otomotv elektroniği ders notu

advertisement
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2. Aktif devre elemanları
Aktif devre elemanları, en az iki veya daha fazla elementten üretilen, çalışabilmeleri ve
beklenen özelliklerinin yerine getirebilmeleri için enerjiye (voltaja) ihtiyaç duyan devre
elemanlarıdır. Tek başlarına kullanılsalar (diyotlar gibi) dahi verimli ve hesap edilebilir bir
devre için pasif devre elemanlarına ihtiyaç duyarlar. Bu elemanlar, özel amaçlı ve
genellikle de yarı iletken elemanlardır. Kullanılacak devrenin özelliğine göre, aktif devre
elemanlarının özellikleri ve türleri de değişmektedir.
1.2.2.1.Yarı iletkenler
Atomun Yapısı: Basit maddenin özelliklerini taşıyan en küçük parçasına atom denir.
Valans Elektron: Bir atomun en dış yörüngesine valans yörünge denir. Bu yörüngedeki
elektronlara da valans elektron denir. Valans elektron sayısına göre basit maddeler üç ‘ e
ayrılır.
İletkenler: Son yörüngesindeki valans elektron sayısı 4 ten az olan basit maddelere iletken
denir. Bütün metaller iletkendir. Buna göre valans elektron sayısı az olan metaller
elektronu daha iyi iletir.
Valans elektronlar son yörüngede olduklarından yörüngeden çok kolay, rahat kopabilirler.
Örneğin;
V.E.S
Bakır
1
Alüminyum
3
Yalıtkanlar: Son yörüngesindeki valans elektron sayısı 4 ten fazla olan basit maddelere
yalıtkan denir. Örnek; plastik, porselen, cam, kauçuk
Yarı iletkenler: Son yörüngesindeki valans elektron sayısı 4 olan basit maddelere yarı
iletken denir. Yarı iletkenlerin iletkenlik ve yalıtkanlık özellikleri iyi değildir. En çok
kullanılan yarı iletkenler şunlardır: Germanyum, silisyum, selenyum, sülfür, bakır oksit.
1.2.2.1.1. Yarı İletkenlerde Katkı Maddeleri
Yarı iletken maddeler dışarıdan yabancı bir madde katılmadan kullanılamazlar ve bu
katılan maddeler yarı iletkenin özelliğini oldukça değiştirir. Örneğin;
16 gr yarı iletken maddeye 1gr milyonda biri kadar yabancı madde katılır. Yarı iletkenlerde
5 valans elektronlu yabancı fosfor, azot, arsenik ve antimuan gibi atomlar katıldığında bu
tip yarı iletkenlere negatif yani “n tipi” yarı iletken adı verilir.
Eğer yabancı madde olarak valans elektron sayısı 3 olan bor, alüminyum, indium ve
galyum gibi atomlar katıldığında ise burada pozitif “p tipi” madde adı verilir.
1.2.2.2.Diyotlar
Diyotlar, yalnızca bir yönde akım geçiren devre elemanıdır. Diğer bir deyimle, bir yöndeki
dirençleri ihmal edilebilecek kadar küçük, öbür yöndeki dirençleri ise çok büyük olan
elemanlardır. Direncin küçük olduğu yöne "doğru yön" ,büyük olduğu yöne "ters yön"
denir. Diyotun uçları pozitif (+) ve negatif (-) işaretleri ile de belirlenir. "+" ucu anot, "-"
uca katot denir. Diyotun anoduna, gerilim kaynağının pozitif (+) kutbu, katoduna kaynağın
negatif (-) kutbu gelecek şekilde gerilim uygulandığında diyot iletime geçer.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
11
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.2.1. Diyotun kullanım alanları:
Diyotlardan, elektrik alanında redresör (doğrultucu), elektronikte ise; doğrultucu, detektör,
modülatör, limitör, anahtar olarak çeşitli amaçlar için yararlanılmaktadır. Değişik alanlarda
sayısız kullanılan diyotlar vardır. Örneğin; Otomobil alternatörlerindeki üretilen AC akım
4 adet diyot sayesinde DC akımına çevrilir. Diyotlarda genellikle germanyum ve silisyum
kullanılır diyotlarda bir “P” tipi bir de ”N” tipi iki yarı iletken madde birleştirilerek diyot
oluşturulur.
1.2.2.2.2. Diyotların Gruplandırılması:
Diyotlar başlıca üç ana gruba ayrılır:
1.2.2.2.2.1.Lamba diyotlar
Lamba diyotlar en yaygın biçimde redresör ve detektör olarak kullanılmıştır. Sıcak katotlu
lamba, cıva buharlı ve tungar lambalar bu gruptandır. Isınan katottan fırlayan elektronlar
atom tarafından çekilmekte ve devreden tek yönlü bir akım akışı sağlanmaktadır. Eskiden
kalanların dışında bu tür diyotlar artık kullanılmamaktadır.
1.2.2.2.2.2.Metal diyotlar
Bakır oksit (CuO) ve selenyumlu diyotlar bu gruba girmektedirler. Bakır oksitli diyotlar
ölçü aletleri ve telekomünikasyon devreleri gibi küçük gerilim ve küçük güçle çalışan
devrelerde, selenyum diyotlar ise birkaç Kilo Watt 'a kadar çıkan güçlü devrelerde
kullanılır.
1.2.2.2.2.3.Yarı iletken diyotlar
Yarı iletken diyotları, P ve N tipi germanyum veya Silikon yarı iletken kristallerinin bazı
işlemler uygulanarak bir araya getirilmesiyle elde edilen diyotlardır. Hem elektrikte hem
de elektronikte kullanılmaktadır.
1.2.2.2.2.3.1. Yarı İletken Diyotların Temel Yapısı
Yarı iletken diyotları, PN yüzey birleşmeli (jonksiyon) diyotlar ve nokta temaslı diyotlar
olmak üzere iki ana grupta toplanır. Yarı iletken diyotları, ilk olarak nokta temaslı kristal
diyot halinde kullanıma girmiştir. Zamanla bunların yerini yüzey birleşmeli diyotlar
almıştır. PN yüzey birleşmeli diyot diğer adıyla jonksiyon diyot, P ve N tipi kristallerin,
özel yöntemler ile ard arda birleştirilmesi yoluyla elde edilir. Birleşme yüzeyine jonksiyon
da denir. Jonksiyon diyot deyimi buradan gelmektedir. Jonksiyon kalınlığı 0.01 mm 'dir.
1.2.2.2.3. Kullanım alanlarına göre diyot çeşitleri
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Kristal Diyot
Zener Diyot
Tünel Diyot
Işık Yayan Diyot (Led)
Foto Diyot
Ayarlanabilir Kapasiteli Diyot
(Varaktör - Varikap)
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Mikrodalga Diyotları
Gunn Diyotları
Impatt (Avalans) Diyot
Barıtt (Schottky) Diyot
Ani Toparlanmalı Diyot
Pin Diyot
Büyük Güçlü Diyotlar
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
12
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.2.4. Diyotun anot ve katot uçları:
Diyotun P bölgesinden çıkarılan bağlantı ucuna (elektroduna) ANOT ucu, N bölgesinden
çıkarılan bağlantı ucuna da KATOT ucu denir. Anot "+" katot "-" ile gösterilir.
1.2.2.2.5. Polarmasız PN Bileşimi
Gerilim uygulanmamış olan, diyota POLARMASIZ diyot denir. Polarmasız diyotta şu
yapısal değişiklikler olmaktadır: N tipi kristalin birleşme yüzeyine yakın kısmındaki
serbest elektronlar, P tipi kristaldeki pozitif (+) elektrik yüklerinin, yani pozitif elektrik
yüklü atomların, çekme kuvveti etkisiyle birleşme yüzeyini geçerek, bu yüzeye yakın
atomlardaki elektron boşluklarını doldururlar. Ve Kovalent bağ kurarak P kristali
içerisinde nötr (etkimesiz) bir bölge oluştururlar. N tipi kristalin belirli bir bölümündeki
elektronların tamamı P tipi kristale geçtiğinden, N tarafında da nötr bir bölge oluşur. P
kristali nötr bölgesinin gerisinde kalan pozitif elektrik yüklü atomların çekme kuvveti, N
tipi kristalin nötr bölgesinin öbür tarafında kalmış olan elektronları çekmeye
yetmeyeceğinden belirli bir geçişten sonra elektron akışı duracaktır. Sonuçta, birleşme
yüzeyinin (jonksiyonun) iki tarafında hareketli elektriksel yükü bulunmayan bir boşluk
bölgesi oluşur.
1.2.2.2.6. Polarmalı PN Bileşmesi
Gerilim uygulanmış olan diyota, POLARMALI diyot denir. Yapılan işleme de, diyotun
POLARILMASI denir."Polarma" nın Türkçe karşılığı "kutuplandırma" dır. Yani, gerilim
kaynağının "+" ve"-" kutuplarının bağlanmasıdır. Gerilim kaynağının bağlanış şekline
göre, polarma şu iki şekilde olur:
ƒ Doğru polarma
ƒ Ters polarma
1.2.2.2.6.1.Doğru polarma
Gerilim kaynağının, akım akıtacak yönde bağlanmasına, DOĞRU POLARMA denir.
