HABER BÜLTENİ 26 Mart 2008 Haber Özetleri Irak Dün Irak Parlamentosunun yeni yasama döneminin ilk açılış gününde konuşma yapan Irak Parlamentosu Başkanı Mahmud El-Meşhedani, “yeni dönemde 77 yasa taslağının okunup onaylanması gerektiğini” belirtti. ElMeşhedani, 48 yasa taslağının ilk okumaya ve 19 projenin ikinci okumaya hazır olduğunu açıkladı. El-Meşhedani’nin yaptığı konuşmanın devamında, Erbil’de düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği toplantısının başarıyla sona erdiğini ve Irak’ın siyasi sahasında yeni adımların atılacağını” dile getirdi. (www.hewarat.dk) (www.alsabaah.com) Şii din adamı Mukteda El-Sadr'a bağlı milisler, gözaltına almaları protesto etmek için ülke çapında sivil itaatsizlik ve grev çağrısında bulundu. Sadr Hareketinin sözcüsü Nasır El-Rubayi, bu kararın, ateşkese rağmen Şii hareketinin Mehdi Ordusu milislerine karşı sürdürülen baskınlar yüzünden alındığını söyledi. Rubayi, baskınların durdurulmasını, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını ve resmi özür yayımlanmasını da istedi. Sadr'ın, yardımcılarından Hazım El Araci tarafından okunan açıklamasında, "Tüm Iraklıları, ilk adım olarak tüm ülkede oturma eylemi ve grev başlatmaya çağırıyoruz. Irak hükümeti bu taleplerimize saygı göstermezse ikinci adım Bağdat ve diğer bölgelerde sivil itaatsizlik ilan etmek olacak" ifadesi kullanıldı. Bağdat hükümeti, Irak'ın ikinci büyük kenti Basra'da otoriteyi yeniden sağlamak için operasyon başlatmıştı. Bu arada üç Şii kentinde bugün sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Emniyet yetkilileri; Kut, Semavi ve Nasıriye kentlerinde Şii milislerle çatışmalar nedeniyle halkın sokağa çıkmasını yasakladı. Yasağın ne kadar süreceği belirtilmedi. (AA)(AP)(AFP)(REUTERS) Basra'daki İngiliz güçlerinin sözcülerinden Binbaşı Tom Holloway, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin de operasyonu denetlemek üzere kente gittiğini açıkladı. Holloway, Basra'ya operasyon için takviye birlikler geldiğini söyledi. İngiliz ordusu, operasyona İngiliz kara gücünün katılmadığını; ancak ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin havadan izleme desteği sağladığını bildirdi. Operasyona katılan kara birliklerinin komutanı Iraklı Tümgeneral Ali Zidan, harekâtı şafakta başlattıklarını ve "hedeflerine ulaşıncaya" kadar süreceğini belirtti. "Hedeflerinin bütün yasa dışı unsurları temizlemek" olduğunu söyleyen Zidan, kentte çatışmalar olduğunu ve çok sayıda yasa dışı örgüt üyesinin öldürüldüğünü kaydetti. Zidan, çatışmalarda ölenlerin sayısını ise belirtmedi. Bu arada kentteki bir hastane kaynağı, hastanelere onlarca yaralı getirildiğini, hastanelerin bazılarının daha fazla yaralıları kabul edemeyecek kadar dolduğunu söyledi. (AA)(REUTERS) Irak'ın başkenti Bağdat'ta, Şii milisleriyle ABD askerlerinin çatıştığı Sadr semtinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Şii din adamı Mukteda El Sadr'a 1 bağlı Mehdi Ordusu milislerinin Sadr semtinde, Şii Irak İslam Yüksek Konseyi'nin (SCIRI) güvenlik mensuplarıyla da çatışmaya girdikleri bildirildi. Çatışmalar nedeniyle semtte sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Başkentin diğer Şii mahallelerinde de dükkânların ve okulların kapalı olduğu belirtildi. (AA)(AP) Irak hükümetinin, Mehdi Ordusunun bazı milislerinin tutuklanmasını protesto etmek amacıyla başlattığı grevi hemen durdurması uyarısında bulunduğu bildirildi. Irak Hükümet sözcüsü Ali El-Debbağ’ın yaptığı açıklamada, “bu gibi bir davranışın yasal olmadığını ve hiçbir başarıya varılmayacağını” açıkladı. El-Debbağ yaptığı açıklamanın devamında, “devlet dairelerinde görev yapanların bu greve ayak uydurmaları halinde merkezi hükümet tarafından cezalandırılacakları” ifadesini kullandı. (www.eyeiraq.com) Basra’dan alınan bir bilgiye göre, Şii lider Mukteda El Sadr’ın Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile telefonla görüştüğü bildirildi. Yapılan görüşmede, Basra’da Mehdi Ordusuna yönelik operasyona karşı müdahale etmesi talebinde bulunduğu açıklandı. (www.almalafpress.com) Irak'ın güneyindeki petrol kenti Basra'da Iraklı güvenlik güçleriyle Şii milisler arasında dün başlayan çatışmalarda 40 kişinin öldüğü, 200'ünün yaralandığı bildirildi. Adının açıklanmasını istemeyen Basra'daki bir sağlık yetkilisi, Reuters'a yaptığı açıklamada, bu sabah yerel saatle 09.00'a kadar bu sayılara ulaşıldığını kaydetti. Gece kesilen silah seslerinin bu sabah yeniden başladığını söyleyen yetkili, ölenler arasında sivillerin, milislerin ve güvenlik güçlerinin bulunduğunu belirtti. Bugün çatışmaların özellikle Mehdi Ordusu milislerinin elindeki 5 mahalle civarında cereyan ettiği kaydedildi. (AA)(AFP)(REUTERS) Irak Parlamentosu Başkanı Yardımcısı Arif Tayfur’un yaptığı açıklamada, İran’ın Irak sınırına yönelik yağdırdığı bombaların bir an önce durdurması gerektiği açıklandı. Tayfur yaptığı açıklamanın devamında, “Irak hükümetinin bir an önce müdahale etmesi gerektiğini söylerken, bu gibi operasyonlar her iki ülke arasındaki ilişkilerin kopmasına neden olacaktır”, ifadesinde bulundu. (www.alsabaah.com) Irak'taki Amerikan birliklerinin komutanı General David Petraeus, Irak’taki ABD askerlerinin sayısını düşürme konusunun ertelendiğini açıkladı. Petraeus, ABD Başkanı George W. Bush ile yaptığı telefon görüşmesinde, bir ya da iki aya kadar asker çekme konusunun ertelenmesi talebinde bulunduğunu dile getirdi. (www.azzaman.com) Irak'ın petrol ihracatı, işgal öncesindeki düzeyine yükseldi. Irak Petrol Bakanlığı verilerine göre, günlük ham petrol ihracatı, 1,93 milyon varili geçti. Günlük petrol üretimi ise 2,5 milyon varil düzeyinde seyrediyor. Uzmanlar, petrol ihracatının Saddam Hüseyin dönemine ulaştığını, ancak daha yüksek artış için bir müddet daha zamanın geçmesi gerektiğini vurguluyorlar. Bağdat Yönetimi, günlük ham petrol üretimini bu yıl 2,7 milyon varile çıkartmayı hedefliyor. (AA)(REUTERS) Irak Savaşı sırasında ülkenin güneyinde görev yapan İngiliz askerleri için çevirmenlik ve benzeri hizmetler yapan 2000 Iraklının gelecek aydan itibaren 2 yeni bir hayat kurmak üzere İngiltere'ye gitmeye başlayacakları açıklandı. İngiliz hükümetinin, Irak'taki intikam saldırılarına hedef olması ihtimali bulunan Iraklılar için ya bir seferde yapılacak ve yeni bir hayat kurmalarını sağlayacak ödemeleri kabul etme ya da İngiltere'ye göç edip burada hükümetin yardımıyla yeni bir hayat kurma yolundaki teklifini değerlendiren Iraklılardan ilk 50 kişilik kafilenin nisan ayında İngiltere'ye geleceği bildirildi. İngiliz hükümetinin 25 milyon sterlin bütçeyle uygulamaya başladığı proje gereği ülkeye gelecek 50 Iraklının öncelikle Slough kentinde konuk edilecekleri, daha sonra yeni hayatlarını kuracakları kentlere yerleştirilecekleri kaydedildi. "Migrant Helpline" adı verilen ve göçmenlerin yeni bir yaşam kurmalarına yardımcı olma amacı güden kuruluşun, Iraklı göçmenlerin yerleşme sürecinde yetkili olacağı ve başta barınma olmak üzere bütün ihtiyaçlarının giderilmesini sağlayacağı açıklandı. (AA) Irak'ta bir Amerikan askeri daha öldürüldü. Bağdat'ta bu sabah Amerikalılarca yapılan açıklamaya göre, başkentte dün açılan "düşman