027-32 yarada antimikrobiyal - Hastane İnfeksiyonları Dergisi

advertisement
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 27-32
tan
H as
e
f
İn
ek
si
yonları
Yara Bak›m›:
Yarada Antimikrobiyal Tedavi
Dr. Nurcan BAYKAM*
anlaml›d›r. Bu durumlarda sistemik antibiyotikler her zaman uygun olmayaca¤›ndan, topikal
antimikrobiyal ajanlar›n kullan›m› daha uygun ve
ak›lc› olabilir.
* Ankara Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi,
1. ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Klini¤i,
Ankara.
Modern ça¤›n yara bak›m› protokollerinde en
s›k kullan›lan antimikrobiyaller aras›nda iyodin
ve gümüfl içeren ürünler bulunmaktad›r. Geçmiflte kullan›lan asetik asit, klorheksidin, bal,
hidrojen peroksit, sodyum hipoklorit, potasyum
permanganat ve proflavinden baz›lar› günümüzde yeniden gündeme gelmekte veya di¤er alternatiflerle ilgili araflt›rmalar devam etmektedir.
ntibiyotikler yüksek özgüllü¤e sahip, potent
antimikrobiyal ajanlard›r. Antibiyotiklere ac›mas›zca direnç gelifltiren mikroorganizmalar›n
artmas›na ra¤men yeni ve etkili antibiyotiklerin
gelifltirilmesindeki gecikmeler alternatif tedavilerin gereksinimini ortaya ç›karmaktad›r.
A
Klasik bulgular› ile bariz yara infeksiyonu tan›s› kondu¤unda antibiyotiklerin kullan›m endikasyonu vard›r. ‹nfeksiyonun amputasyona kadar götürebildi¤i diyabetik ayak tablolar›nda oldu¤u gibi di¤er tedavilerle birlikte rasyonel antibiyotik kullan›m› önerilmektedir. Antibiyotik
kullan›m›, infekte olmam›fl yarada mikroorganizmalar› s›n›rl› bir say›da tutmak gibi bir amaç tafl›maz. Ancak kronik yaralarda mikroorganizmalar›n say›s›n›n azalt›lmas›, istenmeyen kokuya neden olan anaerobik bakteriler veya yara iyileflmesini engelleyen dört veya daha fazla etkenin
yarada bulunmas› durumunda hakl› say›labilir.
Yara üzerinde kolonize olmufl beta-hemolitik
streptokok, stafilokok veya psödomonas›n greft
yerlefltirme iflleminden önce eradike edilmesi,
bu kolonize mikroorganizmalar›n sistemik, ciddi
bir infeksiyona yol açmalar›n› önlemek aç›s›ndan
KLORHEKS‹D‹N
Klorheksidin 1946 y›l›nda keflfedilmifl olup,
1954 y›l›nda klinik kullan›ma girmifltir. El y›kama
antisepti¤i olarak ve cerrahi y›kamada yayg›n
olarak kullan›lmakla birlikte, irrigasyon için uygulanmas› s›n›rl›d›r.
Klorheksidin diasetat, diglukonat ve dihidroklorit olarak kullan›labilmekte olup, yara bak›m›nda diglukonat formu en s›k kullan›lan›d›r.
Sporsuz bakterilere karfl› h›zla gelifltirdi¤i genifl
spektrumlu bakterisidal bir etkinli¤i vard›r. Bu
etkinli¤ini, bakterinin hücre d›fl membran›n› ve
semipermeabl sitoplazmik membran› tahrip
edip hücre komponentlerinin d›flar› ç›kmas›na
yol açarak gösterir. Ayn› zamanda konsantrasyona ba¤›ml› olarak intraselüler organellerin koagülasyonuna da neden olur. Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa ve di¤er birçok klinik
izolata karfl› olan etkinli¤i dokümante edilmifltir,
ancak metisiline dirençli S. aureus (MRSA)’un di-
27
Baykam N.
