Amacımız Kur`an merkezli düşünmek ve anlamak Mevlit

advertisement
18 Aralık 2015 — Sayı 74
Gemeinschaft. Community. Communauté. İslam Toplumu Millî Görüş » www.igmg.org
HASENE
AVRUPA’YA GELEN
MÜLTECILERE
YARDIMLARIMIZ
DEVAM EDIYOR
s. 21
12. Avrupa Kur’ân-ı
Kerîm Tilavet
Yarışması
GENEL MERKEZ
Genişletilmiş Bölge Teşkilatlanma
Başkanları Toplantısı
s. 8
AİLE
“Ev ev merhamet şebekesi kuralım.”
s. 10
KÜLTÜR VE SANAT
Mevlit geleneği
s. 23
KADINLAR TEŞKİLATI
KANDİL
Amacımız Kur’an merkezli
düşünmek ve anlamak
Mevlit Kandili bayramımız
kutlu olsun
IGMG Kadınlar Teşkilatı tarafından organize edilen 12. Avrupa Kur’ân-ı
Kerîm Tilavet Yarışması finalinde Hamburg Bölgesi ve Güney Hessen
Bölgesi temsilcileri birinciliği elde etti.
22 Aralık 2015 Salı gününü 23 Aralık 2015
Çarşamba gününe bağlayan gece İslam âlemi
Mevlit Kandili’ni kutluyor.
Avrupa’nın dört bir yanından gelen Kur’an
aşıkları IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Yarışması için 5 Aralık’ta
Leverkusen Smidt-Arena’da buluştu. IGMG
teşkilatlarında eğitim gören talebeler arasında yapılan Kadınlar Teşkilatı (KT) Kur’ân-ı
Kerîm Tilavet Yarışması finalinde şube ve bölgeler arası elemelerini geçerek final yarışmasına katılmaya hak kazanan 8 genç kız yarıştı.
Avrupa’nın dört bir yanından gelen 4
binden fazla kişinin katıldığı programda konuşan KT İrşad Başkanı Nermin Şeker, “Bu
yarışmalarımızla bizler hayatı Kur’an merkezli
düşünme, anlama ve inşa etme gibi ulvi bir
hedefi amaçlıyoruz. Diğer taraftan bu Kur’an
yarışmaları Kur’an’la yüzleşmemize neden
olurken, Allah’a vermiş olduğumuz kulluk
sözümüzü yeniden hatırlama imkânı da sunmaktadır bizlere. Allah korkusunu gönlüne
yerleştiren bütün söylem ve eylemlerini bu
hassasiyetle yapan insanlar yetiştirmektir bu
programların amacı.”
KT Başkanı Hatice Şahin konuşmasında
İslam Toplumu Millî Görüş’ün düşünce yapısı
ve eylemlerinin tam bir ahenk içinde olduğuna dikkat çekerek, “Bundan dolayı, hayra
teşvik etmeyi düstur edinen teşkilatımız,
‘Ümmetimin en şereflileri, Kur’an’ı ezberleyenlerdir.’ hadîs-i şerifine mazhar olmak için,
Mevlit Kandili Rebiul-evvel ayının 11. ve
12. günleri arasındaki gece olması sebebiyle 2015 yılı içerisinde 2 kez Mevlit Kandili
barındırdı. Böylece yılın ilk kandili de son
kandili de Mevlid Kandili oldu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dünyaya
teşrif ettiği gün olan Mevlid Kandili, bütün
Müslümanlar için aynı zamanda bir bayramdır.
Genel Başkan Kemal Ergün de İslam
âleminin Mevlit Kandili’ni kutlayarak “Rah-
Hafızlık Kurslarını teşvik etmektedir.” dedi.
Hatice Şahin, mülteciler hususuna da atıfta
bulunarak bu bağlamda Müslümanların sorumluluklarını hatırlattı. Şahin, “Dün hicret
etmiş olduğumuz bu ülkelerimizde, bugün ensar görevini üstlenmiş durumundayız. Mülteci kardeşlerimize, ablalık abilik yapmaktayız.”
şeklinde konuştu.
Genel Başkan Kemal Ergün ise Kur’an
sevdasıyla salonun tıklım tıklım dolduran Kadınlar Teşkilatına ve cemaate şükranlarını arz
etti. “Eğitim ana ocağında başlar. Eğitimin, bilimin, öğrenmenin sonu yoktur.” diyen Ergün,
IGMG tarafından sunulan eğitim hizmetlerine dikkat çekti, eğitim merkezlerine çocukların gönderilmesinin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Yarışmacılar Kur’ân-ı Kerîm’i hem ezber
hem de yüzünden okuyarak en güzel tilavet
için gayret ettiler. 4’er genç kızın yer aldığı
iki kategoride önce 10-13 yaş grubunda Hamburg, Güney Hollanda, Alpes ve Württemberg
adayları yarıştı. 14-18 yaş grubunda ise Güney
Hessen, Viyana, Berlin ve Kuzey Hessen temsilcileri mücadele etti.
12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması çerçevesinde Mâide-i Kur’an programı
da yapıldı. Hafızlık sunumunun da yer aldığı
programda 5 hafız genç kız sahne aldı. s. 6
met peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)’in
doğumunun geçmişte olduğu gibi bugün de
zulüm ve haksızlığın son bulmasına vesile
olmasını temenni ediyoruz.” dedi. Ergün
“Bugün de insanlık çok zor ve karanlık bir
dönemden geçmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğumu nasıl Câhiliye dönemindeki çürümüşlüğe deva olmuş ise bugün
de o kutlu doğumun sene-i devriyesi vesilesiyle günümüzdeki acıların son bulması en
büyük arzumuzdur.” şeklinde konuştu.
Hayatın İçinden
İyi duyguların ham maddesi: Merhamet
s. 12
Fıkıh Köşesi:
Âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.v.)
s. 13
Şefkatli ve merhametli olmak
s. 14
s. 13
AJANDA NOTLARI
19 ARALIK
22 ARALIK
27 ARALIK - 02 OCAK
Kuzey Bavyera — Mâide-i Kur’an Programı. Düzen- Württemberg — Mevlit Kandili Programı. Düzenle- İsviçre — Kış Kampı. Yer: Gruppenhaus Mark und
leyen: Gençlik Teşkilatı. Katılımcılar: Abdullah Temiryen: Esslingen Şubesi. Yer: Fritz-Müller-Str. 1, 73730 Bein, Rigistr. 146, 6353 Weggis. İrtibat: +41 76
can, Ahmet Basri ve Fatih Maraşlıoğlu. Yer: Merkez
Esslingen. Saat: 18.00
5644934 ve +41 78 3218321
Camii, Holbeinstr. 25, 90441 Nürnberg. Saat: 18.30
20 ARALIK
23 ARALIK - 30 ARALIK
Hannover — Kış Tatili Yatılı Eğitim Kursu. DüzenKuzey Ruhr — Kur’an Yıldızları Programı. Katılım- leyen: Kadınlar Teşkilatı. Yer: Jägerstr. 11, 31226
Peine. İrtibat: +49 177 34558815
cılar: Muhammed Emin Yıldırım. Yer: Iburger Str.
Ruhr-A — Kış Tatili Yatılı Eğitim Kursu. Düzenleyen:
12-14, 49082 Osnabrück. Saat: 14:00
Belçika — Kardeşlik Turnuvası Son Başvuru Tarihi. Meschede Şubesi. İrtibat: Zafer Yusuf, Tel. +49 163
5002220
İrtibat: Osman Serbest, Tel. + 49 486628866
Hessen — Seminer: İslam Düşüncesi. Düzenleyen:
Üniversiteliler Başkanlığı (UNIKAT e.V.). Katılımcılar:
24 ARALIK - 06 OCAK
Doç. Dr. Salih Aydın. Yer: Saalbau Gutleut, Rottwei- Avusturya — Kış Tatili Eğitim Kursları. Düzenleyen:
ler Str. 32, 60326 Frankfurt am Main. Saat: 13.30
Bregenz, Bludenz, Dornbirn, Lustenau, Feldkirch,
Bremen — Bremen Müslüman Hanımlar Birliği 30. Reutte, Zirl, İnssbruck, Hall in Tirol, Vomp, JenYıl Kutlaması. Düzenleyen: Kadınlar Teşkilatı. Yer:
bach, Wörgl ve Brixlegg Şubesi. İrtibat: +43 699
Sonneberger Str. 18, 28329 Bremen. Saat: 12.00
11371468
27 ARALIK - 03 OCAK
Bremen — Kış Tatili Yatılı Eğitim Kursu. Düzenleyen:
Eğitim Başkanlığı. Yer: Sonneberger Str. 18, 28329
Bremen (Kız Çocuklarına Yönelik), Bassumerstr. 20,
27232 Sulingen (Erkek Çocuklarına Yönelik)
28 ARALIK - 07 OCAK
Kuzey Ruhr — Kış Tatili Kur’an Kursu. Düzenleyen:
Eğitim Başkanlığı. Yer: Iburger Str. 12-14, 49082
Osnabrück. İrtibat: Adnan Çelik, Tel. +49 176
64250816
31 ARALIK
Ruhr-A — Gençlik Gecesi. Düzenleyen: Gençlik
Teşkilatı Recklinghausen Şubesi. Yer: İslam Kültür
Birliği e.V., Bochumer Str. 98a, 45661 Recklinghausen. Saat: 21.00
Lyon — Aile Eğitim Semineri. Düzenleyen: İrşad
Başkanlığı. Katılımcılar: Abdulbaki Öztürk. Yer: Eyüp
Sultan Camii, 27 Rue des Frères Amadéo, 69200
Vénissieux. Saat: 19.30
Freiburg-Donau — Sevgi ve Kardeşlik Gecesi.
Katılımcılar: Özcan Kuri, Recep Demirkaynak, Ümit
Kaplan, Geeflow. Yer: Donauhalle, An der Donauhalle 2, 78166 Donaueschingen. Saat: 19.00
camia | 18 Aralık 2015
Değerli
Kardeşlerim
İçindekiler
Kur’an ve sünnet eksenli bir teşkilat olarak
Kur’an yolunda sunduğumuz hizmetlerden biri
de hiç şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm tilavet yarışmalarımızdır. Geçtiğimiz aylarda İrşad Başkanlığımız kendi cemiyetlerimizde yetişen talebelerimiz arasında 27. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet
Yarışması’nı tertip etmişti. Çeyrek asrı aşkın bir
süredir bu yolda yer almanın onur ve sevincini hep beraber tatmıştık. Aynı şekilde Kadınlar
Teşkilatımız da 5 Aralık’ta yine aynı salonda 12.
Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması’nı organize
ederek ve yine aynı gün aynı çatı altında Mâide-i Kur’an programını da düzenleyerek binlerce Kur’an sevdalısı kadını buluşturdu. Uzak
yakın demeden Avrupa’nın dört bir yanından
programa katılarak yarışma heyecanını taşıyan
yavrularımıza destek olan tüm kadınları tebrik
ediyor, yarışmalara katılan tüm evlatlarımıza da
Kur’an’ı kendilerine rehber edindikleri bir hayat
yaşamalarını temenni ediyorum.
Gençlik ve Kadınlar Gençlik Teşkilatlarımızın Abi-Kardeş /Abla-Kardeş Günleri veya
Haftası olarak adlandırdığımız günler yakında
başlıyor. Abi-Kardeş /Abla- Kardeş Günleri kapsamında bir iki hafta gibi kısa bir sürede pek
çok cemiyetimizde aynı günlerde abiler/ablalar
daha yoğun bir şekilde kardeşlerinin ellerinden
tutacak, onlarla hemhâl olacak, yeri gelecek bir
arkadaş samimiyetinde kardeşleriyle oyunlar
oynayıp eğlenecek, yeri gelecek bir anne baba
şefkatiyle dertleriyle dertlenecek. Kardeşlik
mefhumunun sadece kan bağıyla sınırlı olmadığı, din kardeşliğinin de son derece önem
arz ettiği bir dine mensup olmakla ne kadar
şükretsek azdır. Müslümanlar olarak hepimiz
din kardeşliğimizin gereğini yerine getirmekle
mükellefiz, “bir başkasının derdinden bana ne”
diyemeyiz. Diğerkâm olacağız, tıpkı kendi kardeşimizin sevinciyle nasıl seviniyorsak, derdiyle
nasıl dertleniyorsak aynı şekilde cemiyetimizdeki kardeşlerimizin de sevinçlerine ve üzüntülerine ortak olacağız. Bundan dolayı özellikle
üniversite çağına gelmiş, üniversite tahsiline
devam eden gençlerimize mutlaka cemiyetlerimizde abi/abla olarak gruplarını kurmaları,
kardeşlerinin ellerinden tutmaları çağrısında
bulunuyorum. Aynı şekilde bu gruplara devam
eden kardeşler de mutlaka arkadaşlarını ve yaşıtlarını bu gruplara dâhil etmelidirler.
Müslümanlar olarak çok çetin dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde komşularımızla
olan ilişkilerimizden tutun da, sokaktaki yürüyüşümüze kadar İslam’ı en güzel şekilde temsil
etmeliyiz. İnsanlar bizlerin elinden ve dilinden
emin olmalıdırlar. Allah Teâlâ hepimize inandığı gibi yaşamayı nasip etsin.
Selam ve dua ile
Kemal Ergün
Faaliyetler devam ediyor
Gündemden
İki güzel etkinlik
“İslam Yasası” Anayasa Mahkemesi’ne taşındı
Başörtüsü yasağı hukuka aykırı
s. 19
s. 4
Umreciler bilgilendirildi
Trump nefret söylemi yayıyor s. 4
Bakandan “İslami kreşler kapatılsın!” çağrısı
s. 19
s. 19
s. 4
s. 4
Genel Merkezimizden
Hasene
Birincilik ödülleri Hamburg ve Güney Hessen’e s. 6
“Çalışmalarımızla insanlara umut oluyoruz.”
150 ton konserve et Avrupa’ya
gelen mültecilere ulaştırılıyor
s. 7
“Çalışmalarımızı ilk günkü heyecanla yürütmeliyiz.”
“İnsanımızı bilinçlendirmeliyiz.”
s. 21
s. 7
s. 8
“Güçlü teşkilat, titiz teftiş çalışmasına bağlıdır.”
Çocuklarda din ve temel eğitim çalışmalarımız
s. 8
s. 9
Aile
Kültür ve Sanat
Mevlit geleneği
“Ev ev merhamet şebekesi kuralım.”
s. 23
s. 10
Hayatın İçinden
Fotoğraflarla Faaliyetler
s. 12
Bölgelerimizden
Genel Başkan’dan ziyaret s. 15
Ensarlardan muhacirlere kardeş eli
“Kapılarımız herkese açık.”
Gençlik
s. 15
“Topluma umut olacak gençlerin
s. 15
yetiştirilmesine önem vermeliyiz.”
Allah’ın sevdiği kulu musun?
s. 16
Genç Soru
Ataşeden ziyaret
Genç Bakış
“Hizmetlerimiz herkese ulaştırılmalı.”
Aşureyle paylaşılan kardeşlik
s.17
“İslam hayatımıza yön verir.”
s. 17
“Başarı inanmakla gerçekleşecektir.”
s. 16
s. 17
“Her insana karşı sorumluluklarımız var.”
KT şubeleri ziyaret etti
s. 17
s. 18
Impressum | Künye
Herausgeber | Yayıncı
IGMG - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş e. V.
İslam Toplumu Millî Görüş (Amtsgericht Köln, VR 17018)
Generalsekretariat
Genel Sekreterlik
Bekir Altaş (V. i. S. d. P.)
Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln
T +49 2237 656-0 • F +49 2237 656-555 • www.igmg.org • [email protected]
Postanschrift | Adres
camia • Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 801252-43
Chefredakteurin | Genel Yayın Yönetmeni
İlknur Küçük
Redaktion | Redaksiyon
İlknur Küçük, Rahime Söylemez, Elif Zehra Kandemir, Mehmet Kandemir, Ayşegül Bunsuz, Mualla Kapusuz
[email protected] • T T +49 221 801252-43
s. 26
s. 16
Anzeigen | İlanlar
İ[email protected] • T +49 221 801252-30
Werbung | Reklam
[email protected] • T +49 221 801252-30
Distribution | Dağıtım
[email protected] • T +49 221 801252-30
Design • Satz • Druck | Tasarım • Dizgi • Baskı
99names communication GmbH
Colonia-Allee 3 • D-51067 Köln • T +49 221 801252-31
Auflage | Tiraj
37.000
Erscheint alle zwei Wochen Freitags. | İki haftada bir cuma günleri yayınlanır.
Im Auftrag der IGMG durch 99names communication GmbH erstellt.
IGMG adına, 99names communication GmbH tarafından hazırlanmıştır.
s. 26
s. 25
s. 24
4  |
Gündemden
camia | 18 Aralık 2015
AVUSTURYA
ABD
“İslam Yasası” Anayasa
Mahkemesi’ne taşındı
Trump nefret söylemi
yayıyor
Avusturya’da faaliyet gösteren 60 dernek, dernek statüsündeki camilerin kapatılmasını öngören “İslam Yasası”nın ilgili maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne ikinci kez başvuruda bulundu.
ABD’de İslam karşıtı saldırılar her geçen gün artıyor. Yaşanan toplumsal gerilimden
siyasal rant elde etmek isteyen Cumhuriyetçi politikacılar da Müslümanları hedef
göstermekten geri durmuyor.
Avusturya’da çeşitli tartışmalara neden
olan “İslam Yasası” ülke gündeminde üst sıralarda yer almaya devam ediyor. Avusturya’da
faaliyet gösteren 60 dernek, dernek statüsündeki camilerin kapatılmasını öngören “İslam
Yasası”nın ilgili maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Yapılan
başvurunun ardından ortak bir açıklamaya
imza atan dernekler yüzlerce İslami dernek
ve caminin resmî makamlarca kapatılacağını
aktardılar.
Yapılan açıklamada, “İslam Yasası’nda bulunan maddeden ötürü yüzlerce İslami dernek ve cami, idari kararla İçişleri Bakanlığı
tarafından kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya. Amaçları İslam dinini yaşamak olan dernekler 1 Mart 2016 tarihi itibariyla İslam Yasası’nın ilgili maddesi uyarınca İçişleri Bakanlığı
kararnamesiyle kapatılacaktır.” ifadeleri yer
buldu. Hükûmetin Avusturya İslam Cemaati
üzerinden dinî faaliyetleri tek elden kontrol
etmek istediği kaydedilen açıklamada, bunun
getireceği ciddi sorunlar nedeniyle Anayasa
Mahkemesi’ne dava açıldığı belirtildi.
25 Şubat’ta Meclis Genel Kurulu’nda oylanan ve kabul edilen İslam Yasası’na göre
dernek olarak faaliyet gösteren camiler, devlet kontrolündeki Avusturya İslam Cemaati
altında tüzel kişiliğe geçmeye zorlanıyor. Tüzel kişiliği kabul etmek istemeyen camiler ise
dernek olarak varlıklarını sürdürmenin “anayasal ve uluslararası hukuktan doğan bir hak”
olduğuna vurgu yapıyorlar.
Yasaya göre dernek statüsündeki camiler,
Mart 2016’ya dek ya tüzüklerini değiştirmek
zorunda kalacak ya da kapatılacak. Avusturya’da dernek statüsünde 300’ün üzerinde
cami bulunduğu biliniyor.
Avusturya İslam Toplumu (IGGiÖ) yetkilililerinden avukat Ümit Vural konuya ilişkin
yaptığı değerlendirmede “İtirazda, diğer dinî
cemaatlere kıyasla bir eşitsizliğin söz konusu
olduğunu ve bu maddenin devletin bir dinî
cemaatin iç işlerine müdahale etmesi anlamına geldiğini açıkça ifade ettik.” sözlerine
yer verdi. Yasadaki bu maddeye göre Mart
2016 tarihine kadar derneklerin tüzüklerinde İslami hizmet sunduklarına dair ifadeleri
çıkarmaları gerektiğini belirten Vural, aksi
takdirde ise İçişleri Bakanlığı’nın o dernekleri
kapatacağını ve diğer taraftan dernekler İslami hizmet verebilmek için IGGiÖ’nün çatısı
altında bir yapıya bürünmek zorunda olduklarını aktardı. Vural, Anayasa Mahkemesi’nin
bir an evvel karar vermesini beklediklerini
ifade etti.
Tartışmaların odağında bulunan “İslam
Yasası” Müslümanları zan altında bırakması,
yurt dışından gelen imamların engellenmesi,
Bakanlar Kurulunun cemaatlerin tanınması ve lağvedilmesinde yetkili merci olması,
imamların üniversitede yetiştirilmesi, camilerin tüzel kişiliğe zorlanması, dinî aktivitelerin
güvenlik gerekçesiyle iptal edilebilmesi, cami
açmayı ve imam atamayı izne bağlaması gibi
Müslümanların dinî hayatını olumsuz yönde
etkileyen pek çok madde içermesi yönüyle
eleştirilmeye devam ediyor.
Fransa’da yaşanan terör saldırıları “terörizm”i dünya politikasının en önemli gündem maddesi hâline getirirken yaşanan bu
acı olaylardan en fazla İslam ve Müslümanlar zarar görüyor. Müslümanlara yönelik tahammülsüzlük ve nefret söylemlerinin her
geçen gün artan dozu da Müslümanları pek
çok saldırının hedefi hâline getiriyor. Bu
saldırıların son örneği geçtiğimiz günlerde
El-Aksa Camii’nde yaşandı. ABD’nin Philadelphia kentindeki El-Aksa Camii’nin önüne kimliği belirlenemeyen kişi veya kişilerce
kanlı bir domuz kafası bırakıldığı kaydedildi.
ABD’deki en büyük Müslüman sivil toplum
örgütlerinden Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) tarafından yapılan açıklamada
güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde
cami girişine pazar gecesi kırmızı bir pikaptan kesik bir domuz kafası atıldığı aktarıldı.
Atılan hayvan kafasının ise pazartesi sabah
namazından sonra bir cami görevlisi tarafından fark edildiği belirtildi. Philadelphia polisi
ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da olayla
ilgili soruşturma başlattı.
CAIR’in Philadelphia örgütü yöneticisi
Jacob Bender konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu tür bir saldırıların olmasında
özellikle Donald Trump ve Ben Carson gibi
Cumhuriyetçi siyasetçilerin İslam karşıtı
söylemlerinin etkili olabileceğini belirterek
siyasilerin kullanacağı kelimeleri özenle seçmeleri gerektiğini ifade etti. El-Aksa İslam
Toplumu sözcüsü Marwan Kreidi de yaşanan
olayların Donald Trump’ın tahrik eden söylemlerinin doğrudan bir sonucu olduğunu
belirtti.
Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Donald Trump, Kaliforniya eyaletinde geçen hafta yaşanan saldırının ardından
ülkeye göçmen ya da turist olarak girmek isteyen Müslümanların geçici olarak engellenmesini istemişti. Kamuoyu yoklamalarının
Müslümanların Amerikalılara yönelik nefret
beslediğini gösterdiğini iddia eden Trump,
bu durumun Amerikan halkını risk altına
soktuğunu ileri sürerek, “ülkenin temsilcileri
sorunu çözene kadar tüm Müslümanlara sınırlar kapatılmalı” demişti.
Donald Trump’ın çirkin ifadelerine Beyaz Saray ve ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan tepki geldi. Beyaz Saray Sözcüsü
Josh Earnest, Trump’ın yaptığı kampanyanın
kalitesinin “tarihin çöplüğüne gönderilmeyi”
hak ettiğini belirtirken, Cumhuriyetçilerin
Trump’ı başkan adaylığı yarışından derhâl
çıkarmalarını istedi. Savunma Bakanlığı Sözcüsü Peter Cook da, “ABD’yi İslam inancıyla
karşı karşıya getiren her türlü açıklama hem
değerlerimiz, hem de ulusal güvenliğimize
aykırıdır.” sözleri ile tepkilerini dile getirdi.
İSVİÇRE
Başörtüsü yasağı hukuka
Bakandan “İslami kreşler aykırı
kapatılsın!” çağrısı
AVUSTURYA
İsviçre Federal Mahkemesi, St. Gallen kantonundaki bazı okullarda uygulanan başörtüsü yasağını iptal etti.
Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz, ülkede İslami eğitim
veren kreşlerin burada eğitim alan çocukları toplumdan soyutladığını öne sürerek,
bu kreşlerin derhâl kapatılması gerektiğini belirtti.
Avusturya’da İslami eğitim veren kreşler
Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı
Sebastian Kurz’u rahatsız etti. Kurier gazetesinin haberine göre Kurz, Viyana Üniversitesi İslam Çalışmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr.
Ednan Aslan başkanlığında hazırlanan “Avusturya’da İslami kreşler ve bağlı eğitim kurumları” konulu raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Avusturya Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz, İslami kreşlerde eğitim
alan çocukların toplumdan uzaklaştırıldığını
ve bunun çok büyük bir sorun olduğunu be-
lirtirken problem yokmuş gibi davranmanın
hiç kimseye fayda sağlamayacağını kaydetti.
Viyana’da devlet destekli yaklaşık 150 İslami
kreş bulunduğunun altını çizen Kurz, kreşlerin çoğunun derhâl kapatılması gerektiği konusunda ikna olduğunu açıkladı. Kurz, ülkede
kreşlere yönelik sıkı kontrollerin artırılacağını
ve gerekirse kreşlerin yönetimlerini belirlemek adına yasal düzenleme yapacaklarını da
duyurdu.
