OLGU SUNUMU: BENZODİAZEPİN KULLANAN ANNE BEBEĞİ ve HEMŞİRELİK BAKIMI Uzm. Hem. İlknur ÖZTÜRK1, Hem. Seda YEŞİLYURT2 1 Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi, Yenidoğan Yoğun Bakım Klinik Eğitim Hemşiresi 2 Acıbadem Taksim Hastanesi, Klinik Eğitim Hemşiresi 38. Pediatri Günleri ve 17 Pediatri Hemşireliği Günleri İstanbul’da 2016 yılında poster bildiri olarak yayınlandı. GİRİŞ Gebelik süresince ilaç kullanımı hem annenin, hem de fetüsün sağlığını yakından ilgilendiren önemli bir konudur. Günümüzde birçok ilacın potansiyel teratojenik etkisi henüz ortaya konulamadığı için gebelikte ilaç kullanımının dikkatlice ele alınması gerekir (5). Gelişmiş ülkelerde gebe kadınların %4.4'ü yasadışı ilaç kullanmaktadır (6). Gebelik sırasında ilaç kullanımı hem anne, hem de gelişmekte olan fetüs üzerinde potansiyel riskleri olan bir uygulamadır. Sağlıklı nesiller yetiştirme konusunda hassasiyet gösteren çoğu batılı ülke bu konu ile ilgili detaylı araştırmalar yapmış ve geniş veri tabanları oluşturmuşlardır. Ne yazık ki ülkemizde gebe kadınlarda ilaç kullanımı hakkında yeterli bilgi henüz bulunmamaktadır (5). Gebelik döneminde geçirilen ruhsal rahatsızlıklarda da kullanılacak tedavi yöntemleri bazı özellikler göstermektedir. Tüm psikotrop ajanlar bir ölçüde plasenta yoluyla fetal dolaşıma geçebilir. Genellikle ilaç, anne fetüs arasında eşit oranda dağılır. Bu nedenle gebelikte psikotrop ilaç kullanırken fetal fizyoloji de göz önüne alınmalıdır (1,2). OLGU 34 yaşındaki annenin sezaryen ile doğan, 386/7 hafta, 3380 gr, erkek bebeği doğum sonrası anne yanına götürülmüş, anneyi emmemiştir, genel fizik muayenede hipotoni belirlenmiş, kan şekeri kontrolü yapılmış, hipoglisemi saptanmamış, gün içinde emmeme şikayeti devam etmiştir. Formül süt ile beslenme denenmiş ancak kusması olmuştur. Postnatal 13. saatte anne yanında izlenirken siyanoz gelişmiş ve 18. saatte anne yanında apneye girmiştir. Uyaranla düzelmeyen apneik atak 20 sn süreyle pozitif başınçlı ventilasyon (PBV) uygulandıktan sonra düzelmiştir. Yenidoğan yoğun bakıma yatışı yapılan bebek postnatal 2. gün 2 kez apneik atak geçirmiş uyaranla düzelmeyen apne PBV’ye yanıt vermiştir. EKO ve kranial USG çekimi yapılmış herhangi bir patoloji saptanmamış, hemogram, elektrolitler, CRP, total bilirubin çalışılmıştır. İzlemde özellikle dikkat çeken bulgu olarak bradikardi kendini göstermiştir. Doğum sonrası ikinci gün annenin panik atak rahatsızlığından dolayı Fluoksetin hidroklorür ve benzodiazepin kullandığı öğrenilmiş, bebek ilaç düzeyini belirlemek için drug abuse tarama testi yapılmıştır. Benzodiazepinler bebekte pozitif olarak belirlenmiştir. Postnatal 3. gün fizik muayenesinde hipotoni dışında bulgu görülmemiş ve EEG çekimi yapılmış patolojik bulgu saptanmamıştır, emme refleksi olmayan bebek, nazogastrik sonda takılarak beslenmeye çalışılmıştır. CRP yükselmiş, idrar kültüründe klebsiella pneumaniae üremiş ve antibiyogram tedavisi başlanmıştır. Postnatal 4.gün vital bulguları stabil seyretmiş, kas tonüsü artmıştır ve emme aktifleşmiştir. Bebek oral olarak beslenmeye başlanmış, inkontinansa bağlı dermatit gelişmiş ve tedavisi başlanmış, postnatal 10.gün tedavi tamamlanarak taburcu edilmiştir. Bebeğe uygulanan hemşirelik tanıları ve girişimler; Hemşirelik Tanısı 1: Annenin gebelikte benzodiazepine kullanımına bağlı bebeğin solunum örüntüsünde etkisizlik. Belirti: Bradikardi, Disritmik solunum Girişimler: Bebeğin solunum çabası retraksiyon, siyanoz,burun kanadı solunumu açısından gözlendi. Bebeğin yaşamsal bulguları takip