rençli oldu¤u gösterilmifltir. Klorheksidinin topikal ajan olarak yara tedavisindeki rolü genelde
çok iyi tan›mlanmam›fl olmakla birlikte, yeni bildirilen yedi hayvan ve üç insan çal›flmas›yla bu
etkinlik gösterilmifltir. Ayr›ca minimal düzeyde
yan etki gelifltirdi¤i de ortaya konmufltur. Bakteri say›s›n› azaltmas›, yara iyileflmesini h›zland›rmas› ve toksisitesinin olmamas› kabul edilmekle birlikte, güvenilirli¤i ve etkinli¤i ile ilgili yeterli veri olmad›¤›na ve aç›k yaralarda klorheksidinin kullan›lmas›na yönelik daha fazla klinik çal›flmaya ihtiyaç oldu¤una inan›lmaktad›r.
BAL
Bal eski zamanlardan kalma bir ilaç olup, yara tedavisindeki yeri ise yeni bir bulufltur. Birçok
terapötik ajan›n gelifltirilmesinde baldan faydalan›lm›fl ve buna gerekçe olarak bal›n antibakteriyel etkinli¤i ve yara iyileflmesine olan katk›s›
gösterilmifltir.
Bal›n antibakteriyel aktivitesi genifltir ve
70’ten fazla mikroorganizman›n bala duyarl› oldu¤u gösterilmifltir. En son yap›lan in vitro çal›flmalarda aktif manuka bal›n›n yaralardan izole edilen ve içlerinde MRSA, vankomisine dirençli enterokok (VRE) ve Burkholderia cepacia’n›n da bulundu¤u birçok dirençli bakteriye karfl› bakterisidal
aktivitesi oldu¤u gösterilmifltir.
Ortam›n osmolarite ve asiditesi, hidrojen peroksit oluflturmas›, tan›mlanmam›fl bitkisel ve
kimyasal maddeleri bulundurmas›, bal›n antimikrobiyal etkinli¤ini ortaya ç›karmas›na etkili
olan durumlard›r. Ancak jeografik yerleflim, floral
orijin ve di¤er koflullar da bal›n etkinli¤ini belirleyen özelliklerdir.
Bal›n hangi mekanizma ile mikroorganizmalar› inhibe etti¤i ve hücresel hedef noktalar› halen
tam olarak keflfedilememiflse de birçok bulgu
vard›r. Örne¤in; in vitro olarak hücre s›ralar›n›n
bal›k solüsyonu ile temas› temeline dayanan çal›flmalarda monositik hücre aktivitesinin hafifledi¤i gösterilmifltir. Tam aç›klanamasa da, bu durum bal›n yara iyileflmesindeki etkinli¤ini düflündürmektedir.
Çal›flmalar›n birço¤u farkl› ve ortak bir özelli¤i olmayan ballarla yap›lm›fl olup, dolay›s›yla
anektodal kan›ta dayal›d›r. Konuyla ilgili çift-kör,
randomize kontrollü çal›flmalar›n eksikli¤i söz
konusudur.
Steril, ruhsatland›r›lm›fl bal içerikli yara kapamalar› gelifltirilmifl olup, ülkemizde de kullan›lmaktad›r.
28
Yara Bak›m›: Yarada Antimikrobiyal Tedavi
H‹DROJEN PEROKS‹T
Antiseptik veya dezenfektan olarak yayg›n
biçimde kullan›lmaktad›r. %3’lük solüsyonlar› yara temizli¤inde kullan›lmaktad›r. Bakterilere karfl› genifl spektrumlu bir etkinli¤i vard›r ve bu etkinlik gram-pozitif bakteriler için daha güçlüdür.
Oksidasyon yapan ajan olarak hidrojen peroksit,
üretti¤i serbest radikallerin lipidler, protein ve
nükleik asitle reaksiyona girmesi sonucunda
hücre bileflenlerini bozarak etkinli¤ini gösterir.
