© Revak Kitabevi, 2014 Tüm hakları Revak Kitabevi’ne âittir. Revak Kitabevi: 24 Ehlibeyt Serisi: 5 Osmanlı Dönemi Şeyhlerinden Kerbela Mersiyeleri Yayına Hazırlayan Kahraman Özkök ISBN: 978-605-64527-3-4 Sertifika No: 23108 1. Baskı: Temmuz, 2014 Kapak Tasarımı: Togay Kazım Ataç Baskı & Cilt: Step Ajans Matbaacılık Ltd. Şti. Göztepe Mah. Bosna Cd. No:11 Mahmutbey-Bağcılar, İstanbul Tel: 0212 446 88 46 E-mail: [email protected] Matbaa Sertifika No: 12266 Besmele: “Bismillâhirrahmânirrahîm” Seri Levhası: “Kul lâ es’elukum aleyhi ecren ille’l-meveddete fi’l-kurbâ.” Şûrâ sûresi, 23. âyet. http://www.revakkitabevi.com Adres: Aziz Mahmut Hüdayi Mahallesi Tepsi Fırın Sokak. Şifa Apt. 12/3 Üsküdar, İstanbul Tel: 0216 342 47 97 Fax: 0216 342 95 92 E-mail: [email protected] Osmanlı Dönemi Şeyhlerinden KERBELA MERSİYELERİ Yayına Hazırlayan Kahraman Özkök Revak Kitabevi İstanbul, 2014 İçindekiler Takdim..................................................................................................i RİFÂİYYE 1. Kabûlî Mustafa Efendi (v. 1829)....................................................1 2. Kamî-i Âmidî Efendi (v. 1884).......................................................9 3. Kuşadalı Ferdî Efendi (v. 19. yy.)................................................11 4. Hasan Rüşdî Efendi (v. 1919).......................................................13 5. Saâdeddin Sırrı Efendi (v. 1936)..................................................15 KÂDİRİYYE 6. Müştâk Efendi (v. 1831)...............................................................19 7. Osman Şems Efendi (v. 1893)......................................................21 8. Osman Şems Efendi (v. 1893)......................................................44 BEDEVİYYE 9. Kâzım Paşa (v. 1890).....................................................................46 10. Kâzım Paşa (v. 1890)...................................................................51 11. Kâzım Paşa (v. 1890)...................................................................53 12. Kâzım Paşa (v. 1890)...................................................................55 13. Kâzım Paşa (v. 1890)...................................................................57 SÂDİYYE 14. Ömer Zarîfî Efendi (v. 1795)......................................................59 15. Murtaza Sükûtî Efendi (v.1896)................................................60 BAYRÂMİYYE 16. Yazıcıoğlu Muhammed Efendi (v. 1453)..................................62 17. Kethüdâzâde Mehmed Ârif Efendi (v. 1844)...........................65 18. Osman Kemâlî Efendi (v. 1954).................................................66 MEVLEVİYYE 19. Fasih Dede (v. 1700)....................................................................73 20. Fasih Dede (v. 1700)....................................................................75 21. Fasih Dede (v. 1700)....................................................................77 22. Fasih Dede (v. 1700)....................................................................78 23. Hasan Nazif Dede (v. 1861).......................................................79 BEKTÂŞİYYE 24. Mehmed Ali Hilmi Dedebaba (v. 1908)....................................80 25. Mehmed Ali Hilmi Dedebaba (v. 1908)....................................86 26. Mehmed Ali Hilmi Dedebaba (v. 1908)....................................89 