T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

advertisement
T.C.
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ
FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ
TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI
KAPSAMINDA KASTAMONU HANLARI
Hüseyin ASAR
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Mimarlık Anabilim Dalını
Kasım-2011
KONYA
Her Hakkı Saklıdır
TEZ KABUL VE ONAYI
Hüseyin ASAR tarafından hazırlanan “Tarihi Türk Ticaret Yapıları Kapsamında
Kastamonu Hanları” adlı tez çalıĢması 30/11/2011 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından oy
birliği ile Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı‟nda
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak kabul edilmiĢtir.
Jüri Üyeleri
Ġmza
BaĢkan
Yrd. Doç. Dr. Rahmi ERDEM
…………………..
DanıĢman
Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ
…………………..
Üye
Yrd. Doç. Dr. M. Emin BAġAR
…………………..
Yukarıdaki sonucu onaylarım.
Prof. Dr. Bayram SADE
FBE Müdürü
TEZ BĠLDĠRĠMĠ
Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde
edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait
olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.
DECLARATION PAGE
I hereby declare that all information in this document has been obtained and
presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as
required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and
results that are not original to this work.
Hüseyin ASAR
Tarih: 30.11.2011
ÖZET
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI KAPSAMINDA KASTAMONU
HANLARI
Hüseyin ASAR
Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Mimarlık Anabilim Dalı
DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ
2011 Yıl, 128 Sayfa
Jüri
DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ
Yrd. Doç. Dr. Rahmi ERDEM
Yrd. Doç. Dr. M. Emin BAġAR
GeçmiĢten günümüze kadar geliĢim gösteren kültür ve tarihi kültür varlıklarımızın hızlı
kentleĢme düĢüncesinin olumsuz etkisiyle yok olmasını önlemek, gelecek kuĢaklarında bu tarihi
yapılardan yararlanabilmesini sağlamak amacıyla bu çalıĢmada Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında
Kastamonu Hanlarının mevcut potansiyeli ortaya konulmuĢ ve yeni iĢlev önerileri getirerek yeniden
canlandırılması hedeflenmiĢtir.
ÇalıĢmanın ilk aĢamasında; alıĢ-veriĢ kavramı tariflenmiĢ, ticaretin geliĢimi araĢtırılıp, yerleĢik
hayata geçiĢle birlikte zamanla oluĢan ve günümüze kadar gelen ticari yapılar ve mekânlar incelenmiĢtir.
Geleneksel Ticaret yapıları ve Kastamonu‟daki ticaret yapıları araĢtırılmıĢ ve bu çalıĢma doğrultusunda
olması gerekenler belirlenmiĢtir.
Ġlk olarak birinci bölümde Türk Ticaret Yapıları ve alanları tariflenmiĢtir.
Ġkinci bölümde belirlediğimiz amaç doğrultusunda Hanların geliĢimi incelenmiĢtir. Tarihsel
süreç içerisinde hanların geliĢimi dönemsel olarak sırasıyla ele alınmıĢtır.
Üçüncü bölümde, kent ölçeğinde Kastamonu örnekleri incelendiğinden, Kastamonu‟nun coğrafi
konumu, doğal özellikleri, tarihsel geliĢimi günümüze gelinceye kadar ortaya konmuĢtur.
Dördüncü bölümde yararlanılan kaynaklardaki bilgiler ve edinilen gözlemler çerçevesinde
Ticaret (Hanlar) bölgesinin analizleri yapılmıĢtır. Bölgenin oluĢumunu ortaya çıkarmaya çalıĢılmıĢtır.
BeĢinci ve son bölümde ise Kastamonu Hanları mekan kurgusu yönünden incelenip farkları
belirlenerek sınıflandırılmaya gidilmiĢtir. Ticari bölge içerisindeki hanlar tek tek incelenmiĢtir. Hanların
mimari ve yapısal özellikleri, Ģehirdeki konumları ve yakın çevresiyle iliĢkisi, süregelen yapısal
geliĢmelerle karĢılaĢtırılarak yapıların özgün durumları restitütif bilgiler ıĢığında tespit edilmiĢtir.
Günümüz koruma anlayıĢı içinde müdahale biçimleri, kullanım amaçlarının neler olabileceği
değerlendirilerek; yapı ile ilgili uygun olabilecek iĢlevler belirlenmeye çalıĢılmıĢtır.
Anahtar Kelimeler: AlıĢveriĢ, Kastamonu, Osmanlı ÇarĢısı, Restorasyon, Ticaret, Türk Hanları.
iv
ABSTRACT
MASTER OF SCIENCE THESIS
IN TERMS OF HISTORICAL TURKISH COMMERCIAL BUILDINGS
KASTAMONU HANS
Hüseyin ASAR
SELÇUK UNIVERSITY, INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED
SCIENCES, DEPARTMENT OF ARCHITECTURE
Advisor: Asst. Prof. Dr. Ġlhan KOÇ
2011, 128 Pages
Jury
Advisor: Asst. Prof. Dr. Ġlhan KOÇ
Asst. Prof. Dr. Rahmi ERDEM
Asst. Prof. Dr. M. Emin BAġAR
In order to prevent culture and our historical cultural assets that have been evolving from past to
present from disappearing due to negative impacts of rapid urbanisation ideas and let future generations
benefit from these historical structures; this study presents Public Houses of Kastamonu‟s potential in the
context of Turkish Historical Trade Structures and aims at revitalizng them by proposing new offers in
respect of functionality.
In the first phase of the study; concept of commerce is described, development of commerce is
analized, structures and places developed with sedentism is analized. Traditional commerce structures
generally and commerce structures in the city of Kastamonu spesifically analized and necesities within
the framework of this study is distinguished. As a first step in the first part of the study Turkish
commercial structure and enviroment is described.
In the second part, in accordance with goals determined development of khans is analized.
Evolution of the khans in historical process is studied within the chronological order.
In the third part of the study, city of Kastamonu‟s geographical position, natural characteristics,
historical development until modern times is scrutinized because Kastamonu samples are analized in a
city scale.
In the forth part of the study with in the framework of utilized resources and reservations gained
commerce center (khans) is analized. Development of the environment is set forth.
In the fifth and the last part of the study, khans of Kastamonu is analized by place construction
and differences are revealed and classified. Khans constructed with in the commercial center is analized
one by one. Architectural and structural characteristics of khans, their loation in the city and relationship
with the environment is compared with on going structural developments and authentic situation of the
structures are determined with the restitutive information.
By considering intervention forms and utilization ways within moder day preservation
perception, functions that would be suitable with structure are determined.
Keywords: Commerce, Kastamonu, Ottaman Bazaar, Restoration, Turkish Hans.
v
ÖNSÖZ
“Tarihi Türk Ticaret Yapıları Kapsamında Kastamonu Hanları” isimli bu
araĢtırma Konya Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim
Dalı‟nda Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmıĢtır.
Ġlk olarak tez çalıĢmamın baĢlangıcından sonuna kadar geçen süreçte
çalıĢmalarımda bana yol gösteren, her türlü bilgi ve desteğini esirgemeyen değerli
danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Ġlhan KOÇ‟A sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.
Kastamonu Hanları‟nın mevcut durumlarının rölöve-tespit çalıĢmasında emeği
geçenlere, her türlü ölçüm ve rölöve çizimlerinde bana yardımcı olan eĢim Betül
ASAR‟A ve arkadaĢım Ercan AKSOY‟A, dokümantasyon konusunda her türlü bilgiye
ulaĢmada kolaylık sağlayan Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü çalıĢanları ve
Hüseyin Gökhan YAVUZ‟A teĢekkürlerimi sunarım.
AraĢtırma, kaynak, yorum ve görüĢlerini aldığım pek muhterem hocalarım Doç.
Dr. Ziya Kenan BĠLĠCĠ‟YE ve Prof. Dr. Ali BAġ‟A, bilgi ve yorumları için Yrd. Doç.
Dr. Mehmet Emin BAġAR‟A teĢekkür ederim.
Benimle beraber zaman harcayan ve manevi desteğini esirgemeyen sevgili eĢim
Betül ASAR‟A ve aileme sonsuz teĢekkür ederim.
Hüseyin ASAR
KONYA-2011
vi
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No
TEZ BĠLDĠRĠMĠ ................................................................................................. iii
ÖZET .................................................................................................................... iv
ABSTRACT ......................................................................................................... v
ÖNSÖZ ................................................................................................................. vi
ĠÇĠNDEKĠLER .......................................................................................................vii ix
1. GĠRĠġ ................................................................................................................ 1
1.1. ÇalıĢmanın Amacı, Kapsamı, Önemi ................................................... 1 1
1.2. Kaynak AraĢtırması .............................................................................. 2 2
2. MATERYAL VE METOD .............................................................................. 5 2
3. TĠCARETĠN TANIMI, TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI VE
GELĠġĠM SÜRECĠ …………………………………………………………... 7
3.1. Ticaretin Tanımı ve Ortaya ÇıkıĢı ........................................................ 7 6
3.2. Tarihi Türk Ticaret Yapı ÇeĢitleri ve Özellikleri ............................... 8
3.2.1. Kervansaraylar (Ribatlar) ...................................................... 8
3.2.2. Hanlar .................................................................................... 10
3.2.3. Arastalar ................................................................................. 11
3.2.4. Bedestenler ............................................................................ 13
3.2.5. ÇarĢılar ................................................................................. 14
3.2.6. Dükkanlar ............................................................................. 16
4. TÜRK HANLARININ KRONOLOJĠK GELĠġĠM SÜRECĠ ..................... 18
4.1. Ġlk Türk Devletlerinde Han ................................................................. 18
4.2. Büyük Selçuklular‟da Han .........................................................................
19
4.3. Anadolu Selçukluları‟nda Han .........................................................................
20
4.4. Osmanlı Döneminde Han ve Kervansaraylar ........................................22
4.4.1. Osmanlı dönemi kervansarayları .......................................... 24
4.4.1.1. Kapalı tip kervansaraylar (Avlusuz) ……………. 24
4.4.1.2. Açık tip kervansaraylar (Avlulu) .......................... 24
4.4.2. Osmanlı dönemi Ģehir hanları .............................................. 25
5. KASTAMONU ĠLĠNĠN FĠZĠKĠ, SOSYAL, TARĠHĠ VE TĠCARĠ
ÖZELLĠKLERĠ ............................................................................................... 2729
5.1. Kastamonu Ġlinin Fiziki ve Sosyal Özellikleri ........................................27
5.1.1. Doğal bitki örtüsü ................................................................. 27
5.1.2. Topografik yapısı .................................................................. 28
5.1.3. Ġklim yapısı ........................................................................... 28
vii
5.1.4. UlaĢım ................................................................................... 28
5.1.5. Demografik ve idari yapısı………………………………… 29
5.2. Kastamonu Ġlinin Tarihsel GeliĢimi……………………………………30
5.3. Kastamonu Ġlinin Ticari ve Ekonomik GeliĢimi .................................. 31
5.3.1. Ekonomik geliĢimi ................................................................ 31
5.3.2. Ticari geliĢimi ....................................................................... 32
5.3.3. Ticaret bölgesinin ve Ģehir bağlantıları ................................ 34
5.3.4. Ticaret bölgesinin oluĢumunda çevresel faktörler................. 34
6. KASTAMONU HANLARININ MĠMARĠ ÖZELLĠKLERĠ ĠLE
TARĠHSEL GELĠġĠM SÜRECĠ ĠÇERĠSĠNDE TĠCARĠ VE
KÜLTÜREL FONKSĠYONLARININ ĠRDELENMESĠ…………………
39
6.1. Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri Dönemi ................................ 41
6.1.1. Atabey Hanı .......................................................................... 41
6.2. Candaroğulları Beylikleri Dönemi ....................................................... 47
6.2.1. Gökçeağaç Hanı (Hanönü Hanı) ........................................... 49
6.2.2. Deve (Deva) Hanı .......................................................................
55
6.2.3. Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) .......................................... 65
6.3. Osmanlı Dönemi ................................................................................. 76
6.3.1. Cem Sultan Bedesteni (Karanlık Bedesten)………………... 76
6.3.2. Balkapanı Hanı (Pembe Han) ………………....................... 84
6.3.3. Acem (Kürkçüoğlu) Hanı ………………............................. 92
6.3.4. Yanık Han (Kendir Kapanı) ……………….......................... 95
6.3.5. AĢir Efendi Hanı (Reisülküttab-Urgan Hanı) …………....... 103
6.4. Kastamonu Hanlarının Mekan Kurgusu Yönünden Analizi ................ 111
6.5. Kastamonu Hanlarının KarĢılaĢtırılması .............................................. 113
6.5.1. Yapıldıkları döneme göre karĢılaĢtırma ................................ 113
6.5.2. Plan tiplerine göre karĢılaĢtırma ............................................. 114
6.5.3. Yapı malzemesi ve üst örtülerine göre karĢılaĢtırma ............ 116
6.5.4. Cephe düzenlemesine göre karĢılaĢtırma .............................. 119
6.5.5. Fonksiyonlarına göre karĢılaĢtırma ....................................... 119
7. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ....................................................................... 121
7.1. Sonuçlar……………………………………….. ................................ 121
7.2. Öneriler……………………………………….. ................................. 122
KAYNAKLAR ..................................................................................................... 124
ÖZGEÇMĠġ .......................................................................................................... 128
viii
1
1. GĠRĠġ
1.1.ÇalıĢmanın Amacı, Kapsamı, Önemi
Ġnsanlığın kültür ve uygarlık geliĢimini gösteren, kültür birikimini kuĢaktan kuĢağa
aktaran Ģehirlerin sahip oldukları tarihi yapılar, gelecek nesillere Ģehrin milli benliğini
ve kültürünü yansıtmada önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde kentleĢmenin getirdiği
olumsuzluklar nedeniyle kültürel mirasımızı yansıtan tarihi yapılar giderek yok
olmaktadır.
Tarihi kültür varlıklarımızın yok olmasını önlemek amacıyla tarihi yapılar yeterince
değerlendirilerek
yaĢatılmalı,
bu
tarihi
yapılardan
gelecek
kuĢakların
da
yararlanabilmesi sağlanmalıdır. Bu tarihi yapıların gelecek nesillere aktarılması onlara
yüceltici birer anlam katarak “yaĢayan bir varlık” konumuna getirilerek, tarihi yapıların
doku ve özelliklerini bilinçli bir Ģekilde korumakla sağlanabilir.
Ülkemizdeki tarihi ve kültürel varlıkların belgelenmesi, envanterinin çıkarılması,
kurtarılması, korunması, onarılması, tanıtılması; bu alanlarda bilimsel etkinliklerin,
sanatsal ve kültürel yaratıcılığın ve yeni çalıĢmaların geliĢtirilmesi ve teĢvik edilmesi;
bu emanetlerin gelecek kuĢaklara kalabilmesi için her türlü eğitim ve çalıĢmanın
yapılması;
bu
amaçlar
doğrultusunda
ulusal
ve
uluslararası
kamuoyunun
bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve bu konuda faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası
kuruluĢlar ile iĢbirliği içerisinde çalıĢmakla gerçekleĢebilir.
Ġnsanlık tarihinde çok erken zamanlarda baĢlayan mal alıĢveriĢinin, yerleĢik yaĢama
özgün olmadığı, göçebe yaĢayan toplumların da alıĢveriĢ yaptıkları; göçebelerle
yerleĢiklerin arasında daha da geliĢen bir ticaretin daima var olduğu; asıl önemli
ticaretin yerleĢik toplumların iĢi olduğu bilinmektedir. Bu nedenle düzenli, devamlı ve
oturmuĢ bir ticaretin asıl oluĢum alanı Ģehirlerdir.
Bu çalıĢmanın amacı; Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında Kastamonu
Hanlarını tarihsel geliĢim ve mekan kurgusu yönünden incelemek ve bölge için bir
dokümantasyon çalıĢması yapmaktır. Kastamonu‟da bulunan hanlar incelenerek, kent
dokusundaki önemi doğrultusunda geçmiĢten günümüze kadar nasıl kullanıldıkları ve
ne gibi değiĢiklikler geçirdikleri örneklerle ayrıntılı bir Ģekilde göz önüne serilmesi
amaçlanmaktadır.
2
Günümüzde kültürel emanetlerin korunması amacıyla yürütülen ulusal ve
uluslararası düzeydeki tüm çalıĢmalar göstermiĢtir ki, korumanın baĢarıya ulaĢabilmesi,
ancak kültürel emanetlerin gerçek sahibi olan bireylerin, kültürel değerler hakkında
yeterli ve gerekli bilgiye sahip olmaları, koruma anlayıĢını benimsemeleri ve karar
süreçlerine tam katılımları ile mümkündür.
1.2. Kaynak AraĢtırması
Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında Kastamonu Hanlarını tarihsel geliĢim
ve mekan kurgusu yönünden incelerken Kastamonu ili, Türk Ticaret Yapıları ve
hanlarla ilgili aĢağıda özetleri verilen kaynaklardan yararlanılmıĢtır:
Ahmet Gökhan Özçınar (2006), "Kastamonu Mekteb-i Ġdadi Binası
Restorasyon Önerisi” isimli yüksek lisans tezinde seçilen Kastamonu Mekteb-i Ġdadi
binasının erken cumhuriyet dönemi mimari özelliklerinin tespit edilerek, çağdaĢ
koĢullar içinde sağlıklaĢtırma ve koruma için planlama kararlarına varılması, yapıldığı
dönemin mimari özelliklerine uygun restore edilmesine yönelik gerekli fikir ve
dokümantasyonun sağlanıp amacına uygun restore edilmesidir.
Kemal Kutgün Eyüpgiller (1999), "Bir Kent Tarihi Kastamonu" isimli
kitabında Kastamonu Ġlinin coğrafi ve fiziki değerlendirmesini yapmıĢ, tarihsel süreçte
ilin özelliklerini ortaya koymuĢtur. ġehrin mimari ve kentsel anlamda geliĢimini de
araĢtırmıĢ, değiĢik yapılar hakkında örnekler vermiĢtir. Ayrıca eserlerin dönemsel
analizini de yaparak kentsel anlamda geliĢimi göstermiĢtir.
"Cumhuriyetin 50. Yılında Kastamonu Ġl Yıllığı (1973) ", Kastamonu
Valiliği tarafından yayınlanan kitapta Kastamonu ilinin tarihi, coğrafi özellikleri,
nüfusu, idari yapısı ve kültürel özellikleri açıklanmıĢ, o döneme kadar olan tüm olaylar
ve Ģehirde meydana gelen değiĢimlere yer verilmiĢtir. Ayrıca ilin tüm kültürel yapıları
incelenmiĢ, bu yapılar hakkında bilgiler vermiĢtir. Bu sayede yapıların eski durumlarını
inceleme olanağı sağlamıĢtır.
Deniz Kösemen (2005), “Ġstanbul Ticaret Bölgesinin OluĢumunu Etkileyen
Çevresel Faktörler ve Hanların Mimari Kurgusu” isimli yüksek lisans tezinde Türk
Ģehirlerinde ticaret yapıları, Türk hanlarının geliĢimi, Ġstanbul ticaret bölgesi ve analizi,
Ġstanbul hanları incelenmiĢtir. Ayrıca eserlerin dönemsel analizini de yaparak kentsel
anlamda geliĢimi göstermiĢtir.
3
Ziya Kenan Bilici (1991), "Kastamonu'da Türk Devri Mimarisi ve ġehir
Dokusunun GeliĢimi (18. Yüzyıl Sonuna Kadar)" isimli doktora tezinde Kastamonu
ili hakkında tarihsel araĢtırmalar yapmıĢ ve kent mimarisinin o dönemdeki geliĢimi ile
ilgili tespitlerde bulunmuĢtur. ÇalıĢmada neredeyse tarihi özellik içeren tüm yapılar
(han, hamam, cam, vb.) incelenmiĢ, bu yapılar hakkında da plan bazından ve mimari
özellikleri bakımından tespitlerde bulunulmuĢtur. Yapıların kitabe bilgilerinden yola
çıkılarak tarihlendirilmeleri yapılmıĢtır.
Fazıl Haz Çiftçi (2000), "Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi
Eserler" isimli kitabında Kastamonu ilinin tarihsel süreci ve bu süreç içinde Ģehre
hükümdarlık yapan kiĢiler incelenmiĢ, ilde bulunan cami ve türbeler kapsamlı bir
Ģekilde anlatılırken diğer yapılar hakkında da bilgiler verilmiĢtir. Yapıların
kitabelerinden yola çıkarak sanat tarihi açısından irdelenmiĢ, mimari özelliklerini de
ortaya koymuĢtur.
Ali BaĢ (1989), "Beylikler Dönemi Hanları" isimli doktora tezinde Beylikler
dönemi hanları hakkında araĢtırma yapmıĢ, dönemsel olarak hanların özellikleri
doğrultusunda plan Ģemaları çıkartarak karĢılaĢtırmalı örneklerle sınıflandırmaya
gitmiĢtir. Yapıların kitabelerinden yola çıkarak sanat tarihi açısından irdelemiĢ, mimari
özelliklerini de ortaya koymuĢtur. Anadolu‟daki Beylikler dönemine ait birçok handan
örnekler sunmaktadır.
H. Emre Engin (2002), "Tarihi Trabzon Kent Ġçi Hanları‟nın Analizi ve
Yeni ĠĢlev Önerileri" isimli yüksek lisans tezinde Osmanlı‟dan günümüze hanların
geliĢimini araĢtırarak, günümüze ulaĢabilen Trabzon Kent-Ġçi Hanlarından olan
Alacahan, Vakıfhan ve TaĢhan hakkında bilgi toplamıĢ ve bu hanlarla ilgili rölöve tespit
ve restitüsyon çalıĢmaları yapmıĢtır. Trabzon Kent-Ġçi Hanlarının genel özelliklerini
sunarak, hanların kültürel değerleri doğrultusunda kullanılmalarını ifade etmeye
çalıĢmıĢtır.
Alev
Özkan
(2003),
"Eminönü-Hanlar
Bölgesinin
Cumhuriyet‟ten
Günümüze Ġzlenen DeğiĢimi ve Yeniden Değerlendirilmesinde Öncelikli Bölgenin
Saptanması" isimli yüksek lisans tezinde öncelikle hanlar bölgesinin fiziksel ve sosyal
dokusunu tespit ederek değiĢim süreci ve bugüne gelindiğinde o bölgenin potansiyelini
ortaya koyup, yeniden bölgenin canlandırılmasını hedefleyerek bölgedeki hanların
envanterini çıkartarak çağdaĢ koĢullara uygun olarak canlandırılmasını elde etmeye
çalıĢmıĢtır.
4
Havva Kara (2005), "Kastamonu ve Yöresinin Turizm Yönünden
GeliĢmesinde Peyzaj Mimarlığı Açısından Ġrdelenmesi" isimli yüksek lisans tezinde
Kastamonu ili ve yöresinin sahip olduğu turizm potansiyelinin peyzaj mimarlığı
açısından irdelenmesi kapsamında, alanın kültürel ve doğal kaynaklarını koruma ve
kullanma dengesi incelenmiĢ ve devamlılığının ne Ģekilde sağlanacağına dair önerilerde
bulunmuĢtur.
Burcu Küçükkömürcü (2005), "Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı Yapıları ve
Günümüzdeki AlıĢveriĢ Merkezleri Üzerine Bir Ġnceleme" isimli yüksek lisans
tezinde “alıĢveriĢ” eyleminin ortaya çıkıĢı, mekân gereksinim ve bu doğrultuda
Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı yapılarının oluĢumu ve mimari özellikleri saptanmıĢtır.
1980 sonrası değiĢen koĢullara uygun olarak değiĢen ve ihtisaslaĢan yeni alıĢveriĢ
mekanları olan alıĢveriĢ merkezlerinin varlıklarının artıĢı göz önünde bulundurularak,
Ġstanbul kentinin yeni alıĢveriĢ odaklarından örnekler seçilerek mimari tasarım ilkeleri
incelenmiĢ, değiĢen alıĢveriĢ alıĢkanlıklarının bu mekanları nasıl Ģekillendirdiği ortaya
konmuĢtur.
5
2. MATERYAL VE YÖNTEM
Karadeniz Bölgesi‟nin Batı Karadeniz Bölümü‟nde yer alan Kastamonu ilinin
merkezinde 8 tane ve Hanönü ilçesinde bir tane olmak üzere toplam 9 hanın içerdikleri
kültürel ve tarihi değerlerinden dolayı araĢtırma kapsamına alınmıĢtır. ġehrin
merkezinde bulunan geleneksel ticaret yapılarının çok olması, araĢtırma alanının bu
bölge üzerinde yoğunlaĢmasını sağlamıĢtır. Bu bağlamda Kastamonu ili kültürel ve
ticari potansiyeli açısından incelenecek yer olarak belirlenmiĢtir.
ÇalıĢmanın ilk aĢamasında; alıĢveriĢ kavramı tariflenmiĢ, ticaretin geliĢimi
araĢtırılıp, yerleĢik hayata geçiĢle birlikte zamanla oluĢan ve günümüze kadar gelen
ticari yapılar ve mekânlar incelenmiĢtir. Geleneksel Ticaret yapıları ve Kastamonu‟daki
ticaret yapıları araĢtırılmıĢ; bu çalıĢma doğrultusunda olması gerekenler belirlenmiĢtir.
Hanların yapısal özellikleri, mevcut durumları ve plan Ģemaları, mevcut
strüktürel
yapıları
rölöve
ölçüm,
analiz
ve
fotoğraflama
çalıĢmalarıyla
belgelendirilmiĢtir. Yakın çevresinden, ne Ģekilde etkilendiği araĢtırılarak; günümüz
koruma anlayıĢı içinde müdahale biçimleri, kullanım amaçlarının neler olabileceği
değerlendirilerek; yapı ile ilgili uygun olabilecek iĢlevler belirlenmeye çalıĢılmıĢtır.
Kastamonu hanları birbirleri arasında yapıldıkları dönem, malzeme, plan Ģeması
ve fonksiyon açısından eski yeni belge ve fotoğraflara dayanarak benzerlikleri ve
farklılıkları karĢılaĢtırılmıĢtır.
Bu çalıĢma sürecinde kullanılan materyaller aĢağıda sıralanmıĢtır:
1) Üniversitelerin (Ankara, ODTÜ, Bilkent, Kastamonu) kütüphanelerinde
konuyla ilgili daha önceden yapılmıĢ olan çalıĢmalar incelenmiĢ ve araĢtırma konusu ile
iliĢkilendirilmiĢtir.
2) Konuyla ilgili kurum ve kuruluĢlardan (Kastamonu Valiliği, Kastamonu
Belediye BaĢkanlığı, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Ankara Milli Kütüphanesi,
Kastamonu Halk Kütüphanesi, Konya Selçuk Üniversitesi Merkez Kütüphanesi) elde
edilen dokümanlar incelenmiĢtir.
3) AraĢtırma alanına iliĢkin yapılmıĢ olan tezler ve konuyla ilgili çıkartılmıĢ olan
kitaplar, yazılmıĢ makaleler, basında yer alan haberlerden faydalanılmıĢtır. Bu bölge
veya konu üzerinde daha önce çalıĢmıĢ kiĢilerden, ulaĢılabildiklerimden konuyla ilgili
fikir alıĢveriĢi yapılmıĢtır.
6
4) AraĢtırma alanının tarihi sürecini, sınırlarını ve geliĢimini gösteren fotoğraflar
ve raporlar incelenmiĢtir.
5) Kentle ilgili tarihi yapıların hangileri olduğu, kent içinde nerelerde yer
aldıkları ve geçmiĢten günümüze kadar nasıl korundukları hakkında bilgiler
edinilmiĢtir.
6) Kastamonu hanlarının ölçümleri yapılarak rölöve projeleri elde edilmiĢ,
geçmiĢe yönelik restitütif bilgiler araĢtırılmıĢ, fotoğraflarıyla birlikte belgelenmiĢtir.
7) Kastamonu halkıyla ve esnafıyla konu hakkında sohbetler edilmiĢ ve
gözlemlerde bulunulmuĢtur.
8) Eski ve yeni kent dokusunun karĢılaĢtırılabilmesi amacıyla Kastamonu
Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Kastamonu Valiliği‟nde yer alan fotoğraflardan ve
kaynaklardan faydalanılmıĢtır.
9) Ayrıca, Kastamonu Ġl Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kastamonu Valiliği,
Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü‟nün web sitelerinden de fotoğraf ve bilgiler elde
edilmiĢtir.
7
3. TĠCARETĠN TANIMI, TARĠHĠ TÜRK TĠCARET YAPILARI VE GELĠġĠM
SÜRECĠ
3.1. Ticaretin Tanımı ve Ortaya ÇıkıĢı
En eski dönemlerde ticaret eylemi, mal değiĢ-tokuĢuyla baĢlamıĢtır. Dini
törenlerin vazgeçilmezi olan hediye sunma ve karĢılığını alma davranıĢları, daha sonra
değiĢ-tokuĢ ilkesinin gerisinde kalarak unutulmuĢ, ticaret kendine özgü adetleri olan
ayrı bir eylem haline gelmiĢtir. DeğiĢ-tokuĢ ilkesi, zamanla ekonomik nedenlerden
kaynaklanan arz ve talebin karĢılıklı eyleme dönüĢtürülüp, değiĢerek alıĢveriĢ kavramını
ortaya çıkarmıĢtır (Sayılı, 1992).