Müslüman toplumda tepkilere neden olan
“Avusturya’da İslami kreşler ve bağlı eğitim
kurumları” başlıklı raporda, Müslüman ailelerin birçoğunun, çocuklarını toplumdan izole
edecek paralel bir dünya kurmaya çalıştığı iddia edilirken çocuk bakıcılarının aşırı dindar
insanlardan oluştuğu ve bu nedenle çocuklara
alternatifler sunulmadığı ileri sürüldü.
Öte yandan raporda, kreşlerdeki İslam
derslerinin “eski günah anlayışına” dayandığı,
“çoğulcu düşünceyi yaymakta başarısız” olduğu ve buralarda “sıkı dinî kurallar ve tabuların
çocuklara zorla benimsetildiği” gibi temelsiz
iddialar da yer alıyor.
Yaşanan tüm bu gelişmeler ülkede bulunan 500 binin üzerindeki Müslüman tarafından üzüntü ve endişe ile takip ediliyor.
İsviçre’de 2013 yılında St. Gallen kantonunda 12 yaşında Müslüman bir öğrencinin
başörtülü olduğu için derse alınmamasıyla
ilgili dava sonuçlandı. İsviçre Federal Mahkemesi, başörtüsünün okullardaki kılık kıyafet düzenlemesine aykırı olduğunu savunan
St-Margrethen okul yönetimini haksız bularak uygulanan başörtüsü yasağının yasa dışı
olduğuna hükmetti. Mahkemeden yapılan
açıklamada başörtülü kızın dinini yaymaya
ya da öğretimde düzensizlik oluşturmaya çalıştığını gösteren bir kanıt bulunmadığı belirtilirken “din ve vicdan hürriyetinin başörtüsü
yasağıyla kısıtlanması adil değil” ifadeleri yer
aldı. Federal yargıç Florence Aubry Girardin
“Başörtüsü takmak kimseyi ne kaba ne da disiplinsiz yapar.” ifadelerini kullandı.
Federal Mahkemeden tarafından alınan
karar, Müslüman öğrenci ve velileri tarafından memnuniyetle karşılandı.
Gündemden
camia | 18 Aralık 2015
|
Varlığıyla âlemleri şereflendiren Peygamber Efendimiz
(s.a.v.)’in dünyayı teşriflerinin 1445’inci yılı münasebetiyle
tüm İslam âleminin Mevlit Kandili’ni tebrik ederim. Allah
Teâlâ hepimizi iki cihan serverinin şefaatine layık bir hayat
süren kullarından eylesin.
Kemal Ergün
Genel Başkan
7 ARALIK 2015
9 ARALIK 2015
8 ARALIK 2015
Avusturya, sığınmacı akışını kontrol altına almak amacıyla Slovenya
sınırına toplam uzunluğu yaklaşık
4 kilometreyi bulacak dikenli tel
çekmeye başladı. Burgenland Eyaleti polis sözcülüğünden yapılan
açıklamaya göre çalışmaların İçişleri Bakanlığının daha önce açıkladığı “sığınmacı akınının kontrol
altına alınması” kapsamında yürütüldüğü kaydedildi. Açıklamada
çitin 5 metre yüksekliğinde olacağı
belirtilirken, çalışmaların yeni yıldan önce bitirilmesinin beklendiği
ifade edildi. Yaklaşık bin 200 sığınmacı Avusturya’ya geçmek için
Slovenya’nın Sentilj kasabasında
bekliyor.
Alman Federal Aile Bakanı Manuela Schwesig mülteci yurtlarında
barınan çocukların cinsel istismara maruz kaldığını ifade ederek,
çocukların yasal yaptırımlarla korunmasını talep etti. Bakan Schwesig, mülteci yurtlarında çocuklarla
çalışacak personelin iyi hâl kâğıdı
getirmelerinin de zorunlu kılınmasını istedi.
Berlinli öğretmenler Müslüman öğrencilerin dinî hassasiyetleri hakkında
Ufuq Derneği tarafından bilgilendirilecekler. Proje, Berlin Eyaleti Uyum
Bakanlığı ile Federal Hükûmet tarafından ortaklaşa her yıl 130 bin Euro
ile finanse edilecek. 2019 yılına kadar
sürmesi planlanan proje kapsamında öğretmenlere yıl boyunca çalışma
esnasında karşılaştıkları sorunların
çözümü için de destek verilecek.
Yeni yılda üç personel ile başlayacak
ve düzenlenecek workshoplar ile öğretmenlerin Müslüman öğrencilerin
hassasiyetleri konusunda duyarlı hâle
getirilmesi ve onlarla ön yargılardan
uzak, daha sağlıklı ve kolay bir şekilde
diyalog kurmaları amaçlanıyor.
Bavyera Eyaleti Sosyal İşler Bakanı
Emilia Müller Almanya’daki kayıtlı
sığınmacı sayısının resmî rakamlara
göre 1 milyonu bulduğunu kaydetti.
Sığınmacıların ülke geneline dağıtıldığını belirten Müller sadece kasım
ayında kaydedilen sığınmacı sayısının 200 bini geçtiğini bildirdi. Konuya
ilişkin yaptığı açıklamada Müller, “Sığınmacıların kayıt altına alınması için
acilen bir üst sınır belirlememiz lazım.
Çünkü Almanya bu kadar sığınmacı
girişini daha fazla omuzlayamaz.” ifadelerini kullandı.
13 ARALIK 2015
Almanya’da Mecklenburg-Vorpommern Eyalati’ndeki Güstrow kentindeki mülteci merkezine taşlı saldırı düzenlendi. Polis olayla ilgili
olarak yaptığı açıklamada sığınmacı merkezinde iki camın kırıldığını
belirtirken olayda yaralanan bir
kimse olmadığı bildirdi. Polis saldırının 4 kişi tarafından gerçekleştirildiğini belirtirken saldırganların
kimliklerine henüz ulaşılamadığını
kaydetti. Polis video kayıtları ışığında saldırı hakkında soruşturma
başlattı.
10 ARALIK 2015
Köln İdare Mahkemesi, Hristiyanların
en kutsal günlerinden olan Karfreitag için geçerli eğlence düzenleme
yasağının kaldırılmasını talep eden
davacının talebini reddetti. Köln İdari
Mahkemesi, Köln Belediyesi’nin bu
yönde aldığı yasak kararını yerinde
bularak söz konusu gün için geçer-
11 ARALIK 2015
li olan hükümlerin sürdürüleceğini
açıkladı. Salon sahibi davacı, kiliselerin yoğun şekilde üye kaybettiğini,
diğer insanların da inançlarını tam
anlamıyla yerine getirmediklerini iddia etmiş ve Karfreitag için geçerli
eğlence düzenleme yasağının kaldırılmasını talep etmişti.
Belçika hükûmeti, polise 24 saat arama izni veren güvenlik paketini onayladı. Onaylanan güvenlik tedbirleri
kapsamında polis 24 saat ev araması yapabilecek, terörizmle bağlantılı
durumlarda şüphelinin gözaltı süresi
24 saatten 72 saate çıkarılabilecek ve
ülke dışına savaşmaya gidenlerle ilgili
“yabancı terörist savaşçılar veritabanı” oluşturulacak.
5
6  |
Genel Merkezimizden
camia | 18 Aralık 2015
12. TİLAVET YARIŞMASI
Birincilik ödülleri Hamburg ve Güney Hessen’e
IGMG Kadınlar Teşkilatı 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması finali yapıldı. İki ayrı yaş grubunda yapılan yarışmada 10-13 yaş grubunda Hamburg Bölgesinden Ayşenur Şaplak, 14-18 yaş grubunda ise Güney Hessen Bölgesinden Nesibe Zümra Ergün birinciliği elde etti. İlknur Küçük
Kemal Ergün
Bölge Birincileri
Leverkusen Smidt-Arena 5 Aralık’ta
IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) 12. Avrupa
Kur’ân-ı Kerîm Yarışması’na ev sahipliği yaptı.
Kadınlar Teşkilatı (KT) Kur’ân-ı Kerîm Tilavet
Yarışması finalinde şube ve bölgeler arası elemelerini geçerek final yarışmasına katılmaya
hak kazanan 8 genç birincilik için mücadele
etti. Program KT 2014 Kur’ân-ı Kerîm Tilavet
Yarışması Birincisi Emine Tunç’un Kur’ân-ı
Kerîm tilaveti ile başladı.
4 binden fazla kişinin katıldığı programda konuşan KT İrşad Başkanı Nermin Şeker, “Kur’ân-ı Kerîm’in isimlerinden birisi de
‘Nur’dur. Nurun anlamlarından biri ise etrafı
aydınlatan ve görmeye yardım eden ışıktır.
Bu nedenle biz Rabbimiz’in Nisâ suresi 174.
ayetinde buyurduğu: ‘Ey insanlar! Şüphesiz
size Rabbiniz’den bir delil geldi, size apaçık
bir nur indirdik.’ ayetinin mealini bu yıl afişlerimizde öne çıkardık.” dedi. Şeker yarışmanın amaçlarına değindiği konuşmasında
şunları ifade etti: “Allah korkusunu gönlüne
yerleştiren, bütün söylem ve eylemlerini bu
hassasiyetle yapan insanlar yetiştirmektir bu
programların amacı. Bundan dolayı 16 bölgemiz 34 şubemizde açtığımız hafızlık kurumlarımızda hafızlık ön hazırlık ile birlikte 580’i
kız öğrenci olmak üzere şu an toplam 855 yavrumuz hafızlık eğitimi almaktadır.”
“Kur’an en büyük inkılâbı gerçekleştirmiştir.”
KT Başkanı Hatice Şahin konuşmasında
Kur’an’ın câhiliye toplumundan insanlığa önderler çıkarttığını, insanlığa insanlık değerini
vererek, eşitlik ve hürriyet ilkelerinin ilk seslendiricisi olduğunu kaydetti. Bu bağlamda
Kur’an’ın insanlık tarihinin en büyük inkılabını gerçekleştirdiğini ifade etti.
Hatice Şahin “Peygamberimiz (s.a.v.)
Hatice Şahin
‘İçinde Kur’an okunan, anlam ve yorumuyla
meşgul olunan ev, yıldızların yeryüzünü aydınlattığı gibi, sema ehli için aydınlatılır.’ buyurmuştur. Ailemizde ve toplumda huzur ve
bereket istiyorsak daha çok ve daha sık, daha
düzenli ve sürekli Kur’an okumalıyız. Onu
hayatımızda tatbik etmeliyiz. Teşkilatımızın
dinamizminin, çalışmalarımızdaki bereketin
buradan geldiğine inanıyoruz. Kur’an’a verdiğimiz değerden kaynaklandığına inanıyoruz.
Ve tabii ki sizlerden aldığımız dualar sayesinde olduğuna inanıyoruz elhamdulillah.” şeklinde konuştu.
Şahin’in konuşmasının ardından final
yarışması öncesi bölge elemelerine katılarak
bölge birinciliklerini elde eden genç kızlara
madalyaları takdim edildi.
“Kur’an okumak bir gönül işidir.”
Genel Başkan Kemal Ergün de programa
katılarak haziruna seslendi. Avrupa’nın dört
bir yanından gelerek salonu tıklım tıklım dolduran Kadınlar Teşkilatı mensuplarına ve cemaate teşekkür eden Ergün, güncel konulara
ve bilhassa eğitimin önemine değindi. Ergün
“Kur’an sadece okunan bir kitap değildir,
Kur’an okumak bir gönül işidir. Eğer Kur’an
gönülde yoksa tesir etmez. Kur’an dilden kalbe, ordan eyleme geçerse işte o zaman yeryüzünde huzur hepimizi kuşatır. Kur’an tatbik
kitabıdır. Kur’an yeryüzünü imar etmektir.”
dedi.
IGMG’nin pek çok okulunun bulunduğunu hatırlatan Ergün, bu okulların ve eğitim
merkezlerinin kurulmasına sebep olan herkesi hayırla yad etti. Müslümanların her alanda başarılı olması gerektiğini söyleyen Genel
Başkan “Müslüman dediğin bir tek iş ile meşgul olamaz. Müslüman üniversiteye gider.
Üniversite bitince doktora yapar. Profesör
olur, başhekim olur, Müslümanlara, insanlara
hizmet eder. İlim insanlığın ortak paydasıdır
ve Müslümanlar bilme ve ilme talip olmalıdır.
Nerede ilim ve bilim olursa orada sevgi olur.”
şeklinde konuştu.
Ergün, Müslümanların hikmete mebni
söylemleri olması gerektiğinin altını çizdi ve
“Tüm insanlığı kuşatmak zorundayız, Peygamberimiz’in örnek yaşantısını onlara takdim etmek zorundayız. Hepimizin sözünde
hikmet ana unsur olmalıdır.” dedi.
Ergün, dünyadaki gelişmelere de değindi.
Mültecilerle ilgili çağrılarda bulunan Genel
Başkan, “Ülkeleri işgal edilmiş mazlum kardeşlerimize el uzatamıyorsak Kur’an ı tam
manasıyla anlamamışız demektir.” dedi. İnfak konusuna değinerek sahabeden örneklerle infakın önemini hatırlattı. İnfak Kampanyası’nda kadınların gayreti ve desteğinden
dolayı tebriklerini iletti.
“Kur’an cihattır.” diyen Ergün, cihadın ne
demek olduğunu açıkladı “Cihat sevmektir,
paylaşmaktır, insana hizmetttir, şeytanın emrine girmemektir. Müslüman yapıcıdır, kırıcı
değil. Bundan dolayı bir kısım insanların cihat kavramını kirletmesi sizi ye’se düşürmesin. Bizler cihadın topluma artı değer katmak
olduğunu bu topluma daha çok anlatmalıyız.”
Yarışmacılar Kur’ân-ı Kerîm’i hem ezber
hem de yüzünden okuyarak en güzel tilavet
için gayret ettiler. 4’er genç kızın yer aldığı
iki kategoride önce 10-13 yaş grubunda, sonra
da 14-18 yaş grubunda finale kalan talebeler
yarıştı. Jüri başkanlığını Esmanur Erdener’in
yaptığı yarışmada jüri heyetinde Hatice Zer,
Ayşe Elif Apuhan Koçal ve Hacer Ersöz yer
aldı.
Heyecanla beklenen sonuçlar ise şöyle
oldu: 10-13 yaş grubunda 1. Ayşenur Şaplak
Yarışmacılar
Mâide-i Kur’an
(Hamburg), 2. Zeynep Yücetaş (Güney Hollanda), 3. İman Uçan (Alpes), 4. Kübra Sıla Sevinç (Württemberg)
14-18 yaş grubunda Güney Hessen Bölgesinden Nesibe Zümra Ergün KT 12. Avrupa Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması birincisi
olarak anons edildi. İkinci Viyana’dan Nesibe
Oğultay, üçüncü Berlin’den Firdevs Mutlu
olurken dördüncülüğü Kuzey Hessen temsilcisi Berfin Kaya elde etti.
Mâide-i Kur’an
12. Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması kapsamında Mâide-i Kur’an programı yapıldı.
2010 yılı Türkiye Kur’an Tilavet Yarışması
birincisi Ayşe Elif Apuhan Koçal’ın yanı sıra
Hafız Hatice Kübra Ataş hüzzam makamında, Tuğbanur Batman, KT Kur’ân-ı Kerîm
Tilavet Yarışması birincisi Emine Tunç nihavend makamı ve KT 2014 Kur’ân-ı Kerîm Tilavet Yarışması İkincisi Gülsüm Nur Yalçın rast
makamında Kur’an ziyafeti sundular.
Hafızlık sunumu
Smidt-Arena hafızlık sunumu ile ayrı bir
manevi ortama büründü. IGMG teşkilatlarında hafızlığını tamamlamış ve hafızlık tespit sınavına müracaat etmiş 5 hafız sahneye
davet edildi. İkbal Börek moderatörlüğünde
yapılan sunumda hafızlar Kur’an’ın muhtelif
yerlerinden ilk ayeti okunan surenin devamını okudular. Hafızların tamamı ayetlerin devamını kusursuzca ezberden okumayı başardı. Hafızlık sunumunda ayrıca T.C. Diyanet
İşleri Başkanlığı tarafından yapılan sınavda
hafızlık icazetini alan Şuheda Batman’a hafızlık tacı takılarak icazet töreni de yapılmış
oldu.
Programda ayrıca geçen yılki yarışmanın
görüntülerinin yer aldığı klip ve KT faaliyet
klibi gibi çeşitli sunumlar da yapıldı.
Nermin Şeker
Hafızlar
Genel Merkezimizden
camia | 18 Aralık 2015
|
7
KT BBT
“Çalışmalarımızla insanlara umut oluyoruz.”
2015 yılının IGMG Kadınlar Teşkilatı (KT) 5’inci Bölge Başkanlar Toplantısı 12-13 Aralık 2016 tarihlerinde 29 Bölge KT Başkanı, 27 Teşkilatlanma Başkanı ve 25 Teftiş Başkanının katılımı ile yeni Genel Merkez binasında gerçekleştirildi. Elif Dündar
KT idarecileri yılın son Bölge Başkanları
Toplantısı’nı yapmak üzere Holweide’de bir
araya geldi. Geçmiş dönemin değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda gelecek yıl ağırlık verilecek konulara dikkat çekildi.
IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün KT idarecilerinin istifade edeceği prensipleri katılımcılarla paylaştı. IGMG idarecilerinin yaptıkları
hizmetlerle insanlara umut olduğunu, umut
olmaya devam edeceğini söyledi. Yapılan hizmet ve çalışmaların daha da çok insana ulaşması için mafsalların çalıştırılması gerektiğini
vurguladı. Ergün, teşkilatın fitneden uzak bir
şekilde çalışmalarını yapması ve teşkilatçıların
cemaatin içerisinde olması gerektiğini vurguladı. Ev sohbetlerinin önemine de değinen Ergün “İnsan kalbi denize benzer, ağzı da sahile.
Denizde ne varsa sahile atar. İnsan da kalbinde
olanı dudaklarından dışarı atar.” diyerek nefislerin ıslahına vurgu yaptı.
Çalışmaları değerlendiren KT Başkanı Hatice Şahin ise “Cihat İslam dininde kulluk bilinci ile yapılan tüm amellerdir. Cihat, insan
hayatını madde ve mana ile kuşatan her türlü
eylemde erdemli davranma hasletinin gereği
olan tüm çalışmaların adıdır. Çalışmak ilmin
cihadıdır. Ayrıca nefsimizle cihat edeceğiz,
malımız ile cihat edeceğiz. Allah’ın emri olan
zekâtı, davanın hakkı olan infağı ve insanların hakkı olan sadakaları ise malımızın cihadı
olarak vermeliyiz.” dedi. Fedakâr nesillerin
yetiştirileceği kurumlara destek verilmesine
vurgu yapan Şahin, özellikle 2016 İnfak Kampanyası ile gelecek nesiller için önemli çalışmalar yapılacağını vurguladı. Şahin sözlerini şöyle
sonlandırdı: “İnsanlığa hizmet eden insanların
hayatı dinamiktir ve sürekli gelişim içindedir.
Hizmet; üretmek, kaliteyi sürekli geliştirmek
ve yaygın hâle getirmek demektir. Teşkilat
uğruna fedakârlık yapacak nesil yetiştirmeyen topluluklar tarihin akışında kaybolmaya
mahkûmdurlar.”
Bölge Başkanları ile birlikte gelen KT teşkilatlanma başkanları ve KT teftiş başkanları
kendi gündemlerini takip etmek üzere ayrılırken IGMG KT İrşad Başkanı Nermin Şeker bölge başkanlarına hitap etti. Şeker, Leverkusen’de
gerçekleştiren IGMG KT 12. Kur’ân-ı Kerîm
Tilavet Yarışması’nda dereceye giren bölgeleri
tebrik etti. Bölgelerden ve şubelerden yaklaşık
4 bin 800 hanımın Kur’ân-ı Kerîm sofrasına dâhil olmasını sağlayan bölge başkanlarına teşekkür etti. Ev sohbetlerinin sayılarının artırılması
hususunu hatırlatan Şeker, 2016 yılında tüm
bölgelerde hocahanımların Kur’ân-ı Kerîm’i
daha nitelikli okuma ve okutmaları, yeterlilik
ve seviyelerini yükseltmek için yapılan Mesleki Eğitim Kurslarını düzenlemeleri gerektiğini
vurguladı.
KT Sosyal Hizmetler Başkanı Selma Zor
Genel Merkeze Üyelik Kampanyası ile ilgili bilgi verdi. Bu yılki infak projesinde 10 projenin
destekleneceğini ve her birinin farklı yerlerde
vereceği hizmetlerin cemaate detaylı bir şekilde
tanıtılması gerektiğini vurguladı.
KT Eğitim Başkanı Handan Yazıcı’ya vekâleten Eğitim Biriminin bilgilendirmesini yapan
Nermin Şeker Kış Tatil Kursları, Yetişkin Eğitim Kursları ve Genel Merkez’de icra edilen Hocahanımlar İleri Eğitimi ile ilgili bilgiler verdi.
IGMG KT Hac Umre Sorumlusu Hacer
Fırat ise Aralık Umresi ile ilgili genel bilgi verirken, KT Bölge Başkanları yapılan grup çalışmasında İslamofobi hususunda yapılabilecek
çalışmaları, hizmetleri ve proje tekliflerini sundular.
KT Teşkilatlanma Başkanı Elif Dündar Teşkilatlanma Birimi sunumuna “Yaptığınız işi güzel yapın, Allah güzel iş yapanları sever.” âyet-i
kerîmesi ile başlarken, yıl sonunda toplanan
bilançolar ile ilgili bilgi verdi. İdari kadroların
tamamlanması hususunda talimat vererek,
şube çalışma takvimlerinin oluşturulmasının
önemini vurguladı.
KT Teftiş Başkanı Hatice Çevik ise teftişin
önemi, gerekliliği ve teftiş formları ile ilgili bir
bilgilendirme yaparak “İman, cihat ve hicret
Kur’ân-ı Kerîm’de birlikte zikrediliyor. İman
ispat ister, iddiadır. İspatı amellerdir. ‘Teşkilatçıyım.’ demek de iddiadır. İspatı faaliyetlerdir.
Faaliyetlerin takibi ise teftiş ile mümkündür.”
dedi.
KT Bölge Teşkilatlanma Başkanları genel
hitabın akabinde takip ettikleri gündemde ilk
önce IGMG Teşkilatlanma Başkanı Elif Dündar’ın sunduğu Teşkilatlanma bilgilendirmesinin ardından Ana Teşkilat Teşkilatlanma Başkanları ile müşterek yapılan toplantıya geçildi.
IGMG KT Hac Umre Sorumlusu Hacer
Fırat teşkilatlanmanın manevi boyutunu ele
alırken “Mekke mihrap, Medine minber. Allah’ın emirlerinin satırlardan sudurlara inmesi
için insanlığı tufanlardan kurtaran Hz. Nûh’un
azmi ile gayret edeceğiz. Bunun için teşkilatlanarak planlı ve programlı bir şekilde sabırla
çalışacağız.” dedi.
“İdeal şube” modelinin hedeflenerek şubelerin aktifleşmesi, çalışmalarının kalite kazanması için tavsiyelerde bulunan Elif Dündar,
akabinde Teşkilatlanma Başkanları ile bir grup
çalışması yaptı. Teşkilatlanma biriminin yaşadığı sorunlar ve çözümleri tespit edilerek bilgi
verildi.
KT Bölge Teftiş Başkanlarının Ana Teşkilat
Teftiş Başkanları ile birlikte yaptığı müşterek
gündemlerinde Kur’an ve sünnet ışığında teşkilat, teftişin önemi, dava şuuru, görev bilinci,
motivasyon ve uygulamalı çalışmalar ele alındı.
Zehra Öz KT Bölge Başkanları, Teşkilatlanma Başkanları ve Teftiş Başkanlarına yönelik
konuşmasında “Teşkilatçı bakan değil, gören
demektir. Teşkilatçı, her gördüğü olayda mükellefiyetinin ve sorumluluğunun ne olduğunu
düşünen ve gerekeni yapmaya gayret gösteren
insandır. Allah nurunu tamamlayacaktır. Bize
ihtiyacı yoktur. Bizim o nura, teşkilat çalışmalarının içinde olmaya ihtiyacımız vardır.” diyerek teşkilat çalışmalarının önemini vurguladı.
HAC & UMRE
“Çalışmalarımızı ilk günkü heyecanla yürütmeliyiz.”
IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi 2015 Hac Organizasyonu’nu değerlendirmek üzere kafile başkanları ve 2015 Hac Organizesi’nde görev yapan birim başkanları ile birlikte Kerpen’de toplandı. Abdullah Yıldırım
IGMG Hac-Umre ve Seyahat Şirketi 2015
Hac Organizasyonu’nunda görev alan kafile
başkanları ve birim başkanları ile değerlendirme toplantısında bir araya geldi. IGMG
Genel Merkezinde yapılan toplantıya IGMG
Genel Başkanı Kemal Ergün, IGMG Hac-Umre ve Seyahat İşleri Birim Başkanı Tahir Köksoy, 2015 Hac Organizesi Mekke Sorumlusu
İhsan Taşkıran, Medine Sorumlu Yardımcısı
İskender Esmer de katıldı.
