MU'CEM istanbul 1289, 1, 209-237 ; ibnü'I-Hümam. etTa/:ırir (i b n Emlru Hac. et-Ta/!:rir ve't-taf:ıbir içinde). ll, 142-146; ibn Emiru Hac. et-Ta/!:rir ve'tta/:ıbir, Bul ak 1316, ll, 142- 146; Süyüti. e /-Eş ­ ba.h ue 'n-ne?i'ı'ir(n ş r Muhammed el-Mu'tasım­ Billah el-Bağdadll. Beyrut 1407/1987, s. 133138, 209-215; Ahmed b. Muhammed ei-Hamevi. Camzü 'uyüni'l-beşa'ir, Beyrut 1405/1985, 1, 223-230, 335-357; M. Seyyid Bey. Usül-i Fı­ kıh, istanbul 1333, 1, 79-81; N. L. Coulson . Conflicts and Tensions in lslamic Jurispru dence, Chicago- London 1969, s. 29-30, 103; Davüd ei-Attar, Tecavüzü 'd-di{a'i 'ş-şer'i, ı baskı yeri yokl 1402/ 1982 (ei-Merkezü 'l-i slaml ). s. 31-124; M. Seyyid Abdüttevvab. ed-Di{a'u'ş­ şer'i fi'l-fıkhi'/-İslami, Kahire 1983, s. 19-56; M. Sellam Medkür. i'la?ariyyetü '1-ibiif:ıa 'in de '/-uşüliyyin ve'l-fukaha', ! bas kı yeri yok! 1984 1Darü' n-nehda ti 'I -Arabiyyel; M. Ebü'I-Feth ei-Beyanüni. el-Hükmü 't-teklifi {i'ş-şeri'ati '1İslamiyye, Dımaşk 1409/1988, s. 25 -70, 232258; Ahmad Hasan. Th e Early Development of lslamic Jurisprudence, Islamabad 1994, s. 38, 57; M. Ebü Zehre. el-İmamü 'ş-Şadı/!:, i bask ı ye ri ve tarihi yok! (Darü'l-fikri 'I-Arabi). s. 503 - 506; a.mlf.. İbn Haz m, 1baskı yeri ve tarihi yok ! (Darü 'l- fik ri 'I- Arabl). s. 373-376; J. Schacht, "lbaJ:ıa ", EJ2 (ing.). lll , 660-662; "İb a­ l:ıa" , Mv.Fi, 1, 156-172; "ib§J:ıa", Mv.F, 1, 126135; M. Said Ramazan ei-Büti. "el-ibaJ:ıa", elMevsü'atü'I-'Arabiyye, Dımaşk 1998, 1, 27 28. KAFi DöNMEZ ~ İBRAHiM r MU'CEM (bk. SÖZLÜK). L r _j MU'CEM (~f) L Ravilerin adiarına göre alfabetik olarak düzenlenen eserlerin genel adı. _j Sözlükte "kapalılık" anlamındaki ucme kökünden türeyen i' cam "ka palılı ğı gidermek", mu'cem ise "kapalılığı giderme 1 kapalılığı giderilmiş (söz, kelime. harf vb.)" demektir. Buna göre benzer harfler arasındaki karışıklığı noktalarla gidermeye i'cam . n o ktalı harfiere el-hurufü'l-mu'cem e. bazılarına nokta koymak suretiyle karışıklığı 1kapalılığı giderilen alfa be harflerine de hurufü'I-mu'cem denir. Özel isiınierin alfabe sırasına göre dizimini esas alan eserlerle sözlüklere mu'cem adının verilmesi de isimlerdeki karışıklığı önleyen, kelimelerin anlamları arasında­ ki karışıklığı gideren eserler olmaları sebebiyledir. Mu'cem terimi sözlük, tefsir ve hadis. tabakat ve biyografi, ülke adları gibi çeşitli alanlarda kullanılır. isimlerin alfabetik sıralandığı çalışmalara ve ansiklopedik tertibe de bu ad verilmektedir. ilk ravisine (sahabe) göre tertip edilen müsned türü eserlerin aksine son ravisine göre düzenlenen eseriere de mu'cem denmektedir. Hadis ilmind.e mu'cem bir telif türü olup ravilerine göre tertip edilen kitapları ifade etmektedir. Bu kitaplar ya ilk veya son ravilerine (müellifın hocaları) yahut ravilerin ülkelerine göre alfabetik olarak kaleme alınır. Her ravinin adı altında rivayet ettiği bütün hadisler toplanabildiği gibi özellikle