sindirim sistemi fizyolojisi - E

advertisement
SİNDİRİM SİSTEMİ
FİZYOLOJİSİ
Yrd.Doç.Dr. Önder
AYTEKİN
Sindirim Sistemi
(Gastrointestinal Sistem)
•
Sindirim sisteminin fonksiyonu, vücuda alınan besin maddelerini mekanik ve
kimyasal olarak parçalamak ve gerekli olanlarını kan dolaşımına absorbe
etmektir (emilim).
Alınan yiyecek maddelerinin mekanik parçalanması, ağızda çiğneme ile başlar
ve mide-barsak düz kaslarının kasılması ile devam eder.
Kimyasal parçalanma ise midenin, incebarsakların ve pankreasın salgıladığı
bazı enzimler aracılığı ile yapılmaktadır.
Sindirim enzimleri olarak adlandırılan bu maddeler karbohidrat, protein ve
yağları kolayca absorbe olabilecek büyüklükte moleküllere parçalar.
2
Mekanik ve enzimatik parçalanma sonucu oluşan son ürünler,
su, mineral ve
Sindirim sistemini
başlıca şu yapılar
oluşturmaktadır:
Ağız (dişler ve dil),
tükrük bezleri,
farinks,
özofagus (yemek
borusu),
mide,
barsaklar,
rektum ve anüs
3
•
Sindirim sistemini üç bölümde inceliyoruz;
1- Besinin sindirim kanalı içinde yürütülmesi
(GI motilite)
2- Sindirim sıvılarının salgılanması
( GI sekresyon)
3- Sindirilen besin maddeleri,su ve
elektrolitlerin emilmesi
(GI absorbsiyon)
4
SİNDİRİM SİSTEMİNİN YAPISI
• Erişkinde yaklaşık 9 m uzunluğundaki sindirim
kanalı fibromüsküler yapıda olup, yer yer
işlevine uygun olarak farklılaşma gösterir.
• Sindirim kanalı ağız, farinks, özofagus, mide, ince
ve kalın barsaklar ile anüsten oluşur.
• Sindirime yardımcı yapılar dişler, tükrük bezleri,
pankreas, karaciğer, safra yolları ve safra
kesesidir.
5
•
•
•
•
Sindirim sistemindeki hemen hemen her yapı
yiyecek maddelerinin mekanik
parçalanmasına, sulandırılmalarına, enzimatik
parçalanmalarına (hidroliz) ve
absorbsiyonlarına katılır.
Yiyecek maddelerinin mekanik parçalanmaları
ve sulandırılmaları, makromoleküller halinde
alınan yiyeceklerin, enzimatik parçalanma
hızını artırmaya önemli ölçüde yardımcıdır.
Enzimatik parçalanma, moleküllerin kolayca
absorbe edilecek boyutlara küçülmesini sağlar.
6
Bütün bunların sonucunda sindirimde
dört
•
•
Mekanik parçalanma ile yiyecek maddeleri
ufak parçalara adeta öğütülür. Öğütme işlemi
enzimlerin kolayca etki edebilmesi için yüzey
alanını genişletir. Bu da enzimatik parçalanma
hızını artırır.
Sulandırma işi iki yönden çok önemlidir.
Birincisi, enzimatik reaksiyonların sulandırılmış
ortamda çok daha hızla yürümesi, ikincisi ise,
çözelti halindeki moleküllerin, absorbsiyon
yapacak yüzeylerle daha kolay temas etmesi
sonucu emilimin kolaylaştırılmasıdır.
7
•
Enzimler parçaladıkları veya hidroliz ettikleri
molekül tipine bağlı olarak dört grup altında
toplanmaktadır.
■ Amilazlar: Nişasta gibi polisakkarit yapısını
parçalayan enzimler.
■ Lipazlar: Yağları parçalayan enzimler.
■ Proteazlar: Proteinleri ve polipeptidleri
parçalayan enzimler.
■ Nukleazlar: Nukleik asitleri ve nukleotidleri
parçalayan enzimler.
8
ÜST ÖZEFAGUS
SFİNKTERİ
ALT ÖZEFAGUS
SFİNKTERİ
PİLOR SFİNKTERİ
İLEOÇEKAL
SFİNKTER
ANAL SFİNKTERLER
9
Ağız ve Ağız Boşluğu
•
•
•
Ağızda, yiyeceklerin mekanik parçalanması,
tükrük salgısı ile bir miktar sulandırılması ve
sınırlı hidrolizi yapılmaktadır.