Başarılı bir hac organizasyonu geçirdiklerini kaydeden Köksoy, organizede görev alan
kafile başkanları, birim başkanları ve tüm
hizmet ekibine teşekkür etti. Köksoy, “2015
Hac Organizemiz başarılı bir şekilde geçmiştir. Hacılarımızın kabul olunmuş bir hac ibadetini ifa etmenin huzuru içerisinde yaşadıkları beldelere salimen dönmelerini sağlamış
olduk. Bundan dolayı Rabbimiz’e hamdediyoruz. Bu yıl hacılarımız içinde maalesef dört
hacımız rahatsızlıkları nedeniyle vefat etmiştir. Kendilerine Allah’tan rahmet diliyoruz.”
dedi. Hac organizesi boyunca karşılaşılan
güzellikleri ve meydana gelen sıkıntıları dile
getiren Köksoy, “Şirketimize ulaşan raporları
titizlikle inceliyoruz. Bu raporlar doğrultusunda çalışmalarımıza yön veriyoruz.” dedi.
Köksoy önümüzdeki yıl uygulanan yüzde 20
hac kotasının kaldırılacağını, bu sebeple daha
fazla hac yolcusuna hizmet edeceklerini bildiridi. Aralık Umresi’ne de değinen Köksoy,
“2015 yılının son umresi olan Aralık Umresi’ne de çok az bir süre kaldı. Bu yıl da birçok
aileyi aralık ayında kutsal beldelere ulaştıracağız.” dedi.
2015 Hac Organizasyonu’nun kısa bir de-
ğerlendirmesini yapan Taşkıran ve Esmer ise
tüm ekiplere hizmetlerinden ötürü teşekkür
ettiler. İrşad Sorumlusu Abdurrahim Güçlü
organizede yaptıkları irşad çalışmalarını kısaca değerlendirdi. Kadınlar Teşkilatı adına söz
alan Cahide Fırat bayanlara yönelik yapılan
irşad çalışmalarını ve diğer hizmetleri dile
getirdi. Yine organize boyunca fetva hizmetlerini yürüten Fetva Sorumlusu Hulusi Ünye
de yaptıkları hizmetleri, karşılaştıkları fıkhi
problemleri ve bu yönde yapılan çalışmaları
aktardı.
Toplantının ana gündeminde tüm kafile
başkanları 2015 Organizesi ile ilgili değerlendirmelerini, görüşlerini ve tekliflerini aktardılar. Getirdikleri yazılı raporlarını sunan
kafile başkanları hizmet kalitesinin artması
ve daha geniş kitlelere ulaşmak için birlikte
çalışmanın gerekliliği üzerinde durdular.
Kafile başkanlarına teşekkür ederek konuşmasına başlayan IGMG Genel Başkanı
Kemal Ergün, “Bu toplantılarda başarılı çalışmalarımızın yanı sıra eksik yönlerimizi
de dile getirmemiz tedbirlerin alınması bakımından çok önemlidir. Hac organizemiz
uzun yılların birikimi ile bu olumlu algıyı
oluşturmuştur. Ancak bu olumlu algı çok
küçük bir ihmalle yıkılabilir. Bu sebeple çalışmalarımızı sanki ilk defa hac organizesi yapıyormuşuz gibi aynı heyecanla yürütmeliyiz.
Hac dönemi bu yıl olduğu gibi önümüzdeki
yıllarda da yaz tatillerine denk gelecek. Dolayısı ile çalışmalarımızı daha iyi takip etmeliyiz. Sadece Almanya değil tüm Avrupa’da hac
kontenjanlarını en kısa zamanda doldurmak
için etkili bir çalışma takip edilmelidir.” dedi.
8  |
Genel Merkezimizden
camia | 18 Aralık 2015
TEŞKİLATLANMA BAŞKANLIĞI
“İnsanımızı bilinçlendirmeliyiz.”
Genişletilmiş Bölge Teşkilatlanma Başkanları Toplantısı Köln’de yapıldı.
IGMG Teşkilatlanma Başkanlığı 2015 yılı
ikinci Teşkilatlanma Başkanları Toplantısını Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatları
Bölge Teşkilatlanma Başkanları ile birlikte, 12
Aralık 2015 tarihinde, IGMG Yeni Genel Merkezi’nde gerçekleştirdi. Yoğun bir katılımla
yapılan toplantının bazı bölümleri müşterek,
bazı bölümleri ayrı çalışmalar hâlinde yapıldı.
Toplantının bölge teftiş başkanları ile
müşterek yapılan bölümünde Genel Başkan
Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı Murat
İleri açılış konuşması yaptı. İleri konuşmasında şunlara değindi: “Bugün teşkilatlanma
ve teftiş başkanlarımızın toplantılarını gerçekleştirecek ve dünle bugünümüzün muhasebesini yapacağız. Teşkilat çalışmalarımız
devam ederken dünyada bizim duyarsız kalamayacağımız olaylar cereyan ediyor. Pek
çok olayın senaryosu daha önceden hazırlanmaktadır. Buna rağmen yaşadığımız toplumda itidalli kişilerin de olması sevindiricidir.
Hiç değilse bu kişiler aracılığı ile yaşadığımız
olaylar itidalli bir şekilde yorumlanabilmektedir. Bütün bunlar gösteriyor ki, insanımızı
eğitimden geçirmeli ve bu tür olaylara karşı
duyarlı ve şuurlu hâle getirmeliyiz. Bunun
için YÖGEP ve TİES çalışmalarımızı yapıyoruz. TİES derslerimizin 7 ve 8.’sini geçtiğimiz
günlerde bölgelerden gelen eğitimcilerimize
aktardık. Şimdi bu derslerin başta şubelerimizdeki idarecilerimize, sonra da üye ve
cemaatimize indirilmesi gerekmektedir. YÖGEP’i bazı bölgelerimizde pilot olarak uygulamaya koyacağız. Teftiş Başkanlığı meselelere geniş açıdan bakar ve aksaklıkları tespit
eder. Tespit edilen bu eksiklikleri giderecek,
birliktelik ve bütünlüğü sağlayacak olan birim de Teşkilatlanma Başkanlığıdır. Bundan
dolayı toplantılarımızı birlikte yapıyoruz.
Bizler İhtiyaçları yerli yerince tesbit etmeli,
yeteri kadar tahlil etmeli ve gerçekleşmesi
için takip etmeliyiz.”
Müşterek toplantıda Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Ramazan Başlık “Teşkilatta
Genel Kurallar” adlı bir semineri takdim ederek görev yaparken dikkat edilmesi gereken
genel kurallar konusunu işledi. Son bir yıldır
Ramazan Başlık
oldukça yaygınlaşan ve iş adamlarına yönelik
yapılan İhsan Sohbetleri ile ilgili olarak İhsan
Sohbetleri Sorumlusu Ali Börek bir sunum
yaparak bir yıldan bu yana yapılmakta olan
İhsan Sohbetlerinin şu an 45 halkada 700
iş adamıyla gerçekleştirilmekte olduğunu
söyledi. Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı ve
Teftiş Başkanı Adem Kaya da “Teftişlerde Görülen Eksiklikler” konulu bir seminer işledi.
Toplantının müşterek bölümüne katılan
IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün de yaptığı konuşmada şunlara değindi: “Geçtiğimiz
günlerde TİES öğretmenlerimizin hizmet içi
eğitimini yaptık. Bu dersler teşkilatımızı ve
çalışmalarımızı tabana indirmenin bir yoludur. Biz şu dört hususta insanlarımıza yardımcı olmalıyız: 1. İnsanlara umut olacağız.
Biz bu toplumların umuduyuz ve umut olmaya devam edeceğiz. Ancak, buna önce kendimiz inanmalıyız. Sonra umut olacak yeni nesilleri yetiştirmeliyiz. Efendimiz (s.a.v.) daha
8 yaşındaki Hz. Ali’ye umut olmuş, onun
üzerinde çalışma yapmış ve gün gelmiş bu
çocuk hicrette yatağına bırakabileceği birisi
olmuştur. Bu örnekte olduğu gibi bizim de
çocuklarımıza umut olmamız, abileri ablaları
olmamız lazım. 2. Mafsalların çalışması için
gayret göstereceğiz. Teşkilatımızın çalışmalarının insanlarımıza en güzel ve en çabuk
ulaşabilmesinin önemli bir yolu da yayın
organlarımızdır. Bu nedenle Camia bültenimizin dağıtımı ve faaliyetlerimizle ilgili afiş
ve broşürlerimizin yerli yerince kullanılması
da sizler tarafından en iyi şekilde takip edilmelidir. Ev sohbetlerimiz ve ihsan sohbetlerimiz de mafsalların çalışmasında en etkili
faaliyetlerimizdir. Böylece insanlarımıza ve
iş adamlarımıza ulaşacağız. 3. İnsanlarımızı
fitnelerden uzak tutacağız. 4. Cemaat içinde
olacağız. Çünkü cemaatte bereket vardır.”
Toplantıda BYK ve ŞYK derslerinin takibini, Bölge Çalışma Takvimlerinin takibi
ve tahlilini Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Ramazan Başlık, Almanya içi bölgelerin
tüzük çalışmalarının takibini Levent Altan,
Bölge bilançoları ve üye kampanyası takibini
Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı Süleyman
Yılmaz, GBYK ve GŞYK Toplantılarının değerlendirmesini Teşkilatlanma Başkan Yardımcısı ve MYK Üyesi Mehmet Ateş yaptılar.
Hessen Bölgesi Teşkilatlanma Başkanı Hikmet Atak ise bölgesinin çalışmalarının tanıtımını yaptı. Ayrıca Sosyal Hizmetler Başkanlığından İbrahim Gaygısız Genel Merkeze
üyelik hakkında bilgilendirme yaptı.
Dilek ve temennilerden sonra kapanış
ve değerlendirme konuşmasını yapan Genel
Başkan Yardımcısı ve Teşkilatlanma Başkanı
Murat İleri konuşmasında dilek temennilere
cevaplar verirken şunları söyledi: “Bilgi işlem
ağını daha güzel hâle getirmek için yeni bir
program yapılması çalışmasına başladık. Hedefimiz ağustos ayı başına kadar yeni programı tamamlamak. Bunu başardığımızda
sizden şimdiki gibi belge göndermenizi istemeyeceğiz. Böylece işlerimizi ciddi manada
hafifletmiş olacağız. Dünya 5 temel üzerine
kurulmuştur. 1. Âlimlerin (Ulemanın) bilgisini paylaşmaları, 2. Amirlerin (Umeranın)
adaleti, 3. Yaşlıların, mazlum ve mağdurların,
kadın ve çocukların duaları, 4. Zenginlerin
cömertliği, 5. Davasına gönül verenlerin fedakârlığı ve gayretleri. Sizler bu fedakarlığı
gösteren kardeşlerimizsiniz. Cemiyetlerimize ve Genel Merkeze üye sayılarımızı artırmalıyız. Biz birçok olumsuzluğa rağmen birçok
atılımlar yapan bir teşkilatız. Geçtiğimiz yıldan bu yana 336 noktada şubelerimizin artışı,
üye sayılarımızın önemli oranda artışı, Kadınlar ve Kadınlar Gençlik Teşkilatlarımızdaki artışlar görülmesi sevindiricidir ve atılımlarımızı göstermektedir. YÖGEP – Yönetici
Gelişim Programı haftaya son defa gerçekleştirilecektir. Bu program 2017 yılında Kadınlar
ve Kadınlar Gençlik Teşkilatlarımızın yöneticileri için de uygulamaya konulacaktır. Ayrıca
2016 yılında üç bölgemizde pilot proje olarak
uygulamaya konulacaktır. Teşkilatımıza gönül veren kardeşlerimizin eğitimli olmaları
için çalışacak, manevi ruhu onlara vereceğiz.
Bu bakımdan TİES çalışmalarımızın tabana
daha rahat indirilmesi ve daha çok kardeşimize ulaşabilmemiz için bu sene Kadınlar,
Kadınlar Gençlik ve Gençlik Teşkilatlarımızdan eğitimcilerimizi de hizmet içi eğitime aldık. Şimdi bölgelerimizde TİES çalışmalarını
dört koldan yapacağız. Arazi şartları gereği
çalışma bazı bölgelerimizde sadece Ana Teşkilat tarafından yapılabilir. Bölgelerimizde
yapılması gereken Yatılı Eğitim Seminerleri
(YES) çok önemli programlardır. Her bölgemiz yılda en az bir defa YES yapmalıdır. Bu
sadece eğitilmeye değil, kaynaşmaya da vesile olacaktır. Teşkilatımızın hedeflerinden bir
tanesi de hizmetlerimizi geniş insan kitlelerine ulaştırmaktır. Bunun en güzel yollarından
bir tanesi de yapmakta olduğumuz ev sohbetleri, ihsan sohbetleri gibi çalışmalarımızdır.
Bu çalışmalar ihmal edilmemeli ve mümkün
olduğu kadar kardeşimiz bu çalışmalara davet edilmelidir.”
TEFTIŞ BAŞKANLIĞI
“Güçlü teşkilat, titiz teftiş çalışmasına bağlıdır.”
Bölge Teftiş Başkanları Toplantısı 12 Aralık’ta yeni Genel Merkezde yapıldı.
İskandinavya ve Avrupa ülkelerinden teftiş başkanlarının katıldığı toplantı yoğun bir
katılımla gerçekleştirildi. Toplantı, 3 ayrı
oturum olarak; Ana Teşkilat, Gençlik Teşkilatı, Kadınlar Teşkilatı ve Kadınlar Gençlik Teşkilatı ile bir arada gerçekleştirildi. 1. oturum,
Bölge Teşkilatlanma Başkanları ve Bölge
Teftiş Başkanları ile birlikte gerçekleştirildi.
Genel Başkan Kemal Ergün açılış bölümünde
genele hitap etti.
2. bölümde form takibinin ardından,
Teftiş Başkanı Adem Kaya ‘’Örnek şube teftişi nasıl yapılır?’’ konulu sunumunu yaptı.
Sunumda; öncelikle, bir Teftiş Başkanında
olması gereken özellikler, kurumların teftişi
yapılırken nelerin amaçlandığı vurgulandı.
Teftiş yapılırken uyulması gereken ilkeler,
bölge ve şubelerde asla ihmal edilmemesi gereken hususlar işlendi.
Ayrıca; BYK üyelerinin birim görevleri,
istişare ve devir teslim usulü, koordinasyon
toplantıları, komisyonların önemi, idari top-
lantılar, toplantı kriterleri, birimlerde bulunması gereken evraklar konularında bilgi verildi. Teftiş yapılırken uyulması zaruri bilgiler
ve hatırlatmalar ve akabinde teftişte yapılan
eksiklikler dile getirildi. Yeni teftiş formlarının tanıtımı yapıldı, bir örnek üzerinden
şube teftişinin nasıl yapılacağı ve nasıl bir
teftiş raporu hazırlanacağı gösterildi. 2015
yılında 165 şubenin teftişi yapıldığı ve 2016
yılında da bu sayının 200’ü geçeceği vurgulandı. Toplantıya daha önce Köln Bölgesinde
Eğitim ve Teftiş Başkanlıkları yapmış olan
çiçeği burnunda Teftiş Başkan Yardımcısı Kazım Çakılcı da katıldı.
Gençlik Teşkilatı (GT) Teftiş Başkanı Fatih Yılmaz, GT teftişleri ile alakalı bilgiler
sundu ve Ana Teşkilatın bu noktada desteğinin önemi vurguladı. Gençlik teftişlerinin
önemi ve faydasından bahsetti.
Kadınlar Teşkilatı Teftiş Başkanı Hatice Çevik, teftişi yapan kişinin ehil olması ve
teşkilatın temel kuralları ve ilkelerini tanımasının önemini vurguladı. Yapılan teftişlerin Ana Teşkilat ile uyumlu bir şekilde olması
gerektiğinin önemine değindi. “Ölçüsü olan
gelişir, ölçüsü olmayan değişir’.’ prensibiyle
kişinin kendine, içinde yaşadığı topluma ve
bütün mahlukata karşı olan sorumluluğundan bahsetti. Teftiş biriminin, ehil bir itfaiyeci gibi yangın söndürebilen, uzlaştırıcı,
alternatif çözümler üretebilen, yapılan hizmetlerin hızını daha da artırabilecek özelliklere sahip teftiş başkanlarına sahip olması
gerektiğini söyledi.
Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Teftiş
Başkanı Nursen Elemenler, başarılı sunumların ve teftiş başkanının özellikleri, teftişin
bizzat KGT Teftiş Başkanı tarafından yapılmasının önemi ve gerekliliği, yapılan teftiş
sonrası bölge ve şubelerdeki pozitif değişiklikleri dile getirildi. KGT bölge teftiş başkanlarına hedefler verildi.
“Güçlü teşkilat, titiz teftiş çalışmasına
bağlıdır.” sloganının hatırdan çıkartılmadan
çalışmaların bu doğrultuda yapılması gerektiği vurgulanan toplantının son bölümünde
Bölge Teftiş Başkanlarının dilek ve temennileri ele alındı.
Genel Merkezimizden
camia | 18 Aralık 2015
|
9
EĞİTİM BAŞKANLIĞI
Çocuklarda din ve temel eğitim çalışmalarımız
İnsan fıtratının temelinde bir değer sistemine dâhil olma ve inanç vardır. Tabii bir
duygu olan inanç çocukluktan itibaren yaşam süreci içinde insanın hayatına yön verir.
İnanma ihtiyacı ruhu tatmin edecek şekilde
karşılanmadığı takdirde bir ömür boyu insanın muzdarip olmasına, bilerek ya da bilmeyerek fıtratına aykırı bir yaşam sürmesine
neden olur.
Her anne-baba evladının hayırlı bir evlat
olmasını, iyi yetişmesini, güzel ahlak sahibi
olmasını arzu eder. Anne ve babaların çoğu
zaman gözyaşlarıyla ıslanan duaları, Hz.
Zekeriyyâ (a.s.)’ın duasından farklı değildir.
“Rabbim bana nezdinden tertemiz bir zürriyet ihsan eyle! Şüphesiz sen duayı hakkıyla
işitensin.” (Âl-i İmrân suresi, 3:38)
Dünyayı mamur edecek hayırlı neslin yetişmesinin ilk kuralı böyle bir nesil ve evlat
için duadır. Dua her işin başının Rabbimiz’e
dayandığının bilincinde olmak, ondan gelene razı olabilmek için iç enerjimizi aktif
hâle getirmektir. Bundan sonra ise çocuğun
fıtratında olan inancın korunmasına yönelik
rehberlik yapmak, onun hudûdullahı aşmadan şekillenmesine yardımcı olmak anne ve
babanın fiilen yapacağı duadır.
Bilindiği üzere çocukların değer ve inançları 2 yaşından itibaren şekillenmeye başlar
ve somut olandan soyut olana doğru bir değer kazanma süreci yaşar. Bu süreç içinde
çocuk genelde aile bireyleri ve tabii en çok
da anne babasını taklit ederek davranış ve
tutumlar kazanmaya başlar. Çevresinde olup
biten her şeyi anlamlandırmaya çalışır. Ço-
cuğun inanç ve inanca bağlı değerleri anlaması onun bedensel ve zihinsel büyümesiyle
paralel olarak gelişir. Çocuğun hem sosyal
davranışlar edinmesi hem de değerler kazanması için ailesi dışında güvenilir ortamlara
ihtiyaç işte buradan itibaren başlamaktadır.
Çünkü çocukları çok sevmek yahut çok fazla
dinî bilgiye sahip olmak, çocuğa verilecek iyi
bir dinî eğitim için yeterli olmamaktadır.
Avrupa’ya işçi göçünün doğal bir sonucu
olarak burada yetişen çocuklar için bulundukları ülkelerin ortak değerlerinin yanı sıra,
aileyle getirilen dinî değer, yaşam ve kültürün de ana dil gibi muhafazası ihtiyacı, bu
güvenilir ortamların oluşmasına bir gerekçe
oluşturmuştur. Camilerimiz çok maksatlı
toplanma yeri olarak, çocuklarımızın dini
öğrenmeleri, sosyal tutumlar kazanmaları
için önemli rol oynamıştır. Din öğretimi nasıl olmalı, kimler din eğitimi vermeli, nasıl
ortamlar olmalı soruları çerçevesinde şekillenerek on yıllardır süregelen cami eğitimimiz bugün teşkilatımızın pek çok şubesinde
birçok yaş grubuna hitap eden eğitim merkezleri hâline dönüşmüştür. Bu eğitim merkezlerinde 3 yaşından 15 yaşına kadar planlanarak uygulanan temel eğitim müfredatımız,
Kur’ân-ı Kerîm okuma eğitimi, ahlak ve edep
eğitimi başta olmak üzere her yaşın kendine
özgü öğrenme becerisi göz önüne alınarak
birbiri üzerine bina edilmiş bir sistem hâline getirilmiştir. Dinî eğitim oldukça uzun
soluklu bir eğitimdir. Bu bilinçle tüm temel
eğitim programımızın temelinde Allah’a kul
olma ve bunu hayatın merkezinde tutabilme
çabası ile ilgili küçük tohumlar ekme gayesi
yatmaktadır. Yoksa 6-7 sene içerisinde tüm
dinî bilgileri çocuğa yüklemek ve ondan
“dindar” olmasını beklemek hiç de hakkaniyetli bir beklenti olmaz. Küçük yaşlarda
dinî inanca ve yaşantıya ait tohumlar ekmek,
süreç içinde onu beslemek ve büyütmek gerekmektedir. Minikler için Temel Bilgiler
programı; dualar, öğretici oyunlar, boyamalar, Türk dili etkinlikleri, deneyli etkinlikler
ve el becerileri ile okul öncesi 3-6 yaşındaki
çocuklarımızın dinini, dilini ve kültürlerini
tanımaları amacıyla hazırlanmıştır. Özellikle
dinî kavramlar ve davranışlar hakkında bilgiden çok, olumlu duygu birikimine yönelik
programımız bugün 476 ana sınıfında uygulanmakta ve 6 bin 105 ana sınıfı çocuğuna
hizmet sunmaktadır.
IGMG Temel Eğitim programlarımız bir
müfredat altında toplanmıştır. Müfredat
Programları kitabımız yapılmakta olan düzenli eğitim çalışmalarımızı ve tatil kursları
çalışmalarını içermektedir. Bu kitapta; eğitim sistemimizin amaç ve hedefleri, 3 yaşından 15 yaşına kadar sürekli kurslar için her
yaş ve kademede uygulanması gereken müfredat, haftalık ve aylık ders dağıtım çizelgeleri, bütün derslerin genel ve özel amaçları,
derslere ait yıllık planlar, genel öğretim yöntemleri, derslere göre özel öğretim yöntemleri, öğrenci kayıt işlemleri, sınıf geçme esasları, kısa ve uzun süreli tatil kurslarının plan
ve programları yer almaktadır. Tüm bunlar
eğitim sisteminin taşıyıcı kolonlarını oluşturmakta, sistemin yürütülmesi için idareci
Sultan Balkaya
ve öğretmen rehberi olmakta, olayın merkezinde ise sadece bize “Bana öğret, bana göster, rehber ol.” diyen çocuk bulunmaktadır.
Toplam sayısı 92 olan eğitim merkezlerimizde eğitim programı olarak uygulanan “Temel
Eğitim Müfredatı”mızın çocuk dünyasının
anahtar kavramlarını önceleyerek uygulanmasına özen gösterilmektedir. Oyun, merak,
hareketli olma, hayal kurma gibi çocuk dünyasını oluşturan temel ihtiyaçların çeşitli şekillerde derslerin işlenişe katılması, özellikle
hafta sonu tatilinden feragat ederek, cami ya
da eğitim merkezine gelen çocuklarımızın
ileride din ve dinî değerler ile olan ilişkisine
şüphesiz olumlu etki yapacaktır.
Eğitim Merkezlerimizin stratejisi; üç
yaşından 35 yaşında kadar, ana sınıfı, temel
eğitim, ev ödevi yardım kursları gibi birçok
alanda eğitim hizmetlerinde bulunarak insanımızı hayatın her alanına en iyi şekilde
hazırlamaktır.
Teşkilatımızın giderek kurumsallaşan ve
sayıları artan eğitim merkezlerinde tamamı IGMG Eğitim Başkanlığına ait materyal
ve ders kitapları, boyama ve elif bâ kitapları
ile uygulama yapılmaktadır. Mevcut hafta
sonu kurslarının, 3-15 yaş arası temel bilgiler eğitiminin yanı sıra ev ödevi yardımı ve
yetişkinlere yönelik kurslarında da yapıldığı
eğitim merkezlerimizin sayısının ve kalitesinin artması hedeflerimizden biridir. Eğitim merkezlerimiz, kimlik ve kişilik sahibi
nesillerin yetişmesi ve yapılan çalışmaların
kesintiye uğramaması için kurumsallaşarak
gelişmektedir.
DİNİMİ ÖĞRENİYORUM
Çocuklar için çok
yönlü ders kitabı
Anlaşılır bir dil,
üslup ve metot
Sipariş
T +49 221 7390441
www.plural-publications.eu
www.kitapkulubu.de
Bir
kuruluşudur.
10  |
Aile
camia | 18 Aralık 2015
“Ev ev merhamet şebekesi kuralım.”