27. Mehmed Ali Hilmi Dedebaba (v. 1908)....................................91 28. Mehmed Ali Hilmi Dedebaba (v. 1908)....................................93 29. Mehmed Ali Hilmi Dedebaba (v. 1908)....................................95 30. Edîb Harâbî Baba (v. 1917).........................................................96 31. Yusuf Fâhir Ataer Baba (v. 1967)...............................................99 NAKŞİBENDİYYE 32. Neşet Efendi (v. 1807)...............................................................104 33. Mustafa Selâmî Efendi (v. 1813)..............................................106 34. Mustafa Selâmî Efendi (v. 1813)..............................................107 35. Abdullah Sermest Efendi (v. 1881)..........................................108 36. Abdullah Sermest Efendi (v. 1881)..........................................109 37. Seyyid Hamza Nigârî Efendi (v. 1885)...................................112 38. Seyyid Hamza Nigârî Efendi (v. 1885)...................................113 39. Seyyid Hamza Nigârî Efendi (v. 1885)...................................114 40. Aşkî Efendi (v. 19. yy.)..............................................................116 41. Mustafa Fevzî Efendi (v. 1924)................................................118 42. Hüseyin Şemsi Ergüneş Efendi (v. 1968)...............................123 CELVETİYYE 43. Yusuf Nizâmeddin Efendi (v. 1752)........................................124 44. Seyyid Mustafa Hâşim Baba (v. 1782)....................................129 45. Seyyid Mustafa Hâşim Baba (v. 1782)....................................133 46. Seyyid Mustafa Hâşim Baba (v. 1782)....................................134 HALVETÎ-Sünbüliyye 47. Ramazan Behiştî Efendi (v. 1570)............................................139 HALVETÎ-Şâbâniyye 48. Ömer Fuâdî Efendi (v. 1636)....................................................144 49. Mehmed Aydî Efendi (v. 1865/66)..........................................145 50. Mehmed Aydî Efendi (v. 1865/66)..........................................146 HALVETÎ-Gülşeniyye 51. Hasan Sezâî Efendi (v. 1738)....................................................147 HALVETÎ-Sinâniyye 52. Seyyid Seyfullah Efendi (v. 1601)............................................149 53. Seyyid Seyfullah Efendi (v. 1601)............................................150 54. Seyyid Seyfullah Efendi (v. 1601)............................................151 55. Zekâî Efendi (v. 1812)...............................................................152 56. Zekâî Efendi (v. 1812)...............................................................156 57. Zekâî Efendi (v. 1812)...............................................................160 HALVETÎ-Mısriyye 58. Mustafa Azbî Baba (v. 1737)....................................................163 59. Mustafa Azbî Baba (v. 1737)....................................................165 60. Şemseddîn Mısrî (v. 1936)........................................................169 61. Şemseddîn Mısrî (v. 1936)........................................................170 62. Şemseddîn Mısrî (v. 1936)........................................................171 63. Şemseddîn Mısrî (v. 1936)........................................................172 HALVETÎ-Uşşâkiyye 64. Cemâleddîn Uşşâkî (v. 1750)...................................................173 