Doğru polarma bağlantısı Doğru polarmada, gerilim kaynağının pozitif (+) kutbu, diyotun
anoduna (P bölgesi), negatif (-) kutbu, diyotun katoduna (N bölgesi) bağlanır. Diyotun
uçları arasındaki gerilim için de "polarma" veya "polarizasyon" gerilimi deyimleri
kullanılır.
1.2.2.2.6.2.Ters Polarma
Gerilim kaynağının negatif (-) ucu, diyotun anoduna (P tarafına), gerilim kaynağının
pozitif (+) ucu ise, diyotun katot (N) ucuna gelecek şekilde bağlantı yapılırsa, diyot çok
büyük bir direnç gösterecek ve akım akışına engel olacaktır. Ancak çok küçük bir kaçak
akım akar. Bu halde diyot ters polarmalıdır veya ters bağlantılıdır denir. Büyük direnç
yönüne de diyotun ters yönü adı verilmektedir. Ters polarma sırasında, bu azınlık
taşıyıcıları etkinlik göstererek, diyot içerisinden ve dolayısıyla da devreden ters yönde çok
küçük bir akım geçmesine neden olur. Bu akıma "KAÇAK AKIM" denir.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
13
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.2.7. Diyotun Delinmesi
Ters akımın birden büyümesi halinde, diyotun delinmesi, bu andaki gerilime de delinme
gerilimi denir. Silikon diyotun delinme gerilimi, germanyum diyota göre daha büyüktür.
Diğer taraftan kaçak akım ise daha küçüktür. Diyot, doğru polarmada küçük dirençli bir
devre elemanı, ters polarmada ise büyük dirençli bir devre elemanı niteliği gösterir ve
akımın tek yönde akmasını sağlamaktadır.
1.2.2.2.8. Diyotun Kontrolü
Bir diyot şu iki amaçla kontrol edilir.Anot ve Katodun belirlenmesi ve Sağlamlık kontrolü
Diyot kontrolü, pratik olarak ölçü aleti (avometre) ile yapılır. İbreli (analog) ölçü aleti
kullanılması, hızlı ölçüm ve takip kolaylığı bakımından daha uygundur. Amaç hassas bir
ölçüm olmayıp, büyük veya küçük direnç şeklinde bir ölçüm yapmak suretiyle diyotun
durumunu saptamaktır.
Direnç ölçümünde, gerilim kaynağı olarak ölçü aleti içerisindeki pilden yararlanılmaktadır.
Ölçü aleti içerisindeki pil genelde 1.5V 'luk tur. Bazı ölçü aletlerinde 9V 'luk pil bulunur.
Her diyotun, doğru yönde geçirebileceği akım sınırlıdır. Bu nedenle, küçük akımlı
diyotların ve özelliklede yüksek frekans (YF) diyotlarının ölçümü sırasında dikkatli olmak
gerekir. Bu gibi hallerde diyotlarda 100-500 Ohm arasında seri bir direnç bağlamak
gerekir. Galvano teknikte ve DC motorlar için kullanılan büyük güçlü doğrultucu
diyotlarına benzer diyotları iletime geçirmek için büyük gerilim gerektiğinden 1.5V 'luk
Ohmmetre böyle diyotları ölçmez. İki yönde de büyük direnç gösterir. Böyle diyotlar için
9V'luk pili bulunan Avometreler kullanılır ve R*100, R*1000 kademelerinde ölçüm
yapılır. Ölçü kademesi büyüdükçe, ölçü aletinin iç direnci küçülür ve dış devreye
uyguladığı gerilim ve verdiği akım büyür.
1.2.2.2.8.1.Diyotun, Anot Ve Katodunun Belirlenmesi
Diyotlar devreye mutlak surette doğru şekilde bağlanmalıdır. Bunun içinde anot ve
katodun bilinmesi gerekir. Diyot anot ve katodunun hangisi olduğundan şüphe ediliyorsa,
kontrol iki yönlü yapılır. Normal bir diyot, bir yönde küçük direnç, öbür yönde çok büyük
direnç gösterecektir.
Doğru yön direnci diyottan diyota birkaç 10 ohm 'dan birkaç 100 ohm 'a kadar, değiştiği
gibi, aynı diyotun direnci uygulanan gerilime göre de değişir. Uygulanan gerilim
büyüdükçe diyotun direnci küçülür. Ters yön direnci, bütün diyotlarda Mega ohm 'a yakın
veya üzerindedir. Diyot direncinin küçük çıktığı yönde, ölçü aletinin pozitif (+) probunun
bağlı olduğu uç ANOT diğer uç KATOT 'dur.
1.2.2.2.8.2.Diyotun Sağlamlık Kontrolü
Bir diyot şu iki nedenle bozulur:
•
Doğru yönde katalog değerinin üzerinde akım geçirilirse,
•
Ters yönde yine katalog değerinin üzerinde gerilim uygulanırsa.
Her iki halde de diyottan geçen aşırı akım diyotun bozulmasına neden olacaktır. Üzerinden
aşırı akım geçen bir diyotta üç durum gözlenebilir:
•
Aşırı akım çok fazla değilse ve kısa dönem akmışsa, hem P, hem de N bölgesindeki
kristal atomları arasındaki Kovalent bağlar kopmakta ve elektronlar serbest hale
geçmektedir. Bu durumda diyot bir iletken haline dönüşmekte ve omaj ölçümü
yapıldığında her iki yönde de kısa devre göstermektedir.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
14
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
•
Aşırı akım çok büyük olursa diyot aynen bir sigorta teli gibi eriyip yanar ve omaj
kontrolü yapıldığında her iki yönde de açık devre gösterir. Diğer bir deyimle, sonsuz (∞)
gösterir.
•
Yanan bir diyottaki renk değişimi dışarıdan bakıldığında da belli olur.
1.2.2.3.Röleler
Şekil 1:Rölenin yapısı
Yukarıdaki Şekil de yapısı ve görünüşü verilen, küçük güçteki elektromanyetik anahtarlara
röle adı verilir. Röleler, elektromıknatıs, palet ve kontaklar olmak üzere üç kısımdan
oluşur. Elektromıknatıs, demir nüve ve üzerine sarılmış bobinden meydana gelir. Bobini,
doğru akıma bağlanan rölelerde, demir nüve yumuşak demirden ve bir parça olarak yapılır.
Bu rölelerde artık mıknatıslık nedeniyle paletin demir nüveye yapışık kalması, nüvenin ön
yüzüne konmuş küçük bir plastik pulla önlenir. Bobini alternatif akıma bağlanan rölelerde,
demir nüve sac plaketinden yapılır. Alternatif akımın değer ve yön değiştirmesi, rölelerde
titreşime neden olur. Bobini alternatif akıma bağlanan bir rölenin titreşim yapması, demir
nüvenin ön yüzünde açılmış oyuğa yerleştirilen bir bakır halkayla önlenir. Demir nüve
üzerinde bulunan bobin bir veya daha fazla sargıdan oluşur. Röle bobininde birden fazla
sargının bulunması, rölenin değişik gerilimlerde kullanılmasını sağlar. Röledeki kontaklar
palet aracılığı ile açılır ve kapanırlar. Normal durumda palet, yay veya yerçekimi
nedeniyle, demir nüveden uzakta bulunur. Rölelerde normalde açık ve normalde kapalı
olmak üzere iki çeşit kontak vardır. Bu kontakların yapımında gümüş, tungsten, palladyum
metalleri ve bunların alaşımları kullanılır. Rölenin bobinine bir gerilim uygulandığında,
röle enerjilenir ve paletini çeker. Palet üzerinde bulunan (1-3) nolu kontak açılır ve (1-2)
nolu kontak kapanır. Bobin akımı kesildiğinde, röle üzerinde bulunan yay, paletin demir
nüveden uzaklaşmasını sağlar. Bu durumda kapanmış olan (1-2) nolu kontak açılır, açılmış
olan (1-3) nolu kontak kapanır.
1.2.2.3.1. Otomobillerde Kullanılan Röleler
1.2.2.3.1.1.Mini Röleler
Mini Röle 12V / 30A 4 fişli, 12V / 30A 5 fişli, 24V / 20A 4 fişli ve 24V / 20A 5 fişli
olmak üzere dört farklı tipte üretilmektedir. Mini Röle 'nin her dört tipinde de bobin
sarımları sürekli enerji altında kalmaya uygun olarak tasarlanmıştır. Mini Röle 'ler neme,
vibrasyona ve tüm dış etkilere son derece dayanıklıdır.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
15
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Şekil 2:Mini röle
1.2.2.3.1.1.1. Teknik Özellikler / Technical Specifications
Çalışma gerilimi / Operation Voltage
8-16V DC
20-30V DC
Kontak Akımı / Contact Current
40A
20A
Lamba Yükü Gücü / Bulb Load Power
560W
420W
Ortam Harareti / Ambient Temp.
-40°C/+90°C
-40°C/+90 °C
Bobin Direnci / Coil Resistance
85
300
Ağırlık (Şase Demirli) / Weight
50gr
32gr
1.2.2.3.1.2.Orta güç Mikro röleler (40A 12V MICRO RELAY)
40 Amper Röle araçlarda yüksek akım çeken alıcılar için özel dizaynı ile 40 Amper’e
kadar akım çekebilecek yapıya sahiptir. Boyutları mini röleden daha küçük olmasına
karşın, mini rölelerin akım olarak yetersiz kaldığı yerlerde (Arka cam rezistansı, ilave sis
lambaları, yüksek akımlı fan motorları, klima devreleri vb.) güvenle kullanılabilir.