Hidrojen peroksidin yüzeyel yara infeksiyonlar›n›n temizli¤indeki kullan›m› hava embolisi oluflturdu¤unun bildirilmesinden sonra azalm›fl olmakla birlikte, yap›lan hayvan ve insan çal›flmalar› yara iyileflmesinde negatif bir etki ortaya
koymam›flt›r. Ancak, yara iyileflmesindeki kesin
etkinli¤ini gösteren çal›flmalar yetersizdir.
‹YOT
‹yot, 1811 y›l›nda bir element olarak keflfedilmifltir. Mor ve kat› fazda olan madde alkol ve potasyum iyodür içinde çözündükten sonra kullan›l›r. Bildirilen ilk kullan›m› Davies taraf›ndan 1839
y›l›nda olmufl ve ard›ndan Amerika ‹ç Savafl›’nda
kullan›lm›flt›r. ‹lk kullan›ld›¤› dönemlerdeki ürünler yara yerinde ac›, irritasyon ve ciltte renk de¤iflimine neden olsa da, 1949 y›l›nda gelifltirilen
iyodoforlar (povidon iyodin ve kadeksomer iyodin) daha güvenli ve daha az ac› veren ürünlerdir.
Povidon iyodin; polivinilpirolidon sürfaktan/iyodin kompleks (PVP-I)’tir. Kadeksomer
iyodin ise dekstrin tanecikleri ve iyot tafl›yan
epiklorhidrin birleflmesinden oluflmufltur. Her
ikisi de düflük konsantrasyonlarda serbest iyot
salar ve asl›nda iyotun gerçek aktivitesi tam bilinmese de proteinlere, nükleotidlere ve ya¤
asitlerine ba¤lanarak birçok hücresel etkinli¤e
neden oldu¤u bilinmektedir.
‹yodun bakteri protein yap›s›n› sistein ve
metioninin S-H ba¤lar›n› okside ederek etkiledi¤i düflünülmektedir.
‹yodun bakteri, mikobakteri, mantar ve virüsleri içeren genifl spektruma karfl› etkin oldu¤u
bilinmektedir.
Uzun süreli iyot kullan›mlar›na karfl›n sadece
bir makalede iyoda karfl› direnç geliflimi bildirilmifltir.
Povidon iyodun piyasada mevcut olan çeflitli
formülasyonlar› bulunmaktad›r (solüsyon, krem,
merhem, kuru sprey veya kapamalar).
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 1
Yara Bak›m›: Yarada Antimikrobiyal Tedavi
Povidon iyodun bakterisidal olarak etkin oldu¤unu gösteren in vitro birçok kan›t bulunmaktad›r. Bir çal›flmada, povidon iyot uygulanan bölgede hücrelerin %99’undan fazlas›n›n 10 saniye
içinde ölümcül flekilde tahribe u¤rad›¤› gösterilmifl ve bir bakteri hücresinin öldürülmesi için sadece 2.36 x 105 iyot atomuna gerek oldu¤u ortaya konmufltur. Öncelikle düflük konsantrasyonlarda kullan›ld›¤›nda, etkinli¤i ortamda var olan
organik maddelerden etkilenmektedir.
PVP-I sadece yara tedavisinde de¤il, operasyon öncesi cilt antisepsisi amac›yla da kullan›lmaktad›r. Cilt antisepsisindeki yeri tart›fl›lmaz
olmakla birlikte, birçok yay›n PVP-I’n›n yara temizli¤inde ve lokal yara infeksiyonlar›n›n önlenmesinde veya tedavisinde kullan›lmas›n›n yan›
s›ra güvenilirli¤i ve etkinli¤i ile ilgili tart›flmalara
yer vermektedir.