Gönül Balcı
M
erhamet insanlığa armağan edilen, dünyayı ayakta tutan ve dünyadaki asıl
dengeyi koruyan evrensel
bir değer ve güçtür. Merhametin kaynağı hiç
şüphesiz Rahmân ve Rahîm olan Cenâb-ı
Hak’tır çünkü O’nun rahmeti her şeyi kuşatmıştır (A’râf suresi, 7:156). Merhamet Allah
Teâlâ’nın cemâl sıfatlarından olan Er-Rahmân
esmâsından gelir, tüm âlemleri kuşatır ve hiçbir şekilde din, dil ve ırk tanımaz. Yeri gelir
bir tebessümle veya yüzümüze yansıyan bir
yürek sancısıyla kendini gösterir. Merhametli
insan bakışlarından, hâl ve hareketlerinden
kolaylıkla anlaşılır. Merhamet gösteren insanlar diğer insanların hâl ve durumlarını sezinler
ve onlara karşı empati gösterirler. Merhamet
duygusu tıpkı adalet ve eşitlik duygusu gibi
birçok duyguyu içinde besler. Başkalarıyla
ilgilenmek, onların yardımlarına koşmak ve
onlara karşı merhamet beslemek belli bir
düzen içerisinde yapıldığı takdirde adalet
duygusunun ortaya çıkması kaçınılmaz olur.
Ancak merhamet duygusu adaleti de aşan
bir boyuta sahiptir. Çünkü insana hak ettiğini
vermek adalet duygusundan gelir. Çok daha
fazlasını vermek ise merhametten kaynaklanır. Bu nedenle merhamet duygusunun, karşısındaki insanın kişiliğini gözetmeksizin herkese eşit dağıtılan bir duygu olması gerekir ki
adı “merhamet” olabilsin.
Merhamet birçok duyguyu beraberinde
getirir demiştik. Buna örnek olarak merhamet
eden ve merhamet olunan kişiler arasında
bir yakınlaşma sonrası sempati gerçekleşir.
İnsanlar merhamet ilişkisiyle bağlı oldukları kişiye ister istemez sıcakkanlılık gösterirler. Merhamet şefkat duygusunu da içinde
besler. Şefkat duygusu insanın başkalarının
iyiliğinden rahatlık duymasına, başkalarının
kötülüğünden kederlenmesine neden olur.
Bu bakımdan merhamet insanın üzüntülü
hâlinde ortaya çıkarken, şefkat sevinç hâlindeyken görülür. İslam medeniyetinde de bu
kavramların büyük yer tuttuğu görülür çünkü medeniyetler adalet ve merhamet üzerine kurulmuştur. Buna göre Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Bey’in
oğlu Orhan Bey’e bıraktığı vasiyetnamenin
birinci maddesinde şu mesaj verilir: “Allah’ın
yarattığı her şeye karşı şefkatli ol.” Bu tavsiyede mealen; “Her şeye karşı merhametli ol.
Hayvana, insana, kurda, kuşa, böceğe karşı
şefkatini göster, çevreyi koru ve sahiplen.”
demektir.
Merhameti acıma duygusuyla karıştırmamalıyız. Çünkü acıma duygusu içerisinde az
da olsa bir küçümseme payı barındırır. Bu nedenle merhamet ve acıma duygusu asla birbiri yerine kullanılmamalıdır. Merhametin en
güzel örneği hiç şüphesiz üsve-i hasene yani
güzel örnek olan Peygamber Efendimiz’dir.
Nitekim o âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir (Enbiya suresi, 21:107). Ayrıca o insanların en merhametlisi ve bir rahmet peygamberidir (Tevbe suresi, 9:128). Peygamber
Efendimiz’in insani ilişkilerde çok merhametli
ve şefkatli davrandığını Kur’ân-ı
Kerîm şu
sözlerle
ifade
eder:
“ A l lah’ın sana
verdiği merhamet sayesinde
ey Muhammed sen insanlara karşı yumuşak
davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın,
şüphesiz insanlar etrafından dağılır giderlerdi.” (Âl-i İmrân suresi, 3:159) Peygamber
Efendimiz gerek aile hayatında gerekse toplumda her zaman merhametli davranmıştır.
Peygamber Efendimiz merhameti insanları
motive etmek için bir yöntem olarak kullanmıştır. Örneğin mescitte hacetini gören bir
bedeviye tepki gösteren sahâbîyi sükûnete
davet etmiş ve bedeviye hoşgörü ve merhamet göstererek doğru yolu bulmasına vesile
olmuştur. (Buhâri, Vudu, 58)
Çağın hastalığı merhametsizlik
Ne var ki günümüzde bir insanlık sorunu
ve hastalığı olarak karşımıza merhametsizlik
çıkıyor. Ne tarafa bakarsak bakalım dünyanın
Şifalı bitki
Yaz sebzeleriyle yaptığımız salataların yerini artık kış sebzeleri alıyor.
Özellikle kırmızı lahana, salataları kışın
sofralarımızı renklendiren ve besleyici
özelliği sayesinde uzmanlar tarafından her zaman tavsiye edilen sebzelerden biri. Oldukça düşük kalorili ve
lif bakımından zengin olan bu sebze kilo almayı problem
edenlerin tercih etmeleri gereken bir besin. K vitamini ve
antosiyanin bakımından zengin olan bu bitki beyin fonksiyonlarını çalıştırıcı ve konsantrasyonu artırıcı etkiye sahip.
Bu iki içerik kişinin sinir sisteminin zarar görmesini engeller ve alzheimer gibi hastalıklardan korunmasını sağlar. Bilim insanlarının yapmış oldukları araştırmalara göre
kırmızı lahanayı fazla tüketen kişilerde mide, akciğer, deri
ve kalın bağırsak kanserine yakalanma ihtimali yemeyen
kişilere göre çok daha düşük. Kırmızı lahananın diğer bir
faydası da toksinlerin vücuttan atılımını hızlandırıyor olması. Bilindiği gibi toksinler romatizma, artrit, cilt hastalıkları ve gut hastalıklarına neden olurlar.
birçok yerinde şiddet ve zulüm söz konusu.
Şiddeti ve zulmü doğuran asıl nedenin merhametsizlikten kaynaklandığı apaçık ortada
olmasına rağmen okullarda, üniversitelerde
hatta aile içerisinde dahi değerler eğitimi olarak merhamet çocuklarımıza, gençlerimize
hatta yetişkinlerimize dahi maalesef öğretilmiyor. Bu husus ne yazık ki çok hafife alınıyor
ve bu konu üzerinde pek fazla düşünülmüyor.
Bu nedenle Müslümanlar olarak merhamet
duygusunu yeniden
çocuklarımıza,
gençlerimiz e
v e
özell i k l e
yetişkinlerimize aşılamalı ve gerekirse
ilmek ilmek onların kalplerine bu duyguyu
dokumalıyız. Asrın en büyük sorunu olan
merhametsizliğin önüne geçebilmek için evvela âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimiz’i tüm yönleriyle örnek almalı ve sadece
siyer-i nebiyi okumakla yetinmemeliyiz. Onun
merhamet örneklerini hayatımıza uygulamalı
ve merhameti topluma yaymalıyız. Zira Peygamer Efendimiz’in “Merhamet ancak kalbi
katılaşmış, inançsız bedbahtların kalbinden
kaldırılmıştır.” diye buyurduğu unutulmamalıdır. (Hâkim, Müstedrek, Hadis no: 7632)
Peygamber Efendimiz’in en etkileyici yönlerinden biri söylemlerini eyleme çevirmesidir.
Bu nedenle sadece hadis ve peygamber örneklerini okumakla yetinmeyip bir an önce
harekete geçmeli ve merhameti yeniden ai-
Bilim
Londra’da bulunan Skipping
Rocks Laboratuvarı’ndan Rodrigo
Garcia Gonzalez, Guillaume Couche ve Pierre Paslier adlı bilim adamları Ooho adını verdikleri bir “su kapsülü” ürettiler. Vücudun günlük su
ihtiyacını karşılamakta zorlananlar
için kolaylık sağlayan bu ürün oldukça ucuz ve biyolojik
olarak parçalanabilecek şekilde üretilmiş. Küre biçiminde olan su kapsülü silikon implanta benzeyen (veya bir
su balonuna benzeyen) şekilde imal edilmiş ve donmuş
bir su topunu alıp kalsiyum klorür ile kahve renkli algdan
yani yosundan oluşmuş yarı geçirgen zarın içine hapsetmekle elde edilmiş. Avrupa Birliği’nden 22.500 dolarlık
sürdürülebilirlik ödülü alan Ooho çevreci olması yönüyle
de dikkat çekiyor. Yalnızca Amerika’da yılda 50 milyar
plastik şişe kullanıldığını düşünecek olursak Ooho gelecekte hem ucuz olması hem de çevreci olması nedeniyle petrol esaslı olan plastik şişeleri mağaza raflarından
indirebilir.
lemize, eşimize, dostumuza, çevremize ve
yaşadığımız topluma yaymalıyız ki kalbi katılaşmış, bedbaht ve inançız bireylerden olmayalım.
Çağın hastalığı “merhametsizlikten” yakınan Üstad Necip Fazıl Kısakürek merhameti
sinemaya da uyarlanmış olan “Reis Bey” kitabında yeniden tanımlıyor ve manidar sözleriyle okuyucuya şöyle aktarıyor:
“Göklerin merhamet dolu olduğuna inanıyorum. Biz ise nefsimizin beton çatısını
tepemize dikmiş yaşamayı öğreniyoruz. Merhamet… Âlem bu temel üzerinde. Eğer toprağa, tohuma hatta kire, lekeye merhamet
olmasaydı, su olur muydu? Rengi merhamet,
sesi merhamet, pırıltılı, şırıltılı su. Ne duruyorsunuz? Sökün sahte su borularını. Ev ev
merhamet şebekesi kurun. Tepelerinizdeki
çatıları da yıkın. Göklerle temasa geçin. O zaman göreceksiniz ki acı su borularından kendi kendine tatlı su akacak. Ve başlar üstünde
güneşe yol veren kubbeler yükselecek.”
Çocuk ve merhamet
Merhamet duygusu her ne kadar doğuştan insanda varsa da çocuklar bu duyguları
yani merhamet, şefkat ve sevgi gibi olumlu
duyguları bu davranışları sergileyenler yetişkinleri gözlemleyerek öğrenirler. Çocuklara
baktığımızda merhametin en çok ve net olarak onlarda barındığını görebiliriz. Ayrıca bir
çocuğun dünyaya gelmesi, büyümesi, gelişmesi ve bu süreç içerisinde kendi ihtiyacını
kendi gidermesi, hep başkasına bağlı, yani
yardıma muhtaç olduğundan yetişkinlerde
merhamet ve şefkat duygusunu uyandırdığı
bariz bir şekilde görülür. Bu nedenle merhamet duygusunu geliştirmekte zorluk çeken
yetişkinler bu duyguyu küçük kardeşlerimizden kolaylıkla öğrenebilirler. Sadece onları
gözlemlemeleri yeterli olacaktır.
Çocuklarda şefkat ve merhamet duygularını geliştirmenin en iyi yollarından biri
onların toplumda yardıma muhtaç veya zor
durumda olan kimselerin varlığının farkına
varmalarını sağlamaktır. Aileler çocuklarının
yardıma ve özellikle merhamete ihtiyacı olan
insanlar ile iç içe olmalarını ve ihtiyaç sahiplerinin hayatlarını kolaylaştıracabilecek yararlı
işler yapmaları için onlara zemin hazırlamaları
gerekir. Aynı çevrede, hemen yanı başımızda aç ve yoksul, kimsesiz ve çaresiz, engelli,
yaşlı ve mülteci kimselerin veya hayvanların
da olduğunu görüp, zaman zaman onlara
küçük de olsa bir hizmette bulunmaya alıştırılan çocukların masum vicdanlarında büyük
bir merhamet ve şefkat tohumunun yeşereceği aşikârdır.
Teknoloji
Kuş uzmanı bir veteriner olan Dr.
Scott Echols kuşları çok sevdiğinden ve
onları daha iyi incelemek için hayvanların
damar yapılarını üç boyutlu gösterebilen
bir teknik alet geliştirdi. BriteVu tekniği
ile bilgisiyarlı tomografide 3D görüntüler
elde edilebiliyor. Böylelikle Echols invazif olmayan yani cerrahi gerektirmeyen bir teknikle kan damarlarını ve kılcallarını görüntüleyebiliyor. BriteVu tekniği ile
araştırmacılar artık tüm kardiyovasküler sistemindeki dokuları
bozmadan inceleyebiliyor. Bu sayede atardamar ve toplardamarların vücutta 3 boyutlu olarak detaylı görüntüleri alınabilecek. Elde edilen bu bilgilerin tıp ve veterinerlik öğrencilerine
daha detaylı bilgi verebilmek ve cerrahlara kan damarlarının
yerini göstererek aşırı kanamaları engellemek için kullanılması
öngörülüyor. Değişik hastalıklarda da kullanılması hedeflenen
BriteVu tekniğinin özellikle kanser hastalıkları ve enfeksiyonlarda da kullanılması planlanıyor. Zira BriteVu sayesinde bu
tür hastalıkların gelişimleri izlenerek uygun tedavi yöntemi geliştirilebileceği söyleniyor.
12  |
Hayatın İçinden
camia | 18 Aralık 2015
ŞEYH GÂLİB
MÜSEDDES NA’T-I ŞERÎF-İ NEBEVÎ
İyi duyguların ham
maddesi: Merhamet
Sultân–ı Rüsûl şâh–ı mümeccedsin efendim
Bî-çârelere devlet–i sermedsin efendim
Dîvân–ı İlâhîde ser-âmedsin efendim
Menşûr-ı ‘le amrükle mü’eyyedsin efendim
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim
Ayşegül Bunsuz
Merhamet... Bizi Rabbi’n vuslatına istikametlendiren büyük bir lütuf ve ihsan.
İnsana bahşedilen güzel hasletlerden biri
olan merhamet katı kalpleri yumuşatan, nefreti sevgiye dönüştüren, düşmanlığı kardeşliğe
çeviren pek yüce bir duygudur. Merhamet kelimesi Arapça “r-h-m” kökünden gelmektedir.
Esmâ-i hüsnâdan olan “Er-Rahmân”, dünyada
bütün mahlukata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden manalarını içerir. Merhametin asıl kaynağı kuşkusuz tüm kâinatın sahibi
Yüce Allah’tır. İçinde yaşadığımız eşsiz kâinat
da Yüce Allah’ın rahmet ve merhameti ile var
olmuş ve yine O’nun sonsuz rahmet ve merhametiyle varlığını devam ettirmektedir. Resûllulah
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Allah Teâlâ
rahmetini yüz parçaya ayırmış, doksan dokuzunu kendi katında bırakmış ve bir cüzünü
yeryüzüne indirmiştir. Halk bu parçadan (aldığı
hisseden) dolayı birbirine acırlar. Hatta kısrak,
yavrusuna dokunur (da bir yerini acıtır) diye
(onu emzirirken) ayağını kaldırır.”1
İnsanlığın iftihar tablosu Hz. Muhamed
(s.a.v.) merhametin en güzel timsali olmuştur.
Efendimiz gerek aile hayatında gerekse sosyal
yaşamında herkese merhametli davranmış,
çocukları, yaşlıları, yoksulları daima gözetip
kollamıştır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Taif’te taşlandığında ya da Mekkeli müşrikler
tarafından mübarek başlarına işkembe konulduğunda dahi bu insanlara kötülükle muamele
etmemiş, sadece “Allah’ım bunları sana havale
ediyorum.” diyerek tam bir merhamet örneği
sergilemiş ve merhametsiz yüreklerin yumuşaması için niyazda bulunmuştur. Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) kâinattaki her canlıya karşı
şefkat ve merhamet gösterilmesi gerektiğini şu
şekilde ifade etmiştir. “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder: Öyleyse, sizler
yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semada bulunanlar da size rahmet etsinler.”2
İnsan olmanın gereğidir merhametli olmak.
Ve bu erdem kuşkusuz Allah sevgisi ve Allah
korkusu ile oluşan mühim bir haslettir. Rabbi’ni
seven mümin elbette onun yarattığı kâinattaki
tüm mahlukata karşı büyük bir sevgi besleyecek, şefkat ve merhamet duygularını da en
derinden hissedecektir. Ve merhameti gerektiği gibi yaşatma konusunda büyük bir ihtimam
gösterecektir. Merhametin özünü, merhametli
insanın vasıflarını en iyi şekilde aktaran kaynak yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm bizleri merhametli olmamız husunda uyararak zalim ile
şefkat ve merhamet ehlinin birbirinden açıkça
ayrıldığını ortaya koymuştur. Merhamet bir acıma duygusu değildir. Acıya ortak olup, acının
yerine sevinci ve sevgiyi koymaktır merhamet.
Başkasının sıkıntısı ve derdiyle ilgilenip, ona gönülden yardımcı ve destekçi olma gereği duymaktır. Yaralı bir hayvana yardımcı olmamız,
Tâbiş–dih–i ervâh–ı mücerred güherindir
Mâlişgeh–i ruhsâr–ı melik hâk–i derindir
Âyine–i dîdâr–ı tecellî nazarındır
Bû Bekr Ömer Osmân ü Alî yârlarındır
kurumak üzere olan bir bitkiye su vermemiz de
merhametin birer tezahürüdür. İslam dininin bütüm emir ve yasaklarının temelinde merhamet
vardır. “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.” buyuran Efendimiz (s.a.v.) bizlere
çevremizdeki insanlara merhametli olmamızı
ve onlarla yemeğimizi paylaşmamızı buyurmuştur. Gıybeti, dedikoduyu ve iftirayı yasaklayan dinimiz merhamet çerçevesinde bizlere
insanlara karşı açık sözlü, dürüst olmamızı ve
yalandan sakınmamızı bildirmiştir. Sadaka ve
infak hep birer merhamet tecellisidir. Kur’an’da
anne-babaya hürmet edin, sıla-i rahimi ihmal
etmeyin, cimri olmayın, yetimi gözetin buyuran
Rabbimiz insanlara karşı merhametli olmamız
gerektiğini bizlere emretmiştir. Fakir ve muhtaçlara sahip çıkmak, kimsesizlere yol göstermek,
dertli olana yardım elini uzatmak, yetimlere
sahip çıkmak, insanlara karşı adaletli davranmak, insanları doğru yola teşvik etmek, anne
babaya hürmek etmek, yaşlılara karşı saygılı
davranmak, çocukları sevmek, hayvanlara iyi
muamele etmek, doğadaki bitkilere, ağaçlara
zarar vermemek hep merhamet sahibi insanların davranışlarıdır. Merhamet duygusu gelişmiş insan başkasının acısını kalbinde hisseder.
Başkasının derdini kendi derdi gibi sahiplenir
ve ona yardımcı olmak için uğraşır. İslam ahlakının temelinde yatan merhamet ve adalet
kavramları ayrı düşünülemeyecek kavramlardır.
Zira merhamet duygusu ve adalet duygusu ile
ahlak arasında sağlam bir ilişki vardır. Her biri
diğerini besler, destekler ve hakkın istikametine
çıkarır. Merhamet ehli bir insan için kalp, adalet
ve vicdandan söz edilebilir. Bir toplumun rahat,
huzurlu ve mutlu şekilde ayakta kalabilmesinin
yegâne yolu, yüce kitabımız Kur’an’da haber
verilen gerçek merhamet anlayışının o toplumun, bireyleri tarafından benimsenmesi ve yaşanmasıdır. İslam ahlakının yaşandığı bir toplulukta huzur, rahatlık ve kardeşlik iklimi hâkimdir.
İslam’da merhamet kuşkusuz hayatın her
alanında dengeli ve yerinde davranmayı gerektirir. Merhametten yoksun kişiler başkasının
hakkını gözetmede de adaletsiz davranır. Ahsen-i takvim üzere yaratılan, keremle donatılan,
eşref-i mahlukat şeklinde nitelendirilen insanın, İslam’ın önemle üzerinde durduğu şefkat
ve merhamet hususunda son derece duyarlı
olması gerekmektedir. İyi mümin olmanın en
temel koşulunun sevgi, merhamet, şefkat ve
yardımlaşma olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu güzel hasletin hayata geçirilebilmesinin de ne denli önemli olduğu açıkça
görülmektedir.
1 Buhârî, Edeb, 19; Müslim, Tevbe, 17
2 Ebû Dâvûd, Edeb, 58; Tirmizî, Birr, 16
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim
Hutben okunur minber–i iklim–i bekâda
Hükmün tutulur mahkeme–i rûz–i cezâda
Gül–bâng–i kudûmün çekilir Arş–i Hudâda
Esmâ–yı Şerîfin anılır arz u semâda
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim
Ol dem ki velîlerle nebîler kala hayrân
Nefsî deyu dehşetle kopa cümleden efgân
Ye’s ile usâtın ola ahvâli perişân
Düstûr–ı şefâ’atle senindir yine meydân
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim
Bir gün ki dalıp bahr–ı gama fikrete gitdim
İlden getirip kendimi bî–hodluğa yitdim
İsyânım anıp âkibetimden hazer itdim
Bu matla’ı yâd eyledi bir seyyid işitdim
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim
Ümmîddeyiz ye’s ile âh eylemeyiz biz
Ser-mâye–i îmânı tebâh eylemeyiz biz
Bâbın koyup ağyâre penâh eylemeyiz biz
Bir kimseye sâyende nigâh eylemeyiz biz
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim
Bî–çâredir ümmetlerin isyânına bakma
Dest–i red urup hasret ile dûzaha yakma
Rahm eyle amân âteş–i hicrânına yakma
Ez–cümle kulun Gâlib’i pür–cürmü bırakma
Sen Ahmed ü Mahmûd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân–ı mü’eyyedsin efendim
Kaynak:
İlknur Sisnelioğlu, Türk Edebiyatında
Peygamber şiirleri, Araştırma-İnceleme 3, s. 1083
Hayatın İçinden
camia | 18 Aralık 2015
| 13
Fıkıh Köşesi
M. Hulusi Ünye
Âlemlere rahmet
Hz. Muhammed (s.a.v.)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in
âlemlere rahmet olması ne demektir
ve ebedî midir? Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)
âlemlere rahmet olarak gönderilmiş
bir peygamberdir. Bu bize Kur’ân-ı
Kerîm’de şöyle haber verilmektedir:
“(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere
rahmet olarak gönderdik.”1 Âyet-i kerîme iki hususa dikkatlerimizi çekmektedir. Bunların birincis rahmet, ikincisi ise
âlem kelimeleridir. Rahmet, “incelik,
acıma, şefkat etme, merhamet etme,
affetme ve mağfiret” manalarına gelir.2
Âlem, “duyu ve akıl yoluyla kavranabilen veya mevcudiyeti düşünülebilen,
Allah’ın dışındaki varlık ve olayların
tamamı”3 demektir. Buna göre Allah,
insanlara merhametinden dolayı onları
hurafelerden, kötü huylardan kurtarmak ve doğru yola yöneltmek için Hz.
Muhammed (s.a.v.)’i âlemlere rahmet
olarak göndermiştir.
Ayette geçen “âlemler” kelimesinden maksadın ne olduğu hakkında
çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Abdullah b. Abbas (r.a.) ayeti tefsir ederken şöyle demiştir: “Âlemler, Resûlullah (s.a.v.)’in kendilerine peygamber
olarak gönderildiği bütün varlıklardır.
Bunların mümin veya kâfir olmaları
fark etmez. Ona iman edenler dünya
ve ahirette mesut olacaklar; inanmamış olanlar da geçmiş peygamberlerin
ümmetlerinin başına gelen yerin dibine
geçme veya tufanlarla yok olma gibi
büyük felaketlere maruz kalmayacaklardır. Bu da onlar için rahmet olacaktır.”4
Diğer bir tefsire göre, Allah (c.c.)
doğru yoldan çıkıp inkâr ve şirke düşen insanlara merhamet etmek istemiş
ve bu merhameti sebebiyle Hz. Peygamber (s.a.v.)’i göndermiştir. Yağmur nasıl bir rahmet olarak yeryüzünün hayat bulmasına vesile oluyorsa,
Peygamber (s.a.v.) de insanlığın manen hayat bulmasına vesile olsun diye
gönderilmiştir. Bu hâl kıyamet gününe
kadar böyle devam edecektir. Çünkü
insanlık onun sayesinde içine düşmüş
olduğu küfür ve dalâletin korkunç girdabından kurtulmuş, hakikati görmüş
ve iman şerefine ermiştir. Öyle ki, kendi öz kız çocuklarını dahi diri diri toprağa gömecek kadar vahşileşen toplumlar, onun yaymış olduğu ışık sayesinde
gönülleri merhametle dopdolu kâmil
insanlar olma yoluna girmişlerdir. Nitekim bir hadîs-i şerifte “Ben bir rahmet
ve hidayet rehberiyim.”5 buyurulmuştur. Müşriklerin zalimlikleri karşısında
onlara beddua etmesi teklif edildiğinde
de, “Ben lanetçi olarak değil, âlemlere
rahmet olarak gönderildim.”6 diye cevap vermiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) önce
müminlere rahmet olarak gönderilmişti.