16
Şekil 3:Mikro röle
1.2.2.3.1.2.1. Teknik Özellikler / Technical Specifications
Çalışma gerilimi / Operation Voltage
Kontak Akımı / Contact Current
Lamba Yükü Gücü / Bulb Load Power
Ortam Harareti / Ambient Temp
Bobin Direnci / Coil Resistance
Ağırlık (Şase Demirli) / Weight
8-16V DC
40A
560 W
-40°C/+90°C
85
50 gr
1.2.2.3.1.3.Yüksek güç röleleri (80A 12V RELAY / 50A 24V RELAY)
Şekil 4:Yüksek Güç rölesi
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.3.1.3.1. Teknik Özellikler / Technical Specifications
Çalışma gerilimi / Operation Voltage
8-16-24V DC
Kontak Akımı / Contact Current
50-80A
Lamba Yükü Gücü / Bulb Load Power
700-1500 W
Ortam Harareti / Ambient Temp
-40°C/+90°C
Bobin Direnci / Coil Resistance
70-150
Ağırlık (Şase Demirli) / Weight
70 gr
1.2.2.3.1.3.2. Kullanıldığı yerler
• Radyatör fan rölesi
• Isıtma bujileri rölesi
• Klima rölesi
• Havalı korna rölesi
• Marş Motoru rölesi
• Havalandırma fan rölesi
• Far rölesi
olarak güvenle kullanılabilir ve bütün yükü üzerine aldığı için devre üzerinde herhangi bir
elemanın arızalanmasına izin vermez.
1.2.2.4.Selenoidler
Bobinlerden yararlanılarak kısa kurslu hareket elde edilmesini sağlayan elemanlardır.
Şekil 5:Tek ve çift bobinli Selenoidler
1.2.2.4.1. Otomobillerde kullanılan Selenoidler
1.2.2.4.1.1.Pierburg EGR (Egzoz Gazı Resirkülasyonu) Valfi
Bu valfe; servo fren vakum pompası tarafından oluşturulan vakum ile kumanda edilir ve
Borg Warner modülatör selenoidi tarafından ayarlanır. EGR valfine aşağıdaki şekilde
kumanda edilir: Eğer elektronik kontrol ünitesinden gelen sinyal sonucu modülatör
selenoidi (1) kanalında vakum oluşmasına sebep olursa, gaz akışını açmak için; (2)
diyaframı bağlı bulunduğu (3) pistonu ile birlikte (1) kanalındaki basınca bağlı olarak
yükselir. Bu durum, belirli bir miktardaki egzoz gazının emme manifolduna doğru
resirkülasyonunu sağlar; herhangi bir sinyal gelmemesi durumunda. Selenoidi ; (3)
pistonunun kapanmasını sağlamak için (1) kanalını atmosfer ile temas haline getirir. Bu
durum, motor soğukken, rölantide veya orta-yüksek yük Koşullarında etkin şekilde
çalışmayı sağlamak için egzoz gazlarının resirkülasyonunu engeller.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
17
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Şekil 6:Pierburg EGR Valfi
1.2.2.4.1.2.Borg-Warner Modülatör Selenoidi
Bu selenoid; EGR pnömatik sistemine, Servo fren vakum pompasından (5) gelen bir
vakum bağlantısı ile bağlanmıştır ve bir çıkışın da Pierburg EGR valfine (4) ve atmosfer
basıncında iki noktaya bağlanması gereklidir. Atmosfer basıncındaki iki noktada (1 ve 3);
kare dalga bir sinyal kullanılarak, bir filtreden gelen hava emilir. Kare dalga sinyal; 140 Hz
frekansında, 12 V geriliminde ve değişken İş-Çevrimindedir (şemaya bakınız). Bu iş
çevrimi; Pierburg valfine maksimum vakum değeri gönderildiğinde; akımı O değerinden
yaklaşık. 800 mA değerine çıkartır, İş-Çevrimi terimi; sinyalin 12 V değerinde olduğu süre
ile toplam çevrim periyodu (1/140 s) arasındaki oranı ifade eder. Ayarlanan voltaj
değerinin giriş vakum değerine bağlı olmayıp, sadece elektrik kumandalı sinyalin İşÇevrimine bağlı olduğuna dikkat edilmelidir.
18
Şekil 7:Borg-Warner Modülatör Selenoidi
1.2.2.4.1.3.Motor Durdurma Selenoidi
1. Giriş deliği
2. Dağıtıcı piston
3. Dağıtıcı kafası
4. Motor durdurma Selenoidi
5. Yüksek basınç odası
Şekil 8:Motor Durdurma Selenoidi
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Motorun durdurulması fonksiyonu, elektriksel beslenmesi kesildiğinde enjektörlere yakıt
gönderilmesini kesen bir selenoid tarafından yapılır. Selenoid bu işlemi; pompanın iç
kısmını, pompalama tertibatı odasına bağlayan deliği bloke ederek gerçekleştirir.
1.2.2.4.1.4.Termik Starter
1. Termik- Starter
2. Selenoidi termik startere bağlayan boru
3. Yakıt besleme Selenoidi
5. Yakıt basıncı ayar valfi
4. Yakıt besleme hortumu
6. Yakıt geri dönüş borusu
Şekil 9:Termik Starter
Termik-Starter tertibatı emme manifolduna monte edilmiştir ve yakıt beslemesi enjeksiyon
pompası tarafından sağlanır. Bu tertibat; soğukken bile motorun çalışmasını sağlar. Yakıt
devresine 0.2 - 0.3 bar değerine ayarlı bir regülâsyon valfi monte edilmiştir. Bu valf,
termik-Starter tertibatı çalışıyor iken basıncı sabit tutar.
19
1.2.2.4.1.5.Enjeksiyon Avansı Aktüatörü
Enjeksiyon avansı; (1) odası içindeki basıncın modülasyonu yapılarak düzeltilir. (1) odası
pompa gövdesine bir puls Selenoidi (3) ile bağlıdır. İşlem sırasında, pompa içindeki yakıt
basıncı (1) odasına erişir. Bu durum, (4) yayı ve (5) odası içindeki basınç ile dengelenmiş
olan (2) pistonu üzerine bir basınç uygular. Elektronik kontrol ünitesi; (1) odasındaki
basıncı, gerekli enjeksiyon avansını elde etmek için gereken değer ile uygun hale getirmek
için, (3) Selenoidine kumanda eder. Fazla basınç; yakıtın depoya geri dönmesini sağlayan
(5) odasına gönderilir. (2) pistonunun konumu, her iki tarafa etki eden basınçlar arasındaki
fark ile belirlenir. (2) pistonunun konumu, piston yuvası (6) içinde yer alan (7) piminin
konumunu belirler. Daha sonra piston, kam diskine bağlı* olarak konumunu değiştirmek
için (8) bilye taşıyıcıyı çevirir. Sonuç olarak, bilyeler; döner kamı egzoz safhasını belirli
bir açıda öne almak için ileri doğru kaldırır.
1. Üst oda (yüksek basınç)
2. Enjeksiyon avansı ayar pistonu
3. enjeksiyon avansı Selenoidi
5. Alt oda
4. Yay
6. Pim giriş deliği
Şekil 10:Enjeksiyon Avansı Aktüatörü
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.5.DC Motorlar
Doğru akım makineleri hem jeneratör hem de motor olarak çalışabildiği için temelde DC
motor ve jeneratör (generatör) çalışma prensipleri aynıdır. Aradaki tek fark jeneratördeki
E.M.K. (elektromotor kuvvet) çıkış geriliminden büyük iken; motordaki E.M.K. çıkış
geriliminden küçük olmasıdır. Böylece güç akışı yönü değişmektedir. Elektrik motoru,
elektriksel enerjiyi mekanik enerjiye dönüştürerek jeneratördeki işlemin tam tersini
gerçekleştirmektedir. Bilindiği gibi jeneratörler mekanik enerjiyi elektrik enerjisine
çevirmektedirler. DC (doğru akım)'la çalışan motora bir gerilim uygulandığında pozitif
fırça ve kolektör üzerinden, endüvi sargılarından akım geçecektir.
Motorun endüvi sargısı generatör ünün endüvi sargısıyla aynı yapıdadır. Böylece N kutbu
altındaki iletkenlerden akım bir yönde akarken S kutbu altındaki iletkenlerden ters yönde
bir akım akacaktır.
Endüviden akım geçmesi sonucu ana alanla etkileşen bir başka alan oluşmaktadır. Burada
aranılan sonuç endüvi sargıyı döndürebilmek için bir kuvvet oluşturmak gerektiğidir. Zıt
E.M.K 'nın varlığı da bu prensip üzerine kuruludur. Zıt E.M.K. besleme gerilimine karşı
koymasına rağmen uygulanan gerilimi giderememektedir. Bu nedenle endüvi akımını
sınırlamaktadır. Endüvi akımı sadece yükü sürebilecek kadar güç üretimine katkıda
bulunmaktadır. Eğer motora herhangi bir yük bağlı değilse zıt E.M.K. hemen hemen
uygulanan gerilime eşittir. Bu durumda üretilen güç sadece dönme kayıplarını karşılayacak
kadardır. Bundan dolayı endüvi akımının üretilen zıt E.M.K tarafından kontrol edildiği
söylenebilir.