AlıĢveriĢ, insanların birbirleriyle karĢılıklı ihtiyaçlarını gidermek amacıyla, yarar
sağlayan iliĢkilere girme yoluyla ortaya çıkan sosyal bir eylemdir. Mal değiĢ-tokuĢuyla
ortaya çıkan alıĢveriĢ eylemi zamanla yerini paraya bırakmıĢtır. Mal ve can güvenliğinin
alıĢveriĢ sırasında sağlanması için korunmalı yer gereksinimi doğmuĢ ve eylemin
sağlıklı yürütülmesi için belli kurallar ortaya çıkmıĢtır (Ceylan, 1989). Ayrıca, güvenlik
amacıyla kimi yerde alıĢveriĢ alanı bir duvarla çevrilmiĢ denetimi sağlayıp haksızlıklara
hakemlik etmesi için dini kiĢiler görevlendirilmiĢtir (Sadillot, 1983).
Ticari buluĢmalar zamanla belirli günlerde yoğunlaĢmaya ve yaĢam bu düzene
uymaya baĢlamıĢtır. Para biriminin geliĢmesiyle tekelleĢen ticaret, devlet ya da kabile
yönetiminden çıkmıĢtır. Böylece Ģehirlerde ilk kez alıĢveriĢ sokaklarının doğmasını
sağlayan serbest ticaret ortaya çıkmıĢtır (Kıran, 1992). AlıĢveriĢ için uygun ortamlar
oluĢmuĢ ve pazar yerleri hareketlilik kazanmıĢtır.
Eski ve Ortaçağın en yoğun ticaret alanının Akdeniz çevresi olduğu bilinir. Buna
rağmen, en zahmetli ve en tehlikeli ticaret yolculukları, Çin‟den Basra Körfezine
uzanan deniz yolunda ve Orta Asya üzerinden Mezopotamya‟ya kadar varan kervan
yollarında yapılmıĢtır. Böylece Uzak Doğu, Hindistan ve Orta Asya‟nın ticaret
mallarının bir bölümü Akdeniz kıyılarına aktarılmıĢtır (Cezar, 1985).
Batıdaki zengin ve lüks yaĢantı, doğunun mallarına karĢı ilgiyi doğurarak, Çin‟in
ipeği ve porseleni, altından kıymetli bir hal kazanmıĢtır. Bunun paralelinde uzaktaki
ticaret merkezlerine ulaĢma isteği ana ticaret yollarını (Ġpek Yolu) oluĢturmuĢtur.
Ġpek Yolu‟nun en uzun bölümü Türklerin oturduğu topraklardan geçmektedir.
Bu nedenle Türkler çeĢitli yönlerden ticarette ilgilenmiĢlerdir. Ġpek Yolu üzerindeki
8
kervancılar arasında Çinli, Hintli ve Ġranlılar da vardı. Sonuçta, bazı Ģehirlerde yoğun
ticaret, sabit ve seyyar pazar yerlerine olan ihtiyacı arttırmıĢtır. Alıcının mallara kolayca
eriĢmesini sağlamak ve aynı zamanda zanaatkârların çalıĢmasını gösterme isteği, iĢ
yerlerini dıĢa dönüklüğe yöneltmiĢ ve dükkân birimlerini tamamlayan öğeler
olmuĢlardır (Sadillot, 1983).
Çok eski bir tarihe sahip olan alıĢveriĢ eylemi, tarihsel geliĢim sürecinde sabit ve
daha ihtisaslaĢmıĢ mekânlara gereksinim duymuĢtur. Bu mekânların, geliĢimleri ve
günümüzdeki durumları bu tez kapsamında geleneksel Türk ticaret yapıları, Kastamonu
ve Kastamonu ticaret bölgesinin oluĢumu incelendikten sonra aynı yöntemle yapı ve
mekân ölçeğinde Kastamonu‟daki örnekleri ele alınmaktadır. Bu doğrultuda ticaret,
Kastamonu‟da ticaret konuları ve bunların ortak noktasında hanlar mimarinin en yalın
hali olarak çalıĢmanın öğesi oldular.
3.2. Tarihi Türk Ticaret Yapı ÇeĢitleri ve Özellikleri
Türklerin ilk ve en eski ticari etkinlikleri Orta Asya Ģehirlerinde baĢlamıĢtır. Bu
Ģehirlerdeki ticaretin geliĢmesiyle birlikte yapılar zamanla farklı özellik ve çeĢitlilik
göstermiĢtir. Türk ticaret yapıları kendine has yapı formu ve mekan kurgusuyla dünya
mimarisine önemli ölçüde katkıda bulunmuĢtur. Bu doğrultuda yapılar, geliĢim süreci
paralelinde aĢağıdaki sırayla ele alınmıĢtır.
3.2.1. Kervansaraylar (Ribatlar)
Bir ülkeden diğerine, bir Ģehirden baĢka bir Ģehre at ve develer üzerinde ticari
mal nakleden kafilelere „kervan‟ adı verilmektedir (Tuncer, 2001). „Kervansaray‟
kelimesi de Farsça Karban1-Saray‟dan türemiĢtir ( Güran, 1978).
Kervansaraylar, Ģehirlerarasında kervan yolları üzerinde inĢa edilmiĢ, çarĢı,
hamam ve ahır bölümleri bulunan büyük hanlardır (Küçükkömürcü, 2005). ġehirlerarası
hanlar (kervansaraylar) ticaret yolları boyunca, konaklamalarda geceye kalmadan bir
gün içinde varılabilecek, deve yürüyüĢüyle 9 saat, yani yaklaĢık 30-40 km.lik
mesafelerde kurulmuĢlardır (Kösemen, 2005).
1
Karban: Farsça kervan
9
Issız yollar üzerinde konumlanan kervansaraylar, can ve mal güvenliği
sağlayarak güvenli konaklama imkânı vermektedirler. Savunma amacı ile dayanımlı
yapılıĢ tarzları kaleyi andırmaktadır.
Kervanların konakladıkları kervansarayların çevresi, zaman içerisinde önce
küçük bir ticaret merkezi oluĢmuĢ, giderek bir yerleĢme birimi haline gelmiĢtir. Bu
olguya bir örnek, 13.yüzyılda Suriye, Irak, Güney Anadolu aksı ile Ermenistan, Kayseri,
Sivas bağlantısının kavĢağında bulunan Karatay Kervansarayı‟dır. Bu kervansarayın
inĢasından sonra çevresinde geliĢen on beĢ dükkân ve yerleĢmelerin bütünü bu bölgenin
ticaretini üstlenmiĢtir (Ceylan, 1989).
Türk mimarisinde en eski kervansaraylar, Karahanlılardan kalmadır. Ġslamiyet‟in
baĢlangıcında korunma ve cihat amacına yönelik olarak kurulmuĢ dini-askeri bu
kervansaraylara “ribat” adı verilmektedir (Doğan, 2002).
Ortaçağ Ġslam dünyasının ilk dönemlerinde askeri-dini yapı kavramı olarak
karĢımıza çıkan ribatlara, tarihsel süreç içerisinde birçok anlam yüklenmiĢtir. Ġlk olarak
askeri açıdan önem kazanmıĢtır; zamanla fetih hareketlerinin azalmasıyla her biri sosyal
müessese halini almıĢtır. Bu dönemde hangah ve zaviye isimlerini alan bu kurumlar;
savaĢ durumunda halkın saklandığı bir sığınak, yoksulların ihtiyaçlarını karĢıladığı bir
yurt, talebeler için bir okul, ticaret kervanlarının güvenliğini sağlamak için bir menzil ve
konaklama ihtiyaçlarının karĢılandığı bir kervansaray olarak karĢımıza çıkmaktadır
(Çetinkaya, 2010).
Ribatların mimari özellikleri, ilk dönem ribatların mimari özelliklerine bağlı
kalınarak zamanla yüklendikleri görevler neticesinde farklılaĢmıĢlardır. Ribat,
genellikle dört tarafı surlarla çevrili, içerisinde geniĢ bir avlusu olan, eğitim yapılabilen
sınıfları, mescidi, aĢhanesi, yatacak hücreleri, hamamları, yolcuların hayvanları için
ahırları, eczana, hastane ve ayakkabıcılardan oluĢan yapısal bir bütünlüktür (Çetinkaya,
2010).
Ribatlar, ilk olarak Ģehirleri çapulcuların saldırılarına karĢı korumak amacıyla
kurulmuĢtur. Ribatlar daha sonra güvenlik konusunda ilk dönemlerdeki önemini
yitirmekle beraber, zamanla kurumsallaĢmıĢlardır (Çetinkaya, 2010).
Sonuç olarak, ilk ribatların izleri, bazı tarihçi ve seyyahların notlarına göre en
erken 7.yüzyılda görülür. Bu ilk belirtilerden sonra zamanımıza gelen en eski ribat
kalıntı ve bilgileri ise Abbasiler devrinden kalan 8.yüzyıl sonu ribatlardır. Bu eserlerin
mimari karakterinin en önemli özelliği, plan düzeninde uzun yıllar ana fikrin korunmuĢ
10
olması ve çok az değiĢikliklerle daha sonraki yüzyıllarda geliĢen han ve kervansaraylara
bir esas oluĢturmasıdır. Bu ana fikir, genellikle revaklı merkezi bir avlu etrafında masif
bir yapı kütlesinin oluĢturulmasıdır (Aslanapa, 1984).
Ribatların mimarisi ve planları daha sonra Büyük Selçuklular ve Anadolu
Selçukluları zamanında yapılan kervansaraylarda geliĢtirilmiĢtir. Selçuklu devrinde,
Anadolu‟da ana yollar üzerine sayısız kervansaraylar yapılmıĢtır. Bu devir
kervansaraylarının planı, fonksiyon ve sosyal görevler gereği, ahır, depo, hamam ve
mescit gibi kısımları da içerirdi. Böylece doktorları, baytarları ve tamirci ustalarıyla bir
sosyal topluluk meydana getiren bu yapılar, mimari yönden, genel plan düzeni ve çok
rastlanan avlulu kuruluĢlarıyla Büyük Selçuklu geleneğini devam ettirdiğini gösterir.
Önceki zamanlarda olduğu gibi bu dönemde de merkezi bir avlu etrafında eyvanlı,
revaklı sistem bu devrede de devam eder.
Ġlk Türk Ribat ve Kervansaraylarının ortak karakterleri olarak görülen noktalar
Ģunlardır: Plan birkaç farklılık ile aynı olup, merkezi bir avlu etrafında eyvan ve revaklı
bir mimari kütleye sahiptir. Portali masif paye ve kulelerle takviye edilmiĢ cephe
duvarlarıyla bir kale görünüĢündedir. Kullanılan malzeme ise, taĢ ile inĢa edilmiĢ
Belevli Kervansarayı dıĢında, kerpiç ve tuğladır (Kösemen,2005).
Osmanlı devrinde kervansaraylar, avlusu olmayan, genellikle asma ahĢap çatılı
kent dıĢı binalar haline geldiler. Plan ve mekan anlayıĢı, kare veya kareye yakın açık bir
avluyu çeviren sütun ve payelere oturan kemerlerden oluĢan revak sistemindedir.
Ayrıca, kapalı bir mekan oluĢturan sade neflerin kullanımı, eski geleneklere bağlılığı
devam ettirir (Kösemen,2005).
3.2.2. Hanlar
Cerası (2001) hanı, “han, Orta Asya‟da „ribat‟ diye adlandırılan, transit ticaretini
ve tacirleri misafir etmek için askeri aristokrasisi tarafından yaptırılmıĢ kapalı mekânları
olmayan revaklı avludan gelir. Selçuklu kervansarayında ise, buna gece konaklaması
için bir veya üç nefli kapalı bir bina ilave edilmiĢ ve böylece bu kompleks yapıya han
adı verilmiĢtir.” olarak tarif ederken; Akozan (1963) ise hanı, “ĠĢlek caddelerde, konak
yerlerinde,
Ģehirlerde
yolcuları
barındırmak, kervanları
dinlendirmek, malları
sahiplerine ve tüccara teslim edinceye kadar muhafaza etmek için tamamen kâgir
yapılan binalara verilen addır.” Ģeklinde tarif etmiĢtir. Hasol (2002) ise hanı Ģöyle tarif
11
etmiĢtir: “Eskiden yollar üzerinde ve kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan;
odaları, avluları, ambarları ve ahırları bulunan kâgir veya ahĢap yapılara verilen addır.”
Hanlar, Ģehir içi ve Ģehir dıĢı olmak üzere iki ayrı karaktere sahiptirler. ġehir içi
hanlar özellikle esnafın ve zanaatkarın üretim ve ticaret yaptığı yerler ya da geceleme
gereksinmelerine cevap veren yapılar olarak önem kazanmıĢlardır (Kömürcü, 2005). Bu
tip hanlar bir avlu etrafında sıralanan yapılardır (ġekil 3.1). Ticari fonksiyonu olan Ģehir
hanları, kervanlarla veya kendi baĢına gelen tüccarların konaklaması için kullanıldığı
gibi, burada kalan yolcular ve Ģehir halkının karĢılıklı ticaret yapması için de kullanılır.
Ancak kervansarayların aksine, gelir getiren tesisler olan hanlarda yolcular bir ücret
karĢılığı kalırlar. Hanlardaki dükkânları esnaf kira karĢılığı kullanır.2
ġekil 3.1 Tipik han planına bir örnek (Sözen–Tanyeli, 1999).
“Pirinç Hanı”, “ġeker Hanı” gibi hanlar zamanla belirli bir malın ticaretine
ayrılarak, giderek o malın adıyla anılmaya baĢlanırdı. Ġsmail Bey Hanı‟nda olduğu gibi,
hanlar ayrıca kurucularının isimleriyle de tanınmaktadır. Genelde bir Ģehirdeki han
sayısı, o Ģehrin ticari faaliyetteki önemini gösterir.
3.2.3. Arastalar
Farsçada “aras” kavramı pazar ve çarĢı manasında kullanılır. “Aratsak” tabiri
ise sakaf ve örtü manasına geldiğinden “arasta” tabiri için sakaflı çarĢı olduğu sonucu
2
Ankara Tarihi, Ankara Büyükşehir Belediyesi Yayınları
12
çıkabilir.3 Üstü örtülü veya dükkânlarının önü saçaklı, aynı çeĢit mal satan esnafın
bulunduğu çarĢıdır. Ordugâhta kurulan seyyar çarĢı, asker çarĢısı anlamında da
kullanılmaktadır (Hasol, 2002).
Osmanlı mimarisinde üstü açık ya da kapalı, bir eksen üzerine yan yana veya
karĢılıklı olarak dizilmiĢ, aynı yükseklikte ve boyutta dükkân sıralarından oluĢan ticaret
yapısı çeĢididir (ġekil 3.2a-b-c).
Arastalardaki dükkânlar kâgirdir. Yapım özelliği
olarak yekpare Ģekilde inĢa edilerek tamamlanırlar; zaman içerisinde dükkân ilavesi
yapılarak form değiĢikliğine uğramazlar (Sözen–Tanyeli, 1999).
ġekil 3.2a Bir eksen üzerinde yan yana dizilmiĢ dükkanlar (Sözen–Tanyeli, 1999).
ġekil 3.2b Bir eksen üzerinde yan yana ve karĢılıklı dizilmiĢ dükkanlar (Sözen–Tanyeli, 1999).
ġekil 3.2c Çift eksen üzerinde yan yana ve karĢılıklı dizilmiĢ dükkanlar (Sözen–Tanyeli, 1999).
Osmanlı Devleti‟ne baĢkentlik yapmıĢ çoğu Ģehirlerde arasta örnekleri görebilir.
Ġstanbul Sultanahmet Camisi‟nin arkasında, Süleymaniye Camisi ve Edirne Selimiye
Camisi yanında arasta Ģeklinde çarĢılar vardır (ġekil 3.3). Hemen hemen bütün büyük
3
Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, Cilt 1, Yem Yayın Evi, İstanbul, 1997
13
camilerin yanında medrese, darüĢĢifa, imaret, hamam ile beraber bir de arasta bulunur
ve bunlar bir mimari kompozisyonu, yani külliyeyi oluĢtururlardı.
ġekil 3.3 Edirne Selimiye arastası örtü sistemi.
3.2.4. Bedestenler
“Bedesten” kelimesinin aslı, “bezistan” veya “bezzazistan” olup, zamanla
değiĢerek bedestan veya bedesten halinde kullanılmaktadır. Bedestenler, önceleri kumaĢ
ve bez satılmak için yapılmıĢ, daha sonraları kıymetli mallar ve antika eĢya alımsatımına tahsis edilmiĢ kapalı çarĢılardır (ġekil 3.4) (ÖzdeĢ, 1953).
ġekil 3.4 Ġstanbul kapalı çarĢı, iç bedesten (Bedesten-i Atik) ve yeni bedesten (Bedesten-i Cedid).
Bedestenler, Ģehrin asıl kapalı alıĢveriĢ merkezini oluĢtururlar. Genelde büyük
tüccarların bulunduğu ve transit ticarete konu olan malların alınıp satıldığı, kapalı pazar
14
yerleridir (ġekil 3.5). Bu yapılar, yapısal özellikleri gereği merkezi ve sağlam
mimarisiyle çarĢının kalbi niteliğindedir. Değerli eĢyaların satılması, korunması ve
belgelerin saklanması gibi görevler üstlenmiĢlerdir. Üstlendikleri iĢleve göre,
bedestenler, kasaların durduğu bölümlerden baĢka, mahzenlerle de zenginleĢtirilmiĢ,
dükkânlar ise kargir yapılarıyla muhkemliklerini4 korumuĢlardır (Ceylan, 1989).
ġekil 3.5 Bedesten planına bir örnek (Sözen–Tanyeli, 1999).
3.2.5. ÇarĢılar
ÇarĢı kelimesi, Farsça “Cihar-suk” (dört sokak) deyiminden değiĢerek “çarĢı”
Ģeklini almıĢtır. Dükkânların bulunduğu alıĢveriĢ yeridir (Hasol, 2002).
AlıĢveriĢ yapılan, iki tarafı dükkânlarla çevrilmiĢ, üstü örtülü veya açık, sokak
ve meydanlara verilen isimdir (Pakalın, 2000) (ġekil 3.6).
ġekil 3.6 Ġki tarafı dükkanlarla çevrilmiĢ sokaklar ve meydanlar bütünü olan çarĢıya bir örnek (Sözen–
Tanyeli, 1999).
4
Muhkem: Sağlam, sağlamlaĢtırılmıĢ.
15
“Bazar” sözcüğü ise, yine Farsçada üstü kapalı alıĢveriĢ yerlerine verilen
isimdir. Sonradan bu deyim „çarĢı‟ olarak kullanılmıĢtır (Hasol, 2002). Satılan eĢyanın
cinsine göre dükkânların bir arada bulunması, o çarĢıya ismini vermektedir.
Kuyumcular çarĢısı, sobacılar çarĢı vb.
ġekil 3.7 Ġslamiyet öncesi üç elemanlı Ģehir Ģeması (Ceylan, 1989).
Orta Asya‟da Türk Ģehirleri, kale, Ģehristan ve rabad olarak üç bölümden
oluĢurdu. Bu bölümlerden Ģehristan ve kale etrafında sur vardı (ġekil 3.7). Çoğunlukla
da kale Ģehristanın içinde yer almaktaydı. Bu bölüm genellikle iç kale Ģeklinde etrafı
surla çevriliydi. Rabad ise Ģehristan surunun dıĢındaki mahallelerdi. Ġlk baĢta pazar yeri
Rabad‟ın en dıĢında yer alırken, zamanla Ģehrin kapısına ve Ģehir surlarına yaklaĢmıĢ,
Ġslamiyet‟le beraber Ģehristan bölümüne geçmiĢtir (ġekil 3.8) (Ceylan, 1989).
ġekil 3.8 Ġslamiyet sonrası üç elemanlı Ģehir Ģeması ve ticaret alanı (Ceylan, 1989).
16
Türk Ģehirlerinin kendine özgü karakteristiği, Orta Asya, Ġslam, Anadolu ve
Akdeniz sentezinin maddi ve manevi sonuçlarıyla belirginlik kazanmıĢtır. Osmanlılarda
Ģehirlerdeki ticaret alanı mümkün olduğunca kaleye yakın kurulmaya çalıĢılmıĢtır.
Avlu ve sokak, çarĢının düzenleyici öğeleridir. Osmanlı öncesi Ġslam kentindeki
avlunun ve Osmanlı öncesi Türk kentlerinde ise pazarın üstünlüğüne karĢın, sokak
Osmanlı kentinin temel öğesidir (Cerası, 2001).
ÇarĢı, Ģehrin en hareketli alıĢveriĢ ve ticaret merkezidir. ÇarĢının insanları
kendine çekme cazibesi alıĢveriĢin haricinde sanayiyi de geliĢtirerek Ģehrin dokusunu
tayin
etmektedir.
Bu
doğrultuda
ibadet
mekânları
da
çarĢı
yakınlarına
konumlandırılmıĢtır.
ġekil 3.9 Bursa kapalı çarĢı içinden görünüĢ.
ÇarĢı uzun bir ana cadde ve buna açılan sokaklardan oluĢur. Ana caddeye açılan
yan sokaklardan her biri ayrı iĢ kolunda mal ve hizmet veren esnaf teĢkilatlarına
ayrılmıĢtır. Bu sokaklarda kendine has iĢlerle uğraĢıldığından Çanakçılar, Çerçiler,
Demirciler, Eskiciler kendi sokak ve çarĢılarında faaliyet gösteriyordu (ġekil 3.9).
3.2.6. Dükkanlar
Dükkânlar ticaret faaliyetlerinin gerçekleĢtiği, kapısı doğrudan çarĢıya, caddeye,
sokağa veya pasaja açılan, küçük imalat iĢlerinin yapılıp satıldığı yerlerdir (Hasol,
17
2002). Ticaretin yapıldığı en küçük birimdir. AhĢap ya da kâgir malzemeden yapılmıĢ,
tek cepheli ünitelerdir. Dükkânlar sokak sırasınca açık olarak yer almasının yanında,
arasta, han ve bedesten gibi alanlarda kapalı olarak da yer alır (ġekil 3.10) (Akozan,
1963).
ġekil 3.10 Kare planlı bir dükkân örneği (Sözen–Tanyeli, 1999).
Geleneksel dükkân tipi, tek hacimli ve tek katlı olup, derinliği ve cephesi
yaklaĢık olarak en az 1,5-2 m.dir. Bu ölçülere bakılarak dükkânda müĢteriye yer
olmadığı, alıcının sokakta olduğu anlaĢılır. Satıcı için dükkân iç-dıĢ duvarları ve önü
sergi yeridir. Ayrıca oturduğu yerden tüm mallarına uzanabilmektedir (Küçükkömürcü,
2005).
Dükkân cepheleri genelde açıktır. Bu sebeple alıcılar satılan malların tümünü
görür ve seçebilirler. Ayrıca satıĢ olmadığı zamanlarda dükkân cepheleri ahĢap veya
metal kapaklarla örtülmektedir. Ayrıca bu kapaklar tezgâh veya saçak görevi de
görmektedirler (Akozan, 1963).
Zamanla dükkânların çoğalmasıyla, çarĢı mahalleleri oluĢmuĢtur. Bu oluĢumdan
dükkân boyutları etkilenmiĢ ve cepheleri, boyutları daralmıĢ, derinlikleri artmıĢtır. Bu
nedenle de alıcının malları görme ve seçme durumu azalmıĢtır. Satıcılarda bunun önüne
geçmek için ürettiği ve sattığı malları dükkân önünde sergilemeye yönelerek, ilgi
çekmek ve satın alma hevesi uyandırmayı tercih etmiĢlerdir. Sergilenen malların
güvenliği ve korunması amacıyla da „vitrin‟ kavramı ortaya çıkmıĢtır (Küçükkömürcü,
2005).
18
4.TÜRK HANLARININ KRONOLOJĠK GELĠġĠM SÜRECĠ
Türk hanlarının geliĢim süreci kervan sayıları ve ticari eĢya taĢımacılığı
paralelinde ilerleme göstermiĢtir. Zamanla ticaret önemli bir uğraĢ halini almıĢtır. Ticari
faaliyetlerin gerçekleĢtirilebilmesi için pazar yeri ve mekan ihtiyacı ortaya çıkmıĢtır.
Özellikle Ġran baĢta olmak üzere, müslüman ülkelerinde iklim Ģartlarının zor
olmasından kervanlar için kervansaray ya da han ihtiyacı doğmuĢ, yönetimdekiler de su
baĢlarında çok sayıda konaklama tesisi kurmaya özen göstermiĢlerdir. Hanların inĢasına
ise, soygunculardan korunma ve yolcuların konaklama ihtiyacı gerekliliğinden, menzil
olmaya elveriĢli yerlerde baĢlanmıĢtır.
Ġlk olarak Ġslamiyet‟in yayılmasının da etkisiyle stratejik noktalarda toplanma ve
korunma amaçlı inĢa edilen ribatların, ticari tesisleĢmeye öncülük ettiği söylenebilir
(Ceylan, 1989). Ribatlar, han ve kervansarayın ilk örnekleri olarak kabul edilir. Dini ve
askeri olarak faaliyet gösteren ribatlar zamanla ticari faaliyetlere de ev sahipliği yapar.
Hanlar ve kervansaraylar, tarihi geliĢim sürecinde Ģehir içi ve Ģehir dıĢı olmak
üzere iki ayrı karaktere sahiptirler. ġehir içi hanlar, ticari bölgelerin geliĢmesiyle baĢlar.
ġehir içi hanları ise o Ģehrin yol sistemine ve ticaret bölgelerinin kuruluĢlarına göre
yerlerini alırdı. ġehirlerarası hanlar, kervansaray olarak da isimlendirilebilir.
ġehirlerarası kervansaraylar, ticaret yolları boyunca kervanların konakladığı ve
korunduğu yerlerdir. Bünyelerinde de hamam, çarsı ve ahır gibi kısımlar bulunur. Bu tür
kısımlardan sadece ahırlar Ģehir hanlarında da bazen bulunabilir (Kösemen, 2005).
Zamanla Ģehir hanları ihtiyaç farklılıklarından dolayı mimari ve fonksiyonel
değiĢiklik gösterirler. UlaĢım ve kervan yollarının çeĢitliliğinin etkisiyle kervansaray
tipleri de plan tipi, malzeme, fonksiyon ve görsellik olarak farklılık gösterir.
4.1. Ġlk Türk Devletlerinde Han
Bilinen
en
eski
kervansaraylar,
Karahanlılar
zamanda
ribat
olarak
isimlendirilmiĢlerdir. Karahanlılardan sonra Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları
kervansarayların mimarisini ve planlarını geliĢtirmiĢlerdir.
Karahanlılar döneminde Nasr bin Ġbrahim tarafından 1079‟da yapılan Ribat-ı
Melik ve XI. yüzyılın ikinci yarısında yapılan Akçakale Kervansarayı ilk
örneklerdendir. Kale mimarisi tarzında olan bu yapılar dıĢ görünüĢ olarak ta
19
Anadolu‟daki Sultan Hanlarını anımsatmaktadır. Plan olarak 1114 tarihli Selçuklulara
ait Ribat-ı ġerif‟e benzeyen Akçakale kervansarayı dört eyvanlı ve revaklı iki avlu
etrafına sıralanan mekânlardan oluĢur.
XI. yüzyıl sonu XII. yüzyıl baĢlangıcı yapılarından olan BaĢane (Kurtlu Tepe)
Kervansarayı da Sultan Hanlarının ana Ģemasını yansıtmaktadır (ġekil 4.1). Aynı dönem
yapılarından olan Day Hatun Kervansarayı da dört eyvanlı kare plana sahiptir.
ġekil 4.1 BaĢhane (Kurtlu Tepe) plan Ģeması (Güran,1978).
Bu yapılarda genellikle yapı malzemesi olarak kerpiç ve tuğla kullanılmıĢtır.
Malzeme dayanıklılığı az olması neticesinde günümüze gelene kadar varlıklarını
yitirmiĢlerdir.
Gazneli Mahmud tarafından 1020 yılında yapılan Ribat-ı Mahi ise Karahanlı
ribatlarının mimari geleneğinin devamı niteliğinde olup, Gaznelilerin ilk anıtsal
örneklerindendir. En önemli özelliği dört eyvan Ģeması ve eyvan- kubbe birleĢimini
yansıtan bu yapı; Selçuklu ve Karahanlı mimarisi arasında bir geçiĢ oluĢturmaktadır.
4.2. Büyük Selçuklular‟da Han
Karahanlılar ve Gaznelilerde karĢımıza çıkan eyvanlı avlu düzenine sahip
kervansaray örnekleri Büyük Selçuklular‟da da geliĢimini devam ettirmektedir. Ribat-ı
AnuĢirvan, Ribat-ı Zafarani ve Ribat-ı ġerif XI. yüzyıl sonu ve XII. yüzyıl baĢlangıcı
yapıları olarak boy gösterirken; genellikle dört eyvanlı bir avlu ve köĢelerinde
kuleleriyle sarayvari bir mimari zenginlik sergilemektedirler (Aslanapa, 1984).
20
4.3. Anadolu Selçukluları‟nda Han
Anadolu Selçukluları, Orta Asya ve Batı Türkistan‟da geliĢen Türk sanatını
Uygur, Karahanlı, Gazneli ve Büyük Selçuklular gibi devam ettirip, Anadolu‟ya
yaymıĢlardır (Güran, 1978). Türk sanatına özünde bağlı kalarak, farklı özellikler
göstermiĢler ve Türkistan Türk Mimarisi ile Osmanlı Mimarisi arasında geçiĢ görevi
üstlenmiĢlerdir. Kervansarayların önemli mimari öğeleri olan portaller, sivri kemer ve
avlu düzeni kendini bu dönemde de göstermektedir.