65. Cemâleddîn Uşşâkî (v. 1750)...................................................175 66. Abdurrahman Sâmî Saruhânî (v. 1934)..................................178 67. Hüseyin Nazmi Kâzmî (v. 1950).............................................180 68. Hüseyin Nazmi Kâzmî (v. 1950).............................................182 HALVETÎ-Sivâsiyye 69. Ahmed Sûzî (v. 1830)................................................................183 70. Ahmed Sûzî (v. 1830)................................................................186 HURÛFİYYE 71. Seyyid İmâdüddîn Nesîmî (v. 1404).......................................188 72. Seyyid İmâdüddîn Nesîmî (v. 1404).......................................191 SAFEVİYYE 73. Şah İsmail (v. 1524)...................................................................192 Lügatçe.................................................................................194 HÛ Bismillâhirrahmânirrahîm Vücûd-ı Mutlak’ın Allah ismine hamd, Muhammed-Ali ismine tahiyyât, Fâtime ismine tâzimât ve Hasen-Hüseyn ismine teslîmât arz olunur. “Nûr-i Muhammed-est çün îcâd-ı kâinât Hûn-i Hüseyn mûcib-i idâme-i âlem-est”1 Beşerî aklın en üst seviyesinin dahi idrâkten aciz kaldığı, insanî kemalâtın künhünü hakkıyla keşfedemeyip hayret ummânına daldığı, kalemin onun ismine gelince kırıldığı, kâğıdın tutuştuğu, ihlâs ve can vergisi ile ancak kapısına kul olunabilen, her sırrın menbaı ve zâtı olan Hüseyn hakkında, söylenebilecek her söz eksik kalacaktır. Zira o Mâsum, varlığın aslı olan Sırr-ı Alevî ve Hakikat-i Muhammediyye’nin hâtemidir (her ikisini de kendisinde toplayandır). O Garîb, Muhammedî, Alevî, Fâtimî, Hasenî vücûd mertebelerini, Hüseyn isminde toplamış, kurbiyet hâlinin en büyük ismidir (ism-i âzam). O Mazlum, insan sûretinde ve Hüseyn ismi ile zuhûr etmiş ve kullarının çoğu tarafından zulme mâruz bırakılmışken, benzeri görülmemiş ve görülemeyecek bir mucizeyi göstermiş Hüseynullah’tır (Allah’ın Hüseyn’i). 1 Muhammed‘in nuru, kâinatın icat edilme sebebidir Hüseyn‘in kanı, âlemin ayakta durma sebebidir i “Nûrun alâ nûr”un, Hüseyn isminde tüm şaşaası ile parlaması karşısında, zulmet de Yezîd ismi ile o meydanda en ürpertici hâlini ortaya koymuştur. Din adına dinin sahibini katletmenin, bu meydandan başka böyle bir örneği yoktur. Kerbela, sadece bir avuç mazlum ve mağdur Peygamber hânedanının, yirmi iki bin zalim elinde maruz kaldığı katliam ve işkence olarak değil, iyiliğin ve kötülüğün, nurun ve zulmetin en net şekilde ve tüm sıfatlarıyla kendini ortaya koyduğu ibretlik bir meydan olarak tarihe geçmiştir. Beşerin, zaaflarının peşinde ne derekelere düşebileceğine dair en büyük misaller ve insanî kemalâtın kan ile yazılmış kaidelerinin en saltanatlı hâli, Kerbela macerasından öğrenilebilir. Kerbela faciasına ağlamak, bir mezhebin veya meşrebin, senenin belirli bir zamanında merasim olarak icra ettiği bir alışkanlıktan ibaret değildir. İnsanın özündeki hakikate reva görülen bu zulme, tüm insanlık âlemi ağlamalıdır. Zira Kerbela, insanlığın ortak bir vâkıasıdır. Hüseyn’e, onun evlâdına ve ashâbına ağlayıp mâtemlerini tutmak, olmuş bitmiş bir hâdisenin sürekli gündeme getirilmesi de değildir. Hüseyn, insanlığın canı ve cânânıdır. Hüseyn’in ve Hüseynîlerin başına gelenler, kendi mânâsına doğru yolculuk eden herkesin canını yakar, gözünden yaş getirir. Hüseyn’in mâtemini, Hüseyn’in