1.2.2.5.1. DC Motorların Sınıflandırılması
Paralel (Şönt) Seri (series) ve Kompund (hem seri hem paralel) olarak isimlendirilebilir.
Alan sargısı endüviye paralel bağlı ise şönt, seri bağlı ise seri olarak isimlendirilir. Seri
sargı endüvi akımını taşıyacağından kalın kesitli iletkenden, az sarımlı; şönt sargı ise ince
kesitli iletkenden çok sarımlı olarak yapılabilir.
Kompund motorlarda alan sargılarının ürettiği manyetik alanlar birbirini destekleyecek
yönde ise kümülâtif ya da eklemeli kompund; zayıflatacak yönde ise diferansiyel motor
kompund adını almaktadır.
1.2.2.5.2. Otomobillerde Kullanılan Doğru Akım Motorları
Şekil 11:Otomobillerde kullanılan DC motorlar
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
20
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.5.2.1.Marş Motoru
Marş sistemi içten yanmalı motorların çalışmağa başlayabilmeleri için, öncelikle belirli bir
devirle döndürülmeleri gerekir, işte bu gereksinimi karşılayabilmek amacı ile düzenlenen
sistemlere, ilk hareket sistemleri denir. Motorlara ilk hareket verilmesi değişik metotlarla
sağlanabilir.
Bunlar iple, kolla, pedalla, marş motorlarıyla, yardımcı motorla ve basınçlı hava ile ilk
hareket biçimleridir. Konumuz olan marş motorları, ilk olarak 1911 yılında Cadillac
motorlarında uygulanmış, sonra giderek yaygınlaşarak günümüzde en çok kullanılan
sistem durumuna gelmiştir. Marş motorları elektrik enerjisini mekanik enerjiye çeviren
doğru akım motorlarıdır. Çalışması Faraday prensibine göre gerçekleşir. Sabit bir manyetik
alan içinde bulunan bir iletkenden akım geçirildiğinde, iletken hareket eder.
Şekil 12:Marş motoru
•
0.8-4 kw arasında çeşitli çıkış güçlerinde üretilmekte olup 12 veya 24 volt
sistemlerde kullanılırlar
•
Marş otomatiklidir.
•
Kavrama aşırı-hız kavramalı tipidir.
•
4 kutuplu ve 4 fırçalı (0.8 kw olan 2 fırçalı) seri motorudur.
•
Dönüş yönü genellikle saat yönündedir. Ancak birkaç tipte saat yönü tersindedir.
•
Montaj Pinyon taraf kapağı flanşından oturtularak yapılır.
•
Endüvi kendinden yağlamalı burç sistemleri ile yataklanmıştır.
1.2.2.5.2.2.Redüktörlü Cam Silecek Motoru
1.2.2.5.2.2.1. Teknik değerler
Nominal voltaj: 12V Motor: 12 oluklu endüvi;2 kutuplu self bobinli, sinter ferrit
mıknatıslı, endüvi mili 2 küresel yataklı eksenel boşluk vida ile ayarlı. Redüktör: zamak
braket, plastik dişli, tek ağızlı sonsuz vida, redüktör oranı 1/85.Tahrik: sinter sektör
dişlileri ile 115°’den 175°’ye kadar silme açıları, mekanizma sistemi ile 115°’ye kadar
silme açıları. Ağırlık: 1,1 kg.
Şekil 13:Redüktörlü cam silecek motoru
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
21
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
•
Her türlü iklim şarlarında çalışır.
•
Motor ekseni ile dişli ekseni arası 31mm veya 35 mm olmak üzere iki ana gruba
ayrılır.
•
Ön yataklanması rulman ile sağlamıştır.
•
Kutuplar iki adet sabit mıknatıstan oluşur.
•
Tek ve çift devirli kendinden fasıla röleli seçenekleri vardır. 1nm tork ile çift devirli
75 ve 55 d/d, tek devirli 68 d/d, arka cam silecek motoru 45 d/d hıza sahiptir. 1 nm tork
altında çift devirli yüksek hızda 3.5 A, düşük hızda 2.5 A, arka cam silecek motoru 1.7-2 A
akım çekmektedir.
•
Silecek mekanizması değişik uygulama şartları ve alanları için özel olarak dizayn
edilmektedir.
•
Arka cam silecek motorları kendinden mekanizmalı olup 110° ’lik geniş silme
açısına sahiptir.
•
Cam silecek motorları 12 ve 214 Volt sistemler için üretilmektedir.
1.2.2.5.2.2.2. Performans
1 Nm tork ile hız (dv/dk) : 45±5
Nm tork ile akım (A) : <1,7
İlk hareket torku (Nm) :>=12
Fren testi
Test voltajı: 13,5V
Test sıcaklığı : 20/25°C
22
1.2.2.5.2.3.Radyatörlü Fan Motoru
1.2.2.5.2.3.1. Genel Özellikler
Ferrit mıknatıslı DC motor.
Endüvinin yalıtımı: polyesterli vernik.
Görevi: radyatör soğutma ve araç içini havalandırma.
Kullanım yeri: orta, lüks sınıf otomobiller.
Şekil 14:Fan motoru
1.2.2.5.2.3.2. Teknik değerler
Nominal gerilim:12V.
Çıkış gücü:120/180W (kabin havalandırma) 70 / 90W (radyatör soğutma)
Motorun yapısı:açık ( Havalandırma)kapalı ( Soğutma)
Çalışma sıcaklığı……:-30 / + 80°C
Ağırlık……………….1,4 kg. (hav.) –1 kg. (Soğ. L=113) 1,2 kg. (Soğ. L=126)
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.5.2.4.Merkezi Kilitleme Sistemi Motoru Ve Elektrik
Kumandalı Cam Motoru
Şekil 15:Merkezi kilitleme sistemi ve elektrik kumandalı camların elemanları
13.Akü
33-34Ön ve arka camların sigortası
37. Bağlantı
50. Sigorta kutusu merkezi kilitleme sistemi kontrol ünitesi (E 14) ile birlikte
51. Ön cam elektronik kontrol ünitesi.
62. Kontak anahtarı
75. Sol ön cam motoru
76. Sol arka kapı kilidi, motoru ile birlikte
77. Sağ arka kapı kilidi, motoru ile birlikte
78. Sol ön kapı kilidi, motoru ile birlikte.
79. İç aydınlatma ve ön cam kumanda anahtarı
80. Sol ön kapıdaki elektrikli cam kumanda düğmesi
88. Sağ ön cam motoru
89. Sağ ön kapı kilidi, motoru ile birlikte
90. İç aydınlatma ve ön cam kumanda anahtarı
91. Sağ ön kapıdaki elektrikli cam kumanda düğmesi.
95. Sol arka şase
96. Bagaj kaputu kilidi mikro anahtarı
102. Bagaj kaputu kilit motoru
168. Sol arka kapı cam motoru
169. Arka sol kapıdaki elektrikli cam kumanda düğmesi
172. Arka camların elektronik kontrol ünitesi
176. Sağ arka kapı motoru.
177. Arka sağ kapıdaki elektrikli cam kumanda düğmesi.
1.2.2.5.2.5.Elektrik Kumandalı Tavan Motoru
3.Sigorta kutusu
10. Akü şasileme noktası
12. Kontak ünitesi
22. Ön göğüs sağ şasileme noktası
92. 20A sigorta
93A. Tavan camı kontrol ünitesi
93C. Tavan camı motoru
4. Sigorta ve röle ünitesi
11. Akü
19. Arka şasileme noktası
91. Güç rölesi
92A. Tavan camı ile kablo bağlantısı
93B. Tavan camı kumanda butonu
93D. Durdurma anahtarı
Şekil 16:Elektrik Kumandalı Tavan Motorunun Parçaları
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
23
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.5.3. Adım motorları ( step motorlar )
Açısal konumu adımlar halinde değiştiren, çok hassas sinyallerle sürülen motorlara adım
motorları denir. Adından da anlaşılacağı gibi adım motorları belirli adımlarla hareket
ederler. Bu adımlar, motorun sargılarına uygun sinyaller gönderilerek kontrol edilir.
Herhangi bir uyartımda, motorun yapacağı hareketin ne kadar olacağı, motorun adım
açısına bağlıdır. Adım açısı motorun yapısına bağlı olarak 90° , 45° , 18° , 7.5° , 1.8° veya
daha değişik açılarda olabilir. Motora uygulanacak sinyallerin frekansı değiştirilerek
motorun hızı kontrol edilebilir. Adım motorlarının dönüş yönü uygulanan sinyallerin sırası
değiştirilerek saat ibresi yönü (CW) veya saat ibresinin tersi yönünde (CCW) olabilir.
Adım motorlarının hangi yöne doğru döneceği, devir sayısı, dönüş hızı gibi değerler
mikroişlemci veya bilgisayar yardımı ile kontrol edilebilir. Sonuç olarak adım motorlarının
hızı, dönüş yönü ve konumu her zaman bilinmektedir. Bu özelliklerinden dolayı adım
motorları çok hassas konum kontrolü istenen yerlerde çok kullanılırlar.