edildi. Başı ve gövdesi yüksekte tutulacak şekilde 30o pozisyon verildi. Oksijen saturasyon değeri %85 üzerinde tutulacak şekilde nemlendirilmiş oksijen verildi. Acil durumlar için malzemeler hazır tutuldu. Hemşirelik Tanısı 2: Laterjiye bağlı bebeğin beslenme örüntüsünde etkisizlik. Belirti: Beslenmeden sonra kusma, Pasif emme, Girişimler: Bebeğin beslenme süresi, miktarı ve beslenme sırasındaki çabası değerlendirilerek 115120cal/kg/gün kilo alımı sağlandı. Günlük tartı takibi yapıldı. Aldığı- çıkardığı sıvı takibi yapıldı. Beslenme öncesi ağrılı girişimler yapılmadı. Beslenme esnasında bebeğin başı yükseltildi. İstenmeyen çevresel uyaranlar azaltıldı. Beslenme sonrası bebek sağ lateral pozisyonda yatırıldı. Hemşirelik Tanısı 3: Annede maternal ilaç kullanımına ilişkin inferior özafagial sfinkter kaslarının tonusunun azalmasına bağlı aspirasyon riski Girişimler: Bebeğin beslenme çabası aktivitesi gözlendi. Bebeğin ağzı besin ile dolduğunda beslenmeye ara verildi. Beslenme sonrası sağ lateral pozisyonda yatırıldı. Beslenme sonrası yatak başı yükseltildi. Acil durumlar için malzemeler hazır tutuldu. Beslenme sonrası bebeğin gazı çıkarıldı. Bebek az az, sık aralıklarla beslendi. Hemşirelik Tanısı 4: Hipotoni ve bradipneye bağlı hipoksemi komplikasyonu riski Girişimler: Asit- baz dengesizliği belirtileri izlendi. Prone pozisyonu oksijenizasyon için verildi. Yeterli hidrasyon sağlandı. Sekresyon var ise aspire edildi. Burun bakımı yapılarak etkin nefes alması sağlandı. Gerekli ise oksijen nemlendirilerek verildi. Hemşirelik Tanısı 5: Annede benzodiazepin kullanımına bağlı emzirmenin kesintiye uğraması. Belirti: Annenin ilaç kullanımına bağlı bebeğin anne sütü alamaması, Annenin sağlık problemlerinin olması. Girişimler: Anne göğüsleri düzenli aralıklarla sağıldı. Emzirmeyi engelleyen faktörler belirlendi. Anne ile bebeğin zaman geçirmesi desteklendi. Hemşirelik Tanısı 6: Barsak peristaltizminin artmasına bağlı diyare. Belirti: Gaita sıklığının artması, Barsak seslerinin artmış olması. Barsak sesleri ve gaita şekli değerlendirildi. Bebeğin 60-80ml/kg/gün sıvı alımı sağlandı. Uygun ısıda formül verildi. Hemşirelik Tanısı 7: Diyareye bağlı deri bütünlüğünde bozulma. Belirti: Gluteal bölgede pişik. Girişimler: Bebeğin alt bakımı kaynamış ılıtılmış su ile yapıldı. Bebeğin cildi kuru ve temiz tutuldu. Sık aralıklarla alt bakımı yapıldı (İdrar veya gaita bezde bekletilmedi). Hekim istemi ile bariyer pişik kremi kullanıldı. 2 saatte bir bebeğe pozisyon verildi. Gluteal bölge desteklenerek basınç önlendi. Aileye bez bölgesi bakımı anlatıldı. TARTIŞMA Gebelik, kadının ruhsal, fizyolojik ve sosyal açıdan değişikliklere uğradığı bir dönemdir. Gebeyi en fazla rahatsız eden anksiyete bozukluklarının başında panik bozukluk gelir (8). Gebelik hafif semptomları iyileştirse de; ağır durumlarda hastalığın alevlenmesine neden olur (4). Olgumuzda da annenin panik atak hastası olduğu ve bu yüzden antidepresan ve benzodiazepin kullandığı saptanmıştır. Emziren kadınlarda antidepresan kullanımı birçok literatürde araştırılmıştır (8). Yenidoğanda fetal sistemler immatür, vücut yağ kitlesi az, plazma proteinlerine bağlanma düşük, karaciğer böbrek immatür, kan beyin bariyeri gelişmemiştir, bunlara bağlı olarak yenidoğanda intoksikasyon ve yoksunluk sendromu riski artar. Bu yüzden ilaç kullanımı gebelik veya emzirme döneminden sonraya bırakılmalı veya çok dikkatli kullanılmalıdır (9). Olgumuzda annenin gebeliğin 6. ayından itibaren düzenli olarak günde 4 defa ve yarım benzodiazepin kullandığı ve en son doğumdan 1 saat önce aldığı tespit edilmiştir. Daha sonra anne ilaç kullanımına hekim istemi ile devam ettiği için bebek anne sütü ile beslenmemiş ve bebeğin takibi için yoğun bakımda izlemi sağlanmıştır. Resim 1. Kas Tonüsünde Hipotoni Benzodiazepin türü ilaçlar hem amniyotik sıvıda hem de anne sütünde bulunur. Özellikle uzun yarı ömürlü benzodiazepinler yenidoğanda birikim yaparak, sedasyon, laterji, solunum problemleri, sarılık ve kilo kaybına yol açarlar.