global strateji enstitüsü

advertisement
HABER BÜLTENİ
27 Mart 2008
Haber Özetleri
Irak

Iraklı kaynaklardan alınan bilgiye göre, Irak Başbakanı Nuri El-Maliki,
Suriye’nin Başkenti Şam’da düzenlenecek olan Arap Birliği Zirvesinin 20.
toplantısına katılmak amacıyla yarın Suriye’ye gideceği bildirildi. Başbakan ElMaliki ile birlikte gidecek olan heyette Dışişleri ve Ticaret Bakanının da olacağı
açıklandı. Öte yandan Irak hükümet sözcüsü Ali El-Debbağ da yaptığı
açıklamada, Başbakan Nuri El-Maliki’nin Şam’da düzenlenecek olan Arap
Birliği Zirvesine katılmayacağını açıkladı. El-Debbağ yaptığı açıklamanın
devamında, “Başbakan Nuri El-Maliki’nin Zirveye katılmama sebebinin
Basra’daki güvenlik sorunu olduğunu ifade etti. (www.aswataliraq.info)
(www.alsabaah.com)

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El-Haşimi’nin makamında Irak Özel
Temsilcisi Murat Özçelik ile görüştüğü bildirildi. Yapılan görüşmede iki ülke
arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve terör örgütü PKK sorununun bir an önce
çözülmesi konularının konuşulduğu açıklandı. (www.alsabaah.com)

Iraklı kaynaklardan alınan bilgiye göre, Irak’ın Amara kentinin halen Iraklı Şii
lider Mukteda El-Sadr’a bağlı Mehdi Ordusunun kontrolünde olduğu bildirildi.
Alınan bilgiye göre, Irak ordusu ve polisinin Amara kentinden çekildiği ve bazı
Iraklı polislerin Mehdi Ordusuna katıldıkları belirtildi. (www.wasatonline.com)

Irak Başbakanı Nuri El-Maliki yaptığı açıklamada, Basra’nın Irak hükümetinin
kontrolünde olması için askeri operasyonların yapılamasının şart olduğunu
söyledi. El-Maliki, Basra Valisi ve Mehdi Ordusu sözcüsü Muhammed Musbah
El-Vaili ile yaptığı ateşkes müzakerelerinden de hiçbir sonuç alınamadığını
açıkladı. (www.azzaman.com)

Irak'taki koalisyon güçlerinin sözcüsü Tümgeneral Kevin Bergner, "Irak
hükümetinin zor bir süreç yaşadığını" söyledi. Bergner, başkent Bağdat'taki
Yeşil Bölgede düzenlediği basın toplantısında, Irak güvenlik güçlerinin şiddet
ve kaos üzerine Basra'da başlattığı operasyonu Irak Başbakanı Nuri El
Maliki'nin yönettiğini belirtti. Irak güvenlik güçlerine Basra ve diğer güney
illerindeki operasyonlarda gerektiğinde destek sağladıklarını kaydeden
Bergner, yardımlarının, asayiş sağlanıncaya kadar süreceğini ifade etti. Irak
güvenlik güçleriyle çatışanların Şii lider Mukteda El-Sadr'a bağlı Mehdi Ordusu
milisleri olmadığını, bunların kanunları çiğneyenler olduğunu söyleyen
Bergner, çünkü Mehdi Ordusunun El-Sadr'ın ateşkesine halen bağlı olduğunu
1
bildirdi. Irak halkının şiddetin geri dönmesini istemediğini, korkusuzca okula,
işe gitmek ve sokakların silahlı kişilerden temizlenmesini istediğini belirten
Bergner, suçluların yakalanıp, adalete teslim edileceğini kaydetti. Tümgeneral
Bergner ayrıca, koalisyon güçlerinin, Mehdi Ordusunun komutanlarıyla belirli
bölgelerdeki güvenlik durumunun iyileştirilmesi amacıyla görüştüğünü belirtti.
İran'ın Basra'daki olaylara etkisinin büyük olduğu görüşünü dile getiren
Bergner, Tahran'ın yasa dışı örgütlerin hareketlerini durdurmasını umduklarını
ifade etti. Bergner, Yeşil Bölgeye yönelik saldırıların neden engellenemediğinin
sorulması üzerine, "Yeşil Bölgede durumun Bağdat'ın diğer bölgeleriyle aynı
olduğunu, son saldırılarda hem Amerikan askerlerinin hem de Iraklı sivillerin
hayatını kaybettiğini, koalisyon güçlerinin saldırıları ciddiye aldığını" belirtti. (AA)

Irak'ta güvenlik güçleri ile Şii milisler arasında çıkan çatışmaların başkent
Bağdat ve diğer kentlere sıçradığı bildirildi. Çatışmalarda 60'tan fazla kişi
öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı açıklandı. Bölgeden gelen haberlerde,
Basra genelinde patlama ve silah sesleri duyulduğu belirtiliyor. Operasyonları
izlemek için Basra'da bulunan Başbakan Nuri El Maliki, Şii milislere teslim
olmaları için 72 saat süre tanıdı. Basra'da Maliki imzasıyla yayımlanan
açıklamada, El Sadr'a bağlı Mehdi Ordusu militanlarından 72 saat içinde
silahlarını bırakmaları istendi. Maliki, silah bırakan milisler hakkında yasal
işlem yapılmayacağını kaydetti. (AA)(REUTERS)