ateşinde" vurulan bir asker hayatını kaybetti. Açıklamada, ayrıntılı bilgi verilmedi. Irak'ta 2003 Martında başlayan işgalde ölen Amerikan askerlerinin sayısı 4001'e yükseldi. (AA)(AFP) Ortadoğu Avrupa Birliği (AB), 229 milyon avrosu Filistin yönetimine ve 71 milyon avrosu Filistinli mültecilere olmak üzere Filistinlilere toplam 300 milyon avro mali yardımda bulunacak. AB Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, yardımın Filistin bölgelerinde maaşların ödenmesi, kamu hizmetlerinin sürdürülmesi ve ekonomik kalkınma yanında Birleşmiş Milletler kanalıyla Filistinli mültecilerin hayati ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılacağı belirtildi. AB Komisyonu'nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner, serbest bıraktıkları mali yardımla AB'nin Filistinlilere karşı yükümlülüğünü yerine getirdiğini ifade ederek, "İsrail'le barış anlaşması (imzalamaları) için Filistinlilerin yaşam koşullarını iyileştirdiklerini" kaydetti. (AA) İsrail, Batı Şeria'daki Filistin kentlerinden Cenin'de de özel eğitimli Filistin polislerinin konuşlandırılmasına izin veriyor. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın, İsrail'in Filistin Yönetimine sağlanması planlanan iyi niyet jestleri kapsamında yarın bir araya gelmesi beklenen Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad'a bu konudaki kararı ileteceği belirtiliyor. Ürdün'de hâlihazırda ABD'nin desteklediği program kapsamında eğitim gören 600 Filistin polisi de daha önce Nablus, Beytüllahim gibi Filistin kentlerinde başlatılan uygulama çerçevesinde Cenin'e yerleştirilecek. Filistinli silahlı güvenlik güçleri, gündüz kentin denetiminin sorumluluğunu üstlenecek, gece ise kontrol yeniden İsrail askerlerine geçecek. İsrail, aynı zamanda Filistin Yönetiminin, Mayıs ayında uluslararası bir iş konferansı düzenlemesine de yardımcı olacak. (AA) Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora'nın danışmanı, bu hafta sonunda Suriye'nin başkenti Şam'da düzenlenmesi planlanan Arap Birliği Zirvesine büyük olasılıkla katılmayacaklarını açıkladı. Sinyora'nın danışmanı Muhammed Şatah, "Lübnan'da eşi benzeri görülmedik siyasi kriz nedeniyle büyük olasılıkla Lübnan Şam'daki Arap Birliği zirvesine temsilci göndermeyecek. Lübnan'ın 3 zirvede yokluğu normal bir durumda olmadığımız anlamına geliyor. Ulusça bir endişe içinde olduğumuzu ve Lübnan'ın hâlâ bir devlet başkanı olmadığı gibi eşi benzeri görülmemiş bir durumu reddettiğimizi ifade etmek istiyoruz", dedi. Lübnan'ın zirveye katılıp katılmayacağına ilişkin resmi kararın daha sonra açıklanması bekleniyor. (AA)(AFP) Ortadoğu Dörtlüsü'nün özel temsilcisi, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, İsrail-Filistin sorununu çözmenin mümkün olduğunu belirterek, ''Fakat zamana karşı yarıştığımızın farkında olmalıyız'', dedi. Avrupa Parlamentosu (AP) Ortadoğu Çalışma Grubu'nun toplantısında konuşan Tony Blair, ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu barışı için mayıs ayı ortasında İsrail'i yeniden ziyaret etmeyi planladığını hatırlatarak, ''bunun ardından İsrailliler, Filistinliler ve uluslararası toplumun açık bir biçimde 'bugünkünden farklı ve daha iyi pozisyonda olduklarını' ortaya koymaları gerektiğini'' kaydetti. Barış sürecini ilerletmede, bunun bir kararlılık testi olacağını anlatan Blair, ''(İsrail-Filistin sorununu) çözmek mümkün, fakat zamana karşı yarıştığımızın farkında olmalıyız',' diye konuştu. Blair, Gazze için ''farklı ve daha iyi bir stratejiye'' ihtiyaç duyulduğunu belirterek, mevcut uygulamanın ''halkı izole ederek radikallere