Büyük Selçuklu geleneğini devam ettiren bu devir kervansaraylarının planı,
fonksiyon ve sosyal görevler icabı, ahır, depo, hamam ve mescit gibi kısımları da
içerirdi.
Anadolu Selçukluları‟nda, Türkistan‟daki Türk kervansarayları tarzında dört
eyvanlı, merkezi, üstü açık avlulu tip; sadece Anadolu‟da ortaya çıkan avlusuz ve üstü
örtülü hanlar ve bu iki tarzın değiĢik uygulamaları olan karma formlu hanlar olmak
üzere 3 tip görmek mümkündür.
I.Ġzzeddin Keykavus tarafından 1211-1219 yılları arasında yaptırılan Evdir Hanı
avlulu üstü açık tip örneğidir (ġekil 4.2). Dikdörtgen bir avlu etrafında sıralana düz
tonozlu ve iki bölümlü revaklardan meydana gelen hanın ortasındaki revaklar daha
geniĢtir. Antalya-Isparta yolundaki Kırkgöz Hanı, anıtsal portaliyle, tonozla örtülü uzun
ve yatay bir hol ve önündeki revaklı çok büyük avlusuyla bu tipe örnek plan
sergilemektedir (Aslanapa, 1984).
ġekil 4.2 Evdir Han ve Kırkgöz Han (Aslanapa, 1984).
21
Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında 1236-1246 yılları arasında yaptırılan AntalyaAlanya yolundaki ġerefza Hanı, Türklerin ilk defa Anadolu‟ya geliĢlerinde kullandıkları
farklı bir tarza sahip olan avlusuz ve üstü örtülü han tipinin örneğidir (ġekil 4.3).
ġekil 4.3 ġerefza (Sarapsa) Han (Aslanapa, 1984).
Anadolu Selçukluları zamanında avlusuz ve birbirine paralel neflerden oluĢan
kervansaraylar da bulunmaktadır. Bunlardan Antalya-Burdur yolundaki Ġncir Han
(M.1239), Susuz Han (M. 1330) ve Konya- Ankara yolundaki Horozlu Hanı 5 nefli
önemli örneklerdendir.
Avlulu üstü açık ve avlusuz üstü örtülü tiplerin birleĢmesiyle meydana gelen
Konya-Aksaray-Niğde yolundaki Sultan Han, I. Alaaddin Keykubad tarafından 1229
da, avlunun ortasında kare planlı bir mescit ve görkemli bir portale sahip olarak
yaptırılmıĢtır (ġekil 4.4) (Aslanapa, 1984).
ġekil 4.4 Konya - Aksaray - Niğde yolundaki Sultan Han (Aslanapa, 1984).
22
1231 yılında Alaaddin Keykubad tarafından yaptırılan Alara hanın avlulu kısmı
kapalı kısmıyla iç içe kaynaĢtırılarak ortaya çıkmıĢtır (ġekil 4.5).
ġekil 4.5 Alara Han, Alanya yakınları (Aslanapa, 1984).
Anadolu Selçuklu han ve kervansaraylarında mescitlerin yerinde değiĢiklik
yapıldığı örneklerde görülmektedir. Kayseri-Aksaray yolundaki Ağızkara hanı ve
AkĢehir-Çay yolundaki Ġshaklı hanlarında olduğu gibi, önceden avlu ortasında yer alan
mescitler, Konya-BeyĢehir yolundaki Kızılören Hanı‟nda cephe çıkıntısının sol
tarafında ya da Konya-Aksaray yolundaki Zazadin Han ve Avanosta‟ki Sarıhan veya
Alara Han‟daki olduğu gibi portalin üstünde yer alır (Aslanapa, 1984).
4.4. Osmanlı Döneminde Han ve Kervansaraylar
Osmanlılar zamanında da önemli ticaret yolları üzerinde kervansaray yapımı
devam etmektedir. Ayrıca birçok Ģehir içi han da yapılmıĢtır. Bu yapılarda plan ve
mekân anlayıĢı olarak kare veya kareye yakın açık bir avluyu çeviren sütun ve payelere
23
oturan kemerlerden oluĢan revak sistemi ya da sadece kapalı bir mekân oluĢturan sade
neflerden oluĢan geleneksel örnekler görülür.
Osmanlı devrinde, Ģehir hanları mimarisinde düzgün form arayıĢı kaybolup
arsaya veya yola göre formlar ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca avluda da form arama endiĢesi
yoktur. Böylece revaklı avlu gerisinde misafir ve yolcular için mekanlar yapılırken
insanların, hayvan barındırma yerlerinden kesin bir mekan ayrılığı ile kopması ve nefler
halinde veya ayrı bölümlerde ahırlara yer veriliĢi çok önemli bir geliĢme olarak ortaya
çıkmaktadır.
Osmanlı devri hanlarında kare veya kareye yakın, revaklı avlu Ģeması esas
alınarak 2 katlı olarak inĢa edilmiĢ hanlarda ortaya çıkar. XVI. ve XVII. yüzyıllarda
yapılmıĢ Diyarbakır Hüsrev PaĢa Kervansarayı (1527) ve Edirne Rüstem PaĢa
Kervansarayı bu tipe örneklerdir (ġekil 4.6). Zamanla kat sayısının daha da arttığı
örneklerde yapılmıĢtır. 4 katlı inĢa edilmiĢ Merzifon Kara Mustafa PaĢa Kervansarayı
(1681); bodrum katı ahır, zemin katı idari iĢler ve diğer katları ise yolcular için
ayrılmıĢtır.
ġekil 4.6 Edirne Rüstem Pasa Kervansarayı avlu görünüĢü.
24
Osmanlı Dönemi han mimarisinde sadelik özellikle kendini göstermektedir. Kale
fonksiyon ve görünüĢünden uzaklaĢılarak yapının dıĢla bağlantısı artmıĢ ve cephelere
dükkânlar yerleĢtirilerek ticari yön geliĢmeye baĢlamıĢtır.
Osmanlı Han mimarisinde kapalı bir mekân olarak münferit neflerden oluĢan
han ve kervansaraylar da inĢa edilmiĢtir. Bursa Manyas yolundaki Issız Han (1394) ve
Antalya‟da Hüsnü Sabunsu Kervansarayı (1517) bu tarzın örnekleridir. Zamanla nef
sayısında artıĢ görülmektedir.
Anadolu Selçuklu kervansaraylarının askeri rolü, Osmanlı han mimarisinde
bitmiĢ, Ģehir ve ticaret hayatının gereklerini karĢılamaya yönelmiĢtir. Ayrıca Anadolu
Selçuklu kervansaraylarının olmazsa olmazı mescit iken, Osmanlı hanlarında bu durum
kaybolmaya baĢlar. Ancak Ģehir hanları bünyesinde tekrar ortaya çıkar.
Osmanlılardan önce genelde Ģehirlerarası yollar üzerinde kendini gösteren
kervansaray ve hanlar, Osmanlılarla beraber siyasi yöne paralel olarak geliĢen Ģehirlerde
önemli merkezler haline gelmiĢlerdir. Özellikle Bursa ve Edirne‟de baĢlayan Fetih
öncesi hanlarının özellikleri, plan kurgusu ve inĢaat tekniğiyle değiĢiklik göstermeden
Fatih devrinde de devam eder.
Osmanlı devri hanları avlusuz kapalı tip, açık avlulu tip kervansaraylar ve Ģehir
hanları olarak 3 baĢlık altında incelenebilir.
4.4.1. Osmanlı dönemi kervansarayları
4.4.1.1. Kapalı tip kervansaraylar (Avlusuz)
Genellikle kare veya dikdörtgen planlı, tek hacimli ve tek kapılıdır. Yolcuların
kaldığı kısımlar, giriĢ aksının sağ ve solunda zeminden yükseltilerek oluĢturulmuĢtur.
Ocak ve niĢleri duvarlarda bulunup, orta bölümü ise hayvan ve yükler için ayrılmıĢtır.
Pencereleri küçük boyutta, uzun ve ince olarak yapılmıĢtır. Gebze Çoban Mustafa PaĢa
Hanı ve Lüleburgaz Sokullu Kervansarayı bu tipe örnek gösterilebilir.
4.4.1.2. Açık tip kervansaraylar (Avlulu)
Bu tip kervansaraylarda daha çok insanlar ön planda tutulmuĢtur. Bu sebeple de
hayvanların bulunduğu avlular ve servis bölümleri ile yolcuların kaldıkları mekânlar
25
ayrılmıĢtır. Yolcuların odalarının her birinde sedir, ocak ve niĢi bulunur. Ayrıca farklı
olarak ahır, hamam ve servis kısımlarıyla çevrili ortasında kare veya dikdörtgen avlusu
bulunan tiplerde görülmektedir. Tek bir giriĢe sahip olan bu tipte, giriĢin sağ ve solunda
küçük hacimler halinde han yönetimi ve personeli için bölümler oluĢturulmuĢtur.
Genellikle ortada çeĢmesi vardır.
XVII. yüzyıl yapılarından Kara Mustafa PaĢa Kervansarayı ve Malatya
Kervansarayı bu tipe örnek gösterilebilir.
4.4.2. Osmanlı dönemi Ģehir hanları
Genellikle iki katlı olarak yapılmıĢ olup, zemin katları depo, ahır, tamirhane gibi
servis iĢlevlerine ayrılmıĢ, üst katı ise yolcuların konaklamaları için tahsis edilmiĢtir.
Her iki katın önünde revaklı bir galeri çevreler. Avlusu da geleneksel olarak kare veya
dikdörtgendir.
Tek avluya sahip, üstü kapalı ahır kısmı ise avluya bitiĢik ayrı bir bölüm halinde
oluĢturulan hanlara, Bergama TaĢhanı (15.yüzyıl), Diyarbakır Deliller Hanı (16-17.
yüzyıl), Gaziantep HiĢva Hanı (17. yüzyıl), Mardin Hanı (17-18. yüzyıl) ve Gaziantep
Mecidiye Hanı (19. yüzyıl) örnek gösterilebilir.
Avlulu ikamet kısmına sahip, avlulu ahır kısmıyla bitiĢik ayrı bir bölüm halinde
oluĢturulan hanlara Bursa Koza Hanı (15. yüzyıl), Edirne Rüstem PaĢa Hanı (16. yüzyıl)
örnek gösterilebilir (ġekil 4.7).
ġekil 4.7a Bursa Koza Hanı planı (ÖzdeĢ, 1953) ġekil 4.7b Koza Hanı giriĢi.
26
Daha sonraki dönemlerde ticaret hanları karĢımıza çıkmaktadır. Ġlk olarak
Bursa‟da görülen bu tip, zamanla Ġstanbul hanlarında geliĢecektir. Selçuklu hanlarından
ayrılan en önemli özelliği, hanın içerisinde ikamet edilmeyiĢidir.
Kastamonu Reisülküttab (Urgan) Hanı, Acem (Kürkçüoğlu) Hanı örneklerinde
olduğu gibi hanların genellikle giriĢ katlarında dükkânları bulunup, özellikle zanaata
ayrılmıĢlardır. Bu tür hanlar üretilen ya da uğraĢılan ürüne göre isimler almaktadırlar.
Bursa Emir Hanı örneğinde olduğu gibi zemin kat, avlu kısmında revaklı olup,
tek kapıyla avluya açılan ve penceresiz eĢya depoları olarak kullanılan hücrelerden
meydana gelmiĢtir. Üst katlar genelde dükkan Ģeklinde olup, avluda yine revaklı
galeriye açılır ve pencerelidir (ġekil 4.8). Bu han Osmanlılarda uygulanacak han planını
tam olarak ilk defa ortaya koyar. Küçük değiĢikliklerle ana plan bozulmadan günümüze
kadar gelmiĢtir. ġehir ticaret hanlarında genelde zemin katlar depolara, üst kat ise
dükkanlara ayrılmıĢtır (ÖzdeĢ, 1953).
ġekil 4.8a Bursa Emir Hanı planı (ÖzdeĢ, 1953) ġekil 4.8b Bursa Emir Hanı görünüĢü.
27
5.KASTAMONU
ĠLĠNĠN
FĠZĠKĠ,
SOSYAL,
TARĠHĠ
VE
TĠCARĠ
ÖZELLĠKLERĠ
5.1. Kastamonu Ġlinin Fiziki ve Sosyal Özellikleri
Kastamonu ili, Batı Karadeniz bölgesinde 41 derece 21' kuzey enlemi ile 33
derece 46' doğu boylamları arasında yer alır. Doğudan Sinop ve Çorum, güneyden
Çankırı, batıdan Bartın ve Karabük ile çevrelenen ilin, kuzeyini doğal sınırı olarak
Karadeniz oluĢturur. Deniz seviyesinden yüksekliği 775m.‟dir. Yüzölçümü 13.108,1
km² „dir (Yaman, 2003) (ġekil 5.1).
ġekil 5.1 Kastamonu turizm haritası.
5.1.1. Doğal bitki örtüsü
Kastamonu ilinde orman ve fundalıklar %64‟lük önemli bir oranla karĢımıza
çıkmaktadır. Ormanlar %56‟lık orana sahip olarak daha fazladır ve Kastamonu il
merkezinin kuzeyinde sahil Ģeridi boyunca uzanan dağ silsileleri üzerinde iyice
yoğunlaĢır. Ġlin Güneyinde Ilgaz bölgesinde de yaprağını dökmeyen oldukça sık orman
örtüsü hâkimdir. Ġlde genelde orman ağaçlarının her türü görüldüğü gibi, yağıĢ ve nem
oranı yüksek olduğundan zengin bir orman altı örtüsü de vardır.
28
Ağaç örtüsünün bulunmadığı ve tarım yapılmayıp mera olarak kullanılan
kısımlarda çeĢitli türden buğday ve baklagillere iliĢkin yer bitkileri yer almaktadır.
Bunun dıĢında örtünün bozulduğu yerlerde bazı dikenli bitkiler görülmektedir.
5.1.2. Topografik yapısı
Kastamonu ili, çoğunlukla engebeli arazilerden oluĢmaktadır; ilin kuzeyinde
Batı Karadeniz Dağları bulunmaktadır. Karadeniz sahiline paralel olarak Ġsfendiyar
(Küre) Dağları il merkezinin kuzeyinde, güneyinde ise yine doğu-batı doğrultusunda
Ilgaz dağları yer almaktadır. Kuzeyde Gökırmak ve Araç Çayı, güneyde ise Devrez
Çayı vadileri ile sınırlanmıĢtır. En yüksek noktası Çatalılgaz tepesi (2565 m)‟dir.
Bölgede ovalık alan azdır. Daday ve TaĢköprü ilçelerini kapsayan Gökırmak
Vadisi ilin en önemli ovasıdır. Küre-Ilgaz arasında ise platolar yer almaktadır. Ġl
içerisindeki akarsular Gökırmak, Devrez Çayı, Araç Çayı ve bunların kollarından
oluĢmaktadır. Kastamonu kent merkezinin ortasından geçen Karaçomak Deresi
Gökırmak‟ın bir koludur (K.Ġ.Y., 1993).
5.1.3. Ġklim yapısı
Kastamonu il sınırları içerisinde Karadeniz sahil kesiminde ılıman, iç kesimler
ise, yükseklikleri fazla ve denize paralel olan Ġsfendiyar dağları iç bölge ile irtibatı
kesmesinden dolayı, sert ve karasaldır. Ġlde yağıĢ, ilçelere göre farklılıklar gösterir.
Kastamonu ilinin kıyı Ģeridi dıĢında kalan bölge kıĢın çok soğuk, dondurucu ve
karlıdır. En yüksek sıcaklık Temmuz ayında 38.9 derece ölçülürken, en düĢük sıcaklık
Ocak ayında – 26.9 derece olarak tespit edilmiĢtir.
5.1.4. UlaĢım
Kastamonu dağlık yapısı nedeniyle ilk çağlardan baĢlayarak Anadolu‟nun
önemli ulaĢım yolları dıĢında kalmıĢtır. Ticaretin kent merkezi ve yakın çevresiyle
sınırlı kalması, bakır, sof ve kereste dıĢında kayda değer ihracatı olmaması nedeniyle,
kentin sıkça uğranılan bir yerleĢim merkezi olmadığı bilinmektedir. Candaroğulları
Beyliği zamanında Eflani-TaĢköprü-Sinop arasında bağlantı olduğu, Kastamonu-
29
Ġnebolu bağlantısının engebeli doğal yapısı nedeniyle bu dönemde sıkça kullanılmadığı,
deniz kıyısına ulaĢımın Sinop üzerinden sağlandığı anlaĢılmaktadır.5
XIX. yüzyıl baĢında Kastamonu, uğrak yerleri arasında görülmeye baĢlanmıĢ,
XIX. yüzyılın ikinci yarısında bölgedeki ulaĢım ağında canlılık baĢlamıĢtır.
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte kentte otomobil ve kamyon trafiği artmıĢtır. Ġnebolu,
Daday, TaĢköprü kazalarına düzenli seferlerle yolcu ve eĢya taĢınmaktadır. Ticari ve
Sanayi faaliyetlerin geliĢmesi ve ülke ekonomisinin canlanmasında ulaĢım sektörü
önemli bir faktördür. Kastamonu ilinde havayolu ve demiryolu taĢımacılığı yoktur.
Karayolu taĢımacılığı da bölgenin topoğrafik özelliğinden dolayı az geliĢtiği
söylenebilir. 6
5.1.5. Demografik ve idari yapısı
Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde Bolu, Çankırı ve Sinop‟u da içine alan
Kastamonu ili, daha sonra Bolu‟nun 1907‟de, Çankırı ve Sinop‟un da 1918‟de
ayrılmaları ile bugünkü duruma gelmiĢtir. 1924 Anayasası ile il, ilçe, bucak ve köy
Ģeklindeki idari bölünmenin kabul edilmesinden sonra, Kastamonu ili 1969‟a kadar
merkez ile birlikte 12 ilçelik bir vilayet olmuĢ, bu tarihte de Bozkurt‟un Abana‟dan
ayrılması ile ilçe sayısı 13‟e; 1988 yılında Ġhsanbey, ġenpazar, PınarbaĢı ve Doğanyurt
3392 sayılı kanunla ilçe yapılarak, ilçe sayısı 17‟ye; 1990 yılında 3644 sayılı kanunla
Ağlı, Hanönü ve SeydiĢehir ilçe yapılarak, ilçe sayısı 20‟ye çıkmıĢtır.
Kastamonu Ġli'nde ilçe sayısı 20‟dir ve merkez dahil olma üzere 21 Belediye,
1073 köy bulunmaktadır. Köy sayısı bakımından Türkiye‟de ikinci sırada yer
almaktadır. Ayrıca köylere bağlı 2.558 adet yerleĢim birimi vardır.
Kastamonu ilinin toplam nüfusu adrese dayalı nüfus kayıt sistemi veri tabanına
göre 2009 yılında 359.823 kiĢidir. Kastamonu ili nüfusunun % 52,80′i (189.984)
Ģehirde, % 47,20′si (169.839) köylerde yaĢamaktadır. Kastamonu ilinin yüzölçümü
Harita Genel Komutanlığı‟na ait 1/1.000.000 ölçekli Mülki Ġdari Bölümleri Haritası
vektör verisinden hesaplanarak elde edilen değere göre 13.136 km² olup, km²‟ye il
genelinde yaklaĢık 27 kiĢi düĢmektedir.
5
6
http://www.kastamonu.gov.tr/
http://www.kastamonu.gov.tr/
30
5.2. Kastamonu Ġlinin Tarihsel GeliĢimi
Kastamonu, tarihinin seyri içerisinde birçok medeniyete beĢiklik etmiĢ ve bu
medeniyetlerin izlerini ve eserlerini bıraktığı bir Ģehirdir.7
Tarih öncesi devirlere ait Kastamonu için sabit bir yerleĢim merkezi, yazılı belge
veya kayıt bulunamamıĢtır. Ancak Kastamonu ve çevresinde yapılan araĢtırmalarda
Yontma TaĢ devrine ait Germeç ve Gölköy‟de bulunan tarihi kalıntılar, Kastamonu tarih
öncesi M.Ö. 50 bine kadar götürür (Acar, 1995).
Ġlk çağda „Paflagonya‟ adı verilen Kastamonu, zamanımıza kadar birçok kavim
ve devletin istilasına uğrayarak hâkimiyetleri altına girmiĢlerdir. Bunlar Gaslar
(Gasgaslar), Hititler, Frikler, Kimmerler, Lidyalılar, Ġranlılar, Yunanlılar, Pontuslar,
Romalılar, Bizanslılar, DaniĢmentliler, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılardır.
Hitit egemenliğinde olan bölge M.Ö. XIV. yüzyılda KaĢkalar, M.Ö.-1230‟da
Frigler, M.Ö.695‟de Kimmerler ve M.Ö.652-6252‟de Lidyalıların hâkimiyetine
geçmiĢtir. M.Ö.546‟da Persler, daha sonra da M.Ö.281‟de Pontus‟lar bölgeye hakim
olmuĢlardır. M.Ö.91 yılından sonra Paflagonya‟da Roma yönetimi baĢlamıĢ ve Bizans
döneminde de devam etmiĢtir (Eyüpgiller, 1999).
1071 tarihinden itibaren Kastamonu, DaniĢmentlilerle Müslüman-Türkler ile
tanıĢmıĢtır. Bu tarihten itibaren sık sık Bizanslılar ile Türkler arasında el değiĢtiren
Kastamonu ve yöresi, Selçuklular döneminde XI. yüzyılın ikinci yarısında bir daha
elden çıkmamacasına Türk hâkimiyeti altına girmiĢtir. 8
Selçukluların ardından Kastamonu‟da sırasıyla Çobanoğulları ve Candaroğulları
Beylikleri hüküm sürmüĢtür. 1213 yılında Çobanoğlu Hüsamettin Bey ile baĢlayan
Çobanoğlu hükümdarlığı 1291 yılına kadar devam etmiĢtir. 1291-1461 yılları arasında
Candaroğulları Beyliğine baĢkentlik yapmıĢtır. Candaroğulları Beyi Ġsmail Bey
zamanında Kastamonu dünya çapında bir ilim ve irfan merkezi olmuĢtur. Bu dönemde
inĢa edilen camisi, medresesi, hamamı, hanı ve misafirhanesi ile oluĢan ve günümüzde
de hizmet vermeye devam eden Ġsmail Bey Külliyesi Candaroğulları döneminin
ihtiĢamını yansıtmaktadır.
Osmanlılar ise, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Kastamonu‟yu
hâkimiyeti altına almıĢlardır. Osmanlı Devleti döneminde de Ģehzadelerin yetiĢtiği
7
8
Vakıflar ve Vakıf Abideleri, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2003
Vakıflar ve Vakıf Abideleri, Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 2003
31
önemli sancak merkezlerinden birisi olmuĢtur. ġehzade Cem Sultan 1468-1474 yılları
arasında 6 yıl süreyle sancak beyliği yapmıĢtır. ġehzade Cem Sultan tarafından
yaptırılan ve kendi adıyla anılan Cem Sultan Bedesteni günümüzde hala ayaktadır.
Tanzimattan sonra eyalet merkezi olmuĢtur. Çankırı, Sinop ve Bolu Sancağı buraya
bağlanmıĢtır (Eyüpgiller, 1999).
5.3. Kastamonu Ġlinin Ticari ve Ekonomik GeliĢimi
5.3.1. Ekonomik geliĢimi
Kastamonu‟nun, özellikle Osmanlı öncesi dönemlerdeki ekonomik yaĢamı
hakkında bilgiler sınırlıdır. Ġsfendiyar Bey zamanında Kastamonu‟da üretilen sof ile
bakır cevherinin önemli ihraç malı olduğu ve Sinop limanı aracılığıyla Venedikli ve
Ceneviz tacirleriyle ekonomik- ticari iliĢki kurulduğu bilinmektedir (Yücel, 1991).
XIV. yüzyıl içerisinde Kastamonu‟ya gelen Ġbn Batuta‟nın kentin ekonomik
yaĢantısına dair söyledikleri; et, tahıl gibi yiyecek maddelerinin bol olduğu ve çok
ucuza alınabildiğinden ibarettir (Defrénery, 1851). 1840 yılı öncesinde kenti ziyaret
eden Bore, Kastamonu‟da yaĢayan tek endüstrinin sepicilik9 olduğunu belirtmiĢ, ayrıca
ticari yaĢamın sönük olduğunu, yılda bir kez yapılan panayırın dahi canlı olmadığını
yazmıĢtır (Boré, 1840). Ainsworth 1842‟de daha nesnel bir analizle, kentte yün ve
pamuklu dokumacılık, basmacılık, boyacılık ve dericilik sektörlerinin varlığını
kaydetmiĢtir (Aınsworth, 1842). 1862‟de Texier, kentte dokumacılık ve bakırcılığın
baĢlıca iki endüstri dalı olduğunu belirtmektedir (Texıer, 1862). 1884‟de Reclus ise,
Kastamonu‟nun tabakhaneler, iplikçiler ve boyahaneler ile dolu olduğunu yazmaktadır
(Reclus, 1984).
XIX. yüzyılın sonlarında Avrupa‟nın tiftiğe talebinin azalması, Kastamonu‟yu
ekonomik açıdan sarsmıĢtır.10 1888 yılından bir süre önce Ġnebolu Ģosesinin açılmasıyla
il dıĢına ve Ġstanbul‟a ihraç imkânıyla tiftikten kaynaklanan zararın giderilmesi ümidi
9
Sepicilik: Hayvan derilerini kullanılacak hale getirmek için yapılan iĢlemler. Sepicilik aslında debagat
(debbagat) iĢleminin bir safhasıdır. Fakat debagatla sepicilik aynı manada kullanılmaktadır.
Debbağ=tabak, sepici, deri terbiye eden; debbağhane (tabakhane): Hayvan derilerinin terbiye
olunduğu, sepilendiği yer demektir. Sepicilik nebati (bitkisel) ve madeni maddelerle yapılabilir. Burada
önemli olan bitki veya maden değil, bunların terkibinde bulunan “tanen” denen maddedir.
10
Kastamonu Vilayeti Salnamesi, 1306
32
artmıĢ; bu yol sayesinde Ġstanbul ve diğer yerlere zahire, hindi, yumurta, tavuk
gönderilmeye baĢlanmıĢtır.11
Son dönemlerinde Kastamonu ve yöresinde insanların geçim kaynağını baĢta
tarım olmak üzere, hayvancılık, el sanatları oluĢturmaktadır. Turizmden sağlanan gelir
fazla olmamakla birlikte gün geçtikçe artmaktadır.
5.3.2. Ticari geliĢimi
Kastamonu‟nun en önemli üretim ve ihraç malı dokumalarıdır. 1842‟de
Ainsworth, Kastamonu‟da elde edilen yünün Ankara sofu kadar iyi olduğunu,
Adana‟dan gelen pamukla, kadınların gemi yelkeni yapıp Ġstanbul‟a gönderdiklerini,
1862‟de Texier, kentteki en önemli endüstri dallarından birinin dokumacılık olduğunu
belirtmektedirler. 1888 yılı salnamesi kentte yatak çarĢafı, perde, yastık örtüsü, gömlek,
yelken bezi dokunduğunu kaydeder (Eyüpgiller, 1999).
Günümüzde dokumacılık Kastamonu‟da yok denecek kadar azdır. Çoğunlukla
çeyiz sandıklarından çıkan eski dokumaların bulunabildiği mağazalarda, baĢta Denizli
olmak üzere, kent dıĢından gelen dokumalar satılmaktadır (Eyüpgiller, 1999).
Kentin bir baĢka ihraç malı olan urganın üretimi ve hammaddesi olan kendirin
ziraati bugün olduğu kadar geçmiĢte de Kastamonuluların çok önemli bir uğraĢı
olmuĢtur. Kentteki önemli hanların zaman zaman urgancılığın merkezi görevini
üstlendiği anlaĢılmaktadır. Zira bu hanların değiĢik zamanlarda kendir ve urgan hanı
olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Günümüzde Ġsmail Bey Hanı ile Reisülküttab Hanı
arasındaki yol “Kendir Hanı” adını taĢımaktayken, urgan ticareti bugünkü Yanık
Han‟da sürdürülmektedir (Eyüpgiller, 1999).
Kastamonu‟nun ekonomik yaĢamında dokuma ve urgan kadar yaĢamsal yer
tutan bir baĢka iĢ kolu da bakırcılıktır. Küre‟den çıkan bakır cevherinin Kastamonu‟da
önemli bir üretim ve ticaret hammaddesi olduğu ve Ġsfendiyar Bey döneminde diğer
kentlere ihraç edildiği bilinmektedir.
Yakup Ağa Külliyesi Ġmareti ve çevresindeki baĢka dükkânlar, XIX. yüzyılın
sonu ve XX. yüzyılın baĢlarında bakır eritimiyle uğraĢan yerlerdir. 1920‟li yıllarda
Kastamonu‟da bakırcılık zanaatı sona ermeye baĢlamıĢtır. Küre‟deki hammadde akıĢı
durması sebebiyle, çok sayıda zanaatkâr Ġstanbul‟a göç etmiĢtir. Günümüzde de eski
11
Kastamonu Şeriyye Sicilleri Defteri, No.558.148, Sicil No.111, 15 Safer 1310; 312
33
belediye binasının doğusunda „Kazancılar Mescidi‟ yer almakta, güneyinde ise
„Bakırcılar ÇarĢısı‟ adını taĢıyan bir sokak ve burada bakırcılığı devam ettiren birkaç
dükkân gözlenmektedir.