Iraklı Şii lideri Mukteda El-Sadr, Başbakan Nuri El Maliki'den Basra kentini terk
etmesini istedi. Sadr'ın Irak'ın orta kesimindeki kutsal Necef kentindeki siyasi
bürosundan yapılan açıklamada, Sadr'ın Maliki'den Basra kentini terk etmesini
ve kentteki gerilimi azaltmak için de müzakere başlatılmasını istediği belirtildi.
Açıklamada, "Sadr, Maliki'den Basra'yı terk etmesini ve krizi çözmek için kente
bir parlamenter heyeti göndermesini istedi", denildi. (AA)(AFP)

Irak kuvvetlerinin destek için çağırdığı Amerikan uçaklarının Hille kentinde
düzenlediği saldırıda çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı açıklandı. Iraklı
bir polis yetkilisi, Şii milislerle Hille kentinde çıkan çatışmalara destek için
Amerikan kuvvetlerinden yardım istendiğini, hava saldırısında 11 kişinin
öldüğünü, 18 kişinin de yaralandığını söyledi. Bir başka kaynak ise ölü sayısını
29, yaralı sayısını 39 olarak verdi. Amerikalı ordu sözcüsü ise gelen bilgilerin
doğruluğunu araştırdıklarını belirtti. (AA)(REUTERS)

Irak'ın Tikrit kentine yönelik Amerikan hava saldırısında 8 Iraklının öldüğü
bildirildi. Yerel polis açıklamasında, aralarında bir hakimin bulunduğu 8 sivilin
öldüğünü belirtirken, operasyon ve sivil kayıplar Amerikan askeri
kaynaklarınca da doğrulandı. (AA)(AFP)

Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlenen havan topu saldırılarında 5 kişinin
öldüğü bildirildi. Iraklı güvenlik kaynakları, başkentin güneybatısındaki Rissala
mahallesindeki saldırıda 3 kişinin öldüğünü, 12 kişinin yaralandığını belirtirken,
Karrada bölgesinde de 2 havan topu saldırısı düzenlendiğini açıkladılar. Aynı
kaynaklar, Karrada'daki saldırıda 2 kişinin öldüğünü 7 kişinin de yaralandığını
kaydettiler. (AA)(AFP)
2

Irak'ın başkenti Bağdat'ın Sadr semtinde güvenlik güçleri ile Şii militanlar
arasında çıkan çatışmalarda 14 kişi öldü, 140'tan fazla kişi yaralandı. Bir
yetkili, semtteki Sadr ve İmam Ali hastaneleri ile kent merkezindeki Kindi
hastanesinden alınan bilgiye göre, dün çıkan ve gece devam eden
çatışmalarda 14 kişinin öldüğünü, 140'tan fazla kişinin yaralandığını kaydetti.
Irak İçişleri Bakanlığı sözcüsü ise çatışmalarda 15 kişinin öldüğünü, 100
kişinin yaralandığını belirtti. Çatışmalarda ölenler arasında kadın ve çocukların
da bulunduğu belirtildi. (AA)(AP)(REUTERS)

Bağdat'taki Yeşil Bölgeye yapılan havan toplu saldırısında 3 Amerikalının
yaralandığı bildirildi. ABD elçiliği yetkilileri, saldırıda Bağdat'taki Amerikan
yönetiminde çalışan 3 kişinin ağır yaralandığını duyurdu. Saldırıyla ilgili
ayrıntılı bilgi verilmedi. (AA)(AP)

Irak'ın güneyindeki Basra kentinde, bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda
3 kişinin öldüğü bildirildi. Polis, bu sabaha karşı düzenlenen, Basra Emniyet
Müdürü Albay Kerim El Zeydi'yi hedef alan saldırıda 3 polisin öldüğünü belirtti.
Bu arada, Basra'da Irak güvenlik güçleriyle Şii milisleri arasında çatışmalar
sürüyor. Bölgedeki AFP muhabiri, kentin ana semtlerinden Cumhuriye'de
havan topu mermilerinin ve roketlerin patladığını, otomatik silah seslerinin
duyulduğunu belirtti. (AA)(AFP)