1994 y›l›ndan beri PVP-I, “Food and Drug Administration (FDA)” taraf›ndan küçük, akut yaralar için ilk seçenek olarak ruhsat alm›fl olmas›na
ra¤men Amerika Birleflik Devletleri (ABD) sa¤l›k
otoritelerince bas› yaralar›nda kullan›lmas› önerilmemektedir. PVP-I’n›n iki yan›k hastas›nda uygulanmas›n›n ard›ndan bu hastalar›n ciddi metabolik asidoz sonras› böbrek yetmezli¤i ile ölmeleri, PVP-I’n›n sadece yüzeyel yaralara k›sa süre
uygulanmas› gereklili¤ini desteklemektedir. Genifl yaralara uzun süreli uygulamalar önerilmemektedir. Hayvan modellerinde lökositlere, fibroblastlara ve keratinositlere karfl› sitotoksik etki gözlenirken, insan çal›flmalar›nda PVP-I’n›n
bakteriyel yükü azaltarak infeksiyon oran›n›
azaltt›¤›, iyileflmeyi artt›rd›¤› gösterilmifltir.
Kadeksomer iyodür yara kapamalar›nda oldu¤u gibi merhem fleklinde de kullan›labilir. ‹nsan ve hayvan çal›flmalar›nda MRSA ve P. aeruginosa miktar›n› azaltma ve iyileflmeyi h›zland›rma
gibi etkinlikleri PVP-I ile benzer olarak gösterilmifltir. ‹n vitro ortamlarda insan fibroblastlar›na
toksik etkisinin olmamas› in vivo kullan›m›nda
özellikle kronik yara tedavisi s›ras›nda toksisitesinin olmayaca¤›n› göstermektedir.
PROFLAV‹N
Parlak renkli bir akridin derivesi olan proflavin, II. Dünya Savafl› s›ras›nda yara tedavi etmek
amac›yla yayg›n olarak kullan›lm›flt›r. Günümüzde ise cerrahi yaralarda profilaktik olarak gazl›
beze emdirilmifl proflavin hemisülfat solüsyonu
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 1
Baykam N.
fleklinde kullan›lmaktad›r. Bu amaçla kullan›mda
olan kalsiyum aljinat›n yara iyileflmesinde daha
etkin bir ajan oldu¤u gösterilmifltir. Proflavin, etkinli¤ini bakteri DNA’s›na ba¤lan›p DNA sentezini önleyerek gösterir. Sülfonamide dirençli bakterilere etkin olmas›na ra¤men, efluks pompas›
nedeniyle proflavine dirençli MRSA’lar da mevcuttur.
GÜMÜfi
Baflta yan›klar olmak üzere yara tedavisindeki yeri uzun y›llara dayanan gümüflün mikroorganizmalar› inhibe etti¤inin fark edilmesi XIX. yüzy›l›n sonlar›na dayan›r. Gümüflün metal formunun etkinli¤i yoktur. Ak›flkan formuyla, gümüfl
iyonlar›n›n ortama yay›lmas› sonras›nda mikroorganizmalarda intraselüler kümelenme yaparak
antimikrobiyal etkisini gösterir. Bu etkiyi protein
ve nükleik asitler içindeki negatif yüklü komponentlere ba¤lanarak ve bunun sonucunda bakteri canl›l›¤›n› sa¤layan hücre duvar›, membran ve
nükleik asidi etkileyerek yapar. Özellikle gümüfl
iyonlar›n›n tiyol gruplar›, karboksilatlar, fosfatlar,
hidroksiller, imidazoller, indoller ve aminler ile
tek tek veya kombinasyon halinde temasta bulundu¤u düflünülmektedir. DNA engelleyici
transkripsiyona ve hücre yüzey komponentlerine ba¤lanan gümüfl iyonlar›, bakteri solunumunu
ve ATP sentezini durdurur. Candida albicans’ta gümüfl iyonlar› fosfomannoz izomeraz içindeki sistein kal›nt›lar›na irreversibl olarak ba¤lanarak
hücre duvar› sentezini durdurur. Escherichia coli
için bu geçerli de¤ildir. Di¤er gümüfl radikallerinin antimikrobiyal aktivitesiyle ilgili bilinenler
ise çok azd›r.