yarar sağladığını'' dile getirdi. Blair, Batı Şeria'da ise güven artırıcı önlemlere ve ''Filistin güvenlik kapasitesinin İsraillileri korumaları için artırılmasına'' ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ABD ve Rusya'dan oluşan Ortadoğu Dörtlüsü'nün Özel Temsilcisi Blair, barışın önündeki en önemli engellerden birini, İsrail ve Filistinlilerin beklentileriyle gerçekler arasındaki ''güven farkı'' olarak tanımladı. (AA) Kafkasya ve Orta Asya Rusya'da 7 Mayısta yemin ederek görevine başlayacak olan yeni Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, NATO'nun 2–4 Nisanda yapılacak zirvesi sırasında Gürcistan ve Ukrayna'yı üyeliğe almamasını isteyerek, "bunun Avrupa'nın güvenliğinin temellerini dinamitleyeceği uyarısında" bulundu. Medvedev, 2–4 Nisanda Bükreş'te yapılacak ve Gürcistan ile Ukrayna'nın üyelik başvurularının değerlendirileceği NATO Zirvesi öncesinde Financial Times gazetesine yaptığı açıklamada, "Ukrayna ve Gürcistan ile ilgili durumdan memnun değiliz", dedi. Gürcistan ve Ukrayna'nın üyelik başvurularının kabul edilmesinin, Avrupa'nın mevcut güvenlik sistemine yönelik ciddi sorun oluşturacağına inandıklarını ifade eden Medvedev, "Hiçbir devlet, ait olmadığı bir ittifakın temsilcilerinin sınırlarının dibine kadar gelmesinden memnun olamaz", diye konuştu. (AA) Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yıl içinde başkent Moskova'da düzenlemeyi planladıkları Ortadoğu Konferansı öncesinde çözüm planlarının başarıya ulaşabilmesi için bölgede bazı gelişmelerin sağlanması gerektiğini söyledi. Vladimir Putin, temaslarda bulunmak için Moskova'ya gelen Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, ''Kademeli olarak ilerleyebilecek anlaşmaları sağlayabileceğimize kanaat getirirsek, bu konunun (konferansın) hazırlıklarında nihai aşamaya gelmiş olacağız'', dedi. Rusya'nın böyle bir konferans düzenleyeceğini umduğunu, ancak herhangi koşul dikte etmek istemediğini ifade eden Putin, ''Kimseye bir şey dayatma niyetinde değiliz. Eğer bu toplantı olursa, önemli olan tüm 4 tarafların bu toplantının olumlu sonuçlarından eşit biçimde yararlanmasıdır'', diye konuştu. Putin, Rusya ile Mısır arasındaki ilişkilerde, yeni seçilen devlet başkanı Dimitriy Medvedev döneminde de çok az değişiklik olacağı güvencesini vererek, ''Yeni devlet başkanının görevi devralmasından sonra da ilişkilerimizin gelişme seyri sürecek ve bu tip ilişkilerin gelişmesinin güvencesi kimi siyasal liderlerin tercihlerine bağlı değildir. Çünkü bu tip ilişkiler halklarımızın çıkarına'', diye konuştu. Enerji konusunun iki ülke arasındaki bir başka önemli iş birliği alanını oluşturduğunu belirten Putin, ''Bu konuda da herhangi bir duraklama veya engelleme olmayacaktır'', dedi. Mübarek de konuşmasında, Medvedev ve Putin'in farklı olduğunu söylemenin zor olduğunu belirterek, ''İkinizin arasında çok az fark var. Sayın Medvedev ile görüşmeye giderken sizi televizyonda gördüm ve kimin kim olduğunu tahmin edemedim'', diye konuştu. Putin, Mübarek'in bu sözlerine, ''Görünüşlerimiz aynı olmasına karşın yeni seçilen devlet başkanının kesinlikle kendine özgü bir tarzı olacak. Kendisi Rusya'nın dış politikasını belirleyenlerden biri ve bu anlamda da kendisi kesinlikle her şeyin üstünde'' karşılığını verdi. Bu arada Medvedev de Mübarek ile görüşmesinde yaptığı açıklamada, ''Siz ve Putin arasındaki iyi ve güvenilir ilişkiyi bizim de koruyacağımızı umut ediyorum'', dedi. Rus ve Mısırlı yetkililer de barışçıl nükleer enerji konusunda iş birliği anlaşması imzaladılar. (AA) Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te