Amerikan ordusu, Irak'ın başkenti Bağdat'taki çatışmalarda 2 Amerikan
askerinin öldürüldüğünü açıkladı. Amerikan ordusunun açıklamasında,
Bağdat'ta devriye gezerken hafif silahlarla saldırıya uğrayan bir Amerikan
askerinin yaralandığı, kaldırıldığı hastanede öldüğü belirtildi. Açıklamada,
kentin doğusundaki bir başka çatışmada da bir Amerikan askerinin daha
öldürüldüğü belirtildi. Bu ölümlerle Irak'ta 2003 Martında başlayan işgalde ölen
Amerikan askerlerinin sayısı 4003'e yükseldi. İngiltere Savunma Bakanlığı da
Irak'ta düzenlenen bir saldırıda bir İngiliz askerinin öldüğünü duyurdu.
Bakanlığın açıklamasında askerin nerede öldürüldüğü belirtilmedi. Böylece
Irak'ta 2003'ün Mart ayından beri öldürülen İngiliz askerlerinin sayısı 176'ya
çıktı. (AA)(AFP)
Ortadoğu

İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Filistin Yönetimi ile barış görüşmelerini bir
sonuca vardırmak ve barışı getirmek için kararlı olduklarını belirtti, ancak
Hamas'la konuşmak niyetinde olmadıklarını yineledi. Olmert, yerli ve yabancı
basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi ile ilgili görüşmelerin
"içi boş" görüşmeler olmadığını ve ayrıntılarının pek çoğunun bilinmediğini
vurgularken, "Bu bizim için ve Filistinliler için tek çözüm yolu. İki halk için yan
yana, barış, güvenlik ve karşılıklı saygı içinde yaşayan iki devletli çözümden
yanayız", diye konuştu. Olmert, Bu, pek yakında gerçekleşmesini umduğumuz
asıl hedeftir", dedi. Bu konuda zaman zaman gerginlikler yaşandığını söyleyen
Olmert, bu konudaki muhtemel engellerin farkında olduğunu ifade etti.
Filistinlilerle istikrarlı ve ciddi bir barışı önlemek için önlerine
engeller çıkaranlar olduğunu belirten Olmert, ancak onların kazanmasına
meydan vermeyeceklerini kaydetti. Olmert, Filistin Yönetimi ile sürdürdükleri
3
görüşmelerin "gerekli" olduğunun altını çizerken, "Görüşmeler yapmak
istemezsek, inanın, birçok mazeret bulabiliriz. Karşı taraf da süreci durdurmak
isterse, birçok gerekçe bulabilir", diye konuştu. İsrail Başbakanı, her iki tarafın
da aralarındaki farklılıklara rağmen, barış görüşmelerine konsantre olması
gerektiğini ifade etti. Hamas ile görüşmediklerini ve görüşmeyeceklerini de
yineleyen Olmert, Hamas'ın İsrail'de sivillere karşı saldırılarda bulunduğunu
hatırlattı ve Hamas'a karşı "acı verici önlemler" alacaklarını kaydetti. (AA)

İsrail askerlerinin bu sabah Batı Şeria'da Hamas'ın önde gelen askeri
liderlerinden birini yakaladığı bildirildi. Filistinli güvenlik kaynakları, Hamas'ın
askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları'nın Tulkarim bölgesi sorumlusu
50 yaşındaki Ömer Caber'in, Balaa köyündeki evinde İsrail askerleri tarafından
yakalandığını belirtti. Aynı kaynaklar, Caber'in 33 yaşındaki yardımcısı Hani
Barabra'nın da yakalandığını kaydetti. İsrailli kaynaklar ise bu haberler
hakkında yorumda bulunmadı. (AA)(AFP)

İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, İsrail'in Filistin Yönetimi Devlet Başkanı
Mahmud Abbas ile görüşmelerinin, Gazze'deki durumu değiştirmeyeceğini,
Gazze'deki İsrail operasyonlarının barış görüşmelerini engellemek bir yana bu
görüşmelere yardımcı olduğunu söyledi. Livni, Kudüs'te düzenlenen bir
konferansta yaptığı konuşmada, "İsrail ordusunun Gazze'de silahlı Filistinli
gruplara karşı yürüttüğü operasyonların, barış görüşmelerinin ileri götürülmesi
için gerekli olduğunu" savundu. Livni, bu operasyonlara rağmen, Filistin
Yönetimi ile görüşmelerin sürdürüleceği beklentisinde olduğunu da belirtti.
Livni, El Fetih ile Hamas arasındaki olası yakınlaşmanın, İsrail ile Filistin
Yönetimi arasındaki ilişkilerin geleceğini olumsuz etkileyeceğini de vurguladı.
Livni, müstakbel Filistin Devletinin, Filistinli mülteciler sorununa tek çözüm
olacağını ifade ederek, İsrail'in Filistinlilerin bu konudaki taleplerinden
vazgeçmeleri ve imzalanacak bir barış anlaşmasının bir parçası olarak,
çatışmalara son verileceğini açıklamaları yolundaki ısrarlı tavrını sürdüreceğini
kaydetti. İsrail Dışişleri Bakanı Livni, dünya kamuoyunda İsrail'in varlığının
meşruiyetini kabul etmeme yolunda bir eğilimin olduğuna yönelik endişelerini
dile getirdi. (AA)
Kafkasya ve Orta Asya