ali isnadlılarından seçmeler yapılarak rivayetlerinden örnekler de verilebilir (Ş a kir Mahmud Abdülmün 'im, elMü'erril)u '1-'ArabT, XV/40 11989 1, s. 158) Mu'cemlerde sıralama nadiren hocanın vefat tarihine yahut ilim ve fazilet bakı­ mından üstünlüğüne göre de yapılabilir (AbdUihay el-Kettanl, ı ı. 41-42) ilk dönemlerin aksine bir alimin hocalarının . ders arkadaşlarının veya talebelerinin zikredildiği kitapiara da mu'cem denmektedir. ibn Hacer el-Askalanl'nin el-Mecma'u'l-mü'esses, Bikal'nin 'Unvô.nü'z- zamô.n ii terô.cimi'ş-şüyui) ve'l-akrô.n, Kadi iyaz'ın Mu'cemü şüyui)i'ş-Şadeii (ibn Sükkere) ve ibnü' l-Ebbar'ın el-Mu'- cem ii aşf:ıô.bi 'l-Kaçli eş-Şadeii adlı eserleri bu türün örnekleridir. Mu'cem terimi aynı zamanda bilgilerin alfabetik düzenlendiği çalışmaların genel adıdır. Türkçe'de hadis terimleri sözlüğü denilen eserlerin Arapça karşılığı olarak yine mu'cem kelimesi kullanılır. Abdurrahman b. ibrahim el-Humeysl'nin Mu'cemü 'uWmi'l-J:ıadişi'n-nebevi'si böyle bir çalışmadır. Bir müellifin kendilerinden hadis aldığı hocalarının birer hadisine yer veren mu' cemler bir yönüyle meşyeha türü eseriere benzemekle beraber meşye­ halarda alfabetik olma şartı yoktur. Meş­ ye ha terimi daha ziyade erken dönem muhaddislerince. bir musannifin hocalarının isimlerinin ve onlardan dinlediği rivayetlerin sıralanması ile meydana gelen eserler için kullanılmış. daha sonraları aynı telif türü mu'cem diye anılmış ve bu kullanım yaygınlık kazanmıştır. Doğulu islam alimleri bu telif türüne aynı zamanda "sebet" ismini vermişlerse de sebet terimi, daha çok talebenin hacasından hadis veya icazet alma tarihine göre düzenlenen eserleri ifade etmektedir. Kuzey Afrika ve Endülüs uleması , geç dönem çalışmalarında aynı anlama gelen "bernamec" veya "fehrese" kelimelerini tercih etmişlerdir. Buna göre mu'cemleri "mu'cemü'l-hadis" ve "mu'cemü'ş-şüyuh" diye iki grupta ele almak mümkündür. Mu'cemü'l-hadise dair eserlerde müellif hocasının ismini belirttikten sonra ken disi hakkında kısaca bilgi verir ve onun tarikiyle rivayet ettiği hadisleri zikreder. Mu'cemü'ş-şüyuhlarda ise şeyhlerin biyografileri verilip genellikle onlardan rivayet icazeti alınan eserlerin listesi sıra­ lanır. Mu'cemü'l-hadis türünün önemli kısmı sahabe mu'cemleridir. Saha be isimlerinin alfabetik sıralanıp rivayet ettikleri hadislerin kaydedildiği bu eserler arasın­ da Ebu Ya'la el - Mevsıli'nin ve ibn Kani'in M u'cem ü 'ş -şaJ:ıô.be 'leri anılabilir. Mu'cem kelimesini terim anlamında Mu'cemü'ş-şüyui) adlı kitabında ilk kullanan müellifin Ebu Ya'la el-Mevsıli olduğu ileri sürülmüştür. Daha önce Fesevi ve Nesai de hocalarının isimlerini ihtiva eden mu'cemler yazmışlarsa da bunlar alfabetik değildir. Hadis ilmi sahasında yapı­ lan bazı modern çalışmalarda ise mu'cem "kelime fihristi" anlamına gelmektedir. Wensinck'in el-Mu'cemü'l-müiehres lieliô. ? i'l-J:ıadişi'n-nebevi, Ebü'I-Fida Sami et-Tuni'nin Mu'cemü mesô.nidi kütübi'l-J:ıadiş ve Muhammed Hüseyin Ebü'l-Fütuh'un Mu'cemü eliô.?i'l-J:ıadi­ şi'n-nebeviyyi'ş-şerii ri adlı eseri bu tür ii şaJ:ıiJ:ıi'l-Bui)ô.