Gümüflün memeli sistemlere olan toksik etkisi ve iyileflmeye olan katk›s›, Lansdown taraf›ndan ortaya at›lm›fl ve bu konuda daha fazla çal›flmaya gerek oldu¤u bildirilmifltir. Gümüfl nitrat
kullan›m› sonras› cilt rengindeki aç›lmalar ve irritasyonun yan› s›ra gümüflün emilimi, sistemik
yay›l›m› ve idrarla at›l›m› iyi tan›mlanm›flt›r.
Yara bak›m›nda gümüfl, çeflitli formülasyonlar
halinde kullan›lmaktad›r. Günümüzde gümüfl
nitrat art›k kullan›lmamakta olup, gümüfl sülfadiazin ve gümüfl salan yara kapamalar› yayg›n olarak kullan›lmaktad›r. Gümüfl sülfadiazinin 1968
y›l›nda piyasaya yan›k tedavisinde kullan›lmak
üzere sunulmas›ndan sonra y›llar içinde genifl
spektrumlu antibakteriyel, antifungal ve antiviral
ajan olarak kullan›m›na devam edilmektedir.
29
Baykam N.
Gümüfl sülfadiazinin yan›k tedavisindeki yeri, Birmingham’daki yan›k olgusunda gümüfl sülfadiazin tedavisi ard›ndan tespit edilen sülfadiazine dirençli bakteri izolasyonu sonucunda tart›fl›l›r hale gelmifltir. Gümüfle dirençli bakteriler
çok nadirken, gümüfl sülfadiazine dirençli bakteriler s›k olarak görülmektedir. Gümüflteki direnç
plazmid ba¤›ml›d›r ve bu plazmidler çoklu antibiyotik direncini de tafl›yabilir.
Domuzlarda temiz yaralarda gümüfl sülfadiazinin epitelizasyonu %28 oran›nda artt›rd›¤›,
böylece antimikrobiyal aktivite yan›nda yara için
ek faydas› oldu¤u ortaya konmufltur. Bu modelde PVP-I’n›n iyileflme h›z›na etkisi gösterilmemifltir.
Son y›llarda çok say›da gümüfl emdirilmifl yara kapamalar› üretilmifltir. Bu kapamalar devaml› olarak düflük konsantrasyonda gümüfl iyonlar›
salarak mikroorganizmalar› inhibe etmenin yan›
s›ra, yara iyileflmesini de stimüle etmektedir.
Gümüfl içeren yara kapamalar› ile ilgili insan çal›flmalar› s›n›rl› olup, ümit verici sonuçlar mevcuttur. Kanada’dan bildirilen kontrolsüz, prospektif bir çal›flmada, iyonize “nanokristalin gümüfl kapama” ile tedavi edilen kronik yaralarda
klinik parametrelerde düzelmenin yan› s›ra, yüzeyel yaralarda mikroorganizma yükünü azaltm›fl, fakat derin dokuda yük devam etmifltir.
Modern yara kapamalar›nda sadece antimikrobiyal etkinli¤in yeterli olmayaca¤›na, yara iyileflmesini destekleyecek baflka özelliklerin de
olmas› gerekti¤ine inan›lmaktad›r.
Topikal antimikrobiyallerin etkinlikleri bilinmesine ra¤men yara tedavisinde halen bir kargafla söz konusudur. Hat›rlanmal›d›r ki, bu etkinli¤i
etkileyen birçok faktör vard›r. Laboratuvar çal›flmalar›nda antimikrobiyal ajan›n etkinli¤inin de¤erlendirilmesi için ilk aflama, minimum inhibitör konsantrasyonu (M‹K)’nun belirlenmesidir.
