konjonktival skuamöz metaplaziyi tam olarak engelleyememektedirler.8 Suni gözyaşı preparatları, merhemler ve jeller hala her basamak kuru göz hastalığının tedavisinde kullanılmakta olup, kimi zaman tek başlarına kimi zaman da diğer tedavilerle beraber kullanılırlar. Yapılan bir çalışma, göz doktorlarının %80’inin kuru göz hastalığı tedavisinin ilk basamağında suni gözyaşı preparatlarını tercih ettiğini ancak aynı doktorların %85’inin bu ajanların tek başına kullanımının beş hastadan birinde başarısızlıkla sonuçlandığını düşündüğünü ortaya koymuştur.9 Koruyucu madde içermeme, nötral veya hafif alkali pH’a sahip olma ve gözde kalma süresinin uzatılması amacı ile uygun bir polimerik sisteme sahip olma, bir suni gözyaşı preparatını ideale yaklaştırır. Ek olarak su içerisinde katyonik yağdan oluşan emülsiyonlar, oküler yüzeyin negatif yükü sebebi ile göz yüzeyinde daha uzun kalarak anyonik preparatlara göre avantaj sağlarlar. Piyasada mevcut olan gözyaşlarının bir kısmında gözde toksik ve allerjik reaksiyonlara yol açabilecek koruyucu maddeler bulunmaktadır. Eğer hastaların günde 4 kereden fazla suni gözyaşı gereksinimi oluyor ise koruyucu madde içermeyen preparatların seçimi daha uygun olacaktır. 2. Antienflamatuvar tedavi Kuru gözün başlangıcı ve ilerlemesinde enflamasyonun kilit rol oynamasının anlaşılması ile antienflamatuvar ajanlar tedavide vazgeçilmez olmaya başlamışlardır. Suni gözyaşı preparatlarının tek başına kullanımı ile kıyaslandığında, tedaviye topikal veya sistemik antienflamatuvar preparatların eklenmesi gerek klinik gerekse semptomatik iyileşme sağlar. a. Steroid içeren göz damlaları Topikal steroid içeren göz damlaları, kuru göz hastalarında oküler yüzey enflamasyonu ve epitelyal harabiyet kısır döngüsünün kırılması amacı ile kullanılmaktadırlar. Kortikosteroidler, enflamatuvar döngü üzerindeki bu etkilerini, siklooksijenazı bloke ederek, araşidonik asitten prostanoid sentezinin engellenmesi ve lenfosit apoptozisin önlenmesi yolu ile gerçekleştirmektedirler.10 Topikal steroidler, buna ek olarak bazı transkripsiyon faktörlerini inhibe ederek de lokal immün düzenleyici aktivite gösterirler. Yapılan çalışmalarda 4 hafta zayıf etkili steroid damla kullanımının semptom ve bulgularda düzelme sağladığı ve oküler yüzey boyanma skorlarını azalttığı ortaya konmuştur.11,12 Enflamasyonu baskılamak için reçete edilen topikal steroid içeren göz damlalarının katarakt oluşumu, göz MN Oftalmoloji Cilt 23 Yıl 2016 21 Bostancı B. Kuru Göz Tedavisinde Geleneksel Yöntemler. MN Oftalmoloji 2016;23(Suppl 1):20-24 içi basıncını arttırma ve fırsatçı enfeksiyonlara yatkınlık yaratma gibi belli başlı yan etkilerinin olması, hafif steroidler olarak sınıflandırılan fluorometalon ve loteprednol gibi ajanların seçilmesini ve bu preparatların dahi ancak kısa dönemli pulsatil tedavi ajanları olarak kullanılması gerekliliğini beraberinde getirmektedir. Siklosporinin kuru göz tedavisinde kullanılması, immün düzenleyici ve antienflamuvar etki gösterirken, kortikosterodlerin istenmeyen yan etkilerinden kaçınmak için de iyi bir alternatif sunar. Ancak siklosporin göz damlası başlanmadan önceki dönemde semptomatik rahatlama ve enflamasyon semptomlarının giderilmesi amacı ile 2 haftalık topikal steroid kullanımı, daha sonra doz azaltılarak 2 hafta siklosporin damlalarla beraber