Rusya Liberal Demokrat Parti lideri Vladimir Jirinovski, İstanbul'a geldi.
Ankara'da ''NATO Savunmasının Sivil Boyutu'' konulu toplantıya katılan ve
havalimanında kendisini bekleyen gazetecilerle VIP salonuna girmeden sohbet
eden Jirinovski, gazetecilere Türkiye'yi çok özlediğini söyledi. ''Ne mutlu
Türküm diyene'' diyen Jirinovski, ''Hepinizi çok seviyorum. Türkiye'ye ne
AB'den ne ABD'den fayda var. Yıllardır Türkiye'yi AB kapısında bekletiyorlar.
NATO'nun da eski gücü kalmadı, NATO kendini dahi koruyamıyor. Türkiye'nin
geleceği komşularındadır. Türkiye'nin gerçek dostu Rusya'dır. Gelin Rusya,
Türkiye ve İran 'Rusturan'ı kuralım'', dedi. Jirinovski, Irak'ın kuzeyinde terör
örgütü PKK'ya yönelik düzenlenen operasyonla ilgili görüşlerinin sorulması
üzerine de ''Her alanda olduğu gibi bu konuda da Türkiye'nin yanındayız.
Rusturan'ı kurduktan sonra, Kürt sorununu da, Ermeni sorununu da birlikte
aşarız'', diye konuştu. (AA)
4
Avrupa Birliği

İngiltere'ye ziyarette bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy,
Afganistan'a daha fazla asker gönderebileceklerini söyledi. Ziyaretinin ilk
gününde İngiliz parlamentosunda konuşma yapan Sarkozy, "Fransa, Afgan
halkı ve hükümetinin barışı tesis etmesi yolundaki stratejiler için, NATO'daki
müttefiklerine önerilerde bulunacak. Eğer bu öneriler kabul edilirse, Fransa
gelecek NATO zirvesinde, Afganistan'daki askeri varlığını artırmayı teklif
edecek. Taliban ve El Kaide'nin Kabil'e dönmesini kabul edemeyiz", dedi.
Afganistan'a kaç asker gönderecekleri konusunda bilgi vermeyen Sarkozy,
asker sayısını artırma kararlarının, NATO'nun Afganlara daha fazla sorumluluk
verilmesini garanti etmesi ve askeri olmayan çabaların daha iyi koordine
edilmesine bağlı olduğunu belirtti. Sarkozy ayrıca, Çin hükümeti ve Tibet'in
ruhani lideri Dalay Lama arasında diyalog kurulması çağrısında bulundu.
Fransa Cumhurbaşkanı, İngiltere ve Fransa'nın, çözümün ancak "gerçek
diyalog yoluyla olabileceği" mesajını Çin'e iletmesi gerektiğini kaydetti.
(AA)(AP)(REUTERS)
Kıbrıs

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türk askerlerinin Adada uluslararası
garanti ve ittifak anlaşmalarıyla görev yaptığını, adil ve kalıcı bir barış
sağlanıncaya kadar da bu görevini yerine getirmeye devam edeceğini söyledi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da adil ve kalıcı barışın
nasıl olacağının iyi bilinmesi gerektiğini vurguladı. Talat, resmi davetlisi olarak
ülkeye giden Orgeneral Büyükanıt'ı kabul etti. Kabulde ilk konuşmayı yapan
Orgeneral Büyükanıt, KKTC'de olmaktan son derece mutlu olduğunu ifade
ederek, Kıbrıs Türkleri ve KKTC'nin geleceğe emin adımlarla ilerlemesini
istediklerini söyledi. Büyükanıt, Kıbrıs Türkünün maruz kaldığı izolasyonların
büyük bir zülüm ve kabul edilemez olduğunu ifade etti. Orgeneral Büyükanıt,
KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Fatma Ekenoğlu ve Başbakan Ferdi Sabit
Soyer tarafından da ayrı ayrı kabul edildi. Cumhuriyet Meclisi Başkanı
Ekenoğlu, ziyaretten büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek, iki halk arasında
büyük bir yakınlık ve içten bir bağ olduğunu dile getirdi. KKTC Başbakanı Ferdi
Sabit Soyer de, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk halkının bu ziyaretten
duyduğu mutluluğu paylaşmadığına işaret ederek, Yunanistan Genelkurmay
Başkanının geçtiğimiz günlerde Rum Kesimine yaptığı ziyarete kendilerinin
aynı tepkiyi göstermediğini söyledi. Öte yandan Büyükanıt, KKTC'deki
temasları kapsamında, 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı çalışma ofisinde
ziyaret etti. Denktaş, halkın Orgeneral Büyükanıt'a büyük sevgi gösterisinde
bulunduğunu, Büyükanıt'ın kendilerine ''büyük moral'' getirdiğini, ''büyük coşku
ve heyecan içinde olduklarını'' söyledi. KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Lokmacı Kapısı'nın açılmasını, anlaşmanın odağı olarak ortaya
koymanın ''büyük yanlış'' olduğunu söyledi. Denktaş, BM Genel Sekreterinin
Kıbrıs müzakereleri için ''olumlu bir hava aldığını ve katkı koyacağını''
söylediğini anımsatarak, ''Ben, her Genel Sekretere, 'Sizin prestijiniz önemlidir,
lütfen gerçekleri iyice tespit etmeden prestijinizi ortaya koymayın' demişimdir.
Her iki taraf uzlaşmadan yana olduğunu söylemektedir. Ama her iki tarafın
uzlaşma paketi tamamen ayrıdır. Rum, Türk askerinin adadan çıkmasını
5
istiyor'', dedi. (AA)