­ çalışmalardandır. Literatür. 1. el-Mu'cemü'l-kebir. Taberani'nin üç mu'ceminin en genişi olup sahasındaki en hacimli mu'cemdir. Eserde saha be adları alfabetik olarak sıralan­ mış . az hadis rivayet edenlerin (mukı i !On) bütün rivayetleri derlenmiş, çok hadis rivayet edenlerin (müksirOn) rivayetlerinden seçmeler yapılmış ve yaklaşık 25.000 hadis bir araya getirilmiştir. MüksirOndan olan sahabilerden Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Ömer'in rivayetlerine yer verilmiş, Enes b. Malik. Cabir b. Abdullah, Ebu Said el-Hudri ve Hz. Aişe'nin müsnedleri zikredilmemiş, Ebu Hüreyre'nin rivayetleri ise Müsnedü Ebi Hüreyre adıyla müstakil bir ciltte toplanmıştır. el- Mu'ce mü 'l-kebir'in Kütüb-i Sitte'ye olan zevaidleri Nüreddin el-Heysemi'nin Mecma'u 'z-zevô.'id'inde yer almaktadır. Eser Harndi Abdülmecid es-Sel efi (!-XXV, Bağdat 1978 , 1983 , 198 7; Musui-Kahire 1405/ 1984 ; Beyrut 1414/1 993; Ri ya d 141 5/ 1994) ve Muhammed Habib el-Hile (Taif ı 988) tarafından neşredilmiştir. ibn Balaban el-Mu'cemü'l-ke bir'i bablarına göre düzenlemiştir (Kettan i. s. ı 3- ı 4). Taberani'nin el-Mu'cemü'l-kebir, el-Mu'cemü'l-evsat ve el-Mu'cemü'ş-şagir'i bu türün en meşhur eserleri olduğundan "meacim" denildiği zaman bu üç eser, "mu'cem" denilince de el-Mu'cemü'l-kebir kastedilir. 2. el-Mu'cemü'l-evsat. Ta- 345 MU'CEM beranl bu eserinde 2000 kadar hocasının adını sıralamış ve onların 12.000 rivayetine yer vermiştir (Mahmud et- Tahhan'ın neşrinde 9485, Tarık b. ivazullah neşrin­ de 9489 hadis mevcuttur). Kendilerinden az hadis rivayet ettiği hocalarından birkaç rivayet. çok hadis rivayet ettiklerinden elliden fazla hadis zikrettiği olmuştur. Eserde senedinin bir yerinde ravi sayısı teke düşen rivayetlere (ferd ve garlb hadisler) daha fazla yer verildiği için kitap Darekutnl'nin el-Efrad'ına benzetilmiştir. el-Mu'cemü'l-evsa(ta sahihten münkere kadar her türlü rivayete yer verilmiş olup bunların bir kısmı el-Mu'cemü'l-kebir'de de bulunmaktadır (nşr. Mahmud b. Ahmedet-Tahhan, I-Xl , Riyad 1405-1416/ 1985-1995; nşr. Tarık b. ivazullah b. Muhammed, Abdülmuhsin b. İbrahim el-Hüseynl, Kahire 1416/ 1995). Heysemi,Mecma'u'l-baJ:ıreyn ii zeva'idi'l-Mu'cemeyn adlı eserinde el-Mu'cemü'l-evsat ile elMu'cemü 'ş-şagir'de yer aldığı halde Kütüb-i Sitte'de bulunmayan rivayetleri tesbit etmiştir. 