Adım motorlarının kullanıldıkları yerlere örnek olarak, endüstriyel kontrol teknolojisi
içerisinde bulunan bazı sistemler, robot sistemleri, takım tezgâhlarının ayarlama ve
ölçmeleri verilebilir. Ayrıca, adım motorları konumlandırma sistemlerinde ve büro
makineleri ile teknolojisi alanında da kullanma alanı bulmaktadır. Adım motorlarının bu
kadar çok kullanılma alanı bulmasının nedeni bu motorların bazı avantajlara sahip
olmasıdır.
Bu avantajlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
• Geri beslemeye ihtiyaç göstermezler. Açık döngülü olarak kontrol edilebilirler.
• Motorun hareketlerinde konum hatası yoktur.
• Sayısal olarak kontrol edilebildiklerinden bilgisayar veya mikroişlemci gibi elemanlarla
kontrol edilebilirler.
• Mekanik yapısı basit olduğundan bakım gerektirmezler.
• Herhangi bir hasara yol açmadan defalarca çalıştırılabilirler.
Adım motorlarının dezavantajları aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
• Adım açıları sabit olduğundan hareketleri sürekli değil darbelidir.
• Sürtünme kaynaklı yükler, açık döngülü kontrolde konum hatası meydana getirirler.
• Elde edilebilecek güç ve moment sınırlıdır.
1.2.2.5.3.1.Adım Motoru Çeşitleri
Kullanımda olan birçok elektrik motorunda olduğu gibi adım motorları da makinenin
yapısına ve çalışmasına göre sınıflandırılabilir
1.2.2.5.3.1.1. Değişken Relüktans lı (DR) Adım Motoru
Değişken relüktans lı ( manyetik alanın içinde
bulunduğu ortama karşı gösterdiği direncin ölçütüdür
)adım motoru en temel adım motoru tipidir. Bu motorun
temel prensiplerinin daha iyi anlaşılabilmesi için kesit
görünüşü Şekil 1’ de gösterilmiştir. Bu üç-fazlı motorun
6 adet stator kutbu vardır. Birbirine 180° açılı olan
herhangi iki stator kutbu aynı faz altındadır. Bunun
anlamı, karşılıklı kutupların üzerindeki sargıların seri
veya paralel olması demektir. Rotor 4 adet kutba
sahiptir. Stator ve rotor nüveleri genellikle ince tabakalı
silisli çelikten yapılırlar.
Şekil 17:DR adım motoru
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
24
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Düşük manyeto motor kuvveti uygulansa bile, stator ve rotor malzemeleri yüksek
geçirgenlikli ve içlerinden yüksek magnetik akı geçecek kapasitede olmalıdır.
1.2.2.5.3.1.2. Sabit Mıknatıslı (SM) Adım Motorları
Rotorunda sabit mıknatıs kullanılan adım motoruna sürekli mıknatıslı adım motoru adı
verilir. 4-fazlı bir SM adım motorunun bir örneği Şekil 2’de gösterilmiştir. Silindirik sabit
mıknatıs rotor gibi çalışır, etrafında ise her biri üzerine sargılar sarılı olan 4 adet kutbun
bulunduğu stator vardır
Burada C ile adlandırılan terminal, her bir fazın birer uçlarının birleştirilerek güç
kaynağının pozitif ucuna bağlandığı
ortak uçtur. Eğer fazlar Faz1, Faz2,
Faz3, Faz4 sırasıyla uyartılırsa; rotor
saat ibresi yönünde (CW) hareket
edecektir. Bu motorda, adım açısının
90° olduğu açıkça görülmektedir. SM
adım motorunda adım açısını azaltmak
için, manyetik kutup sayısı ile birlikte
stator kutup sayısı arttırılmalıdır. Fakat
her ikisinin de bir sınırı vardır. Buna
alternatif olarak küçük adım açılarına
sahip karışık yapıdaki SM adım
motorları kullanılmaktadır
Şekil 18:Sabit mıknatıslı 4-fazlı SM adım motoru
1.2.2.5.3.1.3. Karışık Yapılı (Hybrid) Adım Motoru
Rotorunda sabit mıknatıs bulunan bir diğer adım motoru da karışık yapılı adım motorudur.
Hybrid kelimesi motorun sabit mıknatıslı ve değişken relüktans lı motorların prensiplerinin
birleşmesinden dolayı verilmiştir. Günümüzde çok geniş bir kullanım alanına sahip olan
Hybrid adım motorunun yapısı Şekil 3’te verilmiştir. Statorun nüve yapısı değişken
relüktans lı adım motorunun aynısı veya çok benzeridir. Fakat sargıların bağlantısı
değişken relüktans lı motorunkinden farklıdır. Değişken relüktans lı adım motorunda bir
kutupta bir fazın iki sargısından sadece bir tanesi sarılmış iken, 4 fazlı karışık yapılı adım
motorunda iki farklı fazın sargıları aynı kutupta sarılmıştır. Bundan dolayı bir kutup sadece
bir fazın altında değildir. Karışık yapılı adım motorlarında moment, diş yapılarındaki hava
aralıklarının manyetik alanlarının etkileşimi ile oluşturulur. Bu tip motorlarda sürekli
mıknatıs, sürücü kuvveti oluşturmak için önemli rol oynamaktadır. Fakat karışık yapılı
adım motorundaki rotor ve stator dişlerinin küçük adım açıları elde etmek için dizayn
edildiği bilinmelidir.
Şekil 19: Karışık yapılı adım motorunun yapısı
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
25
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.5.4. SERVO MOTORLAR
Adım motorunun yapısal frenleme ve çözünürlük sağlamasından dolayı amaca uygun
olarak gözükse de sorun olarak karşımıza yetersiz çözünürlük ve de hız problemleriyle
çıkan adım kaçırma sorunları çıkınca cazibesini yitirmektedir. Servo motor kavramı burada
ortaya çıkmaktadır. Yapı Step motorla DC motorun birleştirilmesiyle oluşmuştur. Üç ana
dış bobin yapısıyla; step motorun parçalama teorisine, döndürme prensibiyle de DC motoru
çağrıştırmaktadır. Ekstra olarak konum algılama sensörleri ve gelişmiş sargı teknikleri yer
almaktadır. D.C. Servo motorlar çok küçük
güçlerden çok büyük güçlere kadar imal
edilirler(0,05 Hp den 1000 Hp ye kadar). Bu
motorlar klasik D.C. motorlar gibi imal
edilirler. Bu motorlar küçük yapılıdır ve
endüvileri (yükseklik . uzunluk / Çap
oranıyla) kutup atalet momentini minimum
yapacak şekilde tasarlanırlar. Küçük çaplı ve
genellikle içerisinde kompanzasyon sargısı
olan, kuvvetli manyetik alanı boyu uzun
doğru akım motorlarına da Servo motor
denir. D.C. Servo motor çalışma prensibi
açısından aslında, Statoru Daimi Mıknatıs
bir D.C. motordur. Manyetik alan ile içinden
akım geçirilen iletkenler arasındaki etkileşim
nedeniyle bir döndürme momenti meydana
gelir.
Şekil 20: Servo Motor
Bu döndürme momenti manyetik alan vektörü ile sargı akım vektörü arasındaki açı 90°
olduğunda maksimum değerini alır. Bir D.C. Servo motorda fırçaların konumları, her iki
dönüş yönü için de döndürme momenti açısının 90° olmasını sağlayacak şekilde
belirlenmiştir. Kolektör segmentlerinin fazla olması neticesinde momentin sıfır bir noktada
rotorun hareketsiz kalması engellenmiş olur.
Sanayide kullanılan çeşitli doğru akım motorları vardır. Servo sistemlerde kullanılan doğru
akım motorlarına ise D.C. Servo motorlar adı verilir. D.C. Servo motorlarda rotor
eylemsizlik momenti çok küçüktür. Bu sebepten piyasada çıkış momentinin eylemsizlik
momentine oranı çok büyük olan motorlar bulunur.
Bazı D.C. Servo motorların çok küçük zaman sabitleri vardır. Düşük güçlü D.C. Servo
motorlar piyasada genellikle bilgisayar kontrollü cihazlarda (disket sürücüler, teyp
sürücüleri, yazıcılar, kelime işlemciler, tarayıcılar vs.) kullanılırlar. Orta ve büyük güçlü
Servo motorlar ise sanayide genellikle robot sistemleri ile sayısal denetimli hassas diş
açma tezgâhlarında kullanılır. D.C. motorlarda alan sargıları rotor sargılarına seri veya
paralel bağlanır. Endüvi sargılarından bağımsız olarak uyartılan alan sargılarının akısı
Endüvi sargılarından geçen akımın fonksiyonu değildir. Bazı D.C. motorlarda manyetik
akı sabittir. Uyarma sargıları endüviden bağımsız olan veya sabit mıknatısla uyartılan
motorlarda hız kontrolü endüvi gerilimi ile yapılabilir. Bu tip kontrol yöntemine endüvi
kontrol yöntemi denir.
Uyarma sargılarının yarattığı akı ile yapılan denetlemede ise endüvi akımı sabit tutulur.
Statorda bulunan uyartım sargılarının yarattığı akının kontrolü ile hız ayarlanır. Bu tip
motorlara alan kontrollü motorlar denir. Fakat rotor sargılarından geçen akımın sabit
tutulabilmesi ciddi bir problemdir. Zira rotor akımı yükün ve kaynağın birer
fonksiyonudur.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
26
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Endüvi kontrollü motorlara göre alan kontrollü motorların alan sabitleri daha büyüktür.