Tükrük salgısı günde 1500 ml kadardır. Tükrük
salgısında bulunan tükrük alfa-amilazı veya
pityalin enzimi, polisakkaritleri disakkaritlere
parçalar, müsin ise yiyeceklerin
yumuşatılmasını sağlar.
Ağızda önemli bir absorbsiyon
yapılmamaktadır.
10
Pharynx ve Esophagus
(Yutak ve Yemek Borusu)
•
•
•
•
Pharynx gıda ve hava için ortak geçiş
noktasıdır.
Esophagus mukus olarak isimlendirilen
sindirim salgısını üretir.
Esophagusun üst ucunda bulunan sfinkter
hava geçişini engeller.
Esophagusun alt ucunda bulunan sfinkter ve
yakınlarındaki kaslar mide içeriğinin
Esophagusa geçişini önler.
11
Peristaltik hareket
•
•
•
Ağızda başlatılan çiğneme hareketi pharynxte
peristalsis olarak isimlendirilen
kasılma/kontraksiyon hareketini oluşturur.
Pharynxte oluşan peristaltik hareket gıdayı
esophagusa , esophagustan da mideye doğru
iter.
Peristaltik dalga tüm gastro-intestinal sistem
boyunca devam eder.
12
Gİ KANALDAKİ KONTRAKSİYONLAR
1-Tonik kontraksiyonlar Besinlerin karıştırılması
ve peristaltik olarak itilme hızını, segment
içindeki devamlı basıncın
miktarını,sfinkterlerdeki tonik kontraksiyonlarda
barsak içeriğinin hareketine karşı sfinkterlerin
gösterdiği direncin derecesini belirler.
2-Ritmik kontraksiyonlar Gl yolda bazen 1520/dk, bazen de 2-3/dk kez oluşurlar. Bunlar Gl
yolda besinin karıştırılması ve yürütülmesi gibi
devirli görevlerin yerine getirilmesini sağlarlar.
13
Mide
•
•
•
Yiyecekler ağızdan mideye esophagus aracılığı
ile ulaşır. Yemek yeme hızı midedeki sindirim
hızından çok daha fazladır. Bu nedenle mide,
sindirim sisteminde depo görevi yapacak
şekilde özelleşmiştir.
Midede günde 2500 ml yakın salgı
oluşturulmaktadır. Salgıda; mukus, bikarbonat,
HCl, pepsinojen ve ağızdan alınan B12
vitaminin emilebilmesinde önemli rol oynayan
intrinsik faktör bulunur.
14
Mukus ve bikarbonat mide mukozasını
asit
İnce Bağırsaklar
•
•
•
Sindirimin en önemli bölgesi incebarsaklardır.
Tüm moleküllerin absorbe olabilecek
büyüklükte son ürünlere kadar hidrolizi ve
absorbsiyonu incebarsaklarda yapılmaktadır.
İncebarsaklar anatomik olarak mideyi
kalınbarsaklara bağlar ve üç bölgeye ayrılırlar;
duodenum, jejunum ve ileum.
Mide ile duodenum bağlantısında pilor
sfinkteri, ileum ile kalınbarsak (kolon) birleşim
yerinde ileo-çekal valvül bulunur.
15
İnce Bağırsaklar
•
•
•
İncebarsaklarda sindirimin dört aşaması
yapılmaktadır ve salgılarında mukus ve bazı
hidrolitik enzimler bulunmaktadır.
Duodenumdan sekretin ve kolesistokinin adı
verilen iki hormon salgılanır. Bu hormonlar
safra kesesinden safra salgısını, pankreasın dış
salgısını ve midenin hareketlerini düzenlerler.
Duodenuma ayrıca pankreastan ve
karaciğerden salgı katılımı yapılmaktadır
16
İnce Bağırsaklar
•
•
Pankreas salgısı, günde 700-3000 ml,
karaciğerin safra salgısı ise 300-1000 ml
kadardır.
