T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI KAPSAMINDA KASTAMONU HANLARI Hüseyin ASAR YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Mimarlık Anabilim Dalını Kasım-2011 KONYA Her Hakkı Saklıdır TEZ KABUL VE ONAYI Hüseyin ASAR tarafından hazırlanan “Tarihi Türk Ticaret Yapıları Kapsamında Kastamonu Hanları” adlı tez çalıĢması 30/11/2011 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı‟nda YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir. Jüri Üyeleri Ġmza BaĢkan Yrd. Doç. Dr. Rahmi ERDEM ………………….. DanıĢman Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ ………………….. Üye Yrd. Doç. Dr. M. Emin BAġAR ………………….. Yukarıdaki sonucu onaylarım. Prof. Dr. Bayram SADE FBE Müdürü TEZ BĠLDĠRĠMĠ Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm. DECLARATION PAGE I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work. Hüseyin ASAR Tarih: 30.11.2011 ÖZET YÜKSEK LĠSANS TEZĠ TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI KAPSAMINDA KASTAMONU HANLARI Hüseyin ASAR Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ 2011 Yıl, 128 Sayfa Jüri DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ Yrd. Doç. Dr. Rahmi ERDEM Yrd. Doç. Dr. M. Emin BAġAR GeçmiĢten günümüze kadar geliĢim gösteren kültür ve tarihi kültür varlıklarımızın hızlı kentleĢme düĢüncesinin olumsuz etkisiyle yok olmasını önlemek, gelecek kuĢaklarında bu tarihi yapılardan yararlanabilmesini sağlamak amacıyla bu çalıĢmada Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında Kastamonu Hanlarının mevcut potansiyeli ortaya konulmuĢ ve yeni iĢlev önerileri getirerek yeniden canlandırılması hedeflenmiĢtir. ÇalıĢmanın ilk aĢamasında; alıĢ-veriĢ kavramı tariflenmiĢ, ticaretin geliĢimi araĢtırılıp, yerleĢik hayata geçiĢle birlikte zamanla oluĢan ve günümüze kadar gelen ticari yapılar ve mekânlar incelenmiĢtir. Geleneksel Ticaret yapıları ve Kastamonu‟daki ticaret yapıları araĢtırılmıĢ ve bu çalıĢma doğrultusunda olması gerekenler belirlenmiĢtir. Ġlk olarak birinci bölümde Türk Ticaret Yapıları ve alanları tariflenmiĢtir. Ġkinci bölümde belirlediğimiz amaç doğrultusunda Hanların geliĢimi incelenmiĢtir. Tarihsel süreç içerisinde hanların geliĢimi dönemsel olarak sırasıyla ele alınmıĢtır. Üçüncü bölümde, kent ölçeğinde Kastamonu örnekleri incelendiğinden, Kastamonu‟nun coğrafi konumu, doğal özellikleri, tarihsel geliĢimi günümüze gelinceye kadar ortaya konmuĢtur. Dördüncü bölümde yararlanılan kaynaklardaki bilgiler ve edinilen gözlemler çerçevesinde Ticaret (Hanlar) bölgesinin analizleri yapılmıĢtır. Bölgenin oluĢumunu ortaya çıkarmaya çalıĢılmıĢtır. BeĢinci ve son bölümde ise Kastamonu Hanları mekan kurgusu yönünden incelenip farkları belirlenerek sınıflandırılmaya gidilmiĢtir. Ticari bölge içerisindeki hanlar tek tek incelenmiĢtir. Hanların mimari ve yapısal özellikleri, Ģehirdeki konumları ve yakın çevresiyle iliĢkisi, süregelen yapısal geliĢmelerle karĢılaĢtırılarak yapıların özgün durumları restitütif bilgiler ıĢığında tespit edilmiĢtir. Günümüz koruma anlayıĢı içinde müdahale biçimleri, kullanım amaçlarının neler olabileceği değerlendirilerek; yapı ile ilgili uygun olabilecek iĢlevler belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Anahtar Kelimeler: AlıĢveriĢ, Kastamonu, Osmanlı ÇarĢısı, Restorasyon, Ticaret, Türk Hanları. iv ABSTRACT MASTER OF SCIENCE THESIS IN TERMS OF HISTORICAL TURKISH COMMERCIAL BUILDINGS KASTAMONU HANS Hüseyin ASAR SELÇUK UNIVERSITY, INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES, DEPARTMENT OF ARCHITECTURE Advisor: Asst. Prof. Dr. Ġlhan KOÇ 2011, 128 Pages Jury Advisor: Asst. Prof. Dr. Ġlhan KOÇ Asst. Prof. Dr. Rahmi ERDEM Asst. Prof. Dr. M. Emin BAġAR In order to prevent culture and our historical cultural assets that have been evolving from past to present from disappearing due to negative impacts of rapid urbanisation ideas and let future generations benefit from these historical structures; this study presents Public Houses of Kastamonu‟s potential in the context of Turkish Historical Trade Structures and aims at revitalizng them by proposing new offers in respect of functionality. In the first phase of the study; concept of commerce is described, development of commerce is analized, structures and places developed with sedentism is analized. Traditional commerce structures generally and commerce structures in the city of Kastamonu spesifically analized and necesities within the framework of this study is distinguished. As a first step in the first part of the study Turkish commercial structure and enviroment is described. In the second part, in accordance with goals determined development of khans is analized. Evolution of the khans in historical process is studied within the chronological order. In the third part of the study, city of Kastamonu‟s geographical position, natural characteristics, historical development until modern times is scrutinized because Kastamonu samples are analized in a city scale. In the forth part of the study with in the framework of utilized resources and reservations gained commerce center (khans) is analized. Development of the environment is set forth. In the fifth and the last part of the study, khans of Kastamonu is analized by place construction and differences are revealed and classified. Khans constructed with in the commercial center is analized one by one. Architectural and structural characteristics of khans, their loation in the city and relationship with the environment is compared with on going structural developments and authentic situation of the structures are determined with the restitutive information. By considering intervention forms and utilization ways within moder day preservation perception, functions that would be suitable with structure are determined. Keywords: Commerce, Kastamonu, Ottaman Bazaar, Restoration, Turkish Hans. v ÖNSÖZ “Tarihi Türk Ticaret Yapıları Kapsamında Kastamonu Hanları” isimli bu araĢtırma Konya Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı‟nda Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıĢtır. Ġlk olarak tez çalıĢmamın baĢlangıcından sonuna kadar geçen süreçte çalıĢmalarımda bana yol gösteren, her türlü bilgi ve desteğini esirgemeyen değerli danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ‟A sonsuz teĢekkürlerimi sunarım. Kastamonu Hanları‟nın mevcut durumlarının rölöve-tespit çalıĢmasında emeği geçenlere, her türlü ölçüm ve rölöve çizimlerinde bana yardımcı olan eĢim Betül ASAR‟A ve arkadaĢım Ercan AKSOY‟A, dokümantasyon konusunda her türlü bilgiye ulaĢmada kolaylık sağlayan Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü çalıĢanları ve Hüseyin Gökhan YAVUZ‟A teĢekkürlerimi sunarım. AraĢtırma, kaynak, yorum ve görüĢlerini aldığım pek muhterem hocalarım Doç. Dr. Ziya Kenan BĠLĠCĠ‟YE ve Prof. Dr. Ali BAġ‟A, bilgi ve yorumları için Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin BAġAR‟A teĢekkür ederim. Benimle beraber zaman harcayan ve manevi desteğini esirgemeyen sevgili eĢim Betül ASAR‟A ve aileme sonsuz teĢekkür ederim. Hüseyin ASAR KONYA-2011 vi ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa No TEZ BĠLDĠRĠMĠ ................................................................................................. iii ÖZET .................................................................................................................... iv ABSTRACT ......................................................................................................... v ÖNSÖZ ................................................................................................................. vi ĠÇĠNDEKĠLER .......................................................................................................vii ix 1. GĠRĠġ ................................................................................................................ 1 1.1. ÇalıĢmanın Amacı, Kapsamı, Önemi ................................................... 1 1 1.2. Kaynak AraĢtırması .............................................................................. 2 2 2. MATERYAL VE METOD .............................................................................. 5 2 3. TĠCARETĠN TANIMI, TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI VE GELĠġĠM SÜRECĠ …………………………………………………………... 7 3.1. Ticaretin Tanımı ve Ortaya ÇıkıĢı ........................................................ 7 6 3.2. Tarihi Türk Ticaret Yapı ÇeĢitleri ve Özellikleri ............................... 8 3.2.1. Kervansaraylar (Ribatlar) ...................................................... 8 3.2.2. Hanlar .................................................................................... 10 3.2.3. Arastalar ................................................................................. 11 3.2.4. Bedestenler ............................................................................ 13 3.2.5. ÇarĢılar ................................................................................. 14 3.2.6. Dükkanlar ............................................................................. 16 4. TÜRK HANLARININ KRONOLOJĠK GELĠġĠM SÜRECĠ ..................... 18 4.1. Ġlk Türk Devletlerinde Han ................................................................. 18 4.2. Büyük Selçuklular‟da Han ......................................................................... 19 4.3. Anadolu Selçukluları‟nda Han ......................................................................... 20 4.4. Osmanlı Döneminde Han ve Kervansaraylar ........................................22 4.4.1. Osmanlı dönemi kervansarayları .......................................... 24 4.4.1.1. Kapalı tip kervansaraylar (Avlusuz) ……………. 24 4.4.1.2. Açık tip kervansaraylar (Avlulu) .......................... 24 4.4.2. Osmanlı dönemi Ģehir hanları .............................................. 25 5. KASTAMONU ĠLĠNĠN FĠZĠKĠ, SOSYAL, TARĠHĠ VE TĠCARĠ ÖZELLĠKLERĠ ............................................................................................... 2729 5.1. Kastamonu Ġlinin Fiziki ve Sosyal Özellikleri ........................................27 5.1.1. Doğal bitki örtüsü ................................................................. 27 5.1.2. Topografik yapısı .................................................................. 28 5.1.3. Ġklim yapısı ........................................................................... 28 vii 5.1.4. UlaĢım ................................................................................... 28 5.1.5. Demografik ve idari yapısı………………………………… 29 5.2. Kastamonu Ġlinin Tarihsel GeliĢimi……………………………………30 5.3. Kastamonu Ġlinin Ticari ve Ekonomik GeliĢimi .................................. 31 5.3.1. Ekonomik geliĢimi ................................................................ 31 5.3.2. Ticari geliĢimi ....................................................................... 32 5.3.3. Ticaret bölgesinin ve Ģehir bağlantıları ................................ 34 5.3.4. Ticaret bölgesinin oluĢumunda çevresel faktörler................. 34 6. KASTAMONU HANLARININ MĠMARĠ ÖZELLĠKLERĠ ĠLE TARĠHSEL GELĠġĠM SÜRECĠ ĠÇERĠSĠNDE TĠCARĠ VE KÜLTÜREL FONKSĠYONLARININ ĠRDELENMESĠ………………… 39 6.1. Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri Dönemi ................................ 41 6.1.1. Atabey Hanı .......................................................................... 41 6.2. Candaroğulları Beylikleri Dönemi ....................................................... 47 6.2.1. Gökçeağaç Hanı (Hanönü Hanı) ........................................... 49 6.2.2. Deve (Deva) Hanı ....................................................................... 55 6.2.3. Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) .......................................... 65 6.3. Osmanlı Dönemi ................................................................................. 76 6.3.1. Cem Sultan Bedesteni (Karanlık Bedesten)………………... 76 6.3.2. Balkapanı Hanı (Pembe Han) ………………....................... 84 6.3.3. Acem (Kürkçüoğlu) Hanı ………………............................. 92 6.3.4. Yanık Han (Kendir Kapanı) ……………….......................... 95 6.3.5. AĢir Efendi Hanı (Reisülküttab-Urgan Hanı) …………....... 103 6.4. Kastamonu Hanlarının Mekan Kurgusu Yönünden Analizi ................ 111 6.5. Kastamonu Hanlarının KarĢılaĢtırılması .............................................. 113 6.5.1. Yapıldıkları döneme göre karĢılaĢtırma ................................ 113 6.5.2. Plan tiplerine göre karĢılaĢtırma ............................................. 114 6.5.3. Yapı malzemesi ve üst örtülerine göre karĢılaĢtırma ............ 116 6.5.4. Cephe düzenlemesine göre karĢılaĢtırma .............................. 119 6.5.5. Fonksiyonlarına göre karĢılaĢtırma ....................................... 119 7. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ....................................................................... 121 7.1. Sonuçlar……………………………………….. ................................ 121 7.2. Öneriler……………………………………….. ................................. 122 KAYNAKLAR ..................................................................................................... 124 ÖZGEÇMĠġ .......................................................................................................... 128 viii 1 1. GĠRĠġ 1.1.ÇalıĢmanın Amacı, Kapsamı, Önemi Ġnsanlığın kültür ve uygarlık geliĢimini gösteren, kültür birikimini kuĢaktan kuĢağa aktaran Ģehirlerin sahip oldukları tarihi yapılar, gelecek nesillere Ģehrin milli benliğini ve kültürünü yansıtmada önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde kentleĢmenin getirdiği olumsuzluklar nedeniyle kültürel mirasımızı yansıtan tarihi yapılar giderek yok olmaktadır. Tarihi kültür varlıklarımızın yok olmasını önlemek amacıyla tarihi yapılar yeterince değerlendirilerek yaĢatılmalı, bu tarihi yapılardan gelecek kuĢakların da yararlanabilmesi sağlanmalıdır. Bu tarihi yapıların gelecek nesillere aktarılması onlara yüceltici birer anlam katarak “yaĢayan bir varlık” konumuna getirilerek, tarihi yapıların doku ve özelliklerini bilinçli bir Ģekilde korumakla sağlanabilir. Ülkemizdeki tarihi ve kültürel varlıkların belgelenmesi, envanterinin çıkarılması, kurtarılması, korunması, onarılması, tanıtılması; bu alanlarda bilimsel etkinliklerin, sanatsal ve kültürel yaratıcılığın ve yeni çalıĢmaların geliĢtirilmesi ve teĢvik edilmesi; bu emanetlerin gelecek kuĢaklara kalabilmesi için her türlü eğitim ve çalıĢmanın yapılması; bu amaçlar doğrultusunda ulusal ve uluslararası kamuoyunun bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve bu konuda faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kuruluĢlar ile iĢbirliği içerisinde çalıĢmakla gerçekleĢebilir. Ġnsanlık tarihinde çok erken zamanlarda baĢlayan mal alıĢveriĢinin, yerleĢik yaĢama özgün olmadığı, göçebe yaĢayan toplumların da alıĢveriĢ yaptıkları; göçebelerle yerleĢiklerin arasında daha da geliĢen bir ticaretin daima var olduğu; asıl önemli ticaretin yerleĢik toplumların iĢi olduğu bilinmektedir. Bu nedenle düzenli, devamlı ve oturmuĢ bir ticaretin asıl oluĢum alanı Ģehirlerdir. Bu çalıĢmanın amacı; Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında Kastamonu Hanlarını tarihsel geliĢim ve mekan kurgusu yönünden incelemek ve bölge için bir dokümantasyon çalıĢması yapmaktır. Kastamonu‟da bulunan hanlar incelenerek, kent dokusundaki önemi doğrultusunda geçmiĢten günümüze kadar nasıl kullanıldıkları ve ne gibi değiĢiklikler geçirdikleri örneklerle ayrıntılı bir Ģekilde göz önüne serilmesi amaçlanmaktadır. 2 Günümüzde kültürel emanetlerin korunması amacıyla yürütülen ulusal ve uluslararası düzeydeki tüm çalıĢmalar göstermiĢtir ki, korumanın baĢarıya ulaĢabilmesi, ancak kültürel emanetlerin gerçek sahibi olan bireylerin, kültürel değerler hakkında yeterli ve gerekli bilgiye sahip olmaları, koruma anlayıĢını benimsemeleri ve karar süreçlerine tam katılımları ile mümkündür. 1.2. Kaynak AraĢtırması Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında Kastamonu Hanlarını tarihsel geliĢim ve mekan kurgusu yönünden incelerken Kastamonu ili, Türk Ticaret Yapıları ve hanlarla ilgili aĢağıda özetleri verilen kaynaklardan yararlanılmıĢtır: Ahmet Gökhan Özçınar (2006), "Kastamonu Mekteb-i Ġdadi Binası Restorasyon Önerisi” isimli yüksek lisans tezinde seçilen Kastamonu Mekteb-i Ġdadi binasının erken cumhuriyet dönemi mimari özelliklerinin tespit edilerek, çağdaĢ koĢullar içinde sağlıklaĢtırma ve koruma için planlama kararlarına varılması, yapıldığı dönemin mimari özelliklerine uygun restore edilmesine yönelik gerekli fikir ve dokümantasyonun sağlanıp amacına uygun restore edilmesidir. Kemal Kutgün Eyüpgiller (1999), "Bir Kent Tarihi Kastamonu" isimli kitabında Kastamonu Ġlinin coğrafi ve fiziki değerlendirmesini yapmıĢ, tarihsel süreçte ilin özelliklerini ortaya koymuĢtur. ġehrin mimari ve kentsel anlamda geliĢimini de araĢtırmıĢ, değiĢik yapılar hakkında örnekler vermiĢtir. Ayrıca eserlerin dönemsel analizini de yaparak kentsel anlamda geliĢimi göstermiĢtir. "Cumhuriyetin 50. Yılında Kastamonu Ġl Yıllığı (1973) ", Kastamonu Valiliği tarafından yayınlanan kitapta Kastamonu ilinin tarihi, coğrafi özellikleri, nüfusu, idari yapısı ve kültürel özellikleri açıklanmıĢ, o döneme kadar olan tüm olaylar ve Ģehirde meydana gelen değiĢimlere yer verilmiĢtir. Ayrıca ilin tüm kültürel yapıları incelenmiĢ, bu yapılar hakkında bilgiler vermiĢtir. Bu sayede yapıların eski durumlarını inceleme olanağı sağlamıĢtır. Deniz Kösemen (2005), “Ġstanbul Ticaret Bölgesinin OluĢumunu Etkileyen Çevresel Faktörler ve Hanların Mimari Kurgusu” isimli yüksek lisans tezinde Türk Ģehirlerinde ticaret yapıları, Türk hanlarının geliĢimi, Ġstanbul ticaret bölgesi ve analizi, Ġstanbul hanları incelenmiĢtir. Ayrıca eserlerin dönemsel analizini de yaparak kentsel anlamda geliĢimi göstermiĢtir. 3 Ziya Kenan Bilici (1991), "Kastamonu'da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yüzyıl Sonuna Kadar)" isimli doktora tezinde Kastamonu ili hakkında tarihsel araĢtırmalar yapmıĢ ve kent mimarisinin o dönemdeki geliĢimi ile ilgili tespitlerde bulunmuĢtur. ÇalıĢmada neredeyse tarihi özellik içeren tüm yapılar (han, hamam, cam, vb.) incelenmiĢ, bu yapılar hakkında da plan bazından ve mimari özellikleri bakımından tespitlerde bulunulmuĢtur. Yapıların kitabe bilgilerinden yola çıkılarak tarihlendirilmeleri yapılmıĢtır. Fazıl Haz Çiftçi (2000), "Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler" isimli kitabında Kastamonu ilinin tarihsel süreci ve bu süreç içinde Ģehre hükümdarlık yapan kiĢiler incelenmiĢ, ilde bulunan cami ve türbeler kapsamlı bir Ģekilde anlatılırken diğer yapılar hakkında da bilgiler verilmiĢtir. Yapıların kitabelerinden yola çıkarak sanat tarihi açısından irdelenmiĢ, mimari özelliklerini de ortaya koymuĢtur. Ali BaĢ (1989), "Beylikler Dönemi Hanları" isimli doktora tezinde Beylikler dönemi hanları hakkında araĢtırma yapmıĢ, dönemsel olarak hanların özellikleri doğrultusunda plan Ģemaları çıkartarak karĢılaĢtırmalı örneklerle sınıflandırmaya gitmiĢtir. Yapıların kitabelerinden yola çıkarak sanat tarihi açısından irdelemiĢ, mimari özelliklerini de ortaya koymuĢtur. Anadolu‟daki Beylikler dönemine ait birçok handan örnekler sunmaktadır. H. Emre Engin (2002), "Tarihi Trabzon Kent Ġçi Hanları‟nın Analizi ve Yeni ĠĢlev Önerileri" isimli yüksek lisans tezinde Osmanlı‟dan günümüze hanların geliĢimini araĢtırarak, günümüze ulaĢabilen Trabzon Kent-Ġçi Hanlarından olan Alacahan, Vakıfhan ve TaĢhan hakkında bilgi toplamıĢ ve bu hanlarla ilgili rölöve tespit ve restitüsyon çalıĢmaları yapmıĢtır. Trabzon Kent-Ġçi Hanlarının genel özelliklerini sunarak, hanların kültürel değerleri doğrultusunda kullanılmalarını ifade etmeye çalıĢmıĢtır. Alev Özkan (2003), "Eminönü-Hanlar Bölgesinin Cumhuriyet‟ten Günümüze Ġzlenen DeğiĢimi ve Yeniden Değerlendirilmesinde Öncelikli Bölgenin Saptanması" isimli yüksek lisans tezinde öncelikle hanlar bölgesinin fiziksel ve sosyal dokusunu tespit ederek değiĢim süreci ve bugüne gelindiğinde o bölgenin potansiyelini ortaya koyup, yeniden bölgenin canlandırılmasını hedefleyerek bölgedeki hanların envanterini çıkartarak çağdaĢ koĢullara uygun olarak canlandırılmasını elde etmeye çalıĢmıĢtır. 4 Havva Kara (2005), "Kastamonu ve Yöresinin Turizm Yönünden GeliĢmesinde Peyzaj Mimarlığı Açısından Ġrdelenmesi" isimli yüksek lisans tezinde Kastamonu ili ve yöresinin sahip olduğu turizm potansiyelinin peyzaj mimarlığı açısından irdelenmesi kapsamında, alanın kültürel ve doğal kaynaklarını koruma ve kullanma dengesi incelenmiĢ ve devamlılığının ne Ģekilde sağlanacağına dair önerilerde bulunmuĢtur. Burcu Küçükkömürcü (2005), "Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı Yapıları ve Günümüzdeki AlıĢveriĢ Merkezleri Üzerine Bir Ġnceleme" isimli yüksek lisans tezinde “alıĢveriĢ” eyleminin ortaya çıkıĢı, mekân gereksinim ve bu doğrultuda Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı yapılarının oluĢumu ve mimari özellikleri saptanmıĢtır. 1980 sonrası değiĢen koĢullara uygun olarak değiĢen ve ihtisaslaĢan yeni alıĢveriĢ mekanları olan alıĢveriĢ merkezlerinin varlıklarının artıĢı göz önünde bulundurularak, Ġstanbul kentinin yeni alıĢveriĢ odaklarından örnekler seçilerek mimari tasarım ilkeleri incelenmiĢ, değiĢen alıĢveriĢ alıĢkanlıklarının bu mekanları nasıl Ģekillendirdiği ortaya konmuĢtur. 