temaslarda bulunan Genelkurmay Başkanlığı Eğitim Daire Başkanı Tümgeneral Yaşar Güler, Gürcistan Savunma Bakan Yardımcısı Batu Kutelya ile görüştü. Gürcistan Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, görüşmede, yeni dönemde iki ülke arasındaki askeri iş birliği planları, askeri eğitim, lojistik destek ve benzeri yardım faaliyetlerinin ele alındığı bildirildi. Gürcistan'daki temaslarına devam eden Tümgeneral Güler'in yarın Türkiye'ye döneceği kaydedildi. Türk Silahlı Kuvvetleri, iki ülke arasında yapılan anlaşmalar doğrultusunda 1996'dan bu yana Gürcistan Silahlı Kuvvetlerinin kara, hava ve deniz kuvvetlerine, ortaklaşa belirlenen projeler çerçevesinde yardımlarını sürdürüyor. (AA) Avrupa Birliği AB Dönem Başkanı Slovenya'nın 21 Nisan'da Türkiye ile yeni başlıkta müzakereleri başlatma çabaları suya düşüyor. Hükümetin AB reformlarındaki isteksizliği ve ardından gelen türban tartışmalarıyla AKP'nin kapatılması davası Türkiye'nin AB sürecini tamamen yavaşlatarak belirsiz bir ortama sürüklenmesine yol açtı. Tüm bu gelişmelerin üstüne Rumların da devreye girerek Ankara Anlaşmasının uygulanması çerçevesinde baskıyı yoğunlaştırması Türkiye ile AB arasındaki baş müzakerecilerin katılımıyla gerçekleştirilecek Katılım Konferansı'nın toplanmasını zora soktu. Ancak AB Hırvatistan'la Katılım Konferansını ise 21 Nisan'da yapacak. ABHaber'e konuşan AB'li diplomatlar müzakere süreci çerçevesinde Türkiye'nin ev ödevlerini yerine getirememesinden dolayı 21 Nisan'daki toplantının yapılmasının zora girdiğini açıkladılar. Avrupalı diplomatlar "Görünen o ki Türkiye ile Nisan ayında yapılması planlanan görüşmeler büyük ihtimalle gerçekleşmeyecek" açıklamasında bulundular. Türkiye ise müzakerelerin kesintiye uğratılmadan devam ettirilmesi yönündeki görüşünü Brüksel'e en yüksek düzeyde aktarmış durumda. Brüksel'deki AB gözlemcileri Slovenya 5 Dönem Başkanlığı programında bulunan 21 Nisan'da yapılması planlanan Katılım Konferansı toplantısının iptal edilebilme ihtimalin göz önünde bulundurulması gerektiğini ABHaber'e aktardılar. AB Dönem Başkanı Slovenya'nın çalışma programında ise Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısının 27 Mayıs'ta yapılacağı öngörülüyor. (AB HABER) Kıbrıs Kıbrıs'taki görev süresi ay sonu dolacak olan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs'taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Michael Möller'in yerine geçici olarak, Hırvat asıllı Kanadalı Elizabeth Spehar'ın geleceği bildirdi. UNFICYP Sözcüsü Jose Diaz, Michael Möller'in Ocak 2006'da başladığı adadaki görevinin 31 Martta sona ereceğini ve yerine geçici olarak, BM Siyasi İlişkiler Bölümü Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Bölüm Direktörü Elizabeth Spehar'ın geleceğini açıkladı. Spehar'ın adaya 27 ya da 28 Martta gelmesinin beklendiğini belirten Diaz, UNFICYP Misyon Şefi vekilliğini yapacak olan Spehar'ın, BM Genel Sekreterinin yeni bir özel temsilci atayıncaya kadar Kıbrıs'ta kalacağını kaydetti. (AA) Diğer Haberler Pakistan'da 1999'da darbeyle devrildikten yıllar sonra hükümet ortağı olan Navaz Şerif, terörle mücadele stratejisinin değişeceğini söyledi. İslamabad'da ABD Dışişleri Bakan Yardımcıları John Negroponte ve Richard Boucher ile görüşen Şerif, "Terörizmden konuştuk. 11 Eylül saldırılarından bu yana ülkemizde bütün kararların tek adam tarafından alınması konusundaki fikirlerimizi söyledik", dedi. "Ama artık durum değişti" diyen Şerif, "Temsili bir hükümet var bugün. Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in tek başına aldığı her karar, meclis tarafından incelenecek ve gerekirse değiştirilecek", diye konuştu. Şerif, Müşerref'i terörle mücadeleyi iktidarını daim kılmak için kullandığını, bunu yaparken meclise veya hükümete danışmadığını, bu yüzden de halkın desteğini alamadığını söyledi ve Müşerref'in bir kez daha istifasını istedi. Daha önce Müşerref'le bir araya gelen iki Amerikalı yetkili, muhalefetin içinden çıkan yeni Başbakan Yusuf Rıza Gilani'yle de görüşecek. (AA)(AFP) Dünya Basını İngiltere'de planlanan anayasa değişiklikleri ile askeri operasyonların oya sunulması önerileri, Başbakan'ın bir seçmenin kapısını çalarak bizzat başlattığı yerel seçim kampanyası, ABD Demokrat Parti başkan adaylarından Hillary Clinton'ın Bosna'da keskin nişancı ateşi altında kaldığı sözlerini geri alması bugün gazetelerde yer alan haberlerden bir kaçı. Ancak tüm gazetelerin dikkati Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin bugün başlayacak iki günlük İngiltere ziyaretine odaklanıyor. Times Fransız teknik adam Arsene Weger'in çalıştırdığı Arsenal futbol takımına ait Emirates Stadı'nda yapılacak zirvede, nükleer enerji ve göçmenlik konusunda yeni anlaşmalar imzalanacağını kaydediyor. Liderler ayrıca yapısal iflas tehlikesi 6 yaşayan ülkelere gönderilmek üzere idari ve hukuki personelden oluşacak bir acil durum gücü kurulması konusunda uzlaştıklarını duyuracaklar. Times son dönemde özel hayatı ve açıklamaları ile tepki çeken Fransa Cumhurbaşkanının bu ziyareti, ülkesinde popülerliğini güçlendirmek için bir fırsat olarak gördüğünü; ona eşlik edecek 'kabinesindeki ve hayatındaki kadınlar'la İngilizleri etkilemeye çalışacağını kaydediyor. Financial Times'ta eski İngiliz Büyükelçi David Manning ve Fransız siyaset bilimci Dominique Moisi ortaklaşa bir makale kaleme almışlar: "Sarkozy ve Brown'un manik depresif bir seyir izleyen Fransa İngiltere ilişkilerini tek zirvede tedavi etmesi mümkün değil" diyen yazarlar, iki liderin yine de güçlerini birleştirerek yapabilecekleri olduğu görüşündeler: "Brown ve Sarkozy, Avrupa'nın dünyadaki yeri konusunda bir tartışma başlatabilirler. Yeni ABD başkanı seçildiğinde Avrupa başkentlerinin ondan pek çok talebi olacak. 'Peki, siz ne katkıda bulunacaksınız' diye sorulduğunda Avrupa ne yanıt verecek? Brown ve Sarkozy bu yanıtı bulma tartışmasını başlatabilir. "Avrupa dünyada ve Washington'da ciddiye alınmak istiyorsa Fransa, Almanya ve İngiltere yani Avrupa'nın üç büyüğünün siyasetlerini daha sıkı koordine etmesi ve iş birliği yapmasından başka yol yok." Independent başyazısında, iki liderin olumlu bir kimyası olduğunu ve kuracakları ortaklığın kıtayı yeniden şekillendirebileceğini savunuyor: "İngiltere'nin Almanya ve Fransa'dan ayrı değil, onlarla birlikle çalışarak etkili bir rol sahibi olması için hakiki bir fırsatı var. Güçlü bir İngiltere-Fransa ilişkisi çok geniş bir kapsamda etkili olabilir. Her iki ülke de BM güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri, her ikisi de nükleer güç. Her ikisi de Avrupa'da Rusya karşısında sivrilen askeri kuvvetler. Dünya ekonomisinin en büyükleri arasındalar. Dolayısıyla kin gütmeyip birlikte çalışmaları hem kendileri hem de dünya için iyi olur." Daily Telegraph ise bu iş birliğini daha çok bir zorunluluk olarak görüyor ve kamuoyları önünde sarsılmış durumda olduğunu kaydettiği liderlerin birbirlerine muhtaç olduklarını kaydediyor. Daily Telegraph Başbakan Brown'un gelecek ayki Amerika ziyaretine de dikkat çekiyor. Gazete Brown'un ABD'ye dünya ülkelerine II. Dünya Savaşı sonrasındaki gibi yaklaşma çağrısı yapacağını