Büyük aralıklarda değişen hız ayarlarında rotor geriliminin değiştirilmesi; buna karşılık
küçük aralıklarda hassas hız ayarı gereken yerlerde ise alan sargılarının yaratmış olduğu
manyetik akı hız kontrolü yöntemi tercih edilir.
D.C. Servo motorlar genellikle “elektronik hareketli denetleyiciler ” adı verilen Servo
sürücüler ile kontrol edilirler. Servo sürücüler Servo motorun hareketini kontrol ederler.
Kontrol edilen büyüklükler çoğu zaman noktadan noktaya konum kontrolü, hız kontrolü ve
ivme programlamasıdır. PWM tekniği adı verilen darbe genişlik modülasyonu genellikle
robot kontrol sistemlerinde, sayısal kontrol sistemlerinde ve diğer konum
denetleyicilerinde kullanılırlar.
1.2.2.5.4.1.DC Servo motor ve AC Servo motorun karşılaştırılması
Fırçasız Servo motorlar D.C. Servo motorların bakım gereksinimlerini ortadan kaldırmak
amacıyla getirilmiştir. Modern Servo sistemlerde kullanılan fırçasız Servo motorların en
önemli üstünlüğü fırça ve komütatör elemanlarının bulunmasıdır. Bu nedenle fırçaların
bakımı diye bir olaydan bahsedilemez ve fırçalardan birçok problem önlenmiş olur.
Kolektörlü D.C. Servo motorlarda oluşan problemler bazen çok açık bir şekilde belli
olmaz. Bazen fırçalarda olan kirlenme bile problem oluşturabilir. Fırçaların performansı ve
ömrü atmosferlik şartlarla bile değiştiğinden dolayı değişik ortam koşullarında değişik
yapılı fırçalar kullanılabilmektedir.
Fırçasız Servo motorlarda verim, eş ölçüdeki bir D.C. Servo motora oranla daha yüksektir
ve fırçaların sürtünme etkisi olmadığından dolayı sürtünme kuvveti verime katkıda
bulunur. Kolektör ve fırça aksamının yokluğu motor boyunu düşürür. Bu sadece motor
hacmini düşürmekle kalmaz rotor destek rulmanları arasındaki mesafe ve rotor boyunun
kısalması dolayısıyla rotorun yanal rijitliği de arttırılmış olmaktadır. Bu özellik
hız/eylemsizlik oranına gereksinim duyulan uygulamalarda önemlidir.
Fırçasız konfigürasyonda sarımların sabit stator içine sarılması sebebi ile ısı yalıtımı için
daha fazla en kesit alanı sağlanabilmekte ve sargılarda oluşabilmek ısı artışı algılama
elemanları vasıtasıyla kolayca algılanabilmektedir.
Modern Servo sistemlerde pozisyon sinyalinin belirlenmesi amacı ile bir kodlayıcı
(encoder) veya resolver kullanılır. Kodlayıcı ve motorun tek bir ana iskelet üzerinde
toplanması ile sistem daha kompakt bir yapıda olmaktadır. Bu motor yapısında manyetik
akıyı üretmek için gerekli olan mıknatıs rotora monte edildiğinden dolayı döner-alan tipli
motor yapısındadır. Senkron motor tipli fırçasız Servo motorların yapıları doğru akım
Servo motorlarından farklı olması nedeniyle bu tipteki Servo motorlar fırçasız D.C. Servo
motor olarak adlandırılır.
D.C. Servo motorlardaki kolektörün aksine Fırçasız D.C. Servo motorlar akımı yarıiletken
güç elektroniği elemanları ile doğrulturlar. Diğer yönden rotor manyetik alanının kodlayıcı
vasıtası ile algılanıp, algılanan bu pozisyona uygun düşecek şekilde stator sarımlarına üç
fazlı alternatif akım verilmesi dolayısı ile kalıcı mıknatıslı senkron motor tipindeki fırçasız
Servo motorlar aynı zamanda A.C. Servo motorlar olarak da adlandırılır. Fırçasız Servo
motorlarda rotor manyetik alanı ile statora verilen akımlar dikey şekilde kontrol edildiği
taktirde D.C. Servo motorlarla aynı olan hız-moment karakteristikleri elde edilir.
Servo motorlar kullanımları gereği çok sık şekilde ivmelenme ve yavaşlama işlemlerine
maruz kaldıklarından dolayı, maksimum moment değeri anma momentlerinin katlarca
fazlası olmalıdır. D.C. Servo motorlarda anma momentlerinin aşılması durumunda
komütatör aksamında kıvılcımlaşma olayı meydana gelir. Aynı şekilde hız arttıkça moment
değeri de çok hızlı bir şekilde düşer. 1
1
http://www.bilgiustam.com/servo-motor-nedir-nasil-calisir/
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
27
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.6.Transistörler
Yarı iletken malzemeden yapılmış ve iki elektrodu arasındaki direnci, üçüncü elektroda
uygulanan gerilim ile değişen elektronik devre elemanıdır. Her Ne kadar diyotun yapısına
benzese de çalışması ve fonksiyonları diyottan çok farklıdır. Transistör iki eklemli üç
bölgeli bir devre elemanı olup iki ana çeşittir. • NPN • PNP
1.2.2.6.1. Transistörün başlıca çeşitleri şunlardır:
• Yüzey birleşmeli (Jonksiyon) transistör
• Nokta temaslı transistör
• Unijonksiyon transistör
• Alan etkili transistör
• Foto transistör
• Tetrot (dört uçlu) transistör
• Koaksiyal transistör
1.2.2.6.2. Transistörün kullanım alanları:
Transistör yapısal bakımdan, yükselteç olarak çalışma özelliğine sahip bir devre
elemanıdır. Elektroniğin her alanında kullanılmaktadır.
1.2.2.6.3. Transistörlerin Yapısı
Yukarıda belirtilen değişik işlevli bütün transistörlerin esası YÜZEY BİRLEŞMELİ
TRANSİSTÖR 'dür. Bu nedenle, yüzey birleşmeli transistörlerin incelenmesi,
transistörlerin yapısı, karakteristikleri ve çalışma prensipleri hakkındaki gerekli bilgileri
verecektir. Transistörler, temel yapısı bakımından aşağıda gösterilmiş olduğu gibi; iki
gruba ayrılır:
NPN tipi transistörler
PNP tipi transistörler
Yine her iki tip transistörün de N-P-N ve P-N-P bölgeleri şöyle adlandırılır:
•
EMİTÖR; "E" ile gösterilir.
•
BEYZ (BAZ); "B" ile gösterilir.
•
KOLLEKTÖR; "C" ile gösterilir.
Bölgeler şu özelliklere sahiptir:
Emiter bölgesi (Yayıcı): Akım taşıyıcıların harekete başladığı bölge.
Baz bölgesi (Taban): Transistörün çalışmasını etkileyen bölge.
Kollektör bölgesi (Toplayıcı): Akım taşıyıcıların toplandığı bölge.
Bu bölgelere irtibatlandırılan bağlantı iletkenleri de, elektrot, ayak veya bağlantı ucu olarak
tanımlanır. Akım taşıyıcılarının BAZ bölgesini kolayca geçebilmesi için, baz 'ın mümkün
olduğunca ince yapılması gerekir.
1.2.2.6.4. Transistör de polarlama
Transistörün asıl görevi, değişik frekanslardaki AC işaretleri yükseltmektir. Transistörün
bu görevi yerine getirebilmesi için, önce Emiter, Beyz ve Kollektörün DC gerilim ile
beslenmesi gerekir. Uygulanan bu DC gerilime POLARMA GERİLİMİ denir. Serbest
elektronların çok hızlı hareket etmesi nedeniyle NPN transistördeki akım iletimi de hızlı
olmaktadır. Bu nedenle NPN transistörler yüksek frekanslarda çalışmaya daha uygundur.
Uluslararası kabule göre, bir iletkendeki elektron akış yönü ile akım yönü birbirine göre
terstir.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
28
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Uluslararası elektroteknik kuruluşu (IEC) tarafından yapılan kabule göre; Elektrik ve
Elektronik devrelerindeki AKIM YÖNÜ, besleme kaynağının pozitif kutbundan (+),
Negatif kutbuna (-) doğru olan yöndür. Diyot sembollerindeki ve transistörlerin
emiterindeki akım yönünü gösteren oklar da"+" dan dan "-" 'ye doğrudur. Elektron yönü
sadece teorik açıklamalar sırasında gösterilmektedir. Kirchoff kanununa göre, yapılan
devre hesaplamalarında "+" ve "-" akım yönlerinin gösterilmesi gerekebilir. Burada,
besleme kaynağının pozitif kutbundan negatif kutbuna doğru olan yön, "+"akım yönü,
bunun tersi olan yön ise "-" akım yönü olarak gösterilir.
1.2.2.6.5. Transistörlerde Yükseltme İşleminin Gerçekleştirilmesi
Transistörler yapısı gereği, akım yükseltme özelliğine sahiptir. Uygun, bir devre dizaynıyla
gerilim ve güç yükseltmesi de yapar. Tabi bu işlemlerde de asıl olan akımdır. Bu nedenle,
önce akımın nasıl yükseltildiğinin bilinmesi gerekir.