Onun müminlere olan merhametinden
söz eden ayetlerden bir tanesi şöyledir:
“Andolsun, size kendi içinizden öyle bir
Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya
düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok
düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve
merhametlidir.”7 Ayet, Efendimiz (s.a.v.)’in
müminlere olan şefkat ve ilgisine, onlar
için nasıl endişelendiğine, kendisine inananların başına gelen sıkıntılarına tahammül edemediğine, bunların kendisine çok
ağır geldiğine, müminlere olan şefkat ve
merhametine işaret etmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in insanlar için
rahmet olması hem dîni hem de dünyevi yöndendir. Hz. Peygamber, insanlığın
dinî yönden en karanlık döneminde gelmiştir. Yani gerçeği aramaya ve kurtuluş
ile mükâfatı kazanmaya hiçbir yolun bulunmadığı bir zamanda Allah tarafından
gönderilmiş ve onunla insanlara hidayete
giden yollar gösterilmiştir. Peygamberimiz sayesinde insanlık pek çok zilletten,
harpten, kargaşadan kurtulmuş, gerçek
sulha ve huzura kavuşmuştur. ona iman
edenler, onu sevip örnek alanlar, onun
getirdiği evrensel prensipleri hayatlarında
tatbik edenler, hem dünya hem de ahiret
mutluluğuna ya ermişler ya da mutlaka bir
gün ereceklerdir.
Resûllullah (s.a.v.) zulme maruz kalmış bütün güçsüzler için rahmet olmuştur.
Örneğin, İslam’dan önce ne ailede ne de
toplumda hiçbir hakkı olmayan, âdeta alınıp satılan bir mal durumunda olan; ruhu
var mı yok mu diye insan olup olmadığı
tartışılan kadınlara sahip çıkmış ve onlara haklar vermiştir. İnsanların ayakları altında ezilen kadını böylece kurtarmış ve
onları yüceltmiş “Cennet anaların ayakları
altındadır.”8 buyurarak, cennete girmenin
bedelini annelerin rızalarına tevdi etmiştir.
Bizzat kendisi ailesini çok sevmiş, eşlerine şefkat ve merhametle muamele etmiş
ve “Size hanımlarınıza iyi davranmanızı tavsiye ediyorum.”9 ,“Müminlerin iman
bakımından en mükemmeli ahlakı en iyi
olanıdır. Hayırlınız, kadınlara karşı hayırlı
olanınızdır.”10 tavsiyesinde bulunmuştur.
Kimsesiz, zayıf yetimlere merhameti de
yine onun rahmet peygamberi olduğunun
işaretidir. O yetimi gözetir, ashâbına da
öyle olmayı tavsiye eder ve şöyle buyururdu: “Kim sırf Allah rızası için şefkatle yetimin başını okşarsa, elinin değdiği saçlar
sayısınca ecir ve sevap kazanır. Yanındaki yetime iyilik yapan kimse ile ben şu iki
parmak gibi cennette beraber olacağız.
(Daha sonra da orta parmağı ile işaret
parmağının aralarını açarak gösterdi.)”11
Onun çocuklara olan merhamet ve
sevgisi de eşsiz idi. Hz. Peygamber
(s.a.v.), çocuklara karşı şefkat ve merhametle davranır, onları İslami terbiye ile yetiştirmeye gayret eder; çocuklara karşı sınırsız bir sevgi ve şefkat gösterirdi. Onlara
yetişkin insan muamelesi yapar; karşılaştığında selam verir, onların hâl-hatırlarını
sorar, hastalandıklarında ziyaretlerine gider, zaman zaman onlarla şakalaşır, eğlenir, çocukları devesinin terkisine, omzuna,
sırtına bindirirdi; onları asla azarlamazdı.12
Nitekim kendisine: “Ey Allah’ın resulü! Siz
çocuklarınızı öper misiniz?” diyen bir bedeviye karşı: “Allah senin gönlünden şefkat ve merhameti çekip çıkarmışsa ben ne
yapabilirim?”13 buyurmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v.) kendisine düşmanlık eden müşrik, kâfir ve münafıklara
dahi merhamet etmekten geri durmamıştır. Taifliler onu taşa tutup her tarafını kan
revan içinde bıraktıklarında “Ey Allah’ın resulü, beni Rabbin gönderdi, emrindeyim,
istersen bunları şehirleriyle birlikte tarumar
edeyim.” diyen Cebrâil (a.s.)’a “Hayır, ey
Cebrâil! Ben insanları helak etmek için değil, helakten kurtarmak için geldim. Olur ki
bunların neslinden zamanla bir tek de olsa
Müslüman çıkar.” cevabını verdi ve Rabbi’ne ellerini açıp, “Ey Rabbim! Sen bunlara hidayet eyle. Onlar bilmiyorlar, onun
için böyle yapıyorlar.”14 diye dua etti. Onun
zamanında, tanınmalarına rağmen münafıklar, onun engin hoşgörüsü ve rahmeti
sayesinde dünyada ceza görmemişlerdir.
Camiye gelmişler, Müslümanların içinde
dolaşmışlar ve Müslümanların istifade ettiği bütün haklardan istifade etmişlerdir.
İnanmayanların hidayete ermeleri ve
mümin olmaları için onca gayret sarf etmiştir ki, nitekim onun bu hâlini Cenâb-ı
Hak şöyle tasvir etmiştir: “Bu söze
(Kur’an’a) inanmıyorlar diye neredeyse kendini telef edip bitireceksin.15 Allah
(c.c.), peygamberlere isyan eden önceki
milletlerin bir kısmını maymuna dönüştürerek, bir kısmının üzerine gökten taş yağdırarak afetlere uğratmış ve helak etmiştir.
Fakat Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamber
olarak gönderildikten sonra herhangi bir
milleti veya topluluğu geçmiş ümmetlerin
uğradıkları cezaya uğratarak helâk etmemiştir. Bu ise, Hz. Peygamber’in rahmet
ve merhameti sayesinde olmuştur. Bundan dolayıdır ki Yüce Allah, “Sen onların
içlerinde bulunduğun hâlde, Allah onlara
azap edecek değildir. Ve onlar, mağfiret
dilerken de Allah onlara azap edecek değildir.”16 buyurmuştur. Mekke’yi fethettiği
gün bütün zalimliklerine rağmen Mekkelileri bağışlayan Peygamberimiz onlara
şöyle hitap etmişti: “Bugün hiçbiriniz, eski
yaptıklarınızdan dolayı hesaba çekilmeyeceksiniz. Haydi, gidiniz, hepiniz serbestsiniz. Bugün size kınama yoktur.”17 Aslında
o gün, isteseydi hepsini kılıçtan geçirirdi.
Ama o rahmet peygamberiydi.
Peygamberimiz’in merhameti hayvanları ve çevreyi de kapsıyordu. Çünkü onlar da canlı idiler ve merhamete ihtiyaçları
vardı. Abdullah b. Abbas anlatıyor: “Allah
resulü ile bir yere gidiyorduk. Birisi, kesmek üzere bir koyunu bağlamış, hayvanın
Siz de fıkıh köşesinde cevaplandırılmasını istediğiniz
soruları [email protected] adresine gönderebilirsiniz.
gözü önünde bıçağını biliyordu. Allah
resulü bu şahsa: ‘Onu defalarca mı öldürmek istiyorsun?’ diyerek o şahsı bu
yaptığından dolayı azarladı.”18 Yeni yavrulamış bir köpeğin askerler tarafından
ezilmemesi için başına nöbetçi diken
Efendimiz’in merhameti, onun rahmet
peygamberi oluşunun gayet açık bir
göstergesidir.19
“Biz Uhud’u severiz. Uhud da bizi
sever.”20 buyuran Efendimiz (s.a.v.)’in
çevreye verdiği değer onun bir başka
rahmet örneğidir. Mute Savaşı için gönderdiği ashabına “...Gideceğiniz yerde
rahipler de göreceksiniz. Onlara asla
dokunmayınız. Kadınlara, çocuklara
şefkatle davranınız. Hurma ağaçlarını,
yeşillikleri kesmeyiniz. Evleri yıkmayınız...”21 diye talimatta bulunmuştur. Bütün bunlar Hz. Peygamber’in âlemlere
rahmet olmasının bir sonucudur.
Netice itibarıyla, Efendimiz, insanlar,
hayvanlar, bitkiler velhasıl canlı-cansız
bütün varlıklarla münasebetlerinde şefkat, rahmet ve merhamet esasına bağlı
kalmış; şefkat ve merhamet ekseninde bir hayat yaşamış ve ümmetine de
bunu tavsiye etmiştir. İnsanlık onun
nurundan uzaklaştıkça yine eski câhili
örf ve âdetlere tekrar dönmüştür. İçinde bulunduğumuz çağda, ilim ve teknik
son derece gelişmiş olmasına rağmen,
insanlığın içinde bulunduğu ahlaki durum iç açıcı değildir. İnsanlık sıkıntı,
stres ve bunalım içindedir. Büyüklerin
küçüklere sevgisi ve tahammülü kalmamış, küçüklerin büyüklere saygısı yok
olmuştur. İnsanlar kendileri gibi düşünmeyenlere hayat hakkı tanımak istememektedir. İnsanların birbirlerine karşı,
hayvanlara ve bitkilere karşı rahmet ve
merhameti kalmamıştır. Durumu müzakere ettiğimizde Hz. Peygamber’in
merhamet ikliminden uzaklaştığımızı
görüyoruz. Bu da onun ebediyen rahmet peygamberi olduğunu ispat ediyor.
Dolayısıyla insanların mutlu ve huzurlu
bir dünya hayatı yaşama arzusu varsa,
âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz.
Muhammed (s.a.v.)’i kendimize örnek
almalı ve canlı-cansız bütün varlıklarla
münasebetlerimizi “merhamet şarkısı”
hâline dönüştürmeliyiz.
1 Enbiyâ suresi, 21:107
2 İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, XII, 230 “Rahmet” maddesi
3 A.g.e. “âlem” maddesi
4 İmam Kurtubî, el-Cami li-Ahkâmi’l Kur’an, C. 11, Shf. 350
5 Dârimî, Mukaddime, 3
6 Müslim, Sahih, Babu’n Nehy-i an La’bi’d-Devaabbi ve gayriha,
H. No: 6778 (Mektebetu Şamile)
7 Tevbe suresi, 9:128
8 Nesâî, Sünen, Cihâd, 12
9 Tirmizî, Rada, 11; İbn Mace, Nikâh, 3
10 Tirmizî, Rada, 11; Ebû Davûd, Sünen, 14
11 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 250
12 Buharî, Edeb, 81; Müslim, Selam, 15
13 Buharî, Edeb, 18, 112; Müslim, Fezâil, 64; İbn Mâce, Edeb, 3
14 Buharî, Enbiyâ, 54; Müslim, Cihad, 104, 105; Ahmed b.
Hanbel, age., I, 380
15 Şuarâ suresi, 26:3; Kehf suresi, 18:6
16 Enfal suresi, 8:33
17 İbn Hişâm, Sire, IV, 55; İbn Kesîr, el-Bidaye, IV, 344
18 Hâkim, Müstedrek, IV, 231, 233
19 İbn Kesîr, el-Bidaye, IV, 344
20 Buharî, Cihad, 71; Müslim, Hac, 504
21 Ebû Davûd, Edeb, 158-159
14  |
Hayatın İçinden
camia | 18 Aralık 2015
Şefkatli ve merhametli olmak
İlhan Bilgü
Toplum, küçük ve büyüklerden; yani çocuk, genç ve yaşlılardan oluşur. Gençler de
çocuklara göre yaşlı sayılırlar. Toplumun geleceği her neslin birbiri ile uyumlu bir şekilde
yaşamasıyla kurulur. Bu toplumsal uyumun
gerçekleşmesi için o toplumun büyükleri küçüklerine karşı şefkat ve merhametle; küçükleri de büyüklerine karşı hürmetle davranmak
durumundadır. Dinimiz İslam bu davranışları
genel olarak şefkat ve merhamet terimleri ile
ifade eder. Öte yandan, toplum içinde, düşkünler, hastalar ve ihtiyaç sahipleri de bulunur
ki, o kimselere karşı da şefkat ve merhamet
sorumluluğu ile davranılır. Ama, insanoğlu
sadece insanlarla değil aynı zamanda hayvanlar ve içinde yaşadığı çevre ile de beraber
yaşamak durumundadır. Öyleyse, Müslümanlar olarak şefkat ve merhametimiz tüm
mahlukat içindir. Bu konudaki örneğimiz her
şeyimizde örnekliğini aldığımız âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’dir. Bu konuda Peygamber Efendimiz’den bazı misalleri naklederek, şefkat ve
merhametin Müslüman’ın hayatının nasıl da
temeline oturduğunu görelim.
Konuya giriş olması bakımından Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in daha
belki de 4-5 yaşlarında kuşu ölen Zeyd isimli
bir çocuğu ziyaret ve tesellisini burada hatırlamakta fayda vardır. Zeyd, Efendimiz’in
hizmetinde bulunan Enes b. Malik’in üvey
kardeşidir. Zeyd, çok sevdiği ve Ömer adını
verdiği küçücük kuşunu hep yanında bulundurur ve onunla oynardı. Bu yüzden diğer
çocuklar Zeyd’e “Ebû Ömer” lakabını vermişlerdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise kuşun
küçük olması sebebiyle ona Ebû Umeyr
(Ömercik) diye hitap ederdi. Ne var ki, bir gün
Zeyd’in kuşu ölür ve Zeyd üzüntüsünden sokağa çıkmaz. Her gün sokaklarda karşılaştığı çocuklara selam veren, onların başlarını
okşayıp hâlini hatrını soran Peygamberimiz,
Zeyd’in üzüntüden evinden çıkmadığını haber alınca Zeyd’in evine gider. Zeyd’i kucağına alıp başını okşayan Peygamberimiz,
teselli edici bir tarzda ve Zeyd’in de bunu
anlayacağı şekilde konuşur: “Ey Ebû Ömercik! O küçücük kuşa ne oldu? Sen ona ne
yaptın ki?” der. Zeyd, Efendimiz’in bu sevgi
dolu ve çocukların anlayacağı dilden konuşmasından dolayı öylesine sevinir ki, hemen
gülümsemeye başlar. (Buharî, Edeb, 197, H.
No: 4969)
Yine daha çok küçük yaşlarda olan
Ümmü Halid bir gün babası ile birlikte Peygamber Efendimiz’i ziyaret eder. Üzerinde
sarı bir elbisesi vardır. Efendimiz küçük kızı
bu şekilde görünce hoşuna gider ve kızın
ana dilinde (Habeşçe) “ne güzel, ne güzel”
anlamına gelen “seneh, seneh” der. Öyle ki
bu kız, Efendimiz’in omuzuna yaslanır ve
peygamberlik mührü ile oynamaya başlar.
Ümmü Halid’in babası kızına kızmaya başlayınca Efendimiz, “Bırak” der ve Ümmü Ha-
lid’e uzun ve hayırlı bir ömür için dua eder.
Dikkatleri Ümmü Halid’in sarı elbisesinin güzelliğine çekerek, babasının azarlamasından
dolayı ürken kızı teselli eder ve üç kere, “Sen,
bu elbiseyi üzerinde iyice eskiyene kadar giyesin.” buyurur. Rivayet edilir ki, Ümmü Halid
çok uzun bir ömür sürer ve bu elbiseyi de
çok uzun yıllar eskiyene kadar giyer. (Buharî,
Siyer, 277, H. No: 3071)
Toplum büyüklere hak ettikleri hürmeti de
göstermek durumundadır. Yılların tecrübesini
yanlarında taşıyan büyükler gelecek nesiller
için örnektirler. Dolayısı ile onların yaşlı olmaları bile hürmet etmeyi gerektirir. Yine bir
gün yaşlı bir adam, Peygamber Efendimiz’i
ziyarete gelmiştir. Ancak, ashabın gençleri bu yaşlı adamın Efendimiz’e yaklaşmaya
çalışması üzerine o adama yer açalım mı,
açmayalım mı diye rahatsız olur. Bunu gören
Efendimiz, toplumsal davranışlarımızın temeli olan şu veciz buyruğunu irad eder: “Bizim
küçüklerimize merhamet etmeyen bizden
değildir. Büyüklerimize de (büyüklük) hakkını
teslim etmeyen bizden değildir.” (Tirmizî, Birr,
H. No: 1919)
Bu hadise dikkat edilirse aslında önce
yaşlılara hürmeti emir buyurması gereken
Efendimiz, gençlerin bu hatasını yüzlerine
vurmamış, önce yaşlıları uyarmıştır. Sonra da
gençlere, anlayacakları bir üslup ile hitap etmiştir.
Bir başka hadîs-i şeriflerinde ise gençlere,
Vefat eden UKBA üyelerimiz
İsmi
Vefat tarihi
09.11.15
Muammer Yüyrük
26.11.15
Münür Türker
28.11.15
Fehim Aslan
28.11.15
Ahmet Çelik
28.11.15
Hatun Akkulak
01.12.15
Osman Ergen
01.12.15
Aişe İsmailova
Raşit Yeniyapı
02.12.15
Sevla Fehric03.12.15
04.12.15
İbrahim Arslan
Ümmühan Toku
04.12.15
Fatma Kartal
05.12.15
Kerim Öztürk
06.12.15
Rossen Milanov06.12.15
Estref Musovski
06.12.15
Bölge ve şubesi
Düsseldorf / Krefeld
Württemberg / Heilbronn
Ruhr-A / Gladbeck
Hamburg / Hamburg Merkez
Güney Bavyera / Schongau
Hamburg / Hamburg Altona
Hessen / Gießen
Düsseldorf / Mülheim an der Ruhr
Lüksemburg
Hessen / Rüdesheim
Ruhr-A / Hamm Herringen
Düsseldorf / Wuppertal
Linz / Hallein
Viyana
Köln / Burscheid
Darul-bekâya irtihal eden merhum ve
merhumelere Allah’tan rahmet ve mağfiret,
sevenlerine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.
yaşlılara hürmeti emreden Peygamberimiz,
bu emre uyan gençleri müjdeler. Şöyle buyururlar: “Bir genç, yaşından dolayı bir kimseye saygı gösterirse Allah (c.c.) da yaşlanınca kendisine saygı gösterecek kişiler takdir
eder.” (Tirmizî, Birr, H. No: 2022)
Hayvanlar da aynı şekilde şefkat ve merhametle muamele görmelidir. Bu konuda
Peygamberimiz’in pek çok buyruğu vardır.
Şu rivayet buna sadece bir örnektir. Bir gün
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Bir adam
yolda yürürken susadı ve susuzluğu arttı.
Derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup
toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam
kendi kendine: ‘Bu köpek de benim gibi susamış.’ deyip tekrar kuyuya inerek ayakkabısını su ile doldurdu. Ayakkabısını ağzıyla
tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah
onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.” Bunun üzerine Efendimiz’in
yanında bulunan ashâbı: “Ey Allah’ın resulü!
Yani bize hayvanlar(a yaptığımız iyilikler) için
de ücret mi var?” diye sorarlar. Efendimiz de
bu soruya karşılık: “Evet! Her canlı için bir
ecir/karşılık vardır.” buyurur. (Müslim, Selam,
153, H. No: 2244)
Bu hadisleri incelediğimizde bir Müslüman’ın şefkat ve merhametten ayrılmasının
düşünülemeyeceği ortaya çıkar. Şefkat ve
merhamet aynı zamanda sevgi doğurur, kardeşlik ve huzur üretir.
Bölgelerimizden
camia | 18 Aralık 2015
GÜNEY FRANSA
| 15
RUHR-A
Genel Başkan’dan ziyaret Ensarlardan muhacirlere
kardeş eli
IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün yeni bölgelerimizden olan Güney Fransa Bölgesine ziyaret gerçekleştirdi. Seyit Arıkan
Werl Önder e.V. tarafından mülteci aileler için düzenlenen “Ensarlardan muhacirlere” programı 100’den fazla kişinin katılımı ile gerçekleştirildi. Abdulkadir Karka
IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün bir yıl
önce kurulmuş olan Güney Fransa Bölgesini
ziyaret etti. Bölge Başkanı Hüseyin Aylar ve
ekibi tarafından karşılanan Ergün, bölgedeki
şube ziyaretlerinin ilkini Salon de Provence’a
gerçekleştirdi. Çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi alan Genel Başkan program
kapsamında Avignon’daki Bölge merkezinde idarecilerle bir araya geldi. Genişletilmiş
Bölge Yönetim Kurulu’na katılan Ergün, BYK
üyelerine teşkilat prensipleri, toplantı gündem oluşumu ve yönetimi hakkında bilgi
verdi.
Bölge Gençlik Teşkilatı üyelerine yönelik
bir seminer veren Ergün adil olmak, şahsiyetli olmak ve tefekkür konuları hakkında bilgiler aktardı. Bölge yöneticileri ve şube üyeleri
ile istişarelerde bulunan Genel Başkan idarecilerin sorunları ile yakından ilgilendi. Dilek
ve temennilerin ardından program sona erdi.
Ruhr-A Bölgesine bağlı olarak çalışmalarını sürdüren Werl Önder e.V. Derneği, Werl
şehrindeki mülteci aileler için farklı bir organizasyona imza attı. Werl şehrinde yeni
açılan Monkey Island isimli kapalı çocuk
oyun salonunda mülteci aileler aüırlandı
ve onlara eğlenceli zamanlar yaşatıldı. Werl
Belediye Başkanı Michael Grossmann da
etkinlikte hazır bulundu. Özellikle mülteci
çocukların sevinci ve heyecanı gözlerden
kaçmadı. Program boyunca dernek yöneticileri mülteci ailelerle yakından ilgilendi.
Programda ayrıca IGMG’nin çalışmaları
ile Hasene Derneği ve Önder e.V. katılımcılara tanıtıldı. Hasene Derneği öncülüğünde
hazırlanan gıda paketleri mülteci ailelere
takdim edildi. Her üç ayda bir yapılması
planlanan etkinlik için Önder e.V. idarecileri şimdiden hazırlıklara başladıklarını kaydetti.
Önder e.V. olarak Werl şehrinde mültecilere yönelik daha pek çok çalışma yaptıklarını belirten dernek yöneticileri tercümanlık işlerinden uyum rehberliğine,
çocukların hafta sonları eğitiminden ailelerin ev bulmalarına ve akademisyenlere
staj yeri bulma gibi geniş yelpazedeki aktivitelerine devam ettiklerini kaydetti. Werl
Belediyesinin girişimi olan Mülteciler için
Koordinasyon Kurulunun üyesi olduklarını
belirten dernek yöneticileri “Ensar-Muhacir” ilişkisinde üzerine düşen sorumlulukları layıkıyla yerine getirmeye çalıştıklarını
ifade etti.
RUHR-A
“Kapılarımız herkese açık.”
Ruhr-A Bölge Başkanlığı görevine Abdullah Kodaman tayin edildi.
Ruhr-A Bölge Başkanlığında görev değişikliğine gidildi. Daha önce Bölge Başkanlığı görevini yürüten Özcan Kuri’nin Freiburg-Donau Bölge Başkanlığına atanmasının
ardından Abdullah Kodaman Ruhr-A Bölge
yeni Başkanı olarak seçildi.
Bu vesileyle bölgeye bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Gelsenkirchen Tuğra Camii
salonunda devir teslim programı düzenlendi.
IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün ve IGMG
Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri de programda hazır bulundu. Bölge Başkanlığı görevini vekaleten yürüten Teşkilatlanma eski
Başkanı Ramazan Torun idraceilerden helallik isteyerek, yeni oluşacak Bölge Yönetim
Kuruluna ve eski Bölge Başkanı Özcan Kuri’ye
yeni görev yerinde başarılar diledi.
Murat İleri Ruhr-A Bölgesinin durum değerlendirmesini yaparak, “Bizler hizmetlerimizi sırf Allah rızası için yapıyoruz. Bu teşkilat
sırf Allah rızası için çalışmak isteyenlerin yeri
ve insanlara faydalı olmak isteyenler cemiyetlerimizde görev yapmalıdırlar. Ruhr-A Bölgemiz de yıllardır teşkilatımızın amiral gemilerinden biri. Her zaman hizmetlerde en önde.
Emeği geçenlere teşekkür ederim.” dedi.
Özcan Kuri konuşmasında yeni Bölge Başkanı Kodaman’ı tebrik ederken, çalışmalarda
destek verilmesi gerektiğini vurguladı. “İçinde
bulunduğunuz bir yeri değiştirmeye yetkiniz
Recep Demiray, Veli Karademir
olduğu hâlde oradan kaçıyorsanız, o ateşin
bir gün gelip sizin evinizi yakmayacağı ne malum. Eğer Hamzalar, Şeymalar kurtulmazsa
ben evde Şeyma ve Hamza’yı bulamam. Eğer
sizler şubelerinizdeki görevlerinizi yerine getirmezseniz, teşkilata sahip çıkmazsanız birileri gelir onları kendi emelleri doğrultusuna
yönlendirir.” ifadelerini kullandı. Bölge yeni
Başkanı Kodaman ise “Öncelikle bu görevi
almak, bu görevde olmak hepimiz için olduğu gibi benim için de elbette ki şereflerin en
büyüğü. Bu zamana kadar olduğu gibi bundan
sonraki süreçte de her türlü desteği vereceğinize inancım sonsuzdur.” dedi.
Genel Başkan Kemal Ergün Ruhr-A Bölge-
sinin son yıllarda yaptığı çalışmalara değindi.
“Ruhr-A Bölgemizin yeni Bölge Başkanımız
ile birlikte atması gereken çok adımı var. Bu
eksikler hızlı bir şekilde giderilmelidir.” dedi.
Genel Merkezin son yıllarda başlattığı çalışmalar hakkında bilgiler veren Ergün, bölgelerdeki resmî anaokulu çalışmaları, Bergkamen Kız Koleji ve Belçika İslam koleji, ilahiyat
fakültesi, öğrencilerin üniversiteye hazırlanması ve öğrenci başarı destek çalışmaları hakkında bilgiler aktardı. Avrupa’daki kız ve erkek
talebeler için yurtlar açılmasının önemine
vurguda bulunan Ergün, Avrupa’da yetişmiş,
bulunduğu ülkenin yerel dilini iyi bilen hocaların yetiştirileceğini aktardı. Ergün, “Mainz
İlahiyat Fakültesinde hem Almancayı hem de
Arapçayı iyi konuşan hocalar yetiştireceğiz.