Pankreas salgısı çok sayıda sindirim enzimi ve
bikarbonat içerir. Bu enzimlerden pankreas
amilazı, polisakkaritleri disakkaritlere, tripsin
ve kimotripsin; proteinleri peptidlere,
karboksipeptidaz peptidleri amino asitlere
hidrolize eder. Pankreas lipazları adı verilen bir
dizi enzim ise trigliseritleri, kolesterol ve
fosfolipidleri parçalar. Pankreasın bikarbonat
17
İnce Bağırsaklar
•
•
Safra salgısı yağların sindirimi için çok
önemlidir. Safra, yağların, sulu ortamda bir
araya toplanıp büyük kitleler oluşturmasını
engeller. Safranın etkisi ile yağlar ufak yağ
damlaları haline getirilir. Bu işleme yağların
emülsifikasyonu denilmektedir. Emülsifiye
edilen yağlara lipaz enzimi kolayca etki ederek
onları daha küçük moleküllere
parçalayabilmektedir.
Yağ sindiriminde safra salgısının bir 18diğer
İnce Bağırsaklar
•
•
•
İncebarsaklar segmentasyon ve peristaltik
olmak üzere iki tip hareket yaparlar.
Segmentasyon hareketleri ile kimusun;
karıştırılması, peristaltik hareketlerle ileriye
doğru hareketi sağlanmaktadır.
Parasempatik uyarı barsak hareketlerini
artırırken sempatik uyarı azaltmaktadır.
Villi – mikrovilli
İnce barsaklardaki emilim yüzeyini artıran
çıkıntılara villi denilir. Villilerdeki ilave19çıkıntılara
Kalın Bağırsaklar
•
•
Kalınbarsaklarda su, Na+ ve diğer minerallerin
absorbsiyonu yapılmaktadır. İleumdan
kalınbarsaklara her gün 1000-2000 ml kimus
geçer, bu kimusun 200-250 ml’si kalın
barsaklarda yarı katı feçese çevrilmektedir.
Kalınbarsakların kuvvetli absorbsiyon
yetenekleri vardır. Bu nedenle çeşitli ilaçlar,
özellikle çocuklara, rektal yoldan
uygulanmaktadır.
20
Kalın Bağırsaklar
Bakteriyel Aktivite
Kalın barsaklarda VitK ve VitB12 sentezinde
rol oynayan faydalı bakteriler bulunmaktadır.
Bu bakteriler intestinal gazları da oluştururlar
Feçes Oluşumu
Sindirim sisteminin son ürünü feçestir.
Feçes; su, bakteriler, sindirilmeyen gıdalar,
21
safra pigmentleri, nitrojen içerir.
Kalın Bağırsaklar
•
•
Kalın barsakta barsak hareketini sağlayan
çeşitli hareketler bulunur
Bu hareketler refleks mekanizmalar ile çalışır
22
23
•
GASTROİNTESTİNAL
FONKSİYONUN SİNİRSEL
İntrinsik innervasyon
KONTROLÜ
•
Ekstrinsik innervasyon
•
Nörotransmitterler
•
Gastrointestinal refleksler
24
İNTRİNSİK İNNERVASYON
• Enterik sinir sistemi temel olarak 2 pleksustan oluşur:
1- Longitidunal ve sirküler kas tabakaları arasında yer
alan myenterik veya Auerbach pleksusu
2- Submukozada yer alan submukozal ya da meissner
pleksusu.
• Myenterik pleksus temel olarak gastrointestinal
hareketleri kontrol ederken, submukozal pleksus
başlıca gastrointestinal sekresyonları ve lokal kan
akımını kontrol eder.
25
EKSTRİNSİK İNNERVASYON
• Gİ kanal çok yaygın bir parasempatik ve
sempatik innervasyona sahiptir.
• Parasempatikler (kolinerjik etki) genellikle
barsak düz kaslarının aktivitesini artırır,
• Sempatikler (noradrenerjik etki) düz kas
aktivitesini azaltırken sfinkterler de
kontraksiyona neden olur.
26
GASTROİNTESTİNAL REFLEKSLER
• Gastrointestinal kanalın kontrolünde önemli olan üç
tip refleks oluşur ;
1-Tümüyle enterik sinir sistemi içinde oluşan
2- Barsaklardan prevertebral sempatik gangliyonlara
giden ve buradan geriye, kanala dönen sinyallerle
gelişen refleksler: gastrokolik, enterogastrik,
kolonoileal refleksler vs.
3- Barsaktan kaynaklanan, medulla spinalis yada beyin
sapından kanala dönen refleksler: ağrı refleksleri,
defekasyon refleksleri vs.
27
///
28
Download