‹nhibisyonun derecesini ö¤renmek için kalitatif
ve kantitatif süspansiyon testleri ve bu etkinli¤in
devaml›l›¤›n› tespit eden kapasite testleri de ard›ndan yap›lmas› gerekenlerdir.
Konsantrasyon, ›s›, temas süresi, mikroorganizma say›s› ve ortamda organik madde varl›¤›
gibi birçok faktör topikal antimikrobiyallerin aktivitesini etkiler.
fiu ana kadar bahsetti¤imiz ajanlar aras›nda
gümüfl sülfadiazin d›fl›nda hangisinin kronik yara
infeksiyonlar›nda en etkin oldu¤una karar verdi-
30
Yara Bak›m›: Yarada Antimikrobiyal Tedavi
recek tarafs›z çal›flmalar yetersizdir. Gelecekte,
mevcut antimikrobiyallere direnç gelifltirmifl patojenlerle geliflece¤ini düflündü¤ümüz yara infeksiyonlar› büyük problem olaca¤›ndan, antibiyotik bilgilerimizi sürekli modifiye etmek zorunday›z. Yaralar›n iyileflme sürecinde mikroorganizmalar›n etkisi tam olarak anlafl›lamam›flt›r, fakat infeksiyonun yara iyileflmesini engelledi¤i,
hatta mortalite oran›n› artt›rd›¤› da bir gerçektir.
Topikal antimikrobiyallerin kullan›m›, greft uygulamas›ndan önce oldu¤u gibi baz› özel durumlarda bakterilerin kötü etkilerini ortadan kald›rmak için gerekli bir yöntemdir. Tam kabul edilmese de di¤er bir uygulama, daha dirençli bakterilerin yerleflerek tedavisi zor infeksiyonlara
neden olan biyofilmlerin ortadan kald›r›lmas›d›r.
‹n vitro olarak biyofilmlere iyot uyguland›¤›nda
mikroorganizmalarda inhibisyon oldu¤u gösterilmifl, hidrojen peroksit uyguland›¤›nda ise bir
tahrip potansiyeli oldu¤u iddia edilmifltir.
Topikal antimikrobiyallerin etkileme flekli
standart de¤ildir ve bu nedenle hastalarda istenmeyen durumlarla karfl›laflabiliriz. Bunlar›n
içinde mikroorganizmalardaki direnç geliflimi en
az görülen istenmeyen durum olmakla birlikte,
antiseptiklerden klorheksidin için direnç bildirilmifl ve bu da antibiyotik direnci ile ba¤lant›l›
bulunmufltur. Dolay›s›yla antiseptiklerin yanl›fl
ve gereksiz kullan›m› önlenmeli ve ek bir antimikrobiyal tedaviye her zaman gereksinim olaca¤› bilinmelidir.
Çay a¤ac› ya¤› (tea tree oil) ve amfibik derisinden izole edilen peptidlerle ilgili yara infeksiyonu tedavisine yönelik in vitro ve in vivo çal›flmalar mevcut olup, umut verici sonuçlar al›nm›flt›r.
‹nfeksiyöz ajan›n ortadan kald›r›lmas›yla yara
infeksiyonunun kontrolü için iki yeni tedavi aday› daha söz konusudur: Maggot ve bakteriyofaj
tedavisi.
Maggot tedavisi, canl› sinek larvalar› ile temasa geçirilen yaradaki bakterilerin bu larvalar
taraf›ndan yenip, sindirilmesi ve böylece ortamdaki yo¤unluklar›n›n azalt›lmas› esas›na dayanmaktad›r. Maggot tedavisi ile sadece infeksiyon
geliflme riski azalt›lmakla kalmay›p, nekrotik dokunun debridman› (biyocerrahi) da mümkün olmaktad›r.
Bakteriyofaj tedavisi ise XX. yüzy›l›n bafllar›nda bakteriyel virüslerin keflfedilmesinden
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 1
Yara Bak›m›: Yarada Antimikrobiyal Tedavi
sonra bafllam›fl, ancak sonras›nda antibiyotiklerin kullan›ma girmesiyle önemini kaybetmifltir.
