M. Meclisi B : 88 «dan teşekkül eden bir daimî komisyon ve bunun sekreteryası tarafından sağlanmaktadır. Ancak, Eyalet Kültür Bakanları Daimî Konferansmca ittihaz olunan kararlar, birer tavsiye kararı ni­ teliğinde olup, her eyaletin bunlara mutlaka uymak zorunluğu yoktur. Almanya'daki yabancı işçi çocuklarının eği­ ttim ve öğretim işleri yukarda sözü edilen Eya­ let Kültür ve Eğitim Bakanları Komisyonunca tespit edilen esaslara göre yürütülmektedir. 'Tespit edilen esaslar arasında, yabancı işçi ço­ cuklarının eğitimi konusunda ilgili memleket­ lerin temsilcilikleri ile temasta bulunulması tav­ siye edilmekte ise de, tayin edilecek öğretmen­ ler hususunda, konsoloslukların mütalaasının sorulmasına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Bu selbeple bu hususta tamamen mahallî maarif idarelerinin takdirine bağlı kalmaktadır. Federal Almanya'da bilhassa sosyalist çev­ reler işçi çocuklarının eğitimi konusunda gayet hassas davranmakta, özellikle demokratik re­ jimle idare edilmeyen (Yunanistan, ispanya ve Yugoslavya gibi) veya edilmediği kabul edilen memleketler hükümetlerinin dış temsilcilikleri vasıtası ile öğretmenler üzerinde politik baskı yapmasından endişe duymaktadır. Diğer eyaletlerde Türk çocuklarının eğitim ve öğreitiminde vazife verilecek Türk öğretmen­ ler hakkında Başkonsolosluklarımızın önceden muvafakatlarının alınması hususunda mahallî makamlarla iyi bir işbirliği yürütülegelmekte ise de, sosyalist yapısı ve karakteri malum olan Berlin Land'ı bu konuda yapılan bütün teşeb­ büslere rağmen, işbirliğinden ısrarla kaçınmak­ tadır. Bu mey anda, bir hususun daha belirtilmesin­ de fayda bulunmaktadır. Yabancı işçi çocukla­ rının eğitim ve öğretimlerinde yabancı öğret­ menlerden iki maksat için faydalanılmaktadır. 1) Alman okullarına normal olarak devam eden yabancı çocukların kendi kültürleri ile il­ gilerinin devamını sağlamak maksadıyle hafta­ da azamî beş saat okutulan anadili ve anadilindeki kültür derslerinde, yani bizim yönümüzden Türkçe kültür derslerinde, 2) YaJbancı çocukların Alman okullarına intibaklarının sağlanması ve özellikle Alman­ ca öğrenmeleri için ihdas edilen hazırlık sınıf­ larında, — 655 12 . 5 . 1972 O : 1 Alman okulunun normal müfredatına ilâve­ ten haftada beş saait olarak okutulan Türkçe ve Türkçe kültür dersleri öğretmelerinin, Türk Hükümeti tarafından merkezden seçilerek gön­ derilmesi hususunda herhangi bir ihtilâf bulun­ mamaktadır. Hazırlık sınıfları ise, Alman okullarının bünyesi içinde ihdas edilmiş olduklarından, bu sınıflarda görevlendirilecek öğretmenlerin seçimlerinde de yukarda belirtilen hususlar va­ rittir. Bu sınıflarda görevlendirilen yabancı öğ­ retmenlerin ücretleri Alman makamları tara­ fından ödenmektedir. Bu sebeple mahallî ma­ kamlar, arzu etmedikleri takdirde hazırlık sı­ nıfında vazife alacak öğretmenlerin seçimi ko­ nusunda işbirliğine zorlanamamaktaıdırlar. 2. — Batı Almanya^da ve mücavir memle­ ketlerde sağcı ve solcu muhtelif birlik ve teşek­ küller tarafından değişik isimlerle gazete, bro­ şür, beyanname yayınlanmaktadır. Bu yayın­ ların bir kısmı (Türkiye'de Kurtuluş, Nasırlı eller, Yurtsever Birleşik Cephe v. s.) ATTF'in, muhtelif kültür ocakları gibi bilinen teşekkülle­ rin yayın organıdır. Bunlar dışında zaman za­ man hayali adres ve sorumlu müdür isimleri ile veya tamamen isim ve adressiz olarak basılmış bildiri ve beyannameler de dağıtılmakta veya posta ile muhtelif adreslere gönderilmektedir. Halen mer'i Alman kanunları çerçevesinde AİT) an makamlarınca bunlara karşı takibata girişijm'esi mümkün değildir. Ancak, bir süredir hasırlanmakta olduğu söylenen ve yabancıların Aimanya'daki siyasî faaliyetlerini önleyecek mahiyetteki tasarı kanunlaştığı takdirde, Al­ manya bu gibi kimselerin faaliyet sahası olmak­ tan kurtulabilecektir. Bu kabil yayınlara girişen vatandaşlarımız hakkında adlî makamlarımızca kovuşturma ya­ pılmaktadır. 3. — Federal Almanya'da cari idarî sistemin son derece liberal nitelik taşıması, siyasî ve ide­ olojik faaliyetlerin, yönleri ne olursa olsun, ne kavuşturulmasına ne de önlenmesine matuf ted­ birler alınması imkânını vermektedir. Dolayısiyle, işçilerimizle temasları arzu edilmeyen şa­ hısların işyerlerine veya işçi yurtlarına girmele­ rine siyasî nedenlerle mani olunması prensip iti­ bariyle imkânsızdır. Bununla beraber, bazı iş-