1.2.2.6.6. Transistörün Anahtarlama Elemanı Olarak Çalıştırılması
Sayıcılar (counters), bilgisayarlar (computers), ateşleme devreleri (trigger circuit) gibi,
bir kısım devrenin çok hızlı çalışması (on) ve sükunete geçmesi (off) gerekebilir. Bu gibi
hallerde çok hassas bir anahtarlama yapılması gerekir. Bu devrelerde, transistörden anahtar
olarak yararlanılmaktadır. Transistör ile nanosaniye 'lik yani 10-9 saniyelik (sn) bir çalışma
hızı sağlanmaktadır.
Transistörden, iki şekilde anahtar olarak yararlanılabilmektedir.
•
Normal çalışmada
•
Doyma halindeki çalışmada
Transistörün doyma halinde çalışması, kısa bir an için, taşıyabileceği maksimum akımda
görev yapması demektir.
1.2.2.6.7. Transistörün Çalışma Kararlılığının Etkileyen Faktörler
Bir transistöre kararlı bir çalışma yaptırabilmek için, öncelikle karakteristik değerlerine
uygun bir devre düzeni kurmak gerekir. Bunu içinde, daha önceden de belirtilmiş olduğu
gibi, katalog değerlerine ve karakteristik eğrilerinde verilen bilgilere uyulmalıdır.
1.2.2.6.7.1.Sıcaklık
Aşırı ısınan transistörün çalışma dengesi bozulur, gücü düşer. Daha da çok ısınırsa yanar.
Isınan transistörlerde elektron sayısı anormal artacaktır. Bu artış nedeniylede belirli giriş
değerleri için alınması gereken çıkış değerleri değişir. Buda kararlı çalışmayı önler. Daha
çok ısınma halinde ise kristal yapı bozulur. Bu durumda transistörün yanmasına neden
olur. Isınma transistörün kendi çalışmasından kaynaklandığı gibi, sıcak bir ortamda
bulunmasından dolayı da olabilir.
1.2.2.6.7.2.Frekans
Her transistör, her frekansta çalışmaz. Örneğin:
NPN transistörler, PNP transistörlere göre yüksek frekanslarda çalışmaya daha uygundur.
Nedeni de NPN transistörlerde elektrik yükü taşıyıcıları ELEKTRONLAR dır. PNP
transistörlerde ise taşıyıcılar pozitif elektrik yükleridir. Elektronlar, pozitif elektrik
yüklerine göre çok daha hızlı ve serbest hareket edebildiklerinden, yüksek frekanslar için
NPN transistörler daha uygundur.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
29
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.6.7.3.Polarma Yönü
Polarma gerilimini uygularken, ters polarma bağlantısı yapmamaya özellikle dikkat
edilmelidir. Böyle bir durumda, transistör çalışmayacağı gibi, normalden fazla
uygulanacak olan ters polarma gerilimleri jonksiyon diyotlarının delinmesine, yani kristal
yapının bozulmasına neden olacaktır.
1.2.2.6.7.4.Aşırı Toz ve Kirlenme
Transistörlerin toza karşı ve özelliklede metalik işlemlerin yapıldığı ortamlarda çok iyi
korunması gerekir. Aşırı toz ve kirlenme elektrotlar arası yalıtkanlığı zayıflatacağından
kaçak akımların artmasına neden olacaktır. Eğer metal ve karbon (kömür) tozlarıyla karışık
bir tozlanma varsa, transistör elektrotlarının kısa devre olma ihtimalide mevcuttur. Tozlu
ortamda çalıştırılması zorunlu olan transistörlerin ve bütün elektronik devrelerin toza karşı
iyi korunmaları ve zaman zaman devrenin enerjisi kesilmek suretiyle, yumuşak bir fırça ve
aspiratör tozların temizlenmesi gerekir. Tozların temizlenmesi sırasında, elektrik
süpürgesiyle üfleyerek temizlik kesinlikle yapılmamalıdır.
1.2.2.6.7.5.Nem
Transistörler ve bütün elektronik devreler, neme karşıda çok iyi korunmalıdır. Gerek su
buharı, gerekse de bazı yağ ve boya buharları, doğrudan kendileri elektrotlar arasında kısa
devre yapabileceği gibi, tozlarında yapışıp yoğunlaşmasına neden olacağından, cihazların
kararlı çalışmasını engelleyecektir.
1.2.2.6.7.6.Sarsıntı
Sarsıntılı ortamda kullanılan cihazlarda, daima bağlantıların kopması ihtimali vardır. Aşırı
sarsıntı iç gerilmeleri de arttıracağından kristal yapının bozulması da mümkündür.
Sarsıntılı ortamlarda çalıştırılacak cihazlara üreticiler tarafından özel sarsıntı testi
uygulanır.
1.2.2.6.7.7.Elektriksel ve Magnetik Alan Etkisi
Gerek elektriksel alan, gerekse de magnetik alan serbest elektronların artmasına ve onların
yönlerinin sapmasına neden olur. Bu da kararlı çalışmayı önler. Bu gibi ortamlarda
kullanılacak cihazlar faraday kafesiyle ve anti magnetik koruyucularla korunmalıdır.
1.2.2.6.7.8.Işın Etkisi
Röntgen ışınları, Lazer ve benzeri çok yüksek frekanslı ışınlarda kararlı çalışmayı etkiler.
Bu gibi yerlerde kullanılacak cihazlarda özel koruma altına alınmalıdır.
1.2.2.6.7.9.Kötü Lehim (Soğuk Lehim)
Transistörün ve bütün elektronik devre elemanlarının çok ustaca lehimlenmesi gerekir.
Soğuk lehim olduğu taktirde, dışarıdan bakıldığında lehimliymiş gibi görünmesine rağmen,
elektriksel iletimin iyi olmamasına neden olacağından bütün bir sistemin kararlı
çalışmasını engelleyecektir. Ayrıca aşırı ısıtılarak lehim yapılması da devre elemanlarını
bozar. Belirli bir lehim pratiği olmayanların, transistör ve benzeri elektronik devre
elemanlarının lehimini yapmaması gerekir.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
30
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.6.8. Transistör Üzerindeki Harf Ve Rakamların Okunması
•
•
•
•
Üretici firmanın adı ve sembolü,
Kod numarası: (2N 2100 vb...). Transistör bu numara ile tanıtılır.
Ayak bağlantıları (E,B,C) veya işareti.
Küçük transistörlerin genellikle kollektör veya emiter tarafında bir nokta veya tırnak bulunur.
1.2.2.7.Tristörler
Tristörler üzerinden sadece bir yönde akım geçmesini sağlayan yarı iletken bir devre
elemanıdır. PNPN yapıdadır ve üzerinde üç adet uç bulunur. Bunlar katot, anot ve gate
(tetikleme) uçlarıdır. İletken olduğu anda üzerindeki akımı katottan anoda doğru geçirir.
Gate ucu ise tristörün iletime geçirilmesi için kullanılır. Eğer tristör katot gate'li ise pozitif
gerilim ile tetiklenir. Anot gate'li tristörler ise katoda göre daha negatif bir gerilim
verildiğinden tetiklenirler.
Şekil 21:Katot gate'li bir tristörün devre çizimlerinde kullanılan şekli
Tristörler devre üzerinde kullanılırken anot ucuna pozitif; katot ucuna da negatif bir
gerilim uygulanır. Bu durumda tristör yalıtkandır ve üzerinden herhangi bir akım geçirmez.
Tristörün iletime geçebilmesi için gate ucuna tristörün hassasiyetine bağlı olarak küçük bir
pozitif gerilim uygulamak gerekir. Artık tristör tetiklenmiştir ve bu tetikleme işlemi
saniyenin binde birinde gerçekleşir. Tristör tetiklendiğinde iç direnci yaklaşık 0.2 ohm gibi
bir değere düşer.
Teorik olarak tristör bu şekilde tetiklenebilse de pratikte bu tetikleme işlemi sonucunda
tristör arızalanır çünkü tristörün üzerinden geçen akımı harcayacak ve tristörü koruyacak
bir yük elemanı bulunmamaktadır. Pratikte tristörün anot ucuna tristör üzerinden geçecek
olan akımı üzerinde harcayacak bir yük elemanı bağlanmalıdır. Bu eleman genellikle
devrenin amacına uygun olarak bir lamba, motor veya buna benzer yük elemanıdır.
Tristörlerin iki türlü çalışma şekli vardır. Birincisi DC akım ile çalıştırmadır. Bu şekilde
çalıştırılan bir tristör doğru bağlantılar yapıldıktan sonra gate ucuna verilecek tetikleme
sinyali ile iletime geçer ve tetikleme sinyali ortadan kalksa bile iletkenliği devam eder.
Tristörü iletimden çıkarmak için devreye uygulanan gerilimin kesilmesi gerekir.
İkinci yöntem ise AC akım ile çalıştırmadır. Bilindiği üzere AC akım çift yönlü bir akımdır
yani AC akım kaynağının frekansına göre kaynaktan alınan akım bir süre pozitif bir sürede
negatif akım olarak çıkar. İşte bu çalıştırma anında tristörün anodu pozitif; katodu da
negatif pulsleri aldığı zaman gate ucuna bir tetikleme yapılırsa tristör bu puls boyunca
iletime geçer. AC akım yön değiştirdiğinde ise tristör yalıtkandır. Bu durum AC akımın
frekansına göre çeşitli hızlarda gerçekleşir.
Örneğin AC akım 50 Hz ise tristörde saniyede 50 defa iletken ve yalıtkan durumuna geçer.