Boyacılık ve basmacılığın da kentin önemli geçim kaynakları olduğu Ģeriyye
sicillerinden anlaĢılmaktadır.
Kastamonu‟da dericilik faaliyetleri de görülmektedir. Ancak herhangi bir
Anadolu kentinde olduğu kadar, yerel ihtiyacı karĢılayacak düzeyde üretim
yapılmaktadır. Nasrullah Köprüsü‟nün doğusunda, Debbağlar Camisi çevresinde
debbağların yoğunlaĢtığı görülmektedir. Fakat günümüzde TaĢköprü‟de dericilik
Kastamonu‟dan daha üstün durumdadır.
Üretim kapasitesi yalnızca Kastamonu‟nun iç gereksinimini karĢılamakla sınırlı
bir baĢka sanayi kolu mumculuk ve kandil yağı üretimidir. XVIII. yüzyılda
Kastamonu‟da bir mumhane olduğu, Ģehrin cami ve mescitlerine yetecek kadar üretim
yapıldığı bilinmektedir. Günümüzde teknolojinin gerisinde kalması sebebiyle üretim
yapılmamaktadır.
Kastamonu ġeriyye Sicilleri Defterleri‟nden bazı iĢ kolları hakkında kısa bilgiler
edinilmektedir. Kıl dokumacılığı yapan muytablar12 ve koĢum-eyer takımları yapan ve
bunları süsleyen saraçların13, yerel gereksinmeleri karĢılayacak kapasitede üretimleri
olduğu anlaĢılmaktadır. Her iki zanaattan cadde isimleri dıĢında herhangi bir iz
kalmamıĢtır: günümüzde Nasrullah Meydanı‟nın önünden geçen yol Saraçlar Caddesi
olarak adlandırılmaktadır. Mutaflar Caddesi ise Ġsmail Bey ve Reisülküttab Hanları
önünden geçen yoldur.
XIX. yüzyılın ortalarından itibaren Kastamonu‟daki ticari yapıların, dolayısıyla
ticaretin görünümü Vilayet Salnameleri aracılığıyla çizilebilmektedir (Eyüpgiller,
1999).
Kastamonu‟da 1869 yılında 10, 1903 yılında ise 46 han bulunmaktadır. 1892
yılında kentte birer arpa, un ve pamuk kapanı vardır. 1892 yılında 26 olan fırın sayısının
1903 yılında 31‟e ulaĢtığı bilinmektedir. 1896 yılında 1238 olan dükkân, mağaza ve
kahvehane sayısı 1903 yılında 2000‟e ulaĢmıĢtır. Bu istatistikî bilgiler, özellikle han ve
dükkân
sayıları,
Kastamonu‟da
ticaret
yaĢamının
bir
Anadolu
azımsanmayacak düzeyde canlı olduğunu göstermektedir (Eyüpgiller, 1999).
12
13
Muytab: (Muytâbân) Kıl dokuyan. Kıldan eĢya yapan.
Saraç: KoĢum ve eyer takımları yapan veya satan kimse.
kenti
için
34
5.3.3. Ticaret bölgesi ve Ģehir bağlantıları
Anadolu kentlerinin hemen tümünde olduğu gibi Kastamonu‟da da tarih
boyunca ticari faaliyetler bulundukları sokaklara adlarını vermiĢlerdir. Kastamonu‟da
bugün dahi sokak adlarına bakarak, çoğunluğu sona ermiĢ geleneksel ticari faaliyet ve
zanaatların yoğunlaĢtıkları bölgeleri tespit etmek mümkün olmaktadır.
Günümüzde Cem Sultan Bedesten‟in kuzeyinde Terziler Sokağı, kuzey
bitiĢiğinde ise Attarlar14 ÇarĢısı ve Nalburlar15 ÇarĢısı yer almaktadır. Yine Bedesten‟in
kuzeybatısında Sarraflar16 ÇarĢısı bulunur. Keçeciler Yanık Han‟ın doğu bitiĢiğindeki
yolun adıdır. Döğücüler17 Caddesi Yanık Han‟dan Topçuoğlu Camisi‟ne giden yol
üzerindeyken, Çilingirler18 Caddesi Belediye Caddesi‟nin güney paralelindedir.
Reisülküttab Hanı‟nın batısındaki yol, halen Ġplikçiler Yolu olarak anılır, Belediye
Caddesi‟nden
Yeni
Hamam‟a
giden
yol
ise,
Kuyumcular
Caddesi
olarak
adlandırılmaktadır. Ovalıpazarı Mescidi‟ne giden yol Pirinç Pazarı, Belediye‟nin
güneyindeki Bakırcılardan Mahkemealtı Cami‟ne çıkan yol ise, Kömürpazarı adını taĢır
(ġekil 5.2).
5.3.4. Ticaret bölgesinin oluĢumunda çevresel faktörler
Güney-kuzey doğrultusunda akan, Gökırmak‟ın bir kolu olan Karaçomak, diğer
adıyla Kastamonu Deresi Kastamonu‟yu ikiye bölmektedir. Kent derenin iki yakasından
sonra sert bir eğimle yükselen yamaçlar üzerinde konumlanmıĢtır. Doğu yönde
Sarayüstü Tepesi, batıda kalenin üzerinde yer aldığı tepe, Kastamonu‟nun en belirgin
yükseltileridir. Yamaçlar, derenin her iki yanında tepe dizileri biçiminde kuzey-güney
doğrultusunda devam etmektedir (Eyüpgiller, 1999).
Kastamonu‟nun en önemli iki trafik aksı derenin iki yakasındaki yollardır.
Ankara ve Ġstanbul karayolları güneyden, TaĢköprü ve Ġnebolu karayolları kuzeyden bu
arterlere bağlanmakta, Ģehirlerarası ulaĢımın yükü bu yollara verilmektedir. Kentin
14
Attar: Güzel koku veya iğne iplik gibi Ģeyler satan.
Nalbur: Çivi, kilit, menteĢe gibi ufak tefek yapı malzemesi satan kimse.
16
Sarraf: Sarfeden. Para iĢleri ile uğraĢan. Cevherci, kuyumcu. Cevherin kıymetini san'atı ile azaltan
veya çoğaltan.
17
Döğücü: Osmanlı‟da arpa, buğday gibi ürünleri döven,öğüten kiĢilerdir.
18
Çilingir: 'çilân' (kılıç, hançer, her türlü demirden edevât) + 'gar' (yapan) bugünün kapı açıcıları; dünün
kılıç yapan demiri döven demircileri ne verilen isimdir.
15
35
güneyinde, Sinanbey Camisi‟nin önünden baĢlayıp batıya yönelen Kuruçay ve
devamında GümüĢlüce Caddesi Kastamonu‟nun sınırlayıcı hatlarından biridir
(Eyüpgiller, 1999).
ġekil 5.2 Kastamonu çarĢısı, anıt Yapıları ve incelemeye konu yapılar. Dükkanlar D, küçük dükkanlar
KD, mağazalar M ile gösterilmiĢtir (Eyüpgiller, 2008).
36
Kentin kuzeyinde yer alan Ġsmail Bey Külliyesi‟nin önünden baĢlayan AĢağı
Ġmaret Yolu, Eski Sığır Pazarı, Ģimdiki Ġsfendiyar Bey Parkı önünde Kalekapısı Yolu
adını alarak güneye doğru devam eder. Kentin güney ve kuzey giriĢlerinin birleĢtiren bu
yol, Osmanlı Dönemi öncesi Kastamonu‟nun en önemli arterlerinden biri olduğu
düĢünülmektedir. Kalekapısı Yolu, daha sonra Honsalar Caddesi adını alarak batıya bu
adla devam eder ve kent dıĢına çıkar (Eyüpgiller, 1999).
ġekil 5.3. Nasrullah meydanı genel görünüm (Eyüpgiller, 2008).
Bugünkü Kastamonu‟nun en önemli meydanlarından biri, Nasrullah Camisi‟nin
kuzeyinde yer alan, tarihi yapıların yıkılması ile oluĢturulan Nasrullah Meydanı‟dır
(ġekil 5.3). Bu meydanın batısında yer alan Ġsmail Bey Hanı, Urgan Hanı gibi yapıların
çevresinde Candaroğulları döneminden baĢlayarak geliĢen çarĢı dokusu, Osmanlı
dönemi ticaret ve zanaat kollarının adlarını taĢıyan sokaklardan oluĢmaktadır. Arazinin
yapılaĢmaya elveriĢli olması, varlığını ve canlılığını halen sürdürmekte olan çok sayıda
37
han, mağaza ve dükkânın bu çevrede bir araya gelmesini sağlamıĢ olmalıdır. Osmanlı
kentlerinin karakteristiği olan hamamların çarĢı içerisinde yoğunlaĢması olgusu
Kastamonu‟da da geçerlidir. Mahalle aralarında birkaç hamama rastlanılmakla birlikte
Kastamonu hamamlarının büyük bir bölümünün ticari merkez çevresinde konumlandığı
görülür (ġekil 5.4).
Çok sayıda tarihi yapıların yıkılmasıyla oluĢturulan Cumhuriyet Meydanı,
derenin doğusunda ticari merkezle hemen hemen aynı doğrultudadır. Merkezi Atatürk
Anıtı‟nın bulunduğu bu meydan, askeri ve sivil kamu yapılarıyla çevrilidir. Askerlik
ġubesi, Hükümet Konağı, Defterdarlık, Kültür Merkezi, bu tarihi yapıların tarihsel
kimliği olanlarıdır (Eyüpgiller, 1999).
Yamaçlarda konumlanan konutlara ulaĢımı sağlayan yollar eğim çizgilerine
uygun ve gittikçe yükselen paralel çizgilerle tepelere yönelmektedir. Yer yer eğime
paralel yolların oluĢması kaçınılmaz olmuĢtur. Kaleye yaklaĢtıkça, eğimin dikliği
nedeniyle yapılaĢma azalır. Çoğunluğu iki-üç katlı, alaturka kiremit örtülü ahĢap evler
Kastamonu‟nun mahalle dokusuna egemen olan öğelerdir (Eyüpgiller, 1999).
38
ġekil 5.4 Geleneksel yönetim merkezi ile geleneksel ticaret merkezi arasındaki iliĢki (Eyüpgiller, 2008).
39
6. KASTAMONU HANLARININ MĠMARĠ ÖZELLĠKLERĠ ĠLE TARĠHSEL
GELĠġĠM
SÜRECĠ
ĠÇERĠSĠNDE
TĠCARĠ
VE
KÜLTÜREL
FONKSĠYONLARININ ĠRDELENMESĠ
Kastamonu hanları tarihsel geliĢim sürecinde; Türk han mimarisinin ilk
dönemlerinden
baĢlayarak,
Gazneli
ve
Karahanlılardan
itibaren
Selçuklular,
Çobanoğulları Beyliği, Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı dönemi özelliklerini
taĢıyarak, zaman içinde geliĢerek kendine has bir plan ve mekân anlayıĢına, mimari tarz
ve üsluba sahip olmuĢlardır. Bu bölümde ise; bu hanların özelliklerini ortaya çıkararak
aralarındaki iliĢkileri değerlendirebilme amacı güdülmüĢtür.
Kastamonu çevresinde fetihten sonra inĢa edilen sosyal amaçlı ilk binalardan
olan Atabey Hanı, Selçuklu ve Çobanoğulları Beylikleri döneminden kalan, bilinen en
eski binadır.
Candaroğulları Beyliği döneminde ise Deve Hanı ve Ġsmail Bey (KurĢunlu) Hanı
kendilerine has mimari tarz ve üsluplarıyla, kendi dönemlerinin özelliklerini
yansıtmaktadırlar.
Osmanlı dönemi han mimarisi için ayrı bir yeri olan Kastamonu Ģehri hanları, bir
avlu etrafını çeviren revaklar ve bunların gerisindeki mekânlardan oluĢan genel Ģema ile
Anadolu Selçukluları'ndan geçerek Büyük Selçuklu, Gazneli ve Karahanlı devrine kadar
gelen bütün Türk Han mimarisine hâkim olmuĢ geleneksel ana plana bağlı kalmıĢ,
ancak bu bağlılık eskinin tekrarlanması Ģeklinde olmamıĢtır. Aldığı etkileri kendi
bünyesi içinde eriterek yeni ve geliĢmiĢ bir mimari anlayıĢı ortaya koymuĢtur.
Karahanlı, Gazneli, Büyük Selçuklu dönemlerine ait hanların revaklı bir avlu
etrafında kurulu Ģemaları temel olarak korunmuĢ ancak sadelik ve geliĢmiĢ fonksiyonel
bir plan anlayıĢı ön plana geçmiĢtir. Osmanlıların ilk devirlerindeki mimari olgunluk, bu
dengeli plan tipinin aralıksız 19. yüzyıl ortalarına kadar Kastamonu‟da da devam
etmesini sağlamıĢtır.
Ġlde tarihe tanıklık etmiĢ birçok han yer almaktadır. Bu hanların çok azı
günümüzde kullanılabilir durumdadır. Kastamonu, tarihi Ġpek yolu üzerinde
bulunmaktadır.
ÇeĢitli
malların
alınıp,
satıldığı
ve
ticaretle
uğraĢanların
konaklayabilmeleri gayesiyle yapılan hanlar günümüzde de faaliyetlerine devam
etmektedir (Yaman, 2003).
40
1630–1640 yılları arasında Merhum Hasan PaĢa tarafından Saraçhane yakınında
inĢa edildiği bilinen Hasan PaĢa Hanı; Vakıf Hanı (1689–1690); Sürahizade Hanı
(1715); 1715 yılında Reisülküttab Hacı Mustafa Efendi tarafından yaptırılan TurĢucu
Hanı; Sellahoğlu Hanı (1741–1742); Elhac Evliya Efendi Hanı (1890–1891) gibi
hanların varlıklarını sadece belgelerden öğrenilebilmektedir. ĠpĢiroğlu Hanı ve Kara
ġabanoğlu Hanı da D.Kuban‟ın 1967 tarihli raporundaki eski eser listesinde adları
geçmekle beraber yıkılmıĢ oldukları belirtilmiĢtir. Bu hanların yerleri tespit
edilememiĢtir (Eyüpgiller, 1999).
Kastamonu Ģehir hanları günümüzde ticaret için kullanılsa da, geçmiĢ dönmlerde
misafirhane olarak ta kullanıldığı görülmüĢtür. Böylece Ģehir hanları baĢlangıçta Bursa,
Ġstanbul, Ġzmir hanları gibi Kastamonu hanları da Türk han mimarisinde önemli
değiĢiklikler ve geliĢmeler ortaya koyar.
Bursa Emir Hanı (XIV. yy.) ve Koza Hanı XVI. yy. baĢlangıcı ilk Ģehir
hanlarının en önemli eserleridir. ġehir ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda, gece
konaklanan hanlar veya iĢ hanları olarak kullanılmaları hanların genel plan Ģemasını
değiĢtirmez. Tek merkezi avlu fikri esastır ve bu avlu, etrafında sıralanan revakların
arkasındaki odalarla çevrilmiĢtir. Hana dıĢarıdan bakıldığında giriĢi önem arz etmesine
rağmen abartılı değildir, genellikle yuvarlak taĢ kemerli olup avluya beĢik tonozlu bir
geçitle bağlanır. Avlu plan Ģeması dikdörtgen Ģeklindedir.
Zemini üst kata bağlayan merdivenler revaklı galerinin giriĢe yakın kısmında yer
alırlar. Zemin kat, depo ve iĢ bölümlerine ayrılmıĢtır, dıĢa açılan pencereleri yoktur.
Konaklama için kullanılan kısım üst kattır. Ġki katlı ve tek avluludur.
Hanlar tek baĢlarına anıtsal nitelikte eser özelliği taĢımasının yanında, Ģehir
içinde külliyelerin bünyesinde de kendine has özellikleriyle bütünleyici bir rol
üstlenmektedirler.
Genellikle cephelerinde fazla açıklık bulunmamaktadır. Zemin katlarda dıĢ
cephelerde pencere açıldığı görülmez. Birçok hanın dıĢ cephesi dükkânlarla çevrilmiĢtir.
GiriĢ önemli tutulmakla beraber abartılı değildir. GiriĢ cephesinin dıĢında kalan yan
cephe duvarları ise daha da sadedir. Mimari planın dıĢa aksi olarak zemin katta sağır
duvarlar üst katta ise genellikle bir ve seyrek olarak da iki pencereli açıklıklar görülür.
Avluda rastlanan mimari hareket ve estetik çabası dıĢ cephede görülmez.
Kastamonu Ģehir hanları genellikle iki katlı olarak inĢa edilmiĢtir. Fakat Deve
Hanı ve Atabey Hanı gibi tek katlı hanlarda bulunmaktadır.
41
Osmanlılar devrinde geliĢmesini sürdüren avlulu hanlar, XVIII. yüzyıldan
itibaren Kastamonu'da da önemle ele alınmıĢtır. Kastamonu hanlarında Deve Hanı,
Atabey Hanı gibi örneklerde avlusuz bir tip görülmektedir. Avlu ebatları çok değiĢiktir.
Kastamonu hanları genellikle tek avluludur.
Hanların genel karakteristik bir noktası da giriĢin avluya mutlaka bir geçitle
bağlanmıĢ olmasıdır. Doğrudan doğruya avluya açılan bir giriĢ kapısı görülmez.
Anadolu Selçuklu kervansaraylarının ortak bir özelliği olan mescitler Osmanlı devri
Bursa ve Ġstanbul Ģehir hanlarında olduğu gibi Kastamonu hanlarında da tekrar ortaya
çıkar ve önemli bir özellik kazanırlar. Genellikle Kastamonu hanlarında mescitler Bursa
ve Ġstanbul hanlarından farklı olarak avluda yer almayıp, üst katlarda yer almaktadır.
Osmanlı hanlarının avlu ve revaklı tiplerinin özelliklerini yansıtan Kastamonu
hanlarında konaklama hacimleri üst katlarda yer almaktadır.
Osmanlı hanlarında olduğu gibi, Kastamonu hanlarında da ıĢıklandırma aynı
Ģekilde devam eder. Pencereler emniyet endiĢesiyle genellikle dar ve küçük ebatta
tutulmuĢ ve her zaman demir parmaklıklarla korunmuĢlardır.
Zemin kat hacimlerinin dıĢ cepheye açılan pencereleri yoktur. Genellikle üst
katta bir ve seyrek olarak da iki pencereli açıklıklar görülür.
6.1. Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri Dönemi
6.1.1. Atabey Hanı
Selçuklular ve Çobanoğulları Beylikleri döneminden günümüze kalmıĢ olan han,
sadece Atabey Hanı‟dır. Fetihten sonra Kastamonu çevresinde, sosyal amaçlı olarak
inĢa edilen ilk binalardan birisidir. Hatta kendi alanında bilinen en eski binadır
denilebilir. Hüsameddin Çoban Bey tarafından 1273 yılından önceki bir tarihte
yaptırılmıĢtır. Bu bey döneminde sosyal tesislerin yapımına baĢlanmakla beraber, cami,
medrese ve han gibi eserler inĢa edilmeye baĢlamıĢtır.
Han, Kastamonu‟nun dıĢında yolcu barındırma özelliği göstererek menzil hanı
olarak ta sınıflandırılabilir. Tek katlı ve avlusuz han tipinin ilk örneklerindendir. Yapı
malzemesi olarak moloz taĢ, tuğla ve harç kullanılmıĢtır.
42
Kastamonu–Tosya yolunun 23. km.sinde, Elmayakası Köyü sınırları içinde,
Karadere Çayı‟nın kenarında ve yolun yaklaĢık 300m. solunda bulunmaktadır.
ġekil 6.1 Atabey Hanı genel görünüĢ (V.G.M. arĢivinden).
Hanın inĢası ile ilgili olarak herhangi bir kitabeye veya yazılı bir belgeye
rastlanmamıĢtır. Ancak, yapının mimari ve yapısal özellikleri ile ocakların mevcudiyeti
dikkate alınarak, hanın XIV. yüzyılın ortalarından, XV. yüzyılın ortalarına kadar olan
bir zaman içerisinde inĢa edildiğini söylemek mümkündür. A. Gökoğlu, Atabey Hanı
için “Kastamonu Çobanlar devri hükümdarlarından Muzafferüddin Yavlak Arslan
(1280-1291)
tarafından
yaptırılarak,
Kastamonu‟daki
cami
ve
medresesine
vakfolunduğu anlaĢılmaktadır” demektedir19. Fakat bu görüĢü ile ilgili kaynak
göstermemektedir. Aynı eser için M. Kemal Özergin ise “geç devir” ifadesini
kullanmaktadır20.
19
GÖKOĞLU, Ahmet, Paphlagonia - Gayri Menkûl Eski Eserleri ve Arkeolojisi, Cilt: I, Kastamonu,
1952, s.349.
20
BAġ, Ali, a. g. t. , s.97.
43
1970 yılına kadar sapa sağlam olan bina, o yıllardan beri günümüze kadar harabe
duruma gelmiĢtir (ġekil 6.1).
Doğu-batı doğrultuda uzanan han, 23,30m.x16,30m. ebadında dikdörtgen bir
alan üzerinde, eğimli ve kayalık bir arazide inĢa edilmiĢtir. Doğu cephesinin ortasında
bulunması gereken giriĢin Ģekli, bu kısmın tamamen yıkık olması nedeniyle belli
değildir21 (ġekil 6.2).
ġekil 6.2 Atabey Hanı mevcut rölöve planı (V.G.M. arĢivinden).
Günümüzde mevcuttaki üç adet ayaklara oturtulmuĢ yarım daire kemerden
oluĢan iki destek sıralı beĢik tonozla üç sahna bölünerek “Kapalı Mekanlı Hanlar”
grubunda yer almaktadır. Geleneksel Ģekilde yan sahınlarından daha geniĢ ve yüksek
tutulan orta sahına sahiptir22 (ġekil 6.3).
21
22
BAġ, Ali, a. g. t. , s.96.
BAġ, Ali, a. g. t. , s.96.
44
ġekil 6.3 Atabey Hanı iç mekan görünüĢü (V.G.M. arĢivinden).
Yan sahınların kuzey ve güney duvarlarda karĢılıklı birer ocak bulunmaktadır.
Ocakların alt kısımları yarım daire planlı, üst kısımları ise çatıya doğru daralarak
dikdörtgen prizma Ģeklinde yükselmektedir.
Duvarlarda pencere bulunmaması nedeniyle, iç mekânın aydınlatılması
tonozlardaki tepe pencereleri ile sağlanmaktadır. Nitekim tonozların sağlam kalan
kısımlarında, sonradan Ģekli bozulmuĢ bazı boĢluklar görülmektedir23(ġekil 6.4).
ġekil 6.4 Atabey Hanı en kesiti (V.G.M. arĢivinden).
23
BAġ, Ali, a. g. t. , s.97.
45
Hanın duvar ve tonozları sıralı moloz taĢ iken, kemerleri ise kesme taĢ ile
tuğlanın nöbetleĢe kullanıldığı almaĢık düzende örülmüĢtür. ĠĢçilik genelde kaba ve
itinasızdır. Dam üzeri toprak örtülüdür24 (ġekil 6.5).
ġekil 6.5 Ġç mekandaki almaĢık kemerin görünüĢü (V.G.M. arĢivinden)
Hanın ön cephesi diğer cephelere oranla daha çok tahrip olmuĢtur. Ön cephe
üzerinde bulunması gereken giriĢ kapısı, bu kısmın tamamen yıkık olması nedeniyle
belli değildir. Sağ ve sol yan cephe duvarlarının bir kısmı toprak altında kalmıĢtır. Her
iki cephede tamamen sağır olup, sağ yan cephe üzerinde bir adet çörten yer almaktadır.
Arka cephe duvarlarının da bir kısmı toprak altında kalmıĢtır. Yapıda herhangi bir
süsleme görülmemektedir.
Eserin günümüzde beden duvarları doğu cephe haricinde sağlamdır. Üst örtünün
büyük bir bölümü ise tamamen harap olmuĢtur. Destek sırasına ait ayaklardan, batı
taraftaki üçü sağlamdır. Güney ve orta sahınların son bölümleri ile kuzeydeki yan
sahnın son iki bölümü sağlam olup, tonozların diğer bölümleri tamamen
göçmüĢtür25(ġekil 6.6.).
24
25
BAġ, Ali, a. g. t. , s.97.
BAġ, Ali, a. g. t. , s.98.
46
ġekil 6.6 Atabey Hanı kuzey görünüĢü (V.G.M. arĢivinden).
Ahmet Gökoğlu, çizmiĢ olduğu basit krokide hanın giriĢ kısmında, ortada bir
medhal26, medhalın güney ve kuzey taraflarında da, kapıları bu medhale açılan birer
mekân göstermektedir27. Aynı Ģekilde yapıdan bahsederken “hayvan bağlanan bu
kısmın önünde yolcu odalarını görmekteyiz. Bu tip Paflagonya için orjinaldir”
demektedir28. Günümüzde bu mekanları çevreleyen duvarlara ait izlere rastlanmamıĢtır
(ġekil 6.7).
ġekil 6.7 Atabey Hanı restitüsyon planı (Gökoğlu, 1952).
26
Medhal: GiriĢ, girilecek yer, kapı, baĢlangıç.
GÖKOĞLU, Ahmet, a. g. e. , s.362.
28
GÖKOĞLU, Ahmet, a. g. e. , s.361.
27
47
Ġç mekandaki ayakların bir kısmı tamamen yıkılmıĢtır. Bunun için ayakların
sayısını, kuzey ve güney duvarlardaki kemer izleriyle, mevcut ayakların aralarındaki
mesafeleri dikkate alarak hesaplanabilir. Buna göre karĢılıklı üçer ayağın bulunduğu
anlaĢılmaktadır.
Tonozların takviye kemerleri sahınlara göre farklılık göstermektedir. Kuzeydeki
yan sahnın tonozu destekleyen kemerlerinden biri sağlamdır. Bunun haricinde, kuzey
duvarda kemer izi tespit edilememiĢtir. Güneydeki yan sahın tonozunun ise, biri sağlam
olan, diğerlerinin de duvarda izi görünen üç adet kemer tarafından desteklendiği belli
olmaktadır. Orta sahnın tonozunun takviye kemer sayısı ise belli değildir. Kuzeydeki
yan sahnı ayıran destek sırasına ait ayaklardan ortadakinde, orta sahın tonozunu
destekleyen takviye kemerinin izi görülmektedir. Burada, yani ortadaki ayak hizasında
her üç sahnın tonozu takviye kemeri ile desteklenmiĢtir29.
Güneydeki yan sahnın tonozunu destekleyen kemerlerin fazlalığı ve bunlardan
ikisinin duvara bitiĢik ayaklara oturtulması, bu sahınlardaki birinci ve üçüncü kemerin
tamirler sırasında inĢa edildiğini düĢündürmektedir30.
Günümüzde hanın acilen restore edilmesi gerekmektedir. Restore edildikten
sonra han, köy halkının eĢyalarının sergileneceği etnoğrafik müze olarak kullanılabilir.
Böylece hanın iĢlevselliği devam ettirilebilir. Ayrıca, bağlı bulunduğu köye gelen
ziyaretçileri çeken cazip bir mekan olabilir.
6.2. Candaroğulları Beylikleri Dönemi
Ġsmail Bey Külliyesi içerisinde yer alan Deve Hanı, Hanönü ilçesindeki
Gökçeağaç Hanı ve Ġsmail Bey (KurĢunlu) Han dönemin önemli eserleridir. Kastamonu
merkezinde yer alan Deve Hanı ve Ġsmail Bey (KurĢunlu) Hanı Candaroğullarının son
hükümdarı Ġsmail Bey tarafından yaptırılıp Cami, medrese ve imarete vakfedilmiĢtir.
Her ikisinin de kitabesi yoktur. Ancak 865/1460 tarihli vakfiyeden, bu tarihten önce
yaptırılmıĢ oldukları anlaĢılmaktadır.
Bu dönem yapılarında üç boyutlu bir yerleĢim planı mevcuttur. Bu genel olarak
Beylikler Dönemi‟nin özelliğini yansıtmaktadır. Genel olarak geometrik, rasyonel ve
organik iliĢkiler pek gözetilmemiĢtir. Tüm yapılar kendi içerisinde simetriktir. Beylikler
29
30
BAġ, Ali, a. g. t. , s.98.
BAġ, Ali, a. g. t. , s.99.
48
Dönemi Selçuklu ve Osmanlı Dönemi Sanatı arasında bir geçiĢ evresi oluĢturur ve farklı
uygulamalar ile çok renkli bir dönemi yansıtır (ġekil 6.8)
ġekil 6.8 Beylikler Dönemi Plan Tipleri (Ali BaĢ‟tan düzenlenerek)
Candaroğulları Beyliği döneminde görülen kare alt yapılı planın, kasnak ve
kubbe bileĢimli çözümleniĢleri Beyliğin ulaĢtığı mimari düzeyin göstergesidir.
Ġki birimden oluĢan Deve Hanı‟nın bir ön mekanının bulunuĢu ise, iĢlev-mekan
iliĢkisi içerisinde tamamı ile Beylikler Dönemi‟nde geliĢmiĢ planın küçük boyutlu bir
uygulamasını sunar.