3. el-Mu'cemü'ş-şagir. Eserde Taberanl'nin kendilerinden hadis rivayet ettiği 1161 hocasının adı alfabetik olarak sıralanmış ve bunların birer. bazan da ikişer hadisi senedieriyle birlikte yazılmıştır. Ayrıca müellifin hocaların­ dan nerede ve ne zaman hadis dinlediği­ ne, bazı hadislerin sıhhatine dair açıkla­ malara, raviler hakkında bilgilere. rivayet şekline ve yolculukyaptığı yerlere dair ayrıntılara yer verilmiştir. el-Mu'cemü'ş­ şagir'in birçok baskısı bulunmaktadır (1-11, Kahire 1968, 1983; Beyrut 1403/ 1983, 1406/1986, 1995; nşr. Abdurrahman Muhammed Osman, 1-11 , Medine 1388/ 1968; Mekke 1992). Muhammed Şektır Mahmud el-Hac Emir, er-Ravzü'd-dani ile'l-Mu'cemi'ş-şagir li't-Taberani adlı çalışma­ sında eseri çeşitli nüshalarını karşılaştırıp rivayetlerin sıhhat derecesini belirterek yeniden neşretmiştir ( Beyrut 1405/1985). Seyyid Talib Hüseyin el-Mu'cemü'ş-şa­ gir'in tahkik ve tahrlcini doktora tezi ( Bahavelpurislamiyye Üniversitesi), Salih SaId Muhammed Zehranl de eserin bir kıs­ mının tahkik ve tahrlcini yüksek lisans tezi ( 1407/1987, Camiatü ümmi 'l-kura külliyyetü' ş-şeria ve' d-d irasat i·1-is lam i yy e) olarak gerçekleştirmiştir. ismail Mutlu kitabı Türkçe'ye çevirmiştir (Mu 'cemü 's-sagir TercümeveŞerh , 1-11, istanbul 1996). 4. Mu'cemü'ş -şüyul_ı. Ebfı Ya'la el-Mevsıll bu eserinde 33S hocasının adından sonra onlardan rivayet ettiği bir, nadiren iki veya üç hadisi zikreder ( nşr. Hüseyin Seilm Esed, Beyrut 141 0/1989). s. Kitabü'l- 346 Mu'cem. Ebfı Said ibnü'l-A'rabl. kendilerinden hadis dinlediği 336 hocasının künyelerini sıraladığı eserinde her birinden rivayet ettiği hadis veya hikayelere yahut şiiriere yer vermiştir. 246S hadis ihtiva eden kitabın ilk yarısını Ahmed b. Mlrin Seyyad el-Belfışl tahkik ederek yayımlamıştır (i-VI, Riyad 1412/1 992) . 6. Kitabü'l-Mu'cem ii esami şüyul_ıi Ebi Bekr el-İsma'ili. Müellif eserinde adlarını sıraladığı 41 O hacasından bir veya birkaç hadis zikretmiştir. Beş hacasından hadis rivayet etmemiş. elli altı hacası hakkında cerh ve ta'dlle yer vermiş. hocalarının bir kısmından nerede hadis dinlediğini de belirtmiştir (nşr. Ziyad Muhammed Man sur, 1-11, Medine I 41 0/ 1990; ay rıca bk. DİA, XXIII, 127). 1.Mu'cemü'ş­ şüyul_ı (Mu'cemü İbni'l-Mul).ri). ibnü'lMukrl el-isfahanl bu eserinde 874 hocasına ve her birinden dinlediği bir veya daha fazla hadise yer vermiştir. Hadisleri hocalarından nerede dinlediğini yazdığı gibi bir kısmının güvenilirliği hususunda açıklamada da bulunmuştur. Muhammed b. Salih el-Fellah eser üzerine üç ciltlik bir doktora tezi hazırlamıştır ( 1425, el-Camiatü'l-islamiyye kı sm ü' d-di rasati'l-is lam iyye JMedineJ). 8. Mu'cemü'ş-şüy(il_ı (Mu'cemü İbn Cümey'). Eserde müellif kendilerinden rivayette bulunduğu 387 hocasının birer hadisini zikretmiştir. 9. elMu'cem fi'l-J:ıadi§. Abdülhalil5. b. Esed b. Sabit'e ait olan eserin bir nüshası Köprülü Kütüphanesi'nde kayıtlıdır (Fazı i Ahmed Paşa , nr. 390) . 10. Mu'cemü'ş-şüyul_ı ( el-Mu'cemü 'l-kebir). Zehebl'nin 1040 hocas ı hakkında bilgi verdiği hacimli bir çalışma olup iki cilt halinde yayımianmış (n ş r. M. Hablb el-Hile, Taif 1408/1988), eseri Ruhiyye Abdurrahman es - Süyufı de Mu'cemü şüyul_ıi'~-Zehebi adıyla neş­ retmiştir (Beyrut 141 0/1990). Zehebl'nin bilgi vermektedir hl, Riyad ı 982) Muhammed ez-Za- BiBLiYOGRAFYA : Taberanl. el-Mu 'cemü 'l·kebfr(n ş r. Harndi Abdülmedd es-Selef\), Beyrut, ts. (Daru ihyai't-türasi'I-Arabl), neşredenin girişi , I, 5 ·26; a.mlf .. elMu'cemü'l-evsat (nşr. Ma h mü d et -Tahhan), Riyad 1405/1985, neşredenin girişi,!, 5-7; Keş­ fü'?