Emre Mumcuoğlu Sıradan İnsanlar Olarak Peygamberler Orta çağlarda dinî resimlerde çok katı kurallar olması ve kilisenin sanat eserlerini istediği gibi yönlendirmesi sebebiyle İsa yeterince tanrı gibi gözükmediği için ya da bir tanrıya yakışmayacak şekilde (örneğin ölü) resmedildiği için kilise tarafından kabul edilmeyen resimler vardı. Fakat, hem Polenov'un tablosunu çizdiği 19. yüzyılda böyle katı bir anlayış ve kurallar olmadığı için, hem de Ortodoksluğun Katolikliğe göre daha akılcı ve özgür bir anlayışı olduğu için bu tabloda Tanrı İsa'yı diğer insanlardan ayırmak zor. Halkla birlikte oturan bu İsa ne uçuyor ne de ışık saçıyor. Bence peygamber dediğin de öyle olur zaten! İncil'de anlatılan İsa insanlarla konuşan, onlara hem maddî hem manevî şifa veren biriydi. Ama Paulus, Avrupa'daki tanrı anlayışları doğal figürlerle özdeşleşmiş paganlara Hıristiyanlığı yayabilmek için onu tanrının vücudu olarak anlattı. İsa; tapınağı, okulu, hamamı olmayan bir köyde dünyaya geldi. İsa'nın zamanında Roma'nın zulmünden bıkan Yahudiler diğer zor zamanlarında olduğu gibi, bir mesih bekliyorlardı. O zamanlar birçok mesih çıkıp Roma'ya isyan ediyor fakat dünyanın süper gücüne kafa tutamayıp isyandan çarmıha geriliyorlardı. Tıbbın henüz gelişmediği dönemin bir diğer özelliği de insanları iyileştiren şifacılardı. İsa da dönemindeki tipik bir mesih ve bir şifacıydı. Musa da halkını bir diktatörün zulmünden kurtarmıştı. Eşi için uzun yıllar çalışan, büyük görevini üstlenirken çekinen ve korkan, Firavun'la konuşmaya giderken heyecanlanan bir insandı. İbranilere Firavun'un zulümlerine sabretmelerini öğütleyip büyük bir savaş ve katliam yaşanmadan, bilgelikle ama ancak tanrının yardımıyla halkını zulümden kurtaran bir liderdi. İkisi de döneminin tipik insanlarıydı. Eğer İsa tanrı olsa çarmıha gerilmez, Musa da Firavun'u sabır ve strateji ile değil doğaüstü güçleriyle alt ederdi. Yine de Hristiyanlar tanrı olduğuna inandıkları İsa'nın insan yönünü görebiliyor, anlatabiliyor ve resmedebiliyorlar. Şimdi ise müslümanlar peygamberlerini tanrılaştırmış haldeler. O kadar ki Resim: Jesus and the Sinner Woman (1886-87), Vasily Polenov. Kaynak: http://www.artbible.info/art/large/118.html zamanında insanların dertlerine çözüm arayan, arkadaşlarıyla koşup eğlenen, güleryüzlü bir adamın resmi bile çizilemiyor. Resmini görünce putperest olacaklar ama şu an nasıl bir put haline geldiğinin farkında değiller. Şimdi müslümanların aklındaki Muhammed, insanlara yüzü gözükmeyen, sözü tanrı sözü sayılan, adı anılınca arkasından hazreti sallallahu aleyhi ve sellem kâinâtın efendisi iki cihanın bilmemnesi diye sıfatlar sayılan bir put. Muhammed sabahtan akşama yatıp kalkan, asık suratla tesbih çeken, insanlarla konuşmayan bir şeyh değildi. Fakirin, yetimin, dulun hakkını savunan; köleliği kaldırmaya çalışan; insanların ahlâkını düzeltmeye çalışan bir lider böyle mi olur? Peygamberin sünneti diye sakal bırakıp cübbe giyiyorlar, farkında değiller ki Muhammed zamanında sıradan olan giysiler giyiyordu, toplumdan uzaklaşıp herkesin acayip gördüğü biri olsaydı herkesten farklı giyinirdi. Müslümanlar, Kuran'daki müşrik, münafık, kâfir ifadelerini hiç üstüne alınmayıp bunları Yahudiler, Hıristiyanlar, ateistler olarak düşünüyorlar. Hâlbuki acaba biz de müşrik miyiz diye bir düşünseler peygamberi ne kadar tanrılaştırdıklarını fark ederlerdi. Bu korkunç imajlar yıkılıp yerine sıradan bir insan olan Muhammed koyulsa, Rus bir ressamın İsa'yı halktan biri olarak çizebildiği gibi Muhammed de filmlerde yüzü gösterilmeyen bir put olmaktan çıkarılıp halkının dinî, siyasî, askerî önderi olarak gösterilmekten korkulmasa… Yine de İslam'da kendi karanlık çağından çıkış ve bir aydınlanma görüyorum. Bu tür görüşler hep vardı ama halk düzeyinde de bir aydınlanmayı en azından Türkiye'de gözlemleyebiliyorum. İnsanların fikirleri bağnazlıktan çıkıyor çünkü bağnaz fikirler bilimin ve aklın karşısında duramıyor; sanata, akla, felsefeye verilen önem İslam dünyasında da giderek artıyor; din, medya ve internet sayesinde din adamlarının tekelinden çıkıyor. Müslümanlar için daha iyi ve daha aydınlık bir gelecek umuyorum.