Bu dönemde aynı ilerlemeyi cephe düzenlemelerinde pek fazla göremeyiz.
Yapılar genel olarak dıĢa kapalıdır. Pencereler ve kapı açıklıkları dıĢında cepheleri
hareketlendirecek unsurlar bulunmaz. Sadece ön cepheler, diğer cephelere göre biraz
49
daha özenlidir. Kimi zaman giriĢ kapılarında dekoratif unsurlar, kimi zaman malzemeteknik ile sağlanmıĢ bir görsellik, hareketlilik vardır.
Yapı malzemesi olarak kesme taĢ, kaba yonu moloz taĢ, tuğla, ahĢap ve kireç
harcı kullanılmıĢtır. Deve Hanı‟nın ön cephesinde görülen tuğla- taĢ almaĢıklığı da daha
çok erken Osmanlı Dönemi‟nin karakteristik özelliğini yansıtmaktadır (Karabiberoğlu,
1997).
Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) ile birlikte hanlarda çok katlılık baĢlamıĢtır.
Ayrıca Kastamonu Ģehir hanlarından ilk avlulu han özelliği taĢımaktadır. Plan
kuruluĢunda form araĢtırması yine düzgün geometrik dikdörtgenlerdir. Zemin katlar
dükkan ve depolara ayrılmıĢ, üst kat ise konaklama amaçlı kullanılmıĢtır.
Yapı malzemesi olarak, beden duvarlarının üst bölümünde moloz ve kaba yonu
taĢ, altta ise düzgün kesme taĢtır. Pencereler sadece üst katlara açıklık teĢkil edecek
Ģekilde kesme taĢlarla çevrili ve demir parmaklıdır. Hacimlerin üst örtüleri de beĢik
tonoz, aynalı tonoz ve kubbe olarak karĢımıza çıkmaktadır. Tonozlar kurĢunla kaplı
olduğundan hana, kurĢunlu han denilmiĢtir. Konaklama odaları ocaklı ve duvar
hücrelidir. Han içerisinde ibadet yapısı olarak mescit bulundurma özelliği ilk olarak
Kastamonu hanlarında Ġsmail Bey Hanı‟nda görülür. Avlu içerisinde küçük bir Ģadırvan
bulunmaktadır.
6.2.1. Gökçeağaç Hanı (Hanönü Hanı)
ġekil 6.9 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı giriĢ cephesi (V.G.M. arĢivinden).
50
Kastamonu Hanönü ilçesinde bulunan bu hanın kitabesi bulunmadığından ne
zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir (ġekil 6.9).
ġekil 6.10 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden).
Fakat Ġ. Hakkı UzunçarĢılı “Ġsmail Bey, Kastamonu‟da bir kervansaray (Tüccar
Hanı), Araç‟ta han, Gökçeağaç nahiyesinde bir kervansaray, Araç‟ın Oyacalı Köyü‟nde
bir han yaptırmıĢtır.” demektedir.31 Hanın mimari ve yapısal özellikleri dikkate
alındığında, Beylikler döneminde inĢa edildiği anlaĢılmaktadır. Ġ. H. UzunçarĢılı‟nın
belirttiği yapının bu han olduğunu ve bu nedenle de eserin Candaroğlu Ġsmail Bey
zamanında (1444-1461) inĢa edildiği söylenebilir32 (ġekil 6.10).
ġekil 6.11 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı mevcut rölöve planı (V.G.M. arĢivinden).
31
Ġ. Hakkı UzunçarĢılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri, Ankara 1984,
s.138-139.
32
BAġ, Ali, a. g. t. , s.101.
51
Kuzey-güney doğrultuda uzanan han, 20,20m.x11,00m. ebadındaki bir
dikdörtgen bir alan üzerinde, avlusuz han plan Ģemasında inĢa edilmiĢtir (ġekil 6.11).
Hanın 3,50m.×1,50m. ölçülerindeki giriĢ kısmı büyük ölçüde yıkılmıĢtır. Bu giriĢ
bölümü için; mevcuttaki izlerden yola çıkılarak, vaktiyle üç bölümlü olarak
düzenlendiği, bu bölümlerinin üst örtüsünün ana mekandaki gibi çapraz tonozla örtülü
olduğunu söylemek mümkündür (ġekil 6.12).
ġekil 6.12 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı Restitüsyon Planı (Ali BaĢ‟tan düzenlenerek).
Ayrıca bu giriĢ bölümünün güney duvarında harap durumda bir mihrap
mevcuttur (ġekil 6.13). Mihrap niĢi, kireç taĢından yontulmuĢ, iki parçalı, beĢ dilimli bir
kavsara ile örtülüdür. GiriĢ mekanının doğu duvarında yarım daire Ģeklinde bir ocak niĢi
düzenlenmiĢ olmasına rağmen, bacası ile ilgili bir sistem mevcut değildir.33
ġekil 6.13 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı güney duvardaki mihrap niĢi (V.G.M. arĢivinden).
33
BAġ, Ali, a. g. t. , s.102.
52
Harabe haldeki giriĢ kısmından geçilerek, ana kısma güney cephenin ortasındaki
tuğladan örülü sivri kemerli kapıdan geçilerek ulaĢılır. Ana mekana girildiğinde ilk
dikkatimizi çeken birbirine paralel olarak ikiĢer sıra halinde sıralan, kare kesitli kesme
taĢ masif ayaklardır. Bu ayaklar mekanı kuzey-güney doğrultuda üç sahına ayırmıĢtır
(ġekil 6.14).
ġekil 6.14 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı iç mekan görünümü (V.G.M. arĢivinden).
Bu ayaklar belirli bir yükseklikten sonra tuğla örgülü Ģekilde yarım daire
kemerlerle beden duvarlarına ve birbirlerine bağlanmıĢtır. Ayaklar tarafından bölünerek
ortaya çıkan dokuz adet bölümün üzerleri çapraz tonozla örtülmüĢtür. Ortadaki
bölümler yandakilerden daha dar olmakla birlikte, daha yüksek inĢa edilmiĢtir. Orta
sahını örten üç çapraz tonozun ortalarında, birer aydınlatma ve havalandırma deliği
bulunmaktadır34 (ġekil 6.15)
ġekil 6.15 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı boyuna kesit (V.G.M. arĢivinden).
34
ÜNAL, Hüseyin Rahmi, Osmanlı Öncesi Dönemden Yayınlanmamış Üç Menzil Hanı, s.188.
53
Ġç mekânın aydınlatılması doğu ve batı duvarlardaki harap haldeki, tuğla örgülü
basık kemerli, demir parmaklıklı iki adet pencere ile sağlanmaktadır35 (ġekil 6.16).
ġekil 6.16 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı aydınlatma penceresi genel görünümü (V.G.M. arĢivinden).
Hanın beden duvarları genelde moloz taĢ iken belirli aralıklarda üçer sıra tuğla
duvarla almaĢık düzende örülmüĢtür. Ġç mekanda ise kemerlerin ayakları belirli
yüksekliğe kadar kesme taĢ, kemerler ve tonozlar ise tuğla malzemeden yapılmıĢtır.
ĠĢçilik genelde kaba ve itinasızdır. Dam üzeri toprak örtülüdür36.
Hanın cephelerine baktığımızda, ön cephe diğer cephelere oranla daha çok tahrip
olmuĢtur. Ön cephe üzerinde bulunması gereken giriĢ kapısı, bu kısmın tamamen yıkık
olması nedeniyle belli değildir (ġekil 6.17).
ġekil 6.17 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı güney cephe (V.G.M. arĢivinden).
35
36
BAġ, Ali, a. g. t. , s.100.
BAġ, Ali, a. g. t. , s.101.
54
GiriĢ cephesi haricinde diğer üç cephe duvarlarının bir kısmı toprak altında
kalmıĢtır. Doğu ve batı cephesi sıralı moloz taĢ ile inĢa edilmiĢ olup, kuzey cephede yer
yer tuğla hatıllar görülür (ġekil 6.18).
ġekil 6.18 Gökçeağaç (Hanönü) Hanı kuzeyden görünümü (V.G.M. arĢivinden).
Yapıda almaĢık örgü düzeni haricinde herhangi bir süsleme görülmemektedir.
Eserin günümüzde güneydeki giriĢ cephesi haricinde beden duvarları sağlamdır. Üst
örtüde küçük çapta göçmeler olmuĢtur. Ġç mekandaki ayakların kesme taĢ kısımlarında
ve tuğla kemerlerde bozulmalar görülür.
Bu hanı Chankykoff 1848‟de görmüĢ ve bunun bir kervansaray olduğunu ileri
sürmüĢtür. Kervansaray olarak yapılan yapı yakın zamana kadar han olarak
kullanılmıĢtır. (Yaman 2003). Günümüzde restore edilmesi gereken hanı, Kültür ve
Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek kütüphane ve müze olarak hizmete
açılacaktır (ġekil 6.19).
ġekil 6.19 Tarihi hanın dıĢtan ve içten görünüĢü (Anonim, 2002a)
55
6.2.2. Deve (Deva) Hanı
Candaroğulları Beyliği dönemine ait olan bu yapı, Kastamonu‟da Ġsmail Bey
Mahallesi, AĢağı-Ġmaret yolu üzerinde ġehinĢah Kaya kütlesinin üzerinde kurulan
Ġsmail Bey Külliyesi içerisinde; külliyenin kuzey yönünde bulunmaktadır (ġekil 6.20).
ġekil 6.20 Deve Hanı genel vaziyet planı
Kitabesi bulunmayan hanın, V.G.M. arĢivinde 582 numaralı Anadolu adlı
defterin 225. sayfa ve 156. sırasında kayıtlı H.861–M. 1457 tarihli vakfiyede “ Han,
hamam ve bahçelerin kalfesi meĢruh ve bir Ģekilde iycar edilecektir.” yazmaktadır
(Karabiberoğlu, 1997).
Aynı vakfiyenin bir baĢka bölümünde “Hanın, hamamın iycarı, mezkur arazi ve
bahçelerin istiğlal ve istismarı, imaretin usuli idare ve mesai vakiflerini tanzim vakfa
emin me‟murların ve hademe-i hayratın nasb ve tayinini ve bütün mahsulatın cem ve
tahsili aĢağıda beyan edilecek mütevellinin ve yahud onun naib ve kaymakamının rey ve
deresine tevfiz etmiĢtir.” ibaresi ile de hanla beraber hamam ve adı geçen tüm araziler
ve bahçelerin iĢletme sorumluluğu bir mütevelliğe verilmiĢtir (Karabiberoğlu, 1997 ).
Hanın kitabesi olmamakla birlikte vakfiyede açık bir Ģekilde bahsediliyor
olması, vakfiyenin tanzimi olan H. 861–M. 1457 tarihinden önce bu yapının inĢa
edildiğini gösterir (Karabiberoğlu, 1997).
ÇeĢitli kaynaklarda Deve Hanın inĢa tarihi Külliyenin ilk yapısı olan Ġmaret
(1454) ile vakfiyenin tanzim tarihi olan (1457) tarihleri arasına yerleĢtirilmektedir.
56
Banisi
Candaroğulları
Beyliği
baĢında
bulunan
Kemalettin
Ġsmail
Bey‟dir
(Karabiberoğlu, 1997).
Deve Hanı avlusuz - kapalı tip hanlar gurubunda yer almaktadır. Ali BaĢ‟ın
“Beylikler Dönemi Hanları” adlı eserinde Deve Hanı plan Ģemasını, tek katlı, tek sahınlı
ve ön mekanlı hanlar grubuna dahil etmiĢtir37. Ahmet Gökoğlu ise “Paflagonya” adlı
eserinde Paflagonya hanlarının mimari ve sanat durumlarını incelerken üç tipe ayırarak
Deve Hanı‟nı “dikdörtgen planlı ve üzerleri birer beĢik tonozla örtülen” tipler grubunda
ele almıĢtır38 (ġekil 6.21).
ġekil 6.21 Deve (Deva) Hanı rölöve planı
37
38
BAġ, Ali, a. g. t. , s.30.
GÖKOĞLU, Ahmet, a. g. e. , s.361.
57
Kuzey-güney
doğrultusunda
yerleĢtirilen
Deve
Hanı,
21,05m.×13,60m.
ölçülerinde dikdörtgen planlıdır. Deve Hanı giriĢ kapısı, hanın güney yönünden
verilmiĢtir (ġekil 6.22). Bütün cepheyi kaplayan duvara diğer beden duvarlarından farklı
olarak yükseltilmiĢtir. Aynı duvarın orta aksında basık kemerli ana giriĢ kapısı
bulunmaktadır.
ġekil 6.22 Deve Hanı güney cephesi
GiriĢ bölümü ve develik bölümü olmak üzere iki bölümden oluĢmuĢtur (ġekil
6.23). GiriĢ bölümü kendi içinde üç bölüme ayrılmıĢtır. Orta aksta tromplarla
oluĢturulmuĢ kubbe ile örtülü bir geçiĢ mekanı ile bu mekanın iki tarafında yer alan ve
günümüzde
zeminden
1,5m.
kadar
yükseltilmiĢ
içlerinde
kuzey duvarlarına
yerleĢtirilmiĢ ocaklar bulunan konaklama mekanları bulunmaktadır. Bu iki mekan tonoz
ile örtülüdür. Orta aksta yer alan kubbe üzerinde bir aydınlatama feneri boĢluğu
bulunmaktadır (ġekil 6.24).
ġekil 6.23 Deve Hanı giriĢ bölümü
58
ġekil 6.24 Deve Hanı boyuna kesit
Ana giriĢ kapısının karĢısında yer alan ikinci bir kapıdan develik bölümüne
geçilmektedir (ġekil 6.25). Dikdörtgen planlı olarak 13m.×11m. ölçülerinde yapılan
develik bölümünde kuzey, batı ve doğu duvarları üzerinde mazgal pencereleri yer
almaktadır. Doğu ve batı duvarında yer alan pencereler yakın dönemde kapatılmıĢtır.
Kuzey duvarı üzerinde altlı üstlü iki mazgal penceresi yer almaktadır. Altta olan
pencere kare bir çerçeve içine alınarak dıĢa doğru daralmakta ve kare Ģekilde
bitmektedir.
ġekil 6.25 Deve Hanı iç mekan (develik bölümü) genel görünümü
Üst sırada yer alan pencere aynı sistemle yapılarak dikdörtgen bir form
verilmiĢtir. Tonozlu üst örtüsünün orta aksında 50cm. çapında aydınlatma feneri
boĢluğu yer almaktadır.
59
Bu bölümde duvarlar üzerine zeminden 1,30m yukarıya yerleĢtirilmiĢ ve
hayvanları bağlamak için kullanılan, 20-25cm. dıĢa taĢan delikli yassı taĢlar
bulunmaktadır (ġekil 6.26).
ġekil 6.26 Deve Hanı iç mekanda bulunan orijinal hayvan bağlama taĢı görünümü
Güney cephede ana giriĢ kapısı yer almaktadır. Basık kemerli olarak yapılan
giriĢ kapısı etrafı kesme taĢtan yapılmıĢtır. Kapı açıklığının üzerinde ahĢap kiriĢ izleri
ve ahĢapları bulunmaktadır. AhĢap kiriĢlerin daha fazla olduğu eski fotoğraflardan
anlaĢılmaktadır. Cephe kirpi saçakla sona ermektedir. Güney beden duvarı diğer beden
duvarlarına oranla daha uzun tutulmuĢtur. Çatı örtüsü olarak tonoz üzerinde kırma çatı
mevcuttur ve üzeri alaturka kiremit örtüsü ile kaplanmıĢtır (ġekil 6.27).
ġekil 6.27 Deve Hanı giriĢ cephesi
60
Doğu ve batı cepheleri birbirine benzemektedir. Üzerinde üçer mazgal penceresi
bulunması
gerekirken
günümüzde
kapatılan
bu
pencereler
dıĢarıdan
hiç
algılanmamaktadır.
Kuzey beden duvarı üzerinde altlı üstlü mazgal pencereleri yer almaktadır. Çok
sade olarak yapılan üç cephe sarımtırak renkli kaba yonu taĢ kaplamadır. Güney cephesi
daha özenli yapılarak aynı malzemeden kesme taĢ kaplama tekniğiyle örülmüĢtür.
Ġsmail Bey Külliyesi Deve Hanı plan tipine ( Avlusuz-kapalı tip ) benzer örnek
olarak, Ulubat, Eyne Bey-Issız Han, Alanya-Alara Han, Kastamonu- Atabey Hanı,
Kastamonu-Bürnük Köyü Sarının Hanı sayılabilir (ġekil 6.28).
ġekil 6.28 Deve (Deva) Hanı restitüsyon planı
61
Kagir olarak inĢa edilen Deve Hanı‟nın beden duvarlarında kaplama tekniği
uygulanmıĢtır. Küfeki taĢı kullanılarak güney duvarı kesme taĢ, batı, doğu ve kuzey
duvarları ise kaba yonu taĢ kaplama Ģeklinde yapılmıĢtır. Ġçe bakan duvar yüzeyleri
kaba yonu sıralı taĢ kullanılarak araları derzlenmiĢtir. Sıralı devam eden taĢlar develik
bölümünde tonoz oluĢturmuĢtur. Develik bölümünde batı, doğu ve kuzey duvarları
üzerinde mazgal pencere açıklıkları bırakılmıĢtır.
Pencere açıklıkları iç duvar yüzeylerinde geniĢ dikdörtgen bir açıklıkla baĢlamıĢ,
dıĢa doğru daralarak devam etmiĢ doğu ve batı cephesinde boyuna dikdörtgen olarak
tamamlanmıĢ, kuzey cephesinde ise aynı teknikle yapılan alt ve üst sıradaki pencere
boĢlukları, dikdörtgen olarak tamamlanmıĢtır. Kuzeydeki beden duvarı üzerinde yer
alan alttaki pencere açıklığının üstünde basık tahfif kemeri39 yapılmıĢ üst sıradaki
pencere boĢluğunun üstünde duvar yükünü taĢıtmak için duvar kalınlığı boyunca ahĢap
lento kullanılmıĢtır. Ancak kapatılan pencere boĢluklarında son onarımdan sonra bu
özellikler yok olmuĢtur (ġekil 6.29).
ġekil 6.29 Restore edildikten sonraki Deve Hanı‟nın batı cephesi görünümü
Develik bölümünün sivri tonozu taĢ malzemeden yapılarak orta aksında bir
aydınlatma feneri bırakılmıĢtır. Develik bölümünün duvarlarına hayvanları bağlamak
için yapılan tek parça taĢ oyularak kulp haline getirilmiĢ ve bu malzeme taĢ örgü sistemi
39
Tahfif Kemer: Kapı ve pencere lentolarının üzerine, yukarıdan gelen yükleri karĢılamak üzere örülen
sağır kemer, hafifletme kemeri.
62
ile birlikte taĢ dizininin arasında duvarla bir bütün olarak örülmüĢtür. Develik giriĢ
kapısı üstünde de duvar yükünü taĢımak ve aktarmak amaçlı duvar kalınlığı boyunca
ahĢap lento yapılmıĢtır.
GiriĢ bölümünün orta aksında ve iki yanında yer alan mekanların duvarları taĢ
malzemeden yapılmıĢtır ve üzeri sıvanarak boyanmıĢtır. Yanlardaki mekanların örtüsü
taĢ malzemeden tonoz Ģeklinde yapılmıĢtır. Orta aksta yer alan geçiĢ bölümünün örtüsü
kubbedir. Duvarın belli bir seviyesinden sonra oluĢturulan pandantiflerle kubbeye geçiĢ
sağlanmıĢtır. Kubbenin orta aksına ise bu bölümü aydınlatmak amacı ile aydınlatma
boĢluğu bırakılmıĢtır.
Deve Hanı‟nın cephe sistemi de tamamen taĢ yapılmıĢtır. Güney duvarı giriĢi
vurgulamak için daha yüksek tutularak çerçeveleme tekniği uygulanmıĢtır. Tamamen
kesme taĢ ile örülen duvarın orta aksına ana giriĢ kapısı yerleĢtirilmiĢtir. Kapı açıklığını
geçmek için basık kemer yapılmıĢ ve yükler duvara verilmiĢtir. Güney beden duvarı
belirli bir yükseklikten sonra kirpi saçakla tamamlanmıĢtır (ġekil 6.30).
ġekil 6.30 Restore edildikten sonraki Deve Hanı‟nın genel görünümü
Deve Hanı‟nın doğu, batı ve kuzey cepheleri kaba yonu taĢ ile kaplanmıĢtır.
Doğu cephesinde zeminden 1,57m. yüksekte beĢ sıra tuğla hatıl yapılmıĢ ve bu
63
malzeme bir kuĢak Ģeklinde yapının diğer iki cephesini de dolanmıĢtır. Kaba yonu
olarak devam eden doğu ve batı beden duvarları üzerinde olması gereken pencere
boĢluklarından hiçbir iz bırakılmamıĢtır.
Kuzey beden duvarında altta ve üstte iki mazgal penceresi yapılmıĢtır.
Beden duvarları taĢ bir silme ile son bulmaktadır.
Deve Hanının genelinde süsleme elemanı kullanılmamasının yanında ön
cephede yapılan yüksek güney duvarının taĢ tuğla karıĢımı almaĢık duvar örgüsü ve
duvar bitiminde yapılan tuğla kirpi saçak tekniği yapının süslemelerini oluĢturmaktadır.
Deve Hanı‟nın inĢa tarihi olan (1454–1457) yılından günümüze kadar fiziksel,
kimyasal, biyolojik olmak üzere çeĢitli müdahalelere maruz kalmıĢtır. Ġlk olarak han,
1766 yılında onarım geçirmiĢtir.
Han‟ın, KurtuluĢ savaĢı sırasında depo olarak kullanılması nedeniyle iĢlevsel
olarak müdahale görmüĢtür. GiriĢin iki yanındaki bekçi odalarının kotu yükseltilmiĢtir.
Zemin ahĢap kaplanmıĢtır. Bu bölümdeki duvarlar kireç badana yapılarak boyanmıĢtır.
Mevsim değiĢikliklerinden kaynaklanan sıcak ve soğuk hava koĢulları da
özellikle taĢ malzemede önemli yıpranmalara sebep olmuĢtur.
Onarımlar sırasında derzlerde kullanılan çimento harçlı malzeme taĢta
tuzlanmaya neden olmaktadır. 1952‟den sonra bir onarım yapılmıĢ ancak kesin tarihi
bilinmeyen bu onarımda hanın giriĢteki kubbenin ve develik tonozunun üzerinde yer
alan aydınlatma fenerleri yok edilmiĢ ve kırma çatı yapılarak oluklu sac kaplama
malzemesi ile kaplanmıĢtır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü‟nün 1989–91 yılları arasında yaptırdığı onarımlar
sırasında han, esaslı olarak onarılmıĢ ve günümüzde fonksiyon değiĢikliği yapılmıĢtır.
Yapılan onarımdan dolayı fiziksel olarak bir problem görünmemektedir. Yapının
içindeki taĢların renginde kararmalar görülmektedir.
Zeminde nem önlemi alınmadığı için temellerde su problemi oluĢmuĢ, bu
problem yapıyı ve temelleri olumsuz etkilemektedir. Bu durum özellikle tuğla hatıldan
aĢağıda bariz bir Ģekilde belli olmaktadır. Nemden dolayı bu bölümdeki taĢların
renginde kararmalar oluĢmuĢtur.
Han‟ın develik bölümünde hayvanları bağlamak amacıyla yapılan kulplardan bir
kısmı bir dönem hanın kötü kullanılmasından dolayı yerlerinden koparak kaybolmuĢtur.
Han, Vakıflar bünyesinde 1990-92 yılları arasında O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi
Döner Sermaye ĠĢletmesi yoluyla hazırlanan proje doğrultusunda onarılmıĢtır.
64
En yakın tarih olarak 2006–2007 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü
tarafından ihale edilerek projeleri hazırlanan han, restore edilmiĢtir (ġekil 6.31).
ġekil 6.31 Deve Hanı‟nın restorasyon sonraki genel görünümü
Bu onarım sırasında cephe ve temellerde derz temizliği yapılarak horasan harçlı
derz dolgusu yapılmıĢtır. Ġç ve dıĢ yüzeylerde taĢ temizliği yapılarak koruyucu
sürülmüĢtür. Hanın etrafına drenaj yapılmıĢtır. Kapatılan pencereler açılmıĢtır. Saçak
kısmındaki kırılan kirpi saçak tuğlaları aynı boyut tuğlalarla değiĢtirilerek; taĢ silme
saçaklardaki bozulan kısımlar dondurulmuĢtur.
Hanın atermit çatı örtüsü sökülerek, dolgu malzemesi takviyesi yapılarak kıtıklı
çamur harcı ile dolgusu yenilenip, ahĢap kırma çatı Ģeklinde alaturka kiremitle
örtülmüĢtür.
GiriĢteki sac kaplama giriĢ kapısı sökülerek ahĢap kapı yapılmıĢtır. GiriĢin
sağında ve solunda yer alan mekanlara çıkıĢı sağlayan ahĢap merdivenler sökülerek taĢ
merdiven yapılmıĢtır. Muhdes alçıpan duvarlar yıkılmıĢtır.
65
Günümüzde, restorasyon sonrasında hanın yaĢatılması amaçlanarak özel Ģahıslar
tarafından turizm amaçlı yeme-içme ve hediyelik eĢya satıĢ yeri fonksiyonu ile
değerlendirilmektedir.
6.2.3. Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han)
ġekil 6.32 Ġsmail Bey Hanı‟nın (KurĢunlu Han) restorasyon sonraki genel görünümü
Candaroğulları
Beyliği
döneminde
kervanların
konaklaması
amacıyla
Kastamonu‟da yapılan bir diğer han, Ġsmail Bey Hanı‟dır (ġekil 6.32). Nasrullah
Meydanı‟nın batısında Aktarlar ÇarĢısı‟nda bulunmaktadır. Güneyden Reisülküttab
Hacı Mustafa Efendi Hanı (AĢir Efendi Hanı-Urgan Hanı), batıdan Balkapanı Hanı
(Pembe Han) ve doğudan da FrenkĢah Hamamı ile çevrili durumdadır40 (ġekil 6.33).
40
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.116
66
ġekil 6.33 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden).
Kitabesi olmayan hanın banisi Candaroğlu Ġsmail Bey‟dir. Ġsmail Bey‟in
Kastamonu‟daki külliyesi için tanzim ettirdiği H.865, M.1460-61 tarihli vakfıyesinde
külliyenin vakfı için ayrılan mal ve mülk arasında “Kastamonu merkezinde Attarlar
ÇarĢısında” inĢa ettirdiği bu yapının adı da zikredilmektedir.41 Bu durumda, söz konusu
eserin de, Ġsmail Bey‟in tahta geçiĢi ile vakfiyenin tanzim tarihi olan, 1443 ile 1460-61
yılları arasında inĢa edilmiĢ olması lazımdır. Bazı arĢiv belgelerinde ise 1691 tarihli bir
kayıtta, “KurĢunlu han dimekle maruf” bu hanın, Ġsmail Bey vakfından olduğu
yazılıdır.42 Bu belgelerden yola çıkılarak yapılıĢ tarihi, 1460 tarihinden önce olduğu
söylenebilir.
Ġsmail Bey Hanı, kareye yakın dikdörtgen planlı ve iki katlı, tek avlulu plan
tipindedir. Hanın asıl giriĢi kuzey cephesinin ortasından açılmıĢ yuvarlak kemerli
41
42
T.M.,Yaman, Kastamonu Tarihi; Kastamonu, 1935, s.11
Kastamonu ġeriyye Sicil Defterleri, 414 no.‟lu defter, 169 sıra no.
67
kapıdır. Bunun haricinde, sonradan açıldığı anlaĢılan güney cephesindeki basık kemerli,
dikdörtgen çerçeve içinde kesme taĢlarla oluĢturulan dar bir kapıdan da hana giriĢ
yapılabilmektedir. (ġekil 6.34)
ġekil 6.34 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) rölöve giriĢ kat planı (V.G.M. arĢivinden).
Kuzey cephedeki giriĢ kapısının her iki yanında üçer adet dükkan
bulunmaktadır (ġekil 6.35). Bu dükkan cephelerinin alt kısımları, tuğla derzli kesme taĢ
68
malzeme ile yapılmıĢtır. Dükkânlar çapraz tonozlarla örtülüdür. Bu dükkanların sokağa
açılan cepheleri tuğla malzemeli basık kemerle yapılmıĢtır (ġekil 6.36).43
ġekil 6.35 Ġsmail Bey Hanı kuzey cephedeki dükkanların genel görünümü
ġekil 6.36 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) kuzey cephesi (V.G.M. arĢivinden).
Batı cephenin kuzey-batı köĢesine yakın dükkanlar için de bu durum söz
konusudur. Batı cephenin geri kalan bölümünün önüne, sonradan kemerlerle bölüntülü
yeni dükkanlar eklenmiĢtir (ġekil 6.37).
43
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.117
69
Kuzey cephedeki kapıdan girdiğimizde karĢımıza çıkan giriĢ kısmının çatı örtüsü
tonoz Ģeklindedir. GiriĢ aksının sağ ve solunda sivri kemerlerle açılan sığ eyvanlar
bulunmaktadır. Eyvanlarda karĢılıklı olarak birbirini gören birer niĢ yer alır. GiriĢ
kısmından basık bir kemerle geçerek üzeri çapraz tonozla örtülü revak kısmına, oradan
da tuğla malzemeyle oluĢturulan sivri kemer vasıtasıyla avluya ulaĢılmaktadır.
