Hayatın Başlangıcı ile İlgili Teoriler, Evrim Teorisi

advertisement
Hayatın Başlangıcı ile İlgili Teoriler, Evrim Teorisi
A) Hayatın Başlangıcı
1. Abiyogenez Görüşü
Bu görüş, canlıların cansız varlıklardan kendiliğinden oluştuğunu, bu oluşumun sürekli olduğunu
savunur. Görüşün ilk savunucusu Aristo’dur. Aristo’ya göre cansız maddelerde canlıyı oluşturacak
‘‘aktif öz’’ bulunur. Bu aktif öz, iş yapabilme yeteneği idi ve uygun koşullar olduğunda canlıyı meydana
getiriyordu.
2. Biyogenez Görüşü
Biyogenez görüşüne göre, canlılar kendilerinden önce yaşayan diğer canlılardan oluşmuştur. Biyogenezi
ilk olarak F. Redi ortaya koymuştur. L. Pasteur ise yaptığı deneylerde bu görüşü ispatlamıştır.
3. Panspermia Görüşü
Bu görüşe göre ilk canlı, başka gezegenlerden gelmiştir. Bu canlılardan spor ya da tohumları gök taşları
ile dünyaya taşınmış ve canlılık başlamıştır. Ancak bu moleküllerin uzayda nasıl oluştuğu ve yapılarının
bozulmadan dünyaya nasıl ulaşabildiği açıklanamamıştır.
4. Ototrof Görüşü
İlk canlının kendi besinini üreten kompleks bir organizma olup, basit bir ortamda oluştuğuna dayanır. Bu
evrimle çelişir.
5. Hetetrotrof Görüşü
İlk canlının, inorganik maddelerinin uzun süren kimyasal evrimi sonucu kendiliğinden oluştuğunu
varsayar. Canlının ilkel ve heterotrof olduğu sucul bir ortamda oluştuğu ileri sürülür.
Heterotrof hipotezini savunan bilim adamlarına göre ilk atmosferde serbest oksijen gazı yoktu fakat
metan (CH4), amonyak (NH3), Hidrojen gazı (H2) ve su buharı (H2O) bulunmaktaydı.
Bu görüş üzerinde çalışan Miller bir deney düzeneği hazırlayarak ilk atmosfer şartlarında çeşitli
maddelerden organik moleküllerden oluşabileceğini göstermiştir.

Heterotrof hipotezine göre ilk canlının oluşumu:
Heterotrof Hipotezi
Heterotrof hipotezine göre önce oksijensiz solunum, sonra fotosentez ve son olarak oksijenli solunum
gelişmiştir. Fotosentezin evrimi atmosfer yapısını değiştirmiş, ozon tabakası oluşmuştur.
6. Yaratılış Görüşü
Bu görüş bütün canlıların ayrı ayrı yaratıldığını ve yeryüzüne dağıldığını savunur. Bu canlıların ilk
yaratıldıkları günden beri tür içinde bazı değişimler geçirmiş olmakla birlikte tamamen başka türlere
dönüşmemiştir. Evrenin Allah’ın koyduğu kurallar çerçevesinde belli bir düzene göre işlediğini ve bu
düzenin tesadüfen, kendiliğinden oluşamayacağını belirtir.
B. Evrim
Evrim, canlılarda uzun sürede meydana gelen değişim ve gelişim olaylarını açıklamaya çalışır. Bu
gelişme basit yapılardan kompleks yapıları doğrudur. Bu görüşe göre, bütün canlılar ortak bir
kökenden gelmiştir, canlılar birbirleriyle akrabadır. Tür sayısı sabit olmayıp zamanla artmaktadır.
Evrimleşme hızı ortam koşullarının değişme hızına paralellik göstermektedir.
1. Lamarck’ın Görüşleri
Lamarck’ın evrimle ilgili olarak iki görüşü vardır.

Kullanılan organlar gelişir, kullanılmayanlar ise körelir. Bu görüşe örnek olarak haltercilerin ve atletlerin kas gelişimleri
verilebilir.

Sonradan kazanılan karakterler kalıtımla dölden döle aktarılır. Weisman yaptığı deneyde 20 döl boyunca farelerin
kuyruğunun kesilmesine rağmen yine kuyruklu farelerin oluştuğunu görmüştür, bu görüşü çürütmüştür.
2. Darwin’in Görüşleri
Darwin, türlerin belirli sayıda ve değişmez olmayıp zaman içinde farklılaşabildiği ve bu farklılaşmanın
doğal seçilim yolu ile ortaya çıktığı görüşünü ileri sürmüştür.
Darwin doğal seleksiyonla evrim görüşünü açıklarken aşağıdaki varsayımlara dayanmıştır.

Bütün türlerin ergin bireyleri çok sayıda gamet üretir. Türler geometrik dizi şeklinde artma eğilimindedir.