5 2. MATERYAL VE YÖNTEM Karadeniz Bölgesi‟nin Batı Karadeniz Bölümü‟nde yer alan Kastamonu ilinin merkezinde 8 tane ve Hanönü ilçesinde bir tane olmak üzere toplam 9 hanın içerdikleri kültürel ve tarihi değerlerinden dolayı araĢtırma kapsamına alınmıĢtır. ġehrin merkezinde bulunan geleneksel ticaret yapılarının çok olması, araĢtırma alanının bu bölge üzerinde yoğunlaĢmasını sağlamıĢtır. Bu bağlamda Kastamonu ili kültürel ve ticari potansiyeli açısından incelenecek yer olarak belirlenmiĢtir. ÇalıĢmanın ilk aĢamasında; alıĢveriĢ kavramı tariflenmiĢ, ticaretin geliĢimi araĢtırılıp, yerleĢik hayata geçiĢle birlikte zamanla oluĢan ve günümüze kadar gelen ticari yapılar ve mekânlar incelenmiĢtir. Geleneksel Ticaret yapıları ve Kastamonu‟daki ticaret yapıları araĢtırılmıĢ; bu çalıĢma doğrultusunda olması gerekenler belirlenmiĢtir. Hanların yapısal özellikleri, mevcut durumları ve plan Ģemaları, mevcut strüktürel yapıları rölöve ölçüm, analiz ve fotoğraflama çalıĢmalarıyla belgelendirilmiĢtir. Yakın çevresinden, ne Ģekilde etkilendiği araĢtırılarak; günümüz koruma anlayıĢı içinde müdahale biçimleri, kullanım amaçlarının neler olabileceği değerlendirilerek; yapı ile ilgili uygun olabilecek iĢlevler belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Kastamonu hanları birbirleri arasında yapıldıkları dönem, malzeme, plan Ģeması ve fonksiyon açısından eski yeni belge ve fotoğraflara dayanarak benzerlikleri ve farklılıkları karĢılaĢtırılmıĢtır. Bu çalıĢma sürecinde kullanılan materyaller aĢağıda sıralanmıĢtır: 1) Üniversitelerin (Ankara, ODTÜ, Bilkent, Kastamonu) kütüphanelerinde konuyla ilgili daha önceden yapılmıĢ olan çalıĢmalar incelenmiĢ ve araĢtırma konusu ile iliĢkilendirilmiĢtir. 2) Konuyla ilgili kurum ve kuruluĢlardan (Kastamonu Valiliği, Kastamonu Belediye BaĢkanlığı, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Ankara Milli Kütüphanesi, Kastamonu Halk Kütüphanesi, Konya Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi) elde edilen dokümanlar incelenmiĢtir. 3) AraĢtırma alanına iliĢkin yapılmıĢ olan tezler ve konuyla ilgili çıkartılmıĢ olan kitaplar, yazılmıĢ makaleler, basında yer alan haberlerden faydalanılmıĢtır. Bu bölge veya konu üzerinde daha önce çalıĢmıĢ kiĢilerden, ulaĢılabildiklerimden konuyla ilgili fikir alıĢveriĢi yapılmıĢtır. 6 4) AraĢtırma alanının tarihi sürecini, sınırlarını ve geliĢimini gösteren fotoğraflar ve raporlar incelenmiĢtir. 5) Kentle ilgili tarihi yapıların hangileri olduğu, kent içinde nerelerde yer aldıkları ve geçmiĢten günümüze kadar nasıl korundukları hakkında bilgiler edinilmiĢtir. 6) Kastamonu hanlarının ölçümleri yapılarak rölöve projeleri elde edilmiĢ, geçmiĢe yönelik restitütif bilgiler araĢtırılmıĢ, fotoğraflarıyla birlikte belgelenmiĢtir. 7) Kastamonu halkıyla ve esnafıyla konu hakkında sohbetler edilmiĢ ve gözlemlerde bulunulmuĢtur. 8) Eski ve yeni kent dokusunun karĢılaĢtırılabilmesi amacıyla Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kastamonu Valiliği‟nde yer alan fotoğraflardan ve kaynaklardan faydalanılmıĢtır. 9) Ayrıca, Kastamonu Ġl Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kastamonu Valiliği, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü‟nün web sitelerinden de fotoğraf ve bilgiler elde edilmiĢtir. 7 3. TĠCARETĠN TANIMI, TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI VE GELĠġĠM SÜRECĠ 3.1. Ticaretin Tanımı ve Ortaya ÇıkıĢı En eski dönemlerde ticaret eylemi, mal değiĢ-tokuĢuyla baĢlamıĢtır. Dini törenlerin vazgeçilmezi olan hediye sunma ve karĢılığını alma davranıĢları, daha sonra değiĢ-tokuĢ ilkesinin gerisinde kalarak unutulmuĢ, ticaret kendine özgü adetleri olan ayrı bir eylem haline gelmiĢtir. DeğiĢ-tokuĢ ilkesi, zamanla ekonomik nedenlerden kaynaklanan arz ve talebin karĢılıklı eyleme dönüĢtürülüp, değiĢerek alıĢveriĢ kavramını ortaya çıkarmıĢtır (Sayılı, 1992). AlıĢveriĢ, insanların birbirleriyle karĢılıklı ihtiyaçlarını gidermek amacıyla, yarar sağlayan iliĢkilere girme yoluyla ortaya çıkan sosyal bir eylemdir. Mal değiĢ-tokuĢuyla ortaya çıkan alıĢveriĢ eylemi zamanla yerini paraya bırakmıĢtır. Mal ve can güvenliğinin alıĢveriĢ sırasında sağlanması için korunmalı yer gereksinimi doğmuĢ ve eylemin sağlıklı yürütülmesi için belli kurallar ortaya çıkmıĢtır (Ceylan, 1989). Ayrıca, güvenlik amacıyla kimi yerde alıĢveriĢ alanı bir duvarla çevrilmiĢ denetimi sağlayıp haksızlıklara hakemlik etmesi için dini kiĢiler görevlendirilmiĢtir (Sadillot, 1983). Ticari buluĢmalar zamanla belirli günlerde yoğunlaĢmaya ve yaĢam bu düzene uymaya baĢlamıĢtır. Para biriminin geliĢmesiyle tekelleĢen ticaret, devlet ya da kabile yönetiminden çıkmıĢtır. Böylece Ģehirlerde ilk kez alıĢveriĢ sokaklarının doğmasını sağlayan serbest ticaret ortaya çıkmıĢtır (Kıran, 1992). AlıĢveriĢ için uygun ortamlar oluĢmuĢ ve pazar yerleri hareketlilik kazanmıĢtır. Eski ve Ortaçağın en yoğun ticaret alanının Akdeniz çevresi olduğu bilinir. Buna rağmen, en zahmetli ve en tehlikeli ticaret yolculukları, Çin‟den Basra Körfezine uzanan deniz yolunda ve Orta Asya üzerinden Mezopotamya‟ya kadar varan kervan yollarında yapılmıĢtır. Böylece Uzak Doğu, Hindistan ve Orta Asya‟nın ticaret mallarının bir bölümü Akdeniz kıyılarına aktarılmıĢtır (Cezar, 1985). Batıdaki zengin ve lüks yaĢantı, doğunun mallarına karĢı ilgiyi doğurarak, Çin‟in ipeği ve porseleni, altından kıymetli bir hal kazanmıĢtır. Bunun paralelinde uzaktaki ticaret merkezlerine ulaĢma isteği ana ticaret yollarını (Ġpek Yolu) oluĢturmuĢtur. Ġpek Yolu‟nun en uzun bölümü Türklerin oturduğu topraklardan geçmektedir. Bu nedenle Türkler çeĢitli yönlerden ticarette ilgilenmiĢlerdir. Ġpek Yolu üzerindeki 8 kervancılar arasında Çinli, Hintli ve Ġranlılar da vardı. Sonuçta, bazı Ģehirlerde yoğun ticaret, sabit ve seyyar pazar yerlerine olan ihtiyacı arttırmıĢtır. Alıcının mallara kolayca eriĢmesini sağlamak ve aynı zamanda zanaatkârların çalıĢmasını gösterme isteği, iĢ yerlerini dıĢa dönüklüğe yöneltmiĢ ve dükkân birimlerini tamamlayan öğeler olmuĢlardır (Sadillot, 1983). Çok eski bir tarihe sahip olan alıĢveriĢ eylemi, tarihsel geliĢim sürecinde sabit ve daha ihtisaslaĢmıĢ mekânlara gereksinim duymuĢtur. Bu mekânların, geliĢimleri ve günümüzdeki durumları bu tez kapsamında geleneksel Türk ticaret yapıları, Kastamonu ve Kastamonu ticaret bölgesinin oluĢumu incelendikten sonra aynı yöntemle yapı ve mekân ölçeğinde Kastamonu‟daki örnekleri ele alınmaktadır. Bu doğrultuda ticaret, Kastamonu‟da ticaret konuları ve bunların ortak noktasında hanlar mimarinin en yalın hali olarak çalıĢmanın öğesi oldular. 3.2. Tarihi Türk Ticaret Yapı ÇeĢitleri ve Özellikleri Türklerin ilk ve en eski ticari etkinlikleri Orta Asya Ģehirlerinde baĢlamıĢtır. Bu Ģehirlerdeki ticaretin geliĢmesiyle birlikte yapılar zamanla farklı özellik ve çeĢitlilik göstermiĢtir. Türk ticaret yapıları kendine has yapı formu ve mekan kurgusuyla dünya mimarisine önemli ölçüde katkıda bulunmuĢtur. Bu doğrultuda yapılar, geliĢim süreci paralelinde aĢağıdaki sırayla ele alınmıĢtır. 3.2.1. Kervansaraylar (Ribatlar) Bir ülkeden diğerine, bir Ģehirden baĢka bir Ģehre at ve develer üzerinde ticari mal nakleden kafilelere „kervan‟ adı verilmektedir (Tuncer, 2001). „Kervansaray‟ kelimesi de Farsça Karban1-Saray‟dan türemiĢtir ( Güran, 1978). Kervansaraylar, Ģehirlerarasında kervan yolları üzerinde inĢa edilmiĢ, çarĢı, hamam ve ahır bölümleri bulunan büyük hanlardır (Küçükkömürcü, 2005). ġehirlerarası hanlar (kervansaraylar) ticaret yolları boyunca, konaklamalarda geceye kalmadan bir gün içinde varılabilecek, deve yürüyüĢüyle 9 saat, yani yaklaĢık 30-40 km.lik mesafelerde kurulmuĢlardır (Kösemen, 2005). 1 Karban: Farsça kervan 9 Issız yollar üzerinde konumlanan kervansaraylar, can ve mal güvenliği sağlayarak güvenli konaklama imkânı vermektedirler. Savunma amacı ile dayanımlı yapılıĢ tarzları kaleyi andırmaktadır. Kervanların konakladıkları kervansarayların çevresi, zaman içerisinde önce küçük bir ticaret merkezi oluĢmuĢ, giderek bir yerleĢme birimi haline gelmiĢtir. Bu olguya bir örnek, 13.yüzyılda Suriye, Irak, Güney Anadolu aksı ile Ermenistan, Kayseri, Sivas bağlantısının kavĢağında bulunan Karatay Kervansarayı‟dır. Bu kervansarayın inĢasından sonra çevresinde geliĢen on beĢ dükkân ve yerleĢmelerin bütünü bu bölgenin ticaretini üstlenmiĢtir (Ceylan, 1989). Türk mimarisinde en eski kervansaraylar, Karahanlılardan kalmadır. Ġslamiyet‟in baĢlangıcında korunma ve cihat amacına yönelik olarak kurulmuĢ dini-askeri bu kervansaraylara “ribat” adı verilmektedir (Doğan, 2002). Ortaçağ Ġslam dünyasının ilk dönemlerinde askeri-dini yapı kavramı olarak karĢımıza çıkan ribatlara, tarihsel süreç içerisinde birçok anlam yüklenmiĢtir. Ġlk olarak askeri açıdan önem kazanmıĢtır; zamanla fetih hareketlerinin azalmasıyla her biri sosyal müessese halini almıĢtır. Bu dönemde hangah ve zaviye isimlerini alan bu kurumlar; savaĢ durumunda halkın saklandığı bir sığınak, yoksulların ihtiyaçlarını karĢıladığı bir yurt, talebeler için bir okul, ticaret kervanlarının güvenliğini sağlamak için bir menzil ve konaklama ihtiyaçlarının karĢılandığı bir kervansaray olarak karĢımıza çıkmaktadır (Çetinkaya, 2010). Ribatların mimari özellikleri, ilk dönem ribatların mimari özelliklerine bağlı kalınarak zamanla yüklendikleri görevler neticesinde farklılaĢmıĢlardır. Ribat, genellikle dört tarafı surlarla çevrili, içerisinde geniĢ bir avlusu olan, eğitim yapılabilen sınıfları, mescidi, aĢhanesi, yatacak hücreleri, hamamları, yolcuların hayvanları için ahırları, eczana, hastane ve ayakkabıcılardan oluĢan yapısal bir bütünlüktür (Çetinkaya, 2010). Ribatlar, ilk olarak Ģehirleri çapulcuların saldırılarına karĢı korumak amacıyla kurulmuĢtur. Ribatlar daha sonra güvenlik konusunda ilk dönemlerdeki önemini yitirmekle beraber, zamanla kurumsallaĢmıĢlardır (Çetinkaya, 2010). Sonuç olarak, ilk ribatların izleri, bazı tarihçi ve seyyahların notlarına göre en erken 7.yüzyılda görülür. Bu ilk belirtilerden sonra zamanımıza gelen en eski ribat kalıntı ve bilgileri ise Abbasiler devrinden kalan 8.yüzyıl sonu ribatlardır. Bu eserlerin mimari karakterinin en önemli özelliği, plan düzeninde uzun yıllar ana fikrin korunmuĢ 10 olması ve çok az değiĢikliklerle daha sonraki yüzyıllarda geliĢen han ve kervansaraylara bir esas oluĢturmasıdır. Bu ana fikir, genellikle revaklı merkezi bir avlu etrafında masif bir yapı kütlesinin oluĢturulmasıdır (Aslanapa, 1984). Ribatların mimarisi ve planları daha sonra Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları zamanında yapılan kervansaraylarda geliĢtirilmiĢtir. Selçuklu devrinde, Anadolu‟da ana yollar üzerine sayısız kervansaraylar yapılmıĢtır. Bu devir kervansaraylarının planı, fonksiyon ve sosyal görevler gereği, ahır, depo, hamam ve mescit gibi kısımları da içerirdi. Böylece doktorları, baytarları ve tamirci ustalarıyla bir sosyal topluluk meydana getiren bu yapılar, mimari yönden, genel plan düzeni ve çok rastlanan avlulu kuruluĢlarıyla Büyük Selçuklu geleneğini devam ettirdiğini gösterir. Önceki zamanlarda olduğu gibi bu dönemde de merkezi bir avlu etrafında eyvanlı, revaklı sistem bu devrede de devam eder. Ġlk Türk Ribat ve Kervansaraylarının ortak karakterleri olarak görülen noktalar Ģunlardır: Plan birkaç farklılık ile aynı olup, merkezi bir avlu etrafında eyvan ve revaklı bir mimari kütleye sahiptir. Portali masif paye ve kulelerle takviye edilmiĢ cephe duvarlarıyla bir kale görünüĢündedir. Kullanılan malzeme ise, taĢ ile inĢa edilmiĢ Belevli Kervansarayı dıĢında, kerpiç ve tuğladır (Kösemen,2005). Osmanlı devrinde kervansaraylar, avlusu olmayan, genellikle asma ahĢap çatılı kent dıĢı binalar haline geldiler. Plan ve mekan anlayıĢı, kare veya kareye yakın açık bir avluyu çeviren sütun ve payelere oturan kemerlerden oluĢan revak sistemindedir. Ayrıca, kapalı bir mekan oluĢturan sade neflerin kullanımı, eski geleneklere bağlılığı devam ettirir (Kösemen,2005). 3.2.2. Hanlar Cerası (2001) hanı, “han, Orta Asya‟da „ribat‟ diye adlandırılan, transit ticaretini ve tacirleri misafir etmek için askeri aristokrasisi tarafından yaptırılmıĢ kapalı mekânları olmayan revaklı avludan gelir. Selçuklu kervansarayında ise, buna gece konaklaması için bir veya üç nefli kapalı bir bina ilave edilmiĢ ve böylece bu kompleks yapıya han adı verilmiĢtir.” olarak tarif ederken; Akozan (1963) ise hanı, “ĠĢlek caddelerde, konak yerlerinde, Ģehirlerde yolcuları barındırmak, kervanları dinlendirmek, malları sahiplerine ve tüccara teslim edinceye kadar muhafaza etmek için tamamen kâgir yapılan binalara verilen addır.” Ģeklinde tarif etmiĢtir. Hasol (2002) ise hanı Ģöyle tarif 11 etmiĢtir: “Eskiden yollar üzerinde ve kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan; odaları, avluları, ambarları ve ahırları bulunan kâgir veya ahĢap yapılara verilen addır.” Hanlar, Ģehir içi ve Ģehir dıĢı olmak üzere iki ayrı karaktere sahiptirler. ġehir içi hanlar özellikle esnafın ve zanaatkarın üretim ve ticaret yaptığı yerler ya da geceleme gereksinmelerine cevap veren yapılar olarak önem kazanmıĢlardır (Kömürcü, 2005). Bu tip hanlar bir avlu etrafında sıralanan yapılardır (ġekil 3.1). Ticari fonksiyonu olan Ģehir hanları, kervanlarla veya kendi baĢına gelen tüccarların konaklaması için kullanıldığı gibi, burada kalan yolcular ve Ģehir halkının karĢılıklı ticaret yapması için de kullanılır. Ancak kervansarayların aksine, gelir getiren tesisler olan hanlarda yolcular bir ücret karĢılığı kalırlar. Hanlardaki dükkânları esnaf kira karĢılığı kullanır.2 ġekil 3.1 Tipik han planına bir örnek (Sözen–Tanyeli, 1999). “Pirinç Hanı”, “ġeker Hanı” gibi hanlar zamanla belirli bir malın ticaretine ayrılarak, giderek o malın adıyla anılmaya baĢlanırdı. Ġsmail Bey Hanı‟nda olduğu gibi, hanlar ayrıca kurucularının isimleriyle de tanınmaktadır. Genelde bir Ģehirdeki han sayısı, o Ģehrin ticari faaliyetteki önemini gösterir. 3.2.3. Arastalar Farsçada “aras” kavramı pazar ve çarĢı manasında kullanılır. “Aratsak” tabiri ise sakaf ve örtü manasına geldiğinden “arasta” tabiri için sakaflı çarĢı olduğu sonucu 2 Ankara Tarihi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları 12 çıkabilir.3 Üstü örtülü veya dükkânlarının önü saçaklı, aynı çeĢit mal satan esnafın bulunduğu çarĢıdır. Ordugâhta kurulan seyyar çarĢı, asker çarĢısı anlamında da kullanılmaktadır (Hasol, 2002). Osmanlı mimarisinde üstü açık ya da kapalı, bir eksen üzerine yan yana veya karĢılıklı olarak dizilmiĢ, aynı yükseklikte ve boyutta dükkân sıralarından oluĢan ticaret yapısı çeĢididir (ġekil 3.2a-b-c). Arastalardaki dükkânlar kâgirdir. Yapım özelliği olarak yekpare Ģekilde inĢa edilerek tamamlanırlar; zaman içerisinde dükkân ilavesi yapılarak form değiĢikliğine uğramazlar (Sözen–Tanyeli, 1999). ġekil 3.2a Bir eksen üzerinde yan yana dizilmiĢ dükkanlar (Sözen–Tanyeli, 1999). ġekil 3.2b Bir eksen üzerinde yan yana ve karĢılıklı dizilmiĢ dükkanlar (Sözen–Tanyeli, 1999). ġekil 3.2c Çift eksen üzerinde yan yana ve karĢılıklı dizilmiĢ dükkanlar (Sözen–Tanyeli, 1999). Osmanlı Devleti‟ne baĢkentlik yapmıĢ çoğu Ģehirlerde arasta örnekleri görebilir. Ġstanbul Sultanahmet Camisi‟nin arkasında, Süleymaniye Camisi ve Edirne Selimiye Camisi yanında arasta Ģeklinde çarĢılar vardır (ġekil 3.3). Hemen hemen bütün büyük 3 Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, Cilt 1, Yem Yayın Evi, İstanbul, 1997 13 camilerin yanında medrese, darüĢĢifa, imaret, hamam ile beraber bir de arasta bulunur ve bunlar bir mimari kompozisyonu, yani külliyeyi oluĢtururlardı. ġekil 3.3 Edirne Selimiye arastası örtü sistemi. 3.2.4. Bedestenler “Bedesten” kelimesinin aslı, “bezistan” veya “bezzazistan” olup, zamanla değiĢerek bedestan veya bedesten halinde kullanılmaktadır. Bedestenler, önceleri kumaĢ ve bez satılmak için yapılmıĢ, daha sonraları kıymetli mallar ve antika eĢya alımsatımına tahsis edilmiĢ kapalı çarĢılardır (ġekil 3.4) (ÖzdeĢ, 1953). ġekil 3.4 Ġstanbul kapalı çarĢı, iç bedesten (Bedesten-i Atik) ve yeni bedesten (Bedesten-i Cedid). Bedestenler, Ģehrin asıl kapalı alıĢveriĢ merkezini oluĢtururlar. Genelde büyük tüccarların bulunduğu ve transit ticarete konu olan malların alınıp satıldığı, kapalı pazar 14 yerleridir (ġekil 3.5). Bu yapılar, yapısal özellikleri gereği merkezi ve sağlam mimarisiyle çarĢının kalbi niteliğindedir. Değerli eĢyaların satılması, korunması ve belgelerin saklanması gibi görevler üstlenmiĢlerdir. Üstlendikleri iĢleve göre, bedestenler, kasaların durduğu bölümlerden baĢka, mahzenlerle de zenginleĢtirilmiĢ, dükkânlar ise kargir yapılarıyla muhkemliklerini4 korumuĢlardır (Ceylan, 1989). ġekil 3.5 Bedesten planına bir örnek (Sözen–Tanyeli, 1999). 3.2.5. ÇarĢılar ÇarĢı kelimesi, Farsça “Cihar-suk” (dört sokak) deyiminden değiĢerek “çarĢı” Ģeklini almıĢtır. Dükkânların bulunduğu alıĢveriĢ yeridir (Hasol, 2002). AlıĢveriĢ yapılan, iki tarafı dükkânlarla çevrilmiĢ, üstü örtülü veya açık, sokak ve meydanlara verilen isimdir (Pakalın, 2000) (ġekil 3.6). ġekil 3.6 Ġki tarafı dükkanlarla çevrilmiĢ sokaklar ve meydanlar bütünü olan çarĢıya bir örnek (Sözen– Tanyeli, 1999). 4 Muhkem: Sağlam, sağlamlaĢtırılmıĢ. 15 “Bazar” sözcüğü ise, yine Farsçada üstü kapalı alıĢveriĢ yerlerine verilen isimdir. Sonradan bu deyim „çarĢı‟ olarak kullanılmıĢtır (Hasol, 2002). Satılan eĢyanın cinsine göre dükkânların bir arada bulunması, o çarĢıya ismini vermektedir. Kuyumcular çarĢısı, sobacılar çarĢı vb. ġekil 3.7 Ġslamiyet öncesi üç elemanlı Ģehir Ģeması (Ceylan, 1989). Orta Asya‟da Türk Ģehirleri, kale, Ģehristan ve rabad olarak üç bölümden oluĢurdu. Bu bölümlerden Ģehristan ve kale etrafında sur vardı (ġekil 3.7). Çoğunlukla da kale Ģehristanın içinde yer almaktaydı. Bu bölüm genellikle iç kale Ģeklinde etrafı surla çevriliydi. Rabad ise Ģehristan surunun dıĢındaki mahallelerdi. Ġlk baĢta pazar yeri Rabad‟ın en dıĢında yer alırken, zamanla Ģehrin kapısına ve Ģehir surlarına yaklaĢmıĢ, Ġslamiyet‟le beraber Ģehristan bölümüne geçmiĢtir (ġekil 3.8) (Ceylan, 1989). ġekil 3.8 Ġslamiyet sonrası üç elemanlı Ģehir Ģeması ve ticaret alanı (Ceylan, 1989). 16 Türk Ģehirlerinin kendine özgü karakteristiği, Orta Asya, Ġslam, Anadolu ve Akdeniz sentezinin maddi ve manevi sonuçlarıyla belirginlik kazanmıĢtır. Osmanlılarda Ģehirlerdeki ticaret alanı mümkün olduğunca kaleye yakın kurulmaya çalıĢılmıĢtır. Avlu ve sokak, çarĢının düzenleyici öğeleridir. Osmanlı öncesi Ġslam kentindeki avlunun ve Osmanlı öncesi Türk kentlerinde ise pazarın üstünlüğüne karĢın, sokak Osmanlı kentinin temel öğesidir (Cerası, 2001). ÇarĢı, Ģehrin en hareketli alıĢveriĢ ve ticaret merkezidir. ÇarĢının insanları kendine çekme cazibesi alıĢveriĢin haricinde sanayiyi de geliĢtirerek Ģehrin dokusunu tayin etmektedir. Bu doğrultuda ibadet mekânları da çarĢı yakınlarına konumlandırılmıĢtır. ġekil 3.9 Bursa kapalı çarĢı içinden görünüĢ. ÇarĢı uzun bir ana cadde ve buna açılan sokaklardan oluĢur. Ana caddeye açılan yan sokaklardan her biri ayrı iĢ kolunda mal ve hizmet veren esnaf teĢkilatlarına ayrılmıĢtır. Bu sokaklarda kendine has iĢlerle uğraĢıldığından Çanakçılar, Çerçiler, Demirciler, Eskiciler kendi sokak ve çarĢılarında faaliyet gösteriyordu (ġekil 3.9). 3.2.6. Dükkanlar Dükkânlar ticaret faaliyetlerinin gerçekleĢtiği, kapısı doğrudan çarĢıya, caddeye, sokağa veya pasaja açılan, küçük imalat iĢlerinin yapılıp satıldığı yerlerdir (Hasol, 17 2002). Ticaretin yapıldığı en küçük birimdir. AhĢap ya da kâgir malzemeden yapılmıĢ, tek cepheli ünitelerdir. Dükkânlar sokak sırasınca açık olarak yer almasının yanında, arasta, han ve bedesten gibi alanlarda kapalı olarak da yer alır (ġekil 3.10) (Akozan, 1963). ġekil 3.10 Kare planlı bir dükkân örneği (Sözen–Tanyeli, 1999). Geleneksel dükkân tipi, tek hacimli ve tek katlı olup, derinliği ve cephesi yaklaĢık olarak en az 1,5-2 m.dir. Bu ölçülere bakılarak dükkânda müĢteriye yer olmadığı, alıcının sokakta olduğu anlaĢılır. Satıcı için dükkân iç-dıĢ duvarları ve önü sergi yeridir. Ayrıca oturduğu yerden tüm mallarına uzanabilmektedir (Küçükkömürcü, 2005). Dükkân cepheleri genelde açıktır. Bu sebeple alıcılar satılan malların tümünü görür ve seçebilirler. Ayrıca satıĢ olmadığı zamanlarda dükkân cepheleri ahĢap veya metal kapaklarla örtülmektedir. Ayrıca bu kapaklar tezgâh veya saçak görevi de görmektedirler (Akozan, 1963). Zamanla dükkânların çoğalmasıyla, çarĢı mahalleleri oluĢmuĢtur. Bu oluĢumdan dükkân boyutları etkilenmiĢ ve cepheleri, boyutları daralmıĢ, derinlikleri artmıĢtır. Bu nedenle de alıcının malları görme ve seçme durumu azalmıĢtır. Satıcılarda bunun önüne geçmek için ürettiği ve sattığı malları dükkân önünde sergilemeye yönelerek, ilgi çekmek ve satın alma hevesi uyandırmayı tercih etmiĢlerdir. Sergilenen malların güvenliği ve korunması amacıyla da „vitrin‟ kavramı ortaya çıkmıĢtır (Küçükkömürcü, 2005). 18 4.TÜRK HANLARININ KRONOLOJĠK GELĠġĠM SÜRECĠ Türk hanlarının geliĢim süreci kervan sayıları ve ticari eĢya taĢımacılığı paralelinde ilerleme göstermiĢtir. Zamanla ticaret önemli bir uğraĢ halini almıĢtır. Ticari faaliyetlerin gerçekleĢtirilebilmesi için pazar yeri ve mekan ihtiyacı ortaya çıkmıĢtır. Özellikle Ġran baĢta olmak üzere, müslüman ülkelerinde iklim Ģartlarının zor olmasından kervanlar için kervansaray ya da han ihtiyacı doğmuĢ, yönetimdekiler de su baĢlarında çok sayıda konaklama tesisi kurmaya özen göstermiĢlerdir. Hanların inĢasına ise, soygunculardan korunma ve yolcuların konaklama ihtiyacı gerekliliğinden, menzil olmaya elveriĢli yerlerde baĢlanmıĢtır. Ġlk olarak Ġslamiyet‟in yayılmasının da etkisiyle stratejik noktalarda toplanma ve korunma amaçlı inĢa edilen ribatların, ticari tesisleĢmeye öncülük ettiği söylenebilir (Ceylan, 1989). Ribatlar, han ve kervansarayın ilk örnekleri olarak kabul edilir. Dini ve askeri olarak faaliyet gösteren ribatlar zamanla ticari faaliyetlere de ev sahipliği yapar. Hanlar ve kervansaraylar, tarihi geliĢim sürecinde Ģehir içi ve Ģehir dıĢı olmak üzere iki ayrı karaktere sahiptirler. ġehir içi hanlar, ticari bölgelerin geliĢmesiyle baĢlar. ġehir içi hanları ise o Ģehrin yol sistemine ve ticaret bölgelerinin kuruluĢlarına göre yerlerini alırdı. ġehirlerarası hanlar, kervansaray olarak da isimlendirilebilir. ġehirlerarası kervansaraylar, ticaret yolları boyunca kervanların konakladığı ve korunduğu yerlerdir. Bünyelerinde de hamam, çarsı ve ahır gibi kısımlar bulunur. Bu tür kısımlardan sadece ahırlar Ģehir hanlarında da bazen bulunabilir (Kösemen, 2005). Zamanla Ģehir hanları ihtiyaç farklılıklarından dolayı mimari ve fonksiyonel değiĢiklik gösterirler. UlaĢım ve kervan yollarının çeĢitliliğinin etkisiyle kervansaray tipleri de plan tipi, malzeme, fonksiyon ve görsellik olarak farklılık gösterir. 