kendisinden evvel zuhûr etmiş tüm peygamberler tutmuştur. Çünkü Hüseyn onların canlarındaki candır. Canlarının başına gelecek şeyler, onlara vahyedilmiştir. Bu haber karşısında da, can acısıyla ağlamışlardır. Kâinatın Efendisi, Hazret-i Şâh-ı Velâyet, Hazret-i Zehra ve Hazret-i Hasen ile birlikte, o Mâsum’un mâtemini tutmuşlar, Hüseyn ve onun evlâtları için ağlamışlardır. Zira Hüseyn onların canıdır, cânânıdır. Ehlibeyt yani Cenâb-ı Muhammed-Ali-Fâtime-Hasen-Hüseyn, beş isimle zuhûr etmiş tek ruh ve tek candır. v Kerbela Mersiyeleri » RİFÂİYYE {1} Kabûlî Mustafa Efendi (v. 1829)6 Cân-ı dilden dinle âşık bu aceb peygamberi Fark et ashâb-ı celâliyle cemâl-i dilberi Kim celâle âlet olmuş kim cemâlin mazharı İttifâkı çün rü’yet7 eylemişdir dîn erleri Mazhar-ı nûr-i cemâldir nesl-i pâk-i Hayderî Oldular âlet celâle anların hâinleri Geldi çün şehr-i Muharrem erdi mâtem günleri Hânedân dostu akıtsun yaş yerine kanları Mâil-i dünyâ olup kavm-i Muâviye hemân Hânedâna kasdedüp saymadılar sûd8 ü ziyân Biz Muhammed ümmetiyiz derler iken hâinân9 Gör nice kasdetdiler nesl-i Nebî’ye el-emân Oldular merdud10 münâfık cümlesi de bî-gümân Lânetullâhi aleyhim11 tâ ki encâmü’z-zamân12 6 Edirne Rifâî Dergâhı postnişîni. 7 Rü’yet: Görmek, idrak etmek. 8 Sûd: Kâr, fayda, kazanç. 9 Hâinân: Hâinler. 10 Merdûd: Reddedilmiş, kovulmuş. 11 Lânetullâhi aleyhim: Allah’ın lâneti onların üzerine olsun. 12 Encâmü’z-zamân: Zamanın sonu. 1 Kerbela Mersiyeleri » KÂDİRİYYE {6} Müştâk Efendi (v. 1831)170 Dilâ171 geldi yine eyyâm-ı mâtem172 Bu rûz-i bî-vefâda173 olma hurrem174 Hemân hasretle kan ağlar dem-â-dem175 Muharrem’dir meded ey dil Muharrem Bugün ol bir siyeh gündür ki ey cân Şehîd oldu o Sultân-ı Şehîdân Bugün ehl-i muhabbet eyler efgân Muharrem’dir meded ey dil Muharrem Bugün derd ile devreyler felekler Bugün hasretle âh eyler melekler Siyeh-pûş176 oldu ashâb-ı dilekler Muharrem’dir meded ey dil Muharrem Hudâ ba‘s177 eyleyüp Cibrîl Emîn’i Hüseyn’in depredirken beşiğini Döküldü hâke178 hûn-i nâzenîni Muharrem’dir meded ey dil Muharrem 170 Kâdirî-Müştâkiyye kolunun pîr-i sânîsi. 171 Dilâ: Ey gönül. 172 Eyyâm-ı mâtem: Matem günleri. 173 Rûz-i bî-vefâ: Vefasız gün. 174 Hurrem: Sevinçli, şen. 175 Dem-â-dem: Her vakit. 176 Siyeh-pûş: Siyah renk giyinmiş. 177 Ba‘s: Gönderme, gönderilme. 178 Hâk: Toprak. 19 » BEDEVİYYE {9} Kâzım Paşa (v. 1890)500 Mâh-ı mâtem kim doğar her yıl bu nîlî bâmdan501 Şevk ü şâdî hicret eyler kişver-i502 İslâm’dan El çeküp ehl-i recâ503 dâmen-i istirhâmdan504 Şu‘le-i hırmân505 olur peydâ çerâg-ı kâmdan506 Bî-mecâlim507 öyle kim âlâm-ı bî-ârâmdan508 Nûr-i subhu gözlerim seçmez sevâd-ı şâmdan509 Çün demî510 şâd olmazam devr-i cefâ-encâmdan511 Bâri hergiz doğmayaydım mâder-i eyyâmdan512 46 500 Bedevî halifesi. 501 Nîlî bâm: Mavi kubbe. 502 Kişver: Memleket, ülke. 503 Ehl-i recâ: Yalvaranlar, dua edenler. 504 Dâmen-i istirhâm: Yalvarma eteği. 505 Şu‘le-i hırmân: Mahrumiyet alevi. 506 Çerâg-ı kâm: Emel, istek mumu. 507 Bî-mecâl: Mecalsiz, hâlsiz, dermansız. 508 Âlâm-ı bî-ârâm: Durmayan elemler. 509 Sevâd-ı şâm: Akşamın karanlığı. 510 Demî: Bir dem, bir an. 511 Devr-i cefâ-encâm: Sonu cefa olan devir. 