duyuruyor. Dünyanın Amerika'nın değerlerine ve liderliğine ihtiyaç duyduğunu söyleyeceğini kaydediyor. İngiliz basınında geniş bir şekilde tartışılan bir diğer konu Basra'da Irak ordusunun dün Mehdi Ordusu'na karşı başlattığı operasyon. Daily Telegraph bunu, 'Irak'ta son hesaplaşma' olarak nitelemiş ve yaşananların ülkenin asayişine son bir yılda yönelen en ciddi tehdit olduğunu kaydetmiş. Yaşananların bir 'hesaplaşma' olduğuna katılan Times, Başbakan Nuri El Maliki'nin operasyonu sahiplenerek kendi itibarını da ortaya sürdüğünü belirtmiş. Gazete Mukteda El Sadr'a bağlı militan kuvvet Mehdi Ordusu'nun nasıl geliştiğini ise şöyle anlatıyor: "Başta grup ufaktı. 500 ila bin kadar savaşçısı vardı. Nisan 2004'e geldiğinde rakamlar ciddi şekilde yükselmiş; Necef ve Bağdat'ta hâkimiyet sağlamaya başlamıştı. 2006 Ağustos ayı itibariyle, militanların 60 bin kişi olduğu ve Mukteda El Sadr'ın üzerlerinde ancak kısmî denetim kurabildiği düşünülüyordu." 7 Independent muhabirlerinden Patrick Cockburn, Sadr Hareketinin operasyonu, Şii siyasi rakiplerinin kendilerini saf dışı bırakma girişimi olarak göreceğini kaydediyor. Bölgedeki asayişsizliği ise şöyle özetliyor: "Basra şimdiye dek rakip silahlı gruplarca yönetildi. Bunların her biri Basra ve Ümm Kasr'daki faaliyetlerden komisyonlar ve tavizler koparmaya da çalışıyordu. Bir işadamı, Ümm Kasr'dan kuzeyde Erbil'e sevk ettiği bir konteynerin nakli için 500 dolar; güvenli geçişi sağlayan rüşvetler için 3 bin dolar harcadığını söylüyor." Gazete konuyu başyazısında da işlemiş, "ülkenin güneyinde istikrarın gitgide arttığı şeklindeki yanılsama paramparça oldu" diyor. Guardian ilk sayfasına taşıdığı haberde, yoğun çatışmaların "Bağdat hükümetinin kendi topraklarını ne ölçüde denetleme becerisine sahip olduğunu gösterecek kritik bir sınav" olduğu görüşünde. "Irak'ın ikinci kenti için verilen savaş, süre giden Amerikan işgali ve güneyde beş sene süren İngiliz askeri varlığının bıraktığı miras açısından uzun vadeli sonuçlar yaratacak. İngiliz komutanlar operasyonu memnuniyetle karşılarken, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, neden operasyona İngiliz askerlerinin katılmadığını sorguluyordu. Zebari, eğer 10 km ötedeki ciddi bir operasyonda yer almayacaklarsa, dört bin İngiliz askerini Basra havalimanında tutmanın mantığını da sorguladı." "Askerlerini Basra'dan bir an evvel çekmeyi isteyen İngiliz komutanlarsa Irak ordusunun başarılı olarak, kendine yetebileceği savlarını kanıtlamasını arzu ediyorlar." Guardian operasyonun zamanlamasını da tartışıyor: "Maliki'nin neden şimdi harekete geçtiği bir muamma. Hele daha geçenlerde Irak askerlerini Amerikalıların rızası olmadan sevk edemediğini itiraf etmişken... Belki de Bush yönetimi ülkeden çekilmeyi fazla erteleyemeyeceğini düşünerek, Maliki'ye henüz koruması altındayken harekete geçme telkini yaptı." El Sadr hareketine yönelik operasyonun başka kentlerde de gerginlik yaratabileceğine dikkat çeken Daily Telegraph, başarının da bir o kadar etkili olacağına inanıyor: "Basra operasyonu Irak ordusunun güvenilirliğine dair ilk sınavsa, şüphesiz koalisyon kuvvetleri tam bir çekilme ihtimalini düşünene dek önümüzdeki aylarda ve yıllarda daha pek çok benzerini göreceğiz. Henüz süratli bir çekilme mümkün olmasa da Basra'da başarı en azından tünelin ucunda umut ışığı olacak. " Financial Times, dünya ekonomisinin yaşadığı sorunların ülke ekonomilerine nasıl yansıyabileceğine dair ipuçlarının 300 bin nüfuslu balıkçılıkla geçinen İzlanda'da ortaya çıktığı görüşünde... Gazete ilk sayfasında yer verdiği