4.1. Ġlk Türk Devletlerinde Han Bilinen en eski kervansaraylar, Karahanlılar zamanda ribat olarak isimlendirilmiĢlerdir. Karahanlılardan sonra Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları kervansarayların mimarisini ve planlarını geliĢtirmiĢlerdir. Karahanlılar döneminde Nasr bin Ġbrahim tarafından 1079‟da yapılan Ribat-ı Melik ve XI. yüzyılın ikinci yarısında yapılan Akçakale Kervansarayı ilk örneklerdendir. Kale mimarisi tarzında olan bu yapılar dıĢ görünüĢ olarak ta 19 Anadolu‟daki Sultan Hanlarını anımsatmaktadır. Plan olarak 1114 tarihli Selçuklulara ait Ribat-ı ġerif‟e benzeyen Akçakale kervansarayı dört eyvanlı ve revaklı iki avlu etrafına sıralanan mekânlardan oluĢur. XI. yüzyıl sonu XII. yüzyıl baĢlangıcı yapılarından olan BaĢane (Kurtlu Tepe) Kervansarayı da Sultan Hanlarının ana Ģemasını yansıtmaktadır (ġekil 4.1). Aynı dönem yapılarından olan Day Hatun Kervansarayı da dört eyvanlı kare plana sahiptir. ġekil 4.1 BaĢhane (Kurtlu Tepe) plan Ģeması (Güran,1978). Bu yapılarda genellikle yapı malzemesi olarak kerpiç ve tuğla kullanılmıĢtır. Malzeme dayanıklılığı az olması neticesinde günümüze gelene kadar varlıklarını yitirmiĢlerdir. Gazneli Mahmud tarafından 1020 yılında yapılan Ribat-ı Mahi ise Karahanlı ribatlarının mimari geleneğinin devamı niteliğinde olup, Gaznelilerin ilk anıtsal örneklerindendir. En önemli özelliği dört eyvan Ģeması ve eyvan- kubbe birleĢimini yansıtan bu yapı; Selçuklu ve Karahanlı mimarisi arasında bir geçiĢ oluĢturmaktadır. 4.2. Büyük Selçuklular‟da Han Karahanlılar ve Gaznelilerde karĢımıza çıkan eyvanlı avlu düzenine sahip kervansaray örnekleri Büyük Selçuklular‟da da geliĢimini devam ettirmektedir. Ribat-ı AnuĢirvan, Ribat-ı Zafarani ve Ribat-ı ġerif XI. yüzyıl sonu ve XII. yüzyıl baĢlangıcı yapıları olarak boy gösterirken; genellikle dört eyvanlı bir avlu ve köĢelerinde kuleleriyle sarayvari bir mimari zenginlik sergilemektedirler (Aslanapa, 1984). 20 4.3. Anadolu Selçukluları‟nda Han Anadolu Selçukluları, Orta Asya ve Batı Türkistan‟da geliĢen Türk sanatını Uygur, Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklular gibi devam ettirip, Anadolu‟ya yaymıĢlardır (Güran, 1978). Türk sanatına özünde bağlı kalarak, farklı özellikler göstermiĢler ve Türkistan Türk Mimarisi ile Osmanlı Mimarisi arasında geçiĢ görevi üstlenmiĢlerdir. Kervansarayların önemli mimari öğeleri olan portaller, sivri kemer ve avlu düzeni kendini bu dönemde de göstermektedir. Büyük Selçuklu geleneğini devam ettiren bu devir kervansaraylarının planı, fonksiyon ve sosyal görevler icabı, ahır, depo, hamam ve mescit gibi kısımları da içerirdi. Anadolu Selçukluları‟nda, Türkistan‟daki Türk kervansarayları tarzında dört eyvanlı, merkezi, üstü açık avlulu tip; sadece Anadolu‟da ortaya çıkan avlusuz ve üstü örtülü hanlar ve bu iki tarzın değiĢik uygulamaları olan karma formlu hanlar olmak üzere 3 tip görmek mümkündür. I.Ġzzeddin Keykavus tarafından 1211-1219 yılları arasında yaptırılan Evdir Hanı avlulu üstü açık tip örneğidir (ġekil 4.2). Dikdörtgen bir avlu etrafında sıralana düz tonozlu ve iki bölümlü revaklardan meydana gelen hanın ortasındaki revaklar daha geniĢtir. Antalya-Isparta yolundaki Kırkgöz Hanı, anıtsal portaliyle, tonozla örtülü uzun ve yatay bir hol ve önündeki revaklı çok büyük avlusuyla bu tipe örnek plan sergilemektedir (Aslanapa, 1984). ġekil 4.2 Evdir Han ve Kırkgöz Han (Aslanapa, 1984). 21 Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında 1236-1246 yılları arasında yaptırılan AntalyaAlanya yolundaki ġerefza Hanı, Türklerin ilk defa Anadolu‟ya geliĢlerinde kullandıkları farklı bir tarza sahip olan avlusuz ve üstü örtülü han tipinin örneğidir (ġekil 4.3). ġekil 4.3 ġerefza (Sarapsa) Han (Aslanapa, 1984). Anadolu Selçukluları zamanında avlusuz ve birbirine paralel neflerden oluĢan kervansaraylar da bulunmaktadır. Bunlardan Antalya-Burdur yolundaki Ġncir Han (M.1239), Susuz Han (M. 1330) ve Konya- Ankara yolundaki Horozlu Hanı 5 nefli önemli örneklerdendir. Avlulu üstü açık ve avlusuz üstü örtülü tiplerin birleĢmesiyle meydana gelen Konya-Aksaray-Niğde yolundaki Sultan Han, I. Alaaddin Keykubad tarafından 1229 da, avlunun ortasında kare planlı bir mescit ve görkemli bir portale sahip olarak yaptırılmıĢtır (ġekil 4.4) (Aslanapa, 1984). ġekil 4.4 Konya - Aksaray - Niğde yolundaki Sultan Han (Aslanapa, 1984). 22 1231 yılında Alaaddin Keykubad tarafından yaptırılan Alara hanın avlulu kısmı kapalı kısmıyla iç içe kaynaĢtırılarak ortaya çıkmıĢtır (ġekil 4.5). ġekil 4.5 Alara Han, Alanya yakınları (Aslanapa, 1984). Anadolu Selçuklu han ve kervansaraylarında mescitlerin yerinde değiĢiklik yapıldığı örneklerde görülmektedir. Kayseri-Aksaray yolundaki Ağızkara hanı ve AkĢehir-Çay yolundaki Ġshaklı hanlarında olduğu gibi, önceden avlu ortasında yer alan mescitler, Konya-BeyĢehir yolundaki Kızılören Hanı‟nda cephe çıkıntısının sol tarafında ya da Konya-Aksaray yolundaki Zazadin Han ve Avanosta‟ki Sarıhan veya Alara Han‟daki olduğu gibi portalin üstünde yer alır (Aslanapa, 1984). 4.4. Osmanlı Döneminde Han ve Kervansaraylar Osmanlılar zamanında da önemli ticaret yolları üzerinde kervansaray yapımı devam etmektedir. Ayrıca birçok Ģehir içi han da yapılmıĢtır. Bu yapılarda plan ve mekân anlayıĢı olarak kare veya kareye yakın açık bir avluyu çeviren sütun ve payelere 23 oturan kemerlerden oluĢan revak sistemi ya da sadece kapalı bir mekân oluĢturan sade neflerden oluĢan geleneksel örnekler görülür. Osmanlı devrinde, Ģehir hanları mimarisinde düzgün form arayıĢı kaybolup arsaya veya yola göre formlar ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca avluda da form arama endiĢesi yoktur. Böylece revaklı avlu gerisinde misafir ve yolcular için mekanlar yapılırken insanların, hayvan barındırma yerlerinden kesin bir mekan ayrılığı ile kopması ve nefler halinde veya ayrı bölümlerde ahırlara yer veriliĢi çok önemli bir geliĢme olarak ortaya çıkmaktadır. Osmanlı devri hanlarında kare veya kareye yakın, revaklı avlu Ģeması esas alınarak 2 katlı olarak inĢa edilmiĢ hanlarda ortaya çıkar. XVI. ve XVII. yüzyıllarda yapılmıĢ Diyarbakır Hüsrev PaĢa Kervansarayı (1527) ve Edirne Rüstem PaĢa Kervansarayı bu tipe örneklerdir (ġekil 4.6). Zamanla kat sayısının daha da arttığı örneklerde yapılmıĢtır. 4 katlı inĢa edilmiĢ Merzifon Kara Mustafa PaĢa Kervansarayı (1681); bodrum katı ahır, zemin katı idari iĢler ve diğer katları ise yolcular için ayrılmıĢtır. ġekil 4.6 Edirne Rüstem Pasa Kervansarayı avlu görünüĢü. 24 Osmanlı Dönemi han mimarisinde sadelik özellikle kendini göstermektedir. Kale fonksiyon ve görünüĢünden uzaklaĢılarak yapının dıĢla bağlantısı artmıĢ ve cephelere dükkânlar yerleĢtirilerek ticari yön geliĢmeye baĢlamıĢtır. Osmanlı Han mimarisinde kapalı bir mekân olarak münferit neflerden oluĢan han ve kervansaraylar da inĢa edilmiĢtir. Bursa Manyas yolundaki Issız Han (1394) ve Antalya‟da Hüsnü Sabunsu Kervansarayı (1517) bu tarzın örnekleridir. Zamanla nef sayısında artıĢ görülmektedir. Anadolu Selçuklu kervansaraylarının askeri rolü, Osmanlı han mimarisinde bitmiĢ, Ģehir ve ticaret hayatının gereklerini karĢılamaya yönelmiĢtir. Ayrıca Anadolu Selçuklu kervansaraylarının olmazsa olmazı mescit iken, Osmanlı hanlarında bu durum kaybolmaya baĢlar. Ancak Ģehir hanları bünyesinde tekrar ortaya çıkar. Osmanlılardan önce genelde Ģehirlerarası yollar üzerinde kendini gösteren kervansaray ve hanlar, Osmanlılarla beraber siyasi yöne paralel olarak geliĢen Ģehirlerde önemli merkezler haline gelmiĢlerdir. Özellikle Bursa ve Edirne‟de baĢlayan Fetih öncesi hanlarının özellikleri, plan kurgusu ve inĢaat tekniğiyle değiĢiklik göstermeden Fatih devrinde de devam eder. Osmanlı devri hanları avlusuz kapalı tip, açık avlulu tip kervansaraylar ve Ģehir hanları olarak 3 baĢlık altında incelenebilir. 4.4.1. Osmanlı dönemi kervansarayları 4.4.1.1. Kapalı tip kervansaraylar (Avlusuz) Genellikle kare veya dikdörtgen planlı, tek hacimli ve tek kapılıdır. Yolcuların kaldığı kısımlar, giriĢ aksının sağ ve solunda zeminden yükseltilerek oluĢturulmuĢtur. Ocak ve niĢleri duvarlarda bulunup, orta bölümü ise hayvan ve yükler için ayrılmıĢtır. Pencereleri küçük boyutta, uzun ve ince olarak yapılmıĢtır. Gebze Çoban Mustafa PaĢa Hanı ve Lüleburgaz Sokullu Kervansarayı bu tipe örnek gösterilebilir. 4.4.1.2. Açık tip kervansaraylar (Avlulu) Bu tip kervansaraylarda daha çok insanlar ön planda tutulmuĢtur. Bu sebeple de hayvanların bulunduğu avlular ve servis bölümleri ile yolcuların kaldıkları mekânlar 25 ayrılmıĢtır. Yolcuların odalarının her birinde sedir, ocak ve niĢi bulunur. Ayrıca farklı olarak ahır, hamam ve servis kısımlarıyla çevrili ortasında kare veya dikdörtgen avlusu bulunan tiplerde görülmektedir. Tek bir giriĢe sahip olan bu tipte, giriĢin sağ ve solunda küçük hacimler halinde han yönetimi ve personeli için bölümler oluĢturulmuĢtur. Genellikle ortada çeĢmesi vardır. XVII. yüzyıl yapılarından Kara Mustafa PaĢa Kervansarayı ve Malatya Kervansarayı bu tipe örnek gösterilebilir. 4.4.2. Osmanlı dönemi Ģehir hanları Genellikle iki katlı olarak yapılmıĢ olup, zemin katları depo, ahır, tamirhane gibi servis iĢlevlerine ayrılmıĢ, üst katı ise yolcuların konaklamaları için tahsis edilmiĢtir. Her iki katın önünde revaklı bir galeri çevreler. Avlusu da geleneksel olarak kare veya dikdörtgendir. Tek avluya sahip, üstü kapalı ahır kısmı ise avluya bitiĢik ayrı bir bölüm halinde oluĢturulan hanlara, Bergama TaĢhanı (15.yüzyıl), Diyarbakır Deliller Hanı (16-17. yüzyıl), Gaziantep HiĢva Hanı (17. yüzyıl), Mardin Hanı (17-18. yüzyıl) ve Gaziantep Mecidiye Hanı (19. yüzyıl) örnek gösterilebilir. Avlulu ikamet kısmına sahip, avlulu ahır kısmıyla bitiĢik ayrı bir bölüm halinde oluĢturulan hanlara Bursa Koza Hanı (15. yüzyıl), Edirne Rüstem PaĢa Hanı (16. yüzyıl) örnek gösterilebilir (ġekil 4.7). ġekil 4.7a Bursa Koza Hanı planı (ÖzdeĢ, 1953) ġekil 4.7b Koza Hanı giriĢi. 26 Daha sonraki dönemlerde ticaret hanları karĢımıza çıkmaktadır. Ġlk olarak Bursa‟da görülen bu tip, zamanla Ġstanbul hanlarında geliĢecektir. Selçuklu hanlarından ayrılan en önemli özelliği, hanın içerisinde ikamet edilmeyiĢidir. Kastamonu Reisülküttab (Urgan) Hanı, Acem (Kürkçüoğlu) Hanı örneklerinde olduğu gibi hanların genellikle giriĢ katlarında dükkânları bulunup, özellikle zanaata ayrılmıĢlardır. Bu tür hanlar üretilen ya da uğraĢılan ürüne göre isimler almaktadırlar. Bursa Emir Hanı örneğinde olduğu gibi zemin kat, avlu kısmında revaklı olup, tek kapıyla avluya açılan ve penceresiz eĢya depoları olarak kullanılan hücrelerden meydana gelmiĢtir. Üst katlar genelde dükkan Ģeklinde olup, avluda yine revaklı galeriye açılır ve pencerelidir (ġekil 4.8). Bu han Osmanlılarda uygulanacak han planını tam olarak ilk defa ortaya koyar. Küçük değiĢikliklerle ana plan bozulmadan günümüze kadar gelmiĢtir. ġehir ticaret hanlarında genelde zemin katlar depolara, üst kat ise dükkanlara ayrılmıĢtır (ÖzdeĢ, 1953). ġekil 4.8a Bursa Emir Hanı planı (ÖzdeĢ, 1953) ġekil 4.8b Bursa Emir Hanı görünüĢü. 27 5.KASTAMONU ĠLĠNĠN FĠZĠKĠ, SOSYAL, TARĠHĠ VE TĠCARĠ ÖZELLĠKLERĠ 5.1. Kastamonu Ġlinin Fiziki ve Sosyal Özellikleri Kastamonu ili, Batı Karadeniz bölgesinde 41 derece 21' kuzey enlemi ile 33 derece 46' doğu boylamları arasında yer alır. Doğudan Sinop ve Çorum, güneyden Çankırı, batıdan Bartın ve Karabük ile çevrelenen ilin, kuzeyini doğal sınırı olarak Karadeniz oluĢturur. Deniz seviyesinden yüksekliği 775m.‟dir. Yüzölçümü 13.108,1 km² „dir (Yaman, 2003) (ġekil 5.1). ġekil 5.1 Kastamonu turizm haritası. 5.1.1. Doğal bitki örtüsü Kastamonu ilinde orman ve fundalıklar %64‟lük önemli bir oranla karĢımıza çıkmaktadır. Ormanlar %56‟lık orana sahip olarak daha fazladır ve Kastamonu il merkezinin kuzeyinde sahil Ģeridi boyunca uzanan dağ silsileleri üzerinde iyice yoğunlaĢır. Ġlin Güneyinde Ilgaz bölgesinde de yaprağını dökmeyen oldukça sık orman örtüsü hâkimdir. Ġlde genelde orman ağaçlarının her türü görüldüğü gibi, yağıĢ ve nem oranı yüksek olduğundan zengin bir orman altı örtüsü de vardır. 28 Ağaç örtüsünün bulunmadığı ve tarım yapılmayıp mera olarak kullanılan kısımlarda çeĢitli türden buğday ve baklagillere iliĢkin yer bitkileri yer almaktadır. Bunun dıĢında örtünün bozulduğu yerlerde bazı dikenli bitkiler görülmektedir. 5.1.2. Topografik yapısı Kastamonu ili, çoğunlukla engebeli arazilerden oluĢmaktadır; ilin kuzeyinde Batı Karadeniz Dağları bulunmaktadır. Karadeniz sahiline paralel olarak Ġsfendiyar (Küre) Dağları il merkezinin kuzeyinde, güneyinde ise yine doğu-batı doğrultusunda Ilgaz dağları yer almaktadır. Kuzeyde Gökırmak ve Araç Çayı, güneyde ise Devrez Çayı vadileri ile sınırlanmıĢtır. En yüksek noktası Çatalılgaz tepesi (2565 m)‟dir. Bölgede ovalık alan azdır. Daday ve TaĢköprü ilçelerini kapsayan Gökırmak Vadisi ilin en önemli ovasıdır. Küre-Ilgaz arasında ise platolar yer almaktadır. Ġl içerisindeki akarsular Gökırmak, Devrez Çayı, Araç Çayı ve bunların kollarından oluĢmaktadır. Kastamonu kent merkezinin ortasından geçen Karaçomak Deresi Gökırmak‟ın bir koludur (K.Ġ.Y., 1993). 5.1.3. Ġklim yapısı Kastamonu il sınırları içerisinde Karadeniz sahil kesiminde ılıman, iç kesimler ise, yükseklikleri fazla ve denize paralel olan Ġsfendiyar dağları iç bölge ile irtibatı kesmesinden dolayı, sert ve karasaldır. Ġlde yağıĢ, ilçelere göre farklılıklar gösterir. Kastamonu ilinin kıyı Ģeridi dıĢında kalan bölge kıĢın çok soğuk, dondurucu ve karlıdır. En yüksek sıcaklık Temmuz ayında 38.9 derece ölçülürken, en düĢük sıcaklık Ocak ayında – 26.9 derece olarak tespit edilmiĢtir. 5.1.4. UlaĢım Kastamonu dağlık yapısı nedeniyle ilk çağlardan baĢlayarak Anadolu‟nun önemli ulaĢım yolları dıĢında kalmıĢtır. Ticaretin kent merkezi ve yakın çevresiyle sınırlı kalması, bakır, sof ve kereste dıĢında kayda değer ihracatı olmaması nedeniyle, kentin sıkça uğranılan bir yerleĢim merkezi olmadığı bilinmektedir. Candaroğulları Beyliği zamanında Eflani-TaĢköprü-Sinop arasında bağlantı olduğu, Kastamonu- 29 Ġnebolu bağlantısının engebeli doğal yapısı nedeniyle bu dönemde sıkça kullanılmadığı, deniz kıyısına ulaĢımın Sinop üzerinden sağlandığı anlaĢılmaktadır.5 XIX. yüzyıl baĢında Kastamonu, uğrak yerleri arasında görülmeye baĢlanmıĢ, XIX. yüzyılın ikinci yarısında bölgedeki ulaĢım ağında canlılık baĢlamıĢtır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte kentte otomobil ve kamyon trafiği artmıĢtır. Ġnebolu, Daday, TaĢköprü kazalarına düzenli seferlerle yolcu ve eĢya taĢınmaktadır. Ticari ve Sanayi faaliyetlerin geliĢmesi ve ülke ekonomisinin canlanmasında ulaĢım sektörü önemli bir faktördür. Kastamonu ilinde havayolu ve demiryolu taĢımacılığı yoktur. Karayolu taĢımacılığı da bölgenin topoğrafik özelliğinden dolayı az geliĢtiği söylenebilir. 6 5.1.5. Demografik ve idari yapısı Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde Bolu, Çankırı ve Sinop‟u da içine alan Kastamonu ili, daha sonra Bolu‟nun 1907‟de, Çankırı ve Sinop‟un da 1918‟de ayrılmaları ile bugünkü duruma gelmiĢtir. 1924 Anayasası ile il, ilçe, bucak ve köy Ģeklindeki idari bölünmenin kabul edilmesinden sonra, Kastamonu ili 1969‟a kadar merkez ile birlikte 12 ilçelik bir vilayet olmuĢ, bu tarihte de Bozkurt‟un Abana‟dan ayrılması ile ilçe sayısı 13‟e; 1988 yılında Ġhsanbey, ġenpazar, PınarbaĢı ve Doğanyurt 3392 sayılı kanunla ilçe yapılarak, ilçe sayısı 17‟ye; 1990 yılında 3644 sayılı kanunla Ağlı, Hanönü ve SeydiĢehir ilçe yapılarak, ilçe sayısı 20‟ye çıkmıĢtır. Kastamonu Ġli'nde ilçe sayısı 20‟dir ve merkez dahil olma üzere 21 Belediye, 1073 köy bulunmaktadır. Köy sayısı bakımından Türkiye‟de ikinci sırada yer almaktadır. Ayrıca köylere bağlı 2.558 adet yerleĢim birimi vardır. Kastamonu ilinin toplam nüfusu adrese dayalı nüfus kayıt sistemi veri tabanına göre 2009 yılında 359.823 kiĢidir. Kastamonu ili nüfusunun % 52,80′i (189.984) Ģehirde, % 47,20′si (169.839) köylerde yaĢamaktadır. Kastamonu ilinin yüzölçümü Harita Genel Komutanlığı‟na ait 1/1.000.000 ölçekli Mülki Ġdari Bölümleri Haritası vektör verisinden hesaplanarak elde edilen değere göre 13.136 km² olup, km²‟ye il genelinde yaklaĢık 27 kiĢi düĢmektedir. 5 6 http://www.kastamonu.gov.tr/ http://www.kastamonu.gov.tr/ 30 5.2. Kastamonu Ġlinin Tarihsel GeliĢimi Kastamonu, tarihinin seyri içerisinde birçok medeniyete beĢiklik etmiĢ ve bu medeniyetlerin izlerini ve eserlerini bıraktığı bir Ģehirdir.7 Tarih öncesi devirlere ait Kastamonu için sabit bir yerleĢim merkezi, yazılı belge veya kayıt bulunamamıĢtır. Ancak Kastamonu ve çevresinde yapılan araĢtırmalarda Yontma TaĢ devrine ait Germeç ve Gölköy‟de bulunan tarihi kalıntılar, Kastamonu tarih öncesi M.Ö. 50 bine kadar götürür (Acar, 1995). Ġlk çağda „Paflagonya‟ adı verilen Kastamonu, zamanımıza kadar birçok kavim ve devletin istilasına uğrayarak hâkimiyetleri altına girmiĢlerdir. Bunlar Gaslar (Gasgaslar), Hititler, Frikler, Kimmerler, Lidyalılar, Ġranlılar, Yunanlılar, Pontuslar, Romalılar, Bizanslılar, DaniĢmentliler, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılardır. Hitit egemenliğinde olan bölge M.Ö. XIV. yüzyılda KaĢkalar, M.Ö.-1230‟da Frigler, M.Ö.695‟de Kimmerler ve M.Ö.652-6252‟de Lidyalıların hâkimiyetine geçmiĢtir. M.Ö.546‟da Persler, daha sonra da M.Ö.281‟de Pontus‟lar bölgeye hakim olmuĢlardır. M.Ö.91 yılından sonra Paflagonya‟da Roma yönetimi baĢlamıĢ ve Bizans döneminde de devam etmiĢtir (Eyüpgiller, 1999). 1071 tarihinden itibaren Kastamonu, DaniĢmentlilerle Müslüman-Türkler ile tanıĢmıĢtır. Bu tarihten itibaren sık sık Bizanslılar ile Türkler arasında el değiĢtiren Kastamonu ve yöresi, Selçuklular döneminde XI. yüzyılın ikinci yarısında bir daha elden çıkmamacasına Türk hâkimiyeti altına girmiĢtir. 8 Selçukluların ardından Kastamonu‟da sırasıyla Çobanoğulları ve Candaroğulları Beylikleri hüküm sürmüĢtür. 1213 yılında Çobanoğlu Hüsamettin Bey ile baĢlayan Çobanoğlu hükümdarlığı 1291 yılına kadar devam etmiĢtir. 1291-1461 yılları arasında Candaroğulları Beyliğine baĢkentlik yapmıĢtır. Candaroğulları Beyi Ġsmail Bey zamanında Kastamonu dünya çapında bir ilim ve irfan merkezi olmuĢtur. Bu dönemde inĢa edilen camisi, medresesi, hamamı, hanı ve misafirhanesi ile oluĢan ve günümüzde de hizmet vermeye devam eden Ġsmail Bey Külliyesi Candaroğulları döneminin ihtiĢamını yansıtmaktadır. Osmanlılar ise, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Kastamonu‟yu hâkimiyeti altına almıĢlardır. Osmanlı Devleti döneminde de Ģehzadelerin yetiĢtiği 7 8 Vakıflar ve Vakıf Abideleri, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2003 Vakıflar ve Vakıf Abideleri, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2003 31 önemli sancak merkezlerinden birisi olmuĢtur. ġehzade Cem Sultan 1468-1474 yılları arasında 6 yıl süreyle sancak beyliği yapmıĢtır. ġehzade Cem Sultan tarafından yaptırılan ve kendi adıyla anılan Cem Sultan Bedesteni günümüzde hala ayaktadır. Tanzimattan sonra eyalet merkezi olmuĢtur. Çankırı, Sinop ve Bolu Sancağı buraya bağlanmıĢtır (Eyüpgiller, 1999). 5.3. Kastamonu Ġlinin Ticari ve Ekonomik GeliĢimi 5.3.1. Ekonomik geliĢimi Kastamonu‟nun, özellikle Osmanlı öncesi dönemlerdeki ekonomik yaĢamı hakkında bilgiler sınırlıdır. Ġsfendiyar Bey zamanında Kastamonu‟da üretilen sof ile bakır cevherinin önemli ihraç malı olduğu ve Sinop limanı aracılığıyla Venedikli ve Ceneviz tacirleriyle ekonomik- ticari iliĢki kurulduğu bilinmektedir (Yücel, 1991). XIV. yüzyıl içerisinde Kastamonu‟ya gelen Ġbn Batuta‟nın kentin ekonomik yaĢantısına dair söyledikleri; et, tahıl gibi yiyecek maddelerinin bol olduğu ve çok ucuza alınabildiğinden ibarettir (Defrénery, 1851). 1840 yılı öncesinde kenti ziyaret eden Bore, Kastamonu‟da yaĢayan tek endüstrinin sepicilik9 olduğunu belirtmiĢ, ayrıca ticari yaĢamın sönük olduğunu, yılda bir kez yapılan panayırın dahi canlı olmadığını yazmıĢtır (Boré, 1840). Ainsworth 1842‟de daha nesnel bir analizle, kentte yün ve pamuklu dokumacılık, basmacılık, boyacılık ve dericilik sektörlerinin varlığını kaydetmiĢtir (Aınsworth, 1842). 1862‟de Texier, kentte dokumacılık ve bakırcılığın baĢlıca iki endüstri dalı olduğunu belirtmektedir (Texıer, 1862). 1884‟de Reclus ise, Kastamonu‟nun tabakhaneler, iplikçiler ve boyahaneler ile dolu olduğunu yazmaktadır (Reclus, 1984). XIX. yüzyılın sonlarında Avrupa‟nın tiftiğe talebinin azalması, Kastamonu‟yu ekonomik açıdan sarsmıĢtır.10 1888 yılından bir süre önce Ġnebolu Ģosesinin açılmasıyla il dıĢına ve Ġstanbul‟a ihraç imkânıyla tiftikten kaynaklanan zararın giderilmesi ümidi 9 Sepicilik: Hayvan derilerini kullanılacak hale getirmek için yapılan iĢlemler. Sepicilik aslında debagat (debbagat) iĢleminin bir safhasıdır. Fakat debagatla sepicilik aynı manada kullanılmaktadır. Debbağ=tabak, sepici, deri terbiye eden; debbağhane (tabakhane): Hayvan derilerinin terbiye olunduğu, sepilendiği yer demektir. Sepicilik nebati (bitkisel) ve madeni maddelerle yapılabilir. Burada önemli olan bitki veya maden değil, bunların terkibinde bulunan “tanen” denen maddedir. 10 Kastamonu Vilayeti Salnamesi, 1306 32 artmıĢ; bu yol sayesinde Ġstanbul ve diğer yerlere zahire, hindi, yumurta, tavuk gönderilmeye baĢlanmıĢtır.11 Son dönemlerinde Kastamonu ve yöresinde insanların geçim kaynağını baĢta tarım olmak üzere, hayvancılık, el sanatları oluĢturmaktadır. Turizmden sağlanan gelir fazla olmamakla birlikte gün geçtikçe artmaktadır. 5.3.2. Ticari geliĢimi Kastamonu‟nun en önemli üretim ve ihraç malı dokumalarıdır. 1842‟de Ainsworth, Kastamonu‟da elde edilen yünün Ankara sofu kadar iyi olduğunu, Adana‟dan gelen pamukla, kadınların gemi yelkeni yapıp Ġstanbul‟a gönderdiklerini, 1862‟de Texier, kentteki en önemli endüstri dallarından birinin dokumacılık olduğunu belirtmektedirler. 