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris
Hrsitofyas'ın 21 Mart görüşmesinde vardığı mutabakat uyarınca başlayan yeni
süreçte, taraflar 6 çalışma grubuyla 7 teknik komite oluşturulmasına karar
verdi. KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ın BM ve AB ile İlişkilerden Sorumlu
Temsilcisi Özdil Nami ile Rum Yönetimi Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu
dün öğleden sonra, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Michael
Möller'in ara bölgedeki ikametgahında bir araya geldi. Nami ve Yakovu,
görüşmeden sonra yaptıkları ortak açıklamada, çalışma gruplarıyla teknik
komitelerin sayısı ve başlıklarını duyurdu. Açıklamaya göre temsilciler, çalışma
gruplarıyla teknik komitelerin mümkün olan en erken zamanda kurulması
konusunda anlaştı. Temsilciler, liderlerin tartışılacak tüm konuları olabildiğince
etkin bir şekilde müzakere edebilmelerini sağlamak için, gerek görülmesi
durumunda ihtiyaca bağlı olarak ek çalışma grupları ve teknik komitelerin
kurulmasına karar verdi. Temsilciler, Cuma günü yeniden bir araya gelecek.
Bu arda KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, temsilcilerin
vardığı mutabakatın memnuniyet verici olduğunu ifade ederek, sağlanan
ilerlemenin önemli olduğunu kaydetti. Kıbrıs sorununun özüne ilişkin konuları
ele alacak olan Çalışma grupları şunlar:
1-''Yönetim ve Güç Paylaşımı''
2-''AB Konuları''
3-''Güvenlik ve Garantiler''
4-''Toprak''
5-''Mülkiyet''
6-''Ekonomik konular''.
-
İki taraf arasındaki günlük konular üzerinde çalışma yapacak teknik
komitelerin başlıklarıysa şöyle:
1-''Suç/Suça İlişkin Konular''
2-''Ekonomik ve Ticari Konular''
3-''Kültürel Miras''
4-''Kriz Yönetimi''
5-''İnsani Konular''
6-''Sağlık''
7-''Çevre''. (AA)

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris
Hristofyas'ın, 21 Mart görüşmesinde kendisine çözüm istediği izlenimi
verdiğini, ama bunun "mutlaka anlaşacakları'' anlamına gelmediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Talat, bu akşam TRT 2'de yayınlanan "Büyüteç" programında
yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'la 21 Mart'ta
yaptığı görüşmede, Kıbrıs müzakerelerinin hazırlık sürecini zamana
bağladıklarını ve çözümünün nasıl ilerleyeceğini kararlaştırdıklarını ifade
ederek, "bunun, başlı başına sorunun çözümü konusunda müzakereleri doğru
zemine oturtmak olduğunu" kaydetti. Görüşmede Hristofyas'ın çözüm istediği
izlenimi verdiğini kaydeden Talat, Rum liderin, adanın kalıcı bölünmesini
istemediğini, bu nedenle yeni bir yapılanmaya gitmek isteyeceğini belirtti.
6
Talat, Lokmacı Kapısının ay sonunda açılıp açılmayacağıyla ilgili bir soruya
karşılık da, ay sonuna hazırlıkların yetişmeyebileceğini belirterek, BM Genel
Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Michael Möller'in, kapının açılması için 2
Nisan'ı öngördüğünü bildirdi. (AA)
Kosova

Kosova'daki NATO'ya bağlı barış gücü (KFOR), bölgedeki sertlik yanlısı
Sırpları uyararak, barış gücü askerlerine ateş açılması durumunda her türlü
karşılığın verileceğini bildirdi. KFOR sözcüsü Albay Jean-Luc Cotard, başkent
Priştine'de yaptığı açıklamada, polis gücü olmadıklarını ve benzer kurallara
uymaları gerekmediğini ifade ederek, saldırıya uğramaları durumunda,
"saldırganların kendilerinden çiçek beklememesini" istedi. Fransız Albay
Cotard, kuzeydeki Mitroviça'da 17 Martta çıkan olaylar sırasında barış gücü
askerlerine atılan onlarca el bombasından birinin KFOR tarafından
incelendiğini ve bombanın Yugoslav yapımı M75 olduğunun belirlendiğini
kaydetti. Cotard, "Bomba saldırı sırasında insanları öldürmek için kullanıldı",
diye konuştu. (AA)(REUTERS)
Diğer Haberler

