Merhaba, Yazıma öncelikle, zor günlerden geçen

advertisement
Merhaba,
Yazıma öncelikle, zor günlerden geçen ülkemizde huzurun ve istikrarın bir an
önce yeniden inşa edilebilmesi temennimle başlamak istiyorum. Hepimizi
derinden yaralayan terör olaylarını kınıyor; hayatlarını kaybeden insanlarımıza
Allah’tan rahmet, başta sevenleri ve aileleri olmak üzere tüm ülkemize ise
başsağlığı ve sabır diliyorum.
Bir canlının, doğduğu andan itibaren kendisini korumaya başlamasından; kendi
doğasını ve bu doğayı koruyabilecek her şeyi sevmeye eğilimi olduğundan;
kendini yıkımdan ve yıkımına yol açabilecek her şeyden uzak tutmak güdüsünden
bahseder Cicero, öğretisinde. Doğada hayata başlayan her yavru, kendisi için
yararlı olanı arayıp, zararlı olandan kaçar ve tüm bunları doğası gereği olağanlıkla
yapar.
İnsanoğlu olarak bir yerlerde ne yazık ki yanlış yaptık…
Doğamız gereği bize ‘yararlı’ olanı seçip hayatta kalabilmeyi, mutlu olabilmeyi,
‘herkes için faydayı’ unuttuk, göz ardı ettik. İçine girdiğimiz bu girdaptan
kurtulmak elbette imkânsız değil, ama kabul etmek gerekir ki zor... Yine Cicero
ile devam edersem; “her şeyin başlangıcı küçüktür...” Küçük bir adım atarak zor
olana başlayabilmek, yöntem tartışıp bu uğurda çaba gösterebilmek, önce
kendimize, birbirimize, ardından da gezegenimize yeniden dört elle sarılabilmek
ve mutluluğu elbette herkes için mümkün kılabilmek en büyük temennim.
***
Bildiğiniz gibi, dünyadaki gıda ve beslenme ile ilgili konuları analiz etmek için
2009 yılında kurulmuş olan ve Barilla Gıda ve Beslenme Merkezi (BCFN) ismiyle
faaliyet gösteren Vakfımız, Barilla’nın da mottosu olan ‘Sizin İçin İyi Gezegen İçin
İyi’ anlayışı doğrultusunda çalışmaya devam ediyor.
Misyonunu, gıdanın geleceği ve sürdürülebilir bir yaşam tarzının benimsenmesi
için çıkardığı yayınlarla da sürdüren Vakfımız, yenileyerek ikinci baskısını
yayınladığı “Eating Planet, Gıda ve sürdürülebilirlik: Geleceğimizi inşa ederken”
isimli son kitabıyla, diyetimize yapacağımız küçük dokunuşlarla, çevresel
etkilerimizi azaltabileceğimizi ortaya koyuyor.
Pek çok insan, çevreye verdiği olumsuz etkilerin kullandığı araçtan, evini
ısıtmasından, kullandığı elektrikten kaynaklandığını düşünürken; aslında en
büyük zararı, kelimenin gerçek anlamıyla “gezegeni yiyip tüketerek" yarattığının
farkında değil.
İşte bu kitap, dengeli bir diyet ve bilinçli yiyecek tercihlerimiz sayesinde çevresel
etkilerimizi azaltabileceğimizi, başta kalp rahatsızlıkları olmak üzere pek çok
hastalığı önleyebileceğimizi ve sürdürülebilir yaşamın ipuçlarını gösteriyor.
Alanında uzman pek çok bilim insanı ve akademisyenin katkılarıyla hazırlanan
Eating Planet, yaşam tarzı ile sağlık arasındaki güçlü ve doğrudan bağı ortaya
koymayı hedeflerken, her gün tabağımıza koyup tükettiğimiz yiyeceklerin, çevre
üzerindeki etkileri konusunda farkındalık yaratabilmeyi amaçlıyor.
Araştırmalara göre, iklim değişikliğinde en yüksek etkiye sahip olan unsur, yüzde
31 ile tükettiğimiz yiyecekler. Et tüketimi, bu toplamda emisyonların yüzde 12’si
ile en yüksek zararı oluşturuyor. Önerilen diyet ise “Çift Piramit” yani Akdeniz
Diyeti. Bu noktada bilim insanları, gezegenimizin ve sağlığımızın korunması için
ilk yolun, beslenmeden geçtiği konusunda uyarıyor.
Şunu artık bilmeliyiz ki gıda konusunu sürdürülebilirlik anlayışından ayrı tutmak
mümkün değil. Beslenme tarzımızdan toprağın korunmasına, yapmamız
gereken, gıdayı herkes için erişilebilir ve sürdürülebilir kılmak.
Çok değil, bundan 9-10 yıl sonra, 3 milyar kişinin içme suyuna erişimi olmayacağı
düşünülüyor. Baktığımızda bugün, suyunun yüzde 70’ini tarıma ve besin
üretimine ayıran insanoğlu için asıl tehlike çanı tam da burada çalıyor.
Dünya nüfusu sürekli artıyor. Yine yakın gelecekte, gıdaya erişim çok daha fazla
sayıda insan için büyük problem olacak.
Daha iyi bir gelecek için, yüzümüzü doğaya, gezegenimize, kendimize
döndürmemiz dileğimle;
Güneş Karababa
Barilla Gıda Yönetim Kurulu Başkanı
Download