Bu tedavi tam anlam›yla de¤erlendirilmifl ve
araflt›r›lm›fl olmamakla birlikte, yan›k yaras› tedavisinde faydal› olabilece¤i düflünülmektedir.
SONUÇLAR
1. XX. yüzy›lda antibiyotiklerin geliflmesiyle
yara bak›m› ve tedavisinde çözümler bulunurken, bu ajanlara direnç geliflmesiyle yeni tedavi
aray›fllar› içine girilmifltir.
2. Antiseptik ajanlar›n dikkatli bir biçimde
profilaktik amaçla kullan›lmalar› yara iyileflmesini h›zland›rd›¤› gibi, sonraki infeksiyon geliflimini de önleyebilmektedir.
3. Yara tedavisinde topikal antimikrobiyal
ajanlar›n etkinli¤iyle ilgili çok net veriler bulunmamaktad›r.
Baykam N.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
4. Daha iyi planlanm›fl, genifl çapl› çal›flmalara ihtiyaç vard›r.
5. Antiseptiklere karfl› direnç geliflimi çok s›k
olmasa da, gereksiz ve yanl›fl kullan›m› mutlaka
önlenmelidir.
16.
17.
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
Beasley WD, Hirst G. Making a meal of MRSA-the
role of biosurgery in hospital acquired infection. J
Hosp Infect 2004;56:6-9.
Berendt T, Lipsky BA. Should antibiotics be used
in the treatment of the diabetic foot? The Diabetic Foot 2003;6:19-26.
Bowler PG, Davies BJ. The microbiology of acute
and chronic wounds. Wounds 1999;11:72-8.
Bowler PG, Duerden BI, Armstrong DG. Wound
microbiology and associated approaches to wound management. Clin Microbiol Rev 2001;14:
244-69.
Cookson BD, Bolton MC, Platt JH. Chlorhexidine
resistance in methicillin-resistant Staphylococcus
aureus or just an elevated MIC? An in vitro and in
vivo assessment. Antimicrob Agents Chemother
1991;35:1997-2002.
Cooper RA, Halas E, Molan PC. The efficacy of honey in inhibiting strains of Pseudomonas aeruginosa
from infected burns. J Burn Care Rehabil
2002;23:366-70.
Cooper RA, Molan PC, Harding KG. The sensitivity to honey of gram-positive cocci of clinical significance isolated from wounds. J Appl Microbiol
2002;93:857-63.
Cooper RA, Wigley P, Burton NF. Susceptibility of
multiresistant strains of Burkholderia cepacia to honey. Lett Appl Microbiol 2000;31:20-4.
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 1
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
Davies J. Selections in Pathology and Surgery.
Part II. London: Longman, Orme, Browne, Greene
and Longmans, 1839.
Drosou A, Falabella A, Kirsner RS. Antiseptics on
wounds: An area of controversy. Wounds
2003;15:149-66.
Duckworth DH, Guilig PA. Bacteriophages: Potential treatment for bacterial infections. Bio Drugs
2002;16:57-62.
Geronemus RG, Mertz PM, Eaglstein WH. Wound
healing. The effects of topical antimicrobial
agents. Arch Dermatol 1979;115:1311-4.
Giacometti A, Cirioni O, Greganti G, et al. Antiseptic compounds still active against bacterial
strains isolated from surgical wound infections
despite increasing antibiotic resistance. Eur J Clin
Microbiol Infect Dis 2002;21:553-6.
Gilchrist B. Should iodine be reconsidered in wound management? European Tissue Repair Society. J Wound Care 1997;6:148-50.
Gilliland EL, Nathwani N, Dore CJ, Lewis JD. Bacterial colonisation of leg ulcers and its effect on
the success rate of skin grafting. Ann R Coll Surg
Engl 1988;70:105-8.