Resmi temaslarda bulunmak üzere Arnavutluk’a giden Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Türkiye artık Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda kararlı
adımlarla ilerleyen bir ülke'', dedi. Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Sali
Berisha, Türkiye-Arnavutluk İş Konseyi'nin, Sheraton Oteli'nde düzenlenen
toplantısına katıldı. Sözlerine, 15 Mart tarihinde Tiran yakınlarında meydana
gelen patlamada çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesi ve yaralanmasının
kendilerini
derinden
üzdüğünü
söyleyerek
başlayan
Başbakan
Erdoğan, ölenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diledi.
''Arnavutluk'un acısı bizim de acımızdır'' diyen Başbakan Erdoğan, kazadan
etkilenenlere yardımda bulunmak üzere çeşitli kurumların harekete geçtiğini
belirtti. Berisha ile yaptığı görüşmelerde ikili ilişkileri tüm boyutlarıyla ele alma
fırsatını bulduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Türkiye ile Arnavutluk,
aralarındaki fiziki mesafe ne olursa olsun, iki dost ve kardeş ülkedir'', dedi.
Arnavutluk Başbakanı Sali Berisha da iki ülke açısından çok önemli bir
ziyaretin gerçekleştiğini dile getirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin Arnavutluk'u her
zaman desteklediğini anlatan Başbakan Berisha, diktatörlük rejiminden sonra
iki ülke ilişkilerinin bütün alanlarda geliştiğini söyledi. (AA)