Onlara şubelerimizde görevler vererek, topluma faydalı insanlar olarak yetiştireceğiz.”
dedi.
Genel Başkan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizler IGMG teşkilatları olarak herkese kapılarımızı açıyoruz ve açacağız. Bizler birer
doktor gibi herkesin derdini dinlemeliyiz.
Mümkün olduğu kadar çok fazla insanımıza
yardımcı olup onları kucaklamalıyız. Teşkilatımızın emektarlarıyla da mutat toplantılar
düzenlemeli, onların da dertlerine çare olmalıyız. Onların fikirlerinden faydalanıp dualarını almalıyız.”
16  |
Bölgelerimizden
camia | 18 Aralık 2015
PARİS
BREMEN
Allah’ın sevdiği kulu
musun?
Ataşeden ziyaret
Paris Bölgesi Grigny Şubesinin düzenlediği “Aile eğitim semineri” yoğun bir katılımla gerçekleşti. Melek Özmen
Paris Bölgesi Grigny Şubesinin 7 Aralık’ta
tertip ettiği “Aile eğitim semineri” yüz kişinin katılımı ile icra edildi. Programa hatip
olarak katılan Sebahattin Uçar “Allah’a nasıl
yaklaşabiliriz?” konusu üzerine bir seminer
verdi. Allah’ın sevgisine mazhar olabilmek
için insanların tutum ve davranışlarına dikkat etmesi gerektiği ve insanın yaşamını
Kur’an ve sünnet eksenli sürdürmesi gerektiği vurgulandı. Adaletli davranmak, temiz
olmak, insanlara iyilikle ve güzellikle mua-
mele etmek, tevekkül etmek, sabretmek ve
tövbe etmek gibi güzel hasletlerin insanları
Allah’a yakınlaştırdığı bilgisi katılımcılarla
paylaşıldı. “Allah’ın sevdiği kulları arasında
mıyım?” sorusunun daima zihinlerde taze
tutulması ve insanın bu yönde hayatını şekillendirmesi gerektiğine dikkat çekildi. Konuyu ayet ve hadisler ışığı altında ele alan
Uçar, katılımcılara önemli tavsiyelerde bulundu. Seminer sonunda Uçar misafirlerin
sorularını da cevaplandırdı.
Bremen Bölgesine bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Delmenhorst Mevlana Camii’ni T.C. Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Yusuf Ay ziyaret etti
Abdulhamit Irmak
Bremen Delmenhorst Mevlana Camii T.C.
Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Yusuf Ay tarafından ziyaret edildi.
Ziyarette Bölge Başkanı Ekrem Kömürcü ve
yönetimi adına Adem Sevgi, Şube Başkanı
Zafer Çiftçi ve Cami İmam Hatibi Osman Altun hazır bulundu. Mevlana Camii’ne yapılan
çirkin saldırıları kınayarak geçmiş olsun dileklerini ileten Ay, “Mabetlere yönelik saldırı
ve şiddet eylemleri ile toplumsal huzuru bo-
zan her türlü olayı kararlılıkla, nefret ve şiddetle kınıyoruz. Saldırıların faillerinin Alman
Emniyet birimlerince en kısa sürede kanun
önüne çıkarılacağını ümit ediyor, böylesine
menfur olayların bir daha tekrarlanmamasını
diliyoruz.” dedi. Görev bölgesindeki tüm camileri ziyaret etmeye çalıştığını söyleyen Ay,
ilerideki günlerde cuma namazına da gelip
daha fazla vatandaşla tanışmayı arzu ettiğini
söyledi.
RHEIN-NECKAR-SAAR
“Hizmetlerimiz herkese
ulaştırılmalı.”
Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi tarafından düzenlenen Cemiyet Başkanları Toplantısı Mannheim kentinde yapıldı. Mehmet Çalay
Wir stellen ein: Architekt (m/w)
Wir suchen im Raum Bonn, Köln, Rhein-Sieg-Kreis, NRW einen Architekten (w/m).
Bitte senden Sie Ihre vollständige und aussagekräftige Bewerbung mit Lebenslauf
und Zeugnissen an: [email protected]
Aufgabenbereiche:
• Prüfung und Einleitung von Modernisierungs- und Neubaumaßnahmen
RNS Bölgesi tertip ettiği Cemiyet Başkanları Toplantısı’nı Mannheim Fatih Camii toplantı salonunda büyük bir katılımla
gerçekleştirdi. Bölge Başkanı Şerif Aslan
gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, teşkilat olarak yaptıkları çalışmaların önemli olduğuna ve büyük sorumluluk
taşıdıklarına vurgu yaptı. IGMG teşkilatının hizmetlerinin herkese ulaştırılması gerektiğine dikkat çeken Aslan, yeni alınan
Bölge Merkezi hakkında da ciddi bir çalışma yapılmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
Genel Merkez İrşad Başkan Yardımcısı Ali
Bozkurt ise RNS Bölgesinde olmaktan duy-
duğu memnuniyetini dile getirirken, Genel
Başkan’ın ve Yönetim Kurulunun selamlarını iletti. Çalışmaların Allah rızası için yapılması gerektiğini hatırlatan Bozkurt, “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.”
düsturu ile çalıştıklarını ve çalışacaklarını
ifade etti. Bozkurt, “Genel Merkez olarak
her türlü çalışmanın takibini yapıyoruz.
Teşkilat olarak kötülüklerin ve yanlışların
karşısındayız. Güzelliklerin ve iyiliklerin
yaygınlaşması için büyük bir gayretle çalışıyoruz.” dedi.
Dilek ve temennilerin ardından toplantı
sona erdi.
• Einhaltung von Kosten- und Terminvorgaben
Voraussetzung:
• Abgeschlossenes Architektur-Studium
• Sehr gute analytische und konzeptionelle Fähigkeiten
• Berufsanfänger erwünscht
• Eine ausgeprägte Einsatzbereitschaft, Teamfähigkeit und Zuverlässigkeit setzen
wir voraus.
Wir bieten Ihnen ein kollegiales Betriebsklima, sowie einen mit Familie und Beruf
vereinbaren Arbeitsplatz.
anspricht, freuen wir uns auf Ihre Bewerbung.
Bitte haben Sie Verständnis dafür, dass wir Ihre Bewerbung nur per E-Mail
entgegennehmen können.
EMUG
Europäische Moscheebau und -unterstützungsgemeinschaft e. V.
Colonia-Allee 3 | D-51067 Köln
T +49 221 7325-827 | F +49 221 7325-920
www.emugeu.de | [email protected]
Bölgelerimizden
camia | 18 Aralık 2015
| 17
BREMEN
HANNOVER
Aşureyle paylaşılan
kardeşlik
“İslam hayatımıza yön
verir.”
Mülteciler için kışlık kıyafet sağlayan Bremen Bölgesi ve Hasene Derneği Suriyeli
mültecilere aşure ikramında bulundu. Abdulhamit Irmak
Hannover Bölgesi tarafından düzenlenen Yatılı Eğitim Semineri (YES) Torfhaus
şehrinde icra edildi. Nafi Oğuz
Bremen Bölgesi ve Hasene Derneğinin
katkılarıyla düzenlenen programda Bremen
Üniversitesindeki konaklama tesisinde bulunan 500’ün üzerinde Suriyeli mülteciye
aşure ikram edildi. 29 Kasım’da gerçekleştirilen aşure ikramı programına Bölge Mülteciler Sorumlusu Hakan Eğriağaç başta olmak
üzere 20’ye yakın bölge idarecisi ve cemaati
katıldı. Eğriağaç, “Muharrem ayı vesilesiyle
Suriyeli kardeşlerimize aşure ikram ediyoruz. Bölge Başkanımız Ekrem Kömürcü’nün
talimatlarıyla 500’ün üzerinde Suriyeli kardeşlerimize aşure dağıttık. Kış mevsimi nede-
niyle mülteci kardeşlerimizi tepeden tırnağa
kışlık elbiselerle donatmaya devam ediyoruz.
Bu, insanlığımızın ve Müslümanlığımızın bir
gereğidir. Çünkü bu insanlar mazlum, zulme
uğramış. Bizim dinimizde mazluma el uzatmak vardır.” sözlerini kaydetti.
“Hasene Derneğine katkı sağlayan tüm
hayırseverlerden Allah razı olsun, onlar bizi
bu zor günlerimizde yalnız bırakmadılar. Allah da onları ahiret günü yalnız bırakmasın.”
diyen Suriyeli mülteciler battaniye ve kışlık
kıyafet yardımının devam etmesini arzu ettiklerini söyledi.
Hannover Bölgesinin organize ettiği YES
farklı cemiyetlerden gelen 60 idarecinin katılımı ile gerçekleştirildi. Program kapsamında
seminerler verilirken, idarecilere farklı konularda bilgiler aktarıldı.
Bölge Başkanı Davud Toklu programa iştirak eden idarecilere teşekkür etti. Gündemdeki konuları değerlendiren Toklu, eyalet sınırları içerisinde gelişen olaylar hakkında bir
sunum gerçekleştirdi. Seminere konuşmacı
olarak katılan Dr. Yusuf Işık, İslam’da ittifak
ve İslam âleminin karşı karşıya kaldığı sorun-
lar üzerine bilgiler aktardı. Işık’ın sunduğu
“İslam hayatımıza yön verir” başlıklı seminer
de ilgi ile takip edildi. Ayet ve hadislerden örnekler veren Işık, İslam dininin insanın dünya ve ahiret mutluluğunu gerçekleştirmeyi
amaçladığını kaydetti.
Samimi bir ortamda bir araya gelen idareciler birbirleri ile yakından tanışma fırsatını
yakaladı. Program çerçevesinde gerçekleştirilen sosyal aktivitelerle stres atıp moral depolayan idareciler organizasyondan memnun
kaldıklarını dile getirdiler.
KÖLN
“Başarı inanmakla
gerçekleşecektir.”
Köln Bölgesi idarecileri Bölge Merkezinde bir araya geldiler.
PARİS
İskender Güngör
“Her insana karşı
sorumluluklarımız var.”
Paris Bölgesi Kurumsal İletişim Başkanlığı tarafından tertip edilen Şube Çalışmaları
Koordinasyon Toplantısı’nda 2016 yılında hedeflenen faaliyetlerden bahsedildi.
Fatih Yazıcı
IGMG Genel Merkez Hatibi Ali Börek,
Köln Bölgesi idareciler toplantısına katılarak
bir seminer verdi. Börek, “Başarı inanmakla
gerçekleşecektir. İnsanoğlu için dünyada çalıştığının karşılığı vardır. Bakın Allah sadece
‘mümin’ demiyor. ‘İnsan ne kadar çalışırsa o
kadar karşılığını veririm.’ diyor. Biz çalışırsak
Allah bize verir.” dedi.
Bölge Başkanı Hasan Batır ise Genel Merkez üyeliğinin önemi üzerinde durdu. “Millî
Görüş teşkilatlarımızın 500 bin üyesi olursa
sesimizi daha güçlü bir şekilde duyurabiliriz.”
diyen Batır, bir teşkilatın üye sayısı kadar ülkeler nezdinde ağırlığının olacağına vurgu
yaptı. Dilek ve temennilerin ardından program sona erdi.
Paris Bölgesine bağlı şubelerin kurumsal iletişim, basın yayın ve tanıtma ve kültürel
hizmetler birimlerini bilgilendirmek amacıyla
tertip edilen Şube Çalışmaları Koordinasyon
Toplantısı Clichy-sous-Bois Muhammed Hamidullah Özel Okulunda icra edildi. Bölge Kurumsal İletişim ve Basın Yayın Başkanı Fatih
Yazıcı kurumsal iletişimin önemine değinerek
“Bu çalışmalarla tüm Müslümanlara ve içinde
yaşadığımız toplumlara ulaşıp teşkilatımızın
toplumun aktif bir unsuru olduğunu göstermeliyiz. Sadece kendi içimize kapanıp, kendi
köşemizde kalamayız. Yaşadığımız topraklarda
yaşayan her insana karşı sorumluluklarımız
var. Bu sebeple Paris’te mültecilerin yanında
olduk ve bu yardımları yaparken Müslüman ve
gayrimüslim derneklerle sürekli irtibatta idik.”
sözlerini kaydetti. Yeni yıl çalışma takviminden
bahseden Yazıcı, “Paris ile Fransa Bölgesinde
bulunan 7 camimizde 24 Nisan 2016 tarihinde
Açık Cami Günü yapmayı hedefliyoruz. Tabii
ki bu faaliyetleri yaparken sesimizi daha büyük
kitlelere duyurmak için basın çok önemli. Faaliyetlerimiz çok ama bu faaliyetlerin dışarıya
yansıması çok az.” dedi. Yapılan çalışmaların
tanıtımının önemine değinen Bölge Tanıtma
Başkanı Mikail Yıldız, “Siz kendinizi tanıtmazsanız, başkaları sizi görmek istediği gibi tanıtır.
Sosyal medya hesaplarının aktif olarak doğru
kullanılması var olan ve yapılan faaliyetlerin
dışarıya yansımasına vesile olacak. Bu araçlarla
tanıtımımız daha büyük kitlelere ulaşmış olacak. Bu vesile ile cemaatimizi faaliyetlerimiz ile
tanıtmış olacağız.” dedi.
18  |
Bölgelerimizden
camia | 18 Aralık 2015
WÜRTTEMBERG
KT şubeleri ziyaret etti
Württemberg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı (KT) çalışmalarına aralıksız devam ediyor.
Heilbronn
Württemberg Bölgesi KT idarecileri Heilbronn Şubesini ziyaret ederek, Şube KT Yönetim Kurulu (ŞYK) Toplantısı’na katıldı.
Şubelerdeki KT idarecilerini motive etmek
ve aktüel bilgileri aktarmak amacıyla gerçekleştirilen ziyarette KT Başkanı Ayşe Akkuş,
KT Teşkilatlanma Başkanı Sevilay Şimşek ve
KT İdari İşler Yardımcısı Kudret Sevinç hazır
bulundu. Şubelerin haftalık rutin toplantılarına habersiz katıldıklarını kaydeden Akkuş,
“Maksadımız katılımın nasıl olduğunu ve
toplantının verimli geçip geçmediğini yerinde görmektir.” dedi. Teşkilatlanma alanında
Çalışma Takvimi’nin uygulanması ve Camilere Üyelik Kampanyası, eğitim çalışmaları alanında Yetişkinler Eğitim Kursu (YEK),
hafta sonu kursları, Çocuk Kulübü çalışmaları, eğitimcilerin eğitimi, İslami İlimler Kursu; irşad çalışmaları alanında tashih-i huruf
dersleri, ev sohbetleri ve 12. Avrupa Kur’ân-ı
Kerîm Tilavet Yarışması toplantının gündem
maddelerini oluşturdu. Toplantıda hocahanım sayısının eksikliğine de değinilirken,
eğitimcilerin pedagojik formasyon almaları
İcazet Merasimi
Ayşe Akkuş, Ümmühan Telli, Kerem Erdoğan
Üyeler Toplantısı
gerektiğine vurgu yapıldı. Bölge Eğitim Başkanlığı tarafından hafta sonu sınıflarının ziyaret edilmesi de toplantıda konuşulurken,
bir sonraki hafta yapılması hedeflenen çalışmalar hakkında katılımcılara bilgiler verildi.
Bölge KT Teşkilatlanma Başkanı Sevilay
Şimşek ve İrşad Başkanı Gülay Keleş Heilbronn Şubesi KT tarafından düzenlenen
Üyeler Toplantısı’nı ziyaret etti. Toplantıda
birimlerin çalışmaları hakkında üyelere bilgiler verildi. Bölge KT Teşkilatlanma Başkanı
Sevilay Şimşek “Camilere üyelik” başlıklı bir
seminer gerçekleştirdi. Üyelik Kampanyası’na daha fazla destek verilmesi gerektiğini
vurguladı. Ev sohbetlerine değinen Bölge İrşad Başkanı Gülay Keleş ise şube idarecilerinin ev sohbetlerinde halka sayısını belirlemesi gerektiğini söyledi. Dilek ve temennilerin
ardından toplantı sona erdi.
Aalen ve Achern ziyaretleri
Bölge KT idarecileri Ayşe Akkuş başkanlığında Aalen Şubesi KT Yönetim Kurulunu da
ziyaret etti. 1 Aralık’ta gerçekleşen ziyarette
camilere üyelik konusundan bahsedildi. Şube
Yönetim Kurulunu çeşitli konularla bilgilendiren Akkuş, idarecilere yönelik bir seminer
gerçekleştirdi. Yaklaşık 25 kadın idarecinin
katıldığı seminerde “IGMG teşkilatının yapısı”, “Neden Millî Görüş? ve “Camilere neden
üye olmak ve bulmak zorundayız?” konuları
üzerine bilgiler aktarıldı. Eğitim metotları,
faaliyet ve programlar ile Hasene Derneği ve
hac ve umre ziyaretleri hakkında da bilgiler
verildi. Seminer sonunda kadın idarecilerin
soruları da cevaplandırıldı.
Bölge Kadınlar Teşkilatı Teftiş Başkanı
Sevim Çetin başkanlığında Achern Şubesi Kadınlar Teşkilatı teftişi gerçekleştirildi.
Teftiş esnasında şubenin evrak ve dosyaları
denetlendi. Şubenin eğitim alanındaki çalışmalarını takdir eden Çetin, Şube Kadınlar
Teşkilatı Başkanı Ebrar Erdoğan’ı ve Şube KT
Yönetim Kurulu’nu başarılı çalışmalarından
ötürü tebrik etti. Temel Bilgiler 1 ve 2 ile, ana
sınıflarında toplam 42 öğrenciye hizmet veren şubede yakın zamanda Yetişkinler Eğitim
Kursu’nun da (YEK) başlatılması planlanıyor.
İcazet merasimi
“Her nefis
mutlaka ölümü
tadacaktır.”
„Jede Seele
wird den Tod
erfahren.“
Sure Anbiyâ, 21:35
Siz de üye olun.
Daha fazla bilgi ve
başvuru formu için
sitemizi ziyaret edin:
www.igmgukba.org
Werden auch Sie Mitglied.
Weitere Informationen und das
Antragsformular finden Sie
auf unserer Homepage:
www.igmgukba.org
IGMG Bestattungshilfeverein e. V. | IGMG Cenaze Yardımlaşma Derneği
Boschstraße 61-65 | D-50171 Kerpen | T +49 2237 97930-22 | F +49 2237 97930-30
www.igmgukba.org | [email protected]
Aalen
Bölge KT tarafından düzenlenen icazet
merasiminde ise Beyza Demirtaş’a hafızlık
tacı takdim edildi. Bölge Kadınlar Teşkilatı
Başkanı Ayşe Akkuş da programda hazır bulundu. Kadınlar Teşkilatı idarecileri Bölgenin
ikinci hafızı olan Demirtaş’ın bugüne gelmesinde emek sarf eden başta Münevver Apaydın’a ve diğer hocahanımlara ve genç hafızın
annesi Zehra Demirtaş’a teşekkür etti. Genç
hafıza özel pasta yaptıran KT idarecileri ve
hafızın yakınları Demirtaş’ı tebrik ederek
güzel dileklerde bulundular. Zaman zaman
duygusal anların da yaşandığı merasimde
genç hafızın heyecanlı olduğu görüldü.
Achern
20  |
Bölgelerimizden
camia | 18 Aralık 2015
VIYANA
KÖLN
Üyeler bilgilendirildi
Nezaket ziyareti
Viyana Bölgesine bağlı olarak faaliyetlerini devam ettiren Tuna Cemiyetinin tertip
ettiği üyeler toplantısında yeni yılda hedeflenen çalışmalar görüşüldü. Asalet Tünay
Deutz İslam Kültür Derneği, Mülheim, Kalk ve Deutz semtlerinden Sorumlu Komiser Özlem Tekin tarafından ziyaret edildi. İskender Güngör
Viyana Bölgesinde bulunan Tuna Cemiyeti düzenli olarak yaptığı Üyeler Toplantısı’nı 8 Aralık’ta icra etti. Cemiyet Başkanı Şahin Karakuş, Cemiyet İmam Hatibi İbrahim
Altunyaldız, Muhasip Fatih Turoğlu, Cemiyetin Teşkilatlanma Başkanı Asalet Tunay ve
Gençlik Teşkilatı Başkanı Muzaffer Küçük
üyelere hitaben birer konuşma gerçekleştirdiler.
Toplantıda cemiyetin son durumu hakkında üyelere bilgiler verilirken, yeni yılda
yapılabilecek çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Camilere üye olmanın önemi ve üyeliğin devamlılığı hakkında da ka-
tılımcılar bilgilendirildi. Eğitim alanındaki
çalışmalar toplantının ana gündem maddeleri arasında yer aldı. Bu çerçevede gençlerin
eğitiminin önemine de değinildi. Gençlik
Teşkilatının çalışmaları gözden geçirilirken,
gençlerin cemiyetlere olan bağının kuvvetlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Yılbaşında yapılacak olan alternatif yılbaşı programı hakkında da katılımcılara bilgiler verildi.
Cemiyet Başkanı Şahin Karakuş ve Cemiyet
İmamı İbrahim Altunyaldız tarafından toplantıya katılan üyelere Hicret Takvimi hediye edildi. Dilek ve temennilerin alınmasının
ardından toplantı sona erdi.
Mülheim, Kalk ve Deutz semtlerinden
sorumlu Komiser Özlem Tekin Deutz İslam Kültür Derneği’ne nezaket ziyareti
gerçekleştirdi. Göreve yeni atanan Tekin
idarecilerle tanışırken, cami cemaati ile de
sohbet etti. Tekin, cemiyetin çalışmaları
ile ilgili bilgiler aldı.
Köln Uyum Meclisi üyesi de olan Der-
nek Başkanı Ali Esen Köln Belediyesi ile
birlikte çok yönlü olarak çalıştıklarını ve
entegrasyona katkı sağladıklarını belirtti.
Esen, derneğin 1996 yılından beri faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi. Tekin ise cemaate yönelik yaptığı konuşmada sürekli
diyalog hâlinde olmayı arzu ettiğini kaydetti.
RHEIN-NECKAR-SAAR
Yine camiye akın ettiler
Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi İrşad Başkanlığının organize ettiği sabah namazı
programları aralıksız devam ediyor. Mehmet Çalay
WÜRTTEMBERG
“Şuursuzluk çok
tehlikelidir.”
Württemberg Bölgesi Kadınlar Teşkilatı (KT) idarecilere yönelik “Şuurlandırma sohbeti” gerçekleştirdi. Ümmühan Telli
RNS Bölgesi İrşad Başkanlığı tarafından
üç haftada bir organize edilen cemaatle sabah
namazı programının sonuncusu Dannstadt
şehrinde Ümmeti Muhammed Camii’nde
gerçekleştirildi. Yoğun bir katılımın olduğu
etkinlikte çevre cemiyetlerin imamlarının
öncülüğünde Kur’an ve dualar okundu. Kılınan sabah namazının ardından Viernheim Sultan Ahmet Camii İmam Hatibi Nihat
Çiftçi kısa bir zikir yaptırdı. Bölge Başkanı
Şerif Aslan cemaate yönelik yaptığı konuşWürttemberg Bölgesi KT tarafından
organize edilen “Şuurlandırma sohbeti” 9
Aralık’ta icra edildi. Bölge yöneticilerinin
bir araya geldiği program Wangen Şubesinde gerçekleştirilirken, Wangen, Heilbronn ve Waiblingen şube yöneticileri de
programda hazır bulundu.
Programa Türkiye’den konuşmacı olarak Zehra Öz katıldı. Şuurlandırma konusu üzerine bilgiler aktaran Öz, “Şuur olmadan tefsir, tarih ve hukukun hiçbir değeri
yoktur. Şuursuzluk çok tehlikelidir. Çünkü
şuursuzluk insanın ferasetini alıp götürür.” dedi. Öz ayrıca çocuk eğitimi hakkında da bilgiler verdi. Çocuk eğitiminde
annenin önemine vurgu yapan Öz, bilhassa din eğitiminde çocuğu etkileyen kişinin
anne olduğunu ve bir insan için dünyada
üç güvenilir ortamın anne karnı, anne kucağı ve anne bağrı olduğunu kaydetti. Öz,
bir Müslüman’da ve teşkilatçıda olması ve
olmaması gereken vasıfları detaylı bir şekilde açıklayarak çalışmaların daha verimli
hâle gelmesi için gaye birliği, yol birliği ve
hedef birliğinin mutlaka olması gerektiğini belirtti.
Program sonunda düşüncelerini dile
getiren
katılımcılar
organizasyondan
memnun kaldıklarını ve verimli bir program geçirdiklerini ifade ettiler.
masında bölge çalışmalarından bahsetti. Alınan yeni Bölge Merkezi hakkında bilgi veren
Aslan, herkesin bu konuda duyarlı olacağını
ve destek vereceğini ümit ettiğini söyledi.
Mannheim İmam Hatibi Hasan Camak ise
sohbetinde Peygamber Efendimiz döneminde yaşananlardan örnek vererek herkesin o
dönemlerden ders çıkarması gerektiğini ifade etti. Program Mehmet Akif Camii İmamı
Abdullah Demir’in yapmış olduğu dua ile
sonlandırıldı.