Bu şekil çalıştırmada gate ucuna verilen tetikleme sinyali sürekli olmalıdır aksi halde
tristör AC akımın ilk yön değiştirdiği anda yalıtkan olur ve bir daha iletime geçmez.
Yapı olarak tristör iki adet transistörden oluşan bir devre elemanıdır.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
31
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Şekil 22:Tristörün transistörler ile yapılmış eşdeğer devresi
1.2.2.7.1. Sağlamlık Kontrolü:
Tristörler ölçü aletleri ile ölçülebileceği gibi basit bir tristör kontrol devresi ile de
ölçülebilir.
32
Şekil 23:Tristör kontrol devresi
1.2.2.7.1.1.Devre yardımıyla kontrol
Devrede yük olarak 12V ampül kullanılmıştır. S1 anahtarı kapatıldığında devreye 12V DC
verilmiş olur ancak tristör henüz iletken değildir ve lamba yanmaz. S2 anahtarı
kapatıldığında 1 K ohm' luk direnç ile düşürülen ve gate tetiklemesi olarak kullanılacak
olan pozitif gerilim tristörün gate ucuna uygulanır. Bu durumda tristör gerekli tetikleme
sinyalini aldığından iletime geçecek ve yük üzerinden akımın akmasına izin verecektir. Şu
anda lamba yanmaktadır. Artık S2 anahtarı açılsa bile tristör iletimde kalmaya devam
edecektir. Tristörü iletimden çıkarmak için S1 anahtarı açılarak devre gerilimi kesilmelidir.
S1 anahtarı tekrar kapatıldığında lamba yine yanmayacaktır çünkü gate ucundan tetikleme
voltajı veren S2 anahtarı açıktır. Eğer burada bahsedilenler doğru olarak gerçekleşiyorsa
tristör sağlamdır. S1 anahtarı kapatılır kapatılmaz lamba yanıyorsa veya gate ucuna
tetikleme sinyali verildiği halde lamba yanmıyorsa tristör arızalı demektir.
Bu devrede 12V DC yerine 12V AC kullanılmış olsaydı S1 anahtarı kapatıldığında lamba
yine yanmayacaktı ve S2 anahtarı kapatıldığında lamba yanacaktı ancak burada bir fark
var; S2 anahtarı açıldığı anda lamba sönecektir.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Çünkü AC akımın ilk negatif palsinde tristör iletkenliğini kaybedecektir. Lambanın sürekli
yanması için S2 anahtarının da sürekli kapalı kalması gerekmektedir. AC akım
kullanıldığında tristör AC akımın sadece pozitif palslerde iletime geçeceğinden lamba DC
akım kullanılan devreye göre daha sönük yanacaktır.
1.2.2.7.1.2.Ölçü aletiyle kontrol
İkinci yöntem olan ölçü aleti kullanarak tristörü ölçmek için ölçülecek bir tristör ve bir
Ohm Metreye ihtiyaç vardır. Ölçü aleti X1 konumuna alınarak siyah ucu tristörün anoduna
bağlanır. Kırmızı uç ise katoda bağlanır. Bu durumda ölçü aletinde herhangi bir değer
okunmaması gerekir. Eğer düşük bir direnç veya kısa devre gözleniyorsa tristörün anotkatot arası kısa devre olmuş demektir ki bu da tristörün arızalı olduğunu gösterir. Eğer bu
ölçümde bir hata yoksa şimdi sıra gate ucunun sağlamlığını ölçmeye geldi. Kırmızı ve
siyah uçlar tristöre bağlı iken siyah uç anottan ayrılmadan aynı anda gate ucuna
değdirildiğinde tristör tetiklenmiş olur ve ölçü aletinde çok düşük bir direnç hatta kısa
devre görülür. Bu durumda tristör tetiklenmiştir, anot-katot arası iletken olmuştur ve gate
ucu sağlamdır. Şimdi gate ucuna değdirilen siyah uç ayrılır ve ölçü aletinde hala aynı
sapmanın olduğu görülür. Bu da tristörün bir kez tetiklendikten sonra tetikleme kesilse bile
iletimde kaldığını gösterir. Eğer gate ucu ayrıldığında ölçü aleti de yüksek bir direnç veya
açık devre gösteriyorsa tristör arızalıdır veya gate ucu değdirildiği halde ölçü aletinde bir
sapma olmuyorsa tristör yine arızalıdır.
Ölçü aletinin siyah ucu tristörün gate ucuna kırmızı ucu da katoda bağlandığında çok
düşük bir direnç (40 Ohm civarında) okunmalı. Uçlar ters çevrildiğinde ise maksimum
direnç (açık devre) okunmalı. Ayrıca Anot-Gate ve Anot-Katot ölçümleri her iki yönde de
maksimum direnç (açık devre) göstermelidir.
1.2.2.8.Triyaklar
Triyak bir Alternatif Akim (AC) anahtarıdır. AC akımda her iki yönde de iletkendir. Gate
ucuna verilecek DC veya AC tetikleme sinyali ile iletime geçebilir.
Ana uçlar arasındaki AC akim yön değiştirirken gerilimin sıfır olduğu anda triyak yalıtkan
duruma geçer. Triyak ’ın devamlı iletimde kalabilmesi için sürekli tetikleme sinyali
verilmeli veya AC akimin her yön değiştirdiği anda tekrar tetiklenmelidir. Triyak ’ın hem
DC hem de AC akımla tetiklenebildiğinden bahsetmiştik. Eğer DC akim ile tetiklenirse ki
DC akimin artı (+) veya eksi (-) olması fark etmez- tetikleme akimi var olduğu sürece
triyak iletkendir. Tetikleme akimi kesildiğinde iletimini kaybeder. AC akim ile
tetiklendiğinde ise; bilindiği üzere AC akim sinüsoidal bir akimdir yani frekansına bağlı
olarak saniyede belirli aralıklarla bir sinüs dalgası çizer. İşte bu sinüs dalgasının pozitif ve
negatif alternanslarında triyak iletkendir ancak sinüs dalgasının sıfır olduğu anlarda triyak
yalıtkandır. Triyak çok düşük bir gate akimi ile saniyenin binde birinde iletime geçer ve
üzerinden büyük akımlar geçirebilir. Bu yüzden çok küçük akımlarla büyük akim
gerektiren yüklerin kontrolünde kullanılabildiği gibi AC akımların DC akımlarla kontrol
edilebilmesini de sağlar yani AC akim, DC akim ile çalışan transistörlü devreler tarafından
kontrol edilebilir. Aslında triyak 'lar iç yapı olarak birbirine ters bağlı iki tristör 'den başka
bir şey değildir. Yapılan bu özel bağlantı ile AC akimin her iki yönünde de bir tristör
iletime geçerek triyak ’ın sürekli iletken olması sağlanır. Triyaklarda A2 ucu daima yükün
bağlandığı uçtur.
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
33
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
Şekil 24:Tristör sembolü ve eşdeğer devre şeması
1.2.2.8.1. Sağlamlık kontrolü
Yine tristör 'de olduğu gibi triyak da hem ölçü aleti ile hem de basit bir devre ile kontrol
edilebilir. Ancak ölçü aleti ile yapılan kontrol ölçü aletinin içindeki pil kullanılarak
yapıldığından triyak ’ın yüksek gerilimlerde doğru çalışıp çalışmayacağı konusunda tam
bir fikir vermez. En iyi ölçüm triyak ’ın kullanım amacına uygun basit bir devre ile
yapılabilir.
34
1.2.2.8.1.1.Ölçü aletiyle kontrol
Ölçü aleti Ohm metre konumunda X1 kademesine alınır. Triyak ’ın Gate ve A1 uçları her
iki yönde de minimum direnç (40-60 ohm) göstermelidir. Ayrıca A2 ve Gate uçları ile A2
ve A1 uçları her iki yönde de maksimum (açık devre) direnç gösteriyorsa triyak sağlamdır.
1.2.2.8.1.2.Devre yardımıyla kontrol
Bu devrede gate ucuna DC 12V (artı veya eksi) verildiği sürece triyak ’ın iletimde kalması,
tetikleme kesildiği anda ise iletimden çıkması gerekir. Eğer tetikleme için AC akim
kullanılırsa yine tetikleme sinyali olduğu sürece triyak iletimde kalacaktır ancak burada
AC akimi oluşturan sinüs dalganın sıfır değerine ulaştığı anlarda triyak çok kısa bir süre
(bu süre AC akimin frekansına göre değişir) yalıtkan olacaktır. Sinüs dalganın pozitif ve
negatif alternanslarında ise iletken olacaktır.
Şekil 25:Sağlamlık kontrolü devresi
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
OTOMOTİV ELEKTRONİĞİ DERS NOTU
1.2.2.9.Entegre Devreler
Elektronik bir işlevi veya bunun gibi diğer işlevleri yerine getirmek üzere tasarlanmış, en
az bir aktif elemanı olan ve ara bağlantılarından bir kısmının ya da tümünün bir parça
malzeme içerisinde ve/veya üzerinde bir araya getirilmiş ara veya son formda yapılmış,
kullanımı ve çalışma biçimi özel olan devre elemanıdır.
Şekil 26:Xenon far sistemi ve entegresi
35
Şekil 27:Değişik otomotiv entegreleri
Öğr. Gör. Adem ÇALIŞKAN
Download