kullanılmaları kuru göz tedavisinde yüz güldürücü olmaktadır. b. Antibiyotikler Antibakteryel etkinliklerinin yanı sıra, makrolid grubu antibiyotiklerin (azitromisin) ve tetrasiklin türevlerinin (tetrasiklin, doksisiklin ve minosiklin) antibakteryel etki ile kapak florasındaki bakteryel yükü azaltarak bakterilerin ürettiği lipolitik enzimleri azaltma ve immün düzenleyici etkileri de mevcuttur. Bu özellikleri sayesinde oküler yüzeyde enflamasyonu azaltıp, meibomian bezlerinden lipid üretimini düzenlerler. Bu; özellikle oküler rozasea, posterior blefarit, meibomit ve steril kornea ülseri gibi olgularda faydalı olur. Doksisiklin, aynı zamanda hiperozmolar strese maruz kalmış oküler yüzey epitel hücrelerinde hücre dışı sinyal aracılı kinazları ve mitojenle aktive olan protein kinazları inhibe ederken, CXCL8 ve proenflamatuvar sitokinlerden IL1b ve TNF’nin üretimini azaltır ve matriks metalloproteinaz aktivitesini engeller.13 Kuru göz patogenezinde enflamasyonun kilit rol oynadığı gözönüne alınırsa, antienflamatuvar özellikleri sayesinde antibiyotiklerin hastalığın tedavisinde ne denli faydalı olabileceği kolayca tahmin edilebilmektedir. c. Esansiyel yağ asitleri Omega 3 (alfa linoleik asit) ve omega 6 (linoleik asit), insan vücudu tarafından sentezlenemedikleri için diyetle alınması gereken esansiyel yağ asitleridir. Esansiyel yağ asitleri, prostoglandin, prostosiklin, tromboksan ve lökotrienlerin öncülü olup, immün yanıtları düzenlerler. Omega 3 yağ asitleri genellikle antienflamatuvar olarak sınıflandırılırken, omega 6 yağ asitleri proenflamatuvar olarak kabul edilirler. Yapılan pek çok çalışmada, gerek sistemik, gerekse topikal omega 3 kullanımının immün hücre enfiltrasyonunu ve sitokin ekspresyonunu azaltarak kuru göz semptomlarını ve oküler yüzey boyanma skorlarını azalttığı gösterilmiştir.14,15 Çalışmalarda ek olarak, antienflamatuvar tedavilere ve suni gözyaşı preparatlarına adjuvan omega 3 eklenmesinin klinik bulgularda ve semptomlarda iyileşme ile sonuçlanacağı da gösterilmektedir.16 Hormon tedavisi Lakrimal bez ve meibomian bez başta olmak üzere pek çok oküler dokuda androjen, östrojen, progesteron ve prolaktin reseptörü bulunması ve normal gözyaşı üretim ve idamesi için bu hormonların optimal seviyelerde olması gerekliliği ortaya konduktan sonra, androjen ve östrojen türevlerinin topikal kullanımının da gözyaşı kırılma zamanını ve gözyaşının lipid komponentini iyileştirdiği gösterilmiştir.17,18 Bunların yanı sıra östrojen ve metil testesteron kombinasyonlarının da postmenopozal hastalarda semptomatik rahatlama ve klinik iyileşme sağladığı ortaya konmuştur.19 Mukolitik ajanlar Aköz yetmezliğe bağlı görülen kuru göz hastalığında, gözyaşında artmış olan müsin/aköz oranı sebebi ile alt forniks ve korneal epitel yüzeyinde müsin iplikleri oluşabilir. Epitel yüzeyindeki ufak defektler bu flamanlar için bir bağlanma bölgesi oluşturur ve sonuçta gözlerde irritasyona yol açar. Bu durumun tedavisinde ilk basamak korneal yüzeyin nemlendirilmesi ile aköz yetmezliğin önüne geçmeye çalışmak iken, tedaviye esası %10-20’lik N-asetilsistein damlaların kullanımı teşkil eder. Burada tedavi mekanizması müsinin içerisindeki disülfid bağlarının yıkılması ile olmaktadır.20 Tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemleri Kronik bir hastalık olan kuru