·?Unün, ll, 1735-1737; Sıdd1k Hasan Han, elljıtıa fi ?ikri 'ş-şıf:ta/:ıi 's-sitte, Beyrut 1405/1985, s. 68; Abdülhay ei-Kettanl, Fihrisü 'l-fehfıris, Fas 1346, ll, 41-42; M. Zubayr Sıddlql, Hadith Literature, Calcutta 196ı , s . 120-ı21; Şakir Mahmüd Abdülmün'im. İbn ljacer el-'Askali'ini, Bağdad 1978, I, 465-499; a.mlf .. "Dirilse fi rava'i'i'l-me'acim" , el-Mü'erritıu 'l-'Arabl, XV / 40, Bağdad ı 989, s . ı 58- ı 70; Ali Yardım, Hadis, izmir 1984, II, 69-72; Kettan1, er-Risaletü 'l·müstetrafe (Özbek) , s. 13-ı4, 28ı-289 ; İzmirli ismail Hakkı . Hadis Tarihi (n ş r. ibrahim Hatiboğ ­ lu), istanbul 2001, s. 255; İsmail L. Çakan. Hadis Edebiyatı, istanbul 2003, s. 65-69; M. Ali en-Neccar. "el-Me'acim", ME, XXV/ 2 (1954), s. ı 69- ı 72; Abdülkadir Palabıyık, "Taberanl ve elMu'cemü's-saglr Adlı Eseri", DÜİFD, XIII-XIV (2001), s. 191-203; M. Yaşar Kandemir, "Fehrese ", DİA , XII, 297-298; a.mlf., "Heyseml", a .e., XVII, 292-293; a.mlf .. "İbn Hacer el-Askalanl", a .e., XIX, 525; Emin Aşıkkutıu , "İsmaill" , a.e., XXIII , ı27. !il İBRAHiM HATİBOGLU MU'CEMÜ'l-MATBÜATİ'l­ ARABİYYE ve'l-MUARREBE ( 4!jı.ıı.Jf, a:;ırıı ..:..~~' ~) Yusuf İlyan Serkis'in (ö. 1932) Arapça olan ve Arapça'ya başka dillerden çevrilen matbu eserlerle yazariarına dair eseri (bk. SERKİS, Yusuf İlyan). _j L 1 MU'CEMÜ MEKAYISİ'l-LUGA 1 ( J.illf ~lQ.o ~) İbn Faris (ö. 395/1004) tarafından hazırlanan el-Mu'cemü'l-mul_ıtaş bi'l-muJ:ıaddi§in adıyla kaleme alıp 394 hacası hakkında bilgi verdiği eserini (nşr. M. Hablb el-Hile, Ta if ı 408/1988) bu çalışmasından ihtisar ettiği anlaşılmaktadır. Rfıhiyye Abdurrahman bu eseri de Mu'cemü muJ:ıaddi­ §i'~-Zehebi adıyla yayımiarnıştır ( Beyrut 1413/ 1993). 11. el-Mecma'u'l-mü'esses li'l-mu'cemi'l-müfehres. ibn Hacer elAskalanl hacimli eserinde 730 hocasının hayatı, eserleri ve rivayet ettikleri kitaplar hakkında geniş bilgi vermektedir. Müellif bazı hocalarının hocaları hakkında da kitaplar yazmıştır (DİA, XIX, 525). 12. Mu'cemü'ş-şüyul_ı. Necmeddin ibn Fehd bu eserinde 447'si erkek. altmış yedisi kadın olmak üzere S14 hacası hakkında (nşr. L Arapça etimotojik sözlük. _j Arapça kelimelerin kendilerinden türeköklerin ve bunların temel anlamlarının bulunduğu olgusu ile (usul-mekayls) aynı kökten türeyen kelimeler arasında anlam ilişkisinin mevcut olduğu gerçeğin­ den hareket eden ibn Faris sözlüğünde iki nazariyeyi ispat etmeye çalışmıştır. Bunlardan birincisi, üçlü köklerde "mikyas" (asıl) adını verdiği ve kendilerinden fer'l kelimelerin türediği temel anlamların ve dolayısıyla temel kelimelerin bulunduğu, ikincisi. üçten fazla harften oluşan köklerin çoğunlukla terkiplerden veya birkaç kelimeden kısaltılarak elde edilmiş yapay diği