Organizmalarda sayıca artma eğilimi olduğu halde populasyonda birey sayısı sabit kalmaktadır.

Yaşamak için gerekli olan çevresel faktörler bakımından, bireysel arasında bir yarışma olmaktadır. Bu yarışta başarılı olanlar
yaşayabilmekte, diğerleri ölmektedir.

Aynı populasyonda bile bireylerin taşıdıkları karakterler birbirinden farklı olabilir. Bireyler arasındaki bu genetik farklılığa
varyasyon (kalıtsal farklılık) denir.

Türlerdeki varyasyonlar çeşitli ortam şartlarına adaptasyon (uyum) kazanmasını sağlar. Ortama uyum sağlayanlar hayatta
kalır, sağlayamayanlar elenir (doğal seleksiyon). Sonuçta adaptasyon ve seleksiyonlar uzun zaman içinde, bir türden yeni bir
tür oluşturur.
Evrim bireylerde değil, populasyonda olur. Evrimin hammaddesi mutasyon ve varyasyonlardır.
Evrimleşmenin mekanizması ise doğal seleksiyondur.
EVRİMİ DESTEKLEYEN KANITLAR
Fosillerden Elde Edilen Kanıtlar; Fosiller, bugünkü canlılar arasındaki akrabalık ilişkilerini ortaya çıkarması
ve gelişimin hangi yönde olduğunu göstermesi bakımından çok önemlidir. Fosiller, canlıların kemiği,
dişi, kabuğu olabileceği gibi, çeşitli organları ve yaşantılarıyla ilgili izleri taşıyan kalıplar da olabilir.
Canlının vücut yapısının şekline göre beslenmesi, diğer canlılarla ilişkisi doğrultusunda yorumlar
yapılabilir.
Embriyolojiden Sağlanan Kanıtlar:Balık, sığır, maymun ve insan embriyoları belirli devrelerde benzerlik
göstermesi evrime kanıt olarak ileri sürülmüştür. Bu benzerlik şekil benzerliğidir. Ayrıca bütün
omurgalılar, embriyonal gelişimleri sırasında solungaç yarığı oluşturur.
Biyokimyadan Ve Karşılaştırmalı Fizyolojiden Elde Edilen Kanıtlar: Bütün canlıların kullandıkları ortak
biyokimyasal tepkimeler vardır. Birçok enzim, hormon, protein kimyasal yapı bakımından benzerdir.
Solunum tepkimelerinin ilk kısmı, protein sentezi, DNA sentezi tüm canlılarda benzer enzimlerle
yürütülür.
Akraba canlıların boşaltım ürünleri, organların yapıları, diğer sistemleri birbirine çok benzerdir.
Anatomi Ve Morfolojiden Sağlanan Kanıtlar: Farklı canlı türlerinde bulunan organların yapısal ayrıntıları
benzerlik göstermektedir. Canlılarda homolog (kökendeş) organ denilen kökenleri benzer, görünüş ve
görevleri farklı olan organlar evrime kanıt olarak gösterilmektedir. Homolog organa yarasanın kanadı,
balinanın ön yüzgeci, kedinin ön üyeleri verilebilir. Kökenleri farklı olduğu halde yapıları ve görevleri
birbirine benzeyen organlara analog (görevdeş) organlar denir. Kuşun kanadı kelebeğin kanadı analog
organdır.
Genetik Ve Mutasyonlardan Sağlanan Kanıtlar: Türler arasındaki çeşitliliğin kaynağı ve karakterlerin
kuşatan kuşağa aktarılması kromozomlara sağlanır. Popülasyon içinde bireyler arasındaki çeşitliliğin
ana kaynağı ise genetik mutasyonlardır. Gen ve kromozomların herhangi bir şekilde değişikliğe
uğramalarına mutasyon denir.
Evrim düşüncesine göre mutasyonlar tesadüfidir, şansa bağlı olarak faydalı değişiklikler ortaya çıkabilir
ve canlı değişebilir. Fakat mutasyonların büyük çoğunluğu öldürücüdür.
Genlerin işleyiş biçimindeki değişikliklere ise modifikasyon denir. Modifikasyon kalıtsal olmayan
değişikliklerdir. Yavaş yavaş ortaya çıkar ve geriye dönüşlü değişmelerdir. Evrime katkısı yoktur.
Doğadaki Değişiklikler Evrimi Nasıl Etkiler?
Doğa sürekli bir değişim içindedir. Bu değişim oldukça yavaş ve milyonlarca yıl içinde meydana
geldiğinden canlıların soyu için tehlike oluşturmamaktaydı. Ancak günümüzde insanların çevreyi hızla
değiştirme gücü ve küresel ısınmayla birlikte iklimsel değişikliklerin görülmesi türlerin yaşam alanlarını
azaltır. Türlerin değişen ortam şartlarına adaptasyonları zorlanır ve nesilleri tehlike altına girer.
http://www.biyolojidersnotlari.com
Download