haberde, İzlanda'nın "küresel mali karışıklığın ülke ölçeğinde ilk kurbanı" olabileceğini belirtiyor. İzlanda dün "para birimi kronayı güçlendirip bir krizi önlemek için" faiz oranlarını 1,25 artışla yüzde 15'e çekmişti. İzlanda kronası son 3 ayda Avro karşısında yüzde 22 değer yitirmiş. Gazete bu durumun önemli bir nedeninin ekonomi için taşıma su niteliğindeki "carry trade" yani, yüksek faizlerin cazibesiyle, yabancı yatırımcıların bir yerden ucuza borç alıp bir başka ülkeye yatırması, faizi alınca da parasını çekip gitmesi şeklindeki hareketler olduğu görüşünde... Gazetenin yazarlarından Peter Garnham'a bakılırsa bu gibi riskler Türk lirasını da etkileyebilir. Garnham'ın yazısının başlığı, "bütçe açıklarının insafına kalmış para birimleri". "Dünya mali 8 piyasalarındaki karışıklık, harcamaları için dışarıdan nakit akışlarına bel bağlayan ülkelerin paralarına zarar verebilir. Bu yılın başından itibaren, riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi yatırımcıları ekonominin temellerine odaklanmaya ve yüksek cari açığı olan ülkelerin paralarını cezalandırmaya sevk etti. Bu baskı bilhassa Güney Afrika randı ve Türk lirası gibi gelişmekte olan borçlu piyasaların ve açıkları bulunan İzlanda gibi ekonomilerin parası üzerinde büyük oldu. HSBC'den Paul Mackel, rand, lira ve kronanın Bear Sterns'in kurtarılması sonrasında ortaya çıkan riskten kaçınma eğilimlerinin olumsuzluklarına açık olduğunu söylüyor. "Uzmanlar riskten kaçınma eğilimi güçlenip piyasayı yönlendirme gücü arttıkça, cari fazla veren ülkelerin parasına yönelimin güçleneceğini söylüyorlar." Financial Times'ın iç sayfalarında Kıbrıs'la ilgili bir haber dikkat çekiyor. Gazete, 1963–1974 arasındaki toplumlar arası çatışmalarda kaybolanları bulup teşhis etme girişimlerinin uzlaşma sürecine katkıda bulunduğunu kaydediyor. Kerin Hope imzalı habere göre 1963–1974 arasında kaybolanların listelerinde toplam 1468 Kıbrıslı Rum ile 502 Kıbrıslı Türk var. "Kayıplar konusunun çözümü 2003 yılında yazlık ev inşaatlarındaki patlamanın, bölünmüş adadaki toplu mezarların kaybolmasına yol açacağı kaygıları ardından bir öncelik haline geldi. 18 ay önce, BM desteğiyle kayıpların cesetlerini bulma, teşhis ve ailelerine iade etme girişimi başlatıldı. "BM yetkilileri ve iki toplumum temsilcilerinden oluşan kayıplar komisyonu denetiminde, emekli polislerin yürüttüğü projede şimdiye dek yaklaşık 400 ceset bulundu, 80'den fazlası teşhis edildi. Avrupa Birliği ve bazı bağışçı ülkelerin finanse ettiği projeye Arjantin'deki kirli savaş dönemi örnek alınıyor." Bu şekilde toplumlar arasında yaraların kapanıp uzlaşma sağlanmasının hedeflendiğini belirten Financial Times yazarı, bunun "şimdiye kadar somut ilerleme kaydedilen tek iki toplumlu proje" olduğunu, ancak liderlerin şimdi yenilerini başlatmasının beklendiğini ekliyor. Guardian ilk sayfasında, hükümetin nükleer enerji konusundaki girişimlerine dikkat çekiyor. Gazete iş dünyası ve girişimlerden sorumlu bakanın bugün yapacağı bir konuşmada, nükleer enerjinin, ülkenin ekonomik kalkınmasının itici gücü olarak görülen Kuzey Denizi petrolü ile karşılaştırılacağını duyuruyor. "Bakan John Hutton, İngiltere'de nükleer enerjide büyük bir açılım yapılması çağrısı yapacak; bunun ekonomiye 20 milyar girdi ve 100 bin yeni iş sağlayacağını savunacak. "Hutton nükleer programın var olan 23 reaktörün yenilenmesinin ötesine geçmesi ve İngiltere'nin bu teknolojinin geliştirilmesine dünya lideri haline gelmesi çağrısı yapacak." Guardian, bu çağrıların nükleer enerji karşıyı kesimleri kaygılandıracağını belirtiyor. 9