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ve ABD Başkanı George W. Bush'un telefonda
Tibet ve Tayvan'daki son gelişmeleri ele aldıkları bildirildi. Çin Dışişleri
Bakanlığı, dün akşam yapılan görüşmede Hu Jintao'nun kısa süre önce Tibet
Özerk Bölgesinin başkenti Lasa'da meydana gelen olayların "Dalay Lama'nın
söylediği gibi barışçı bir gösteri veya şiddet içermeyen bir faaliyet değil, ciddi
bir şiddet olayı olduğunu Bush'a anlattığını kaydetti. Çin liderinin, "insan
haklarını ihlal eden, asayişi bozan, halkın can ve mal güvenliğine zarar veren
bu gibi ciddi suçlara hiçbir sorumlu hükümetin göz yumamayacağını" belirttiği
de ifade edildi. Hu Jintao, Dalay Lama ve taraftarlarının Tibet'in bağımsızlığı
iddiasından vazgeçmesi, vatanı bölmeyi amaçlayan faaliyetleri, özellikle de
7
Tibet ve civarındaki bölgelerde şiddet olaylarını kışkırtmayı ve Pekin Olimpiyat
Oyunları'nı boykot etme eylemlerini durdurması, Tibet ve Tayvan'ın Çin
toprağının ayrılmaz parçaları olduğunu kabul etmesi durumunda, Çin
hükümetinin Dalay Lama'yla görüşmeye hazır olduğunu ifade etti. İki lider
Tayvan ve Kore Yarımadası'ndaki nükleer sorun hakkında da görüş alış
verişinde bulundu. (AA)
Dünya Basını
İngiltere'de bugün gündeme hakim olan konu Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy'nin ziyareti. Başlıca gazetelerin istisnasız hepsinin ilk sayfasında,
İngilizleri şıklığı ile etkilediği anlaşılan Bayan Sarkozy'nin fotoğrafları var.
Guardian'ın ağır giyimi ve hostes kepi şeklindeki şapkasıyla "iki ölçü
Jacqueline Kennedy, bir ölçü liseli kız" diye nitelediği Carla Bruni-Sarkozy'nin,
ne giydiği ve nasıl hareket ettiğine dair yorumların, gezinin gündemi kadar
geniş şekilde tartışıldığı söylenebilir.
Hatta Financial Times, "İmparatoriçe Josephine'den bu yana hiç bir Fransız
first lady'si bu kadar ilgiyle izlenmedi", diyor.
Independent, ilk sayfasını otururken bir balerini andırır şekilde parmak
uçlarında duran Bayan Carla Bruni-Sarkozy'nin fotoğrafı ile kaplarken
manşetini şöyle atmış: "Fransa 1 - İngiltere 0. (Ama bu dün akşamki futbol
maçının sonucu değil: Madam Bruni-Sarkozy'nin kalabalıkları büyülemek için
başvurduğu şık ayak manevralarının kaydettiği skor.)"
Daha çok, eşinin boyuna erişmek için kullandığı yüksek topuklu ayakkabıları
ile fotoğraflanan Nicolas Sarkozy'nin bıraktığı izlenimse farklı şekillerde
yorumlanmış. Guardian'dan Simon Hoggart'ın üslubu alaycı: "Bizi seviyor.
Bize tapıyor. Bize hürmet ediyor! Nicolas Sarkozy’nin dün parlamentodaki
konuşmasını dinlemek bir itfaiye hortumundan fışkırtılan krem şantiye tutulmak
gibiydi. Seleflerinin aksine Fransa'yı İkinci Dünya Savaşı'nda kurtardığımız için
bize teşekkür bile etti!" Hoggart, bu şekilde uzayıp giden konuşmasıyla
Sarkozy'nin parlamentoda umduğu gibi, ayakta alkışlanmayı başardığını
söylüyor. Aynı gazetede yazan Timothy Garton-Ash, Fransa ile tarihi bir
uzlaşmanın tam da ülkenin ihtiyaç duyduğu şey olduğunu savunuyor. "Biz
İngilizler, karşı kıyıdan hiç bu kadar cazip bir öneri almamıştık. İngiliz-sever bir
Fransa Cumhurbaşkanı, İngiltere’yi Alman-Fransız eksenine dahil etme
kararlılığında; üstelik de kendisi Amerikan yanlısı ve ülkesini NATO askeri
yapılarına yakınlaştırmak; pek çok alanda İngiltere ile ortak politikalar
geliştirmek istiyor. İngiltere'nin bu öneriye iki elle sarılmamak için deli olması
gerek".
Independent'ta yazan Adrian Hamilton Sarkozy'nin emsalsiz bir Fransız
Cumhurbaşkanı olduğu kanısında: "Tutkuyla İngiliz yanlısı olan Fransız
Cumhurbaşkanının eşsiz kılan şey, Fransa'nın geleceği için güneye ya da
doğuya değil, batıya bakıyor olması. Sarkozy'nin Amerika'yı idolleştirişi,
Fransa ve Avrupa'yı Anglo-Sakson tarzı kapitalizm çizgisine getirme kararlılığı,
ve uluslararası kuruluşlarda reform konusundaki heyecanı, onu Brown'un
8
gözünde bir ruh eşi yapmalı... Ancak İngiliz-Fransız işbirliği konusundaki tüm
konuşma ve yazılara rağmen, aklı başında olan hiç kimse bunun
başarılacağına inanmıyor. Bu da kısmen Brown'un Avrupa'ya yaklaşımının,
daha doğrusu yaklaşmamasının bir sonucu.
Times'ın dış haber editörü Bronwen Maddox ise daha çok Sarkozy'nin
sözlerini tutmasının zor olduğunu düşünüyor: "Sarkozy NATO'ya yeniden
entegrasyon önerisini, Avrupa savunma işbirliğinde yakınlaşmayla eşliyor. Bu
Amerika bir yana, İngiltere için bile nefret uyandıran bir fikir. "Cazip bir öneriyi
imkânsız bir öneriye bağlamak, hiç bir şey vaat etmemekle aynı şey.
"Sarkozy'nin ekonomi konusunda ortak zemin sözlerine gelince; ulusal devleri
destekleme şeklindeki korumacı söylemleri Brown'un hissiyatına uymuyor.
Üstelik bir yıllık Sarkozy iktidarı da pek önemli bir sonuç kaydedemedi.
Dolayısıyla sözlerini kolayca gerçekleştirmesi de zor görünüyor"
Daily Telegraph da benzer bir kanıda: "Sarkozy’nin bu yılın ikinci yarısında
üstleneceği AB dönem başkanlığı gündemi son derece iddialı. Öncelikleri