1888 yılı salnamesi kentte yatak çarĢafı, perde, yastık örtüsü, gömlek, yelken bezi dokunduğunu kaydeder (Eyüpgiller, 1999). Günümüzde dokumacılık Kastamonu‟da yok denecek kadar azdır. Çoğunlukla çeyiz sandıklarından çıkan eski dokumaların bulunabildiği mağazalarda, baĢta Denizli olmak üzere, kent dıĢından gelen dokumalar satılmaktadır (Eyüpgiller, 1999). Kentin bir baĢka ihraç malı olan urganın üretimi ve hammaddesi olan kendirin ziraati bugün olduğu kadar geçmiĢte de Kastamonuluların çok önemli bir uğraĢı olmuĢtur. Kentteki önemli hanların zaman zaman urgancılığın merkezi görevini üstlendiği anlaĢılmaktadır. Zira bu hanların değiĢik zamanlarda kendir ve urgan hanı olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Günümüzde Ġsmail Bey Hanı ile Reisülküttab Hanı arasındaki yol “Kendir Hanı” adını taĢımaktayken, urgan ticareti bugünkü Yanık Han‟da sürdürülmektedir (Eyüpgiller, 1999). Kastamonu‟nun ekonomik yaĢamında dokuma ve urgan kadar yaĢamsal yer tutan bir baĢka iĢ kolu da bakırcılıktır. Küre‟den çıkan bakır cevherinin Kastamonu‟da önemli bir üretim ve ticaret hammaddesi olduğu ve Ġsfendiyar Bey döneminde diğer kentlere ihraç edildiği bilinmektedir. Yakup Ağa Külliyesi Ġmareti ve çevresindeki baĢka dükkânlar, XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın baĢlarında bakır eritimiyle uğraĢan yerlerdir. 1920‟li yıllarda Kastamonu‟da bakırcılık zanaatı sona ermeye baĢlamıĢtır. Küre‟deki hammadde akıĢı durması sebebiyle, çok sayıda zanaatkâr Ġstanbul‟a göç etmiĢtir. Günümüzde de eski 11 Kastamonu Şeriyye Sicilleri Defteri, No.558.148, Sicil No.111, 15 Safer 1310; 312 33 belediye binasının doğusunda „Kazancılar Mescidi‟ yer almakta, güneyinde ise „Bakırcılar ÇarĢısı‟ adını taĢıyan bir sokak ve burada bakırcılığı devam ettiren birkaç dükkân gözlenmektedir. Boyacılık ve basmacılığın da kentin önemli geçim kaynakları olduğu Ģeriyye sicillerinden anlaĢılmaktadır. Kastamonu‟da dericilik faaliyetleri de görülmektedir. Ancak herhangi bir Anadolu kentinde olduğu kadar, yerel ihtiyacı karĢılayacak düzeyde üretim yapılmaktadır. Nasrullah Köprüsü‟nün doğusunda, Debbağlar Camisi çevresinde debbağların yoğunlaĢtığı görülmektedir. Fakat günümüzde TaĢköprü‟de dericilik Kastamonu‟dan daha üstün durumdadır. Üretim kapasitesi yalnızca Kastamonu‟nun iç gereksinimini karĢılamakla sınırlı bir baĢka sanayi kolu mumculuk ve kandil yağı üretimidir. XVIII. yüzyılda Kastamonu‟da bir mumhane olduğu, Ģehrin cami ve mescitlerine yetecek kadar üretim yapıldığı bilinmektedir. Günümüzde teknolojinin gerisinde kalması sebebiyle üretim yapılmamaktadır. Kastamonu ġeriyye Sicilleri Defterleri‟nden bazı iĢ kolları hakkında kısa bilgiler edinilmektedir. Kıl dokumacılığı yapan muytablar12 ve koĢum-eyer takımları yapan ve bunları süsleyen saraçların13, yerel gereksinmeleri karĢılayacak kapasitede üretimleri olduğu anlaĢılmaktadır. Her iki zanaattan cadde isimleri dıĢında herhangi bir iz kalmamıĢtır: günümüzde Nasrullah Meydanı‟nın önünden geçen yol Saraçlar Caddesi olarak adlandırılmaktadır. Mutaflar Caddesi ise Ġsmail Bey ve Reisülküttab Hanları önünden geçen yoldur. XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Kastamonu‟daki ticari yapıların, dolayısıyla ticaretin görünümü Vilayet Salnameleri aracılığıyla çizilebilmektedir (Eyüpgiller, 1999). Kastamonu‟da 1869 yılında 10, 1903 yılında ise 46 han bulunmaktadır. 1892 yılında kentte birer arpa, un ve pamuk kapanı vardır. 1892 yılında 26 olan fırın sayısının 1903 yılında 31‟e ulaĢtığı bilinmektedir. 1896 yılında 1238 olan dükkân, mağaza ve kahvehane sayısı 1903 yılında 2000‟e ulaĢmıĢtır. Bu istatistikî bilgiler, özellikle han ve dükkân sayıları, Kastamonu‟da ticaret yaĢamının bir Anadolu azımsanmayacak düzeyde canlı olduğunu göstermektedir (Eyüpgiller, 1999). 12 13 Muytab: (Muytâbân) Kıl dokuyan. Kıldan eĢya yapan. Saraç: KoĢum ve eyer takımları yapan veya satan kimse. kenti için 34 5.3.3. Ticaret bölgesi ve Ģehir bağlantıları Anadolu kentlerinin hemen tümünde olduğu gibi Kastamonu‟da da tarih boyunca ticari faaliyetler bulundukları sokaklara adlarını vermiĢlerdir. Kastamonu‟da bugün dahi sokak adlarına bakarak, çoğunluğu sona ermiĢ geleneksel ticari faaliyet ve zanaatların yoğunlaĢtıkları bölgeleri tespit etmek mümkün olmaktadır. Günümüzde Cem Sultan Bedesten‟in kuzeyinde Terziler Sokağı, kuzey bitiĢiğinde ise Attarlar14 ÇarĢısı ve Nalburlar15 ÇarĢısı yer almaktadır. Yine Bedesten‟in kuzeybatısında Sarraflar16 ÇarĢısı bulunur. Keçeciler Yanık Han‟ın doğu bitiĢiğindeki yolun adıdır. Döğücüler17 Caddesi Yanık Han‟dan Topçuoğlu Camisi‟ne giden yol üzerindeyken, Çilingirler18 Caddesi Belediye Caddesi‟nin güney paralelindedir. Reisülküttab Hanı‟nın batısındaki yol, halen Ġplikçiler Yolu olarak anılır, Belediye Caddesi‟nden Yeni Hamam‟a giden yol ise, Kuyumcular Caddesi olarak adlandırılmaktadır. Ovalıpazarı Mescidi‟ne giden yol Pirinç Pazarı, Belediye‟nin güneyindeki Bakırcılardan Mahkemealtı Cami‟ne çıkan yol ise, Kömürpazarı adını taĢır (ġekil 5.2). 5.3.4. Ticaret bölgesinin oluĢumunda çevresel faktörler Güney-kuzey doğrultusunda akan, Gökırmak‟ın bir kolu olan Karaçomak, diğer adıyla Kastamonu Deresi Kastamonu‟yu ikiye bölmektedir. Kent derenin iki yakasından sonra sert bir eğimle yükselen yamaçlar üzerinde konumlanmıĢtır. Doğu yönde Sarayüstü Tepesi, batıda kalenin üzerinde yer aldığı tepe, Kastamonu‟nun en belirgin yükseltileridir. Yamaçlar, derenin her iki yanında tepe dizileri biçiminde kuzey-güney doğrultusunda devam etmektedir (Eyüpgiller, 1999). Kastamonu‟nun en önemli iki trafik aksı derenin iki yakasındaki yollardır. Ankara ve Ġstanbul karayolları güneyden, TaĢköprü ve Ġnebolu karayolları kuzeyden bu arterlere bağlanmakta, Ģehirlerarası ulaĢımın yükü bu yollara verilmektedir. Kentin 14 Attar: Güzel koku veya iğne iplik gibi Ģeyler satan. Nalbur: Çivi, kilit, menteĢe gibi ufak tefek yapı malzemesi satan kimse. 16 Sarraf: Sarfeden. Para iĢleri ile uğraĢan. Cevherci, kuyumcu. Cevherin kıymetini san'atı ile azaltan veya çoğaltan. 17 Döğücü: Osmanlı‟da arpa, buğday gibi ürünleri döven,öğüten kiĢilerdir. 18 Çilingir: 'çilân' (kılıç, hançer, her türlü demirden edevât) + 'gar' (yapan) bugünün kapı açıcıları; dünün kılıç yapan demiri döven demircileri ne verilen isimdir. 15 35 güneyinde, Sinanbey Camisi‟nin önünden baĢlayıp batıya yönelen Kuruçay ve devamında GümüĢlüce Caddesi Kastamonu‟nun sınırlayıcı hatlarından biridir (Eyüpgiller, 1999). ġekil 5.2 Kastamonu çarĢısı, anıt Yapıları ve incelemeye konu yapılar. Dükkanlar D, küçük dükkanlar KD, mağazalar M ile gösterilmiĢtir (Eyüpgiller, 2008). 36 Kentin kuzeyinde yer alan Ġsmail Bey Külliyesi‟nin önünden baĢlayan AĢağı Ġmaret Yolu, Eski Sığır Pazarı, Ģimdiki Ġsfendiyar Bey Parkı önünde Kalekapısı Yolu adını alarak güneye doğru devam eder. Kentin güney ve kuzey giriĢlerinin birleĢtiren bu yol, Osmanlı Dönemi öncesi Kastamonu‟nun en önemli arterlerinden biri olduğu düĢünülmektedir. Kalekapısı Yolu, daha sonra Honsalar Caddesi adını alarak batıya bu adla devam eder ve kent dıĢına çıkar (Eyüpgiller, 1999). ġekil 5.3. Nasrullah meydanı genel görünüm (Eyüpgiller, 2008). Bugünkü Kastamonu‟nun en önemli meydanlarından biri, Nasrullah Camisi‟nin kuzeyinde yer alan, tarihi yapıların yıkılması ile oluĢturulan Nasrullah Meydanı‟dır (ġekil 5.3). Bu meydanın batısında yer alan Ġsmail Bey Hanı, Urgan Hanı gibi yapıların çevresinde Candaroğulları döneminden baĢlayarak geliĢen çarĢı dokusu, Osmanlı dönemi ticaret ve zanaat kollarının adlarını taĢıyan sokaklardan oluĢmaktadır. Arazinin yapılaĢmaya elveriĢli olması, varlığını ve canlılığını halen sürdürmekte olan çok sayıda 37 han, mağaza ve dükkânın bu çevrede bir araya gelmesini sağlamıĢ olmalıdır. Osmanlı kentlerinin karakteristiği olan hamamların çarĢı içerisinde yoğunlaĢması olgusu Kastamonu‟da da geçerlidir. Mahalle aralarında birkaç hamama rastlanılmakla birlikte Kastamonu hamamlarının büyük bir bölümünün ticari merkez çevresinde konumlandığı görülür (ġekil 5.4). Çok sayıda tarihi yapıların yıkılmasıyla oluĢturulan Cumhuriyet Meydanı, derenin doğusunda ticari merkezle hemen hemen aynı doğrultudadır. Merkezi Atatürk Anıtı‟nın bulunduğu bu meydan, askeri ve sivil kamu yapılarıyla çevrilidir. Askerlik ġubesi, Hükümet Konağı, Defterdarlık, Kültür Merkezi, bu tarihi yapıların tarihsel kimliği olanlarıdır (Eyüpgiller, 1999). Yamaçlarda konumlanan konutlara ulaĢımı sağlayan yollar eğim çizgilerine uygun ve gittikçe yükselen paralel çizgilerle tepelere yönelmektedir. Yer yer eğime paralel yolların oluĢması kaçınılmaz olmuĢtur. Kaleye yaklaĢtıkça, eğimin dikliği nedeniyle yapılaĢma azalır. Çoğunluğu iki-üç katlı, alaturka kiremit örtülü ahĢap evler Kastamonu‟nun mahalle dokusuna egemen olan öğelerdir (Eyüpgiller, 1999). 38 ġekil 5.4 Geleneksel yönetim merkezi ile geleneksel ticaret merkezi arasındaki iliĢki (Eyüpgiller, 2008). 39 6. KASTAMONU HANLARININ MĠMARĠ ÖZELLĠKLERĠ ĠLE TARĠHSEL GELĠġĠM SÜRECĠ ĠÇERĠSĠNDE TĠCARĠ VE KÜLTÜREL FONKSĠYONLARININ ĠRDELENMESĠ Kastamonu hanları tarihsel geliĢim sürecinde; Türk han mimarisinin ilk dönemlerinden baĢlayarak, Gazneli ve Karahanlılardan itibaren Selçuklular, Çobanoğulları Beyliği, Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı dönemi özelliklerini taĢıyarak, zaman içinde geliĢerek kendine has bir plan ve mekân anlayıĢına, mimari tarz ve üsluba sahip olmuĢlardır. Bu bölümde ise; bu hanların özelliklerini ortaya çıkararak aralarındaki iliĢkileri değerlendirebilme amacı güdülmüĢtür. Kastamonu çevresinde fetihten sonra inĢa edilen sosyal amaçlı ilk binalardan olan Atabey Hanı, Selçuklu ve Çobanoğulları Beylikleri döneminden kalan, bilinen en eski binadır. Candaroğulları Beyliği döneminde ise Deve Hanı ve Ġsmail Bey (KurĢunlu) Hanı kendilerine has mimari tarz ve üsluplarıyla, kendi dönemlerinin özelliklerini yansıtmaktadırlar. Osmanlı dönemi han mimarisi için ayrı bir yeri olan Kastamonu Ģehri hanları, bir avlu etrafını çeviren revaklar ve bunların gerisindeki mekânlardan oluĢan genel Ģema ile Anadolu Selçukluları'ndan geçerek Büyük Selçuklu, Gazneli ve Karahanlı devrine kadar gelen bütün Türk Han mimarisine hâkim olmuĢ geleneksel ana plana bağlı kalmıĢ, ancak bu bağlılık eskinin tekrarlanması Ģeklinde olmamıĢtır. Aldığı etkileri kendi bünyesi içinde eriterek yeni ve geliĢmiĢ bir mimari anlayıĢı ortaya koymuĢtur. Karahanlı, Gazneli, Büyük Selçuklu dönemlerine ait hanların revaklı bir avlu etrafında kurulu Ģemaları temel olarak korunmuĢ ancak sadelik ve geliĢmiĢ fonksiyonel bir plan anlayıĢı ön plana geçmiĢtir. Osmanlıların ilk devirlerindeki mimari olgunluk, bu dengeli plan tipinin aralıksız 19. yüzyıl ortalarına kadar Kastamonu‟da da devam etmesini sağlamıĢtır. Ġlde tarihe tanıklık etmiĢ birçok han yer almaktadır. Bu hanların çok azı günümüzde kullanılabilir durumdadır. Kastamonu, tarihi Ġpek yolu üzerinde bulunmaktadır. ÇeĢitli malların alınıp, satıldığı ve ticaretle uğraĢanların konaklayabilmeleri gayesiyle yapılan hanlar günümüzde de faaliyetlerine devam etmektedir (Yaman, 2003). 40 1630–1640 yılları arasında Merhum Hasan PaĢa tarafından Saraçhane yakınında inĢa edildiği bilinen Hasan PaĢa Hanı; Vakıf Hanı (1689–1690); Sürahizade Hanı (1715); 1715 yılında Reisülküttab Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırılan TurĢucu Hanı; Sellahoğlu Hanı (1741–1742); Elhac Evliya Efendi Hanı (1890–1891) gibi hanların varlıklarını sadece belgelerden öğrenilebilmektedir. ĠpĢiroğlu Hanı ve Kara ġabanoğlu Hanı da D.Kuban‟ın 1967 tarihli raporundaki eski eser listesinde adları geçmekle beraber yıkılmıĢ oldukları belirtilmiĢtir. Bu hanların yerleri tespit edilememiĢtir (Eyüpgiller, 1999). Kastamonu Ģehir hanları günümüzde ticaret için kullanılsa da, geçmiĢ dönmlerde misafirhane olarak ta kullanıldığı görülmüĢtür. Böylece Ģehir hanları baĢlangıçta Bursa, Ġstanbul, Ġzmir hanları gibi Kastamonu hanları da Türk han mimarisinde önemli değiĢiklikler ve geliĢmeler ortaya koyar. Bursa Emir Hanı (XIV. yy.) ve Koza Hanı XVI. yy. baĢlangıcı ilk Ģehir hanlarının en önemli eserleridir. ġehir ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda, gece konaklanan hanlar veya iĢ hanları olarak kullanılmaları hanların genel plan Ģemasını değiĢtirmez. Tek merkezi avlu fikri esastır ve bu avlu, etrafında sıralanan revakların arkasındaki odalarla çevrilmiĢtir. Hana dıĢarıdan bakıldığında giriĢi önem arz etmesine rağmen abartılı değildir, genellikle yuvarlak taĢ kemerli olup avluya beĢik tonozlu bir geçitle bağlanır. Avlu plan Ģeması dikdörtgen Ģeklindedir. Zemini üst kata bağlayan merdivenler revaklı galerinin giriĢe yakın kısmında yer alırlar. Zemin kat, depo ve iĢ bölümlerine ayrılmıĢtır, dıĢa açılan pencereleri yoktur. Konaklama için kullanılan kısım üst kattır. Ġki katlı ve tek avluludur. Hanlar tek baĢlarına anıtsal nitelikte eser özelliği taĢımasının yanında, Ģehir içinde külliyelerin bünyesinde de kendine has özellikleriyle bütünleyici bir rol üstlenmektedirler. Genellikle cephelerinde fazla açıklık bulunmamaktadır. Zemin katlarda dıĢ cephelerde pencere açıldığı görülmez. Birçok hanın dıĢ cephesi dükkânlarla çevrilmiĢtir. GiriĢ önemli tutulmakla beraber abartılı değildir. GiriĢ cephesinin dıĢında kalan yan cephe duvarları ise daha da sadedir. Mimari planın dıĢa aksi olarak zemin katta sağır duvarlar üst katta ise genellikle bir ve seyrek olarak da iki pencereli açıklıklar görülür. Avluda rastlanan mimari hareket ve estetik çabası dıĢ cephede görülmez. Kastamonu Ģehir hanları genellikle iki katlı olarak inĢa edilmiĢtir. Fakat Deve Hanı ve Atabey Hanı gibi tek katlı hanlarda bulunmaktadır. 41 Osmanlılar devrinde geliĢmesini sürdüren avlulu hanlar, XVIII. yüzyıldan itibaren Kastamonu'da da önemle ele alınmıĢtır. Kastamonu hanlarında Deve Hanı, Atabey Hanı gibi örneklerde avlusuz bir tip görülmektedir. Avlu ebatları çok değiĢiktir. Kastamonu hanları genellikle tek avluludur. Hanların genel karakteristik bir noktası da giriĢin avluya mutlaka bir geçitle bağlanmıĢ olmasıdır. Doğrudan doğruya avluya açılan bir giriĢ kapısı görülmez. Anadolu Selçuklu kervansaraylarının ortak bir özelliği olan mescitler Osmanlı devri Bursa ve Ġstanbul Ģehir hanlarında olduğu gibi Kastamonu hanlarında da tekrar ortaya çıkar ve önemli bir özellik kazanırlar. Genellikle Kastamonu hanlarında mescitler Bursa ve Ġstanbul hanlarından farklı olarak avluda yer almayıp, üst katlarda yer almaktadır. Osmanlı hanlarının avlu ve revaklı tiplerinin özelliklerini yansıtan Kastamonu hanlarında konaklama hacimleri üst katlarda yer almaktadır. Osmanlı hanlarında olduğu gibi, Kastamonu hanlarında da ıĢıklandırma aynı Ģekilde devam eder. Pencereler emniyet endiĢesiyle genellikle dar ve küçük ebatta tutulmuĢ ve her zaman demir parmaklıklarla korunmuĢlardır. Zemin kat hacimlerinin dıĢ cepheye açılan pencereleri yoktur. Genellikle üst katta bir ve seyrek olarak da iki pencereli açıklıklar görülür. 6.1. Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri Dönemi 6.1.1. Atabey Hanı Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri döneminden günümüze kalmıĢ olan han, sadece Atabey Hanı‟dır. Fetihten sonra Kastamonu çevresinde, sosyal amaçlı olarak inĢa edilen ilk binalardan birisidir. Hatta kendi alanında bilinen en eski binadır denilebilir. Hüsameddin Çoban Bey tarafından 1273 yılından önceki bir tarihte yaptırılmıĢtır. Bu bey döneminde sosyal tesislerin yapımına baĢlanmakla beraber, cami, medrese ve han gibi eserler inĢa edilmeye baĢlamıĢtır. Han, Kastamonu‟nun dıĢında yolcu barındırma özelliği göstererek menzil hanı olarak ta sınıflandırılabilir. Tek katlı ve avlusuz han tipinin ilk örneklerindendir. Yapı malzemesi olarak moloz taĢ, tuğla ve harç kullanılmıĢtır. 42 Kastamonu–Tosya yolunun 23. km.sinde, Elmayakası Köyü sınırları içinde, Karadere Çayı‟nın kenarında ve yolun yaklaĢık 300m. solunda bulunmaktadır. ġekil 6.1 Atabey Hanı genel görünüĢ (V.G.M. arĢivinden). Hanın inĢası ile ilgili olarak herhangi bir kitabeye veya yazılı bir belgeye rastlanmamıĢtır. Ancak, yapının mimari ve yapısal özellikleri ile ocakların mevcudiyeti dikkate alınarak, hanın XIV. yüzyılın ortalarından, XV. yüzyılın ortalarına kadar olan bir zaman içerisinde inĢa edildiğini söylemek mümkündür. A. Gökoğlu, Atabey Hanı için “Kastamonu Çobanlar devri hükümdarlarından Muzafferüddin Yavlak Arslan (1280-1291) tarafından yaptırılarak, Kastamonu‟daki cami ve medresesine vakfolunduğu anlaĢılmaktadır” demektedir19. Fakat bu görüĢü ile ilgili kaynak göstermemektedir. Aynı eser için M. Kemal Özergin ise “geç devir” ifadesini kullanmaktadır20. 19 GÖKOĞLU, Ahmet, Paphlagonia - Gayri Menkûl Eski Eserleri ve Arkeolojisi, Cilt: I, Kastamonu, 1952, s.349. 20 BAġ, Ali, a. g. t. , s.97. 43 1970 yılına kadar sapa sağlam olan bina, o yıllardan beri günümüze kadar harabe duruma gelmiĢtir (ġekil 6.1). Doğu-batı doğrultuda uzanan han, 23,30m.x16,30m. ebadında dikdörtgen bir alan üzerinde, eğimli ve kayalık bir arazide inĢa edilmiĢtir. Doğu cephesinin ortasında bulunması gereken giriĢin Ģekli, bu kısmın tamamen yıkık olması nedeniyle belli değildir21 (ġekil 6.2). ġekil 6.2 Atabey Hanı mevcut rölöve planı (V.G.M. arĢivinden). Günümüzde mevcuttaki üç adet ayaklara oturtulmuĢ yarım daire kemerden oluĢan iki destek sıralı beĢik tonozla üç sahna bölünerek “Kapalı Mekanlı Hanlar” grubunda yer almaktadır. Geleneksel Ģekilde yan sahınlarından daha geniĢ ve yüksek tutulan orta sahına sahiptir22 (ġekil 6.3). 21 22 BAġ, Ali, a. g. t. , s.96. BAġ, Ali, a. g. t. , s.96. 44 ġekil 6.3 Atabey Hanı iç mekan görünüĢü (V.G.M. arĢivinden). Yan sahınların kuzey ve güney duvarlarda karĢılıklı birer ocak bulunmaktadır. Ocakların alt kısımları yarım daire planlı, üst kısımları ise çatıya doğru daralarak dikdörtgen prizma Ģeklinde yükselmektedir. Duvarlarda pencere bulunmaması nedeniyle, iç mekânın aydınlatılması tonozlardaki tepe pencereleri ile sağlanmaktadır. Nitekim tonozların sağlam kalan kısımlarında, sonradan Ģekli bozulmuĢ bazı boĢluklar görülmektedir23(ġekil 6.4). ġekil 6.4 Atabey Hanı en kesiti (V.G.M. arĢivinden). 23 BAġ, Ali, a. g. t. , s.97. 45 Hanın duvar ve tonozları sıralı moloz taĢ iken, kemerleri ise kesme taĢ ile tuğlanın nöbetleĢe kullanıldığı almaĢık düzende örülmüĢtür. ĠĢçilik genelde kaba ve itinasızdır. Dam üzeri toprak örtülüdür24 (ġekil 6.5). ġekil 6.5 Ġç mekandaki almaĢık kemerin görünüĢü (V.G.M. arĢivinden) Hanın ön cephesi diğer cephelere oranla daha çok tahrip olmuĢtur. Ön cephe üzerinde bulunması gereken giriĢ kapısı, bu kısmın tamamen yıkık olması nedeniyle belli değildir. Sağ ve sol yan cephe duvarlarının bir kısmı toprak altında kalmıĢtır. Her iki cephede tamamen sağır olup, sağ yan cephe üzerinde bir adet çörten yer almaktadır. Arka cephe duvarlarının da bir kısmı toprak altında kalmıĢtır. Yapıda herhangi bir süsleme görülmemektedir. Eserin günümüzde beden duvarları doğu cephe haricinde sağlamdır. Üst örtünün büyük bir bölümü ise tamamen harap olmuĢtur. Destek sırasına ait ayaklardan, batı taraftaki üçü sağlamdır. Güney ve orta sahınların son bölümleri ile kuzeydeki yan sahnın son iki bölümü sağlam olup, tonozların diğer bölümleri tamamen göçmüĢtür25(ġekil 6.6.). 24 25 BAġ, Ali, a. g. t. , s.97. BAġ, Ali, a. g. t. , s.98. 46 ġekil 6.6 Atabey Hanı kuzey görünüĢü (V.G.M. arĢivinden). Ahmet Gökoğlu, çizmiĢ olduğu basit krokide hanın giriĢ kısmında, ortada bir medhal26, medhalın güney ve kuzey taraflarında da, kapıları bu medhale açılan birer mekân göstermektedir27. Aynı Ģekilde yapıdan bahsederken “hayvan bağlanan bu kısmın önünde yolcu odalarını görmekteyiz. Bu tip Paflagonya için orjinaldir” demektedir28. Günümüzde bu mekanları çevreleyen duvarlara ait izlere rastlanmamıĢtır (ġekil 6.7). ġekil 6.7 Atabey Hanı restitüsyon planı (Gökoğlu, 1952). 26 Medhal: GiriĢ, girilecek yer, kapı, baĢlangıç. GÖKOĞLU, Ahmet, a. g. e. , s.362. 28 GÖKOĞLU, Ahmet, a. g. e. , s.361. 27 47 Ġç mekandaki ayakların bir kısmı tamamen yıkılmıĢtır. Bunun için ayakların sayısını, kuzey ve güney duvarlardaki kemer izleriyle, mevcut ayakların aralarındaki mesafeleri dikkate alarak hesaplanabilir. Buna göre karĢılıklı üçer ayağın bulunduğu anlaĢılmaktadır. Tonozların takviye kemerleri sahınlara göre farklılık göstermektedir. Kuzeydeki yan sahnın tonozu destekleyen kemerlerinden biri sağlamdır. Bunun haricinde, kuzey duvarda kemer izi tespit edilememiĢtir. Güneydeki yan sahın tonozunun ise, biri sağlam olan, diğerlerinin de duvarda izi görünen üç adet kemer tarafından desteklendiği belli olmaktadır. Orta sahnın tonozunun takviye kemer sayısı ise belli değildir. Kuzeydeki yan sahnı ayıran destek sırasına ait ayaklardan ortadakinde, orta sahın tonozunu destekleyen takviye kemerinin izi görülmektedir. Burada, yani ortadaki ayak hizasında her üç sahnın tonozu takviye kemeri ile desteklenmiĢtir29. Güneydeki yan sahnın tonozunu destekleyen kemerlerin fazlalığı ve bunlardan ikisinin duvara bitiĢik ayaklara oturtulması, bu sahınlardaki birinci ve üçüncü kemerin tamirler sırasında inĢa edildiğini düĢündürmektedir30. Günümüzde hanın acilen restore edilmesi gerekmektedir. Restore edildikten sonra han, köy halkının eĢyalarının sergileneceği etnoğrafik müze olarak kullanılabilir. Böylece hanın iĢlevselliği devam ettirilebilir. Ayrıca, bağlı bulunduğu köye gelen ziyaretçileri çeken cazip bir mekan olabilir. 6.2. Candaroğulları Beylikleri Dönemi Ġsmail Bey Külliyesi içerisinde yer alan Deve Hanı, Hanönü ilçesindeki Gökçeağaç Hanı ve Ġsmail Bey (KurĢunlu) Han dönemin önemli eserleridir. Kastamonu merkezinde yer alan Deve Hanı ve Ġsmail Bey (KurĢunlu) Hanı Candaroğullarının son hükümdarı Ġsmail Bey tarafından yaptırılıp Cami, medrese ve imarete vakfedilmiĢtir. Her ikisinin de kitabesi yoktur. Ancak 865/1460 tarihli vakfiyeden, bu tarihten önce yaptırılmıĢ oldukları anlaĢılmaktadır. Bu dönem yapılarında üç boyutlu bir yerleĢim planı mevcuttur. Bu genel olarak Beylikler Dönemi‟nin özelliğini yansıtmaktadır. Genel olarak geometrik, rasyonel ve organik iliĢkiler pek gözetilmemiĢtir. Tüm yapılar kendi içerisinde simetriktir. Beylikler 29 30 BAġ, Ali, a. g. t. , s.98. BAġ, Ali, a. g. t. , s.99. 