512 Mâder-i eyyâm: Günlerin anası. Kerbela Mersiyeleri » SÂDİYYE {14} Ömer Zarîfî Efendi (v. 1795)627 Eyâ mü’min karındaşlar Muharrem’de kılın mâtem Akıdup kan ile yaşlar Muharrem’de kılın mâtem Muhammed Mustafâ içün Aliyyü’l-Murtazâ içün Şehîd-i Kerbelâ içün Muharrem’de kılın mâtem Olup ayn-i cem âşıklar yüreği nâra yanıklar Gelüp bir yere sâdıklar Muharrem’de kılın mâtem Aluben eline taşlar döğünüz sîne vü başlar Akıdup dîdeden yaşlar Muharrem’de kılın mâtem Cemâlin arz edübdür gül anın-çün zâr eder bülbül Giyinüp câme-i gülgûn628 Muharrem’de kılın mâtem Firâk-ı Kerbelâ’dır bu gönülde mâverâdır629 bu Tükenmez macerâdır bu Muharrem’de kılın mâtem Bugün deryâ gibi cûş et özünü gel ferâmûş et630 Erenler pendini631 gûş et632 Muharrem’de kılın mâtem Bükâ-i derd ü firkatle hazîn olup melâletle633 Zarîfî gibi hasretle Muharrem’de kılın mâtem 627 Bulgaristan Rusçuk Sâdî Dergâhı şeyhi. 628 Câme-i gülgûn: Gül rengi, kırmızı elbise. 629 Mâverâ: Bir şeyin gerisinde veya arkasında bulunanlar. 630 Ferâmûş etmek: Unutmak. 631 Pend: Nasihat. 632 Gûş etmek: Dinlemek. 633 Melâlet: Sıkıntı. 59 » BAYRÂMİYYE {16} Yazıcıoğlu Muhammed Efendi (v. 1453)643 Rivayetde gelir bir gün Rasûlullâh olubdu şâd Ki dizinde oturmuşdu Hüseyn ile Hasen şehzâd Hüseyn’i öpdü boynundan Hasen ağzın dudağından İkisin bâb-ı şefkatden bu resme eyledi irâd644 Erişdi Cebrâîl derhal elinde var idi üç şâl Biri kara biri sarı biri kızıl idi vekkâd645 Dedi: Allah selâm eder, buyurur ki revâ mıdır Beni nice sever çünkim bana karşı öper evlâd Benim aşkım anı ister ki benden gayrı sığmaya Benim mahbûb, gönül mülkü benim ile olur âbâd Bu kara donu pes giysin ki bu yas donudur dedi Sarı donu Hasen giysin ki âgû646 içiser bidâd647 62 643 Hazret-i Pîr Hacı Bayrâm-ı Velî hulefâsından. 644 İrâd: Getirmek, söylemek. 645 Vekkâd: Aydınlık, parlak. 646 Âgû: Zehir. 647 Bidâd: Hisse, bedel verme. » NAKŞİBENDİYYE {32} Neşet Efendi (v. 1807)855 Ey çeşm uyan ağla İmâm Hüseyn içün Ey cism ü cân ağla İmâm Hüseyn içün Ey dil hemân ağla İmâm Hüseyn içün Ey dîde kan ağla İmâm Hüseyn içün Ey seyl-i hûn856 çağla İmâm Hüseyn içün Der-pîş edüp857 vak‘a-i Kerbelâ’yı sen Yâd et Ehlibeyt’e olan mâcerâyı sen Âl-i Abâ’ya nâzil olan belâyı sen Ey dîde kan ağla İmâm Hüseyn içün Ey seyl-i hûn çağla İmâm Hüseyn içün Ol nâzenîn ki mehdini Cibrîl gâh gâh Cünbân858 olurdu tâ ide ârâm hâbgâh859 Deryâ-yı hûn içre şinâver860 olan o mâh Ey dîde kan ağla İmâm Hüseyn içün Ey seyl-i hûn çağla İmâm Hüseyn içün 104 855 Nakşibendî şeyhi, mesnevîhan. 856 Seyl-i hûn: Kan seli. 857 Der-pîş etmek: Göz önünde bulundurmak. 858 Cünbân: Sallamak. 859 Hâbgâh: Uyunacak yer. 860 Şinâver: Suda yüzen. {39} Seyyid Hamza Nigârî Efendi (v. 1885) Ey Muâvîler ümmeti v’ey düşmen-i Muhammedî Siz küfrânî908 biz şükrânî909 siz bir taraf biz bir taraf Sizler tuğyânî910 milleti bizler Muhammed ümmeti Siz Mervânî biz Kur’ânî siz bir taraf biz bir taraf Siz Mervânî cehennemî biz Muhammedî cennetî Siz Şeytânî biz Rahmânî siz bir taraf biz bir taraf Siz Muâvîler askeri biz Hayderîler leşkeri Siz kahrânî911 biz lûtfânî912 siz bir taraf biz bir taraf Siz Yezîdî siz pelîdî biz Hüseynî biz şehîdî Siz butlânî913 biz hakkânî914 siz bir taraf biz bir taraf 114 908 Küfrânî: Küfredenler, küfredenlere tâbi olanlar. 909 Şükrânî: Şükredenler, şükredenlere tâbi olanlar. 910 Tuğyânî: Azgınlar, azgınlara tâbi olanlar. 911 Kahrânî: Kahredenler, kahredenlere tâbi olanlar. 912 Lûtfânî: Lûtfedenler, lûtfedenlere tâbi olanlar. 913 Butlânî: Bâtıl, haksızlar, haksız kimselere tâbi olanlar. 914 Hakkânî: Hak, adiller ve adil kimselere tâbi olanlar.