göz sendromuna sahip hastaların bir kısmı alternatif veya tamamlayıcı tedavi yöntemlerini denemektedir. Avustralya’da yapılan bir MN Oftalmoloji Cilt 23 Yıl 2016 22 Bostancı B. Kuru Göz Tedavisinde Geleneksel Yöntemler. MN Oftalmoloji 2016;23(Suppl 1):20-24 çalışmada enflamatuvar göz hastalığı olan hastaların %42’sinin herhangi bir tamamlayıcı veya alternatif tıp yöntemine de başvurduğu ortaya konmuştur.21 Bazı çalışmalar ise akupunkturun ağrı eşiğini yükselterek hasta semptomlarını iyileştirdiğini öne sürmektedir.26 Akupunktur bu metotlardan sıkça kullanılmakta olan bir tanesidir. Kuru göz tedavisinde akupunkturun yeri ile ilgili 70’in üzerinde bilimsel yayın mevcuttur. Otonom sinir sistemi ve immün sistem üzerinde bilinen etkileri olan akupunkturun, lakrimal bez fonksiyonunu etkileyerek gözyaşı üretimini arttırmada kullanılabileceği iddia edilmektedir.22 Sayılan bu tedavi yöntemlerinin herhangi birinin başlanmasından önce; hastalara, kuru göz hastalığının patofizyolojisi, sebepleri ve ağırlaştıran durumlar hakkında bilgilendirme yapmak, kapak hijyeninin korunması, altta yatan oküler yüzey ve kapak hastalıklarının tedavisinin sağlanması, su alımını arttırmak, alkol ve çay kahve gibi diüretik alımını azaltmak, ortam nemlendiricileri kullanmak, sıcak, rüzgarlı-tozlu, dumanlı ortamlardan kaçınmak ve diyete dikkat etmek gibi yaşam tarzı değişikliklerinin anlatılması önemlidir. Akupunktur ve suni gözyaşı preparatlarını karşılaştıran iki çalışmada gözyaşı kırılma zamanı, Schirmer testi ve korneal boyanmada düzelme saptanmış ve sonuçlar akupunktur uygulanan hasta grubu lehine bulunmuştur.23,24 Öte yandan akupunktur ve suni gözyaşının beraber kullanımının sadece suni gözyaşı kullanımına göre semptom ve bulgularda daha iyi sonuçlar vermediğini ortaya koyan yayınlar da mevcuttur.25 Kuru göz tedavisinde bilinen bu geleneksel yöntemlere rağmen, çığır açıcı yeniliklerin yol ayrımında olduğumuzdan, hekim olarak görevimiz; geleneksel yöntemlere hakim olma ve uygulamanın yanı sıra, tedavide yeni çıkan ajanlar hakkında da bilgi sahibi olmaktır. Kaynaklar 1. Vickers LA. Gupta PK. The future of dry eye treatment: A Glance into the therapeutic pipeline. Ophthalmol Ther 2015;4:69-78 2. Tsubota K. Ocular surface treatment before last in situ keratomileusis in patients with severe dry eye. J Refract Surg 2004;20:270-5. quality of the human eye. J Cataract Refract Surg 2007;33:1631-5. 8. Lin H. Yiu SC. Dry eye disease: A review of diagnostic approaches and treatments. Saudi J Ophthalmol 2014;28:173-81. 3. Behrens A. Doyle JJ. Stern L. et al. Dysfunctional tear syndrome: a Delphi approach to treatment recommendations. Cornea 2006;25:900-7. 9. Williamson JF. Huynh K. Weaver MA. Davis RM. Perceptions of Dry Eye Disease Management in Current Clinical Practice. Eye Contact Lens 2014; 40:11-5. 4. Klenker B. Sheardown H. Jones L. Growth factors in tear film: role in tissue maintenance, wound healing and ocular pathology. Ocular Surface 2007;5:228239. 10. Aksoy MO. Li X. Borenstein M. et al. Effects of topical corticosteroids on inflammatory mediator-induced eicosanoid release by human airway epithelia cells. J Allergy Clin Immunol 1999;103:1081-91. 