ġekil 6.37 Ġsmail Bey Hanı restitüsyon bodrum ve giriĢ kat planları (V.G.M. arĢivinden).
Kare planlı, 19mx19m. ölçüsündeki orta avlu, iki kat halinde, sıralı dikdörtgen
planlı ve kesme taĢ örgülü masif ayaklara oturan tuğla örgülü sivri kemerler ve avluya
açılan revaklarla çevrilmiĢtir. Hanın alt katında, kuzeyde tek sıra; doğu, batı ve güneyde
ise çift sıra toplam kırk adet kare ve dikdörtgen masif ayak vardır. Avluya açılan,
üzerleri çapraz tonozla örtülü, geride dikdörtgen; önde ise kare planlı çift sıra revaklar
bulunur. Günümüzde bu revakların birçoğu muhdes eklerle kapatılarak oda haline
getirilmiĢtir (ġekil 6.38).
70
ġekil 6.38 Ġsmail Bey Hanı avluya genel bakıĢ
Avlunun kuzeyindeki doğu-batı yönünde uzanan merdivenlerle üst kata
çıkılmaktadır (ġekil 6.39). Merdiven kütlesi, alt kat revakında, ortada daha geniĢ
tutulmuĢ olan giriĢ bölümünün iki yanındaki kemer gözlerini kapatmaktadır. Buna
karĢılık, merdiven sahanlıklarının altı, tuğladan birer basık kemerle, kısmen kemerini de
içine alacak Ģekilde, karĢısındaki revak gözüne bindirilip boĢaltığı için, kuzey revakının
köĢelerindeki kemer gözleri kapanmamıĢtır.
ġekil 6.39 Ġsmail Bey Hanı avlusu ve üst kata çıkıĢ merdivenlerinin görünümü
71
Üst kat revaklarının çatı örtüsü beĢik tonozdur. Üst kat revakları, köĢelerdeki
“L” kesitli ayaklar ve bunlar arasındaki dikdörtgen ayaklara oturan sivri kemerlerle
avluya açılmaktadır (ġekil 6.40).
Üst katta revakların gerisinde 29 oda yer almaktadır. Genelde bu odaların
çoğunun çatı örtüsü beĢik tonozken; güney-doğu ve güney-batı köĢelerdeki odaların
örtüsü aynalı tonoz, kuzey-doğu ve kuzey-batı köĢedekiler ile batı cephenin ortasındaki
mescidin örtüleri ise kubbedir. Kubbeli köĢe odalarının planı dikdörtgen olup, kuzey ve
güney duvarları arasına atılan birer kemer ile taksim edilmiĢlerdir (ġekil 6.41). Batı
cephenin ortasındaki kubbeli mescit de, ortada kare resmeden bir kubbe ile örtüldükten
baĢka, doğu ve batı duvarları arasına atılan bir kemerle taksimata uğramıĢtır44 (ġekil
6.42). Kubbelere, pandantiflerle geçilmiĢtir. Odaların kapıları basık kemerli olup, kesme
taĢtandır (ġekil 6.43).
Beden duvarlarının malzemesi üst bölümlerde moloz ve kaba yonu taĢ, alt
bölümlerde ise düzgün kesme taĢtır. TaĢlar arasındaki derzler yerine göre dıĢa kabarık
ve geniĢ kullanıldığından, taĢlar derze gömülü kalmıĢtır. Avluya bakan beden duvarları
tamamıyla düzgün formlu kesme taĢtandır. Saçak kısmında beden duvarlarını
sonlandıran düz bir korniĢ bulunur. Bu korniĢ duvarlar boyunca devam etmektedir.
Sadece üst kat odalarını aydınlatacak Ģekilde kesme taĢlarla çerçeveli, demir
parmaklıklı, yuvarlak kemerli tuğla alınlıklı pencereler bulunur.
Hanın çatı örtü malzemesi kurĢun kaplamadır. KöĢelerdeki odaların ve batı
cephede bulunan kubbe örtülü mescidin çatısı kurĢun kaplamadır. Ayrıca çatıda, üst kat
odalarının ocaklarına ait tuğla örgülü bacalar mevcuttur.
Han, ilk olarak 1721 yılında onarılmıĢtır.45 Han, daha sonra ise 1756 yılında
onarılmıĢtır.46 Zamanında hanın tonozlarının üstü kurĢunla kaplı olduğundan, kurĢunlu
han ismini almıĢtır. Zamanla kurĢunlar sökülmüĢ ve yerlerine sac kaplanmıĢtır. 1943
depreminde harap olan hanın sac kaplamaları sökülmüĢ, 1946 yılında ayaklar arasındaki
kemerleri ve üst kat örtüsünün kurĢunları yenilenmiĢtir.47 1951 yılında üst katı onarılan
hanı; Vakıflar Genel Müdürlüğü 1972 yılında restore etmiĢtir (ġekil 6.44).
44
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.118
45
Kastamonu ġeriyye Sicil Defterleri, 434 no.‟lu defter, 338 sıra no.
46
A. Gökoğlu, Paphlagonia (1952), s.350.
47
A. Gökoğlu, Paphlagonia (1952), s.350.
72
ġekil 6.40 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) rölöve üst kat planı (V.G.M. arĢivinden).
ġekil 6.41 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) enine kesit (V.G.M. arĢivinden).
73
ġekil 6.42 Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han) restitüsyon üst kat planı (V.G.M. arĢivinden).
ġekil 6.43 Ġsmail Bey Hanı üst kat odaları ve revak görünüĢü
74
ġekil 6.44 Ġsmail Bey Han (KurĢunlu Han), restorasyon sonrası genel görünüm.
Han, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2003-2009 yılları arasında ihale ile
projeleri hazırlanarak restore edilmiĢtir.
Bu onarım sırasında çatı örtüsü sökülerek, dolgu malzemesi takviyesi yapılarak
çamur harcı ile dolgusu yenilenip, kurĢun kaplamalar yenilenmiĢtir. Üst kat odalarının
duvarları onarılarak, derz temizliği yapılmıĢtır.
Hanın cephe ve temellerinde derz temizliği yapılarak horasan harçlı derz
dolgusu yapılmıĢtır (ġekil 6.45). Beden duvarlarının iç ve dıĢ yüzeylerinde taĢ temizliği
yapılarak koruyucu sürülmüĢtür. Hanın etrafına drenaj yapılmıĢtır. Kapatılan pencereler
açılmıĢ ve pencere korkulukları yenilenerek, siyah yağlı boya ile boyanmıĢtır. Saçak
kısmındaki korniĢteki bozulan kısımlar dondurulmuĢtur.
AhĢap giriĢ kapıları sökülerek yeni gabaralı metal kapılar takılıp üzerleri siyah
yağlı boya ile boyanmıĢtır. GiriĢin sağında ve solunda yer alan üst kata çıkıĢı sağlayan
merdivenlerde taĢ temizliği yapılarak, merdiven kenarına ve avluya açılan üst katın sivri
kemerli açıklıkları arasına ahĢap küpeĢteli üzerleri siyah yağlı boyalı demir korkuluklar
yapılmıĢtır.
Alt kattaki oda ve dükkanların ahĢap doğramaları ile üst kat odalarının ahĢap
doğramaları ve kapıları koruyucu sürülerek yenilenmiĢtir.
75
ġekil 6.45 Ġsmail Bey Han (KurĢunlu Han), restorasyon sonrası genel görünüm
Hanın tüm oda ve revaklarında sıva raspası yapılarak, horasan sıva ile
sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmıĢtır.
Günümüzde yapılan restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından otel
ve restoran olarak hizmet etmek üzere 20 yıllığına özel bir Ģirketin iĢletmesine
verilmiĢtir. Bu uygulama sayesinde han, hem yeni bir iĢlev kazanmıĢ hem de
kullanılarak yaĢayan bir varlık olması düĢünülmüĢtür. (ġekil 6.46).
ġekil 6.46 Ġsmail Bey Han (KurĢunlu Han) restorasyon sonrası genel görünüm.
76
6.3. Osmanlı Dönemi
Osmanlı döneminde, Kastamonu Ģehir hanları mimarisinde düzgün form arayıĢı
kaybolup, arsaya veya yola göre formlar ortaya çıkmıĢtır. Yanık Han örneğinde bu
durum açıkça görülmektedir. Bu dönem Kastamonu hanları genellikle avlulu ve
revaklıdır.
Zemin katları depo, ahır, tamirhane gibi servis kısımlarına ayrılmıĢ, üst katlar ise
yolcuların konaklamaları için tahsis edilmek üzere genellikle iki katlı olarak
yapılmıĢlardır. Her iki katın önünde revaklı bir galeri çevreler. Avlu da genelde form
arama endiĢesi olmamasına rağmen, geleneksel olarak kare veya dikdörtgen formdadır.
Kastamonu Reisülküttab (Urgan) Hanı, Acem (Kürkçüoğlu) Hanı örneklerinde
olduğu gibi genellikle giriĢ katlarında dükkanları bulunup, özellikle zanaata
ayrılmıĢlardır ve üretilen ya da uğraĢılan ürüne göre isimler almaktadırlar.
Osmanlı Dönemi han mimarisinde sadelik özelliği, Kastamonu Hanlarında da
kendini göstermektedir. Kale fonksiyon ve görünüĢünden uzaklaĢılarak yapıların dıĢla
bağlantıları artmıĢ ve cephelere dükkânlar yerleĢtirilerek ticari yön geliĢmeye
baĢlamıĢtır. Kapısı doğrudan doğruya avluya açılan bir han görülmez; giriĢ avluya
daima tonozlu bir geçitle bağlanır.
6.3.1. Cem Sultan Bedesteni (Karanlık Bedesten)
ġekil 6.47 Cem Sultan Bedesteni genel görünüm.
77
Osmanlı Dönemi eserlerinden olan bu bedesten, Nasrullah Meydanı‟nda, Ġç
Terziler Sokağı‟nda, eski adıyla Tellal Pazarı olarak bilinen mevkide yer almaktadır
(ġekil 6.47). Bedestenin kitabesi olmadığından tarihi tespit edilememekle beraber,
banisi Fatih Sultan Mehmed‟in oğlu Cem Sultan‟ın 1469 yılında Kastamonu‟da Sancak
Beyi olduğuna ve bu görevde 5-6 yıl kaldığı bilindiğine göre, bu dönemde (1469-1475)
yapılmıĢ olduğu kesindir48 (ġekil 6.48).
ġekil 6.48 Cem Sultan Bedesteni (Karanlık Bedesten) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden).
Kare planlı bedesten, dört kagir ayakla taĢınan dokuz adet kubbe ile örtülüdür
(ġekil 6.49). Yapının her bir cephesinin ortasında demir gabaralı ahĢap giriĢ kapısı
bulunmaktadır. Daha önceki yıllarda doğu cephesindeki kapı haricindeki diğer
cephelerde bulunan kapılar, tuğla örülerek kapatılmıĢ olup, bugün hepsi açılmıĢtır. Bu
kapılardan en iĢlek olan doğu cephesindeki kapı, ana giriĢ kapısı olarak
kullanılmaktadır. Diğer kapılar kilitli Ģekilde durmaktadır.
48
Baysun,Ġ. A., “Cem” maddesi, Ġ.A, 3. Cilt, Ġstanbul, 1945, s.70; ayrıca OZANOĞLU, Ġ., Kastamonu
Kütüğü, Ġstanbul, 1952, s.11; GÖKOĞLU, A., Paphlagonia, Kastamonu, 1952, s.360-361.
78
ġekil 6.49 Cem Sultan Bedesteni rölöve planı (V.G.M. arĢivinden).
Bedesten‟in, geçmiĢ yıllarda doğu cephesinde üç, batı cephesinde dört, güney
cephesi boyunca yedi, güney-doğu ve güney-batı köĢelerinde birer adet olmak üzere
toplamda on altı adet dükkânı olduğu bilinmektedir. Bedesten‟in yapılan en son
onarımlar sonunda, doğu ve batı cephesinde üç, güney cephesinde altı, güney-doğu ve
güney-batı köĢelerinde birer adet olmak üzere toplamda on dört adet dükkânı mevcuttur.
Doğu ve kuzey cephedeki mevcutta görülen kemer izlerinden yola çıkılarak doğu ve
kuzeyde üç adet ve kuzey-doğu köĢesinde 1 adet dükkan olduğu anlaĢılmaktadır. Aslına
bakılırsa kuzey-batıdaki muhdes eklentiler olmadan önce bu dükkanların tüm cepheler
boyunca giriĢ kapılarının sağ ve solunda üçer adet, her bir köĢede 1 adet olmak üzere 28
adet dükkanı olduğu varsayılmaktadır (ġekil 6.50).
79
ġekil 6.50 Cem Sultan Bedesteni restitüsyon planı (V.G.M. arĢivinden).
Batı cephedeki sonradan eklenen binaya rağmen giriĢ önündeki kısım
orijinalliğini kısmen de olsa korumuĢtur. Bu kısım, dikdörtgen plan teĢkil edecek
Ģekilde, giriĢin sağ ve solunda birer eyvan olmak üzere iki kemer ile üç kısma ayrılarak,
beĢik tonozla örtülmüĢtür. Güney cephedeki giriĢ kısmı ise geçmiĢ yıllarda değiĢikliğe
uğramıĢ, günümüzde yapının kendi içinde karĢılaĢtırma yönetimden yola çıkılarak batı
cephesindeki giriĢ kısmına benzetilmiĢtir.
Doğu cephenin ortasındaki kapı açıklığı basık kemerli olup, söveleri ve kemer
örgüsü kesme taĢtandır. Kemer sırtı, kesme taĢtan yastıklarla çerçeve içine alınmıĢ;
bunun da üstüne kapı kemeri formunda tuğladan boĢaltma kemeri ilave edilmiĢtir.
80
Bunun üzerinde yer alan tuğla tonoz kalıntısı ise, vaktiyle giriĢ ünitesini örten ve fakat
yıkılmıĢ olan beĢik tonoza aittir. Aynı husus, kuzey cephedeki, Ģimdi kapatılmıĢ
durumda olan kapının kemeri üstünde de görülür.49
GiriĢlerden geçilerek binanın içine ulaĢıldığında, dört adet kare kesitli ayak göze
çarpmaktadır (ġekil 6.51-6.52). Bu ayaklar birbirleri ve beden duvarlarına tuğla örgülü
yuvarlak kemerlerle bağlanmıĢ olup, eĢ büyüklükte pandantiflerle geçilen dokuz
kubbeyle örtülmüĢtür. Kemerlerin üzengi seviyelerinde demir gergiler bulunmaktadır.
ġekil 6.51 Cem Sultan Bedesteni iç mekan genel görünümü
Binanın zemini kare tuğlalarla döĢenmiĢ olup, duvar ve ayakların kaideleri de bu
tuğlalar ile yükseltilmiĢtir. Onarım öncesinde kapı açıklıkları hariç; duvar kenarlarını
dar bir seki çepeçevre dolanırken, günümüzde aynı yerler dükkan olarak düzenlenmiĢtir.
Ayrıca kare planlı dört ayak etrafında dörder adet dükkan daha düzenlenmiĢtir. Binanın
genelinde herhangi bir süslemeye rastlanmamıĢtır (ġekil 6.53).
49
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.134
81
ġekil 6.52 Cem Sultan Bedesteni en kesiti (V.G.M. arĢivinden).
ġekil 6.53 Cem Sultan Bedesteni doğu cephesi (V.G.M. arĢivinden).
Binanın beden duvarlarının malzemesi birbirine paralel, aynı eĢ değer ölçüye
sahip aralıklı tuğla hatıl kuĢaklarla ayrılan üçer sıra moloz ve kaba yonu taĢtır.
Dükkanlarda ise tuğla derzli kesme taĢ malzeme kullanılmıĢtır. Bina köĢelerinde ise
bağlayıcı özelliğe sahip düzgün kesme taĢlar kullanılmıĢtır. Beden duvarlarının saçak
kısmında ise tuğla malzemeden iki sıra halinde kirpi saçak korniĢi dolanmaktadır (ġekil
6.54). Her cephede kubbelerin akslarına gelecek Ģekilde üçer adet geçme demir
parmaklıklı ahĢap doğramalı, kesme taĢlarla çerçeveli, dikdörtgen formlu pencereler
82
bulunur. Binanın çatı örtüsünü sekizgen tuğla kasnaklara oturan toplamda dokuz adet
kubbe oluĢturmaktadır. Tuğla malzemeli sekizgen kasnaklar tek sıra kirpi saçakla
sonlanmıĢlardır. Dokuz kubbeden ortadaki ana kubbe daha yüksek kotta tutulmuĢtur.
Ayrıca kubbe merkezlerinde bulunan aydınlatma fenerleriyle binanın içerisi ıĢık
alabilmektedir. Kubbelerin üzerleri kurĢun malzeme ile kaplanmıĢtır.
ġekil 6.54 Cem Sultan Bedesteni ana giriĢ cephesinin genel görünümü
Bedesten, 1800 yılında geçirdiği yangın nedeni ile halk arasında “Karanlık
Bedesten” diye adlandırılmıĢtır. 1802 yılında tamir görmüĢ yapı, 1951 yılında yapılan
tamirat sonrasında ise hâl olarak kullanılmıĢtır.50
Cem Sultan Bedesteni, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2003 -2009 yılları
arasında ihale edilip projeleri hazırlanarak, restore edilmiĢtir (ġekil 6.55).
Bu onarım sırasında dıĢtaki dükkanların mevcuttaki ahĢap doğramaları
kaldırılarak, yapı genelinde bir bütünlük oluĢturacak Ģekilde tek tip ahĢap doğramalı
camekanlar yapılmıĢtır. Aynı Ģekilde iç mekana dört kenar boyunca ve dört ayak
Kastamonu Şeriyye Sicil Defterleri, 421 no.’lu defter, 151 sıra no. H.1113/M.1701-2 tarihli bu sicil
kaynağında “Bezzazistan”ın Sultan Cem’in vakfından olduğu ve Devrekani’deki dükkanlarının da
bedestene vakfedildiği yazılıdır.
50
83
etrafında dükkanlar yapılmıĢtır. AhĢap giriĢ kapıları sökülerek yeni demir gabaralı
ahĢap kapılar takılmıĢtır. AhĢap pencere doğramaları ve demir korkulukları
yenilenmiĢtir (ġekil 6.56).
ġekil 6.55 Cem Sultan Bedesteni restorasyon öncesi ve sonrası cephe görünümü (V.G.M. arĢivinden).
ġekil 6.56 Cem Sultan Bedesteni restorasyon öncesi ve sonrası iç mekan görünümü (V.G.M. arĢivinden).
84
Yapının temellerine drenaj yapılmıĢtır. Bedestenin cephe ve temellerinde derz
temizliği yapılarak horasan harçlı derz dolgusu yapılmıĢtır (ġekil 6.57). Yapı beden
duvarlarının iç ve dıĢ yüzeylerinde taĢ temizliği yapılarak, içe bakan duvar yüzeylerinde
sıva raspası yapılarak, horasan sıva ile sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmıĢtır.
Saçak kısmındaki tuğla kirpi saçak korniĢteki bozulmalar giderilmiĢtir. Kubbe ve kubbe
kasnak tuğlalarında derz temizliği yapılarak, kasnaklar üzerindeki kirpi saçak korniĢteki
bozulmalar giderilmiĢtir. Çatı örtüsü sökülerek; dolgu malzemesi takviyesi yapılarak
çamur harcı ile dolgusu yenilenip, kurĢun kaplamalar yenilenmiĢtir.
ġekil 6.57 Cem Sultan Bedesteni restorasyon öncesi ve sonrası genel görünümü (V.G.M. arĢivinden).
Restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından alıĢveriĢ merkezi (çarĢı)
olarak hizmet etmek üzere 20 yıllığına özel iĢletmelere verildi. Bu sayede yapıya
iĢlevsel bir içerik kazandırılarak, toplumun onda yaĢaması ve çevrenin ondan
yararlanması amaçlanmıĢtır.
6.3.2. Balkapanı Hanı (Pembe Han)
Osmanlı Dönemine ait olan han, Ģehrin merkezinde Hepkebirler Mahallesi‟nde,
Ġplikçiler Sokak ile Nalburlar Sokağın sınırladığı alandadır (ġekil 6.58). Ġsmail Bey
Hanı‟nın batı bitiĢiğinde, Cem Sultan Bedesteni‟nin ise güneyinde yer almakta olan han
1481 – 1512 yılları arasında Osmanlı PadiĢahı II. Bayezid tarafından yaptırılmıĢtır.51 19.
51
A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.352.
85
Yüzyıla ait bazı Ģer‟iyye sicilerinde, hanın II. Bayezid tarafından yaptırıldığı ve
Haremeyn52 vakfından olduğu anlaĢılmaktadır.
ġekil 6.58 Balkapanı Hanı (Pembe Han) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden).
„Kapan‟ tabiri, yiyecek ve giyecek Ģeylerin toptan satıldığı ve dağıtımının
yapıldığı, büyük kantarı da bulunan ticaret hanları için kullanılmıĢtır. Bunlar, içinde en
çok satılan maddenin adıyla, un kapanı, yağ kapanı, kendir kapanı gibi isimlerle anılırdı.
Kastamonu merkezinde bulunan bu hanın Balkapanı olarak anılması, bölgenin
bal üretim ve pazarlama ihtiyacını karĢılaması sebebiyledir (Çiftçi, 2000). “Urgan
Hanı”, “Pembe (pamuk) kapan”, “Pehpekapım Hanı” adlarıyla anılmaktadır.
Günümüzde sadece kuzey kanadı ayakta kalabilen hanın, vaktiyle dikdörtgen
veya kare plana sahip, orta avlulu, iki katlı kagir bir han olduğu anlaĢılmaktadır53 (ġekil
6.59-6.60).
52
53
İki Harem anlamına gelen kelime, Mekke ve Medine şehirlerini birlikte ifade etmektedir
K. Kutgün Eyüpgiller, Bir Kent Tarihi Kastamonu (1999), s.127
86
ġekil 6.59 Balkapanı Hanı (Pembe Han) restitüsyon alt kat planı (V.G.M. arĢivden).
ġekil 6.60 Balkapanı Hanı (Pembe Han) restitüsyon üst kat planı (V.G.M. arĢivinden).
Hanın mevcutta asıl giriĢ kapısı, kuzey cephesindeki kesme taĢ yuvarlak kemerli
kapı olmakla beraber direk avluya açılan güneyde de bir kapı bulunmaktadır. Güneydeki
kapı orijinal planda olmayıp yakın dönem eklentisidir. GiriĢ kısmının sağında ve
solunda kuzey-güney doğrultuda uzanan dikdörtgen planda iki adet sığ eyvan
bulunmaktadır. Bu kısmın üzeri çapraz tonozla örtülmüĢtür.
GiriĢin sağında ve solunda üçer adet olmak üzere giriĢleri sokağa açılacak
Ģekilde altı adet dükkan bulunmaktadır. Mekanlar tonoz örtülü olup, kesme taĢtan
87
yuvarlak kemerlerle sokağa açılmaktadır. Kuzey-batı köĢedeki dükkan, restitütif
özellikleri açısından dikdörtgen planda olması gerekirken, zaman içerisinde bir hayli
form değiĢikliğine uğramıĢtır (ġekil 6.61).
ġekil 6.61 Balkapanı Hanı (Pembe Han) rölöve alt kat planı (V.G.M. arĢivinden).
Kuzey cephedeki giriĢ kısmından avluya doğru ilerlediğimizde karĢımıza, bir
önceki giriĢ ünitesinin benzerinde dikdörtgen plana sahip, kuzey-güney doğrultuda
uzanan iki adet sığ eyvanı bulunan, üzeri çapraz tonozla örtülü bir bölüm çıkmaktadır.
Bu bölümün sağında iki, solunda ise üç adet oda bulunmaktadır. Bu odalara giriĢ avlu
tarafından, tuğladan yapılmıĢ yuvarlak basık kemerli kapı açıklıklarından yapılmaktadır.
Bu odalar beĢik tonozla örtülüdür (ġekil 6.62).
ġekil 6.62 Balkapanı Hanı (Pembe Han) boyuna kesit (V.G.M. arĢivinden).
88
ġekil 6.63 Balkapanı Hanı (Pembe Han) üst kata çıkıĢ merdivenleri
Hanın üst katına, giriĢ ünitesinin sağında kalan taĢ merdivenler aracılığıyla
çıkılmaktadır (ġekil 6.63). Üst katta kuzey cephede yedi, doğu ve batı cephede birer
adet olmak üzere toplamda dokuz adet oda bulunmaktadır (ġekil 6.64). Bu odalardan
kuzey cephedeki beĢ adet odaya tuğla malzemeli sivri kemerli ahĢap doğramalı
kapılardan girilmektedir. Üst kattaki diğer dört odaya giriĢ, taĢ kemerli ahĢap doğramalı
kapılar aracılığıyla yapılmaktadır (ġekil 6.65). Bu odaların üzerleri de alt kattaki odalar
gibi beĢik tonozla örtülüdür.
ġekil 6.64 Balkapanı Hanı (Pembe Han) rölöve üst kat planı (V.G.M. arĢivinden).
89
ġekil 6.65 Balkapanı Hanı (Pembe Han) üst kat odalarının görünümü
Üst kat odalarının aydınlatılması için kesme taĢlarla çerçeveli, dikdörtgen
formda, demir parmaklıklı, ahĢap doğramalı pencereler bulunur.
Hanın beden duvarlarının malzemesi birbirine paralel, aynı eĢ değer ölçüye sahip
aralıklı tuğla hatıl kuĢaklarla ayrılan moloz ve kaba yonu taĢtır. Dükkanlarda ise tuğla
derzli kesme taĢ malzeme kullanılmıĢtır. Bina köĢelerinde ise bağlayıcı özelliğe sahip
düzgün kesme taĢlar kullanılmıĢtır. Avluya bakan güney cephenin yarısından fazlası
kesme taĢtan yapılmıĢtır. Beden duvarlarının kuzeyinde kalan saçak kısmında ise tuğla
malzemeden iki sıra halinde kirpi saçak korniĢi bulunmaktadır. Binanın çatısı kırma çatı
Ģeklinde olup, alaturka kiremitle kaplıdır. Avluya damlalık veren saçak kısmının saçak
altı tavan kaplaması ve alınlık kısmı ahĢap doğramadır (ġekil 6.66).
ġekil 6.66 Balkapanı Hanı (Pembe Han) kuzey cephe görünümü (V.G.M. arĢivinden).
90
Yapının avlusunun döĢemesi taĢ kaplamadır. Ayrıca avlunun güney-doğu
köĢesine “L” Ģeklinde restorasyon projesinde olmadığı halde mekanlar yapılmıĢtır
(ġekil 6.67).
ġekil 6.67 Balkapanı Hanı (Penbe Han) restorasyon sonrası görünümü
1958 yılındaki yangından sonra hanın üst katı tamamıyla yıkılmıĢ; sadece kuzey
cephe duvarı ile kuzey-doğu ve kuzey-batı köĢelerde birer oda kalabilmiĢtir.
ġekil 6.68 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası genel görünümü (V.G.M. arĢivinden).
Balkapanı Hanı, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2003-2009 yılları
arasında ihale edilip projeleri hazırlanarak, restore edilmiĢtir (ġekil 6.68).
91
Bu onarım sırasında hanın temel izlerinden yola çıkılarak odaların duvarları
tamamlanmıĢtır. DıĢtaki dükkanların mevcuttaki metal doğramaları yapı genelinde bir
bütünlük oluĢturacak Ģekilde tek tip metal doğrama kullanılarak camekanlar yapılmıĢtır.
Üst kata çıkıĢ merdivenin taĢ basamakları ve üst kat revak taĢ döĢemesi yenilenmiĢtir.
Merdiven ve üst kat revak kısmının ahĢap korkulukları ile revak kısmının tavan
kaplaması yenilenmiĢtir. AhĢap giriĢ kapıları sökülerek yeni demir gabaralı ahĢap
kapılar takılmıĢtır. Odaların giriĢ kapıları, pencereler ve pencere korkulukları
yenilenmiĢtir (ġekil 6.69).
ġekil 6.69 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası avludan yapıya bakıĢ (V.G.M. arĢivinden).
Yapının temellerine drenaj yapılmıĢtır. Hanın cephe ve temellerinde derz
temizliği yapılarak horasan harçlı derz dolgusu yapılmıĢtır. Beden duvarlarının iç ve dıĢ
yüzeylerinde taĢ temizliği yapılmıĢtır. Hanın içe bakan duvar yüzeylerinde sıva raspası
yapılarak, horasan sıva ile sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmıĢtır (ġekil 6.70).
Çatısı kırma çatı Ģeklinde alaturka kiremitle örtülü olarak yeniden yapılmıĢtır. Kuzey
cephenin saçak kısmındaki tuğla kirpi saçak korniĢteki bozulmalar giderilmiĢtir.
ġekil 6.70 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası yapı görünümü(V.G.M. arĢivinden).
92
Günümüzde, yapılan restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından
Penbe Han El Sanatları ÇarĢısı olarak hizmete açılmıĢtır (ġekil 6.71). Bu uygulama ile
atıl bir yapı olmasını engelleme, bölge ihtiyacını karĢılamak ve yapıyı kullanarak
yaĢatmak hedeflenmiĢtir.