arasında Avrupa Birliği için bir dışişleri bakanı ve daimi başkan belirlemek, bir
Avrupa ordusunun temellerini atmak var. Sarkozy'nin Akdeniz Birliği çağrıları
şimdiden Berlin’de rahatsızlık yarattı. Savunma, göç ve ortak tarım politikası
alanlarında düşündükleri Londra üzerinde benzer bir etki yapabilir. Dolayısıyla
Sarkozylerin ziyaretinin yarattığı heyecan, yakında yerini eski görüş
ayrılıklarının teyidine bırakacak."
Independent Irak'taki çatışmaları iç savaşta yeni bir cephe olarak niteliyor.
"Şimdi de Şii çoğunluk birbirine düştü" diye başlık atan gazete bu satırlara yer
veriyor: "Sadr yandaşları, hükümetin bu yıl yapılacak ve kazanmaları beklenen
seçimlerden önce kendilerini saf dışı etmeye çalıştığına inanıyor. Basra'daki
militanların hükümetin talebi doğrultusunda silah bırakması pek olası değil.
Aynı zamanda Sadr'ın 29 Ağustos'ta ilan ettiği ateşkesi sürdürmeye istekli
olduğu da açık... Maliki'ye elçiler gönderip askerleri çekme ve sorunları diyalog
yoluyla çözme çağrısı yaptı..."
Times ise gelişmeleri "topyekûn savaş" olarak niteliyor. "Irak'ın en büyük iki
kenti dün adeta birer hayalet kasabaydı. Milyonlarca kişi, hükümetin en büyük
kumarının yani başıbozuk Şii militanlara karşı topyekün savaşın; ülkeye istikrar
mı getireceği yoksa tüm ülkeyi şiddete mi sürükleyeceği görülene dek evlerine
kapanmıştı." Times, gelişmeleri ABD Başkanı George W. Bush ile
değerlendirmiş: "Başkan Bush, Basra çevresindeki çatışmaların artışını
İngiltere'nin askerlerini çekmesine bağlamayı reddetti. Bush, Times'a
açıklamasında Irak hükümetinin kuvvetli müdahalesinin süreçte olumlu bir
nokta olduğunu, egemen bir ülkenin kanun dışı unsurlara müdahale etme
istekliliğini gösterdiğini, ancak Irak'taki hassas durum karşısında hala kuvvetli
bir Amerikan varlığı gerektiğini söyledi." Bush'a yöneltilen sorular arasında,
ABD'de seçim ortamına yaklaşılırken Irak'taki 140 bin askerin çekilmesi
çağrıları da var: "Bush kararların 'en yüksek sesle bağıranlar doğrultusunda ve
siyasi hesaplarla' alınmayacağını söyledi. 'Durumu göz önüne almaksızın
çekilmemizi isteyenler olduğunu biliyorum, ama ben başkomutan oldukça
böyle bir şey olmayacak', dedi."
9
Guardian, Pakistan'daki yeni hükümetin Amerika'ya karşı mesafeli hatta
soğuk bir yaklaşım benimsediğine dikkat çekiyor. "Üst düzey Amerikalı
diplomatlar John Negroponte ve Richard Boucher, ülkede soğuk bir şekilde
karşılandılar. Salı günü koalisyon ortağı Navaz Şerif, Amerikalıları Pakistan'ı
bir ölüm tarlası olarak kullandıkları gerekçesiyle kamuoyu önünde eleştirdi.
"Dün yeni Başbakan Yusuf Rıza Gilani, Başkan Bush ile yaptığı telefon
konuşmasında İslamcı aşırı unsurlara karşı mücadelede silah kadar diyaloğa
da başvurmak istediğini söyledi. "Bu alanda kalkınmayı da içeren kapsamlı
siyasi bir yaklaşım gerekiyor", dedi. "2001'den bu yana Cumhurbaşkanı
Pervez Müşerref ile yakın ilişkilerine büyük önem veren Amerika Birleşik
Devletleri şimdi kendisini elinin tersiyle ittiği siyasetçilerle karşı karşıya buldu."
Times gazetesinde 2006 yılında Londra'da esrarengiz şekilde radyoaktif
maddeyle zehirlenerek öldürülen eski Rus ajan Aleksander Litvinenko'nun eşi
Marina; eşinin ölümü konusunda adli bir soruşturma açılmasını talep ettiğini
ilan ediyor. "Bunu, kanıtları bir soruşturmada kamuoyu önüne sürmenin
başlıca zanlı Aleksandr Lugovoy'un iadesi girişimlerini zorlaştıracağını
söyleyen Scotland Yard ve Dışişleri Bakanı David Miliband'in isteklerine karşı
çıkarak yapıyorum", diyor. "Eski KGB ajanı ve şimdiki milletvekili Lugovoy'un
asla iade edilmeyeceğine inanıyorum. Dolayısıyla bence ancak tüm kanıtların
bağımsız bir mahkeme önünde açıkça gözden geçirilmesi gerçekleri ortaya
çıkaracak."
Daily Telegraph’ın uluslararası ekonomi editörü Ambrose Evans-Pritchard
"İzlanda salgını her yere yayılabilir" diyor: "İzlanda giderse, Baltıklar,
Balkanlar, Macaristan Türkiye ve belki Güney Afrika da gidecek. Tüm bu
ülkeler, gelirlerinin mümkün kıldığının ötesinde bir yaşam sürüp hesaplarındaki
muazzam açıkları dış finansman akışıyla kapatıyorlar. "Capital Economics'ten
Doğu Avrupa uzmanı Neil Schering Türkiye'nin herhangi bir sınavda ilk
gösterge olacağını söylüyor. 'Ben paramı Türk lirasında tutmak istemezdim:
Nasıl bunca zaman bu kadar yüksek kaldığı zaten bir muamma. Ülke
ekonomisinde muazzam dengesizlikler var. Cari açık gayrı safi yurt içi
hasılanın yaklaşık yüzde 8'i ve başsavcı iktidar partisini kapatmaya çalışıyor'
diyor." "Türkiye'nin dış borçları 276 milyar dolar. Yapı Kredi Bankası Türk
şirketlerinin bu yıl hedefledikleri 48 milyar dolarlık taze krediyi bulmakta
zorlanabileceklerini söylüyor. Şimdiye dek ülke yen cinsinden 'carry trade'in
gözdesiydi. "Japon yatırımcı ordusuna karşı konulmaz karlar sunuyordu.
Ancak son haftalarda yenin yükselişi bu akışları allak bullak etti. Yen
pozisyonlarının çözülmesi İzlanda'da bu hafta yaşanan para çıkışında da
şüphesiz kilit unsur oldu."
10
Download