Gupta R, Foster ME, Miller E. Calcium alginate in
the management of acute surgical wounds and
abscesses. J Tissue Viabil 1991;1:115-6.
Hansson C, Hoborn J, Möller A, Swanbeck G. The
microbial flora in venous leg ulcers without clinical signs of infection. Repeated culture using a validated standardised microbiological technique.
Acta Derm Venereol 1995;75:24-30.
Jones R. Honey and healing through the ages. In:
Munn P, Jones R (eds). Honey and Healing. Cardiff: IBRA, 2001.
Lacey RW, Catto A. Action of povidone-iodine
against methicillin-sensitive and-resistant cultures of Staphylococcus aureus. Postgrad Med J
1993;69(Suppl 3):78-83.
Lansdown AB. Silver. I: Its antibacterial properties and mechanism of action. J Wound Care
2002;11:125-30.
Lansdown AB. Silver. 2: Toxicity in mammals and
how its products aid wound repair. J Wound Care
2002;11:173-7.
Lowbury EJ, Babb JR, Bridges K, Jackson DM. Topical chemoprophylaxis with silver sulphadiazine
and silver nitrate chlorhexidine creams: Emergence of sulphonamide-resistant gram-negative
bacilli. Br Med J 1976;1:493-6.
McDonnell G, Russell AD. Antiseptics and disinfectants: Activity, action, and resistance. Clin Microbiol Rev 1999;12:147-79.
McLure AR, Gordon J. In-vitro evaluation of povidone-iodine and chlorhexidine against methicillin-resistant Staphylococcus aureus. J Hosp Infect
1992;21:291-9.
Molan PC. The antibacterial activity of honey. Part
1. Its use in modern medicine. Bee World
1992;80:5-28.
31
Baykam N.
26. Molan PC. The role of honey in the management
of wounds. J Wound Care 1999;8:415-8.
27. Mycock G. Methicillin/antiseptic-resistant Staphylococcus aureus. Lancet 1985;2:949-50.
28. Payne DN, Babb JR, Bradley CR. An evaluation of
the suitability of the European suspension test to
reflect in vitro activity of antiseptics against clinically significant organisms. Lett Appl Micro
1999;28:7-12.
29. Russell AD. Introduction of biocides into clinical
practice and the impact on antibiotic-resistant
bacteria. J Appl Microbiol 2002;92(Suppl):121-35.
30. Schraibman IG. The significance of beta-haemolytic streptococci in chronic leg ulcers. Ann R Coll
Surg Engl 1990;72:123-4.
31. Sibbald RG, Browne AC, Coutts P, Queen D. Screening evaluation of an ionized nanocrystalline silver dressing in chronic wound care. Ostomy Wound Manage 2001;47:38-43.
32. Traoré O, Fayard SF, Laveran H. An in-vitro evaluation of the activity of povidone-iodine against
nosocomial bacterial strains. J Hosp Infect
1996;34:217-22.
Yara Bak›m›: Yarada Antimikrobiyal Tedavi
33. Trengove NJ, Stacey MC, McGechie DF, Mata S.
Qualitative bacteriology and leg ulcer healing. J
Wound Care 1996;5:277-80.
34. Trevors JT. Silver resistance and accumulation in
bacteria. Enzyme Microb Technol 1987;9:331-3.
35. Zhou LH, Nahm WK, Badiavas E, Yufit T, Falanga
V. Slow release iodine preparation and wound
healing: In vitro effects consistent with lack of in
vivo toxicity in human chronic wounds. Br J Dermatol 2002;146:365-74.
36. Zumla A, Lulat A. Honey--a remedy rediscovered.
J R Soc Med 1989;82:384-5.
YAZIfiMA ADRES‹
Doç. Dr. Nurcan BAYKAM
Ankara Numune E¤itim ve
Araflt›rma Hastanesi
1. ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve
Klinik Mikrobiyoloji Klini¤i
ANKARA
32
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 2007; 11: 1
Download