48 Dönemi Selçuklu ve Osmanlı Dönemi Sanatı arasında bir geçiĢ evresi oluĢturur ve farklı uygulamalar ile çok renkli bir dönemi yansıtır (ġekil 6.8) ġekil 6.8 Beylikler Dönemi Plan Tipleri (Ali BaĢ‟tan düzenlenerek) Candaroğulları Beyliği döneminde görülen kare alt yapılı planın, kasnak ve kubbe bileĢimli çözümleniĢleri Beyliğin ulaĢtığı mimari düzeyin göstergesidir. Ġki birimden oluĢan Deve Hanı‟nın bir ön mekanının bulunuĢu ise, iĢlev-mekan iliĢkisi içerisinde tamamı ile Beylikler Dönemi‟nde geliĢmiĢ planın küçük boyutlu bir uygulamasını sunar. Bu dönemde aynı ilerlemeyi cephe düzenlemelerinde pek fazla göremeyiz. Yapılar genel olarak dıĢa kapalıdır. Pencereler ve kapı açıklıkları dıĢında cepheleri hareketlendirecek unsurlar bulunmaz. Sadece ön cepheler, diğer cephelere göre biraz 49 daha özenlidir. Kimi zaman giriĢ kapılarında dekoratif unsurlar, kimi zaman malzemeteknik ile sağlanmıĢ bir görsellik, hareketlilik vardır. Yapı malzemesi olarak kesme taĢ, kaba yonu moloz taĢ, tuğla, ahĢap ve kireç harcı kullanılmıĢtır. Deve Hanı‟nın ön cephesinde görülen tuğla- taĢ almaĢıklığı da daha çok erken Osmanlı Dönemi‟nin karakteristik özelliğini yansıtmaktadır (Karabiberoğlu, 1997). Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) ile birlikte hanlarda çok katlılık baĢlamıĢtır. Ayrıca Kastamonu Ģehir hanlarından ilk avlulu han özelliği taĢımaktadır. Plan kuruluĢunda form araĢtırması yine düzgün geometrik dikdörtgenlerdir. Zemin katlar dükkan ve depolara ayrılmıĢ, üst kat ise konaklama amaçlı kullanılmıĢtır. Yapı malzemesi olarak, beden duvarlarının üst bölümünde moloz ve kaba yonu taĢ, altta ise düzgün kesme taĢtır. Pencereler sadece üst katlara açıklık teĢkil edecek Ģekilde kesme taĢlarla çevrili ve demir parmaklıdır. Hacimlerin üst örtüleri de beĢik tonoz, aynalı tonoz ve kubbe olarak karĢımıza çıkmaktadır. Tonozlar kurĢunla kaplı olduğundan hana, kurĢunlu han denilmiĢtir. Konaklama odaları ocaklı ve duvar hücrelidir. Han içerisinde ibadet yapısı olarak mescit bulundurma özelliği ilk olarak Kastamonu hanlarında Ġsmail Bey Hanı‟nda görülür. Avlu içerisinde küçük bir Ģadırvan bulunmaktadır. 6.2.1. Gökçeağaç Hanı (Hanönü Hanı) ġekil 6.9 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı giriĢ cephesi (V.G.M. arĢivinden). 50 Kastamonu Hanönü ilçesinde bulunan bu hanın kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir (ġekil 6.9). ġekil 6.10 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden). Fakat Ġ. Hakkı UzunçarĢılı “Ġsmail Bey, Kastamonu‟da bir kervansaray (Tüccar Hanı), Araç‟ta han, Gökçeağaç nahiyesinde bir kervansaray, Araç‟ın Oyacalı Köyü‟nde bir han yaptırmıĢtır.” demektedir.31 Hanın mimari ve yapısal özellikleri dikkate alındığında, Beylikler döneminde inĢa edildiği anlaĢılmaktadır. Ġ. H. UzunçarĢılı‟nın belirttiği yapının bu han olduğunu ve bu nedenle de eserin Candaroğlu Ġsmail Bey zamanında (1444-1461) inĢa edildiği söylenebilir32 (ġekil 6.10). ġekil 6.11 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı mevcut rölöve planı (V.G.M. arĢivinden). 31 Ġ. Hakkı UzunçarĢılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri, Ankara 1984, s.138-139. 32 BAġ, Ali, a. g. t. , s.101. 51 Kuzey-güney doğrultuda uzanan han, 20,20m.x11,00m. ebadındaki bir dikdörtgen bir alan üzerinde, avlusuz han plan Ģemasında inĢa edilmiĢtir (ġekil 6.11). Hanın 3,50m.×1,50m. ölçülerindeki giriĢ kısmı büyük ölçüde yıkılmıĢtır. Bu giriĢ bölümü için; mevcuttaki izlerden yola çıkılarak, vaktiyle üç bölümlü olarak düzenlendiği, bu bölümlerinin üst örtüsünün ana mekandaki gibi çapraz tonozla örtülü olduğunu söylemek mümkündür (ġekil 6.12). ġekil 6.12 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı Restitüsyon Planı (Ali BaĢ‟tan düzenlenerek). Ayrıca bu giriĢ bölümünün güney duvarında harap durumda bir mihrap mevcuttur (ġekil 6.13). Mihrap niĢi, kireç taĢından yontulmuĢ, iki parçalı, beĢ dilimli bir kavsara ile örtülüdür. GiriĢ mekanının doğu duvarında yarım daire Ģeklinde bir ocak niĢi düzenlenmiĢ olmasına rağmen, bacası ile ilgili bir sistem mevcut değildir.33 ġekil 6.13 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı güney duvardaki mihrap niĢi (V.G.M. arĢivinden). 33 BAġ, Ali, a. g. t. , s.102. 52 Harabe haldeki giriĢ kısmından geçilerek, ana kısma güney cephenin ortasındaki tuğladan örülü sivri kemerli kapıdan geçilerek ulaĢılır. Ana mekana girildiğinde ilk dikkatimizi çeken birbirine paralel olarak ikiĢer sıra halinde sıralan, kare kesitli kesme taĢ masif ayaklardır. Bu ayaklar mekanı kuzey-güney doğrultuda üç sahına ayırmıĢtır (ġekil 6.14). ġekil 6.14 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı iç mekan görünümü (V.G.M. arĢivinden). Bu ayaklar belirli bir yükseklikten sonra tuğla örgülü Ģekilde yarım daire kemerlerle beden duvarlarına ve birbirlerine bağlanmıĢtır. Ayaklar tarafından bölünerek ortaya çıkan dokuz adet bölümün üzerleri çapraz tonozla örtülmüĢtür. Ortadaki bölümler yandakilerden daha dar olmakla birlikte, daha yüksek inĢa edilmiĢtir. Orta sahını örten üç çapraz tonozun ortalarında, birer aydınlatma ve havalandırma deliği bulunmaktadır34 (ġekil 6.15) ġekil 6.15 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı boyuna kesit (V.G.M. arĢivinden). 34 ÜNAL, Hüseyin Rahmi, Osmanlı Öncesi Dönemden Yayınlanmamış Üç Menzil Hanı, s.188. 53 Ġç mekânın aydınlatılması doğu ve batı duvarlardaki harap haldeki, tuğla örgülü basık kemerli, demir parmaklıklı iki adet pencere ile sağlanmaktadır35 (ġekil 6.16). ġekil 6.16 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı aydınlatma penceresi genel görünümü (V.G.M. arĢivinden). Hanın beden duvarları genelde moloz taĢ iken belirli aralıklarda üçer sıra tuğla duvarla almaĢık düzende örülmüĢtür. Ġç mekanda ise kemerlerin ayakları belirli yüksekliğe kadar kesme taĢ, kemerler ve tonozlar ise tuğla malzemeden yapılmıĢtır. ĠĢçilik genelde kaba ve itinasızdır. Dam üzeri toprak örtülüdür36. Hanın cephelerine baktığımızda, ön cephe diğer cephelere oranla daha çok tahrip olmuĢtur. Ön cephe üzerinde bulunması gereken giriĢ kapısı, bu kısmın tamamen yıkık olması nedeniyle belli değildir (ġekil 6.17). ġekil 6.17 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı güney cephe (V.G.M. arĢivinden). 35 36 BAġ, Ali, a. g. t. , s.100. BAġ, Ali, a. g. t. , s.101. 54 GiriĢ cephesi haricinde diğer üç cephe duvarlarının bir kısmı toprak altında kalmıĢtır. Doğu ve batı cephesi sıralı moloz taĢ ile inĢa edilmiĢ olup, kuzey cephede yer yer tuğla hatıllar görülür (ġekil 6.18). ġekil 6.18 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı kuzeyden görünümü (V.G.M. arĢivinden). Yapıda almaĢık örgü düzeni haricinde herhangi bir süsleme görülmemektedir. Eserin günümüzde güneydeki giriĢ cephesi haricinde beden duvarları sağlamdır. Üst örtüde küçük çapta göçmeler olmuĢtur. Ġç mekandaki ayakların kesme taĢ kısımlarında ve tuğla kemerlerde bozulmalar görülür. Bu hanı Chankykoff 1848‟de görmüĢ ve bunun bir kervansaray olduğunu ileri sürmüĢtür. Kervansaray olarak yapılan yapı yakın zamana kadar han olarak kullanılmıĢtır. (Yaman 2003). Günümüzde restore edilmesi gereken hanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek kütüphane ve müze olarak hizmete açılacaktır (ġekil 6.19). ġekil 6.19 Tarihi hanın dıĢtan ve içten görünüĢü (Anonim, 2002a) 55 6.2.2. Deve (Deva) Hanı Candaroğulları Beyliği dönemine ait olan bu yapı, Kastamonu‟da Ġsmail Bey Mahallesi, AĢağı-Ġmaret yolu üzerinde ġehinĢah Kaya kütlesinin üzerinde kurulan Ġsmail Bey Külliyesi içerisinde; külliyenin kuzey yönünde bulunmaktadır (ġekil 6.20). ġekil 6.20 Deve Hanı genel vaziyet planı Kitabesi bulunmayan hanın, V.G.M. arĢivinde 582 numaralı Anadolu adlı defterin 225. sayfa ve 156. sırasında kayıtlı H.861–M. 1457 tarihli vakfiyede “ Han, hamam ve bahçelerin kalfesi meĢruh ve bir Ģekilde iycar edilecektir.” yazmaktadır (Karabiberoğlu, 1997). Aynı vakfiyenin bir baĢka bölümünde “Hanın, hamamın iycarı, mezkur arazi ve bahçelerin istiğlal ve istismarı, imaretin usuli idare ve mesai vakiflerini tanzim vakfa emin me‟murların ve hademe-i hayratın nasb ve tayinini ve bütün mahsulatın cem ve tahsili aĢağıda beyan edilecek mütevellinin ve yahud onun naib ve kaymakamının rey ve deresine tevfiz etmiĢtir.” ibaresi ile de hanla beraber hamam ve adı geçen tüm araziler ve bahçelerin iĢletme sorumluluğu bir mütevelliğe verilmiĢtir (Karabiberoğlu, 1997 ). Hanın kitabesi olmamakla birlikte vakfiyede açık bir Ģekilde bahsediliyor olması, vakfiyenin tanzimi olan H. 861–M. 1457 tarihinden önce bu yapının inĢa edildiğini gösterir (Karabiberoğlu, 1997). ÇeĢitli kaynaklarda Deve Hanın inĢa tarihi Külliyenin ilk yapısı olan Ġmaret (1454) ile vakfiyenin tanzim tarihi olan (1457) tarihleri arasına yerleĢtirilmektedir. 56 Banisi Candaroğulları Beyliği baĢında bulunan Kemalettin Ġsmail Bey‟dir (Karabiberoğlu, 1997). Deve Hanı avlusuz - kapalı tip hanlar gurubunda yer almaktadır. Ali BaĢ‟ın “Beylikler Dönemi Hanları” adlı eserinde Deve Hanı plan Ģemasını, tek katlı, tek sahınlı ve ön mekanlı hanlar grubuna dahil etmiĢtir37. Ahmet Gökoğlu ise “Paflagonya” adlı eserinde Paflagonya hanlarının mimari ve sanat durumlarını incelerken üç tipe ayırarak Deve Hanı‟nı “dikdörtgen planlı ve üzerleri birer beĢik tonozla örtülen” tipler grubunda ele almıĢtır38 (ġekil 6.21). ġekil 6.21 Deve (Deva) Hanı rölöve planı 37 38 BAġ, Ali, a. g. t. , s.30. GÖKOĞLU, Ahmet, a. g. e. , s.361. 57 Kuzey-güney doğrultusunda yerleĢtirilen Deve Hanı, 21,05m.×13,60m. ölçülerinde dikdörtgen planlıdır. Deve Hanı giriĢ kapısı, hanın güney yönünden verilmiĢtir (ġekil 6.22). Bütün cepheyi kaplayan duvara diğer beden duvarlarından farklı olarak yükseltilmiĢtir. Aynı duvarın orta aksında basık kemerli ana giriĢ kapısı bulunmaktadır. ġekil 6.22 Deve Hanı güney cephesi GiriĢ bölümü ve develik bölümü olmak üzere iki bölümden oluĢmuĢtur (ġekil 6.23). GiriĢ bölümü kendi içinde üç bölüme ayrılmıĢtır. Orta aksta tromplarla oluĢturulmuĢ kubbe ile örtülü bir geçiĢ mekanı ile bu mekanın iki tarafında yer alan ve günümüzde zeminden 1,5m. kadar yükseltilmiĢ içlerinde kuzey duvarlarına yerleĢtirilmiĢ ocaklar bulunan konaklama mekanları bulunmaktadır. Bu iki mekan tonoz ile örtülüdür. Orta aksta yer alan kubbe üzerinde bir aydınlatama feneri boĢluğu bulunmaktadır (ġekil 6.24). ġekil 6.23 Deve Hanı giriĢ bölümü 58 ġekil 6.24 Deve Hanı boyuna kesit Ana giriĢ kapısının karĢısında yer alan ikinci bir kapıdan develik bölümüne geçilmektedir (ġekil 6.25). Dikdörtgen planlı olarak 13m.×11m. ölçülerinde yapılan develik bölümünde kuzey, batı ve doğu duvarları üzerinde mazgal pencereleri yer almaktadır. Doğu ve batı duvarında yer alan pencereler yakın dönemde kapatılmıĢtır. Kuzey duvarı üzerinde altlı üstlü iki mazgal penceresi yer almaktadır. Altta olan pencere kare bir çerçeve içine alınarak dıĢa doğru daralmakta ve kare Ģekilde bitmektedir. ġekil 6.25 Deve Hanı iç mekan (develik bölümü) genel görünümü Üst sırada yer alan pencere aynı sistemle yapılarak dikdörtgen bir form verilmiĢtir. Tonozlu üst örtüsünün orta aksında 50cm. çapında aydınlatma feneri boĢluğu yer almaktadır. 59 Bu bölümde duvarlar üzerine zeminden 1,30m yukarıya yerleĢtirilmiĢ ve hayvanları bağlamak için kullanılan, 20-25cm. dıĢa taĢan delikli yassı taĢlar bulunmaktadır (ġekil 6.26). ġekil 6.26 Deve Hanı iç mekanda bulunan orijinal hayvan bağlama taĢı görünümü Güney cephede ana giriĢ kapısı yer almaktadır. Basık kemerli olarak yapılan giriĢ kapısı etrafı kesme taĢtan yapılmıĢtır. Kapı açıklığının üzerinde ahĢap kiriĢ izleri ve ahĢapları bulunmaktadır. AhĢap kiriĢlerin daha fazla olduğu eski fotoğraflardan anlaĢılmaktadır. Cephe kirpi saçakla sona ermektedir. Güney beden duvarı diğer beden duvarlarına oranla daha uzun tutulmuĢtur. Çatı örtüsü olarak tonoz üzerinde kırma çatı mevcuttur ve üzeri alaturka kiremit örtüsü ile kaplanmıĢtır (ġekil 6.27). ġekil 6.27 Deve Hanı giriĢ cephesi 60 Doğu ve batı cepheleri birbirine benzemektedir. Üzerinde üçer mazgal penceresi bulunması gerekirken günümüzde kapatılan bu pencereler dıĢarıdan hiç algılanmamaktadır. Kuzey beden duvarı üzerinde altlı üstlü mazgal pencereleri yer almaktadır. Çok sade olarak yapılan üç cephe sarımtırak renkli kaba yonu taĢ kaplamadır. Güney cephesi daha özenli yapılarak aynı malzemeden kesme taĢ kaplama tekniğiyle örülmüĢtür. Ġsmail Bey Külliyesi Deve Hanı plan tipine ( Avlusuz-kapalı tip ) benzer örnek olarak, Ulubat, Eyne Bey-Issız Han, Alanya-Alara Han, Kastamonu- Atabey Hanı, Kastamonu-Bürnük Köyü Sarının Hanı sayılabilir (ġekil 6.28). ġekil 6.28 Deve (Deva) Hanı restitüsyon planı 61 Kagir olarak inĢa edilen Deve Hanı‟nın beden duvarlarında kaplama tekniği uygulanmıĢtır. Küfeki taĢı kullanılarak güney duvarı kesme taĢ, batı, doğu ve kuzey duvarları ise kaba yonu taĢ kaplama Ģeklinde yapılmıĢtır. Ġçe bakan duvar yüzeyleri kaba yonu sıralı taĢ kullanılarak araları derzlenmiĢtir. Sıralı devam eden taĢlar develik bölümünde tonoz oluĢturmuĢtur. Develik bölümünde batı, doğu ve kuzey duvarları üzerinde mazgal pencere açıklıkları bırakılmıĢtır. Pencere açıklıkları iç duvar yüzeylerinde geniĢ dikdörtgen bir açıklıkla baĢlamıĢ, dıĢa doğru daralarak devam etmiĢ doğu ve batı cephesinde boyuna dikdörtgen olarak tamamlanmıĢ, kuzey cephesinde ise aynı teknikle yapılan alt ve üst sıradaki pencere boĢlukları, dikdörtgen olarak tamamlanmıĢtır. Kuzeydeki beden duvarı üzerinde yer alan alttaki pencere açıklığının üstünde basık tahfif kemeri39 yapılmıĢ üst sıradaki pencere boĢluğunun üstünde duvar yükünü taĢıtmak için duvar kalınlığı boyunca ahĢap lento kullanılmıĢtır. Ancak kapatılan pencere boĢluklarında son onarımdan sonra bu özellikler yok olmuĢtur (ġekil 6.29). ġekil 6.29 Restore edildikten sonraki Deve Hanı‟nın batı cephesi görünümü Develik bölümünün sivri tonozu taĢ malzemeden yapılarak orta aksında bir aydınlatma feneri bırakılmıĢtır. Develik bölümünün duvarlarına hayvanları bağlamak için yapılan tek parça taĢ oyularak kulp haline getirilmiĢ ve bu malzeme taĢ örgü sistemi 39 Tahfif Kemer: Kapı ve pencere lentolarının üzerine, yukarıdan gelen yükleri karĢılamak üzere örülen sağır kemer, hafifletme kemeri. 62 ile birlikte taĢ dizininin arasında duvarla bir bütün olarak örülmüĢtür. Develik giriĢ kapısı üstünde de duvar yükünü taĢımak ve aktarmak amaçlı duvar kalınlığı boyunca ahĢap lento yapılmıĢtır. GiriĢ bölümünün orta aksında ve iki yanında yer alan mekanların duvarları taĢ malzemeden yapılmıĢtır ve üzeri sıvanarak boyanmıĢtır. Yanlardaki mekanların örtüsü taĢ malzemeden tonoz Ģeklinde yapılmıĢtır. Orta aksta yer alan geçiĢ bölümünün örtüsü kubbedir. Duvarın belli bir seviyesinden sonra oluĢturulan pandantiflerle kubbeye geçiĢ sağlanmıĢtır. Kubbenin orta aksına ise bu bölümü aydınlatmak amacı ile aydınlatma boĢluğu bırakılmıĢtır. Deve Hanı‟nın cephe sistemi de tamamen taĢ yapılmıĢtır. Güney duvarı giriĢi vurgulamak için daha yüksek tutularak çerçeveleme tekniği uygulanmıĢtır. Tamamen kesme taĢ ile örülen duvarın orta aksına ana giriĢ kapısı yerleĢtirilmiĢtir. Kapı açıklığını geçmek için basık kemer yapılmıĢ ve yükler duvara verilmiĢtir. Güney beden duvarı belirli bir yükseklikten sonra kirpi saçakla tamamlanmıĢtır (ġekil 6.30). ġekil 6.30 Restore edildikten sonraki Deve Hanı‟nın genel görünümü Deve Hanı‟nın doğu, batı ve kuzey cepheleri kaba yonu taĢ ile kaplanmıĢtır. Doğu cephesinde zeminden 1,57m. yüksekte beĢ sıra tuğla hatıl yapılmıĢ ve bu 63 malzeme bir kuĢak Ģeklinde yapının diğer iki cephesini de dolanmıĢtır. Kaba yonu olarak devam eden doğu ve batı beden duvarları üzerinde olması gereken pencere boĢluklarından hiçbir iz bırakılmamıĢtır. Kuzey beden duvarında altta ve üstte iki mazgal penceresi yapılmıĢtır. Beden duvarları taĢ bir silme ile son bulmaktadır. Deve Hanının genelinde süsleme elemanı kullanılmamasının yanında ön cephede yapılan yüksek güney duvarının taĢ tuğla karıĢımı almaĢık duvar örgüsü ve duvar bitiminde yapılan tuğla kirpi saçak tekniği yapının süslemelerini oluĢturmaktadır. Deve Hanı‟nın inĢa tarihi olan (1454–1457) yılından günümüze kadar fiziksel, kimyasal, biyolojik olmak üzere çeĢitli müdahalelere maruz kalmıĢtır. Ġlk olarak han, 1766 yılında onarım geçirmiĢtir. Han‟ın, KurtuluĢ savaĢı sırasında depo olarak kullanılması nedeniyle iĢlevsel olarak müdahale görmüĢtür. GiriĢin iki yanındaki bekçi odalarının kotu yükseltilmiĢtir. Zemin ahĢap kaplanmıĢtır. Bu bölümdeki duvarlar kireç badana yapılarak boyanmıĢtır. Mevsim değiĢikliklerinden kaynaklanan sıcak ve soğuk hava koĢulları da özellikle taĢ malzemede önemli yıpranmalara sebep olmuĢtur. Onarımlar sırasında derzlerde kullanılan çimento harçlı malzeme taĢta tuzlanmaya neden olmaktadır. 1952‟den sonra bir onarım yapılmıĢ ancak kesin tarihi bilinmeyen bu onarımda hanın giriĢteki kubbenin ve develik tonozunun üzerinde yer alan aydınlatma fenerleri yok edilmiĢ ve kırma çatı yapılarak oluklu sac kaplama malzemesi ile kaplanmıĢtır. Vakıflar Genel Müdürlüğü‟nün 1989–91 yılları arasında yaptırdığı onarımlar sırasında han, esaslı olarak onarılmıĢ ve günümüzde fonksiyon değiĢikliği yapılmıĢtır. Yapılan onarımdan dolayı fiziksel olarak bir problem görünmemektedir. Yapının içindeki taĢların renginde kararmalar görülmektedir. Zeminde nem önlemi alınmadığı için temellerde su problemi oluĢmuĢ, bu problem yapıyı ve temelleri olumsuz etkilemektedir. Bu durum özellikle tuğla hatıldan aĢağıda bariz bir Ģekilde belli olmaktadır. Nemden dolayı bu bölümdeki taĢların renginde kararmalar oluĢmuĢtur. Han‟ın develik bölümünde hayvanları bağlamak amacıyla yapılan kulplardan bir kısmı bir dönem hanın kötü kullanılmasından dolayı yerlerinden koparak kaybolmuĢtur. Han, Vakıflar bünyesinde 1990-92 yılları arasında O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Döner Sermaye ĠĢletmesi yoluyla hazırlanan proje doğrultusunda onarılmıĢtır. 64 En yakın tarih olarak 2006–2007 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından ihale edilerek projeleri hazırlanan han, restore edilmiĢtir (ġekil 6.31). ġekil 6.31 Deve Hanı‟nın restorasyon sonraki genel görünümü Bu onarım sırasında cephe ve temellerde derz temizliği yapılarak horasan harçlı derz dolgusu yapılmıĢtır. Ġç ve dıĢ yüzeylerde taĢ temizliği yapılarak koruyucu sürülmüĢtür. Hanın etrafına drenaj yapılmıĢtır. Kapatılan pencereler açılmıĢtır. Saçak kısmındaki kırılan kirpi saçak tuğlaları aynı boyut tuğlalarla değiĢtirilerek; taĢ silme saçaklardaki bozulan kısımlar dondurulmuĢtur. Hanın atermit çatı örtüsü sökülerek, dolgu malzemesi takviyesi yapılarak kıtıklı çamur harcı ile dolgusu yenilenip, ahĢap kırma çatı Ģeklinde alaturka kiremitle örtülmüĢtür. GiriĢteki sac kaplama giriĢ kapısı sökülerek ahĢap kapı yapılmıĢtır. GiriĢin sağında ve solunda yer alan mekanlara çıkıĢı sağlayan ahĢap merdivenler sökülerek taĢ merdiven yapılmıĢtır. Muhdes alçıpan duvarlar yıkılmıĢtır. 65 Günümüzde, restorasyon sonrasında hanın yaĢatılması amaçlanarak özel Ģahıslar tarafından turizm amaçlı yeme-içme ve hediyelik eĢya satıĢ yeri fonksiyonu ile değerlendirilmektedir. 6.2.3. Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) ġekil 6.32 Ġsmail Bey Hanı‟nın (KurĢunlu Han) restorasyon sonraki genel görünümü Candaroğulları Beyliği döneminde kervanların konaklaması amacıyla Kastamonu‟da yapılan bir diğer han, Ġsmail Bey Hanı‟dır (ġekil 6.32). Nasrullah Meydanı‟nın batısında Aktarlar ÇarĢısı‟nda bulunmaktadır. Güneyden Reisülküttab Hacı Mustafa Efendi Hanı (AĢir Efendi Hanı-Urgan Hanı), batıdan Balkapanı Hanı (Pembe Han) ve doğudan da FrenkĢah Hamamı ile çevrili durumdadır40 (ġekil 6.33). 40 Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.116 66 ġekil 6.33 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden). Kitabesi olmayan hanın banisi Candaroğlu Ġsmail Bey‟dir. Ġsmail Bey‟in Kastamonu‟daki külliyesi için tanzim ettirdiği H.865, M.1460-61 tarihli vakfıyesinde külliyenin vakfı için ayrılan mal ve mülk arasında “Kastamonu merkezinde Attarlar ÇarĢısında” inĢa ettirdiği bu yapının adı da zikredilmektedir.41 Bu durumda, söz konusu eserin de, Ġsmail Bey‟in tahta geçiĢi ile vakfiyenin tanzim tarihi olan, 1443 ile 1460-61 yılları arasında inĢa edilmiĢ olması lazımdır. Bazı arĢiv belgelerinde ise 1691 tarihli bir kayıtta, “KurĢunlu han dimekle maruf” bu hanın, Ġsmail Bey vakfından olduğu yazılıdır.42 Bu belgelerden yola çıkılarak yapılıĢ tarihi, 1460 tarihinden önce olduğu söylenebilir. Ġsmail Bey Hanı, kareye yakın dikdörtgen planlı ve iki katlı, tek avlulu plan tipindedir. Hanın asıl giriĢi kuzey cephesinin ortasından açılmıĢ yuvarlak kemerli 41 42 T.M.,Yaman, Kastamonu Tarihi; Kastamonu, 1935, s.11 Kastamonu ġeriyye Sicil Defterleri, 414 no.‟lu defter, 169 sıra no. 67 kapıdır. Bunun haricinde, sonradan açıldığı anlaĢılan güney cephesindeki basık kemerli, dikdörtgen çerçeve içinde kesme taĢlarla oluĢturulan dar bir kapıdan da hana giriĢ yapılabilmektedir. (ġekil 6.34) ġekil 6.34 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) rölöve giriĢ kat planı (V.G.M. arĢivinden). Kuzey cephedeki giriĢ kapısının her iki yanında üçer adet dükkan bulunmaktadır (ġekil 6.35). Bu dükkan cephelerinin alt kısımları, tuğla derzli kesme taĢ 68 malzeme ile yapılmıĢtır. Dükkânlar çapraz tonozlarla örtülüdür. Bu dükkanların sokağa açılan cepheleri tuğla malzemeli basık kemerle yapılmıĢtır (ġekil 6.36).43 ġekil 6.35 Ġsmail Bey Hanı kuzey cephedeki dükkanların genel görünümü ġekil 6.36 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) kuzey cephesi (V.G.M. arĢivinden). Batı cephenin kuzey-batı köĢesine yakın dükkanlar için de bu durum söz konusudur. Batı cephenin geri kalan bölümünün önüne, sonradan kemerlerle bölüntülü yeni dükkanlar eklenmiĢtir (ġekil 6.37). 