ġekil 6.71 Balkapanı Hanı restorasyon öncesi ve sonrası giriĢ kısmı görünümü (V.G.M. arĢivinden).
6.3.3. Acem (Kürkçüoğlu) Hanı
Osmanlı dönemi yapılarından olan Acem Hanı, Akmescid Mahallesi‟nde,
Arabapazarı Caddesi ile Honsalar Caddesi‟nin kesiĢtiği yol ağzındadır (ġekil 6.72).
ġekil 6.72 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı genel vaziyet planı
93
Hanın, kitabesi bulunmamakla birlikte, 1178 H./1764-5 M. yılına ait bir belgede,
979 H./1571-2 M. yılları arasında Kastamonu‟daki Sinan Bey Camisi‟nin vakfı olduğu
açıklanmaktadır.54
Bu han, Kürkçüoğlu Hanı olarak ta adlandırılmaktadır. Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından 1950 yılında han kimliği belirlenemeyen bir Ģahsa satılmıĢtır.
1967 yılında müdahale gören han, sonraki yıllarda yıktırılmıĢtır.
Özgün yapı tamamen yıkılmıĢ olup, yıkım tarihi ve yıkılma sebebi hakkında
kesin bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. Yıkılan yapının yerine arsa konturları bir miktar
korunmak kaydıyla betonarme, iki katlı bir bina inĢa edilmiĢtir (ġekil 6.73). Üst katının
büyük bir kısmı mesken olarak kullanırken, alt katın doğu ve kuzey cephelerinde
kemerli dükkanlar yer almaktadır. Vaktiyle dikdörtgen veya kare plana sahip, orta
avlulu, iki katlı kagir bir han olduğu anlaĢılmaktadır.55
ġekil 6.73 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı mevcut durum görünümü
1950 yıllarındaki hanın özgün durumu hakkında A. Gökoğlu Ģu Ģekilde tasvirde
bulunmuĢtur: “Kesme ve moloz taĢ kullanılarak yapılan hana, doğu ve güneyinde
bulunan giriĢ kapıları ile girilmektedir. 18m×12m. boyutlarına sahip bir avlu etrafında
iki kat halinde sıralanan revak ve odalardan oluĢmaktadır. Alt katında giriĢin sol
tarafında dört tane büyük ahır yer almaktadır. Ayrıca ahırlar haricinde oniki odası daha
54
55
A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.351.
A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.351.
94
bulunmaktadır. Bu odaların her birinde ocak ve niĢi bulunmakla beraber, üst örtüleri
tuğla tonozdur”.
Doğudaki giriĢten geçilerek, avludan iki ahĢap merdiven ile üst kata
çıkılmaktadır. Üst kat revak arkasında, hanın alt katında da olduğu Ģekilde, ocak ve
dolap niĢine sahip yirmi beĢ adet oda bulunmaktadır. Bu odaların üst örtüleri tuğla
tonozla örtülüdür. Revak ve çatıyı taĢıyan sütunlar dört köĢe ve kesme taĢ malzemeden
yapılmıĢtır. Revak üst örtüsü tuğla kemerlere dayanan tonozlarla kapatılmıĢtır.56
ġekil 6.74 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı genel görünümü
Günümüzde hanın doğu ve kuzey cephesinde alt katı dükkan, üst katı ise konut
olarak kullanılmaktadır (ġekil 6.74). Binanın kuzey ve doğusunda giriĢi bulunur. Doğu
cephesindeki giriĢin sağındaki iki kemer arası kapatılmıĢtır. Kuzeydeki dükkanların
sokağa açılan cepheleri metal profilli camekanlarla kapatılmıĢtır. Üst katlar pvc
doğramalı pencerelerle aydınlatılmaktadır. Hanın üstü betonarme saçaklı marsilya
kiremitle örtülü ahĢap kırma çatıyla kapatılmıĢtır.
Hanın iç bahçesine baktığımızda son derece geliĢigüzel dikilmiĢ ağaçlar
bulunmaktadır. Aynı
zamanda sonradan
yapılmıĢ
kullanılmayan
bir havuzu
bulunmaktadır. Batısında ve güneyinde bitiĢiğinde muhdes yapılar mevcuttur (ġekil
6.75). Restitütif bilgiler ıĢığında hanın acilen restore edilmesi gerekmektedir.
56
A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.352.
95
ġekil 6.75 Acem (Kürkçüoğlu) Hanı iç bahçe görünümü
6.3.4. Yanık Han (Kendir Kapanı)
Osmanlı Dönemi yapılarından olan bu han, Honsalar Mahallesi‟nde, Belediye
Caddesi ve Mercan Sokak‟ın sınırladığı alan üzerinde, eski Belediye Binası‟nın
doğusunda bulunmaktadır (ġekil 6.76).
ġekil 6.76 Yanık Han (Kendir Kapanı) genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden).
Kitabesi bulunmayan han, 1730 yılında Yanıkzade Hacı Ġsmail Ağa tarafından
ticaret hanı olarak yaptırılmıĢtır.57 Ayrıca 1730 tarihini ve Hacı Ġsmail Ağa‟nın ismini
57
A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.355.
96
ihtiva eden kitabesiyle bir çeĢme bulunduğu fakat çeĢme ve kitabeden herhangi bir iz
kalmadığı belirtilir.58
Restitütif bilgiler ıĢığında han değerlendirildiğinde, yapının orijinalinin bugünkü
bina olmadığı kolayca anlaĢılmaktadır. Çünkü, avluyu çeviren mekanlar geliĢigüzel
duvarlarla meydana getirilmiĢ, batı kenarında revak ve mekanlar muhdes duvarlarla
oluĢturulmuĢ; haliyle 19.yüzyıl baĢlarında kapsamlı bir onarımla inĢa edilmiĢ olduğu
söylenebilir.59 ġöyle ki, bugün avlu zeminin altında kalmıĢ mekanlar ile batı
kanadındaki mekanların, diğerlerinin aksine, kaba yonu taĢlarla inĢa edilmiĢ olmaları;
hanın ilk halinden kaldıklarını ortaya koymaktadır. Mekanların örtülerinin ise ahĢap
tavanlı değil, tonozla örtülü olmaları muhtemeldir.
Hanın beden duvarlarının dıĢ yüzü moloz taĢ duvar olarak inĢa edilmiĢtir.
Güneyindeki giriĢten itibaren geniĢleyen, güney-kuzey yönünde uzanan yapı, yamuk
Ģeklinde bir plana sahiptir. Batı ve kuzey cephe duvarlarında kırılmalar dikkat
çekmektedir (ġekil 6.77).
Üçgene yakın planlı yapının avlusu etrafında zeminle beraber üç katlı ahĢap
koridor dolanır ve arkalarında odalar yer almaktadır. Hana güneyden giriĢ kapısının
üzerinde “KöĢk Mescid” yer almaktadır. Plan ve özellikleri yönünden bölgedeki nadir
yapılardan biridir. Hanın avluya bakan revaklarının ahĢap olmasıyla ayrı bir özellik
göstermektedir (Yaman, 2003).
Hanın giriĢi, güney cephesinin ortasındaki beĢik tonozla örtülü bir bölümdendir
(ġekil 6.78). GiriĢin sağ ve solunda birer mekan bulunur. Bu mekanlar yuvarlak kemerle
ön cepheye açılmakta; yuvarlak kemerli birer kapıyla da tonozlu giriĢ bölümüne
bağlanmaktadır. GiriĢ bölümünden ilerlediğimizde yuvarlak kemerli kapı açıklığından
geçerek, oldukça basık diğer bir tonozlu bölümle avluya ulaĢılmaktadır. Avluya geçilen
bu bölümün de her iki yanında birer mekan bulunur. Batıdaki mekanın doğu ve kuzey
duvarlarındaki kapılar, mekanı tonozlu bölüm ve avlu ile irtibatlandırmaktadır. Bu
mekan ahĢap tavanla örtülü olup, batı duvarı asli halini kaybetmiĢtir. Doğuda kalan
mekan duvarlarının çok elden geçtiği, kuzey ve doğu duvarlarının geç dönemlerde
yapıldığı anlaĢılmaktadır. Batı duvarı ise, tonozlu bölüme açılan dikdörtgen formlu bir
pencereye sahiptir.
58
Kastamonu ġeriyye Sicil Defterleri, 427 no.‟lu defter, 368 sıra no.
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.126
59
97
ġekil 6.77 Yanık Han (Kendir Kapanı) rölöve alt kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek).
ġekil 6.78 Yanık Han (Kendir Kapanı) giriĢ cephesi görünümü
98
Avlunun etrafı beden duvarları boyunca sıralanan bir dizi mekan ve bunların
önünde yer alan ahĢap revaklarla çevrilmiĢtir. Avlunun doğu, batı ve kuzey
kenarlarındaki mekan ve revak sırası üç katlı olup, güney kenarı ise iki kat
yüksekliğindedir. Doğu, batı ve kuzeyde, zamanla dolarak yükselen avlu zemininin
altında kalmıĢ, fakat bugün hala depo olarak kullanılan bir dizi mekan bulunmakta; bu
zemin katların üstünde de, iki kat daha yükselmektedir (ġekil 6.79). Bu mekanlar, kaba
yonu taĢlarla inĢa edilmiĢ olup, ahĢap tavanla örtülüdürler. Doğu ve kuzeydeki
mekanların kapıları, bugün avlu zemininin altında kalmıĢ ve birinci katın revakı eninde
bir koridora açılmaktadır. Bu koridor aynı zamanda birinci katın revakını da oluĢturan
ahĢap direklerle ön cepheye açılmaktadır.60
ġekil 6.79 Yanık Han avlu etrafında sıralanan odalar ve bodrumdaki odalar
Batı kenardaki mekanlara ise, avlu zemininden iki-üç basamaklı merdivenlerle
inilip girilebilmektedir.
Avlu etrafında sıralanan birinci katın revakları, kare kesitli ahĢap direklerle ön
cepheye açılmaktadır (ġekil 6.80). Bu direklerin üstünde ahĢap yastıklar bulunur. Batı
kenarındaki direklerde ahĢap yastıklar yok olmuĢtur. Zaten batı kenardaki revaklar asli
halini kaybederek, ahĢap karkas sistem haline getirilerek tuğla dolgu ile mekan haline
dönüĢtürülmüĢ ve bu muhdes duvarlara kapı-pencereler açılmıĢtır.
Güney-batı köĢedeki iki adet mekan asli halini, kullanılan malzeme ve mekan
boyutu açısından, kaybetmiĢ durumdadır. Buna karĢılık revaktan bozma yerlerin
gerisinde kalan yedi adet oda, bir nevi de olsa orijinal özelliklerini hala korumaktadır.
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve Şehir Dokusunun Gelişimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.124
60
99
Kaba yonu taĢlarla inĢa edilen bu mekanların birer kapı ve pencereleri mevcuttur.
Vaktiyle tonoz örtüye sahip olduğu düĢünülen bu odaların günümüzdeki üst örtüsü
ahĢap tavandır.
ġekil 6.80 Yanık Han (Kendir Kapanı) avlu ve revakların görünümü
Hanın üst katına güneyindeki birinci katın revak kısmından iki ayrı merdivenle
çıkılmaktadır (ġekil 6.81). Ayrıca kuzeydeki diğer bir merdivenle de buraya
çıkılabilmektedir. Üst kat revak kısmı da alt katta olduğu gibi kare kesitli ahĢap
direklerle avluya açılmaktadır. Bu direkler arasında ahĢap korkuluklar bulunmaktadır.
Yapının üst örtüsü bu direklere oturan kiriĢler vasıtasıyla taĢınmaktadır. Revakların
gerisinde doğu, batı ve kuzey kenarda onbir, güneyde ise üç mekan yer alır. Bu
mekanların giriĢi karĢılayan duvarları taĢ olup, diğer üç duvarı ahĢap çatkı arası tuğla
duvarla örülmüĢtür. Avluya bakan duvarlarında birer kapı ve penceresi vardır.
Mekanların tavanları ahĢapla kaplıdır. Üst katın güneyinde ortada bir köĢk mescit
bulunmaktadır. Avlunun ortasındaki çeĢme ise sonraki dönemlerde yapılmıĢtır (ġekil
6.82).
Hanın dıĢ duvarları kaba yonu taĢlarla inĢa edilmiĢ, avluyu kuĢatan mekanlar ve
revaklar iki yana eğimli kiremit kaplı ahĢap çatı ile örtülmüĢtür61 (ġekil 6.83).
1802 tarihinde Hacı Ahmed‟in oğlu merhum Hacı Mustafa‟nın vakfından Yanık
Han‟ın
yakınındaki
dükkanların,
kahvenin
ve bozahanenin
yangın geçirdiği
anlaĢılıyorsa da, Yanık Han‟ın etkilenip etkilenmediği öğrenilememiĢtir.62
61
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.123
62
K. Kutgün Eyüpgiller, Bir Kent Tarihi Kastamonu (1999), s.129
100
1809 yılında tamir edilen han, 1886 yılında hapishane olarak kullanılmıĢ, 1930
yılında ise cambaz ve palyaço gösterilerine sahne olduğu bilinmektedir.63
1950‟li yıllarda mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü ile vakfın yönetimi
arasında tartıĢmalı olan han, yakın bir zamana kadar Kastamonu‟daki urgan ticaretinin
merkezi olmuĢtur (ġekil 6.84).
ġekil 6.81 Yanık Han (Kendir Kapanı) rölöve üst kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek).
63
K. Kutgün Eyüpgiller, Bir Kent Tarihi Kastamonu (1999), s.129
101
ġekil 6.82 Yanık Han (Kendir Kapanı), avludaki çeĢme ve çeĢme kitabesi
ġekil 6.83 Yanık Han (Kendir Kapanı) güney cephesi
AhĢap doğramalarının genelinde çürüme ve bozulmalar görülmektedir. Ayrıca
doğramaların tamamının değiĢmesi gerekmektedir. Revak arkasındaki odaların
duvarlarının sıvası döküldüğünden, tuğla örgüler açık bir Ģekilde görülmektedir. Üst
kattaki dikmelerin arasındaki ahĢap korkuluklar yer yer sökülmüĢtür. Katlara çıkıĢ
merdivenleri çok tahrip olmuĢtur. Hanın üzerini örten kırma çatıda da strüktürel ve
malzemesel bozulmalar görülmektedir. Avlu da ise peyzaj açısından aĢırı derecede
bitkileĢme, taĢ-toprak yığılması söz konusudur. Günümüzde yapının acilen kapsamlı bir
Ģekilde restore edilmesi gerekmektedir (ġekil 6.85).
102
ġekil 6.84 Yanık Han iç avludan görünüm
ġekil 5.85 Yanık Han Mevcut Durum Görünümü
103
6.3.5. AĢir Efendi Hanı (Reisülküttab – Urgan Hanı)
Osmanlı Dönemi eserlerinden olan Urgan Hanı, Nasrullah Meydanı‟nda
Nasrullah Camisi‟nin batı tarafında ve Ġsmail Bey Hanı‟nın (KurĢunlu Han) güneyinde
kalmaktadır (ġekil 6.86).
ġekil 6.86 AĢir Efendi Hanı genel vaziyet planı (V.G.M. arĢivinden).
Doğu cephesinin ortasındaki basık kemerli giriĢ kapsının iç yüzünde bulunan
kitabesinde, 1748 yılında Reis-ül Küttab Hacı Mustafa Efendi tarafından yapımına
baĢlandığı ve oğlu AĢir Efendi tarafından 1748 yılında tamamlandığı anlaĢılmaktadır.64
AĢir Efendi Hanı, dikdörtgen planlı ve iki katlı, tek avlulu plan tipindedir.
Ticaret hanı olarak inĢa edilmiĢtir. Hana doğu ve kuzey-batı cephelerinde açılmıĢ olan
kapılardan girilmektedir (ġekil 6.87).
Hanın asıl giriĢi doğu cephesinin ortasından açılmıĢ basık kemerli kapıdır.
Bunun haricinde, kuzey-batı cephesindeki yuvarlak kemerli kapısı ile Ġplikçiler
ÇarĢısıyla irtibatlandırılmıĢtır.
64
A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.353.
104
ġekil 6.87 AĢir Efendi Hanı rölöve zemin kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek).
Hanın doğu cephesindeki giriĢ kapısının her iki yanında üçer adet dükkan
bulunmaktadır. Beton kiriĢleri ile ön cepheye açılan bu dükkanlar, düz tavanlıdır.
Vaktiyle hanın içine dahil olan bu odalar, ön cepheleri açılarak dükkan haline
getirilmiĢlerdir. Benzer bir müdahale ile kuzey cephede sıralanan odalar da günümüzde
sokağa açılan birer dükkan haline gelmiĢlerdir65 (ġekil 6.88-6.89).
65
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.129
105
ġekil 6.88 AĢir Efendi Hanı doğu giriĢ cephesi görünümü
ġekil 6.89 AĢir Efendi Hanı doğu cephesi görünümü
Hanın batı cephesinin kuzey-batı köĢesine yakın dükkanlar için de bu durum söz
konusudur. Daha sonraki bir dönemde hanın batı cephesine kemerlerle bölünmüĢ yeni
dükkanlar eklenmiĢtir.
Hanın doğu cephesindeki kapıdan girildiğinde karĢılaĢılan giriĢ kısmı, ortada
sivri bir kemerle ayrılan ve sivri tonozla örtülü dikdörtgen planlıdır. Bu bölümden sivri
kemerli açıklık vasıtasıyla avluya ulaĢılmaktadır (ġekil 6.90).
106
ġekil 6.90 AĢir Efendi Hanı iç avlu görünümü
Dikdörtgen planlı avlu, iki kat halinde, kare planlıdır. Zemin katta kesme taĢ
örgülü, üst katta ise yekpare taĢtan masif ayaklara oturan tuğla örgülü sivri kemerler ve
avluya açılan revaklarla çevrilmiĢtir. Avluyu çevreleyen bu revaklar, kuzey ve güneyde
yedi, batıda ise beĢ kemer gözüyle avluya açılmaktadır. Avlunun doğusunda ise, zemin
katta dört, üst katta ise beĢ kemer gözüyle avluya açılmaktadır.
ġekil 6.91 AĢir Efendi Hanı avluya açılan dükkanların görünümü
107
Avluyu çevreleyen zemin kattaki kemer gözleri, kuzey ve güneyde tamamen,
batıda ise giriĢi kapatmayacak Ģekilde avluya bakan ön yüzleri camekanlar, yan
taraflarındaki kemerlerinin araları da duvarlarla bölünerek, kare planlı birer dükkan
halini almıĢlardır. Vaktiyle revaka açılan batı ve güneydeki odaların, avluya bakan
duvarları da yıkılarak bu dükkanlara dahil edilmiĢtir (ġekil 6.91).
Avlunun doğusundaki kuzey-güney yönünde uzanan merdivenlerle üst kata
çıkılmaktadır. Merdiven kütlesi, zemin kat revakında giriĢ bölümünün iki yanındaki
kemer gözlerini kapatmaktadır. Buna karĢılık, bu bölümlerin giriĢ ünitesine bakan
karĢılıklı yüzlerindeki kemerleri kaldırılarak düz atkıyla geçilen giriĢ cephesi
oluĢturularak birer dükkan halini almıĢlardır (ġekil 6.92).
ġekil 6.92 AĢir Efendi Hanı üst kata çıkıĢ merdivenleri görünümü
Üst kat revakları avluyu çepeçevre sarmaktadır. Üst kat revaklarının çatı örtüsü
beĢik ve çapraz tonozdur (ġekil 6.93).
108
ġekil 6.93 AĢir Efendi Hanı rölöve 1.kat planı (Z. Kenan Bilici‟den düzenlenerek).
Üst katta, revakların gerisinde sonradan dükkan haline getirilen, revaka açılan
cepheleri tamamıyla yenilenmiĢ, aynalı tonozla örtülü odalar vardır. Bu odaların
hepsinde birer ocak ve baca mevcuttur (ġekil 6.94).
ġekil 6.94 AĢir Efendi Hanı üst kat dükkanlarının genel görünümü
109
Üst katın güney-doğu köĢesinde, doğu cephede dıĢa taĢan dikdörtgen planlı
mekan günümüzde mescit olarak kullanılmaktadır.
Beden duvarlarının malzemesi düzgün kesme taĢ olup, dıĢta yatay taĢ sıralarının
derzlerinde kabarık olarak kullanılan harç ile tuğla taklidi çeĢitli geometrik süslemeler
yapılmıĢtır. Beden duvarlarını sonlandıran iki sıra tuğla kirpi saçak duvarlar boyunca
devam etmektedir. Sadece doğu ve kuzeyde kalan üst kat odalarını aydınlatacak Ģekilde
kesme taĢlarla çerçeveli, basık kemerli, demir parmaklıklı ve tuğladan sivri kemerli
alınlıkları bulunan pencereler vardır (ġekil 6.95).
ġekil 6.95 AĢir Efendi Hanı Genel Cephe Görünümü
Hanın çatısı, kiremitle örtülü kırma çatı Ģeklindedir. Ayrıca, çatıda kuzey ve
doğuda kalan üst kat odaların ocaklarına ait tuğla örgülü bacalar mevcuttur (ġekil 6.96).
Binanın doğu ve kuzey cepheleri ile avluyu kuĢatan üst kat revaklarının
cephelerinde, taĢ sıraları arasında yer alan bazı geometrik süslemeler ve kuĢ evlerinin
zarif, dekoratif katkı getiren görünümleri dıĢında bir süslemeye rastlanmamıĢtır.66
66
Z.K.Bilici, Kastamonu‟da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi (18. Yy sonuna kadar)
(doktora tezi) (1991),s.130
110
ġekil 6.96 AĢir Efendi Hanı genel görünümü
1814 ve 1838 yıllarında onarılan, 1905 yılı öncesinde depremde zarar gören
yapının, alt katındaki ahırların sonradan bölünerek tonozlu odalar biçimine getirildiği,
1952 yılı öncesinde onarıma gereksinimi olan handaki dükkanların bir bölümünün
Vakıflar Ġdaresi‟nce Ģahıslara satıldığı bilinmektedir67 (ġekil 6.97).
“Ahdızanlı”, “Urgan” ve “Reisülküttab” adlarıyla da anılan handa, 1961 yılında,
dernek kanalıyla kuzey ve doğu cepheleri açılarak, dıĢa yönelik dükkânlar meydana
getirilmiĢtir. Handa mülkiyetin çoğunluğu vakıflardan Ģahıs mülkiyetine geçmiĢtir.
Ticari yaĢantısını sürdüren nadir yapılardan biridir (Yaman, 2003). Han, Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından 1972 yılında restore edilmiĢtir. Fakat bu onarımda, ne gibi
değiĢiklikler ve neler yapıldığı hakkında kesin bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır.
Günümüzde hanın, tekrar restore edilmesi gerekmektedir. Bu onarım sırasında
çatısı kontrol edilerek, bozulmuĢ olan çatı sistemi ve kaplaması değiĢtirilmelidir.
Hanın iç ve dıĢ yüzeylerinde taĢ temizliği yapılarak, derz temizliğiyle birlikte
derz dolgusu yapılmalıdır. Tüm doğramalar yenilenmeli, mevcut pencere korkulukları
lokma demir parmaklık Ģekline çevrilmelidir. Saçak kısmındaki tuğla kirpi saçaktaki
bozulmalar giderilmelidir.
67
A. Gökoğlu, Paphlagonia, Kastamonu, (1952), s.354.
111
ġekil 6.97 AĢir Efendi Hanı eski ve mevcut durumunun gösterimi (V.G.M. arĢivinden).
GiriĢin sağında ve solunda yer alan üst kata çıkıĢı sağlayan merdivenlerde taĢ
temizliği yapılarak, merdiven kenarına ve avluya açılan üst katın sivri kemerli
açıklıkları arasına korkuluklar yapılmalıdır.
Hanın tüm odaları ve revaklarda sıva raspası yapılarak, horasan sıva ile
sıvandıktan sonra kireç badana ile boyanmalıdır.
6.4. Kastamonu Hanlarının Mekan Kurgusu Yönünden Analizi
En eski Türk han mimarisi örnekleri olan Ribat-ı Mahi'yi (1020), Ribat-ı Melik'i
(1079) ve sonrasında Selçuklular ve Beylikler eserleri incelediğinde, Osmanlı dönemi
hanlarının ve Kastamonu han mimarisinin, en erken dönemlere kadar uzanarak
geleneklere bağlı bir Ģekilde geliĢtiği ve gittikçe daha olgun ve geliĢmiĢ eserler ortaya
çıktığı görülür.
Anadolu'da Selçuklular zamanında terk edilmeye baĢlayan, Karahanlı, Gazneli
ve Büyük Selçuklularda kullanılan geleneksel merkezi bir avluya açılan dörtlü eyvan
Ģeması Osmanlılarda ve Kastamonu hanlarında hiç kullanılmamıĢtır. Buna karĢılık
karakteristik bir özellik haline gelen avluyu dört bir yandan çeviren revak anlayıĢı,
Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda yerini bazen baĢka örneklere bırakmıĢsa da
Kastamonu hanlarında kendini göstermiĢtir.
Selçuklular ve Beylikler döneminde kare veya dikdörtgene yakın planlı ve tek
katlı han örnekleri mevcutken, zamanla Ģehrin topografik Ģartlarına uyan revaklı avlu
Ģemasına sahip hanlar Kastamonu da kendini göstermiĢtir. Osmanlı döneminde yapılan
hanların bazılarında kare veya dikdörtgen han formu devam etmektedir. Yalnız artık
avluda erken devir eserlerinde aranan kare veya kareye yakın avlu fikri, Kastamonu'da
112
Ģehir bünyesi ve arsa durumlarına tabi olarak terk edilmiĢtir. Hanın avlu veya planı yol
ve arsaya uyarak çeĢitli Ģekilde uygulandığı görülmektedir.
Beylikler dönemi eserlerinden olan Deve Hanı örneğinde görüldüğü üzere
insanlar ve hayvanlar aynı mekanda ikamet ederken, Osmanlı dönemi hanlarında,
insanlar ve hayvanlar arasında kesin bir mekân ayrılığının oluĢması, bilhassa
Kastamonu hanlarında geliĢerek en olgun örneklerini vermiĢtir.
Ġlk defa Osmanlı döneminde ortaya çıkan çok katlı han anlayıĢı Kastamonu
hanlarında da kendini göstermiĢ, fakat kat sayısı en fazla iki olmuĢtur.
Osmanlı dönemine gelinceye kadar barındırıcı olduğu kadar koruyucu bir
karaktere de sahip olan hanlar, Ģehirlerde çeĢitli değiĢik fonksiyonlar yüklenmiĢler ve
dolayısıyla yeni bir görev anlayıĢı altında düzenlenip, inĢa edilmiĢlerdir. Böylece
Ģehirlerde yolcu hanları yanında, iĢ ve misafirhane hanları gibi yeni tipler doğmuĢtur
(Kösemen, 2005).
Bu hanlardaki mekânlar, kullanma ve yerleĢtirme yönünden diğer yolcu
hanlarından farklıdır. Bugün kısmen kaybolmuĢ olan Atabey ve Hanönü Hanları
misafirhane hanı örneklerindendir. Bunlarda diğer hanlara göre tek katlı olup, insanlar
ve hayvanlar ortak mekanda ikamet etmiĢlerdir. Osmanlı dönemi ile birlikte Yanık Han,
AĢir Efendi Hanı gibi ticari hanlarda ikamet yoktur, gece kalınmaz. Diğer yolcu
hanlarıyla olan benzerliği ise üst katların insanlara tahsis edilirken zemin katın dükkan
ve depolara ayrılmıĢ olmasıdır.
Ġlk zamanlarda kale görüntüsüne sahip olan hanların, mimarilerinde de dıĢa
kapalı bir mekân anlayıĢı hâkimdir. Osmanlı dönemi ile birlikte bu kale görünüĢünden
uzaklaĢılmıĢ, yapının dıĢla olan bağlantısı artmıĢ ve bazen cephelerde dükkânlar yer
almıĢtır. Böylece hanlar, gittikçe ticari hayatın içinde yer almıĢlardır (Kösemen, 2005).
Zamanla hanlar, anıtsal nokta özelliklerinden sıyrılarak, Osmanlı Ģehirlerinde,
Kastamonu 'da da olduğu gibi, Ģehir anlayıĢı içinde yayılmıĢ, Ģehrin yerleĢme ve ticaret
merkezlerini beslemiĢtir. Kastamonu Ģehir hanlarında topografik Ģartlar ve Ģehir dokusu
göz önüne alınarak, plan ve mekan anlayıĢı ĢekillenmiĢtir. GiriĢ, yine cephenin en
önemli unsuru olmakla beraber, bütün yapı ve cepheyi hâkimiyeti altına almaktadır.
113
6.5. Kastamonu Hanlarının KarĢılaĢtırılması
6.5.1. Yapıldıkları döneme göre karĢılaĢtırma
Kastamonu‟da Selçuklular ve Çobanoğulları Beyliği, Candaroğulları Beyliği ve
Osmanlı Dönemi olmak üzere üç farklı dönemde toplamda 18 han bulunurken;
bunlardan günümüze ulaĢmıĢ sadece 9 tane han mevcuttur (ġekil 6.98).