“Floopy Infant Sendromu” denilen, hipotoni ve yere yığılma şeklinde gözlenen bir komplikasyona sebep olabilirler. Gebelikte benzodiazepin kullanımı sonucu teratojenik etki ile multiple konjenital anomaliler, intrauterin büyümede yavaşlık, yenidoğanda yoksunluk belirtileri, hipotoni ve emme zayıflığı ile belirgin neonatal depresyon, hiperbiluribinemi, hipotermi, asidoziz, kardiyak aritmiler bildirilmiştir (7,8). Olgumuzda fizik muayene sırasında genel bir hipotoni, emmeme, pozitif basınçlı ventilasyon (PBV) ile toparlayan apneik ataklar, siyanoz, bradikardi ve gelişmiş ve bu yüzden oksijen desteği almıştır. Yenidoğana yapılan kranial USG, EKO ve EEG sonucu herhangi bir patoloji saptanmamış, alınan idrar örneğinde idrar yolu enfeksiyonu olduğu saptanmış ve antibiyotik tedavisi başlanmıştır. Psikotrop ilaçlar büyük malformasyonlar olmadan da uzun süreli fonksiyonel değişikliklere neden olabilirler. Fetüs ve yenidoğana ilacın direkt toksik etkileri genellikle doza bağlı reversible değişikliklerdir. Burada özellikle prenatal verilen ilacın birikmesi ile ortaya çıkan akut toksik etkileri belirtmek gerekir. Yine kronik prenatal ilaca maruz kalma fetal bağımlılık ve doğumla ilacın kesilmesi ile neonatal yoksunluk sendromu ortaya çıkabilir (6,3). Olgumuzda doğum sonrası görülen neonatal yoksunluk sendromu ortadan kalkmış ve ilerleyen günlerde moro refleksi ve emmesi artmış oral alımı başlamış oksijen desteği kesilmiştir. Sonuç olarak; yenidoğanda yoksunluk belirtilerini önlemek için benzodiazepinlerin kısa etkili olanları tercih edilmeli ve doğumdan önce kademeli olarak kesilmelidir. Ayrıca benzodiazepin kullanan anne bebekleri yoksunluk belirtileri açısından yakın takip edilmeli ve sağlık çalışanlarının madde bağımlılığı konusunda dikkatli olmalı, erken ve uygun destek tedavi sağlanmalıdır. KAYNAKLAR 1. Alpay N, Karşıdağ Ç. Gebelikte elektrokonvulsiv terapi: bir gözden geçirme. Düşünen Adam 2006; 19(4): 204 – 211. 2. Anderson EL, Reti IM. ECT In pregnancy: A review of the literature from 1941 to 2007. Psychosom Med. 2009; 71(2): 235–242. 3. Can E, Bülbül A, Uslu S, Güran Ö, Nuhoğlu A. Neonatal yoksunluk sendromu. Şişli Etfal E.A.H. Tıp Bülteni 2010; 44: 124 – 127. 4. Kocabaşoğlu N, Başer Z. Gebelik ve doğumla tetiklenen psikiyatrik hastalıklar. Türkiyede sık karşılaşılan psikiyatrik hastalıklar Sempozyum Dizisi 2008; 62: 349 – 354. 5. Olukman M, Parlar A, Orhan Ce, Erol A. Gebelerde ilaç kullanımı: Son bir yıllık deneyim. J Turk Soc Obstet Gynecol 2006; 3(4): 255 – 261. 6. Özdemiroğlu N, Kara S, Kurt C, Arıkan F, Dallar B. Neonatal yoksunluk sendromu olan prematüre bebek. Ege Tıp Dergisi / Ege Journal Of Medicine 2014; 53(2): 102 – 105. 7. Özgen A, Birsöz S. Benzodiazepinler yararlanım ve kötü kullanım ölçütleri. Bağımlılık Dergisi 2000; 1(2): 89 – 94. 8. Savrum M, Günel B, Balcıoğlu İ. Gebelikte ve laktasyonda psikotrop ilaç kullanımı. Perinatoloji Dergisi 1999; 7(1): 3 – 8. 9. Uzbay T, Yüksel N. Anksiyete tedavisinde kullanılan ilaçların farmakolojisi ve kullanım güvenliği. Klinik Pskiyatri Dergisi 2002; 5(Ek 1): 14 – 26.