43 Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.117 69 Kuzey cephedeki kapıdan girdiğimizde karĢımıza çıkan giriĢ kısmının çatı örtüsü tonoz Ģeklindedir. GiriĢ aksının sağ ve solunda sivri kemerlerle açılan sığ eyvanlar bulunmaktadır. Eyvanlarda karĢılıklı olarak birbirini gören birer niĢ yer alır. GiriĢ kısmından basık bir kemerle geçerek üzeri çapraz tonozla örtülü revak kısmına, oradan da tuğla malzemeyle oluĢturulan sivri kemer vasıtasıyla avluya ulaĢılmaktadır. ġekil 6.37 Ġsmail Bey Hanı restitüsyon bodrum ve giriĢ kat planları (V.G.M. arĢivinden). Kare planlı, 19mx19m. ölçüsündeki orta avlu, iki kat halinde, sıralı dikdörtgen planlı ve kesme taĢ örgülü masif ayaklara oturan tuğla örgülü sivri kemerler ve avluya açılan revaklarla çevrilmiĢtir. Hanın alt katında, kuzeyde tek sıra; doğu, batı ve güneyde ise çift sıra toplam kırk adet kare ve dikdörtgen masif ayak vardır. Avluya açılan, üzerleri çapraz tonozla örtülü, geride dikdörtgen; önde ise kare planlı çift sıra revaklar bulunur. Günümüzde bu revakların birçoğu muhdes eklerle kapatılarak oda haline getirilmiĢtir (ġekil 6.38). 70 ġekil 6.38 Ġsmail Bey Hanı avluya genel bakıĢ Avlunun kuzeyindeki doğu-batı yönünde uzanan merdivenlerle üst kata çıkılmaktadır (ġekil 6.39). Merdiven kütlesi, alt kat revakında, ortada daha geniĢ tutulmuĢ olan giriĢ bölümünün iki yanındaki kemer gözlerini kapatmaktadır. Buna karĢılık, merdiven sahanlıklarının altı, tuğladan birer basık kemerle, kısmen kemerini de içine alacak Ģekilde, karĢısındaki revak gözüne bindirilip boĢaltığı için, kuzey revakının köĢelerindeki kemer gözleri kapanmamıĢtır. ġekil 6.39 Ġsmail Bey Hanı avlusu ve üst kata çıkıĢ merdivenlerinin görünümü 71 Üst kat revaklarının çatı örtüsü beĢik tonozdur. Üst kat revakları, köĢelerdeki “L” kesitli ayaklar ve bunlar arasındaki dikdörtgen ayaklara oturan sivri kemerlerle avluya açılmaktadır (ġekil 6.40). Üst katta revakların gerisinde 29 oda yer almaktadır. Genelde bu odaların çoğunun çatı örtüsü beĢik tonozken; güney-doğu ve güney-batı köĢelerdeki odaların örtüsü aynalı tonoz, kuzey-doğu ve kuzey-batı köĢedekiler ile batı cephenin ortasındaki mescidin örtüleri ise kubbedir. Kubbeli köĢe odalarının planı dikdörtgen olup, kuzey ve güney duvarları arasına atılan birer kemer ile taksim edilmiĢlerdir (ġekil 6.41). Batı cephenin ortasındaki kubbeli mescit de, ortada kare resmeden bir kubbe ile örtüldükten baĢka, doğu ve batı duvarları arasına atılan bir kemerle taksimata uğramıĢtır44 (ġekil 6.42). Kubbelere, pandantiflerle geçilmiĢtir. Odaların kapıları basık kemerli olup, kesme taĢtandır (ġekil 6.43). Beden duvarlarının malzemesi üst bölümlerde moloz ve kaba yonu taĢ, alt bölümlerde ise düzgün kesme taĢtır. TaĢlar arasındaki derzler yerine göre dıĢa kabarık ve geniĢ kullanıldığından, taĢlar derze gömülü kalmıĢtır. Avluya bakan beden duvarları tamamıyla düzgün formlu kesme taĢtandır. Saçak kısmında beden duvarlarını sonlandıran düz bir korniĢ bulunur. Bu korniĢ duvarlar boyunca devam etmektedir. Sadece üst kat odalarını aydınlatacak Ģekilde kesme taĢlarla çerçeveli, demir parmaklıklı, yuvarlak kemerli tuğla alınlıklı pencereler bulunur. Hanın çatı örtü malzemesi kurĢun kaplamadır. KöĢelerdeki odaların ve batı cephede bulunan kubbe örtülü mescidin çatısı kurĢun kaplamadır. Ayrıca çatıda, üst kat odalarının ocaklarına ait tuğla örgülü bacalar mevcuttur. Han, ilk olarak 1721 yılında onarılmıĢtır.45 Han, daha sonra ise 1756 yılında onarılmıĢtır.46 Zamanında hanın tonozlarının üstü kurĢunla kaplı olduğundan, kurĢunlu han ismini almıĢtır. Zamanla kurĢunlar sökülmüĢ ve yerlerine sac kaplanmıĢtır. 1943 depreminde harap olan hanın sac kaplamaları sökülmüĢ, 1946 yılında ayaklar arasındaki kemerleri ve üst kat örtüsünün kurĢunları yenilenmiĢtir.47 1951 yılında üst katı onarılan hanı; Vakıflar Genel Müdürlüğü 1972 yılında restore etmiĢtir (ġekil 6.44). 44 Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.118 45 Kastamonu ġeriyye Sicil Defterleri, 434 no.‟lu defter, 338 sıra no. 46 A. Gökoğlu, Paphlagonia (1952), s.350. 47 A. Gökoğlu, Paphlagonia (1952), s.350. 72 ġekil 6.40 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) rölöve üst kat planı (V.G.M. arĢivinden). ġekil 6.41 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) enine kesit (V.G.M. arĢivinden). 73 ġekil 6.42 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) restitüsyon üst kat planı (V.G.M. arĢivinden). ġekil 6.43 Ġsmail Bey Hanı üst kat odaları ve revak görünüĢü 74 ġekil 6.44 Ġsmail Bey Han (KurĢunlu Han), restorasyon sonrası genel görünüm. Han, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2003-2009 yılları arasında ihale ile projeleri hazırlanarak restore edilmiĢtir. Bu onarım sırasında çatı örtüsü sökülerek, dolgu malzemesi takviyesi yapılarak çamur harcı ile dolgusu yenilenip, kurĢun kaplamalar yenilenmiĢtir. Üst kat odalarının duvarları onarılarak, derz temizliği yapılmıĢtır. Hanın cephe ve temellerinde derz temizliği yapılarak horasan harçlı derz dolgusu yapılmıĢtır (ġekil 6.45). Beden duvarlarının iç ve dıĢ yüzeylerinde taĢ temizliği yapılarak koruyucu sürülmüĢtür. Hanın etrafına drenaj yapılmıĢtır. Kapatılan pencereler açılmıĢ ve pencere korkulukları yenilenerek, siyah yağlı boya ile boyanmıĢtır. Saçak kısmındaki korniĢteki bozulan kısımlar dondurulmuĢtur. AhĢap giriĢ kapıları sökülerek yeni gabaralı metal kapılar takılıp üzerleri siyah yağlı boya ile boyanmıĢtır. GiriĢin sağında ve solunda yer alan üst kata çıkıĢı sağlayan merdivenlerde taĢ temizliği yapılarak, merdiven kenarına ve avluya açılan üst katın sivri kemerli açıklıkları arasına ahĢap küpeĢteli üzerleri siyah yağlı boyalı demir korkuluklar yapılmıĢtır. Alt kattaki oda ve dükkanların ahĢap doğramaları ile üst kat odalarının ahĢap doğramaları ve kapıları koruyucu sürülerek yenilenmiĢtir. 75 ġekil 6.45 Ġsmail Bey Han (KurĢunlu Han), restorasyon sonrası genel görünüm Hanın tüm oda ve revaklarında sıva raspası yapılarak, horasan sıva ile sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmıĢtır. Günümüzde yapılan restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından otel ve restoran olarak hizmet etmek üzere 20 yıllığına özel bir Ģirketin iĢletmesine verilmiĢtir. Bu uygulama sayesinde han, hem yeni bir iĢlev kazanmıĢ hem de kullanılarak yaĢayan bir varlık olması düĢünülmüĢtür. (ġekil 6.46). ġekil 6.46 Ġsmail Bey Han (KurĢunlu Han) restorasyon sonrası genel görünüm. 76 6.3. Osmanlı Dönemi Osmanlı döneminde, Kastamonu Ģehir hanları mimarisinde düzgün form arayıĢı kaybolup, arsaya veya yola göre formlar ortaya çıkmıĢtır. Yanık Han örneğinde bu durum açıkça görülmektedir. Bu dönem Kastamonu hanları genellikle avlulu ve revaklıdır. Zemin katları depo, ahır, tamirhane gibi servis kısımlarına ayrılmıĢ, üst katlar ise yolcuların konaklamaları için tahsis edilmek üzere genellikle iki katlı olarak yapılmıĢlardır. Her iki katın önünde revaklı bir galeri çevreler. Avlu da genelde form arama endiĢesi olmamasına rağmen, geleneksel olarak kare veya dikdörtgen formdadır. Kastamonu Reisülküttab (Urgan) Hanı, Acem (Kürkçüoğlu) Hanı örneklerinde olduğu gibi genellikle giriĢ katlarında dükkanları bulunup, özellikle zanaata ayrılmıĢlardır ve üretilen ya da uğraĢılan ürüne göre isimler almaktadırlar. Osmanlı Dönemi han mimarisinde sadelik özelliği, Kastamonu Hanlarında da kendini göstermektedir. Kale fonksiyon ve görünüĢünden uzaklaĢılarak yapıların dıĢla bağlantıları artmıĢ ve cephelere dükkânlar yerleĢtirilerek ticari yön geliĢmeye baĢlamıĢtır. Kapısı doğrudan doğruya avluya açılan bir han görülmez; giriĢ avluya daima tonozlu bir geçitle bağlanır. 6.3.1. Cem Sultan Bedesteni (Karanlık Bedesten) ġekil 6.47 Cem Sultan Bedesteni genel görünüm. 77 Osmanlı Dönemi eserlerinden olan bu bedesten, Nasrullah Meydanı‟nda, Ġç Terziler Sokağı‟nda, eski adıyla Tellal Pazarı olarak bilinen mevkide yer almaktadır (ġekil 6.47). Bedestenin kitabesi olmadığından tarihi tespit edilememekle beraber, banisi Fatih Sultan Mehmed‟in oğlu Cem Sultan‟ın 1469 yılında Kastamonu‟da Sancak Beyi olduğuna ve bu görevde 5-6 yıl kaldığı bilindiğine göre, bu dönemde (1469-1475) yapılmıĢ olduğu kesindir48 (ġekil 6.48). ġekil 6.48 Cem Sultan Bedesteni (Karanlık Bedesten) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden). Kare planlı bedesten, dört kagir ayakla taĢınan dokuz adet kubbe ile örtülüdür (ġekil 6.49). Yapının her bir cephesinin ortasında demir gabaralı ahĢap giriĢ kapısı bulunmaktadır. Daha önceki yıllarda doğu cephesindeki kapı haricindeki diğer cephelerde bulunan kapılar, tuğla örülerek kapatılmıĢ olup, bugün hepsi açılmıĢtır. Bu kapılardan en iĢlek olan doğu cephesindeki kapı, ana giriĢ kapısı olarak kullanılmaktadır. Diğer kapılar kilitli Ģekilde durmaktadır. 48 Baysun,Ġ. A., “Cem” maddesi, Ġ.A, 3. Cilt, Ġstanbul, 1945, s.70; ayrıca OZANOĞLU, Ġ., Kastamonu Kütüğü, Ġstanbul, 1952, s.11; GÖKOĞLU, A., Paphlagonia, Kastamonu, 1952, s.360-361. 78 ġekil 6.49 Cem Sultan Bedesteni rölöve planı (V.G.M. arĢivinden). Bedesten‟in, geçmiĢ yıllarda doğu cephesinde üç, batı cephesinde dört, güney cephesi boyunca yedi, güney-doğu ve güney-batı köĢelerinde birer adet olmak üzere toplamda on altı adet dükkânı olduğu bilinmektedir. Bedesten‟in yapılan en son onarımlar sonunda, doğu ve batı cephesinde üç, güney cephesinde altı, güney-doğu ve güney-batı köĢelerinde birer adet olmak üzere toplamda on dört adet dükkânı mevcuttur. Doğu ve kuzey cephedeki mevcutta görülen kemer izlerinden yola çıkılarak doğu ve kuzeyde üç adet ve kuzey-doğu köĢesinde 1 adet dükkan olduğu anlaĢılmaktadır. Aslına bakılırsa kuzey-batıdaki muhdes eklentiler olmadan önce bu dükkanların tüm cepheler boyunca giriĢ kapılarının sağ ve solunda üçer adet, her bir köĢede 1 adet olmak üzere 28 adet dükkanı olduğu varsayılmaktadır (ġekil 6.50). 79 ġekil 6.50 Cem Sultan Bedesteni restitüsyon planı (V.G.M. arĢivinden). Batı cephedeki sonradan eklenen binaya rağmen giriĢ önündeki kısım orijinalliğini kısmen de olsa korumuĢtur. Bu kısım, dikdörtgen plan teĢkil edecek Ģekilde, giriĢin sağ ve solunda birer eyvan olmak üzere iki kemer ile üç kısma ayrılarak, beĢik tonozla örtülmüĢtür. Güney cephedeki giriĢ kısmı ise geçmiĢ yıllarda değiĢikliğe uğramıĢ, günümüzde yapının kendi içinde karĢılaĢtırma yönetimden yola çıkılarak batı cephesindeki giriĢ kısmına benzetilmiĢtir. Doğu cephenin ortasındaki kapı açıklığı basık kemerli olup, söveleri ve kemer örgüsü kesme taĢtandır. Kemer sırtı, kesme taĢtan yastıklarla çerçeve içine alınmıĢ; bunun da üstüne kapı kemeri formunda tuğladan boĢaltma kemeri ilave edilmiĢtir. 80 Bunun üzerinde yer alan tuğla tonoz kalıntısı ise, vaktiyle giriĢ ünitesini örten ve fakat yıkılmıĢ olan beĢik tonoza aittir. Aynı husus, kuzey cephedeki, Ģimdi kapatılmıĢ durumda olan kapının kemeri üstünde de görülür.49 GiriĢlerden geçilerek binanın içine ulaĢıldığında, dört adet kare kesitli ayak göze çarpmaktadır (ġekil 6.51-6.52). Bu ayaklar birbirleri ve beden duvarlarına tuğla örgülü yuvarlak kemerlerle bağlanmıĢ olup, eĢ büyüklükte pandantiflerle geçilen dokuz kubbeyle örtülmüĢtür. Kemerlerin üzengi seviyelerinde demir gergiler bulunmaktadır. ġekil 6.51 Cem Sultan Bedesteni iç mekan genel görünümü Binanın zemini kare tuğlalarla döĢenmiĢ olup, duvar ve ayakların kaideleri de bu tuğlalar ile yükseltilmiĢtir. Onarım öncesinde kapı açıklıkları hariç; duvar kenarlarını dar bir seki çepeçevre dolanırken, günümüzde aynı yerler dükkan olarak düzenlenmiĢtir. Ayrıca kare planlı dört ayak etrafında dörder adet dükkan daha düzenlenmiĢtir. Binanın genelinde herhangi bir süslemeye rastlanmamıĢtır (ġekil 6.53). 49 Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.134 81 ġekil 6.52 Cem Sultan Bedesteni en kesiti (V.G.M. arĢivinden). ġekil 6.53 Cem Sultan Bedesteni doğu cephesi (V.G.M. arĢivinden). Binanın beden duvarlarının malzemesi birbirine paralel, aynı eĢ değer ölçüye sahip aralıklı tuğla hatıl kuĢaklarla ayrılan üçer sıra moloz ve kaba yonu taĢtır. Dükkanlarda ise tuğla derzli kesme taĢ malzeme kullanılmıĢtır. Bina köĢelerinde ise bağlayıcı özelliğe sahip düzgün kesme taĢlar kullanılmıĢtır. Beden duvarlarının saçak kısmında ise tuğla malzemeden iki sıra halinde kirpi saçak korniĢi dolanmaktadır (ġekil 6.54). Her cephede kubbelerin akslarına gelecek Ģekilde üçer adet geçme demir parmaklıklı ahĢap doğramalı, kesme taĢlarla çerçeveli, dikdörtgen formlu pencereler 82 bulunur. Binanın çatı örtüsünü sekizgen tuğla kasnaklara oturan toplamda dokuz adet kubbe oluĢturmaktadır. Tuğla malzemeli sekizgen kasnaklar tek sıra kirpi saçakla sonlanmıĢlardır. Dokuz kubbeden ortadaki ana kubbe daha yüksek kotta tutulmuĢtur. Ayrıca kubbe merkezlerinde bulunan aydınlatma fenerleriyle binanın içerisi ıĢık alabilmektedir. Kubbelerin üzerleri kurĢun malzeme ile kaplanmıĢtır. ġekil 6.54 Cem Sultan Bedesteni ana giriĢ cephesinin genel görünümü Bedesten, 1800 yılında geçirdiği yangın nedeni ile halk arasında “Karanlık Bedesten” diye adlandırılmıĢtır. 1802 yılında tamir görmüĢ yapı, 1951 yılında yapılan tamirat sonrasında ise hâl olarak kullanılmıĢtır.50 Cem Sultan Bedesteni, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2003 -2009 yılları arasında ihale edilip projeleri hazırlanarak, restore edilmiĢtir (ġekil 6.55). Bu onarım sırasında dıĢtaki dükkanların mevcuttaki ahĢap doğramaları kaldırılarak, yapı genelinde bir bütünlük oluĢturacak Ģekilde tek tip ahĢap doğramalı camekanlar yapılmıĢtır. Aynı Ģekilde iç mekana dört kenar boyunca ve dört ayak Kastamonu Şeriyye Sicil Defterleri, 421 no.’lu defter, 151 sıra no. H.1113/M.1701-2 tarihli bu sicil kaynağında “Bezzazistan”ın Sultan Cem’in vakfından olduğu ve Devrekani’deki dükkanlarının da bedestene vakfedildiği yazılıdır. 50 83 etrafında dükkanlar yapılmıĢtır. AhĢap giriĢ kapıları sökülerek yeni demir gabaralı ahĢap kapılar takılmıĢtır. AhĢap pencere doğramaları ve demir korkulukları yenilenmiĢtir (ġekil 6.56). ġekil 6.55 Cem Sultan Bedesteni restorasyon öncesi ve sonrası cephe görünümü (V.G.M. arĢivinden). ġekil 6.56 Cem Sultan Bedesteni restorasyon öncesi ve sonrası iç mekan görünümü (V.G.M. arĢivinden). 84 Yapının temellerine drenaj yapılmıĢtır. Bedestenin cephe ve temellerinde derz temizliği yapılarak horasan harçlı derz dolgusu yapılmıĢtır (ġekil 6.57). Yapı beden duvarlarının iç ve dıĢ yüzeylerinde taĢ temizliği yapılarak, içe bakan duvar yüzeylerinde sıva raspası yapılarak, horasan sıva ile sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmıĢtır. Saçak kısmındaki tuğla kirpi saçak korniĢteki bozulmalar giderilmiĢtir. Kubbe ve kubbe kasnak tuğlalarında derz temizliği yapılarak, kasnaklar üzerindeki kirpi saçak korniĢteki bozulmalar giderilmiĢtir. Çatı örtüsü sökülerek; dolgu malzemesi takviyesi yapılarak çamur harcı ile dolgusu yenilenip, kurĢun kaplamalar yenilenmiĢtir. ġekil 6.57 Cem Sultan Bedesteni restorasyon öncesi ve sonrası genel görünümü (V.G.M. arĢivinden). Restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından alıĢveriĢ merkezi (çarĢı) olarak hizmet etmek üzere 20 yıllığına özel iĢletmelere verildi. Bu sayede yapıya iĢlevsel bir içerik kazandırılarak, toplumun onda yaĢaması ve çevrenin ondan yararlanması amaçlanmıĢtır. 6.3.2. Balkapanı Hanı (Pembe Han) Osmanlı Dönemine ait olan han, Ģehrin merkezinde Hepkebirler Mahallesi‟nde, Ġplikçiler Sokak ile Nalburlar Sokağın sınırladığı alandadır (ġekil 6.58). Ġsmail Bey Hanı‟nın batı bitiĢiğinde, Cem Sultan Bedesteni‟nin ise güneyinde yer almakta olan han 1481 – 1512 yılları arasında Osmanlı PadiĢahı II. Bayezid tarafından yaptırılmıĢtır.51 19. 51 A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.352. 85 Yüzyıla ait bazı Ģer‟iyye sicilerinde, hanın II. Bayezid tarafından yaptırıldığı ve Haremeyn52 vakfından olduğu anlaĢılmaktadır. ġekil 6.58 Balkapanı Hanı (Pembe Han) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden). „Kapan‟ tabiri, yiyecek ve giyecek Ģeylerin toptan satıldığı ve dağıtımının yapıldığı, büyük kantarı da bulunan ticaret hanları için kullanılmıĢtır. Bunlar, içinde en çok satılan maddenin adıyla, un kapanı, yağ kapanı, kendir kapanı gibi isimlerle anılırdı. Kastamonu merkezinde bulunan bu hanın Balkapanı olarak anılması, bölgenin bal üretim ve pazarlama ihtiyacını karĢılaması sebebiyledir (Çiftçi, 2000). “Urgan Hanı”, “Pembe (pamuk) kapan”, “Pehpekapım Hanı” adlarıyla anılmaktadır. Günümüzde sadece kuzey kanadı ayakta kalabilen hanın, vaktiyle dikdörtgen veya kare plana sahip, orta avlulu, iki katlı kagir bir han olduğu anlaĢılmaktadır53 (ġekil 6.59-6.60). 52 53 İki Harem anlamına gelen kelime, Mekke ve Medine şehirlerini birlikte ifade etmektedir K. Kutgün Eyüpgiller, Bir Kent Tarihi Kastamonu (1999), s.127 86 ġekil 6.59 Balkapanı Hanı (Pembe Han) restitüsyon alt kat planı (V.G.M. arĢivden). ġekil 6.60 Balkapanı Hanı (Pembe Han) restitüsyon üst kat planı (V.G.M. arĢivinden). Hanın mevcutta asıl giriĢ kapısı, kuzey cephesindeki kesme taĢ yuvarlak kemerli kapı olmakla beraber direk avluya açılan güneyde de bir kapı bulunmaktadır. Güneydeki kapı orijinal planda olmayıp yakın dönem eklentisidir. GiriĢ kısmının sağında ve solunda kuzey-güney doğrultuda uzanan dikdörtgen planda iki adet sığ eyvan bulunmaktadır. Bu kısmın üzeri çapraz tonozla örtülmüĢtür. GiriĢin sağında ve solunda üçer adet olmak üzere giriĢleri sokağa açılacak Ģekilde altı adet dükkan bulunmaktadır. Mekanlar tonoz örtülü olup, kesme taĢtan 87 yuvarlak kemerlerle sokağa açılmaktadır. Kuzey-batı köĢedeki dükkan, restitütif özellikleri açısından dikdörtgen planda olması gerekirken, zaman içerisinde bir hayli form değiĢikliğine uğramıĢtır (ġekil 6.61). ġekil 6.61 Balkapanı Hanı (Pembe Han) rölöve alt kat planı (V.G.M. arĢivinden). Kuzey cephedeki giriĢ kısmından avluya doğru ilerlediğimizde karĢımıza, bir önceki giriĢ ünitesinin benzerinde dikdörtgen plana sahip, kuzey-güney doğrultuda uzanan iki adet sığ eyvanı bulunan, üzeri çapraz tonozla örtülü bir bölüm çıkmaktadır. Bu bölümün sağında iki, solunda ise üç adet oda bulunmaktadır. Bu odalara giriĢ avlu tarafından, tuğladan yapılmıĢ yuvarlak basık kemerli kapı açıklıklarından yapılmaktadır. Bu odalar beĢik tonozla örtülüdür (ġekil 6.62). ġekil 6.62 Balkapanı Hanı (Pembe Han) boyuna kesit (V.G.M. arĢivinden). 88 ġekil 6.63 Balkapanı Hanı (Pembe Han) üst kata çıkıĢ merdivenleri Hanın üst katına, giriĢ ünitesinin sağında kalan taĢ merdivenler aracılığıyla çıkılmaktadır (ġekil 6.63). Üst katta kuzey cephede yedi, doğu ve batı cephede birer adet olmak üzere toplamda dokuz adet oda bulunmaktadır (ġekil 6.64). Bu odalardan kuzey cephedeki beĢ adet odaya tuğla malzemeli sivri kemerli ahĢap doğramalı kapılardan girilmektedir. Üst kattaki diğer dört odaya giriĢ, taĢ kemerli ahĢap doğramalı kapılar aracılığıyla yapılmaktadır (ġekil 6.65). Bu odaların üzerleri de alt kattaki odalar gibi beĢik tonozla örtülüdür. ġekil 6.64 Balkapanı Hanı (Pembe Han) rölöve üst kat planı (V.G.M. arĢivinden). 89 ġekil 6.65 Balkapanı Hanı (Pembe Han) üst kat odalarının görünümü Üst kat odalarının aydınlatılması için kesme taĢlarla çerçeveli, dikdörtgen formda, demir parmaklıklı, ahĢap doğramalı pencereler bulunur. Hanın beden duvarlarının malzemesi birbirine paralel, aynı eĢ değer ölçüye sahip aralıklı tuğla hatıl kuĢaklarla ayrılan moloz ve kaba yonu taĢtır. Dükkanlarda ise tuğla derzli kesme taĢ malzeme kullanılmıĢtır. Bina köĢelerinde ise bağlayıcı özelliğe sahip düzgün kesme taĢlar kullanılmıĢtır. Avluya bakan güney cephenin yarısından fazlası kesme taĢtan yapılmıĢtır. Beden duvarlarının kuzeyinde kalan saçak kısmında ise tuğla malzemeden iki sıra halinde kirpi saçak korniĢi bulunmaktadır. Binanın çatısı kırma çatı Ģeklinde olup, alaturka kiremitle kaplıdır. Avluya damlalık veren saçak kısmının saçak altı tavan kaplaması ve alınlık kısmı ahĢap doğramadır (ġekil 6.66). ġekil 6.66 Balkapanı Hanı (Pembe Han) kuzey cephe görünümü (V.G.M. arĢivinden). 90 Yapının avlusunun döĢemesi taĢ kaplamadır. Ayrıca avlunun güney-doğu köĢesine “L” Ģeklinde restorasyon projesinde olmadığı halde mekanlar yapılmıĢtır (ġekil 6.67). ġekil 6.67 Balkapanı Hanı (Penbe Han) restorasyon sonrası görünümü 1958 yılındaki yangından sonra hanın üst katı tamamıyla yıkılmıĢ; sadece kuzey cephe duvarı ile kuzey-doğu ve kuzey-batı köĢelerde birer oda kalabilmiĢtir. ġekil 6.68 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası genel görünümü (V.G.M. arĢivinden). Balkapanı Hanı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2003-2009 yılları arasında ihale edilip projeleri hazırlanarak, restore edilmiĢtir (ġekil 6.68). 91 Bu onarım sırasında hanın temel izlerinden yola çıkılarak odaların duvarları tamamlanmıĢtır. DıĢtaki dükkanların mevcuttaki metal doğramaları yapı genelinde bir bütünlük oluĢturacak Ģekilde tek tip metal doğrama kullanılarak camekanlar yapılmıĢtır. Üst kata çıkıĢ merdivenin taĢ basamakları ve üst kat revak taĢ döĢemesi yenilenmiĢtir. Merdiven ve üst kat revak kısmının ahĢap korkulukları ile revak kısmının tavan kaplaması yenilenmiĢtir. AhĢap giriĢ kapıları sökülerek yeni demir gabaralı ahĢap kapılar takılmıĢtır. Odaların giriĢ kapıları, pencereler ve pencere korkulukları yenilenmiĢtir (ġekil 6.69). ġekil 6.69 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası avludan yapıya bakıĢ (V.G.M. arĢivinden). Yapının temellerine drenaj yapılmıĢtır. Hanın cephe ve temellerinde derz temizliği yapılarak horasan harçlı derz dolgusu yapılmıĢtır. Beden duvarlarının iç ve dıĢ yüzeylerinde taĢ temizliği yapılmıĢtır. Hanın içe bakan duvar yüzeylerinde sıva raspası yapılarak, horasan sıva ile sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmıĢtır (ġekil 6.70). Çatısı kırma çatı Ģeklinde alaturka kiremitle örtülü olarak yeniden yapılmıĢtır. Kuzey cephenin saçak kısmındaki tuğla kirpi saçak korniĢteki bozulmalar giderilmiĢtir. ġekil 6.70 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası yapı görünümü(V.G.M. arĢivinden). 