Hasene
camia | 18 Aralık 2015
| 21
MÜLTECİ YARDIMLARI
150 ton konserve et Avrupa’ya gelen mültecilere ulaştırılıyor
Hasene Derneği’nin Avrupa’ya akın eden mültecilere dönük yardım çalışmaları devam ediyor. 6 bin 161 hisse kurban, 400 gramlık ve 2.5 kg’lık konserveler hâlinde
mültecilere ulaştırılmaya başlandı. Murat Kubat
Hasene Derneği aracılığıyla Romanya’dan
gelen et konserveleri ihtiyaca göre Avrupa’nın
değişik ülkelerinde mültecilerin yoğun bulunduğu noktalara gönderiliyor. Konserveler
Viyana’ya, Avusturya-Almanya sınır bölgesindeki geçiş kampına, Belçika ve Fransa’nın
İngiltere’ye geçiş noktası olan Clais şehrindeki kampa ulaştırıldı. Önümüzdeki günlerde
Berlin, Bremen, Hamburg, Nürnberg başta
olmak üzere Avrupa’nın diğer bölgelerindeki
mültecilere de ulaştırılacak. Yardımlar uzun,
zahmetli ve tehlikeli bir yolculuğun ardından
Avrupa’ya kadar ulaşan mülteciler için güzel
bir ikram oluyor.
Schärding geçiş noktasındaki mültecilere 25 palet et konservesi ulaştırıldı
Almanya’ya ulaşmak için gelen mülteciler
Schärding-Neuhaus sınır noktasında gerekli
kayıt işlemlerinin ardından Almanya’ya giriş
yapıyorlar. Bu işlemler bir iki gün sürüyor. Bir
taraftan geçişler devam ederken diğer taraftan otobüslerle mültecilerin sınıra gelişleri
devam ediyor.
Hasene Derneği’nin konservelerini taşıyan ilk tır Romanya’dan Viyana’ya ulaştı. Viyana’daki mültecilere 8 palet, Avusturya-Almanya sınır geçiş noktası olan Schärding’deki
mülteciler içinse 25 palet konserve ayrıldı.
Konserveler Avrupa’ya binbir zorlukla ulaşan
mültecilere ısıtılarak veriliyor.
Yardımları koordine eden Hasene Avusturya Sorumlusu Şerafettin Sungur yaklaşık
150 ton et konservesi yaptırıldığını kaydetti.
Sungur, “Bu yardımlar mülteciler için büyük
anlam ifade ediyor. Sınıra geldiklerinde aç
ve biçare olan mülteciler için güzel bir ikram
oluyor. Kış ayına rağmen mültecilerin Avrupa’ya akını sürüyor. Yardımseverlerimiz bu
tür çalışmalarla Avrupa’ya gelen mültecilere
desteklerini sunuyorlar. Tüm yardımlar için
teşekkür ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
Sungur ayrıca et konservelerinin yanı sıra 8
palet pirinç, makarna, kuru fasulye ve nohut
gibi bakliyat yardımları ile birlikte hijyenik
malzeme, çocuk bezi, ayakkabı ve çorap gibi
yardımların da sınırdaki mülteciler için getirildiğini ifade etti.
Pişmemiş pirinci talep ettiler
Netice Akceylan Schärding sınıra yakın
noktada kalan ve sınırdaki binlerce mülteciye
sıcak yemek yapan gönüllü 25 kadından sadece
birisi. Her gün sabah 7.30-8.00 gibi yemek yapmaya başladıklarını söyleyen Akceylan sınırdaki
çalışmalarını şöyle anlattı: “Toplam 25 kadın
dönüşümlü olarak burada sıcak yemek yapıyoruz. Her gün iki ya da üç Türkiyeli bayan olarak,
sabah çocuklarımızı okula gönderdikten sonra
kampa gelip günlük bin, bin beş yüz kişiye yemek yapıyoruz. Bu 12’ye kadar sürüyor; bazen
de 3-4’ü buluyor. 7 gün boyunca bu şekilde dönüşümlü olarak yardımlarımız devam ediyor.”
Akceylan sınırdaki mültecilerin durumunu ise
şöyle aktardı: “Her gün yaklaşık 2 bin kişi geliyor. Buradan Almanya’ya geçiş yapıyorlar. Bizler
de onlara sıcak yemek ikram ediyoruz. Otobüslerle gelen insanlar çok aç geliyorlar. Bu yemeğe çok ihtiyaçları var. Ayağında çorap olmayan
bebekler, üzerlerinde incecik kıyafetlerle gelen
çocukları görüyoruz. Sınırlardaki mültecilerin
durumları gerçekten içler acısı. Artık kış geldi.
Elimizden ne kadar geliyorsa o kadar yardımcı
olmaya çalışıyoruz. Bir gün hiç unutmuyorum
iyi pişmemiş pirinci vermek zorunda kaldık;
‘Günlerdir yemek yemedik. Verin biz yeriz.’ diye
ısrar ettiler. Bu tablo durumu yeterince özetliyor.”
Yapılan çalışmalardan dolayı Hasene Derneği’ne teşekkür eden Akceylan, “Yaptığımız
yemekler daha çok patates, makarna gibi yemeklerdi. Et verme imkânımız yoktu. Bu hazır
et konservelerini ısıtıp ikram edeceğiz. Şimdi
bize hazır gıda geldi. Bu et konserveleri bizim
işimizi çok kolaylaştıracak. Bundan sonra hazır
gıdalarla yemeklerimizi yapacağız. Hasene Derneği’ne teşekkür ediyorum. Allah destekçilerinden ve dernekten razı olsun. Allah yardım eden
herkesten razı olsun. Herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.
İki haftadır sınırdaki mültecilere ekmek yardımı yaptıklarını söyleyen Hasene Avusturya
Linz Sorumlusu Bayram Ali Kukal ise sınırda
mültecilere yardımların devam edeceğini belirtti. Kukal ayrıca mültecilere gönüllü olarak
yemek yapan kadınlara teşekkür etti.
Belçika ve Fransa’daki mültecilere de konserveler ulaştı
Et konservelerini taşıyan ikinci tır Belçika’ya ve oradan Fransa’da bulunan mültecilere
yardımları taşıdı. Belçika’daki mülteciler için
toplam 8 paletten oluşan 5 bin 760 adet küçük
konserve ve bin 176 adet büyük et konservesi
mültecilere ulaştırılmak üzere bırakıldı.
Fransa-Calais’teki mültecilerin durumu
içler acısı
Fransa’dan İngiltere’ye geçmek için Calais’de
bekleyen 8 bin kadar mülteciye de et konserveleri dağıtıldı. 15 binden fazla konservenin dağıtımına Hasene Belçika Bölge Temsilcisi Muhammed Ünal ve Paris Bölge Temsilcisi Hüseyin
Yıldırım da katıldı. Mülteciler soğuk ve yağmurlu havada, derme çatma çadırlarda çocuklarıyla
birlikte İngiltere’ye geçmek için bekliyorlar.
Dağıtım yapılacak noktaya ulaştıklarında
ilginç bir olayla karşılaştıklarını söyleyen Hasene Belçika Temsilcisi Muhammed Ünal, “Yardım tırımız bir gün önce bölgeye intikal etmiş,
geceyi mültecilerin bulunduğu kampa yakın
noktada geçirmişti. Ertesi gün dağıtımlara başlamak için tırın arka kapaklarını açtığımızda ne
şekilde olduğunu anlayamadığımız bir olayla
karşılaştık. Mültecilerin bir kısmı tırın İngiltere’ye gideceğini düşünerek geceden yardımlarımızın yüklendiği yere binmişler. Havalar soğuk
ve yağışlı; insanlar bir şekilde kendilerine derme
çatma çadırlar oluşturmuşlar ve İngiltere’ye
geçmek için kendilerinde çözümler üretmeye
çalışıyorlar. Tırların yedek tekerlerinin bulunduğu alana, mazot deposunun üzerindeki alana
girerek tehlikeli bir şekilde İngiltere’ye geçmeye
çalışıyorlarmış.” sözlerine yer verdi.
Mültecilerin kaldığı yerin âdeta bir çöplük
görünümde olduğuna değinen Ünal kamptaki
durumu şöyle tasvir etti: “Mülteciler arasında
Suriyeli, Sudanlı, Pakistanlı, Iraklı, Afrikalı mülteciler vardı. Etler noktasında çekincesi olanlara
etlerin kurban etleri olduğunu hatırlattık. Çok
memnun oldular. Mültecilerin bir kısmını yalın ayak ya da terlikli gördük. Çadırları ziyaret
Yardımda bulunmak için:
20 €’luk bir katkıyla sizler de soğuktan
etkilenen mültecilere battaniye ve kışlık elbise yardımında bulunabilirsiniz.
ettik. Çadırlarda kadınlar ve çocuklar vardı.
Çocuklara şeker verdik. Çadırda bulunanlara ihtiyaçlarını sorduk. Konserve alıp almadıklarını sorduk. Alanların bir daha almama
noktasındaki dürüstlükleri dikkatimizi çekti.
Et konservelerimiz yeterince vardı ve herkese yeterince verdik. Önümüzdeki günlerde
acil kış yardımı kapsamında burada yaşayan
mültecilere battaniye yardımı yapmayı planlıyoruz.”
70 Suriyeli mülteciye elbise ve ayakkabı
yardımı
Almanya-Avusturya sınırında et konserve
dağıtan Hasene Derneği farklı ülke ve bölgelerde farklı çalışmalarıyla mültecilere yardım
elini uzatmaya devam ediyor. Yardım çalışmaları kapsamında Heilbronn’da bulunan 70
Suriyeli mülteciye elbise ve ayakkabı yardımı
yapıldı. Çocuklar ise dağıtılan şekerlerle sevindirildi. “Mültecilerin Avrupa’ya gelişi sürüyor. Binbir badire atlatarak buralara kadar
gelen, daha iyi bir yaşam beklentileri olan bu
mazlum insanların yanında olmamız toplumsal sorumluluğumuzdur.” diyen Hasene
Württemberg Bölge Temsilcisi Mehmet Atasoy Heilbronn Kadınlar Teşkilatı ve Kadınlar
Gençlik Teşkilatı görevlilerine çalışmalara
vermiş olduğu desteklerden dolayı teşekkür
etti.
Mültecilere dönük acil kış yardımı devam ediyor
Hasene Derneği diğer taraftan havaların
soğuması ile birlikte büyük ihtiyaç olan battaniye ve kışlık elbise yardımlarını mültecilere
ulaştırmak için başlattığı acil kış yardımını
sürdürüyor. Kış ayı ile sıkıntıları daha da artan, korunacak bir battaniyeye, sırtlarına giyecek bir kazağa, ayaklarına giyecek çoraba
ihtiyaç duyanlar için yardımlar ilerleyen günlerde mültecilere ulaştırılacak.
Havale bilgileri:
IGMG Hilfs- und Sozialverein e.V.
Kreissparkasse Köln
IBAN: DE75 3705 0299 0184 2731 64
BIC: COKSDE 33
Amaç: 0009972
Mazlum ve Mağdurlar İçin El Ele
IGMG Sosyal Yardım Derneği
T +49 2237 92942-0 | F +49 2237 92942-42
www.hasene.org | [email protected] |
haseneorg
—
Havale için banka bilgileri:
Hesap Sahibi: IGMG Hilfs- und Sozialverein e. V.
Banka: Kreissparkasse Köln
IBAN: DE75 3705 0299 0184 2731 64 | BIC: COKSDE 33
Amaç: Destekçi No veya [Adresiniz], 0009972
Zor şartlarda yaşayan mülteciler için
ACİL KIŞ YARDIMI
Bir battaniye ve kışlık giysi paketi de sen gönder.
*
Bir battaniye ve kışlık giysi paketi bedelidir.
20€
*
150 DKK | 200 SEK
200NOK | 25£ | 30 CHF
35 AUD | 35 CAD
Kültür ve Sanat
camia | 18 Aralık 2015
| 23
Mevlit geleneği
Mualla Kapusuz
O, bütün kâinatın sevgilisi... İki cihanın
sultanı... Yüce yaratıcımızın “habibim” sıfatına mazhar olan en sevgili... Güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmiş bir Peygamber...
Son elçi… Hakikat yolunu gösteren bu güzel
Emin’e ümmetin sevgisi ve muhabbeti de elbette en derinlerde olacaktır. Nitekim ümmet-i Muhammed için Peygamber sevgisi anne
baba sevgisinden ve nefisten önce gelmektedir.
Kalplerinde bu büyük sevgiyi taşıyan müminler nebiler nebisine dua etmek, onun ismini
zikretmek, yaşatmak ve şefaatına nail olabilmek amacıyla kabiliyetleri nispetinde Efendimiz (s.a.v.)’i konu alan eserler oluşturmuşlardır. Dinî edebiyat türlerine ait mevlid, naat,
miraciyye, hilye, kırk hadis, gazavatname gibi
eserler de bu derin sevginin birer tezahürüdür.
“Doğum yeri ve doğum zamanı” anlamınına gelen “mevlit” kelimesi, edebî bir terim
olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kısaca
hayatını, mucizelerini, vefatını ve bilhassa doğumunu anlatan eserlerdir. İslam dünyasındaki ilk mevlit metinleri 10. asırda oluşturulmaya başlanmıştır. Diğer İslam edebiyatlarına
nispetle mevlit türünün Türk edebiyatında
önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir.
Genellikle manzum ve mesnevi nazım şekliyle
oluşturulan bu eserler, Türk halkının peygamber sevgisinin bir tezahürü olarak, sayı itibarıyla de dinî türlerin içindeki zengin konumunu
en belirgin şekilde göstermektedir.
İlk Türkçe mevlit metni hakkında kaynaklarda kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte
Süleyman Çelebi’nin Hicri 812’de (1409) kaleme aldığı “Vesîletü’n-necât” adlı mesnevinin
ilk mevlit olduğu yönünde yaygın bir kanaat
bulunmaktadır. Bununla birlikte Süleyman
Çelebi’den önce mevlit benzeri eserlerin mevcut olduğu hususunda bazı görüşler de ileri
sürülmektedir. Bunlardan biri Ahmed Fakih’e
(ö. 650/1252) ait Çarhnâme olup Vesîletü’n-necât’ın hâtime kısmında Çarhnâme’dekine benzer ifadeler bulunmaktadır.
Süleyman Çelebi’nin mevlit adıyla bilinen
“Vesîletü’n-necât” isimli eseri 732 beyitten
oluşmuş mesnevi tarzında kaleme alınmış
harikulade bir yapıttır. Kaside şeklinde yazılan eserin içinde gazel formunda yazılan bölümler de yer almaktadır. Aruzun “failatun
failatun failun” vezni kullanılmıştır; sadece
“velâdet” bölümünün sonundaki on beyit
“mef’ulü-fâilâtü-mefâilü- fâilün” kalıbı ile yazılmıştır.
Kaynaklarda yer aldığına göre bu eserin yazılış hikâyesi şöyle anlatılmaktadır: Süleyman
Çelebi’nin Bursa Ulu Cami’deki imamlık yıllarında, İranlı bir vaiz, kürsüde Bakara suresinin
285. ayetini kendi bilgisine göre tefsir eder. Yüce
Allah’ın gönderdiği peygamberler arasında hiçbir fark görmediğini ve Muhammed (s.a.v.)’in
Hz. Îsâ (a.s.)’dan daha üstün tutulmayacağını
ileri sürer. Vaizin bu ifadeleri Süleyman Çelebi’yi oldukça üzmüştir. Bu olaydan kısa bir süre
sonra Süleyman Çelebi Hazreti Peygamber’in
üstünlüğünü göstermek amacıyla “mevlit” olarak bilinen Vesîletü’n-necât (Kurtuluş vesilesi)
adlı muhteşem eserini kaleme almıştır.
Süleyman Çelebi bu fevkalade eserinde
Yüce Allah’ın mutlak iradesini, kâinatı yoktan
var ettiğini ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in
hiçbir mahlukta bulunmayan yüce ve emsalsiz
vasıflarını anlatmaktadır. Mevlit 9 bölümden
oluşmaktadır. Bahir denilen bu bölümler şu
şekilde sıralanmaktadır: Münacat, Yazana dua,
Peygamber Nurunun Yaradılması, Velâdet (Hz.
Peygamber’in doğumu), Peygamber’in Mucizeleri, Mi’raç, Peygamber’in Ahlakı, Peygamber’in vefatı, Kitabın Sonu. Mevlide sonradan
ilave edilmiş bölümlerden olan Merhaba faslı
da halk tarafından teveccüh görmüştür.
O fasıldan bir kısmı şu şekildedir:
“Merhaba iy (ey) âli sultan merhaba
Merhaba iy kânı irfan merhaba
Merhaba iy sırrı-ı Furkan merhaba…
Peygamber sevgisinin en güzel bir biçimde
anlatıldığı Vesîletü’n-necât’ta Süleyman Çelebi
nebiler nebisi Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ahlakının Kur’an ahlakı olduğunu şu sözlerle ifade
etmektedir:
Hulku anın cümle Kur’ân hulkîdi
Ana ol ahlâk kamusu hulkîdi
Bahr-i ilm ü hilm ü kân-ı cûd idi
Her saadet anda hem mevcûd idi
Sade bir dille yazılan mevlidin içinde Peygamber Efendimiz’e layık bir ümmet olma gibi
pek çok önemli mesaj yer bulunmaktadır.
Şer’ini tut ümmeti ol ümmeti
Tâ nasib ola sana Hakk rahmeti
Her kim ana gerçek ümmet olmadı
Lâ-cerem Hakk rahmetini bulmadı
Ol ne kim emr etdîse sen ânı tut
Kim anın buyruğu durur cân’a kut
Vesîletü’n-Necât, yalnızca bir edebi eser değil, aynı zamanda bir ahlak kitabıdır. Bu sebeple içerisinde pek çok ahlaki öğüt barındırır.
Mevlit okumunanın elbette belli bir kaidesi vardır. Mevlide Kur’ân-ı Kerîm tilaveti ile
başlanır. Ardından mevlidin bahirleri belli bir
müzik makamıyla ve sırayla okunur. Her bahirden sonra tekrar Kur’ân tilavet edilir. İlahi
ve kasideler de belli kısımlarda okunur. Velâdet
(doğum) bölümünde Efendimiz (s.a.v.)’in dünyaya teşrif edişlerini bildiren beyit okunduğunda ayağa kalkılır ve ara duası yapılır. Mevlit
sonunda asıl dua yapılır ve bu özel seromoni
Fatiha okunarak bitirilir.
Türk Edebiyatı’nda pek çok mevlit kaleme
alınmıştır. Arapça yazılmış mevlitlerin yanı sıra
Farsça, Arnavutça, Kürtçe, Cava dilinde, Boşnakça, Rumca, Çerkesçe, Urdu dilinde, Sevâhilî
dilinde ve Tatarca yazılmış mevlitler de bulunmaktadır. Musiki terimi olarak “mevlit”, cami
ve tekke musikisinin bir türü olarak karşımıza
çıkmaktadır. İslam musikîsinde “Mevlit” okuyanlar, Farsçadan türetilmiş olan mevlithan ile
isimlendirilmektedir.
Mevlit çeşitli vesilelerle okutulmuş ve okutulmaya da devam edilmektedir. Mevlitler,
Mevlit Kandili’nde (Mevlid-i Nebi) ve diğer
kandil gecelerinde özel merasimler tertip edilerek ülkemizde ve birçok İslam ülkelerinde
okutulmaktadır. Gerek asr-ı saâdet, gerekse
Hulefâ-i Râşidîn ve Emeviler döneminde Efendimiz’in doğumuyla ilgili olarak merasim niteliğinde herhangi bir faaliyete rastlanmamaktadır. Ancak Efendimiz’in “doğum gününün”
daha sahâbî döneminde dillerde dolaştığı ve bu
özel gün münasebeti ile birtakım işlerin yapılmak istendiği bilinmektedir.
İslam’ı insanlığa anlatan, şefkat peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in doğumunu anma ve o geceyi ihya için düzenlenen
merasimler, tarihte ilk kez Mısır’da Fâtımîler
döneminde görülmüştür. Mevlit merasimlerinin Eyyûbîler döneminde de tertip edildiği bilinmektedir. Mevlit kutlamalarının belki de en
bilineni Erbil kutlamalarıdır. “Arap ve acemin
mevlit ziyafetini yapan ilk sultan” olarak meşhur olan Erbil atabeyi Muzafferüddîn Gökbörü
(öl. 630/1232) tarafından ilk defa resmî hâle getirilen mevlit kutlamaları önce başşehir Erbil,
daha sonraları Musul’da yapılmıştır. Oldukça
görkemli şekilde düzenlenen mevlit kutlamalarına uzak yakın her bölgeden fakihler, sûfiler,
vaizler, kıraat âlimleri, edip ve şairler katılırdı.
Halk ve devlet adamları da kutlamalarda yerini alırdı. Kutlamalarda ziyafetler verilirken,
özellikle yoksul halka büyük yardımlarda bulunulurdu. 12 gün boyunca süren mevlit kutlamalarında ayrıca arada vaizler veya hatipler
konuşma yapar, askerler de gösteriler düzenlerlerdi.
Mevlit kutlamaları arasında en meşhur
olanları Endülüs’te Sebte ve Gırnata’da; Cezayir’de Tilimsan’da Zeytûniyye Camii’nde
düzenlenen mevlit merasimleridir. Bilhassa
Endülüs’teki merasimler âdeta bir edebî yarışa dönüşmüştür. Mevlit için söylenen şiir veya
kasideler arasında birinci seçilenlere ödüller
verilir, söylenen şiir ve kasideler ertesi yıl bir
daha söylenmezdi.
Mevlit merasimleri Osmanlı Devleti’nde
Süleyman Çelebi’nin “Vesîletü’n-necât” adındaki meşhur mevliti ile kendini göstermekte-
dir. Bu kutlamalar Sultan 3. Murad zamanında
resmî kutlama hâline getirilmiştir. Osmanlılardaki teşrifât (protokol) içerisinde “Mevlit Alayı” adıyla yerini almış olan mevlit merâsimleri,
Sultan 2. Ahmed döneminde zirveye ulaşmıştır. Osmanlı ilim adamları veya şeyhülislamlar
bağış yaparak veya vakıf kurarak bu faaliyetleri
desteklemişlerdir. Şeyhülislam Yahyâ Efendi
rebîülevvel ayından ramazan ayına kadar her
hafta dergâhında mevlit okutmuş ve ziyafet
vermiştir. Sultan II. Mahmud döneminde de
Mekke’de resmen mevlit töreni tertip edilmekte idi. Mekke-i Mükerreme’de mevlit merasiminde mevlitin okunduğu kürsüye örtülmek
üzere her yıl işlemeli değerli bir örtünün gönderilmesi ve ayrıca Şeyhülislam Hoca Sadeddîn
Efendi’nin Sultan 3. Murad’ın vefatının yıl dönümü dolayısıyla Ayasofya Camii’nde okutulacak hatim ve mevlite katılması da Osmanlı’nın
mevlit kutlamalarına ayrı bir özen gösterdiğinin kanıtıdır. Safer-1328/Mart-1910’da Meclis-i
Vükelâ’nın aldığı bir kararla mevlit günü resmî
tatiller arasına alınmıştır.
Osmanlı’da mektebe ilk defa başlayan bazı
çocukların aileleri de o günün akşamı evde
mevlit okuturdu. Bunun dışında İstanbul’daki sıbyan mekteplerinde hocaların birçoğu
ilm-i mûsikîye vâkıftı; onlar bildikleri mevlit,
ilahi, naat ve kasideleri talebelerine öğretirlerdi. Sadece kızların gittiği kadın mektepleri
ise çoğunlukla yetişkin ve evli kadınlar için
cuma günleri açılır, isteyen hanımlara Kur’ân-ı
Kerîm, mevlit, ilahî, naat ve kaside öğretilirdi.
Bazen de önceden belirlenen bir cuma gününde hanımlar mektebe gelir, içlerinden güzel
sesli hanımların okuduğu Mevlid-i Şerîf ve naatlar dinlenirdi. Mevlit töreninin sonunda ise
okuyucu ve hocalara hediyeler verilirken, herkese şeker ve şerbet dağıtılırdı. 1
Mevlit dün olduğu gibi bugün de halkın ilgisini çekmekte olup küçük toplantılar şeklinde evlerde veya toplu olarak camilerde büyük
bir aşkla okunmaya devam etmektedir. Şerbet,
gül kokusu, akika şekeri ile süslenen bu güzel
merasimlere kişinin doğumundan, düğününe
ve vefatına kadar hemen her aşamada rastlanmaktadır. Süleyman Çelebi’nin Allah resulüne
duyduğu aşk ve muhabbeti sebebiyle kaleme
aldığı bu müthiş eser İslam toplumlarında
“mevlit” gibi köklü bir geleneğin oluşmasına
vesile olurken Müslümanlar arasında birlik ve
kardeşlik için de önemli katkılar sunmaktadır.
1 Yavuz Demirtaş, XX. Yüzyıl Osmanlı Sosyal Hayatında Dini Musiki, İlahiyat
Fakültesi Dergisi, 13/2, 2008, s.363.
