Bağışıklık Sisteminde Yeniden Programlanabilir Hücreler ile Yeni

advertisement
Bağışıklık sisteminin aşırı aktif hücreler ya da işlevini yitiren hücreler sebebiyle dengesinin
bozulması, sedef hastalığından kansere kadar pek çok hastalığa neden olabilir. Gladstone
Enstitüsü’nde araştırmacılar, T hücreleri olarak adlandırılan bazı bağışıklık
hücrelerinin işlevlerini değiştirerek sistem dengesini yeniden kurmaya ve
hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere yeni yöntemler geliştirmeye yardımcı
olacak bir yol buldu. Spesifik T hücrelerini yeniden programlayan çalışma grubu ilk
defa, bağışıklık sistemi üzerinde etkin rol oynayan (birbirlerinin fonksiyonlarını
karşılıklı olarak regüle eden) pro-inflamatuar (güçlendiren) ve anti-inflamatuar
(zayıflatan) hücrelerinin birbirlerine nasıl dönüşeceklerini keşfetti.
Araştırmacılar, iki T hücre tipiyle çalıştı: yardımcı olarak adlandırılan vücudumuzu farklı
türdeki patojenlere karşı koruyan hücreler ve düzenleyici olarak adlandırılan bağışıklık
sistemini kontrol etmede yardımcı ve çevreye karşı koruyucu hücreler.
Çalışmanın yazarlarından Prof.Dr. Sheng Ding, elde ettikleri bulguların otoimmün
hastalıklarının tedavilerinin yanı sıra kök hücre ve immüno-onkoloji terapilerinde de önemli
etkisinin olduğunu kaydetti.
İlaç keşfi konusundaki uzmanlıklarından yararlanan Ding ve ekibi, yardımcı T hücresini
düzenleyici T hücresine yeniden programlayabilen küçük moleküllü bir ilaç tespit ettiler.
Yeni yaklaşımın pek çok medikal uygulaması mevcut. Örneğin, otoimmün hastalıkta yardımcı
İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz.
T hücreleri aşırı derecede aktiflenir ve vücuda zarar verir. Bu hücrelerin düzenleyici T
hücrelerine dönüşmesi bu hiper aktiviteyi azaltabilir ve bağışıklık sistemini dengeleyerek
hastalığı tedavi edebilir.
Ayrıca, bu çalışma kök hücre tedavisini kullanarak bağışıklık sisteminin düzenlenmesine
olanak sağlıyor. En azından teoride, düzenleyici T hücrelerini üretmek bağışıklık toleransını
destekleyebilir ve vücudun yeni nakledilen hücreleri reddetmesini önleyebilir.
Diğer bir açıdan, çalışmalarının kanser tedavilerinde de etkisi olduğunu dile getiren
çalışmanın yazarlarından Tao Xu, bu terapi türünün doğrudan kanseri hedef almadığını,
ancak kanser hücrelerini tanımak ve onlara saldırmak için bağışıklık sistemini harekete
geçirmede işe yarayacağını ifade etti.
Birçok kanser türü düzenleyici T hücrelerini, bağışıklık sistemini çökertmek için tümörlerin
tanımlanmadan büyüyebileceği bir çevre oluşturarak kontrol altına alıyor. Böyle
durumlarda, çalışma ekibinin bulguları bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla
düzenleyici T hücrelerini yardımcı T hücrelerine dönüştürmede kullanılabilir, böylece kanser
hücreleri daha iyi tanımlanabilir ve yok edilebilir.
Kaynak : gladstone.org
Yorumlar
İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz.
Download