92 Günümüzde, yapılan restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından Penbe Han El Sanatları ÇarĢısı olarak hizmete açılmıĢtır (ġekil 6.71). Bu uygulama ile atıl bir yapı olmasını engelleme, bölge ihtiyacını karĢılamak ve yapıyı kullanarak yaĢatmak hedeflenmiĢtir. ġekil 6.71 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası giriĢ kısmı görünümü (V.G.M. arĢivinden). 6.3.3. Acem (Kürkçüoğlu) Hanı Osmanlı dönemi yapılarından olan Acem Hanı, Akmescid Mahallesi‟nde, Arabapazarı Caddesi ile Honsalar Caddesi‟nin kesiĢtiği yol ağzındadır (ġekil 6.72). ġekil 6.72 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı genel vaziyet planı 93 Hanın, kitabesi bulunmamakla birlikte, 1178 H./1764-5 M. yılına ait bir belgede, 979 H./1571-2 M. yılları arasında Kastamonu‟daki Sinan Bey Camisi‟nin vakfı olduğu açıklanmaktadır.54 Bu han, Kürkçüoğlu Hanı olarak ta adlandırılmaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1950 yılında han kimliği belirlenemeyen bir Ģahsa satılmıĢtır. 1967 yılında müdahale gören han, sonraki yıllarda yıktırılmıĢtır. Özgün yapı tamamen yıkılmıĢ olup, yıkım tarihi ve yıkılma sebebi hakkında kesin bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. Yıkılan yapının yerine arsa konturları bir miktar korunmak kaydıyla betonarme, iki katlı bir bina inĢa edilmiĢtir (ġekil 6.73). Üst katının büyük bir kısmı mesken olarak kullanırken, alt katın doğu ve kuzey cephelerinde kemerli dükkanlar yer almaktadır. Vaktiyle dikdörtgen veya kare plana sahip, orta avlulu, iki katlı kagir bir han olduğu anlaĢılmaktadır.55 ġekil 6.73 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı mevcut durum görünümü 1950 yıllarındaki hanın özgün durumu hakkında A. Gökoğlu Ģu Ģekilde tasvirde bulunmuĢtur: “Kesme ve moloz taĢ kullanılarak yapılan hana, doğu ve güneyinde bulunan giriĢ kapıları ile girilmektedir. 18m×12m. boyutlarına sahip bir avlu etrafında iki kat halinde sıralanan revak ve odalardan oluĢmaktadır. Alt katında giriĢin sol tarafında dört tane büyük ahır yer almaktadır. Ayrıca ahırlar haricinde oniki odası daha 54 55 A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.351. A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.351. 94 bulunmaktadır. Bu odaların her birinde ocak ve niĢi bulunmakla beraber, üst örtüleri tuğla tonozdur”. Doğudaki giriĢten geçilerek, avludan iki ahĢap merdiven ile üst kata çıkılmaktadır. Üst kat revak arkasında, hanın alt katında da olduğu Ģekilde, ocak ve dolap niĢine sahip yirmi beĢ adet oda bulunmaktadır. Bu odaların üst örtüleri tuğla tonozla örtülüdür. Revak ve çatıyı taĢıyan sütunlar dört köĢe ve kesme taĢ malzemeden yapılmıĢtır. Revak üst örtüsü tuğla kemerlere dayanan tonozlarla kapatılmıĢtır.56 ġekil 6.74 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı genel görünümü Günümüzde hanın doğu ve kuzey cephesinde alt katı dükkan, üst katı ise konut olarak kullanılmaktadır (ġekil 6.74). Binanın kuzey ve doğusunda giriĢi bulunur. Doğu cephesindeki giriĢin sağındaki iki kemer arası kapatılmıĢtır. Kuzeydeki dükkanların sokağa açılan cepheleri metal profilli camekanlarla kapatılmıĢtır. Üst katlar pvc doğramalı pencerelerle aydınlatılmaktadır. Hanın üstü betonarme saçaklı marsilya kiremitle örtülü ahĢap kırma çatıyla kapatılmıĢtır. Hanın iç bahçesine baktığımızda son derece geliĢigüzel dikilmiĢ ağaçlar bulunmaktadır. Aynı zamanda sonradan yapılmıĢ kullanılmayan bir havuzu bulunmaktadır. Batısında ve güneyinde bitiĢiğinde muhdes yapılar mevcuttur (ġekil 6.75). Restitütif bilgiler ıĢığında hanın acilen restore edilmesi gerekmektedir. 56 A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.352. 95 ġekil 6.75 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı iç bahçe görünümü 6.3.4. Yanık Han (Kendir Kapanı) Osmanlı Dönemi yapılarından olan bu han, Honsalar Mahallesi‟nde, Belediye Caddesi ve Mercan Sokak‟ın sınırladığı alan üzerinde, eski Belediye Binası‟nın doğusunda bulunmaktadır (ġekil 6.76). ġekil 6.76 Yanık Han (Kendir Kapanı) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden). Kitabesi bulunmayan han, 1730 yılında Yanıkzade Hacı Ġsmail Ağa tarafından ticaret hanı olarak yaptırılmıĢtır.57 Ayrıca 1730 tarihini ve Hacı Ġsmail Ağa‟nın ismini 57 A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.355. 96 ihtiva eden kitabesiyle bir çeĢme bulunduğu fakat çeĢme ve kitabeden herhangi bir iz kalmadığı belirtilir.58 Restitütif bilgiler ıĢığında han değerlendirildiğinde, yapının orijinalinin bugünkü bina olmadığı kolayca anlaĢılmaktadır. Çünkü, avluyu çeviren mekanlar geliĢigüzel duvarlarla meydana getirilmiĢ, batı kenarında revak ve mekanlar muhdes duvarlarla oluĢturulmuĢ; haliyle 19.yüzyıl baĢlarında kapsamlı bir onarımla inĢa edilmiĢ olduğu söylenebilir.59 ġöyle ki, bugün avlu zeminin altında kalmıĢ mekanlar ile batı kanadındaki mekanların, diğerlerinin aksine, kaba yonu taĢlarla inĢa edilmiĢ olmaları; hanın ilk halinden kaldıklarını ortaya koymaktadır. Mekanların örtülerinin ise ahĢap tavanlı değil, tonozla örtülü olmaları muhtemeldir. Hanın beden duvarlarının dıĢ yüzü moloz taĢ duvar olarak inĢa edilmiĢtir. Güneyindeki giriĢten itibaren geniĢleyen, güney-kuzey yönünde uzanan yapı, yamuk Ģeklinde bir plana sahiptir. Batı ve kuzey cephe duvarlarında kırılmalar dikkat çekmektedir (ġekil 6.77). Üçgene yakın planlı yapının avlusu etrafında zeminle beraber üç katlı ahĢap koridor dolanır ve arkalarında odalar yer almaktadır. Hana güneyden giriĢ kapısının üzerinde “KöĢk Mescid” yer almaktadır. Plan ve özellikleri yönünden bölgedeki nadir yapılardan biridir. Hanın avluya bakan revaklarının ahĢap olmasıyla ayrı bir özellik göstermektedir (Yaman, 2003). Hanın giriĢi, güney cephesinin ortasındaki beĢik tonozla örtülü bir bölümdendir (ġekil 6.78). GiriĢin sağ ve solunda birer mekan bulunur. Bu mekanlar yuvarlak kemerle ön cepheye açılmakta; yuvarlak kemerli birer kapıyla da tonozlu giriĢ bölümüne bağlanmaktadır. GiriĢ bölümünden ilerlediğimizde yuvarlak kemerli kapı açıklığından geçerek, oldukça basık diğer bir tonozlu bölümle avluya ulaĢılmaktadır. Avluya geçilen bu bölümün de her iki yanında birer mekan bulunur. Batıdaki mekanın doğu ve kuzey duvarlarındaki kapılar, mekanı tonozlu bölüm ve avlu ile irtibatlandırmaktadır. Bu mekan ahĢap tavanla örtülü olup, batı duvarı asli halini kaybetmiĢtir. Doğuda kalan mekan duvarlarının çok elden geçtiği, kuzey ve doğu duvarlarının geç dönemlerde yapıldığı anlaĢılmaktadır. Batı duvarı ise, tonozlu bölüme açılan dikdörtgen formlu bir pencereye sahiptir. 58 Kastamonu ġeriyye Sicil Defterleri, 427 no.‟lu defter, 368 sıra no. Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.126 59 97 ġekil 6.77 Yanık Han (Kendir Kapanı) rölöve alt kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek). ġekil 6.78 Yanık Han (Kendir Kapanı) giriĢ cephesi görünümü 98 Avlunun etrafı beden duvarları boyunca sıralanan bir dizi mekan ve bunların önünde yer alan ahĢap revaklarla çevrilmiĢtir. Avlunun doğu, batı ve kuzey kenarlarındaki mekan ve revak sırası üç katlı olup, güney kenarı ise iki kat yüksekliğindedir. Doğu, batı ve kuzeyde, zamanla dolarak yükselen avlu zemininin altında kalmıĢ, fakat bugün hala depo olarak kullanılan bir dizi mekan bulunmakta; bu zemin katların üstünde de, iki kat daha yükselmektedir (ġekil 6.79). Bu mekanlar, kaba yonu taĢlarla inĢa edilmiĢ olup, ahĢap tavanla örtülüdürler. Doğu ve kuzeydeki mekanların kapıları, bugün avlu zemininin altında kalmıĢ ve birinci katın revakı eninde bir koridora açılmaktadır. Bu koridor aynı zamanda birinci katın revakını da oluĢturan ahĢap direklerle ön cepheye açılmaktadır.60 ġekil 6.79 Yanık Han avlu etrafında sıralanan odalar ve bodrumdaki odalar Batı kenardaki mekanlara ise, avlu zemininden iki-üç basamaklı merdivenlerle inilip girilebilmektedir. Avlu etrafında sıralanan birinci katın revakları, kare kesitli ahĢap direklerle ön cepheye açılmaktadır (ġekil 6.80). Bu direklerin üstünde ahĢap yastıklar bulunur. Batı kenarındaki direklerde ahĢap yastıklar yok olmuĢtur. Zaten batı kenardaki revaklar asli halini kaybederek, ahĢap karkas sistem haline getirilerek tuğla dolgu ile mekan haline dönüĢtürülmüĢ ve bu muhdes duvarlara kapı-pencereler açılmıĢtır. Güney-batı köĢedeki iki adet mekan asli halini, kullanılan malzeme ve mekan boyutu açısından, kaybetmiĢ durumdadır. Buna karĢılık revaktan bozma yerlerin gerisinde kalan yedi adet oda, bir nevi de olsa orijinal özelliklerini hala korumaktadır. Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve Şehir Dokusunun Gelişimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.124 60 99 Kaba yonu taĢlarla inĢa edilen bu mekanların birer kapı ve pencereleri mevcuttur. Vaktiyle tonoz örtüye sahip olduğu düĢünülen bu odaların günümüzdeki üst örtüsü ahĢap tavandır. ġekil 6.80 Yanık Han (Kendir Kapanı) avlu ve revakların görünümü Hanın üst katına güneyindeki birinci katın revak kısmından iki ayrı merdivenle çıkılmaktadır (ġekil 6.81). Ayrıca kuzeydeki diğer bir merdivenle de buraya çıkılabilmektedir. Üst kat revak kısmı da alt katta olduğu gibi kare kesitli ahĢap direklerle avluya açılmaktadır. Bu direkler arasında ahĢap korkuluklar bulunmaktadır. Yapının üst örtüsü bu direklere oturan kiriĢler vasıtasıyla taĢınmaktadır. Revakların gerisinde doğu, batı ve kuzey kenarda onbir, güneyde ise üç mekan yer alır. Bu mekanların giriĢi karĢılayan duvarları taĢ olup, diğer üç duvarı ahĢap çatkı arası tuğla duvarla örülmüĢtür. Avluya bakan duvarlarında birer kapı ve penceresi vardır. Mekanların tavanları ahĢapla kaplıdır. Üst katın güneyinde ortada bir köĢk mescit bulunmaktadır. Avlunun ortasındaki çeĢme ise sonraki dönemlerde yapılmıĢtır (ġekil 6.82). Hanın dıĢ duvarları kaba yonu taĢlarla inĢa edilmiĢ, avluyu kuĢatan mekanlar ve revaklar iki yana eğimli kiremit kaplı ahĢap çatı ile örtülmüĢtür61 (ġekil 6.83). 1802 tarihinde Hacı Ahmed‟in oğlu merhum Hacı Mustafa‟nın vakfından Yanık Han‟ın yakınındaki dükkanların, kahvenin ve bozahanenin yangın geçirdiği anlaĢılıyorsa da, Yanık Han‟ın etkilenip etkilenmediği öğrenilememiĢtir.62 61 Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.123 62 K. Kutgün Eyüpgiller, Bir Kent Tarihi Kastamonu (1999), s.129 100 1809 yılında tamir edilen han, 1886 yılında hapishane olarak kullanılmıĢ, 1930 yılında ise cambaz ve palyaço gösterilerine sahne olduğu bilinmektedir.63 1950‟li yıllarda mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü ile vakfın yönetimi arasında tartıĢmalı olan han, yakın bir zamana kadar Kastamonu‟daki urgan ticaretinin merkezi olmuĢtur (ġekil 6.84). ġekil 6.81 Yanık Han (Kendir Kapanı) rölöve üst kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek). 63 K. Kutgün Eyüpgiller, Bir Kent Tarihi Kastamonu (1999), s.129 101 ġekil 6.82 Yanık Han (Kendir Kapanı), avludaki çeĢme ve çeĢme kitabesi ġekil 6.83 Yanık Han (Kendir Kapanı) güney cephesi AhĢap doğramalarının genelinde çürüme ve bozulmalar görülmektedir. Ayrıca doğramaların tamamının değiĢmesi gerekmektedir. Revak arkasındaki odaların duvarlarının sıvası döküldüğünden, tuğla örgüler açık bir Ģekilde görülmektedir. Üst kattaki dikmelerin arasındaki ahĢap korkuluklar yer yer sökülmüĢtür. Katlara çıkıĢ merdivenleri çok tahrip olmuĢtur. Hanın üzerini örten kırma çatıda da strüktürel ve malzemesel bozulmalar görülmektedir. Avlu da ise peyzaj açısından aĢırı derecede bitkileĢme, taĢ-toprak yığılması söz konusudur. Günümüzde yapının acilen kapsamlı bir Ģekilde restore edilmesi gerekmektedir (ġekil 6.85). 102 ġekil 6.84 Yanık Han iç avludan görünüm ġekil 5.85 Yanık Han Mevcut Durum Görünümü 103 6.3.5. AĢir Efendi Hanı (Reisülküttab – Urgan Hanı) Osmanlı Dönemi eserlerinden olan Urgan Hanı, Nasrullah Meydanı‟nda Nasrullah Camisi‟nin batı tarafında ve Ġsmail Bey Hanı‟nın (KurĢunlu Han) güneyinde kalmaktadır (ġekil 6.86). ġekil 6.86 AĢir Efendi Hanı genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden). Doğu cephesinin ortasındaki basık kemerli giriĢ kapsının iç yüzünde bulunan kitabesinde, 1748 yılında Reis-ül Küttab Hacı Mustafa Efendi tarafından yapımına baĢlandığı ve oğlu AĢir Efendi tarafından 1748 yılında tamamlandığı anlaĢılmaktadır.64 AĢir Efendi Hanı, dikdörtgen planlı ve iki katlı, tek avlulu plan tipindedir. Ticaret hanı olarak inĢa edilmiĢtir. Hana doğu ve kuzey-batı cephelerinde açılmıĢ olan kapılardan girilmektedir (ġekil 6.87). Hanın asıl giriĢi doğu cephesinin ortasından açılmıĢ basık kemerli kapıdır. Bunun haricinde, kuzey-batı cephesindeki yuvarlak kemerli kapısı ile Ġplikçiler ÇarĢısıyla irtibatlandırılmıĢtır. 64 A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.353. 104 ġekil 6.87 AĢir Efendi Hanı rölöve zemin kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek). Hanın doğu cephesindeki giriĢ kapısının her iki yanında üçer adet dükkan bulunmaktadır. Beton kiriĢleri ile ön cepheye açılan bu dükkanlar, düz tavanlıdır. Vaktiyle hanın içine dahil olan bu odalar, ön cepheleri açılarak dükkan haline getirilmiĢlerdir. Benzer bir müdahale ile kuzey cephede sıralanan odalar da günümüzde sokağa açılan birer dükkan haline gelmiĢlerdir65 (ġekil 6.88-6.89). 65 Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.129 105 ġekil 6.88 AĢir Efendi Hanı doğu giriĢ cephesi görünümü ġekil 6.89 AĢir Efendi Hanı doğu cephesi görünümü Hanın batı cephesinin kuzey-batı köĢesine yakın dükkanlar için de bu durum söz konusudur. Daha sonraki bir dönemde hanın batı cephesine kemerlerle bölünmüĢ yeni dükkanlar eklenmiĢtir. Hanın doğu cephesindeki kapıdan girildiğinde karĢılaĢılan giriĢ kısmı, ortada sivri bir kemerle ayrılan ve sivri tonozla örtülü dikdörtgen planlıdır. Bu bölümden sivri kemerli açıklık vasıtasıyla avluya ulaĢılmaktadır (ġekil 6.90). 106 ġekil 6.90 AĢir Efendi Hanı iç avlu görünümü Dikdörtgen planlı avlu, iki kat halinde, kare planlıdır. Zemin katta kesme taĢ örgülü, üst katta ise yekpare taĢtan masif ayaklara oturan tuğla örgülü sivri kemerler ve avluya açılan revaklarla çevrilmiĢtir. Avluyu çevreleyen bu revaklar, kuzey ve güneyde yedi, batıda ise beĢ kemer gözüyle avluya açılmaktadır. Avlunun doğusunda ise, zemin katta dört, üst katta ise beĢ kemer gözüyle avluya açılmaktadır. ġekil 6.91 AĢir Efendi Hanı avluya açılan dükkanların görünümü 107 Avluyu çevreleyen zemin kattaki kemer gözleri, kuzey ve güneyde tamamen, batıda ise giriĢi kapatmayacak Ģekilde avluya bakan ön yüzleri camekanlar, yan taraflarındaki kemerlerinin araları da duvarlarla bölünerek, kare planlı birer dükkan halini almıĢlardır. Vaktiyle revaka açılan batı ve güneydeki odaların, avluya bakan duvarları da yıkılarak bu dükkanlara dahil edilmiĢtir (ġekil 6.91). Avlunun doğusundaki kuzey-güney yönünde uzanan merdivenlerle üst kata çıkılmaktadır. Merdiven kütlesi, zemin kat revakında giriĢ bölümünün iki yanındaki kemer gözlerini kapatmaktadır. Buna karĢılık, bu bölümlerin giriĢ ünitesine bakan karĢılıklı yüzlerindeki kemerleri kaldırılarak düz atkıyla geçilen giriĢ cephesi oluĢturularak birer dükkan halini almıĢlardır (ġekil 6.92). ġekil 6.92 AĢir Efendi Hanı üst kata çıkıĢ merdivenleri görünümü Üst kat revakları avluyu çepeçevre sarmaktadır. Üst kat revaklarının çatı örtüsü beĢik ve çapraz tonozdur (ġekil 6.93). 108 ġekil 6.93 AĢir Efendi Hanı rölöve 1.kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek). Üst katta, revakların gerisinde sonradan dükkan haline getirilen, revaka açılan cepheleri tamamıyla yenilenmiĢ, aynalı tonozla örtülü odalar vardır. Bu odaların hepsinde birer ocak ve baca mevcuttur (ġekil 6.94). ġekil 6.94 AĢir Efendi Hanı üst kat dükkanlarının genel görünümü 109 Üst katın güney-doğu köĢesinde, doğu cephede dıĢa taĢan dikdörtgen planlı mekan günümüzde mescit olarak kullanılmaktadır. Beden duvarlarının malzemesi düzgün kesme taĢ olup, dıĢta yatay taĢ sıralarının derzlerinde kabarık olarak kullanılan harç ile tuğla taklidi çeĢitli geometrik süslemeler yapılmıĢtır. Beden duvarlarını sonlandıran iki sıra tuğla kirpi saçak duvarlar boyunca devam etmektedir. Sadece doğu ve kuzeyde kalan üst kat odalarını aydınlatacak Ģekilde kesme taĢlarla çerçeveli, basık kemerli, demir parmaklıklı ve tuğladan sivri kemerli alınlıkları bulunan pencereler vardır (ġekil 6.95). ġekil 6.95 AĢir Efendi Hanı Genel Cephe Görünümü Hanın çatısı, kiremitle örtülü kırma çatı Ģeklindedir. Ayrıca, çatıda kuzey ve doğuda kalan üst kat odaların ocaklarına ait tuğla örgülü bacalar mevcuttur (ġekil 6.96). Binanın doğu ve kuzey cepheleri ile avluyu kuĢatan üst kat revaklarının cephelerinde, taĢ sıraları arasında yer alan bazı geometrik süslemeler ve kuĢ evlerinin zarif, dekoratif katkı getiren görünümleri dıĢında bir süslemeye rastlanmamıĢtır.66 66 Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar) (doktora tezi) (1991),s.130 110 ġekil 6.96 AĢir Efendi Hanı genel görünümü 1814 ve 1838 yıllarında onarılan, 1905 yılı öncesinde depremde zarar gören yapının, alt katındaki ahırların sonradan bölünerek tonozlu odalar biçimine getirildiği, 1952 yılı öncesinde onarıma gereksinimi olan handaki dükkanların bir bölümünün Vakıflar Ġdaresi‟nce Ģahıslara satıldığı bilinmektedir67 (ġekil 6.97). “Ahdızanlı”, “Urgan” ve “Reisülküttab” adlarıyla da anılan handa, 1961 yılında, dernek kanalıyla kuzey ve doğu cepheleri açılarak, dıĢa yönelik dükkânlar meydana getirilmiĢtir. Handa mülkiyetin çoğunluğu vakıflardan Ģahıs mülkiyetine geçmiĢtir. Ticari yaĢantısını sürdüren nadir yapılardan biridir (Yaman, 2003). Han, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1972 yılında restore edilmiĢtir. Fakat bu onarımda, ne gibi değiĢiklikler ve neler yapıldığı hakkında kesin bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. Günümüzde hanın, tekrar restore edilmesi gerekmektedir. Bu onarım sırasında çatısı kontrol edilerek, bozulmuĢ olan çatı sistemi ve kaplaması değiĢtirilmelidir. Hanın iç ve dıĢ yüzeylerinde taĢ temizliği yapılarak, derz temizliğiyle birlikte derz dolgusu yapılmalıdır. Tüm doğramalar yenilenmeli, mevcut pencere korkulukları lokma demir parmaklık Ģekline çevrilmelidir. Saçak kısmındaki tuğla kirpi saçaktaki bozulmalar giderilmelidir. 67 A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.354. 111 ġekil 6.97 AĢir Efendi Hanı eski ve mevcut durumunun gösterimi (V.G.M. arĢivinden). GiriĢin sağında ve solunda yer alan üst kata çıkıĢı sağlayan merdivenlerde taĢ temizliği yapılarak, merdiven kenarına ve avluya açılan üst katın sivri kemerli açıklıkları arasına korkuluklar yapılmalıdır. Hanın tüm odaları ve revaklarda sıva raspası yapılarak, horasan sıva ile sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmalıdır. 6.4. Kastamonu Hanlarının Mekan Kurgusu Yönünden Analizi En eski Türk han mimarisi örnekleri olan Ribat-ı Mahi'yi (1020), Ribat-ı Melik'i (1079) ve sonrasında Selçuklular ve Beylikler eserleri incelediğinde, Osmanlı dönemi hanlarının ve Kastamonu han mimarisinin, en erken dönemlere kadar uzanarak geleneklere bağlı bir Ģekilde geliĢtiği ve gittikçe daha olgun ve geliĢmiĢ eserler ortaya çıktığı görülür. Anadolu'da Selçuklular zamanında terk edilmeye baĢlayan, Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklularda kullanılan geleneksel merkezi bir avluya açılan dörtlü eyvan Ģeması Osmanlılarda ve Kastamonu hanlarında hiç kullanılmamıĢtır. Buna karĢılık karakteristik bir özellik haline gelen avluyu dört bir yandan çeviren revak anlayıĢı, Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda yerini bazen baĢka örneklere bırakmıĢsa da Kastamonu hanlarında kendini göstermiĢtir. Selçuklular ve Beylikler döneminde kare veya dikdörtgene yakın planlı ve tek katlı han örnekleri mevcutken, zamanla Ģehrin topografik Ģartlarına uyan revaklı avlu Ģemasına sahip hanlar Kastamonu da kendini göstermiĢtir. Osmanlı döneminde yapılan hanların bazılarında kare veya dikdörtgen han formu devam etmektedir. Yalnız artık avluda erken devir eserlerinde aranan kare veya kareye yakın avlu fikri, Kastamonu'da 112 Ģehir bünyesi ve arsa durumlarına tabi olarak terk edilmiĢtir. Hanın avlu veya planı yol ve arsaya uyarak çeĢitli Ģekilde uygulandığı görülmektedir. Beylikler dönemi eserlerinden olan Deve Hanı örneğinde görüldüğü üzere insanlar ve hayvanlar aynı mekanda ikamet ederken, Osmanlı dönemi hanlarında, insanlar ve hayvanlar arasında kesin bir mekân ayrılığının oluĢması, bilhassa Kastamonu hanlarında geliĢerek en olgun örneklerini vermiĢtir. Ġlk defa Osmanlı döneminde ortaya çıkan çok katlı han anlayıĢı Kastamonu hanlarında da kendini göstermiĢ, fakat kat sayısı en fazla iki olmuĢtur. Osmanlı dönemine gelinceye kadar barındırıcı olduğu kadar koruyucu bir karaktere de sahip olan hanlar, Ģehirlerde çeĢitli değiĢik fonksiyonlar yüklenmiĢler ve dolayısıyla yeni bir görev anlayıĢı altında düzenlenip, inĢa edilmiĢlerdir. Böylece Ģehirlerde yolcu hanları yanında, iĢ ve misafirhane hanları gibi yeni tipler doğmuĢtur (Kösemen, 2005). Bu hanlardaki mekânlar, kullanma ve yerleĢtirme yönünden diğer yolcu hanlarından farklıdır. Bugün kısmen kaybolmuĢ olan Atabey ve Hanönü Hanları misafirhane hanı örneklerindendir. Bunlarda diğer hanlara göre tek katlı olup, insanlar ve hayvanlar ortak mekanda ikamet etmiĢlerdir. Osmanlı dönemi ile birlikte Yanık Han, AĢir Efendi Hanı gibi ticari hanlarda ikamet yoktur, gece kalınmaz. Diğer yolcu hanlarıyla olan benzerliği ise üst katların insanlara tahsis edilirken zemin katın dükkan ve depolara ayrılmıĢ olmasıdır. Ġlk zamanlarda kale görüntüsüne sahip olan hanların, mimarilerinde de dıĢa kapalı bir mekân anlayıĢı hâkimdir. Osmanlı dönemi ile birlikte bu kale görünüĢünden uzaklaĢılmıĢ, yapının dıĢla olan bağlantısı artmıĢ ve bazen cephelerde dükkânlar yer almıĢtır. Böylece hanlar, gittikçe ticari hayatın içinde yer almıĢlardır (Kösemen, 2005). Zamanla hanlar, anıtsal nokta özelliklerinden sıyrılarak, Osmanlı Ģehirlerinde, Kastamonu 'da da olduğu gibi, Ģehir anlayıĢı içinde yayılmıĢ, Ģehrin yerleĢme ve ticaret merkezlerini beslemiĢtir. Kastamonu Ģehir hanlarında topografik Ģartlar ve Ģehir dokusu göz önüne alınarak, plan ve mekan anlayıĢı ĢekillenmiĢtir. GiriĢ, yine cephenin en önemli unsuru olmakla beraber, bütün yapı ve cepheyi hâkimiyeti altına almaktadır. 