ġekil 6.98 Kastamonu hanlarının yapıldıkları döneme göre karĢılaĢtırma tablosu
Selçuklular ve Çobanoğulları Beyliği döneminde yapılan Atabey Hanı,
döneminin ilk ve tek hanı olarak yıkılmadan günümüze kadar ulaĢmıĢtır. Candaroğulları
114
Beyliği döneminde yapılan Gökçeağaç Hanı, Deve Hanı ve Ġsmail Bey Hanı ( KurĢunlu
Han) da günümüze kadar ulaĢan hanlardır. Osmanlı dönemine ait hanların 5 tanesi Ģehir
merkezinde ayakta iken diğer 9 tanesinin ismi bilinmesine rağmen yerleri tespit
edilememiĢtir. Ayakta olan Osmanlı dönemi hanlarından Acem Hanı, günümüzde
sonradan arsa konturları dahilinde yapı izlerinden yola çıkılarak orijinalliğini kaybedip
betonarme bir bina halinde varlığını sürdürmektedir.
Kastamonu hanları dönemsel olarak incelendiğinde, Beylikler dönemine ait olan
hanlar kendi aralarında benzerlik gösterirken, Osmanlı dönemine ait hanlar plan tipleri,
yapı malzemeleri, kat sayıları ve araziye yerleĢimleri açısından farklı özelliklere
sahiptirler.
6.5.2. Plan tiplerine göre karĢılaĢtırma
Kastamonu hanları plan tiplerine göre sınıflandırdığında avlulu ve avlusuz tip
olarak iki gruba ayrılmaktadır. Dönemsel öncelik taĢıyan Atabey Hanı, Gökçeağaç Hanı
ve Deve Hanı avlusuz tek katlı kapalı tip plan Ģemasına sahiptir. Bu hanların bir giriĢ
ünitesi ve giriĢ ünitesinden geçilerek ulaĢılan ana mekanı bulunmaktadır. Bu hanlarda
insanlar ve hayvanlar aynı mekanda ikamet etmektedir.
Avlulu tiplere baktığımızda ise, Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han), Cem Sultan
Bedesteni, Balkapanı (Pembe Han) Hanı, Acem (Kürkçüoğlu) Hanı, Yanık Han, AĢir
Efendi Hanı (Urgan Hanı) bulunmaktadır. Bu hanların çoğu kare veya dikdörtgen bir
avlu etrafında iki katlı olarak sıralanan revak ve odalardan oluĢmaktadır. Bunlardan
sadece Yanık Han, değiĢik bir forma sahip olarak üç katlıdır (ġekil 6.99).
115
ġekil 6.99 Kastamonu hanlarının plan tiplerine göre karĢılaĢtırma tablosu
116
6.5.3. Yapı malzemesi ve üst örtülerine göre karĢılaĢtırma
Kastamonu hanları incelendiğinde yapı malzemesi olarak benzer özellik
göstermesine rağmen azda olsa bazı farklılıklar bulunmaktadır (ġekil 6.100).
Atabey Hanı‟nın yapı malzemesi duvar ve tonozlarında sıralı moloz taĢ iken,
kemerleri ise kesme taĢ ve tuğladır.
Gökçeağaç Hanı‟nın yapı malzemesi ise, genelde moloz taĢ ve belirli aralıklarla
tuğla malzeme kullanılarak almaĢık düzendedir. Ġç mekanda ise, kemerler ve tonozlar
tuğla, kemer ayakları kesme taĢtır.
Atabey hanı ve Gökçeağaç Hanı‟ın üst örtüsü, dam üzeri toprak örtüdür.
Deve Hanı‟nın beden duvarları genelde sıralı moloz taĢ iken, güney duvarında
kesme taĢ kullanılmıĢtır. Ġsmail Bey Hanı‟nın ise, beden duvarlarının malzemesi üst
bölümlerde moloz ve kaba yonu taĢ, alt bölümlerde ise düzgün kesme taĢtır. Deve
Hanı‟ın saçak kısmında tuğla kirpi saçak bulunurken, Ġsmail Bey Hanı‟ında böyle bir
uygulama yoktur. Deve Hanı‟nın üst örtüsü taĢ malzemeden yapılmıĢ tonozla örtülü,
alaturka kiremit kaplı kırma çatı Ģeklinde iken Ġsmail Bey Hanı‟nın üst örtüsü beĢik
tonoz olup, çatı örtü malzemesi kurĢun kaplamadır. Kesme taĢ kemer ayaklarına sahip
olan Ġsmail Bey Hanı‟ın kemerleri ve üst kat odalarına ait ocakların bacaları tuğla
malzemedendir.
Cem Sultan Bedesteni ve Balkapanı Hanı‟nın beden duvarlarının malzemesi
aralıklı tuğla hatıl kuĢaklarla ayrılan moloz ve kaba yonu taĢtır. Dükkânlarda ise tuğla
derzli kesme taĢ malzeme kullanılmıĢtır. Bina köĢelerinde ise düzgün kesme taĢlar
kullanılmıĢtır. Beden duvarlarının saçak kısmında ise tuğla kirpi bulunmaktadır. Cem
Sultan Bedesteni‟nin çatı örtüsünü sekizgen tuğla kasnaklara oturan toplamda dokuz
adet kubbe oluĢtururken, Balkapanı Hanı‟nın çatısı kırma çatı Ģeklindedir. Tuğla
malzemeli sekizgen kasnaklar sahip Cem Sultan Bedesteni‟nin kubbeleri kurĢun
malzeme ile kaplı iken Balkapanı Hanı‟nın çatısı alaturka kiremitle kaplıdır.
Acem Hanı, günümüzde betonarme bina Ģeklindedir. Tuğla ile örülü
kemerlerinin üzeri çimento ile sıvanıp kapatılmıĢtır. Sokağa açılan dükkanların
cepheleri metal profilli camekânlarla, üst katlar ise plastik doğramalı pencerelerle
aydınlatılmaktadır. Hanın üstü betonarme saçak yapacak Ģekilde, Marsilya kiremitle
örtülü ahĢap kırma çatıyla kapatılmıĢtır.
117
Yanık Han‟ın beden duvarlarında kaba yonu taĢ malzeme, avluya bakan odaların
duvarlarında ise ahĢap çatkı arası tuğla malzeme kullanılırken; AĢir Efendi Hanı‟nın
beden duvarlarının malzemesi düzgün kesme taĢ olup, yatay taĢ sıralarının arasında,
dıĢta kabarık olarak kullanılan harç ile tuğla taklidi derzler ve çeĢitli geometrik
süslemeler yapılmıĢtır. Aynı hanın, kemer ayakları kesme taĢ olup, kemerler tuğla
malzemeden yapılmıĢtır. Yanık Hanı‟ın oda tavanları ahĢap kaplama iken, AĢir Efendi
Hanı‟na ait odaların üst örtüsü aynalı tonoz, revaklarının üst örtüsü beĢik ve çapraz
tonozdur. Yanık Han‟ın avluya bakan revakların dikme ve merdivenleri ahĢaptır. AĢir
Efendi Hanı‟nın ise merdivenleri taĢ malzemedendir. Her iki hanın da çatısı kiremitle
örtülü kırma çatı Ģeklindedir.
Ayrıca AĢir Efendi Hanı‟nın çatısında, kuzey ve doğuda kalan üst kat odalarının
ocaklarına ait tuğla örgülü bacalar mevcuttur.
118
ġekil 6.100 Kastamonu hanlarının yapı malzemesi ve üst örtülerine göre karĢılaĢtırma tablosu
119
6.5.4. Cephe düzenlemesine göre karĢılaĢtırma
Kastamonu hanları cephe düzenlemesi açısından karĢılaĢtırıldığında; Beylikler
döneminde yapılan hanların genelinde sağır, sade ve özensiz cepheler göze
çarpmaktadır. Bu hanların aydınlatması çoğunlukla çatısından açılan deliklerle
sağlanırken, nadiren cephelerindeki pencere boĢluklarıyla da aydınlatılmaktadır.
Yapılarda herhangi bir süslemeye rastlanmamıĢtır.
Osmanlı dönemi hanlarının cephelerinde yer yer tuğla hatıl sırasıyla almaĢık
düzende duvar örgüleri görülmektedir. Genellikle cephelerinde fazla pencere açıklığı
bulunmamaktadır. Zemin katlarda pencere açıldığı görülmez. Birçok hanın dıĢ cephesi
dükkân ile çevrilmiĢtir. GiriĢ cepheleri önemli tutulmakla beraber, abartılı değildir.
GiriĢ cephesinin dıĢında kalan yan cephe duvarları ise daha da sadedir. Mimari planın
dıĢa yansıması olarak zemin katta sağır duvarlar üst katta ise genellikle odalarda bir ve
seyrek olarak da iki pencereli açıklıklar görülür. Avluya bakan cephelerde görülen
mimari hareket ve estetik çabası dıĢ cephede görülmez.
6.5.5. Fonksiyonlarına göre karĢılaĢtırma
Günümüzde Kastamonu hanlarının birçoğu çeĢitli ticari fonksiyonlarda
kullanılırken, birkaç tanesi de atıl bir halde yalnızlığa terk edilmiĢtir.
Atabey hanı, günümüzde harabe bir Ģekilde atıl halde bulunduğundan
kullanılmamaktadır.
Gökçeağaç Hanı, restorasyona ihtiyaç duymasına rağmen, eski etnografik
eĢyaların sergilendiği müze olarak kullanılmaktadır.
Deve Hanı, günümüzde 2006-2007 yılları arasında restore edildikten sonra,
turizm amaçlı yeme-içme ve hediyelik eĢya satıĢ yeri fonksiyonu verilmiĢ olarak
değerlendirilmektedir.
Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han), 2003-2009 yılları arasında yapılan restorasyon
çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından, 2008 yılının Ağustos ayından bu yana otel ve
restoran olarak kullanılmaktadır.
Cem Sultan Bedesteni, günümüzde 2003-2009 yılları arasında yapılan
restorasyon çalıĢmalarının tamamlanmasının ardından alıĢ-veriĢ merkezi (kapalı çarĢı)
olarak kullanılmaktadır.
120
Balkapanı (Pembe Han) Hanı, günümüzde 2003-2009 yılları arasında restore
edildikten sonra Penbe Han El Sanatları ÇarĢısı olarak hizmete açılmıĢtır.
Acem Hanı, günümüz malzeme ve yapım tekniğiyle, koruma amacı güdülmeden
bilinçsiz olarak yeniden inĢa edilerek betonarme bir yapı Ģeklinde, alt katları dükkan, üst
katları ise konut olarak kullanılmaktadır.
Yanık Han, eskiden urgan imalatının yapıldığı ticari bir merkez konumda iken
günümüzde kullanılmayan atıl bir yapı halindedir.
AĢir Efendi Hanı, en son 1972 yılında restore edilmesine rağmen, günümüzde
nadiren ticari yaĢantısını devam ettiren hanlardandır. Alt ve üst katındaki odalar çeĢitli
ticari hizmet veren dükkanlar olarak kullanılmaktadır.
121
7. SONUÇLAR VE ÖNERĠLER
7.1. Sonuçlar
GeçmiĢten günümüze kadar geliĢim gösteren kültür ve tarihi kültür
varlıklarımızın hızlı kentleĢme düĢüncesinin olumsuz etkisiyle yok olmasını önlemek,
gelecek kuĢaklarında bu tarihi yapılardan yararlanabilmesini sağlamak amacıyla bu
çalıĢmada Tarihi Türk Ticaret Yapıları kapsamında Kastamonu Hanlarının mevcut
potansiyeli ortaya konulmuĢ ve yeni iĢlev önerileri getirerek yeniden canlandırılması
hedeflenmiĢtir.
Sonuç olarak bu çalıĢmada alıĢveriĢ kavramıyla ortaya çıkan ticaretin geliĢimi
paralelinde, tarihsel süreç içerisinde ilk olarak Türk Ticaret Yapıları ve alanları tarif
edilmiĢ, Kastamonu kent ölçeğinde ticaret bölgesinin bütününü oluĢturan olgular
araĢtırılmıĢtır. Daha sonra hanların geliĢimi dönemsel olarak anlatılarak Kastamonu
Hanları mekan kurgusu yönünden incelenmiĢtir. Mimari ve yapısal özellikleri, Ģehirdeki
konumları ve yakın çevresiyle iliĢkisi, süregelen yapısal geliĢmelerle karĢılaĢtırılarak
yapıların özgün durumları araĢtırmalar doğrultusunda tespit edilmiĢtir. Günümüz
koruma anlayıĢı içinde müdahale biçimleri, kullanım amaçlarının neler olabileceği
değerlendirilerek, yapı ile ilgili uygun olabilecek iĢlevler belirlenmeye çalıĢılmıĢtır.
Tüm bu olgular bir sistemin parçalarını oluĢtururken; her biri kendi içerisinde geçerli ve
tutarlı mimari eserleri meydana getirmektedir. Bu eserlerin kendi içindeki konumları
diğer sistemin parçalarıyla bir araya geldiğinde bütünlük tamamlanmaktadır.
Bu çalıĢma sonucunda, günümüzde Kastamonu‟da ticaretin yeni bir merkeze
kaymadığı, eski ticaret merkezinin bu dönem yapılarının eklenerek geliĢtiği
görülmektedir. Kastamonu‟nun tarihi ticaret merkezine bakıldığında, bu alanın pek çok
Anadolu kentine göre daha korunmuĢ olduğu, ancak doku ve özgün mimari ile uyumsuz
yeni betonarme yapıların hızla arttığı izlenmektedir. Ticari alandaki rant baskısına bağlı
olarak, yeni yüksek yapılaĢma tarihi ticaret yapılarını tehdit etmektedir. Bölgedeki tarihi
ticaret yapıları, günümüzde uygun olmayan iĢlevler ve eklerle özgün niteliklerinin bir
kısmını yitirmiĢ durumdadır.
ÇalıĢma sonucunda Kastamonu‟da bulunan hanların Atabey Hanı ve Yanık Han
fonksiyonunu devam ettiremeyip harabe bir halde bulunduğu, Acem Hanı‟nın tamamen
yıkılarak betonarme bir bina haline geldiği, AĢir Efendi Hanı‟nın restorasyona ihtiyacı
122
olduğunu ve diğer hanların ise çeĢitli dönemlerde restore edildikten sonra fonksiyon
değiĢikliğine uğrayarak ticari amaçlı kullanıldığını görmekteyiz.
Kastamonu ticaret bölgesi ve çarĢı kültüründe çok önemli bir yeri bulunan,
özgün iĢlevlerini kaybeden hanların gerekli duyarlılık ve hassasiyetle korunmadıkları ve
her geçen gün özelliklerini kaybetmekte oldukları görülmektedir.
Kastamonu mirasında önemli yere sahip hanların bilinçli bir Ģekilde kullanımı
amaçlanmalı, tarihi önemini ve özelliklerini ön planda tutan, bu özelliklere zarar
vermeyen önerilerin uygulanmasına öncelik verilmelidir. Yapılar bütün olarak ele
alınmalı ve yeni iĢlev önerisi getirilirken binanın tümü dikkate alınarak, yapılara
sonradan yapılan ve karakteristik özellikleriyle bağdaĢmayan ekler temizlenmelidir.
Yüzyıllardır ticaret alanı olarak kullanılmıĢ bu bölgede, genel olarak yeni
yapılaĢmanın kontrollü ve ticaret fonksiyonu ağırlıklı devam ettirilmesi, belirli sürelerde
yapıların bakımının yapılması gerekmektedir.
Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ġl Özel Ġdare ve Belediye tarafından
gerçekleĢtirilen restorasyon çalıĢmalarıyla beraber yenilenen tarihi yapıların bir
fonksiyon verilerek yaĢatılmaya çalıĢılması da güzel bir uygulama örneğidir. Yalnız
bunu yaparken de eserin tarihi geçmiĢine saygı duyularak, eski dokusunu bozan
uygulamalardan kaçınılmalıdır.
Anadolu‟da yaĢamıĢ farklı kültürlerin yaĢantısından etkilenen Ģehirlerimiz, farklı
yüzyılların, farklı özelliklere sahip mimari yapıtlarını bünyesinde bulundurmaktadır. Bu
nedenle bu yapıtların bir arada korunması gerekmektedir. Batı etkisiyle Ģekillenen 19.
yüzyıl ticaret yapıları da bu kültürel bütünlüğün değerli bileĢenleri arasındadır.
Dolayısıyla bu yapıların, bir bütünlük içerisinde, tüm özelliklerinin korunarak gelecek
kuĢaklara aktarılması toplumdaki herkes tarafından benimsenmelidir.
7.2. Öneriler
Günümüzde tarihi Kastamonu hanları, sosyal yaĢantımızda yalnızlığa terk
edilmiĢtir. Bu hanlar yaptığımız araĢtırmalar doğrultusunda bilinçli restorasyon
çalıĢmalarıyla günümüz koĢullarına uygun hale getirilerek Kastamonu çarĢı kültürüne
de katkı sağlayacak Ģekilde sosyal yaĢama dahil edilmiĢ olurlar.
Bu nedenle hanlarımızı yeniden kullanımlarını sadece basit bir iĢlevle değil,
Kastamonu kültürünü ve tarihini yansıtacak Ģekilde iĢlevsel önerilerle gerçekleĢtirmek
123
amacı ile; Atabey Hanı‟nı restore ederek bağlı bulunduğu Elmayakası Köyü‟nün
etnografik
eĢyalarının
sergi
ve
tanıtımın
yapılabileceği
bir
müze
olarak
günümüzde
müze
olarak
iĢlevlendirebiliriz.
Gökçeağaç
Hanı,
restore
edildikten
sonra,
kullanıldığından, aynı fonksiyonunu koruyarak eski etnografik eĢyaların sergilendiği
müze olarak kullanımına devam edilebilir.
Deve Hanı, Ġsmail Bey Hanı (KurĢunlu Han), Cem Sultan Hanı, Balkapanı
(Pembe Han) Hanları yakın zamanda restorasyon gördüklerinden onarıma ihtiyaçları
yoktur. Her birinin günümüzdeki kullanımları iĢlevsellik açısından olumlu olup aynı
Ģekilde kullanımına devam edilebilir.
Yanık Han, acilen restorasyona ihtiyaç duyduğundan restore edilerek, ticari
faaliyetini sürdürmesi hedeflenerek el sanatları ve hediyelik eĢya çarĢısı olarak
kullanılabilir. AĢir Efendi Hanı da restore edildikten sonra günümüzdeki kullanımı
doğrultusunda hizmetine devam edebilir.
124
KAYNAKLAR
Acar, H., 1995, “Tarihte Kastamonu”, Ankara.
Ahunbay Z., 1996, “Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon”, Y.E.M Yayınları, Ġstanbul.
Aınsworth, W.F., 1842, “Travels And Research In Asia Minor”, London.
Akozan, F., 1963, “Türk Han ve Kervansarayları”, Türk Sanat Tarihi AraĢtırma ve
Ġncelemeleri, Ġstanbul.
Alp E., 2000, “Candaroğulları Beyliği ve Kastamonu”, Alp Yayınları, Kastamonu.
Anabolu M., 2001, “Ġstanbul ve Anadolu‟daki Roma Ġmparatorluk Dönemi Mimari
Yapıtları”, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Ġstanbul.
Anonim, 1973, "Cumhuriyetin 50. Yılında Kastamonu Ġl Yıllığı", Yarı Açık Cezaevi
Matbaası, Ankara.
Anonim, 2011, “Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası”, T.C. Bayındırlık ve Ġskan
Bakanlığı, Afet ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Deprem AraĢtırma Dairesi,
http://www.deprem.gov.tr./linkhart.html
Anonim, 2011, "Tarih ve Coğrafya, Sosyal Durum, Nüfus, Ekonomi", T.C. Kastamonu
Valiliği, http://www.kastamonu.gov.tr/index1.html
Anonim, 2011, "Haritalar", T.C. Bayındırlık ve Ġskan Bakanlığı Karayolları Genel
Müdürlüğü, http://www.kgm.gov.tr/images/turkiye-yeni.jpg
Aslanapa, O., 1984, “Türk Sanatı I – II”, Kervan Yayınları, Ġstanbul
Aslanapa, O., 1990, “Türk Sanatı I-II”, Kültür Bak. yay., a.g.e.s.9394, 9596, 97,
Ankara.
Aslanapa, O., 1993, “Anadolu Selçukluları Mimari Sanatı”, Bölüm: 3, BaĢlangıçtan
Bugüne Türk Sanatı, T. ĠĢ Bankası Yay., Ankara.
Ayverdi E. H., 1989, “Osmanlı Mimarisinin Ġlk Devri (1230- 1402)”, Damla Ofset,
Ġstanbul.
BaĢ A., 1989, “Beylikler Dönemi Hanları”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Doktora Tezi, Konya.
125
Baysun,Ġ. A., 1945, “Cem” maddesi, Ġ.A, 3. Cilt , Ġstanbul.
Behçet, M., 1922, "Kastamonu Asar-ı Kadimesi", Matbaa-i Amire, Ġstanbul.
Bilici, Z. K.,1991, "Kastamonu'da Türk Devri Mimarisi ve ġehir Dokusunun GeliĢimi
(18. Yüzyıl Sonuna Kadar", Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora
Tezi, Ankara.
Boré, E., 1840, “Memoire d‟Un Voyageur En Orient”, Paris.
Cerası, M.M., 2001, “Osmanlı Kenti, Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda 18. ve 19. yüzyıllarda
Kent Uygarlığı ve Mimarisi”, YKY, Ġstanbul.
Cezar, M., 1985, “Tipik Yapılarıyla Osmanlı ġehirciliğinde ÇarĢı ve Klasik Dönem
Ġmar Sistemi”, MSÜ Yayını No:9, Ġstanbul.
Cezar, M., 1977, “Anadolu Öncesi Türklerde ġehir ve Mimarlık”, T. ĠĢ Bankası Kültür
Yay., Ġstanbul.
Ceylan, O., 1989, “Geleneksel Türk – Osmanlı ÇarĢı Yapılarının OluĢumu, GeliĢimi ve
Yakın Doğu Kültürleri Ġle Olan EtkileĢimleri”, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, MSÜ,
Ġstanbul.
Çetinkaya, B., 2010, “Ortaçağ Ġslam Dünyasında Ribat”, VII. Ve XIII. Asırlar Arası
www.ribat-kervansaray-hangah.spaces.live.com
Çifci, F. H., 2000, “Kastamonu Camileri, Türbeleri ve Diğer Tarihi Eserler”, Türkiye
Diyanet Vakfı Eserleri, Ankara.
Defrénery, M.. 1851, “Voyages d‟Ibn Batouta dans L‟Asie Mineure”, Paris.
EczacıbaĢı Sanat Ansiklopedisi, 1997, Cilt 1, Yem Yayın Evi, Ġstanbul.
Erdoğdu A., 1992, “Ġlimiz Kastamonu ve Karadeniz Bölgesi”, Kastamonu Belediye
BaĢkanlığı, Kastamonu.
Erdoğan A., 2007, “Ankara Tarihi”, Ankara BüyükĢehir Belediyesi Yayınları, Ankara.
Eyüpgiller, K., 1999, “Bir Kent Tarihi: Kastamonu”, Eren Yayıncılık, Ġstanbul.
Eyüpgiller, K., TopçubaĢı M., Polat I., 2008, Kastamonu‟da 19. Yüzyıl Ticaret Yapıları,
ODTÜ, Ankara.
126
Gökoğlu, A., 1952, "Paphlagonia", Doğrusöz Matbaası, Kastamonu.
Güran, C., 1978, “Türk Hanlarının GeliĢimi ve Ġstanbul Hanları Mimarisi”, Vakıflar
Genel Müdürlüğü Yayınları, Ġstanbul.
Hasol, D., 2002. “Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü”, Yem Yayınları, Ġstanbul.
Kara H., 2005, “Kastamonu ve Yöresinin Turizm Yönünden GeliĢmesinin Peyzaj
Mimarlığı Açısından Ġrdelenmesi”, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Bartın.
Karabiberoğlu Ü., 1997, “Kastamonu Ġsmail Bey Külliyesi”, Hacettepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Kıran, M.H., 1992, “Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı Yapılarından Bedesten Yapılarının
Ġncelenmesi ve Günümüzdeki Durumlarıyla Kıyaslanarak Koruma Önerileri Aranması”,
Yüksek Lisans Tezi, MSGSÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul.
K.Ġ.Y, 1993, “Kastamonu Ġl Yıllığı”.
Kösemen, D., 2005, “Ġstanbul Ticaret Bölgesinin OluĢumunu Etkileyen Çevresel
Faktörler ve Hanların Mimari Kurgusu”, MSÜ Tez, Ġstanbul.
Küçükkömürcü, B., 2005, “Geleneksel Türk Osmanlı ÇarĢı Yapıları ve Günümüzdeki
AlıĢveriĢ Merkezleri Üzerine Bir Ġnceleme”, MSÜ Tez, Ġstanbul.
Korkmaz A., 2005, “Antalya Evdir Han Restorasyon ve ĠĢlevlendirme Önerisi”, Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Kozanoğlu Ö., 2006, “Amasya Kurtoğlu Hanı Restorasyon Önerisi”, Gazi Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Noyan F. K., 2007, “Ġzmir/Kemeraltı Mirkelamoğlu Hanı Restorasyon Önerisi”, Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Pakalın M.Z., 2000, “Osmanlı Tarihi Deyimleri Sözlüğü”, Meb Yayınları, Ankara.
Özçınar, A. G., 2006, "Kastamonu Mekteb-i Ġdadi Binası Restorasyon Önerisi", Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
ÖzdeĢ, G., 1953, “Türk ÇarĢıları”, Doktora Tezi, ĠTÜ, Mim. Fak. Yay., Ġstanbul.
Reclus, E., 1984, “Nouvelle Géographie Universelle”, IX, Paris.
127
Sadıllot, R., 1983, “DeğiĢtokuĢtan Süpermarkete”, Cep Kitapları, Ġstanbul.
Sayılı, T., 1992, “AlıĢveriĢ Merkezlerinin GeliĢimi Sınıflandırılması ve Tasarımını
Etkileyen Faktörler”, Yüksek Lisans Tezi, MSGSÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Ġstanbul.
Seymen L., 2008, “Üsküdar‟a Kadar Kastamonu”, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık,
Ġstanbul.
Sözen M., 1996, “Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü”, Remzi Kitabevi, Ġstanbul.
Tankut, G., 1973, “Osmanlı ġehrinde Ticari Fonksiyonların Mekansal Dağılımı”, VII.
Türk Tarih Kongresi, Kongreye Sunulan Bildiriler, T.T.K. Yay., Ankara.
Tanyeli, U., 1999, “Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü”, Remzi Kitabevi, Ġstanbul.
Tekeli Ġ., Ġlkin S., 1997, “Mimar Kemalettin‟in Yazdıkları”, ġevki Vanlı Mimarlık
Vakfı Yayınları, Ankara.
Texıer, C., 1862, “Asie Mineure”, Paris.
Tuncer, M., 2001, “Ankara ġehri Merkez GeliĢimi 14. – 20.yy.”, T.C. Kültür Bakanlığı
Yayınları, Ankara.
UzunçarĢılı Ġ. H., 1984, “Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu ve Karakoyunlu Devletleri”,
Ankara.
Ünal H. R., 1978, “Osmanlı Öncesi Dönemden YayınlanmamıĢ Üç Menzil Hanı”,
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi AraĢtırma Dergisi, in Memoriam Prof. Albert
Louis Gabriel Özel Sayısı, Ankara, s.188.
Vakıflar ve Vakıf Abideleri, 2003. Kastamonu Vakıflar Bölge Müdürlüğü.
Yaman, Z., 2003, Kastamonu Turizm Envanteri.
Yılmaz M., “Kastamonu Bibliyografyası”, FSF Printing House, Ġstanbul (2007)
Yücel, Y., 1991, “Anadolu Beylikleri Hakkında AraĢtırmalar I, Çobanoğulları BeyliğiCandaroğulları Beyliği-Mesalikü‟l-Ebsar‟a Göre Anadolu Beylikleri”, Türk Tarih
Kurumu Basımevi, Ankara.
128
ÖZGEÇMĠġ
KĠġĠSEL BĠLGĠLER
Adı Soyadı
Uyruğu
Doğum Yeri ve Tarihi
Telefon
Faks
e-mail
:
:
:
:
:
:
Hüseyin ASAR
T.C.
Ankara-1983
0312.476.26.65
0312.476.26.33
[email protected]
EĞĠTĠM
Lise
Üniversite
Bitirme Yılı
Adı, Ġlçe, Ġl
Derece
Türközü ġehit Nuri Pamir Süper Lisesi, Mamak,
2001
Ankara
2007
: Selçuk Üniversitesi, Kampüs, Konya
:
Yüksek Lisans:
Selçuk Üniversitesi, Kampüs, Konya
……
Ġġ DENEYĠMLERĠ
Yıl
2004
2005
2006
2007
2008
2008
Kurum
ÇĠMTEK ĠNġAAT ġANTĠYESĠ
AEF MĠMARLIK BÜROSU
FORUM FUARCILIK VE GELĠġTĠRME
A.ġ.
ARK ĠNġAAT
BOYUT MĠMARLIK
EHA YAPI MĠMARLIK ĠNġ.TUR.TAġ.
SAN. Ve TĠC. LTD. ġTĠ.
UZMANLIK ALANI
Restorasyon
Futbol
Bilgisayar Kullanımı
YABANCI DĠLLER
Ġngilizce
Görevi
Stajyer Öğrenci
Stajyer Öğrenci
Teknik Eleman
Mimar
Mimar
Mimar
Download