5. Pflugfelder SC. Stern ME. Future directions in therapeutic interventions for conjunctival inflammatory diorders. Curr Opin Allergy Clin Immunnol 2007; 7:450-3 11. Pflugfelder SC. Askin SL. Anderson B. et al. A randomized, double masked, placebo controlled, multicenter comparison of loteprednol etaponate ophthalmic suspension, 0.5% and placebo for treatment of keratoconjunctivitis sicca in patients with delayed tear clearence. Am J Ophthalmol 2004;138:444-57. 6. Korb DR. Herman JP. Blackie CA. Scaffidi RC, Greiner JV, Finnemore VM. Prevalance of lid wiper epitheliopathy in subjects with dry eye signs and symptoms. Cornea 2010;29:377-83. 7. Montes-Micos R. Role of the tear film in the optical 12. Avunduk AM. Avunduk MC. Varnelli ED. Kaufman HE. The comparison of efficacies of topical corticosteroids and nonsteroidal anti inflammatory drops on dry eye MN Oftalmoloji Cilt 23 Yıl 2016 23 Bostancı B. Kuru Göz Tedavisinde Geleneksel Yöntemler. MN Oftalmoloji 2016;23(Suppl 1):20-24 patients: A clinical and immunocytochemical study. Am J Ophthalmol 2003;136:593-602. Ophthalmol 2005;139:1109-10. 13. Soloman A, Rosenblatt M, Li D et al. Doxycycline inhibition of interleukin 1 in corneal epithelium. Am J Ophthalmol 2000;130:688 20. Management and therapy of dry eye disease: report of the Management and Therapy Subcommittee of the International Dry Eye Workshop. Ocul Surf 2007;5: 163-78. 14. Harauma A, Saito J, Watanabe Y, Moriguchi T. Potential for Daily supplementation of n-3 fatty acids tor everse symptoms of dry eye in mice. Prostaglandins Leukot Essent Fatty Acids 2014; 90:207-13. 21. Smith JR, Spurrier NJ, Martin JT, Rosenbaum JT. Prevalant use of complementary and alternative medicine by patients with inflammatory eye disease. Ocul Immunol Inflamm 2004;12:203-14. 15. Li Z. Choi JH. Oh HJ. Park SH. Lee JB. Yoon KC. Effects of eye drops containing a mixture of omega 3 fatty acidss and hyaluronic acid on the ocular surface in desiccating stress-induced murine eye. Curr Eye Res 2014;39871-8. 22. Kavoussi B, Ross BE. The neuroimmune basis of antiinflammatory acupuncture. Integr Cancer Ther 2007; 6:251-7. 16. Liu A. Ji J. Omega 3 Essential Fatty Acids Therapy for Dry Eye Syndrome: A Meta Analysis of Randomized Controlled Studies. Med Sci Monit 2014;20:1583-89. 17. Khandelwal P. Liu S. Sullivan DA. Androgen regulation of gene expression in human meibomian gland and conjunctival epithelial cells. Mol Vis 2012;18:1055-67. 23. He HQ. Wang ZL. Hu HL. Liu R. Effect of acupuncture on lacrimal film of Xeroma patients. Journal of Nanjing TCM University. 2004;20:158-9 24. Wang ZL. He HQ. Huang D. Shi CG. Effect of integral syndrome differentiation acupuncture on the tear film stability in the patient of xerophthalmia. Chinese Acupuncture Moxibustion. 2005;25:460-3 18. Worda C. Nepp J. Huber JC. Sator MO. Treatment of keratoconjunctivitis sicca with topical androgen. Maturitas 2001;37:209-12. 25. Grönlund MA. Stenevi U. Lundeberg T. Acupuncture treatment in patients with keratoconjunctivitis sicca: a pilot study. Acta Ophthalmologica Scandinavica 2004;82:283-90. 19. Scott G. Yiu SC. Wasilewski D. et al. Combined esterified estrogen and methyltestosterone treatment for dry eye syndrome in postmenopausal women. Am J 26. Nepp J. Jandrasits K. Schauersberger J. et al. Is acupuncture a useful tool for pain-treatment in ophthalmology? Acupunct Electrother Res 2002;27:171-82. MN Oftalmoloji Cilt 23 Yıl 2016 24