113 6.5. Kastamonu Hanlarının KarĢılaĢtırılması 6.5.1. Yapıldıkları döneme göre karĢılaĢtırma Kastamonu‟da Selçuklular ve Çobanoğulları Beyliği, Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı Dönemi olmak üzere üç farklı dönemde toplamda 18 han bulunurken; bunlardan günümüze ulaĢmıĢ sadece 9 tane han mevcuttur (ġekil 6.98). ġekil 6.98 Kastamonu hanlarının yapıldıkları döneme göre karĢılaĢtırma tablosu Selçuklular ve Çobanoğulları Beyliği döneminde yapılan Atabey Hanı, döneminin ilk ve tek hanı olarak yıkılmadan günümüze kadar ulaĢmıĢtır. Candaroğulları 114 Beyliği döneminde yapılan Gökçeağaç Hanı, Deve Hanı ve Ġsmail Bey Hanı ( KurĢunlu Han) da günümüze kadar ulaĢan hanlardır. Osmanlı dönemine ait hanların 5 tanesi Ģehir merkezinde ayakta iken diğer 9 tanesinin ismi bilinmesine rağmen yerleri tespit edilememiĢtir. Ayakta olan Osmanlı dönemi hanlarından Acem Hanı, günümüzde sonradan arsa konturları dahilinde yapı izlerinden yola çıkılarak orijinalliğini kaybedip betonarme bir bina halinde varlığını sürdürmektedir. Kastamonu hanları dönemsel olarak incelendiğinde, Beylikler dönemine ait olan hanlar kendi aralarında benzerlik gösterirken, Osmanlı dönemine ait hanlar plan tipleri, yapı malzemeleri, kat sayıları ve araziye yerleĢimleri açısından farklı özelliklere sahiptirler. 6.5.2. Plan tiplerine göre karĢılaĢtırma Kastamonu hanları plan tiplerine göre sınıflandırdığında avlulu ve avlusuz tip olarak iki gruba ayrılmaktadır. Dönemsel öncelik taĢıyan Atabey Hanı, Gökçeağaç Hanı ve Deve Hanı avlusuz tek katlı kapalı tip plan Ģemasına sahiptir. Bu hanların bir giriĢ ünitesi ve giriĢ ünitesinden geçilerek ulaĢılan ana mekanı bulunmaktadır. Bu hanlarda insanlar ve hayvanlar aynı mekanda ikamet etmektedir. Avlulu tiplere baktığımızda ise, Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han), Cem Sultan Bedesteni, Balkapanı (Pembe Han) Hanı, Acem (Kürkçüoğlu) Hanı, Yanık Han, AĢir Efendi Hanı (Urgan Hanı) bulunmaktadır. Bu hanların çoğu kare veya dikdörtgen bir avlu etrafında iki katlı olarak sıralanan revak ve odalardan oluĢmaktadır. Bunlardan sadece Yanık Han, değiĢik bir forma sahip olarak üç katlıdır (ġekil 6.99). 115 ġekil 6.99 Kastamonu hanlarının plan tiplerine göre karĢılaĢtırma tablosu 116 6.5.3. Yapı malzemesi ve üst örtülerine göre karĢılaĢtırma Kastamonu hanları incelendiğinde yapı malzemesi olarak benzer özellik göstermesine rağmen azda olsa bazı farklılıklar bulunmaktadır (ġekil 6.100). Atabey Hanı‟nın yapı malzemesi duvar ve tonozlarında sıralı moloz taĢ iken, kemerleri ise kesme taĢ ve tuğladır. Gökçeağaç Hanı‟nın yapı malzemesi ise, genelde moloz taĢ ve belirli aralıklarla tuğla malzeme kullanılarak almaĢık düzendedir. Ġç mekanda ise, kemerler ve tonozlar tuğla, kemer ayakları kesme taĢtır. Atabey hanı ve Gökçeağaç Hanı‟ın üst örtüsü, dam üzeri toprak örtüdür. Deve Hanı‟nın beden duvarları genelde sıralı moloz taĢ iken, güney duvarında kesme taĢ kullanılmıĢtır. Ġsmail Bey Hanı‟nın ise, beden duvarlarının malzemesi üst bölümlerde moloz ve kaba yonu taĢ, alt bölümlerde ise düzgün kesme taĢtır. Deve Hanı‟ın saçak kısmında tuğla kirpi saçak bulunurken, Ġsmail Bey Hanı‟ında böyle bir uygulama yoktur. Deve Hanı‟nın üst örtüsü taĢ malzemeden yapılmıĢ tonozla örtülü, alaturka kiremit kaplı kırma çatı Ģeklinde iken Ġsmail Bey Hanı‟nın üst örtüsü beĢik tonoz olup, çatı örtü malzemesi kurĢun kaplamadır. Kesme taĢ kemer ayaklarına sahip olan Ġsmail Bey Hanı‟ın kemerleri ve üst kat odalarına ait ocakların bacaları tuğla malzemedendir. Cem Sultan Bedesteni ve Balkapanı Hanı‟nın beden duvarlarının malzemesi aralıklı tuğla hatıl kuĢaklarla ayrılan moloz ve kaba yonu taĢtır. Dükkânlarda ise tuğla derzli kesme taĢ malzeme kullanılmıĢtır. Bina köĢelerinde ise düzgün kesme taĢlar kullanılmıĢtır. Beden duvarlarının saçak kısmında ise tuğla kirpi bulunmaktadır. Cem Sultan Bedesteni‟nin çatı örtüsünü sekizgen tuğla kasnaklara oturan toplamda dokuz adet kubbe oluĢtururken, Balkapanı Hanı‟nın çatısı kırma çatı Ģeklindedir. Tuğla malzemeli sekizgen kasnaklar sahip Cem Sultan Bedesteni‟nin kubbeleri kurĢun malzeme ile kaplı iken Balkapanı Hanı‟nın çatısı alaturka kiremitle kaplıdır. Acem Hanı, günümüzde betonarme bina Ģeklindedir. Tuğla ile örülü kemerlerinin üzeri çimento ile sıvanıp kapatılmıĢtır. Sokağa açılan dükkanların cepheleri metal profilli camekânlarla, üst katlar ise plastik doğramalı pencerelerle aydınlatılmaktadır. Hanın üstü betonarme saçak yapacak Ģekilde, Marsilya kiremitle örtülü ahĢap kırma çatıyla kapatılmıĢtır. 117 Yanık Han‟ın beden duvarlarında kaba yonu taĢ malzeme, avluya bakan odaların duvarlarında ise ahĢap çatkı arası tuğla malzeme kullanılırken; AĢir Efendi Hanı‟nın beden duvarlarının malzemesi düzgün kesme taĢ olup, yatay taĢ sıralarının arasında, dıĢta kabarık olarak kullanılan harç ile tuğla taklidi derzler ve çeĢitli geometrik süslemeler yapılmıĢtır. Aynı hanın, kemer ayakları kesme taĢ olup, kemerler tuğla malzemeden yapılmıĢtır. Yanık Hanı‟ın oda tavanları ahĢap kaplama iken, AĢir Efendi Hanı‟na ait odaların üst örtüsü aynalı tonoz, revaklarının üst örtüsü beĢik ve çapraz tonozdur. Yanık Han‟ın avluya bakan revakların dikme ve merdivenleri ahĢaptır. AĢir Efendi Hanı‟nın ise merdivenleri taĢ malzemedendir. Her iki hanın da çatısı kiremitle örtülü kırma çatı Ģeklindedir. Ayrıca AĢir Efendi Hanı‟nın çatısında, kuzey ve doğuda kalan üst kat odalarının ocaklarına ait tuğla örgülü bacalar mevcuttur. 118 ġekil 6.100 Kastamonu hanlarının yapı malzemesi ve üst örtülerine göre karĢılaĢtırma tablosu 119 6.5.4. Cephe düzenlemesine göre karĢılaĢtırma Kastamonu hanları cephe düzenlemesi açısından karĢılaĢtırıldığında; Beylikler döneminde yapılan hanların genelinde sağır, sade ve özensiz cepheler göze çarpmaktadır. Bu hanların aydınlatması çoğunlukla çatısından açılan deliklerle sağlanırken, nadiren cephelerindeki pencere boĢluklarıyla da aydınlatılmaktadır. Yapılarda herhangi bir süslemeye rastlanmamıĢtır. Osmanlı dönemi hanlarının cephelerinde yer yer tuğla hatıl sırasıyla almaĢık düzende duvar örgüleri görülmektedir. Genellikle cephelerinde fazla pencere açıklığı bulunmamaktadır. Zemin katlarda pencere açıldığı görülmez. Birçok hanın dıĢ cephesi dükkân ile çevrilmiĢtir. GiriĢ cepheleri önemli tutulmakla beraber, abartılı değildir. GiriĢ cephesinin dıĢında kalan yan cephe duvarları ise daha da sadedir. Mimari planın dıĢa yansıması olarak zemin katta sağır duvarlar üst katta ise genellikle odalarda bir ve seyrek olarak da iki pencereli açıklıklar görülür. Avluya bakan cephelerde görülen mimari hareket ve estetik çabası dıĢ cephede görülmez. 6.5.5. Fonksiyonlarına göre karĢılaĢtırma Günümüzde Kastamonu hanlarının birçoğu çeĢitli ticari fonksiyonlarda kullanılırken, birkaç tanesi de atıl bir halde yalnızlığa terk edilmiĢtir. Atabey hanı, günümüzde harabe bir Ģekilde atıl halde bulunduğundan kullanılmamaktadır. Gökçeağaç Hanı, restorasyona ihtiyaç duymasına rağmen, eski etnografik eĢyaların sergilendiği müze olarak kullanılmaktadır. Deve Hanı, günümüzde 2006-2007 yılları arasında restore edildikten sonra, turizm amaçlı yeme-içme ve hediyelik eĢya satıĢ yeri fonksiyonu verilmiĢ olarak değerlendirilmektedir. Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han), 2003-2009 yılları arasında yapılan restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından, 2008 yılının Ağustos ayından bu yana otel ve restoran olarak kullanılmaktadır. Cem Sultan Bedesteni, günümüzde 2003-2009 yılları arasında yapılan restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından alıĢ-veriĢ merkezi (kapalı çarĢı) olarak kullanılmaktadır. 120 Balkapanı (Pembe Han) Hanı, günümüzde 2003-2009 yılları arasında restore edildikten sonra Penbe Han El Sanatları ÇarĢısı olarak hizmete açılmıĢtır. Acem Hanı, günümüz malzeme ve yapım tekniğiyle, koruma amacı güdülmeden bilinçsiz olarak yeniden inĢa edilerek betonarme bir yapı Ģeklinde, alt katları dükkan, üst katları ise konut olarak kullanılmaktadır. Yanık Han, eskiden urgan imalatının yapıldığı ticari bir merkez konumda iken günümüzde kullanılmayan atıl bir yapı halindedir. AĢir Efendi Hanı, en son 1972 yılında restore edilmesine rağmen, günümüzde nadiren ticari yaĢantısını devam ettiren hanlardandır. Alt ve üst katındaki odalar çeĢitli ticari hizmet veren dükkanlar olarak kullanılmaktadır. 121 7. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER 7.1. Sonuçlar GeçmiĢten günümüze kadar geliĢim gösteren kültür ve tarihi kültür varlıklarımızın hızlı kentleĢme düĢüncesinin olumsuz etkisiyle yok olmasını önlemek, gelecek kuĢaklarında bu tarihi yapılardan yararlanabilmesini sağlamak amacıyla bu çalıĢmada Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında Kastamonu Hanlarının mevcut potansiyeli ortaya konulmuĢ ve yeni iĢlev önerileri getirerek yeniden canlandırılması hedeflenmiĢtir. Sonuç olarak bu çalıĢmada alıĢveriĢ kavramıyla ortaya çıkan ticaretin geliĢimi paralelinde, tarihsel süreç içerisinde ilk olarak Türk Ticaret Yapıları ve alanları tarif edilmiĢ, Kastamonu kent ölçeğinde ticaret bölgesinin bütününü oluĢturan olgular araĢtırılmıĢtır. Daha sonra hanların geliĢimi dönemsel olarak anlatılarak Kastamonu Hanları mekan kurgusu yönünden incelenmiĢtir. Mimari ve yapısal özellikleri, Ģehirdeki konumları ve yakın çevresiyle iliĢkisi, süregelen yapısal geliĢmelerle karĢılaĢtırılarak yapıların özgün durumları araĢtırmalar doğrultusunda tespit edilmiĢtir. Günümüz koruma anlayıĢı içinde müdahale biçimleri, kullanım amaçlarının neler olabileceği değerlendirilerek, yapı ile ilgili uygun olabilecek iĢlevler belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Tüm bu olgular bir sistemin parçalarını oluĢtururken; her biri kendi içerisinde geçerli ve tutarlı mimari eserleri meydana getirmektedir. Bu eserlerin kendi içindeki konumları diğer sistemin parçalarıyla bir araya geldiğinde bütünlük tamamlanmaktadır. Bu çalıĢma sonucunda, günümüzde Kastamonu‟da ticaretin yeni bir merkeze kaymadığı, eski ticaret merkezinin bu dönem yapılarının eklenerek geliĢtiği görülmektedir. Kastamonu‟nun tarihi ticaret merkezine bakıldığında, bu alanın pek çok Anadolu kentine göre daha korunmuĢ olduğu, ancak doku ve özgün mimari ile uyumsuz yeni betonarme yapıların hızla arttığı izlenmektedir. Ticari alandaki rant baskısına bağlı olarak, yeni yüksek yapılaĢma tarihi ticaret yapılarını tehdit etmektedir. Bölgedeki tarihi ticaret yapıları, günümüzde uygun olmayan iĢlevler ve eklerle özgün niteliklerinin bir kısmını yitirmiĢ durumdadır. ÇalıĢma sonucunda Kastamonu‟da bulunan hanların Atabey Hanı ve Yanık Han fonksiyonunu devam ettiremeyip harabe bir halde bulunduğu, Acem Hanı‟nın tamamen yıkılarak betonarme bir bina haline geldiği, AĢir Efendi Hanı‟nın restorasyona ihtiyacı 122 olduğunu ve diğer hanların ise çeĢitli dönemlerde restore edildikten sonra fonksiyon değiĢikliğine uğrayarak ticari amaçlı kullanıldığını görmekteyiz. Kastamonu ticaret bölgesi ve çarĢı kültüründe çok önemli bir yeri bulunan, özgün iĢlevlerini kaybeden hanların gerekli duyarlılık ve hassasiyetle korunmadıkları ve her geçen gün özelliklerini kaybetmekte oldukları görülmektedir. Kastamonu mirasında önemli yere sahip hanların bilinçli bir Ģekilde kullanımı amaçlanmalı, tarihi önemini ve özelliklerini ön planda tutan, bu özelliklere zarar vermeyen önerilerin uygulanmasına öncelik verilmelidir. Yapılar bütün olarak ele alınmalı ve yeni iĢlev önerisi getirilirken binanın tümü dikkate alınarak, yapılara sonradan yapılan ve karakteristik özellikleriyle bağdaĢmayan ekler temizlenmelidir. Yüzyıllardır ticaret alanı olarak kullanılmıĢ bu bölgede, genel olarak yeni yapılaĢmanın kontrollü ve ticaret fonksiyonu ağırlıklı devam ettirilmesi, belirli sürelerde yapıların bakımının yapılması gerekmektedir. Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ġl Özel Ġdare ve Belediye tarafından gerçekleĢtirilen restorasyon çalıĢmalarıyla beraber yenilenen tarihi yapıların bir fonksiyon verilerek yaĢatılmaya çalıĢılması da güzel bir uygulama örneğidir. Yalnız bunu yaparken de eserin tarihi geçmiĢine saygı duyularak, eski dokusunu bozan uygulamalardan kaçınılmalıdır. Anadolu‟da yaĢamıĢ farklı kültürlerin yaĢantısından etkilenen Ģehirlerimiz, farklı yüzyılların, farklı özelliklere sahip mimari yapıtlarını bünyesinde bulundurmaktadır. Bu nedenle bu yapıtların bir arada korunması gerekmektedir. Batı etkisiyle Ģekillenen 19. yüzyıl ticaret yapıları da bu kültürel bütünlüğün değerli bileĢenleri arasındadır. Dolayısıyla bu yapıların, bir bütünlük içerisinde, tüm özelliklerinin korunarak gelecek kuĢaklara aktarılması toplumdaki herkes tarafından benimsenmelidir. 7.2. Öneriler Günümüzde tarihi Kastamonu hanları, sosyal yaĢantımızda yalnızlığa terk edilmiĢtir. Bu hanlar yaptığımız araĢtırmalar doğrultusunda bilinçli restorasyon çalıĢmalarıyla günümüz koĢullarına uygun hale getirilerek Kastamonu çarĢı kültürüne de katkı sağlayacak Ģekilde sosyal yaĢama dahil edilmiĢ olurlar. Bu nedenle hanlarımızı yeniden kullanımlarını sadece basit bir iĢlevle değil, Kastamonu kültürünü ve tarihini yansıtacak Ģekilde iĢlevsel önerilerle gerçekleĢtirmek 123 amacı ile; Atabey Hanı‟nı restore ederek bağlı bulunduğu Elmayakası Köyü‟nün etnografik eĢyalarının sergi ve tanıtımın yapılabileceği bir müze olarak günümüzde müze olarak iĢlevlendirebiliriz. Gökçeağaç Hanı, restore edildikten sonra, kullanıldığından, aynı fonksiyonunu koruyarak eski etnografik eĢyaların sergilendiği müze olarak kullanımına devam edilebilir. Deve Hanı, Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han), Cem Sultan Hanı, Balkapanı (Pembe Han) Hanları yakın zamanda restorasyon gördüklerinden onarıma ihtiyaçları yoktur. Her birinin günümüzdeki kullanımları iĢlevsellik açısından olumlu olup aynı Ģekilde kullanımına devam edilebilir. Yanık Han, acilen restorasyona ihtiyaç duyduğundan restore edilerek, ticari faaliyetini sürdürmesi hedeflenerek el sanatları ve hediyelik eĢya çarĢısı olarak kullanılabilir. AĢir Efendi Hanı da restore edildikten sonra günümüzdeki kullanımı doğrultusunda hizmetine devam edebilir. 124 KAYNAKLAR Acar, H., 1995, “Tarihte Kastamonu”, Ankara. Ahunbay Z., 1996, “Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon”, Y.E.M Yayınları, Ġstanbul. Aınsworth, W.F., 1842, “Travels And Research In Asia Minor”, London. Akozan, F., 1963, “Türk Han ve Kervansarayları”, Türk Sanat Tarihi AraĢtırma ve Ġncelemeleri, Ġstanbul. Alp E., 2000, “Candaroğulları Beyliği ve Kastamonu”, Alp Yayınları, Kastamonu. Anabolu M., 2001, “Ġstanbul ve Anadolu‟daki Roma Ġmparatorluk Dönemi Mimari Yapıtları”, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Ġstanbul. Anonim, 1973, "Cumhuriyetin 50. Yılında Kastamonu Ġl Yıllığı", Yarı Açık Cezaevi Matbaası, Ankara. Anonim, 2011, “Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası”, T.C. Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı, Afet ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Deprem AraĢtırma Dairesi, http://www.deprem.gov.tr./linkhart.html Anonim, 2011, "Tarih ve Coğrafya, Sosyal Durum, Nüfus, Ekonomi", T.C. Kastamonu Valiliği, http://www.kastamonu.gov.tr/index1.html Anonim, 2011, "Haritalar", T.C. Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü, http://www.kgm.gov.tr/images/turkiye-yeni.jpg Aslanapa, O., 1984, “Türk Sanatı I – II”, Kervan Yayınları, Ġstanbul Aslanapa, O., 1990, “Türk Sanatı I-II”, Kültür Bak. yay., a.g.e.s.9394, 9596, 97, Ankara. Aslanapa, O., 1993, “Anadolu Selçukluları Mimari Sanatı”, Bölüm: 3, BaĢlangıçtan Bugüne Türk Sanatı, T. ĠĢ Bankası Yay., Ankara. Ayverdi E. H., 1989, “Osmanlı Mimarisinin Ġlk Devri (1230- 1402)”, Damla Ofset, Ġstanbul. BaĢ A., 1989, “Beylikler Dönemi Hanları”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Konya. 125 Baysun,Ġ. A., 1945, “Cem” maddesi, Ġ.A, 3. Cilt , Ġstanbul. Behçet, M., 1922, "Kastamonu Asar-ı Kadimesi", Matbaa-i Amire, Ġstanbul. Bilici, Z. K.,1991, "Kastamonu'da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yüzyıl Sonuna Kadar", Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara. Boré, E., 1840, “Memoire d‟Un Voyageur En Orient”, Paris. Cerası, M.M., 2001, “Osmanlı Kenti, Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda 18. ve 19. yüzyıllarda Kent Uygarlığı ve Mimarisi”, YKY, Ġstanbul. Cezar, M., 1985, “Tipik Yapılarıyla Osmanlı ġehirciliğinde ÇarĢı ve Klasik Dönem Ġmar Sistemi”, MSÜ Yayını No:9, Ġstanbul. Cezar, M., 1977, “Anadolu Öncesi Türklerde ġehir ve Mimarlık”, T. ĠĢ Bankası Kültür Yay., Ġstanbul. Ceylan, O., 1989, “Geleneksel Türk – Osmanlı ÇarĢı Yapılarının OluĢumu, GeliĢimi ve Yakın Doğu Kültürleri Ġle Olan EtkileĢimleri”, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, MSÜ, Ġstanbul. Çetinkaya, B., 2010, “Ortaçağ Ġslam Dünyasında Ribat”, VII. Ve XIII. Asırlar Arası www.ribat-kervansaray-hangah.spaces.live.com Çifci, F. H., 2000, “Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler”, Türkiye Diyanet Vakfı Eserleri, Ankara. Defrénery, M.. 1851, “Voyages d‟Ibn Batouta dans L‟Asie Mineure”, Paris. EczacıbaĢı Sanat Ansiklopedisi, 1997, Cilt 1, Yem Yayın Evi, Ġstanbul. Erdoğdu A., 1992, “Ġlimiz Kastamonu ve Karadeniz Bölgesi”, Kastamonu Belediye BaĢkanlığı, Kastamonu. Erdoğan A., 2007, “Ankara Tarihi”, Ankara BüyükĢehir Belediyesi Yayınları, Ankara. Eyüpgiller, K., 1999, “Bir Kent Tarihi: Kastamonu”, Eren Yayıncılık, Ġstanbul. Eyüpgiller, K., TopçubaĢı M., Polat I., 2008, Kastamonu‟da 19. Yüzyıl Ticaret Yapıları, ODTÜ, Ankara. 126 Gökoğlu, A., 1952, "Paphlagonia", Doğrusöz Matbaası, Kastamonu. Güran, C., 1978, “Türk Hanlarının GeliĢimi ve Ġstanbul Hanları Mimarisi”, Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ġstanbul. Hasol, D., 2002. “Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü”, Yem Yayınları, Ġstanbul. Kara H., 2005, “Kastamonu ve Yöresinin Turizm Yönünden GeliĢmesinin Peyzaj Mimarlığı Açısından Ġrdelenmesi”, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Bartın. Karabiberoğlu Ü., 1997, “Kastamonu Ġsmail Bey Külliyesi”, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Kıran, M.H., 1992, “Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı Yapılarından Bedesten Yapılarının Ġncelenmesi ve Günümüzdeki Durumlarıyla Kıyaslanarak Koruma Önerileri Aranması”, Yüksek Lisans Tezi, MSGSÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul. K.Ġ.Y, 1993, “Kastamonu Ġl Yıllığı”. Kösemen, D., 2005, “Ġstanbul Ticaret Bölgesinin OluĢumunu Etkileyen Çevresel Faktörler ve Hanların Mimari Kurgusu”, MSÜ Tez, Ġstanbul. Küçükkömürcü, B., 2005, “Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı Yapıları ve Günümüzdeki AlıĢveriĢ Merkezleri Üzerine Bir Ġnceleme”, MSÜ Tez, Ġstanbul. Korkmaz A., 2005, “Antalya Evdir Han Restorasyon ve ĠĢlevlendirme Önerisi”, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Kozanoğlu Ö., 2006, “Amasya Kurtoğlu Hanı Restorasyon Önerisi”, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Noyan F. K., 2007, “Ġzmir/Kemeraltı Mirkelamoğlu Hanı Restorasyon Önerisi”, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Pakalın M.Z., 2000, “Osmanlı Tarihi Deyimleri Sözlüğü”, Meb Yayınları, Ankara. Özçınar, A. G., 2006, "Kastamonu Mekteb-i Ġdadi Binası Restorasyon Önerisi", Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara. ÖzdeĢ, G., 1953, “Türk ÇarĢıları”, Doktora Tezi, ĠTÜ, Mim. Fak. Yay., Ġstanbul. Reclus, E., 1984, “Nouvelle Géographie Universelle”, IX, Paris. 127 Sadıllot, R., 1983, “DeğiĢtokuĢtan Süpermarkete”, Cep Kitapları, Ġstanbul. Sayılı, T., 1992, “AlıĢveriĢ Merkezlerinin GeliĢimi Sınıflandırılması ve Tasarımını Etkileyen Faktörler”, Yüksek Lisans Tezi, MSGSÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul. Seymen L., 2008, “Üsküdar‟a Kadar Kastamonu”, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Ġstanbul. Sözen M., 1996, “Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü”, Remzi Kitabevi, Ġstanbul. Tankut, G., 1973, “Osmanlı ġehrinde Ticari Fonksiyonların Mekansal Dağılımı”, VII. Türk Tarih Kongresi, Kongreye Sunulan Bildiriler, T.T.K. Yay., Ankara. Tanyeli, U., 1999, “Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü”, Remzi Kitabevi, Ġstanbul. Tekeli Ġ., Ġlkin S., 1997, “Mimar Kemalettin‟in Yazdıkları”, ġevki Vanlı Mimarlık Vakfı Yayınları, Ankara. Texıer, C., 1862, “Asie Mineure”, Paris. Tuncer, M., 2001, “Ankara ġehri Merkez GeliĢimi 14. – 20.yy.”, T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. UzunçarĢılı Ġ. H., 1984, “Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri”, Ankara. Ünal H. R., 1978, “Osmanlı Öncesi Dönemden YayınlanmamıĢ Üç Menzil Hanı”, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi AraĢtırma Dergisi, in Memoriam Prof. Albert Louis Gabriel Özel Sayısı, Ankara, s.188. Vakıflar ve Vakıf Abideleri, 2003. Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü. Yaman, Z., 2003, Kastamonu Turizm Envanteri. Yılmaz M., “Kastamonu Bibliyografyası”, FSF Printing House, Ġstanbul (2007) Yücel, Y., 1991, “Anadolu Beylikleri Hakkında AraĢtırmalar I, Çobanoğulları BeyliğiCandaroğulları Beyliği-Mesalikü‟l-Ebsar‟a Göre Anadolu Beylikleri”, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara. 128 ÖZGEÇMĠġ KĠġĠSEL BĠLGĠLER Adı Soyadı Uyruğu Doğum Yeri ve Tarihi Telefon Faks e-mail : : : : : : Hüseyin ASAR T.C. Ankara-1983 0312.476.26.65 0312.476.26.33 [email protected] EĞĠTĠM Lise Üniversite Bitirme Yılı Adı, Ġlçe, Ġl Derece Türközü ġehit Nuri Pamir Süper Lisesi, Mamak, 2001 Ankara 2007 : Selçuk Üniversitesi, Kampüs, Konya : Yüksek Lisans: Selçuk Üniversitesi, Kampüs, Konya …… Ġġ DENEYĠMLERĠ Yıl 2004 2005 2006 2007 2008 2008 Kurum ÇĠMTEK ĠNġAAT ġANTĠYESĠ AEF MĠMARLIK BÜROSU FORUM FUARCILIK VE GELĠġTĠRME A.ġ. ARK ĠNġAAT BOYUT MĠMARLIK EHA YAPI MĠMARLIK ĠNġ.TUR.TAġ. SAN. Ve TĠC. LTD. ġTĠ. UZMANLIK ALANI Restorasyon Futbol Bilgisayar Kullanımı YABANCI DĠLLER Ġngilizce Görevi Stajyer Öğrenci Stajyer Öğrenci Teknik Eleman Mimar Mimar Mimar