Kaynak:
http://www.yeniumit.com.tr/konular/detay/mevlid-gelenegi-101
24  |
Fotoğraflarla Faaliyetler
camia | 18 Aralık 2015
Württemberg
Kerem Erdoğan
Württemberg Bölgesi Eğitim Başkanlığı “Eğitimcilerin Eğitimi” çalışmaları
kapsamında Hizmet İçi Eğitim Semineri (HİES) düzenledi. Seminerler
HİES Sorumlusu Habip Yazıcı, Bölge
Başkanı Zeki Şeker ve Eğitim Başkanı
Württemberg
Rasim Gül tarafından verildi.
Şubelerden gelen eğitimcilerin katıldığı
programda müfredat ve eğitim materyelleri, etkin öğretmenlik teknikleri ile
6-10 yaş grubu çocuk gelişimi ve özellikleri konulu seminerler verildi.
Kerem Erdoğan
Württemberg Bölge Başkanı Zeki
Şeker, Bölge Teşkilatlanma Başkanı Abdullah Şimşek ve Bölge Eğitim
Başkanı Rasim Gül 6 Aralık’ta Aalen
Cemiyetini ziyaret etti. Eğitim merkezindeki çalışmaları yerinde inceleyen
bölge idarecileri ziyaret kapsamında
öğretmen ve öğrencilerle de kısa görüşmelerde bulundu. Aalen cemaatiyle
de bir araya gelen Şeker ve ekibi cemaat ile sorunlar hakkında istişarelerde bulundu.
Paris
Melek Özmen
Paris Bölgesi Grigny Şubesinin çocuklara yönelik düzenlediği Güzel Okuma,
Şiir, İstiklal Marşı ve Resim Yarışması
sonuçları 29 Kasım’da düzenlenen bir
programla açıklandı.
Yarışmanın jüri üyeleri Emel Toprak,
Pınar Ünlü ve Hasret Yüksel oldu. Dereceye giren çocuklara çeşitli ödüller
takdim edildi. Güzel Okuma Yarışması’nda Sıdıka Bilir, Şiir Yarışması’nda Hazal Kaya, İstiklal Marşı Okuma
Yarışması’nda Özge Uğur ve Resim
Yarışması’nda Alper Çağıroğlu birinci
olarak belirlendi. Yarışmada birinciliği
elde edenler bölge elemelerine girmeye hak kazandı.
Rhein-Neckar-Saar (RNS)
Mahmut Kaya
RNS Bölgesine bağlı olarak faaliyetlerini devam ettiren Mannheim Fatih
Camii’nde yeni Yönetim Kurulu seçildi. Üyelerle yapılan istişareler sonucu Yusuf İpek ve ekibi görevi Kurban
Sarıgül ve ekibine devretti. Buna göre
yeni Cemiyet Başkanı Kurban Sarıgül
olurken, başkan yardımcıları Recep
Kaya ve Serkan Kaya olarak tayin edildi. Devir teslim töreninin ardından düzenlenen bir programda yeni yönetim
kurulu cemaate tanıtıldı.
Württemberg
Kenan Sekban
Württemberg Bölgesi Hac Umre ve
Seyahat İşleri Başkanlığının düzenlediği etkinlikte kafile ve grup başkanları ile Stuttgart kafilesi hacıları
bir araya geldi. Bölge Hac Umre ve
Seyahat İşler Başkanı Kenan Sekban
programa katılan herkese teşekkür
ederken, Millî Görüş Organizasyonunu tercih eden hacılara şükran-
Paris
Melek Özmen
Paris Bölgesi Grigny Şubesi’nin “Üye
kahvaltısı” adı altında düzenlediği
program farklı bir atmosferde gerçekleşti. 3 Aralık’ta organize edilen
programda ahirete göç eden Müslümanlar anıldı. Teşkilatlanma Başkanı
Melek Özmen ve ekibinin katkılarıyla
tertip edilen etkinlikte zaman zaman
duygusal anlar da yaşandı. Özmen,
ahde vefanın önemine vurgu yapan
bir konuşma gerçekleştirdi. Programda teşkilata emeği geçen merhum
ve merhumeler için Kur’ân-ı Kerîm
okundu ve dualar edildi.
larını sundu. Kafile Başkanı Tayyip
Genç ile Grup Başkanları Hamza
Gül, Enes Saraç, Ömer Tunçhan ve
Abdullah Gündoğdu birer konuşma
yaparak hac ibadetinin önemi hakkında bilgiler aktardılar. Hacı arkadaşlarını yeniden görmenin mutluluğunu yaşayan hacılar duygulu anlar
yaşadılar.
gençcamia | 25
genç
camia | 18 Aralık 2015
Başkanımızdan mesaj var
GENÇ SORU
İslam’da mut’a nikâhı caiz midir?
s. 26
GENÇ BAKIŞ
Tıbbi pedagoji
s. 26
KGT BBT
“Topluma umut olacak gençlerin
yetiştirilmesine önem vermeliyiz.”
IGMG Bölge Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) Başkanları 2015 yılının son Bölge Başkanları Toplantısı’nı (BBT) gerçekleştirdi.
Zehra Tetik, Kevser Erol
Esselamualeykum Değerli Genç Camia
Okuyucuları,
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz’in dünyayı şereflendirdiği
Mevlit Kandili’ne kavuştuk. Allah (c.c.) Peygamberimiz’in şefaatine hepimizi nail eylesin.
Bu Mevlit Kandili’ni bizlere sunulmuş bir fırsat
olarak görmemiz gerekir. Bu gecede Peygamber
Efendimiz’i televizyon kanallarından dinleyerek
gözyaşı dökmek yerine, O’nu anlamak için değerlendirelim. Bu doğrultuda bu mübarek gecede kendimize yeni bir bakış açısı oluşturalım
inşallah.
Kur’ân-ı Kerîm’ de “O müminler için Allah’ın
nebisi kendi nefislerinden önce gelir.” diye buyurulmaktadır. Cenâb-ı Allah Nebisinin gönül
dünyamızda nerede olması gerektiğini bizim
sevgi sıralamamıza bırakmıyor, onu gönlümüzde kendimizden dahi daha öncelikli tutmamız
gereken bir yere oturttuğunu görüyoruz. Bu
durumu göz önünde bulundurarak işte bu kutlu
doğumu bizler de yeni doğuşların miladına çevirmemiz gerekir.
Peki bunun için gençler olarak neler yapabiliriz? Peygamberimiz’in hayatını güvenilir
bir siyer kaynağından okumaya başlayabiliriz.
Gençlik Teşkilatı olarak hazırladığımız “Peygamberimiz’den genç gönüllere hadisler” derlemesinde yer alan hadisleri ezberleyebiliriz.
Peygamberimiz’in unutulmuş bir sünnetini o
hafta özel olarak hayatımızda uygulamaya başlayabiliriz. Günlük olarak Peygamberimiz’e salâvatlarımızı artırabiliriz. Peygamberimiz’in nafile
namazlarından misalen ebvabin, gece namazı
gibi namazları o hafta bir kez dahi olsa uygulayabiliriz. Pazartesi ve perşembe günleri tutulan
sünnet orucunu o hafta devreye sokabiliriz. Bu
örnekleri tabii ki artırabiliriz. Ama bizim yapmamız gereken bu gecede sadece camiye gitmekle
kalmayıp, Peygamberimiz’i hayatımızın merkezi
hâline getirmek olmalıdır. Sevdiğimizi söylemek
yeterli değildir, sevdiğimiz gibi yaşamanın gayretiyle bir Mevlit Kandili geçirmeliyiz.
Çok değerli kardeşlerim,
Aralık ayının son haftası Abi-Kardeş Haftası gerçekleşecek ki, bütün bölge ve şubelerimiz
şimdiden çalışmalarını muhataplarına ilan etmeliler. Bütün gençlerimizde Abi-Kardeş Haftası’nın esintisi hissedilmelidir.
Aralık ayının son gününde ise Gençlik Geceleri olup, bütün lokallerimizde, gençlerle beraber farklı bir beraberlik ve dolu dolu bir organize
gerçekleştirmeliyiz. Bu arada umreye giden genç
kardeşlerimiz var. Onlara hayırlı yolculuklar dilerken, gidemeyenlerin de Paskalya Tatilindeki
Gençlik Umrelerine niyetlenmelerini şimdiden
hatırlatır, selam ve muhabbetlerimi sunarım.
Selam ve dua ile
Ünal Ünalan
GT Başkanı
IGMG Bölge KGT 5’inci BBT 25 KGT
bölge başkanı ve teşkilatlanma başkanının katılımı ile 12-13 Aralık’ta Genel Merkezde icra edildi. Genel Başkan Kemal
Ergün KGT başkanlarına öğütler vererek,
“İdareciler olarak hem Müslümanların hem
de Âdemoğlu’nun umudu olmalıyız. Topluma umut olacak gençlerin yetiştirilmesine
önem vermeliyiz.” dedi.
Kadınlar Teşkilatı BBT ile ortak başlayan program ayrı toplantı salonlarında devam etti. “İslam’da kardeşlik” konusundan
bahseden IGMG KGT Başkanı Meryem
Saral Müslümanların birbiri üzerinde olan
haklarını ele alarak Müslüman’ın Müslüman’a karşı görevlerine değindi. İman
konusuna da değinen Saral, Efendimiz
(s.a.v.)’in “Sizden biriniz, kendisi için arzu
edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu
edip istemedikçe gerçek anlamda iman
etmiş olmaz.” hadisi üzerine bir konuşma
gerçekleştirdi.
Toplantı gündemi uyarınca her bir birim kendi çalışmalarından bahsetti. Bu
çerçevede Genel Merkez KGT Birimlerinden Teşkilatlanma Birimi sunumunu KGT
Teşkilatlanma Başkanı Zehra Karataş, Teftiş Birimi sunumunu KGT Teftiş Başkanı
Nursen Elemenler, Kurumsal İletişim Birimi
sunumunu KGT Kurumsal İletişim Başkanı Kevser Erol, Sosyal Hizmetler Birimi
sunumunu KGT Sosyal Hizmetler Komisyon Üyesi Rana Yavuz, Üniversiteliler Birim sunumu KGT Üniversiteliler Komisyon
Üyesi Meryem Küçükhüseyin, Ortaöğretim
Birim sunumunu KGT Orta Öğretim Baş-
kanı Semra Şimsek ve KGT Eğitim Birim
sunumunu ise Eğitim Başkanı Nagihan
Seyiş gerçekleştirdi. Sunumlarda KGT’nin
son aylarda yapmış olduğu ve önümüzdeki dönem yapmayı hedeflediği çalışmalar
ele alındı.
İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç da toplantıya iştirak etti, “Hayat, iman ve infaktan ibarettir.” ibaresi üzerinde durdu.
Yalınkılıç konuşmasında Medine’nin Ebû
Bekir’i Esad bin Zürare’den de bahsetti.
Toplantıda ayrıca KGT Hannover Başkanı
Rumeysa Bilgin Evlice ve KGT Avusturya
Linz Başkanı Hatice Başer bölgelerinde
yaptıkları çalışmalardan bahsederek diğer
KGT Bölge Başkanlarını örnek çalışmaları
hakkında bilgilendirdiler. Toplantıda idarecilerin soruları da cevaplandırıldı.
KUZEY BAVYERA
Kardeşlik duyguları pekiştirildi
Kuzey Bavyera Bölgesi Schweinfurt Gençlik Teşkilatının (GT) organize ettiği “Kardeşlik ve kaynaşma gecesi” büyük ilgi
gördü. Enes Sapmaz
Kuzey Bavyera Bölgesi Schweinfurt GT
tarafından düzenlenen “Kardeşlik ve kaynaşma gecesi” yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Programa 14 ve 25 yaş arası yaklaşık 55
genç katıldı. Bölge GT Başkanı Osman Gündoğan ve ekibi de etkinlikte hazır bulundu.
Gündoğan yapılan tüm çalışmalarda Allah’ın
rızasını gözettiklerini belirtti. Dünya Müslümanlarının durumuna değinen Gündoğan,
Müslüman gençlerin toplumda karşı karşıya
kaldığı sorunlardan bahsetti. “Birbirimizi tanımanın ve anlamanın İslam ahlakının prensip-
lerinden biri olduğu bilincinde hareket ediyoruz.” diyen şube GT idarecileri kardeşlik ve
paylaşma duygularının bu tür faaliyetler ile
pekiştiğini kaydetti.
Program kapsamında düzenlenen bilgi
yarışması da renkli görüntülere sahne oldu.
gençcamia | 27
camia | 18 Aralık 2015
WÜRTTEMBERG
KUZEY BAVYERA
Genç kızlardan örnek
proje
“Unutma! Sen yoksan bir
kişi eksiğiz!”
Württemberg Bölgesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı (KGT) örnek bir projeye imza attı.
Kuzey Bavyera Nürnberg Gençlik Teşkilatı olan Adab Gençlik’in düzenlediği ev
sohbetine gençlerin ilgisi büyük. Akın Cüneyt Aslanpınar
Büşra Ocak
Württemberg Bölgesi KGT idarecileri sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında gerçekleştirdiği proje ile çok sayıda kişinin yüzünü güldürdü. Hemen hemen bütün şubelerde
hayata geçirilen proje ile şubelerde bulunan
KGT üyelerinin toplumsal duyarlılığını artırmak ve gençlerin paylaşan, özveride bulunan,
içinde yaşadığı topluma olumlu katkılar sağlayan ve fark yaratan bilinçli bireyler olmalarına destek olunması amaçlandı.
Proje süresince huzurevi, mülteci yurdu
ve mezarlık gibi farklı yerler ziyaret edildi.
Mezarlık ziyaretinde dünya hayatının geçiciliği ve ahiret hayatı genç kızlara hatırlatılırken, ahiret konusu üzerine genç kızlara kısa
bilgiler aktarıldı. Ahirete göç eden tüm Müslümanlar de için dualar okundu.
“Herhangi bir genç yaşlılığından dolayı
bir ihtiyara hürmet ederse, yüce Allah da yaşlandığında ona hürmet edecek kimseler halkeder.” hadisini kendilerine rehber eden genç
kızlar proje kapsamında huzurevi ziyareti de
gerçekleştirdi. Yaşlılar ile sohbet eden genç
kızlar ufak hediyelerle yaşlıları sevindirdiler.
“Allah için bir başkasına yardım etmek, gücü
yettiği kadar iyilik ve ihsanda bulunmak,
muhtaçların derdiyle dertlenmek, kalpteki
iman ve irfanın sonucudur.” sözünü benimseyen genç kızlar proje çerçevesinde ayrıca
mültecilere de ziyaret gerçekleştirdiler. Genç
kızlar mültecilerle aynı sofrada buluşurken,
onlarla sohbet ettiler. Çocukları unutmayan
genç kızlar onlara küçük hediyeler takdim
ederek, sevindirdiler.
Kuzey Bavyera Bölgesi GT’nin tertip ettiği ev sohbetleri çerçevesinde şimdiye kadar
yaklaşık 150 hane ziyaret edildi. Nebevi bir
eğitim modeli olan ev sohbetlerini bölge GT
idarecileri Darû’l-Erkam ev sohbetleri olarak
tanımlıyor. Sohbetlere ortalama 30 genç iştirak ediyor. Ev sohbetlerinin gençlerde olumlu etkiler bıraktığını belirten bölge GT idarecileri imanlı ve şuurlu gençler yetiştirmeyi
hedeflediklerini kaydetti.
GT’nin çalışma alanının sadece ev sohbetlerinden ibaret olmadığına vurgu yapan genç
idareciler hafta içi her gün gönül sohbetleri, hafta sonu ise lokal ve salon programları
düzenlediklerini ifade etti. Genç idareciler
gençlik lokalinde organize edilen çeşitli sos-
yal aktivitelerle de gençlerin kardeşlik bağlarını kuvvetlendirdiklerini kaydetti. Gençlere
yönelik yapılan çalışmalara büyük önem atfeden Şube GT Başkanı Cihad Güler ve ekibi
herkesin geleceğe daha umutlu bakabilmesi
için titizlikle çalıştıklarını kaydetti. Daha fazla gence ulaşmayı hedeflediklerini belirten
Güler, “Unutma! Sen yoksan bir kişi eksiğiz!”
diyerek gençlere sohbetlere katılma çağrısında bulundu.
Öte yandan Bölge GT çalışmaları kapsamında, 12 Aralık’ta “Huzur akşamı” programı
organize edilerek gençlere çeşitli konularda
bilgiler aktarıldı. Genç idareciler 16 Aralık’ta
“İrşad sohbetleri”, 19 Aralık’ta ise “Mâide-i
Kur’an” programı tertip edecek.
NORVEÇ
Çocuk Kulubü’nden
gençliğe geçiş
Norveç Bölgesi Oslo Şubesi Kadınlar Gençlik Teşkilatı ile Çocuk Kulübü “Gençliğe
geçiş töreni” tertip etti. Türkan Güven
Norveç Bölgesi Oslo Şubesi Yusra Kadınlar Gençlik Teşkilatı ile Çocuk Kulübü’nün ortaklaşa organize ettiği “Gençliğe
geçiş töreni”nde dokuz genç kıza belgeleri
takdim edildi. Programda Yusra KGT Başkanı Cennet Şener ve ekibi Çocuk Kulübü’nden çıkıp abla-kardeş grubuna katılan kızlara güzel bir gece yaşattılar. Bölge
Çocuk Kulübü Başkanı Türkan Güven ve
Şube Çocuk Kulübü Başkanı Rojda Şahin
de programda hazır bulundu. 2001 ve 2002
doğumlu olan genç kızların geçen sene
tertip edilen ev sohbetleri ile dinî günlerde düzenlenen programlara ara vermeden
katıldıklarını belirten Şube Çocuk Kulübü
yetkilileri “Genç kızlarımız çok büyük başarı elde ettiler. Oslo Şubesi Çocuk Kulübü olarak onlarla gurur duyuyoruz.” dedi.
Ablaları ile beraber yemek yiyen kızlar,
abla-kardeş bağlarını daha ilk günden kuvvetlendirdiler.
Kızları tebrik eden Bölge Çocuk Kulübü Başkanı Türkan Güven ve Şube Çocuk
Kulübü Başkanı Rojda Şahin, kızlarla çok
yol katettiklerini kaydederken, “Bütünlük
varsa başarı da gelir. Üyelerimizi emin ellere teslim ediyoruz. Rabbim hayırlara vesile
kılsın.” ifadelerini kullandılar. Program
sonunda her bir abla kendi kardeşine belgesini takdim etti.
RHEIN-NECKAR-SAAR
Gençler fikir üretiyor
Rhein-Neckar-Saar (RNS) Bölgesi Mannheim Gençlik Teşkilatının geleneksel hâle
getirdiği “Gençlik cuma sohbeti” katılımcı gençlerden tam not aldı. Mehmet Çalay
RNS Bölgesi Mannheim Gençlik Teşkilatının tertip ettiği “Gençlik cuma sohbeti”nin konusu dünyanın önde gelen ürün
ve hizmet şirketlerinin de kullandığı “Tasarımcı Düşünme” (İng. Design Thinking)
metoduydu.
Bölge Kurumsal İletişim Başkanı Yüksek Bilgisayar Mühendisi Akif Ünal’ın çalıştay olarak düzenlediği seminer gençler
tarafından ilgiyle takip edildi. İnsanların ihtiyacını temel alan ve empati kurup
başkalarının sorunlarını çözmek için yeni
fikirlerin üretilmesinde etkin olan metot
gençlerle uygulamalı olarak çalışıldı.
Cami hizmetlerinin konu edildiği programda Cemiyet İmamı Hasan Çakmak,
Gençlik Teşkilatı Başkanı Sefa Kaya ve
katılımcı gençler hayal güçlerini konuşturarak cami hizmetlerini nerede görmek
istedikleri hakkında karşılıklı fikir alışverişinde bulundular.
Cami hizmetlerinin şu anki durumu ve
zorlukları ise grup çalışması kapsamında
istişare edilirken, hayallerdeki hizmetlere ulaşabilmek için pratikte uygulanabilir
birçok yeni düşünce ortaya konuldu.
Ünal, bu metotta bir sonraki aşamanın
bu oluşan fikirlerin harmanlanıp projeye
dönüşmesi, küçük deneylerle hedefe gidip
gidilmediğinin takibinden ve süreklilikten
geçtiğini belirtti.
Program sonunda gençlere hitaben
konuşan Ünal, “Genç kardeşlerim, ileride
belki bir ürün veya hizmet tasarımcıları
olacaksınız. Unutmayın ki şu anda hepiniz
dünyamızın imarından sorumlu tasarımcılarsınız.” diyerek, Mannheim Gençlik Teşkilatına ve programa katılan gençlere ayrı
ayrı teşekkürlerini sundu. Programla ilgili
düşüncelerini paylaşan gençler alışagelmiş seminerlerden farklı olması hasebiyle
organizasyondan memnun kaldıklarını ve
öğrendikleri metodu değişik alanlarda kullanabileceklerini ifade ettiler.
gençcamia | 28
camia | 18 Aralık 2015
Viyana Abdulhamit Türkmen
IGMG Genel Merkezinde yapılan “İrfan
evleri ödül programı”nda en iyi İrfan Evi ödülü Viyana erkek İrfan Evine takdim edildi. 19
kişilik kapasiteye sahip olan Viyana İrfan Evi
aynı zamanda farklı ülkelerden gelen öğrencilere de hizmet veriyor. Yurtta sabah namazları cemaat ile birlikte kılınırken, öğrencilere
namazın ve birlikteliğin önemi aşılanmaktadır.
Sabah kahvaltıları nöbetçi listesinde yer alan
öğrenciler tarafından hazırlanırken, aynı sofra
etrafında bir araya gelen öğrenciler birbirle-
Lyon Abdullah Taştan
Lyon Bölgesi Clermont-Ferrand Şubesi
Gençlik Teşkilatı Abi-Kardeş çalışmalarına
devam ediyor. Proje kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte bir araya gelen gençler unu-
ri ile olan dostluklarını pekiştiriyor. Her hafta
perşembe günü düzenlenen sohbetlerde üniversiteli gençlere farklı konularda bilgiler veriliyor. Sohbet sonrası ise çeşitli konular üzerine
söyleşi yapılarak gençlerin fikirlerini özgüvenle
savunabilen ve toplumda mesuliyet alabilen
bireyler olmalarına katkı sağlanıyor. Geleceğin
şuurlu, imanlı örnek Müslümanlarını yetiştirmeyi amaçlayan Viyana İrfan Evi aldığı ödülle
daha da motive olmuş bir şekilde hizmet sunmaya devam ediyor.
Linz Sümeyye Arıkan
Avusturya Linz İslam Federasyonu Kadınlar Gençlik Teşkilatı, şubeleri bir araya
getirerek genç kızları kaynaştırmak amacıyla
“Pastalar yarışıyor” adlı bir yarışma tertip etti.
Vorchdorf salonunda düzenlenen etkinlğe
sekiz şube katıldı. Attnang-Puchheim, Freistadt ve Wels şubeleri yarışmada en yüksek
puanı alarak dereceye girdi. Renkli görüntülere sahne olan etkinlikten herkesin memnun
ayrıldığı görüldü.
Ruhr-A Cüneyd Turgut
Ruhr-A Bölgesi Recklinghausen Şubesi
Gençlik Teşkilatının her hafta mutat olarak
düzenlediği “Cuma sohbeti” aralıksız devam
ediyor. Cuma akşamı gençlerin camide bir
araya gelmesinin hedeflendiği programda
gençler arasındaki arkadaşlık bağları da
kuvvetlendiriliyor. Program kapsamında
her hafta farklı konular farklı hatipler tarafından ele alınırken, gençlerin örnek Müslüman olarak yetişmesine katkı sağlanıyor.
En son tertip edilen sohbete IGMG Genel
Merkez Hatibi Ali Börek hatip olarak katılırken, “Kur’ân-ı Kerîm” konusu üzerine genç
katılımcılar bilgilendirildi. Börek, Kur’ân-ı
Kerîm’i okumanın önemi ve insana kazandırdıkları hakkında bilgiler aktardı. Kur’ân-ı
Kerîm’in hayatın merkezine konulması gerektiğine vurgu yapan Börek, Kur’an eksenli
yaşanması yönünde gençlere tavsiyelerde
bulundu.
Bremen Turan Dibet
Bremen Bölgesi Gençlik Teşkilatı ev
sohbetlerinde gençleri buluşturmaya devam ediyor. 10 Aralık’ta düzenlenen ev
sohbetine Emir Faruk Kayahan ev sahipliği yaptı. Sohbete Muhammed Karagöz
konuşmacı olarak katıldı. “Rüyalar ve rüya
tabir etme şekilleri” konusu üzerine sohbet veren Karagöz Peygamber Efendimiz
(s.a.v.)’in hayatından ve asr-ı saâdetten örnekler vererek konuyu ele aldı. İyi rüyaların
çoğunlukla Allah’tan geldiğini ve kötüleri
rüyaların (kâbus) ise çoğunlukla şeytandan olduğunu aktaran Karagöz, yatmadan
önce mutlaka abdest alınması ve uyumadan önce İhlas, Felak ve Nas surelerinin
okunması gerektiğini aktardı. Rüya gördükten sonra Allah’a rüyanın hayırlı olmasına dair dua edilmesi gerektiğini tavsiye etti.
Kâbus gördükten sonra ise namaz kılıp Allah’a sığınılması gerektiğini belirtti.
tulmaz bir gün geçirdirler. Etkinliğe 4 abi ve
20 kardeş katıldı. Memduh Özsoy’un verdiği
sohbete katılan gençler çeşitli konularda bilgi
sahibi oldu.
Download